10. sinif tÜrk dili ve edebiyati · sınıf türk dili ve edebiyatı ders anlatım rehberi...

36
10. SINIF DERS ANLATIM REHBERI TÜRK DILI VE EDEBIYATI

Upload: others

Post on 29-Jan-2020

15 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: 10. SINIF TÜRK DILI VE EDEBIYATI · Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Anlatım Rehberi OK00-10.02DER01 978-605-2000-32-8 ... bazen doğru-yanlış soruları, bazen yorum soruları

10. SINIF

DERS ANLATIM REHBERI

TÜRK DILI VEEDEBIYATI

Page 2: 10. SINIF TÜRK DILI VE EDEBIYATI · Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Anlatım Rehberi OK00-10.02DER01 978-605-2000-32-8 ... bazen doğru-yanlış soruları, bazen yorum soruları

2

NY

E

10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Anlatım Rehberi

OK00-10.02DER01

978-605-2000-32-8

Meltem Ünal - Büşra Arslan

Adem Topçu - Süleyman Ünal

Fatma Danışmaz - Senanur Doğan

TestOkul Dizgi Servisi

Kısmet Gül Albayrak

Osman Burak Kahveci - Erkan Kılıç

Özge Burhan

Nilgün Aydoğan

Aykut Matbaası / Firuzköy Mah. Mezarlık Üstü Cad. No: 24 / 26 A

Blok Avcılar / İST. tlf: 0 212 428 52 74 - 428 54 26

0 212 275 00 35 www.testokul.com / [email protected]

Gülbahar Mah. Cemal Sururi Sok. No:15 / E Halim Meriç İş Merkezi

Kat: 9 Mecidiyeköy / İST.

Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’na göre her hakkı Eksen Yayıncılık

ve Eğitim Malz. San. Tic. AŞ’ye aittir. Eksen Yayıncılık’ın yazılı

izni olmaksızın, kitabın herhangi bir şekilde kısmen veya tama-

men çoğaltılması, basım ve yayımı hâlinde gerekli yasal mevzuat

uygulanır.

ürün adı

ürün no

isbn

yazarlar

katkıda

bulunanlar

dizgi-mizanpaj

grafik tasarım

dijital içerik

editör

yayın yönetmeni

baskı

iletişim

Copyright ©

Page 3: 10. SINIF TÜRK DILI VE EDEBIYATI · Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Anlatım Rehberi OK00-10.02DER01 978-605-2000-32-8 ... bazen doğru-yanlış soruları, bazen yorum soruları

3

MER

HA

BA

Sevgili Öğrenciler,

Her gün birçok farklı dersle karşı karşıya kalıp hepsinden notlar tutan, bu sıra-

da dersi ve öğretmeni takip edip konuyu iyice anlamaya uğraşan, sonrasında ise

tekrar etmek için çaba sarf eden sizlere işinizi çok kolaylaştıracak yeni bir ürün

sunuyoruz: Türk Dili ve Edebiyatı Ders Anlatım Rehberi.

Ders Rehberi, adı üstünde, size dersi öğrenme süreciniz boyunca rehberlik yapa-

cak. Nasıl mı?

Öncelikle her bir ünitede neler öğreneceğinizi, hangi konularla karşı karşıya ka-

lacağınızı gösteriyoruz ünitelerin ilk sayfasında. Bu sayede derse bir ön hazırlık

sağlanmış oluyor. Sonra küçük alt başlıklara ayrılmış şekilde konuları öğrenmeye

başlıyorsunuz.

Öğretmeniniz akıllı tahtada ders anlatıyor, siz de not tutuyorsunuz ama “Ders

Anlatım Rehberi” sizi yönlendiriyor hangi notları tutacağınız hususunda. Karşı-

nıza “Şimdi Okuma zamanı” adlı bölümler çıkacak. Bu bölümlerde, konuyla ilgili

özenle seçilmiş örnek metinler yer alıyor. Keyifle okuyacaksınız hepsini.

Sonra “Etkinlik” bölümleri var. Bunlar, yer yer karşınıza çıkacak çok değerli bö-

lümler. Etkinliklerin cevaplarına kare kodları kullanarak kolayca ulaşabilirsiniz.

Bazen boşluk doldurma, bazen doğru-yanlış soruları, bazen yorum soruları içeri-

yor bu etkinlikler. Ne ararsanız var kısacası.

Konu anlatımları, en sade ve açık şekilde yapıldı. Hem de bol örnek verilerek...

Anlatımların altında “Anahtar Bilgi”ler var. Bunlar, az önce, konu anlatımında

öğrendiklerinizin en can alıcı noktasını içeriyor.

Yer yer “Bunu da Bilelim” kutucuklarıyla karşılaşacaksınız. Konunu özel bir yönü-

nü veya konuya farklı bir bakış açısını görmeniz için hazırlanmış ekstralar bunlar.

Tadını çıkarın!

Konu anlatımının sonunda, gerekli yerlerde sorular yer alıyor testler hâlinde.

Bunlar, hem konunun tam öğrenilmesini sağlıyor hem de istenirse tekrar ve ödev

amaçlı kullanılabiliyor.

Size düşen rehberinizin yönlendirmelerine uymak ve kararlı adımlarla hedefe yü-

rümek.

Güzel ve başarılı bir gelecek sizleri bekliyor...

Page 4: 10. SINIF TÜRK DILI VE EDEBIYATI · Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Anlatım Rehberi OK00-10.02DER01 978-605-2000-32-8 ... bazen doğru-yanlış soruları, bazen yorum soruları

4

DERS ANLATIM REHBERİ KULLANIM İPUÇLARI

Konuyu, örnek metinlerle bubölümdesomutlaştırdık.

Bir sayfadan akıllı tahtaya yansıtılan ilk slaytı burada numaralandırdık.

Slayt Numarası

Şimdi Okuma Zamanı

Konuyu kavrama-ya yönelik sorula-ra, uygulamalara yer verdik.

Etkinlik

Ünite içindeki her bir bölü-mü bu başlıkla ayırdık.

Konu Başlığı

Bazı yerleri boş bırakılmış (pembe yazılı) anlatımlarla konuya sağlam bir temel atmanızı istedik.

Anlatım Bölümü

Kitaptaki örnek soruların çözümle-rini ve etkinliklerin cevaplarına bu karekodlarlaulaşmanızı sağ-ladık.

Karekod

Page 5: 10. SINIF TÜRK DILI VE EDEBIYATI · Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Anlatım Rehberi OK00-10.02DER01 978-605-2000-32-8 ... bazen doğru-yanlış soruları, bazen yorum soruları

5

DERS ANLATIM REHBERİ KULLANIM İPUÇLARI

Çoktan seçmeli soruları da unutmadık elbette.

Konuyla ilgili daha ayrıntılı ve ilginç bilgilere bu bö-lümde yer verdik.

Bunu da Bilelim

Öğretmenin ayrıca belirtmek istediği önemli gördüğü her şeyi yazabil-meniz için bu bölümü ayırdık.

Not Alanı

Konu Değerlendirme Testi

Page 6: 10. SINIF TÜRK DILI VE EDEBIYATI · Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Anlatım Rehberi OK00-10.02DER01 978-605-2000-32-8 ... bazen doğru-yanlış soruları, bazen yorum soruları

6

İÇİNDEKİLER

Bölüm 1: Edebiyatın Tarih ve Dinle İlişkisi ................................................... 10

Bölüm 2: Türk Edebiyatının Dönemleri ....................................................... 18

Bölüm 3: Türkçenin Tarihî Gelişimi ............................................................. 28

1. ÜNİTE TÜRK DİLİ VE EDEBİYATINA GİRİŞ

Bölüm 1: Dede Korkut Hikâyeleri ................................................................ 38

Bölüm 2: Halk Hikâyesi ................................................................................. 42

Bölüm 3: Mesnevi .......................................................................................... 49

Bölüm 4: Tanzimat Dönemi’nde Hikâye ...................................................... 53

Bölüm 5: Servetifünun Dönemi’nde Hikâye ................................................ 59

Bölüm 6: Millî Edebiyat Dönemi’nde Hikâye ............................................... 61

Bölüm 7: Fiilimsiler ........................................................................................ 73

2. ÜNİTE HİKÂYE

Bölüm 1: İslamiyet’in Kabulünden Önce Türk Şiiri

(Destan Dönemi Türk Şiiri ............................................................ 80

Bölüm 2: Geçiş Dönemi Türk Edebiyatı ....................................................... 86

Bölüm 3: Halk Şiiri ........................................................................................ 98

Bölüm 4: Divan Şiiri ...................................................................................... 117

Bölüm 5: İsim Tamlamaları - Yazım ve Noktalama ..................................... 140

3. ÜNİTE ŞİİR

Bölüm 1: Destan ........................................................................................... 146

Bölüm 2: Efsane ........................................................................................... 162

Bölüm 3: Sıfat Tamlaması - Yazım ve Noktalama ....................................... 169

4. ÜNİTE DESTAN / EFSANE

Page 7: 10. SINIF TÜRK DILI VE EDEBIYATI · Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Anlatım Rehberi OK00-10.02DER01 978-605-2000-32-8 ... bazen doğru-yanlış soruları, bazen yorum soruları

7

5. ÜNİTE

Bölüm 1: Dünya Edebiyatında Roman ........................................................ 174

Bölüm 2: Tanzimat Dönemi’nde Roman ..................................................... 179

Bölüm 3: Servetifünun Dönemi’nde Roman ............................................... 189

Bölüm 4: Millî Edebiyat Dönemi’nde Roman ............................................. 197

Bölüm 5: Cümle Türleri - Yazım ve Noktalama ........................................... 206

ROMAN

Bölüm 1: Tiyatro ............................................................................................ 214

Bölüm 2: Batı Etkisindeki Türk Tiyatrosu .................................................... 232

Bölüm 3: Cümle Türleri - Yazım ve Noktalama ........................................... 246

6. ÜNİTE TİYATRO

Bölüm 1: Anı ................................................................................................. 252

Bölüm 2: Cümle Türleri - Yazım ve Noktalama ............................................ 262

7. ÜNİTE ANI (HATIRA)

Bölüm 1: Haber Nedir? ................................................................................ 270

Bölüm 2: Haber Yazma Teknikleri ............................................................... 281

Bölüm 3: Cümle Türleri - Yazım ve Noktalama ............................................ 292

8. ÜNİTE HABER METNİ

Bölüm 1: Gezi Yazısı ..................................................................................... 296

Bölüm 2: Cümle Türleri - Yazım ve Noktalama ........................................... 305

9. ÜNİTE GEZİ YAZISI

Page 8: 10. SINIF TÜRK DILI VE EDEBIYATI · Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Anlatım Rehberi OK00-10.02DER01 978-605-2000-32-8 ... bazen doğru-yanlış soruları, bazen yorum soruları

8

Page 9: 10. SINIF TÜRK DILI VE EDEBIYATI · Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Anlatım Rehberi OK00-10.02DER01 978-605-2000-32-8 ... bazen doğru-yanlış soruları, bazen yorum soruları

11. ÜNİTE

TÜRK DİLİ VE EDEBİYATINA GİRİŞ

Bölüm 1

Edebiyatın Tarih ve Dinle İlişkisi

Bölüm 2

Türk Edebiyatının Dönemleri

Bölüm 3

Türkçenin Tarihî Gelişimi

9

Page 10: 10. SINIF TÜRK DILI VE EDEBIYATI · Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Anlatım Rehberi OK00-10.02DER01 978-605-2000-32-8 ... bazen doğru-yanlış soruları, bazen yorum soruları

10

1234

2

EDEBİYATIN TARİH VE DİNLE İLİŞKİSİ

EDEBİYATIN TARİHLE İLİŞKİSİ

Edebiyat, her şeyden önce kişide uyandırmayı amaçlar. Edebî eseri diğer metin türlerinden ayıran

en belirgin özelliklerden biri de budur. Diğer metin türleri öncelikle öğreticiliği, bilgilendirmeyi amaçlarken edebî

eserin böyle ikincil bir amacı olsa da bunu hoşa gidecek, zevk uyandıracak şekilde yapar.

