başka bir dünya olduğuna yemin - wordpress.com · 2017-08-20 · başka bir dünya olduğuna...

48

Upload: others

Post on 16-Jan-2020

14 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Başka bir dünya olduğuna yemin - WordPress.com · 2017-08-20 · Başka bir dünya olduğuna yemin edebileceğiniz o açık denizlerin gecesinden çıkıp gelen hayalet geminin
Page 2: Başka bir dünya olduğuna yemin - WordPress.com · 2017-08-20 · Başka bir dünya olduğuna yemin edebileceğiniz o açık denizlerin gecesinden çıkıp gelen hayalet geminin

Başka bir dünya olduğuna yeminedebileceğiniz o açık denizlerin gecesinden

çıkıp gelen hayalet geminin sisli şehircaddelerinde, köy mezarlıklarının tarlalarlakesiştiği boşluklarda, çocuk parklarında ve

kurgusu boşalmış luna-parklarda, sandalyeleriters çevrilmiş meyhanelerde, okuyucuları

çoktan yokolmuş kütüphanelerin ıssızkoridorlarında gezindiğini mutlaka birileri

fısıldamıştır kulağınıza. Hatta geceleyinbirdenbire havlayan köpeklerin neden

ürktüklerini o zaman hissetmişsinizdir.Ya da tüm bunlar uyku ile uyanıklık arasında

yaşanan türden bir hayal...

Page 3: Başka bir dünya olduğuna yemin - WordPress.com · 2017-08-20 · Başka bir dünya olduğuna yemin edebileceğiniz o açık denizlerin gecesinden çıkıp gelen hayalet geminin

Seyir Defteri

Neyi gizlemek içindir maskeler? Yüzü mü? Kimliği mi? İfadeyi mi?Yoksa ifade edilemeyeni mi? İster tahtadan olsun, isterse hayvankabukları veya hasırdan, maskelerin üç önemli işleve sahip olduğusöylenir: saklamak, değişik görünüş vermek ve korkutmak. Demirden birmaskeye hapsedilen Güneş İmparator'un dramı ile Operadaki Hayalet'inmaskesine aşık olan kadının romansı arasında bir yerlerde sanki sorununcevabı...

Gizlenmek çoğu zaman doğada ve kültürde akıllıca bir davranıştır.Canlının yaşamını uzatır, onu tehlikelerden korur. Değişik görünüşkazanabilmekse apayrı ve daha önemli bir kaygıdır. Tabii ismini değiştirmekkadar kolay değildir başka birinin yüzünün ardına saklanmak. Küçük birdüşüncesizlik tüm gizemi bozabilir. Artık ne yaratılmak istenen korku kalırsahnede ne de gizemligörüntü. Seyircilerinçoğu güler bu durumda.Çok küçük bir azınlıkise paylaştıkları utancıve çaresizliği alarakyanlarına sessizceterkederler salonu.Ancak onlar o adınıbilemeyeceğiniz, aslaulaşamayacağınızinsanlar anlayabilirler,bugünlerde bir adimaskeyi taşıyabilmeninbile çok zor olduğunu.

Çok zor değil mi?...

Page 4: Başka bir dünya olduğuna yemin - WordPress.com · 2017-08-20 · Başka bir dünya olduğuna yemin edebileceğiniz o açık denizlerin gecesinden çıkıp gelen hayalet geminin

içindekiler

YÜZLER VE ÖTESİ

ahmet k.

med-cezir

6 Evet, Bayan M. gibi nadir görülen prosopagnosiavakaları beyinde yüzlerle ilgili bir bölgenin, bir ağın

varlığına ilişkin klinik bulguları oluşturuyordu.

uçan hollandalı

9

10

Bir düşünün, M.Ö. 3000 yıllarından kalma bir Sümerheykeli, bir Rönesans resmi veya bir Ortaçağköylüsünün yüzü ne denli benzer birbirine?

BİR BAŞKA YAZI

sedef erkman

BİLGİSAYARDA 'DEĞİŞEN SURETLER'

philip benson ve david perret

kara göründü!

...altı tane değişik antik madalyondan çektiğifotoğrafları birleştirerek Büyük iskender'in bir

fotoğrafını elde etmiş. Galton bu ortalamanın gerçeğeen yakın suret olduğunu çünkü sanatçıların yaptığıkişisel yorum ve değişikliklerin ortalama alınırken.

elendiğini ileri sürmüştür.

deja vu

12TUFAN

sadık türksavaş

Rahipler tapınakların altında,krallar sarayların altında,

saraylar çamurların altındakalır.

ay tutulması

KÖRDÜĞÜM

selçuk akman

14 Bir düşün, bir düşün ki duyarsız günlerimizin hükmüyok saatlerinde, bir teselli verecek kimse kalmadı.

Dertler bizim dertlerimiz değil. Kula kulluk etmenin"in" olduğu günlerde, seni dinliyorum, bir mevlevi

derviş eşliğinde.

kamaradan sesler

SONRA... SIRASIYLA

halide velioğlu 16Çok zayıf, kara ve mahallenin diğer çocukları gibi

dazlakçaydın. Pantalonların askılar olmasa düşecekgibi, ayakkabıların da oldukça eskiydi. Sonra gözlerini

gördüm, incecik uzun boynunun üzerinde taşıdığınküçük yüzünde o iri, durgun gözlerini. Bilmek

istedim, onları nasıl taşırdın.

Page 5: Başka bir dünya olduğuna yemin - WordPress.com · 2017-08-20 · Başka bir dünya olduğuna yemin edebileceğiniz o açık denizlerin gecesinden çıkıp gelen hayalet geminin

- deligömleği

18"Evet sevgili dinleyiciler,

simde de Ali Kaptanoğlu'nun III. Şahsın Şiiri'niAlpay Nazikîoğlu'ndan dinliyoruz."

"BİZ ADAMA GÖLGEMİZİ BİLEÇİĞNETMEYİZ..."

orhan selim

YEDİ TÜL DANSI

murat gülsoy

hayalperdesiYakmış mıydı gerçekten o gece, yoksa yaşanan birkoca hayal miydi? Yanan Yusuf Bey miydi? Yanan

Sonku Filmin ve Cahide'nin ve Yusuf B ey'ingelecekleri miydi?

20

kutupyıldızı

Aşk derdiyle hoşem el çek ilâcumdan tablbKılma derman kim helakim zehri dermânundadır24

BİR ŞEYİN DESTANI

ferhat aktan

TANRILAR ÇILDIRMIŞ OLMALI

- başka bir dünya

28ikinci yaşlı adam birincisinin yüzüne zaferle baktı.

"Ve o adam ölü şefiyle konuştu: 'mezarında rahatyatman için, söyle, ne yapmalıyız?' fakat ölü şefyanıtlamadı. Kayboldu ve bir daha da görmediler.

Sonra, olanbitenleri bilen adam -adı Horatio'ydu- buolayın ölü şefin oğlu Hamlet'le ilgili olduğunu

söyledi".

üstü çizilmiş kişiler -Kirli kanın akciğerlerde temizlendiğiniVe buna küçük dolaşım dendiğini okudum f en bilgisikitabındaKalbin "yarısının siyah yarısının beyaz" olduğu oşemayı gördümFakat hiç kalbim olmadı avuçlarımda

34MANİFESTO

nazlı ökten

BURUK ACI

sevda yiğit37

gölgeler -

O

hayaller perdesinin

gerçek bir hayali.

HAYAL İÇRE

bedirhan muhip

BATI STANDARTLARI ENSTİTÜSÜNCEONAYLANMIŞTIR

pınar türen

dalgalar

40Çağımızda üretimin hakiki temelini oluşturandokusunu hazırlayan üç temel alan var ki

bunların birer illüzyondan birer "hayal'den ibaretolmadığını kim söyleyebilir.

Haydi gençler alın Ceykart'larınızı elinize,takın kulağınıza bir müzik:"Rep bizi Amerika rep bizi

Gel yanağımızdan öp bizi"...

42fısıltılar

Page 6: Başka bir dünya olduğuna yemin - WordPress.com · 2017-08-20 · Başka bir dünya olduğuna yemin edebileceğiniz o açık denizlerin gecesinden çıkıp gelen hayalet geminin

med-cezir

YÜZLER VE ÖTESİ

ahmet k.

Bazen, hiç farkında olmadığınız bir şeyinfarkına varırsınız ve şaşırırsınız ya, işte benimde yüzlerle ilgilenmeye başlamam böyle birşaşkınlığın sonucunda ortaya çıkmış bir tutkugibi.

Nerde başladı tam olarak bilemiyorum, fakatilgimin ilk ortaya çıkışı kültürler arası psikolojikitabıyla oldu galiba. Aslında çok doğal birmerakla okuyordum. Yeryüzünde yüzlercekültür ve milyonlarca insan var; ve bu insanlararasında düşünce ya da akıl açısından ortaknoktalar nelerdir diye her zamandüşünmüşümdür. O aralar okuduğum kitap tamda bu sorunun olası cevapları üzerinekurulmuştu. Kültürlerarası psikoloji batıdayüzyı ldır yapılan insan ruhuna vedüşünme/algılama süreçlerine ilişkin bulgularınne derece evrensel olduğu şüphesinden doğmuşbir bilimdalı. Yani diğer kültürler, batınınbulgularının bir kontrol grubu gibi. Yapılanbirçok araştırmada varılan sonuçların, aslındane kadar kültüre bağımlı, ne kadar sağlıksızsonuçlar olduğu kültürlerarası araştırmalarsayesinde ortaya konuldu. Örneğin zeka testleribu sağlıksızlığa iyi bir örnek. Batılıbilimcilerinin hazırladığı testlerin "zekâ"niyetine ölçtükleri şeyin kimi zamandilbilgisine, kimi zaman matematiğe, kimizamansa tamamen kültürel öğelere dayandığıyine sonradan ortaya çıktı. Zeka testkleri vebunların sosyal, politik ve psikolojik bileşenleriaslında bambaşka bir hikaye. Sonuçta,kültürlerarası psikoloji, batı biliminin sağlıksızve kültüre bağımlı "evrensel" sonuçlarına iyi birturnusol görevi yapmakta.

Asıl dikkatimi çeken, kimi kültürler arasındaortak olarak bulunan, hepsinde aynı olan üçşeyin olmasıydı: renk, şekil ve yüz ifadeleri !Garip ama gerçek. Gerçi Afrikalı'nın da,Amerikalı'nın da, Çinli'nin de kırmızıyı kırmızı,üçgeni üçgen olarak algılaması insana ilkbakışta doğal geliyor. Fakat yüz ifadeleri? Evet

bunlar, yani kızgınlık, sevinç, tiksinti, üzüntübelirtmek sanki fazlasıyla kültüre bağımlıedimler gibi geliyor insana. Fakat bulgularortada ve sağduyunun sesi bilimsel araştırmasürecinde bir yere kadar vokal yapabilmehakkına sahiptir diye düşünüp altta yatannedenleri araştırmak istiyor insan.

Ve yüzlerle ilgili düşünmeye başladım.Kara Kitap'ı yeni okumuştum. Hurufilik ile

tanışmam ve bir parça araştırmam da aynıdöneme rastgeldi. Ve sinema koltuğuna kuruluphayalperdesine yansıyan "Gizli Yüz" bilimselaraştırma heyecanıma mistik motifler ekledidiyebilirim. Hurufilik gibi bir düşünce akımının(tarikat ya da din demekten kaçınıyorum bkz.Ansiklopedi Savaşları Hayalet Gemi sayı 1)varlığı bile kendi başına bir heyecan öğesiydibenim için. İnsanların yüzündeki (burnu,gözleri, kaşları, ağzı vs. oluşturan) çizgilerinbirer harf karşılığı olması ve herkesin yüzündenbelli şeylerin okunabilir olması daha da önemlisibunun düşünülmüş olması ürkütücüydü.

1985 yılında sıcak bir San Diego günündeBaylis adlı araştırmacıyı düşündüren de -mistikmotifleri olmaksızın- aynı soruydu aslında:beyin denen greyfurt büyüklüğündeki oanlaşılmaz nesne acaba yüzlere özgü bir merkezbarındırıyor muydu? Baylis'in laboratuarındabeynine derin elektrotlarla girilmiş bir maymun,araştırmacının yüzünü her görüşünde uyarılmışbeyin potansiyelleri üretiyordu. Maymunlarlaakrabalığımızın derecesini bilemiyoruz amabildiğimiz şu ki maymunlar da kendi çaplarındailkel bir sosyal hayata sahipler ve birbirleriyleanlaşır larken yüzler indeki mimiklerikullanıyorlar. Baylis'in bulgusu buna bir ekdaha yapıyordu. Daha doğrusu, beyindeyüzlerin algılanmasından sorumlu belirli birbölgenin varlığını gösteriyordu. Tabiiaraştırmalar birbiri ardına rapor edilmeyebaşlandı. İnsanlardan alınan EEG kayıtları,insanların da yüz uyarısına karşı uyarılmış beyin

6

Page 7: Başka bir dünya olduğuna yemin - WordPress.com · 2017-08-20 · Başka bir dünya olduğuna yemin edebileceğiniz o açık denizlerin gecesinden çıkıp gelen hayalet geminin
Page 8: Başka bir dünya olduğuna yemin - WordPress.com · 2017-08-20 · Başka bir dünya olduğuna yemin edebileceğiniz o açık denizlerin gecesinden çıkıp gelen hayalet geminin

med-cezir

potansiyelleri ürettiğini ortaya koydu.Araştırdıkça daha ilginç veriler karşıma çıkmayabaşlamışdı.

"Bayan M.... elli yaşında, evli ve iki çocukannesiydi. Sabahleyin uyandığında yabancı biradamla aynı yatakta olduğunu gördü ve çığlığıbastı. Kocası, ne olduğunu anlamadığındansinir krizi geçirdiğini zannettiği karısınıyatıştırmaya çalışıyordu. Bayan M.... kocasınınyüzünü tanımamış, yabancı biri zannetmişti.Ancak konuştuğu zaman bu yabancı adamınkocası olduğunu anlamış ve yatışmıştı. Yüzünüyıkamak için banyoya gittiğinde kocası bayanM'nin ikinci çığlığını duydu. Bu sefer BayanM.... aynada kendi yüzünü tanıyamamıştı!"

Evet Bayan M.... gibi nadir görülenprosopagnosia vakaları beyinde yüzlerle ilgilibir bölgenin, bir ağın varlığına ilişkin klinikbulguları oluşturuyordu. Bir başka ilginç bulguda bebek çalışmalarından geliyor. Bebeklerdoğuştan, birçok yüz ifadesini oluşturabiliyorve tanıyabiliyorlardı. Hatta doğuştan âmâbebeklerin "rüya görürlerken" gülümsemeleriyüz ifadeleri ile ilgili davranışların doğuştangeldiğine delil oluşturuyordu.

Bir yandan kültürden bağımsız evrensel yüzifadelerinin varlığı, bir yandan maymunçalışmaları, bir yandan doğuştan gelme özelliği,araştırmamın başlangıç verilerini oluşturdu.

Ve daha teknik bir çalışmanın ayrıntılarınıincelemeye daldım. Güdülen mantık gayetbasitti. Bilgisayar ekranından yüz, ağaç veanlamsız bir resim gösterip, insanların EEGkayıtları inceleniyordu. Yani görsel olarakuyarıldığında beynin ürettiği potensiyellerkarşılaştırılıyor. Uyarı olarak kullanılan yüzresminin aranışı Gizli Yüz'deki resimlerinkesilip biçilme sahnesini epeyce andırıyordu.Gizli Yüz'de aranan yüz ne kadar bilinmezse,burada aranan o derece netti. İfadesiz bir yüz.Bir sürü fotoğraf arasından seçilen yüz olumlusonuç veriyor ve o yüz fotoğrafına karşı eldeedilen elektriksel beyin potansiyeli ağaç veanlamsız resme karşı elde edilenlerdenistatistiksel olarak anlamlı derecede büyükçıkıyordu.

İncelemelerim bitmişti fakat yüzlerin önemi,yüzlerdeki ifadelerin algılanışı konusunda birçok nokta yine de karanlıkta kalmıştı.

Şimdi düşündüğümde aklıma gelen açıklamaüç aşağı beş yukarı şöyle: Yüzlerdeki ifadeleryalnız insanlar değil bütün primatlar arasındaönemli bir iletişim aracı olduğu Darwin'den beribilinen bir gerçek. Sözlü dilden daha eskileredayanan bu iletişim aracının kullanımı ile ilişkilisinirsel yapılar doğuştan hazır olarak geliyor. Vebu şekilde temel yüz ifadeleri bütün kültürlerdeortak olarak varolabiliyor. Fakat bu sinirselyapının varlığı "babaanne nöron"u ilekanştınlmamah. Bir ara araştırmacılar her cisme,her olaya, karşılık sorumlu bir nöronunvarolduğunu ileri sürmüşlerdi. Yanibabaanenizle karşılaştığınızda onu tanıyan birnöron varolduğu için onu tanırsınız. Fakatbunun yanlış olduğu ortaya çıktı. Eğer beyindeböyle nöronlar olsaydı o nöronun ölümüyleilişkili bilginin, yani babaannenin, unutulmasıgerekirdi. Halbuki unutma ya da bunama yavaşyavaş, tüm bilgilerin solması şeklinde ortayaçıkmakta. Öte yandan beynin bazı bölümlerininbazı özel fizyolojik işlevlere ayrıldığı dabiliniyor. Örneğin beynin arka tarafındaki parçagörmeyle ilişkili temel sinirsel yapılarıbarındırıyor. O halde yüzlere ilişkin bir sinirselağ da varolabilir. Bu çıkarsamanın gündelikyaşamdaki kanşılığı şu olabilir: her gün bir sürütanıdık tanımadık insan görüyoruz ve buinsanları yüzlerinden tanıyoruz. Üstelik butanıma işlemi diğer birçok görsel uyarıylakarşılaştırı ldığında, çok daha çabuktamamlanıyor. Neredeyse "düşünmeden"tanıyıveriyoruz birbirimizi. Oysa başka hiçbircismi, kategorisi içindeki diğerlerinden ayırtetmegibi bir ödevimiz hiç olmuyor. Günün hiçbiranında binlerce değişik ve birbirine benzersandalyeyi /ağacı /böceği /köpeği birbirindenayırmak zorunda kalmıyoruz. Ve birbirinin aynıbirçok cismi de kanştırıveriyoruz. Çünkü yüzleritanımak, ayırdetmek, onlardaki ifadeyi anlamakhayati bir önem taşımakta. Böyle olunca binlerceyıldır evrimleşen beynimizin bu şekildegünümüze ulaşması son derece doğal. Benimhala merak ettiğim hurufilerin bu konuyaduydukları ilginin nereden kaynaklandığı?Yüzlerdeki her çizgi bir harfe karşılık geliyorsanasıl oluyor da farklı yazılar okunabiliyor? Tabiitüm bu sorular bir başka yazının konusu olabilir.

