420 · murad ýn bursa daki külliyesinde yer alan türbesi Ýslâmî anlayýþýn...

2
466 TÜRBE rülmektedir. Ýlk defa Kanûnî Sultan Süley- man Türbesi’nde uyguladýðý çift kabuklu ve çift kubbeli tasarým þemasýný, Ayasof- ya’daki Sultan II. Selim Türbesi’nde içte ve dýþta farklý plan kurgularý üzerinde dene- yerek mükemmele ulaþtýran Sinan, cami mimarisinde olduðu gibi türbe mimari- sinde de yenilikler yapmýþtýr. Halefleri ta- rafýndan benimsenen bu þema, III. Murad ve III. Mehmed için Ayasofya Camii yanýn- da inþa edilen türbelerle XVII. yüzyýla in- tikal etmiþtir. XVII. yüzyýlda türbelerin daha ziyade medreselerle birlikte planlandýðý görül- mektedir. Ýlk olarak XVI. yüzyýlda Sinan’ýn Eyüp’te inþa ettiði Sokullu Mehmed Pa- þa Külliyesi’nde ortaya çýkan bu þema Si- nan’ýn ardýndan bu yüzyýlýn sonunda Ko- ca Sinan Paþa Külliyesi’nde uygulanmýþtýr. Bu durum XVII. yüzyýlda Kuyucu Murad Paþa, Ekmekçizâde Ahmed Paþa, Köprülü Mehmed Paþa külliyelerinde devam eder. XVIII. yüzyýlýn baþýnda Gülnûþ Emetullah Vâlide Sultan için Üsküdar’daki külliyesin- de inþa edilen türbe kafesli kubbesiyle hâ- nedan türbeleri içinde farklý bir uygula- madýr. Osmanlýlar’ýn dikkatlerini Batý’ya çevirdikleri XVIII. yüzyýlýn ortalarýndan iti- baren baþta süsleme olmak üzere mima- ride dýþ etkilerin arttýðýný türbelerde de tesbit etmek mümkündür. Nuruosma- niye Külliyesi’nde Þehsuvar Vâlide Sultan Türbesi, Lâleli Külliyesi’nde III. Mustafa Türbesi bu tip yapýlardýr. Þah Sultan ve Mihriþah Vâlide Sultan türbelerinin plan ve tasarým özelliklerinde açýk þekilde be- liren barok ve rokoko detaylar Sultan II. Mahmud Türbesi’nde geleneksel þema üzerine iþlenen empire (ampir) üslûba dö- nüþür. Klasik Osmanlý mimarisinde kulla- nýlmayan yuvarlak plan þemasýna göre in- þa edilen Gülüstû Sultan Türbesi dönemin en ilgi çekici yapýlarýndan biridir. XIX. yüz- yýlýn sonlarýnda giderek artan Batý etkile- rinin uyandýrdýðý tepkinin mimarideki yan- sýmasý olan neo-klasik üslûp, Sultan Meh- med Reþad için Eyüp’te inþa edilen tür- bede görkemli bir þekilde ele alýnarak Os- manlý türbe mimarisinin son örneði olarak tarihe geçmiþtir (türbeyle ilgili dinî hüküm- ler için bk. KABÝR). BÝBLÝYOGRAFYA : Doðan Kuban, Türk Barok Mimarisi Hakkýn- da Bir Deneme, Ýstanbul 1954; Mustafa Cezar, Anadolu Öncesi Türklerde Þehir ve Mimarlýk, Ýstanbul 1977; Gönül Öney, Anadolu Selçuklu Mi- marisinde Süsleme ve El Sanatlarý, Ankara 1978; a.mlf., Beylikler Devri Sanatý: XIV-XV. Yüzyýl (1300-1453), Ankara 1989; a.mlf., “Ýran ve Ana- dolu Selçuklu Türbelerinin Mukayesesi”, AÜ Ýlâ- hiyat Fakültesi Yýllýk Araþtýrmalar Dergisi, III, Ankara 1981, s. 41-66; Pars Tuðlacý, Osmanlý Mi- marlýðýnda Batýlýlaþma Dönemi ve Balyan Aile- si, Ýstanbul 1981; Yavuz Yýldýrým, Mimar Kema- lettin ve Birinci Ulusal Mimarlýk Dönemi, An- kara 1981; Metin Sözen, Tarihsel Geliþimi Ýçinde Türk Sanatý, Ýstanbul 1983; a.mlf., “Anadolu’da Eyvan Tipi Türbeler”, Anadolu Sanatý Araþtýr- malarý, I, Ýstanbul 1968, s. 167-210; Orhan Cez- mi Tuncer, Anadolu Kümbetleri, Ankara 1986- 91, I-III; B. O’Kane, Timurid Architecture in Khu- rasan, Costa Mesa 1987; Ara Altun, Ortaçað Türk Mimarisinin Anahatlarý Ýçin Bir Özet, Ýstanbul 1988; Yýldýz Demiriz, Eyüp’te Türbeler, Ankara 1989; Seyfi Baþkan, Türk Sanatý Üzerine Dene- meler, Ýstanbul 1990, s. 89-97; Oktay Aslanapa, Türk Sanatý, Ankara 1990; a.mlf., Türk Cum- huriyetleri Mimarlýk Abideleri, Ankara 1996; M. Meinecke, Die Mamlukische Architektur in Ägypten und Syrien, Glückstadt 1992, I-II; Hak- ký Önkal, Osmanlý Hanedan Türbeleri, Ankara 1992; a.mlf., Anadolu Selçuklu Türbeleri, An- kara 1996; Cimetières et traditions funéraires dans le monde islamique: Ýslam Dünyasýnda Mezarlýklar ve Defin Gelenekleri (ed. J.