1 temmuz sayı: 321 bİr adim bİle gerİ atmayacaĞiz ......yargısal süreçlerde, kadın...

7
Kadın Dayanışma Komiteleri düzenin kadınlara yönelik durmak bilmeyen saldırısına karşı mücadelesini yükseltiyor. Kadına yönelik şiddetin ve sömürünün kökünü kazımak için, bu eşitsiz ve adaletsiz düzeni değiştirmek için kadınlar kendi kararlarını açıkladı! Kalbi eşit ve özgür bir ülkede yaşamak için atan tüm kadınlara çağrımızdır: g ü n l ü k 1 TEMMUZ 2021 PERŞEMBE SAYı: 321 BİR ADIM BİLE GERİ ATMAYACAĞIZ, ÇOK DAHA FAZLASINI ALACAĞIZ! İstanbul Sözleşmesi, 20 Mart gecesi bir Cumhur- başkanı Kararı ile Türkiye açısından hükümsüz sayıl - dı. Sözleşme gereği bu karar bugün itibariyle geçerli hale geliyor. Sözleşme’den çıkılması kararını alan makamın bu kararı alma yetkisi yok. Yani karar haksız olduğu ka- dar hukuksuz da… Ancak mesele bir gece yarısı kara- rından, hak, hukuk, makam ve yetki tartışmasından ibaret değil. AKP sözleşmeye karşı en az iki yıldır sistematik ve örgütlü bir çalışma yürütüyor. Nasıl mı? Kadınların en temel haklarını kullanmalarının aileleri mağdur ettiği edebiyatı yaparak! Yandaş basını, kendi sosyal medya gruplarını ve örgütlenmelerini kadının yaşam hakkına yönelik sal - dırılarda aklayıcı ve tetikçi olarak kullanarak! İktidar yanlısı kadın örgütlerine kadın ve erkekle- rin eşit olmadığını, birbirlerinin tamamlayıcısı olduk - larını söylettirerek! Yargısal süreçlerde, kadın katillerinin ‘hakkımdaki koruma kararı beni sinirlendirdi’ beyanını tahrik indi - rimine gerekçe sayarak! Ve bizzat AKP teşkilatlarında kadın düşmanlığını örgütleyerek! Kısaca kadın düşmanı bu düzenin kadına yönelik saldırısındaki örgütlülüğü ve sürekliliği çok net! (https://www.tkp.org.tr/wp-content/uploads/2021/06/1-temmuz-ve-kadin-kararlari-Dijital-SON-2.pdf)

Upload: others

Post on 30-Aug-2021

2 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: 1 TEMMUZ Sayı: 321 BİR ADIM BİLE GERİ ATMAYACAĞIZ ......Yargısal süreçlerde, kadın katillerinin ‘hakkımdaki koruma kararı beni sinirlendirdi’ beyanını tahrik indi-rimine

Kadın Dayanışma Komiteleri düzenin kadınlara yönelik durmak bilmeyen saldırısına karşı mücadelesini yükseltiyor. Kadına yönelik şiddetin ve sömürünün kökünü kazımak için, bu eşitsiz ve adaletsiz düzeni değiştirmek için kadınlar kendi kararlarını açıkladı! Kalbi eşit ve özgür bir ülkede yaşamak için atan tüm kadınlara çağrımızdır:

günlük

1 TEMMUZ 2021 PERŞEMBE Sayı: 321

BİR ADIM BİLE GERİ ATMAYACAĞIZ, ÇOK DAHA

FAZLASINI ALACAĞIZ!

İstanbul Sözleşmesi, 20 Mart gecesi bir Cumhur-başkanı Kararı ile Türkiye açısından hükümsüz sayıl-dı. Sözleşme gereği bu karar bugün itibariyle geçerli hale geliyor.

Sözleşme’den çıkılması kararını alan makamın bu kararı alma yetkisi yok. Yani karar haksız olduğu ka-dar hukuksuz da… Ancak mesele bir gece yarısı kara-rından, hak, hukuk, makam ve yetki tartışmasından ibaret değil.

AKP sözleşmeye karşı en az iki yıldır sistematik ve örgütlü bir çalışma yürütüyor. Nasıl mı? Kadınların en temel haklarını kullanmalarının aileleri mağdur ettiği edebiyatı yaparak!

