· 2020. 2. 10. · kaymaları ve göztaşlarının etkisiyle oluşan depremler de bu gruba girer....

11

Upload: others

Post on 04-Oct-2020

6 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1:  · 2020. 2. 10. · kaymaları ve göztaşlarının etkisiyle oluşan depremler de bu gruba girer. Enerjileri az, yayılma alanları yereldir. b) Volkanik Depremler: Yanardağ püskürmesi
Page 2:  · 2020. 2. 10. · kaymaları ve göztaşlarının etkisiyle oluşan depremler de bu gruba girer. Enerjileri az, yayılma alanları yereldir. b) Volkanik Depremler: Yanardağ püskürmesi

.\ . ^ , «w. ^ı. -O. . i. - .;_ ^

Öf 'idare Ve^iH- , ^ ^ - ^j^^PJ<Vf«29rKızılay^ıNKARAT$r

i:; ^^.YurtdışrAbone'-Ş

yAbörie 0cfetr:.;TiJck-yurdu^25731 tnurriaralı.-;^

' ■ § S l&tâ&ik Üye Mehmet'ŞANDIR^Vi- s.

'

■■

—'•^)•.'.--

İÇİNDEKİLER

Türk Dünyasında Neler Oluyor Yetik Ozan Yitti Gitti - . Aydınlanma

Aklının Çocukları Karanlıkta Türkçülük Tarihinden Isimlenlsfendiyar

Baruönü Artık Karar Vermeliyiz: Bürokrasi mi, Devlet mi? Hüseyin Nihal

ATSIZ'ın Tarih Telâkkisi Mareşal Fevzi ÇAKMAK'ıh Siyasî Hayatı ve

Ölümü (1846-1950) Deprem, Dünya ve Türkiye

Türk Ocaklarından Haberler...

&-^yurtdışı havaleleriçiride'-T.C:rZIraât;*viğ'^ Sr. Bankası Kızılay-ANKARA şubesi 217442 j ,:!*' numaralı banko hesabına yatırılaraki^vj & P,-K-,429. Kızı lay-AN KARA ad resin e bilgi verilir.^ y .r^Yayınîanan yazıların muhtevasınaalr^Ky*

-^Ç'sbrumlûîük yazarianhâ'Bİttlrl-Yâyı'nlanacaR^jŞi s£ îyazılar..üzerinde yazardan müsaade alınarak^, £)*V

gerekli düzeltmeler yapılabilir." Gönderilen'*-^

^^V^^yaiılar'yayınlansin^yinİ^masiffrî^^j

'■■JŞl.I''-.-.•*:.«.-İade edilmez.'.- i*.- -"•.a*f'!^f^

o. is* . .• > v ;:. '■ •'•'•' ■'

• •*.•;;-. DÎzgi -Tasanm ;'V .W:". y?%l-%*İ7&~. Selma DEMİRCİ 3<

Derglmlze Gönderilecek Maka)elerlnWlndows 95 /

Word 6.0 - 7.0 Versiyonlarına Göre Yazılması If.r-iiri. ve Disket Olarak Gönderilmesi..

: Rica Olunur-v ^ v - •> -;

Nuri GURGUR Nâmık

AÇIKGÖZ . Kadir

KOÇDEMİR ÖmerÖZCAN ■

Hüseyin ERDEM '*' Salih

ÖZKAN Ercan HAYTAOĞLU

Dolunay ŞENOL ,

2

5

10

18

19

24

31

51

60

. •■.c--i

■TY-Îİ ■■■■■l^.-.

ir

KaPak:'

ş'.-r- 1, Ressam Gazı Ahmal - • " -

'•'.v ': -i:Baskı ?*

'EVREN YAYİNCİLİK A.Ş.-: -yv* ' Tel: 484 05 05-Ankara " ~

Page 3:  · 2020. 2. 10. · kaymaları ve göztaşlarının etkisiyle oluşan depremler de bu gruba girer. Enerjileri az, yayılma alanları yereldir. b) Volkanik Depremler: Yanardağ püskürmesi

AOM/M 1999/147

Tiu;k Yurdu 3

DEPREM, DÜNYA VE TÜRKİYE

Dolunay ŞENOL (')

İnsanlığın başlangıcından bu yana, insan ve insan

faaliyetlerini etkileyen cn önemli faktörlerden birisi deprem

olmuştur. Ancak bilindiği gibi depremler her yerde meydana

gelmemekle, ayrıca meydana geldiği yerlerdeki şiddeti de

her zaman birbir inin ayni olmamaktadır. Depremlerin

meydana geldiği yerler, özellikle yeryüzünün aktif fay

zonları olarak bilinen belirli kuşaklarıdır.

Bilindiği gibi deprem felaketlerinde çok sayıda insan

bayatını kaybetmekte, yaralanmakta, sakat kalmakla, o

nispette de çok mal kaybı olmaktadır. Sun yirmi beş yılı

kapsayan istatistiklere baktığımızda bahsedilen mal ve can

kaybının boyutlarını görmek mümkün olacaktır. Bu

istatistikler göstermiştir ki, deprem sebebiyle her

yıl.ortalama 22 bin insan'hayatı kaybetmekle, 32 bin

civarında insan yaralanmakta ve 51 milyar dolarlık doğrudan

ekonomik kayıp meydana gelmektedir (Demirlaş -; -Yılmaz,

1996 : 1).

Deprem bölgelerini tamamıyla boşaltmak mümkün

olamayacağına göre, deprem tehlikelerini en aza indirmek ve

depremden korunma yol larını geliştirmek gerekir. Çünkü

eğer deprem bölgelerini boşaltmak çözüm olsaydı, ülkemizin

% 92'si deprem kuşağında olduğuna göre, sadece % 8'lik

kısırımı kullanabilecektik. Ancak, çok büyük can ve mal

kaybına sebep olan büyük depremlerden sonra, eğer bö lge

çok etkin bir fay üzerinde bulunuyorsa, ancak o zanian

yerleşim yeri değiştiriliyor.

O halde etkin deprem bölgelerinde yaşamak zorunda

olan ülkeler veya ülkelerin belirli bölgeleri için

yapılabilecek en etkin çözüm, deprem zararlarını en aza

indirmeyi başarmaktır. Deprem zararlarını azaltmanın ön

şartı da, mevcut deprem tehlikelerinin en doğru olarak tespit

edilmesinin sağlanmasıdır. "Deprem tehlikesinin

belirlenmesi çalışmalarındaki ilk aşama ise, depremlere

neden olan aktif fay zonlarının ve bu zonlardaki deprem

aklivitelerinin tüm özellikleri ile ortaya çıkarılması

olmakladır. Genel olarak sismotektonik çalışmalar olarak

adlandırılan bu çalışmalar sismoloji (jeofizik), jeoloji ve

jeodezi disiplinlerinin ortak çalışmaları sonucu ortaya

konmaktadır" (De mirlaş - Yılmaz, 1996 : I). Şimdi bu

konuyu biraz daha açmaya çalışalım.

Yanl.IJoe.Dr. Kırıkkale üniversitesi Sosyoloji B/lIti/nii

1- Depremin Tanımı ve Deprem ile İlgili Genel Bilgiler

Türkçe sözlük depremi "yer sarsınt ısı" (Doğan, 1990 :

244) olarak tanımlıyor. Yerkabuğunun içinde bulunan etken

güçlerin, kaya kütlelerini harekel ettirmesi sonucu ortaya

çıkan yer sarsıntısı, yeryüzünün bir bölümünde ansızın olur.

Bunlar genellikle çok kısa süreli sarsıntılardır.

Yerkabuğunun nispeten yeni kırılmış ve yerine

oturmamış bölgelerinde ■ daha fazla görülen depremler, bu

kırıklar boyunca arazinin yerleşmek ve dengesini bulmak

amacı ile yerinden oynamasıdır.