-L. Bac- qué-Grammont – Aksel Tibet), Ankara 1996, I-II; O. Grabar, Ýslam Sanatýnýn Oluþumu (trc. Nuran Yavuz), Ýstanbul 1998; Gözde Ramazanoðlu, Orta Asya’da Türk Mimarisi, Ankara 1998; Geçmiþ- ten Günümüze Mezarlýk Kültürü ve Ýnsan Haya- týna Etkileri Sempozyumu: 18-20 Aralýk 1998, Ýstanbul 1999; M. Oluþ Arýk, “Erken Devir Türk Mimarisinde Türbe Biçimleri”, Anadolu: Anato- lia, XI, Ankara 1969, s. 57-119; Behçet Ünsal, “Ýstanbul Türbeleri Üzerine Stil Araþtýrmasý”, VD, sy. 16 (1982), s. 77-120; Beyhan Erçað, “Mimar Sinan Türbelerinin Estetiði Üzerine”, Ýlgi, sy. 58, Ýstanbul 1989, s. 7-14. ÿÝsmail Orman TÜREBE SERÝYYESÝ ( ) Hevâzin’e mensup dört kabile üzerine Hz. Ömer’in kumandasýnda gönderilen seriyye (7/628). ˜ 6. yýlýn Þâban ayýnda (Aralýk-Ocak 627- 628) Hevâzin kabilesinden Sa‘d b. Bekir oðullarýnýn Fedek’te müslümanlara karþý Hayber yahudileriyle ittifak kurduðu ve onlara yardým hazýrlýðý içinde bulunduðu duyulunca Resûl-i Ekrem Hz. Ali’nin ida- resinde bir seriyye göndermiþti. 7. yýlýn Þâ- ban ayýnda (Aralýk 628) bu kabile ile He- vâzin’den diðer üç kabilenin müslüman- lara saldýrmak için iþ birliði yaptýðý haber alýndý. Bunun üzerine Resûlullah, Hz. Ömer’i otuz kiþilik bir süvari birliðinin baþýnda on- lara karþý sevketti. Yanýna Benî Hilâl’den çöl yolculuðunu ve bölgeyi iyi bilen bir ký- lavuz alan Hz. Ömer, geceleri yol alýp gün- düzleri gizlenerek Tâif yakýnýnda Serât da- ðýndan Necid’e kadar uzanan Türebe va- disinin en güney kýsmýnda yer alan Ablâ‘ bölgesine ulaþtý. Söz konusu kabileler bu- Çelebi Sultan Mehmed’in kendi adýna yaptýrdýðý türbede (Bursa Yeþiltürbe) alý- þýlmadýk þekilde Orta Asya mimarlýðýndan esinlenmiþ olmasý Timur’la sanatsal bir boy ölçüþme olarak deðerlendirilebilir. Oðlu II. Murad’ýn Bursa’daki külliyesinde yer alan türbesi Ýslâmî anlayýþýn biçimlendirdiði ay- dýnlýk kubbeli tasarýmý ile dikkati çekmek- tedir. Bizzat sultanýn vasiyetiyle ortaya çýk- týðý bilinen bu model, ulemâ sýnýfýnýn ter- cih ettiði açýk türbeler bir yana býrakýlýrsa Osmanlý mimarlýðýndaki yegâne örnekler- den biridir. Ýstanbul’un fethinden sonra inþa edilen Mahmud Paþa Türbesi dýþ cep- he süslemesiyle farklý bir yapýdýr. Sekiz- gen planlý, üzeri kubbeli Eyüp Sultan Tür- besi’nin güneyine inþa edilen cami dýþýn- da pek çok türbe camilerin mihrap önün- deki alanda yer almýþtýr. Bu dönemde dik- kati çeken en önemli özellik mezar yapýla- rýnýn külliye programýndaki yerinin karak- teristik bir durum almýþ olmasýdýr. Fâtih Külliyesi’nde mihrap duvarý önünde oluþ- turulan ve baþlangýçta bir gülistan þeklin- de düzenlenen hazîre içine alýnarak yeri belirlenen türbe, sonraki selâtin ve vüze- râ külliyelerinde topografyanýn elverdiði ölçüde ayný yerde kullanýlacaktýr. II. Baye- zid ve Yavuz Sultan Selim türbeleri sekiz- gen planlý kubbeli þemalarýyla külliyelerde yerini almýþtýr. Osmanlý mimarisinde önem- li bir yeri olan Mimar Sinan’ýn türbe mi- marisine farklý katkýlarda bulunduðu gö- Klasik Osmanlý dönemi türbelerinden, Süleymaniye Külliye- si içinde yer alan Hürrem Sultan Türbesi