Yandaş basını, kendi sosyal medya gruplarını ve örgütlenmelerini kadının yaşam hakkına yönelik sal-dırılarda aklayıcı ve tetikçi olarak kullanarak!

İktidar yanlısı kadın örgütlerine kadın ve erkekle-rin eşit olmadığını, birbirlerinin tamamlayıcısı olduk-larını söylettirerek!

Yargısal süreçlerde, kadın katillerinin ‘hakkımdaki koruma kararı beni sinirlendirdi’ beyanını tahrik indi-rimine gerekçe sayarak!

Ve bizzat AKP teşkilatlarında kadın düşmanlığını örgütleyerek!

Kısaca kadın düşmanı bu düzenin kadına yönelik saldırısındaki örgütlülüğü ve sürekliliği çok net!

(https://www.tkp.org.tr/wp-content/uploads/2021/06/1-temmuz-ve-kadin-kararlari-Dijital-SON-2.pdf)

Page 2: 1 TEMMUZ Sayı: 321 BİR ADIM BİLE GERİ ATMAYACAĞIZ ......Yargısal süreçlerde, kadın katillerinin ‘hakkımdaki koruma kararı beni sinirlendirdi’ beyanını tahrik indi-rimine

İNSANCA YAŞATMAK, BİR DEVLET GÖREVİDİR!

İstanbul Sözleşmesi:

14 yaşında öğrenmiştim, her çocuğun benim kadar şanslı olmadığını… Bir yıldır en yakın arkadaşım olan Zeynep, ilkokulda yaşadıklarını anlattığında. Aslına bakarsanız, az buçuk hatırlıyordum farklı bir şeyler ya-şandığını. Üçüncü sınıftaydık ve Zeynep, kimi zaman-lar yüzünde morluklar ile gelirdi okula. Herkes merak ederdi. Biri sorduğunda ise, “Amannn! Hadi oyuna” deyip kapatırdı konuyu ve koşardık hep birlikte bah-çede. Ama hatırlıyorum, öğretmenin Zeynep ile ayrıca ilgilendiğini. Bir gün ders çıkışında beklemesini iste-mişti çünkü.

Yıllar sonra anlattı Zeynep bana, öğretmen ile ko-nuşmalarını. Öğretmen fark etmişti morlukları ve o morlukların sadece yüzünde olmadığını. Çorapların ve uzun kollu tişörtün sakladıklarını… Kimi zaman oyunlarla, kimi zaman resimlerle, kimi zaman da ko-nuşmasına yardımcı olarak, Zeynep anlatmıştı evde yaşadıklarını. Babasından yediği dayakları, annesinin suskunluğunu. Uzun zamandır görmediği bir ilgi his-setmişti Zeynep, öğretmen ile konuştukça.

Merak edip sormuştum “sonra ne oldu?” diye… El-bette, “anlatmak istersen” diye de eklemiştim. Anlat-

mıştı o da. Öğretmen, önce müdüre açmıştı konuyu. Ama müdür, “Okulumda böyle şeyler duyulsun iste-mem” diyerek, konu kapansın istemişti. Bakanlıktan yetkililere ulaşmıştı öğretmen. “Aile içinde olur böyle şeyler” yanıtı almıştı genellikle. Ama “devlet gibi öğ-retmen” bırakmamıştı işin peşini. Israrcı olmuş ve sos-yal destek alınmasını sağlamıştı.

Page 3: 1 TEMMUZ Sayı: 321 BİR ADIM BİLE GERİ ATMAYACAĞIZ ......Yargısal süreçlerde, kadın katillerinin ‘hakkımdaki koruma kararı beni sinirlendirdi’ beyanını tahrik indi-rimine

“Devlet gibi” sözünü, annesinden duymuştu Zey-nep. Anlamını da, Bahar öğretmene bakarak tahmin etmeye çalışmıştı önceleri. Ama sormadan da edeme-mişti kendine, yıllar sonra. “Devletin yapamadığını na-sıl da bir öğretmen yapabiliyor” diye? Önce kendine, sonra Bahar öğretmene.

