Şakul...dÜnya neyİ ariyor raşid temel bugün dünya satılık olmayan namuslu adamlar arıyor....

36
ŞAKUL ' GİBİ... MASONLAR İÇİN DERGİ

Upload: others

Post on 24-Mar-2021

14 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: ŞAKUL...DÜNYA NEYİ ARIYOR Raşid TEMEL Bugün Dünya satılık olmayan namuslu adamlar arıyor. Tepeden tırnağa sağlam, vicdanının sesini dinleyen, şuuru pusularım ibresi

ŞAKUL ' GİBİ...

MASONLAR İÇİN DERGİ

Page 2: ŞAKUL...DÜNYA NEYİ ARIYOR Raşid TEMEL Bugün Dünya satılık olmayan namuslu adamlar arıyor. Tepeden tırnağa sağlam, vicdanının sesini dinleyen, şuuru pusularım ibresi

SAKUIL ©Jlfl MASONLAR İÇİN DERCt

Sayı: 22 Yıl: 3 Mart 1990

Sahibi ve Sorumlu Yönetmen: Misel MARGULİES Zincirlikuyu Cad. 9 /13 Etiler 80600 İstanbul Tel: 165 6948

Temmuz ve Ağustos ayları hariç her ayın üçüncü haftasında yayınlanır. Posta ile ve y ı k ı n M I M otao abonelere gönderilir. Dergide çıkan İmzalı yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir. Gönderilen yazılar iade edilmez.

İÇİNDEKİLER

Masonun Oy Kullanması Bir Mektup Mısırda Masonluk Masonlukta Temel Taşlar Masonlukta Ritlerin Öyküsü Almanya B. L.'sı Dışa Açılıyor Alışkanlıklarımız Hayatımızı Düzenler

Osmanlılarda Masonluğa Ait ilk Kayıtlar (7) Rökrütman ve Ritüel Siyah Bul

Fransız Ulusal B.L'sının Yıllık Toplantısı Masonik Eğitim Planı Malta-Iznik-Kudüs Geleceğe Giderken Geçmişi Unutmak Okuyucu Mektupları Masonların Dünyasından Kareli Bulmaca Adem Hüırem Birader

Prof. Dr. Ziya UMUR 3 ismail Memduh ALTAR 6 Can ARPAÇ 7 Raşid TEMEL 8 Murat Özgen AYFER 9 Erdoğan SOYSAL 12

Dr. R.W. MİLLER 13

Suha UMUR 16 Jak ALCUADİŞ 19 Şadan ERSOY 21 Av. Dr. Sahir AKEV 24 Abdurrahman ERGlNSOY 26 Avni ŞAHINBAŞ 28 Sinan CÜRMEN 31 Bülent ÇETINOR 32

33 M M 34 L Mandel + m.m 35

K A P A K T A K İ R E S İ M Takriben 1800 yıllarından, ingiliz ekolüne ait bir

Çalışma Tablosu

Page 3: ŞAKUL...DÜNYA NEYİ ARIYOR Raşid TEMEL Bugün Dünya satılık olmayan namuslu adamlar arıyor. Tepeden tırnağa sağlam, vicdanının sesini dinleyen, şuuru pusularım ibresi

MASON'UN OY KULLANMASI

Prof. Dr. Ziya UMUR

Loca'daki K.'in iki büyük vazifesi, hattâ misyonu vardır: Birincisi ken­dini öğrenmesi, ikincisi Masonluğu insanlık içinde yayması

Yeni elemanların alınması birtakım usuller tahtada K-'lere bırakılmış­tır. Bunlar bilhassa teklif, tahkikat ve skrüten safhalarından sonra Tekris merasimiyle sona ermektedir.

Biz burada, «skrüten» dediğimiz «gizli oylama» usulünden bahsedi­yoruz. K.'lerin oylarını gizli kullanmaları, nizamlarımızın kendilerine bah­şettiği bir haktır. Bu usulün bâzı mahzurları var ki, hepimiz, derin derin hissetmek fırsatını bulmuşuzdur. Fakat, rey verenlerin isimlerinin gizli tu­tulmasının arzettiği bâzı avantajlar, hiç bir yerde ve hiç bir zaman, bu usul­den vaz geçilmemesine sebeb olmaktadır. Bir K.'in, oy kullanırken kanaati­ni belli ermedi diye, suçlanması düşünülemez.

Şu kadar var ki, bizim «skrüten» dediğimiz oylama sırasında kullanı­lan rey -meselâ bir seçimde kullanılan rey'den farklı- alelade bir sayıdan ibaret değildir. Bâzı yerlerde bir tek, bizde üç oy bir harici'nin aramıza ka­tılmasına mâni olabilmektedir. «Skrüten»'e, çok sıkı yapılan bir tahki-kat'dan sonra sıra gelmektedir. Bu kadar sıkı bir tahkikat'dan sonra bile, K.'lere yine harici'yi kolaylıkla aramıza almamak imkânı veriliyor. Bu, bir tarafdan. Mason nizamlarının her üye K.'e verdiği büyük ehemmiyeti gös­terir. Diğer tarafdan, yine her K.'in, aklına, vicdanına ne kadar itimad etti­ğini gösterir, çünkü bilir ki, bir Mason, rey'ini, rastgele bâzı mülâhazalarla kullanmaz. Usul, haddi zâtinde yanlış değildir. Bir Loca içinde ahengin tam ve mutlak olması lâzımdır. Dışardan gelen kimsenin, içerdeki Keler­den üç tanesiyle anlaşamamasına müsaade edilemez. Yalnız, haddi zâtin-

3

Page 4: ŞAKUL...DÜNYA NEYİ ARIYOR Raşid TEMEL Bugün Dünya satılık olmayan namuslu adamlar arıyor. Tepeden tırnağa sağlam, vicdanının sesini dinleyen, şuuru pusularım ibresi

de doğru olduğuna kanî bulunduğum bu usulün, kolaylıkla kötü neticeler doğurması mümkündür.

Böyle şeylerin olmaması lâzım ama, bazan öylelerine şahid oluyoruz ki, imkânsız gibi:

- Bir zaman çok yaşlı bir K'in genç oğlu teklif edildi; bir K. itiraz etti, ba­bası devamsızmış, oğlu da elbette ona benzeyecekmiş!..

- Bir K., çok mühim bir mevki'de bulunan bir haricîye itiraz etti. Sebeb? llkokul'da arkadaş imiş ve ilkokul'da iken son derecede huysuzmuş!..

- Bir Loca'da yapılan her skrütende, muntazam bir tane kırmızı bul çı­kıyor. Kim atıyor? Neden? Soruşturuluyor ve öğreniliyor; K.'lerden birisi, Loca'daki üye sayısının artmasını istememiş! Kim teklif edilirse edilsin, hiç bir şey söylemeden oyunu menfi kullanırmış!..

- Bir K'imiz, bir harici'ye rengi esmer olduğu için itiraz etti: rengi öyle olan insanlar geçimsiz olurmuş!..

Bu söylediklerim masal değil, hakikat...

- Askıdaki fotoğraflara bakıp, saçını veya sakalını beğenmediği nam-zed'e menfi rey vermek...

- Loca'da, meselâ, doktorlar hâkim iken, teklif edilen bir mühendise menfi rey vermek.

Büyük Sekreterliğe itiraz mektupları gelir:

- Haricî avukat imiş, şikâyetçi avukat'a hasım olarak dava almış, hal­buki o dava çok haksızmış!...

- Yaşlı bir Mason son zamanlarında uyanıp bir Loca'ya katılmak iste­miş. K.'imiz itiraz ediyor; şu ifade ile: Bu kişi şimdiye kadar neden uyanma­mış? Olsa olsa ölüm Yardım Sandığı hissesinden faydalanmak için uyanı­yor!..

- Bir K., esrarengiz bir eda ile yanıma yaklaşıyor Filanca Loca ya falan­ca zat teklif edilmiş, o çok kötü bir adam imiş, aramıza alınmam. «Kötülü­ğü nedir?». «Ben bilmiyorum ama, herkes öyle soyuyor» vejnhud «Söyle­meği istemem...»

4

Page 5: ŞAKUL...DÜNYA NEYİ ARIYOR Raşid TEMEL Bugün Dünya satılık olmayan namuslu adamlar arıyor. Tepeden tırnağa sağlam, vicdanının sesini dinleyen, şuuru pusularım ibresi

- Bir gün istemeyerek bir muhavereye şahid oldum: Birisi şöyle diyor­du: «Ne biçim Loca, K.'im, şaştım kaldım. Hepsi Türk, Nazırların ikisi de Yahudi!...» ve bunu, o K.'imiz, o Loca'ya karşı beslediği takdir hislerini ifa* de etmek için söylüyordu!

Bu nev'i misalleri arttırmak mümkün. Aramıza yeni K.'ler almak bizim varlığımızın, hayatımızın teminatı­

dır. Halbuki bu hava içinde bir çok K'lerimiz «harici» teklif etmeğe çekin­mektedirler.

Üç muhalif oyla «harici»'nin reddedilebilmesi demek, fiilen bir tek ki­şinin, «harid»'yi almağa engel olabileceği demektir. Çünkü, herhangi bir K., bu işe karar verdiği vakit, iki K.'ini kendisine katarak, üç kırmızı bul atılmasını sağlayabiliyor.

Maalesef sık sık rastladığımız bu hareket tarzının çok bozuk, antima-sonik olduğu üzerinde durmak gerekir. Skrüten'de kullanılacak bir oy, onu verenin ALLAH ve vicdanı ile yaptığı bir muhasebenin neticesidir. Yalnız kendisinin verebileceği, şahsı ile ilgili bir oy'a, dostluk sebebiyle başkalarını katması bir nev'i vicdansızlıktır.

Rey vermenin hep menfi tarafından, yani menfi rey vermeden önce te­enni ile hareket etmekten bahsettim. Bunun bir de öbür tarafı var. Pek çok K'lerimiz gözü kapalı, müspet rey verirler. Bunlar, tahkikatı yapan K'lere itimad ederler ve bu çok güzel bir şeydir. Birbirimize inanmak, itimad ve saygı beslemek mutlaka lâzım ve herhalde körü körüne menfi rey vermek­ten daha iyi. Fakat unutmamalıyız ki, yanılmak onlar için de mümkündür. Büyük hüsnüniyetlerine rağmen tahkikatçıların da gözünden kaçmış şey­ler olabilir. O vakit, onları ikaz etmek, onların bilmediği bir nokta üzerinde tahkikatı genişletmelerini sağlamak da, işi inad'a bindirmemek şartıyla, bir masonik vazifedir Aslında, kırmızı bul kullanmakla, beyaz bul kullan­mak arasında, mesuliyet bakımından fazla bir fark yoktur. Her iki halde de kanaat sahibi olmak lâzım. Mcsalâ, hakkında bâzı tereddüdlerim var ama neme lâzım, başkası hesap etsin diyerek beyaz atmakla; «harici» hakkında fazla bir şey bilmiyorum, ama kulağıma bir takım sözler çalındı, belki doğ­ru, belki değil, fakat ben bir kırmızı atayım da bakalım ne olur? tarzında rey kullanmak arasında o kadar fazla bir fark yoktur. Hülâsa, bir Mason, orada hazır bulunmayan bir «harid» nin masonik mukadderatı hakkında rey'ini kullanırken son derecede dikkatli ve hassas olmak zorundadır.

(Andıkl976)

5

Page 6: ŞAKUL...DÜNYA NEYİ ARIYOR Raşid TEMEL Bugün Dünya satılık olmayan namuslu adamlar arıyor. Tepeden tırnağa sağlam, vicdanının sesini dinleyen, şuuru pusularım ibresi

BİR MEKTUP Aşağıda ufaltılmış resmi ve latin harfleri üe yazılmış karşılığı | M t a 13 Temmuz 1339 (13

Temmuz 1923) tarihinde, Ziya-ı Şark Muhterem Mahfili üyesi ismail MamUt Allar K. (Cevad Memduh Altar K.'in babası) tarafından, Miralay zade Musa Kâzım K.'e (On. B. Sek. Noş> Aktit JC'DI büyükbabası) yazılmıştır.

Dcrsadet 13 Temmuz 1339

Aziz Kardeşim;

27 Mart 39 tarihli iltifatnamenize şimdiye kadar cevap takdim ede­mediğimden dolayı zat-ı âlîlerine karşı cidden mahcubum " " (okunamadı) fehvasınca mazhar-ı af olacağımı ümid ediyorum.

