12 İyon kenti, 12 düşünür
TRANSCRIPT
12 İYON 12 İYON KENTİKENTİ12 12 DÜŞÜNÜRDÜŞÜNÜR
Dr. Vural YiğitDr. Vural Yiğit6.09.20156.09.2015
ANTİK ANADOLU’DA BİLİMM.Ö. 6. yüzyılda dogmaların ve mitlerin karanlığından, özgür düşünce ile bilimin aydınlığına, ilk kez Batı Anadolu'da geçilmiştir.
Doğanın belirli ve değişmez yasaların olduğunu sezen Milet’li öncüler, doğa olaylarının oluşumunu, özgür düşünce yöntemi ile ele almışlar ve pek çok bilimin temellerini atmışlardır.
Bu bilim adamları, ''İyonya Doğa Filozofları'' veya ''Miletos okulu'' olarak da anılmaktadırlar.
Böylece doğa felsefesinin de yeşerdiği yer Anadolu toprakları olmuştur..
ANTİK KENTLERDE KURUMSAL ALTYAPILAR AKROPOLİS–Kutsal alan. Genellikle kente egemen bir tepede yer
alır. AGORA – Kent meydanı, pazar yeri, dükkanlar. KAMU YAPILARI–Sivil toplantı yerleri, meclis, mahkeme, çeşme. TİYATRO– Anfi şeklinde, Dionysos festivalleri, dans, pantomim,
komedi, tregedya, ilahiler, siyasal toplantıların yapıldığı görkemli yapılar.
STADYUM – Yarışmalar, sportif gösteri alanları. KONUTLAR -Barınma, özel yaşam, teras evler. BOULETRON, Kent konsey Binası. Izgara yol yerleşme düzeni. Drenaj ve Kanalizasyon sistemi Birçok Amerikan kenti bu sistemi örnek aldı. (Newyork, Washigton)
ANTİK KENT YAŞAMI İNSAN OLMANIN ANLAMIBu kentlerde toplum, geniş bir aile gibi yaşardı ve her kent [site]
toplumsal bir kurumdu.EKONOMİ Ticaret ağırlıklydı.KAMUSAL ALANLAR Tapınak, tiyatro, stadyum, agora gibi büyük, geniş, değerli
malzemelerle (mermer) inşa edilmiş mekanlar yaygındı. İNANÇ Her kentlinin kendi dinsel (ruhsal), ahlaksal (Etik) ve düşünsel (intellektüel) inanç farklılıkları vardı. POLİTİKA-YÖNETİM Cumhuriyetçi erdem modeli?
DÜŞÜNCE ODAKLI YAKLAŞIMLAR
FELSEFEFELSEFEHer şeyin ölçütü insanAkıl yolu-usa vurmaDoğanın devingenliği TEMEL DÜŞÜNCETEMEL DÜŞÜNCEDoğayı anlamaDoğa ile baş etme UYGULAMAUYGULAMAMühendislikMatematik-geometriSanat- şehircilik
DÜŞÜNCENİN KAYNAĞIAnadolu doğa düşünürleri, Yerküre’nin oluşumu, tarımsal
üretimin kaynağı ve yaşamın ortaya çıkışı gibi düşüncelerin “entelektüel-AKILCI temelini” oluşturmuşlardır.
Bu düşünürlerin doğanın diyalektiğine yaklaşım biçimi, bilimi dışlayan bir yaklaşım değildi.
Felsefe, o zamanlardaki bilimsel bulguların çoğunun özünü oluştururken, toplumsal dogmaların da eleştiri kaynağıydı.
Bu aşamada sormamız ve üzerinde düşünmemiz gereken soru: Mitlerin yoğun olarak yaşandığı dönemde, Anadolu
topraklarında; “Akılcı düşünce ve bilim” Nasıl ortam buldu ve yeşerdi?
İYONYA’DA BİLİM VE FELSEFEBatı Anadolu doğa düşünürleri, Mezopatamya ve Mısır’da gelişen teknik bilgilerden, matematik, astronomi, tıp alanındaki bilgilerden yararlanmışlardı.
Antik dönemlerde, Batı Anadolu (İyonya) dan başka, Orta Anadolu ve Karadeniz kıyılarında, pek çok bilim adamı ve düşünür yaşadı.
