yapim yÖnetİmİ ve ekonomİsİ
DESCRIPTION
YAPIM YÖNETİMİ VE EKONOMİSİ. Doç.Dr. Candan ÇINAR. “Ekonomi” kelime anlamı olarak; Yunanca “ Oikonomikus ” dan gelir, ev idaresinde tecrübelenmek anlamına gelmektedir. EKONOMİYE GİRİŞ. Ekonominin çeşitli tanımları vardır; - PowerPoint PPT PresentationTRANSCRIPT
YAPIM YÖNETİMİ VE EKONOMİSİ
Doç.Dr. Candan ÇINAR
EKONOMİYE GİRİŞ
“Ekonomi” kelime anlamı olarak; Yunanca “Oikonomikus” dan gelir, ev idaresinde tecrübelenmek anlamına gelmektedir.
Ekonominin çeşitli tanımları vardır;
1. Ekonomi, para kullanılarak ya da para kullanılmadan insanlar arasında değişim işlemlerine neden olan faaliyetlerin incelenmesidir.
2. Ekonomi, insanların çeşitli mallar (buğday, sığır, pardesü, yol, uçak, yat gibi) üretmek ve bunları tüketmek üzere toplumun çeşitli üyelerine bölüştürmek için kıt ya da sınırlı üretim kaynaklarının (toprak, işgücü, makine gibi sermaye malları ve teknik bilgi) hangi biçimde kullanıldıklarını inceler.
3. Ekonomi, insanı günlük geçiminikazanırken ve yaşamından zevk alırken inceler.
4. Ekonomi, insanlığın tüketim ve üretim etkinliklerini nasıl düzenlediğini inceler.
5. Ekonomi servetin (zenginliğin) incelenmesidir.
Bugün iktisatçılar şu tanım üstünde anlaşmış görünmektedirler;“Ekonomi, insanların ve toplumların para kullanarak ya da para kullanmadan zaman içinde çeşitli mallar üretmek ve bunları bugün ve gelecekte tüketmek üzere, toplumdaki bireyler ya da gruplar arasında bölüştürmek için kıt üretim kaynakları kullanmak konusunda tercihlerini inceler”
Ekonominin esas amacı; insanoğlunun ihtiyaç ve gereksinimlerini karşılamak için kıt (sınırlı) kaynak problemini çözmekte yapılabilir – uygulanabilir kararlar vermektir.
Bakış açısı ne olursa olsun burada en önemli şey en fazla sayıda insanın ihtiyaçlarını karşılayacak biçimde kaynakların dağıtımını sağlamaktır.
Ekonominin etkileri gerek yerel, gerekse de ulusal ve uluslararası olarak günlük yaşamın içindedir ve günlük yaşamı şekillendirir;
fiyat artışları, değişen faiz oranları, işsizlik, ekonomik durgunluk ya da ücret dengesi problemleri.
Modern ekonomi biliminin ilk görevi, üretimin, işsizliğin, fiyatların ve bunlara benzer olayların davranışını tanımlamak, açıklamak ve aralarındaki ilişkiyi saptamaktır.
Ekonomiler aynı zamanda nasıl seçimler
yapacağımızı da belirler;
Okul taksidi mi yeni bir araba mı, Daha fazla hastane mi daha fazla otoyol mu, daha fazla boş zaman mı
yoksa daha fazlaçalışarak daha fazla gelir
mi,
KITLIK ekonomiyi tanımlamakta en önemli kavramdır.
KITLIK SEÇİMİ gerektirir.
KITLIK ve SEÇİMİN olduğu yerde MALİYET vardır.
EKONOMİK SİSTEMLEREkonomik sistem;Temel ekonomik kararların
alınmasında ekonominin organize edilme biçimidir.
Belli bir toplumda üretilen mal ve hizmetlerin üretim, dağıtım ve tüketimi ile ilgili bir mekanizma da denebilir.
Karma ekonomi (mixed economy)Piyasa ekonomisi (market economy)Planlı ekonomi (planned economy)Geleneksel ekonomi (traditional economy)
MAKRO EKONOMİ MİKRO EKONOMİ
Makro büyük, mikro ise küçük demektir.