Edebî eser; tarih, coğrafya, sosyoloji, felsefe, din, kültür, medeniyet vb. alanlarda ortaya konan ürünlerden farklıdır.

Bütün bu alanlar şüphesiz edebiyatı ilgilendirir; sanatçı, bu alanlarda ürün verebilir. Fakat edebiyatın konulara yak-

laşımı ve bu konuları işleyiş tarzı diğer metinlere göre farklılıklar gösterir.

Tarih ise toplumları değişik açılardan etkileyen olayları, bu olayların diğer olaylarla bağlantılarını

ilişkisi içerisinde, göstererek anlatan bilim dalıdır.

Tarihî metinlerin her şeyden önce belgelere dayalı olması yani gerçeği olduğu gibi aktarması esastır.

Bu yönüyle tarih, bir kabul edilir. Edebiyat bir dalı iken tarih bilim dalıdır.

Şimdi Okuma Zamanı

MOHAÇ TÜRKÜSÜ

Bizdik o hücûmun bütün aşkıyla kanatlı;

Bizdik o sabah ilk atılan safta yüz atlı.

Uçtuk Mohaç ufkunda görünmek hevesiyle,

Canlandı o meşhûr ova at kişnemesiyle!

Fethin daha bir ülkeyi parlattığı gündü;

Biz uğruna can verdiğimiz yerde göründü.

Gül yüzlü bir âfetti ki her bûsesi lâle;

Girdik zaferin koynuna, kandık o visâle

Dünyâya vedâ ettik, atıldık dolu dizgin;

En son koşumuzdur bu! Asırlarca bilinsin!

Bir bir açılırken göğe, son def'a yarıştık;

Allâh'a giden yolda meleklerle karıştık.

Geçtik hepimiz dört nala, cennet kapısından;

Gördük ebedî cedleri, bir anda yakından!

Bir bahçedeyiz şimdi şehidlerle beraber;

Bizler gibi ölmüş o yiğitlerle beraber.

Lâkin kalacak doğduğumuz toprağa bizden;

Şimşek gibi bir hâtıra nal seslerimizden.

Yahya Kemal Beyatlı

LÜM 1

OKUMA, YAZMA,SÖZLÜ İLET. VE DİL

BİLGİSİKAZANIMLARI

Page 11: 10. SINIF TÜRK DILI VE EDEBIYATI · Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Anlatım Rehberi OK00-10.02DER01 978-605-2000-32-8 ... bazen doğru-yanlış soruları, bazen yorum soruları

11

1235

4

MOHAÇ SAVAŞI

Türklerle Macarlar arasında 29 Ağustos 1526’da meydana

gelmiştir. Kanuni, Türklere karşı Eflak ve Boğdan beylikleri

ile anlaşan Macarlara savaş açtı.

Kanuni, 300 top ve 100.000 kişilik orduyla yola çıktı. Macar

ordusu, Türk ordusunu karşılamak üzere Mohaç Ovası’na

karargâh kurdu.

Mohaç Ovası’nın bir yanı bataklık, öteki yanı tepelikti. Ru-

meli askeri savaş gereği, bir süre çarpıştıktan sonra geri çe-

kilerek Macar zırhlı süvarilerinin topların karşısına gelmesini

sağladı.

Akıncılar da düşmanın çekilme yollarını keserek onları çem-

ber içine aldı. İkinci saf da aynı tuzağa düşürüldü.

Bütün Macar ordusu topların önüne çekildikten sonra 300

top birden ateşlendi. Macar ordusu dağıldı. II. Lajos ve ya-

nındakiler, kaçan askerlerle birlikte Karasu bataklığında bo-

ğuldu.

Türk ordusu, Macar Krallığı'nın başkenti Budin üzerine yü-

rüdü. Şehirde pek kimse kalmadığı için Budin Kalesi’nin

anahtarları Kanuni Sultan Süleyman’a, Foeldword kasaba-

sında teslim edildi.

Osmanlı Devleti bu savaşla, Avrupa’da öteden beri Osman-

lılara karşı Hristiyanlığın en güçlü savunma hattını kırmış

oldu. Bundan sonra Macaristan’ın Osmanlıya kademe ka-

deme katılmasının yolu açılmış oldu.

İnternetten alıntılanmıştır.

Aşağıdaki soruları okuduğunuz iki metinden hareketle cevaplayınız.

Bu iki metnin konusu aynıdır: Mohaç Savaşı. İlk metinle ikincinin, bu konuyu ele alış tarzlarını karşılaştırıp

değerlendiriniz.

Mohaç Savaşı, tarihî bir olaydır. Tarihî bir olayın, bir şiire konu olması, edebiyat-tarih ilişkisi çerçevesinde

nasıl değerlendirilebilir?

Etkinlik

Page 12: 10. SINIF TÜRK DILI VE EDEBIYATI · Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Anlatım Rehberi OK00-10.02DER01 978-605-2000-32-8 ... bazen doğru-yanlış soruları, bazen yorum soruları

12

7

Şimdi Okuma Zamanı

KÜÇÜK AĞA'dan

I. Dünya Savaşı’ndan sonra Anadolu toprakları, yabancı güçlerce işgal edilmiştir. Osmanlı yönetimi, otoritesini ve gü-

cünü kaybederek kontrolü elden kaçırmıştır. Böyle bir ortamda Türk halkı, dinini, yurdunu kurtarmak için Kuvayimilliye

hareketini başlatır.

Mehmet Reşit Efendi, 1918’de İstanbul’da Fatih Medresesi'nde öğrenciyken coşkulu vaazlarıyla tanınır ve 1919’da

Akşehir’e gönderilir. Halk arasında “İstanbullu Hoca” olarak tanınır. Bir süre sonra Emine ile evlenir. Bu arada Yunanlılar

Anadolu’ya girmiştir. “İstanbullu Hoca”, Kuvayımilliyecilerin ve önderleri Haydar Bey’in karşısında yer alır; Kuvayimilliye-

cileri vatana ihanetle suçlar ve Padişah’ın desteklenmesini ister.

Ankara’da “İstanbullu Hoca” için “vur emri” çıkarılır. Hoca, evliliği ve çocuğu için ve en önemlisi de halkın zorlamasıyla

Akşehir’den kaçar ve çete reislerine sığınır. Kuvva ile arasında yaşanan kovalamacadan sağ kurtulur ve kendi başına

yanına adam da alarak bir kasabaya sığınır. Kuvva ise Hoca'yı kaçırdığı için üzgündür ve Salih’i onu bulmakla görevlen-

dirir. Hoca ise şimdi hangi tarafta yer almak gerektiğinin hesabını yapmaktadır. Kuvayımilliye ise her geçen gün başarı

kazanmakta ve güçlenmektedir. Salih, Hoca’yı bulur ve onu padişah hizmetinden vazgeçerek Kuvva yararına çalışmaya

ikna eder. Beraberce Çerkez Ethem’in kardeşi Tevfik Bey’in çetesine katılırlar.

Çerkez Ethem ve kardeşleri Millî Mücadele'de en büyük rollerden birini üstlenmiş ve gerek düşman işgallerine gerekse

ayaklanmalara karşı başarılar sağlamışlardır.

Fakat şimdi düzenli ordu ve İsmet Paşa’nın emri altına girmek söz konusu olunca Çerkez Ethem ve kardeşleri zıt bir

tavır takınarak Kuvva’ya ve Ankara’ya karşı isyan bayrağı açmıştır. Hoca ise bu yolun yanlış olduğuna inanır ve onları

bu yoldan döndürmek için planlar kurar. Hoca’nın amacı, Çerkez Ethem ve kardeşlerini Kuvva’ya karşı cephe almaktan

vazgeçiremese bile olası bir isyan hâlinde güçlerini zayıflatmaktır.

II

Büyük İhanet

Tevfik Bey'in küfürleri Küçük Ağa'nın kulaklarında bütün gece gümbürdedi durdu. Arada sırada, sanki kapkara bulutlar

parçalanmış, mavi bir parça ışıldamış gibi, dost, sevgi dolu cümle de kulaklarında yeniden ses buluyordu.

– Küçük Ağa'ya tez döşek serin. Burada yat Küçük Ağa, dinlen, yarın kendine gel ki görüşüp konuşalım!

Ve kazanmak, elden kaçırmamak isteyen sokuluş, hem de Tevfik Bey'in öfke için var olan mizacını kenara iten sokuluş

ve kazanma isteği.

– Kafası işleyen bir sen varsın yanımda!..

Sonra Küçük Ağa iyice ısıtılmış odadaki pufla yatağa girmiş, yün yorganların dinlendirici, yatıştırıcı ağırlığına kavuşmuştu.

Yarım saatçiğe sığan fakat biri ötekilerden, ötekiler de birbirinden tehlikeli ve hepsi de bir ölüm kalım netamesi taşıyan

zincirleme olaylardan sonra bu yatak, bu yorganlar ve bu ısıtılmış oda, kısık lambanın esmer, turuncu aydınlığı ile tam bir

sığınak idi.

Küçük Ağa -İstanbullu Hoca- şeriatın mübah gördüğü harp hilesinin en büyüğünü, en netamelisini oynuyordu. Oyun

bitmemişti, bütün tehlikeleri ile devam ediyordu, bir küçük başarısızlık birkaç saat önce kazanılanları bozgun hâline

getirebilirdi.

Page 13: 10. SINIF TÜRK DILI VE EDEBIYATI · Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Anlatım Rehberi OK00-10.02DER01 978-605-2000-32-8 ... bazen doğru-yanlış soruları, bazen yorum soruları

13

10

Küçük Ağa olup bitenleri bir kez daha hem de kırıntılarına kadar aklından geçirdi.

Pehlivan ile adamlarının temizlenmesi tam manasıyla mükemmel olmuştu, geride hiç bir iz bırakmamışlardı.

Küçük Ağa bundan emindi. Fakat Topal İsmail'in işinde tereddütleri vardı. Çıradan çıkan yangın büyük bir şans olmuştu.

Ateş, yakar ve yok eder. Fakat eve girip çıkarken bir gören olmuşsa Tevfik Bey de bunu öğrenirse ne olacaktı?

