herdurakbirkitap.comherdurakbirkitap.com/icerik/kitap/eylul.pdf · 2 12y12aino: yayinno:519 eylÜl...
Post on 19-Aug-2020
3 Views
Preview:
TRANSCRIPT
1E Y L Ü L
EYLÜL
2 M E H M E T R A U F
YAYINNO:519
EYLÜL
MehmetRauf
©BilgeKültürSanatYayınDağıtımSan.veTic.Ltd.Şti.
SertifikaNo:16228
1.Basım:Eylül2012
7.Basım:Ekim2017
ISBN:978-605-5261-19-1
GenelYayınYönetmeni:Ahmet Nuri Yüksel
Kapak:Kenan Özcan
SayfaDüzeni:Nurel Naycı
Baskı:Zafer MatbaasıMaltepe Mah. Litros Yolu Fatih Sanayi Sitesi No: 12/117 Top ka pı / İstanbul
Tel: (0212) 612 24 31
KapakBaskı:Azra Matbaacılık
Cilt:Zafer Ciltevi
BİLGEKÜLTÜRSANATNuruosmaniyeCad.KardeşlerHanNo:1Kat:134110Cağaloğlu/İstanbul
Tel:(0212)5207253(Pbx)Faks:(0212)5114774
bilge@bilgeyayincilik.comwww.bilgeyayincilik.com
3E Y L Ü L
EYLÜL
–sadeleştirilmiştammetin–
MehmetRauf
Sadeleştiren
OsmanSevim
PANTONE©
2738 CPANTONE©
7682 CPANTONE©
159 C
4 M E H M E T R A U F
5E Y L Ü L
SUNUŞ
MehmetRaufServet-iFünuntopluluğunagirenilkyazar-lardandır.Servet-i Fünundergisindeyazdığı“BizdeRoman”başlıklımakalesinde“Romanhayatınkendisidir.Yalnızcaaşk,ihtiras,şiirvemusikideğildir.Romancıeserineinsanlığıkoy-malıdır.” diyerek sadece aşk konusuna yer veren yazarlarıeleştirir,fakatEylül’dekendisidebununpekdışınaçıkamaz.
Süreyya Bey ve Suad Hanım beş yıldan beri evlidir.Süreyya’nın arkadaşı Necib, aile dostlarıdır. Necib Suad’açok değer vermektedir. Bu değer veriş zamanla aşka dönü-şür.Buaşkkarşılıksızdeğildir.AncakherikisideSüreyya’yaihanetedebilecekyaradılıştadeğillerdir.Necib’inSuad’aduy-duğubuaşkzamanlaşiddetlenir.Necib’inSüreyya’nınkarısı-nakötügözlebakmamasıgerekmektedir.Necibbudurumdakurtuluşukaçmaktabulur.Kaçarken,Suat’ıneldivenininte-kinibirhatıraolarakgötürmektenkendinialamaz.BueldivenNecib’leSuad’ınbirbirlerineaşklarınınitirafıolur.
1900 yılında Servet-i Fünun dergisinde tefrika edile-rekyayımlananEylül,psikolojikromantürününilkörneği-dir.Romandaşahıskadrosudartutulmuşvebusayedero-mankahramanlarınınpsikolojiktahlilleridahagenişyapı-labilmiştir.Suad,Süreyya,NecibhepsideBatılıhayattarzı-nıbenimsemiş,müziğiseven,aşırıhassas,aşkiçinyaşayanveçalışmayankişilerdir.Olayörgüsüçokbasittir.Romanda
6 M E H M E T R A U F
tasvirleryapılmakyerineçevreninkahramanlarüzerindekietkisiişlenmiştir.
Eseraşk,şiirvemusikiüzerinekurulmuştur.Romandaaşktanbaşkamusikikonusu,özellikleklasikBatımüziği,çal-gıolarakdapiyanoönplandayeralır.NecibileSuad’ınbir-birineyakınlaşmasındamusikininrolüoldukçafazladır.
Gönlünübirarkadaşınınkarısınakaptıranerkeklekoca-sınınarkadaşınısevenbirkadın;vicdanlarınıkirletmedenbiraşk yaşarlar. Halit Ziya Uşaklıgil’in Aşk-ı Memnu romanın-daolduğugibiEylül’dedeyasakaşkkonusuişlenmiştir.Fa-katMehmetRaufbuaşkabirazdahoşgörüylebakmış,onlarınaşklarınıkirletmemiştirdiyebiliriz.
Servet-iFünundönemiyazarlarıağırbirdilleeserlerka-lemealmışlardır.MehmetRauf’undiliokadarağırdeğildir.Bunarağmengünümüzokuyucusununeserirahatokumasıiçinsadeleşmeyapılmagereğiduyulmuştur.
Türk roman tarihinde önemli bir yeri olanEylül’ün buşekilde yayımlanmasıyla çok sayıda okuyucu tarafındanokunmavebeğenilmeşansıbulacağınıümitetmekteyim.
OsmanSevim
7E Y L Ü L
Halit Ziya’ya
İlk eserim son üstadıma...
8 M E H M E T R A U F
9E Y L Ü L
1
Salondabahçedekilerinkahkahalarıişitilebiliyordu.Süreyyacanısıkılanlaramahsusbirtahammülsüzlükle,
“Çılgınkız!”diyesöylendi.Balkonaaçılanbüyükkapıdanparmaklığadayanmışdı-
şarıyabaktığıgörülenkarısınadönüp,“Lakinbugecehavanegüzel!”dedi.Bunisangünününsaatonbirde1başlayanyağ-muruyarımsaatsonradinmiş,nemlibiryeşilliğinüstündeşimdialtınlıincileriylelacivertbirsematitriyordu;topraktan,ağaçlardanyayılannemliesintiherşeyiniçineişliyordu.
Gençkadınpencereninkenarınadayanarakbirikiuzunnefes aldı, her nefes aldıkça hayatı artıyormuş gibi oh çe-kiyordu. Sonra hâlâ sigarasının dumanlarına bulanmış,kıştan kurtulamayan bir tepe gibi karanlık ve gamlı duranSüreyya’yadoğrugelerekelindentuttu,kaldırmakistedi:
–Havabukadargüzelkenburadasomurtupoturmakge-zipeğlenenlerehaksızyerekızmaktandahamıiyidir?Haydi,bizdeçıkalım…
Süreyya’nınbugececanıpeksıkılıyordu,“adambırak!”de-di. Babasına dargınlığını bütün köye yayıyordu; yazlığa çıka-caklarızamanokadarısraretmiş,fakatbuseferdesahilbirye-regitmeyebabasınırazıedememişti.Büyükbabalarınınvak-tiylegelipnasılbudalabirhesapile“şutaşocağında”yaptırdığı
1 Odevirdekullanılanalaturkasaat,güneşinbatışını12kabuledenvebunagöreayarlanmışolansaatsistemidir.
10 M E H M E T R A U F
buköşkonlarıhersenebaşkayeregitmektenmenediyordu.BütünkışınoBoğaziçi’nigörürkenyinekoşupgeldikleri“şuçöplük”çocukluğundanberiyaşayayaşayausandığıbuıssızçölonuartıkçıkıpgezmektenmenedecekkadarbıktırmıştı!Babasınakarşıbirşeyyapamamasınınintikamınıalmakiste-yerekhırsınıbaşkalarındançıkarıyor,buradakihayatınaley-hindebulunmakiçinherşeykendisinebirvesileoluyordu.BununiçinhergünkühayatındagenellikleşenolanSüreyyaburayataşındıklarıongündenberihemendaimasisli,taşkın,hattaokadarsevdiğikarısıSuad’akarşıbilehemenhiçbirse-bepolmayarakhaksızdavranıyordu.
Suad’ın kendi kolunu tutan elinden çekip yanı başınaoturarakvekendisinedargınolmadığıiçintebessümetmeklazımgeldiğinihatırlayarakkaçamak,nursuzbirtebessüm-le, “Şimdi hep çamur oluruz; toprak toprak değil ki… İkidakikayağmuryağdımıhaddinvarsayürü!Bastığınyerdenayağınbirokkaçamurlaberaberkalkar…”dedi.
Gençkadın,beşsenelikderinbiryakınlığınverdiğietki-leyicibakışlapekiyifarkettiğibuneşesizliğinazalmasıiçinartıkyeterliolamadığınaüzülürgibiacıklıbirseslesordu:
–Peksıkılıyorsungaliba?–Evet,sorma…Patlıyorum…Burasızatenyaşanılacak
biryermi?Allah’ınkırı…Helebuyemektensonrakisaatler…Sabahleyinyemeğekadar,akşamüstü…Kısacasıherzamaninsanboğuluyor…Herkesböylebirerköşedeeziliyor…Ken-dimibostankuyusundazannediyorum.
Suad,kaşlarındaendişelibirkıvrımla,gözleridahafaz-lakarararakkaçsenedirbuaynıyerde,aynıhayattaşikâyetiçin hiçbir hâl görülmeden geçirilmiş mesut günleri düşü-nereksükûtediyordu,biraralık,“Öncedenhiçböylesöyle-miyordun!”demekistedi.Fakatneyeyarayacaktı?Ufakbirmazeret,adibirsebeplegeçiştirilmeyecekmiydi?“Barisen
11E Y L Ü L
git,oralardakal,birazeğlenirsin!”diyecekoluyordum,fakatbeşsenedirberaberbulunmayabulunmaya,herşeyinibe-raberyapmayaokadaralışmışlardıkikocasınakarşıkalbin-dekiderinbağlılığınsevkiylefedakârlığarazıolupsöylesebi-leonunbunufarkederek,gücendiğinigörerekdaharahat-sız olacağını, yine yeminlerin başlayacağını, hiçbir şey de-ğişmeyerek sade meselenin görünen yanlarıyla uğraşılmışolacağınıdüşünüyordu.Çünküasılkabahatinköşkteolma-dığınıhissediyordu;kabahatşusebebinidüşününcekalbi-nisızlatancansıkıntısındanekadaraşkvebağlılıkilegeçer-segeçsinbeşsenelikhayatınyıprattığıkalplerde,bukalple-rin,insankalbinineskimeyeolankabiliyetindeydi.Veoka-dın,oacıdüşünceilebaşınıeğipsusarkenSüreyyasöyleni-yor, şikâyet ediyordu. Belki ellinci defa olarak, “Ah büyük-babalarımız!”diyordu;anlaşılmazhesaplarlabucehennemköşelerinde bağ yapıp gelip kapanacaklarına ne olurdu şuİstanbul’uİstanbuledengüzelyerleregitselerdi…Sonrabirbabanınbudalalığıbütünaileyeirsibirhastalıkoluyor;bü-tün torunlargeliponlargibibuköşelerdeçiledoldurmayamecbur oluyorlar… Bağ, üzüm… İşte filoksera2 da hepsiniberbatettiya…Yer,yerdeğilki…Bakbabamelindekiavu-cundakinisarfetsinbuvebahastalığınakarşıkoyabilirmi?
Sonrabirdenbireköpürerek:–Ahbuçöl!dedi;şimdifarzetkiBoğaziçi’ndeyahutme-
selaAdalar’dayız…Denizyokmudeniz?Ensıcakhavalardainsanacanverir.Serin…Mavi…Hoş…Hâlbukiburadapoy-raz çıkacak diye ta sekizi dokuzu beklemeli… Duman, du-man…Külhan3gibi…Sonramanzaranındarsınırı,tekrenk-liği…DüşünSuad:Birsandalımızolurdu.Sabahlarıerken,yahut akşamları geç vakit sen şemsiyeni kapardın, ben
2 filoksera:Asmakütüklerinisarıpbozanböcekvebununyaptığıhastalık.3 külhan: Hamamlarda döşeme altında bulunan ve ısınmayı sağlayan
büyükocak.
12 M E H M E T R A U F
kürekleresarılırdım…Mehtapolsunolmasınoranıngecele-rinegüzeldir!
Süreyyasöylerkenhayaliylekendinikaybediyor,gerçek-tenorada,denizde imişgibihissederek tarifediyordu.Ko-casınınyerinedüşünenSuad,“Lakinmademkibumümkündeğil!”demekistedi.Fakatyinekendinimenetti;kocasınınşuaçıldığısıradabusöz,kanatlarınıtutmakgibiolacak,faz-laolarakbuimkânsızlıkdüşüncesionuyenidenkızdıracaktı.BunuSüreyya’nınkendisisöyledi:
–Fakatiştemümkünolmuyor,babamrazıdeğil…Çün-kü…çünküistemiyor,sevmiyor;hepsiişteondan.Eğerois-tesebizmesutolacağız…Bak,saadetimizenekadarönem-sizbirengelvar…
Sonraelinikaldırıpgörünmeyenbirdüşmanıtehditedergibi“Ahpara!”diyesöylendi.
Hiçolmazsaelliliralazımdı.“Ellilira.”diyor,sonraüzü-lerek, “Ve bunu bulmanın imkânı yok…” diye köpürüyor-du:“İmkânıyok,ellilirabulmakmümkündeğil…Yoksabenşimdiyekadarsenibinkerekapıpgötürürdüm!”
Suad,“Ahneiyiolurdu…”diyesevindi.Süreyyabaşınıçeviripkarısınınsevinçleparlayansiyah
gözlerinebakarakdevametti:– Ne mesut olurduk, ne mesut olurduk… Hem asıl se-
niniçin,vallahibütünseniniçinistiyorum…Sensöylemi-yorsun,fakatbenfarkediyorumkigelipburadakapanmaksenifenaediyor,birkerehavasızlık…Sıkıntı…Bizpapazde-ğilizkibumanastırdayaşayalım…
Hayat kalabalık, güzel hava içinde olur. Kalabalık için-deyalnızyaşamak,kalabalıkiçindegezipberaberbirköşe-yekaçmakişteasılzevkbudur.İnsankalpleribirbirinebağ-layanbubağlarıozamananlar.Benseninekadarsevdiği-mibaşkakadınlarıgördüğümzamananlıyorum.Bazenrast
13E Y L Ü L
geliphattasendengüzelbulduğumkadınlarabakıyorumdakendi kendime hiçbirisini senin kadar, senin gibi seveme-yeceğime yemin ediyorum. Sende bir şey var, öyle bir şeyki hiçbirinde rast gelmiyorum… Öyle bir şey ki işte bütünendişelerimseninyanındayokoluyor.Ruhumabirşifa,birsükûngeliyor!Dudaklarınıgözlerimedokundurmaktanme-sutolarakkaldığınıhissediyorum.Özellikleşimdibanaöylegeliyorkibendünyadasendenbaşkahangikadınıalsaydımhiçbirisiyleseningibiolamayacaktım;seningibiböylesami-mi,ruhumakadar,böylecanımakadarsamimi…
Böyle söylerken hemen dudaklarının yanında Suad’ıngözleriniöpüyor,elindekielinikaldırıpdudaklarındanayır-mıyordu. Suad kocasının sözlerini dinleyerek susuyordu.Süreyya bu elin ipek dokusunu uzun uzun koklayarak biriniltihâlinde:
–AhSuad,dedi,sendeolmasaydın…Gençkadınınmesutvesessizcesorargibibakangözle-
rinegirerekkalbindenkopanbirsamimiyetsesiyle,“SendeolmasaydınölürdümSuad…”dedi,sesindebirhüzünürpe-rişivardı.
Suad,sessizvecoşkunduruyordu.Kocasınınbucoşkunzamanlarında o daima sessiz kalır, söylemek istedikleriniböylesöyleyemediğindenbirdenbiretaşankocasınınboynu-nasarılmakarzusuylaboğularak,bütünbağlılıkateşlerinian-caksessizliklehapsederekezilirdi;vehâlâböyleyenibirge-lingibikızarıphislerininebirsözle,nebirtavırlagöstereme-diğizamanlarolurdu.Heyecanileasılruhundançıkanhay-kırışlarıhazmederdi;böylekalbinindahafazlahararetleko-casınabağlayarakruhuonakarşıböylezamanlarda,kayala-rıparçalayıcıbirçağlayancoşkunluğuilehücumederdi.Şim-diyinekendikendineitirafediyordukibuandaSüreyyaiçinhayatını isteseler mesut olarak verirdi. Beş senedir kendini
14 M E H M E T R A U F
nemutluettiğini,birerkeknamınanebüyükfedakârlıklarlahiçbaşkakocalarabenzemeyereknasılyalnızcakendinisev-diğini,bütünmuamelelerine,bütüntavırlarınakendisiiçinnasılbirşefkat,nasılbiryumuşaklıkvererekyaşadığınıpekgüzelfarkediyordu.
Çocuklukhayatıanasıylababasınıngeçimsizlikleriiçin-de kahırlı geçtiği için, her türlü düşüncesinden üstün bul-duğubukarıkocahayatıonuebedîminnettaretmişti.Sözleo kadar ilişkisi olmayanlara ait içlilik sayesinde yürüttüğüince, derin düşünceleri ile bu münasebetin ne gibi şeyler-leilgiliolduğunufarketmiyordeğildi;bilhassagittikçeeskiateşin azaldığını, eski hararetin her gün biraz daha ılımlı-ğadöndüğünügörüyor, inceleyenincebakışlarıylahepsinihissediyordu.Fakataralarındabirşeyhiçazalmıyor,daimaartıyordukiodasamimiyetidi.Kocasınınsamimiyetindenhiçbirzamanşüpheetmek ihtimaliyoktu;hergünbirgünevvelyineşüpheetmediğisamimiyetidahaçoğalmışgörü-yordu. O derece ki, evlendiklerinden bir sene sonrayı şim-di düşündükçe o zaman birbirlerine bağlılıklarını doğrula-makiçinpekkâfi,peksağlamgördüğüsamimiyetderecesibugünküne nispeten hiç idi. Bugün, “O zaman nasıl eminolmuşum?” diyeceği geliyordu. O zamanın ateşi ve özlemibugündağılmışsadakendisi tedbirlivedüşünenbirkadınolduğundanbugünküsamimiyetiöncekisamimiyetetercihederekbudağılıştanduyduğuhüznüdefetmeyeçalışıyordu.
Süreyyatekrarçaresizliktenşikâyetederek:–Bak,dedi,bakSuad,ellilirainsanınelerdenmahrum
ediyor?Sonrabizdeadamızdeğilmi,karısınımesutetmekiçinellilirabulamayanerkek…
Kocasınıböyleâcizgörmek istemeyenSuadoöyledü-şünmesin,bitkingörünmesindiye:
15E Y L Ü L
–Fakatbenseniböyledahaçokseviyorum,dedi;herkeszenginolabilirfakatseningibiolamaz.
SonraSüreyya’nınüzüntülerinidağıtmakiçinilaveetti:–Mademkienbenikapıpbiryalıyagötüremiyorsun,ba-
ribensenialayımdabalkonaolsunçıkarayım…Geceoka-dargüzelkiistifadeetmemekcinayetolur.
Buesnadabahçedengeceninbirköşesindentiz,parlakbirkahkahadahageldi.Suadpencereyedoğruyürüyerek:
–Bakkızkardeşine…Ohiçseningibidüşünmüyor…dedi.Süreyyadabalkonaçıkmıştı,oradabirhasırkoltuğadü-
şergibioturarak:–YanındaNecibmivar?diyesordu.Suadöbürsandalye-
denpelerininialmışörtünüyordu,gülerekcevapverdi:–Galiba.–Kocasıbabamınyanındadeğilmi?Tuhafevlenme,tu-
hafkoca,tuhafkadın…Özellikletuhafkadın…Suadgülerek,“Özellikletuhafkoca…”dedi,ozamanbir-
birlerinekarşıfikirlerinisavundular.Süreyya’nıniddiasıncaherişteolduğugibibundadaba-
basınıntedbirineticesiolarakfenabirevlilikyapmışolankızkardeşiHacerevlendiğininbudahailksenesiolduğuhâldekocasındansoğuyarakaralarındaaleniilgisizlikhükümsü-rüyordu;Fatinhertürlütasavvurunüstündebayağıbirefen-diçıkıncabirkuşgibişen,birazincevehoppacaolanHaceriçinbuderinnefretuyandırmıştı.
Süreyyatektükağaçlarlauzayıptakarşıkidağlarıneteği-nekadarbağadoğrubakaraktekrarediyordu:
–Çılgınkız!ZavallıNecib,geldigelelielindençekmediğikalmadı.Geldiğinebinkerepişmanolmuştur…
Necib Süreyya’nın halasının oğluydu ki ara sıra köşkemisafirgelirdi.
16 M E H M E T R A U F
VeSüreyya,genç,güzel,zarifNecib’idüşünerekenişte-siFatinBey’igörüyor,yağlıimişgibiparlayanensesi,yüzü,daimabiristifadeümidiileyanbakanküçükhilekârgözleri,birazyüksekomuzlarınıüstündeyemekyerkenbirhayvanşekliverenöneeğilmişbüyükbaşıylanasıl iğrençbirsimaolduğunukabulederekHacer’ehakvermekistiyordu.FatinBeyötedegayretle,birişlemeşgulmüşgibibeyefendiningö-zünegiripevdedemirbaşolmakiçinherşeyiyaparkenuysalgörünürgibiateşli,titizHacer’in,Necib’iüzüntüsünebirin-tikamvasıtasıyapmasındanürküyordu.Sonradediki:
–Yok,banaöylegeliyorkiFatin’inyerindekimolsaidiHaceryineböyleolacaktı.Ondahâlâçocukluktankalmabirafacanlıkvarkiartıkmazeret falankabuletmez.Kendisinigörenokuldankaçmış,komşuevindeoyunoynayanbirma-hallekızızanneder.
Suadmüdafaaetti:–Oo,ricaederimbey,haksızlıketme…Hacer’idaimaka-
bahatligörmeyeokadaralışmışsınkiartıkherneyapsafenagörüyorsun.Heledüşün,zavallıkız!Ogüldükçebirşeyibenitırmalıyorgibigeliyor.OzamanHacer’indüğündenevvelkihâlinitarifetmeyebaşladı;gençkızınsöylediğiveitirafettiğiümitlerini,emellerini,bütünogençkızlarınkadınolduklarızamana dair hülyalarını anlatarak sonra karşısında birdenböyle kaleminde4 otura otura, ihtiyar memurlar arasındabüyüyerekihtiyarlaşmış,tembelleşmişbirkocabuluncanehâlegeldiğinigösteriyordu.
–Şimdidüşün,diyordu,farzedelim…İştemeselaNecibBey,onapekâlâkocaolabilirdi;öylebiriilebirleşipotursaidizannedermisinkiHacerböyleolurdu,dahadoğrusuböyleolsabelkitabiigelirdi.GerçişimdiHacerevvelkindentitiz,
4 kalem:Resmîdairelerdeyazıişlerininyürütüldüğüyer.
17E Y L Ü L
evvelkinden hırçındır; ama yemin ediyorum ki fena kalplideğildir.Senkardeşisinamabenimkadarbilemezsin,kadınkadınıdahaiyitanır.
Süreyyakendikendinesöylenirgibi:–Necib,evetNecibBeyiyiolurdu…Hattaannemdehep
onuilerisürüyordu…Fakatbabam,“Aileiçindeböyleevli-lik iyiolmaz!”dedigitti…OndanbaşkabendedüşündümkiNecib,kızkardeşimepekuygunsadafakatkızkardeşimNecib’ehiçlayıkdeğildir;layıkolmakşöyledursunhattauy-gunbiledeğildir.Necib’edahaiyiterbiyegörmüş,dahaağırbaşlı,dahaincebirkadınlazımdır.HemNecibevlenmektenölümdenkaçargibikaçar.
Suadgülüyordu:–AmanNecibBeytuhaftır;“Benceevlenmekölmektir!”
der,durur!– Necib için gelip böyle bir bucağa kapanarak kalmak,
baharı,bütünyazıböylegeçirmek…Oh,bununimkânıyok-tur. O serbest alışmış; gezmeye, eğlenmeye alışmış… Onabekârlıkhayatınıncazibeleriniunutturupkendinebağlamakiçinbenkadınisterim…Hacermi?HacerNecib’ekendinibiraysevdiremezdi.Bizimterbiyeettiğimizkızdanneolacak?
Suadyenidengüldü:–Amanbeyefendiduymasınyinenelersöyler?..Süreyyaomuzlarınıkaldıraraksustu.Havagittikçeserinliyor,durgunhavasankihepsuolu-
yordu;gece,berrak,altınpullumavitülleriyletitreyerekdo-nuyordu.Suadpelerinininiçindebüzülerek:
–Soğukbirgün,dedi,isterseniçerigirelim…Oandaaşağıdanbirsesyükseldi,“Peksoğukpek!”diyor-
du.BuNecib’insesiydi.Suadeğilerek,“Biziçerikaçıyoruz”dedi.Hacersoğuktanbüzülmüşsesiyle,“Amabütünbütünkaçmayınız,bizdesalonageliyoruz…”dedi.
18 M E H M E T R A U F
Salonageçtiklerizamansadecamlarıkapadı;Hacer ileNecibdışarıdangürültüilegeliyorlardı;kapışiddetleaçıla-rak Hacer şiddetle içeri atıldı; pelerininin yüksek yakasın-dakaybolmuşküçükçehresimosmorkesilmişti.Koştu,eliniSuad’ınboynunasokarak,“Üşümüşmüyümbak?”dedi.Ne-cibpardösüsünüçıkarmış,orayabırakmıştı.
Süreyyaonadoğruyürüyerek:– Eğer Hacer hasta olursa seni tutacağım Necib, dedi;
sonraelinialarak:–Bakseninelindedonmuş!Necibgülüyordu:–OhâldebeniHacerHanımkurtarır;zirabukabahatte
nekadarazsuçumolduğunuherkesteniyibiliyorum.Birtür-lüiknaedipburayagetiremedim.Evveldeöyledeğildi,şim-dişairolmuş.Elindengelsebiçilmiştartılmışşiirsöyleyecek.
Hacer lambanın yanında, ayakta ellerini ağzına götür-müş,nefesiyleısıtmayaçalışarakkardeşinebakıyordu,son-raomuzsilkerekNecib’edöndü:
– Sen korkma boşuna, dedi, onlar hep sözdür… Biz osözlerihepdinledik…Şimdiasılseninyapacağınşeysoba-yıyaktırmaktır.
Necibsobayıyaktırmakiçinuğraşıyordu;Suaddediki:–DurunNecibBey,hizmetçileronubirsaatteyakamaz-
lar,bırakbana…Sizyalnızsöyleyindebanaateşgetirsinler.Süreyya,Hacer’inyanınagelmiş,ellerinielinealmıştu-
tuyordu. Hacer Süreyya’dan korkmamakla beraber ondandaimabirçekingenlikhissediyordu;kabahatliçocuklargi-bikonuyudeğiştirmekdüşüncesiyleaynanınönündekisa-atebakarak:
–Oo,saatdahaüçbuçuk…Yatmamızadahavakitvar.Bezikoynayalımmıçocuklar?
Süreyyacevapvermeyerek:
19E Y L Ü L
–SenküçükolmalıydındaHacer,diyordu,seniminimi-ni şamarlarla iyice bir dövmeliydim; o zaman belki NecibBey’indeintikamınıalırdım…
NecibsobayıyakmakiçinSuad’ayardımederek:–Benimintikamımmı?dedi;dünyadaintikamkadarta-
nımadığım bir his yoktur. Bugün beni döven birisini yarınbiridöverkengörsemağlayacağımgelir.
Şimdisobaalevalmış,odunlartelaşlıbirçatırdıileyan-mayabaşlamıştı.
Hacer Süreyya’nın elinden kurtularak bezik masasınıdüzeltmeyebaşladı;“Haydibeziğe,beziğe…”diyordu,Suad,“Benoynamam,bakarım.”diyemasayaoturdu;Necib,Ha-cer,Süreyyaoynamayakararverdiler.Onlaroynarkenosey-rediyordu.Birdenokadardalmış,gözlerininönündekişey-leredikilennazarıonlarıgörmeyerekbaşkaâlemlereokadaruzanıpgitmiştikikendininoradaolduğunuoyunbittiğiza-manfarketti.
NecibBeykâğıtlarıtoplayarak,“Durbakalımdaha.”di-yordu.Hacerönündenkâğıtlarıeliyleiterek,“Benimcanımsıkıldı.” dedi; Süreyya; “İşte gördünüz ya, bizim Hacer’leoyunolmaz…”diyekâğıtlarıtoplamaktaNecib’eyardımedi-yordu;Hacer,“Efendim,Allahrahatlıkversin!”dediveogit-tiğizamanNecibkâğıtlarıbırakarak:
–Tuhafgeliramahakkıdavarya…dedi;buradaoturupda insan yine neşesini muhafaza edebilmek için sizin gibiolmalı.Ongünkalmakkararıilegelmiştim,galibayarınilktrenle kaçacağım… Burada nasıl hayat geçiriyorsunuz bil-memki…Zorlainsancehennemegirermi?
O zaman Suad yarın istediği zaman buradan kaçabilme-nin kocası tarafından da saadet kabul edebileceğini düşün-dü;Süreyya’yabaktı,odeminkarısınaettiğişikâyetlerişimdiNecib’edinletmeyebaşlamıştı.Necibhephakveriyor,kendinin
20 M E H M E T R A U F
biranolsunduramayacağınısöyleyerekgittikçekuvvetbu-lankararıyla,“Aman,hemenyarınkaçayım!”diyordu.
Suad,“Buradanereyegidersiniz?”diyesordu.–Ada’ya…ŞimdiAdagittikçegüzelleşir,İstanbul’unen
güzelyeribuaydaAdalar’dır.Daimagiderkalırım…Helepa-zargünleriokadarkalabalıkoluyorki…
Süreyyadaldığıhayaldenuyanarak:–BenolsamBüyükada’yagitmem…Dahatenhabirye-
re…Öylebiryerolsunkibenkalabalıkiçindeolayımdayi-neoradayaşamayayım…BengitsemmeselaHeybeli’ye,ya-hutBurgaz’a…
Necibgülerek:–A,oradabirgünyaşayamam,diyordu.(Sonraikisinede
bakarakciddibirtavırla)Sizikiniziçinoralarıâlâdır…Fakatbenimgibiyalnızyaşayanbiradamiçin…Eğerbendesizingibiolsamhattaburadanayrılmam,dedi.
Süreyya gülerek reddediyor, burada insanın boğuldu-ğundan,yaşamanınimkânıolmadığındanbahsediyordu;ozamanNecibkabuletti:
–Evet,öylebiryerolmalıkiinsankalabalıktayaşamalı,fakatiçinegirmeden…
OnlarkonuşurkenSuaddüşünüyordukikocasıgibikala-balığısevmezbiradamdeğil,kalabalıkiçindebüyümüşNe-cibBeybilekendinebireşbulursaburadakocasınıncehen-nemdediğibuköşedeyaşamayarazıidiveSüreyya’yıböy-le,daimaböyleneşeliveyalnızberaberolmaktanbaşkahertürlüendişedenkurtulmuştutamamakonabüyükbirfela-ket gibi geliyordu. Düşüncelerinin ta derinlerinde bir ateş,küçük bir korku, bu felaketin gerçekten büyümesi fikrin-dendoğanbiracıgittikçekendinihissettirmeyebaşlıyordu.“Neyapmalıyarabbim?”diyorduveNecibsözsöylerkenhepkendilerindenmesutveuygunbireşgibibahsettikçe,buna
21E Y L Ü L
memnunveminnettarbirnazarlabakarakteşekküretmekistiyordu.Hâlâsaadetrenginimuhafazaedenbumüşterek5hayatlarınınderinliklerindekendihissolunamaz,görülmezmelaller6 hissettiğinden o söyledikçe gerçekten onun zan-nettiğikadarmesutolduklarınakanmakistiyordu.Hiç,hiç-birkederleri,ayrılıkları,hiçbirşeyleriyoktu;fakatiştebuka-darsamimi,bukadarbağlıbirhayataalıştığıiçinenhissedil-mezşeyleronabirtehditgibigeliyordu.
Birden Necib’in, “Hep kabahat daima aynı hayat sürül-mekte…” sözü kulaklarını yırttı. Evet, değişmek lazım değilmi idi? Eğer bugün yalnız vücuduyla kocasını her emeldenuzaktutamıyorsavebütünsebephayatlarınındaimatekrenkolmasıise…Bundansonraokorktuğugeleceğehükmedebil-mekiçinhayatınıdeğiştirmelideğilmi?Şimdiyekadarhayat-larınıhiçbirhesabagöredüzenlememiş,hepolaylarınakışı-nabırakmıştı;fakatbundansonraidareetmek,düzenlemekgerektiğinianlıyordu.Hattasaadetlerininaynıhâldedevamıonlarıbıkkınlığagötürenbirhisiçindetutmaktaidi,buken-disinekâfibirdersoluyordu.Evet,artıkbirazyapayolmalıydı.Vebunuderinbiracıilehissediyordu.Ohertürlüendişedenarınmışgeçirdiğigündelikhayatı,hiçbirkaydabağlanmadanbile umulduğundan üstün bir neşe ile, daima beklenmedikgülümsemelerlegelen,hepgüzelliklerle,hepsevinçlerlege-lenosadehayatonaşimdi,elegeçmesiimkânsızbirlütufacı-lığıile,birhüsranmatemiilegörünüyordu.
Ahçocuklarısağolsaydı…Vebunudüşünürdüşünmezher zamanki gibi ta ciğerinden bir şey sızlayarak gözleriniyaşlarla doldurdu. Ah çocuk! Bunu anlıyordu, bir çocuğunbirailedenasılbirbağolduğunu,telafisiimkânsızzannolu-nan neşelere benzeyecek bir başkalık, bir yenilikle kalpleri
5 müşterek:Ortak.6 melal:1.Hüzün,keder.2.Usanma,bıkma.
22 M E H M E T R A U F
nasılüzüntülüvemesutettiğinidüşünüyor,düşündükçeço-cuğununkaybınaşimdibununiçindeayrıbirmatemtutu-yordu.Ahsağolsaydı,onlarınhayatınınasıldaimasıcak,da-imagençtutacaktı…Bukayıpkendilerindeokadarderinbiryaraaçmıştıkitekrardoğurmakiçinbüyükbirkorku,daya-nılamazbirsakıncaduyuyordu.Eyohâlde?Bırakacakmıy-dı? Saadetlerinin böyle hiç görülmeyen, hissedilmeyen fa-kattesireden,tahripedenvebirgünbirbüyükyarahâlindemeydanaçıkacakolanbukurdunubırakacakmıydı?
Kocasınıgittikçebucansıkıntısınamağlup,gittikçebucansıkıntısınınpençesindeodahagüzelgeçenzamanlarahasretçekergörüyor,buhasretbüyüdükçekendineaitduy-gulanmalarazalaazalabelkibirgünasılengelkendisisayıla-rakbütünbütünihmaledileceğinifarzediyorduvekendiet-kisininkaybındançokkocasınınbaşkabiretkiye,dahakuv-vetlibiretkiyeyenikolmasıihtimali,buimkânonuyakıyor-du.Tekrarsormayabaşladı:Ey,ohâlde?
Evetuğraşmaklazımgeliyordu.Fakatnasıl?Evvelaonunistediğini yapmalı idi; birden kocasına karşı kalbinde yertutmuşsevgiokadarcoştuki,“Pekisendegit,NecibBey’leberabersendeeğlen…”diyeceğigeldi.Fakatsonrakadınlı-ğıonabirtakımmanzaralarsundu,daimaherzevkteortakolduklarıhâldeşimdionukendisininyabancı,mahrumkal-dığızevkler içindegördü,adibirkıskançlık,herşeyikendiyapmakisteyenbirhanımolmadığıhâldebunatahammüledemedi; onu hiçbir eğlenceden mahrum etmek istemez,fakathepeğlencelerekatılmakarzusunadamâniolamazdı;birdenfikrindebirnur titredi;bukendineokadarbeklen-medirbirzevkverdikikalktı,gezinmeyebaşladı.
SüreyyaileNecibhâlâsözlerinedevamediyorlardı.Şim-di Necib ona bir olay anlatıyor. Süreyya dayanmış, dalgın
23E Y L Ü L
dalgın onu dinliyordu. Ve genç kadın kocasını bahtiyar vesevinçligörmekiçinokadarsamimibirarzuhissediyor,onumesut etmek için, onu hiçbir kadının mesut edemeyeceğikadarmesutetmekiçinokadarsonsuzbirkalpkuvvetidu-yuyordukiartıkhertürlüengelekarşıgelmekkendisiiçinbirsıkıntıdeğil,birhazolacağınıdüşünüyordu.
Yavaşça çıktı, kocası görmeden babasına mektup yaz-mak içinhemenodasınakapandı;mektubunuoşimdige-lipgörecekdiyebinheyecaniçindeyazıpbitirdiktensonrahemenzarflayıpdadısınınodasınagitti.Küçüktenberielin-debüyüdüğübuellilikkadınkocasıöldüktensonraSuad’ınrızasıyla buraya yanına gelmişti; birçok ricalarla onu yarınerkenden İstanbul’a kadar gitmeye razı ettikten sonra yu-karıyaçıkıpSüreyya’yıhâlâNecibBey ilesalondabuluncaşimdidenmuvaffakolmuşgibimemnun,yanlarınaoturdu.
Sabahleyin uyanır uyanmaz Suad’ın ilk işi hizmetçiye,“Dadımgittimi?”diyesormakoldu.Kızihtiyarkadınıner-kendenuyandığınıhaberverincememnunbirşekildekalkıpcamlarıaçtırdı.Bolbirgüneşgeceninrutubetinisilip,yor-gunbuharlarhâlindeorayıburayıdolamış,rüzgârsızhavadabunlarasılmışkalmıştı.Tauzaktaüzerindetektükköşklerleağaçlarkaynaşanbirovanınortasındaufkakadardenizgö-rünüyordu.
Süreyya“AcabaNecibBeygittimi?”diyesordu;Sürey-yabirkoltuğauzanmışdüşünüyordu;bununüzerinekalk-tı,“Sahi..amadahagitmemiştir,gidecekolsaydıgecevedaederdi.Durbirkerebakayım…”dedivecamlıkapıyıaçarakköşkünüçtarafınıçevreleyenbalkondayürüyüpöbürbah-çedepencereninyanındadurdu.
Necibpencereninönündekikoltuktadalgınoturuyordu:–Benseniuyuyorzannettimdi.
24 M E H M E T R A U F
–Ooo,saatbir,buzamanakadaruyumakiçininsanmis-kinolmalı.Bilhassabenburanınasılsabahınıseverim.Şeh-rinharıltısıiçindeyaşadıkçainsanabirazsessizlik,birazkır,birikikuşsesipekhoşgeliyor.
– Evet, burada geçici olduğunu bildiğin için sana öylegelir…
Necib ileride kütüklerin arasında entarisiyle dolaşarakyanındakibağcıilebirşeylerkonuşanbeyefendiyigöstererek:
–Ohiçsizingibidüşünmüyor,dedi.Süreyyahiddetleomuzlarınıkaldırdı:–Odaeğerbusenebirsalkımüzümalabilirse…Güneştatlıbirokşayışlasıcaklığınıduyurmayabaşlamış,
pencerelerdengirenışıkiçlerininyarıgölgesindegüleryüzlüparıltılarla resimleşiyordu. Sessizlik içinde hızlı sesle bah-çede konuşan beyefendinin sözlerini işitiyorlardı. Süreyya,“Annemgeliyor.”dedi.
Balkonun öbür tarafından annesi geliyordu. Gülerekbahçedebabasınıgösterdi.Süreyyabaşınısallayarak,“Gör-dük!”dedi.HanımefendiNecib’erahatedipetmediğiniso-ruyor. Süreyya ona vakit bırakmayarak, “Garip soru!” de-yiverdi. “Sanki burada boğulmaktan başka bir şey varmışgibi… Şimdi sıcak gittikçe ateşlenerek her taraf bir fırın,ağaçsız,rüzgârsız,birkülhangibişiddetleyanmayabaşlar…Hiçozamangelipsormazsınız;nasılsınız,terliyormusunuz,boğuluyor musunuz, demezsiniz… Rüzgâr çıksın diye saatdokuzubeklemeli…”
ArkadanSuad’ınsesiniişittiler.Gülerekhanımefendiye,“Vallahi benim kabahatim yok, anneciğim,” deyiverdi; “omümkündeğilbuseneburadaoturmayacak…”
Hanımefendigülerek,“Öyleya,biryalıtutar,alırsenigö-türür…”dedi.
25E Y L Ü L
Süreyya alaylı bir tavırla küçümseyerek, “Evet sayeniz-de…”diyesöylendi.
Necibdediki:“Neiyiolurvallahi…Birküçükyalı,karıkocaistediğinizgibibiryalıyıotuzlirayatutarsınız.”
Suad,birdenkalbiataraksordu:“Otuzliramı?”Süreyyaannesininelinitutmuş,onaşikâyetediyor,yal-
varıyordu. Annesi gülerek başını sallıyor, “Mümkün değil,imkânı yok…” diye tekrar ediyordu. Babasının elindeki-ni avucundakini çubuklara verdiğini, hatta parasızlıktanşikâyetettiğinisöylüyor,kendisinegelince“Benneredenbu-lurum?”diyordu.Süreyya,“Ahsizdeneçıkınlarvardır!”di-yor,annesigülerek“Otuzlira…Mümkündeğil…Senerkekdeğilmisin,birkarınıbesleyemiyorsun.”diyeeğleniyordu.
OzamanSüreyyahiddetle,“Evethakkınvar.”dedi;“fakatbenmaaşımlaancakboğazımızı teminedebilirim…Evvel-den,peşinotuzlira…Bununiçinborçmuetmeli?”
Onlar konuşurlarken Suad kocasına işittirmemeye ça-lışarakNecib’edediki:“Bugüngidiyormusunuz?”Veötekitereddütederkenburadakalmakonuniçinbirfedakârlıkol-duğunudüşünerekbirricasedasıylailaveetti:
–Bugünkalınız.Sonrabunudakâfigöremeyerek,“Kalınız,sizeihtiyacım
var.”dedi.Buseda,butavırokadaresrarengiz,okadartatlı idiki
Necibhattaşaşmışbilegörünmedenbaşeğdi.
26 M E H M E T R A U F
2
Suadonlarısıkmadanakşametmekiçinruhunutüket-ti.Süreyya’yıbütünbütünkızdırmakistiyormuşgibihavaokadarsıcak,okadardurgunolmuştukihepsibaygınbaygınperdelerinarkasınasinenserincegölgeyesığınmışlardı.Fa-tinilebeyefendiİstanbul’akalemlerinegittiklerindenevdeikierkekleüçkadınkalmıştı.Hacerisebugünöğleyemeğin-denöncegörünmedi;onunmerakedipehemmiyetverdiğişeylerdeböylebirdenküsüşleri,sebepsizihmaledişlerivar-dıvebusabahsarışınvücutlaramahsushassasiyetlepekacıçekmişolduğunahükmederekonlar,Suad’laikierkekotu-rurlarken Suad gezmek teklifini mümkün görmediğindennihayetpiyanoyubirkurtuluşçaresiolmaküzerekabuletti.
Necib’inmusikiyipeksevdiğinibildiğindenonueğlendi-rebilmekiçinbirçokzamandırihmalettiğipiyanosunageçti.
Süreyyauzanmışolduğuminderde,gözleritavanadikil-miş,kımıldamayarak,“Sıcaktadinlenmiyor!”diyordu;sonragülerek,“BöyleisedeçalSuad,teşekkürederimetraftakiha-şeratuğultusununyanındapiyanongerçektenmusikiyerinegeçiyor…”diyegülüyordu.
Necib, bilakis pek memnun olarak, bir alçak sandalyeileköşedepiyanonunyanınagelipoturmuştu;Suadçoktanberiçalmadığıhavalarıçalmaktagüçlükçekiyor,elininbece-risitembelliğinincezasıolarakkaybolduğundansözederekşikâyetediyordu.
27E Y L Ü L
Evin içinde sürekli olarak piyanonun nağmeleri dal-galandı; yemek haberi geldiği zaman Süreyya uzun bir ofile kalkarak koştu, piyanonun kapağını kapadı; “Musiki ileidam!”diyeeğlenerek.“Amankurtuldukyarabbim…SendemiezameleğindenoldunSuad?”diyordu.
Sofradayineokonuyuaçtılar;Necibşikâyetebaşlama-danhanımefendigülerek,“İşteyalıyagidiyorsunuzya!”de-di; Süreyya acı bir rica ile, “Evet sayenizde!” derken Hacermerakilesoruyordu;hanımefenditatlısesiyleağırağıran-latıyor. Süreyya’nın artık burada sıkıldığından kaçacağını,Boğaziçi’ndebiryalı tutupSuad’ıgötüreceğinihafifbir te-bessümle haber veriyordu. Hacer evvela gerçek zannetti,birden bütün yüzünü kaplayan bir hiddet alevinden sonrakendinizaptederek,“Ohneâlâ,”dedi;“buradayalnızbaşı-mıza….”Hanımefendigülereksözünükesti:“Artıkbizdeya-lıyamisafirgideriz;şimdiyekadaronlarbizdemisafirdi,şim-didensonradabizonlarda…DeğilmiHacer?”
Hacersoğukbirtavırla,“Oniçinmişo?”Bizdeistesekgi-demezmiyiz?”dedi.
Süreyyaahçekerek,“Gitsekdehepberabergitsek…”di-yordu.
Hacerçehresindebirsevinçparıltısınımenedemeyerek:–Ha,dedi,bendesahigidiyorlarzannetmiştim.NecibHacer’inböyleküçüklüklerepekçokkapılarakon-
ları böyle adi adi meydana vurduğunu görmekle beraberonaacıyordu;Suad’ınüstünlüğü,güzellikçebelkiHacerüs-tüngelirdi,fakatSuad’ınbütündiğerşeylerdeonaüstünlüğüokadargözeçarpıyordukibunuHacer’indefarketmemesimümkün değildi. Ahlakça, ağırbaşlılıkça, uysallık ve neza-ketçebuüstünlükSuad’aöylebirhâlveriyorduki,güzelli-ğibundanzenginleniyordu.Kocasınaolanbağlılığı,sakin,daimagüleryüzlü,daimaalçakgönüllühâlleribiryükseliş
28 M E H M E T R A U F
sebebioluyor,onuyükseltiyordu.HâlbukiHacer’inöylean-larıoluyordukibirgölgegibibellibelirsiz,incekaşları,şeffafcildi,saçlarınındilberedasıilegerçektengüzelbirkadınol-duğugörülür.Necibbugüzelliktebirazyaramaz,birazyırtıcıkuşrengibulurdu.SonraSuad’ınmutluluğuyanındakendi-sininziyanedilmişevlilikhayatı,bukadınakarşısaklanma-yannezaketvetahammülününyeterligelmediğinibirkinileonuincitirdururdu.
NecibeğerSuad’ınyumuşaklığıveidaresiolmasaHacer’leanlaşmanınmümkünolamayacağını,Hacer’inhattafırsatbi-lebeklemeyenşuhırçınhücumlarınaSuad’ınnasılbirtaham-mülilekarşılıkverdiğinifarkediyordu.
Sofradankalkıpsalonaçıktıklarızaman,“Sizpekiyiya-pıyorsunuz?”dedi.
Suad evvela anlamazlıktan geldi; bunların kendine birtaarruzolmadığını,Hacer’inbazenherkesekarşıböyledav-randığınıiddiaetti.FakatSüreyyadabirleşerekbütünota-vırlarınbireraçıktaarruzolduğunukabulezorladılar;oza-manonubirküçükkardeşigibisevdiğini,herhâlinepekçokacıdığını,bununiçinöyleküçükşeylerineönemvermemeyitercihettiğinisöyledi:
– Yemin ederim ki, diyordu, Hacer sizin zannettiğinizkadarfenabirkızdeğildir;eğeriyiidareedilsepekiyiolur,hâlbuki…
Süreyyaağızdolusudumansavurarak:–İşteasılişoradaya,diyehaykırdı;bukadarkişininiçin-
debusabırbirsendevar…Necibgülerek:–İştebendebusabrahayranoluyorum,dedi.SüreyyaSuad’ınelindentutmuşNecib’egösteriyordu:–BenimkarımbirmelektirNecib…Suadgülümseyerek:
29E Y L Ü L
–Kızarmaklazımmı?diyesordu.Süreyya:–Senneyaparsanyap,dedi,benmüsaadenizlerahatra-
hat,yahutistirahatetmekniyetiylegiderşurayayatarım.SalonahenüzgirenHacer:–Ooo,ağabeyimbuseneöğleuykusunapekerkenbaşla-
dı,diyesöylendi;sonradönüpSuad’a:–Buuykuileyalıdaneyaparsın?Seninoradayalnızlık-
tancanınpeksıkılacakgibianlıyorum…dedi.Suadgülümseyereksordu:–Neiçin,sizgelmezmisiniz?Hacer,birçeşitraksedergibiNecib’edoğrugiderken:–Benmi?dedi.(Biraztereddüttensonrailâveetti.)Ca-
nımhelebirkereyalıtutulsunda…Bunekadaracele?Birazdurdu,sonrasöylemekistediğisözühazmettiğini
gösteriruzunbir teneffüsleoradayatanSüreyya’yıgörme-mişgibiNecib’eyaklaşıp:
–Akşamakadarbenimleberabersin,dedi.Necib,“YaşimdisizSuadHanım’ınyalnızlığındanbah-
sediyorsunuz?”diyecekoldu,Haceruzunbir“Ooo!”koyu-vererekbaşladı:
–Oşimdiyalnızdeğilki…İnsanakuruhülyadaniyiar-kadaşmıolur?
Kuzum, bu yalı hülyası öyle bir hastalıktır, insanı çokvefakârbirdosttaniyimeşguleder.
Necibyine:–Hepberaberburadaotururuz,değilmiHacerHanım?
diyor.Süreyyayattığıyerdensesleniyordu:– İstersenizgezmeyeçıkınız,kütükormanlarına,yahut
fasulyekorusuna…Hacer Necib’in çekingen tavırlarına, Süreyya’nın, biraz
kurusesinebakıpsonraSuad’ınsessizdurmasınahücumetti:
30 M E H M E T R A U F
–Yalıyıneredetutuyorsunuz,Suad?Suadgülümsemeyeçalışarak:–Bakalım,dahakararvermedik,dedi.–Öyleisekararvermemekiçinçokzahmetçekmeyecek-
siniz…Bendeilköncegerçekzannetmiştim…Bizdebuzü-ğürtlükvarken…Böylesöylenilir,söylenilir.Birçoktatlıhül-yalarkurulur,(GülerekSüreyya’ya,Necib’ebakıyordu.)son-ravazgeçilir,değilmi?
Zatenbundankolayşeymiolur?Ağabeyimmalumya,evvela bir heves, bir heves… Üstüne uyku… O, Paris’e deböylegidipgelmedimiidi?
Suadbusözlerinarasındahepkendikendine,“Ahakşamolsa!”diyordu.Akşamüstühepsinikandırıpyolaçıkardı.
Fakat son tren gelip de dadısının çıkmadığını görün-cecanıpeksıkıldı;okadaryalvardığıhâldebabasınınbelkialdırmayacağını düşünerek kızıyordu. Dadısı ertesi akşam,öbürakşamdagelmedi;Suadhergünakşamakadarsabır-sızlıkişkenceleriilebekliyor,bütüngünumduğuhâldesonsaatteümidinikesiponungelmeyeceğini,gelsebileboşge-leceğinidüşünüyor,üzülüyordu.ÖbürgüntekrarNecib’ialı-koymakiçinpekfazlasıkıldı.Bununlaberaberniçinalıkoy-duğunudaanlamıyordu;yalnızonunSüreyya’yakalbennederece bağlı olduğunu bildiğinden para geldiği zaman ko-casının sevincinde hazır bulunmasını istiyor, bundan baş-kaNecib’inBoğaziçihakkındakibilgisindenistifadeedilece-ğinidedüşünüyordu.FakatakşamlarakadarHacer’inşıma-rık,hırçınkadınlığıelindennelerçektiğinigörereksıkılıyor-du.Bununiçinyine“Kalınız!”sözününefsinizorlayaraksöy-leyebildi.FakatNecibpekciddidavranarakbualıkoymalarınsebebinianlamak içinhiçbir imadabulunmamış,hepses-sizcebeklemişti.
İkinciakşamyinebiraralıkyalnızkalınca:
31E Y L Ü L
– Sizi akşama kadar burada bekletip sıkıyorum; affedi-niz,dedi,Süreyya’yabiroyunyapacağım,sizindebulunma-nızıistiyorum;fakatolmuyorki...
Necib,“Zatencumartesi inmeyekararvermiştim”diyetekrarricayıreddetti.Neolduğunuanlamamaklaberaberbuoyunun yalıya dâhil olacağına hükmediyordu. Artık bütünköşkünağzındabiralayolanbumeseledenbahsolundukçaSuad’ınheyecanlanmasıbufikritakviyeediyordu.
Fakatbumeseledehepsiokadaraşırılığavarıyorlardıkiartıklüzumundanfazlaoluyor,hattarahatsızediyordu.Bu-nufarkedenNecib,Suad’ıncevapvermediğinigördükçeka-dınınsabrına,tahammülüneşaşıyordu.
Suad’laiştebeşsenedenberitanışıyorlardı;bubeşseneiçinde ona olan hürmeti her an çoğalmış, kadınlar arasın-daböylesinetesadüfpekgüçolduğunuzannettirmeyekadarvarmıştı.NecibzatenpeknadirziyaretettiğibuaileyeSürey-yaevlendiktensonradahaseyrekgelmeyebaşlamıştı;oza-manhenüzokuldançıkmış,uzuntahsil7senelerininbiriktir-diğibirtelaşveateşleyaşamayakoyulmuştu.Kadınlarhak-kındapekuzaktanvesayfalararasındakiaraştırmanıntec-rübe ve mantıktan çok hayalden meydana gelme yüzeyselbir araştırmanın sevkiyle evvela, pek hülyalı fikirleri vardı;tecrübekendisineacıhayalyaralarıaçtıvegençliğemahsusateşlerin sevkiyle tecrübelerini pek kolayca yaparak genelolarakkadınlaradairsağlamveitirazedilemezbirfikirvefel-sefeedinmiş,artıkhayatkavgalarındayaralanmatehlikesi-netamamıyladayanıklızırhilesilahlanmışolduğunainana-raköyleceyaşamayabaşlamıştır.BuesnadaarasıragördüğüSuad,onunuysallıkvesessizlikiçindekineşesi,ciddiyetvevakaramâniolmayançocukluğukendisinepekzahirî,8pek
7 tahsil:Öğrenim.8 zahirî:Görünen,görünüşteki.
32 M E H M E T R A U F
yapmagelir,onundaötekihanımlargibiolduğunudüşüne-rek,Süreyya’nınilkzamanlargösterdiğimemnuniyeteser-lerinekalben,“Çokgeçmezgörürsün!”diyebaşsallardı.Fa-katzamanlargeçipbumemnuniyetinhâlâfazlalaştığınıgör-dükçemerakıarttı;sonundaöyleoldukibirgünSüreyya’ya,“Sen birinci ikramiyeyi kazanmışsın, azizim!” dedi ve elinisıkarak,“Fakatbirinciikramiyedelayıkbireledüştüğünete-şekküretmelidir;zirailtifatçekmediğimeeminsinya,teminederimkibirbirinizelayıksınız.”
Şimdiköşktehepsi,bey,Fatin,Hacer,hattabazenbunla-rakatılanhanımefendihepbirdeneğlenmekiçinyalımese-lesinidillerinedolamıştı.Süreyyakâhsertkâhlatifeilekar-şılıkveriyor,yalnızarasıraFatin’eağırcaveacıgelenbula-tifelerilehepsinigüldürüyordu.Necibdaimatarafsızkaldı-ğıbusohbetlerinkendiüzerindekitesirlerinimuhakemeet-mekisteyerekyalnızSuad’ınsessizliğineşaşırıyordu.
Fatinikilokmaarasındafırsatbulupbirkahkahasalıyor-kenbeyefendisertçehresiylesessizliğinibirazbozarak,“BenSuad Hanım’ı böyle çocukluklara kulak asmaz zanneder-dim.”diyor,ozamanSüreyyaköpürerek,“Canımortadabirşeyyok,biryeregidenyok…”diyehaykırıyor,Hacer,“Sade-cegitmekisteyenvar,”diyeeğleniyor,hanımefendigülüm-seyerekağırağırsöyleniyordu:
– Galiba herkesten habersizce kaçacaklar… ZavallıSuad’ınsuçuyokki,götürmekisteyenSüreyya…
VeFatintekrariki lokmaarasında,“Vekadın,kocasınaitaatedaimamecburdur!”prensibinisöylüyordu.
Buhâldadınıngelmesinekadardevametti.Odaancakcumartesigünüöğleyingelebildi:
–Seninbabankolaykolaybukadaruğraşmazdıamabil-memkineyazdın?Üçgündürbunlariçinuğraştıdurdu...di-yeSuad’ınelinebirzarfverdi.
33E Y L Ü L
Suad hemen zarfın kenarını yırttı. Gözlerinin dumanıarasındafarketmiyordu.Budoluzarfıaçamıyor,elititriyor-du; sonra koştu, balkonda konuşan Necib ile Süreyya’nınarasına atıldı, “Yalıya gidiyoruz!” dedi. Süreyya bakıyorduevvelainanmadı,“Neoluyor,niçin?”diyebakanbirnazarlaSuad’ıngösterdiğikâğıtparalarıalıyordu,sonrabirden“Bune?Bunlarne?Nereden?”diyesordu.
Suad eliyle ağzını kapayarak, “Sus!” diyor, öbürü “Kimgönderdi?” diye sorarken, “Babam, babam…” cevabını ve-riyordu.Sonraorayaoturupalçaksesle,“Şimdibuparailekimseyehabervermedengidipyalıyıtutmalı,sonradahep-siningözününönündeburadançıkıpgitmeli…”dedi.
Ozamanüçkişikararverdilerkiyalıtutuluncayakadarkimsenin bir şeyden haberi olmayacaktı; yalı tutulunca,köşktenyalnızhanımefendiyehaberverilereksıvışılacakveherkesbirsabah,kafesiboş,kuşlarıuçmuşbulupşaşacaktı.
Şimdioradakihayatı,masrafıdüşünüyorlar,herhâldeonbeşliraileidareedebileceklerinizannediyorlardı.
Süreyya,“Ahbirkereorayagidelimdeaçkalalım!”diyor-du.SonraNecib’edönüp,“Artıkbizemisafirgelirsin”diyor,Suad,“Elbette,elbette!”diyerekNecibBey’iüçgündüryalnızbununiçin,yalıbirliktegidiliptutulsundiyealıkoyduğunuiti-rafediyor,artıkbütüntertipinin9neolduğunuanlatıyordu.
Süreyyaseviniyor“AhSuad,Suad!”vesabredemeyerekşimdigidipherşeyionlarınyüzünehaykıracağınıvehepsinebirden“Yarınyalıtutuluyor…”diyeceğinisöylüyordu.
Suad;“AmanSüreyyasabret,ikigündaha…”diyeyalva-rıyor,Necibzaferintamamolmasıiçinikigündahabekle-meniniyiolacağınıkabulediyordu.
Süreyyaçocukgibiolmuştu:
9 tertip:Düzen,hile(mecaz).
34 M E H M E T R A U F
–Hementaşınırız,diyordu,hemenogün…Amanbu-rada bir dakika durmayalım; şu uğursuz yerden kurtula-lım…AhnezevkNecib,nezevk!Hepsinebirden,“Bizyarıngidiyoruzartık,bugünyalı tutuldu”demeknezevk!BillahFatin’inlokmasıboğazındakalır.Gözlerininnehırsileaçıl-dığınıburadangörüyorum!Ah,birkereogüngelse,ogün,osaatgelsebirkere…
Hemenkararverildi:Yarınpazardeğilmiydi?ErkendenNecibileSüreyyagidecekler,küçükşıkbiryalıtutacaklardı;otuzliralarıvardı,Suad“Yetişmezse…”diyeendişeleniyor,Necibteminediyordu:“Ötesikolay,asıllazımolanelde…”
VebirdenNecibkendinihatırlayıpdüşündükibuişteopekbilgisizolduğuiçinhiçbirkatkısıolamazdı;fakatonlarkendisi-niokadarşevkle,okadarhürmetleişekarıştırıyorlardıkiartıkarzusudışındacereyanakapılmaktanbaşkaçaresiyoktu.
Akşam sofraya oturup da Fatin yine iki lokma arasın-daağzı,gözleriaçıkolarakyalıdanbahsettiğiveyanbakışlabeyefendiyesırıtıphoşagitmeyeçalıştığızaman,üçgünlükhezimetinacısıçıkmışoldu:Üçarkadaşbüyükzevklebirbi-rinebakıştılar;Süreyyakendinehâkimolamayıpsakingös-termeyeçalıştığıbirsevinçlisesle,“Evet,yarıngidiptutaca-ğız…”diyordu.
Hacergülerek,“Hangihansatıldıacaba?”diyeeğlendi.Beyefendisadeyemeğiilemeşgul,“Mahmutpaşa’dahan
mıyok?Birtanesinisatmıştır…”diyemırıldandı.Fatingüle-rek,yemekarasındaboğuluyorgibi“Vallahibillahi!”diyordu.
Süreyya bütün bütün söyleyecekti, fakat Suad o ka-dar derin bir istirham10 nazarıyla baktı ki karşıdan Necib,Süreyya’nındayanamayıpsusmasınahakverdi.
YemektenkalktıklarızamanüçdostSüreyya’nınküçükodasınageçtiler;balkonaçıkmışolanSuadhavayabakarak,“Hava pek kapanık, Allah vere yağmur yağmasa!” diyordu;
10 istirham:Merhametisteme,yalvarma.
35E Y L Ü L
Süreyyaartıkgülünçbirtavırla,“Ne?”dedi,“Yağmurmu?Taşyağsavallahiyinegideriz…DeğilmiNecib?”
Necibgülerek,“Hayhay!”dedi.Ozamantekrarkonuştular,yarınnereyegidipnasılyapa-
caklarınımüzakereettiler.SuadEmirgân’danaşağıolmaması-nıistiyordu.“Beykozolsafenamı?”diyordu;Necibkarşısahi-litercihederekYeniköy’deyahutYenimahalle’deküçükbirşeybulacaklarını söylüyor. “Oralardan içerlerdeki evler bile yalıgibidir.”diyeteşvikediyordu;Suad’ınasılistediğitenhalıkidi.
Dördekadarkonuştular;Süreyyabolbolhayalkurarakyazhayatınıbintürlüsözleriçindeşimdidendüzenliyor,bazıufaktefekdüşüncelerleSuadbunabaşkadüzenlemeler ilaveedi-yordu.Süreyyabirsandalbulacaktı;gülerek,“Birdearaba…”diyordu. Suad mahzun mahzun başını sallarken, “Bu uzunolur,değilmi?Asılovakitaçkalırızişte…”diyeiçiniçekiyordu.
Yalıdasürülecekzevklerişimdidenaşırıyavardırarakne-şelenirken birdenbire, “Lakin bu söylediklerimizi yapmakiçinbütünyazyetişmeyecek…”diyegülüşüyorlardı.
VeNecibsondakikalardagaripbirhüzüniçinegömüle-rekbumesutkarıkocayabakıyor,eğerevliolmakbuisehiçfenabirşeyolmadığınıgörüyordu.
Fakatevliliğinnasılmüstesnaşartlar,tesadüflerlemeyda-nageldiğinidüşünerekbirçok fenaevliliklerigözününönü-negetiriyor,kendisinemümkündeğil,mümkündeğilböyleistekli,alçakgönüllü,bukadarmünasipbirkadınamümkündeğilnailolamayacağını,mahrumvezelilhayatınıihtiyarlığakadarböyleyalnızvebahtsızsürükleyeceğinidüşünüyordu.
YarınerkenkalkılacağındanerkenyatılmaktavsiyesiiledağıldıklarısıradaNecibhepbufikirlerinesiri idi;odasınagitmek için balkona geçtiği zaman iri, rüzgârlı damlalarındüştüğünügörerekbuserinliktenistifadeiçinoradadurdu.Alnınıbirdireğekoyduvegeceninkarşısındabirmüddetöy-lekaldı.
36 M E H M E T R A U F
Kendini, hayatını düşünüyordu. Evlenmemek hakkın-dakikesinkararıarasırakesintiyeuğruyordu;şimdiyineozaafzamanındaidi.Bukarıkocaarasındaşahitolduğuan-laşmaveyakınlık,buhararet,bubirbirininküçükbireme-liiçinöbürününcanınıverecekderecedetelaşı,busakinvemesutsevgionuharapediyordu.Hepbaşarılarıbirerhüs-ran ve azap olan kendi hayatının uzun uzun arzu edilmiş,çalışılmış, kazanılmış zaferlerinde bile böyle kuvvetli, böy-le fedakâr, böyle şefkatli ve sıcak samimiyete ulaşamamış-tı. Birçok saadetleri ya zehirli bir ayrılık yahut hor görülenbirumursamazlıklabitmişhiçbirienmesutzamanındabi-leşusaadetinsessizliğineveinceliğinebenzeyememişti.Vebuhayatıtatmadıktansonrayaşamakonaboş,pekboşge-liyordu.“Niçin?”diyor,sonraumutsuzlukvebıkkınlığınsü-reklitekrarı,“Niyeiyi!”hitabıtakipediyordu.Onunçalıpeğ-lenmedençıkangürültününzevkinetutulmuş,hayatmace-rasınaistekliolanyaradılışıbunlarlaanlaştığıiçinartıkhuyolmuş,şimdikendisindesessizlikveşefkate,gölgeye,büyük-lükveşiireilgiduyanbiryaradılışuyanmayabaşlamıştı.Ha-yatınınenmemnunolduğuanındabileruhundakieksiklikhissibirbaşkaihtiyaçiledağlanıyor,şimdizannediyordukibuihtiyaçancakböylesıcakbirsevgiile,böyledostçabirve-failetatminedilecek…
Ilıkbirrüzgârlabüyükbüyükbulutlaruçuşarakgeçtikçeseyrek,ağırdamlalarserpiliyor,etrafındabunlarınyaprak-laradüşmesindenilerigelenuyumsuzbirseshışırdıyordu.Necibıslandığınıfarkedipkaranlığıniçindeodasınagider-kendurdu,yanıbaşındaşimdi işitiyorumzannettiği sessizbirteneffüsleuyuyanbukarıkocanınbüyükbirhürmetvemuhabbetilemesutolmalarınıtemennietti.Layıkolanme-sutolurfikribirmüddetzihninimeşguletti.Odasınageçipsoyunurkenhâlâbunudüşünüyordu.
37E Y L Ü L
–Evet,dedi,layıkolanmesutolur;yahutGöte[Goethe]’nindediğigibilayıkolankazanırvekazanamayanlayıkdeğildir.
SabahleyinSüreyya’nınsesiniişitipuyandığızamanhe-menyeniuyumuşgibiidi,okadarbaşıküflüveağırkalktı;fakatpanjurlarıaçıpdadışarıdantaze,yeşil,parlakbiryazsabahıbütünneşevetazeliğiyleiçeridolduğuzamanderinbirferahlıkhissetti.
Süreyya, “Çabuk, çabuk, treni kaçıracağız…” diyordu.Sonrabalkonunparmaklığındanaşağısarkıp,“ArabahazırmıSelim,araba…”diyehaykırdı.
Necibbeşdakikasonrahazırdı.Onlarıodalarınınönün-de buldu. Suad tavsiyelerini bitiremiyor, tekrar ediyordu;“Aman Süreyya, Allah aşkına…” derken Necib birden düngecekidüşüncelerinedöndü,gülümsedi;Suadarabayaka-daryanlarındagelmişti.
Süreyya, “Bağın kapısına kadar beraber gel; orada senibırakırız;dönersin…”diyor,Suad,“Yabırakmazsanız…”di-ye tereddüt ediyordu. Necib Suad’ın gözlerinde istasyonakadargitmekarzusunuokuduğundan“İstasyonagelsenizdeyinearabailedönsenizdahaiyiolmazmı?”dedi.
Karıkocaikisinindebunuistediklerihemengösterdikle-ri sevinçli kabulden anlaşılıyordu. Araba hareket etti. Bağınmuntazam olmayan yolundan kâh devrilecek gibi giderkenNecibşuondakikalıkmesafedebileberaberbulunmakiçinaçıkçaitirafedemeyecekkadaristekliolanbuikikalbinşim-diyetişmektelaşıylabirbirinebakamadıklarınadikkatederek,“Beraberolmakyetiyor,”diyor;vetekrar,–bulanıkbirşekildetekrarcevapvermekyahuttutunmakiçinkonuşmalarıdaimakesintiyeuğrayarak–tekrarbudurumubilebirmutlulukmer-tebesineçıkaranyakıcı,kavurucudeğilsakinleştiriciaşkı;ha-yırbuaşkolamaz,kalpbağlılığınıdüşünüyordu.
Trenhareketedeceğizamanistasyonunarkasındaara-basındankendilerinebakanSuad’ıaradılar;elleriyleselamlar
38 M E H M E T R A U F
göndererekuzaklaşırlarkenonundaarabaileyolakoyuldu-ğunugördüler.
Vagonda iki kişi yalnızdılar; Necib nasıl olup daSüreyya’nın şimdi bu noktasını, hatta kendisini mahzunedenbukadınnoksanınıhissetmediğineşaştı.Bukadarbağ-lılıküzerinebuayrılıkbelirlibirzamanolsunkalbielbettemahzunetmesilazımgelirdi.Vebukadarsadıkbiraşkınbileböylemahzunluklarıolduğunudüşünerekboynunubüktü.
Süreyya başını trenin hızından meydana gelen havayaaçmış,yarıdurgunsusuyordu;sonra,“Bakalımneyapaca-ğız?...”dedi,dahasonrailaveetti:“Lakingerçektengüzelbirşeybulursak…Suadnekadarsevinecekdeğilmi?”
Evet,Suad…Onsuzluktanmahzunikenbukonuşmaya,onusevindirmek,onunsizibeklediğini, şimdifikrensizin-leberaberolduğunu,heranyanınızdahissettiğinizibilmek,hissetmek,yanınızdagörmek…Buhüzünlühâlesonsuzbirlezzetveriyor,sevileniçinçekileneziyetleribirgamzerresiy-lekarışıkhoşbirsarhoşlukhâlinegetiriyor,zamangeçtikçebiracınmakadartatlılaştırıyordu.
Süreyya,“Ahbak,akşambiziarabailebeklemesinitem-bihetmeyiunuttuk…”diyeüzüldü,sonrahemen,“Amazan-nederim,kendisidüşünürvegelir.”dedi.
Eğergeleceğinizannetmeseydihaksızlıkedecekti;çün-kü Necib Suad’ı onun kadar bilemediği hâlde bile bundanşüpheetmiyordu.Vebirden,kendisindedaimamevcutolantahlilvesvesesi ilebusaadetindederinliklerinegiriphaki-katigörmekmerakınadüştü;elbettebunlarındagöründük-lerikadarmutluolmadıklarınıSuad’ındagerçektebukadarkusursuzolmadığınıtekraretmeyebaşladı.Kendisininbun-ların karşısındaki hayran vaziyetini çok gülünç buluyordu.İşinkarşıdanböylegörünmediğini,esasenkimbilirnedenibaretolduğunusöylerkenniçinhiçbireksik işaretinkendizorluklarıkadarınaisabetetmediğinisoruyordu.Birdenbir
39E Y L Ü L
tepkiile,“Bukadarıdabirbaşarıdeğilmi?Bakalımbenbukadarınanailolacakmıyım?”dedi.
Akşamakadardolaşıpnihayetişlerinimemnuniyetlebi-tirdiktensonratrenegeldiklerizamanbüyükbirrahatlıkhis-settiler;önlerindememnunvesevinçlibirkaçgünvardı.Sü-reyyabaşarılızamanlarınaaitaşırıhareketlerlevehayaller-le anlatıyordu: Şimdi Suad’ı bulacaklar, ona anlatacaklar,Süreyya’nın“Mücevherkutusu,fildişiyuva”diyetarifettiğiyalıyıonekadarsevecek…Sonraevdekilerinasılşaşırtacak-lar.Süreyyahepsinintaklidiniyapıyordu:Fatinkuduracak,beyefendiköpüksaçacak…Necib,“YaHacer?”dedi.
–Hacermigörürsün.Odakocasınabiryalıtutturacak.Sonragülerek,“FakatFatin…Vallahionuboşardaöyle
birhaltyapmaz…”dedi.Oasılonugörmekistiyordu:–AhşuFatin…diyordu;patlayacak,patlayacak…Sonrabirden,“PatlasadaHacerdekurtulsa…”dedi.Necib, Suad’ın ciddiyet ve dayanıklılığı yanında
Süreyya’nındaböyleküçükhislerekapılışınabakıyorfakatkendisideFatin’iokısaboynu,daimaparagörürgibiakıçokgözleri,başınıçevirmedensağasolabakışıileokadariğrençoluyordukihakveriyordu.
Durakta Suad’ı bulur bulmaz bütün emelleri altüst ol-du.Süreyyaonamüjdeverirkeno,“Boşuna…Herşeybozul-du…”dedivemerakettiklerinigörerekanlattı:“Bendadımatembih etmeyi unutmuştum, hepsini Hacer’e söylemiş…Şimdiherkesbiliyor.”Süreyya,eyvahanlamındaelinialnı-nagötürerek,“NesöylüyorsunSuad?”dedi.Sonrasaadeti-ninçokluğundanonudabirbaşarıhâlinekoydu:“Bilsinler,neyapalım,menetmekdeellerindengelmezya…”
Suadöyledüşünmüyordu,“Beyefendimâniolmakister-se?” diyordu; Süreyya yavrusunu müdafaaya hazırlanan bir
40 M E H M E T R A U F
canavarheybetiveöfkesi ilebakarak,“Ne?”dedi;kararlılık-laomuzlarınıkaldırıyor,“Benartıkmektebegitmiyorum.”di-yegülüyordu.SonraarabayabindiklerizamanSüreyya“fildişiyuvasını”tarifiçinherşeyiunuttu;okadarcoşkuylanakledi-yor,Suaddademinkikederiunutaraköyleşenvesevinçligö-rünüyordukiNecibbilekendisine,“Bundasanaaitnevar?”diyeiçindenyükselenzehirlisesiunutarakcereyanakapıldı.
SüreyyamethettikçeSuadNecib’edönüyor,“SahimiAl-lahaşkına,sahimi?”diyesoruyordu.
Evet, hepsi gerçekti, bu fildişinden yuva Boğaz’ın üs-tünde Kavaklar’ın yanında, Yenimahalle’nin bir köşesin-de, dış görünüşü fildişinden yapılmış kadar temiz, parlakPazarbaşı’ndaydı.
Otuzyedilirayatutmuşlardı.İçerisiyarıdöşeliidi.Sürey-ya,“Suad,piyanodavar.”diyordu.
BunlarhepsiSuadiçinbirneşeoluyordu.Süreyyaoranınsakinliğinden, gölgesinden, manzarasından coşkuyla bah-sediyor, söyleyeceği şeylerin çokluğundan eksik anlatarak,“Deniz kapısının önüne kadar geliyor Suad, bilsen…” diyesevincindentaşıyordu.
SonraSuadHacer’innasılmosmorkesilip“Karısınınpa-rasıylayazlığagiden”Süreyya’nınartıkgözündendüştüğü-nünasılsöylediğinianlattı;Süreyyahiddetlenerek,“Niçin?Kocanınparasıbaşka,kadınınparasıbaşkamıolur…”diyorvezalimleşerek,“Herkeskendikocasıherkadınkendisimi?”diyesöyleniyordu.Suadeliyleağzınıtutaraksusturmakiste-di.Süreyyahaksızlıklaraböyleacımukabeleettiğizamaniçiezilir,onusevememektenkorkardı;Necib’edönerek:
–DüşününüzNecibBey,dedi;bizgidinceyalnızkala-cak,bütünbütünyalnız…Zavallıkızneyapacağınışaşırı-yor;sonra…
SüreyyaSuad’ınsözlerinikendifikirleriyletamamladı:
41E Y L Ü L
–Sonra…Sonradakıskanıyor…Niçinbirşeyikendiis-miyle çağırmazsınız? Kıskanıyor… İşte ve kıskançlığı onuhuysuz,hainediyor…Bundaacınacaknevar?
KöşkegeldiklerizamankapınınönündeHacer’leFatin’igördüler; Fatin iki eli böğründe, pantolonunu çekerek vegözlüğünün üstünden bakıp yılışarak, “Maşallah efendim,Boğaziçi’denöylemi?”dedi.
Yukarıdabalkondanhanımefendininsesi“Allahgülegüleoturmakkısmetetsin…Neredetuttunuzbakiyim?”diyordu.
SüreyyaFatin’eomuzkaldırıpannesinecevapverdi:– Hele yemek yiyelim, uyuyalım da… Rüyayı o zaman
görürüz…Nekadarsabırsızsınız!Haceröfkesineyenilerek,birdenatıldı:– Ah, ben biliyorum canım… Bana Behice dadı söyledi;
hattabakyengemdeinkâredemiyorduamaşimdihepbirol-dular,elbirliğiilesaklayacaklar…Fakatbenbiliyorum,bugünonlarBoğaziçi’negittiler,evtuttular…Dünparagelmiş…
Fatinkahkahailegülüyordu;SüreyyaHacer’edönüphid-detlibirtavırla,“Pekâlâküçükhanım,farzedelimkiöyleol-muş!Bundanevar?Sizdeokadaristiyorsanızbeyinizdesi-zetutsun…”dedi,ozamanFatin’inpantolonunubirkereda-haçekipsessizceiçerikaçtığınıgörerekhepbirdengüldüler.
YalnızkaldıklarızamanSüreyya,“Amankaçalım,yarın-danteziyokkaçalım…”diyordu.
Suad,“Durbakayım,izinalalımbirkere…”dedi;Süreyya“Kimden?İzinmi?Oniçin?”diyesöyleniyorken
karısı,“Yok,benkimseyidarıltmayarazıdeğilim.Senoişiba-nabırak!”dedi.Vesessiz,güleryüzle,gidipbeyefendiile,ha-nımla görüştüğü görüldü; geri geldiğinde, “Yalnız Hacer...”diyordu,“onuneyapacağız?”veanlamayarakyüzünebakanikierkeğekederle,“Onudagötürsek…”diyeyalvarıyordu.
Süreyyabirdenfırlayarakhaykırdı:
42 M E H M E T R A U F
–Ne?Fatin’idemi?Bunabirkararvermekiçinkonuşuyorlardı,bugeçvak-
tekadarsürdü.YatmazamanıgelinceNecib,“Artıkbendeyarıniniyorum.”dediveSuad’abakarak:“Banabaşkahiz-metvarmı?”
Suadgülüyordu,“İzinmi?Birşartla.”diyerekkocasınınyüzüne baktı. Süreyya da gülerek, “Evet, taşınır taşınmazpostubizimevesermekşartıyla…”dedi.
Ertesi sabah kalktıkları zaman Süreyya anlattı ki geceköşkünöbürköşesindekıyametlerkopmuştu:Hacerkocası-nıonlargibiyalıtutupBoğaziçi’negitmeyezorlamış,otabiibuteklifekulakasmamış…Süreyya,“Yüreğineinmiştir!”di-yegülüyor,fakatsonrakızıyordu;bununüzerineatışmışlar,Hacer’efenalıkgelmiş,bey,hanımheporayakoşmuşlar;Fa-tinısraretmiş,dahazorlanırsarahatedeceğibiryeregitmek-tenbaşkaçaresikalmadığınısöylemiş…
Süreyya,“Katırıgörüyormusun,katırı!”diyor,sonraba-basınınbarıştırıncayakadarnasıluğraştığınısöyleyerek“Fa-katçeksin,haketti.”diyordu.“Arayaarayabulduğuyakutuşimdi görsün…” Çünkü o kızını evlendirirken bir gün öylesöylemişti:“Hanım,aradımaradımamaöylebiryakutbul-dumki…”Süreyyabunuanlatarak,“Bulduğuyakutuşimdinargilesininmarpucunaoturtsunda…”diyordu.
Suaddarılarak“Bey,bey!”dedi.– Peki, sustum, sustum ama haydi kaçalım bakayım…
Ziraartıkonlarınyüzünügörmekistemiyorum…Suadyalvardı:–Yok,senbirkereHacer’esöyledeöyle…İstediğivakit
gelsin…Söyleyeceksindeğilmi?KocasınınonaycevabınıalmadanişebaşlamadıveNe-
cibkendilerinevadedipayrılırkenSüreyyaHacer’lekonuş-makiçinodasınagidiyordu.
43E Y L Ü L
3
BirdahaongünsonraBeyker’inönünderastgeldiler.Necib Beyoğlu’na doğru yürürken arkasından birinin
kolundantuttuğunuhissetti,dönünceSüreyya’yıgördü:–Ooo,neredenböyle?ÖbürüelindentutupBeyker’edoğruyürüyerek:–Yasen,dedi,kırklaramıkarıştın,11neoldun?Biziyarı
yoldayalnızbırakmak…Necibitiraziçinsözbulamıyordu;dükkânagirmişlerdi,
Süreyyabirçırağabirşeysordu,sonraönedüştü,içeriyü-rüyorlarken:
–Görüyorsunya,dedi,masraf,masraf…Otuzbeş,kırkliraderkenyalıbizealtmışlirayaoturuyor.
İçeride ipekli kumaşlara bakmaya başladı, bir taraftananlatıyordu:
–Amagelsendebirgörsen…Hasahi,nevakitgelecek-sin?Bekleyipduruyoruz…AhNecib,bizbağdacehennemdeimişiz,neyer,neyer!Benilkgünbaktığımızdabukadargü-zelbulmamıştım.Sabahları,yaakşamları…Heleoöğledensonraki güzellik… Akşamüstü Suad’la beraber çıkıyoruz;oradabiryolvar,tepeninkenarında,Kavak’akadargidiyor.Nemanzara,nemanzara!BirkereBüyükdere’yegittik…Da-haistediğimizgibigezemiyoruzki,iyiceyerleşemedik.Evta-mamolsundauzunseferlereçıkacağız…Sendegelirsen…
11 kırklarakarışmak:Ortadankaybolmak.
44 M E H M E T R A U F
Etraf hep gezilecek, keşfedilecekti… Beykoz var, Kavaklarvar,Bentler…
Ve para verip çıktığı zaman Necib’le beraber Tünel’edoğruyürümeyebaşladılar.Süreyyasordu:
–Senneyapıyorsun,bakalım?GerçekdurumusöylemekgerekirseNecibbunalıyordu.
Fakatöylesöylemedi.“Şöyleböyle”dedi;odayarınadayagi-decekti,“Orasışimdiartıkçiçekgibidir.”diyordu;sonraken-dinideteşvikiçingibi“Mayıs,malumya,Büyükada’nıntammevsimidir!”dedi.
Süreyyagülerek:–MayısBoğaziçimevsimidir,azizim,Boğaziçi!Sadema-
yısdeğil,bütünsene…Zannederimkioralarıkışınbilegü-zeldir.Birrüzgârıvar,amanyarabbi,birrüzgârıvar,Necib!Otemizrüzgârbaşkaneredebulunabilir?Sizinadanızage-lenrüzgârbütünBoğaz’ınüstündengeçipkirlendiktenson-rasizegelir.Beniabartıyorzannediyorsunamageldiğinva-kitgöreceksinkihakkımvar.Orayagittiğimizdenberineka-darfarkettiğimibenbilirim.Suadbilebambaşkaoldu.Birneşegeldi,birhayatgeldi…Sabahlarıdemirgibikalkıyoruz,sonra,sanabirşeysöyleyeyimmi?Ensevdiğimhâli,rahatlı-ğı…NeFatinvar,neHacervar…Yapayalnızız!
