bozkurt -...
TRANSCRIPT
HEDİYE KUPONU
BU KUPONU KESİP SAKLAYINIZ
Bozkur t GÜNLÜK TARAFSIZ TÜRK GAZETESİDİR
YIL: 1 * SAYI: 66 * 12 OCAK CUMARTESİ 1952 * FIATI1 j Kr.
MÜDÜR VE İMTİYAZ SAHİBİ:
CEMAL TOGAN
İ D A R E E V İ :
Asmaaltı No. 75
Posta Kutusu 324
Lefkoşa-Kıbns
Londrada öğrenildiğine göre
erki İngiliz ordusu gizli istih-
barat şefi 53 yaşındaki Gene-
ral Sir Gerald Tamplerin, M a
laya askerî ve sivil fevkalâde
komiserliğine tayini muhakkak
nazarı ile bakılmaktadır.
Generalin geçen akşam ha-
va alanında gizlige Ottavaya
uçtuğu haıber verilmektedir.
General orada Mr . Churchill 'e
mülâki olacak ve bu tayin hak
kında Başbakanla münakaşa-
larda bulunacaktır General
Tamptler İran, İrak Filistin-
de hizmet etmiş ve işgal altın
daki A lmanyada askerî vali
olarak enerjik rol oynamıştır.
Çin Hindindeki harp geniş
ingiltere Ve Türkiye
Mustafa özker YAŞIN
Dünyanın siyasî çevreleri
halâ aydınlık bir yola gireme
miştir. İkinci Cihan Hatibinin
bittiği günden bu yana, uzun
seneler geçmesine rağmen, hür
insanlığın en büyük ümidi o-
lan "ebedî sulh" halâ uzak
bir idealden ibarettir.
Bu gün, bütün demokrasi
âlemi, dünyanın kara bulutlar
arasından çıkarak harpten ev
velki mesut günlere dönmesi-
ni özlüyor. Fakat her milletin
bu kanşık durum içerisinde
elde etmeyi arzu ettiği ve ileri-
de işine yarıyacak bazı men-
faatları vardır ki işte, bu kar-
şılıklı menfaatları kabul etme-
yiş, dünya siyasî çevrelerini bu
landırıyor; böylece, olaylar
bir çıkmaza giriyor. K a b u l et- v .
^ ki, ba,*, b„ t„ s ,k . M Ü ? S s " ü ç I e t Tara-lıklar, hür dünya devletlerin- M U a a i a a s i U Ç i e i î a r a
den çok Sovyetler ve peykleri- M ü z a k e r e Edilmektedir Vaşington, 11 ( R ) : Güney
Doğu Asyanm müdafaası için
üçler arasında yapılması mü-
tesavver konferans bu gün Bir
leşik Amerika müdafaa vekâ-
leti karargâhında açılmıştır.
İngiltere, Fransa ve Amerika
Birleşik devletleri genel kur-
may reisleri gizli bir celse ak-
tedmişler ve alel husus Çin
asilerle yapılmakta olan çar-
pışmalara katılacak olurlarsa
ne suretle işbirliği yapacakla-
rını konuşmuşlardır.
Fransız temsilcileri, Korede
bir mütareke temin edildiği
takdirde Çinlilerin Hint Çi-
ninde faaliyete geçebilecekleri
ihtimaline binaen telâş izhar
etmişler ve dikkat nazarını
çekmişlerdir.
Malaya Yüksek Komiserliğine General Sir Geraİ Tampler
Tayin Edildi Londra 11 ( R ) : Bu gün/liyecek olursa Fransanın Bir-
eski imk.
nin işine yaramaktadır.
İngiltere, ikinci dünya har-
binin neticesinde, galip gelen
devletler arasında bulunması-
na rağmen en ziyanlı çıkan
memlekettir. Demokrasî fikri-
nin bütün insanlığa karşı kon
maz bir şekilde yayılışı, İngi-
lizlerin sömürgecilik politika-
sına büyük darbeler indirmiş
tir, İlk olarak elden çıkan o
muazzam Hindistan ve bunu
peşi sıra İran ve Mısır mese-
leleri İngilterenin istikbalini
tehlikeli bir duruma sokmuş-
tur, Bütün bu aksiliklerin, iş-
çi partisinin hatalı siyasetin-
den meydana geldiğini iddia
edenler çoktur. Belki Churhill
iktidarda bulunsa idi hal şim-
diki kadar kötü bir şekil al-
mazdı. Fakat yine İngiltere-
nin sömürgecilik siyasetinin
saltanatı devam ettirmesi
ıkânsızdı.
Bu vaziyette, İngiltere
maziye karışan sömürgecjlik
çağının bıraktığı tesirler altın
da hakikatları görmeyip dost-
larını gücendiriyor. Royter ha
herlerinden öğrendiğimize gö-
re İngiltere Türkiyenin At lân
tik Paktına hukukî bakımdan
eşit haklarla girmesini kabul
ettiği halde, askerî bakımdan
Orta Doğuda kalmasını isti-
yormuş,,, Bu isteğin manasını
anlıyamıyoruz.
Çünkü Türkiye bu gün Or-
ta Doğuda İngilterenin ye-
gâne dostudur ve onun Atlân
tik Paktına tam eşit haklarla
girmesi her halde İngiltere i-
çin faydalı olacaktır.
Bu konu üzerinde T ü r k i y e
Büyük Millet Meclisinin 7
Ocak toplantısında dışişleri ba
leşik Amerikadan hava ve de-
niz kuvvetleri ve İngiltereden
de deniz kuvvetleri yardımları
nda bulunmalarını talep ede-
ceği söylenmektedir.
dınlmıştır: "Bizim rizamız ol-
madan her hangi hal çaresinin
bize kabul ettirilmesi ne müm
kün, ne bahis mevzuudur."
Vaşingtonda evvelki gün so
na eren T r u m a n - Churchill
görüşmeleri enteresan safhalar
arzetmiştir. 7 O c a k 1952
tarihli görüşmeden sonra ya-
ynılanan resmî tebliğde, "At-
lantik savunması teşkilâtını il
gilendiren bazı görüşmeler ü-
zerine fikir teatisinde bulu-
nulmuştur" denmektedir.
Bu konuşma sırasında, T ü r
kiyenin bahis konusu edilip
edilmediğini bilmiyoruz. Fa-
kat biz şuna inanıyoruz ki, Mr.
Churchil l gibi bir siyaset kur
du, İngilterenin dost Türki-
yeye karşı Atlantik Paktı me-
selesinde takındığı hatalı si-
yaseti anlıyacak v e derhal bir
hal çaresi bularak bu konunun
kanı Profesör Fuat Köprülüye münakaşa mevzuu edilmesine
torulan sual jöyle cevaplan- j meydan vermiyecektir.
VICHINSKI, TÜRKİ-YE TEHLİKE
TEŞKIL ETMIYOR; DEDİ
Sovyet Dışişleri Bakanı Ortadoğu Komutanlığı Fikrine Hücumlarda
Bulundu Paris ( A . A . ) : Siyasî komis-
yonun öğleden sonraki toplan
tısında müdahalede bulunarak
söz alan Sovyet Dışişleri Baka
nı Vichinski ezcümle şöyle de
miştir:
İleriye sürülen Orta Doğu
komutanlığının Orta Doğu
memleketlerinin silâhlı kuvvet
lerini, K u z e y Atlântik Paktı
teşkilâtı ile sıkı bir şekilde m ü
nasebette olarak müttefik ko-
mutanlığı emrine vermesi, mil
lîistiklâl mefhumu, ile telif e-
dilebilir mi, sorarım. Bu teklif
sadece Arap devletlerini K u -
zey Atlântik Paktı teşkilâtı
içine almak üzere girişilen bir
teşebbüsün ifadesidir ve bura
ların işgali ile müsavidir. Ba-
hane de hazırdır. Orta Doğu
y u Sovyet Rusyanın tehdidin-
den korumak.
Türkiye hiç kimse için bir
tehlike teşkil etmemektedir, fa
kat başlıca Batı devletler mu-
hakkak ki böyle bir tehlike ar
zeder.
Dewey "Eisonhower, Muhakkak Kazanacak'1
Diyor Nevyork Valisi Dewey dün
yaptığı bir konuşmada Gene-
ral Eisonhovver'in Cumhurbaş
kanlığına adaylığını koyacağı
na emin olduğunu söylemiş
ve Generalin bu seçimleri mu
hakkak kazanacağına inandığı
nı bildirmiştir.