Upload: others

Post on 02-Sep-2019

3 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: 420 · Murad ýn Bursa daki külliyesinde yer alan türbesi Ýslâmî anlayýþýn biçimlendirdiði ay-dýnlýk kubbeli tasarýmý ile dikkati çekmek-tedir. Bizzat sultanýn vasiyetiyle

466

TÜRBE

rülmektedir. Ýlk defa Kanûnî Sultan Süley-man Türbesi’nde uyguladýðý çift kabukluve çift kubbeli tasarým þemasýný, Ayasof-ya’daki Sultan II. Selim Türbesi’nde içte vedýþta farklý plan kurgularý üzerinde dene-yerek mükemmele ulaþtýran Sinan, camimimarisinde olduðu gibi türbe mimari-sinde de yenilikler yapmýþtýr. Halefleri ta-rafýndan benimsenen bu þema, III. Muradve III. Mehmed için Ayasofya Camii yanýn-da inþa edilen türbelerle XVII. yüzyýla in-tikal etmiþtir.

XVII. yüzyýlda türbelerin daha ziyademedreselerle birlikte planlandýðý görül-mektedir. Ýlk olarak XVI. yüzyýlda Sinan’ýnEyüp’te inþa ettiði Sokullu Mehmed Pa-þa Külliyesi’nde ortaya çýkan bu þema Si-nan’ýn ardýndan bu yüzyýlýn sonunda Ko-ca Sinan Paþa Külliyesi’nde uygulanmýþtýr.Bu durum XVII. yüzyýlda Kuyucu MuradPaþa, Ekmekçizâde Ahmed Paþa, KöprülüMehmed Paþa külliyelerinde devam eder.XVIII. yüzyýlýn baþýnda Gülnûþ EmetullahVâlide Sultan için Üsküdar’daki külliyesin-de inþa edilen türbe kafesli kubbesiyle hâ-nedan türbeleri içinde farklý bir uygula-madýr. Osmanlýlar’ýn dikkatlerini Batý’yaçevirdikleri XVIII. yüzyýlýn ortalarýndan iti-baren baþta süsleme olmak üzere mima-ride dýþ etkilerin arttýðýný türbelerde detesbit etmek mümkündür. Nuruosma-niye Külliyesi’nde Þehsuvar Vâlide SultanTürbesi, Lâleli Külliyesi’nde III. MustafaTürbesi bu tip yapýlardýr. Þah Sultan veMihriþah Vâlide Sultan türbelerinin planve tasarým özelliklerinde açýk þekilde be-liren barok ve rokoko detaylar Sultan II.Mahmud Türbesi’nde geleneksel þemaüzerine iþlenen empire (ampir) üslûba dö-nüþür. Klasik Osmanlý mimarisinde kulla-nýlmayan yuvarlak plan þemasýna göre in-þa edilen Gülüstû Sultan Türbesi döneminen ilgi çekici yapýlarýndan biridir. XIX. yüz-yýlýn sonlarýnda giderek artan Batý etkile-rinin uyandýrdýðý tepkinin mimarideki yan-sýmasý olan neo-klasik üslûp, Sultan Meh-med Reþad için Eyüp’te inþa edilen tür-bede görkemli bir þekilde ele alýnarak Os-manlý türbe mimarisinin son örneði olaraktarihe geçmiþtir (türbeyle ilgili dinî hüküm-ler için bk. KABÝR).