Küçük Ağa, her zaman eli kolu bağlı kalınca yaptığı gibi yaptı ve çaresizliğin fasit dairesine kapılıp gideceğine, o tatlı tevek-

külü ile tatlı muzipliğine sığındı:

"Kim görecekmiş yahu!" Bu noktayı da aşınca bütün mesele ertesi günü ayarlamaktan, Tevfik Bey'i zerrece olsun kuşkuya

düşürmemekten ibaret kalıyordu. Bunu da -Allah'ın izniyle- becereceğine emindi.

– O kolay. Fakat, ahh, Tevfik Bey'i doğru yola getirmenin bir imkânı olsaydı!..

Küçük Ağa kafasını zorluyor ama bir açık kapı bulamıyor, göremiyordu. Tevfik Bey, ağası Etem ve kardeşi Reşit Beylerle

zarını atmış, kendisini kaderin eline teslim etmişti. Şimdi Küçük Ağa'nın yapıp yapabileceği, bu kaderin kalleş oyunundan

mümkün olduğu kadar çok şey kurtarmaktan ibaretti. Çerkez kardeşlerin ihanetinden doğacak sarsıntıyı hafifletmek de

büyük bir şeydi. Bunu başaracağına inanıyordu. Canının tehlikede olduğunu aklına bile getirmedi.

Gece irkiliyor, göz kapakları ağırlaşıyor, kolundaki yara da gittikçe kendini duyurmaya başlıyordu. Pansuman bir rahatlık

vermişti ve kemikte bir zedelenme bile yoktu.

Fakat yine de parçalanan adaleler dağlanır gibi yanıyor, vücudu ateş basıyordu. Uyku en güzel olacaktı; en güzel, en iyi ve

tek imkân!

Küçük Ağa kendini yavaş yavaş uykuya bırakırken kafası ondan ayrı bir varlık gibi işlemeye devam ediyordu.

– Yarın ve yarını kovalayacak yarınlar!

Sonra bir de dün vardı; dünler, geride bıraktığı dünler vardı, öyle günler ki çoğu zaman Küçük Ağa'nın düşünceleri onlar-

dan dayanılmaz dertlerden kaçar gibi kaçmıştı.

Emine'yi düşünmekten, Mehmet'i düşünmekten, Akşehir'i, Sarayyaka'yı, kısacası İstanbullu Hoca'yı düşünmekten vahşi

bir korku ile kaçtığı çok olmuştu. Belli belirsiz bir seziş ona, İstanbullu Hoca ile birlikte ve İstanbullu Hoca yüzünden kazan-

dığı, elde ettiği her şeyi de ebediyen yitirdiğini söyler dururdu. Kendisi yoktu, İstanbullu Hoca vardı. O gitti, her şey gitti...

Küçük Ağa bu vahşi korku anlarında bir hafıza kaybından sonra bambaşka bir iklim ve toplumda, kendine gelmiş gibi

olurdu. Hatırasız ve bomboş. İstanbullu Hoca'dan Küçük Ağa doğmuştu ve hangi doğum o kadar sancılı olabilirdi? Sancılı

ve annenin hayatına mal olan bir doğumdu bu.

(...)

Kardeşinin gönderdiği haberle olup bitenleri öğrenen Etem Bey, atına atladığı gibi gece yarısından sonrasını yolda geçirerek

şafaktan önce Kütahya'ya geldi. Tevfik Bey ağabeyini kapıda karşıladı. Ne kucaklaştılar ne de bir çift laf ettiler. Adamlara

da herhangi bir talimat verilmedi. Hızlı adımlarla içeri girdiler. Tevfik Bey önde, aynı hızlı adımlarla merdivenleri çıktılar.

Basamaklar ve sofa sarsılıyor, gıcırdıyordu. Etem Bey’in bu kuvvet ve öfkeyi eşit ölçüde birleştiren sessizliği insana farkına

varmadan korku veriyordu. Tevfik Bey’e gelince onun başı önüne eğik, dudakları sımsıkı kapalıydı ama bu hâlde korkudan,

suçlu sinişinden çok daha başka bir mana vardı. Bu mana da ağabeyinden gelecek her söze ve her hükme razı bir saygıdan,

bağlılıktan ibaretti.

Etem Bey odaya girer girmez doğru lambaya gitti ve kısık fitili iyice açtı. Bu işi o kadar hızla ve zerre kadar duraklamadan

yaptı ki gören, bu odada oturanın ve lambayı öyle kısanın kendisi olduğunu sanırdı.

Page 14: 10. SINIF TÜRK DILI VE EDEBIYATI · Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Anlatım Rehberi OK00-10.02DER01 978-605-2000-32-8 ... bazen doğru-yanlış soruları, bazen yorum soruları

14

12

Gerçekte ise bu onun en belli, en kuvvetli özelliği idi. Girdiği yeri bir anda kavrar, uygun görmediği ne varsa derhâl değiş-

tirirdi. Bu da Etem Bey’in bulunduğu yerde derhâl hâkim bir hava yaratmasını sağlardı. Kardeşi kapıyı kapatır kapatmaz

sordu:

– Reşit'e haber saldın mı?

Üçüncü kardeş Reşit, Saruhan mebusu olarak Ankara'da bulunuyordu. Tevfik Bey.

– Evet, dedi.

En küçük adamına karşı bile sitemden, yanlışını yüze vurmadan daima ve dikkatle kaçınmış olan Etem Bey kendini tuta-

madı ve zehir gibi bir alayla:

– Haberci bari emin birisi olsaydı! Tevfik Bey’in başı biraz daha öne düştü.

– Anlat.

Sedirde oturmuş bekliyordu. Tevfik Bey, Küçük Ağa'nın gelişi ile söze başladı, tahkikatı ile öğrendiklerini de ekleyerek her

şeyi bir bir anlattı. Sesinde ne suçlu tonu ne de savunma endişesi vardı. Tanımadığı birinin başından geçenleri söyler gibiydi.

Susar susmaz Etem Bey sordu:

– Kimdir bu Küçük Ağa?

Bu ismi o da işitmeye başlamıştı son zamanlarda. Hemen de kâh büyük övgülerle kâh o kadar büyük kötüleme ve suçla-

malarla...

Tevfik Bey bu soruyu da kendi duygularını ve kanaatlerini katmadan bütün teferruatı ile cevaplandırdı. Söze Küçük Ağa'nın

adamları ile birlikte gelişinden başladı ve Topal İsmail'in ilk kuşkuları ile Karakeçili Sırrı'nın geçirdiği macerayı da anlatmayı

ihmal etmedi. Etem Bey dikkatle dinledi ve sözünü bir defa bile kesmedi, hatta yerinden kımıldamadı bile. Kardeşi susunca:

– Görürüz, dedi ve ancak ondan sonra ayağa kalktı.

– Ne yapmayı düşünüyorsun?

Bunu sorarken pencereyi kaldırmıştı. Tevfik Bey'in dolu kadehini kaptığı gibi aşağıdaki bahçeye fırlattı.

– İçme şu mendeburu. Hele böyle zamanlarda...

Tevfik Bey susuyordu. Aynı sakin sesle tekrarladı:

– Ne yapmayı düşünüyorsun?

– Sizi bekledim.

– Hiçbir karar, bir tedbir almadın mı?

– Aldım elbette. Yollara gözcü çıkardım, adamlar tetikte.

– Kaç kişi kaldınız?

– Bin küsur.

– Şimdi Alayunt harekete geçmiştir bile. Ankara bile duymuştur. Niyetleri varsa senin gözcülerin de bin kişi de beş para

etmez, bize öğle namazını burada kıldırmazlar.

Odayı arşınlıyordu. Pencerelerin siyahlığı gittikçe açılıyor, kül rengine dönüyordu. Bahçede ve avluda ayak sesleri, mırıltılı

konuşmalar ve kişnemeler başlamıştı. Odada lambanın ışığı açılıp solgunlaşıyordu. Etem Bey onu "Püf!" diye döndürdü.

Şimdi dönmüş, bahçeye bakıyordu. İlk defa dalgın bir sesle mırıldandı:

— Fakat bunu yapamazlar... Yapamazlar. Yine uzun bir sessizlik oldu.

Page 15: 10. SINIF TÜRK DILI VE EDEBIYATI · Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Anlatım Rehberi OK00-10.02DER01 978-605-2000-32-8 ... bazen doğru-yanlış soruları, bazen yorum soruları

15

1239

14

— Yapamayacaklar, hiçbir zaman yapamayacaklar demek değildir ama bu...

Sonra her zaman soğuk ve hükmeden sesi ile birdenbire dönerek sordu (1)

— Senin ağaların tüneklerinden ne zaman çıkarlar (2)

Bu ikinci alaydı. Tevfik Bey kendini tutamadı.

— Beni bir hiç (3) burayı da başıboş sanıyorsunuz korkarım. Zapturaptımız mükemmeldir.

Etem Bey kardeşine uzun uzun baktı. Göz göze idiler. Tevfik Bey fazla direnmedi, başını eğdi. Beriki de o zaman buz gibi

bir sesle:

— Belli (4) dedi ve dönüp pencereye gitti.

Gökyüzü süt rengi idi, ufuk yoktu, on metre kadar aşağıda bahçeyi esmer bir aydınlık ancak belirtebiliyordu.

(...)

Tarık Buğra

Aşağıdaki soruları okuduğunuz metinden hareketle cevaplayınız.

Okuduğunuz metnin alıntılandığı eserin türü ne olabilir?

Anlatılanlar gerçekçi mi? Olağanüstü olaylar veya kişiler barındırıyor mu?

Bu metinde, gerçekten yaşanmış tarihî olaylar var mı? Gerçek tarihî kişiler yer alıyor mu? Örnek veriniz.

Tarihî olayları anlatırken yazarın tümüyle gerçekliğe bağlı kaldığı düşünülebilir mi? Neden?

Bu metinden hareketle tarih-edebiyat ilişkisine dair düşüncelerinizi belirtiniz.

Metnin sonunda numaralanmış ayraçlarla belirtilen yerlere getirilecek noktalama işaretlerini aşağıya belir-

tiniz.

1. 2.

3. 4.

Etkinlik

Page 16: 10. SINIF TÜRK DILI VE EDEBIYATI · Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Anlatım Rehberi OK00-10.02DER01 978-605-2000-32-8 ... bazen doğru-yanlış soruları, bazen yorum soruları

16

1240

17

Sonuç olarak tarih, edebiyatı etkilediği gibi yer yer edebiyattan da etkilenir.

Tarihî olaylar ve tarihî kişiler, farklı türde edebî eserlerin konusu olabilir.

Ancak edebiyat, tüm diğer sanatlar gibi öznel bir etkinliktir ve tarihi konu edindiğinde de bu tutum değişmez. Bir sanatçı olan yazar, tarihi kendi bakış açısıyla ve sanatsal bir yöntemle ele alır.

İlk bakışta edebiyatın tarihe etkisi söz konusu değilmiş gibi görünebilir. Ancak tarih bilimi, insanı ve yaşadıklarını ele alır. Edebiyat, insanı hatta bazen toplumu etkileme gücüne sahiptir. Bu açıdan bakıldığında öznesi insan olan tarih biliminin, dolaylı bir biçimde edebiyattan etkilendiğini söylemek yanlış olmayacaktır.