Ülkemizin gündeminden sürekli silinmesi mümkün

olmayan depremi ejı genel olarak "... yerkürenin üst

kısmında uzun bir zaman aralığında biriken gerilmelerin,

kay açların direncini aşınca aniden boşalması"

(Yılmaz -Demirtaş, 1996:12) olarak tanımlamak mümkün. Bu

gerilmelerin "kökeni, yer içindeki ısı ve basınçtır. Boşalma

sonucu oluşan sismik dalgalar çeşitli yönlere yayılmakta ve

yeryüzünü sarsmakta dır.

Yerküre, fiziksel özellikleri diğerlerinden

ayrılan, dıştan içe doğru yerkabuğu, manto ve

çekirdek olmak üzere üç ana seviyeden

oluşmaktadır. Yerkabuğunun kalınlığı

okyanusların altında 5 ile 10 km'ye kadar düşerken,

kıtalardaki kalınlığı 25 ile 70 km. arasında değişmekledir.

"Yerkabuğu katı olan ve üst mantonun katı kısmını oluşturan

litosferin üzerinde yer alır. Litosferin altında ise, üst

mantonun daha yumuşak olan kısmı Asle nosfer bulunur.

Kıtasal kabuğun, granilik ve basaltik. özellikli kayaçlardan

oluşmasına karşın, okyanusal kabuk'sadece basaltik

kayaçlardan oluşmuştur. Manto ise önemli oranda Fe, Mg, Si

ve O'dan oluşmaktadır" (Yılmaz -Demirtaş, 1996:13). Dış

çekirdeğin sıvı, iç çekirdeğin katı özellikli olduğu ve

çekirdeği oluşturan malzemenin de büyük oranda Fe içerdiği

bilinmektedir.

Yerkürenin içindeki derinliğin artışı oranında ısı ve

basınç artmakta, böylece aslenosfer içinde oluşan

konveksiyon akımları, katı ve kırılgan özellikli litosfer

parçalarının hareket etmelerine sebep olur. Levha adı verilen

parçalar da, ya birbirlerinden uzaklaşırlar, ya ortak sınırları

boyunca zıt yönlere kayarlar ya da birbirlerine çarparlar (Bu

konuda ayrıntılı bilgi için BKZ. Yılmaz -Demirtaş, 1996:

12-20).

Günümüzde deprem şiddetinin, yer kabuğunun 'jeolojik

özellikleri ile 'çok yakın ilişkisi olduğu kabul ediliyor.

Depremin dış merkezindeki yapıların

Page 4:  · 2020. 2. 10. · kaymaları ve göztaşlarının etkisiyle oluşan depremler de bu gruba girer. Enerjileri az, yayılma alanları yereldir. b) Volkanik Depremler: Yanardağ püskürmesi

Kasım 1999/147

Türk Yurdu 4

.1

malzeme ve şekilleri, deprem sonrası görülen yangınlar,

sismik deniz dalgaları, su ve kanalizasyon arızaları vb.

sebeplerden dolayı şiddeli az olan bir deprem, büyük mal ve

can kayıplarına sebep olabildiği gibi; ş iddeli çok yükse k olan

bir başka deprem, benzeri faktörlerin elkisi ile çok az can ve

mal kaybına sebep olabilir. Bu sebeple deprem kuşağı

üzerinde bulunan yerleşim yerlerinde, yapıların depreme

dayanıklı olması ne derece önemli ise, yangına ve sele karş ı

gerekli tertibat ın da sağlanması o derece önemlidir.

Yerleşim yerlerindeki depremler, beraberlerinde

genellikle yangınları, barajların çökmesi sonucu su

taşkınlarını, dolayısı ile can ve mal kaybını getiriyor. Aynı

şiddetteki iki deprem, aynı tahribatı yapmayabiliyor. Çün kü

depremin dış merkezinin yerleşim yerine denk gelip

gelmemesi tahribatı belirlediği gibi, binaların yapılış şekli ve

depreme dayanıklılığı, ortalama nüfus yoğunluğu, toprak

allının yapısı, depremin olduğu yerel saat ve halkın

alışkanlıkları da tahribatın büyüklüğünde etkilidir.

Tarih içinde, can ve mal kaybı çok olduğu için

zihinlerden silinmeyen depremlerden bir kaçı şunlardır: 526

yılında Akdeniz kıyılarını etkileyen depremde 120 bin ile 200

bin kişi, l Eylül 1923 Tokyo depreminde 100 binden fazla

kişi, 1976'da Çin'deki Tangşan depreminde 700 bin kişi öldü

(Büyük Lamusse Sözlük' ve Ansiklopedisi : 3052 -3053).

Genellikle büyük depremlerin toprakaltı ve üstü etkiler i

büyük boyutlarda olur. Yüzeysel toprak kabarmaları, kırıklar

ve çökmeler meydana gelir. Kırıklar boyunca yarılarak

ayrılan toprak parçaları, yatay ya da düşey kaymalarla

karşılaşır ve kırık çizgisi yer yer sapmalar da gösterebilir.

1906 San Francisco depreminde. 470 km'lik düz bir çizgi

boyunca her tür araziden geçen bir kırık oluşmuştur.

Büyük depremlerin ardından, genellikle şiddeli azalan

depremler izler. Bu ufak sarsıntılar günlerce hatta haftalarca

sürebilir. Deprem sonrası görülen sarsıntılar olağan olmasına

rağmen, büyük bir deprem öncesi öncü depremlerin sayıs ı

oldukça azdır. Bu yüzden ufak sarsıntıların ardından her

zaman büyük depremleri beklemek insanları yanıltabilir.

Geçmişte fırtına, lornado ve siklonlar gibi güçlü

meteorolojik olayların başlaması ile depremlerin başlamas ı

arasında bağlantı kurulmuştur. Özel durumlarda, önceden var

olan gerilme kuvvetlerinin onaya çıkması için haşlalıcı görevi

gördükleri günümüzde de istisnai durumlar olabileceği kabul

edilmektedir. Deprem olacağı ile ilgili önceden bilgi verici

niteliği olan bu belirliler, özellikle can kaybını önlemesi

açısından pratik faydaları büyük olduğu için bu konuda

yapılan çalışmalar halen daha sürdürülmeye çalışılıyor. "...

Okyanuslarda dolaşan siklonlar ile mikrodeprem çalkantıs ı

adı verilen çok özel bir deprem türü arasında kesin bir

bağlantı kuruldu." (Büyük Laroussc Sözlük ve Ansiklopedisi,

6. CT i İl, 3053) şeklinde ifadelere yayınlarda rasllanılsa da,

güvenilirliği konusundaki şüpheler halen ehemmiyetini

sürdürmekledir. Son yaşanan Marmara depremi öncesinde

Türkiye'den gözlenen güneş tutulmasının da. büyük depremin

habercisi" olduğunu iddia eden ve bu konuda çalışmalarını

sürdürenlerin olduğunu da tekrar hatırlatalım.

Depremlerin genellikle 4 -16 sn. arasında sürdüğü

biliniyor. Ancak ani olarak meydana geldikleri için, insanlar

üzerinde esrarlı bir hava bırakır ve çok uzun sUmitlş izlenimi

uyandırırlar.

Depremlerin ne zaman olacağını kcstircbilmck hemen

hemen imkansızdır. Ancak depremlerin ııe zaman başladığını,

ne kadar sürdüğünü ve şiddetini sismograf adı verilen

aletlerle tespit edebilmek mümkündür. Ayrıca 'deprem

bölgeleri de önceden kestirilcbilmekledir, ancak yine de

çalışmalar son aşamaya henüz getirilemediği gibi,

kcsıirimlerin güvenilirlikleri de tartışılmaktadır.