Öğretmen gülmüştü bu soruyu duyunca ve anlat-mıştı kendi hikayesini. Mardin’de doğmuştu. Erken yaşta, fındık toplamak için tarım işçiliği yapmıştı. Hat-ta bir keresinde, daha ortaokula bile geçmemişken, tarlanın sahibi evlenmek istemişti onunla. Hatırlıyordu ona söylediğini: “Benimle evlenirsen, fındık toplamana gerek kalmaz.” Neyse ki, annesi görmüştü de, hızlıca gelmişti yanlarına. Uzun sürmemişti konuşma. Ne di-yebilirdi ki, iki karılı, beş çocuklu koskoca adama?

Ertesi gün ailece ayrılmışlardı oradan. İşte o yaz, öğretmen okuluna yazdırmaya karar vermişti ailesi. Öğretmen olmalıydı kızları. Ve öğretmen olmuştu. Mahallesindeki arkadaşları, çocuk yaşta başlık parası-na evlendirilirken, erkek arkadaşları ile sokağın sakin bir köşesinde konuştular diye öldürülürken, o öğret-men olmuştu kendi söylediğine göre. Bu yüzden de, hep sorumlu hissetmişti kendisini insanlara karşı.

Bahar öğretmenin gücünün kaynağını anlamıştım biraz. Ama aklıma takılan sorular da vardı.

İşte o sorular, “İstanbul Sözleşmesi Uygulansın!” eylemi için, Zeynep’i beklerken yeniden canlanmışlar-dı. Aklımdaki düğümleri çözmeye çalışırken, Zeynep, Ayşenur ile birlikte geldi yanıma. Ayşenur, Zeynep’in

üniversiteden arkadaşıydı. Üniversiteye başlayınca türbanını çıkarmaya karar vermiş ama ailesi tarafın-dan engellenmişti. Onlara göre inanç bireysel değildi ve “Dinin söylediği sorgulanamaz!”dı.

Oysa biz, yan yana geldiğimizde, her şeyin üste-sinden gelebileceğimizi hissediyorduk. Gözlerimizden okunan heyecan ile girdik eylem alanına. O anda, Zey-nep’in büyük bir sevinç çığlığı atarak, ileri doğru koştu-ğunu ve bir kadına sarıldığını gördüm. Yanlarına gittik. Bahar öğretmenmiş gördüğü. Hep beraber lafladık önce.

Ve ben uygun bir fırsat bulduğumda, aklıma takı-lan ilk soruyu sordum Bahar öğretmene: “Hem devleti eleştiriyor hem de devlet yapsın bu işi diyoruz? Nasıl olacak bu?”

Kendinden emin, gözleri parlayarak yanıtladı: “Devleti gerçek sahiplerine vereceğiz, devleti bizim yapacağız!”

Page 4: 1 TEMMUZ Sayı: 321 BİR ADIM BİLE GERİ ATMAYACAĞIZ ......Yargısal süreçlerde, kadın katillerinin ‘hakkımdaki koruma kararı beni sinirlendirdi’ beyanını tahrik indi-rimine

Akp İstanbul sözleşmesinden neden kurtul-mak istiyor?

AKP bu sözleşmeyi isteyerek imzalamadı; kadın-ların o dönemki yükselen mücadelesi AKP’yi sözleş-meyi imzalamaya itti. Aynı zamanda 2011, güdümlü yargıyı getiren 2010 Anayasa Referandumu’ndan hemen sonra AKP’nin halen “demokrat” görünme-ye çalıştığı yıllardı. İşte gönülsüzce attığı o imzadan bu yana sözleşme, AKP koalisyonunun ortasına pimi çekilmiş bir bomba gibi düştü ve hep elden ele gezdi durdu. Her fırsatta bu bombadan kurtulmak istediler. Son yıllardaysa AKP’nin koalisyon ortağı tarikatler ve gerici basın İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılması için kampanyalar örgütlediler, sözleşmenin yuva yıktığını, erkeklerin ne kadar mağdur olduğunu anlatıp durdu-lar. Yani her gün kadınların katledildiği ülkemizde, bu insanlar çıkıp “Erkekler daha mağdur” derken yüzleri bile kızarmadı.

Gericiliğin bu savunusu kadın düşmanlığı de-ğil midir?

