10#soruile“balyoz”# - wordpress.com · 2012. 5. 23. ·...
Post on 26-Mar-2021
4 Views
Preview:
TRANSCRIPT
1/10
10 soru ile “Balyoz”
1. Balyoz davasında kaç sanık, hangi iddialarla yargılanıyor?
Sanık ve tutuklu sayısı:
Balyoz soruşturması kapsamında 3 iddianame hazırlandı. Birleştirilen 3 iddianame ile toplam 366 kişi yargılanıyor (sanıklardan biri hayatına son verdiği için sayı 365’e indi). Sanıklardan 250’si tutuklu.
Birinci iddianame: 195
İkinci iddianame: 28
Üçüncü iddianame: 143
İddialar:
Balyoz iddianamesine göre Kasım 2002 seçimlerinden hemen sonra Aralık 2002’de AKP Hükümetini devirmek için dönemin 1. Ordu Komutanı Çetin Doğan önderliğinde tam teşekküllü bir darbe planı hazırlanmaya başlanıyor. Plana göre camiler bombalanacak, Türk jeti düşürülecek, hastanelere, ilaç depolarına el konulacak, dernekler kapatılacak, gazeteciler, siyasiler tutuklanacak...
Yine iddianameye göre, 5-‐7 Mart 2003’de 1. Ordu Komutanlığı’ndaki seminerde bu darbe planının üstü kapalı provası yapılmış. 2. İddialara dayanak ne?
Balyoz davasına adını veren belge, BALYOZ HAREKAT PLANI.doc isimli, imzasız dijital bir Word belgesi.
Görünürde son 12 Aralık 2002’de kaydedilen bu belge ve diğer tüm Balyoz belgeleri bir CD içinde yer alıyor.
Tek bir oturumda oluşturulmuş (içine sonradan ekleme-‐çıkarma yapılmamış) bu “Balyoz CD’si,” iddiaya göre 5 Mart 2003’de, dönemin 1nci Ordu Komutanı Doğan için özel olarak oluşturulmuş. Üzerinde ‘Or.K.na’ yazıyor.
2/10
3. Balyoz CD’si nereden çıktı, CD’den neler çıktı?
Ocak 2010’da kimliği bilinmeyen bir kişi Mehmet Baransu’ya önce 3 DVD ve 1 CD içinde belgeler veriyor. Taraf gazetesi, dijital belgelerin gerçekliğini araştırmadan günlerce “Balyoz darbesi” haberi yapıyor. Aynı kişi daha sonra Baransu’ya belgelerin “orijinallerini” içeren bir bavul veriyor.
Baransu’nun bavulundan çıkanlar:
• 2229 sayfa dokuman (bunların soruşturmayla doğrudan ilgisi yok; bkz. İddianame, s. 47), • 10 tane teyp kaseti ; 1nci Ordu’daki seminerinin Çetin Doğan’ın emriyle
alınan ses kayıtlarını içeriyor, • 19 tane CD.
Bavuldaki 19 CD’den 16 tanesi 1nci Ordu’ya ait orijinal CD’ler ve suç unsuru taşımayan belgeler içeriyor.
Suç unsuru içeren tüm belgeler 3 CD içinde yer alıyor: 11, 16 ve 17 numaralı CD’ler (bunlar savcıların verdikleri numaralar).
11 numaralı CD’de (Balyoz CD’si) Balyoz soruşturması ile ilgili tüm belgeler kayıtlı (bkz. İddianame, s.81).
Balyoz CD’sinden çıkanlar:
Suç unsuru içeren bütün belgeler bu CD’de: Eylem planları (Oraj, Suga, Çarşaf, Sakal), kapatılacak dernekler listesi, çeşitli kurumlarda çalışanlarla ilgili fişlemeler, tutuklanacak gazeteciler, el konulacak araçlar, hastaneler, ilaç depoları, görevlendirme listeleri, hedef alınan kişi ve sivil toplum örgütleri (Testere, Tırpan, Orak, Yumruk, vs.); kısaca Balyoz iddialarına dayanak oluşturan tüm belgeler bu CD’de kayıtlı.