Yeryüzünü oluşturan plakaların birleşme ve ayrılma

noktaları, Türkiye örneğinde de görüldüğü gibi de premlerin

en fazla olduğu yerlerdir. Genellikle depremlerin en şiddetli

olduğu yerler, depremlerin de en sık olduğu yerlerdir.

Dünyada Kanada ve Sicilya gibi hiç deprem görülmeyen yani

olurmuş diye tabir edilen yerleşim yerleri vardır. Bunun

yanında depremin en çok- görüldüğü deprem kuşağı olarak

bilinen iki büyük deprem kuşağı vardır. Bunlardan birincisi,

Büyük Okyanus çevresidir; diğeri de, Akdeniz çevresi.

Alpler, Antiller ve Hindistan'ı da içine alan bölgedir (Rehber

Ansiklopedisi. 18. Cilt : 287).

Yerleşmiş kayalar üzerine kurulan yerleşim yerler i

genellikle depreme dayanıklıdır. Kum, çakıl ve alüvyon gibi

gevşek topraklar üzerine kurulan yerleşim yerleri ise,

depreme karşı dayanma gücü olmayan bölgelerdir. Özellikle

deprem bölgelerinde, yerleşim yeri seçiminde bu bilgilerin

önemi son derece büyüktür.

Dünyanın oluşumundan bugüne kadar, sismik yönde aktif

bulunan bölgelerde depremlerin ardışıklı olarak oluşluğu

bilinmekledir. Depremlerin sebebi, yakın tarihe kadar din ile

açıklanmaya çalışılmıştı. Özellik le depremlerin beraberinde

getirdiği felaketler dikkate alınarak Allah'ın, insanları

iş ledikleri \ suçlarından dolayı cezalandırması olarak

değerlendirilmiştir. Depremlere ait ilk tarihi kayıtlar M.Ö.

I800MU yıllara kadar uzanmaktadır.

Page 5:  · 2020. 2. 10. · kaymaları ve göztaşlarının etkisiyle oluşan depremler de bu gruba girer. Enerjileri az, yayılma alanları yereldir. b) Volkanik Depremler: Yanardağ püskürmesi

Kasım 1999/147

Türk Yurdu 5

M.S. 132 yılında, önemli bir deprem bölgesi olduğu

bilinen . Çin'de. deprem harekelini gösterebilen ilk araç

yapılmıştır. İngiltere 'de John Micheell 1760 yılında,

depremlerin yerkabuğundaki dalga hareketleri ile ilgili

olduğuna dair bildiri yayınlamıştır. Büiiin dünyayı içine

alan bir deprem katalogu da, ilk kez 1840 yılında Von Moff

tarafından yayınlanmıştı. 1857'deki Büyük Napoli

depreminden sonra,-İrlandalı mühendis Roiıert Mellet

tarafından ilk kez deprem ile ilgili arazi çalışması yapılmış

ve bölgenin hasarla ilgili haritası hazırlanmıştır. Yine bu

çalışmada, depremleri kaydedebilmek amacıyla bazı gözlem

evlerinin kurulması teklif edilmiştir. Palmieri adlı bir

İtalyan da, uzak ve yakın depremleri kaydedebilirle özelliği

olan bugünkü anlamda bir.tür sismograf olarak kabul edilen

bir araç yapmıştır (Tabban. 1979 : 3).

Oldham, 1837 yılında deprem kaydedicilerinden alınan

bilgilere dayanarak, P ve S dalgalarının matematiksel

kuramlarını denklemlerle ortaya koymuştur.

Japuııya'daki 1880 depreminden sonra, ilk kez Japonya

Sismoloji Derneği kurulmuş ve bu dernek tarafından araç

yapımına başlanmıştır. Depremlerin bilimsel olarak

incelenmesi, ancak 19. yy'ııın ikinci yarısından sonralara

denk gelebilmektedir.

Depremlerin oluş yerleri, ş iddetleri, süreleri, farklı

farklı olduğu gibi meydana gelmesi bakımından farklı türler i

de vardır. Şimdi deprem türleri hakkında konuyu

anlayabilmemizi kolaylaştırması açısından biraz bilgi

verelim.

2. Deprem ve Çeşitleri

Yeraltında bulunan kayaların, büyük basınçların etkisi

ile değişmesi ve kırılması sonucunda meydana gelen

sarsıntılar deprem olarak nitelendirilmekledir. Bu sarsıntılar

sonucunda yeryüzünün şekli değişebildiği gibi, çok sayıda

can ve mal kaybı da söz konusu olabilmekle (Rehber

Ansiklopedisi, 1984 : 18. Cilt : 286) ve Tabban'in Deprem

ve Sorunları (1979 : 5) adlı eserinde depremi meydana

getiren sebepler üç grupta toplanmakladır. Buna göre:

a) Çöklinil» Depremleri: Yeraltındaki büyük

boşlukların çökmesine dayanan bu tür depremler,

jeolojik depremlerin % 3'üni 'ı oluşturur. Yeraltındaki

mağaraların, kömür ocaklarındaki galerilerin, luz ve

jipsti arazilerde erime sonucunda tavan bloklarının

çökmesi sonucunda oluşan depremlerdir. Yer

kaymaları ve göztaşlarının etkisiyle oluşan depremler

de bu gruba girer. Enerjileri az, yayılma alanları

yereldir.

b ) Volkanik Depremler: Yanardağ püskürmesi ve

magma faaliyetleri sonucu ortaya çıkan bu tip

depremler de jeolojik depremlerin % V* sini

oluştururlar. Bunlar volkanların püskürmeleri sonucunda

oluşan depremlerdir. Yanardağlarla ilgili oldukları için

yerellik özelliği gösterirler. Çoğunlukla Japonya ve İtalya'da

görülürler. Bü tür depremlere genellikle, yerin alımdak i

ergimiş maddelerin, yeryüzüne çıkarken fiziksel ve kimyasal

olaylar sonucunda oluşan gazların yapmış oldukları

patlamalar sebep olur.

c) Tektonik Depremler: Jeolojik depremlerin % 90'ını

oluşturan bu deprem iflrfl, yerkabuğunun kırılması, kayması

gibi hareketleri ile meydana gelir. H. F. Reid ve F.

Evison'un kuramlarında bahsettikleri şartlarda olurlar. Bu

sebeple genç ve diri fayların bulunduğu bölgeler, genellikle

deprem açısından son derece tehlikeli yerlerdir. Tabban,

tektonik depremleri üçe ayırır: (Tabban, 1979 : 5)

1) 0-60 km. arasında olanlar, odak noktası derin

olmayan depremlerdir.

2) 60-300 km. arası, odak noktası orta derinlikte olan

depremlerdir.

3) 300-700 km. arası, odak noktası' derin olan

depremlerdir.

A'dcn Z'ye Gençler İçin Genel B ilgi Ansiklopedis i

(198T : 395)'nde deprem' türleri yine üç gruba ayrılmakta;

volkanik depremler, çöküntü depremleri ve diğer

kaynaklardan farklı' olarak deniz depremleri çeşitlerinden

bahsedilmektedir. İç merkezleri denizlerin altında bulunan

'bu depremler çok iri dalgalar oluşturuyor. Bu lür

depremlerde, iri dalgaların oluşturduğu dalgaların ulaştığı

kıyılar > oldukça büyük zararlar görebiliyor.

Görüldüğü gibi depremlerin son derece karmaşık bir

yapıları söz konusu. Depremlerle ilgili oldukça titiz çalışmalar

yapılıyor olmasına rağmen, günümüzde hala önceden

kestirilmeleri son derece zor balla mümkün değil. Depremlerin

önceden kestirilmesi ile ilgili yapılan çalışmalara geçmeden

önce, depremlerin oluş sebepleri üzerinde biraz durmak

is liyoruz.

