22-ÖzelleŞmİŞ baĞ dokusu

105
II. ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU A. REDİKÜLER BAĞ DOKUSU Bu dokuya hakim olan lifler rediküler fibrillerdir. Rediküler fibrillerin arasında yıldız biçimli fagositik rediküler hücreler yerleşiktir. Rediküler fibril ve hücreler birlikte üç boyutlu bir organizasyon oluşturular. Bu oluşum bulunduğu organın çatısını yapıp, destek eleman olarak fonksiyon görür. Karaciğer sinüzoidlerinin

Upload: cagri-bayraktutan

Post on 29-Jun-2015

294 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU

II. ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSUA. REDİKÜLER BAĞ DOKUSU

Bu dokuya hakim olan lifler rediküler fibrillerdir. Rediküler fibrillerin arasında yıldız biçimli

fagositik rediküler hücreler yerleşiktir. Rediküler fibril ve hücreler birlikte üç boyutlu bir

organizasyon oluşturular. Bu oluşum bulunduğu organın çatısını yapıp,

destek eleman olarak fonksiyon görür. Karaciğer sinüzoidlerinin duvarında, lenfoid

organlardan; lenf düğümü, tonsilla ve dalakta,

kemik iliği gibi myeloid organlarda rediküler bağ

dokusuna rastlanmaktadır.

Page 2: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU
Page 3: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU

Bu preperat bir lenf nodundan hazırlanmıştır.Kendi sitoplazmik uzantılarıyla bir ağ oluşturan yıldız

biçimindeki rediküler hücreler.Bu hücrelere ilaveten rediküler fibrillerde yapının çatısının

oluşturulmasında katkı sağlar.

Page 4: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU

Lenf nodundan hazırlanmış bir preperat.Sahanın ortasında rediküler hücreler göze

çarpmaktadır.

Page 5: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU

C. ELASTİK BAĞ DOKUSUElastik fibrilerin yapıya hakim olduğu bu bağ dokusu

türünde, makroskobik olarak görünüm sarı renktedir. Kalın elestik fibriller dallanmalar yaparak birbirleriyle

dik açı oluşturacak şekilde birleşirler. İlgili oluşumun aralarında ince kollajen fibriller ve az

sayıda fibroblast bulunmaktadır. Elastik bağ dokusu; kolumna vertebralisin

ligamentum flavasında, ligamentum suspansorius

peniste, karın ön duvarındaki skalpa fasiasında ve içi

boş organların duvarındaki membranlarda bulunurlar. Böylece organ içi basınç değişimlerinde organa

genişleyebilme özelliği kazandırılır.

Page 6: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU

B. YAĞ DOKUSU (ADİPOZ DOKU)Yağ dokusu zengin kan damarları ile yakın ilişkisi bulunan yağ depolayan hücrelerden oluşmuş özelleşmiş bir bağ dokusu türüdür.

Tek tek veya gruplar halinde yağ depolayan hücreler veya bir başka ifadeyle adipositler

özellikle gevşek bağ dokusu içinde olmak üzere, diğer bazı tür bağ dokusu türleri içinde

bulunmakla birlikte, bu başlık altında temel hücre tipinin adipositler olduğu yağ dokusu

incelenecektir.

Page 7: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU

Organizma diğer enerji kaynaklarını sınırlı bir kapasite dahilinde depolayabilirken, yağların depolanmasında özel bir durum söz konusudur. Memeliler sürekli enerji tükettikleri halde aralıklı beslendiklerinden dolayı, birikmiş enerji depolarına gereksinim duyarlar. Diğer enerji veren ürünlerden daha az yer kaplaması ve yüksek kalorili bir enerji olan yağların depolanmasının avantajları vardır.Yağ dokusu gerek morfolojik açıdan, gerekse fonksiyonel özellikleri dikkate alınarak iki alt grup halinde incelenmektedir. Bunlar sırasıyla;Beyaz veya uniloküler yağ dokusuKahverengi veya multiloküler yağ dokusudur.

Page 8: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU
Page 9: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU

Beyaz yağ dokusu adült (erişkin) bireylerde dominant (baskın) iken kahverengi yağ dokusu esas itibariyle fetal (doğum öncesi) yaşamda olmak üzere, doğumdan sonraki ilk dönemlerde gözlenmektedir.

I.Beyaz veya uniloküler yağ dokusuBu tür yağ dokusunun temel görevleri; enerji depolanması, vital organların izalosyonu ve darbelerden korunması şeklinde özetlenebilir.Beyaz (uniloküler) adipoz dokusu yeni doğanda vücudun her yerinde eşit kalınlıktadır. Yaşla birlikte cinsiyet hormonları ve ACTH hormonunun etkisiyle, cinse bağlı olarak ya azalır yada tümüyle kaybolmasına karşın bazı yerlerdeyse kalınlaştığı gözlenmektedir.

Page 10: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU

Çoğunlukla deri altında uniform dağılmış yağ

dokusuna pannikulus adipozus adı verilir. Ergin erkeklerde başlıca; ense, 7. servikal vertebra

üzerinde, deltoid ve triseps kasları çevresinde,

lumbosakral bölgede ve baldırlarda yağ birikimi

gözlenir. Ergin dişilerde ise memelerde, baldırlarda,

epitorokanter bölgede ve kalçaların ön tarafları yağın

birikim gösterdiği yerlerdir. Bu sayılan bölgeler göz önüne alındığında kadın ve

erkek vücudunun şeklinin oluşturulmasında yağ

dokusunun önemi daha iyi anlaşılacaktır.

Page 11: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU

Bu yüzeyel yerleşimden başka, her iki cinste de omentum, mezenter, retroperitoneal bölgelerde yağ depoları mevcuttur. Yağ biriktiren bölgelerin aksine göz kapağı, penis derisi, skrotum ve kulak aurikulasında hiç yağ birikiminin olmadığı bilinmektedir.

Yağ dokusu preperatı.

Page 12: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU

Histolojik olarak yağ hücreleri sıkıca bir araya gelerek lobuler bir organizasyon teşkil ederler. Oluşan bu lobüllerin arasında fibröz septumlar dikkati çeker. Lobülü oluşturan yağ hücrelerinin etrafında ise ince rediküler fibrillerden oluşturulmuş bir ağ mevcuttur.

Yağ hücreleri.Şekle dikkat edilecek olunursa hücre çekirdeklerinin biriken yağ

nedeniyle kenara itildikleri gözlenmektedir.

Page 13: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU

Bunların dışında dikkati çeken önemli bir özellik ise lobül araları ve içinde çok sayıda kan kapillerinin bulunmasıdır.