Müddet-i mezuniyetiniz geçen marttan itibaren bir sene daha tcmdid edilmiştir. Ahmed Muzaf­fer bey kardeşimiz tarafından o vakit iş'ar olunduğu üzere dul ke­sesi için göndermiş olduğunuz beş adet lira-yı Osmanî, Celse-i Resmi-yede ilân ve veznedar biradere tes­lim olunmuştur. Mahfilimiz hak­kında perverde olduğunuz hissi-

yat-ı uhuvvetkârane bilumum biraderlercc fevkalâde mucib-i memnuniyet olarak (okunamadı) tcşebbüsatınızda nail-i muvaffakiyet olmanız temennî edilmiş­

tir. Merasim kabule gerek 11 Ağustos 38 de icra edilmiş olmasına nazaran müddet-i nizamiyesini mâziyade ikmal etmiş olduğunuzdan önümüzdeki Eylülde muvak­katen Dersaadet'e teşrif buyurulacak olursa Mektepçe ikinci sınıfa terfiniz merasi­minin icra edileceğini arz eyler teveccühatı kalbiyelerinin bekasını dilerim aziz kardeşim.

ismail Memduh Sahifenin altındaki çapraz yazı: Muhterem üstadımız Paşa hazretleri ile bilumum ihvan-ı kiram arz-ı tahassü-

sat ve iştiyak ederler. a ı •! > j S—tAĞAGtL)

•A -»-i

•^HİJ>y frH/il f-'j, 'i^'vv'jfc* ¿41,, sjftii Ali

~İ~*AAI>IU>>^e&fls**e^ı'sJV^'UŞ^İJA

çr,/'UXf-"çjvj Jû> Jİ-J^J >i«*

4) 'i 7

6

Page 7: ŞAKUL...DÜNYA NEYİ ARIYOR Raşid TEMEL Bugün Dünya satılık olmayan namuslu adamlar arıyor. Tepeden tırnağa sağlam, vicdanının sesini dinleyen, şuuru pusularım ibresi

M1SIMDA MASONLUK KÜÇÜK NOTLAR

Mısırın masonik açıdan durumu oldukça karışık; 19.'cu asnn başlann-da, Fransa ve Almanya'ya bağb Localar görülüyor. 1860'da İngiliz, İskoç B.L.'lan ve italyan Grand Orient'ına bağlı Localar da çalışmaya başlıyor­lar.

2.'ci Dünya Harbi sırasında 12 kadar ingiliz Locası, Bölge B.L.'smı oluş­turuyor. Bu arada, çalışmalarını sürdüren üç tane de iskoç Locası var. An­cak giderek felsefi derecelerin yönetimde ağırlığını koyması ve mavi Loca­ların zayıflaması, ingiltere Birleşik Büyük Locası'nın gözünde ilişkileri se­vimsiz hale getiriyor. Ne var ki Mısır Milli B.L.'sı varlığını Arapça, Yunan­ca, Fransızca, İtalyanca, Ibranice ve Almanca çalışan Localarla sürdürü­yor.

NASIR'ın Masonları kovalaması sonunda, bütün ingiliz Locaları ka­panıyor. Diğer Localardan bir bölümü ise düzensiz çalışıyorlar. Diğer bir deyişle bizim için Mısır'da muntazam Masonluk şimdilik uykuda... izle­nimlerimi MASONİK DÜNYA REHBERİ adlı kitabıyla zenginleştiren AVUSTRALYA'h KENT HENDERSON K.'e gıyabında da olsa, teşekkür

Can ARPAÇ

ederim.

Page 8: ŞAKUL...DÜNYA NEYİ ARIYOR Raşid TEMEL Bugün Dünya satılık olmayan namuslu adamlar arıyor. Tepeden tırnağa sağlam, vicdanının sesini dinleyen, şuuru pusularım ibresi

MASONLUKTA TEMEL TASLAR

DÜNYA NEYİ ARIYOR

Raşid TEMEL

Bugün Dünya satılık olmayan namuslu adamlar arıyor. Tepeden tırnağa sağlam, vicdanının sesini dinleyen, şuuru pusularım ibresi gibi yönünü şaşmayan adamlar arıyor. Gökler yıkılsa, Dünya yerinden oy­nasa haktan ayrılmayacak adamlar arıyor. Doğruyu söyleyecek, bunun için gerektiğinde Dünyaya kafa tutacak adamlar arıyor. Ne öğünen, ne­de kaçan, ne gerileyen, ne de çekinen adamlar arıyor. Cesur olduğunu haykırmadan cesur olan adamlar arıyor. Sonsuz hayata inanışın verdi­ği cesarete sahip ve bunu sükûnetle, cesaretle kullanabilen adamlar arıyor, Aldığı mesajları bilen ve söyleyen adamlar arıyor. Yerini bilen ve onu dolduran, işini bilen ve onu yapan adamlar anyor. Yalan söyle­meye!», desiselere sapmayan, aldatıa olmayan adamlar arıyor. Çalış­maktan kaçmayan, fakirlikten utanmayan adamlar arıyor. Kazandığı­nı yiyebilecek ve parasını ödediğini giyebilecek adamlar anyor. İcabın­da cesaretle "hayır" demekten çekinmeyen ve "ona gücüm yetmez" de­mekten utanmayan adamlar arıyor.

(Derim)

8

Page 9: ŞAKUL...DÜNYA NEYİ ARIYOR Raşid TEMEL Bugün Dünya satılık olmayan namuslu adamlar arıyor. Tepeden tırnağa sağlam, vicdanının sesini dinleyen, şuuru pusularım ibresi

MASONLUKTA MİTLERİN ÖYKÜSÜ

Murat Özgen AYFER

GİRİŞ

Birçok kez birçok yerde yazılmış olmakla birlikte, bu konuya RlT teri­minin tanımlanmasıyla başlamak ya­rarlı olacaktır.

Latince'deki "ritus" kökeninden alınma olan bu terim, özgün sözlük anlamı bakımından dinsel törenlerin ya da ayinlerin biçimi demektir. Tarih boyunca en yaygın olarak da bu anla­ma gelmek üzere kullanılmıştır. An­cak gene sözlük anlamı bakımından "ritus", bağlanılmış ya da benimsen­miş olan bir yol ya da yöntemin biçim­sel görünümünü tanıtlar. Ritus'un bu anlamı, onu dinsel nitelikli bir kanıt­lamanın zorunluğundan çıkarır.

Rit sözcüğü, Latince'den alınma olan sözlük anlamından çok, bir söz­cük olarak kendisine kazandırılmış bir farklı anlamda da kullanılır. Bu, daha çok tutulan ve kullanılan farklı ya da özel anlamına göre rit, belirli bir amaca uygun olan çalışma sistemini ya da gelenekselleştirilmiş bir uygu­lama biçimini dile getirir.

Konuya masonik açıdan bir yak­laşık tanım sağlayabilmek için bakıla­cak olursa, genelde herhangi bir ma­son riti, Masonluğun öğretisini bir de­receler silsilesi içinde toplayarak be­lirli bir takım uygulamalarla verilme­sini sağlayan yöntemdir.

RİTLER

Spekülatif Masonluğun ilk 150 yılı içinde, birçok ülkede ve çevrede, o ülkenin ya da çevrenin kendine özgü inançlarının, ülkülerinin ve gelenek­lerinin, düşünce biçimlerinin, bilgi ve kültür farklılıklarının özelliklerine göre ayrı ayrı ritler oluşmuştur. Bu oluşumlar sırasında, ileri gelen bazı masonların beğenilen ya da benimse­nen görüşlerinin önemli ölçüde etkisi görülmüştür.

18. ve 19. yüzyıllarda ortaya çıka­rılan mason ritlerinin birçoğu, daha kendi çağı içinde, yeterince yaygınla-şamadığından, uygulanma olanağım yitirmiştir. Bazıları aralarında birleşe­rek yeni ritler oluşturmuşlar, bazıları kendilerinden daha güçlü olan diğer­lerine katılmışlar, bazıları ise bir ev­rim geçirmiş ve yerlerine yeni ritler

9

Page 10: ŞAKUL...DÜNYA NEYİ ARIYOR Raşid TEMEL Bugün Dünya satılık olmayan namuslu adamlar arıyor. Tepeden tırnağa sağlam, vicdanının sesini dinleyen, şuuru pusularım ibresi

doğmuştur. Böylelikle, Spekülatif Masonluğun 250 yılı az aşkm yakın ta­rihi boyunca ortaya çıkmış bulunan toplam 600 kadar ritten söz edilebilir. Buna karşın 20.yüzyılın ikinci yansın­da varlıklarım sürdürmekte olan ma­son ritlcri ise parmakla sayılabilecek kadar azdır.

Nasıl tüm mason kuruluşları ay­nı evrensel amacı benimsemişlerse, mason ritlerinin evrensel amaçlan da birbirinden pek farklı değildir. Dere­celerinin sayısmda ve bu derecelerde­ki öğretilerin kapsamında yer yer ol­dukça belirgin farklılıklar bulunması­na karşılık, çalışma yöntemleri de ço­ğunlukla birbirine çok benzer. Dola­yısıyla, Masonluk'taki ritler arasında­ki asıl farklılığın, amacı gerçekleştire­bilmek için benimsenen ilkelerde ol­duğu rahatlıkla söylenebilir.

Masonluk'ta genel olarak "rit"ten söz edince, öncelikle bir yüksek ya da filozofik dereceler sistemi akla gelir. Çırak, Kalfa ve Üstad derecelerinden oluşan Simgesel Masonluk, hemen hemen tüm mason ritlerinin temeli ve ortak olan yanlarıdır. Bununla birlik­te, yalmzca üç derecelik bir sistemi olan, hatta yalnızca tek bir derece üze­rinden çalışma yapmak üzere düzen­lenmiş, öte yanda ise Masonluğun ilk üç derecesini bütünüyle kapsam dışı bırakan ritler de görülmüştür.

Bazı mason ritleri, derecelerinin sayısı ve bu derecelerde masonlara verilen unvan ya da nitelikler bakı­mından, diğerlerinden bir haylice

farklılık gösterirler. Buna karşın, öğre­tilerinin konulan ve kapsamları apay­rı değildir. Bu durum, bir ritin derece sayısına ya da salt derece adlarına ba­kılarak o ritin niteliği üzerinde bir yar­gıya varılamıyacağırtı gösterir.

Ritlerden bazılarında, bir başka ismin altında olan tek bir derece, diğer ritlerdeki birkaç derecenin birden kar­şılığı olma niteliğini taşır. Ancak bu ortaklık ya da benzerlik, Masonluğun Öğretisi'nin bir evrensel bütün oldu­ğunu da göstermez. Çünkü, bazı ritle-rin kapsamında öyle dereceler ve öyle öğretiler vardır ki, bunlar yalnızca ve bir tek o rite özgüdürler.

Öte yandan bazı masonik örgüt­lenme ve çalışma sistemlerin "rit" adı­nı taşımadığı, hatta bu terimin kulla­nılmasından kaçınılmasına özen gös­terildiği de görülür. Bunlardan bazıla­rı, isimlerinde, rit yerine "akademi" ya da "Tarikat" anlamına gelen sözcükle­ri kullanmışlardır. Fransızca'daki "Ordre", ingilizce'deki "Order" Al-manca'daki "Orden" sözcükleri, söz­lük anlamı bakımından Türkçe'de "düzen" demek olmakla birlikte, 'Ta­rikat" anlamım da taşırlar. "Tarikat" sözcüğünün öz Türkçe'deki tam karşı­lığı "yollar" olarak verilebilir; bir tari­katın ille de dinsel bir nitelik taşıması gerekmez. Ancak halk ağzında tari­kat, salt dinsel nitelikli bir kurum ya da topluluk anlamına gelmek üzere kullanılmıştır.

Bu durumda, Masonluk'ta Rit-ler'den tümüyle söz edilirken, Mason­

lu

Page 11: ŞAKUL...DÜNYA NEYİ ARIYOR Raşid TEMEL Bugün Dünya satılık olmayan namuslu adamlar arıyor. Tepeden tırnağa sağlam, vicdanının sesini dinleyen, şuuru pusularım ibresi

luk'ta Sistemler'den, Akademilerden ve Tarikatlardan da söz edilmesi zo-runluğu doğacaktır.