Ayrıca tarih bilimi, tarihi olay ve kişileri araştırırken edebi eserleri zaman zaman kaynak olarak kullanabilir. Örneğin Göktürkleri, Bilge Kağanı araştıran bir tarihçi için Orhun Kitabeleri önemli bir kaynaktır.

Edebiyat Tarihi Nedir?

Bir ulusun çağlar boyunca meydana getirdiği edebî eserleri inceleyerek düşüncede ve duyguda izlediği yolu, geçirdiği evreleri anlatır. Bu bakımdan uygarlık tarihinin önemli bir koludur.

Bunu da Bilelim

Tarih, edebiyat eserlerinin malzemesi olabilir. Ancak edebî eser, tarihî eser değildir. Edebî eserlerdeki tarih an-

latımı, yazarın süzgecinden geçmiştir.

Anahtar Bilgi

EDEBİYATIN DİNLE İLİŞKİSİ

; insanın, bir toplumda yer

alan insanın, ürünlerinden oluşur. Bu se-

beple de o toplumda ortaya çıkan yani

kendisini üreten insanın yaşadığı her şey-

den kaçınılmaz bir biçimde etkilenir.

Edebiyatın malzemesi olan dil, eserlerin

biçimsel özellikleri, ele aldıkları konular,

yansıttıkları duygu ve düşünceler, bunla-

rın hiçbiri insandan, toplumdan bağımsız

değildir.

, doğrudan doğruya insanın ha-

yatına yön veren bir olgudur. Hem kişisel

hem toplumsal anlamda...

Ortak noktaları, insan ve toplumla bağları

olan edebiyat ile dinin birbirini etkilemesi

kaçınılmazdır.

Page 17: 10. SINIF TÜRK DILI VE EDEBIYATI · Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Anlatım Rehberi OK00-10.02DER01 978-605-2000-32-8 ... bazen doğru-yanlış soruları, bazen yorum soruları

17

1241

20

Tarihin eski zamanlarında, sanatçıların aynı zamanda din adamı oldukları biliniyor. Örneğin, İslamiyet öncesi Türk

edebiyatının ilk şiirleri olan koşukları söyleyen "şaman", dinî ayinleri idare ediyor, hekimlik, büyücülük yapıyordu.

Toplumda önemli bir statüsü vardı ve o, söylediği şiirlerle sözlü kültüre, sanata ve edebiyata hayat vermiştir.

Yine bu dönemde kam, ozan, baksı gibi adlarla anılan kişiler, toplumsal hadiseleri destan şeklinde şiire dönüştürü-

yor, ölenlerin ardından , av törenlerinde ise söylüyorlardı.

İslamiyet öncesinde söylenen bu şiirlere, elbette, Türklerin o günkü dinî inanışları, inanç ilkeleri, duygu ve düşün-

celeri yansımıştı.

Türklerin İslam dinini kabul etmeleri ve İslam'ın toplumsal hayatın her alanına nüfuz etmesiyle yani 11. yüzyıldan

başlayarak dinin, edebiyatın başat etkeni hâline geldiği görülür.

Özellikle divan edebiyatı ürünleri, gerek içerikleri gerek şekilsel özellikleri gerekse yansıttıkları duyguyla tümüyle

İslamiyet'in etkisindedir.

Peki, edebiyatın dine etkisinden nasıl söz edilebilir?

Edebiyatın ilk amacı, bilgi aktarmak olmasa da edebî eserler, içinde düşünce barındırır. Dolayısıyla eğer bir edebî

esere dinî duygu ve düşünce hâkimse bu, pekâlâ insanların dine bakışını, inançla ilgili algılarını etkileyecektir. Bu-

nun hangi anlamda olduğu önemli değildir bu noktada. Edebiyat bazen dine eleştirel yaklaşır, bazense dinî duygu

ve düşünceleri yüceltir. Her iki durumda da din, edebiyattan soyutlanmamış olacaktır.

Din, birçok bakımdan insanı etkilediğinden kaçınılmaz olarak edebiyatı da hem konu hem de dil bakımından

etkiler. Edebiyat da dinî konuları ele alarak veya yazarın tutumuyla dine etki eder.

Anahtar Bilgi

Page 18: 10. SINIF TÜRK DILI VE EDEBIYATI · Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Anlatım Rehberi OK00-10.02DER01 978-605-2000-32-8 ... bazen doğru-yanlış soruları, bazen yorum soruları

18

1242

22

TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ

LÜM 2

TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERE AYRILMASI

Ulusların edebiyatları dönemlere ayrılarak ince-

lenir. Edebiyatın; toplumdan, tarihten, kültürel ve

sosyal yaşamdan ayrı düşünülmesi mümkün olma-

dığına göre edebiyat tarihinin bu ve benzeri etki-

ler göz önüne alınarak çeşitli dönemlere ayrılması

ve böyle incelenmesi son derece doğal olsa gerek.

Bunun ölçütlerine değinelim şimdi.

1. Dinî Hayat

Bir ulusun edebiyatı, düşünce dünyasının ve sosyal

hayatının âdeta aynasıdır. Düşünce dünyasını ve

sosyal hayatı büyük ölçüde etkileyen faktörlerin

başında da gelir.

Türkler tarihte değişik dinleri benimsemişler, bu

da onların edebiyatını etkilemiştir. Sırasıyla Şa-

manizm, Maniheizm ve Budizm, Türklerin ha-

yatında etkili olmuştur. Destanlarda, Göktürk

Yazıtları’nda, Uygur metinlerinde bu etkiler açıkça

görülmektedir.

10. yüzyıldan itibaren İslam dininin etkileri giderek artmış; bunun sonucu olarak da ve edebiyat-

larının Türk edebiyatındaki yansımaları açıkça gözlenmiştir. İslam dininin Türk edebiyatı üzerindeki ağırlıklı etkisi

kadar sürmüştür. Bu dönemle birlikte Türk edebiyatında tür, şekil ve içerik bakımından Batı

edebiyatının etkisi görülür. Daha sonra gelen diğer dönemlerde ve Cumhuriyet Dönemi'nde Batı edebiyatının, Türk

edebiyatı üzerinde etkisi devam etmiştir.

2. Dil Anlayışı

Edebiyat dile dayalı bir sanattır. Dilde meydana gelen değişimler edebiyata da yansır. Edebî eserler ve dönemler

incelenirken dil özellikleri de dikkate alınır.

Türklerin İslamiyet'ten önceki dilleri, yabancı etkilere kapalı bir nitelik gösterir. İslamiyet'in kabulünden sonra ise

Arapça ve Farsçanın etkisinde bir Türk diliyle karşılaşıyoruz.

Tanzimat'tan sonra ise Türk edebiyatında Batı dillerinden alınan kavramların ağırlığı göze çarpar.

3. Kültürel Farklılık

Türk kültüründeki farklılık üç ana aşamada ifade edilebilir:

• önceki dönem

Bozkır kültürü veya atlı-göçebe kültür denen bu dönem, İslamiyet'ten sonra yerini yerleşik kültüre bırakmıştır.

Ancak elbette bazı ögeleri yaşatılmıştır.

Page 19: 10. SINIF TÜRK DILI VE EDEBIYATI · Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Anlatım Rehberi OK00-10.02DER01 978-605-2000-32-8 ... bazen doğru-yanlış soruları, bazen yorum soruları

19

1243

25

• 10. yüzyıldan sonraki dönem

İslamiyet'in kabul edilmesi, Türkleri bambaşka bir kültürün kapısından içeri sokmuştur.

ve kültürlerinin etkisi her alanda hissedilmiştir.

• 19. yüzyıldan itibaren kültürünün hâkim olduğu dönem

Tanzimat Fermanı’nda (1839) ve Islahat Fermanı’nda (1856) belirtilen siyasi, askerî, ekonomik ve diğer alanlar-

daki değişim, doğrudan Batı kültürü esas alınarak düzenlenmiştir.

Bu, devletin Batı medeniyeti çerçevesine girmeyi resmî bir politika hâline getirdiğini gösterir. Bundan sonra

Türk toplumu hızlı bir değişim süreci yaşamıştır. Tanzimat Dönemi'nde başlayan bu değişim, günümüze kadar

değişik şekillerde ve oranlarda etkisini devam ettirmiştir.

4. Dil Coğrafyası

Bir toplumun hayatını devam ettirdiği yerleşim alanı, bu alandaki tabiat ve iklim şartları, o toplumun kültürünün

bir parçası olan dilini de etkiler.

Coğrafyalardaki farklılaşma lehçe ve şive denen farklılıkları da beraberinde getirmiştir. Bir dilin bilinmeyen bir dö-

neminde ayrılan kollarına “ ” adı verilir. “Yakutça” ve “Çuvaşça”, Türkçenin iki ana lehçesidir. Bu farklı

lehçelerin ortaya çıkması, birbirinden uzakta devletler kuran Türk toplumlarının değişik diller oluşturmalarının

sonucudur.

Bir dilin takip edilebilen seyri içinde ayrılan kollarına ise “ ” adı verilir.

Çağdaş Türk edebiyatlarını Azerbaycan, Kırgız, Kazak, Özbek edebiyatları şeklinde ayırırken kullanılan ölçüt, bu

edebiyatların farklı coğrafyalarda oluşan şivelere ait olmalarıdır.

5. Sanat Anlayışı

Toplumlar değişik zamanlarda sanatı farklı şekillerde algılamış ve onu farklı amaçlarla kullanmıştır. İslamiyet öncesi

dönemde sanat anlayışını ihtiyaçlar belirlemiş; sanat, vasıtası olarak görülmüştür. Bu dönemde ede-

biyat, dinî törenlerde doğmuştur.

İslamiyet’ten sonra ise sanata farklı bir anlam yüklenmiş, özellikle edebiyat, duygu ve düşünceleri en güzel şekilde

anlatma aracı olarak görülmüştür. Tanzimat Dönemi'nde edebiyat, toplumu dönüştürme yolu olarak algılanmış,

anlayışı benimsenmiş, sanatla siyaset iç içe gelişmiştir.

Tanzimat’ın ikinci döneminden itibaren sanat toplumsal amaçtan uzaklaşmış, anlayışıyla

ürünler verilmiştir. Bu durum Servetifünun Dönemi'nde de etkisini devam ettirmiştir.

Dönemi'nde ve Cumhuriyet edebiyatının ilk döneminde, Batı’nın aşırı etkisine ve ferdiyetçi

anlayışına tepki olarak memleket edebiyatı geliştirilmiş, sanat tekrar toplumun hizmetine sunulmuştur.

Edebiyat; dil anlayışı, dinî hayat, kültürel farklılaşma, dil coğrafyası ve sanat anlayışı ölçüt alınarak dönemlere

ayrılır.

Anahtar Bilgi

Page 20: 10. SINIF TÜRK DILI VE EDEBIYATI · Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Anlatım Rehberi OK00-10.02DER01 978-605-2000-32-8 ... bazen doğru-yanlış soruları, bazen yorum soruları

20

1244

27

Etkinlik

Türklerin göçebelikten yerleşik hayata geçişleri, kültür ve edebiyatlarını nasıl etkilemiştir?

Türk edebiyatının dönemlere ayrılmasında din neden etkili olmuştur?