%
Eisonhower Başkanlığa Adaylığını Koyacak
Paris: K\ızey Atlântik Pak-
tı teşkilâtının Avrupa bölgesi
Başkomutanı General Eison-
hovver bu gün yayınladığı ya-
zılı bir beyanda aday gösterildi
ği takdirde Birleşik Amerika
Cumhurbaşkanlığı seçimine iş
tirak edeceğini belirtmiştir.
Eisonhower siyasî temayülleri
bakımından Cumhuriyetçi ol-
duğunu, Cumhuriyetçi Sena-
tör H e n ı y Cobat Lodgeun
Pazar ğüııü beyanatını tasvip
ettiğini kaydetmiştir.
FRANSADA KABİNE KURULAMIYOR
Paris, 11 ( R ) : Fransa C u m
hur reisi Aurior kabineyi teşkil
için Radical nazırlarının Ed-
gar Faure ricada bulunmuş-
tur. Faure, Nuremberg harp
suçluları mahkemesinde Fran-
sız savcısı idi. 43 yaşında olan
Faure gayet temiz Rusça ko-
nuşur. 2 inci dünya savaşı es-
nasında mümıi leyh general
Degoulle Millî Kurtuluş teş-
kilâtında hukuk müşaviri idi.
Faure kabineyi teşkil edip ede
miyeceği hakkında kesin ceva
bını gelecek Pazartesi verecek
tır.
Mr. Churchill Ottavada Ottava, 11 ( R ) : İngiliz Ba<
vekili Mr . Churchill refaka-
tinde bulunanlarla birlikte bu
gün Nevyorktan Ottavaya gel
miştir. Başvekil K a n a d a devlet
adamları ile temaslarda bulu-
nacaktır.
ingiliz Paraşütçüleri iki Mısır Köyünü
Bastılar Kahire, l \ ( R ) : 400 İngiliz
paraşütçüsü bu gün erken gün
ağarmadan A b u Svveir yakının
dan hücumıbotlarıyle tatlı su
kanalını geçerek ahiren İngi-
liz konvoyları üzerine açılan
ateşin oradan geldiği şüphesiz
le iki köyde teharri y a p m a -
lardır. Köylüler uykudan kal-
dırılarak muhafaza altına a-
lınmışlar ve hepsi de yoklan-
malardır. Paraşütçüler tank-
lara karşı kullanılan iki el bom
bası, hafif silâh tüfekleri ve
İngilizler aleyhine yazılmış
broşürler bulmuşlardır. Para-
şütçüler bütün bu faaliyetleri
esnasında mukavemetle karş:
laşmışlardır.
ingiltere, İrana Cevabi Notasını Tevdi Etti Tahran, 11 ( R ) : İngiliz
memurlarının İranın dahilî iş
lerine müdahale ettiklerine da
ir iddialar serdeden İran nota
sına bu gün İngiltere hükü-
meti Tahrandaki sefiri vasıta-
sı ile cevabî notasını tevdi et-
miştir. İngiliz hükümeti bu
notası ile İranın iddialarını
reddetmiştir.
Romanyada Müthiş Bir İnfilâk
Münich ( T . H . A . - hür A v
rupa Radyosu) Bükreş civa-
rında bulunan Pustnicul or
manındaki Manitiu fabrikasın
da müthiş bir infilâk vuku
bulmuş ve 400 ölü ve yaralı
kaydedilmiştir.
Mezkûr infilâk bir grup iş-
çinin taşıdıkları bombayı el-
lerinden düşürmelerile vuku
bulmuştur. Yaralı lar hemen
hastahaneye kald:rılmışlars'
da bir çoklan yolda bir çokla-
rı da hastahanede ölmüştür.
Ekselans George Wadswort'un Konuşması
Ekselans Mr. George Wadsworth'un evvelki akşam Kardeş Ocağındaki konuşmasının tam metnini okuyucula-rımıza sunuyoruz:
ğe muvaffak olduğunuzu işit-
mekle memnun olduk.
Ekselânsınızın spor sahasın-
daki faaliyetleri de kaydetme-
ğe değer. Ankarada bulundu-
nuz zamanlarda bir "go l f " ku
lübü kurduğunuzu duyduk,
sporun milletleri bir birine
yaklaştırmaktaki rolü çok ö-
nemlidir.
Bizim burada en başta ge-
len işlerimiz genç Türk nesli
ni kültürel ve sosyal sahada
ilerletmek için çalışmaktır. Bu
hususta konferanslar ve- aytış
malar tertip ediyoruz. Ekse-
lânsınız gibi değerli şehsiyet-
lerin bizlere hitap etmesi bi-
zim için bir iftihar kaynağı-
dır. Bu vesile ile lütfen bize
"moden T ü r k i y e " hakkındaki
intihalarınıza dair bir kaç söz
söylerseniz burada hazır bulu
nanların alâka ile dinliyecek-
lerinden emin olabilirsiniz.
Şetminizde Bulunan Amerika-nın Sabık Ankara Elçisi geçen gece Kardeş Ocağı solonunda
konuşurken
İlk olarak Kardeş Ocağı
Kül tür ve Sosyal K o l a n baş-
kanı hakim Zekâ bey, Ekse-
lâns Mr. George Wadsworth
u takdim etmiş ve böyle değer
Konuşmadan Sonra Verilen Kokteyli Partisinden Bir Ciöruııüş
lı misafiri aralarında görmek
ten duydukları sevinci belirt-
miştir.
Zekâ Bey sözlerine devamla:
Allahın yardımı ve sulh se-
ver devletlerin işbirliğiyle A-
rr.erikanın dünya sulhunu sağ
lamak için sarfettiği emekler
takdiri şayandır. Ekselânsını-
zın Türkiye bulunduğu üç se
ne zarfında Türk-Amerikan
işbirliğini gerek siyasî, kültürel
ve ikt'«adî sahada geliştirme-
I I f f f
Ekselâns cevaben kı-saca şunları söylemiştir
Sizinle tanışmak fırsatını ba
na verdiğinizden çok memnu-
num. Kulübünüzün 250 üyesi
olduğunu söylediniz, bu kadar
aza Ankarada kurduğumuz
" G o l f ' kulübünde de vardır.
Ben her gittiğim memlekette
bir " G o l f " kulübü kurdum.
O memleketlerde beni b u
" G o l f " kulübleri sayesinde ha
tırlıyacaklardır. Gittiğim m e m
( D e v a m ı 2 inci «aylada)
M A AD TARAFINDAN SA Y/SAL ORTAMA AKTAR i
SAYFA 2 BOZKURT 12 OCAK CUMARTESİ 1952
Ekselans Mr. George Wadswort'un Konuşması
(Birinci sayfadan kalan)
leketlerde beni bir sefir olarak u n u t a c k l a r ı n a fa-kat kurduğum "Golf" kulüp-lerinde de unutmayacaklarına kaniyim. Bu kulübü ziyaret-ten çok memnun oldum ve eğer buraya bir Amerikan Konsolosu ilk defa geliyorsa onu ben getirdiğimden dolayı bahtiyarım. Onlar buraya da ha sık gelmelidirler. Türkiye-de bulunduğum üç sene zarfın da Türk kulüblerine çok git-tim ve orada bir çok dostlar edindim. "Benden Modern Türkiye hakkında malûmat is tediniz, fakat ben bundan zi-yade Türk - Amerikan müna «ebetlerine dair konuşacağım. Ben konferans vermek niyetin de değilim, bir konferans vere ceğimi zannedenler aldanmış olacaklardır. 25 sene evvel bir Amerikan üniversitesinde Pro fesör iken konferans veriyor-dum, fakat o zamanlardan be ri bundan vaz geçtim. Size Türk-Amerikan münasebetleri hakkında bir kaç söz söyliye-ceğim. Bu mesleke ilk intisap ettiğim zamanlarda diplomat-ların vazifeleri şimdikinden büsbütün farklı idi. Resmî kı-yafetlerle gezer ve temas ede ceğimiz halk sınıfları mahdut idi. Şimdi ise diplomasî büsbü tün değişmiştir. Şimdiki sefir-lerin vazifeleri hükümetler a-rasında siyasî kültürel ve ikti-sadî münasebetler geliştirmek tir.
