bozkurt - kktc meclis evrak yönetim sistemi -...

4
SSt 1952 Rehberi dirilmektedir, mal olan bu erranti Limi ıııdaıı hazır- İdiğine göre ikine, Manc- sinde gayet problemlerini acaktır. p makinesine koymuştur. 'tları için e glas Skyroket belerini yap- er uçuşda ö- tecrübe pilot lbiseler hazır ışlan bu pilot yapmışlardır, lü 1300 mil- 1.000 metre anın imkan- ırdı. Birden irtifaa çıkan ın şişerek çat  muhafaza rübe edilen >000 metreye »mbardıman :mış ve sonra ^DYOSU- îÜNKÜ AMI Bozkurt GÜNLÜK TARAFSIZ TDRK GAZETESIDIR * SAYI: 67 13 OCAK PAZAR 1952 + FİATI1 j Kr. MÜDÜR VE İMTİYAZ SAHİBİ: CEM Al TOdrAN İDARE EVÎ: Asmaaltı No. 75 Posta Kutusu 324 Lefkoşa-Kıbns ÇARPIŞMALAR ŞİDDETLENİYOR Dört Saattan Fazla Süren Çarpışmalarda Ölen ve Yaralananlar Var SON VAŞ1NGTON GÖRÜŞMELERİNE DAİR ENTERESAN BİR RESİM Topçu Kuvvetleri de Faaliyette :', lanailiye, 12 (A.A.): Bu van topları, bazukalar ve tank / gün neşredilen bir İngiliz res- savar bataryalarının kullanıl- ın! tebliğinde bildirildiğine gö- re bu sabah Tel -ElKebir de- mir yolu stasyonunda Mısırlı çetecilerle ingiliz askerleri ara s:nda topçu küvetlerinin de katıldığı oldukça çetin bir çar pşma olmuştur. Bu çetin mü- cadelenin dört saattan fazla devam etmiş olduğu tahmin olunmaktadır. Çarpışmada In gilizlerden bir kişi ölmüş ve 3 asker de yaralanmıştır. Mısırlı çetecilerle ingiliz as kerleri arasında vuku bulan bu günkü çarpışmalarda ha- rogram. ı. ogramı. ter Saati: en Selâm, s Selâm.  t İR. ;tesı. îktuplan. # x>ru, Akşam te Kapanış. J rogram. iti. ER. Bir Yaprak, lngilzce. ızetesı. A.A. VIA. .ER. m ve Kapanış. vt Batı Almanya Mısırla Siyasî Münasebetler Kuruyor Bonn, 12 (R): Batı Alman ya hükümeti her iki devlet a- rasında siyasî münasebetler te sis etmek için Mısırla müzake relere başlamıştır. Mısır, Batı Almanya ile siyasî temsilci te- atisinde bulunacak olan ilk A rap devleti olacaktır. Tunus Fransayı Birleş miş Milletlere Şikâyet Edecek Paris, 12 (R): Tunus Milli yetperver çevrelerinin bildir- diğine göre Tunus Başbakanı ile Adalet Bakanı gelecek haıf ta Fransız hükümetini Birleş- miş Milletlere şikâyet edecek Ur. Yapılacak jlkâyette Foran- Tunus Beyi ile yapmak olduğu müzakereleri yarı- da bırakmasının barışı tehdit edebilecek bir durum aldığı belirtilecektir. îngilterede Müthiş Bir Yangın PHHBpyre. 12 ( R ) : Bir kimyevi göbre fabrikasında çı kail ytagyf Lancashire'deki bir pamuk ticareti ile ünlü ka »bay» btt akşam boğucu du- manlar İçinde bırakmıştır. Bu yangından yüzlerce insan ' OÎOuçtur. Yanmakta o- kükürt balmumu ve boya maddelerden çıkan kesif duman bütün sahayı kaplamış İtfaiyecilerden biri dumatı- müeessir olduğundan has : kaldırılmış diğer iki- s yanıcı maddelerle dolu infilak ettiği sırada tır, Karığın bu gün kontrol al- dığı tahmin edilmektedir, Mücadele başladıktan sonra hemen kızışmış ve ingilizlerin son zamanlarda imal ettikleri ağır tanklarından olan Cente- rion tanklandan dördü de Tel-El-Kebirdeki bu günkü çarpışmaya müdahale etmek zorunda kalmışlardır. İstihbaratta Verilen Parti Dün ö.s. saat 5.30 da İstih- barat Dairesinde daire Müdü rü Mr. VVhite tarafından Kıfe rıs Radyosu (C.B.S.) Müdürü şerefine bir kokteyil partisi ve- rilmiştir. Partide davetli ola- rak Kıbrıs basın mensupları Royter muhabiri ve Lâkadam ya Radyo stasyonu temsilcileri hazır bulunmuşlardır. Çok samimî bir hava içeri- sinde geçen parti saat 7.30 a kadar devam etmiş ve hazır bulunanlarla, Kıbrıs Radyo Stasyonu Müdürü Mr. Rex Keating tanışmışlardır. İranın İngiliz Notasına Cevabı Tahran (A.A.): 22 Aralık 1951 ingiliz notasına cevaben Tahrandaki İngiliz Büyükelçi- liğine bu gün sunulan notada Iran hükümetinin, petrolünün kendi arzu ettiği müşterilerine satmak hakkını haiz olduğu bir kere daha bildirilmekte ve bu milli kaynağın işletilmesi için devletleştirme plânı da- hilinde gereken bütün tedbir- lerin alınacağı bildirilmekte- dir. Birleşmiş Milletlerin Çalışmaları Amerikanın Sesi (B.Y.) Bir leşmiş Milletler genel Kurulu dünyanın her hagi bir bölge- sinde vuku bulacak tecavüze karşı hazır durumda bulundur mak üzere bir milletlerarası ordu kurulmasını ile süren karar suretini tasvip etmiştir. Bu karar sureti 11 Batılı dev let tarafından teklif edilmiştir. Bu arada Amerikanın Birleş- miş Milletlef nezdirtdefki dele gesi Bencanıin Cehon Uzak Doğu meşelerine temasla Ge- neral Ridgway'in Korede bir mütareke afetini mümkün kıl- mak için tam salâhiyeti haiz olduğunu bildirmiştir. Kıraîiçe Nerimana Almanyadan Hediye Almanyada büyük esans fabrikatörleri tarafından Mı- sıı Kıraliçesine gümüş saplı kıymetli ve tarhi bir kap için de koku hediye edilecektir. * Not: Bilindiği gibi, Mısır Kıratiçesinin önümüzdeki bir ay zarfında ilk çocuğunu do- ğuracağı geçenlerde müjdelen- miştir. Rekor Edecek Teşkil Sürat Paris, 12 (R): Air France bu gün bildirdiğine göre, şir- kete ait olan ve Montreal ile Paris arasında hava seferleri yapan Constellation y uçaklarından biri 10 Oca'..t- < yaptığı seferde bu uzun yolı 9 saat, 40 dakikada alma! suretiyle şimdiye kadar yapı- lan seferlerden en süratlisin temin etmiştir. Bu seferden c> ceki seferlerde kaydedilen en büyük sürat 10 saat, 2 dakika idi. İngiltere Yeni Teklifler Yapacakmış Paris, 12 (R): Arapça Al- ahdam gazetesinin Paris muh biri îngilterenin pek yakında Mısıra yeni teklifler yapcağı- nı haber vermiştir. Kore Mütareke Konuş- malarında Terakki Yok Cephede Savaş Durguncadır Havada Savaşlar Devam Ediyor Tokyo 12 (R): Komünist delegeler bu günkü Pan Mun Jon konuşmalarında, esas ko- nuyu teşkil eden Korede bir mütareke imzalandıktan son- ra hava alanları inşa etme hu susundaki iddialarını açık ola rak izah etmekten kaçınmış- lardır, 30 dakika süren müna kaşalardan sonra yarın tekrar buluşmak üzere celse tatil e- dilmiştir. Esirler meselesini incel'iyen tali komisyon da dört buçuk saatlik müzakerelerden sonra hiç bir terakki kaydetmeden dağılmıştır. Cephedeki faaliyetler hafi! geçmiştir. Yalmz müttefik kuvveden Çorvon'un arkasın- daki iki tepeyi ele geçirmişler ve bu saldırışlarında hafif mu kavemetle karşılaşmışlardır. 5 Ocaktan 11 Ocak tarihine kadar komünist uçak savar ba taryalarmın 16 müttefik uça- ğı düşürdüğü ve bunun harp başlayalıdan beri en büyük ka yıp olduğunu beşinci hava kuv vetleri karargâhı açıklamıştır. Ayni müddet zarfında beşinci hava kuvvetlerinin 12 (mig 15) i tahrip ettiği ve 14 dane sini de hasara uğrattığı iddia edilmektedir. HAFTANIN KARİKATÜRÜ ASRİ HAYAT -Kocacığım bu ahsam Bay...la barda eğleneceğiz geç katırsam merak etmeyiniz, __ —Aman karıcığım geçen haftaki gibi kayıkla,a karışma da bir olsa Yukarıdaki resim, Başbakan Çörçilin Vaşingtona muvasa- latında Williamsburg yatında Cumhurbaşkanı Trumanla görüşürken tesbit edilmiştir. S AKİSLER 4 Bayraktar S ı ı i ı i i $ i Osman TÜRKAY Yılbaşı münasebetiyle bana gönderilen tebrik kart tarınm ekserisi Bayraktar camiinin resimleriyle süslen- rııış bulunuyordu. Gerek arkadaşların, gerekse akraba- Ş ların bu yöndeki derin hassasiyet ve anlayışlarına ziya- $ desiyle memnun oldum. jj| Bir kerre daha, şirin Yeşiladamızın kutsal toprak- ^ lannda yatan binlerce şehidin mânevî huzurunda saygı § ile iğildim. Bir kerre daha, altın pırıltılarını yüzyıllar- j| dan beri millet kanı„ millet ateşiyle ördüğümüz şanlı bayrağımızın ihtişamını, ve onu ilk defa olarak adanın p kalbine dikerek aziz ruhunu Tanrısına teslim eden o & yüce Adsızı düşündüm. » ^ Lefkoşanın bu semti bilhassa bahar mevsiminde fe y çek güzel olur. Etraf yeşilliklere bürünür, karşıdaki te- * $ peler baharlık elbiselerini giyer, gelin kız gibi süslenir. Bayraktarı ziyaret etmek amacıyle umumiyetle sabah lan buralarda zevkli bir tur yapardım. Cumalar hariç, ^ diğer günlerde her eve dönüşümde kalbim burkulur, $ acı ve üzüntü duyardım. Sebebi de şu idi: Adanın baş- V O kentine canı pahasına şanlı bayrağımızı diken kahra- p manın ismine izafeten yaptırılmış o}an camide bir ^ Türk bayrağı bile göremezdim. & Geçen gün tebrik kartlarının üzerinde Bayraktar camiini görünce, gözlerimi kapadım, bildiğim sokak- p lardan tanıdıklarımla selâmlaşarak "geçtim, caminin ö- $ nünde biraz durakladım, tekrar, hem de daha fazla ü- zvntüyfe yü-üdüm, yürüdüm... Gözlerimi açtım, ken- ^ d , û yine Türkiyede buldum. Muhayıle vasıtasıyle yap * tığım bu ziyaretten de acı duydum; çünkü yine bayrak $ yoktu! Toprak yığınları muazzam taş âbidelerden dahi da ihtişamlı olab : lir. Lâkin, Bayraktarı örten toprak yığını, Kıbrıs Türklerinin millî şeref ve izzetinefsi me- sabesindedir. Bayraktar, mermer bir anıt halinde yük- selmelidir. Buna şimdilik maddeten imkân yoksa bay- rağın suçu ne? Târihî Kosjtanze tabyası üzerinde, şanlı §| bayrağım z ebediyen dafgalanmal dır. Orada gün far- jo'-^r. W "•••• r V.;.~ t-'f- ^ siyettedir. Kostanze tabyan üzerinde daimi surette dalgala- jj| * nacak olan Türk bayrağı, o UaihS yere en ziyade yara- y şan ıriri bir ihtişamulv, j|