3. Depremler in Oluş Sebepleri .

Günümüze gelinceye kadar depremlerin oluş

sebebi üzerinde oldukça çok çalışma yapılmıştır. Bu

çalışmaların bugün sonuçlandığını ve dünyanın farklı

farklı bölgelerinde ve farklı zamanlarda meydana

gelen depremlerin sebeplerinin, kesin ve net bir

şekilde izah edilebildiğini söyleyebilmek mümkün

değil. Ancak bu konuda son derece gayretli \

çalışmaların ve bu çalışmaları destekleyebilecek

nitelikle yan çalışmaların yapıldığını söyleyebilmek,

mümkün. .

"Karmaşık bir yapıya sahip olan zelzeleyi izah , edebilmek

için, yerkabuğunun mozaik gibi dizilmiş hareketli plakalardan

meydana geldiği düşünülebilir.

Page 6:  · 2020. 2. 10. · kaymaları ve göztaşlarının etkisiyle oluşan depremler de bu gruba girer. Enerjileri az, yayılma alanları yereldir. b) Volkanik Depremler: Yanardağ püskürmesi

Kasım 1999/147

Türk Yurdu 6

Bu plakaların herhangi bir hareketi yerkabuğunda kopma,

kayma, genleşme, göçme ve volkanik püskürme, gibi jeolojik

hadiseler meydana gelirir" (Rehber Ansiklopedisi, 18. Cilt,

1984 : 286). Bu tanım çerçevesinde olaya baktığımızda

depremin sebeplerini anlayabilmemiz biraz daha kolay

olacaktır kanaatindeyiz.

20. yüzyılda son derece duyarlı deprem kaydediciler

geliştirilmiştir. Böylece, yerin şekil değiştirmesini, dalga

hareketlerini kaydeden ve çözümleyebilen sismik araç ve

bilgisayarların geliştirilmesi ile sismolojide yeni bir dönem

başlamış oldu. Bu sayede depremlerde yayılan dalga türleri,

yayılırken dalga türlerinin uğradıkları değişimler ve dalgaların

geldikleri yer içi ortamının yapı ve özelliklerini öğrenme

imkanı sağlanmış oldu.

Depremlerin, yanardağların ve tektonik olayların

kaynağının yer içi kuvvetlerle ilgili olduğu b iliniyor. Son

zamanlarda yapılan çalışmalarla, yer içindeki sıcaklık dağılımı

ve bunun derinlikle bağlantısını anlama imkanı ortaya

çıkmıştır. Aslında bu tür çalışmalarda en temel konu, yer içi

kuvvetlerin neler olduğudur. Günümüzde ulaşılan son nokta,

yerin merkezinden dışarıya doğru sıcaklığın azalmakta olduğu

ve sonuçla kabukla gerilmelerin olduğudur.

Verin içinde biriken ve yerkabuğunu zorlayan ısı enerjisi,

mekanik enerjiye dönüşmekte, mekanik enerji de

derinlerdeki ergimiş olan maddeleri son derece yavaş bir

şekilde harekete geçirmektedir. Harekele geçen bu ergimiş

maddeler de yeryüzünün belirli yerlerinden farklı

şekillerde yeryüzüne çıkmaya çalışmaktadır. Genellikle bu

derinden gelen maddelerin yeryüzüne çıktıkları

sahalar, okyanuslarda su allında bulunan.sırt ve volkanlardır.

"Bu sırtlar Atlantik Okyanusu'nun ortasında, Pasifik

Okyanusu'nun doğu kısmında, Hint Okyanusu'nda. Kızıl

Deniz* in ortasında ve bazı sahalarda ■

bulunmakladır. İki tarafa yayılarak yüzeye çıkan bu maddeler.

jeosenklinal olarak tanımlanan, okyanuslardaki

derin çukurluklarda tekrar derinlere dalmaktadır" (Tabban.

1979 : 4). Bu olay yılda bir kaç santimi geçmeyecek kadar çok

yavaş devam etmektedir. Dünyadaki büyük depremlerin olduğu

yerlere baktığımızda, derindeki bu bahsedilen

maddelerin ortaya çıktıkları ve battıkları yerler olduğu

lespil edilmiştir.

Bilinen bu bilgilerin yanında yer içindeki enerjinin

toplanmasına sebep olan faktörler tanı olarak hala

çözülebilmiş değildir. Bugüne kadar deprem oluşuna ail çok

sayıda -kuram ortaya atılmıştır. Ancak bugün bunların içinde

en güvenilir kabul edileni. Amerika'da 1906 vılmda San

Francisco depremi olarak bilinen depremden sonra H. F. Rcid

tarafından ileriye sürülen "Elastik Geri Sekme Kuramf'dır.

Sözü geçen kurama jıörc deprem, belirli bir yerde biriken

elastik deformasyon enerjisinin kritik değere ulaşması halinde

ani bir kırılma ya da yırtılma hareketi ile olmaktadır.

Deprem sonrasında açılacak fayın iki tarafında

deformasyon olmakla ve kayaçların içinde potansiyel enerji

birikmekledir. Gerilme kuvvetinin arlan etkisine dayanamayan

kayaç kütlesi kritik değere ulaştığında, ani kırılma sonucu fay

oluşur ya da eski fay sistemi harekele geçer. Rıı s ırada

toplanan po tansiyel enerji serbest kalmakla, fay yüzeylerinin

birbirine sürtünmesi ile elastik deprem dalgaları bütün yönlere

yayılarak yerkabuğunda sarsıntılar oluşturmakladır. Bu da yer

içinde ani değişikliklerden doğan enerjinin, yerin tabakalarını

aşarak yeryüzüne ulaşması ve ulaştığı bölgeyi sarsması

demektir.

Bu görüş, teklonik depremlerin başlangıcı olarak kabul

edilmekte, ancak yine de derin odaklı depremleri

açıklayamamaktadır. Ancak F. F.vison 1967 yılında tektonik

depremlerin, kayaçların faz değiştirmcsiyle oluştuklarını

savunmuş, aynı zamanda bu görüş derin odaklı

depremleri de açıklayabilmiştir (Tabban, 1979 : 3).

Ancak son yapılan çalışmalar, her iki kuramın da geçerli ve

geçersiz taraflarının olduğunu ortaya koymuştur. 4.

Depremlerin Önceden Keslirimi Depremleri önceden

kestirmenin, özellikle de şiddetini kestirmenin zorluğu

bilinen bir gerçektir. Ancak deprem etkinliği olduğu bilinen

bir bölgenin, depremden korunmada en etkili yolu.

önceden alınacak önlemlerdir . Depremi önlemek mümkün

değil, Takat depremin doğal elkileri önlenemese de yerel

dcprcmscllik göz. önüne alınarak tasarlanan yapılar,

çoğunlukla can kaybını büyük ölçüde önleyebilir.

Depremin yıkıcı etkilerine karşı bilinen en iyi korunma

yöntemi, depreme dayanıklı yapı tasarımıdır.

Bu yöntemin dışında her zaman istenen' sonucu vermese

de. depremi ve şiddetini önceden haber alabilmek için birtakım

çalışmalar yapılmakladır. Bu çalışmaların sonuçları her zaman

beklendiği gibi olmamakta, ancak zama n zaman da önemli

oranda can kaybını önleyebilmekledir. Depremleri bilimsel

olarak incelemek oldukça güç olduğu gibi, günümüzde

güvenilir sonuçlar elde edildiği de söylenememeklcdir.

Depremin şiddetini önceden kestirmek zor olduğu için.