8

Page 9: Başka bir dünya olduğuna yemin - WordPress.com · 2017-08-20 · Başka bir dünya olduğuna yemin edebileceğiniz o açık denizlerin gecesinden çıkıp gelen hayalet geminin

uçan hollandalı-

BİR BAŞKA YAZI

sedef erkman

"Ne tuhaf bir adam" dedi. "İnsan, yüzünebakınca yakında öleceğini anlıyor".

Gabriel Garda Marquez

İnsan yüzleri kadar ilginç başka bir görüntüvar mıdır yeryüzünde? Bu karmaşık dünyadahayalle gerçek arasında gidip gelip yaşarkengördüğümüz en soyut, belki de en değişkennesne insan yüzü değil midir? Dünya tarihini,bu bambaşka açıdan yazabilir ve muhtemelenoldukça değişik sonuçlar elde edebilirdik.

Yüzlerin ardında gizlenenlere ulaşmanım biryolu var mıdır? Bu sorunun arkasındaki merak,Hurufileri insan yüzlerini çözmek için harflerebaşvurma yoluna itmişti. Yüzlerden kelamokuyabilmek Arap alfabesindeki kıvrakharflerin bir marifeti de sayılabilir elbette, ancakbize göre yüzlerdeki anlamları, o değişken vebelirsiz görüntüleri somut bir hale getirmeçabası olarak da görülebilir. Oysa, Tanrınınsuretleri olan bizler, tıpkı O'nun gibi birbilinmezlik perdesi ardında kalmayamahkumuz. Tıpkı Gabriel Garcia Marquez'inYüzyıllık Yalnızlık romanının kahramanlarındanJose Arcadio Buendia'nın deneyip debaşaramadığı gibi. Buendia, çevresindekiherşeyin fotoğrafını çekip üstüste basarakTanrı'nın resmini elde edeceğine inanır amasonuç koca bir sıfır.

Ya Borges'in Sheakespeare'ine ne demeli?"Ötekiler, hiç kimse olmadığımı farketmesinlerdiye 'başka birisiymiş gibi yapma1

alışkanlığını" geliştiren ve tüm yaşamını tiyatrosahnelerinde geçiren Sheakespeare. Tarihler,ölmeden önce ya da sonra kendini Tanrı'mnhuzurunda bulduğunu ve o'na şöyle dediğiniyazar: "Boşuboşuna onca kişi olan ben, tek vekendim olmak istiyorum." Tanrı'mn sesi birgirdaptan karşılık verdi ona: "Ben tek kişi

değilim; senin eserlerini düşlemen gibi, ben dedünyayı düşledim, Sheakespeare kulum. Ve sende düşümdeki suretlerden birisin; ve tipkı benimgibi, hem herkes hem de hiç kimse olansın."

Hepimiz Tann'nın birer sûretiysek eğer, olaybambaşka bir havaya bürünüyor bu kez. Birdüşünün, M.Ö. 3000 yıllarından kalma birSümer heykeli, bir Rönesans resmi veya birOrtaçağ köylüsünün yüzü ne denli benzerbirbirine? Dünya belki binlerce kez değişmiş(bazıları bunu gelişme diye adlandırıyor).Yüzlerimizde ise aynı görüntüyü ikinci kezyakalamak mümkün değil. Suretlerinin bu kadarçok değiştiği bir evrende yaratıcının, yani"aşkın" aynı kalıp kalmadığı önemli bir soru.Acaba Tanrımız o eski bildik Tanrı mı?

Herşeyin akıl almaz hızlarda değiştiği bugünündünyası ise her türlü durağanlığı tamamendışlamış durumda. Böyle olunca yüzlerimizdekideğişim hızı da farklı boyutlarda sürüyor. Bunabir de son birkaç onyılın marifeti olan "medyayoluyla imaj yaratma"yı da eklersek işin tadıiyice kaçıyor. Dünya her türlü hayal ve büyüdengitgide uzaklaşıyor.

Sahi, yükselen değerlerin dünyasında siz nelerokuyorsunuz yüzlerde?

Page 10: Başka bir dünya olduğuna yemin - WordPress.com · 2017-08-20 · Başka bir dünya olduğuna yemin edebileceğiniz o açık denizlerin gecesinden çıkıp gelen hayalet geminin

kara göründü!

BİLGİSAYARDA 'DEĞİŞEN SURETLER'

philip benson ve david perret

İki ya da daha fazla yüz fotoğrafını birbirineekleyen bilgisayar görüntüleri son zamanlardahayli popüler oldu. Ortaya çıkan görüntüler ünlükişilerin portrelerini bozarak bizi eğlendirmekte,bazen de dehşete düşürmektedir. Oysa bukarmaşık görüntüleri yaratma tekniklerieğlencenin dışında adli bilim de,telekominikasyonda ve hatta tıpda mevcutyöntemlere büyük katkılarda bulunmaktadır.

Bu teknik, gerek sonucunda ortaya çıkanürün, gerekse kuramsal altyapısı açısından yenisayılamaz. 1878 yılında, bir ingiliz araştırmacıve bilimcisi olan Charles Darwin'in kuzeniFrancis Galton yüz fotoğraflarını üstüstetabetmek suretiyle oluşturduğu b i l e ş i kfotoğraf adını verdiği bir teknik geliştirdi.Aynı etki bir Stereo-gösterici ve iki fotoğrafla daelde edilebilmektedir. Bu yöntemle de kişininsağ gözüne ayrı sol gözüne ayrı bir fotoğrafgösterilebilmekte, kişi sonuçta bir yüzalgılamaktadır.

Bu tekniğin işe yaraması için yüzfotoğraflarının aynı boyutta ve aynı pozdaolması, ayrıca gözbebeklerin üstüste gelecekşekilde ayarlanması gerekmektedir. Böylece ikiresmin bileşimi veya ortalaması olan üçüncü birgerçek insan yüzü ortaya çıkabilmektedir.

Galton bu bileşim tekniğinin belli sosyalsınıftan insanların yüz özelliklerini belirlemekiçin pratik bir uygulama alanı olabileceğinidüşünmüştü. Bu yaratıcı düşünce, Viktoryaçağının tipleri ve kategorileri tanımlamamanyaklığının bir yansımasıydı. Belirli gruptaninsanların, örneğin suçluların, her bireyde ortakolan bazı özellikleri olduğunu ve bu özelliklerino gruptan insanların yüzlerinin bileşimi

Philip Benson ve David Perret St. Andrcws-ÜnivcrsitcsiPsikoloji Laboratuarlarında çalışmaktalar.New Scientist 22 February 1992 sayısından derlenmiştir.

sonucunda bulunabileceğini iddia etmişti.Düşündüğü işlemler bireylerin kendilerine hasözelliklerini ayıklayıp onları ortak paydadatoplayan, ana özelliğini, mesela suç işlemeeğilimini ortaya çıkaracaktı.

Bir bakıma, Galton arketipleri yaratıyordu.Sağlıklı insanı temsil eden arketip için ordupersonelinin, hastalıklılık için veremli hastalarınve suçluluk için mahkumların yüzlerini üstüstebasıyordu. Galton suçlu tipini ortaya çıkarmakiçin Kraliçe'nin Hapisane Müdürü Edmund DuCane'den yardım istedi. Cinayetten, hunharsaldırganlıktan veya şiddete dayalı soygunsuçlarından hapiste yatan mahkumlarınfotoğraflarını kullandı. Sosyal önyargılarınedeniyle, ortaya çıkan tipin o bileşimi oluşturantek tek suçlu bireylerden çok daha saygıdeğergözüktüğünü görünce hayal kırıklığına uğradı.Bu durumu şöyle yorumladı:

"O korkunç çirkinlikler... yokoldu ve alttayatan insanî öz ortaya çıktı". Fakat Galton yinede ortaya çıkan bileşik portrenin "Suç işlemeyeyatkın... aşağı insan" tipini gösterdiğinidüşünmekte ısrarlıydı. Kolej öğrencilerininyüzlerini birleştiren Galton'un çağdaşlarındanJohn Stodderd ortaya çıkan bileşik portrenin onuoluşturan orjinallerinden daha yakışıklıolduğunu, orjinallerindeki çirkinliklerdenarınmış olduğunu gözlemledi.

Bilgisayar grafiğindeki son gelişmelerGalton'un tekniğini geliştirmeyi mümkün halegetirdi. [...] Biz, bileşimi yapmadan önce yüzleri200lük bir koordinat serisine göre tanımladık vebu noktalan referans noktaları olarak kabulederek her yüz özelliğini işaretledik. Daha sonraoluşacak olan birleşik yüzün prototipinde bu yüzözelliklerinin orjinallerine göre nerelerdeolacağını hesapladık ve son olarak da buoluşacak prototipe uygun bir şekilde orjinalleribozduk.

Dijital görüntülerin birbirlerine eklenmesi yeni

10

Page 11: Başka bir dünya olduğuna yemin - WordPress.com · 2017-08-20 · Başka bir dünya olduğuna yemin edebileceğiniz o açık denizlerin gecesinden çıkıp gelen hayalet geminin

kara göründü!

bir buluş değil; daha önce, videolardauygulanmıştı. İki görüntünün birbirlerinekarşılık gelen noktalarındaki ışık şiddetininortalamasının alınması şeklinde karışım eldeetmek kolaydır. Bilgisayarlar bu iş için idealaygıtlardır. Örneğin, televizyonda bir görüntüsolarken diğerinin ortaya çıkışı videobilgisayarları ile gerçekleştirilen, sık sıkuygulanan bir işlemdir.

Aynı teknik bir yüzün iki ayrı görüntüsü içinde yapılabilir. Bu işlem yine bulanıklaşmayıberaberinde getirir. Fotoğraflar eğer kötühizalanırsa ortaya çıkan bileşimde iki ağız, dörtgöz, dört kaş vs. olur. Michael Jackson'un"Black ör White" video clipnde yapılan bunabenzer bir şeydir.

Bilgisayarla oluşturulan bu bileşik fotoğraflaryüz tanımanının sosyal ve hafızaya ilişkinözelliklerinin araştırılmasında da yararı görüldü.Örneğin erkek ve kadın yüzleri. Galton'a görecinsiyete bağlı arketipler arasında tutarlıfarklılıklar bulunmaktadır. Eğer kadın ve erkekyüzlerinin şekilleri arasında böyle tutarlıfarklılıklar varsa (ve eğer bu farklılıklarcinsiyetin tanınmasında önemli bir roloynuyorsa) bu farkların abartılması erkeksilik vekadınsılık çizgilerini ortaya koyacaktır.

Galton'un da söylediği gibi ortalama (bileşik)yüzler, bu ortalamaya giren bireylerden dahagüzel/yakışıklı olmakta. Bunun iki nedeni var.Birincisi cilt renginin yumuşaması. Karıştırmaişlemi, orjinal yüzlerde varolan ciltteki pürüzlerive düzensizlikleri ortadan kaldırarak daha güzelbir görünüm oluşturmakta. İkincisi de bileşikyüzün şekli ve özellikleri. Buradaki etkiyumuşak-odaklı fotoğraf tekniğinin yarattığıetkiye benzemektedir. "Ortalama yüz" tanımgereği onu oluşturan yüzlerin şekillerininortalamasıdır. Bazı ya/arlar güzelliği, yüze aitözelliklerin ortalama oranlara yaklaşması iledoğru orantılı olduğunu öne sürmüşlerdir.Langlois ve Roggman'm deyişiyle "çekici yüzleryalnızca ortalama olanlardır". Fakat, asla"ortalama" olmayıp yine de çekicilikleri herkestarafından malum olan Sophia Loren ve GerardDepardieu gibi istisnalar bu iddiaya karşıgörünmektedir.

Belki de bu durumlarda çekiciliği oluşturanetmen fizyonomiden çok kişiliktir. Ya da

görünürdeki uyumsuz özelliklerin bir çeşitdengeleme etkisi yaratması gibi tamamen estetikbir neden varolabilir. Ne yazık ki, bir insanın"tanmmışlığı" ile "tanışıklığı"nı hep karıştırırız.Bu nedenlerden dolayı, görüntüleriçekiciliklerine göre sıralamak hayli güçtür;"tanışıklığın", kendisi zaten "tanınmışlıkla"kolayca karıştırılmaktadır. Sosyal psikoloji bukonuda zorlanmaktadır. Örneğin özel olanıayırdetmek isteyen kişi giyim, kozmetik veyadavranış kalıplarıyla karşılaşır.

Galton tarihi kişilerin görüntülerini, bu kişilerindeğişik ressamların yaptığı portrelerdenderlemiş. Örneğin altı tane değişik antikmadalyondan çektiği fotoğrafları birleştirerekBüyük İskender'in bir fotoğrafını elde etmiş.Galton bu ortalamanın gerçeğe en yakın suretolduğunu çünkü sanatçıların yaptığı kişiselyorum ve değişikliklerin ortalama alınırkenelendiğim ileri sürmüştür. Kleopatra'nın bileşikportresinin tek tek yapılmış portrelerinden çokdaha güzel olacağım iddia etmiştir. Kleopatra'nınbileşik portresinin orjinal portrelerinden dahagüzel olmasına rağmen yine de o dillere destangüzelliğini gösteren herhangi bir belirtininolmadığını; özelliklerinin sıradan olmaklakalmayıp sıradan İngiliz beğenisi için bile çirkinolduğunu söylemiştir. Galton'un bu düşüncelerikendi kuramını çürütmek bir yana güzelliğinkişisel, kültürel ve tarihsel etmenlere ne derecebağımlı olduğunun altım çizmektedir.Bilgisayar destekli yüz-görüntüleri oluşturmanın

bir çok uygulaması var. Bir yüz ve bir prototipalınarak aradaki farklılıkların abartılması ile birbilgisayar karikatürü yaratılabilir. Kimi zaman bubilgisayar karikatürlerinin gerçek yüzlerden dahakolay tanındığını saptadık. Bunun nedeni,yüzleri hafızamızda onları diğer yüzlerden ayıranözelliklere göre tutuyor olmamız olabilir.Karikatürler kişilerin belirgin özelliklerine dikkatçektikleri için gerçek portrelerden çok daha kolaykişileri temsil edebiliyorlar. Adli bilimcilerşimdilerde, robot resim için, 1970lerde JacquesPenry tarafından geliştirilen Photofit tekniğinedenk bir bilgisayar grafiği geliştiriyorlar.

Bilgisayar grafiğinin, yüzlerin yaratılması vevarolan resimlerin işlenmesinde adli tıpta olduğugibi telekominikasyon ve estetik cerrahide deuygulama alanlarını bulacağına inanıyoruz.

11

Page 12: Başka bir dünya olduğuna yemin - WordPress.com · 2017-08-20 · Başka bir dünya olduğuna yemin edebileceğiniz o açık denizlerin gecesinden çıkıp gelen hayalet geminin

deja vu

TUFAN

sadık türksavaş

Güneş Tann Şumaş'ın, gökyüzünün kurşunigeriliminden süzülerek, ıssız denizin durgunyüzeyine nakşeden saçları, ağır ağır geriyeçekilmekte, giderek kararan ve ağırlaşan havakendisine verilen sürenin artık dolmak üzereolduğunu işaret etmektedir, Utnapiştim'e. Oise, arkasında seçilmişleri ile birlikte, hayatısarıp sarmaladığı gemisinden, bakışlarınıdehşetle gökyüzüne dikerek, tufan yaratan TanrıEnlil'e seslenir. "Ey Enlil, Ey bulutları güden;Bir zaman bir ev yaparız, bir zaman bir ağatarız... Bir zaman usulca pay ederiz, bir zamanvahşice cenk ederiz... Bir zaman balıkçıl kuşlarıuçar, nehrin yüzü Şamaş'ın yüzüne bakar... Birzaman nehir taşar, bütün şehri su basar... Birmahlukun içinde köpüren bir hiddet var, birmahluk kendini nimet olarak sunar... Ezeldenberi hiçbir şeyde görülmez ne sükûnet, nekarar... Ey Enlil, kızgın ölüm insanı daimaarkadan yakalar. And olsun ki, ... bilge EaTanrılar meclisinde alınan kararı okurken,rüzgar O'nun sesini sazlık çitlere üfledi vetitreşen kamışların nameleri bana kutsal sırrısöyledi. And olsun ki,... eli hünerli Eadüşümde yol gösterdi bana ve şöyle fısıldadıruhuma. "Çıkartmalısın seçilmiş çiftlerinibereketli Apsu'ya. Bolluk ve nimet vaadediyorum orada sana" Düşün ki ey Enlil,...bulutları güden efendim, ölülerin şekli yoktur...yok edilen de olsa, alıkonan da..." Sözününnihayetinde, fırtına Tanrısı Adad'ın karanlıkbulutların arasından gelen gümbürtüsü yerigöğü titretirken, Şullat ve Hanis ıslık sesleri ileona eşlik etmektedirler. Üçünün başını çektiğiTanrısal konvoy yavaş yavaş gökyüzünedağılırken, ilahi plan artık işlemeye başlamıştır.Adad'ın ard arda çakan ateş kırbacı,gökyüzünün bentlerine doğru ilerleyen CesurIra'ya yol gösterirken, tez ayaklı Ninurtamuzipçe öne atılarak büyük havuzun kapaklarınıaçar. Artık, Bilge Ea'nın kutsal karantinasında

bütün başlar geri çekilmiş, bütün yüzlersoluksuz kesilmiştir. Yeraltı Tanrıları'nmyukarıya doğru kalkan meşaleleri, yeryüzünü vegökyüzünü kızıla boyarken, ölümlülerinçığlıkları şehrin üzerinde ağır ağır yükselir veAdad'ın gürlemelerine karışarak boğulur.Rahipler tapınakların altında, krallar saraylarınaltında, saraylar çamurların altında kalır.