Bu çalışmada, mason ritlerinin içerdikleri derecelerin isimlerine de­ğinilmeyecektir. Çünkü, böylesine ayrıntılara girilecek olursa, Mason­luktaki Ritler konusu başlı başına bir kitap kale almak gerekir.

Masonlukta Ritler'den söz edilir­ken "Obediyans", "Jürisdiksiyon" ve "Federasyon" kavramlarına da değin­melidir.

Obediyans, mason localarının bir araya gelmeleriyle oluşan, kendine bağlanan localar üzerinde bir yönetici egemenlik oluşturan, bağımsız feda­na tif kuruluştur. Federatif ve bağım­sız bir nitelik taşımayan, etkinliklerini kendinden daha üstün bir masonik otoriteye bağlı olarak sürdürmek zo­runda bulunan masonik kuruluşlar, birer "obediyans" sayılmazlar. Bu du­rum, "obediyans" kavramıyla "jüris­diksiyon" kavramının farkım ortaya koyar.

Jürisdiksiyon da obediyans gibi bağımsız bir masonik otoritedir; an­cak kuruluşunda, bir federatif örgüt­lenme söz konusu değildir. Jürisdiksi­yon, önce kendisi, uyguladığı ritin en yüksek ve yetkili organı olarak (ge­nellikle ritin son derecesindeki ma­sonlardan) oluşur; sonra kendisine bağlı olarak çalışacak olan masonik birimleri (loca, atölye, şapitr, konsey vb.) kendisi kurar, ya da hiyerarşik bir

düzen içinde kendi yönetimindeki bi­rimlere kurdurur. Bir başka deyişle bir jürisdiksiyon, Masonluğun ileri, yüksek ya da filozofik derecelerinde çalışan masonik birimleri kendi riti-nin özelliklerine göre kuran ve yöne­ten bir otoriter kuruluştur.

Masonluğun simgesel derecele­rinde çalışmakta olmakla birlikte, bir­birinden farklı ritleri uygulamakta olan localan bir araya toplayarak çalı­şan bazı masonik kuruluşlar ise "Fe­derasyon" olarak anılırlar. Ancak bir federasyon, yalnızca simgesel derece­lerde çalışmakta olan localardan oluş­tuğu için, "Büyük Maşrık" (Crand Ori-ent) ile özdeş değildir.

(Mason Dergin,

Ocak-Nism 1989,

Say. 70-71 'den.)

11

Page 12: ŞAKUL...DÜNYA NEYİ ARIYOR Raşid TEMEL Bugün Dünya satılık olmayan namuslu adamlar arıyor. Tepeden tırnağa sağlam, vicdanının sesini dinleyen, şuuru pusularım ibresi

FEDERAL ALMANYA MASONLARI DIŞA AÇILIYOR

Erdoğan SOYSAL

En Muhterem Büyük Üstat Orhan Alsaç KVin Emin Çö-laşan ile yaptığı konuşma hakkındaki bilgiyi "ŞA­KUL GİBİ..." dergisinin Ocak 1990 sayısının 30'uncu sahifesinin "Masonların Dünyasından" bölümünün "Yurt İçinden" kısmındaki yazıdan öğrendim.

Ben de aynı görüşe için ten­likle katılıyorum. Açık ol­maktan yana olduğumu be­lirtirken, yanda resmini ve tercümesini gördüğünüz belge ile de, bu hususta bir katkım olabilir düşüncesin­deyim.

Bu ilân, abonesi bulundu­ğum " Humanität" isimli bir Alman masonik dergiden alınmıştır. (Sayı 1, Ocak/ Şubat 1990)

85 Alman şehrinde Mason hocaları vardır. Çoğu telefon rehberinde kayıtlıdır. Kendinizi bir here Misafir Gecesine davet ettiriniz. Mason locaları ile temasa geçmek için bilgileri E.H.K. E. Masonlar Almanya Birleşik Büyük locası sekreterliğinden temin edebilirsiniz.

Adres ve telefon

In 85 deutschen Städten gibtesFVeimaurerlogen.

Lassen Sie sich doch einfach mal zum Gästeabend einladen.

r •••IH «a* C.e«o«* A-P «-A-M » O EtUfBofKrXitteU. U N I w l

TaWtMrMM) II UM.

12

Page 13: ŞAKUL...DÜNYA NEYİ ARIYOR Raşid TEMEL Bugün Dünya satılık olmayan namuslu adamlar arıyor. Tepeden tırnağa sağlam, vicdanının sesini dinleyen, şuuru pusularım ibresi

I I I I I I I I I I I I I I I I I I I I M I I I I I I I I I I I I I I I I I I I I I I I I I I I I I I I I I I İ M İ I I I M M I I I I I H I I I I I I

ALIŞKANLIKLARIMIZ HAYATIMIZI DÜZENLER

Dr. R.W. MILLER The Nem Age" Dergisinin Aralık ¡982 sayamdan

I I I I I I I I I I I I I I I I I I I I I I I I I I I I I I I I I I I I I I I I I I I I I I I I I I I I I 1 I I I I I I I I I I I I I I I I I I I I I I I I I I

Eski Romalı şair Ovid, "Hiçbirşey alışkanlıktan daha kuvvetli değildir" demişti. Davranış ve hareketlerimiz­den bazıları reflekslerdir; fakat, haya­tımızdaki basan ve başarısızlıkları­mız büyük ölçüde, kendi seçimleri­miz neticesinde oluşan alışkanlıkları­mıza dayanır.

Bizim yapımızda mündemiç, ih­tiyarımızda olmayan birçok reaksi­yonlarımız mevcuttur. Kalp atışları, kilometrelerce uzun olan arter ve da-marlanmıza kan pompalar, Organla­rımız, vücudumuzu oluşturan mil­yarlarca hücreyi beslemek gayesiyle yiyecek, içecek tevzi eder. Ciğerleri­miz, otomatik olarak, faaliyetlerimiz için gerekli oranlarda kan temini gö­revini hayatboyu yüklenmiştir. Be­yin, en girift fakat en az bilinen organ­dır. Vücudun bütün streslerine ve de­ğişen ihtiyaçlara adapte olan beyin, entellektüel ve spirituel fonksiyonla-nn muhassılasından personaliteyi şe­killendirir. Cismanî ve ruhî objelerde imanımızın ve bilginin kazanılmasını ve depolanmasını yönetir. Beyin, in­san yapısı herhangi bir muğlak maki­neden çok daha fazla problemleri ele

alır. Faydasını inkâr edemiyeceğimiz, vücuttaki koordine hareketleri doğu­ran beynin birçok fonksiyonla n bizim direktiflerimizin dışında oluşur. Bir elektrokimya fabrikası olan insan vü­cudu, uykuyu idrakle birleştirerek ha­reketlerimizi düzenler, aldığımız yi­yecek ve içeceklerimizi vücudumuza yararlı hale getirip gereksiz kısımları dışarı atar, vücudumuzu ısıtıp soğu­tarak vücut ısısını gerekli seviyede muhafaza eder.

Hakikatte, bu kendi kendine olu­şan ya da olagelen hâdiseleri başlat­mak veya sona erdirmek için yapabi­leceğimiz pek birşey yoktur. Bunlar o şekilde dizayn edilmiştir ki, ancak biz araya girebilir ya da kendi kendimize zihnî bazı emirlerin naklinde yardım­cı olabiliriz.

Bizim ifâ edebileceğimiz en bü­yük misterlerden biri, kendimiz hak­kında hüküm verdirebilecek, müstak­bel performanslarımızın ve şahsiyeti­mizin şekillendirilmesinde etken olan davranış ve hareketlerimize yön vere­bilmemizdir. Bu yazıda, bu kontrol edilebilir faktörleri "alışkanlıklar" ola­rak isimlendirdim.

13

Page 14: ŞAKUL...DÜNYA NEYİ ARIYOR Raşid TEMEL Bugün Dünya satılık olmayan namuslu adamlar arıyor. Tepeden tırnağa sağlam, vicdanının sesini dinleyen, şuuru pusularım ibresi

Alışkanlıklarımızı, doğumu­muzdan itibaren şekillendirmeğe başlarız. Ancak, bunlar, tarafımızdan değiştirilebilirler de. Otomobil kul­lanmayı bir örnek olarak verebiliriz. Sürücülük, büyük ölçüde bir rutindir. Yollarda, bir hayli tehlikeli durumlar­la karşı karşıya gelinebilir ve ânî karar vermek icabedebilir. ilk bakışta, hare­ketlerimiz refleks gibi görülebilir. Bu hareketler, aslında tecrübe ve sağlam düşünceye dayanan iyi sürücülük alışkanlıklarıdır. Öndüşünce ve doğ­ru kararlar, iyi alışkanlıktan oluştu­rur.

Son yıllarda, birçok özel kulla­nımlar için bilgisayarlar geliştirildi. Bilgisayarda başanrıın sırrı, bilgisaya­rın bünyeside oluşturulan işlev kaide­leri ve verilen bilgilerin doğruluğu­dur. Bu bilgiler, gerektiğinde, bir program dahilinde çok kısa bir za­manda geri alınabilir. Bu makinalar, değer yargısı yapmazlar, fakat, insa­nüstü bir hızla çalışırlar. "Garbage in-garbage aut". Kısaca "Ne verirsen onu alırsın" deyimini gözönünde tutarak gerekli bilgilerle onu besleriz.

Herbirimiz, kafamızın içinde bir bilgisayara sahibiz. Beyin, verdiğimiz talimata uygun olan hareketlerimizi etkiler, netice, alışkanlıklarımıza gö­re, yapıcı veya değersiz olur. Verdiği­miz her karar hafızamızda bir iz bıra­kır. Yıllar geçtikçe, biz, alışkanlıkları­mızın ve onların etkisindeki hareket ve davranışlarımızın hâtıraları ile başbaşa kalıtız. Ün, başkalarının, bu

hareket, davranış ve alışkanlıklar hak­kındaki görüşlerinin neticesidir.

Alışkanlıkların, yeryüzündeki hareketlerimizde büyük etkileri var­dır. Onlar bizi, ya sefih ve bencil bir ya­şama, ya da sonunda büyük tatmin duygulan hissedebileciğimiz dolu ve başarılı bir hayata yöneltirler. Her şahsiyet, alışkanlıkların birer ürünü­dür. Çevremiz bizi, bilgimizden ziya­de, şahsiyetimizle yargılar.Iyi alışkan­lıklar, şahsî hayatta olduğu kadar sos­yal hayatta da başarının anahtarıdır. Kötü alışkanlıklar ise, iyi geliştirilmiş pekçok projenin mahvına sebep olur.

Alışkanlık haline gelebilen basit yaşam kaidesi şudur Mükemmele erişmeyi gaye edinmeliyiz. Ona eriş­memize, yardımcı olabilecek şu seçe­nekleri de gözönünde bulundurmalı­yız:

1. Çamurlu su, koyu leke bıra­kır.

2. Zamanı, çöldeki su gibi kul­lan.

3. Başkasının ayaklarını tenkit et­mek için, bir mil kadar onun ayakka­bısı ile yürü.

4. Kesin karar vermede bütünlü­ğü geliştirme alışkanlığı edin. Karar sonucunda meydana gelebilecek olaylan önceden görmeğe çalış, bilâ­hare mes'uliyeti yüklen.

5. Hayatımızda, bize emanet edi­lenlerin kâhyası imişeesine yaşaya­lım: Galile Gölü, susuz komşulanna su verir ve suyu daima tatlıdır Ölü

14

Page 15: ŞAKUL...DÜNYA NEYİ ARIYOR Raşid TEMEL Bugün Dünya satılık olmayan namuslu adamlar arıyor. Tepeden tırnağa sağlam, vicdanının sesini dinleyen, şuuru pusularım ibresi

Deniz, sahip olduğunu muhafaza eder, fakat, suyu acıdır.

6. Başkalarını senin nasırına bas­malarını istemediğin gibi, sen de kim­senin nasırına basma.

7. insanların kalplerinde altın ara, parmaklarında kıymetli taşlar ya da yüzlerinde siğiller değil.

