bu zİrve’de atacak · kamu ve özel sektörün bu stra-tejik sektörün ve dolayısıyla...

96
İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği/Association of Turkish Building Material Producers Kasım 2011 • Sayı 7 İnşaat sanayisinin kalbi bu ZİRVE’de atacak Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün: “Avrasya’nın üretim üssü olmayı hedefliyoruz” TÜSİAD Uluslararası Koordinatörü Dr. Bahadır Kaleağası: “Avrupa, Türkiye açısından eksen olmaya devam ediyor” Zirve ilk kez sıfır karbon etkinlik olarak düzenleniyor III. Uluslararası İnşaatta Kalite Zirvesi

Upload: others

Post on 05-Jan-2020

15 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: bu ZİRVE’de atacak · Kamu ve özel sektörün bu stra-tejik sektörün ve dolayısıyla ülkemizin geleceği için el ele vereceği bu etkinliği çok, ama çok önemsiyoruz ve

İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği/Association of Turkish Building Material Producers Kasım 2011 • Sayı 7

İMSA

D d

ergi

Kas

ım 2

011

• S

ayı 7

İnşaat sanayisinin kalbibu ZİRVE’de atacak

Bilim, Sanayi ve TeknolojiBakanı Nihat Ergün:

“Avrasya’nın üretim üssüolmayı hedefliyoruz”

TÜSİAD Uluslararası KoordinatörüDr. Bahadır Kaleağası:

“Avrupa, Türkiye açısındaneksen olmaya devam ediyor”

Zirve ilk kez sıfır karbon etkinlik olarak düzenleniyor

III. Uluslararası İnşaatta Kalite Zirvesi

Page 2: bu ZİRVE’de atacak · Kamu ve özel sektörün bu stra-tejik sektörün ve dolayısıyla ülkemizin geleceği için el ele vereceği bu etkinliği çok, ama çok önemsiyoruz ve
Page 3: bu ZİRVE’de atacak · Kamu ve özel sektörün bu stra-tejik sektörün ve dolayısıyla ülkemizin geleceği için el ele vereceği bu etkinliği çok, ama çok önemsiyoruz ve
Page 4: bu ZİRVE’de atacak · Kamu ve özel sektörün bu stra-tejik sektörün ve dolayısıyla ülkemizin geleceği için el ele vereceği bu etkinliği çok, ama çok önemsiyoruz ve
Page 5: bu ZİRVE’de atacak · Kamu ve özel sektörün bu stra-tejik sektörün ve dolayısıyla ülkemizin geleceği için el ele vereceği bu etkinliği çok, ama çok önemsiyoruz ve
Page 6: bu ZİRVE’de atacak · Kamu ve özel sektörün bu stra-tejik sektörün ve dolayısıyla ülkemizin geleceği için el ele vereceği bu etkinliği çok, ama çok önemsiyoruz ve

6 Başkan’ın Mesajı

eğerli İMSAD üyeleri ve sektör paydaşlarımız…İnşaat sektörü 2011 yılının ilk iki çeyreği sonun-da ortalama yüzde 13,9 büyümeyi yakaladı. Av-

rupa’daki krize rağmen 2011 yılı için büyüme beklenti-miz devam ediyor. Orta Doğu ve Kuzey Afrika’da, kısa dö-nemde olmasa da iyileşme bekliyoruz. İnşaat malzemesiihracatında 2008 yılında en yüksek performansla ihra-catta liderliği yakalamıştık. Dünyada ihracatta pek çokkalemde ilk üçte yer alan alt sektörlerimizin marka-laşmak için değerlendirilmesini şart olarak görüyoruz.Böylece de ihracatta 2008 yılı rakamlarına ulaşmayı hedefliyoruz. En önemli sorunumuz olan cari açı-ğa İMSAD olarak yeni açıklamaya başladığımız aylık ihracat-ithalat rakamlarımızla Türk inşaat malze-mesi sanayisi olarak katkımızı artık daha net ortaya koyacağız. Çok yakında ise yine sektörümüz için önem-li bir veri çalışmasını siz üyelerimizin katkısıyla başlatmayı planlıyoruz.

Siz bu satırları okurken, 23 Kasım 2011’de 3. Uluslararası İnşaatta Kalite Zirvesi’ni İstanbul’da dü-zenleyeceğiz. Halen yürütmekte olduğumuz EUbuild Enerji Verimliliği Projemizin Uluslararası Konfe-ransı ile bütünleşik planlanan Zirve, bu yıl Avrupa Birliği ve Balkan ülkelerinden önemli pek çok konu-ğun katılımıyla gerçekleşecek. Zirve bu yıl ilk kez sıfır karbon bir etkinlik olarak düzenlenecek. Sürdü-

rülebilirliği, 2023 hedeflerimizi, rekabette yerimizi ve binalarda enerji verimliliğini tartışacağız. Eu-build Enerji Verimliliği Projemiz kapsamında Zirve’den bir gün önce uluslararası katılımla bir ça-lıştay düzenleyecek ve proje ortağı ülkelerle birlikte ortak bir deklerasyon imzalayarak kamuyo-yu ile Zirve’de paylaşacağız.

Yaşanan acı Van deneyimi nedeniyle deprem güvenli yapı konusu yeniden gündemde ön pla-na çıktı. Oysa İMSAD olarak bu konu bizim sürekli gündemimizdeydi. 17 Ağustos’un bu yılki yıldö-nümünde geçen 12 yıl sonunda halen yeterli yol alınamadığını söylemiştik ve ne yazık ki haklı çık-

tık. Van depremi sonrasında İMSAD olarak bölgeye yardımlarımızı yapacağız. Ancak asılönemlisi Ulusal Deprem Stratejisi 2023 Eylem Planı’na ilgili kuruluş olarak katkı koy-mak için resmi başvurumuzu gerçekleştirdik. Yapı Güvenliği ve Deprem Komitemizkonu ile ilgili çalışmalarımızın koordinasyon merkezi olacak.

Türk inşaat sektörünün tüm ilgili taraflarının katılımıyla 2012 yılında TOBB ön-derliğinde gerçekleştireceğimiz ve fikir babası olduğumuz 1. Uluslararası Türk İn-şaat Forumu bizleri şimdiden heyecanlandırıyor. Kamu ve özel sektörün bu stra-tejik sektörün ve dolayısıyla ülkemizin geleceği için el ele vereceği bu etkinliği çok,ama çok önemsiyoruz ve herkesin katkısını bekliyoruz.

Bildiğiniz gibi İMSAD, dernek ismi ile oldukça farklı, özgün bir yapıya sahip.Derneğimizin değerli sanayici üyeleri, sektör derneği üyeleri ve paydaş üyeleribulunuyor. Son dönemde sektör derneği üyelerimiz arasına KİSAD (Kireç Sa-nayicileri Derneği), paydaş üyelerimiz arasına ise GYODER (Gayrimenkul YatırımOrtaklığı Derneği) katıldı. İMSAD çatısında güç birliğimizin gelişmesinden ötürü

son derece memnunuz. Yönetim olarak bu yıl İMSAD’ın kurumsal yetkinliklerininbelirlenmesi çalışmasını başlatmıştık. Bu çalışmayı tamamlayarak Derneğimizin ku-

rumsal yetkinliklerini belirledik ve yetkinliklerimizi bu sayıda sizlerle paylaşıyoruz.

Değerli üyelerimiz ve paydaşlarımız… 2011 yılının sonuna yaklaştığımız bu dönemdeönümüzdeki günlerin hepimiz için daha verimli geçmesini, yaklaşan yeni yılda bizleri daha

güzel günlere taşımasını dilerim.

“3. Uluslararası İnşaatta KaliteZirvesi’nde sürdürülebilirliği,

2023 hedeflerimizi, rekabetteyerimizi ve binalarda enerji

verimliliğini tartışacağız. Zirvebu yıl ilk kez sıfır karbon etkinlik

olarak planlandı.“

Avrupa’daki kriz sesleri arasındaTürk inşaat sektörü küresel rekabetteyerini sağlamlaştırıyor

D

Hüs

eyin

BİL

MA

Ç İM

SAD

Yön

etim

Kur

ulu

Baş

kanı

Page 7: bu ZİRVE’de atacak · Kamu ve özel sektörün bu stra-tejik sektörün ve dolayısıyla ülkemizin geleceği için el ele vereceği bu etkinliği çok, ama çok önemsiyoruz ve
Page 8: bu ZİRVE’de atacak · Kamu ve özel sektörün bu stra-tejik sektörün ve dolayısıyla ülkemizin geleceği için el ele vereceği bu etkinliği çok, ama çok önemsiyoruz ve

Neler yaşadığımız, koskoca bir üç yıl geçti üzerinden vebu yıl üçüncüsünü düzenlediğimiz zirvenin dördün-cüsünü konuşmaya başladık bile…

Bütün tanıdığım simaları bir arada görmekten mutlu ol-duğum sıcak bir ortam İMSAD’ın Uluslararası İnşaatta Kali-te Zirvesi…

Organizasyonun içinde olmama rağmen, final günü ben dekonuklardan biri oluyorum ve o gözle bakmaya çalışıyorum.Gördüğüm; benzeri olmayan, uzun zamandır birbirlerini gör-meyen dostların buluştuğu, küçük sıcak sohbetlerin yapıldı-ğı, güncel başlıkların tartışıldığı en önemlisi de değer katanbir platform…

İMSAD Dergi’nin de yeni sayısını 3.Uluslararası İnşaattaKalite Zirvesi’ne denk getirelim istedik. Zirve, Türkiye’de birilke sahne olacak ve ilk kez sıfır karbon etkinlik olarak dü-zenlenecek.

Geçen sene düzenlenen 2. Uluslararası İnşaatta Kalite Zir-vesi’nde “Küresel Rekabetin Şifreleri” olan “sürdürülebilirlik, inovasyon, ARGE ve yeni pazarlar” ko-nularını değerli katılımcılarla tartışmıştık. Bu yıl da İMSAD, fikri takip yapıyor.

İnşaat sanayisinin en büyük buluşmalarından biri olan zirvede İMSAD’ın yürüttüğü EUbuild EnerjiVerimliliği Finansmanı Projesi’nin uluslararası toplantısı da gerçekleşecek. Toplantımızda yurtdışın-dan yüze yakın konuğu ağırlayacağız. Zirvede geçen yıl ele aldığımız ve popülerliği devam eden “kü-resel rekabet” başlığı bu yıl “sürdürülebilirlik” başlığıyla birleşti…

Zirvemizin konukları arasında yer alan TÜSİAD Uluslararası Koordinatörü ve Paris Bosphorus Ens-titüsü Başkanı Bahadır Kaleağası ile zirve öncesinde Türkiye’nin AB sürecinde nerede olduğunu an-

latan bir söyleşi gerçekleştirdik.

İMSAD üyesi olan Doğalgaz Cihazları Sanayicileri ve İş Adamları Derneği (DOSİDER) Yöne-tim Kurulu Başkanı Dr. Celalettin Çelik ile Türk doğalgaz cihazları sektörünü ve dünyadaki ye-rini konuştuk.

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün’le Türkiye’nin bilim, teknoloji ve sanayi po-litikalarını konuştuk. Türkiye ekonomisinin yumuşak karnı olarak bilinen cari açık sorununa

ve inşaat sanayisinin bu sorunun çözülmesindeki önemine uzman görüşler ışığında kapıaraladık.

Türk inşaat sanayisinin ihracat kapıları arasında önemli bir yer tutan Rusya Fede-rasyonu’nu “İhracat Kapıları” sayfamızda detayları ile anlatıyoruz. 2014 ve 2018’de ikibüyük organizasyona ev sahipliği yapacak Rusya Federasyonu, 25 milyar dolarlık biryatırım planlıyor. Bu yatırımlardan Türk müteahhitlerinin ve inşaat malzemesi sana-yimizin etkin bir şekilde yararlanması önem taşıyor.

Zirve için hazırladığımız İMSAD Dergi’de tabii ki daha fazlası da var ama buradagüzel bir haberi de vererek dergiyle baş başa bırakmak istiyorum siz değerli okur-larımızı…

İMSAD geçtiğimiz yıl görev tanımları çalışmasını tamamlayarak uygulamaya sok-tuğu çalışanlarının performans değerlendirmesi çalışmasının ardından 2011 yılın-da Kurumsal Yetkinlik Projesi’ni başlattı ve tamamladı. Bu önemli konuyu da İMSAD’danHaberler bölümünde bulacaksınız.

Zirvenin inşaat sanayisi için verimli geçeceğine inanıyorum. Şimdiden İMSAD ola-rak 2012 yılındaki zirve için çalışmalara başladık.

Bir sonraki sayıda görüşmek dileğiyle…

8 Editör

Merhaba...D

. Özd

en Ö

zkan

ÇA

YIR

LIİM

SAD

Kur

umsa

l İle

tişim

Yön

etic

isi

Artık kurumlar etkinlikleresponsor olurken yalnızca

sunulan hizmeti değil,düzenlenen etkinliğin tarzını,hikayesini, geçmiş yıllardaki

deneyimlerini ve en önemlisiyarattığı platformu

değerlendiriyorlar. 3.Uluslararası İnşaatta Kalite

Zirvesi’nin tüm sponsorları daetkinliğimize bu mantıkla

yaklaştı. Deneyimlerini bizlerlepaylaştıkları için hepsine

buradan tekrar teşekkür etmekisterim…

Page 9: bu ZİRVE’de atacak · Kamu ve özel sektörün bu stra-tejik sektörün ve dolayısıyla ülkemizin geleceği için el ele vereceği bu etkinliği çok, ama çok önemsiyoruz ve
Page 10: bu ZİRVE’de atacak · Kamu ve özel sektörün bu stra-tejik sektörün ve dolayısıyla ülkemizin geleceği için el ele vereceği bu etkinliği çok, ama çok önemsiyoruz ve

İnşaat Malzemesi SanayicileriDerneği (İMSAD) Adına

İmtiyaz Sahibi

HÜSEYİN BİLMAÇ

Yazı İşleri Müdürü/Sorumlu Müdür

SELDA BAŞBUĞOĞLU

Yayın Editörü

D. ÖZDEN ÖZKAN ÇAYIRLI

Danışma Kurulu:PROF.DR. KEREM ALKİN

PROF. DR. FİLİZ KARAOSMANOĞLUPROF. DR. ZERRİN YILMAZ

PROF. DR. ALİ RIZA KAYLANDOÇ. DR. MELİH BULUDR. YILMAZ ARGÜDEN

DR. ENGİN BARAN

Yayın Türü/AralığıYEREL SÜRELİ / ÜÇ AYDA BİR

Yönetim YeriCUMHURİYET CAD. NO:193, 3B

HARBİYE-İSTANBUL Tel: 212 296 24 74

Faks: 212 291 07 24Web: www.imsad.org

www.eubuild.com

Yayına Hazırlık

Genel YönetmenMetin GÜLBAY

Görsel YönetmenYavuz KARAKAŞ

EditörHayati BAKIŞ

Sayfa TasarımErtuğrul MÜRTEZAOĞLU

Düzeltmen EditörErsel ERGÜZ

Fotoğraf EditörüMurat GÜNEY

FotoğrafDamla SALOR, Nihat MALÇUK

İletişimTel: 0216 681 18 70

Görsel DestekDünya Gazetesi

Arşiv Dokümantasyon Servisi

BaskıDünya Yayıncılık A.Ş.

“Globus” Dünya Basınevi 100. Yıl Mahallesi, 34440

Bağcılar-İstanbulTel: 0 212 629 08 08

10 Künye/İçindekiler

12

22

303242

48

İMSAD’dan• İMSAD’ın STK’larla toplantısından “enerjimizi birleştirelim”

sonucu çıktı• İMSAD ve TOBB iş birliği ile ilk “İnşaat Forumu” 2012’de…

AYAKÜSTÜ SÖYLEŞİLER• Kale Grubu Yapı Ürünleri Grubu Satıştan Sorumlu Başkan

Yardımcısı Bahadır Kayan: “Tasarım, inovasyon ve teknolojiyeyönelmek sürdürülebilirliğin ön koşulu”

• Duravit Yapı Ürünleri Genel Müdürü Müfit Ülke:“Türkiye, gerçek bir küresel oyuncu haline geldi”

• Fibrobeton İcra Kurulu Başkanı Dündar Yetişener:“Küresel rekabette sağladığımız başarılar tartışılamazboyutta”

• Koramic Yapı Kimyasalları Pazarlama Müdürü Ali Yıldırım:“Rekabet etmek istiyorsak, gelişime açık olmalıyız”

MAKRO-NOMİ• Prof. Dr. Kerem Alkin

ETKİNLİK / MEGABUILD• Mega Fuar yolculuğu başladı

SEKTÖREL GÜÇ• DOSİDER Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Celalettin Çelik:

“Türkiye, hızla Avrupa pazarının önemli bir üretim merkezikonumuna gelmektedir.”

TEŞVİK DÜNYASI• Yasemin Bali Çetin

NOT: Reklamlar, reklam veren şirketin sorumluluğundadır. Dergimizde yayımlanan yazı ve fotoğraflar İMSAD’ın izni alınarak, kaynak belirtilerek, tam veya özet alıntı yapılarak kullanılabilir.

Page 11: bu ZİRVE’de atacak · Kamu ve özel sektörün bu stra-tejik sektörün ve dolayısıyla ülkemizin geleceği için el ele vereceği bu etkinliği çok, ama çok önemsiyoruz ve

Kasım 2011 11

70

50

56

86

ÖZEL HABER• Türk ekonomisinin yumuşak karnı: CARİ AÇIK

ÖZEL SÖYLEŞİ• Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün:

“Avrasya’nın üretim üssü olmayı hedefliyoruz”

KAPAK• III. Uluslararası İnşaatta Kalite Zirvesi

İnşaat sanayisinin kalbi bu ZİRVE’de atacak!

GÜNCEL SÖYLEŞİ• TÜSİAD Uluslararası Koordinatörü ve Paris Bosphorus

Enstitüsü Başkanı Dr. Bahadır Kaleağası: “Avrupa, Türkiye

açısından eksen olmaya devam ediyor”

İZLENİM• Aygen Erkal

MİMARLIK&İNŞAAT DÜNYASINDAN• İnanlar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Mimar Serdar İnan:

“Tarzınız yoksa marka olamazsınız!”

STRATEJİK BAKIŞ• Dr. Yılmaz Argüden

İHRACAT KAPILARI / Rusya Federasyonu• Enerjisini yatırıma harcayan ülke: Rusya Federasyonu

5056

64

70

7678

84

86

Page 12: bu ZİRVE’de atacak · Kamu ve özel sektörün bu stra-tejik sektörün ve dolayısıyla ülkemizin geleceği için el ele vereceği bu etkinliği çok, ama çok önemsiyoruz ve

12 ‹MSAD’dan

Hedef: Güçlü bir Enerji Ajansı!

İMSAD’ın STK’larla toplantısından“enerjimizi birleştirelim” sonucu çıktı

EUbuild Enerji Verimliliği Projesi kapsamında STK’larla bir araya gelenİMSAD’ın toplantısından güç birliği kararı çıktı. Enerji verimliliğikonusunun hükümet tarafından stratejik bir politikayla yürütülmesigerektiğini belirten STK temsilcileri, “Türkiye’de bir model geliştirecekUlusal Enerji Verimliliği Hareketi oluşturmalıyız” mesajı verdi.

‹nşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği’nin (İM-SAD), binalarda enerji verimliliği konusunda fi-nansman modelleri geliştirmek hedefiyle yü-

rüttüğü “EUbuild Enerji Verimliliği Projesi” kap-samında bu konuda ülkemizdeki tabloyu ortaya koy-mak ve ortak vizyon oluşturmak amacıyla Sivil Top-lum Kuruluşlarıyla (STK) bir araya geldi. İMSAD li-derliğinde, aralarında Arnavutluk, Belçika, BosnaHersek, Makedonya, Karadağ, Sırbistan’ın da bu-

lunduğu 9 ülke ve 49 ortak ve iştirakçiyle uygula-maya koyulan AB Mevzuatı Çerçevesinde Yapılar-da Enerji Verimliliğinin Finansmanı ve Hukuki Dü-zenlemeler ile İlgili Sektörler arası İş Birliği Pro-jesi, binaların enerji verimliliğinin geliştirilmesi ko-nusunda yeni finansman modelleri oluşmasına kat-kı sağlamayı amaçlıyor.

Projenin toplumun değişik kesimlerine tanıtıl-ması ve ortak akıl yaratılması amacıyla düzenlenentoplantılar zincirinin ikinci halkasında STK temsil-cileriyle bir araya gelen İMSAD Yönetim Kurulu Baş-kanı Hüseyin Bilmaç, “Kısıtlı kaynaklarla üyeleri vetoplum için önemli işler başaran STK’larla binalardaenerji verimliliği konusunda güç birliği sağlayarak,hedeflere daha kısa sürede ulaşabiliriz” dedi.

ÜLKE RAPORLARI HAZIRLANACAKİMSAD Genel Sekreteri Selda Başbuğoğlu, ka-

tılımcılarla Avrupa İnşaat Malzemesi Üreticileri Kon-seyi’nin (CEPMC) Polonya’da yapılan son toplantı-sında gündeme gelen AB Enerji Verimliliği hedef-lerine dair gelişmeleri paylaştı. Başbuğoğlu, 1Temmuz 2011 tarihinde AB dönem başkanlığını dev-ralan Polonya’nın tüm ana politikalarını binalarınenerji verimliliğine odaklayacağını vurguladı.

2012 yılı sonuna kadar sürecek “EUbuild Ener-

STK toplantısından çıkan başlıca görüş ve öneriler• Hem verimli enerji elde etmek hem de enerjiyi verimli kullanmak çok önemli. • Tarafların (kamu, son kullanıcı, sanayici, yatırımcı vs.) enerji verimliliği

çalışmaları neticesinde elde edecekleri faydalar hakkında bilgilendirilmesigerekiyor. Kamunun ve/veya finans sektörünün harekete geçmesindehalkın bilinçlenmesi de önemli.

• Enerji verimliliğiyle ilgili çalışmalar yapmak zorunda olan belediyelerin ilgili departmanlarının konuyla ilgili eğitilmeleri büyük önem taşıyor.

• Yurt dışındaki ESCO modeli gibi enerji verimliliği hizmet şirketleri kurulmalı.• Ülkemizde ihracatla ilgili yapılan çalışmalar gibi enerji verimliliği

konusunda da çalışmalar yapılmalı. Hükümet tarafından politikalarbelirlenmeli, konuyu sahiplenecek bir kurum olmalı, Eximbank örneği birbanka kurulmalı. İhracat yapanlara sağlanan desteklere benzer şekildedesteklerin enerji verimliliği içinde sağlanması gerekli.

• Ulusal Enerji Verimliliği Hareketi oluşturulmalı.

Page 13: bu ZİRVE’de atacak · Kamu ve özel sektörün bu stra-tejik sektörün ve dolayısıyla ülkemizin geleceği için el ele vereceği bu etkinliği çok, ama çok önemsiyoruz ve

Kasım 2011 13

ji Verimliliği Projesi” kapsamında ortak ülkelerdeEnerji Verimliliği Finansmanı ile ilgili mevcut du-rumu ortaya koyan “Ülke Raporları” hazırlanaca-ğını, daha sonra da bu raporların birleştirilerek kap-samlı bir rehber haline getirileceğini söyleyenEUbuild EE Proje Koordinatörü Aygen Erkal, İs-tanbul ve Brüksel’de uluslararası konferanslar dü-zenleyeceklerini, bunun için de finans sektörü,STK’lar, kamu, medya, özel sektör ve üniversitelerleiş birliği yapacaklarını belirtti.

EUbuild EE Proje Araştırmacısı Hülya Uğuz Ye-dievli ise Avrupa Birliği’nde enerji verimliliği için “im-tiyazlı krediler, teşvikler, sübvansiyonlar, 3. taraf fi-nansmanı, kullanılan enerji üzerinden tasarruflar,vergi iadesi, vergi indirimi ve KDV indirimi…” gibiyöntemlerin kullanıldığını, Türkiye için bu yön-temlerden hangisinin daha uygun olacağına ise tar-tışarak karar verilmesi gerektiğini dile getirdi.

STK’LARDAN “İŞ BİRLİĞİNE HAZIRIZ!”MESAJI

STK Yuvarlak Masa Toplantısı, Karadeniz Eko-nomik İş Birliği Örgütü İş Konseyi, Çatı Sanayici veİş Adamları Derneği, Doğal Hayatı Koruma Derneği,Doğalgaz Gaz Cihazları Sanayicileri ve İşadamlarıDerneği, Eskişehir Bilecik Kütahya Seramik İşKümesi Derneği, Enerji Yönetimi Derneği, Isıtma So-ğutma Klima Araştırma ve Eğitim Vakfı, İklimlen-dirme Soğutma Klima İmalatçıları Derneği, Mar-mara Belediyeler Birliği, Sektörel Dernekler Fe-derasyonu, Isı Yalıtım Sanayicileri Derneği, Türki-

ye Gazbeton Üreticileri Birliği Derneği, Türk Yapı-sal Çelik Derneği, Isı Su Ses ve Yangın Yalıtımcıla-rı Derneği ve Türkiye Alüminyum Sanayicileri Der-neği’nden temsilcilerin katılımıyla gerçekleşti.

İMSAD üyelerinin “Ankara’ya çözüm önerileri-mizi birlikte götürelim” çağrısında bulunduğuSTK’lar, enerji verimliliği bilincinin kazanılması içintoplumda öncelikle gerekli bilgilendirmelerin ya-pılmasına dikkat çekti. Enerji verimliliği konusununhükümet tarafından belli politikalarla yürütülme-si gerektiğini belirten STK temsilcileri, “Türki-ye’de özgü bir modelle Ulusal Enerji Verimliliği Ha-reketi oluşturmalıyız” mesajı verdi.

‹nşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (İM-SAD), Türkiye’nin yabancı ülkeler ve uluslar-arası topluluklarla olan ekonomik, ticari, sı-

nai ve mali ilişkilerini izleyen, bu ilişkilerin ku-rulmasına ve geliştirilmesine yardımcı olan DışEkonomik İlişkiler Kurulu’nun (DEİK) kurucularıarasındaki yerini aldı. İMSAD’ın inşaat malzemesiüreticilerinin küresel arenada rekabet gücünüartırmak ve sektörü güçlendirmek amacıylayurt içi ve yurt dışında birçok faaliyette bulun-

duğunu belirten İMSAD Yönetim Kurulu Başka-nı Hüseyin Bilmaç, “Bu yöndeki çalışmalarımı-zı önümüzdeki dönemde DEİK üyesi olarak dahada artırmayı ve etkinleştirmeyi hedefliyoruz.DEİK çatısı altında, ülkeler arasında iş birliğinigeliştirerek hem sektörümüze hem de ülkemi-ze katma değer yaratacağımıza inanıyoruz. DEİKile iş birliği, sektörümüzün dış ekonomik ilişki-lerinin geliştirilmesine de katkı sağlayacaktır”dedi.

İMSAD, DEİK kurucuları arasına girdi

İMSAD liderliğinde, aralarındaArnavutluk, Belçika, BosnaHersek, Makedonya, Karadağ,Sırbistan’ın da bulunduğu 9ülke ve 49 ortak ve iştirakçiyleuygulamaya koyulan proje,binaların enerji verimliliğiningeliştirilmesi konusunda yenifinansman modellerioluşmasına katkı sağlamayıamaçlıyor.

İMSAD BaşkanıHüseyin Bilmaç

Page 14: bu ZİRVE’de atacak · Kamu ve özel sektörün bu stra-tejik sektörün ve dolayısıyla ülkemizin geleceği için el ele vereceği bu etkinliği çok, ama çok önemsiyoruz ve

14 ‹MSAD’dan

İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Bilmaç:

İstanbul-TOBB Plaza’da düzenlenen İMSADEkonomi Toplantısı’nda “Kamuda yeni yapı-lanma, ekonomi ve Türk inşaat sektörünün

geleceği” masaya yatırıldı. İnşaat sektörününönde gelen isimlerinin bir araya geldiği toplantı-da konuşan İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Hü-seyin Bilmaç, Türk ekonomisinin 2011 yılının ilk çey-reğinde yüzde 11’lik büyüme oranıyla tüm dünya-nın hayranlığını kazandığını dile getirdi. “Şüphesizki ekonomimizin bu derece büyümesinde biz de in-şaat sektörü olarak yarattığımız katma değer,sağladığımız istihdam, gerçekleştirdiğimiz ihracatlabüyük pay sahibiyiz” diyen Bilmaç sözlerine şöy-le devam etti: “Ekonomimizin büyüme lideri Çin’ide geride bırakarak Avrupa’daki liderliğini dünyabirinciliğine taşıması, İMSAD olarak son dönem-de Avrupa’da gerçekleştirdiğimiz temaslarda sü-rekli ön plana çıkan bir konu oldu. Avrupa Komis-yonu Genişlemeden Sorumlu Genel DirektörlükTürkiye Masası Şefi Jean Christoph Filori ile ger-çekleştirdiğimiz buluşmada, sektör olarak ABTürkiye İlerleme Raporu’na katkımız konuşuldu.

Ayrıca 1 Temmuz’da AB dönem başkanlığını üst-lenen Polonya’dan inşaat, altyapı bakanları veAvrupa Parlamentosu üyesiyle Varşova’da bir ara-ya geldik. Avrupa inşaat malzemesi sanayisininönemli bir temsilcisi olarak sektörümüzün önce-liklerini dile getirdik.”

İMSAD Ekonomi Danışmanı Prof. Dr. Kerem Al-kin de Türk ekonomisinin kaydettiği büyüme ba-şarısına dikkat çektiği konuşmasında, “İnşaatsektörü 2011 yılının 1. çeyreğinde yüzde 14,8 ora-nında büyüme kaydederek, bu dönemde toptan pe-rakende ticaret ve vergi sübvansiyonun ardındanen hızlı gelişim gösteren 3. sektör oldu” dedi.

Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlterTuran ise 24 Ocak 1980 kararlarıyla Türk siyaseti-ni yönlendiren değerlerin güvenlik eksenli olmak-tan uzaklaşarak iktisadi refah eksenli olmaya baş-ladığını dile getirdiği konuşmasında şu noktalara dik-kat çekti: “Bunun iç ve dış politikada önemli etkilerive yansımaları olmuştur. Dış politikasında Türkiyebir yandan daha önce ilişkileri zayıf olan ya da iliş-kileri olmayan ülkelerle yeni ilişkiler geliştirmeyebaşlamış, diğer yandan eskiden daha çok güvenlikçerçevesinde gördüğü ilişkilere de iktisadi iş birli-ğine dönük bir boyut eklemiştir. Soğuk Savaş dö-neminin de sona ermesiyle, Türkiye uluslararasıalanda daha özgürce hareket edebilen bölgesel birgüç olmuştur. İktisadi gelişme iç politikada yeni güçodakları yaratmış, seçimle göreve gelen yönetim-ler güçlenmiş, iktisadi konulara daha duyarlı halegelmiştir. Buna karşılık, devlet kurumları ve hukukyapısı, güvenlik endişesine göre şekillenmiştir ve buanlayışlara göre hareket eden kadrolar tarafındanyürütülmektedir. Bu suretle ortaya çıkan devlet-siyaset gerilimi tedricen siyaset lehine gelişmeklebirlikte, geçiş sorunlu ve sancılı olmaktadır.”

İMSAD 2. Ekonomi Toplantısı’na İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı HüseyinBilmaç’ın yanı sıra İMSAD Ekonomi Danışmanı Prof. Dr. Kerem Alkin ve BilgiÜniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlter Turan konuşmacı olarak katıldı.

“Türkiye’nin önünde yeni fırsatlar var!”

Fotoğraftakiler (soldan sağa): İMSAD Ekonomi Danışmanı

Prof. Dr. Kerem Alkin, İMSADYönetim Kurulu BaşkanıHüseyin Bilmaç ve Bilgi

Üniversitesi Öğretim ÜyesiProf. Dr. İlter Turan.

Page 15: bu ZİRVE’de atacak · Kamu ve özel sektörün bu stra-tejik sektörün ve dolayısıyla ülkemizin geleceği için el ele vereceği bu etkinliği çok, ama çok önemsiyoruz ve
Page 16: bu ZİRVE’de atacak · Kamu ve özel sektörün bu stra-tejik sektörün ve dolayısıyla ülkemizin geleceği için el ele vereceği bu etkinliği çok, ama çok önemsiyoruz ve

16 ‹MSAD’dan

Türkiye’nin lider sanayicilerinin ve sektör der-neklerinin üyesi olduğu İMSAD’ın, İstanbul-TOBB Plaza’da 15 Eylül 2011 günü düzenledi-

ği 3. Ekonomi Toplantısı’nda Türkiye ekonomisi veiş dünyasını bekleyen riskler-fırsatlar konusu ma-saya yatırıldı. Toplantıya özel konuşmacı olarakTOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu katıldı.“2011’den 2012’ye Türkiye Ekonomisi ve İş Dünya-sını Bekleyen Riskler-Fırsatlar” başlıklı ekonomi top-lantısının özel konuşmacısı olan TOBB Başkanı Hi-sarcıklıoğlu, 2012 yılında İMSAD ile birlikte inşaat

İMSAD Eylül ayı Ekonomi Toplantısı’ndan güzel haber!

sektörünün sorunlarını ve çözümlerini kapsayan birinşaat forumu gerçekleştireceklerini açıkladı. İMSADYönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Bilmaç, toplantı-nın açılışında yaptığı konuşmada, “Türk inşaat mal-zemeleri sanayisi birçok kategoride dünya lideri. İh-racat rakamlarına göre, sektör olarak 2011 yılı ilk 7ayı sonunda 11,5 milyar dolara yaklaşan bir perfor-mans yakaladık. Hedefimiz, bu performansı artır-mak için TOBB liderliğinde inşaat forumu gerçek-leştirmek” açıklamasında bulundu.

Son 5 yılda yıllık ortalamada Türk inşaat mal-

İMSAD ve TOBB iş birliği ileilk “İnşaat Forumu” 2012’de…

İMSAD tarafından periyodik olarak düzenlenen ekonomi toplantılarınınüçüncüsü 15 Eylül 2011 tarihinde gerçekleştirildi. Toplantının anakonuşmacısı olan TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, 2012 yılında İMSADile birlikte inşaat sektörünün sorunlarını ve çözümlerini kapsayan bir inşaatforumu gerçekleştireceklerini açıkladı.

İMSAD BaşkanıHüseyin Bilmaç,

TOBB BaşkanıM. Rifat Hisarcıklıoğlu'na

günün anısınabir plaket verdi.

Page 17: bu ZİRVE’de atacak · Kamu ve özel sektörün bu stra-tejik sektörün ve dolayısıyla ülkemizin geleceği için el ele vereceği bu etkinliği çok, ama çok önemsiyoruz ve

Kasım 2011 17

zemesi sanayisinde ihracat artış hızı yüzde 15 olur-ken, ülkemizin inşaat malzemeleri ihracatı yapan ül-keler arasında 7’nci sıraya yerleştiğini söyleyen Bil-maç, üretimde Türkiye’nin, yüzde 11,5 büyüme ora-nıyla inşaat malzemeleri sanayisinde dünyada ilk 5ülke arasına girdiğini ifade etti. Bilmaç konuşmasınışöyle sürdürdü: “Sektörümüzde 2011-2015 yıllarındaortalama yüzde 14,5 oranında büyüme yaşanacağı-nı öngörüyoruz. 2015 yılında inşaat malzemeleri ih-racatımızın yüzde 17,5 oranında bir büyüme kay-detmesini hedefliyor, yine aynı yıl inşaat malzeme-leri ihracat hacmimizin yaklaşık 40 milyar dolar se-viyesine ulaşacağını öngörüyoruz. Ülkemiz içinstratejik önem taşıyan inşaat sektörünün daha da bü-yümesi ve inşaat malzemesi sanayisinin belirlenenhedeflere ulaşabilmesi için TOBB ile birlikte çalış-mayı istiyoruz. Ayrıca İMSAD’ın gündemindeki; bi-nalarda enerji verimliliğinin ülke politikası haline gel-mesi ve desteklenmesi, sektörde kalite ve inovas-yon kabiliyetinin artması, mevcut yapı stokunun dep-rem tehlikesine karşı iyileştirilmesi, modern vealtyapısı güçlü yeni yerleşimlerin yapılandırılması vebenzeri başlıkların ilgili TOBB sektör meclislerindeve kurulmasını beklediğimiz Türk İnşaat Malzeme-si Sanayisi Platformu’nda da ele alınmasını ve sizinde öncülüğünüzde bu başlıkların ülke gündemineyerleşmesini arzu ediyoruz.”