İkisi arasındaki temel fark, bir yaklaşım farkıdır.
Makro büyüklükler;
Gayri safi milli hasılaMilli gelirİstihdamfiyatlar
Makro EKONOMİ genel ekonomik faaliyeti ölçmekte, ekonomik faaliyeti belirleyen faktörleri makro ekonomik teoriler vasıtasıyla incelemekte ve gelecekteki ekonomik faaliyet hakkında tahminlerde bulunmaktadır.
Makro EKONOMİ işsizlik oranı, reel üretimin artış oranı, enflasyon oranı gibi makro ekonomik değişkenlerin nasıl belirlendiğini açıklamaya,üretim, istihdam ve fiyatlar hakkındaki tahminlerle bunların hedef değerlerini belirlemeye, çalışmaktadır.
Makro EKONOMİ; az sayıda toplam büyüklük arasındaki ilişkileri açıklamaya
çalışır.
Toplam gelir – toplam tüketim – toplam istihdam – genel fiyat seviyesi –
gibi....
Makro ekonomik politikanın temel amaçları yüksek bir istihdam düzeyi, olumlu bir üretim artışı ve makul bir fiyat istikrarı sağlamaktır.
Makro ekonomik politikanın en önemli araçları; para ve maliye politikalarıdır.
Para politikaları genellikle merkez bankaları tarafından yürütülmektedir.
Maliye politikasının anlamı bütçeyi kullanmak yoluyla ekonomide istikrar içinde büyüme sağlamaktır.
Mikro EKONOMİ; toplulaştırılmamış veya daha sınırlı ölçüde toplulaştırılmış
büyüklüklerle çalışır.
Tek firmanın arzı – endüstri arzı – tek tüketicinin talebi – piyasa talebi –
gibi...
Mikro EKONOMİ de makro EKONOMİ gibi iktisadi hayatın bütününü açıklamayı
amaçlar.
Mikro EKONOMİ ekonomik analizin münferit birimlerin özellikle tüketicilerin ve firmaların davranış biçimlerini inceleme konusu yapan kısmıdır.
Mikro EKONOMİDE ekonomik mesele ile etkinlik üzerinde durulur; ne üretilecek,
nasıl üretilecek, kim için üretilecek, dağılımda – üretimde – bölüşümde etkinlik
var mı soruları incelenir.
Makro EKONOMİDE ekonomik büyümeyi, kaynakların tam kullanımını belirleyen
unsurlar üzerinde durulur; kaynaklar tam olarak kullanılıyor mu, kaynaklar büyüyor
mu, soruları ile ilgilenilir.
Makro EKONOMİDE orman, Mikro EKONOMİDE ise ağaç
incelenir.
Yapım endüstrisi
Yapım;Her tipte binanın inşaatı ve tadilatı, yol ve
köprülerin yapımı ve bakım ve onarımı, çelik ve öngerilmeli beton strüktürlerin yapımı, diğer mühendislik işleri; kanalizasyon, gaz, su tesisatlarının döşenmesi, elektrik kabloları, ısınma (doğal gaz) hatlarının çekilmesi, anten direklerinin dikilmesi, kömürün açık alanlardan çıkarılması işlerini kapsar.
Yapım endüstrisini diğer endüstrilerden ayıran temel özellikler;
- Ürünün fiziksel yapısı; sabit-hareketsizdir, büyüktür, ağırdır, pahalıdır, özellikle binalar çok sayıda alt sektör malzeme ve bileşenini gerektirir, biriciktir...
- Yatırım malı olması bakımından uzun dönemde mal ve hizmet üretimi sağlar.
