web viewsosyal medyadan sonra insan hayatında birçok şey değişmeye başladı

64
İÇİNDEKİLER GİRİŞ........................................................ 2 1 MEDYA VE İLETİŞİM.........................................3 1.1 Medya.................................................. 3 1.2 İletişim............................................... 4 1.2.1 İletişim Ögeleri....................................4 1.2.2 İnsan ve İletişim...................................5 a. Dil.................................................... 5 b. İletişim çeşitleri.....................................5 1.3 Yeni Medya............................................. 7 1.4 Dijital Medya.......................................... 8 1.5 Kitle iletişim.........................................9 1.6 Medya Okuryazarlığı...................................11 2 YENİ İLETİŞİM ORTAMLARI..................................15 2.1 Sosyal Medya.......................................... 15 2.2 Yeni İletişim Ortamları...............................16 2.3 Kavram ve İçerik Olarak Sosyal Medya..................18 2.4 Sosyal Ağlar.......................................... 19 2.5 Sosyal Medyanın Gelişim Süreci........................22 2.6 Sosyal Ağ Kurucuları..................................24 2.7 Sosyal Medyanın Geleneksel Medyadan Farkları..........27 3 BİREYSEL VE TOPLUMSAL ETKİLERİ...........................29 3.1 Sosyal Medyanın Bireysel ve Toplumsal Etkileri........29 3.2 Çocuk ve Sosyal Medya.................................30 3.3 Sosyal Medya Bağımlılığı..............................33 3.4 Sosyal Medyanın Kullanma Profili......................35 3.5 Sosyal Medya ve Sosyal Ağ Sitelerinde Online Reklam Uygulamaları...............................................36 1

Upload: dothu

Post on 01-Feb-2018

236 views

Category:

Documents


1 download

TRANSCRIPT

Page 1: Web viewSosyal medyadan sonra insan hayatında birçok şey değişmeye başladı

İÇİNDEKİLERGİRİŞ...........................................................................................................................2

1 MEDYA VE İLETİŞİM............................................................................................3

1.1 Medya.............................................................................................................3

1.2 İletişim............................................................................................................4

1.2.1 İletişim Ögeleri.........................................................................................4

1.2.2 İnsan ve İletişim.......................................................................................5

a. Dil................................................................................................................... 5

b. İletişim çeşitleri...............................................................................................5

1.3 Yeni Medya.....................................................................................................7

1.4 Dijital Medya...................................................................................................8

1.5 Kitle iletişim.....................................................................................................9

1.6 Medya Okuryazarlığı.....................................................................................11

2 YENİ İLETİŞİM ORTAMLARI..............................................................................15

2.1 Sosyal Medya...............................................................................................15

2.2 Yeni İletişim Ortamları..................................................................................16

2.3 Kavram ve İçerik Olarak Sosyal Medya........................................................18

2.4 Sosyal Ağlar..................................................................................................19

2.5 Sosyal Medyanın Gelişim Süreci..................................................................22

2.6 Sosyal Ağ Kurucuları....................................................................................24

2.7 Sosyal Medyanın Geleneksel Medyadan Farkları........................................27

3 BİREYSEL VE TOPLUMSAL ETKİLERİ.............................................................29

3.1 Sosyal Medyanın Bireysel ve Toplumsal Etkileri..........................................29

3.2 Çocuk ve Sosyal Medya...............................................................................30

3.3 Sosyal Medya Bağımlılığı.............................................................................33

3.4 Sosyal Medyanın Kullanma Profili................................................................35

3.5 Sosyal Medya ve Sosyal Ağ Sitelerinde Online Reklam Uygulamaları.........36

SONUÇ......................................................................................................................40

KAYNAKÇA...............................................................................................................41

1

Page 2: Web viewSosyal medyadan sonra insan hayatında birçok şey değişmeye başladı

GİRİŞ

Yeni iletişim teknolojileri aracılığıyla mesaj bombardımanının en üst düzeyde

yaşandığı günümüzde, gerek kurumlar, gerek insanlar birtakım çalışmalara farkında

olarak ya da olmayarak duyarsızlaşmaktadır. Bu duyarsızlık beraberinde farklı

davranışları geliştirmekte, insanları yeni arayışlara, yeni iletişim ortamlarına

yönlendirmektedir. Günümüzde yeni iletişim ortamları, özelikle internet, modern

iletişim sisteminin en büyük destekçisi olmaktadır. 1970’lerde başlayan ve

1990’lardan sonra hızla devam eden internet kullanımı, web sitelerinin, portalların

yaygınlaşmasıyla kullanıcı sayısını artırmış, 2000’li yıllarda sosyal medyanın işlerlik

kazanmasıyla her kesimden insanı ilgilendirecek noktalara ulaşmıştır.   Günümüzün

sanal ortam kullanıcıları tarafından bir alışkanlık haline gelen sosyal medya

kullanımı, her kültürden ve her kesimden geniş  kitlelerin, sosyal taleplerine yanıt

verirken; aynı zamanda bu ortamı eleştirenlerin odak noktasında bulunmaktadır. Yeni

iletişim ortamlarının gelişmesi, her kesimden bilgi iletişim teknolojilerine olan ilginin

artması, sosyal medyanın gücünü arttırmakta, sosyalleşme kavramına da yeni bir

boyut kazandırmaktadır.   Sosyal medya, sürekli güncellenebilmesi, çoklu kullanıma

açık olması, sanal paylaşıma olanak tanıması vb. açısından en ideal mecralardan biri

olarak kendini göstermektedir.  İnsanlar sosyal medyada günlük düşüncelerini

yazmakta, bu düşünceler üzerine tartışabilmekte ve yeni fikirler ortaya

koyabilmektedirler. Ayrıca kişisel bilgilerinin yanında çeşitli fotoğraflar, videolar,

paylaşabilmekte, iş arayabilmekte ve hatta bulabilmekte ayrıca sıkılmadan gerçek

dünyayı sanal ortamda yaşayabilmektedirler. Bu durum gün geçtikçe tüm dikkatlerin

bu alana yönelmesine sebep olmakta ve yenilenen sanal dünyaya yeni bir kavramsal

çerçeve çizmektedir.  

2

Page 3: Web viewSosyal medyadan sonra insan hayatında birçok şey değişmeye başladı

1 MEDYA VE İLETİŞİM

1.1 Medya

Günümüzde en çok telaffuz edilen kavramlardan biri olarak medya; gazete, dergi,

radyo, televizyon, internet gibi kitle iletişim araçlarının tümünü kapsayan genel bir

terim olarak kullanılmaktadır. Bu anlamda medya kitle iletişiminde gerekli araçlarla bu

hizmeti sunan yapının bütününü ifade ettiği gibi bu iletişimin gerçekleştiği ortamın

bizatihi kendisini de ifade etmektedir.

Gelişim süreci içerisinde kitle iletişim araçları öncelikle haber alma ihtiyacına binaen

ortaya çıkmış olduğundan medyanın da genel olarak bu yönde şekillendiğinden

bahsetmek mümkündür. Bununla birlikte özellikle belli alanlara yoğunlaşmış

(edebiyat, sanat, spor, bilim-teknik gibi) dergilerin ortaya çıkması haberin yanında

görsel veya sanatsal bilgilinin aktarılması açısından medya teriminin anlamsal alanını

genişletmiştir. Buna bir de işitsel ve görsel iletişim araçlarının da eklenmesi

neticesinde medyanın artık sadece bir haber alma vasıtasının ötesinde işlev

görmesini sağlamıştır. Bugün için de medyanın yine haber verme/haber alma

ekseninde geliştiği söylenebilirse de artık medya bir bilgi alışveriş ve eğlence alanı

olma özelliğini de kazanmıştır.

Günümüz koşullarında medya özellikle reklam kanalıyla beslenen, kitleleri kanalize

etme ve harekete geçirme açısından eşsiz bir imkana sahip, milyarlarca dolarlık bir

sektör haline gelmiştir. Dünya çapında ortaklıkları kontrol eden yüz milyarlarca

dolarlık dev şirketlerden yerel gazete ve dergi kuruluşlarına kadar ticari her türlü kitle

iletişim aracı işletim faaliyeti bu sektör içerisinde yer almakta ve bu sektör her geçen

gün büyümektedir. Doğal olarak bu sektör kendi ekonomisini yaratmakta ve bir

medya piyasasını oluşturmaktadır. Doğal olarak bu gün için medya sadece düşünsel

bir faaliyetin çok ötesinde önemli bir ekonomik alana hükmeden etkin bir sektörel

faaliyeti de kapsamaktadır. Daha basit bir ifade ile medya genel olarak iletişim

3

Page 4: Web viewSosyal medyadan sonra insan hayatında birçok şey değişmeye başladı

araçlarını ifade etmenin yanında başlı başına ekonomik fonksiyon icra eden bir

sektörün de adıdır.

Bu gün için artık medya kavramının içerisine toplumda iletişim araçlarını kullanma

becerisine sahip herkes girebilmektedir. Gerçekten bu gün için medya sektörünün

içerisinde yer almayan ve bu işte profesyonel olmayan normal vatandaşlar da çok

basit bir şekilde internet siteleri açabilmekte, internetten yayın yapan radyolar

oluşturabilmekte ve böylece kitle iletişimine dahil olabilmektedir. Bunun en doğal

sonucu olarak da medya sektörünün alanı her geçen gün genişlemektedir.

1.2 İletişim

İletişim,iletilmekistenen bilginin hem gönderici hemde alıcı tarafından a

nlaşıldığı ortamda bilginin bir göndericiden bir alıcıya aktarılma sürecidir.

Organizmaların çeşitli yöntemlerle bilgi alışverişi yapmalarına olanak tanıyan bir

süreçtir. İletişim tüm tarafların üzerinden bilgi alışverişi yapılacak ortak

bir dili anlamalarına ihtiyaç duyar.

Belirli mesajların kodlanarak bir kanal aracılığıyla bir kaynaktan bir hedefe/alıcıya

aktarılması süreci. Örneğin bir konuşmacı (kaynak) ortak bir dil aracılığıyla (örn.

Türkçe) kodladığı belirli kelimeleri (mesaj/ileti) ses dalgaları ve hava yoluyla (kanal)

dinleyiciye/alımlayıcı (hedef) aktarır. Bu süreçte geribildirim hedefleniyorsa, iletiyi

gönderen başad kaynak, hedef/alımlayıcı ise sonat kaynak olarak tanımlanırlar.

1.2.1 İletişim Ögeleri

İletişimi açıklamak için altı temel öge kullanılır:

Kaynak (Gönderici)

Alıcı (Hedef)

İleti (Mesaj)

Bağlam (Ortam)

Dönüt (Geri bildirim)

Kanal (Gönderme biçimi)

4

Page 5: Web viewSosyal medyadan sonra insan hayatında birçok şey değişmeye başladı

Gönderici, duygu düşünce ve isteğin aktarılmasında sözü söyleyen kişi veya

topluluklara denir. Alıcı, iletilen sözü alan kişiye veya topluluğa denir. Aynı şekilde

ileti, gönderici ile alıcı arasında aktarılmakta olan duygu, düşünce ya da isteğe

denmektedir. Bu temel iletişimin gerçekleştiği ortama kanal; gönderici ile alıcı

arasındaki iletinin gönderilme şekline yani gönderilen iletinin alıcı tarafından doğru

algılanabilmesine bağlam denmektedir. Eğer varsa iletiye verilen her türlü yanıt da

dönüt olarak adlandırılmaktadır. Eğer sistemde bir tür şifreleme söz konusuysa ve

konuşan iki kişinin birbirini anladığı seslerden oluşan ve belli kuralları olan her doğal

dile de kod denir.

İletişim haberleşme olarak kullanılır.

1.2.2 İnsan ve İletişim

a. DilDil bir iletişim aracıdır. Bilinen iletişim modeli Karl Bühler’in Organum Model (1933)

kuramıdır. Bühler, göstergelerin betimleme, ifade etme ve algılama işlevini

ayırır. Roman Jakobson 1960 yılında bu modeli altı işlev olarak genişletmiştir.

İletişimin standart modeli olarak, bilgi kuramı çerçevesinde Claude

Shannon ve Warren Weaver tarafından geliştirilen “ileten- iletilen modeli” (1949)

geçerlidir. Dan Sperber ve Deirde Wilson, bu modelin iletişimin açıklanmasına

yönelik çok kısa ele alındığını ve bir aracı model yoluyla genişletilmesi gerektiğini

gösterir. Sperber ve Wilson’un Relevance (1986) adlı kitapta geliştirdikleri anlam

kuramı Grice’in düşünceleriyle bağlantılıdır. Bu kuram, temel olarak anlamın iki

ilkesinden oluşmaktadır.

b. İletişim çeşitleri- Sözlü İletişim

Sözlü iletişimler “dil ve dil-ötesi” olmak üzere 2 alt sınıfa ayrılmaktadır. İnsanların

karşılıklı konuşmalarını hatta mektuplaşmalarını “dille iletişim” kabul edebiliriz. Dille

iletişimde kişiler, ürettikleri bilgileri birbirlerine ileterek anlamlandırırlar. Dil-ötesi

iletişim, sesin niteliği ile ilgilidir; sesin tonu ve sesin hızı, şiddeti, hangi kelimelerin

5

Page 6: Web viewSosyal medyadan sonra insan hayatında birçok şey değişmeye başladı

vurgulandığı, duraklamalar vb özellikler, dil-ötesi iletişim sayılır. Dille iletişimde

kişilerin “ne söyledikleri”, dil ötesi iletişimde ise, “nasıl söyledikleri” önemlidir.

- Sözsüz iletişim - Beden dili Sözsüz iletişim sözcük kullanmadan anlaşılan dildir. Aynı zamanda sözsüz iletişim iki

insan arasında konuşmadan gerçekleştirilen iletişim olarak tanımlanmaktadır.

Sözsüz iletişim, sözcük kullanmadan anlaşılan dildir. Sözsüz iletişim ne sesli dil

üzerinden ne de işaret dili ya da yazı dili üzerinden gerçekleştirilir. Dilsel işaretlerin

bu sistemlerin birinden diğer bir yönteme çevrildiği bu anlaşma sistemleri, örneğin

sesli dile karşılık gelen işaretler aynı biçimde sözsüz iletişimden sayılmaz. Çünkü bu

iletişimlerde kendilerinin de türediği o sözlü sistemlerin kodlanması söz konusudur.

Ayrıca yazılı resim, ses durumu ve konuşma tutumu da başlıca –sözsüz– yapay dilsel

iletileri insanlara ulaştırabilir. Bunu sözlü iletilen bilgileri tamamlayan sözlü ve sözsüz

payların yanı sıra resimli yazılarda ve işaret sistemlerinde de olduğu gibi

gerçekleştirmektedir.

Farklı işaretlerin ve sembollerin ve de bilgi grafiklerinin kullanımı da bir diğer düzeyde

sözsüz iletişim olarak tanımlanmaktadır. Kavramın diğer bir yorumu, ses bakımından

önemli olmayan iletişimle sözsüz iletişimin ve ses dilsel iletişimli sözlü iletişimin eşit

değerlere sahip olmasıdır. Bu yorum günlük dilde yaygındır, fakat dilbilimde kavramın

kullanım biçimine uygunluk göstermemektedir.