İyonyalıların, bilimde ulaştıkları düzey , doğayı incelemedeki başarılarına bağlıydı.
Amaçları, Evreni ve Doğayı anlamaktı.Evrenin düzenini, kurallarını, işleyişini, gözlem, izleme ve felsefe (düşünce) yoluyla anlamağa çalıştılar.
12 Antik İyon kenti, bu anlamda en gelişmiş olanlarıydı.
PHOKAİA- FOÇA Foça (Phokaia); İyon yerleşimlerinin en
önemlilerinden biriydi. Bu Dönemde Foça, mimarlık ve
heykeltraşçılıkta öncü oldu. Phokaia'lı Telephanes (İ.Ö. 5.yy), Pers
saraylarını yapıtları ile donatmış bir heykeltraştı.
Ayrıca Theodoros (İ.Ö. 4.yy) da ünlü bir mimardı.
İ.Ö. 494 yılındaki "Lade Deniz Savaşı"nı yöneten komutan Dionysos Phokaia'lıydı.
Bu komutan da ismini mitolojinin en büyük kahramanlarından "Şarap Tanrısı" Dionysos'tan alıyordu.
Telephones’in Tanrılar Rölyefi
SYMİRNA-İZMİR SYMİRNA-İZMİR DÜŞÜNÜRLERİDÜŞÜNÜRLERİ
Yaşlı Theon, İ.S. 1. yy İzmir’de yaşamış bir düşünürdü. Başta Platon olmak üzere, birçok ünlü filozof ve
matematik bilginlerinin eserleri hakkında yorumlar kaleme almıştı.
Theon’un yaşadığı devirde, Smyrna’daki «Mouseion» adlı ünlü okulda dersler veriyordu.
Matematik, felsefe, müzik ve astronomi konusunda pek çok eser vermiştir.
«Evrendeki Armoni (he en kosmo harmonia)» adlı eserinde, bir tür kosmogonia (yaratılış) felsefesi yapar: Evren önce yapı taşları olan sayılarla başlar ve sonra müzikteki armoniye geçer.
Ay’daki 18 km çapında ve 3470 m. derinliğindeki bir kratere “Yaşlı Theon Krateri” (Theon Senior Crater) adı verilmiştir.
HOMERHomeros Antik Çağ'da yaşamış İyonya’lı ozandı. İlyada ve Odysseia destanlarının derleyicisi
olduğu kabul edilir. MÖ 8. yüzyılın ikinci yarısında, Sakızda doğup,
Smyrna (İzmir) bölgesinde yaşamıştır. Yazdığı destanlar, Klasik Çağ edebiyatını ve mitolojisini derinden etkilemiştir.Antik dönem Anadolu’da halk, İlyada ve
Odysseia'yı ezbere bilir, canlı bir ansiklopedi gibi içinde taşırdı. Askerlik, tıp, teknoloji, hukuk ve din bilgilerinin
tamamının kaynağı bu kitaplardı.
Anaksagoras, (MÖ 500-428) Anaksagoras Klazomenai-Urla’lı, Sokrates öncesi düşünürdür. Ana madde ve ilk hareket ettirici neden öğretisi vardır.Varlığın temel köklerini tohum olarak adlandırmıştır. Duyularımızla algıladığımız nesnelerde kendi karakterini alan tohumlar bulunur.«Nous» tohumların birbirleriyle karışması ve ayrılmasına neden olan hareket ettirici kuvvettir.Hiçten hiçbir şeyin meydana gelmeyeceğini ve hiçbir şeyin hiçliğe gitmeyeceğini düşünür. Varlıkların en son parçaları yoktur, sonsuza kadar bölünebilirler. "Her şeyde, her şeyden bir parça vardır." "Bütün şeyler belli ölçüde her şeyde bulunurlar." Anaksagoras'a göre sonsuz küçük ve sonsuz büyük mevcuttur:
CHİOS-SAKIZ ADASI
Sakız Adası, antik sanat, bilim ve edebiyat alanında önemli bir İyon kentiydi.
İlyada ve Odysseia destanlarının yaratıcısı, gelmiş geçmiş en büyük şair Homer (İ.Ö. 8.y.y.), burada doğmuştur.
Teopompos (İ.Ö. 4.y.y.), geometri alanında üne sahip Sakız Adalı matematikçidir.