Page 14: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU

Yağ hücreleri büyük hacimli, yan yana bulunan hücrelerin baskısı nedeniyle köşeli biçim kazanmış özelliktedirler. Vücut ısısındaki yağ vakuolleri eriyik vaziyette olduklarından hücre toplulukları çevre dokuların baskısıyla kolaylıkla şekil değiştirmektedir. Beyaz yağ dokusunu teşkil eden hücrelerde birikinti yapan tirigliserit yapıdaki yağ tek veya en fazla iki vakuollü bir morfolojik özellik sergiler. Bu vakuollerin çevresinde membransı bir yapı bulunmamasına karsın, lipitlerin hihrofobik özelliklerinden dolayı sulu sitoplazma içinde ayrışmış bir durumda bulunduklarından ayrıca bir membrana ihtiyaç yoktur.

Page 15: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU

Elektron mikroskobu incelemelerinde yağ vakuollerinin membran yerine mikrofilamentlerle kuşatılı oldukları gözlenmektedir.Lipit vakuolü çevresinde dar bir şerit şeklinde kalan sitoplazmada, çekirdeğin hücrenin bir kenarına itildiği ve yassılaştığı görülür. Bu hücrelerin organelden fakir olduklarını da hatırlatmak gerekmektedir.

Page 16: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU

Bu hücreler rutin histolojik işlemler sırasında kullandığımız ksillol, benzen gibi solüsyonlarda tutulurlarsa, içindeki içerikleri eriyeceğinden dolayı içi boş ve çekirdegi kenara itilmiş bir durumda gözlenecektir. Bu görüntüye taşlı yüzük manzarası adı verilmektedir.

Page 17: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU

Özel işlemlerden geçirilerek lipit boyalarıyla boyanırlarsa ihtiva ettiği yağ içeriği rahatlıkla gözlenmektedir.

Sudan IV

Page 18: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU

Beyaz yağ dokusunun histogenezi

Önceden yağ dokusunun sıradan bir bağ dokusu

mu, yoksa spesifik bir bağ dokusu türümü olduğu

tartışma konusuydu.

Yapılan çalışmalarla adipositlerin kendine özgü

bir hücre tipi olduğu ve indifferensiya mezenşimal

hücrelerden ayrı bir hücre tipi olarak geliştiği

kanıtlanmıştır.

Page 19: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU

Bağ dokusunun temel hücresi olan fibroblastla

aynı kök hücreden farklılaşmalarına rağmen,

morfolojik özellikleri gelişim aşamalarında bile

farklılıklar göstermektedir.Fetuste küçük kan damarları boyunca gelişmekte

olan yağ hücreleri (lipoblast) içinde yağ vakuolleri

gözlenmemekle beraber bu hücreler gelişimin en

erken safhalarında bile kendine has özelliklerini

sergilemektedirler.

Page 20: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU

Yağ hücrelerinin gelişim evreleri üç alt başlığa ayrılarak incelenmektedir. Bunlar;

1.Erken lipoblast veya preadiposit evresi Bu evrede hücreler, çok sayıda stoplazmik

uzantıya sahip olup, bol endoplazmik redikulum ve golgi kompleksi göze çarpmaktadır.

Bu süreç dahilinde lipoblasttik farklanma ilerlediği için, düz endoplazmik redikulum oranı, ribozomal endoplazmik redikulum oranına göre artmaktadır

Bu artmada belirleyici faktör rER nin azalma oranlarıdır.

Evrenin sonlarına doğru sitoplazma içinde küçük lipit inklüzyonları görülmeye başlar.

Page 21: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU
Page 22: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU

2. Orta evre lipoblastları (Midstage lipoblast)

Bu aşamada hücrelerin ovalleşmeye başladıkları

gözlenir.

En göze çarpan özellikleri hücrelerin kapsamlı bir

biçimde yağ biriktirmeye başlamaları yanı sıra

etrafınında kan damarlarının belirgin olmaya

başlamasıdır.

Yağ birikintileri hücre nükleusunun etrafında

gerçekleşmektedir.

Page 23: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU
Page 24: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU

3.Geç lipoblast evresi

Differensiyasyonun (farklılaşma) geç evrelerinde

hücreler yeniden yuvarlaklaşmaya başlarken,

sitoplazmada biriken küçük lipid vakuollerinin bir

birleriyle birleştikleri gözlenir.

Bu birleşmeler neticesinde nükleus perifere itilmek

suretiyle ekzantrik bir posisyon alır.

Artık oluşan bu hücreye adiposit veya matür liposit

adı verilmektedir.

Page 25: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU
Page 26: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU

II.Kahverengi veya multiloküler yağ dokusu Bu yağ hücrelerinin mitokondriumlarında çok

miktarda sitokrom bulunduğundan esmer renkte

gözlenir. Beyaz yağ dokusu vücutta yaygın bulunduğu halde

esmer veya kahverengi yağ dokusu çok spesifik

bölgelerde yerleşim gösterir. Kış uykusuna yatan hayvanlarda bu tür oluşumun

daha fazla geliştiği bilinmektedir. Kış uykusundan uyanma sırasında hayvan için bu

yağ depoları fonksiyon gördüğünden hibernating

gland adi da verilmektedir.

Page 27: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU

İnsan embriyo ve yeni doğanlarda oldukça yaygın olan bu doku doğumdan sonra koltuk altı, arka boyun ücgeni ve böbrek hilusunda lobüler bir konumda varlıklarını korurlar.Ergin insanlarda hemen hemen tüm yağ dokusu beyaz olup, yaşlılarda, kronik beslenme bozukluğu olanlarda belli bölgelerde tekrar esmer yağ dokusu görülebilir.

Page 28: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU

Bu yağ dokusunun histolojik özellikleride diğer

türden önemli ayrımlar gösterir.

Bir araya gelen yağ hücreleri daha belirgin

lobüller oluştururlar.

Lobüller arasındaki bağ dokusu septumları da

daha belirgindir.

Bu yağ dokusunda da hem lobüllerin içi hemde

arası zengin kan damarlarına sahiptir.

Sinir bakımından beyaz yağ dokusundan daha

zengindir.

Page 29: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU
Page 30: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU

Esmer yağ dokusunun hücreleri damarlar

çevresinde hücresel kümeler oluştururlar. Bu hücreler diğer tipi oluşturanlardan daha

küçüktür. Poligonal biçimli bu hücrelerin sitoplazmaları

değişik çapta bir çok lipit damalası ile doludur. Sitoplazmalarında dikkati çeken bir başka

özellikse mitokondrionların oldukça çok sayıda

olmasıdır. Tüm bu sayılanlara ilave olarak yağ

vakuollerinin birikmesiyle bu hücrelerde de nükleus

ekzantrikleşmekle birlikte beyaz yağ dokusundaki

çekirdek gibi yassılaşmamaktadır.