önceden haber verilen depremler bazen gereksiz paniklere de

sebep olabilmekledir.

Page 7:  · 2020. 2. 10. · kaymaları ve göztaşlarının etkisiyle oluşan depremler de bu gruba girer. Enerjileri az, yayılma alanları yereldir. b) Volkanik Depremler: Yanardağ püskürmesi

Kasım 1999/147

Türk Yurdu 7

Sıkışma durumlarında ve sismik -bir bölgede biriken

enerjideki farklı değişiklikleri ölçmeye imkan veren

çözümleme _\ önlemleri, loprağın çaikıkkırnulaki su miktarını

değerlendirmeye dayanır. Sismik dalgaların hız değişimleri.

bölgenin toprağındaki muhtemel dönüşümler, kuyulardaki

rodon yayımları ve loprakaliının elektriksel özgül ' direnç

farkları incelenerek yapılan bir değerlendirmedir bu çalışma

(Büyük Larousse Sözlük \v Ansiklopedisi. : 305-1 j. Bir

bölgedeki öncü ya da son titreşimleri incelemek, sismik

sarsıntıların frekans değişimlerini gözlemek de bu çalışmalarda

etkili yöııunılcrdir.

Yine ile paraıııetrelerdeki beklenmedik değişimler, her

zaman depremleri bildiren işaretler dcûildir. Ancak hıı

çıılıvmalaı lanı anlamıyla başaıılı ya ila başarısız demek de

mümkün değildir. Bugünkü düzesinin yeterli olmadığı, ancak

üzerinde çalışıldığında büyük can kayıplarım önleyebileceği de

bıliıımelidiı. Hunim ı-n iyi göstergesi Çin depremidir. "...

başarılı ilk kestirme Richler ölçeğine göre 7.3'Hık bir genliğe

ulaşan l')75 l. iaoning iÇin) depremi: hu tahmin yfiz binlerce

can kaybını önledi, buna karşılık bir >ıl sonra 27 Temmuz

I976'da Tangşan yakınlarındak i bir Çin ilinde onaya çıkan 7.6

genliğindeki deprem, önceden keslirilemedi ve yaklaşık

700.000 kişinin ölümüne yol açtı" {Büyük Larousse Sözlük ve

Ansiklopedisi. 3054).

5. Tarihle Görülen Büyük Depremler

Dünya üzerinde deprem kuşağı olarak bilinen yerleş im

yerleri mevcuttur. Tarihe baktığımızda da bu deprem kuşakları

üzerinde kurulmuş yerleşim yerlerinde çok sayıda can ve mal

kaybına sebep olan depremlerin olduğunu görüyoruz.

Ülkemiz de bu önemli deprem kuşaklarından biri üzerinde

kurulmuştur. Ülkemizdeki önemli faylar, zaman zaman

islenmeyen felaketlerin oluşmasında önemli roller oynamıştır.

Bu sebeple dünyanın çeşitli yerleri olduğu gibi ülkemiz de

önemli depremlere sahne olmuştur. .Şimdi dünyada ve son

yüzyılda ülkemizde meydana gelen can ve mal kayıpla rının

fazlalığı ile dikkatleri çeken depremlere bakmak istiyoruz.

a. Dünyada Meydana Gelen Büyük Depremler

Tarih içinde dünyada çok sayıda deprem olmuştur. Daha

önce de bahsettiğimiz gibi, dünyada her bir dakikada ortalama

iki deprem meydana gelmekledir. Ancak yine daha önce

bahsettiğimiz gibi bu depremlerin dış merkezleri her zaman

yerleşim yerlerine denk gelmiyor. Deprem riski fazla olan ve

sürekli depreme maruz kalan bölgeler, insanlar tarafından

genellikle yerleşim yeri olarak seçilmiyor. Ancak bazen

depremlerin dış merkezleri önemli yerleşim yerlerine denk

gelebiliyor. Böyle durumlarda da can ve mal kaybı son derece

büyük oluyor.

İşte larihte böyle kalabalık yerleşim yerlerinde meydana

gelip, can ve mal kaybının son derece çok olduğu depremler de

mevcuttur. Şimdi bunlardan dünyada önemli olan bir kaç

ianesini vermek istiyoruz.

526 yılında ' Akdeniz kıyılarında etkili olan depremde

120.000 ile 200.000 arasında can kaybının olduğu tespit

edilmiştir. 1692 yılındaki Sicilya depreminde 60.000. 1755

Lizbon depreminde ve 1797 yılındaki Cuıilo depremlerinde de

40'ar bin kişinin hayalını kaybettiği kayıtlarda mevcuttur

(Büyük Larousse Sözlük ve Ansiklopedisi, 6. Cilı : U1.S2).

Yine dünyada meydana gelen, çok sayıda can ve mal

kaybına sebep olan depremler arasında San Francisco

yangınına da sebep olan 1906 yılındaki L'alilbrnia depremi,

1908 yılındaki Messina depremi ve 1909 yılındaki Provence

depremlerini saymak mümkün.

Dünyada meydana gelen önemli depremlerin başında, I

Eylül 1923 yılında Japonya'da meydana gelip Tokyo,

Yokohama ve bir çok kentin tümüyle yıkılmasına ve 100.000'in

üzerinde insanın ölümüne yol açan deprem geliyor. Deprem

sonrası felaketin boyutlarını büyüten en büyük etkenlerin

başında, bilindiği gibi yangın ve sel baskınları gelmekledir.

Japonya*daki 1923 depreminde de ölümlerin büyük çoğunluğu

havagazı borularının patlaması ve kısa devrelerin yol açlığı

yangınlar sonucu kömürleşme şeklinde meydana gelmiştir.

Dünyada yakın tarihle görülen önemli depremler arasında

da 1953 yılındaki Yunanistan deprem ini, Cezayir -

Orleansvillc 'deki 1954 ve 1980 depremlerini ve 1960 yılındaki

l'as - Agudir depremlerini ' saymak mümkün. Yine 1970 Peru

depreminde 70.000 ve Çin'deki 1976 Tangşan depreminde de

700.000 kişi hayalını kaybetmiştir.

Görüldüğü gibi sözü geçen depremlerde, günümüzde bir

ilin nüfusunu oluşturabilecek miktardaki insan 'sayısı bir

anda hayatını kaybetmiştir. Bu kadar çok sayıdaki insanın bir

arada Öldüğü depremleri felaket olarak nitelendirmemek

hemen hemen imkânsızdır.

Şimdi, dünyada meydana gelen can ve mal kaybı çok

büyük olan bu depremlerden sonra, yine dünya tarihinde

önemli kayıplara sebebiyet veren ve gerek meydana geldiği

bölge, gerekse de ülke larih'mde önemli tahribatlara

sebebiyet veren en belli başlı depremlerin lis tesini vereceğiz

(Karaesmen, 1996:7-

Page 8:  · 2020. 2. 10. · kaymaları ve göztaşlarının etkisiyle oluşan depremler de bu gruba girer. Enerjileri az, yayılma alanları yereldir. b) Volkanik Depremler: Yanardağ püskürmesi