8. Mükemmel bir küp taş gibi ka­rakterinizi geliştirin. Yaradan'ın elin­den çıkmış olan bir taş parçası, yeni doğmuş bir bebek gibi, kendine has mükemmeliyete sahiptir; bu taş, küp şeklini almağa başladıkça, gönye ve pergelle ölçülebilecek duruma gelir. Böylece, biz de, bütünlük alışkanlık­larımızı geliştirdiğimizde E. U. M. 'nın yargılamasına hazır hâle geliriz

9. Başkalarını teşvik et ve onlara saygıda kusur etme. Yoksul olarak doğan bir kişi günün birinde büyük bir lider olabilir. Herbirimiz böyle bir doğumun gerçekleşebileceği bir inku-batör olabiliriz.

10. Herhangi bir harekete geçme­den önce, bu hareketin, hayatımız bo­yunca hâtırasını taşıyacağımız bazı sonuçlara varıp varmıyacağmı düşü nüp karar vermemiz lâzım.

Tecrübe göstermiştir ki; arzu, is­tek, karakter oluşmasında ve hareket­lerin önceden plânlamasında kuvvet­li bir etkendir, ister Dahilî Nur ister iman Kudreti denilsin, bazı meçhuller içimizde bize yön veren sinyal cihazı gibi hizmet ederler. Diğer taraftan, faydalı değişiklikleri bloke edip bu kuvvetin fonksiyonunu durduran ya­pısal bir arzumuz da vardır. Bigisaya­

rın gelişmesiyle, yukarıda belirtildiği gibi, verilen talimatlar ânında ve oto­matik olarak yerine getirilmektedir. Benzer olarak, hareketlerimizi o şekil­de programlıyabiliriz ki, istekle bazı emirler, alışkanlıklarımızla kabul ve­ya reddedilir. Bu benzetme pek etrafı­nı cami değildir. Seçtiğimiz normlar-dan inhiraf etmiyen alışkanlıklarımızı şekillendinmek için kendi programla­rımızı tekrar etmemiz gerekmektedir. Kişi, bütün insanlarla iyi geçinmeli, onları söz, hareket ve davranışları ile kandırmamalıdır. Bunu abartmamak kay dile, dahilî uyarıcısı onu, alıştığı yoldan sapmağa teşebbüs veya mey­lettiğinde ikaz edecektir. Aksi seçimi yapmadıkça, bu dahilî proses onu hatâlardan korur.

Franmansonluk, iyi alışkanlıkları hazır vaziyette sunmaz. Masonluk ta­rihi ve gelenekleri göstermektedir ki, «nun tâkibettiği yol, birliğe dayanan hareket ve davranışların yoludur. Lo­ca toplantılarında, ayırıcı olabilen kin­ci, şiddetli konuşma ve münakaşalar­dan kaçınılır. Her kardeş bilir ki, onun kardeşleri kendisiyle aynı görüşü paylaşmasalar da onun dostudurlar. Münakaşalar, uzun, şiddetli ve kırıcı tartışmalara dönüşmez.

Bu görüşmeler önemsiz olabilir, fakat, bir masonun, meslekte ve dış dünyada çok değerli bir insan olma­sında da yardımcı olabilir, iyi alışkan­lıklar, kişinin devamlı inkişafını sağlı-yan, mesleğimizin şerefli etkenleri olarak kendilerini gösterirler.

Çeviren: M.YRMAZ SUN ER

15

Page 16: ŞAKUL...DÜNYA NEYİ ARIYOR Raşid TEMEL Bugün Dünya satılık olmayan namuslu adamlar arıyor. Tepeden tırnağa sağlam, vicdanının sesini dinleyen, şuuru pusularım ibresi

OSMANLILARDA MASONLUĞA AİT İLK KAYITLAR (7)

ESRAR-I FARMASON (Devam)

Suha UMUR

(Muhterem kısa bir dua yapar)

İşbu duanın hitamında cümle karındaşlar âmin dedikten sonra Muhterem münkire hitab edip, sen kime güveniyorsun, deyu sual ettikde, Allaha güveniyo­rum (1) cevabım aldıktan sonra, madem ki Allaha güveniyorsun rehberinin arkası sıra git ve hit muhataradan (tehlike) korkma, deyû tenbih ve ihtar eyler.

Bunun üzerine Korkunç karındaş mübtediyi ayağa kaldınp iki direk arasına götürür.

Muhterem yine mübtediye hitab edip der ki, efendim bu cemiyet sizi tecrübe­ye başlamazdan evvel kendinize tevdi olacak esrara mahrem olmağa müstahak olup olmadığınızı işba t eylemeniz lâzım gelir binaenaleyh cemiyetin namına ola­rak size edeceğim suallere lütfen cevab vermenizi isterim Bunun üzerine mübtedi­yi bir sandalyeye oturturlar.

İşbu sandalye üzerinde mübtedinin bazı yerlerine batacak bir takım budak ve sivri şeyler bulunduktan başka sandalyenin ayaklan dahî düz olmayup bazısı uzun ve bazısı kısadır. Mübtedinin böyle bir sandalyeye oturtulmasından murad, güya vücudunda hissettiği ızdırabın zahmetine ne derece tesir yani bu husustan dolayı kendisinin ne derece telâş ettiğinin müşahade edilmesinden ibarettir.

Her ne ise mübtedi şu sandalyede oturur iken Muhterem kendisine ruhun ah­valinden ve ahrete müteallik bazı mesailden (meselelerden) sual eyler. Mübtedinin Allah'ı itikad ettiği ve kaffe efrad-ı beşerin (bütün insanlığın) mezheb ve milliyetleri ile vaıcan ve mesleklerine bakılmayub yekdiğerine meyil ve muhabbet etmek efkâr ve itikadında olduğu salif-üz-zikr (bildirilen) sualleri üzerine verdiği cevaplardan anlaşılmak lâzım geldiğinden, Muhterem mübtedinin verdiği cevaplan bu yolda şerh ve tafsil etmekle kendisine bu suretle bir ders vermiş olur.

(1) Bu lafza-i celâl yalnız mübtediler huzurunda istimal olunub üstad vesair müntehiler için başka lâfz kullanılsa gerektir. (El-müterdm)

16

Page 17: ŞAKUL...DÜNYA NEYİ ARIYOR Raşid TEMEL Bugün Dünya satılık olmayan namuslu adamlar arıyor. Tepeden tırnağa sağlam, vicdanının sesini dinleyen, şuuru pusularım ibresi

Muhterem yine mübtediye hitab ederek, efendim verdiğiniz cevaplar yolun­dadır fakat dediğim şeyler merzînize muvaffık mıdır (sizce uygun mudur) ve halâ Farmason cemiyetine kabul olunmak hususunda ısrar ediyor musunuz, sualine mübtedî tarafından evet cevabı verildikten sonra Muhterem yine kelâma sürü' ede­rek (söze başlayarak) der ki, öyle ise kariben (yakında) dûcar olacağınız muhataralar­dan sağ ve salim çıkacak olur iseniz cemiyetimize hangi şartla kabul olunacağınızı size beyan edeceğim Şöyle ki, birinci vazifeniz Farmason cemiyetinin esrarını su-ret-i mutlaka olarak ketm edeceğinizi taahhüd etmekten ibaret olup ikinci vazife­niz dahî insanın kesr-i namus ve haysiyetini ve hatta bedbaht olmasım ( ) olan e f al ve harekâttan mücânebet edip (sakınıp) nef (menfaat) ve faideyi müstelzirr olan (gerektiren) fazaili (faziletleri) tahsil ve bu sırada karındaşlardan biri her ne su­retle olur ise olsun bir günâ tehlikede bulunacak olur is muavenet-i lâzımeyi icra (lüzumlu yardımları yapmak) ve ihtiyaca tını tesviye edip hâl-i ızdırabda iane ve bir hatâ etmek üzere bulunacak olur ise kendisine nash (?) ve pend etmek (nasihat et­mek) ve fırsat zuhurunda ef al-i hasene (hayırlı işler) icrasına teşvik ve üçüncü vazi­feniz farmason cemiyetinin nizamat-ı umumiyesi ile loncanın kavaid-i mahsusası-na vacib-ül-ihtiram olan işbu meclisin ekseriyeti tarafından verilecek kâffe tenbiha-tı icra etmekten ibarettir.

İşte farmasonların başlıca vezaifi neden ibaret olduğunu bilip bunların icrası­na cesaret edebilir misiniz, deyu mübtediden sual ettikten sonra mübtedî derhal tasdik ermekle Muhterem yine kelâma ibtidar edip (söze başlayıp), ey mübtedî icra­yı icabına teşebbüs etmezden evvel namusun üzerine yemin etmenizi isteriz ancak bu yemini mukaddes bir kadehin üzerinde icra eylemeniz lâzım gelir. Eğer kelâmı­nız hafî-ül-zamirinize muvaffık ise (sözleriniz içyüzünüze uygun ise) bu kadehin içindeki şerbeti müsterih-ül -bal olarak (gönül rahatlığı ile) içebilirsiniz ve şayet kal­binizde bir günâ hile ve fesad var ise yemin etmekten ictinab eylemeniz (kaçınma­nız) lâzım gelir, binaenaleyh bu kadehi ağzınızdan uzak tutup içinde bulunan şer­betin tesirat-ı senasından hazar ey leyiniz. Böylece yemin ermeğe razı olur musu­nuz, deyû sual eyler.

Münkir - Evet efendim.

Muhterem - Bu heveskân yaklaştırınız.

Korkunç karındaş mübtediyi kürsü kurbünde bulunan nerdübanın alt basa­mağının yarana götürür.

Muhterem - Ey kurban memuru karındaş. Yalan yere yemin edenlerin helakini mudi' olan (mahveden) mukaddes kadehi bu heveskâra ver.

17

Page 18: ŞAKUL...DÜNYA NEYİ ARIYOR Raşid TEMEL Bugün Dünya satılık olmayan namuslu adamlar arıyor. Tepeden tırnağa sağlam, vicdanının sesini dinleyen, şuuru pusularım ibresi

Korkunç karındaş ikiye bölünmüş olduğu halde bir tarafında adi su ve diğer tarafında dahî bir miktar acı şerbeti hâvî olup bir mihver üzerinde döner bir kadehi münkirin eline verir. Muhterem yine kelâma âgaz edip der ki, ey münkir, vech-i âtî üzere taahhüdünü tekrar eyle. Şöyle ki, "Farmasonlara mahsus vezaif-i malûmenin tamamen icrasını taahhüd eylerim ve şayet ( ) yeminimin hilâfında hareket edecek olur isem (bu aralık Korkunç karındaş kadehin içindeki adi suyun bir mik-darını mübtediye içildikten sonra, ziyade içmemek için elini tutar ve kadehin için­deki acı şerbet münkir tarafına dönmek için mezkûr kadehi mihveri üzerinde çevi­rir)... Bu kadehin içindeki tatlı su a a olup benim için zehr-i mahz (halis zehir) olsun" dediği anda Korkunç karındaş kendisine acı şerbeti içirir.

Muhterem elindeki çekici şiddetle vurup der ki: Ne oluyorsun efendim? Vec-hindeki tağyirin (yüzündeki değişmenin) sebebi nedir? Menvî-i zamirin serd eyledi­ğin kelîmata muhalif midir (içindeki niyet söylediklerine aykırı mıdır), yoksa kadehin içindeki tatlı su, acı mı oldu? Şu münkiri buradan alıp başka mahalle görürünüz, demesi üzerine merkumu (adı geçeni) alıp şimal ve cenup direkleri arasına götürüp bırakırlar.

Muhterem yine münkire hitab edip der ki, bizi aldatmak niyetinde isen muvaf­fak olamazsın efendim. Kariben edeceğimiz tecrübeler hakikat-ı hâli meydana çı­kacaktır. Sözüme itimad ediniz. Hemen kalkıp buradan savuşmuş olsanız hakkı­nızda pek hayırlı olur, zira bir kaç dakika sonra gitmek mümkün değildir. İhaneti­niz tahakkuk ettiği anda sizin helakiniz mukarrer olduğundan (mahvolmanız karar-laşmış olduğundan) min ba'd (bundan sonra) gündüz ziyasını görmek ümidini kes-melisiniz. Bunun için yapacağınızı ariz ve amik mülâhaza etmelisiniz (enine boyuna düşünmelisiniz), dedikten sonra çekicini bir kere şiddetle vurup, ey Korkunç karın­daş şu münkiri alıp mülâhazat eğeri üzerinde oturt tâ ki bulunduğu hâl-i zulmette (karanlıkta) yapayalnız kalmak korkusu dahî munzam olsun (eklensin) deyû ilâ ve-i kelâm eyler (sözlerine ekler), işbu tenbihin hin-i icrasında huzzar-ı meclis (bu esnada mecliste bulunanlar) tamamiyle sükût ederler.