Page 31: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU

Kahverengi yağ dokusunun histogenezi de farklıdır.Bu tip yağ dokusunu oluşturan mezenkimal hücreler yağı biriktirmeden önce endokrin beze benzer epiteloid safalar geçirmektedir.

Page 32: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU
Page 33: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU

ADİPOSİT Uniloküler adipositler büyüktür, bazen en

büyük çapı 100 mikrometreye ulaşırAdipositler sferikaldir, ancak basıdan dolayı

polihedral yada oval görünür.Hücredeki lipid birikimine göre yağ hücresinin

büyüklüğü belirlenir.Nücleus yassılaşır ve yerini lipid kütlesi alır,

sitoplazma lipid etrafındadır.Rutin histolojik çalışmalarda lipidi çıkarmak için

organik solventler kullanılır,xylene gibi.Böylece yağ dokusunun ağ şeklindeki irregüler

poligonal profili kolayca kırılabilir.

Page 34: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU

Bu ağ şeklindeki yapı ince tellerine ayrılır, hem sitoplazma hemde ekstraselüler matriks komponentleri gösterilebilir. Bununla birlikte ışık mikroskobunda bu komponentlerin parçalanmış olduğu kararı verilemez.Adipoz doku kan damarlarından zengindir, kapiller boyunca adipositler ağ şeklinde bitişik toplanmışlardır.Gümüş boyamalarda adipositteki retiküler fibrillerin etrafı bu boya ile çevrelenir.Özel boyamalarda adipoz dokudaki myelinize olmamış sinir fiberleri ve çok sayıda mast hücresi gösterilebilir.

Page 35: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU

Lipid içeren ara yüzey ve etrafını çevreleyen sitoplazma arasında, TEM de 2 ayrı komponent gösterilmiştir.5 nanometre çapında mikroflamentlerle desteklenmiş 5 nanometre kalınlığında lipidden yoğun kalın tabaka.Bu tabaka hidrofobik yağ damlacıklarıyla hidrofilik sitoplazmik matriksle ayrılmıştır. Adipositteki perinükleer sitoplazma küçük golgi kompleksi,boş ribozom, rER, mikroflament, intermedier filament ve filamentöz mitokondri içerir.Lipid damlacığının etrafındaki sitoplazmada filamentler,mitokondri ve düz ER kurulmuştur

Page 36: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU

B KAN DOKUSU Damarlar içinde dolaşan kan çeşitli vücut kısımları

arasında metabolik ve fonksiyonel bağlantıyı sağlar.

Sağlıklı erişkin bir insanda yaklaşık 5-5,5 litre kan bulunur.

Kanın sıvı olan hücreler arası maddesine plazma denir.

Kan plazması kimyasal olarak, Albumin, Globulinler, Fibrinojen gibi plazma proteinlerini ve İnorganik tuzları (klorür, bikarbonat ve fosfat) içerir.

Page 37: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU
Page 38: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU

Kanın hava ile temesında fibrinojen, fibrin ağlarını oluşturarak çöker. Bu olaya kanın koagulasyonu denir.

Fibrin ağı üstünde kalan sıvı ise kan serumudur. Kan hacminin yaklaşık %55 ni plazma, % 45 ise kan

hücreleri oluşturur.Kan hücreleri genetik, morfolojik ve fonksiyonel

olarak birbirinden farklı üç türdür. Bunlar;Eritrositler, Lökositler

Lökositler granül içerip içermediklerine göre;Granülositler (Loblu çekirdeklerinden dolayı polimorf nüveli lokositler olarakda adlandırılırlar.Agranülositler (Tek çekirdekli olduklarından dolayı mononüklear lokositlerdir denir).

Trombositlerdir.

Page 39: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU
Page 40: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU

ERİTROSİTLER ERİTROSİTLER (Kanın kırmızı kürecikleri)(Kanın kırmızı kürecikleri)

İçerdikleri hemoglobin sayesinde oksijen taşımak üzere özelleşmiş hücrelerdir.

Esasen kana kırmızı rengini veren bu hücrelerdir. Eritrositlerin doğal renkli olmaları içerdikleri

hemoglobinden dolayıdır.1mm3 kandaki miktarı erkekte 5-5.5 milyon, kadında

4-4.5 milyon kadardır. Bu miktar oksijen ihtiyacının arttığı durumlarda

fizyolojik olarak artar. Eritrosit sayısındaki artışa poliglobuli, azalmasına

anemi denir.

Page 41: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU

Eritrositler yassı –bikonkav disk şeklinde hücrelerdir. İnce olan orta kısımları açık, kalın olan periferik

kısımları daha koyudur.Büyüklükleri insanda ortalama 7-7,5 mikron

kadardır. Bazı patolojik durumlarda büyüklük şekil ve

sayısında ve hemoglobin içeriğinde çok önemli değişiklikler olur.

Page 42: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU

Normal şartlar altında eritrositlerin yüzeyi düzgündür.

Suyunu kaybetmiş eritrositlerin yüzeyinde dikensi çıkıntılar görülür. Bu durum plazma membranının düzensiz kıvrılmaları ile ortaya çıkar.

Şu halde eritrositler hipertonik ortamda su kaybederek büzülür, hipotonik ortamda ise su alarak şişer ve parçalanırlar (Hemoliz olayı).

İnsanda ve diğer memelilerde eritrositlerin çekirdeği yoktur.

Kuşlar ve kurbağalarda eritrositlerin çekirdeği vardır.

Eritrositler yapıldıkları kırmızı ilikten kana geçmeden önce çekirdeklerini ve organellerini kaybederler.

Page 43: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU

Eritrositlerin kuru ağırlığının % 90 kadarı hemoğlobindir.

Geriye kalanın % 3’ü protein ve lipidlerden ibarettir.

Ayrıca potasyum ve mağnezyum gibi katyumlar içerir.

Bu yapılarına göre eritrositler bir membran ile çevrili hemoglobin yüklü keseler gibi kabul edilebilirler.

Hemoğlobin doğal renkli bileşik proteindir. Renksiz bir protein olan globulin ile buna bağlanmış

dört Hem molekülünden yapılmıştır.

Page 44: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU

İnsan ve diğer memeli hayvanların eritrositlerinde

çekirdek bulunmaz.

Embriyonal yaşamın ilk üç ayında eritrositler

çekirdeklidir.

Ancak dördüncü ayından itibaren çekirdekli

eritrositler kaybolur.

Onların yerini çekirdeksiz eritrositler alır.