Kasım 1999/147

Türk Yurdu 8

TMİİİİ Ver Magnilüd Şiddet Açıklamalar

IKMI2/I97i ADI): .San l'rınımdıı Vadisi h.7 XI

15/10/1')7<ı ABI): Oıliforııia. Inıpcrial Vadisi ' 6.R IX

IX/H)/|OR'> AHİ): Cnlilnım-ı. l.omıı-Pıicia 7.1

lll/l l/l'187 Alil); Alaska • 7.7 X

I7/()I/I"'M AHİ). NoııhiHİRe fi 7

VI

IMflU/I'MIS AffMiMun ll.fi

fok Aıııı llnsııı

27'l l/l'M> Atalıktan 8..1 X

2.VI I/I'I77 Aıpııılin: San Jııan livalcıi 7.4 IX Ayır 1 lasnr

21/1 l'I'MII Arnavutluk; Vloıc. Ilimarc (ıj) XI Olla Hasar

25/1 l/l 'Mi Allaıılik Ukvanusıı R.J

l')/l l/l'KMı Avustralya. Halı KİVİSİ 7.R

ı>ı./n5/i'>76 Avım ııı va 6.5 X Afin 1 tasni

2.vnı/ı.us Halkalılar. Slovcııya

X Ağır Hasar

(U/lll/I'MM HalkaııUr; HırVMİIUD

XII Ayır Hasar

1VIIK/MSI Halkalılar: llnsna-llcrsck 5.5

Aûır Hasar

.WX>/IR(.X llnıı^laılcj: Svllıcl 7.5

()7/l)VI"5l) ISıc/ilva R.fi

MM6/I9U llultaıislan 6.8 XI

2.UU5/I9I2 il ııı ma R.O IX

lll/IO/l'JSI) CV/.aviı: V.\ Asnaın . 7.7 X Afin İlasın

2.VHI/1556 (,'iır, Sltaoıısi

IX B.HXXXXJİÜ

27/117/1970 {'in: Tiiııtslıaıı R.O X 6552.17 Blil

25/03/1991 Ç\n: Kalpın fi 1

Mu Hasar

m/OJ/1797 İZkvnılıu: C'hiınbonızo 8..1 XI Afin Hasar

:ı/ı:/i'j.u) IsiHİunezya R.6

20/OWI'l9l Eıulonezvn 7.2 VI Afin Hasar

07/12/1'LSK P.nııcnislaıı: Spitak 6.R X

20/dK/IMS') lilivopya, Diclıoıo M IX Ona Hasar

29/1)2/1'İM) [•"as; Acadir 6.2 X

:ı/ıi')/ısy7 KİUrn Adaları K 7 IX Afiır Hasaı

2.vn:/ısK7 l:r.ıııs:ı

X Çok Afin Hasaı

111/09/1991 Gııalaıııcln 6.1 VI Afiır Hasar

25/01/195.1 Haili 5.7

Ona İlasın

04AU/I905 llıııılislaıı 8.6

Çok Ajjıı 1 las.ii

i')/m/i'"n llindislaıı 7.0

Aûır Hasar

D2/I2/I058 İnik

IX Afin Hasar

MAVİ/11167 haV.: Mandalı. Bafidal

Oru Hasar

01/10/1923 Japonya: Tokyo R.2

H2R07 ölü

t)2/oı/w.ı Japonya: Mmuhu R.9

Ağır Hasar

12/1)1/1 995 Jaimnva: Hanshin-Avraü (Kobc) 7.2

A ı r 1 lasar

22/08/1949 Kanada R.l

o.vnı/ıyı ı Kazakistan: Alma-Ala . R.7

Afiır Hasar

Dİ/11/1978 Kırgızistan: Dusanıbc (..8 IX Afiır Hasar

\\ /Ol /!')«. Kolombiya R.9 IX

I')/II/I')9I Kolombiya 7.0 VI Ona Hasaı

M/()I/IK<;9 Meksika R --I

Ağır Hasar

l ')/<«/ I9SS Meksika: Mcaicn-Cily K 1 IX

05/117/1201 Mısır. Üsl Kesimi

IX 110001X1 ÖİU

U/11/1481 Mısır: Asvvaıı 6.0 VIII Olta Hasar

1 fi/12/1485 Nikaı aşna 6.0 VI Ona Hasar

21/IU/I'J07 Özbekistan 7.8 IX

27/1 |/|«M5 Cnkltiaıı S 2 X Afin Hasaı

MflrVl'lTtl Peni 7 X

fifiono öiu

Ol/l 1/1755 l'oı tekiz

XI Çok Afin 1 lasaı

0S/09/I 1.18 Suriye

XI 210000 ölü

25/1)1/10.uı Sili: Chillan R.J

• l)S/H«/l«S7 Şili; Arici. Iııııiqııe

115 Tıııkiyc; Anlakyıı

XI 260000 ölü

1 J/l 19/1509 '1 ı'ukıyc: İstanbul (■ R XI Ağır Mnsnr

26/12/1919 Tiirkivc; Erzincan 7.9 XII

■Çok A ili 1 1luvnl 05/IO/l'UR Türkmenistan 7..1 X Çok Afiır Hasar

2('/0VISI 2 Vcnczııclla 9.6

IS2(. Veni Zelanda R.O

27/OS/ISSl. Yunanistan 8.4

Afin Hasar

IIM1.VI1RI Yunanistan: Pıcvcza

5 A VIII Agır.llasnr

2i/ı:/ıwo Yııııanisı.ın. Hdlıcssa . 5 9 VII Una Hasar

Tahin /.? üıınyvriu ınculunn çelen hozı Önemli depremler

Page 9:  · 2020. 2. 10. · kaymaları ve göztaşlarının etkisiyle oluşan depremler de bu gruba girer. Enerjileri az, yayılma alanları yereldir. b) Volkanik Depremler: Yanardağ püskürmesi

Kasım 1999/147

Türk Yurdu 9

Dünyada olduğu gibi deprem kuşağı üzerinde bulunan

ülkemizde de, oldukça çok sayıda can ve mal kaybına sebep

olan depremler' olmuştur. Şimdi, ü lkemizde meydana gelen

önemli depremlerle ilgili kayıtlara bakmak istiyoruz.

h. 20. Yüzyılda Türkiye'de Meydana Gelen Önemli

Depremler

Türkiye, Alp Himalaya .deprem kuşağı olarak

bilinen yeryüzünün en önemli deprem

kuşaklarından- birisi üzerinde bulunmakladır.

Ayrıca, Türkiye'nin yerleşim yeri bu kuşağın en

canlı kesitini oluşturmaktadır. Günümüze kadar

Türkiye'de çok fazla sayıda deprem olmuş, bu

depremlerde can ve mal kaybı çok olmuştur.

Araştırma sonuçlarına göre depremlerin •

magnitüdü arttıkça can ve mal kaybı - da

anmaktadır. Ülkemizin aktif deprem

kuşaklarından birisi olduğu bilinmekle. Türkiye

akıif deprem kuşaklarından Akdeniz - Alp. -

Himalaya deprem kuşağı içerisinde

bulunduğundan sürekli olarak deprem riski

altındadır. Son yapılan çalışmalar sonucunda

ülkemizin % 92'sinin deprem tehlikesine sahip

olduğu ve toplam ülke nüfusunun da % 95'lninı

bahsedilen deprem .bölgelerinde yaşadığı tespit

edilmiştir. Yine ülkemizde son yıllarda yapılan

is tatistiklere göre. deprem sebebi ile her y ıl 850

kişinin öldüğü. 1500 kişinin yaralandığı ve

yaklaşık 5000 binanın yıkıldığı ve hasar gördüğü

tespit edilmiştir (Demirbaş - Yılmaz, 1.996 :1).

Marmara depreminin- kesin rakamları alındığında

bu oranların, büyük ölçüde değişeceğini

hatırlatmaya gerek duymuyoruz. ■

Ülkemiz jeolojik konumu itibariyle, dünyada en sık

yıkıcı deprem meydana geliş periyoduna sahip ülkelerden

biri olma özelliğine sahiptir. Türkiye'nin Alp -Himalaya

deprem kuşağı olarak bilinen, .A zor Adalarından

Güneydoğu Asya'ya, kadar uzanan kesimin, Doğu Akdeniz

Bölgesinde dcpremselliğin en karmaşık olduğu kısmında yer

aldığını daha önce belirtmiştik. Bu karmaşıklığın sebebi,

bölgede değişik boyut ve hızlarda levhaların var olmasıdır.