ÖZEL SEKTÖR 50 MİLYAR DOLARYATIRIM YAPTI

Toplantının özel konuğu ve konuşmacısı olanTOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu ise “Türk özel

sektörü ilk 6 ayda 50 milyar dolar yatırım yaparak,tarihi bir rekora imza attı. 2011 ikinci çeyrekte yüz-de 8,8 büyümedeki katkıya bakıldığında özel tüke-tim ve yatırımların payı yüzde 12,9, kamu harcamalarıve yatırımların payı yüzde 1,1, dış ticaretin katkısı iseeksi yüzde 5,2’dir. Rakamlar da gösteriyor ki Tür-kiye’deki büyüme başarı hikâyesi özel sektörünbüyük katkısıyla yazılmıştır” dedi. Dünya ekonomi-

“Erken uyarı mekanizması oluşturduk”İMSAD’ın Avrupa’nın kalbi Brüksel’de bir ofis açarak erken uyarı mekanizmasıoluşturduğuna değinen Bilmaç şunları kaydetti: “İMSAD’ın ulusal veuluslararası arenada temsiliyet alanı her geçen gün artarak genişliyor. Budoğrultuda bir yandan iç pazardaki gelişmeleri yakından izlerken, diğertaraftan ihracattaki başarının artarak sürdürülebilmesi için hedef dış pazarlarıizliyor, gerekli aksiyonları almaya çalışıyoruz. İMSAD Brüksel Ofisinin açılmasıve fiili olarak çalışmalarına başlaması son dönemde aldığımız en önemliaksiyonlardan birisi. Brüksel Ofisi kanalıyla ‘erken uyarı mekanizması’oluşturmayı, sektör öncelikleri çerçevesinde Avrupa Birliği'ne uyum ile ilgilimevcut faaliyetlere ve ileriye dönük stratejimize destek olacak her türlü bilgiyisektörle ve kamuoyuyla paylaşmayı hedefledik. Bunun ilk ve en önemli adımınıise Genişlemeden Sorumlu Genel Direktörlük Türkiye Masası Şefi Filori ileBrüksel’de görüşerek attık.”

“Sektörümüz istihdamın yüzde20’sini karşılıyor”Türk inşaat malzemeleri sanayisi ve inşaatsektörünün istihdamın yüzde 20’sinikarşıladığına değinen İMSAD Yönetim KuruluBaşkanı Hüseyin Bilmaç, “TÜİK verilerinegöre; Türk inşaat sektörü 2011 yılı ikinciçeyreğini yüzde 13,2 büyüme ile tamamladı.Ekonomi ise geçen yıla göre yüzde 8,8 gelişimgösterdi. Sektörümüz, 4,5 milyonu aşkındoğrudan ve dolaylı istihdamıyla Türkiye’detoplam istihdamın yaklaşık yüzde 20’sinikarşılıyor” dedi.

İMSAD BaşkanıHüseyin Bilmaç

Page 18: bu ZİRVE’de atacak · Kamu ve özel sektörün bu stra-tejik sektörün ve dolayısıyla ülkemizin geleceği için el ele vereceği bu etkinliği çok, ama çok önemsiyoruz ve

18 ‹MSAD’dan

sinde yaşanan gelişmeleri değerlendiren TOBBBaşkanı Hisarcıklıoğlu, siyasi ve ekonomik sorun-ları olan bir dünyanın içinde Türk özel sektörününçalışmalarının aralıksız sürdüğünü belirtti. Hisar-cıklıoğlu, Haziran-Temmuz-Ağustos aylarında ver-gi ve prim borçlarının yeniden yapılanması kapsa-mında özel sektör olarak devlete 10 milyar lira paraverdiklerini de vurguladı.

Türkiye ekonomisindeki risklere de dikkat çekenHisarcıklıoğlu, “Cari açık tarihi seviyelere geldi. Bunufinanse ettiğimiz sürece problem yok. Şu anda fi-

nanse edebiliyoruz ama finansman kalitesinde bo-zulma var. Önümüzdeki dönemde risk unsurların-dan biri bu cari açık” dedi. Kurun 1,4’ten 1,7’ye yük-selmesinin Türkiye'ye enerjide 12 milyar lira ek yükanlamına geldiğine işaret eden Hisarcıklıoğlu, özelsektörün döviz cinsinden borçlarının da risk unsu-ru olduğunu vurguladı. Dünya ekonomisi hakkındada değerlendirmelerde bulunan Hisarcıklıoğlu,“'Önümüzdeki dönemde Yunanistan'ın başına gele-bilecek herhangi bir problem Avrupa'daki iki büyükülke olan Fransa ve Almanya ekonomisinin başınada bela olabilecek nitelikte... Fransız bankaların Yu-nanistan'a verdiği borç 56,7 milyar dolar... Almanbankalarının verdiği borç ise 33,9 milyar dolar... Yu-nanistan bu borçları ödeyemezse aynen bizim2002'de başımıza geldiği gibi bu bankaların rasyo-su bozulabilir ve bankacılık krizi beklenebilir. Aslındasorun Avrupa bankalarının sorunu. Yunanistan'ınayakta durabilmesi Avrupa için çok önemli...” diyekonuştu.

İş adamlarına ihracat pazarlarını çeşitlendir-meleri konusunda çağrıda bulunan Hisarcıklıoğlu,“Arap Baharı’nın yarattığı yatırım ve turizm fırsat-larını değerlendirelim. Hedeflerimizi doğru belirle-yip olmadığımız pazarlara girelim. Karamsar olmayagerek yok. İş adamları olarak günlük meselelere ta-kılıp kalmayalım. Büyük resme bakmamız lazım. Gü-neş tekrar doğudan doğmaya başladı. Avrupa, Av-rasya, Orta Doğu ve Orta Asya bölgesinin en hızlı bü-yüyen en dinamik ülkesiyiz” dedi.

Toplantının daimi konuşmacılarından İMSADEkonomi Danışmanı Prof. Dr. Kerem Alkin de Türkinşaat sektörünün milli gelire ve ekonomiye katkı-sından istatistikler eşliğinde örnekler verdi.

“İnşaat sektörü6 çeyrektir

büyüyor”

Türk inşaat sektörünün altı çeyrektir büyüdüğünüdile getiren TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu şunlarısöyledi: “2010’un ilk çeyreğinde yüzde 8,30’labaşlayan büyüme 2011’in ikinci çeyreğinde yüzde13.20 ile devam ediyor. Konut satışlarında ise2011’in ikinci çeyreğinde geçen seneye göre yüzde18.87’lik bir artış var. İnşaat sektörü malzemesiaçısından birçok sektörde dünyada ilk sıradayız.Demirde, demir çelik radyatörde ve demir çelikprofilde dünya birincisiyiz. Seramik, cam veçimentoda da ilk 10 içindeyiz. Sektörün içpiyasasındaki protestolu senetler yüzde 21azalmış. Bu iç piyasaya ne kadar güvenduyulduğunu gösteriyor. Yeni iş yeri açılışında ise2011 yılının Ocak-Temmuz döneminde yüzde 16artış var.”

TOBB BaşkanıRifat Hisarcıklıoğlu

Prof. Dr. Kerem Alkin

Page 19: bu ZİRVE’de atacak · Kamu ve özel sektörün bu stra-tejik sektörün ve dolayısıyla ülkemizin geleceği için el ele vereceği bu etkinliği çok, ama çok önemsiyoruz ve
Page 20: bu ZİRVE’de atacak · Kamu ve özel sektörün bu stra-tejik sektörün ve dolayısıyla ülkemizin geleceği için el ele vereceği bu etkinliği çok, ama çok önemsiyoruz ve

20 ‹MSAD’dan

İMSAD Genel Sekreteri Selda Başbuğoğlu:

Doku Danışmanlığın yürüttüğü KurumsalYetkinliklerin Belirlenmesi Projesi’nde, der-neğin sürdürülebilir üstün performansı için

çalışanların sahip olması gereken bilgi, beceri vekişilik özellikleri önem kazandı. Kurumsal yetkin-liklerin belirlenmesi, performans kriterleri ile po-zisyonun gerektirdiği bilgi, beceri ve davranış özel-likleri belirlendi ve başarıyı açıklayan davranışgöstergeleri tanımlanarak derneği hedeflerineulaştıracak çalışan profili ortaya çıkarıldı.

Projede jenerik yetkinlik havuzundan yetkin-liklerin belirlenmesi yerine,İMSAD’ı ifade eden yetkinlik araş-tırması hem çalışanların, hem dedernek yönetiminin katıldığı kri-tik olay görüşmeleri ile yapıldı.Jenerik yetkinlik havuzundan iseyine aynı ekibin katılımı ile yet-kinlik araştırması anketi yapılıpalınan sonuçlara uygun olarakhavuzdan İMSAD’ı ifade eden 5adet yetkinlik, İMSAD’a özel be-lirlenen diğer 5 yetkinliğin yanı-na eklendi. Oluşturulan kurum-sal yetkinliklerin hepsinin tanımıve davranış göstergeleri ayrı ayrıçalışıldı. Buna göre İMSAD’ınkurumsal yetkinlikleri aşağıda-ki şekilde oluştu:• Vizyon ve Misyon Odaklılık

• Kurumsal İletişim ve Bilgilendirme • Kurumsal İlişki ve Algı Yönetimi • İlk Adımı Atma, Yapılandırma ve Süreklilik Sağlama • Etik İlkelere Bağlılık • Organizasyon ve Planlama • Stratejik Karar Alma • Kişisel Kredibilite • Özgüven • Ekip Liderliği ve Yönetimi

2012 yılında İMSAD çalışanlarının performansdeğerlendirme çalışmala-rında İMSAD Kurumsal Yet-kinlikleri de değerlendir-meye alınacak. İMSAD böy-lece geçtiğimiz yıllarda ba-şarıyla tamamladığı ve bu-günkü şemsiye örgüt yapı-sına kavuştuğu yapılanmaprojelerinin ardından ku-rumsallaşma yolundaki ör-nek adımlarına 2011 yılı pro-jeleriyle de devam etti. İM-SAD yönetimi, derneğin öz-gün, örnek ve güçlü yapısı-nı, temsil gücünü ve çalış-malarının etkisini kurumsalsürdürülebilir çalışmalarladaha da arttırarak devamettirmesini amaçlıyor.

İMSAD geçtiğimiz yıl görev tanımları çalışmasını tamamlayarak uygulamayasoktuğu çalışanlarının performans değerlendirmesi çalışmasının ardından2011 yılında Kurumsal Yetkinlik Projesi’ni başlattı ve tamamladı.

”İMSAD kurumsalyetkinliklerini belirledi”

SeldaBaşbuğoğlu

Page 21: bu ZİRVE’de atacak · Kamu ve özel sektörün bu stra-tejik sektörün ve dolayısıyla ülkemizin geleceği için el ele vereceği bu etkinliği çok, ama çok önemsiyoruz ve
Page 22: bu ZİRVE’de atacak · Kamu ve özel sektörün bu stra-tejik sektörün ve dolayısıyla ülkemizin geleceği için el ele vereceği bu etkinliği çok, ama çok önemsiyoruz ve

Türkiye seramik sektörünün öncü holding-lerinden biri olan Kale Grubu, inşaat mal-zemeleri sanayisine bağlı birçok sektörde

faaliyet sürdürüyor. Dr. İbrahim Bodur tarafındankurulan grup, bugün yapı kimyasallarından, se-ramik kaplama malzemelerine, vitrifiyeden, boyave mutfak mobilyalarına kadar birçok alanda üret-tiklerini yurt içi ve yurt dışında pazarlıyor. Kale

Grubu Yapı Ürünleri Grubu Satıştan Sorumlu Baş-kan Yardımcısı Bahadır Kayan, Türkiye’nin, böl-gesinde pek çok inşaat alt sektöründe üretim kap-asitesiyle üretim üssü olma özelliğini taşıdığınıve sektörün ihracat açısından son dönemde bü-yük bir sıçrama gerçekleştirerek en büyük ihra-catçılar arasında yerini aldığını belirtti. İnşaat sek-törünün ülkemizde olduğu gibi yakın coğrafya-

“Tasarım, inovasyon ve teknolojiyeyönelmek sürdürülebilirliğin ön koşulu”

22 Ayaküstü Söyleşi

Kale GrubuYapı ÜrünleriGrubu SatıştanSorumluBaşkanYardımcısıBahadır Kayan:

Page 23: bu ZİRVE’de atacak · Kamu ve özel sektörün bu stra-tejik sektörün ve dolayısıyla ülkemizin geleceği için el ele vereceği bu etkinliği çok, ama çok önemsiyoruz ve

Kasım 2011 23

mızda da gelişme gösterdiğine vurgu yapan Ka-yan, “Özellikle Doğu Avrupa, Türk Cumhuriyet-leri, Kuzey Afrika ve Orta Doğu bölgelerinde deyeni fırsatlar oluşmakta. Bu fırsatları ülke olarakiyi bir şekilde değerlendirebilecek konumdayız.Türkiye’nin gelecek dönemde üretim odaklı ol-maktan, teknoloji odaklı olmaya yönelerek, bualandaki rekabetini sürdürülebilir hale getir-mesi gerekmektedir” dedi.

Bunun için çeşitli stratejik kararlara odakla-nılması gerektiğini ifade eden Kayan, sanayideenerji verimliliğinin artırılmasıyla sektörlerin re-kabetçiliğinin yükseltilmesi gerekliliğinin öneminedeğinirken, bir yandan da binalarda enerji ve-rimliliğini artıracak ürünlere odaklanılmasıyla ül-kenin cari açığının azaltılmasına katkı sağlana-cağını hatırlattı. Sektördeki firmaların inovasyonve ARGE kabiliyetlerini artırmaları, üretim ve sa-tış odaklılıktan pazar odaklı yapıya geçmelerininkritik önem taşıdığını ifade eden Kayan, diğer stra-tejik kararları da şu şekilde özetledi:

“Müşterinin önem verdiği özelliklerin tespitedilmesi, firma yetkinlikleri ve rakipler de dikkatealınarak farklılaştırıcı bir marka stratejisi geliş-tirilmesi ve kurum içinde yaygınlaştırılması önemtaşımaktadır. Bayilik kanalında ise artan müşterive hizmet seviyesi beklentilerine daha iyi cevapvermek, rekabete karşı ayakta kalmak için bayi-lerin uzmanlaşma ve mağazalaşmaları, birleşmeve finansal olarak güçlenmeleri, kurumsal yapı-larını güçlendirmeleri, kalite ve sertifikasyoniçin operasyonların hazır hale getirilmesi, kon-sept mağazalar geliştirilmesi ve güçlü web site-leri ile desteklenmesi ve de bilgi teknolojisi alt-yapısının geliştirilmesi kritik bir önem kazan-maktadır. Sektöre yetenekli insan kaynağının çe-kilmesi, lojistik altyapısının iyileştirilmesi ayrıcarekabette öne geçmek için gerekli adımlardır. Buadımların ‘zamanında’ atılması, gelecek dö-nemde sektörün bölgedeki gücünü ortaya koy-masına da yardımcı olacaktır.”

“ÜRÜNDEN ÖTE, ARTIK YAŞAM TARZISUNULMAKTADIR”

Rekabette öne çıkabilmek için firmalarınmüşteri gözüyle bakmasını öğrenmeleri gerek-tiğinin önemine değinen Kayan, “Sınırların kalk-tığı, rekabetin en üst seviyeye geldiği günümüz-de, konumumuzu üst sıralara taşımak ve başa-rımızı artırmak üzere, yenilikçi ürün ve hizmet-ler sunmaya, mevcut pazarların bize sağladığıavantajları değerlendirirken, alternatif pazarla-rı ihracat haritamıza katma çabalarımızı büyük birdikkat ve özenle sürdürüyoruz. Rekabette öne çı-kabilmek, ayrışabilmek, daha fazla müşteriyeulaşmak, ürün ve servislerin daha fazla tercihedilmesini sağlamak için firmaların kendilerinimüşterilerin yerine koyup, işlerine onların gö-zünden bakmaya ihtiyaçları var. Üst pazar seg-mentine hitap etmek için yeni ürün geliştirme hergeçen gün daha önemli hale gelmektedir. Ürün-den öte, artık bir yaşam tarzı sunulmaktadır” dedi.

Rekabette sürdürülebilirliği devam ettirmekiçin firma olarak yaptıklarını da Kayan, şu şekil-de aktardı: “Yapı ürünleri grubunda yaptığımız ya-

tırımlarla ürün gamımızı genişleterek, seramikkaplama malzemeleri, seramik sağlık gereçle-ri, armatür, mutfak ve banyo mobilyaları, ak-rilik banyo küvetleri ve duş tekneleri, doğal taş,parke, çini ve cam mozaik gibi yapı ürünlerinin ta-mamını tek çatı altında müşterilerimize sunmaküzere organize olduk. Yurt dışında hedef bölge-lerimize odaklanarak bu ülkelerde öncelikli ola-rak satış ve pazarlama aktivitelerimizi arttırma-yı ve nihai hedefte ise potansiyeli yüksek bölge-ler için üretim yatırımlarına başlamayı planlıyo-ruz. 2010 yılı içerisinde yurtdışında stratejiköneme sahip pek çok Kale showroomunu faali-yete geçirdik. Erbil, Bakü, Abhazya ve Dubai’demağazalarımızı açtık. Bu yıl içinde Beyrut, Riyad,Atina, Trablus ve Tiflis’de konsept mağazalarımızıaçarak yurt dışında da markalarımızı nihai tü-keticilerle buluşturacağız. Yine bu stratejimiz çer-çevesinde İtalya’nın köklü markalarından Edil-cuoghi ve Edilgres’i satın aldık.”

Geleceğe yatırım yaparak ve daha az kaynakkullanarak üretmeyi, tasarruf yapan ürünlerle tü-keticileri ve ekonomilerini olduğu kadar doğayıda korumaya teşvik ettiklerini söyleyen BahadırKayan, Kale Grubu olarak faaliyetlerinin heraşamasında çevre ve enerji verimliliğine maksi-mum katkıda bulunmayı, enerjisini, tasarım,inovasyon ve teknolojiye yöneltmeyi sürdürüle-bilirliğin önemli bir koşulu olarak gördüklerinisözlerine ekledi.

Geleceğe yatırım yaparak ve daha az kaynak kullanaraküretmeyi, tasarruf yapan ürünlerle tüketicileri veekonomilerini olduğu kadar doğayı da korumaya teşvikettiklerini söyleyen Bahadır Kayan, çevre ve enerjiverimliliğine maksimum katkıda bulunmayı, tasarım,inovasyon ve teknolojiye yöneltmeyi sürdürülebilirliğinönemli bir koşulu olarak gördüklerini sözlerine ekledi.

Page 24: bu ZİRVE’de atacak · Kamu ve özel sektörün bu stra-tejik sektörün ve dolayısıyla ülkemizin geleceği için el ele vereceği bu etkinliği çok, ama çok önemsiyoruz ve

Yaklaşık 200 yıllık tarihiyle banyo pazarındadünya devlerinden biri olan Duravit’in temelleriGüneydoğu Almanya’da, Aachen şehrinde vit-

rifiye üretimi üzerine atıldı. O zamandan günümüzekadar geçen sürede firma banyo mobilyası, küvet vespa ürünleri konusunda liderliği ele geçiren Dura-vit’in önemli merkezlerinden birisi de Türkiye’de… İM-SAD üyesi Duravit Yapı Ürünleri Genel Müdürü Mü-fit Ülke’ye, ayaküstü söyleşimizde şu soruları yönelttik:“Türk inşaat malzemeleri sektörünün küresel re-kabette geldiği noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz?Hem sektör, hem de firmanız bu rekabeti sürdürü-lebilir hale getirebilmek için neler yapıyor ve yapmalı?”

Türk inşaat malzemeleri sektörünün küresel re-kabette çok başarılı bir noktada olduğunu söyleyenÜlke, inşaat malzemeleri alanında Türkiye’nin bir-kaç noktada dünya birincisi olmasının, sektörün gü-cünü gösteren en önemli öğe olduğunu dile geti-riyor. Ülke, “İnşaat sektöründe Türkiye artık hemmüteahhitleriyle hem de malzemesiyle gerçek birküresel oyuncu haline gelmiş durumda… Genel in-şaat malzemeleri sektöründen bizim de içindebulunduğumuz seramik ve vitrifiye sektörüne ba-karsak, küresel bazda birinci sırada yer alamasakda Avrupa boyutunda vitrifiyede birinci, seramikteise üçüncü sıradayız. Özellikle vitrifiyede Türkiye’ninglobal rekabette şansının çok yüksek olduğunainanmakla birlikte sürdürülebilirlik açısından daha

yapmamız gereken hususlar olduğuna da inanıyo-rum” diyor.

Firma olarak faaliyet gösterdikleri seramiksektörünün sürdürebilirlik açısından mutlaka ken-di özgün tarzını yaratması ve taklit ve/veya takipeden konumdan çıkıp, takip edilen, trendleri koyankonuma gelmesinin şart olduğunu vurgulayan Du-ravit Yapı Ürünleri Genel Müdürü Müfit Ülke, bunungerçekleşme yollarını da şöyle açıklıyor: “Bu şar-tın gerçekleşmesi aslında çok zor olmamakla bir-likte, planlı bir stratejiyi, sabırlı olmayı ve planlı stra-tejiyi destekleyecek sermaye birikiminin olmasınıgerektiriyor. Marka olmak da önemlidir. Ancak öz-gün tasarım pazarlamanın ilk şartıdır. Bugün dahi,İtalya seramiği ya da İspanya seramiği ön plana çı-karken, bu ülkelerden aklınıza gelen veya nihai tü-keticinin bildiği ürün markası çok azdır. Ancak heriki ülkenin seramikleri özgün tasarımları ile bu ko-nunun trendlerini ortaya koymaktadır.”

Türk seramik üreticilerinin, seramik ve vitrifi-ye üretiyor olsalar da, mutlaka önce para kazanmayıbaşarıp, sermaye birikimlerini artırmalarının öne-mine işaret eden Ülke, bu sermayeyi de özgün ta-sarım ürünleri yaratmaya yönlendirmeleri gerek-liliğini ifade ediyor. “Türk seramikçisi Türk sera-miğini ucuz seramik olmaktan kurtaracak tek mer-cidir” diyen Ülke şöyle devam ediyor: “Ucuzculuksürdürebilirlik açısından çok kırılgandır. Enerjimaliyetinin bu kadar etkin olduğu bir sektörde, ener-ji kaynaklarına bizden daha çok sahip herhangi birülkenin ucuzculuk kulvarında bizim önümüze geç-mesi çok kolaydır. Dolayısıyla Türk seramikçisininçok büyük bir şansı olduğu küresel rekabette,kendine özgü tasarım ve yenilikçilik anlayışını or-taya koyup, bundan da vazgeçmeden bu yolda iler-lemelidir. Bizim firmamız Duravit’in küresel başa-rısını altında yatan yaklaşım da budur.”

Duravit Yapı Ürünleri

Genel Müdürü Müfit Ülke:

“Türkiye, gerçek

bir küresel oyuncu

haline geldi”

“Türk inşaat malzemeleri sektörü küresel rekabette çokbaşarılı bir noktada bulunuyor. İnşaat malzemeleri alanındaTürkiye birkaç noktada dünya birincisi… İnşaat sektöründeTürkiye artık hem müteahhitleriyle hem de malzemesiylegerçek bir küresel oyuncu haline gelmiş durumda...”

24 Ayaküstü Söyleşi

Page 25: bu ZİRVE’de atacak · Kamu ve özel sektörün bu stra-tejik sektörün ve dolayısıyla ülkemizin geleceği için el ele vereceği bu etkinliği çok, ama çok önemsiyoruz ve
Page 26: bu ZİRVE’de atacak · Kamu ve özel sektörün bu stra-tejik sektörün ve dolayısıyla ülkemizin geleceği için el ele vereceği bu etkinliği çok, ama çok önemsiyoruz ve

Geliştirdiği patentli inovatif ürün çeşitleri,dünya çapında gerçekleştirdiği dış cephekaplamaları ve yaşanan ekonomik krize rağ-

men yatırımını sürdürerek bu yıl Düzce’de tek çatıadlındaki dünyanın en büyük, en teknolojik entegretesisini açan Fibrobeton, inşaat malzemeleri sa-nayisinin önemli firmalarından biri. Bu başarıla-rının ödülünü de alıyor. Nitekim 16. Dünya GRCKongresi’nde firma olarak yaptıkları başarılı pro-

jelerin ödüllerini almanın haklı gururunu yaşayanFibrobeton İcra Kurulu Başkanı Dündar Yetişenerşunları söyledi:

“Afrika’dan Çin’e kadar dünyanın farklı nok-talarındaki projeleriyle 5 ayrı firmanın yarıştığı budalda yapılan oylama sonucunda dış ve iç cephe-si Fibrobeton tarafından kaplanan, dünyaca ünlümimar Zaha Hadid’in tasarımı Moskova’daki Ca-pital Hill ile Dünyanın En Başarılı GRC Projesi Ödü-lü’nü kazandık. Yine geliştirdiğimiz patentli inovatifürünlerimizle dünya GRC sektörüne en çok katkısağlayan en başarılı firma seçildik. Bugün binlercekişinin istihdam edildiği, milyonlarca dolarlık fi-ber takviyeli beton sanayi kolunun Türkiye’yegelmesine ve pazarın oluşmasına öncülük edenFibrobeton Kurucusu Onursal Başkanı Ayhan Ba-bacan da Dünya GRC Sektörünün Gelişmesine EnÇok Katkıda Bulunan Kişi Ödülü’nü aldı. Uluslar-arası rekabette firma olarak üzerimize düşenle-ri yapıyoruz, bu yaptıklarımızın da karşılığını alı-yoruz.”

“Küresel rekabette sağladığımızbaşarılar tartışılamaz boyutta”

“Son yıllarda Türk inşaat malzemeleri sektörümüzün küreselrekabette sağladığı başarı tartışılamaz boyutta. Sektörolarak 2010 yılında yaklaşık 19 milyar dolarlık ihracatgerçekleştirdik. Son 5 yılda yıllık ortalama ihracat artışhızımız yüzde 15, inşaat malzemeleri ihracatı yapan ülkelerarasında yedinci, üretimde ise yüzde 11,5 büyüme oranıyladünyada ilk beş ülke arasındayız.”

26 Ayaküstü Söyleşi

Fibrobeton İcra Kurulu Başkanı Dündar Yetişener:

Page 27: bu ZİRVE’de atacak · Kamu ve özel sektörün bu stra-tejik sektörün ve dolayısıyla ülkemizin geleceği için el ele vereceği bu etkinliği çok, ama çok önemsiyoruz ve

Kasım 2011 27

Son yıllarda Türk inşaat malzemeleri sektö-rünün küresel rekabette sağladığı başarının tar-tışılamaz boyutta olduğunu ekleyen Yetişener, sek-tör olarak 2010 yılında yaklaşık 19 milyar dolar-lık ihracat gerçekleştirildiğini, son 5 yılda yıllık or-talama ihracat artış hızının yüzde 15 olduğunu veinşaat malzemeleri ihracatı yapan ülkeler arasındayedinci, üretimde ise yüzde 11,5’lik büyüme ora-nıyla dünyada ilk beş ülke arasında yer aldığımı-za dikkat çekti. “Bugün Afrika’dan Uzak Doğu’yakadar ilk anda hiç akla gelmeyebilen ülkelerde bileTürk inşaat malzemelerimizi görüyoruz” diyen Ye-tişener, sektör ve firma olarak rekabeti sürdürü-lebilir kılmak için neler yaptıklarını da anlattı.

“BAŞARI KADAR ÖNEMLİ BİRKAVRAM SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK”

“Günümüzde sürdürülebilirlik başarı kadarönemli bir kavramdır” diyen Yetişener, sürdürü-lebilir rekabet için yapılması gerekenleri şöyle açık-ladı: “Dünyamız, yetenek, hayal gücü ve yaratıcı-lığın her şeyden önemli olacağı bir çağa girerken,şirketler için en önemli rekabet avantajını, hayal-ler ve ilham verici fikirler oluşturuyor. 24 yıl önceTürkiye’de tanınmayan bir malzeme olan GRC’yi ül-kemize getiren ve bugün Prekast Sanayi alt baş-lığında, binlerce istihdamın sağlandığı yeni bir sa-nayi dalına öncülük eden Fibrobeton olarak biz debir hayalden yola çıkarak bugünlere ulaştık… Fib-robeton’un sürdürülebilir başarısında ‘GelecekYönetimi’ anlayışımızın belirleyici etkisi oldu. Bu an-layışımız sayesinde tüm dünyayı etkisi altına alanküresel kriz dalgasını, sağlam, güçlü ve hazırlık-lı karşıladık. Yetişmiş insan gücümüzü koruyarak,öncelikli ilkemiz olan inovasyona yöneldik. Zor dö-

nemlerden başarıyla çıkmanın en önemli yolununfarklılaşmak olduğunun bilincindeyiz.”

Türkiye’nin geleceğine inanarak, zor günler-de hiç duraksamadan, önemli riskleri de üstle-nerek sorumluluk bilinciyle önemli yatırımlargerçekleştirdiklerini de hatırlatan Yetişener, “Tür-kiye’yi GRC sektöründe üretim ve teknoloji üssühaline getirme hedefiyle ülkemize tek çatı altın-daki en büyük ve en ileri teknolojiye sahip enteg-re üretim tesisini kazandırdık. 50 bin metrekare-si kapalı olmak üzere toplam 127 bin metrekare-lik alanda yer alan Fibrobeton-Düzce Tesisi’nin 22bin metrekarelik birinci fazında üretime başladık.Tamamlandığında yılda 600 bin metrekarelik üre-tim kapasitesine ulaşacak fabrikamızda en ge-lişmiş teknoloji ile temel niteliğimiz olan kaliteyiartırarak sürdürmeyi ve öncelikli ilkemiz olan ino-vasyonu daha da geliştirmeyi hedefliyoruz” dedi.

Hayal gücü, yaratıcılık ve marka yönetimininrekabeti küresel düzeyde sürdürülebilir kılmak içinönemli olduğunu söyleyen Yetişener, en az bu kav-ramlar kadar önemli olan insana da vurgu yapı-yor. Yetişener, bu rekabette insanın önemineşöyle değindi: “Tüm bu kavramlar ancak iyi bir yö-netim, ekip çalışması, yetenekli çalışma arka-daşlarıyla hayat buluyor. Sürdürülebilir başarı içinen önemli unsur insan. Bizim en değerli farklı-laşmamız ve kazancımız ise insana olan yatırımı-mız. 1987’de üç kişi olarak çıktığımız bu yolda, 24yıl boyunca sürekli genişleyerek 720 kişiden olu-şan büyük bir aile olduk. Gerekli altyapı sağlan-dığında rekabetçi ve girişimci yapısıyla Türk in-sanının sadece bizim şirketimizde ya da sektörü-müzde değil, her sektörde dünya çapında sürdü-rülebilir başarıyı yakalayacağına inanıyorum.”

16. Dünya GRCKongresi’ndeFibrobeton’a yaptığıbaşarılı çalışmalarnedeniyle 3 ödül birdenverildi.

Page 28: bu ZİRVE’de atacak · Kamu ve özel sektörün bu stra-tejik sektörün ve dolayısıyla ülkemizin geleceği için el ele vereceği bu etkinliği çok, ama çok önemsiyoruz ve

28 Ayaküstü Söyleşi

Merkezi Belçika’da bulunan Koramic Buil-ding Products S.A ile Eczacıbaşı Gru-bu’nun yüzde 50-50 ortaklıkla 1998 yılın-

da kurduğu Koramic Yapı Kimyasalları, Haziran2011’de yapılan anlaşma ile şirketin yüzde 100 his-sesinin Koramic Grubu’na devredilmesiyle, Ko-ramic Yapı Kimyasalları Sanayi ve Ticaret Anonim

Şirketi olarak yoluna devam ediyor. Firma, yıllık100 bin ton kapasiteli Bozüyük ve yıllık 60 bin tonkapasiteli Tarsus fabrikalarında olmak üzere,toplamda yıllık 160 bin ton inşaat malzemesi sa-nayisinin yapı kimyasalları sektöründe faaliyet gös-teriyor.

Koramic Yapı Kimyasalları Pazarlama Müdü-rü Ali Yıldırım’a ilk olarak “Türk inşaat malzemelerisektörünün küresel rekabette geldiği noktayı na-sıl değerlendiriyorsunuz?” dedik. “Türk inşaat sa-nayii küresel kriz ortamında iki yıl boyunca kü-çülmesine rağmen 2010 yılı itibarıyla Türkiye gay-risafi yurt içi hasılası (GSYİH) üzerinde büyüme ora-nı ile oldukça iyi bir gelişme kaydetti” diyen Yıldı-rım şunları söyledi:

“Bu büyüme sektöre hizmet veren alt sektör-lerde de yüzleri güldürdü ve bazı şirketler açı-sından ciddi anlamda sermaye birikimi oluşturdu.Son 2 senedir Türk ekonomisi için lokomotif gör-

“Rekabet etmek istiyorsak,gelişime açık olmalıyız”

“Büyümeye ayak uydurabilmek ve rekabetten kopmamakadına, yerinde üretim yapan Türk inşaat sanayicisininönümüzdeki dönemde birçok tesis açması hatta buyatırımlar yapılırken, yurt dışında da şu ana kadargüçlenmiş, marka değeri üst düzeyde olan Avrupamarkalarını da satın alma konusunda gelişmeler kaydetmesimümkündür.”

KoramicYapı KimyasallarıPazarlamaMüdürüAli Yıldırım:

Page 29: bu ZİRVE’de atacak · Kamu ve özel sektörün bu stra-tejik sektörün ve dolayısıyla ülkemizin geleceği için el ele vereceği bu etkinliği çok, ama çok önemsiyoruz ve

Kasım 2011 29

evini gören inşaat sektörünün önümüzdeki yıllardada büyümesini devam ettireceği tahmin ediliyor.Bu büyüme sektöre hizmet veren alt sektörleri deaynı oranda etkileyecektir tabii. Büyümeye ayak uy-durabilmek ve rekabetten kopmamak adına, ye-rinde üretim yapan Türk inşaat sanayicisinin önü-müzdeki dönemde birçok tesis açması hatta bu ya-tırımlar yapılırken, yurt dışında da şu ana kadargüçlenmiş, marka değeri üst düzeyde olan Avru-pa markalarını da satın alma konusunda geliş-meler kaydetmesi mümkündür. Diğer taraftandünyada sermaye birikimini sağlamış yabancıyatırımcıların da Türk inşaat malzemesi sanayi-ne yatırım yapması söz konusu olacaktır.”

“EN BÜYÜK SIKINTI HAKSIZREKABET”

Yapı kimyasalları sektöründe son derece yo-ğun bir rekabetin olduğunu söyleyen Yıldırım, bunarağmen markalaşmanın çok da önemsenmediği-ne dikkat çekti. “İnşaat sektörünün hızlı gelişimineparalel olarak yapı kimyasallarında markalı mar-kasız, kaliteli kalitesiz her türlü ürüne ciddi bir ta-lep var. Günümüzde, sektörün bu büyüme trendiiçerisinde pazara sunulan bu kadar çok ürün vemarkanın içerisinden sıyrılmak artık gerçektenzor” diyen Yıldırım, ürün kalitesi, ARGE ve insankaynaklarına değer veren firmaların en büyük sı-kıntısının haksız rekabet olduğunu dile getirdi. İn-şaat malzemeleri sektörünün sürdürülebilir re-kabet gücüne ulaşması için üretim odaklılıktan,teknoloji odaklılığa geçiş yapmasının şart olduğunainanan Yıldırım, Türkiye’nin ve sektörün inovasyonkabiliyetinin artması için birkaç önemli adımın atıl-ması gerektiğini söylüyor.

Yıldırım, “Bunlardan birincisi sektördeki öncüfirmaların Türkiye’yi bir ARGE üssü olarak kulla-nılmasını sağlamak adına ARGE çalışmalarınıdaha da güçlendirmeleri, ikincisi ise Türkiye’deinovasyon kültürünün yerleşmesi için, üreticilerinpazar odaklı yapıya geçmeleri önemlidir. Sektö-rün rekabet gücünü artırmak için kritik konular-dan birisinin de markalaşma olduğunu tekrar be-lirtmek isterim. Marka yaratmak uzun soluklu birmücadeledir ve yaratılmış güçlü markaların de-ğerini korumak da sürekli yatırım yapmayı ve ge-lişmeyi gerektirir” dedi.

“Markalaşmak ve müşteri güvenini kazanmakçok önemliydi bizler için. Koramic gerek yurt dı-şında, gerekse yurt içinde senelerdir sürdürdüğüistikrarlı kalite anlayışı ve hizmet ağıyla ilgi çek-ti” diyen Yıldırım, Koramic’in 2010 yılında inşaatsektöründe gerçekleşen büyümenin iki katı ora-nında yıllık büyüme gerçekleştirdiğini belirtti.2011 yılında sektörün büyüme hızının göz önünealınmasıyla Koramic’in yılı üç kat büyüyerek ka-patacağını söyleyen Yıldırım, 2012’de ise inşaatsektörü ile paralel büyümeyi, sektörle doğruorantıda ivme kazanmayı hedeflediklerini ifade etti.