Erasistraus adlı düşünür, bütün hastalıkların sebebinin kan fazlalığı durumuna bağlamış, yani sindirilmemiş gıdaların kanın miktarının arttığını belirtmiştir.
Erasistraus’a göre, bu fazla üretiminin tedavisi, ileri decede açlık çekmekti (starvasyon).
Kan dolaşım sistemi ile ilgili yaptığı çalışmalarda, kalp ve damarlar ile ilgili tanımlamalara yer verdi.
TEOSTüm İyonya’da olduğu gibi Teos’ta da önemli düşünürler
ve şairler yetişmiştir: MÖ. 6 yüzyılda yaşamış Lirik şair Anakreon,MÖ. 100 yıllarında Aristoteles kütüphanesini satın alan
Apellikon birer Teos vatandaşıdır. Teoslu’ların kurduğu Abdera kenti, MÖ. 5. yüzyılın önemli
filozoflardan Protagoras ve Demokritos’un vatanı idi.Teos’lu APELLİKON , Aristoteles'çi filozof ve kitapsever
(M.ö. I. yy.). Strabon'un anlattığına göre, Aristoteles'in yayımlanmamış metinlerini bularak bunların kopyasını çıkarmıştır.
MİMNERMOS (MÖ 630-600)
Kolophon'da (bugünkü Değirmendere) doğmuştur.Duygusal elegeianın (yarı şiir, yarı okuma) kurucusudur. En önemli şiirlerini, Nanno adında aşık olduğu bir flütçü kıza
yazmıştır.Şiirlerinde, Akhalar'ın Kolophon ile İzmir'i kurmaları, İason'un,
Aietes'in kentine gelişi ve Medeia'ya aşık oluşu, Niobe'nin yirmi oğlunun öldürülüşü, Antigone ile İsmene gibi efaneler de anlatılmıştır.
Bunun dışında «Smirneis» adlı eseri de vardır. Bu eserde İzmir'in 685 yıllarında Lidya kralı Gyges'in saldırısına karşı şanlı direnişi kutlanmıştır. Smirneis Musalar'a seslenişle başlar,
İskenderiye filologlarının iki kitap içinde topladıkları eserinden toplam seksen dizelik on beş kadar fragment(özdeyiş)kalmıştır.
Mimnermos Ozanın dili Homeros'un diline yakındır. Duygusal şiirlerini
çok zarif ve ince bir dille yazmıştır. Elegeia şiirine aşk, hüzün, neşe gibi duyguları getiren
Mimnermos, şiirlerinde genellikle gençliğin güzelliğini buna karşılık yaşlılığın dertlerini dile getirmiştir:
NANNO'YA Hayat nedir, zevk nedir, altın Aphrodite'siz?Ölsem, tadamadığım gün gizli sevişmeleri, tatlı armağanları, vuslatı.Yalnız gençliğin çiçeklendiği çağ güzeldirhem erkekler hem kadınlar için. Çökünce insana çirkin, kötü eden ihtiyarlık,acı kaygılar kemirir durur insanın yüreğini.Gün ışığına bakmakla sevinmez artık,
KSENOFAN (MÖ 570-480)
Ksenofan da Kolophonlu'dur. Geleneklere, sporcularının yüceltilmesine, kehanetlere ve özellikle de
halkının insan biçimli çoktanrıcılık anlayışına karşı çıkmıştır. İnsan ve kültür sorunlarına ilgi duymaktadır. İçinde yaşadığı
toplumunun ve kültürünün temel kurum, kavram ve değerlerini sorgulamaktadır.
Bunun için sıkı eleştiriler getirmekte ve hiciv biçimiminde ifade etmektedir.
Kökleri Homeros ve Hesiodos'a kadar inen, o günkü tanrı kavramına karşı çıkar ve savaşır.
Ksenofan, tanrı kavramına ahlaki bir temel kazandırmak ister. Ona göre; bir yandan tanrılara saygı duymak, öte yandan onlar için bu tür çirkin masallar uydurmak birbiriyle uyuşmaz.
Tanrıyı, insan biçiminde tasarlamaya da karşıdır: "İnsanlar tanrıların kendileri gibi doğmuş olduklarını ve kendininkilere
benzeyen elbiseleri, sesleri ve biçimleri olduğunu sanmaktadırlar."