Muhterem yine münkire hitap edip der ki, ey efendim sizce hangi mesleği (yo­lu) tutmak lâzım geldiğini güzelce tefekkür ettiniz mi (düşündünüz mü)? Buradan kalkıp gidecek misiniz, yoksa bir takım muhataralara girmek niyetinde ısrar ediyor musunuz?

(Devam edecek)

18

Page 19: ŞAKUL...DÜNYA NEYİ ARIYOR Raşid TEMEL Bugün Dünya satılık olmayan namuslu adamlar arıyor. Tepeden tırnağa sağlam, vicdanının sesini dinleyen, şuuru pusularım ibresi

ROKRUTMAN O VE RITUEL

JakALGUADİŞ

Masonik yaşamımızda önemli bir yer tutan iki konu olan, Ritüel ve Rökrütman arasında, bir ilinti var mı­dır, varsa eğer, nasıl bir münasebet söz konusu diye, bazen kendime sora­rı m.

Ritüel, Masonların çalıştığı yer olan Locada kullanılan sözcük, hare­ket ve kuralların tümünü kapsayan özel bir ifade biçimidir. Bu tarifin ke­sin doğruluğunu iddia etmiyorum kuşkusuz, ama kısmen de olsa gerçeği yansıttığr söylenebilir. Yani bu nokta­dan hareketle bir takım genellemelere geçmeyi deneyebiliriz.

Ritüel, Masona bir çerçeve, eski deyimle mazraftan ayn bir zarf sunu­yor. Bu tabii bir bakış biçimi, çünkü böyle bir ayrılık aslında, yani realite­de yok, ama diğer taraftan "okunan ri­tüel" olarak tanımlanan nesnenin, "yaşanan ritüel"den değişik bir nitelik taşıdığı da ortada. Zaten bütün mese­le şu "okunan" metne kuru kuru bak­madan onu kullanmayı öğrenmek de­ğil mi?

(*) Rökrütman: Hariçten iye toplamak.

Geleneğin, gerçek inisyatik gele­neğin bize bıraktığı birikim, bir an­lamda "tevarüs" ettiğimiz davranışlar bütünü, her birimizin düşüncesini dı­şın (yani dış dünyanın) olumsuz etki­lerinden belki de korumakta.Yapıtla­rının birinde - yaklaşık - şöyle diyor Aldous Huxley: "Tarih boyunca sü­rekli yinelenen kutsal sözcük ve ya­karmalar, söylendikleri mekânı kut­sallaştırış" Kuşkusuz Huxley'in bu yaklaşımım soyut ve sanatsal açıdan anlamak gerekir ama, derinden inanı­yorum ki ritüel, "dış" davranışlarımızı - mason olarak - bir şekle veya potaya sokarken, iç davranışımıza da düzen ve anlık getirmektedir. Loca içinde bazı sözcüklerin yinelenmesi, hareket ve durumların tekrarı, bazı hadisele­rin - efsane olsun veya olmasın - usu­lüne uygun olarak anlatılma lan, mes­leğimize ve kendimize gerekli ciddi­yeti ve derinliği katmaktadır.

O halde?

Rökrütmanı uygularken herşey-den önce ritüele saygı ve derinlik kata­cak harici seçmeliyiz ve bu hiç te basit değildir. Haricinin "inisyabl", yani

19

Page 20: ŞAKUL...DÜNYA NEYİ ARIYOR Raşid TEMEL Bugün Dünya satılık olmayan namuslu adamlar arıyor. Tepeden tırnağa sağlam, vicdanının sesini dinleyen, şuuru pusularım ibresi

Masonluğa yakışır niteliklere sahip olması gerekmektedir. Nitelik derken özellikle ritüele, veya ritüellerimize ters düşmeyecek karakterde harici aramalıyız. Masonlarda ünlü bir yak­laşım vardır "Harici inisyabl yani tek-rise hazır, onun derinliğine erebilecek (teorik) kapasitede olmalı" deriz. An­cak bunun kıstası nedir? Kuşkusuz çok belirgin, hemen olumsuz sonuç veren bir takım rökrütman girişimleri az değildir, değildir ama, genellikle tahkikat büyük bir soru işareti oluş­turmakta ve tahkikatçı Üstad kesin­likle zorlu anlar yaşamakta, yaşamalı­dır da.

Yukarıdaki açıklamaların ışığın­da acaba Ritüclimiz, kapalı biçimde de olsa, aradığımız kıstası oluştura­maz mı? Tüm soruların Tahkik Lev­hasında olmadığım biliyoruz. Ayrıca soru şekli ve açısı yoğru la bilir nitelik­te. Örneğin tahkikatla görevli Üstad:

"Kişi dışardan gelecek hiç bir güç ve yardıma güvenmeksizin, kendi kendini yüceltmeye çalışmalıdır... tümcesi hak­kında ne düşünüyorsunuz?" dese, ve­ya

"İyiyi, Doğruyu ve Güzeli aramak­la, amacınıza ulaşabileceğinize... tnanı-yormusunuz?" diye sorsa, haricinin tutumu ne olur?

Çünkü önemlidir haricinin reak­siyonu. Gerçekten rökrütmanın koşu­lu harici ile somut ve etkin bir dialoga dayandığına göre, neden bu görevi üstlenen Kardeşlerimiz ritüele yakın,

onu anlatan ve anımsatan, haricide yansıtan ve yansıtırken yamt yaratan soru sormasınlar? İnsanlar sanıldığın­dan da olgun ve beklenmeyen tepki­lerle karşıkarşıyadırlar çoğu kez. Tah­kikatın amacı ise, Haricinin söyledik­lerinin tekrarı ve teyp gibi nakli değil, fakat "söylenmeyenleri" anlayıp yo­rumlayarak Locaya adeta "tebliğ" et­mektir. Bu bağlamda Hariciyi ritüele olduğunca yaklaştırmalı, ona adeta dokundurtmalı. Ritüel diyoruz. Bir bakıma Masonun entelektüel yapısını özümser ritüel. Mason kişi bazı şeyle­re hem ideal, hem de mantıksal olarak inanır. Örneğin E .U.M/ Güzel­lik/Kuvvet/Akl-ü-Hikmet kavram­larının bileşimine ideal ile mantık ara­sında kurulan bir köprü gibi bakabili­riz. Bu köprüyü, sanırım, ritüel saye­sinde kuruyor masonlar, ve işte bu ne­denle tahkikatçı Üstadın bir takım şeyleri duyumsatması, ritüeli - örtülü biçimde - hissettirmesi lâzımdır.

Masonluk (bir bakıma) insanlar arasında manevî iletişim sağlayan bir düşünce kurumu olup, Ritüelin bu amaca yönelik kolaylaştırıcı bir fonk-syonu vardır. "Okunan metne kuru kuru bakmadan onu kullanmayı öğ­renmek" hepimizin sorunudur. Mes­leğimizi sççecek insanların bu tür bir öğretiyi kabule hazır olmaları gere­kir.

20

Page 21: ŞAKUL...DÜNYA NEYİ ARIYOR Raşid TEMEL Bugün Dünya satılık olmayan namuslu adamlar arıyor. Tepeden tırnağa sağlam, vicdanının sesini dinleyen, şuuru pusularım ibresi

SİYAH BUL Şadan ERSOY

Son zamanlarda, Ham Taş'ın istenilmesinde çekilen zorluğun ilk hâli ile karşı karşıya bulunmaktayız.

Birincisi; Loca görevlileri seçimi ertesinde, nadiren de olsa, ortaya çıkan pü­rüzler ve aksaklıklar.

ikincisi; Bir haricinin aramıza alınması için yürütülmeKte olan işlemlerin son aşamaya gelmiş, skrütendeki gizli oylamada, büyük handikap yaratan ve toplulu­ğumuzda güncel bir konu haline gelmiş bulunan SİYAH BUL'un ortaya çıkardığı sonucun oluşturduğu etkinlikleridir.

işte bu nedenle Siyah Bul konusu, Anadolu Muh. L , başta Üs. Muh.'leri Ah­met Kurtaran K. olmak üzere tüm L Kleri, Hürriyet Muh L K'leri ile birlikte, daha geniş boyutta görüşülmesinin sağlanması amacıyla yaptıktan ortak toplantıda ele alınarak Panel halinde 23.1.1990 günkü oturumunda enine boyuna tartışılmıştır.

Paneldeki konuşmacılar, sırasıyla; Pek Muh. Yusuf NOMAL K., Anadolu Muh. L'smdan Rüçhan ALTUĞ K. ve En Muh. Bü. Üs. Orhan ALSAÇ K. idiler

Panel esnasında Doğudan bir görünüş.

21

Page 22: ŞAKUL...DÜNYA NEYİ ARIYOR Raşid TEMEL Bugün Dünya satılık olmayan namuslu adamlar arıyor. Tepeden tırnağa sağlam, vicdanının sesini dinleyen, şuuru pusularım ibresi

Pek Muh. Yusuf NOMAL K :

Değerli K'lerim, siyah bûllerle reddolunan haricinin ve onu teklif eden M'nun, M.'luğa karşı tavrı nasıl olmalıdır, şeklindeki soruya verilecek cevap, kana­atimce şöyle olmalıdır Burada müşkül mevkide olan, hariciden ziyade, onu L.'ya teklif ederken, gereği kadar tanımadan, her husustaki araştırmasını üstün körü ya­pan veya hislerine mağlûp olan veya bu tekliften herhangi bir menfaat bekleyen M.'a aittir.

Şimdi aklımıza bir sual geliyor, acaba, nasıl nitelikleri olan bir insan L'.ya teklif edilebilir. Biraz da bunu araştıralım. Masonluğun gayesi; sembolik bir Aklı-Hik-met Mabedinin inşaası olarak remzedilen ve mükemmel bir insanlık ideali için çalı­şacak bir Mabet inşaasına yardım etmeğe hevesli, iyi insanlan bir araya toplamak­tır. Bu gaye için feragatle çalışırken, iyi kalitede malzemeye de ihtiyacımız olacak­tır. Bu malzeme, tahmin ettiğiniz gibi, HamTaş'dır. Bu HamTaş'ın evsafı şöyle sıra­lanabilir. Bu Ham Taş, yani Locaya alınacak namzet: Zeki, iyilik sever, çalışkan ve gayretli, akıllı ve tedbirli, kâmil, ihtiyatlı, temkinli ve cesur, hassas ve ciddi, sayam hürmet, hatırşinas, mütevazi ve hoşgörülü, kültürlü ve samimi olmaktır. Bu listeyi elbette bir hayli daha uzatmak mümkündür. Ancak, bütün bu vasıflan bir arada ve bir insanda bulmak o kadar kolay mıdır? Hepimizin acaba bazı insani kusurlan ve istekleri yok mudur? insanın kusursuzu olamıyacağına göre, Ham Taş'ımızı üç ana noktada değerlendirmeliyiz. Bunlar sırasıyla: iyilik, Dürüstlük ve Namusluluktur.