Türkiyeye ilk gittiğim za man "Halk Partisi" iktidarda idi. Sonra "Demokrat Parti" iktidara geçti, her iki parti ile münasebetlerimizde hiç bir de ğişiklik olmamıştır. Türkler dürüst ve çalışkan insanlardır. Bir memlette iki parti olması daha hayırlıdır. Bu da böyle oldukça birisi inecek ötekisi çıkacaktır. Bir parti uzun za-man iktidarda kalınca halkın onu indirmek ve diğerini çı-karmak isteği çok tabiidir. Bu Amerikada da böyledir. Türki yede her hangi parti olursa olsun hedef aynidir. Garplı-laşmak ve kültürel ve iktisadî i
sahada yükselmek. "Demokrat Parti" "Halk Partisinin" eği-tim ve köycük ve yol siyasetini çok ağır buldu. Her köye mek tep yapacaklarını, su götüre-ceklerini, D.D.T. dağıtacakla rını vadettiler ve kazandılar. Devletlerimiz Birleşmiş Millet ler idealine bağlı bulunmak-tadırlar. Ticaretimiz ilerlemiş tir, kültürel sahada işbirliği hayli gelişmiştir. Türk mek-teplerinde bir çok öğretmenle rimiz vardır, yüzlerce Türk ta lebe Amerikan mekteplerinde tahsil görmektedirler.
Şimdi size "Truman dokt-rin" ve "Marshall P lânın-dan bahsedeceğim. Marshall Plânı son harbte zarar veren devletlere iktisadî yardımdır. Truman doktrin küçük dev-letlerin büyükdevletlerin baskı sından kurtarmak ihtiyacında dan doğmuştur. 3 Mart 1947 de tatbik sahasına konmuş-tur. 1946 da Türkiye ile Yu-nanistan Rus baskısı altında idiler. Türkiyeye yaptığı bas-kı siyasî mahiyette idi. Boğaz lann savunmasında işbirliği is tiyordu. Daha sonraları Kars ve Ardahanı da istemiştir. Y u nanistanda gerek dahilî ve ge rekse harici baskı tatbik edi-yordu. Dahilde huzursuzluk ve hariçte tehdit. Ankara, Yu nanistanda sonra Türkiyeyi is tilâya hedef olacağını biliyor-du. Türkler Rusları çok iyi ta nırlar ve Rusyadan gelen hiç bir şeye inanmazlar. Rusların emperyalist siyasetlerini gayet iyi anlamıkşlardır. Türkler Amerika ile işbirliği yaparak bütünlüklerini sağlamak isti-yorlar. Biz Türkiyeye askerî malzeme gönderiyoruz. Hede fimiz onu hariçten gelecek bir saldırışa mukavemet etmek i-çin kuvvetlendirmektir. Türk ler bu yardım sayesinde Rus baskısı karşısında sağlam dur muşlardır. Biz Türkiyeye as-kerî yardımda bulunurken Türkiyenin hiç bir teahhüt al tına girmesini istemedik. Tür kiyeye askerî teknisiyenler yol ladık bu yapacağımız yardı-
Yerinde Bir Karar
Iürk Lşleri Komisyonu Ara Raporu
41
Geçen gece fevkalâde bir sayı olarak çıkan Kıbrıs Gaze tesi (The Cyprus Gazette) çok önemli bir beyanname neş retmiştir. Bu çok önemli be-yanname ile Kıbrıs Valisi Ek selâns Andrevv B. VVright; top lantılar,. mitingler ve tezahü-rat kanununun kendisine tanı mış olduğu salâhiyetini kulla-narak 11 Ocak 1952 tarihin-den 15 Ocak 1952 ye kadar ada dahilinde tiyatro ve sine-ma gösterilerinden gayri umu miyetle her hangi bir toplan-tının tertip edilmesini şiddetle menetmiştir.
Ekselâns Valinin bu karan çok yerindedir. Çünkü bilindi ği gibi 15 Ocak günü, iki yıl önce yapmış oldukları kanun
mın hududu yoktur. Türkle-rin bu yeni silâhlan kullanma sırdaki istidada bağlıdır. Eskiden 300 kadar askerî tek nisiyen vardı. Fakat şimdi bin beş yüzden fazla vardır. Onla rın hepsi de genel kurmayla işbirliği yapmaktadırlar. Bir general bana Türk ordusunun Avrupada en kuvvetli olduğu nu söylemiştir. Dört beş sene evvelisine nisbeten şimdi Türk ordusunun kuvveti iki misli-ne çıkmıştır. Türkiye bu gün Eisonhovverin sağ cephesini teşkil etmektedir. Bu gün Tür kiye sulh cephesinin kuvvetli bir kalesidir. Bütün bu kuv-veder mütecavizin cesaretini kırmak için kurulmuştur. He-pimizin hedefi birdir. Atlântik Paktı devletleri dünya sulhu-nu korumak için birleşmişler-dir. Tecavüze mani olmak ilk hedeftir. Sulh ve selâmet için de bir dünya kurml^a çalışıyo ruz. Türkiye ile kurulan dost Iuğumuz ilelebet devam ede-cek ve siz de Türk olarak Türkiyenin dünya sulhu uğ-runda sarfettiği emekleri duy makla gurur duyacaksınız.
Ahmet C. Gazioğlu suz ve sözde plebisiti kutlamak maksadile, Kıbrıs Rumları top lantılar tertipliyecekler ve hü kûmet aleyhine halkı kışkır-tan nutuklar vereceklerdir. En küçük bir fırsat ele geçirdikle ri zaman bile hükümet aleyhin de toplantılar yapıp, söylevler veren ve taşkın hareketleri ile Kıbrıs halkının huzur ve sü-kûnunu kaçıran Rum vatan-daşlarımız için bu çok yerin-de karar belki iyi bir des olur.
Kıbrıs Rumlarının iki yıl ön ce yapmış oldukları kanunsuz plebisit bilindiği gibi hükümet tarafından hiçbir zaman tanın mış değildir. Ama, hiç bir müsbet netice yaratmamış ol-masına rağmen boş hayaller peşinde koşmaktan zevk alan Kıbrıs Rumları plebisitin ya-pıldığı 15 Ocak gününü millî bir bayram! olarak tanımış bu lunuyorlar. İşin kötü tarafı şu ki, çok taşkın ve rahatsız edicidirler.
Toplantıları, ağır başlılık-tan daima uzaktır ve daima kütürdülü patırdılı olup, hü-kümete hücum gayesini güder Her hangi bir siyasî toplantı-larındaki ham taşkınlıklarının neticesi, bir kargaşalık yaratıl mamasını temin için polisi hayli meşgul ediyorlar. Kısaca her fırsat buldukça, memleke tin huzurunu kaçıracak ve ra hatını bozacak taşkınlıklar yap maktan asla çekinmiyorlar.
Millî Kurtuluş Birliği ola-rak vasıflandırılan, E.A.S., Rum teşekkülünün geçen gün çıkarttığı ve halka dağıtılmış olan beyannamelerinden bir tane de bizim elimize geçti. Kendi aklılarmca Kıbrıstaki Türkleri de ham hayal mahsu lü emellerine alet edebilmek gayesini güderek çok kırık bir Türkçe ile yazılmış olan bu üç beş satırı okurken hayret etmedim. Çünkü Rum vatan
(Devamı sayfa 3 te)
(i) Kıbrıs Türkünün Ada-da kendisine yakışan mevkiini mümkün kılmak için yukarıda bahsi geçen talî okullar şimdi-ki şekillerinde, yani hem kollej hem lise kısımlarını ihtiva e-den Lise ve kızlar için aynca talî bir okul olarak Viktorya Kız Okulu şeklinde devam et-melidir. Her iki okul da ıslah edilmelidir.
(ii) Böyle bir ıslah için ku-rulacak bir komisyon, aşağıda ki noktaları kendilerine delâ-let edici bir esas olarak göz önünde tutmalıdır:—
(a) Lise kısmı.— Öğretmen olarak en iyi evsafı haiz ola-cak öğrencileri okutup yetiştiı mek; keza bu öğrencileri oku-la yani Lise kısmı terk ettik-lerinde seviyeleri, "Olgunluk" imtihanları, yani Türk Üniver sitesi kabul imtihanlarını ge-çecek seviyeden aşağı olmama lı. Bu Lise kısmı mezunu en az Distinction imtihanını ge-çecek derecede İngilizce malû mata sahib olmalıdır.
(b) Kollej kısmı.— Kollej kısmı ikiye aynlmalı ve bir şü bedeki müfredat programı ile tedris kursu, mezunları Lond-ra Üniversitesi Matriculation imtihanlarını geçecek tarzda tertib, edilmeli ve diğer şube-de ise başlıca ticarî mevzular olmalı ve bunun mezunları muhaberat, usuli defteri, mu-hasebecilik, tenografi, yazı ma kinesi ve saireye hakkıyle va-kıf olmalıdır ki Adada ticaret ve iş hayatına ya kendi hesab larına yahut ta bir Şirket ve-ya Bankaya kâtib olarak atıl-dıklarında muvaffak olmak i-çin iyi fırsata malik olsunlar.
imkân verecek Olgunluk imti-hanları için hazırlamağı hedef tutmalıdır.