Bölgedeki Afrika, Arap ve Avrupa levhaları deprem

oluşumundaki egemen rolü oynamakta yani bölgedeki

depremler büyük oranda belirtilen levha

sınırlarında meydana gelmektedir.

"Anadolu ' levhası, güneyde kuzey -

kuzeybatıya hareket eden Afrika ve Arap

levhaları ile kuzeydeki Avrupa levhası arasında

yer almakta o lup, hareketin kinematiğine göre

de batıya kayışa zorlanmaktadır. Bu durumda

depremler, Anadolu levhasının çevresindeki

levhalarla olan şmır zonlarında meydana

gelmektedir., Bu zonlar Kuzey Anadolu Fayı

(KAF), Doğu Anadolu Fayı (DAF) ve Bitlis

Bindirme Kuşağı (BBK) adını alırlar" (Yılmaz -

Demirtaş, 1996:21). Batıya kaymaya -zorlanan

Anadolu levhası hareketinin, batıdaki Ege

levhası tarafından durdurulmaya çalışılması

neticesinde, bu bölgede kuzey -güney yönlü

genişleme söz konusu olmuş, bu da Ege

grabenlerinin yanj çöküntü ve genişleme

alanlarının oluşmasına sebep olmuştur.

Belirtilen bu rejim, Batı A*nadolu'da meydana

gelen, depremlerin genel sebebi olarak kabul

edilmektedir. ' ' •

Kuzey, Anadolu Fayı (KAF) olarak adlandırılan

fay, Anadolu ve Avrupa levhaları arasındaki, sınırı

oluşturmaktadır. Doğudaki DAF ile kesişim

noktasından başlayıp batıya doğru geniş açılarla

bükülme ve atlamalar yapmak suretiyle

uzanmaktadır. KAF sağ yönlü ve yatay atımlı olup,

yaklaşık uzunluğu 1000 km. civarındadır. KAF

sürekli bir kırık olmadığı gibi, çeşitli uzunluklarda

faylardan oluşmaktadır. Belirtilen zonun genişliği

geçtiği yerin özelliklerine göre farklılık

göstermekte, genişliği doğudan batıya doğru 100 m

ile 25-km arasında farklılık göstermektedir. Bu

zonda tarih içinde sürekli bir etkinliğin olduğu göz-

lenmektedir.

Son yüzyılda KAF boyunca meydana gelen

tahrip edici depremler bu zonun yaklaşık 800

km'lik bölümünü kırmıştın Bu da binlerce insanın

ölümüne, bölge ve ülke ekonomisinin büyük

kayıplarına sebebiyet vermiştir. Bu depremlerden

bir kaçı şunlardır (Yılmaz-Demirtaş, 1996:21-22):

M: 7.9 olan 1939 Erzincan depremi, M: 7.3 olan

1942 Erba-Niksar depremi, yine M: 7.3 olan 1943

yılındaki ' Tosya-Ilgaz depremi, M: 7.3 olan 1944

Bolu-, Gerede depremi, M: 7.1 olan 1957 yılındaki

Abant depremi, M: 6.8 olan 1967 yılındaki

Mudurnu Vadisi'nde meydana gelen deprem ve

Page 10:  · 2020. 2. 10. · kaymaları ve göztaşlarının etkisiyle oluşan depremler de bu gruba girer. Enerjileri az, yayılma alanları yereldir. b) Volkanik Depremler: Yanardağ püskürmesi

Kastın 1999/147

Türk Yıırdı

I

10

yine Erzincan'da 1992 yılında meydana gelen ve M: 6-9 olan

deprem.7

Kısaca DAF olarak adlandırılan Doğu Anadolu Fayı.

Anadolu levhasının doğu sınırını oluşturmakladır. 13 u zon

Karlıova ile İskenderun Körfezi arasında uzanmaktadır. 400

km uzunlukta, sol yönlü yatay atım özellikli, KD-GB

doğrultulu, 2 -3 km genişlikte ve çok sayıda fay takımları

içermektedir. Bu zonda özellikle 20. yüzyıl öncesinde çok

sayıda . yıkıcı depremin olduğu bilinmektedir. M: 6.8 olan

1905 yılındaki

Malatya depremi, M: 6.8 olan 1971 Bingöl depremi ve

M: 5.8 vc 5.6 olan 1986 Sürgü depremleri de 20. Yüzyılda

DAF'ta tahribat yapan depremler olmuştur. Uzmanlar DAF'ıt ı

2(1. Yliz-yıldn oldukça sakin bir döneni geçirdiğini, ancak

bil sakinliğin potansiyel tehlike kanunumu koruduğunu

düşünüyorlar (Yılmaz-Demirtaş: 1 996:23).

Bitlis Bindirme Kuşağı (BBK) tarih içinde son derece

etkin bir dönem geçirmiş olup, çok sayıda yıkıcı depreme

sahne olmuştur. Bu zonun da 20. yüzyılda sakin bir dönem

geçirdiği, sadece M: 6.6 olan 1975 Lice depreminin bu

dönemdeki tek tahrip edici deprem olduğu biliniyor. '

Mikro deprem (M:L 3.0) etkinliğinin çok fazla olmasıyla

dikkat çeken ve kısaca EGS şeklinde ifade edilen Ege Graben

Sistemi Anadolu levhası Karlıova birleşim noktasından

batıya doğru kaymaya zorlanır. Bu da Anadolu levhasının

K-G yönlü genişlemesine, dolayısıyla da D -B doğrultulu

graben sistemlerinin gelişmesine sebep olur. Bu rejim

sebebiyle zon çok etkindir. M: 6.9 olan 1969 Alaşehir

depremi. M:.7.3 olan 1970 Gediz depremi. 20. yüzyılda F.ge

Graben Sisteminde meydana gelen ve kayıpları büyük olan

depremlerdir.

20. yüzyılda meydana gelen, M: 6.9 olan 1921 ve M: 6.0

olan 1952 Pasinler depremleri, M: 6.1 olan 1981 Şcnknya

depremi, M: 6.9 olan 1983 Horasan depremleri, önemli

fiziksel, ekonomik ve sosyo-kiiltiirci kayıplara sebep ola n

depremlerdir. Kuzeydoğu Anadolu bölgesindeki bu

deprem'*.-in etkinliğinin sebebi, KD -GB doğrultulu ve

genellikle de sol yanal atımil fayların olmasındandır. Bu

bölgenin tarih içinde de çok sayıda tahrip gücü fazla depreme

sahne olduğu bilinmektedir.

Şimdi, Günruh Bağcı. A. Yatman. S. Özdemir, Nuriye

Altın'm mevcut deprem kataloglarının birbirleri ile

karşılaştırılması sonucu 1900 -1994 yılları arasında

Türkiye'de hasar yapan depremleri tespit etlikleri

çalışmalarını esas alarak yine bu yıllar arasında 1 00'ün

üzerinde can kaybına sebep olan depremleri tespit etmeye

çalıştık. (1991 : 119 -126) Bu tespit sırasında Türkiye'de 94

yıl içinde deprem felaketinde çok sayıda can kaybının

olduğunu gördük. Şimdi 1900 yılından 1999 yılına kadar

100*iin üzerinde . can kaybına sebep olan depremler ve ölü

sayılarına bakalım.