Rüçhan ALTUĞ K . : Yabancı dilde yazılmış Masonik kitap ve neşriyatın yüz-lercesine bakıldığında Siyah Bûl hakkında bir yazı bulmak oldukça zordur, ingilte­re ve Amerika gibi memleketler bu konuyu çoktan halletmişler, daha doğrusu, bu bir konu olmaktan çıkmış, sadece bir rutin, bir prosedür olarak kalmıştır, ingiltere localarında bir senede bir siyah bûl ya çıkıyor ya çıkmıyor. Amerikada da bu aşağı yukan böyle. Bu memleketlerde Mason olabilecek seviyeye, yani kültürel ve dü­şünsel seviyeye erişmiş olan kimseler tanımadıktan bir hariciye, yeterli bir sebep veya kanıt görmedikçe veya kişisel nedenleriyle katiyen siyah bûl atmazlar. Bu memleketlerde Loca içinde kendini müdafaa etme imkânı olmayan bir harici hak­kında veya aleyhinde alenen konuşmak, Mason yasalarına göre suç olduğundan si­yah bûl kullanma hakkı, halâ en mukaddes hak olarak devam ediyor, ingiltere ve Amerika'da yapılan harici tahkikatları bizde yapılandan oldukça farklı. Tahkikat görevi verilen Mason, büyük bir samimiyet, inanış ve görev aşkı ile haricinin iş ve aile muhitinde bir dedektif gibi araştırma yapıyor. Hangi meslektense o meslek grubundaki Masonlardan ve başkalanndan harici hakkında malûmat topluyor ve bu bilgileri Üs. Muh'e aktarıyor. Bu işlem kesinlikle aceleye getirilmiyor. Tahkikat-lann böylesine içten, derin ve Mason camiasının menfaatleri düşünülerek yapıla-

22

Page 23: ŞAKUL...DÜNYA NEYİ ARIYOR Raşid TEMEL Bugün Dünya satılık olmayan namuslu adamlar arıyor. Tepeden tırnağa sağlam, vicdanının sesini dinleyen, şuuru pusularım ibresi

Anadolu Muh.L.'st Üs. Muh.'i A.Kurtaran K. ve ön.ÜsMuh.'i, UJnan K. konuşmaları yakından izlerken...

cağını bilen Masonlar ise skrü-ten celsesinde büyük bir sebep olmadan siyah bûl kullanmı­yorlar. Çünkü tahkikata gü­venleri sonsuzdur. Memleke­timizde ise bir büroda veya ev­de hasbıhalden ileri gitmeyen yarım saatlik bir konuşma so­nunda müspet mütealalar ve imzalarla Masonluğa girenler, Masonik espriye, olgunluğa ve özveriye sahip olamıyorlar. Demek oluyor ki Kardeşlerim, siyah bûl hadisesine, neresin­den bakarsak bakalım,işin özü sağlam, ciddi ve masonik menfaatleri ön planda tu­tan bir tahkikat yapılmasına gelip dayanıyor.

En Muh. Bü. Üs. Orhan ALSAÇ K : Ben diyorum ki değişmez ve çok güzel bir kuralımız var. Aramıza, Masonluğu temsile ve temessüle ve yetenekli olmayan kimseleri, şaibeli, yani yüz kızartıcı suçtan mahkûm olmuş veya mahkûm olmamış ama bu tür davranışları olan, olduğu görülen veya söylenen, yani iyi ahlâklı olma­yanları almıyoruz.Eğer bir Kardeşimin kullandığı siyah bul, bu kuralın yerine geti­rilmesi için ise, buna kimse bir şey diyemez. Bir adayın kabul merasiminden önce yapılan bütün işlemlerin, Kardeşler arasında yapılacak bir gizli oylamayla sonuç­lanması ve bu oylamanın olumlu çıkması şarttır.

Sevgili Kardeşlerim, tüzüklerimizin üye kabulünde ne kadar müşkülpesent olduğunu biliyorsunuz. Tahkikat konusu biri kendi Locasında, öteki ise bütün Ma­sonluk camiasında olmak üzere iki aşamalıdır. Bu iki aşama ile olumlu geçen bir adayın skrüteninde, olumsuz oylar çıkması düşünülmemelidir. Ama olabilir, ola­biliyor da. Neden? Çünkü teklif yapan Ustad, hariciyi yeterince tanımıyor, yeterin­ce incelemiyor.

Siyah Bûl konusunda buraya kadar olan irdelenmesi sonunda, Siyah Bûlün Masonluğa zararı olduğu iddia edilemez. Anderson zamanından beri mevcut olan gizli oylama, Masonluğun değişmeyecek bir kuralı ve Masonların el sürülemiye-cek bir hakkıdır.

Konu, Üstadı Muhteremler toplantılarına görev olarak verilmelidir ve demeli ki skrüten maddelerinde değişiklik yapılması düşünülüyor mu? Düşünüyorsanız, nasıl bir değişiklik yapılması lâzımdır.

23

Page 24: ŞAKUL...DÜNYA NEYİ ARIYOR Raşid TEMEL Bugün Dünya satılık olmayan namuslu adamlar arıyor. Tepeden tırnağa sağlam, vicdanının sesini dinleyen, şuuru pusularım ibresi

FKANSI^ ULUSAL BoLo°§INIIN YILLIK

TOPLANTISI Av.Dr. Sahir Talat AKEV

2 Aralık 1989 günü Pariste topla­nan Fransız Ulusal B.L'sının (Grande Loge Nationale Française) yıllık top­lantısına katıldım. L binası böyle ka­labalık bir toplantıyı sığdırmaya mü­sait olmadığından, bu toplantılar lo­kal dışında ve genellikle Meridien otelinde yapılmakta imiş.

Bu masonik geziye ait izlenimle­rimi şöyle sıralıyabilirim:

1.) Bilindiği gibi, Fransız Ulusal B.L'sı, Fransada çalışmakta olan çe­şitli obediyanslar arasında, munta­zam olarak tanınan tek B.L.'dır.

Bundan bir süre önce, bir çoğu Fransada kök salmış ve muntazam olarak tanınmayan B.L.'lar tarafın­dan, bir Avrupa B.L'lan Konfederas­yonu kurulması fikri ortaya atılmıştı. Muntazam B.L.'larca kabul edilen il­kelere göre, bir ülkede sadece bir tek B.L.'nın mevcut bulunması ve bunla­rın hükümran olması esastır. Bu ne­denlerle, muntazam B.L.'ların böyle bir fikre katılması sözkonusu olmadı­ğı gibi, kendi hükümranlık sahasında, pek çok düzensiz L 'mn faaliyette bu­

lunduğu Fransada, muntazam B.L bu ilkenin, bu yıllık toplantı vesilesiyle, Avrupa B.L'lan tarafından teyit edil­mesi amacım gütmekteydi

Bu toplantıya, 17 Avrupa B.L'sı katılmıştır. Bunların 12'si (İrlanda, Is-koçya, isviçre Alpina, isveç, Norveç, Danimarka, Hollanda, Yunanistan, Almanya, Lüksenburg, Belçika, is­panya), B.Üs.lar tarafından 3 u (ingil­tere, Avusturya, Türkiye) bir B. Gö­revli, 2si de (İsrail, italya) Dostluk Ke­filleri tarafından temsil edilmişlerdir.

2.) Toplantımızın normal günde­minde, seçimler, raporların görüşül­mesi ve seçilen B.Üs.'ın ve Görevlile­rin is'adı vardı.

Fransada seçimler ve görüşmeler Genel Kurulda yapılmamaktadır. Bü­yük Kurul, B.Üs.'lık için bir aday öner­mektedir. Seçim, Genel Kurulun açıl­masından önce, delegelerin oy san­dıklarına gizli oy kullanmaları ile ta­mamlanmaktadır. Diğer B. Görevliler, B.Üs. tarafından atanmaktadır. Ko­misyonlarında incelenerek tartışıl­makta ve kabul edildikten sonra Ge-

24

Page 25: ŞAKUL...DÜNYA NEYİ ARIYOR Raşid TEMEL Bugün Dünya satılık olmayan namuslu adamlar arıyor. Tepeden tırnağa sağlam, vicdanının sesini dinleyen, şuuru pusularım ibresi

nel Kurula sunulmakta. Sadece mali işler ve denetçiler raporları oylan­maktadır.

3.) 2 Aralık günü saat 12'den iti­baren, Méridien otelinin lobisinde, olağanın dışında bir kalabalık göze çarpmaktaydı. Saat 13'te delegeler içeriye alınmış ve seçim sandıkları açılmıştı. Fransada geçtiğimiz yıl B.Üs. Jean Mons K'miz, Ebedi Meşri-ke intikal etmiş ve B.L., Kaymakam André Roux K tarafından idare edil­mişti.

Şunu da ilave edeyim ki, mevcut ve köksalmış düzensiz B.L.'lara rağ­men, muntazam B.L , bu son yıllarda oldukça kuvvetlenmiş. 1989 yılında 33 yeni L kurulmuş ve tekris veya in­tizama dönüş suretiyle 1600 K , K'lik zincirine katılmıştır.

Saat 15.15'de delegeler ve Bölge L.'lan B.Üs.'ları kabul edildikten ve çalışmalar 3. derecede açıldıktan son­ra, Çırak derecesine geçildi. Ondan sonra, dost Obediyanslara ait temsil­ciler, usulü dairesinde kabul edilmiş­tir. Kabul sırası B.L.'lann kuruluş tari­hine göre yapılmış, her delegasyon B.Teş. ve dört kardeş tarafından karşı­lanarak merasimle içeriye alınmıştır. Toplantıyı idare eden B.Üs.asistanı Rachlis K. tarafından DO.ya davet edilmiş ve evvelce tespit edilmiş olan yerine oturtulmuştur.

4.) Kabul töreni bittikten sonra ulusal marş çalınmış ve seçim sonuç­lan ilan edilmiştir. André Roux K.'in B.ÜS. seçildiği ilan edildikten sonra,

bir B.Üs.'ın ancak bir B.Üs. tarafından isad edilebileceği kuralına uygun ola­rak, bu görevi ifa etmek üzere toplan­tının idaresi Iskoçya B.L.'sı B.Üs.'Bri-gadier Sir Mac Gregor of Mac Gregor K'e verilmiş ve B.Üs.'e yemin ettirdik­ten sonra, kendisini yerine oturtmuş­tur.

5.) Bundan sonra sırasıyla rapor­lar okunmuş En Muhterem B. Üs. ken­dine verilen yetkiye dayanarak, B. Üs. Kaymakamı dahil bütün B. Görevlile­ri atamıştır. B.Ha.'in konuşmasından sonra B.Üs. isad töreni ile ilgili konuş­masını yapmıştır.

6.) Aynı akşam, yine Meridien otelinin salonlannda bir kokteyl ve akşam yemeği verilmiş ve bu yemeğe Hemşireler de katılmıştır. Bu yemek­te, B. Üs. ve delegasyonlar şeref masa­sında oturmuşlardır. Bizim yerimiz B.Üs.'ın sağında, İngiltere B.L.B. Sek.'i ve Iskoçya B.L.'sı B.Üs.'ından hemen sonra idi. Herkes yerini aldıktan sonra B.Teş.B.Üs.'ın geleceğini ilan etmekte ve herkes (Hemşireler dahil olmak üzere) kendisini ayakta karşılamakta­dır. Yemekte B.Üs., genelde bildiği­miz temennilerde bulundu.

7.) 3 Aralık Pazar günü genel ma-sonik problemleri görüşmek üzere B.Üs., delegasyonları Intercontinental oteline öğle yemeğine davet etmişti Bu yemekte de yapılan konuşmada, Avrupa Konfederasyonu fikrinin, ge­leneksel ve hür M.'luğun temel kural-lan ile bağdaşmadığı hususuna önem­le değinilmiştir.

25

Page 26: ŞAKUL...DÜNYA NEYİ ARIYOR Raşid TEMEL Bugün Dünya satılık olmayan namuslu adamlar arıyor. Tepeden tırnağa sağlam, vicdanının sesini dinleyen, şuuru pusularım ibresi

MASONİK EĞİTİM PLANI Abdurrahman ERGİNSOY

Bü. Hat.

Eğitirnimizin metodu Masonun ham taşını kendisinin yontması oldu­ğuna göre, Loca görevlileri ve özellikle Rehber Klerimize büyük görev ve sorumluluk düşmektedir. Bu kardeşler ham taşı yontmaya çalışan kardeş­lere dikkat ve itina ile mutlaka yardıma olmaları gerekir.

Bu işin uzun, yıllar içinde araştırılıp uygulamaya konacak şekilde bir plan içinde ele alınıp düzenli olarak ve kesintisiz ve fakat bıktırılmadan ya­pılması şarttır. Bu plan kısa dönemler için değil yararlı olması için uzun dö­nemler uygulanacak şekilde yapılmalıdır. Her yıl planın bir parçası yıllık programlar halinde uygulanarak yürütülür.

Bu planda şu maddeler yer almalıdır:

1-Masonik bilgilenmede pek çok Obediyansın araştırma sonucu kabul edilen ve yıllardır uygulanan listeleri ele alınmalıdır .Bu listeler de hemen hemen şöyledir:

-Masonik ilkeler

-Mason Anayasası ve Bü. L. Anayasası (Bü. L. Tüzüğü)

-Landmarklar ve başka kurallar.