Şehir "4ki kere on defa" yere çarpılan bir çanakgibi, tekrar toprak olur. Bütün Tanrılar ilahiçılgınlığın coşkusu içinde kendilerindengeçerler. Sonunda, ortaya öyle korkunç birmanzara çıkar ki,... kendileri de ürkerek geriyeçekilirler ve göğün en yüksek katına kadarçıkarak, olup bitenler yüzünden birbirlerinisuçlamaya başlarlar.

Utnapiştim, gözlerini kamaştıran güneşinsıcaklığını burun kanatlarında hissedip,meltemin sesini kulaklarında işitirken,...dudakları şu sözleri mırıldanır. "Ey sevgiliinsanlar, denizi balıklar gibi doldurmak için miçoğalmıştınız?.. Ey kudretli Tanrılar, dünyayı,dağlardan inen aslanlar gibi parçalamak için miyaratmıştınız?... Yoksa, ... ölüm insana verilenen kutsal hediye midir?..."

Sümer Panteonundan bazı TanrılarEnlil: Kudret ve otoriteyi temsil eden baş TanrıNinurta: Enlil'in yardımcısı.Ea: Yer altında bulunan latlısu okyanusunu bekleyen,bilgelik ve bereket Tanrısı.Apsu •: Yeraltındaki tatlı su okyanusu Ea'nın evi.Samaş : Doğruluk ve erdemi temsil eden güneş Tanrısı.Adad, Şullat, Hanis: Fırtına ve rüzgar TanrılarıIra: Savaş ve hastalık Tanrısı.*Utnapiştim: Nuh Peygamber.

12

Page 13: Başka bir dünya olduğuna yemin - WordPress.com · 2017-08-20 · Başka bir dünya olduğuna yemin edebileceğiniz o açık denizlerin gecesinden çıkıp gelen hayalet geminin

deja vu

"Ey sevgili insanlar,denizi balıklar gibi doldurmak için mi çoğalmıştınız?..

Ey kudretli Tanrılar,dünyayı, dağlardan inen aslanlar gibi parçalamak için mi

yaratmıştınız?...Yoksa, ... ölüm insana verilen en kutsal hediye midir?..."

Page 14: Başka bir dünya olduğuna yemin - WordPress.com · 2017-08-20 · Başka bir dünya olduğuna yemin edebileceğiniz o açık denizlerin gecesinden çıkıp gelen hayalet geminin

oy tutulması

KÖRDÜĞÜM

selçuk akman

Bir mevlevi derviş gibi dönen plaktanHümeyra'nın karamsar sesini dinliyorum. Dahadoğrusu o dinletiyor kendini "ya herşeyim yahiçim" diyor da benmi yanlış anlıyorum...Uzandığım koltuk içine çekiyor derler ya işteöyle geçiyor aklımdan, ya da hafızamın ıssızpatikalarından birinde yolumu kesiyorparkasıyla vurulan delikanlı, belki tamirciçırağı. Ama zamanlar değişti, artık kaportacınınöyküsünü anlatıyor, Nejat, Bulutsuzluk özlemi.Kaportacı haşin ve tez canlı ve ustası yok onun"işçisin sen işçi kal" giy diyen tulumları. Bu

"Her alanda bir geri çekilme oldu.Şanar döneminde , Şanar ve benzeri

anlayışlar, Yeşil Giresunlu gibiprodüktörler ile şimdiki prodüktörler

arasında çok ciddi bir fark var.Dolayısıyla herkes kendi kültürel

talebini getiriyor. Yani Şanar'ın alıpyetiştireceği ve stüdyosunda emek

vereceği genç insan tipi ben ve benimj ener asy onumdu... Yani Nükhet,

Nilüfer, Yeliz, Yeşim gibileriydi. Şimdibaşkaları. Şimdiki prodüktörün talebi

biz değiliz. Değişen kültürel yapıylabirlikte yeni gelen ve özellikle

Türkiye'deki müzik pazarını belirleyenkültürün talebi başka tür müzik ve

başka tür yorumcu, icracı. Dolayısıyla,her alanda olduğu gibi bu alan da kendi

payına düşeni yaşıyor, Türkiye'de."Sezen Aksu, 1990

gün sanırım Kahya Yahya'nın günü, ama o daKuruçeşme Pasha'nın kapısında taksi şoförlerinidövüyor, belki de Tophane 'de bahşişini alıpbelediyeye haracını veriyor. Kimbilir...

"Mutsuz bir çocukluğum vardı" demiş Ajda.Şarkıdaki maymun, yerli malı Micheal Jackson,Cumhuriyet kızı böyle demiş ve eklemiş "Şarkısöylemek çıkışım oldu, başka şeyler deyapabilirdim; esrar, asit, alkol... Çocuklarımutsuz etmesinler". Ne çok okuyorum busözleri bilmem kaçıncı hamur sayfalarda...Mutsuz çocukluğunuz olunca iş değişiyor. Artıksiz de sorunlu bir insansınız, binaenaleyhyüzünüzde gülücükler eksik olmasın, yarımkırılmış dudaklar ve rind olmaya hevesli biraşüfteliği de taşımalısınız yanınızda. İşte ozaman pazardasınız ya da market mi desem?Orada sorunlu yıldızlar, acıyla geçiştirilmiş ilkgençlikler teşhir ediliyor. Saflık ve bekarethaddeden geçerek yitirilmiş geçmişe yanarlar.Gerçek olmayacak kadar artistik bir geçmişinedebiyatı yapılıyor. Evet belki de saklanmakzamanı değil ve saklanmak zamanı aynızamanda.

Livaneli şarkıları içinde "Ulaş'a Ağıt"ın yeriyok, Selda Kızıldere'yi İstanbul ManifaturacılarÇarşısı'nda unutmuş, A.Nur Yengi isminde birkızcağız karanfillere öğüt veriyor. Amankorkmasınmış, bir şiir yazsa dönecekmiş bütünanahtarlar tersine v.s. v.s. Hem nereden geliyoraklıma bu hikayeden tayyare düşünceler...Salondaki loş sesli kadın ısrarlı "Bir kördüğümki içim çözdükçe dolanıyor".

Hey gidi Hümeyra ne güzeldi sesin ya dabana göre. "Yaşamaya Dair"i dinlediğimdeposterini asmıştım odama ve şimdi ne önemi vartüm bunların ve ne önemin kaldı senin bugünlerde. Akustik gitarınla "güzelliğin on paraetmez" demiştin şu bendeki aşk olmasa.Veysel'e inat Veysel'den de güzel söylemiştin.Hatırlarmısın sen Sessiz Gemi'yi uğurlarken

14

Page 15: Başka bir dünya olduğuna yemin - WordPress.com · 2017-08-20 · Başka bir dünya olduğuna yemin edebileceğiniz o açık denizlerin gecesinden çıkıp gelen hayalet geminin

ay tutulması

1860'larda ülkemizde Hollandabüyükelçisi olarak bulunan bir zat

tarafından yazılmış ve 1916'da basılmışbir belgede Kırşehir düğünü anlatılıyor.

Kapıda davul zurna var diyor anlatan,evin dışında. Evin içindeyse 12 telli

meydan sazı çalınıyor. Bildiğiniz gibimeydan sazı meydanlarda çalınan daha

çok telli, sesi büyük bir çalgıdır,bağlama ailesinin en büyüğüdür.

İlginçlik burada da kalmıyor. Belgeyegöre içende meydan sazının yanında

klarinet, keman, santur, tef çalınıyor.

Yine aynı kitapta anlatıldığına görebüyükelçinin yolu Muğla'da bir

kıraathaneye düşmüş. Biliyorsunuz ozamanlar kıraathanelere önem verilir.Her türlü fikir ahş-verişinin yapıldığı

yerlerdir kıraathaneler. Bir âşıkatışması varmış. Aynen şöyle anlatıyorbüyükelçi:"Aşıklar oturdular, kahveci

hakemlik yapıyor, daha yarışmabaşlamadan yaylı sazlar yerini aldılar."Yaylı sazları okuyunca tüylerim dikendiken oldu. Bizim bildiğmiz atışmalar

bağlamayla yapılır. Değil mi? Hayırbağlamanın adından bile bahsedilmiyor.

Karslı bir âşık varmış, o galip gelmiş.Tüylerim diken diken oldu.

Orhan Gencebay, 1990

Erkin Koray "Every Breath You Take"isöylüyordu Yalnızlar Rıhtımı'nda. Moğollar,uzun saçları, geniş favorileriyle mecazi birFransa yolculuğunu kuruyorlardı. Zaman dahaFerdi Tayfur için erken, hanende melekler içinçok geç. Havalarda Orhan Gencebay tadı vardı.Bir de sen vardın Hümeyra, ve yıllar sonra bakartık gazinolarda yıldızların başından aşağı güldökmüyorlar, kart zamparalar iğreniyor artık

assolistlerin ayaklarından. Peki değişen ne?İstiklal caddesinde Markiz'i açacaklarmış, belki

de açtılar. Bak lümpenleri kovduk. Saat onikidegüvenle biniyoruz tramvaylara. Ve İbrahimTatlıses sırf bu yüzden O Solo Mio diyor. Niyemi? Pavarotti yüzünden canım. Artık Pavarottidinliyoruz, Ne Sun Dorma, Carusso, filan,yanında "Ablan Kurban Olsun Sana". Aboneyledans ediyor Yonca Evcimik, ismi ve soyismimatrak şamama. Sonunda onu da meşhur ettik,değil mi? Belki Yonca'nm da çocukluğu sorunlugeçmiştir ne dersin? Bak caddenin çıkışındaFransız Konsolosluğu'nun önünde Orhanabimizle, Kayahan Açar kafa kafaya vermişyürüyorlar. Bize yine yeni yeniden ızdıraplışarkılar hediye edecekler. Belki de biriniçekiştiriyorlar. Kimi mi? Tabii ki seni değil.Senin bu romanda yerin yok. Yüzün, geçmişbahar mimozalarında çok kullanılmaktan eskimişbir isim. Hem biliyorsun ki artık herşey değiştive kimse masum değil. Yves Montand olmakiçin Edith Piaf gerekliyse, Bülent Ersoy olmakiçin Fahrettin Aslan gerekliydi. Şimdi birkaçFahretine ihtiyacımız var, bak Melike'ninarkadaşı kanser olup firar etmiş memleketten,biz hala mahkumuz anlık keyifler veren tarihsizacılara. Günlük hayatımızın ideolojisini AyselGürel yazıyor da, umarsızca uyguluyoruz, alayediyoruz arasıra. Peki o zaman neden "DağlaraGel Dağlara" diyor Grup Yorum ve nedensürekli girip çıkıyor içeri. Ahmet Kaya başınıkaldırıyor mu gerçekten mahkeme salonunda,hani kaçak aldığı Mercedes yüzünden çıktığıd u r u ş m a s a l o n u n d a . K i b a r i y e ' n i nEmmioğlu'ndan bize ne, ve neden boşverlişarkılar söylemiyor İlhan İrem. Bak Muazzez deyaşlandı. O gidince kimden dinleyeceğiz telaşlıkanunlardan sarışın türkçeyi. Bir düşün, birdüşün ki duyarsız günlerimizin hükmü yoksaatlerinde, bir teselli verecek kimse kalmadı.Dertler bizim dertlerimiz değil. Kula kulluketmenin "in" olduğu günlerde, seni dinliyorum,bir mevleyi derviş eşliğinde.

Ve "Öyle uzak ki ellerim, uzakları aşıyor"

15

Page 16: Başka bir dünya olduğuna yemin - WordPress.com · 2017-08-20 · Başka bir dünya olduğuna yemin edebileceğiniz o açık denizlerin gecesinden çıkıp gelen hayalet geminin

kamaradan sesler

SONRA... SIRASIYLA

halide velioğlu

Çok zayıf, kara ve mahallenin diğer çocukları gibi dazlakçaydın. Pantalonlann askılar olmasadüşecek gibi, ayakkabıların da oldukça eskiydi. Sonra gözlerini gördüm. İncecik uzun boynununüzerinde taşıdığın küçük yüzünde o iri, durgun gözlerini. Bilmek istedim, onları nasıl taşırdın.

Mahalleli, kadın erkek, çoluk çocuk toplanmıştı. Bu bir sünnet düğünüydü, hem de atölyede...Herkes yerini bir kez almış bir daha da değiştirmemişti. Sapıtma endişesinden erkekler henüz pekiçemiyor, herkes herkesi, en çok da kendini kolluyordu. Bir tatsızlık asla çıkmamalı, yemeğin tadıdamakta, anısı fotoğraflarda kalmalıydı.

Sen bahçenin bir köşesinde, gelir gelmez seçtiğin ilk yerde durdun. Ne büyüklerin bilmemneyegöre dizildikleri kontrol zincirine ne de sünnet çocuklarına ve pipilerinin etrafında toplanmış meraklıçocuk kalabalığına karıştın. Sorduklarında sana "sonra" dedin "sırasıyla". Israr etmediler.

Yemekler yarılanmaya ve rakılar yuvarlanmaya başladığında kahkaha sesleri duyulur oldu tektük.Kadınlar kocalarını kolladılar çocukları gibi, belli ki çakırkeyf olunacaktı birazdan.

Bir çocuk durmadan kaset değiştiriyordu. Ses fluoresan beyazlığını da alıp içine makinalan örtençarşafların üzerinde kalıyordu, kimse duymuyordu. Sonra sen usulca yanaştın teybe ve cebinden birkaset çıkardın. Çocuk birşey diyemedi sana; sessiz ve kararlıydın. Yerleştirdin kasedi ve bahçedekiköşene çekildin.

"Karakolda ayna var ayna varKız kolunda damga var..."

Çocukların annesi çıktı birden ortaya, sana seslendi ve kalabalığa dönerek "davetlim, özelkonuğum" dedi. Kalabalık gülümsedi sana. Çocuklara gülündüğü gibi yukardan ve ezbere... "Hadi"dedi çocukların annesi ve sen başladın.

Önce söğüt dalı kadar ince kollarını kaldırdın havaya, sonra başın bir yana yattı hafifçe.Parmakların şıkırdamaya başladı, gözlerini kapadın ve oynadın.

Kalabalık ilk şaşkınlığını atınca üzerinden, sana tempo tutmaya başladı. Herkes sana bakıyor, senoyununa bakıyordun. Gözlerin kapalıydı.

Terbiyeli kalabalık fire vermeye başladı; birileri ortaya fırladı. Karşında dönüyor, eğiliyor, çöküyor,kalkıyor, sallanıyorladı. Sen oynuyordun. Bakmıyordun. Bir ara masaya çıkardılar seni, gizliceiçirdikleri bilmem kaçıncı rakıdan sonra. Artık gözlerini hiç açmıyordun. Herkes eğleniyor, senoynuyordun.

İlk, kadınların aklına geldi "gidelim, geç oldu" fikri. Önce masayı sonra kocalarını toparladılar.Sünnetliler ve pipileri, çoktan yorgun düşmüş, uyuyorlardı. Çocukların annesi geceden memnun vemuzaffer mahalleyi uğurladı.- Bense seni aradım, bulamadım. Oynuyor muydun yoksa hâlâ? Yoksasırasını bilmediğin, bir başkasının oyununda miydin? O an anladım bildiklerini, nasıl beklediğini,"sonra, sırasıyla"nm anlamını ve ençok da gözlerini nasıl taşıdığını.

16

Page 17: Başka bir dünya olduğuna yemin - WordPress.com · 2017-08-20 · Başka bir dünya olduğuna yemin edebileceğiniz o açık denizlerin gecesinden çıkıp gelen hayalet geminin

mezartaşlan

...ne çok insan yüzü varmış da hiç farkına varamamışım. Birsürü insan var fakat yüz ondan da fazla, çünkü her insanın yüzübirkaç tane. Aynı yüzü yıllar yılı taşıyanlar var; tabii eskir buyüz, kirlenir, kıvrımlarından aşınır, yolculukta giyileneldivenler gibi bollaşır. Tutumlu basit kimselerdir bu gibiler;yüzlerini değiştirmez, temizlemeye bile vermezler. Nesi varmışderler ve kim onlara bunun aksini kanıtlayabilir? Şimdi madembirçok yüzleri var, ötekileri ne yaparlar sorusu gelir akla.Saklarlar. Çocukları kullansın. Ama bu yüzleri, köpeklerinin detakınıp sokağa çıktıkları olur. Neden olmasın? Yüz yüzdür.

Başkaları, yüzlerini korkunç bir çabuklukla takar takar,eskitirler. Yüzler önce hiç bitmez gibi gelir onlara; fakatkırklarına daha yeni basmışlardır ki: sonuncu yüzdürkullandıkları. Ama bir gün gelir başlar trajedi: Yüzlerinisakınmaya, idareli kullanmaya alışmamışlardır; Sonuncusuratlarını bir haftada eskitip delik deşik ederler, birçok yerlerikağıt gibi incelir, giderek astar gözükür; yüz olmaktan çıkaryüz, ve bununla dolaşırlar.

Fakat kadın, kadın: büsbütün kendi içine gömülmüştü; önedoğru eğilmiş, elleri içine gömülmüştü. Notre-Dame-des-Champs Caddesinde, köşedeydi. Onu görünce sessiz yürümeyebaşladım. Yoksul insanlar, düşünceye dalmışlarsa rahatsızedilmemelidir. Bakarsınız düşündükleri şeyi bulurlar.

Bomboştu sokak, boşluğun canı sıkılıyordu; ayaklarımınaltından adımımı çekip, bir takunya gibi sağa sola fırlattı, taktuk gürültüler çıkardı. İr kildi kadın ve kendini ellerindenkopardı; o kadar çabuk, öyle şiddetli ki, avuçlarında kaldı yüzü.Yüzünün oyuk kalıbının, avuçlarında durduğunu görebildim.Gözlerimi bu ellerden ayırmamak, bu ellerden koparılıp alınanıgörmemek, bana tarifsiz bir çabaya maloldıı. Bir yüze içindenbakmak, bana dehşet veriyordu; ama ben, daha çok, çıplak çiğetli, yüzü yok o baştan korktum.

malte laurids brigge'nin notları,Rainer Maria Rilke

17

Page 18: Başka bir dünya olduğuna yemin - WordPress.com · 2017-08-20 · Başka bir dünya olduğuna yemin edebileceğiniz o açık denizlerin gecesinden çıkıp gelen hayalet geminin

deligömleği

"BİZADAMA GÖLGEMİZİ BİLE ÇİĞNETMEYİZ..."

orhan selim

isminizden memnun musunuz? Bendeğilim. Her durum için ayrı bir ismimolmasını istemişimdir. Her yenitanıştığım insana kendimi değişik birisimle takdim etme isteği yiyipbitirmiştir beni.