Türk dilinin lehçeleri ve belli başlı şiveleri nelerdir?

Tanzimat ve Islahat Fermanları Türk edebiyatında nasıl etkili olmuştur?

Page 21: 10. SINIF TÜRK DILI VE EDEBIYATI · Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Anlatım Rehberi OK00-10.02DER01 978-605-2000-32-8 ... bazen doğru-yanlış soruları, bazen yorum soruları

21

1245

29

TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ

Türk edebiyatı, önceki bölümde bahsedilen ölçütler doğrultusunda dönemlere ayrılmıştır. Bu üç ana dönem, aşağı-

daki şemada gösterildi, şemayı dikkatle inceleyiniz.

İslamiyet Öncesi Türk

Edebiyatı

(Destan Dönemi)

Türk Edebiyatının Dönemleri

Şimdi de bu dönemleri ayrıntılı ifade edelim.

İslamiyet Öncesi Türk Edebiyatı

1. Sözlü edebiyat

2. Yazılı edebiyat

İslam Uygarlığı Çevresinde Gelişen

Türk Edebiyatı

1.

2. Halk edebiyatı

a.

b. Anonim halk edebiyatı

c. Tekke-tasavvuf edebiyatı

Batı Etkisinde Gelişen Türk Edebiyatı

1. Tanzimat edebiyatı

2.

3.

4.

5. Cumhuriyet edebiyatı

Türk edebiyatının üç ana dönemi vardır: İslamiyet öncesi Türk edebiyatı, İslamiyet etkisinde gelişen Türk ede-

biyatı ve Batı etkisinde gelişen Türk edebiyatı.

Anahtar Bilgi

Page 22: 10. SINIF TÜRK DILI VE EDEBIYATI · Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Anlatım Rehberi OK00-10.02DER01 978-605-2000-32-8 ... bazen doğru-yanlış soruları, bazen yorum soruları

22

1246

32

1. İslamiyet Öncesi Türk Edebiyatı

Türk edebiyatının 11. yüzyılın başlarına dek süren bu dönemi, sözlü ve yazılı edebiyat olarak iki grupta incelenir.

a. Sözlü Edebiyat

•Türklerin yazıyı henüz kullanmadığı dönemlerde oluşmuştur.

•Ulusal, kendi içine kapalı bir dönemdir.

•Bu dönem ürünleri , , ve adını alır.

•Bu dönem ürünlerinde, , dörtlük nazım birimi ve genellikle yarım kafiye kullanılmıştır.

b. Yazılı Edebiyat

•6. yüzyıla ve Uygurlara ait Yenisey Yazıtları, Türklerin en eski yazılı ürünleri olsa da okunamadıklarından 8.

yüzyıla ait Orhun Yazıtları Türklerin en eski yazılı ürünleri olarak kabul edilir.

•Orhun Kitabeleri, 720–735 yılları arasında, tarafından dikilmiş anıt dikili taşlardır.

•Yazılı dönemde Türkler, Uygur ve alfabelerini kullanmışlardır.

2. İslam Uygarlığı Çevresinde Gelişen Türk Edebiyatı

Bu dönem, aynı dönemlerde, birbirinden farklı çevrelerde oluşmuş, birbirinden farklı özellikler taşıyan iki kolu

kapsar.

a. Divan Edebiyatı

•13-19. yüzyıllar arasında saray çevresinde gelişmiş edebiyatıdır.

• Arap ve İran edebiyatı kaynaklı bu edebiyatın dili, ve .

• ölçüsü ve genellikle nazım birimi tercih edilmiştir.

•Bu edebiyatın konuları ; sanatçılar toplum sorunlarıyla pek ilgilenmemiştir.

•Nesir alanında ürünler bulunsa da asıl olarak gelişmiştir.

b. Halk Edebiyatı

•13-19. yüzyıllar arasında Anadolu'da, halk arasında gelişmiş bu edebiyat, ürünlerden oluşur. Divan

edebiyatı gibi yazılı değildir; ürünler sonradan yazıya geçirilmiştir.

• ölçüsü ve nazım birimini tercih eden sanatçılar; yalın, sanatsız bir dille yazmıştır.

•Ulusal bir edebiyattır.

Üç koldan gelişme göstermiştir:

•Âşık edebiyatı: Söyleyeni belli ürünlerden oluşur. Din dışı konular işlenmiştir.

•Anonim edebiyat: Söyleyeni belli olmayan ürünleri kapsar.

•Tekke edebiyatı: Konularını dinî ögelerden, tasavvuftan alır.

Page 23: 10. SINIF TÜRK DILI VE EDEBIYATI · Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Anlatım Rehberi OK00-10.02DER01 978-605-2000-32-8 ... bazen doğru-yanlış soruları, bazen yorum soruları

23

1247

35

Etkinlik

I

Kızıl sarıg arkaşıp

Yipkin yaşıl yüzkeşip

Bin bir kerü yörkeşip

Yalnguk anı tanglaşur

Günümüz Türkçesiyle

Kızıl ve sarı çiçekler bitiyor

Mor ve yeşil yüz yüze geliyor

Ve birbirlerine sarılıyorlar

İnsan bu renk cümbüşüne hayret ediyor

II

Yağmur yağar mor sümbüller bitirir

Yel estikçe kokuların getirir

Sarı çiçek sarvan kurmuş oturur

Karışmış güllere çimenin dağlar

Karacaoğlan

III

Esrarını dil zaman zaman söyler imiş

Hengâme-i gamda dâstan söyler imiş

Aşk ehli olup da mihnet-i hicrane

Ben sabr iderin diyen yalan söyler imiş

Azmizade Hâleti

Günümüz Türkçesiyle

Gönül sırlarını zaman zaman söylermiş

Gama düştüğünde destan söylermiş

Âşık olup da ayrılık acısına

Ben sabrederim, diyen yalan söylermiş

Bu şiirleri, ahenk ögeleri bakımından, genel anlamda, karşılaştırınız.

Sizce bu şiirler aynı döneme mi aittir? Neden?

Bu şiirleri dil özellikleri bakımından değerlendiriniz.

Page 24: 10. SINIF TÜRK DILI VE EDEBIYATI · Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Anlatım Rehberi OK00-10.02DER01 978-605-2000-32-8 ... bazen doğru-yanlış soruları, bazen yorum soruları

24

1248

38

3. Batı Etkisinde Gelişen Türk Edebiyatı

18. yüzyıldan itibaren Türk edebiyatı üzerinde Arap ve İran etkisi giderek azalırken etkisi hızlı bir şekilde

artmıştır.

19. yüzyıla gelindiğinde Türk edebiyatında Batı'da ortaya çıkmış akımların, Batı edebiyatlarında kullanılan türlerin

etkisi gözlenir. Edebiyata hem yeni hem de yeni bu dönemde girer.

Şimdi, Türk edebiyatının 19. yüzyıldan sonraki dönemlerine göz atalım.

a. Tanzimat Edebiyatı

•Batı kültürüyle yetişen 19. yüzyıl Osmanlı aydınlarınca 1860 - 1876 yıllarında meydana getirilmiş bir edebiyat

dönemidir.

•Türk edebiyatına yeni türler, konular ve biçimler girmiştir.

•Batı dillerinden tercümeler yapılmıştır.

•Sanat, için bir vasıta olarak görülmüştür.

•Bu dönemde, Batı edebiyatından alınarak ilk örnekleri verilen türler şunlardır:

•Roman•Hikâye•Eleştiri•Tiyatro•Makale•Fıkra

Dönemin önemli sanatçılarından bazıları şunlardır:

Namık Kemal, Ziya Paşa, Şemsettin Sami, İbrahim Şinasi...

b. Servetifünun Edebiyatı (Edebiyat-ı Cedide)

• edebiyatına tepki olarak 1896'da doğmuştur.

• Bu tepkinin ilk nedeni, Tanzimatçıları yeterince Batıcı olarak görmemeleridir.

• Türk edebiyatının tümüyle yöneldiği dönemdir.

• Seçkin zümre edebiyatıdır; bu dönem sanatçıları, düşünmemiştir.

• Dilleri, son derece ağırdır; yabancı kelime ve tamlamalarla yüklüdür, konuşma dilinden uzaktır.

• Batılı düzeyde ilk , bu dönemde yazılmıştır.

Bu dönemin önemli sanatçıları şunlardır:

Tevfik Fikret, Halit Ziya Uşaklıgil, Cenap Şahabettin, Mehmet Rauf...

c. Fecriati Edebiyatı

• edebiyatına tepki olarak doğsa da ondan pek farklı olmayı başaramamış bir harekettir.

• Bu sanatçıların amacı, Türk edebiyatını daha ileri düzeyde kılmaktır.

• 1909'da bir bildiri yayımlayarak oluşan topluluk, kısa sürede çözülmüş, 1912'de tümüyle dağılmıştır.

Page 25: 10. SINIF TÜRK DILI VE EDEBIYATI · Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Anlatım Rehberi OK00-10.02DER01 978-605-2000-32-8 ... bazen doğru-yanlış soruları, bazen yorum soruları

25

1249

41

Bu dönemin önemli sanatçıları şunlardır:

Ahmet Haşim, Emin Bülent Serdaroğlu , Tahsin Nahit...

ç. Millî Edebiyat

•1911 yılında, Genç Kalemler adlı dergide yayımlanan, Ömer Seyfettin'e ait adlı makale bu dönemin başlangıcı sayılır.

• hareketi ve ulusal kaynaklara yönelme arzusu, bu dönemin temel özelliğidir.

•Bu düşünceyle, aruz ölçüsü yerine hece ölçüsü kullanılmış; dilin sadeleşmesi, özleştirilmesi önemsenmiştir.

Bu dönemin önemli bazı isimleri şunlardır:

Ziya Gökalp, Halide Edip Adıvar, Mehmet Emin Yurdakul, Ömer Seyfettin...

d. Cumhuriyet Edebiyatı

• 1923'ten başlayarak önce 1940'a, oradan da günümüze uzanan geniş bir dönemi ifade eder. Çok farklı anlayış-ları kapsar.

• Türk edebiyatının modernleştiği dönemdir.

• Bu geniş dönem içinde pek çok hareket, pek çok topluluk ortaya çıkar.

Bunların belli başlıları şunlardır:

Garipçiler (I. Yeni), II. Yeni, Hisarcılar, Toplumsal Gerçekçiler...

Etkinlik

Aşağıdaki şiirleri okuyup biçim, tema ve dil özelliklerini açıklayarak bunların ait oldukları dönemi tahmin ediniz.

Yağmurlar dindiği zaman

Geleceksin

Ki kuraklık ölümdür

Işığın söndüğü zaman

Güleceksin

Ki karanlık ölümdür

A. Muhip Dıranas

Gökyüzünde İsa ile Yunus okur diller ile

Tur Dağı'nda Musa ile Ol kumru bülbüller ile

Elimdeki asa ile Hakk'ı seven kullar ile

Çağırayım Mevla'm seni Çağırayım Mevla'm seni

Yunus Emre

Page 26: 10. SINIF TÜRK DILI VE EDEBIYATI · Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Anlatım Rehberi OK00-10.02DER01 978-605-2000-32-8 ... bazen doğru-yanlış soruları, bazen yorum soruları

26

1250

43

Etkinlik

Aşağıdaki cümlelerin doğru olanlarını D, yanlış olanlarını Y ile belirtiniz.