Kadınları, en çok da yoksul olanlarını, şiddete karşı koruyan bir hukuk metnine bile tahammülü olmayan bu insanların kadın düşmanlığı tartışılmaz bile. An-cak burada bundan da öte insana düşman, vicdansız, kötücül bir zihniyet var. Bu zihniyet gericilikten bes-leniyor ve ülkemizde güzele, yaşama, iyiye dair ne varsa yok ediyor. Çocuklarımızı mahvediyor, kadın-ları katlediyor, doğayı yok ediyor. Dün kadın cinayeti davalarında faillerin cezasını indiren gericilik, bugün istismara uğrayan iki çocuğun faillerini tüm delillere rağmen salıveriyor. Ve bu gericilik yalnız ilk derece

mahkemelerinde var sanmayalım, önceki gün Danış-tay da İstanbul Sözleşmesi’nin feshi kararının yürüt-mesini durdurmayı reddederek yargının ilk derecesin-den üst derecesine nasıl gericilikten yana, siyasi tavır aldığını bize bir kez daha gösterdi.

Kadın Dayanışma Komiteleri bu saldırı karşı-sında ne yapacak?

Kadın Dayanışma Komiteleri bugün hem bu ge-riciliğe, hem de ‘karar’larıyla yaşamlarımızla oynaya-bilen bu adaletsiz düzene karşı mücadele ediyor. Biz 20 Mart’ın hemen sonrasında Eşitlik ve Özgürlük için Kadınların Kararları’nı tam da bunun için açıkladık; o kararlar kadınların ellerinde yükselecek olan, şiddet-siz, sömürüsüz, eşitlikçi bir düzenin ilk eskizleridir.

1 Temmuz’a dair de diyoruz ki: “Bir adım bile geri atmayacağız, çok daha fazlası-

nı alacağız!” Bizi sözleşmeyle yıldıramazlar; biz önce bu memleketi, sonra dünyayı istiyoruz. Alacağız, ve bugünkü tüm kötülüklerden arındırıp çok güzel, ya-şanılası, kahkahalarla dolu, her anından zevk alaca-ğımız bir hale getireceğiz. Kadınlar artık bu düzende değil, emekçilerin yöneteceği eşitlikçi bir düzende yaşamak istiyor. Biz artık daha az taciz edilmek, daha az ölmek, daha az sömürülmek için değil, eşitlikçi bir toplumsal düzeni daha ileri taşımak için mücadele etmek istiyoruz. Tüm kadınlara da çağrımız, gelin Ka-dın Dayanışma Komiteleri’nde örgütlenelim, hem bu düzenin bizi sıkıştırdığı sorunlara karşı hem de öldü-rülmeyeceğimiz, sömürülmeyeceğimiz, baskı görme-yeceğimiz yepyeni bir toplumsal düzen için mücadele edelim.

KADIN DAYANIŞMA KOMİTELERİ YANITLIYOR

Kadın Dayanışma Komiteleri’nden Çağrı: KAZANIMLARIMIZ VE DAHA FAZLASI İÇİN

SESİMİZİ YüKSELTİYORuZ!1 Temmuz’da sokaklardayız.İstanbul, Beyoğlu Tünel, saat 19:00İzmir, Alsancak Türkan Saylan Kültür Merkezi önü, saat 18:30Ankara, Kızılay Sakarya Caddesi, saat 18:30Manisa, Manolya Meydanı, saat 18:00Çorlu, Atatürk Meydanı (Heykel Meydanı), saat 19:30

Page 5: 1 TEMMUZ Sayı: 321 BİR ADIM BİLE GERİ ATMAYACAĞIZ ......Yargısal süreçlerde, kadın katillerinin ‘hakkımdaki koruma kararı beni sinirlendirdi’ beyanını tahrik indi-rimine

’den haberler...

Antalya’da iki kardeşin nitelikli cinsel istismarın-dan yargılanan öz anne ve üvey babanın dosyadaki delillere rağmen tahliye edilmesi kamuoyunda infial yaratmıştı. soL Haber Portalı’ndan Aslı İnanmışık, da-vayla ilgili sürece ve bundan sonra yapılabileceklere dair Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği Başkanı Avu-kat Müjde Tozbey Erden ile röportaj yaptı. Elmalı Da-vası’nda adli tıp tarafından çocukların cinsel istismara maruz kaldığına dair verilen raporların dikkate alın-madığını belirten Müjde Tozbey Erden, sanıkların tah-liye olmalarının nitelikli cinsel istismardan değil; basit nitelikli cinsel saldırıdan ceza alabileceklerinin göster-gesi olduğunu belirtti.