- Talep kararları farklı analizi gerektirir.- Endüstrinin yapısı karmaşıktır; birçok yapımcı firma ve
müteahhit, altyükleniciler (taşeronlar), alt sektörler, - Yapım süreci uzun ve çok fazla aktörün rol aldığı bir
süreçtir.
yapım endüstrisinin ekonomi ile ilişkisi
Yapım endüstrisinin ekonomideki yerini çeşitli araçlarla ölçebiliriz;
1- GDP (gross domestic product) – gayrisafi milli hasıla GSMH (tüketim malları ve gayri safi yatırım gibi nihai ürünlerin toplamı olarak tanımlanmaktadır.)2- GFC (gross fixed capital) – toplam sabit sermaye (makineler, binalar ve diğer sabit tesisler gibi uzun zaman kullanılabilen ve amortisman olarak maliyetlere giren sermayedir.)3- İşgücü - istihdam (emek yoğun üretimin hala geçerli olması)
GSMH; Ulusal bir ekonomide belirli bir sürede (genellikle bir yıl) üretilen mal ve hizmetlerin piyasa fiyatlarıyla ifade edilen değerlerinin toplamıdır. Buna alıcı fiyatlarıyla GSMH (GDP) denir.
Bundan vergiler ve sübvansyonlar çıkartıldığında buluna büyüklüğe ise faktör fiyatlarıyla GSMH adı verilir. Ulusal ekonominin etkinlik düzeyinin analizinde elverişli bir gösterge olarak kabul edilir.
GDP’nin hem direkt hem de indirekt olarak büyüklüğünü etkileyen yapım endüstrisinin ürünlerindeki değişimden dolayı yapım endüstrisinde olup bitenler ulusal bir mesele de olabilmektedir.
İstihdamdaki (çalışan işgücündeki) düşüş , hanehalkı gelirinin düşmesine, bu da piyasadaki mala olan talebin azalmasına sonunda da üretimde yavaşlamaya ve kimi zaman da üretimin durmasına neden olacak ve yeniden başa dönerek istihdamın azalmasına yolaçan bir döngü oluşacaktır.
Devletin yapım endüstrisi üzerinde oynadığı rol
indirekt;Toplam milli hasılaylaYatırımlarlaİş ve işsizlik düzenlemeleriyleTalep düzeylerini etkilemesiyle ( koyduğu vergi oranları,
faiz oranlarındaki düzenlemeler, kredi sunumları, vs.)
direkt;Yapım endüstrisinin yatırımlarının büyük bir kısmının
müşterisi devlettir.
Gelire uygulanan herhangi bir vergi, geliri azaltacak, ürüne uygulanan herhangi bir vergi de fiyatını arttıracaktır, her iki durum talepte bir azalma yaratacaktır.
Sınırlı kredi imkanları ve faiz oranlarının artışı, borç parayı daha pahalı ve zor bulunur hale getirir,
Vergilerdeki artış, satın alma gücünü azaltır, özellikle sermaye harcamaları başta olmak üzere tüm harcamaları kısıtlar,
tüm bunlar ise yapım endüstrisini etkiler.
Faiz oranlarındaki bir artış projelerin sermaye maliyetini arttırır aynı zamanda satın alma gücündeki azalma gelecek karı azaltır, tüm bunlar endüstriyel ve ticari yapılara olan talebi azaltır.
Satın alma gücündeki azalma yapım endüstrisini etkileyecektir; üreticiler ürünlerine olan talebin düşmesinden endişe ederek yeni fabrika ve ofis binalarının inşaatlarını erteleyeceklerdir.
Hizmet endüstrisi de benzer bir biçimde umutsuzlanarak hotel, otopark, alışveriş merkezi gibi yatırımlarını durduracaktır.
En önemlisi devletin yapım endüstrisi için kendi sermaye harcamalarının (giderlerinin) azalması ile
endüstri zora girecektir.
Özetlemek gerekirseÜrün (mal), istihdam, gelir ve talep arasındaki gerekli
ilişkiden anlaşılan o ki, devlet bunların herhangi birisine müdahale ettiğinde bunun etkisi geri kalanlara da direkt veya indirekt olarak yansımaktadır. Bu yüzden yapım endüstrisindeki ürün düzeyi ile ilgili bir değişiklik istihdamı ve dolayısıyla geliri, talebi ve hiç tartışmasız ekonominin diğer sektörlerinin ürünlerini de etkileyecektir.