Kollej kısmı, öğrencileri Matriculation için hazırlama-ğı ve bir mezunun ya Adada Hükümet hizmetine girmesini veya Birleşik Kırallıkta bir Üniversite kursu takib etme sini mümkün kıldığı hedef tut malıdır. Kollejin ikinci kolu öğrencileri, hususî işlerde ve-ya Şirket ve Bankalarda va-zife almak için hazırlamalı dır.
Söylediklerimizden oluyor ki—
aşikâr
Lise kısmı, öğrencileri (a) Omorfo Öğretmen Talim Kol leji için ve (ıb) Türkiyede bir Üniversite kursu takib etmek istiyenlere bunu yapmalarına
Viktorya Kız Okuluna gele lim. Komisyon bu okulun, öğ rencileri ya ve işleri hususun-da ve amilî ve teknik konular hakkında hazırlıyarak onlan ev hayatından faydalı yapabi-lecek veyahut iş hayatında ma işetlerini kazanacak ehliyeti verebilecek bir kız enstitüsü ha üne konabilmesi imkânlarım % araştırmalıdır, öğretmen ol-mak yahut Türk veya İngiliz Üniversitelerine devam etmek istiyenlere, Lisenin ilgili kısım lan açık bulundurulmalıdır. Başka tabirle, Okullarının orta tahsil sınıflannı bitirdikten sonra erkek çocuklan ile birlik te Liseye iştirak etmek hakkı-na malik olmalıdırlar. Genç erkek ve kızlann, mahallî istek olan bir sanat veya mesleki öğrenebilmeleri için devam e-decekleri müteaddid amelî kursları bulunan bir politek-nik enstitüsü bulundurmanın hayatî ve yüksek önemi olaca-ğına Komisyon kanaat getir-mişse de, Hükümetin mütalâ-asına arzedecek kabili tatbik bir usul bulamadık. Eğer bu Müstemlekede bir politeknik okulu kurulacaksa, bu bütün Kıbrıslılar için müşterek ve u-mumî olmalıdır. Sırf Türk ce maatına mahsus bir politek-nik—büyük miktarda tahsisat olmadıkça—yaşayamaz.
(Devamı var)
{im») Set i p
rijlt top k:ı
tmmkıpts
h mbmt, n: Tâkmcr
Üİİmra u mir, ia jiuur
U Mİasa» r «sû a ig»,, k muti csiîfctjr MfakttUC
• ««t 1 ^ifoli
Hemşirenin ofisine varmıştık. Şimdi ikimiz yalnızdık, Dışarıda da kimseler yoktu. Telefon muhaveresi dışandan işitilmesin diye kapıyı da kapatmıştım. Fırsattan istifade e-derek hemen kafamda burgulanan suali sordum:
—Yüzbaşı için ne düşünüyorsunuz? — N e demek istiyorsunuz? —Yani bir kadın olarak ne şüşünüyorsunuz demek istiyo-
rum. —Düşüncelerimi biraz evvel zikrettim. Bunlar dışında bir
şey bilmiyorum.
—Onu yakışıklı buluyor musunuz? —Bunu bilmeniz elzem mi? —Değil amma, yanımıza geldiğinizde tavrınız değişiyor
da. Ciddileşmek istiyorsunuz. Yaşınızın küçüklüğünden bece remiyorsunuz. Kızanp bozanyor ve çok hoşuma giden bir hal alıyorsunuz. Ne bileyim bambaşka birisi oluyorsunuz. Daha söyliyeyim mi?
Genç hemşire bir an sükût etti. Önüne yere bakıyordu. Gözlerini kaldırdığı zaman içlerinde sitem okudum. Karşım-daki genç çehreden bir hiddet dalgası gelip geçti. Bir fırtına nın kopmak üzere olduğunu farkederek sindim. Filhakika çok geçmeden hemşire titreyen dudaklarla bana hitap etti:
—Korkut. Siz burada emrime amade olmak, İngilizce sor
duğum sualleri Türklere tercüme etmek ve onların söyledik-
Yazan: Argun F. KORKUT 54
lerini de İngilizce'ye çevirmekle mükellefsiniz. Bunun hari-cinde hastahane işlerine müdahale etmiye ve hastahane per-sonelinin hususiyetine burun sokmıya hakkınız yoktur. Böy-le bir hareket askeri kanun nazannda şiddedi cezayı mucip olabilir. Rütbece sizden üstün olduğuma nazaran bu anda sizin tertiyenizi vermek benim hakkımdır, şimdilik bu hak-kımdan sarfınazar ediyorum. Lâkin emin olunuz, bu küstah-lık diye tarif edebileceğim hareket tekerrür ettiği an bu hak kimi kullanmakta tereddüt etmiyeceğim. Kadınsam da su-bayınızım ve sizden icap eden saygı ve itaati beklerim. Genç liğime ve hemşire oluşuma bakarak benimle laübali olabile-ceğiniz neticesine varmayın. Haydi şimdi telefonu alın. Öte-ki uçtaki sizi saaderce bekliyemez.
Pür hiddet olmasına rağmen yine beyaz bir güvercin za rafetiyle çıkıp gitti. Yalnız kalınca bir an olduğum yerde kalakaldım. Sonra omuzlanmı silkerek aleti elime aldım.
—Alo, Korkut konuşuyor.
Pazar sabahı.
Koğuşun önündeki balkona oturmuş OHare'lerin gelme sini bekliyorduk. Bir gün evvel bizi öğle yemeğine davet et-mişler ve hususi otomobilleri ile hastahaneden arayacakları-
mı haber vermişlerdi. Cahit Bey balkonun kenanna dayan-mış, önündeki engin manzarayı seyrediyor ve temiz sabah
havasını içine çekiyordu. Bu gün kendisinde bir başkalık, bir canlılık vardı. Zaten buraya gelişinden beri vaziyeti g i me kaydetmişti. Gözlerini kapayıp açtı; birşeye canı sıkıl-mış gibi yüzünü ekşitti:
- N e güzel memleket, dedi. Konuşacağında böyle yapar-dı.
Seyfi Bey cevap verdi: —Ama hiçbir yer güzellikte yeşil Bursa'ya çatmaz değil
mi Cahit?
Sonra bana döndü: - C a h i t Bursalı'dır. Memleketi çok güzeldir. Zaten
dumuzun neresi çirkin ki? Hele hele İstanbul...
— İstanbul'un güzelliğinden mi bahsediyorsunuz? Bu ses arkamızdaki kapıdan gelmişti. Dönüp baki"0
Tuğgeneral Briscoe ile karşılaştık. Sivil giyinmişti. Bacağın-da kısa haki bir pantolon, sirtoda lâcivert bir gömlek varf' Tebessüm ederek:
A SAYK . ... ORTAh «n
t 1 9 5 2 1 • •»
onu 12 OCAK CUMARTESİ 1952
S # K / \ S / D # / '
BÜZKURT S A Y F A 3
jnluk imti-
rcağı hedef
öğrencileri
hazırlama-
ya Adada
i girmesini
»Hıkta bir
takib etme fe
ı hedef tut
ikinci kolu
işlerde ve-
alarda va-
hazırlamalı
uluna gele
okulun, öğ
i hususun-
ıik konular
ak onlan
ah yapabi-
ratında ma
i ehliyeti
nstitüsü ha
tnkânlarım M
retmen ol-
eya İngiliz
'am etmek , '
ilgili kısım
rulmalıdır.