Ancak bazı patolojik şartlarda erişkin insan

eritrositleri tekrar çekirdekli görülebilir veya çekirdek

materyalinden yapılmış birkaç bazofil korpüskül (Jolly

korpüskülleri) içerebilirler.

Page 45: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU

Normal RBC Sickled RBC

Page 46: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU

Eritrositler çok elastiktir, kolayca biçim

değiştirebilirler.

Bazen kendi çaplarından daha dar kapillerlerden

geçebilmek için kıvrılıp bükülürler ve sonra tekrar eski

biçimlerine dönebilirler.

Eritrositlerin yaşam süresi 100-120 gündür kırmızı

kemik iliğinde yapılırlar ve buradan dolaşıma

geçerler.

Genç eritrositlere retikulosit denir.

Normal şartlarda dolaşım kanında % 1 oranında

retikulosit bulunur.

Yaşlı eritrositler RES’in fagositik hücreleri tarafından

( en çok dalakta ) fogosite edilirler.

Page 47: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU
Page 48: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU

ErEritroitropoesis - I:poesis - I:Eritrosit maturasyonunda esas olay hemoglobin Eritrosit maturasyonunda esas olay hemoglobin sentezidir. sentezidir.

Eritrosit gelişimindeki olaylarEritrosit gelişimindeki olaylar aşağıdaki gibi aşağıdaki gibi özetlenebilir.özetlenebilir.

1.1. Hücre hacmi gidHücre hacmi gideerek küçülür.rek küçülür.

2.2. NNüükleolus giderek küçülür ve sonunda ışık kleolus giderek küçülür ve sonunda ışık mikroskobunda görmikroskobunda görüülemez.lemez.

3.3. Çekirdek piknotik görünüm alana kadar kromatinler Çekirdek piknotik görünüm alana kadar kromatinler yoğunlaşır, sonunda hücre dışına atılıryoğunlaşır, sonunda hücre dışına atılır..

4.4. Sitoplazmada poliribozomların (bazofilik) sayısı Sitoplazmada poliribozomların (bazofilik) sayısı azalır, hemoglobin (asidofilik) miktarı artar. Buna azalır, hemoglobin (asidofilik) miktarı artar. Buna bağlı obağlı ollarak sitoplazmada renk arak sitoplazmada renk ddeğişimleri gözlenir.eğişimleri gözlenir.

5.5. Mitokondri ve diğer organeller giderek azalır.Mitokondri ve diğer organeller giderek azalır.

Page 49: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU

ErEritroitropoesis - I:poesis - I:

Eritropoezin gerçekleşEritropoezin gerçekleşee bilmesi bilmesi iiçin;çin;

1. Colony forming units (CFU-E) yani eritrositer

seriye ait ata hücrenin varlığı ve

2.2. Böbrekler ve ka Böbrekler ve karrciğer tarafından sekrete edilen ciğer tarafından sekrete edilen

bir hormon olan bir hormon olan ErythropoietinErythropoietin (EPO(EPO) )

gereklidir.gereklidir.

Page 50: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU

ErEritroitropoesis - poesis - III:I:Eritrositik hücrelerin farklılanması ve Eritrositik hücrelerin farklılanması ve olgunlaşması aşaolgunlaşması aşammalarında aşağıdaki alarında aşağıdaki

evlererden geçmektedir.evlererden geçmektedir.

1. 1. Proerythroblast (1 Gün)

2. Basophilic erythroblast (1 day)

3. Polychromatophilic erythroblast (1 day)

4. Orthochromatophilic erythroblast (1 day)

5. Reticulocyte (3 days)

6. Mature erythrocyte (120 days)

7. Eliminated by macrophages (MPS) in spleen, liver, and bone marrow

Page 51: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU

ErEritroitropoesis - poesis - III:I:a: erythropoietin - (kidney, liver)b: CFU - E (erythrocyte) stem cellc: hemoglobind: polysomese: proerythroblast - 1 dayf: basophilic erythroblast - 1 dayg: polychromatophilic erythroblast - 1 dayh: orthochromatophilic erythroblast - 1 dayi: nucleusj: reticulocyte - 3 daysk: erythrocyte - 120 days

Page 52: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU

ErEritroitropoesis - poesis - IVIV::EErrititropoesisropoesisi etki etkiileyen faktörlerleyen faktörler– Kanama (Kanama (Hemorrhage)Hemorrhage)– Solunan havadaki Solunan havadaki ooksijen basıksijen basınncı (cı (High High

altitudesaltitudes))– Anfizem (Anfizem (EmphysemaEmphysema))EErritrosititrosit üretiminin düzenlenmesiüretiminin düzenlenmesi– Kan oksijen basıncındaki düşme böbrektekiKan oksijen basıncındaki düşme böbrekteki

juxtaglomerular apparatus juxtaglomerular apparatus tarafından algılanarak tarafından algılanarak buna cevap olarak eritropoetin sekresyonuna buna cevap olarak eritropoetin sekresyonuna sebap olur.sebap olur.

– EEritropoeritropoettinin artması, CFU-inin artması, CFU-EE ve kırmızı hücre ve kırmızı hücre öncülerinde hem bölünmeyi hemde farklılaşmayı öncülerinde hem bölünmeyi hemde farklılaşmayı hızlandırır. hızlandırır.

Page 53: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU
Page 54: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU
Page 55: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU

LÖKOSİTLERLÖKOSİTLERA.Granülositler (Polimorfonükleer lokositler)A.Granülositler (Polimorfonükleer lokositler)

– neutrophils 60-70%neutrophils 60-70%– eosinophils 2-4%eosinophils 2-4%– basophils 0.5-1%basophils 0.5-1%

B.AgranülositB.Agranülosit– lymphocytes 20-30%lymphocytes 20-30%– monocytes 3-8%monocytes 3-8%

KAN PULCUKLARI KAN PULCUKLARI

Her Her µL µL kanda kanda 200,000-400,000200,000-400,000 hücre. hücre.