PRİENE’Lİ BİAS İ.Ö.6 yy da, Pierene’de doğdu. Yedi bilgininden birisi olarak kabul edilir. Felsefenin temellerini oluşturan görüşler ve dönemin ilk kanunları onun
tarafından düzenlendi. Ölürken söylediği, ‘ Bütün servetimi yanımda taşıyorum sözü’ günümüze kadar
unutulmadı. Ünlü sözleri: Herkesle iyi geçinin. Kendinizi sevdirmeye bakın. Dostlarınızı sevin fakat bu
günkü dostunuz yarın size düşman olabileceğini unutmayın. Başkalarına yukardan bakarak onları küçümsemenin size kazandıracağı bir şey
yoktur. Gençliğinizde bilgi ve meslek sahibi olunuz. İhtiyarladığınızda tek teselliniz
bunlar olacaktır. Bir adamın zengin olmaktan başka bir özelliği yoksa onu övmeyiniz.
Düşünmeden hiçbir işe girmeyiniz ama bir işe girerseniz de tüm gücünüzle o
işinizi düşünün. Öfkeye kapılmak ve acele etmek akıllı bir adamın yapacağı işler değildir.
Mİlet’lİ Tales (MÖ 624 – 546) Sokrates öncesi dönemde yaşamış olan Anadolu doğa
filozofudur. İlk filozoflardan olduğu için felsefenin ve bilimin öncüsü olarak
adlandırılır. Felsefe Thales'le başlamıştır.Thales, düşüncelerini öğrencileri yoluyla yaymış, Matematik,
astronomi ve doğa felsefesi ile uğraşmıştır.Ticaretle uğraşmış ve bu nedenle Mısır'da bulunmuştur. Thales Yedi Bilgelerin arasında yer almaktadır.M.Ö.585 yılında meydana gelen güneş tutulmasını önceden
bilmişti.Matematiksel yoldan gemilerin kıyıdan uzaklığını ve kulelerin
yüksekliğini hesaplayabiliyordu.
Tales’İn Bİlİme KatkIsIEvrenin doğal sayılması ve doğada olup bitenlerin doğaüstü mitolojik güçlere başvurmaksızın anlaşılabilir olması varsayımı, Thales’in antik düşünceye kazandırdığı en büyük katkıdır.
Thales’in bilim ve düşünce dünyasına kazandırdığı iki büyük olgu vardır:
Geometriye ispat fikrini sokması.Evrendeki tüm nesneleri bir tek maddeye indirgemesi.
Tales ve Matematİk Çap çemberi iki eşit parçaya böler. Bir ikizkenar üçgenin taban açıları birbirine
eşittir. Birbirini kesen iki doğrunun oluşturduğu ters
açılar birbirine eşittir. Köşesi çember üzerinde olan ve çapı gören açı,
dik açıdır. Tabanı ve buna komşu iki açısı verilen üçgen
çizilebilir. Genelleştirilmiş Thales teoremine göre,E noktası
AC doğru çizgisi üzerinde olmasa,içerde veya dışarda olsa bile CB/BA=(AB^t-BD^t)^(1/t)/ED vardır.(t=1) hali bilinen klasik Thales teoremidir.
TALES’İN İLKLERİTales maddenin ilk öğesi (arkhe) olarak suyu ileri sürmüş,
bundan dolayı toprağın suyun üzerinde bulunduğunu ve dünyanın su tarafından taşındığını söylemiştir.
Güneş tutulmasını ve gün dönemlerini önceden hesaplayıp haber vermiştir.
Gölgemizin bizimle aynı uzunlukta olduğu zamanı gözleyerek, piramitleri gölgelerine bakarak ölçmüştür.
Doğa olaylarının nedenlerini insan biçimli Tanrılardan çok doğanın içinde aramıştır.
Mitolojik açıklamalar ile ussal açıklamalar arasında bir köprü kurmuştur.
Tales'den sonra öğrencileri, Anaksimander ve Anaksimenes de aynı çizgide ilerlemiştir.
ANAKSİMENDER (M.Ö. 610)
Milet’li Sokrates öncesi dönemde yaşamış İyonlu bir filozoftur. Thales'in öğrencisidir ve onun öğretilerini kaleme almıştır.