Necibhatırlayarak,“Sahi,onuneyaptınız?Kandırabildi-nizmi?”diyesordu.Süreyyahiddetle:
–Bırakşuacuzeyi!12dedi;banainanNecib?Acuzelikyal-nızihtiyarlardadeğil,asılgençlerde….Bilemezsinbukadın-larfenaoluncanekadarfenaoluyorlar.Kendisinebarışmakiçingittimdebananecevapverdibilirmisin?İmkânıyok…Banakarımıçekiştirdi;banaSuad’ı…Anlıyorsunya?Dur,şu-rayagirelimdebirazkurdelealacağım…Malumya,kadıniş-leribitiptükenmez…Fakatşikâyetetmeyegelmiyorazizim,
12 acuze:Kocakarı,huysuz,suratsızyaşlıkadın.
45E Y L Ü L
hainşeylerçokpahalıamaonlarsızelbisedebirşeyeyara-mıyor…
Süreyyaböylegamsızkuşlargibigevezelenerekherşey-den bıkkınlıkla bahsederken Necib bütün birer mutlulukolan bu şeylerden mahrum geçen kendi hayatını düşünü-yordu.Tünel’egeldiklerizamanSüreyya“Artıkbanamüsa-ade…”dedi,onuçeyrekgeçeyedoğruYeniköy’egidenvapu-rayetişmekistiyordu,arkadaşınınelinisıkarken“Eeneza-man?”dedi.Necibtereddütediyordu.Süreyya:“Karışmam”dedi, “sonra Suad’ı darıltırsın… Onda bilsen ne hazırlıklarvar… Senin için ayrıca bir oda hazırlıyoruz… Görüyorsunya,gelmekbirvazifeoluyor.Nevakitgelsenevdeyiz…Haf-tadaikigünİstanbul’ainmekistiyorumamadahakararver-medim…Birdesandalbulduk,onudaalırsak,gelsinkeyif…Sahisensandalcılığısevmezsin…Ooo,düdüköttü,adiyö!”13
Koşuyordu,Necibhatırlayarakarkasındanseslendi:“Se-lamlar,unutma…”
Süreyya“Şüphesiz,şüphesiz…”diyekayboldu.Necibdönerekkalabalığakarıştı.“Kimderkişuadambeş
senelikbirkocadır!”diyordu;bukendisininhayatveevlilikhakkındakibütünfelsefesinemuhalifbirdurumdu,fakatiş-tevakiidi.VehayalenSüreyya’yıgörüyor,Suad’ıbeklerkengörüyor,yineonlarınşevkvehuzurilegeçecekgecelerininyanında kendi geçireceği gecenin acılığı şimdiden kalbineçöküyordu.
Birden:– Adam sen de, bunlar hep hülya! dedi; onun yerinde
benolsamilkhaftadanbunalırım…Zatenbenhiçbirşeydenmemnunolmamaknasibiiledoğmuşdeğilmiyim?
13 adiyö:Allahaısmarladık.
46 M E H M E T R A U F
4
Bununlaberaberopazaradayagideceğineorayagitti.VevapurBoğaziçi’nekoşanhalkiletaşarak,Köprü’den
çözülüpBoğaz’ınmavisinesinegömüldükçebukendisiiçinaçılma, gitgide çoğalan bir ferahlık oldu. Etrafına bakarakhepşenvegüleryüzlübulduğuyolcularınbaharilekendi-lerindengeçereksürdüklerihayatları,sevinciarasında,çokzevkli bir hayat hissediyordu, geniş nefesler alarak kırlarındalgalanan yeşilliklerinin, renk renk çiçeklerinin taze ko-kularıyla bir canlılık, bir faaliyet ve coşkuya boğuluyordu.Bütün melal ve kasveti Beyoğlu’nun karanlık sokaklarındakalmıştı.Heryüzdebirneşevardı.Vapurunüstgüvertesinidolduran halk içinde kadınların hepsi ona bugün arzulan-mayadeğerbirgüzelliklegörünüyorlardı.
Sahilbinalarınınbirbirinitakipetmesininvebirbiriar-dına gelmesinin süratinden yarı sersem, gözünün önündekaynayanşucoşkunhayattanyarıbaygındı.İskelelerkendi-lerinegelenyolcularıboşalttıkçavapurbirkerenefesalıyor,birazhafifliyordu.Büyükderesonziyaretçikafilesinialıpva-purâdetaboşaldığızamanNecibkendinitopladı.Şimdina-sılbirsevinçle,iyiniyetvetemizkalplilikle,nasılbirmutlu-luktarafındankarşılanacağınıdüşünerekseviniyor,gülüyor,sonsuzbirmemnuniyetiletelaşediyordu.Yalıyadoğruyak-laştıkçabutelaşheyecanoluyor,Suad’ı,Süreyya’yışimdidengörerekkalbiçarpıyordu.
47E Y L Ü L
ÖncekendisiniSuadgördü,eliyleişaretederekiçerises-lendi, o zaman pencerede karı koca ikisinin de başları gö-ründü.Süreyyauzunbir“Ooo!”ileselamladı.Kapıyıhizmet-çikızaçmıştı.İçerigirergirmezmerdivendenkoşarakinenSüreyya’nınkarşısındabulundu.Busevinçlibirkarşılayışol-du;“Oh,neiyiettindegeldin!”diyordu.
Yukarıçıktılar,Suad’labuluştular.Kendininbugüngele-ceğiniumduklarınısöylüyorlardı;Necibmerakediyor,“Na-sıl?”diyordu.
Süreyyaizahetti:–Havasabahleyinokadarparlak,okadarnefisidiki“Su-
adbugünNecibBeybelkigelir”dedi…Ahsabahlarıerken-denburadakigüzelliği,tazeliğitarifesözbulamıyorum,de-nizin nezaketini, tazeliğini, yeşilliğini, nihayet şu Boğaziçisabahının bekaretini görmeli, Necib… Fakat bugün adayagideceğinibildiğimiçinumutsuzoluyorduk…Bunarağmenbilmemniçin,yinedeumuyorduk.
Gülerekeşinebaktı:–HattaSuadhazırlıktabilebulunuyor;malumya,artık
oevkadınıoldu.Suadkızarakyarısitemle:– Fildişini beyefendiyi misafir kabul edecek bir şekle
koymayauğraşıyorum,dedi.OzamanNecibsöyledi.GeceBeyoğlu’ndanekadarbu-
naldığını,bugünadayagitmekistediğihâldeorayagidipbir-takımrenksizyüzler,lakaytdostlar,yabancıkalplergörecek-segelipfildişiyuvalarındakidostlarınınmisafiriolmayıter-cihettiğinianlattı:“Ahgörsenizartık,”diyordu,“görsenizar-tıkBeyoğlunekadarçekilmeyecekhâlegeldi.Sabahlarıyinebirazserinceoluyor,rutubetbirazişeyarıyor;fakatsabahla-rıdaBeyoğlu’nunobaşağrıtansatıcıgürültülerininevleriniçindenasılçınladığınıbilseniz…”
48 M E H M E T R A U F
Sonra, öğle oldu mu durmak, oturmak mümkün değil.Toz, güneş, ter! İnsan boğuluyor, boğuluyor! Onun için bu-ralarıadamabirköygibigeliyor.HelebuYenimahalle…Ger-çektenfildişindenyuva…Uzak,uzak…Sankikaçmış,kaybol-muş…Ahburayagelipdünyayıunuttuğunuzaneiyiettiniz!
Süreyyabaşarısınınsaadetiningülümsemesiyleilaveet-ti: “Unutmuş,unutulmuşdeğilmi?”SonraNecib’ielindentutarak,“Heleşimdigeldesanakafesimizigezdirelim,ser-vetimizigör…Birkerebalkonodasınagidelimdebakman-zaraya…”dedi.Birmerdivençıkarakdenizüzerindekisalo-nagirdiler.Burasıevinenikadargenişbirodaydı.Panjurla-rıaçıncaevvelafazlaışıktangözlerikamaştı.Suadilerleyerekbalkonaçıkanortakapıyıdaaçtı,üçübirdenbalkonageç-tiler.Saçaklardankendigiremeyengüneş,beyaz,coşanbirışıkileburayı,içeriyedoğrugittikçegölgelenenbirparlaklı-ğaboğuyor,denizdedalgalarınoyunlarıyladalgalananyan-sımagölgeleribilebirgümüşbeyazlığıileyıkanarakkendi-nisaklayanbirsıcaklıkiçindegüneştengelenkahkahalargi-bibillurlaşıyordu.
Süreyya“Asılburayabak”diyor,karşısındaAnadolu’nunKavaklar’danbaşlayıpBeykoz’dangeçerekPaşabahçe’dentaÇubuklu’ya,sonradaYeniköy’denbaşlayıpbütünTarabya’yı,BüyükderekoyunutakipileMesarburnu’na14kadargelenkı-yılar arasındaki büyük, geniş gölü gösteriyor, eliyle işaretederek“Nasıl!Tıpkıbirgöldeğilmi?”diyesoruyordu.
Necib,“Oh,çokgüzelgerçekten!”dedi.Balkonunkenarınakadarilerlemişti!Hafifbirrüzgârok-
şamasıyla dalgacıklar püsküren geniş su yüzeyi güneşin al-tındabaygın,parıltılı,dermansızserilmiş,girintiliçıkıntılıbirgümüşgibivadiinceliyor,kıyılarınüstündeuzunbakışlarını
14 Mesarburnu:Boğaziçi’ndeYenimahallearasıileSarıyerilçesininmer-kezininoluştuğuyer.
49E Y L Ü L
sürükleyipufuklardayorantepelerinherbiribaşkagölgelerdumanlaraltında,havasınınateştentitrediğihissedilenef-latun,kurşuni,sarıdağçizgileri,ennihayetgenişbirdenizinışıklariçindeufkadökülenhayalîadalarıgibikapalı,yumu-şakbirateşkoruüstündeürpereürperesesvermeyensetlergibisıralanıyordu.
Süreyyatekrarediyor,“Nasıl,muhteşemdeğilmi?”diyesoruyordu;sonrabirdenalevlenerek:
–Yaburüzgâr!dedi;sorarımsana,burüzgârıbaşkanere-debulursun,Necib?İmkânıvarmıdır?Butemiz,saf,Suad’ındediğigibiköpüreköpüreesenrüzgârı…Şusevince,şutaze-liğe,şuhayatabakAllahaşkına…Bağdiyegidipocehennemocağınatıkılmakyazıkdeğilmi?
Necib, oraya, bir büyük saksının yanına konulmuş ge-nişbirhasırkoltuğaoturarak,“Muhteşem,muhteşem!”diyetekraretti.Karıkocamemnun,saadetlerigözlerindegülerek,birbirlerinebakıyorlardı.Suad:
–Dahabuilkmemnuniyetinarkasıalınmadı,dedi,hergünbaşkabirgüzellikvar.
SüreyyagözleriyleteşekkürederekSuad’abaktı:– Ah, bütün bunların senin sayende olduğunu düşün-
dükçe…Benimsevgilikarıcığım!Suadelinitutmakiçinuzananellerdenkaçıpbirkırgın-
lıklagözlerinisüzerek:–Bakyinesöylüyorsun,dedi,şufenakelimeyiyinetek-
rarediyorsun.Süreyyagülüyor,çırpınıyor:–Neyapayım,unutuyorum…AffetSuad…diyordu.SonraNecib’edöndü:–Birtürlükendimialıkoyamıyorum.Hâlbuki“Karıcığım”
sözübizimhanımefendininenbüyükzıddı…
50 M E H M E T R A U F
Necib bu küçük özel aile meclisinde yarı dalgın, derinacıyla,kendikendine,“Evet,insanınbirkarısıolupdaonusadeismiyleçağırmaksaadeti…”diyeüzülüyordu.
Süreyya sonunda Suad’ın elini almıştı, Necib’e dönüp,“Evetkardeşim,”dedi,“bizartıkBoğaziçi’ninmesut,mesut-luklarından çılgın kuşları! Bununla beraber bu saadet arasıragagalaşmamızımenetmiyor.Heleben…Düşünkiartıkherşeyimeitirazolunuyor.Hattahamaratlığımabile...”
Suad hakkını ispat için telaş ederek, “Ooo, özellikleona…”dedi;“hergünkalemegitmeyekalkmazmı?”
SüreyyaşakaedergibiyinehepNecib’eanlatıyordu:“Eeneyapalım?Parakazanmaklazımdeğilmi?İştepekâlâgörü-lüyorkianababaadamaparavermiyorki:Hâlbukiherseneinsankarısınınparasınaboyuneğmezya…Evtutuluncaneise…Fakatkarısınınekmeğine…”
Suad başını uzaktan gelen bir sese kulak kabartan kuştavrıylaeğerekyarıgülümsemelibirsitemledinliyordu;son-ra birdenbire kıpkırmızı kesildi, “Devam edersen… devamedersen…”diyeeliyletehditediyorduveSüreyyabirelinibı-rakmadığındandarılmışdakurtulmakistiyorgibiçırpınıyor,siyah gözlerinde bir hiddet şimşeği çaktırarak kurtulmakiçinuğraşıyordu.
Süreyyakoyvermeyerek:–Haklıdeğilmiyim;NecibBey!diyordu,pekâlâ,istermi-
sinşimdiNecib’ihakemtayinedelim…Suadnihayetmağlupolupdurdu;“Pekâlâ,benonunin-
safındaneminim,fakatevvelabenanlatacağım.”Bir küçük inatlaşma başladı; önce hangisi evvel anlat-
maklazımgeldiğinikararlaştırdılar.Suad,“Biziokadarsü-rehergünevdeoturmayaalıştırdıktansonraşimdiözellik-leasılyenimisafirolduğumuziçinçıkıpkırdan,bahardan,
51E Y L Ü L
buradanistifadeedeceğimizyerdehergünİstanbul’ainilirmi?”diyeşikâyetediyordu.
Süreyyagaddar,çocuklukederek,“Niçininilmesin?”di-yor,gülerekSuad’ınhâlâelinibırakmıyordu.HizmetçikızınbalkonkapısındagörünüpişaretetmesiSuad’ınbütünbü-tünkurtulmakçaresiniaramayamecburetti.Süreyya:
–Olmaz,olmaz,göndermeyizdiyordu;hemmisafiriyal-nızbırakıpgitmek…
Necib:–Mademkiözelbirişiçin…dedi.Süreyyaçıkıştı:–İştebendeondanbıktım…Burayageldikgelelibuha-
inevin işibitmiyor. İştebendebundanşikâyetediyorum.Evdeakşamakadarberaberoturmayaalıştırıp,şimdibura-da ev kadınlığını bahane ederek akşama kadar kaybolduk-tansonrabenimhergünkalemegitmeyehakkımyokmu?
Suad“İşimvar,canım!”diyedarılıyordu;nihayetdarıl-maklabirişgöreceğinianlayıncayalvarmayamecburoldu,“Allahaşkınabırak…”diyordu!Gözleriricaileışıldıyor,peri-şanbakıyor,dudaklarıtitreyerekyalvarıyordu:“Gideyimba-kayım,bırak…Allahaşkınabırak…”
Süreyyaçabukgeleceğineyeminetmeyincebırakmadı.VeikierkekyalnızkaldıklarızamanSüreyyakarşısındakikol-tuğaarkaüstüyatıpşimdiyarımahzun:
–İşteböylekardeşim,dedi!Sanayeminederimkionsuzkalsamölürüm…
Sustular; rüzgârın sade öperek geçtiği sakin dalgalarınçakıllararasındakioyuklardançıkardığısesleuyuşturucubirhışıltıoluyor,busesdenizinparıltılarındançıkıyorzannedi-lecekkadaroparıltılarınahengineuyuyordu.
Necib:–Demekhergünböylesiniz…dedi.
52 M E H M E T R A U F
–Evet,fakatsadebudeğil,helekalkdabak;negüzellikNecibnegüzellik…
NecibbirdenacıbirkederlebugeceBeyoğlu’nadönmekmecburiyetinde olduğunu hatırladı ve “Vah vah!” diyerekSüreyya’yabunuhaberverinceokoltuğundanfırladı:
–Ne?İmkânıyok…Vallahibillahiolmaz.İnsanBoğaziçi’negelipböylehemendönmeyekalkarsacinayetetmişolurvehercezayıhakeder.
Necib söz verdiğinden bahsederek affedilmesini ricaediyor, Süreyya inat ile, “Koyvermeyiz, imkânı yok… Suadmümkündeğilrazıolmaz…”diyorduvebukadarlaiknaet-miş gibi başka konuya, konuşulan konuya geçti, buradakihayatlarınıanlatmayabaşladı.
Oasıl,sabahlarıseviyordu,oturduklarıodanınüstündeyatıyorlardı.
Evvelagüneş,ocehennemgüneşi,osiyahdumanlı,in-sanınbelinibükengüneşdeğil,kızgibisafvetazebirgüneşgelip odaları aydınlatıyor, “Uyanınız!” diyordu; sabaha ka-dardenizinsanamahremveşenbirninnisöylüyor,bazenkızarakgürlüyor,köpürüyor,fakatgenellikleböylesakin,birkuzugibibezginveuslu…Suadhergünbugüneşleberaberuyanıyor, sıçrayıp camları açıyordu, o zaman içeri sabah,hayat,neşe,bilhassagençlik,herşeysadebugüneşle,sadedenizinsesleriyle,bütünbunlarodalarınavekalplerinehü-cumediyordu; insanıgelipkoklayarakısıtan,denizintaze-liğiyle serin bir sıcaklık veren güneşle yıkanıyorlardı… İşteSüreyyabunadoyamıyordu.
–BazenSuadbirşemsiye,benbirbastonalıpçıkıveri-yoruz,buradaağaçlıklar,korularfalanyokamaşuarkadakiKavak’agidenincebirçobanyoluvar…OrayaçıkıncaKara-denizgörünüyor.İşteoherşeyebedel…
53E Y L Ü L
EğerSuad’ınbuevdeliliğiolmasaydıdahauzaklaragide-ceklerdi,fakatinatediyor,mutlaka,heryemektekendieliylehazırlanacakbirşey,gözatılacakişlerbuluyordu.Sözünkı-sasıbugüzelsabahtansonrasofrabaşınageçip,karısınıkar-şısına alıp da sükun ve samimiyet içinde yemeğini yerkenhayatzevkisondereceyibuluyordu.
Süreyya bunu söyledikten sonra göz kırpıp, “Öyle mizannedersin? O hâlde öğleden sonranın güzelliğini unutu-yorsun…”diyeöğleyimethetmeyebaşladı.
Öğledensonraburaya,balkonaçıkıyorlar,kamışkoltuk-larauzanıyorlardı;hararetçoğalmış,fakataşağıdadenizhâlâserin…
Onunseslerindeöyleçığırtkanbirahenkçağlıyordurkiinsankendiniyeşilsularınarasındazannediyordu.Gevşek-likbuserinliğin,buyarıhararetinarasındayavaşyavaşöy-lebirdereceyegeliyordukiyarıuykuda,yarıuyanıksüzülüpgidiyorlardı. Bu böyle iki saat devam ediyordu; sonra gez-meyeçıkıyorlardı.Akşamgezmesine…Birarabayaatlayın-caBüyükdere’yedoğru…
Sonra gece İstanbul’un en zarif, en süslü, en sakin ge-celeri… Aydınlığa lüzum hissetmeksizin, semanın denizeaksedenbütünnurlarıokadarşenbirrahatlıkverenışıklarmeydanagetiriyordukiogölgeniniçinegömülmüş,yarıöl-müş,kalıyorlardı.Ozamandenizin,semanınkarşıkikırlarıntasvirolunmazhoşluklarıvardı.
Süreyyauzanmış,sadeellerinikullanarak,bazenkonu-dankonuyageçmekiçinbirazdurarak,kelimekelimeanlat-tıkçaNecibsessizlikiçindedinliyordu;nihayetSüreyya:
–İştehayatımız,dedi;yeminederimkihiçbukadarme-sutolduğumubilmiyordum.
OsıradaSuad’ınsesini işittiler.“Şükretmeli,şükretme-li…”diyordu,Süreyyayattığıyerdenkımıldanmayarak,“Senşükredeceğineburayabak.”dediveeliyleNecib’igöstererek:
54 M E H M E T R A U F
–Akşamagidiyormuş!Suadşaşırmış,“Mümkündeğil,şakaediyorsun!”diyordu;
Süreyyateminediyordu,sonragülerek:–İştebirhaberkiSuad’ınbütündüşünceleriniharapetti.
Okimbiliryenievkadınısıfatıylanehazırlıklardabulunmuştu.SuadNecib’lemeşgulikenbusözüzerinedönüptehdit-
libirkaşlabakarak,“Susmakneiyişeydir!”dedi;öbürtaraftaNecibhâlâüzülerekkalamayacağınıtekrarediyordu.Süreyyagülerek,“Bukadarısrar…”dedi,sonragözkırparakilaveetti:
–İlerigitmeyelim…Kimbilir?..Beyoğlubu…SonundaSuadbugüngidipyarınmutlakagelmekşartıy-
larazıolacağınısöyledi,Süreyya“Öyleya,baharbitiyor.”de-di;kendileriBeykozçayırınagitmekistediklerihâldeşimdi-yekadaronungelmesinibeklemişlerdi.Necibçarşambadanevvelgelemeyeceğinisöylüyor,onlarısrarediyordu;sonun-daçarşambayakararverdiler.
Süreyyahizmetçiningölgesinigörünce:–Yemekmi,dedi,koşalım…Yemeklerdarılmasın.Suad bu evin bir özrü yemek için aşağı kata kadar in-
mek olduğunu söyleyerek iniyordu; Süreyya önden gider-ken,“Senbabanıbirdahakandırarakbirkaçyüzliravurabi-lirsenozamanistediğimizgibibirevsahibioluruz.”diyor,bunahepsibirdengülüyordu.
YemekodasınagirdiklerizamanSüreyyahemenyerineoturuphavlusunuaçarak,“Amançabuk,çabuk…Yemekleriltifatımızıbekliyor…Baksanıza,saatbeşegelmiş…”dedi.
Suad;“Ay,herzamankaçtayiyoruz?”diyesordu.Süreyyagülerek:–Evet,malum…dedi;yanidemek istiyorsunuzkimu-
vakkit15saatikadardüzenliyemekyiyoruz.Bunutekraret-tirmeyelüzumyok.
15 muvakkit:Zamanıtayinedenkimse.
55E Y L Ü L
Allah gayretinizin mükâfatını versin, yalnız temenniederimki,bumeraksonundabircinnethâlinegelmişolma-sın…Oevkadınlığısonrasıcinnet…Doktorlarayenibirhas-talıkdaha…
Suadsitemedenbirnazarla:“Birikiyor,”dedi.Süreyyahemyemekalıyor,hemdaimaNecib’ebakarakdevamediyordu:
–Ne?Cinnetmi?Suadbaşınısallayarak:–Hayır,kabahatler…Haksızlıklar…dedi.Necib,“Omletenfes…”diyordu;Süreyyagülerek,“Aşçıya
kalsabizeyemekharamolacak…Bereketversinküçükhanı-ma…Okendiniyoruyoramakocacığına…Ay,kocasınadi-yecektik…Ay,yineolmadıSüreyya’ya,Süreyya’ya…”dedi.
SuadNecib’ebakarak:–Cennetegitmekiçinsabırdanbaşkaçareyoktur,değil
miNecibBey?Sizricaederim,sizevleninceböylehuysuzbirkocaolmamayaçalışınız,yoksa…
Süreyyahâlâalayederek,“Yoksaneolacak?”diyesordu.Suadtereddütle:–Yoksa…yoksa…Karınızımesutetmemişolursunuz…Süreyya:– Ooo, diyordu, o kadarcık mı? Ben de mühim bir şey
olurzannediyordum…Necibdebenimkadarbilirki,evlilik-tehanımlarsoldasıfırdır…Asılakılermeyenbirşeyvarsabukadardikkatleberaberşuetlerinnasılbiraşçılıkbaşarısıylaşöylesimsiyahedildiğidir.
Suadgülümseyerek:–Mademkikocalarınsaadetilazım,verinizonubenyi-
yeyim…Zavallıkadınlar!Necib:–Bilakiszavallıerkekler,SuadHanım;birkadınınneol-
duğunuanlayanlariçinasılzavallıolanerkeklerdir.Kadın
56 M E H M E T R A U F
olmayınca bir erkek hayatının ne verimsiz, ne yağmursuz,tesellisizbirsiyahçölolduğunubilseniz…Bunubirçoker-keklerdebilirdesonraunuturlar…Birkadınınbirerkekha-yatına sadece varlığı ile nasıl şiir ve tazelik verdiğini, ruhubertarafetsekbileyalnızvücutiçindenasılbüyübirkoruyu-cuolduğunubilseniz…Deminbanaburadakihayatınızdanbahsediyordunuz,sizhersaatigeçirmekiçinsaadetler,eğ-lencelerbuluşunuzuanlatırkenbenyirmidörtsaatlikhaya-tımınnasılbircehennemsaatigibinihayetsizsürüklenmezbirhayatolduğunudüşünmüyordum.Sadecesöyleyeyimkiölecekderecedebunalıyorum.
Ötekilersusuyorlardı.–...– Bilmezsiniz ki Beyoğlu hayatının hatta eğlenilecek
mevsimdebilenasılbunaltıcı,beyinezicibirhâlivardır.Ev-velabinbirrenklibirhayatgörünür,hiçbirbirinebenzemezeğlencelerivargibigelir;fakatokadartekrenk,amanyarab-biokadartekrenktir,görülençehrelerokadardaimaaynıdırki…Mahremiyetsiz,16samimiyetsiz,yapmacıkbirtaklitten,soğuk sarı bir taklitten ibaret bir hayat… Her görüştüğün-lemüthişbirrekabet,birmücadele,birdüşmanlık…Hiçbirelsıkmazsınkimümkünolsasenibirçukuraitmeyeceğineeminolasın;hiçbirsesişitmezsinkiseninarkandanenha-in, en haksız bir gizlilikle, bir kınamada bulunmayacağınaeminolasın…Riya,alay,kendinibeğenmek,bencillikbuaçkurdunelindebütünçehremorarmış,bütüngözlerbulan-mış,herkesinbaşarısıöbürlerininayaklaraltındaezilmesi-nebağlıymışgibibirhaset,birkin,kimsekimseyibeğenmez,üstündenbaşındantutunuzdasöylediğiFransızcayakadarherşeyalayiçinbirvesileolur.Zatenhepsahtekârlıktanibaret
16 mahremiyet:Mahremolmadurumu,birkimseningizliözelliği.
57E Y L Ü L
olanbupaskal17yüzündengözdudağa,dudakyüzegüler…İğrençbirşeykısacası…
Süreyyalokmasınıhazırlamaklameşgul:–Bunarağmeninkâredemezsinkikadınlarnefistir,dedi.–Evetözelliklekaldırımlargeçerkenuzaktanmağazabe-
beklerigibigörünce…Beyoğlutiyatrosununseyyaraktrisle-ri…Hepsiöyledir.Asılhayatlarınıoyunculargibiunutmuş-lardır.Onlarınruhlarınıarayacağınızakutupkeşfineçıkmışolsanızdahahayırlıolur.Bilirmisinnefiskadınlarhangileri-dir?Temizruhlular!SanaciddensöylüyorumSüreyya,saa-detininkıymetinibil.
Süreyya, yarı kızarmış Suad’a bakıyordu. İkisi arasındaderinbirbakışmaoldu.
SofradankalktığızamanNecibkendikendine,“Ahher-kesböyleolsa…Herkesmesutolsa…”dedi.Başkabiryer-deolsaydışutemennisiniçokgülünçbulurdu,fakatbumut-lulukvesamimiyetiçindebütüneğilimlerivealışkanlıklarıkayboluyordu,hayatınıkaranlık,hain,fenahayatınıunutu-yor,hıncınıvebezginliğinihissetmedendeğişerekbaşka,iyibiradamoluyorvesonrabunufarkederekşaşıyordu;“Ahin-sanlar,şuinsankalbi…Yüzbinmanalıbirbilmece…İçin-dençıkmakmümkündeğil…”diyordu.
“Acabafenalıkgibiiyilikdebulaşıcımıdır?”diyedüşünü-yordu.TekrarbalkonaçıkıpköşelerdekiyeşilliklerinaltındauzunsandalyelerinbirineotururlarkenSüreyya,“AmanSu-adgelmedenbirsigaratellendirelim…”diyekutusunuver-di;henüzsigaralarınıyakmamışlardıkiSuadgöründü;bal-konaçıkmayarakkapıdan,“Dehşet,dehşet,yinemiduman,yinemi?”diyordu.
Ozamantütündenbahsedildi,Suad’ınsigarabirincidüş-manıydı,Süreyyamüdafaaetmekistiyordu.Necibdediki:
17 paskal:Güldürücüsoytarı.
58 M E H M E T R A U F
–YokSüreyya,herhâldebuiddiaedilecekkadarönemlişeydeğil;banaöylegelirkievliolsamdasigaramdanşikâyetedilse…
Süreyyatuhafbirgözlebakarak:–Galibayinebirşeyyumurtlayacaksın,Necib…Necibgülerekbitirdi:–Elimdensigarayı,cebimdenpaketi,kendimdendebu
uğursuzalışkanlığıteşekkürederekdefederdim…Süreyyasigarasınıbüyükbirzevklebirdahaçekerekağır
ağırdumanlarınısavuruyordu:–Negüzelfikir…Yalnızbirkusuruvarkiyapmakmüm-
kündeğil…– Azıcık fedakârlığa razı olmayınca hiçbir şeyi yapmak
mümkündeğildir.Suadkorkaraksöylerken,“Yok,benfedakârlıkderecesi-
neçıkanşeylerdenbahsetmiyorum.”diyorduvepiyanoko-nusu oluncaya kadar hep bağdan, bağdakilerden bahsetti-ler.Buneşelibirkonuşmaoldu,ikisözdebirFatinilebeye-fendiortayaçıkıyor,Hacer’insesi işitiliyordu.SonraNecibSuad’apiyanoiçinricaetti.“DeminSüreyyaanlatırkenbuhayattaimrendiğimsaadetebirsaatsonranailolayım,be-nimdeömrümdebirgünbulunsun!”diyearkaçıktı.Suadşikâyetederekuzunmüddetpiyanosundanuzakdurduğun-danhâlâbarışmadığını,notalarınınkarmakarışıkolduğunusöylüyordu.Nihayetpiyanoyageçmekgerekti.İkierkekbal-kondakalmışlar,salondangelenpiyanoyudinliyorlardı.Sü-reyyarüzgârınbirmüddettereddütedipdurduğubirhararetanı,hergünböyleöğlevaktiserinlikbitipherşeyinsustuğu,beklediğizamanıhatırlatarak,“Görüyormusun?”diyordu.
Şimdidenizdurgunbirhavuzhissinivererek,sıcakgü-neş altında kurşun gibi ağır, uzanıp gidiyor, hararet hafifesintiiçindetitrekveparlakfarkediliyordu.
59E Y L Ü L
Rehavet,18 bir dereceye gelmişti ki gözleri ağırlaşmış,manzarayı yalnız kirpiklerin arasından süzülen bir nazarlagörüyorlardı.
Ve içeriden bazen piyanonun damla damla koşuşan,bazenbirbirinekarışarakderecederecebirgürültüileyük-selen,sonrabirerbirersüzülerekölensesleridevamettikçeNecib,düşündüğününçoküstündebirmestlikleonudinle-meyebaşladı.
BuİlTrovatore’den19birparçailebaşlamıştı.FakatNecibsonrasınıhatırlayamıyordu,birAndaluz20serenadı21gibige-liyordu;sesler,kâhbillurgibiterennümederek,kâhmatemlisürüklenerek,kâhşevkvesevinçleyükselipsonraumutsuz-lukvebezginlikiledökülerekdevamettikçebütüngörmesihayalîkaranlıklaraboğulmaya;farkvehissedememeye,ha-tırlayamamayabaşladı;sankiyaşamıyordu.
BirdenbireSuad’ınsesiniişittivebuonuikazetti;Sürey-yasandalyesindeuzanmış,gözlerikapanmış,dalmıştı;piya-nohâlâağırağır,içtenbirhüzünleinliyordu.Teşekküretmekiçiniçerigirdi,Suadonugörüncetebessümederek:
“Havalara yazık oluyor değil mi?” dedi. Necib “bilakis”der gibi başını sallıyordu; hava bittiği zaman Suad tekrarşikâyetetti,piyanonunönündeeniyibildiğihavalarıbilear-tıkşaşırdığınısöylüyordu.
– Hele notalar, diyordu, görseniz ne hâlde… İçindençıkmakmümkündeğil…Çocukkitaplarıgibiolmuş…Bir-çoklarınıbulamadım,karıştırılakarıştırılabirbirinegirmiş…Bilmembazılarıdaötedemikaldı,konaktamı?
18 rehavet:Gevşeklik,kendinikoyverme,tembellik.19 İlTrovatore:Verdi’ninbiroperası.20 Andaluz:Birİspanyollehçesi.21 serenat:Avrupa’dasaraylardamodahâlinegelen,operadankısa,mü-
ziklisahneeseri.
60 M E H M E T R A U F
Necibnotalaragözgezdiriyordu;bunlarınçoğumeşhuroperalardanfantazyalar,22potpuriler23idi;Fakatokadarha-rapbirhâlde,okadareksiktikikendikendineİstanbul’dangelirken birkaç yeni hava getirmeye karar verdi; o zamantekraraklınaİstanbul’agideceğigeldi,Suad’abakarak:
–Ooo,saatsekizbuçuk…dedi;acabavapurkaçtavar?VeSuad’ınşikâyetlibirbakışıönündeyarıkararsız,“Te-
minederimki…”diyebaşladı;bütünkendiniburadakalma-mayamecburedensebeplerdiyebulduğuşeyleriizahedin-ceinanmışgörünenSuad,“BarisiziTarabya’yakadaruğur-layalım.”dedi;sonrahızlısesledışarıyaseslendi,cevapala-mayıncasesinidahayükseltti;“Bey…beyuyuyormusun?”diyordu.
Şimdirüzgârçıkmış,balkonunbirtarafındakitenteçır-pınarakpatırdıyor,denizinahenkiçindekiakışıdevamedenbir sevinçle terennüm ediyordu. Süreyya uyandığı zamanSuad’ın fikrini pek uygun bularak, “ne âlâ, ne âlâ!” dedi;Necib’inbuhareketinibirhainliktenbaşkabirşeyolamadı-ğınıiddiaile,“Şimdikalksendahasabahleyinşikâyetettiğinomiskin,tozluhayatagir…”diyor,sonraSuad’agözkırpa-rak,“Dahadoğrusuakıldaermezya…Yeminedebilirimbugecebütünmasumiyetinlekızkardeşindekalmakiçinkaç-mıyorsun…OtozluBeyoğlu’nunörümceklibirapartmanı-na…Değilmi?”şakasınadökülüyordu.
Necib Suad’ın yanında sıkılıyor, gözüyle işaret edereksusturmayauğraşıyordu.
Suad,“Kararverildideğilmibeyler?”dedi.Beş dakika müsaade isteyerek çekildi, Süreyya elbisesini
değişmekiçinikidakikaizinaldıvekarıkocagittiklerizaman
22 fantazya:Batımüziğindeklasikkurallardışındakiserbesteserlereveri-lenad.
23 potpuri:Sevilenmüzikeserlerindenseçilmişbölümlerinbirbirinebağ-lanarakyapılanmüzikparçası.
61E Y L Ü L
yalnızkalanNecibsabahleyinokadarayıpladığıBeyoğlu’nuşimdinekadarözlediğinidüşünerekkendinehayretediyordu.
Ozamandasamimiydi,şimdidesamimiolduğunugö-rüyordu.Kendininböylebirbirinezıtbirçoktavırtakınıpveharekettebulunuphepsindedesamimioluşuonukelime-sinibulamadığıbirbilmecegibimeşguleder,ikikatlıdeğil,yüzkatlı,birkadıngibibirbiriiçindeesrarengizbirkutuol-duğunuzannediyordu.
Önce Süreyya geldi, “Ben hazırım!” diyordu; Suad dahazırlanıp geldiği zaman yol müzakeresine başladılar; oBüyükdere’yekadaryayangidiporadanbirarabayabinme-yiteklifediyordu,Süreyyaçarşıdangeçmemekiçinsandalıtercihediyordu;ikisinindebirerparçafikirlerikabuledildi,sandalileBüyükdere’yegidip,oradandaarabaseçildi.
Yolda,çayırdangeçerken,Süreyyadahavapuravakitol-duğundanbahsederekbirazarabayıBentleryolunasevket-tirdiveikitarafıbütünağaçveçayırolanbuyoldangider-lerkenonlarauzakbirmutluluktanbahsedergibiçiftlikha-yatındanbahsetmeyebaşladı.Necib,“Neolsaöylehayatlaragelemem;banaeğlence,gürültü,sersemliklazımdır”diyor,Süreyyaohayatımübalağalarlamethedereksessiz,sakinge-çecek bir çiftlik ömrü için bütün bu sahte ihtişamları fedaedeceğinisöylüyordu.NecibSuad’ınSüreyya’yanasılbaktı-ğınadikkatedip,“Evet,”dedi,“siziorayakadartakipedecekbiryolarkadaşınızolduktansonra…”
OzamanSuad’ıngözlerioşefkatlibakışlarınıkaybetmek-sizinNecib’edöndüvebubakışokadarderinsıcakbirsevgiilenemliydikiNecibruhumeriyorzannetti;birsaniyemesutbirheyecanlatitredi.Evet,böylebirnazarlainsandünyanınöbürucunagider,diyedüşündü;çölleregider,dağlaragider…Onunşimditerketmekistemediğihayat,birçöldenbaşkaneidi?Gölgesiz,susuz,vahasız,hattaserapsızbirçöl…
62 M E H M E T R A U F
Evet,hattaserapsız…Bununlaberaber,bazenenehem-miyetsiz gülümsemeler, kendine ait olmayan nazarlar bileonabirşiircoşkunluğuverir,onu,canınıfedaetmekihtiyaç-larıyla inletirdi;“Ahbuçelişki,çelişki…İnsandeğilim,bil-meceyim…”diyordu.
AyrılırkenSuadtekrarediyor,“Çarşambaya,değilmiNe-cibBey?”diyesoruyor,Süreyya“ErkengeldeBentler’egide-lim.”diyordu;sonraçarşambagünüakşamgelipertesigünsabahleyinBentler’egidilmeyekararverildi.Necibkalabalıkiçindevapuragirdiğizamanbirkenarageçiponlarıgörebil-meküzerebaktı,Suadelindeküçükkırmızışemsiyesi,araba-nıniçindesadeomuzlarıgörünensiyahçarşafıyla,yereinmişdayanmışduranSüreyyainceuzunboyuylaokadarmesut,okadargüzelgörünüyorlardıkionlarınyanındaduyduğusaa-detvekalphuzurundanonlardanayrılıncamahrumolmuş,osaadetiuzaktangörüpnekadaryabancıkaldığınıanlamışgi-biüzgün,ayrıldığınapişmanoldu.Onlarınsalladıklarıellerekarşılıkverirken“Budalalıkettim!”diyeüzülüyordu.
Onlarküçüleküçülebirnoktakalıncaazalaraknihayetumutsuzluğadönüşenbirsevinçgibiacı,çökmüşbirkasa-vet içinde kalıyordu. Bu güzel geceye tercih ettiği Beyoğlugecesini,buluşacağıkadınıdüşünerekgeceyimiskin,kadı-nıhayvanbuluyor,verdiğisözüunutmanınbirihanetolma-yacağınıdüşünüyordu.
–İşteböyle,diyordu;kararsız,arzusuz,boş…Başınısalladı,“Vebanaevlendiyorlar!”diyegüldü.
63E Y L Ü L
5
SüreyyaileSuad’ınbirbirlerinekarşıilkgünlerinşevkvegönül açıklığına benzer bir bağlılıkları vardı; buraya geldik-lerindenberihayatlarıheprahatlamaile,hepyenihevesler-legeçiyordu.Süreyya’nınçocukçasevinmeleri,delilikleriolu-yordu.Vebunlar,Suad’ınkalbininsıcaklığıokşanmakisteyenkaynaşmalarındanbüyükbirsaadeteihtiyaçduyuyordu.Ha-yatlarınıdüzenli,güzelyapmakiçinpekçokçalışarakçokyo-ruluyordu.Sıkıntıdanuzakbirömürkurmakiçinböyleuğra-şıpsonramükâfatınıgördükçe,Süreyya’yıböyleyenidenis-tekliveneşelibuldukçaemelinekavuştuğundandolayımesutoluyordu.İstiyordukieviniçindehiçbirşeydenSüreyya’nınşikâyeti gerekmesin. İlk günler hazırlık, öte beri edinmeler,düzenleme ile meşgul geçince, birbirine benzeyen günler,evinherzamankihâlinialantertipligünlersürmeyebaşladı.Fakatbundabile,bağdageçensonzamanlaranispeten,yenievlenmişbirkarıkocanınheyecanıveneşesivardı.
Necibbuhayatınbaşkaneşesioluyordu;buhâldebirparçayardımcısıdakendisiolduğuiçinonundaoradaol-ması sevinçlerini biraz daha tamamlıyor gibiydi. Onungelmesini sevinçle karşılıyorlar, dönmesini tehir için tu-haf tuhaf bahaneler icat ediyorlardı. O, ilk gelişinden son-ra,kararverildiğiüzere,çarşambagünüakşamvapurlagel-di.Cumagünüsabahleyindönmekşartıylakalacağınısöy-lüyordu.Karıkocabuikigünübirbüyüksevinçilekabul
64 M E H M E T R A U F
ettiler.OnlardahaNecibgelmedengezilerhazırlamışlardı.Bentler’le Beykoz’a gitmek istiyorlardı. Suad, “Şimdi Bent-lernegüzelolur…”diyor,Süreyya“HeleBeykozçayırı!”diyekarşılıkveriyordu;hemenertesisabahhangisinegidecekle-rinimüzakereediyorlardı;sonundaüçünündefikriöbürsa-baherkenden,Bentler’egitmektebirleşti.
Erkenkalkmakiçinerkenyattılar;ertesigüngüneşkarşı-kitepelerinarkasındahenüzçıkmışkenüçüdehazırlanmış,sabahsessizliğiiçinde,gecedentembihedilipkapınınönü-negelmişarabalarabinmişlerdi.Vebumayıssabahı,Bentlerseferiüçünedebirhayalîseyahatşiirvesarhoşluğunuverdi.Sabahın tazeliği, mayısın son günlerindeki yeşillik bolluğuile,yolunetrafındakiçayırların,bağlarınhenüzrüzgârsızse-rinhavadakihareketsizlikiçindeortayaçıkmakiçinbiresin-ti bekleyen kokuları, arasında gittikleri yeşil gölgeler, dahailerledikçeormanlar,büyükağaçlarınbirbirinesarılmışdal-ları,uzaktabirikmişgölgeleriyleyeşilbirerkaranlıkhâlindegörünenkorularınsineleri,hepbusessizlik,butenhalık,buparlaksessizlikiçinde,şuradaburadaışıkparıltılarıarasın-dakuşlarınışıkgibisüzülennağmeleri,arabadanindikleri,vakit içinde kaybolacaklarmış kuruntusunun verdiği korkuhissiylebüyükorman,nihayethavuzlar,insanabirerkorkuürpermesiilehayattakibağlarayakınlaşmakhissiveihtiyacıverenhavuzlarvesonradönüş…
Öyle ki saat beşte eve girdikleri zaman sabahın bütüntemizliği,yorgunluğunbütünkuvvetiilemidelerininferya-dındanbaşkabirşeyduymadılar.Süreyya“Yemek,yemek!”diye gürlüyordu. “Buyurun.” dedikleri zaman iki delikanlıkoştular.ÖndegidenSüreyyaodayagirince,“Vay,çilek!”di-yememnuniyetlehaykırdı.SonraSuad’adönerek,“Buner-denböyle?”diyesordu.
65E Y L Ü L
Suad tebessüm ederek, “Çileğini ye de tarlasını sorma,demezlermi?”diyordu.
Hoşbirçilekkokususofradakiçiçeklerinkokusunubas-tırıyordu.Süreyya,Necib’edönerek,“Görüyorsunyaazizim;nevarsakadınlardavar…”dedi;sonrahavlusuileağzınısilergibiyaparakilaveetti:“Herşeyibirsıryapmakinadıbile…”
Öğledensonraneyapacaklarınıkonuşuyorlardı,Sürey-yabirdenbire,“Eyvah!”dedi;evvelkigün,bugüngelmeküze-reyelkenlibirsandaltembihetmişti.Çoksevdiğiyelkenilegezmek için bir sandal kiralamak arzusunu çoktan tekrarediyordu;sandalşimdiModa’dangelecektivebeğenmezsegerigidecekti;onuniçinverdiğisözüunutmakistemiyordu;“İstersenizsizgidin.Benbeklerim.”dedi,onlarkabuletme-diler,“Ohâldeyarınsabahgideriz.”diyordu;Necibdönece-ğinihatırlatıyordu,“Senkalırsınsen…”diyor,Necibçekini-yormuşgibibaşınısalladıkçaSüreyya,“Öyleisezorla…”di-yebağlayacağınıanlatıyordu.
Yemektensonravakitsandalbahsiile,özellikleSüreyya’nınbeklemesiylegeçti.Uzunuzunyelkendenbahsederekzevk-leriniövüyor,“Denizköpükleriçinde…Rüzgâretraftafişekgibiçatlar…Yelkenlerçırpınır…Sandaldalgalarıngöğsünesarhoş gibi yaslanmış uçmakta değil, yüzmekte değil… Birhâlki…”diyebitiremiyor,sonradürbünügözünekoyup,Pa-şabahçekoyunadoğruaraştırıyordu.
Necib,“Amahavasızkalmamakşart…”dedi.Süreyyaümidinikeserekdürbünübirsandalyeyebıraka-
rak,“Ooo,evet.Rüzgârsızdakaldımısandalölmüşdemek-tir;helegüneşdeolursa…hiççekilmez!”
Suad“Yaakıntı?”diyesordu.Sonra Süreyya buranın rüzgârından, meltemlerinden
bahsetti,hemonunistediğibirsandaldı.Kotradeğildi.Sanda-lınkürekleriolduğundansıkıyagelince,asılküreklere,başka
66 M E H M E T R A U F
çareolamazdı;“Fakatkotraileişbüsbütünbaşkaolur.”diyor-du; onunla insan deniz ortasında rüzgârsız kaldı mı sularınkeyfinetâbidir,akıntıvarsaçağanoz24gibiyanyanakar,yok-sagüneşincehennemialtındarüzgârıbekleyerekdurur.Fakatburasıöyledeğildi,buradarüzgârhiçeksiliyormuydu?Sonraeliylerüzgârıgöstererek,“Şurüzgârabak!”diyordu.
RüzgârKaradeniz’inbütünhiddetivetazeliğiyletepeler-denkoparaksaldırıyordu.
–Buhavadasandalnasılgelir,kimbilir?dedi.Sonraakıntıburunlarınıdüşündü.Birkere,gülerek“Vak-
tiyle…”diyor,birkereBoğaziçi’nigeçmekiçinikigünuğraş-tıklarınıanlatıyordu.
Sandalbahsi,sönenbirrüzgârgibi,bitkincümlelerlesü-rüklenerek bittiği, Süreyya’nın beklemesi artık bir söz söy-lemeyerek dürbünü elinden bırakmamak derecelerine gel-diğizamanNecib’leSuadarasında“Artıkgelmeyecek.”sözübaşladı;Suad,“Eğersandalgelmezse,beyelimizdenkurtula-mazsın.”diyordu;Necibilebirolarakonuümitsizbırakmakistiyorlardı.SonraSuadBeykoz’danbahsetti,orasışimdikimbilirnegüzeldir;burüzgârdaçayırlarıgörmeliydi.“Bizeşufırsatıkaybettirdiktensonra…”diyerekyarışikâyetlibiredaileNecib’ebakıyordu.Sonra:
–Canınızsıkılıyor,NecibBey…dedi.Öbürügülümseyerek:–Galibabiraz…diyegözkırptı.–Birazpiyanoçalalımmı?Bu teklif büyük bir memnuniyetle kabul olundu; onlar
piyanoyageçtiler;Süreyyabalkondakaldı.Necibpiyanosözüolurolmazkendikendinealmakiste-
diğinotalarıunuttuğunuhatırlatarak:“Eyvah!”dedi.Fakatbuiki gününü o kadar sersem geçirmişti ki nota düşünmeye
24 çağanoz:Yüzenyengeç,Çingeneyengeci.
67E Y L Ü L
vaktikalmamıştı.Buradageçirdiğigününşutesiriolmuştuki,hürmetvemuhabbetettiğivehürmetvemuhabbetgör-düğü onlardan ayrılıp Beyoğlu’na geçince orada yaşamakonu harap ediyordu. Kendi kendine gelecek sefer mutla-kaunutmamayakararverdi.GörüyordukiVerdi’ninbirkaçoperasıSuad’dayoktu,ondansonrayeniyapılmışbuikieserde tabii bulunmuyordu; bulunanlar arasında kullanılmasımümkünolmayanlaradaişaretkoyupyenilemekistiyordu.
Suadpiyanodabirkaçgamyaparak,25“Hangihavalarıse-versiniz?”diyordu.
Necib notaları karıştırarak gözden geçiriyor, “Aman ro-mans26 olmasın!” diyordu; sonra romanslar hakkındaki ilgi-sizliğinin hikâyesini anlatıyordu. Elindeki kâğıtların arasın-danbirşeyayırıppiyanonunönünekoydu,Suad,“Granviya?”dedi.“Âlâ!”dediler;Granviya’yıikisidepekseviyordu.“Ondaherşeyvar.”diyordu.“Şuh,çelik,mahzun,mahmur…Hertelvar.”Granviya’danFaust’a27geçtilerveGranviya’nınvalsındansonraFaust’unvalsınıkarşılaştırdılar.AskerlerMarşıonuta-kipetti,Rigoletto28marşıçalındı.Necibhızlı,hareketlihavala-rıtercihediyordu;busebepleTrovatore,Ayda[Aida]29marşlarıtakipetti.Necib“Birazdaağlayalım!”diyeTraviyata’yıkoydu;“Adiyödelpasato”“Bukadargençölmek”,“Ahbelki!”parça-larıçalındı.Necib“Verdigirdimiişdeğişiyor;fakatsizdeVer-ditamdeğil…”diyordu.Suadkendisindenbestekârlarıniyicevâkıfolmadığıhayatınadairmalumatsoruyor,Necibbildiği
25 gamyapmak:Birpestsestentizseseveyatizsestenpessesedoğrusı-ralanmışsesdizisiçalmak.
26 Romans: Şarkı türünde ve piyano için hazırlanmış, genellikle kıtalarşeklindeolanbeste.
27 Faust: Alman şairi Goethe’nin eserinden Fransız besteci Gounod’unmüzikleriyleyapılanbiropera.
28 Rigoletto:Verdi’ninbiroperası.29 Aida:Verdi’ninbiroperası.
68 M E H M E T R A U F
ayrıntılarıveriyordu;öyleoldukimusikisusarakyalnızbahisdevametti.İkisideşundaittifakediyorlardıkidünyadamu-sikigibietkilihiçbirşeyyoktur.Necibiçinömrününentat-lızamanlarıyalnızçokmesutolduğuzamanlardeğil,musikiilemesutolduğuzamanlaridi:Ondanokadarşiddetvedüş-künlük ileetkileniyordu.Asılağırmusikiden,anlamak içinbirçok senelik özel eğitimi ihtiyaç olan Şopen [Chopin],30Gluk[Gluck],31Haydn,32Betofen[Beethoven]33gibiüstatlar-danbahsederekonlarıdinleyipanlayamadığıiçinüzüntüsü-nüsöylüyordu.
Balkona döndükleri zaman saat ona geliyordu, “Hanikotra?”diyegülüşüyorlardı;Süreyyaiyicecanısıkılmışgibi;“Belliolmazkibelkigecegelir…”diyordu.
Suad,“Artıkherhâldebizievdedahafazlahapsedemezya?”dedi.
–Evetçıkalım,dediler.BuseferKavakyolunageçmişlerdi.Süreyyadakikadabir
arkasınabakıpsahilleriteftişetmektengerikalmıyordu;Ne-cibgülerek,“Sandalamıbakıyorsunuz?”diyor,Suadsitemle,“Beykozçayırınabakmazya?”diyesöyleniyordu.
Necib,“Evet,yazıkoldu,görmekisterdim…”dedi.Süreyyasinirlendi:–İşteyarıngideceğizyacanım!Fakat Necib erkenden dönecekti; o zaman hep bu söz
oldu, Süreyya ve Suad rica ediyorlar, yarın da kalması içiniknaetmekistiyorlardı.Vebuokadarsamimi,okadartemizidiki,Necibkabuletti.Zatenİstanbul’ainipyinebunalacakdeğilmiidi?
30 Chopin:Polonyalıbestecivepiyanist.31 Gluck:Almanbesteci.32 Haydn:Avusturyalıbesteci.33 Beethoven:Almanklasikmüzikbestecisi.
69E Y L Ü L
Sabahleyin Süreyya’nın gürültüsü, bir yabancı ile ba-ğırarak konuşuşu Necib’i uykusundan uyandırdı. Pence-reyegidipbaktığızamaniskeledebirsandalileikikişigör-dü; adamlar şikâyet ediyorlar, gece rüzgâr kesildiğindenBebek’tenberikürekçekerekgeldiklerinisöylüyorlardı.Bubeyaz,kaplamatahtalı,başıkıçıbirsandaldı.Uzunbirse-renüstündebüyükolduğuanlaşılanbiryelkenivardı.San-dalın,yelkeninintemizliğiNecib’inpekhoşunagittiveSü-reyyakendisinetecrübeetmeküzeresandalagelmesinitek-lifedincekabulederekikidelikanlısandalabindiler.Rüzgârhafifesiyor, fakatsandalyine iyiyürüyordu. İstihkâmlara34doğruyükseldiler.Süreyyaeskibecerisinigöstermekiçindü-menegeçmişti;merakederek,“Acabadayanırmı?”diyordu.OradanKavaklar’adoğrugeçtiler.DöndüklerizamanSürey-yamemnundu;Necib,Süreyyailesandalcılarıpazarlıktabı-rakarak içerigirdi.Onlargezerkenbalkondadayanmışdu-ranSuad’ınyanınaçıktı;o“Nasıl?”diyordu.Necibmethet-ti.Suad,“Havahervakitböyleolmuyorki…”diyerekdalgaolduğuzamanbinilemeyeceğinianlatıyordu;Süreyyageldi,“YemekyiyelimdeBeykoz’asandalilegideriz.”diyordu.
Sandalı kışa kadar tutmuştu; şimdi oturup bir küçükbayrak dikmek için meşgul oldular; bu meşguliyetleri ara-sındaSüreyyahavayıkolluyar,gittikçeartanrüzgârabaka-rakseviniyordu.
Yemektensonrabalkonaçıktıklarızamanrüzgârıoka-daruygunbuldukibirikisaatgeçiripöylegitmeküzereve-rilenkararıbozdurmak içinuğraşmayabaşladı; fakatSuadileNecibsaatsekizdenevvelçıkmamaktaısrarediyorlar,giz-lihilelerbularakişiertelemeyeuğraşıyorlardı.SonundaSü-reyyaâcizkaldı,sandalsekizdenevvelhareketedemedi.
34 istihkâm:Düşmanakarşısavunmaamacıylayapılanhertürlüinşaatvesiper.
70 M E H M E T R A U F
Suad sandala girip oturunca, “Ooo, büyükmüş!” de-di.Dışarıdanküçükgörünensandalıniçipekgenişverahatidi.Sandalcıyelkenleriaçıpteknerüzgârınönünedökülün-cedubayadoğrusüratleakmayabaşladılar.Büyükdere’ninüstündengüneş,onlarırahatsızettiğindenSuadşemsiyesi-niaçtı,busiyah,beyazvekurşuni renklerdensatrançlıbirküçükşemsiyeidi.Necibşemsiyeye,çarşafa,peçeye,eldive-ne,bukadınşeylerindeki inceliğeruhununderinliklerindeisteklerletitreyenbirtutkunluklabakıyor,sonraSuad’ınkü-çük,birküçükkuşdenilecekellerininşemsiyeyitutuşundakişiirehayranolarakperişankalıyordu.
Dalgalaraçıklardabüyümeyebaşlamıştı.Sandalperva-sızbirtehlikeylebunlarınüzerineatılıpardıarkasıkesilme-yen suların üstünde dalgalandıkça Suad’ın gözlerinde birbulut,birendişeveıstırapbulutuduruyordu;fakatdubadanServiburnu’na doğru rüzgârı pupaya35 aldıkları zaman sal-lantıkesildi.Süreyyagibihepsininkeyfineartıknihayetyok-tu. Sandalın etrafını kucaklayan çırpıntı sesleri, kesilip de-vam eden bir musiki gibi şakıyan su serpintisi onları meş-guletti.Beykoz’unHünkâr iskelesinevardıklarızamanya-rımsaatolmuştu.
OnlarçıktığıhâldeSüreyyaçıkmıyor,ilkheveslesandal-cıyayardımediyordu.Suad’laNecibrıhtımdanbakıyorlardı.Sonraüçüberaberçayırailerlediler.Evvelarüzgâronlaraça-yırınsoluklarınıgetirmeyebaşladı;bubirçokçiçeklerin,ot-larınbirleşikbirsoluğu,serin,taze,nemlikokusuidi.
Birazsonraçayırınbirkısmınıgördüler,uzaktanbura-sısarıçiçeklerlebirfulyatarlasıgibiydi.İlerledikçeötesin-deberisindekırmızı,mor,beyazçiçeklerdefarkedildi,bolyeşilliklerinarasındabolrenkler,çiçeklerkitarladantaşı-yorlar,rüzgârladalgalanıyorlardı.Rüzgâr,parçaparçaher
35 pupa:Gemininkıçtarafı,arkası.
71E Y L Ü L
dalgadan bir güzel koku busesi ile dolup estikçe, koylardakoşuşanesintilerlesuüstündemeydanagetirdiğititremelergibiperişandalgalaresiyordu.
Onlarhep“Ahnegüzel!”diyeilerliyorlardı;fakatkarşı-dangörünenbüyükyolunheybetliağaçlarıaltınagelipça-yır bütün genişliğiyle önlerine serildiği zaman sonu olma-yanbirhayretvememnuniyethissettiler.Budenizvedal-galarınınsüreklihareketiyleserilen,birdenizbüyüklüğüylerüzgârınönündedalgalanançayır,onlarıbüyüledi;ilkhislerimemnuniyetlebüyülenmişbirgüzelhayretoldu.
Çayırların içinde yürümek, otların arasında yuvarlan-makihtiyacıylatitreyerek,baharınbütünbolluğu,yeşillikvekokusuiçindemestvemesutilerledikçedereninöbürtara-fındaki tepeleredoğruçayırınyeniufuklarınıgörüyorlardı;bunlaroradabirküçüktepe,berideçayırarasındakıvrılanvesonraağaçlarıniçindekaybolanküçükbiryol,birbirininomzundanbakanküçüksetler,dereboyunugölgeleyensö-ğütlerdi.Dereoradafısıldayarak,buradaürpererekdüşüyor,akıyor,bazenötelerinarasındafısıldıyor,sonraderinleşerek,sessizlikiçindeaktığıfarkedilmeyerekdüşünüyordu.Bazen,şevkdolubirahenkleçağlayanbirkurbağanınaralıksıznağ-melerindensonra,busessizliğiniçinde,birtekahgibiyük-selipsükûtedensesleroluyordu.
Çayırınasılotlarıarasındabuyeşilzeminüstünenakış-lanmış papatyaların, sarı, mor, kırmızı çiçeklerin birbirinekarışanrenkleriarasırayalnızbirrengebürünerekkümekü-meoradahepbeyaz,buradahepmor,ötedehepsarıdalga-larlaköpürüyor,derekenarıdamladamlaağlayansöğütle-rinyeşilgölgelerialtındaparlakyeşilçimenlerlebirseccadegibiseriliyordu.
Süreyya,“Oturalım!”dedi.Necib,“Yatmalı…”diyesöylendi.
72 M E H M E T R A U F
Doğrusunu isterseniz, coşan duyguları arasında haykı-rarak bu ötelere karışmak, topraklara karışmak ihtiyacınadayanamayarak azap çekiyordu; kendini en çok etkileyengüzelliklerkarşısındadaimahissettiğiezilmek,ölmekarzu-suşimdidahaşiddetlibirinatçılıklaonugüçsüzbırakıyordu.
ÖndenSuadşemsiyesinedayanarakahenklibirsalınmaileyürürkenkocasınınkolunayaslananvücudunugörüyor,heryerdedaima,daimaaynıözleyişvevefailesizinolanbirkadınhüsranveateşiyletitreyerekinlemek,düşüpölmekis-tiyordu. O her aşkta zehirlenmişti; evvelden kendini sade-cebirbakışıiçincanınıvermeyerazıbirikikadın,parasımıyoksakendisiiçinmiteslimolduklarındatereddütettiğibir-kaçkız,hayvangibigelipayaklarınınaltına,gençliğinönü-neyatandörtbeşkadın…Hepöylehürmetsiz,nefretveiğ-renme veren aşklar olmuştu. “Sonra evlenmek mi?” diyor-du;tanımışolduğukadınlarındördümü,beşimikocalıidi-ler.Bunlarınkendisindebıraktığıtesirleridüşünerek“Evlen-mek!”diyeomuzsilkiyordu.
Çayırın ta öbür ucundaki taş köprüye kadar ilerlediler,oradaönlerinebaşkabiryol,yinegölgedenibaretbiryolçık-tı;Suad,“Amanbirazdaburadan!”dedi.BuTokat’a36gidiyor-du;Necibbuyolu,sonundakibüyükormanıtarifederekbirkereburalarageldiğinianlatıyordu.Etrafıhepbahçeileçev-riliydi;ispinozlar37sevinçleburasınıdoldurmuşlardı.Sessiz-ce yanlarından geçen rüzgârın yapraklarla buseleri teren-nümediyordu.
Döndüler,oradangeçenbiradamadereninötetarafın-dakiyolusordular,onungösterdiğiyerdengeçtiler,bude-renin öbür sırtında, otların arasında kaybolmuş bir patikaidikiküçüksöğütlerlebellioluyordu;yanıbaşındaince,bir
36 Tokat:Beykoz’dakibirköy.37 ispinoz:Güzelseslibirkuştürü.
73E Y L Ü L
kuşgibişakıyanincebirsuakıyordu.Buradaçayır,yüksek-ten,yolunağaçlarındakimuhabbet,dereninyılangibikıvrı-lıpbükülenşeridi,çayırınbütünrenkvedalgalananyüzüylebaygınbaygınserpiniyordu.
Necib, onlar coşkudan coşkuya, ferahlamadan ferahla-mayageçipneşelerindenkuşlargibicıvıldadıkça,birçokza-mankendisinineşelendirenüzüntüveacısınınarasırayaptı-ğıgibikaranlıkvesessizlik,ruhunuezenbuacıklımelaliçin-debedbahttı.“Yaben!Benneyapayım?”Ahniçinodaimaböyleydi?Dünyadasükûnverahatınhepkuruntuolduğunugörüpkendiniüzenşeylerinhepkendihayalinin,kendise-çimininicatlarıolduğunudüşünerek,kendine,ruhunakar-şıbirşeyyapamadığından,kendiniiyietmekiçinbirçarebu-lamadığındandelirenbirazapveöfkeduyuyordu.Evvelabir-denhavalanmakiçingökyüzünüyeterlibulmayanbirgüzelhülya,yücebiremel,birsaflıkisteğiileboğulur,ozamanbirhiç için canını verecek hâle gelirdi. Fakat sonra yine o hiç-lerdenbiriylehavalanarakyükselmehevesiyaralanır,bütüntahlili,herşiiribiryarayapanincelemeduygularıuyanır;ha-yatın,dünyanın,insanların,ruhvekalbinneolduğunusoğukkanla,arzularınınneiğrenç,emellerininnegülünç,başarıla-rınınnemiskin,bütünsaadetlerin,neşelerin,nekadarsüslüolursaolsunlarnepisolduğunudüşünmektendoğanumut-suzlukvebezginlikileharapolur,sisli,küflükalırdı.Ah,arasıraruhunuheyecanlaürpertenosafmeyilveanlamadaimaolsaydı…Herkesgibiodahayatısade,ilkrenklimasumgöz-lerlegörseydi…Hayatonukollarınınarasınaalıptırnakları,dişleriileparalayarakbuhâlegetirmemişolsaydı…
“Hâlbuki…”diyordu,evet,bilirdikionadurgunlukveşi-ir ne kadar lazımsa ruhunda fırtınaya, karanlığa, esrara daöyle derin bir özleyiş vardı. Bu sakin geçen zamanlardan
74 M E H M E T R A U F
sonraşimşekveyıldırımaöfkevebıkkınlığamuhtaçolacağı-nıbildiğiiçinbaşınıeğerek,“Hâlbuki…”diyordu.
Şimdi tabiatın bu feyiz ve açılması içinde, su ile şişkintoprakların, otların, çiçeklerin içe işleyen güzel kokuları ilebütünhevesicoşarakonuateşlibiraceleilehırstanürperti-yordu;herşeyinböyleçiçeklivegüzelkokuluolduğu,önün-defısıldayarakgidenbirkarıvekocabulunduğubirzaman-da ta ruhunun derinliğinde titreyen bir acıklı ihtiyaçla, be-ğenmemekten, iğrenmektenkadınsızgeçenmahrumhaya-tınınbütünverimsizihtiyaçlarıilesaadetarzularınıntaştığı-nıhissediyordu.Fakatondaheristeğiniâtılbirhâlesokandi-mağışimdiyinehücumetmiş,kendisiSüreyya’yabenzeme-diğiiçinonungibimesutbirhayatarkadaşınakavuşmuşolsabileyineelemlericatedeceğini,hembuhayatındakimbilirnekirli,acıköşeleribulunduğunudüşünmeyesevketmişti.
“Evet,kimbilirsizdedenelervardır?Uyuyanyahutya-zılmamışnelervardır?”diyordu.
Ah Suad ve Süreyya arkalarında bastonla otları kırbaç-layarak gelen, ara sıra birkaç sözle konuşmalarına katılan,yahutgördüklerişeylerhakkındabirdüşünceilerisürenvehattaşengörünenNecib’inruhundannelergeçtiğinişüpheetselerdionunekadariğrençbulurlardıveNecib,işteken-disidekendinden iğreniyorveasılbuonaazapveriyordu.Yine o şuurunun sesi yükselerek, “Lakin herkesin hayatın-dadaböylebaşkalarınıniğrençbulacaklarıanlarvardır.”de-mekistiyordu.Fakatonuöldürenherkestenziyadekendisi-ninfenalığıidi.Kendinehürmetedememekkadaronaazapverenbirhâlyoktu.Kendindenkorktuğu,ruhununkaranlı-ğındanürkekbiriğrenmeduyduğuzamanla,“Ahnekirlibirbilmeceyim!”diyerekkendindekibuikiruhu,bubazenhepmavivesaf,fakatgenellikleböylekanlı,pismaneviyatlarıdü-şünür,daimabirsesolmaküzereiçindenkendine“Canavar!”
75E Y L Ü L
diyeseslenenbirvicdanbulurdu.Etrafındahepkötülüklergörmesi bunları kendinde bulmak kadar onu öldürmüyor-du. Kendi o kadar yükseklere tutkun olduğu hâlde bu kö-tülüklerden el çekmezse başkaları ne olur, diye düşünerekkendindenkaçmakister,masumhayvaniduygularlazincir-lenmişgibiondadaimaboğuşurlar,hiçbirzamanyapmadanevvel,yaparkenvehelesonraateşleriçindeyapmadanbaş-kalarınıniçgüdüsüileyaptıklarıbasitkötülükleribileyapa-mazdı.BirdenSuaddöndü:
–Susuyorsunuzsiz,dedi.Necibbiryalanbulmakiçinsıkılarak:–Şuyolabakıyorum,dedi.Sonrailaveetti:–Galibagelirkengördüğümüzküçüktepeyeçıkıyor…Ne
idio,Serviburnumudiyorlar,nediyorlar?Suadşemsiyesiilegöstererek:
–Şurasımı?diyesordu.Süreyyakopardığıbirçiçeğice-ketininiliğineiliştirmeklemeşgul:
–HaServiburnu,dedi,gidelimmi?Zannederimdahava-kitvar.
Veorayaçıktıklarızamanrüzgârsönmüş,denizingümüşbirgevşekliklebayılmışolduğunugördüler;zeminindalga-larıdağıldıkçaiçeridoğrutepeler,gittikçesilsilelenenbayır-lar,sonradağlarmeydanageliyorvehernoktasıtatlıyeşilbirçimenlebaştanbaşakaplıgörünüyordu.OradantaHisar’a,Kanlıca’yakadargörünüyor,ikisiarasındaakanmavisularındumanlarıiçindenBoğaz’ınbükülerek,kıvranarakdolananyolufarkediliyordu.GüneşTarabya’nınüstündebiraynadagörülüyormuşgibikamaştıranateşbeyazıylabirgüneşde-ğil,hudutsuz,şekilsizbircehennemtablosugibiufkubekli-yordu.Kıyıdangeçenrömorkörün38ağıradımseslerisayılı-yor,ılıkhavanefessiz,dalgasız,uyukluyordu.
38 römorkör:Başkataşıtlarıyedeğindeçekmeküzereyapılmıştaşıt(özel-likledeniztaşıtı).
76 M E H M E T R A U F
Suadbirazyüksekolankenarayaklaşmış,“Evet!”diyor-du. Hep oraya gittiler. Sığ sahilde kaya parçalarını gösteri-yordu.Buranıncamgöbeğikumlarıüstündedenizinkıvrım-larıgümüşlenerekhâreleniyordu.39Dibindekienufaktaşlarbileellegösterilereksayılacakkadarberrakolandenizingit-gideyeşilimavileşerekuzuyor,kırmızırengiyledeniziboya-yandubadansonrakarşısahilegittikçekâhyeşilkâhmavikâhmoruzuyordu.
Suadgülerekveburundakitaşları,suyunaltındagörün-meyenkayalarıgöstererek:
– İşte şurası tehlike burnu! dedi; bütün gemilerBoğaziçi’nindehşetlifırtınalarındaburadankorkarlar.
Necibsoruyordu:–Acabasandallardamı?Süreyya karşıda Büyükdere rıhtımı önünde durularak
dere gibi sahilin bütün yanını koynunda aksettiren deniz-denbaşınıçeviripbakarakgüldü:
–Galibayalnızsandallar…Hattadurgunhavadabile…Zannederimasıldurgunhavalarda…Baksanıza…
Eliylegenişbirhatçizerekbirdalgasızdenizi,birrüzgârsızsemayıgösterirkenSuadgülüyor,Necib’ebakıyordu:
–Gemicibeykeşifyapıyor,haritaçizecekolmalı…Süreyyaomuzlarınıkaldırdı:–Unutuyorsunuzkisandalyürümekvebizitaşımakiçin
rüzgâramuhtaçtır.Şimdinasılgideceğimizidüşünün…Ba-kınızpufyok…
Suaddudakbüktü:–Küreklerisizçektiktensonra…Ziradünyaşahittirkibu
işiniçindehiçsuçsuzikikişivarsaNecibBey’lebizikimiziz.Süreyyadüşünüyor,birkararveremiyordu.Sonradediki:
39 hârelenmek:Kımıldadıkçaüstündedalgalanıyormuşhissiniverenpar-lakçizgileroluşturmak.
77E Y L Ü L
–BuradankürekleTarabya’yageçer,oradanbirarabayabineriz;sandalıdabırakırız,Yenimahalle’yeağırağırgelsin…
Necib başını sallıyordu. Acaba akıntı müsaade edecekmiydi?Tarabya’yageçmekiçingalibabirazyükselmeklazımgeliyordu.Yasonra?
Suad gülüyor, “Gemici bey akıntıyı unuttu!” diyor,Süreyya’nın müdafaa için söylediği sözleri gürültüye, hak-sızlığa bırakmak için uğraşıyordu: Süreyya haykırarak,“Yenimahalle’yekadarçıkmakdahakolaydeğildirya?”de-mekistiyordu.Sonrakararverildikibusahildesularyuka-rıolduğuiçinyükselecekler,oradanYenimahalle’yeküreklegeçeceklerdi.
Suadşemsiyesinisallayarak:–Herhâldeşimdidensandalagitmeliyiz,yoksabugidiş-
legalibayemeğidenizdeyiyeceğiz.Sonrayürürkenkocasınınkolunagiripeliyleşuradabu-
radarüzgârlaatılmışkalmışolantüldalgalarıgibidumanla-rıgöstererekvegizlibirseslesokularak:
–Bunlardankorkmuyormusun?diyesordu.Süreyyabusesten,busokuluştanmemnun:–İştekadınlarıngemiciliğibukadarolur…diyeeğleniyor-
du;onlarsadeağırlıkvermeyibilirler,heleyorgunolurlarsa…BaşkaçareyokSuad,gemicieşigemiciolmalıdır.Yoksabenkürekçekerkenyalnızmisafirolmayıelbetsendeistemezsin.
–Eğergemicilikrüzgârsızkalıpgeceyidenizdegeçirdik-tensonrayağmuratutuphastalanmaksa…
Süreyyagülerek:–Ahkadınlar,dedi;eksiksöyledinSuad,birkeregelecek
belalardan bahsettiğimiz, merdiven gibi yükselerek arkasıgelmez…Hastaolmak,yataklardasürünmek,hortlamak…Sonra…Nebileyim,gebermekdemeliydik;Allahinsanısizinelinizedüşürmesin,heledilinizehiç…
78 M E H M E T R A U F
Suadkolunukurtararakveşuhbirgülüşledişlerinigös-tererek,“Elimizmi,dilimizmi?”diyetekraretti;“Bizimeli-mizeha…Lakinbizimelimizolmasaydısizneolurdunuzbi-lirmisiniz?”
Süreyyaşüphelibirşekildebaşınısallayaraksoruyordu.Suadsaydığışeylerianlatmakiçinyüzündeküskünlükle-
rinigöstermekisteyerek,“Şuburundakikayalarkadarvahşi,somurtkan,sümsük…”
Süreyyakahkahalarlagülerek,“Amanneler,neler…”di-yordu;sonraciddiyetledöndü:“Yasiz?”dedi.“Yasiz,yasiz?”Karıkocatekraryanyanageliyor,Necibartıkonlarınsöyle-diklerinedikkatetmeyerekkendikendine,“Evetsizinelleri-niz!”diyordu,“Bendeonuniçinmiböylevahşiyimacaba?”sonrabaşınısallayarak,“Benibuhâlegetirensizinelleriniz,o sizin dokunuzdaki nezakete, kadınlığa bakarak insanınağlamakistediğigüzelkadınellerideğilmi?”diyedüşünü-yordu.Fakatacabaharapedenellerolduğugibişifa,hayatverenellerdevarmıydı?
Sonra Suad’a bakarak içinden, “Acaba senin ellerin gi-bi ulvi eller bu yaraları sarabilir mi?” diye soruyordu. EğerSüreyya’dakendigibihayatyaralısıolsaydıSuadgibibirka-dının öyle bir yarayı tedavi etmekte tesirini görecekti; fakatSüreyyakendinineşelerinde,mutluluklarındabileöldürenohastalığınzehrindeneminbirruh,temiz,habersizbirruhidi.
BirdenbireSuaddurdu,kocasıylakonuştuğusözdede-vamederekyanlarınagelmesinibekledi,“AllahaşkınaNecibBey…” diye iddialarına katılmasını rica ediyordu. Erkeklermiolmasakadınlarfenaolurdu,kadınlarmıolmasaerkek-lerin hâli yaman olurdu? Bunu soruyor, cevabını meraklabekliyordu.
Necibgülerekdediki:
79E Y L Ü L
–Bütünfikrimisöylememeizinverirmisiniz,SuadHa-nım?İkisideolmasadahaiyiolurdu.Fakatşimdimadem-kiikisidemevcut,onafikirvermeli.Erkeğine,kadınınagörebukonudadeğişikfikirlerverilebilir.Erkeklervarkiolmasa-lariyiolmazdı,fakatkadınlardavarkiolmasalarhiçbirşeyolmazdı…Üzüntüde,saadetde…
SuaddönerekSüreyya’ya“Gördünmü?”diyordu.Necibdevametmekistedi:–Fakatsonraöylekadınlardavarki…SüreyyagülerekSuad’ızorluyor:–Devamıvar,devamıvar…Onubekle,diyordu.Onlar iddialarında devam ederek, gülüşerek, haykırarak
devam ediyorlardı, Necib arkada sersem, perişan gidiyordu.Kadınlar…Onlarınhepsindenşüpheetmek…“Ah,ihanet!”di-yordu,şimdi,dahaşimdiSuad’ınkendinebakangözlerindekiderin,uçsuzbucaksıztemizlik,kendikirlihayallerininbilebirşüphegörmediğiotemizsimaonueritmişti,ruhunuezmişti.
Bubakış,banadünyadaböylebakışlardavar…Ahba-naböylebirbakış,banaböylebirsima…Benkurtuldum!di-yeinliyordu.OzamanbazenilkgençliğindekigibibirNeciboluphülyayadaldıkçadüşündüğüoruhununkadınını,eme-lininkadınını,hepmükemmelliklerlecisimleştirdiğiogençkızı düşünmekle başladı. Bütün hayal edilmiş güzelliklerlesüslediğihâldebileonabukadarsafveince,bukadarpakvenurlubirbakışverememişti!Suadelbetteonunkadargü-zelolmadığı,onunkadarmükemmelbulunmadığıhâldedeböylehayalininyetişemediğigüzellikleresahipti.Onunruhunekadar,ahnekadartemizolmaklazımgelirdi!
Şimdiye kadar böyle kendini büyüklüğüyle, yumuşaklı-ğıyla büyüleyen gözler görmediğini düşünerek, “Ya neredegöreceğim?” diyordu. Hep tanıdığı kadınları düşündük-çeyasefaletinsevkettiğinamuslarıpahasınaolanservet
80 M E H M E T R A U F
tantanasıiçindekikızları,yahutsalonhayatınındeğişikse-beplerle solmuş evli kadınlarını görüyor, “Pislik içinde te-mizlikaramak…Bulunmayacağıtabiiolanyerdeinciavla-mak…”diyegülüyordu.
Böyleyücemeyillerle,kocasınabağlılığıylapakveaydınkalmışkadınlarınnekadarnadirolurlarsaolsunlarniçinbu-lunmayacağınıkendikendinesoruyordu.
Sonra şüphe tekrar tırnaklarını çıkarıyor: Namus ve is-methakkındabirsürütahripedenteorilerivardıkibirkısmıokumalarından, bir kısmı gördüklerinden doğma şeylerdi,bunlarıtatbiketmekistiyorduveböylesaflıkvemelekliğinmümkünolmasını,bununkendinetesadüfünükabuletme-diğihâldedebusaflıkvesessizlikiçinderuhundakimeçhulihtiyaçlaneyapacağınıdüşünüyordu.
BirdenbireSuadyinedöndü:–Canım,sizhâlâsusuyorsunuz,dedi.Bu,sandalıniskeleninyanındagöründüğüzamandı.Sü-
reyya ilerlemiş, sandalcıya işaret etmişti, arkadan Necib ileSuadrastgelekonuşarakgelirkenSüreyya’nınsandalaatlayıpyelkenlerleiplerlemeşguloluşunabakıyorlar,gülüyorlardı.
SuadSüreyya’yaseslenerek:–Boşunabey,boşuna!diyordu;herkescezasınıçekme-
li…Kürekleresarılmaktanbaşkaçareyok…NecibsandalagirmekiçinSuad’ayardımederek:–Havabukadardurgunoluncaonugalibahepimizya-
pacağız…dedi.Palamarları40çözdüler,sandalcıkancailerıhtımadayan-
dı.Yelkenbirdalgalanaraksandaldenizeaçıldıveilkhızgeç-tiktensonradurdu.
40 palamar:Gemilerivesandallarırıhtım,iskeleveyaşamandırayabağla-mayayarayankalınhalat.
81E Y L Ü L
Süreyyagülerek,“Çalakürekbakalım…Suad,sendedü-menegeç”diyekürekçekmeyebaşladı.
Suadbaşınısallayarakvedümenkullanmakiçinşemsi-yesini bir uygun bir yere bırakmaya çalışarak, “Şemsiyemikoymakiçinyerbulmakmümkündeğilki…”diyordu.
Küreklerokadarbüyüktükikolayidareedilmiyordu;Sü-reyya bunlarla uğraşırken, “Kürek çekmiyorsun ya şükret!”diyordu.Sandalağırağırilerliyordu.
Suadbirdenbire“Oh,bakınız…”dedi;güneşBüyükderekoyununüstündehafifdumanlararasındabirkırmızıbillurgibi,heybetli,kararıyordu.Etraflarınıserinbirdenizhavasıkeskinkokusuylasarmıştı;deniz,uzakta,birpervanesesiylehomurdanıyor,arkalarındaTarabya’yadoğrubirgümüşpar-laklığıylayumuşakdalgalanmalarıylaakıyordu.
Tekrarkürekbaşladı,SüreyyaarasıraSuad’adümenian-latıyordu.Suad“Böylemi?”diyeitaatediyordu;Serviburnu’nakadarböyleyükseldiler.Necib“Tamonsekizdakika!”dedi.Birazdahagayretettiler.
Suad,“Sizgüneşinbatışınıunutuyorsunuzki…”diyor-du.ŞimdiBüyükderekoyuateşlibircila ilekadifelenmişti;güneşBentler’invadisiüstüneiyiceinmiş,köşebucağıdu-manla,karanlıkladoluolanyeşilliklerinüstündedumanlarlaboğuşarak,kanlı,bulutlarabürünmüş,titreyerekbatıyordu.
Necib“Nuriçindeyüzüyoruz”dedi,Suadilaveetti:“Du-ruyoruzdemekgerekir.”Tekrarküreğeasıldılar.Dalgalardakirenklergittikçemorararaksönüyor,denizbircamduruluğuileuzanıyordu.
Arkalarında tufandan gelme bir ses inledi, hep birdenuyandılar,korkunçbirgemininbircanavar,biryeryüzükı-tasınasaldırıyorgibiüzerlerinedoğrugeldiğini,pervaneninkestiği suyun korkunç bir şelale homurtusuyla inlediğini
82 M E H M E T R A U F
gördüler;Suadsararmış,dümenişaşırmıştı. “Amanvallahibattık!”diyordu;Süreyya’nınverdiğikumandayıyanlışyapı-yordu.Süreyyasıçradı,dümenibastı,kürekleresıkıasıldılarvegemiancakonmetreaçıklarından,yeraltındangürültülerçıkarıyorgibi,korkunç,canavargibigeçti.Süreyya,Suad’agemiyigöstererek,“İşteerkeklerolmasakadınlarneolurdu?Bak…”dedi.
Suadbaşınısallayarak,“Zararyok,yok,fakatyalnızkal-sambutekneilebenburayaçıkmazdımki…”diyordu;Ne-cib,“İştedoğrusuyinebenimsöylediğimdir.Nebiri,nedi-ğeri”dedi.
Yenimahalledahauzunsürdü.Eve girdikleri zaman yorgunluğun, beklemenin sevkiy-
leorahathepsinedüşünülemeyenbirsaadetgibioldu.Ye-mek,birbuçuğakadarbekleyenmideler tarafındanbüyükbirminnetlekabuledildi.NecibileSuadbirolmuşlar,san-dalkonusunuaçmışlardı.BununiçinSüreyyahiçokonuyayanaşmıyor,onlarınyanındahepmağlupoluyordu.O,asıl,“Bugün aksi oldu, bir de rüzgârlı havalarda…” demek isti-yordu; fakatSuad“Birdahamı?Bizielbetbukadarsafde-run41zannetmezsin?”diyegülüyordu.Süreyya“Sizeakşamakadar burada oturup onda gidelim, demedim mi ya? Her-kesbilirkirüzgârgurubadoğrusöner.”demekistiyor,fakatSuad’ınçatalınıkaldırıp“Sus!”diyezorlamasınagülerekrazıoluyor,boynunubükerek,“Hakkınızvar.”diyordu.