Kavram geniş anlamda tutum sergileyen canlı varlığın iç durumları hakkında bilgi

veren dilsel olmayan her tutumun sözsüz iletişimini tanımlamaktadır. Bu yorumda

sözsüz iletişim vardır. İletişimin alıcısı bir diğerinin tutumundan ya da bir diğerinin

algılanan sonuçlarından anahtarlar aldıkça göndericinin iletişimsel amacı bu durumda

gerekli değildir. İletişim anlamında yüz kızarması, çekingenlikten ya da vicdanın

rahatsız olmasından, elbise ve aksesuar gibi dış görüntüsünün biçiminden, saç

şeklinden, dövmelerden ve deriyi kazımadan, yaşadığı evin mimarisine ve bir gruba

ait olmayı ya da belli bir yaşam duygusunu ifade eden mimarideki biçimsel önlemlere

kadar, birçok durum buna örnek verilebilir.

Mesaj taşıyıcıları, sadece jestler, mimikler, göz teması ya da gülme gibi dilsel

olmayan seslendirmeler, istemli olarak kontrol edilebilir açıklamalar değildir, dahası o

tutumların kavramının kullanış biçimi sözsüz iletişim olarak kabul

görebilmektedir. Paul Watzlawick’in ünlü sözüne göre insan iletişimi bu olguya

6

Page 7: Web viewSosyal medyadan sonra insan hayatında birçok şey değişmeye başladı

dayanır. Watzlawick’in görüşlerinden yola çıkarak sözsüz iletişim bazen analog

iletişim olarak, sözlü iletişim ise dijital iletişim olarak tanımlanmaktadır.

1.3 Yeni Medya

Yeni medya (yeni ortamlar, yeni araçlar, yeni mecralar), bilgisayarların işlem gücü

olmadan oluşturulamayacak veya kullanılamayacak olan ortamlara denir. Genellikle

dijital olup kullanıcısına veya hedef kitlesine etkileşim olanağı sağlar.

Yeni medyaya örnek olarak internet, web siteleri, video oyunları, CD-ROM ve DVD'ler

sayılabilir. Yeni medya televizon programlarını, dergileri, kitapları ya da kağıt üzerine

yayınları içermez eğer bunlar dijital etkileşimliliği etkin kılan teknoloji ile

birleştirilmediyse. Vikipedia, online ansiklopedi, internet ortamındaki dijital doküman,

görüntü ve videoları web-linkleri ve bir editor topluluğunun yaratıcı katkısı,

kullanıcıların interaktif geri bildirimleri ve bağışcı grubunun yardımlarının bir araya

geldiği örnek. Facebook da çoğu kullanıcının aynı zamanda katılımcı olarak yer

aldığı sosyal medya örneği.

Yeni medya olarak sayılabilecek ortamlar tartışmalı da olsa aşağıdakiler çoğunlukla

bu terime dahil edilir

• Bilgisayar oyunları

• Sanal gerçeklik  ortamları

• Multimedya  (Çok ortamlı; Ses, Video, İnteraktif platformlar, Animasyon..

• Yazılım

• Web siteleri  (blog'lar, wiki'ler de dahil olmak üzere)

• Elektronik posta

• Elektronik kiosklar

• İnteraktif televizyon

• Mobil medya

• Podcast

• Hypertext edebiyatı

• Blog

7

Page 8: Web viewSosyal medyadan sonra insan hayatında birçok şey değişmeye başladı

- Tarihi

1960'larda, programlama ve radikal sanat daha güçlü bir şekilde gelişmeye başladı.

1980'lerin sonu ile 1990'ların başında, sosyal değişim ve bilgisayar tasarımı ardında

paralel farklı bir bağlantı olduğu fark edildi. Aralarında nedensel bir ilişki olmasa da,

içerik olarak Soğuk Savaş ve web tasarımı aynı zamanda gelişti.

1980'lere kadar medya iletişimi temelde yazılı, analog modellere bağlıydı, televizyon

ve radyo gibi. Son yirmi beş yılda, medya iletişiminde hızlı değişimler izlendi ve

internet, video oyunları gibi dijital teknolojiler de kullanılmaya başlandı bu alanda.

Ama, bunlar yeni medyanın sadece küçük bir kısmı.

W. Russell Neuman yeni medyanın;

• Coğrafi anlamda uzaklığın anlamını değiştirdiğini

• İletişimin sağlanmasında büyük bir artışı sağladığını

• İletişimin hızının arttırılmasını mümkün kıldığını

• İnteraktif iletişimi güçlendirdiğini

• Önceden ayrı ve bağlantı kurulamayan iletişimin farklı formlarının oluşmasında

katkı sağladığını ileri sürer.

Sonuç olarak, Douglas Kellner ve James Bohman gibi eğitimciler tarafından yeni

medyanın demokratik ve postmodern bir atmosferi güçlendirdiğini iddia edilmektedir.

1.4 Dijital Medya

Dijital medya, insanların elektronik olarak iletişim kurdukları farklı platformlara verilen

addır. Elektronik ortamda bulunan her tür kitle iletişim aracını dijital medya tanımına

dahil etmek mümkündür. Dijital medya, ikili (binary) rakamlar halinde saklanır. Bu

yüzden, masaüstü ve dizüstü bilgisayarlardan, PDA (Kişisel Dijital Asistan) gibi

avuçiçi cihazlardan, iPhone’lardan, hatta MP3 çalarlardan dijital medyaya rahatlıkla

erişilebilir. Dijital medyanın tamamı elektronik ortamda tutulduğundan, internet

üzerinde metin, görüntü, ses ve videodan oluşan büyük miktarlarda veri ve içerik

mevcuttur.

8

Page 9: Web viewSosyal medyadan sonra insan hayatında birçok şey değişmeye başladı

Gerek medya gerekse içerik hızla dönüşmekte, buna bağlı olarak insanların online

iletişim kurma biçimleri de değişmektedir. Bu durum, yeni etkileşimli medya

platformlarını ve sosyal ağları beraberinde getirmektedir. Dijital medya, bu yeni

oluşumun ta kendisidir. İster barış mesajları vermek, ister fikir ayrılıklarını göstermek,

ister ilerleme kaydetmek, ister kitlesel harekete çağırmak, isterse kişisel düşünceleri

savunmak için olsun, insani anlatımın, sosyal etkileşimin, iletişimin ve online eğitimin

olduğu her platform dijital medya kapsamına girer.

Dijital medyanın en önemli özelliği, insanların yaşam biçimlerinde önemli

değişikliklere yol açma potansiyeli taşımasıdır. Yaratıcı keşiflerde bulunmak, yenilik

yapmak ve iletişim şeklini dönüştürmek için dijital uygulama ve araçlardan yararlanan

insan, aslında ciddi bir değişim sürecinden geçmektedir. Örnek vermek gerekirse,

Twitter insanlar arasındaki diyaloğu değiştirmektedir. Öyle ki, devlet politikalarından

toplumsal yaşam görüşlerine kadar, her konuda eskisine göre çok daha farklı

deneyimler yaşanmaktadır.

Dijital medyanın gelişiminde son aşama videodur. YouTube, video paylaşımını en

popüler medya dağıtım yöntemlerinden biri haline getirmiştir. Video, bir sanal medya

olarak her geçen gün daha yaygın kullanılmakta ve iPhone gibi teknolojilerin

gelişmesine bağlı olarak avuçiçi bilgisayarlardan da paylaşılabilmektedir.

1.5 Kitle iletişim

Kitle iletişim araçlarını kullanarak çok sayıda kişiyi etkileyecek  biçime getirilmesine

"kitle iletişimi" denir. Kitle iletişimi, Türkçede "kitle haberleşmesi" şeklinde ifade

edilir. Kitleler ise toplumun bütününü veya bir bölümünü kapsayan ve etkileyen

bir güç unsurudur.Kitle iletişimde belirli bir kaynaktan hedef kitleye mesajların tek

yönlü olarak gönderilmesi söz konusudur.

Bu iletişimde alıcının kimliği ve mesajı algılayıp algılamadığı ya da nasıl algıladığını

öğrenmekte güçlükler vardır. Alıcının mesaj algılama ve anlamlandırma biçimi ile

mesajı aldığı ortamın şartları kitle iletişim sürecini etkilemektedir.

Kitle iletişiminin sağlanmasında önemli rol oynayan iletişim araçlarına "Kitle iletişim

araçları" denir. Kitle iletişim araçları, kültürel, ekonomik, eğitim, siyasi, eğlence,

haber, gündem gibi birçok kamusal görevi yerine getirerek toplumda bir güç unsuru

olmuştur.

9

Page 10: Web viewSosyal medyadan sonra insan hayatında birçok şey değişmeye başladı

- ÖnemiKitle iletişim araçları, halkın sosyalleşmesinde, siyasal ve sosyal kararlara

varmasında, günlük bilgi ihtiyacını karşılamasında önemli rol oynar. Kitle iletişim

araçlarının, toplumun siyasal yönden olgunlaşmasında, demokratik davranışı ve

temel hakları içselleştirerek karar verme sürecinde, doğru etkilenmesinde büyük bir

önemi vardır. Kitle iletişim araçlarının ülke ve dünya sorunları hakkında kamuoyuna

bilgi vermesi ve bu konulardan hangisinin kamuoyunda önceliğe sahip olması

gerektiği konusunda etkili olduğu görüşü kabul edilmektedir. Toplumda, kitle iletişim

araçlarının gündemine aldığı, büyük ağırlık ve yer verdiği konular önemli olarak

algılanmaktadır.

- ÖzellikleriKitle iletişim araçları, sosyal statüsüne göre herhangi bir farklı yaklaşım

oluşturmadan çok sayıda insana aynı iletiyi, aynı anda ulaştırabilmektedir. Kitle

iletişim araçları, yayınları ile belirli bir süreklilik ve düzenlilik (yayın periyodu)

gösterir. Kitle iletişim araçları, sürekli ve düzenli yayınları ile toplumda kendilerine

karşı bir talebin oluşmasına neden olurlar; bu talep, zamanla alışkanlığa, hatta

ihtiyaca dönüşür. Kitle iletişim araçları ile aktarilan iletiler, belge niteliği ve değeri

taşıdığı için inandırıcılık ve alıcıyi ikna etme özelliğini de kazanmaktadır. Özellikle

radyo ve televizyon, iletiyi olay anında aktarabilme özelliğine sahiptir. Kitle iletişim

araçları ile gerçekleşen iletişim sürecinde, geri besleme imkani yoktur; bu nedenle,

alıcının tepkisi anında ölçülememektedir.

Kitle iletişim Araçları o Posta

o Telgraf

o Telefon

o Fax

o Gazete

o Televizyon

o Radyo

o Uydular

o Bilgisayarlar

10

Page 11: Web viewSosyal medyadan sonra insan hayatında birçok şey değişmeye başladı

1.6 Medya Okuryazarlığı

Medya okuryazarlığının ne olduğuna dair çeşitli tanımlar mevcuttur. Temel olarak

medya okuryazarlığı çeşitli biçimlerde mesajlara ulaşma, analiz etme, değerlendirme

ve iletme yeteneğidir (Koltay, 2011: 212). Brüksel Deklarasyonu’na göre (2013);

medya okuryazarlığı, medyaya ulaşabilme yeteneği, medyanın ve medya içeriğinin

farklı taraflarını anlamak ve değerlendirmek ve farklı bağlamlarda iletişimler

yaratmaktır.

Medya okuryazarı; medyada yeniden kurgulanan iletileri ayırt edebilen ve al-

gılayabilen, onunla ilgili yorumlarda bulunabilmek için ayrı bir beceri, altyapı bilgisi ve

eğitsel organizasyon gerektiren bir eğitim sürecinin sonucu olarak medya yetkini

sıfatını hak eden kişiyi betimleyen bir terim olarak algılanabilir (Taşkıran, 2007: 7). Bir

başka görüşe göre de medya okuryazarı; basılı ve elektronik medyayı çözmek,

değerlendirmek, analiz etmek ve üretmek yetilerine sahiptir (Aufderheide, 1992).

Medya okuryazarı olmak:

·       Medyayı akıllı ve etkili bir biçimde kullanmaktır.

·       Medya endüstrilerinin siyasi görüşü, gelişmesi, ekonomik tabanı ve idari ya-

pısı konusunda bilgi sahibi olmaktır.

·       Farklı kaynaklardan gelen bilginin doğruluğunu değerlendirmektir.

·       Medyanın bireylerin ve toplumun inanç, tavır, davranışlar ve değerler üzerin-

deki etkisinin bilincinde olmaktır.

·       Demokratik bir biçimde değişik medya kanalları yoluyla etkili iletişim kur-

maktır (Özad, 2011: 89)

- Medya Okuryazarlığının Amacı

İletişim teknolojilerinin gelişmesi ile bugünün çoklu ve sınır ötesi iletişim ortamı, hızlı

bilgi akışı ve iletişim özgürlüğünün yanı sıra içerik sorununu da birlikte getirmiştir.

Medya okuryazarlığı ise bu konuda bir çözüm olarak ortaya çıkmıştır.

Medya okuryazarlığı, medyanın mesajlarına karşı daha bilinçli olmayı sağlar.

Televizyon programları, filmler, görseller, metinler, sesler ve internet siteleri; bunların

hepsi medya mesajı taşır. Televizyondaki reklamdan, CD’deki müziğin sözüne,

gazete yazısından bir tişörtün üzerindeki slogana kadar türlü biçimde akan medya

11

Page 12: Web viewSosyal medyadan sonra insan hayatında birçok şey değişmeye başladı

mesajları karşısında bireylerin farkında ve uyanık olmasını sağlamak medya

okuryazarlığının amaçlarının başında gelir (Pekman, 2011: 40).

Her yaştaki bireyde sorgulama alışkanlığı oluşturmak, ifade biçimlerini geliştirmek ve

eleştirel düşünürler, etkili iletişimciler ve günümüz dünyasında aktif vatandaşlar

yetiştirmek medya okuryazarlığı ile geliştirilmek istenen davranış biçimleridir.

- Tarihsel Süreci

“Medya Okuryazarlığı Eğitimi Seferberliği” 1920’lerde İngiltere’de başlatılmış olup şu

anda pek çok Avrupa ülkesinde ve Amerika’da uygulama dâhilindedir (Taşkıran,

2007: 7).

Kuzey Amerika’da yer alan ilk kitle iletişim araştırmaları, kitle iletişim araçlarının

etkileri üzerine yoğunlaşıyordu. 1930’lar ve 1940’ların başlarındaki bu çalışmalar

Kanadalı araştırmacı Harold Laswell’in ortaya attığı hipodermik iğne teorisinin

egemenliği altında sürdürülüyordu. Bu teoriye göre insanlar, medyanın sürekli bir

biçimde enjekte ettiği savunmasız bireyler olarak görülüyordu. Daha sonraları etki

araştırmalarından farklı olarak ilgi, ‘medya takipçileri’ olarak nitelenen hedef kitle

üzerinde yoğunlaşmaya başladı. Kullanımlar ve doyumlar yaklaşımı bağlamında, kitle

iletişim araçlarının insanlara ne yaptığı değil, bireylerin medyaya ne yaptığı, medyayı

hangi amaçlar için kullandığı araştırılmaya çalışıldı. Medya okuryazarlığı da bu

yaklaşım ile aynı paralellikte bir ilişki içinde yer aldı. Mademki medya çocuklar ve

gençler için etkili ve kötü bir silah olarak kabul edilmekteydi, o zaman medya

okuryazarlığı onları medyanın kötü etkilerinden korumalıydı (İnceoğlu, 2011: 20).