Page 56: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU

A.Granülositler (Polimorfonükleer A.Granülositler (Polimorfonükleer lökositler)lökositler)

1. Nötrofil1. Nötrofil12-15 µm 12-15 µm çapında hücrelerdir.çapında hücrelerdir.Çok loblu bir çekirdeğe sahiptirler.Çok loblu bir çekirdeğe sahiptirler.Dişilerde bazı nötrofillerde (%3) Dişilerde bazı nötrofillerde (%3) drumstickdrumstick şeklinde şeklinde cinsiyet kromozonu (X) secilerek genetik cinsiyet cinsiyet kromozonu (X) secilerek genetik cinsiyet tanısı konulur.tanısı konulur.İnsan lökositlerinde iki tip granül gözlenemektedirİnsan lökositlerinde iki tip granül gözlenemektedirBunlardan birisi spesifik granüller olup, Bunlardan birisi spesifik granüller olup, Alk PO4ase, Alk PO4ase, collagenase, lactoferrin, lysozyme collagenase, lactoferrin, lysozyme veve phagocytins phagocytins gibi gibi maddeler içerirler.maddeler içerirler.Diğere granül tipi ise aDiğere granül tipi ise azurophilic granulzurophilic granullerdir. Bunlar lerdir. Bunlar özellik olarak diğer dücrelerdeki primer lizozomlara özellik olarak diğer dücrelerdeki primer lizozomlara karşılık gelir.karşılık gelir.

Page 57: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU

Bu hücrelerin Bu hücrelerin dolaşımdaki yarı ömrü dolaşımdaki yarı ömrü 6-7 6-7 saatti. saatti. Dolaşımdan dokuya Dolaşımdan dokuya geçtiklerinde geçtiklerinde buradada 1-4 gün buradada 1-4 gün arasında yaşarlar.arasında yaşarlar.Aktif fagositoz yapan Aktif fagositoz yapan bu hücreler bu hücreler infeksiyonlara katşı infeksiyonlara katşı önemli defens önemli defens sistemlerinden sistemlerinden birisidir.birisidir.

Page 58: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU

Bir insan nötrofilinin elektron mikrografı. X15.400

Fagositoz olayı Fagositoz olayı

esnasında peroksit esnasında peroksit

oluşmakta, bu bileşik oluşmakta, bu bileşik

nötrofilde bulunan nötrofilde bulunan

myeloperoksidaz ile myeloperoksidaz ile

birleşerek bakteri birleşerek bakteri

duvarındaki tirozin duvarındaki tirozin

molekülüne etki etmek molekülüne etki etmek

suretiyle duvar suretiyle duvar

parçalanmaktadır.parçalanmaktadır.

Page 59: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU

Aktif iltihabi olaylarda nötrofilin kandaki sayısının Aktif iltihabi olaylarda nötrofilin kandaki sayısının

artma sebebi kemik iliğindeki üretim hızıyla ilgilidir.artma sebebi kemik iliğindeki üretim hızıyla ilgilidir.

Bazı toksit maddelerin etkisiyle (streptekokus) Bazı toksit maddelerin etkisiyle (streptekokus)

nötrofil granüllerinin membranları parçalanarak nötrofil granüllerinin membranları parçalanarak

nötrofilin kendi kendini sindirmesine de nötrofilin kendi kendini sindirmesine de

rastlanmaktadır.rastlanmaktadır.

Nötröfilller metabolik aktiviteleri oldukça yüksek Nötröfilller metabolik aktiviteleri oldukça yüksek

hücreler olup hem aerobik hemde anaerobik glikoliz hücreler olup hem aerobik hemde anaerobik glikoliz

yapabilmektedirler.yapabilmektedirler.

Bu özellik onlara büyük avantaj sağlamaktadır.Bu özellik onlara büyük avantaj sağlamaktadır.

Page 60: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU

2. Eozonofil2. Eozonofil12-15 µm 12-15 µm çapında iki loblu çapında iki loblu çekirdeğe sahip bir hücredir.çekirdeğe sahip bir hücredir. Hücre sitopazmasında ER, Hücre sitopazmasında ER, Golgi kompleksi, Golgi kompleksi, mitokondria bulunmaktadır.mitokondria bulunmaktadır.Bu hücreler tek tip granül Bu hücreler tek tip granül taşır.taşır.Küre veya oval biçimli Küre veya oval biçimli granüllerin hepsi eş granüllerin hepsi eş büyüklüktedir.büyüklüktedir.Granüller asit boya olan Granüller asit boya olan eosinle kırmızı eosinle kırmızı boyanmaktadır.boyanmaktadır.

Page 61: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU

Bu nedenle asidofilik veya eozonofilik lökosit adı Bu nedenle asidofilik veya eozonofilik lökosit adı

verilmektedir.verilmektedir.

Bir membran ile kuşatılı granüllerin orta Bir membran ile kuşatılı granüllerin orta

bölümlerinde elektron mikroskobunda kristaloid bölümlerinde elektron mikroskobunda kristaloid

bir yapı görülür.bir yapı görülür.

Eozonofilik lokositler yaptığı ameboik Eozonofilik lokositler yaptığı ameboik

hareketlerle bakteri veya yabancı maddelere hareketlerle bakteri veya yabancı maddelere

karşı çok aktif bir fagositoz göstermese de, bir karşı çok aktif bir fagositoz göstermese de, bir

başka sebeple oluşmuş antijen antikor başka sebeple oluşmuş antijen antikor

kompleksini çok hızlı olarak fagosite etmektedir.kompleksini çok hızlı olarak fagosite etmektedir.

Page 62: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU

Allerjik reaksiyonlarda kanda eozonofil miktarı artar.Allerjik reaksiyonlarda kanda eozonofil miktarı artar.

Kemik iliğinden kana verilen eozonofil, kısa bir süre Kemik iliğinden kana verilen eozonofil, kısa bir süre

sonra dokuya göç eder.sonra dokuya göç eder.

Allerjik reaksiyonların başlıca mediatörleri lökotrien Allerjik reaksiyonların başlıca mediatörleri lökotrien

ve histamindir.ve histamindir.

Olay yerine gelen eozonofil bunları parçalayıcı Olay yerine gelen eozonofil bunları parçalayıcı

enzimler salgılamak suretiyle alleri gelişimiminde enzimler salgılamak suretiyle alleri gelişimiminde

neğatif feed –back yaparneğatif feed –back yapar

KKortiortikkosteroidosteroidler eozonofilin kemik iliğinden kana ler eozonofilin kemik iliğinden kana

geçişini engeller:geçişini engeller:

Page 63: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU

Bir eozonofilin elektron mikrografı. X16.400

Bir eozonofilin ışık mikrografı.

Page 64: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU

3. Bazofil3. Bazofil

Kanda ancak %0-0.7 oranında Kanda ancak %0-0.7 oranında bulunduğundan görülme olasılığı bulunduğundan görülme olasılığı düşüktür.düşüktür.

Kuru smirde 10-12 mikron Kuru smirde 10-12 mikron çapındadır.çapındadır.

Hücre nükleusu ince uzun Hücre nükleusu ince uzun çoğunlukla S ya da U harfi çoğunlukla S ya da U harfi biçiminde kıvrılmıştır.biçiminde kıvrılmıştır.

Çekirdek kromatinleri eozonofilden Çekirdek kromatinleri eozonofilden daha gevşek ve soluktur.daha gevşek ve soluktur.

Page 65: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU

Sitoplazmadaki çok miktarda ki granül çoğunlukla Sitoplazmadaki çok miktarda ki granül çoğunlukla

çekirdeği maskelemiştir. çekirdeği maskelemiştir.

BBasophiliasophilik k grangranüllerin içeriği üllerin içeriği heparin heparin veve

histaminhistamindir.dir.

Ameboid ve fagositik özellikleri az gelişmiştir.Ameboid ve fagositik özellikleri az gelişmiştir.

Page 66: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU

Bir bazofil elektron mikrografı. X16.400

Bir bazofilin ışık mikrografı.

Page 67: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU
Page 68: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU

Granulopoiesis–IGranulopoiesis–I

Myelosit kemik iliği anlamına gelen bir Myelosit kemik iliği anlamına gelen bir terminolojidir.terminolojidir.

Kemik iliğinde en çok sayıda granüllü lökositler Kemik iliğinde en çok sayıda granüllü lökositler bulunduğundan terminoloji buna uygundur.bulunduğundan terminoloji buna uygundur.

Hemositoblasttan farklılaşarak gelişen en primitif Hemositoblasttan farklılaşarak gelişen en primitif hücre myeloblasttır. hücre myeloblasttır.

Myeloblatın bir seri bölünmesi ve farklılaşmasıyla Myeloblatın bir seri bölünmesi ve farklılaşmasıyla diğer granülosit çeşitleri ortaya çıkar.diğer granülosit çeşitleri ortaya çıkar.

Hemositoblasttan granüler lökositlerin ortaya Hemositoblasttan granüler lökositlerin ortaya çıkamsı için gereken süre yaklaşık 14 gündür.çıkamsı için gereken süre yaklaşık 14 gündür.

Page 69: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU

Granulopoiesis–IGranulopoiesis–I

GranulopoiesisGranulopoiesisin in gerçekleş gerçekleşee bilmesi bilmesi iiçin;çin;

1. Colony forming units (CFU-GMsCFU-GMs) yani

granülositer seriye ait ata hücrenin varlığı ve

2.2. GMGM (Granülosit/Monosit) kök hücreleri (Granülosit/Monosit) kök hücreleri

tarafından sekrete edilen bir hormon olan tarafından sekrete edilen bir hormon olan

leukopoietinleukopoietin gereklidir (Bakterial endotoksinleri gereklidir (Bakterial endotoksinleri

leukopoietinleukopoietinin makrofajin makrofajllardan salınmasını ardan salınmasını

kolaylaştırır).kolaylaştırır).

Page 70: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU

Granulopoiesis–IGranulopoiesis–IIIGranülositler farklılaşma ve olgunlaşma Granülositler farklılaşma ve olgunlaşma

aşaaşammalarında aşağıdaki evlererden alarında aşağıdaki evlererden geçmektedir.geçmektedir.

1. 1. Myeloblast (mitotiMyeloblast (mitotikk fazfaz - 7 - 7 güngün))2. 2. PromyelocytePromyelocyte3. 3. MyelocyteMyelocyte4. 4. Metamyelocyte (postmitotiMetamyelocyte (postmitotik fazk faz - 7 - 7 güngün))5. 5. BanBantt granulocytegranulocyte5. 5. Mature granulocyteMature granulocyte

– Kemik iliğiKemik iliği– KanKan– Bağ dokusuBağ dokusu

Page 71: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU

Legend onnext page

a: CFU/GM stem cell

b: myeloblast

c: promyelocyte

d: azurophilic gr.

e: myelocyte

f: specific granule

g: metamyelocyte

h: band PMN

i: mature PMN j: leukopoietin (macrophages)k: mitotic phase - 7 days / cytoplasmic changesl: post-mitotic phase - 7 days / nuclear changesm: marrown: bloodo: connective tissue

proper

Page 72: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU

Myeloblasts - 2%Myeloblasts - 2%

Promyelocytes - 5%Promyelocytes - 5%

Myelocytes - 14%Myelocytes - 14%

Metamyelocytes and bands - 22%Metamyelocytes and bands - 22%

Mature granulocytes - 22%Mature granulocytes - 22%

Lymphocytes - 10%Lymphocytes - 10%

Erythroblasts (all stages) - 18%Erythroblasts (all stages) - 18%

Kemik Kemik İİliğindeliğinde

Page 73: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU

Granülositlerin yaşam süreleriKemik iliğinde yaklaşık 14 günde olKemik iliğinde yaklaşık 14 günde olggunlaşırlar.unlaşırlar.6-106-10 saat kan dolaşımında kalırlar.saat kan dolaşımında kalırlar.1-2 gün bağ dokusu1-2 gün bağ dokusu içinde bulunurlar.içinde bulunurlar.Nadiren tekrar kana geri döndükleri bilinmektedir.Nadiren tekrar kana geri döndükleri bilinmektedir.Granülositlerin yıkımı sindirim sisGranülositlerin yıkımı sindirim sisttemi ve emi ve

akciakciğğerlerde gerçekleşir.erlerde gerçekleşir.Bu hüBu hüccreler organın mukozasından lümereler organın mukozasından lümennine ine

gegeççerek ölür ve buradan uzaklaştırılırlar.erek ölür ve buradan uzaklaştırılırlar.Haraplanan lökosit sayısı kadar lökosit kemik Haraplanan lökosit sayısı kadar lökosit kemik

iliiliğğinde yapılarak sayı sabit tutulmaya çalışılır.inde yapılarak sayı sabit tutulmaya çalışılır.

Page 74: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU
Page 75: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU

B. Agranülositler B. Agranülositler 1. Lenfosit1. Lenfosit

Lenfoid organlarda Lenfoid organlarda yapıldıktan sonra kana yapıldıktan sonra kana verilirler. verilirler.

Normal kandaki tüm Normal kandaki tüm lökositlerin %20-35 ini lökositlerin %20-35 ini oluştururlar.oluştururlar.

Çapları 6-16 mikron Çapları 6-16 mikron arasında değişmektedir.arasında değişmektedir.

6-8 µm 6-8 µm çapında olanlara çapında olanlara daha çok rastlanmaktadır.daha çok rastlanmaktadır.

Page 76: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU

Oldukça koyuOldukça koyu, heterochromatic , heterochromatic bir bir nunukkleusleusa sahiptir.a sahiptir.

Hücre hacminin büyük bir Hücre hacminin büyük bir kısmını çekirdek işgal kısmını çekirdek işgal ettiğinden , kenarlarda ettiğinden , kenarlarda gözlenen soluk kısımlar gözlenen soluk kısımlar sitoplazmaya aittir ve burada sitoplazmaya aittir ve burada oldukça çok sayıda ribozom oldukça çok sayıda ribozom bulunmaktadır.bulunmaktadır.

Lenfositler kemik iliğinde B Lenfositler kemik iliğinde B timusta T lenfositlerine timusta T lenfositlerine farklılaşır.farklılaşır.

Page 77: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU

Dokuda plazma hücrelerine dönüşen Dokuda plazma hücrelerine dönüşen B B lenfositleri oluşturdukları lenfositleri oluşturdukları humoral immunhumoral immun yanıtın yanıtın gereği gereği immunoglobulin immunoglobulinleri sentez eder.leri sentez eder.

Humural bağışıklık; Humural bağışıklık; plazma hücreleriplazma hücreleri tarafından tarafından üretilen antikor denilen glikoprotein tabiatındaki üretilen antikor denilen glikoprotein tabiatındaki maddeler (immunglobulin, Ig, antikor) ile maddeler (immunglobulin, Ig, antikor) ile dolaşımdaki yabancı maddeler ortadan kaldırılır dolaşımdaki yabancı maddeler ortadan kaldırılır ya da etkisiz hale getirilmesidir.ya da etkisiz hale getirilmesidir.

Antikorlar, Antikorlar, Bir antijenle uyarılmış B Bir antijenle uyarılmış B lenfositlerinin çoğalıp, farklılaşması ile oluşan lenfositlerinin çoğalıp, farklılaşması ile oluşan plazma hücreleri tarafından salgılanır. İnsanda plazma hücreleri tarafından salgılanır. İnsanda 5 tür Ig vardır.5 tür Ig vardır.

Page 78: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU
Page 79: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU

Dolaşımdaki lenfositlerin % 65-75'ini oluşturan Dolaşımdaki lenfositlerin % 65-75'ini oluşturan T T lenfositlerilenfositleri kemik iliğinden kaynaklanır, timusa kemik iliğinden kaynaklanır, timusa gider ve burada çoğalarak olgunlaşırlar.gider ve burada çoğalarak olgunlaşırlar.

Timusdan ayrılan T lenfositleri diğer lenfoid Timusdan ayrılan T lenfositleri diğer lenfoid organlara gidip koloniler oluştururlar.organlara gidip koloniler oluştururlar.

T lenfositlerin T lenfositlerin yardımcı, yardımcı, baskılayıcı, baskılayıcı, sitotoksik ve sitotoksik ve T bellek hücreleri gibi alt grubları vardır.T bellek hücreleri gibi alt grubları vardır.

Page 80: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU

Hücresel bağışık yanıt başlıca T lenfositleri Hücresel bağışık yanıt başlıca T lenfositleri aracılığı ile gerçekleşir. Bu tipde direk aracılığı ile gerçekleşir. Bu tipde direk

yabancı hücrelere ya da yabancı hücrelere ya da mikroorganizmalara reaksiyon geliştirilip mikroorganizmalara reaksiyon geliştirilip

ortadan kaldırılması sağlanır ortadan kaldırılması sağlanır

Page 81: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU

Bir lenfositin elektron mikrografı. X25.000

Page 82: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU

2. Monosit2. Monosit

12-20 µm12-20 µm çapındadır çapındadır

Çekirdek oval veya fasülye Çekirdek oval veya fasülye şeklinde ve ekzantrik şeklinde ve ekzantrik yerleşimlidir.yerleşimlidir.

Çekirdek lökosite nispeten daha Çekirdek lökosite nispeten daha açık boyanmaktadır.açık boyanmaktadır.

Kan lökositlerinin % 3-7 sini Kan lökositlerinin % 3-7 sini oluşturur.oluşturur.

Sitoplazma çekirdek oranı yarı Sitoplazma çekirdek oranı yarı yarıyadır.yarıyadır.

GER bulunsa da serbest ribozom GER bulunsa da serbest ribozom az olduğundan sitoplazma açık az olduğundan sitoplazma açık boyanmaktadır.boyanmaktadır.

Page 83: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU

Bu hücre kemik iliğinde Bu hücre kemik iliğinde yapıldıktan sonra dolaşıma yapıldıktan sonra dolaşıma katılır.katılır.

Dolaşımdan da çeşitli Dolaşımdan da çeşitli dokulara geçmek suretiyle dokulara geçmek suretiyle doku makrofajlarına dönüşür.doku makrofajlarına dönüşür.

Doku içinde çoğalmasını ve Doku içinde çoğalmasını ve enzim sentezini devam enzim sentezini devam ettirmektedir.ettirmektedir.

Page 84: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU

Bir monositin elektron mikrografı. X25.000

Page 85: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU
Page 86: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU
Page 87: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU

AgAgranulopoiesis–Iranulopoiesis–I

Page 88: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU

a

b

c

d

e

f

g

h i j

k

l

m

n

o p

q

(B-cell)

(T-cell)

a: pluripotential a: pluripotential hematopoietic hematopoietic

stem cell (CFU)stem cell (CFU)

b: Colony forming unit - b: Colony forming unit -

erythrocyte (CFU-E)erythrocyte (CFU-E)

c: proerythroblastc: proerythroblast

d: erythrocyted: erythrocyte

e: CFU - S (spleen)e: CFU - S (spleen)

f: CFU - GM f: CFU - GM

(granulocyte/monocyte)(granulocyte/monocyte)

g: myeloblastg: myeloblast

h: basophil

i: neutrophil

j: eosinophil

k: macrophage

l: CFU - M (megakaryocyte)

m: megakaryocytoblast

n: platelets

o: CFU - lymphocyte

p: T cell

q: B cell

Page 89: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU

AgAgranulopoiesis–Iranulopoiesis–ILenfositler başlıca lenfoid dokular olmak üzerLenfositler başlıca lenfoid dokular olmak üzere,e,

ayrıca kemik iliğindede gelişir.ayrıca kemik iliğindede gelişir.Lenfosit ve monositlerin önçül (prekürsör) Lenfosit ve monositlerin önçül (prekürsör)

hücrelerini incelemek granülositlere nazahücrelerini incelemek granülositlere nazarran daha an daha zordur.zordur.

Lenfosit farklılaşması lökositlere benzerlik Lenfosit farklılaşması lökositlere benzerlik göstermektedir.göstermektedir.

Lenfositlerde olgunlaşLenfositlerde olgunlaşttıkça ktomatinlerin ıkça ktomatinlerin yoğunlaştıği gözlenir.yoğunlaştıği gözlenir.

Yukarıda sayılan nedenle çekirdekçik görülmez.Yukarıda sayılan nedenle çekirdekçik görülmez.Bunların prekürsör hücresi lenfobBunların prekürsör hücresi lenfobllasttır.asttır.Lenfositleri birbirinden ışık mikroskobuLenfositleri birbirinden ışık mikroskobuyyla la

aayyırmak olırmak olssı değildir.ı değildir.

Page 90: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU

Elekron mikroskobuyla bu farkları ortaya koymak mümkündür.

Page 91: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU
Page 92: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU
Page 93: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU
Page 94: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU

Renksiz, çekirdeksiz, oval yada bikonveks disk Renksiz, çekirdeksiz, oval yada bikonveks disk biçiminde yapılardır.biçiminde yapılardır.

Kemik iliğinde megakaryositin sitoplazmasının Kemik iliğinde megakaryositin sitoplazmasının parçalanması ve bu parçaların membranla parçalanması ve bu parçaların membranla kuşatılmasıyla oluşur.kuşatılmasıyla oluşur.

Çekirdeksiz bu yapılar yaklaşıkÇekirdeksiz bu yapılar yaklaşık 2-5 µm 2-5 µm çapındadır.çapındadır.

Dolaşımdaki yaşam süreleri 10 gündür.Dolaşımdaki yaşam süreleri 10 gündür.

1mm1mm3 3 kandaki normal değeri yaklaşık 250.000 kandaki normal değeri yaklaşık 250.000 kadardır.kadardır.

C.TROMBOSİTLER C.TROMBOSİTLER

(Kan Pulcukları)(Kan Pulcukları)

Page 95: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU

Megakaryocyte, H & E.

Page 96: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU

Yapılan incelemelerde Yapılan incelemelerde plateletlerin iki alt bölümü plateletlerin iki alt bölümü göze çarpmaktadır. Bunlar;göze çarpmaktadır. Bunlar;

1. Hyalomer:1. Hyalomer: Soluk mavi, Soluk mavi, homojen boyanan dar homojen boyanan dar çevresel bölüm olup sivri çevresel bölüm olup sivri uzantıları mevcuttur.uzantıları mevcuttur.

2. Granülomer:2. Granülomer: Ortada yer Ortada yer alan koyu ve granül içeren alan koyu ve granül içeren büyük bölüm.büyük bölüm.

Page 97: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU

Elektron mikroskobunda, kalın bir hücre zarı gözlenmektedir.

Dışta bulunan glikokaliks tabakası hücreye negatif yük verdiğinden, ileri derecede yapışma gücüne sahiptir.

Hyalomer bölümü granül içermez ve membranın altında mikrotübüller yerleşiktir.

Page 98: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU

Bu mikrotübüller hücrenin uzantılar oluşturarak yapışmasında görev alıyor olabilirler.

Hücrenin glomerüler bölümünde kalsiyum deposu görevi alan az sayıda mitokondrium,

Membranla kuşatılı glikojen ve

Membranla kuşatılı lizozomal enzimler içeren (Seratonin ve epinefrin) granüller gözlenmektedir.

Page 99: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU

Plateletlerin FonksiyonuHemostazisle (kanmayı durdurma)

ilgili hücrelerdir.Yapışkan oluşu nedeniyle biraraya

gelip kapatıcı bir plak oluştururlar.Ayrıca plazma fibrinojenini fibrine

çevrilmesinde esas faktör olan tromboplastin enzimini üretirler.

Granüllerinde buluna serotonin ve epinefrin vazokonstrüktör maddeler olup, damar yırtılmasında damar düz kaslarını kasarak kanamanın durdurulmasına yardım eder.

Page 100: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU

TrombositopoesisErginde trombositler kırmızı kemik iliğinde olgun

megakaryosit sitoplazmasının parçalanmasıyla oluşur.

Kırmızı kemik iliği Şekilde multi loblu bir meğakaryosit ve

periferinde bir çok platelet gözlenmekte. Bar = 30 Microns

Page 101: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU

Megakaryositler megakaryoblasttan kemik iliğinde farklılaşırlar.

Hemositoblasttan türeyen 15-20 mikron çapındaki hücrelerdir.

Megakaryosit, megakaryoblast çekirdeğinde en az 5-6 kez mitozolduğu halde, sitoplazmasında bölünme gerçekleşmemesiyle oluşur.

Megakaryosit ise 35-150 mikron çapta olup düzensiz lobuler çekirdekli ve yoğun kromatin ağına sahip çekirdekçiği seçilemeyen bir görüntü sergiler.

Megakaryosit olgunlaştıkça Golgi kompleksinde sentezlenen granüllerin sitoplazmaya dağıldığı gözlenir.

Tam bu aşamada Agranüler ER sitoplazmayı kompartmanlara böler.

Page 102: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU

Bu ayırıcı membranlar hücre membranına kadar ulaşmaktadır.

Daha sonra oluşacak trombosit membranlarına kaynaklık ederler.

Megakaryositler kapiller duvarına yakın yerleştiklerinden uzantıları vasıtasıyla kapiller içene kadar gelerek parçalanıp trombositleri oluşturabilecği gibi, tümüyle kapilleri geçerekte aynı işi yapbilirler.

Megakaryosit erginlerde kemik iliğinde bulunurken embriyoner evrede kan yapıcı diğer organlardada bulunmaktadır (Karciğer, dalak).

Page 103: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU

III. EBRİYONİK BAĞ DOKUSUA. MÜKÖZ BAĞ DOKUSU (EMBRİYONER BAĞ DOKUSU):

Jöleye benzer nitelikteki amorf ara madde yapıya hakimdir.

Bu oluşumda hücre fibrillerin oldukça az olduğu dikkati çekmektedir.

Embriyodaki orta germ tabakasında bulunan mezenkim müköz tipte bir bağ dokusu türü olup buradaki mezenkimal hücreler yapının diğer komponentlerinin sentezi ve devamlılığından sorumludurlar

Eukromatik çekirdeğe sahip olan bu hücreler uzantıları vasıtasıyla bir birlerine tutunmak suretiyle bir sinsityum oluştururlar .

Page 104: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU

Sözü edilen bu doku türü organizmada (embriyoda) geçici bir süre görev yaptıktan sonra içerdiği multipotansiyel hücrelerin farklılaşmasyla destek dokuları, kan ve düz kas dokusuna dönüşmektedir.

Göbek kordonunun bağ dokusu da bu türden olup fazla bir farklılaşma göstermeden doğuma kadar kalmaktadır.

Erginde ise ilgili bağ dokusuna yalnızca diş pulpası ve gözdeki korpus vitreumda rastlanmaktadır.

Page 105: 22-ÖZELLEŞMİŞ BAĞ DOKUSU