-Masonik Tarih: Dünya Masonluğu, Türk Masonluğu Tarihleri.

-Masonik Gelenek

-Sair Masonik bilgiler, Obediyanslar, Ritler

-Çeşitli Masonik bilgiler.

26

Page 27: ŞAKUL...DÜNYA NEYİ ARIYOR Raşid TEMEL Bugün Dünya satılık olmayan namuslu adamlar arıyor. Tepeden tırnağa sağlam, vicdanının sesini dinleyen, şuuru pusularım ibresi

2-Ritüeller ve derece kitapları, mutlaka her yıl okutulmalı, açıklama­larla genişletilmelidir.

3-Her derecede, derece felsefesi ve Sembolizması ayrı ayrı ortaya ko­nulmalı, anlatılmalıdır.

4-Yukarki konulan, belirli süreler içinde (en fazla iki yılda bir) ve kabil­se Loca Kardeşlerinin, bazısı konferans bazısı tez veya Panel-Sempozyum halinde hazırlanıp sunulmalıdır. Konuşmalar Kardeşleri sıkmayacak sü­rede (Mesela 20 dakikalık) konuşulacak şekilde hazırlanıp sunulmalıdır.

5-Çalışmalara ait konular kabilse her yıl başında K.'lere duyurulmalı, hazırlayacak Kardeşe geniş zaman verilmeli; konuşmayı dinleyecek Kar­deşlerin de konuyu tanımalarına olantık sağlanmalıdır.

6-Çalışmalara ait konular, konuşma tarihleri tüm Localara duyurul-malıdır.

7-Eğitim Locası Çalışmalarına Kardeşlerin katılmalan sağlanmalı-

Bu şekildeki çalışmaların amacının, bizim bilgilenip manen yücelme­miz, ikinci olarak da, bilgili ve yücelmiş mason olarak topluma katılıp onla-n iyiye, doğruya, güzele, sevgiye yöneltmekolduğunu bilmemiz ve unut­mamamızda-.

dır.

27

Page 28: ŞAKUL...DÜNYA NEYİ ARIYOR Raşid TEMEL Bugün Dünya satılık olmayan namuslu adamlar arıyor. Tepeden tırnağa sağlam, vicdanının sesini dinleyen, şuuru pusularım ibresi

MALTA- İZNİK-KUDÜS MASONLUĞUN DOĞUŞU HAKKINDA

BİR GÖRÜŞ Avni ŞAHİNBAŞ

Bir sabah T.H.Y. uçağı ile önce Roma "ya oradan da bir Maltız uçağı ile Maltaya vasıl oldum.

Malta coğrafi konum olarak Ce­belitarık'tan Lübnan'a doğru çizilecek yatay bir çizginin tam ortasına düşü­yor. Bu nokta Sicilya'dan Afrika'ya olan mesafenin de tam ortası oluyor. Roma'dan uçuş 50 dakika kadar sürü­yor. Demeki ki bir o kadar daha gidil­se, Afrika kıyılarında Libya'ya varıla­cak. Malta üç adalık bir adalar guru­bu. Uçağımız önce Marmara adası bü­yüklüğündeki Gaza adasının üstünde alçalmaya başladı. Esas Malta adası ise hemen bunun arkasında, 25Km. x 15 Km. boyutlarında. Her iki adanm arasında ise küçücük ve meskûn ol­mayan üçüncü bir ada daha var. Hep­sinin toplam yüz ölçümünün 316 Km. olduğunu söylediler. Nüfusu ise 350 bin kişi kadar.

Arap mimarisi izlerini taşıyan ufacık havaalanı binasından dışarı çıkmaz, adanın 1950 model kamyon­dan bozma Austin marka belediye otobüsleri, eski model Amerikan ara­

basından taksileri, en fazla 3 kat üstü­ne ve sapsan Malta taşından yapılmış bitişik bina lan, dar sokaktan ve ağaç-sızlığı, sizi karşılayan ilk etkileyici manzaralar. Otele varmadan hemen önce etrafı kale duvarlan ile çevrilmiş çok eski bir kasabadan geçiliyor. Ka­sabanın ismi Medine, bölgenin ismi ise Rabat.

Sokaklarda adım başına ve ada­nın mütevazi hali ile uyuşmayan muhteşem kiliselere rastlıyoruz. Ufa­cık adada bunlardan 300 tane varmış. Herkes koyu katolik. Her evin kapısn-da ya bir melek, ya Hazreti Isa veya MeryemAna, veya başka bir Aziz'in ufacık heykeli nöbet tutuyor. Maltalı-lann lisanlan ise Arapça. Sonradan li­sanın sadece %5'nin eski Finike dili, %95'inin ise Arapça olduğunu, adanm 200 yıldan fazla Arapların idaresinde kaldığını, Medine ve Rabat isimleri­nin o günlerden hatıra olduğunu öğ­reniyorum. M.Ö. 1000 yılında, adanın ilk sahipleri Finike 1 iler. Daha sonra MÖ. 700-600 arası Yunanlılar, M.Ö. 600 dan 218'e kadar ash gene Finikeli olan Kartacalüar, MÖ. 218'den M.S.

28

Page 29: ŞAKUL...DÜNYA NEYİ ARIYOR Raşid TEMEL Bugün Dünya satılık olmayan namuslu adamlar arıyor. Tepeden tırnağa sağlam, vicdanının sesini dinleyen, şuuru pusularım ibresi

870 yılına kadar da Romalılar hakim oldular. Hz. Muhammed 632 yılında vefat edince, kendisinden sonra Araplar, Kudüs dahil Afrika'nın bü­tün Akdeniz kıyılannı ispanya'ya ka­dar fetih ettiler ve 870 yılında Ma İta'ya da hakim oldular. Malta 'daki Arap hakimiyeti 1090 yılına kadar 220 yıl sürdü. Ada 220 yıl sakin bir hayat ya­şadı. 1090 yılında Romalılar adayı geri alınca, Araplardan geriye lisandan başka bir iz kalmadı.

Malta'mn hikayesi bizi bu nokta­da Kudüs'e götürüyor. Selçuklar adındaki bir Türk boyu Müslümanlı­ğı kabul etti ve Kudüs'e hakim oldu. Arkasından Selçuklar 1071 de Malaz­girt savaşında, Bizans ordularını ye­nerek Anadolu'ya girdiler. 1078 yılın­da ise istanbul'dan yaklaşık 200 Kim. uzaklıktaki iznik şehrini kuşattılar ve şehri aldılar. Selçuklann tarih sahne­sine gelmeleri, Kudüs ve iznik şehir­lerini ele geçirmeleri, dünyanın tarihi değiştiren ve bu arada Malta'mn sa­kin hayatına bambaşka bir yön veren, ve buna göre, masonluk mesleğimi­zin başlangıcı olarak kabul edilebile­cek çok mühim başka bir olaya sebep olur.

Memleketinin elden gittiğim gö­ren Bizans imparatoru Alexius Com-nenus, Roma'daki Papa lL'ci Urban'a Hıristiyanlar için kutsal olan Ku­düs'ün kurtarılması için yardım çağı-nsında bulundu. Bütün Avrupa dini bir çılgınlıkla sarsıldı. "Peter the Her-mit", "Walter the Penniless" gibi fana­

tikler bütün Avrupa'yı dolaşıp köylü­lerden oluşan büyük bir kalabalık top­ladılar. 1096 yılı baharında bir rivayete göre 400.000 kişilik bir güruh istan­bul'a doğru yola çıktı ve yolda 100.000'i telef oldu. Felaket Avrupa'da duyu­lunca bu sefer Alman, Fransız, ingiliz ve italyan asker ve komutanlarından oluşan 2. haçlı ordusu 1096 sonbaha-nnda 4 ayn koldan harekete geçerek, 1097 bahannda istanbul'da buluştu­lar.

Bu ordu 6 Mayıs 1097de Iznik'i kuşattı. 43 günlük bir savaştan sonra 18 Haziran'da kale alındı. Bu defa kı­lıçtan geçirilenler Selçuklular oldu, ve aynı yere gömüldüler. Ben bu yıl Tem­muz ayında bu tiyatroyu gördüm. Yü­zeyden, tiyatronun zemine kadar ula­şan kazılı dehlizler 10 kat insan kalıntı­sı ile dolu idi. Manzaranın dehşeti şu an bile içimde hissediyorum. 2. inci haçlı orudusu Ekim 1097de Antak­ya'ya ulaştı. Kuşatma 9 ay sürdü so­nunda müdahler şehri terketti ve bi­tap, yorgun haçlı ordusu şehre girdi

Bu defa şehri terkeden askerler Musullu Kerboğa Atabey komutasın­da geri dönüp şehri kuşattılar. Kuşatı­lan haçlı ordusu yok olmak üzerey­ken. Peder Barthelemevv isimli bir pa­paz Hz. Isanın böğrünü deşen kargı­nın gömülü olduğu yeri rüyasında gördüğünü söyledi. Yer kazıldı ve ha­kikatten paslı bir kargı bulundu. Ma­nevi açıdan trans haline geçen haçlı or­dusu kaleden çıkararak Atabeyin or­dusunu perişan etti ve 28 Haziran 1098'de Antakya'nın hakimi o lda

29

Page 30: ŞAKUL...DÜNYA NEYİ ARIYOR Raşid TEMEL Bugün Dünya satılık olmayan namuslu adamlar arıyor. Tepeden tırnağa sağlam, vicdanının sesini dinleyen, şuuru pusularım ibresi

Ertesi yıl, 7 Haziran 1099'da Ku­düs kuşatıldı. 38 günlük muhasara­dan sonra, 15 Temmuz 1099 da şehira-lındı. 8 gün süren müthiş bir katliam oldu. Bu andan itibaren bölge 1291'e kadar 192 yıl Hıristiyan Şövalyelerin hakimiyetinde kaldı.

Haçlı orduları ve hacı olmak için Kudüse gelen sivil halk yollarda çok eziyet çektiler. Baskınlarda öldürül­düler, veya hastalıklardan kırıldılar. Daha haçlı seferleri başlamadan 4 yıl önce (1092'de) Kudüs'te Hıristiyanlar Saint Jean adına bir hastahane inşa et­mişlerdi. Şövalyeler 1113 yılında yol­larda eziyet çeken hıristiyanları koru­mak ve tedavi etmek gayesi ile, üç de­receli bir teşkilat kurdular. Mekân olarak Sen Jean hastahanesini seçtiler ve teşkilatın adım "Knights Hospitali­ers" koydular. 1118 yılında ise başka bir şövalye grubu, aynı gaye için 3 derece­li bir teşkilat daha oluşturdular. Bun­lar da mekân olarak kendilerine Sü­leyman Mabedini seçtiler ve teşkilatın adım "Knights Templars" koydular. Her iki teşkilatın da başlangıçta insani bir gayesi vardı. Daha sonraları ise bu gaye değişerek, " kâfire karşı bit­meyecek bir haçlı görevi" şekline gel­di. "Permanent Crusade Against the Infidel"

Her iki teşkilat da hakim olduk­ları yöreyi kaleler ile kuvvetlendirdi ve şehri imara başladı, Ayrıca bu imar hareketini Avrupa'ya da ihraç etti. Pa-risteki mabetleri, yapı ve iç zenginliği ile çok meşhur oldu. Ansiklopedik bilgiler Avrupadaki imar hareketleri-30

ni şöyle açıklıyor. T h e influence of the east is evident in the design and archi­tecture of western castles during the crusading period". Yani, Haçlılar dö­neminde batı mimarisindeki doğu et­kisi çok belirgindir. Bütün bu işler ka­nımca duvar işi yapabilen, mimar işçi ve artistlerin bulunmasını, bir araya getirilmesini ve hem Kudüs'te hem de Avrupa'da teşkilatlandırılmasını ge­rektiriyordu.

Teşkilatlandırmayı yapanlar ise asker kökenli kişiler yani disiplinli şö­valyeler idi.