DEPREMİN TARİHİ DEPREMİN ADI ÖLÜ SAYİSİ

28.04.190} Malazgirt depremi 2.62G

09.08.1912 Mürefıe depremi 216

Ol 10 İMM AlYım-lli'Kinlin depremi 400

1.1 09. 1 924 l'ıısınluı depırmı Hl)

22.10.1026 Kars depremi - 355 •

06,05.1030 1 lakkari sının depıcını 2 514

nh.us.ioM) Hakkari sınırı depremi 2.514

01.05.1035 Dilini depremi 200

19.0i. 1938 Kıışelıiı depremi ı 140

26.12.1039 Erzincan depremi 32 062

10.09.1 Wl Vnn-lîreiş depremi 104

20.12.10-12 Niksar - Erbaa depremi 1 000

20.06.1043 •Ndnpazan-llendek V16 26.11. 1043 Tosya - Ladik depremi 2.824

01.02.1044 llolu - Gerede depremi 3.059

31.05.1046 Vano - Hınıs depremi 830

17.08.1949 Karlıo\a depremi 450

03.01.1952 Hasankale depremi 133

18.03.1053 Yenice • Gönen depremi 265

19.08.1966 Vano depremi 2.304

28 03 1070 (îeıtı/. depremi 1 ONlı

22.05.1071 Uinei'l depremi K7«

1)6.09.1075 l.iee depremi 2.385

24.11.1076 Caldıran-Mıııadiy'c 3 840

30.10.1983 Erzurum -Kars depremi 1.155

13.03.1992 Erzincaıı-Tuneeli 653

17.08.1999 Marmara Depremi I5.854(kcsın olmayan

lakaı

Alctscl öncesi dönemde dc bölgenin depre açısından

son derece etkin olduğu bilinmekted Ancak aletsel dönem

olarak tanımlanan 2 yüzyılda, Türkiye'de meydana gelen

ve c kaybının 100'ün üzerinde olduğu depremlerin can

kaybının çokluğunu gözler önüne' sermı açısından bu.

tablonun, iyi fikir verebilec

Page 11:  · 2020. 2. 10. · kaymaları ve göztaşlarının etkisiyle oluşan depremler de bu gruba girer. Enerjileri az, yayılma alanları yereldir. b) Volkanik Depremler: Yanardağ püskürmesi

Kasım 1999/147

Türk Yurdu

i

11

5

nitelikle.olduğunu söyleyebilmemiz mümkün. Can kaybının

100'Dn altında olduğu depremler de dikkate - alındığında.

Türkiye'nin etkinliğini görmek son derece kolay olacaktır. Bu

değerlendirmelerde Türkiye'nin özellikle de Ege bökesinin

mikro deprem etkinliğini de dikkatten kaçırmamak gerekir.

SON OLARAK

Bilindiği gibi teknolojinin gelişmediği dönemlerde

depremlerin tahripkarlığı çok daha fazla oluyordu. Ancak

günümüzde teknoloji eskiye gö re son derece gelişmiş olsa ve

teknolojinin imkanları en üst düzeyde kullanılsa dahi,

insanoğlu deprem felaketi karşısında hala son derece çaresiz.

Tarih içinde depremlerle ortadan kalkan kentler, başkentler

hatta uygarlıklar olmasına rağmen, günümüzde bu derece

dramatik sonuçlar yaşanmasa da. son yaşanan Marmara

depreminde de görüldüğü gibi; çok ağır hasarlar, büyük can

kayıpları ve gerek yerel gerekse de ülke düzeyinde son derece

büyük sosyo-külıürel ekonomik ve politik problemlere ve

bunalımlara yol açab ilmekledir.

Depremler, özellikle de tahripkar gücü büyük olan

depremler; seyrek tekrarlandıkları için sürekli gündemde

olmayan, ancak meydana geldikleri yöreleri ve ülkeleri son

derece olumsuz etkileyen ve çaresiz bırakan doğa olaylarıdır

(Sucuoğlu, 1996:26). Ne derece gelişmiş bir ülke olsa da,

bugünün bilgisiyle depremin oluşunu önceden kestirtbilmek,

olmasını engelleyebilmek, hatta karşısında çaresiz kalmamak

mümkün değil. Ancak herkes tarafından bilinen bir gerçek

de", ülkenin gelişmişlik düzeyi ile çaresizliğin yaşanma oranı

arasında ters bir oranlının olduğudur. Bilindiği gibi en son

yaşanılan Marmara depreminde son derece çaresiz kaldık,

hatta çaresizliğimiz hat safhalardaydı. Bu acı gerçeği görmek

ve yaşamak zorunda kaldık.

Bilindiği gibi Marmara bölgesi ülkenin sanayi^ açısından,

gelişmişlik seviyesini göstermesi ve belirlemesi açısından son

derece, etkin bir bölgevdi. Yine aynı bölge 1. dereceden

deprem kuşağı üzerinde bulunmakta. Askeriye, Tüpraş vb

sanayi kuruluşlarının fay hatlarının üzerine kuru lduğunu

biliyoruz. Oysa bu derece ekonomik ve stratejik açıdan önemli

tesislerin hiç değilse deprem bölgelerine tesis edilseler dahi,

fay hatları üzerine inşa edilmemesi bilimsel çalışmaların

katkısıyla mümkün. Ancak bu halalar yapılırken, deprem

bölgelerinde depreme dayanıklı binaların inşasına da dikkat

edilmiyor.

Belki burada beliriilenlerden çok daha önemlisi,

yaşanılanlardan ders çıkarılmaması diye düşünüyoruz. Eğer bir

ders çıkarılmış olsaydı, en azından, son günlerde ülke

gündeminde sık sık yer alan, İzmir Aliağa Rafinerisinin de fay

hattı üzerinde kurulmuş olmasına, en azından Marmara

depreminin ilk günlerinde yaşanılan Tüpraş gerçeğine dikkat

edilerek çözümler üretilmeye çalışılırdı. Gerçeklere göz

kapamak kolay olabilir, ancak gerçekleri yaşamak son derece,

zor olsa l ' gerek.

KAYNAKLAR

BAĞCI, Giinruh; "Türkiye'de Hasar Yapan Depremler"

Deprem Araştırına Bülteni, savı:69. 1991, sh. l 13 -126.

D EM İ RT AŞ, Ramazan - Rüçhan YILMAZ; Türkiye'nin

Sismoiektoniği, Ankara, T.C. Bayındırlık Ve İskan Bakanlıg4

Yayınları, 1996.

DOĞAN, Mehmet; Büyük Türkçe Sözlük, 7. Baskı,

Ankara, Rehber Yayınları, 1990.

KALAFAT, Doğan; ;1964-1994 Yıllarr Arasında Türkiye

ve Yakın Çevresinde Etkili Olmuş Depremlerin Makıosismik

Gözlemleri" Deprem Araştırma Bülteni, Sayı : 73, 1996, s.

60-107.

KARAESMEN. Erhan; "Deprem Olayına Genel Bir Bakış"

Deprem ve Sonrasıv. (Earthcmake Afler Math), Editör: Erhan

Karaesmen, Ankara, Türkiye Müleahhiller Birliği Yayınları,

1996, sh.2-12.

SUCUOĞLU, Haluk; "Yapılarda Deprem Kuvvetlerinin

Oluşması" Deprem ve Sonrası, (Earthquake Afler Math),

Edilör: Erhan Karaesmen, Ankara, Türkiye Müleahhiller

Birliği Yayınları, 1996, sh. 26-42.

TABBAN, Ahmet; Deprem ve Sorunları, Ankara, Jeoloji

Mühendisleri Odası Yayınları, Yayın No: 4. 1979.

ANSİKLOPEDİLER

A'den Z'ye Gençler İçin Genel Bilgi Ansiklopedisi,

İstanbul, Serhat Yayıncılık.

Büyük Larousse Sözlük ve Ansiklopedisi, 6. Cilt. İstanbul,

Milliyet Hürr.em Fila Yayınları.

Rehber Ansiklopedisi, 18. Cilt, İstanbul, Türkiye