Bu takma isimlere karşı duyduğumilgi sadece kendi ismimdenmemnuniyetsizlik değil aynı zamandabaşka bir isimle nasıl bir kişi olurdum,nasıl bir yüzüm olurdu, nasıldavranırdım merakı olmuştur.Düşünsenize Müjde Ar gerçek adı SuatEbrem ile ortaya çıksaydı acaba nasıl birimaja sahip olurdu? Ya da yerli AlainDelon'umuz adım Cüneyt Arkın olarakdeğiştirmeseydi, Anadolu'nun Yazlıksinemalarında Fahrettin Cüreklibatur'unMalkoçoğlu'nu seyreden halkımız doğançocuklarına Cüneyt değil de Fahrettinadını koyarlarmıydı yine de? Ya da"Sezenkolikler". Gülümse'yi, SenAğlama'yı Fatma Sezen Yıldırım'dandinleselerdi, yıllarca "Fatmakolik"olurlar mıydı? Belki de Hümeyraevlenmezdi Bumin Gaffar'la bildiğmizFikret Hakan olmasa? Kimbilir?

Bu takma isimler kimi zaman yeni birimaj oluşturmak için kullanılmakta,kimi zamansa kendini gizlemek içinseçilmektedir. Örneğin izmir'de Yunanaskerine ilk kurşunu sıkan Hasan Tahsinadlı gazetecinin aslında Osman Nevres

olması bir güvenlik önlemi olsa gerek.Ya da birçok gizli örgüt çeşitli kodadlarını gizli işler çevirdikleri içinkullanıyorlardı. Örneğin, bir siyasiakıma ismini (takma ismini) verecekkadar meşhur olan Troçki'nin adınınLeon Bronştayn olması ve Troçki isminihapisaneden kaçtıktan sonra bir nedenleisim uydurması gerektiğinde eskigardiyanının adının gayri ihtiyariağzından çıkması sonucu ona takılıkalması da basit bir güvenlik önlemiolarak gözükmekte. Fakat bir de şöyledüşünün: ya buna gerek olmasaydı, yaTroçki Kızılordu'yu Leon Bronştaynismiyle kumanda etmiş olsaydı acabaBronştaynizm diye bir akım olabilirmiydi? Oysa Troçki, -izm eklemek içinçok uygun bir ad, değil mü.

Bunları imaj problemleri ilekarıştırmamak gerek. Bazen de takmaisimler ticari amaçlar için işeyarayabiliyor. Mesela bir zamanlar MikeHammer serisi Türkiye'de çok tutulanbir kitap dizisi olmuştu. Sürekli MikeHammer ' in yeni m a c e r a l a r ıokuyucuların nefesini kesiyordu. Fakatişin gerçeği Kemal Tahir adlı büyükromancımızın bir müddet sonraçevrilecek Mike Hammer'ler bitincedizinin devamını kendisinin yazmasıdır(Bir rivayete göre, ünlü yazarımıza buşeytani fikri veren editörü Ertem

18

Page 19: Başka bir dünya olduğuna yemin - WordPress.com · 2017-08-20 · Başka bir dünya olduğuna yemin edebileceğiniz o açık denizlerin gecesinden çıkıp gelen hayalet geminin

deligömleği

Eğilmez'dir . Şaşı Mustafa 'nınyalancısıyım.)

Tabii bu basit ticari anlayışın (tecimselde diyebilirsiniz) Koskoca KanuniSultan Süleyman'ın şiirlerini Muhibbimahlası ile yazmasıyla hiç mi hiç ilgisiyok. Fakat Aziz Nesin'in şiirlerini birara Vedia Nesin adıyla yayınlaması biryasak aşkın doğmasına neden olmuştu.Evet Orhan Kemal adlı bir genç buşiirleri okuyup Vedia adlı bu duyarlıkıza aşık olmuştur. Gerçeği öğrenincene kadar üzülmüştür, Orhan Kemal,yani Mehmet Raşit Öğütçü. Nediyeceksiniz Yalancı Dünya?

Yalancı Dünya dedim de aklıma ÇelikBilgin geldi. Biliyorsunuz Stalin çelikdemektir. Çelik Bilgin de YalçınKüçük'ün, Yalçın Küçük'ü övmek içinyarattığı bir hayali muharrirdir. Fakatyaratılmış bu muharrir ismiylemüsemma Stalin'in mürekkep yalamıştürevidir. Her neyse politik nedenlerdendolayı takma isim kullanmak çok yaygınbir davranış, Ali Sirmen'in aylarca,hapiste olduğu için Samim Lütfü adıylayazması gibi. Acaba fırsat olsa daincelesem diyorum Samim Lütfü ile AliS i r m e n ' i n y a z ı l a r ı a r a s ı n d akalem/karakter farkı bulunabilir mi?Çünkü bazen takma bir isim yeni birkiş i l ik olarak eskisini gölgedebırakabiliyor. Sadık Özben'in marizkişiliğinin Murat Belge'yi gölgedebırakması gibi.

Nedense bana en romantik gelenOrhan Selim ile Server Bedii arasındakikalem düellosudur. Yani "biz adamagölgemizi bile çiğnetmeyiz oğlum,

yetim-i safa" diyen Nazım Hikmetle, "bukavgada değil bir nokta bir eğri virgülbile olamayan" Peyami Safa arasındakidüello. Kim mi kazandı? Siz de biralemsiniz, sorulacak soru mu bu?

Bir başka ilginç isim meselesi de"takılan isimler" değil de eksiltilenisimlerdir. Bunlardan en dürüstü TarıkDursun K. herhalde. Kakınç soyadını K.diye kısaltmakla yetinmiş. Fakat HavvaPınar Kür'ün Havva ismini hokus pokusyok etmesi, Oktay Rıfat'ın "Horozcu"soyadını yok sayması, AlpayNazikîoğlunun sadece isim olarakkalması bayağı bayağı eksiltilenisimlerdir. Eh, haksız da değil Alpay,düşünsenize radyo da şöyle bir anons:"Evet sevgili dinleyiciler, simde de Ali

Kaptanoğlu'nun III. Şahsın Şiiri'ni AlpayNazikîoğlu'ndan dinliyoruz."Attilâ ilhan mi dediniz? Evet ama, Ali

Kaptanoğlu da Attilâ ilhan'ın ŞoförNebahat'a attığı imza.

Ne yapalım hayat böyle, îsim-imza,imaj önemli. Bunu kavramak önemli. Hiçbir şeyin önderliğini kimselerekaptırmayan Atatürk bu konuda da birönder. Meşhur imzasını birçok güzelimza önerileri arasından seçmiş. Ve bizde O'nun açtığı yoldan kurduğu ülküdehiç durmadan yürüyoruz. Amin.

19

Page 20: Başka bir dünya olduğuna yemin - WordPress.com · 2017-08-20 · Başka bir dünya olduğuna yemin edebileceğiniz o açık denizlerin gecesinden çıkıp gelen hayalet geminin

- hayalperdesi

YEDİ TÜL DANSI

murat gülsoy

Kavak ağaçlarının kurşuna dizilecekmiş gibi sıralandığı uzak düzlüklere bakanşehrin dış kıyısında yeni yapılmış olmasına rağmen bilinmez nedendir hemen derinçatlaklarla içinde yaşayanlar gibi vaktinden çok önce yaşlanmış bir binanındokuzuncu katında pis ve dağınık bir eviçinde tüm ümitlerini yitirmiş bir sürüadam hayal edebilir insan, ama hiçbiri Yusuf Bey gibi olamaz.

Aklının içine türlü görüntüler, her akşam ziyaretine gelen eskimiş ve cansıkıcıfakat yokluğu tassavvur edilemeyen dostlar gibi damlamaya başlayacaklar heryudumda. Her yudumda biraz daha karışan kişiler, olaylar. Anlamsız fikri sabitler.Öldü mü kaldı mı bilinmeyen eski arkadaşlarla çekilmiş fotoğraflarda gürsaçlarıyla Yusuf Bey. Küçük Çiftlik Parkında Hamiyet çıkmadan öncedemlenirlerken. Neler konuşurlardı, Yusuf Bey'in gençliği ne düşünürdü de öyleölü gibi fotoğrafçıya bakardı... Objektife sıyrık sıyrık gülen ince kravatları vesiyah kemik gözlükleriyle fakülte arkadaşları, herhalde Celâl Bayar'ın Amerikaseyahatini tartışacaklar birazdan. Ya da kafalar iyice tütsülü, devrin modaşarkılarını terennüm edecekler. Sonra kimbilir film nerede kopacak?

Oysa kendisi nasıl da dalgın, halbuki daha Sevtap bile yok ortalıkta, allahbilirçocuk... Kimbilir neyi düşünüyor... Sanki kendisini bekleyen karanlık geleceğigörmüş gibi o gece. Hangi gece, kiminle nerede?"Cem!.. Cem!..""Efendim baba...""Oğlum diyorum ki bir bakkal yapsan... yani... bir küçük kanyak alsan..."

Rezillik bu. Düşmüşlük. işe yaramaz alkolik bir baba olarak Yusuf Bey o yıllardane kadar popülerdi; bilen, hatırlayan var mıdır şimdi. Ümitlerle doluydu. Doludolu yaşamıştı. Beyoğlu, Tepebaşı, Kristal... Hepsinde şef garsonlar tanırdı buyakışıklı genci. Bilirlerdi zengin değildi ama yine bilirlerdi bütün kızların nasıl dauzaktan uzağa iç geçirdiklerini onun için. Hatta bir ara nereden denk gelmişsefakülteden bir arkadaşının vasıtasıyla -galiba Maçka'da- mavi köşkteki partiyegitmişti de tüm Dame de Sion'lu kızlarla dans etmişti. Ve ondan sonra bu esmer veince bıyıklı delikanlının şöhreti okulda öylesine yayılmıştı ki Sörlerin bile kulağınagitmişti varlığı.

Kanyak. Bari çikolata da olsaydı. Bu çelimsiz çocuktan fazla şey istemek olmazmı? Vicdan azabı. Kapağın gevşekçe dönüşü. Yoğun alkol kokusu. İlk yudumdaiçine işleyen sıcaklıkla birlikte bambaşka bir zaman dilimine, eski bir eğlenceye...

20

Page 21: Başka bir dünya olduğuna yemin - WordPress.com · 2017-08-20 · Başka bir dünya olduğuna yemin edebileceğiniz o açık denizlerin gecesinden çıkıp gelen hayalet geminin

hayalperdesi

Artık Aysel Tanju mu yoksa Ayşe Nana mı olur bir kadın müzikle kıvrılıp YusufBey'in kanma işliyor. Terkettiği Fakülteden arkadaşları da artık birer birer bir iştutup efendiden adamlar olmaya başlamışlardır. Yoksa daha da mı gerilerde biryerde? Görüntüde en büyük aşkı -kimselere söyleyemezdi adım çıkar diye- Rita...Aşk Tanrıçası... Yedi tül dansı... Yüzyıl geçse unutur mu acaba... Acaba bu işve veter içinde kıvırtan dansözlere değişir mi... Zamanın yabancı hayranlığından o danasibini almış ama yine de ilk göz ağrısı -belki de ilk seyrettiği filmden, öylehatırlıyor- Cahide Sonku...

Hamiyetler, Müzeyyenler, sabahlara kadar fasıllar... Ve kendi kırık dökük hayatı.Ne tuhaf, alkolün etkisi herhalde, yaşarken dünyanın sonuymuş gibi gelen o günlerişimdi buruk bir tebessümle meze yapıyor. Aklında eski bir şarkı... bakmıyorçeşm-i siyahım l yetiş ey gamze yetiş imdade...Gözünün önünde Sevtap'mbunaltıcı hırçınlığı, gözünün önünde tüm heybeliyle kendisi, git diyor, git... Nereyegidersen git. Bu ilk ayrılıkları belki. Genelde ilkler akılda kalır ya. Oysa kaç kezterkedecektir Sevtap Yusuf Bey'i ve kaç kez dönüp gelecektir Sevtap, kaç gecesabahlara kadar sevişeceklerdir... Cem'in dünyaya gelmesi bile fırtınalıevliliklerinin hızım kesemeyecektir. Ve bir gün son kez terkedecektir Sevtap,Yusuf Bey'i ve Cem'in bebekliğini ve hayatı.

Talihsiz kadındı diye düşündü. Bulanık hayaller içinde Cahide'nin eşarbınabürünmüş Sevtap, uzaklardan gelen tanıdık bir şarkı, Beklenen Şarkı değil, put theblame on me... Kanyak da bitti.

Mutfağa doğru artık iyice yaşlanmış bedenini sürüklerken Cem'in çoktan uykuyadalmış olduğunu farketti. Sevtap hamileyken hep kız olsun istemişti. Yaseminkoyacaktı adını.

Koyu bir çay. Sırf dem. Hep aynı zamanlarında gecenin, karanlıklardan çıkangıılyabaniler gibi gelip çöreklenen geçmiş zaman hesapları ve pişmanlıkları: Acabafakülteyi bitirseydi şimdi nerede olurdu; nasıl, mutlu mu, mutsuz mu? Şükran'la-Hukuk'tan- o tiyatroya hiç gitmeseydi, Cahide'nin filminde oynayacağı o önemsizrolü hiç kabul etmeseydi yakar mıydı sonradan o depoyu? Yakmış mıydı gerçekteno gece, yoksa yaşanan bir koca hayal miydi? Yanan Yusuf Bey miydi? Yanan SonkuFilm'in ve Cahide'nin ve Yusuf Bey'in gelecekleri miydi? Yanan Sevtap'msiyah-beyaz fotoğrafları mıydı bilmem kaçıncı terkedeşinden sonra?

Neye yarar şimdi pişmanlık! Fakat insan ömrünün sonuna yaklaşıp da hiç birümidi kalmayınca, eskilerden başka nereye sığınabilir ki... Zaman zaman,umulmadık bir şekilde erken uyanıp da sabah sisinin dağılışını seyrederken, kendiniEge Bahçesinde bulması da bu yüzden... Sevtap'm süet eldivenli elleri, kendisininsinekkaydı yüzü, Cihangir'in öğlen saatleri, bahçenin tenha güzelliği... Birbirlerinenasıl da yakışmışlardı hemen. Cahitlerin evinde daha karşılaşır karşılaşmaz sankikayıp notalar birleşmiş, eski kırık bir madalyon yitik parçasına kavuşmuş, bir

21

Page 22: Başka bir dünya olduğuna yemin - WordPress.com · 2017-08-20 · Başka bir dünya olduğuna yemin edebileceğiniz o açık denizlerin gecesinden çıkıp gelen hayalet geminin

-hayalperdesi

bilmece çözülür gibi akmışlardı birbirlerinin hayatına. Sonu felaketle biten birakış.

Kötü bir şaka olmalı diye düşünürdü Yusuf Bey, her felaketin ardından. Sankizimmetine para geçiren o soğukkanlı Yusuf kendisi değil, sanki cürüm gecesiRujenuar'da Huysuz Virjin'in takılmalarına kahkahalar atan o değil, sanki Sevtap'lataksiye binen başka biri, yo bu film kendi oynadığı değil. Saçları bu kadardökülmüş olabilir mi. Halbuki daha ergenlikten henüz çıkmış bir delikanlıdır YusufBey mali polis ve patronun karşısında saçları beyazlanırken. Bu filmi dahaElhamra'da yeni seyretmiştir. O adam kendisi değil tabii, baksana ErtuğrulMuhsin, işte canım, kadın da Cahide, Sevtap çocuk o zaman.

Halbuki ne güzel başlamıştı birliktelikleri. Yusuf Bey her tatil günü ve ya iş çıkışıSevtap'ı kaptığı gibi sinemaya, Rüzgar Gibi Geçti'nin kimbilir kaçıncı kezseyredilmesi, on dakika ara, fırladıkları gibi Emirgan'dalar, semaverde çay,garsonlar âşinâ... Evde geç saatlere dek mırıl mırıl sevişecekler de Yusuf Bey güçbela uyanacak sabaha... Gel gör ki daha senesi dolmadan ne şiddetli kavgalar, evegeç gelmeler, gelip de Sevtap'ı bulamamalar, kırıp dökmeler, komşuların duvarlarıyoksayan dedikoduları... Ertesi gün herşeye lanet edip soluğu Ardaş'ınmeyhanesinde almak. Pilaki, rakı, geveze arkadaşlar. Sonra hep bir ağızdan yanayakıla şarkılar, nerden sevdim o zalim kadını l bana zehr etti hayatıntadını...

Barıştıkları bir gün, Mecidiyeköy'de günlük güneşlik bir dut sefasında Sevtap'meteğindeki dutları dalgın dalgın yerken dediklerini hiç unutamaz. Biz niye böyleyizYusuf demişti. Zannederim asla rahat, huzur bulmayacağız şu dünyada. Yusufkolaylıkla avutmuştu Sevtap'ı ve kendini o gün; fakat yıllar sonra dönüp dolaşıpgözünün önüne gelip duruyor karısının mahzun hayaleti.

Zaman, diye düşünüyordu Yusuf Bey, hayatlarımızın mahvına sebep olurken şutalihsizi yavrucağı büyüten zaman. Kimbilir onu ne tür hayal kırıklıkları bekliyor.Kimbilir kaç yaşında ölecek, nerede, nasıl...

Ve zaman, bu eskimiş, yıkılmış ve yanmış adamı nasıl da olgunlaştırıyor, enbüyük dostu yalnızlığın kollarında.

Meçhul bir sevgilinin peşinde kendini yitimekteyken oğlu, tahmin edilemeyecekbir şekilde mesut kapanacaktır gözleri Yusuf Bey'in hayata, kulaklarında bellibelirsiz bir şarkı: gözlerinin önüne başka hayâl girmesin...

Kavak ağaçları uzaklardan gelen bir evvel zaman rüzgârıyla ürperdiler...

22

Page 23: Başka bir dünya olduğuna yemin - WordPress.com · 2017-08-20 · Başka bir dünya olduğuna yemin edebileceğiniz o açık denizlerin gecesinden çıkıp gelen hayalet geminin

ORMANKANUNU

Hektarlarca orman alanı, konuya en hassas yaklaşması gereken kişilerce bile, rahatlıkla gözden çı-

karı labil iyor. Ve bu kıyımlar sürerken, her seferinde, "Ağaçların çok azı kesilecek, yerlerine yeni fi-

danlar dikilecek" türünden açıklamalar yapıl ıyor. Tek bir ağacın en az 20 yılda yetiştiği unutularak!

