03 haci bayram velİ ve yaŞadiĞi dÖneme tesİrİ...kişmeleri ve Şeyh bedrettin isyanı hacı...

21
tasavvuf· ve Akademik Dergisi Ankara 2004

Upload: others

Post on 06-Mar-2020

15 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

tasavvuf· İlrrli ve Akademik Araştırma Dergisi

Ankara 2004

Hacı Bayram Veli ve Yaşadığı Dönem e Tesiri

Kadir ÖZKÖSE

Yard. Doç. Dr., Cumhuriyet ü. ilahiyat F::ıkülresi [email protected]

Özet (Kadir Özköse, "Hacı Bayram Veli ve Yaşadığı Döneme Tesiri", Tasavvuf

ilmi ve Akademik Araştırma DergiSi, Ankara 2004, Yıl 5, S. 12, ss. 53-72] Ebu Hamidtıddin Aksarayi'nin halifesi olan Hacı Bayram Veli, Anado-

lu'nun ilk yerel tarikatının kurucusudur. ilmi kişiliği ile birlikte tasavvufı

şahsiyeri ile tanınmış, Anadolu halkının hamisi olmuştur. Sultan IJ.Mu­

rad'ın takdirini kazanmış, medrese ve tekkeyi birleştirmiş, aktif bir şeyh özelliğini raşımıştır. Ticaret, ziraat ve sanat dallarının gelişimine katkıda

bulunmuş, Tli;rkçe'nin yaygınlık kazanmasına öncülük etmiştir. Dört şii rin­

den başka yazılı eser bırakmamakla birlikte, en büyük eseri yetiştirdiği ta­lebeleri olmuştur. Hizmet, aşk ve gayreti yolunun esası kabul etmiştir. Ku­

rucusu oldtığu Bayramilik kendisinden sonra Anadolu'nun en önemli tari­katlanndan biri olmuştur.

On üçüncü yüzyılın yarısında ortaya çıkan Moğol istilası, göçler, Anadolu Sel­çuklu Devletinin yıkılışı Anadolu'nun Beylikler arasında taksimi ile merkezi oto­ritenin sona erişi, Ankara Savaşı yenilgisi, Fetret Devri adı verilen Osmanlı iç çe­kişmeleri ve Şeyh Bedrettin isyanı Hacı Bayram Veli dönemi öncesinin en önem­

li olaylarını teşkil eder. Sosyal ve siyasi yönden bu denli çalkantılı ortamlarda ik­

tisadi, içtimal, ruhi yapı genellikle olumsuz yönde etkilenir. O dönemin getirdiği yılgınlık, çaresizlik, iktisadi bozukluk, güvensizlik için­

ele bulunan Anadolu insanı huzur ve barışı, manevi teseliiyi tasavvufta bulmuş­

tur. Osmanlı Devleti'nin kuruluş döneminden itibaren etkili rol oynayan t·ısav­

vufi zümreler, ordutarla hatta ordulardan önce, fütuhata çıkıp, orduların fethin­

den evvel insanların gönüllerini manen fethetmişler, Anadolu'nun islamlaşma­

smda, iskan faaliyetlerinde önemli bir paya sahip olmuşlardır.'

ı Barkan, Ömer Lütfi, "Kolonlza törTiirk Dervişleri .. , Vakıjlaı· DergiSi, S. ll. isıanbull974, .~. 283.

54 tcısavvuf

A. Hacı Bayram Veli'nin Hayatına Genel Bir Bakış

Ankara'nın Çubuk Çayı üzerindeki Soifasıl Köyü'nde dünyaya gelenz muta­

savvıfırnızın asıl adı Nurnan b. Ahmed b. Mahmud, lakabı ise Hacı Bayram Ve­IJ'dir. Hacı Bayram Veli'nin babasının adı, Koyunluca AJ1met'tir.3 Solfasol köyün­

de bulunan babası, meslek olarak çiftçiiilde iştigal etmektedir. Muhtemelen adı­

nın başındaki "Koyunluca" Jakabı, onun hayvancılık yaptığını göstermektedir. Hacı Bayram Veli'nin annesi hakkındaki tek bilgimiz, mezarının yerinin belli

oluşundan ibarenir. Köye yakın bir yerde bulunan bu mezarın etrafı , dört duvar­la çevrili olup, mezar taşında Ummu Hacı Bayram Veli, yani "Hacı Bayram Ve­

li'nin annesi'' ibareleri yazılıdı r.4 Hacı Bayram Veli'nin dünyaya geldiği ev, Solfa­sol Köyü'nde restore edilmiş olarak hala varlığını sürdürmektedir. Evin içinde,

toprak kerpiçten örülmüş, eski halini muhafaza eden bir ocak bulunmaktadır.

1348-1350 L1rihleri arasında dünyaya gelen ve ailenin en büyük oğlu olan Hacı Bayram Veli'nin iki kardeşi daha bulunmaktadır. Bunlann isimleri, Safiy­yticielin ve Muracl veya Abdal Murad.~

Bazı kaynaklar erken yaşlarında ilim tahsiline başlayan Hacı Bayram'ın ilk ho­

casının Şeyh İzzettin6 olduğundan bahsetmektedir. Fakat, adı geçen şeyhin türbe­sindeki kitabe, bunun aksini göstermektedir. Kitahe, 705/1306 tarihini taşımakta olup, Şeyh İzzettin'den "el-Merhum" diye bahsetmektedir.~ Bu duıumda, Hacı Bay­ram ile Şeyh İzzettin arasında, kırk beş yıllık bir zaman farkı oıtaya çıkmaktadır .

. Hacı Bayram Veli, ali ve ~:nı ilimler dediğimiz, müsbet ve dini ilimleri oku­

muş, felsefeden anlayan hir sufidir.8 Kaynaklar onun "uluın-ı akliyye ve fünGn-ı

şer'iyyeye iştigal-i tam ile meşgul olup temehhlır"') eyledikten sonra, tasavvufa

intisabına kadar, ınüderrislik yaptığını kaydeder. '" Onun ınüderrisliği önce An-

ı H:ırirlzikle Keınaleddin, Ti/~yarıii Vı,>siU/i 'I-Hakaik ft ileyani Seliiseti't-Tariiik, Süleymaniye

Ktp., Fiitilı, nr. 430:432, v. 17Jh; Sarı Abdullah Efendi, Semeraıü'I-Fuiid.fi'I-Mebdei ve't-Meiid, istan­

b ul 1306/ 1889. s. 233: Ayni, Mehmed Al i, HacıBayram Veli, ~'ad. H. R. Yananlı, istanbul 1986, s. 6S;

Ranarlı, Nih:ıt Sami, Resimli Tiirk Edeb~yaıı. Ansiklopedisf, fas. 7, İstanbul 1983, s. 504; Pa kalın, Meh­met Zeki, Osmanlı Tm·ih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü, İstanbul1983, c. T, s. 181.

3 Vas.~:1f, Hüseyin, Seffne-i Evl~ya, hzl. Ali Yılmaz-Mehmet Akkuş, İstanbul 1999, c. Il, ss . 455-

456; Ayni, tı,((e . , s. 65. 4 Bay,...ıınoğlu, Fuaı, f/cıcı Bayram Veli; Yaşamı, Soyu, Va)?/ı, Ankara 1983, c. 1, s. 14. Cebecioğ­

lu , Etheın, Hacı Bayram Vetf, Alıkara 1991, ss. 26-27.

5 Vass5f, Sq(ine-i Evliya, c. ll, s. 456; Ayni , age., s. 65; Bayramoğlu , tıge., c. ı, ss. 12·13; Yılmaz,

H. K:imil, Aziz Mahmud Hüdii.yf ue Cdvetiyye Tari katı, i~ı. l990, s. 169: Cebecioğlu, age., ss. 27-28.

6 B:ıyr:ımoğlu. tı,~e., c. 1, s. 13.

7 Öney, Gönül, An~>.ara'da Türk Devı·i Yapıları, Ankaı<ı l971, ~. 51.

8 Cebecioğlu, ap,e., S$. 28-30.

9 Mehmed Mecdi Efendi, Tercl!me-i Sakiiiku 'n-Nıı 'ınarıiyye, istanbul 1269, taşbasması, s. 77.

10 Ayni, age .. s. li5; San Abdullah Efendi, age., s. 234; Pakalın, age., c. ı, s. 181; Uarlrlı:ftde, age., v. ın~>; Molla Cami', Abdurrahman, N(!/ehliıii"i-Ons!Evliyfi Menkıbeleri, ırc. Lilmi Çelebi , hzL Süley­

man U ludağ-MuMaf;ı Kara, istanhul1998, s . 834.

kadir özköse/ hacı hayram veli ve yaşadığı ddneme tesiı1 55

kara'da, Melike Hattın adlı hayırsever bir kadının yaptırdığı Kara Medrese'de," sonra, Bursa'da Çelebi Sultan Mehmet Medresesi'nde12 olmuştur.'3

Hacı Bayram Vell, 1392 senesine kadar, Ankara'da Kara Medrese'de müder­rislik yapmaktadır. Ancak, bu tarihten sonra, Kayseri'de bulunan Şeyh Ebu Ha­m!düdcllrı Aksari'ye intisab etmiştir. 1393 veya 1394 yılları civarında gerçekleşen bu intisabı, Kayseri'de vuku' bulmuştur. Yaşadığı devirele ortaya çıkan içtimal, ahHikl, siyasi bozuklukların eLkisi ve rasavvufa meyilli birisi olması nedeniyle14

Hacı Bayram Veli'nin tasavvufi' hayata yöneldiği görülmektedir. Eşrefoğlu Rumi, Akşemseddin, Akbıyık Meczlıb gibi Hacı Bayram'ın halifele­

rinde görüleceği üzere, tasavvuf terbiyesini gerçekleştirmek isteyen müridierin mürşidlerini araması gerekmektedir. Fakat bu durum, Hacı Bayram Veli için söz konusu olmamaktadır. Çünkü, o mürşidini değil, mürşidi Ebu Hamidüddin Ak­saray!, onu aramış, bulmuş ve tarikatına davet etmiştir. '5

1393-1394 yılları civarında Kayseri'de Ebu Hasmidüddin Aksarayi'ye intisap eden '6 Hacı Bayram Veli, 1394 ile 1397 yıllan arasında, şeyhi Ebu Hamidüddin Aksarayi ile birlikte, Bursa'ya gelmiş ve yerleşıniş'7 ve Çelebi Sultan Me~rese­

si'nde müdenislik hizmetinele bulunmuştur. '"

Me!amet neş'esinin bir şiarı olarak şöhretten hoşlanmayan, halktan biri gibi yaşamaya çalışan'9 Ebu Hamidüddin Aksarayi Bursa'da halk arasında "Etmekçi Koca" diye bilinmekteydi. 1400 yılı Mart ayı içerisinde açılan Ulu Camii'nde ilk hutbeyi okuduğu, hll[be konusu seçtiği Fatiha suresine çeşitli manalar verdiği ve herkesi hayretler içinde bıraktığı anlatılmaktadır. 20

Şöhreti iyice artan ve bu durumdan huzursuzluk duyanz' Ebu Hamid, Hacı Bayram Vell ile birlikte Bursa'yı terk etmiştir. u Zira, Hacı Bayram, şeyhi Ebu Ha­mid'den "her kanele giderler ise, refik ve şeflk ve yar-i saclik olmayı" istirham et­miş ve bu isteği de olumlu karşılık görmüştür. Hacı Bayram Veli ile üç yıl boyun-

ll Ayn'i, Hacı Bayram Velf. s. 65; Mecdl Efendi, TerC(;1me-i Şaktıiku.'n-Nu 'mun{yye, s. 77; Yur t,

Al i İhsan, Akşemseddirı Hayatı-Eserleri, hı.l. Mustafa S. Kaçalin, istanbul 1994, s. 21.

12 Vassfıf, S<t/lne- i Evliyfi. c. ll, s. 456.

13 Cebecioğlu, Hacı Bayram Veli, ss. 30-32. 14 Ayni, Hacı Bayrcım Velf, s. 69.

ıs Yılmaz, Aziz Mahmud Hudayi, s. 169; Cebecioğlu , age., ss. 34-38. 16 Mecdl Efendi, age., istanbul 1269/ 1852, s. 77; Ayni, arw, s. 70.

17 Bayramoğlu, Hacı Bayram Veli.. ., c. l, s. 21.

18 Vassiif. age., c. rı . s. 454. liacı Bayram Veli'nin görev yapuğı bu medrese, Çelebi Sult:ın Meh­

met tarafından y;ıptırılrııış olup, Yeşil Medrese adı ile de t<tnınır. O dönemin ı,cok önemli b ir eğitim

merkezidir. 1419 tarihl i bir vakfiyede, müderrislerine günlük ııı:ı.a:ı yirmi akçe, her ay bir müd buğ­

day ve bir müd arpa verildiği kaydedilir. Bk. Bjlge, Mustab, ilk Osmanlı Medrese/eri, isı. 1981 , s. 117.

19 Ayni, age., s. 86.

20 Vassfıf, a.ııe .. c. ll , s. 454. 21 Ayni, ctge, s. 66. 22 Hanriziide, Tibytin, v.172".

56 ıasavvuf

ca yolculuk yapan Ebu Hamidüddin Aksaray!, bu yolculukta önce Şam'a, sonra Medine ve Mekke'ye gitmiş ve hac vazifesini yapmıştır.21

1402 senesinin 20 Temmuzuncia vukCı' bulan Ankara Savaşı sırasında, her iki­

sinin Anadolu'da bulunmayışı, onları muhtemel bir esaret hayatından kuıtarmış­

tır. Zira Timur, fethettiği topraklarda ne kadar alim, sanatkar, şair, edip varsa, hepsini Semerkand'a göndermiştir. Nitekim bu esirler arasında Emir Sultan da

bulunınaktadır.2• Ankara Savaşı'nın ilk sarsıntıları geçtikten sonra, 1403 senesin­

de, An.'ldolu topraklarına dönen Ebu Hamidüdin Aksarayi ve müridi Hacı Bay­

ram Veli, Aksaray'a yerleşirler. 2'

Ebu Hamid Aksaray! vefat edinceye kadar, onun yanından ayrılmayan Hacı

Bayram Veli, piri Ebu Hamid'in taşıdığı "emanet-i kübra"yı ve sırr-ı velayeti ken­

disinden teslim aldı. Bir başka ifade ile, ölümünden sonra yerine geçecek kişi,

Hacı Bayram Veli oldu. 2" Ebu Hanıid, 20 Eylül 1412 tarihinde,27 kendi tabiriyle

"bu çilesi bol dünyadan2ij ayrılm ıştır. Mezarı, Aksaray ilimizde ziyaretgahtır.29

İntisap mrihi olarak tahmin ettiğimiz 1393-4 senesinden 1412 yılına kadar Ha­

cı Bayram Veli, yaklaşık on sekiz sene, şeyhi Ebü Hamidüdclin Aksarayl'ye hizmet

edip, yanında manevi terbiyesi:ıi tamamlamış ve sonra doğum yeri olan Ankara'ya

dönmüştür:'" Bu sırada Hacı Bayram Veli'nin yaşı , altınışı geçmekteydi. Hacı Bay­ram, Aksaray'dan gelişinde yanına, ınanevi eğitimJerini henüz ramamlayamaınış

iki kişiyi de aldı. Manevi' eğitimlerini onun yan ında tamamlayan bu zatlar/' Ebü

Hamld'in büyük oğlu İzzettin Yusuf .Hakiki Çelebi ve Kızıica Bedreddin'dir.12

Ebu Hamidüddin Aksarayi'nin vefatı üzerine, 1412 yılında Ankara'ya dönen

Hacı Bayram Veli, burada, Halvet! ve Nakşibendl tasavvuf öğretilerini meczeden

yeni bir casavvufi' ekol ile.ı; Anadolu'nun maneviıslahına başladı. Kurduğu ekol,

kendi adına izafeten Bayramiye diye anıldı.

Ankara kalesi dışında, bugünkü Ulus civarında bir tepe üzerinde, eski Hıris­

tiyan mabedi Ogüst tapınağı birişiğinde zaviyesine4 kuran Hacı Bayram Veli, bir

medrese mensubu olarak, ilmi kariyeri ile, sünni geleneğin hakim bulunduğu

23 San Abdullah Efendi, Sgmertitii'l-Puad, s . 234; \'assftl'. Sçj'ine-i Evliya, c. ll , s. 454; Ayni, Hacı

Bayram Veli, s. 86. 24 Bayramoğlu , flac1 Bayram Velf, c. [. ss. 21-22.

25 Ayni. age .. s. 87.

26 Aynı yer.

27 Bayramoğlu , cıge., c. 1, s. 22.

28 Çoruh. Sinaşi , Emı'r Sultan, u·s., s. 154.

29 Vassfıf, ctge., c. fl, ~. 454.

30 Ayni, age., s. 87.

31 Aynı yer; Yurt, Akşemseddin, s. 21.

32 Baymmoğlu, age.,<.:. I, s. 22.

33 Haririzade , Tibydn, v.l72h

34 Öney, Gönül, Ankara'da Türk Devri 'tapılan, Ankara 1971. s . 66-69.

kadir ö:.:köse/ hac1 bayram aelf ve yaşadığı donerne tesiri 57

Anadolu Türk ıntıhitinde güven telkin etmeye başladı. Onun bu yönü, t.-'lrikatt­nın hızlı yayılmasında rol oynayan önemli arnillerden biriydi. Hacı Bayram Ve­

ll'nin maneviyar eğitimini yaptıracağı binayı, bir Hıristiyan tapınağının bitişiğine

kurması, onun engin dini hoşgörüsünün eseri olsa gerektir. Sultan II. Murad'ın 1421 'de tahta geçip, kısa bir süre sonra, Hacı Bayram Ve­

li'yi Edirne'deki sarayına soruşturma maksadıyla daveti, o dönemde Hacı Bay­ram'ın insanlan kendine çekme ve etkileme gücünü ve mürid sayısının dikkati eelbedecek derecede arttığını gösterir.'15 Ancak Hacı Bayram Veli'nin tesis ettiği Bayramilik, Osmanlı Devlet yönetiminin dikkatini çekecek derecede güce veya daha doğru bir deyişle, yaygınlaşına imkanına kavuşması, 1418 senesinden son­ra olmuştur. Bayramiliğin doğuda Darende, batıda Gelibolu, kuzeyde Çorum,

güneyde Karaman'a kadar yayılmış olduğu dikkate alınırsa, o dönemde Osman­lı Devleti'nin Anadolu topraklarının, hemen hemen Bayramiliğin yayılış coğraf­yasına tekabül ettiği görülmektedir.JG

Bayramiliğin, Ankara gibi merkezden uzak bir bölgede hızla yayıl ışı ve ma­hiyetinin tam olarak tespit edilemeyişi yönetimi harekete geçirmiştir. Edirne'den görevli olarak gönderilen çavuş\a birlikte 1421 Temmuzuncia yola çıkan Hacı Bayram'ın yanında Akşemseddin bulunmaktaydı. Yolculuk sırasında, Gelibo­lu'da, Yazıcıoğlu Ahmed Bican ve karde~i Yazıcıoğlu Muhammed, Hacı Bayram Veli'ye bağlanırlar:17 Hacı Bayram Veli Edirne'ye ulaşır, Sultan II.Murad ile görü­şür, sohbet yapar. Hacı Bayram Veli'nin manevi olgunluğu, Sultan II.Murad'ın

dikkatini çeker, saygısını kazanmaya vesile olur:;• İslam ahlakı , terbiyesi ve eğitim psikolojisi açısından fevkalade öneme haiz

bir diğer önemli özelliği, imece usulü ile mahsulü hasat ettirmesi, yaşlılığına rağ­

men, kendisinin de müridleriyle birlikte çalışmasıdır . .w

Kaynaklardan, Hacı Bayram Veli'nin hayatında en az iki kere Edirne'ye gitti­

ğini öğrenmekteyiz. Kaynaklar, bu ikinci gidişin, Il. Murad'.ın yaptırdığı Uzun­köprü'nün temel atma töreninde hazır bulunup, dua yapma münasebetiyle ol­

duğunu, hatta bu törene Emir Sultan'ın da iştirak ettiğini kaydederler. Gidiş tari­hi 1426 senesidir. ~0

1429 senesinin sonlarında vefat eden Emir Sultan'ın cenazesini kıldıran" Ha-

35 Men:ıge, V.I... "H:idjdji Bayram W::ıli", Encyclopaedia qj' !slam, Leiden 1986.

36 Cehedoğlu, Hacı Bayram Ve/~ ss. 53-56. 37 Alımed Rit'::ıı, Lügiit, c. VII, ss. 191-192; Yılmaz, Aziz Mahmud Hüdflyi, s. 171.

38 Baııarlı, Nihat Sami, Resimli Tüı·k Edebiyatı Ansiklopedisi, fas . 7, ista nbul 1983, s. 504.

39 Vassaf, Sqfine-i f!vliya, c. ll , s . 456; Kab::ıklı , Ahmet, Türk Edebiyaıı, istanbul 1978, c. ll, s. 228.

40 Balkaş, isınail Hakkı, Tarihte Ergene w Uzımköpnl, Edirne 1958, ss. 28-29; Çulpan, Cevdet,

Türk Taş Köprü/eri, Orta Çağdan Osrn.anlı Devri Sonıma Kadar, Ankara 1975, s . 99; Ba}rranıoğlu,

Hacı Bt~yram Vetl, s. 25.

41 Yılmaz, age., s . 170.

58 tasavvuf

cı Bayram Veli, Ankara'ya dönmemiş, Edirne'ye gitmiştir. Yeni doğmuş kundak

çocuğu Fatih Sultan Mehmed'i de bu esnada sarayda görmüştür.

Hacı Bayram Veli dört şiirden başka eser bırakınamışt ır. Bununla birlikte, Os­

manlı Devletini ahlaki, dini, iktisadi, hatta siyasi açıdan geniş ölçüde etkilemiştir.

Yetiştirdiklerinden Akşemseddin, Eşrefoğlu Rüıni, Yazıcıoğlu Ahmed ve Muham­

med kard{.>şler bunun açık örneğini teşkil eder. Hacı bayram, yazılı eser vem1ek­

ten ziyade, ahlakçı rol oynamış , insan yetiştirmeye önem vermiştir. Ömıünün so­

nuna kadar, Ankara' da, müridierini terbiye etme, açık ve gizli zikir toplantılan yap­

ma, halk ve yüksek tabakaya mensup kişilerle sohbet etme, insanları doğru yola

iletıneye çaba gösteıme ve helal rızık kazanma gibi faaliyetle meşgul olmuştur.

Evlenen, çoluk-çocuk sahibi olan Hacı Bayram Veli, sade bir hayat sürmek­

teydi. Hacı Bayram Veli''nin Eşrefoğlu Rumi ile evlenmiş Hayrunnisa adında bir

kızı~2 ve ayrıca ismi belli olmayan iki kızı daha bulunmaktadır. Hacı Bayram Ve­

ll'nin oğulları sırasıyla şunlardır: Şeyh Ahmed Baba, Ethem Baba, Baba Sultan,

İbrahim , Ali. Bu dunımda Hacı Bayı-am Veli'nin üçü kız, beşi oğlan olmak üzere

sekiz çocuğu varclır. 43 " İrtiha!u'l-insan" ifadelerinden düşürülen tarihe göre Hacı

Bayram Veli, 833/1430 senesinde vefat etmiştir44

Araştırmacı Fuat Bayramoğlu , Hacı Bayram Veli'nin halife sayısını , muhtemel

o lanlarla birlikte yirmi sekize çıkarmıştır. •' Sarı Abdullah ve L:'i 'll alr.ı olarak ileri

sürerken,46 Sadık Vicdani on dörde,47 Hüseyin Vassaf ve BursalıMehmet Tahir on

üçe,4l! Mehmet Ali Aynidesekize çıkarmaktadır.49

Akşeınseddin Muhammed b. Hamza (1389-1459), Yazıcıoğlu Muhammed (ö.

1453?), Yazıcıoğlu Ahmed Bican (ö. 1453'den sonra), Şeyh Salahaddin, Germiya­

noğlu Şeyh! (ö. 1439), Molla Zeyrek (ö. 1474) medreseli müridieri iken, Baba

Nahhasl-i Ankaravl (Bakırcı), Akbıyık MeczOb Sultan (tüccar, ö. 1457), Emir Sik­

klnl Ömer dede (bıçakçı, ö.l496Y" gibi müridieri ise belli bir mesleğe sahip bu­

lunmaktaydı.

BayramiJik, Halvetilik ve Nakşiliğin" yanında Ebherlliğin de karışımı olan bir

tarikattır. Hacı Bayram Veli'nin şeyhi Ebu Hamldüddln-i Aksaray!, küçük yaşta

42 Kufralı, Kasım . "Eşrefiyye" . MEB islfmı Ansiklopedisi.

43 Baymmoğlu , Hacı Baymm Veli, s. AS.

44 Vassaf, Sejfne-i evliyil, c. ll , s. 457; H;ıriri:lade, Tibyan, v.l7lb.

45 Bayramoğlu, t(~e., ss. 48-57. 46 Sarı Abdullah Efendi, Semc-ratu ·I-Fulid, ss. 144-14';.

47 Vicdani, Sadık, Tomar-ı Tumk- ı Al(yye-Tarikatlc:r pe Si/siteleri, hzl. irfan Gündüz. istanbul 1995, s. 28.

48 Vass:1f, age., c. ll. s. 466. 49 Ayni, Hacı Bayram Veli, .s 154

50 Vassilf, age .. c. ll , ss. 473. 475, 483, 489, 492.

51 Vicdani. age., s. 33.

kadir öıköse/ hac-ı bayrtmı velf ve yaşadığı d6neme tesiri 59

babasından Ebheriyye neş'esini taonış ve bu tarikatın usulünü öğrenıniştir.sı

Gençlik yıllarında, Şam'da Hankah-ı Bayezidiyye'de kalan EbG Hamidüddin-i Aksaray!, burada Nakşiliğe imisap etmiştir.'5 Daha sonra Tebriz'e gidip, orada

Halvetiyye şeyhlerinden Hoca Alaadelin Ali'ye bağlanmış ve onun yanında ma­nevi eğitimini tamamlamıştır.'"

Bu üç tasavvuf okulunu özellikleriyle b irlikte Hacı Bayram Veli'ye yansıtan Ebu Haınidüddin-i Aksarayl'niı1 vefatından sonra, onun yerine geçen Hacı Bay­ram Veli, bu üç tarikatı şahsıncia birleştirmişti r.

B. Hacı Bayram Veli'nin Yaşadığı Dönem e Tesiri

Hacı Bayram Veli, Ankara'ya döndüğünde, Anadolu'da siyasi karışıkl ıklar had safhacladır. Timur istilası, Yıldırım Beyazıd'ın vefatı üzerine oğulları arasında ikti­

dar kavgasının zuhuru; İstanbul'un fethedilememiş bir çıbanbaşı olarak hi.Ha var­lığını sürdürmesi; Şeyh Bedreddin olayı; Selçukluların tervic ettiği kültür dili Fars­

ça'nın etkisini sürdürmeye cleva.m cdişi ; Anadolu'nun bazı yerlerinde nüfusun ağırlıklı biçimele Türkler lehine sağlanınamış oluşu; Orta Asya'dan gelen ve göçe­

be hayatına alışmış bulunan Türk boylarının yerleşik hayat tarzına adapte edilme­sinin gecikmesi; yine. serbest hayat tarzına alışık göçebelerin kanun, nizam ve di­

siplin altına alınma zorluğu; içtimal-siyasi karmaşa; İran'dan gelen şii p ropagan­dalarının sünni İslan~·a ciddi bir tehlike arzeunesi .. . İşte bütün bu saydığımız problemler, büyüme yolundaki Osmanlı Devleti'nin en önemli eng<;:lleridir.

Sosyal çözülmenin arttığı bir dönemde, Hacı Bayram Veli'nin müderrisliği bı­

rakıp halkın arasına ginnesi, tasavvuf kanalıyla yozlaşmaya dur dernesi ve alıHi­ka dayalı bir raban oluşturm::ı çabasına yönelmesi, asli bir hareket tarzı olarak

takdir edilmelidir. Bayranıiliğin hı zlı yayılışı , Osmanlı Devleti yöneticilerinin dikkatlerini çek­

mekte gecikmedi. Mısır'daki rabsil yıllarında tasavvufi' disiplinlerden birine bağ­

lanan, bir ara kadıaskerlik gibi önemli bir mevkide görev yapan Şeyh Bedred­din'in ınüriclleri, Börklüce Mustafa ve Torlak I-Ilı Kemal ile başlattığı kıyam hare­keti," tasavvufun [Oplu mu harekete geçirebilen gücünü ortaya koymaktaydı. Zi­hinlerde canlılığını koruyan bu hareket, yönetim çevresinin dikkatini, siyasi te­

mayüllü tasavvufa çevrilınişti. Osmanlı yöneticilerini tasavvuf konusunda hassas davranmaya sevkeden bir başka örnek, görüşleri sünni inanca aykırı görülüp

idam edilerek öldürülen Nesiml'dir."'

52 1-!;ıfıriz:ıde. Tibvan, v.I7ıb. 53 Ayni, Hacı Bayram Vd~ s. 87; Pakalın. Osmtmlı Tarih Deyim/eri, c. ı . s. 181.

54 Sarı Abdullah Efendi. S'>rııcriitü '1-Fuii.d, ~. 227.

55 Yalıkaya, M. Şereft::ddin, " Oedreddin Siınavi", ;\1E/J isli.im ;lnsikloped.isi. 56 Kürkçüoğlu, Kenıal Edip, Seyyid Nesi mf Didiıuıulrm Seçmele1: istanbul 1973. s. XX.

60 tasawuf

ı. Içtimat ve İktisadi Bakımdan Tesirleri Hacı Bayram Veli'nin uygulamadaki en önemli :ideti, müridierini el emeği ile

geçinmeye teşvik etmesidir. Asalak yaşayıp ba~k:ı.sının yardımıyla geçinmek yeri­

ne, alın terinin rızık kazanmada önemli bir fazilet olduğunu müridierine aşılamak­

raydı.~' Hacı Bayram Veli'nin muasırı Emir Sultan'ın da el emeğine rağbet edip, pa­

dişah damadı olmasına rağmen, kolay ve bol kazanç vesilesi devlet kapısı yerine,

özel dersler vererek geçimini temin ettiği belirtilmektedir.;;; El emeğine önem ve­

ren Hacı Bayr<ım Veli ile Emir Sultan'ın sık sık birbirlerini ziyaret etmeleri, yakın

münasebette bulunmaları, o dönemdeki tasavvuf temsilcilerinin, tembellikten

uzak bir şekilde topluma hizmet ettiklerini gösterir. Ayrıca birbirleriyle yakın mü­

nasebette bulunmaları , devlet ve toplum lehine güçlü bir tesanüdün ifadesidir.

Hacı Bayram Veli'ye mürid olanların hepsi birer iş sahibi idiler. Çünkü işsiz ve

güçsüz adamları tarikata alınamıştır. Bu insanları irşad ederek, herbirini yüksek

ahlaka sahip kılınağa çalışan Hacı Bayram'ın tekkesi bir terbiye ocağı olmuştur.

İhtiyar ve iş yapmağa muktedir olamayanları da himaye etmek suretiyle Anadolu

insanının bamisi olmuştur. Müridierini tembellikren uzaklaşmaya, bol kazançlı

geçiın sahalarında iş yapmaya, öğrenim düzeylerini artırmaya , el sanatları, pazar­

lama, ticaret, esnaflık gibi çeşitli mesleklerde mahir konuma gelmeye teşvik et­

miştir. Etrafında toplanan insanları, durumlarına göre değerlendiriyordu . Örne­

ğin, yanına sanattan anlayan biri gelince, ona, "Sanatınla meşgul ol, çalış, ye, ye­

dir; alnının teri ile geçimini temin et, kimseye avuç açma" diyordu. Etrafında bu

yüzden, bakırcı, nalbant, değirınenci. koyun tüccarl:ırı, ev ustaları, yemenici, hel­

vacı, ayakkabıcı, yüncü vs. her türden meslek erbabı bulunuyordu. Yanına gelen

göçebelere, yerleşik hayat tarzını tavsiye eelerek çiftçilik yapmalarını, geçimini bu

yolla sağlamalarını öğütli.iyorclu. Zira, kendisine inrisap eden müridierinin herbi­

rini yeteneklerine göre sanata ve ziraara yöneltınekteydi.S9 Tarih boyunca Bayra­

milik, Mevlevilik gibi sadece aydın kesime değil, kırsal yörelerde yaşayanlara da

hitap etmiştir. Buna en güzel örnek imece olay1dır. Orta Anadolu'nun çoğu yer­

lerinde mahsulün ortaklaşa olarak hasat edilmesi geleneğini başlatan ve Ankara

civarında yaygınlaştıran en önemli isim, Hacı Bayram Vell'dir. Kendisi de mürid­

leriyle birlikte bizzat toprağı sürerek toprağı eker, hasat zamanı mahsulü imece

ile kaldırırdı. Herkes birbirinin tarlasında birbirine yardım ederek hem ürünü ça­

bucak hasadediyor hem de yardım etmenin insan ru huna verdiği manevi hazzı

taclıyordu .M Orta Asya Türk wsavvuf geleneğine bağlı olarak Hacı Bayram Cami-

57 V:ıssaf, Sı:;jlne, c. ll , ss. 456. 474; Ayni, Hacı Bayram Veli, s. 104; Harlrl:tade, Tibyaıı, v.l73•; Yılnıa;ı, Aziz Mahmud Hüdayi, s. 170.

58 Çoruh, Emi1; ss. 143-144.

59 Yılmaz. Aziz Mahmucl fhidayi, ~. 171; Cebc::cioğlu, Ha.cı Bayram Veli, ss. 121-2.

60 Cebecioğlu, Eıhem, "Hacı Bayram Veli". Sabaheden Gurııımü.ze Allah Dostları, ismnbul

1998, c. VII, s . 340.

k;ıdir özköse/ hacı bayranı velf ve yaşadığı döneme tesiri 61

ine bitişik tekkesinde sürekli bir kazan kaynamaktaydı . Bu tekkedeki kazanlarda sürekli, gece ve gündüz burçak çorbası kaynar; gelen geçen, fakir, zengin, kü­

çük, büyük, kadın, erkek herkes içerdi Özellikle, imece sonunda hep beraber burçak çorbası içip, yoğurt yemeleri adetleri idi.~ ' Hatta gelen geçen herkese za­viyesinde çorba ikram edilmekteydi.6ı Bizzat çaJışmak, bilhassa imece ile iş gör­mek, toprakla uğraşmak ve bir sanata intisap etmek suretiyle ibadet etmeyi adet edinen tek pir Hacı Bayram Veli olmuştur. Hacı Bayram Veli çiftçi ve işçi~in öl­mez hamisi olarak yıllarca Anadolu'nun vicdanında yaşamıştır.&~

O tarihlerde bir Ahi merkezi olan Ankara'nın ticaret, san'~n. ekonomi hayatın­

da tam bir otokontrol hakimdi. Hacı Bayram Veli, ziraatle meşgul olduğu kadar esnaf ile de sıkı bir işbirliği halinde idi. Bu bakımdan Ahi zaviyeleri mensupları da Hacı Bayram dergahı müdavimlerindendi.64

Orta Asya'dan gelen, yaylak-kışlak düzenine alışık, toprağa bağlı olmayan göçebe Türklerin, yerleşik hayata alışması , Osmanlı Devleti'nin kalkınmasında

o ldukça önemli konumda idi. İşte bu noktada, Hacı Bayram.Veli'nin Ankara'da­ki müridleıini, çevresindekileri, sürekli olarak toprağa bağlaması daha da önem­lisi, kaabiliyeti cil anları sanata sevketmesi son derece etkili olmuştur. Tarihi ve iç­timal açıdan üzerine düşen misyanun bilincindedir. Mutasavvıf olarak dünyayı red ve terk yerine onu imara ve ısiaha yönelıniştir.

Hacı Bayram Vell'nin önemli bir d iğer orijinal yanı da, içtimat yardımlaşma or­ganizasyonu kurmasıdır. Günümüz Bağ-Kur, Emekli Sandığı , Çocuk Esirgeme Ku­rumu, Kızılay gibi çeşitli organizasyonların, bundan beş buçuk asır önce, Hacı

Bayram Veli tarafından bir ölçüde gerçekleştirilmesi çok önemli bir vakıayı tesbit eder. Zenginler ve fakirler diye toplumu iki ke~iınden ibaret gören Hacı Bayram

Veli, bu iki gruhun arasında köprüterin kurulmasını, .içtimal ve iktisadi güvenliğin sağlanmasını ve yoksulların hamiliğin i öncelikli hedef olarak görmekteydi.

Hz. Peygamber (s. )'in "İnsanların en hayırlısı, insanlara fayda sağlayand ı r""' ha­

disi gereğince, Hacı Bayram Veli yoksulları koruyup kollamaya büyük önem ver­mekteyciL Elimizdeki en eski kaynaklardan Şakayık"n ifadesine göre, o, her sabah kendisi önde, dervişleri arkada olduğu halde, bayrak vetuğu alıp, davul, kudüm ve halile çalacak çarşı ve pazar dol:ışır, halktan para toplarlardı. Ankara zenginle­rinden sadaka, zekat toplamak üzere davullu, nakkareli ve bayrak lı alaylar düzen-

61 Günay, Umay, " Hacı Bayram Ve li'nin Hayatı ve Eserlt!ri ", Hacı Bayram Velf Sempozyunııı

Bfldirifet"i I, Ankara ı 990. s. 74. 62 Cebecioğlu, Hacı Bayram Veli. s. 65. 63 Şapolyo, Enver flelınan, Mezhepler ııc Tarikatlar Tm·ibi. Ankara 1964. ss. ll 7-l 26.

64 &yr.ım, Sadi, "H::ıcı Bayram Veli ve Tarihe Bağlılık", Hacı Bayram Veli Sempozyumu. Bil­

clirileri I. s. 32. 65 e i-Aduni. isınail b. Muhammed. Keş/i4 'f-Hafii ve Muzf/u ·t-ilbtıs Arnme'ştehercı mine'l-Ehadis

ala EL\ineıi'n-Niis, Beyrut 1351. c. ı , s. 393.

62 tasavıııif

lenirdi.66 Keşkül dervişin arkasında olduğundan para atanlar görülmezdi. Zekat ve

sadaka gibi hayır yardunl::ırını toplayan Hacı Bayram, sonra da tek elde topladığı

bu paraları, cemiyette hayatını zor şartlar alrında sürdüren yoksullara, yetimlere,

dullara belli ölçülerde dağıtırdı. 1'' Bu özelliği ile Bayramilik, Ahiliğin ruhunu yaşar­

mıştır.'"' Dervişleri ile birlikte, sadaka ve zekit toplamasının gayesi, derviş! erin ki b­

rini, enaniyetini kırıp terbiye etmekle birlikte, fakir ve ihtiyaç sahibi kimselerin sı­

kıntısını gidermek idi. Önceleri ınüderris olan Akşemseddin, tasavvtıf yoluna

meyledince, müridleriyle birlikte çarşılarcia halkran zekat toplayan Hacı Bayram Veli'yi, bu durumu sebebiyle beğenmez, eleştirir, kendisine intisaptan vazgeçip

bağlanmak üzere Haleb'te bulunan Zeynuddin Hafi'ye gider. Ancak, manevi bazı uyarılar sebebiyle, Haleb'ten Ankara'ya gelerek Hacı Bayr~ım Veli'ye bağlanır.69

Hacı Bayram Veli'nin dini nedenlerle yöneldiği bu içtimal. iktisadi faa liyet,

günümüz batılı tarihçilerinin de dikkatini çekmiştir. Bunlardan Prof. Wittek'in olayı değerlendirişi şu şekildedir: "Hacı Bayram sosyal düzeni teşkil eden Şeriatı

inkar etmiyordu. Ama, ona saygı duymakla birlikte, yoksullara karşı sevgi, şef­

kat gösterilmesini öğütlüyor. onlar için sosyal yardım sandığı kuruyordu. Öyle

olunca da bu hareketi, o devrio i htiyacını cevaplanciıran ve hükümetçe de kabu­

le değer bulunmuş ve teşvik görmüş olan bir harekettir. "70

Kısaca Hacı Bayram Veli'ye göre. şeyh toplum içinde, toplum yaranna aktif

rol oynamalıdır. Köşesine çekilip uzleti tercih etmemelidir. Kendisi de asosyal şeyh tipine karşı olan bir mürşiddir.

2. İlm1 Yönden Tesirleri Ehl-i Sünnet kurall arı doğrultusunda faaliyette bulunan medreselerden yetiş­

mesi ve Anka ra'da bulunan Kara Medrese'de müderrislik yapması Hacı Bayram

Veli'nin sünniliğinin en müşahhas delilidir. Ehl-i sünnet inancına sıkı sıkıya bağ­

lı bir sı."ıfi olmasına rağmen, kaynaklar, onun sünniJiği ile ilgili olarak, yönetirnde

bazı şüpheler belirdiğini , ancak bu şüphelerin kısa zamancia izale edildiğini kay­dederler. Onun ehl-i sünnet.e sık ı sıkıya bağlı olduğuna kani olunması, Osmanlı

Devleti'nin doğu sını rlanndaki Ankara şehrini, elini hatta siyasi açıdan emin bir hiHe getirmiştir. Bir medrese mensubu olarak, ilmi kariyeri ile, sünni geleneğin hakim bulunduğu Anadolu Türk muhitinde halka güven telkin etmekteydi.

Onun bu yönü tarikatının hızla yayılmasında rol oynayan önemli arnillerden bi­

ridir. Hacı Bayram Camii tekkesinde, her gün sabah ve yatsıdan sonra zikir mec-

66 Mecdi Efendi, Şakayık, ss . 240-241.

67 1-J~ rlrlz:lde. Til~ytin. 1, 173;; iz, Mahir, Tt~çcıuvııf, hzl. l~rtuğrul Oüzdağ, İstanbul 1997, s. 214;

Yılmaz, Aziz Mahmud Hüdayi, s . 170.

68 Şapolyo, Mezhepler ve Tarikatlar Tarihi. s. 63, J8Fl. 69 Bayramoğlu , Hacı Bayram Veli, c. ı, s. 42.

70 Aynı ~·er.

kadir ö~köse/ hacı bayrum uelf ve yaşadığı döneme tesiri 63

listeri kurulurken, öğle namazından önce ve sonra başta müridier olmak üzere, şehrin halkına tefsir, fıkıh, hadis, kelam, hatta felsefi ağırlıklı tasavvuf dersleri ve­riliyordu. Örneğin, Mahmud Şebüsterl hazretlerinin yazdığı Gülşen-i Haz adlı Farsça eser okumıyor ve şerhecliliyordu.7' Müridierini belli zamanlarda toplayıp onlara ilmi, dini, ahlaki sohbetler yapann Hacı Bayram Vell'nin sohbetlerinin çok etkili olduğu ve tasavvuf öğretisini sohbet yoluyla müridierine aktardığı zikredi­lir. Hatta Halifelerinden Akşemseddin bu öğretileri "Şerh-ı Ahval-ı Hacı Bayram Veli" adı altında tertib ve şerh etmiştir. Hacı Bayram Veli'nin sohbetlerinde ilim, nasihat, hikmet, edep, ahlak hakim olup, boş söz konuşulmazdı.73

Müderris olarak uzun yıllar görev yapan Hacı Bayram Veli, çok iyi derecede

Arapça ve Farsça bilmesine ragınen, günün modasına uymayıp, Türkçe'ye rağ­bet ederek, Anadolu Türkünün dilini kullanması, milli birliğe davet göstergesi­dir. Onun tasavvuf düşüncesinde dil , fonksiyonel olarak, yaşadığı dönemdeki Anadolu Türkünü birliğe götüren bir araçtır. Bu çığır kendisinden sonraki Kay~ gusuz Vizeli, Şeyh HimmetEfendi gibi Bayramilerde de devam etmiştir. Türkçe şiir yazan Hacı Bayram Veli, Ahmed Yesevi (ö. 1162) gibi hece veznini kullan­

mıştır. Hacı Bayram Veli'nin bize ulaşan dört şiirinden üçü hece, birisi aruz vez­niyle yazılmış , mOsiki kıvraklığındadır. Yetiştirdiği halifeleri de eserlerini, çoğun­

lukla Türkçe yazmışlardır.'"

Şiir yazabilmeyi, ermişlerin kerametinden saynn' ' Hacı Bayram Veli'nin za­manımıza intikal edebiimiş dört şüri şu şekildedir:

a. İHihi Zikir

N 'oldu bu gönlüm n 'oldu bu gönlüm. Derd ii gamın/a doldu bu gönlü.m. Yandı bu göıılüm yandı bu gönlüm.

Yanmada demıdn buldu bu göıılüm.

Gerçi ki yandı, gerçeğe yandı. Rengine aşl:.ıın cümle boyqtiı. Kendide buldu kendide buldu. Matiabını hoş buldu bu gönlüm.

Elfaknıfahrf elfcıkru.fabri

De-medi mi atemlerinfahri. Fakrını zikret fakrını zikret

Mahvu fendda buldu bu gönlü m .

71 Cebecioğlu, ·· Hacı Bayram Veli", Allah Dost/an, c. VU, s. 341. 72 Mol.la Cami. Nejebtitr1 'l-Üns, s. 834; Bayramoğlu. Hacı Bayram Ve/~ c. I, s. 60.

73 Ayni, Hacı Bayram Veli, s. 105.

74 Cebecioğlu. Hacı Bayram Velf. ss. 114, 172-4. 75 Cehecioğlu, :ıgm., c. Vll, s. 341.

64 tasavı't!l

Sevda-yı a'zam sevda-yı. a'zam.

Bana k'olubdur arş-ı mu 'azzam. Mesken-i etinan mesken-i ca nan

Olsa aceb mi şimdi bu gönlüm.

Bayram f imdi bayraınf imdi. Yiir ile bayram eyledi şimdi.

Haınd il senalar hamd ü senataı·.

Yar ilc bayram etti bu gönlüm.

b. ltahi Taksim

Çalabım bir ş&.r yaratmış

iki cihürı a.resinde Bakıcak dfdiiı· görünür

Ol şarm kenaresinck.

Nc~gihlin ol şara vardım

Anı ben yapılur gördüm. Ben dahi bile yapıtdım Tiiş u toprak aı·esinde.

Şakirdleri taş yonar'itır

Yonub üstada sıınarlar. Tannnın adın anarlcır

Her bir taşın pc/.·resinde.

OJ şardan ok/ar alılur

Gelii1' sinerne dokunur. Aş·ıkla r ct1m satılıır

Ol şamı bazdresinde.

Şc/.r dedikleri gönüldür Ne alimdür ne cdhildı'ir Aşıklar kilnı sebildür Ol ştirm kenaresinde

Bu sözünü tirif arı/ar· Cahiller bilmeyüb tarzlar Hacı bayram kendi barılar Ol ştinn mirıiiresinde.

Hacı Bayram'ın en çok şerhedilmiş şiiri budur. Şarih leri ise şunlardır: Akşem­

seddin (1389-1459)'in yaptığ ı şerh, ŞeyhulisHim Seyyid Feyzullah Efendi (1638-

ka dir özköst:/ hacı hayram velf ve yaşadığı d6ııeme tesiı"i 65

1703)'nin şerh i, Abdülhay Üsküdaıi-i Celveti (ö.l705)'njn şerhi, İsmail Hakkı Bu­

nisevl'nin silsilesincleki şerhi, Bursalı Mehmed Sahafi (veya Suhuf.i) (ö.1733)'nin

şerhi, Seyyid Muhammed Nur (1813-1883)'un şerhi.

c. İlahi Savt

Hiç kimse çekebihnez Pekdirfeleğin yayı.

Derdine gönül verme

Bir &ün götürzir vayı.

Galü.r gü/e oynaya

Aldır seni çapüktür Bir bımculaym.fitne Kande bulunur ayı

Birfcmf ve{asızıdw.

Kcwline inanma hiç. Gab yohsulu bay

Eyler gah yohsul eder ha yı .

Çı:in yüzünü döndünldü

Bir lahza karar etmez Nice seri pay eder Döner ser eder payı.

Denir vdhid vcıhdetde

Kesretde kanı te.frı"k. Hızr ermedi bu sırra Bildirmedt Musa'yı.

Hayran kamu a./im/er

Bu ma'ni'nin altında Ktifdan Kafa hükmeden Bilmez !m muammayı.

1vfiskin Hacı Bcıyram sen Dünyaya gönül verme Bir ulu. imarettir

Alma başa sevdtiyı.

66 tasavvuf

d. tıahi

Bilmek istersen seni Can içinde ara dinı Geç canından bul anı Sen seni bil sen seni.

Kim bildi efilltni Ol bildi sıfatını Anda gördü zdtını Sen seni bil sen seni.

G'örnnen sıfatındır Anı gören zatıtıdır Gayrı ne hiicetindir Sen seni bil sen seni.

Kim ki hayrete vardı

Nt1ra müstağrak oldu Tevbfd-i zatı buldu Sen seni bil sen seni.

Bayram özünü bildi

Bileni atıda buldu .. Bulan ol kendi oldu

Sen seni bil sen seni.

Hacı Bayram Veli'nin Türkçeçiliğinin ilginç örneklerinden biri de onun tercü­meye önem vermesidir. Tasavvuf anlayışında öğretim aracı olan sohbet toplantı­

larında tasavvufl:ı ilgili eserleri okuyup, şerh etmiş, dinleyicilerin anlayış seviye­sine göre izahlarda bulunmuştur. Okuttuğu kitaplarından biri de Fahreclclin-i Ira­

ki'nin "Lemeat" adlı eseridir. Eser F<trsça olduğu için, anlamakta zorlanan mürid­ler, bu durumd<Jn pek hoşlanmamakt<l, eserin Türkçe'ye kazandırılınasını arwla­

maktadır . Neticede Hacı Bayram Veli, bu eseri Türkçe'ye tercüme etmesi için İn­

ce Bedrettin'i görevlendirmiştir.76 Bu eser, anlaşılması zor, felsefe ağırlıklı tasav­vufi bir muhteva taşımaktadır. Bu tür ağır, tasavvufi içerikli eserlerin oh.-unması,

Hacı Bayram Veli'nin yaptığı sohbetlerin çok yüksek seviyede olduğunu gösterir. Bunun yanı sıra, böyle bir eseri aniayacak seviyede kültürlü müridierin Hacı Bay­

ram Veli'nin etrafında toplanması, gerçekten elikkat çekicidir. Hacı Bayram Ve­

li''nin bu eseri sohbetlerde okurnası, izah etmesi, onun yaşadığı devrio kültür dil­lerinden biri olan Farsça 'yı bildiğini ve bu dile hakim olduğunu gösterir. Yine ha-

76 Ayni, Hacı Bayram Veli, s. 105; Yı lrrı;ız, Aziz Mı11Jnıud Hüdayi, s. 171.

kadir özköse/ bacı bayram uetf ue yaşadığı dorıeme tesiri 67

lifelerinden Şeyh Divan Şirazi, Hacı Bayram'ın vefatından dört yıl önce, Sa'deddin Mahmud Şebusturi'ye ait "Gülşen-i Raz" adlı eseri Türkçe'ye kazandırmıştır.

Edirne'ye yaptığı seyahatren dönerken Gelibolu'ya uğrayan Hacı Bayram Ve­ll burada Yazıcızade Muhammed'le tanışır. Hacı Bayram'dan feyz alıp ve tarika­tına imisap ettikten sonra 1919 beyitten müteşekkil olan "Muhammediyye" adlı eserini yazar. Yazıcızade'ye bu eseri yazdıran aşk ateşi onun gönJünde bu inti­sap esnasında doğar. Yazıcızade Muhammed Efendi'nin kardeşi Ahmed Bican Efendi de o manevi güneşten feyz alarak, kardeşinin yazmış bulunduğu bu Arapça eseri "Envaru'l-Aşikin" adıyla Türkçe'ye tercüme eder. Muhammediyye ve Envaru'l-Aşikin eserleri o kadar meşhur olur ki, halkımızın asırlarca seve se­ve okudukları eserler haline gelir. Yazıcızacle, Muhammediyye adlı eserini yazıp bitirince Hacı Bayram Veli'ye okur. Hacı Bayram: "Mehıned, Bunu yazacağına bir sinehak etse idin daha iyi olurdu" der.77 Sinehak etmek demek, insan terbiye etınekCir. Anadolu'nun mürşidi olan Hacı Bayram bu sözü ile halkın terbiyesine verilmesi gereken önemi belirtmektedir.

Belirttiğ.imiz döıt şürinden başka yazılı eser bırakmayan Hacı Bayram Veli, yazılı eser vennekten ziyade, ahlakçı rol oynamış, insan yetiştirmeye önem ver­miştir. Bu yüzden onun en büyük eseri, yetiştirdiği talebe ve müridleridir. Ona göre sınırı olmayan seyı:, ü sülükte ilerlemenin yolu tam teslimiyettir.78

3. Siyasi Bakımdan Nüffizu Bizans imparatoru II. Manuel Palaiologos askerleriyle birlikte müttefik ve re­

bine olarak Yıldırım Bayezid'io İsfendiyaroğulları üzerine düzenlediği sefere ka­tıldığını, Ankara'da bir Türk müderisinin evinele bir ay misafir olarak kaldığını, ev sahibi müderrisle aralarında yirmi altı otun.ım süren dini tartışmalar yaptıkla­

rını , bu tartışmaları da diyaloglar şekl inde yazarak faydalanılması için Mora eles­potu olan kardeşi Theodor Palaiologos'a gönderdiğini söylemektedir. Bu mü­derrisin Yıldırım'ı beğenmediği, yönetimdeki bozuklukları , olumsuzlukları eleş­

tirdiğini belirtir. Kaynaklar bu müderrisin muhtemelen Hacı Bayram Veli oldu­ğunu açıklar. 79 Ekmekçilik yaparak manevi kişiliğini gizleyen şeyhi Ebu Haıni­

düddin-i Aksaray!, Emir Sultan'ın ifşası sonucu, Bursa Ulu Camii'nin açılışında namazı kıldırıp meşhur vaazını, hutbesini sunar ve daha sonra Hacı Bayram Ve­ll ile birlikte Bursa'dan ayrılrriışur. 20 Temmuz 1402 yılında meydana gelen An­

kara Savaşı sırasında da şeyhi ile birlikte Anadolu'da bulunmayışları onları muh­temel bir esaret hayatından kurtarmıştır.

77 Şapolyo, Mezhepler ue Tarikaılaı· Taribi. s . 126; Ayni, Hacı Bayram Velf. s. 103; Yılmaz, Aziz

Mabmud Hüdayi. s. 172. 78 Gölpınarlı, Abdulbaki, Yüz SotUda Mezhepler ue Tari/unlar, istanbul 1969. s . 56.

79 Bayramoğlu, Hacı Bayram Ve/f, c. 1., ss; 17-8; Azaınat, Nihat, "Hacı Bayram-ı Veli", TDVİA,

istanbul 1996, c. XIV, s. 444.

68 tasavvuf

II. Murad'ın tahta çıkışından kısa bir süre sonra Hacı Bayram Veli'nin Anka­

ra'daki çalışmaları ile gittikçe artan mürid sayısından resmi otorite şüphelenir. Zi­

ra kısa bir süre önce batıni içerikli tasavvufi zümreleri n devlete karşı giriştikleri is­

yan lar devleti o lumsuz yönde etkilemişti. Böylesi bir oluşuma meydan vermemek

için Sultan ll. Murad tahta çıktığı 1421 yılından kısa bir süre sonra Hacı Bayram

Veli'yi Edirne'ye davet eder.,.' Edirne'ye yaptığı bu seyahat sırasında yol boyunca

halkın yoğun ilgisi ve sempatisiyle karşılanan Hacı Bayram Veli padişiih tarafın­

dan da öze l ilgi görür. Sarayda Hacı Bayram Veli'nin faaliyetlerini çekerneyen ve

daha önce Hacı Bayram Veli'yi ihbar eden bir vezir, intikam almak ister. İçinde ze­

hir bulunan bir şerberi Hacı Bayram Veli'ye ikram eder. Şeyh Efendi de "biz içe­

lüm, mazarratı başkasına olsun", diyerek bu şerbeti içer, vezir derhal ölür."' Ken­

disiyle yaptığı solıbetler, sorduğu soruşturma içerikli sorulara vı;rdiği cevaplar

karşısında Hacı Bayram Veli'nin kurduğu tarikarının sünni, milli, devlete bağlı ol­

duğunu, kendisinin de ilmi kariyeri yüksek bir alim, evliyaullahtan bir şahsiyet

olarak devletin doğu sınırında birliğin, bütünlüğün sağlanmasında önemli bir rol

oynadığını gören ve anlayan II. Muracl, Hacı Bayram Veli'ye saygı duymaya baş­

lar. Hacı Hayram Veli'ye duyduğu yoğun sevgi ve saygı gereği Il. Murad, zaman­

la onun adına vakıtlar, zaviyeler ve mahalleler kurarak ona iltifatta bulunmuştur."2

Hacı Bayram Veli, Edirne'de s~ıbunl Mahallesindeki Veli Dede Dergahı'nda

misafir kalır, hatta bir de e rbaln çıkarır."~ Sultan II.Murad'la sık sık sohbet eden

Hacı Bayram Veli ayrıca, topluma faydalı olmak üzere, Eski Cami'de vaaz ile hal­

kı irşad edici, birliği sağlayıcı konuşmalar da yapar . ...ı

Edirne'de Sultan Il . Murad kendisine duyduğu derin saygıdan dolayı Hacı

Bayram Veli'nin müridie rine vergiden muafiyet imtiyazı verir. Ankara'ya döndü­

ğün de vergiden kurtulmak isteyen herkes, Hacı Bayram Veli'nin etrafında top­

lanıp ona mürid olmaya başlar. Sonuçta öyle olur ki, devletin vergi memurları

Ankara ve civarından vergi toplayamaz hale gelir. Ortada açıkça bir suistimal, is­

tismar söz konusudur. Yönetim bu dunıma engel olmak için "ekseri nas, suret­

lerini cenab-ı şerifinizin dervişan- ı zıyyıne (kılığına) münselik etmişlerdir. Ne

miktar dervişanınız varsa, i'lam buyurasız ki, ona göre amel oluna"M mealinde

bir mektubu, Hacı Bayram Vell 'ye gönderir.

Hacı Bayram Veli, bu rnekrup üzerine sahte ve gerçek müridieri ayırdetmek

için delialla ra ''bizden bey'at eyleyen .f':_lkaraya ziyafetimiz var"ı«~ diye Ilanlar yap-

80 Yılm;ıı, Aziz Mahmud 1-lüdayi, s . 170.

sı Cebecioğlu , Hacı 13ayrcmı Vcl~ s. 60. 82 B:ıyranıoğl u , Hacı Bayram Ve/~ s. 27.

83 Aynı eseı·. s. 26, dipnoı 37. 84 Ay 111 eser. c ı.:;. 26; Yılmaz. Aziz ,'ıt/abmıul Hüdayl, s. 170. 85 Sarı Abdullah Efendi, Senumltü 'f-Fu.iid, s. 239.

86 Aym eser, s:;. 239-240.

kadir öz köse/ hacı hayram uelf ve yaşadı,~ ı döneme ıesiri 69

tırır. Kendisi Kanlıgöl mevkiinde, yüksek bir yerele çadır kurclun.ır. Bağlı derviş­

leri gelir, çadırın etrafında toplanırlar. Hacı Bayram Veli elinde büyük bir bıçak­

la çadırın önüne çıkıp ''Dervişler! Bana iradet getürenleri, bugün, fisebilillah. kur­

ban eylesem gerektür"ır~ şeklinele bir konuşma yapar. Bu imtihanı biri kadın di­

ğeri erkek iki mürid kabul eder. Bu iki derviş çadırın içine girdikten sonra, ön­ceden hazırlamış olduğu koyunu kesen Hacı Bayram Veli'nin gerçekten de cid­

di olduğunu düşünen topluluk, bu adam şaşınnış diyerek dağılırlar. Bunun üze­

rine Hacı Bayram Vell, Sultan II. Murad'a mektup ycmuak "hala bir buçuk dervi­şim vardır, gayrı yoktur""'' diye durumu arzeder.'''

Ülkenin doğu sınırında dini, içtimai ve iktisadi açıdan bir istikrar unsuru ola­

rak benimsenmesinden dolayı, 1423 yılının ilk aylarında kardeşi II.Mustafa'ya karşı düzenlediği Germiyan Seferi sırasında Hacı Bayram Veli ile göıüşen IT.Mu­rad, kendisine vezirlik tekfınde bulunur, fakat o bu teklifi reddederw

Sultan II. Murad'ın yaptırdığı Uzunköpıü'nün temel atma töreninde dua yap­

ması istemiyle çağrılan Hacı Bayranı Vel'i 1426 yılında Emir Sultan 'ın da iştirak et­

tiği bu tören için ikinci kez Edirne'ye gider.

1429 yılında hastalanıp vefat eden Emir Sultan 'ın cenaze namazını kıldıran

Hacı Bayram Veli bundan döıt ay sonra tekrar Edirne'ye gider. Bu üçüncü gidi­

şin hangi sebeple olduğu bilinmezken, Risale-i Beşir'de anlatılelığına göre bu se­yahat esnasında Hacı Bayram Veli o sıralar henüz kundakta bir çocuk olan II.

Mehmed'le, ha lifesi Akşemseddin'i işaret ederek, İstanbul 'un bunların dönemin­

ele fethalacağı ~eşfini , müjdesini Sultan'a bildirir. Sultanın çocuğun eğitimini üst­lenecek birinin tayinini istemesi üzerine Hacı Bayram Veli de Akşemseddin'i II.

Mehınecl'in terbiye ve eğitimiyle görevlendirir.'"

Daha sonraki dönemde İstanbul'un fetbine Akşemseddin, Akhıyık Meczub,

Kızıica Bedrettin gibi müridierinin karı~dığını görüyonız. Fatih Sultan Mehmet de

İstanbul 'un fethi sırasında , varlığını kuwetle sürdüren sünni tarikatlar bulunma­sına rağmen fetihte özellikle Bayramilerio bulunmasını arzu etmiştir. Fatih'in

manevi güç kaynağı olarak, Akşemsecldin ve AJ<bıy ık Meczub'u yanında bulun­

dunnası Hacı Bayram Veli'nin bir zamanlar babasına verdiği fetih müjdesi ile il­gili keşfin adeta doğrulayıcısı gibi gözükmektedjr."2

Anadolu , Mısır ve Rumeli 'de yayılan Bayraıniyye Tarikatı, Hacı Bayram Vel'l 'den sonra, Akşeınseddin 'in kurduğu Şemsiyye-i Bayramiyye ve Ömer Sikine'nin

kurduğu Melamiyye-i Bayramiyye ile iki ana kola ayrılmıştır. Daha sonra ibrahin1

87 San Abcfullall Efendi, Semerlitü '1-Fııad, ss. 239-240 ,

88 Aynı ye·r.

89 Ayn'i, Hacı Bayram Veli: s. 107; Bayramoğlu, Hacı /Japmm Veli, c. L, ss. 33-4.

90 Vassaf, Sçfine, c . n, s . 456. 91 Bayramoğlu, age., c. !., s. 26;Yurt, Akşemseddin, s 26.

92 Vicdani , Tomar-ı Turıık-·ı Ali:Y.J.-e, s. 27.

70 tasavvuf

Tennuri'nin Tennuıiyyesi , Himınet Efendi'nin Himmetiyesi, Saruhanlı İlyas'ın

İseviyyesi, Aziz Mahmud Hüdayi'nin Celvetiyyesi ve İnce BedreWn'e nisbet edi­len bir şube ile çeşitli yan koliara ayrılmıştır.9~

Ancak Bayram! Melamilerinin, vahdet-i vücud telakkilerini ötede beride sa­

kınmadan anlatmaları, siyasi otorite tarafından takibata uğramalarına, bazı acı

sonuçların dağınasına sebep olmuştur. Melan1i şeyhlerinden İsmail Maşuki ,

Şeyh Hamza Bali, Şeyh Beşir Ağa şeyhulislam fetva la rıyla idam edilirken, Şeyh Bünyamin Ayaşi ve Muhammed Ankaravi haklarında duyulan şüphe üzerine

hapsedilmişlerdir. Şeyh İdris Muhtefi ise Terzi Ali Efendi adıyla kendini gizleye­

rek kırk altı yıl Şeyhlik yaprnıştır. 9' Bu tatsız olaylar, daha sonraki dönemlerde

Melamiyye-i Bayramiyye mensuplarını gizlenmeye sevketmiş ve bunun sonucu

olarak, tarihi seyri içinde tarikat silsilesi tesbit edilemez MJe gelmiştir.

Melamiyye dışındaki Bayramiliğin diğer kollannda ise siyasi etkinlik görülür.

Mesela, Akşemseddin'in Fatih Sultan Mehmed ile, Baba Yusuf Seferihisari'nin II.

Bayezid ile, Aziz Mahmud Hüdayi'nin UI. Murad başta olmak üzere çeşitli Os­

manlı pad.işahları ile ilişkileri oldukça iyidir. Adını zikrettiğimiz bu şeylllerin pa­

dişahlar üzerinde az veya çok tesirleri bulunmaktadır. O nedenle Bayramilerio

siyasi etkinliği tarih boyunca süregelmiştir.

Abstract IK:ıdir Özköse, "H;;ıjji Bayram W ali and the Tmpacr He Had on His

Age", Tasavvıı{ilmfve Akademik Araştırma Dergisi,

Ankara 2004, Yıl S, S. 12, ss. 53-72] Hajji B;;ıyram Wali, successor of Abu Hamicl al-Din Aksarayi, is the

founder of Anatolia's first native Sufi order. He is a well-known personal­ityas both scholar and Sufı alike. He is viewed asa spiri tual champion by the people of Turkey. He was able to win the approval and support of Sultan Murad U. He combined traditional Islamk sciences with theosophy. He made a great dea! of contribut iorı in cultivating trade, agriculture, art, skills and leaming in Anatoli:ı. He also playeel :ı significant rol.e in making Turkish a literary language. He left only four poeıns. Yet his real works were his disciples. The fundamental principles of his path are service, duty, worship, love and effort. After his cleath, the Bayramiyya order

bee:ame one of the most im portam orders in Anatolia.

93 Yılmaz, Aziz Mahmud Hüdayi. s. 173; Eraydın. Selçuk, Tasawufve Tarikat/at; İst. 1994. s . 412.

94 Vicdani, age., s. 42.

kadir özköse/ hacı bayram veli ve yaşadığı dötıeme tesiri 71

BİBLİYOGRAFY A

el-ACLÜNI, İsmail b . Muhammed, Keşfu 'I-Hafa ve Muzftu't-ltbds Amme'ştehera m i-

ne'l-Ehtıdis akl Elsin eti'n-Nas, Beyrut 1351, 3. baskı.

AYNi, Mehmed Ali, /-!acı Bayt·cmı Velf, sad. H. R.Yananlı, Akabe yay., İstanbu l 1986.

AZAMAT, Nihat , "Hacı Bayram-ı VeLI", TDV isitim Ansiklopedisi, İstanbul 1996.

BALKAŞ, İsmail Hakkı, Tarihte Ergene ve Uzttnköprü, Edirne 1958.

BANARLI, Nihat Sami, Resimli Tüı-k Edebiyatı Aıısikloped'isi, İstanbul 1983.

BARKAN, Ömer Lütfi, "Kolonizatör Türk Dervişleıi ", Vakıjlar Derg-isi, S. II , İstanbul

1.974.

BAYRAM, Sa di, "Hacı Bayram Ve ll ve Tarihe Bağlılık", Hacı Bayram V elf Sempozyu­

mu Bildirileri I, Ankara 1990.

BAYRAMOGLU, Fuar, Hac1 Bayram Velf, Yaşamı, Soyu, Vakfı, TTK yay. , Ankara

1983.

BiLGE, Mustafa, ilk Osmanlı Medrese/eri, İÜEF yay., istanbul l981.

CEBECiOGLU, Etheın, Hacı Bayram Vel~ KültürBakanlığı yay., Ankara 1991.

_ __ , "Hacı Bayram Vell", Sahabeden Günümüze Allah Dostları, ŞUle yay., İs-

tanbul 1998.

ÇORUH, Şinasi , Emir ::."'u/tan, Tercüman 1001 Temel Eser, İsr. trs.

ÇULPAN, Cevdet, Tü1·k Taş Köpnt.leri, Orta Çağdan Osmanlı Devrt Sonuna Kadar,

Ankara 1975.

ERA YDJN, SelçLı k, Tasawu:f ve Tar·tkatlar, MÜİF Vakfı yay., İstanbul1994 .

GÖLPINARLI, Abdulbaki, Yüz Soruda Mezhepler ve Tarikat/ar, İstanbull%9.

GÜNAY, Umay, "Hacı Bayram Veli'nin Hayatı ve Eserleri", Hacı Bayram Velf Sempoz-

yumu Bildirileri /, Ankara 1990.

HARIRIZADE Kemaleddin, Tibydnü VesiUtt'I-Hc~kaikfl Beyani Seldseti't-Tarilik, Sü-

leymaniye Ktp., Fatih, nr. 430-432.

İZ, Mahir, Tasavvuf, hzl. Eıtuğrul Düzdağ, Kitabevi, İstanbul 1997.

KABAKLı, Ahmet, Türk Edebiyatı, İstanbul 1978.

KUFRALI, Kasım, "Eşrefiyye", islam Ansiklopedisi, MEB yay.

KÜRKÇÜoGLU, Kemal Edip, Seyyid Nesimf Divii.rııııdan Seçme/er, Başbakanlık Kül-

tür Müsteşarlığı yay., 1. baskı, İstanbul 1973.

MEHMED MECD[ Efendi, Teı·ceme-i Şakiiiku 'n-Nu'milniyye, istanbul 1269, taşbasması.

MENAGE, V. L., ~m.djdji Bayram Wali", Encyclopaedia of lslilm, II. baskı , leiden 1986.

MOLLA CAMI, Abdurrahman, Nefebatü'I-Üns/Evliya Menkıbeleri, tre. tam! Çelebi,

hzl. Süleyman Uludağ-Mustafa Kara, Marifet yay., İstanbul 1998.

ÖNEY, Gönül, Ankaı·a 'da Türk Devri Yapıları, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi yay.,

Ankara 1971.

PAKALIN, Mehmet Zeki, Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü, MEB yay. ,

İstanbul1983.

SARI ABDULLAH EFENDi, Semerdtü'l-Futıd(i'l-Mebdei ve'/-ı'Ylead, İst. 1306/ 1889.

ŞAPOLYO, Enver Behnan, Mezhepler ve Tarikatlar Tarihi, Ankara 1964.

72 tusavvuf

VASSAF, Hüseyin, Sefine-i Evliya, hzl. Ali Yılmaz-Mehmet Akkuş, Seha Neşriyat, is­tanbul 1999.

VİCDANI, Sad ık, Tomm·-ı 'litruk-ı Aliyye-Tarikatler 1.)(! Silsileleri, hzl. İrfan Gündüz,

Enderun Kitabevi.

YALTKA YA, M. Şerefedel in," Bedreddin Simavi", islam Ansiklopedisi, MEB yay.

YILMAZ, Hasan Kamil, Aziz Mahmud Hüdayfve Celvetiyye Tarikatı, Erkaın yay., An­

karn 1990.

YURT, Ali İhsan, Ak.şemseddin Hayatı-Eserleri, hzl Mustafa S. Kaçalin, MÜİF Vakfı

yay., İstanbul 1994.