arının orta
bitirdikten
n ile birlik
nek hakkı-
ar. Genç
ahallî istek
ı mesleki
devam e-
d amelî
ir politek-
ıdurroanın , ^
emi olaca-
laat getir-
in mütalâ-
ıbili tatbik
E ğ e r bu
politeknik
bu bütün
;erek ve u-
•f T ü r k ce
: politek-
la tahsisat
Sivil Savunma Nüvesi I I I
i INTERTYPE | Z. Nuri DAĞDAŞ
İnsan kafası neler yarattı, neler meydana getirdi. jş İnsan kafasının yarattığı şeylerin hepsinden bu gün ge. $ ne insan kafası faydalanıyor. İşlerimizin her yolda ^ kolaylaşması, bizi, hem zamanın insanı yapıyor hem $
de daha uzak zamanlara hazırlamak için yardım edi-
i Entertybc, bunların en yenilerinden biridir. Hep-fc sinin karpanda hayretle susuyoruz. Bunun da yanında İ işleyişini görerek hayret ediyoruz. Okuyucularımız bi- %
$ lirler. Entertybc, bir dizme makinasıdır. Gazete ve ki- C £ topları re çeşitli dizgi işlerini yapan bir âlet. Ama ne % I âlet. Bir çok fizik kanunları, elektrik denen gücün em- § $ nne bilmiş; zekâ öyle bir oyun göstermiştir ki; her I I küçük âlet, hata yapmadan vazifelerini noktası nok- C p tosına yerine getiriyorlar. Mürettip, mürekkepli harf- § $ lcr>» yapışkanlığından kurtulmuştur. Bir kcdem efendi- % % * S'bi sandalyesine oturuyor. Önünde daktilo makinar | | na benziyen bir kısım var. Bu kısmın gene daktilo harf | 5 tablosuna benziyen tuşları var. Elektrik lâmbası bu I tabloyu güzelce aydınlatıyor. Makinaya elektrik akı- I £ mim bırakınca, hafif bir hışıltı meydana geliyor. Tıpkı İ d kalem efendisi gibi veya bir daktilo gibi mürettip baş- % | lıyor tuşlara basmıya. Mürettibin dizme sırasında ya- I | yapacağı iş bu kadar. Ondan sonrasını artık makina I
yapıyor. Bakıyorsunuz bir yerde yazınız madenî kılığa | girmiş baskı için hazırlanmış, bekliyor. v
Intertype'ı işlerken görmeği severim. Elektrik gü- f cüyle karışan bütün fiziki güçlerin İş başı yaparak bir |
| eser meydana getirmeleri zevkimi okşıyor. Onun için | I bu mrtimyı, bu insan makinayı daima seyrederim. %
Tabii her seyredişimde hayret ederek... $
Matbaanın en önce icad edilen baskı makinası in- I | sanlığı dev ad mlarıyle ilerleten bir vasıta olmuştu. $
| Baskl "»'^masının meydana getirdiği eserler, insanı, | •< kültürün en son basamağına çıkardı. Intertype ise da- i § ha imkânh kolaylıklar sağlıyor. Zamandan, insan gü- 1 | tünden iktisat ve az zamanda daha çok iş. Bu da dev | h adımlarının yanıda atom uçurumu hissini veriyor..
İnsan aklı atomu bulduktan sonra geriye ne kalı- ff yor. Daha neler var bilmeyiz ama, biz, intertype'a hâ- | lâ hayret ediyoruz. v
Aklı başında bir makina. v * ı |
• r t p a » * * m at »î «k^'V
cıaz.
f Yerinde Bir Karar (Üçüncü sayfadan kalan)
da§lanuu/ bu |ürük taktiği hükümet aleyhinde sarfetıııe-S ' , k d e f a l a r kullanmışlar dikleri söz, koparmadıklan yay
W sa& f i">'u s u kuvvetli, millî ? â r a kalmaz. Çok yaygaran-
d a n . caiii lmaz önsezişi dırlar... Sonra bu gibi yaygâ-{ üstün olan Türk topluluğunu'
hiç bir zaman aldatamamışlar
dır. I'jin garip tarafı şu ki bu
kâğıt parçasında!.. "İki yıl ön Cft yapılan ve bir çok Türkle
rin de katıldığı plebisiti kutla
mak için..." diye bir cümle de
vardır. Acaba kaç tane Kıbrıs
lı Türk iki yır önce yapılan
o sözde plebisite iştirak etmiş-t ı r : ' Rum vatandaşlarımız böy
le uydurma şeyler yaratmak-
la acaba birisini aldatabilecek
ferini mi sanıyorlar? Yazık kendilerine!... öğrendim ize göre 15 Ocak
gününü kutlamak için bir çok
kazalardan yüzlerce R u m Lef
kojaya akın edecekti. Hükû-r n e t 5°k yerinde olan kararı ile l m toP'antıyı yasak etmemiş
°lsaydı kimbilir o gün R u m
I ! a t a " d a ş l a r ı m ı z n e gürültüler Bacağ" 1 ' 1 koParacak «e taşkınlıklar ya-
,Iek vartil' Papaklardır...
^att-n söylediğimiz gibi eti
k«ÇÜk bir fırsat elde ettiler mi
srin gelme
davet et-
lyacaklan-
na dayan-
ıiz sabah
başkalık,
tiyeti geü5
canı sıkıl"
y\e yapar- J
m az değil
raları, taşkınlılan ile Kıbrısı-
mızın tam bir sükûn taşıyan
havasını bulandırmakta halkın
ve hükümetin huzurunu ka-
çırmakta, polisi meşgul etmek
tedirler.
H i ç şüpe yoktur ki Ekselans
V a l i İ l O c a k ile 15 O c a k ara
sında yapılacak toplantıları
menedmekle çok isabetli ve
Kıbrıs halkının huzurunu de-
v a m ettirici bir harekette bu-
lunmuş oluyor.
laten V * '
bakınca
ARİF EMİR TAKSİ YAZIHANESİ
TEL. 3819 De Lux Otomobiller
Emre Amadedir Asmaaltı,
LEFKOŞA.
11. 10 nucu nizam gereğin
ce tayin edilen İnzibatî Encü
men hakkında aşağıdaki hü-
kümler cari olacaktır :-
(a) Encümen Mahall î ko-mutanın verdiği bir adreste ilgili polise şunları gösterecek tir-
(i) Disipline aykırı olduğu
iddia edilen hareketin tafsilâ
tını havi bir i fade;
(ii) Tahkikat için ayrılan mahal, gün ve saati bildiren malûmat;
(iü) O gibi bir polis icap
eden şahitleri ve vesikaları ile
birlikte o giibi tahkikatta ha-
zır bulunmağa davet edildiği-
ni ve tahkikat maksatları için
lüzum görülen tahrirî ve şifa
hî şaadeti ve materyali ibraz
da serbest olduğunu bildiren
bir ihbarname;
(b) Polis Komiseri, icap e-
den şahitlerin hazır bulunma
sı ve lüzumlu evrakın ibrazı
hususunda Encümene her ko-
laylığı yapacaktır.
(c) Tahkikat sona erince,
Encümen elde ettiği neticeler
ile birlikte tavsiyelerini göste-
ren bir raporu o hususta bir
karar vermesi için Polis K o -
miserine arzedecektir. Encü-
men münasip gördüğü tavsi-
yeleri ve bilhassa şu tavsiyele-
ri yapabilir :-
(i) ilgili hususî polisin tar-
dedilmesi;
(ii) O n a şiddetli tekdir,
veya ihtar yapılması;
(iii) Hizmetlerine son veril
mesi;
(iv) istifa etmesi emredil-
mesi veya istifa etmesine mü-
saade edilmesi; veyahat, bunu
yapmaktan imtina etmesi üze
rine, bu tedbirlerin yerine hız
metlerine son verilmesi.
12. Bu nizamlarda aksine o-
lan her hangi bir şeye rağmen
bir mesele —tayin edilen İnzi
bat Encümenin malûmatına
göre—kanunî takibata veya di
ger adlî muamelâta mevzu teş
kil etmiş veya edecekse, o gi-
bi kanunî takibat veya adlî
muamelâta taliken, Encümen
ce hiç bir tahkikat yapılmıya
çaktır.
Vazifede Alınan Yaralar 13. Vaz i fe esnasında yarala
nan bir Hususî Polis, arzu et-
tiği takdirde, ayni ahval tah-
tinde daimi bir polis kuvveti
mensubunun gördüğü şekilde
ve miktarda bir Hükümet dok
torundan meccanen tıbbî te-
davi görecektir.
14. ( 1 ) Vazifesini yaptığı
sırada aldığı bir yaradan mü
tevellit bir malûliyet halinde,
Hususî Polis, Valinin Mecliste
tesıbit edeceği bir miktarda tah
sisat veya ikramiye alacaktır.
(2) Vazifesini yaptığı sıra-
da aldığı bir yaranın doğru-
dan doğruya bir neticesi ola-
rak ölen bir Hususî Polisin
dul kansı veya ailesi, Valinin
mecliste tesbit edeceği bir mik
tarda tahsisat veya ikramiye
alacaktır.
(3) Bu nizamın maksatları
için Sivil Savunma Teşkilâtı
(Fevkalâde Hükümler) K a n u
nu ( C a p . 206) o K a n u n , bu
nizamlar tahtında tayin edilen
Hususî Polislere şamil imiş gi
bi - icap eden değişikliklerle
bu nizama tatbik edilecektir.