Orman kanunu bizler sayesinde işliyor. Kıyımı durdurmanın tek yolu, hangi gerekçeyle olursa ol-

sun, ormanlardan elimizi çekmek. Hiç değilse çocuklarımız için... B i z T ü r k i y e ' n i n d o ğ a l

ç e v r e s i n i k o r u m a y a k a r a r l ı y ı z . S i z i n d e k a t ı l m a n ı z ı b e k l i y o r u z .

Page 24: Başka bir dünya olduğuna yemin - WordPress.com · 2017-08-20 · Başka bir dünya olduğuna yemin edebileceğiniz o açık denizlerin gecesinden çıkıp gelen hayalet geminin

kutupyıldızı

BİR ŞEYİN DESTANI

ferhat aktan

En büyük Aşk romanıdır bu. Bu Romanıbiz, bizim zamanımızda okumuştuk. Siz

neyse ki daha iyi zamanlara rastladınızSakın okuma... Tüberkülozlu,falan diyorlar

Ödüm kopuyor beğendiğimi söyleyemiyorumBir okudum, Sonra bir daha

Dehşetengiz bir şey. Tabii aşk delilikHeatc l i f f müthiş, Catherine müthiş

Metin ERKSAN-MAYIS 1988

Saatimi onbeş dakika ileri aldım, onbeş dakika sürdü gün.Düz bir satıhta yürüyordun yüzünde yıldız romanları.Yıllar önce konkav koltukların kucağında okumuştun.

Oysa başka şarkı dudağındaki ıslıkEzberindeki isim hep aynı zikir.

Cilt cilt gülümsüyordu Catherine, hani bir kıvrımında uyuduğunKıskanç bir çingeneydi gördüğün düş / Heathcliff değilse

Neydi seni çeken / kumsalda balıkçılara eşlik etmene sebep.Gözlerim çok mu karanlık bakıyordu, Çocukluğun ürkerdi sesimdenKırmızıya oynayabilirdi genç adam, üstündeki kruvaze ceket kirlidir

Bilmek Pek önemli değil ya da Hafıza bu oyunda kaybetti.Ola ki sarhoş gecelerden biri ceketine kezzap dökmüşse işi zor

O bunu istemezdi, çünkü süslü faturalarla çalıştığı fabrikalardakayıp yürekler koleksiyonu yapar görünmek istemezdi genç adam.kişisel tarihi oyun ediyor diye düşünebilirsiniz ama öyle basit değil

Bu başlıbaşına bir yanlış anlaşılma, çünkü kahramanımız ismiyle malûlHiçbir zaman ceket giymedi ve hâlâ acısını çekiyor mudur? Kimbilir.

Ben pek tanımam belki okuduğum kitap bittiği içindir ki,Böyle neşeli ve güleç satırlarla süsleniyor kağıtlar.

24

Page 25: Başka bir dünya olduğuna yemin - WordPress.com · 2017-08-20 · Başka bir dünya olduğuna yemin edebileceğiniz o açık denizlerin gecesinden çıkıp gelen hayalet geminin
Page 26: Başka bir dünya olduğuna yemin - WordPress.com · 2017-08-20 · Başka bir dünya olduğuna yemin edebileceğiniz o açık denizlerin gecesinden çıkıp gelen hayalet geminin

kutupyıldızı

Saatimi onbeş dakika ileri aldım, onbeş dakika sürdü geceCarlos Castenada olarak değiştirdim adımı, Avrupa'da bir yer oldu

sonra aklımdaki Rüzgarlı bayır, küçükken devirdiğim Abajur düştü peşimehani kıvrımlarında el emeği göz nurumun solduğu kitapla kırıştırırken

yıldız romanları serisinden olduğunu söyleyen melon şapkalı adamhatırlayamadım çok gençtim ve gözlerim ısırıyordu kirpiklerini

işte böyle başladı münakaşa;benim zavallı günlerim, ezberimdeki gizli sebep

genç adam nerden çıktı diyebilirsiniz,sıfatını sevdim ve inandım ona

yaşlı abajurumun da katkısı oldu. Her ikisini de geveze dilim sevdiği içinyazdım, boş durmasın diye sayfalar, cilt cilt gülsün diye Catherine.

Şimdi ben esrarengiz bir müfettişim ve dava arıyorum kendimeçevremi bedavacılar sarmasın diye gizlice soruşturmaya karar verdim.

neyi mi?Bileceksiniz, bir deniz ülkesinde melekleri bile güldüren yoksul kaderimi.Abujurumu arananlar listesine koysam ısrarla kaçar ve gülümser yüzüme

yakalarsam işim zor. Çünkü bilirim konuşmaz, yada az konuşur-dostlar arasında-

Ben dinlerim ya da bana öyle gelir, neyse suçu hazır; hükmü isyangenç bir adamı öldürdüğü söyleniyor.Ben söyledim gerekçeye herkes güldü

Ve insan umut ettiği sürece yaşar değil mi?Hem asıl söz sahibi, sıfatı özenle seçilmiş kişidir.

Hakkım aramalıyım, söz gelişi bulduğumda güneş tutulmalı.Aydınlanmalı bütün olay -annemin bu tutanakta yeri yokÜstümü arayan polislere gerçek kimliğimi gösterememçünkü gizli bir soruşturmanın en can alıcı yerindeyim

azılı bir paranoyak sanabilirler belkibenim diyebileceğim yüz çigilerini sayfalarca yitirebilirim

26

Page 27: Başka bir dünya olduğuna yemin - WordPress.com · 2017-08-20 · Başka bir dünya olduğuna yemin edebileceğiniz o açık denizlerin gecesinden çıkıp gelen hayalet geminin

kutupyıldızı

Hem asıl söz sahibi, sıfatı özenle seçilmiş kişidir / değil miSevgili Catherine, neden sahte isimler takıyorsun

Acı çektirmeyi intihar eğilimli dostlarımız mı öğretti sanaBiliyorsun genç adam küsmüş yine, eskisinden de kirli kruvaze ceketi

Kitaplar okuyor yaşlı bir abajurun eteklerinde.Sevişmek zamanı gelmedi mi gündüz güzeli, bak gözümü oyuyorum peşinden'

Biri görse Ahmet Cemil der "Ne arıyor bu Romanda?"Ama sen geçip gidersin caddenin karşı kıyısında, delikanlılara gülümsersin

durmadanBiliyorum ben esrarengiz bir müfettişim ve bela arıyorum kendime

Çevremi bedavacılar sarmasın diye, saklanıyorum sokak lambasının altındaKahretsin ki her yer karanlık, beni aydınlatıyor pencereden bakan gözlerin

Ve bakıyorum sana okuduğum kitabın kıvrılmış sayfalarındanGenç adam alıp gidiyor seni, uslu gözlerle ağlıyor okuyucu

Işığın mutlu sonla sönüyor; yaşadıkça sürüyor roman.

"Oysa başka şarkı dudağımdaki ıslıkEzberimdeki isim, hep aynı zikir."

27

Page 28: Başka bir dünya olduğuna yemin - WordPress.com · 2017-08-20 · Başka bir dünya olduğuna yemin edebileceğiniz o açık denizlerin gecesinden çıkıp gelen hayalet geminin

başka bir dünya

TANRILAR ÇILDIRMIŞ OLMALIya da

HAMLET'ÎN BİR BAŞKA YORUMU

Tiv'e (Batı Afrika) doğru yola çıkacağımgünlerde Oxford'da bir arkadaşla konuşurkenkonu Shakespeare'e geldi. "Siz Amerikalılar"dedi arkadaşım "Shakespeare zor gelmiştir hep.O herşeyden önce bir İngiliz şairi ve birisipekâlâ, onda yerel olanı yanlış anlayıp evrenselolanı da yanlış yorumlayabilir.

İnsan doğasının tüm dünya yüzündeaşağı-yukarı aynı olduğunu düşünerek karşıçıktım; büyük trajedilerin, en azından onlarınaltında yatan genel insani dürtüler açısından,herkesçe anlaşı l ır ve açık o lduğunudüşünüyordum. Tartışmaya son verecek biruzlaşmaya varamadık ve arkadaşım banaAfrika'da yerlilerle çalışmam için bir Hamletkopyası verdi. Dileği f ikrimin ilkelkoşullanmalarından sıyrılıp doğru bir Hamletyorumuna mazhar olmasıydı.

Bu benim Afrika kabilesini ikinci ziyaretimdi.Kendimi, yürüyerek dahi erişilmesi güç olanuzaklarda yaşamaya hazır hissediyordum.Sonunda, çoğu, akrabalararından, karılarındanve çocuklarından oluşan 140 kişilik birtopluluğun bilge başkanının yanına yerleştim.Etraftaki diğer yaşlılar gibi bu yaşlı adam dazamanının çoğunu kabilenin kolay ulaşılankısımlarındaki, artık seyrekçe yapılan törenlerdegeçiriyordu. Çok memnundum. Yakında,.bataklıkların yükselmesinden önceki harmanlasuların çekilip yeni tarlaların temizlenmesiarasında 3 aylık zorunla bir tecrit ve dinlenmeolacaktı.

Tamamen yanılmıştım. Törenlerin çoğu ancakyaşlıların varlığında yapılabiliyordu. Oysa,bataklıklar yükseldikçe yaşlılar bir malikanedendiğerine gitmekte güçlük çekiyor ve törenler degitt ikçe seyreliyordu. Bataklıklar iyice

Shakespear in the bush adlı makaleden HalideVelioğlu Türkçeleşlirdi.

yükselince, biri dışında tüm faaliyetler sonbuldu. Kadınlar darı ve mısırdan biramayalıyorlardı. Sonra da herkes, kadını,ihtiyarı, çocuğuyla kendi tepeciğinde oturuyorve bu birayı içiyordu.

İnsanlar içmeye şafakla beraber başlıyorlardı.Öğle üzeri tüm malikane şarkı söylüyor, dansediyor, davul çalıyordu. Yağmur yağdığında dakulübelerine çekiliyor, orada yine içip şarkısöylüyor ya da hikayeler anlatıyorlardı. Her ikidurumda da, ya öğle olmadan partiye katılmamya da kulübeme ve kitaplarıma çekilmemgerekiyordu. "Bira içerken ciddi konuşmalarolmaz. Gel ve bizimle iç." Henüz, bu yerlibirasının değerini anlamadığımdan, gittikçe dahafazla vaktimi Hamlet'le geçirir oldum. Hamlet'inyalnızca tek bir yorumu olduğundan ve bununda evrensel geçerlilğinden, artık neredeyseemindim.

Her sabah, bira partisi başlamadan bir ikiciddi laf edebilme derdiyle yaşlı adamı, alçakçamurdan duvarın üzerindeki kazıklarladesteklenmiş damüstü sazlıkları ibaretkonukevinde bekliyordum. Birgün alçak eşiktensürünerek geçtim ve malikane erkeklerininçoğunu yağmur ve soğuktan korunmak içinateşin etrafında biraraya gelmiş oturur buldum.Ortada üç kap bira vardı ve parti başlamıştı.

Yaşlı adam beni samimiyetle selamladı: "Oturve iç." Küçük sukabağından maşrapamı birayladoldurdum ve diktim. Sukabağını servis yapangence geri vermeden önce, evsahibinden sonragelen en yaşlı adamın maşrapasına bir miktarbira doldurdum. Önemli insanlar kendimaşrapalarını doldıırmamalıydılar.

"Böylesi daha iyi" dedi yaşlı adam tasvipkarbir ifadeyle bana bakarak. "Bizimle daha çokoturmalı ve içmelisin. Hizmetkârlarım bizimleolmadığın zamanlarda kulübende oturup öylecekağıtlara baktığını söyledi."

Yaşlı adanı dört çeşit "kağıt" biliyordu: vergi

28

Page 29: Başka bir dünya olduğuna yemin - WordPress.com · 2017-08-20 · Başka bir dünya olduğuna yemin edebileceğiniz o açık denizlerin gecesinden çıkıp gelen hayalet geminin

başka bir dünya

makbuzları, başlık parası makbuzları, mahkemeücreti makbuzları ve mektuplar. Mektuplarışeften ona getiren haberci, mektubuniçindekileri ona anlatıyordu. Şahsi mektupalanlar ise okuryazar birinin bulunabileceğibüyük pazarı beklemek zorundaydı. Gelişimdensonra mektuplar artık bana getiriliyordu. Birkaçkişi de üzerindeki rakamlarla oynamam içinbaşlık parası makbuzlarını getiriyordu. Ahlakitartışmalar yararsızdı çünkü bu dünürlerarasında bilinen bir oyundu, ayrıca sahtekarlığınteknik zorluklarını okuma-yazma bilmeyen buinsanlara anlatmak çok zordu. Beni de günlercekağıtlara bakan aptal biri olarak görmeleriniistemiyordum ve onlara telaşla "kağıtlarımın"ülkemin, "uzak geçmişine ait" kağıtlar olduğunusöyleyi verdim.

"Ooo" dedi yaşlı adam, "bize anlat."Bir hikaye anlatıcısı olmadığımı söyleyerek

karşı koydum. Hikaye anlatmak, onlarınarasında yetenek isteyen bir sanattı ve düzeyleriçok yüksek, dinleyicileri hayli eleştirel veeleştiriler de çokça yüksek sesliydi. Boş yerekarşı koydum. Bu sabah içki içerken bir hikayedinlemek istiyorlardı o da benimki olacaktı.Ayrıca hikayemi anlatmadıkça bundan böylehikayelerini anlatmamakla da tehdit ettiler.Sonunda yaşlı adam "Dilimize vakıf olmadığınıbildiğimiz için" diyerek kimsenin tarzımıeleştirmeyeceğine söz verdi. "Fakat" diye atıldıyaşlılardan biri "anlamadığımız yerleri, bizimsana yaptığımız gibi, bize açıklamalısın".Bunun, Hamlet'in herkesçe anlaşılabileceğinikanıtlamam için iyi bir şans olduğunu sezdim vekabul ettim.

Anlatmama yardım olsun diye yaşlı adambiraz daha bira verdi. İnsanlar uzun pipolarınıdoldurup keyifle tüttürerek arkalarınayaslandılar. Ben hikayeme başladım. "Çok eskizamanlardan birinde, bir gece üç nöbetçi büyükşeflerinin kapısını gözetlerken, eski şeflerininonlara doğru yaklaştığını görmüş."

"Neden o artık onların şefi değildi?""O ölüydü" diye açıkladım. "Bu nedenle de

onu görünce şaşırdılar ve korktular.""İmkansız" diye atıldı yaşlılardan biri

piposunu lafa karışan yanındakine uzatarak."Tabii ki bu ölü şef değildi. Bu bir büyücütarafından gönderilmiş omen'di. Devam et".

Hafiften sarsıldığımı belli etmeden devamettim: "Bu üç adamdan biri olan bitenleribiliyordu" elimden geleni yapmıştım amamaalesef, bu da onlar için büyücü demekti.İkinci yaşlı adam birincisinin yüzüne zaferlebaktı. "Ve o adam ölü şefiyle konuştu:'mezarında rahat yatman için, söyle, neyapmalıyız?' fakat ölü şef yanıtlamadı.Kayboldu ve bir daha da görmediler. Sonra,olanbitenleri bilen adam -adı Horatio'ydu- buolayın ölü şefin oğlu Hamlet'le ilgili olduğunusöyledi".

Kalabalık hep birlikte başını sallıyordu. "Ölüşefin yaşayan bir kardeşi yok muydu? Ya daoğlu şef miydi?"

"Hayır" dedim, "onun yaşayan bir kardeşivardı, o da ağabeysi ölünce şef oldu."

Yaşlı adam homurdanarak "bu tür omenlerşeflerin ve yaşlıların işidir, gençlerin değil; şefinarkasından gitmek doğru değil, belli ki buHoratio pek bilgili bir adam değil."

"Hayır, bilgiliydi" diye ısrar ettim, biramadadanan tavuğu kışkışlayarak. "Bizim ülkemizdebabadan sonra oğul gelir. Fakat ölen şefinkardeşi şef oldu ve ağabeysinin dul kalankarısıyla cenazeden yalnızca bir ay sonraevlendi."

"İyi yapmış" diye patladı yaşlı adamdüşündüklerini diğerlerine de duyurarak, "sizesöylemiştim, Avrupalılar hakkında öğrendikçegöreceğiz ki onlar da gerçekten bizim gibiler.Bizim ülkemizde de "diye ekledi bana bakarak"küçük kardeş, büyüğün dul eşiyle evlenir veçocuklarına baba olur. Şimdi, senin dul annenleevlenen amcan babanın özkardeşiyse eğer seninde öz baban olacaktır. Hamlet'in babasıylaamcasının anneleri aynı mıydı?"

Bu soru zihnimi karıştırmıştı. Hamlelin enönemli unsurlarından biri oyun dışındabırakılmıştı ve ben ne yapacağımı iyiceşaşırmıştım. Belli belirsiz, aynı annedenolduklarını sandığımı ancak emin olmadığımısöyleyebildim (hikaye de söylemiyordu ki!).Yaşl ı adam bu soy-sopla ilgili ayrıntılarınhikayeyi değiştirebilecek kadar önemli olduğunuü l k e m e döner dönmez d o ğ r u s u n ubüyüklerimden öğrenmem gerektiğini söyledi.Sonra da, keçi postundan çantasını getirmesi içingenç karılarından birine seslendi.

29

Page 30: Başka bir dünya olduğuna yemin - WordPress.com · 2017-08-20 · Başka bir dünya olduğuna yemin edebileceğiniz o açık denizlerin gecesinden çıkıp gelen hayalet geminin

başka bir dünya

Bu kez anne motifi için elimden geleniyapmaya azmederek derin bir soluk aldım tekrarbaşladım. "Oğul Hamlet çok üzgündü, çünküannesi çok çabuk evlenmişti. Bu kadar aceleetmesine gerek yoktu ve bizim geleneklerimizegöre bir dul iki yıl yas tutmadan evlenmezdi."

"İki yıl çok fazla" diye karşı çıktı elinde keçipostu çantayla kapıda beliren şefin genç hanım."Kocanız yoksa, tarlanızı kim çapalayacak?"