1960’larda medya okuryazarlığı alanında bir paradigma değişikliği görülür. Bu

değişiklik ile popüler kültürün zararlı olduğu görüşü değil, onun dâhilinde çalışmak

önemsenir hale gelir (Taşkıran, 2007: 91).

1970’lerden itibaren Amerika’da kitle iletişim araştırmaları odağını izleyici üzerine

kaydırmaya başlamıştır. Bu yaklaşım, metinlerin ve üreticilerin izleyiciler üzerindeki

mutlak kontrolüne ve etkisine karşı çıkarken aktif izleyici anlayışını gündeme

getiriyordu. Amerika’da var olan araştırma geleneği daha çok, medya, içerikler ve

izleyiciler üzerindeki etkiler hakkında deneye dayalı bir takım araştırmaların

yapılmasına yönelikti. Amerika Birleşik Devletleri’nde medya okuryazarlığı bu deneye

dayalı gelenek çerçevesinde bir eğitim sorunu olarak ele alınmaktadır (Hepkon ve

Aydın, 2011: 75).

12

Page 13: Web viewSosyal medyadan sonra insan hayatında birçok şey değişmeye başladı

1980’lere gelindiğinde, medyanın ideolojik gücünün imgenin doğallaştırılmasına bağlı

olduğu kabul edildi. Böylece kurgulanmış iletiler doğal olarak kabul görmüş oldular.

İmge ve temsillerin tüketimi de medya okuryazarlığının odak noktası haline geldi

(Taşkıran, 2007: 92). 1980’lere kadar medya okuryazarlığı eğitimi Avrupa ülkelerinde

yaygınlaştı.

İngiltere ve İskandinav ülkelerinde medya okuryazarlığı uzun zamandır tartışılıyor

olsa da, AB kurumsal düzlemine medya okuryazarlığı kavramının girmesi ancak 2000

yılı sonrasına denk gelir (Pekman, 2011: 42). 2000 Lizbon Zirvesi’nden bu yana

medya okuryazarlığı konusunda fikir üretme toplantıları düzenlenmiş ve e-eğitim

girişim bünyesinde otuz kadar medya okuryazarlığı projesi için 3,5 milyon Euro

destek verilmiştir (Pekman, 2011: 43).

Başlangıçta sivil toplum hareketi olarak doğan medya okuryazarlığı konusu daha

sonra hükümetler tarafından da benimsenmiştir. Bugün ABD, Kanada, İngiltere,

Almanya, İtalya, Hollanda, İskoçya, İspanya, İsveç, Fransa, Danimarka, Finlandiya,

Avusturya ve Avustralya gibi ülkelerde hükümetlerin de desteğiyle ilkokul düzeyindeki

okullarda Türkçe, matematik, sosyal bilgiler gibi medya okuryazarlığı dersleri

okutulmaktadır. ABD’de ders materyallerinin oluşturulmasına yayın kuruluşları da

destek olmaktadır.

Medya okuryazarlığı, Türkiye’de radyo ve televizyon yayıncılığı uzun yıllar tek kanallı

TRT’nin tekelinde sürdürüldüğünden, 1990’lı yıllarda özel radyo ve televizyonlar

yayına geçtikten sonra tartışılmaya başlanmıştır. 2003 yılında toplanan İletişim

Şurası’nda konu gündeme getirilmiş ve Şura bünyesinde çalışan Radyo ve

Televizyon Yayıncılığı Komisyonu’nun katkısıyla “Toplumsal ve bireysel eğitim ve

kültüre katkı sağlayacak, ruh sağlığını zedelemeyecek bir yaklaşımla ve özellikle

çocukların zararlı yayınlardan korunması için AB’ye uyum çalışmalarının başlatılması

ve ilk ve orta öğretim ders programlarına çocuklar ve gençlerin bilinçlendirilmesini

sağlayacak medya okuryazarlığı derslerinin eklenmesi” önerilmiş ve bu öneri

Şura’nın sonuç bildirgesinde de yer almıştır.

Milli Eğitim Bakanlığı ile Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), sivil toplum

kuruluşları, medya örgütleri, üniversiteler arasında kurulan işbirliği ile oluşturulan

“medya okuryazarlığı” projesiyle, öğrencinin medya karşısında pasif bir alıcı olmak

yerine, medyayı okuyabilecek, medyanın dilini çözebilecek bilinç düzeyine ulaşarak

iletişim olgusunda aktif bir birey olarak yer alabilmesi hedeflenmiştir. Çocuklar

13

Page 14: Web viewSosyal medyadan sonra insan hayatında birçok şey değişmeye başladı

televizyon karşısında en hassas, etkiye en açık grubu oluşturan kesimdir. Çocukların

ekranda izlediklerini, “gerçeklik” ve “kurgu” bakımından ayırt etme becerisini de

kazanabilmeleri gereklidir. Ayrıca medyanın olayları ve olguları nasıl ve neden belli

yönleriyle yansıttığının çocuklara anlatılması, böylece onların ilköğretim çağından

başlayarak medyaya eleştirel bakabilen, bilinçli alıcılar olarak yetiştirilmeleri önem

taşımaktadır.

Yine 2004 yılında Kadın ve Aileden Sorumlu Bakanlık Bünyesinde kurulan Şiddeti

Önleme Platformu bünyesinde çalışan Medya ve Şiddet Çalışma Grubu’nda da

izleyicilerin medya karşısında farkındalıklarının arttırılması konusu tartışılmıştır.

Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun okullarda medya okuryazarlığı dersi verilmesi

yönündeki resmi önerisi, çalışma grubu tarafından benimsenmiş ve sonuç raporuna

da üç numaralı öneri olarak alınmıştır. Akabinde, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu 22

Eylül 2004 tarihli toplantısında (2004/70 No’lu toplantı / 19 Sayılı Karar) gençlerin ve

çocukların eğitilmesi amacıyla medya okuryazarlığı dersinin ders programlarına

konulması yönünde, Milli Eğitim Bakanlığı ile resmi temaslara başlanması konusunda

karar almış ve bu karar doğrultusunda, 25 Ekim 2004 tarihinde de anılan Bakanlıkla

bir protokol zaptı imzalanmıştır.

Bu çalışmalar doğrultusunda, RTÜK ve MEB işbirliği ile “Medya Okuryazarlığı

Projesi” 2006-2007 eğitim-öğretim yılında hayata geçirilmiştir. Söz konusu dönemde

Adana, Ankara, Erzurum, İstanbul ve İzmir’deki 5 ilköğretim okulunda pilot uygulama

başlatılmış ve bu okullarda yedinci sınıflarda öğrenim görmekte olan 780 öğrenci,

medya okuryazarlığı dersini seçmeli olarak almıştır. 2007-2008 eğitim-öğretim

yılından itibaren ise medya okuryazarlığı dersi tüm Türkiye’deki ilköğretim okullarında

6, 7 ve 8. sınıflarda seçmeli ders olarak okutulmaya başlanmıştır (RTÜK, 2009:144).

Genç ve çocuk izleyicilerin zararlı yayın içeriğinden, özellikle de şiddetten korunması

konusunda hassas olan Üst Kurul, çocukların ve gençlerin gelişimini olumsuz

etkileyebilecek yayınlarla mücadele ederken yalnızca müeyyide uygulamakla

kalmayıp, önleyici ve düzenleyici çalışmalarına da devam etmektedir. Çocuk ve

gençlerin televizyon programları arasından bilinçli seçimler yapmalarına rehberlik

etmek, ana-babaların kitle iletişim araçlarının zararlı içeriklerinden çocukları koruma

çabalarında desteklenmeleri ve bilgilendirilmeleri amacı ile “Televizyon Yayınlarında

Koruyucu Sembol Sistemi” adı ile 2000 yılında bir çalışma başlatılmıştır. İzleyici ve

yayın kuruluşları ile sorumluluk paylaşımına dayanan ve üç aşama şeklinde

14

Page 15: Web viewSosyal medyadan sonra insan hayatında birçok şey değişmeye başladı

geliştirilen sistem, son aşamasında Hollanda hükümetinin AB’ye aday ülkelere

sağladığı teknik destek programı MATRA Projeleri bünyesinde yürütülen çalışmayla,

“Akıllı İşaretler” adı ile çok kısa bir sürede uygulamaya konulmuştur.

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu yasal düzenlemelerin uygulamalarla destek-

lenmesinin; kamu yönetiminin, sektör temsilcilerinin, sivil toplum kuruluşlarının ve

bireylerin işbirliği içinde çalışmalarıyla mümkün olabileceği, toplumsal duyarlılığın

geliştirilmesi için de öncelikle eğitim olanaklarının artırılması gerektiği inancındadır.

Bugünün dünyasında, bireyin sürekli artan medya mesajları karşısında neye maruz

kaldığını bilmesi için de medya okuryazarlığı becerisi edinmesi en önemli önlemler

arasında görülmektedir.

2 YENİ İLETİŞİM ORTAMLARI

2.1 Sosyal Medya

Web 2.0'ın kullanıcı hizmetine sunulmasıyla birlikte, tek yönlü bilgi paylaşımından, çift

taraflı ve eş zamanlı bilgi paylaşımına ulaşılmasını sağlayan medya sistemidir. Ayrıca

sosyal medya; kişilerin internet üzerinde birbirleriyle yaptığı diyaloglar ve

paylaşımların bütünüdür. Sosyal ağlar, insanların birbiriyle içerik ve bilgi

paylaşmasını sağlayan internet siteleri ve uygulamalar sayesinde, herkes aradığı,

ilgilendiği içeriklere ulaşabilmektedır. Küçük gruplar arasında gerçekleşen diyaloglar

ve paylaşımlar giderek, kullanıcı bazlı içerik (İngilizce: UGC-User Generated Content)

üretimini giderek arttırmakta, amatör içerikleri dijital dünyada birer değere

dönüştürmektedir.

Zaman ve mekân sınırlaması olmadan (mobil tabanlı), paylaşımın, tartışmanın esas

olduğu bir insanî iletişim şeklidir. Sosyal medya platformlarında insanlarla buluşur ve

iletişimde bulunursunuz. İnsanlara yardım eder, yardım alır, sorularına cevap verir ve

kendi sorularınızı sorarsınız. Bu bakımdan sosyal medya resmi olmayan eğitim

yollarından da bir tanesidir.

Teknoloji, telekomünikasyon, sosyal iletişimin kelimeler, görseller, ses dosyaları yolu

ile sağlandığı bir yapıya sahiptir. İnsanlar hikâyelerini ve tecrübelerini bu bağlamda

paylaştığı bir çerçeveye de sahiptir.

15

Page 16: Web viewSosyal medyadan sonra insan hayatında birçok şey değişmeye başladı

Sosyal medya aynı zamanda "Kullanıcıların Ürettiği İçerik" ve "Müşterilerin Ürettiği

Medya" kavramlarını da ortaya çıkarmış, bu yapısıyla da ticari plandaki anlamını

kazanmıştır.

Ama Andreas Kaplan ve Michael Haenlein’in 2010’daki tespitine göre Sosyal Medya;

“Web 2.0 üzerinde ideolojik ve teknolojik içeriklerin, yapılanmaların kullanıcı merkezli

bir şekilde üretilmesine ve geliştirilmesine izin veren internet tabanlı uygulamaların

bütününe” denilmekte.

2.2 Yeni İletişim Ortamları

Günümüzde, yeni iletişim ortamları yeni medya olarak adlandırılmaktadır. Yeni

medya kavramı 1970‘lerde, bilgi ve iletişim tabanlı araştırmalarda, sosyal, psikolojik,

ekonomik, politik ve kültürel çalışmalar yapan araştırmacılar tarafından ortaya atılmış

bir kavramdır. Ancak 70’lerde değinilen anlam, 90’larda müthiş bir ivme kazanan

bilgisayar ve internet teknolojisi ile birlikte genişlemiş ve farklı boyutlara

ulaşmıştır(Dilmen,

2007: 114). Başka bir tanıma göre yeni medya, bütün bilinen farklı ortamları bir araya

toplama yetisine sahip bir özelliktedir. Buna “multi‐medya” ya da çoklu ortam

denilmektedir. Metin, durağan görüntü, hareketli görüntü, ses gibi ortamların

birliktelikleri bu özelliği meydana getirmektedir(Dilmen, 2007: 115).

Williams vd.,(1994) yeni medyanın, yeni hizmetler sunan ya da var olanları geliştiren

mikro elektronik,bilgisayar ve telekomünikasyon uygulamaları olduğunu vurgularken;

Negroponte (1995), yeni medyayı eskisinden ayıran en önemli unsurun fiziksel

atomların yerine sayısal bitlerin iletimi olduğunu belirtmektedir;

Pavlik (1998), ise medya tüketicisi için yeni ve eski medya arasındaki temel farkın

kullanıcı için daha fazla kontrol ve seçim olduğunu vurgulamaktadır(Macmillan, 2006:

208).

Medyanın yeni medya olarak ele alınması gerçekte, iletişim ve bilişim sektöründeki

teknolojik gelişmelerle ilgilidir. Bu teknoloji, yeni iletişim teknolojileri olarak da

adlandırılmaktadır.

Bilgisayar ve telekomünikasyon ağları, dünyayı çevreleyen yeni ve yapay bir iletişim

atmosferi oluşturmuştur. Radyo linklerinden, uydu bağlantılarından ve kablo

16

Page 17: Web viewSosyal medyadan sonra insan hayatında birçok şey değişmeye başladı

şebekelerinden oluşan bu yapay atmosfer, bütüncül ve dünyayı saran bir doku gibi,

bir yerden başka bir yere sürekli sesli, görüntülü ve yazılı bilgi iletmektedir. Bu büyük

bilgi akışına rağmen, donanım, yazılım ve endüstriyel tasarım, dilbilimi ve bilişim

alanlarında çalışan uzmanlar, daha çok miktarda enformasyonun hareket

edebileceği, daha kolay kullanılabilen aygıtlar geliştirmek için çalışmalar

yapmaktadır(Baştan, 2000: 17). “Amaç, televizyon kadar basit olan, ancak

anında dijital dünyaya bağlanabilen yeni iletişim ve teknolojileri üretmektir”(Sager vd.,

1996: 42).

Günümüzde yeni iletişim teknolojileri, alışılmış radyo ve televizyon yayınlarının

güçlerini aşan boyutlara ulaşmış durumdadır. Yeni iletişim teknolojilerinden ilk akla

gelenler; videotext, teletext, kablolu televizyon, veri iletişim, elektronik mektup,

iletişim uyduları, çoklu ortam ve internet sistemleri vb.

gösterilmektedir(http://www.msxlabs.org, 2010).

Dijitalleşme ve teknik ilerlemeler, yeni iletişim teknolojilerine yönelik doğrudan etkilere

sahip olmaktadır.