2011 yılı içinde Antalya’da bir üretim tesisinidaha devreye alacaklarını, 2012’de de Ege’de birtesisi faaliyete geçirmeyi planladıklarını aktaran Yıl-dırım şöyle konuştu: “2015 yılına kadar Güneydo-ğu Anadolu ve Karadeniz bölgelerinde birer tesiskurma planımız var. Yurt dışında da Vitrafix ve Cer-mix markalarının üretimini yapacak bir ortak ya-tırımımız olacak. Dağıtım teşkilatımız İntema vemüşteriye doğru ürünü doğru fiyata sunabilme kap-asitemiz bizi sektörde ileriye taşıyan en büyük veen önemli faktörler oldular. Bizler Koramic olarakgerek iş ortaklarımız, gerekse çalışma ekipleri-mizle bu işi doğru yaptığımıza inanıyoruz. Bütünbunların yanı sıra ARGE çalışmalarımıza önem ve-riyoruz, çalışmalarımızın çoğu yurt dışı destekli ola-rak yapılıyor. Bozüyük ve Mersin fabrikalarımızdakilaboratuvarlarımızda da ARGE çalışmalarımızaaralıksız devam ediyoruz. Rekabet etmek istiyor-sak her türlü sürdürülebilir gelişime inanmalı vebu gelişime açık olmalıyız.”

Page 30: bu ZİRVE’de atacak · Kamu ve özel sektörün bu stra-tejik sektörün ve dolayısıyla ülkemizin geleceği için el ele vereceği bu etkinliği çok, ama çok önemsiyoruz ve

Dünya ekonomisinin 2012 yılına dönük olarak,beklenenden daha canlı mı, yoksa daha dur-gun mu bir yıl geçireceği noktasında, artık son

tehlikeli virajları dönüyoruz. Söz konusu tehlikeli vi-rajların kazasız belasız atlatılması, bir ölçüde Yuna-nistan’dan başlayarak, İtalya, İspanya, Portekiz ve Bel-çika gibi Euro Bölgesi ülkelerinde, hükümetlerin açık-layacakları ek önlem paketlerinin akıbetine bağlı gö-züküyor. Söz konusu paketlerin arasına, hiç şüphe-siz Fransa’nın açıklayacağı önlem paketini de ekle-mek gerekmekte. Esasen, küresel krizin ilk ve ağırsarsıntıları Euro Bölgesi’ni sallarken, 2009 yılı içe-risinde, hadi orada basiretsiz kalındı, bu yılın yaz ay-larında kritik önemde adımlar atılabilseydi, bugün tar-tışılan ve endişeyle seyredilen tablo farklı olabilirdi.

AVRUPA BANKALARI İÇİN ‘DARALANDA KISA PASLAŞMALAR’

Avrupa bankaları, eğer Yunanistan’da kurulacakolan yeni Papademos Teknokrat Hükümeti söz konusuönlem paketini Meclis’ten geçirir ve yürürlüğe gir-mesini sağlar ise, ekim ayında AB Liderler Zirvesi’ndevarılan mutabakat çerçevesinde, Yunanistan’ın 90 mil-yar dolarlık tahvil borcunu, yani kendilerinin Yuna-nistan’dan alacaklarını silecek. Bu operasyon nede-niyle bilançoda oluşacak kayıp ise, söz konusu Avrupabankalarının varlık satışları ve benzeri operasyonlarıile sermayeyi güçlendirmelerini, personel azaltmakdâhil, maliyetleri kısmalarını gerektirecek. Nitekimbu noktada, personel azaltmaya yönelik tedbirler, kimicoğrafyalarda operasyon merkezlerinin kapatılma-sı, Avrupa Birliği dışındaki ülkelerdeki (Türkiye gibi)banka ve finans kurumu yatırımlarının satışa çıka-rılması gibi tedbirler kendisini gösteriyor.

Bu tedbirlerin tümü, hiç kuşkusuz, Avrupa ban-kalarının 2012 yılında, 2011, hele 2010 yılına göre, reelsektöre ve genel anlamda dünya ekonomisine kre-di kullandırmada daha eli sıkı olmalarını gündeme ge-tirebilir. Bu eli sıkılık hangi coğrafya ve ülkeler içindaha geçerli olacak, hangi ülkelere daha cimri dav-ranılacak, bunu şu anda hiçbir ekonomist kestire-miyor. Ama var olan gerçek, Türkiye dahil, Avrupabankalarından önemli ölçüde kaynak kullanan ülkelerve şirketler süreci merakla takip ediyor.

SİYASİ LİDERLERİN ADIMLARIBÜYÜMEYE YÖNELİK OLMALI

G-20 liderleri, ABD ve İngiltere’nin taş koymasıile en kritik önemdeki fırsatı, 2009 yılı nisan ayında-ki Londra G-20 Zirvesi’nde kaçırdı. Finansal işlem-lere yönelik yeni regülasyonlar, açığa satışların ya-saklanması, finansal işlemlere ek vergi gibi adımlaro zaman atılabilse ve dünya ticaretindeki ciddi dur-gunluğa rağmen yükselen küresel emtia fiyatlarınıno tarihte önü kesilebilseydi, enflasyon riskinin azal-dığı bir dünya ekonomisinde, başta Avrupa MerkezzBankası (ECB) olmak üzere, hemen hemen tümmerkez bankaları krizin atlatılmasına yönelik para po-litikası modellemesi ile sürece daha ciddi ve etkili kat-kı sağlayabilirdi.

O fırsat kaçınca, ECB de krizin atlatılmasına yö-nelik sürece beklenen katkıyı sağlayamadı. Bu ne-

Prof. Dr. Kerem ALKİNİMSAD Ekonomi Danışmanı

Avrupa’da“ölüyü göster,

sıtmaya razı et”operasyonu

2012 yılı için, Euro Bölgesi’nde korkulan olur ve istihdam artışıdurduğu gibi, yüzde 9,5’in altına gerilemeyen işsizlik sorunu,büyüme sorunuyla birleşir ise, Euro Bölgesi küresel ekonomiyeyönelik algıyı da ciddi anlamda sarsacaktır. Bu durumda, Türkekonomi yönetiminin de, Türk bankalarının da bu olası riskleri iyiokuması ve 2012 için ek tedbir alması gerekiyor.

30 Makro-Nomi

Page 31: bu ZİRVE’de atacak · Kamu ve özel sektörün bu stra-tejik sektörün ve dolayısıyla ülkemizin geleceği için el ele vereceği bu etkinliği çok, ama çok önemsiyoruz ve

denle, bugün ECB’den çözüme dönük katkı bekleyenkimi liderler (Berlusconi, Sarkozy gibi) dönüp 2009yılı nisan ayında ne yapmamışlar, onu araştırsınlar.

Bu noktada, Euro Bölgesi’ne yönelik olarak Av-rupa Komisyonu tarafından yayınlanan son ekonomikdurum raporu, çok kritik önemde uyarılarda dolu.2011 yılı büyüme tahmininin yüzde 1,6’dan yüzde 1,5’eçekildiği raporda, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Mal-ta, Polonya, Macaristan ve Belçika gibi ekonomilerbütçe açığı sorunları boyutunda uyarılıyor. Rapordaişaret edilen en önemli husus, başları sıkıntıda olanülkelerin tedbir paketlerini açıklamamaları halindedaha büyük sıkıntılarla karşı karşıya kalacaklarıhususu.

Örneğin, İtalya’nın tahvil faiz oranlarının her birpuanlık artışı, İtalya’nın GSYH büyümesinin önü-müzdeki 3 yıl 1 puanlık ivme kaybı yaşaması anlamınagelecek. Bu noktada, İtalya’nın gereken tedbirleri ye-terince ve gereken zamanda almaması halinde, Av-rupa Finansal İstikrar Fonu (EFSF), diğer bir deyiş-le Avrupa Kurtarma Fonu 1 trilyon euroya çıkarılsabile, İtalya’nın kurtarılmasına bu büyüklükte bir pa-ketin dahi yetmeyebileceği konuşuluyor.

Sonuç olarak, gerek Yunanistan’daki yeni Papa-dimos Teknokrat (Milli Mutabakat) Hükümeti, gerekalacağı radikal tedbirler ve açıklayacağı önlem paketisonrası istifasını veren Berlusconi ve İtalya Hükümeti,gerekse de Fransa Hükümeti’nin açıklayacağı 100 mil-yar euroluk ek önlem paketi, bütçe açığının ve kamuborçlanmasının kontrol altında tutulması suretiyle,söz konusu başı belada olan Euro Bölgesi ülkeleri içindaha da ciddi bir büyüme sorunu yaşanmamasınaodaklanmış durumda.

2012 yılı için, Euro Bölgesi’nde korkulan olur veistihdam artışı durduğu gibi, yüzde 9,5’un altına ge-rilemeyen işsizlik sorunu, büyüme sorunuyla birle-şir ise, Euro Bölgesi küresel ekonomiye yönelik al-gıyı da ciddi anlamda sarsacaktır. Bu durumda, Türkekonomi yönetiminin de, Türk bankalarının da bu ola-sı riskleri iyi okuması ve 2012 için ek tedbir alması ge-rekiyor.

9 AYLIK BÜYÜME YÜZDE 9’UN ÜZERİGÖZÜKÜYOR

Türk ekonomisi için 2012 öngörülerini gözden ge-çirirken, 2011 büyüme performansının hâla şaşırt-maya devam ediyor. 11 Kasım 2011 tarihinde açık-lanan eylül ayı sanayi üretim verisi, bir önceki yılın aynıayına göre yüzde 12, mevsim ve takvim etkisindenarındırılmış olarak ise yüzde 1,5’lik bir artışa işaretetti. Eylül ihracat hacminin beklenenden yüksekartması, sanayi üretimini de olumlu yönde etkilemişgözüküyor.

Bu çerçevede, yılın üçüncü çeyreğinde sanayi üre-timinin ortalama yüzde 7,5 arttığı dikkate alındığın-da, aynı çeyrekte Türk ekonomisinin yüzde 5,8 ile 8,5

aralığında büyüme gerçekleştirdiği öngörüsünü pay-laşabiliriz. Bu derece geniş bir öngörünün gerekçe-si yılın ikinci çeyreğinde sanayi üretimi ortalama yüz-de 7,9 artarken, büyümenin yüzde 8,8 gelmiş olma-sı. Oysa beklentiler yüzde 6,2 - 6,4 civarındaydı.Eğer, 3. çeyrekte toptan ve perakende ticaret, inşa-at ve tarım sektörleri yine beklenenden yüksek per-formans ile şaşırtır ise, bu durumda, yüzde 5,8 çık-ması gereken 3. çeyrek büyümesi, yüzde 8,5 dahi ge-lebilir. Bu noktada, 2011 yılının 9 aylık dönemi için bü-yümenin ortalama yüzde 9 ve üzerinde çıkabileceği-ni de hatırlatalım.

Kasım 2011 31

Bu ayın sözü:Makroekonomideher kötülüğün anası“cari açık”, babası“bütçe açığı”dır.Türkiye, anadankurtulamadığı için,babayı uzun ve hiçdönmeyeceğiniumut ettiği bir tatilegöndermişdurumda. Bunedenle, 2012’yeyönelik riskleriyönetebilmek adına,kamu mali disiplinive bankacılıksektörünün etkinliğive sıkı denetimineyönelik süreci iyiyönetmemizgerekiyor.

Çeyrek sanayi üretimi üzerinden büyüme tahmini

Çeyrek Sanayi üretiminde GSYH dönem değişim (%) büyümesi (%)

2008 1. Çeyrek 7,53 7,012. Çeyrek 4,20 2,623. Çeyrek -1,07 0,854. Çeyrek -12,57 -6,97

2008 Yıllık -0,90 0,662009 1. Çeyrek -22,03 -14,74

2. Çeyrek -15,46 -7,773. Çeyrek -8,07 -2,774. Çeyrek 9,87 -5,86

2009 Yıllık -9,63 -4,832010 1. Çeyrek 17,17 11,96

2. Çeyrek 14,56 10,323. Çeyrek 10,00 5,244. Çeyrek 12,06 9,18

2010 Yıllık 13,10 8,962011 1. Çeyrek 14,37 11,64

2. Çeyrek 7,87 8,833. Çeyrek 7,53 5,8-8,5

Page 32: bu ZİRVE’de atacak · Kamu ve özel sektörün bu stra-tejik sektörün ve dolayısıyla ülkemizin geleceği için el ele vereceği bu etkinliği çok, ama çok önemsiyoruz ve

32 Etkinlik

MEGA fuar,yolculuğu başladı

Page 33: bu ZİRVE’de atacak · Kamu ve özel sektörün bu stra-tejik sektörün ve dolayısıyla ülkemizin geleceği için el ele vereceği bu etkinliği çok, ama çok önemsiyoruz ve

Kasım 2011 33

İnşaat ve inşaat malzemeleri endüstrisinin dışa

açılan en büyük penceresi olma hedefiyle

yola çıkan MEGABUILD Fuarı’nın,

birincisi gerçekleştirildi.

Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ve

Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar ile

birlikte 45 ülke bakanları da

heyetleriyle fuardaydı.

Page 34: bu ZİRVE’de atacak · Kamu ve özel sektörün bu stra-tejik sektörün ve dolayısıyla ülkemizin geleceği için el ele vereceği bu etkinliği çok, ama çok önemsiyoruz ve

34 Etkinlik

İ nşaat malzemeleri sektörünün ihracat potan-siyelini artırmak amacıyla ilk kez düzenlenen Av-rasya Yapı Ürünleri Fuarı (MEGABUILD), yerli ve

yabancı çok sayıda katılımcıyla 8-11 Eylül 2011 ta-rihleri arasında CNR Expo Fuar Alanı’nda gerçek-leştirildi. Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan tarafın-dan açılan MEGABUILD Fuarı, İnşaat Malzemesi Sa-nayicileri Derneği (İMSAD) ile CNR Expo’nun or-taklığında, T.C. Ekonomi Bakanlığı ve T.C. Çevre veŞehircilik Bakanlığı desteğiyle düzenlendi. Türki-ye’nin en önemli icracı bakanlıklarının desteğindedüzenlenen fuara yeniden yapılanma sürecinde olanIrak başta olmak üzere, hedef pazarların bakanlarıve hükümet yetkilileri de kalabalık heyetlerle ka-tıldı. Türkiye'den 150, 11 ülkeden 80 yabancı fir-manın katıldığı fuarda, Afganistan, Azerbaycan, Mol-dova, Pakistan, Makedonya, Gana, Irak, Moğolistan,İran, Mısır, Nijerya, Kırgızistan, Moritanya, Kaza-kistan ve Tunus'tan bakanlar yer aldı.

İnşaat sektörünün yanında olduğunun kanıtı ola-rak fuara katıldığını belirten Ekonomi Bakanı Za-fer Çağlayan açılışta yaptığı konuşmada, “İnşaatsektörünün içinden gelen birisi olarak Türkiye’ninyüz akı olan bu sektöre güveniyorum. Üretimde lo-komotif görevi üstlenen sektör, istihdamı çok ça-buk kazanan ve çok çabuk kayıp sağlayan inşaatsektörünün başarılı ve istikrarlı bir şekilde yolunadevam etmesi hepimizin yararına olacaktır” dedi.Bakan Çağlayan, düzenlenen organizasyona Eko-nomi Bakanlığı desteğiyle Avrupa, Kuzey Afrika, Bal-kanlar, Orta Doğu ve Amerika ülkelerinden gelenalım heyetlerinin, firmalarla ikili iş görüşmeleri ya-pacağını da söyledi. Türkiye'nin yurt dışı müteah-hitlik sektöründe dünya ikinciliği elde ettiğine de-ğinen Çağlayan, "Bugün Türk müteahhitleri 91 ül-kede 6 bin 200'den fazla projeyle 203 milyar do-lardan fazla taahhüt gerçekleştirmişlerdir. Türk mü-teahhitlik sektörü sadece Libya'da 27 milyar do-lardan fazla taahhüt gerçekleştirmiştir. Şu andamüteahhitlerimizin Libya'da devam eden 18,5 mil-yar dolarlık inşaatları var " diye konuştu.

MEGABUILD Fuarı’nın sektörün 2023 ihracat he-define katkı sağlayacağına inandığını ve bunun içindestek verdiğini yineleyen Bakan Çağlayan, “Şim-di başlangıcını yaptık. Birkaç yıl içerisinde buradakibütün salonlar dolacak. Bu sektörün 100 milyar do-larlık yurt dışı müteahhitlik hizmetleri, 100 milyardolarlık inşaat malzemesi ihracatı, 100 milyar do-larlık da iç piyasa büyüklüğü olarak toplam 300 mil-yar dolarlık hedefine ulaşmak için ilk adımı bura-da atıyoruz. Fuar sırasında komşu ülke bakanlarıile gerçekleştireceğimiz Uluslararası Çelik Yolu Zir-vesi ilerisi için önemli iş birliklerinin temelinioluşturacak. Dünya, İpek Yolu’na alternatif olarak‘Çelik Yolu’ ile tanışacak” dedi. İMSAD’ın EkonomiBakanlığı’nın önemli paydaşlarından biri olduğunuvurgulayan Bakan Çağlayan, İMSAD’la birlikte ça-lışmaya devam edeceklerinin altını çizdi.

EKONOMİNİN LOKOMOTİFSEKTÖRÜ: İNŞAAT

İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Bilmaçise CNR ile birlikte 10 ay gibi kısa bir sürede böy-

Page 35: bu ZİRVE’de atacak · Kamu ve özel sektörün bu stra-tejik sektörün ve dolayısıyla ülkemizin geleceği için el ele vereceği bu etkinliği çok, ama çok önemsiyoruz ve
Page 36: bu ZİRVE’de atacak · Kamu ve özel sektörün bu stra-tejik sektörün ve dolayısıyla ülkemizin geleceği için el ele vereceği bu etkinliği çok, ama çok önemsiyoruz ve

le büyük bir organizasyonu gerçekleştirdiklerini ifa-de ederek, fuarın inşaat sanayisinin hedeflerine dö-nük farklılaşacağını vurguladı. Bilmaç MEGABUILDile birlikte sektöre Orta Doğu, Afrika, Körfez Ülke-leri ve Türk Cumhuriyetleri gibi hedef pazarlardayeni ufuklar açmayı hedeflediklerini ifade etti. Bil-maç, “Gelişmekte olan bir ülke olan Türkiye’de in-şaat sektörü hep ekonomide lokomotif sektör ola-rak tanımlanır. Türkiye ekonomisinin Avrupa li-derliğini yakaladığı 2010 yılında inşaat sektörüyüzde 17,1 büyüme oranı ile en hızlı büyüyen sek-tör oldu. Küresel ekonomik krizin ardından hızla to-parlanma sürecine giren inşaat sektörünün eko-nomik büyümeye yüzde 5,6 düzeyinde katkısı ger-çekleşti. 2011 yılı ilk çeyreğinde ise büyüme lideriÇin’i geride bırakarak Avrupa’da birinci sıradaolma başarısını dünya birinciliğine taşıdık” dedi.

2010 yılında sektörün yaklaşık 19 milyar dolarlıkihracat gerçekleştirdiğini söyleyen Bilmaç, 2011 yılıilk 6 ayında ise ihracatta 10 milyar dolara yaklaşanbir performans yakaladıklarını belirtti. Sektörün cariaçığın azaltılmasına önemli ölçüde katkı sağladı-ğını hatırlatan Bilmaç şöyle devam etti:

“2011 yılı ilk 6 ayında ise ihracatta 10 milyar do-lara yaklaşan bir performans yakaladık. İthalat iseaynı dönemde 4 milyar dolar olarak gerçekleşti-ğinden cari açığa katkımız arttı. Son 5 yılda Türk in-şaat malzemesi sanayisinde yıllık ortalama ihracat

36 Etkinlik

artış hızı yüzde 15 olurken, ülkemiz, inşaat mal-zemeleri ihracatı yapan ülkeler arasında yedinci sı-raya yerleşti. Üretimde ise yüzde 11,5 büyüme ora-nıyla Türkiye, inşaat malzemeleri sanayisi ile dün-yada ilk beş ülke arasına girdi.”

Sektöre yeni bir soluk getirecek olan MEGA-BUILD’in, inşaat ve gayrimenkul sektörlerinin dün-yaca ünlü markalarına da ev sahipliği yaptığını ifa-de eden Bilmaç, “MEGABUILD’de küresel alandarekabet etmekte olduğumuz üreticilerle de bu-luşmayı hedefliyoruz. Böylelikle fuar küresel are-nada yerini alacak ve nitelikli, değerli alıcıları bu-luşturacak bir etkinliğe dönüşecek. Fuarın ilk yılıolmasına rağmen yurt dışı iş birlikleri de oldukçabaşarılı bir şekilde ilerliyor. Kurulan bu ilişkilerinönümüzdeki yıllarda güçlenerek artacağına inanı-yoruz” diye konuştu. Bilmaç fuarın hedeflerindende şöyle bahsetti: “Ayrıca fuarla, ihracatta lider ol-duğumuz inşaat malzemeleri sektörüne, OrtaDoğu, Afrika, Körfez Ülkeleri ve Türk Cumhuriyet-leri gibi dış pazarlarda yeni ufuklar açmayı da he-defliyoruz. 70 milyar TL’lik üretim hacmi ve yüzde11,5 büyüme ile 2010 yılını 18,7 milyar dolarlık ih-racatla kapatan sektörümüzde inşaat malzemele-ri ihracatının da büyümesini hedefliyoruz. Önü-müzdeki dönemde ise hedefimiz, 2015'te dünyanınen büyük üç fuarı arasında yer almak. Bu hedefe,tecrübeli iş ortağımız CNR ile ulaşacağımıza inan-cımız tamdır.”

CNR Holding Fuarcılık Grup Başkanı Ali Bulutda yaptığı konuşmada, 25 yılın ardından yeni nesilfuarcılıkta ilk adımları attıklarını belirtti. Ali Bulut,İMSAD iş birliğiyle düzenledikleri MEGABUILD

BakanlarÇelik Yolu

Zirvesi’ndebuluştu

Azerbaycan Ekonomi Bakanı Şahin Mustafayev,Kırgızistan Ekonomik Düzenleme BakanıUçkunbek Taşbaev ve Tunus Teçhizat BakanıMohammed Ridha Fares’in de açılışa katıldığıfuarın ilk gününde Afrika, Orta Doğu, Orta Asya,Kafkas, Doğu Avrupa, Balkan ülkeleri, Rusya veUkrayna’dan 45 ülkenin bakan, bürokrat veteknokratlarını bir araya getiren “UluslararasıÇelik Yolu Zirvesi” düzenlendi. Bunun yanındayeni açıklanan Ulusal Deprem Stratejisi de yinefuarda düzenlenen toplantıyla ilk kez masayayatırıldı. Fuarın üçüncü gününde ise ayrıca Yapıve Yapı Malzemelerinde Kurumsal Gelişim veMarka Konferansı düzenlendi.

Page 37: bu ZİRVE’de atacak · Kamu ve özel sektörün bu stra-tejik sektörün ve dolayısıyla ülkemizin geleceği için el ele vereceği bu etkinliği çok, ama çok önemsiyoruz ve

Kasım 2011 37

Fuarı’nın, Türkiye’nin 2023’teki 500 milyar dolar-lık ihracat hedefine katkı sağlamaya yönelik pro-jelerinin ilki olduğuna dikkat çekerek, amaçları-nın kısa sürede Türk yapı sektörünü dünya lider-liğine taşımak olduğunu söyledi.

“PAZARDA BELİRLEYİCİOLMAMIZ GEREKİR”

Fuara katılan her üç kişiden birinin yabancı ol-ması da, MEGABUILD’in ihracat odaklı hedefinin ilkfuarda ne kadar doğru olduğunu gösterdi. Çevre veŞehircilik Bakanlığı’nın desteğiyle fuarın üçüncügünü olan 10 Eylül 2011 tarihinde düzenlenenYapı ve Yapı Malzemelerinde Kurumsal Gelişim veMarka Konferansı’na Bakan Erdoğan Bayraktar dakatıldı. Konferansın oturum başkanlığını Türkiye İh-racatçılar Meclisi (TİM) Başkan Vekili Tahsin Öz-tiryaki yaparken, İMSAD Yönetim Kurulu ÜyesiOktay Alptekin, Dr. Can Fuat Gürlesel ve İMSAD Ge-nel Sekreteri Selda Başbuğoğlu da konuşmacılararasındaydı. Konferansın açılışında konuşan Çev-

re ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, “Avru-palı çizdiği projede kendi malını önerir, pazarda be-lirleyici olmak için projelerde imzamız olmalı.Türk inşaat sektörünün dünya pazarında iyi bir yer-de olduğunu belirterek, daha da iyi bir konumda ol-ması için müşavir mühendislik kavramını gelişti-rerek, projeleri kendimizin çizmeyi ve Türk stan-dartlarını yabancı ülkelere benimsetmeliyiz” dedi.

Türkiye’nin artık model alan değil model alınanbir ülke olduğuna vurgu yapan Bakan Bayraktar, in-şaat malzemesi sanayisinin çok önemli katkı sağ-ladığını, çimento başta olmak üzere demir çelik veseramikte dünyanın önemli ihracatçı ülkelerindenbiri olduğunu belirtti. Yeniden yapılanan dünyanınparlayan yıldızı olan Türkiye’nin inşaat sektörüylebüyüdüğünü söyleyen Bayraktar, inşaat sektörün-de dünya liderliğine giden yolda inovasyon, kalite-li ürün, ARGE ve ÜRGE’nin önemine dikkat çekti.Bayraktar, Avrupa’nın dünya pazarlarında söz sa-hibi olmasının tek nedeninin güçlü mühendislik vemüşavirlik sistemlerine sahip olmalarına borçlu ol-

Fuara üst düzey katılım� Afganistan Bayındırlık Bakanı Abdul Qudus Hamidi ve beraberinde 50 kişilik heyet,� Azerbaycan İktisadi İnkişaf Bakanı Şahin Mustafayev ve beraberinde 30 kişilik heyet,� Moldova Ekonomi Bakan Yardımcısı Sergiu Ciobanu ve beraberinde 30 kişilik heyet,� Pakistan Bayındırlık Bakanlığı Müsteşarı Kamran Lashari ve beraberinde 70 kişilik heyet,� Makedonya Ulaştırma Bakanı ve beraberinde 15 kişilik heyet,� Gana Su Kaynakları, Çalışma ve Konut Bakanı Alban Bagbın ve beraberinde 150 kişilik alım heyeti,� Irak Konut ve İmar Bakanı Muhammed El Darraji ve 300 kişilik alım heyeti,� Moğolistan Yol, Ulaşım, İnşaat ve Kentsel Kalkınma Bakanı adına Kamu İdaresi Genel Müdürü

Byambajav Batsukh ve beraberinde 20 kişilik heyet,� İran'dan bakanlık düzeyinde temsilen ve sektör alım grupları 200 kişilik heyet,� Mısır Sanayi ve Dış Ticaret Bakanı Dr. Mahmoud Abd El Rahman'ı temsilen müsteşar ve beraberinde

50 kişilik alım heyeti,� Nijerya'dan kamu idaresi genelinde 50 kişilik alım heyeti, � Kırgızistan Ekonomik Düzenleme Bakanı Uçkunbek Taşbaev ve Yardımcısı Irına Rud,� Nijerya Madenler ve Çelik Geliştirme Bakanı adına Nijerya Büyükelçiliğini temsilen Müsteşar Bay

Buba Tubalı Tekune, � Moritanya Ekonomi Geliştirme Bakanı Sidi Ould Bebeha Tah…

Page 38: bu ZİRVE’de atacak · Kamu ve özel sektörün bu stra-tejik sektörün ve dolayısıyla ülkemizin geleceği için el ele vereceği bu etkinliği çok, ama çok önemsiyoruz ve

duklarını söyledi. Türk inşaat sektörünün de bir anönce bu konu hakkında harekete geçmesi gerek-tiğini vurgulayan Bakan Bayraktar, güçlü mühen-dislik müşavirlik sisteminin, Avrupa’da rol belirle-yici konuma geçmemizi sağlayacağının altını çizdi.

Bakan Bayraktar, son günlerin tartışma konu-su cari açığa da dikkat çekerek, konferansa katı-lan sektör temsilcilerinden, zorunlu olmadıkçamamul mal ithal etmemelerini, yerli mala yönel-melerini istedi. Özel sektörün önünü daha çok aça-caklarını aktaran Bakan Bayraktar, “Bir ülkenin kal-kınması özel sektörüyle olur. Bürokratlar, denet-leme işlevi yaparak özel sektörün önünü açacak-lardır. İnşaat sektörü lokomotif bir sektördür. Enaz 200 yan sektörü faaliyete geçiren, istihdama cid-di katkı sağlayan bir sektördür” dedi.

SÜRDÜRÜLEBİLİR REKABETTEMARKA OLMAK

İMSAD Yönetim Kurulu Hüseyin Bilmaç dakonferansın açılışında yaptığı konuşmada; “2023 yı-lında dünyanın en büyük ilk 10 ekonomisi arasına

girmeyi hedefleyen Türkiye’de buna en çok katkı-yı sağlayacak olan inşaat sektörüdür. Ülkemiz içinstratejik önem taşıyan inşaat sektörünün en üst se-viyedeki muhatabı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’dır.Bu nedenle de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın ça-lışmaları sektörümüz için hayati önem taşımakta-dır. Bizim sektör olarak markalaşmada teknoloji ge-liştirmede, nitelikli kaliteli, dünyanın her yerine sa-tılabilir, rekabet gücü yüksek ürünleri üretmede bü-yük hedeflerimiz var. Bu hedefleri gerçekleştirmekamacıyla İMSAD olarak birçok konuyu bakanlığı-mızla dirsek temasıyla, yakın diyalogla yürütmeken büyük arzumuz. Kurumsal ve organizasyonel ya-pılanmasıyla inşaat sanayisinin tüm alanını der-nekler ve ülkenin en büyük sanayicileri kanalıylatemsil eden derneğimiz; binalarda enerji verimli-liği, sağlıklı yapılaşma ve buna bağlı Ulusal DepremStratejisi ve Eylem Planı, kentleşme alanında ya-pılacak yeni planlamalar, ilgili mevzuat ve kanun-lar gibi pek çok başlıkta çalışmaya hazırdır” dedi.

İnşaat ve sanayi sektörünün yeniden yapılan-dırılması sürecinde, güvenin artarak devam et-mesinde markalaşmanın önemli bir yere sahip ol-duğunu söyleyen Bilmaç, rekabette sürdürülebiliravantaj yakalamanın marka olmaktan geçtiğinibelirtti. Bilmaç markalaşma ile ilgili şunları ifadeetti: “Dr. Engin Baran’ın da dediği gibi ‘Ürünübenzersiz kılan ve ikamesini zorlaştıran da yine güç-lü markalaşmadır.’ İnşaat malzemesi üreticileri ola-rak daha fazla global marka yaratmak hedefi ile ça-lışıyoruz. Kurumsal yönetimin demokratik ve ka-tılımcı bir yönetim anlayışı doğrultusunda tüm altsanayi kollarının yükselen bir ivmeyle büyüyerek,güven yaratacağına inanıyorum.”

İMSAD Başkanı Bilmaç, markalaşma için yapıl-ması gerekenleri de şu şekilde özetledi: “Ülkemizeyurt içinde ve yurt dışında kalıcı hizmetlerde bulu-nulmalı, kaliteye önem verilmeli, yeni projelerle sek-töre öncülük edilmeli, tüm kaynaklar etkin olarakkullanılmalı, teknoloji yakından takip edilmeli, çev-

38 Etkinlik

Sektöründevleri bir

arada

İMSAD'ın desteğiyle CNR Expo’da düzenlenenfuara 150 yerli, 11 ülkeden 80 yabancı firmakatıldı. Eczacıbaşı Koramic, ODE Yalıtım, BetekBoya (Filli Boya), Knauf, AKG Gaz Beton, TrakyaCam, Pimaş, Özçelik Mermer, BASF, Polimiks,Yapı Merkezi Prefabrikasyon, Çukurova Isı, Mesaİmalat, İzocam, Demirdöküm, Adopen, SaintGobain, Dorçe Holding, Hekim Holding, RotekEnerji ve Baca Sistemleri, Çetin Cıvata ve Tebargibi sektörün önemli kuruluşlarının yer aldığıAvrasya Yapı Ürünleri Fuarı'na başta İran veRomanya olmak üzere milli katılım yapanülkelerin yanında, Kanada, İsviçre, Belçika,Ukrayna ve Polonya gibi fuara firma bazındakatılım gösteren ülkeler de vardı.

Page 39: bu ZİRVE’de atacak · Kamu ve özel sektörün bu stra-tejik sektörün ve dolayısıyla ülkemizin geleceği için el ele vereceği bu etkinliği çok, ama çok önemsiyoruz ve
Page 40: bu ZİRVE’de atacak · Kamu ve özel sektörün bu stra-tejik sektörün ve dolayısıyla ülkemizin geleceği için el ele vereceği bu etkinliği çok, ama çok önemsiyoruz ve

40 Etkinlik

reci yaklaşım belirlenmeli, müşteri beklentilerininde üzerinde bir hizmet anlayışı benimsenmeli ve sek-törde güvenilir, nitelikli iş gücü kullanılmalı…”

CNR Holding Fuarcılık Grup Başkanı Ali Bulut,25 yılı geride bırakan CNR’ın 500 milyar dolar ih-racat hedefine yönelik projeler geliştirdiğini, ME-GABUILD Fuarı’nın ise bunun başlangıcı olduğunusöyledi. Bulut, günümüzde deneyimsel medyanınön plana çıktığını vurgulayarak, marka sahiplerinifuarlara katılmaya çağırdı.

“KALİTEMİZİ İSPATLADIKVE KABUL ETTİRDİK”

Konferansta konuşan TİM Başkan Vekili Tah-sin Öztiryaki, Bakan Bayraktar’ın sözlerine atıfta bu-lunarak, “Dünyanın 130 ülkesine ihracat yapıyoruz,kalitemizi ispatladık ve kabul ettirdik. Ancak ülke-mizde kendimizi bir türlü anlatamıyoruz” dedi. İn-şat şirketlerinin reklamlarında bile kullandıklarımalzemelerin ithal olmalarıyla övündüklerini kay-deden Öztiryaki, üretici firmalara daha kaliteli ve re-kabetçi üretime yönelmelerini önerdi.

İMSAD Yönetim Kurulu Üyesi Oktay Alptekin,Kriz Sonrası Yapı ve Yapı Malzemeleri SektörünüBekleyen Değişim” hakkında katılımcılara bilgiverdi. Büyük krizlerin önce ekonomik, arkasındanda sosyal ve siyasi sonuçları olduğunu söyleyen Alp-tekin, genelde büyük ve küresel ekonomik krizlersonrasında yaşanan başlıca değişiklikleri şöyle özet-ledi: “Sermaye el değiştirir, zenginlerin bir bölümüfakirleşir. Şirketlerin bir bölümü mali güçlüğedüşer veya pazarını kaybeder; bunun sonucu el de-ğiştirir. Kısmen konsolidasyon olur, alt sektörler-de şirketler batar, yok olur, satılır ve sonunda dahaaz sayıda ve daha büyük firmalar oluşur. Ülke için-de bölgesel etki farkı nedeni ile daimi işsizlik olu-şur, iç göç artar. Dış ticaret rejiminde ürün ve ülkebazında rekabeti önleyici veya arttırıcı önlemler uy-gulamaya konulmaya uğraşılır. Emtia fiyatlarındageçmişe göre yeni bir denge oluşur ve bu yeni du-rum bireyleri, şirketleri, bölgeleri ve nihayet ülke-

leri yeni bir duruma taşır.”Yapı sektöründe kriz sonrası beklenecek deği-

şimlere de değinen Alptekin, beklentilerini de şu şe-kilde aktardı: “Kentsel dönüşüm projeleri hızla-nacak, eski şehir mahalleleri yeni bir duruma ge-lecektir. Kentlerin çevresinde planet tarzında yenive modern yerleşim bölgelerinin oluşumu hızla-nacak, şehirlerin merkezleri, konut alanlarındankısmen arındırılarak ticaret, turizm, kültür ve parkalanlarına dönüştürülecektir. Turizmin önemi dahada fazla anlaşılacak, tatil köyü tarzı turizm anlayı-şı butik otelciliğe doğru gelişecek, buna uygun ya-pılaşma oluşacaktır. Yazlık ev anlayışının ve dola-yısıyla yapılanmasının daha da azalması, yerini plan-lı tatil alanlarının yapımına bırakması beklenme-lidir. Konut edinmede uzun vadeli kredi sistemininülkemizde de yerleşmesi, konut finansmanının fi-nans kuruşlarına geçmesi ile inşaat firmalarının vedolayısıyla yapı malzemesi üreticilerinin sırtındanfinansman yükünün kalkması beklentimizdir. Kri-zin bitmesi ile birlikte kamu altyapı yatırımları hızkazanacak, bu faaliyet inşaat firmaları ve inşaat mal-zemesi üreticilerine yeni olanaklar yaratacaktır.”

SEKTÖRÜN GÜÇLÜ VE ZAYIF YÖNLERİİMSAD Genel Sekreteri Selda Başbuğoğlu ise

“Türk Yapı ve Yapı Malzemeleri Sektörünün Güç-lü & Zayıf Yönleri”ni anlatan bir sunum gerçek-leştirdi. Yapı sektörünün 2004-2010 yılları arasın-daki ekonomik göstergeleri ve GSYH içindeki payınıgrafiklerle paylaşan Başbuğoğlu, yapı malzemelerisektöründe dünya sıralamasında nerede olduğu-muzu da ortaya koydu. Türk yapı malzemelerisektörünün son beş yılda ortalama yüzde 15’lik ih-racat artış hızı yakaladığını söyleyen Başbuğoğlu,2010 yılında 18,7 milyar dolar ihracat gerçekleşti-ren sektörün 2015 yılında ihracat hacmini 40,2 mil-yar dolara çıkarmayı hedeflediğini belirtti. Başbu-ğoğlu sektörün güçlü yanlarını şöyle özetledi:“Tüm alt sektörlerde artan kapasite, hızlı büyüyenbir üretim yapısı… Dinamik, vizyonu olan ve hede-

Page 41: bu ZİRVE’de atacak · Kamu ve özel sektörün bu stra-tejik sektörün ve dolayısıyla ülkemizin geleceği için el ele vereceği bu etkinliği çok, ama çok önemsiyoruz ve

eğitim, sağlık gibi yapılarda güçlendirme ve yenilemetalebinin artış trendinin sürdürülmesi. Küreselısınma, enerji verimliliği, çevresel zorunluluklar ilesektör pazarlarının büyüme potansiyeli.”

Sektörü bekleyen tehditlere de değinen Baş-buğoğlu, kamu yatırımlarındaki düşüşler nedeniy-le iç pazarın daralma ve AB’ye üye olamama riskininartmasının sektörü olumsuz etkileyeceğini ifade etti.Başbuğoğlu’nun işaret ettiği diğer tehditler ise şun-lar oldu: “Yapı malzemeleri sanayinde taşeronkullanımı ve fason imalat nedeniyle standartlarınuygulanmasındaki sorunlar. Alt sektörlerin çoğundakayıtsız ekonomideki haksız rekabetin ortaya çık-ması. Sektörde özellikle Uzak Doğu (bilhassa Çin)ülkelerinin düşük maliyetle ortaya çıkan küresel re-kabeti. Sektörde orta vadeli bir ARGE ve inovasyonstratejisinin çizilmemesi ve ARGE’ye yönelik yeniürün, üretim teknolojisi ve yönetim planlamasınınhenüz şekillenmeyişi.”

fe yönelik çalışan sektör olması… Son beş yılda ih-racatın tırmanan performansı ile cari açığa büyükkatkı, dünya krizinin hızla aşılabilmesi… Yapı sek-törü gibi lokomotif bir sektöre ortalama yüzde 60oranında girdi vermesi… Farklı 12 sanayi sektörü-ne mal veren bir yapıda olması… Önemli bir istih-dam alanı yaratması… Pek çok alt sektöründe yer-li ham madde ve girdilere dayanarak cari açığa kat-kı koyan net ihracatçı konumu…”

İMSAD Genel Sekreteri Selda Başbuğoğlu, sek-törün zayıf yanları hakkında da şu değerlendir-meleri yaptı: “Kriz dönemlerinde kapasite oran-larının ve ihracatın düşmesi. Bazı alt sektörlerdeithal girdi oranının yüksek olması ve bunun re-kabeti etkilemesi. Maliyet-kalite optimizasyo-nunda zaman zaman sorunların ortaya çıkması,bazı alt sektörleri etkilemesi. İş gücü yapısında ni-telikli ara eleman ihtiyacı. Teşvik ve desteklerden,finansal araçlardan istenilen ölçüde yararlan-maması. Ürün standartlarında ve teknik spesifi-kasyonlarda AB standartlarına uyum sağlanma-sı süreci. Kamu nezdinde gerekli görüş, rapor vetaleplerin daha güçlü ortaya konulması gereği vesonuç alınması. Üreticilerin bir bölümünde ARGEve inovasyon çalışmalarının yetersizliği. Kayıt dışıfirmaların rekabetinin haksız ve olumsuz gelişmegöstermesi.”

Yurt içi inşaat yatırımlarının, konut ve ticari ya-pılara yönelik büyümesinin ortaya çıkardığı bek-lentilerin sektör için fırsat yarattığını belirten Baş-buğoğlu, yurt dışı müteahhitlik hizmetleri hedefle-rinin malzeme kullanımında sağlayacağı potansi-yel gelişmenin de önemli olduğun u vurguladı.Başbuğoğlu, sektörün fırsatlarını da katılımcılarlaşöyle paylaştı: “Bölgelerarası eşitsizliğin azaltılmasıamacıyla yatırım teşvik ve desteklerinin bu alandada önemli bir kapasite oluşturması. Orta Doğu, Ku-zey Afrika ve Türk Cumhuriyetlerinde yapılması ön-görülen inşaat ve altyapı yatırımlarının, birçok sa-nayi alt sektöründe üretim ve ihracatı körükleme-si ve artırması. Deprem riski nedeniyle konut, ticari,

Page 42: bu ZİRVE’de atacak · Kamu ve özel sektörün bu stra-tejik sektörün ve dolayısıyla ülkemizin geleceği için el ele vereceği bu etkinliği çok, ama çok önemsiyoruz ve

Türkiye’de 2010 yılı itibarıyla doğalgaz kulla-nan il sayısı 63’e yükseldi. Çevreci ve temizbir enerji olarak bilinen doğalgazın yaygın-

laştırılması için de ilgili bakanlık ve kurumlar ça-lışmalarına devam ediyor. O kuruluşlardan biri de1993 yılında kurulan ve İMSAD’ın üyesi olan Do-ğalgaz Cihazları Sanayicileri ve İş Adamları Der-neği (DOSİDER). Türk doğalgaz sektörünün yerli-yabancı sanayi ve ticari kuruluşlarını bünyesindebulunduran DOSİDER’e önde gelen 26 firma üye…

Ülkelerin gelişmişlik seviyeleri enerjinin verimlikullanımı ile ölçülürken, DOSİDER de, Enerji Pi-yasası Düzenleme Kurumu (EPDK), BOTAŞ, TSE,Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Bilim, Sana-yi ve Teknoloji Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Ba-kanlığı, Gaz Dağıtıcıları Birliği Derneği (GAZBİR),İGDAŞ, ESGAZ, BURSAGAZ, GAZDAŞ, İZGAZ gibi gazdağıtım kuruluşları ile üyeleri arasında iletişim ku-rup, sektör sorunlarının çözümlenmesi ve sektö-rün gelişmesi yönünde çalışmalar gerçekleştiriyor.Doğalgaz cihazları sektörü ve dünyadaki yerini DO-SİDER Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Celalettin Çe-lik ile konuştuk.

Sektörünüz, inşaat malzemeleri sanayisinde neifade ediyor? Nasıl bir algı yaratıyor?

Doğalgaz cihazları sektörü, inşaat malzeme-leri sanayisinin önemli unsurlarından biridir. Ör-neğin; bir evin veya sanayi tesisinin en temel me-kanik tesisat ekipmanlarından olan ısıtma ve ik-limlendirme sistemleri olmadan o yerin yaşam me-kânı olması düşünülemez. Bilindiği gibi tesisat ya-pının yaşayan organıdır; yapının enerji verimliliği,çevreci özelliği ile yaşam konforunun belirlen-mesinde büyük öneme sahiptir. Bu noktada sek-törümüzün inşaat sanayisinde hayati bir konu-munun olduğu bir gerçektir. Bu nedenle doğalgazcihazları sektörü, Avrupa pazarlarıyla entegre bi-çimde, cihaz ve sistem gereksinimi bakımından in-

şaat sektörü için lokomotif bir alt sektör konu-mundadır.

Türkiye doğalgaz cihazları sektörü 2010’da nasılbir performans gösterdi? 2011 yılı ve sonrasın-da hedef ve beklentileri nelerdir?

Sektör envanterimizin neticelerine göre 2010yılında doğalgaz cihazları pazarında yüzde 15 se-viyesinde bir büyüme gerçekleşti. Bu çerçevede2010 yılının, 2009 global krizinden sonra bir to-parlanma yılı olarak yaşandığını söylemek müm-kündür. 2011 yılı içinse açıkçası beklentilerin üze-rinde bir pazarın ve büyümenin olduğunu söylemekgerekir. Hem doğalgaz kullanımının yaygınlaşmaetkisi, hem değişim pazarının hızlanması, hem deTürkiye’nin ilk 6 ay büyüme performansı doğalgazcihazları sektörünü son derece olumlu yönde et-kiledi. Tüm bu pozitif etkiler çerçevesinde 2011 yı-lının, 2010 yılı üzerinde bir büyüme ile kapanaca-ğını düşünüyoruz.

“AVRUPA’NIN EN HIZLI BÜYÜYENPAZARLARINDAN BİRİYİZ”Türk doğalgaz cihazları sektörünün dünyadakiyeri ve pazar büyüklüğü hakkında ne söyleyebi-lirsiniz?

Avrupa pazarının yaklaşık 9 milyon adet ısıtmacihazına (kazan, kombi) sahip olduğu düşünülürseTürkiye’nin payının yüzde 10’a yaklaştığını söyle-yebiliriz. Avrupa’da en çok cihaz satılan ülkeler 1,7milyon adetle İngiltere ve 1,1 milyon adetle İtalya’dır.Ardından Rusya, Türkiye, Fransa ve Almanya gel-mektedir. Bu ülkelerin potansiyelleri 1 milyon ile500 bin adet arasındadır. Halen Türkiye, doğalgazcihazlarında Avrupa’nın en önemli ve hızlı büyüyenpazarlarından biridir. Panel radyatörde Avrupa’nınikinci büyük pazarı konumunda olan Türkiye’nin, ya-kın gelecekte pazardaki bu büyüme trendini koru-yarak daha da güçleneceğini düşünüyoruz.

Dünya doğalgaz cihazları üretiminde hangi ülkeleretkin bir pazar ağı, üretim ve ihracata sahip? Buülkelerin üretimleri ve ihracat rakamları hakkındabilgi verebilir misiniz?

Dünya doğalgaz cihazları üretim ve satışındaİngiltere, Almanya ve İtalya gibi ülkeler önemli birpaya sahiptirler. Özellikle son yıllarda yapılanönemli yatırımlar ve pazardaki büyümenin etkisiyle

42 Sektörel Güç

DOSİDER Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Celalettin Çelik:

“Türkiye, hızla Avrupapazarının önemli birüretim merkezi konumunagelmektedir”

“Türkiye doğalgaz ile bağlantılı bir ürün olan panelradyatörde dünyanın en büyük üreticisi konumundadır.Kombi üretiminde de önemli bir aşama kaydedenTürkiye, hızla Avrupa pazarının önemli bir üretimmerkezi konumuna gelmektedir.”

Page 43: bu ZİRVE’de atacak · Kamu ve özel sektörün bu stra-tejik sektörün ve dolayısıyla ülkemizin geleceği için el ele vereceği bu etkinliği çok, ama çok önemsiyoruz ve

Kasım 2011 43

Page 44: bu ZİRVE’de atacak · Kamu ve özel sektörün bu stra-tejik sektörün ve dolayısıyla ülkemizin geleceği için el ele vereceği bu etkinliği çok, ama çok önemsiyoruz ve

Türkiye, Avrupa’nın en önemli üretim merkezle-rinden biri olmuştur. Örneğin, Türkiye doğalgaz ilebağlantılı bir ürün olan panel radyatörde dünyanınen büyük üreticisi konumundadır. Kombi üreti-minde de önemli bir aşama kaydeden Türkiye, hız-la Avrupa pazarının önemli bir üretim merkezi ko-numuna gelmektedir.

Türkiye’nin komşuları ve çevresinde yaşanan ge-lişmelerin (Mısır, Libya vs.) inşaat malzemele-rine ve doğalgaz cihazları sektörüne yansımalarınasıl oldu? Son gelişmelerle birlikte sektörün he-def ve beklentilerinde nasıl bir değişim yaşana-cak?

Doğalgaz cihazları sektöründe yoğun olarak ih-racat yapılan ülkeler halen Avrupa ülkeleridir. Do-layısıyla belirtilen ülkelerdeki gelişmeler, doğal-

44 Sektörel Güç

“Türkiye’de pazarın büyüklüğü 1 milyar TL”“DOSİDER üyesi firmaların ilgi alanlarına içinden doğalgaz geçen cihazlarolarak; kazan, kombi, şofben, doğalgaz sobası, brülör ve sayaçlar girmektedir.Türkiye’nin 2010 yılı kazan ve kombi üretimi toplam yaklaşık 600 bin adettir.Yurt içi pazarındaki toplam kazan ve kombi satış miktarı yaklaşık 750 bin adetolup, bu da 1 milyar TL üzerinde bir hacim anlamına gelmektedir. Yurt dışıpazarına satılan kazan ve kombi toplamı ise yaklaşık 100 bin adettir.”

“İMSAD çok önemli bir yapı taşı…”“Türkiye, inşaat konusunda dünyanın parlayanyıldızı konumundadır. Öyle ki inşaat sektöründeson 10 yılda sadece ihracat anlamında 150 milyardoların üzerinde bir satış gerçekleştirilmiştir.Türkiye pazarına bakıldığında ise son 5 yıldasektörde önemli bir büyüme yaşandığıgörülebilmektedir. Türkiye ekonomisininlokomotifi konumunda olan inşaat sektörünün enönemli kollarından birisi inşaat malzemeleri alanıda doğal olarak bu paralelde büyük önem arzetmektedir. İMSAD’ın gerek bu stratejik önemi,gerekse yaptığı etkili çalışmalar ile inşaat sektörüiçin çok önemli bir yapı taşı olduğunudüşünüyoruz.”

Page 45: bu ZİRVE’de atacak · Kamu ve özel sektörün bu stra-tejik sektörün ve dolayısıyla ülkemizin geleceği için el ele vereceği bu etkinliği çok, ama çok önemsiyoruz ve

Kasım 2011 45

“Doğalgazlıcihazlar daha

ekonomik”

Türkiye'nin 78 şehir merkezinde doğalgazkullanma olanağı bulunurken, 8 milyon 334 bineulaşan abone sayısının düşük olduğunu belirtenDOSİDER Yönetim Kurulu Başkanı Dr. CelalettinÇelik, küresel ısınmaya neden olan sera gazıüretiminde doğalgazın, kömüre göre yüzde 60daha çevreci olduğuna değinerek, 50 dairelikapartmanda kömür yakılması halinde yılda 660 tonkarbondioksit, doğalgaz yakılması halinde 260 tonkarbondioksit oluştuğunu anlattı. Doğalgazlıcihazlarla, kömüre göre yüzde 30-40 oranlarında,elektrik ve motorine göre yüzde 75 seviyelerindedaha ekonomik ısınma sağlanacağını kaydedenÇelik, doğalgazda fiyatlandırma politikasının doğruyönetilmesi, tüketici ve sanayiciyi zor durumdabırakacak, ihracatı, yabancı yatırımcıyı olumsuzetkileyecek şekilde, özellikle doğalgazın yoğunolarak kullanıldığı kış döneminde ani fiyatartışlarından kaçınılması gerektiğine işaret etti.

Avrupaülkelerindedoğalgaz kullanımıÜlke Oran (%)İngiltere 81İtalya 69Almanya 49İspanya 42Fransa 39Avusturya 36

…”

ı

ü

Page 46: bu ZİRVE’de atacak · Kamu ve özel sektörün bu stra-tejik sektörün ve dolayısıyla ülkemizin geleceği için el ele vereceği bu etkinliği çok, ama çok önemsiyoruz ve

46 Sektörel Güç

Kombi ve kazan kullanımınailişkin uyarılar

DOSİDER Yönetim Kurulu Başkanı Dr. CelalettinÇelik, kombi ve kazan kullanımıyla ilgili olaraktüketicilere şu uyarılarda bulundu: “Doğalgazkontrolü ve denetimi en kolay yakıt cinsidir. Teknikkurallara göre emniyet tedbirleri alınarakkullanıldığında güvenli bir yakıttır. Doğalgazlıcihazlarda kullanılan güvenlik sistemleriotomasyona bağlı olarak çalışmakta olup,maksimum güvenlik sağlanmaktadır. Doğalgazyakan cihazlar Avrupa Birliği standartlarında tümemniyet donanımlarına fazlasıyla sahiptirler.DOSİDER olarak tüketicilerin sorunsuz birkullanım için, yıllık periyodik cihaz ve bacabakımlarını ısıtma sezonu başlamadanyaptırmalarını önemle hatırlatmak istiyoruz.Böylelikle hem cihazlardan sürekli yüksek verimelde etme imkânı sağlanacak, hem de istenmeyenolayların önüne geçilebilecektir.Isıtma sistemlerinde üzerinde önemle durulmasıgereken konu bacalardır. Standartlara uygunolmayan bacaların kullanımı, bacalara yapılanuygun olmayan bağlantılar, havalandırmamenfezlerinin kapatılması ve bacaların periyodikbakımlarının yaptırılmaması her türlü yakıtcinsinde tehlikeyi beraberinde getirmektedir.Ülkemizde son yıllarda yaygın olarak kullanılandoğalgazlı hermetik cihazlar, kullanım özelliğisayesinde yakma havasını dış ortamdan almakta,baca gazlarını da dış ortama özel hermetik bacasistemi ile vermektedir. Böyleliklekarbonmonoksitten zehirlenme riski ortadankalkmış olmaktadır. Bu nedenle standartlarauygun müstakil baca yoksa hermetik cihazlartercih edilmelidir.”

gaz cihazları üreticilerini elbette ki etkilemekte fa-kat bu etki belli limitler dahilinde kalmaktadır.

Türk doğalgaz cihazları sektörünün sorunları ve çö-züm önerileri konusunda düşüncelerinizi öğrene-bilir miyiz? Özellikle gaz yakan cihazlara ait yö-netmelikler yeterli mi? Denetimler nasıl yapılıyor?

Doğalgaz cihazları sektörü, çok hızlı biçimdegelişen bir pazardır. Bu hızlı gelişim uzman tesi-satçı ve mühendis ihtiyacına neden olmaktadır. Üyefirmalarımız yoğun eğitim programlarıyla gerek ba-yilerinin, gerekse de teknik servis ekiplerinin ge-lişimlerinde ciddi rol oynamaktadır. Ayrıca, Mes-leki Yeterlilik Kurumu, GAZBİR, UGETAM’ın ortakçalışmalarıyla ve DOSİDER’ in katkılarıyla UlusalDoğalgaz Meslek Standartları hazırlandı ve bu stan-dartlara göre eğitimler verilmeye başlandı.

Sektörünüzle ilgili yaptığınız çalışmalardan bah-sedebilir misiniz? Özellikle uygulamalar nokta-sında nasıl bir eğitim uyguluyorsunuz?

Doğalgaz cihazları sektöründeki sanayici fir-maların yüzde 95’i DOSİDER’de temsil edilmektedir.DOSİDER’in öncelikle temel amacı, sektörün ulus-lararası standartlarında çalışmasını sağlamak,buna yönelik talimatnamelerin hazırlanması ve uy-gulanmasını takip etmek, sektördeki şirketlerarası iletişimi sağlamak ve ortak sorunların çö-zümünde gerekli koordinasyonu gerçekleştir-mektir. Örneğin; son dönemde gündemde olan BEPyasasının hazırlanmasında derneğimiz aktif rol oy-namıştır. Diğer sektörlerdeki derneklerden İSKİD,İZODER, İSKAV ve TTMD ile iş birliği içerisinde or-tak projeler ve çalışmalar yürütülmektedir. Eğitimve sertifikalı teknik eleman yetiştirme konusundaGAZBİR ve UGETAM gibi kurumlar ile ortak çalış-malar gerçekleştirilmektedir.

Page 47: bu ZİRVE’de atacak · Kamu ve özel sektörün bu stra-tejik sektörün ve dolayısıyla ülkemizin geleceği için el ele vereceği bu etkinliği çok, ama çok önemsiyoruz ve
Page 48: bu ZİRVE’de atacak · Kamu ve özel sektörün bu stra-tejik sektörün ve dolayısıyla ülkemizin geleceği için el ele vereceği bu etkinliği çok, ama çok önemsiyoruz ve

Pazar Araştırması ve Pazara Giriş DesteğiTebliği, 21 Mart 2011 tarihli Resmi Gaze-te’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Des-

tek miktar ve oranları önemli ölçüde artırılmıştır. BuTebliğ kapsamında sınai ve/veya ticari şirketler ileyazılım sektöründe faaliyet gösteren şirketlercegerçekleştirilen yurt dışı pazar araştırması gezile-rine ilişkin giderler yüzde 70 oranında ve yurt dışı pa-zar araştırması gezisi başına en fazla 7 bin 500 do-lara kadar desteklenir. Her takvim yılı içerisinde, şir-ket başına en fazla 10 (on) yurt dışı pazar araştırmasıgezisi desteklenir. Bir yurt dışı pazar araştırması ge-zisi kapsamında en fazla 2 (iki) şirket çalışanının aşa-ğıda belirtilen giderleri desteklenir:

“a) Ulaşım: Uluslararası ve şehirlerarası ula-şımda kullanılan ekonomi sınıfı uçak, tren, gemi veotobüs bileti ücretleri ile günlük 50 doları, gezi ba-şına da 500 doları aşmamak kaydıyla araç kiralamagiderleri. b) Konaklama: Şirket başına günlük 300 do-ları geçmemek kaydıyla konaklama (oda+kahvaltı) gi-derleri.”

Yurt dışı pazar araştırması gezisinin en az 2 (iki),yol hariç en fazla 10 (on) günlük kısmı desteklenir.Yurt dışı pazar araştırması gezisi süresince, yolcu-luk ve gidilen ülkenin resmi tatil günleri hariç olmaküzere, her gün için en az bir kurum, kuruluş veya şir-ketle görüşme yapılmalıdır. Görüşme yapılmayangünler için ulaşım ve konaklama giderleri destek-lenmez. Bir takvim yılı içerisinde aynı ülkeye yöne-lik en fazla 2 (iki) yurt dışı pazar araştırması gezisidesteklenir. Bir yurt dışı pazar araştırması gezisi tekbir ülkede yapılabileceği gibi, coğrafi konumu bir-birine yakın olmak kaydıyla en fazla 3 (üç) ülkede deyapılabilir.

Aşağıda sayılan faaliyetler desteklenmez:

“a) Pazar araştırmasının amaçlanmadığı yurtdışı gezileri.

b) Grup seyahati veya resmi ve/veya özel kurumve/veya kuruluşlarca yabancı ülkelere yönelik ola-rak gerçekleştirilen toplantı, sergi, konferans vb. or-ganizasyonlar.”

PAZARA GİRİŞ DESTEĞİŞirketler ile iş birliği kuruluşlarının yurt dışına

yönelik pazara giriş stratejileri ile eylem planlarınınoluşturulabilmesi amacıyla uluslararası kuruluşla-ra yaptırılan ve satın alınan sektör, ülke, yabancı şir-ket veya marka odaklı raporlar (mali ve hukuki ra-porlar dahil) ile yabancı şirket alımlarına yönelik da-nışmanlık hizmetlerine (mali ve hukuki danışman-lık dahil) ilişkin giderleri, şirketler için yüzde 60, işbirliği kuruluşları için yüzde 75 oranında ve yıllık enfazla 200 bin dolara kadar desteklenir. Bu maddekapsamında satın alınan raporların alım tarihi iti-barıyla en fazla 2 (iki) yıllık olması gerekir. Bu mad-de kapsamında satın alınan raporlar ile danışman-lık hizmetlerine ilişkin giderlerin desteklenebilme-si için söz konusu rapor ve raporu hazırlayan kuru-luş için İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi’nden (İGE-ME) ön onay alınması gerekmektedir.

Türkiye’de yerleşik yüksek öğretim kuruluşlarıve sağlık sektöründe tedavi amaçlı faaliyet gösterenkuruluşlar ile bu Tebliğe istinaden çıkarılacak uy-gulama usul ve esaslarında belirlenen diğer döviz ka-zandırıcı hizmet ve faaliyetler gerçekleştiren kuru-luşların yurt dışında tanıtımı amacıyla yapılan faa-liyetler çerçevesinde; ulaşım, konaklama ve tanıtımgiderleri yüzde 50 oranında ve yıllık en fazla 300 bindolara kadar desteklenir. Yurt dışı tanıtım deste-ğinden yaralanmak isteyen kuruluşların gerçekleş-tireceği tanıtım faaliyetlerinin destek kapsamına alı-nabilmesi için ilgili kuruluşlar tarafından programtarihinden en az 3 ay önce tanıtım faaliyeti progra-mı ve tahmini bütçesini gösteren uygulama usul veesasları ekinde yer alan form ile İGEME’ye ön baş-vuruda bulunması gerekir. Bu madde kapsamındayurt dışında gerçekleştirilen tanıtım faaliyetleri çer-çevesinde aşağıda belirtilen giderler desteklenir:

Ulaşım: Tanıtım faaliyetleri çerçevesinde ulus-

Yasemin Bali ÇETİNYatırım ve İhracatı Teşvik Müşaviri

Pazar Araştırması ve Pazara Giriş

Desteği

Yurt dışı pazar araştırması gezisinin en az 2 (iki), yolhariç en fazla 10 (on) günlük kısmı desteklenir. Yurt dışı

pazar araştırması gezisi süresince, yolculuk ve gidilenülkenin resmi tatil günleri hariç olmak üzere, her gün

için en az bir kurum, kuruluş veya şirketle görüşmeyapılmalıdır. Görüşme yapılmayan günler için ulaşım ve

konaklama giderleri desteklenmez.

48 Teşvik Dünyası

Page 49: bu ZİRVE’de atacak · Kamu ve özel sektörün bu stra-tejik sektörün ve dolayısıyla ülkemizin geleceği için el ele vereceği bu etkinliği çok, ama çok önemsiyoruz ve

Kasım 2011 49

lararası ve şehirlerarası ulaşımda kullanılan ekonomisınıfı uçak, tren, gemi ve otobüs bileti ücretleri ile top-lu taşımaya yönelik araç kiralama giderleri.

Konaklama: Tanıtım yapılan süre içerisinde gi-dilen ülkede günlük 300 doları geçmemek kaydıylakonaklama (oda+kahvaltı) giderleri.

Aşağıda belirtilen tanıtım ve organizasyon gi-derleri:

1. Tercümanlık giderleri.2. Seminer, konferans, toplantı ve ikili görüş-

melerin yapıldığı yerlerin kiralama giderleri.3. Görsel ve yazılı tanıtım ve reklam giderleri.4. Halkla ilişkiler hizmeti giderleri.5. Fuar ve sergi katılımı giderleri.6. Katalog, broşür, eşantiyon ve tanıtım malze-

meleri giderleri.

SEKTÖREL TİCARET HEYETİ VE ALIMHEYETİ PROGRAMLARI DESTEĞİ

Müsteşarlık koordinasyonunda organizatör ku-ruluşlarca düzenlenen sektörel ticaret heyeti ile alımheyeti programlarına ilişkin giderler yüzde 50 ora-nında ve program başına 150 bin dolara kadar des-teklenir. Organizatör kuruluşlarca düzenlenen sek-törel ticaret heyeti ile alım heyeti programları çer-çevesinde aşağıda belirtilen giderler desteklenir.

a) Ulaşım: Uluslararası ve/veya şehirlerarası ula-şımda kullanılan ekonomi sınıfı uçak, tren, gemi, oto-büs bileti ve toplu taşımaya yönelik araç kiralama gi-derleri.

b) Konaklama: Sektörel ticaret heyetlerindeşirket başına, alım heyetlerinde davetli yabancı şir-ket, kurum veya kuruluş başına günlük 300 dolarıgeçmemek kaydıyla konaklama (oda+kahvaltı) gi-derleri.

c) Sektörel ticaret heyeti veya alım heyeti prog-ramları kapsamındaki aşağıda belirtilen tanıtım veorganizasyon giderleri.

1. Tercümanlık giderleri.2. Seminer, konferans, toplantı ve ikili görüş-

melerin yapıldığı yerlerin kiralama giderleri.3. Görsel ve yazılı tanıtım ve reklâm giderleri.4. Halkla ilişkiler hizmeti giderleri.5. Katalog, broşür, eşantiyon ve tanıtım malze-

meleri giderleri.

Bir takvim yılında bir organizatör kuruluşunyaptığı en fazla 5 (beş) sektörel ticaret heyeti ve 10(on) alım heyeti programı desteklenir. Sektörel ticaretheyeti programları ile alım heyeti programlarının des-tek kapsamına alınabilmesi için ilgili organizatör ku-ruluş tarafından program başlangıç tarihinden en az3 ay önce program taslağı ve tahmini bütçesiyle bir-likte Müsteşarlığa başvuruda bulunulması gerekir.Müsteşarlıkça uygun bulunan programlar destekkapsamına alınır.

E-TİCARET SİTELERİNE ÜYELİK DESTEĞİNihai tüketiciye yönelik olmayan e-ticaret site-

lerine üyelik giderleri şirketler için yüzde 70 oranındave yıllık en fazla 10 bin dolara kadar desteklenir. Budestekten şirketler en fazla 5 (beş) e-ticaret sitesi içinve e-ticaret sitesi başına en fazla 3 (üç) yıl süresin-ce yararlanabilir. 13’üncü maddede belirtilen des-tekten yararlanmak isteyen şirketlerin en az bir ya-bancı dilde yayımlanan ticari faaliyetiyle ilgili bir in-ternet sitesi olması zorunludur. Şirketlerin destek-ten yararlanabilmeleri için üye olmak istedikleri e-ticaret sitesinin İGEME’den ön onay almış olması ge-rekmektedir. E-ticaret sitelerinde yer alan site içi rek-lam ve reklam bandı (banner) giderleri destek kap-samı dışındadır.

Faaliyetlerin destek ödemesinden yararlandırı-labilmesi için giderlerin ödeme belgesi ve diğer bel-gelerle birlikte tevsik edilmesi gerekir. Destek baş-vurularının sonuçlandırılmasına yönelik olarak is-tenen bilgi, belge ve uygulamaya ilişkin diğer hu-suslar Müsteşarlıkça düzenlenen Uygulama Usul veEsasları ile belirlenir. Sektörel Ticaret Heyeti ve AlımHeyeti Programları kapsamında gerçekleştirilenfaaliyetlere ilişkin ödeme belgeleri ile Uygulama Usulve Esasları’nda belirtilen diğer belgeler, ödemebelgesi tarihinden itibaren en geç 6 (altı) ay içerisindeilgili organizatör kuruluş tarafından doğrudan veyaposta ile Müsteşarlığa ibraz edilir.

Bu Tebliğin yurtdışı pazar araştırması, pazar gi-riş desteği, yüksek öğrenim kuruluşları ve sağlıksektöründe faaliyet gösteren kuruluşların tanıtımıve e-ticaret sitelerine üyelik maddeleri kapsamın-da gerçekleştirilen faaliyetlere ilişkin ödeme bel-geleri ile Uygulama Usul ve Esasları’nda belirtilendiğer belgeler, ödeme belgesi tarihinden itibaren engeç 6 (altı) ay içerisinde şirketler ve iş birliği kuru-luşları tarafından doğrudan veya posta ile İGE-ME’ye ibraz edilir.

Page 50: bu ZİRVE’de atacak · Kamu ve özel sektörün bu stra-tejik sektörün ve dolayısıyla ülkemizin geleceği için el ele vereceği bu etkinliği çok, ama çok önemsiyoruz ve

50 Özel Haber

Türk ekonomisininyumuşak karnı:CARİ AÇIK

500 milyar dolarlık ihracat hedefinin de en önem-li paydaşlarından birisi… İnşaat Malzemesi Sana-yicileri Derneği’nin (İMSAD) de bu vizyona üç adet100 milyar dolar hediye etmek istediğini İMSAD Yö-netim Kurulu Başkanı Hüseyin Bilmaç her plat-formda dile getiriyor. Hatta ihracat rakamlarındançok nitelikli, ileri teknoloji ürünü ve katma değeriyüksek bir ihracatı gerçekleştirmek, bu yolla cariaçığın da azaltılmasına katkı sağlamaktan sözediyor. Türkiye’nin cari açığını tetikleyen ara malıithalatının inşaat malzemeleri sektöründe diğer sek-törlere oranla daha az kullanılması, sektörün 2023vizyonu için koyduğu hedeflere bir aksilik olmaz-sa ulaşacağını da gösteriyor. Zira inşaat malze-meleri sektörü 2011 yılının Ağustos ayında 11 mil-yar dolarlık ihracat yaparken, bu ihracat içinde sa-dece 4 milyar dolarlık bir ara malını ithal etti. 7 mil-yar dolarlık bir katkı söz konusu…

Türkiye ekonomisinin lokomotif sektörlerindenbiri inşaat malzemeleri sanayisi… Katma de-ğeri yüksek ürünlerin ihracatından elde edi-

len gelir, Türkiye ihracatının da artmasını sağlıyor.Türkiye ekonomisinin Avrupa liderliğini yakaladı-ğı 2010 yılında inşaat sektörü yüzde 17,1 büyümeoranı ile en hızlı büyüyen sektör oldu. Sektörün eko-nomik büyümeye yüzde 5,6 düzeyinde katkısı ar-tarak devam ediyor. 2011 yılı ilk çeyreğinde ise bü-yüme lideri Çin’i geride bıraktı, birinci sırada olduğuAvrupa’daki konumunu dünya liderliğine taşıdı. Sonbeş yılda Türk inşaat malzemesi sanayisinde yıllıkortalama ihracat artış hızı yüzde 15 olurken, Tür-kiye, inşaat malzemeleri ihracatı yapan ülkeler ara-sında yedinci sıraya yerleşti. Üretimde ise yüzde 11,5büyüme oranıyla Türkiye, inşaat malzemeleri sa-nayisi ile dünyada ilk beş ülke arasına girdi.

İnşaat malzemeleri sanayisi, 2023 vizyonunda

Page 51: bu ZİRVE’de atacak · Kamu ve özel sektörün bu stra-tejik sektörün ve dolayısıyla ülkemizin geleceği için el ele vereceği bu etkinliği çok, ama çok önemsiyoruz ve

Kasım 2011 51

Türkiye’nin cari açık sorunu yeni bir sorun değil. Uzun yıllardır ithalatabağlı bir büyüme performansı sergileyen Türkiye, cari açık sorununu yadoğrudan yabancı sermaye yatırımı ile ya da son yıllarda dünyadakiekonomik kriz endişeleri nedeniyle kendisine yer arayan sıcak paranıngelmesiyle karşıladı. Kronik bir soruna dönüşen cari açık için katma değeriyüksek üretim gerçekleştiren sektörlerin desteklenmesi önem taşıyor.

rını da şöyle anlattı: “İMSAD olarak, inşaat malze-mesi sanayisini her platformda temsil ederek, ça-lışmalarımızı bu sektörün gerek yurt içinde ve ge-rekse yurt dışında sürdürülebilir gelişimi yönündeplanlıyoruz. Bu plan içinde sektörümüzün hedef-leri ve bu hedeflere yönelik geleceğe dönük çalış-malar da İMSAD için büyük önem taşıyor. Ülkemizdeson dönemde oluşan genel ekonomik tabloya bak-tığımızda Türk ekonomisinin 2011’in ilk yarısı so-nunda büyüme lideri Çin’le rekabetini izliyor ve Av-rupa’daki liderliğini dünya liderliğine taşıdığınıgörüyoruz.”

CARİ AÇIK KRONİK BİR SORUNTürkiye’nin cari açık sorunu yeni bir sorun de-

ğil. Uzun yıllardır ithalata bağlı bir büyüme per-formansı sergileyen Türkiye, cari açık sorununu yadoğrudan yabancı sermaye yatırımı ile ya da son yıl-larda dünyadaki ekonomik kriz endişeleri nedeniyle

Sektör olarak 2010 yılında 19 milyar dolarlık ih-racat gerçekleştirdiklerini söyleyen İMSAD Yöne-tim Kurulu Başkanı Bilmaç, 2011 yılının ilk altı ayın-da cari açığın azaltılmasına katkılarını şu sözlerledile getirdi: “2011 yılının ilk sekiz ayında ihracatta11 milyar doları aşan bir performans yakalandı. İt-halat ise aynı dönemde 4 milyar dolar olarak ger-çekleştiğinden cari açığa katkımız arttı.”

“EN BÜYÜK RİSK CARİ AÇIKTIR”Dünyada birçok ülkenin ekonomik sorunlar ne-

deniyle kriz korkusu yaşadığına değinen Bilmaç, aynıdönemde Türkiye ekonomisini tehdit eden ve 2011yılının en büyük riskinin cari açık olduğunu söyle-di. Bilmaç, “Cari açık 2011 yılının ilk altı ayında ge-çen yılın aynı dönemine göre yüzde 122 oranında,24 milyar 761 milyon dolar tutarında artışla 45 mil-yar 8 milyon dolara yükseldi. Bu gelişmede, dış ti-caret açığının 25 milyar 436 milyon dolar artarak46 milyar 431 milyon dolara ulaşması etkili oldu.Merkez Bankası’nın ağustos ayı ikinci dönem bek-lenti anketine göre, 2011 yıl sonu cari açık beklentisi,71 milyar 990,1 milyon dolara yükseldi. 2011 yılınınilk beklenti anketinde ise hesaplamalar, 46,9 mil-yar dolar seviyesi yönündeydi” dedi.

İthalatın ihracata oranının azalması gereklili-ğinin her sektör tarafından bilindiğine vurgu yapanBilmaç’a göre dışa bağımlılıkta en çok ulaşım, ko-nut ve sanayi ara mallarına bütçe ayırılıyor. “Buradayüzde 75’lik dilim, konut ve sanayiye ait; bu da 25milyar dolara tekabül etmektedir” diyen Bilmaç şöy-le devam etti:

“2011 Temmuz sonu itibarıyla yaklaşık enerji it-halatına ödenen para 30 milyar dolardır ve 2011 yılısonu itibarıyla 50 milyar dolara ulaşması beklen-mektedir. Bu doğrultuda, yalıtımla enerji tasarru-fu yapılmasının cari açık sorunu için en büyük çö-zümlerinden biri olacağına inanıyoruz.”

İnşaat malzemeleri sanayisinin yapı sektörü gibilokomotif bir sektöre ortalama yüzde 60 oranındagirdi verdiğini, farklı 12 sanayi sektörüne ürün ve-ren bir yapıda olduğunu, önemli bir istihdam ala-nı yarattığını hatırlatan Bilmaç, “Sektörümüz pekçok alt sektörde yerli ham madde ve girdilere da-yanarak cari açığa katkı koyan net ihracatçı konu-mu ile bugün Türkiye’nin lokomotif sektörlerindenbiridir” dedi. Bilmaç, İMSAD olarak neler yaptıkla-

İMSAD Başkanı Hüseyin Bilmaç:“Yeni ufuklar açmayıhedefliyoruz”

“Türk inşaat malzemeleri sanayisi inşaatdemiri, demir-çelik radyatör ve demir-çelikprofil gibi birçok kategoride dünya lideridir.İhracat rakamlarına göre, sektör olarak 2011yılı ilk yedi ayı sonunda 11,5 milyar dolarayaklaşan bir performans yakaladık. 2011 ilkyarı sonunda genel ekonomik tabloyabaktığımızda ise Türk ekonomisinin, büyümelideri Çin ile rekabetini izliyor ve Avrupa’dakiliderliğini dünya liderliğine taşıdığınıgörüyoruz. İMSAD olarak, sektörün ihracathacmini artırmayı hedefledik ve bu yönde işbirlikleri kurmaya başladık. Sektörünhedeflerine ve ihtiyaçlarına paralel konseptteplanlanan ve sektörün ihracat odaklıhedefine hizmet eden tüm organizasyonlarıdestekliyoruz. İhracatta lider olduğumuzinşaat malzemeleri sektörüne, Orta Doğu,Afrika, Körfez Ülkeleri ve TürkCumhuriyetleri gibi dış pazarlarda yeniufuklar açmayı hedefliyoruz.”

Page 52: bu ZİRVE’de atacak · Kamu ve özel sektörün bu stra-tejik sektörün ve dolayısıyla ülkemizin geleceği için el ele vereceği bu etkinliği çok, ama çok önemsiyoruz ve

kendisine yer arayan sıcak paranın gelmesiylekarşıladı. Ekonomistlere göre dünyada ithalat yap-madan ihracatını artıran ülke bulmak zor… Bütünmesele aradaki makasın, yani ithalat ile ihracat ara-sındaki mesafenin çok açılmaması. EkonomistMahfi Eğilmez’e göre Türkiye’nin cari açığını te-tikleyen en önemli neden enerji fiyatlarındaki ar-tış ve ara malı ithalatı. Enerjide dışa bağımlı olanTürkiye’nin petrol ve doğal gaz fiyatlarındaki her ar-

tıştan doğrudan etkilendiğini, bu durumunda cariaçığın büyümesine neden olduğunu söyleyen Eğil-mez, enerjinin cari açık içindeki faturasının dörttebir olduğunu belirtiyor. Türkiye’nin cari açık soru-nunun enerji fiyatlarının düşük olduğu dönemde deolduğunu hatırlatan Eğilmez’e göre bu bir kroniksorun.

Eğilmez, “Türkiye ne zaman hızlı büyümeye he-veslense, ne zaman iç talep ve dış talep artsa, ül-kemizin bu ihracatı gerçekleştirebilmek için itha-lat yapmak zorunluluğu ortaya çıkıyor. Çünkü ithalettiğimiz ürünlerin bir bölümünü üretemiyoruz. Tür-kiye’nin ithalatına baktığımızda, en büyük kaleminara malı ve sermaye malı ithalatında olduğunu gö-rüyoruz. Ne zaman Türkiye büyümeye yönelse, o za-man bu malların ithalatı artıyor ve cari açığımız dabüyüyor. İhracat yapabilmek için ithalatı artırmakzorunda kalıyoruz. İthalata bağımlı bir büyümemizoluyor. Bunu da değiştirme yolunda şimdiye kadarbir adım atılmadı. Şimdi yavaş yavaş bir şeyler ya-pılmaya çalışılıyor” diyor. İthal edilen mallarınTürkiye üretilmesi gerektiğini belirten Eğilmez, buüretimin de teşvik ve verilecek desteklerle teşvikedilebileceğini söylüyor. Ancak tam bu noktada Eğil-mez’in sanayicilere bir uyarısı var: “İki, üç yıl için-de dünya ölçeğinde üretim yapabileceksek teşviketmek lazım. Aksi takdirde dünya ile rekabetimizibozacak, dışardan 1 dolara aldığımız malı, yerli ol-sun deyip 1,5 dolara üreteceksek, bunun anlamı yok.İki, üç yıl teşvik verilebilir, vergi alınmayabilir hertürlü destek verilebilir. Bu süre içinde Türkiye’ninbu malların bir bölümünü üretiyor olması lazım.”

Türkiye’nin makul bir cari açık vermesi duru-munda, bunun doğrudan yabancı sermaye girişle-ri ile finanse edilebileceğini ifade eden Eğilmez, şuanda yaşadığımız sağlıksız durumu ise şöyle ta-nımlıyor: “Ama Türkiye’nin cari açığı yüzde 10’u bu-lunca; bunun yüzde 2-3’ünü yabancı sermaye ile sağ-lasanız, yüzde 6-7’si sıcak para ile finanse edilecek.

52 Özel Haber

Bilim, Sanayi veTeknoloji

BakanıNihat Ergün:

“Üretimdeyerli malı

kullanmalıyız”

“Türkiye konut sektöründe çok ciddi bir ivmeyakalamış durumda. TOKİ 500 bin konut yaptı. Sonyedi, sekiz yılda özel sektör çok ciddi manadakonutlar yapıyor ve daha nitelikli konutlar oluyor.Kentsel dönüşümler hızlı bir şekilde devam ediyorve daha da devam edecek. Önümüzdeki dönem bir500 bin konut hamlesi daha yapılacak. O zamanböylesine devasa projelerde inşaat teknolojileriile ilgili, inşaat makinalarıyla ilgili alanlarda, işmakinası kullanımında yerli malını özendirmemizlazım.”

Page 53: bu ZİRVE’de atacak · Kamu ve özel sektörün bu stra-tejik sektörün ve dolayısıyla ülkemizin geleceği için el ele vereceği bu etkinliği çok, ama çok önemsiyoruz ve
Page 54: bu ZİRVE’de atacak · Kamu ve özel sektörün bu stra-tejik sektörün ve dolayısıyla ülkemizin geleceği için el ele vereceği bu etkinliği çok, ama çok önemsiyoruz ve

54 Özel Haber

Bu son derece sağlıksız... Doların yükseldiği bir du-rumda da bütün sıcak para kaçmaya başlıyor. O za-man da sizin finansman yollarınız kapanıyor.”

“MALİ DİSİPLİNE AĞIRLIK VERİLMELİ”Cari açığın artışında kamu harcamalarının da

payı olduğunu söyleyen İMSAD Ekonomi DanışmanıProf. Dr. Kerem Alkin’e göre başka önlemlerle bir-likte mali disipline ağırlık vermek cari açığın azal-tılmasına katkı sağlayabilir. Prof. Dr. Alkin, “Tabiibu süreçte, özel sektöre kullandırılan kredi mali-yetlerini artırmanın ötesinde, belki başka tedbirlerdealmak kendi mecrasında yararlı olabilir. Tüketimharcamalarına yönelik olarak belki biraz dahauyarıcı, BDDK, MB ve diğer kurumların aynı andadevreye girecek tedbirlere ağırlık vermesi de ge-rekecektir.”

Türkiye’nin birçok ham maddeyi üretemediği içinithal ettiğini ve yerli malı kullanımının cari açık üze-rinde yüzde 10 etkisi olacağını vurgulayan Alkin, gir-di ve sanayi stratejileri ile ancak açığın yarı yarıyaazaltılmasının mümkün olabileceğini belirtiyor.Geçmişte doğrudan yabancı sermaye yatırımı ile fi-nanse edilen ancak son dört, beş yıldır sıcak paragirişi ile dönen cari açık sorununun 2012 yılında Tür-kiye için taşıdığı riskler olduğunu ifade eden Alkinşunları aktarıyor: “Cari açığın finansmanında 2012yılı için bazı riskler söz konusu. Avrupa, Türkiye’yedoğrudan yabancı sermaye yatırımı konusunda eniddialı coğrafya... Dolayısıyla Avrupa’nın içinde bu-lunduğu konjonktür, bir sürü sıkıntıyla boğuşmak-ta olduğunu gösteriyor. Bu, Türkiye için bir dizi şans-sızlığı da beraberinde getiriyor. Türkiye en büyükdoğrudan yabancı sermaye yatırımı çektiği Avru-pa’dan beklediği yatırımı alamayabilir.”

İnşaat malzemeleri sanayisinin ağustos ayındaelde ettiği ihracat başarısını hatırlatan Alkin, sek-törün yaptığı 4 milyar dolarlık ithalata işaret ederekşu noktalara değiniyor: “Sektörün 4 milyar dolar-lık ithalatı var. Biliyorsunuz, inşaatlarda kullanılaninşaat demirinin üretimi konusunda Türkiye ithalatabağımlı… Bu ithalat içinde Türkiye’de üretilen inşaatmalzemeleri için yapılan demir-çelik, hurda demirdâhil, her türlü ham madde ithalatı varsa o zamanbu yönde bakıldığında, çok net sektörün cari açığınazaltılmasına katkı yaptığını söyleyebiliriz. Türkiye’deyapı malzemelerinde, inşaat demirinde, hurda de-mir veya yapı kimyasallarında ithalat sektörün ka-bahati değil. Ekonomi yönetimi, 1970-80-90’lardaTürkiye’de önü açık olan ve hem iç hem de dış alan-da girdi sağlayan üreticilerin, ham madde ihtiyaç-larını önceden algılayabilseydi, mutlaka bu sektör-lere ciddi boyutta bir girdi sağlayacak strateji izle-yebilirdi. Dünyanın önde gelen demir-çelik ve yapıkimyasalları üreticileri, ham madde üretmeleriamacıyla Türkiye’ye teşvik edilmeliydi.”

Türkiye’nin dünyada iddialı bir ekonomi olma yo-lunda kritik önemde bazı ham maddeleri çeşitli kur-gu hataları nedeniyle üretemediğine vurgu yapanProf. Dr. Alkin, acı gerçeği “Türkiye’nin doğru dürüstbir cari açık stratejisi yok” diye dile getiriyor.

İMSAD Ekonomi DanışmanıProf. Dr. Kerem Alkin; “Uluslararası ortam yatırımçekmeye uygun değil”“Cari açığın azaltılmasına dönük olarakverilecek teşvik ve desteklerin, yatırım ortamınadönük kredilerin bir kıpırdanma yaratacağınısöyleyen Prof. Dr. Alkin, uluslararasıkonjonktüre dikkat çekiyor: “Türkiye 2005’teAvrupa Birliği’ne tam üye olmak için ilanedildiğinde, tam o noktada sektörel teşviklereağırlık veren, özellikle Türkiye’ye ham maddegirdi tedariki sağlayacak çok kritik olan mallarınve şirketlerin yatırım yapacağı bir ortambaşlatsaydı, bugün bunları konuşmuyorolabilirdik. Bunlara yönelik şimdi müthiş birteşvik süreci var ve Türkiye bu teşvik sürecinikurguluyor. Ama gel gör ki, uluslararası ortambu yatırımları Türkiye’ye çekmeye müsait değil.Böyle de bir gerçeğimiz var.”

“Hakikaten bir şeyler üretip sattığımızsektörlerden bir tanesi inşaat malzemelerisanayisi sektörü. Burada dünyada belirli birüstünlüğümüz de var. Belki biraz daha fazlarekabette öne geçmek için markayayönelebilsek iyi olacak. İnşaat malzemelerinitoplu satmak ayrı bir şey; bir de İtalyanlarınyaptığı gibi mutfak ölçeğinde markalı ürünlerisatmak var. Bir yandan inşaat malzemesi ihraçediyoruz ama bir yandan da İtalya başta olmaküzere kimi ham maddeleri de ithal ediyoruz.Özellikle ince işlerde kullanılan, seramik, fayansgibi... Buralarda teşvik verilmesinde yararolabilir. Türkiye buralarda belirli bir kalite vestandardı yakaladı ve üstünlüğünü kabul ettirdi.Belki teşvik ve desteklerle hafif dokunuşlaryapılsa, markalı olarak katma değeri dahayüksek ürünlerin ihracatı artırılabilir. Bazısektörler vardır ki bir ülkenin stratejikpozisyonu ona göre önemlidir. Avantajı vardır.Onunla yarışacağım derken yarışamazsın vebatarsın. Ama bizim ithalatımız içinde yüzde40’ının en azından bir ikameci modelleTürkiye’de o fiyatlara üretebileceğikanısındayım.”

Ekonomist Mahfi Eğilmez:“Rekabette öne geçmek içinmarkaya yönelmeliyiz”

Page 55: bu ZİRVE’de atacak · Kamu ve özel sektörün bu stra-tejik sektörün ve dolayısıyla ülkemizin geleceği için el ele vereceği bu etkinliği çok, ama çok önemsiyoruz ve
Page 56: bu ZİRVE’de atacak · Kamu ve özel sektörün bu stra-tejik sektörün ve dolayısıyla ülkemizin geleceği için el ele vereceği bu etkinliği çok, ama çok önemsiyoruz ve

56 Özel Söylefli

Page 57: bu ZİRVE’de atacak · Kamu ve özel sektörün bu stra-tejik sektörün ve dolayısıyla ülkemizin geleceği için el ele vereceği bu etkinliği çok, ama çok önemsiyoruz ve

Kasım 2011 57

Sanayi Bakanlığı’nın isminin Bilim, Sanayi veTeknoloji Bakanlığı olarak değiştirilmesi,Türkiye’nin kısa, orta ve uzun vadede 2023

vizyonuna ulaşabilmesi için önemli adımların atı-lacağının ilk işareti olarak algılandı. NitekimSanayi Strateji Belgesi’nde yer alan, “ileri tek-nolojili ürünlerin üretim ve ihracat içindeki pa-yının artırılması” hedefi bakanlığın en önemli stra-tejik hedefleri arasında kabul edildi. Türkiye’yi Av-rasya’nın üretim üssü yapmayı hedeflediklerinisöyleyen Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı NihatErgün’le, Türkiye’nin sanayi politikasından cariaçık sorununa, ARGE faaliyetlerinden inşaat sa-nayisinin yarattığı katma değere uzanan genişperspektifte bir söyleşi yaptık.

Adının “Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı” ola-rak değişmesi ile Bakanlığın stratejisinde ne gibideğişiklikler oldu? Bu yönde 2023 yılına dönükbelirlenen stratejimizden bahsedebilir misiniz?

Bakanlığımızın yeni dönem yapılanması veyeni adı, öncelik vereceğimiz konuların ne ola-cağını ortaya koymaktadır. Bakanlığımız, bundansonraki süreçte sanayinin teknoloji kapasitesiniartırmaları ve üniversite-sanayi iş birliğinin te-sisi gibi konulara daha yoğun bir şekilde odak-lanacaktır. Bakanlık olarak mevcut uygulama-larımız arasında teknoloji odaklı girişimciliğiartırmak, yeni ürün geliştirme süreçlerini des-teklemek, bilgiyi ürüne dönüştürmek için yürüt-tüğümüz önemli programlar var. Önümüzdeki dö-nemde mevcut destekleri geliştireceğimiz gibi,yeni destek programlarını da uygulamaya koya-cağız. Küresel rekabet şartları, üreticilerimizinsürekli kendilerini yenilemelerini gerektiriyor vebunun yolu da ARGE, markalaşma, tasarım veinovasyondan geçiyor. Önümüzdeki dönemderekabet gücü politikalarının merkezinde yeni-likçilik ve teknolojik altyapının iyileştirilmesi yeralacaktır. Bu çerçevede özel sektörün ARGEfaaliyetlerine katılımı, ARGE Faaliyetlerinin Des-teklenmesi Hakkındaki Kanun’un uygulanması,Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu(TÜBİTAK) faaliyetlerinin geliştirilmesi ve ge-nişletilmesi, bilgi ve iletişim teknolojilerinin et-kin kullanımı, fikri ve sınai mülkiyet haklarının ko-runması amaçlanmaktadır.

Dünya ekonomileri artık ARGE ve inovasyona ver-dikleri katkı ile ölçülüyor. İleri teknoloji üretim veekonomi için ARGE ve inovasyonun önemi büyük.Bu konuda bakanlık olarak özellikle ARGE yatı-rımlarını teşvik etmek ve sanayimizi gelişen ülkelerseviyesine yükseltmek için neler yapılacak?

Firmalar arası rekabete dayalı günümüz dün-yasında, gelişmiş ülkelerde üretim ve ihracat için-de ileri teknolojili ürünlerin oranı yüzde 20’ler se-viyesinde iken, bu oran ülkemizde düşük seviye-lerdedir. Ülkemiz açısından bu alandaki son dokuzyıllık gelişmelere baktığımızda ise, düşük tekno-lojili sektörlerden orta teknolojili sektörlere doğ-ru güçlü bir geçiş ve başarı sağlandığı görülmek-tedir. Hükümet olarak belirlediğimiz 2023 vizyo-numuzdaki hedeflere uygun olarak hem mevcutüretim yapımızı, çok hızlı ve etkili bir biçimde yük-sek katma değerli yapıya dönüştürecek tedbirle-ri ve programları uygulamak hem de bu yüzyılın yeniüretim anlayışına uygun girişimciler üretmeyeyönelik tedbirleri hayata geçirmek zorundayız.Bakanlık olarak yürüttüğümüz Teknoloji Geliştir-me Bölgeleri, Sanayi Tezleri Programı ve ARGEMerkezleri, Rekabet Öncesi İş Birliği Projeleri veTeknogirişim Sermayesi Desteği ile ilgili çalışma-lar ile yine bu çerçevede TÜBİTAK ve KOSGEB’inyürütmüş olduğu çalışmalar ülkemizde, teknolo-jik ürün üretiminin en önemli faktörü olan üniver-site-sanayi iş birliğini geliştirmeye yönelik prog-ramlardır. Bu programlar ile üniversitelerdekibilimsel bilginin sanayideki üretime dönüştürülmesihedeflenmiştir. Bakanlığımız 2012 yılında, ARGE

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün:

“Avrasya’nın üretim üssüolmayı hedefliyoruz”

“Türkiye sanayisi için uygulanacak stratejinin uzundönemli vizyonu ‘Orta ve yüksek teknolojili ürünlerde,

Avrasya’nın üretim üssü olmak’ olarak belirlenmiştir… Buvizyona ve genel amaca yönelik olarak ise; orta ve yüksek

teknolojili sektörlerin üretim ve ihracat içindeki payınınartırılması, düşük teknolojili sektörlerde katma değeri

yüksek ürünlere geçişin sağlanması, becerilerini sürekligeliştirebilen şirketlerin ekonomideki ağırlığının artırılması

şeklinde, üç temel stratejik hedef tespit edilmiştir.”

Page 58: bu ZİRVE’de atacak · Kamu ve özel sektörün bu stra-tejik sektörün ve dolayısıyla ülkemizin geleceği için el ele vereceği bu etkinliği çok, ama çok önemsiyoruz ve

58 Özel Söylefli

projeleri sonucunda ortaya çıkan teknolojik pro-totipin veya teknolojik ürünün hem yatırım, hemde tanıtım faaliyetlerini desteklediği gibi, sanayi-cimizin ürettiği teknolojik ürünün uluslararası mar-kaya dönüştürmesini de sağlayacaktır.

Türkiye’nin 2023 vizyonu olan 500 milyar dolar-lık ihracat rakamlarına ulaşabilmesi için katmadeğeri yüksek ürünlere ve teknolojilere ağırlıkvermesi önem kazanıyor. İleri teknoloji ve kat-ma değeri yüksek sanayi dallarının Bakanlık ta-rafından yatırım açısından desteklendiğini gö-rüyoruz. Gelecekte yabancı yatırımcıların, han-gi üretim alanlarında ülkemize gelme potansiyeliolduğunu düşünüyorsunuz?

Türkiye bugün geldiği noktada, sadece dahaçok üretmeye değil, daha nitelikli bir üretim ya-pısına geçmeye de odaklanmıştır. Eğer biz sana-yi üretimimizde yüksek teknolojili ve yüksek kat-ma değerli bir üretim yapısına geçmek istiyorsak,bilim ve teknoloji gibi kilit bir alana azami önemvermek durumundayız. Sektörlerin teknoloji dü-zeyini yükseltmek, hem ülkemizin ithalatını azal-tacak, hem de ülke ihracatının artmasına katkı sağ-layacaktır.

Bugün ülke olarak dünyaya beyaz eşya, makineveya demir-çelik ürünleri ihraç ettiğimiz gibi, bi-

lişim, otomasyon sistemleri ve elektronik ürünlerde ihraç etmeliyiz. Bunlar da ancak bu alanda ya-pılacak yeni yatırımlarla gerçekleşecektir. Sana-yi Strateji Belgesi’nde de yer aldığı gibi, ileri tek-nolojili ürünlerin üretim ve ihracat içindeki payı-nı artırmamız gerekiyor. Bu durum bizim strate-jik bir hedefimiz. Bununla birlikte ekonomi yöne-timinde üzerinde odaklandığımız bir konu da cariaçık konusudur. Cari açığı azaltmaya yönelik, sa-nayideki üretim yapımızda yeni planlamalar yapı-yoruz ve hazırlık çalışmaları devam eden teşvikmevzuatında da zaten bu hususlar dikkate alını-yor. Bu çerçeveden hareketle önümüzdeki süreçte,yabancı yatırımların özellikle elektronik, bilişim,nanoteknoloji, biyoteknoloji, kimya, otomotiv en-düstrileri gibi alanlara yöneleceğini bekliyoruz.

“İHRACATIMIZ 130 MİLYAR DOLARIAŞACAKTIR”İhracat rakamlarına baktığımızda yıllık ihraca-tımızın son ağustos ayı verileri doğrultusunda 125milyar dolar civarında olduğunu görüyoruz. Ge-rek kapasite kullanımı gerekse de sanayi üretimendeksi verileri ışığında yıl sonu beklentileriy-le ilgili öngörüleriniz nedir?

Yıl sonu beklentilerimizi ihracat açısından de-ğerlendirdiğimizde, 2011 yılı sonu itibarıyla ihra-catımızın 130 milyar doları aşacağını ve hatta ih-racatımızın en yüksek değerine ulaştığı 2008 yı-lındaki 132 milyar dolar sınırını da geçeceğini dü-şünüyorum. Kapasite Kullanım Oranı (KKO) de-ğerlerine gelince, en son açıklanan 2011 Eylül ayıdeğerinin 76,2 seviyesinde olduğunu görüyoruz. Budeğer kademeli bir şekilde KKO’nun yükseldiği-ni göstermektedir. Benzer şekilde sanayi üretimiaçısından önemli bir gösterge olan Sanayi ÜretimEndeksi’nin de Ağustos 2011’de 119,3 değerindeolduğunu görüyoruz. Bu değerin 2005 yılından buyana en yüksek ağustos ayı değeri olması da ay-rıca sevindirici bir durumdur. Tüm bu verileri birarada değerlendirdiğimizde, 2011 yılında gayrisafiyurt içi hasılanın (GSYH), dolayısıyla ekonomimi-zin yüzde 7’lerin üzerinde bir büyüme gösterece-ğini bekliyoruz. Burada sevindirici olan bir durum

“İnşaat ekonomimizin lokomotif sektörlerindendir…”“Ekonomimizin lokomotif sektörlerinden biri olan inşaat sektöründe 2011yılının ilk 9 ayında 67,5 milyar TL değerinde bir iş hacmi oluşmuştur. 2010yılında yüzde 16 büyüyen sektör, 2011 yılında yüzde 8-10 büyümeyihedeflemektedir. Dünyadaki gelişmiş ülkelerde konut piyasası daralmayadevam ederken, Türkiye’de sektör güçlü bir performansla büyümektedir.Türkiye’nin 2023 hedefleri çerçevesinde, ülkemizin ihtiyacı olan sanayiürünlerini yerli üretimle karşılamak ve ülkemizin dışa bağımlılığını azaltmakbakanlığımızın öncelikli hedeflerinden birisidir. Ülkemiz ekonomisi açısındanson derece önemli olan bu hedefin korunması ve geliştirilmesi içinBakanlığımız büyük bir çaba sarf etmektedir. Bu çerçevede; kamuya “yerliürün” bilincinin aşılanması amacıyla, bakanlığımız koordinasyonundasektörün temsilcileriyle iş birliği içinde ‘Türk İmalat Sanayi ve Kamu AlıcılarıBuluşması’ adı altında toplantılar gerçekleştirilmektedir.”

Page 59: bu ZİRVE’de atacak · Kamu ve özel sektörün bu stra-tejik sektörün ve dolayısıyla ülkemizin geleceği için el ele vereceği bu etkinliği çok, ama çok önemsiyoruz ve
Page 60: bu ZİRVE’de atacak · Kamu ve özel sektörün bu stra-tejik sektörün ve dolayısıyla ülkemizin geleceği için el ele vereceği bu etkinliği çok, ama çok önemsiyoruz ve

60 Özel Söylefli

da büyümeye en fazla ağırlık veren unsurun özelsektör yatırım harcamaları olmasıdır.

Bakanlık görevine geldiğinizden bugüne, “yerliüretim”, “katma değeri yüksek ürün üretimi veihracatı” söylemleriniz ile dikkat çekiyorsunuz.Türkiye uzun yıllar ithal ikameci ekonomi mo-deline biraz da küçümseyerek baktı. Ancak hü-kümetin yeni dönemde bu model üzerine yo-ğunlaşacağı anlaşılıyor. Türkiye bu süreçte ne-leri yitirdi?

Türkiye imalat sanayi, 2001 sonrası yeni eko-nomik iklime bağlı olarak hızlı bir gelişme süre-ci içine girmiştir. Sağlanmış olan istikrar ortamı,AB’yle gümrük birliğinin etkisiyle de birleşince,üretim ve dış ticaret yapısında da önemli bir dö-

nüşüm yaşanmaya başlamıştır. Uzun dönemlibir perspektiften bakıldığında, Türkiye’nin küre-sel ekonomiyle bağını kuran öncü sektörün ima-lat sanayi olduğu görülmektedir. Türkiye’nin top-lam ihracatı içinde imalat sanayi ürünlerinin payı,1980’deki yüzde 37 düzeyinden, 2011 yılının ocak-ağustos döneminde yüzde 95’lere ulaşmıştır.Türkiye sanayisi için uygulanacak stratejinin uzundönemli vizyonu “orta ve yüksek teknolojili ürün-lerde, Avrasya’nın üretim üssü olmak” olarak be-lirlenmiştir. 2011-2014 yıllarını kapsayan TürkiyeSanayi Stratejisi’nin genel amacı, “Türk sanayisi-nin rekabet edebilirliğinin ve verimliliğinin yük-seltilerek, dünya ihracatından daha fazla payalan, ağırlıklı olarak yüksek katma değerli ve ile-ri teknolojili ürünlerin üretildiği, nitelikli iş gücü-ne sahip ve aynı zamanda çevreye ve topluma du-yarlı bir sanayi yapısına dönüşümü hızlandır-maktır.” Bu vizyona ve genel amaca yönelik ola-rak ise; orta ve yüksek teknolojili sektörlerinüretim ve ihracat içindeki payının artırılması, dü-şük teknolojili sektörlerde katma değeri yüksekürünlere geçişin sağlanması, becerilerini sürek-li geliştirebilen şirketlerin ekonomideki ağırlığı-nın artırılması şeklinde, üç temel stratejik hedeftespit edilmiştir. Yüksek katma değerli üretim, sa-nayimiz için yol haritası niteliği taşıyan sanayi stra-tejimizin de temel unsuru olup, belge içerisinde buamacın gerçekleştirilmesine yönelik 72 eylem yeralmaktadır.

Türkiye ekonomisinin kırılgan noktası olarak cariaçık ve bunun nasıl finanse edileceği konuşulu-yor. Öncelikle cari açıkla mücadele etmek için Ba-kanlık olarak nasıl bir eylem planı geliştirildi?

Bugünkü cari açık rakamlarına baktığımızda,cari açığın ağırlıklı olarak dış ticaret açığından kay-naklandığını, dış ticaret açığına da ara malı ve ya-tırım malı ithalatındaki yüksek değerlerin nedenolduğunu görüyoruz. Değinmek istediğim birkonu da cari açığın rakamsal değeri kadar niteli-ği konusudur. Cari açığın niteliği hususunda da sa-

“Türk inşaatfirmalarıdünyaya

kendini kabulettirdi”

“Türk müteahhitlik firmaları, toplam tutarı 170milyar dolara yakın bir iş hacmiyle 83 ülkedefaaliyet yürütmekte ve Türkiye, her yıl hazırlanandünyanın en büyük 225 uluslararası müteahhitlikfirmaları listesinde 33 firmayla Çin’den sonraikinci sırada yer almaktadır. Türkiye’nindünyadaki stratejik konumu, inşaat sektöründe deetkisini göstermektedir. Hem Türkiye’de hem dekomşu ülkelerde inşaat yatırımlarındaki artış,önemli iş fırsatları oluşturmaktadır. Kriznedeniyle yurt dışına daha çok açılan Türk inşaatfirmaları bütün dünyada kendini kabul ettirmiştir.Sektörde teknoloji, kalite ve tecrübe çok üstdüzeydedir. Türk inşaat sektörü şu anda yurtdışında yıllık 20 milyar dolara yakın taahhütgerçekleştiren konuma ulaşmıştır. Türkmüteahhitlerinin yurt dışında üstlendiği butaahhütler ülkemiz ekonomisine artı yöndeyansıyor. Çünkü ham maddelerin, mamullerinbüyük bir bölümü Türkiye’den ihraç ediliyor. Bu konuda komşu ülkelerle vizelerin kaldırılmasıçok olumlu bir adımdır. Bu durum sonucundainşaat sektörü özellikle komşu ülkelerde çok dahaetkili olacak, Türkiye’nin hem ihracatına hem deistihdamına pozitif etki yapacaktır.”

Page 61: bu ZİRVE’de atacak · Kamu ve özel sektörün bu stra-tejik sektörün ve dolayısıyla ülkemizin geleceği için el ele vereceği bu etkinliği çok, ama çok önemsiyoruz ve

nayideki dönüşümün gerçekleşmesi gerektiğineinanıyorum. Cari açık için kalıcı çözüm, orta ve uzunvadede ileri teknolojili ve yüksek katma değerliürünlerin üretim içindeki paylarını, gelişmiş ül-kelerde olduğu gibi yüzde 20’ler seviyesine çı-kartmak ve bu alanlarda daha fazla üretim yap-maktır. Makine sektöründe ithal ettiğimiz ürünlerinbüyük bir bölümünü ülkemizde üretebiliyoruz. Bizkendi ürettiğimize kendimiz sahip çıkmazsak,hükümetin alacağı tedbirler bir yere kadar etkiliolur. Bakanlık olarak, bir önceki dönemde, kamualıcılarıyla yerli üreticileri buluşturan önemli top-lantılar yaptık. Kamu İhale Kanunu’nda ülkemiz-de üretilen ürünlerin tercih edilmesine yönelik de-ğişiklikler yaptık. Elbette uluslararası ticaret ku-rallarına uygun olacak şekilde yeni tedbirler degündeme gelecektir. Yeni dönemde Bakanlığımız,eski yapısına nazaran daha uzmanlaşmış bir ba-kanlık vizyonuyla ülkemiz için cari açığın esas ne-deni olan sanayideki üretim yapımızda gerekli ya-pısal dönüşümlerin yapılması için çalışmalarınabaşlamıştır.

“İNŞAAT SEKTÖRÜNDE YERLİKULLANIM ORANI YÜZDE 90-95’TİR”İhracat rakamları tek başına bir veri olmuyor eko-nominin gidişatı hakkında… İthalat rakamlarıy-la birlikte değerlendirildiğinde aradaki makasınkapatılması için özellikle ara malı üretimineyerli üretime ağırlık verilmesi zaruri görünüyor.Bakanlık olarak ara malı üretimini teşvik edecekçalışmalarınız nelerdir?

Son yıllarda dış ticaret yapımızda yaşananönemli bir değişiklik de imalat sanayinin (petrolve doğal gaz dışı) ara malı ithalatında yaşanan ar-tıştır. Bu artışın sebepleri arasında, yatırımlardave ihracattaki artışa paralel olarak, uluslararasıpiyasalarda emtia fiyatlarının yükselişi, ihracatınsektörel kompozisyonunun değişmesi ve kurda-ki değişimler gösterilebilir. Son 10 yıldır ara malıithalatının yaklaşık yarısını "işlem görmüş hammadde" oluşturmaktadır. Türkiye'nin en fazla it-hal ettiği işlenmiş ham maddeler arasında, altınve bakır katotlar gibi "ana metal sanayi ürünleri",sıcak mamul demir, çelik rulo gibi "demir çelikürünleri" ve PVC gibi "sentetik kauçuk ve plastikham maddeler" başta gelmektedir. Ülkemizinbir üretim üssü olma hedefi yolunda ara malı ih-tiyacımızın artarak devam edeceği kaçınılmaz birgerçektir. Üretim ve ihracat artışımıza paralel ola-rak ara malı ihtiyacımız da artacaktır. Buradaönemli olan ara malı ithalatının azaltılmasınısağlamak ve ara malı ihtiyacımızı yurt içinden te-min edilebilir hale getirmektir. Bu doğrultuda Eko-nomi Bakanlığımız koordinasyonunda çalışmala-rı yürütülen Girdi Tedarik Stratejisi'nin üç ana he-defi tedarikte güvenlik, maliyette etkinlik ve ihra-catta rekabet olarak belirlenmiştir. Bu strateji ilekısa dönemde ihracata dönük üretimde daha et-kin ve düşük maliyetli girdi tedariki açısından iz-lenecek yol haritası oluşturulacak ve orta-uzun dö-

nemde ise ihracatın ara malı ithalatına olan ba-ğımlılığını azaltacaktır. Ayrıca, bu strateji kapsa-mında yurt içinde ara malını daha fazla üretecek,kaynak verimliliğini ve daha fazla katma değerinyurt içinde kalmasını sağlayacak nitelikte politi-kalar da geliştirilecektir.

Kasım 2011 61

“Dünyanın enbüyük 10

ekonomisiarasına girmek

istiyoruz”

“Hükümet olarak 2023 yılı için ortayakoyduğumuz hedefleri daha önce kamuoyuylapaylaşmıştık. Dünyanın ilk 10 büyük ekonomisiarasına girmek, ihracatımızı 500 milyar dolarayükseltmek, kişi başına düşen milli geliri 25 bindoların üzerine çıkarmak, orta ve yüksekteknolojili ürünlerde Avrasya’nın üretim üssüolmak ve üretim ve ihracatımız içindeki yüksekteknolojili ürünlerin payını yüzde 20’lereçıkarmak, ortaya koyduğumuz hedeflerdenbazılarıdır. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığıolarak gelecek dönemde ARGE ve yenilikçiliğeodaklı, üniversite-sanayi iş birliğini önemseyençalışmalara daha fazla ağırlık verilecek, özelsektörün ileri teknoloji ve yüksek katma değerliürünler üretmesi için hazırlanmış ya da hazırlıkçalışmaları devam eden sektörel stratejibelgelerinin uygulanmasına ve izlenmesinedevam edilecektir.”

Page 62: bu ZİRVE’de atacak · Kamu ve özel sektörün bu stra-tejik sektörün ve dolayısıyla ülkemizin geleceği için el ele vereceği bu etkinliği çok, ama çok önemsiyoruz ve

62 Özel Söylefli

Yılın ilk 8 ayında inşaat malzemeleri sanayisi 10milyar dolarlık ihracata karşılık 4 milyar dolar-lık ithalat gerçekleştirdi. Buradan bakıldığındasektör cari açığın kapatılmasında öne çıkıyor. İn-şaat sektörü ve inşaat malzemeleri sanayisinincari açıkta gösterdiği performansın daha üst bo-yutlara çekilebilmesi için neler yapılaması ge-rekiyor?

Bakanlığımızca, Türkiye’de üretilen ürünlerinözendirilmesine ve kamuda yerli ürün kullanıl-masına yönelik olarak konunun idarelerce daha üstdüzeyde benimsenmesi amacıyla yürütülen “KamuAlımlarında Türkiye’de Üretilen Ürünlerin Özen-dirilmesi” çalışması çerçevesinde, “Yerli Ürün Kul-lanılması” adı altında 2011/13 sayılı BaşbakanlıkGenelgesi yayımlanmıştır. Cari açığın çözümüneyönelik tüm sektörlerde olduğu gibi inşaat sek-töründe de yerli üretime ve ihracata dayalı üreti-me büyük önem vermekteyiz. Bu kapsamda sek-törden gelen "İnşaatımda ithal çivi bile kullan-mam" mesajını çok önemsiyoruz. Bilindiği gibi, in-şaat sektöründe yerli kullanım oranı yüzde 90-

95'ler seviyesinde olan inşaat sektörünün ilgili tümkesimlerce desteklenmesi gerekmektedir. Yıllık600 bin civarında konut ihtiyacı olan ülkemizde yer-li üretimin artması ülkemizdeki cari açığın azal-tılmasının yanı sıra, olası bir krizi önleme, istihdamıartırma ve ekonomik büyümeye katkı sağlama yö-nüyle de önem kazanmakta ve 30 alt sektör ile 135ürün grubuna ivme kazandırmaktadır. İnşaatmalzemeleri sektörünün yurt içinde ve yurt dışındayatırımlara hız vermesi, sürdürülebilir büyüme açı-sından çok önemlidir.

Türkiye’nin yakın bölgesinde devam eden eko-nomik ve siyasal belirsizlikler, özellikle bölge-de inşaat sektörü açısından güçlü etkimizi kısa-orta ve uzun vadede nasıl etkileyecek? Yenidenözellikle Libya başta olmak üzere belirsizlik-lerden önceki duruma gelmek için Türk iş dün-yası ve hükümet nezdinde neler yapılması ge-rekiyor?

İnşaat firmalarımızın diğer ülkelerin firma-larıyla artan rekabeti, iş potansiyelini ve cirola-rı kesinlikle yükseltecektir. Özellikle Orta Doğuülkelerinde, Kuzey Afrika ülkelerinde ve Rusya’daTürk inşaat firmaları tercih edilen firmalar ko-numuna erişmiştir. İnşat sektörü daha dinamikve girişken bir pazarlama stratejisi ortaya koya-rak, komşu ülkelerdeki inşaat hacmini artıra-caktır. 2023 yılında 2 trilyon TL düzeyinde bir eko-nomik büyüklüğe ulaşmayı hedefleyen Türk eko-nomisinde, inşaat sektörünün bu hedefe önem-li katkı sağlaması, GSYH büyümesindeki katkısınıyüzde 5,5’den yüzde 7’ye yükseltmesini gerek-tirmektedir. Bunun anlamı, Türkiye’de özel sek-tör ve kamu sektörü tarafından gerçekleştirilentoplam sabit yatırımların her yıl reel olarak en azyüzde 15 artması gerekirken, inşaat sektörü ya-tırımlarının da en az yüzde 20’lik bir artış yaka-laması gereğidir. Ülkemiz, 2023 yılında toplam ih-racatının yüzde 20 ile 25 oranında bir bölümünüyüksek kalitede ve nitelikli inşaat malzemesi ih-racatı ile gerçekleştirmeyi başarırsa; 100 milyardolarlık inşaat malzemesi ihracat hedefini ra-hatlıkla yakalayabilir.

“Hedeflerimizdenikisi cari açığın

azaltılmasınayönelik”

“Sanayi Strateji Belgesi’nde yer alan üç temelstratejik hedeften ikisi cari açığın azaltılmasınayöneliktir. ‘Orta ve yüksek teknolojili sektörlerinüretim ve ihracat içindeki payının artırılması’ ve‘Düşük teknolojili sektörlerde katma değeri yüksekürünlere geçişin sağlanması’ hedefleridoğrultusunda, sanayideki üretim yapımızda köklüdeğişikler yapmak için çalışmalara başladık. Bugüngerek dünya ihracatında, gerekse dünya üretimindeönemli oranda bir paya sahibiz. Ancak dünyadakirakiplerimizle rekabet edebilmek için bize rekabetavantajı kazandıracak belirli alanlarda üstünlüksağlamamız gerekiyor. Kalıcı rekabet üstünlüğüsağlamak için sanayideki üretim yapımızın gelişmişülkelerde olduğu gibi ileri ve yüksek teknolojiliürünlerin üretimine doğru kayması gerekmektedir.Biz ancak ürettiğimiz ürünlere yeni teknolojiközellikler, yeni teknolojik tasarımlar kazandırarakve buna bağlı olarak da küresel çapta markalaroluşturarak kalıcı rekabet üstünlüğü sağlayabiliriz.”

“Yüksek teknolojili ürünlerde başarısağlamalıyız”

“2002 yılında düşük teknolojili ürünlerin ihracatımızdaki payıyüzde 46,8 iken, 2010 yılı için bu oran 32,6’ya geriledi. Aynıdönemler için orta teknolojili ürünlerin payı yüzde 47,1’denyüzde 64’e yükseldi. Ancak ileri teknolojili ürünlerin ihracatiçindeki payı ise halen düşük seviyelerdedir. Bu değerler,2002’den 2010’a kadar sanayide düşük teknolojiden ortateknolojiye geçişte önemli bir başarı yakaladığımızıgöstermekte, ancak bu başarıyı ileri ya da yüksek teknolojiliürünlerde de sağlamız gerektiğini anlatmaktadır. Ayrıca budeğerler, ülkemizde bu konularda bir uzmanlaşmayaihtiyacımız olduğuna da işaret etmektedir.”

Page 63: bu ZİRVE’de atacak · Kamu ve özel sektörün bu stra-tejik sektörün ve dolayısıyla ülkemizin geleceği için el ele vereceği bu etkinliği çok, ama çok önemsiyoruz ve
Page 64: bu ZİRVE’de atacak · Kamu ve özel sektörün bu stra-tejik sektörün ve dolayısıyla ülkemizin geleceği için el ele vereceği bu etkinliği çok, ama çok önemsiyoruz ve

İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (İMSAD)tarafından bu yıl üçüncüsü düzenlenecek olanUluslararası İnşaatta Kalite Zirvesi, 23 Kasım

2011 tarihinde Four Seasons Hotel İstanbul Bosp-horus’da gerçekleştiriliyor. Zirveye yerli ve yaban-cı otuzdan fazla konuşmacı katılıyor. İnşaat sana-yisinin tek ve en büyük buluşmasında çok önemligündem maddeleri ele alınıyor. İnşaat sanayisiningelecek perspektifinde ortak vizyon oluşturmakamacıyla düzenlenen III. Uluslararası İnşaatta Ka-lite Zirvesi’nin bu yılki teması “Küresel Rekabet veSürdürülebilirlik” olarak belirlendi. Zirve kapsa-mında “2023’e Doğru Gelecek Vizyonu”, “Türk İn-şaat Sektörünün Küresel Rekabet Gücü”, “Sürdü-rülebilirlik” ve “Binalarda Enerji Verimliliği ve Fi-nansmanı” oturumları düzenlenerek geleceğinyaklaşımları masaya yatırılıyor.

Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Ege-men Bağış, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Çev-re ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, Enerji

ve Tabii Kaynakları Bakanı Taner Yıldız’ın davetli ol-duğu zirvede; Avrupa Komisyonu İnşaat Bölüm Baş-kanı V. Leoz Arguelles, yeni şehircilik anlayışına yö-nelik önemli ve güncel değerlendirmelerini katı-lımcılarla paylaşacak. Ayrıca Avrupa KomisyonuEnerji Enstitüsü Başkanı Paolo Bertoldi de enerjiverimliliği politikaları ve enerjinin verimli kullanıl-ması için yenilikçi politika araçlarının geliştirilme-sine yönelik deneyimlerini aktaracak. TÜSİADUluslararası Koordinatörü ve Paris Institut deBosphore Başkanı Dr. Bahadır Kaleağası da zirvedeTürkiye’nin AB yol haritasını anlatacak. Zirvenin özelkonuğu ise Belçika Trend ve Gelecek AraştırmaAjansı Kurucusu, Öngörü ve Trend Uzmanı Her-mann Könings olacak.

EUBuild Enerji Verimliliği Finansmanı Proje-si’nin uluslararası toplantısı da aynı zamanda zir-ve kapsamında gerçekleştirilecek. Bu toplantı içinyurt dışından yüze yakın isim İstanbul’da gelecek.Avrupa, Balkanlar ve Türkiye’den uzmanlar zirve-den bir gün önce 22 Kasım 2011 tarihinde The Mar-mara Otel’de düzenlenecek “Binalarda Enerji Ve-rimliliğinin Finansmanında Sürdürülebilirlik Ça-lıştayı’nda Türkiye’de bir enerji ajansı kurulması yö-nünde ilk adımları da atacak. Yine uzmanlar ve sek-törün önde gelen isimleri, bu çalıştayda Türkiye,Balkanlar ve Avrupa’da Verimli Bina Deklarasyo-nu’nu kamuoyuna açıklayacak.

Zirvenin inşaat sanayisinin her yıl tek ve en bü-yük buluşması olduğunun altını çizen İMSAD Yö-netim Kurulu Başkanı Hüseyin Bilmaç; “İMSAD’ın

64 Kapak

İnşaat sanayisinin kalbinin attığı zirvede İMSAD’ınyürüttüğü EUBuild Enerji Verimliliği Finansmanı Projesi’nin

uluslararası toplantısı da yapılacak. Bu toplantıyayurtdışından yüze yakın konuk gelecek. Zirve geçen sene

ele alınan küresel rekabetin şifrelerinin derinlemesinetartışılmasına olanak verecek.

İnşaat sanayisinin kalbibu ZİRVE’de atacak!

III. Uluslararası İnşaatta Kalite Zirvesi

Zirve ilk kez

sıfır karbon

etkinlik olarak

düzenleniyor

Page 65: bu ZİRVE’de atacak · Kamu ve özel sektörün bu stra-tejik sektörün ve dolayısıyla ülkemizin geleceği için el ele vereceği bu etkinliği çok, ama çok önemsiyoruz ve

Kasım 2011 65

Yurt İçi Hâsıla’nın (GSYH) yüzde 6’dan fazlasını oluş-turan ve 1,3 milyon kişiye iş yaratan inşaat sektö-rü, Türkiye ekonomisinin kalkınmasında çok önem-li bir rol oynuyor. Diğer sektörler üzerindeki doğ-rudan ve dolaylı etkileri de dikkate alındığında, in-şaat sektörünün Türk ekonomisindeki payı yüzde30’lara ulaşıyor.

Türkiye, "En Büyük 225" arasına giren 23 firmaile Çin ve ABD’den sonra üçüncü sırada yer aldı. 81ülkede 5 bini aşkın proje gerçekleştiren Türk inşaatsektörü 170 milyar dolarlık bir toplam iş hacmi ya-rattı. Bu başarının kalıcı olması için, yaratılan sü-

tüm stratejilerinin temelini oluşturacak olan sür-dürülebilirlik çalışmalarımızın ilk somut adımınıZirve ile atıyoruz. Bu yıl etkinliğimizi karbon sa-lımını ölçümleyerek, sıfır karbon olarak gerçek-leştireceğiz. Bütün faaliyetimizin sürdürülebilir ol-masını hedefliyoruz ve bundan sonra da faali-yetlerimizi kademeli olarak sıfır-karbon olarakplanlayacağız. Sektör ve sanayiciler olarak kali-teli ve rekabet gücü yüksek ürünleri üretmeyi sür-dürerek, küresel arenada sektörümüzü daha faz-la ülkede temsil etmeyi hedefliyoruz. Bu hedef-lerimiz doğrultusunda sektörümüzün sürdürüle-bilir gelişimini sağlamak amacıyla düzenlediğimizve geleneksel hale getirdiğimiz Uluslararası İn-şaatta Kalite Zirvesi, artık bir marka haline gel-miştir. Zirvede önceki yıllarda olduğu gibi, tüm sek-tör oyuncuları ile bir araya gelerek geleceğin yak-laşımlarını ortaya koyacağız. Ayrıca sektör tem-silcileriyle ortak bir platform oluşturarak 2012 yılıiçin yeni gündemler oluşturacak, yeni projelere yo-ğunlaşacağız” dedi.

ZİRVE SEKTÖRÜN GÜCÜİnşaatta Kalite Zirvesi, sektörün gücünü ve et-

kinliğini göstermesi, inşaat sanayisinin yol harita-sını belirlemesi ve gelecek hedeflerine dönükstratejilerin tartışılması için önemli bir zemin ya-ratıyor. Sektörün gücünü yansıtan rakamlar, Türkekonomisinin lokomotifi inşaat sanayisinin etkin-liğini de gösteriyor. 2010 yılında inşaat sektörü yüz-de 17,1 büyüme oranı ile en hızlı büyüyen sektörolurken, sektörün ekonomik büyümeye yüzde 5,6düzeyinde katkısı artarak devam ediyor. Son beş yıl-da Türk inşaat malzemesi sanayisinde yıllık orta-lama ihracat artış hızı yüzde 15 olurken, Türkiye, in-şaat malzemeleri ihracatı yapan ülkeler arasındayedinci sıraya yerleşti. Üretimde ise yüzde 11,5 bü-yüme oranıyla Türkiye, inşaat malzemeleri sana-yisi ile dünyada ilk beş ülke arasına girdi. Gayri Safi

Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış:

“İMSAD’ın yürüttüğü projeler büyük önem taşıyor”“Avrupa Birliği'nin Türkiye'ye aktardığı fonlarındeğerlendirilmesi açısından İMSAD’ın ve ülkemizdekibirçok kurumun yürüttüğü projeler oldukça büyükönem taşır. Aslına bakılırsa Türkiye’nin Avrupa'da üyeolmadığı tek kurum Avrupa Birliği’dir. Bunun dışındaTürkiye; UEFA'dan, Avrupa Kalkınma Bankası'na,Avrupa'nın tüm altyapı çalışmalarını yürüten projelerekadar hepsinde tam üyedir. Ayrıca İMSAD gibikurumlarımız kendi sektörlerinde Avrupa’daki üstörgütlerin ve yapılanmaların üyesidir. ÖrneğinİMSAD’ın Avrupa İnşaat Malzemesi Üreticileri KonseyiYönetim Kurulu Üyesi olması inşaat endüstrisi için çokbüyük önem taşır. Biz kendi sınırlarımızın farkınavardıktan sonra Avrupalılar da, Türkiye'nin gücünün farkına varacaktır vevarmaktadır. Bu pencereden baktığımızda Türkiye-AB entegrasyonunda artıkgeri dönülmez bir noktaya geldik. Türkiye, AB için yeni pazarlara ulaşmak içinbir köprüdür. Yürüttüğümüz ortak çalışmalara bakıldığında Türkiye kadar ABde çok kazanımlar elde etti. Günümüzde Avrupa'nın sorunlarınıdüşündüğümüzde enerji krizi ilk sırada gelmektedir. Avrupa'nın ihtiyaçduyduğu enerji kaynaklarının yüzde 70'i Türkiye'nin ya güneyinde, ya kuzeyinde,ya da doğusundadır. Türkiye sadece enerji için değil yeni pazarlara ulaşmak veAvrupa’nın küresel anlamda rekabeti için de bir köprüdür. Türkiye’nin de burekabette rol oynayan güçlü endüstrileri ve firmaları vardır.”

Page 66: bu ZİRVE’de atacak · Kamu ve özel sektörün bu stra-tejik sektörün ve dolayısıyla ülkemizin geleceği için el ele vereceği bu etkinliği çok, ama çok önemsiyoruz ve

TEMALAR DERİNLEŞTİRİLİYORİlk zirvede hedeflerini 2023 vizyonuna gore

konumlandıran İMSAD üyeleri “Cumhuriyetin 100.yılı olan 2023’te Türkiye'ye 100 milyar dolar yurt dışımüteahhitlik geliri, 100 milyar dolar iç pazar bü-yüklüğü, 100 milyar dolar inşaat malzemeleri ih-racatı olmak üzere üç tane 100 hediye edeceğiz” de-mişlerdi. Aynı hedefi koruyan ve her yıl bu hedefeulaşmak için çalışmalar sürdüren İMSAD, geçensene ele aldığı konuları bu yıl bir adım daha ileri-ye götürmeyi amaçlıyor.

II. İnşaatta Kalite Zirvesi’ne katılan konuşma-cılar çok önemli noktalara değinmişlerdi. Bu yılkitemanın bir fikri takip olması, küresel rekabet vesürdürülebilirlik konularının daha detaylı tartışıl-masına imkân vermesi önemli. Geçen sene dü-zenlenen zirvede İMSAD Eski Başkanı Orhan Turanşunları söylemişti: “Hedeflerimize ulaşmak vehatta aşabilmek için sektör olarak geleceği iyi oku-malıyız. Sürdürülebilir bir gelecek için, rekabetçi-lik çıtamızı yükseltmemiz, inovasyon ve kaliteyeönem vermemiz gerekiyor. Çevre, enerji verimlili-ği, ARGE ve inovasyon, sektörde nanoteknolojiningelişimi vb. konuları sürdürülebilir gündem plat-formumuzda ele alıyoruz. Ancak bu şekilde yüksekkatma değere ulaşabiliriz.”

Türk inşaat malzemeleri sanayisinin, Türkiye’ninihracatına, istihdamına ve cari açığına önemli öl-çüde katkı sağladığını vurgulayan Türkiye SeramikFederasyonu (SERFED) Yönetim Kurulu BaşkanıZeynep Bodur Okyay, şunları ifade etmişti: “Küre-sel rekabet gücü sıralamasında Türkiye 58 ülke ara-sında 48. sırada yer almaktadır. Ülkemizin sırala-masını üstlere taşıyacak güce ve potansiyele sa-hibiz.” İnşaat sektörü sanayisinin dünya pazarındayerini sağlamlaştırması için niteliksel sıçramayapması gerektiğini kaydeden Bodur Okyay’a göresektörün rekabet gücünün yükseltilmesi öncelik-li hususlardan biri olmalı.”

Türk inşaat sektörünün, bölge ülkelerdeki re-

66 Kapak

recin devamlılığının sağlanması yani sürdürülebi-lir olması önem taşıyor. Küresel rekabet gücü sı-ralamasında 58 ülke arasında 46.sırada yer alanTürkiye’nin, hem küresel rekabette öne geçmesihem de dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına girme-si için Türk inşaat malzemeleri sanayisi büyük önemtaşıyor. 2010 yılında gerçekleştirilen II. İnşaatta Ka-lite Zirvesi’nde küresel rekabetin şifreleri olan “ka-lite, inovasyon, sürdürülebilirlik ve yeni pazarlaraaçılma” konuları masaya yatırılmıştı.

Avrupa Komisyonuİnşaat Bölüm Başkanı

V. Leoz Arguelles:

”Ömür boyuperformans

ve maliyetlerdikkate

alınmalıdır”

“Yeni direktifler sadece malzeme üreticilerinindeğil, mimarların da enerji verimliliği vesürdürülebilirlik konularında daha çoksorumluluk almaları için bir fırsattır. Yapılardakullanılan malzemelerin ve yapıların yalnızca ilkaşamadaki enerji verimliliği değerlerinin değil,“ömür büyü performans ve maliyetlerinin”dikkate alınması gerekir. Yapı malzemelerikonusundaki sorumluluklar, standartlar,yaptırımlar sadece inşaat malzemesiüreticilerinin sorumluluğunda değildir. Busorumluluk yapı üretiminde rol alan tümaktörlere; mimarlara, müşavirlere, yüklenicilereve sanayicilere eşit dağıtılmalıdır. İşte bu noktadaenerjiyi verimli kullanan, çevreye duyarlısürdürülebilir yapılar üretilebilir.”

Page 67: bu ZİRVE’de atacak · Kamu ve özel sektörün bu stra-tejik sektörün ve dolayısıyla ülkemizin geleceği için el ele vereceği bu etkinliği çok, ama çok önemsiyoruz ve
Page 68: bu ZİRVE’de atacak · Kamu ve özel sektörün bu stra-tejik sektörün ve dolayısıyla ülkemizin geleceği için el ele vereceği bu etkinliği çok, ama çok önemsiyoruz ve

kabet gücü, deneyimi, coğrafi konumu ve kültürelyakınlıktan kaynaklanan avantajları bulunduğunaişaret eden İstanbul Maden ve Metaller İhracatçıBirlikleri (İMMİB) Koordinatör Başkanı Murat Ak-yüz, inşaat malzemeleri sektörünün kapasitesi, ile-ri teknoloji ve yüksek standartlarda ürünleri kul-lanmasının güçlü yanları olduğunu belirtirken re-kabette zayıf yanları ise şöyle açıklıyor: “Eğitilmişiş gücü teminindeki zorluklar, girdi maliyetlerindekiyükseklik, bölgesel pazarlar dışındaki ülkelerde et-kin olunamaması, alt sektörlerin çoğunda önem-li ölçüde standart dışı ve düşük kaliteli ürün üre-tilmesi ile yapı denetimindeki yetersizlik maalesefpiyasalarda oluşan haksız rekabetin en büyük ne-deni.”

Geçen sene gerçekleştirilen zirvenin sunucu-luğunu yapan ve büyük beğeni toplayan Sunay Akın,bu yılki zirvenin de sunuculuğunu gerçekleştirecek.Yapıları kuran inşaatçılar, İstanbul’a kimliğini ka-zandıran tarihin ve yapıların hikâyesini sahnede “tekkişilik bir gösteri” sunan Sunay Akın’ın sözcükle-riyle dinleyecek.

68 Kapak

Zirve sponsorları

Zirvenin ana sponsoru Trakya Cam SanayiA.Ş., finans sektörü sponsoru ŞekerbankT.A.Ş. Özel sponsorlar; İstanbul KimyeviMaddeler ve Mamülleri İhracatçılar Birliği(İMMİB), İstanbul Demir ve Demirdışı Metallerİhracatçılar Birliği, Çelik İhracatçıları Birliğive İstanbul Maden İhracatçıları Birliği,Eczacıbaşı Yapı, BASF, Duravit, Koramic YapıKimyasalları, Yeşil GYO. Etkinliğin sıfır karbonsponsoru Escarus Sürdürülebilir DanışmanlıkFirması.

Zirvenin destekçi kuruluşları

TOBB (Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği),TMB (Türkiye Müteahhitler Birliği), GYODER(Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği),İNTES (Türkiye İnşaat Sanayicileri İşverenSendikası), TİM (Türkiye İhracatçılar Meclisi),SKD (İş Dünyası ve Sürdürülebilir KalkınmaDerneği), KALDER (Türkiye Kalite Derneği) veTMMMB Türk Müşavir Mühendisler veMimarlar Birliği (TMMMB).

Geçen sene olduğu gibibu yılda zirveninsunuculuğunuSunay Akın yapacak

NOT:Fotoğraflar2010 yılındadüzenlenen

2. Uluslararasıİnşaatta Kalite

Zirvesi’ndendir.

Page 69: bu ZİRVE’de atacak · Kamu ve özel sektörün bu stra-tejik sektörün ve dolayısıyla ülkemizin geleceği için el ele vereceği bu etkinliği çok, ama çok önemsiyoruz ve
Page 70: bu ZİRVE’de atacak · Kamu ve özel sektörün bu stra-tejik sektörün ve dolayısıyla ülkemizin geleceği için el ele vereceği bu etkinliği çok, ama çok önemsiyoruz ve

70 Güncel Söyleşi

“Avrupa ekseni ekonomik ve siyasal çıkarlar, demokratik değerlertemelinde Türkiye açısından esas eksen olmaya devam ediyor. Bu, Avrupa

dışında eksen olmayacak anlamında değil. Tam tersine çok eksenli biruluslararası ilişkiler ortamı içindeyiz. Sadece Avrupa ekseni olmak, en

başta Türkiye’nin AB üyeliği sürecine zarar verir. Değişen dünya veAvrupa’da değişim rüzgârları hiç dinmeyecek.”

TÜSİAD Uluslararası Koordinatörü veParis Bosphorus Enstitüsü Başkanı Dr. Bahadır Kaleağası:

“Avrupa, Türkiye açısındaneksen olmaya devam ediyor”

Page 71: bu ZİRVE’de atacak · Kamu ve özel sektörün bu stra-tejik sektörün ve dolayısıyla ülkemizin geleceği için el ele vereceği bu etkinliği çok, ama çok önemsiyoruz ve

Kasım 2011 71

Türkiye ve Avrupa Birliği (AB) ilişkileri konu-sunda akla ilk gelen isimlerden biri olanBahadır Kaleağası, siyasal bilimler, uluslar-

arası ilişkiler, AB ekonomisi ve hukuku konuların-da uzmanlığıyla tanınıyor. 1966 yılında İstanbul’dadoğan Kaleağası, Brüksel, Harvard, Georgetown veKudüs üniversitelerinde gerek araştırmacı gerek-se de ziyaretçi akademisyen olarak çalıştı. TÜSİADUluslararası Koordinatörü ve Avrupa Birliği Tem-silcisi olan Kaleağası aynı zamanda Paris BosphorusEnstitüsü’nün de başkanlığını yapıyor. Uzmanlık ala-nıyla ilgili konularda birçok yayına sahip Kaleağa-sı ile Türkiye AB ilişkilerini ve uluslararası konu-ları masaya yatırdık.

Güncel bir olayla girelim söyleşiye. Geçen hafta-larda İngiliz sigorta şirketlerinden biri, Türkiye’yetatile gidecek İngiliz turistlerin sigorta primleri-ni artırdı. Yani Türkiye’yi Avrupalı ülkeler arasındadeğerlendirmediğini söyledi bir şekilde. Yıllardırbir tartışmadır sürüp gidiyor. “Türkiye Avru-pa’da mı yoksa Türkiye Avrupalı mı” diye. Avru-pa’dan bakınca Türkiye algısı şu günlerde nasıl gö-rünüyor?

Türkiye her zaman en “Asyalı Avrupalı” ve en“Avrupalı Asyalı” olarak algılanıyor. Bu genel biryaklaşım. Tabii ki, uluslararası ilişkilerin içinde ça-lışan insanlar Türkiye’nin NATO, Avrupa Konseyi,BUSINESSEUROPE, ETUC, CEPMC, Eurovision,European Women’s Lobby, AEGEE, UEFA, Euratexgibi tüm Avrupalı resmi kurumlar ve sivil toplum ku-ruluşlarının üyesi olduğunu biliyorlar. Ayrıca Tür-kiye’nin AB ile müzakere halinde bir müstakbel üye-si olduğunu da biliyorlar. Fakat genel kamuoyu al-gısı karmaşık bir niteliğe sahip.

Kıbrıs Rum Kesimi ve İsrail’le yaşanan sorunlar,Türkiye’nin Avrupa’daki tezlerine nasıl etki yapar?Petrol ve doğal gaz arama konusunda KıbrısRum Yönetimi’ne Türkiye’nin gösterdiği tepkiye,“Türkiye bu gidişle AB’ye giremez!” tehdidi sa-vuran Rum tarafının tezlerinden hangisi önü-müzdeki dönemde Türkiye’nin AB yolculuğunu et-kileyecektir?

İsrail ile yaşanan sorunlar kısa vadede ülkelerve toplumlar arası değil Ankara’nın İsrail hükü-metinin çok somut olarak tanımlanmış bazı politi-kalarına odaklı olarak gelişirse bir sorun olmaz. Kıb-rıs ise farklı bir sorun. AB üyesi ve veto hakkı var.Dünyaya bu kadar büyük ölçekte dönüşüm fırtına-sı hâkimken, Kıbrıs’ta kriz esintileri asimetrik birdurum yaratıyor. Bir tarafta Şanghay, Mumbai, SãoPaulo, İstanbul gibi hızla büyüyen ekonomilerin on,yirmi milyonluk megapolleri, diğer tarafta bir mil-yonluk Kıbrıs adası… Londra, Tokyo, New York, Du-bai gibi merkezlerde dönen sermaye, gezegeni sa-ran internet çağı, temiz enerji devrimi arayışları…Diğer tarafta Doğu Akdeniz’de dünyanın 118. eko-nomisi. Uluslararası gündem G-20 etrafında, finans,çevre, terör, yoksulluk gibi farklı frekanslarda çoktemel sorunlara odaklı. Kıbrıs dosyası ise başka iş-lerle meşgul.

Page 72: bu ZİRVE’de atacak · Kamu ve özel sektörün bu stra-tejik sektörün ve dolayısıyla ülkemizin geleceği için el ele vereceği bu etkinliği çok, ama çok önemsiyoruz ve

ney Kıbrıs’a yerleşse, ortalık karışır; çok iyi olur. Ön-lerinde engel yok. Birer AB vatandaşı olarak Kıbrısvatandaşları ile aynı statüye sahipler. Türkçe res-mi dilli, ana vatanın yanı başında, üstelik de AB gü-vencesinde bir ülke cazip olacaktır

“AVRUPA GÜNDEMİ HER BOYUTTAKARIŞIK”AB Türkiye konusunda fikir ayrılığı yaşıyor. SadeceTürkiye değil, kendi içinde de hem politik hem deekonomik olarak açmazlar içinde. Bu durumunasıl değerlendiriyorsunuz? Gelecekte bu yapı Tür-kiye-AB ilişkilerine nasıl yön verir?

Avrupa gündemi her boyutta karışık. Yaşlı kıta-da yeni bir kurumsal, siyasal ve ekonomik coğraf-ya belirmekte. Bugün için sabit gözüken birçok et-ken, koşul ve durum değişecek. Türkiye’nin çok kuv-vetli tarihsel köklerinin uzandığı Balkan ve Karadenizcoğrafyası da yakın gelecekte AB’ye dâhil olabilir.Bu arada AB ekonomik kriz dalgaları ve siyasal bir-lik atılımları arasında evrimine devam edecektir. Tür-kiye açısından ise fırsatlar dolu bir yakın gelecek var.Her Avrupa ülkesinin kendi ulusal gündemi, AB dü-zeyindeki uluslararası gündem ile doğrudan iletişimiçinde. Bu artık müzakere halindeki bir ülke olarakTürkiye için de öyle. Türkiye sadece kendi içine ba-kamaz. Ancak Avrupa ve dünyadan kopmadan iler-leyebilir toplumsal kalkınma yolunda. AB için deTürkiye artık “öteki” değil. Sadece anlaması zor birülke. AB reformları, yeni bir anayasa ve Kürt soru-nu gibi temel siyasal gündem maddelerinde top-lumsal uzlaşma reflekslerinin kırılganlığı anlaşı-lamayan bir ülke. Avrupa ekseni ekonomik ve siyasalçıkarlar ve demokratik değerler temelinde Türki-ye açısından esas eksen olmaya devam ediyor. Bu,Avrupa dışında eksen olmayacak anlamında değil.Tam tersine çok eksenli bir uluslararası ilişkiler or-tamı içindeyiz. Sadece Avrupa ekseni olmak, en baş-ta Türkiye’nin AB üyeliği sürecine zarar verir. De-ğişen Dünya ve Avrupa’da değişim rüzgârları hiç din-meyecek. Çok sayıda değişken etkenle belirlenenuluslararası gelişmeler Türkiye için fırsat ufuklarıaçıyor. Kötümser “hava çok rüzgârlı” der. İyimser“hemen geçer” umudundadır. Gerçekçi ise yel-kenleri ayarlar, yoluna devam eder.

Türkiye aslında ezber bozan adımlar da atıyor.Azınlık mallarının geri verilmesinden, gayriresmi

72 Güncel Söyleşi

“Müzakerelerdeteknik

tıkanıklıklarvar”

Türkiye-AB arasında sürdürülenmüzakerelerde şu aşamada hangi noktadaolduğumuzu öğrenebilir miyiz? Hanginoktalar müzakerelerin istenen hızdasürdürülmesini engelliyor?Türkiye devlet yardımları, kamu ihaleleri vesosyal politikalar alanlarında AB standartlarınauyumda frene bastı. Bundan kaynaklanan tekniktıkanmalar var. Kıbrıs ve Fransa kaynaklı engellerise AB içinde de geniş kesimlerin çıkarlarınadokunuyor ve tepki var. Eğer Türkiye başta hukukdevleti, özgürlükler, kadın hakları ve eğitim gibitemel alanlarda dünya ölçeğinde atılımlar içinegirerse, bu ülkelerin etkisi çözülür.

Bu genel analizlerden sonra nasıl bir sonuca ula-şıyorsunuz?

Sonuç? Dünyanın halen en büyük ekonomik ala-nı olan AB’nin, en önemli komşusu, resmen müs-takbel üyesi ve 21. yüzyılın yükselen gücü Türkiyeile ilişkileri tıkalı. Küresel gündem, Avrupa de-mokrasisi ülküsü, tarafların ortak çıkarları ve de sağ-duyu tam aksi yönde olsa da. Türkiye 2002 ve2003’te, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi An-nan’ın önerilerini değerlendiremedi. Bu sayedeGüney Kıbrıs 2004’teki referanduma AB üyeliğini gü-venceye almış olarak girdi. Türkler Annan Planı’na“evet”, Rumlar “hayır” dedi. Ne var ki, böylece eldeettiğimiz siyasi hareket alanını bir iletişim artı de-ğerine dönüştüremedik. Bu arada Güney Kıbrıs, ABülkelerinin hakkı olan veto yetkisini istismar etti. Birdizi müzakere başlığı askıya alındı. Bu durum Tür-kiye’de AB karşıtı akımları güçlendirdi. Bundan son-ra çıkış yolu KKTC ile Kıbrıs Rum yönetimi arasın-daki görüşmelerin olumlu ilerlemesidir. O nokta-da AB içinde resmi bir Türk varlığı da başlayacak.Türkçe resmi dil olacak, Kıbrıslı Türkler AB ku-rumlarında yer alacak. O durumda zaman lehimi-ze akmaya başlar. Türkiye gibi ekonomisi dinamikbüyük bir ülke Kıbrıs’ı etki alanı içine alır. Bu ara-da Türkiye hava ve deniz limanlarını Güney Kıbrıs’akoşullu olarak açabilir. AB ile müzakerelerin iler-lemesi ve de KKTC üzerindeki ekonomik yalıtımınson bulması gerekir. Koşul ve tarih koyan taraf ar-tık Ankara olmalı. Ayrıca Almanya, Fransa gibi ül-kelerde AB vatandaşı milyonlarca Türk var. Bunla-rın az bir kısmı bile emeklilik veya iş kurmak için Gü-

Page 73: bu ZİRVE’de atacak · Kamu ve özel sektörün bu stra-tejik sektörün ve dolayısıyla ülkemizin geleceği için el ele vereceği bu etkinliği çok, ama çok önemsiyoruz ve
Page 74: bu ZİRVE’de atacak · Kamu ve özel sektörün bu stra-tejik sektörün ve dolayısıyla ülkemizin geleceği için el ele vereceği bu etkinliği çok, ama çok önemsiyoruz ve

yaşayan azınlıkların çocuklarının kendi okullarındaeğitim görmelerinin yolunu açan düzenlemelerekadar… Ekonomik alanda da AB’den şu aşamadadaha iyi durumda olduğumuz görülüyor. Tüm buhaklar ve özgürlükler konusunda AB, gereken des-teği göstermiyor görünüyor. Bu durum Türk hal-kının AB isteğini de son yıllarda epey aşındırdı. Aynıaşınma AB halklarında da görülüyor. Bir taraftanda hükümetin komşu ülkelerle yakınlaşmaya ça-lışmasından kaynaklanan “eksen kayması” tar-tışması söz konusu. Bu noktada kayan eksenAB’nin kendi omurgasından mı kaynaklanıyoryoksa Türkiye’den mi?