Bu temel nedenle devlet yapım endüstrisini direkt olarak ekonominin düzenleyicisi olarak kullanabilmektedir.
TALEP
Talep; istek ya da özlemin belirli bir satın alma gücüyle desteklenmesidir.
Tüketicilerin belirli bir zamanda, belirli bir fiyat düzeyinde satınalma durumundaki mal ve hizmet miktarıdır.
Ekonomik analiz de “talep” insanların tatmin olmak için tüketecekleri belli bir ürüne olan isteklerini yansıtır ki bu istekler gönüllü ve ödeme gücü olmayı gerektirir.
Temel gıda maddeleri ya da lüks bir tatil gibi.
Piyasa talebinin kendisi de çeşitli faktörlere bağlıdır;
elde edilebilme, yedek ürünlerin fiyatı, tüketicinin gelir düzeyi, ürünün fiyatı, vs.
Kaç tane ürünün üretileceği; piyasa talebi düzeyinde belli bir karla satılabilecek ürünün üretim maliyetine bağlı olarak belirlenir.
Ürünün fiyatını belirleyen üretim maliyetidir; maliyet – fiyat bağlantısı arz, talep ve aralarındaki ilişkiyi anlamak için çok önemlidir. Bu ilişki bir firma için piyasanın cazibesine karar vermesine yarar; ya girer ya kalır ya da çıkar.
TALEBİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER
Qd = f ( P, Y, Ps, Pc, A, D, C, B, Q, S )
Qd: talep edilmiş ürünün niceliğiP: ürünün fiyatıY: tüketicinin gelir düzeyiPs: değişim ürününün fiyatıPc: tamamlayıcı ürünün fiyatıA: reklamD: nüfusC: tüketici kredisiB: ürün paketiQ: ürün kalitesiS: ürün stoğu
Bir malın talebi, çeşitli fiyatlarda alıcıların o maldan satın almaya razı oldukları miktardır.
Herhangi bir malın talebinden sözederken; - Belirli bir piyasadan- Belirli bir fiyattan- Belirli bir zamandaki talepten bahsedilir.
Talep – gelir ilişkisi
- Gelir arttıkça daha iyi ve kaliteli mallara yönelme, margarinden tereyağına yönelme
- Zorunlu mallarda değişiklik olmaması,tuzun talebinin değişmemesi
- tamamlayıcı mal niteliği, Otomobil – benzin benzin fiyatı artacak otomobil talebi azalacak
- Mallar rakip mallar ise,pirinç – makarna; pirinç fiyatının artışı makarna talebini arttıracak
ARZ
Piyasada satıcıların davranışlarına arz adı verilir.
Bir satıcının arzı, belli bir zaman süresi içinde elinde bulundurduğu maldan değişik koşullarda satmaya razı olduğu miktardır.
Satıcının arzını belirleyen başlıca etkenler; sözkonusu malın fiyatı, ortalama maliyeti, üretim koşulları, endüstri ilişkilerindeki
değişmeler, vs.
Diğer malların ve satıcının fiyatlarla ilgili ileriye dönük beklentilerinin de arzı etkileyeceği açıktır.
Bu değişkenlerin arz üzerindeki etkilerinin belirli bir şekilde saptanması çok güçtür.
Belli bir malın satıcılardan bir tekinin arzını etkileyen değişkenler, bir arz fonksiyonu çerçevesi içinde şöyle yazılabilir:Sai = G (Pa, C, V )Sai: i satıcısının a malından arzıPa : a malının fiyatı (price)C : ortalama maliyet (cost)V : arzı etkileyen ve ölçüye gelmeyen diğer bütün değişkenler (variable)
Pa arttıkça Sa artar, Pa azaldıkça Sa da azalır. Bu pozitif etki yükselen fiyatların daha düşen ortalama maliyetlerle çalışmayı teşvik ederek firmaların daha çok mal üretmeye ve satmaya itmesi ve yeni firmaların da piyasaya girmeye özendirmesi ile açıklanabilir.