Türk edebiyatı, başlangıcından günümüze kadar üç ana dönemde incelenir.

I. Tanzimat edebiyatı sanatçıları halka seslenmeyi düşünmemiş, seçkin bir zümre için

yazmışlardır.

Servetifünun edebiyatı sanatçıları halk dilini esas almaya çalışmışlardır.

Divan edebiyatı; âşık edebiyatı, anonim edebiyat ve tekke edebiyatı olarak

bölümlere ayrılır.

Bir milletin sahip olduğu maddi ve manevi değerlerin tümüne kültür denir.

Türk edebiyatını dönemlere ayırmada kullanılan ölçütlerden biri de dil coğrafyasıdır.

Çuvaşça Türkçenin lehçelerinden biridir.

Batı etkisinde gelişen Türk edebiyatının ilk dönemi Servetifünun'dur.

Halk edebiyatı, ulusal bir edebiyattır.

Türkçenin en eski yazılı ürünü Orhun Kitabeleri'dir.

Etkinlik

Aşağıdaki cümleleri uygun ifadelerle tamamlayınız.

Roman, Türk edebiyatında ilk defa Dönemi'nde yazılmıştır.

İslamiyet öncesi Türk edebiyatında dil, yabancı etkilere kapalı iken İslamiyet'in kabulünden sonra

ve dillerinin Türkçe üzerinde etkisi görülür.

önceki edebiyat, yazılı dönem ve sözlü dönem olarak ikiye ayrılır.

Türk edebiyatının her türlü yabancı etkiden uzaklaştırılması gerektiğinin savunulduğu dönem,

Dönemi'dir..

, Servetifünun edebiyatından sonra ortaya çıkan ilk edebî topluluktur.

Türkçenin ve adlı iki ana lehçesi vardır.

Bir dilin bilinen seyri içinde ayrılan kolları adını alır.

Ulusların edebiyatları başlangıçta ürünlerden oluşmuştur.

Page 27: 10. SINIF TÜRK DILI VE EDEBIYATI · Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Anlatım Rehberi OK00-10.02DER01 978-605-2000-32-8 ... bazen doğru-yanlış soruları, bazen yorum soruları

27

44

4Konu Değerlendirme Testi - 1

45

1. I. Grup II. Grup

I. İslami Dönem edebiyatı Sagu II. İslamiyet öncesi edebiyat Mesnevi III. Tanzimat edebiyatı Koşma IV. Halk edebiyatı İlk roman V. Servetifünun edebiyatı

Yukarıda I. grupta verilen terimlerden hangisi, II. grupta verilenlerden biriyle ilişkilendirilemez?

A) I B) II C) III D) IV E) V

2. Aşağıdakilerin hangisinde boş bırakılan yere ay-raç içindeki kavram getirilirse tanım yanlış olur?

A) Bir milletin, tarih boyunca elde etmiş olduğu maddi ve manevi değerlerin tümüne ---- de-nir. (kültür)

B) Bir dilin takip edilebilen seyri içerisinde ayrılan kollarına ---- denir. (şive)

C) Toplumları etkileyen olayları zaman ve yer göstererek neden – sonuç ilişkisiyle inceleyen bilim dalına ---- denir. (tarih)

D) Bir dilin bilinmeyen bir döneminde ayrılan kol-larına ---- denir. (lehçe)

E) Belirli bir coğrafyada yaşayan halkın kültürel ürünlerini, inançlarını, geleneklerini, oyunları-nı, müziğini vs. inceleyen bilim dalına ---- de-nir. (edebiyat tarihi)

3. Türk edebiyatının dönemlere ayrılmasında bazı ölçütler vardır.

Aşağıdakilerden hangisi bunlardan biri değildir?

A) Dil coğrafyası

B) Ekonomik koşullar

C) Sanat anlayışı

D) Dinî hayat

E) Kültür farklılıkları

4. Aşağıdakilerden hangisinde bir bilgi yanlışı var-dır?

A) Servetifünuncular Batı kültürünü halka anlat-mayı amaçladıklarından sade bir dil kullanmış-lardır.

B) İslamiyet öncesi dönemde Türkler, Göktürk ve Uygur alfabelerini kullanmışlardır.

C) Divan edebiyatında ağırlıklı olarak beyit nazım birimi kullanılmıştır.

D) Tekke edebiyatında dinî - tasavvufi konular daha çok halka hitap edecek şekilde işlenmiş-tir.

E) Tanzimat Dönemi'nde gazel, kaside gibi divan edebiyatı nazım şekilleri kullanılmaya devam edilmiştir.

5. Aşağıdakilerin hangisinde bir bilgi yanlışı vardır?

A) Bir toplumun edebiyatı dinî hayatından etkile-nir.

B) Türklerin İslamiyet'ten önceki edebiyatında, o günkü inanışlarının izleri görülür.

C) Sanatçı, tarihî bir konuyu gerçeğe uygun bir biçimde anlatmakla sorumludur.

D) Tarih, yaşananları nesnel bir biçimde aktarma ilkesini benimsediğinden bilim olarak kabul edilir.

E) 10. yüzyıldan itibaren İslamiyet'in etkisinin edebî ürünlere yansımaya başladığı söylenebi-lir.

6. Türk edebiyatının dönemlerine ilişkin aşağıdaki bilgilerin hangisinde bir yanlışlık yapılmıştır?

A) Türk edebiyatının 720-735 yıllarına ait Orhun Yazıtları ile başladığı kabul edilir.

B) Halk edebiyatı, İslamiyet'ten sonraki dönem içinde ortaya çıkmıştır.

C) Batı etkisindeki Türk edebiyatının ilk dönemi Tanzimat edebiyatıdır.

D) Millî Edebiyat Dönemi'nde ulusal bir edebiyat oluşturma çabası ortaya çıkmıştır.

E) Türk edebiyatının ilk ürünleri sözlüdür.

7. Osman, önce Ede Balı'ya, sonra da oturan, ayak-ta duran herkese tek tek baktı, dura dura baktı, dimdik baktı. Konuşmaya başlayınca da dizlerinin üzerinde daha bir dikleşti.

"Atam Ede Balı, Allah bilir ya ben önce, doğru muyum, yanlış mıyım, bileyim deye senden akıl almak dilerdim. Niyetimi aşikâr etmekliğim için babam Ertuğrul Beğ Gazi'den bile önce sana danışmam gerek sayardım. Amma ki sen böyle münasip gördün, ben de uyarım. Şimdi büyükle-rim, küçüklerim, saydıklarım, sevdiklerim, herkes bilsin. Bana yakışırsa, benim hakkım ve layıkım görülürse ben beğlik isterim. Buna da layık sandı-ğım ve bana yakışır sandığım ve hakkımdır ve hak edeceğim sandığım için isterim. Ve dediğin gibi daha önce de ağam Gündüz Beğ'in iznini ve rıza-sını aldığım için isterim. Deyin bana şimdi: Doğru muyum, yanlış mıyım?

Tarık Buğra'nın "Osmancık" adlı romanından alıntılanan bu parçayla ilgili olarak aşağıdakiler-den hangisi söylenemez?

A) Kahraman, zamanına uygun bir dille konuştu-rulmuştur.

B) Romanın gelişme bölümüne ait olabilir.

C) Edebiyatın tarihle ilişkisine örnek olabilecek özelliktedir.

D) Kahramanlar, tarihî kişiliklerdir.

E) Dönemin dinî düşüncesini yansıtmaktadır.

Page 28: 10. SINIF TÜRK DILI VE EDEBIYATI · Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Anlatım Rehberi OK00-10.02DER01 978-605-2000-32-8 ... bazen doğru-yanlış soruları, bazen yorum soruları

28

52 BÖ

LÜM 3 TÜRKÇENİN TARİHÎ GELİŞİMİ

TÜRKÇENİN TARİHÎ GELİŞİMİ

Şimdi Okuma Zamanı

KÜL TİGİN YAZITI’ndan (VIII. yüzyıl)

Altun kümüş işgiti kutay bungsuz ança birür. Tabgaç bu-

dun sabı süçig agısı yımşak ermiş. Süçig sabın yımşak ağın

arıp ırak budunug ança yagutır ermiş. Yaguru kondukda

kisre anyıg bilig anda öyür ermiş.

Günümüz Türkçesiyle

Altını, gümüşü, ipeği ipekliyi sıkıntısız öylece veriyor. Çin

milletinin sözü tatlı, ipek kumaşı yumuşak imiş. Tatlı sözle,

yumuşak ipek kumaşla aldatıp uzak milleti öylece yaklaş-

tırırmış. Yaklaştırıp konduktan sonra, kötü şeyleri o zaman

düşünürmüş.

1

Bilig bildi boldı eren belgülüg

Biligsiz tiriyle yitik körgülüg

Biliglig ir öldi atı ölmedi

Biligsiz tirig erken atı ölüg

Edip Ahmet Yüknekî

Günümüz Türkçesiyle

İnsan bilgisi ile tanınır

Bilgisiz hayatta iken kaybolmuş sayılır

Bilgili adam ölür adı kalır

Bilgisiz sağken ölüdür.

3

Edgü bilge kişig edgü alp kişig yorıtmaz ermiş. Bir kişi

yangılsar oguşı budunı bişükinge tegi kıdmaz ermiş. Süçig

sabınga yımşak agısınga arturup öküş Türk budun öltüg.

Türk budun ölsiking.

Günümüz Türkçesiyle

İyi bilgili insanı, iyi cesur insanı yürütmezmiş. Bir insan ya-

nılsa, kabilesi, milleti, akrabasına kadar barındırmazmış.

Tatlı sözüne, yumuşak ipek kumaşına aldanıp çok çok,

Türk milleti, öldün; Türk milleti, öleceksin!

2

ATABETÜ’L HAKAYIK’tan (XII. yüzyıl)

Baki'den (XVI. yüzyıl)

Oklarun kim tende zahm-ı hûn-feşana girdiler

Öldürüp ben hasteyi yok yire kana girdiler

(Bakış okların tendeki kanlı yaraya girdiler.

Ben hastayı öldürüp yok yere kana girdiler.)

4

Otuz Beş Yaş

Neylersin ölüm herkesin başında,

Uyudun uyanmadın olacak.

Kim bilir nerede, nasıl, kaç yaşında?

Bir namazlık saltanatın olacak,

Taht misali o musalla taşında.

Cahit Sıtkı Tarancı

5

Page 29: 10. SINIF TÜRK DILI VE EDEBIYATI · Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Anlatım Rehberi OK00-10.02DER01 978-605-2000-32-8 ... bazen doğru-yanlış soruları, bazen yorum soruları

29

1253

54

Okuduğunuz metinlerde, Türkçenin nasıl değiştiği açıkça gözlenebiliyor.

1 ve 2. metinler, Kültigin Yazıtı'ndan yani Türkçenin bilinen en eski yazılı metninden alınmıştır. Kelimelerden bazı-

ları günümüzdeki şekillerine az çok benzemektedir.

3. metin, Türklerin İslam dinini kabul edişinden sonra yazılan Atabetü'l Hakayık'tan alınmıştır. 12. yüzyıla ait bu

metinde kelimeler, hâlâ farklı. 4. metinde, kelimelerin Eski Türkçe değil de Arapça, Farsça ağırlıklı olduğu dikkat çe-

kiyor. Çünkü metin 16. yüzyıla yani Arap, İran edebiyatlarının dili en çok etkilediği döneme ait. Son metin ise yakın

geçmişten bir şiir ve hepimizin bildiği dille yazılmış. İşte, bütün ulusların dilleri, zaman içinde pek çok farklı etkenle

büyük değişimlere uğrar. Türkçe için de böyle.

Türk dilinin ortaya çıkış tarihi, kesin olarak bilinmemektedir. Türkçenin bilinen yazılı metinlerinden önceki dönem-

leri “karanlık dönem” olarak kabul edilmektedir.

Türkçenin yazılı ürünlerle takip edilebilen ilk dönemi Eski Türkçedir.

Eski Türkçe

• Türkçenin 8. yüzyıldan 13. yüzyıla kadarki dönemine “ ” denir.

• Türkçe yaklaşık altı asır boyunca ses, biçim ve söz varlığı bakımından son derece durudur. Bu dönem Türkçesi-

nin özellikleri Göktürk, Uygur ve Karahanlı metinlerinde görülmektedir.

• Türkçenin bilinen en eski yazılı belgeleri bu dönemde verilmiştir. Bunlar Tonyukuk (725),

Kül Tigin (732), (735) kitabeleridir.

Orhun, Yenisey ve Talas bölgelerinde bulunan bu kitabeler ait olup alfabesiyle

yazılmıştır.

• MS 552-745 yılları arasında siyasi varlık gösteren Göktürklerin bu kitabelerde kullandıkları yazı dili, gerek gra-

mer gerekse hitabet sanatı yönünden ileri düzeydedir.

• Uygurlar 745 tarihinde Göktürkleri yıkarak kendi adlarıyla anılan bir devlet kurmuşlardır. İşte bu dönemde bir

taraftan Budizm'in etkisi, diğer taraftan da yaşayış biçiminde meydana gelen değişiklikler dilde de bazı deği-

şimlere sebep olmuştur.

• Uygurlar Dönemi’ne ait bazı dinî eserler bulunmaktadır. Bunlar:

– Altun Yaruk

– Sekiz Yükmek

– Kalyanamkara ve Papamkara Hikâyesi

– (Fal Kitabı) vb.

• Karahanlı Dönemi eserlerinde de Eski Türkçenin etkisi görülmektedir. 11 ve 13. yüzyıl arasında kaleme alınan

Kutadgu Bilig , Divânü Lugâti’t Türk, ve adlı eserlerde bu

dönemin özellikleri görülür.

• Türkler 11. yüzyılın başlarından itibaren Anadolu’ya göç etmeye başlamışlardır. Bu göçler sonucunda Türkler,

13. yüzyılda batıda Anadolu’ya, kuzeyde Karadeniz’in kuzeyi ve batısına kadar yayılmışlardır.

• Yerleştikleri bölge halkının ağzı ile eserler vermeleri sonucu Türkçe çeşitlenmiştir. Türkçe, yayıldığı bölgelere

göre Kuzey-Doğu Türkçesi ve olmak üzere iki kola ayrılmıştır.

Page 30: 10. SINIF TÜRK DILI VE EDEBIYATI · Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Anlatım Rehberi OK00-10.02DER01 978-605-2000-32-8 ... bazen doğru-yanlış soruları, bazen yorum soruları

30

1254

57

• Kuzey-Doğu Türkçesi, Eski Türkçenin bir devamı olarak 13 ve 14. yüzyıllarda Orta Asya ile Hazar Denizi’nin

kuzeyindeki bölgelerde yaşayan Türkler arasında kullanılmıştır. Kuzey-Doğu Türkçesi 15. yüzyılda Kuzey Türk-

çesi ve Doğu Türkçesi olmak üzere iki kol hâlinde devam etmiştir.

• Farklı kollarda gelişen Türkçenin özelliklerini o dönemlerde yazılan Kıpçak Türkçesi metinlerinden (Hüsrev ü

Şirin , Gülistan Tercümesi , Kodeks Komanikus) ve Çağatay Türkçesi metinlerinden (Muhakemetü’l Lügâteyn,

Şecere-i Türkî, Şecere-i Terâkime) takip etmek mümkündür. Özellikle Ali Şir Nevai’nin çalışmaları ile Çağatay

Türkçesi (Doğu Türkçesi) klasik şeklini alan bir yazı dili olmuştur. Bu yazı dili daha sonra yerini Özbekçeye bı-

rakmıştır.

• Batı Türkçesi 12. yüzyılın ikinci yarısı ile 13. yüzyılın ilk yarısında meydana gelmiştir.

Türkçenin VII. yüzyıldan XIII. yüzyıla kadarki dönemine "Eski Türkçe" denir. Göktürk, Uygur ve Karahanlı me-

tinleri bu Türkçenin özelliklerini taşır.

Anahtar Bilgi

Batı Türkçesi, tarihî gelişimi içinde üç ana döneme ayrılır:

1. Eski Anadolu Türkçesi Dönemi

• Türkçenin ve yüzyıllar arasındaki dönemidir.

• Anadolu’da ortaya çıkıp gelişen bir yazı dilidir.

• Batı Oğuzcası adı da verilen bu dil, Selçuklular ve Anadolu Beylikleri Devri’nde kullanılmıştır.

• Bu dönemin özellikleri; Yunus Emre Divanı, Mantıku’t Tayr, Garipname gibi eserlerde görülmektedir.

2. Osmanlı Türkçesi Dönemi

• Batı Türkçesinin yüzyılın sonları ile yüzyılın başları arasındaki dönemi,

olarak adlandırılır.

• 15. yüzyılın sonları ile 16. yüzyılın büyük bir kısmını içine alan birinci devrede, Eski Anadolu Türkçesinin son

dönemlerinden itibaren başlayan Arapça ve Farsça kelime ve kuralların Türkçeye girişi hızla artmıştır.

• 16. yüzyılın sonlarından 19. yüzyılın ortalarına kadar devam eden devreye, Osmanlı Türkçesinin ikinci devresi

adı verilmektedir.

• Bu devrede, dilde Arapça ve Farsça kelime sayısının artması, bu dillerin kurallarının benimsenmesi Türk dilini

iyice ağırlaştırmıştır. Bu dönemdeki kimi eserlerde nesir dili, nazım dilinden daha anlaşılmaz durumdadır.

• Bu devrede dilde sadeleşmeyi sağlamak için Aydınlı Visali, Edirneli Nazmi, Tatavlalı Mahremi gibi şairler,

cereyanını başlatmışlarsa da pek başarılı olamamışlardır.

• Tanzimat’la başlayan ve II. Meşrutiyet’e kadar devam eden devreye Osmanlı Türkçesinin üçüncü devresi den-

mektedir. Bu devrede Doğu’nun etkisi azalırken Batı dillerinin etkili olmaya başladığı görülür. Batı’dan alınan

yeni düşünce ve kavramları halka anlatabilmek için sade bir dil kullanılması gerektiğine inanan Tanzimat yazar-

ları, bu doğrultuda çalışmışlarsa da pek başarılı olamamışlardır. Dönemi’nde (1896-1901)

Tanzimat’la başlayan bu gayretler bir kenara itilir. Türk yazı dili daha da ağırlaşarak anlaşılmaz bir hâl alır.

Page 31: 10. SINIF TÜRK DILI VE EDEBIYATI · Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Anlatım Rehberi OK00-10.02DER01 978-605-2000-32-8 ... bazen doğru-yanlış soruları, bazen yorum soruları

31

1255

60

3. Türkiye Türkçesi Dönemi

• Batı Türkçesinin III. dönemini oluşturur.

• 1911 yılında Selanik’te çıkmaya başlayan dergisi etrafında toplanarak dilde sadeleşmeyi

savunan Ömer Seyfettin ve arkadaşları hareketini başlatır.

• Ziya Gökalp, Ali Canip, Akil Koyuncu gibi isimlerin de katıldığı bu hareketin amacı, millî bir dil meydana getir-

mektedir.

• Bu hareketin temsilcileri, “Millî bir edebiyat meydana getirmek için önce millî bir dile ihtiyaç vardır.” görüşün-

den hareketle şu ilkeleri benimsemişlerdir:

– Arapça ve Farsçadan Türkçeye giren dil bilgisi kuralları ve bu kurallarla yapılan bütün tamlamalar kaldırıl-

malıdır.

– Dilimize Arapça ve Farsçadan girmiş kelimelerle yapılacak isim ve sıfat tamlamaları,

düzenlenmelidir.

– Yazı dili ile konuşma dili arasındaki büyük farklılıkları kaldırmak için yazı dili, konuşma diline yaklaştırılma-

lıdır, İstanbul konuşması yazı dili olmalıdır.

– Bu ilkelerden yola çıkılarak taklit değil, meydana getirilmelidir.

Türkiye Türkçesinin gelişimi içinde bu hareketten sonra en kapsamlı çalışma Dil Devrimi’dir.

Cumhuriyet Dönemi’nde millî dil anlayışı aydınlar arasında hızla yayılmaya başlamış; bunun bir sonucu olarak 23

Mayıs 1928’de “Dil Encümeni” kurulmuş ve bu encümenin teklifi ile 1 Kasım 1928 tarihinde Latin alfabesi, Millet

Meclisi tarafından kabul edilmiştir.

1932’de Kurumu kurulmuştur.

Türkçe bu aşamadan sonra çok yönlü ve sistemli bir şekilde ele alınarak sadeleşmiş ve olgunlaşmıştır.

Kuzey-Doğu Türkçesi ve Batı Türkçesinin çağdaşları günümüzde yazı dili olarak kullanılmaktadır.

Kuzey-Doğu Türkçesinin çağdaş kolları: Özbek, Kazak, Kırgız, Uygur, Tatar, Başkurt Türkçeleri;

Batı Türkçesinin çağdaş kolları ise Azerbaycan, Türkmen, Gagavuz ve Türkiye Türkçeleridir.

Türkçe günümüzde; Türkiye, Azerbaycan, Türkmenistan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Kuzey Kıbrıs Türk

Cumhuriyeti, Doğu Türkistan, Tataristan, Başkurdistan, Çavuşistan, Altay, Tuva, Hakas, Yakut (Saha), Dağıstan, Ka-

raçay-Malkar, Karaçay-Çerkes, Kırım Özerk Cumhuriyetleri gibi nüfusunun çoğu Türk olan devletlerin yanında Bul-

garistan, Romanya, Makedonya, Moldova, Almanya, Afganistan, Hollanda gibi ülkelerde ve Batı Trakya, Kuzey Irak,

Kuzey İran ve Moğolistan’ın batısında da konuşulmaktadır.

Page 32: 10. SINIF TÜRK DILI VE EDEBIYATI · Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Anlatım Rehberi OK00-10.02DER01 978-605-2000-32-8 ... bazen doğru-yanlış soruları, bazen yorum soruları

44

44

32

1256

62

Tablo, Türkçenin gelişim evrelerini göstermektedir.