Üniforma 15. Teşkilâta katılmasını mü-
teakip, her Hususî Polise, Po-
lis Komiserinin emrettiği üni
forma ve teçhizat verilecektir.
16. Her hangi hususî polise
verilen üniforma ve teçhizat,
Kıbrıs Hükümetine ait olacak
ve hizmet taahhüdünün sona
ermesiyle veyahut yerlerine ye
nileri verilmesiyle geri verile-
cek.
Munzam Hususî Polisler 17. Bu nizamlarda bulunan
her hangi bir şeye rağmen V e
İi, muayyen bir sahada vazife
görmek üzere' Hususî Polis Teş
kilâtına munzam Hususî Po-
lisler, bir hususî polisin bu ni-
zamlarda tasrih edilen bütün
mesuliyet, salâhiyet ve imtiyaz
larına sahip olacak ve, her
hususta bu nizamların hususî
polislere şamil olan bütün hü
kümlerine tabi olacaktır.
18. ( 1 ) Munzam Hususî
Polis, kayıt için seçilmesini
müteakip, bu nizamların Birin
ci Cetvelinin 11 inci kısmında
gösterilen yemini verecek ve
imza edecektir.
(2) Munzam Hususî polise
üniforma yerine, vazifede ol-
duğunda takmak üzere, ayıd
edici nişan veya kol bağı veri
lecektir.
Çeşitli Meseleler 19. Mahal l î Komutan, Ge-
dikli Erbaş veya diğer Hususî
Pblisler tarafından yapılan
masrafı, evvelce Polis Komise
ri tarafından tasvip edilmiş ol
madıkça kendilerine geri veril
miyecektir:
Şu kadar var ki, müstesna
ahvalde ve polis komiseri me
selenin kendisine havale edil-
mesi imkânı olmadığına kani
olduğu zaman, Valinin tasvi-
biyle masraf geri verilecektir.
20 Teşkilâta katılmasını mü
teakip her Hususî Polise, bu
nizamların bir kopyası ile bir
likte Hususî Polis Teşkilâtına
dair Polis Kuvvetleri Emirna
meşinin bir kopyası verilecek
tir.
BİRİNCİ CETVEL Kısım 1
Hususî Polis Yemini Ben sakinle
rinden Kıbrıs hu
susî polis teşkilâtına mensup
hususî bir polis olarak hüküm
darımız K r a l a iyi ve sadıkane
hizmet edeceğime yemin ede-
rim.
T a r i h . . . .
Kısım II
Munzam Hususî Polis Yemini Ben sakinle-
rinden Kıbrıs
Hususî Polis Teşkilâtında Hu-
susî bir polis olarak Kıbrıs H ü
kûmetine iyi ve sadıkane hiz-
met edeceğime yemin ederim.
T a r i h ,
İKİNCİ CETVEL Hususi Polis Tayin Forması
- . » . , sakinlerinden
Ben »sağıda imza sahibi
m « « o » « e f â a s s s » ^ ^ S A
i Memleket Haberleri 1 Adadan Ayrıldı
Kıbrısta ingiliz aske rî Birliklerini teftiş e-den Ortadoğu askerî Komutanı Sir Robert-son adamızdan ayrıl-mıştır.
Eski Öğrencilerin Yardımı
Rum mezunları, Cim nas okulunun yardım sandığına 162 lira iane vermişlerdir.
Bisiklet Hırsızlığı Leymosunda meçhul
kimseler Bay Yorgiu Aristokleus'a ait bir bi sikleti telgrafhanenin dışında olduğu bir sıra da aşırmışlardır.
Ticaret Odasının Toplantısı
Lefkoşada Gümrük Nazırının iştirakile ti caret odasında yapılan bir toplantıda Mağusa-da yapılacak liman te-sisleri incelenmiş ve er ken bir zamanda işe başlanması için hükü-mete müracaata karar verilmiştir.
Derede Boğuldu Derede boğulan 19
yaşlarında Vitsadalı ço ban Hakkı Ahmedin ce sedinin bulunduğu ha-ber verilmektedir. Me-sele polisçe tahkik edil-mektedir.
Yatak Hırsızlığı Leymosun- kazasında
Koloşi'de Ekaderina Di m İtrinin evine girmeğe muvaffak olan hırsız-lar 20 lira kıymetinde yatak ile yorgan çalmış lardır.
Tuzlada Yangın Tuzlada "Kahvecik-
ler" sokağında Neofido Yorgiu'ya ait bir am-barda çıkan yangın ne-ticesinde 200 lira zarar tespit edilmiştir-
4 Sene Hapislik Mağusa kazasında A
fanyalı gebe bir Rum kadınının çocuğunu dü şürmek suçundan Ma-ğusada Ağır Ceza mah kemesinde muhakeme edilen doktor Eleni Kos ta Ahillea 4 sene hapse mahkûm olmuştur.
Portakal Ağaçlarına Zarar
Son iki gün zarfında esen şidetli rüzgârlar-dan Mağusa ve Maraş bahçelerinde portakal ağaçlarına önemli za-rarlar olmuştur.
Mr. Katoni "Roterian" cemiyeti-
nin başkanlarından Mr Katoni Beyruttan ada-mıza gelerek buradaki "Rotary" cemiyetinin üyeleri ile temaslarda bulunmuştur.
Mr. Dutton Adene becayiş edilen
Leymosun Komiseri Mr Dutton'un şerefine bir ziyafet tertip edildiği bildirilmektedir.
Bafta Yol Tamiratı Geçen Aralık ayında
Baf kazasında yol tami ratı için 2,988 lira har-canmıştır-
Yolcular Resmî istatistiklere
göre geçen Aralık ayın da Kıbrısa 1,291 ziyaret çi gelmiştir. Bunlar hakkında verilen tefer ruat şöyledir: Turist 771 Meslek sahibi 274 Transit 246
Gelenler arasında 48 Türk, 373, İngiliz 129 Mısırlı ile 133 Yunan bulunmakta idi.
Not.-Adamıza vapur ve uçakla gelerek ayni günde hareket etmiş o-lanların sayıları 604 idi
Maç "Rapid" ismindeki A
vusturya takımı Atina da Yunan takımı Olim piakos'u 3-0 yenmiştir.
kasabası (rütbe) i
1952 Hususî Polisler K a n u n u
nun ve K a n u n tahtında yapı-
lan nizamlarına bana verdiği
salâhiyet tahtında, sizi j. .
casabası belediye hudutları ve
o hududlardan bir mil kutrun
da bir çerçeve dahilinde vazi-
fe görmek üzere, Kıbrıs Hu-
susî Polis Teşkilâtına Hususî
Polis tayin ederim.
T a r i h
(İsim) ,
( R ü t b e ) rjt Jt n TÜ04I
1,500 Amele Çalışıyor Alınan malûmata gö
re Kalavason maden o-caklarmda 1,500 amele çalışmaktadır.
Not: Geçen yıl ayni maden ocaklarında 200 bin bakır pirit madeni istihsal edilmiştir.
3 Ayak Kar Son gelen haberlere
göre Leymosun kaza-sında Prodromo civa-rında 3 ayak kar yağ-mıştır.
Tahkikat Yapılıyor Lefkoşada Lidra cad
desinde bir tuhafiye mağazasının yaptırıl-ması için teşebbüse geç miş bulunan bir Rum taciri hakkında polisçe tahkikata başlanmış bu lunmaktadir.
A/ K/C/S U tURTA MA A KTA t?»
Yılda 50 bin Model Kız Yetiştiren Adam
BOZKURT
Amerikan kızları içinde 16 ve 25 yaşlarında olan güzeller, kendilerine kolaylıkla bir istik bal hazırlayacak vaziyettedir-ler. Çünkü bu kızlar derhal model olabilirler. Artık para, Şöhret ve hattâ milyoner ko-calar da kendilerini bekliyor demektir. H e m de bu mesle-ğin sahası çok geniştir. Bir yıl-da yalnız New York'tan 30 bin model kızıl iş bulup mu-vaffak olduğunu göz önüne ge tirecek olursanız, bu işin ne kadar mühim bir sanayi hali-ne geldiğini kolaylıkla anlaya-bilirsiniz.
Model kızların bu kadar bol olmasına rağmen kıymetler yi ne pek fazladır. Hollywood'un meşhur fotoğrafçısı Paul Hes-se, güzel model Beyy Wyman ın yalnız bir tebessümü için çe kinmeden derhal 1000 dolar vermektedir. Bir tebessüm için 1000 dolar! Saniyede 1000 do lar kazanan adam, Amerika'-da mumla aransa bilebulun maz.