Upload: trinhtu

Post on 19-Apr-2018

236 views

Category:

Documents


8 download

TRANSCRIPT

Page 1: Bozkurt - KKTC Meclis Evrak Yönetim Sistemi - Anasayfaevrak.cm.gov.nc.tr/siteler/gazeteler/bozkurt/1952/Ocak/...^ Lefkoşanın bu semti bilhassa bahar mevsiminde fe y çek güzel

SSt 1952

Rehberi

dirilmektedir, mal olan bu erranti Limi

ıııdaıı hazır-İdiğine göre ikine, Manc-sinde gayet problemlerini acaktır. p makinesine koymuştur.

'tları için e glas Skyroket belerini yap-er uçuşda ö-tecrübe pilot lbiseler hazır ışlan bu pilot yapmışlardır, lü 1300 mil-1.000 metre anın imkan-ırdı. Birden irtifaa çıkan

ın şişerek çat  muhafaza

rübe edilen >000 metreye »mbardıman :mış ve sonra

^DYOSU-îÜNKÜ A M I

Bozkurt GÜNLÜK TARAFSIZ TDRK GAZETESIDIR

* SAYI: 67 13 OCAK PAZAR 1952 + FİATI1 j Kr.

MÜDÜR VE İMTİYAZ SAHİBİ:

CEM Al TOdrAN

İDARE EVÎ:

Asmaaltı No. 75

Posta Kutusu 324

Lefkoşa-Kıbns

ÇARPIŞMALAR ŞİDDETLENİYOR Dört Saattan Fazla Süren

Çarpışmalarda Ölen ve Yaralananlar Var

SON VAŞ1NGTON GÖRÜŞMELERİNE DAİR ENTERESAN BİR RESİM

Topçu Kuvvetleri de Faaliyette :', lanailiye, 12 (A.A.): Bu van topları, bazukalar ve tank / gün neşredilen bir İngiliz res- savar bataryalarının kullanıl-ın! tebliğinde bildirildiğine gö-re bu sabah Tel-ElKebir de-mir yolu stasyonunda Mısırlı çetecilerle ingiliz askerleri ara s:nda topçu küvetlerinin de katıldığı oldukça çetin bir çar p ş m a olmuştur. Bu çetin mü-cadelenin dört saattan fazla devam etmiş olduğu tahmin olunmaktadır. Çarpışmada In gilizlerden bir kişi ölmüş ve 3 asker de yaralanmıştır.

Mısırlı çetecilerle ingiliz as kerleri arasında vuku bulan bu günkü çarpışmalarda ha-

rogram. ı .

ogramı.

ter Saati: en Selâm, s Selâm.

 t

İR .

;tesı.

îktuplan. # x>ru, Akşam te Kapanış. Jrogram. iti.

ER.

Bir Yaprak,

lngilzce.

ızetesı.

A.A.

VIA.

.ER.

m

ve Kapanış .

vt

Batı Almanya Mısırla Siyasî Münasebetler

Kuruyor Bonn, 12 ( R ) : Batı Alman

ya hükümeti her iki devlet a-rasında siyasî münasebetler te sis etmek için Mısırla müzake relere başlamıştır. Mısır, Batı Almanya ile siyasî temsilci te-atisinde bulunacak olan ilk A rap devleti olacaktır.

Tunus Fransayı Birleş miş Milletlere Şikâyet

Edecek Paris, 12 ( R ) : Tunus Milli

yetperver çevrelerinin bildir-diğine göre Tunus Başbakanı ile Adalet Bakanı gelecek haıf ta Fransız hükümetini Birleş-miş Milletlere şikâyet edecek Ur. Yapılacak jlkâyette Foran-

Tunus Beyi ile yapmak olduğu müzakereleri yarı-

da bırakmasının barışı tehdit edebilecek bir du rum aldığı belirtilecektir.

îngilterede Müthiş Bir Yangın

P H H B p y r e . 12 ( R ) : Bir kimyevi göbre fabrikasında çı kail y t a g y f Lancashire'deki bir pamuk ticareti ile ünlü ka »bay» btt akşam boğucu du-manlar İçinde bırakmıştır. Bu yangından yüzlerce insan mü

' OÎOuçtur. Yanmakta o-kükürt balmumu ve boya maddelerden çıkan kesif

duman bütün sahayı kaplamış İtfaiyecilerden biri dumatı-

müeessir olduğundan has : kaldırılmış diğer iki-

s yanıcı maddelerle dolu infilak ettiği sırada

tır, Karığın bu gün kontrol al-

dığı tahmin edilmektedir, Mücadele başladıktan sonra

hemen kızışmış ve ingilizlerin son zamanlarda imal ettikleri ağır tanklarından olan Cente-rion tanklandan dördü de Tel-El-Kebirdeki bu günkü çarpışmaya müdahale etmek zorunda kalmışlardır.

İstihbaratta Verilen Parti

Dün ö.s. saat 5.30 da İstih-barat Dairesinde daire Müdü rü Mr. VVhite tarafından Kıfe rıs Radyosu (C.B.S.) Müdürü şerefine bir kokteyil partisi ve-rilmiştir. Partide davetli ola-rak Kıbrıs basın mensupları Royter muhabiri ve Lâkadam ya Radyo stasyonu temsilcileri hazır bulunmuşlardır.

Çok samimî bir hava içeri-sinde geçen parti saat 7.30 a kadar devam etmiş ve hazır bulunanlarla, Kıbrıs Radyo Stasyonu Müdürü Mr. Rex Keating tanışmışlardır.

İranın İngiliz Notasına Cevabı

Tahran (A.A.): 22 Aralık 1951 ingiliz notasına cevaben Tahrandaki İngiliz Büyükelçi-liğine bu gün sunulan notada Iran hükümetinin, petrolünün kendi arzu ettiği müşterilerine satmak hakkını haiz olduğu bir kere daha bildirilmekte ve bu milli kaynağın işletilmesi için devletleştirme plânı da-hilinde gereken bütün tedbir-lerin alınacağı bildirilmekte-dir.

Birleşmiş Milletlerin Çalışmaları

Amerikanın Sesi (B.Y.) Bir leşmiş Milletler genel Kurulu dünyanın her hagi bir bölge-sinde vuku bulacak tecavüze karşı hazır durumda bulundur mak üzere bir milletlerarası ordu kurulmasını ile süren karar suretini tasvip etmiştir. Bu karar sureti 11 Batılı dev let tarafından teklif edilmiştir. Bu arada Amerikanın Birleş-miş Milletlef nezdirtdefki dele gesi Bencanıin Cehon Uzak Doğu meşelerine temasla Ge-neral Ridgway'in Korede bir mütareke afetini mümkün kıl-mak için tam salâhiyeti haiz olduğunu bildirmiştir.

Kıraîiçe Nerimana Almanyadan Hediye Almanyada büyük esans

fabrikatörleri tarafından Mı-sıı Kıraliçesine gümüş saplı kıymetli ve tarhi bir kap için de koku hediye edilecektir. *

Not: Bilindiği gibi, Mısır Kıratiçesinin önümüzdeki bir ay zarfında ilk çocuğunu do-ğuracağı geçenlerde müjdelen-miştir.

Rekor Edecek Teşkil Sürat

Paris, 12 ( R ) : Air France bu gün bildirdiğine göre, şir-kete ait olan ve Montreal ile Paris arasında hava seferleri yapan Constellation y uçaklarından biri 10 Oca'..t- < yaptığı seferde bu uzun yolı 9 saat, 40 dakikada alma! suretiyle şimdiye kadar yapı-lan seferlerden en süratlisin temin etmiştir. Bu seferden c> ceki seferlerde kaydedilen en büyük sürat 10 saat, 2 dakika idi. İngiltere Yeni Teklifler

Yapacakmış Paris, 12 ( R ) : Arapça Al-

ahdam gazetesinin Paris muh biri îngilterenin pek yakında Mısıra yeni teklifler yapcağı-nı haber vermiştir.

Kore Mütareke Konuş-malarında Terakki Yok

Cephede Savaş Durguncadır

Havada Savaşlar Devam Ediyor Tokyo 12 ( R ) : Komünist

delegeler bu günkü Pan Mun Jon konuşmalarında, esas ko-

nuyu teşkil eden Korede bir mütareke imzalandıktan son-ra hava alanları inşa etme hu susundaki iddialarını açık ola rak izah etmekten kaçınmış-lardır, 30 dakika süren müna kaşalardan sonra yarın tekrar buluşmak üzere celse tatil e-dilmiştir.

Esirler meselesini incel'iyen tali komisyon da dört buçuk saatlik müzakerelerden sonra hiç bir terakki kaydetmeden dağılmıştır.

Cephedeki faaliyetler hafi! geçmiştir. Yalmz müttefik kuvveden Çorvon'un arkasın-daki iki tepeyi ele geçirmişler ve bu saldırışlarında hafif mu kavemetle karşılaşmışlardır.

5 Ocaktan 11 Ocak tarihine kadar komünist uçak savar ba taryalarmın 16 müttefik uça-ğı düşürdüğü ve bunun harp başlayalıdan beri en büyük ka yıp olduğunu beşinci hava kuv vetleri karargâhı açıklamıştır. Ayni müddet zarfında beşinci hava kuvvetlerinin 12 (mig 15) i tahrip ettiği ve 14 dane sini de hasara uğrattığı iddia edilmektedir.

HAFTANIN KARİKATÜRÜ

ASRİ HAYAT -Kocacığım bu ahsam Bay...la barda eğleneceğiz geç

katırsam merak etmeyiniz, __ —Aman karıcığım geçen haftaki gibi kayıkla,a karışma

da bir olsa

Yukarıdaki resim, Başbakan Çörçilin Vaşingtona muvasa-latında Williamsburg yatında Cumhurbaşkanı Trumanla

görüşürken tesbit edilmiştir.

S A K İ S L E R

4 Bayraktar S ı ı i ı i i $ i

Osman TÜRKAY Yılbaşı münasebetiyle bana gönderilen tebrik kart

tarınm ekserisi Bayraktar camiinin resimleriyle süslen-rııış bulunuyordu. Gerek arkadaşların, gerekse akraba- Ş ların bu yöndeki derin hassasiyet ve anlayışlarına ziya- $ desiyle memnun oldum. jj|

Bir kerre daha, şirin Yeşiladamızın kutsal toprak- ^ lannda yatan binlerce şehidin mânevî huzurunda saygı

§ ile iğildim. Bir kerre daha, altın pırıltılarını yüzyıllar- j| dan beri millet kanı„ millet ateşiyle ördüğümüz şanlı bayrağımızın ihtişamını, ve onu ilk defa olarak adanın p kalbine dikerek aziz ruhunu Tanrısına teslim eden o & yüce Adsızı düşündüm. »

^ Lefkoşanın bu semti bilhassa bahar mevsiminde fe y çek güzel olur. Etraf yeşilliklere bürünür, karşıdaki te- * $ peler baharlık elbiselerini giyer, gelin kız gibi süslenir.

Bayraktarı ziyaret etmek amacıyle umumiyetle sabah lan buralarda zevkli bir tur yapardım. Cumalar hariç, ^ diğer günlerde her eve dönüşümde kalbim burkulur, $ acı ve üzüntü duyardım. Sebebi de şu idi: Adanın baş- V

O kentine canı pahasına şanlı bayrağımızı diken kahra- p manın ismine izafeten yaptırılmış o}an camide bir ^ Türk bayrağı bile göremezdim. &

Geçen gün tebrik kartlarının üzerinde Bayraktar camiini görünce, gözlerimi kapadım, bildiğim sokak- p lardan tanıdıklarımla selâmlaşarak "geçtim, caminin ö- $ nünde biraz durakladım, tekrar, hem de daha fazla ü-zvntüyfe yü-üdüm, yürüdüm... Gözlerimi açtım, ken- ^ d , û yine Türkiyede buldum. Muhayıle vasıtasıyle yap * tığım bu ziyaretten de acı duydum; çünkü yine bayrak $ yoktu!

Toprak yığınları muazzam taş âbidelerden dahi da ihtişamlı olab:lir. Lâkin, Bayraktarı örten toprak yığını, Kıbrıs Türklerinin millî şeref ve izzetinefsi me-sabesindedir. Bayraktar, mermer bir anıt halinde yük-selmelidir. Buna şimdilik maddeten imkân yoksa bay-rağın suçu ne? Târihî Kosjtanze tabyası üzerinde, şanlı

§| bayrağım z ebediyen dafgalanmal dır. Orada gün far-jo'-^r. W • "•••• • —rV.;.~ t-'f-

^ siyettedir.

Kostanze tabyan üzerinde daimi surette dalgala- jj| * nacak olan Türk bayrağı, o UaihS yere en ziyade yara-y şan ıriri bir ihtişamulv, j|

Page 2: Bozkurt - KKTC Meclis Evrak Yönetim Sistemi - Anasayfaevrak.cm.gov.nc.tr/siteler/gazeteler/bozkurt/1952/Ocak/...^ Lefkoşanın bu semti bilhassa bahar mevsiminde fe y çek güzel

SAYFA 2

Aşk Plâtonik mi Seksüel mi ?

BOZKURT 13 OCAK PAZAR 1952

Bir hatibin sözleri: "İn-san çoğalma gayesiyle yaşayan bir hayvandır. Evliliğin ilk gayesi cin-sî arzuyu tatmin etmek tir. Cinsî arzuyu tat-min de sadece filmlerde görülen, romantik bir

macera değildir!,, "Aşk plâtonik midir, seksü-

el midir?,, Bunun münakaşası kadınlı erkekli 300 den fazla Ankaralının huzurunda yapıl-dı. Fakat bir neticeye varıla-madı.

Tıp Fakültesi talebelerinin hazırladığı "Aşk plâtonik mi-dir, seksüel midir?,, mevzulu münazara çok alâka çekici ol-du. Jüri Heyeti aşkın plâtonik olduğu tezinin müdafaalarına daha fazla rey verdiler. Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesinin konferans salonu münazara mevzuunun çekiciliği sebebiy-le şimdiye kadar görülmemiş şekilde dolmuştu. Üç kişilik iki ekip münazaraya başladı. ı Aşkın plâtonik olduğu ilk defa müdafaa edildi.

hangi birini koku, krem, pud ra,korse suni kalça kullanarak evlenmeğe ikna, iğfal ve mec-bur eden bütün kadınlar ceza-lara çarptırılacaktır. Kadının kocasını bu gibi vasıtalarla kandırarak evlenmeğe razı et-tiği anlaşılacak olursa o evli-lik iptal edilecektir.

Bugün bu şekilde hareket etmeyen cinsi lâtif mevcutsa lütfen bana gelsin, onu hav retle temaşa edeyim.,,

Seksüel tezi müdafaa eden gencin bu misali bilhassa salon da gülüşmelere ve erkeklerin alkışına vesile teşkil etti.

Freud'ü yardıma çağıran hatip

Diğer ekip cevap verdi: "Bir zaman evvel aşk keli-

mesile tabiatin sırrını çözmek ister gibi uğraşanların, eserler yazanların ve yine de fikirle-rinin mualakta kaldığını hay-retle görenlerin imdadına bir âlim yetişti: Freud, aşk, mu-habbet ve dostluk ideallerinin aslının menşe ve mahiyet iti-bariyle seksüel olduğunu iddia etti.

Aşkın menşeinin seksüel ol-duğu hakikatini ahlâk. kisvesi-ne bürünerek inkâr edenler, o-lagelmektedir. Bir misal:

1770 yılında İngiltere'de ko ku ve saire gibi seksüel duygu-lardan menşeini alan ve seksü el duygulara hitap eden vasıta lar kullanan kadınlar hakkın-da parlâmentoya bir kanun getirildi. Hangi yaş, sınıf ve iç timaî meslekten olursa olsun ister bakire, ister dul, Majeste Kralın erkek tebasından her-

Aşkın plâtonik olduğu-nu iddia eden hatibe

göre-.-Aşkın plâtonik olduğunu id-

dia eden ekipten bir genç de: "Aşk ruhun kemalidir. Cho-pin'in Beethoven'in san'at eser leri, sizlerin hangi cinsî tema-yüllerinize hitap eder?,, dedi. Muarızları cevap verdiler.

Nöbel mükâfatını kazanan Doktor Alexis Carel'in şu söz lerini hatırlatalım: "Seksüel guddeler tarafından kana salı nıveren maddeler, insanın zih nî ve hissî faaliyetleri üzerin-de büyük rol oynar. Şuurî ve gayrişuurî olarak, aşkı doğu-ran şey cinsî arzudur. Zira in san çoğalma gayesiyle yaşayan bir hayvandır. Evliliğin ilk ga yesi cinsî arzuyu tatmin etmek tir. Cinsî arzuyu tatmin de sa dece sinemalar da görülen ro-mantik macera değildir!,, Plâtonik ekipten diğerbirgenç "Aşk seksüeldir dendikçe, in sanları hayvanlar âleminden nasıl çıkaracaklardır?,, diye muarızlarına mukabelede bu-lundu.

Aşkın büründüğü kılıkla

Buna karşı diğer bir genç: Yiğit Antuvan'ı çileden çıka-rıp perişan eden, Mecnunu "Leylâ, Leylâ...,, diye inleten, Ferhad'a dağlar deldiren, İn-giliz Kralını tacından tahtın-dan eden, Ali Han'ı dört bu-çuk milyonluk nafaka verme-

1 ürk İşleri Komisyonu A ra Raporu

Rita Hayworth Amerikanın en ciddî mec-

mualarından biri bir vakitler Rita Hayvvorth için "Aşk ilâ-hesi" demişti. Bu sözü tasdik eden çoktur. Fakat işin tuha-fına bakın ki, bu aşk ilâhesi hiç bir zaman hakikî aşkı bu-lamamış ve mesut olamamış-tır.

Rita 1942 de ilk kocası Ed-v/ard Judson'dan boşandığı za man sebebini şöyle anlatmıştı

— "Mesud değil, hattâ mem nun bile olamadım."

Dört sene sonra artist ikin-ci kocası Orson VVelles'den bo şanırken de : "Dehasına daha fazla tahammülüm kalmadı," diyordu.

Bu sene de Ali Handan bo-şanmasını Rita şu şekilde izah etti:

—"Bir çok sebeb var. Bun-ların arasında onun içtimaî vaziyeti, pek dağınık olan a-lâka ve menfaatleri benim bir yuva ve ev-bark sahibi olma-ma imkân vermiyor."

Rita bugün 31 yaşındadır. Bu müddet zarfında iki çocuk anası ve üç erkeğin hayat ar-

- Linda Darnell kadaşı olmuş, fakat saadeti ta damamıştır. Başkalarına aşk ilham eden "ilahe" nin bu ha li acınacak şey değil midir?

Dışarıdan belki öyle gözük-mez, fakat kendisini yakından tanıyanlar onun ne kadar bed baht olduğuna şahitlik ediyor-lar. Rita Hayworth hakikatte çok içli bir kadındır. Son gün lerde Amerikaya dönen ve din lenmek için memleket dahilin de uzun bir seyahate çıkan ar tist şimdiki halde yeni bir ev-lenmeyi ve yeni bir aşkı düşün mediğini söylüyor. Halbuki Hollyvvood'daki adresine haf-tada 4 bin mektuıb geldiği de bir hakikattir. Bunların içinde kimbilir kaç yüz tanesi; hattâ belki hepsi aşk mektubudur.

42

ğe mecbur bırakan kâh ma-sum bir çehre: "Al şala bürün müş bir hoş fener ile, plâtonik gibi gözüken Beyoğlunun ma> hut eğlence yerlerinde işi şeh-vet spekülâsyonuna döndü-ren... hulâsa türlü kıyafette daima seksüalitesinden bir şey kaybetmiyen, aşk nedir?,, de-di. Aşkın gayesinin seksüel ol duğunu izah etti.

Plâtonik tezi müdafaa eden ler fizyolojik ihtiyaç ile ruhî ihtiyacın birbirinden ayrılma-sı lâzım geldiğini söylediler. Münakaşa böylece neticelendi. Profesör Rasım Adasal her iki tezi de müdafaa ederek tale-belerinin haklı olduğunu izah eden bir konuşma yaptı. 2585 puvana karşı 2616 puvanla aş-kın plâtonik olduğunu müda-faa eden ekip galip ilân edil-di.

Linda Darnell'in bir parla-yıp söndüğü, bir tekrar par-ladığı iki devı^ vardır. "Kani;, meydanlar" da gönülleri ve gözleri teShir eden güzel, son-ra unutulur gibi olmuş, "Am-ber" rolünde tekrar ortaya çık mıştı. Fakat gene, her an dil-de ve el üstünde dolaşan yıl-dızlardan olamadı. Niçin? Bu sırrın da artık ifşa edildiğini görüyoruz.

Meğerse Linda Darnell bir bahse girişmiş.

—"Ben mayolu resimlerle hakkımda reklâm yaptırıp yıl diz olmak niyetinde değilim. Beni beğenen böyle beğensin, beğenmiyen beğenmesin," de-miş. Onun için şimdiye kadar Linda Darnell'in bu gibi resim leri reklâm vasıtası yapılma-mıştı. Şimdi yapılıyor Çünkü Linda Darnell bahsi kaybetti!

İkide bir sönük devrelere düştüğünü gören artist iddia-sından vazgeçmiş ve bağlı bu-lunduğu film şirketile yeni bir anlaşma yaparken, reklâmla-rında mayolu resimlerinin neş redilmesine müsaade vermiş-tir.

Linda için, giriştiği bahis-ten geri dönmek belki biraz güç olmuştur. Fakat ondan

(iii) Her iki talî okulun kontrol ve idareleri Türk ce-maatini temsil eden bir heye-te devredilmelidir. Türk cema ati müttefikan, bu okulları kendileri tarafından seçilmiş bir heyetin idare etmesini ar-zu ediyor. Hükümet tarafın-dan bu okullar üzerinde bazı kontrolün muhafaza edilmesi için her ne sebeb olursa olsun, sadece Hükümete karşı fena hisler ve memnuniyetsizlik ya-ratacak bir siyaseti Hüküme-tin devam ettirmesini haklı gösterecek sebeb olmadığını ar zederiz. Bundan başka, Adada ki Rum cemaatinin talî okul-larını idare etmekte hür ve ser best bırakılması keyfiyeti, Rum cemaatinin sistemini ken dilerine vazedilen idare siste-mi ile haklı olarak mukayese eden Türk çevrelerinde daimî şikâyet kaynağı olmaktadır. Türk cemaatinden seçilmiş bir heyete bir kaydı ihtirazı ol-maksızın bu okulların kontrol ve idaresinin teslimi, Hükü-met için müdebbirane bir iıa-

Ireket olacağını tahmin ederiz.

(iv) Bu iki okulun idame-si için şimdiye kadar yapılmak ta olan tahsisat ve ianeler ay-ni mikyasta ve azaltılmaksızın devam etmelidir. İslâm Talî Okulları İdare Heyetine 1948 —1949 yılı için yapılan yekûn tahsisat miktarı £12,200 idi.

fazla gücüne giden bir şey var dı ki o da seneler senesi artist, hem de birinci sınıf artist ol-duğu halde bazı filmlerde iste diği rollerin kendisine verilme yişidir.

Hollywöod tuhaf memleket-

Hükûmetin tahsisat olarak lütfen bu meblâğdan aşağı ol-mıyan bir para vermesini ar-zederiz. Evvelce yapılan tah-sisat meblâğlarının bazan bu mikdardan aşağı düştüğü za-manlar olduğunu biliyoruz fa-kat mevcud şerait tahtinde bu meblâğda her hangi bir tenzil yapılması talî tedrisat sistemi-mize tamiri kabil olmıyan bir darbe olacaktır.

(v) Talî okullara girmek i-çin yapılan duhul imtihanları kaldırılmalı ve ilk ve orta okul mezuniyet şahadetnamesine sa hib olan öğrenciler daha baş ka bir imtihana tabi tutulmak sızın Liseye kabul edilmelidir ler. Maarif Müdürü, bu husus ta Başkan tarafından yapılan sorulan cevablandınrken şu malûmatı vermiştir: "Duhul imtihanlarının mahiyeti ve on ların yapılmasını icab ettiren sebebler.— Bütün öğrenciler, ilk okul müfredat programla-rının oldukça mühim dersleri (Türkçe, Aritmetik, Tarih, Coğrafya, Viktorya Kız Oku-lu için ihtiyarî olmak şartile İngilizce) hakkında basit im-tihan kâğıtlarından ibaret o-lan duhul imtihanını geçmeli-dirler. Diğer bütün talî okul-larda olduğu gibi duhul imti-hanları yapmaktan maksad, bir öğrencinin talî tahsilden faydalanıp faydalanamıyaca-ğını anlamaktır." Kendisine ayni sual sorulan Lise Müdü-rü de şu izahatta bulunmuş-tur: "İtiraf edilir ki duhul im ti hanı, namzetlerin çokluğun-dan dolayı, ehliyet imtihanı ol maktan ziyade bir müsabaka imtihanı şeklini almak istidadı m ' gösteriyor. Fakat bir talî tir. Orada bir rolü şu veya bu

artistin sade iyi ve mükemmel okul müstakbel namzetlerinin oynayıp oynamıyacağına bak- muayyen bir liyakat seviyesi m azlar, "acaba halk tutar \ göstermeleri lâzım olduğu fik mı?" diye de düşünürler. Film çilerin kanaatine göre bir film in muvaffakiyetinde artistin kabiliyeti kadar şöhretinin de rolü vardır. Bakalım, Linda bir de bunu denesin.

rine iştirak edileceğini tahmin ederim. Duhul imtihanlarını lâğvetmek, sadece talî tahsil-den hiç istifade edemiyecek öğrencilerin izdihamı demek

(Devamı var)

İstanbul'da ben de bulundum. Hakikaten çok güzel yer Türkiye'nin diğer taraflarını da gezdim. Lâkin aradan çok zaman geçti. Tekrar gidip görmek isterim oralarını.

Seyfi Bey karşılık verdi: —Türkiye'yi daha şimdi görün. Yeni yeni modern binalar

ve geniş caddeler yapıldı. Yurdumuzun diğer Avrupa mem-leketlerinden hiçbir farkı yoktur.

—Yerinizde ne lisan konuşursunuz? —Türkçe tabii. —Arapça konuşmaz mısınız? —Niye konuşalım? Biz Türküz ve kendi lisanımızı konu-

luruz. —Alfabeniz Arap alfabesi değil mi? — İdi. Atatürk 1928 de Harf İnkılâbı yaptı. Ozamandan

beri biz de Avrupalılar gibi Lâtin alfabesini kullanırız. —Demek Arapça konuşmıya bilmezsiniz. —Hayır. — Ben bilirim. Zira uzun müddet Irak'ta doktoriuk ettim.

Belki de bilmezsiniz, bu Araplar çok nankör adamlardır. Bu anda dilimin ucuna bir söz geldi. Arapların Birinci

Cihan Hartri'nde bize oynadıkları oyunu hesaba katarak on-ların nankörlüğünü bizim herkesten daha iyi bildiğimizi soy Jiyecektim. Kendimi tuttum. İhtiyar doktor devam etti:

- S i z e bir vak'a nakledeceğim. Daha o zamanlar ben genç

E » A A S M - .

Yazan: Argun F. KORKUT 55

bir doktordum. Tabii Iıak'ta hizmet ettiğim günlerden bah-sediyorum. Vazifem haricinde, her Cuma bedava hasta ka-bul eder, onlara bakar ve parasız ilaç verirdim. Benim bü-yük fedakârlıkla, eğlencem ve istirahatimden kısarak fera-gatla güttüğüm bu amaç, yaptığım bu iyiliğe karşı hastalan mın hiçbiri de bana teşekkür etmiyordu. Bu hal hem canı-mı sıkıyor hem de merakıma dokunuyordu. Biz İngiltere'de adım başında bol bol teşekkür kullanırken iyilik gören bu insanlann minnettarlıklannı arzetmemeleri ve taş gibi ses-siz kalmaları tuhafıma gidiyordu. Nihayet bir gün dayanama dun. Bir adama sordum:

—Ben size parasız bakıyorum, ilâç veriyorum: siz hiç bana teşekkürde bulunmuyorsunuz. Bunun sebebi nedir?"

Adam hayretle yüzüme baktı ve şöyle dedi: "Niye sana teşekkür edecekmişiz?" Bu sefer hayret etmek sırası bana gelmişti: "Ne demek? Ben sizi bedava tedavi ediyorum. Buna bir

mecburiyetim mi var zannediyorsunuz?" "Efendi, biz Allah'a teşekkür ederiz. Her şeyi ona med-

yunuz."

"Ben olmasam allah size nasıl yardım edecek." " Sız olmasanız, sizin yerinize başkasını gönderir efen-

di."

"Bu akıl ile seksen sene yaşasanız hayır etmezsiniz." "Eyvallah efendi. Allah rahim, Allah kerim." Herif bundan sonra çıkıp gitti. Küstahlık bukadar olur-

du. Ben de kızdım, o tarihten itibaren kimseye bedava bak- I madım. İşte Araplar böyle adamlardır.

İhtiyar doktor sözlerini burada bitirmişti. Daha faafi i durmadı. Uzaklaşırken gözlerimle kendisini takip ettim. Ha-linde bir general azametinden ziyade hayattan anlıyan bir adam tavn vardı.

Aşağıdan bir klakson sesi geldi. Kalkıp baktım. O'H-t re'ler gelmişlerdi. Beraberlerinde bir otomobil daha vardı. Bu kırmızı spor bir araba idi. Hemen aşağıya indik. O'Hare tatlı bir tebessümle:

-Nasılsınız? dedi. İyi misiniz? Size Bay ve Bayan M«n-son ile küçük kızlarını takdim edeyim. Bizim otomobil fe% insan sığmadığı için onlan da getirdik. Yardım edecckkr bize.

(Devamı var), .SAYISAL

Page 3: Bozkurt - KKTC Meclis Evrak Yönetim Sistemi - Anasayfaevrak.cm.gov.nc.tr/siteler/gazeteler/bozkurt/1952/Ocak/...^ Lefkoşanın bu semti bilhassa bahar mevsiminde fe y çek güzel

t

IIOCAKPAZAR^

Komisyonu Raporu

42 "Hükümet in t a h s i s a t ^

lütfen bu meblâğdan a5ağ, 0 | . mıyan bir p a r a vermesini a r .

1 Z e d e r i z" E v v ^ e yapılan tah-" S i S a t met>lâ.ğlannın bazan bu

mıkdardan aşağı düştüğü za-manlar olduğunu biliyoruz f a . kat mevcud şerait tahtinde bu meblâğda her hangi bir tenzil yapılması talî tedrisat sistemi-mize tamiri kabil olmıyan bir darbe olacaktır.

(v) Talî okullara girmek i-Çin yapılan duhul imtihanları kaldırılmalı ve ilk ve orta okul

mezuniyet şahadetnamesine sa hib olan öğrenciler daha baş ka bir imtihana tabi tutulmak sızın Liseye kabul edilmelidir ler. Maarif Müdürü, bu husus ta Başkan tarafından yapılan soruları cevablandırırken §u malûmatı vermiştir: "Duhul imtihanlarının mahiyeti ve on ların yapılmasını icab ettiren sebebler.— Bütün öğrenciler, ilk okul müfredat programla-rının oldukça mühim dersleri (Türkçe, Aritmetik, Tarih, Coğrafya, Vıktorya Kız Oku-lu için ihtiyarî olmak şartile İngilizce) hakkında basit im-tihan kâğıtlarından ibaret o-lan duhul imtihanını geçmeli-dirler. Diğer bütün talî okul-larda olduğu gibi duhul imti-hanları yapmaktan maksad, bir öğrencinin talî tahsilden faydalanıp faydalanamıyaca-ğını anlamaktır." Kendisine ayni sual sorulan Lise Müdü-rü de şu izahatta bulunmuş-tur: "îtiraf edilir ki duhul im tihanı, namzetlerin çokluğun-dan dolayı, ehliyet imtihanı ol maktan ziyade bir müsabaka imtihanı şeklini almak istidadı nı gösteriyor. Fakat bir talî okul müstakbel namzetlerinin muayyen bir liyakat seviyesi göstermeleri lâzım olduğu fik rine iştirak edileceğini tahmin ederim. Duhul imtihanlarını lâğvetmek, sadece talî tahsil-den hiç istifade edemiyecek öğrencilerin izdihamı demek

(Devamı var) ^

liyorsunuz?" kkür ederiz. Her şeyi ona med-

; nasıl yardım edecek." -erinize başkasını gönderir efen-

s yaşasanız hayır etmezsiniz." ı rahim, Allah kerim." ı p gitti. Küstahlık bukadar olur-en itibaren kimseye bedava bak

S A Y F A 3

Daha ettim

idamlardır i burada bitirmişti, erimle kendisini takip ^ d e n ziyade hayattan anhyan

5esi geldi. Kalbp b a k t ^ O ' H ,

idi

isiniz

faz^ H»-

I

Heybe Bulunmasayd î . Z e k i B U R D U R L U £

»

Hoca yola çıktı şöyle uzunca Bir geceyi bir köyde geçirmek için Maksadı gezmekti boyluboyunca, Taktı torbasını küçük eşeğin Heybesini koydu indiği hana Uzandı serilen yer yatağına.

Sabahleyin kalkar Hoca Bakar, heybe yok meydanda Bağırır, çağırır, gürler Habire, durmadan söyler.

Der: "Heybem }u anda bulunmalıda Yoksa dinlemeden gönül hatır Hıncımı komam hiç hızından geri Neden çalınsın benim öteberi

Köylüler Hocayı yatıramazlar Aklınca, sözlere, kanmaz, aldırmaz Direr ayağını, vurur yumruğu Der: "Sezin, hemen bu uğursuzluğu,,

Hayli zaman sonra heybe bulunur Hoca memnun olur, hemen durulur

Söner gürültü balonu Gülümser bıyık altından Bu sırada Hocaya der Bir köylü: "A, Hocam eğer

Bulunmasaydı bu biricik heyben Dava mı açacaktın bizim köyden

Hoca, durur ve düşünür Ne desem diye hesaplar "Yapardım işte bir şeycik Evdeki bizim eski kilimden Onarırdım bir heybecik.,,

i v JJ5

İ V y

v I

S S v

Ş

i $

i s

İ »î>

y / l B A « C I B F t s i H D n n

Ö Z E T L E * ?

Alım Varoğlu

— >-»- f i m i » Mfcı HMı at m -m- Moanf

Memleket Haberleri İ *• ;•> . * -at- « « 3

Kıral Tallâl Ürdün Kiralı Tallâl, Kıra-

Uçe ve iki oğlu ile birlikte Ak-deııizde üç hafta devam ede-cek olan bir seyahate çıkmış bulunmaktadır.

Abadanda Tetkikler Beynelmilel tmar bankası

mümessilleri Iran mütehassıs-larından Kâzım Hasibi ve Fey zullah Muazzami ile Abadan-daki petrol bölgelerini teftiş etmişlerdir.

Ürdün B. Milletler Kuruluna Girecek

Ürdünün, Birlenmiş Millet-ler Kuruluna üye olmak için ikinci bir müracaatta bulun-masına karar verilmiştir. Ku-ruldaki Ürdün müşahidi Fev-zi paşaya bu hususta salâhiyet verilmiştir.

I 100 Milyar Kısıntı

Yunan basınında yazıldığı-na göre Yunan askeri masraf-larında 100 milyar drahmi kı sıntı yapılacaktır.

B.B.C Radyo Servisi

İngüterede B.B.C. radyo ya yın servisinin kuruluşunun 25 inci yıldönümü kutlanmıştır.

Yüzde 51 Nisbetinde Sermaye

Mısırda bütün anonim şir ketle rinin sermayelerinin yüz-de 51 ri Mısırlı sermayedarla ra aittir.

Mısır Kiralının Kıymetli Hediyesi Kıral Faruk Mısırda güzel

Orgeneral Şükrü Kanatlı General

Arnold'la Görüştü Ankara (Anka) Kara Kuv-

vetleri Genel Komutanlığı va zifesine başlamış olan Örgene rai Şükrü Kanatlı geçen hafta Amerikan askerî

Yolcular Geçen Aralık ayında

Kıbnsta muhtelif liman lardan gelen ve giden yolcuların sayısı şöyle-dir

Lârnaka Mağusa Leymosun

Çeten Giden 100 341 72 103

391 1,143

II n

BU GÜN DOĞANLARIN YILDIZ FALI

13 Ocak —Bu gün doğanlar hassas ve yumuşak bir kalbe maliktirler. Düşüncelerinde arif ve Kibar insanlardır.

^Muntazam, sakin ve mesut | bir hayata kavuşmaları ihti-

mali çok kuvvetlidir. Keder " » s felâketleri önlemek için

düşünce ve iradelerine kuvvet zaruretindedirler.

BOZKURT GAZETESİ ABONE ŞARTLARI

Bir senelik: S L i ra Altı A y l ı k ı l L i ra 10 silin Üç Ayl ık : 16 Şilin Abone bedeli peşindir.

sanatlar müzesine, Mehmed , — Ali devrine a!» y a r d ' m h e y C U m c r k e z » »

ARÎF EMİR

Ali devrine ait büyük değerde tarihi bir şal hediye etmiştir.

Yuşroslâvyanın Müracaatı

"Daily Graphic,, gazetesin de yazıldığına göre Yugoslâv-yadan yapılan bir müracaat-ta pek çok Yugoslâv gençleri lııgilterede hava ve kara kuv veüerinde stajier olarak çalış-mak istemişlerdir.

Çekirdeksiz Üzüm Geçen 1951 yılında Yuna-

nistandan ihraç olunan çekir-deksiz üzümlerin teferruatı şöyledir: Almanya 3,639 ton Çekoslovakya 901 ton Irlânda 401 ton Fransa 488 ton

n » II

ret ederek, Heyet Başkanı Ge

TAKSİ YAZIHANESİ Danimarka 305 ton Norveç 286 ton

3819 De Lux Otomobiller

Emre Amadedir Asmaaltı,

LEFKOŞA.

Mısırda Kara Borsa

Mısırda şekerin kara Borsa-da satılmasını önlemek maksa dile suçluların 100 ile 150 lira arasında ceza verilmesine ka-rar verilmiştir.

Orgeneral Şükrü Kanallı

neral Arnold ve diğer Ameri-kan subayları ile görüşmüş-tür. Orgeneral, bilhassa kara ordumuza yapılan Amerikan yardımı hakkında izahat al-mış görüşmeler bir buçuk sa-at kadar sürmüştür.

Şükrü Kanatlı, şehrimizde-ki temaslarını tamamladıktan sonra, yirmi güne kadar muh telif askeri teşekküllerimizi tef tiş için seyahate çıkacakur.

Limanlarda Faaliyet 1951 Aralık ayında

Kıbrıstaki limanlardan ithal edilen ticaret eş-yasının ağırlığı şöyle-dir :

İTHALAT Lârnaka 34,758 ton Mağusa 58,284 „ Leymosun 19,524 Baf 508 Girne 606 Gemi Konağı 6,375 „

İHRACAT Lârnaka 78,027 ton Mağusa 28,000 Leymosun 29,194 Baf 3,282 Gemi konağı 162.295

Zivaniya Fiatları Yarınki Pazartesin-

den itibaren İaşe kont- Gübre rol dairesinin kararile'0"" " hususî proje tahtinde zivaniyanın (alkol) ok-kası 13 kuruştan hesap lanacaktır. Eski fiat 10 kuruş idi.

3,000 Ton Patates İngilteredeki ihtiyaç

lar için Kıbrıstan 3 bin ton patates alınacaktır ilgili kaynaklardan öğ renildiğine göre, bu yıl zarfında Kıbrıstan, Yu nanistan için 8 bin ton patates alınacaktır.

Cezalandı Avcılara yasak edil-

miş bulunan bir saha dahilinde tasarrufunda av bulndurduğundan dolayı Pirgalı Nikola Vasili 30 şilin cezaya çarpılmıştır. Ayni şa-hıs av sattığından dola yı ayrıca bir ay hapse mahkûm olmuştur.

' Ekselans Valinin Beyannemesi

Kıbnsta toplantı ve mitingleri yasak eden Ekselans Valinin beyan namesi BBC radyosun da yayınlanmaktadır. Bir Hafta Hapislik Lârnaka sakinlerin-

den Dohnili Fadıl Hü-seyin rahatsızlık suçun dan bir hafta hapse mahkûm olmuştur.

Altı Ay Hapislik Lârnaka kazasında

Alasa köyünde Filippo Dimitriye ait ağıldan 25 lira kıymetinde 3 ko yun çalınmıştır.

Deniz Sporları Lârnakada deniz

sporlarının inkişafını sağlamak maksa dile Rum gençleri arasında bir cemiyet kurulmuş-tur. Lârnaka Limanında

Hafta zarfında Lârna-ka limanından ithal e-dilen ticaret eşyaları a-ı asında şunlar vardır. Petrol 1,800 ton

Sair eşya 112 5 Ton Buğday

Kink Neptune vapuru ile Mağusaya 5 bin ton buğday gelmiştir.

İhracat Leymosun limanın-

dan Bilkolm vapuru ile 150 ton şarap ihraç edil miştir. Ayni limandan Algeria vapuru ile 400 ton harup ihraç edildi-ği bildirilmektedir.

12 Sene Hapislik Vadili'li Haralâmbo

Yerodiakonu cinayet suçlusu olarak Mağusa Ağır Ceza mahkemesin de 12 sene hapse mah-kûm olmuştur.

Yol Tamiratı Geçen bir ay zarfında

Lefkoşa ile Girne kaza larında yol tamiri için Keze Komiseri tarafın dan 9,700 lira harcan-mıştır.

II »

Gecen Pazarki Maç tırmadan sahadan avnlmayı-Geçen Pazar günkü Çetin- nız.

Mübalâğa Şampiyonları..

Dünyanın mübalâğa şampi yonlarının kim olduğunu her halde bilirsiniz. Evvelce de, eğer mübalâğa üzerinde bir müsabaka açılsa bunu "Kıbrıs Rumları" kazanacaktır diye yazmıştır, öyle ya aziz okuyu-cular.. Kibrisin Yunaııistanın çocuğu olduğunu iddia etmek başka ne ile yorumlanabilir.

Bizim Kiryeler 15 Ocak gü nü iki sene evvel yaptıkları kanunsuz sözde plebisitin yıl dönümünü kutlamak maksa-

levamı varX

bya Epa maçjnın heyecanı] h â ) i dağılmadı. Bizim Tomba 'ak bir haftadan beri kafamı

^ ftınnekten başka bir iş yap-\ fflıyor. Yok hakemin verdiği

#anrlar doğru değilmişL'Yok ^ aleyhimize verilen penalti hak

tamtş.. Ben maça gitmediğim ""•ın °lan bitenden haberim

Fakat, sözüne güveııiliı "Adaşların anlattığına göre, •"«'İtaten haksızlıkların kurba % olmuşuz. Ama üzülmeğe

hacet.. Davranın arslanlar.. e<rar ju Epa takımı karşını-

nı sizin.. İşte o ı hıncım bol bol alırsı-

olmazsa yanm düzi-1 hasım ağlarına yapı}-

•RAZA^DAN P A Z A R A YAZAN:

TERZİOGLU - c e t

den 15 Ocak 1952 tarihine ka çıkarına: dar ada dahilinde toplant: yap tnayı yasak etmesi her hakle Kiryelerin hoşuna gitmemiş.

Oh olsun mübalâğa şampi-yonlarına!

Mübalâğamdan Açılınca. jj Hazır mübalâğa mevzusu si-

lki mübalâğacı sohbet edi-yorlardı. Biri anlattı: "Geçen gün köye giderken bir bostan dfc kocaman bir kabak gördüm Karşıdan bir deve kervanı ge liyordu. Devenin biri kabağın kenarından ısırdı ve bir ddik açtı. Az sonra yiye yiye deliğ — I r r

S u c "«» Türk fık- j büyülttü, derken kabağın içi-dile toplantılar tertip etmek raUn" isimli kitaptan müba-inc daldı. Arkasından <!a öteki istiyorlardı. Fakat Ekselans lâğa üzerine iki fıkıa nekicde-.devtier. D * , a <xiu» kcmi» •„ Valinin 11 Ocak 1952 tarihin yim. Artık ^ • • ı 1

I-apını kesmiye başladı, fakat »alta sapından Çıktığı gibi ka »ğm içine düşüp kayboldu.

Oduncu da içeri girip baltası nı ararken deveciye rastladı. Deveci: "Ne anyonun bura-da ? "diye sordu. O da: "Bal tam kayboldu, onu arıyorum" cevabını verdi. Bunun üzerine deveci: "Yahu, ben koca de-ve katarını kaybettim, sabah-tan beri arıyorum, bulamıyo-rum da, sen ufacık baltayı ne reden bulacaksın, dedi"

Öteki bunu dinledikten son ra: "Ben de geçen gün demir ci dükkânında bir kazan gör-düm kazanın iki kulpunda iki " M a çalışıyordu. Ama arası o

ki biıimn çe.. s | ındir.

dîye arjatmıya başlayınca bi-rincisi: "Amma, yaptın ha! de di. Hiç bu kadar büyük kazan olur mu?" öteki cevap venli:

Ya senin kabağı nerede pişi-receğiz?"

Gene iki mübalâğacı konu-şuyorlar. Biri ötekine anUm. "Dün gece bir şimşek çaktı. Aydınlığında dağın eteğinde tamam yüz bin çakal saydım" öteki de "Ben de şimşek çak-tığı zaman ne gördüm biliyor-musun? Dağın tepesinden bir deve başını uzatmış ovadaki dereden su içiyordu."

öteki dayanamadı: - H a d i , hadi, deveyi dua*

h ^ a ' i r K- V' . ^ ü birinin ç a m d ı r . ' hisseyi «zlgıdcn bir oduncu da k a b a ğ ı n ^ * * * % U ) U > J U J | ^ ^ ^ ^ ^ ^

M A AD TARAFINDAN SA VİSAL ORTAMA AKTAR!L Mh

Page 4: Bozkurt - KKTC Meclis Evrak Yönetim Sistemi - Anasayfaevrak.cm.gov.nc.tr/siteler/gazeteler/bozkurt/1952/Ocak/...^ Lefkoşanın bu semti bilhassa bahar mevsiminde fe y çek güzel

SAYFA 4 BOZKURT 13 OCAK PAZAR 1952

İhtiyarlık Kaç Yaşında Başlar ? Bir müddet evvel Hürrrivet I mümkünmüdür?. Bu, çok u-

gazetesinde Nafen Ajansı ta- \ zun münakaşalara yol açacak rafından verilen şöyle bir ha-ber vardı ki bir çokları gibi benim de dikkatimi çekti. Bir psikolağ ekibi tarafından Kem riç Üniversitesinde yapılan a-

Dr. Nuri Ömer ERGENE

ıraştırmalar şu neticeye varmış tır: İhtiyarlık 30 yaşından iti-baren başlar. Yapılan tecrübe lerde 30 yaşını aşan bir kim-senin bu yaşı aşmamış bir kim seden bir çok hareketleri da-ha yavaş olarak yapabildiği tesbit edilmiştir.

Bilhassa muayyen bir za-man içinde muaıyyen hareket lerin tekrarı tecrübesi ihtiyar-lığın 30 yaşında başladığını is bat etmektedir.

Bu haber, 30 yaşına yaklaş mış insanları düşündürecek 30 yaşına ulaşmış veya onu geç miş olanları da bir hayli üze çektir sanıyorum

Çünkü kısanların hiç arzu etmedikleri halde, her an her dakika, kendisine biraz daha yaklaşmakta oldukları ihtiyar-lık, ömrün kara kışı olması iti bariyle insanların sırtında ür-permeler hasıl eden soğuk bir rüzgâr gibidir. Bu dünya üs-tünde insanlık ve yaşama psi-kolojisi icabı gerçekten yaşı geçkin ve ihtiyar olanların bir çoğu bile henüz dinç oldukları düşünce ve feragati ile teselli bulurlar.

Mesele biyoloji ve hekimlik bilgileri bakımından düşünü-lürse görülüyor ki ihtiyarlık, vücudun bütün hüçre ve do-kularında gitikçe müterakki şekil alan bariz bir yıpranma ve eskimenin ortaya çıkardığı arızaların bütününden başka bir şey değildir.

Zamanın doğurduğu bu yıp ranmayı durdurmak acaba

bir sualdir. Her şeyden önce, gençlik ve

ihtiyarlık keskin hududlarla birbirinden tam olarak aynla bilen mutlak hadiseler değildir ler. Bu işler üzerinde hekimle-rin ve biyoloji alimlerinin fi-kirleri çeşitlidir.

Fransız alimlerinden Pierre Lepine (insan kalbi) dört mil yar defa çarpabilir) başlığı al tında yazdığı bir makalede, gençlik ve ihtiyarlık hakkında dikkate şayan düşünceler ileri sürmektedk. Bu müelife göre, ihtiyarlık eğer bazı organlann kuruması sertleşmesi ve vazife den kalması şeklinde telâkki edilirse, bu hal insanlarda da ha doğum çağında başlıyor de mektir. Çünkü çocuk anasın dan doğduktan sonra onun a-na ile irtibatını teşkil eden gö bek kordonu sertleşip kuruya rak derhal ortadan kalkmakta olduğu gilbi bir çocuğun bilûğ çağma kadar çok büyüyen ki-bus adındaki salgı bezi de dev reden sonra kuruyup kaybol-maktadır. Bu durumda bulu-nan insan yavrusu, daha çok genç diye telâkki edilen bir yaşta iken onun kuruyan gö-bek kordonunda ve timus sal gı bezinde yapılan mikrosko-pik ve biyolojik tetkikler bu organları teşkil eder. Dokula-rın, tıpkı ihtiyarlıkta olduğu gibi, eskiyip sertleştiklerini gös termektedir.

Figaro gazetesinde çıkan ma kalesinde, 30 uncu yaştan iti-bar envücuttaki elâstiki doku-nun sertleşmiye başladığını, insanda ince seslere karşı has sasiyetin azalmağa yüz tuttu-ğunu ve bütün organlarda, de vamlı olarak eskimıiye doğru b k gidiş mevcut bulunduğunu söyliyen bu Fransız alimi, genç lik ve ihtiyarlığı tenasül haya

tının faaliyet veya ataleti ile ölçmenin doğru olamıyacağı-m da belittikten sonra insan-ların daha doğdukları dakika dan itibaren ihtiyarlamağa başladığını ve bilhassa bu ha disenin 32 ile 35 yaşlarından sonra bariz olarak arttığını ifa de etmektedir.

Fakat içtimaî hayatta genç lik ve ihtiyarlık telâkkilerinin mahiyeti, bu biyolojik buluş-lirla bir zaman ahenktar bir halde değildir, çünkü insanvü cudunun eskimesi ve yıpranma sı muhitin o vücut üzerine o-lan zararlı tesirlerinin derece-sine bağlıdır.

Daha doğrusu insanın irsi-yeti, doğuşu, yaşadığı hayat şartlan ve geçirdiği hastalık-lar icabı olarak eskime ve yıp ranma hadiseleri hızlı da gide bilir. Yavaş da... Hızlı bir şekil de yıprananlar daha çabuk, yavaş eskiyenler ise geç olarak ihtiyarlıyacaklardır.

Şu halde bütün marifet ha-yat yaşayışın yıpratıcı, zararlı tesirlerinden ve fizyolojik öm rii her hangî bir kaza hadisesi gibi inkıtaa" uğratan hastalık lardan mümkün olduğu kadar vücudu koruyarak ihtiyarlığı gecdkdirmektedir.

Biyoloji bakımından ihtiyar lık belki de bizim genç telâkki ettiğimiz çağlarda ve hattâ ço cuklukta başlıyabilir. Fakat dünya üstünde yaşı ilerlediği halde bütün zindeliğini muha faza eden ne kadar çok ihti-yar gençler veya yaşı az ol-duğu halde vücutça yıpranıp çökmüş ne kadar fazla genç ihtiyarlar görüldüğünü düşü-nürseniz meseleyi biraz daha açıklamış olursunuz.

Zaten Fransız alimi de şu hakikati kabul etmekte olacak ki makalesinin b k yerinde e-

sebepleri ortadan kaldırılabi-

MERAKLI OLAYLAR i ,

Esrarengiz bazı yıldızlardan kalâde bir keşifte bulundukla işaretler öelmekte olduğu söy rmı söyliyor. Keşif de şu: lenmektedir. Son zamanlarda "Havva ile Adem Rustuflar!' astrologlar tarafından yapılan bazı müşahedeler, gayet uzak istemiyor ve böyle mühim bir larda olan ve telesgoplarla bi le görülemiyen bu yıldızlardan kısa dalga üzerinden mors işa retleri gelmekte olduğu hak-kındaki söylentilere kuvvet ver miştir. Kemriç üniversitesinin Cavedish Laboratuvarı direk-törü Sir Lovrenge bu hususta verdiği bir beyanatta bu yıl-dızlardan elli kadar mevcut ol duğunu bildirmiş ve demiştir ki:

"—Çok uzaklarda artık sön müş bir diyar ve orada da sön müş yıldızlar olduğu anlaşıl-maktadır. Fakat bunların ye-rini tesbit etıpek mümkün ola mamaktadır."

Fakat bu sönmüş yıldızlar-da hayat olup olmadığı hakkın da bir fikir ileri sürülememiş-tir.

* # *

Demir perde gerisinde kulak tan kulağa dolaşmakta olan bir fıkra Paris yolu ile her ta rafa yayılmıştır. Fıkranın özü şudur.

Bir sabah Molotof alelâce-le Stalini ziyaret ediyor ve Sovyet ilim adamlarının fev-

lirse insanın hayat çizgisi ufkî olarak zayıf gidecektir. Bu su retle bir insan için 150 yaşına kadar yaşamak mümkün olur demektir. İhtiyarlık kaç yaşın da başlarsa başlasın fikrimce bunun pratik bir kıymeti yok tur. Yalnız vücudu hayatın muzır tesirlerinden koruyarak fiziyolojik ve tabii b k ömür sürmiye muvaffak olmak ve bu suretle çok yaşamanın sır rını keşfetmiş bahtiyarlar züm

ğer fiziyolojik olmayan ölüm resine katılmak, en büyük bir marifet ve mazhariyet sayılır.

İNGİLTERE, AVUSTRALYA, KANADA, AMERİKA, YENİ ZELANDA RODESYA veya dünyanın her hangi bir memleketine gitmek için

H O M A T A Turizm Daireleri CYPRUS TRAVEL (LONDON) LTD. vasıtası ile seyahat ediniz.

MERKEZÎ DAİRE: 36 Hamstead yolu,Londra N.W. 1. Telefon, Evston 7854-7855 ŞÜBELER: , ,

MAĞUSA: Evagoro Caddesi No. 16. Tel 467 (Belediye Çarşısı karşısı) LEFKOŞA: İplik Pazar Sokak No. 25 -27 (Pavlidi Mağazaları karşısı) LEYMOSUN: Hr. Hacıpavlu Sokak No. 85-87 (İngiliz Kulübünun yanında)

1. Her hangi bir memlekete hava, deniz ve kara yolları ile seyehat etmek için bilet almakta her hangi bir acente vasıtasiyle temasa geçmeği,

2. Pasaport temin etmeyi, 3. Avustralya, Kanada, Rodesya, Yeni Zelanda, İngiltere ve diğer memleketler için giriş ruhsatiyesi temin etmeği, 4. Otellerde yer temin etmeyi, 5. Dünyanın her hangi bir tarafına gezi ve seyahatlar tertip etmeyi, 6. Herhangi bir yere yük göndermeği deru hte ederiz, Menfaatiniz için yazıhanelerimize müraca at ediniz.

Stalin evvelâ buna inanmak

keşif ilmen ispat edilmedikçe Batı propagandasının bundan istifade edeceğini söyliyor. Bu nun üzerine Molotof hadise-nin ilmen ispat edilmiş oldu-ğunu müjdeliyor ve diyor ki:

Havva ile Ademin elbi-seleri yoktu, evleri de yoktu, yalnız patates bulup yiyorlar-dı ve buna rağmen de cenne-te inanıyorlardı."

Fıkra Stalinin bu ilmi işba ta boyun eğip eğmediğini ilâ-ve etmiyor.

* * *

Kansas'ın belli başlı ga-zetelerinden biri olan Kansas Citiy Star kuruluşunun yüzün

cü yıldönümünü kutlamak maksadile özel bir nüsha çı- . karmıştır. 252 sayfa olan her nüshanın ağırlığı bir buçuk ki lodan fazla idi. O gün Kansas City Star matbaası baskısını tamamlamak için 773 ton kâ ğıt sarfetmek mecburiyetinde kalmıştı.

* Geçenlerde Münih'te kay bolan ve içinde 85 yılan bulu nan bir sandık harap bir evde çocuklar tarafından bulunmuş tu. Çocuklar sandığı açmış-lar ve sersemlemiş olan yılan larla oynamağa başlamışlar-dır. Oradan geçenlerin görme si üzerine sândık Münih hav vanat bahçesine gönderilmiş-tir. Fakat ekserisi zehirli olan* yılanlardan bir kısmı ölmüş-tür.

I No. 6 8 -

Otomatik Pikapları ALMAN mamulâtı olan yeni parti DUAL pikaplarımız vasıl olmuştur.

Otomatik olarak 10 veya 12 inçlik (karışık vaziyette) on pilâk çalan DUAL pikapları garantili olup memleketimizde mevcut pikapların en iyisi ve en üstünü-dür.

DUAL pikaplarını daima tercih ediniz.

Kıbı ısta Genel Acenteliği ATAI KARDEŞLER

182 Hermes Sokağı Lefkoşa-

Basıldığı Yer: BOZKURT BASIMEVİ tamu Altı No. 75 Lefkoşa - Kibri»

IfGilda Ticaret Evi Her zevke ve her ayağa uygun olan

kadın - erkek ve çocuk ayakkaplarını M. YORGOZLU nun Kodakm aı ka kısmın daki îpocratus Caddesi No. 6 da açmış ol-duğu dükkânından tedarik edebilirsiniz.

GILDA ayakkapları sağlam, zarif ve ehvendir.

GILDA Ticaretevi size her modelde ve her renkte ayakkaplarını en ucuz fiat-larla takdim etmekte şeref duymaktadır.

ADRESE LÜTFEN DİKKAT EDİNİZ Kodak'ın Arka Kısmında

İpocradus Sokağı No. 6 LEFKOŞA.

B U K U P O N U 1

SAKLAYIN

Protes

^temizin Mermek* berjeri sütununda, '-undan

beliftmiJ « p n o ^ o e. J^umuz voçMe, * *

• S n Rum ^ d u y d o t u m u * . *

vt iğbirarımı* ka lp l e«»» bütün Şiddetin, m u h a l * » laaeite devam ediyor.

jülue balkanının vapdan p r o v a n d a harelu

leri) bizi daima i t 'aç cunek ,1i,. Binaenaleyh, bu güı verile ile bir kere d a h a lek lar ve protesto ederiz ki, Kı knn ilhaka ait yersiz neşri; bn ve kasten yaptıkları p; pagandalar., bizi, d a i m a her ahvalde ruhan pek Ç sıkmaktadır.

Sot günlerde, plebisitin dönümünü kutlamak m a k \ dile yayınlanan Ba$despotu beyannamesi de bu c ü m l e d dır. Ortada, makul hiç bir s bep yol iken, kilise parm;,> ile adada bir "plebisiti k u t l ma günü"nün ihdas edilme istenmesi, biz Türklerin bin daki varlığımızı unut turmıv, çalışmak tan başka bir şey d< ğildır.

Halbuki, adada herkes u r buda görülmüştür ki, pldbi sitin 2 inci yıldönümü ınüııa *Wfe, kilise mensupları is-tisna edilecek olursa R u m ha kam yüzde 95 ten fazlası 1k «kakinin hilâfına olarak ev knne veyahut müesseseler im Vunan bayrağı çökmek lüzu ®unu duymamışlardır.

Plebisit münasebetile, az d ; «K bayrak çekenleri bu sü-totoda protesto etmeği mü .

Jto borç saymaktayız . Ç ü n .

®ı bu türlü yersiz nümayişle, halkanız, manen daim,

T * d u k duymaktadır. «ene! a s a y i ş s a ı ,

mai*d>le miting^ l â n n 5 8ün için yasak

' hökûmetin K . h n * u

m eden unsurların

fcir-*» ve * * ^ e tu«uguna en iyi b , r «

«mektedir. k ı n d a n u v k . J

itadır ^ * y d

^ W , * 6 z öoönel ^ d U h ü k û m « i n on

S İ S ^ H

TARi