Maliyetlerin arz üzerindeki etkisi negatiftir. Ortalama maliyetlerin yükselmesi firmaların üretimlerinin kısılmasına ve hatta bazılarının piyasadan çekilmesine yol açar.
Ölçüye gelmeyen değişkenlerin de arz üzerinde çeşitli etkileri vardır. Örneğin hava koşullarının tarımsal mal arzı üzerindeki etkisi açıktır
Arz – Talep Kanunu
Bir malın değerinin ya da bu değerin para ile ifadesi demek olan fiyatının arz ve talep tarafından belirlendiğini belirten bir durumdur.
Arz ve talebin fiyatı nasıl belirlendiğini en açık şekilde tam rekabet piyasa modeli yardımıyla tartışılabilir.
D = f (p) dD / dp < 0 (fiyatı yükselen malın talebi
daralmakta)
S = f (p) dS / dp > 0 (fiyat yükseldikçe arz artmakta)
D = S (denge)
Piyasada oluşacak fiyatın bir denge fiyatı olması için bu fiyattan satılmak istenen miktarlarla satın alınmak istenen miktarların yani arz ve talebin birbirine eşit olması gerekir.
ÖRNEK
TALEP TABLOSUFiyat miktar 1...............................1102...............................703...............................404...............................205...............................10
ARZ TABLOSUFiyat miktar 1...............................02...............................253...............................404...............................605...............................75
Piyasa tablosuFiyat (YTL) talep (ton) arz (ton)1......................110...................02......................70.....................253......................40.....................404......................20.....................605......................10.....................75
KONUT ARZ VE TALEBİ
• Konutların üretimi, ya özel sektör veya kamu sermayesi tarafından olur.
• Kamu otoritesi konut talebinin açık-net olduğu zamanlarda konut üretir, fiyatı piyasa fiyatlarının daha altında ve bir takım destek elemanlarını da (kredi, vergi indirimi,...) içerebilir.
• Oysa özel sektör daima piyasa fiyatında satılmak üzere konut üretir ve yalnızca kar amacı güder.
Bireyler tarafından konutun satın alınmasında birçok durum vardır:
enflasyonun etkileri, malın değerindeki değişimler, gelir durumu, vergilendirme, kredi imkanları,...
ENDÜSTRİYEL BİNA ARZ VE TALEBİ
• Ticari ve endüstriyel binaların talebi direkt esas tüketiciye bağlı değildir, esas tüketici için malı üreten üreticiye bağlıdır. Bu talebin sağlanması olarak tanımlanır.
HIZLANDIRMA İLKESİ:Herhangi bir tüketim malına olan talep artarsa bu malı
üretmek için kullanılan yatırım malına olan talep daha büyük oranda artacaktır.
Hızlandırma ilkesinin esası yatırım mallarını kapsadığı için uzun ömürlü binalarda da (endüstri ve ticari binalar) bu ilke çalışır.
TİCARİ BİNA ARZ VE TALEBİ
Ticari binalar bir mal ya da hizmetin alımı ya da satımında girişimcinin kullanıcı ile bir araya geldiği yerlerdir. Ofisler, hoteller, otoparklar, dükkanlar, vs.
Ticari binalar daha heterojen bir birikime sahiptir. Bu yüzden her biri ayrı bir tip olarak değerlendirilir.
Daha spesifik faktörler ticari binalardaki
değişimi etkiler; eğlence anlayışındaki değişim, teknolojik değişim, vs.
Ekonominin durumu ve hükümet politikaları aynı önemdedir,
Ticari binaların talep tahminleri genellikle çeşitli sektörleri etkileyen önemli faktörlerin niteliksel analizine dayanarak yapılır.
SOSYAL YAPI ARZ VE TALEBİ
Yapım endüstrisinin heterojen sektörüdür. Çok sayıda insanın kollektif olarak kullandıkları ürünlerdir; hastane, okul, müze, yol, vs...
Bu tür yapıların yatırımında örneğin bir havaalanının avantaj ve dezavantajlarını karşılaştırmak mümkündür ama bir havaalanı ile bir hastane yatırımlarını karşılaştırmak mümkün değildir.