İşte modellik bu kadar e-hemmiyedi ve para getiren bir meslektir.
Bir modelin saatte kazandı ğı para 7 ilâ 15 dolar arasın-dadır. Güzel yüzlü, güzel vü-cutlu bir genç kız derhal çe-kinmeden kendisine iyi bir is-tikbal temin edecek bu mesle-ği seçebilir.
Fakat saatte 30, hattâ 50 dolar alan model kızlar da var dır. Mesleğe ilk defa giren bir genç kızın alabileceği para or-talama haftada 70-80 dolar-dır. Türk parasiyle 750-850 lira arasında tutan bu aylığı bizde kalburüstü artistlerin bi le kazanamadıklarını söylemek lâzımdır.
Amerika'da başlıca model a janlarının adedi 25 kadardır. Fakat bunların arasında bil-hassa Harry Conover başta ge lir. Conovej-, şimdiye kadar Amerika'ya 200 binden fazla model kız tanıtmış, bunların bir kısmı mesleklerinde çok muvaffak olmuş, bazıları be-yaz perdeye, bazıları tiyatroya fotoğrafçılığa geçmişler, mü him bir kısmı da zengin koca lar, prensler, mirhaceler bula-rak evlenmişlerdir
Harry Conover, senede en az 30 bin model kızın elinden geçtiğini ve bunlardan mühim bir kısmının meslekte tutulduk
, larını söylemektedir. Harry ; Conover diyor ki :
— B i r senede New York'tan
bana model olmak için müra
caat eden genç kızların adedi
3C bini aşmaktadır. Şüphesiz
kı bunların hepsi meslekte mu
vaffak olamamaktadır. Fakat
içlerinde hakikaten mükem-
melleri vardır. Paralı ve şöh-
retli bir meslek haline gelen
modelliğe Amerikan kızları
çok rağbet ediyorlar. Bilhassa
sinema yıldızı olmak için, mo-
dellikten başlamak lâzım gel-
diğini bütün genç kızlar anla-«ugtır.
Amerikan genç kızları aca-ba neden bu kadar hararetle model olmak istiyorlar? Çiin kü modellik para getiren bir meslek olduğu gibi, kadınların en büyük arzularından birisi-ni de yerine getirmektedir. Bu arzu, kadının güzelliğini başka larına kabul ettirmek hususun
beslediği o, en büyük silâ-hına istinat etmektedir. Bun-dan başka güzel elbiseler, içer sinde ayna önünde rol yap mak, kendisini seyretmek hiç bir kadının kolaylıkla redde-demiyeceği bir şeydir.
Sinema veya tiyatro yıldızı olmak, iyi evlenmelerde genç kızları model olmağa sevkedi-yor, bu gün Hollywood'da iyi bir artist olan Betsy Drake, Cary Grant*la Joan Caulfield, rejisör Frank Rose ile, yeni şöhretlerden Georgia Garrol cazcı K a y Kyser'le evlidirler.
Hollyvvood'da bulunan, mo
dellikten yetiş*ı güzeller yal-
nız bunlar değildir. Şimdi A-
merika'nın en güzel kadını
unvanını kazanan Susan Hay
vvord, Jeanne Craine, Wanda
Hendrix, Jean Green modellik
ten beyaz perdeye geçmişler-
dir. Hergün de yüzlerce genç
kız, yıldız avcıları tarafından
figüran, yıldız namzedi veya
yıldız olarak Hollywood'a gö-
türülmektedir. Son parlayan
yıldızlardan birisi Shelley
Winsters'dir. Yeni namzetler
arasında Jean Patclıett, Pau-
lette Hendrix, Charlotte Pey-
ne, June Kırby ve Ann Cover
se bulunmaktadır.
F I K R A L A R 12 OCAK CUMARTESI 1952
LÜZUMLU MEMUR iki iş adamı konuşuyorlar-
dı
—Kadınların iş hayatında muvaffak olacaklarını hiç zan netmiyorum. Meselâ yazıha-nemde kadın kâtip kullanmak istemem.
—Hakkın var ama azizim, ben aksini iddia edebilirim. Bir ay evvel dosyalan tanzim için bir kız tuttum. Şimdi on-suz iş yapamıyorum. Dosyala-rı bulmanın imkânı yok.
KADIN SESİ Kıdemli bir koca, genç ve
evlenme namzedi bir arkadaşı ile konuşuyordu.
—Bilmiyor musun, kadın-lar erkeklerden bir şey istiye-cekleri zaman, seslerini alçalta rak konuşurlar.
Genç arkadaşı hayrete düş-müştü :
— Y a , dedi, neden acaba?
—Neden olacak? istedikleri şeyi elde edemeyince, seslerini yükseltmek için...
KUSURSUZ Hoca vâzını verip 'bitirdik-
ten sonra, bir kambur yanına sokuldu :
— H o c a , dedi, Allahın her şeyi mükemmel ve kusursuz ya rattığını söyledin. Şu benim halime bak. Şu benim halime ne dersin?
Hoca kanfoura baktı:
—Mükemmel dedi, kusur-suz bir kanibursun.
NEDEN AYRILMIŞ? İki rençber konuşuyordu: —Neden Ahmet oğlu Sü-
leymanın çiftliğinden ayrıl-dın? İyi adamdır doğrusu...
Bırak Allahını
YENİ BULUŞLAR HEE
Bir Firma 1952 Yılı için
Beynelmilel Bir Telefon Rehberi
Hazırlıyor 1952 senesi başlarken bir jzırlandığı bildirilmektedir ma ilk defa olarak bevnel- 95.000 ciprl.'r.» . > ,
seversen, neresi iyi? Bir gün çiftlikte bir
Hindi hastalandı. Hemen kes-[ tirip bize yedirdi. Başka bir k a s y ° n a £ ö r e tüccarların i
I , , , simleri kavderlilrrrktir
firma ilk defa olarak beynel-milel bir telefon rehberi yayın lacağı bildirilmektedir.Bu reh-berde dünyanın her tarafında iş yapan (kimselerin adresleri i simleri mevcud olacaktır. R e h berlerin ingilizce, ^ Fransızca, Almanca ve ispanyolca dille-rinde hazırlanmakata olduğu ve şu iki kısımdan müteşekkil bulunacağı da haber verilmek tedir.
Birinci kısım: Beynelmilel ticaretle meğgul firmaların i-simleri alafabetik bir şekilde sıralanacaktır.
ikinci kısım: Ticar î klisifi-
Kısa bir zaman sonra bun lan beyaz perdede yıldız göre çeksiniz.
Harry Conover, bir senede
50 bin model yetiştirmektedir.
Amerika'da onun kadar gü-
zel kız görmüş, onları meşhur
etmiş ve kendilerine iyi bir is-
tikbal hazırlamış başka adam
yok gibidir.
EVKAF DAIRESINDEN
Teklifname
isteniyor L e f koşada S a r a y , ö n ü
C a m i ' i a v l u s u n a bitişik a r -sa 'ya 1 1 d ü k k â n inşası iç in f iyat t e k l i f e t m e k i s t iyenle-rin d?ire saatları i ç i n d e - e f k o ş a E v k a f D a i r e s i n e
m ü r a c a a t ederek pi lân ve şartnameleri g ö r m e l e r i i lân o lunur .
T e k l i f n a m e l e r kapalı z a r f -ar iç inde 50 O c a k , 1952
tarihine kadar a l ınmak ü z e -re L e f k o ş a E v k a f D a i r e s i -n e adres edi lecek v e ü z e r l e -r ine S a r a y ö n ü n d e k i C a m i arasına d ü k k â n inşası iç in f iyat tek l i fnamesi yaz ı la-caktır .
E v k a f D a i r e s i her hangi bir t e k l i f i k a b u l e m e c b u r deği ld ir .
TAŞ Yılbaşından sonra karşılaş-
tıkları zaman biri:
—Yılbaşında nerelerdeydi-niz? ? Diye sordu.
Öteki cevap verdi. — A m a n birader sorma
yılbaşından bir gün evvel ka-rımın gözüne bir taş çarptı. Beş yüz liradan çıktım. Ondan sonra bir yere gitmiye insanda can mı kalır?
Arkadaşı :
— V a h vah, dedi, geçmiş ol-sun. Taşı kim attı, yakalattır-saydın...
Hiç kimse atmadı. K u -yumcunun cemekânında duru yordu.
MAĞAZADA istanbul un büyük tuhafiye
mağazalarından birine genç bir bayan girdi. Satıcı kızlar-dan birine:
—Nişanlım için bir gravat istiyorum, dedi.