"Hamlet" dedim düşünmeden, "annesinintarlasını çapalayacak kadar büyümüştü. Onuntekrar evlenmesi için bir neden yoktu." Kimseikna olmuş görünmüyordu. Pes etmiştim."Annesi ve şef, Hamlet'e üzgün olmamasını vebüyük şefin bizzat kendisinin ona babaolacağını söylediler. Ayrıca, Hamlet ileride şefolacaktı bu nedenle orada kalıp şef olmak içingerekenleri öğrenmeliydi. Hamlet kalmaya kararverdi ve herkes bira içmek için dışarı çıktı."

Ara verdiğimde, zihnim Claudius veGertrude'un en iyi şekilde davrandıklarına iknaolmuş bu dinleyici kitlesine Hamlet'in kendikendine konuşmalarını nasıl anlatacağımlameşguldü ki o sırada en genç olanlardan birişefin diğer hanımlarının kiminle evlendiğinisordu.

"Başka karısı yoktu" diye yanıtladım."Fakat bir şefin birçok karısı olmalı! Yoksa

nasıl bira mayalayabilir ve onca misafirineyemek hazırlayabilir?"

Sebatla onlara bizim ülkemizde şeflerin dahibir tek eşleri ve işlerin yapılması için de birçokhizmetkarlarının olduğunu söyledim. Ancak, birşefin onu seven, karşılık beklemedençalışabilecek birkaç hanımı ve pek çok oğluolmasının çok daha iyi olduğunu söylediler.

Bu konuda onlara hak verdim fakat geri kalanıiçin onların çok sık yaptıkları gibi yapıp, "bizdeişler böyledir, biz böyle yaparız" dedim.

O sırada, Hamlet'in kendi kendisiylekonuşmasını atlamaya karar verdim. Claudiusağabeysinin karısıyla evlenmekte ne kadar haklıbulunursa bulunsun daha anlatmadığım zehirmotifi vardı ve biliyordum ki kardeş katlinitasvip etmeyeceklerdi. Umutla yenidenbaşladım. "O gece Hamlet ölü babasını gören üçadamla birlikte nöbet tuttu. Ölü şef yenidengöründü ve diğerleri korktuysa da Hamlet ölübabasının arkasından gitti. Yalnız kaldıklarında,

Hamlet'in ölü babası konuştu"."Omenler konuşamaz!" diye girdi araya yaşlı

adam."Hamlet'in ölü babası omen değildi. Onu

görmek belki omen olabilirdi ama o değildi."Ben konuştukça dinleyicilerim şaşkın şaşkınbakışıyordı. "O Hamlet'in ölü babasıydı. Obizim hayalet dediğimiz -şeydi." İngilizce'hayalet' i kullanmak zorundaydım çünkü buinsanlar etraflarındaki pekçok kabilenin tersineölümden sonra yaşama inanmıyorlardı.

"'Hayalet' nedir? Omen mi.""Hayır, 'hayalet' ölü biridir ancak etrafta yürür

ve konuşur. İnsanlar onu işitebilirler ancakdokunamazlar." Karşı çıktılar. "Zombilereherkes dokunabilir."

"Hayır, hayır! Bu büyücülerin yemek içincanlandırıp kurban ettikleri bir ölü değildi.Kimse Hamlet'in ölü babasını yürütemezdi. O,bunu kendi yaptı."

"Ölü adam yürüyemez" diye bir ağızdan karşıçıktı dinleyicilerim. Bense uzlaşmaya çoktanhazırdım, "hayalet ölü adam gölgesidir."

Fakat, yine kabul etmediler, "Ölü adamtürünün gölgesi olmaz."

"Benim ülkemdekilerin var" diye geveledim.Yaşlı adam başlayan hamurdanmalan yatıştırıp

içten olmayan bir kibarlıkla, büyüklerin gençlereolmadık düşleri için gösterdikleri müsamahaylakanşık, "Hiç kuşku yok ki senin ülkende ölülerzombi olmadan da yürüyebilirler." Çantasınındibinden bir parça kurutulmuş kola ceviziçıkardı. Ucundan bir parça kırıp zehirliolmadığını gösterdikten sonra kalanını banabarışmamız için sundu.

"Her neyse" diye devam ettim, "Hamlet'in ölübabası ona kendi öz kardeşi tarafındanzehirlendiğini söyledi. Hamlet'ten intikamınıalmasını ist iyordu. Hamlet, amcasınısevmediğinden buna yürekten inandı." Biryudum bira aldı. "Büyük şefin ülkesinde,yardımcısı ve danışmanı önemli ve büyük adamsayılırdı. Onun adı Polonius'tu. Hamlet kızıylaflört ediyordu fakat kızın babasıyla erkek kardeşi(Bu arada telaşla kabiledeki benzerlerinidüşünüyordum) onu, tarlada yalnızkenHamlet'le görüşmemesi için uyardılar. Çünkü obüyük şef olacaktı ve onunla evlenemezdi.

"Neden olmasın?" diye atıldı yaşlı adamın

30

Page 31: Başka bir dünya olduğuna yemin - WordPress.com · 2017-08-20 · Başka bir dünya olduğuna yemin edebileceğiniz o açık denizlerin gecesinden çıkıp gelen hayalet geminin

başka bir dünya

sandalyesinin kenarında oturan hanım. Yaşlıadam karısına aptalca sorular sorduğu için tersters baktı ve homurdandı, "Aynı malikanedeyaşıyorlardı."

"Sebep bu değildi" diye devam ettim."Polonius şefe yardım ettiği için malikenedeyaşıyordu; akraba değildi."

"Öyleyse Hamlet neden kızla evlenemezdi?""Evlenebilirdi" diye sürdürdüm, "fakat

Polonius onun evlenmek istemeyeceğinidüşünüyordu. Herşeyden önce, Hamlet birşefin kızıyla evlenmesi gereken önemli birşahsiyetti, yalnızca bir hanımı olabilirdi.Polonius, Hamlet'in kızıyla aşk yapmasındankorkuyordu. Çünkü sonra kimse kızının yüzünebakmazdı."

"Bu, doğru olabilir" diye lafa girdi kurnazyaşlılardan biri, "fakat şefin oğlu sevgilisininbabasına hediyeler alabilir, onu ikna edebilirdi.Polonius biraz aptalca bir adama benziyor."

"Çoğu böyle düşünüyordu" diye katıldım."Bu sırada Polonius oğlu Leartes'i Paris'e, oülke hakkında birşeyler öğrenmesi içinyollamıştı. Leartes'in içki, kadın ve kumarapara harcamasından ya da birileriyle başınınbelada olmasından korktuğu için adamlarındanbirkaçını, gizlice Leartes'i gözlemeleri içinyolladı. Birgün Hamlet Polonius'un kızıOphelia'nın yanına gitti. O kadar tuhaf davrandıki kızı korkuttu. Gerçekten -Hamlet'in müphemdeliliğini anlatacak sözcüklerin peşindeydimbeceriksizce- şef ve diğer birçok insanfarkettiler ki Hamlet konuşunca sözlerianlaşılıyor, ancak ne demek istediğianlaşılmıyordu. Pekçok insan onun delirdiğinidüşündü. "Dinleyicilerim aniden dikkatkesilmişti. "Büyük şef Hamlet'e ne olduğunuanlamak istiyordu ve Hamlet'le konuşmalarıiçin iki okul arkadaşını onun yanına gönderdi.Arkadaşlarının niyetini anlayan Hamlet onlarahiçbirşey anlatmadı. Oysa, Polonius Hamlet'insevdiği Ophelia'yı görememekten ötürüdelirdiğinde ısrar ediyordu.""Neden?" diye girişti meraklı bir sis, "Hamlet'e

bu konuda herhangi biri büyü mü yapmıştı?""Ona büyü yapmak?""Evet, yalnızca büyü bir insanı delirtebilir,

tabii ormanda pusuya yatmış yaratıklarıgörmediği sürece."

Bu noktada hikaye anlatmayı bıraktım vedeliliğin bu iki sebebi hakkında bilgi alıp nottutmaya başladım. Hem not alıyor hem dehikayedeki bu yeni durumun nasıl anlaşıldığınıöğrenmek istiyordum. Hamlet ormanda pusuyayatmış yaratıklar görmemişti. Ona yalnızca babatarafından akrabaları büyü yapabilirlerdi.Shakespeare diğer akrabalardan söz etmediğinegöre bu, zarar vermek isteyen kişi Claudiusolmalıydı. Ve tabii ki oydu.

Şefin de Hamlet'in Ophelia'ya olan aşkındandelirdiğine inanmadığını söyleyerek sorulan birsüre için savuşturdum. "O Hamlet'in çok dahaönemli bir acısı olduğundan emindi."

"Şimdi Hamlet'in arkadaşları" diye sürdürdüm,"beraberlerinde ünlü bir hikaye anlatıcısıgetirdiler. Hamlet bu adamın ağzından karısınasahip ve şef olmak için kardeşini zehirleyenadamın hikayesini anlattırmaya karar verdi.Hamlet, büyük şefin gerçekten suçluysa, bellietmeden h i k a y e y i sonuna kadardinleyemeyeceğine emindi. Böylelikle ölübabasının ona gerçeği söyleyip söylemediğini desınamış olacaktı."

Yaşlı adam araya girdi ve kurnazca, "Nedenbir baba oğluna yalan söylesin?"

"Hamlet, onun gerçekten ölmüş olan babasıolduğundan emin değildi" diye yanıtladım.Ancak, onların dilinde şeytan işi görüntülerdensözetmek imkansızdı.

"Demek istiyorsun ki" dedi "o gerçek biromendi ve o biliyordu ki büyücüler bazensahtelerini gönderebilirlerdi. Hamlet de gerçeğiöğrenmek için bir büyüğüne gidipdanışamayacak kadar aptaldı. Gerçeği görenbirisi ona babasının nasıl öldüğünü, gerçektenzehirlenip zehirlenmediğini anlatabilirdi. Bence,bu nedenle Hamlet'in babasının bir arkadaşı -birbüyücü veya bir yaşlı- bir omen yolladı veböylece arkadaşının oğlu gerçeği öğrendi. Omengerçek miydi?"

"Evet" dedim hayalet ve şeytanı terkedipbüyücünün yolladığı omen olduğuna çaresizceikna olarak. "Bu gerçekti, çünkü anlatıcıhikayesini tüm malikanenin huzurundaanlatırken, büyük şef korkuyla kalktı. Korkuyla,çünkü Hamlet'in sırrını, onu öldürtme planlarınıbildiğini düşündü."Bundan sonra olanları aktarması zordu. İhtiyatla

31

Page 32: Başka bir dünya olduğuna yemin - WordPress.com · 2017-08-20 · Başka bir dünya olduğuna yemin edebileceğiniz o açık denizlerin gecesinden çıkıp gelen hayalet geminin

başka bir dünya

başladım, "Büyük şef Hamlet'in annesindenoğlunun ne bildiğini öğrenmesini istedi.Annelerin kalbinde çocuklan hep biricik olduğuiçin Polonius'tan da Hamlet'in annesinin yatakodası perdesinin ardında, konuşulanlarıdinlemesini istedi. Hamlet, annesini yaptıklarıiçin azarlamaya başlamıştı. Bir homurdanma vehoşnuzsuzluk yayıldı aniden. Bir adam annesinihiçbir zaman azarlamamalıydı."Annesi korkuyla bağırdı ve perdenin ardındaki

Polonius kıpırdadı. Hamlet 'bir fare!' diyebağırdı, ve kılıcını çekti ve perdeye doğrusavurdu. Polonius'u öldürdü." Çarpıcı olmasıiçin bir an durakladım.

Yaşlı adamlar bir kez daha bıkkınlıklabakıştılar. "Bu Polonius herşeyden habersizgerçek bir aptalmış! Bir çocuk bile 'benim1

diye bağırmayı akıl ederdi." Bu insanların herzaman kılıç, yay ve oklarıyla gezen çok iyi bireravcı olduklarını hatırladım birden. Çalılıktaduydukları en ufak bir hışırtıda yaylarınıdoğrultur ve seslenirlerdi 'Oyun!!'. Bir insansesi karşılık vermezse eğer ok fırlatılır. Hamletde bu durumda, iyi bir avcı gibi uyanmıştı "birfare!".

Polonius'un namını kurtarmak için aceleylebaşladım, "Polonius konuştu. Hamlet de duyduonu. Fakat onun şef olduğunu sandı vebabasının intikamını almak istedi. Onuöldürmekten o gece, daha önce de sözetmişti."

Bu kez, dinleyicilerimi cidden sarsmıştım."Birinin amcasına hele ki artık babası olmuşolan amcasına el kaldırması çok kötü bir şeydir.Büyükler böyle bir adamı büyünün gazabınabırakmalılar."Şaşkınlık içinde kola cevizimden bir parça

ısırdım ve herşeyden önce, bu adamınHamlet'in babasını öldürdüğünü söyledim.

"Hayır" diye çıkıştı yaşlı adam, "Eğer amcanbabanı öldürmüşse, babanın arkadaşlarınabaşvurmalısın. İntikamını ancak onlar alabilir.Hiç kimse kendisinden büyük akrabalarına karşışiddet kullanamaz." Aklına başka birşey geldianiden,"Fakat eğer amcası büyü yapıp Hamlet'idelirtecek kadar kötü, gerçekten kötüyse ki buiyi bir hikaye olurdu, Hamlet'in kendindeolmayıp amcasını öldürmeye hazır olmasındansorumlu kendisi olurdu."

Ufak bir alkış koptu Hamlet, onlar için iyi bir

hikaye olmuştu ama benim için artık aynı hikayedeğildi. Konu ve motiflerin yaratacağı muhtemelkarışıklıkları şöyle bir düşününce cesaretimikaybettim ve belirsiz noktaları atlamaya kararverdim.

'Büyük şef diye sürdürdüm, "Hamlet'inPolonius'u öldürmesine üzülmedi. Bu, Hamlet'iiki hain arkadaşı eşliğinde ve içinde, gideceğiyerin şefine onu öldürmesini tembihleyenmektupla birlikte uzaklara göndermesi için iyi birsebep oldu. Hamlet mektupta yazılı olanlarıdeğiştirdi, böylece şefin kendi arkadaşlarıöldürülmüş oldu. Bu arada, kendisine, teşhisedilemeyecek sahtekarlığın yalnızca ahlakdışıolmayıp insan yetenekleri dışında da olduğunusöylediğim adamın sitemli bakışlarına maruzkaldım. Kafamı çevirdim."Hamlet'in dönüşünden önce, Leartes babasının

cenazesi için geri gelmişti. Büyük şef onaHamlet'in babasını ö ldürdüğünü söyledi.Leartes onu hem bu nedenle hem de babasınınsevdiği adam tarafından öldürüldüğünü duyupdelirerek kendini ırmağa atan Oşhelia'nınintikamını almak için öldüreceğine yemin etti."

"Sana söylediklerimi çoktan unuttun muyoksa?" Yaşlı adam sitemliydi, "kimse deli biradamdan intikam alamaz; Hamlet Polonius'udeliliğinden öldürdü. Kıza gelince, yalnızcadelirmedi aynı zamanda boğuldu. Yalnızcabüyücüler insanın boğulmasına neden olabilir.Su, tek başına hiçbir şeye zarar veremez. Oyalnızca insanın içtiği ve içinde yıkandığı birşeydir."

Yan çizmeye başlamıştım, "Sevmediysenizanlatmayı bırakabilirim."

Yaşlı adam maşrapama bira doldururken, "Çokgüzel anlatıyorsun ve biz de dinliyoruz. Fakatbelli ki geldiğin ülkenin büyükleri hikayeningerçek anlamını sana hiç anlatmamışlar. Hayır,kesme! Biz, evlenme geleneğinizin,elbiselerinizin, silahlarınızın farklı olduğunusöylediğinde, sana inanıyoruz. Fakat insanlarheryerde aynıdır; büyücüler heryerde vardır vebunu bilen de bizleriz, nasıl çalıştıklarını bilenbiz yaşlılar. Sana Hamlet'i öldürmek isteyeninbüyük şef olduğunu söylemiştik. Şimdi seninkendi sözcüklerin bizi haklı çıkarıyor.Ophelia'nın erkek akrabaları kimlerdi?"

"Yalnızca babası ve erkek kardeşi vardı."

32

Page 33: Başka bir dünya olduğuna yemin - WordPress.com · 2017-08-20 · Başka bir dünya olduğuna yemin edebileceğiniz o açık denizlerin gecesinden çıkıp gelen hayalet geminin

başka bir dünya

Hamlet artık açıkça kontrolümden çıkmıştı."Daha çok olmalı; ülkene döndüğünde bunu

da büyüklerine sormalısın. Bize, anlattıklarınagöre, Polonius ölü olduğundan, her ne kadarbir sebep göremesem de Ophelia'yı öldürenLeartes olmalı."

Bir kap dolusu birayı bitirmiştik ve yaşlıadam bu son durumu hafiften çakırkeyiftartıştı. Sonunda biri bana, "Polonius'unadamları döndüklerinde ne dediler?" diye sordu.Reynoldo ve görevini güçlükle hatırlayabildim,"Polonius'un öldürülmesinden önce döndüğünüsanmıyorum."

"Dinle" dedi büyüğü, "olan biteni ve hikayeninnasıl geliştiğini sana ben anlatacağım. Sonrahaklı olup olmadığıma sen karar verirsin.Polonius oğlunun başının belaya gireceğinibiliyordu ve öyle de oldu. Kavgaları yüzündenödemesi gereken birçok cezası ve kumar borcuvardı. Fakat, paraya çabucak kavuşabilmesi içiniki yol vardı. Biri kızkardeşini hemenevlendirmek, fakat şefin oğlunun gözkoyduğubir kızla evlenmek isteyecek adam bulmakzordu. Şefin oğlu ve karın arasında gizli birilişki varsa n'aparsın? Birgün kendisinehükmedecek bir adama yalnızca aptallar karşıçıkar. Bu nedenle, Leartes ikinci yoluseçmeliydi. Kızkardeşini büyüyle öldürdü, sudaboğdu. Böylelikle vücudunu gizlice büyücüleresatabildi."

Karşı çıktım. "Fakat kızın vücudunu buldularve gömdüler. Gerçekten, Leartes kardeşini birkez daha görebilmek için mezara atladı ve kızınvücudu ordaydı. Sonra, Hamlet de arkasındanatladı.""Sana ne demiştim?" Yaşlı adam başkalarınayönelerek, "Leartes kızkardeşinin vücudunaiyilik yapmayacaktı. Hamlet onu önledi, çünkübir şef halefi olarak kimsenin güç ve parakazanmasını istemiyordu. Leartes bunakızacaktı, çünkü kızkardeşini boşuna öldürmüşolacaktı. Bizim ülkemizde, bu nedenle oHamlet'i öldürmeye kalkışırdı. Olan da bu değilmi?"