Türkiye’nin değişen dünyada önünü açacak enönemli eksen Avrupa. Türkiye hızla AB üyesi olmalı;hâlihazırda kendisini etkileyen kararların alındığı ABsistemine katılmalı. Dış ticaret, ürün standartları,altyapı ağları, mali piyasalar gibi birçok alanda Tür-kiye zaten fiilen bir Avrupa ülkesi. AB üyeliği hedefisayesinde, Türkiye’nin dünyanın diğer ülkelerinin gö-zündeki cazibesi artıyor. İstikrarlı, saydam ve ön-görülebilir bir ülke oluyor. Bu da “Türk Malı”na, ya-bancı sermaye çekim gücüne ve turizme olumlu yan-sıyor. Aynı zamanda Yeni Delhi’den Jakarta’ya,Kahire’den Tokyo’ya her başkentte, Türkiye’ninmüstakbel AB üyeliğine önem veriliyor. Simetrik ola-rak, Türkiye’nin de dünyanın diğer ülkeleri ilişkile-ri ne kadar derinleşirse, Avrupa’daki gücü o kadarartmakta. Bu nedenle AB ile müzakere sürecininKıbrıs engelini aşarak ilerlemesi Türk demokrasi-si ve halkın refahı için belirleyici önemde.

“TÜRK ŞİRKETLERİNİN İMAJIYÜKSELİYOR”Türk iş dünyasının ekonomik olarak ilişkilerininbüyük bir bölümü AB ülkeleriyle yürütülüyor. ABülkeleri kriz dönemlerine kadar Türkiye’nin enbüyük ihracat kapılarından birini oluşturuyordu.Türk iş dünyasının genel olarak AB ile ilgili bek-lentileri nelerdir? Bu beklentiler Brüksel’de na-sıl karşılık buluyor?

TÜSİAD olarak hem AB kurumları doğrudan iliş-kilerimizde hem de tam üyesi olduğumuz Avrupaözel sektörünün temsil kuruluşu BUSINESSEUROPEdâhilinde Türkiye'nin AB'den beklentilerini yoğun birşekilde vurguluyoruz. Özellikle Türk vatandaşları-na haksız vize uygulaması, üçüncü ülkelerle dış ti-caret anlaşmaları, yabancı korkusu tetikleyen de-magojik siyasi söylemler, enerji politikalarındaki çe-lişkiler ve Euro Bölgesi’nin yönetim zafiyetlerininuluslararası ekonomiye olumsuz etkileri gibi fark-lı alanlarda Brüksel ve diğer AB başkentlerinde yo-ğun etkinlik içindeyiz.

Türk şirketlerinin ve firmalarının AB’deki imajı na-sıl görünüyor. STK’larımızın Brüksel’deki politikve ekonomik alandaki etkinliği istenen düzeydemidir? Değilse neler yapılması gerekmektedir?

Türk şirketlerin imajı giderek yükseliyor. STK’larda Brüksel’de çok daha etkin. Brüksel açık ara dün-yada Türkiye’den en yoğun siyasetçi, iş insanı, si-vil toplum temsilcisi ve akademisyen ziyareti olankent.

Türk firmalarının AB’deki firmalarla küresel re-kabette öne geçmesi veya en azından eşit şartlardamücadele edebilmesi için neler yapması gereki-yor?

Bilgi, teknoloji, yaratıcılık ve pazarlama. Her dö-nemde hep geçerli kurallar.

Türkiye ve Türk STK’larının AB nezdinde lobici-lik faaliyetleri hakkında neler söyleyebilirsiniz?Bu konuda diğer ülkeler kadar etkin çalışmalaryapabiliyor muyuz? Gereken etkiyi yaratabilmekiçin lobi faaliyetleri konusunda önerileriniz ne-lerdir?

Lobi kavramı bu duruma tam olarak uymayabilir.Siyasetçinin seçmeni ve vergi mükellefi ile ilişkisindelobicilik devreye girer. Türk kurumlar için ise tanı-tım, iletişim, muadil örgütler nezdinde üyelik ve et-kinlik, AB’li kurumlarla ortak çıkar alanları üzerindehareket gibi girişim boyutları etkili oluyor.

İMSAD’ın son yıllarda AB nezdinde hem merkezhem de Brüksel ofisi tarafından yürütülen çalış-malar nasıl değerlendiriliyor?

İMSAD bu girişimi ile bir önceki sorunuza ya-nıtımdaki özelliklere sahip bir atılım içinde. Sadeceinşaat sektörü değil, tüm Türk ekonomisinin kü-resel rekabet gücüne katkıda bulunan çok önem-li bir hizmet söz konusu. Teşekkür ediyor ve kut-luyorum.

74 Güncel Söyleşi

“Türkiye’ninher demokratik

adımı kendisiiçindir”

“Türkiye’nin her demokratik adımı kendisi içindir.Vatandaşına saygılı, dolayısı ile uluslararasısaygınlığı olan bir devlet olmak içindir. AB isesadece kulübe kabul edeceği ülkenin buözelliklerine baktığı için devrede. Ekonomikboyutta ise son yıllarda Türkiye’nin mali disiplin,kamu borçları yönetimi ve altyapı yatırımları gibialanlardaki başarıları Avrupa ve dünyada çok takdirtopluyor. Tabii Avrupa ülkeleri son zamanlar daekonomik yönetim sıkıntılarını aşmakta çokzorlanıyor da olsalar kişi başına düşen milli gelir,sosyal refah, teknolojik üstünlük gibi belirleyicialanlarda Türkiye’den çok ilerideler. Fransa,Almanya, İngiltere, Hollanda gibi uluslararası kredinotu AAA olan ülkeler bunlar. Çin Ay’a giderken (enazından şimdilik mecazi değişmeceli anlamda)Avrupa ölçeğinde bazı sorunlar anlamsızlaşıyor.Asya’daki dönüşüm tüm ülkeleri etkilemekte. E-posta, e-ticaret, sosyal medya derken, 20 yıl öncekikurgu bilim filmlerinin öngöremediği bir ‘küreseliletişim toplumu’ yükseliyor. Kimyası bozulan doğainsanlığı yeşil teknolojilerde köklü bir devrimezorluyor. Enerji mücadeleleri dünya siyasetinişekillendirmeye devam ediyor. Güvenlik ve dışpolitika her ülke için ekonomik ve kültürel boyutlarıile çok yönlü birer alan oldu. Her demokraside,siyasetçiler seçmenlerin yerel beklentileri ileuluslararası gerçeklerin dayattığı yeni atılımlararasında bocalıyor. Demokrasi olmayan ülkelerdeise diktatörler sallantıda…”

Page 75: bu ZİRVE’de atacak · Kamu ve özel sektörün bu stra-tejik sektörün ve dolayısıyla ülkemizin geleceği için el ele vereceği bu etkinliği çok, ama çok önemsiyoruz ve
Page 76: bu ZİRVE’de atacak · Kamu ve özel sektörün bu stra-tejik sektörün ve dolayısıyla ülkemizin geleceği için el ele vereceği bu etkinliği çok, ama çok önemsiyoruz ve

İMSAD’ın liderliğinde devam eden ikinci AB pro-jesi EUbuild Enerji Verimliliği’nin altı ortağındanbirisi olan Karadağ’a indiğimde 45 derecelik bir

sıcakla karşılaşmayı hiç beklemiyordum. Bu ülke-deki ortağımız olan Karadağ İşveren Federasyonu,Karadağ Hükümeti ile yakın ilişkiler içinde olan ül-kenin etkili kurumlarından biri… Ülkenin projekoordinatörü, proje başladıktan beş ay sonra sağ-lık sebepleriyle uzun bir izne ayrıldığı için yeni pro-je koordinatörüyle tanışmak, ülkenin enerji ve-rimliliği finansmanı konusundaki mevcut durumuhakkında araştırma hazırlayacak danışmana bilgivermek amacıyla Karadağ’a yakıcı bir temmuz sı-cağında gittim.

Kosova’dan sonra dünyanın en genç ikinci ba-ğımsız devleti Karadağ, bu bağımsızlığını 2006 yılındayapılan referandumdan çıkan yüzde 55,5’lik evet oyu-na borçlu. Ancak bu durumdan gençler pek memnundeğil. Gençlere göre Sırbistan’dan ayrıldıktan son-

ra iş bulmada sıkıntılar artmış. Bağımsızlık kararıylaberaber ülkenin sanayisi ve üretim tesisleri Sırbis-tan tarafında kalmış. Ne kadar gümrük birliğindenbahsedilse de, neredeyse her şey Sırbistan’dan ge-liyor ve çok pahalı. Belli bir yaşın üstündekiler ise ba-ğımsızlıktan memnun görünüyor.

Karadağ’ın yeşil, temiz ve sakin havası İstanbul’dayaşayan biri olarak bir süre sonra insanı rahatsız ede-bilir! Ziyaretimin ilk gününün ülkenin resmi tatilinedenk gelmesinin de etkisi olsa gerek, şehirde bir so-kağa çıkma yasağı havası var! Ertesi gün proje da-nışmanı ile toplantı yapmak üzere bir saatlik arabayolculuğu ile gittiğimiz sahil şehri Budva gerçektende anlattıkları kadar güzel. Dağ yolundan aşağı sa-hile inip şehre yaklaşmaya başlayınca çevredeki ya-rım inşaatlar dikkat çekiyor. Dağın yamaçları devameden villa inşaatları ile dolu. Sahilde ise yerli yatı-rımcılarla yapılan yanlış anlaşmalar sonucu yarımkalmış 750-1000 yataklı birkaç otel inşaatı var. Söy-lenene göre hepsi bu halleri ile yeni yatırımcıları bek-liyormuş bir süredir.

Karadağ Cumhuriyeti Enerji Verimliliği StratejiBelgesi ilk defa 2005 yılında hazırlanmış. 2007 yılı ha-ziran ayında ise Kyoto Protokolü’nü imzalayan 147.ülke olan Karadağ hükümeti, protokolün hedefleri-ne ulaşabilmek için çeşitli adımlar atmaya başlamış.Enerji Kanunu, Enerji Verimliliği Kanunu, UlusalEnerji Verimliliği Aksiyon Planı, Enerji GeliştirmeStrateji Belgesi son 3 yıl içinde tamamlanmış. AncakTürkiye ve diğer komşu Balkan Ülkeleri’nde olduğugibi Karadağ’da da mevcut ve yeni binalarda enerjiverimliliğinin artırılması çok karmaşık bir konu ol-masının yanında ülke ekonomisi için bir o kadar daönemli. Ancak öncelikle hükümet tarafından sağla-nan kuvvetli desteklere ve kamu-özel sektör işbir-liğine ihtiyaç var. Ayrıca ülkede, aynı Türkiye’de ol-duğu gibi kuvvetli bir enerji ajansı kurulması şart.Ulusal Enerji Verimliliği Strateji Belgesi 2010-2012’de bu ajansın kurulması planlanmasına rağmenhenüz böyle bir yapılanma yok ve maalesef hazırlıklarıbile başlamamış. Onun yerine Ekonomi Bakanlığı al-tında özel bir Enerji Verimliliği Bölümü kurulmuş.

Karadağ inşaat sektörü zayıf, inşaat malzeme-si sektörü ise neredeyse yok. İnşaat malzemelerininyaklaşık yüzde 95’ı ithal ediliyor. Ülkede çimento te-sisi yok, sadece yol inşaatları için kullanılan bir ag-rega tesisi var, birkaç tane de tuğla fabrikası… Ya-bancı ülkelerle, özellikle inşaat sektöründe Türki-

Aygen Erkal İMSAD İş Geliştirme Koordinatörü

Karadağ veMakedonya çalışma

ziyaretleri

EUbuild Enerji Verimliliği Projesi kapsamındatemmuz, eylül ve ekim aylarında

gerçekleştirdiğim Karadağ ve Makedonyaçalışma ziyaretleri yoğun olduğu kadar verimli

görüşmelerle geçti. Her iki ülkedeki inşaatsektörü firmaları da Türk firmaları ile iş birliği

yapmak istediklerini belirtti.

76 İzlenim

Page 77: bu ZİRVE’de atacak · Kamu ve özel sektörün bu stra-tejik sektörün ve dolayısıyla ülkemizin geleceği için el ele vereceği bu etkinliği çok, ama çok önemsiyoruz ve

Kasım 2011 77

ye ile iş birliğini geliştirmeye hevesli görünüyorlar.Önümüzdeki yıllarda ülkede yapılacak yeni yollar,hastane, iş merkezi, alışveriş merkezi ve özellikleoteller için Türk inşaat sektörüne güveniyorlar. On-ları hangi Türk firmaları ile tanıştırabileceğim so-rusundan sonra en çok sordukları soru ise Ezel’in birsonraki bölümünde ne olacağıydı!

MAKEDONYA BAŞARILI BİR İŞ ÇIKARDIProjenin bir diğer Balkan ortağı ise Makedonya

Enerji Verimliliği Ajansı (MACEF) idi. Resmi olarak2002 yılında kurulmuş bağımsız ve gönüllü bir bi-limsel sivil toplum örgütü olan Ajans, çok disiplinlibir danışmanlık örgütü olarak faaliyet gösteriyor. Ko-nusunda uzman mühendislerden, ekonomistler-den ve kamu danışmanlarından oluşan 60 üyesi var.Enerji politikaları oluşturulmasında, enerji kaynak-ları geliştirme projelerinde, kaynakların verimlikullanılması stratejilerinin belirlenmesinde aktifolarak yer alan bir kurum. Her sene ekim ayında dü-zenlenen Makedonya Enerji Haftası’nda pek çokfaaliyet düzenliyorlar. Eylül ayında Üsküp’e ilk git-tiğimde şehrin bir şantiyeden farkı olmadığını gör-düm ve çok şaşırdım. Bu sene bağımsızlıklarının 20yılını kutladıkları için neredeyse 5 yıldır hazırlık ya-pıyorlarmış. Nereye baksanız bitmek üzere olan, ya-pımı devam eden ya da yeni başlamış eski eser gö-rünümlü binalarla karşılaşıyorsunuz. Tüm inşaatlaryerli firmalar tarafından yapılıyormuş.

Makedon ortağımız MACEF, 18 – 21 Ekim 2011 ta-rihinde düzenlenen ikinci çalışma ziyareti için çok ça-lıştı ve gerçekten başarılı bir iş çıkardı. 19 Ekim ta-rihinde Amerikan Üniversitesi ile ortaklaşa “BizEnerji Verimliliğine Yatırım Yaptık, Ya Siz?” sloganıyla“EUbuild Enerji Verimliliği Bölgesel Konferansı”düzenlendi. Projenin diğer ortakları 6 ülkeden pro-je koordinatörleri ve her ülkenin araştırma raporu-nu hazırlayacak olan uzmanlarının da yer aldığıkonferansa katılım oranı çok başarılıydı. Özellikle ohafta beş holden oluşan Uluslararası Technoma İn-şaat Fuarı bünyesinde ve diğer ilgili kurumlarda dabenzer konularda aktiviteler olduğu düşünülecekolursa konferansa olan ilgi gerçekten önemliydi. Kon-feransın ilk kısmında Makedonya’da bulunan ener-ji verimli bina örnekleri ile ilgili sunumlar yapıldı. Yet-kililer binalar hakkında teknik bilgiler verdi, yaşanansıkıntı ve zorluklardan, yapılan verimlilik çalışma-larının getirilerinden bahsetti.

Daha sonra Poster Yarışması ödülleri dağıtıldı.Amacı, gençlerin enerji verimliliği konusunda algı-sını artırmak ve bu konu üzerinde kafa yormalarınısağlamak olan yarışmanın gerçekten etkili olduğu-nu düşünüyorum. İki mühendislik, bir ekonomi ve birde güzel sanatlar öğrencisinden oluşan gruplardanödüle layık görülen iki grup, posterleri hakkında kısabirer sunum yaptı. Ödül kazanan öğrencilere üni-versitede aldıkları ders kredilerinden birini almış sa-yılmalarının yanı sıra bizimle beraber çalışma ziya-retinin ikinci günü yapılacak enerji verimli bina ge-zisine katılım hakkı verildi. Birinci olan grubuntemsilcisi de İMSAD İnşaatta Kalite Zirvesi’ne katı-lım hakkı kazandı. Konferansın ilk yarısında İMSAD

olarak EUbuild Enerji Verimliliği Projesi hakkında birsunum yaptım.

Konferansın ikinci yarısı aktif katılıma açık bir tar-tışma şeklinde düzenlendi. Enerji verimliliği ve fi-nansmanı ile ilgili tüm sektör temsilcileri (Bankalar,finans kuruluşları, kamu, özel sektör, sivil toplum ör-gütleri, meslek örgütleri temsilcileri) tartışmaya ka-tıldı. Yaşanan sıkıntılar, eksikler ve taleplerin Tür-kiye’dekilerle aynı olması proje konusunun ve or-taklarının ne kadar doğru seçildiğini tekrar ortayakoydu. Çalışma ziyaretinin ikinci gününde Üsküp’eiki saat mesafede olan Strumica şehrindeki ExproStrumica Enerji Verimli Binası ziyareti planlanmış-tı. Bina bir inşaat malzemesi distribütörlük şirketi-nin, kendi pazarladığı ürünleri kullanarak yaptığı ör-nekti. Sadece kullanılan malzemeler ya da binanınsistemleri değil, tasarımı, bulunduğu açı, duvarlarıneğimleri ve bunun gibi pek çok özelliği enerji ve-rimliliği göz önünde bulundurularak gerçekleştiril-mişti.

Karadağ ve Makedonya’yı karşılaştırdığımızdabenzerlikler kadar farklılıklar da dikkat çekiciydi.

Makedonya’da bulunan enerji verimli bina örneğiKaradağ’da yoktu. Karadağlı ortağımız bu konu ile il-gili yeni bir proje çalışmasına başladı. Makedonya’dagerekli tüm kanun ve yönetmelikler olmasına rağ-men EVD (Enerji Verimliliği Danışmanlık) şirketi baş-vurusu yok. MACEF özel şirketleri bu konuda teşviketmek için bazı çalışmalar yapıyor. Makedonya’da in-şaat sektörü ve dolayısıyla inşaat malzemeleri sek-törü Karadağ’a göre daha gelişmiş. Bazı Türk fir-malarının temsilcilikleri var ve Türk firmaları ile ça-lışan, iş birliği içinde olan yerli firma sayısı da hay-li fazla. Makedonya’da da aynı Karadağ’da olduğu gibiTürk firmaları ile iş birliği olanakları ve İMSAD’ın bukonuda nasıl destek verebileceği hakkında sorularsoruldu. Ama Karadağ’dan farklı olarak Ezel’in de-ğil Yaprak Dökümü’nün sonraki bölümlerini merakediyorlardı. Doğrusu dizi seyretmediğim için bu so-rulara cevap veremedim.

Makedonya

Page 78: bu ZİRVE’de atacak · Kamu ve özel sektörün bu stra-tejik sektörün ve dolayısıyla ülkemizin geleceği için el ele vereceği bu etkinliği çok, ama çok önemsiyoruz ve

Erzincanlı İnan ailesinin 1965 yılında İstanbulLaleli’de kurduğu İnanlar İnşaat, kuruldu-ğu ilk yıllarda Eminönü ve Fatih ilçelerinde

iş hanı ve apartmanları yap-sat modeliyle ger-çekleştirerek ticari hayatına başladı. O dönemdeİnan İnşaat adıyla faaliyet gösteren firma, 1995 yı-lında İnanlar İnşaat adını aldı ve bugüne kadar200’ü aşkın projede 5 bin adet bağımsız bölümüretti. Bugün, İnanlar İnşaat’ı, ailenin ikinci ku-şağını temsil eden Serdar İnan yönetiyor. 1966 yı-lında Erzincan’da doğan Serdar İnan, 1984 yılın-da Robert Kolej’den, 1990 yılında da İstanbulTeknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi MimarlıkBölümü’nden mezun oldu. Ailesinde pek çok mi-mar ve inşaat mühendisi olan Serdar İnan da, üni-versite yıllarında aile şirketinde çalışarak sektö-re adım attı. 1994 yılında şirket yönetimini yöne-tim kurulu başkanı olarak üstlenen Serdar İnan ilemimarlık kimliğinden, yeni İstanbul’a kadar bir-çok konuda çılgın bir söyleşi yaptık!

Mimar kökenli bir müteahhitsiniz… Öncelikle mi-mar olmak bilinçli bir tercih miydi? Nasıl kararverdiniz?

Erzincanlıyız. Erzincan’dan İstanbul’a daha iyibir eğitim almak için geldik. Robert Kolej mezu-nuyum. Sonrasında İTÜ Mimarlık Fakültesini bi-tirdim. Ailemizden gelen müteahhitlik mesleğimizvar. Aile olarak 46 yıldır inşaat işi yapıyoruz. İnşa-at firması sahibi bir ailede büyüdüm. Aslında gemici

78 Mimarlık / İnşaat Dünyası

Mimar Serdar İnan:

“Tarzınızyoksa marka

olamazsınız!”

“Mimarların bir tarzı olması gerekiyor.Bir mimar, kendi başına duran cismi alıp

projesinde kullanmamalıdır. Yapacağı projeninetrafındaki yapıları da düşünmesi gerekir.

Çevreye uyumlu malzemeler seçmeli; rengiyle,dokusuyla ahenkli binalar yaratmalıdır. Yani bir tarzı

olmalıdır. Tarzınız yoksa marka olamazsınız!Kendi tarzını ortaya koyan müteahhitlik firmaları

ayakta kalacak, kendi tarzını ortaya koyamayanfirmalar piyasadan çekilecektir.”

Page 79: bu ZİRVE’de atacak · Kamu ve özel sektörün bu stra-tejik sektörün ve dolayısıyla ülkemizin geleceği için el ele vereceği bu etkinliği çok, ama çok önemsiyoruz ve

Kasım 2011 79

olmak istiyordum ve gemi mühendisliği yazacak-tım. Son dakikada amcam “Neden mimarlık yaz-mıyorsun?” dedi. Amcamı kıramadım ve mimarlıkyazdım. Halimizden memnunuz ve mesleğimizi se-viyoruz. İktidarın seçim öncesi söylemleriyle birlikte,şu anda mimarlık çok ön plana çıkan bir meslekoldu. Yeni bir İstanbul yapılacak. Bu ortamda da İs-tanbul’da mimar olmaktan kıvanç duyuyorum.

Mimariyi ve mimarlık kimliğinizi nasıl ifade edi-yorsunuz?

Felsefe ve insanla çok iç içe mimari. İnsanın ya-şam mekanları oluşturma sanatı ve bilgisi… İnsanneyse mimarisi de, yaptığı eser de onu yansıtır. Ya-şadığı mekan, yaşattığı duyguları ele verir. İstan-bul’un 1980 öncesi ve sonrası gelişimine tanıklık et-tim. İstanbul’u yaşamış ve gelişimine tanıklık etmişbir mimarım. Bundan sonra İstanbul’da 21.yüzyıl-da bir Türk mimarisinin oluşacağına da inanıyorum.Bütün medeniyetler mimarlıklarıyla ortaya çıkar.Lider bir ulus olduğunuzu düşünüyorsanız, mutlakasizi tanımlayan diğer mimari literatürden farklı birmimarlık ortaya koymanız gerekir. Yoksa taklit olur-sunuz. Türkiye’nin iç dünyasındaki ve fikir haya-tındaki oturmamış düşünceleri, şehirlerimize ve ya-pılarımıza bakarak görmek mümkün.

Türk mimarlığının bugün geldiği noktayı ve mi-marlık kimliği oluşturma serüvenini nasıl ta-nımlıyorsunuz?

Mimarlık kimliği Türkiye’de daha yeni oluşuyor.Bu nedenle bir mimarlık kimliğinden bahsedeme-yiz. 20. asır Türk mimarlık kimliğinden, özgün birmimarlık kimliğinden bahsetmek mümkün değil.İyi örnekler var. Türk mimarları 20. asırda güzel ör-nekler vermişler ama bu böyle özgün, ön plana çı-kan, kimliği ifade eden bir şey değil. Yarı kopya, yarıkendi içinden bir şey verilmiş bir mimarlık durumu.Bu durum 21. asırdaki Türk mimarlığının tohum-ları. İstanbul’u ziyaret eden turistlerin hatıra ola-rak aldıkları kartpostallarda bugünün mimarisineait bir resim yok. Kızkulesi, Ayasofya, SultanahmetCamisi var. Boğaz Köprüsü dahi, Ortaköy Camisi’niniçinde bulunduğu kadrajla birlikte anlam kazanıyor

Terrace Lido

Page 80: bu ZİRVE’de atacak · Kamu ve özel sektörün bu stra-tejik sektörün ve dolayısıyla ülkemizin geleceği için el ele vereceği bu etkinliği çok, ama çok önemsiyoruz ve

ki, dünya mimarlık literatüründe ön plana çıkan biryapı değil. Bugünü anlatan bir mimari eser yok.

“İNSANI ÖN PLANA ALIYORUZ”Mimarlık kimliğiniz ve bakış açınız projelerinizi ge-liştirirken sizi nasıl yönlendiriyor? Tasarım kri-terleri açısından neleri dikkate alırsınız?

Tekrar olmamasına dikkat ederim. Yaptığımızprojelerde ön plana çıkan insandır. Mimarlık için mi-marlık yapmamaya, insan için mimarlık yapmayadeğer veririz. Her şeyin insan için olması gerekenfelsefeyi savunuyoruz. Yaptığımız projelerde bu ne-denle insanı ön plana alıyoruz. Projelerimizdegece aydınlatmaları, girişler, peyzaj, çevre ve es-tetik dokunuşlar önemlidir. Bir binanın kendine özgübir estetiği olması gerektiğine inanıyoruz. Binanındört cephesi dışında, beşinci cepheyi de göz önü-ne alıyoruz, yani çatısını. Beşinci cepheye hem kul-lanılabilirlik açısından, hem de estetik bakış açısıylaönem veriyoruz.

Tasarım ve mimari, bugün iç içe geçmiş durum-da. Mimari trendleri belirlerken nelerden etki-leniyorsunuz?

Tasarımın kollarıyla mimari arasında güçlü biretkileşim var. Moda çok hızlı değişiyor. Kıyafetle-rin modası olduğu gibi, günümüz dünyasında mi-marinin de modası var. Bu değişim en çok otomo-tiv sanayisinden besleniyor. Otomotiv sanayisi,

tüm dünyada moda ve renkleri belirleyen bir sek-tör haline geldi. Cenevre ve Frankfurt otomotiv fu-arlarını örnek olarak verebilirim. Özellikle Ce-nevre, moda ve trendleri belirleyecek bir etkinliğesahip. Mimarlarımıza bu fuarları ziyaret etmeleri-ni öneririm. Eskiden mimari üslup birbirine ben-zeyen yapılardan oluşurdu. Bugün ise mimaridefarklılık yaratan akımlar var. Bu nedenle farklı vebenzeri olmayan yapılar ortaya çıkıyor.

Bu farklılığın ortaya çıkmasında teknolojik geli-şim ve bunun yarattığı malzeme kullanımı es-nekliği ve avantajı ön plana çıkıyor sanırım…

Bu tür gelişmeler mimarlıkta çılgınlığın sonu-nun olmadığını da gösteriyor. Teknolojilerin ve mal-zemelerin gelişmesiyle, mimari ucu bucağı olma-yan bir alan haline geldi. Bugün siyasal, sosyal vetoplumsal alanda etkileşim içinde olan bir dünya-dan söz ediyoruz. Ekonomik ve teknolojik geliş-meleri bundan ayırmak mümkün değil. 21. asırdayaşanan bu etkileşim çağının getirdiği yeni geliş-meler, elbette mimaride de karşılığını bulmak is-teyecek. Geçmişten çok farklı bir mimarinin ve mi-marlık anlayışının ortaya çıktığına şahit olacağız.

“TARZI OLAN FİRMALARAYAKTA KALACAK”Teknolojik gelişmelerin yarattığı malzeme al-ternatifi, mimarların projelerini ortaya koyarkennasıl bir avantaj sağlıyor?

Yapı malzemeleri çok çeşitlendi. Bu çeşitlilikhem olumlu, hem de olumsuz durumlar yaratabi-liyor. Oyun alanınızın genişlemesi olumlu bir yön-dür. İstediğiniz malzemeye, istediğiniz kalite, renkve dokuda ulaşabiliyorsunuz. Bu karmaşanın için-de kendinizi kaybedebilirsiniz; bu da olumsuz ta-rafıdır. Daha ahenkli binalar yapamayabilirsiniz. Bunedenle mimarların bir tarzı olması gerekiyor. Birmimar, kendi başına duran cismi alıp projesindekullanmamalıdır. Yapacağı projenin etrafındakiyapıları da düşünmesi gerekir. Çevreye uyumlu mal-zemeler seçmeli; rengiyle, dokusuyla ahenkli bi-nalar yaratmalıdır. Yani bir tarzı olmalıdır. Tarzınızyoksa marka olamazsınız! Kendi tarzını ortayakoyan müteahhitlik firmaları ayakta kalacak, ken-di tarzını ortaya koyamayan firmalar piyasadan çe-

80 Mimarlık / İnşaat Dünyası

”Kadının saçı neyse, binanın çatısı odur!”“Kadının saçı neyse, binanın çatısı odur! Türkiye’de Türk mimarlar geneldebinaların çatısına dikkat etmez. Binanın görünen cephesine önem verir,görünmeyen cephesine önem vermez. Görünmeyen cephesi de mutlakagörünen cephesinden izler taşımak zorundadır. Bina bir bütündür. Girişlermutlaka görkemli olmalıdır. Osmanlı ve Selçuklu mimarisinde bir ‘taç kapı’vardır. Bizim eserlerimizde de böyle ihtişamlı girişler öne çıkar. Dekorasyon,renkler ve estetik öne çıkar. Mutlaka estetik olmak zorundadır. Mimarlıktadoluluk boşluk oranları vardır. Binanın bir harmonide olması lazım, dolulukboşluk oranını canlı tutmak gerekiyor. Renk ve doku uyumunu sağlamakönemli. Binanın yakın çevresiyle ilişkili oluruz. Binamız bittiğinde bizimprojemiz bitmez. Mutlaka binamızdan sonraki yapıların da uyumu için bazıdokunuşlar yaparız. Proje bittiğinde önce müşteri teslim alıyormuş gibi bizimpazarlama ekibimiz gelir, teslim alır ve sonrasında müşteriye teslim ederiz.Bunlar hep tecrübe ve geçmişte yapılan hatalardan çıkardığımız derslerdir.”

Terrace Bahçe

Page 81: bu ZİRVE’de atacak · Kamu ve özel sektörün bu stra-tejik sektörün ve dolayısıyla ülkemizin geleceği için el ele vereceği bu etkinliği çok, ama çok önemsiyoruz ve

yoktur. Bu hızla bunun olması imkânsız. Kentsel dö-nüşümle kendimizi aldatmayalım. Kentsel dönü-şümle yaşayacağımız bir depreme önlem almakmümkün değil. 300 seneye ihtiyacınız olacak. Ra-dikal çözümler bulmanız gerekiyor.

Nedir bu radikal çözüm?Yeni bir İstanbul oluşturmadan, eski İstanbul’u

boşaltmanız mümkün değil. Bunun için bir hedefkonulması gerekiyor. Denmeli ki, “İstanbul’undeprem dönüşümü 20 senede tamamlanacak!” Buda her yıl 60 bin daire yapılması anlamına geliyor.TOKİ, 8 senede 500 bin daire yaptı. 120 bin daire-lik bir inşaatın her yıl devam etmesi gerekiyor. Birkere 120 bin dairelik bir şehir yapmak gerekiyor.Yeni bir yer yapmadığınız müddetçe kentsel dönü-şüm yapma imkânınız yok. Yeni şehri yaptıktan son-ra merkezde kalan ve boşalttığın yerlere de yüksekyoğunluklu yapılar yapmayacaksın.

kilecektir.Sizin işinizde, “bu yapı İnanlar İnşaat’ındır” diye-cek bir noktaya geldiniz mi?

Daha henüz biz, o noktaya geldiğimizi düşün-müyoruz. Sadece biz değil, Türkiye’deki hiçbir fir-manın da o noktaya geldiğini sanmıyorum. Ancakonun eşiğine gelmiş firmalar var. 2005’te inşaat sa-nayisinde bir atılım oldu. Bu atılım sayesinde Tür-kiye dünyada Çin’den sonra müteahhitlik sektö-ründe ikinci ülke konumuna geldi. AB ülkelerininbirçoğunu geride bıraktık. İnşaat sektörümüz ve in-şaat malzemesi sanayimiz çok gelişti. Buna ben-zer bir atılımı 2012 yılında gerçekleştireceğiz. Bu-nun eşiğinde olan firmalar var. Kendi lezzetini oluş-turan firmalar ön plana çıkacak. TOKİ’nin bilekendini yenilediğini göreceğiz. TOKİ bu sektörün enbüyük oyuncusu. Devlet de kendisini hızla revize edi-yor, eskisi gibi hantal yapı yok. Bu durum özel sek-töre de ilham veriyor.

Ülkemizdeki binaların deprem ve yapı güvenliğiaçısından nasıl bir durumda olduğunu düşünü-yorsunuz?

Fazla güvenilir olduğunu düşünüyorum. Fuzulipara harcıyoruz. Mühendislik demek, çok güven-li yapılar yapmak demek değildir. Mühendislik de-mek para ile aklın optimum noktasını yakalamakdemek. Siz bir binayı sağlam yapacağım diye de-mire ve betona boğarsanız, o bina sağlam bir yapıolabilir ama akılcı olmaz. O binanın zeminden baş-layarak çatısına kadar aynı ahenkle oluşturmanızgerekir. Siz binanın yüzde 99’unu sağlam yapıp, yüz-de 1 eksik bıraktığınızda; o bina çürük bina kate-gorisine girer. Depremle ilgili konuların yapılar açı-sından yönetmeliklerde çok fazla tariflendiğinigörüyoruz. Bu sanatsal yaratıcılığı durduruyor. Bu-gün yapılan binaların hiçbiri imalat hatası olmadığısürece yıkılmaz…

“ÇÖZÜMÜM YENİ İSTANBUL’DUR!”Deprem ve yapı güvenliği için, İstanbul’da özelliklekentsel dönüşüm çalışmalarına hız verilmişti birdönem. Bugün de benzer bir durum söz konusu as-lında. Siz kentsel dönüşümün, binaların yapı gü-venliğine katkı sağlayacağını düşünüyor musunuz?

Çözümüm yeni İstanbul’dur! Yeni bir kent oluş-turmadan, eski kenti boşaltmanız mümkün değil.Şu an için yapı stoğunun yüzde 30’u ya yıkılacak yada kullanılmaz hale gelecek. En az yüzde 30’luk stokda büyük hasar alacak. Yaklaşık 1 milyon 200 bindairenin bu durumda ya yıkılacağını ya da dep-remden sonra o binayı yıkmak zorunda kalacağı-mızı söyleyebilirim. 1 milyon 200 bin konut açığı var.En az bu kadar bina da hasar alacak. Sadece yüz-de 30’luk kısım kurtulacak belki de… O binalardaya sağlam zeminde yapılmıştır ya da yapı malzemesiaçısından sağlamdır. Eski yapılar bile, o günkü yö-netmeliklere tam uygun yapıldıysa hasar almaz.Kentsel dönüşümle her yıl 10 bin daire yapsanız, İs-tanbul’u dönüştürmeniz 120 yıl sürer. Şu ankikentsel dönüşüm hızı yılda 3 bin daire ya vardır ya

Kasım 2011 81

“İmar planından destek almayan eserler,kargaşada kayboluyor”“Türk mimarlar ve mimarlık kimliği yeni yeni özgün ürünler vermeaşamasına geldi. 20. asırdaki mimari kimliğe gebe kalmış Türk mimarisi, 21.asırda bunun doğumunu gerçekleştirecek. İstanbul’da şu anda özgün olanbazı eserler var ancak imar planından destek almadığı için bu eserler de, bukargaşa içinde kaybolup gitmiş. Barselona’yı Barselona yapan bir imar planıvardır ve Gaudi, bu plan içinde gerçekleştirdiği eseriyle Barselona’da Gaudiolmuştur. Gaudi’yi Barselona’dan çıkartsan ve başka bir şehre götürsen,Gaudi orada Gaudi olamaz. Mimar Sinan’ı, Sultan Süleyman’ın dönemindenbaşka bir döneme götürdüğünde de bu kadar özgün eserler veremezdi.”

Page 82: bu ZİRVE’de atacak · Kamu ve özel sektörün bu stra-tejik sektörün ve dolayısıyla ülkemizin geleceği için el ele vereceği bu etkinliği çok, ama çok önemsiyoruz ve

82 Mimarlık / İnşaat Dünyası

ğimiz yapılan bugün satılan mal konumunda. Mi-marlık kimliği olmadığı için o dönem revaçta olantalep edilen işler yapılıyor. Aslında firmaların sa-tılanın önüne geçmesi lazım. İşte o zaman bir mi-mari oluşumdan bahsedebilirsiniz. Mimarlarınhalkın önüne geçtiğinden bahsedebilirsiniz. Teoriile pratik buluşacaktır.

En çok hangi projenizin tasarım ve yapım süreç-leri sizi tatmin etti?