KADIN VE ÇOCUKLARI BASKI VE ZORBALIKLA İDARE ETMEYE ÇALIŞIYORLAR

Çocuğun cinsel istismarı davalarında genelde “Ço-cuk yalan söyler, uydurur” görüşünden hareket edildi-ğini ifade eden Erden, “Oysaki çocuklar cinsel istismar olayında saklama amacı dışında, nadiren yalan söyler-ler.” diyerek yapılması gerekenin çocuk yararı gözeti-lerek soruşturma başlatılması, adli tıptan, psikiyatrist-ten rapor aldırılması ve delillerin böylece araştırılması olduğunu belirtti. Derneğin takip ettiği benzer bir da-vadan örnek veren Erden,

Bölge Adliye Mahkemesi’nin mağdur küçüğün kız-lık zarının yırtılmaması sebebiyle istismarcı babayı be-raat ettirdiğini söyledi. Erden, yine Konya’da üstlendiği

bir davada cinsel istismarla suçlanan babanın beraat etmesi ve anneyle çocuğun korkudan ifadelerini geri çekmesi sonucu “iftira ve hakaret” soruşturmasıyla karşılaşmıştı. Bu olaya dair “Cinsel istismarcı babayı serbest bırakan adalet sistemimiz, çocuklarımızı yalnız bırakmayan insanları suçlu durumuna düşürmektedir.” diyen Erden, feodal ve gerici düzenin kadın ve çocuk-lara yönelik şiddetin dozunu özellikle arttırarak onları baskı ve zorbalıkla yönetmeye çalıştığına dikkat çekti.

BAKANLIK İKİYÜZLÜCE DAVRANIYORElmalı Davası’na gelen tepkiler üzerine Bakanlığın

“inceleme başlattık” açıklamasını “ikiyüzlü” olarak ni-teleyen Erden, Ensar Vakfı olayında da aynı Bakan-lığın “Bir kereden bir şey olmaz” diyerek cinsel istis-marın üstünü örtüğünü hatırlatarak “Biz incelemeden önemli bir şey çıkmayacağını biliyoruz. Elmalı Davası hakkında inceleme başlatmak, ülkemizdeki şiddete maalesef engel değil.” dedi.

MEVZUAT UYGULANMIYORErden çocukları istismardan korumak için Türk

Ceza Kanunu, Çocukların Cinsel Sömürü ve Cinsel İs-tismara Karşı Korunmasına İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi ve başka birçok mevzuatta yol gösteril-diğini ancak bu yasaların hâkim ve savcılar tarafın-dan işletilmediğini söyledi. Erden adli süreçte çocuğa olayların defalarca anlattırılarak travma yaşatıldığına,

Müjde Tozbey Erden: MüCADELEYİ YüKSELTMEK ZORuNDAYIZ

Page 6: 1 TEMMUZ Sayı: 321 BİR ADIM BİLE GERİ ATMAYACAĞIZ ......Yargısal süreçlerde, kadın katillerinin ‘hakkımdaki koruma kararı beni sinirlendirdi’ beyanını tahrik indi-rimine

Havaların gittikçe ısındığı şu günlerde Ankara Seyran Semt Evi, Açık Hava Sineması düzenlemeye hazırlanıyor. İlki bu akşam saat 20.00’de gerçekleşecek etkinlikte “Le Havre” filmi gösterilecek. İletişime geçmek için 0545 971 55 68 no’lu hattı arayabilirsiniz.

Antalya Güzeloba Semt Evi ise gençlere dönük atölyeler baş-latma hazırlığında. Semt evinde ücretsiz olarak ortaokul ve üni-versiteliler için Matematik, liseliler içinse İngilizce dersleri verilecek. Bilgi almak için 0544 462 1129 no’lu hattı arayabilirsiniz.

Kadın düşmanı, gerici AKP iktidarının İstanbul Sözleşmesi’ni hukuken yürürlükten kaldıracağı 1 Temmuz günü için, Kadın Da-yanışma Komiteleri geçtiğimiz Cumartesi günü açıklama yapa-rak “Bir adım bile geri atmayaca-ğız, çok daha fazlasını alacağız!” demişti. KDK’ların çağrısı yanıt buluyor. 1 Temmuz günü KDK’lara bir yenisi daha ekleniyor, İzmir Karşıyaka KDK kuruluyor. Bugün 19.30’da Bahriye Üçok Semt Evi’nde gerçekleşecek kuruluşa tüm İzmirliler davetlidir.