"Aşağı yukarı" diye itiraf ettim. "Büyük şefHamlet'in sağ döndüğünü duyunca, Leartes'iHamlet'i öldürmesi için cesaretlendirdi vearalarında kılıçlı bir dövüş ayarladı. Dövüşsırasında her iki genç de ölümüne

yaralanmışlardı. Hamlet'in annesi, şefinkazanması halinde Hamlet'e içirmek üzerehazırladığı zehiri içti. Annesinin zehirlendiğinigören Hamlet kılıcıyla amcasını öldürdü.

"Gördünüz mü, haklıydım!" diye atıldı enyaşlıları. "Bu güzel bir hikayeydi" diye eklediyaşlı adam, "ve çok az hata yaparak anlattın.Fakat, en sonunda bir yanlış daha var.Hamlet'in annesinin içtiği zehir belli ki dövüşüngalibi her kimse onun için hazırlanmıştı, Learteskazansaydı şayet, büyük şef onu zehirleyecekti.Böylece kimse onun, Hamlet'in ölümünühazırladığını bilmeyecekti. Ayrıca, Leartes'inbüyülerinden korkması içinde bir nedenkalmayacaktı. Çünkü bir insanın kızkardeşinibüyüyle öldürmesi yürek ister."

"Bazen" diye nihayet verdi sözlerine yaşlı adamyırtık pırtık togasını sarınırken," bize ülkeninhikayelerinden anlatmalısın. Biz, yaşlı olanlar,seni onların gerçek anlamı hakkındabilgilendiririz. Böylece ülkene döndüğünde,büyüklerin de senin çalı-çırpı içindeoturmadığını, işi bilen ve sana akıl vereninsanlarla birlikte olduğunu görürler."

REHBER RUHLARLAİLGİLİ

AÇIKLAMAYI BEKLEYİN.

AYRICA"aksi gibi bugün de çok

doluydum"

YAKINDA!

33

Page 34: Başka bir dünya olduğuna yemin - WordPress.com · 2017-08-20 · Başka bir dünya olduğuna yemin edebileceğiniz o açık denizlerin gecesinden çıkıp gelen hayalet geminin

üstü çizümiş kişiler

MANİFESTO

nazlı ökten

Büyük keskin o yanlış ormanındaSevimsiz bir sincap yanıbaşımdaPatikaları arşınlıyorumYakışıklı bir küçük burjuva buluyorum eteklerimde önceSert hatları umursamazlığına karışmışŞık bir evrak çantasından yarınki hayatını çıkarıpKoyuyor masanın üzerineBilgisayar ekranından yüzüne bulaşan rakamlarKirpiklerinden başlayıp dağılıyorGözbebeklerineTam başımı alacakken göğüslerimin arasınaBir sansarın yan ıslak tüylerinin üzerime bulaştığım görüpİtiyorum onuVe kaçmaya başlıyorumBir kaç adım sonra bir tarlada koşmaya başladığımı farkediyorumAyaklarımın altında pancarlar eziliyorBir adam kesiveriyor yolumuKaşları ve gözleri asırlardır oradaParmaklarının arasındaki çatlaklarda toprağı görüyorumToprakÖlüm ve mezarlarEteğim bir mezar taşına takılmışçasınaPanik içinde çekiyorum kendimi adamın elindenTelevizyonu açıp kurtuluyorum bu kabustanVe bir deterjan reklamındaki çamaşırların beyazlığındaKayboluyorumTek hücreli canlıların cinsel hayatları üzerine bir belgeselBelki de bir popstarın bir muz kadar kolay soyulan kişiliğiBelki de iki aynanın içinde çoğalan görüntümHamburgercilerin soğuk fayans lezzetiVe kolada kaybolan buzun soğuk sakinliğindeKentin yaşamını yeniden yakalamaya mahkum edildim

34

Page 35: Başka bir dünya olduğuna yemin - WordPress.com · 2017-08-20 · Başka bir dünya olduğuna yemin edebileceğiniz o açık denizlerin gecesinden çıkıp gelen hayalet geminin
Page 36: Başka bir dünya olduğuna yemin - WordPress.com · 2017-08-20 · Başka bir dünya olduğuna yemin edebileceğiniz o açık denizlerin gecesinden çıkıp gelen hayalet geminin

üstü çizilmiş kişiler

Ve işte bundan sonraSinema kapılarında yakmak için sigaralarınıDuraksayan erkeklerin bıyıklarıDemirden bir öfke gibi yüreğime çöreklendiîmla kılavuzlarının hakkında hiç ipucu vermediği kelimeleriDoğru yazmak zorunda bırakıldımNe zaman bir içki "alsam"Kadehime bir çöp parçası düşürdüm bakışlarımdanTırnaklarımı yememeye çalıştımVe bilmediğim kavramlar için ansiklopediler karıştırdımHep uzak ülke haritalarına takıldı gözlerimHep bir yanlışlık yapacakmışcasına sessiz düşündümiçimden okumayı öğrendim ilkokuldaTa içimdenKirli kanın akciğerlerde temizlendiğiniVe buna küçük dolaşım dendiğini okudum fen bilgisi kitabındaKalbin "yarısının siyah yarısının beyaz" olduğu o şemayı gördümFakat hiç kalbim olmadı avuçlarımdaKimsenin kalbini tutamadım avuçlarımdaBelki avutmak için sevmek için belkiHep yeniden bir sevgili doğurmak istedimKırık dökük erkek iskeletlerindenAma hep birini taşırdım karnımdaYorgun olduğumu söylediğimde inanmanızı bekledim bunaŞimdiKendimi bırakıyorum hayatın kucağınaŞişede mesajBir küçük burjuva

36

Page 37: Başka bir dünya olduğuna yemin - WordPress.com · 2017-08-20 · Başka bir dünya olduğuna yemin edebileceğiniz o açık denizlerin gecesinden çıkıp gelen hayalet geminin

gölgeler

"HANGİ KAPIYI ÇALSAMKARŞIMDA BURUK ACI"

sevda yiğit

Onüç yaşında, ilk defaannelerin-ablaların ellerini bırakıp,arkadaşlarımla sinemaya gitme zevkinitattığım sıralarda, şimdi artık olmayanMelodi sinemasında, beyaz perdeninhayaller dünyasını yavaş yavaşaralamaya başladığımda seyrettiğim ilkTürk filmi O'nundu. O'nun, başındayazmasıyla daha da vurucu bakan siyahgözleriyle, dev perdede ilkkarşılaşmamdı. Onüç yaşındaki kızçocuğu, yılanları öldürmeye çalışan Okadından çok etkilenmişti. Aradanyıllar geçti ve kesinlikle bendenkaynaklanmayan nedenlerden ötürü ogözlerle yeniden dev ekrandakarşılaşmam çok zaman aldı. Ama o,yıllara ve değişen onca şeye rağmenyine beni etkilemeyi başardı, hem de enaz onüç yaşımdayken etkilediği kadar.O'nunla aralamaya başladığım beyazperdemiz, bu defa O'nunla ardına

gurbet içimde bir okher şey bana yabancıhayat öyle bir han ki

acı içinde hancı

sevmek korkulu rüyayalnızlık büyük acı

hangi kapıyı çalsamkarşımda buruk acı

kadar açılmıştı gözlerimin önünde.Bir filmde nice yaşamlar bir arada...

Bir karede sürtükdü, hayatın içindencoşkuyla sokaklara dökülen, tümgüzelliği ve dişi çekiciliğiyle insanlarıkendisine hayran bırakan bataklıkta birçiçek; diğer bir karede ise bir annenintüm şefkati ile sevdiklerinin üstünetitreyen, iyilik timsali ama hep acıçeken, yeryüzündeki tüm insanlarınmelodramını, elinden düşürmediğibeyaz mendili ve insanın içine işleyenkısık öksürükleri ile simgeleyen MelekHanım; başka bir karede ikisi birden;bir taraftan ise siyahlar içinde,suratında anlam ve anlamsızlığınkesiştiği garip bir hüzünlü ifade ileMadame ve son karede nihayet sıradanbir kadın.

"Ümit" yetimhanede O'nun filmleriylebüyüdü. Bizler de evlerimizde, o küçükekranlara sığdırmaya çalıştığımızçocukluğumuzu O'nun filimleriyle

37

Page 38: Başka bir dünya olduğuna yemin - WordPress.com · 2017-08-20 · Başka bir dünya olduğuna yemin edebileceğiniz o açık denizlerin gecesinden çıkıp gelen hayalet geminin
Page 39: Başka bir dünya olduğuna yemin - WordPress.com · 2017-08-20 · Başka bir dünya olduğuna yemin edebileceğiniz o açık denizlerin gecesinden çıkıp gelen hayalet geminin

gölgeler

yıllar yılı gönlümdebir gün sabah olmadı

bu ne bitmez çileymişneden halâ dolmadı

doldurmadık mı? Bir kare gelir ki O,tüm dişiliğiyle ve sanki her an gözyaşıseline boğulacakmış gibi ıslak bakansimsiyah gözleri ve dudaklarında hafifbir tebessüm ile tüm ekranı dolduruptaa gözlerimizin içine öyle bir bakar ki,aradan yıllar geçse ve tüm filmiunutsak bile o bakışı mutlaka hatırlarız.O'nun otuz yıldır şekilden sekile girensuratını Hazal'da delice, Sürtük'defettanca, Selvi Boylum Al Yazmalım'dasevgiyle, Mine'de hüzünle, OnKadın'da hışımla bakarken gördük.Otobüs Yolcuları'ndaki titrek gençkızdan Bir Beyoğlu Düşü'ndeki yaşamışve yıpranmış Madame'a gelene kadarçok zaman geçti. 60'lardan 90'laraTürk halkı büyük değişimler geçir'di,kültür yapısı doğudan batıya -batıdandoğuya sürüklendi durdu, darbeleroldu, sürgünler, sanat kıyımları,ekonomik krizler, porno furyalarıyaşandı. Ama O, hep aynı yerde kaldı...

sevmek korkulu rüyayalnızlık büyük acı

hangi kapıyı çalsamkarşımda buruk acı

Zirvede ve tek başına. O belki de Türkhalkının aynasında kendini görebildiği'son mabude'.

Fıstık Gibi Maşallah'da yerliMarlyn'imiz Bazıları "Sarışın" Sever'ininadına esmer güzelliğini döktü ortaya.Sonra güzel kız pavyona düştü, amaoradan assolistliğe de yükseldi. Fedakarköylü kadınıydı, ama köyden kentegöçüp yazmayı çıkarınca başındanortayaş bunalımı geçiren aldatılmış evkadım oldu. Metres olmayı da ihmaletmedi bu arada. Hatta feminist bileoldu. Oturak alemlerinde dans edenavrat ile evde kalmış kızcağız arasında,bunalımlı üst tabaka kent kadını daoluverdi.

Tüm bunları yazdıkdan sonra O'nunoyunculuğuna ilave edecek bir sözümkalmadı gibi. Ama bir rolden diğerineustalıkla giren kişinin televizyonda birröportajda sesi titreyerek konuşmasını,sorulara cevap bulmaya çabalamasınıgörünce, oyunculuk gücüne olaninancım daha da artıyor.

O, sinemamızın tartışılmaz Sultanı.Ama film kareleri dışında Hisarüstü'ndeki ilkokulu ve Buruk Acı'dan başkainsanı etkileyebilen pek bir şeyi yok. Ohayaller perdesinin gerçek bir hayali.

hangi kapıyı çalsamkarşımda buruk acı

türkan şoray

39

Page 40: Başka bir dünya olduğuna yemin - WordPress.com · 2017-08-20 · Başka bir dünya olduğuna yemin edebileceğiniz o açık denizlerin gecesinden çıkıp gelen hayalet geminin

dalgalar

HAYAL İÇRE

bedirhan muhip

Hayal olan sadece gemi mı ? Bana hiç öylegelmiyor. Bütün yaşadıklarımız, çağımızdakibaskın üretim ve tüketim biçimleri, hakiniteknolojiler artık birer hayal oldu. İllüzyondiyorlar ya, hayal işte. Daha da kötüsü galibagerçekliğin kendisi de hayal haline geldi. Bunagerçeklik, artık gerçekten fani oldu, desek kızarmısınız? Vereceğiniz cevap modern/post-modern (misiniz) ikileminde -hâlâ böyle birşeyvarsa tabii- belirleyici olacak.

Madem ki derûnumuzda "burada olmamayayönelik bir insiyak var" ve "öteye" dair yönelimbugünden sonraya da kalabilmeye mütealliktezahürler gösteriyor, ne olduğumuzubelirleyebilmek kadar ne olacağımızı da tesbitedebilmek amacıyla yazmamız gerektiğineinanıyoruz hep.

Bu çerçevede neyi yazmak gerekir sorusukadar yazılacak olanları bir formun içine bellibir disiplinle koyabilmenin çözüleceği nasılyazmak meselesi de tabiatıyla yazma fikrinebitişik en önemli hususlardan biriymiş gibi degeliyor bize. Zaten günümüz yazarlarındanbazılarına göre neyin yazıldığı aslında nasılyazıldığının çözümlenmesinden oluşan birsüreç sonunda ortaya çıkabiliyor.

Yakın zamana kadar, "ifade edilmeye layıkdüşüncelerimizin olması" yazmak konusundazihnimizi meşgul eden en önemli kıstas idi.Oysa artık yazmak da başlı başına bir olguhaline geldi ve kendi içinde bir süreç olarakkolaylıkla kurgulanabilir bir mahiyet arzetmeyebaşladı. Düşüncenin kelam ile nasıl birbağlantı içinde olduğu sorusu ise bu işinuzmanlarına, adlarını bile zor telaffuzedebildiğimiz o cübbesiz sarıksız dinadamlarına kaldı.

Çünkü varoluşun ve kavrayışın nirenginoktası saydığımız kavramların bazılarıgerçekliğin fanileştiği bu çağda güme gittiler.Dünyayı kavrayışımız ve açıklayışımızda herzaman bir referans noktası olarak aldığımız

"ben"in biraz deşildiğinde en kaypak kaypakolmadığı zamanlarda çapraşık bir düzlemdekarşımıza çıkması ya da "ben" konusundakurulan hayaller mi diyelim , umudumuzukıran en önemli gelişmelerden biri oldu.Vücudumuz diye adlandırdığımın bütünlüğünhangi nahiyesinde konumlu , hangi organ,hangi fiziksel ilişkiler kümesi "ben" diyeadlandırdığımız şeyi ortaya çıkarıyor diyesorulan soruları cevaplamaya kalkdığımızdagaliba hep: elde var hüzün.

Kadim dinler meseleyi ruh diye adlandırılanve bedendeki fiziki konumu sadece simgeselolarak işaretlenen bir kavramla çözmüştü.Fiziksel bir izahın olmayışı ve Tanrınıniradesinin çok küçük bir çerçevede yansımasıolarak görülmesi, kendi içinde bütünlüklü birizahmış gibi çağlar boyu etkinliğini korudu.

Ama sonra modern çağlarda kavramlanmızmarasına Tanrıyı pek sokmamaya başladık. Buyüzden "ben" dediğimiz şey ya da oluş içinyeni açıklamalar bulduk, insanoğlu adı verilengeniş bir topluluk olarak.

Kaderi kendi içinde gidilen bir yol olarakalgılamak mümkünse, bu aslında bizimyaptıklarımızla doğanın hareketlerinde oluşanbir bileşim gibi de alınamaz mı? Çünkü moderninsan bile biliyor ki kaderin karşısına saltıkiradeyi koymak mümkün değildir. Çünküvardığımız bilgi düzeyi gösterdi ki astrolojiketkileşimlerden doğuşla devralınan genözelliklerine, içinde bulunulan sosyal ve iktisadişartlardan anlık dürtülere kadar insan davranışve oluşunu etkileyen hesaplanamaz pek çokunsur var. Belli bir dizi eylemi bile salt iradedenibaret bir nedensellikle açıklayamadığımız"eriştiğimiz bilgi düzeyinde anlaşıldı.

Tabii vardığımız bilgi düzeyinin de anlamave kavramada önümüzü tıkayan engellerdenbiri olduğu uzun zamandır karara bağlanmışvakalardan biri. Bilgi birikimi dünyayı veinsani faaliyetleri anlamak için zorunlu bir

40

Page 41: Başka bir dünya olduğuna yemin - WordPress.com · 2017-08-20 · Başka bir dünya olduğuna yemin edebileceğiniz o açık denizlerin gecesinden çıkıp gelen hayalet geminin

dalgalar

Dil iki tarzda kullanılabiliyor.Kelimelerin hedefi ya yeni

düşüncelerin, yeni duyguların ifadesi,ya da anlaşılır olmak. Yani yavarlıkların yeni bir cephesini

belirtmeye çalışacaksınız, yahut bilinen,kabul edilen mefhumları en rahat, daha

doğrusu en rahatsız etmeyici şekildeyorumlayacaksınız. Yazı bütün

nüansları yakalamaya, bütün kaprisleridile getirmeye çalıştı mı anlaşılır

olmaktan çıkar bir parça ("ecritııreartiste"). İkinci temayül de basma kalıba

götürür bizi: beylik lakırdılar,vecizeler, darb-ı meseller... Bereket ki

bu iki kutup arasında kesin bir sınıryok. İki temayül çok defa kucak

kucağadır. Yani bunlar ayrı kategorilerdeğildir.

Cemil Meriç, 8.3.1963, JURNAL

yineliyor, gömülen baltalan gizlice topraktançıkarıp parlatmaya başlıyorlar.

Ama büyük teorisyenlerin bu sefer işigerçekten zor galiba. Çünkü düşünüşünoturacağı meşruiyet zemini olan maddi dünyanın(Braudel sağ olsaydı keşke) elimizdenkayıp gittiğini farkediyoruz. Çağımızda üretiminhakiki temelini oluşturan dokusunu hazırlayanüç temel alan var ki bunların birer illüzyondan

birer "hayal"den ibaret olmadığını kimsöyleyebilir.

Bana göre dünyamızı ve insanlarla toplumlararası ilişkileri belirleyen üç temel alan,endüstriyel çerçeve var. Bunlar: Finans,Medya, Bilgi-İşlem olarak çok genel bir ifadekalıbı içine sokulabilir.