Yemekten sonra yine bu bahis oldu. Suad sandalı, yel-keni,denizi,rüzgârıhepSüreyya’yaveriyordu;ötekibüyükbirşükranlakabulederekyalnızgezmeniniyiliğinianlatıyor,çoksevdiğinisöylüyordu.“Senevindeoturdamuhallebipi-şir.”diyordu.
41 safderun:Bön,kolayaldatılabilen.
83E Y L Ü L
Ay bu gece masum hilal şekliyle o kadar saf ve el değ-memiş,denizoderecedurgunveatlastıkisessizlikvehay-ranlıküstüngeldi.İncehatnuruylalacivertsemanınderin-liklerindelacivertleşiyor,nurunabirazkaranlıkkarışıyordu.Sonramavidumanlardoluyordu.Uzunuzun,budumanla-rın altında aya âşık gibi bakan uzaktaki tepelerin hüznünekarşısustular.Mehtapbalkonaçatınıngölgesindengeçereksönükvecançekişirgibigirebiliyordu.Birbirlerinibirgölgegibifarkediyorlardı.
Süreyyabiruzunsandalyeyeuzanmış,gözlerinibiryeredikmiş,düşünüyordu.Suadbalkonunbirdireğinedayanmışbakıyordu.Necibbuılıkgeceninnefesleriylekendindengeç-mişdalgın,bütünbugünküdüşüncelerindenvazgeçipneti-cedekararkılarakböylebirkadıniçinderinözleyişduygusuiledalıyorkalıyordu.
“Uyuyormusun?”diyebirsesinfısıldadığınıhissetti,tit-redi,Suad’ınhitabınabaşınıkaldırıpbakınca,bununkendinedeğil,kocasınınsandalyesineeğilmiş,onasorduğunugördü.
Busadeöylekucaklamasıcaklığı,öylezevklihatıralariletitreyengizlilikverdikibütünkarıvekocanınsamimiyetvesaadetini gösteriyordu. Birbirlerine böyle “Sen” diye hitapetmeninbahtiyarlığınışimdianlamış,kendinehitapediyorzannettiğiSuad’ınsesindekihararetonueritmişidi.Şimdi,buhitabınkendineolamadığınıanlamaktanmahzun,kah-roldu;ahbulsaydı,kendinedebusesle,bunazarla“Sen”di-yecekkadınıbulsaydı…
Onlar, karanlık içinde birbirinin kollarına girmişler,“Müsaadevarmı?”diyeçekilmekiçinondanizinistiyorlar-dı. Yalnız kaldığı zaman kalkıp ilerledi, balkonun kenarınadayandı;“Evet,bubakışı,busesi,bukadınıbulabilsem…”diyetekraretti.
84 M E H M E T R A U F
Etrafıkaplayanbeyazbirsishattısahillerinyanındanal-çak, ağır sokuluyor, deniz mehtabın gümüş çizgisi altında,karanlık,vahşisusuyordu.Busessizlikiçinde,karanlıkiçindedonuzbeyazlığıfarkedilensisileötedeışıldayangümüşçiz-giyekarşıkaranlıkbirses,birferyat,düzenliolarak,inleyereksürükleniyordu.Birdenbirekendinibuyalnızsesle,sesiniçiniltisiyleokadaruygunbuldukiuzunuzunonudinledi.
–Evettıpkıben,diyordu;eğerbütünıstıraplarımbirsesbulsaydı hiç şüphe yok ki bu kadar vahşi, bu kadar insan-lardankaçan,bukadarbedbahtolur,bukadarumutsuzvekaranlıkolurdu.
Vetekraryatmak,tekraryalnızodasınagidipuyumakla-zımgeliyordu.Buhayatonaidamanınıbekleyenleremah-suskatilcebiryavaşlıklageliyorduvenasılonlarınruhuara-sındabirdenbireyerleresürünerekölenümittitremeleriyleçırpınırsakendiiçindedederinbirtitreme,ruhundabirden-birealtüstolanbiremel,birkadınemeli,osesin,obakışınkadınıhakkındabirbaşarıyaulaşmaarzusutitriyor,titriyoronutakatsizbırakıyordu.
85E Y L Ü L
6
Suad, ara sıra gözlerini dikişinden kaldırıp yeşil kö-püklüdenizdebeyazyelkeniyleuçankotrayabakarak,dal-gın,yalnız,meşgulidi.Kalbidaimîbirheyecanileonu,işi-nibırakıpgözleriylesandalıtakipvearamayasevkediyordu.Süreyya’nın verdiği teminata rağmen şiddetli rüzgârlardateknesinindevrilebileceğindenkorkuyordu.
Sandalın geldiği günden beri Süreyya rüzgâr buldukçafırsatıkaçırmıyor,hemenbalkonaçıkıpsandalcıyasesleni-yordu.BusesSuad’ınşimdihayatınınkâbusuolmuştu;dur-gunhayatındabir fırtınamerhametsizliğiyle tekrarediyor-du.Evvelaberaberbulunmakiçinberaberçıkmakistemişti;fakatdenizonuharapediyor,günlercesersembırakıyordu.Onun için burada karşıdan onun gezdiğine bakarak, binheyecanlabeklerdi.Kendinialdatmakiçinelinealdığıdikişbazendalgınlıktanyanlışoluyor,sonrasökmeyemecburka-lıyordu.Süreyyaherzamankendinigötürmeyeuğraşıyordu,evvelabirikigünilksersemlikleringeçtiğinegüvenip,onunsözündendeçıkmakistemeyerekgitmişti,fakattekrarettik-çebaşdönmesiokadarçoğalmıştıkiartıkmümkündeğildi.Hattahavalariyiolsabilehatırladıkçamidesibulanıyordu.
EğertehlikedenkorkmasaydıSüreyya’nınkendinibıra-kıp gidişine yine memnun olacaktı; onun canının sıkılma-sındanpekendişeediyordu;hayatınısadekendihuzuruylameşgul edemediğini hissetmeye başladığı zamandan beri
86 M E H M E T R A U F
eğlenmesiiçinherşeyinerazıolmuş,taruhununderinlikle-rindesızlayanufakbiryarayıyalnızkendinesaklayaraksus-muşvesabretmişti.
Buraya geldikleri zaman sandal konusu olmadığından,buyenilikileferahlıkvehevesmeydanagelmişti;fakathergünoparlaklıkbirazdahasoluyor,oferahlıkbirazdahave-remlihâlegeliyor,hergünbirazdahainiyordu.Bazenbununsonunubirçukurgibi,hayalindebirdenkararansonsuzvekaranlıkbirboşlukgibigörüyor,korkutitreyişiileüşüyerek,melulkalıyordu.
Gözleridalgın,dikişidizlerinebırakmış,dimağınıyırta-rakgeçenbufikirüzerine“Neyaparımyarabbim,neyapa-rım?” diye düşündü. Ne olacağını kesin, muhakkak olarakgörmemekleberaberohisonukorkutuyordu.Bukorku,onasadeSüreyya’sız,onsuzkalmaksuretindegörünüyordu.
Tekrarbaşınıkaldırıpdenizebaktı,gözleriyleuzunuzunsandalıaradı.Veonunihayetorada,dalgalarınarasında,kö-püklerebulanarak,birtarafaeğilmişyatmış,kırmızıbayra-ğırüzgârlaçırpınarak,otarafadoğrugeliyorgörüncetekrarkalbihopladı.Süreyya’yaşikâyetedemiyor,onumenetmekistemiyordu;kendisianlasaydı,ahSuad’ınkalbindeneelem-ler,nehasretlerolduğunuanlasadaöylehareketetseydi…
Evdekalırsadahaçokcanısıkılacağındankorktuğuiçincesaret edip bir şey söyleyemiyor, gücenmiş olacağından,hiddetleneceğinden korkuyordu. Fakat bir gün sandaldanbıkacak değil mi idi? Sandal da onu sıkacaktı, o zaman neyapacaktı?
Tekraroyara,oküçükyaraferyatetti.Ahniçinonayet-miyordu?Niçinonaherşeyiunutturamıyordu?Erkekkalbi-nin kadın kalbinden daha çok isteyici olması bir haksızlıkdeğilmiydi?
87E Y L Ü L
Bunakarşısusmavetahammüldenbaşkayapılacakbirşeyolmadığınıdüşünmek,susmave tahammülünbukadargüçolduğunugörmekonueziyordu.Evveldenricayalüzumgös-termeyenSüreyya,şimdigittikçeartanşakalaşmaaltındaherarzusunakarşıgelebiliyor,Suad’ınistemediğişeyleribileyapı-yordu,buşakahertürlügörünürügüzelcekoruyarak,işicid-diliktenkurtarıyordu.Neolursaolsunricasıkabulolunmuyor,arzusunamuhalifşeyyapılmışoluyordu.Hâlbukionuniçin,Süreyya’nındahavücutbulmamışarzularınıbilegözlerindenokumakbirzevk,birsaadetderecesindebirşeydi.
Bazen kendisini böyle üzgün, şikâyette selahiyetli say-manınbirhaksızlıkolduğunuiddiaetmekisterdi,fakatkü-çükbirtakımhadiseleryalnızbirbirlerinitakipedereksürüpgitmekten doğan bir sonuç itibariyle kendini mustarip et-tikçebuiddiasükûtediyordu.Kendindekocasınakarşıba-zen küskünlük görüyor, sonra böyle biriken küskünlüktenSüreyya’nınbiransamimiyetiyle,birokşayışıilemahvoldu-ğunugörünce,onaufakhaksızlıklarıiçindeğil,kendisiniok-şamadığıiçingücendiğiniitirafediyordu.
Hizmetçi kızın, “Necib Bey geldi” demesi bu yalnızlık,buendişearasındaonabirdensevinçverirgibioldu.Oka-darbunalmıştıki,Necib’inbuansızıngelişionupekmem-nunetti;“Ahneiyiettinizdegeldiniz,vallahi!”diyordu.Ne-cibelindebirtomarkâğıtlaayaktadurarakSüreyya’yısoru-yordu.Suadeliyledenizigösterdi.
Necib,“Hâlâsandalparalanmadımı,Allahaşkına?”de-di.Suad,“Amannediyorsunuz?”diyekalbinitutuyordu;Ne-cibgülerek,“Yookefendim,hanişubirgecebirboraçıkarda…”diyetedbirsizliğinitamireuğraşıyordu.
Suad “Çağıralım mı?” diye balkona geçerek elinde dik-mekle meşgul olduğu gömleği karşıdan yukarı doğru geç-mekteolansandalauzunuzunsalladı;Necib,“Acabagörür
88 M E H M E T R A U F
mü?” diye soruyor, Suad susarak Süreyya’yı çağırmak içinbir bahane bulduğundan memnun, bu memnuniyet içinNecib’eşükranborçlu,arasıradurupsonratekrarsallıyordu.Birdenbiresandaldabirbaşkahareketgörüldü.Yelkeninyal-palayaraksandalındöndüğünü,sonraoradakiburunadoğ-rugelmeyebaşladığınıgördüler.
Suad,“İştegeliyor”dedi.Necibelindekikâğıtlarısallayarakkendinigöstermekis-
tiyordu.Beklerkenorayaoturdular;Necibniçinberaberçık-madıklarınısoruyordu,SuadbusoruyahafifçekızararakvesebepsöyleninceSüreyya’nınohâldebilekendiniyalnızbı-rakmasınışaşırtıcıkabuletmesindenutanarak:“İşimvardıda…”dedi,sonrayalansöylemektendahamahcup,ilâveet-ti: “Deniz de tutuyor da…” ve sonra kızardığını gösterme-mekiçin“Onlarne?..”diyekâğıtlarıgösterdi,Necibelindeki-leriuzatarak,“Sizin,için…”dedi.
Suad kâğıtları açmakla meşgul iken Necib ayakta onabakarakşunotalariçinnekadartelaşettiğinidüşünüyordu.İki seferdir unuttuğu için bu sefere mutlaka getirmeye ka-rar vermişti: Sabah vapuruyla Boğaziçi’ne gitmek niyetin-deikenvapurdaaklınabunlargelincedönmeyemecburkal-mış,Beyoğlu’naçıkıponlarıalmak,yemekyemekiçinöğle-yekadarkalmıştı.Suadsevinçle:
–Ooo,bunlarnota…dedi.Necib notasızlıktan şikâyet ettiği için getirdiğini söyle-
di.Suad,memnun,birerbirerkarıştırıpisimleriniokuyordu:–Oooo…Norma42Otello,43ManonLesko[Lescaut],44Er-
nani [Hernani],45 Lukreçiya Borciya [Lucrezia Borgia],46
42 Norma:Bellini’ninbiroperası.43 Othello:Shakespeare’ninpiyesindenaktarılanbiropera.44 ManonLescaut:Puccini’ninbiroperası.45 Hernani:VictorHugo’nunmanzumdramı.46 Lucrezia Borgia: Donizetti tarafından operası gerçekleştirilen Victor
Hugo’nunoyunu.
89E Y L Ü L
Safo[Sappho]…47RomeoveJülyet[RomeoveJuliet]…48Buda Gonu [Gounod]’nun…49 Ah ne güzel!... Fakat ne güçyarabbim,negüç!Benbunlarıbecerememki…Mümkündeğil…
Sonrabirtakımlarınıdahaaçtı:–Oobunlarburadavardıya…Traviyata,Faust,Karmen
[Carmen],50 Maskot [Mascotte], Rigoletto… Bunlar buradahepvar…LaForçadeldeDestino[LaForzadeldeDestino]…51
Necibhepsihırpalanmışolduğuiçintekraraldığınısöy-lüyordu.SuadokadarmemnunveşükrankalmıştıkiNecibdememnunoldu;nihayetSuadteşekkürederek,“Artıkuzunbaşağrılarınıhakettiniz.”dedi.
–Bendeonuricaedecektim.AşağıdanSüreyya’nınsesiniişittiler,balkonunkenarına
çıktılar;Süreyyasandalda,özentisizbirelbise,güneştenkav-rulmuş bir çehre ile yukarı bakıyor, fesini sallayarak, “Hoşgeldiniz!Bakalım,birhaftadırneredeydinakuzum?”diyor-du.“Haydigel,gezelim.”dedi,sonraNecib’inbaşkagüneer-telenmesiricasıilekendisiyukarıçıktı.
–Başkabirgünfilandiyeyineyarınkaçarsın,diyordu,malumya,bizartıkSuad’lakararıverdik…Kapınınanahta-rıelimizde…
Necibgülerek:–Bengörmeyeliiyiyanmışsın,diyordu.Suadsitemederek:
47 Sappho:Yunanlıkadınşair.48 RomeoveJuliet:Shakespeare’indramındanilhamalınarakyazılanbir
opera.49 Gounod:Fransızoperabestecisi.50 Karmen:GeorgosBizet’inoperası.51 LaForzadeldeDestino:Verdi’ninbiroperası.
90 M E H M E T R A U F
–Birhaftadırsandaldançıktığıyokki…Bendeöylekav-rulacaktımya…Fakatciğerlerimkopuyorzannettim…San-daldalgalarınarasındakütkütbaşvurdukça…Fakatburadadaha rahat oluyorum zannetmemeli… Akşama kadar bintelaş,binheyecan…
Süreyyafesinibirtarafaatarak:–Ee,hoşgeldin,bakalım.Nehaber?Birhaftadırneyap-
tın,nereleregittin?dedi.Necib anlattı, buradan gittiği cumartesinden beri ne
yaptığınısöylüyordu!Önce“büyükhavadis!”diyebağagit-tiğini söyledi. Bir gece o “taş ocağına” gitmişti. Hacer pekmerakediyordu.Hattabirkaçgeceiçingelmekbileistiyor-du.FakatFatin’inbuaralarişleriokadarçokmuşkigetirdiğibüyükdefterlegeceleribilemeşguloluyormuş.
Süreyyagülerek,“Gitmeyeihtimalkalmasındiyeyapar.”diyordu;sonrasoruyordu:
–Annemniçingelmiyor?Suad,ohepanlatırkenelindekinotalarlameşgul,başını
kaldırdı:–Evet,evet,hanımefendigelecekti,vadettiydi.Hâlbuki beyefendiden kurtulmak imkânı olmadığını
hepsibiliyordu;beyefendibirkocadanbaşka,birefendiolankocalardanolduğuiçinhiçkimseninkeyfinebirsaatinifedaetmek istemediğinden, hanım bir iki gün gelip burada ka-lamıyordu.Habergöndermişti,okadargelmekistiyorfakatmümkün olamıyordu; asıl o, kendileri niçin gelmiyor diyesoruyordu. Hacer “Kışa gelecekler ya, şimdi niçin uğrasın-lar?”diyordu.
Süreyyabakarak:– Kışa mı? Öyle budala bulurlarsa… diyordu; sonra
Necib’esorarak:
91E Y L Ü L
–Bizkışındaburadaotururuz,değilmi,nediyorsunNe-cib,olurmuacaba?
Necib Bey tasvip ediyordu, kışın buralar bütün bütüntenhalığıileokadarhoşolurduki…BaşınıçeviripSüreyya’yabakarak:
–Sadecansıkılır…diyordu;kitap,kitap,kitap,kitap…Dünyanınbütüngazetelerineaboneolmalı…Birhaftage-lengazeteleriöbürhaftayakadarokuyamamalı…Sonraha-valariyiolunca…
Süreyyadaasılonuniçinistiyordu,havalariyioluncaya-zıntozundan,sıcağındangezilemeyenbütünbucivarınor-manları,korularıhepgezilir,keşfedilirdi.Balıkçılardavardı,hemkimbilirdahanelerçıkardı?
SonraFatin’isordu:–Oneyapıyor,bakalım,nesöyledi?dedi.OdaSüreyya’yımerakediyordu.Necib’e“Borçkaçaçıktı
acaba?”diyesormuştu;yazınborçedipkışınİstanbul’dapi-nekleyereködemekonapektuhafgeliyordu,sonrapantolo-nunuçekerek“Gençlik,hevesi…Neolacak?”diyordu.
SüreyyaSuad’ınelindenkâğıtlarıalarak:–Miskinherif…Kışınbuldular,budalagibiorayakapa-
nacağız,diyemırıldandı.Dalgındalgınnotalarıkarıştırıyordu.Sonraonlarıilgisiz
birşekildebirtarafabırakarak,“Başkanehaber?”dedi,“Senvaktininasılgeçirdin?”
Necibilgisizbirşekilde,“Hervakitkigibi!”dedi.Fakat yalan söylüyordu; bir haftadır her tarafta gezdiği
hâlde hiç bu kadar sıkılmamıştı. Evvela Beyoğlu’na gitmiş,oranınmevsimiolmadığınakabahatbularakadayageçmiş-ti.Üçgeceoradaoteldekaldı.Otelgerçektenseçmebirhalkileağzınakadardoluidi.Kalabalıkevvelakendisinimeşguledergibioldu.Uzaktantanıdığıbirkaççehreileilişkikurdu,
92 M E H M E T R A U F
bazenyeniahbaplaredindivebirmüddetorada,iyicebirza-mangeçirebileceğinisandı.Evvelakafilekafiledolaşmalar,“Hristoslar”,“NizamYolları”onueğlendiriyor,birressamai-lesininüçkızıylahoşvakitgeçiriyordu;fakatsonrabirdenbi-redönerek:Tekrarbuhayattanbiriğrenmegeldi.
Herkesle konuşurken, gezerken, susarken bütün kalpduygularınıabartılarlasiyahlatarakkeşfediponlardanveken-dinden bir iğrenme hissediyordu. Herkes samimiyetini birbaşkazamanasaklıyormuşgibiburadasankihususibirhayatoluşturuyordu;böylebilebilebiriylegörüşürken,ondanbir-takımitiraflardinlerken,herşeyin,sözlerin,tavırların,sesin,evetsesinbilesahte,mevkiiçin,ozamanagörealınmışşeylerolduğunugörmektendoğanbiriğrenmeylesonralarıyemeği-niyeryemezbalkonunköşesineçekilmeyebaşlamıştı.
Veiçindedaimîbirçırpınma,ruhundadaimîbirheye-canürpermesivardı;osese,obakışaaitbirheyecanki,et-rafındaki kadınların böyle şeylere ne kadar ilgisiz oldukla-rını görmekten nefret ediyor zannedilirdi… Bütün bu hü-zünvekasvetinarasındabirsevinç,durupdururkenhücumedenbirneşeoluverirdikineolduğunudüşündükçesebe-binibulamıyordu.Merakediyor,busebebiarıyordu;haya-tındayapacak,kendinimesutedecekhiçbirşeyiyoktu;oza-manbirdenBoğaziçi’nigörüyordu;Evetbirorasıvardı,yal-nızorayagidersesıkılmayacağınıhissediyordu.Fakatbununiçinbukadarheyecanıfazlagörüyor,onubaşkabirsebebebağlamakistiyordu.Herhâldeorayışiddetlearzuediyordu.Oranınmahmurbakışlıveçiçekliufukları,yıldızlarlaheye-can dolu semaları, berrak ve yeşil denizleri… Hep oralarıistiyordu;onları,bilhassaorada,otemizlikvesaflıkiçinde-kiruhihayatıistiyordu.Cumartesiancaköğleyemeğindensonrakoyvermişler,haftaiçindeyinebeklediklerinisöyle-mişlerdi.Onlarınsöylediklerigibiyapmanınpekdesaygıya
93E Y L Ü L
uymayacağınıitirafediyordu.Vebuufakbirmücadeleolu-yor,ruhuorasınıisterkensaygıbunumenediyordu;bumü-cadelebirhaftadevametti.
“Perşembegünügiderim…”demişbulunduvebukararıverdiktensonraogünügaripbirsabırsızlıklabekledi.Artıkrahatsızlığı geçmiş, sade beklemek kalmıştı; evvelki kadarrahatsız olmadığının bir sebebi de bu perşembe günü git-mekolduğunugördükçeşaşıyor,pekzihinyormadığıhâldedüşündükçe,“Garip,garip…”diyordu.
Perşembeye kadar adada duramadı; oraya pazar günügeçmişti,salıgünüoradançıktı.Hiçolmazsayukarıya,ha-ber götürmek için bağa gitmek istiyordu. Bağda daha çokbunaldı,oradaevvelkigibineşekalmamıştı.Önceden,aydayıldabirorayauğradıkçasıkılmaz,güzelvakitgeçirirdi;buseferbirbuçukgünoradaharapoldu.Akşamakadaresneyeesneyeölüyordu!Hacerkendisinedarılmıştı,“Onlarlabera-berbizeoyunedersinha!”diyegerçektenkırgınolduğunugösterirbirnazarlabakıyordu.
–Artıktabiiorayasıksıkgidersindeğilmi?diyesoruyorduvebunusorarkengözlerindeöylekırgınbirbakışvardıki,Necibbundakötübirmanagörmektentitredi.
Hanımefendi de yine o sessizlik ve gülümseme, yine oherkesidüşünenhâlvardı;uzunuzunoğlunu,gelininisoru-yor,gidipgörüşemediğiiçinşikâyetederek,“Onlarolsunarasıragelmelideğillermi?”diyordu.
Necibbağdaperşembesabahınıgüçetmişveilktrenleinmişti; fakatnotalariçinBoğaziçi’neancaköğledensonragelebilmişti.
Vebuayrıntılarıişinegeldiğigibibozarakanlatıp,adaha-yatınıbiraztantanailetarifettiktensonrasustuğuzamanSü-reyya“Eehaydibiryereçıkalım…Gezmeyecekmiyiz?”dedi.
94 M E H M E T R A U F
7
NecibbuseferbirhaftadevamlıPazarbaşı’ndakaldı.Sabahları Süreyya’nın ısrarına dayanamayarak kotrada
onarefakatediyordu.Süreyya’nınkotrahevesikendineherşeyiniihmalettirecekdereceyegelmişti,haziranmeltemle-rionlarıpekçokeğlendiriyordu,hergecehavayabakıpgü-yayarınkirüzgâradairkeşiftebulunmayaçalıştıkçaNecib’leSuad birbirlerine bakarak gülüşüyorlardı. Havanın dur-gunolmasıonukudurtuyor;artıkakşamakadarrüzgâriçinyönlerkollayaraksıkılıyordu.İkidefahava,yarıyolda,öğle-yedoğrukalmışolduğundansaatyedideyemekyemişlerdi.Süreyyabunabirözürbulmakiçin,“Neyapalım,herkeyfinbirzahmetivardır!”diyesadeomuzsilkiyordu.Birdefasın-daSuaddarefakatettiği,fakatöbürgünlersandalpekerkençıktığıiçinişinibırakamayarakgelemedi.Necibbirsaatda-habeklenirseonundaişibiteceğinigörerekSüreyya’nınbu-nu yapmayışına şaşıyordu. Geldikleri zaman Suad’ı dikişlemeşgul,yemeğikendilerinebeklerbulurlar,yemektensonratekrarbalkonaçıkılıncaSüreyyaancakyarımsaatsabrede-bilipnihayetsandalcıyaişaretverir,Suad’laNecibkendisinialıkoymakisterler,fakatbaşarılıolamazlardı…Birdefabinzorluklaevdealıkoydular,fakatogünhepkotraahıylaofuylageçtiğindenonlardasıkıldılar.“Bensizinpiyanonuzakarışı-yormuyum,sizdebenibırakın…”diyordu.
95E Y L Ü L
SüreyyaçıktıkçaSuad’laNecibyakarşıdaoluşansanda-la bakıp konuşuyorlar, yahut piyano ile meşgul oluyorlar-dı.Buhaziransabahlarındasandalbahsindengirilerekha-vadan sudan konuşmalar esnasında Suad’ın temkinliliği-ne, güzelliğine hayranlığı, tabiatındaki yumuşaklık ve ses-sizliğine tutkusu artıyordu. Sonra piyano onlar için büyükbireğlenceydi;SuadNecib’ingetirdiğinotalarısabahlarıyal-nızkalıncaçalışıyor,akşamlarıonaçalıyordu.Bazenöğren-dimzannettiklerinionunyanındabeceremeyincekızarıyor,“Benişteikisabahtırsiziniçinuğraşmıştım…”diyehırçın-laşıyordu.BalloinMaskera[BalloinMaschera]’da52birpot-purivardıkibazıparçalarındakigüzellikveşirinliğedoyamı-yor,“Bunubirsenesüreklidinlerim...”diyegülüyordu.Bazıhavalaroluyorduki ilktecrübedebeğenmemişbulunuyor-du, fakat sonra bundan derin bir şekilde mest oluyorlardı.Traviyata’dan,“Melekkadarsaf”,Ayda’dan“Ahbenimkede-rim,sanamerhametversin!”Faust’tan“Artıkgeçoldu,adi-yö!”parçalarıböyleolmuştu.ManonLeskoonlarıençokbü-yülüyordu;üçüncüperdeninfinaliolan“Yok,bençıldırmı-şım;bak,nasılağlıyorum…”parçasıbirçokdefatekraredi-liyordu;“AhManon!”diyeNecibşarkısöylüyor,piyanoağırağırinleyerekonlaraherşeyiunutturuyordu.
Sonra neşeli havalar geliyordu; Traviyata’nın girişi,Carmen’inmarşı,dördüncüperdeningirişiNecib’ibayıltı-yordu;“AhKavalyeraRustikana[CavalleriaRusticana]…”53diyeyalvarıyordu.FakatSuadbununancak“Şarabiye”siyleLola’nın “Şarkı”sını kolay bulmuştu; asıl büyük parçaları,“Siciliana”sıyla54“İntermeçço”[Intermezzo]sunu55peşrevledua
52 BalloinMaschera:Verdi’ninbiroperası.53 CavalleriaRusticana:Mascagni’ninbiroperası.54 Siciliana:Duygulukısabireser.55 Intermezzo:Serbestbiçimdeyazılmışparçalaraverilenad.
96 M E H M E T R A U F
parçasınıtecrübeetmekistedikçebirbirinekarıştırıyor,“Birayçalışmaklazım.”diyetehirediyordu.Bunakarşılıkkolayparçalarartardageliyordu.Verdi, ikisinindeençoktercihettikleritekbestekârdı;onuniçineserleriniçokseverekdin-liyorlardı.ŞimdiPuççini[Puccini]’yidebeğeniyorlardı.SuadbirseneManonLesko’yaelsürmediğinisöyleyerekgülüyor,“Hiçbirşeyummadımdı.”diyordu.Ozamanbumusikime-rakının esasını anlatıyordu, babasının kırkından sonra na-sılolupdabirAvrupaseferindensonraviyolonsele56merakederekkızınanasıludu,kanunumenediponupiyanoçalış-tırdığınıanlatıyordu.
Vedışarıdanköpürenrüzgârlaperdeleroynarkengüne-şinverdiğiılıkgizlilikiçinde,böylesessizvemesutbumusi-kisarhoşluğuiçindeunutuyor,kendini,dünyayı,herşeyiniunutuyordu. Süreyya’nın dönüşü onlar için bir işaret gibiolurdu;hemenhazırlanırlar,gezmeyeçıkarlardı.Suadgüle-rek,“Dadısendegel…”der,fakatBehiceDadıyalıdabekle-meyitercihederek,“Sizgidiniz,kızım…HaydiAllahkeyfini-ziarttırsın,efendilerim…”diyeçekilirdi.
Artıkbuhemenhemenkararlaştırılmışgibiydi,herak-şamKavakyolunaçıkıyorlardı.OradakarakolugeçinceKü-çükBahçe’yegirdiklerideoluyordu,herzamanSüreyyaka-pıdaki levhayı gülerek okur; “Güzellikleri gösteren bahçe!”BurasıNecib’egöreBoğaz’ınengüzelbiryeriidi,okadarkibaşkaherşeyiunutuyordu.Buradagözleröylealabildiğinegörüyordu ki ondan daha muhteşem hiçbir şey olamazdı.Deniz ayaklarının altında bütün küskünlükleriyle serilmiş,gülümser, ufuklar birbirlerini kovalayarak dalgalanan tepesilsileleriylemavileşerekdumanlanıyordu.
56 viyolenosel:Viyoladanbüyük,kontrbastanküçük,bacaklararasınaalı-narakçalınan,dörttellimüzikaleti.
97E Y L Ü L
Kendi kendine şaşıyor ve başka türlü izah edemeyin-cebunasadecebirtepkidiyordu;uzunsürekalabalıkiçin-deyaşadıktansonraşimdibusessizlikihtiyacıtabiiidi.Bü-tünbirkışsonu,acıbirkinilebitenbirmünasebetinpeşin-deBeyoğlukasırgasınındeğersizbirtozugibiolmuştu.Şim-diruhunda,vücudundasükûnveümideihtiyaçvardı.Son-raburadakisamimiyetvemahremiyet,busaflıkvesessizlik,buyanlarındainanlığınfenalıklarındanşüpheettirerekonuunutturanmeleksessizliğikendisinibütünkirliliklerdente-mizliyordu,uzunbirahlakhastalığındanşimdi,temizveku-sursuzçıkıyorgibigeliyordu.
İnsanlarhakkındakiinsanlardankaçmatecrübelerinde-kişiddetiartırarakvardığıneticeleronaşimdipekzalimce,pekkatıgörünüyordu;böyleşeylerhakkındakesinhüküm-lervermekkadarbudalalıkolmadığınıteslimederekohâlinihaksızlıksayıyor,bütünSuadgibiulvikadınlardankalbenafdiliyordu.Suad’ınsağlıkvesükûnladolubakışıonuağlata-cakkadarüzüyordu.Bütünçehresinde,dudaklarında,alnın-daöylebirsaflıkhâlesigörüyordukievveldenberibuşeyler-leçokmeşgulolduğuiçinolancaönemiyletakdirediyorve“Herkesdebenimgibidirdeğilmi?”diyetecrübeligeçinen-leregülüyordu.“Hepkabahatgenelleştirmedevesonuççı-karmada!”diyordu:“Sınırlanmışbirnazarlabakıpgenelleş-tirmek…İştebircinayet!Oh,beniaffetsinler.”
Sonraasılbununcezasınıkendiçektiğinidüşünerekkal-ben büyük bir ihtiyaç ile saadet anının artık gelmesini te-menniediyordu.
Asılmeseleonungibibirkadınbulmaktı;tereddütedi-yordu: “Nasıl bu mümkün olur mu acaba?” Onun gibi birikendişüphelerinişimditedaviedilemeyenbütünyaralarınıipekelleriylesaracak,onlarıiyiedecek,namusluvesessizbirhayatiçindegüzelkokularabürüyecekbirkadın?
98 M E H M E T R A U F
Hep bu fikirle meşgul olduğu için, bir akşam yineBüyükdere’dengelirkenSüreyyabirvesileylekendisine,“Evet,evlenmeli,azizim…”deyincetitredi,sonragülmeyebaşladı.ÜçayevvelevlenmeninokadaraleyhindebulunanNecibonaltıyaşındabirmektepligibişimdionudestekliyordu;veiştebunagülüyordu.Evlenmekşimdionabirbüyükmutlulukgi-bigeliyordu;fakataldanmak,yanılmakzihniniçokkorkutu-yordu:Suadgibibireşhayalederken…Buradahepgözününönündenbirsınırsızkocalıkadınlaralayıgeçiyor,ozamanbirdakikayineeskiNecibolarakomuzkaldırıyordu.
BusıradabirgünerkenkalkamadığıiçinkendisinievdebırakıpgitmişolanSüreyya’yagüyadarılarak,aslındaoda-nıngüneşligölgesindedikişlemeşgulolanSuad’ınkarşısın-da,sigaraiçenBehiceDadı’nınyanındaoturmayıtercihede-rekuzanmışbakıyor,Suad’ındikişiniseyrederekbuailehu-zurunatutkunoluyordu.Suadarasırabirikisözsöyleyerek,ikidebirbaşınıçeviripdalgıngözlerlesandalıarayarakdiki-şinidikiyordu.Arkasındaincesiyahçizgiliketenbirgömlekvardı, saçları başının üstünde kestaneye yakın bir rengiyledalgalanarakbirbulutgibikümeleniyordu.Buokadargüzelbirtabloidiki:“Şüphesizdikişkadınlarıgüzelleştiriyor”di-yekararverdi;eskiNecibsesiniişittirerek,“Fakatdüşündü-rüyor!”dedi.Evet,gerçiSuaddalgındı;fakatikidebirdebaşı-nıçeviripbakarkengözlerindekiendişesandalıgörünceöy-lebirrahatlığadönüşüyordukibundandalgınlığınınsebebi-nianlamakkolaydı.
“Ah, ne kadar seviyor…” diye düşündü ve kalbi sıkıldı;zirakendininböylebirkarısıolsabileSüreyyagibisevilebi-leceğiniteminedebilirmiydi?Vebirsözsırasıdüşünceonasöyledi,hepevlenmekhakkındakifikirlerinianlattı.Suad’akendinden,onunkendinenasılbirilaç,nasılbirkalpkuv-veti olduğundan bahsetmek, “Peki, evleneyim ama bana
99E Y L Ü L
sizingibibirinibulunuz.”demekistiyordu.Fakatsözağzın-dadolaşıyor,birtürlüçıkmıyordu.Sıkıldığınaşaşıyor,bun-dabirmahzurgörmemekistiyor,lakinbirtürlüokelimele-risöyleyemiyordu.Bunadadıbirmâniolamazdı,odinler-kenbileanlamıyorgibibakardı;hemondangizlemekiçinhiçbirsebepgöremiyordu.Bununiçinonunkendindena-sıl bir değişmeyi gerektirdiği, içinde yaşadığı büyük çöl-dekendisinenasılbirümitveemelvahasıolduğubahsin-deuzunuzundolaştığıhâldeneticeyisöylemeyerektered-dütetti.Suadbunlarısusarakdinliyordu,kadınlarhakkın-daNecib’inkötüdüşüncelerine,şüphelerinegülerek,“Oo,hiçöyledeğildir…Amannekadaraldanmışsınız!”diyordu.Onuntanıdığıkızlarvardıkihepsinibeğeniyorduveböy-lekolaybeğendiği içinNecibşüpheediyordu.Suadniha-yet,“Söyleyinizbakalım,nasılbirkızistersiniz?”dediğiza-mandondukaldı.Omuzlarınıkaldırarak,“Nasılolursaol-sun,”dedi;“Asıllazımolanhâlidir.”
OzamanSuadtekrarsordu,ayrıntıistiyordu;ohâldekisonundamecburolup,“Sizingibiolsun”dediğizamanNe-cibkendidesebebinibilmeyerekkızarmıştı.
Suad’ınherzamansakinolançehresihafifçekızararak,sustu,sonrabaşınıkaldırıp:
–Teşekkürederim,dedi;fakatiltifatıbaşkabirzamanasaklayınızda…
Ozamanasılgüçşeyyapılmışolduğundansevindi;ev-lenmektençekindiğininsebebionungibibirkadınarastge-lememek korkusu olduğunu anlattı; o söyledikçe Suad damahcubiyetkayboluyordu,“Çok…”diyordu:
–Çok,sizgörmemişsiniz…Tabiigöremezsiniz.İsrafedi-yorsunuz;nelervar,neler…
Ve,üzgün,boynunubükerektekrarediyordu:–Neler!
100 M E H M E T R A U F
Evet,nelervardı;fakatişteNecibonlarınhepsinigörmüş,ancakSuadgibiolursayaşayacağınakararvermişti.OnuniçinbirkadınkadardüşünenSuad’ınbuhusustakiyüzeyselfikir-lerinebakarakbunlarıbileonunhakkındabeslediğigüzelfi-kirlereyakıştırıyor,birsüsgibianlıyor,“Fenalıkgörmemiş,kir-lilikbilmiyor…”diyordu.SonraanladıkiSuad“hâli”sözün-denzarafetveiyiliğinianlamıştı;ozamanizahettivebuizahıuzunsürdü.Birerbirerolaylarıgöstererekondakitabirinkıt-lığından“meleklik”dediğişeylerianlattı.Vebununbirkadıniçinnasılgüzellikmeydanagetirdiğini,yumuşaklıkvesabrı,mihribanlığı,sessizliğivetebessümüylebirkadınınnasıldai-maaşırısevilmeyelayıkolacağınıtarifetti:
Suad:–Nasıl?Birkadınısabırvetahammülüiçinmiseversi-
niz?diyordu.Necib tekrar izah etti; bunun kadınlığı nasıl süslediği-
ni,sessizlikvegülümsemeninyorgunvekahırlıerkekleriçinnasıl bir kuvvet ve teselli olduğunu tarif etti. Bunları Suaddikişini artık yanına koymuş, başını koluna dayamış dinli-yordu;kendikendine,“Süreyyadaböylegörse,böyledüşün-se…”diyordu.Fakatbirşeysöylemedi.SadeNecibbitirdiğivakitgülerek,“Herhâldebütünbunlaryemekkadarmühimdeğildir.”dedi;onuniçinNecibnedüşündüğünedairbirşeyanlayamadı.
Bunuancakyemekesnasındaanlayabildi.Oradabuko-nubirdahaSüreyya’nınyanındatekraredildi.Suadevlen-mekonusunuaçmışanlatıyordu.“Onuniçingüç!”diyekararverdi;Süreyya“Niçin?”diyesorduğuvakitNecibbiran“Be-nim gibi istiyor” diyeceğini düşünüp bilmeyerek kızardığıhâldeSuadbirmüddettereddüttensonrasadece,“Pekmüş-külpesentde…”diyebildi.Vebu,Necib’inkalbinibirmüd-dettitrettiktensonra,osözüSuad’ınsaklamasıonuokadar
101E Y L Ü L
memnunettikibirsaniyebütünruhuhaziçindekaldı.Ara-larında böyle bir şeyin bir sır oluşu onu o kadar mest edi-yordukihepbunudüşünüyor,uzunuzunmeşguloluyordu.
Fakatikigünsonrabirşeyoldukibütünruhununrahat-lığınıaltüstetti.
Ogünöğledensonrayineüçübirdenbahçeyegidiyorlar-dı;bu,Boğaz’ınköşeleribucaklarıdumanlarladolupdeni-zinhararettenyorgunserildiğisıcakbirgündü.Ancakbah-çedeotururlarsahararetinşiddetindenbirazkurtulacakları-nı,oradabirazhavabulacaklarınızannetmişlerdi.Bahçeninyolundayürürlerkenkarşıdanbirgencingeldiğinigördüler.Delikanlıbukadartenhabiryerdebirisihanımolmaküze-reüçkişininbakışlarıaltındabulunmaktanmeydanagelmişgibihafifsıkılarakgeçti.Bugüzel,zarif,incebirdelikanlıy-dı;geçinceSüreyyaSuad’a,“BukimSuad,tanıyormusun?”diyesordu.Kendisinibirkaçdefadahagördüğünüzannedi-yordu,arasıraşuradaburadarastgeldikleriolmuştu.HattadünNecibyanlarındakiyalınıniskelesinesandallaçıkarkengörmüştü;birdenhatırlıyordukibirgündevapurdarastgel-mişveonun,vapurYenimahalle’denkalkıpaşağıdoğrudön-meküzerePazarbaşı’nayaklaştığızaman,yalılarapekdik-katlebakmasınazarıdikkatiniçekmişti.
NecibbunlarlameşgulikenSuadSüreyya’nınsorusuna“Bilmem!”diyecevapverdiveNecib’ebukonuşmalarara-sındabuçocuğunhergünkarşılarınaçıkmasınıönemseme-yereksebebiniararkenöylegeldikiSuadbusözüsöylemekiçinbirantereddütgeçirdi.
Ve bu yeterli geldi; bir anda, o zaman bir saniyede es-ki Necib, şüpheli, asabi, karanlık Necib tekrar uyandı; ka-dınlardanöyleihanetlerleöylealdatılmış,bazılarınıokadarküçümsemeylealdatmıştıkişimdikalbinebiryılangirmiş,Suad’danbaşkahangikadınolursaşüpheedecekbirkabiliyet
102 M E H M E T R A U F
kazanmıştı. Hatta ona bile, nefsini şüpheye terk etmektekialışkanlık ve mecburiyetiyle, Suad için bile kendi kendine“sakın…”diyordu.Süreyya’nınsuali,gencintelaşı,Suad’ınhafifbirtereddütle,sırlarlanemliçıkansesi,dudaklarınııs-latanbirtebessüm…Bunlarşüpheyitahrikediyorlarvezeh-rinikalbineakıtıyorlardı.
“Ahbenbudalayım,divaneyim…”dedi;bundahiçbirmü-nasebet,bufaraziye57içinhiçbirsebepyoktu.Kendindentik-sinme ile kaçmak isteyerek “Hem mümkün değil, mümkündeğil!” dedi; fakat eline geçen her önemsiz sebeple elem-lericadınaokadaralışmış,onuöylebirzevkmertebesineçı-karmıştıkifaraziyesinimümkünimişgibidüşünmeyekoyul-du.Buevvelayavaşçasokularak,okşamalarla,ricalarla,din-lemeklezorlayarak,gayriihtiyariaklagelenbirsürüsorularlabaşladı;bunlaröyleşeylerdikidinledikçedüşündürüyor,şüp-heetmekmecburioluyordu.Veşüphegelirgelmez,sadebirihtimalile,tekraredenfaraziyeile,ateşlibirazapiçindeyan-maya başlıyordu. Suad’ın başka birini sevmesi ihtimalinin,onuntemizlikvesaflığındanmeydanagelenbuşüpheninze-hirlitırnaklarıvardıvebunlardokunduklarıyeriateşgibiya-kıyorlardı.“Yaöyleise,yarabbim,yabusahiise?”diyordu.BuihtimalonasahigibiazapvermeyebaşlayıncaSuadhakkın-dakiemniyetindenbilmeyerekuzaklaşmışoluyordu.
Onabakarakbugözlerin,bududaklarınböylekirliiha-netlerinkadınıolmadığınıdüşünmek,Suad’ınbütünoka-darzamandırhayranolduğumelekliğinidüşünmekistiyor,“Nasılolur?Başkalarıiçinpeki,fakatonuniçinmümkünde-ğil…” demeye uğraşıyordu. Onun her günkü hayatını gözönünegetirerekbuhayattaöyleihtimallermevcutolmadığı-nıtekrarediyordu.Fakatosorular,ohainsorulartekrarku-laklarına,tekrarruhunasokuluyor,aralıksızsürüpgidiyordu.
57 faraziye:Varsayım,hükmükesinolmayandüşünce.
103E Y L Ü L
“Kadındeğilmi?”diyordu.Onlarınezamaninsankâfidere-cedeanlamış,tanımışolurdu?Öyleolmasınanemânivardı?Görünürbirsebep,birişaretyoksabileherkesbilmezmiydikikadınlardaböyleşeylerigizleyebilmekiçinnehainkabili-yetler,kolaylıklar,nebaşarılarvardır!Sebep?Lakinkadınla-raihanetiçinsebepsormakkadarbudalalıkolurmu?Buon-lariçinbirihtiyaç,aldatmak,ihanetetmek,butabiibirha-yatvazifesideğilmidir?Ahonlarböylekirliliklerlealdattıkla-rına,kendilerine,büyük,temizruhlarınaaldananlaraacabanasılbirgözlebakarlar,yarabbim?
Bunlara bir cevap lazımdı, bu cevabı aradıkça hattaSuad’ınhayatındabileböylebirhareketekabiliyetbuluyor,kadınlarınmantıkdışı,bilmeceoluşlarıonusebeplericadı-na sevk ederek artık olaylar uydurmaya başlıyordu. “Sahi-denböylebirşeyolsaydı?”diyeyanaraktasavvurederken,delikanlınınevveldenverilenhaberlerüzerineoradabura-dakarşılarınaçıkması,hattabugünSuad’ınkendilerinibu-rayagetirmesidebelkiheponuniçinolduğunudüşünmekonuharapediyordu.Ahhepsimi,hepsimiöyleidi?Hepsimikadındı?Onundaböylebirşeyyapması,yapabilmesimüm-kündü,öylemi?
Birçokzamankendisiiçin“kadın”kelimesisadesaçma,hain,kuşbeyinlimanalarınagelmiştiveşimditekrarkadınkelimesiniomanadakullanıncabunuokadarzamaniffetinehayranolduğuSuad’auygulamakonaacı,pekacıgeliyordu.
“MümkünmüSuad,sen,sendeböyleşeyyaparmısın?Sendemiçamursun,yarabbim,sendemi,Suad?”diyesor-makistiyorduvebununböyleolmamasıiçinbirsebepbula-mayışı,kendinirahatlatamamasıpekfenageliyordu.Ahnekadaryazıktı!Bukadargüzel,temiz,büyükbirruhundahe-veslereesirkalıpdüşmesi,çirkinleşmesi,kirlenmesiihtimali…Ahnekadaryazıktı!Niçinböyleoluyordu!İnsanınhayatını
104 M E H M E T R A U F
temizliği,saflığı,iffetiiçinfedaedebileceğibirkadınbulmakne kadar güç olduğunu düşündükçe kalbi ağlayacak kadarderinbiracıilesızlıyordu.
SonraSüreyya’yabakıyor,onuhabersiz,masum,şüphe-den arınmış gördükçe, “Zavallı Süreyya!” diyordu; her şey,saadetkâşânesi58,okadarzamannazarındabüyüttüğü,aziz-leştirdiğibunamuskâşânesininüzerineyıkılıyor,altındaka-lıyorzannediyordu.Zatenvarmıydı?Birkâşâne,birsaadet,biriffetvarmıydı?Hiçbiryerdeyoktuvebudala,bununol-madığını, hiçbir yerde olmadığını bildiği hâlde burada varzannetmişti,öylemi?İştekendinebirders!Fakatobundanda istifade etmeyecek, ah, o hâlâ akıllanmayarak, hâlâ ruhşairininsefilbiroyuncağıolacaktı.
Muhakkak diye kabul etmemekle beraber, esası kabuledilmişgibiayrıntıyıdüşündükçe,tecrübeleriylebuayrıntı-larıokadarcanlı,okadarhakikidüşünüyordukibununger-çeğinealdanarakşimdiesasabileinanırgibioluyordu.Su-ad içinhiçaklınagetirmediğibu lekelerşimdibir tesadüf-le,birihtimalsayılarak,onuniçindemümkünolduğunuka-buletmeninacımecburiyetiyleezilirken,Suad,“Neoluyor-sunuz,dalgınsınızNecibBey?”dedikçe“Burasıokadargüzelkiinsanıhüzünlendiriyor.”diyecevapvererek,“Nasılmüm-künolurkibusafsesbaşkabirinehitapetsinvebundanme-sutolsun,bunugizleyebilsin?”diyordu.Veböyle,onlarınha-yatını,Suad’ınkendilerindengizlediğibiraşkhayatıvarmışdakendisibununşahidiimişgibihertürlüayrıntısınakadargörürgibi,ohayatıonlarlaberaberyaşıyormuşgibioldukça,onlarlagizlimektuplar,haberlerleyahutvedadatekrarlarla,ricalarla titreyerek verilen kararlarına Süreyya ile kendininnasıloyuncakolduklarınıgördükçehaykıracakkadarıstırapçekiyordu.Suad’ınmasumarzularını,onaaşkınıgöstermek
58 kâşâne:Hiçbirmasraftankaçınmaksızınyapılmışbina.
105E Y L Ü L
için nasıl her şeyini feda etmek, her şeyini küçük görmek,yeminlerini,titreyetitreyenasılbeklediğini,nasılaradığını;gördükçenasılmesutolduğunu,onakalbininnasılbirsaa-dethamlesiyleatıldığınıvebütünbunlariçindekendisininnasıldeğersizolduğunu,hiçbiryerininolmadığınıgörüyorveölüyordu.
Evet,ölüyordu;evvelaSüreyya’yaacımaklabaşlayanhis-leri şimdi kendinin de bir oyuncak olmasından kaynamış,hırs,ıstırap,küçükgörme,merhametsizbirateşleonuyak-maya,öfkevegazaponukudurtmayabaşlamıştı. “AheğersendeyalansanSuad,eğersendehainsen…Ohâldekimetutunmalı? Neye inanmalı?” diye ağlayacağı geliyordu. Ahnasılanlıyordu,ikiaydanberigüyagördüğüolaylara,cidditecrübelerinedayanarakkurulanfelsefebinasının,onubü-yükbirtesellisoluğuileserinleten,yaşamayacesaretveümitverenbütündüşüncelerinibirdennekof,negülünçbirşe-kildeboşolduğununasılanlıyor,onlarınenkazıaltındana-sıl harap oluyordu. Ah hepsi de boş, hepsi mi haindi? De-mekhepsiistisnasızhainolabilirdi.Herşeyboş,hepfelse-feler,inançlar,meslekler,hepsi…Lakinbukadınlardanbirtaneolmayacakmıydıkiyücebir ihtiyacagönülvermişvetutkun,yüksekhayallerinhasretiniçekerek,bukirliliklerdennefretduyuptertemizyaşasın?Hiç,hiçbir tane?Hâlbukiobuimkânsızlığımümkünzannetmişti.
Hayatıngidişinekesintesiriolanfikirlerinnekadarbi-zim ruhumuza uydukları, ihtiyaçlarımıza uygun geldikle-ri için meydana gelme ve asıl işte sadece onun için doğrusaydıklarını tekrar teslim etmeye mecbur olması, dünya-dasabit,düzenlibirhakikat,yücebirfikirolmayıpzamana,mekâna,şahsagöre,hepboş,hepmanasızkalışlarınıtekrargörmesionueziyordu.Suad’ıöylegörmüştü,çünküruhun-da böyle bir ihtiyaç, bir iffet özleyişi vardı; şimdi kendi
106 M E H M E T R A U F
büyüttüğü,kendiyükselttiğihayalgayesininnekadarken-dinden büyümüş, mevcut olmayan, kuruntudan ibaret birşeyolduğunugörüyordu.
Evegidincedeminbirihtimalderecesindekalabilenşeybir gerçek hâline pek kolay girdi. Evin her günkü hayatın-da ancak şimdiki gözleriyle bakılırsa görülebilecek, bu fikirveşüpheyioluşturacakvekuvvetlendirecekşeylergörürgi-bioluyor,herköşedebirsırgölgesivargibigeliyordu.Suad’ınalışılmışhayatında,işlerinde,gidipgelişlerinde,kayboluşla-rında,evveldenbirmanaverilmeyenfakatşimdiepeycema-naverilebilecekhâllervardı.Yukarıhizmetinigören,oradantedarikedilmişbirRumhizmetçikızvardıki,böyleişleriçinyaratılmışgibiydi.Pencerelerde,kapılarda,odalarıntenhalı-ğında hep bu hayatı kolaylaştıran bir uygunluk göze çarpı-yordu.Kendindeniğrenerek,fakatiçiyandığıiçinarzusunakarşıkoyamayıpgizlicearaştırdıkçabirbelirtiartıkhiçşüp-heye meydan vermeyecek, onu hakikatle yüz yüze tutacakbiresergörmektenbirkorkuürpermesihissediyordu.Oda-sınakapanıyor,üzerinevazifeolmadığıiçinönemvermeme-silazımgeldiğinidüşünerekbaşkaşeylerlemeşgulolmakis-tiyordu;fakatbirfikir,onugelipzaptedenvetatlıolduğuiçinterkedilmeyen,pekçokacıolduğuiçinokadartatlıgelenbirfikirvardıkionakendinikaptırmamakelindengelmiyordu:Odelikanlınınbakışlarıylakendilerinigörüyordu;bu,önceokadaryoğunbiracılıklakendiniyaktıki“Öldürürüm!”diyesöylendi;evet,kendindeoçocuğuöldürebilmekkabiliyetinigörüyordu:Bazendönüşoluyordu,aynanınkarşısınageçipelleriyleşakaklarınıyumruklayarak“Suad,Suad…Lakinbunasılmümkünolur?Oooh,değildir;benfena,fenabirada-mım…”dediğioluyordu;fakatSuad’adikkatettikçeonuta-nıdığıgibideğil,pekbaşkatürlübirkadıngörüyordu.Onunsessizliğinde,yumuşaklığındadakorkunçfırtınalarınyıldırım
107E Y L Ü L
veşimşeklerinigörürgibioluyordu;vebusinedegerçektenmüstesnabirkadın,birfırtınalıkadınkalbibulunupdaböy-lerastgelebirçocuğairadesiniteslimedişini,onuniçinher-kesi, her şeyini feda edecek bir hâle gelişini, etrafı kırmızıgörmedendüşünemiyordu.
VebiçareSüreyya,habersiz,saf,hepbunlarıyükleniyor-du,değilmi?Kendisibile,gözündenkılkaçmaz,okadaruza-ğıgörürolduğuhâldehiçbirşeydenşüpheetmemişti?“Çün-kü kadın, çünkü Dalila!”59 diyordu! Çünkü bu iş için vücutbulmuşlar,çünkükadınlıkdemekaldatabilmekolduğuiçinnekadarçokkadınolursaokadarkolayaldatabileceklerdi…VeSuad,Necib’innazarındakadın,hermanasıile,herince-liğiyle,bütünşiirleri,bütünkirlilikleri,herkabiliyeti,hereği-limiylekadın,enyükseklerekadarbüyükkadındı…
Bari bir büyük, karşı konulmaz, senelerin söndüreme-yeceğiateşlibirbağolsaydı,bariböylebirözürateşiolsay-dı.Hayır,öyleolamazdı;burayagelelidenberi,şuüçayiçin-deböyleyapmak,sefileğiliminesirioluvermektenbaşkabirşeydeğildi.
Öbür gün akşam üstü, yine delikanlı sandalla yalınınönünden geçiyordu. Necib, odasından aşağı bakınca bal-kondaSüreyyaileSuad’ıgördü;Suadgayetdoğalbirtavır-lasandalabaktı,sandaluzaklaştıkçaSuadgözüyletakipedi-yordu. Çocuk ikide bir de başını çevirip arkasına bakıyor,korkuyorgibiçekingenlikeserigösteriyorduveperdeninar-kasındanbakarken,dalgınSüreyya’nınyanındaSuad’ıngöz-lerinde bir tebessüm uçuştuğunu hissedince, zaten sıkılangöğsündebirsızıduydu;haykırmakbirşeyleryırtmak,biri-niöldürmekihtiyacıylaesir,birşeyapamamakazabıileöf-kesiartarak,buradankaçmak,onabirdenaçılanbirkurtuluş
59 Dalila: Samson ve Dalila mitolojik hikâyesinde Samson’un gücününsırrınıöğrenerekonualdatankadınkahraman.
108 M E H M E T R A U F
ufkugibigöründü.Bukararıverdiktensonrabirazrahatlıyo-rumzannetti;bununiçinelindengeldiğikadartebessüme,tekrargeleceğinesözvermeyenefsinizorlayarakkalktı,he-menovapurlakaçtı.
Fakat oradan ayrılmanın, azabını şiddetlendirmektenbaşkabirşeyolmadığınıyoldaanladı.Oradaoldukçaherşe-yemâniolmak,vücuduylaherşeyi imkânsızbırakmak,hiçolmazsaoradabulunupeminolmakihtimalivardı;şimdiisekuruntularınıngenişliğinedalmışolduğundanhertürlüdü-şüncelerleyokluğununbilebiristifadeolabileceğinidüşünü-yordu.Bufikirlerlehayatıbirzehiroldu.Neyapsabusiyahfi-kirlerindennefsinikurtaramıyor,bununkendihayatınanasılgaddarbirdarbeolduğunugörüyordu.Artıkruhuharap,gı-dasız,hayatınınasılsürükleyecek,kendinenasılhuzurlubirköşebulacaktı?Artıkhiçbirkadınaitimatetmeyecek,hiçbiryemineinanmayacak,hiçbirgözealdanmayacaktı?
Üç gün, nerede ve nasıl yaşadığını bilemeyerek yandı;dördüncügün,birarkadaşınınanlattığıbirhikâyeüzerine,aklınaTarabya’dakiotelegitmekgeldi.Buseneoranınpekeğlenceliolduğuteminolunuyordu;fakatSüreyya’danaldığıbirmektupbukararınıhemenyerinegetirmeyemânioldu.Süreyyayazıyorduki:
“Suad aklıma getirdi… Zaten erkeklerin bu hususta ne kadar ihmalci olduğumuzu tekrara gerek yok… Meğer bu temmuzun üçüncü günü evlendiğimizin altıncı yıl dönümü imiş, bunun için küçük bir aile şenliği yapmak istedik ve aile fertlerinden, düşündük, düşündük, davet etmek için bir seni bulabildik. Anneme de haber gönderdim ama gelemeyeceği-ni biliyorum. Sana programı yazmayacağım, bu daha ziyade ümit verir de hemen gelirsin.”
109E Y L Ü L
“ZavallıSüreyya!”dedi;onusandalıyla,programıyla,ev-lilikyıldönümümasalıylanekadargülünçvebununiçinnekadarbiçarebuluyordu?Lakinkendisidegülünç,kendisidebiçare değil miydi? Bunun için, evvela, kendini bile aldat-makisteyerek,oradabulunupgörmek,eminolmak,böyle-ceazabınısondereceyegetirmekzevkiiçinkoşmakisterken,sonrahemenogünizinalıpdoğruTarabya’yaoteledönme-yevebuiştekendineaithiçbirşeyolmadığıiçinartıkdüşün-memeyekararverdi.
Suad’ı göreceği zaman kalbi çırpınıyordu. Onun berrakgözlerinin önünde bir ağlamak ihtiyacıyla ezildi. O bilakis,şen,bugüniçinsüslenmişveahnekadargüzelolmuş,anlatı-yordu.Hanımefendigelememişti,hattadadısınıbilegönder-memişti,bununiçinsadeceüçkişikaldılar,SüreyyaileSuadokadarşen,okadarmesutgörünüyorlardıkiNecibkarşılarındasomurtkanlığınımuhafazaetmemekiçinyoruluyordu.
Fakatyemeğinsonundabirsöz,birhamledeiçilenveoandahayatveşifaverenbirşifakâsesigibioldu,bütünıstı-raplarısönüpyerinebüyükbirrahattan,emniyettenbirleş-miş bir teselli huzuru geldi: Süreyya Suad’ın kabahatlerinisayarkenbirdenbire“Ha,asılbüyüğünüunuttum…BilsenNecib,Suadartıkesrarkumkuması60olmuş…Meğerbendennelergizliyormuş..”diyeanlatmayabaşladı.Bu,Suad’ınkeş-fedipkendinesöylemediğibirkomşuaşkıidi;gerçiSüreyyada bundan biraz şüphe eder gibi olmuştu; bir delikanlınınburalardaçokdolaştığınıfarketmişti.Neciböncelerikendikendine,Süreyya’nınşüphesiüzerineuydurulanbirhikâyedinliyorumzannetti;fakatbirgeceuyumaküzerebulunduk-larıbirzamandameydanagelenbirgürültüilenasılkorktuk-larınıSüreyyaanlatıncaartıkşüphesikalmadı.Buoğludışa-rıdaolanbirkayınpederin,gelinininsevgilisinepencereden
60 kumkuma:Söylenenşeyifazlasıylakendindetoplayankimse(mecaz).
110 M E H M E T R A U F
mektup verirken görmesi üzerine meydana gelen şamataidi.Süreyyakatılarakanlatıyor,Suad’ınbunuçokevvelkeş-fetmişolduğunusöyleyerekçatalınıkaldırıyor.“Görüyorsunya,bendengizlemiş…”diyeşikâyetediyordu.
FakatNecibdinlemiyordu,ansızınbirtecavüzlebaşınahücum eden kandan boğuluyorum zannediyordu. Bu, ta-hammülününüstündebirsevinçoldu,okadarkiyemektenkalkıncahemenodasınakoştu,deligibisöylenmeyebaşla-dı.Kalbinitutarak,“Değilmiş…Değilmiş…Şüküryarabbi!”diyordu.Kendikendine“Ahcanavar,ahhaydut!”diyordu,“Suad,Suadahbeniaffet.Fakathayıretme;bilsenetmezsin,bilsenbendennefretedersin…Bendünyanınentemizme-leğindenşüphelendim.”diyordu.
Birdenbirekarşıdakiaynadakendisinigördü.Değişmişçehresindegözleriokadargaripbirbakışlabakıyordukidur-du.Bugözlersankiaynadankendine“Niçin?”diyebakıyorgibigeldi.Evet,bütünbuateşlerin,bukıskançlıklarınsebebineydi?Hemortayaçıkmamış,ispatlanmamışolarak.Sonra,onunisminisöylerken,böyle,sadece“Suad”diyesöylerken,bubüyükzevk,bütünbuheyecanlarniçindi?
Gözleridonuk,karanlık,bakıyordu;biranoldukiayna-dankendinebakangözlerindenkorkarakgeriçekildi;sapsa-rıolmuştu.
111E Y L Ü L
8
Bundansonrageçirdiğigünler,birkaçgününkâbusundansonrabirçoksenelerdenberitanımadığımesutbirhayatol-du.Sakinvegüzelkokulariçinde,denizle,semaileyaşayarakkendinigittikçedahaçokkucaklayanbumahremiyetenefsi-niteslimederekbütüniradesibircazibeylebayılarak,gün-leringeçmesinekayıtsızkalıyordu.Sabahseferlerinin,kotragezmelerinin,rüzgârın,güneşinyorduğuvücutları,denizintesennümlerininuyuşturduğusinirleri,sıcaklıktankamaşangözleriyleevedönünceoradakiuykuvegölge,midelerineohazırlanmış yemek, kendilerini bekleyen bir tebessüm, birhastayabirşifagibioluyordu.
Öğledensonraarasırarüzgârabirtembellikgeldikçe,butemmuzsıcaklarında,üçübirdenbalkonunbambukoltuk-larında yastıklara gömülerek uyuklarlardı. Necib artık bu-rasınıkendievisaymakmecburiyetindegörmüştü.Butara-fıbırakmamakiçinTarabya’daoteleinmekistiyordu;oranınmethiniişiteişitearzuhissediyordu.FakatSüreyya’nınmev-simiberabergeçirmekteklifibuhaberüzerineokadarısrar-lıveinatçıolduki,kabulemecburkaldı.
BehiceDadıbutembelliksaatlerininbazenbireğlencesioluyordu.Kutusu,kibriti,tablasıelindegezerekgelir,kendi-neikramedilenkoltuğubırakarakyerdebirküçükmindereyerleşereksigarasınadalardı.Süreyya“Fayrap61başladı!”diye
61 fayrap:Bir istimkazanının istimmeydanagetirecekşekildekiyanmadurumu.
112 M E H M E T R A U F
tutturdukçaoda,“Yasizindandunhiçbitmiyormu?”diyepiyanodanşikâyetederdi.
Suad her gün uğraştıkça parmakları maharetini bulu-yordu.Azıcıkotursalar,birazsessizlikdevametseNecibricaedengözleSuad’abakar,ohemenkalkarakgüzeltebessüm-le,“Hangilerinebakalım,bugece?”diyesorardı;böylediyedi-yehemenbirsırameydanagelmişti.Birinebirçokzamanvur-gunolduktansonraonunihmaledildiğioluyordu;fakathe-nüzyenigelenhavalarınhepsidinlenmemişti;Necibbunlariçinricaediyor,Suadvakitbulamadığındanşikâyetediyordu.
Onlar piyanoda meşgul iken Süreyya da dadı ile alayeder,erkeklersigaradumanlarındadinlenereksusarlar,arasıraartıksabredemeyerekkaçmakisteyendadınınteşebbü-sü,Süreyya’nınmenedişihepsinigüldürürdü.
Necibburadaöylesaniyelergeçirdikihiçbirvakitunuta-mayacaktı.Musikiruhununbütünuçuşveözleyişkabiliyet-lerinitahrikediyor,onuihtiyaçlarla,sevdavecanınıfedaet-mekihtiyaçlarıyla,tatminedilmesiimkânsızolduğuiçintat-lıbaşlayıpcoştukçaacıolanihtiyaçlarlaboğuyordu.Ekseri-yetlebubirhüzündenziyadebirözleyiş,bütünelegeçmeye-cekgüzelşeylerebüyüklenmişçebirkaptırıştı.
Sonrateşekküriçinyanınagittikçebazengözlerinotalar-danSuad’ınellerine,oradançehresinetakılıyordu.Ozamanbuellerinsıcaklığı,buçehreninmeleksessizliği,birmusikidamlasıylaşiirdolangözlerinsiyahvemahmurbakışıonubir an düşündürerek aklına kendi evlenmesini getiriyor-du.Onabaktıkça,onungibibütünhülyalarınauygunbiri-nibulmakimkânsızlığınıumutsuzcadüşündükçeSüreyya’yıbukadarmutluluğundandolayıtebrikediyorveonunkadarbahtiyarolamayacağınıhatırlayarakiçieziliyordu.Ondaoka-darmükemmelliklergörmeyebaşlamış,hayalleriyleonla-rıodereceyegetirmiştiki,bunefiskadınınkarşısında,bu
113E Y L Ü L
dudaklardakigülümseyensakinçizginin;bugözlerearası-ragelensoruneşesiyleheyecandoluşuhduruluğunhuzu-rundaağlamakistiyordu.Ah,Süreyya’yınekadarşanslıbu-luyordu;vebunakarşılıknasılbirkadınrastgelecekti.Lakinevlenecekmiydi?Buartıkiyicekararlaşmışmıydı?Onungibibirinibulmakimkânsızoluncaniçinevlenmeliydi?Veonungibiolsadiyedüşünürkenbiranolduki“Yoorastgelsey-di…”diyedüşündü;buokadarşiddetliveelemvericibirhe-yecanolduki.”Ah,obenimolsaölürdüm!”diyeinledi.
Birmüddetbufikriterkedemedi,buonuzaptettivebü-yüledi.Suadonunolsaydı…Bunudüşünerekkendisiiçinbirhayat tanzim ediyor ve bu saadete hayalen bile tahammüledemeyipelemli,zayıfbirçekiciliklehâlsizkalıyordu.Onunhayatınakarışarakyaşayacağıanları,onunlabirliktegeçecekgünleri,onunömrünesahipolarak,onaherkestendahaya-kınolarakyaşayacağıhayatı,onunkendinemuamelesi,birkoca gibi muamelesi… İşte bunlar onu öldürüyordu. SuadkendinedeSüreyya’yahitapettiğisesle,onabaktığınazarla,onusevdiğimuhabbetlesevse,baksa,söyleseydi,yarabbi…Bufikriderinleştiripsaatlercedüşündükçeharapoldukaldı.Evvelasahidenöyleymişgibialdanarakmestvemahmurka-lıyordu,sonraSuad’ınsamimihitaplarındabilehayalindeki-ninyanındanasılbirilgisizlikolduğunugörerekiçieziliyor-du.Bazenosesle“Necib”diyesadeismiyleçağrıldığınıişi-tirgibiolurkenSuad’ınkendinehitapedincesakinleşense-sinin“NecibBey”deyişionuöldürüyordu;Süreyya’yabakar-kenşefkatdoluolanbakışkendineaksedinceokadarhisse-dilmezbiraniçinde,sankidonuklaşıyordu.
Hâlbuki kendi ağzında sadece onun ismi vardı, fakatresmîolarak“SuadHanım”değil,“Suad,”sadece“Suad”,fı-sıldayarak, ah ederek çıkan “Suad”, söylerken sevinçle yal-varan,şükranvemutlulukla,hararetveözlemleyalvaranbir
114 M E H M E T R A U F
“Suad”ismivardıveruhuonubuhitaplarlakucaklamakate-şiyleyanarkenonasessizceseslenmekbirezaoluyordu.Böy-lecekendinehitapetmedikçeoismikendikendinesöyleme-ye,onayalnızlıklardahitapetmeyebaşladı;bu,yasakbirşe-yingizliceyapılmasısaadetiyleonunbaşınıdöndürüyordu,dudaklarıdaimatitriyor,daimaoisimletitriyordu.Odasınakaçıpbinlercekere“Suad…Suad…”diyeahettiğioldu.
Sonrabirdenkorktu;nasılbirçıkmazyolagirdiğini,bu-nunbircinayetolduğunugördü.“Songünlerdeçokmeşguloldum…Onuntesiri…Geçer.”demekleberaberyinebununnekadarönemliolduğunuinkâredemiyordu.Fakatfikrininelindeokadartakatsizidikibuzevkindenmahrumkalmayatahammüledemiyordu.Bundaonumestedipiradesiniba-yıltanbirçekicilik,birmutlulukvardı.Vekendieliylemutlu-luğunureddedecekkadarçalışmaları,ruhunaokadarhâkimdeğildi.Oruhunahiçbirzamanhâkimolamamış,herzamanonunelindebiroyuncakolmuştu;böylebirçokateşliözleyişzamanlarınıhatırladığından“Budaonlargibigeçer.”ümi-dindeydi. Bir de hiçbir şekilde bunun hakikat olmayacağı-nı,sadecearzuvehasrettenibaretkalacağınıbiliyordu.Onaşiirvesevda,daima,daimabirtutkulazımdı;hiçbirkadınısevmediğizamansevmeyisever,bununiçindaimakadınlı-ğatutulmuşbulunurdu.Birçokkadınaböylenamusveiffe-tin,yahutimkânsızlığıneldeettirmediğivenihayetmahvet-tiğieğilimlerlehaftalarcaateşlekalmıştı.
Kendindeaslaihanetfikri,maddibirşaibebulmuyordu.Güzel bulmadığı vasıtalarla maksadına ulaşmış olmaktannefretederdi;oysabuarzusununvücudunaıstırapvermek-sizindayanamazkenonunenufakbirşekildeortayaçıkışı-nahayatınıfedaederdeyinerazıolamazdı.Osadecebiresir,ruhununesiriidi,ihtiyaçesiri,fikrinincazibesininesiriidi.Bugün Süreyya’nın namusunu müdafaa için, Suad’ın iffeti
115E Y L Ü L
içinkendindenefsinienbüyüktehlikelereatmakabiliyeti-nigörüyordu.Veiştebununiçin,yalnızruhentutkunolduğumaddiliktentamamıylaayrıbulunduğuiçinbuarzusunubirihanetaddetmiyordu.DüşündükçeSuad’ıdeğil,onunruhu-nu,sadeceruhunusevdiğinigörüyordu.Bubüsbütünbaş-kabiraşk,yenibiraşkidi.Onuelegeçmeyecek,sahipoluna-mayacak,bundandolayıbaşkahiçbirkadındabulunamaya-cak şeyleri için, güzel kokusu, bakışı, tebessümü için sevi-yorduvebugüzelkokuvücudununnefesiimişgibicansız,bakışıokadartemiz,tebessümüoderecemasumidiki,budurgun ve hürmetkar bir sevgiden, bunlara karşı kalbindemeydanagelensevgidenkendinefsinimenetmekrazıolu-nacakbirfedakârlıkdeğildi.Onuniçin,bubirbakışiçinha-yatlarverilecekpakvemesutbirruhözlemioldu,onaoka-darserbestbirakışverdi.
Fakatbututkununhükmetmesi,bencillikleri,heveslerimeydanagelmeyebaşlıyordu.Süreyya’yıSuad’ınvücudunasahipgörmektenacıduymakaklınagelmemişti,fakatonunmaneviyatınaolsunsahipolmak,sadecekendisahipolmakgittikçedayanılmazbirarzu,birihtirashâlinialıyordu;vebuihtirastankeskinleşendikkatiileSuad’ınruhundanbirzer-reninbileSüreyya’yameylinihissetse,çokacıverenıstırap-larduyuyordu.Bubirkıskançlıkmıidi?Dudaklarıbirkasıl-maylaacılaşarak“Oeksikti!”diyordu.
Aralarında Süreyya’nın katılmadığı yalnız bir musikivardı. Bir gece kendilerinden geçmelerine sebep olan RuyBlas’tan62 “Odolço Volotta” düettosuyla63 gecenin sessizli-ği içinde nerede bulunduklarını unutacak derecede geçendakikalardansonramusikibitmiş,dönmüşlerdi:Süreyya’yıkoltuktauyuklarbuldular.Necibşaşıyordu,Suadsadecebir“Musikiyi sevmez ki...” dedi; ve Suad’ın sesinde öyle derin
62 RuyBlas:VictorHugo’nunbeşperdelikmanzumdramı.63 düetto:Karşılıklıikikişitarafındansöylenenküçükşarkı.
116 M E H M E T R A U F
bir üzüntü hissetti ki bundan derin derin mesut oldu. De-mek ikisi de, sadece bir şeyi seviyorlardı. O kadar seviyor-lardı ki onunla dünyayı, dünyanın her şeyini, hatta onu,Süreyya’yıunutuyorlardı.Ozamansadeceikisininruhuyal-nız,koyunkoyunadolaşıyorlar,oradayalnızkalıyorlar,Sü-reyya bile oraya gelemiyordu. O zaman musiki ona başkamanalar,başkavazifelerlegörünmeye,ruhlarınyazarı,kalp-lerinilhamvericisigibigelmeyebaşladı.Obircihan,tapını-lanbircihanoluyorveoradaSuad’laberaberolmak,bufenadünyadaolmamışlarsahiçolmazsaoradabirleşmişolmak,onumestediyor,kendindengeçiriyordu.
Fakatbirgün“Benneyapıyorum?”demeyebaşladı;“Ah,çünkü insanım; insanlık, taştan yaratılmış olmak…” La-kinniçinbufikirleredüşmeli,niçinelindeolmayaraknef-retettiğiihanetvekirlilikâleminegirmeliydi?İçindebulun-duğuçıkmazyolunnasılbiruçurumlasonaerdiğini,bazenonlarınyanındaSuad’abakarkeniçininnasıl“Seniseviyo-rum!”diyehaykırmakiçinyandığınıhissedipâcizkaldıkçainliyordu.Bunun,fikrîyanıbertarafedilirse,insanlıkkanu-nunazarındanasılhaincebirmuameleolduğunugördükçeveçoğalaçoğalabuateşinnasıliltihapkazanacağınıdüşün-dükçe,ikiimkânsızlıkarasındaçırpınmaktandoğanbirateşiçindekalıyordu.
Ondahermelekebirkerefaaliyetebaşlayıncahastalıklıbirtelaşlaartar;onbeşgündevamlıolarakbuhissineesirol-duktan,ötekilerihepsusturupveyokedipyalnızonunhü-kümranolmasına,hertürlüvesveseveendişeninsusmasınaokadaralıştıktansonraşimdikorkuvetelaşaokadarâcizol-dukibukendinikendindennefretveiğrenmeyesevkederekperişanvemahvetti.Birdenuçurumunkaranlıkveateşinedüşmüş,kalmıştı.Onunbütünkirliliklerindeboğuluyorumzannediyordu.Nasılkorkunçbirçaresizlikle,nasıldönmek
117E Y L Ü L
ihtimalinden mahrum bir ümitsizlikle düşmüş olduğunuanlıyordu.Busırfhayalolduğuiçinbirfenalıkbekleyemeye-ceğini,niyetindekötülükbulunmadığıiçinkorkulmayacağı-nıbeyhudetemineuğraşıyordu.Bunların itirafedilemeye-cek,keşfedilseithamolunacakşeylerolduğunureddedeme-yerek“Neyapmalı?”diyordu;fakatkaçmak,butekçare,bu-radakisessizvecazibelihayatıbırakıpyineokâbusveka-labalık içine girmek… Bu, elinde olmayan, isteyerek yapa-mayacağıbirfedakârlıktı…Sontehlikeyekadaroturupson-rakaçmaktanbaşkaçareyoktu,hâlbukihiçbirzamantehli-keodereceyegelmeyecekti.
Bunlartereddütlere,tereddütlerdüşünceleresebepolu-yor,gecelerinifırtınalıyapıyordu.Sabahakadaruyuyamadı-ğıbugecelerdensonratekrargörmek,tekraronunbakışları-nınufkundayaşamak,neolursaolsunyaşamakümidiyleherşeyiniunutuyor,güneşindoğmasıylaberabergelenbirses-sizlikileonadakâbuslardansonrasabahhafifsislifakatsafveberrakpatlıyordu.
Birkararvermeyiyinegeceyetehiredereksadeceiçindebulunduğu zamandan kaygı duyan, sadece iradeden mah-rum,sadececezbedilmişkalıyordu.Onunsesiniöylebirdin-leyişi,onunyürüyüşünüöylebirhissedişi,onun,gözlerininönünde öyle bir yanışı vardı ki bazen şevk ve özlemekten,bazenumutsuzlukvetutkudanhaykırmakarzularınızorye-niyordu.Onuevinheryerindegezerkenhissediyor,nasıltat-lı bir sessizlikle evin vekil meleği olduğunu takdir ediyor,kutsuyor, sonra gelip Süreyya’nın yanına, gözlerinde ateş-li bir bağlılık bakışıyla oturunca, gelirken kalbini hoplatanferahlıkveneşekırılarakyaralıveinleyerekkalıyordu.İçin-den durup dururken “Lakin senin, senin için, senin gözle-riniçinölüyorum!”diyehaykırmakisteyenarzularısusturuponasessizcehitapetmekonubitiriyordu.Birçokzamanpek
118 M E H M E T R A U F
ağırgelenaşkıbusafhayagirdiktensonraadımlarınıokadarhızlandırmıştıki,birkerekendikendineitirafettiktensonraşimdionusenelerdenberiseviyormuşvebunubiliyormuşzannedecekderecedeaşkınummanınadalmışgörüyordu.
Vebutereddütlerisözdekararlar,kararsızlıklarıtehirlertakipettikçegünlergeçiyor,İstanbul’agitmeyeliyirmigünoluyordu.Hakikattebumücadelelerleberaberhergünken-dinibirgün,evveldendahaazeminbularakgittikçeiradesi-ninhastalandığından;gittikçe tehlikeyeyaklaştığındanen-dişeediyordu.Sonrabirgün,“Lakinmademkionunbirşey-denhaberiyoktur,olmakihtimalideyoktur…”dediveken-disinitatminetti.
Zirao,Suad,hiçbirşekildebufikirlerdenhaberdarolma-yacaktı. Onun bakışında bir nefret ürpertisi görmekten iseölümütercihetmeyisaadetsayardıvebunudüşününce“Ohâlde?”diyeeminolmayaçalışıyordu.Fakatemniyetde,ıstı-rapdayalnızetkiliolamayaraksürüpgidiyordu.Herbirşeyiunutaraksadecenefsineyenildiğizamanlardabile,artıkhertürlüvesvesedenkurtulupheyecanlarlamesutolmasılazımgelirkeniçininsıkıldığını,yinebirrahatsızlığındevamettiği-ni,küçükbireleminevvelabelirsizfakatyavaşyavaşinatçıveusandırıcıbirısrariletekrarettiğinigörüyordu.Buevvel-densadeceonusevdiğinidüşünmeklemesutolurkenşim-diosaadetindenekadaröksüzvedeğersizoluşunudüşün-mektengeliyordu.Onundabufikirlerekatılmasımutlulu-ğunuuzakveimkânsızbirbahtiyarlıkgibigördükçe“Ahbumümkünolsaydı…Hayatımpahasınaolsun,fakatmümkünolsaydı…”diyesöyleniyordu.
Bütünhayatı,saniyelerinekadarSuad’aadanmıştı.Geceuykularındanegörse,nedüşünsemutlakaonaaitoluyordu;hattabaşkalarınıbilegörsesabahuyanıncaonugörmüşzan-nediyor ve Suad’ı daima Süreyya ile birlikte görürken böyle
119E Y L Ü L
hülyalarınınkeyfineonasahipolmakbirsaadetoluyordu.Ozamanrüyadangerçeğedönmekazabıbaşlıyordu.Onuger-çektengörmekarzusuylabuazabıdaseviyordu.Bazenaşa-ğıinipbeklediğihâldeonunhenüzortayaçıkmadığıolurdu;ozamankonuşurkendalgın,dinlediğinevâkıfolmayarakvesöylediğinianlamayarak,perişankalıyor,sonraonunyaklaş-tığını,ayaksesiniişitmedenhissederek,odayagirerkenkızarı-yor,kalbiçarpıyorveonunhitabınakarşıbayılarakkalıyordu.Onunsözsöylediğinigörüncegözlerininkendineyöneldiğinihissedincekendiniidareedememektenkorkuyordu.
“Biridaresizliktenbakneoldu?”diyeşimdiyekadarböy-leoluncavakitgeçtikçebununnasıldehşetlibirhâlalaca-ğını düşünerek kızıyordu; “Lakin bu sadece bir ihanet, enbüyük alçaklık…” demek istiyordu. Fakat ondaki muhtelifNecib’lerdenbiribunusöylerkenbirdiğerigülerek,“Beyti-yatro oynuyor!” derdi; bir diğeri ikisine de kayıtsız kalarakkarşı çıkar, sadece onu, saadetini, Suad’ını düşünüyordu.Vekendisiçeşitlikişilerinelindeoyuncak,sefil,şimdibunaşimdiötekinebağlanarak,iradesiz,birşeyyapmakihtimaliolmaksızıngidiyordu.Vekorkuyordu,arasırakendiruhka-ranlığınabakaraknehainlikleryapabilecekgüçteolduğunugörerekkendindenkorkuyordu.Süreyya’yabaktıkça,onunemniyetvemuhabbetinekarşınasılfikirlerlemeşguloldu-ğunudüşündükçeonunhakikatikeşfetmesiihtimalinekar-şıölümdenbaşkabirçaregöremiyordu;başkahiçbirşeyonakarşıutancınımahvedemezdi.
O, Süreyya, her türlü fikir ve şüpheden kurtulmuş idi.KarısınasondereceemniyetleNecibhakkındakimuhabbetibirleşerekonuteminediyordu.Osandalıyla,yelkeniyle,ya-rışıylameşguldü,hayatınırüzgârabağlamışyaşıyordu.Dal-gınmı,ciddimi,havaimiolduğufarkedilemeyecekbirhâli
120 M E H M E T R A U F
vardı.EvdekaldıkçaBehiceDadıileşakalaşarak,Suad’ıöfke-lendirerek,Necib’inpiyanoçılgınlığıileeğlenerektembelbirömürsürüyordu.Şimdidebirbalıkmerakıgelmişti;“Ahbiraydahageçse,ağustosudabiratlatsak…”diyor,ozamange-celerilüferciliğindoyulmazbireğlenceolduğunuanlatarakşimdidenseviniyordu.
Suad’agelince,ogittikçeacıolangaripliğiniçinedalmış-tı.Hayatınmutluluklarınınnasıltahliledilemezhislere,na-sılidareedilemezdeğersizşeylerebağlıolduğunu,karşıdananlaşılmasıçokkolaygörünen, fakatonlarınellerindenasıloyuncakolarakkalınanşeylerlebozulduğunugörerekbüyükbirumutsuzluklaşaşırıyordu.Yineaynışartlardâhilindebirseneevvelhayatınıokadarmesutverahatgörürkenbugünsadece tarifi ve gösterilmesi imkânsız şeylerle gözleri açılıphayatını görmek, önem verilmeyip tevekkül64 gösterilecekyerlerde ciddi davranmak gayretiyle bir saadetin değil, herhayattaolduğugibisaadetrenginimuhafazaedenbirsaadet-sizliğinkurbanıolduğunu,hayatınınartıkfarkedilenbuya-rasıylageçeceğinipekacıacıgörüyordu.Ogittikçefarketti-ğihâldemenetmekelindengelmeyenbiröksüzlükiçinde,si-nirliliklehakikatifazlagörerekyaşıyor,BehiceileNecib’inha-yatlarındanasılbirbağ,yalnızlıklarınanasılbirarkadaş,eğ-lencelerinenasılbiryardımcıolduklarınıgörüp,“Demekon-larolmasabenyalnız,yapayalnızkalacağım.Sözbulamaya-cağız,bütünbütünsıkılacağız,hayatımıztahammüledilmezolacak…”diyeSüreyya’nınanlamayışını,herşeyikendinebı-rakıpöyleboşşeylerlemeşguloluşunuaffedemiyordu.
İştedadısıdayarınöbürgünbağagitmekistiyordu;son-raNecibdegitmekisteyecekti.Hayatınıonlarınzindanlarına
64 tevekkül:HertürlügereklisebebebaşvurduktansonrakadererazıolupsonucuAllah’tanbekleme, işleriniAllah’abırakma,yeisvekederdenkurtulma.
121E Y L Ü L
vakfedemezdi ya… O zaman Süreyya daha sıkılacak, arka-daşsız,eğlencesiz,kimbilirneolacaktı?Ozamanartıkya-nınavarılamayacaktı.Kendisideonlarınyardımındanmah-rum,arkadaşsız,dayanaksızkalacağını,bugünherşeyiyap-tığı arkadaşlar bulduğu hâlde böyle olunca, yarın onlar-sız bütün bütün kendini karamsarlığa kaptırıp kalacakları-nıdüşünerekartıkmücadeledenyorgun,endişelerlegüçsüz,herşeyibırakmak,hepsinin içindehüngürhüngürağlaya-rak,“Lakinhâlimebakınız!”demekihtiyaçlarıylaazapçek-mişoluyordu.“Benirahatvemesutgörüyorsunuz,değilmi?Fakatbakınızişteağlıyorum…Demekkinemesut,nerahat-mışım.Oh,rahatdeğilim,hiç,hemhiçdeğil…Saadetnere-de!”veaçıklamayapmakgerekincebirşeysöyleyemeyeceği-ni,ciddibirsebepbulamayacağınıgörerekbunalıyordu.
Denizmevsimiüçünündehayatınayenibirneşeserp-ti; önlerinde bir deniz hamamı65 vardı ki evin sahibi bura-dakendiotururkenyaptırmış,sonrayıktırmamıştı,yalnızkı-şınbozulanyerlerinitamirettirmekicapediyordu.Süreyyadenizebayılıyordu,Necibzatenpekseverdi,Suadtutkula-rıpektelaşveheyecangeçirmişisedeartıkalışmıştı.Yalnızdadıodadaikenbiledenizdeimişgibiçırpınarak,“AmanAl-lahesirgesin!”diyordu.Binısrarvericaileonudenizegötür-düler,dahakapıdankaranlıkbirgözlesularabakıptitreyerekyalvarıyordu.Artıkhersabahherakşamgirmekbirâdetol-du.Vesabahleyinuykununrehavetiyle,herakşamyorgunlu-ğuntozuyladenizsinirlerinebüyükbirşifatesiriveriyordu.
NecibSüreyya’ya,“Gelseninkotrayışurayasokalımba-ri tehlikeden biraz korunsun.” diyor, sonra gülerek ilaveediyordu:
65 denizhamamı:Eskidendenizkenarlarında,ortasıhavuzgibiaçıkkala-cakşekildetahtadireklerleçevrilmiş,etrafıkapalıdenizegirmeyeri.
122 M E H M E T R A U F
–Şaştığımbirşeyvarsaodahâlâşununsıkıbirsağanak-latepetaklakolmamasıdır.
VeSuad’ınkorkangözlerindekikarartıyabakarak:–Yokkorkmayın,korkmayın;ilkİstanbul’agittiğimza-
manSüreyya’yabirmantaryelekalacağım…Neolurneol-maz…Ozamanakadardakerametsandalın…diyordu.
Süreyyakızar,sandalınbiryat,birüçambarlıgibideni-ze dayandığını, evvelki gün İstinye önünde bir yarışta kü-peşteye66 kadar yattığı hâlde içeri bir damla su girmediği-ni, parası olsa satın alacağını anlatmaya başladı. Bir günBüyükdere’den gelirlerken yine bu konu oluyordu; sanda-lınSuad’ınhayatındabirküçükmemnuniyetsizlikolduğu-nuanlayanNecib,artıkonukendisiyleaynıfikirdegörmekiçin daima bu konuyu kurcalardı. Suad, fikrine katıldığı-nıbakışıylasöyleyipteşvikedereksusuyor,sandalmesele-sinde Süreyya’nın böyle cevapsız kalmasını zevksiz saymı-yordu.Birdenarababirköşededurmayamecburoldu,dörtbeşarababirbirinitakipediyor,kalabalıktanbununbirgelinalayıolduğuanlaşılıyordu.
SüreyyaNecib’insözlerinecevapveremediğinigörüncekurtulmakiçinbundanistifadeetti:
– Senin nene lazım sandal mandal Allah aşkına? Senkendievlenmenebaksana,sonraihtiyarlayacaksında…Bak,herköşedebirdüğünvar…dedi.
VebusözSuad’ıda,Necib’idehüzünvesuskunluğasevketti.
Necib,gözleriönündenbirerbirergeçenarabalarıgör-meyerek teftiş ederken, kendisi için evlenmenin nasıl biryaraolduğunudüşünüyordu.Onuniçinevlenmek…Lakinbuihanetsizmümkünmüydü?OnuniçinevlenmekSuad’ın
66 küpeşte:Gemilerdeinsanvemalzemelerindenizedüşmesiniönleyenbirnevikorkuluk.
123E Y L Ü L
kendinisevmesiydi,onunokadargüzelveateşliolangözle-rininitirafıylamümkündü.Hâlbukibu,iştebirölümkadarbüyükbirşeydi.
Suad,obugelininşimdinekadarbahtiyarolduğunudü-şünüyordu;düşünüyordukibugelinnekadarbahtiyardıvenekadarbahtiyarolacaktı.Birsene,ikisene,belkidahafaz-lahayatımesutveneşeylegeçecekti.Ozamankendiilkse-nelerini görüyordu. Bugünleri mukayese ederek üzüntüylebugelinegıptaediyordu.Kendinionunyerindegörüpgelin-likhislerinitekraryaşayınca,ağlamakarzusuduydu.Şimdiozamandannekadar,ahnekadaruzaktı.Artıkgerigelmesiimkânsızolanohayatı,hayatınıgömmüşbirölühâliylegö-rüpmahzunvemeyuskaldı.Niçinyarabbim,niçinartıkohayatıölmüştü?Hembirdahagelmeyeceksurette?...Niçinbirdahamümkündeğildi?Birkeremiolacaktı?Böylehayatısevdiren,herşeyigüzelgösterenohayat,obüyükneşe…Ar-tıkonlargitmişti,öylemi?
Birzamangelipsadakatvemuhabbetleberabersevileniartıkmesutedememek,onayetmemekfikrionuüzüyor,ka-bahatiasılkendindebularakarasıracoşupSüreyya’yıhak-sızbulduğuiçinkendininhaksızlıkettiğinigörüyordu;son-rakendidesuçluolmayıpkabahatinolaylarınmeydanage-lişinde,idaresikimseninelindeolmayanhayattaolduğunubirincidefaolarakgörüpanlamaktanmeydanagelenusançile tekrar yaşamak, daha yaşamak arzularının imkânsızlığıönündeyaşamışolmak,tekrarogençkalple,gençemeller-leosenelergibiyaşamamakazabıylaâcizkalıyordu.Demekbitmiş,onuniçinartıkherşeybitmişidi;demekartıkkati-yenkararvermeklazımgelecektikiseneler,hepçoğalanhü-zünveusançilegeçerekihtiyarlıkbirgünonuçürütecekti?Hemdeyaşamamışolarak,henüzyaşamaküzerezannolu-nurken…Herşeybitmiştiöylemi?
124 M E H M E T R A U F
SonraNecib’ebakarakdüşünüyordukioönündeböylebirkaçmutlusenesiolanbirmahlukidivebununiçinmem-nunoluyordu.Necib’ekarşıhissettiğibağonunböylebirsa-adetenamzet67olmasıylakendisinimemnunediyordu.Fa-katonundakorktuğugibibirkadınadüşmesiihtimalifikriy-lemeşgulolduvebunukuvvetlibiriyiniyetlebertarafedipkarıkocaonlarıuygunvemesutgörüncebirgüngelipon-larındaemellerin,arzularıngençliğinieldenkaçırarakyor-gun, melul kalacaklarını, kokuları, renkleri, bütün verimivesevinciylecoşanbaharınyerinebile renksizbirhüznünve kasvetin egemen olduğunu, her şeyin mahva, sönmeyemahkûmbulunduğunuacıbirümitsizliklehissetti.
Veilkdefaburadagelenbufikironuhiçterketmeyen,te-dirginedenbirhastalıkoldu.İlkzamanlar,bunudoğalola-rakdüşünüpbufikrinkalbineverdiğiacılıklarıdamladamlatadarkenbirgünoldukiyalnızkalıprahatrahatonudüşün-mekistemeye,hattadüşünmekiçinnefsinizorlamayakararverdi;bubirçeşityavaşyavaşintihargibi,birçeşitzehirlen-megibioluyordu.Herşeyinilkbolistekleriverenklerindensonraderecedereceolanbirfaydalanmailehüzünvecansı-kıntısına,kasvetvekaranlığagidişionudamladamlaöldü-ren bir zehir gibi geliyor ve kendisi buna kurban olduktansonrabununsadecekendisiiçinolmayıpböyleumumibirkanunolduğunugörmektenacıbirtesellibuluyor,garipbiryorgunluksarhoşluğuilekalıyordu.
Öbürleri,“Neoluyorsundalgınsın?”dedikçebircevapbilevermeyelüzumgörmeyerekdudaklarınıhiçanlamındabük-meyi kâfi buluyordu ve dikişi, düşünmeyi meşgale hâlindegösterebildiğiiçin,artıkelindendüşmezoldu.Bununlabera-berherkesinkendihâliyleşufarkıvardıkionunhayatınınba-harıgeçtiğihâldebirçoklarıhenüzümitediyorlardı;onuniçin
67 namzet:Aday.
125E Y L Ü L
baharevlenmeklebaşlıyorgibigeliyordu,kendibütünbol-lukvebereketihepozamandanbaşladığıiçinşimdiNecibdenekadarümitsizveyabanigörünürsegörünsünevlene-ceğiiçinonumesutgörüyordu.
Bütünbufikirlerarasındabirdansçıgibikalbinikorkuvebıkkınlıklaezenkendihayatkarşılaştırmasıdaimatekrarediyor,bazensonsuzkasvetvekeder,sonraacıbirkorkuvetelaş,herşeyin,bütünemellerin,ümitlerin,gençlikvesaa-detin zalim bir inatla mutlaka elden kaçacağını, işte şimdikaçmaktaolduğunu,birşeyyapmakihtimaliolmaksızınar-tıkhayatınınbitmişolduğunakararvermeklazımgeldiğinigörerekâcizkalıyordu.
Bütünbunlar,tabiigülümsemevenezaketaltındagizlen-meye uğraşılan kanlı mücadeleleri gerektiriyordu ki, sinirinidahayoruyor,uzunbaşağrıları,dermansızlıklar,hazımsızlık-lar,hepbirdenneşesizliklerigerektiriyordu.Ohâlegeldiki,sa-deceoransızbirincelikleayırtedilmesiimkânsızhayatanları-nıbinmanailetahliletmeksebebiyle,hayatınufkundabulutyokken,rahatbirömüriçindebirelemlerkurbanıolupkaldı.
Bunlar gerçi Süreyya’nın düz, meşgul gözünden kaçı-yordu, fakat Necib endişeli bakışıyla, şiddetli bağlantısınınsevkettiğimeşguliyetlefarkediyor,bukaranlıkiçindearası-raonunmeçhulkederleriolduğunugörüpbirsebepbulama-yarakbüyüksıkıntılariçindefırtınalarhayalediyor,birbaşkaerkekdüşünmesiihtimaliruhunuyakıyordu.OzamanSuad’ısaygıyadeğergörememektenkorkuyor,onuyüksekmevkiin-dendüşmüşgörmemekiçinbunudüşünmemekistiyordu.VeeğerSuadkendisiiçinbirhisbesleseydinazarındayineohür-metmevkiindekalacağınıgörerek,“Ahbencillik,sankiböyleoluncabaşkabirşeymiyapılmışolacak?”diyegülüyordu.
Düşünüyor,düşünüyorSuad’ınbudurumunabirsebeparıyordu; Süreyya ile aralarındaki münasebeti araştırıyordu;
126 M E H M E T R A U F
bundagerçieskianlaşmayıgöremiyordu.Fakatevveldenon-larınhayatınaşimdikigibigirmişdeğildi,ozamanbilebuka-darcıkanlaşmazlıklarzaruri,normalgeliyordu.İkimizaçnekadarbirbirineuygungörünürsegörünsünböylegeceligün-düzlüberabergeçen,senelercedevamedenberaberlikhaya-tındabirtakımanlaşmazlıklardanıstırapduymakmecburiye-tindekalıyordu;“Bumizaçlaryaikisidekaybolupdaimîbirkavgahâlindebulunuyor,yahutbiridiğerinihükmününesi-rieder.”diyor,buesaretinarasıraazgınlıklarıolsabileNecibyaradılışolarakhassasveinceolanSuad’dahastalıklıbirhis-sinkadınlıkbelirtileriylenasılkorkunçbelireceğinikeşfede-cekbirhâldeolmaklaberaberbuhastalıklıhissinhâllerinita-yinedemediğindenherhâldebilinmezlikleriçindekalıyordu.
Bazen Suad’ı böyle ezilmiş tutan meçhul sebebe karşıhınçdolubirkıskançlıklayoruluyordu.Bukendisiniherşey-dençokyıkıyordu,ateşlibirkiniçindezehirleyerekcançekiş-mesiiçindebırakıyordu.BazendeSüreyya’yabakarakonasa-deceSuad’ınkocasıolduğuiçindeğilderinveateşliolmayanyaradılışıiçindehasetediyordu.Oherhâlindedüz,samimiy-di,fenalıkdüşünemeyerek,hattabirbirinetersbazışeylerin-debilesamimiveaçıkyüreklidavranarak,yaptığışeyfenaol-sabileetraftameydanagetirmekihtimaliolantesirleriuzak-tanevveldengöremeyerek,endişesiz,belasızyaşıyordu.Mut-lakafaaliyetibirşeyesarfetmekistenilenbiryaşagelmişol-duğuiçinozamanakadarçoğubirşeyyapılmayarakgeçensenelerinbirikeneğilimleribirdenortayaçıkarakonuböylesandalgibişeyleregönülvermiştutuyordu.Onaşimdidebirkotra merakı gelmişti, sandal artık kendine miskin görünü-yordu.Tarabya’daolacakyarıştanbahsederkenİngiltere’dengelme birkaç kotra sayıyor, bunları uzun uzun tarif ederek,“Ahinsanınöylebirkotrasıolmalıki…”diyordu.
SonraSuad’adönerek:
127E Y L Ü L
–Ozamansendegelirdin.İçindekamaraları,yemeksa-lonu,herşeyivar…Âdetabirgemi…İnsankarısınıalıncakalkıp Marmara’ya çıkar… Mudanya… Yalova… İstersen,Midilli,İzmir…
Suadgülerek:–Dünyaturunaçıksaknasıloluracaba?derdi.Necibdesözekarışır,gömüldüğüköşesinden“Yok,eğer
küçükbiryatolsaydı…”şartınıkoyardı.Ozamanuzakmemleketlerden,uzakşeyleremahsusşi-
irverenkuyumunatutkunluklaonlarıngüzelliklerindenbah-sederler, adaları birer birer geçerek İtalya sahillerine kadaruzaklaşırlardı. Kendilerini bir İtalya limanında gemilerininzincirgürültüsüiçindehayalederler.“Ahneiyiolurdu!”der-lerdi.BunlaraSuaddakatılıyor,“Bilmemamayinedeniztutarmı?”diyeNecib’esoruyordu.Odaimaböyle,daimaSuad’laolabilmekhayalîmutluluğuyanındabununiçinhakkı,haya-tın müsaadesi, o kadar saadeti olmadığını düşünüp, “Lâkinbuböyleneolacak?”diyebaşınıtaşlaravururcasınaumutsuzolarakazapçekerveezilmişkalırdı.Hergünateşinindahaço-ğaldığını,birgünartıkonunaltındaferyatetmekzorundaola-cağınıbüyükbirkorkuveendişeilegörüyordu.
Süreyyabubüyüklerinyanındapekmiskinbulduğusan-dalıiçin,Suadiseneredeolsa,nasılolsahayatınaynıharapedentahammülledoluolduğunudüşünereküçüdemuhte-lifşeylerdenaynıcansıkıntısınadüşüyorlar,muhtelifşiddet-lerleböylecekasvetinesirioluyorlardı.
Bazen geceleri de çıkıyorlardı; Suad dümene geçer, er-keklerdenbirikürekçekerdi.Genelliklebirkaçsözlebozulansessizliğindevamettiğibuseferlerdedenizin,gökyüzünün,kıyılarınhâlleriarasında,bazenmehtabınnurlarına,bazenkaranlığın dalgalarına gömülerek, denizin bir kadın sinesigibigüzelkokuluveeldeğmemişvücudunda,Büyükdere’ye
128 M E H M E T R A U F
kadarinerler,sonragerigelirlerdi.Dönüşlerisessiz,karan-lıkolurdu.Herkesfikirvecansıkıntısınıyüklenerekodaları-naçekilirler,birbirlerinivekendileriniyorgunolmaklaalda-tarakcansıkıntılarınıböylegizlemişolurlardı.
FakatNecibbittikçenefsinekarşısahipolduğuidaresin-deâcizkaldığınıgörüyordu.Ziraonunşiddetlibağıbuhâlegeldiktensonradayanılmayacakderecedekuvvetliolansu-suzluğabenzerbirhararetalıyordu,ondabukadargelişenbututkunlukartıkbeslenmeyeşiddetlibirihtiyaçhissediyorveona,onunruhunageçmeihtiyacıylacanatmagösteriyor-du.Herzamanonunyanındanayrılmamakendişesişimdionda,karışmakcoşkusunadönüşüyordu…
Sonundabu,hisleribir sayıklamahâlinegeldi:Birgüngeçkalkmış,denizhamamınageçmişti;çırpınaçırpınako-şuşan,çarpışandalgalar,hamamıniçindebüyüyen,aksedensesleriyledüzensizbirhavaçalıyordu.Vücuduumulanzev-kinşevkiyleşimdidengüzelbirrahatlıkiçinde,uyanıruyan-maz tekrar fikrini meşgul etmeye başlamış, endişelerinindalgınlığıilesoyunurken,serindenizhasınıniçindebirdenölüyorumzannetti.Etrafıonunkokususarmıştı.
Bu Necib’in Suad’dan sahip olduğu yegâne vücudununşeyiidi.Bukendisinedaimasinesininnefesigibigelmişti.Bunebirçiçeğin,nebiryaprağınkokusununözüidi.Bumalumolanhiçbirkokuyuandırmazcansızbirkoku,birşey,birne-fesidikiNecibonuruhununkokusuzannediyordu.Okadarbenzersiz,okadarsamimibirkokuydu.BundaSuad’ınbütüngizlilikleri,bütünkadınlığıheyecaniçindebulunurdu,oka-darkadından,okadarSuad’danfışkırıyorduveşimdi,denizdebukoku,onabirvücutsıcaklığıylakarışmışgeliyordu.Hisset-mesiokadarşiddetlioldukivücudutitreyerektakatsizkaldı.
Buneredengeliyordu?Ondanevveldenizegirmişoldu-ğu için mi kalmıştı? Denizin, rüzgârın akışları bunu nasıl
129E Y L Ü L
dağıtmamıştı?Vesuyuniçinegirdiğizaman,şimdiyekadarbunudüşünmediğineşaşarak,onundaburadabusuiçindeyıkandığınıdüşünmekbütüniradesinihelakedenveâcizbı-rakanbirzayıflığaverehavetesevkediyordu.Bulutlariçin-de,sarhoş,kendinisuyuniçinebırakarak,sonsuzbirduygusarhoşluğu içindeonuburada,suyunarasında,denizelbi-sesininyarısakladığıomzu,kolları,gerdanıylagörerek,ba-yılırgibikalıyordu.Buhissinisürdürmekiçingözlerinika-payaraksuyunkendiniokşamalarıylayüzdürenkuvvetininüstündesallanarak,dalgınhayatındanhabersiz,korkuluka-lıyor,onuöylegörmeyihayalettikçe,kokusunuhissettikçedenizin içinde nihayetsiz derinliklere uçuruyorum zannınıverenbirsarhoşlukilesersemleşiyordu.
Nihayetçıktığızamanbukendisini,denizidelicebircanatmaileisteyecek,boşvakitlerindetenhalarakaçıponabin-lerceateşlihitaplarla,bukötüdüşüncelerlemeşgulolmayaharcayacakhâlegirdi.Onuenince,enmahremkadınlıkları-nakadardüşünerek,hararetinde,ruhundaölüyorumzanne-derek“Ahölsem…”diyesaadetininancakozamantamamolacağınainanıyordu.Veonunkokusuyla,yavaşçaonayak-laşıpensesindenkaynayanonunvücudununkokusuylaser-semolduğuzamanlar,baştanayağasarsılarakağlamak,bo-ğulmak,düşüpölmekihtiyaçlarıyla,bunlarıyapmamakiçinnefsininzorlamaazaplarıylauğraşıyor,birsaniyedebinduy-guya,binfikre,hayaleesirolarakbirişkenceolanfakatonuyinemesutedençırpınmalaratutulmuşoluyordu.
“Canım,bunekadardenizmerakı!”diyenSüreyya’ya,“Birsandalımvardiyebütündenizesahipçıkamazsınya!”diyeşa-kaederkenhâliningerçeğinidüşünmektenkendinimenede-meyerek canavarlığına şaşıyordu; zira onunla konuşurken,onahitapederkenonunnamushakkınıdehşetlibircinayet-lesuistimalettiğifikrinikesinlikleaklındangeçirmiyordu.Ve
130 M E H M E T R A U F
böylecekendisineherkesincanidemeyeselahiyetlerioldu-ğunukabulettiğizamanlardabileyinevicdanınınkanaatiy-lesakindurduğuzamanlardanbirfarkbulmuyor,duyguları-nınselineokadarkapılıyordu.
BirakşamüstüTarabya’yakadargidipdönmekiçinçıkı-yorlardı.NecibyalnızcainerkenpiyanonunüstündeSuad’ınşemsiyesiyle eldivenlerini gördü; bir anda bu eldivenler-deonukoklamakemelinedayanamadıvetitreyerekeğildi,bunlarıağzınagötürdü;oh,herzamanhavadaolanbugü-zelkokuişteşimdielindeidiveeldivenlerindokusuokadaronuneligibiyumuşakveinceidikigerçektenonunellerinikokluyormuşgibigeliyordu.Biranoldukibunlarıalıpsak-lamaknebüyükbirsaadetolduğunuacıbirhasretledüşün-düvebircinayetyapıyorgibititreyerek,sapsarı,bunlarınbi-rinicebinesoktu.
Suad,ikisiniberaberdiyealdığıeldiveninbirtaneoldu-ğunuancakarabadafarketti.Aceleileyalnızbirinialmışol-mak ihtimalini başını sallayarak reddediyordu, şemsiye ileberaberikisinidepiyanonunüzerinekoyduğunuveoradanalırkenpiyanonunüstündebaşkabirşeykalmadığınadikkatettiğinisöylüyordu.
Süreyya,“Belkiarabayagelirkendüşürmüşsündür.”de-di,NecibdurmadanSüreyya’yabir şeyleranlatıyor,Suad’ıdüşündürmemekiçintuhaflıklarlabirtakımsorularbuluyor,onundalgındüşünüşündenkorkuyordu.
Suad,“Tuhaf,acabaneoldu,besbelliöyle…”dedikçesan-kieldivencebindençıkarak,“Buradayım!”diyecekmişzanne-diyor,yüreğihopluyordu.
Vebueldivenmeselesiunutulduğuamanonunyegânemalı,enkıymetlimalıoldu;ohayatdolubirel,sankiSuad’ıneligibigeliyorduveonunelinesahipolmakNecib’isaade-tindençıldırtıyordu.
131E Y L Ü L
9
Suad başını dikişinden kaldırıp kapıdan giren Necib’ebakarak,“Oo!Sizdebirhazırlıkvar?”dedi.
Öbürü eldivenlerini giymekle meşgul, sakin gösterme-yeçalıştığıbirsesle,“Evet,kaçıyorum”diyecevapverdi.Veüzüntüsünü göstermemek için birçok işler, gezilecek yer-ler,çoktanberiihmalettiğidostlaradairmasallarsöylüyor,mecburiyetlerindenbahsediyordu.Hâlbuki,gerçektebura-dakalmakiçincanınıverdiğihâldeiştekaçıyordu.Ziraartıkburadayaşamayasabırvetahammülü,kuvvetvemetanetikalmamıştı. Hele bu son hafta onun için tahammülün üs-tündeezaverenbirhayatlageçti.Buradakihayatınınihanetolduğunukendinedaimaihtaredenvicdanınınsesinisus-tursa bile artık gıdasız hayatı bir işkence olan tutkusuyla,Suad’ınbirzamankendinimestedenhuzuruylaşimdiharapolarak,okadaryorulmuş,ezilmiştikiartıkbugecesabahakadar uyuyamayarak çektiği ateşler arasında kaçmak onayegânekurtuluşçaresigöründü.
Evet,neolacaktı?Buradadursaneolacaktı?Bukesinvecevapsızsoruyubelkibinkerenefsinesormuş,azapveiha-netten başka bir şey olmayan bu hayatın sonu olmadığınıdaimadüşünmüştü.Şimdigittikçeelindenkaçaniradesinin,daimaartansersemliğininsevkiyletamirimümkünolmayanbir şey yapmamak, bir bilmeyerek, bilemeyerek ağzındankaçıracağısöz,yönelteceğinazarlaherşeyikeşfettiriphaklı
132 M E H M E T R A U F
birnefretvetiksinmeyehedefolmamak,okadarsafvetemizbakışı, bir nefret parıltısıyla kendine yöneltmemek için birçarevarsakaçmakolduğunakararverincerahatetmişti.Zi-rasonzamanlaronunönünde,gözlerininönündedururkeniçindenkaynayanarzuferyatlarınadayanmakartıkpekgüçoluyor,bununherşeyigözealdıracakbirtaşkınlıkoluverme-sindenkorkuyordu.
Evvelden,tailkgünleraklınayinebuçaregelmişti,fakatozamanmetanetinegüveniyor,bukadarzaafummuyordu.Hislerinindayanılmazgüzelliğineesiroluptehirlerle,tedbir-lerlekendinialdatarakoturuyordu;fakatşimdiozamangibihareketininyalnızfenalığındankorktuğuiçindeğil,hisleri-nin coşmaya müsait olup keşfolunacağından titrediği içinkaçıyorduvebuikitemayülarasındauykusuzgeçengecele-rindebintürlükararsızlıklarlaezilirkendaimanefsiniidareetmek mecburiyeti onu hasta ediyordu. Uyuyamayacağı-nı bilerek gecelerin yaklaşmasını artık muhakkak bir azabıbeklergibikorkuylakarşılıyordu.Evvelaonudüşünmek,birayrıntıda saatlerce kalarak, bütün saatlerini ona hasrettiğihâldebıkmayarak,zamanıkâfibulmayarakdüşünmekiçin,onunbakışlarını,sözlerini, tavırlarını,kokularınıhatırlayıpbu eldiveni koklamak için mesut olarak sabahlara kadaruyumazken şimdi artık bu hastalıklı mutluluk, kuruntu vehayallerle kaçmış, sıtma ateşlerinde sabahlara kadar çırpı-narakzoryaşamayabaşlamıştı.Vegündüzleri,onunkadınlıkkokusununbirürpertisiyleağlayarak,haykırarak“Lakinölü-yorum, kurtarın beni artık!” diyecek kadar yanarak geçiri-yordu;onunSüreyya’yaöylebakışları,öylehitaplarıoluyor-du ki muhatabı için sakin bir kabule erişmiş olduğu hâldekendinikahrediyordu.Ahbununbirtanesiiçincanınınasılsevinesevineverirdi…
133E Y L Ü L
Sıradanbirhürmetinnegibinesafhalardangeçipşimdihayatındakökleşenkorkunçvebüyükbiraşkolduğunudü-şünerekkendininbukadartutkueğilimiylebuneticeyian-laması,onungenişlemesinemeydanvermemesi lazımgel-diğini itiraf ediyor, “Evet, kaçmalıydım, kaçmalıydım!” di-yeyumruklarınıkafasındasıkıyordu.Veşimdiyalnızondandeğil,kendindendekaçmak lazımdı;ziraondankaçmaklakendiniateştenkurtaramayacağınıgörüyordu,nereyegitse,neyapsabununmümkünolmadığını,onuunutmakiçinbir-çokgünler,geceler,böyleuykusuz,ateşleriçinde,kararver-medenyaşamakzorundaolduğunu,helebundansonraon-danuzak,binesef,binazapiçindeköpeklergibisürünece-ğini düşünerek, “Cezadır, ah cezadır!” demek istiyor, fakatönündehayatı,ancakölümlekurtulmakmümkünolanbirişkencegibigörünüyordu.
Buhâliçindearasıraboğazınıyakarakgözleriniıslatanyaşlardavardı;kendiniböylebirçıkmazyolagirdiğiiçinpekzavallıgörmekten,buacıçaresizlikiçindeyardımsız,ümitsizçırpınmaktanmeydanagelenyaşlarkihep,aksiolarak,onla-rınyanındaikengözleriniyakıyordu…
Bunun için, balkonda kotranın flokuyla68 meşgul olanSüreyyaatılıp,“Ne!Kaçmakmı?Mümkündeğil!”dediği,Su-adhafifüzüntülübirsesle,“Amamümkündeğil…Şakasöy-lüyor,bizikorkutuyor.”diye tekrarettiği,kendigitmesininonlar için âdeta bir musibet gibi anlaşıldığını gördüğü za-manhemSüreyya’nıniyiliğine,hemSuad’ınsözlerinebakıpbirden hüngür hüngür ağlamak, “Lakin bırakınız kaçayım,Allahaşkına…Ziraölüyorum,buradasizinyanınızdaölüyo-rum…”demekiçinkuvvetlibirarzuduydu.
“Evet,bırakınızkaçayım…”diyecekti;“ziraburadakiha-yatımuğursuzbirşeyoldu.Bensefil,uğursuzbiradamım.
68 flok:Yelkenligemilerdecivadraileprovadireğiarasındaüçköşeyelken.
134 M E H M E T R A U F
Sizinbukadariyiliğinizekarşıbenalçaklıkediyorum.Fakatbilseniznezavallıyım…”
Vezavallılığını,mümkündeğilgösteremeyeceğiniveis-patedemeyeceğinigörüpumutsuzkalıyordu.
Süreyya kalkıp pardösüsünü eline almak istedi; dikişi-nidizinebırakmış,kalkmayahazırolanSuadtekrarederek,“Mahsusyapıyor.Hiçyoktanböylekaçmayanelüzumvar?”diyericaediyor,ogözlerkendinebuseferricaedensabitbirnazarilebakıyorvebaktıkçadayanamayıpgidemeyeceğin-den,“Peki,kalalım!”diyedöneceğinden,hattakalmakarzu-sununyavaşçabüyüdüğündenkorkarakkararındandönme-mede güçlük çekiyordu. Ve birden, buradan, ondan, onunmelekgözlerinden,buperisesindenayrıkalıncanasılevla-dınıgömmüşannelergibiyanarbirkalplekalacağınıhisse-derekbirderinsızıduyduvepişmanolarakkalbininiçinden,“Ah,kaldeseler…”diyeinledi;fakatokadarısraronlarakâfigörünmüş,Suad,“Bariyakındagelirsinizya!”diyesormayabaşlamıştı.Ozamanartıkherşeyinbittiğini,katiyengitmekgerektiğinigörüpharapoldu.Onubirdahagörememekaza-bı,onunkendisiiçinnekadaryabancı,bağlarınınnekadarönemsizolduğunu,Süreyyaonunkocasıolduğuhâldeken-disininnekadaruzakbiradamolduğunugörmeknasipsiz-liği onu mahvetti; gözlerini dolduran yaşları göstermemekiçin,“Elbette…elbette…yakında…”diyerekdöndü,kaçtı.
O kadar zaman Necib’e o kadar alışmışlardı ki bugünonunyokluğu ikisinimeşguletti;birçokşeydeonuyâdet-meye vesile olacak bir hayat sürmüşlerdi, ikisinde de olsasöylenecek sözler, o olsa söz söyleyecek fırsatlar oluyordu.Süreyya, “İnsan gariptir, nasıl birbirine alışıyor.” diyordu,sonrayemekte,“Biliyormusun,benmahzunolmayabaşlı-yorum.”dedi.BuhüzünbirparçaSuad’dadavardı;Necibonların hayatını şakaları, sözleri, refakati ile işgal etmiş,
135E Y L Ü L
gönüllerinihoşederekdertlerininortağıvetesellisiolmuş-tu.Bunuogidinceanlıyorlardı.Görüyorlardıkioolmasası-kılacaklarmış…
Suad yalnız kalınca son zamanlarda kendini istila et-mişolanhüzünvekasvetedahagömüleceğinivebuhâlileSüreyya’nındahasıkılacağınıdüşünüyordu.İkikişilikböyledurgunbirhayatSüreyya’yadeğil,kendinebileartıkyorucugeliyordu.Artıkogömüldüğübüyükbezginlikiçinde,mü-cadeleiçindekuvvetbulmuyordu.Birçareolmadığınıbilebile uğraşmak, hayatlarını şenlendirmek için yorulmak ar-tık elinde değildi. Hem sadece kendini zihnen ve bedenenbunlaravakfedip,Süreyya’nınhabersizçocuklargibiyalnızoyunlarıyla meşgul olarak hiç önemsemeyişine hiddetlen-meyebaşlıyordu.Öncedenondaherşeyiannesinebırakanbirçocukhâligörür,bunuseverdi;şimdibuhâlionugittik-çekızdırıyordu.
Sonra birdenbire korku geldi, ona hayatlarındanSüreyya’yıbıkmışgörmekendişesigaripbiraksitesirvere-reksadeceSüreyya’dandeğil,şimdikendindendekorkuyor-du,hepbunlarSüreyya’nınbıktığıiçindeğil,kendisinindebıktığıiçingibigeliyordu.Hayatınısevilecek,saadetleyaşa-nacakbirhayatgibigörmemekendişesibirtelaşoluyor,bir-kaçzamandırzihninimeşguledenşeyler,hissedilmezbirze-hiriletesirederekonunedereceharapettiğinigösteriyordu.
Bu,meydanagelmesindenevvelyersarsıntılarıylagele-cekmusibetihaberverenbirzelzelekorkusugibioluyordu.Lakinönlerindekihayatı,muhakkakfelaketigörmemekiçin,bunakayıtsızkalıpçocuklargibibugünyelkene,yarınava,öbürgünbalığahevesetmekiçininsannekadarinsafsızol-malıydı?Buhergünböylegeçegeçeartıkbirgünzaman,ta-mamıylageçmişbulunacak,ihtiyarlıkonuçürütecekti.Lakinbunatahammületmekiçininsanneolmalıydı?Buhezimeti
136 M E H M E T R A U F
sessizlik ve tahammül ederek şimdiden bile bile beklemekonapekacıgeliyordu.
Ozamanadımlarbirbiriardınageliyordu:“Hayatımzi-yan oldu.” diyemiyorsa da ziyan oluyor korkusuyla ve en-dişeyle güçsüz kalıyordu ve Süreyya’nın bunu fark etmesigitgide çoğalan bir kırılma doğuruyordu. Bezginlik ve hid-det buhranlarını pişmanlık ve ağlama takip ediyor, o va-kitSüreyya’yısuçsuzgörüphakkındakiithamlarıdefediyor,onun tarafından affedilmek ihtiyaçlarıyla ona sokuluyor,gözlerinedolanyaşlarıgizlemekiçinuğraşıyordu.
AhozamanSüreyyabukadınınkalbindenasılbirüzüntükaynağıolduğunuhissetse,gelipgözlerinebakarak,“Yinegi-diyormusun?”diyendudaklarınnasılbir,“Yokgitme,ölüyo-rum.”diyeağlamakihtiyacıylatitrediğinifarketseydi…Fa-kathayır,obugözlerdekiendişeye,bududaklarıkurutanri-caateşineilgisiz,sadecekendifikriylemeşgulidi,okadarkiSuadiçiniyakanşeylerianlatamamakateşiylebirimayabilecesaretedemiyordu.Kaçkere,“Lakin…”diyebaşlayıpbun-larımümkünolduğukadaranlatmakiçinhazırlandı.Bunla-rınbirçoğundayaradılışınatamamenkarşıolanuzunvaat-lerdebulunamama,diğerlerindegülünçbulunulmak,teda-visizbirşekildereddedilmek,fikirleriküçümsenmekkorku-suyla,saatlercemücadelelerleberabersuskunluğa,kederle-riyalnızkendinesaklamayamecburkaldı.
Süreyya’nın,“LakinsenneoluyorsunSuad?Birtuhaflı-ğınvar.”dediğizamanlaroluyordu;ozamansöylemekarzu-suilekalbiçarpıyor,sonratekrarnefsinizorlayarakbirbaha-nebulupbaşağrısındanbahsetmekiçinuğraşırkengürleye-rekağlamakarzularıylapençeleşiyordu.Bunlarınböylesonderece şiddetlendiği saatler olduğu gibi hayatı geldiği gibikabulettiğizamanlarıdaoluyordu;fakatbirşeyonuhayatı-nıkaranlıkveumutsuzgörmeyesevkediyorgibi,ozamanlar
137E Y L Ü L
da,“Lakinbenbahtsızdeğilmiyim?Niçinböylekayıtsızdu-ruyorum?”diyenefsinimatemesevkediyor,tekraronude-ğerbiçilmezbirzevkilemeşgulediplezzetlezehirleyenfi-kirleregeçiyordu.Evveldenişgörürkenbunlarıdüşünemez,işinibitirincedalardı;fakatsonrasonrasıradanişleribileya-parkendüşünmeyealıştı.Artıkbuherkalıba,herrengegire-bilenbirfikirmeşguliyeti,birruhdurumuoldu.
O zaman birtakım âdetler ortaya çıktı: Musikiyi epey-ceihmalediyordu,gezmeyedehiç ilgigöstermiyordu;bu-nunlabirlikte,birikikereSüreyya’nınteklifinidereddetmişolmamak için kabul etti, çıktılar; fakat Suad’ın dalgınlı-ğı Süreyya’nın da sessiz olmasına sebep oldu. Eve sersem,yorgundöndüler.Süreyya,şimdiyarışiçinyelkendebirkaçtamiryaptırmıştı,öncedenpekbeğendiğisandalaşimdiku-surlar buluyor, bunların değiştirilmesi mümkün olmayanşeylerine öfkeleniyordu. Artık iyice fikrine koymuştu. Birsandalyaptırmaklazımgelsebununiçinbelirlenmişbirpla-nıvardı.Vearasıra,herkesidekendigibiaynışeyemeraklıdüşünüvermeksaflığıyla,uzunuzunSuad’abunlarıanlattığıoluyordu. Suad, bunları dinlerken Süreyya’nın yüzüne ba-kıpsöyledikleriniasladuymayaraklakinböylehabersiz,hepkendihevesiylemeşgulolmakiçininsanınneolmazılazımgeleceğineşaşardı.BunlarıgördükçeSüreyya’yıtanımayaca-ğıgelirdi.Onayabancıgörünüyorvehayretederek,“Okadarzamanbenbuadamıtanımayarakyaşamışım,hemdesondereceyakınbirhayatla…”diyordu.Pekgörünenşeylereal-danıpverilenkararlarınhayatımızdanederintesirlermey-dana getirdiğini, Süreyya’nın da her şeyini bilirim derkennasılhiçbeklemediğihuylarıçıktığınıgörüp,“Benonubil-miyormuşum,başkabiradammış…Nasılyaşadımyarabbi,nasıl?”diyordu.
138 M E H M E T R A U F
Sonradönme,pişmanlık,nefsinisuçlugörmetakipeder-di.Bununhepyalnızlığıngünahlarıolduğunugördükçeda-hasıkılıyordu.Piyanoçalmakistiyor,konuşmakiçinhizmet-çiye sözler buluyor, komşularla bağı derinleştirmeyi düşü-nüyordu.AcabaNecibniçingelmiyordu?Oolsaydıkendile-rinebirarkadaşçıkardı,onunbirhaftadırtoplanmışanlata-cağıhikâyeleribulunurdu.Necib’indarılıpgitmişolmaih-timali,fikriniişgalediyor,hertürlüdüşündüğühâldeonundarılmasınabirsebepbulamıyordu.Fakatogidiştekituhaf-lık nazarıdikkatinden kaçmıyordu. Artık usanıp gitmek devardı.Ozamanonahakvermekistemekleberaber,eğlendiğimüddetçeistifadeediprahatıbozuluncakaçmasınıbirka-bahatdiyegörmekiçin,içindebirşüphehissediyordu.Ahbudünyadaherkeskendini,sadecekendini,hattabaşkalarınınzararınaolarakkendinimidüşünürdü?Şimdiokimbilirne-relerde?Süreyyaişinde,dadısıbağındaeğlenirkenkendisini,birininolsundüşünmemesi,yalnızbırakması,meraketme-mesi,anlamamasıpekacıgeliyordu.
BuesnadabirgünNecibgelmişti; fakatodarahatsız-lığından şikâyet ediyordu, hiçbir yerden zevk almadığınısöyleyip hayat hakkında pek kötümser görünüyordu. Ar-tıkusandığını,bununölünceyekadarböylesürükleneceği-nibilebileyaşamaktanartıkbulantıgeldiğinianlatıyordu.Suad,aynıruhhâlindebulunduğubuzamandaonunhaya-tınrenksizliğinden,lüzumsuzluğundanşikâyetlerinimem-nuniyetledinledi.Necib,sekizgündevamlıolarakruhsuzbir vücut gibi, aşktan ümitsizliğe, ümitsizlikten aşka ge-çerek,perişan,kararsız,sefil,hiçniyetiyokkenbirgünva-purabinivermiş,her iskeledeçıkmakarzusuylamücadeleedereksonundaburayagelmişti.VeburadabirdenSuad’ınönündebulunup,butemizgözlerin,bubirazzayıflamışsafsimanınhuzurundakendineaçtığıkorkunçyaranınbütün
139E Y L Ü L
acısıylaağlamakistemişti.Lakinonunbirkabahatiyoktu,işteSuad’aannesigibihürmetediyor,işteSüreyya’yıkar-deşigibiseviyordu.Okendiruhtemizliğinehükmedenbukirliliğekızıyordu.Artıkburadageçenogüzelgünlerinbit-mişvebununkendiihanetiylebitmişolduğunugörüp“Ahinsanlarniçinböylefenaolmuşlar?İyilikarzusuylaberaberbufenalığınnelüzumuvardı?”diyeşikâyetediyor,“Güzelveyücebirkadınınyanındainsanhertürlükötüdüşünce-lerdenuzakolarakniçinbeyazvemasumyaşamamalı?Ne-dirbuinsanlıktaki,varlığımızınderinliklerindebupisko-ku,buçamur,bufırtına…Bupisliğin,saflığıtekrarkalkma-maküzeredaimayaralamasıniçin?”diyeinliyordu.
Fakatonungözlerininsiyah,siyahveüzüntülübakışların-dakendininruhunueriterekcezbedenbirgüzellik,onubirsa-niyedesersemvehâlsizbırakanbirbüyüvardıki,hattabunakarşıkoyamamaktanbileacıklıbirhazduyuyordu.Artıkvü-cudu,ruhunusakatlayacakkadargüçsüzbırakmıştı.Karşıko-yamamakonasoncazibe,sonneşegibigeliyordu.Arzubü-tünmelekelerinizayıfbırakacakdereceyegelmişti;onunko-kusuylaölmekiçinyanınasokulduğuoluyordu.Ozamansar-hoşedenbirzehirkokluyorgibisararıpölerektitriyordu.Vedenizbirkeregirinceterkedemeyecekkadaronuişgalvecez-bediyordu,Süreyyaşikâyetederek,“Necib,hastalanırsın!”de-dikçeo,“Ahhastalansam,barionuniçinhastalansam…”diyedüşünüyordu.Onuniçinölmeyitasavvurediyor,sonsaatin-deonundabundanhaberdarolupmelekgözleriylegeldiğini,başucunagelip,“Biliyorum,benimiçin…İştesenionuniçinseviyorum…”deyişiniişitirgibioluyordu.
Ve onlar beraberken fark ettirmemek için o kadar şengörünüp,sessizlikvekaranlığakapılmamakiçinokadarse-vinçveneşegösteriyordukiSüreyyaveSuadkahkahalarlagülerek,“AmanNecibBey!”diyorlardı.Bununiçin,ikigün
140 M E H M E T R A U F
kalıpüçüncügünyinebirdenısrarlakaçmakisteyinceonlariçin,heleyalnızkalmaktankorkanSuadiçinbupekacıoldu.Necib’inısrarınaşaşırarakfakattekrarbirgüniçinvaatal-mayıncabırakmadı.
Ozamantekraryalnızlıkhayatıbaşladı,karıkoca,birda-hagelinceonukoyvermemeyekararveriyorlardı;Suad,onumeşgul etmek için, sevdiği havaları çalmak için çalışmayabaşladı.KavalyeraRustikana’nın69onunokadarsevdiği“AhLolaBiyanca!Sicilliyana”sıyla,“Dua”parçasıylabirçokdefameşguloldu.
Onahabervermedenbirgünbunuçalacaktı,bunuşim-didendüşünerekonuhayretedüşüreceğindenmemnunolu-yordu.Necib,onabuoperadandaimasonderecehayranlık-labahsetmiş,birkaçparçasınısöylemişti.Vebunupiyanosun-daçalarkenmusikinininlercesinegidişinekapılıpbütünru-huylaonunşiirveahenginekapılıyor,Santuçça[Santucci]’nıngönülparçalayanveelemverenferyatlarınıgerçektenişiterekkorkuiçindekalıyordu.Ahbumusikionunekadar,nekadaröldürüyordu!MusikiyidünyanınbirinciveenyüksekbirzevkisayanNecib’enekadarhakveriyordu.Bunlarlameşgulolur-kenbütünbirhaftakendiniozehirlehelakedenhaindüşün-celerdenkurtulduğunamemnundaoluyordu.
Fakatdadınıngelişiherşeyiharapetti.Uzunmüddetgör-mediğihanımınıbirikmişhikâyeleriningevezeliğiilesaatler-ceyorduktansonrabağadairayrıntılıbilgiverirkenHacer’denbahsettivebirçokgirişlerden,neticelerdendolaşıpesasme-seleyegirmekiçintereddütettiktensonraHacer’in,Necib’inyalıyabukadardevamınımanalıbulduğunuimaetti.HaceronaNecib’i sormuştu;“Hâlâoradamı?”demiş,aldığıceva-ba“MaşallahAllahmübareketsin…İnsanınSüreyyagibivur-dumduymazbirbeyiolduktansonra…”demişti.
69 Cavelleria Rusticana: Mascagni tarafından bestelenmiş, bir perdelikopera.
141E Y L Ü L
10
Suad’ınşakaklarındaevvelasoğukbirter,sonraşiddet-libirhararet,bütünbaşınıharapedenbirzonklamameyda-nageldi.Derinbiriğrenmeiçindebudüşüncelerinnekadarhaince,nekadarpisbirşeyolduğunudüşündü;sonradadı-sınınsözlerinidinlemediğihâldeonun“Meydanvermeme-li!”diyekulaklarınıyırtansözünehakverdi.Fakatnasılmey-danvermemeliydi?Hemonlarneyapıyorlardı?Necib’ekarşıyapılmasıgerekenmuameledenfazlamahremiyetveyakın-lıkmıgösteriyordu?Demekkibusözüsöylemekiçinbuka-darıdakâfiidi.Sonrabirden,“Yaodaöyledüşünürse…”di-yekocasınıdüşündü.Demekkionundaböyledüşünmeih-timalivardı.FakatSüreyya’yıböylefikirlereinanacakkadaradibilmediğiiçinrahatladı.
ŞimdiyekadarHacer’iherkesekarşıokadarmüdafaaet-mişkenartıkbuispatilebirdahabunacesaretedemeyeceği-nianlıyordu;ondaiğrenilecekbirhâl,biryılanlıkbuluyordu.Bukadarfenalığıondandeğil,kimsedenbeklememişti.Birlüzumolmayıncaböylehiçtenbirzehirçıkarmakiçininsa-nınnasılbirkalbiolacağınıdüşünüyordu.
Bu fena söz, yalnız birkaç saatlik bir meşguliyet veripunutulacak zannederken, şimdi görüyordu ki bu Necib ilebundansonrakihayatınıtamamengüç,âdetaimkânsızbirhâle koymuştu. Böyle bir sözün çıkması, başkalarının bu-nainanmasıihtimalionuürkütüyordu.Demekhiçbirvakit
142 M E H M E T R A U F
Necib’le önceki kadar doğal, sade bir muamele edemeye-cekti;onuöncekigibikabuledemeyecekti;bukadarsadebirhayatiçindeböylesözlerçıktıktansonra…Vebunuçıkaran,çıkarabilen, böyle bir söz çıkınca hiç yargılamadan kabuledebilecek hâlde olan insanlara karşı birden öfkelenen birkinhissediyordu.
Bundansonraonudüşünmeye,onadairbir sözsöyle-meye,belkikocasıdabirşeyhissederdiyeondanbahsetme-yecesaretedemiyor,hattakendinden,gelmesinibüyükbirmemnuniyetle bekleyişinden bile şüphe ederek korkuyor;sonra,buendişeleringelipharapettiği rahatınıdüşünerek“Yazıkoldu!”diyordu.DemekbundansonraNecib’lehayatıartıkbütünbütündeğişecekti.Belkionungelmemesigere-kecekti. Buna üzülüyordu, sonra bu kadar önem vermesi-nedeşaşırıyordu.HâlbukiNecibişteöbürgüngelecektiveSüreyyailekararvermişlerdikiartıkonualıkoyacaklardı.Ohâldekocasınıbufikirdenvazgeçirmekiçinbirçarebulmaklazımgeliyordu.Zatenonunhayatıböylekocasındangizle-necek,ondangizliyapılacakşeyler,hayatıdüzenlemekiçinhesaplar,mücadelelerbaşladığıgündenberiharapolmuştu.Ozamanakadaralıştığınormalhayatartıkböylesahte,ön-cedentasarlanmış,görünüşümuhafazaedilen, içindemü-cadeleedilerekgeçirilenfenabirhayatolmuştuvebundansonrabunadahaacınacaksebeplerkarışıyordu.
Hâlbukikendindengizleyemiyorduki,Necib’lehayat-larınınbozulmasınıevvelakayıtsızcadüşünemiyordu.Ne-cib,hayatlarınışenlendiriyor,birleştiriyor,özelliklemusikiçalışmaları,onuniçinhazırladığıhavalarınhayretleri,bü-tünoşimdikitahammüledilmezhayatınıbirparçaemel-lerleokşananhâllermahvoluyordu.Hâlbukimecburidi;zi-ra Süreyya’nın kulağına bir söz giderse veya ikna edilirse
143E Y L Ü L
ihtimallerinidefetmekiçinhepsinevedaetmekmecburiye-tindeolduğunugörüyordu.
“ZavallıNecib!”diyordu;ohiçbirşeydenşüpheetmez-kenhaklarındaböylefenaşeylersöylendiğiniduysa,neka-darüzülürdü.Budarbeilesadeceikisiyaralandığıiçinonun-labirkederdeortaklıkonabirçeşitmerhametvebağhasılediyordu.Onuburadaalıkoymamakiçinneçarebulacağı-nıdüşündükçebulamıyordu.Bu,oçareninolmamasındançok,birkararverecekmetanetvefikrîhuzurolmamasındankaynaklanıyordu.OkadarkiNecib’ingeleceğigünyetiştiğihâldehenüzbirkararvermemişti.Gelmesebütünzahmet-lerdenkurtulacağınıdüşünerek,“Şimdigelecek,buvapurlagelecek…” diye heyecanla her vapuru beklediği hâlde ak-şamolupdaNecibgelmeyincememnunoldu.HemogünSüreyya da İstanbul’a indiğinden o burada yokken gelirsediyekorkuyordu.Bununiçinkendinekızıyor,safvemasumolduğuiçinbutedbirlerebirlüzum,böylekorkmakiçinbirşey,birsebepolmadığınısöylüyor,bununlabirlikteyinedekorkuyordu.
Süreyya da ancak son vapurla gelebildi ve o kadar bit-kingöründükiSuadmeraklaonabaktı.Süreyya,uzunuzunsükûtettiktensonra,“AhSuadfelâket!”dedi.
Suad“NeolduAllahaşkına,nevar?”diyetelaşetti.Ötekitereddütederek,“Necib…”dedi;Suad,yüreğiağzı-
nagelmiş,gözlerikorkudansabitveboşbirnazarladalmış;“Neoldu?”diyesoruyordu;“Birkazamı?”Hayır,birkazade-ğildi,fakatdahafenabirşey…Necibüçgündürbağdatifo-danölümlepençeleşiyordu.VeSüreyyaoturupterinisilerek,“AhgörsenSuad,görsen…”diyebüyükbirkederleanlatıyor-du. Dört saat yanında oturmuştu da kendini tanımamıştı,ölügibiyatıyordu.İkigündürhiçkendinibilmiyor,kimseyi
144 M E H M E T R A U F
tanımıyor,ateşiçindeyanıyordu.Oanlatırkenbütünvücu-dunuezipkırıp,paramparçaedenasibirtitreme,soğukter-lerlekarışık,vücudunuçözenbirtitremeile,büyükfelaket-lerdegezensinirzayıflığıileSuad,orayadayanmışdinliyor-du.Evvelabirazrahatsızmış,ehemmiyetverilmemiş,niha-yetöncekigünyemektenkalkmışlar,merdivendençıkarkenNecibyüzükoyunyeredüşmüş,kaldırmışlar,kendinibilmi-yormuş, hekim yok, bir hekim bulup getirinceye kadar birgüngeçmiş,bakmışlarkitifo…
Süreyyabunuanlatarakikisözdebir,“BirgörsenSuad,birgörsen…Üçgündenehâlegelmiş…”diyeşikâyetediyordu.
Nihayet“Hepbekleşiyorlar…Anbean70ölümünübekli-yorlar…Ah,neredengittim?”dedi.
Suad ezilmiş, bir harekete takati kalmayarak, susuyor-du.Kocasınınbüyüküzüntüsününyanında,kalbiNecibiçinsızladıktanbaşka,Süreyyaiçindeparçalanarakneyapaca-ğınıbilmiyor,sersemkalıyordu.Öbürühastalık,hayathak-kında birçok şeyler mırıldanıyordu. İki günde hastanın nehâlegeldiğinitekraranlatarak,“Keşkegörmeseydim…”di-yordu.Hekimlerintayinettiğibirtehlikemüddetiolduğunusöyleyerek,“Artıkondansonrakurtuldudiyeceklermiş”di-yor,“Fakatüçhaftahastabuhâlenasıldayanacak?..Ahgitti,Necibgitti…”diyeşikâyetediyordu.
OsöylerkenSuadbelirsiz,uzakbirşeydüşünüyormuşgibibuölümler,buafetlervarkenüçgündürkendinimeşguledenşeylerinnekadarmiskinvekötüşeylerolduğunugörüyordu.
Bütüngecekarıkocaiçinbirüzüntüvematemgecesiol-du.Sonzamanlardazateneskineşevesevincinikaybetmişolankonuşmaları,bugecebütünbütünüzgüngeçti.Heran“Öldü!” haberini almalarının muhtemel olduğunu düşün-dükçesondereceüzüntülü,endişeli,mustaripoluyorlardı.
70 anbean:Gittikçe,gitgide,zamanilerledikçe.
145E Y L Ü L
Süreyya,tekrargitmemekfikrindeolduğuhâldeSuadkadın-lara mahsus bir merhametlikle hemen bağa koşmak, belkibirişeyaramakateşiyleyanıyorvekocasınınokararıönün-debuarzusunusöyleyemiyordu.Buradadurduğumüddet-çemerakveıstırabındanyaşamayacağınıhissediyor,heranuğursuzhaberingelmeihtimalinehedefolmaktankaynak-lananendişeileöleceğinigörerekneolursaolsungidiphas-tanın yanında, baş ucunda bulunmak, bir felaket olsa bileoradabulunmakistiyordu.
OnunkimsesizolduğunudüşünüporadaHacer’inhop-palığı, hanımefendinin her şeye bakmak mecburiyeti ara-sında,ölümeterkedilmişgibigelenNecib’eyetişmeninbirvazifeolduğunugörüyorveiçiniyakanateşinşiddetini,ar-zusununkuvvetinisöyleyemediği,itirafedemediğiiçinkızı-yordu.Ah,hâlâosefiliftirayı,okirliiftirayımıdüşünüyordu?
Bu,hüzünlüvebunaltıcıbirhaftaoldu,birmücadeleveezahaftası,ateşli,hummalıbirtereddütveşüphehaftasıol-du.Süreyya,Suad’ınbirçokbenzerinigördüğüüzerepekçokmerakettiğişeyibileihmaledergibigörünensessizliği ile,“Birşeyolsaydıhabergelirdi…”diyegitmeyerazıolmuyor-ken, o haykırmak, “Lakin sen kendin söylüyordun, kendinağlıyordun…Daha, ikigünevveldayanamayacağınısöyle-yensendeğilmiydin?Şimdinasılböylesabrediyorsun?”de-mekistiyorvegerçektenbunusöylemişdeSüreyya’yıbuka-darfazlamerakveateşeşaşırıyorgörünensoğukvesoruso-rangözlerle,donukbirşüphebakışıylagörüyorgibiolarak,onun kendini bu kadar meşgul bilmesinden korkuyordu.İdaresinimuhafazaedemediğini,bukadarmeşgulolduğu-nugörünceonundaaklınakorktuğugibibirşüphegelirdi-yeçekiniyordu.Bukadartelaşa,bukadarkorkuyasebepbul-mayaraksahidenbirşeymivardediğivebukadarınabiraşkdiyebilirlermidiyetereddütettiğioluyordu;fakato,fazlabir
146 M E H M E T R A U F
muhabbetlebirhastayıdüşünmektenibaretolanbumerakımasumbuluyordu.Bununlaberaber,kocasınabukadarhid-detveşiddetiicapettirecekdereceyegelenmerakınıherkes,kendindenbaşkakimhaberalsahaklıolarakherşeyinisöy-leyebileceklerinidüşünmekonualtüstederek,“Neyapayım?Bubirfelaket…Benmasumumya.”demekiçinyoruluyorvebuyorgunlukiçinde,böyleiçindençıkılmazbirçıkmazyoladüştüğüiçinumutsuzolarak,“Yarabbim,yarabbim,neyap-malı?”diyeinliyordu.
Vebunebelirli,nebelirsiz,bazenbüyükbirkorkuileira-desigüçsüz,aradabirnefsiniteslimden,bazenkorkunçbirkarşıkoymairadesiylekalpkuvvetindenoluşanbirmücade-leoldu.Şiddetledenizeatılıptabakalarıyarmakiçindüştüğüyeridüzensizyırtanbirtaşdüşüşügibigayriihtiyariderinle-şenbirkabulilegiderkenbirdenbirtaşma,birkarşıkoyma,birinkârtehlikesimeydanageliyordu,fakatotaş,düşüşün-dengerikalmıyordu.Bütünengellerizorlaveçabaylayırta-rak,âdetabirtehlikeyleiniyor,kalbinekadariniyordu.
Birhaftasonrabirhabergeldi,hastanınhâlindebirde-ğişiklik yoktu. Hekimlerin söyledikleri gün bekleniyordu.Süreyya, “Demek korktuğumuz gibi değilmiş… Allah ver-sede…”diyordu;fakathemmerakedenhemmerakediyorgörünürken sakin kalabilen Süreyya’ya kızan Suad için buhaber,birteselliolmuyordu.Necib’iSüreyya’nıntarifettiğihâldegünlercehabersizhayalettikçerahatetmekmümkündeğildi.Buendişeninhastalıklabaşladığınıgörüponunlabi-terdiyedüşündüğüzamanlardansonraöylesaniyelerolu-yorduki,Necibartıkhayatınatamamenkarışmış,ondanir-tibatınıkesmekmümkünolmayanbirşeymişgibigörüyor-du.Bazenbusaniyelerdakikaolurdu,ozamankorkularbaş-lar,titrer,düşünmemekisterdi.Öbürhaftanınsonunadoğ-ru,birgece,rüyasındaNecib’iölmüşvekendinionunölüsü
147E Y L Ü L
üstündesaçlarınıyoluyorgördü.Ooh,bukorkunçbirrüya,uçsuzbucaksızkaranlıkbirgeceidi;Necibölmüş,oradaya-tıyorduveobütünvücuduylaağlayarak,“Necib,Necib!”di-yehaykırıyordu;bufeci,matembulaşmışbirses,birağlamaidi.Uyandığızamanyüksekbiryerdendüşmüşgibivücudu-nuparamparçabuldu.Fakathâlâağlıyordu,yalnızyaşçık-mıyordu,çenelerikilitlenmiş,şakaklarıateşiçindeterlemişti.Birdenbuterleribuzgibihissetti;birsaniyebilmeyerek,se-bebinibulamayarakağlamakarzusunamukavemetedeme-di;oferyat,o,“Necib,Necib!”feryadıhâlâsürükleniyordu.
Vebukendisinibütünbütünharapetti; işikorktuğun-dandahaciddibulmaktantitriyor,Hacer’inbirfenasözünüunutmamasından,hastalığınverdiğisarsıntıdandoğanzayıfbirsinirvekuruntuduyuyordu;fakatartıkorayagitmektenkorkuyordu,onuohâldegörüpçoküzülmektenendişeedi-yordu.HâlbukibuseferSüreyyagitmekistedi,bugün,“Yarınbağagidelim!”dedi;“Hayırgitmeyeceğim.”demekmümkündeğildi;sebepgöstermeklazımgelecek,belkibirşeyiortayaçıkaracaktı.
Hem bunu kalbinin dayanıklılığına karşı bir sebep bu-lunca,ruhununbütünarzusununesiriolduvecanatarakte-laşveheyecanlahazırlandı.Dahaşimdidenkalbiçırpınıyor,şimdidenkorkuyordu.
Buacıvecanyakanbirziyaretoldu;sinirlerinikıraninatçıbirtitremeileölerek,yorgun,hasta,onunyanınaböylegirdiveNecib’iyatağındaüçhaftalıkhainbirhastalığınelemindenkurtulmuş,fakatrenksizbiriskeletolmuş,gözlerisarıvezayıf,yüzündesonsuzbirelemifadesialmışgörünceağlamakihti-yacınımenetmek için titreyendudaklarınısıkmaktanharapoldu.Herkesbirşeysöylediğihâldeoağlamaktankorkarakbirşeysöylemiyor,başındauğultularladinliyordu.
148 M E H M E T R A U F
Süreyya,“VahzavallıNecib,vah!Fakatneise,kurtuldunya,senonabak…”diyordu.Necibzayıf,değişmişbirsesle,“Evet,kurtuldum…Fakat…”dedi.Eliyleumutsuzbirhare-ketetti,bittiğinianlatmakistiyorduvekalbinden,“Ahbütünbütünbitsem…”diyetemenniediyordu.Uzunmüddethas-talığakarşıkoyduktansonraşimdiSuad’ınhuzurundayeni-denhücumedenbirkararzayıflığı,birrehavet,biroracıktaeriyipölüvermekarzusuyükseliyordu.Onuokadaristemiş,okadararamış,okadarbeklemişti,onunlaokadarmeşgulolmuştukişimdigelirsemesutolacağımzannınavarmıştı;fakatişteogeldiğihâldenasıltedavisiimkânsızbirdertilesakatvebedbahtolduğunutekrarhissetmektendoğanbez-ginliğeboğulmuşidi.Ateşlisaatlerininaydınlıkperisi,sıtmakaranlığınıntesellinuruolanSuad,orada,obütünhastalı-ğında silik gölge gibi gördüğü, sade saçları, gözleriyle gör-düğüvücuduylaSuad,işteoradaidi.Onubeklemiş,sonsuzbeklemiş,oyanındayokkenölmektenkorkarakbeklemişti.Sondefabirdahagörüp,“Ahgüzelsin,yücesin,banahayatısensevdirdin,meleksin!”deyipölmekiçinnekadaristemiş-ti.Birikigündürhekimlerinsöylediğitehlikemüddetigeçeliiştebirkaçgündürhâlâbekleyipgelmediklerinigörünce,ıs-tırapiçinde,umutsuz,tekrarsoramayarakkalmış,şimdiSü-reyyageldidediklerizamanonundageldiğiniummayarakbeklemiş,onudagörüncesevincibirelemolacakkadarbü-yümüştü.Okadarkicoşkunluklaosözlerihemenşimdisöy-lemekistiyordu.
Etrafında herkes konuşuyordu, neler konuşuyorlardı?Necib’leSuadbunlarısöyleyemezlerdi,hattabazılarınace-vapbileveriyorlardı,girençıkanoluyordu,Hacerarasıragiripçıkıyor,Suad’açiftmanalısözlermisöylüyordu?Ha-nımefendi hastayı anlatıyor, Necib nasıl olup ilk hastalık
149E Y L Ü L
işaretlerinianladığınıtarifediyordu.Hacer,onunbaşucun-dadayanmışdalgındinliyordu.
Necibnihayet,“Bereketversinhanımlara…”diyehanı-mefendininnasılanne,Hacer’innasılbirkardeşolduğunusöylüyordu.
Hanımefendi Suad’a, “Hiç, hiç değil.” diye başını sallı-yordu,sonragülümseyerek,“Bereketversinyastığınınaltın-dakihanımeldivenine…”dedi.
Suad,tayinedemediğiacıbirhisileezildi.Necib’inevve-lasapsarıkesilerekdonduğunugördü.Necibbirşeysöyleye-medi,boğulurgibiydi.Sadeceeliyleinkâredergibibelirsizbirhareketettivehanımefendinasılolupdaeldiveninkeş-folunduğunu anlatırken Hacer, kolunu uzatıp şımarık ço-cuklaramahsusbir teklifsizlikleeldiveniçıkardı;elindetu-tarak,“İşte!”dedi.
Vebu,Suadiçinokadarşiddetli,okadaransızıngelenbirdarbeoldukiuğuldayanbaşındagözlerinikarartanateş-libirnabızatışı,ayaktaolsaydıdüşürecekkadarvücudundabirzayıflıkhissetti;otururkenbiledayanmakihtiyacınıduy-du.“YaSüreyyadaburadaolsaydıyarabbim…”diyerektit-riyordu. Onlar söylüyorlar, Hacer gülüyor, galiba kendi decevapveriyordu;fakathissediyordukihayatınasahip,söz-lerinehâkimdeğildi.Bütünbunlarıbirbaygınlıkpasıarka-sındanhissediyor,kendiniöyleişitiyordu.Paramparçaedendarbeler. “Demek, demek…” gibi geliyordu. Oh yarabbim,yarabbim!Demekoydu,eldivenialanoydu,demek…Arka-sınıgetiremiyor,büyükbirdüşüncevemuhakemekargaşa-lığıarasındakorkuilesaadetokadardüzensizbirmücade-leileonuyoruyordukitahammüledememektenkorkuyor-du.Vebundanhissettiğimemnuniyetkorkuilebirbirinedo-laşıyorlar,okadarbirbirinekarışıyorlardıkihangisiolduğu-nutayinetmekmümkünolmuyordu.Bundaöyleısrarlıbir
150 M E H M E T R A U F
devamilesersemedenbiryoruculukvardıki,yalnızkalıpra-hatçadüşünmekiçinoradankaçmaktanbaşkaçareolmadı-ğınıgörerekbunabirsebeparamayabaşladı.
Fakat düşündüğü, istediği gibi oradan ayrılmak müm-künolmadıveayrılırkenbaşkabirdarbedahageldi;Necib’innekahet71meselesiçıkmıştı.Obunun,“Sizekomşugelece-ğim…”diyegülümseyerekTarabya’yageleceğinihaberver-di.FakatSüreyyaokadarkızgınlıkile,okadartelaşveşid-detilekarşılıkverdi,onuYenimahalle’yegelmezseokadarbirdahayüzünebakmamaklatehditettikiSuadkarşıdantit-reyerek,“Amanyarabbi,neolacak?”diyebeklerkenNecib’insonundamağlupolarak,“Peki!”demesionubitirdi.
OzamanSüreyya’yakarşıbüyükbiröfkeyle,“Lakinneyapıyorsun?”demekisteyen,oısrarettikçe,“Lakinbeniha-rapediyorsun.”diyeşikâyetedereksonraağlamayadönüşe-cekkadarbüyükbirkaramsarlıklabakıyordu.Bununlabera-bertebessümetmek,Süreyya’yarefakatedipNecib’idavetetmek,hattaısraretmekicapettiveokabuledipkararveri-lincekendikendine,“Tamam,işteasılfelaket!”dedi.
DemekNecibyinegelecekti.Bütünbuolandan,biten-densonraNecibyineohayatagelecekti,yineoömürsürü-lecekti?Oh,buSuad’ınartıkelindedeğildi,bununiçinken-dinde kâfi derecede kuvvet bulamıyordu. Ah, niçin ondanhepelindengelmeyenşeyleristeniyor,hiçonunarzususo-rulmadan,nekadarmustaripolduğumerakedilmedenni-çinonaböyleezaediyordu?
BuevvelaSuadiçinıstıraplıbirrüyadanuyanmagibibirşeyoldu.Okadarihtimalinharicindebuluyorduki,yanıldığı-nahükmetmekistiyordu;fakatokadariyigörmüştükibununimkânıyoktu.SonraNecib’inkendinekarşıolanharekettarzı-nıdüşünmeye,onuaraştırmayabaşladıveozaman,şimdiye
71 nekahet:Hastalıksonrasıiyileşmedönemi.
151E Y L Ü L
kadarmerakedilmediğinden,umulmadığındanmanasızbı-rakılmışhâllerinemanavermeyebaşlayınca,yavaşyavaşala-metlerbuluyorumzannımeydanageldi.Onunbazenisteyeisteyegibisokulmalarını,sonrabirdenkendiniunutuverişi-ni,kendisözsöylerkennasıldinlediğini,nasılbaktığını,nasılanladığınıvesonra…sonra,birgünkendineevlilikhakkındasöylediğiosözleri,bunlarıbirbir,uzunuzungörüyordu.“Si-zingibiolsun!”diyenosesiişitirgibiolarakanlıyor.“Demekozamandanberi,demekbirçokzamandanberi…”diyeezi-lerek,sonraeliylebaşınıtutupbirsebeptayinetmeksizin,sa-decebirsinirgevşekliğiyleağlamakistergibi,“Amanyarabbi,amanyarabbi!”diyeinliyordu.
Demekkiseviyordu,demekkibirsenedenberi,belkida-ha öncesinden beri, belki senelerden beri seviyor ve bunugizliyordu…Necib’inkendinekarşıbukadarciddidavranıpkalbininhislerinihiçbirşekildeaçıklamaması,onuruhununderinliklerindesaklaması,kalbindenistemeyeistemeyehis-settiği memnuniyete, şimdi teşekkür eden bir hürmet ila-veediyordu.Buhareketiokadarsamimi,nezih,büyükgö-rüyordu.Birkereortayaçıkıncatereddütler,korkular,şüp-heler,bunlargelipgeçen,geldiklerizamanbilebuemniye-tiimhaedemeyenbirtakımküçükbulutlaroldu;asılolarak,“Obeniseviyor.”güvenivebununmemnuniyetivardı.Zor-lakendinikorkmayacebrediyorduveistemediğihâldeöylehislerdengeçiyordukibunlarkendinidahaziyadekorkutu-yordu.Ondanhenüzbiralametgörmedenkendindemeyda-nageleneğiliminençokdayanmayamuhtaçolduğubirza-mandabilakisohissiniteyitedecek72derecedeolanbuza-yıflıkvesevinç,işteonubukorkutuyordu,hattakendinden,kendi azarlamalarından bile gizli bir mutluluk hissedip,
72 teyitetmek:1.Sağlamlaştırmak,kuvvetlendirmek.2.Doğruolduğunuortayakoymak.
152 M E H M E T R A U F
bunaherendişeyifedaedecekderecedeolanbuzaaf,ken-dinibuhissinebırakmakiçinmevcutolaneğilimona,“İştetehlike!”diyordu.
Onun senelerce süren aşkından korkmak lazım gelme-yeceğini,asılkendinden,kendizaafından,onunlayaşarkenilişkisininbirfelaketolabilmesinden,asılbunlardanendişeetmenindoğruolduğunuanlıyordu.Veiçindenbunudaih-maletmekisteyenarzuyahükmedipsebepbeyanedergibiozamanortayaçıkacakfelaketleridüşünüyordu.Ozaman,yarabbimozamanneolurdu,hayatı,kocası…Bütünâlem…Vebunudüşününceyüzünüyakıpkavuranbirhararethis-seder, tekrar korku ve azarlamaya dalar, o kadar ki bunlarbirıstırapolurdu.Fakatbulutlarınşiddetlihücumuarasındazayıfvehasta,hissedilmezolsadatitreyenbirşimşekışığıgi-bi,bütünbukorkuveendişekaranlıklarıarasındaaniolsunhükümranolmakisteyeniçindengelenbirmeyli,herşeyinibırakıvermekemelivardı.
Demekgelecekti.Necibgelecekti,artıkbukararlaştırıl-mıştı.Fakatneyapılacaktı?Neolacaktı,yarabbim?Nasılbir-birlerinebakabileceklerdi?Necib,artıkkendininbildiğinibi-liyormuydu?Eldivenitanıdığınıfarketmişmiydi?Etmişse,belkibuseferteşebbüsegeçerseneolacaktı?Birkazaherşe-yi açığa çıkardıktan sonra artık her hareket, özel bir manakazanmazmıydı?Ozamanartıkonunyanındayaşamayaca-ğını,yaşamamaklazımolduğunukorkusundandeğilheye-canından,utançvehelecanından73yaşayamayacağınıhisse-diyor,önündekorkunçbiruçurumhissetmişbirgeceseyya-hı74korkusuylagiderken,avınınyemiolmakihtimaliyletit-reyenbiravcıheyecanıylabayılıyordu.
73 helecan:Kalpçarpıntısı.74 seyyah:Gezgin.
153E Y L Ü L
Necibiçindebugünler,aynııstıraplar,heyecanlarlageç-mişti;fakatoeldivenintanındığındanşüpheettiğiiçinkor-kularıdevametmiyorduvebuenşiddetlibirdereceyegel-diği zamanda şüphe, korku onun yerini alıverip her şeyiunutturuyor, yerini sadece ona yaklaşma ihtimalinin ver-diği sevince bırakıyordu. Sonra, onun kendi bahtsız, mah-rum,hürmetkâraşkınıbilmesibazenokadarmestediyorduki“Biliyor”diyeeminolduğuzamanlardabile,korkuözel-likleegemenolamayıpsevinçlekarışmışvebununiçinda-hacanyakıcıolmuşbulunuyordu.“Ah,bilsedeölsem…”di-yordu;şimdionaSuad’ınbuaşkınnederinvehürmetkârbirsevgiolduğunubilmesikâfigeliyordu.Ona,“Bakseniniçinölüyorum,senisevdiğimiçinölüyorum,fakatsenmadem-kibunubiliyorsun,işteartıkmesudum…Vebaşkabirşeyis-temedim,yeminederimkimukaddessin,başkabirşeyiste-medim.”demekistiyordu.
Evet,biliyorsavehakaretgörmeyecekse…Asabı75oka-darharapolmuştukişimdiSuad’akarşıheveslerindenfazlakalbigalipti.Bununiçin,onunbilmesiihtimaliileböylebe-raberyaşamak,hayalenonumestediyordu.
75 asap:Sinir.
154 M E H M E T R A U F
11
Okadarheyecanvekorkuilebeklenenbugörüşme,bi-lakis,peksadevesakinoldu.NecibiçinSuad,korktuğununaksinegayetsakinvemanasız,SuadiçinNecib,gayethür-metli ve mütevazı davrandılar. Necib, “Anlamamış.” dedi,Suad,“Farketmemiş.”diyedüşündü.Bununiçinhayatlarıendişesiz,kaygısızverahatbaşladı.
SuadNecib’ibiraztelaşlı,birazferyatlı,birazdatedbir-libulacağınızannediyordu,evvelatitreyetitreyekarşıkoyanbirzaafile,hertürlüihtiraslaramesireyeriolup,hepsinebir-denkarşıkoymakgerektiğiiçinyoranbirzaafilebeklerkenşimdikuvvetlenmişti.Necib,dudaklardaalaylıbirçizgi,göz-lerdebirnefretgölgesigöreceğimendişesiylekorkarkenherzamankigibi,belkibirazsakin,fakatherhâldenefrettenuzakbirkabulgörüncerahatladı,bununiçinilkhaftazarfındaSu-ad,Necib’inbukadarhürmetvesakinlikileortayaçıkanaşı-rıalakasınınkorkulacakbirşeydeğil,aksine,kadınlığınınru-hununözündebirkadınenminnetveşükranlakabuledile-cekbirşeydiyeanlamaktanzevkduydu.Necib,okadarke-tum,okadarsuskunbirtavırlahareketediyorduki,derinli-ğinibildiğiiçinyalnızSuadalnındakiateşifarkediyorduveNecib’in bir an onu kaybetmekten titremiş olması, davra-nışlarındaöncesinenazarandahadikkatlidavranmasınıte-minediyordu.Bukadarsamimiveciddibiraşkherkadınınkalbindeuyuklayan,derin,seçkinbiraşklasevilmişolmak
155E Y L Ü L
arzusunu,okadarsaflıkvekuvvetletatminediyordukiSu-ad,arzusununaksineistediğiçekinmeveuzaklaşmayerinebunlarıevvelabiraztereddütleveçekingenlikle,fakatsonraemniyetvesaadetile,emniyettebilemevcutolantehlikelerenefsiniteslimetmekzevkiyleanlamayaçalıştı.
Necib tam hayal ettiği bir mutluluğa kavuşmuştu.Suad’ın soğukkanlılığı ve ağırbaşlılığı onu temin etmişti,şüpheetmemişfikriylerahatladı,fakatmümkündeğilşüp-heyimahvedemiyordu.Buonuçokmesutedenbirvarsayımolduğu için, “Biliyor, fakat öyle görünüyor.” demekten, bukapalılık,buşüpheiçindeyaşamaktanmestoluyordu.Vebunazarlabakabaka,bazeneminolacağıgeliyordu:Mazi76ilemukayeseedinceSuad’daşimdibirçekingenlikrengi,tayinedilmezbiraşırıciddilik,birtelaşabenzeyenendişegörüyor,gözlerininpekçabuktitreyipyerleredüştüğünü,sözsöyler-kenkendinebakılıncasesinintitreyipemniyetini,dengesini,metanetinikaybettiğinihissedergibioluyorvebuonume-sutediyordu.Bubirnevisevişmegibioluyordu,hiçbirza-mannetamamenemniyet,netamamenşüpheolamayanveasılcazibesinibutayinedememezlikteşkiledenbirsevişme,gölgeninverenginyarıhükümranolmasıylaortayaçıkanbirsevişme,eşsiz,canyakanmasumbirsevişmeoldu.
Bu,ümidin,düşünüleninüstündebirsaadetveriyordu.Necib, Suad’ın melek saflığına benzettiği sükûn ve iffetinehayranoluyor;Suad,Necib’inhürmetvesırsaklayışınamü-teşekkirkalıyordu.Necib,onundurgunlukvesessizliğindeöyleesrarlıbirmana,öylekaranlıkbirmanagörüyorduki,bukendindekisırvekaranlıkihtiyacını,meçhullükleriçindecan fedaedilecek fırtınalıdenizler ihtiyacınımemnunedi-yor,onuölümlerekadarminnettarvemesutediyordu.Ba-zentereddütgelirdi.“Ebedîgafletvesaçmalama!Onunbir
76 mazi:Geçmiş.
156 M E H M E T R A U F
şeydenhaberiyok,eldivenlerhepbirbirinebenzer.”dediğive bunu söyleyerek ıstırap çektiği olurdu; fakat sonra dur-gunluklardamana,nazarlardaesrarbularakvebumanaveesrarıbirhatırlatmailemahvetmektentitreyereköylece,bi-linmezolsunfakatokadarsaadetlesaadetinigücendirtmek-tenkorkarakveölünceyekadarbutemizlikvemahremiye-te razı, muhtaç yaşıyordu. Hayatları, evvelden çekingenlikilebaşlamışkeneminolaola,nihayetşimdieminbirmahre-miyetegeçmişlerdi.Titreyetitreyesizingözlerinebakanpe-rişanbirnazargibiilkanlamlıbakışınızüzerineyerlerege-çippişmanolacaktır.Mahremiyetleriöyle,binkorkuvete-laşilebudereceyegeldiğihâldehâlâikisindedeonunneka-darkıymetli,nekadarkaçmayameyilliolduğunubilmektenkaynaklanan bir korku, onu devam ettirip alıştırmak, onusüreklikılmakvekuvvetlendirmekarzusuvardır.
Artıkevvelkigibikonuşacakkadaremniyetoluşturmuş-lardı; bir saniyede bir bakışla, bir söz manasız kalacakkendudağınbirçizgisiyleherşeyinbirtehlikeolacağı,birdalgagibidalgalananverenkdeğiştirtenbiremniyet…Biremni-yetkigüçeldeedilmişolduğundanziyadeonlarımestettiğiiçinsaygıgösteriyorlardı.
Vegözlerin,dudaklarınsöylemekten,anlatmaktanoka-dar titredikleri kalpten taşıp gelen şeyleri sağlamlaştırmakiçin musiki kendilerine yardım ediyor, sanki ruhları için birbuluşmavesilesioluyordu.Musikimünasebetiyleoperalarınhikâyelerinegeçildiğiolurdu.Ozamaneskizamanlarınsevdasöylentileri,Faust,Verter[Werther],77ManonLesko,Safo,Ro-meoveJülyet,Otello,Aydagibisonsuzaşkmaceralarıanlatı-lırdı;bunlarınruhhâlleriözetlenmekiçinkendikalbininyar-dımlarıyla,söylenilemeyenruhihtiyaçlarınıonlaramalede-
77 Werther:Goethe’ninoperası.
157E Y L Ü L
rekverilenayrıntılarlasaatlergeçirilirdi.Suadbunlarınara-sındaSüreyya’yımüthişazaplarlagörüyordu;ozamankendi-ninekadarmüdafaaetmekisterseistesinnasılbiruçurumdaolduğunu,Süreyya’yakarşıbumevkiinnasılitirafedilemez,keşfinden korkulur fena, çirkin, bir mevki olduğunu red veinkâredemeyerekkararsız,perişankalırdı.Fakatşimdioha-yatınıaltüstedenendişelerden,uzuncansıkıntılardanoka-daruzak,hislerinincazibesineokadaresir,okadarelindeol-mayarakbağlıydıki,buüzüntülerdevamedemiyordu.
İlkhaftadansonragezmelertekrarbaşlamıştı;artıkson-baharınhazingelişiarasındailkaylarıncoşanverimliliğiileşimdiki verimsizliğini karşılaştırarak geziyorlardı. Süreyyabusenekışınburadakalmakarzusunugösteriyor,hepsibu-nutasvipediyorlardı.HeleSuadartıkoraya,onlarınyanınagitmekten titriyordu. Süreyya anlatıyordu: O zaman bütünbukırların,çayırların,bayırlarınsahibiyalnızkendileriola-caklardı.Günlercegezdiklerihâldeyabancıkimseyerastgel-meyeceklerdi.Budebdebelerden,arabalardan,sahtegürül-tülerden uzak, kendi kendilerine kalmak zevkinden fayda-lanacaklardı. Havaların uzun yağmurlarla ıslandığı zamanmecburen kapanırlarsa da güneşin ilk tebessümleri onlarabahargibiolacaktı.Islakotların,yenibitençimlerinarasın-daayaklarısırılsıklamdolaşacaklardı.
Süreyyabunlarıanlatırkenbirden“Yakar!”diyordu.Karyağarkengezmekkadarkeyiflibirşeyolurmuydu?
Vekarıanlatıyordu:Kardumanlarlasavrularak,puslarlasu-lanarakBoğaziçi’nihırpalarkenonlarınbacasındanincebirdumanfırtınayameydanokurgibiyükselecekti;soğuklardagezerek elleri, yüzleri donmuş döndükleri zaman, odalarıılık,kendilerinikabulehazır,misafirseverliktecömertdav-ranacaktı.
158 M E H M E T R A U F
Necibbunları,kendisinisersemletenbirdarbegibidin-liyordu.Ozamankendi…Oneredebulunacaktı?Birgünge-lip bu hayatı bırakmak, her şeyi bırakmak mecburiyeti bir-dennazarındabelirince,Suad’sızkalıncaneolacağınıokadaracıbiröksüzlükiçindehissettikiperişanoldu.BaşınıçeviriprenklifanilagiysileriiçindetemizvegüzelgördüğüSüreyya’yabakarakzehirlibirhiddetle,“Vebuadamonunsahibi,ölün-ceyekadarberaberkalacak,onunlakalacak…”diyeöldü.Ahneolurdu,Suad’ailkolarakorastgelmişolsaydı…ZiraartıkevvelkigibiozamankendideSüreyyagibiolacağınıdüşün-müyordu;onusevmeküzeredoğmuşolduğuna,artıkbubü-yükbirhevesdeğil,yaratılışsırrı,birvaroluşbilmecesinetice-siolduğunainanıyordu.Artıkbubüyükaşkönündedüşün-cesefaletleri,kötümserlikhüzünlerimiskincesusmuştuvebuitirafsız,emniyetsizaşkile,sadecebukadarıyla,kimseninme-sutolmadığıkadarmesutolduğunainanıyordu.
Sonrabütünbunlarıbugünyarın,nihayetiştebirayson-rabırakıpgitmek,Suad’danayrılıponsuzkalmak,onsuzya-şamaklazımgeliyordu.Hemnasılbirhayatiçin,yarabbim?Şimdikendisineobıktığı,iğrendiğihayatdeğil,engıptaedi-lecekhayatlarbileartıkbirişkencegibigeliyordu,Suad’sızkalmakonuokadarkorkutuyor,okadaronsuzhayattasav-vuredemiyordu.Bununlaberaberbuzorunluidi,bütünsos-yalveahlakkurallarıbunuemrediyordu.Bununaksinegit-mek birtakım insanlık tertiplerini yıkmadan mümkün ola-mazdı;hattageçbilekalmıştı.İnsanlarşimdikendisine“ha-in”demeyeyetkiliydiler.Fakatahonunsaadetininyanındabütünbunlarnemiskinşeylerdi!Hemkendisindendahaneistiyorlardı?Okalbinzorlamasınatahammülediptabiatveyaratılışın,herhâldeokurallarınbinkereüstündeolankuv-vetlerinraptettiğiruhunubukadarzaptveidareederkenha-yatınıezmek,bubüyükaşkıtahripetmekiçinnehaklarıvardı?
159E Y L Ü L
Oruhununderingecelerindekızgınhücumlarlakuduranbirfırtınagibiihtiraslarınıvehevesleriniböylesakladıktanson-ra,dahaneistiyorlardı?
BununlaberaberbütünbuisyanlarSuad’ınduygularınaortaklığındanşüphezamanıgelince,birdensönerekaşağıla-nıyordu.Ovakitmevkiinioderecehararetvekatiyetlegörü-yordukibukadarzamandırnasılmesutolduğunaşaşıyor-du.Birdostununkarısınıseviyordu,kendineailekucağını,birkardeşeaçargibidostçaaçmışaltınkalplibirdostunka-rısını.Vekadınbunuanlamıştı,zirahiçbirkadınınböylebiraşk ne kadar saklanırsa saklansın, hissetmemesi mümkünolamazdı.Gözlerinderinliğindeki,dudaklardakiateşliarzu-yahiçbirkadınruhuhissizkalamazdı.Demekbiliyordu,fa-katkabulediyormuydu?Bunutayinetmekmümkündeğil-di;herhâldesoğukdeğilsedesadecenezaketlidenilecekbirmuameleileidaresielindeolmayanhayatınatahammüledi-yordu.Vesefil,kendisibunubirmutluluk,hattabazenbiraşk görüyordu, öyle mi? Sonra, yarın, evet yarın bunu bilebırakmaklazımgelecekti.Bunubilebırakacak,bugözlerinsafufkundanuzak,buhayatınhoşhavasındanuzak,yalnız,bedbaht,evetyalnızvebedbahtyaşayacaktı.Ah,sonrada,bunamutlulukdiyordu,öylemi?
Birdenhayatınıuzunbirçölgibigördü,yaşamaktanbü-yükbiryorgunlukhissettive“Acabavakitgeldimi?”diyedü-şündü; zira, o kendini mutlaka intihara mahkûm görürdü.Kendindebukadarateşvarken,bukadargüzellikesiri,bukadarözlemiş,tutkun,bukadarihtirasileberaberherkesgi-bidoğrudürüstbirhayatiçindebirgünölüvermekonades-potçagelirdi.“Ah,tifodanniçinölmedi?”diyedüşünüyordu.
FakatSuad’ınbirsesionabuyirmigünlüksaadeti ihtaretti,hiçbir insanınulaşamadığınızannettiğibusaadetiveogünlerinhatırasınabukadarnankörlüğühaksızlıkolaraksaydı.
160 M E H M E T R A U F
“Mademkiölmekvar,nevakitolsakolay…”dedi.Onuniçinölmekruhu,büyükbirsaadetnefesininüfürülmesiyledol-duruyordu.Onuntemizliği,namusu,yüceliği için,bunlarahürmetvetaparcasınaseverekölmektebirbüyüklük,başka-larınanasipolmayanbirtalihgörüyordu.
Süreyya birden, “Al yine yağmur!” dedi; ufukları saf veberrak olan semanın üstünde bir seyyar bulut meçhul birsemte doğru koşuyordu; bunda bir duman rengi vardı. Birağaçtanmeyvedüşergibipatırdayarakdamlalardüştükçe,yollarınbirikentopraklarıdelikdeşikolarakhafifbirtozkal-kıyordu.Birdençıkmışolanrüzgâr,yağmurtazeliğiyleyüklütopraklarınkokusunugetiriyordu.
Kaçalım,kaçalım!dediler.Yağmurunhücumuiçinde,ıs-lak yollardaki toprak kokularıyla tüten tazelikler arasında,Suad’labirliktekaçmakonabirrahatlıkverdi.
161E Y L Ü L
12
Öğleden sonra, Suad piyanoda, Necib’in sabahleyinİstanbul’dan,“Sizeyeniikieser!”diyegetirdiğiMascagni’nin78“İris”i79ilePuççini’ninToska[Tosca]’sını80çözmeklemeşgul-dü.Oikisaattirbunlarınmüşkülatıiçindençıkmakiçinuğ-raşırken Süreyya birkaç gecedir Necib’le beraber çıktıkla-rı lüferciliğinverdiğimerak ilezokaları81 temizliyordu.Ne-cib,EdvarRod[EdouardRod]’un82yeniçıkanYolun Ortasın-daromanınınsayfalarıarasındagömülmüş,onbeşdakika-dıraynısayfadakaldığınıunutmuş,dalmıştı.
Süreyyaarasırayaptığıgibi,yinebirdensessizliğiboza-rak,“DadınneredeSuad?”diyesordu.
Suad,iyicegörmekiçingibieğilipnotayasokularakce-vapverdi:
–Bilmemaşağıdaolmalı…Benpiyanodaikenoburadadurmazki…
Süreyyamırıldanarak,“Sankibenimdeniyetimvarya,bugidişle…”diyeeğlendi.
78 Mascagni:İtalyanbesteci.79 İris:Mascagni’ninbiroperası.80 Tosca:Puccini’ninbiroperası.81 zoka:Büyükbalıklarıtutmakiçinkullanılan,ucuiğnelibalıkbiçiminde
kurşunparçası.82 EdouardRod:EserleriniFransızcayazmışİsviçreliyazar.
162 M E H M E T R A U F
Bu,Toska’nınüçüncüperdesindeToskaileCavarodossi’nin83düettosuidi,oradailkhamlelerdenotalarbazenrevişlerinde84aksayarak bazen ölçülerinde bozularak çıkıp bir şeye benze-mezkentekraredeedetarzınahenginibuluyor,artıkhemenla-zımgeldiğigibiçalınmayabaşlıyordu.Küçükmusikicümlele-ritekraredeedeNecib’inzihnindeyeretmişolduğundanSuad,bu sefer hepsini birden çalmak için baştan başladığı zaman,Necibuyanarakgayriihtiyari,sadecebir“Oh!”etti.
Suad,başınıçeviripyandanbakarak:–Negüzeldeğilmi?dedi.Süreyya,zokalarınüzerindemeşgul,başınıkaldırıp:–Hayret!Bunasıloluyor,şaşıyorum,dedi;bununnesini
okadargüzelbuluyorsunuzAllahaşkınıza?Sonra,onlarınsükûtuüzerinehâlâmeşgul,gülerekdediki:–Bananegibigeliyor,biliyormusunuz?Necibdegülereksözünükesti:–Sendenevvelbensöyleyeyim…Hepmusikisevmeyen-
leregelenşey…Diyorsunkibizdeanlamıyoruz,fakatmah-sus yapıyoruz. Bir tutku göstermek mi, anlıyor görünmekmi,bilmem,bunungibibirşeydeğilmi?Herhâldesamimideğiliz.
– Ooo, sen birdenbire pek mübalağa ettin. Ben sadecezannediyorumkibunuokadargüzelolduğuiçindeğil,sev-mekicapettiğiiçin,meşhurolduğuiçinseviyorsun…
Necibyinegüldü:–Yinebenimsöylediğimgibi…Fakatahbirkerehisset-
sen,Süreyya…Suad,Süreyya’nınmusikihakkındakayıtsızlığınıbilmek-
ten meydana gelmiş bir alışkanlıkla dinlemeyerek devam
83 Cavarodossi:Toskaoperasında,Toska’nınâşığıCavarodossiidamanı-nınmateminitutarkensöylediğiaryailemeşhurdur.
84 reviş:1.Gidiş.2.Tarz,üslup.3.Tutum,yol.
163E Y L Ü L
ediyor, parçanın artık bütün parlaklık ve ruhunu vermeyeçalışıyordu.Necib,kendindengeçmişdinliyordu.Sonrakal-kıpeğildi,parçayabaktı.Bu,“Odolçimani”diyebaşlıyordu.
–Ahtatlıeller…Negüzelyarabbim,negüzel,diyesöy-lendi.
Süreyyabaşınısallayarakgülüyordu:–Artıkbukadardabensöyledimdiyeolmalı…dedi.Bu,Necib’iozamanbirazsinirlibirizahatasevkvemecbur
etti.Bununiçinörnekgösteriyor,birazhızlı,hiddetlibirdille:–Butıpkıseninbayıldığınmeselasuzinakmakamınıhiç
dinlememiş, musikideki zevk ve bilgisi uşşaktan “Yandımateşlereeymâh…”ile“Hernemümkünsesanaettimfedâ”yıgeçirmemişbiradamınağırşarkılarıbeğenmemesigibibirşey…diyordu.Birçokörneklerveripaçıklamayaveanlatma-yaçalışarakneticeveriyordu:
– İnsan dinlemeyince, kulağı, ruhu bu nağmelere alış-mayınca…
Süreyyadaöfkelenerek:–Lakinbunlarıiştebendedinliyorum,diyekesti.Necib bir müddet tereddütle ve gülümser bir şekilde
durdu;hakvezaferinpekkolaylıklakendindekararkıldığı-naeminolanlaramahsusküçümserbirgülümsemeylebakı-yordu.“Ruhunduymuyor!”demekağırgeliyordu;fakatson-rabirmukayesebuldu,dediki:
–Bundaelbettezevkvemizacındabüyükkatkısıvar…Senintıpkıbalıkçılıkmerakıngibi…Herkesinruhenbirşeyemeyli,kabiliyetiolur.
Onlarkonuşuyorlar,Suadöbürtaraftamüthişbirsurettemustaripoluyordu.Süreyya’nınbuhusustaiddiasınıpekbey-hude,pekâcizbularakpekkolaycavetöhmetlemağlupolma-sımuhtemelolanböylebirtartışmayagirdiğiiçinsıkılıyordu,
164 M E H M E T R A U F
fikrenNecib’leberaberolmakla,kalbenSüreyya’yıbıraka-mıyor,onunböylemusikininyüceliğinehissizkalıpbalık-çılıkgibişeyleremeylini,hepsininönündehorgörmekağırgeliyordu.
Necibbirdenpiyanoyagelipnotalarıkarıştırarak:– Hah işte bak, bir hava bulacağım ki beğeneceksin…
Bir değil, beş, on… Çünkü onu dinlemişsin, çünkü onuniçin daha o kadar alışmak lazım değildir. Bir zamanlarKonkordiya’ya85giderkenbilmemhatırlarmısın,ince,hasta-lıklısarışınbirkızsöylenirdururdu.
Veelindekinotayıpiyanonunönünekoyarak:–SantaLuçya[SantaLucia]…Barkarola…86dedi.Suad,ıstıraplı,acılı,piyanonunönünedönüp,artıkelve-
rirricasıylabakangözlerle:–Ey,artık,gezelim…Bugüngezmeyegitmiyormuyuz?
dedi.Sonrakışıngeldiğindenbahsetti,birkereoartıkbütünbü-
tüngelinceevdekapanıpkalacaklarındanşikâyetediyordu:–Busenegalibakışerkengelecek,baksanızahavaya…
dedi.Süreyya’nın meşgul olup ses çıkarmadığını görünce
Necib’ebaktı;obaşıylaSüreyya’yıgöstererekonahavaleetti.OzamanSuadtekrarsordu,Süreyyaişinibitiriyorgibidav-ranarak:
–Beşdakikadaha,hazırım,dedi.Havaaçıkmıkapalımı,birhükümverilemeyecekhâlde
idi.SabahleyinRumeliilebaşlamıştı,sonralodosadöndü.Ba-zenyağmuryağacakzannınıverenbirloşlukçöküyor,sonrabeyaz bulutların arasında büyük mavi parçalar çoğalıyor,
85 Konkordiya:Beyoğlu’ndabulunanbirtiyatro.86 Barkarola: Venedik gondolcularının şarkılarına verilen ad. Chopin,
Rahmaninovgibiünlübestecilertarafındanişlenmişçeşitlerivardır.
165E Y L Ü L
bulutlar yırtılıp dağılıvererek güneşin arada parladığı olu-yordu.Karşıdakırdabulutlarıngölgelerikafilelerleseyredi-yorlar, bir müddet aşağı uçuştuktan sonra, her an değişencereyanlarauyupşimditekraryukarıçıkıyorlardı.Öyleanlaroluyordukiuzunyağmurlukışgünleriaklageliyordu,fakatonlarçıkmakistediklerizamanbulutlarınkoyubirkaranlık-la Büyükdere üstüne büyük kümeleriyle yığılmış, güneşin,şimdisıcakbirışıkhuzmesiileetrafıısıtmışolduğunugör-düler.Etrafrüzgârsız,hareketsiz,sessizkalmıştı.Deniz,birkısmıbulutlarlasolmuş,ilerisigüneşileyanmış,durgundin-leniyor,Anadolutarafınadoğruhissedilmeyenaralarlama-vileşereksonundabütünsahilinenufakçizgileriveşekillerinekadarbelirginbirşekildeaksediyordu.Hiçbiresintiyok-tu,sadecebirılıkdenizhavasıdalgalanmaktanyorgun,ağırsürükleniyordu.
Sandala binmek istiyorlar, yağmurdan korkuyorlardı.SüreyyaBüyükdereüstündekibulutlarıgöstererekbunlarınnasılmerhametsizbirtufanolabileceğinisöylüyordu,fakatşimdibulutlarınyavaşyavaşarkasınakayıponlarıngölgesiilegölgelenengüneşsönerektabiataöylecansıkıcısessizlik,bulutlarıngüneşlidalgalarınındenizeaksedenkurşuniyan-sımalarına öyle sanki pırıldamayı özlemiş gamlı bir sıkıntıgeliyorduki,“Buhavadanfenalıkgelmez.”dediler.Hemkar-şıtarafınsemasıbirmayıssemasıkadarpakveçivitrengin-dedevamediyordu.
O zaman sandala bindiler; bir gölde geziyoruz vehmiilehoşlanmış,denizdeinsanabirsevgivemahremiyethis-siverenbumahzundurgunlukiçindesandalınsessizceka-yıpakışıilememnun,sularınsükûnvedurgunluğundakigü-zelliğekarşı,gökte,denizde,karadasessizliktenbaşkabirşeykımıldamadığından,buzamandaşiiredalarak,gezdiler.Bü-yükdereaçıklarınaçıktıkçavadiyiiyicegörmeyebaşladılar,
166 M E H M E T R A U F
ta ileride Bentler’in kemerleriyle, daha sürüklene sürükle-nedalgalananküçüktepelersilsilesiyle,bütünvadiyikuşa-tarakalçalıpdağılandağların,yeşilinbütünrenklerinigöste-renağaçlarıyla,buvadidegözüsaatlercemeşguledecekbirmanzaravardı.
Deniz,beritarafta,Beykozkoyununsonhududuna,butaraftaKaradeniz’inufuklarındadumanlanıncayakadarhepöyleçoksakinvegamlıidi.
Fakatüstlerindebirgümbürtüilebirdendökülecekkor-kusunuverenbuyığılmışdağlargibibulutlarınyenidumandalgaları ve renkleriyle asılı duran hâlinde öyle gazaplı birtehditvardıkibütünvadi,hattaüstündemavigökyüzü iletaçlanan deniz bile, ürkmüş, korkmuş ve heyecanla susu-yor,sankibekliyordu.Hissolunmaz,şüpheedilirgökgürle-mesigeziniyordu,karartıgittikçeçoğalıyor,yayılıyor,man-zaragittikçekorkunçbirkaranlığa,yavaşyavaşAnadolu’yageçtikçeendişesizmaviliklerikarartanbirkorkuyadönmüşoluyordu.İnsanabirsalonuntenhavegölgeyerindebulu-nuyormuşhissiniverenbusessizlik,bumahremiyetiçindealışılmadıkbirkorku,birürküntüistilaediyordu.Bubüyük-lükiçindebirtehlikeolsabilebirşeyolmazhissiyle,bununlabirlikteyinebirendişetitremesiylebekleyen,insanabirtu-fankorkusuverirkensadecebiryağmurbeklemektengelenzevklehoşlanarakbekliyorlardı.
Sandal hareketsiz, küreklerin görüntüsü denize düş-müş,duruyordu.Veinsanaeminkalpleresığınmakihtiya-cıverenbuhavaiçinde,Necib,karşısındakigözleribirhü-zünveşiirdamlasıylanemli,dalmışgörünenSuad’abaka-rak,onuhiçgörülmemişbirgüzelliktegörerek,tutkunluğubirdensonateşderecesineçıkaranbircezbehissediyor,onanasılkırılmazbağlarla,nasıldehşetlibirsurettebağlıoldu-ğunukalbinehücumedenheyecandan,sadeceonabakmak
167E Y L Ü L
heyecanındananlıyorduvebunuarttırmakiçinenküçüksi-ma çizgilerine kadar dikkat edip kendinden geçmeyi artır-makisteyerek,içindenonunateşleriniçoğaltıpölerekyaşa-makistiyordu.Onahayatınencanyakıcı,endehşetlisaade-tibuhâlgibigeliyor,ancakşimdi,hayatınınhepzevklervehazlaratutkunolarakgeçensenelerindeancakşusaatlerdehayatımıyaşıyorumhissigeliyordu.
Ahonunekadarseviyorduyarabbi,nekadarateşveöz-lemileseviyordu.Onunenmanasızşeylerinebileözelsevgisivardı.Onunbirdüğmesiiçinkalbindezaaflar,bağlarbuluyor,şömizetinin87kıvrımları,dikişlerinnezaketi,kolundakiküçükdüğmeler,nihayetbütünbudeğersizşeyleriçinondabaşkabircezbeyükseliyor,hepsineayrıayrıtutkunoluyordu.
OnuasılöldürenSuad’ıngözleri idi.Veençokkendinizevkledehşetedüşürenşeylerleölüyormuşhissinihasılet-mek için ölümün nasıl tatlı bir şey olduğunda şaşırıyordu.Bugözler,ahbugözler…Bunlarabirrenkvermekmümkünmü idi? O kadar müddet bakamıyordu ki tayin edebilsin.Bakmakmümkündeğildi,özelliklebakışlarıbuluşursavenezaman Suad’a baksa onun gözlerinin de kendine karıştığı-nıgörürdü.Birandaçarpışanbakışlar…Ozamanbugözebirsiyahelmasgibi,birsiyahateşgibiyakarakbakıyorma-nasındaöyleiradeyakanbircezbe,öylebirhemsitemhemsevgi,hemusanç,hemneşemanalarıbirbirinekarışıyordu,bunlaröylebelirsizgidişiletitremek,parlamak,yanmakku-runtusuveriyordukionlarabakangöztutkun,beriyeçeki-len,hayattaondanbaşkazevkolamayacağınaemniyetle,fa-katbuderecezevktensersem,hâlsizdüşüyordu.Ah,ruhun-danefırtınalar,bunazarınsiyahyahutkoyukestanemanalıhüzmeleriiçindevehemenbayılıverenhücumlarıoluyordu.Eğernefsinizaptetmesehaykırmaklazımgelecekti.Bunabir
87 şömizet:İncekumaştanyapılankadıniçgömleği.
168 M E H M E T R A U F
dakikabututkuylabakmakinsanıyakar,eritirhissiyle,iste-sezorlasabilebakamayarakvebakmakdaimayetişilmezbirsaadetkalarakyaşıyordu.Ayınmanakaşlardada,sadekavis-leri,sadeüzerlerindeuçuşantitremeleriyleoneşeveusançmanalarıdevamediyorvebeyazyahuthafifsarıdiyekesinbirhükümverilemeyecekolantenüstünde,bukumralsilikhatlarincelikleriyle,ifadeleriyle,bakışlaaynımanadaoluş-larıyla onu mest ediyordu. Saçları kumral buklelerle alnınıaçıkbırakıpkaşlarınınucunakadardökülüyordu;bunlarınonoktadakalmalarınıistediğiSuad’ınarasıraelininmaharetveisabetineinanarakşöylebirdüzeltmesindenanlaşılıyor-du.Sonrasaçlarınasılkümesi,bukulaklarınarkasındabir-dençoğalaraktepesindetoplanansiyahakaçankestaneyı-ğını…Necib,bunlarasaatlercebakarakiştehayatınınbütünemellerinin, bütün saadetinin orada gizlenmiş, ne zamanonusarhoşedicikokusuylamestolursa,mesutölümoza-mangelecekmişfikriyleyanardı.
Ve Necib’in gözleri hepsini görüyor, dudaklara geliyor,bunlardakikaranfilkırmızılığı,donukateşikaranfilrengi,yi-nebütünçehredetitreyensitemmanasıilenemli,oşuh,si-temliifadeiletitreyerekonunbakışınıbüyülüyordu.Dişler,bunlarınmüsaadeleriyletebessümettikçebütünbumana-laryüzlerceçoğalarakgözlerekadargeçenbutebessümileonunruhuçehrede,okadarşuhveneşeligörünüyorduki,ozaman,işteozamanSuad’ınniçinbukadardeğerlivetapıl-mayalayıkolduğuortayaçıkıyordu.
Necib’indikkatiniçekenbirşeydeonunelleriidi.Buel-ler, yumuşak ve ince dokusuyla beyaz ve ince idi; altında-ki mavimtırak damarların karışık çizgileri, insana bu nefismahlukunneeldenbintürlüarızalarlayokolacakölümlü,zavallıbirvücutolduğuacısınıveriyordu.VeNecib,büyükbircezbeiletekraronunvücudununherçizgisiniduruptetkik
169E Y L Ü L
ederkentekrarellerinegelipbuhisiledüşkünoluncaderinbirmerhametlebakarak,“Ahzavallıinsanlar!”diyordu.Böy-leulu;birkadınbulupdasevmekvesonrasevilmekiçinga-yetmesutolmaklazımgelenhayatarasında,bukadarme-sutolsakbile,yalnızsayılmasıbirhaftasürecekhastalıklarveafetlerinmuhtemelbirkurbanıolmak,böyletesirininesi-ribulunmakonapekacıgeliyordu;burayagelince,“Benbi-lakisokadarbilemesutolmadım,sadecesevdim.”diyordu.Osadecesevmişti,aşkkelimesindenbelirsizhissolunanenbüyükmanasınakadarsevmiş,ölümlerekadarsevmişti;fa-katonuistemeninbilebircinayetolduğunugörerek,hayat-tasevdikleri tarafındansevilenlerdeolduğunudüşününceahediyorduvesonra,öylesevipsevilenleriçinbütünoafet-lerbeklenirdi,değilmi?Ahonlarınnekadarölümlü,elimiz-denkaçmak,soluvermek,birgünsonbirhazinnefeslesö-nüvermekiçin,nasılsadecebunlariçinmahlukolduklarınınekadaracıgörüyordu.Mesutolsakbilehayat,sadecetah-ripedenhayat,sadeceyiyen,yıkan,öldürüpezenhayat,hü-kümsürüyordu.
“Ah,fakatölümolmasaydınemüthişbircehennemolur-du.”diyekalbisıkıldı.
Birdenküçük,telaşlı,perişanrüzgârlarkoşuştu,denizdeakıntılaruçuştu.Süreyya,“Oo,oo!”dedi.
Suad,“Kaçalım,tufangeldi!”diyeçırpındı.O, küçük, kısa gülüşlerle gülüyor, çarşafının altında si-
nesisarsılıyordu.BirsaniyelikbirnazarlaNecibonabaktı,bundaokadararzuateşivardıkiSuad’ıngülüşüdudakların-dadonukbirtebessümhâlindekaldı,gözlerieğildi.
Sandal süratle yükselmeye başlamıştı. Fakat birden tavadinin üzerinde yığılmış bıraktıkları bulutları başlarınınüstünde buldular. Oradan buradan koşuşup çarpışan de-nizdeküçükkasırgalaryapanrüzgârlarınöfkesiartıyordu.
170 M E H M E T R A U F
Sonrabu,yalnızbiryöndenkuvvetlivesoğukesti,önündendenizdesiyahlananbirürperti,gölgegibikoşuyordu.Sessiz-liğealışmışkulaklar,rüzgârlarıntepelerdeağaçlarıhırpala-yarakestikleriniişitiyordu.Bulutlarbirdengazabagelmişler,korkunçolmuşlar,havalanıyorlardı.
–Ayyağmur!dediler.Ilık birkaç damla gelmişti. Sonra artık yağmaya başla-
dı.Evveladenizdeherdamlanındüşüşügörülüyordu.Suad,“Amançabuk,çabuk,fenaıslanacağız!”diyetelaşediyordu,sonrayağmurhırsveakışlainmeyebaşladı.Fakatancaküçdakikasonrayalıyayetiştiler.
Süreyya, “Vah vah, bizim lüfer seferi yandı!” diyordu.Sonrabulutlarabakarakbaşınısalladı:“Bugeceaydörttensonraçıkacaktı,ozamanakadar…”
OnlarodalarınasoyunmayagittiklerizamanNecib,so-yunmaya, elbise değiştirmeye lüzum görmeyecek kadartembel,garipbirsıkıntıylabalkonaçıktı,oradabukışaben-zeyen dalgalanma ve öfke içinde tabiatı seyretmekten bü-yükacıverenbirhazbuldu.ArkadanSuad’laSüreyyageldi-ler.Suad,“Negüzelyağmur,değilmi?”diyedumanlarıgös-teriyor,Süreyya“Tambizlüfereçıkacağız,gökyüzününkapı-larıaçıldı.”diyeşikâyetediyordu.Uzunuzunyağmuruntu-fanıandırandüşüşünüseyrettiler.Yollardasellerakacakzan-nediyorlardı,hertarafsuiçindekalmışdenilecekbuyağışal-tındadenizdalgasız,sakinuzanıpgidiyordu.
Necib, bu yağış arasında bu duman, bulut, su hücu-mundabirdenkışiçindeyimkuruntusu,kışabirtutkuhis-siyletitredi.Bu,uzungüneşligünleriyle,sıcakgeceleri,gözkamaştıran semaları, nefes boğan tozlarıyla insanı artıkbıktıranyazdansonra,sakinlikvetembelliğemeyilliinsanyaratılışınapekuygungelen,insanaköşelerebucaklara,so-bayanlarınasokulmakhissiniverensoğuk,tembelkışfikri,
171E Y L Ü L
uzun yağmurları, siyah semaları, çamurlu sokaklarıyla ak-şamlarakadarevdençıkmaktankorkutankışfikri,onutut-kunetti.Buyağmur,uzunrehavetlerdensonrasankisinir-lerinigevşetiyorvebuhisonunkışarzusuylauyuşarakonusevdiriyordu.Özelliklekışınasılgeldiğian,heprenkveışık-tan,bütünhararetvenurdanyorulmuşsinirlervehevesleriçin,kışkuruntusunungeldiğibu ilkgünpekhoşunagidi-yordu.Başkagünlerherkesinağır,kalabalıkyürüdükleriyer-lerde,sualtlarındatelaşveaceleilekoşupailekucağınaka-panıldığı, orada dışarının rüzgârından, sularından, çamu-rundankurtulmuş,hastalıktan,soğuktankorunmuş,bütünaileyi,eviçinisevdirenbirsakınmaylakapıların,pencerele-rinsıkısıkıkapanıpyavruvekocaileyemekmasasınakoşul-duğuilkkışgünü…Beyazketenörtününüzerindetabaklar-daçorbadumanlarınındalgalandığı,saatlerce,günlercebuhararetvesaadetiçindebulunulacağınaeminolmaktando-ğanhuzurvesakinlikgeldi,“Adamgelirsegelsin!”diyebirtehlikeyi,cesaretlebeklemektenmeydanagelenheyecanveferahlığıngeldiğiilkkışgünü…
Fakatonunneböylebirsevesevekoşupkapanacağıbiraileköşesi,nebirümidivardı.O,artıkkışgeldiğiiçinbura-dandadefolacak,birgünkonakta,öbürgünkızkardeşinde,yârsız,dostsuz,kadından,asıl,asılyarabbim,işteSuad’danmahrum,ondanuzak,onunsesinden,bakışındanuzakya-şayacak…Sürünecek…
Son derece bir öfkelenmeyle haykıracak kadar ümitsizeden bir ıstırap ile etrafına baktı. Orada akşamın yavaşçainen esmerliği içinde, sadece Suad’ın hayalini fark etti; buhayalbütünnarinvebiçimliboyuile,kollarındanayrılıpbe-linedoğrutatlıbiryuvarlaklıkla incelenvücuduylabunlarınüstündebulutlanansaçlarıyla,yağmurabakıyordu.Onunya-nında,vücudununhevesindeymişhissiylebirinlemeihtiyacı
172 M E H M E T R A U F
duydu;onuokadargüzel,fakatokadarkendindendeğil,hiçdeğil,okadardeğilgördüki…
Suad boğuk bir inilti işiterek başını çevirdi; Necib ora-ya,koltuğadayanmış,mendiliniısırıyorgördü.Gayriihtiyari,“Neoluyorsunuz?”diyeikiadımatmışbulundu,fakatdur-du.Evvelaonuyinebirdentifonunilkgeldiğigüngibiağzıburnukaniçindeyerekapanacakzannetmişti,fakattavrın-dantehlikelianıngeldiğinihissedincesapsarı,pür-helecan88kaldı.Bütüngeçengünlerdebuanın,buitirafanınınbirsa-niyegelipçatacağınıdüşünüpkorkmaktangelenbirtelaşilebayılıyordu.
Necibuzun,ağırbirsükûttansonra:–Hiç,hiçbirşey…diyemendiliniindirdi.Sonrabirdenbaşınıçeviripherşeyinigözealmışkaran-
lıkbirbakışla,“Ölüyorum,işteo!”dedi;vesonra,bütünate-şinibuözlerleanlatmamışgibi,“Ah,nekadarölüyorum,nekadarmustaribimbilseniz!”diyeinledi.
Suadboğuluyorgibiellerinikaldırdı;Allahaşkınadergi-bibakarakeliylesusmasınıricaetti.Necib,öfkevetaşkınlı-ğınesiri,artıkelindedeğilmişgibi,devametti.Şimdisesindederinbiresef,titriyordu:
–Hayır,hayır,artıkZatenherşeybitti…Zatenneyeya-rar,niçinsusayım?Herşeybitti,herşey…herşey…
Suad kulaklarında uğultularla, boş gözler, gerilmiş du-daklarladuruyordu.Geriçekilmekistedi, fakatNecib’inelibirricailekalkmıştı,“Ahbeniaşağılamayınız!”diyeyalvardı,“Siziöyledeğil,bilmeyereksevdim;nasılolduğunubilmeye-rek,birkardeşgibi,birannegibisevdim…Veburayagelin-ce…”Tekraracıbirsesle,“Yok,ediniz,beniaşağılayınız;benonamüstahakım!”89diyeinledi.
88 pür-helecan:Kalpçarpıntısıdolu.89 müstahak:1.Haketmiş,hakkazanmış.2.Hakettiğicezaveyamükâfat.
173E Y L Ü L
VeSuadonunbusözlerisöylerkenbirdenbaşınıelleri-niniçinealıporayadayanarakhıçkırdığınıgördü.Şaşkın,birşeysöylemeyerek,kalbiderinbirmerhametlesızlayarak,su-suyordu.Neyapacağınakararvermeyerekdonmuşgibidu-rurkenbintereddütler,kararlararasındaçalkalanıyordu.
Karanlıkgitgideistilaediyordu.Suad,acıbirnazarlaonabakarken, yavaşça çekilmekten başka bir kurtuluş çaresigörmeyerekuzaklaştıveNecib,okadarsevilenbukadınınbuuzaklaşışıkarşısında,elindensaadetvehayatınınyavaşyavaşkaçtığınıacıacıhissetti.Yağmurdışarıdakâhbirsağ-naklahızlıvehiddetli,kâhbirdinlenmeiledurgunveyor-gunyağıyordu.Necib,buradanekadardurmuştu,bunuta-yinedemiyordu.Başınıkaldırıpetrafınabaktığızamanso-ğukrüzgârlıbirgeceiçindeüşümüşolduğunugördü.
Ne yapmıştı yarabbi? Şimdi biraz evvelini, bir rüyadanuyanıphatırlamakisteyerekhatıralarınıkaranlıklaraboğul-muşbulanlargibigörüyordu;fakatkâbusasılşimdihükümsürmeyebaşlıyordu.Birdenkendinionunnazarındaokadarsefilveadigördükihemenyarınkaçmaktanbaşkabirçareolmadığınıanladı.Onunkarşısınanasılçıkacaktı,onaartıknasılbakacaktı?Ozamanşimdiyemeğeineceğinidüşünün-ceneyapacağınışaşırdı.Kendiniayıplıyor,“Niçin,niçinbu-nuyaptım!”diyedövünüyordu.Veyemeğeinmekicapetti.Ozamanikisinindeyüzünebakamayarak,hiçbirşeyisteme-yerek,kaçmaktan,kaçıpodasınakapanmaktanbaşkabirşeyistemeyerekezaiçindekaldı.Süreyyabugeceartıkbalığagi-demeyeceğinden dargın, kışın böyle gece gündüz yağmuryağınca evde hapis olmak ihtimaliyle gücenmişti. O uzunuzunsözsöylerkenNecibcevapbulmaktagüçlükçekiyordu.
Suadbütünyemekboyuncasustu.OnunyüzündenasılbirkızgınlıkvesoğuklukolduğunumerakedenNecib,gözle-rimizrastgelirdiyebaşınıkaldırıpbakamıyordu?Birsaniye
174 M E H M E T R A U F
oldukigözlerbirbiriniçektiler,ozamanNecibSuad’ıngöz-lerinibulanık,bozukgördü.Okadarsevdiğibirkadınıböyleincitmektenbaşkabirşeyyapamamakonuharapetti.Yarınkaçıpkadıncağızısakinverahatbırakacağınıdüşünerekbukararındandolayıbirferahlıkhissetti,kendisinionunelemihuzurundaunutuyor,“Orahatetsinde…”diyordu.
Gecesessizlik,hüzün,aynıbiçimoldu.Odasınaçekildiğizamanbinbirbirineuymayandüşüncearasında,yorgundi-mağının,istirahatemuhtaçasabınınbütündüşünceveduy-guizdihamıarasında,iyifenahepkıyaslardangeçerek,hiç-birisinde duramayıp çabuk bir geçişle hepsinden atlayaraksabahı azaplar içinde bekledi. Ah söylemeseydi, şimdi yineevvelkigibiolsaydı,onakaniolacağınıgörüyordu.Ozamantekrar“niçin”lerbaşlıyor,bırakıpgideceğiaklınageldikçeacıbirkorkuileyüreğiyaralanıyordu.Sabahakarşı,hâlsiz,hasta,dalmıştı.Uyandığızamansolukbirgünileyarıaydınlanmışodasındaidamamahkûmolanlarınuyanışıgibibirdenkade-rinigörmektendoğankorkuvetitremeileiçiyandı.Tekrar:“Niçin yaptım, yarabbim?” diye inledi. Fakat artık buradandefolupgitmektenbaşkaçaresikalmamıştı.Ozaman,bura-dahattadünkühayatınınhasretiniçekerken,sefilvedüşkünhazırlandı;aşağıindiğizamanonlarıodada,beraber,suskunbuldu.Süreyya,“O,nereyeNecib?”diyordu.
Sonrasitemebaşladı:–Öyleya,çünkühavayağmurlu…Lakinbuihanetbu,
sadece ihanet… Bilir misin, sana ne söylesek haklıyız. Kışgeldi diye “Azat buzat cennet kapısında bizi gözet”90 ha?..Öyleşeyolmaz.
Bunlarılatifediyedinledi,gitmesitehiredilmesimüm-kün değilmiş gibi o da latife ile karşılık vermeye çalıştı;
90 Azatbuzatcennetkapısındabizigözet:Yakalanankuşlarıserbestbıra-kıpuçururkençocuklarınsöylediğibirtekerleme.
175E Y L Ü L
sonralatifesionuözüresevketti.Bukadaruzunmüddetra-hatsızettiğiiçinafdiliyordu.Ruhutitreyerek,busözlerionahitapetmektendoğanbirtitremeilesesiniidareedememek-tenkorkarak,mütevazı,temenniedenhakiroldu.Ahıondanbirbakış,birtesellikelimesi,biraffettiğinigösterenbakışol-maksızıngitmek…Bunatahammüledemeyeceğinigörüyor,başını eğmiş, sessiz, işiyle meşgul olan Suad’a bakmaktankorkarakgözleriniçevirmediğihâldesadeceonugörüyordu.
Venihayet,artıkgitmekicapettiğiniüzüntüilegörüphas-retlevedaederken,Süreyya’nınhâlâdevamedenşikâyetleriarasındaonunbaşınıkaldırıpbozukbirsesle,“Bütünbütündeğilya…Yinegelirlerelbet…”dediğiniişittiveonungözle-rininbirsaniyesözlerinisorargibikendineyöneldiğinihis-setti…Ah,bugözlerdekiacımanalısoruyu,buyorgun,za-vallıağlamışgözlerdekiafnuru…Necib,dünyalarıhevesineoyuncakedecekcoşkunbirsevinçiledışarıhücumetti.Kapı-dançıktığızamansendeliyordu,“Ahbeniseviyor,seviyor,se-viyor!”diye,delicetekrarederekçamurlaradaldı.
176 M E H M E T R A U F
13
Yağmur ince, soğuk, şimdi oradan, şimdi buradan kü-çükheyecanlarlakoşuşanrüzgârlarınelindeçırpınarakinat-la,eziyetçekerekdüşüyordu.Birkışyağmurudenilecekinat,renksizlik,neşesizlikvardı.İncepotinleriniyumuşatıpezençamurlariçindeoradaburadabirikmişsularabatarak,göm-leğinin, fesinin ıslanmasından habersiz kalarak dünyadangafilgörünüyor,öyleyürüyordu.
Ondanbaşkabirşeygörmüyor,ondanbaşkabirşeyişit-miyordu;osözüsöylemekiçinSuadbaşınıkaldırdığızamanobakıştaokadarperişanveacıyanbirafdamlası,okadarmasum bir merhamet titremesi vardı, öyle bir rica cezbesiilenurdoluidikinereyebaksaogözleri,hiçbiryerebakmasayineonları,kendisefaletineonuninceliğini,ondakioçekin-meifadesini,oaffıgörüyorzannediyordu.Vebubakışlarlaosözonabüyük,kelimelerinifadeettiğininüstündebüyükmanalarla geliyordu. O kadar derin bir saadetle kalbi şişi-yordukiherşeyiniunutarak,artıkonugörmeyeceğinibileunutarak,“Ahbendennefretetmesin,benisevsinde…”diyebunu her şeyine bedel bir saadet görüyordu. Bu, ruhununbütünihtiyaçlarınaelveriyordu.
“Ah beni seviyor, seviyor!” diye tekrarlayarak her dü-şüncesi bu sözlerle kesilerek yürüyordu; vapur başınagelmişti.”Vakitvar!”dediler;oradaduramadı,hareketlazım-dı,Sarıyer’ekadaryürümeyitercihetti.Tekraryağmuragirdi;
177E Y L Ü L
karşıdan görenler ıslanmış, fesinin püskülü bozulmuş, ça-murabulanmışbugencehayretlebakıyorlardı.İskeleyegel-diğizamanvapurhenüzgeliyordu.Biletçiyebirmecidiyeat-tı.Osoruyordu:“İstanbulmu?”“Evet!”dedifakatnereyegi-diyordu,bilmiyordu.Obirşeybiliyor,birşeygörüyordu:Su-ad,ondannefretetmiyor,Suadonuseviyordu,evetseviyor-du,bunaartıkinanmıştı.İştehâlâgözününönündeobakı-şıgörüyordu.
YağmuraltındagüvertededolaşırkenvapurBüyükdere’yigeçipTarabya’yageldi,iskeleyigörüncehatırladı,döndü.Bu-radan Pazarbaşı yağmur bulutu pek yakın görünüyordu vekendiniokadarmesutedenkadınınşimdioradaolduğunu,oradanefesaldığınıdüşünmekonubüyükbirferahlıkesinti-siylemesutetti.Ah,dünyanegüzelyarabbim,dünyavehayatnekadargüzeldiveiyiydi…Yağmur?Lakinyağmurunneöne-mivardı?İnsanmesutolduktan,sevdikten,sevildiktensonraherşeyboştu.Sadeceaşk,ahsadecebirSuadvardı…
Vedaimaoraya,onakarşıoturuporayabakmak,sankidaimaonugörmek,daimaonudüşünmek,okadarsonsuzbirgönülferahlığıveriyordukibirdenaklınagelenşeyebü-yülenmişgibitutularakTarabya’yaçıktı;oradakiarabalardanbirinebinmekaklınagelmediğihâldearabanınbinecekmişgibiönünegeçmesiüzerineatladı,“Otele!”dedi,oradabu-lundukçadaimaSuad’ınyanında,onunsemasındayaşaya-caktı;belkiorayabakarkenSuaddaotelebakmışbulunurdu,ozamanbakışlarbuluşurdu…
Otel,bueylülyağmurununhapsettiğimüşterilerlekala-balıkidi;ayrılanodayageçişelbisesininnehâldeolduğunugarsonun ihtarıyla anlayınca, elbise ihtiyacını gördü, birazelbisesi Yenimahalle’de, diğerleri evdeydi; onları aldırmakmecburiyetinde bulundu ve bunun için teşebbüs ederkenbunları kendisine ait şeyler değilmiş gibi yapıyordu. Aşağı
178 M E H M E T R A U F
salonaindiğizaman,kadınerkekbironbeşkadarmisafirinbazılarıgazeteleredalmış,diğerlerimasabaşındaoyunla,ko-nuşmaklameşgulolduğunugördü.Otelindefterindebirotuzkadarisimvardı,hâlbukikoridorlardadairelerinboşolmadı-ğıoralardakikonuşmalarınhayhuyundananlaşılıyordu.
Fakatobirköşede,münzevi,91 tek,bütünkendifikirle-rinedalmışkaldıveakşam,otelinbütünhalkıyemekvakticamlısalonageçtiğizamanoyinehepsindenayrı,birkenar-daki küçük bir masada yalnızdı. Başka zaman bilhassa va-purlarveotellerdeçıkanbinfırsatlarlayakınlaşmayaçalışa-cağınayalnızveSuad’lakalmayıtercihetti.Ziraondanayrı-lamıyordu,daimaonunlaberaberdi;bukalabalıkiçindeba-zılarıgerçektenmüstesnabirkaçkadınavebunlarınetrafın-dapervanegibidolaşangenç,hattabazılarızariferkeklere,karşıdan,yüksekbirnazarlabakarak,“Hayatbumu?”diyor-du.Hayırkimseonunkadarsevmemişvesevilmemişti.Buaşkbuoyunlarınyanındaokadaryüce,okadarbüyük,oka-darfecibinşeydikitamamişteaşkidivebunlarböyleihti-yaçvesebepiledeğil,birtaklitile,sankigörenekleaşkoyu-nuoynuyorlardı.Bu,şimdişuna,birazsonrabunaaynıte-bessümle söz söyleyen, hangisine daha samimi ve meyilliolduğununeoneo,hattanedekendisibilemeyenAmeri-kalı,şumuhteşemkadın…Ah,Suad’laonukarşılaştırdıkçaöylesonsuzmutluluklarhissediyordu,bukadıntarafındanöyle bir cinayetle beraber sevilmek fikrine, bu kadar tehli-keli,susturamayacağıveimhaedemeyeceğikadardayanık-lıveyücebiraşklasevilmekemniyetinekarşıokadarmesutoluyorduki,onugörmemiş,sevmemişolsaydıhayatın,saa-detinneolduğunubilememişolacağınıgörüyordu.Hâlbukibüyük gördüğü bazı kadınlar tarafından da sevilmişti vehâlbukihiçbirisindenbukadarmağrurvemesutolmamıştı.
91 münzevi:Birköşeyeçekilen,tekbaşınayaşayankimse.
179E Y L Ü L
Osaadetler,şimdihissettiğibukâinatıkuşatacakkadarruhgenişlikleriyanındanedeğersizvehakirşeylerdi!“Oolma-saididemekbendeherkesgibiolacaktım;bilmeyecektim,aşkvesaadetnedir,bundanhabersizkalacaktım.”diyordu.Etrafınabakıp,“Lakinnasılyaşıyorlaryarabbim,sevmeden,sevilmedennasılyaşanıyor?”diyeşaşırıyordu.Evet,nasılya-şamıştı?Ozamanakadarkendisinasılyaşamıştı?Fakatha-yatınasılbirçöldü!
VebirşişeSenJülyen[SenJulien]’densonraşimdiBelöriSötereniledolubardağınıdamladamlaemereketrafınabak-tıkça,hepsininhayatıbirçöl,alkolbuharıpekkesifbirufukladaralmışbirçölgibigörüyordu;faatonunhayatıparlaksema-sıaltındasonsuzdalgalarınıebedîbiraşkkasidesiylesürükle-yendenizhayatıgibiferah,sevindiricivelacivertidi…
Geceuykusuhiçbilmediğibirsersemlikoldu;yemektensonraiçtiğiviskiilesodaonudahamahmuretmiş,odasınahâlâSuad’ınoperişan,ricaedenbakışınınafnuruylaaydın-lıkgirmişti.Yavaşçapencereyiaçtı;serinhava,denizininle-yerekçarpışandalgalarıvekarşıkıyıdakiışıklarıntitreşmele-riarasında,Yeminahalle’yiaradı.Birkenarısiyahvetehditkârolansemanınorasındaburasındabirertanıdıkbirbakışgi-bi, yıldız gülümsemesi vardı. Dubanın ışığıyla yönünü ta-yinederekPazarbaşı’nıbulduvebaşınıpencereyedayayarakateşvehasretle,şimdimahzun,orayabakmayabaşladı.
İçi, bütün aşkını, bütün ateşini mümkün değil göstere-meyeceğikederleyandı,“Ahnekadarsevdiğimibilse…”di-yeacıduydu.BunuokadarsonsuzbuluyordukiSuadmü-teşekkir,memnunolurzannediyordu.Sonraçekilipyatağınauzandı, tekraronudüşünmeyebaşladı.Böylece,mesutdü-şüncelerleuyuduğuzaman,uykusundaveheyecanlauyanı-şında,“Lakinseviliyorum!”diyeherşeyiniyenifarketmişgi-bikalbindebirçırpınma,birhoplama,gayetbüyükbirkorku
180 M E H M E T R A U F
ilesevincekavuşmuşolmakhoplamasıvardı.Bazensaadetiçindeuyandığıoluyordu;bununmemnuniyetiyledalgınkensebebinibirdengörüvermek,onuyenidenbayıltıyordu.
Sabahleyin erkenden uyandı ve artık uyuyamayacağınıanladı;başınıkaldırıpbaktı;henüzgecedenkalmakaranlıkçekilmemişti.Hernekadaryağmuryoksadahavarenksiz,orasıburasıbulutluidi.Pencereyiaçıp,yavaşyavaşsokulangündüziçinde,saatlerceYenimahalle’yebaktı;okadardolupkalıyordu ki bazen hiçbir şey düşünmeyerek durduğu olu-yordu.Sonragüneşinilkışıklarıylamanzaradalgalandığıza-mangiyindi,aşağıindi,erkenbirkırseferiyaptı.Böylehafifyürümek, rıhtımların üzerinde, doğrudan denizin yanı ba-şındagezmekiçiniaçtı.
Daimaonudüşündüğühâldegözününönündedeğildi,gelirsebilesadecegözlerigeliyordu.Ozamanbazendurupferyadabenzeyenbirmutlulukla,“Lakinişteseviyorum!”di-yehaykırmakistiyor,“Sadeceonu,sadeceonu…Başkakim-seyisevmeyeceğim.”diyeyeminetmekihtiyacınıduyuyor-du.Sevmeyecektiveevet,hattasevmemişti.İşteşimdigörü-yordukişimdiyekadarkimseyisevmemişti.Tailkgençliğin-denberi,ilkhararetvecoşkuilebütünkadınlarıkendinekâfibulmayan,hepsinebirdensahipolmadanöleceğiiçinyananNecib,kadınnamınanekadaryüksektenuçanemeller,aş-kadairnekadardünyanınüstündesaadetlerhayaletmişiseSuad onu, bu kadarcıkla hepsinin üstünde mesut ediyor-du.Hayatındabundançokdeğilhattabukadarsaadetiste-memişti.Ruhundabukadarınıistemeyekuvvetbulmamış-tı.Ruhununaczinebakıpşimdinailolmasınakarşıderinbirşükranhissediyor,“AhSuad,birsenvarsın,birsen!”diyordu.
Ogünakşamakadarburuhhâlidevametti.Bazenyal-nız sakin, mesutdane sakin, sonra tekrar coşkulu, talihi-nidüşünerekheyecanlanıyor;ohoplama,hersaniyeonu
181E Y L Ü L
sevdiğinibilirkentekrarhersaniyebunuunutuptekrarha-tırlamakhoplamasıyüreğiniihyaediyordu.Sonraonusade-cegüzelliğiiçindeğil,büyüklüğü,emsalsizliğiiçindesevdi-ğini, asıl bunun için sevdiğini düşünerek, “İşte asıl aşk…”diyordu.Budereceyegelinceonaaitolmayanenbüyükbirşeybilehakirgörünüyorveonaaitolduğuiçinendeğersizşeybirkıymetkazanıyordu.Böyle,birşeyinazizolmakiçinuzakyakınonailişkinolmasıkâfiolunca,birçokşeylerehiçehemmiyetvermemeyealışmışolanNecib,bütünoşeylerisevmiş,azizkılmışgibioluyor,birçokzamantanıdığışeylerionaaitolmadığıiçinşimdiihmalediyorveküçümsüyordu.
Sonra gece, musiki ona bir ruh gıdası oldu. YemektensonraBalloinMaskera’nıngirişkısmıaceleedenrevişlebir-denbaşlayıncabirmüddetetrafındamasalarıdoldurantu-valetli madamları, mösyöleri unutup, kendini o kadar me-sutolduğuküçükodadazannetti.Operanınküçükparçaları-nındevamıonumestediyorvekendindengeçiriyordu.Mu-sikiona,yanındaSuadvarmış,onunhavavenefesinitenef-füsediyormuşgibibirhatıragörüşü,birhisnüfuzuveriyor-du.Okadarsevdiği“Lakinsâkından92koparılmış…”parçası-nıbayılarakdinledi.BuparçalaronahepSuadiçinyapılmışgibigeliyordu,ruhununbütünözleminiokadarilanediyor-du. Bu gece, bu musikinin tesiriyle hayal edilmiş, müstes-nabirgeceoldu,okadarkiodasınaçekildiğizamanüstüs-teiçtiğişişelerinbuharlandırdığıdimağıylayatmaktanbaş-kabirşeyyapamadı;fakatbütünruhusaadetle,hasretiniak-settirenbirsazgibişiirveahenkletitriyordu.Uyumuyorgibibiruykusuzluklaberaberuykununmestliğionu,hayatı,bü-tünmusikihatıralarıylaşarkısöyleyensafhalarileistediğigi-bitertibeimkânbırakıyordu.
92 sâk:Dal.
182 M E H M E T R A U F
Ertesi gün geç uyandı. Güneş temiz bir semayı bütünparlakdalgalarıylaparlatıyordu.Pencereyiaçıpevvela“Bon-jur”demekiçinotarafabaktı.Semanınatlaseteklerialtın-da,denizinsıcakdalgalarıüstündePazarbaşıyıkanmış,şevkiçinde, gülümsüyordu. Birden o kadar hasret hissetti ki üçgündür nasıl onu görmeyerek, görmediği hâlde de görme-yeihtiyaçhissetmeyerekkaldığınıanlayamadı;fakatgitmekfikrininönündeşaşkınveiradesizkaldı.Nasılgidecekti?Bil-hassasonraneolacaktı?Bunlarlameşgulolarakgezindi.Ye-mekiçinoteledöndüğüzamanbu,ohâlegeldikiondanay-rıyaşamakimkânsızgibigöründü;neolursaolsunorayagit-mekiçindayanmayıyakanbirarzuduyduveyemeğigüçyi-yerekbirarabayaatladı…
Arabaiskeleyigeçipsefarethaneler93rıhtımındaBoğaz’ınrüzgârıylayıkanarakbüyükbirsüratlegiderkenonungözle-rinidüşünüyor,onlardannasılbirkabulgöreceğinidüşünü-yordu.Birdenonlarıcansızvemanasızbulmakfikrionuokadarkorkuttukitereddütetti.Vebirkerebuaksitesirbaş-layınca böyle söylediğine dair o kadar açık bir iz görmedi-ğini itirafa kadar indi. O zaman bir mücadele başladı. Git-mek,tekrarogözlerinşiirlimanasıylabayılarakkalmakihti-yacınısoğukvesakinbulmakkorkusuylamücadelesi…Bu-na Büyükdere’ye kadar tahammül etti. Fakat yaklaştıkça okadarşiddetlibirheyecanhasıloldukibastonuylaarabacıyadokunupdurdurdu,oradaindi…
Şimdi nereye gidecekti? Sersem, düşünemeyerek geridöndü;bilmeyerekyürümeyebaşladı.Köyüniçindeyürür-ken sebebini bilmez gibi içinde bir ezginlik hissediyor, üçgünlüksaadettensonraşimdibununaltındaölüyordu.Bir-dençayırageldiğinigördü,Bentleryolunasaptıveburadanonunlaberaberkaçkeregeçtiğinihatırlamakkalbinisızlattı.
93 sefarethane:Elçilikbinası.
183E Y L Ü L
Az daha ilerleyince orada sol koldaki bahçe nazarını çekti.Buradaarabalarınıdurdurmuşlar,suiçmişlerdi.Artıkbunlarimkânsızdı,değilmi?
Orayaağaçlarınaltınaoturdu.Yalnız,sessizdurmaktanzevkalarakdaldı.Uzunuzundüşünerek,Suad’ınobakışı-nı tekrar görmeye çalışarak, ümit, kuvvet bulmaya uğraşa-rakbirazmetanetinikazanıyordu.Osonbakışınhazinren-gi,onuniçinbinlercemanalarladolugeliyordu.Suad’ınev-velahiçsesçıkarmayıpbaşınıbilekaldırmayıpmeşgulolu-şu,kalbiyleettiğimücadeleyigösteriyordu.Fakatsonrakalbigalipgeliyor,gözlerbütünbumücadelelerinhüznüylenem-li,dudaklartereddütlü,sestitrek,“Yinegelirlerelbet…”di-yordu.Heyecanonaböyle,“Yinegelirler”diyetekliflibirsözsöyletiyordu.Hayır,bukayıtsızlıknefretolamazdı.
Alıştığısakinlikiçindeduyduğubirgürültüilebaşınıçe-virdi,yoldangeçenarabayabaktı,fakatbirdengözlerindebirkarartı gördü. Arabada Süreyya ile Suad’ı görüyorum zan-netmiştivebubirdenondabir ihanetyarasınabenzer,birkocakalbindeaçılanyaragibitahrişoluşturdu.Bundabireşihaneti,verilenyemindendönmekgibibirşey,fecibirdu-rumgörüyordu.Ona,Suadkendisiberaberindeolmasage-zemez,eğlenemezmigeliyordu;başınıeğipderinbiracılık,matemlibirhüzünile,“Ah,bedbaht,bilsenkionunhayatın-dasennekadardeğersizbirşeysin,bunubilsen…”diyordu.
Evet,bunubilseydideböylegeniş,sonsuzhülyalaradal-masaydı,birbakıştaböylesonsuzaşklarbulmasaydı…Bü-tünbunlarıkendisihemyalnızkendisiyapmamışmıydı?Bir-kaçgündüronuokadarmesutedenemniyet,tarumarolarakyerinebüyükbirşüphe,onunarkasındanbüyükbirümitsizlikgeldi,azanbirşüphe,boğanbirümitsizlik…KendisiSuad’ınhayatındahiçbirşey,bireğlenceiken,Süreyya…LakinSürey-yaonunsahibi,amiri,kocasıidi.Onlarınhayatlarıbirbirinin
184 M E H M E T R A U F
idi;oonubakirvemasumalmış,senelerceonunlayaşamış-tı.HattaSuadkendisinisevseydibileonungibiolmasınaherşeymâniidi.Buevlilikten,Süreyya’danbaşka,bütünmaddi-yattanbaşkabütünmaneviyatmâniidi.Herşey,bizzatSu-ad,hâli,mazisiylebirmâniidi.Mazisionundu,onunlayaşa-mıştı,onunlayaşıyorduveonunlayaşayacaktı.Şimdikendi-leribirbirininolsalarbilehiçbirzamanöyleolamayacaklar-dı,oonunkarısıidi,birçokzamankarısıolmuştu,saadetvezevkleolmuştu,hiçbirvakitdebuzevklihatıralarıvesaade-ti, kendisi mahvedemeyecekti… Bu kadar sevdiği bir kadı-nı,sankiortaklıkilekirletmişolacaktı;bundataşkınlığasevkedenbirfenalıkgörüyordu.
Ohâlde,sevilsebile,buyalnızbiryaradanbaşkabirşeydeğildi.HâlbukihiçbirzamanSuadkendiniherşeyinibıra-kacakkadarsevmezdi.Hattabirparçabileseviyormuydu?Kendine kuvvetle temin edebilir miydi ki Suad tarafındanseviliyordu? Bu düşüncelerin altında esir, mustarip, hâlâ oihanetyarasıylayaralı,tekraronlarıgörmemekiçinoradankalktı,ağırağırTarabyatepesineçıkanyokuşatırmandı…
Gecesi, sessiz, karanlık, ıstırap çekerek geçti. Alkol ilemusiki elinde, fakat bu gece öldüren bir ümitsizlik ile, sa-atlerce bir söz söylemeyerek surat etti. Sabah, Boğaziçi’ninbahara benzeyen sisi bir sonbahar sabahı, bir anda onaYenimahalle’dekisabahlarıhatırlatandurgundenizli,berraksemalı,taze,bütünincileriyle,gümüşleriyle,ipekleriyletitre-yenbirsabah;şimdionlarınoradabelkihenüzuyanmışol-duklarını,mahremvesamimihayatlarınıdüşünerek,otelha-yatındanbulantıverenbircansıkıntısıylakalktı.Giyinirken,aşağıinipgazetelerinbaşınagittiveoradagazeteleregömül-mek içinuğraştığızaman,zihnindebirfikir,onuumutsuz-luğasevkedipboğanbirfikirvardı:Neolacaktıhayatı,böylekeşmekeşleneolacaktı?Buhastalıktaniyileşinceyekadarne
185E Y L Ü L
yapacaktı?Ahsefil,dahadünburadanekadarmesutoldu-ğunudüşündükçe,“Benimcezamdır!”diyordu.
Gazetelerielindenatıpdışarıfırladı.Yeniköy’edoğru,birişvarmışgibitelaşveaceleyleyürümeyebaşladı.Lakinka-rar,artıkbirkararlazımdı?Fakatneyekararverilecekti.
Bununla birlikte karar verilmeden tekrar yemeğe dön-mek,yineoüzüntüiçindeyemeğiniyemek,tekrarosalon-da,oadamlarınarasındaoturmakicapetti;fakatartıkyor-gun,herşeyden,sadeceyürümektendeğildüşünmekten,ıs-tırapçekmektendeyorgun,oracıktayorulmadanölüvermekiçinbekleyerekotururken,terasınkapısındanbiriningirdi-ğinivearkasındangelengarsonunonakendisinigösterdiği-nigördü.Sıçrayarak:
–Süreyya…dedi.Öbürüeliniuzatarak:–Evet,bengeldim,dedi.Vesitemederekiştesonundakendisinigelipbuldukla-
rınısöyledi.–Zirayalnızdeğilim,Suadaşağıdaarabadabekliyor,dedi.Sonraalayederek:– Eğer sizi bir mutluluktan alıkoymazsak alıp gezmeye
götürmekiçingeldik…diyeaçıkladı.Aşağı inerlerken, boğuk bir sesle cevap vermek isteyen
Necib’eanlatıyordu:OnunburadaolduğunuSuad,çantasınıalmakiçingelenotelhizmetçisindenanlamıştı;bugünyarınuğrardiyebeklerken,sonundagelmediğinigörünce…
–Zatenbenseninoradasıkıldığınıanlıyordum.Senbirkere gürültüye alışmışsın, bizim köşemizde elbette sıkıla-caktın…Fakatsonundakavuştunya,kimbilirnelervardır?Yinebirentrika?
Necib orada rıhtımdaki arabadan çarşafından fark et-tiğiSuad’ayaklaştıkçaperişan, titreyerekcevapveremiyor,
186 M E H M E T R A U F
şimdionunyüzünenasılbakacağınıdüşünüyordu.Hayıroyaptığıiştensonraonaartıkbakamayacaktı;hâlbukiSürey-ya bir taraftan söylüyor, havanın güzelliğini anlatarak bu-günBeykoz’agideceklerinihaberveriyordu.Necib,orayagi-dip,Suad’ıselamladığıvakithâlâSüreyya’yıdinliyormuşgibiyaparakonunyüzünebakamıyordu.Suad,kocasınabakıp,“Gidiyormuyuz?”dedi.
Onunbaşişaretiyleaşağı indi.Süreyyaarabacınınpara-sınıverirkenSuad,mesutettiğinivesevildiğinibilenkadınla-ramahsusbirtebessümle“Rahatsızetmedikya?”diyesordu.
Necib haykırmak, bu gözlerin, bu tebessümlerin karşı-sındaölmekihtiyacıylazayıf,gözleriyle,tavrıylacevapver-meyeuğraştı.
Fakatsandalagirdiklerizamanbaktı;oh,öleöle,başkabirferahlıkvemestolmanınhayatınagiriyormuşgibibak-tı;bunlaryorgun,çürük,donuk,birbulutkaplamışgibiidi.Şimdibugözlerkendindenkaçıyor,birazevvelparlayanba-kışlardaşimdibirsönüklük,birfirarilikvarzannediyordu.
Suad, o evvela buraya gelinceye kadar vereceği saade-tin şevkinden heyecan ve titreme ile, ümit ve emelle peri-şanikenşimdihücumveistilaedenbirkasvethüznüyle,da-hadüşürecekadımıatmadangelenbirkorkaklıkve tiksin-ti ile perişandı. Süreyya bugün şen, konuşkan, her şeydenbirsözçıkararakkonuşurkenSuad“Ahhaberinolsa…”di-yor,oNecib’enasılolupdaSuad’ınbugünküBeykozgezme-siniaklınagetirdiğinianlatırken,bilebileonuNecib’inayak-larınagötürüpkabahatlerine,ihanetinegülünçbiraletyap-mak,Necib’innazarındabileböylebiradiliketmekkendisi-neağır,iğrençgeliyordu.Ruhundabunakarşıbirisyan,iştekendinibuhüzünvekasvete,bumemnunsuzluğa,ömründebuşiddetleilkdefagelenbuhürmetsizliğesevkedenbiris-yanhasıloluyordu.
187E Y L Ü L
Son günlerin ince heyecanları onu iradesiz bırakmış-tı,fakatozamansadeceolaylarınakışınaboyuneğmektenbaşkabirşeyyapmıyordu.Ozamanbirsenedirkendiniha-rap eden hüzünlü düşüncelerden kurtuluyorum zannet-miş, henüz hayatında sevinçli anlar, acı fedakârlıklarla el-deedilenbirbahtiyarlıknasibivarzannederekbunainan-mıştı. Necib’i sevdikçe, sevdiğini mecbur olup kabul ettik-çe,özellikleonuntarafındansevildiğinigördükçeozamanakadar sakin bir saadet içinde, daha doğrusu düz bir kana-atilegeçmişhayatındabukadarşiddetliheyecanlarhisset-memişolduğunugörmekten,görüpiradesizkalmaktanbaş-kabirşeyyapamamış,bunukendinebileitirafedemeyece-ğibirhis ilesürdürmektenzevkbularakyaşamayadalmış-tı.Fakatşimdiyapılanşeybüsbütünbaşkaidi.Şimdiyeka-dar kendinin hazırlamadığı, idare etmediği vakalara oyun-cakolurkenkendisidebunabirhareketilaveediyor,sankibiryönveriyordu.Dünsadeceonabugüngelipbirnevika-bulveitirafdemekolacakbuhareketlemesutetmekten,onugörüp mesut olmaktan başka bir şey düşünmezken, o hâlidevamettirmedebulduğuzevkekendiniböylecebüsbütünterkediverip,butehlikeüstündeçırpınmaktankarşıkonul-mazbirheyecanbulurken,şimdi,dahailkadımdahareketi-ninbütünçirkinliğiileezilmektenkendinimenedemiyordu.Görüyordukikendinibusaadeteterketmekbileonuniçinimkânsızdı.Buzavallı,neticesiz,masumsaadetebile…Şim-dibirkerehareketininçirkinliğinigörmeyebaşlayıncabununasılbirneşeile,nasılbirgünahneşesiyle,özelliklenamus-lukadınlarınhissettikleri,kendileri içinokadaryasakolanbu şeyin bir parçasını, tehlikesizbir kısmınısonunda yap-makcazibesiyle,isteyerek,memnunolarakyaptığını,sade-ceonumesutettiği içindeğil,nekadardeğersizolursaol-sunböylebirhisiledeyaptığınıitirafetmekonukendinden
188 M E H M E T R A U F
nefretevetiksinmeye,âdetakızartanbirutanmayasevkedi-yorvekocasınıkolundantutupçekerekhâlâdevamedenbukirliliktenuzaklaştırmak,birzamanokadarhürmetettiğivehürmetederekmesutolduğubuadamlarıkendieliylesok-tuğubuçirkinmevkidenkurtarmakiçinölüyordu.Herşeyinüstündemuhakemeeden,hissedenveüzülen,düşünenvemuhakemeedenmelekelerindeüstünde,lakaytkalamadı-ğı,duymaktanruhunumenedemediğibirses,buşeyleriçir-kin, iğrençbulaniçgüdüvardıki,onabudurumufena, iğ-rençgösteriyordu.
Fakat ne olacaktı? O kadar zaman alıştığı bu heyecan-lardanmahrumoluncahayatını tahammüledilmezbirçölolacakgibigörüyordu.Ahsadeceöyledevametseydi,insanıboğanbuelimdüşkünlüklerolmadansadeceomasumhe-yecaniledevametseydi…Fakatonunmümkünolmadığınıvemümkünolmayacağınıgörüyor,hemişteartıkozamanıgeçmişbuluyordu,oartıktekrarbulunamayacakgeçmişbiremelolmuşveolanlaronubirtarafaiterek,ilerisıçramıştı.Şimdineyapmalıydıyarabbim?
Hiçbirzamanhayatıböyleelegeçmez,yolagelmezhainbirşeyolmaküzerebilmemişti.O,hayatınıgeldiğigibiyaşa-mıştı;sonra,onukendineuydurmakmecburiyetiçıkıncaöğ-renmeye,tanımayabaşlamış,tanıdımdediğiyerdeyinemeç-hulbularaknihayetonunanlaşılmazbirbilmece,bütünça-resizlikten oluşmuş acı bir bilmece olduğunu görünce deh-şetiartmıştı.Şimdi,şimdiartıkbuhayatakarşıbirkinvega-zaphissediyor,birşeyyapamamakimkânıylabüyüyenbukinonuacı,zalimyapıyordu.Nekadaraldanmışolduğunu,haya-tınıgüzelvemesutbirhayatdiyegörmektenziyadeöylede-vamedecek,öyledevametmemekiçinhiçbirsebepmevcutdeğil diye inandığı için ne kadar budalalık etmiş olduğunu,bir gün, sadece kalbin yorulduğunu, ruhunun usandığı için
189E Y L Ü L
herşeydeğişip,insanınyabancıbirçevre,yabancıbirhayatiçinde,hattaozamanakadarbilealdanarakyaşadığınıkabulemecburkaldığınıgörüyor,herşeyişimdianlıyordu.Ohiçdü-şünmemiş,bunaihtimalvermemişti.Ruhudaimabirhâldekalacak,kalbiölünceyekadaröylevuracakzannetmişken,iş-teonadaoyaş,oherşeyienhakikirengiylegörüpanlamakyaşıgeldiğinigörüyordu.Birmana,birsebepveremediğisı-kıntılarınhepalıştığıhayatınartıkruhunayetmediğiiçinor-tayaçıktığınıvenihayetşimdiruhununkıymetligıdasınıbul-duğu zaman, o hiçbir şeyi bilmeden tertip ve kabul edilmişhayatınbağlarıylabağlanarak,buyenisaadetireddetmeyeveuzaklaştırmayamecburolduğunugörmekkendisineacıgeli-yordu.Ahtekrarhayatınabaşlamakmümkünolsaydı…“NekadardalgınsınSuad?”denildi“Etrafınabaksana…”
Uyanırgibioldu,Süreyyaşikâyetediyordu:“Okadarar-zu,okadarrica,şimdisükunvekasvet…”diyordu.
Hava, yine o hararet ve rengin üzerine şimdi hissedil-mezbirtülçekilmişgibiağzısıkıbirgölgeye,hararethafifbirparlaklığa,ancakhissolunanbirılıkesintiyedönüşmüş,ışıksadecebiryansımahâlindeyayılıyor,denizinlacivertgözlerisankibulanaraksinesindenfışkıranokeskinbaharkokusuy-laBeykozkoyunadoğrusokuldukçakararıyordu.
Çayırı bütün bütün tenha buldular. Ağaçların gölgeleri,yarıbulutlusemaaltındakiçayırsoluk,boynubüküktü.Yalnızsonyağmurlarınvedünkügüneşinverdiğibirtazelikilemah-zunbiryeşillikvardı.OnlarçayırınburengindekigüzelliktenbahsederlerkenSuadçınarlardansarı,kurudüşenyaprakla-rınkapladığıyollardayağmurlarlaıslanarakhasılettikleriça-mura,buçürümüşyapraklarabakarak“İşte!”diyordu…
Necibetrafınabakarak:–Havanınrengiiyicesoluyor,dedi.
190 M E H M E T R A U F
Vebastonuylakarşıdanağırağıryükselenbulutsürüleri-nigösterdi.Süreyya:
–Ee,neolacak?dedi,geçenkihavalarıdüşünsene…Neidioyağmur,orüzgâr?
–Amadün,evvelkigünnekadarparlaktı,biryazgünügibi.– Ee sonbahar bu… Artık bu kadar güzellik ve hararet
verdiktensonra…Eylüldendahanebeklenir?Eylül,malumyahüzünvematemayıdır.
O zaman Suad’a hayatının şu devresi kendi ömrünün,kendikadınlıkhayatınıneylülügibigeldi.Eylül…Birkaçgünhavanekadargüzelolsabukadarcıkfanibirgüzelliklebi-leminnettarolmak lazımgelenbiray. İçinebirkaçgünlükkışhücumundanacıdüştüğüiçin,insanogüzelhavaların,devamlıyazınartıknasılgeçmiş,sadecebirmaziolmuşol-duğunuhissettirenbiresefvehasretayı…Onunhayatıdaöyle değil miydi? Son günlerin güzelliği ile beraber, şimdiyineimkânsızlığa,yinehüzünvekasvetedüşmemişmiydi?Tabiikişimdidüşündüğügibi,nasılyazelindekisaadettenhabersizgeçipılıkkışhücumuylateessüfederse,odademinanlamamış,özlememişmiydi?Tekrarhayatınabaşlamakar-zusu,bugüntekraryazolsunisteğigibideğilmiydi?Birsene-dironunharapedenendişelerin,acılarınneolduğunuartıkiyicegörüyor,“İştebenimeylülüm!”diyordu.
Eylül… Henüz renk ve kokusu bitmemiş fakat baha-rın ıtırlı renklerinin bolluğu hissedilmez şekilde çekilmiş.O kadar tekrar dönmemek nasipsizliği ile, döner gibi gö-rünsebilehemenyinesolupkararanhırçın,boşarzularlaacıacıçekilmişkibirgün,iştetabiatınruhu,birdenuyanıpgörüyor;yapraklarınınnasılsararmış,birçoklarınındüşüpçamurlariçindeçürümüşolduğunugörüyorveşimdihavanekadargüzelolsa,obirikigününverdiğiacılıklabugüzel
191E Y L Ü L
havalarınnekadarfani,burenkvekokunun,nevefasız,neartıkelegeçmez,eldeikenkıymetibilinmemiş,öylecehar-canmışbirhazineolduğunuacıacıgörüyor.İşteartıknebirçiçek,nebirkokukalmış.Artıkonlardatahammülbilekal-mamış, hepsi çürümüş; evvelden yağmur yağsa bile kayıt-sızkalırlardı,belkidahatazelik,dahahayatgelirdi,şimdi…Şimdiişteyağmur,iştekışhepsiniçürütüyor;herşeyçürü-yor,herşey…
Evet,herşeyçürüyor,herşey…İnsanlardaçürümeyecekmi? Eylül’de sanki bahara hasretlik çeken üzgün bir tazelik,sanki üzerine çöken kışın, kendini mahvetmek isteyen son-baharınaksinedevametmek,tekrarbaharolmakmücadele-sivardı;fakatbununiçinmuhtaçolduğuşeylerdenmahrumolduktanbaşkakendisindededayanmagücükalmamışveta-biatbunuanlamışgibiacıbirsıkıntıvedüşünceyle,üzerineçökenyalnızlığın,mateminacılıkmührüyledüşünüyor;san-kinekadaruğraşırsauğraşsın,nekadardayanırsadayansın,kışıngalipgeleceğini,artıkherşeyin,herümidinbittiğini,bu-nadayanmakgerektiğinianlamaktandoğanbirusançlaağla-yandır.Nerenk,nekoku…İşteyapraklarölüyor…Rüzgârin-safsız,yağmurinatçı,herşeyçürüyor,ah,herşeyçürüyor…
Ozamaneylülkendine,tabiattailkusançayı,faniliğiilkhisayı, ilk faydasızveacıklımücadelearzusugibi,hayatınneolduğunuanlatıphabersizgeçengüzelmazininhasretiy-leilkboyunbükülenaygibigöründü.Ayaklarınınaltındaça-murlanmışçürükyapraklarabakarak,“Evet,herşeyçürüyor,demekbizdeçürüyeceğiz?”diyedüşündü.Demekkiçürü-yecekti,odaçürüyecekti!Böyle,hiçbirsaadetgelmeden,da-hahenüzbeklerken,özelliklehayatınınnasılboşunageçmişolduğunuanladıktansonra,artıkbirşeydeyapmanınmüm-künolmadığınıgörerek,böyleçürümek,bitmekonapekin-safsızca,pekacıgeliyordu.
192 M E H M E T R A U F
Hâlbuki işte onda yaşamak için daha şiddetli bir arzu,saadettenmahrumolmak,hayatınıkaçırmamak içinderinbirihtiyaç,icapedersemücadelekabiliyetivardı.Fakatherşeyboşdeğilmi?Neolsa,neyapsakışgelmeyecekmi?Yage-linceyekadar…Hiçmi,hiçmibirşeyyapılamaz?Böyle,gö-rerek,anlayarak,bilebilehayatvesaadettenvazgeçmeyeta-hammüldenbaşkabirşeymümkündeğilmi?
Derin bir hüzün içinde, bu düşüncelerden gafil konu-şanSüreyyaileNecib’ebaktı.SüreyyaNecib’ebirşeyanla-tıyordu; eliyle ileriyi göstererek söylerken Necib de Suad’abakıyordu.Ozaman,gözlerarasında,bugünilkdefavecid-di,ateşlibirçarpışmaoldu.Necibbubakışnanekadarde-rin,acıbirşikâyetveyardımistemegördüyse,Suaddaonungözlerindeokadarderin,okadarsamimibirmuhabbet,hermücadeleyehazır,hertecrübeyibilen,ölümlerekadarsüre-cekbirbağgörüyorumzannettivebuonabuçaresizlik,ağırkimsesizlikhissiiçindebüyükbirteselliverdi.Okadarkionabaktıkçadevamedebilenbuhissidevamettirmekiçinbak-tı, gözlerine hükmü geçmeyerek onların bakmasına müsa-adeetti.Böyle,birbirlerinebirmüddetbaktılar,sankigöz-ler uzun müddet birbirinden kaçan ruhların artık dayana-mamasıyla zayıf ve hasta, acıklı bir mücadele ile büyülen-miş,yorgunidiler.
Fakat bunda kuvvet veren bir hâl vardı. Belirsiz, uzak,uzakbirselametümidigibibirşey,sankibuöksüzvebiçareruhlariçinbirbirininbakışlarınınderinliklerindebitmişha-yatlarınıntedavisivargibibirşey…İştebununiçin,gözlerbiranolupbirbirlerindenayrıldıklarızaman,tekrarosema-yakoşuptekrarümitvekuvvetkazanarakihtiyacıbakikal-mıştı.Bunubilmeyerek,düşünemeyerek,artıkitaatetmeyenbiriçgüdüileyapıyorlardı,okadarkibütünosersemlikiçindeakşamakadarüçdörtdefadahabubakışlartekraretti.Fakat
193E Y L Ü L
bubirçokarzulardan,arzularınbirçoğununcesaretgöster-mesivedayanmasıneticesindefiilesürüklenmesindenson-ramümkünoluyordu.
Nihayet akşam olup son vapurla Rumeli’ye geçerlerkenSüreyyaNecib’igötürmekisteyipdeoreddettiğizamanba-kışlartekrarbirbiriniaradılarvebuseferbubuluşmaileöylemestkaldılarkibusankiuzunbirhasbihâl94oldu.Necibbü-tünmahrumiyetlerinintesellisi ilemahmurveşaşırmış,Su-adbirbilemezlik,birkarşıkoyamazlıkilehâlsiz,sankibera-berolamamalarınınacısını,nekadarbirbirleri içinyaşadık-larınıanlatarakçıkarmakiçinnazarlarderinderinbakıştılar.
94 hasbihâl:Konuşupdertleşme,sohbet.
194 M E H M E T R A U F
14
Bubirmüddetsadecebakışlarlakonuşulanbirhayatol-du. Sanki kalp bütün söylemek istediklerini, Suad’ın arzu-larını, emirlerini, Necib’in şükran ve taparcasına sevmesi-nianlatmakiçingözlerimemuretmişgibi,gözlerbusadecekendilerininanlayacaklarımanalarlasonsuzparlaklıkmey-danagetirdi.Necibhiçbirşeysöylemeyegücüolmayansaa-detiyleboğularaksadeceitaatediyor,büyüleyicibirrüyadaimişgibisadececazibesineteslimolarakgidiyordu.Suad’ınöylezamanlardaöylebakışlarıoluyordukibuonabirhayatverilmişgibisaadetveriyordu.Konuşurken,gezerken,gidiş-te,dönüştebuhayatakuvvetvehırsilesarılmakarzusuve-renbakışlarlamestoluyordu.Vedaediporadanayrıldığıza-man öbür güne kadar gömüldüğü karanlıkta bu bakış birrehber,birtesellinuruvekuvvetoluyordu.Bundabirmeç-hullükbulunuyordu,heraninsanısaadetineinandırmayan,her an bunun bir rüya, bir yanlışlık olduğunu zannettirenbirfanilikvardıkibu,bazenümitveemelleateşlibirheye-can,hemenşüpheyeteslimolacakbirheyecanoluyor,fakatardındankavuşmalarabedelbirsaadetveferahlıkverenbirtebessüm, bir küçük, belki manasız, belki hiçbir tebessümhepsinimahvedipsadecekendihükümranoluyordu.
Ahbubakışlarınbazennasılmanaları,nasıl incelikleri,nasıl renklerivardı,ne ifadesivesezdirilmesi imkânsız,neanlatılması imkânsızşiirleri,şiiriyetleri, insanınasılbirden
195E Y L Ü L
saadetsemasınaulaştıranrenklerivardı!Bazenderin,siyah,vakur,sükûtettiğiolurdu;sonrabirricanuruiletitreyerekyalvaran,perişanbirbakışilebakardı;bazenhükmeder,em-reder,sonramunis,95razıolur,lütufkâr,vadeder,“Evet,peki!”derdi.Bazensadece“Seviyorumvemesudum!”diye,sonraşuhvekadınolupşüphelibiremniyetlebakarakmahmurvemest,teşekkürederek,ahbunazarlaronanesaadetlerveri-yordu.Henüzaçılıpdamesutolacağına,okadaryaşayaca-ğınainanamayanbirgencesaadetveemeligibizayıfvein-cebirsaadet…
VeSuad’ıevvelkindenziyadekadınlığına,ziynetine iti-nalıgörüyor,onundahagüzel,dahazarifolmayaçalıştığı-nı,kendisiiçinmerakettiğinianladıkçaçıldırmakisteyerek“Hepbenimiçinyapıyor.Ahseviyoryarabbim,nekadarse-viyor,nekadar…”diyehaykıracağıgeliyordu.Kadınlığınınbütün aletlerine, bütün silahlarına boyun eğmiş, büyülen-miş,benliğinikaybetmişti.
Sık sık Yenimahalle’ye gidiyor, bazen yemeğe kalıyor,bazengezmeyeçıkıyorlar,sonrayalnızdönüyordu.Birgünoteldeöğleyemeğiniyediktensonrabirvapuraatlayıpora-ya gittiği zaman Suad’ı yalnız buldu. Süreyya on bir vapu-ruylaİstanbul’a inmişti;ozamanoradayalnızoturmaktançekinerekdönmekdeistemeyerektereddütetti;fakatSuadbirdenhücumedenheyecandansonrakidurgunlukla,“Fa-kathemengelecek,sekizbuçukvapurunayetişecekti.”de-di.KendiningitmemesiniistediğinigörerekNecibmemnunduruyordu; ikisi de titriyorlar, yabancı adamlarmış, ilk defagörüşüyorlarmışgibikalıyorlardı;birbirindenvesonrabaşka-larındankorkuyorlardı;Suad,BehiceDadı’yıehemmiyetleya-nınaçağırıyor,ogitmekistersetelaşediyor,yalnızkalmaktan
95 munis:Kolaycadostlukkurabilen,sıcakkanlı,canayakın.
196 M E H M E T R A U F
korkarak,titreyereksükûtolunuyor,sözbulunmuyor,hattabirbirinebakamıyorlardı.
Fakatgittikçealıştılar, sonongününbütünbakışların-dan,manalarındanarınmış,sade,düzbirsurettekonuştuk-ları oldu; sanki aralarında hiçbir şey cereyan etmemiş gibigörünüpbirbirinialdatırgibiduruyorlardı.Havacesaretedi-lipçıkılamayacakbirekimhavasıidi;keskinbirrüzgâresi-yor,güneşorayaburayayığılmışbulutkümelerindenkurtu-lupdevamlıcahararetyayamıyordu.Veburadadenizinkar-şısında,okadarzamanSuad’ıokadaristediğibuodadaböy-le, yalnız böyle kalbinde sevilmek emniyeti, sevmek ateşivarken,sükûtve telaştabüyükbirzevkbularak,oemniyetvarkenogüldürenheyecanıylabayılarak,kendilerindenbi-le gizlemek istiyorlarmış gibi söz söylemekten, bakmaktankorkarak,fakatbuherkestengizliazizleştirilmişsaadetleriniböylekavivemevcuthissederekkaldıkça,birmüddetSuadbütünbütünkendininmişhülyasınadaldı…
ÇayvaktigelipSuad’ınhususibiritinailehazırladığıçaymasası getirildiği zaman bu his bütün bütün karar buldu;Suad’dasadehareketleriyleöylebirruhunuvermek,enküçüktavırlarındakisamimiyetleöylekendiniadamakrüyasıvardıki,bunlarbakışlarınmanalarındanziyadeonumestediyor-du.Böyle,ufak,masumsözler,masumolsundiyesöylendiğihâldedemanadolugelenküçükkonuşmalarlasesinintitredi-ğinihissettirmemekiçintitreyerek,birihtiyatsızlıklabütünbuşiiridarmadağınetmektenkorkarakgeçenbubirkaçsaatşim-diyekadargeçenenmesutgünlerineüstüngeldi.
FakatSüreyya’nıngelişibugüzelrüyadanonlarıpekacıbirsuretteçekipçıkardı.Ozamanhücumunakarşıkoyama-dığıbirkasvethüznü,busaadetinbütünacılığıonuharapetti;nekadaryalanvegerçekleşmesiimkânsızbirsaadetinoyuncağıolduğunuanlayıpböyleezilmişdururkenSuad’ın
197E Y L Ü L
bunufarketmişgibiümitvetesellinazarlarıylabaktığınıgö-rüyordu; fakatNecib’inkalbindekiacılıkvehüzünokadarderinidiki,istediğisaadeteonundaartıkistekliolmasıye-temediğindenokadargüçsüzdükibunazarlarıncazibesiy-lehervakitkigibiçokferahlayamadı.Veşimdiyineoradanayrılıpyineonlarıyalnızvemesutbırakarakgidipsefaletveyalnızlığındainleyeceğinidüşünerek,onuyinesahibinebı-rakacağını, her vakit, her zaman böyle olacağını ona böy-lebirkaçsaathayalenbilesahipolamayacağınıgörerekbugeceninnetahammülkırıcı,neuykusuz,azapdolubirgeceolacağındankorkuyordu.
GitmekiçinkalktığızamanSüreyya’nın,“Canımkaldayemekyiyelim.”teklifiniretileümitsizce,fakatbirkesinbirazimileısrarederkenSuad’ınbirbakışıoldu,sankionunbü-tünruhununeleminihissetmişveonunböylemelulgittiği-ne hiçbir vakit razı değilmiş gibi ümitsizlik ile, merhamet-le,hükmetmeyle,ricaveaşkilekarışırbirbakış…FakatNe-cib,bukadarderinbirkadınasadeceyalandansahipoldu-ğunugörerekdahaümitsizhattaSuad’abilegücenmiş,bel-kiyalnızonagücenmiş,“Hayır,gideceğim,sizkalınızveme-sutolunuz…Ahbenibıkarınız,ziraölüyorum,iştearanızdabeniöldürüyorsunuz…”diyehaykırmak,haykırmadığıiçinöfkeyle gitmek istiyordu. O zaman bu bakışta; şimdiye ka-darmanalarsadecekendinden,sadecebelkiyanılmakihti-maliolarakdaçıkarkenbuseferaşikârbirmanagörüldü.Oartıkhükmeden,“Hayır,mutlakakalacaksın,benöyleistiyo-rum…”diyordu.ArtıkSuadmünasebetlerininkabuledildi-ğini,devamınarazıolduğunububakışlainkâredilemeyecekbirsurettebellietmişoluyordu.VeNecib’inbubağlılıkese-rinekarşıgözlerininacılığı silinirkenSuad’ınbakışı, “Evet,kal,bendeöylederinvesonaermesiimkânsızteselliveümitkaynaklarıvardıki…”diyordu.
198 M E H M E T R A U F
Suadbugeceeşsizbirşekildebirteselliveşifaperisi,bircazibevesaadetperisioldu.Onunhüznünügeçirmek,onumesutvetebessümedergörmekiçinöylehâllerioluyordu,öylesözleri,öylebakışlarıoluyordukiNecibiçindedemin-kikaranlığınyerineşimdibütünbirsaadetindoluptaştığınıhissediyordu.Onunsözleri, tavırlarıbelkiyineherzaman-kigibiidi;fakatşimdionlardahususibirrenkgörürgibiolu-yor,artıkenmanasızşeylermanadolugeliyordu.AsılNecib’imestedenşeyonunhayatvehareketlerinekendininkatkıvetesiri olması idi; onun hayatına giriyorum, onu zaptediyo-rumsaadetiyleboğuluyordu.“Benimiçin,benimiçin!”di-ye onun hiçbir erkeğe, kendinden başka hiç kimseye belkiolupdaböylekadınlığını,bütünhazinelerini,bütünruhu-nuvermeyeceğini,yalnızkendininbukadarmesutolduğu-nudüşünmekleboğuluyordu.Ozamanbirteşekküretmekihtiyacınıhissetti,kesin,hükmedicibirihtiyaç,hemenağla-yarakteşekküretmeihtiyacı…Vebunuanlatabilmekiçinneyaptıysamuvaffakolamadımzannetti;yanıyordu,ölüyordu.HâlbukiSuadanlıyordu,onugüçsüzgörmemekiçinbütünkadınlığınınyolgöstermesiyleuğraşmışveşimdidüşünme-den sadece hislerine uyarak, sadece keşif ve icat ile, heye-canlardan saadetler yaparak ve onun gözlerinde nasıl me-sutolduğunu,nasılteşekkürlerlebaktığınıgörerekyineha-yatbuluyormuşgibioluyordu.Onuböylehepkaranlıkların-dankurtulmuş,mesutgördüktensonragitmekteşebbüsünümenetmedi.Veayrılırlarkenbirdenbiredediki:
–GeçengünSüreyyasöylüyorduya…Fakatartıkbendeinanıyorumkionunhakkıvarmış,NecibBey…
Necibşaşkın,bakıyordu.Süreyyagülümseyerek:–Ha,dedi,ohusustahaklıyız…Necibsoruyordu:–Niçinefendim?
199E Y L Ü L
Süreyyayenidengüldü:– Suad’ı bir gün otele yemeğe davet etmediğin için ol-
malı…Suadbaşınısallayarak:–Hayır,hayır,dedi.Mümkünolmayanşeyiistemekbile
bilereddolunmaktır.Benokadargüçşeyleriistemem.Fakatinsanhiçolmazsasadeceköyünedaveteder.Tarabya’nınnegüzeltepelerivardır…
Necib, mesut, birden kalbi çarpıp teşekkür edercesinebakarak:
–Yeminederimkiaklımda…Fakat…Bilmem…Havalar…SuadgülerekSüreyya’yadöndü:–Zavallıhava,dedi;bereketversinkiovar,olmasanice
şeylerbahanesizkalacaklardı,yazınçoksıcak,kışınçokso-ğukolmasanelergerikalmayacaktı,değilmi?Şimdisonba-har,havanınnekabahativar?Kendikabahatlerimizi,haksız-lıklarımızıondanbaşkaneyeyükletmeli?
VeyarıniçinonlarıTarabya’dabekleyeceğikararlaştırılıparaba bulmak için köye kadar giderken Necib mest ve şaş-kınkendikendine,“Ahnasılşeyler,nelerekadirdeğillerya-rabbim…Enmasumgörünenibile…Ahbukadınlar!”diyor;sonrabaşınısallayarak:“Neydio,mümkünolmayanşeyiis-temekbilebilereddedilmektir,öylemi!...Fenatembihdeğil!”Bundansonrahayatlarınınbaşkabirdevreyegirdiğini,mü-nasebetlerinde mühim bir adım daha atıldığını görüyordu.Bugecekibakıştaokadaraçıkbirkabulifadesiveteşvikvardıki,artıkbuaşkıikisiiçinkatiyenkabuledilmişbirşeyolmaküzeregösteriyordu.Artıkbelirsizlik,herşeyinbirrüyaolmakihtimalikalkmıştı;temasedilebilecekbirispatvardı.Birsiga-rayakarak,“Pekâlâ,neolacak,bununsonuneolacak?”diyesoruyordu.Vesaadetikendiniokadarbenciletmiştiki,adımadımböyleSuad’ayaklaşıpbirgünherşeyinmümkünolaca-ğınışimdidengörüyor,bununlamestoluyordu.
200 M E H M E T R A U F
15
ÖbürgünöğledensonraTarabyatepelerineçıktılar.Ha-vasabahleyinkalınvekışbuluttabakalarıylaörtülüveyük-lüikenbunlarınaltındanöğleyedoğrugüneşkurtulmuş,ha-fifbirlodosilebirleşerekbulutlarıdağıtmış,etrafıyükseldik-çehissolunanılıkbiryazesintisiilekuşatmıştı.Tarabya’nınat kestaneleriyle, genç kavaklarla çevrili olan İstanbul yo-lundanyürüyerekyükseleyükselebütünBoğaz’ı,tauzaktaKaradeniz’igördüler;Hacıosmanbayırı’ndanBüyükdere’yeindiler,oradahavanıntekrardönmüş,serinbirrüzgârilede-nizinbozulmuşolduğunugördüler,döndüler.
Necib bu gezintiyi evvela sıcak ve sonsuz bir sevinçlebeklerkenbugünündeböylebitmiş,geçipgidivermişoldu-ğunu,yinekendininyalnızdönmeyemecburolduğunugö-rüncehepkendiıstırabıilebitenbuteşebbüslerdenyorgun,yinekasveteyenikolarakdurdu.Suadartıkengizliüzüntü-lerinibilebilenbirruhbakışıylaonungözlerinisorgulargibiidiveilkyalnızkaldıklarızaman:
–Galibayoruldunuz?dedi.Dudaklarında bir inci tebessüm, gözlerinde bir merak
ifadesivardı.Necib“Niçin?”diyesorduvedurgunluğuiçinsorduğunuanlayınca:
–Başkaneyapayım?dedi.Sonrabütünüzüntüveacısınıanlatmakistiyormuşgibi
ateşleilaveetti:
201E Y L Ü L
–Bugündebitti,işteokadarşevklebeklediğimbugündegeçtideonuniçin…
Suad o tebessümü yarı solmuş, gözlerinde henüz sonparlaklıkları titreyerek sönüyor, bakıyordu. Necib tekrarsükûtubozdu;derin,hararetleiçiniçekerek:
– Ah bilseniz dünden beri bugünü nasıl bekledimdi…Dün gece o kadar mesut ve bahtiyardım ki… Sabaha ka-daruyumadım…Zannediyordumkibugünbüsbütünbaşkaolacak…Daha…Bilmem,fakatgördünüzya,hiç…Odageç-ti,hepgeçecek…Hepgeçecek…İşteböyle…
Sesisonsuzbirüzüntüveelemlesöndü.Büyükbirümit-sizliktavrıylaelinisallayaraksözünübitirmedi,tekrarsükût.Suadacılı,gücenikbakıyordu,sankisormakistiyordu:“Ni-çin? Lakin niçin?” demek istiyor, söyleyemiyordu; kendinizorluyor,“Hayır,benistemem,kederıstırap,istemem…”de-mekiçinölüyordu;fakatenküçükbirsözonukorkutuyor,dudaklarını kilitliyordu. Bu söz söylenirse her şey, kendisi,bütünbuhâlmahvolupyerinehepfenalık,azapvepişman-lıkgeçecekdiyekorkuyordu.
Necibkendikendinedüşündüğünüonadasöylemekistergibidudaklarındaacıbirtebessümle,“Ahdün,dün”dedi;sö-zükendikendinesöylüyormuşgibibirvedalaşmahâlivardı:
–İşteotuzyaşındayım,hiçdünkükadarmesutolduğumubilmiyorum…Birmüddet,bakınız,sizinkarşınızdabirmüd-detzannettimki…Zannettimki…Sadeceikimizvarız…
Buradasesikısıldı,kendiniişitmektenkorkuyormuş,bircinayetyapmışgibigözleridondu;sonrabununnasıl fenabirçılgınlıkolduğunuanlatmakistiyorgibi:
–Ahnerüya,neacıbirrüya…diyeacıacıgülümsedi.Suad’a söyleyecek ne kadar sözleri varken, hatta hâlâ
söylemekkabiliyetinihissediyorkensöylemekiçinböylema-nasız,münasebetsizsözlerdenbaşkabirşeybulamıyordu;
202 M E H M E T R A U F
kesik,birbirinitutmayancümlelerleboğazıkuruyor,sinirlerigevşemiştitriyordu;fakatokadar;Süreyya’nıngirdiğinigö-rerekpiyanonunüstündekifesinialmayadavrandı,Süreyyaona,“Oo,yolculukmu?”diyesordu.
–Evet,artıkvakit,gidiyorum,dedi.Burada bir süre daha kalmamak bir mecburiyetmiş gi-
bi,bumecburiyeteitaatibüyükbirazapolduğuhâldeyinegitmek istiyordu. Suad’a karşı derin bir gücenikliği, bir se-bep bulamadığı bir dargınlığı vardı ve onu böyle mustaripetmektenbüyükbirintikamzevkihissediyor,onungözlerin-deki acı ifadeyi görerek kalbi ferahlıyordu. Onun kendiningitmesini istemediğini bilerek itaat etmemekten, onu öy-leezmektenzevkalıyor,sonra“Evet,sadeceokadar,sadeceburadayemeğekalmaktanibaret…Hiç,hiçdüşünmüyordu.Birkadınmesutetmekisterseherşeyi,severseherşeyiya-par…”diye,mevkiinintahammülüimkânsız,idareedilme-siimkânsızoluşununacısınıondançıkarmakistiyor,bütünmesuliyetionayüklüyordu.
Süreyya,“ÖyleyaSummerPalasbu…Doğrusuorasıdu-rurken,obeyazsalondayemekvarkenburadakapanıpkal-mak büyük fedakârlık…” diyordu. Sonra mazlum, kederli,sessizduranSuad’asordu:“Değilmi?”Obaşınıbilmemya-hutelbettegibibelirsizbirişaretleoynattı;obütünanlıyor-du;çünkükendisindedeofırtınalarvardı;hergünasılsaa-detgelecekmişgibibirhasretvegelecekbeklentisivarkenbusonsuzuzayıpgiderekacıbirhüsrandan,bütünelemlerdenbaşkabirşeyelegeçmediğinigörmektenmeydanagelenokaranlıklaronudayıkıpharapediyordu.FazlaolarakokadaruğraştığıhâldeNecib’indeserzenişleri,onundaşikâyetleri,onundaıstıraplarınınelemlerikendinidahamustaripedi-yordu;onungözlerinde“Banasenazapçektiriyorsun,iste-sen…”gibibirşikâyetgördükçeneyapacağınıbilemeyerek
203E Y L Ü L
sadeceonlardanbuelemliacıifadeyidefetmek;sadeceonumesutetmekiçinçalışıyor,fakatişteacıfedakârlıklarlabe-raberbunamuvaffakolamıyordu.Ah,buaşknasılbirkaçsa-niyelik saadetleri uzun elemlerle, zalim pişmanlıklarla pa-ramparçaediyorvebununmecburiböyledevamedeceğini,hiçbirçareolmadığınıgörmekonunekadareziyordu.“Ha-yır,seniböylegüçsüz,kederligöndermekistemem;kalacak-sın!”demekistiyordu;fakatNecib’ingözlerikendindenka-çıyor,tesadüfetsebilebunlarbirtaşruhsuzluğuilekararı-yordu.“Ahneoluyorsun?Başkaneyapayım?Yeminederimki serbest olsam…” demek için ölüyordu. Bunu birçok za-mandanberiancaközelolarak,fakatşimdigürleyeceğisa-nılan derin bir gök gürlemesi gibi kendinde hissediyordu.Busözleonunnekadarmesutolacağınıhissediyor,lakinbuarzuyukendinebile,ruhunabile itirafedemeyereksustur-maya,imhaetmeyeuğraşıyordu.Fakatişteşimdihemenru-hundan,onunbütünengellerindenkurtulupbirdendudak-larınagelmişoldu…Evet,serbestolsaydı…Fakatmademkideğildi…Neolacaktı?Bunusadeceböyleyarasız,günahsızdevamettirmek,buaşkıbirçocukmuhabbetigibimasumbirsevdailebeslemekmümkündeğilmiydi?Ahniçin,bir-takımacıfedakârlıklarseçippişmanlıklara,azaplara,bütünkaranlıkvemusibetedüşmek,birhataileüçhayatıbirdenharapetmekniçinlazımgeliyordu?Ziraönündebirkaran-lıktan,musibettenbaşkabirşeyigörmüyordu.Ahbirparçaokanaatkârolsaydı,bilseydiki,kendideistiyor,mümkünolsabununiçinherşeyiyapacakvebirsaniyeayrılamamakiçin,onumesutveşentutmakiçinokadarçalışacaksadamüm-künolmuyor…BunugörüpNecibdekanaatetse,onunmu-habbetinden, kalbinden emin olsaydı… “Ah Necib, Necib,bilsen!”diyeinlemekistiyordu…
204 M E H M E T R A U F
Fakatobilmiyordu,hemgözleriokadarhain,okadartaşgibibakıyorduki,birmüddetonunkalbihakkındaacabaya-nıldımmıdiyesoğukbirtitremeileharapoldu.Fakatoda-hademinşikâyetetmemişmiydi?Odakendimustaripoldu-ğu,öldüğüiçinböyledurmuyormuidi?OzamanSuadbuiş-tehiçkimsedekabahatolmadığını,bununasılsebebininaşkolduğunugörerek,onunnehain,neçaresiz,neyırtıcıbirya-raolduğunukabuletmeyemecburoluyorveboynunubü-kerekonunelindeezileceğini,paramparçaolacağınıbilmekkorkusuylaharapoluyor.
Necib gitmek için kapıya dönünce Suad’ın tereddüt-lübirseslekocasına,“Kavak için…”dediğini işitti.Suad’dason günlerde hep gezmek için bir eğilim, sokak için fevka-ladebirarzumeydanagelmişti.Kışıngelipbastıracağındanşikâyetederekşimdibumüsaadelerdenistifadeetmek,etrafıhiçolmazsaşimdigörmekistiyordu.Hakikattebütünbunla-rınkendisiiçinyapıldığını,kendisininburayasıksıkgelmesi-nebirbahaneolduğunuNecibanlayarakmemnunvemesutoluyor,hepkendiiçin,bütünkendiiçinyaşayanSuad’ıböylezamanlardanekadaryüceltiyordu.Şimdiyineümitsizcegi-derkenbusözonuferahlandırdı.Ümitsizliğininkaranlığın-dabirsevinçparıltısıbelirdi.Fakatböyleyavaşyavaş,gittikçedahasıkı,dahaateşlibağlanarakbirgünbubağlılıkgösterile-rindemuhtaçbırakmayacağını,birsusuzluğaalışacağınıtek-rardüşününceneolursaolsunbuçıkmazdançıkmakiçinherşeyiyapmaya,neolursaolsunyapıpkurtulmayakararverdi.Bununiçinkarıkocakararlarınıyarınaveripkendisinebak-tıklarızamanaksilikolarak“Mümkündeğil,yarınİstanbul’agideceğim…”diyebaşınısalladı.Suadkendinesabitbirba-kışlabakarak“Öbürgün…Olmazmı?”diyesordu.Necibba-şını çevirmek isteyerek “Bakalım…” dedi. Ona karşı böylegözleriylekendinimahvvehelakettiği,iradesinibağladığıve
205E Y L Ü L
güçsüzettiğiiçinbirdençoğalanbiröfkehissetmişti.Gözle-ridumanlanarak,birhırsbuğusuiçinde,“Sizgitsenize…Be-nimiçinnedenkalıyorsunuz?”dedi;fakatoandapişmanol-du, onun gözlerinde o kadar derin elem ve serzeniş gördüki,birdenbirtepkiilepişmanoldu;kendisiniböylekederliveüzüntülügöndermemek,öylegörmemekiçinnenaziknebüyükhislerinifedaedenbusevgilikadınıkendisideşimdiümitsizbırakmakistemiyordu.Acıbirtebessümleruhununbütünkendiniezenacımücadelelerinianlatıpözrünügös-termekistergibibakarak,“Eğerhavamüsaadeederse…Bel-kibendegelirim.”dedi.Fakatkendinisokaktabulduğuza-mantekrarümitsizveinlerhâldetekrar,“Neolacak,neola-cak?..”diyedüşünmeyebaşladı.Yalnızkendiiçindeğil,onuniçindedüşünüyor,ikisiiçindebumevkiindevamettirilme-siimkânsızolduğunugörüpbirçarebulmakmecburiyetle-ribeyninieziyordu.Onunyanındaonakendiarzusuiçinde,onunvücudununcanındaherşeyiunutuverecek,seçiminiezen,dayanıklılığınıharap,kalbiniheyecanlıbirateşleyakıphelecanlarvererekbayıltan,hemenonukoklayıvermek,he-menelininüzerinedüşüvermek,hemenoradayerlerekapa-nıpağlayarakölüvermekzaaflarıhissediyordu;onungözle-rinebakarkenbundakendisinibayıltanbircazibeile,onunyanındaikensadebirkokusuylaherşeyiunutturacakbirsi-hirileşaşırmışoluyordu.
Tekrarveartıkkatiolarakgörüyordukikaçmaktanbaşkaçareyoktur;fakatartıkdönmemeküzerekaçmak,artıkherşeyimahvedip,tekrardönmemeküzerekaçmak,ozamandaSuad’sızyaşayamayacağınıgörüncebuhayatınıyaşanacakbirhayatyapmakçaresinebaşvuruyordu.Buimkânsızdü-şünceleriçindeneticesiz,beyhudeçırpınmaktankudurmuşgibiyürürkenbirdenbiredurdu;çünküçoktanberiduygu-larınınakışınakapılarakunuttuğukonumu,Süreyya’yı,ona
206 M E H M E T R A U F
karşıvazifesinigörmüşidi.İlkdefaolarakciddibirişyapma-yakatibirazimilekararverincekararlarınveolabilecekle-rinsonuçlarınıdüşünenadamlargibi,olacakşeyidüşüne-rekherihtimalitartarakdüşündüvebuevvelabirtaşaşid-detlebaşınıçarpıpsersemlemekgibibirşeyoldu;eğilimle-rinibirmüddetunutupmevkiindehşetveciddiyetiyledo-nunca,gelecekiçindeğil,şuaniçindeürktü;ziraoşimdiyi-nebirşeyyapmış,ihanetyolundabiradımdahaatmışidi.Ozamangerçektenbirkorkuhissetti;kendinden,etraftan,Süreyya’dan,bilhassaSüreyya’dan…
Fakatmademkionunbirşeydenhaberiyoktuveolmaya-caktı;evet,biraztereddüttensonra,şimdiyekadarbilmediğigibibundansonradabirşeybilmeyeceğinidüşündü;onundaoyaşakadarhayatından,kitaplardanalınmıştecrübeler,derslerlebumeselehakkındabirtakımdüşüncevemuhake-meleri,çıkardığısonuçlarınbirözü,birahlâkfelsefesivardıvebukendisinibirdenrahatlattı;sadeceakılyoluvetecrü-beylebununhiçbukadarehemmiyetverecekhattabukadardüşünmekbilebirkuralauymaktanbaşkabirşeyolmadığınıdüşündü.Vekuvvetbulmakiçingibi,“Hembirkabahatvarsabilesırfbanaaitdeğilya…Hiçbanaaitdeğil!”diyedüşündü.Sonraacıbirtebessümle,“ZavallıSuad,senişimdidenithamediyorum!”diyeacıdı.“Fakatgerçekdeğilmi?”diyedevametti.Buböyleşeydiki,öylebirgünahtıki,sadeceSuad’ınka-bulveisteğiyle,sadeceSuad’ınrızasıylameydanagelecekti.Buarzukendindenekadarşiddetlivekalıcıolursaolsunhiç-birfiilîsonucavarılamaz,daimasonuçsuz,beyhudekalırdı;fakatsadeceSuad’ınbilmesivebilereksükûtetmesionubirkabulvekabulüdeihanetekatılmahâlinegetiriyor,katılmadeğil,asılmesuliyetonayükleniyordu.Buarzıyalnızonunkabulüilekorkulacakbirhâlalıyordu;ohâlde?
207E Y L Ü L
Veerkeğin ihanetiylekendinimazurgörmek içinoka-darkılıkırkyararakdavranırkenonudakimbilirnasılşey-lerinbuneticeyesevkedipzorladığını,buihtimaliasladü-şünmüyordu.“Obakışlarvarkenbirerkeknasıl tahammüleder?”diyedüşünüyordu.Ozamantekrarobakışları,onla-rınbakışınınbüyüsünü,derinvesiyahdavetlerinigörürgi-bioluyorvebucazibeninönündeherşeyinsusacağınıdüşü-nüyor,“Onuniçinölmekbilebirsaadetolduktansonra?”di-yeherşeyigözealıyordu.
Gece hep bu kararsızlıklarla, bu hummalarla meşgulolup uyudu, sabahleyin uyanıp havayı parlak bulunca ta-hammül yakan bir acı ile, İstanbul’a gideceğim dediği içinbugünorayagidemeyeceğiacısıylakalbisızladı.Niçinböy-le budalaca hareket etmişti? Suad’dan başka ne istiyordu?Onungibibirkadınınbütünhayatveruhunuelegeçiripbü-yüledikten,ondaokadarbağlılıkvevefaeserlerigördüktensonra,başkadahaneistiyordu?Eğerbirçıkmaziçindebu-lunuyorsaniçinbununkabahatinionayüklemeli idi?Odabilakiskendisiyleberaberbumevkiinmuhafazasıimkânsızoluşundanmustaripolmuyormuydu?
Yeniden Suad’ı düşünmeden, yargılamadan, ona düş-kün, yine onun aşkıyla sersem, ne yapacağını bilemeyerek,gitmek isteyip gidemediğinden mustarip, düşünürken ak-lınadünonunlaberabergezilenyerlerdengeçmekgeldivebuonusankibirzehirlemestetti,bütündünküsaadetleribi-reryaraoluyordu.Oradaköyünmezarlığınakadargelmişti;dünburanınnekadarmuntazamvetemizolduğunusöyleşe-rekbirvakitmeşgulolduklarınıhatırladı.Veoradabirağacadayanarakbakarkendündüşünmediğişeyibugündüşündü:Birgünkendinindeölmekihtimalini…Dünyadaneüçsani-yelikbirmisafirolduğunu,bumisafirliğinböyleacıvederinşeylerleberbatedilmesinekadaryazıkvezahmetedeğmez
208 M E H M E T R A U F
külfetlerolduğunudüşünerekacıacı,“Buşimdiartıktoprak,çamur olanlar ömürlerinde benim gibi böyle saadete adayolup da onu birtakım kurulmuş, kurulamayan vesveselerlereddettilersenekazandılar?”diyesöylendi.Evet,nekazan-mıştılar? İşte yapan da yapmayan da aynı toprağı, aynı ça-muruoluşturduktansonra,hepbirneticeiçinmuhakkaksa-adetleri tepmekcinnetineyeyaramıştı?Şimdideğil,öldük-leriandahattayaşarlarkennekazanmışlardı?Hayatınböylebüyükfedakârlıklara,feragatlere,96ağırvazifeleretahammülveliyakati97mivardı?Buyalnızinsanların,özellikleinsanlı-ğınselametveistirahatiiçinkonulmuş,muhakkakfacialarasetolmakiçindüzenlenmişbirkanundeğilmiidi?İnsanlık-latoplumunbumücadelesindeyinekimmağlupolmuş,hâlâkimmağlupoluyordu?Hemniçinhayattabindebirenasipolmayanbüyüksaadetleriböylefedaetmeli,sonuölümol-duktansonraniçinhayatıdaböyleesassızkanunlariçinzor-laziyanetmeliidi?Hattatoplum,hattatabiatbunusevkedipzorlamıyormuidi?Bukadarkanunlaraveâdetlererağmenyine onun üstün gelmesi için bu ihtiyaçların ne kurulu, nekavi,doğaltemeliolduğuiçin,nemüthişvegalipbirkanunolduğunudüşünerekdünkükorkularınıboşdeğilsebilefay-dasızbuluyordu.Aşktanbaşkaherşeyinboşolduğunudü-şünüphayatasarılarakbundanverebildiğikadar,alınabildiğikadarzevkvesaadetalmakhırsateşiyle,hayatınınmüsaadeedeceğikadaryaşamakihtiyacıylacoşkudoluyürüdü.
Gitmek,orayagitmek,Suad’ı,Suad’ınıgörmek,onatap-makarzusuylamestvehareketli,yürüyorduveilkrastgeldi-ğiarabayaatlayıpeliyleilerisinigösterdi.İleriye,evetsankiistikbaline98gidiyordu.
96 feragat:1.Hakkındanisteyerekvazgeçme.2.Vazgeçmeninverdiğira-hatlık.
97 liyakat:1.Layıkolma,uygunluk.2.Yeterlilik.98 istikbal:Gelecek.
209E Y L Ü L
Suad’ıdadısıylayalnızbulduveonungözlerindekendi-ninböyleumulmadıkşekildegelişiyleokadaralenibirneşevesevinçgördükişiddetlibirsaadethücumuylayüreğiçar-parak,onaansızınderinbirşükranvetaparcasınasevgihis-setti.Hemenellerinikapıpöpmek,“Seniniçin, lazımsaöl-mekiçingeldimSuad;sendenayrıyaşayamayacağımıkati-yenanladığımiçinneolursaolsunseninolmakiçingeldim,nurum!” demek istedi. Fakat bunu söyleyemediği için his-siartarak,bukedisiniokadarsevennefismahlukhakkındaokadarfenafikirlerinden,kararlarındanşimdişaşkınvepiş-manoluputanarak,onuniçinölsebileşükranborcunuöde-yemeyeceğinigörüyordu.
Suadsitemlibirtarzda,“İstanbul’danmı?”dedi;obaşınısallayarak“Gitmedim.”diyecevapverdi,“Gidemedim.”gi-bibaktı;“Ahbilsen…”diyebaşlamakiçinmukavemetyakanbirhararethissetti,fakatyalnızateşligözleriylebaktı.SonraSüreyya’yısordu.Obugünsondefaolaraksandallaçıkmıştı,yarınartıksandalbütünbütüngidecekti.Dadıbunuanlata-rak,“İyicesaret!”diyedışarıyabakıyordu.Ekimayınınorasıburasıtehditlibulutlarlayüklüsemasıaltındadenizkurşu-ni,köpüklü,öfkeliydi;osaatyedideçıkmıştı,şimdigeleceği-nisöylüyorlardı;ozamanoturdu,beklediler.
KonuşurlarkenSuad’ınkendinenasılhararetvemeraklayönelmişolduğunailkdefagörürgibidikkatederekşaşırıyor-du,buhemengözyaşıolacakkadarmerhametveteşekkürleneticelenenbirşaşkınlıktıki,memnunettiğikadarelemveri-yordu.Onungözlerihepsorudolugibihüzünlüvebeklenti-libakıyorlar,odaimîsitemleyaşdolugibibakışıacıbirendi-şevemerakbulutuylaörtülmüşgeliyordu;“Nasılsın?Neyap-tın?Niçindargındın?Niçingelmedin?Nenvar?”gibibinlercesualinbirbiriardınakatılmasıilebakarkenbugüzelkadınıbukadar cezbetmek saadetine bütün zaafıyla teslim oluyordu.
210 M E H M E T R A U F
Aynızamandaonakarşıbiryufkayüreklilikvemerhametdehissettiği içinağlamakarzusuylaeziliyordu.Onunbuelem-ler, özlemlerle perişan bakışları önünde ruhunun sevinç vegözyaşıileezildiğinihissediyor,içindenyüceltmearzularınınferyatettiğinigörüyor,böylebaktıkçabukadınaşartsız,düş-manlıketmeden,insanlığınüstündebirbağileesirolmaktanbaşkabirşeyyapmagücüolmadığınıtekrartasdikediyordu.
Dün beraber gezdikleri yerden bugün yalnız geçtiğinianlattı. Suad, mahzun şekilde, hasretle dinliyordu; onunlaberaber olup oralarda yalnızca gezmek saadetini hayat fe-daedilecekkadarkıymetligörüyordu.FakatNecibbundansonra artık mevsim bittiği için otelin son misafirlerinin deİstanbul’a taşındıklarını, artık kendinin de ineceğini haberverincebuneşemahzunbirkederbulutuylasoldu,karardı;gözlerindenasılperişanbirrica titrediğinigörüponunza-yıflıkvezaafına,kadınlıkaczine,özelliklekendikederlerinimahviçinhayatınıbolboldağıtırcasına,gidişinesondereceacıbirmerhametleacıduyarkenşimdiböylekendisebebinedemustaripolmasınatahammüledemeyerekhemengözle-riyleyatıştırdıvesözverdi.Otelkapanıyorsadaköydenasılyazmisafirlerininhenüzhepsiinmediğini,havalariyigitti-ğiiçinasılkırdanşimdiistifademümkünolduğunuanlata-raköbürotelenakledeceğinihaberverdiveonumemnunvekaygısızgörerekrahatetti.
Onubilhassadündenberikendinekarşıdahaçokateşlibu-luyordu.Sankibütünbütünkendininolmuşgibi,sadebirtavır-labütünhayatınıbirteslimedişivardıki,Necibbundaruhu-nunbütünaczinivesefaletini,onubuhâlesevkedendurumveelemlerigörüyorumzannediyordu;bununonabukadarkuv-vetveşiddetlesahipolmakmemnuniyetindesarhoşedenbiracılık bulmaktan nefsini kurtaramıyordu. Çünkü Suad’a acı-yordu.Onunevvelkidüzgünlüğünüveciddiyetinişimdiböyle
211E Y L Ü L
âcizveendişedolu,perişangörmekonaacıveriyordu.Şim-dikibütünruhunagirmişgibiidi;onubütünsoylulukveul-viliğiyle,kendinebağlıgördükçebiranoluyordukinefsin-den coşku sıyrılıp sanki bizzat Suad oluyor, ona kendi ru-hugibibağlıkalıyorvebiliyordu.Onunnehemenkırılıve-receknehemenperişanbirçiçekolacakfaniliğeeğilimlibirşeyolduğunugörüyorveonabununiçinacıyordu.Bilhassakendinisevdiği,bukadarsevdiğiiçinacıyordu.Bukadınınhayatınınsaadetikendigibiâcizvesefilbirinebağlanması-na yanıyordu; kendine bile zarardan başka şeyi dokunma-yanbencil,kararsız,hastabiradamaonunbukadarşiddetlebağlıbulunmasınagönlüyaralanıyor,mesutedebilecekbiradamolmasınıtemenniediyordu.Ahonumesutetmeyinekadaristiyordu.Hâlbukibedbahtetmektenveağlatmaktan,onaazapvefelaketvermektenbaşkaneyapabilecekti?Hat-ta,şimdibileonumustaripetmiyormuydu?
Dahadünzevkalarakonaazapvermemişmiydi?Hiçbirkatkısıolmadığışeylerinbileintikamınıondanalmak,kendisinirliliğinin cezasını ona çektirmek için kalpsizce ona azapvererekbundanhazalmamışmıydı?Lakinondandahaneis-tiyordu?Onungibibirkadınbukadarşiddetvekuvvetleru-hunuverdiktensonrabaşkaneyapabilir,kendinazarındabi-leasılbüyüklüğünüoluşturanmeziyetlerifedaetmedenbaş-kaneyapabilirdi?Veonlarıbileaşkınafedaetsebelkienev-velkendiaşağılamayacakmıydı?Ozamandahailkbuseninardındandüşecekleripişmanlıkgirdabını,düştüklerialçaklıkveuğursuzlukiçindebirbirinebakamayaraknasılaşklarınınbirdonmuşnaaşıyla99kalacaklarını,birbirininasılkaybede-ceklerini,hattaaşağılayacaklarınıhissedergibioluyor,bütünoazapvepişmanlıklaşimdideneziliyor,Suad’ışimdidengö-zündendüşmüşbuluyordu.Evet,asıloanlamak,oaffetmek
99 naaş:Ölmüşkimseninvücudu,ölü,cenaze.
212 M E H M E T R A U F
lazımgelirkenasılo ithamedecekti,asıloaşağılayacaktıveSuadşüphesizbundanölecekti…Hattaşimdiden ithamet-miyormuydu?Dündenberiokimbilirnasılateşlielemler,ke-derleriçindedüşüpnefedakârlıklariçindeçırpınırken,kendi-sisakinlikveihanetlenekararlarvermemiş,nelerehazırlan-mamış,nelertertipetmemişti?Onumesutetmekbirtarafa,hattabedbahtlıktandafenabirgirdabasürükleyecekti;onunistirahatininhuzurunuşimdiböylealdıktansonra,hayatvenamusunudaverseyinekanmayacak,kendisibütünbüyük-lüğünü muhafaza ettiğine razı olduğu hâlde, kadını eski ul-viliğindegörmeyecek,göremeyecekti.İşteasılnokta;katiyengörüyorduki,hiçbirşeykendisineSuad’ıozamanevvelkigibikabulettirmeyecekti,nekendisiiçinnamusunafedaedişi,neaşkınınşiddetvenüfuzuhiçbirşey…Bağlılıkvenamusken-diniböylebirharekettenmenedemediğizamannefsinima-zurgörürkenonundayineaynışartlarlanamusuaşkınafedaedişiniaffedemeyecek,kendicinayetinindecezasınıonayük-leyecekti…Niçin?Onunnekabahativardı?Bütünbufelaketkendiniçoksevdiği,herşeyiaşkınafedaettiğiiçinmiydi?“Ahkadınlarkadınlar,sizsadeceaşkınıza,sadecefedakârlıkulvili-ğinizeözlemduyarakmağlupolupateşlivemesutyanarken,erkeklerinkalbindeneçirkin,nehain,nekayıtsızhisleroldu-ğunubilseniz…”diyordu.VeSuaddasankibunuanlamış,na-sılbiryokluğaveaşağılanmayadoğrusürüklendiğinibiliyor-muşdayardımediyormuşgibibirperişanlık,herşeyibilmek-le beraber kendini feda mecburiyetinden doğan gibi sessiz,fakatderinbirşikâyetbakışıvardıkionuharapediyordu.
Necibbufikirlerine,hislerineokadargömülmüş,okadarkendini teslim etmişti ki hiçbir şey, ne Süreyya’nın geri dö-nüşü,nekonuşulansözleronlarınakışsilsilesiniihlaledemi-yor,belkitakviyeyehizmetediyordu.SankiSuad’ınbütünvarlığınıbirgözyaşıpeçesi,birümitsizlikbulutukaplamış
213E Y L Ü L
idi; en küçük sözüyle, en manasız nazarıyla bile kendinin,sırfkendininolduğununasılanlattığı,âdetakendinivermek-lemestolduğuhâldenasılyalnızkalmakihtimalindegözleri-nesiyahbirendişerengininçöktüğünüfarkederekondafaci-anınasılacısahnesidevamettiğini,aşkınartıkkatiyenkararvermek icapettiğihummalıdevresinegeldiğiniveneyapa-cağınıbilmemekleberaberböylededevammümkünolma-dığınıgörereknihayetkendinifedamecburiyetiilemücade-leedilensonazapveelemanıiçindeçırpındığınıanlıyordu.Okadaranlıyordukibufacianınbütünelemiyleyüreğisızlıyor,“AhbiçareSuad,biçare,biçareSuadcık!”diyesöyleniyordu.
Vebukadınıomahvedecekti.Kendineokadarsınırlıola-rak,okadarfedakârcaruhunuteslimettiğineinandığını,ru-hunungünahsızlığınadüşkünolduğubumuhteremkadınıokirletecekveadınıkötüyeçıkaracak,mahvvehelakedecek-ti,değilmi?Lakinniçin?Sonundahüsran,horlanmaveaşa-ğılamayadüşmekiçin,bütünbuaşkınıbirulvivemüstesnagüzellikkılanşiiriyetveseçkinliğibitiripsevdiğiniaşağılamakiçin feda edecekti, öyle mi? O zaman birden tutkun olduğubirfikirgeldi;birçoklarınıvücutlarıiçinsevdiktenvebununiçinistisnasızhepsindenbaşkabiryaraaldıktansonraşimdibirinide,şüphesizenlayıkolanınıdasadeceruhveşiiriiçinsevmek,birzamanokadarhayranolduğusaflığahürmetet-mekarzusuoluştuvebirdennefsinibunakadirgörerekşaşır-dı;onunruhunabukadarrakipsizvetekbaşınasahipolduk-tansonraötesimiskin,bilhassahainveçirkingeliyordu;bukendinesevdiğikadınkadarulvi,onalayıkbirseçkinaşk,birmüstesnahürmet,onunruhvegüzelliğinelayıkbirmükâfatgibigörünüyordu.Bubirçokhislerdenoluşmuşbirarzuidiki,hepsinebirdenitaatarzusuylakuvvetkazanıyordu;sadeaşkvemerhamettenibaretdeğildi,teşekkür,tapınma,şiir,hür-met,pişmanlıkkorkusu,onuru,herşeyveensonra,namus…
214 M E H M E T R A U F
Evet,namus,annebabasından,büyüklerindenduyduğu,ki-taplarında okuduğu namus, bütün insanlık kanununun te-melivegayesiolaraktanıttırılmışolannamusensonragele-biliyor,“Namus…Herkesinsöylediği,fakatkimseninrastgel-mediğibirçeşitkuşolmalı…”diyeomuzsilkiyordu.
Bufikrineilkhamledebukadartutkunoluncabunusüs-lemeyebaşladı:Bunubirçeşitevlilikgibi,ruhlarınevliliğigi-bigörüyordu.BundaSüreyya’danziyadeonayakınlaşabile-cek, bu evlilik daha faniliği korunmuş, daha ulvi, daha şai-raneolacaktı;budünyadahiçbirkirliliğingelipzararauğra-mayacağıbirbağolacaktı.Utandırıpyüzyüzebaktırmayanokorkularla,gizli,haincebuselerleyaralanacağınaaşklarıher-kesiniçindesafvemelekânehükümranolacak,işitilmekten,anlaşılmaktankorkmadan,mesutveseçkindevamedecek-ti. Böyle birbirine daha yakınlaşacaklar, sanki birbirine et-kiedecekler,birbirininruhlarınınözündeyaşayacaklardı.Vebunudüşününcemestolarakbubirihtiyaçhâlinialıyordu;ona,“Rahatol,gözlerindekikaranlıkveendişekaybolsun!”deyip,bununoluşturacağışükranıgörmekistiyordu.Veger-çekten,nihayetonabunuitirafedip“Evet,benimkardeşimolunuz.”dediğizamangözlerindeokadarteşekküredercesi-nebirarzuveatılışgördüki,budayetmiyormuş,ruhlarıyinekâfiderecedeyakınlaşmamışgibigözyaşıdolubirsesle,“Kar-deşim,yahut,benimannemolunuz..”diyeinledi.
OdakikaSuad’ıngözlerininateşveşükranlakendisineyönelişinigördü,sonrabugözlerinparlaklığısüzülüpbirerdamlaoldular;onunengizli,enmukaddesemelibuidi,bu-nunböylekendineteklifedilişionusonderecememnunveminnettarediyordu.Kalbininçırpınarakonahücumettiğinihissettivegözlerindenbuikiyegânedamlaağırağırdüşer-kenikisinedeaşklarınınenmesutvecansızdakikasınıyaşı-yoruzgibigeldi.
215E Y L Ü L
16
O zaman, hatta son haftalarının saadetini bile küçüm-settirecekkadarbüyülübirhayatdönemibaşladı.
Necib’ibubüyükaşktadaimaçoğalanbirhayatveferahlı-ğasevkedenseçkinbirhayatvardı;ensonheyecanderecesi-neulaştımzannettiktensonraşimdiöylelerioluyordukihepöncekilereüstüngeliyor,hiçbirzamanbukadarmüddetvebukadarşiddetlemesutolmadığınıitirafamecburoluyordu.Şimdiyekadarhiçbirbağıolmamıştıkibukadardevamedipdekinile,kayıtsızlıkile,yahuttiksinmeileyaralanmamışol-sun.Suad’ınaşkıonuherzamanyenibirhayata,hayranoldu-ğu,meçhulkalacakmışheyecanınıverentaparcasınabiraşkhayatına,temizvesafolduğuiçinşüpheedemediğiiçinbaş-kalarınabenzemeyenbirbağlılığasevkediyordu.
Böyleceekimayıkendisiiçinhayatındabilmediği,tanı-madığıbirsaadetdönemioldu.Buaysabahlarısisler,sisleriyırtancanavariniltileriylevapurlar,baharıandırırgibiikenbirdenbütünmevsimlerinrenkleriylecançekişipnihayetsi-yahbirkışakşamıylabunalangünlerilekendisiiçinebedi-yenhatırasındanakşedilmişkalacakbirsonbaharayıoldu.
Evveldenşiiriniartırmaklaberaberbirşüpheveümitsiz-liğe de sevk eden son günlerin belirsiz hiçleri, bugün artıkgüvenvegerçeklikileonuniçinbirkavuşmavaatvesevin-civeriyordu.“Benim,benimiçin!”derkengelipsevinçleriniezen,“Nebelli?”şüphesi,ensevinçlizamanındaonuöldüren
216 M E H M E T R A U F
“Neolacak?”endişesiartıksilinmiş,hepsininyerinebirbiri-nisondereceyekadarseven,bunugösterenveispatedenikikalbin birbirine hürmet ve bağlılığıyla bunun eserleri olanbağlılıklar,bakışlar,tebessümlergeçerliolmuştu.Artıkbir-birindengizli,birindenayrıhiçbirşeyleriolmuyordu;oka-darkiSüreyyaileSuad’ınböyleolmadığınıgörenNecibiçinbu bir çılgınlık saadeti veriyordu. Hatta öyle şeyler vardıki,onunhaberiolmadığıhâldeikisibildiklerindenbusan-kibağlarınınkuvvetveşiddetinigösteriyor,artırıyor,onlarımestediyordu.Okadarşeylerdensaadetleryaparakyaşar-kenbuhayatınbirgünbiteceğihüznübazenonuhırpaladı;fakatSuad’ıngözlerindeokadarsonsuzbirgökyüzümavili-ğivardıki,onabaktıkça“Lakinsenbiliyormusun,sanafeda-yım,sanafedayım…”diyehaykırmakarzularıileboğulurdu.
Tesadüflerde,vedalardaöylebakışlarıoluyorduki,şük-ranvetaparcasınabirsevgiyletitriyorlardı.Ancakkendileribirbirinimesutedeceğini,ettiğinibilmektendoğanbirihti-yaçileberaberkenveayrıbulunurkenhepbirbirinidüşünüpmesutolduklarınıanlatanbiremniyetle,vedalarıbilebirsaa-detoluyordu.Onlarbirbirindenayrıbulunmaklaayrılmışol-muyorlardı. Yokluğun bir hüzün ve hasret damlasıyla mestettiğiateşlibirbağiledahabağlanmışoluyorlar,sendenbaş-ka emeli, senden başka düşüncesi, senden başka beklediğiolmayanbirvarlığıgidipmesutederek,mesutolmakheyeca-nıylageçenbusaniyelerdeoradakoşmak,tekrarobakışlar-damestolmakisteğiileyaşıyorlardı.Ozamanayrılmak,tek-rargörüşmekheyecanlıtitreyişinekavuşmahâlinialıyordu.
Başkalarınınyanındabirbirinidahaziyadeseviyorlarvebunudahaçokilanediyorlardenilebilirdi,zirayalnızkaldık-çahâlâoiffetheyecanıonlarıperişanederbırakırdı.Hâlbukialıştılar,birbirineilkanlarınıitirafvenaklettiklerioldu;Ne-cibonanasılkalbinibağladığını,niçinsevdiğinianlatırken,
217E Y L Ü L
yavaş,ancakişitilecekkadartektüksözlerlehikâyeederkenodikişininüstündedinlemiyorgibimeşgul,dalarkalırdı.Bubirdereceyegeldiki,hayatlarınınbuikisafhasını100birbirinekarıştırmaktankorkmayabaşladılar;onlarınyanındakendi-leriniunutupbirihtiyatsızlıketmektentitriyorlardı;meselaevveldensofrada,“NiçinalmadınızNecibBey?”derkenşim-dibunasadericaveısrarederbirgayriihtiyaribirbakışeşlikediyordukibirgeceSüreyya’nındabakışıarayagirdiğiiçinikisidebirdensararıpdonmuşlardı.ÖylezamanlardaNecibheyecanınısaklayarakdoğalgörünmekiçinlüzumsuzsözlerbulmaklauğraşarakkendindenveonlardanmemnuniyetsizkalarak,fenabirangeçirirdi…
Hislerine esir olup giderken arada bu bir ihtar darbe-sioluyordu.Kendihissediyordukibuyapılanşeynedenir-sedensin,nasılsüslenirsesüslensin,iyibirşeydeğildir.İş-tenefsinimenetmeklebununçirkinliğindenruhunukurta-ramıyordu.Süreyya’nınbubakışlarıaltındadayanıklılığını,muhabbetinimuhafazaedemiyor,onlarınnelekeli,neyara-lıolduğunusaklayamıyordu.Evet,bukadariyiniyetleoka-daremelyüceliğiyleberaberbuyinearasıraiyibirşeygörü-nemiyor,kalbinebireziklik,birbıkkınlıkgetiriyordu.
Vebuelemverentesirleoradançıkıpyalnızkalıncabun-larıdahaacılıkladüşünmeyekendiniteslimederekkaranlıkvekalabalıkiçindehislerine,düşüncelerinekarışıyor,garipvevahşifelsefeleryaptığıoluyordu.Tabiattaherşeyininsan-larıaşkvekavuşmayasevkvedavetettiği,engellerinsadecedüzenlenmişvetemelsiztedbirlerden,hattafaydasızbağlar-danibaretolduğufikrindeşuansabitolduğuiçin,kendininyinemustaripvegüçsüzoluşunuanlamıyor,zaafvebece-riksizliğeöfkeleniyordu.Nefsinitasarlananvevadedilenbir
100 safha: Bir olayın gelişmesinde görülen değişik durumlardan her biri,merhale,aşama.
218 M E H M E T R A U F
saadetiçinherbağdankurtulmuştutmaya,aşktanbaşkaherşeyinboşolduğunakararveripbaşkahiçbirşeyeehemmi-yetvermemeyeazmetmişolduğuhâldeengellenmesielin-dengelmeyenbazıhislerineuyarakbukadarınıdafedaedi-yor,maneviyataherşeyifedaederekkanaatediyorveyinebundanbilemustaripveeziyetiçindeoluyordu.Süreyya’nınhuzurundaiçinden,“Hayır,banabakmaSüreyya,banaböy-lemuhabbetveyumuşaklıkilebakma…Ahbilsen…”demekistiyor, özellikle Suad’a böyle bütün bütün sahip olduktansonraonunelindennekıymetlibirmalınıgaspettiğinigö-rerekonunvarolmasındabüsbütünrahatsızoluyordu.Dü-şünüpyargılayaraktemelsizbulduğuşeylereböyleisteğidı-şındaaşırıbağlıoldukça,“Acaba,hükümvermemdemiya-nılıyorum?”dediğiolurdu.Fakathayır,buakılvemantığın,fenvehikmetinsondelillerinevesonuççıkarmalarınada-yanan bir hüküm verme idi. O zaman bir mana, bir sebepbulupveremeyerekbirşeyindoğruolmaklagüzelveiyiol-mayacağını düşünür gibi oluyordu; his akıldan daha tesir-li isabetve içlenmegösteriyordu;akıldanziyadehisse tâbiolduğumuz için, “sosyal düzen ve kurallar” dediği şeylerinasılvarlıkvegerekliliksebebinetemasetmişolduğunuanla-yarak,“Evetiştenamus,mutlaknamusbu…Benyalnızgel-meyikabuletmiyorum,fakat‘şeyi’yapıyorum,iştemecbu-renyapıyorum,onunaltındaeziliyorum,bakbukadaritaatederkenbilehâlenmustaribim.Nekadarinkâredilirseedil-sinbuşeylerfena,çirkin,esasençirkin;veruhum,kalbimbuçirkinliğebufenalığatahammületmiyor.Demeknamusbu,demeknamusvar…”diyeboynunubüküyordu.
Birçoklarıesasınıverenklerinibilmeden,sadecebuna-mus kelimesine itaatle hareket ederlerken kendisi olaylarınsevkiylebukelimeninkarşıladığışeyinvarlıksebebinihissedip
219E Y L Ü L
onaesiroluyorvebununiçinonlardandahaçokgüçsüzvetalihsizkalıyordu.
Gerçi bu fikirlerden sonra Suad’la buluşunca onun obağlılıkvemerhametdoluendişelibakışıhuzurundayalnız-lığın,gecelerinkâbusvekaranlığıylaherşeyisimsiyahgör-düğüne güler, hakikatin bereket versin ki hayal dünyasın-daki kadar acı olmadığını görüp saadetini henüz cazibesi-nekapılacakkadarsafveulvibulur,düşünceleriniunuttuğuolurdu.Fakatyavaşyavaşbubirruhhâlioluyordu.Özellik-ledurumlarınınaçıklamaveadlandırmaya imkânsızoluşuonumeşgulediyordu.Bunupekbelirsiz,pekdostçaolma-yan,pekyalanbuluyordu.Ogecelerihiçolmazsaiyiniyeti-mizvardiyekendilerinimüdafaaedebiliyorkenbununmis-kin,riyakârcaolduğunuartıkretveinkâredemiyordu.Böylekimialdatıyorlardı?Nasılsüslenirsesüslensinbuyapılanşe-yinyinehaincegizlenmekistenildiğini,yinehaincetitreme-lere, sonra birbirinden utanıp ezilmelere, kızarmalara, sa-rarmalara,helecanlarasebepolduğunugörerekbundacina-yettenbaşkabirdebeceriksizlik,hemdepeklüzumsuz,pekçirkinbirbeceriksizlikbuluyordu.Bugülünçdurumakendi-lerinden başka kimseyi kandırmıyorlardı; çünkü başkaları-nınevveldendehaberiolmayacaktı.Hâlbukikendileribir-birinindudaklarındaölmekiçincanveriyorlardı,bunuohe-menyerleredüşüpserpilenbakışlarbilegizleyemiyordu.BirgünSuadbaşınıkaldırıpkulağınınyanınakadarbilmeyereksokulmuş,Necib’intitreyendudaklarına,bulanıkgözlerinekarşısapsarıolmuştu.Ohâlde,hatta,“Evet,seviyoruzveça-resizaşkımızaesiroluyoruz.”diyebilmekdostçageçinebil-mesineartıkkendileriiçinkalanbuyegânesığınmaçaresinesarılmakbileyoktu.
SonraacabaSuaddamustaripolurmudiyemerakede-rekondabiralametgörmeyincekendinimustaripetmemek
220 M E H M E T R A U F
içinüzüldüğünügizlediğinisanmaklaberaber,arasıraonuithamakadarvarıyordu.Fakatbirgünbundayanıldığınıan-ladı.Sözüngelişiyleaşkındanbahsederekmahzuncahasret-lerini,mahrumiyetlerinianlatıyordu.BununarasındayalnızbirSüreyyaisminingeçmesiikisinidetitretti.Şimdioşiirinyerinibirpişmanlıkistilaetmişti;Suad’ıngözlerinikaldırıpbakmayarakağırbirsükûttansonraacıacı,“Ahbizfenaya-pıyoruz,fena,fena…”dediğiniişitti.
Demekodamustaripoluyordu;demekfenayaptıkları-nıikisideanlıyorlardı?Evet,fenayapıyorlardıvebunuiki-sideanlıyorveikisidebirbirinibirparçaaşağılıyordu:Oh,pek hissedilmez bir şekilde, hatta sonra tutkuyla birbirinedönmeküzere;fakatikisidefarkındaolmadanyaşayaninceduyguyasahipolduklarıiçinaralarındaböyledehşetliuçu-rumların açıldığını hissettikleri, kendilerinden ve birbirle-rindeniğrenirgibiolduklarıbusaniyelerdesonderecemus-taripoluyorlardı.
Suad,onuSüreyyaileyineöncekigibisaflıkvedostluklagörüşüyorgördükçeiçisıkılarak,onufenabulmaktankorka-rak,“Hâlânasılgörüşebiliyor?Barigörüşmese,görüşemesedekaçsa…”diyedüşünüyor,artıkgitmesini,hemengitme-sinitemenniettiğioluyordu.Ondanböylememnunolama-yıp hâlbuki kabahatin daha ziyade kendinde olduğunu iti-rafamecburkaldıkçaasılkendindenmemnundeğil,ezilir-di.OzamanSüreyya’nıngöğsünedüşüphıçkırarak,“Bakba-na,dinleAlalhaşkına…Ogelmesinartık,gelmesin,istemi-yorum,gelmesin!”diyeceğigelirdi.Ah,Necibanlasadagel-meseydi, bunun böyle devamı kendini öldürdüğünü görsedeacısa,merhametengelmeseydi…
FakatNecibanlamıyorvegeliyordu.VeogeldikçeSu-adgerçektenveilkdefasevenbütünkadınlargibihergünona daha ziyade kalbini bağladığını görüyor, onu sevdiği
221E Y L Ü L
içintalihineteşekkürihtiyaçlarıhissediyordu.Öteki,Suad’ınbu taparcasına sevme anlarındaki derin ve melul bakışla-rı önünde bütün endişeleri silinip mahvolurken, onun damahzunvekasvetdolukaldığıanlarda,onunnazarındabiraşağılamaçizgisigörmekkorkusuylatitreyerek,“Kimbilir,odabendeniğreniyor,beninekadarsefilbuluyor!”diyeharapoluyordu.Lakinhakkıvarmıydı?Gerçektenbuşeyfenaiseyalnızkendimimesuldü?OkadarmüddetSüreyya’yıseviyorzannettiğibukadınınkendiniböyleçabukvebukadarsevişi-nigördükçe,“Demeksevmiyormuş,sevsebenisevmezdi,se-vemezdi…”diyereknasılgizlediğine,onunasılokadarsevergibigöründüğüneşaşıyor.“Eniyisideenfenasıkadarihane-teyetenekli…EbediyenDalila!”diyesöyleniyordu.Ohâldenasılinanmalıidi?Onabileinanmayıncaneyetutunacaktı?“İhanetleyaşıyorlar”diyebaşınıeğipkararsızkalıyordu.
Necib’iasılkahredenveevvelaadibirendişeikengittik-çebir sabitbirazapolanbir şeyvardıkiodabufikirlerinyavaşyavaşbütünaşkını,hayatınızehirleyebilmesikorkusuidi.Ahaşkbilebukadarsafvebeyazaşkbilekendikendisiniyokederse,hayattaneyapmalı,yaşamakiçinbaşkaneyetu-tunmalıidi?İnsanaoheyecanları,oyükselmeateşini,oşii-riyetleriverebilenaşkbileböylekendiyokluğunukendigeti-rirseniçinyaşamalıdır?
Ozaman“Mümkündeğildeonuniçin!”diyedüşündü;aşk ile namusun bir yerde mümkün olmadığını, asıl kaba-hatinbusosyalkurallaraesirolupkılıkırkyararcasınadav-ranarakhayatınızehirlemekteolduğunutekraretmekiste-di; fakat iştebunuyapamıyordu,bunadudaklarınıntemasettiğigünnazarındahiçbirşeyinehemmiyetvekıymetikal-mayacakkadardüşeceğinigördüğüiçinelindengelmiyordu;böyle,tasarlayarak,kararlarlaonasahipolmakdeğil,okadarmüddetyanındasükûnetle,ciddiyetleoturduğubukadına
222 M E H M E T R A U F
dokunmakbileonayapamayacağıbirihanetgeliyordu.“Asılfenalık,ruhhemistiyorhemtahammületmiyor,bunda.”di-yekararverdi. İnsanlardahayatvesaadet içingerekliolanşeydenbıkan,yahutiğrenenbirhâlvardıki,işteasılhayatınçaresizliğibunubuluyordu.“Hemancakonunlayaşayacak,hemyaşayamıyor;iştecezaburada,sankigazabıylazehirle-niyor!”diyeüzülüyordu.
Fakat sonra, Suad’ın derin bir özlem bakışıyla maddi-liklerdenarınıncaondanbaşkaherşeyiunutuyor,ozamanhummalıgeçensaatlerinintikamınıalmakistiyorgibiSuad’ıseviyor,sevmekistiyor,bütünbulutlarınsıyrılıpgittiğinigö-rerekrahatediyordu.
Bir gün Süreyya İstanbul’a inmişti; dönüşte onları yal-nızbuluncaNecib,belkikendiacılarınıntesiriyle,zannettikiSüreyyagücendi;zatenonungelipkendisiniSuad’labera-berbulduğuzamanşüpheleneceğinifarzederekpekçokacıçektiğindenşimdiondaböylebiralametdegörünceşiddet-libiraşağılanmahissetti;ondankorkmak,onunnazarındamuhakkakbirtiksinmegörmekkendisineokadargüç,oka-dartahammüledilmesi imkânsızgeldikimünasebetsizol-mayacağını bilse hemen kalkıp kaçacaktı, fakat mecburenkaldı.Vegecesiacıveateşlibirgeceoldu.
YemekteSüreyyabağdakilerinkonağaindiklerinianlatı-yordu;Necibbundanistifadeederekhemenşimdiaklınagel-diğihâldeöncedenkararlaştırılmışgibikendinindeartıkyarınİstanbul’aineceğinihaberverdiveSüreyya’nın,“Öyleya,artıkiyicekışgeldi…Bakalım,belkihaftayabizdeinerizartık.”de-mesionurahatlattı.Ziraİstanbul’agidincesüreceğikarmaka-rışıkhayattanşimdidenürküyor,şimdikiıstıraplarındabuge-lecekendişesinindebirkatkısıoluyordu.Burayagelipgit-menin nasıl yorucu, tahammül edilmez bir işkence hayatıolacağınıdaimaelemlibirtitreyişiyletasavvurederdi.Fakat
223E Y L Ü L
Suad’ınİstanbul’ainmeyihiçistemediğini,onunbirkaçde-fasöylediğisözlerdenbildiğiiçinbusözüzerineonabaktı.Suad,orayagiderlerseHacer’inyanındaherşeyinmahvola-cağınıdüşünerekSüreyya’nınkışıköydegeçirmekarzusunaseviniyorveşayetinmekistersekendisiniiknaedipburadakalmayakararveriyordu.OnuniçinevvelaNecibİstanbul’aineceğini söyleyince evvelden kendine haber vermediğinegücenmişbirnazarlaonabakarkenSüreyya’nındaosözle-riniişitinceikidarbealtındasersemgibikalarak,ancakbirmüddetsonrasorabildi:
–Oniçin?Hanikışınkalıyorduk?Süreyya çatalındaki et parçasına bıçağının ucuyla har-
dalsürmeklemeşgul,omuzlarınıbirtebessümlesallayarak,“Kalıyorduk,kalıyordukama…Şimdikalmayacağız.”dedivesonra,sebepgöstermekiçinartıkburadasıkıldığından,ha-valarınfenalığındanuzunuzunşikâyetetti.
Oözrünüaçıklarkenkarşısında,neyapsaSüreyya’yıik-naedemeyeceğiniilkdefaolarakhissederekbirdengelenöf-keylegözlerikararanSuad;
–Lakinsizkendinizasılonuniçinistemiyormuydunuz?Süreyyanihayetkuvvetlibirsebepgöstermeyincekale-
mindenbahsetti;artıkbukadarvakitterketmeninfenaol-duğunu, bu kadar hastaymış gibi görünmenin kötü tesiriolacağınısöylüyor, fakatkendisideanlayacakkadarmasalsöylediğigörünüyordu.Suadbuyalanlardan,bukararsızlık-lardan,bunazlılıktanbirdensondereceöfkelenerek,Sürey-yaistesebunlarınhiçbirikendisinibukararındanvazgeçire-meyeceğinibildiğiiçinüzülerekmenedemediğişikâyetçibirçehreyle,“Hiçdedeğil,gitmekistiyorsunuz,ondan…Bunlarhepkurubahaneler!”diyekarşılıkverdi.
OzamanSüreyyagizlemeyipekbaşaramadığıhiddetlibirsesleSuad’adönüp,“Evet,gitmekistiyorum,iştebununiçin
224 M E H M E T R A U F
gideceğiz…”dedive“Dahabirdiyeceğinizvarmı?”gibibak-tı.Bu“Susunuz!”demekti;Suad’ınşuhakaretaltındanasılsararıp ezildiğini, nasıl gözlerinin dolduğunu gören Necibiçinbuhemsonderecebirmerhamet,hemsonderecehid-detlekarışıkacıbirhisoldu.Evvelakonumunusonderece-demuhafazasıimkânsızbuluyor,Süreyya’nınkendisinikıs-kandığını zannettiğinden bu hâlin sebebi kendini sayıyor-du.SonraSuad’ıokadarbüyükgörmeyealışmıştıkineiste-seyapabilirzanneder,ondanbirşeyinreddedildiğinidüşü-nemezdi;bununiçinşimdiböyleâciz,hakareteuğramışgö-rüncetahammüledemiyorduvekocasınadahaziyadehakverdiği içinSuad’ınböyleihanetüzerindetutulupkendisi-nebilekabahatligörünmesinememnunoluyor,böyleâcizgörüncehaingörürgibiolaraksaflığınaeminolsa,niyetinegüvenseydibukadarsessizlikveaczedüşmeyeceğinidüşü-nerek,onuokadarbüyükgördüktensonraböyleküçükbul-mak ona pek acı geliyordu; fakat onun kendi saadeti için,kendisiiçinuğraştığınıveşimdigözlerinetoplanıpserpile-meyenzavallıyaşlarınkendisiiçindöküldüğünü,buhakare-tekendisebebinetahammüledildiğinigörerek,“BiçareSu-ad,baksenineçıkmazlarasoktum!”diyeyanıyordu.
Sonra,biraralıkSüreyya’yakızdı;bütünbunlarınonunsebebine çekildiğini, o olmasa azaplarına sebep olan şey-lerin bile kendilerini mesut edeceğini görerek, “Mademkio beni istiyor ben de onu… Niçin?” demek istedi. Hâlbukiasılbuiştefelaketesebepolanbirivarsakendisideğilmiydi?Onlar mesut yahut rahat otururlarken kendi gelip aile hu-zurlarınımahvetmemişmiidi?
Yemekten sonra, bu acı düşüncelerle, yorgun zihin ileonlarınsessizlikvekasvetiniancakmeşguledebilerek,niha-yetsaattenistifadeederekkendinibekleyenarabayaatla-yıncakurtuldumzannetti.Fakatasılazabınbundansonra
225E Y L Ü L
başlayacağınıgörüyor,neolacağınımerakederekhepfena,hepazapkışkırtırcıbuluyordu.
O böyle her şeyden bezgin ve inler hâlde giderken Su-adbilakisuğraşmaya,sonderecebirateşlesaadetinimüda-faayahazıridi.BununiçinSüreyya’yatekrarricayabaşladı,onu karşı koyar görünce biraz şiddetli davrandı. “Ben git-mem”demekvebunabahanelerbulmakiçinyoruldu.Bü-tünhayatlarınınbuilkciddikavgası idi.Süreyyabuinada,buşiddeteönceşaşırdı,sonraöfkelendi.Soğuk,kesindav-randı;başarıümidimahvolanSuadgittikçeaçı,işeyaramazbirümitsizliklekalacağınıanlayarakkanlıbiröfkeiçindebo-ğuluyordu;ilkdefaolarakkendinimüdafaaiçinherşeyeha-zır,birbirlerinikırmayagücüyeter,yabancı,düşmangibiba-kıştılarvebundanyalnızSuadyaralıçıktı.OnuençokharapedenveyaralayanşeySüreyya’nınsadecebiristesekalabi-leceğimeselesiidivesadeceistemediğiiçinkendinibuka-darkırdığınıgörüncekalbindebirintikamihtiyacımeydanagelecekkadarhırslanıyordu.AklınaSüreyya’nınbabasındanşikâyetvenefretininsebebidebuhükmetmeolduğugele-rek,“Bununiçinşikâyetediyordu,işteşimdikendisiaynışe-yibanayapıyor!”diyeona,“Lakin,demekkisendefenasın;kendinonafenademiyormuydun?Öyleisekendinniçinya-pıyorsun?”diyeceğigeliyordu.Demekherkesinbaşkasındaşikâyetettiğişeykendindebulunabiliyorvebunufarketme-yerekbaşkalarındaithamettiğişeyikendindemazurgörü-yordu.Lakinniçinbunuonunyüzünehaykırmıyorlardı?İştekendisibunuhaykıramayacakmıidi?
Veonunhaksızlığıaltındakalıphaykıramadıkçaöfkesi-ninçoğaldığını,boğulduğunuhissediyordu.Ömründeilkde-faevliliğinmanasıönündeâcizveelikolubağlanmışkalıpni-hayetanlamayamecburoluyordu.Kocadenilenbirininhak-lıhaksızkeyfineesirolmaktanbaşkabirşeyolmayan,mesut
226 M E H M E T R A U F
denilenleriiseonunhertürlüheveslerineşartsızboyuneğ-mektenibaretolanbuevlilikonaiğrençgeliyordu.ArtıkSü-reyyaonabirdüşmangörünüyor,şimdiyekadardaböylemiidi diye hayret ediyordu. O zamana kadar hiç böyle fırsat-labunuanlamamıştı.Çünkühep itaatetmişti,heparzula-rınıdahaortayaçıkmadankeşfetmeyeveyerinegetirmeyeçalışmıştı.Demekkocasınınkendisinedostveanlayışlıgel-mesibundandı?Esaseniştebugecegöründüğügibibencilvesoğukidi.Demekokadarmüddetonutanımayarakhemboşyereeminvemesutolarakyaşamış,görünürdekişeyle-resaadetnamıveripmemnunvemesutolarakyaşamıştı.İş-teondahiçbeklemediğihuylar,fenalıklarvardıvebunlarfır-satdüşmediğiiçingörünmemişti.Ozamanbaşınıellerininiçinealıp,“Benonubilmiyormuşum,bütünbütünbaşkabiradammış!” diye sızladı. Korkuyordu, onunla geçen hayatı,kendindekiemniyetiiçinkorkuyor.“Nasılyaşamışımyarab-bim?”diyetitriyordu.
“Acabahayatımıidareyekâfimiidi?”diyedüşünerekbaş-kabirisiolsadahamımesutolacağınıdüşünüyordu.Sevmişmiydi,kendinisevmişmiydi?İştebugünekadarbunaeminikenşimdişüpheediyor,‘Hayır’diyordu;birkadınınömrün-deseçkinvesevimlibulduğubiradamtarafındansevilmekisteyeceğikadar,herşeyifedaedecekkadarsevememişti,bu-nu görüyordu. Her şeyi feda etmek değil, bir arzusuna bilekatlanamıyordu.Buyaçokçadevamedenbirhevesyahutbirtedbiridivekendisibunuciddibirkarıkocamuhabbetizan-netmişidi.Demekosadecebiroyuncak,hemdeonunbilegülünçbulduğuoyuncakolmuştu.Yalnızkendisiiçinkadın-lığı,güzelliği,kalbindekimuhabbetiiçin?..Hayır,binkereha-yır,onubirdakikasevenadambugecekihakaretiyapmazdı.Sevseidi,Necib’inbakışlarıgibibakışları,onunruhununhü-cumlarıgibiözlemliveçılgınbakışlarıolacaktı.
227E Y L Ü L
Böyleceömrününengüzelveensaadetvemuhabbetelayık zamanının aldanarak geçip ziyan olduğunu görmek,hiçolmazsa,“Birazmesutoldum”diyememekhüsranıonuyıkıyordu; kendisi yumuşak, cana yakın, söz dinler olma-saydıbukadarbilerahatedilemeyeceğini,neolmuşsaken-dibudalalığından,itaatindenolduğunugörmek,onuacıbirintikamhırsıyla,derinbirağlamaihtiyacıilesarsıyordu.Bu-narağmen,buihtiyaçileberaberşimdimecburenİstanbul’agidinceherşeyindebiteceğinedairacıbirşüphevardıkineyapsabusağlamkalıyordu.Okadarkiüçgünsonrataşın-makicapedipüzüntüsündengözyaşlarınıtutamayarakev-dençıkarkenhayatınınbütünsaadetiburadageçmiş,bura-dabitmişgibibirtırmalanmaylakalbiyırtıldı.
228 M E H M E T R A U F
17
Vapur,birçokdefaokadarümitveemelleişittiğidüdü-ğünübuseferacılığıylayüreğinioynatarakkeskinkeskinöt-türüp iskeleden kalktığı zaman, “Her şey bitti” ümitsizliğigittikçeöfkeyedönüşenbirhırsvehiddete,birşeyyapmakmümkünolmadığıiçinâdetacinnetolmakderecelerinege-lenbiröfkeyedönüşüyordu,herkeskendideğersizvemah-rumsaadetinibileçokgörüpelindennesivarsaalmayaan-laşmışlargibimustaripolarak,vapuruzaklaştıkçaveuzak-laşarakokadarsevilmişvemesutolunmuşyerlerihemgös-teriphemacıacıelindenalırgibiuzaklaştırdıkçaöfkesininacıylabirkinhâlineçıktığınıfarkediyordu.
Ahartıkherşeybitmişti,herşey,herşey…Artıkensongünlerdekiozehrindebilecanlıolanendişeler,heyecanlarhepsibitmişti.Ziraorayagidinceherşeyin imkânsızoldu-ğunu, hatta Necib’le konuşmak bile mümkün olmayacağı-nı şimdiden, sadece düşünerek görüyordu. Hacer’in gözüönünde onlar hatta bakışlarıyla bile görüşemeyecekler, enküçük şeylerden, hatta yoktan manalar çıkarılacak, bir şeybilmeden,yalnızuzaktanhissetmeileoiftirayıicatedenin-sanlararasındaartıkkendisözlerindenbilekorkmaklazımgelecekti.Ozamanöfkeli,kızgın,“Peki,olsun,neolursaol-sun…” demek isteyen bir taşkınlık ile başını kaldırıyordu.“Mecburederlerseneolursaolsun…”derkenherşeyigözealabilecek bir hâldeydi; “Ne söylerse söylesinler, hiç önem
229E Y L Ü L
vermeyeceğim. Bir suçum, bir günahım olmayınca…” de-mek istiyordu.Fakatbununnekadarzayıfveâcizbirmü-dafaaolduğunukendivicdanıncainkâredilemeyecekşekil-degörüncebukadarkalabalığatahammületmeyenbaşınınağırlığı içindeherşeydenbirbezginlik ileölüyordu.Ahni-çinserbestdeğildi?OzamangidipNecib’eişteseninimdiye-bilecekti.Ozamangösterecektikiidaresikendielindeolanhayatınıkendiarzuveseçimiyleonunelinebırakıpemanetediyor.Sonradüşündükiasılşimdibunusöylersebirşeyfe-daetmişolacak,bağınınşiddetiniancakbufedakârlıklagös-termişolacaktı;fakatşimdi,şimdibumümkündeğildi…Yal-nızSüreyyadeğil,Süreyyaolmasabilebunusöyleyemeyece-ğinihissediyordu;okadartantanailefedaedilecekhayatınbirdeğeriolmalıydı,hâlbukikendisi…“Ahgençolsamda,ona layık olsam da, ‘Seninim’ desem…” diye çok esef edi-yordu;ozamanonunekadarmesutedeceğinigörerekbunuyapamamakümitsizliğiyleboynubükülüyor,“Herşeybitti!”kasvetiyeniden istilaederekhiçbirçarebulamamakümit-sizliğitekrarhücumediyor,songünlerdebirazunuttuğuka-ranlıkdüşünceleretekrargömülerek,“Eylül,ahişteeylül!Neyapılsanafile…Bakherşeybitti…”diyordu.
Her şeye, herkese, konağa yaklaştıkça her şeye kızarak,arabalara, sokaklara, geçenlere, haykıranlara kızarak gidi-yordu;vekendinioyüksektavanlı,karanlıksofalarıniçinde,yüksek pencereleri örten ağır perdelerin yarı gecesiyle do-luodalardabuluncataşkınlığınınnasılâcizolduğunugörüphiçbirşeyecesaretedemeyeceğinianlayaraktekrar,“Herşeybitti!”fikriyledüşüphırsveaczindenağlayacakbirhâlegeldi.
Hacer’in, “Maşallah, maşallah efendim… Bu netenezzül!”101diyeresmiyetlekarışıkbiralayilekarşılaması-nakarşıdudaklarınıısıararaksükûtedebilmiş,hemenkendini
101 tenezzül:Gönülalçaklığı,kibirsizlik.
230 M E H M E T R A U F
odasınaatmıştı;ozamanevinizdihamvetesiriiçindehiç-bir şey yapmaya, hatta şikâyete bile gücü olmadığını gör-dü.Süreyyaemirlervererek,yerleşmekiçinöteberiyaparakuğraşırken,oradasadeceonunyanında,tekrar,buartıkgit-tikçedüşmangördüğüadamdanöfkesinialmakiçintekraracıbirarzuhissediyorveozaman,onlardanda,bütünbuHacer’lerden,Fatin’lerden,efendilerdendekorktuğunakızı-yordu;onlarınnemalolduğunubildiğihâlde…Ahnasılon-larınhepsinibirdenşaşırtacak,hayrettenöldürecekbirçıl-gınlık yapmak, nasıl kendinin öyle kolayca ezilecek adi birkadın olmadığını anlatmak istiyordu; o zaman biraz rahatederekçarelerdüşünmeye,düzenleryapmayakoyuluyordu.
Fakathanımefendininyanınaçıktığızamanbütünoşey-lerenekadargücüolmadığınıanladı;onundabirşeyişitmişolması,birşeydüşünmesiihtimalininhuzurundabunlarka-dar hürmet ettiği kadının yanına öyle bir kalp heyecanı vekendiniaşağılamailegirdi,onunhaklıolduğunudüşünerek,okadarezildi,okadarkahırlıkaldıki,mümkündeğilbuaşa-ğılanmayatahammüledemeyeceğinitekraranladı;ruhundaokadarkibirvebüyüklükvardıki,başkalarındakendisineenufak bir imada bulunma ihtimal ve selahiyetine tahammüledemiyordu.Böyleşeyleriçindoğmamışolduğunuzatendü-şünmüştü,fakattekrarvepekacıolarakşimdianlıyordu.Bu-radakendinitanımıyor,nasılbukadarsözlereyerverecekbirgirdaba düşmüştü, bu nasıl mümkün olmuştu, bunları dü-şündükçeşaşırıyor,bitiyordu.Bukendisinegörüşmesevkiy-le, intikamhırsıylafikrendüştüğügirdaplariçindebirtem-bihdarbesioldu,birazdüşünceliveaşırıolmamahissiverdi.
Fakat Süreyya’yı konuşkan, şen dolaşıyor gördükçe,“Lakinsenkendindeğilmiydin?Senkendinburadayaşa-yamayacağınısöylemiyormuydun?”diyehaykırmakarzu-sunakarşıkoyabilmekiçinyoruluyordu.Veonunsözlerine,
231E Y L Ü L
başkalarının suallerine dargın ve asık suratlı görünmemekiçin sakin tavırla cevap vermek mecburiyetinden kurtuluptenhalarakaçmak,kimselerigörmemek,yalnızkendikendi-nedüşünmekistiyordu.
Akşamüstü hep oturuyorlardı; Hacer, Suad’ın yanınagelmiş,gayetdostanevegizlicekonuşuyor,sözarasındaha-yatındanvekocasındanşikâyetederek,“Ahneiyiettinizdegeldiniz,vallahikardeşim…”diyeyüzüncüdefamemnuni-yetinisöylüyordu.Yazınnekadarboğulduğundanbahsede-rek,“Kıymetiniziasılozamananladım!”diyor,“Bizimkima-lumya…”diyebirbunakgibibeyefendininyanındanayrıl-mayankocasından,hanımefendiyibirdakikayanındanayır-mayanbeyefendidenşikâyetediyor,“Onlarınarasındabu-nuyorumzannettim…”diyekıskısgülüyorduveSuad’ınte-bessümedercesinesuskunluğunakarşıküçükşeytangözle-riylederinderinbakarak,“Kaçkeredüşündüm,sizegeleyim,yalıyageleyimdiye…”diyor,sonragülerek,“Fakatkorktumdoğrusu”diyebitiriyordu.
Suadsebebinisordu.Ozamanbirçoktereddüttensonra,çokbelirsizcedevametti:
–Öyleya,rahatsızlıkederimdenziyade…Çünküyaban-cıdeğilimya…Fakatbelkiyeryokturdiyekorktumdoğru-su… Bize yalı küçük dediler, eğer gelecek olursam sığacakyer bulamam dedim. Düşünsenize, ne fena olur? Mesela,Necib’leikimizebiroda…Değilmi?
Zorakigülüyor,küçükbirkanepeyastığıyladizindeoy-narken eğilip gülüşlerini ve utanmasını orada gizliyordu.BirdenSuad’abirdostlukarzusugeldi.Onaistediğisözüimaedipbiraçıklamavererekonunlabarışmak,hakikationaan-latıp bu iftira ihtimal ve şaibesini102 mahvetmek arzusunuhissetti,fakatHacer’ingözaltındanbakışında,kıvranışında
102 şaibe:1.Leke.2.Kusur,noksan,eksiklik.
232 M E H M E T R A U F
öylebiryılanhâlivardı,gözlerindeokadarşeytancabiriha-netgülüyordukiomuzlarınıkaldırıp,“Nefayda?”dedi;anlı-yordukibirşeykazanmayacak,belkiziyanedecekti.
PencereninönündeoturanhanımefendibirdenHacer’e:–FatinBeygeldiHacer,dedi.O omuzlarını kaldırarak tekrar Suad’a bir şeyler anlat-
mayabaşladı.Süreyyaannesiylekonuşurkendönüpazarlargibibirte-
bessümle:–Küçükhanım,omuzsilkmeknezaketeuygunmuya?
Bakkocangeliyor…dedi.HaceryinekulakvermeyipSuad’atatlıtatlı,güyagayet
merakla anlatmaya devam ediyordu. Buraya taşındıklarıhaftanıniçindegittikleribirdüğünüanlatıyor,“Severekal-mışlar” diye gözleri parlarken şen görünmek için kendinizorluyormuş gibi küçük gülmeler, kıvranmalar, yarım söz-lerle daima elindeki yastığı dizinde evirip çevirerek anlatı-yordu;fakatSüreyya’nıntekrarihtarınakarşısabrıtükenerekbirdendudaklarındatitreyişlerle,gözlerindehışımladöndü:
–Oo,ricaederim,gelirgelmezbeniyinecendereyesokmaSüreyya,dedi;dünkügelindeğilimya…Yoludapekâlâbiliyor.
Süreyya’nın sözleri Fatin’in gürültüsüne karıştı; açılankapınıniçindebiryazdırdahabüyümüşkarnınınarkasında,büyükbirsevinçile;“Ooo!”diyordu;yüzügenişbirgülüşlegenişledi,katmerlendi,ikiadımatıpnefesarasında,“Kırlan-gıçlarındönüşü”dedi,sonrailerleyerek,“Fakatfırtınasızkır-langıçiyideğildirderler…”diyegülümsedi.
Süreyyayarıalaylı,yarıöfkeli:–Eğerfırtınayaihtiyacınızvarsaondankolayşeyolmaz,
diyehomurdandı.Fatinbusomurtkanlığakarşıhemengülereksokuldu:
233E Y L Ü L
–Vallahineiyiettinizdegeldiniz,Süreyya’cığım,doğru-supekgöreceğimgeldiydi…Canıminsanbirkerealıştımıayrılıncagüçoluyorvallahi…Evinsankitadıkaçmıştı…
Veyanınaoturuptatlıtatlıkonuşmayabaşladı.Suadbir-birinihiçsevmeyenbuikiadamınşimdiböyleötedenberi-denbelkibirazalayla,fakatyinesükûnetleiçtenolmayanbirmuhabbetlegörüşmelerinebakarak,“Gören,birdostzanne-der,herkesböyle…”diyedüşünüyor,Hacer’inaynıkabulilekendinikarşılayışınıhatırlayarakvehâlâkulağınasokulupfı-kırdayafıkırdayabirşeyleranlatışınabakarak,“Benbile,benbileöyleyim…Başkatürlüyaşamakmümkündeğil…”diyor-du.Ahbunuanlamaktanekadargeçkalmıştı?Lakinobütüntemizlikvekalbininbütünsaflıkvedostçageçinmesiyleya-şamakistiyorduveşimdiyekadaröyleyaşıyoruminancındaidi;fakathiçöyleolmadığınınasılacıacıanlamıştı.
VeherhâlindeşimdiitirazedebilecekçelişkilerbulduğuSüreyya’yabakıpkendisabırvetahammületseyineöncekigibi yaşayacaklarken sadece kendi bunda kusur ettiği için,kocası rahatını bozmamak için araları nasıl bir uçurumlaaçılacağınıdüşünerekbuhaksızlığaisyanediyordu.
“Nasıl? Sonra bu da mı mesut evlilik? İşte en iyisi…Hâlbukiişteeniyisideenfenasıgibi!”diyorveHacer’inhis-lerini gizlemeyip aşikâr davranmasını seviyordu. “Hiç ol-mazsakimseyialdatmıyor,herkesbiliyorkibirbirlerinisev-miyorlar,istemiyorlar…”diyordu.
Vebundansonraömrübunlarıbilebileherşeyigöregö-regeçecekti,değilmi?ArtıkSüreyya’nınöncekimahremiyetve muhabbetine kayıtsız, evin böyle ayrı ayrı ruhunun de-rinliğini bildiği adamlarıyla yaşayacağı hayat onu ürkütü-yordu.Birhanımefendi…EvetSuad’ınsevdiğivehürmetela-yıkgördüğüyalnızovardı,onundabeyefendininnasılkahır-larına,zahmetlerinetahammülederekyaşadığınıgörüyordu;
234 M E H M E T R A U F
beyin her şeyde hemen gürleyen hırs ve öfkesinin, bir ke-rekızıncahiçkarşısındakininkalbini,hatırınıdüşünmeyiphırsalmak,acıçıkarmakiçinağzınagelenisöyleyerekzehir-lersaçışınınmasumvedayananbirkurbanıolduğunugör-dükçe;“Nasılsabrediyor,yarabbi?”derdi;şimdihatırladıkihenüzkızkenkendidefenakocayadüşersedayanankadın-lar gibi sabır ve sükût edemeyeceğini zanneder, öyle iddiaederdi;fakatbugünbukadarınatahammülettiğinigörerekyavaşyavaşbirbirinitakipederekgelecekböylehaksızlıkla-rabugünkügibisabredeedebirgünalışacağınıanlıyor,“Ya-vaşyavaşbendeonlargibibiroyuncak,birhizmetçi,sadecebirhırsvezevkealetolacağım,hiçistediğimbirşeyolmaya-cak,hepistenenşeylerealetolacağım.”diyordu.Vebunata-hammüledemeyip,“Hayır,hayır,bunabirçarebulmalı…Bumümkündeğil.”demekistiyordu.Şimdiyekadarbunuyap-mıştı.Fakatarzuvemuhabbetile,aldandığınıbilmeyerek…Şimdiartıkbiliyordu,artıkşimdi...Hâlbukiherkesaldanmı-yormu?Herkesinsaadetiböylebiraldanmanınneticesi,birgafletiniyilikedilmişideğilmi?diyedüşünüyor,“Ahaldana-bilsem,hiçolmazsayinealdansam!”temennisiyleyanıyor-du;fakatartıkmümkündeğildi,gözleriokadaraçılmıştıkiartıkhepgörüyordu.
Bir taraftan Hacer kulağının yanında dirseğiyle kolunudürterekkocasınıgösteriyor,“Allahaşkınabakkardeş,alnına-sılparlıyor,börekçiçıraklarıgibi…”Sonraileriçıkık,göğsü-neeğimlibaşınınarkasında,yakalıkilefesarasındaoturun-cakatlananenseyigöstererek,“Ahnekadariğreniyorumbil-sen,kardeşim?”diyegayetgizlibirşikâyetedasıylabakıyor-du.Hacer’inbirtakımitirafıolmuşsadahiçbudereceyegel-memişti,Suadonabakarakşaşkınlıklagüldü.Böyle ikenbugençkadın,buşimdi,“İğreniyorum…”diyeyüksekgörünmek
235E Y L Ü L
istediğiadamınkarısıydı.Veonapekâlâtahammülediyor-du;buhislerleberaberyineonungecegündüzyanındaya-şaması,onunokşamalarınatahammületmesiSuad’ıdüşün-dürüyor,“Hâlbukipekâlâonunlayaşıyorsun”demekistiyor-du.LakinodaSüreyyaileyaşamayacakmıydı?OdabundansonraSüreyya’nınyineöncekigibikarısıolmayacakmıidi?Kalbenokadarciddidargınidiki,artıkbunumümküngör-müyordu.İçindebunaşimdidenisyanedendargınlıkvardı;“Hayır,hayırartıkbitti!”demekistiyordu.
“Beyefendi!” dediler, hep ayağa kalkıldı; Suad tekrar ohaşin,beyazsakallıadamınhuzurundabulunuşunasıkıldı.Beyşöyleyanbakarak,etekleyenlerekayıtsızca“Ooo,maşal-lah…” diye mırıldandıktan sonra karısına dönüp, “Hemenyemekyiyiverelimde…Olmazmı?”dedi;öbürlerisessizdu-ruyorlardı,hanımefendi,“Pekipeki…”diyealdıçıkardı.VeSuad,bundansonrahergünhayatıböylegeçeceğinigörerekacıbirhatırlamaylayalıdakiömrünü,buyazıngeçenogüzelhayatı,osafveserbest,şimdiendişelizamanlarınıbilear-zuylagördüğüogüzelhayatıhasretledüşündü.
Sofrada, biraz evvel büyük bir alçak gönüllükle konu-şanFatin,beyefendininhuzuruylacesaretkazanıponaya-ranmakiçinhavlusuylasağasolabıyıklarınısilerek,gözüylesözlerinintesirinianlamakiçintelaşlıbakışlarfırlatarak:
–Tuhafvallahi,diyordu,bendeğişeceksinizfilanzannet-timdiama…Birdebaktımkiyineöylegeldiniz.
Süreyyaküçümseyengözleriylesordu:–Nasıldeğişmek?Fatin,konuşmanıngidişindenmemnun,sözlerinegüve-
nerek:–Belkibirazbüyürdünüz,falandedimdi,ama…dedive
gülerekbeyebaktı.
236 M E H M E T R A U F
O zaman Suad, Süreyya’nın gözlerinin yalıda sofradakendine baktığı o çirkin bakışla hiddetlenerek, “Siz olsay-dınız kabuğunuza sığmazdınız!” dediğini gördü ve için-denyineozamankizehiraktı.BirdenNecibburadaolsay-dıdiyedüşünüpyüreğihoplayarak,“Lakinbuherkesinbinriyakârlıklabirbiriniincelediğibuevdeonunvarlığıbilebirtehlike!”diyekararverdi.
Yemektensonra,birazonlarınyanındaoturdular, son-raSüreyyakalktı.“Haydi”gibikendinebaktı;onutakipet-mekgerektiveyürürkenartıkneonunyanında,neötekile-rinarasındayaşayamayacağını,hepsindenusandığınıderinbir endişeyle hissederek, böyle ise de birlikte hayatının buadamabağlıolduğunu,onuncanıistediğivakitistediğişeyiyapmazsaburayagelişigibizorlayapacağınıdüşünerek,pe-rişan,bezgin,ölmekisteyerekyürüyordu.
237E Y L Ü L
18
Artıknebir işnebirkitapnedebirpiyanohevesivar-dı;havalarınnispetyapargibipekparlakolduğubuikinci,üçüncü günü akşamlara kadar sıkıntıdan, hiddetten boğu-lurkenaklınacennetidüşünürgibiarasıraPazarbaşı’nıge-tirirdi.Ozamandüşünmektenharapolarakyalnızodasın-dankaçıphanımlarınyanınagiderdi;yalıdayapacakokadarişivarkenşimdiişidekalmadığıiçinmecburenmeşguliyet-siz oturmaktan, onlarla konuşmaktan başka bir şey müm-kündeğildi.Hacerdaimaorada,cumbada103bulunurdu;ha-nımefendiarasıragörünür,elindekiişlemeşgulolurdu.
Hacer’leböyleyalnızbulundukçaaralarındamecburenbirtakım sır vermeler meydana geliyordu. Onu pencereyeçıkmayaokadardevamettiğinivemeraklıgörüyordukiev-velaevdesıkıldığındaneğlenmekiçinsokağabakıyordemiş-sedegittikçebumerakınyalnızbirkişiyeaitolmasıihtima-linde karar kılmıştı; fakat onun hemen her geçene dair birfikrioluyordu.Bazen,“Amankardeşbak,şunegüzelbirşey!”dediğiolurdu.Sonrabirdiğerinigösterir,onadaaynıistekligözleyiştebulunurdu.Suadhepsinebirdennasılolupböylemeylettiğinianlamayarakşaşardı.
Sonrabeylergelirler,Fatin’in lüzumlu lüzumsuz“val-lahibillahi”leri,Süreyya’nınsessizliğiarasındayemekyenir,
103 cumba:Birbinadadışarıyaçıkıntılıolarakyapılmış,altıboş,üstüörtü-lübalkon,çıkma.
238 M E H M E T R A U F
sonrabeyefendiFatiniletavlayaotururlar,Süreyyaonlarınyanında dalgın, hanımefendi elindeki işiyle meşgul, böylebirikisaatgeçer,nihayettavlabirgürültüarasındaşakırda-yarakkapanır,herkesodalarınaçekilirlerdi.Beyefendihaklıhaksızhuysuzlanarak,hiddetinialmakiçinherşeyiyaparakFatin’ihırpaladıkçaohaklıolsabileboyunbüker,razıolur-du. O zaman Hacer Suad’ın kulağına eğilerek, “Allah aşkı-nabak,oyunoynarlarkennasılbazenaptalgibifikirsizka-lıyor,nasıleliyleburnunukaşıyarakdonuyor.”derdi.Baba-sınaboyunbüktükçekızarak,“Onuryokki…”diyordu.Son-radevamederekbununheponahoşgörünmekiçinyapıl-dığınısöylüyor,“Paramgitmesindiye…Ahbilsenkardeşim,hepparaiçin…Babamlahoşgeçinmekiçinondandayakye-seyinesırıtacağınaeminim…”diyerek,birkerebirşeyiçinonuteşvikederkenonun,“Ne,sonrabenievdenkovsundasokaktamıkalayım?”dediğinianlatarakyüzünebakıyordu.
Gerçektenbeyefendininböylerastgeleateşpüskürmele-rinetahammületmekiçininsanınböylebirmecburiyetiol-mak lazım gelirdi. Bir akşam tavlada yenilerek hiç lüzumuyokkenhanımefendiyedönüphışımla,“Canımsendeelin-den bırak şu …u Allah aşkına…” diye bir çıkışmıştı ki, Su-adhaykırarakşikâyetetmemekiçinkendinigüçzaptetmiş-ti.Bazenodasındahaykırdığıişitilirdi.Meselasürahisiniboşbulduğuiçinkarısınasöylemediksözbırakmaz,otuzsenelikhayatlarını,biryükolmaküzere,lanetletahammüledilmişbirşeygöstererek,“Öldüm,aranızdakurudum…Allahdasi-zikurutsun…”diyehaykırır,sonra,“Amakabahathepben-de…İyiliktenkimanlamış…Enselerindebozapişirmeli104kiişgörülsün…Aksiherifinbiriolaydımgörürdünüz…”de-diği işitilirdi. Hanımefendi buna karşı sakin, aşağılanmış,
104 ensesinde boza pişirmek: Bir kimseye eziyet edercesine yüklenmek,gözaçtırmamak.
239E Y L Ü L
susmasınıricaederse,“Niçinsusacakmışım?Hemyap,hemöldür,hemdesustur…Artıköldürüyorsunuz…Songünle-rimde beni hortlatıyorsunuz… Akşama kadar sizin için terdöküyorum, bir suyumu vermiyorsunuz… Hem sizden mikorkacağım?Kendievimdeniçinsusayım?İstemeyendefol-sun.”diyebirsürüşikâyetvehakaretgelirdi.
OzamanFatineğerevdeiseonungözünegörünmemekiçinufalmakistergibidışbirköşeyebüzülür,hanımefendi-yihaksızbularak,“İyiyacanım,odabakıversin.Evdehiz-metçiyokdeğilya,gönülkırmamakiçinaldırmıyorama…İhtiyaradambu,hiddetederya…Hepimiz,sayesindeyaşı-yoruz…”derdi.
Böyleherkeshepkendiişini,kendihesabınıdüşünerekdoğrulukediyordu.AhSuadbunlardannekadariğreniyor-du;hattaSüreyya’nınnasılolupbubabanınoğluolduğunaşaşıyordu.Sonraannesinigözününönünegetiriponaçek-mişdiyordu.Ziraonahayranoluyor,bukadınınbubüyüksabırvesükûnetineokadarhayranoluyordukimustaripza-manlarındagidipbaşınıonundizinekoyarakağlarsaşifabu-lacağınızannediyordu.
ÜçüncügünüakşamüstühenüzgelmişolanSüreyyailehanım,Hacer,kendisiortaodadaoturuyorlardı;pencereninönündenHacerbirden,“Ooo,NecibBeygeliyor.”dedi.Sü-reyyadönüp“Gerçekmi?”diyesordu.Köşede,perdeninka-ranlığındaSuadkıpkırmızıolduğunuhissetti.Kendinihâlsizbırakanbirheyecanlaotarafabaktı,“İştecanımyanındadabizimbeyvar”.Suadşimdiburayagelinceneyapacağınıdü-şünüpşaşırarak,kendisinasılgörecekseherkesdeöylegö-rüpfarkedeceklerini, titremektenbirkelimesöyleyemeye-ceğinizannederekbitiyordu.
BiranoldukikapıaçılıpFatin’inarkadangelenbirineyolverdiğinigördüler,Necibgülümseyerekgirdi,arkasın-danFatin:
240 M E H M E T R A U F
–İştebirkırlangıçdaha…Dönüş,dönüş…Artıkhücumvar…diyordu.
Necibgülerek:–Kırlangıçlargalibayazındönerler,dedi.Suad,Necib’ingözlerikendiniarayıpbirmüddetkendi-
sineyönelmişkaldığınıvebuandabugözlerdebirkaranlıkvetereddütbulunduğunugördü.Sonrahanımefendininsi-temlerinecevapvermekiçinonadöndü.O,sebepleriaçık-larkenFatin,hanımahakvererek,“Ey,neyapalıminsanlıkbu…”diyor,sonraherkesebakarak“İnsan işinegeldiğigi-bihareketeder.Buinsandoğasınıngereği…DeğilmiSürey-yacığım!”diyeonayöneliyordu.Sonrabirdenartıkbuelve-rirgibibirhareketle lakırdınınmecrasınıdeğiştirdi,“Lakinbirlüferbuldumki…Bayılacaksınız.”diyeherkesisusturdu.Eliylegöstererek,anlatarak,“Bukadar,tambukadarvalla-hi…Birdenöyleimrendim…Amanebalık,birgörseniz…”diyebitirmiyordu.Nihayetettiği fedakârlığınkıymetini iyi-cehissettirerek“Aldım”dedivebirşeyigizlitutuyormuşgibiparmağınıağzınagötürdü:
– Ama parasını sormayınız… Korkarsınız… On beştenaşağıvermedi.Aksigibihainlerintanesideüçyüzdirhem105geliyor.
Suadkaranlıkta,Necibpencereninönündeaydınlıktay-dı.Fatinsöylerkenhepsionabakıyordu,ozamanSuadbirikikereNecib’ingözlerininkendinehasretveözlemleyö-nelişinifarketti;biranoldukikendidebaktı.Buikivarlıkkarşı karşıya gelince oradakilerin hepsinden ziyade birbi-rineyakınolanruhlarınınçırpınmalarınıhissedergibiol-dular.Suadbuhaftadanberionuokadarseviyordukiken-dineuzakyerlerdenhücumedenbircoşkuseligibikalkıponageldiğiiçinteşekküretmek,“Seninim,benigötür!”demek
105 dirhem:Okkanındörtyüzdebirimiktarındakiağırlıkölçüsü(3,148gr).
241E Y L Ü L
coşkusunubuldu.Onaokadarderinbirşükranvebağlılıkhissediyordu.
FakatHacer’inbirsözüonudöndürdü.OşimdiNecib’esitemediyor,“Maşallahefendim,artıkbilmemnasılgeline-bildi?”diyebaşıyla,“seniseni”yapıyordu.Sonraincedudak-larısivrildi,“Artıktabiibundansonrasıksıkteşrifederiz”.VegözleriyleSüreyya’yıgösterirgibiyaparak,“Bunlarburadalarmı,değillermi?Sıksıkgelirsinizartık,değilmi?”diyor,böy-lebaşlayanbakışsözünnihayetinedoğruSuad’ayönelerekşeytancabirtebessümleparlıyordu.
Ötedenberidenkonuşulmaktadevamolunuyordu.Ne-cibhemarasırasözekarışıyor,dinliyor,hemarasırakaça-makbakışlaSuad’abakarakondanbirtebessüm,gönülalıcıbirbakış,birmuhabbeteseribekliyordu.Pekşengörünüyor-du;onlaraözürlerdiliyor,Fatin’leeğleniyordu.Balıkmesele-sinikurcaladıkçaöbürüparmaklarınıbirleştiripağzınagö-türerek,“Amanebalık,vallahibillahigörsenizşaşırırsınız…”diyordu.OzamanNecib,“Amapekazçıkıyormuş.”deyinceFatin,“Dedimya,onbeştenaşağıvermedi,hemdetanesi…”diye tekrar anlatıyordu. Fakat Necib gittikçe neşesinin ya-lanveyapmaolduğunugörüyor,birsiyahkedereboğulma-yabaşlıyordu;okadarümitveheveslegeldiğihâldeSuad’ıdurgun,donukgördükçeşaşırıyor,üzülmüşolarak,“Neol-duacaba?”diyordu.HâlbukiSuad;Necib’inikidebirdeken-dinedikilenbakışlarındansıkıldığı,herkesbiliyordabirma-navereceklermiş,şimdiHacerbakıpgörerekanlayacakmışgi-bikorktuğuiçin,“Bakmasa,baribakmasa…”diyeonaendişe-sinianlatmakistediğiiçinöyleduruyordu.Necib,“Birhaftadırkendinigörmedim,kendisindenayrınasılyaşadığımıanlamı-yor,demekkendisiçabukunuttu…Bendenbiriltifatı,birte-bessümüesirgiyor.Acabadargınmı?”diyeesefediyordu.Birhaftadırneolduğunubilmediğiiçinnihayetsizbirümitsizlik
242 M E H M E T R A U F
veazapruhunuzaptveistilaediyordu.Yalnızkadınlarınya-pabileceğibirmanasızhareketle,biraditebessümlemesutedişleriümitettiğihâldekendisindenkaçanbubakışonubi-tirdi.Öyleoldukibütünyemekteobakışıbekleyerek,özle-yerekgevezelendi,heranyinegelenümitleritakipedipne-şesinialtüstedenkasvetlerinigöstermemek içinzorlazev-zeklik ediyordu. Onlara Beyoğlu’nu anlattı, söylendi, tuhafşeyler buldu, güldürdü. Ve hâlâ ondan bir bakışa erişeme-yincegeleliikisaattir,onunhâlârenksiz,manasızdurduğu-nugörünceruhundabirkırgınlığın,pekçabukazapveöfke-yedönüşenbirkırgınlığınköklendiğinihissedereksessizvekaranlıkkaldı.
DahakahveeldeikenbeyefendiişaretedinceFatintavla-yıçatırdatarakortayaçıktı.Onlaroradabirtakımoluşturdu-larveyemektençıkıncakaranlıkbirköşeyekaçmışolanSuadtavlaiçinmumlargelinceşimdiyineışıkiçindekaldı.Ogöl-gededoyadoyaNecib’ebakarak,onumahzunettiği,mahzungördüğüiçinkendiniböyledurmayamecburedenşeylerekı-zarakmahzunolurkentekrarherkesinbakışınamaruzkalın-cacanısıkıldı.Necibisegeldiğinepişman,hayatınapişman,kararveremeyerekkalıyordu.Ohanımefendininyanındaidi,arasıraalçakseslekonuşuyorlardı.Sonrahepsükûtediliyor,yalnıztavlacılarınsesleridevamediyordu.
HâlbukiHacer’incanısıkılıyordu,tavlatarafınahiddet-lebakarakkızıyordu.
SonrabirdensükûtedenNecib’egülerek:–Sizdesusuyorsunuz.Bugecenekadarneşesizsiniz,a
canım!dedi.Necib:–Niçin?diyesordu.–Bilmem!Baksanıza…VeHacerfıkırdayarakSuad’adöndü:
243E Y L Ü L
–DeğilmiSuad?Suadbelirsizbirişaretetti.Ozamanonadahücumetti:–Zatensendebirköşeyebüzülmüşsünya,bilmemne-
nizvar?Necib,sıkılarakSuad’ıngayetrenksizbirgözlebaktığı-
nadikkatederekbozukbirtebessümle,“Hazımzamanı…”diyecek kadar kuvvet buldu. Sonra hanımefendiye kız kar-deşindenbahsetmektebirkurtuluşçaresiaradı;onlaryavaşsesleböylekonuşurkenHacersözlerinekulakveriyordu.Bir-den tavlanın etrafında bir fırtına patladı. “Yok, ama olmazama…”diyeFatinterliburnu,yorgungözleriyleyeminedi-yor,efendielindezarlarısallayarakkahkahalarlagülüyordu.“Zarlar, pullar, mars” gülmelerinin tekrarlanması arasındatekrarfırtınadindi;tekrarzarvepulsesleriuzadı.
ŞimdiHacer’incanıyinesıkıldı,buseferSuad’adöndü:–Haydibizdebezikoynayalım…Üçümüzolmazmı?dedi.Necib’inyüreğiatarakonunlabezikoynamaksaadetine
canattı,fakatSuadrahatsızlıktanşikâyetetti,başındanra-hatsızdı…
– Ha, onun için mi susuyorsunuz… Ben de zannettimki…Eğersizyalıdadaböyleidinizse…
Süreyya başını kaldırıp bu tarafa baktı, Suad’ın kal-bionunbakmasıylabirşeyçıkacakmışgibihopladı;büyükbiryorgunlukhissetti;onlarkonuşmayabaşladılar,Süreyyayanlarınagelmiş,yalıyıanlatıyor,omübalağaettikçeHacerikidebirdeNecib’leSuad’abakarakgözlerindebirparıltıyladinliyordu.Necib:
–Evet,şimditekrartünemeksırasıgeldi…Ahyazbirda-hagelse…dedi.
Busoncümleyebütünmahrumiyetininacılığınıkoymak,onuSuad’aanlatmakistiyordu.Hacerküçümsercesine:
244 M E H M E T R A U F
–Oniçino?Kışfenamı?..Birzamanlarokadarseverdi-niz…Asılkışgelincesevinirdiniz…diyesoruyordu;sonrabir-denaklınabirşeygelmişgibi:
–Haakuzum,osizineldiveninhanımıneoldu?dedi.Suad ölüyorum zannetti; Necib heyecanını kahkahayla
geçirmekisteyerek:–Yanimadamı106demekistiyorsunuz,diyekapatmakis-
tedi;fakatSüreyyamerakettiğiiçinkapayamadı.O soruyor, Hacer cevap vermeyerek Necib’e hitap edi-
yordu,“Hanımmı,madammı?..Onusoruyorum…”diyor-du.Necibsadece,artıkciddi:
–Öldü!dedi.–Eyeldivenneoldu?Hâlâsaklıyormusunuz?–Onudagömdüm,diyecevapverdi.Sonrahanımefendiningülerekyavaşçasöylediğibirsöze
cevapvermekiçingibidöndü,hâlâSüreyya’nınsorduğunuve Hacer’in anlattığını işiterek, Suad’ın ne kadar mustaripolup,nekadarcanısıkılacağınıdadüşünerekhemsıkılıyor,hemkorkuyordu.FakathanımefendininkendisininhafifçegeçireceğibirsözünüHacerkapıp,“Evlenmekmi?NecibBeymi?”dediğiniveilanettiğiniişitincebütünbütünbozuldu:
–Eğleniyormusunuz?Bendedahaçocuğum…diyelati-feyebozmakistedi.
Süreyya ciddi ciddi düşünmeye, evlenmemekte bir se-bep bulunamayacağını izaha başladı, Necib bunda belir-sizbirmaksatsezdiğiiçinbircevapvermedi.FakatahniçinSuad’ıngözleriondaninsafsız,zalim,kayıtsızbirısrarlaka-çıyordu?Niçinöylesusuyor,sözsöylersebileikimanasızke-limeylebitiriyor,gülersebileherkesegülüyordu?Neolmuş-tu?Onunsözlerinidikkatle,canlıdinlediği,onunyüzünebü-tünruhununözlemiylebaktığıhâldeonlardahiçbirhususi
106 madam:Müslümanolmayanevlikadın.
245E Y L Ü L
manabulamıyordu?BütüngeceNecib,ruhubuendişelerlekaranlık,şengörünüpsezdirmemek içinsöylenmeyemec-bur, çok mustarip oldu; fakat sabahleyin bunun acısını çı-kardı,aşağıindiğizamanSuad’laSüreyya’yıyalnızbulduveSüreyya yeni gelen gazeteye dalmış olduğu için birkaç da-kikaSuad’layalnızkarşıkarşıyakaldılar;Suadistemeyerek,elindeolmayarakonuokadarmustaripettiğiiçinbütünge-ce yatmış, erkenden inerse yalnız kalırız diye uyumayarakerkendenaşağıinmişti;onundageldiğinigörüncebirsani-yedeonumesutedipherşeyianlatmayahevesli,“Maşallahbuneerken…”diyeonagidiptebessümetti;butebessüm-lebütünruhu,perişanruhutitriyordu.Bumesutetmekiste-yenvemesutolankadınınruhunuverdiğibirtebessümdü.Necib,bütünruhkaranlığınınsıyrılıpbirbahar içindekal-mışgibi,saadetiyleezilmiş,sadecegözleriyleteşekküretti.Suadona,“Buradakihayatımızıgörüyorsunuzya!”dergibibaktı,sonra“Herşeybitti”demekistergibibirhareketettiveNecib’inneoldudiyegözleriylesoruşuna,“Amanricaede-rimdikkat”diyefısıldadı.
Fakatokadar…BirbiripeşisıraFatin,Hacergeldiler;Fa-tingazeteye,HacerNecib’eyanaştı.SuadbirkenaraçekilipHacer’innebitmeztükenmezsözlerleonurahatsızetmesi-nebakıyor,arasıraonun,“AmanNecibBey!”diyegülüşleri-nisoğukvenahoşbuluyordu.BeritaraftabeylergazeteninyanındabirbirleriylekonuşurlarkenNecibnesöylüyordukiHacerböylegülüyordu;bubirmüddetküçükkahkahalarınart arda gelişinden oluşan bir fıkırtı iken sonra üç hamlelibirparlakkahkahaoluyor,güzelgüldüğünübilenbirgençkadın israfıyla gülmelerin arkası gelmiyordu. Piyanonunyanınaoturdular,şimdiHaceruzunuzunbirşeyanlatarakNecib’intebessümletektükcevaplarınıdinliyordu.Eliyleşöy-ledayandığıpiyanodaşimdiihmalilebirkaçnağmeyapmaya
246 M E H M E T R A U F
başladı;lakinSuadbirerkekolsundakimolursaolsungibibirşeyolanbuhâldenokadarnefretediyordukiNecib’esı-kılıyordu;bukadarınınfazlaolduğunu,Hacer’indelilikleri-nebukadaroyuncakolmaktamünasebetsizlikbulunduğu-nuanlamalıydıgibigeliyordu.
OnuniçinFatingazeteyibırakıp,“Yolculukgöründü,saatkaç?”diyeSüreyya’yasaatisorduğuvegitmekzamanıgeldi-ğinekararverdiğizamanrahatetti;SüreyyaNecib’e,“ÇıkıyormusunNecib…Beraberçıkalım.”diyordu.Hanımefendigel-miş,Fatin’ebirşeyısmarlıyordu.SonraHacer’inmüdahalesilazımgeldi.HanımefendiFatin’inHacer’ealdığıbirlavanta-danbirşişeistiyordu;ötekibirtaraftangazeteninsonsütun-larınabakıyor,birtaraftan“Hayhayefendim.Başüstüne…”diyordu;vehanımefendiparayısoruncaFatin’depektelaşlıbirredvekabuletmemetavrıgöründüysedenihayetmecburolup“Yirmibeş…Yirmibeşefendim…Fakatnegerek…Ricaederim…Müsaadebuyurmalıydınız…”diyeparayıaldı.
Artık çıkıyorlardı. Hacer, Necib’e ne zaman geleceğinisoruyor,oda“Bakalım”diyetereddütleSuad’abakıyordu.OzamanSuadhiddetinden,istemeyerek,fakatkendiarzusuy-lahareketetmedenkalbindengelenbirarzuyaitaatederek,başınıçevirdiveonunbüyükbirümitsizlikleçıktığınıgörün-ceşimdideiçindenbirzehiraktığınıhissetti.Evet,onunbu-rayageldiğinihemistiyor,hemistemiyordu;buradaheranşimdibirşeysöylenecek,şimdibirşeyolacakdiyekorkmakonubitiriyordu.Düngecebirmüddetkalbinindurduğunuhissetmiş, kulaklarına uğultular hücum etmişti. BundanbaşkaHacer’edekızıyordu,NecibbuevdesadeceHacer’inoyuncağıoluyordu.
Hacercumbadanonlarıbakışlarıylaköşeyekadartakipettiktensonrabirdendönerek:
247E Y L Ü L
– Gördün mü babamın sevgili damadını, dedi; (Sonraiçindentaşıyormuşgibişikâyetcoşkusuylasöylenmeyebaş-ladı.)Ahsenbilmezsin,diyordu,senbilmezsinki…Hergünyaşaya yaşaya her hâlini o kadar öğrendim ki, artık iğreni-yorum. Dün geceki balık meselesini biliyorsun ya… Sonrasabahkilavanta…Güyaparaalmakistemiyor,hâlbukiölür,eğer kendisi mecbur olsa da o bir şişe lavantaya yirmi beşdeğil, beş kuruş verse, bir ay hasta yatar… (Burada acı acıgüldü.)Sonra,sonraogazete…Gazeteyigördünya…Eğerokumadanburadançıksaakşamadöndüğüzamanillaoku-malı;yoksasokaktaonparaveripdebirgazetebilealmaz…
Suadistemeyerekgülüyordu,“Ammayaptınız?”diyeiti-raz etti; öbürü büyük bir ciddiyetle yemin ediyordu. “Heppara için, para…” diyordu. Söylerken, ikide birde sokağabakmaktan boş kalmıyor, cumbanın içinde diz üstü otur-muş, kâh dayanarak, kâh dikilerek pek çok ehemmiyetlesöylüyordu.Birazsonrabakarak:
–Paraiçinneleryaptığınıbilsen…dedi.(Sonragülerek)Bilmemsanasöyleyeyimmi?Gecegündüzparasızlıkşikâyetiileberaberparabiriktiriyor,vallahibiriktiriyor.Bendensak-lıyor,amaeminim,birşeyeharcadığıyokki…Okadarpara-yıneyapacak?..ZavallıPerizatelbiselerinisüpüresüpüre,le-keleriçıkaracağımdiyeuğraşauğraşanehâlleregiriyor,bil-sen…‘Amanhanımcığım, illeyaka…Siliyorum,siliyorum,bembeyazoluyor…’diyordu;hâlâgüveylikgömleklerinigi-yer,‘Nezararıvar,neyapalım?Parasızlıkbu…’diyor…Da-ha,daha…Söylenmeklebitertükenirşeydeğil…Arasıraço-cuğumuzolsadiyorumdagözlerifaltaşıgibiaçılıyor, ‘Sençıldırdıysankendiniokut,hanımefendi…Benimdahaoka-darparamyok.’diyebenidefediyor.Çocuk,çocuk…Hâlbukibilsenbennekadaristiyorumkardeşim…
248 M E H M E T R A U F
Suad, üzgün, merak ederek bakıyordu; öbürü iseşikâyettedevamile,“Benimelimdebirşeybırakmıyorki,neyapayım?”diyeyarımahcubiyetlekendiaczinianlatmakis-tiyordu.Suad,çocukiçinsızlayanveşüpheedilmeyecekka-darsamimigörünenbukadınınyanında,hislerinekatmaylaonayineacımayabaşladı.Onunbirtakımhâllerinehakver-mek istiyor, onu birtakım mecburiyetler arasında zayıf veâcizgörüyordu;birdenkarıkocaarasındakimaddivemane-viboşanmayabakarakürktü.Hacerdevamediyordu:
–Birtaraftanbabamaokadartutundukiartıkhiçbirşe-yeehemmiyetvermiyor.Birgünöyleolacakkibeniboşaya-cakveburadandefederekkendisiburadaevinçocuğugibiyenidenevlenebilecek…
Tekraracıacıgülmeyebaşladı.Birdenpencereyeeğilipbaktı,telaşla,“Amankardeş…Koşkoşbak,güzelTahir’e…”dedi.Suadbutelaşlıdaveteitaatederekbaktı;buzembil107ile karşılarındaki konağın kapısını çalan genç irisi bir uşakidi. O zaman Hacer nasıl bütün hanımların bunu beğenip“uşakgüzeli”dediklerinianlatarakkatılıyor.“İllamiralayın108hanımı…Gözlerinebayılıyormuş.”diyebitiremiyordu.Su-adşaşkın,“Hangihanım,niçin?”diyesoruyordu;ozamanHacersaydı,bunlarbasbayağıhanımlar idi,hattabazıları-nıngençveyakışıklıbeyleridevardı.OşaştıkçaHacerza-ferleanlatarakgülüyor,okadarmerakveehemmiyetleba-karak öyle bir açıklıkla tarif ediyordu ki kendisinin onlarlahem-fikirolduğugörülüyordu;bununlabirlikteobirazda-haisteksizgöründü:
–Amaçirkinbiradamdadeğil…Allahiçinsöylemeli…Helegözleri…Eğeronadabeyelbisesigiydirsenolurbiter.
107 zembil:Hasırdanveyahurmaliflerindenörülmüşkulplutorba.108 miralay:Albay.
249E Y L Ü L
O gülerken Suad hayret içinde, sükût ediyordu; onuniçin bir erkeğin güzelliği merhamet ve seçkinliğiyle kalıcıiken bunların böyle düşünmek için nasıl kadın olduklarınıdüşünüyordu;hâlbukiHacer,“Canımseninburadangeçer-kenbayıldığınzabitler,beyler…”dedikçe“Hayırbenimbu-radangeçerkenbayıldığımzabitlerden,beylerdenhaberimyok.”demekistiyordu.Ahnekadaranlıyor,nasılgörüyordu;Hacer’innasılkocasıolmasa,yahutiyiolsayinebunlardanhoşlanacağını,çünküruhuadi,kirliolduğununasılgörüyor-du.Veohanımlarıgözününönünegetiripböyleufakitirafla-rıaralarındaettiklerimeclisleridüşünerekiğreniyordu.
Bu kendisi için garip ve uzun bir tesiri meydana getir-di;Hacer’denasılkendisinehiçbenzemeyenesaslıhâllerol-duğunuzatenbilirdi.Fakatihtilafınbuderecesineşaşıyor-du;bukadarınıhiçzannetmemişti.Bununlaberaberhanı-mefendionuniçinbaşkabirdersoluyordu.Hakkındaenkü-çükbirazarlamakelimesibilesöylememiş,hiçbirrivayetişi-tilmemişolduğunudüşünerek,“Hayır,bufenalıklarkocala-rınfenalığındandeğil,kadınlarınkendilerindengeliyor.”di-yekararveriyordu.İyikadınkocasıfenabileolsa,retveim-haedilmesiimkânsızbirkaderdarbesialtındaezilirkalırdı.Sevmeyegelince…Oböylesokaktangeçerkenkarşıdangör-mekleerkeksevmeyianlamıyordu.Buonaseveyimdiyesev-mekgibigeliyordu;sevmek içinbilmeyereksevmek,sonrafark etmek lazımdır diye düşünüyordu. Öbür türlüsü… İş-teHacer’in,Hacergibilerinsevdaları…Ömrünügeçirdiğicumbadabirinibulupsevipsevilmekiçingeçenömründeuygunveuygunsuzherbulduğuylaaşkoyunuyapmak,iş-teonlarınsevmeleri…Sevmekbirhastalıkgibigeldiktenvesizizaptvekahrettiktensonraanlaşılan,ozamangörülüpincelenenbirhâlolmalıydı.KimbilirHacerbupenceredekimlerisevmişti?Yanimümkünolsasevecektivemümkün
250 M E H M E T R A U F
olmadığı için hayatlarının hakikati kadar devam ediyorlar,sadecebirheveslegelişvegidişimerakedilenbirilerleyiştenibaretkalıyorlardı.
O hâlde Hacer için ilk fırsat bir düşüş olacaktı. Sankionunruhuyoktu,onundüşünmesi,kendinimenedenşey-lermevcutdeğildi.Sadecekarşıdangörüpbeğendiğibirer-keğibukadarayrıntıylaseven,bukadarönemverenbirka-dın için, onunla görüşmek her şeyi neticelendirebilirdi. OzamanHacer’inniçinNecib’eokadarcanatarcasınameyil-liolduğunuanlıyordu.
Lakin o hangisini seviyordu? Bunu anlamak mümkündeğildi.Onunhergeçenedairmalumatı,merakları,ayrıntı-lıbilgisivardı;vebirgünistemeyerekbunuöğrenmişoldu.Böyle itiraflarlageçenikigündensonrabirakşamyineso-kaküstündekiortaodayagelmiş,alışılanındışındapencere-yiboşbulmuştu.Orayaoturdu,birkaçdakikasonraköşedençıkarçıkmazyarıtereddütlegözünüpencereyedikiporadanayrılmayan orta boylu şişmanca bir süvari zabitini gördü.ArdındankoşarakHacer’ingeldiğigörüldü.Hacerhiçken-disineehemmiyetvermeyerekcumbanınöbürpenceresineabandı,onuancakarkasındangörebildi.Demekbuidi.Za-vallıadamşimdikendinebakangözlerinakşamakadarda-hakimlerenasılaynımerakveilgiylebaktığınışüpheetme-yerekmuvaffak,muzaffer,memnungidiyordu.
İstemeyerekvâkıfolduğubuhâlilesıkılırkenbirdenHa-cerdönerekelindekilavantaşişesinigösterdi.Katılarakgü-lüyor,Suad’ınmerakınıgörerek,“Nafileanlayamazsın!”di-yordu.Sonraanlattı,“Hanievvelsigün,”dedi,“annemdenlavanta içinyirmibeşkuruşalmadımıydı?Hâlbuki işte…”diyeşişeninaltındakifiyatkâğıdınıgösteriyordu.Suadorada18kuruşyazılıolduğunugördü.Hacer,dudaklarındahorgö-ren,acıbirtebessüm,“Hödükherifhemyapıyor,hemyap-masınıbilmiyor…İşte…”dedi.
251E Y L Ü L
Suad acı içinde, cidden rahatsız idi. Söyleyecek bir şeybulamayarak,kaçmak isteyerek,ateşüzerindegibiduruyor,Hacer’in kocası hakkında söylediği ağır sözlerden sıkılarakneyapacağınıbilmiyordu.OnunhuzurundakendinirahatsızedenbirşeydeNecibmeselesiydi.Okendiitiraflarıylasaatler-cemeşgulederkenkendindendesözalmakmerakıylaarasıragözleriateşlenirdi.Bukadındabuyoldaşeylerkonuşmayabircan atma, konuşurken bütün ruhuyla meşgul olarak gözle-rindebirparlayışvardıkiSuadhayretediyordu.KonuşurkenbirçokşeylerNecib’egitmesinesebepolabiliyordu;ozamanNecib’inbekârlıkhayatındanbahsedipmerakederek,“Onunbaşkaişiyokki…Hepkadınpeşinde…”diyederinbiraraştır-maylaparlayangözlerinebakardı.FakatNecibhepFrenkka-dınlarıylameşgulolduğuiçinsevmiyordu.“Bukadınlarınasıldaseviyorlar,bilmemki?”diyedudaklarınıbüküyordu.Onlarıtakdiretmekleberaberkarşılaştırmadayineonlarızararlıçı-karmaktanbaşkabirşeyyapamazdı.
O böyle söylerken Suad ağzından, gözlerinden bir keli-me,birbakış;sükûtundanbirmanaçıkacak,birşeysezilecek,sonramübalağaedilerek,biryeniyalandahaçıkarılacakdiyetitrer,“Vallahibirşeybilmem…Birşeyyok…”yeminiylezih-nenokadarmeşgulolurdukihemenağzındankaçacakzan-nederdi.Zatenvarmıydı?Birşeyolmadığınahemdesamimiolarakyeminedemezmiydi?Onlarınyanındakendiniokadartemizgörüyordukimasumolduğunayeminetmektenkork-muyordu.Fakathanımefendininyanınagidincebuhissibü-tünbütünaksiolarakmeydanageliyor,ozamankendinion-larla karşılaştırdığına utanıp uçurumda bulunduğunu inkâredemiyor,biranboşkalmadığıoacıdüşüncelerilekendiniharapedenbirçelişkikalabalığıiçindeölüyordu.
252 M E H M E T R A U F
19
Hacer pencerede birden, “Ooo!” etti. Suad ne var gibibaktı,ötekibaşınıçevirmeyipcamayapıştırarakcevapver-di:“NecibileSüreyya!”VebirdenhelecanilesararanSuad’amanalıbirbakışlabirsaniyebakıpsonracamayapışarak:
–Artıkelbettegelir…Sizburadamısınız,değilmisiniz?..Bütünyazikikerebizegelmedi…
Sonrabukelimelerdehiçbirgizlimanayokmuşgibiga-yettabiiolarakbaşınıçeviripgözleriyleçağırdı:
–AmangelbakSuad,negüzelbiradam…Yanlarındakizabit…Koşbak…
OzamanSuadbununosüvarizabitiolduğunugördü.BuadamSüreyya’ylakonuşuyor,Necibazaçıktaonlarıdinle-meyerekrefakatediyordu.Sonrazabitayrılmak içinselamverdi ve pencerenin altından geçerken yine bir kere yuka-rıbaktı.Hacer’inomuzlarındabirgülüşfıkırdadı.“Aaa,”de-di,“sankiodane?Niçinbakıyoröyle?”Vesonrabeylerora-yageldiklerizaman,SuaddahagideliüçgünolmadığıhâldeNecib’inböylegelmesiyleendişeli,“Bengelmededim,yineniçingeldi?”diyekırgın,ancakyineperişan,yinehâlsizkal-mışken,Hacer’in,Süreyya’yaozabitinkimolduğunubüyükbirgönülrahatlığıvememnuniyetlesorduğunugörerekşa-şırdı.Hacerokadartabiiveserbestdavranıyor,bufenalığıöyle tereddütsüz, âdeta haz ve tutkunlukla yerine getiri-yordu ki, Suad kendinin nasıl saf olduğuna şaşıyordu. O
253E Y L Ü L
nekadarkorkmuştuvehâlânekadarkorkuyor,endişeedi-yordu;hâlbukiherkes,iştebütünbirmahalleninenmuteberhanımlarıiriyarıgüzelbirköylüiçinölüyorlardı.
Korkmaktan başka onu şimdi bir de kırgınlık rahatsızediyordu.”Niçingeliyor?Niçin?”diyekendiniyiyordu.Anla-mamışmıydı?Giderkenbaşınıçevirmişken,bunun,“Hayır,gelme!”demekolduğunuanlamamışmıydı?Hiddetlehak-sızlıketmek,“ÖyleiseHacergeldediğiiçingeliyor.”demekistiyordu.Demekkendisiiçingelmiyorduvemademkiken-disi içingelmiyordu…Suadgözlerinibuğulatanbirhiddetbulutuiçindebirrahatsızlıkbahaneederekkaçmak,görün-memek,yemeğebileinmemekarzusunadüşüyordu.
Necib’in herkese söz söylerken Hacer’le konuştuğunu,garip bir tebessümle ona cevap verirken hızlıca söylediğisözlerintesirinimerakediyormuşgibikendinidesüzdüğü-nügörerekdinliyormuş,istiyormuşgibigöründü.Lakinhiçolmazsaanlasadatedbirlidavransaydı…Veonubilakisfaz-labirneşeylesöylenerekHacer’igüldürürgördükçeevvelahücumedenfikirkuvvetbulurgibioluyor,“Hayır,iftiraet-memişim…Galibaonuniçingeliyor.”demekistiyordu.İçin-debunainanmamakistergibimevcutolanhissekarşıancakNecib’ehakaretetmekarzusunamağlupolarakhükümve-riyordu;ziraonayüzyüzebirsözsöylemekmümkünolsay-dı,ilkkelimesibirhakaretkelimesiolacağınızannediyordu.
Veonunmümkünoldukçaacı,şikâyetçibirnazarlabak-tığınıgördükçemanasızgörünmektebirintikamzevkibul-maklaberaberhepsindenusanıp,yorulupbirağlamakarzu-sununhücumunudahissediyordu.Buıstırabamahkûmol-mak için ne kabahati olduğunu düşünüp, artık tahammüledemeyeceğini, kendinin her taraftan gelen bu hücumla-ra karşı âciz, kimsesiz, bedbaht kaldığını görerek boynunubüküyordu.OzamanNecib’e,“Hayır,sanagelmediyorum,
254 M E H M E T R A U F
nekadarbedbahtvesefilolduğumugörmüyormusun?”di-yeşikâyetetmekihtiyacıylaeziliyordu.“Hiçolmazsabuka-dar sık gelme… Zira artık her şey bitti.” demek istiyordu.Gerçektenherşeybitmişmiydi?Hiçolmazsabütünbütünbitirmemek için tedbir lazımdı. Hâlbuki Necib o kadar la-kaytdavranıyordukibumümkündeğildi.VebugeceSürey-yaveHacer’leberaberonlarındörtkişikaldıklarıbuodada,Necib’in,Hacer’inoyuncağıolduğunugörerekböylemerha-metveöfkearasında,yatmakvaktigeldiğizamanbirişken-cedenkurtuluyormuşsayılacakkadarmustaripoldu.
Hâlbuki o, bugün yarın yine gelecekti, bu Suad’da birateşvetelaşolacakkadarmerakveehemmiyetkazanıyordu.Onunanlamayan,böylesoğuklukgörmekiçinneyaptığınısoran acı bakışları önünde, o kadar merhamet hissediyor-du,bilhassaHacer’denayrılıpbirdenkendineyönelenbağlı-lıkbakışıbumerhametiokadarateşlendiriyorduki,“Ahsenimesutgörmektenbaşkaemelimyok…Yeminederimkibaş-kabirşeyistemiyorum…Fakatahmümkünolsadaşuazap-tankurtulsak…”diyordu.
Evet, niçin itiraf etmemeli? Bu her yönden tahammüledilmesi imkânsızhayatındasefaletlerineyegâneçarehep-sini,herşeyibırakıpgitmekolduğunu,bütünbütünonunol-mayıncarahatetmekmümkünolmadığınıuzakveimkânsızbirrüyayıdüşünenlergibiçokbelirsizgörüyordu;fakatbu-nun mümkün olmadığını da hemen belki onu düşünürkenberaber hissetmekten meydana gelen ümitsizlik ve gevşek-likleartıkölümdenbaşkabirşeyesığınamayacağınıanlıyor-du.Buherşeyibırakıpgitmek,evveladelilikdiyekabulet-tiği bu hülya tekrar düşüne düşüne alışıp artık bütün saat-lerinimeşgulediyor,bazenkendisinipekkolaybirhareket-mişgibiöncekilerinivezorluklarınıunutupsadecemesutverahathayatlarınıdüşünmeyesevkederekmesutederkenbir
255E Y L Ü L
anoluyordukifikirolarakyolaldığımesafelerdenürküyor,ona icrası değil düşüncesi bile korkunç, acı, bir ihanet gibigeliyordu.Ozaman,içindebiryaraaçılıyorgibibirelemhis-sediyordu. Herkesin, âlemin çekiştirme ve azarlamaları, ai-lesinin,babasınınfikirlerivenamusunulekelemeyigözünealacak kadar kuvvet bulduğu oluyor, bu riyakâr ve fena in-sanlarınyalnızsözdekalanböylebağlılıklarınıküçümsüyor-du.Böyleolmaklaberaberbuişteonaimkânsızgörünenbiryön,biruğursuzlukvardı.OnuasıldüşündürenNecib’insa-mimiyetveciddiyetiydi.Vebundaneminolmakihtimaliyok-tu. “İnsan eminim zannettiği şeylerde o kadar çok yanılırki…”diyordu.HemNecibbubüyükfedakârlığıyapacakka-darkendiniseviyormuydu?Eğerşimdiokadarseviyorsabilebukuvvetvegençliksonradadevamedebilecekmiidi?Zirabirgünonuüzgünvepişmangörmektenölmekdahaiyige-liyordu.Bundansonra,acababuyapılsabilerahatveasudeömürsürebileceklermi,herkesinhaklarındakidüşünceden,özellikleokadarhakaretedipyaralayacaklarıadamdando-layıhayatlarızehirlenmeyecekmi idi? İkisidebirbirineba-kıpmaziyidüşünmektenkendinimenedemeyecekkadarsa-mimi,çabuketkilenir,kılıkırkyararoluncabuhayatmüm-künmüidi?Dahabirayevvel,bukadartamiriimkânsızbirşeyyapılmadığıhâldede,henüzönceninöncesindebirbirleriiçin,böyleşeyleriçinmustaripolmamışlarmıydı?
Daha bu dereceye gelmeden daha ilk düşüncelerdeümitsizliğe düşüyor, bilhassa Necib’i, Hacer’in karşısındaöylegördükçe,onunciddiyetindenşüpheederekümitsizlikçoğalıyor,ozamanbaşıbuağırlıklaraltındagüçsüz,karma-karışık,mustarip,hepçaresizliklerarasındadayanıksızkala-rak,netarafadönsebiruçurumgörerek,“Ahfena,buiştebiruğursuzlukvar.Hiçbirşeyyapmakmümkündeğil!”diyordu.Yalnız her şeyden vazgeçip yine eski hayatına gömülmek
256 M E H M E T R A U F
kalıyordu.Herşeyiunutup,unutmayaçalışıp“Obirrüyaidi,geçti…”diyebundansonrahayatınaherkesgibitahammületmek,ogeçenbirkaçaylıksaadetiniböylebirdenveebedi-yensönüyormuşgörmekhicranınahazırlanmaklazımoldu-ğunugörüyordu.Vekendikendinebuacımecburiyetidü-şünürken, isyan eden kalbine karşı uzak, uzak bir ses var-dıki,enakıllıcasıbuolduğunuihtarettiğioluyordu.Bupekbelirsiz,pekçabukyokolanbirşeydi,belkiimkânsızlığıileümitsizolmaktangeliyor,kuvvetbulmakiçinkabulolunu-yordu;fakathissediyordukiNecibomahzungözleriylegel-se,oateşlisesiyle,“HayırSuadsenburadaböyleolmayacak-sın;bensensizyaşamıyorum,senigötüreceğim;gelirsinde-ğilmi,berabergelirsindeğilmi?”deseydi,hepsini,evetherşeyiunutabilecekti;okadarçılgın,okadarzayıfolduğudaki-kalarvardı.Onunsesine,onunbuteklifineokadarhasretti.Öylezamanlardageleceğidüşünsebilebirkerebütünbütünonunolduktansonrailkfelaketindeölmekimkânısakinleş-tiriyordu.Sonra“Heprüya,hepçılgınlık!Uyanmalı…”diyor.Necib hiçbir vakitte bu kadar fedakârlık yapacak derecedekendinisevmiyorgeliyordu.
Yineböylebiranda,böyleümitsizolarakezildiğibirsa-bah, Süreyya yeni gitmiş, o eline okumak için gazeteyi al-mış, fakat gözleri kafesin arasında dalıp kalmıştı. Arkasın-dankapınınaçıldığınıişitti.“Hacer’dir”diyedüşünüyordu,fakatNecib’insesiniduyuncasıçradı.O,“Maşallah…”diyegiriyordu. Gayet büyük korkuların verdiği şiddetli heyecaniletarifedilemezbirsevincinheyecanıkarışmıştı.Necib’iyi-neomesutzamanları,yalnızbirbiriiçinyaşadıklarızaman-larıhatırlatanoderinmuhabbetbakışıylakarşısındabulun-cabütünşüphelerin,kırgınlıklarınmahvolduğunugördü.
Fakat Necib görünüşteki neşesinin gizleyemediği birpeçe örtü ile üzüntülü ve kederliydi; kaşlarında bir elem
257E Y L Ü L
kıvrımı vardı, her şeyden usanmış, dünyada hiçbir arzu-sukalmamışinsanlargibisöylüyordu,bubirhaftalıkhaya-tı onu yıkmış, paramparça etmişti. Evvela resmiyet içindebaşladı, sonra yavaşça hayatından bahse geçince şikâyetlibiredaaldı.Kendindenbahsetmeyerekhayatınneboş,nekaranlıkgeçtiğinianlatıyor,artıktahammüledemeyeceğiniduyurmakistiyordu.Suad,birsözsöylemeyerek,onunümit-sizliğiyle kasvete yenik kalıyor, sessiz ve gamlı, birden ko-numlarınınyinehüzünveusancınaboğulmuş,dinliyordu.SonraNecibkendilerinegeçti;ondanuzak,ondanmahrumhayatı onu öldürüyordu. Şimdi onun Boğaziçi’nden inme-mekarzusunuanlıyor,herşeybitecekdiyekorkmaktahak-kıolduğunuteslimediyordu.Acıbirşikâyetle,“Fakatasılsenbitiriyorsun…” dememek için dişini sıktı. O evvela burayagelirlersedahasıkgörüşürüzzannetmiş,buradabulunduk-çagörüşmekiçinbintürlübahaneçıkabilirdiyedüşünmüş-tü,hâlbukiorada…Oradakalsalardı…
Ohayatıdüşündükçekorkmuştu;gitmektençekinerekvegitmek arzusuyla yanarak, bir karar veremeyerek geçecek ocehennemhayatındanokadarkorkmuştukiİstanbul’ainin-cememnunolmuştu;artıkburayasıksıkgelecekti,fakatşim-dieliyleümitsizbirhareketyaparak,“Hâlbukiasılşimdibit-ti!”diyordu.Güyaasılsebepetraftakilerimişgibidavranıyor-du;fakatonaağlayarak,“HâlbukisadecesensinSuad,sadecesen…Eğersenistesendünyadabenimiçinbaşkahiçbirşeyinehemmiyetiyoktur,bensendenbaşkabirşeydenkorkmam…Fakatsenistemiyorsun,senkaçıyorsun,yalnızsendeğil,ben-denşimdigözlerinbilekaçıyor.”demekistiyordu.
Veikisinindedudaklarındatitreyipsöylemediklerisöz-lerden,birbirlerinianlayamamaktangittikçebirbirlerineda-hahainbirbilmecegörünüyorlardı.Onunbukadarihane-tinekarşıNecibkalbindeöyleacıbirintikamhissibulduki,
258 M E H M E T R A U F
“Herşeybitti!”derken,“Fakatsizburadanmemnunolma-lısınız!”dedi.ZatenbelkionuSuadkendiistememişmiydi?Suadsitemliacıbirbakışilebakıyordu.Necibhâlâoacılıkla:
– Evet, rahat, artık rahat… Bundan sonra iyice rahat…Benim yüzümden o kadar azap ve hakaret gördünüz ki…sözlerinisöylüyordu.
Suad gözlerine hücum eden yaşları göstermemek içinbaşınıçevirip,sakincepenceredenbaktı,“Ahbilsen…”de-mekisteyeniçtengelenbirhücumadayanmakiçinuğraştı.Necib hâlâ o zeminde söylüyor, yazın kendilerini sıktığın-dan,pişmanlığındananlatıyor,böylecemuhabbetgösterenbir müdafaa görmek ümidiyle mümkün olduğu kadar acısözleriyledevamediyordu.HâlbukiSuad’ınsükûtunda,ikisiyalnız bulunmaktan sıkılır gibi duruşunda sanki onun ru-hunusaklayanbiryabancılık,birfikribaşkaşeyleyahutşumevkiden kurtulmak arzusuyla meşgul oluş fark ediyordu.Onuyalnızbulmakiçinburayabuvakitgelipdeistediğigibiyalnızbuluncamümkünolduğukadaruğraşıpaçıklamais-teyerekişiiyiceanlamakazmindeidi.
Ve tekraronunözlemişveparlakgözlerininönünde,osaflıkvegünahsızlıkkaynağındansonsuzümitveşifaiçmekemelindeikenonuikihaftalıkayrımuhakemelerin109vere-ceğitesirleböyleyabancı,inatçıbirbilmecegibiilgisiz,ka-palıgörüncesöylemekistediklerinisöyleyemeyerekruhun-da bir acı şikâyet, bir feryat arzusunun yükseldiğini duyu-yordu.Böyleümitisterkenümitsizlikveyoksunlukverilme-sininacısıylaokadarzehirlendikibirateşhırsıilekendisidezehirlemek arzusuna düştü ve sözlerini, “Hâlbuki işte hâlârahatsızediyorum.”diyebitirdi.
Nihayetsizbirümitsizliklegüçsüzdü:
109 muhakeme:Birkonuyudikkatleinceleyip,iyicedüşünerekkararverme.
259E Y L Ü L
“Bilirmisinizgelmekiçinniçinbusaatiseçtim?Biliyo-rumkisiziyalnızbulmakihtimali,ancakbuvakitvardır.Birşeyolacakzannediyordum,ümitsizliğimazalır,diyordum…Fakatişte…İştegördüğümkabul…Ahbudala…”
Kuvvetlekesti,onunöbürlerindenkorktuğuhakkındakifikritamamenkaybolmuşolduğundankendisininistemedi-ğinivenasılolsaoistemeyincebuhâldevamedeceğiniartıkevvelki kadar sevilmediğini düşünerek bu çaresizlikten birferyatmeydanageldi:“Ahbilmemkineyapmalı?”
Çılgınlıklabakarakinliyordu;Suadhâlâbaşıcamaçev-rilmişduruyordu.Heranbaşınıçeviripbirçokşeysöylemekarzusuylaboğuşuyor,gözlerininhâlâkurumadığınıhissede-rekkalbindençıkanaşkveelemferyatlarınısusturmayauğ-raşıyordu.Bundabirmecburiyetle tevekküldevardı,“Ma-demkiiyisiherşeyiunutmaktır”diyebirazseçimdekarışı-yordu.Veiştebukararsızlıkvesükûtanında,“Benisevmi-yor,beniistemiyorartık”şüphesiNecib’ebusaniyelerdegel-di.Buacıbirörselenmeylebaşladı,fakatokadaracılıklaru-hununderinliklerine inip, ıstıraplarınaöylebir tesellioldukibirümidesarılırgibionasarıldı.Ah,birkerebundaneminolsaydı, onun bütün nefret ettiği kadınlar gibi birkaç aylıkhevesle vakit geçirdikten sonra ilk tehlikede rahatını aşkı-nafedaedemeyerekçekilenhanımlardanolduğunuanlasa,busonihanetleyineyaralansaydı…Hattaşimdionunaşkıiçinkendisızlarkenmeselaopenceredebirbaşkasını,kalbi-nişimdititretenibeklemişolsaydı..Ozamanyineyaralana-caktı,fakatbuyaradabüyükbirşifavargibigeliyordu.
Bunun üzerine sevilmediğini anlamak, emin olmak içinçalışmayabaşladı.Bunubüyükbirzevkile,ümitedilenbirne-şeye kavuşmak zevkiyle, kimden olduğunu bilmediği bir in-tikam hırsıyla yapıyordu ve bu zevkte yırtıcı bir acılık vardı.“Tekrarnevakitgeleyim?”diyesordu;Suadbufenamevkiden
260 M E H M E T R A U F
kurtulmak, her şeyi anlatmanın halis arzusuyla uğraşırkennihayetkararvererekbaşınıçevirdi,“Vallahiokadarkarışıkki…”diyebaşladı.FakatNecib’ingözlerindeokadaryaban-cı,okadarruhsuz,hiçNecib’degörmediğibirihanetbakı-şıvardıkicoşkusubirdendondu,ozamankorkarak,tered-dütederekonuninanmayıpeğlendiğinigöregöre,bulama-dığıkelimeleriarayaarayaevinrahatsızlığınıanlatmayaça-lıştı.Necibbütünbunlarınnasıl temelsizbirbahaneoldu-ğunugörüyor.“Pekâlâyaşimdi?ŞimdineHacermivar?İş-teşimdiöldüğümügörüyorsun,şimdideinliyorum…Vesenhâlâtaşgibi,hâlâkalpsizsin…Banabirbakışınbirayelverir,bunlar hep yalan… Asıl hakikati niçin söylememeli? Seningözlerinsöylüyorkiartıkherşeybitti.Yalan,yalan…Ahhepyalansınız…”diyehaykırmakistiyordu.BiranoldukiSuadonunbufikrinişüpheedergibioldu.Ruhununtekraroşela-leheybetiyleonunayaklarınaatılmakistediğinihissetti,“Ahbirsen…”demekiçinöldü,fakatNecibokadarsoğuk,öylekaranlıktıkisustu.Oşimdiayağakalkmış,pencereyedayan-mış,sokağabakıyorduvedudaklarınıtitreten,gözlerinibu-landıranbirgözyaşıhücumuiçindebuartıkümitsiz,tedavi-siz,herşeyinbittiğini,onunbunabirçarebulamayacağını,bilakiskendibitirdiğinigörmektenmeydanagelengözyaş-larıiçindeboğuluyordu.BirzamanSuad’ınkendininekadarsevdiğini,kendiiçinnezahmetlerekatlanmayahazıroldu-ğunudüşünüyordu.Ahozamanıbirdahaelegeçirmekiçinhayatını ne kadar sevinerek verirdi; zira bundan sonra buhayatıneyapacaktı?Öncedentahammüledemiyordu,bun-dansonraneyapacaktı?
Kapı şiddetli bir fırtınayla açılır gibi arkasına dayan-dı,eşikteHacergörüldü:“NecibBeygelmişdiyorlar,neredeya?”diyegözleriylearaştırıyordu,onugörüncegirdi,“Maşal-lah efendim, hiç de haber vermezsiniz…” diyor, Necib’e
261E Y L Ü L
giderek,“Neredenböyle?Nasıltenezzülolundu?”sitemleri-negeçiyordu.Sonra,ikisinindehâllerinebakıpmerakla,“Oneo,neoluyorsunuzikinizdeAllahaşkınıza?”diyesordu;incedudaklarındasivribirtebessümduruyor,gözlerindebirateşgülümsüyordu.
Necib’insöylediğibirkaçsözüzerinemeraksitemedö-nüştü:
–Hanidüngecegelecektiniz?Maşallah,gerçektensözü-nüzünerisiniz…
Necib’inmırıldanarakbeyanettiğiözürlerekarşıdargın-mış da affetmeyecekmiş gibi davranıyor, edilen kabahatinbüyüklüğünüanlatmakistergibi:
–Bilsennekadarbekledim…diyeşikâyetediyordu.Suad,başınıpencerenincamınadayamışağlıyordu…Gel-
mekiçinkendindengizlivaatlerverdiğibukadınınnazarındaNecib’inkomşununuşağındanbirfarkıolmayışınaağlıyordu.Veonlarolmasahaykırarakağlayacağınızannediyor,mendi-liyleağzınıtıkayarak,dalmışgibigörünerekbakmıyordu.
262 M E H M E T R A U F
20
Necib o gün akşama kadar kalbinde zehir ve ölüm ol-duğuhâldekalmayamecburolduktansonrabirzindandankurtulurgibioradançıkınca,oradaykensokağakendiniatıpserbest kalırsa rahat edeceğini zannederken, şimdi yalnız,bütün endişeleriyle, bütün felaketleriyle yalnız kalınca ha-rapoldu.Asılbeyniniezen,kafasınıçatlatan,birtürlühal-ledemediğibiryönvardı.Yüzbinkere,“Lakinnasılolur?Ni-çin?Bumümkündeğil.”Hiçbirsebeptayinedemeyerek,“Birşeyvar,neolduğunubilmem;fakatherhâldebirşeyvar.Ahbunu nasıl anlamalı?” diye merakının bir ölüm derecesineçıktığını,kendinibirhummaateşigibizaptvekahrettiğinigörüyordu.Buateşarasındabuşeyinbaşkabirisiolmakihti-malidefikrinizehriyleyakıyordu.
Demekherşeybitmişti…Herşey,bütünherşey…Hiç-birdönüşihtimali,geriistemeümidiolmaksızın…Bütünbü-tün,nebirümit,nebiremel,nebirşey,hiç,hiçbirşey…Nebirtebessüm,nebirbakış,öylemi?Fakatniçin?Burada,buişinhaksızlığıilekudururgibiolaraköfkedenetrafınıkırmı-zıgörüyordu.Niçin?Evet,oneyapmıştı?Buhakaretvereza-letemahkûmolmakiçinnasılbircinayetişlemişti?Vehiçbirşeyyapmadığınıgörerek,bununiçinanlamayarak,bileme-yerek,bulamayarak,sersem,bedbaht,sefil,yineorayagidi-yordu.Ahoradaonunyanınaçıkıptitreyerek,onunvarlığınınarzusuylaölürken,onungözlerindeyineotebessümü,onunsadecebirgölgesinigörmekiçinkalbindenesefilbirözlem
263E Y L Ü L
vecanatmavardı.FakatSuad’ıdonukvesoğuk,yalnızgörü-nüştebirnezaketlegördükçe,tekrardeliolarakneyapacağı-nıbilemiyorveHacer’inelindekalıyordu.Başıendişeateşin-den çatlarken, gülmek, güldürmek, söylenmek icap ediyor,kaçmakiçinbahanelerarayarakgeldiğinepişmanoluyordu.Haceronupiyanoyagötürür,şarkılar,peşrevler110çalar,sonrakantolara111geçerekeğlendirirdiveNecibpiyanoyadayana-rak,şimdiötedebirdüşmangibiduranşukadınabirzamankendisi içinpiyanoçalmakbirsaadetolduğunuacıacıdü-şünerekbumesutolmaksızıngeçensaatlerdebiryetimay-rılığıileağlamakisterdi.Acıbirörselenmeile,“Ahbirsaatlikohayat içinbütünömrümüverirdim…”diyordu.OzamanHacer’indeliliklerineşengörünüphüngürhüngürağlama-mak,yahutümitsizvesomurtkankalmamakiçinonarefakatederken, tekrar gelmeyeceğine yeminler ederek eziliyordu.Hergelişindeümidiylegeliyor,gelirgelmezkaçmaktanbaş-kabirşeyistemeyerekonubirkurtuluşgibigörüyorvetekrargelmemekyeminiyleçıkıncayinehasretleyanıyor,buseferbirdahagidiponayalvararak,ağlayarak,onsuzkalıncana-sılharapveçökükolduğunuanlatarak,onatekrarhayatver-mesiiçintemennietmekistiyordu.Fakatonuyalnızbulmakmümkünolmuyorduveyalnızkalmasınıbeklemekokadarşiddetlibirateşolurkenveyalnızkalsabileondacoşkusunu,zavallıcesaretinidonduranbirciddiyetvevakargörerekkor-kuyordu.Birzamanokadareminolduğubukadındanşimdiböylekorktukça,bakmayacesaretedemeyecekbirhâlegeli-yordu;gözündeokadarbüyümüşoluyordu,sadecebirkere,yalnızkaldıklarıilkbirkaçdakikada,binçabavehelecanlaor-tadabirhayatmematmeselesi112varmışgibiheyecanlabirçok
110 peşrev:Çoğunluklafasıllarınbaşındaçalınandörthanelisazeseri.111 kanto:Eğlenceyerlerindeboncuklu,allıpullugiyinmişkadınlartara-
fındanşarkısöylenerekoynananoyun.112 hayatmematmeselesi:Ölümkalınmeselesi.
264 M E H M E T R A U F
şeylersöylemekniyetindeolduğuhâldeasabıkilitlenip,çe-nelerikuvvetsizkalarak,ensonundasadece,“Artıkzannedi-yorumkidargınız…”diyebildivetitreyereksustu.Ciğerleri-nekadarhâlsizbırakanbirtitremeylegüçsüzdü.
Suad’ıngözleribelirlibirmanaveremeyeceği,soranbirbakışlakendineyöneldi;Necib,şunefismahlukunnasılbirtek sözüne hayat ve saadeti bağlı olduğunu, nazarında buvücudunneyüzbinhayatdeğerbirkıymettebulunduğunudüşünerek,tereddütlü,birşeysöyleyemedi:
–Bilmem,dedi,okadarsuratediyorsunuzki…Suad,yorgun,sonsuzbirbakışlabaktıvebirşeysöyle-
medi.BirbaşkaseferHacer’inpiyanodankalkmasındanistifa-
deylebirkaçgündürkendinimeşguledenveheyecanlandı-ranbirniyetiniicraetmekistedi.Cesaretederekonaricaet-ti,hemalenenreddedemezdiyeonlarınyanındasöylüyor,hem de belki bir hatırlatma olur da tekrar döner diye dü-şünüyordu.FakatSuadgayetkısavecesaretmahvedenbirsükûnetlereddetti.“Bitti,ahneolsabitti…Tamiriimkânsızbirşekildebitti…”diyebaşınıdövüyordu.Veonugittikçeza-yıfvehastagörüyordu,kendigeldiğizamanlaronunbirçokşeyler bahanesiyle kaçtığını ölerek gördükçe acı acı, “Ben-denkaçıyor,benden…BirzamanokadarsevdiğiNecib’denşimdikaçıyor.Demekokadarnefretediyor.Niçin,neolduyarabbim?” düşünceleriyle harap oluyordu. Onun elindeniadesiimkânsızbirşekildekaçtığındaneminoldukçamazi-lerindeki113mutluhayatını,onunkendinimesutetmekiçinyaptığışeyleriuzunuzun,gecelercedüşünerek,ozamanlarıateşlerlegeçirdiğihâldedebugünömürlerfedaedilecekka-darmüstesna114buluyordu.
113 mazi:Geçmiş.114 müstesna:Başkalarındanfarklıolan,seçkin.
265E Y L Ü L
Sonra öfke geldi ve öfke düşüncelerle beslenerek ateş-li, kanlı bir düşmanlığa pek çabuk dönüştü. Onun elindengittiğinekatiyenkararverip,birsebepdebulamayıncabü-tünkabahationaatfetmektebirintikamvahşetibuluyordu.“Benneyaptım?Hemdahaneistiyor?”Onahürmetveta-parcasınasevmektenbaşkanegöstermiş,onuokadarbü-yükveulvitutmuştu?Okadaritinaveilgiyleberaberbudamıböyleaşağılamavehakaretlebitecekti,budamıherse-vişmegibisadecebirnefretlekalbindebirmezarbırakacak-tı?Okadarmüstesnavemuhteşemgördüğü,öyleolmasıiçinherşeyiyaptığıbusevişmenindeadi,hergünküaşklargibiolduğunukabuletmekmecburiyetiyletaşarakbaşınıduvar-laraçarpmak,emellerininbuaşağılıktükenişindehazırbu-lunmamak istiyordu. Ah hayatından ne kadar iğreniyordu.Onunhiçbirzerresindesevilecek,büyük,muhterembirşeygörmüyordu.Köpekgibibaşlamış,köpekgibiyaşamışvekö-peklergibişimdisürünmeyemahkûmolmuştu…Başlangıç-ta,hayatadairemellerinhaşmeti115ilekendinialdattığıdev-ri takip eden devir hezimetle başlamıştı; evvela şöhret ka-zanmak,büyükolmakiçinçalışmak,okadarçalışmaklazımgelmiş,heybetli,açgözlülükveemelbinasıkurmuştu,fakatbundançabukvekatibirşekildeşifabulmakicapetti;ha-yatınınbuemellerinigömdüktensonra,kadınlarbirhayatiçinkâfidiremeliyleonlarakoştuvesonsuzbirhezimet,da-imayenimücadelelerle,yenicanatışlar,özlemlerlebirhezi-metoldu;iştebuson,ensonhezimettivebuherşeyinso-nuydu…Artıkhayatınatükürmekistiyordu.Ahonunasılbirşeyzannetmişti,hâlbukihep,hepboştu;şöhret,açgözlülük,aşk… Hepsi, hepsi boştu, tutunacak, hayatta elde edilecekhiç,hiçbirşeyyoktu;yokluktanbaşkahiçbirşeygerçek,hiç-birşeysonsuzdeğildi…
115 haşmet:İnsandabüyüklükduygusuuyandıranetkiligörünüş,heybet,gösterişlilik.
266 M E H M E T R A U F
Onagidip”Kadınlar,ahsizhepbirşeysiniz…”diyehay-kırmak istiyordu. Ve bir gün, o kadar kahrolmuş, o kadarvahşibulunduki,onunönünekadargidipdüşmanlıklaba-karakbusözüsöyleyecekti;fakatçokzamandanberiyakın-dangörmediği için,onuşimdiokadarzayıf,sarı,gözleriokadarçürükvesiyahbulduki,bütündüşmanlıkveöfkesiningözyaşınadönüştüğünügördü.
Evet,Suadölüyordu,herşeyonuöldürüyor,evdekiha-yatı,Süreyya’nınhâlleri,artıkokadarsaadetumduğuaşkınıgömmesi,herşey…FakatonuasılöldürenNecib’in,Hacer’inelinde tahammülle değil, zevkle oyuncak oluşu, piyanoda,bezikmasasında,pencerekenarlarındasaatlercegülmekler,fısıldamaklaridi.Kendiniartıksevmeyişine,maddibiristifa-debulmayıncaihmaledişine,bilhassaokadarciddiolmayı-şınatahammüledebilecek,eğergelmeseonuunutabilecek-ti.FakatNecib’igözününönündebuhareketlerdebuluna-cakkadaradikalplibulmakonuöldürüyordu.İlkdefakıs-kançlığın öldürücü zehiri kalbini yakıyordu. Onu öyle gör-dükçesadecesevilmediğinedeğil,hiçbirvakitciddisevilme-mişolduğunakararvermekonuharapediyordu.Hemniçinsevilecekti?Kendinebakıpsiyahlanmışkapaklarıiçindegöz-lerinidonuk,çehresinisararmışbularakşimdiyekadarhat-taoderece ilgigördüğüneşaşıyordu.Hiçbirvakittekendi-nin bir güzel olduğuna inanmamıştı. Fakat herkeste husu-si bir cazibe bulunur fikrindeydi; hâlbuki kendinin işte birsenebilebiraşkısürdüremediğinigörüyor,hiçbirşeyemu-vaffakolamayışıönündehorveaşağılıkkalıyordu.VeacıbirfedakârlıklaberaberNecib’ehakveriyordu.Sevmektehakkıolabilirdi,fakatgözününönündeohareketlerdebulunmakzalimcebirhareketti,helearasırakendineyineeskitarzse-davebakışlamuameleetmektetahammülyakıcı,haincebirküçümsemebuluyorveo zamanateşkesilerekkaçmaktan
267E Y L Ü L
başkabirşeyyapamıyordu.Vebütünbumücadeleleriçindehergündahaziyadeölüyordu,nekadar!
Hâlbuki Necib bırakıp kaçamadığı için, dayanamaya-rak, yanarak, ölerek gelip de Suad’ı böyle aşağılanmış, ka-ranlıkgördüğüiçin,kederligörünmemek,şüphevermemekiçindeligibi,bilmeyerekyapıyor,ayrıyaşayamadığıiçinge-liyor,onuöylebulduğuiçinölüyordu.Veevvelaböylebirbi-riniyanlışanlamaktanbaşlayandargınlık,görüşüpizahedil-medikçeyavaşyavaşbağladığıbudüşmanlıksuretiyleohâlegeldiki,birmüddetsonraSuadonuohâldegörüpölmemekiçinonlarıyalnızbırakarakkaçmaktanbaşkabirçarebula-madıveNecibpişman,öfkeli,perişanvesersem,kâhdeliceşen,sonragüçsüzveçökük,arıtkHacer’edetahammülede-memeyebaşlıyordu.Fakathiçbirşeyyapmakihtimaliyoktu.Sebepsizlik,çaresizlikiçindekudurmakistediğibucinnetvehezeyan116devrelerindekendiniyiyordu.Vebuokadarkar-makarışıkbirhayatoluyor,okadarkararsızlıkiçindesürü-nüyorduki,artıkgözündehiçbirşeyinehemmiyetikalmadı-ğıoluyordu.Bunakarşılık,deliolacağınızannettiği,haykır-makistediği fırtınasaatleri,“Lakinbenneyaptımben?Neyaptım?Niçin?”diyeherşeyiilanetmekistediğikinvenefretanlarıdatakipediyordu.
Birgün,busondereceyegeldi;birakşamyinekendinimenedemeyerek,belkibirtebessümgörürüm,belkisefale-timigörürdepişmanolurdiyerekkonağagitti;Hacer’leha-nımefendioradaidiler.Suad’ıgöremediğiiçinümitsiz,sor-maktançekinerekyemeğibekledivetitreyerekonunsarısi-ması, soluk gözleriyle şimdi geleceğini beklerken Süreyyayalnızindiveonunrahatsızolduğuiçinyemeğeinmeyeceği-nisöyledi.HerkesbunuüzüntüylekarşılarkenHacer’ingaripbularakonunhenüzakşamüstüpekiyiolduğunusöylemesi
116 hezeyan:1.Sayıklama.2.Saçmasapankonuşma,saçmalama.
268 M E H M E T R A U F
Necib’iharapettiveonunkendisiiçininmediğinianlamakiçinHacer’inbuihbarınaancakmuhtaçolanNecibiçinbuparamparçaedenbirdarbeoldu,sonvekatildarbe…Buar-tıkherşeyinsonuydu,demekherşeybukadar,bukadarte-davisizbitmişti?Demekartıkonuvarlığıylabileokadarra-hatsızediyordu;birzamanonubilakismesutettiğiniveken-dinigörmek,alıkoymakiçinneleryaptığınıacıacıdüşüne-rekgözlerineyaşlarınhücumunuhissetti.Fakatbirdenöfkevekinbunlarıkuruttu,buhakarettahammülünpek,peküs-tündeydi,okadarkideligibielindençatalıbıçağıfırlataraksokağafırlamakve…
Evet artık ölmek istiyordu, mademki her şey bitmişti,mademkiherşeybuderecebitmişti,artıkölecekti.Hemdenebitiş,hemdenasılbitişyarabbim?Obütünbirsaflıkvesoyluluklabukadınıokadarazizleştiripyücelttiktensonraşimdi…Ahşimdinekadaronudaöbürlerigibihafifealarak,hakaretlekabuledipikigörüşmedensonraeskiyipatılanbirkunduragibibırakmışolmayınekadaristiyordu.Onagidip,“Ahsizinhepinizbirşeysiniz!”diyehakaretetmekiçinna-sılbirözlemivardı.Acıacı,“Benipekbudalabulmuştur!”di-yegülüyordu.Fakatbudamümkündeğildi,hiçöylegörün-müyordu;“Mutlaka,mutlakabirşeyvar,fakatne?”diyebey-niniyerkenbukadaraşağılamavehakaretle,rezaletvebe-ceriksizlikledefedilmekacısıbiryaraoluyordu.Onahaykır-mak,kanlarınaboğularak,okendiölerekhaykırmakistiyor-duveonunayaklarınınaltındakanlariçindeölmektebirin-tikamvahşetivargibigeliyordu.Evvelabufikretutuldu,neolursaolsunonunönündekendiniöldürecekti,onafırsatçıbirdüşmanlıkla,“Biliyormusun,sende,sendeonlardansın.Bensebirşeyzannetmiştim…”diyebilerekölmek,onakendikalbininkuvvetvebüyüklüğünügösterippişmanetmek,ha-rapetmekkendisinimestediyordu.
269E Y L Ü L
Veyemektensonrabirbahaneyle,ellerindenkurtulupso-kağafırladığızaman,buateşleyanıyordu;okadaryanıyorduki“Ahbirşey,birşey”diyesızlıyordu,“birşey,birdeva,birşi-fa…”Birdenaklınagelenfikreokadaresirolduki,kendinibirarabayaatarak,“Çabuk,Tokatlıyan…”dedi,şimdiarabaşid-detlekaldırımlarınüzerindeyuvarlanırken,sankibeyniuyuş-muş,birşeybilmiyormuşgibiayrıntıvesebeplerinidüşüne-meyerek, ıstırap çekiyordu; ıstırap çekmeye o kadar alıştığı,onuokadartabiihâlisaydığıiçinıstırapçekiyordu.
Tokatlıyan bu kış gecesinin saat üçünde tenhaydı, yal-nızbirkaçyemektegeçkalmış,masabaşındayemektenson-ranın rehavetiyle konuşmaya dalmış takımlar vardı. Oradabirmasayaoturdu.Garsona“Viski!”dedi.Garsonviskiyleso-dagetirmiştivebüyükbardağabuİngilizrakısındanikipar-makkadarkoyuyordu.Necib“Koy,koy”dedi,ohâlâ,“Koy,koy” diyor ve garson hayretle bakarak dolduruyordu; bar-dakdolduğuzamansodayıgöstererek“Götüronu”dediveilkhamlederakınınyarısını içti; ikidakikasonra,midesin-denbirateşbütündamarlarına,beynineyayıldı.Hâlâoıstı-rap,osebepsiz,obelirsizbirsancıgibiazapdevamediyor-du.Vebuyayılansarhoşlukarasındagözleridumanlanıpde-rinbirhasretateşiyleruhusızlarken,birdenmızıkanınvel-veleleri aksedince “Oh!” dedi, dumanlı, bulutlu dimağındaacıbirzevkdalgalandı.
Şimdiartıkhatırlıyordu.Artıkbütünaşkmacerasınıenuzakveufakayrıntılarınakadargörüyorveonlarıherayrın-tıdauzunuzundüşündükçe,hepsindeneticeninsefaletveaşağılığıylayaralanarak,herayrısaadettenbirbaşkayaraalı-yordu.Veonubuazaplardanziyade,enziyadeöldürenşeysebebinibilmeyerek izahedemediğiSuad’ınbumuamele-sinibelkiküçükbirhareketlemenetmekmümkünikenbu-nu bilemeyerek, yapamayarak, her şeyin böyle sönmesine
270 M E H M E T R A U F
âcizbirşahitoluşuidi.Orkestraokadarsevdikleri,beraberokadarmestolduklarıBellovaynMaskeran’ınbirfantezisi-niçalıyorduve,“Lakinsâkındankoparılmış”parçasınage-lincebütünomahvolmuşsaadetleri,okadarelemvehasret-lehatırlatanbuhoşnağmeilemestolarak,“Evet,sâkından…sâkından değil, canından koparılmış, ruhundan koparıl-mış…”diyeeklediveteselliyleboğmakistediğikederimu-sikinin tesiriyle öyle bir dumanla, sanki uzaklaşmış, sankisönmüşbirateşgibibirtesirveriyorvebundakisarhoşedi-cizehir,bilgivehiskâinatınıokadarhükümsüzbırakıyorvekoruyordukigarsonatekrarbardağınıişaretetti.Veburadageceyarısınakadarkaldı;artıkgözleriağırbiruykuylamah-murgibiyavaş,bulutlu,yüzkaslarıbirbirçekik,gerginidi,istemedenvedaimîbirşekildebıyıklarınıkarıştırıyor,arası-rakendikendineohavayıterennümederek,“Ahsâkındankoparılmış”diyemırıldanıyordu.
271E Y L Ü L
21
BuseferNecibkonaktaikihaftagörünmedi.Suadevve-labundanmemnunolurkengittikçeendişevetasagelmeyebaşlıyor,onunvarlığındandayokluğundandaelemlioldu-ğunugörüp,“Ahbuaşkneacıbiryaraimiş,neuğursuzşey-miş!”diyordu;onuokadarçoksevmiştiveseverkenSuad’ao kadar temas etmişti ki hayatı bu darbeden kırılmamakmümkündeğildi.Veherşeydenziyadeonunşukadarküçüksaadetihtimalibilebiryarayapmakisteyenkaderinelindeferyatvecançekişmearzusuhissediyordu.Kimbilir,belkiBoğaziçi’ndekalsalardıbuaşkböylebitmez,belkibirsaadetolurdu.Zatenbirsaadetdeğilmiydi,böylebirbirlerinisondereceyekadar,ölümlerekadarsevmeleri,birbirlerinedün-yayıfedaedecekleriniherbakışta,hernefestetekraredipdi-legetirmeleri,sevildiğini,sevdiğini,bununlamesutettiğinibilerekyaşamalarızatenbirmutlulukdeğilmiydi?Buartıkmahvolmuştu;acı,bedbahtbirrüyaolmuştudeğilmiveha-yatında bir şey olabilecek iken uğursuz bir tesadüfle kırılı-vermişolanbuaşkınınhayalînaaşıarkasındasevdiğinigö-menlerinacıyürekyanmasınabenzerbirhasretivardı.Ha-yatınboşluğundandoğansonsuzsıkıntıveüzüntüyeşimdibirbüyüksaadetfırsatınıkaçırıphayatınımahvetmişolma-nınayrılıkacısıdaekleniyordu.
Bu uzun düşünceler, kederlenmeler onu bütün bütünsaratmıştı.Yüzübirdenincelmiş,sarı,uzunbirhâlalmış,iri
272 M E H M E T R A U F
gözlerinderinhüznüyle,bütünyüzhatlarınadaimîbirelemifadesikazınmıştı.Artıkömrühemensessizlikvedüşünme-yemahkûmolmuşdenilebilirdi.Süreyyailedargınlıklarıhâlâdevamediyor,ikisidepişmangörünmeyerekmecburenbir-kaçkelimedenbaşkabirsözsöylemiyorlardı.Hacer’insözle-riniartıkcevapsızbırakmayaehemmiyetvermiyordu.Yalnızhanımefendininnadirbirkaçsözünekatıldığıoluyordu.
Necib’inböylesırayladörtbeşgüngelmediğinigörün-ce, şimdi kendisi merak etmeye başlamıştı. Onun darılmışolmasınınihtimalibumeraklaendişeyedönüşüyor,onalü-zumundan fazla bir sertlik göstermiş olmaktan korkuyor-du.Oöylebirhaftagelmeyince,“DemekHaceriçingelme-miş”fikridedüşüncelerineekleniyor,ohâldeNecib’eniçinosertçemuameledebulunmuşolduğunuanlamadığıdaki-kalaroluyordu.Okadardargınlığınesirikalmıştıkitaham-müledemeyerekbirateş içindegibi,elindeolmayanhare-ketlerdebulunmuştu.Fakatşimdi?Şimdiiştemademkiar-tıkgelmiyordu,demekodarıltmış,haksızlıketmişti;bilhas-saonunböylegünlerceuzaklardaneyaptığınıdüşünmekbuendişesiniarttırıyordu.Acabaneredeyaşıyorvenasılyaşı-yordu?Okadarsüreonunhayatınaokadarkarışmış,okadargirmiştiki,şimdikendindebirboşluk,birrahatsızlıkbulu-yordu.Budüşüncelerarasında,nadirdakikalarda,hiçbirşeydüşünmeyipdalıpherkesgibigitmek,herşeybittiğiiçinboşyererahatsızolmamakistediğideoluyordu.Fakataraştırmavemeraküstüngeliyor,tutkuncazihninibunlaraayırıyordu.
Bir akşam sofrada onun bahsi ummadığı şekilde açılıpbu düşüncelerine kuvvet ve şiddet verdi. Fatin, Süreyya’yaNecib’isordu,cevapalamayıncakendisibirkalemarkada-şından duyduğunu anlatmaya başladı. Fakat sözü ağzındaokadarezipcümleleri, lokmalarıçiğnemekleokadarkesi-yor,okadaruzatıyordukibirasabiyetateşiiçindeSuadona
273E Y L Ü L
haykırmak istiyordu; Fatin o arkadaşından alarak Necib’inhayatıhakkındaayrıntılıbilgiverirken, fakatbazensadecebirgözle,sonrakapalıkelimeilecümleleribütünbütünka-palılığaboğaraksöyleniyordu
–BizimFehimBeygeçengeceberabermiş…Şaştımdi-yordu,netahammül,netahammül;benkimsedebudereceaşırılıkgörmedimdiyordu.diyeaşırılığınnedenolduğunusöylemeyerekayrıntılaragiri-yordu.Hanımefendidekendigibibirşeyanlamadığıiçinol-malıkinihayetsormayamecburoldu.OzamanFatinmanalıbirtebessümlebakaraksadece,“Beyoğlumalumya,hertür-lüsü…Şimdibirdetiyatrokumpanyasıgelmiş…”diyegöz-leriylebirşeyleranlatmakistiyordu.SonraSüreyyagülerek,“Kumpanyalar zaten buraya oyun vermeye değil, oyun et-meyegelirlerveaktristlersanatlarındanziyadebaşarılarıy-lanambırakırlar.”dedi.
Sonra söz başka bir şeye döndü. Suad sadece Necib’inçokeğlendiğinianlamışolarakbelirsizlikiçindedahamusta-ripoldu,fakatbukadarıdakendinesoğukbirihanethissinibırakmakiçinkâfideğilmiydi?HâlbukiobirgünHacer’denöylemalumataldıkiartıkhiçşüphesikalmadı.Haceryanı-nagelipbirdenbiresadeceonunlameşgulolduğunugöste-renbirciddiyetledediki:
–Düngecebizimkindenduydunya,Necibmaşallahal-mışyürümüş…
Suadmerakediyorgörünmemekiçinkendinizorladı,fa-kat Hacer anlatmak için teşvike muhtaç değildi. O zamanNecib’in bir aktristin arkasında gezdiğini, onun için birçokfedakârlıklar,deliliklerettiğihâldesonundabaşarılıolduğubirgeceyemektesızdığıiçinonulokantadabırakıpkadınınbaş-kabiriylekaçtığını,hergeceonuhepöyleyerlerdeöylesarhoşgördüklerini anlatıyordu ve o anlatırken Suad inanmamak,
274 M E H M E T R A U F
müdafaaetmeklebirliktekendindenuzakta,başkabirkadıniçinbukadarhakareteuğramışolanNecibiçinacıbiralçal-mahissederekeziliyordu.
Sonrabirdencoştu,buüzüntüsünekızdı,“Neden?Niçin?Banane?”dedi;artıkbuiştensonraaralarındahiçbirbağgör-mediğibuadamıhâlâniçindüşündüğünüanlamakistiyor-du.Oilkzorluktamukavemetedemeyereksadeceyineeskizevkâleminedalmıştı,şukadarkişimdiyekadarkibarcaya-şarkenbuseferuslucageçenbiryazınbütünistekleveatıl-maintikamıylabundaaşırılıkgösteriyoryahuthervakitböy-ledavrandığıhâldeyalnızbuseferhaberlerioluyordu.“Za-tenonlarohayata,okadınlaraalışmışlar…Şimdiartıkmem-nunolmalıdır.”diyordu.Hâlbukiohayatanasılilgisizgörü-nür;okadınlarınekadaraşağılardı.Demekonlaryalandı,de-mekodayalandı,odabugünböyle,yarınböylehissediyor,odaherkesgibiyaşıyordu?HâlbukikendiniSuadnekadarsa-mimi ve ciddi bellemişti ve ondan da aldandığını görünce,“Zatenhepöyle,hep…Hephiçkimseyok…”diyeithamedi-yordu.Vehayatınokadarmustaripolduğufenalıklarıarasın-dabiraşkvardiyeruhununbütünözlemiyleonasarılmışkenondandaböyleaşağılamaveuzaklaşmagörmesiokadaracıgeliyordukiemellerintükenişiiçindetekrar,“Aheylül…Ey-lül…Hayatınsaadetibilmemekte,anlamamakta…Hâlbukionuyaşayıpbilmemekmümkündeğil…Birkereöylegeldimi?Nafile…Hiçbirümit…”diyeekliyorveönündekihaya-tınıuzun,renksiz,yorgungünlerledopdolugörereksabırvetahammülegücüyetmeyeceğinizannediyordu.
Elindeaşkınınkırıkoyuncakgibidağınıkoluşuonupekkahrediyordu; fakat şimdi artık her şeyi unutmak, onu de-fetmekistiyordu,mademkiodayalandı…Artıkhattaunut-makdeğil,ondannefretediyordu.Hâlbukinekadarsevmiş-ti, değil mi? Bilhassa nasıl aldanarak ne kadar seviliyorum
275E Y L Ü L
zannetmiştiveilkfırsattabununnasılgülünçolduğununeacıbirsuretteanlamış,neacı,nehakircenekadarzelilce117anlamıştı… Sadece bir mevsimlik, işte onun cazibe ve gü-zelliğinintesiri…Vebu ikbalanındanistifadeedemeyerekobütünkalbiyle taparcasınasormuşveşuhlukla,hilelerle,kıskançlıklarla onu zapt ve muhafaza etmeyi düşünmeye-reksamimi,doğrubirmuhabbetlesevmişvebunugöster-mişti.Nekadarateşlisevervenekadargösterirsemokadarmesutederimdiyedüşünmüş,onumesutetmekten,mesutgörmekten başka hiçbir şeye ehemmiyet vermemişti. “Fa-kat işte pişmanlık… İşte ders!” diye omuzlarını kaldırıyor-du.MademkiNecibokadarhafifvevefasızdı,hiçpişmanol-muyor,bilakismemnunoluyordu.Hemböyleküçükbirtec-rübeylebufelakettenböylesağsalimkurtuluşunateşekkürediyor,“Yainansaydım,yabütünbütüninansaydım…”di-ye titriyordu.Hâlbukinelerummuş,onunhararetli sesiylenetekliflerbeklemişvebunanekadarcandanrazıolmayahazırlanmıştı!Bunudüşündükçe,horvezelilboynunubü-kerek“Ofaman…”diye feryatedecekkadarmustaripolu-yordu.Budüşüncelerden,buderinzillethissinden,buruhacılığından kurtulmak için ölüyordu. Artık düşünmek, ar-tık unutmak, o zamanları yaşamamış gibi olmak istiyor vebununbirçokmüddetmümkünolmayacağını,böylebirdensönüverenaşkınınyazıklanmalarının,böylehattabirafke-limesiistenilmeksizin,özürdilemedenbırakılıpihmaledil-mek,ayrılığınınbirmüddetdevamedeceğinibilmekacısıy-lasürükleniyordu…
Barihayatındabununiçinbirkolaylık,sevilecekbirşey,yaşamaya,mücadeleyeteşvikedecekbirgüzellikolsaydı…Süreyya’ylahâlâsoğukbirnezakethükümranoluyordu.Ev-de hanımdan başka herkesten iğreniyordu ve bu, kalbinin
117 zelil:Aşağılanan,horgörülen(kimse).
276 M E H M E T R A U F
duygularıylabirleşincehayatınıtahammülsüzyakanişken-cehâlinegetiriyor,akşamlarakadaryalnız,yorgun,güçsüzkalıyordu.Birgece,herzamankigibiyatmakiçinodalarınagirdikleri zaman, Süreyya gülerek kendine yaklaştı, elleriniuzatarakve“HâlâaffetmeyecekmisinSuad,nekadarkindarimişsin!”diyeyalvararakellerinialmakistedi.Suadokadarbedbahtvebiçareliğialtındaokadarezilmişbulunuyordukibirdeneskiseneleriyâdettirenbusamimiyetsesiylekendi-neacındığınıgörüncegözlerinindolduğunuhissettiveonabunları göstermekten utanarak, kaçacak yer de bulamaya-rak,derinbirümitsizliklekarışıkbirsığınmaveyardımdi-lenmehissiyleonunboynunasaklandı;“Ahnelerçektim,ne-ler!”diyehıçkırmakisteyerek,onunricalarla,buselerle,kü-çükhitaplarlayalvarışıarasındabüyükbirteselliverahatla-maduyarakıstıraplarınınacılığıylakarışıkbirteşekkürgöz-yaşıylahayatındanvesaadetininböylehakaretlitükenişin-denbirşikâyetihtiyacıylauzunuzunağladı.
Onusadecebirkocasinesiolarakdeğil,hertürlükeder-lerin ağlanılıp sükûnet bulacağı bir şefkat sinesi zannedi-yordu;buyaşlarınarasındaonunSüreyyaolduğunuokadarunutmuştukisakinleştirmek içinkendinesöylediğisözler-denoolduğunuhatırlayıncairkilerek“Ahseninbanaettiğinibilsen…”diyeonuitmekistedi.FakattamSüreyyadaome-seledenbahsediyorveafdileyerek,“NeyapayımSuad’cığım,hiddetimemağlupoldum…Kendimimenedemedim…Fa-katsende,itirafet,sendeogecebirazlüzumundanziyadeasabiidin…Eğeröyleyapmasaydınkimbilir?..”diyesöyle-niyordu.Kimbilirbelkioradakalacaklardı,değilmi?FakatoradakalsalarNecib’ebelkibirzevkveiğfalgıdasıolacakde-ğilmiydi?Onunbileşimdihaksızlıkdiyeitirafettiğişeyger-çekten bir haksızlık değil, demek bilmeyerek bir korunmaolmuştu.Süreyyahemhukukunu,hemkarısınınnamusunu,
277E Y L Ü L
yanisaadetlerinimuhafazaetmişti?Vekendisiniuçurumlar-dan muhafaza ederken kendisi ona hakaret etmiş, onu it-hametmişti,değilmi?Şimdionateşekküretmek,ağlayarakteşekküretmekihtiyacıyladahagöğsünegirmek,“Yok,yok,asılsuçlubenim…Seniyisin,iyisinSüreyya…Benisenaf-fet!Ahsananekadarhakaretettiğimi,nehaksızdavrandığı-mıbilmişolsaydın…”diyeinlemek,dahasokularak“Ohbe-nisakla,benihimayeet…Benimüdafaaet!”diyesığınmakistiyordu.Vebusığınmadasükûn,tesellivekuvvetbuluyor-du;gözlerindenakanyaşlaronubirazsakinleştirmiş,onunsözlerikendinekuvvetvermişti.Vedemek,hâlâSüreyya’daşefkatvemuhabbet,herşeyiunutuponusevecekkadarsa-mimiyetveemniyetbulabiliyor,demekonusevebiliyordu?Onusevmekdeğil,onaettiğihakaretlerinaffınıeldeetmekiçinyalvarmaklazımgeldiğinigörüyordu.Ziraşüphesizonakarşıhaksızlığıvardı.Okadarhakaretlerdenbaşkaonuhak-sız saydığı için de haksızlık etmişti. O hep bilmeyerek ko-rurkenkendisikötümaksatlarınaaletolmadığıiçinkızmış,özelliklebuhiddettebilehaksızlıkederekhemenümitsizliğekapılıpithamilebundanbilebiristifadedersialmaktaku-suretmemiş,eğilimlerineserbestbirakışveripbütünbütünbağlıolmakiçinherşeyiyapmıştı;oh,bunuşimdinekadarküçük,nekadarâciz,nekadarhainbuluyor,buzilletlenekadareziliyordu.
Şimdi derin bir sükûn ve memnuniyet içinde, ona ya-kın,müteşekkir118bulunmaktanbüyükbirrahatlıkhissede-rek,arasıragelenhıçkırıklarla,tektükkonuşuyorlardıveSü-reyyabirdenbirmünasebetleNecib’inisminibirkeretelaf-fuzetmeklebütünvücuduateşgibiyandı;buhenüzkapana-mayacakkadarderinveyakıcıbiryaraolduğuiçintekrarosükûnverahatlığınbirdenmahvolupdahaacıvecanyakıcı
118 müteşekkir:Teşekküreden,iyilikbilen.
278 M E H M E T R A U F
birıstırabınyerinegeçtiğini,hattabudurumunhiçkaybol-mamışgibibulunduğunugördü.Süreyyabunlardanhaber-siz,gülerekNecib’edairmalumatveriyor,onarastgeldiğinivekendisinigöremiyorlarsadahaberlerinialdıklarınısöyle-yereksitemedinceonun,“Azizim,bendeşaşıyorum,fakathiçbirkadınabukadarateşlebağlıolmamıştım,fakatgörsennekadın,kadındeğilbaşkabirşey!”diyeanlataanlatabiti-remediğini,hattakendinibirgeceyemeğeçağırdığınısöylü-yordu.VeSuad,tekraraşkınadairkurduğubütünazizhülya-ların,osaadetköşkününbuelimyıkılışınınacı,gönülyakıcımatemiileyandığınıhissederekhiç,aslabuyaradanşifabu-lamayacağını,ölünceyekadarbuateşleyanacağını,özellik-leuzaklaşıphatıradasadecesaadetleriylemahmurveken-dinden geçmişçesine can yakan bir baygınlık gibi kalan, obirbiriiçinyaşatılan,ölmeyebüyükbirminnetlehazırbulu-nulanvebukadarsevipsevildikçedünyalarelegeçirmişgi-biruhvehayatınartışıhissedilenaşkvesaadetanlarınıbirsaniyederinbiryazıklanmaylatekrargörürgibioldu…Birkereaşkınbusarhoşedicibuseleriyleşaşırdıktansonraha-yatınhiçbiriltifatadeğeriolmadığınıitirafettivetekrarbukadar emeller, ümitlerle zapt edip büyüleyen böyle bir aş-kınböylebiraşağılamavehakaretlebitipgitmişolmasıylaiçiyandı;fakatonupişmanolarakdönecekdiyebeklerkenhat-taikigünlükbirtecrübeyekarşıkoyamayarakböyleFransızkarılarıbaşındaherşeyiunutupdilleredüşecekkadarsar-hoşvehafifbulmakokadarderinbirkırgınlıkyarasıylaonuharapetmiştikitekrarkendinizorlayarakohayallerizihnin-denkoyduvebuseferzorunlubircanatmaylaSüreyya’nınboynunauzandı.
Artıkkatiyenoaşkıgömmeklazımgeldiğini,asladüşün-meksizinbuhayallerifedaetmekzaruribulduğunuanlıyor;saadeti sadece hayalde olan bu bedbaht aşkı şimdi baştan
279E Y L Ü L
ayağa bir mihnetten, musibetten başka bir şey göremiyor-du.Binincidefaolarakbuaşkıntahammülyakanbirafet,sa-decedehşetvericibircezaolduğunutekrarediyordu.Bizzatondanazapveıstıraptanbaşkabirşeygörmemişti.Enmesutzamanındabilebintürlüateşleriylekendiniyakmış,rahatınıperişanetmiş,öldürmüştü.Evvelasebepyokkenpişmanlıkvevicdanazaplarıylayanmışlar,sonraayrılmak,kıskanmakçıkmış,sonrahakaretveihanetgelmiştiveböyledüşünür-kenbile,“Fakatoanlar,oişkencesaatleriarasındaobayıltanvebirtanesiasırlarcaazaplarıbirkendindengeçmedemekisteyenkalptenbirmeylivardı.Fakatneolursaolsunbun-dansonraonuniçinSüreyya’danbaşkakimseolmayacaktı;onunlaâşıkanemesutolmayacaksadahiçolmazsahürmetvesükûnbulabileceğinizannediyorvebubirhayatiçinel-verir,belkiteşekkürügerektireceksurettebiryardımdaolurgibigeliyordu.
Hayatıokadarazapveateşiçindegeçirdiktensonrabusükûnonabüyükbirnimetgibigörünüyorve“Mademkiaşkilesaadetnekadarmümkündeğilseaşkilenamusdaoka-darimkânsızdı,ohâldenamusilesükûnverahatelbetteda-haiyidir.”demekisteyerekbundanmesutbileolmaklazımgeleceğinidüşünüyordu.
FakatbirzamanasılemeliSüreyya’nıneskimuhabbeti-nikendinegerigelmişgörmekolduğuhâldearadaacıiçin-de, fakat emsalsiz bir aşk hayatı geçirmiş olduğu için şim-diSüreyya’nınbugeridönüşündebirzamanumduğucazi-beyibulamayarakistediğikadarmuhabetvebağlılıkgördü-ğühâldedeyinecazipbulmuyor,hayatınıisteyerekdeğil,fa-katkendinizorlayaraksevergörünüyordu:Başkaçareolma-dığını, alışmak lazım olduğunu görüyor, alışkanlığın büyükbirkuvvetibulunduğunuanlıyorduveetrafınabakıncaher-kesin hayatında da birçok yaralar, tükenişler, musibetler
280 M E H M E T R A U F
görüp alışkanlık ile bunları unuttuklarını düşünerek hayatıbu kadar çok müsaadesi için bile seviyordu. İşte hayatındabulduğuenbüyükbiriyilik,bütünfenalıklarınıtazminede-cekkadarbüyükbirlütufbualışabilmekidi;herkesfelaket-lerinetahammülilebaşlıyorvetahammüllealışkanlıkkaza-narakkarşıkoyabiliyordu.Hanımefendiyebakıponunnasılbirmelekânesabırilehayatınasarıldığınıgörerekbunda,bumücadeledebirbüyüklükbuluyorvemademkimesutolmakmümkün değildir, olmaya çalışmakta, mesut olmazsa bileöylegörünmektegüzelbirmetanet,birkuvvetvargeliyordu.Ozamantevekküldebirzaferdeğilsebilebirgüzellik,özellik-lebirrahatbulunduğunuanlıyordu.Hâlbukihayatakarşıis-yaninsanıhattarahattanmahrumbırakıyor,felakettenfela-ketedeğil,sefaletlere,hattarezaletlereatıyor,pislikiçindebi-leçalkalıyordu.Vebirdenbireaklınageldikikışgerçiherşeyiçürütüyor,harapediyordu.Fakatöyleçiçekler,öylefidanlarvardıki,bunlarıonunzulmünekarşıtedbirler,çabalamalarlasaklayabiliyorlar,güzelliklerinimuhafazaediyorlardı.Demekhayatın eylülünde de ümitsizlik ve bezginlik yerine çabala-mabirşeyeyarayabilirdi;bugerçibahardakiaçılmavegenç-likolamazdı,fakathayattandahafazlasınıistememeliydi.Bubirgençlikolamamaklaberaberyinebirhayat,özelliklesakinvehiçolmazsarahatbirhayatolurdu.Çabukveateşle,azfa-katbayılarakyaşamakisteyenleregelince,onlarhemmuvaf-fakolamıyorlarvehemsönükleşipgidiyorlardı,odatecrübeetmekistemişvebukadarharapolmuştu.
Hele ki artık şimdi kendi hayatını o kadar tedavisiimkânsız görmüyordu. Bu ara sıra yine ayrılık acıları, yi-ne yazıklanmalarla beraber bir gün mutlaka unutacağınaeminolduğuaşkıbertarafedilirsehayatıfenabirhayatde-ğildi,pekçabukeskiSuadolabilecekti.ZiraSüreyyaneFa-tingibiiğrenç,neefendigibizorbabirkocaolmayıpbilakis
281E Y L Ü L
idareedebilirdivebundaniyisiniaramakartıkokadarfela-kettensonraaklınabilegelmiyordu.Özellikleboşgelenev-lilikhayatındahepsininyerinitutacakvebelkiaşacakminiminibirbebekdeolursa…Vebufikrinekalbenmesutolupaçıkçagülerek,“Ohbirçocuğumolursaozamanhayatımınekadarseveceğim. İşteozamanmesutolacağım.”diyor;bugençkadınhayatındacanverilecek,büyütülerekterbiyeedilecekbirçocukbulunmasınınnedüşünülemeyecekfay-dalarıolduğunuanlayarak,“Asılkabahatim,asıleksiğimbirçocuktu…”diyordu.Vebirhaftageçmemiştikişimdidenöy-le olmuş gibi, şimdiden hâline hürmet ve muhabbet ettiğisaatleroluyor,hattabunlarınarasındaoyazıklanmaların,oacıların,oörselenmeleringittikçedahaaztahripettiğinigö-rerekbirgüntamameniyileşeceğineinanıyordu.
282 M E H M E T R A U F
22
Fatinbugeceçokşendi.Üçgecediriddialar,öfkeler,inat-larladevamedipnihayetkatiyenbugeceyebırakılanbusonoyun beyefendinin gürültülü bir küfrüyle sona erdi. Pullarbirtarafazarlarbirtarafafırladı.Fatinbirtaraftanonlarıtop-luyor,birtaraftanda“Amanefendim,nezararıvar,yarındasizyenersiniz…Doğaldeğilmi?Allahömürlerversinde…”diyeyaltaklanıyordu.Bey,“Zatenbuhaftaişimhepaksigidi-yor…Haydikalk!”diyehanımefendiyebaktı.Fatingözlüğünaltındanherkese işaretedipkıskısgülerekonugösteriyor,gerçekteoyununmükâfatınıgürültüyekaçırmaktan,hiddetarasındasöyleyemeyeceğindenkorkaraksoğukterlerdökü-yordu.Bubirçiftpotinkunduraiçinoynanmıştı.“Tabii,me-selekunduradafalandeğil,Allahömürlerversin,fakatyenil-mekfena…”derkenFatinmüthişbirıstırapanıiçindeonunkalkıpyürüdüğünügördüvedahaziyadetahammüledeme-yerek,“Artıkyarınmağazayauğrarım…Değilmiefendim?”diyecangözüylebeklediveonunhattadönmeksizin“Olur”diyehomurdanmasıüzerineartıksevincinesonolmadı.Ya-rıngidilecekbirdüğüniçinHacer’leeğlenmekistedi;fakatHacer bir iki haftadan beri çok titiz, son derece yırtıcı birtavır ve lisan almış olduğundan onun dişlerinin arasındankendinigüçkurtararak işi tuhaflığabozdu,herkesigüldür-dü,efendiiçinbirkaç“Allahömürlerversin”dahasavurdu,sonrabirdenhaykırdı,“Oneo?”diyehayretlekapıyabaktı.
283E Y L Ü L
HakikatenkapıaçılmışveiçeriNecibgirmişti.Herkestenbirhayretnidasıçıktı,“One,neredenböyle?Maşallah…Sizburayagelirmisiniz?Seyahattesinizzannediyorduk.”sözle-riherağızdadolaştı.Necibgülüyordu,sonrabirkaçmazeretkelimesiylegeldiFatin’inyanınaoturdu.Odabugecepekşendi.Saatikibuçuktu,yemektensonraaklınageldikleriiçinöylecegeldiğinisöyledi.Fatingülerekveötekileregözleriyleişaretlerederek“Nasıl,nasıl?”diyordu,“Kulaklarımainana-mıyorum…Bukadarfedakârlık,sizdenmümkündeğil…Si-zincanınızsıkılırmı?ÖzellikleBeyoğlu’nda.Şimditiyatrolar,heleoyenigelenkumpanya…BizimFehimBeysöyleyesöy-leyebitiremiyordu…”Tekrargözkırpıyordu.Necibküçüm-semeyleomuzsallıyordu.Birdakikahiçbirşeyeehemmiyetvermiyormuş,gayetyorgunvehâlsizmişgibigöründü.Fatinbunuyapmaolarakkabulediyordu.Gerçekteheponubirazzayıf,birazbozulmuşbuluyorlardı.Süreyya,“Ey,buyorgun-luğavücutdayanırmı?”diyordu.OnlarşakalaşırkenHacerbirden fıkırdayarak Suad’ın kulağına eğildi ve Necib’in sü-rekli,Suad’ınkulağınabirhastasesigibiüşüterekgelenin-cekahkahalarınıanlatmakisteyerek,“Amankardeş,netu-haf,dikkatediyormusun,değilmi?”Suad’ınmustarip,dal-gın,onunsonsuzlatifelerledevamlıgülüşlerinisıkıcıveya-paybularakyirmigündebaşkakadınlarlanekadardeğişmişolduğunudüşünüyordu.Tavırlarınalaubalilik,dahabirdü-şüklükgelmişti,sözlerinievvelkinebenzetemiyor,onlarıbi-razuzayarak,yorgunçıkıyorzannediyordu.Vebubaşkalıksözlerindedeğil,bütünhâllerindegittikçedikkatiçekiyordu.Ondakırık,mecalsiz,acıbirsersemlikgibibirhâlvardı.Göz-leri bulanık, donuk, görmüyor ve hatırlamıyor, düşünüyorgibi,donuk,sürüklenirbakışlarladumanlıidi,sözlerisürük-lenerek,sendeleyerekçıkıyorgibiydi.“Acabahastamı?”diyeiçindebiracıduydu.Bunubirandaherşeyiunutarak,yineonueskisigibitasavvurederekdüşündüveonunohastalığı
284 M E H M E T R A U F
aklınagelipozamanlardakişiddetli,canyakıcıhislerinitek-raryaşayınca,hasretiiletekrarhâlininümitsizlikvemusibe-tinegitmesianioldu.Veenziyadeiyileştimzannettiği,enzi-yadeonaaityazıklanmalarıunutupsükûnvehuzura,artıkbütünbütünunutmadöneminegiriyorumfikrindebulun-duğubirzamanda,onunvarlığıylayenidenşaşırmış,perişankalmışken,onunbuhastalıkfikriylebütünbütünkırıkveha-rapoldu.Artıkonayabancı,uzakoluşuna,onusevkveida-re edemeyeceğine yanıyordu. İçini bir merhametin kemir-diğini hissettiği bu saniyede ona henüz kayıtsız olmadığı-nı,özellikleolamayacağını,onunezamangörseböylederinvehenüzölmemişyazıklanmalarınsızlayacağını,onuböy-lekimsesizvemuhtaçgördükçehattaterkedilipbaşkalarınagidildiğinibileunutacakkadarkuvvetli,kurulubirimdatar-zusununelindeezileceğinihissediyordu.
Birdenbirebueleminaltındanbirkorku,hain,soğuk,çir-kinkorkulubirtitreyişmeydanageldi;onlarhepsigülüyordu,Fatin’inbirikihokkabazlığına,Necib’indevamlıkahkahaları-naHacer’inçıngıraklarıkarışıyordu.Birzamanolduki,Fatinlatifeyeeğlenmeyekadaryükseltti,etrafınabakıpgözederekalaylarından gayet muzaffer ve sevinçli görünüyordu. O za-manSuad’ınkalbindeacıbiryaraaçılırgibioldu;artıkgörü-yordu,Necib’inlüzumundanfazlaiçmişolduğunuvehararet-tenbununherançoğalarakgittikçegözeçarptığınıanlıyordu.
Bundaokadarhorvezelilbirhâlvardı,tavırları,vehmedü-şürmeleriokadarsoğuk,akılsızcagörünüyordukionuokadariyivemuhterembildiktensonrabugirdapiçindekoşuyorgör-mektahammülolunmazbirsurettefecigeliyor,okadargözün-dendüşmüş,adibuluyorduki,bubayağılıkveaşağılığadaya-namayarakağlamakistiyordu.VeNecibbuhayatıseviyorveya-şıyordu.Bilhassayaşayacaktıöylemi?Onubukadaradiliğeta-hammül eder, adilikte zevk bulur bilmediği için ne kadar
285E Y L Ü L
aldanmışolduğunudüşünerekboynunubüküyor,“İşteböylealdanmak,herşeyde,hervakit…”diyeinliyordu.Lakinonubusefalettenkurtaracak,sözünüdinleyerekkimseyokmuydukionaicapedersehükmetsin,“Lakinyazıkediyorsun,senbuha-yatlarınadamıdeğilsin,ölürsün!”desin.Okadın,okadınol-sunonubuhâldenmenetmeli,kurtarmalıdeğilmiydi?BilakisNecib’inbuhâllereheponunyüzündendüştüğünüdüşünüpkadribilinmeyenzavallıvefasınınmatemiile,“Demeköyleleri-niseviyormuş,demekbuhayatlarıistiyormuş!”diyordu.
Necib’de o kadar memnuniyet, o derece neşe vardı kibaşka bir endişesi olmadığı, gerçekten çok mesut olduğugörülüyordu.Kahkahalarıartardageliyor,sözleriakıyordu;hâlbukiFatinokadareğleniyor,bintürlü ihamlarla119her-kesi o kadar güldürüyordu ki, Necib’in bu memnuniyet vezekâsınınnekadarâcizolduğuhattaetrafınıgörüpişiteme-yecekkadarhissiz,ağlanacakkadarhastaveâcizbulunduğugörünüyor,buhâlileSuadnefretvedargınlığaderinbirmer-hametindekarıştığınıhissediyordu.
Bereketversinhanımefendiyetişti.EvvelaNecib’ihayretvememnuniyetlekabulettiysedeilkdikkatlefarketmektenboşkalmadı.Suad,“Amanonugötürüpyatırsalar!”diye te-menniediyordu.HâlbukiNecibgittikçedahagüçsüz,sıkılmışgibikalkıpgitmekistedi.Fatingülüyor,“Bizdonacağız,Ne-cibeldengelsesoyunacak…Neateşneateş…Galibasıfırası-fıreldevarsıfır…Doğaldeğilmiya?”diyegözkırpıyor,sonraSüreyya’yadoğrueğilipfelsefeyapıyormuşçasınailaveediver-di:“Gözüneyandığımkarıları,‘efendimnerede,bennerede’120dediklerigibibakkendilerinerede,tesirlerinerede?”
Hanımefendi,Necib’inyanındaonabirşeylersöylüyor,Necib reddeder gibi görünüyordu. Onlar konuşurken Fatin
119 iham: İki veya daha çok anlamlı bir kelimeyi en az bilinen manasınıkastederekkullanma.
120 Efendimnerede,benneredeyim:Bennediyorum,senneanlıyorsunanlamındabirdeyim.
286 M E H M E T R A U F
yineSüreyya’yaeğilip,“Lakinbenderesminigördüm,ger-çektenmübarekbirparçanedersin…Haniyokmu,değerivarAllahiçin…”Suadbunuişiterektarifolunmazacıbirhisileezildi.İmkânsızolduğuiçinöldürenbirtemenniileken-dinin de daha güzel bulunmuş olmayı çok üzülerek istedi.ÖbürtaraftaNecibhâlâkarşıkoyuyor,artık işitilenbirses-le,“Vallahibirşeyyokcanım…”diyordu.Sonraboğazınıgös-tererekkısıkbirsesle,“Sadeceburada,buradayanıyorum…”diyetekraretti.Hacerfırladı,suverdi.Onuoturtmakistedi-ler,inatediyor,gezmekistiyordu.Oradabirkanepeninarka-lığınadayandı.Gözleribulutlu,bakışlarıdalgalıdurdu.Fatin,“Vallahibillahi!”diyordu.“İştebusankineyeoturacak…Öyledeğilmiya?”ArtıkNecib’insözsöylerkengözlerinindaldığı,ağzınınkasıldığı,gözlerinindüşündüğü,sankisözleriniara-dığıfarkolunuyor,gülmelerilüzumundanfazladevamedi-yor,nihayetgülmeyebenzemeyenbirşekildebitiyordu.Son-ra ağından bir hava çıkar gibi oldu. Fatin hemen, “Ha şöy-le…AmanbirazpiyanoçalsanaHacer?”dedi.Haceryazık-lanmayla,“Babamuyumuştur,olmazki…”diyegülüyordu.OzamanNecib’inyüzündebirbulutgörüldü.Sertçe“Piyanomu?”dedi,“Hayır,teşekkürler,zahmetelüzumyok…”Sankibirdenkararmış,endişevekırgınlığabürünmüştü.
Fatin“O,o,o…”etti,“Nedeno,neden?Hanibirzaman-larneidiokantolar,şarkılar,baletlerefendim…Hacer,neidio,kalpsevdazedelerimine?Vayefendimvay,neşarkılar,nepeşrevler…Artıkpiyanoyusevmiyorsungaliba…”
Necib’inkısıkağzındasıkıcıbiryavaşlıkla“Artıkbirşeyisevmiyorum”sözlerisürüklendi.Hacergülüyordu:
–O,o,o…Eldiveninsahibineoldu?Suad, Necib’in gözlerinin bir an kendinde karardığını
farkederekölüyorumzannetti.Onunkaranlıkbirtereddüt-tensonrakısıksesiylesadece“Masal”dediğiniişitti.Ohde-mekartıkeldivenonunnazarındasadecebirmasalolmuştu.
287E Y L Ü L
Fatinsoruyor,“Sakın…Helesöylesöyle…Nazikânebirkovmafilan…Demecanım,haydi…”deyiverdi.
Necib’in omuzlarında bir küçümseme hareketi görün-dü.“Kovmamı?”dedi,“Pöh”etti.“Siziteminederimkikov-manınneolduğunubilmeyenbirmahlukvarsaodakadın-lardır.”diyeilaveetti.“Fakatihanetegelince…Bakınızbun-dabenzerleriyoktur.Sankisadecebununiçinyaratılmışlar-dır.”Sesiokadarderinbirkinvehakaretledoluidi,bakışla-rıSuad’danokadarinatilekaçıyordukigençkadınbuhaka-retinkendineaitolduğunuzannettiveateşgibioldu.Öbü-rüdevamediyordu:
– Adi denilen kadınların diğerlerinden sadece şu fark-larıvardırki,onlardaherşeyevvelindenbellidir.Aldanmaktehlikesi yoktur. Kimle iş göreceğinizi bilirsiniz… Hâlbukiöbürleri, öbür şey zannettiğiniz, bir şeyleri beklediklerinizyokmu,oilkvesondefasizisevdikleriniteminedenler,bü-tünsadakat,bütünvefaolanlar…(Hain,boşbirkahkahaileomuzlarısarsılarak)Zavallılar…diyetekraretti.
Suad, kalbini bir şeyin kopardığını hissederek ölü gibidinlerkenSüreyya’nın,“Zavallılarkim,kadınlarmı?”dediği-niişitti.Necibhâlâkanepeninarkalığınadayanmış,gözleridumanlıonabaktı:
–Zavallımı,kadınlarmı?Lakinonlarainananlar…Biz-ler,biz,iştesen,ben…diyehaykırdı.
OnlarınkahkahalarıarasındaSuadsadecehanımefendi-ninsesiniişitti:
–PekievlenseneNecib…diyordu.Necibgayetgülünçbirsözişitmişgibivücudunukane-
peninarkalığındankaldırarakellerinihavayakaldırdı:–O,o,o…İştebuâlâ,evlenmek,benöylemi?Buöylebir
masaldırkikendimibildimbilelibinkeredinledim…Evlen-mek… Bundan sonra bana güzel adam, güzel ağaç, güzel
288 M E H M E T R A U F
beygir,güzelvapur,kısacasıgüzelnegösterirsenizbakarımve belki severim, fakat güzel kadına gelince… Asla, asla…Artıkelverir,rahataihtiyacımvar.
Ellerinisallıyor,“Asla”sözünütavırlarıylatakviyeediyor-du.Hanımefendiacıbirgülüşile,“Canımmutlakagüzelka-dınolacakdeğilya”dedi.“Evlendeiyibirkızcağızal!”
Necibsöylemeyicanıistemiyormuşgibi:–İyibirkızcağızmı?İştebirmasaldaha…dedi.Canlımı
cansızmı?Omahlukaşimdiyekadarkimserastgelmemiş.Eğerbirtılsımlabenimiçinmümkünolacaksa…Benceka-dınlarıniyisifenasıyoktur.Onlarınhepsikadındır,hepsika-dındır…
İhtiyarkadınınsabrıbitmişgibi“OfNecib,yeter!”diyeşikâyetetti,Fatin:
–Eycanımefendim,mazurgörünüz,doğaldeğilmiya,şu zamanda kendisinden kadın kısmı hakkında methü se-na121beklenmezya,değilmi?diyeSüreyya’yabakıyordu.
Necibtekrarkanepeyeyaslanmış,başıgöğsünedüşmüş,artıksükûtediyordu.Suad,perişanlık,birbaygınlıkarasın-da Süreyya’nın kalkıp onun koluna girdiğini gördü. Necibreddederek“Hayır,hayır,dahavakitvar…”diyor,yatmakis-temiyordu.Sonra“Hemzatenbengidecektim,kalmakiçingelmedim…”dedi.Hep,“Otamam!”dediler.Dışarıdakışınen vahşi bir gecesi inliyordu. Hanımefendi ötekilere “İhti-maliyok!”diyeonunyanınagitti.Oçabalıyor,ısrarediyordu.Suadhaykıracakkadarmustarip,ateşiçinde,sersemkaçmakistedi.OçıkarkenhâlâNecibısrarediyor,hanımefendiöte-kilere,“Sizbırakın,banabırakın,benonuyatırayım,haydisiz!”diyordu.Suad,hanımınonubuhimayesinealıkoyması-nakalbenteşekkürederek,hıçkırıklarınıboğmakiçinuğra-şarakodasınakoştu.Ahdüşüşyarabbi,neacıbirdüşüştü.O
121 methüsena:Övgü.
289E Y L Ü L
kadarseçkinvemüstesnaolanbuaşk,ohakaretlerdensonraburezaletekadarinecek,böyleçamurmuolacaktı?DemekNecibkadındanhâlâokadarfenabiliyor,demekkendinideöylebiliyordu.Demekkendinideherkesgibiihanetle,kalp-sizlikleithamediyordu.Kendisinikiokadarhakarettenson-rabilehâlâonaacıyıphâlâonumesutgörmekiçinherşe-yerazıolacağınıhissediyordu.Hâlbukiasılkendisininithametmeyehakkıyokmuydu?Kendisibirköşedeaşkıaşağılan-dığıvakit,sadakatiküçümsenipreddedildiğiiçinölürken,okadınlarınpeşindeonurunuunutacakkadarzevkveiçkiyedalmamışmıydı?Fikrieziliyor,karışıyor,uğultulararasındaanlamıyordu.Sonrabirdenbir feryatarzusumeydanagel-di. Haykırmak, haykırarak ağlamak için can atma hisset-ti.Ona,“Lakinasılsensin,asılsenyaptın…”demekisteği…“Asılsensin,asılsenyaptın”diyecekti.“Benherşeyifedaiçinseninbirsözünübekliyordum.Hâlâseninokadarhakaret-leriniunutuyorumvesenbeniithamediyorsun…Lakinsenkendin,iştekendinyapıyorsun,hepkendin…”
Süreyyaodayagirdiğizamanohâlâağlıyorduveyaşları-nıonagöstermemekiçinyataklığınönündemeşgulgörün-dü. Süreyya, “Münasebetsizlik, delilik” diye söyleniyordu.Birsaniyesonra,onunkarşısınageçmeklazımgelinceneya-pacağınıdüşünerekSuadkorkarkenHacerimdadınayetişti.Kapıyavurarak,“Kardeşoradamısın?Birazgelirmisin?”de-di.VeSuadselametyerigibidışarıkoştuğuzamanHacer’inelindentutarakkendinibiryeregötürdüğünü,kıskısgüle-rek,“Amangelbakne tuhaf…”dediğinigördü.Merdiven-lerdençıktılar,kendiodalarınınüstündekiodayayürüdüler.Hacerkapınınönündedurarak“Dinlebak…”dedi.OzamanSuadiçerideonunsesiniişiterekanladı.
Necib’izarzorgitmekfikrindenvazgeçirerekyatmakiçinbuodayagetirmişlerdi.Hanımkendinebirkaçağırsözsöy-lemiş,darılmıştı.Oşikâyetederek“Ahbilsen,bilsen…”diyor
290 M E H M E T R A U F
veihtiyarkadınherşeyibildiğinianlatarakşimdivakitolma-dığıiçinasılkendisiyleyarınkavgaedeceğinişakagibisöy-lüyordu,Necib,“Hayır,şimdisöyleyiniz…Kabahatimvarsaşimdisöyleyiniz.Ahbilsenizneyanıyorum…”diyeinlediği-nivehanımefendinin,“Tamamişte,şimdideçocukgibiağ-lıyor…”dediğiniişittiler.
Dışarıdagecerüzgârıniniltileriyleağlıyordu.VebuiniltiarasındaNecib’inhıçkırıklarıgençkadınıharapediyor,farkolunmayan birtakım şikâyetlerle o ağlarken Suad’a bu sesdayanılmazbirferyatgibigeliyordu.Hacer,“Vay,annemdebakneyaptı!”diyordu.ArasıraNecib’in,“Bilseniz”sözünütekrar ettiğini, sonra hanımın sakinleştirmek için söylediğisözlerarasındaonun“Affediniz,beniaffediniz…”diyeyal-vardığınıişitiyorlardı.
Hacerartıkhemenhemeniçerigirmişgibiydi.Başpar-mağını gayet düşünmekle meşgul zamanlarda yaptığı gi-bi parmağını dişlerinin arasında kemiriyordu. Hacer kapı-yıazdahaaralıkettiğiiçinşimdiNecib’insözleriniazdahafarkediyorlardı.Veoinleyerek“Ölüyorumneyapayım!”di-yorduve“Neyapayım;ancakböyleunutabiliyorum;başkaneyapayım?Nasılvakitgeçireceğim?Yalnızkalırsamçıldı-racağım…”diyeşikâyetediyordu.İhtiyarkadınındarılırgi-bi,“Nedemekcanımbirazaklınıbaşınatoplasana…Nediropiskadınlarınpeşiniartıkbırak…”dediğiniişittiler.Necibyeminediyor“Yalan!”diyordu.“Heponuniçin,vallahibilla-hiyalnızlıktankaçmakiçin…”Ozamanhanımefendi,“Ca-nımnedemek,burayagelsene…”dediveNecib’insustuğu-nugördüler.Tekrarhanımefendi“Bakyineağlıyorsun…”de-diveartıkSuadduramadı.Sersem,boğularak,yaşlariçindekoşarakkaranlıkbirköşeyeatıldıveoradaağladı,ağladı…
Herşeyianladığı,hayatınıgördüğüiçinağlıyordu.Etti-ği tamiri imkânsız hataların hep birden ezasıyla inliyordu.
291E Y L Ü L
Necib’in ancak kendisi için buraya gelmediğini ve burayagelemeyincedayanamayarakböyleaşağılıkveserserikaldı-ğını görüyordu. Ve bütün bunlara kendinin sebep olduğu-nu görerek güçsüzlük ve ümitsizlikle haykırmak istiyordu.Bubiremniyetidiki,artıkyargılamakistemiyor,ilkdefazanolarakgelmişkenöylegüvenolarakkabuletmedeinatedi-yordu.“Mutlaka,mutlakaöyle…Veben,ben,hepbensebe-bimdeğilmi?”Ahnekadarkoşuponunayaklarınakapan-mak,ellerinesarılarakafdilemek,ahnekadarağlamakis-tiyordu.Bubirihtiyaçonakoşup,“Hayırbizyanılmışız,benyanılmışım,ahbedbaht,beniaffet…Hâlâseviyorum,fakataffet…” Ona hâlâ sevdiğini anlatmak şiddetli ihtiyacı onuzaptvekahrediyordu.Veettiğibuhaksızlığın,buzulmünal-tındaokadareziliyor,okadarkendiniaffedilmesiimkânsızgörüyorduki,affettirmekiçinhayatınıfedaetmek,“Alonuneyaparsanyap”diyehayatınıonavermekistiyordu.Vebu-nunküçüklüğüonukızdırarakacıbirümitsizlikilehayatını,bütündünyayı,hattaSüreyya’yıbileonafedaetmekemeliy-leâcizoluyordu.
Odasına sarsılmış bir dargınlıklar girdabı ile altüst ol-muşgirdiveSüreyya’nınyattığınıgörereksükûnetlebirta-rafaçekildi.Sabahakadaronunüstlerindekiodadaboğu-lurcasına öksürdüğünü işiterek, bin kararsızlık arasındadüşünceleri kâbuslarla onu bir humma içinde çalkayarakyattı.Sabahleyin-puslu,iniltilikirlibirkışsabahı-kapıla-rınavurulupuyandığızamanyenidalmışolduğunugördü.Fakatbaşıokadarağır,okadarsersemdikigözleriniaça-mıyordu. Kendisini hanımefendi görmek istiyordu. Aceleonunodasınagittiğizamantebessümederek“Buneuykucanım,saatüç…”diyordu.SonraNecib’inrahatsızolduğuiçinhekimehabergönderdiklerini,kendilerisözverdikleriiçindüğünegideceklerindenhekimgelinceyanınaçıkarıp
292 M E H M E T R A U F
baktırmasınıtembihetti.Onlarhemengidipdöneceklerdi.HanımefendişikâyetederekmecburiyetinekızıyorduveSu-adbudarbeylebütünbütünsersem,korkuyor, soruyordu.İhtiyarkadınteminatverdi.“Sadecebirateş”deyiverdi.Son-ra“Fakatkimbilir,belkifenadırda…İşteonuniçinmerakettim,hekimeadamgönderdim.”dedi.
Suadoradançıkıncadoğruonunyanınagidip“HayırNe-cib,eğersanabirşeyolursayeminederimkibendeölürüm.”demek için yandı. Fakat onun odasına mümkün değil gire-meyeceğinihissediyordu.Okadarkikaçkereniyetediphattabirdefasındakapınınönünekadargittiğihâldeiçerigireme-di.“Nasılsınız?”derkenonuharapveberbatgörmektenya-hutdüşüpağlamaktankorkuyordu.Saatdördegelmişti.Sü-reyya,Necib’ibirazgörmekiçinodasınagitti.Uykudabuldu-ğuiçinuyandırmadandöndü.Ozamanhekimbeklemekıstı-rabıbaşladı.Kışsabahıuzaktainleyenvapurdüdükleriylese-mayıdolduruyor,bitmeyenbiryağmurşakırdıyordu.Arası-rainleyenrüzgârınarasındasatıcıseslerisürükleniyordu.Vehekimhâlâgelmiyordu.Hâlbukiouyanmışolabilirdi.Birşe-yeihtiyacıolurdu.Bununiçinodasınagitmeklazımdı.Vece-saretedemeyeceğinigörereknihayetbirkalfagönderdi.Elinebirdikişalmış,onunlameşgulbirandabinkararlagüçsüzveperişan,ateşverecekbirfaaliyetleateşiçindebekledi.
Vekendinihâlsizbırakan,darmadağınedentelaşına,en-dişesine,ıstıraplarınabakıphattadahadünherşeyiunuttumzannedişineacıacıgüldü.Görüyordukiozamansadeceken-dinialdatmış,onurununyarasınısarmış,başkabirşeyyap-makmümkünolmadığıiçinmecburenbiriyiniyetilehayatı-narazıolmuştu.Onuunutmakhayatınınencanyakanbirsa-adetdöneminiunutmak,yaşamamışolmak,enmesutgün-leriniyazıklanmasıylayâdetmemekdeğilmiydi?Hâlbukibunasılmümkünolurdu?Hemsadeceunutmak, iştehayatını
293E Y L Ü L
onavakfvefedaiçinsağlam,zorluihtiyaçlariçindekalbininyandığını,ruhununbirsusuzluğakanmaözlemiileonadoğ-rucanatışınıgörüyordu.FakatSüreyya,o,Süreyyaneolacak-tı?Ondankorktuğuiçindeğil,onukimsesizbedbahtgörme-ye tahammül edemediği için mahvoluyordu. Ve hep verdi-ği kararların böyle umulmadık bir tesadüf darbesiyle allak-bullakolduğunugördüktensonraartıkkararınainanamıyor,hattakararveremiyor,hangigörüşilehayatınıtanzimedece-ğineşaşırıyor,“Tereddüdümün,zaafımıncezası…”diyeken-diniithamediyordu.Fakatdüşündükçekararsızlıkkendindedeğil,asılhayatındaolduğunu,kendininsadeceonuncoşkuselindedayanıksız,iradesizakıpgidenbiroyuncakkaldığınıgörerekbundansonradadaima,daimaböylekararsız,böyleoyuncakolacağınıkabulediyordu.
Kapınınaçıldığınıişitiphekimingeldiğinihaberverme-yegeliyorlardiyebaşınıçevirdi.FakatNecib’ingiyinmişola-rakgirdiğinigörüncehayretleyerindenkalktı.Odakendiniyalnızbulmaktanşaşırarakoradadurmuştu;sapsarıidi,göz-lerisönükveyorgunbakıyorlardı.“Kimseyokmu?Hanımıgörmek istiyorumda…”diyesordu.Suad,“Hayır, fakat…”demekistedi,lakinonunoturmakistemiyormuşveneolsaoturmayacakmış gibi duruşunu görüp sözünü tamamlaya-madıvehanımefendininyokluğununsebebiniizahederkengüçbeklediğinifarkedipnihayetacılışekilde,“Lakinhekimeadamgönderdilerdi…”sözlerinisöyledi.
Necib,şaşkın,durgun,“Hekimemi?”diyesordu,“Oniçino?Hastafalanmıvar?”diyemerakedergöründü.VeSuadbukadarlakaytvealaycısesle,buyabancı,soğuktavırladahaacılı:
–Hayırsiziniçin…dedi.Sizihastadiyorlardıda…Necibartıkgitmeküzere,sadece:–Yaa,yanlışlıkolmalı,bilakishiçbirşeyimyok…diyeho-
murdandı.
294 M E H M E T R A U F
Suad ağlamak isteyerek ona baktı, “Nasıl yok, lakin iş-terenginiz,gözlerinizpekâlâgösteriyorkihastasınız,saba-hakadaröksürdünüz,birkereşuhavayabaksanıza…”demekiçinyandı,ruhuşikâyetlerledopdoluidi;fakatondaokadarhainbirlakaytlıkvardıkikalbininacısınıhissettirememektenümitsizliğekapıldı,“Hayırdüngecebenyanılmışım,sevmi-yor,sevmiyor…”diyetekraryerinedüşergibioturdu.Neka-daryalvarsaonuburadaalıkoyamayacağıeminliğiilegözleriyaşlanmış,ellerititreyerek,sinirlişekildetekrardikişineeğil-di.Fakatonuböylebırakacakmıydı,tekraronubirşeysöyle-medengönderirseherşeyinbütünbütünbiteceğinivebelkionunhastaolacağınıgörüyor,onaherşeyianlatıpafdilemek,özellikleonukurtarmakiçinyanıyordu;fakathervakitkigibiruhundaseller,fırtınalarvarkensadecetitreyerekçeneleriki-litleniyor,hiçbirşeysöyleyemeyeceğiniveonunyinebütünbütünümitsizlikvegarezleçıkıpgideceğinigörüyordu.
Necibhiçbirşeysöylememekkesinkararıylaçıkıyorikenbirden hücum eden bir öfke dumanı içinde boğulur gibidöndü:
–Birdegerçektenhastaolmuşumneolur?dedi.Artıkbuhayat o kadar ehemmiyet verilecek bir şey midir zannedi-yorsunuz?
Onunsükûtederekdikişiylemeşguloluşunauzunuzunbakıphaşin,kindar,acıbirsesle:
– Bilakis… dedi. Ben ondan o kadar usandım, o kadarusandımkibiranevvelbitsindiyebekliyorum…Evet,oka-darusandım.
“Niçin, ne oldu?” Suad’ın ağzında bu sözler vardı, fakatsöyleyemedi,boğuluyordu;hıçkırmayahazır,acıbirnazarlabakaraksadece,“Necib…”diye inledivegözlerindenyaşla-rınakacağınıhissederektekrardikişinekapandı.Gençkadı-nınbuhitabındaokadarderinbirelemvardıkiNecib’ititretti.
Ozamandelikanlıbirazüzülmüş,birazmahzun,acıacı:
295E Y L Ü L
– Evet Necib, diye şikâyet etti. Fakat biliyorsunuz ki buşikâyettenekadarhaksızsınız…Amanekadarhaksızsınız…Lakinşikâyetedecek,ağlayacak,feryatedecekbirkimsevarsaosizdeğilsiniz,benim…Asılben,“AhSuad”diyeferyatetme-liyim.FakatyalnızSuaddiyedeğil,“Beniöldürdün,Suadbe-niöldürdün!”diyeferyatetmeliyim…ZirasengerçektenbeniöldürdünSuad…Sanabenimnasılinandığımı,benimiçinnebüyükbirkuvvet,nasılbirhayatolduğunubilmişolsaydın…
Suadhıçkırıklarlaboğuluyorgibiidi.Necib’insesindekihararetvegözyaşıilebütünbütünsarsılmıştı“Lakinyeminederimki…”diyebaktı.
Necibyineoacıhararetlegülerek:–Ohyeminleriniz…diyekesti.Birsürümasal…Bunla-
rıhepbiliyorum…BuradaBoğaziçigibiserbestverahatol-madığınızdan şikâyet edeceksiniz değil mi? Lakin ben siz-denokadarbüyük,okadarçokbirşeymiistiyordum?Haf-talarcaburadabirbakışınıziçinköpeklergibisüründüm.Vesizbendenbirtebessümü,birbakışıesirgediniz…İştesizinyeminleriniz… Benim hürmet ve bağlılığımdan bir şüphe-nizmivardı,benimsadakatimdebirkusurmugördünüzdü?Hayırdeğilmi?Sadecebirsözle,birişaretlebeniteminetse-niz,banasadece,“Hâlâseviyorum,fakatkorkuyorum…”de-senizbensiziniçinaylarcaateşlerdeyanar,saadetveümit-lebeklerdim…
Vahşi bir kinden mahzun bir şikâyet ve yazıklanmayageçmiş, sobanın yanında ayakta ağlar gibi söylüyordu. VeSuad’ınhâlâhummalıbirfaaliyetledikişlemeşguliyetineba-karakdevametti:
–Fakatsizhiç,hiçbirşeyyapmadınız…Birbakışınız,ba-nabirayelverir,birtebessümünüzsizdengünlercemahrumyaşamakiçinkuvvetverirdi,sizbunlarıesirgedinizvebenidefettiniz…Söyleyinizbenimnekabahatimvardı?Sizebenneyapmıştım?
296 M E H M E T R A U F
Sükûtetti,cevapbeklergibiidi.Onunhâlâbircevapver-mediğinigörerekinlergibi:
–Ahbeninasıldefettiğinizi,bendennasılkaçtığınızıdü-şündükçe…diyeahetti.
Sonratekrargittikçeöfkelenenbirümitsizbirsedaile:–Veşimdiacıyorsunuz,öldürdüktensonraşimdimerha-
metöylemi?Fakatartıkistemiyorum,sizdenhiçbirşeyiste-miyorum.Ziraartıkherşeydenbıktım.Bekliyorumkibiranevvel her şey bitsin de kurtulayım. Anlıyor musunuz, artıkkurtulmakistiyorum…
Suad, Hacer meselesinde nasıl yanıldığını anlıyor, affo-lunmakiçinyanıyordu.OnuüzdüğünüanlayanNecib,dahahasretlesankikendikendinesöylüyormuşgibiyavaşbirsesle:
–Hâlbukineemellerimvardı!dedi.Negüzelemellerimvardı!Giderizdiyordum,benimleberabergelirsinizzanne-diyordum…Nedelicegülünçbirhülyadeğilmi?Acıacıgü-lümsedi:
–Sizebirkâşânetakdimedemem,fakatbirbiriniçoksev-diktensonraneyinehemmiyetikalırdiyordum.Aşkherşe-yiunuttururdiyordum…Benigerçektenseviyorsunuzzan-nediyordum!
BirdenSuad’ıngözlerinden,eğilmişolduğudikişeyaşla-rındüştüğünügördü.Vesonsuzbirşevkvesevinçle:
–Ahağlıyorsunuz,diyesevindi,ağlıyorsunuz,demekse-viyorsunuz, demek hâlâ seviyorsunuz? Onlar hep yalandıdeğilmi?AhbirkerebunaeminolsamSuad,birkeredahaemin olsam, senden ayrı bile yaşamak için kuvvet bulaca-ğımayeminederim…AhseninekadardelicesevdiğimibirbilsenSuad,birbilsen…
Sesiderinbirferyatilesöndü.Suad,oartıkdahaziyadedayanamayarak dikişiyle yüzünü kapamıştı ve Necib onunhıçkırdığınıişiterekmutluluktanhâlsizorayabirkoltuğadüş-tü.Veoradakendindengeçipinleyerekkollarınıonauzatarak:
297E Y L Ü L
–Ahbuyaşlar,buyaşlar,diyeferyatetti.Zannediyorumkihayatımçoğalıyor…
Onun gözyaşına tutkun, kendi de ağlamaya hazır, birmüddetsükûtileonunağlayışınıdinledi.Uzunkahırlardansonra,ümitsizliklerdensonrabuansızıngelensaadetbütünâşıkanekabiliyetlerinisonfedakârlıkderecesineulaştırmış-tı;onabakarken,onunkendisiiçinağladığınıişitirken,onunbirnefesiiçinoradaölüpgitmekkadarbüyüksaadetolamazgibigeliyorvegerçektenböyleolacakmışkadarmestveme-sutbekliyordu.Onasonderecemerhametvehimayehissiy-lekarışıkbirtutkunluklauzunuzunbaktı.Sonrabirdenbirekalkıpyanındakikoltuğagiderekderinbirinlemevericaileyalvarmayabaşladı:
“AhSuad,gelgidelim,”diyordu…“Gelherşeyiunuta-lım, her şeyi bırakalım… Bak sana artık söylemeye cesaretediyorumSuad,ölünceyekadar,saniyelerinekadarhayatımsenindir…GelbunukabuletSuad,bakağlayarakyeminedi-yorumki,beninekadarmesutedeceğinimümkündeğilan-layamazsın…”
İkisidemesut,âcizbuteklifinciddiyetialtındaellerin-deolmaksızınezilereksükûtettiler.Biranoldukibakışlarıderinbirşükranvesaadetleparladı,ikisidebirbirlerinenekadarbağlıvemüteşekkirolduklarınıgördüler;fakathemenikisindedebirkaranlıkbelirdi;gayriihtiyaribirindemeyda-nagelenSüreyyadüşüncesisankidiğerinedebulaşmıştıvesapsarı, tereddütlübakıştılar.Gözlerinbaşladığıdüşünceyigençkadıntamamladı,sonsuzbiryorgunlukile:
– Hayır Necib, hayır, dedi; bana birbirimizden o kadarşey istemeye hakkımız yoktur gibi geliyor… Hem her şeyiunutsambileSüreyyavar.BilsenonanekadaracıyorumNe-cib…Bilebileonabufenalığıetmekokadarfenageliyorki.Düşünonuniçinbunefenabirhakaretolurdeğilmi?
298 M E H M E T R A U F
Henüz yaşları kurumamış mahzun gözleri bakışlarınınderinhararetiyleonabakarakcevapbekliyorgibi idi.Necibbubakıştasonsuzbirhüzünvemerhamet,biryazıklanmavefedakârlıkgörüyorveSuad’abiranolsunbukadarsahipol-mak,Süreyya’nınhayatıkendigörüşverızasınabağlıbulun-mak,okadaryakın,samimi,hâkimolmakonuokadarmestediyordukiteşekküredercesinetasdiketti.Busaadetininiçin-debirzamankendiniokadarkahredenvegüçsüzbırakanacıdüşüncelerden gafildi. Ancak bu düşüncenin ne kadar ger-çekleştirilmesiimkânsızolduğunuhissediyordu.OnaSürey-yaiçin,“Oneolursaolsun!”demekderuhunaağırgelenbirküçüklük,onalayıkolmadığınıgörüyorvegençkadınısadeceaşkıylazorlamadeğiliknaedecek,Süreyya’yıihmalettirecekbirçokdelillergösterebileceğinidüşündüğüiçinbilekendinikınıyordu.Vebirkerebudüşünceleregeçincehareketlerininakıbetiniyalnızbirnoktadandüşünmekbirdenbütünbakışnoktalarınaonusevketmişti.İlkhamledeböyleacıvericibiryarayasebepolacağınıgörerekSuad’danokadarfedakârlıkis-teyemeyeceğinianlıyor,hattateklifininciddiyetvecesaretiy-leeziliyordu.Vebirsaniyedahasükûtedersehararetvecazi-beninortadankalkacağınıbildiğihâldedebusaniyekararsız-lıkvemücadelearasındageçmişbulunuyordu.Öylekigençkadıntereddütleonabakarkenonubirsaniyeiçindeyinepekzayıfveinlergördüğüiçinşaşkınlığa,şaşkınlıktanhatırlama-yageçerekhepmazilerinibirandayaşamışgibioluyorveken-dinedaimayırtıcıbircezagibigörünenaşklarınınateşinidü-şünerek tereddüdükuvvetbuluyordu.Okadar tecrübegör-müşler,öyleacılıklarlayaralanmışlar,öyleşeylerhissetmişler-dikibuikidakikalıksükûtunsonundabirbirlerinebakarlar-ken sanki o ayrı düşünülmüş, korkulmuş şeyleri birbirle-rinin gözlerinde görür gibi oluyorlardı. İkisine de aşk, in-saniradesinindışındahususibirhayatasahipolduğuiçin
299E Y L Ü L
itaatten ziyade zalimcehükmedenbircanavargibigeliyor-du.Suadona,“Hiçdeğişmeyeceğineeminmisin?”gibibakı-yorvezannediyordukibusualisorsagerçektenNecibcevap-tamüşkülatadüşmüşolacaktır.GençkadınbudüşünceiçineokadargömülmüştükiNecibbaşınıkaldırıpderin,bitkinbiryazıklanmayla,“Evet,hakkınvar”dediğizamanikidakikaev-velsöylediğiniunutmuştu.Onuniçinbusözünmanasındanyalnızartıkherşeyinbittiğiacılığınıduydu.Necibde,oda,busözütelaffuzederetmez,biranemniyetilesahiplenmehissimeydanagetirdiğiiçin,budevamedecekzannederkenyeri-neacıbirhicranıngeçtiğinigörünce,nasılbirsaadettenmah-rumolduğunuanlayarakyandı.Veateşle“FakatbenisevSu-ad!Benisev.”diyeinledi.Kaybettiğinitazminetmek122istiyor-muşgibibircanatışı,birsusuzluğakanmasıvardı.Şimdidenpişmanlıkkendiniistilaediyordu.“HiçolmazsavadetSuad”diyordu. “Beni seveceğini vadet… Beni, beni, yalnız beni…Vadet,barikalbinbenimolsun,benihiçunutma…Ahsöy-le,Suad…Söylehiçolmazsasevdinmi,söylesevdinmiha?”
Bukadaryakında,bukadarhararetleilkdefabuluşanSu-adömrününaşkıylayazıklanmayla,hasretle,enâcizveza-yıfbirzamanındabuateşlebütünbütünharapoluyordu.VesözükâfigörmüyormuşgibihaykırmakisteyerekcanınıverirgibielleriniuzattıvebunlarıtuttuğuandaNecibbuuzunvemahrumaşkınbütünmükâfatınanailolmuşgibimesutol-dumzannetti.Başkabirhayatta,başkabirâlemdeimişgibititriyorlardıvebuuzunbiraşkteminatı,ahlarla,gözyaşlarıy-la,çarpıntılarıylaikisininderuhunukarıştırıpbirleştirensöz-lerinbütünruhileiçildiği,hüviyetlerinbirbirindeeriyipür-perdiğibiraşkanıoldu.Birisisadeceonusevdiğineveonuseveceğine,diğeribugüvenceyleişkenceleretahammülede-ceğineyeminediyorlardı.Necib,“Sadecemüsaadeedersen
122 tazminetmek:Sebepolunanzararveziyanıödeme.
300 M E H M E T R A U F
aydayıldabirNecibbirkaçsaatburayagelir.”diyordu.“Oza-manbirbakışınbanabirhayatolur,birtebessümünkuvvetverirdeğilmi?”Şimdifedakârlıklarınınelelesadecekendile-rinimestettiğidevresinde,birhayalgafletiileherzamanay-nıhislenmeylemesutolacaklarmışgibi,memnunvemüte-şekkirdiler.Sonrayadigârmeselesiçıktı.Necib,“Bendevar,amapekzavallıbiryadigâr,çalınmış…”diyeokadarmestol-duğutekeldiveniçıkardı.“Bensizebunuveremem…”Onukalbininüstündeokadartaşımıştıkihemenkalbiolmuştu.“Fakatsizbana…”diyordu;ozamangençkadıngömleğin-denbirşeyçıkardı.Buaynıeldivenintekiydi.Odaotekioza-mandanberisaklamıştıveNecibbunugörünceokadarme-sutoldukieldivenidebunututanelidekaparakağzınagö-türdü.Veilkdefaolarakdudaklarıonatemasetti.Bueldeev-velabiriffettaşkınlığıvardı.FakatokadartitriyorduveNe-cibokadarısrarettikinihayetbütünbütündayanaksızkal-dı…Kendilerindenbaşkaşeyleriokadarunutmuşlardıki,sa-atinsesionlariçinacıbirtembiholdu.Gençkadınellerininonun ellerinde olmasından sıkılmış, Necib bunları bırakır-saneyapacakmışgibimahrumveözlemiçindeşimdidenbusaadettenbileayrılmakmecburiyetiyle iniltilişekildekaldı-lar,fakatayrılmaklazımgeliyordu.OzamanNecibyanaya-naondansonbirlütufdaharicaetti;bunukorkarak,titreye-rekannesindenricaedenbirçocukhâliylesöylüyordu.Onugözlerindenbirkeresondefaöpmekistiyordu.“Mademkiay-rılıyoruz…”diyordu.Onlarıokadarsevmiş,asılonlarısev-miş,hayatındaonlarkendineokadarsaadetvermişveoka-darvadetmiştikişimdiböyleayrılmakpekgüçgeliyordu;veSuad’ınhafifbirtereddütlebirutanmarengiylekapanırgi-bititreyengözlerindenöptüğüzamanbunlardan,onunvü-cudundanayrılmak,buelleribırakıpçıkmak,bunihayetsizsaadetrüyasındandönüşpekzalim,pekyırtıcıbirşeyoldu.
301E Y L Ü L
Buelemli,zehrebulaşmış,harapedicibiryaragibiyanmayabaşladı.Necibçıkıyordu,ikisinedebundansonrakihayatlarıyaşamayadeğmeyecekbirkaranlıkgibiinleyici,boş,bulutlubirçölgibigeliyordu.Beyhudeyerefedaedilmişhayatlarınınhüsranıylaezilerekikisidebirdakikalıkbirgafletineseriolanbuayrılıkiçinbirbirinehaykırmakistiyorlar,fakatgüçyetire-miyorlardıveikisideyalnızkalıncabiryüktaşımışdadüşü-yormuşgibi,fakatkalkmayıpcanvermekisteyecekkadarbit-kinveyaralı,sankikanabulanmış,serildiler.
Nihayet, nihayet işte bitmişti ve sadece kendi sebeple-rine bitmişti. Necib sokakta sendeleyerek çamurların içi-ne daldı, yağmur altında fark etmeyerek yürürken aklı-na başka bir yağmurlu gün geldi ve kalbi o kadar ezildi kifedakârlığınınderecesinibütünacılığıylahissetti,ahhaya-tın bu kadar fedakârlığa değecek nesi, ne mükâfatı vardı?Böylebiraşkıfedaetmekiçinhayat,namus,bizehiçbirşeymiveriyor;miskinbirrahattanbaşkaneveriyordu?Vehaya-ta,hayatınbütünkuruludeğerverilenlerineyırtıcıbirkinlekudurmuş,yürürkengözlerisulanarakgörmüyor,çamurla-rabatmakistiyordu.“Beyimaraba!”dediler.Birarabayaat-ladı.Veeldivenielindehissederekonududaklarınagötürdü.O zaman onun ellerini, gözlerini hatırlayarak yaşlar bütünbütündökülmeyebaşladılar.“Ahgitti,gitti…Hemdeken-dielimle…”diyeinliyordu.Başınıarabanınbirkenarınada-yamış,uzunuzunağlıyordu.Hayattaaşkaüstüngelecekhiç-birşeybulamıyordu.Hislerveinsanitemayüllerinenulvi-si,enseçkinioidivebütünöbürlerionunhuzurundasade-cesusmakveaşağılanmayakatlanmakicapederdi;dünya-dabüyük,hükmeden,tabiiancakovardı,onunyanındaherşeysuni,sıradan,görecelikalıyordu,bunlarsadeceimkânsızdeğilvahşi,yapay,doğalıbirzorlamaolarakkalıyordu;neka-dartahammülyakanbirateşolursaolsunıstıraplarılezzet
302 M E H M E T R A U F
vesaadetiniokadarartırıyor,bizzatişkencesibirsaadetolu-yordu.Öldürerek,korkutarakyakan,zevkinekadarani iseokadarinsantahammülününharicindecanyakıcıolanbirateş. “İşte aşk!” diyordu. Ekleyerek “Ah sadece aşk, sadecebirbirinisevenlerinherşeyiunutupaydınlık,süslenmişgör-dükleriheyecanveşiirrüyasıvar,sadeceo,sadeceo….”Hat-tabütüncezabileolsa,bütünbircinayetbileolsa,onubil-meyenler,busaniyeyiyaşamayanlariçin“Yaşamadık!”diyeferyatetmeklazımdı.Ondanbaşkaherşeyboş,herşeyhiç,herşeyboşuna idi;oolmasahiç,hiçbirşeyolmazdıveyi-neondanbaşkabirşeyyoktu.Yalanolsun,sahteolsunyi-nedaimaohükümranoluyor,herşeyde,herhâldeoüstüngeliyordu.“Ahneiyioluyordayineoüstüngeliyor,heryer-de,daimaoüstüngeliyor,bütünbeceriksizliklerdaimaezi-liyor,aşağılanıyor!”diyeyanaraksöyleniyordu.Vearabaonusokaklardangeçirirkeniçiyanarak,“AhSuad,biz,sadecebizdivanelikettik,başkakimolsayapmazdı”diyeinledi.Sonraonudüşündü.Acabaoneyapıyordu?
Odaağlıyordu.Orada,dikişininüstündeyapayalnız,de-rinbirkimsesizlikhicranıylaodaağlıyordu.ONecib’denzi-yaderuhenbakirolduğuiçindahayaralıçıkmıştı.Ateşlibirrüyadançıkmışgibiidi.Fakatokadarmestolmuştuki,artıkbuhayatınıhiçsevmiyorduvesaadetininbirrüyagibitek-rarihyaedilmesiimkânsızolmasınayanarakmatemile,“Ba-rimesutoldunya,hiçolmazsaciddensevdinvebirhayat-taistenilecekkadarsevildinya!”diyordu;fakatbukanaatin-debirnoksanıylagüçsüzdü,aşkıkavuracakkadarşiddetlibirateşolsaydıvehayatınıonuniçinfedaetseydidahamesutolacağını, işteancakozamanmesutolacağınızannediyor-du.OkadarmestvemahmuridikişimdiSüreyya’yıfedaet-mekacılığınıbilehissetmiyordu.Hayatınıartıkokadarrenk-sizgörüyordukiuzunsakinbirhayatabedelyakıpkavuranbiraşksaniyesinitercihetmeksaadetinehasretduyuyordu
303E Y L Ü L
vebusaniyeyibirkerehissettiktensonrabunubeyhudehül-yalarafedaetmektamiriimkânsızbirhatagibigelerekbece-risizliğefedaettiğisaadetinyarasıylaağlıyordu.Şimdibütünistikbalendişelerinimanasızgörüyor,“Hiçolmazsaberaberölmekdemiyoktu,hiçolmazsaonuniçinölmekdemiyok-tu?”diyordu.Ölmeseveçeksebileböylebirkaçaşksaniyesibütünbirhayatabinkere,yüzbinkeredahaiyideğilmiydi?
Veağladı,başınıyastıklarınarasınasokaraksaatlerceağ-ladı.
***
Karanlığıniçindebucantırmalayanbirferyatilebaşla-dı. Ardından koşuşmalar, gürültüler, naralar gittikçe artanbirdevamlılıkileetrafayayılıyor,etraftanhücumedentelaş-lıçılgınkalabalıkbirnehrincoşmasıgibiuğuldayarakyığılı-yor,koşuşuyor,bağrışıyorduvebütünbuseslerinkoşuştur-masıarasındagittikçebüyüyenbirinilti,birulumavardıkiherşeyiyutuyor,bağırışlar,naralar,bununiçindekaybolu-yordu.Buçatlayan,kırılancamlarınbinanınorasındanbu-rasındanboğulurcasınaçıkansaldırgan,öfkeli,oradasiyah,buradabeyaz,ötedekanlıdumanlarınuğultusuidi;birza-mangeldikibirtarafbütünateşoldu.Homurdanarak,çatla-yarak,gürleyerekalevleretrafıtuttu.Ozamanulumabütünbütünyayıldı.Etraftaherköşedenyükselenferyatlar,nara-lar,bağırışlarbirbirinebirkıyametgibikarıştı.
Onlar içeride ilk telaşın heyecanıyla sersem, çılgın dışa-rıfırlamışlardı;henüzdumanlarlakıvrılansadeceiçeridebirkısımdahomurdananateşin iyiceaydınlatamadığıkışgece-sindebirbirleriniarıyorlardı.Camlarınbirkısmıpatlıyor,ba-zısındanduman,birkaçındanateşgörünüyordu,selamlıkta-rafıartıkateşiçindeidi.Bahçeninuğursuzaydınlığındakoşu-şan,haykırışanhayaletlerarasındaperişankulaktırmalayıcıbirseslebirkadın,“Süreyya,Süreyya!”diyeseslenerekbirini
304 M E H M E T R A U F
arıyordu.Buhanımefendiidiki,efendiyibirtarafagötürerekşimdi onlar için koşuyordu. Nihayet onu bulduğu zaman,“Suad,onerede?”diyehaykırdı;Süreyyadeligibiidi.İşite-miyor, bilmiyor, görmüyor gibi, “Beraberdik, çıkıyorduk…Fakatbilmem…”diyeinliyordu,sonraacıbirnaraile“Suad,Suad!”diyeçağırmaya,orayaburayasersemsersemkoşma-yabaşladı.Biranbahçedekilerinhepsindebirferyatişitildi;“Suad,Suad!..”Fakathiçbircevapyoktu.
Sonrabirkısıksesdahaişitildi,“Suadmı?Yokmu?Ni-çin?”BuNecib’insesiidi,Süreyyailekarşılaştılar,boğukbirsesle birbirlerine haykırıştılar, ihtiyar kadın feryat ederek“LakinAllahaşkınakoşunuz,bakınızkızcağıza…”diyeyal-varıyordu,birisi,“Sakıniçeridekalmasın…”dedi.OzamanNecibileSüreyya’nınkapıyadoğrukoştuğugörüldü.
Aşağıdakimerdivenhenüzateştenkorunmuşidi,sade-ceharapedenbirdumanboğuyor,çatırtıdan,hararettenbu-nalıyorlardı,haykırarakmerdiveninüstbaşındabulundular.Selamlık tarafına giden koridor ateş içinde idi. Harem so-fasıyoğunbirdumanlakaynıyor,Süreyya’nınodasıköşededumaniçindekayboluyordu.OzamanSüreyyaoradaiçeri-yegirmeyecesaretedemeyerek“Suad,Suad!”diyehaykırdı,Necibkapınınönünekadarkoşmuştu,dehşetlibirhararet-leboğuluyorlardı, tekrarNecib,“Suad!”diye inledi. İkisinedebiriniltiişitiyoruzgibigeldi,fakatsestırmalayıcıbirça-tırtıileboğuldu,birfırındanfışkıranalevgibiyakarak,erite-rekhücumedendumaniçindeevvelabirsaniyeikisidete-reddütettiler,fakatsonraSüreyya,Necib’invahşetlehaykı-rarakiçeriatıldığınıgördü,“Necib!”diyekoşmakistedi,fakatdehşetlibirçatırtıiletavanınyıkılıpodakapısınınateşiçin-dekaybolduğunugörerekdeligibigeridöndü.
Boğaziçi,Şubat - Mart 1316 [1898]
top related