Özellikle(Souter, 1999: 409):

Bilgisayar kapasitesi, iletişim ağları ve bilgi depoları ve düzeltme sistemleri

geçmişteki bilgi teknolojilerinden daha hızlı artmakta ve görece küçük giderler için

standart ekipmanlarla muazzam bir şekilde artmaktadır.

Telekomun fiyatlarındaki önemli azalmaya paralel olarak dijital dönüşüm ve

bilgisayar ekipmanlarının değeri giderek azalmaktadır.

Yeni iletişim teknolojileri tarafından sağlanan servislerdeki düzenleme hızlı bir

şekilde genişlemekte ve genişlemeye devam etmektedir. Faks, cep telefonu, e‐posta

ve masaüstü bilgisayarlardaki sürekli güncellenen yazılımlar için iletişimde sanal

kişisel ağlar ve bilgisayar ağları örnek olarak verilebilir.

Yukarıda belirtilen yeni iletişim teknolojilerinden biri olan internet, hem bilgiye

ulaşmak hem de genel nedenlerle yeni iletişim teknolojilerinin kapasitesinin

dönüşümünü sağlamaktadır. İnternet, özellikle de web, iş ve yaşam alanımızın her

noktasına bilgiyi gönderme ve eriştirme özelliği bakımından bir iletişim devrimi

gerçekleştirmiştir(Neumann ve Hogan, 2005: 472). Bu devrimle beraber, veri değişimi

ve analizinin kolaylaşması söz konusu olmuş ve küresel iş döngüsü

hızlanmıştır(Mohamed, 2007: 103).

17

Page 18: Web viewSosyal medyadan sonra insan hayatında birçok şey değişmeye başladı

Öte yandan bu teknolojinin kullanımı tüm dünyada çok hızlı bir şekilde artmaya

devam etmektedir. Özellikle 1990’lı yıllardan sonra internet, gerek hız gerekse erişim

açısından iletişim gücünün artması ile kitle iletişim araçları arasında önemli bir yere

sahip olmuştur. 1994 yılında San Francisco depreminin internet aracılığı ile

duyurularak yayınlanması, CNN’i dahi geride bırakmıştır(Brian, 1998: 182). Morgan

Stanley’nin 2004 yılında yaptığı bir araştırmaya göre; diğer iletişim araçları ile

karşılaştırıldığında 50 milyon kullanıcıya ulaşma süresinin radyonun 38 yıl,

televizyonun 13 yıl, internetin ise 5 yıl olduğu saptanmıştır(Turgut, 2010).

Türkiye’de ise internet kullanımı her geçen yıl artarak daha fazla önem

kazanmaktadır. Türkiye’de 2009 yılı Nisan ayı içerisinde gerçekleştirilen “Hane Halkı

Bilişim Teknolojileri Kullanım Araştırması” sonuçlarına göre hanelerin % 30,0’ı

internet erişimine sahiptir. İnternet erişimi olmayan hanelerin % 30,1’i evden internete

bağlanmama nedeni olarak internet kullanımına ihtiyaç duymadıklarını

belirtmişlerdir(http://www.tuik.gov.tr, 2009). Türkiye’de internet kullanımının yanında

yaygın bir biçimde cep telefonu kullanımı bulunmaktadır. Yaklaşık 2009 yılı Haziran

ayı sonu itibariyle Türkiye’de %89 penetrasyon oranına tekabül eden 63,6 milyon

mobil abone bulunmaktadır(TEHS, 2009: 24). Bu rakamlar, Türk halkının yeni iletişim

teknolojilerine ilgisini ve bu alandaki teknolojilerin kullanımına yönelik taleplerini

somut bir şekilde ortaya koymaktadır.

2.3 Kavram ve İçerik Olarak Sosyal Medya

Son zamanlarda sosyal medya olarak tanımlanan internet tabanlı uygulamalarla yeni

bir trend ortaya çıktı. Bu internet uygulamaları, kullanıcılar ve kullanıcıların

memnuniyetiyle haberdar ettikleri kişiler aracılığıyla başvuranlar arasında gittikçe

daha çok artan bir etkileşim sağlamaktadır. Bu içerik, fotoğraf, video, metin ve

medyaya ilişkin karışık oluşumlar içererek çeşitlilik gösterir(Komito ve Bates, 2009:

233). Sosyal medya zaman ve mekân sınırlaması olmadan (mobil tabanlı),

paylaşımın, tartışmanın esas olduğu bir insanî iletişim şeklidir.

“Teknoloji, telekomünikasyon, sosyal iletişimin kelimeler, görseller, ses dosyaları yolu

ile sağlandığı bir yapıya sahiptir. İnsanlar hikâyelerini ve tecrübelerini bu bağlamda

paylaştığı bir çerçeveye de sahiptir”(http://tr.wikipedia.org, 2010). Genel olarak

18

Page 19: Web viewSosyal medyadan sonra insan hayatında birçok şey değişmeye başladı

bireylerin internette birbirleriyle yaptığı diyaloglar ve paylaşımlar sosyal medyayı

oluşturur(http://www.kurumsalhaberler.com, 2010). Sosyal medyada, sosyal ağlar

ve toplu gruplar yer alır. İnsanlar, kurumlarını tanıtırlar, arkadaş ilişkileri kurarlar, ürün

servis, fikir ve nesnelerin içeriğine ilişkin bağlılık gösterirler(Solis, 2010: 6). Sosyal

medya en yüksek derecede paylaşımın gerçekleştiği, online medyanın yeni bir türü

olarak fırsatlar sunduğu en yeni fikirlerden biridir ve aşağıdaki özellikleri

içerir(Mayfield, 2010: 6):

Katılımcılar: Sosyal medya katılımcıları cesaretlendirir ve ilgili olan her bir

kullanıcıdan geri bildirim alır.

Açıklık: En çok sosyal medya servisleri geribildirime ve katılımcılara açıktır. Bu

servisler oylama, yorum ve bilgi paylaşımı gibi konularda cesaret aşılarlar. Bunlar çok

nadir ulaşıma yönelik engeller koyarlar.

Konuşma: Geleneksel medya yayına ilişkin iken (içerik aktarımı ya da dinleyiciye bilgi

ulaşımı), sosyal medya iki yönlü konuşmaya olanak tanıması bakımından daha iyidir.

Toplum: Sosyal medya topluluklara çabuk ve etkili bir oluşum için izin verir.

Topluluklar da böylece sevdikleri fotoğraf, politik değerler, favori TV şovları gibi ilgili

oldukları şeyleri paylaşırlar.

Bağlantılılık: Sosyal medyanın çoğu türü, bağlantılı işler gerçekleştirir; diğer siteler,

araştırmalar ve insanların ilgili oldukları herhangi bir konuda link verilmesine olanak

tanır.

2.4 Sosyal Ağlar

İnsanlık bugün, örgütsel bilgi, kişisel yaratıcılık ve öğrenme kapasitesinin, değer

kaynakları olarak ve sermaye ve işçiliği bir yana iten bir ağ toplumunda

yaşamaktadır(Taatila vd., 2006: 312). Bu ağ toplumunu temelde yeni iletişim

teknolojileri oluşturmakla beraber, insanlığın bu sanal ortamda yeni bir iletişim çabası

gösterdiğini söylemek de mümkündür. Bu çaba özellikle sosyal ağlarda çok açık bir

şekilde görülmektedir. Sosyal ağlar, kitlelerle bağlantı kurmak için sistemde zorunlu

bulunan profilin paylaşılmasına olanak tanıyan, bir bağlantıyı paylaşanlarla diğer

kullanıcıların listesinin birbirine eklemesi ve aynı zamanda sistemde bulunan her

bir kişinin birbirilerini görmesini sağlayan web tabanlı servis olarak tanımlanmaktadır.

Downes’a (2005) göre sosyal ağlar ilişkiler seti tarafından bir araya getirilen kişisel

19

Page 20: Web viewSosyal medyadan sonra insan hayatında birçok şey değişmeye başladı

bağların birleşimine denilmektedir(Downes, 2005:411). Bir sosyal ağ bir dizi insanın,

kurumun ya da arkadaşlık, çalışma ya da bilgi değişimine ilişkin diğer sosyal

ilişkide bulunan gruplar ve uzmanlığı, kaynakları ve bilgiyi paylaşarak, arzu edilen

sonuçları başarmak için etkileşimler olarak tanımlanmaktadır(O’Murchu vd., 2004: 9).

Web tabanlı servis olarak sosyal ağ siteleri, zorunlu bir sistem aracılığıyla genel bir

profil oluşturmak için kişisel çalışmalara izin verir, diğer kullanıcıların bir

listesini oluşturur ve bağlantıda olan kişilerin birbirleriyle paylaşımına olanak tanır

ayrıca sistem sayesinde diğerleri tarafından yapılanları ve listedeki diğer insanların

birbirlerini görmesini sınırlayabilecek olanakları tanır.Bu bağlantıların içeriği siteden

siteye değişebilir(Boyd ve Ellison, 2007: 222). Sosyal ağlar birbiriyle ilgili ya da

değişik bilgileri içinde bulunduran değişik etkilerin söz konusu olduğu bir gurubu ifade

etmektedir. Sosyal ağ, bilginin ağa üye kişiler arasında paylaşılmasını ve üyeler

arasında yayılmasını sağlamaktadır(Phillips ve Phillips,1998: 330).

Sosyal ağlar genel olarak aşağıdakileri içerir(Dawley, 2009: 111):

Sosyal siteler: MySpace, Facebook, Twitter.

Fotoğraf Paylaşım Siteleri: Flicker, PhotoBucket.

Video Paylaşım: YouTube.

Profesyonel Ağ Siteleri: LinkedIn, Ning.

Bloglar: Blogger.com, Wordpress.

Wikiler: Wetpaint, PBWiki.

İçerik etiketleme: MERLOT, SLoog.

Sanal Kelime: SL, Active Worlds, There, Whyville, Club Penguin, HiPiHi.

Genellikle, sosyal ağ sitelerindeki üyeler, biyografileri, fotoğrafları ve bazı diğer kişisel

bilgilerinin yer aldığı alanlarla, kişisel profil sayfasına sahiptirler. Buna ek olarak

yorumda bulunabilen diğer site üyeleri, resim ve isimleri için bir yazı boşluğuna

sahiptir. Örneğin, Flickr fotoğrafların postalanmasını, etiketlenmesini ve

fotoğraflara yorum yapılmasını destekler, Youtube da aynı zamanda videolarda bu

özellikleri desteklemektedir.

Daha özel siteler, insanları benzer okuma tercihlerine bağlayan “ConnectViaBooks”

ve yararlı iş bağlantıları ve ilişkileri yaratmayı amaçlayan “LinkedIn”, içerir(Thelwall,

2008: 728). Sosyal ağ, normalde katılımcılarına, sosyal destek bulma, yeni sosyal ve

iş olanakları değerlendirme fırsatlarını(Hogg ve Adamic, 2007: 236) sosyal sermaye

20

Page 21: Web viewSosyal medyadan sonra insan hayatında birçok şey değişmeye başladı

içeren finansal kaynakları, malları ya da servisleri(Laure vd., 1997: 44) değiştirme

olanaklarını sunar. Sosyal ağ siteleri, depolanmış kullanıcı profillerindeki veriler

aracılığıyla insanları birbirine bağlar. Bu kullanıcı profilleri, diğer kullanıcılar için bir

tanımlama oluşturmaktadır. Çeşitli siteler arasındaki en önemli ayırt edici faktör, profil

bilgilerindeki bilgi oranı ve düzenidir(Neumann ve Hogan, 2005: 473).

Online sosyal ağlar bazı popüler web sitelerinin kalbini oluşturmaktadırlar. Teknoloji

geliştikçe daha çok uygulama, daha çok birbirine bağlı hale gelmektedir. Bu durum

aynı zamanda sosyal ağların, yerel ve örgütsel bilginin yanı sıra, kişisel ve ticari

online etkileşimde de önemli bir rol oynadığını göstermektedir(Mislove vd., 2007: 31).

Sosyal ağlar büyüklük ve heterojenlik açısından çeşitlilik gösterir(Laure, 1997: 12).

Küçük homojen ağlar, geleneksel çalışma grupları ve kasaba türündeki yerlerde

yaşayan insanların oluşturdukları ağlardır. Bunlar var olma sebeplerini korumada

iyidirler. Geniş sosyal gruplar ise daha karmaşık ve ağ üyelerinin özellikleri

bakımından daha heterojen bir özellik göstermektedir(Lea vd., 2006: 122). Öte

yandan sosyal ağlarda genel olarak üç çeşit bağdan bahsedilebilir. Birincisi

kullanıcının hareketi onun arkadaşlarının yapacağı davranışları tetikler. Örneğin bir

kullanıcı bir ürün aldığında onun arkadaşı da aynı çeşit üründen satın alır. İkincisi

bireylerin aynı şeyleri sevmesidir; yani kendilerine benzer olanlara dostça

davranması ve bu yüzden benzer davranışlar göstermesidir. Üçüncüsü çevredir. Dış

faktörler hem arkadaş olan iki bireyin hem de onların hareketlerinin

temel bağını oluşturmaktadır. Örneğin iki arkadaş aynı şehirde yaşamayı sever ve bu

yüzden online fotoğraf paylaşım sitelerine benzer şeylerin fotoğraflarını

gönderirler(Anagnostopoulos vd., 2008: 7).

Son beş yılda, sosyal ağ sitelerine, on milyonlarca internet kullanıcısı talep gösterdi

ve böylece sosyal ağlar hem yetişkin hem de genç kullanıcılarla değerini artırdı. Bu

noktada sosyal ağlarla ilgili sayısal verilere bakıldığında büyük önem arz eden

rakamlarla karşılaşılmaktadır(Lenhart ve Madden, 2007: 2):

Üniversite öğrencilerinin % 82’si ve 19 yaş altının %55’i sosyal ağ kullanır.

13‐19 yaş arasının %28’inin blogu bulunmaktadır.

İnternet kullanıcılarının %28’i etiketlenmiştir ya da fotoğraflar, yeni hikayeler, veya

blog mektupları gibi online içeriklerine göre sınıflandırılmışlardır.

İnternet kullanıcılarının %48’i YouTube gibi video paylaşım sitesi kullanmaktadırlar.

21

Page 22: Web viewSosyal medyadan sonra insan hayatında birçok şey değişmeye başladı

Sosyal ağlar günlük hayatımızın niteliğini artırmaktadır. Profesyonel ve sosyal hayat,

sosyal ağlar aracılığıyla gittikçe daha fazla rapor edilir, araştırılır, paylaşılır ve

öğrenilir olmaktadır(Eijkman, 2008: 93). Bu durum da sosyal ağlarda mahremiyet

çizgisinin sorgulanmasını gündeme getirmektedir. Ancak tartışmaya açık olan bu

konu sosyal ağların kullanılırlığını ve sosyal ağlara olan ilgiyi azaltmamaktadır.

2.5 Sosyal Medyanın Gelişim Süreci

İnternete erişimin daha az olduğu ve pek çoğumuzun internet kullanmadığı ilk

zamanlardaki sitelerin çoğunluğu sadece sahiplerinin girdiği içerikten ibaret olan,

yorum bile yapılamayan internet siteleriydi.