Med(e)ya'nın hayali mi?

çerçeve ama bir başka düzeyde anlayışınimkanlarına kapıyı kapatan bir olgu da aynızamanda.

Bilgilerimizi ve onları kuşatan , düzene sokançerçeveyi dışta bırakmak bir başka deyişleparanteze almak bir süre metotolojik birçözüm olarak öne sürüldü. Bu dabilgilerimizden biri oldu. Ne var ki dünyayı birçerçeve içinde anlama sürecini değiştirmek içinde bir yeni çerçeve kurmak zorunda kaldığımızıfark edebilecek durumdayız artık.

İlginç olansa hiçbir çerçeveye yaslanmadan"düşünmeye" çalışanları insan tabiatı denen o

eski kavramsal çerçevemizin pek de çabukreddedişiydi.

Eğer insanda açıklanamaz bir öze,bölünmemiş bir ben düzeyine, bir imkantanıyorsak, işte o öz, çerçevelen olmayandüşünüşlere pek fazla prim vermiyoranladığımız kadarıyla. Bu yüzden hâlâ bazıkişiler büyük teoriye dönüş çağrılarını

41

Page 42: Başka bir dünya olduğuna yemin - WordPress.com · 2017-08-20 · Başka bir dünya olduğuna yemin edebileceğiniz o açık denizlerin gecesinden çıkıp gelen hayalet geminin

fısıltılar

BATI STANDARTLARI ENSTİTÜSÜNCEONAYLANMIŞTIR

pınar türen

Ne zaman tesadüflerle dolu veya saçma sapanbir olayla karşılaşsak hemen "Türk filmi gibiolay!" deriz. Hatta 80'lerin sonundan itibarenbiraz daha değiştirip "eski Türk filmi gibi"demeye başladık. Belki de son dönemfilmlerinden bazılarının batıda, özellikle filmfestivallerinde ilgi görmeye başlamaları onlarıkurtarıyor, böylece batı standartlarına uygundurdamgasına kavuşuyor, ve son dönem filmleritopluca yırtmış oluyor. Yani son dönem filmlericici çocuklarımız oluverdiler. Ama eskifilmlerimiz aptalca komik, saçma, duygusömürüsü yapıp ağlatmaktan başka işeyaramayan kötü çocuklar. Oysa son dönem TürkSinemasında sadece Muhsin Beyler, ZüğürtAğalar, Yollar yapılmadı. Emrah'lı, Kibariye'libir sürü film piyasayı doldurdu. Ama tüm bufilmlere rağmen, son dönem kendisini birkaç iyifilmle kurtarırken garibim eski filmler oncagüzelliklerine rağmen güme gitti. Ne AtillaTokatlı'nın Denize İnen Sokak'ı, ne MetinErksan'ın Susuz Yaz'ı, ne de Atıf Yılmaz'ın AhGüzel İstanbul'u (ödüllendirilmelerine rağmen!)aşağılanmaktan kurtulamadılar. Onlara hakettikleri değeri hiçbir zaman veremedik.Oysa başına garip bir olay gelen birini gördünüz

mü ki "eski Amerikan filmi gibi" desin?Aman Batı Canım Batı Sana Feda Olsun TümKültürümüz

O toz kondurmadığımız eski Amerikanfilmlerini tüm ilkelliklerine rağmen sevimlibulur, zevkle seyrederiz de, siyah-beyaz Türkfilmleriyle her fırsatta dalga geçeriz. DorisDay' le Rock Hudson'ın tesadüflerzincirlemesine bağlı aşklarını seyretmeyikaçırmayız, ama Belgin Doruk ile Göksel Arsoyolunca filmin başrol oyuncuları burun kıvırıp"nereden çıkarırlar bu filmleri" demeyi ihmaletmeyiz.

Amerikan filmlerine taptık. Hala da tapıyoruz.Kendi filmlerimizi ise durmadan eleştirdik,

oyuncularımızı aşağıladık durduk. SankiTürkiye'de müthiş gelişmiş sinema sektörüvarmış gibi oyuncularımızı da, yönetmenlerimizide kendilerini yetiştiremedikleri için suçlayıpdurduk. Oysa bunca imkansızlık içinde film

42

fısıltılar

Page 43: Başka bir dünya olduğuna yemin - WordPress.com · 2017-08-20 · Başka bir dünya olduğuna yemin edebileceğiniz o açık denizlerin gecesinden çıkıp gelen hayalet geminin

fısıltılar

Yabancı düşmanlığı içimi bir kerekemirmeye bağladı mı

dur duramıyorum. Ben öfkelendikçesanki onlar gittikçe artan küçümseyicibir ifadeyle bakıyorlar yüzüme. Bazı

aptal vatandaşlarımız da onlarakatılıyorlar bu küçümseme işinde.

Neymiş? Yabancı dil konuşuluyormuşonlarla. Bu onların anadili, anlamıyor

musunuz? Bu aptal vatandaşlar pervaneolurlar bu ahmak yabancıların

çevresinde. Gene de beğendiremezlerbizi. Ne güzel fıkralarımız vardır: hep

İngiliz, Fransız, Alman kaybeder bufıkralarda ve hep Türk kazanır.

...Neysem, ne olduysam daha iyisinidosyalarından çıkarıp burnuma

dayıyorlar sanki. Az gelişmiş öfkemeburun kıvırıyorlar, dudak büküyorlar.

Daha beter olun!Oğuz Atay, Tutunamayanlar

çekebildikleri için, eğ i t imin ucundangeçmedikleri halde Üç Arkadaş gibi filmlerortaya çıkarabildikleri için, inatla figüranlığa,karakter oyunculuğuna devam edip sefalet içindeyitip gitmeyi göz önüne alabildikleri için, onlarıayakta alkışlamalıyız. Ama biz, onların yerineRita'ları, Marlyn'leri, Clark'ları, James'lerialkışlamayı tercih ettik. Tıpkı yeni yetmespikerlerin Amerikan aksanını, Türk aksanınatercih edip, Türkçe'yi de Amerikan aksanıylakonuşmaları gibi, bizler de Amerikan filmleriniTürk filmlerine tercih ettik. Eh, devir batınındevri. Sadece filmlerimizi ve aksanımızı mı,neredeyse tüm kültürümüzü batıya kaptırdık.

Aynı Nakarat Hep Aynı Yansı Bayat AmaYine de Hep Aynı Nakarat

Kaftanlardaki ay-yıldızlar çoktan unutulmuştu.Birkaç koleksiyoncu onların tadını çıkarıyordu.Ama Rifat Özbek ay-yıldızı elbiselere süs,kulaklara küpe yapınca iş değişiverdi. Ay-yıldızartık bizde de modadır çünkü batı beğenmiştir.

Lokum adım başı satılır, sevilir de, yenir de,

43

ama batı lokuma "Turkish Delight" dediği zaman"lokum medaarı iftiharımız olur, eller üstündetaşınır. Kolay mı, batı "harika" dediyse mutlakaharikadır.

Güreş ata sporuydu, bir zamanlar minderlerdebizler esermişiz. Ama güreş de diğer birçok sporgibi futbolun altında ezildi gitti. Batı ileyarışabilmek için en iyi futbolu oynamakgerekliydi. Yıllarca didindik doğru dürüst futboloynayabilmek için, varımızı yoğumuzu futbolayatırdık. Kendimizi öyle kaptırdık ki futbola,neredeyse spor ve futbolun eşanlamlı olduğunusanmaya başladık en sonunda.

Bir sürü yetenekli müzisyen sırf Türk olduklarıiçin iş bulamaz, müzik yapamazken, sırf batılıolduğu için bir sürü yeteneksiz insana kucakaçtık. Kimileri kurnaz çıktı postu serdiler. Kendiülkelerinde garson bile olamayacak kişiler buradaâlâsından sanatçı yerine koyuldular. Onlara parayağdırdık, onları şöhret yaptık. Niye mi? Çünküb a t ı l ı y d ı l a r ! Ne yaparlarsa yapsınlarbizimkilerden kötü olamazlardı.

Nedendir bilinmez (Ali Kaptanoğlu'nunkulakları çınlasın) Shakespeare'ı baş tacı yaparız,Kral Lear deyince herkes saygı ile eğilir de,Tevfik Fikret acaba Shakespeare kadar itibargörür mü bilmem. Türk tarihini Lamartineyazınca kesinlikle doğru, güvenilir kabulediyoruz ama aynı şeyleri Aşıkpaşazâde söylesekesinlikle aynı güveni göstermeyiz. Kara Muratulusal kahramanlık yarışında sevimli RobinHood'un arkasından daha çok at koşturur.

Bu liste uzar gider. Liste uzadıkça bizimbunalımımız da artar gider. Belki de herşeyiboşvermek gerek. Haydi açalım radyolarıParis'den, Londra'dan bize ulaşan müziğidinleyelim. Bakın işte televizyonda Bennu enAmerikan Türkçesi'yle bizi rock dinlemeye davetediyor, bakın "talk show"larım kaçırmadığımızbir kişi ne diyor "ben programıma herkesiçıkarırım, yeter ki batıda örneği olsun". Doğrutabii şablon olsun ki biz içine oturabilelim. Haydigençler alın Ceykart'larmızı elinize, takınkulağınıza bir müzik: "Rep bizi Amerika rep bizi /Gel yanağımızdan öp bizi"...

Oysa ne güzel söylüyor Vahi Öz oküçümsediğimiz filmlerinden birinde "Aferinoğlum Ahmet sana da bıravo" Doğru, bize debıravo. Bunca kıyıma rağmen hâlâ varolduğumuzu söyleyebiliyoruz.

Page 44: Başka bir dünya olduğuna yemin - WordPress.com · 2017-08-20 · Başka bir dünya olduğuna yemin edebileceğiniz o açık denizlerin gecesinden çıkıp gelen hayalet geminin

ELMA Kurtlarından

MEDYA Kurtlarına

Reklam Ajansınız İçin

• Radyo TV Kanalınız İçin

Basın Kuruluşunuz İçin

"Hızlı ve Güvenilir"

Piyasa Araştırmaları

Ve Veri Bankacılığı

i L E T i Ş i M E V İ

Bahariye Cad. Nevzemin SokakNo. 18/8 81310 Kadıköy - İST.

Tel: 41 42 45 7 Fax:4142458

Page 45: Başka bir dünya olduğuna yemin - WordPress.com · 2017-08-20 · Başka bir dünya olduğuna yemin edebileceğiniz o açık denizlerin gecesinden çıkıp gelen hayalet geminin

şişedeki mesaj

Hayalet Kaptana,benim miçoluk cüzdanım var, kurs gördüm, kabul edilir miyim,yer var mı gemide?

herşeyi yaparım dememe gerek yok, gemilerde böyle olur zaten,o yüzden, yazı da yazacağımı yine de söylemek istiyorum.

sizi görünce duraksamadan heyecanlandım, yoksa hep düşünürüm,şüpheci yaklaşırım, bu sefer dayanamadım,sonra muhsin bey yazısı, bunu da yazmamaya dayanamadım,keyifli her şey. güzel, güzel.

fazla söz söylemek istemiyorum, şimdilik şiir fırlatıyorum size,sevmenizi umarak, sonra, yarın ya da devrisi gün bir yazıyabaşlayacağım.

(mektup iyi miydi? n'olur her şey kendi içine kapanmasın, hadialdırmayın bakalım.)(yukarıda bahsi geçen mektup, bu mektup değil.)

sevdiceizliklerle. sabri.

Hayalet Gemi yeni tayfalarına hoşgeldin diyor.Ve şunu da ekliyor:"Mesajlarınızı koyduktan sonra şişelerin ağzınıbalmumuyla sıkıca kapatın, uygun bir yerinehangi adada yaşadığınızı yazın.Mutlaka oradan geçeceğiz.Hep birlikte..."

Hayalet Gemi

4545

Page 46: Başka bir dünya olduğuna yemin - WordPress.com · 2017-08-20 · Başka bir dünya olduğuna yemin edebileceğiniz o açık denizlerin gecesinden çıkıp gelen hayalet geminin

HAYALET GEMİAylık Dergi Sayı 2 Kasım 1992

10000 TL KDV Dahil

Sahibi ve Sorumlu Yazı İşleriMüdürü

Yerelması İletişim Eviadına

A.BaburAKYOL

Yazı Kurulu

Selçuk AKMAN Murat GÜLSOYNazlı ÖKTEN

Pınar TÜREN Halide VELİOĞLU

Katkıda Bulunanlar

Nejat AKSOY Ferhat AKTANCoşan BORA Sedef ERKMAN

Sabri GURSES Ahmet K.Yalçın KARACAAdnan KURT Bedirhan MUHİP

Orhan SELİM Sadık TÜRKSAVAŞSevda YİĞİT

Reklam ve Halkla İlişkilerSorumlusu

Nimet OLCAR

i L E T i Ş i M E V İ

Bahariye Cad. Nevzemin SokakNo. 18/8 81310 Kadıköy - İSI

Tel: A l 42 45 7 Fax: 4142458

Reklam Koşulları Arka Kapak 2000000 TLKapak içi 1600000 TL (Renkli) 1300000 TL(Siyah-Bcyaz.) iç Sayfalar 1200000 TL (Renkli)900000 TL (Siyah-Beyaz)Abone Koşulları 100 000 TL (Yıllık) KDVDahildir.Hesap no. 4151-207 Babur Akyol T.C.Ziraat Bankası Çemenzar Şubesi

Yazışma Adresi Hayalet GemiYerelması İletisim Evi Bahariye cad. NcvzeminSok. No. 18/8 81310 Kadıköy -İST.Tel 41 4245 7 Faks 41 4245 8

Eğer Hayalet Gemi ileilişki kurmakistiyorsanız...

Herhangi bir evin loşodalarından birindegözlerinizi kapatın.

Ve karanlıkta bir koltuğakendinizi bırakıp,

geçmişi ve geleceğiv.e

en önemlisi bugünüdüşünüp sorular sorun.

Sonrayaklaşmakta olanHayalet Gemi "yi

düşleyin.

Ya dabize yazın.

46

Page 47: Başka bir dünya olduğuna yemin - WordPress.com · 2017-08-20 · Başka bir dünya olduğuna yemin edebileceğiniz o açık denizlerin gecesinden çıkıp gelen hayalet geminin

BENİMLE OYNAR MISIN ?

SAHİBİNDEN Satılık90 Dakikalık Radyo

Programı(Komedi)

Korsan YapımTel: 41 42 45 7-8

SAHİBİNDEN SatılıkTV Yarışma Programı

(Aşırı İyi)Korsan Yapım

Tel: 41 42 45 7-8

SAHİBİNDEN SatılıkRock Müzik Programı

(Your Rock ya daDingo'nun Ahırı)

Korsan YapımTel: 41 42 45 7-8

i L E T i Ş i M E V İ

Bahariye Cad. Nevzemirı SokakNo. 18/8 81310 Kadıköy - İST.

Tel: 41 42 45 7 fax: 4142458

GÜVENİLİRVeri Bankasından

Kiralık Bilgi Kasaları.Elma Kurtları

Tel: 41 42 45 7-8

HAYALET GEMİŞişedeki Mesajlarınızı

Bekliyor.İletişim Şeyi: 41 42 45 7-8

YAKINDAİstanbul Sahnelerinde...

Çağdaş Repertuar TiyatrosuTel: 41 42 45 7-8

HANGİ İŞE,NASIL İNSAN ?

İşe Alma GörüşmelerindeDanışmanlık Hizmetleri.

Elma KurtlanTel: 41 42 45 7-8

"YAN BASKI"Her An Yan Basabilir...

Tel: 41 42 43 8

BELEDİYELEREYerleşik Tiyatro Kurulur.

Çağdaş Repertuar TiyatrosuTel: 41 42 45 7-8

BİLGİ İŞLEMDANIŞMANLIĞI

Elma KurtlarıTel: 41 42 45 7-8

KAMPUSKitap Günleri Başladı

İ.Ü. İşletme Fak./AvcılarTel: 590 1427

HIZLI ve GÜVENİLİRPiyasa Araştırmaları.

Elma KurtlarıTel: 41 42 45 7-8

YAN AJANSHer Ajansın Arkasında

Bir YAN AJANS Saklıdır.Tel: 41 42 43 8

ZAFER ÖZERFotoğraf Sergisi

Yakında İstanbulda...Bilgi İçin: 41 42457-8

ACELEReklamı Yapılacak

Ürün Aranıyor.Evlere Servisimiz Vardır.

Yerelması İletişim EviTel: 41 42 45 7-8

Page 48: Başka bir dünya olduğuna yemin - WordPress.com · 2017-08-20 · Başka bir dünya olduğuna yemin edebileceğiniz o açık denizlerin gecesinden çıkıp gelen hayalet geminin

YENİ KİTAPLARLA11. İSTANBUL KİTAP FUARI'ndayız

Umberto Eco Tomris Uyar

FOUCAULTSARKACI

OTUZLARINKADINI

öyküler / 18.000 lira

Türkçesi: ŞADAN KAEADENIZroman / 90.000 lira

•Pınar KürSONUNCU

SONBAHARroman / 38.000 lira.

•Lawrence Dur r eliMONSIEUR

ya daKARANLIKLAR PRENSİ

AVIGNON BEŞLİSİ: lTürkçesi: SEÇKİN SELVİ

roman / 42.000 lira

•Cemal SüreyaFOLKLOR

ŞİİRE DÜŞMANdeneme: 21.000 lira

eNazlı Eray

AY FALCISIroman / 19.000 lira

•Mine G. Saulnier

BEN, SİZVE KÖPEKBALIKLARI

izlenimler / öyküler/ 16.000 lira

StanislavskiSANAT YAŞAMIM

Türkçesi: SUAT TAŞERanılar / 65.000 lira

•Fethi Naci

ROMAN ve YAŞAMEleştiri Günlüğü: 3

29.000 lira

Bruno SchulzKROKODİL

SOKAĞIöyküler / 22.000 lira

•Colette

AVARE KADINTürkçesi: LÛTFİ AY -

SUUT KEMAL YETKİNroman / 31.000 lira

•Nezihe Meriç

SULARAYDINLANIYORDU

veSEVDİCANiki oyun / 16.000 lira

YAYINLARI

CAN YAYINLARI LTD. ŞTİ.Babıâli Caddesi No. 19 Kat 2, 31110 Cağaloğlu, İstanbul

Telefon: 528 61 13 Fax: 513 5.1 88