Aynı zamanda bu CD’nin içinde, diğer orijinal CD’lerden aktarılmış ve suç unsuru içermeyen dokümanlar da var.
Bu CD tüm bilirkişi raporlarına göre tek oturumda oluşturulmuş. Yani, CD bir kere oluşturulduktan sonra içine hiçbir ekleme-‐çıkarma yapılmamış.
3/10
4. 1nci Ordu’da “Balyoz semineri” yapılmadı mı?
Hayır. Balyoz planı ve bu planla ilintili bütün belgeler sadece CD’de kayıtlı. 1nci Ordu’da 5-‐7 Mart 2003’de gerçeklesen seminerin Balyoz ile hiçbir ilgisi yok. Seminerde Balyoz’un B’si geçmiyor. Seminere konu edilen planın adı Egemen Planı.
Seminere “seçmece” katılım yok; katılımcılar görevleri itibarıyla belirleniyor ve seminere emir-‐komuta gereği katılıyorlar. Bu seminerin ses kayıtları Çetin Doğan’ın emri ile yapılıyor.
Seminere Ankara’dan (Genelkurmay Başkanlığı, Kara ve Hava Kuvvetleri Komutanlıklarından) görevlendirilip gönderilen toplam 15 gözlemci katılıyor. Bu seminerde jenerik bir senaryo ile dış tehdit ile birlikte geri bölge emniyeti tartışılıyor, ve bir iç ayaklanma olması durumunda Ordu’daki mevcut planın (Egemen planı) yeterliliği sınanıyor. Varsayılan senaryoda ne cami bombalaması var ne de jet düşürmek. Semineri irdeleyen Askeri bilirkişi heyet raporu, davada tanık olarak dinlenen gözlemcilerin ifadeleri hep aynı yönde: Seminer ile Balyoz’un hiç bir ilgisi yok. Sahte Balyoz belgelerini hazırlayanlar, seminerden kimi konuşmalardan kesitler alarak CD’deki Balyoz belgelerine serpiştirmişler, ve seminer ile Balyoz planları arasında bir ilişki yaratmak istemişler.
5. O zaman niye Seminer katılımcıları Balyoz davasında sanık?
1nci Ordu’daki seminere toplam 162 kişi katıldı. Bunlardan sadece 52’si Balyoz davasında sanık (1nci iddianamede 48; 3ncü iddianamede 4 kişi). Balyoz soruşturmasında seminer katılımcılarından çok büyük bir bölümünün ifadesine bile başvurulmadı.
Hatırlatalım; Balyoz davasında yargılanan toplam 365 sanık var.
Dolayısıyla, Balyoz sanıklarının sadece %14’ü seminer katılımcısı. Sanıkların geri kalanının seminerle uzaktan yakından ilgisi yok; dijital Balyoz belgeleri üzerinden suçlanıyorlar.
4/10
6. Balyoz darbe belgeleri gerçekten 2003’de mi oluşturuldu?
Hayır.
Balyoz belgeleri Microsoft Office 2007 (ya da daha geç bir versiyonu) ile oluşturuldu.
Balyoz davasına adını veren Balyoz Harekat Planı isimli Word belgesi dahil, Cami bombalama planları (Sakal ve Çarşaf), çeşitli kişi ve sivil toplum örgütlerini hedef alan planlar (Testere, Tırpan, Orak, Yumruk, vs.), tutuklanacak ve yararlanılacak medya mensupları listeleri, tutuklanacak AKP üyeleri listesi ve diğer Balyoz belgelerinin, ilk defa Microsoft Office 2007 ile kullanılmaya başlanan Calibri ve Cambria yazı karakterlerine ve de XML şemalarına referans taşıdığı, adli bilişim uzmanlarınca (Arsenal Consulting, Yıldız Teknik Üniversitesi) tespit edildi.
Böylelikle, Balyoz belgelerinin barındıran 11 numaralı CD’nin 2003’de oluşturulmuş gibi gözükmesi için sahtecilik yapıldığı teknik olarak ispatlandı.
Oysa iddiaya göre bu CD, seminerin ilk günü, 5 Mart 2003’de dönemin Ordu komutanı için özel olarak kaydedildi:
• CD’nin içindeki tüm belgelerin son kayıt tarihleri 2002-‐2003’u gösteriyor.
• Belgelerin altında o dönem çalışan (kimisi Ağustos 2003’de emekli olmuş) subayların isimleri, yine o dönemki rütbeleri ile yer alıyor.
• Belgeler o dönem geçerli olan yazılım programları ile hazırlanmış gibi görünüyor.
• Hatta CD, o dönem geçerli CD yazdırma programı ile kaydedilmiş.
Sahte belge çetesi hazırladığı belgelere 2003’de hazırlanmış süsü vermek için bilgisayar sistem saatlerini geriye almış, belgelerin son kayıtlarını 2003’de mevcut olan Word, Excel, PowerPoint programları ile yapmış. Ancak, belgelerin üretim safhasında Office 2007 ya da daha sonraki bir versiyonu kullandıkları için belgelerde sahteciliğin dijital izlerini bırakmışlar.
Örneğin, cami bombalama (Sakal ve Çarşaf) planlarına ait krokilerde Office 2007 ile kullanılmaya başlanan XML şemaları vardı; çıplak gözle krokilere bakarak bunu görmek mümkün değil ancak, bu referanslar dijital olarak kayda geçmiş bulunuyor.
5/10
Balyoz belgeleri 2003’de bilinmesi mümkün olmayan bilgiler içeriyor
Balyoz belgelerin içinde 2009’a kadar uzanan bilgiler var. Kimi şirket ve kurumlar 2003’deki isimleri ile değil, sonradan değişen isimleri ile listelenmiş. Bir kaç örnek verelim:
§ İstanbul’daki ilaç depoları belgesinde sadece 2003’de mevcut olan ilaç depoları listelenmiş. Ancak, 2008 yılında İtalyan Recordati firması tarafından satın alınmasının akabinde, Ağustos 2009’da adı ‘Yeni Recordati İlaç’ olarak değişen ‘Yeni İlaç’ firması, 2003 tarihli Balyoz belgesinde 2009 yılında aldığı adı ile (Yeni Recordati İlaç) listelenmiş.
§ İstanbul’daki özel hastaneler belgesinde, sadece 2003’de mevcut olan hastaneler listelenmiş. Ancak, 2003’deki adı ‘Sultan Hastanesi’ olan hastane, 2008’de Medical Park Grubu tarafından satın alındıktan sonra değişen adı ile, yani ‘Medical Park Sultangazi’ olarak listelenmiş.
§ Bir başka örnek de el konulacak 4x4 araçlar listesinden. 1nci Ordu bölgesindeki (Balıkesir, Bursa, Çanakkale, İstanbul) bu araçların tamamının Model seneleri 1953 ile 2002 arasında; 2003 ya da sonrası model tek bir araç bile yok. Ancak, Bursa’da listelenen araçlardan 1998 Model ve 16 BEB 33 plakalı olanı 2003’de Bursa’da değil; o tarihte İzmir’de ve de başka plakayla kayıtlı. Bu araç, Nisan 2006’da İzmir’den Bursa’ya naklediliyor ve belgede geçen plakayı alıyor.
Buna benzer onlarca örnek var. Bu belgelerin son kaydının gerçekten 2003’de yapılmış olması, dolayısıyla Balyoz CD’sinin 2003’de oluşturtulmuş olması mümkün değil.
CD’nin üzerindeki yazı makina ile yazılmış
11 numaralı CD’nin üzerinde “Or.K.na” yazıyor. İki grafoloji uzmanının tespitine göre bu yazı makina marifeti ile yazılmış.
Yazı karakterleri, Baransu’nun bavulundan çıkan ve 2003’de 1nci Ordu’da görevli Süha Tanyeri’nin el yazısı not defterinde bulunan karakterlerle birebir örtüşüyor.
Bu defterden seçilen harfler ile bilgisayar ortamında “Or.K.na” bileşkesi oluşturulmuş ve makina (autopen) ile CD yüzeyine aktarılmış. Bu nedenle mürekkep akışı el yazısı akışını takip etmiyor.
6/10
Sonuç:
Tüm Balyoz belgelerini içeren CD 2003’de oluşturulmadı. CD’nin hem içi, hem de dışı sahte. CD’nin içindeki Balyoz belgelerinin sahte olduğu hem içerik hem de dijital olarak kanıtlandı. Sahte belge çetesi en erken Ağustos 2009’da oluşturduğu bu CD’nin, 2003 yılında görevli kişilerce 2003 yılında oluşturulmuş olduğu izlenimini vermiş.
7. Bu tarih tutarsızlıkları belgelerin güncellenmiş olmasından kaynaklanabilir mi?
Hayır.
CD’nin güncellenmesi söz konusu değil; çünkü CD, tüm bilirkişi raporlarına göre tek bir oturumda oluşturulmuş. Yani içeriği tek bir seferde kaydedilmiş ve sonradan içine bir daha ekleme-‐çıkarma yapılmamış.
Güncelleme olsaydı:
• İçinde 2009’da “güncellenmiş” belgeler olan CD’nin oluşturulma tarihi 5 Mart 2003 olarak gözükmezdi.
• CD’nin içindeki “güncellenmiş” Balyoz belgelerinin son kayıt tarihi 2002-‐2003 olarak gözükmezdi.
• “Güncellenmiş” Balyoz belgelerinin altında belgeleri hazırlayan beliren kişilerin adları, rütbeleri ve görevleri, 2003 yılında görevli (kimisi aynı sene emekli olmuş) kişilerin adları, 2003 senesindeki rütbeleri ve 2003 senesindeki görev yerleri olmazdı.
• “Güncellenen” Balyoz belgelerinin üstverilerinde kullanıcı adı/son kaydeden bilgileri 2003’deki görevli kişilerin isim ve soyadları olmazdı.
• “Güncellenen” belgeler tamamen güncellenirdi ve tarih tutarsızlıkları belgelerde tek tük belirmezdi. Örneğin, belgedeki tek “güncelleme” sadece adı değişen bir iki hastane olmaz, 2003 sonrası kurulan yeni hastaneler de listeye girerdi. Ya da örneğin, belgedeki tek “güncelleme” sadece 2006’da değişen plaka olmaz, modeli 2003 ve sonrası olan araçlar da “güncellenen” listeye eklenirdi.
• “Güncellenen” belgelerin “güncellemesinde” Office 2007 ya da daha yeni bir versiyonu kullanıldığı halde, bu belli olmasın diye belgelerin üstverisinde belirecek son kayıtları Office 2000’deki Word programı ile yapılmazdı.
• En son 2009’da “güncellenen” belgelerin tek oturumda kaydedildiği CD’nin üzerine 2003’de 1nci Ordu’da yapmış (ve artık emekli) bir subayın el yazısı makina marifeti ile yazılmazdı!
7/10
8. Nasıl olup da Emniyet ve Savcılar sahteciliklerden tek bir tanesini bile tespit etmedi?
Emniyet bilirkişileri, bu sahtecilikleri ortaya koymadıkları gibi, ortaya çıkan sahtecilikleri ört bas etmeye çalıştılar. Örneğin,
o Balyoz belgesinde geçen ve 2006’da kurulan Türkiye Gençlik Birliği’nin 2003’de mevcut olduğuna dair yanıltıcı rapor hazırlandı.
o Sahte olan 11, 16 ve 17 numaralı CD’ler diğer CD’lerin yazdırıldığı programın farklı versiyonu ile yazdırılmış olmasına rağmen, bilirkişi raporunda “aynı CD programı ile yazdırılmıştır” beyanında bulunuldu.
o Sivil memurelerin ifadelerini aktarırken, 11, 16 ve 17 numaralı CD’leri hatırlamadıklarına dair ifadeleri tespit raporundan çıkarıldı.
o Balyoz CD’si üzerindeki yazıları inceleyen Emniyet Kriminal, (kimi harfler tersten akmasına rağmen) yazının makina ürünü olduğunu tespit etmediği gibi, Tanyeri’nin not defterindeki yazı karakterleri ile birebir örtüşen yazı için ‘Tanyeri’nin elinden çıktığını gösterir nitelikte kaligrafik ve grafolojik bulgulara rastlanılmamıştır’ diye rapor hazırladı.
Balyoz savcıları, soruşturma sırasında delil kararttılar:
o Savcılar soruşturmanın en başında (Mart-‐Nisan 2010) bu tutarsızlıkların önemli bir kısmını keşfetti. Zira, çeşitli kurumlarla yaptıkları yazışmalar sonucunda (örnek verdiğimiz plaka değişikliği de dahil olmak üzere) belgelerin 2003’de hazırlanmadığını gösteren bir çok olgu ortaya çıktı. Örneğin, Aselsan’da 2003’de çalışıyor gibi listelenen kişilerden kimilerinin kurumda çalışmaya 2007 senesinde başladıkları savcılara bildirildi. Savcılar bu yazışmaları adli emanete sakladılar, ve de iddianamede, yaptıkları yazışmaların belgelerin 2003’de hazırlandığını teyit ettiğini beyan ettiler. (Defalarca talep edilmesine rağmen adli emanete saklanan bu yazışmalar uzunca süre savunmaya verilmedi.)
o Soruşturmanın en başında (Şubat 2010) 1nci Ordu Askeri Savcılığı tarafından Beşiktaş Adliyesi’ne teslim edilen ve de soruşturma konusu belgelerin 1nci Ordu bilgisayarlarında izinin bulunmadığını tespit eden bilirkişi raporu buhar oldu, kayıplara karıştı. Bu raporun varlığı, duruşmalar başladıktan sonra bir sanık tarafından tesadüf eseri keşfedildi.
Balyoz savcıları hakkında yapılan suç duyurusu sonuçlanmadığı gibi, savcılardan iki tanesi Yargıtay’a üye olarak seçildi.
TÜBİTAK bilirkişileri, bilimsel etik/ahlak kurallarını tamamen hiçe sayan bir rapor hazırladı.
o Rapor, CD’sindeki belgeler için “Dosyaların oluşturma ve son kaydetme tarihlerinin 2003 yılı ve öncesine ait olduğu tespit edilmiştir” diyor.
8/10
9. Gölcük’ten çıkan 10 çuval Balyoz belgesi iddiaları doğrulamıyor mu?
İsimsiz bir ihbar mektubu ile Gölcük’teki Donanma Komutanlığı’nda 6 Aralık 2010’da yapıldı.
Basında yer alanın aksine, arama 10 çuval Balyoz belgesi çıkmadı.
Yapılan aramada, Temmuz 2009’da kullanımdan kalktıktan sonra yükseltilmiş zemin altında torbalar dolusu dergi, kablo vs. ile birlikte muhafaza edilen bir hard disk (5 nolu hard disk) içinde dijital “Suga” ve”Oraj” belgeleri bulundu. Ayrıca, bu torbalardan birinin içinden 11 numaralı CD’nin hemen hemen aynısı (‘6 numaralı torbadan çıkan 1 numaralı CD’) çıktı.
Aramanın akabinde Balyoz sanıkları tutuklandı ve bu belgeler üzerine iki ek Balyoz iddianamesi yazıldı.
Gölcük’ten çıkan 1 numaralı Balyoz CD’si
Bu CD, 11 numaralı CD gibi Mart 2003’de oluşturulmuş gibi görünüyor. İçindeki tüm belgelerin son kayıt tarihleri yine 2002-‐2003’ü gösteriyor. CD’nin içindekilerin büyük bir kısmı 11 numaralı CD ile birebir aynı.
“Mahkeme” 1 numaralı CD’nin imajını ancak Ocak 2012’de aldığı ara karar ile savunmaya vermeyi kabul etti. Yani, CD’ye el konulduktan bir sene sonra. CD üzerinde yapılan adli bilişim incelemesi ile, görünürde son kaydı 2002-‐2003’de yapılmış Balyoz belgelerinde yine ilk defa Microsoft Office 2007 ile sürülen Calibri, Cambria ve XML şemalarının referanslar tespit edildi. ve CD’nin sahte olduğu tespit edildi. Bu CD de, aynı zaman çelişkileri mevcut. Yani, bu CD de en erken Ağustos 2009’da oluşturulmuş.
Gölcük’ten çıkan 5 numaralı hard disk
Kullanımdan kalkmış olan bu hard disk içinde bulunan Suga ve Oraj belgelerinde sahtecilik emaresi yüzlerce hata tespit edildi. Sözde belgeleri hazırlayan subaylar kendi isim ve rütbelerini yanlış yazmışlar, henüz inşa edilmemiş gemileri listelemişler, yurt dışındayken aynı anda darbe toplantısına katılmışlar! Hatta TRT kameraları önünde denizde dalgıçlık eğitimi verirken kayda geçen bir subay aynı anda bilgisayarında darbe belgesi kaydetmiş!
5 nolu hard diskin adli bilişim incelemesi sonucunda, kullanımdan kalkan hard diskin “esir” olarak tarihi geriye çekilmiş bir bilgisayara bağlanarak 2003 tarihli belgelerin hard diske kopyalandığı tespit edildi. Hard diske en son yazılan dosyalar oldukları tespit edilen bu dosyaların hard diske görünürdeki yazılma tarihleri 2004! Temmuz 2009’a kadar kullanımda olan hard diske en son yazılan bu belgelerin gerçekte 2004’de yazılmış olması bilimsel olarak mümkün değil.
Sonuç: Sahte belge nereden çıkarsa çıksın, sahtedir. Sahte belge çetesinin nasıl 1nci Ordu’dan orijinal belge ve CD’leri dışarı çıkaran eleman(lar)ı varsa, Donanma Komutanlığı’na dijital delil yerleştiren eleman(lar)ı da var.
9/10
10. Emekli bir subayın Eskişehir’deki evinde “bulunan” flaş bellekte Balyoz belgeleri ne arıyor?
Yine isimsiz bir ihbar mektubu ile emekli bir subayın Eskişehir’deki evinde 21 Şubat 2011’de arama yapıldı ve “bulunan” flaş bellekten Balyoz belgeleri çıktı.
Flaş bellekteki Balyoz dokümanları yine dijital. (Flaş bellekte gerçek olduğu anlaşılan ve taranmış görüntüleri bulunan, kimisi 1997 tarihli bir çok başka belge de var.)
İlginç bir nokta şu: Bu flaş bellekten çıkan bir belge, Gölcük’te çıkan belgelerdeki sayısız isim/rütbe/mekan hatalarını “açıklıyor.” Meğer, bu hatalar kasten yapılmış. Örneğin, kendi ismini ve rütbesini yanlış yazmak, belgeyi yazanın bağlı olduğu komutanla arasında problem olduğu anlamına geliyormuş!
• Belgelerden birini hazırladığı iddia edilen subaylardan biri (üstveride kullanıcı adı olarak ismi geçiyor), o tarihte annelik izninde, çocuk emziriyor.
• Belgelerden biri sözde en son 2003’de kaydedilmiş olmasına rağmen, 2005’de yapılan bir kanun değişikliğine, kanun değişiklik tarih ve sayısı ile birlikte atıfta bulunuyor!
• 2009 tarihli bir gazete kupürü, 2007’de taranmış ve kaydedilmiş gibi görünüyor.
Üstverilerdeki bariz oynamalar nedeniyle bu flaş belleğin delil bütünlüğünün olmadığı çeşitli bilirkişilerce (Boğaziçi Üniversitesi, Arsenal Consulting) saptandı.
Sonuç:
Balyoz davası sahte dijital belgeler üzerinde inşa edilen bir dava.
Davada “kimi sahtecilik iddialarının olduğu” doğru değil. Davanın esasını oluşturan belgelerin tamamı sahte.
10/10
Balyoz “mahkemesinden” maddi gerçeği ortaya çıkarmasını ve adalet dağıtmasını beklerken...
Balyoz davasını gören 10. Ağır Ceza Mahkemesi:
§ Bir buçuk senedir yüzlerce sanığın ortaya koyduğu yüzlerce sahtecilik kanıtlını tamamen göz ardı ederek dava boyunca sanıkların tüm tahliye taleplerini reddetti.
§ Savunma sırasındaki ifadeleri nedeniyle onlarca avukat ve de sanık hakkında suç duyurusunda bulundu.
§ Balyoz CD’lerinin adli bilişim incelemesine izin verecek adli imajların savunmaya verilmesini (dosyada yeteri kadar bilirkişi raporu olduğu gerekçesiyle) defalarca reddetti. Balyoz CD’sinin imajı savunmaya ilk tutuklamalardan tam 22 ay sonra, Kasım 2011’de verildi.
§ Benzer şekilde, CD’lerin yakından çekilmiş fotoğraflarını savunmaya vermeyi (hiçbir gerekçe göstermeksizin) defalarca reddetti. Sanıklar Balyoz CD’sinin fotoğrafını ilk defa, fotoğraflar Zaman gazetesinin ilk sayfasından yayımlandığında gördüler!
§ Bütün bu süre içerisinde, maddi gerçeği ortaya çıkarmak için çaba sarf etmediği gibi, savunmanın gerekli incelemeleri yapmasına engel oldu.
§ Geçtiğimiz ay, delillerin incelenme safhasını atlayarak, savcının esas hakkındaki mütalaasını dinledi. (Mahkemede sunulan bütün sahtecilik kanıtlarına rağmen, Savcı mütalaasında Balyoz CD’sinin 2003’de oluşturulduğunu, sonradan içine ekleme-‐çıkarma yapılmadığını söyledi.)
§ Sanıkların tüm ısrarlarına rağmen dijital sahtecilikleri teyit edecek bir bilirkişi atamayı reddediyor. Sunduğu gerekçe: “dosyaya somut herhangi bir katkı sağlamayacak.”
§ Sanıkların tüm ısrarlarına rağmen, iddianamede darbeyi önleyen kişi olarak belirtilen Aytaç Yarman’ın tanık olarak dinlenmesini reddediyor. Sunduğu gerekçe: “dosyaya somut herhangi bir katkı sağlamayacak.”
§ Yargılamanın şekli unsuru olmayı artık reddeden ve dava açısından hayati bu iki talebi kabul edilene kadar duruşmalara girmeyi reddeden avukatlar hakkında suç duyurusunda bulundu.
§ Maddi gerçekle, vicdan ve de adaletle hiç ilgisinin olmadığını açıkça ortaya koydu.
Bugün, sahte belge üreten çete ve destekçileri dışarıda, 250 insan sahte belgeler üzerinden tutuklu. Hazırlayanlar: Pınar Doğan ve Dani Rodrik, 23 Mayıs 2012. http://www.balyozdavasivegercekler. com
top related