Daha sonra bazı sitelerin yorum yapılabilme özelliği ile kullanıcılar internette etkileşim

oluşturabilmenin ilk adımlarını atmış oldular. Sonrasında ortaya çıkan Blogger,

ekşisözlük gibi sitelerden sonra kullanıcılar artık kendi içeriklerini internet ortamına

aktarabilmeye başladı.(1999)

Blogger ve ekşi sözlükten sonra pek çok blog servisi ve sözlük sitesi açıldı. 2001 de

açılan Vikipedi'nin içeriği tamamen internet kullanıcıların katkıları ile oluşturulmuş ve

şu anda dünyanın en büyük internet sitelerinden biridir.

Bu kısımda sosyal medyanın içerik oluşturma açısından olgunlaştığı söylenebilir.

Artık pek çok yeni içerik üretilmekte ve internette yer alan bilgi hızla artmaktadır.

Blog ve internet siteleri çoğalınca ortaya çıkan sosyal imleme siteleri, blogları ve

diğer sitelerdeki içerikleri kategorilendirmeye, kaliteli içerikleri listeleme imkanı

sunmuştur ve bu sitelerde tamamen kullanıcıların katkılarıyla büyümüş olan sitelerdir.

Sosyal imleme siteleri ile de hızlı paylaşımın ilk adımları atılmıştır.

Myspace kendi üzerinde blog, hızlı paylaşım ve arkadaşlık üçlüsünü birleştirerek

günümüzde kalıplaşmış sosyal ağ sitesi profilinin ilk örneklerindendir.(2002)

2003-2004 yıllarında fotoğraf paylaşım siteleri ortaya çıkmaya başlamıştır. Sosyal

medya paylaşımının çok büyük bir kısmı fotoğraflardan oluşur. Photobucket ve Flickr

kullanıcıların kendi çektiği resimlerini yüklemelerine ve web ortamında albümlerini

22

Page 23: Web viewSosyal medyadan sonra insan hayatında birçok şey değişmeye başladı

oluşturabilmelerine olanak vermektedirler. Sosyal medyadaki en çok görsel içeriğin

üretildiği platformlar olmuşlardır.

2005'te ise Youtube yayına girmiştir. İnternette en çok vakit harcanan, yer kaplayan

içeriktir video ve Youtube video paylaşımının başlangıç noktasıdır diyebiliriz.

İnternette en hızlı yayılan içerikler hep videolar olmuştur. Youtube paylaşılabilen

video içeriğinin ilk ve en büyük kaynağıdır.

Facebook sosyal medya denildiğinde akla ilk gelen, en çok üyeye sahip olan ve en

çok kullanılan  sosyal mecra. 2004 yılında kurulan site zamanla gelişerek sosyal

medyanın gövdesi diyebileceğimiz bir büyüklüğe ulaşmıştır. Facebook kullanıcılarının

gerçek isimlerle üye olma zorunluluğu getirmesi çevirimdışı ve çevrimiçi ortamı diğer

bir deyişle gerçek ve sanal dünyayı birbirine bağlamıştır. Metin, fotoğraf ve video

paylaşımlarının merkezi haline gelen facebook şu anda sosyal medyanın en büyük

mecrasıdır.

Twitter sosyal medyanın şu an geldiği en son noktadır desek yanlış olmaz

sanırım. Twitter 3G teknolojisinin getirdiği hıza cevap verebilmiştir. Bir olayın,

konunun birkaç saat içinde ülke ve dünya gündemine gelmesine olanak sağlayabilen

Twitter, iletişimin en hızlı olduğu sosyal mecradır. Sosyal medyanın en büyük

özelliklerinden biri olan hız Twitter ile gelmiştir. Üstelik hızla üretilen ve dolayısıyla

çöp bilginin de çoğaldığı bu ortamda gerekli bilgi çok kolay bir şekilde

ayrıştırılabilmektedir de.. Twitter'da anlık mesaj iletisi, anlık fotoğraf paylaşımı

yapılmakta ve son olarak Vine ile anlık video paylaşımı da mümkündür.?

Sosyal medyanın şimdiye kadarki sürecini anlattıktan sonra "Sosyal medya nedir?"

sorusuna kısaca şu cevabı verebiliriz : "Sosyal medya, kullanıcıların internette

aradığı ve kullandığı içeriği gene kendilerinin ürettiği bir platformdur.

Google Plus bunların hepsinin bir sonraki noktasıdır diyemeyiz ama öyle olması

amacıyla ortaya çıkmıştır. Google kullanıcıların kişisel bilgilerini elde ederek, yapılan

arama sonuçlarında kullanıcıların kendilerine özel sonuçlar sunmayı hedeflemektedir.

Facebook ve Twitter özelliklerini birleştiren Google Plus, Google arama ağıyla birlikte

önümüzdeki semantik web çağının en büyük oyuncularından biri olmaya adaydır.

Facebook sosyal ağ arama özelliği ile asla durmayacağını ve sürekli olarak ileri

23

Page 24: Web viewSosyal medyadan sonra insan hayatında birçok şey değişmeye başladı

doğru adım atacağını göstermiştir. Kullanıcılarının kişisel bilgilerini kendi isteğiyle

yüklediği, en çok kullanıcı bilgisini elde eden yani kullanıcıları en iyi tanıyan ağ

Facebook, kullanıcının ne istediğini de tahmin edebilme yetisine en çok yaklaşan

sistemdir. Ne var ki kullanıcılar aramalarını Facebook'ta değil Google'da

yapmaktadır. Bununla birlikte Facebook'un kendisi dışında web arama yetisi de

yoktur, en azından görünen yüzkısmında...

Facebook ve Google sosyal medyanın bir sonraki adımındaki en güçlü 2 oyuncu, en

güçlü iki sosyal medya mecrası olacaktır. Sosyal medya pazarlama da bu iki mecra

üzerinde gelişecektir ama sosyal medya Google ve Facebook'tan ibaret olmadığı

gibi, sosyal medya da sosyal medya pazarlamadan ibaret değildir.

Önümüzdeki süreçte çevrimdışı yaptığımız hemen her şey online ortama

taşınacaktır. Online kalmak için ise masaüstü, diziüstü bilgisayarlara hatta tabletlere

ve akıllı telefonlara olan mahkumiyet bir yerden sonra sona erecektir. Yeni gelişen

teknolojiyle üretilen yeni araçlar, yeni sosyal mecralar yaratacaktır.

Eğitim, sağlık muayenesi gibi faaliyetlerin online ortama taşınması çok da uzak

değildir. Her şeyin dijitale akacağı önümüzdeki süreç köklü değişimleri beraberinde

getirecek ve sosyal medya tanımı belki daha farklı bir şekle bürünecektir. Değişen ve

yeni doğan gereksinimleri en hızlı karşılayan yeni mecralar hızla büyüyecek ve bu

değişime ve gereksinimlere cevap veremeyen, hıza yetişemeyen mecralar ise

şimdiye kadarki süreçte olduğu gibi zayıflayacak ve sonlanacaktır.

2.6 Sosyal Ağ Kurucuları

- Facebook ; Marc Zuckerberg

Lisede çeşitli bilim dallarında birçok ödül alan Zuckerberg, ABD'nin en saygın

üniversitelerinden Harvard'a girdi orada ise bilgisayar bilimini okudu ve üniversitenin

ilk yılında, okulun en yakışıklı ve en güzel öğrencilerinin seçildiği facemash.com

sitesini kurdu. Sitede Harvard'daki tüm öğrencilerin fotoğrafları vardı. Ancak

fotoğrafları bulmak için, üniversitenin veri tabanına girmesi gerekmişti. Veri tabanını

hack'lediği ortaya çıkan Zuckerberg, disipline verilince okulu bıraktı. Harvard'lı

24

Page 25: Web viewSosyal medyadan sonra insan hayatında birçok şey değişmeye başladı

öğrencileri internet üzerinde buluşturmak için ikinci sitesi olan Facebook'u kurdu.

Facebook, 18 ayda ABD'nin en büyük arkadaşlık sitelerinden biri haline gelince (2012

itibarıyla 1 milyar kullanıcısı var) yatırımcıların da ilgisini çekti ve bugün sahip olduğu

34 milyar dolarlık servetinin kaynağını oluşturdu. Zuckerberg' in Facebook'u, 2011

yılında The Brand Finance ® Global 500 listesine göre dünyanın en değerli 281.

markası oldu.

25 Şubat 2012'de aldığı karar ile şirketin %12'lik hissesinin halka arzını kararlaştırdı

(Zuckerberg hâlâ Facebook'un %57 hissesine sahip). 18 Mayıs 2012 tarihinde 421

milyon hissesi 38 $'dan satışa çıkarıldı böylece şirket NASDAQ'a giriş yaptı (1).

Facebook'un hisselerinin satışa sunulması, Visa ve General Motors'un ardından

Amerikan tarihindeki en büyük üçüncü halka arz oldu. Şirketin NASDAQ'a girdikten

hemen sonraki değeri 104 milyar $'dı. Şirketin değeri, halka açıldıktan üç gün sonra

toplam 19 milyar dolar eriyerek 84 milyar $'a düşmüştür.

- Twitter ;  Jack Dorsey, Evan Williams & Biz Stone

Ülkemizde ve Dünya’da en çok kullanılan 2 sosyal ağdan biri olan, özellikle

siyasilerin çok sık ziyaret ettiği, kullandığı bir site olan Twitter'ı kurdu. Twitter özellikle

2008 seçimleri ve bu dönemden sonra çok daha sık kullanılmaya başlanan kaliteli bir

sosyal ağdır. 

Açılış ve hizmet süresi daha önce ki zamanlarda başlasada, kurucusu Jack Dorsey

2006 yılında gelişimi için daha fazla ağırlık vererek daha da duyulmasını sağladı.

Büyük şirketlerin, siyasi parti ve liderlerinin, hatta ABD Devlet Başkanı olan Barack

Obama’nın bile sürekli takip ettiği bir sosyal ağ oluşmuş oldu.

Aslında çok fazla kullanılabilir özelliği olmasada kişisel düşünceleri 140 karakter ile

anlatmanızı sağlayan ve tüm takipçilere bu paylaşımı sunan bu sistem ilerleyen

zamanlarda çok daha fazla gelişecektir. Bunun için Jack Dorsey’in çalışmalarının

olduğunu bir çok açıklamasından biliyoruz.

Daha önceden Amerikan Business Insider dergisinin yayınlarında Jack Dorsey’in,

Google’nin Twitter’i satın alma tekliflerine iki kez hayır yanıtı verdiğini açıkladı.

Google son olarak Twitter için 2.5 milyar dolar vermeye hazır olduklarını

açıklamışlardı. 

Bunun üzerine açıklama yapan Jack Dorsey, “Bu teklif bana göre bir hakarettir, siz

25

Page 26: Web viewSosyal medyadan sonra insan hayatında birçok şey değişmeye başladı

böyle küçük bir paraya Twitter’i almayımı düşünüyorsunuz.” açıklamasını yapmıştı.

Her geçen gün daha fazla kullanıcıyı bünyesine katan Twitter’in efsana kurucusu

Jack Dorsey, hem düşünceleri ile hemde gelen tekliflere direk verdiği olumsuz

cevapları ile Twitter’in ne kadar kaliteli ve önemli bir site olduğunu ortaya atıyor.

Jack 2006 yılında Twitter‘ı kurarak başladığı serüvene, Square‘ı kurarak devam etti. 

Girişimcilik derslerine konu olabilecek bu iki girişimden Twitter‘ın etkisini hepimiz

biliyoruz. Arap Baharı devriminden, günümüzdeki sosyal medya dalgalanmalarına

kadar iletişim alanında müthiş bir etki yarattı.

Öte yandan Square, finansal sistem ve kredi kartlarını tümden değiştirecek gibi

gözüküyor. 

Çünkü artık bankada bir hesap açmadan, çek karnesi almadan kuaför, çiçekçi gibi

küçük işletmelerin müşterilerinden akıllı telefonlarla(Iphone, Android) kredi kartı kabul

etmesini sağlayan bir sistem Square. 

Kısa sürede önemli bir ciroyu yakaladı ve Türkiye’ye de yakında gelecek gibi

gözüküyor. Daha şimdiden Verifone gibi piyasanın önemli POS üreticilerini tedirgin

etmiş durumda.  Yani Square’in bir disruptive innovation(kesintiye uğratan inovasyon)

olduğunu söyleyebiliriz.

2008'de Technology Review'de "35 yaşın altındaki en yenilikçi 35 kişi"den biri seçildi.

- İnstagram ; Kevin Systrom & Mike Kreiger

Kevin Systrom ve Mike Kreiger tarafından başlatılan uygulama, kuruluşunun

ardından bir buçuk yıl geçmeden 100 milyon aktif kullanıcıya

ulaştı. Apple, Android ve Windows akıllı telefonlarda kullanılabildiği gibi, Ekim 2013

itibariyle Blackberry ve Nokia‘nın Symbian işletim sistemli telefonlarına da uyarlanan

uygulama ülkemizde de en çok kullanılan uygulamalar arasında.

Kullanıcıların fotoğraf çekip bu fotoğrafları düzenleyebileceği, farklı filtrelerden geçirip

renk ve yoğunluk ayarlaması yapabileceği ve hashtag adı verilen akıllı etiketler

sayesinde fotoğrafları sadece arkadaşlarıyla değil, tüm dünyayla paylaşabileceği

uygulama, ismini İngilizce anlık, çok hızlı kamera (instant camera) ve telgraf

(telegram) kelimelerinin birleşiminden alır.

Kullanıcılar aynı zamanda çektikleri fotoğrafları Facebook, Twitter, Tumblr, Flickr gibi

diğer sosyal paylaşım ağlarında da paylaşabilmektedir.

26

Page 27: Web viewSosyal medyadan sonra insan hayatında birçok şey değişmeye başladı

- Google ; Larry Page &Sergey Brin

Google şirketinin ilk kuruluşu sırasında aldığı 100 000$’lık ve 750 000’lık maddi

sponsorluk; onların amatör ve inançlı bir ruhla ilk alan adı

üzerinden(www.google.com) gelecekte onları dünyanın en büyük şirektlerinden birisi

haline getirecek atılımını yapmışlardır. Bugün kuruculardan Sergey Brin onca

zenginliğine rağmen halen kaliforniya’daki mütevazi eski evinde yaşamakta ve işe

bisikletle gitmektedir. Hatta onu sık sık metroda bile görenler çıkmaktadır.

Google kimin diye soracak olursanız size bu konuda net bir cevap veremiyorum;

çünkü 2004 yılında hisselerini halka arz eden Google firmasının onbinlerce hissedarı

bulunmaktadır. Yanlız şu kadarını söyleyebiliriz ki piyasa değeri 160 milyar doları

geçkin olan ve 40 000’den fazla çalışanı olan Google firmasının en büyük

hissedarları Larry Page ve Sergey Brin’dir.

Tahminen şu anda larry’nin 21 milyar dolarlık, Sergey’in’de 22 milyar dolarlık hissesi

bulunmaktadır. Google firmasının dünyanın birçok ülkesinde onlarca ofisi

bulunmaktadır. Bu ofislerden en büyüğü kaliforniyadaki(San Jose yakınındaki Santa

Clara country’deki mountview şehri) 150 dönümden daha geniş bir arazi üzerinde

kurulan ve 110 000 mertrekare çalışma alanına sahip ofisidir. Google firmasının

sloganı ise “don’t be evil” yani asla “kötü olma” şeklindedir. Bu slogan bir çok kişi

tarafından saçma bulunmuş ve eleştiri konusu olmuştur.

2.7 Sosyal Medyanın Geleneksel Medyadan Farkları

Sosyal medya gazete, televizyon ve film gibi geleneksel medyadan farklıklar

gösterirler. Genellikle geleneksel medya enformasyonun yayınlanması için belirli

kaynaklara ihtiyaç duyarken, bilgiyi yayınlamak veya erişmek için sosyal medya

göreceli olarak masrafsızdır ve erişim araçları herkese açıktır (bireyler bile

kullanabilir). Bir matbaa yatırımı veya TV yayını yapmak için zorunlu olan lisansa

ihtiyaç duyulmaz.

Geleneksel medya genellikle “endüstriyel”, “broadcast” veya “mass” medya olarak

tanımlanır.

Sosyal medya’nın ve geleneksel medyanın ortak taşıdığı bir karakteristik özellik,

küçük veya büyük kitlelere ulaşabilmeleridir; örneğin, hem bir blog yazısı hem de bir

27

Page 28: Web viewSosyal medyadan sonra insan hayatında birçok şey değişmeye başladı

televizyon programı sıfır kişiye de ulaşabilir milyonlarca kişiye de ulaşabilir. Sosyal

medya ve geleneksel medya arasındaki farkları tanımlamaya yardımcı olacak

özellikler kullanılan yönteme göre farklılıklar gösterebilir. Bu özelliklerden bazılarını

şöyle sıralayabiliriz:

1. Erişim   - Hem geleneksel medya hem de sosyal medya teknolojileri herkesin

genel bir kitleye erişebilmesine olanak tanır.

2. Erişilebilirlik  - Geleneksel medya için üretim yapmak genellikle özel

şirketlerin ve hükümetlerin sahipliğindedir; sosyal medya araçları genel olarak herkes

tarafından az veya hiç maliyetle kullanılabilir

3. Kullanılırlık  - Geleneksel medya üretimi çoğunlukla uzmanlaşılmış yetenekler

ve eğitim gerektirmektedir. Çoğu sosyal medya için bu geçerli değildir veya bazı

durumlarda yetenekler tamamen değişmiş ve yenidir, yani herkes üretimde

bulunabilir.

4. Yenilik  – Geleneksel medya iletişimlerinde meydana gelen zaman farkı

(günler, haftalar, hatta aylar) anında etki ve tepkisi olan sosyal medya ile

kıyaslandığında uzun olabilmektedir (Tepkilerin zaman aralığına katılımcılar karar

verir). Geleneksel medya da sosyal medya uygulamalarına adapte olmaktadır,

dolayısıyla yakın zamanda bu farklılık ortadan kalkacaktır.

5. Kalıcılık  - Geleneksel medya yaratıldıktan sonra değiştirilemez (bir dergi

makalesi basıldıktan ve dağıtıldıktan sonra aynı makale üzerinde değişiklik

yapılamaz), oysa sosyal medya yorumlar veya yeniden düzenlemeyle anında

değiştirilebilir.

6. Özgürlük  - Geleneksel medya ile sosyal medya arasındaki belki en önemli

fark özgürlüktür. Geleneksel medya hükümetlerin ve reklam verenlerin baskısı

altındadır ve özgürce yayın yapamaz. Sosyal medya ise kolay erişilebilir, herkes

tarafından eşit düzeyde müdahale edilebilir, global bir platform olduğundan çok daha

özgürdür.

28

Page 29: Web viewSosyal medyadan sonra insan hayatında birçok şey değişmeye başladı

3 BİREYSEL VE TOPLUMSAL ETKİLERİ

3.1 Sosyal Medyanın Bireysel ve Toplumsal Etkileri

Sosyal medyadan sonra insan hayatında birçok şey değişmeye başladı. Sosyal

medyada varolan içerik kullanıcı tarafından oluşturulduğundan yaratıcılık önem

kazanmaya başladı ve katılım çağı doğdu. Medya'nın içeriğini üreten ve medyayı

izleyen arasındaki katı ayrım ortadan kalktı.Bu oluşuma bağlı olarak değişim hızı

arttı. İnsanlar için inovatif olmak ve yeniliklerde başı çekmek önem kazandı.

Gerçekler değil fikirler önem kazandı, objektif olmak değil içten olmak önemli hale

geldi.

Sosyal medya yeni bir ilişkiler ağı ve iletişim jargonu ortaya çıkardı. Bir müstear ismin

arkasına saklanmış olmanın verdiği özgüven bireylere muazzam bir ifade özgürlüğü

bahşetmiş, insanlar bilinçaltının derinliklerinde mahsur kalmış duygu ve düşünceleri

rahatlıkla ifade edebilir hale getirmiştir. Ancak bunun yanında mahremiyet duygusunu

köreltme gibi birtakım olumsuz özelliklerinden de bahsedilmektedir.

Ebeveynlerle çocukları arasındaki iletişim yönü değişti. Ebeveynler şimdiki teknolojik

şartlara yakın şartlarda doğan çocuklarının öğrenme hızlarına yetişemedikleri için

bazı şeyleri çocuklarından öğrenmeye istekli hale geldiler. Bu öğrenme sonucunda

sosyal medyaya daha yatkın hale gelen ebeveynler, çocuklarıyla sanal ortamı

paylaşmaya başladılar ve çocuklarının arkadaş çevrelerini de bu yolla daha yakından

tanıma olanağına kavuştular.

Sosyal medyanın gelişmesiyle, eğitim alanında yenilikler yapılması zorunlu hale

geldi. Web 2.0'a doğan çocukları eğitebilmek için yeni yöntemler oluşturulması ve bu

yöntemlerin yeni şeyler öğretmesi gereksinimi doğdu. Sosyal medya ile okullar

duvarlar arasında kalmaktan kurtuldu.Eğitimde Web 2.0 ile geliştirilen yeni teknikler

kullanılmaya başlandı.

Sosyal medya kullanımında içerik ekleyen her birey eşit olduğundan demokrasi

fikrinin insanların kafasına yerleşebilmesi için uygun ortam sağlanmaktadır. Bu

sayede sosyal medya platformlarının kullanıcıları özgürce fikirlerini aktarabilme

imkanı bulmaktadır. Bu durum, kişilerin internette öne sürdükleri düşüncelere,

paylaşımlara, tanıdıkları olsun olmasın, diğer kişilerin yaptıkları yorumlar ve geri

bildirimlerle bir sosyal etkileşim ortamı ve giderek sanal cemiyetler oluşturmaktadır.

29

Page 30: Web viewSosyal medyadan sonra insan hayatında birçok şey değişmeye başladı

Batı dünyasının sürekli olarak teknolojik gelişmeleri demokrasiyi yaygınlaştırıcı

araçlar olarak pazarlaması, baskıcı rejimlerin internet üzerindeki faaliyetlerini sadece

internet sitelerini kapatmak veya internet sitelerine erişimi yasaklamaktan çıkarıp,

sosyal paylaşım sitelerini protestocuları takip etmekten tutun, kendi propaganda

sitelerini kurmaya kadar genişleyen bir yelpazede pozisyon almaya

yöneltebilmektedir.

Kullanıcının yarattığı içerik, sosyal medyada yayınlanan her içeriğin eninde sonunda

halka mal olması ve çıkar grupları tarafından kullanılabilir hale gelmesi sosyal

medyanın tartışmalı konularından biri hale gelmektedir. Bunun farkında olmayan

insanlar özel hayatlarını sosyal medyada yayınlamaya devam ettikçe “özel hayatın

röntgenlenmesinin” sıradan ve kabul edilebilir bir hal alması ve iletişimin bu yeni

halinin “kimliksiz kişilikler”i oluşturmakta olduğu sosyal medya kullanımına yönelik en

büyük eleştirilerden bazılarıdır.

3.2 Çocuk ve Sosyal Medya

Çağımızın en güçlü kitle iletişim kaynaklarından biri olan bilgisayarlar ve yaşamımıza

birden bire giren internet, bugün bilgilenme, işlem yürütme, haberleşme, eğitim ve

eğlence fonksiyonlarıyla hayatımızın ayrılmaz bir parçası olmuştur. Günümüz

toplumunda insanlar, bilgisayar ile küçük yaşlarda tanışmakta; evde ve okulda, gerek

ödevleri için gerek eğlence için bilgisayardan yoğun bir şekilde etmektedir. Bu açıdan

bakıldığında çocuklar, teknolojiyi iyi kullanan ve onu ileriye taşıyacak etkenlerin

başında gelmektedir. Bilgisayar ve internet, sadece erişkinler için değil; aynı

zamanda çocuklar için de oldukça faydalı bir ortamdır. Çocuklarının, bir eğitim,

eğlence ve iletişim aracı olarak bilgisayarlardan doğru ve etkin bir şekilde

faydalanması adına birçok anne baba, çağa ayak uydurma ve bilgiye daha çabuk ve

etkin bir şekilde erişebilmeleri için çocuklarına bu tür imkânları sunmak

istemektedirler (Kayram.net). Günümüzde çocuklar vakitlerinin çoğunu internet,

televizyon, bilgisayar, akıllı telefonlar ve diğer elektronik aletler gibi çeşitli eğlence

medyaları karşısında geçirmektedirler. Çocukların muhatap oldukları medyalar

karşısında akıllıca tercihler yapabilmelerine yardımcı olabilmek için ebeveynlerin

çocuklarının medya alışkanlıklarını takip etmeleri gereklidir. Fakat burada bir sorun

ortaya çıkmaktadır: Dijital nesille (günümüz çocukları) dijital göçmenler (dijital

30

Page 31: Web viewSosyal medyadan sonra insan hayatında birçok şey değişmeye başladı

dünyaya sonradan katılanlar-bir önceki kuşak) arasında bilgi ve beceri uçurumu

dolayısıyla ebeveynler dijital teknolojilerin kullanımıyla ilgili çocuklarına bilgi ve beceri

verecek düzeyde değillerdir. Marc Prensky’ye göre günümüz çocukları yani dijital

nesil ile bir önceki nesil yani dijital göçmenler arasında düşünme ve bilgiyi işleme

konularında çok farklar vardır, günümüzde medyanın çevrelediği bir dünyada

yaşadıkları ve dijital dünyayla yüksek oranda etkileşimlerinden dolayı çocukların

düşünme şekilleri oldukça değişmiştir. Günümüz çocuklarının çoğu bilgisayarların,

video oyunlarının ve internet’in dijital dilini “anadil olarak” bilmekteyken, ebeveynleri

artık modası geçmiş bir dil konuşmaktadır. Küçük yaşta öğrenilen dilin ileriki yaşlarda

öğrenilene göre beynimizde farklı bir bölgede muhafaza edilmesinden dolayı dijital

neslin dijital gereksinimleri edinmesi ile anne babalarının sonradan dijital kültürü

öğrenmesi arasında çok büyük farkların oluşacağı ileri sürülmektedir. Beynin

nöroplastik özelliği sayesinde çevreden veya diğer faktörlerden kendisine yapılan

girdiler doğrultusunda kimyasal ve fiziksel olarak şekillendiğini ve dijital nesil ile dijital

göçmenler arasında beyin kimyasında ve şekillerinde bile farklılıklar olduğu ifade

edilmektedir (Prensky, 2001: 1-10). En popüler sosyal medya ağı olan Facebook'a

kaydolabilmek ve hizmetlerinden yararlanabilmek için en az 13 yaşında olmanız

gerekir. Aksi bir durumda, yaş şartını sağlayamayan bir kullanıcıyı şikayet edebilmek

için Facebook size bir şikayet formu sunmaktadır. Yine popüler sosyal medya

ortamlarından biri olan Twitter, hizmetlerinin 13 yaş altı çocuklara yönelik olmadığını

belirtmektedir. Eğer 13 yaşın altındaki çocuklar ebeveynlerinden izinsiz twitter

kullanırlarsa, ebeveynin başvuru yapması halinde hesabın kapatılacağı

bildirilmektedir. Sosyal ağlar eğitim, bilgi temini ve paylaşımı konularında oldukça

faydalı ve eğlenceli olabileceği gibi çocuklar için riskler de içerebilir. Çocuklar

genelde sosyal medyayı oyun oynamak ve çeşitli eğlence amaçlarıyla

kullanmaktadır. Sosyal ağ sitelerinin pek çoğunun yaş kısıtlaması (genelde 13 yaş)

vardır, fakat pratikte bu yaş sınırlarına uyulduğu söylenemez. Örneğin Avrupa

ülkelerindeki 9-12 yaştaki çocukların 5’te 1’inin Facebook hesabı vardır ve bu bazı

ülkelerde 10’da 4’e Çocuklarda Sosyal Medya Kullanımı ve Ebeveyn Rolü 563

çıkabilmektedir (Livingstone vd., 2012: 1-3). Ebeveynlerin bu sitelerin kullanım

şartlarını anlamaları ve çocuklarına bunu anlatmaları çok önemlidir. Sosyal medya

kullanımı Avrupa’daki çocuklar arasında oldukça yaygındır: 9-12 yaşlarındaki

çocukların %38’i, 13-16 yaşları arasındakilerin ise %77’si bir sosyal medya profiline

31

Page 32: Web viewSosyal medyadan sonra insan hayatında birçok şey değişmeye başladı

sahiptir. 9-16 yaşlarındaki internet kullanıcılarının 3’te 1’inin Facebook hesabı vardır

(Livingstone vd.2011:3-11). Özellikle son 5 yılda kullanıcı sayısı yüksek oranda artan

sosyal medyanın çocuklar üzerinde olumlu ve olumsuz etkileri olabilmektedir. Bu

etkilerin olumlu olanlarından bazılarını şöyle sıralamak mümkündür: - Bir sosyal

medya ağının parçası olmak çocukların sosyal becerilerini geliştirebilir, - Belli bir

arkadaş kitlesiyle sürekli irtibat halinde olmaları aidiyet hislerini geliştirir, - Sosyal

medya sayesinde sınıfta ele alınan konuları okul bittikten sonra da tartışabilme ve

bilgi edinme olanağı vardır, - Sosyal medya çocukların kendi kimlikleri ve

yaratılışlarını tanımaları ve karakterlerini geliştirmeleri olanağı sağlar, - Kendileriyle

aynı fikirde olan akranlarıyla paylaşımda bulunarak düşüncelerine destek bulurlar, -

Kendi sağlıklarıyla ilgili bilgiye ulaşırlar, sorunlarını tartışırlar ve bunu kimliklerini

açıklamadan yapabilirler. Sosyal medyanın olumsuz yönlerine bakıldığında

çocukların karşılaşabileceği riskler aşağıdaki şekilde sıralanabilir, sosyal medya

kullanımı esnasında çocuklar: - Siber zorbalığa maruz kalabilirler ve diğer kullanıcılar

tarafından rahatsız edilebilirler, - Cinsel içeriklere muhatap olabilirler (cinsel açıdan

açık mesajlar, fotoğraflar veya görüntüler gönderebilir veya alabilirler) - Kişisel ve

mahrem bilgilerini deşifre edebilirler, - Gereğinden fazla bilgi paylaşımı yapabilirler, -

Kötü niyetli kişilerin saldırılarına karşı açık ve korunmasız kalabilirler, - Yaşlarına

uygun olmayan şekilde yüksek oranda reklam içeriklerine maruz kalabilirler, - Fiziksel

aktivitelere daha az zaman ayırmak zorunda kalabilirler. (O'Keeffe, ve ark. 2011: 1-5,

Rudiger 2013:5), Burada önemli olan konu çocukların bu kötü etkilere istemeden

maruz kalmalarıdır, çocukların bu konularla ilgili bilgilendirilmeleri konusunda anne

babalara ve öğretmenlere büyük görevler düşmektedir (Petraki, 2013: 4-6). Çocuklar

geleneksel medyada henüz gerçeklik ve yorum ayrımını yapamadıkları ve eleştirel

bakış açısı geliştiremedikleri gibi sosyal medyada da paylaşılan bilgilerin ve

kullandıkları programların ve edindikleri bilgilerin gerçekliğin yapılandırılmış bir

versiyonu olduğunu anlamaları beklenemez. Benzer şekilde Almanya’da yapılan bir

araştırmaya göre çocukların bazı sosyal medya türlerinin diğerlerine oranla daha

güvenilir olduklarını düşündüğü ve özellikle akıllı telefonlarında kullandıkları arayüz

programlarının yapımcılarına güvendikleri ve bu programların güvenli olduğunu

düşündükleri ortaya çıkmıştır (Rudiger, 2012: 26-40). Öte yandan Amerikan Pediatri

Akademisi’nin bir raporunda belirtildiği üzere daha çok çocuklukla ergenlik çağları ve

ergen çağlarda görülmekle birlikte aşırı Facebook kullanımı nedeniyle kişilerin

32

Page 33: Web viewSosyal medyadan sonra insan hayatında birçok şey değişmeye başladı

“facebook depresyonu” tabir edilen bir duruma yakalanmaları mümkündür. Bu durum

online hayatın yoğunluğu nedeniyle aşırı internet ve sosyal medya kullanan kişilerin

günlük hayat örgülerindeki yoğunluğu düşük bulmaları sorunudur (Gwenn ve

Pearson, 2011: 802). Benzer şekilde, Avusturalya “Better Health Channel”’ın

verilerine göre kişinin diğer hayat ilişkilerine (yakınlarıyla iletişim, çalışma hayatı ve

sağlık) zarar verecek şekilde internet’te vakit geçirmeye yönelik zorlayıcı bir istek

duyması internet bağımlılığı olarak tanımlanmaktadır (Healey, 2011: 15). Çocukların

ekran karşısında geçirdikleri süreyi kısıtlayarak, onlara kitaplar, gazeteler, board

oyunları gibi elektronik olmayan vakit geçirme olanakları sunarak, eğitim medyaları

kullanmalarını sağlayarak ve televizyonu onlarla birlikte izleyerek medya

deneyimlerinde rehberlik etmek mümkündür. 9-15 yaşları arasındaki 25,142 çocuk

üzerinde 25 ülkede gerçekleştirilen EU Kids Online adlı bir araştırmada aşağıdaki

bilgiler elde edilmiştir: - Ebeveynler çocuklarının internet kullanımını kısıtlamak yerine

onlarla birlikte olumlu internet kullanımı deneyimleri yaşamalıdırlar, - Kısıtlayıcı

ebeveynlik online riskleri azaltırken, çocukların internet’te karşılaşabilecekleri

olanakları ve becerilerini de kısıtlamaktadır, - Fakat ebeveynler çocuklarının internet

kullanımına aktif olarak aracılık yapabilmeleri halinde hem risklerin hem de zararın

azaldığı görülmüştür. - Aktif meditasyon ebeveynlerin çocuklarıyla internet hakkında

konuşmaları, çocukları internet’e girerken yanlarında veya yakınlarında oturmaları ve

onları interneti keşfetmeleri konusunda cesaretlendirmeleri anlamına gelmektedir, -

Ebeveynlerin filtre kullanmaları yani teknik aracılık yapmaları çocukların online

risklerle karşılanmalarını azaltmaz ve engellemez. - Çocukların internet kullanımının

önemi ebeveynler tarafından yeterince anlaşılamamaktadır.(Livinstone, Duerager,

2012:

1-3).

3.3 Sosyal Medya Bağımlılığı

Medya bağımlılığı,gelişmiş toplumların sosyal yapılarından (arkadaşlık ilişkileri,

komşuluk ve iş ilişkileri vb.) yola çıkarak, bilgi elde etme konusunda sosyal ilişkiler

yerine medyaya bağımlı olduklarını ileri sürmektedir. Yaklaşım bağımlılığın özellikle

dedaha çok bilgiye ihtiyaç duyulan istikrarsızlık dönemlerinde artmaya başladığı

(Watson ve Hill, 1989: 54) tezi üzerinde durmaktadır. Yaklaşımın bağımlılığı; sistem

yaklaşımı doğrultusunda sosyal sistemler, medya sistemleri ve izleyiciler perspektifi

33

Page 34: Web viewSosyal medyadan sonra insan hayatında birçok şey değişmeye başladı

içinde ele aldığı ve bunlar arasındaki ilişkilerden (De Fleur ve Ball-Rokeach, 1977:

261-280) yola çıktığı görülmektedir. Medya bağımlılığı, sistem yaklaşımı içinde

Kullanımlar ve Doyumlar, Gündem Kurma, Bilgi Gediği gibi tarzlarla birlikte bütünleşik

bir teori oluşturmak düşüncesindedir. Profil oluşturma ve bağımlılık gerekçeleri

aşamasında da Kullanımlar ve Doyumlar’dan yararlanılabilmektedir. İnanç, duygu ve

davranış, üzerinde hangi medya mesajlarının ne zaman etkide bulunacağı (De Fleur

ve Ball-Rokeach, 1977: 261) üzerine yoğunlaşan Medya Bağımlılığı, bağımlılık

kavramını ve tipolojisini de bu kavramlara dayandırmaktadır. Yaklaşımın konusu olan

bağımlılık, güçlü bir yapma isteği (yapıldığında rahatlama, yapılmadığında ise bir

boşluk, huzursuzluk hali, yoksunluk duygusu) ile bundan elde edilen doyum oranında

ortaya çıkmaktadır.Bağımlılık, bir anlamda daha önceden denenmiş ve belli bir

doyuma yol açmış, gelecekte de yeni doyumlara neden olabileceği öngörülen bir

düşünce veya eylem kaynaklı olabilir. Ancak, daha önceden denenenler yeterli

doyuma sahip değillerse, yeni olanlar konusunda da bir koşullanmadan bahsetmek

olanaklı hale gelebilmektedir. Bağımlılıkta önemli olan kavramlardan birisi de bireyin

huzursuzluktan kaçınma eğilimi içinde olmasıdır. Bağımlılık yaratan unsur bireylerin

huzursuzluktan kaçınmalarını sağlıyorsa daha çok kabul görmektedir. Ancak kullanım

sürelerinin uzamasıyla; kullanılan araçların insanları huzursuzluktan kurtarırken, aynı

zamanda tekrar huzursuzlandırdığı (en azından aynı kullanımların eski doyumu artık

vermemeye başlaması), bunu aşmak için ise daha fazla aracı kullanmak eğiliminin

belirdiği görülmektedir. Bu döngü özellikle madde bağımlılığın belirlenmesinde temel

işaretlerden birisi olabilmektedir. M. Hazar Bahar 2011, Sayı:32 Bağımlılık tipolojisini,

• Bilişsel • Duygusal (sosyalleşme ve kaçış) • Davranışsal (araçsal ve eylemsel)

şeklinde belirlemek olasıdır. Bilişsel içerikli bağımlılık, bireylerin yaşamları veya ilgileri

konusunda gerekli bilgileri toplaması gerektiğini, daha çok bunlara bağımlı

olunduğunu öngörmektedir. Birey hayatını devam ettirecek veya kolaylaştıracak

bilgileri elde etmek için medyaya başvurur ve bu başvurmanın süresi, tekrarı,

medyaya güveni, bilişsel bilgileri medyadan elde etmeden kendini rahat

hissetmemesi bağımlılığı gösterir. Duygusal bağımlılık tipolojisini ise sosyalleşme ve

sosyalleşmeden kaçış şeklinde ele almak olasıdır. Bireyler sosyalleşmek

istediklerinde medyayı ve dolayısıyla sosyal medyayı kullanmak eğilimindedirler. Bu

yüzden medyanın asosyal veya anti-sosyal kişilikler yarattığı eleştirileri karşısında,

aslında medyanın sosyalleşmeyi sağladığı, bireylerin medya kanalıyla birbirleriyle

34

Page 35: Web viewSosyal medyadan sonra insan hayatında birçok şey değişmeye başladı

daha çok ilişki kurduğu ileri sürülebilmektedir. Sosyal medyaya baktığımızda da

sosyal hayatta itilenlerin veya itildiğini düşünenlerin burada daha kolay tutunduğunu,

bir nevi sosyalleştiğini, hatta sosyalleşmeden kaçış oranlarına yüksek ise

normalleştiklerini sürebiliriz. Duygusal bağımlılık tipolojisinin ikinci yüzü ise

sosyalleşmeden kaçış olarak ortaya çıkmaktadır. Bireyler sosyal medya sayesinde

tanımadıkları insanlarla, kendilerini farklı göstererek iletişim kurmakta, olduğu gibi

değil de olması gerektiği gibi davranmaktadırlar. Yüzyüze ilişki kurduğunda

beğenilmeyeceğini, istenmeyeceğini düşünen kişilerin sosyal medyanın yeniden ve

kolaylıkla oluşturulabilen hayal evreninde daha mutlu olacakları kesindir. Ayrıca,

sosyal medya kullanımı bir şekilde rahatlığın, özensizliğin hüküm sürdüğü bir ortamı

da beraberinde getirmektedir. Artık, dudağımızın kenarında ketçap lekeleri,

üzerimizde pijamalar, belki de yırtık çoraplar ve yağlı saçlarla sosyal medya

mecrasında harikalar yaratıp bir sürü takipçi, yada beğenen elde etmek mümkün

olabilmektedir. Dolayısıyla bu beğenilirlik (aynı etkiyi sosyal hayatta da

yapamayacağımız endişesi) paradoksal bir biçimde bizi insan içine çıkmaktan daha

fazla alıkoyabilmekte bağımlılığımızı pekiştirebilmektedir. Davranışsal bağımlılık

tipolojisi ise araçsal ve eylemsel olarak iki şekilde ele alınabilir. Araçsal

bağımlılık,içerikten bağımsız olarak belirmektedir. Bireyler İletişim Kuram ve

Araştırma Dergisi herhangi bir mesajla ilgili beklentileri olmasa da sosyal medya

araçlarını kullanabilmektedirler. Bu tip bağımlılıkta birey ne olursa olsun günün belirli

saatlerinde sosyal medya araçlarını kullanma yoluna gitmektedir. Ayrıca bireylerin

yüz yüze iletişim kurduktan sonra tekrar aynı kişilerle bir de sosyal medya kanalıyla

iletişim kurması da bir ölçüde bu araçlara olan bağımlılığı ortaya koymaktadır.

Eylemsellik ise tamamıyla mesajın içeriğiyle ilgilidir. Mesajın anlamlandırılmasına

bağlıdır.Sosyal medya tıpkı Arap Baharı’nda olduğu gibi herhangi bir eylemde

buluşmak için kullanıldığı gibi, hiçbir yere çıkmadan bilgisayar başında ilgili mesajın

gerektirdiği eylemler şeklinde de değerlendirilebilir.

3.4 Sosyal Medyanın Kullanma Profili

Deneklere günlük olarak sosyal medya uygulamalarına ne kadar süre ayırdıkları

sorulduğunda, % 50.4’ü 2-4 saat, % 31.9’u en fazla bir saat, % 9.7’si 5 saat ve

üstüseçeneğini işaretlemişlerdir. İnternet kullanımıyla karşılaştırıldığında internete

35

Page 36: Web viewSosyal medyadan sonra insan hayatında birçok şey değişmeye başladı

girenlerin çok önemli bir kısmının sosyal medya üzerinde yoğunlaştıkları

görülmektedir. Sosyal medyayı kullanmadığını ileri süren denekler ise % 8.1

oranında kalmaktadır. Hangi sosyal medya uygulamalarını tercih ettikleri

sorulduğunda, çok büyük bir çoğunlukla (% 76.2) Facebook öne çıkmaktadır. Bunu %

7.3’le Youtube, % 4’le Twitter takip etmektedir. Facebook’un bu kadar çok tercih

edilmesinin nedeni, ihtiyaçlara yeterli karşılık vermesinin yanında, yaygınlaşmasında

aranmalıdır. Takipçilerin sayısı, güncelleme oranları, sosyal medyada geçirilen

zaman iletişim kurmak isteyenlereverilen önemi gösterdiğinden Facebook’dayer

edinmek olmazsa olmazlardan birisi haline gelmiştir. Deneklere sosyal medyayı daha

çok hangi amaçlarla kullandıkları sorulduğunda, % 47.2 oranıyla önemli bir kısmı bilgi

edinmek seçeneğini işaretlemişlerdir. Diğerleri ise, % 23 haberleşmek, % 10.1

eğlenmek, % 10.1 fotoğraf, video ve müzik paylaşmak, % 2.8 oyun oynamak, % 2.4

para kazanmak, % 0.8 bloglara katılmak şeklinde gerçekleşmiştir. Sosyal medyayı

kullananların iletişim kurmak için en çok hangi özellikleri dikkate aldıkları

sorulduğunda, % 54.4 ile benzer ilgi alanları ön plana çıkmaktadır. Diğerleri ise %

12.5 siyasal düşünce, % 12.1 meslek, % 6 cinsiyet, % 3.2 yaş, % 3.2 yaşanılan yer

şeklinde vurgulanmaktadır. İnsanların belirli şeyleri paylaşabilmeleri, iletişim

kurabilmeleri için ortak denem alanının varlığının önemli bir avantaj teşkil ettiği göz

önüne alınırsa, benzer ilgi alanlarının partner seçmede dikkate alınmasının normal

karşılanması gerekmektedir.

3.5 Sosyal Medya ve Sosyal Ağ Sitelerinde Online Reklam Uygulamaları

Sosyal medya kapsamındaki internet sitelerine gösterilen ilgi, dolaylı olarak reklam

uygulamalarının geleneksel ortamlardan yeni nesil elektronik ortamlara kaymasına

neden olmakta ve sözü geçen yeni nesil uygulamalar gerek küçük ölçekli gerekse

büyük ölçekli şirketler tarafından tercih edilerek kullanılmaktadır. İnternet

reklamcılığının çeşitli şekillerinden en çok kullanılanı banner reklamları iken, ikinci

sırada site sponsorlukları gelmektedir. Ancak bu iki yöntemden farklı olarak kullanılan

spam, blog, pop-up ve arama motorları, forumlar ve sosyal ağ siteleri v.b. aracılığıyla

da reklamlar gerçekleştirilmektedir (Wells ve diğerleri, 2000), (Kutsal, 2006),

(Babacan, 2005), (Kırbaş, 2007). İnternet billboardları olarak da adlandırılabilen

36

Page 37: Web viewSosyal medyadan sonra insan hayatında birçok şey değişmeye başladı

bannerlara örnek olarak Visa veya Mastercard’ın online alışveriş sitelerindeki

reklamları gösterilebilir (Wells ve diğerleri, 2006). Blog reklamlarına dair ilk örnek ise

Marqui firmasının popüler blog sitelerine reklamlarının gösterilmesi karşılığında ücret

ödemeyi vaat etmesiyle gerçekleşmiştir (Kırbaş, 2007). Dell firmasının @DellOutlet

adı altında oluşturduğu forumlar, ve facebook ve twitter gibi sosyal ağ siteleri

aracılığıyla takipçileri için geliştirdiği özel kampanyalar sayesinde iki yıl gibi kısa bir

sürede bilgisayar ve bilgisayar ekipmanlarında 6,5 milyon dolar civarında satış

hacmine erişmesi, sosyal medya aracılığıyla gerçekleştirilen reklam uygulamalarının

etkinliğini ortaya koyması açısından önemli bir örnektir (community.dell.com).

Bununla beraber Starbucks ve Toyota firmalarının çok az kişi çalıştırarak ve birçok

sosyal medya kanalında faaliyet göstererek elde ettikleri satış başarıları, müşterilerle

kurdukları iyi iletişim ve müşteri beklentilerine cevap verebilme konularındaki

başarılarıyla ilişkilendirilmiştir (engagementdb.com). Ünlü moda firması Chanel ise

piyasaya sunduğu yeni ürününün reklamını yeni medya yöntemleri aracılığıyla şu

şekilde gerçekleştirmiştir (Wniner, 2009).

nytimes.com ve nymag.com aracılığıyla web sitesi reklamları,

Google ve Yahoo aracılığıyla arama motoru reklamları,

Yeni ürünün ismiyle oluşturulmuş bir web sitesi aracılığıyla reklam,

beautyaddict.blogspot.com ve blogdorfgoodman.blogspot.com aracılığıyla bloglar

üzerinden reklam, 62 Electronic Journal of Vocational Colleges-December/Aralık

2014

VIP müşterilere gönderilen özel maillerle özel etkinliklerden haberdar edilmesi.

Company (2009)’nin çalışmasında reklamcıların sosyal ağ sitelerine dair muhtemel

değerledirmeleri şu şekildedir.

Sosyal ağlarla daha fazla müşteriye ulaşılıp daha etkin iletişim kurma imkanına

sahip olunabilir.

Yeni reklam uygulamaları değişimi kaçınılmaz kılar.

Tek taraflı reklam anlayışındansa site üyelerinin katılımın sağlandığı iletişim temelli

bir reklam modeli sağlanması, reklamların etkinliğini artırır.

Genelde yerel tonda reklamlar benimsenmelidir.

Sosyal medyada reklamların ağızdan ağza yayılma oranı yüksek olduğundan,

mütevazi, sempatik ve dikkat çekici mesajlar gerektirir.

Reklamlar değer katma odaklı olmalıdır.

37

Page 38: Web viewSosyal medyadan sonra insan hayatında birçok şey değişmeye başladı

Sosyal ağların kişisel iletişim açısından güçlü yönleri reklamlarla desteklenmeli,

böylece reklamların etkili iletişimden payını alması sağlanmalıdır. dreamgrow.com

sitesinin yaptığı araştırmada 2011 yılında Amerika pazarında en çok ziyaret edilen

sosyal paylaşım sitelerinden ilki yüzde 65,15’lik pay ile Facebook olmuş ve bu alanda

daha önce üstünlüğü elinde bulunduran Myspace’i geride bırakmıştır. Ayrıca

Facebook’un A.B.D.’deki ziyaret trafiği Google’ın da üzerinde yer almakla birlikte

(Alabay, 2010), 2011 yılında elde ettiği gelirlerin yaklaşık %85’ini reklam gelirleri

oluşturmaktadır (marmaraweb.com). En çok ziyaret edilen ve kuruluşlu itibariyle

reklam uygulamalarına yer vermeyen bir sosyal ağ sitesi olarak Twitter da, büyüyen

reklam pastasından pay alabilmek için 2010 yılında reklam uygulamalarına yer

vermeye başlamıştır (blog.twitter.com). Şekil 1’de 2011 yılı itibariyle başlıca sosyal

ağların A.B.D’deki ziyaret trafiği gösterilmiştir. En çok ziyaret edilen sosyal ağ olan

Facebook’un ardından ikinci sırayı Twitter almakta, iş ve profesyonel yaşam odaklı

ağlardan Linkedin ise önemli bir ziyaretçi kitlesiyle üçüncü sırada yer almaktadır

(webrazzi.com). Facebook reklam uygulamalarına dair; NY Times ve Coca Cola’nın

marka isminin üyeler aracılığıyla Facebook kanallarında dolaşımını sağlayarak,

markaların sürekli göz önünde kalmasını hedefleyen çeşitli uygulamaları, Diesel’in

interaktif uygulamalar, videolar, mini oyunlar ve çeşitli sürprizlerden oluşan bir cazibe

alanı oluşturması (facebook.com) İsveç merkezli mobilya üreticisi Ikea’nın yeni açılan

mağazalarının tanıtımı için Facebook tabanlı uygulamalar geliştirmesi

(elmaaltshift.com) örnekleri verilebilir. İş dünyasına ve profesyonellere yönelik olarak

faaliyette bulunan ağlardan, en çok ziyaretçi sayısına sahip olan Linkedin’de ise,

banner kullanımı, özel uygulamalar, marka sayfaları, anketler, kullanıcılara doğrudan

mesaj gönderimi gibi pek çok reklam modeli, kullanıcıların dahil oldukları sektörler,

çalıştıkları pozisyonlar ve içinde bulundukları şirketlerin özellikleri göz önüne alınarak

kullanılmaktadır (sosyalmedya.com). Facebook, Twitter, Myspace vb. sosyal ağ

sitelerinde yer alan uygulamaların çoğunluğunun demografik ve ilgi seviyesine göre

bölümlendirilmiş olması, bu sitelerde yer alan reklamların işletmeden tüketiciye (B2C)

hedef kitlesine ulaşmada oldukça etkili olması sonucunu doğurmaktadır

(blog.klinik.com.tr). Profesyonel yaşam ve iş hayatı ile ilgili uygulamalarla ön plana

çıkan sosyal ağlar olarak, reklam faaliyetlerini kullanıcılara dair sektörel ve kurumsal

bilgiler ışığında gerçekleştirdiğinden; Linkedin vb. ağlar ise, işletmeden işletmeye

(B2B) reklamlar için oldukça etkili platformlar olarak tanımlanabilir (blog.klinik.com.tr).

38

Page 39: Web viewSosyal medyadan sonra insan hayatında birçok şey değişmeye başladı

Hacıefendioğlu (2011), sosyal paylaşım sitelerinin reklam ortamı olarak

kullanılmasıyla ilgili araştırmasında, sosyal paylaşım siteleri üyelerinin yayınlanan

reklamların içeriğine yüzde 75,8 oranında baktıkları ve yüzde 59,2 oranında reklama

konu olan ürünleri başkalarına tavsiye ettikleri görülmüştür.Sosyal paylaşım

sitelerinin geneli doğrultusunda elde edilen bu sonuç, gerek kişisel gerekse

profesyonel katılıma dayalı sosyal paylaşım siteleri aracılığıyla gerçekleştirilen reklam

uygulamalarının etkinliğini bir kez daha gözler önüne sermektedir (Hacıefendioğlu,

2011).

39

Page 40: Web viewSosyal medyadan sonra insan hayatında birçok şey değişmeye başladı

SONUÇ

Uluslararası ağ anlamına gelen internetin farklı imkânlarla farklı amaçlar için

kullanımı, bu ortamın yeni medya olma özelliğini artırmıştır. . Dolayısıyla medyanın

yeni medya olarak ifade edilmesi, iletişim sektöründeki gelişmelerle ilgilidir.  Sosyal

medya geleneksel medyanın aksine sıfır maliyetle kullanılır, erişim imkânları daha

kolaydır, kullanım bakımından basitlik arz eder ve üzerinde değişimi kolay olduğunda

sabitlik söz konusu değildir. Sosyal medyanın hızlı geri bildirimi kullanıcı açısından

önemlidir. Öte yandan sosyal medyanın birtakım dezavantajları da bulunmaktadır.

Bunlardan biri çok hızlı yayılması sonucu takibinin ve kontrolünün zorlaşmasıdır.  

Sosyal medya kavramı ele alındığında karşılaşılan diğer bir kavram ise sosyal

ağlardır. Sosyal ağlar, kitlelerle paylaşılması için kişinin kendi profilinin paylaşılmasını

zorunlu kılması sonucu kullanıcıların birbirlerinin profillerini eklemesine olanak

tanıyan ve sistemdeki her kişinin birbirini görmesini sağlayan web tabanlı hizmetler

olarak görülmektedir. Öte yandan sosyal ağlar, birbiriyle ilgili olan ve farklı grupları

içinde barındırabilen web ortamında bir grubu ifade etmektedir. Sosyal ağlar,

facebook gibi sosyal siteleri, fotoğraf paylaşım sitelerini, video paylaşım sitelerini,

iş sektörü için hazırlanmış profesyonel siteleri, blogları, wikileri vb. içermektedir.

Sosyal ağlar günlük hayatın niteliğini artırmakla beraber, kişilerin özel hayatlarını

deşifre etmesi nedeniyle eleştiri konusu olmaktadır. Ancak bu durum sosyal ağlara

olan ilgiyi azaltmamaktadır. Çünkü gençler artık zamanlarının çoğunu okul ortamları

yerine dijital ortamlarda geçirmektedirler. Bu dijital araçlar da günlük hayatın rutini

haline gelmektedir. Bu anlamda gençler mobil ulusun dönüştürücüsü ve taşıyıcısı

durumundadırlar. Öte yandan araştırmalar gençlerin gerçekte fazla seçeneklerinin

olmadığı ve bir şekilde dijital ortama bağlandıklarını göstermektedir

40

Page 41: Web viewSosyal medyadan sonra insan hayatında birçok şey değişmeye başladı

KAYNAKÇA

Sosyal Medya ; Vikipedi, Özgür Ansiklopedi (https://tr.wikipedia.org/wiki/Sosyal_medya)

Yeni Medya ; Vikipedi, Özgür Ansiklopedi (https://tr.wikipedia.org/wiki/Yeni_medya)

Sosyal Ağ ; Vikipedi, Özgür Ansiklopedi (https://tr.wikipedia.org/wiki/Sosyal_a%C4%9F)

Dağhan IRAK - Onur YAZICIOĞLU ; Türkiye Ve Sosyal Medya

Hediyetullah AYDENİZ; Medyayı Tanımak

Melda Cinman ŞİMİŞEK – Nurçay TÜRKOĞLU; Medya Okuryazarlığı

Birol GÜLNAR – Şükrü BALCI ; Yeni Medya ve Kültürleşen Toplum

Anadolu Eğitim Platformu ; Medya ve İletişim

Filiz AYDOĞAN ; Küresel Medya

Beter BURKE – Asa BRIGGS çev. Ümit HÜSREV ; Medyanın Toplumsal Tarihi Guttenberg’ten İnternet’e

Z. Beril Akıncı VURAL- Mikail BAT ; Yeni Bir İletişim Ortamı Olarak Sosyal Medya: Ege Üniversitesi İletişim Fakültesine Yönelik Bir Araştırma  (http://journal.yasar.edu.tr/wp-content/uploads/2012/08/3_BVural_MBat.pdf)

Necla TEKTAŞ ; Üniversite Öğrencilerinin Sosyal Ağları Kullanımlarına Yönelik Bir Araştırma (http://dergipark.ulakbim.gov.tr/usakjhs/article/viewFile/5000039567/5000038453)

Murat HAZAR ; Sosyal Medya Bağımlılığı-Bir Alan Çalışması (ilet.gazi.edu.tr/posts/download?id=13206)

Öğr. Gör. Ali ULUSOY - Öğr. Gör. Mustafa BOSTANCI ; Çocuklarda Sosyal Medya Kullanımı Ve Ebeveyn Rolü (http://www.jasstudies.com/Makaleler/1211690525_32-%C3%96%C4%9Fr.%20G%C3%B6r.%20Ali%20ULUSOY-Mustafa%20BOSTANCI.pdf)

Günay EROL - Azize HASSAN ; Gençlerin Sosyal Medya Kullanımı Ve Sosyal Medya Kullanımının Tatil Tercihlerine Etkisi (http://www.sosyalarastirmalar.com/cilt7/sayi31_pdf/8digersosyalbilimler/erol_gunay_azizehassan.pdf)

Kenan İLİ ; Sosyal Medya Ortam Ve Araçlarının Öğrenci Davranışlarına Etkisi (http://www.openaccess.hacettepe.edu.tr:8080/xmlui/bitstream/handle/11655/1796/105fca91-5f67-4e62-8845-fdb13dd6b532.pdf?sequence=1)

41

Page 42: Web viewSosyal medyadan sonra insan hayatında birçok şey değişmeye başladı

Sami Sonat ÖZDEMİR - Meltem ÖZDEMİR - Eray POLAT - Ramazan AKSOY ; Sosyal Medya Kavramı Ve Sosyal Ağ Sitelerinde Yer Alan Onlıne Reklam Uygulamalarının İncelenmesi(http://www.ejovoc.org/makaleler/aralik_2014/pdf/06.pdf)

Ayşegül Elif KARAGÜLLE - Berk ÇAYCI ; Ağ Toplumunda Sosyalleşme Ve Yabancılaşma (http://acikerisim.iku.edu.tr:8080/xmlui/bitstream/handle/11413/1092/tojdac_v04i101.pdf?sequence=1&isAllowed=y)Yrd.Doç.Dr. Necmi Emel DİLMEN- Öğr.Gör. Sertaç ÖĞÜT ; “Yeni İletişim Ortamları ve Etkileşim”e İletişimsel Bilişim Yaklaşımı (http://www.ocelott.com/documents/papers/yeni_iletisim_ortamlari_ve_etkilesime_bilisim_yaklasimi-ogut-dilmen-tr.pdf)

Yılmaz BARIŞ ; Sosyal Medya Nedir ? (http://sosyalmedyal.com/sosyal-medya-nedir/)

Yılmaz BARIŞ ; Sosyal Medyanın Gelişimi Ve Geleceği (http://blog.yilmazbaris.com/2013/03/sosyal-medyann-gelisimi-ve-gelecegi.html)

Mustafa Çağrı GÜVEN ; En popüler 10 Sosyal Ağ (https://onedio.com/haber/en-populer-10-sosyal-ag-408673)

Yrd. Doç. Dr. Fatma KAMİLOĞLU - Yrd. Doç. Dr. Özge U. YURTTAŞ ; Sosyal Medyanın Bilgi Edinme ve Kişisel Gelişim Sürecine Katkısı ve Lise Öğrencileri Üzerine Bir Alan Çalışması (dergipark.ulakbim.gov.tr/gsuilet/article/download/5000080023/5000074275)

Hakan DEMİREL ; Sosyal Alemin Devleri ve Kurucuları (http://www.hakandemirel.com.tr/sanal-alemin-devleri-ve-kuruculari)

42