KUZEY-DOĞU TÜRKÇESİ

İLK TÜRKÇE

ANA TÜRKÇE

ESKİ TÜRKÇE

Eski AnadoluTürkçesi Dönemi

OsmanlıTürkçesi Dönemi

Çağdaş Dönem

Türkiye Türkçesi

Azerbaycan Türkçesi

Türkmen Türkçesi

Gagavuz Türkçesi Uygur Türkçesi Tatar Türkçesi

Kuzey Türkçesi(Kıpçak Türkçesi Dönemi)

Doğu Türkçesi(Çağatay Türkçesi Dönemi)

Çağdaş Dönem

Kazak Türkçesi

Kırgız TürkçesiÖzbek Türkçesi

Göktürk DönemiGöktürk Yazıtları (Orhun Abideleri)

Uygur DönemiAltın Yaruk, Irk Bitig

Sekiz YükmekKutadgu Bilig Atabetü’l Hakayık

Divanü Lügâti’t-Türk Divan-ı Hikmet

Tarih boyunca Türkler, farklı alfabeler kullanmıştır. Göktürk, Uygur, Arap, Latin, Kiril alfabesi...

Türklerin ilk yazılı metinleri kabul edilen Orhun (Göktürk) Kitabeleri; 4'ü ünlü, 38 sesten oluşan Göktürk alfa-besiyle yazılmıştır.

Uygur alfabesi, Göktürk alfabesinden sonra 8. yüzyıldan 18. yüzyıla dek, Doğu Türkistan'dan İstanbul'a kadar geniş bir coğrafyada kullanılmıştır.

Arap alfabesi, en uzun süre kullanılan alfabedir. İslamiyet'in kabulünden sonra özellikle 10. yüzyıldan itibaren Türk-İslam devletlerince kullanılmıştır.

Latin alfabesi, bugün de kullanmakta olduğumuz, Atatürk tarafından 1928'de gerçekleştirilen harf inkılabıyla kabul edilen alfabedir.

Kiril alfabesi, eski Sovyetler idaresindeki Türklere 1937-1940 yılları arasında Stalin tarafından kabul ettirilmiştir. Bugün de Türk cumhuriyetlerinden bazılarında hâlâ kullanılmaktadır.

Bunu da Bilelim

Batı Türkçesi, tarihî gelişimi içinde üç ana döneme ayrılır: Eski Anadolu Türkçesi Dönemi, Osmanlı Türkçesi

Dönemi ve Türkiye Türkçesi Dönemi.

Anahtar Bilgi

Page 33: 10. SINIF TÜRK DILI VE EDEBIYATI · Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Anlatım Rehberi OK00-10.02DER01 978-605-2000-32-8 ... bazen doğru-yanlış soruları, bazen yorum soruları

33

65

1257

Etkinlik

Aşağıdaki eserlerin Türkçenin hangi tarihî dönemine ait olduğunu yazınız.

Eser Ait Olduğu Dönem

Atabetü’l Hakayık

Küçük Ağa

Irk Bitig

Mantıku’t Tayr

Yunus Emre Divanı

Tonyukuk Yazıtı

Hüsn ü Aşk

Garipname

Siham-ı Kaza

Etkinlik

Aşağıdaki cümlelerin doğru olanlarını D, yanlış olanlarını Y ile belirtiniz.

Orhun Yazıtları, Türk edebiyatının bilinen en eski yazılı ürünüdür.

Türkler; Göktürk, Uygur, Arap, Latin ve Kiril alfabelerini kullanmıştır. Latin alfabesine geçiş ise

Tanzimat Dönemi’yle gerçekleşmiştir.

Yunus Emre Divanı, Eski Anadolu Türkçesi Dönemi’ne ait bir eserdir.

Ömer Seyfettin ve arkadaşlarının başlattığı Yeni Lisan hareketiyle birlikte Türkçe sadeleşmeye

başlamış, yazı dili ile konuşma dili arasındaki ikilik kaldırılmıştır.

Türkçe, İslamiyet’in kabulüyle birlikte Arap ve Fars dillerinin etkisi altında kalmış ve gittikçe

ağırlaşmıştır.

Şikâyetname, Sihâm-ı Kaza, Hüsn ü Aşk gibi eserler, Eski Anadolu Türkçesi Dönemi’nde verilmiştir.

Vezir Tonyukuk, Bilge Kağan ve Kültigin adına diktirilen Göktürk Yazıtları, Türklerin bilinen ilk

alfabesi olan Göktürk alfabesiyle yazılmıştır.

Osmanlı Türkçesi Dönemi, 11 – 16. yüzyıllar arasını kapsar.

Tarih belirtilerek kullanılan gün ve ay adlarının ilk harfleri büyük

olur: 22 Şubat 1990, 19 Nisan Salı...

Türkçede, kurum kuruluş adlarına gelen çekim ekleri kesmeyle ayrılmaz: Boğaziçi Üniversitesinde,

Türk Tarih Kurumunu...

Page 34: 10. SINIF TÜRK DILI VE EDEBIYATI · Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Anlatım Rehberi OK00-10.02DER01 978-605-2000-32-8 ... bazen doğru-yanlış soruları, bazen yorum soruları

34

68

Etkinlik

• Yazının Gelişimi

• Türk Yazı Sanatı

• Alfabeler

Bu konulardan birini seçerek kısa bir yazı yazınız. Yazınızın 100-150 kelime olması yeterlidir.

Bu yazıyı yazarken aşağıdaki yönergeyi izlemeniz, yazma sürecinize katkı sağlayacaktır.

– Öncelikle ilgi duyduğunuz konuyu belirleyiniz. İlgi duyduğunuz bir alanda yazmanız, hem hazırlık aşa-masında hem de yazma esnasında keyif almanızı sağlayacaktır.

– İnterneti kullanarak kapsamlı bir araştırma yapmanız yerinde olur. Bir konuda yazabilmeniz için yazdık-larınızın çok daha fazlasını bilmeniz gerekir.

– Araştırma yaparken okumakla yetinmemeli; notlar almalı, kimi dosyaları kaydetmelisiniz.

– Yazmadan önce yazınızı "giriş, gelişme, sonuç" olarak planlamayı ihmal etmeyiniz. Gelişme bölümünde örneklerden, tanıklardan, alıntılardan yararlanmak bir yazıyı etkili kılar.

– Yazınızı tamamladıktan sonra anlatım bozukluğu yapıp yapmadığınızdan emin olunuz ve yazıyı yazım ve noktalama bakımından mutlaka tekrar gözden geçiriniz.

– Bu çalışmada öğretmeninizin belirteceği süreye uyunuz.

Yazıyı, tamamladıktan sonra A4 kâğıda el yazısıyla yazarak veya bilgisayar çıktısı olarak öğretmeninize teslim ediniz.

Etkinlik

• Hat Sanatı

• Yazı Tipleri / Karakterleri

• Tarihsel Süreçte Kâğıt

Bu konulardan birini seçerek bir konuşma hazırlayınız. Konuşmanızı hazırlarken daha önce öğrenmiş oldu-ğunuz "hazırlıklı konuşma hazırlama kurallarını" uygulamayı ihmal etmeyiniz.

Konuşmanızı sunu ile destekleyiniz, görsel malzemeyi uygun şekilde kullanınız.

Konuşmanızı öğretmeninizle birlikle belirleyeceğiniz bir zamanda sınıftaki arkadaşlarınıza sununuz.

Page 35: 10. SINIF TÜRK DILI VE EDEBIYATI · Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Anlatım Rehberi OK00-10.02DER01 978-605-2000-32-8 ... bazen doğru-yanlış soruları, bazen yorum soruları

35

44

47

0Konu Değerlendirme Testi - 2

1. Göktürk Yazıtları’yla ilgili olarak aşağıdakilerin hangisi söylenemez?

A) 8. yüzyılda dikilen yazıtlar Tonyukuk, Kültigin ve Bilge Kağan anıtlarından oluşmaktadır.

B) Hitabet üslubu kullanılmış ve dönemin yöneti-cileri, halkına seslenmiştir.

C) Yabancı etkilere açık olduğu belli olan bir Türkçe ve sanatlı bir dil kullanılmıştır.

D) Türk edebiyatının bilinen ilk yazılı ürünleridir.

E) 38 harften oluşan Göktürk alfabesiyle yazıl-mıştır.

2. Batı Türkçesinin üçüncü dönemidir. Ömer Seyfettin ve arkadaşlarının Genç Kalemler dergi-sinde başlattıkları Yeni Lisan hareketi bu dönemin başlangıcı olarak kabul edilir. Bu hareketin amacı, “millî bir dil ve edebiyat” oluşturmaktır. Bugün konuştuğumuz ve yazdığımız Türkçenin temeli bu dönemde atılmıştır.

Bu parçada sözü edilen dönem aşağıdakilerden hangisidir?

A) Osmanlı Türkçesi Dönemi

B) Türkiye Türkçesi Dönemi

C) Eski Anadolu Türkçesi Dönemi

D) Batı Anadolu Türkçesi Dönemi

E) Eski Türkçe Dönemi

3. Türkçenin 8. yüzyıldan 13. yüzyıla kadar süren dönemi aşağıdakilerden hangisidir?

A) Eski Anadolu Türkçesi

B) Batı Türkçesi

C) Türkiye Türkçesi

D) Osmanlı Türkçesi

E) Eski Türkçe

4. Yunus Emre Divanı, Mantıku't Tayr gibi önemli eserlerin verildiği, Anadolu Beylikleri Dönemi'nde kullanılan Türkçe, aşağıdakilerden hangisidir?

A) Eski Anadolu Türkçesi

B) Eski Türkçe

C) Osmanlı Türkçesi

D) Türkiye Türkçesi

E) Çağatay Türkçesi

5. • YabancıdillerdenTürkçeyegirendilkurallarıkaldırılmalıdır.

• ArapçaveFarsçadanTürkçeyegirmişkelime-lerle yapılacak tamlamalar Türkçenin kuralla-rına göre düzenlenmelidir.

• Yazıdili,konuşmadilineyaklaştırılmalıdır.

Bu ve benzeri ilkeleri ortaya koyan hareketin adı aşağıdakilerin hangisidir?

A) Ercümen-i Daniş

B) Yeni Lisan

C) Genç Kalemler

D) Türkî-i Basit

E) Türk Yurdu

6. Aşağıdakilerin hangisinde bir bilgi yanlışı vardır?

A) Tarihsel süreçte Türkçe pek çok değişim geçir-miştir.

B) Türkçenin yazılı ürünlerle takip edilebilen ilk dönemi Eski Türkçe Dönemi'dir.

C) Kutadgu Bilig, Divan-ı Hikmet gibi eserler Ka-rahanlı Dönemi'nde yazılmıştır.

D) Batı Türkçesi, Türkçenin bugün yaşamayan bir koludur.

E) Osmanlı Türkçesi 15. yüzyıldan itibaren görü-lür.

Page 36: 10. SINIF TÜRK DILI VE EDEBIYATI · Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Anlatım Rehberi OK00-10.02DER01 978-605-2000-32-8 ... bazen doğru-yanlış soruları, bazen yorum soruları

Benim Sayfam

36