Bütün projelerimiz, insana yönelik. Kişiye özelelbise yapıyoruz. Arsayı çıplak beden olarak kabuledip üzerine dikeceğimiz elbiseyi terzi hassasiye-ti ile gerçekleştiriyoruz. Her arsanın bir lezzeti veteninin rengi vardır. Biz bunu vermeye çalışıyoruz.Yaptığımız her proje bir öncekinden ve bir sonra-kinden farklıdır. Terrace Lido’yu yapıyoruz. Bubenim için özel bir projedir. Büyükada’ya kimlik ve-ren ve İstanbul’u boylu boyunca gören bir projedir.Yakında Terrace Tema’yı çıkartacağız ve bu da mut-laka farklı olacak. Terrace Lido, hepsi deniz man-zaralı 33 rezidansı ve sosyal tesisi ile hem çarşı, hemde konut projesidir. 7 daire tipimiz var ve Fransızbayan isimleri koyduk. Akdeniz mimarisinin koku-sunu ve lezzetini veren bir projedir. Elimizdeki pro-jeler hemen hemen bitiyor. Kartal, Sarıyer ve Ata-kent’te başlayacağımız projemiz var. Her arsayı li-sanından anlayacak mimara veriyoruz ve sekiz, do-kuz farklı mimarla çalışıyoruz.

İstanbul’daki yüksek veya alçak katlı yapıların re-zidans kavramı içinde sunulmasına ne diyorsunuz?Bugünün mimarlık kültürünü mü ifade ediyor?

İstanbul’un şu an gittiği yer kötü. Zira getto-laşmaya gidiyor. Etrafı çitlerle veya koruma du-varlarıyla çevrilmiş hale geliyor. Bir şeyi iyi plan-layalım derken, o iyiden oluyoruz. Rezidans dedi-

“Yeni İstanbul’un içinde 500 milyar dolar yatıyor!” “Bu yeni İstanbul’un içinde 500 milyar dolar yatıyor. Bunu en kötü şehirciyeçizdirsen 300 milyar dolar yapar. Bu para sınır kapımızın dışında duruyor. Buparayı içeri alabilmek için 4 tane yasa değişikliğiyle birlikte, güzel bir imarplanı yapman gerekir. Plana önce havaalanını koyarsın ve 5 milyar dolarasatarak projeyi başlatırsın. Bu paranın hepsi yurt dışından içeriye girer. Buparanın 200 milyar doları yapılacak inşaat işlerine gider. 300 milyar dolar dakâr olarak kalır. İnşaata giden 200 milyar dolar da yapı sektörünü destekler.Müteahhidi, yapı malzemesi satanı, işçisi ve ülke kazanır.”

Terr

ace

Lido

Page 83: bu ZİRVE’de atacak · Kamu ve özel sektörün bu stra-tejik sektörün ve dolayısıyla ülkemizin geleceği için el ele vereceği bu etkinliği çok, ama çok önemsiyoruz ve
Page 84: bu ZİRVE’de atacak · Kamu ve özel sektörün bu stra-tejik sektörün ve dolayısıyla ülkemizin geleceği için el ele vereceği bu etkinliği çok, ama çok önemsiyoruz ve

Dr. Yılmaz ARGÜDENARGE Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı

Küresel barış içinküresel zekât

Dünya tarihine baktığımızda insan ha-yatını etkileyen olgular arasında top-lumda en uzun süreli olarak etki ala-

nını koruyan olgunun dinler olduğunu görü-rüz. Dinler, kültürlerden, yönetim sistemle-rinden, şirketlerden, imparatorluklardan,hatta süper güçlerden daha uzun bir yaşamasahip. Bunun temel nedeni dinler arasında şe-kilde önemli farklılıklar olmasına rağmen, dinolgusunun ana fikir olarak toplumsal yaşamınsürekliliğine ilişkin ilkeleri esas almış olma-sıdır.

Özellikle büyük dinlerin ortak ilkelerindenbirisi de toplumsal dengenin sürdürülebilmesiicin çevremizdekilerin sorunlarına ilgi duyma

ve onlara yardım etme sorumluluğudur. Busorumluluğu yerine getirmek dünyanın gele-ceği ile ilgili risklerin de kontrol edilmesineyardımcı olur. Dünyadaki insanların beştebiri günde 1 doların altında gelirle aşırı fakirlikdüzeyinde yaşamlarını sürdürmeye çalışı-yor. Günde 2 doların altında gelire sahipolanlar ise dünya nüfusunun yaklaşık yarısı-nı oluşturuyor.

Gelişen teknolojilerle gün geçtikçe küçü-len bir dünyada öne çıkan “Dünya Vatandaş-lığı” kavramı her birimize kişisel ve toplum-sal sorumluluklar yüklüyor. Özellikle küreselnitelik kazanan krizler hepimizin aynı gemi-de olduğu anlayışını herkese acımasız birşekilde hatırlatıyor. Son yirmi senede gelişmişülkelerle fakir ülkeler arasındaki gelir dağı-lımı uçurumu, ülkelerin kendi içindeki gelir da-ğılımlarından daha çok bozuldu. Küçülendünyada çevremizdekilerin sorunlarının bizimde sorunlarımız olacağı bilinci ise maalesef ye-terince oluşmadı. Ancak, bu durumun kaderolmadığını vurgulamakta fayda var.

FAKİRLİKLE MÜCADELE İÇİN ATILIMDünya Bankası’nın bir raporuna göre

1965’ten bu yana gelişmekte olan ülkelerin kişibaşına gelir düzeyleri iki mislinden fazla art-mış. Son 40 yılda gelişmekte olan ülkelerdebeklenen yaşam süresi 20 yıl artmış. Son 30yılda gelişmekte olan ülkelerde okuma yaz-ma oranları yüzde 50’den yüzde 75’e yüksel-miş. Son 20 yılda dünya nüfusu 1,5 milyar ar-tarken, günde 1 dolardan az bir gelirle geçi-nen insanların sayısı 200 milyon kadar azal-mış.

İki binli yılların başında 189 ülkenin ortakdeklarasyonuyla 2015 yılına kadar dünyada fa-kirlikle mücadele için bir atılım yapılmasınakarar verildi (Millenium Development Goals –MDG). Bu deklarasyona göre 2015 yılına ka-dar günde 1 doların altında gelirle yaşayan in-san sayısının yarı yarıya azaltılması, her ço-cuğun ilköğretim hakkından faydalanmasının

84 Stratejik Bakış

Daha yaşanabilir bir dünya için küresel paylaşmakültürünün gelişmesine destek olmak hepimizin görevidir…Milyarlarca dolarla ifade edilen savunma harcamalarındakiartış yerine fakir ülkelerin gelişmesine yardım edilmesinin

küresel barışa ne kadar katkıda bulanacağı ve riskleri azaltmakonusundaki etkinliği iyi değerlendirilmelidir…

Page 85: bu ZİRVE’de atacak · Kamu ve özel sektörün bu stra-tejik sektörün ve dolayısıyla ülkemizin geleceği için el ele vereceği bu etkinliği çok, ama çok önemsiyoruz ve

Kasım 2011 85

sağlanması, beş yaşının altındaki çocuklarınölüm oranlarının bugünkü oranların üçte birseviyesine indirilmesi, doğumdaki ölüm oran-larının bugünkü oranın dörtte bir seviyesineindirilmesi kararlaştırıldı.

Ancak, 2010 yılına kadar gösterilen per-formans, mevcut sistemler ve yardım mik-tarları ele alındığında bu hedeflere ulaşma-nın mümkün olamayacağı belli oldu. Top-lumların küresel sorumluluk bilincinin bir gös-tergesi olarak her sene fakir ülkelere yap-tıkları yardımlara gayrisafi milli hasılanın(GSMH) oranı olarak bakılabilir. Bu göstergeyebakıldığında ilginç sonuçlar ortaya çıkıyor.OECD ülkeleri ortalama olarak GSMH’nin sa-dece binde 2,4’ünü yardım olarak ayırıyorlar.Bu göstergeye göre en iyi performans yüzde1 oranı ile Danimarka’nın. En düşük perfor-mans ise binde 1 oranı ile ABD’ye ait.

BALIK TUTMAYI ÖĞRETMEKFakirliğe çözüm bulmak için yardımların

artması konusunda kriterler belirlerken, din-lerin öğretilerinden de faydalanmak mümkün.Örneğin, Müslümanlıktaki zekât uygulamasıinsanların kendi yaşamlarını sürdürmek içingerekli olanın dışındaki birikimlerinin kırktabirini çevresindeki fakirlerle paylaşmasınıöngörür. Eğer dünya vatandaşlığı kavramı cid-diye alınıyorsa, dünya ortalamasının üzerin-deki gelirlerinden benzer bir oranın fakirlik-le mücadele için kullanılması hedeflenebilir.

Milyarlarca dolarla ifade edilen savunmaharcamalarındaki artış yerine fakir ülkeleringelişmesine yardım edilmesinin küresel ba-rışa ne kadar katkıda bulanacağı ve riskleriazaltma konusundaki etkinliği iyi değerlen-dirilmelidir. Özellikle finansal krizle birliktemali durumları ciddi olarak bozulan ülkelerinkısıtlı kaynaklarını daha etkin kullanma yö-nündeki çalışmaları bu konuyu da göz ardı et-memeli.

Dinlerin ortak öğretisi, sevginin ve pay-laşmanın daha huzurlu toplumlar yarattığı yö-nündedir. Küresel vatandaşlık bilinci doğ-rultusunda insanların bencillikten arınıp,daha dengeli bir gelir dağılımı olan bir dünyahedeflemeleri küresel barışı artıracaktır.Yardımın miktarı kadar, ne kadar etkin kul-lanıldığı da büyük önem taşıyor. İnsanlara ba-lık vermekten daha önemlisi, balık tutmayı öğ-retmektir. Bu nedenle, çocukların ve gençle-rin eğitimine ayrılacak kaynaklar getirinin dedaha sürekli olmasına yardımcı olur.

Yine önemli öğretilerden birisi de yardımınhak etme prensibi gözetilerek yapılmasıdır.Yardımı alanların da bunu verimli kullanma so-rumluluğu olduğu unutulmamalıdır. Hak et-menin en iyi göstergesi de verimli kullanımıntescilidir. Fakirliğin önlenmesi için yardımla-rı artırmayı düşünenlerin, diğer uygulamala-rının da fakirliği artırma yönündeki etkilerinide hesap etme sorumluluğu vardır. Örneğin,gelişmekte olan ülkelerin rekabet gücü olansınırlı alanlarda ticaret serbestisini azalt-manın, tarım alanında büyük sübvansiyonlarlaküresel pazarların bozulmasına yol açmanınfakirliği artırma etkileri de göz ardı edilme-melidir. Özetle, daha yaşanabilir bir dünya içinküresel paylaşma kültürünün gelişmesinedestek olmak hepimizin görevidir.

Page 86: bu ZİRVE’de atacak · Kamu ve özel sektörün bu stra-tejik sektörün ve dolayısıyla ülkemizin geleceği için el ele vereceği bu etkinliği çok, ama çok önemsiyoruz ve

Rusya Federasyonu2014 ve 2018’de iki büyük

organizasyona ev sahipliği yapacak.Her iki organizasyon için de yaklaşık

25 milyar dolarlık bir yatırımplanlanıyor. Bu yatırımın büyük bir

bölümünün inşaat sektörüne ayrılacakolması, Türk inşaat sektörü ve

inşaat malzemesi sanayisi açısından daönem taşıyor.

86 İhracat Kapıları / Rusya

Page 87: bu ZİRVE’de atacak · Kamu ve özel sektörün bu stra-tejik sektörün ve dolayısıyla ülkemizin geleceği için el ele vereceği bu etkinliği çok, ama çok önemsiyoruz ve

Kasım 2011 87

Page 88: bu ZİRVE’de atacak · Kamu ve özel sektörün bu stra-tejik sektörün ve dolayısıyla ülkemizin geleceği için el ele vereceği bu etkinliği çok, ama çok önemsiyoruz ve

Dünyanın en büyük yüz ölçümüne (17 milyon75 bin 400 kilometrekare) sahip ülkesiRusya Federasyonu, Sovyetler Birliği’nin

1991 yılında dağılmasıyla bağımsız bir ülke olarakortaya çıktı. Soğuk Savaş döneminin bir ucunuABD’nin başını çektiği NATO oluştururken, karşıucunda ise Sovyetler Birliği’nin yer aldığı Varşo-va Paktı vardı. İki kutuplu dünyadan, çok kutuplubir yapıya geçen dünya siyasi ve ekonomik yapı-sı, son dönemde enerji kaynaklarının artan öne-miyle yeniden Rusya’yı ön plana çıkardı. Özellik-le zengin petrol ve doğal gaz yataklarına sahip olanRusya, elindeki enerji kartıyla bölgenin yeniden şe-killenmesinde söz sahibi bir pozisyona geldi.

Rusya ile Avrupa Birliği (AB) arasındaki ilişki-lerin ağırlığını ticari ilişkiler ve özellikle de Rus-ya’nın Avrupa’ya petrol ve doğal gaz ihracatıoluşturuyor. Rusya’nın dış ticaretinin yarısındanfazlasını gerçekleştirdiği AB, Rusya için ciddi birpazar konumunda.

Rusya ekonomisinin belkemiği ise enerji sek-törü. Öyle ki Rusya, ihracatının yüzde 65’ini ener-ji sektöründe gerçekleştiriyor. Sadece petrol ih-racatı yurt dışına yapılan satışların yüzde 35’inioluşturuyor. Katma değeri daha yüksek makine ve

teçhizatın toplam ihracattaki oranı ise yüzde 5 ci-varında. Rusya Federasyonu dünyadaki doğal gazrezervlerinin yaklaşık yüzde 24’üne, ham petrol-de ise yaklaşık yüzde 6’sına sahip.

Türkiye’nin de özellikle Asya ile Avrupa ara-sında enerji köprüsü olma projesinde ham mad-de açısından Rusya’ya bağımlılığı, önemli bir ih-racat kapısı olması, inşaat sektörü açısından ye-niden yapılanma ile önemli yatırımların başlamışve başlayacak olması her iki ülke arasındaki eko-nomik ilişkilerin çerçevesini belirliyor. 2014 SoçiKış Olimpiyatları ve 2018 Dünya Kupası’na ev sa-hipliği yapacak Rusya, milyarlarca dolarlık yeni işfırsatları sunması açısından da Türk özel sektö-rü tarafından yakından takip ediliyor.

TÜRK-RUS EKONOMİK İLİŞKİLERİTürkiye ile Rusya Federasyonu arasındaki ti-

cari ve ekonomik ilişkilerin temeli Cumhuriyet’inilk yıllarında atıldı. 1937 tarihli Seyrüsefain An-laşması sayesinde ivme kazanan Türk-Rus tica-reti o dönemlerde yıllık 100 milyon ruble seviye-lerinde seyrederken, Başbakan İsmet İnönü’nün1937’de gerçekleştirdiği Moskova ziyareti, Sov-yetler Birliği Dışişleri Bakanı Gromiko’nun 1965 yı-lında ve Başbakan Kosigin’in 1966 yılında ger-çekleştirdiği Türkiye ziyaretleri, iki ülke arasındakiekonomik ilişkilerin kilometre taşlarını oluşturdu.Bu dönemde düşük faizli Sovyet kredisi ve sağla-nan teknik destek ile Seydişehir Alüminyum tes-isleri, İskenderun Demir-Çelik tesisleri, Oymapı-nar Hidroelektrik Santrali, Aliağa Petrol Rafine-risi, Bandırma Sülfürik Asit Tesisi, Artvin LevhaFabrikası, Çayırova Cam Fabrikası gibi ağır sa-nayimizin temelini oluşturan tesisler kuruldu.

İki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin ivmekazanması ise 1984 yılında imzalanan ve 1987 yı-lında yürürlüğe giren doğal gaz anlaşması oldu.Bu anlaşma ile Sovyetler Birliği’nden alınan do-ğal gazın bedelinin yüzde 70'lik kısmının Türk malve hizmetleri ile ödenmesi öngörüldü. Söz konu-su anlaşma sayesinde pek çok Türk sanayi ürü-nünün Sovyetler Birliği'ne satışı sağlandı ve bir-liğin dağıldığı yıl olan 1991’de Türkiye’nin ihraca-tı 400 milyon dolar seviyesine ulaştı. Son 20 yıllıkdönemde Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkiler ge-lişti ve derinleşti.

İki ülke arasında ticarete konu olan ürünler her

Kriz Rus inşaat sektöründe etkili olduRusya’da kriz döneminde dibe vuran konut inşaatı sektöründe kötü gidişatın devam ettiği, Rusya Devlet İstatistik Komitesi Rosstat’ınverileriyle ortaya çıkıyor. 2010 yılının ilk beş ayında tamamlanan konutların toplam alanı, bir önceki senenin aynı dönemine göre yüzde6,9 düşüşle 15,3 milyon metrekareye geriledi. Moskova ve çevre ilçelerde sektörde krizle başlayan durgunluğun halen hissedildiğineişaret ediliyor. Uzmanlar, bu verilerin, 2010’un ilk yarısında inşaat sektörünün kriz sonrası toparlanma sürecine girmediğinin göstergesiolduğuna dikkat çekiyor. Yine resmi verilere göre 2010’un ocak-mayıs döneminde ülke genelinde toplam 177 bin 300 daire inşasıtamamlandı. Aynı dönemde tamamlanan konut inşaatlarının toplam hacmi 1,3 trilyon ruble (yaklaşık 46,5 milyar dolar) olarak kaydedildi.Buna rağmen Rus inşaat sektöründen umut kesilmiş değil. Rusya'nın yıllık konut ihtiyacının 860 bin olduğunu söyleyen uzmanlar, RusyaBaşbakanı Putin’in önümüzdeki 5 yıl için konut projelerinde yüzde 150'lik bir artış gerçekleştirmeyi düşündüğünü, 2010'da 60 milyonmetrekare olan toplam alanın 2016'da 100 milyon metrekareye ve 2020'de 142 milyon metrekareye çıkarılmasının beklendiğini söylüyor.

88 İhracat Kapıları / Rusya

Page 89: bu ZİRVE’de atacak · Kamu ve özel sektörün bu stra-tejik sektörün ve dolayısıyla ülkemizin geleceği için el ele vereceği bu etkinliği çok, ama çok önemsiyoruz ve
Page 90: bu ZİRVE’de atacak · Kamu ve özel sektörün bu stra-tejik sektörün ve dolayısıyla ülkemizin geleceği için el ele vereceği bu etkinliği çok, ama çok önemsiyoruz ve

geçen yıl çeşitlendi. Rusya başlangıçta Türki-ye’den ağırlıklı olarak gıda maddeleri alırkendaha sonra tekstil ve konfeksiyon ürünleri, deri,kürk, makina ve teçhizat, otomobil almaya başladı.Türkiye ise Rusya’dan enerji kaynakları (petrol, do-ğal gaz, kömür) başta olmak üzere makina aksamve parçaları, demir çelik, kimyasallar ve gübre it-hal etti. Türkiye’nin Rusya pazarına yönelik ihra-catını ağırlıklı olarak fiyat elastikiyetleri yüksek tü-ketim malları oluşturdu. Buna rağmen, son yıllardaTürkiye ve Rusya Federasyonu arasındaki ticaretdengesi Türkiye'nin aleyhine gelişti. Toplam tica-ret hacmindeki yükseliş büyük ölçüde Türkiye’ninRusya Federasyonu’ndan gerçekleştirdiği itha-lattaki artıştan kaynaklanıyor. Önceki yıllarda ol-duğu gibi, 2010 yılında da ithalat ihracattan dahafazla artırdı. 2010 yılında Türkiye’nin Rusya’ya ih-racatı yüzde 44 artarak 4,6 milyar dolara yükse-lirken, ithalatı yüzde 11 artarak 21,6 milyar dola-ra ulaştı.

İKİ ORGANİZASYON= 25 MİLYARDOLARLIK YATIRIM

Rusya Federasyonu 2014 ve 2018’de iki büyükorganizasyona ev sahipliği yapacak. Her iki orga-nizasyon içinde yaklaşık 25 milyar dolarlık bir ya-tırım planlanıyor. Bu yatırımın büyük bir bölü-münün inşaat sektörüne ayrılacak olması, Türk in-

şaat sektörü ve inşaat malzemesi sanayisi açı-sından da önem taşıyor. Rusya’nın Krasnodar böl-gesindeki Soçi kenti kış olimpiyatları ateşini inşaatsektöründe şimdiden yakmış durumda. Bu orga-nizasyon için 12 milyar dolarlık bir yatırım proje-si yürürlüğe konuldu. Proje bölgenin olimpiyatlarahazırlık çerçevesinde bir yıl içerisinde dünyastandartlarında bir tatil bölgesine dönüştürülmesiiçin gerekli altyapının hazırlanması ve tesis kap-asitesinin artırılmasını hedefliyor. Olimpiyatlarınbaşta Soçi olmak üzere, Krasnodar, Novorossiskve Rostov’da inşaat faaliyetlerini hızlandıracağı dü-şünülüyor.

FIFA 2018 Dünya Kupası’nın Rusya’da düzen-lenecek olması da, inşaat sektöründeki hareket-lenmeyi artıracak yatırımlara kapı açacak. DünyaKupası'na hazırlık için Rusya’nın yaklaşık 300milyar ruble (10 milyar dolar) harcaması bekleni-yor. Kupa maçlarına St. Petersburg, Moskova, Ka-liningrad, Kazan, Yaroslavl, Krasnodar ve Soçi kent-lerinin ev sahipliği yapacağı ilan edildi. Bu kentlerdehâlihazırdaki stadyum ve tesislerin yenilenmesiprojelerinin yanı sıra yeni stadyum inşaatları vebunlara bağlı altyapı yatırımları da gerçekleştiri-lecek. Rusya başta olmak üzere dünyanın birçokülkesinde yaptığı işlerle öne çıkan Rönesans Hol-ding Yönetim Kurulu Başkanı Erman Ilıcak şu de-ğerlendirmeyi yapıyor: “Rusya’da önümüzdeki 8 yılboyunca büyük projeler hayata geçecek. Bu pro-jelerin en önemlileri stadyumlar olacak. Türk in-şaat sektörü bu projelerden pay almak için ihale-lerde yerini alacaktır. Türk müteahhitlik firmala-rı ülkede çok güçlü konumda. Dünyanın birçok ye-rinde iş yapıyoruz. Rusya’daki markamızın gücü or-tada. Bu projelerde de bulunmak için çalışacağız.”

DEİK Türk- Rus İş Konseyi Başkan Yardımcı-sı İzzet Ekmekçibaşı da Rusya ve bölgesinin öne-mini, 1972 -2010 yılları arasında Türk müteahhitleritarafından tamamlanan projelerin yüzde 44,9'ununBağımsız Devletler Topluluğu üyesi ülkelerdegerçekleştiğine dikkat çekerek ortaya koyuyor.Rusya’da ekonomik krizle birlikte yüzde 18’lere va-ran bir daralma yaşayan inşaat sektörünün2010’un ilk çeyreğiyle birlikte ekonominin can-lanması ve petrol fiyatlarının Rusya’nın istediği se-

90 İhracat Kapıları / Rusya

“Akreditasyon uygulamasına gidilmeli”Türk inşaat şirketleri Rusya’da bazı sıkıntılar da yaşıyor. Kriz sonrası ciddilimitler getirilen yabancı işçi kotası, 2010 yılı başında uygulamaya giren veİnşaat Yapım Lisansı yerine geçen SRO yani Kendi İç Denetim OrganizasyonuBelgesi alımı uygulaması bu sıkıntıların başında geliyor. Türk inşaatmalzemesi üreticilerinin yaptığı doğrudan yatırım tutarı ise 2009’da yaklaşık 7milyar dolara ulaştı. Yurt dışında iş yapan Türk inşaat şirketlerinden Ant YapıGenel Koordinatörü Senih Kutay, yurt dışı müteahhitlik hizmetleri konusundaakreditasyon uygulamasına gidilmesini bir zorunluluk olarak görüyor.“Firmalara uygulanacak akreditasyon sistemine ilişkin yapılanma ivedililiklebelirlenmeli” diyen Kutay, kriterleri taşıyan firmalara, köprü kredilerinkullanımı, teminat mektupları, politik risk sigortası uygulamaları, geçiciihracat ithalat belgesi, işçi istihdamındaki teşvikler, sosyal güvenlikprimlerinin hazinece karşılanması gibi desteklerde öncelik sağlanmasıgerektiğini vurguluyor.

Page 91: bu ZİRVE’de atacak · Kamu ve özel sektörün bu stra-tejik sektörün ve dolayısıyla ülkemizin geleceği için el ele vereceği bu etkinliği çok, ama çok önemsiyoruz ve

viyelere gelmesiyle birlikte yeniden hareketlen-meye başladığını söyleyen Ekmekçibaşı, önü-müzdeki yıllarda gerçekleşecek 2014 Soçi KışOlimpiyatları, APEC toplantısı, 2018 Dünya Kupa-sı gibi organizasyonlar nedeniyle müteahhitlik sek-törünün daha da canlanacağının öngörüldüğünübelirtiyor.

RUSYA İNŞAAT SEKTÖRÜNÜNGELİŞİMİ

Rus inşaat sektörü 1990’lı yılların başında özel-leştirilse de, yeterli yatırımın yapılmaması nede-niyle finansmanı devlet tarafından yapılan konut,sanayi tesisleri ve diğer büyük projelerin ta-mamlanmasında büyük sıkıntılar yaşadı. Yerleşim

birimleri ile beraber elektrik ve su gibi sistemle-rin ve ulaşım altyapısının modernize edilmesi ge-rekiyor. 1980’li yıllarda inişe geçen konut inşaa-tı, 2000 yılında 30 milyon metrekare ile en düşükseviyesine ulaştı. 2001-2002 döneminde özellik-le Moskova’da konut inşaatı tekrar artmaya baş-larken, 2005 ve 2006 yıllarında da artış yaşandı.2002 yılında yüzde 2,7’lik bir büyüme gerçekleş-tirmiş olan inşaat sektörü, 2003 yılında yüzde 14,4gibi oldukça yüksek bir büyüme oranına ulaştık-tan sonra da büyümesine 2004 yılında yüzde 10,6ile devam ettirdi. 2005 yılında büyüme yüzde10,5’e düşmesine rağmen, 2006 yılının ilk 10ayında sektördeki büyüme tekrar hızlandı ve yüz-de 13,2 oldu.

Kasım 2011 91

Yıllar itibarıyla Rusya Federasyonu’nun dış ticareti (milyar dolar)2006 2007 2008 2009 2008-2009 değişimi 2010 2009-2010 değişimi

İhracat 304,5 352,473 468,073 301.652 -%35,6 396,442 %31,4İthalat 163,9 199,708 266,918 167.371 -%37,3 228,953 %36,8

% 2009 2010 2011Ocak Şubat Mart

Sanayi üretimi -9,3 8,2 6,7 5,8 5,3Tarım 1,2 -11,9 0,7 0,8 0,7İnşaat -16,0 -0,6 -1,1 0,4 4,2Taşımacılık -10,2 6,9 5,1 5,0 1,4Perakende ticaret -4,9 6,3 3,6 5,8 4,8Sabit yatırım -16,2 6,0 -4,7 -0,4 -0,3

Rusya’nınekonomik

sektörlerdekibüyümesi

Kaynak: EIU, Russia CountryReport, May 2011

Page 92: bu ZİRVE’de atacak · Kamu ve özel sektörün bu stra-tejik sektörün ve dolayısıyla ülkemizin geleceği için el ele vereceği bu etkinliği çok, ama çok önemsiyoruz ve

Rusya halkının artan konut ihtiyacını çözmekamacıyla, sosyal hizmetler alanında başlatılan re-form sürecine ek olarak konut alanında da konutinşasını yüzde 30 artıracak yeni bir konut progra-mı üzerinde çalışmalar başlatıldı. Rus hükümeti, buamaca yönelik olarak mortgage kredileri ve DirektHarcamalar Ajansı’na ayrılan yıllık 20 milyar rub-le olan konut fonunu artırarak, yıllık 100 milyar rub-leye (3,7 milyar dolar) yükseltti. Konut piyasasın-da büyüme oranı 2004’te yüzde 50’ye ulaştı. 2010yılı için tamamlanan yeni konut inşaatlarının iki ka-tına çıkarılarak, 80 milyon metrekareye ulaşmasıhedeflendi. Diğer taraftan, Rusya Federasyonu’ndauygulamaya geçen yeni mevzuat uyarınca ülkedefaaliyet gösteren yerli ve yabancı inşaat firmaları-nın lisansları 1 Ocak 2010 tarihinden itibaren iptaledildi. Söz konusu değişiklik kapsamında firmala-rın en az 100 üyeden müteşekkil Özerk Düzenleyi-ci Kurumlar (Self Regulatory Organization, SRO) ça-tısı altında birleşmeleri kararı da alındı.

Bununla birlikte, Rusya Federasyonu Meclisi Du-ma’da yapılan bir oturum sonucunda, Şehir İmar Ka-nunu’nda yapılacak değişiklikler kesinleşti, lisanssüresi uzatılan firmaların lisansları da dâhil olmaküzere, her türlü inşaat lisansı 1 Ocak 2010 tarihin-den itibaren geçersiz hale geldi. İnşaat sektöründefaaliyet için mutlaka bir SRO üyesi olmak ve iş yap-mak için de SRO’dan alınmış iş izni sahibi olmakmecburi hale geldi. 1 Ocak 2010 tarihinden itibarende SRO üyelerinin yapılan işler konusunda tüketi-ciler karşısında sorumluluğunu garanti altına ala-cak mecburi sigorta uygulamasına geçildi.

92 İhracat Kapıları / Rusya

1 Çin Halk Cumhuriyeti 39.015 17,042 Almanya 26.707 11,663 Ukrayna 14.041 6,134 ABD 11.122 4,865 Japonya 10.287 4,496 Fransa 10.117 4,427 İtalya 10.040 4,398 Belarus 9.816 4,299 G.Kore 7.271 3,1810 Polonya 5.822 2,5411 Türkiye 4.863 2,12

En çok ithalat yapılan 10 ülke

Milyon $ (2010) Pay (%)

Kaynak:T.C. Moskova Ticaret Müşavirliği Aylık Raporu (Ocak 2011)

Yıllara göre Türkiye-Rusya Ticareti (milyon dolar)Yıllar İhracat(X) İthalat(M) X/M Denge Hacim2005 2.377 12.906 0,18 -10.529 15.2832006 3.238 17.806 0,18 - 14.568 21.0442007 4.727 23.508 0,20 - 18.781 28.2352008 6.483 31.364 0,20 - 24.881 37.8472009 3.202 19.450 0,16 - 16.248 22.6522010 4.632 21.592 0,21 - 16.960 26.2242010/6 0.358 1.798 0.19 - 1.440 2.1502011/6 0.493 1.813 0.27 - 1.320 2.300Kaynak: DEİK

Page 93: bu ZİRVE’de atacak · Kamu ve özel sektörün bu stra-tejik sektörün ve dolayısıyla ülkemizin geleceği için el ele vereceği bu etkinliği çok, ama çok önemsiyoruz ve
Page 94: bu ZİRVE’de atacak · Kamu ve özel sektörün bu stra-tejik sektörün ve dolayısıyla ülkemizin geleceği için el ele vereceği bu etkinliği çok, ama çok önemsiyoruz ve

94 İhracat Kapıları / Rusya

TÜRK İNŞAAT FİRMALARININ YERİTürk inşaat firmalarının Rus pazarına girişle-

ri Sovyetler Birliği’nin son yıllarına rastlıyor.1987’de yürürlüğe giren doğal gaz anlaşması vebu anlaşmanın içerdiği Sovyetler Birliği’nden alı-nacak doğal gazın bedelinin bir kısmının Türk malve hizmetleriyle ödenmesi koşulu sayesinde Türkfirmaları 1987’den itibaren Rus pazarına girme-ye başladı. Birliğin yıkılmasıyla da bu süreç ivmekazandı. Özellikle 1993-95 döneminde eski DoğuAlmanya’dan dönen Rus askerleri için Almanya ta-rafından finanse edilen konut projeleri Türk fir-maları için dönüm noktası oldu. Bu kapsamda inşaedilen 46 bin konutun 15 bini Türk firmaları tara-fından yapıldı ve Türk firmalarının üstlendikleriproje tutarı 2,5 milyar Alman Markı olarak ger-çekleşti.

1998-99 döneminde Rusya’da yaşanan malikriz tüm ekonomik ve ticari ilişkileri olduğu gibiTürk firmalarının Rusya'daki inşaat faaliyetlerinide çok büyük ölçüde etkiledi. Türk firmalarınınRusya'daki inşaat işlerinin yıllık seviyesi 100 mil-yon dolar seviyesine geriledi. İlerleyen yıllarda iseTürk firmaları Rusya’da önemli projeler üstlen-meye devam etti. Rusya’nın yüksek inşaat arzınınoluşturulmasında Türk müteahhitlik sektörü deönemli bir rol üstlendi. Türk müteaahitleri, 1989-1999 yılları arasında yaklaşık 10 milyar dolarlık işüstlendi. Rusya’nın ekonomik krize girmesi ile mü-teahhitlerimizin aldıkları işler yıllık 160 milyon do-lara kadar gerilese de (2000 yılında) 2003 yılındaRusya’da gerçekleştirilen proje bedeli 1 milyar do-ları geçti.

Rusya, Türk inşaat sektörünün ve inşaat mal-zemesi sanayisinin dikkatle izlediği pazarlardanbiri haline gelirken, Türk inşaat firmalarının dün-yada elde ettiği haklı başarılar, Rusya’da üstleni-len büyük montanlı işlerle gelişti. Rusya’da eko-nomi enerji fiyatlarına bağlı dalgalanırken, bun-dan inşaat sektörü de en büyük payı aldı. Dolarınyükselmesi, enerji fiyatlarını yükselttiğinden, in-şaat sektörüne ayrılan kaynak arttı. Rusya’da iş ya-pacak olan Türk firmaları da her türlü ekonomikgelişmeyi takip ederek, Rusya inşaat pazarındaönümüzdeki 10 yıl içinde yatırım için ayrılacak 25milyar dolarlık projeler için kolları sıvadı.

Rusya’da 13 yeni stadyum yapılacak2018 Dünya Kupası için 10 milyar dolarlık bir yatırım bütçesi oluşturanRusya’da sadece stadyum yapımı için 3 milyar 820 milyon dolar harcamayapılması bekleniyor. Yapılacak 13 yeni stadyumun yanı sıra 3 adet mevcutstadın yenilenmesi ve 13 farklı şehirde altyapı çalışmalarının başlatılacakolması da Türk inşaat sektörü ve inşaat malzemesi sanayisi için önemli birfırsat olarak karşımıza çıkıyor. 2010 sonunda Moskova-Nogorod hızlı treni,2013’te Moskova-Sochi, 2016’da da Moskova’yı Smolensk ve Krasnoye’yebağlayacak hızlı tren için de çalışmalar yapılacak. Moskova ile St. Petersburgarasında yeni otoyol da inşa edecek olan Rusya, 2015’e kadar bazıhavaalanlarının kapasitesini de iki katına çıkaracak. 2012 sonunda açılacakYekaterinburg Havaalanı’nın da kapasitesi 7 milyon yolcuya ulaşacak. Rostov’a2017’ye kadar yapılacak havaalanı da 8 milyon yolcu kapasiteli olacak.

Yıllar İş Hacmi (milyon $) Proje Sayısı1989-92 3.538 971993 671 331994 1.055 911995 1.674 1241996 717 561997 1126 801998 732 751999 181 312000 165 192001 343 382002 428 402003 1.033 702004 746 562005 2.292 612006 2.687 712007 3.605 592008 3.989 652009 1.089 23Toplam 26.071 1.089

Rusya’daki Türk müteahhitlikhizmetleri

Kaynak: DEİK

Page 95: bu ZİRVE’de atacak · Kamu ve özel sektörün bu stra-tejik sektörün ve dolayısıyla ülkemizin geleceği için el ele vereceği bu etkinliği çok, ama çok önemsiyoruz ve
Page 96: bu ZİRVE’de atacak · Kamu ve özel sektörün bu stra-tejik sektörün ve dolayısıyla ülkemizin geleceği için el ele vereceği bu etkinliği çok, ama çok önemsiyoruz ve

İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği/Association of Turkish Building Material Producers Kasım 2011 • Sayı 7

İMSA

D d

ergi

Kas

ım 2

011

• S

ayı 7

İnşaat sanayisinin kalbibu ZİRVE’de atacak

Bilim, Sanayi ve TeknolojiBakanı Nihat Ergün:

“Avrasya’nın üretim üssüolmayı hedefliyoruz”

TÜSİAD Uluslararası KoordinatörüDr. Bahadır Kaleağası:

“Avrupa, Türkiye açısındaneksen olmaya devam ediyor”

Zirve ilk kez sıfır karbon etkinlik olarak düzenleniyor

III. Uluslararası İnşaatta Kalite Zirvesi