Satıcı kız sordu: — N e biçim bir şey? —Nişanlım mı? Uzun boy-
lu, gür saçlı, yakışıklı, entere-san bir tip.
GAF Anne kız konuşuyorlardı: Anne:
—Geçen gün Cemal beye gençliğimde tıpkı senin gibi olduğumu söyledim.
Genç kız içini çekti: —Biliyorum, Cemal Bey o
günden beri evimize uğramı-yor.
DEĞİŞİKLİK Evlendiği günden beri uslu
akıllı oturan eski bir çapkına sordular:
Hani sen; ölürüm de bir kadınla oturmam, diyordun.
— Y i n e öyle. K a n n ı mı değiştiriyor-
sun?
Hayır, karım kendisini
değiştiriyor. Bir günü bir ka-
dın değiştirmiş oluyorum.
gün de bir koyun kelebek has-talığına tutuldu. O n u - d a öle-ceğini anlar anlamaz kurban edip yine bize verdirdi. Arka-sından bir eşek bilmem ne ille tine uğradı. Haydi onu da bı-çaklayıp bize ikram etti.
— E h , ne olur, mademki bir defa başladın. Dişini sıkıp de-| vam edeydin.
•Devam edecektim. Fakat bu sefer de kaynanası hastalan masınmı? Hemen hesabı ke-sip Allahaısmarladığı çektim.
simleri kaydedilecektir. ilk baskı da Türkiyeye dair
malûmat buluııamıyacağı fa-kat ikinci baskıda bu noksa-nın doldurulacağı ilâve edil-mektedir. ilk baskıda bulun-mıyacak diğer memleketler Hindistan, Pakistan ve Japon-yadır.
Kör ve
95.000 sterline mal olan bu makine burada Terranti Limi ted firması tarafından hazır-lanmıştır. Bildirildiğine göK
bu elektronik makine, Manc-hester Üniversitesinde ga v et güç matematik problemlerini halletmeye yarayacaktır.
Firma bu hesap makinesine ' 'Madam,, ismini koymuştur.
Tecrübe pilotları için elbise
Amerikan Douglas Skyroket
uçaklarının tecrübelerini yap-
makta olan ve her uçuşda ö-
lümle pençeleşen tecrübe pilot
lan için hususi elbiseler hazır
lanmış ve son uçuşlan bu pilot
lar bu elbiselerle yapmışlardır.
Esasen başka türlü 1300 mil-
lik bir süratle 21.000 metre
yüksekliğe fırlamanın imkan-
sız olacağı aşikardı. Birden
bire 21.000 metre irtifaa çıkan
pilotun vucudunun şişerek çat
laması için hususî muhafaza
Sağırlar İçin edilmiştir.
Inanılmıyacak Hadiseler
Yeni Zeland adasında de-poları ve dükkânları bekliyen kedilere et vesikası verilir. Et miktarı çocuklarınkine yakın-dır. Lüks veya ipiz kediler ve-sakadan istifade edemezler.
* * *
Brookly Üniversitesinde ye-ni bir kürsü açılmıştı: Briç kürsüsü.
* * *
Birleşik Amerikada nakil va sıtaları harpten öncekinden 5 milyon fazlalaşmıştır. Avrupa-da ise 2 milyon kadar azalmış-tır.
* * *
Amerikanın bir şehrinde hâ dıseler, berberler tarifelerini yükseltince, halk hemen bir
bir icat Körlerin ve sağırların hem-
cinsleri ile normal insanlar gi bi temas etmelerini sağlayacak portatif bir makine hazırlandı ğı ve bunun bir sergide taşhir edildiği bildirilmektedir. M u -habirlerin belirttiklerine göre bir daktilo makinesini andır-makta olan makinenin harfle-rin t basıldığı takdirde derhal "Braille,, işaretlerini verecek ve böylelikle kör veya sağır kimse parmaklan ile bu işaret leri takip ederek hemcinsi ile konuşabilecektir.
Makineyi icad eden şahıs, bir hastahanede harp malulu kör ve sağır her hastanın ya-nında yattığı müddet zarfın-da bu icad üzerinde durmuş ve hedefine varmaya yani kör lerle sağırlarla normal insan-lar arasında bağlar kurmaya ve teması temine muvaffak ol muştur. 1
Son olarak tecrübe edilen roketlerden biri 9000 metreye kadar bir B. 29 bombardıman uçağı sırtında çıkmış ve sonra da salınmıştır.
Ismailiye, 12
i gün neşredilen
İ mî tebliğinde bil
• re bu sabah T( mir yolu stasyor
çetecilerle İngilii
smda topçu kuvı
katıldığı oldukça
Spışma olmuştur,
^cadelenin dört
devam etmiş ok
olunmaktadır. Ç
gilizlerden bir kiı
asker de yaralan;
Mısırlı çetecileı
kerleri arasında v
bu günkü çarpışır
ANKARA RADYOSU-NUNBUGÜNKÜ ı
Yeni hesap makinesi „ . . . , , , , G a v e t güç hesapları hallet-
hur berberler kulübü" kur-\mek maksadiyle ilk defa elek-rnuştur. Kulüp azası birbirleri m'n saçını bedava kesiyor.
Şikago'da yeni bir kanun yürürlüğe girmiştir. 18 yaşın-dan aşağı olanlar geceleri sa-at 11 den sabahın 6 sına ka-dar sokağa çıkmıyacaklardır.
* * *
Dünyadaki 1 milyar 800 milyon 500 bin nüfustan sene de 57- milyonu ölür. Yani sa-niyede 2 kişi.
* * #
lngilterenin 32 büyük mu-harir ve şairinden 10 tanesi 70 yaşını geçtikten sonra öl-müşlerdir. Yalnız 3 tanesi genç yaşta vefat etmiştir: Ke-ats bir hastcdığa tutularak, Selly boğularak, Marlov bir kavgada yaralanarak.,,
tronik bir hesap makinesi ha-
B ü GÜN DOĞANLARIN
YILDIZ FALI 12 O c a k - B u gün doğan-
lar maharetli kimselerdir. Bir
çok sanatlarda muvaffak ola-
bilirler. İşlerine dikkat ve se-
baüa bağlıdırlar. Kendilerinin
başladıkları i ş t e n anlarlarda
çok muvaffak olurlar.
PROGRAMı 7.28 Açılış ve Program. 7.30 M.S. Ayan. 7.31 M Ü Z İ K . 8.00 M Ü Z İ K . 8.25 Günün Programı, 8.30 M Ü Z İ K . 9.00 Kapanış.
1 2 . 1 5 - 13.15 Asker Saati: 12.15 Memleketten Selâm 12.20 Memlekete Selâm. 12.30 M Ü Z İ K . 13.00 H A B E R L E R . 13.15 M Ü Z İ K . 13.30 ö ğ l e Gazetesi. 13.45 M Ü Z İ K .
114.00 M Ü Z İ K . 114.30 M Ü Z İ K . 14.55 K a y ı p Mektupları. 15.00 H a v a Raporu, Akşam
Programı ve Kapanış. 16.58 Açılış ve Program. 17.00 Çocuk Saati. 18.00 M Ü Z İ K . 18.30 MÜZIK.
19.00 H A B E R L E R .
19.15 Tarihten Bir Yaprak
19.20 M Ü Z İ K .
19.45 R a d y o ile lngil zce.
20.00 M Ü Z İ K .
20.15 R a d y o Gazetesi.
20.30 M Ü Z İ K .
21.00 K O N U Ş M A .
21.15 M Ü Z Î K .
21.30 M Ü Z İ K .
21.45 M Ü Z İ K .
22.00 K O N U Ş M A .
22.15 M Ü Z İ K .
22.45 HAIBERLER.
23.00 MÜZIK. •
23.30 Program ve Kapanı*
B a t ı Almanya Siyasî Münas<
K u r u y o r Bonn, 12 (R): B
ya hükümeti her iki
1 rasında siyasî münas
I sis etme* içi„ Mısır],
S . re]ere başlamıştır. Al
F Almanya ile siyasî tej
isinde bulunacak ol, raP devleti olacak^
Tunus Fransayı ^ M i l l e t l e r e
Edecek ** »(*): Tunu
J * " » Çevrelennia
'g ," e Tunus Basl
ıgu yaj
d a b u ^ ^ ^ e r i
lirtilecektir a
Müth IİŞ J
PA8,LD,S' BOZKURT BASIMEYI A » , % L « t k w . K l b n M
iRTAMA
, . gangın K
* v T ;
% r , i t t i ğ i
1