Ne sıcak ne de soğuk süreklidir, ikisi de aralarındaki dengeyi korumak için ödün verirler.
O hem bir doğa filozofu hem de bir doğa araştırıcısıdır. Evrim kuramının öncülerindendir. Bilime önderlik yapan ve Evrene farklı gözle bakıp inceleyen
ilk kişidir.Astronominin kurucusu sayılır ve ilk kez kozmoloji ya da
dünya üzerinde sistematik felsefe görüşü geliştiren filozoftur. Felsefeye ‘arkhe-öz’ terimini de ilk o getirmiştir.
Anaksimender’in Evreni ve Dünyası
SİSAMLI PİSAGOR MÖ 570 - MÖ 495 yılları arasında yaşamış, İyonyalı filozof, matematikçi ve
Pisagorculuk olarak bilinen akımın kurucusudur. Ege Denizi'nde, Dilek Yarımadası'nın karşısında bir ada olan Sisam Adası'nda
doğmuştur. "Sayıların babası" olarak bilinir. Sayılar ve matematik aracılığıyla her şeyin tahmin
edilebileceğine ve ölçülebileceğine inanmıştır. Kendisini filozof, yani bilgeliğin dostu olarak adlandıran ilk kişiydi Pisagor, kadınların da eşit şekilde çalışmalarına izin verdi. Orfeusçu inancın üyesi olan Brontinus'un kızı ve Pisagor'un eşi olan Theano da bir
matematikçiydi. Pisagor okulundaki filozoflar materyalist değil, rasyonalistlerdi. Onlar için evreni oluşturan temel maddeden çok varlık ve değişmenin gerçek
niteliği gibi çetin ve karanlık sorunlar önemliydi.
PİSAGOR OKULU Pisagor su, hava gibi somut nesneler yerine sayıyı
koyuyor, «gerçek evrenin özü sayıdır» diyordu. Amaç, anlamak ya da öğrenmekten çok, arınmak, bilgi
yoluyla saflaşarak, Evren’in ruhuyla bütünleşmektir. Başka bir deyişle felsefeyi; varlığın nasıl ve neden
meydana geldiği hakkında bir açıklama olmaktan çıkarıp, bir yaşam tarzı haline dönüştürmüşlerdir.
Felsefe de madde yerine form, nitelik yerine nicelik, fizik yerine de matematik kavramları, Pisagor okulu ile birlikte ön plana çıkmıştır.
«Kürelerin müziği» veya «kürelerin armonisi», kökeni Pisagor'a dayanan, Evren’in armoni gösteren sayılarla düzenlendiği düşüncesi üzerine kurulu bir varsayımdır.
Buna göre, gezegenler arasındaki uzaklıklar, müzikteki aralıklara karşılık gelir.
EFESLİ HERAKLİT (MÖ.550)İyonyalı Doğa filozoflarının en önemlilerinden biridir.MÖ.550'de Efes'te doğmuş ve burada yaşamıştı. Daha önceki madde teorilerini ele alıp irdelemiş, doğada hiçbir şeyin olduğu gibi kalmayıp sürekli şekil değiştirdiğini ileri sürmüştür.
Karşıt elementlerin (Düşüncelerin) birbiri ile çatışmasından gelişim doğduğunu ileri sürmüştür.
Ünlü Alman düşünür Nietzsche onun için, «Dünya her zaman gerçeğe muhtaçtır, o halde her zaman Heraklit‘e muhtaçtır.» Diyerek onun insanlık tarihi açısından ne denli önemli bir kişi olduğunu ortaya koyar..
Heraklit Kuramları-FragmanlarHeraklit’in en çok önem verdiği şey bilgeliktir. "Bilgelik tektir; her şeyi her şeyle yöneten düşünceyi
bilmektir."«Beni değil, logos'u işiterek her şeyin bir olduğunu kabul
etmek bilgeliktir.»«Bilgelik doğaya kulak vererek hakikati söylemek ve doğru
olanı yapmaktır.»«Ölçülü olmak en büyük erdemdir.» "En denenmiş kişinin idrak ve muhafaza ettiği şey dahi bir
kanıdan öteye gitmez.»Heraklit’e göre her şey akar ve sürekli değişir. "Aynı
ırmaklara girenlerin üzerinden farklı sular akar" .