Manisa Salihli KDK ise, eski eşi tarafından katledilen Şahime Erdoğan’ın bugün 14.30’da Salihli Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüle-cek karar davasına destek olmaya gidiyor. Tüm Manisa halkını Önce Kadınlar ve Çocuklar Derneği’nin üstlendiği davaya destek olma-

ya çağıran Salihli KDK, “Kadın katillerinin peşindeyiz, kadınların ölümüne sebep olan bu düzenin de Akp iktidarının da peşindeyiz! Düzeniniz batacak,kadınlar yaşayacak!” dedi.

SEMT EVLERİNDE ETKİNLİKLER DEVAM EDİYOR

KARŞIYAKA KADIN DAYANIŞMA KOMİTESİ AÇILIYOR

SALİHLİ KDK ŞAHİME ERDOĞAN’A DESTEK OLMAYA GİDİYOR

ifadelerin çoğu zaman karakolda kolluk görevlilerince alındığına dikkat çekerek Çocuk Koruma Kanunu ile Ceza Muhakemesi Kanunu’na mağdur çocuğun yalnız bir kez dinlenebileceği yönünde hüküm eklendiğini, çocuğun ifadesinin ancak Çocuk İzlem Merkezi veya özel bir görüşme odasında, sosyal hizmet, psikoloji, psikiyatri, tıp veya eğitim alanında uzman bir kişi ile kendisine atanmış bir vekil, avukat eşliğinde alınabile-ceğini hatırlattı.

ÇOCUK İSTİSMARINDA KUVVETLİ ŞÜPHE YETERLİ OLMALI

4. Yargı Paketi’nde yer alan “çocuğa cinsel istismar suçlarında kuvvetli delil aranması” maddesini somut delil bulma arayışı olarak yorumlayan Erden, istismar mağduru çocukların büyük kısmında fiziksel bulgula-rın nadiren ortaya çıktığını, bu yüzden çocuğun beya-nının esas alınması ve kuvvetli şüphenin yeterli görül-

mesi gerektiğini belirtti.

HUKUKU ETKİLİ KILAN ŞEY ONU HAYATA GEÇİREBİLMEKTİR

Erden çocuklara şiddetten arınmış bir ülke bırak-mak için mücadeleyi büyütmek gerektiğine işaret ederek hakların yalnız yasa metinlerinde kaldığında etkisiz olduğunu “Hukuku etkili kılan şey, onu haya-ta geçirebilmektedir. Hukuku yaşanılır ve etkili kılan da, onun için mücadele edenlerdir. Hak mücadelesi sürdükçe dünyamızın şiddetten arınabileceğini biliyo-ruz.” sözleriyle açıkladı. “Kadınlar ve çocukların korun-ması, yaşam haklarına müdahale edilmemesi, vücut bütünlüklerine zarar verilmemesi ancak sınıfsız bir toplumda mümkündür.” diyen Erden, erkek egemen ve feodal gerici bir sistemle şiddetin son bulmasının mümkün olmayacağını, bu düzeni değiştirmek için sonuna kadar mücadele etmek gerektiğini vurguladı.

Page 7: 1 TEMMUZ Sayı: 321 BİR ADIM BİLE GERİ ATMAYACAĞIZ ......Yargısal süreçlerde, kadın katillerinin ‘hakkımdaki koruma kararı beni sinirlendirdi’ beyanını tahrik indi-rimine

BOYuN EĞME GüNLüK SİYASİ BüLTEN

İmtiyaz Sahibi: Gelenek Basım Yayım ve Ticaret Ltd. Şti

Sorumlu Müdür: Mesut Gülçiçek Tasarım: Uğur Güç ISSN: 2564-7385

Adres: Osmanağa Mh. Osmancık Sk. No:9/16

Kadıköy - İstanbul

İletişim ve dijital abonelik iç[email protected]

adresinden ulaşabilirsiniz.

“Kadınlar mevcut hakları kullanmak için bile mücadele etmek durumunda. Ama haklarımızı gasp edenler karşısında tek bir adım dahi

geri atmaya niyetimiz yok. Aksine, çok daha ötesi için el ele vererek, omuz omuza durarak; aldığımız nefesi dahi paylaşarak yaşayacağız. Onlar

örgütlüyse biz bin kat daha örgütlü olacağız. Kazandıklarımız bizimdir, dokundurtmayacağız! Çok daha fazlasını alacağız! Özgür yaşayacağız.