BÝBLÝYOGRAFYA :

Doðan Kuban, Türk Barok Mimarisi Hakkýn-da Bir Deneme, Ýstanbul 1954; Mustafa Cezar,Anadolu Öncesi Türklerde Þehir ve Mimarlýk,Ýstanbul 1977; Gönül Öney, Anadolu Selçuklu Mi-marisinde Süsleme ve El Sanatlarý, Ankara 1978;a.mlf., Beylikler Devri Sanatý: XIV-XV. Yüzyýl(1300-1453), Ankara 1989; a.mlf., “Ýran ve Ana-dolu Selçuklu Türbelerinin Mukayesesi”, AÜ Ýlâ-

hiyat Fakültesi Yýllýk Araþtýrmalar Dergisi, III,Ankara 1981, s. 41-66; Pars Tuðlacý, Osmanlý Mi-marlýðýnda Batýlýlaþma Dönemi ve Balyan Aile-si, Ýstanbul 1981; Yavuz Yýldýrým, Mimar Kema-lettin ve Birinci Ulusal Mimarlýk Dönemi, An-kara 1981; Metin Sözen, Tarihsel Geliþimi ÝçindeTürk Sanatý, Ýstanbul 1983; a.mlf., “Anadolu’daEyvan Tipi Türbeler”, Anadolu Sanatý Araþtýr-malarý, I, Ýstanbul 1968, s. 167-210; Orhan Cez-mi Tuncer, Anadolu Kümbetleri, Ankara 1986-91, I-III; B. O’Kane, Timurid Architecture in Khu-rasan, Costa Mesa 1987; Ara Altun, Ortaçað TürkMimarisinin Anahatlarý Ýçin Bir Özet, Ýstanbul1988; Yýldýz Demiriz, Eyüp’te Türbeler, Ankara1989; Seyfi Baþkan, Türk Sanatý Üzerine Dene-meler, Ýstanbul 1990, s. 89-97; Oktay Aslanapa,Türk Sanatý, Ankara 1990; a.mlf., Türk Cum-huriyetleri Mimarlýk Abideleri, Ankara 1996;M. Meinecke, Die Mamlukische Architektur inÄgypten und Syrien, Glückstadt 1992, I-II; Hak-ký Önkal, Osmanlý Hanedan Türbeleri, Ankara1992; a.mlf., Anadolu Selçuklu Türbeleri, An-kara 1996; Cimetières et traditions funérairesdans le monde islamique: Ýslam DünyasýndaMezarlýklar ve Defin Gelenekleri (ed. J.-L. Bac-qué-Grammont – Aksel Tibet), Ankara 1996, I-II;O. Grabar, Ýslam Sanatýnýn Oluþumu (trc. NuranYavuz), Ýstanbul 1998; Gözde Ramazanoðlu, OrtaAsya’da Türk Mimarisi, Ankara 1998; Geçmiþ-ten Günümüze Mezarlýk Kültürü ve Ýnsan Haya-týna Etkileri Sempozyumu: 18-20 Aralýk 1998,Ýstanbul 1999; M. Oluþ Arýk, “Erken Devir TürkMimarisinde Türbe Biçimleri”, Anadolu: Anato-lia, XI, Ankara 1969, s. 57-119; Behçet Ünsal,“Ýstanbul Türbeleri Üzerine Stil Araþtýrmasý”, VD,sy. 16 (1982), s. 77-120; Beyhan Erçað, “MimarSinan Türbelerinin Estetiði Üzerine”, Ýlgi, sy. 58,Ýstanbul 1989, s. 7-14.

ÿÝsmail Orman

– —TÜREBE SERÝYYESÝ

( ������� �� )

Hevâzin’e mensup dört kabile üzerineHz. Ömer’in kumandasýnda

gönderilen seriyye(7/628).

˜ ™

6. yýlýn Þâban ayýnda (Aralýk-Ocak 627-628) Hevâzin kabilesinden Sa‘d b. Bekiroðullarýnýn Fedek’te müslümanlara karþýHayber yahudileriyle ittifak kurduðu veonlara yardým hazýrlýðý içinde bulunduðuduyulunca Resûl-i Ekrem Hz. Ali’nin ida-resinde bir seriyye göndermiþti. 7. yýlýn Þâ-ban ayýnda (Aralýk 628) bu kabile ile He-vâzin’den diðer üç kabilenin müslüman-lara saldýrmak için iþ birliði yaptýðý haberalýndý. Bunun üzerine Resûlullah, Hz. Ömer’iotuz kiþilik bir süvari birliðinin baþýnda on-lara karþý sevketti. Yanýna Benî Hilâl’dençöl yolculuðunu ve bölgeyi iyi bilen bir ký-lavuz alan Hz. Ömer, geceleri yol alýp gün-düzleri gizlenerek Tâif yakýnýnda Serât da-ðýndan Necid’e kadar uzanan Türebe va-disinin en güney kýsmýnda yer alan Ablâ‘bölgesine ulaþtý. Söz konusu kabileler bu-

Çelebi Sultan Mehmed’in kendi adýnayaptýrdýðý türbede (Bursa Yeþiltürbe) alý-þýlmadýk þekilde Orta Asya mimarlýðýndanesinlenmiþ olmasý Timur’la sanatsal bir boyölçüþme olarak deðerlendirilebilir. Oðlu II.Murad’ýn Bursa’daki külliyesinde yer alantürbesi Ýslâmî anlayýþýn biçimlendirdiði ay-dýnlýk kubbeli tasarýmý ile dikkati çekmek-tedir. Bizzat sultanýn vasiyetiyle ortaya çýk-týðý bilinen bu model, ulemâ sýnýfýnýn ter-cih ettiði açýk türbeler bir yana býrakýlýrsaOsmanlý mimarlýðýndaki yegâne örnekler-den biridir. Ýstanbul’un fethinden sonrainþa edilen Mahmud Paþa Türbesi dýþ cep-he süslemesiyle farklý bir yapýdýr. Sekiz-gen planlý, üzeri kubbeli Eyüp Sultan Tür-besi’nin güneyine inþa edilen cami dýþýn-da pek çok türbe camilerin mihrap önün-deki alanda yer almýþtýr. Bu dönemde dik-kati çeken en önemli özellik mezar yapýla-rýnýn külliye programýndaki yerinin karak-teristik bir durum almýþ olmasýdýr. FâtihKülliyesi’nde mihrap duvarý önünde oluþ-turulan ve baþlangýçta bir gülistan þeklin-de düzenlenen hazîre içine alýnarak yeribelirlenen türbe, sonraki selâtin ve vüze-râ külliyelerinde topografyanýn elverdiðiölçüde ayný yerde kullanýlacaktýr. II. Baye-zid ve Yavuz Sultan Selim türbeleri sekiz-gen planlý kubbeli þemalarýyla külliyelerdeyerini almýþtýr. Osmanlý mimarisinde önem-li bir yeri olan Mimar Sinan’ýn türbe mi-marisine farklý katkýlarda bulunduðu gö-

Klasik Osmanlý dönemi türbelerinden, Süleymaniye Külliye-

si içinde yer alan Hürrem Sultan Türbesi

Page 2: 420 · Murad ýn Bursa daki külliyesinde yer alan türbesi Ýslâmî anlayýþýn biçimlendirdiði ay-dýnlýk kubbeli tasarýmý ile dikkati çekmek-tedir. Bizzat sultanýn vasiyetiyle

467

cadelelerinde zikredilen Efrâsiyâb da (AlpEr Tunga) bir Türk baþbuðu kabul edil-mektedir. Çin kaynaklarýnda geçen ve HunHükümdarý Mo-tu’nun kabilesinin adý ola-rak gösterilen Tu-ku’nun (T’u-ko) Türk an-lamýna geldiði, bu kelimenin milâttan ön-ce 209’da kaynaklarda yer aldýðý bazý araþ-týrmacýlar tarafýndan ileri sürülmüþtür.Türkçe’de cins ismi þeklinde eskiden beribilinen türk kelimesinin Altaylý (Seyhunnehrinin kuzeyi) kavimleri ifade etmeküzere 420 tarihli bir Pers metninde ve515 olaylarý dolayýsýyla “türk Hun” (kuvvetliHun) tabirinde geçtiði bilinmektedir. Türkkelimesine kaynaklarda çeþitli anlamlarverilmekle birlikte 1911 yýlýnda neþredilenUygurca bir belgede “kuvvet ve güç” mâ-nasýna geldiði görülmektedir.

Arkeolojik kazý neticeleri Türkler’in eneski anayurdu konusunda bazý ip uçlarýnýortaya çýkarmýþ, nihayet 1950’li yýllardayapýlan yeni çalýþmalar sonunda Altay dað-larýnýn kuzeyi ile Sayan daðlarýnýn güney-batýsý arasýndaki bölgenin en eski Türkyurdu olduðu anlaþýlmýþtýr. Buna göre Mi-nusinsk bölgesindeki Afanasyevo ile (m.ö.2500-1700) Andronovo (m.ö. 1700-1200)kültürleri eski Türk yurdunun Proto-Türk-leri’nin temsilcisidir. Milâttan sonra X.yüzyýla kadar Moðolistan’ýn doðusundakiKerulen ýrmaðýndan Macaristan ovalarýnauzanan geniþ saha Türk boylarýyla mes-kûn iken daha sonra Ortadoðu Türk göç-lerine sahne oldu. Türkler’in çok sayýdakavimle temaslarý neticesinde Türk ismiyanýnda boy adlarý farklý milletlerin kay-naklarýnda çeþitli þekillerde yazýlmýþtýr.Türk adý, 542 yýlýnda tarih sahnesine çý-kan ve 552’de baðýmsýzlýðýný ilân eden Gök-türk (Kök-Türk) Devleti’yle resmî bir kim-lik kazandý. Aslýnda bu devletin adý Kök-Türk deðil Türk’tü ve bazan yazýtlarda Tü-rük þeklinde yazýlýyordu. Moðolistan’da ku-rulan Türk devleti kýsa zamanda bütünOrta Asya’yý, Kuzey Çin’i ve Tibet’i hâkimi-yeti altýna aldý. Daha sonra Kore’den Ka-radeniz’e kadar Kafkaslar’ýn kuzeyini veKuzey Afganistan’ý kendine baðladý. Böyle-ce hem Doðu (Çin, Tibet, Kore) hem Batý(Bizans) kaynaklarýnda Türk Devleti adýylageniþ yer edindiði gibi Orta Asya da Tür-kiye diye anýlmaya baþlandý. Türk Devleti745’te yýkýlýnca topraklarýnýn doðu kana-dýnda Uygur Devleti, Dokuz Oðuz boylarý-nýn üzerinde hâkimiyet kurup idareyi sür-dürdü. Batý Göktürk topraklarýnda ise ön-ce çeþitli boy topluluklarý Türgiþ (Türkiþ /Türkler) adýyla varlýklarýný devam ettirdi.766’da Türgiþ siyasî birliði ortadan kal-kýnca Oðuzlar, Tanrýdaðlarý-Çu-Yedisu hav-

zasýndan Siriderya (Seyhun) boyu üzerin-den Mangýþlak’a ve Ýdil’e (Ýtil) kadar daðý-nýk halde yaþadýlar. Oðuz adý bu dönem-de ön plana çýksa da Türk kimliklerindendolayý Ýslâm kaynaklarýnda Türkmen, Ruskaynaklarýnda Tork adýyla anýldý. Üç kýta-da hüküm süren Osmanlý Devleti’ne Batý-lýlar Türk Devleti adýný veriyordu. Türkiyetabiri daha VI. yüzyýlda Bizanslýlar tarafýn-dan Orta Asya için kullanýlýyordu. Yine Bi-zanslýlar IX ve X. yüzyýllarda Volga’dan Or-ta Avrupa’ya kadar uzanan sahaya da Tür-kiye adýný vermiþlerdi. XI-XII. yüzyýllardaMýsýr ve Suriye’ye Türkiye denirdi. Anado-lu ise XII. yüzyýldan itibaren Türkiye ola-rak tanýnmaya baþlandý. Orta Asya yakla-þýk 4000 yýl, Anadolu ise 1000 yýldýr Türk-ler’e vatan vazifesi görmektedir.

Milâttan Önce Türk Göçleri. Ortaçað’ýnsonuna kadar yayýlmalar / toplu göç ha-reketleri Türk kavimlerinin en karakteris-tik özelliklerindendir. Anayurttan (Andro-novo bölgesi) ilk göç hareketi milâttan ön-ce 1700’lü yýllarda Altay ve Tanrýdaðlarý’-na olmuþtur. Milâttan önce 1300’lerde Ka-zakistan ve Mâverâünnehir’e doðru bir ha-reketlenme söz konusudur. Milâttan önce1100’lerde Çin’in kuzeyindeki Kansu-Or-dos bozkýrlarýna bir göç gerçekleþmiþtir.Don nehrine doðru yayýlma hareketi mi-lâttan önce 1500’lerde meydana geldi. Ay-ný tarihlerde Baykal gölü civarýna bir baþ-ka göç vardýr. Milâttan önce 1000’li yýllar-da bir Türk grubu Kuzey Hindistan’a gitti.Altaylar ve Sayan bölgesini terkeden birbaþka kitle Ural daðlarý ve Sibirya yöre-sine çekildi. Milâttan önce 52’den sonraChih-ch’i Hunlarý Ötüken bölgesinden BatýTürkistan yöresine (Güney Kazakistan veFergana) geldiler.

Milâttan Sonra Türk Göçleri. Hunlar, I.yüzyýlýn sonlarýndan II. yüzyýlýn ortalarýnakadar Orhon (Orhun) bölgesinden GüneyKazakistan bozkýrlarýna yayýldýlar. 375’-ten sona Orta Avrupa’ya, Uar-Hunlar Af-ganistan ve Kuzey Hindistan’a, OgurlarGüneybatý Sibirya’dan Güney Rusya’ya (461-465), Sabarlar Aral’ýn kuzeyinden Kafkas-lar’a (V. asrýn ilk yarýsý), Avarlar Batý Tür-kistan’dan Orta Avrupa’ya (VI. asýr ortasý),Peçenek, Kuman-Kýpçak ve Uzlar (Oðuz-lar) Hazar denizinin kuzeyinden Doðu Av-rupa’ya ve Balkanlar’a (IX-XI. asýr), Bul-garlar Karadeniz’in kuzeyinden Balkanlar’ave Volga nehri kýyýlarýna (668’den sonra),Macarlar’la birlikte bazý Türk boylarý 830’-dan sonra Kafkaslar’ýn kuzeyinden OrtaAvrupa’ya göç ettiler. 359 ve 373 yýllarýn-da Hunlar’dan bir kitle Kafkaslar yoluylaAnadolu, Suriye ve Azerbaycan’a geldiler.

rada toplanmýþlardý. Ancak müslüman-larýn gelmekte olduðunu duyan kabilelerbölgeyi terkedip civara daðýldýlar. Geridebýrakýlan sürüleri ganimet olarak alan Hz.Ömer müfrezenin baþýnda geri döndü. Dö-nüþ yolunda Cedr mevkiine gelindiðindekýlavuz Hz. Ömer’e, yurtlarýndaki kuraklýkyüzünden oraya göç eden Has‘am kabilesi-ne saldýrmayý teklif etti. Ancak Ömer, Re-sûlullah’ýn kendisini sadece müslümanlarasaldýrý için hazýrlýk yapan kabilelerin üze-rine gönderdiðini söyleyerek bunu uygungörmedi.

BÝBLÝYOGRAFYA :

Vâkýdî, el-Me³åzî, II, 722; Ýbn Sa‘d, e¹-ªabašåt,II, 89, 117; Halîfe b. Hayyât, et-TârîÅ (Ömerî), I,78; Belâzürî, Ensâb, I, 379; Taberî, TârîÅ (Ebü’l-Fazl), III, 22; Abdurrahman b. Abdullah es-Sühey-lî, er-Rav²ü’l-ünüf (nþr. Mecdî Mansûr), Beyrut1997, IV, 395; Yâkut, Mu£cemü’l-büldân, IV, 80;Ýbn Seyyidünnâs, £Uyûnü’l-e¦er (nþr. Muhammedel-Îdü’l-Hatrâvî – Muhyiddin Müstû), Medine1413/1992, I, 446-447; Ýbn Kayyim el-Cevziyye,Zâdü’l-me£âd, Beyrut 1985, II, 213; Ýbn Kesîr,es-Sîre, III, 418; Þâmî, Sübülü’l-hüdâ, VI, 255-256; Nûreddin el-Halebî, Ýnsânü’l-£uyûn, Beyrut1400, III, 185, 191; Muhammed b. Abdülbâký ez-Zürkanî, Þer¼u’l-Mevâhib, Kahire, ts. (Dârü’t-tý-bâati’l-Mîriyye), II, 298; Köksal, Ýslâm Tarihi (Me-dine), VII, 306-307; Serdar Özdemir, Hz. Peygam-ber’in Seriyyeleri, Ýstanbul 2001, s. 75-76.

ÿÝsmail Yiðit

– —TÜRK

I. TARÝHII. KÜLTÜR ve MEDENÝYET

1. Genel2. Yazý3. Dil ve Edebiyat4. Sanat5. Din˜ ™

I. TARÝH

Türk Soyu ve Tarihi, Ortaya Çýkýþý, Ya-yýlýþý, Kollarý, Kurduklarý Devletler. Hero-dotos’un milâttan önce V. yüzyýlda doðukavimleri arasýnda zikrettiði bir kavim içinkullandýðý Targita isminin Türk kelimesi-nin ilk þekli olabileceði ileri sürülmüþtür.Ýskit topraklarýnda oturduklarý söylenenTyrkaeler, Tevrat’ta adý geçen Yafes’in to-runu Togharma, eski Hint kaynaklarýndabildirilen Turukhalar, Thraklar ve Troialý-lar’ýn Türk adýný ilk defa taþýyan kavimlerolduðu sanýlmýþtýr. Ýslâm kaynaklarýndabildirilen Ýran Zend-Avesta rivayetleri içe-risinde Hükümdar Feridun’un oðlu Turac(Tur-Turan) ve Yafes’in torunu Türk’ten tü-reyen nesil de Türk adýný ilk alan kavim di-ye düþünülmüþtür. Ayrýca Ýran-Turan mü-

TÜRK