HALİKARNAS’LI HEREDOT
Tarihin babası ise hiç şüphesiz HERODOT 'tur.M.Ö.484 yılında Halikarnas (Bodrum) da doğmuştur.«İnsanoğlunun yaptıkları zamanla unutulmasın» diye başlayan, dokuz kitaplık anıtsal eseri, bilimsel tarihçiliğin ilk büyük eseri kabul edilmektedir.
Heredot egzersiz ve masajın hastalıkların tedavisinde kullanılmasını(Öfloraj) öneriyordu
Tarihin babası olduğu kadar "Yalanların Babası" adı da verilmiştir.
Olağanüstü bir hoşgörü ve tarafsızlık duygusuna sahip bir kişilik olarak bilinir.
ANADOLU VE FELSEFEM.Ö. 4. yüzyılda dogmaların ve mitlerin karanlığından, özgür
düşünce ile bilimin aydınlığına ilk kez Batı Anadolu'da geçilmiştir.
Bunlar arasında 12 antik İyon kenti önemli yer alır. Anadolu'nun Antik Çağdaki tarihi ele alınınca, felsefenin, bu
bölgede, başlangıcından beri, başka bir yer ve zamanda, eşi ve benzeri bulunmayan, büyük bir başarısı olduğu görülür.
Doğanın belirli ve değişmez yasaların olduğunu daha o zamanlarda sezmişler ve akılcı düşünce yoluyla çözmeğe çalışmışlardır.
Böylece doğa felsefesinin de yeşerdiği yer Anadolu toprakları olmuştur..
Neden?
ANADOLU DOĞA DÜŞÜNCESİAnadolu’da, dirimselcilik(vitalizm); Hem doğada, hem de
toplumda, önceden belirlenmiş bir yönde gidişin olduğu düşüncesi üzerinde yükseliyordu.
Bütünsellik bir yandan değişimi dikkate alıyor, diğer yandan doğanın ve Evrenin anlaşılması sürecini belli bir amaç ile açıklamaya çalışıyordu.
Yaşam özgürce devinen, bağımsız olaylar dizisi değildi.Değişimle süregelen, “karmaşık-karşıt” etkileşimler sonucunda
ortaya çıkıyor olmalıydı.Organizmanın hem nesnel hem de öznel olduğunu, organizmayla
çevresi arasındaki etkileşimi anlayabilmek için diyalektik bir çözümlemenin gerektiğini ortaya koyduklarından dolayı;
Anadolu Doğa düşünürlerine tüm insanlık çok şey borçludur.
Diğer Anadolu DüşünürleriARISTEAS : Marmara adalı Arismaspias destanının yazarı
DAPHITAS : Bergamalı GramerciDEMETRIOS : Scepsisli GramerciDEMETRIOS : Samsunlu matematikçiDIOGENES : Sinoplu ünlü filozofDIODOROS : İassoslu MantıkçıDIOGENES : Tarsuslu gezgin filozofDIONYSOS : Bodrumlu Roma TarihçisiDIONYSODROS : Samsunlu matematikçiLUKIANOS : Samsatlı ünlü Romalı yazarEPIKTETOS : Pamukkale'de doğan ünlü filozofARIANOS :İzmitli, Büyük İskender ve Anabasis yazarıHERMODOROS : Efesli, Roma kanunlarıHERMOTIMOS : Urfa'lı, ruhun her şeyin nedeni olduğunu söyleyen ilk düşünür,
GALENOS : Bergamalı, antik çağın en ünlü hekimi
DÜŞÜNÜRLER YURDU ANADOLU APELLES : Efesli, Antik dönemin en ünlü ressamlarından
DIPHILOS : Sinoplu Tragedya yazarıHIKESIOS : İzmirli hekimZEUKSIS : Pamukkale'de Tıp Okulu kuranEUNAPIOS : Sardeisli felsefe tarihçisiKANANITES : Tarsuslu Sezar'ın hocasıPARRHARIOS : Efesli ressamPHILEMON : Tarsuslu komedi yazarıSKYLAKS : Karyandalı coğrafyacı
KLEOSTRATOS: Bozcaadalı astronom THEODOSIOS: Biathanialı, Marmara bölgesi APPOLLONIOS: Pergeli EUDOKSOS PLINIUS: Muğla, Knidoslu HERAKLEIDES: Karadeniz Ereğlisi