Bence pek muhtemeldir ki opera-tif Masonluk, işte bu şekilde bir ihti­yaçtan doğmuş ve disipline edilmiş­tir. Tampliye şövalyeleri bankerlik yapmaya başlamışlar, çok zengin ol­muşlar ve Avrupa'da kiliseden sonra en çok mülk edinen bir teşkilat haline gelmişlerdir. Bu, Papa ve Fransız Kralı tarafından hoş karşılanmadı. Bir ba­hane ile 1312 yılında Grand Master Jac­ques de Molay ve 120 kardeşi idam edildiler. Zenginleri ise Papa tarafın­dan, adı sonradan Sean Jean şövalye­lerine değişen Knights Hospitaliers'e verildi. Knights Hospitaliers'in mace­rası ise, içine Malta'yı da alarak uzun süre devam etti ve halen de etmekte.

Page 31: ŞAKUL...DÜNYA NEYİ ARIYOR Raşid TEMEL Bugün Dünya satılık olmayan namuslu adamlar arıyor. Tepeden tırnağa sağlam, vicdanının sesini dinleyen, şuuru pusularım ibresi

GELECEĞE GİDERKEN GEÇMİŞİ UNUTMAMAK Sinan GÜRMEN

Geleceğe doğru bir yolculuktayız: Dikkatierimiz geleceğe dönük. Doğal bir uzay gemisindeyiz. Dünya her an hareket halinde, kendinin ve güneşin çevresinde. Güneş, Samanyolu dediğimiz yıldız adasmda yol alımını sürdürüyor. Yıldız adaları birbirlerine göreceli yolculuk durumunda. Ayrıca tüm evren açılmakta; tüm yıldız adalan bu geniş­lemenin, yani geleceğin, yolculuğunda.

Biz insanlar ise ayrı bir yolculuğun hesaplanndayız. içinde bu­lunduğumuz bu otomatik pilotajlı yolculuğun nedenlerini öğrenip, tüm detaylarına ait bilgileri edinerek kendi yolculuğumuzu otomatik pilotajdan kurtarmak istiyoruz. Dilediğimiz yöne doğru kendi düme­nimize kendimiz geçme amacında, tasarımda, planlamasında, çaba-sındayız. Kendi geleceğimizi dilediğimiz yöne çevirebilmek için, çok değil, bir kaç asır içinde bir bölümüz Dünya dediğimiz doğal uzay ara­cından, yapay uzay araçlarına taşınma adımmı dahi atmış olabilece­ğiz.

İnsana özel yolculuğumuzun neresinde olduğumuzu bilebilme-miz, bulunduğumuz noktayı sağlıklı algılayabilmeniz için, gelecekte­ki hedef noktalar gibi, geçmişteki tipik ya da kritik noktalardan da ya­rarlanmamız gerekmektedir.

Arada bir zmmlerimizi geriye doğru ışınlamamızda yarar vardır. Günümüzden çok uzak olmayan bir tarihte, bir bölümümüz, güneş sistemindeki yapay gemilere yerleşmeyi planlıyan biz insanlar, halen üzerinde yaşadığımız doğal gemi Dünya'nm şu an bastığımız toprak­larında, bundan önceki yıllarda, yolculuğunun hangi noktasında imi­şiz sualinin cevabına eğilmek, bu konuda düşünmek... Gerekli, yararlı ve eğitici bir uğraştır.

31

Page 32: ŞAKUL...DÜNYA NEYİ ARIYOR Raşid TEMEL Bugün Dünya satılık olmayan namuslu adamlar arıyor. Tepeden tırnağa sağlam, vicdanının sesini dinleyen, şuuru pusularım ibresi

Bursa deyince aklıma hep Nilü­fer Muh. Locası gelir... Nilüfer Muh. Locasından sonra da tabii Algun Çif­ter Kardeşimi hatırlarım... Çok emeği geçmiştir 60 No'lu Nilüfer Locasına bu çalışkan Kardeşimizin. (Şakul Gi­bi..) derginizin geçen sayısında da, bizlere Yalın TOLGA Kardeşimizi ha­tırlatmıştı; biraz hüzünlü olarak...

20 Ocak 1990 Cumartesi soğuk bir kış günü yolum Bursa'ya düştü. Dışarısının soğuk Ve kirli havasından kurtulup Kardeşlerimin sıcak ve sa­mimi havası içine katılmayı arzula­dım. 15 günde bir Salı günü toplanan Loca Kardeşleri, Cumartesi günü saat 17.30 da Tekris merasimi için bira raya gelmiş.

Zamanlamayı İstanbul'a göre yaptığım için toplantıya 1 saat geç git­tim. Hiç adetim olmadığı halde Mabe­de, Tekris merasiminin yansında gir­dim.

Çok düzenli ve anlamlı bir mera­sim izledik ve Bursalı Kardeşlerin ara­sına, Masonluğa layık bir haricinin katılmasına tanık olduk. Hepimiz ilk günümüzü bir kere daha hatırladık.

Hele merasimin büyük bir bölümü­nün ezbere yapılmasını, 1 nci derece­nin Tablosunun Ön. Üs. Muh. ÇİFTER Kardeş tarafından yine ezbere anlatıl­masını, zevkle ve hayranlıkla izledik.

Mesaiden sonra topluca Anatolia oteline gidilerek, Hemşirelerle birlik­te güzel bir akşam yemeği yenildi ve bu anlamlı gecenin çalış malanna son verildi

Nilüfer Muh Locasının iç Tüzü­ğüne göre Tekris merasiminden son­ra, yönlere (yararlar) hakkında söz ve­rilmiyormuş. Ben de, bu kararlarına uyarak tabii ki teşekkürlerimi sunmak için, Üs.Muh.'Ieri Halim ÖZKAR-TAL'a ve Ön.Üs.Muh.'leri Selçuk ONAT ile Algun ÇİFTER Kardeşleri­me, aralarına kabul ettikleri için teşek­kürlerimi, Şakul Gibi... derginiz vası-tasıyie sunuyorum.

Bursadaki kardeşlerimize, sağ­lıklı ve başanlı günler dileklerimle sevgi ve saygılar.

Bülent ÇETİNOR Hürriyet Muh.L

E.Us.Muh.

32

Page 33: ŞAKUL...DÜNYA NEYİ ARIYOR Raşid TEMEL Bugün Dünya satılık olmayan namuslu adamlar arıyor. Tepeden tırnağa sağlam, vicdanının sesini dinleyen, şuuru pusularım ibresi

Masonların Dünyasından

"Hür ve JCabul Edilmiş Masonlar Büyük Cocası "Derneği Ankara Şubesi diüllür "Komitesi s

10 Şubal 1 9 9 0 Cumartesi Qünü Saat 1 5 . 3 0 da Uuna Cad. 17 Tto.daki "Dernek Binasında Düzenlediği. toplantıyı Eşinizle Birlikte Onurlandırmanızı "Rica Eder.

1 - 15.30 Açılış

2 - ıs.35 BALE vt SORUNLARİ Sunan : Devlet Sanatçısı Sayın MERİÇ SUMEN

3 - 16.30 Konuyla İlgili Görüşler ve Çaylı Sohbet

Page 34: ŞAKUL...DÜNYA NEYİ ARIYOR Raşid TEMEL Bugün Dünya satılık olmayan namuslu adamlar arıyor. Tepeden tırnağa sağlam, vicdanının sesini dinleyen, şuuru pusularım ibresi

1 2 . 3 1 + 5 6 7 5 3 10 II 12 13 m 15

2 3 4-5 6 7

e q

IO I I 12 13 llf I5[M

A L Y 0 P i • T 0 M LO R PO L

L

HI2BJÜ b h s s s h na ada Bonn mmìhh s oasi ataa ¡íhh a a qhhm raían iarem

HÜHKIME HCJSI1 SUE aaooHiaHEi 0 [silicica aaaeraE ebb uh b iwasamflHia a i¿jraüa@ia 1ARI5M5İI ISITI5II NMl-AP

sayısı 14, atom ağırlığı 28,09 olan elmnt. 13) Le Havre'da ölçüt, kıs­tas- Manchester'de garnitür jölesi (yemekte). 14) Sükût bazen bundan gelir- Seine nehrine dökülen 225 km.lik ırmak. 15) Fransızların sen'i- Faure.

FRANSIZ BESTECİ­LER İLE SAMİMİ MİSİ­NİZ?

MM Soldan sağa: 1) Debussy. 2) 1935'te ölen Belçika

kraliçesi-Truvalı Helena'nın oğlu- Balon şişirme gazının sembolü. 3) İng.'de tıp dok­toru- Ön ödemeler- İngilizce AET. 4) Halan kısa süre yisa etme- Pariste kısaca telsiz te-legraf. 5) Cenevrenin gölü-O yer- 650 dere­cede eriyen gri metalin sembolü- James Bond'un düşmanı Doktor. 6) Ağaca tırma­nan kalın sarmaşık- Topar ile acele 7) TR, GB, USA'nın Hollandacası- Barın de Cou-bcrün'ın eseri. 8)...... Lulli. 9) Şapka malze­mesi- Korkup sıçramam! - Hz. Yakubun karısı Labanın büyük kızı. 10) İngilizlerin TCB'si -Portede duraklama aru-Lyon'da net değil. U) Yükleyerek, mal ederek- Toka-tın ilçelerinden. 12) Rate- Bizet- Atom

Yukarıdan Aşağıya: 1) Saint-Saens- Poulenc 2) Kokain, Eroin vs.'nin akrabası-Bonn'da yumurta- Osmanlı döne­minde, anayasa yapılmasını iste­yen dernek üyesi. 3) Satrançta L hareketi yapan taş- Bağışla! -Plymouth da genç kız-erkek ilişki­si. 4) Yağmursuz fırtınalar- Zen yolu. 5) Sedire- Öndekinden azami uzaklıkta. 6) Havan- kısa namlulu top- Geç değil. 7) Niğde tüccarları­

nın teşkilatı (kısa)- Bir çoğul eki- Mil re­kortmeni Sebasti an. 8) Franck- Eski­den yerinde bırakmak- Argoda gösterme lan. 9) Sofa- Ulusal Öğrenci Özek'inin eski kısaltması- Freud'un beni. 10) ... 'den, ...'e kadar, (eskiden) ........ Boulez- Tümör. 11) Ayakkabı kalıbının çapı- Politik akım- Bir ingiliz bisiklet fabrikası. 12) Kendini dine vermiş bir aktris-dansözümüzün inisyal-leri- Diapozitif- Remiden sonra- Alman denizi. 13) İkinci derece bir unvanın kısası-Ispanyol ve portekizlilerin pirinç-balık ye­meği- İletişim ve kolcksyon maddesi. 14). Halk dilinde evet- Gençliğimizin dedektifi Pinkerton - Zeus'un sevdiği ve Argos'un koruduğu kız- İngiliz asalet unvanı. 15)

35 Marta kadar cevaplayın, bir yıllık abone kazanın.

34

Page 35: ŞAKUL...DÜNYA NEYİ ARIYOR Raşid TEMEL Bugün Dünya satılık olmayan namuslu adamlar arıyor. Tepeden tırnağa sağlam, vicdanının sesini dinleyen, şuuru pusularım ibresi

I 2 3 U 5 6 7 a g IO II 12 13 IH 15

Page 36: ŞAKUL...DÜNYA NEYİ ARIYOR Raşid TEMEL Bugün Dünya satılık olmayan namuslu adamlar arıyor. Tepeden tırnağa sağlam, vicdanının sesini dinleyen, şuuru pusularım ibresi

ŞAKUL GİBİ'Yİ EDİNMENİN TEK YOLU ABONE OLMAKTIR.

Yıllık (10 sayı) abone bedeli : 30.000.-TL.

Yurt dışı abone bedeli : 20.- Amerikan Doları

Abone bedelini İstanbul, Ankara veya İzmir'de Lokal kapısındaki va­zifelilere yatırabileceğiniz gibi, adresimize çekinizi postalayabilir veya bir posta havalesi gönderebilirsiniz.

Çek veya posta havalesi kullandığınız takdirde aşağıdaki formu şu ad­rese postalayınız:

ŞAKUL GİBİ — Zincirlikuyu Cad. 9/13 Etiler 80600 İstanbul

Buradan kesiniz veya fotokopisini çekiniz.

ŞAKUL GİBİ dergisine abone olmak istiyorum. Abone bedeline ait posta makbuzu veya fotokopisi eklidir. ilk çıkacak sayısından itibaren lütfen adresime postalayınız.

(DAKTİLO VEYA BÜYÜK HARFLE YAZINIZ)

Adım,Soyadım :

Adresim :

Telefon No. : Locam

YENİLİK BASIMEVİ Tel. : 143 55 72 - 145 32 48