Eşit yaşayacağız.” Kadın Dayanışma Komiteleri, 26.06.2021

“Danıştay’a ikinci başvurumuzu da yaptık. Üstünlerin değil, hukukun üstünlüğünü savunan Cumhuriyet Halk Partisi Kadın Kolları olarak Zeki Yiğit’e tekrar sesleniyoruz: 1 Temmuz’a sayılı saatler kaldı. Yürütmeyi durdurma kararı vermek için neyi bekliyorsunuz? Uyumayı bırakın ve adaletten yana tavır alarak bu hukuksuz kararı durdurun! 1 Temmuz 2021’de İstanbul Sözleşmesi’nin fesih kararı yürürlüğe girdikten sonra açıklayacağınız kararın hiçbir anlamı kalmayacak. Bu hukuksuzluklar silsilesine son verin ve ivedilikle yürütmeyi durdurma kararı verin!” CHP Kadın Kolları Başkanı Aylin Nazlıaka, 29.06.2021

“Özellikle son yıllarda kadına yönelik şiddetle mücadelenin

dışında bazı gruplar, bazı lobicilik faaliyetleri,

sözleşmeyi kullanarak aile karşıtı epey bir propaganda

yaptı, lobicilik faaliyetleri yaptı ve bizim seçmenimizde

de bu rahatsızlık oluşturdu. Sonuçta ben seçmenime karşı da sorumluyum, yüzde 53’lük

bir kitleden bahsediyoruz. Aile karşıtlığı politikalarına

zemin oluşturmasın diye biz İstanbul Sözleşmesi’nden

çıktık. Tekrar altını çiziyorum, kadına yönelik şiddetle

mücadele ile ilgili hiçbir eksen değişikliğimiz, hiçbir geri

adımımız söz konusu değil.” AKP Genel Merkez Kadın

Kolları Başkanı Ayşe Keşir, 22.06.2021

üÇ TARZ-I SİYASET

“İstanbul Kanal Projesini samimiyetle destekliyoruz. Bu proje Türkiye’nin ve İstanbul’umuzun gücüne güç katacaktır. Mezkur

projeden dönülmesini, yüklenicilere para ödemeyi rafa kaldıracak her türlü engelleme ihtimalini dikkate alarak yasal bir güvenceye kavuşturmalıyız. Hatta İç Su Yolları projesi hazırlayarak, Kızılırmak’ı esas alan “Kızılelma İç Deniz Yolu”, Yeşilırmak’ı dikkate alarak “Yeşil Kuşak İç Deniz Yolu” projelerini hayata geçirebiliriz.” MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, MHP Grup Toplantısı, 29.06.2021

GüNüN SÖZKARASI

Kaç semt eviniz var, yakın dönemde kaç tane daha açılacak, hiç köy evi açma hedefiniz var mı?

TKP 2018 Eylül ayında gerçekleştirdiği Türkiye Kon-feransı sonrasında gerekli hazırlık ve çalış-maları yaparak Türkiye’nin dört bir yanında emekçi mahallelerinde semt evleri ve işçi havzalarında işçi evleri açmaya başladı. İlk semt evini 2018 Aralık ayında İzmir’in bir emekçi semti olan Evka 2’de açmış oldu. Bugüne kadar ise 59 semt evi ile 6 işçi evi aç-mış oldu. Geçtiğimiz Haziran ayı içerisinde Ankara Esat,

Tokat Yeşilırmak ve Van Seyit Fehim Avasi semt evi ile Çerkezköy işçi evinin yanı sıra Ağrı ve Iğ-

dır’da il temsilcilikleri ile Ağrı Patnos’ta da ilçe temsilciliklerinin açılışları yapıldı. Temmuz ayı

içerisinde Antalya’nın Finike ilçesinde Gökbük Köyü’nde ilk köy evini de açmış olacak. Yine Tem-muz ayı içerisinde Kocaeli’nin Gebze, İzmir’in Ke-

malpaşa ve Osmaniye’nin Düziçi ilçelerinde semt evi açılışları planlanmış durumda.

’ye sorular: