women dergisi eylül 2013

126
EYLÜL 2013 SAYI:10 kadın-erkek yaşam dergisi Röportaj: Ayşe Şule Bilgiç Röportaj: Yunus Günçe Bel İnceltme Egzersizleri Bloggerlar ile sokak modası Erkeklere Özel: Aksesuar raporu depresyon nedir? tropikal ülke: brezilya ilişkilerde yaşanan kavga sebepleri

Upload: women-dergisi

Post on 10-Mar-2016

267 views

Category:

Documents


23 download

DESCRIPTION

 

TRANSCRIPT

Page 1: WoMEN Dergisi Eylül 2013

EYLÜL 2013 SAYI:10kadın-erkek yaşam dergisi

■ Röportaj: Ayşe Şule Bilgiç

■■ Röportaj: Yunus Günçe■ Bel İnceltme Egzersizleri

■ Bloggerlar ile sokak modası

■ Erkeklere Özel: Aksesuar raporu ■ depresyon nedir?

■ tropikal ülke: brezilya■ ilişkilerde yaşanan kavga sebepleri

Page 2: WoMEN Dergisi Eylül 2013

2

İMTİYAZ SAHİBİ-GENEL YAYIN YÖNETMENİYeşim Özbirinci

[email protected]

SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜCeren Akkol

[email protected]

EDİTÖRAslı Bal Yavrular

[email protected]

SOSYAL MEDYA EDİTÖRÜBaşak Beyazkaya

[email protected]

SOSYAL MEDYA SORUMLULARIGözde Yılmaz

[email protected] Köse

[email protected]

MARKA VE İLETİŞİM DANIŞMANIGonca kaya

[email protected]

GRAFİK-TASARIMCeren Akkol

Yeşim ÖzbirinciOzan Kayra

YÖNETİM KURULUYeşim Özbirinci

Ceren AkkolAslı Bal YavrularBaşak Beyazkaya

Gizem UysalGonca Kaya

Yami Yağmur MalkoçGülcan Çengel

Ozan KayraÖykü Avaroğlu

MODA EDİTÖRLERİGizem Uysal

Yami Yağmur Malkoç

GÜZELLİK EDİTÖRÜNüvit Tiryaki

FOTOĞRAF EDİTÖRLERİNazlı Erden

Tutku Toper

İÇERİK EDİTÖRÜÖykü Avaroğlu

[email protected]

İÇERİK SORUMLULARIElif [email protected]üşra Ö[email protected][email protected]

YAŞAM KOÇUGülcan Çengel

ÇEVİRMENBuket Ketbağa

YAZARLARBerna Tuğçe ÇilBurcu MercanCeylan ErenDoruk AkkayaEngin ErginGamze KarataşGonca ÇakıcıHayat Cafeİ. Sertaç YılmazMelike SerdarMerve AydınNihan Söylemez KirlikovalıÖmer A. DalakPınar AytunaSedef Bengü ÖzsoySerdar Egemen NadasbaşSerkan SelçukYunus KöseZeymuran Cafe

DESTEK VERENLERRiccon İlhan DoğanDr. Cem KeçeOsteopat Dursun SümerAstrolog Nihal ArtarOp. Dr. Y. İlker ManavbaşıNihan Taşmerdivenli

WoMEN DERGİSİ İLETİŞİ[email protected]

REKLAM İÇİ[email protected]

WoMEN DERGİSİ'nde yayımlanan tüm yazıların hak-ları WoMEN DERGİSİ'ne aittir. Yayınlanan ilanların sorumluluğu ise ilan sahiplerine aittir. WoMEN Der-gisi yayınlanan ürünlerde yapılan fiyat değişiklikle-rinden sorumlu değildir.

YAYIN TÜRÜ : Süreli / AylıkYayın Tarihi :11 Eylül 2013ISSN : 2147-530X

Page 3: WoMEN Dergisi Eylül 2013

EDİTÖRDEN

EYLÜL 2013

İLETİŞİM

[email protected]

www.womendergisi.com

Merhaba,

Bir mevsim bitiyor ama ülkemiz için de yeni bir dönem başlıyor. Karışıklıklar hala daha devam ederken neler söylenmeli bilemiyorum. Herkes gibi tek isteğim daha fazla gencin ölmemesi.

İnsanoğlu ne garip. Hayvanlar iç güdüleri ile hareket ederken, insanlar akılları ile bir dünyayı yıkıma doğru sürükleyebiliyorlar. Bunları düşünmek bile bitkin bir hale sokabiliyor.

***

Her ne kadar şu an bu konular kimsenin umurunda olmasa da biraz dergi ile de geveleyeyim. Maksat kelimeler bulamadığım şu günlerde satırlar dolsun. Aksiliklerin bitemediği dergi çalışması süresince mümkün olduğunca elimizden gelenin en iyisini ortaya koymaya çalışıyoruz. Ama açıkçası yaz ayının pek de verimli geçtiğinin söyleyemem. Bunun nedenleri çözülebilir, sadece aksilik diyebilirim. Ama yavaş yavaş bunları da aşıyoruz.

Öncelikle… WoMEN ailesi olarak teşekkürlerimi iletiyorum. Artık yeni bir logomuz var! Birkaç görüşmeden sonra Haftada1Logo sitesinin sahibi Bora Bey dergimiz için yeni bir logo tasarladı. Kadın ve erkek algısını kesin çizgilerle ayıran hoş bir logo oldu. Wo kısmındaki el yazısı kadının estetik ve narinliğini vurgularken, men kısmındaki düz ve belirgin hatlar da erkeğin yapısal olarak daha sade ve kuvvetini vurguluyor.

Değişime yeni bir logo ile başladık. Sıra sitemizde. Yakın zamanda yeni temamızla karşınızda olacağız. Umuyorum bu değişiklikler hoşunuza giderken aynı zamanda da herkes için daha işlevsel olur. Eleştirileriniz ve önerileriniz her zaman bizim için değerlidir.

Yeşim Özbirinci

[email protected]

Page 4: WoMEN Dergisi Eylül 2013

4

88 98içindekiler6 WoMEN Network7 WoMEN Ekibine Sorduk "Evinizde en sevdiğiniz bölüm neresi?"

MODA8 VeTanrıKadınıYarattı18 KolejeDönüş22 BloggerlarileSokakModası30 2013-2014Sonbahar-KışTrendleri

AŞK&İLİŞKİ94 Dr. Cem Keçe "İlişkilerde En Sık Yaşanan Kavga Sebepleri"

GÜZELLİK&BAKIM52 Ayın Ürünü "KérastaseDensifique"54 Maskaralar58 2013SonbaharMakyajTrendleri

BLOG DÜNYASINDAN64 TheJazzpadd68 YoldaOlmak

SEYAHAT-GEZİ74 TropikalÜlke:Brezilya

SAĞLIK100 Op. Dr. Y. İlker Manavbaşı "EstetikteBuYanlışlaraDikkat"

MUTFAK82 SütlüBörek84 KuruBörülceSalatası

HOBİ80 KendinYap "ElYapımıPisiÇanta"

WoMEN YAZAR50 SenAğartısı51 Köşe Yazarı"HayalKurun...Hemen Şimdi!"

WoMEN ERKEK10 AksesuarRaporu

KİŞİSEL GELİŞİM98 İlhan Doğan ile Riccon Tekniği "Depresyon"

54 18

Kapak Kızı : Yaprak Durmaz

Page 5: WoMEN Dergisi Eylül 2013

5

44

10086

SPOR116 BelİnceltmeEgzersizleri

MÜZİK106 Tuzmu,Buzmu?110 JojnNewman114 EylülŞarkıları

WoMEN AJANDA120 Eylülayıetkinlikleri

ASTROLOJİ122 BaşakBurcu123 WoMENBurçYorumları

RÖPORTAJ24 YunusGünçe44 AyşeŞuleBilgiç86 YaprakDurmaz108 LeventÖzer

2480

84

116

Page 6: WoMEN Dergisi Eylül 2013

6

INSTAGRAM

@womendergisi#womendergisi

Twitter

womendergisi.com

NetworkFacebok: facebook.com/WoMenDergisiTwitter: twitter.com/WoMenDergisiInstagram: instagram.com/womendergisi

www.womendergisi.com

kültür-sanat

Kültür-sanat haber-lerini güncel olarak takip edebilirsiniz.womendergisi.com

women yazarlarKöşe yazarlarımız gündemi sizler için takip ediyor, sizlere yepyeni bilgiler su-nuyor.

Page 7: WoMEN Dergisi Eylül 2013

7

Facebok: facebook.com/WoMenDergisiTwitter: twitter.com/WoMenDergisiInstagram: instagram.com/womendergisi

WoMEN DERGiSi EKiBiNESORDUK

Evinizde en sevdiğiniz bölüm neresi?Gizem Uysal – MutfakSerdar Egemen Nadasbaş – SalonumEngin Ergin – OdamBerna Tuğçe Çil – Mutfak, buzdolabının önüEthem Türker – Saksılarımın olduğu kapı girişi, çit bile yaptırdımPınar Aytuna – BahçemYeşim Özbirinci - Kitaplığımın önüCeren Akkol - Çalışma odamAslı Yavrular – Film izlediğim, kahve yudumladı-ğım, kitap okuduğum, bazen uyuyakaldığım, in-ternete daldığım en güzel yer; salonumGözde Yılmaz – Yatağımın üstüBaşak Beyazkaya – Bilgisayarımı atıp yayıldığım 3 kişilik koltuğumBurcu Mercan – Çalışma odasıOzan Kayra – Evde bana ait tek yer; odamÖykü Avaroğlu – Belki biraz garip olacak ama duşGülcan Çengel – Evimin en sevdiğim bölümü; be-nim olduğum her yerYami Yağmur Malkoç – İnternetle işim yoksa odam, varsa mutfakNüvit Tiryaki – Akvaryumu seyretmek için otur-ma odasıYunus Köse – BalkonElif Ayvaz – Kitap okuma koltuğumGonca Çakıcı – Salondaki üçlü koltukGonca Kaya – 3’lü koltukMerve Aydın – YatağımZeymuran Cafe - Mutfağım

Page 8: WoMEN Dergisi Eylül 2013

8 MODA&STİL

Ve Tanrı Kadını Yarattı

Kadınlardakİ güzellik ve zarafet tutkusu, İnsanlığın varoluşundan bu zamana ka-dar artarak devam eden bir tutku.

Katılacağınız özel davet ve organizasyonlarda da, şık ve asil bir çizgi çizmek için sizlerle birkaç ünlü tasarımcının modellerini paylaşmak istiyorum.

Dünyanın en ünlü markalarından olan Pronovias, iddialı ve göz kamaştıran model-leriyle bu ünvanı ne kadar hak etiğini yeni kreasyonu ile bir kez daha ispatlamış oldu. Straplez ve derin yırtmaç modelleri bu yıl yine ön sıralarda yer almakta.

Murad Zuhair, çiçek deseni seven kadınlar için harika seçenekler sunuyor. Tabi ki dan-tel ve payetten ne ünlü modacılar ne de bizler vazgeçemiyoruz. Gece kıyafetlerinde tercihiniz siyah renk ise, hem asaleti hem de kurtarıcı özelliği, usta ellerden çıkan tasarım ile birleşince, ortaya muhteşem modeller çıkıyor.

Şunu da göz ardı etmemek gerekiyor ki, dünyanın en iyi tasarımcısının en göz alıcı modeline de sahip olsanız, size uygun olan doğru model ve doğru renk olmadığı tak-dirde harcadığınız maddi manevi emeğin karşılığı hayal kırıklığından başka bir şey ol-mayacaktır. ■

Nihan Söylemez Kirlikovalı

Page 9: WoMEN Dergisi Eylül 2013

9MODA&STİL

Page 10: WoMEN Dergisi Eylül 2013

10 ERKEK

Sezonun tanıtımlarının yapıldığı defilelerde aksesuar açısından geniş bir skala ile karşılaşıyoruz, fakat özellikle bazıları rakiplerinden daha ön plana çıkıyor. Bunlardan ilki deri eldivenler. İster takın, isterseniz elinizde tutun ama ne olursa olsun elinizde deri eldivenleriniz olmadan sokağa çıkmayın. İkinci sırada uzun çizmeler ve botlar geliyor. Daha çok kadınlarda görmeye alıştığımız, zaman zaman dize kadar uzanan çizmeler ve yüksek boğazlı botlar da bu sezon erkeklerin himayesine giriyor. Eğer

tercihinizi ayakkabıdan yana kullanacaksanız dikkat etmeniz gereken; yüksek ve mümkünse renkli tabanlı olması. Çantalarda ise sezonun trendi A Line diye adlandırabileceğimiz üst kısmı dar, alt kısmı geniş, büyük boyutlardaki deri el çantaları.

Aksesuar raporuSerdar Egemen Nadasbaş

Lnavin-Eldiven

ErmenegildoZegna-E

ldiven

EmporioArmani-Eldiven

MaisonMartinMargiela-Ç

izme

DSquared2-A

yakkabı

Prada-Yüksektaban

Page 11: WoMEN Dergisi Eylül 2013

11ERKEK

C.Dior-Çanta

DSquared2-Ç

anta

GiorgioArmani-Eldiven

Casely-Hayford-Ayakkabı

RickOwens-Y

üksektaban

CERRUTI-Eldiven

AlexisMabille-B

ot

Baartm

ans&Siegel-Ayakkabı

Belstaff-Çizme

Page 12: WoMEN Dergisi Eylül 2013

12 ERKEK

El örgüsü yün kazaklarınızı giysi dolabınızda kolay ulaşabileceğiniz bir yere yerleştirin. Çünkü sezonda onlara çok ihtiyacınız olacak. Makine örgüsü olduğu belli olan ruhsuz kazaklar yerine sanki anneniz, eşiniz ya da sevgiliniz tarafından örülmüş gibi duran geniş ilmekli ve hacimli yün kazaklar ile çabasız şıklığa ulaşabilirsiniz.

Anne eli değmiş gibiDavidHart-Kazak

MaisonMartinMargiela-Ç

izme

Ermanno-Scervino-K

azak

Gucci-Kazak

EmporioArmani

WaltervanBeirendock-K

azak

ShaunSam

son-K

azak

Page 13: WoMEN Dergisi Eylül 2013

13ERKEK

Soğuk kış aylarında hem sağlığınıza dikkat etmek hem de trend takipçisi olduğunuzu göstermek için Balıkçı Yakalardan vazgeçmeyin. İster gömlek ya da ceketinizle kombin edin, isterseniz tek başına giyin fark etmez. Yeterki bu sezon içinizdeki balıkçıyı gün ışığına çıkartın.

Erkeklerin belki de en çok tercih ettiği ekoseler bu sefer farklı bir şekilde karşımızda. Ekose-li kumaşa büyüteç altında bakıyormuş hissi uyandıran bu kareli kumaşlardan üretilen her giysi ile hem şık olmak hem de trend avcısı görünümüne ulaşmak mümkün. Unutmamanız

gereken ise; bu kadar iri desenlerin kişiyi olduğundan daha iri göstermesi. Eğer fit bir vücuda sahip değilseniz daha küçük karelerin kullanıldığı kumaşlardan yapılan giysileri tercih edin.

Balıkçının izindeMr.Start-B

oğazlıKazak

Gucci-BoğazlıKazak

ErmenegildoZegna-K

azak

Devasa kareler

MonclerGam

meBleu

Moschino

Versace

Page 14: WoMEN Dergisi Eylül 2013

14 ERKEK

Yıllardır kadınların tekelinde olan ve erkeklerin dolaplarına sadece detaylar ile girebilen kürkler bu sezon erkekleri baştan aşağıya sarmak için hazır. Eğer ce-saretiniz varsa; yapaylarını tercih etmek suretiyle cesur kürk mantolu bir Don Juan’a dönüşmek için, çok beklemeden hemen alınacaklar listenize ekleyin.

Kürkün ihtişamıCanali

Etro

TomFord

Versace

Dolce&Gabbana

MaisonMartinMargiela

Page 15: WoMEN Dergisi Eylül 2013

15ERKEK

Bu sezonun öne çıkan trendlerinden bir tanesi tek rengin efendisi olmak. Dışarı çıkarken ya da işe giderken planınız ne olursa olsun tepeden tırnağa tek renk giyerek günün şıkı ola-bilirsiniz. Her ne kadar kulağa çok kolaymış gibi gelse de dikkat etmeniz gereken iki unsur

var: Birincisi, sezonun öne çıkan renklerini bilmek; ikincisi, ten renginize uygun olanını seçmek. Bundan sonrası gerçekten çok kola! Sezon renklerinin bu seneki başrol oyuncusu kesinlikle gri… Açık ya da koyu, mat ya da parlak ayırt etmeden istediğiniz tonunu seçebilirsiniz. Eğer elit bir şıklığa ulaşmak istiyorsanız tercihinizi bu sezon bordodan yana kullanmalısınız. Şara-bi tonlardaki kırmızıları korkusuzca giymekten çekinmeyin. Asillikten vazgeçemiyor ve rengin sizin önünüze geçmesini istemiyorsanız o zaman siyah her zamanki gibi kurtarıcınız olacaktır. Mavinin indigo, kobalt, prusya, çivit gibi koyu ve dikkat çeken tonları, iddialı görünmekten çekin-miyorsanız tam size göre demektir. Eğer içinizdeki enerjiyi soğuk kış aylarında dışa vurmak istiyorsanız turuncu bu sezon favori renginiz olabilir.

MonochromeCalvinKlein

EmporioArmani

Tillm

ann-Lauterbach

JilSander

VivienneW

estwood

CostumeNationalH

omme

Page 16: WoMEN Dergisi Eylül 2013

16 ERKEK

Paçalarınız ile yollar bu sezon ne kadar uzak dururlarsa o kadar iyi. İster lastiklisini tercih edin, ister çizmenizin ya da çorabınızın içine sokun, ne yaparsanız yapın paçalarınızı yerden uzak tutun. İtalyan paça olarak adlandırılan bilek üstünde biten paçaları tercih ederek de sezonun bu şık trendine uyum sağlayabilirsiniz. Dikkat etmeniz gereken en önemli nokta ise çorap seçiminiz. Bu yüzden renk renk, desen desen çorapları toplamaya şimdiden başlayın. Çünkü bu sezon şıklığınızı tamam-

lamak adına çok ihtiyacınız olacak.

Paçalara dikkatCostumeNationalH

omme

DavidHart

EmporioArmani

KrisVanAssche

Moschino

RalphLauren

Page 17: WoMEN Dergisi Eylül 2013

17ERKEK

Bu sene eğer trendler doğrultusunda giyinirseniz asla üşümeyeceğiniz garanti demek-tir. Soğuk günlerin kurtarıcısı olan uzun ve bedensiz dış giyim eşyaları bu sezon yine gündemde. Seçiminiz kaban, pelerin, panço vs. ne olursa olsun, uzun ve oversize olduğu müddetçe sizi şıklığa ulaştıracağından hiç şüpheniz olmasın.

XXL korumaDuckieBrown

HackettLondon-Pelerin

XanderZ

hou

JohnVarvatos-Pelerin

Trussardi-P

elerin

JamesLong

Page 18: WoMEN Dergisi Eylül 2013

18 MODA&STİL

Eskiden büyümek ve bir an önce zamanı ileriye kovalamak isterdik. Şimdi ise büyüdük, zamanı geride yaşıyoruz.

Amerikan kolej filmlerinden hatırlayacaksınız; Bomber ceketler, ekose şortlar, deri yüksek bel etekler, yüksek bel pantolonlar, süveter içine giyilen ve son iliğine kadar iliklenen gömlekler..

90'lı yıllara özlem varken o dönemlerdeki yaşayış biçimi ile birlikte; modayı ve yaratılan tarzı da günü-müze taşıyoruz. Bu tarzın en bilinenleri ve her sezon bir kaç parça hayatımıza gireni: Kolej Trendi!

Kolej Trendini farklı tarzlar ile ele alacağız; Bu trendi oluşturan belli başlı parçalar: Bomber ceketler, ekose parçalar ve yüksek bel. Bu modayı uy-gulamak ise sandığınızdan kolay. Hem ilkbahar-yaz hem de sonbahar-kış sezonlarına uygulayabilece-ğiniz bu trend ile hem eskiye dönüşü stilinize yansıtacak hem de amerikan kolej filmlerinden fırlamış bir hava yaratacaksınız.

Koleje DönüşGizem Uysal

Page 19: WoMEN Dergisi Eylül 2013

19

Sade KolejliSade bir stiliniz var ve siyah sizin için vazgeçilmez bir renk ise, bu tarz tam size göre. Nasıl mı?

Gri ya da siyah tonlardaki bomber ceketinizin yanına yüksek bel deri eteğinizi koyun ve o dönemlere ait loeferleriniz ile tamamlayın. Sade bir kolejliyi aratmayacaksınız.

Stil Sahibi Kolejli Sezon trendlerinden uzak kalmadan kolej modasını yakalamak isteyenler ise, çok kolay parçalarla bu stili uy-gulayabilirler.

Yine o dönemi andıran mini deri bir şort ve kot gömlek ile tam bir ko-lejlisiniz. Ayakkabılarınızı da eklemeyi unutmayın.

Phillip Lim $956

Rag&Bone £392

JP Brooks Brothers$328

Chole $278

H&M £14.99

Scotch&Soda $105.00

Page 20: WoMEN Dergisi Eylül 2013

Asi KolejliKolej modası başlı başına genç ve asi ruha hitap etmiyor mu? Bu ruhu hala taşı-yorsanız işte size göre parçalar:

Kolej stilini yansıtan mini bir kot şorta deri detayları ekleyebilir, bu parçayı bol kolej tişörtleri ile tamamlayabilirsiniz. Stilinizin son dokunuşlarını makosen ayakkabıları-nız ve o dönemi andıran uzun askılı çan-tanız ile yapabilirsiniz.

Renkli KolejliRenkli ve capcanlı bir kişiliğiniz varsa bu parçalar tam size göre! Sıradan bomber ceketler yerine hem sezonun rengi olan hem de stilinize renk katacak bu ceketi seçebilirsiniz. Renk uyumundan çok kolej stilini yakalamak için her rengi korkma-dan deneyin. Yine o döneme ait bol bir kolej tişörtü makosen ayakkabılarınız ve sırt çantanız ile tamamsınız!

etsy.com $25.00

etsy.com $30.00

etsy.com $50.00

Miss Rebel £7.99

Svek $387

needit 29.99$

Page 21: WoMEN Dergisi Eylül 2013

Cesur KolejliAsi ve genç ruhunuza biraz cesaret katmaya ne dersiniz? Bu cesareti vücut hatlarınızı ortaya çıkaracak uzun kalem eteklerle ya da yine döneme ait kolej etekleri ile göste-rebilirsiniz. Düz seçtiğiniz parçaları renkli bomber ceketler ile kombin-lemeniz sizi stil sahibi bir kolejli ya-pacaktır. Renklerle oynamaktan ve biraz metalik parçaları seçmekten korkmayın. etsy.com

$25.00

needit 29.99$

MCQ by Alexander McQueen £367.00

Miss Selfridge £32

FC Select £55.00

Sara Berman £29.01

boohoo.com $40.00

Page 22: WoMEN Dergisi Eylül 2013

22 MODA&STİL

İpekyolbileklik - 59 TL

Bilge Karadenizmiagusto.blogspot.com

ZaraAyakkabı 139,95TLMango

Kapitone Çanta: 69,99 TL

Bloggerlar ile

sokak modası

MangoElbise - 65,99 TL

Page 23: WoMEN Dergisi Eylül 2013

23MODA&STİL

ZaraAyakkabı 139,95TL

Bloggerlar ile sokak modası

Nazlı Müge Başare-nsisters.blogspot.com

MangoKemer - 79,99 TL

MangoBileklik - 34,99 TL

ZaraAyakkabı - 169,95 TL

ZaraÇanta - 99,95 TL

Mango Elbise - 59,99 TL

Hazırlayan: Sedef Bengü Özsoy

Page 24: WoMEN Dergisi Eylül 2013

24Röportaj : Berna Tuğçe Çil

Page 25: WoMEN Dergisi Eylül 2013

YUNU

S GÜ

NÇE

Page 26: WoMEN Dergisi Eylül 2013

26

WoMEN Dergisi: Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?Yunus Günçe: 1976 doğumlu, koç bur-cu, Beşiktaşlı, bekar, kendi sektöründe bir şekilde ayakta durmaya çalışan biriyim. 4 kardeşiz, ben en küçükleriyim. 97 yılında babamı kaybettim, onun dışında hayatım-da dönüm noktası diyebileceğim bir şey yok .

WoMEN Dergisi: Oyunculuğa nasıl başla-dınız? Ve oyunculuk hakkında ne düşünü-yorsunuz?Yunus Günçe: Ben başlamadım, beni baş-lattılar. Ben o zaman Best TV’de Deja-vu diye bir program yapıyordum. Tam da Koçum Benim dizisinin kastı kapıldığı bir esnada, benim oradaki halimi cazip bul-muşlar ve bu şekilde beni Koçum Benim dizisinin kastına aldılar. Daha sonrada tv programcılığına geri dönemedim. Döndüm ama istediğim gibi dönemedim. Çünkü bir oyuncu algısı oluştu insanlarda benimle il-gili. Ama ben aslında daha fazlayım. Oyun-culuk benim yapabileceklerim içinde tek bir alt başlık. Benim televizyonda yapmak istediğim ya da yapabileceğim şeyler zaten bunları kapsayan bir şey. Sadece oyuncu olmak beni kesmez, kesmiyor. Ama oyun-culuk yapmaya devam ediyorum. Mesela şuan Tiyatro Kedi ile bir oyun çalışıyoruz. Tiyatroyla şuan oyunculuk açlığımı kapat-maya çalışıyorum. Onun dışında bir dizi projesi yapacağımı sanmıyorum. Ama belli de olmaz tabi. Gelecek olan işin niteliğine bağlı. Kolay kolay ikna olmam ama yani. Birileri benimle çalışmak isterse beni ikna etmesi gerekecek.

WoMEN Dergisi: Ekranlardan uzak kalma-nızın sebebini bunlara bağlayabilir miyiz?

Yunus Günçe: Sadece bunlar değil. Benim dışımda gelişen bir takım şeyler var. TV’de işler yetenek, potansiyel, kalifiye olmak gibi ölçeklerin çok dışında gelişiyor. Çok kişisel ilişkiler, başka dengeler var. Ben o dengelere ihtiyaç duymadan da bir şeyler yapılabileceğini iddia eden biriyim. Aslında son 4-5 aydır Fog TV diye bir tv programı yapmıştım ben zaten Medyalama diye. Onun dışında da CNN TÜRK’te de 2 sene önce bir şeyler yaptım, ama tabi benim TV’den uzak kalma durumum; dediğim gibi bana iş vermediler. Yani konu bu…

WoMEN Dergisi: Dövmelerinizin manevi bir anlamı ve değeri var mıdır? Dövme yaptıran insanlar hakkında ne düşü-nüyorsunuz?Yunus Günçe: Evet kesinlikle var. Zaten olmayan insanlarda yaptırmasın diye düşünüyorum ben. Her dövmenin bir hi-kayesi var. Ama tek tek anlatmayı da sevmiyorum. Kaç tane olduğunu da bilmiyorum. Genelde kaç dövmen var diye so-ruyorlar, hiç sevmediğim bir soru. Çünkü dövme öyle sayısal bir şey değildir. Ben dövme yaptırmak mecburiyetindeyim, sanki böyle vücudumda bir noksanlık varmış da, o dövmeyi yaptırdıktan sonra noksanlıklardan bir tanesi giderilmiş gibi hissediyorum. O yüzden de benim dövmeli bir hayatım var. Daha yaptırmaya da devam edeceğim. Aklıma geldikçe gidip yaptırıyorum. Zaten dövme bana geliyor. Ben üzerinde çok düşünmem, dövme bana gelir ve ben gider yaptırırım. Bana göre dövme öznel bir şeydir. Hiç yokken yaptırıyorsun ve daha sonra hep hayatında olan bir şey.

Page 27: WoMEN Dergisi Eylül 2013

27

Özellikle öyle katalogtan falan dövme seçenlere ya da başkasında görüp yaptıranlara bir anlam veremiyorum. Bana göre dövme öznel bir şeydir. Hiç yokken yaptırıyorsun ve daha sonra hep hayatında olan bir şey. O bakımdan dikkatli olması lazım insanların yaptırırken. Çünkü karakteristik bir şey olduğunu düşünüyorum. Bazı insanda hiç iyi durmaz dövme, anlarsın hemen ona ait olmadığını. Laf olsun diye yaptırmıştır. Benim dövmeyle kan üzerinden bir ilişkim var, o yüzden benim için önemli bir şey.

WoMEN Dergisi: Sosyal medyada en fazla takip edilen oyunculardan birisiniz. Ne düşünüyorsunuz bu konuda?Yunus Günçe: Ben saçma buluyorum bunu. Neden olduğunu da bilemiyorum. Çünkü ben eskisi kadar popüler bir insan değilim. Eskiden daha fazla gündemdeydim. Demek ki içerikle ilgilisi var bunun. Sanırım yazdıklarımın türünü ve içeri-ğini seviyorlar. Çünkü ben her konuda her şeyi yazabilen biriyim. Zaten profilimde de biografi kısmında “Ben her şeyi yazarım, sen her şeyi okuyabilir misin?” yazıyor. Spor yazıyorum, siyaset yazıyorum, felsefe yazıyorum, komik şeyler yazıyorum, eleştiriyorum, takdir ediyorum, çok yönlü şeyler yazıyorum. Sadece birkaç konu içinde sıkışıp kalmıyorum. Bir çok şeyimi de yazıyorum. Bir şeyi saklamak gibi yeteneğim hiç olmadı, keşke olsaydı. Bir şeylerini saklayabilen bi-risi olsaydım belki daha farklı olabilirdi hayatım. Ama yapabilecek bir şey yok, bende böyle biriyim. O yüzden de orada yarattığım atmosfer, o yazdığım şeylerin teker teker bir araya geldiği zaman ortaya çıkarttığı büyük resim insanların hoşuna gidiyor. Kendime göre bir mizah yarattım Twitter’da. Ve aslında benim yaptığım şey Twitter’da TV programı. Tv programı yapsam da içeriği Twitter’daki gibi olacak. Buna benzer şimdi bikafalar.com diye bir yerde videolar çekmeye başladı . Tv’ye olan iştahımı ve özlemimi bir şekilde oralarda tatmin edeceğim. Sonra eğer olursa Tv’de olur. Ama şu anda birinci önceliğim internet. Ben biraz geçtim gittim Tv’nin yanından. Baya aramızda bir 20 sene falan var.

WoMEN Dergisi: Sosyal medyada takipçi satın alanlar hakkında ne düşünüyorsunuz?Yunus Günçe: Gerizekalı olduklarını düşünüyorum. Onlara o takipçiler yüzünden reklam yaptıranların da daha da geri-zekalı olduklarını düşünüyorum. O yüzden onlar kendi aralarında mutlular. Benim söyleyebilecek bir şeyim yok. İnsan satın almak ne demek ki zaten, saçma.

WoMEN Dergisi: Oyunculuğa yeni başlamış veya başla-yacak olan genç arkadaşlarımıza önerileriniz nelerdir?Yunus Günçe: Başlamasınlar bence. Oyunculuk çok kü-çük bir pasta, çok küçük bir pazar. Çok fazla rekabet var ve o rekabet adil bir rekabet değil. Çok şanslı olma-ları lazım ya da çok iyi ilişkiler kurmaları lazım. Başka bir sürü şeyi göze almaları lazım . Oyuncu olmakta ıs-rar ederlerse de oyunculuk onların b planı olsun. Ailesi zenginse; yani ekonomik bir kaygısı yoksa onu bilemem de… Mesela bir dizide oynamaya başladığı zaman he-men ayrı eve çıkmasınlar, önce birkaç dizi geçsin, kenara biraz para koysunlar, önlerini bir görsünler, daha son-ra ayrı ev, ayrı hayat ve dizayna geçsinler. Çünkü öyle olmuyor. O bakımdan benim için onlara söyleyebilece-ğim en güzel şey; oyunculugu b planı da değil c hatta d planı olarak yapsınlar. Hep başka bir meslekleri olsun devamlı para kazanabileceleri. Çünkü dediğim gibi tuhaf gelişiyor olaylar.

WoMEN Dergisi: :Sizin var mı oyunculuk dışında yaptı-ğınız başka bir işiniz?Yunus Günçe: DJ ‘lik yapıyorum, stand up yapıyorum, sunuculuk yapıyorum organizasyonlarda, motivasyon konuşmacılığı yapıyorum bazı toplantılarda. Ama şuan üzerine gittiğim şey; kendi oyunum “Kafamda Böcekler var” adında. Bütün sezon boyunca da çeşitli yerlerde oynayacağım. Ve Tiyatro Kedi ile yapacağımız oyun var. Onun dışında da bahsettiğim, internete yapacağı-mız videolar var. Şuanda hayatımda vaktimi alan şeyler bunlar ve fitness yapıyorum, fit kalmaya çalışıyorum. Başka bir şeye vaktim yok. Oyunculuk benim şuan önceliklerimin çok uzağında yani.

Page 28: WoMEN Dergisi Eylül 2013

28

WoMEN Dergisi: Ne tür müziklerden hoşlanırsınız?Yunus Günçe: Belli bir tarzım yok ama genelde rock dinliyorum. İyi bir şey olduğu zaman türü çok önemli değil, o türün en iyisini dinlemeye çalışıyorum. Öyle belli türlere takılmıyorum. Ne hoşuma giderse onu dinliyorum ama genelde dinlediğim şeyler iyi şeyler oluyor.

WoMEN Dergisi: Bekarsınız. Evlilik hakkında ne düşünüyorsunuz? Çocuk sahibi olmak ister misiniz?Yunus Günçe: Düşünmüyorum bile. Çocuk sahibi olmak istemiyorum. Çocuk çok bağlayıcı bir şey, ben özgürlü-ğüme çok düşkün biriyim. Daha hayatımda hiçbir şey belli değil. Bir de bir çocukla bir yere demir atamam ben. Şuan daha kendi hayatımda bile her şey flu, hiç bir şey net değil. Bir de çocuk… Türkiye’de hele özellikle, müm-kün değil.

Yunus GÜNÇE’ye dergimiz adına teşekkür ediyoruz.

Page 29: WoMEN Dergisi Eylül 2013

29

Page 30: WoMEN Dergisi Eylül 2013

30

Bu trendlerden ilki soğuk günlerin kurtarıcısı tüvitler. Yıllardır bu soğuk günlerde üstümüzden eksik olma-yan tüvitler 2013-2014 Sonbahar Kış sezonunda bolca karşımıza çıkıyor olacak. Birçok tasarımcının defilesinde

yer alan tüvitler maskülen ve feminen karışımı tasarımlara hayat veriyor.

Chanel Issa

Her ne kadar bunaltıcı olsa da, daha yaz aylarına yeni yeni alışıyorduk ki, bir de baktık Sonba-har gelmiş. Aslında pek de üzüldüm diyemem. Çünkü benim en sevdiğim mevsimdir Sonba-har.

2013-2014 Sonbahar Kış trendleri, Temmuz ayı ile başlayan moda haftalarında kendini göstermiş-ti. Tüvitler, ekose kumaşlar, maskülen duruşlar… Bu kış birbirinden farklı fakat, aşina olduğumuz trendlere tekrar merhaba diyor olacağız.

Yami Yağmur Malkoç

2013-2014 Sonbahar Kış Trendleri

Page 31: WoMEN Dergisi Eylül 2013

31

Issa Celine Haider Ackermann

Her ne kadar bunaltıcı olsa da, daha yaz aylarına yeni yeni alışıyorduk ki, bir de baktık Sonba-har gelmiş. Aslında pek de üzüldüm diyemem. Çünkü benim en sevdiğim mevsimdir Sonba-har.

2013-2014 Sonbahar Kış trendleri, Temmuz ayı ile başlayan moda haftalarında kendini göstermiş-ti. Tüvitler, ekose kumaşlar, maskülen duruşlar… Bu kış birbirinden farklı fakat, aşina olduğumuz trendlere tekrar merhaba diyor olacağız.

Yami Yağmur Malkoç

2013-2014 Sonbahar Kış Trendleri

Page 32: WoMEN Dergisi Eylül 2013

32

Bu sonbahar ve kışımızın ekoseler içinde geçeceğini söylesek abartmış olmayız. Üstelik alışagelmiş ekoselerin dışında kullanılan renkler daha bir dikkat çe-kiyor olacak. Pantolon, palto, elbise…

Ekoseler her yerde!

Calvin Klein Issey Miyake

Page 33: WoMEN Dergisi Eylül 2013

33

Issey Miyake ren Walker Tracy Reese

Page 34: WoMEN Dergisi Eylül 2013

34

Feminen görünümü seven kadınlar bu trendden pek hoşlanmayacak gibi. Fakat bu maskülen havayı kadınsılaştırarak tarzınızı ortaya koymak da size kalıyor. 2013-2014 Sonbahar Kış sezonu anlaşılan o

ki babaların, eşlerin ya da erkek arkadaşların dolaplarını istila eden bayanlarla geçecek.

Dsquared Yohji Yamamoto

Page 35: WoMEN Dergisi Eylül 2013

35

Yohji Yamamoto Chadwick Bell Kilian Kerner

Page 36: WoMEN Dergisi Eylül 2013

36

Bu sezonun belki de en tatlı trendi bu tift-ik yünlü tasarımlar. Birçok ünlü tasarım-cının koleksiyonunda denk geldiğimiz bu tasarımlar, 2013-2014 Sonbahar Kış

sezonunu yumuşacık ve sıcacık geçirmemizi sağlay-acak.

Balmain Emporio Armani

Page 37: WoMEN Dergisi Eylül 2013

37

Emporio Armani 3.1 Phillip Lim Blumarine

Page 38: WoMEN Dergisi Eylül 2013

38

Bu sene kürklerin hâkimiyetinde geçecek. Tabii ki imitasyon kürklerin! Feminen bir stilden vazgeçmek istemeyen kadınların hayranlıkla kullandığı kürklü tasarımlar çantadan atkıya, ceketten eldivenlere ka-

dar her yerde karşımıza çıkıyor olacak.

Derek Lam Zero Maria

Page 39: WoMEN Dergisi Eylül 2013

39

Carolina Herrera Brandon Sun

Page 40: WoMEN Dergisi Eylül 2013

40

Bu sezonun belki de en şaşırtıcı trendi olacak trans-paran tasarımlar. Aslında bu tasarımları moda, müzik ve sinema dünyasının ünlü yıldızlarının harika bir şekilde taşıdığı, kırmızı halıda görmekten memnuni-

yet duyacağımız kesin. Sıcak günlerin etkisinden kurtulamayan kadınların da bir numaralı tercihi olacağa benziyor.

Francesco Scognamiglio By Johnny

Page 41: WoMEN Dergisi Eylül 2013

41

By Johnny Emilio Pucci Karla

Page 42: WoMEN Dergisi Eylül 2013

42

2013-2014 Sonbahar Kış sezonunda dik-katlerden kaçmayan bir diğer trend

oversized. Yuvarlak hatlarla bir arada kullanılan bu tasarımların, moda haftalarında izlediğimiz bütün defilelerde kaşımıza çıkmasıyla anlıyoruz ki, bu kış herkes oversized!

Donna Karan Carin Wester

Page 43: WoMEN Dergisi Eylül 2013

43

Carin Wester Burberry Prorsum Carven

Page 44: WoMEN Dergisi Eylül 2013

44

Ayşe Şule Bilgiç

Page 45: WoMEN Dergisi Eylül 2013

45

Yunus Köse

İlk Türk Çizgi Filmi Pepee’nin annesi, yapımcısı, Düşyeri Çizgi Film Ve Animasyon Stüdyosunun kurucusu Ayşe Şule Bilgiç’in ofisinde ağırlandım. Önce dört kü-çük Pepee seyircisi kuzenlerim Nilay ve Arda, komşum Ömer ve Yazı İşleri Mü-dürümüz Ceren Akkol’un oğlu Tuğra Efe’den selamlar getirdim. Ayşe Şule Bilgiç,

önce Pepee seyircilerine selamlarını iletti, sonrada geçmiş ve gelecek dönem işlerinden, yeni dönem projelerinden, yani Türk halkının bağrına basacağı çocuklardan bahsetti.

WoMEN D: Pepee bir proje, bir girişimcilik örneği. Bu girişimde sizi tetikleyen etkenler nelerdi?Ayşe Şule Bilgiç: Beni bu düşünceye iten en büyük sebep hamilelik ve beraberinde gelen annelik hisleri oldu. Çünkü bu dünyaya girmeden uzaktan ihtiyacı pek fark etmiyorsunuz. Doğacak çocuğuma neyi seyrettirece-ğimi düşündüm ve pedagojik yeterliliği olan çizgi film olmadığını gördüm.

Neden benim ülkemde kültürümüzü içeren, çocuğuma göğsümü gere gere seyrettirebileceğim bir çizgi film yok dedim. Bu zamana kadar kendimde biriktirdiklerimi önüme koyduğumda bu işi yapabilecek güçte his-settim kendimi. İletişim fakültesi mezunuyum, sinema televizyon geçmişim var, Pr alt yapım var, reklam geçmişim var, psikolojiye özel ilgim var bunların hepsini topladığımda yapabileceğimi düşünerek çalışmaya başladım.

WoMEN D: Kararı verdiniz ve proje başladı, öncelik olarak ne gibi çalışmalar yapıldı ve Düşyeri ekibi kaç kişi?Ayşe Şule Bilgiç: İlk işim Türkiye çapında genel beyin avına çıkıp, bu yetenekleri bulmak oldu. Sonrasında bu arkadaşlarla aynı yola baş koyup bu günlere kadar geldik. Bugün “Düşyeri” ekip olarak 78 kişiyi barındırıyor. Bu 78 kişi içinde, satış pazarlama marka konumlama ekibimizde var çünkü sadece çizgi filmi hazırlayıp ek-rana verme işine bakmıyoruz, çocuğun hayatına 360 derece sokabileceğimiz bir yapı olarak görüyoruz. İşin sadece çizgi film hali ile ilgilenen 50’yi aşkın kişi var. Hiçbir şekilde dışarıdan ses vesaire de almıyoruz, ta-mamen bizim yapımımız bir iş çıkarıyoruz. Ve ayrıca Eskişehir’de Ar-Ge bölümümüz var. Türkiye’de çizgi film konusunda ArGe işi yapan ilk ve tek şirketiz. ►

Page 46: WoMEN Dergisi Eylül 2013

46

WoMEN D: Maliyet olarak ne istiyor çizgi film?Ayşe Şule Bilgiç: Sıfırdan hiçbir do-nanımınız yok, ekibiniz yok, meka-nınız yok dersek ilk bölüm için mini-mum 150.000 $ para gerekiyor.

WoMEN D: Galiba bir de Pepee’nin bölümleri hazırlanırken annelerden gelen istekler varmış bundan bah-seder misiniz?Ayşe Şule Bilgiç: Önce anne olarak benim ihtiyacımdan çıkmış bir olay-dı. Tuvalet alışkanlığı ihtiyacı ile ilgili bölüm hazırlamıştım. Sonra baktık ki bu yaş çocuğu olanların bu yönde sorunları varmış. Sonra öneriler gel-di, Pepee sebze yese de çocuğumda sebze yese, Pepee’nin saçı uzasa da kestirse de, çocuğum da kestirse, dişçi korkusu, hastane korkusu gibi buna benzer teklifler facebook say-famızdan, mailler ve telefon aracılığı ile gelen, annelerin talepleri üzerine yaptığımız bölümlerdi. Bizim za-ten Düşyeri olarak tüm pedagojik alt yapımız, kurgumuz ve hedefimiz çocukların gelişimi yönünde, kendi-ni ifade edebilen, kendine güvenen, meraklı, araştırmacı, soran, sorgula-yan nesle ışık tutmak.

WoMEN D: Pepee’nin birçok ürünü bulunuyor, bu projenin başında çizgi film dışındaki ürünlerle ilgili bir ça-lışma yapmış mıydınız?Ayşe Şule Bilgiç: Hayır, o konuda pek fazla bilgi sahibi değildim. Hatta

Disney’e imrenirdim, ne kadar büyük firma hem çizgi film yapıyor hem de yatırım yapıp ürün üretiyor der-dim. Meğer o dünya öyle işlemiyormuş, bir gün teklif geldi Keskin Color’dan ve dediler ki Pepee’nin ürünlerini çıkarmayı düşünüyoruz siz ne dersiniz. Biz de böyle bir bütçeye sahip olmadığımızı söylediğimizde güldüler ve siz bize değil biz size para vereceğiz dediler. Gelip bize lisans konusunda bilgiler verdiler. Aynı paralelde seyirciden de istekler geliyordu “Çocuğuma Pepee oyuncağı almak istiyorum, siz neden yapamıyorsunuz” gibi hafif sitemli dönüşler alıyorduk. Şimdi ise pekmezden tutun çantaya kadar birçok ürünümüz var. Bu finans olanağı bize yeni projelerimize çalışmamızda büyük katkı ve teşvik sağladı.

WoMEN D: Pepee’nin güzel konuma gelmiş proje olduğundan bahsettik, sizin beklentileriniz bu yönde miydi? Beklenmedik bir konum mu yoksa?Ayşe Şule Bilgiç: Pepee’nin başarılı olmasını çok istiyor ve bekliyordum. Çünkü kendi annelik ihtiyacımın baş-kalarında da olacağını ve olduğunu öngörüyordum ama bu denli bir ilgi beklemiyordum. ►

Page 47: WoMEN Dergisi Eylül 2013

47

" Doğacak çocuğuma neyi seyrettireceği-mi düşündüm ve pedagojik yeterliliği olan çizgi film olmadığını gördüm. Neden benim ülkemde kültürümüzü içe-ren, çocuğuma göğsümü gere gere sey-rettirebileceğim bir çizgi film yok dedim. Bu zamana kadar kendimde biriktirdik-lerimi önüme koyduğumda bu işi yapabi-lecek güçte hissettim kendimi. "

Page 48: WoMEN Dergisi Eylül 2013

WoMEN D: Pepee ve Pepee’nin yanındakilerin ismi nereden geliyor?Ayşe Şule Bilgiç: Bu projeyi ilk kurgularken ana hedefimiz dış ses yardımıyla güzel Türkçemizi öğretmekti. Pepee’de konuşma zorluğu çeken bir çocuktu. Pepe de Anadolu’da konuşma zorluğu çeken insanlara takılan isimdir. Şila ise, bana küçükken teyzemler Şule yerine “Şila” derlerdi. Diğer isimler ise, karakterlerin kendi varlığından gelen isimler; köpeğin adı “köpüş” kalemin adı “kaliş” gibi.

WoMEN D: Düşyeri’nin yeni çizgi film projeleri var mı? Yoksa Pepee’de kalacak mı?Ayşe Şule Bilgiç: Yeni pro-jelerimiz var tabi ki şimdi öncelikle Pepee’de büyüt-tüğümüz çocukları bir üst segmente taşıyoruz. Çünkü Pepee ile 3 yaşında tanı-şıp büyüyen çocuklar ilko-kul yaşlarına geldiler artık Pepee izlemiyorlar. Kasım ayında çıkacak filmimizin ismi “Ayas” olacak. Başka projelerimizde var. Onların çıkış tarihi şimdilik tam belli değil, ama yaş grubu olarak Pepee’nin yaş grubu ile aynı olacak.

WoMEN D: Önceki işleriniz gazete, televizyon kamera arkası ve kamera önü. Bu işlerin size çizgi film konu-sunda bir şeyler kattığına inanıyor musunuz?Ayşe Şule Bilgiç: Tabi ki o zamanlar yazılar yazma-saydım şimdi bu kadar iyi senaryolar hazırlayamaz-dım. Kendime yıllar boyun-ca iyi bilgi bilezikleri biriktir-diğimi düşünüyorum. Şimdi de o bilgi bileziklerini boz-duruyorum. Ayrıca “Rüzga-rın Kızı”nı çizgi film haline dönüştürmeyi planlıyorum. O biraz daha büyük yaş gru-buna hitap eden çizgi film olabilir. ■

Bizim kültürümüzün, bizim toprağımızın çocuğu Pepee!Pepee ne güzelde girdi yaşantımıza, Türk insanı-nın kucakladığı, çocuklarına örnek olmasını istediği bir çizgi film bu! Ayşe Şule Bilgiç ile gerçekleştirdiğimiz söyleşide müjdeyi aldık “Türk halkının kucaklayacağı daha çok çocuk var” dedi. Böylesine özenli çalışmalara ihtiyacımız olduğu aşikar, bu yüzden Ayşe Şule Bilgiç ve ekibine, önce “Pepee” sonra da devamında gelecek projelerinde WoMEN Dergisi olarak başarılar diliyoruz. Unutmamalı! Kasım’da “Ayas” ı kaçırmamalı!

Page 49: WoMEN Dergisi Eylül 2013
Page 50: WoMEN Dergisi Eylül 2013

50

SEN AĞARTISI

İskarpinlerim yere sürtüyor ve otobüs kenara yanaştı.

Adımlarım benden habersiz hızlandı ve atladı içine.

Alnımın sol köşesi camı öptü ve güneş selam veriyor.

Sana bu anlattığım, bir sabah anısı, sızısı ve sızlanması.

Sensiz geçen günler bulutlarla yarışıyor artık.

Ve topluyor yağmak için, sana kadar.

Yorucu bir beklemek oluyor bu…

Müthiş bir yağmur altında şemsiyeyi tutan kol kadar,

yorgunum ama ıslanmayacağım!

Avuç içlerim terliyor ama senin ellerini tutacaklar;

Şikayeti yok bir tek ter damlasının.

Ve ben düşünüyorum,

Bir akşamüstü bu defa batan bir güneşe atımı çevirerek;

Ne yapıyor benim yarın kokulum.

Ne yapıyor benim sabah, çimler üzerine serpilmiş çiğ kokulum.

Ve iki ağaç arasında yalnız kalmış hamak kokulum.

Bir muhabbet kuşunun kanat altı kokulu kadınım

Ve ne yapıyor benim günaydın dediğim insandaki gülüş suretlim

Düşünüyorum, atım huysuzlanarak!

Ve güneş sevgilim, onunla birlikte yılmıyoruz;

Seninle doğuyor ve batıyor.

Bu deniz böyle güzel, sana uzandıkça, dalga dalga…

Uzuyor uzuyor ve okyanus oluyorum.

Bunları bir bir bilmeni, çocuklarımıza anlatmanı isterim.

Seni ilk öptüğüm yerde ‘’yangın var’’ diye bağırmışlardı, osmanlıca!

Galata’da! ve bu aşk var demekti, tüm dillerde!

Ne yapıyor şimdi benim sabah kahvaltısı için kurulan sofradaki

beyaz örtüsü kokulum, ne yapıyor?

İsmail Sertaç Yılmaz

Page 51: WoMEN Dergisi Eylül 2013

Eng

in Er

gin

ŞE

YA

ZA

RI

HAYAL KURUN… HEMEN ŞİMDİ!Düşünüyorum, öyleyse varım.

Hayal kuruyorum, öyleyse yaşıyo-rum. Gerçekten. Yaşamak istiyor-sanız hayal kurun. Yoksa nefes alıp vermekten ibaret tekdüze bir yaşa-mınız olur. Ama buraya dikkat edin, bir yaşama sahip olmanız yaşadı-ğınız anlamına gelmez. Gerçi ülke-mizin güzide ekonomik şartları ile “yaşamak” ne derece mümkün diye tartışılabilir. Haklısınız da. Ama bilin ki yılda taş çatlasa bir hafta kalacağı villaya yaklaşık on milyon lira vere-bilecek insanlar da var Türkiye’de ve açlık sınırı altında “nefes alma ey-lemini sürdürmek için çırpınan” in-sanlar da. Çok da tartışmaya gelmez bu konular, sonra Yeşim’in* evinde-ki nadide biblolar zarar görür. Biber gazı bibloları etkiler mi?

Yaşamak istiyorsanız hayal kurun. Hayalleriniz olsun ki nefeslerini-ze renk gelsin... Yeni duyduğum bir anıyı anlatayım size. “Zekânın ger-çek göstergesi hayal gücüdür, bil-gi değil.” diyen Einstein’ı herhalde bilirsiniz. Anlatacaklarım onunla ilgili. Einstein okul zamanlarında ar-kadaşlarına göre geride kalmış bir çocuk. Hatta öğretmeni “Senden bir şey olmaz.” bile demiş bu bilim ada-mına. Ancak Einstein daha 26 ya-şındayken açıklamış izafiyet teorisi-ni, yani “E=mc2” formülünü de içeren teoriyi. “Senden bir şey olmaz.” de-nilen adam zaman içinde dünyanın en meşhur bilim adamlarından biri olmuş. Öyle ki diğer bilim adamla-rı onun beyninin “farklı” çalıştığını bile düşünmüşler. Hatta Einstein’a onun beynini incelemek istedikle-rini bile söylemişler ve gerekli izni de almışlar. Bir şartla. Araştırmalar yapıldıktan sonra sonuç kamuoyu-na açıklanırken Einstein’ın yazdığı bir not da o an zarfından çıkarılıp okunacakmış. Tahmin edersiniz ki bu inceleme Einstein öldükten sonra yapılabilecektir!

Araştırmalar haftalar sürmüş ve bir basın toplantısıyla sonuçlar açıklan-

mış. Einstein’ın beyninin diğer in-sanlarınkinden farkı onun beyninin normalin ¾3/4’ü kadar olmasıymış. Yani Einstein’ın diğer insanlardan bir fazlası yokmuş, aksine eksiği varmış! Sonra da Einstein’ın bırak-tığı zarf açılmış ve içindekiler okun-muş:"Diğer insanlardan daha zeki oldu-ğumu düşünmüyorum. Onlardan tek farkım hayal gücümü daha etkin kullanıyorum."

Hayal kurun… Hemen şimdi! Çün-kü… Anlatacaklarım daha bitmedi, okumaya devam edin. Einstein’ın beyniyle ilgili o araştırma bir sonu-ca ulaşmamışsa da bilim adamları çalışmaya devam ediyordu. Marian Diamond adındaki bir bilim adamı Einstein’ın beynindeki nöronların birbirleriyle ilişkisinin genel ortala-maya göre %40 oranında daha fazla olduğunu keşfetti. Bu ilişkiler kişinin düşünmesi, kendi kendine sorular sorması ve hayal gücünü kullanma-sıyla oluşuyordu. Gördünüz mü? Ha-yal kurun… Hemen şimdi!

Eğitim sistemi bizi “hayal kuramaz insanlar” haline getirdi. Her şeyi bir nedene bağlamaya çalışan, mantık çerçevesi dışına çıkamayan kalıp-laşmış fikirlere sahip insancıklar ol-duk. Bu da bizde “ayağını(hayalini) yorganına göre uzatan hal” yarat-tı. Elbette sürekli bir “uzaya gide-yim”, “Karayip Korsanları’nda John-ny Depp ile başrol oynayayım” gibi uçarı hayaller kurulmasını mantıklı bulmuyorum; ama ne olur ki böyle hayaller de kurabilsek? Hem böyle hayaller “ayakları yere basan” ha-yaller kurarken de bizi güdülemez mi? Ama ne var ki biz hayal kurmayı başaramıyoruz.

Hayal kurmak ne işe yarar? Biraz düşünelim…

- Hayal kurunca olaylara farklı açı-lardan bakmayı öğrenirsiniz. (Dene-yin, göreceksiniz.)- Hayal kurunca sıkılmazsınız. (Bkz.

Çılgın Bediş:)- Hayal kurunca herhangi bir sanata ilginiz varsa onda daha başarılı olur-sunuz. (Hayal fakirlerine göre.)- Hayal kurunca geleceğe karşı daha olumlu bakarsınız. (Çünkü gelecekte yapmayı planladığınız şeyler vardır.)- Hayal kurunca nefesleriniz renk-lenir. (Yazıyı başa almak ister misi-niz?:)

***

“Eylül” sözcüğünü duymak sizi mut-lu ediyor mu? Sonbaharın başlangı-cı… Ağaçlar yapraklarını caddelere savuracak… Yağmurlar başlayacak… Toprak sonbahar kokusuyla yeni-den doğacak… Havaya aşk karışa-cak… Caddelere savrulan yaprakla-ra ayakları çarpan âşıklar sonbahar yağmurlarıyla ıslanacaklar ve onlar toprak kokusunu içlerine kadar çe-kip birbirlerinin gözlerine bakacak-lar, birbirlerine sarılacaklar ve öpü-şecekler, onlar sayesinde havaya aşk karışacak… Demek isterdim...

“Eylül” sözcüğünü duymak sizi mut-lu ediyor mu? Sonbaharın başlangı-cı… Ağaçlar yapraklarını caddelere savuracak… Yağmurlar başlayacak… İnsanlar evlerinden çıkmayacaklar… Kimi masada bilgisayarının başın-da, kimi banyoda akıllı telefonunda, kimi yatak odasında tabletinde sev-gilisiyle konuşacak… Toprak sonba-har kokusuyla yeniden doğacak… Ama bilgisayardan, akıllı telefon-dan ve tabletten henüz koku pay-laşılmadığı için sevgililer buna tanık olamayacaklar… Caddelere savrulan yapraklar rüzgârla pencerelere çar-parken sevgililer bunu göremeye-cekler; çünkü o anlarda cihazlarının küçük kameralarına bakıyor olacak-lar…

Uzatmak istemiyorum… “Ey-lül” ile başlayan bu paragrafı plas-tikleşen aşklara daha fazla ayırmak istemiyorum.

*: WoMEN Genel Yayın Yönetmeni

Page 52: WoMEN Dergisi Eylül 2013

52 GÜZELLİK

Kök hücreler üzerinde yapılan 24 yıllık araştırmalardan esinlenerek herkese görkemli bir saç yoğunluğu kazandırmayı misyon edinen Kérastase, saç yoğun-luğu aktivatörü DENSIFIQUE’i yarattı.

DENSIFIQUE, saç yoğunluğunu ortaya çıkarmak ve saç sermayesinde önemli bir artış sağlamak için yaratılan Kerastase’ın ilk profesyonel saç bakım ürünüdür. İçerdiği Stemoxydine®Molekülü ile kök hücrelerin işlevler-ini etkin bir şekilde yerine getirebilmeleri için az oksijenli ortamı sağlayan DENSIFIQUE, sahip olduğu Yapılandırıcı Polimerler

sayesinde de saçlarda anında hacim etkisi göstererek güzelleştirici etkisini ortaya koyar.

Geçmiş zamanlardan beri gücün ve güzelliğin sembolü olan saç yoğunluğunu arttırmak artık mümkün:Kérastase Densifique ile 3 ayda 1700 yeni saç teli !

AYIN ÜRÜNÜ

KérastaseDENSIFIQUE

Saç Yoğunluğu Aktİvatörü

Page 53: WoMEN Dergisi Eylül 2013

53GÜZELLİK

Page 54: WoMEN Dergisi Eylül 2013

54 GÜZELLİK

Maskara, bİr bayanın makyaj çantasındaki en önemlİ sİlahlardan ve tahtı asla sallanmayacak.

Büyük, dolgun, kıvrık, tüy gİbİ tek tek ayrılmış ya da rengarenk… Bu yazımda maskaraları konuşacağız!

Maskaralar

Nüvit Tiryaki

Page 55: WoMEN Dergisi Eylül 2013

55GÜZELLİK

Tek Bir AmaçYalnızca bir maskara ile hem dolgun hem kıvrık hem de birbirine yapışmamış ayrık duran kirpikler istiyoruz. Peki, bu mümkün mü ?

Genel olarak tüm maskaralar tek bir fırça darbesinde mükkemmel sonuçlar vaad eder fakat çoğu zaman bu büyük bir yanılgı maalesef.

Maskara üreticileri her zaman ürünlerinin birçok etki verdiğini söylese de, biliyoruz ki aslında bir maskara yalnızca bir etkide mükemmel sonuç verir. Bu nedenle maskara seçimlerinde isteklerimizi göz önünde bulundurmak çok ama çok önemlidir.

Dolgun kirpikler tercih ediyorsanız; formüllerinde ''balmumu(wax)'' içeren maskaraları tercih edin.

Uzun kirpikler tercih ediyorsanız formüllerinde fiberler yani naylon içeren maskaralar tercih edin.

Kıvrık kirpikler tercih ediyorsanız waterproof/suya dayanıklı formülleri tercih edin.

Fırça, maskaranın formülü kadar önemli. Genelllikle büyük fırçalar yoğunluk verirken, küçük plastik fırçalar tek tek ayırma özelliğine sahiptir.

Editörün Önerisiİnce kirpik yapısına sahipseniz yoğun kıvamlı formülleri, kalın kirpik yapısına sahipseniz sulu formülleri tercih edin.

KalıcılıkSuya dayanıklı formüller genelde Türk bayanları tarafından pek tercih edilmiyor olsa da benim favorilerimden. Her gün kullanım için bazen yoğun kaçabilen suya dayanıklı maskaralar, iyi temi-zlenmediği müddette kirpikte kırılmalar meydana getirebilir.

Suya dayanıklı formüller yerine terlemeye/neme/gözyaşına dayanıklı ürünler tercih edilebilir.

Kıvrık KirpiklerKirpik kıvırıcı bazılarımız için korkunç bir araç gibi gözükse de aslında bakışları anında yorgundan canlıya taşıyan mucizevi bir icat. Kirpiklerinizi dip kısımlarından üçe kadar sayarak kıvırın. Çok fazla aşağı yukarı hareketlerden kaçının, bu kirpiklerinizi rahatsız edip dökülmelere yol açabilir. Kıvırma işleminden he-men sonra en sevdiğiniz maskaranızı uygulayın. Çok düz kirpik yapısına sahip iseniz kirpiklerinizin köşe kısmını bir kez daha kıvırabilirsiniz.

Page 56: WoMEN Dergisi Eylül 2013

56 GÜZELLİK

Renkli MaskaralarRenkli maskara her bayanın favorisi olmayabilir, fakat makyaja etkisinin büyük olduğu söylenebilir. Kobalt rengi maskaralar bakışlara canlılık katarken, mor ve yeşil maskaralar göz rengini ortaya çıkartıyor.

Doğru Rengi SeçmekSize neyin yakıştığını bilmek gibi neyin yakışmayacağını da bil-meniz önemli.

Mavi herkese yakışır, özellikle yorgun hissettiğiniz günlerde gözlere canlılık katmak için birebir.

Mor ise yalnızca mavi ve yeşil gözlerde işe yarar. Zıt renklerin birbirini öne çıkarmasından dolayı göz rengi oldukça belirgin hale gelir.

Göz renginiz ne olursa olsun, yeşil maskaradan kaçınmaya çalışın. Yeşil renk kirpiklerde negatif etki yaratarak kısa ve güçsüz görünmelerini saplar.

Göz Makyajı ve Allık Renkli maskaraları kullanırken göz makyajını sade tutmak önemlidir. Aynı şekilde yüzünüzde çok fazla renk kullanmak bazen tehlikeli olabilir.

Hafif allık uygulaması tercih edin.

Asla far rengini sürdüğünüz renkli maskara ile aynı tutmayın.

Benim önerim, renkli kirpiklerinizin en iyi şekilde öne çıkması için, ten renginizden bir ton açık farı tüm göz kapağınıza sürüp, kirpik diplerine çok ince bir kuyruksuz eyeliner çekerek göz makyajını tamamlamanız.

TenRenkli maskara cesur bir makyaj seçimi. Bu nedenle ten makyajına biraz daha özen göstermek bu makyaj için önemli. Doğal mat sonuç veren cilt tipinize uygun bir fondöten seçin. Göz altlarını kapatıcı ile ten renginize eşitlemeyi unutmayın.

Editörün ÖnerisiTüm kirpiklerinizde renk tercih etmek istemiyorsanız, en sevdiğiniz siyah maskaranızı sürdük-ten sonra, yalnızca kirpiklerin en uçlarına renkli maskaranızdan geçebilirsiniz. Böylelikle renkli maskaraların verdiği efektlerden hala yararlanabilirsiniz.

Page 57: WoMEN Dergisi Eylül 2013

57GÜZELLİK

Editörün Seçimleri: TOP 5 Maskaralar

Sizlerle çekimlerde kullandığım ve çok memnun kaldığım TOP 5 maskara listesini paylaşmak istiyorum. Alfabetik olarak sıralanmıştır.

1. CD Dior Show: Koskocaman fırçasıyla zahmetsiz bir şekilde uygulamayı sağlıyor. Ekstra siyah rengi ve sağladığı yoğunluk sayesinde top 5'i fazlasıyla hak eden bir ürün.

2. Mac Zoom: Makyaja ilk başladığım günden bu yana en sevdiğim maskara olan Zoom, kremsi yapısı sayesinde dolgunluk vermede benim için tahtı sarsılmaz bir maskara.

3. Mac extended play lash: Kalıcık açısından waterproof maskaraları aratmayan Extended Play, küçük fırçası sayesinde en küçük kirpikleri bile kavrıyor. Kirpikleri kurutmayan formülü ve Giga Black rengi ile benim şuan vazgeçilmezim diye-bilirim.

4. Max factor false lash effect: Köpük-kremsi yapısı kirpiklere inanılmaz tutunuyor ve Hiçbir zaman kirpikleri birbirine yapıştırmıyor.

5. L'Oreal Voluminous: Kirpiklerde kıvrık, dolgun ve tek tek sonuç vermesi, ve genel olarak bir bayanın maskarada isteye-ceği her şeyi bünyesinde bulundurduğundan favorilerim arasında.

1

2

3

4

5

Page 58: WoMEN Dergisi Eylül 2013

58 GÜZELLİK

2013 Sonbahar Makyaj Trendleri

Yaz aylarının en kötü taraflarından biri çabuk geçmesi. Maalesef tatil bitti ancak yeni bir döneme hazırlanışın heyecanını yaşadığımız sonbahar geldi. Havalar henüz sıcak olsa da sonbahar için makyaj çantanızı şimdiden hazırlamanızda fayda var. Bu sonbahar, makyaj trendleri hem iddialı olmayı sevenlere hem de sadeliği tercih edenlere hitap ediyor.

1. Doğal GörünümDoğal görünümün vurgulandığı makyajlar birkaç yıldır her sezon oldukça popüler. Amaç yüz hatlarının mükemmelliğini ortaya çıkarmak ve doğal güzelliği vurgulamak. Elbette bunu yaparken makyaj malzemeler-inden yardım alabiliriz. Toprak tonlarında ürünlerle de bu görünümü elde etmek oldukça kolay ancak unut-mayın, ürünleri olabildiğince az uygulamanız gerek.

Lancome aydınlatıcı allık

79.90 tl

H&m nude lipstick 8.95 tl

Nars soft touch kalem far

59 tl

Gonca Kaya

Page 59: WoMEN Dergisi Eylül 2013

59GÜZELLİK

2. Çizgileri KalınlaştırEyelinerın hayatımızdaki yerinden bahsetmeme gerek yok sanırım. Düzgün ve incecik kedigözü görünümü yapabilmek için uğraşıp duruyoruz birçoğumuz. Neyse ki kedigözlerimizi büyütmenin vakti geldi, çizgiler artık çok daha kalınlaşıyor ve işimiz kolaylaşıyor. Gözlerdeki vurguyu artırmak için çok daha kalın ve farklı renklerde uygulayacağınız eyeliner, kalem ve farlarla dikkatleri üstünüzde toplamaya hazır olun. Siyah dışında önerimiz sezonun favorilerinden mor ve turuncu.

Nars soft touch kalem far

59 tl

Sephora Jumbo liner 29.90 tl

loreal super liner blockbuster £6.99

Page 60: WoMEN Dergisi Eylül 2013

60 GÜZELLİK

3. Şarap GibiBu sezon kırmızı ve tonlarını istediğiniz gibi kullanabilirsiniz. 1940ların retro görünümüne gönderme yapan kırmızı rujları ister parlak, ister mat her tonda tercih edebilirsiniz. Sonbaharın vazgeçilmez rengi olan bordo ve tonları defilelerde de en çok kullanılan renkler arasındaydı. Bordo sadece dudaklarda değil, göz makyajında da oldukça popüler.

İnglot bordo göz farı

33 tl

Maybelline kırmızı ruj

24.50 tl

Rimmel kate moss mat bordo ruj 12.90 tl

Page 61: WoMEN Dergisi Eylül 2013

61GÜZELLİK

4. Yoğun DumanlarDumanlı göz makyajı bu sezon çok daha koyu ve yoğun olarak uygulanacak. Koyu renklerde ve kaşlarınıza kadar uygulayacağınız farlarla grunge bir görünüm elde edeceksiniz. Eğer daha sade olmak istiyorsanız Alexander Wang defilesinde kullanılan bu sezonun favorisi gri rengi tercih edebilirsiniz.

Bourjois smokey eyes trio far paleti 39 tl

Hm smokey göz farı 9.95 tl

Mac paint pot siyah far

54 tl

Page 62: WoMEN Dergisi Eylül 2013

62 GÜZELLİK

5. Metalik EtkiBu yaz oldukça popüler olan metalik renkler sonbaharda da karşımıza çıkıyor. Göz kapağı ve çukurlarında kullanarak bütün dikkatleri gözlerinize çekebilirsiniz.

Golden rose style liner metalik eyeliner

12.75 tl

Physicians formula metalik eyeliner 3’lü

50 tl

Loreal metalik göz farı

32 tl

Page 63: WoMEN Dergisi Eylül 2013

63GÜZELLİK

6. Turuncu HakimiyetiSonbaharın ana renklerinden olan ve kullanıldığında da kasvetli havalara enerji katan bir renk olan turuncuyu çokça görmeye hazır olun. Nina Ricci defilesindeki gibi rujlarda ve ya BCBG ve J. Mendel gibi göz kapaklarında ağırlıklı kullanarak oldukça enerjik bir görünüm elde edebilirsiniz.

Estee lauder turuncu göz farı ,

69 tl

Mac turuncu ruj 50 tl

Clinique chubby stick 49 tl

Page 64: WoMEN Dergisi Eylül 2013

64 BLOG DÜNYASI

The Jazzpadd

Yeşim Özbirinci

Page 65: WoMEN Dergisi Eylül 2013

65BLOG DÜNYASI

Claire 23 yaşında ve Sheffield, United Kingdom’da stil bloggerlığı ve moda danışmanlığı yapmakta. Üniversite yıllarından beri stil bloggerlığı yapmakta. Kendine has bir giyim tarzı olduğunu düşü-nen Claire, tarzı ile ilgili kimin ne düşündüğünü umursamıyor. Şu sıralar tazı genel olarak beyaz, topuklu spor ayakkabılar, asimetrik kesim örme giysiler ve mini etekler.

Sana göre "moda" nedir?Moda bence, gününüzün nasıl başlayıp, nasıl geçeceğine karar vermektir. Ruh halimi yansıtacak kıyafetler giyerek kendimi hayatın akışına bırakırım. Eğer o gün gergin hissetmemi sağlayacak bir du-rum varsa, beni sakinleştireceğini düşündüğüm ve en sevdiğim giysilerimi giyerim.

Gelecekte olmasını en çok istediğiniz şey nedir?İsteğim, tüm zamanımı yazarak geçirmek ve içinde yürüyerek gezebileceğim koskoca bir gardırop sahibi olmak, tıpkı Sex and the City'deki Carrie'ninkinden.

Geçen hafta, şeffaf topuklu, kayış tokalı bir çift sandalet aldım. Çok şirin, aynı zamanda çok seksiler, tabi benim için.

Kendime vakit ayırmayı çok özledim. Farklı yerlerde, farklı işler yaptığım için sürekli meşgulüm. Yoğun-luğu seviyorum, fakat hiç durmadan çalıştığınızda, sürekli bir yerlere gitmek, bir şeyler yapmak çok yorucu olabiliyor.

Blog: http://www.thejazzpad.com/

Page 66: WoMEN Dergisi Eylül 2013

66 BLOG DÜNYASI

Sizin hak-kınızda kimin ne

düşündüğünü umursa-mayın. Bu sizin hayatınız, düşünceleriniz ve tarzınız;

kendiniz olun, mutlu olacaksınız.

Page 67: WoMEN Dergisi Eylül 2013

67BLOG DÜNYASI

Brian Friel'in Çevirileri

The Black Keys

High Fidelity

Klasik çerçeveler

Tavsiyelerim:

Page 68: WoMEN Dergisi Eylül 2013

68 BLOG DÜNYASI

“YENİ DÜNYA ÜLKELERİNDE LISEYİ BİTİRENLER DÜNYA TURUNA ÇIKAR, ÇOĞUNLUKLA DA ADRES AVUSTRALYA VE YENİ ZELANDA’DIR. BU SEYA-HATLER ÇOK ŞEY ÖĞRETİR, İNSANI OLGUNLAŞTIRIR, HAYATA HAZIR-

LAR. YAŞINIZ GENÇSE 'BUNU NASIL YAPABİLİRİM?' DİYE KENDİNİZE SORUN. ARTIK BIR ANNE VEYA BABAYSANIZ ÇOCUKLARINIZA VERECEĞİNIZ EN GÜZEL HEDİYE ONLARI BÖYLE BİR YOLCULUĞA GÖNDERMEK OLACAKTIR.

SEYAHAT ETMEK SADECE TATİLE ÇIKMAK İÇİN OLMAMALI. TEK BAŞINA SEYA-HATE ÇIKMAK İSE KORKULACAK VEYA ENDİŞE EDİLECEK SIKICI BİR DURUM DEĞİL. CESUR OLUN, İNSANLARA BAĞIMLI KALMAYIN, DENEYİN.”

Yolda olmak...

Yeşim Özbirinci

Page 69: WoMEN Dergisi Eylül 2013

69BLOG DÜNYASI

Öncelikle biraz kendinizden bahseder misiniz?Kemal Kaya ismim, 42 yaşındayım ve İzmir’de yaşıyorum. Facebook profilimde hakkımda kısmında Citizen of the World at İşsiz Güçsüz – Özgür yazıyor ve 4 yıldır bu böyle. 2009 kriziyle birlikte, 14 yıldır çalıştığım çokuluslu ilaç şirketinde işten çıkarılanlar kervanına katıldım. O zaman için biraz keyifsiz bir durum olsa da, bur durum daha keyifli bir yaşantıya doğru giden bir sürecin başlangıcıydı. Sürmekte olan MBA pro-gramının bitmesi sonrası bir süre Türkiye’de seyahat ettikten sonra 2010 Ağustosunda yurtdışına çıktım. Önce 1 ay Tayland, sonra da 7 ay süren Yeni Zelanda seyahatlerim oldu. Yeni Zelanda’ya dil eğitimi için gitmiştim, eğitim sonrasında birkaç ülke gezip Türkiye’ye geri dönmeyi düşünüyordum. Hiçbir şey net değildi aslında, biraz akışına bırakmıştım. Süreçte Yeni Zelanda’ya yerleşmeye doğru ilerliyordu, ancak neredeyse son dakika fikrimi değiştirip, artık kontrol edemediğim gezmek ve keşfetmek arzumu dizginle-meyerek seyahat etmeye başladım. İlk adresim kartpostallardan aşina olduğumuz Fiji oldu, devamında 3 ay Avustralya ve Tazmanya ile devam ettim.

Sonraki durağım ise 303 gün sürecek Güney Asya seyahatimin ilk durağı Bali Adası oldu. Endonezya, Malezya, Singapur, Borneo, Filipinler, Tayland, Kamboçya, Laos ülkelerini gezme fırsatım oldu. Bu seyaha-tim boyunca bazılarına 4-5 defa gittim. Oldukça yavaş seyahat eden biriyim. Gittiğim yerlerde uzun süre kalıyorum. Amacım çok yer görmek değil, ünlü turistik şehirler dışında, ülkeleri daha iyi tanıyabileceğim turistik olmayan destinasyonlarda da dolaşmayı seven biriyim.685 gün süren seyahatimden geçen yıl geldim (döndüm değil). Bir süre ailemin yanında kaldıktan sonra tekrar 2 aylığına Gürcistan, Malezya ve Tayland’a gittim.

Bu seyahatime ilk başlarken İzmir’deki evimi eşyalarıyla birlikte kiraya vermiştim. Temmuz ayı ile birlikte evime geri yerleştim ve zamanımın tamamını seyahatlerimde edindiğim deneyimleri web sitelerimde yazarak geçiriyorum. Seyahat etmek artık sadece bir zevk, tutku değil aynı zamanda işim oldu.

Elbette herkes gezmeyi çok sever. Bu kadar yer gezip, insanlarla tecrübelerinizi paylaşmak nasıl hisset-tiriyor?Herkes gezmeyi sever, ama bu sevmelerin çoğunun sonunda geri dönmek varsa eğer. Biz backpacking denilen sırt çantasıyla seyahat etmeye pek aşina değiliz. Valizle seyahat etmeyi seven, dönüşleri olan seyahatleri seviyoruz. Ucu açık olan, bilinmeze yapılan uzun süreli gezileri yapan çok az sayıda insan var memleketimizde. Seyahatime başlarken ben de backpacking nedir bilmezdim. Dünya turu yapayım diye de yola çıkmamıştım. Yeni Zelanda’da yaptığım 1 aylık bir gezi tüm hayatımı değiştirdi. Orada sırt çan-tasıyla, dünyayı nasıl ekonomik gezebileceğimin yollarını deneyimleyerek öğrendim.

Görülen yeni yerler, kültürler, yaşam tarzları, aktiviteler ve elde edilen deneyimler derken ciddi bir birikim yaratıyor ve bunu kendime saklamam biraz bencillik olurdu. Seyahatim boyunca eş zamanlı olarak günlük tarzında kendim için yazıyordum, sonra bunları bloğumda yayınlamaya başladım. Oldukça ilgi gördü ve bu motivasyonla ben de daha çok yazmaya başladım. Şimdi ise artık yazmadan yaşayamayanlardanım.

Bunun arkasında okuyucunun ilgisi, desteği ve bunların beni motive etmesi yatıyor. He ay e-postamda biriken yüzlerce mail, yazılarımın altına bırakılan binlerce yorum, sayısı 11.000’i geçen Facebook takipçisi ve edinilen her biri birbirinden değerli seyahat paydasında buluştuğum yeni arkadaşlar... Bunlar insanın mutlu etmeye yetiyor.

Bunlar, seyahatimden edindiğim deneyimleri yazmakla başladı. İnsanlara ilham kaynağı olup yol göster-mek veya yoldan çıkarmak da keyif verici. Yaşadığımız modern dünyaya (!) bazen o kadar entegre oluy-oruz ki, sistemler, kavramlar, ekonomik süreçler bizi şekillendirmeye başlıyor. Bu sürecin dışına çıkacak, mutsuz olduğumuz hayatımız değiştirecek cesareti bulamıyoruz. Ne dünya yaşadığımız yerden ibaret, ne de yaşamımız sahip olduğumuz işimize bağlı. Faklı alternatiflerin yaratılabileceğini fark etmek için bazen ►

Page 70: WoMEN Dergisi Eylül 2013

70 BLOG DÜNYASI

ön yargılardan ve korkulardan arınıp cesaretle geleceğe bakmak gerekiyor. Seyahat bunun en güzel ve öğretici yollarından birisi.Yaşadığımız dünyada her ne kadar bilgi çok önemli olsa da, asıl ihtiyacımız olan şey cesaret. Ben mümkün olduğu kadar insanların kendilerini keşfetmeleri ve daha özgüven sahibi olmaları için seyahat etmelerini tavsiye ediyorum. Bahsettiğim 20 kişilik bir turist kafilesinin peşine takılmak değil tabi. Seyahat etmenin önünde tek engel vardır; o da cesarettir.

Hiç seyahat kitabı yazmayı düşündünüz mü?Hem evet, hem hayır. Aklımda kitap yazma konusu olsa da, yakın gelecekte böyle bir şey yapacağımı sanmıyorum. Enerjimi şimdilik web tabanlı farklı projelerimi geliştirerek ve yazarak geçiriyorum. Diğer yandan kitapçılarımızın seyahat bölümlerindeki kitapların sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor. Orada Türkiye ve Dünya ülkelerini ve şehirlerini anlatan yüzlerce kitap olmalı diye düşünüyorum. Bu noktada seyahat konusunda deneyimli kişilere görevler düşüyor. Bunu yapabilecek potansiyele sahibiz, ancak kitap yazmaktan ve yayınlamak oldukça sancılı bir süreç. Gelecekte; Tayland, Malezya ve İran gibi ülkelerin seyahat rehberi kitaplarını hazırlamayı düşünüyorum. Bir de Seyahat’in incelikleri ile ilgili bir şeyler yazma düşüncem var. Belki kitap değil de e-kitap olarak da yayınlayabilirim. Bilmiyorum doğrusu.

Sürekli farklı ülkede olmanıza aileniz neler diyor?Oldukça samimi ilişkisi olan kalabalık bir aileyiz. Birbirimizin fikirlerine saygı duymak öncelikli tercihimiz. Uzun yıllardır yalnız yaşıyorum ve ailem benim karar almadaki bağımsız düşünce yapıma biraz alıştı sanırım. Hani ne yaparsam tamam diyecekleri bir ilişki durumumuz var. Ben hayata bakış açımı ve beklen-tilerimi onlara sıklıkla anlatıyorum ve beni anladıkları tam söylenemese de engel olmaya çalışmıyorlar. Annelerin her zaman istediği çocuğunun evlenmesi, çocuk sahibi olması ve kendisine yakın olmasıdır. Diğer yandan insanın hayattan ve kendisinden beklentisi ve hayaller var. Ben şimdilik hayallerimin peşin-den gidiyorum ve ailem buna saygı duyuyor. Ailem buna karşı çıksaydı ve engellemeye çalışsaydı da, ben hayallerimi izlemeye devam ederdim.

Ekonomik yolculuk için üç tavsiyem:

Turist olmayın, gezgin olun. Hostellerde kalın, pazarlardan yiyin ve alışveriş yapın. Otellere hapsolmayın, hayat sokakta atıyor ve sokakta kaybolmaktan korkmayın. Gittiğiniz yerde dil bilmeseniz bile yerel halkla yakın olmaya çalışın, çarşı pazarlarda dolaşın, plaza ve shoplarda değil. Taksi değil toplu taşıma araçlarını kullanın. Bunlar farklı kültüre dair renkleri, kokuları ve farklılıkları keşfetmenin en güzel yoludur. Bunlar duyularımızı harekete geçirir.

Page 71: WoMEN Dergisi Eylül 2013

71BLOG DÜNYASI

Page 72: WoMEN Dergisi Eylül 2013

72 BLOG DÜNYASI

■ Kitap: Kitap okumayın, yabancılarla sohbet edin.

■ Albüm: Müzik dinlemeyin, yabancılarla sohbet edin

■ Eşya: Seyahat ederken en az eşya ile yola çıkın. Sarong ve sinek kovucu sprey edinin.

YOLDA OLANLARA TAVSİYELER

“Yeni bir yolculuğa çıkarken yanıma iPhone telefonum olmadan çıkmam. Gezginin en iyi dostudur. İletişim yanında, sosyal medya, fotoğraf çekme, yön bulma, uygun otel veya ucuz uçak bileti arama aplikasyonları ile gezginin hayatını kolaylaştırıyor.”

Page 73: WoMEN Dergisi Eylül 2013

73

Kemal KayaFreelance Gezi Yazarı, Editö[email protected]/YoldaOlmak

Page 74: WoMEN Dergisi Eylül 2013

74

Tropikal ülke: Brezilya

Nihan Taşmerdivenli

Page 75: WoMEN Dergisi Eylül 2013

75DEVR-İ ALEM

Nihan Taşmerdivenli

Size şahane bir tropikal ülkeden ve deneyimlerimden bahsedeceğim. Brezilya denince başka ülkeleri bilm-iyorum ama insanın içinde bizim bu-ralarda garip bir heyecan uyanıyor.

Hemen akla bizim Romanlar gibi kapı gıcırtısına oynayan sambacılar geliyor. E ben de bir Trakyalı olarak hemen ısınıyorum bu duruma. Üstüne bir de duyduğunuz anda kanınızı kaynatan Latin ezgileri eklenince keyfinize keyif katılıyor. Akla birbirinden tropikal içkiler, palmiye ağaçları, Brezilyalı birbirinden güzel Latin ateşleri, bembeyaz kumlar geliyor. Ama Brezilya bunlardan çok daha fazlasını içinde bulun-duran bambaşka bir diyar, bambaşka bir kültür. Biz ülke olarak kendimize sıcakkanlı misafirperver deriz ya; bizden bile sıcakkanlılarmış Brezilyalılar. Ne de olsa her mevsim yaz bir ülke.

2012 yazında Aiesec ile Brezilya'ya gittim. Aiesec, dünyada yüzden fazla ülkede bulunan, tamamen üniversite öğrencileri tarafından yürütülen bir kuru-luş. Hiçbir maddi kâr amacı yok, fakat manevi kârı tarif edilemeyecek kadar fazla. Aiesec gerek uzun dönem maaşlı stajlarla gerek kısa dönem sosyal sorumluluk projeleri ile uluslararası öğrenci değişimi sağlayan bir kuruluş. Bu değişimlere katılmak için de üniver-site öğrencisi olma şartı da aranmıyor. Vakit bulur-sanız mutlaka Aiesec'i bir araştırın, Bloglarını okuyun. Aiesec'in

Brezilya harika bir tropikal ülke. Orada iki buçuk ay ka-dar kalma şansını yakaladım. 23 yıllık hayatımın en güzel iki buçuk ayını geçirdiğimi tereddütsüz söyleye-bilirim. Brezilya'nın her bölgesi kesinlikle görülmesi gereken yerler listenizde yer almalı. Güney Amerika kıtasının yarıdan fazlasına sahip bu kocaman ülkenin her bir tarafı birbirinden ayrı güzellikleri ve farklılıkları barındırıyor. Fakat ortak noktaları herkes içmeyi ve dans etmeyi bir yaşam tarzı edinmiş durumda. Özel-likle de samba! Samba yapamayan bir tek Brezilyalı görmedim. Kalkıp dans etmeye utandım açıkçası. Her biri profesyonel dansçı gibi.

Bu kocaman ülkedei en güzel yerler olarak anılan birkaç bölgesine gitme şansını yakaladım. Öncelikle iki aya yakın bir süre Goias eyaletinin başkenti olan Goiania şehrinde projemi gerçekleştirdim. Bu bölgede tarım özellikle hayvancılık oldukça yaygın. Orta halli bir ailenin genelde küçük de olsa mutlaka bir köy evi var. Durumları biraz daha iyi olanların ise göl evleri ve bahçelerinde kahve ağaçları, maracuja (passion fruit), goiaba, star fruit, coconut meyve ağaçları bol-ca bulunuyor. Ayrıca kırsal kesimin hemen hemen her yerinde küçüklü büyüklü şelaleler mevcut. Orta bölgelerde deniz olmadığı için insanlar, birbirin-den güzel şelalelerde tertemiz buz gibi suyun tadını çıkarıyor. Çok da iyi koruyorlar. Kırsal kesimler genel olarak oldukça temiz, yeşil ve bakımlı. Fakat şehirler için aynısını söylemek mümkün değil. Burada vaktimi tamamladıktan sonra ►

Page 76: WoMEN Dergisi Eylül 2013

76 DEVR-İ ALEM

Rio de Janeiro, Salvador, Sao Paulo ve başkent Bra-silia'yı gezdim. Orta Brezilya'da yer alan Goiania da yaşadım. Brezilyalıların yaşam tarzıyla bütünleştim. Diğer şehirlerde ise yanımda rezilyalı arkadaşlarımla biraz turistik olan geziler yaptım.

Gelelim en çok merak edilen konumuz Brezilya'nın şu birbirinden lezzetli ve bana yedi kilo olarak geri dönen içecek ve yiyeceklerine. Her bölgenin ayrı bir yemek kültürü var. Ama yerel içki tüm Brezilya’da ortak; “'bira ve caipirinha.” Barbeküler ise Brezilya’da çok meşhur. Restoranlarda önünüze şişe geçirilmiş kocaman ko-caman etler geliyor ve siz durmasını söyleyene kad-arda servis devam ediyor, fakat etleri biraz tuzlu. Bar-bekü yaparken kocaman ve kalın etlerin üstüne kaya tuzlarını serpip direk öyle pişiriyorlar. Asıl memleketi Goiania olan Pao de queijo (cheese bread) benim fa-vorimdi. Küçük yuvarlak ekmeklerin özel hamuruna yörenin peynirini karıştırarak yapıyorlar. Rio'da da bu-labilirsiniz ama Goiania’daki kadar lezzetli olmayacak-tır. Mutlaka sıcak sıcak yiyin. Bunun yanında mükem-mel tatlıları doce de leite (süt tatlısı). Süt ve şekeri saatlerce karıştırarak pişirerek yapıyorlar. “Brigadei-ro” çikolata severler için eşsiz bir tatlı. Bu tatlıların yanında Hindistan cevizi aromalı kekler kurabiyel-

er tadından y e n m i y o r . Meyve ler in i mi sordunuz? Anlat anlat b i t m e y e c e k meyveler var. Yukarıda say-dığım meyve-leri mutlaka yiyin. Mese-la maracuja m e y v e s i n i n içi biraz cıvık. Meyveyi or-tadan ikiye bölüp içine şeker ser-pip, kaşıkla yiyebi l irsin-iz. Çeşit çeşit meyvelerden y a p ı l m ı ş

doğal meyve sularını ve smothieleri denemeden sakın dönmeyin. Şeker kamışı suyu da favorilerim-dendi. Her sokak başında görebileceğiniz aqua de coco (coconat water) duraklarına uğrayıp buz gibi Hindistan cevizi suyunuzu serum niyetine günde 3’er 5’er içebilirsiniz. Alkol sonrası doğrudan mideyi topar-layıcı etkisi var bilginize.

Evet, biri alkol mü dedi? Cerveja yani bira, mü-kem-mel! Bizdeki biralara benzemiyor. Sabahtan akşa-ma, akşamdan sabaha kadar bira tükettikleri için bizdeki biralardan daha hafif. Bira içim tarzları da farklı. Sadece, diskolarda şişe veya kutu bira tüket-iliyor. Bar dedikleri de aslında, plastik sandalyeleri dükkânın önüne serdikleri cafe gibi yerler. Buralarda ve evlerdeki bira içme tarzı biraz daha farklı. 600ml’lik şişeler biranın ısınmasını önleyen plastik kapların içinde ve yanında bizim su bardağı diye tabir et-tiğimiz minik bardaklarla geliyor. Viski bardağından bile küçük bu bardaklar. Garip ama bu şekilde bira su gibi içiliyor. Değişik bir pazarlama tekniği olabilir diye düşünüyorum. Unutmadan bira dediğin, Brezi-lya'da gerçekten donma noktasına bir kala kıvamında geliyor. Az ya da orta soğuk şekilde gelmesi hakaret sayılıyor. Bira çok tüketilen yerlerde bazen soğuk bira

Page 77: WoMEN Dergisi Eylül 2013

77DEVR-İ ALEM

kalmadı diyebiliyorlar. Siz yine de gelsin deyin. Çünkü onların sıcak bira diye tabir ettikleri bira aslında bizim hımm soğukmuş dediğimiz kıvamda bir soğuk.

Biranın bir başka sunum şekli daha var. Biz Türkler muhtemelen burun kıvırırız. Ben de en başta öyle yaptım. Ama deneyince bayıldım. Büyük bira barda-klarına bu gibi bira ve buz, içine de biraz yeşil lime sıkıyoruz, Bardağın çevresini de aynı tekila gibi tuza banıyoruz ve tadaaaa biranız hazır. “Hiç olur mu canım?” demeyin çok da güzel oluyor.

Caipirnha, Brezilya’nın yerel içkisi. Aslında caipirinha bir kokteyl. Ülkemizde içine rom koyarak bize kakal-adıkları kokteylin ta kendisi. Brezilyalıların asıl yerel içkisi şeker kamışından yapılan “cachaça (kaşasa).” Cachaça, toz esmer şeker, lime ve buzla yapılıyor. Bu mükemmel kokteylin türevleri de var. Mese-la içimi biraz daha kolay olsun diye votka ile yapar-sanız caipiroska oluyor. Eğer meyveyi değiştirip çilek (Portekizcesi morango) koyarsanız alın size caipiran-go oluyor. Alkol kullanıyorsanız bu içkileri denemeden dönmeyin. Yoksa Brezilya’ya gitmiş sayılmazsınız. Ama benim gibi suyunu da çıkarmayın. Sonra 7 kilo olarak size dönebilir. Ayrıca alkol gerçekten sudan ucuz. Mekânlarda bile çok ucuza çok iyi kokteyl-ler ve bira keyifleri yapabilirsiniz. Zaten oranın para birimi Reais bizim Türk Lirası ile hemen hemen aynı değerde. Alkol kullanmıyorsanız Guarana denilen tarifi olmayan lezzetteki gazozdan için. Ben hem

alkol hem de alkolsüz bir şeyler istiyorum diyorsanız cachaça-guarana karışımını denemenizi öneririm; şişede satılıyor. Shot yapabiliyorsunuz aynı zaman-da. Rio, Salvador, Sao Paulo, Brasilia şehirlerinin hepsi apayrı dünyalar. Kısaca yapmanız ve unutmamanız gerekenler şöyle. Bir göz atın bakalım.

*Rio'da mutlaka hafta sonu bulunmalısınız ve sokak partilerine katılmalısınız.

*Rio'nun sokak partilerinin kalbi Lapa'da atıyor. Lapa'nın ara sokaklarına grup haricinde sakın girmeyin. Gerçekten tehlikeli. Anlamadığınız bir yerden kapkaççılar, soyguncular çıkabilir. Mümkün olduğu kadar takıp takıştırmadan gezin.

*Rio'da mozaik ve seramikle kaplanmış meşhur mer-divenler Selaron'da fotoğraf çektirmeyi unutmayın. (Lapa-Santa Teresa arası)

*Sugar Loaf diye geçen teleferikle çıkılan dağda gün batımını izleyin ve güneş batarken herkesle birlikte alkışlamayı unutmayın.

*Ipanema, Copacobana, Leblon beachlerine mutla-ka gidin. Okyanusun, bembeyaz kumların, Latinlerin keyfini çıkarın. Açai dondurması yiyin. Ama çanta-larınızı kollamayı unutmayın.

Page 78: WoMEN Dergisi Eylül 2013

78 DEVR-İ ALEM

*Rio’da en çok ilgi gören yerlerden biri de favela’lar yani tabiri caizse kenar mahalleler. Buralarda gerçek Rio halkı yaşıyor. Açlık, sefalet, uyuşturucu ve birçok suçun çekirdek mahalleleri buralar. Benim kişis-el görüşüm buraların turistik yerler olmadı ve gidip fotoğraf çekmenin yanlış olduğu düşüncesiyle git-memek. Ama tercih sizin oldukça farklı olduğunu duydum. Buralara özel turlarla birlikte katılabilirsiniz, kendiniz giderseniz sağ çıkamayabilirsiniz.

*Bahia eyaletindeki Salvador'da ise Pelourinho, Mu-seu Afro-Brasileira, Monte Serrat (Sao Felipe) limanını ziyaret etmelisiniz. Şehri aşağı ve yukarı olarak ikiye bölen Lacerda asansörünü kullanmayı, asansörden indiğiniz gibi tam karşınızda göreceğiniz devasa hedi-yelik eşya marketine girmeyi unutmayın. Mutlaka pazarlık yapın.

*Salvador'un denizi gerçekten güzel. Şehrin 45 da-kikalık uzağında, otobüslerle ulaşım sağlayabileceğiniz Projeto Tamar'a gidebilirsiniz. Hem de burada koruma altına alınmış deniz kaplumbağları, karetta karetta-ları görme şansını da yakalayabilirsiniz.

*Salvador'da özellikle Pelourinho tarafında geleneksel kıyafetler giymiş kadınlar başta size çok iyi davranıyor fotoğraf çektiriyor. Aman diyeyim uzak durun! Bu kadınların fotoğrafını çekerken sizi gördüyse de he-men oradan uzaklaşın yoksa ciddi paralar istiyorlar ve peşinizi bırakmıyorlar.

*Salvador’da yine meydanlarda görebileceğiniz Ca-poeira yapanlar var. Aslında genel anlamda Brezi-lya’da yaygın bir dans çeşidi. Hapishanelerde doğmuş bu dans. Kavga etmemek için mahkûmlar böyle bir çözüm bulmuşlar; kavga eder gibi dans ediyorlar. Dansa yabancıysanız zaten dövüştüklerini zannedi-yorsunuz. Mutlaka görülmeli. Afrika kökenli bir dans.

*Sigara içiyorsanız, kurutulmuş mısır koçanına sarılmış sigaralardan deneyin. Purolar da fena değildi açıkçası.

*Michael Jackson - They Dont Really Care About Us klibi Pelourinho’da çekilmiş. Üstelik oradaki binanın balkonuna da dükkândan bir iki şey satın almak kay-dıyla çıkıp fotoğraf çektirebilirsiniz.

*Klipte göreceğiniz davulcular Salvador’da apay-rı bir kültür. Şovlarını izlemelisiniz. Bu kültürün adı Olodum.

*Sao Paulo, tamamen iş dünyasının kalbinin attığı endüstri şehri. Fakat inanılmaz büyük olduğu için pek çok farklılığı ve imkânı içinde bulunduruyor. Sanata meraklıysanız en güzel sergiler, sanat galerileri bu şe-hirde. Paulista Caddesi en meşhur caddelerden biri. Eski şehir merkezindeki seyir terası olan en yüksek bina Banespa'ya da çıkmayı unutmayın. Yol üzerinde gördüğünüz kiliseleri gezip farklı atmosferleri soluy-abilirsiniz. Unutmadan çok da güzel bir opera binaları var.

*Brasilia hakkında ayrı bir yazı yazmak lazım. Kilise-leri, sanat galerileri, heykelleri, parlamento binası, mimarisi ile meşhur bir yer burası. Bu şehir daha sonradan sadece başkent olarak planlı yapılmış bir şehir ve tasarımı “uçak gövdesi ve kanatları” şeklinde. Görülmesi gereken noktalardan bazıları ulusal kongre binası, Juscelino Kubitschek Köprüsü, Monumental Axis, Palácio da Alvorada ve Cathedral of Brasília.

Genel Öneriler:*Tropikal bir ülkeye gidiyorsanız mutlaka maleria, yel-low fewer gibi hastalıkların aşılarını yaptırmalısınız.*Brezilya'da kıyafetler gerçekten pahalı. Uzun dönem gidiyorsanız mutlaka akılda bulundurun.

*Meşhur parmak arası terlikler “havaianas”lardan edinmeyi unutmayın. Ben kendime 15 çift alıp gelmiştim. Dikkat: Kendinizi kaybedebilirsiniz!

*Kızlar, birer adet brasilian bikini edinmeden dön-meyin.

*Ülkenin farklı yerlerine seyahat edecekseniz aksan farklılıklarına hazırlıklı olun. Bu arada dil Brezilya Portekizcesidir. İspanyolca yada Portekiz Portekizcesi değil bilginize.

*Beach'te açai dondurması yemeyi unutmayalım, aman.

*”Feir”' olarak geçen sokak pazarlarına gitmeyi unut-mayın, yolda görürseniz hemen dalın pazarlık yapın. Çok orijinal ürünler bulabilirsiniz.

*Özellikle Rio'da taksicilere kaça götürdüklerini sor-mayın, kazık yememek için en ideal yok taksimetrenin açılması. Özellikle havaalanlarında.

Page 79: WoMEN Dergisi Eylül 2013

79DEVR-İ ALEM

Cristo Redentor olarak geçen Corcovado

Dağı’nın tepesindeki İsa'yı mutlaka görün. Tur otobüsler-ini değil treni kullanın; pişman

olmayacaksınız. İsa ilginizi çek-miyorsa bile oradaki manzara

hiçbir yerde yok.

Page 80: WoMEN Dergisi Eylül 2013

80 HOBİ

Eşyalarınızı kişiselleştirmek, sıradanlığı farklı-laştırmak adına ilham olacak yeni bir projeyle karşınızdayız bu sayıda. İster ufak bir dokunuş-la mevcut eşyalarınıza farklılık katın, ister sıfır-dan hayalinizi yaratın.

EL YAPIMI PİSİ ÇANTAGonca Çakıcı

Page 81: WoMEN Dergisi Eylül 2013

81HOBİ

İşte malzemeler:► kumaş► fermuar► dikiş malzemeleri

Yapılışı:Kumaştan dikdörtgen bir parça kesiyoruz. Sonra ikiye katlayıp 1 uzun kenarını, 2 kısa kenarını dikiyoruz. Bir tarafta da minik iki adet üçgen kumaş kesip, üç tarafından dikip tersine çeviriyoruz. Köşeleri dışa itip dikdörtgenin açıkta kalan ke-narına, kenarlardan eşit mesafe bırakarak dikiyoruz. Kulaklar bitti bile. Şimdi de karakterimizin gözlerini ve ağız kısmını kalın bir iple kumaş üzerine işliyoruz. Son olarak da fermuarı açıkta kalan kenara dikiyoruz ve işte bitti. İster kalemlik olarak, ister cüzdan olarak, isterseniz de makyaj çantası olarak kullanabileceğiniz, hayal gücünüzün ellerinize yön vere-rek yaptırdığı sevimli çantanız hazır.

Boyutunu, üzerindeki karakteri, kumaş ya da fermuarın rengini değiştirerek çantanızı dilediğiniz gibi yapmanız müm-kün.

İlhamınız hiç eksik olmasın.

Gelecek sayıda görüşmek üzere.

Page 82: WoMEN Dergisi Eylül 2013

82 MUTFAK

Sütlü BörekHayat Cafe Tarifleri

Page 83: WoMEN Dergisi Eylül 2013

83MUTFAK

Hayat Cafe Tarifleri

Su böreği tadında çok lezzetli yumuşacık nefis bir börek tar-ifi. Çay demlenene kadar hazırlayabileceğiniz pratik sütlü börek.

Malzemeler• 5 adet yufka

• 250 gr beyaz peynir• Üzeri için susam

Sos için• 4 Adet yumurta• 3 Su bardağı süt• 1 Bardak sıvıyağ

• 1 Buçuk su bardağı su

Hazırlanışı1. Sos için gerekli tüm malzemeler bir kapta çırpılır.

2. İlk yufka kenarları tepsiden taşacak şekilde tepsiye yerleştirilir.3. Üstüne sostan birkaç kaşık dökülür ve yayılır.

4. İkinci yufka ortadan bölünür, sosa batırılır ve tepsiye yerleştirilir.5. Diğer yarısı da aynı şekilde sosla ıslatılır ve tepsiye tekrar yerleştirilir.

6. Üçüncü yufkaya da aynı işlem uygulanır.7. İçi için gerekli peynir ezilerek üçüncü yufkanın üzerine serpilir.

8. Dördüncü yufka ortadan bölünür, yarısı sosa batırılır ve sonra diğer yarısı da sosa batırılırak peynirlerin üzerine yerleştirilir.

9. Beşinci yufkaya da aynı işlem uygulanır.10. Tepsiye yerleştirdiğimiz ilk yufkanın kenarları ile böreğin üzeri kapatılır.

11. Kalan sos böreğin üzerine tamamen dökülür ve börek dilimlenir.12. Önceden ısıtılmış 180 derece fırında üzeri kızarana kadar pişirilir.

Page 84: WoMEN Dergisi Eylül 2013

84 MUTFAK

Kuru Börülce Salatası

Page 85: WoMEN Dergisi Eylül 2013

85MUTFAK

Salatasız sofraya oturmam ve de baklagillerden vazgeçmem di-yenlere nefis bir salata tarifi. Hem görünüşüyle hem lezzetiyle göz dolduracak bir lezzet…

Aslında tek başına bir öğün. Oldukça besleyici ve de doyurucu. Zevkinize göre içerisinde dereotu, maydanoz, taze soğan kullanabile-ceğiniz gibi renklendirmek ve de lezzetlendirmek için domates, kapya biber, sarı ve yeşilbiberi de tercih edebilirsiniz.

Malzemeler:

► 2 su bardağı kuru börülce► küçük bir bağ maydanoz► 3 kök taze soğan► 1 adet kuru soğan► 2 adet kapya biber► 1 adet yeşilbiber► isteğe bağlı olarak süslemek için haşlanmış mısır► zeytinyağı ya da sıvı yağ► limon► tuz

Hazırlanışı:

• Kuru börülce geceden ılık ve tuzlu su ile ıslatılır.• Ertesi gün iyice yıkanır, süzülür bir tencereye alınarak üzerine soğuk su eklenip pişmeye bırakılır. • Üzerine bir kaç damla limon suyu damlatılır, biraz kaynatıp simsiyah suyu çıkınca süzülür. • Tekrar su ilave edilerek kaynamaya bırakılır. 5 dakika kadar daha kaynadıktan sonra tekrar suyu süzülerek su eklenir ve pişmeye bırakılır.• Fazla dağılmadan yumuşak kıvama geçen börülceler süzülerek bir kaba alınır.• Bundan sonraki aşamada kırmızıbiberler dilerseniz alüminyum folyo serilmiş olan tepside 200-220 derece fırında 15 dakika kadar pişirilir, kabuğu soyulur ve küp doğranır ya da hiç fırında közlemeyip direk olarak küp şeklinde doğrayabilirsiniz.• Maydanoz ve taze soğan da ince ince kıyılır.• Soğan yarım ay şeklinde halka halka doğranır.• Sos için biraz zeytinyağı, limon suyu ve tuz karıştırılır.• Doğranan malzemeler börülceye eklenir ve karıştırılır.• Son olarak salatanın sosu da ilave edilerek servise sunulur.

Afiyet olsun...

Kuru Börülce Salatası Zeymuran Cafe

Page 86: WoMEN Dergisi Eylül 2013

Fotoğraf: Tutku Toper Styling: Yami Yağmur Malkoç Model: Oyuncu Yaprak Durmaz Fotoğraf Asistanı : Işıl ToperKatkıda Bulunanlar: Gözde Durmaz

Page 87: WoMEN Dergisi Eylül 2013

87

EKRANLARIN YENİ GÜZELİ YENİ YETENEĞİ

“YAPRAK DURMAZ”

İlahi bir aşkın hikayesini anlatan “Siya Mem u Zin” dizi-siyle tanıdığımız güzel oyuncu, şimdilerde Stv ekranla-rının reyting rekortmeni “İki Dünya Arasında” dizisiyle

bizlere tekrar ‘merhaba’ diyor.

WoMEN Dergisi: Bize kendinizden bahseder misiniz?Yaprak Durmaz: 1988 İstanbul doğumluyum. İstanbul Aydın Üniversitesi’nde moda eğitimi görmekteyken tiyatro ile tanıştım. Mezun olduktan sonra tiyatro eğitimi almaya başladım.

WoMEN Dergisi: Oyuncu olmaya nasıl karar verdiniz?Yaprak Durmaz: Aslında hep aklımda vardı ama zaman, mekan ve olanaklar benim için imkansız görünen yolu kapatıyor gibiydi. Sonuna kadar hayalimin peşinde koştum.

WoMEN Dergisi: “Siya Mem u Zin”de başrol oynamak kariyeriniz için önemli bir adımdı. Nasıl bakıyorsunuz geçirdiğiniz bu iki seneye?Yaprak Durmaz: “Siya Mem u Zin” her zaman söylediğim gibi benim için okul oldu. Hele bir de başrol olarak başlamak zorlayıcı, korkutucu… Ama zamanla başarmaya çalışmak, sabretmek ve sonuçlarını almak bam-başka güzel bir duygu. Bilmediğiniz bir dilde oyun ve duygu vermeye çalışıyorsunuz ve ilk kamera karşısı deneyiminiz. 2 sene benim için çok verimliydi diyebilirim.

WoMEN Dergisi: Beyazperdede en çok kimlere gülüyorsunuz?Yaprak Durmaz: Kemal SUNAL, Şener ŞEN, Adile NAŞİT filmleri başta geliyor benim için.

WoMEN Dergisi: Aşk sizce ne demek?Yaprak Durmaz: Aşk bence kendini kaybedercesine karşındakine bir şeyler hissetmekten çok, onunla mutlu olabilmek demek. Bazı insanlar aşkı planlayarak yaşamaya çalışıyor. Aşk düşünmeden yaşanmalı, kendini aşkın kollarına bırakabiliyorsan bu duyguyu yaşayabilmek güzeldir. ►

Page 88: WoMEN Dergisi Eylül 2013

88

Trenchcoat : KotonPantolon : BershkaKahverengi bot : Bershka

Page 89: WoMEN Dergisi Eylül 2013

89

WoMEN Dergisi: Yaşam felsefenizi hangi cümleler özetler?Yaprak Durmaz: Güzel günler sana gelmez, sen onlara yürüyeceksin. ( MEVLANA )

WoMEN Dergisi: Yeni projeniz “İki Dünya Arasında”dan bahseder misiniz?Yaprak Durmaz: "İki Dünya Arasında"Stv'nin en beğenilen dizilerinden birisi. "Siya Mem u Zin" dizisinde Zin karakterinden sonra bu yeni projemde "Esma Öğretmen" karakteri-ni canlandırıyorum. Dışarıdan çok yumuşak görünen ama çok güçlü bir kadın Esma. Ve bu dizide yer aldığım için çok mutlu ve şanslı hissediyorum.

Beyaz triko : KotonKrem şort : MangoKahverengi bot : Bershka

Page 90: WoMEN Dergisi Eylül 2013

90

WoMEN Dergisi: Arkadaşlarla evde toplanmayı mı, yoksa dışarıda eğlenmeyi mi tercih edersiniz?Yaprak Durmaz: Öncelikli tercihim kesinlikle ailemdir. Çekimler yoğum geçtiği için onlarla çok vakit geçiremiyo-rum fakat boş günlerimde kesinlikle onlarla birlikteyim. Arkadaşlarımla geçirdiğim vakitlerde de mekanın bir önemi olmuyor. Önemli olan keyifli zaman geçirebilmek.

WoMEN Dergisi: Yaprak Durmaz’ın en büyük hayali nedir diye sorsak…Yaprak Durmaz: Benim hayalim fotoğrafçı, modacı, aşçı, öğretmen, doktor kısacası her şey olmak. Bu meslek o kadar güzel ki her şey olabiliyorsun. Bu nedenle benim en büyük hayalim, oyunculukta gelebileceğim en iyi nok-taya gelebilmek.

Beyaz gömlek : BershkaBordo şort : H&MSiyah bot : Miss Selfridge

Page 91: WoMEN Dergisi Eylül 2013

91

Gri tayt pantolon : Pull&BearKrem Füme gömlek : MangoSiyah bot : Miss Selfridge

Page 92: WoMEN Dergisi Eylül 2013

92

Beyaz triko : KotonSiyah bantlı ayakkabı : H&M

Page 93: WoMEN Dergisi Eylül 2013

93

EN son okuduğun kitap: “Bir Cihan Kafes” İclal AydınEN sevdiğin yemek: SpagettiEN sevdiğin giyim markası: H&M, BerskhaEN sık gittiğin mekan: En yakın arkadaşımın evi ¾EN sevdiğin eşyan: Kitaplarım

Page 94: WoMEN Dergisi Eylül 2013

94

Dr. Cem Keçewww.cemkece.com

İlişkilerde En Sık Yaşanan Kavga Sebepleri

Özellikle uzun süreli birlikteliklerde ve evliliklerde, zamanla aşk gücünü yitirmeye başlıyor ve yerini hararetli tartışmalara bırakıyor. Ne tuhaftır ki, yakın bir zama-na kadar yan yana gelmek için can atılan partnerle artık aynı karede bulunmaya bile tahammül kalmıyor. Çünkü artık çift kendini sürekli bir tartışmanın ortasında buluyor. Peki, ama neden böyle oluyor? Çiftler birbirlerini gerçekten öyle çok se-viyorlarken, bazen bilerek bazen ise bilmeyerek hangi konular hakkında tartışma çıkartıyorlar?

TARTIŞMALAR BOŞANMAYA YOL AÇABİLİYOR…

Çiftler arasında geçen tartışmalar bütün ikili ilişkilerde yaşanan kaçınılmaz bir sorun olarak kar-şımıza çıkıyor. Önemli olan problemlerin çıkış nedenlerini anlayabilmek ve değen konular üze-rine tartışmak. Aksi takdirde, eğer çiftler sürekli olarak her konuda tartışıyorlarsa, boşanmaya doğru yol alınabiliyor. Etraftaki birçok çiftin boşanma kararı alması ya da yakın ailede yaşanan olumsuz deneyimler, çiftleri evlilik kurumundan soğutabiliyor. Oysa her insan mutlu bir evlilik yapmanın, hayat boyu bir yastıkta yaşamanın hayalini kuruyor. Bu hayalin kolay olduğunu söy-lemiyorum ama imkânsız da değil… Bunun için ilk önce yaşanılanlara yukarıdan ve dışarıdan farklı bir gözle bakmak ve yeni bakış açıları geliştirmek gerekiyor.

ERKEKLER SEVDİKLERİ KADINI MUTLU ETME FIRSATINI HİÇ KAÇIRMAZLAR

Kadınların konuşurken partnerleri tarafından dinlenmemeleri en büyük kavga sebeplerinden biri olarak karşımıza çıkıyor. Erkekler her ne kadar dinlediklerini belirtseler de, aksini ispat etme-ye çalışmak ve konuyla ilgili sorular sormak tartışmanın daha çok alevlenmesine neden olabi-liyor. Genel anlamda erkeklere göre daha çok konuşmalarıyla tanınan kadınlar pek çok konuyu aynı anda konuşabilme ve dinleyebilme özelliğine sahipken, erkekler aynı özelliğe sahip değiller. Bu nedenle, uzun süre dinleme konusunda erkekleri suçlamak yersiz ve yanlış bir tutum oluyor. Dolayısıyla, bu konuda yapılması gereken en doğru davranış; kadınların önce erkeklerin ken-dilerine odaklanmalarını sağlamaları, sonra net ve yalın bir dil kullanarak tek bir konu üzerine konuşmaları ve daha sonra erkeklere herhangi bir çözüm üretmeleri gerekmediğini veya sadece anlaşılmaya ihtiyaç duyduklarını ifade etmeleri gerekiyor. Çünkü erkekler sevdikleri kadını mutlu etme fırsatını hiç kaçırmazlar. “Beni dinlemene ihtiyacım var. Bir şey söylemene veya çözüm üretmene gerek yok. Sadece beni dinlemeye ve anlamaya çalış. Bu beni mutlu eder!” diyen ka-dın, erkeğe bu fırsatı vermiş oluyor. Ayrıca genel geçer konulardan ya da günlük olaylardan ►

Page 95: WoMEN Dergisi Eylül 2013

95

Dr. Cem Keçewww.cemkece.com

olaylardan bahsedilirken kadının ilgisini çeken bir konu erkeğin ilgisini çekmeyebiliyor. Bu durumun göz önün-de bulundurularak davranılması, büyük beklentilere kapılınmaması ve erkeğe dinlemediği için eleştirel tarzda suçlayıcı ifadeler kullanılmaması da önem taşıyor. Bu süreçte tartışma yaratmak yerine, küçük ama sevimli kelimeler seçmeye özen gösterilmesi ortamı yumuşatabiliyor.

ERKEKLER TAKDİR EDİLDİKLERİNDE DAHA UZUN DİNLEYEBİLİYORLAR…

Kadın ne kadar yorgun ve bitkin hissederse hissetsin, erkek dikkatini verip onu dinlediğinde, dokunup ve sarı-lıp sevgisini ve ilgisini ifade ettiğinde kadın rahatlıyor ve gevşiyor, yorgunluğu geçiyor. Bu nedenle konuşmayı sevmeyen erkeklerin hiç olmazsa bir nebze kadınları anlayıp, onlara karşı olan davranışlarını değiştirmeleri önem taşıyor. Çünkü kadınlar dinlendiklerini düşündüklerinde partnerlerinin onlara değer ve önem verdikleri-ni, kabul ettiklerini ve buna bağlı olarak da sevildiklerini düşünüyorlar. Bu hisler kadınlar için çok önem taşıyor. Ayrıca, kadınlar duygularını ifade etme imkânı bulduklarında “Anlaşıldım, seviliyorum ve değerliyim!” hissini yaşıyorlar, gevşiyorlar ve rahatlıyorlar. Bu duygu yoğunluğu kadınların kendilerini dinleyen kişiye yakınlık duy-masını artırıyor, yokluğu ise uzaklaştırıyor. Mutlu olan ve mutlu görünen bir kadının sıcak karşılıkları ve gülen yüzü, erkeğe pırıltılı bir görüntü sunan ayna gibi oluyor. Takdir edilmek ve hizmet edilmesi erkeklerin erkeksi yanını doyururken, iletişim kurmak ve dinlenmek kadınların kadınsı yanını doyuruyor.

AYAĞI YORGANA GÖRE UZATMAK GEREKİYOR

Maddi harcamalar çiftler arasında tatsızlık yaratabilecek sorunların başında geliyor. Genel olarak baktığımız-da, kadınların maddi harcamaları erkeklerinkinden iki kat daha fazla oluyor. Alışveriş yapmayı, kendine ►

Page 96: WoMEN Dergisi Eylül 2013

96

yeni kıyafetler ve mak-yaj malzemeleri al-mayı, sürekli olarak ev eşyalarını değiştirme-yi ve her gün kuaföre gitmeyi alışkanlık hali-ne getirmiş bir kadınla kavga etmek erkekler için neredeyse rutin bir davranış haline geliyor. Ancak kavga etmek bu davranışların azalma-sına yardımcı olmuyor, daha şiddetli tartışma-ların yaşanmasına yol açıyor. Bu sonuçlara sebebiyet vermemek için “Ayağını yorganına göre uzat!” atasözünü hatırlamak gerekiyor.

Ortak bir hayatın sağlıklı bir şekilde devamlılığı için gelir ve giderin gözler önüne serilmesi önem taşıyor. Bu nedenle çiftlerin ne kadar paraya ihtiyaçları olduğu konusunda birbirlerine karşı açık ve dürüst olmaları gere-kiyor. Bunun dışında haftalık ve aylık bir bütçe yapılabiliyor ve yapılan harcamalar hakkında çift birbirine bilgi verebiliyor. Böylece çiftler tartışıp birbirlerini kırmak yerine, başarılı ve eğlenceli bir ilişkiye doğru yol alabiliyor-lar.

SABIRLA BEKLEMEK VE YOL GÖSTERMEK GEREKİYOR

Sakal tıraşından sonra lavabonun kirli bırakılması, tuvaletin kirli kalması, tuvalet kâğıdının değiştirilmemesi, kirli tabak ve bardakların kaldırılmaması, yiyecek jelâtinlerinin çöp kutusuna atılmaması, ev temizliğine yar-dım edilmemesi, yemek masası hazırlama ya da toplama işlemlerinde destek olunmaması, kirli kıyafetlerin çamaşır sepetine atılmaması, döküntülerin toplanmaması, ıslak banyo havlularının ortalık yerde ya da yata-ğın üzerinde bırakılması gibi pek çok konu çiftlerin tartışma konusu olabiliyor. Aslında düzelme ihtimali fazla-sıyla olan fakat düzelebilmesi için fırsat verilmeyen bu tür davranışlara verilen olumsuz tepkiler, tartışmaların şiddetlenmesine sebebiyet verebiliyor. “Yaptırım dili” işveren ve işçi arasında olduğu kadar ikili ilişkilerde de oldukça sık kullanılıyor. Bu nedenle çiftin yapılmasını istedikleri bir şeyi talep ederken yıkıcı eleştirilerden, konuya sert girmekten, diretmekten ve kendi kendine söylenmekten kaçınması gerekiyor. Yapılması gerektiği düşünülen şey için partnere fırsat verilmesi ve görsel olarak algılamasını sağlamak bu süreçte önem taşıyor. Fırsat vermenin ana temasında “sabretme ve bekleme” yer alıyor. Yukarıda bahsedilen küçük problemlerin devasa boyutlara getirilmemesi için sabırla yapılmalarının beklemesi gerekiyor. Kadınlar bu süreçte çok yanlış bir şekilde, ister istemez toplama, yıkama, temizleme, derleme ve düzeltme gibi davranışlar sergileyebiliyorlar. Farkında olmadan, bu davranışlarıyla olayların akışını erkekler için alışkanlık haline getiriyorlar ve sonrasında birden bire erkeklerden talep etmeye başlıyorlar. Cicim aylarında gösterilen bu anlayışın bir süre sonra deği-şikliğe uğraması erkeklerin adapte olamamasına neden oluyor. Bu nedenle, tutarlı bir şekilde devam edilmesi ya da değişimin yavaş bir şekilde yapılması gerekiyor. Bunun için de partnerin yapmasına fırsat vermek ve görsel olarak algılayabilmesi için hiçbir müdahalede bulunmadan sabırla göstermek önem taşıyor. Böylece hem partnerin algı düzeyi değişiyor hem de tartışmadan uzak bir ilişki yaşanabiliyor. ►

Page 97: WoMEN Dergisi Eylül 2013

97

ORTAK HESAP OLUŞTURULMASI İŞE YARIYOR

Çiftlerin çatışmasına neden olan bir diğer önemli konu ise eski erkek veya kız arkadaş meselesi oluyor. Face-book kullanımının yaygınlaşmasıyla partner ilişkilerinde sorunlar artıyor. Bu sorunların ortaya çıkmaması için ortak bir facebook hesabı oluşturabiliyor ya da profil resmi kullanabiliyor. Böylece üyelik ve arkadaşlık talepleri çiftin otak onayıyla gerçekleşebiliyor ve facebook kullanımının bağımlılık haline getirilmesi önlenebiliyor.

DÖNÜŞÜMLÜ İZLEMEK GEREKİYOR

Çağımız gereği pek çok çiftin çatışmasına neden olan sebeplerin başında diziler ve maç seyretme geliyor. Çiftlerden biri dizi izlerken diğeri maç izlemek isteyebiliyor. Bu durumlarda partnerler arasındaki gerilim yük-selebiliyor. Fakat bu durumun tartışmaya dönüştürülmesi için teknolojinin ileri safhalarında olduğumuzun hatırlanması işe yarıyor. Dizi ya da maçı dönüşümlü olarak internet ortamında izlemek çok daha mantıklı olabiliyor. Böylece hem adaletli davranılmış hem ileriye dönük olabilecek çatışmaların önüne geçilmiş hem de gece mahvedilmemiş oluyor.

PİRE İÇİN YORGAN YAKMAYIN!

Eve ya da randevuya geç kalmayı çiftlerin tartışmalarına yol açan önemli problemler arasında ele almak ge-rekiyor. Geç kalmak denildiğinde hemen hemen herkesin aklına otobüsü kaçırmak, trafiğe takılmak ve hazır-lanmak için vakit harcamak gibi olaylar geliyor. Bu tip durumlarda sağduyulu davranmak ve tartışmaya mehil vermeden geç kalma sebebini öğrenmek önem taşıyor. Çünkü yargısız infaz yapıldığında ve pire için yorgan yakıldığında durum çok daha fazla alevlenebiliyor ve istemeden de olsa çiftin keyfi kaçabiliyor. Bunların olma-ması için ileriye dönük düşünülmesi ve sakin tavrın korunması gerekiyor. ■

Page 98: WoMEN Dergisi Eylül 2013

98

İlhan Doğan ile Riccon TeknikleriRiccon İlhan Doğan www.ricconakademi.com

DEPRESYON

Aklın durumunu anlatan hale depresyon denilir. İnsanın uzun süreli, zor ve en-dişeli durumunu ifade eden ve hayatın karanlık görüldüğü vaziyete depres-yon denilir(yani moral bozukluluğu). İnsan depresyon geçirdiğinde, hiç bir şey-den tat almaz. Bu hastalığı geçiren kişinin bir işe baslaması zordur ve bu kişi aynı zamanda çok çabuk yorulur. Karar vermekte zorluk çeker, öğrenimde ve okumada konsantre olması zorlaşır. Depresyon geçiren kişi uyumada zorluk

çeker. Sabahları erken saatte uyanması geneldir. Depresyon geçiren kişinin uykuya dalması zordur, uyusa bile uyku kesik ve ızdıraplıdır. Bazen de bu kişiler fazla uyurlar. Yemek iştahının olmaması ve kiloların düşmesi depresyondan kaynaklanır. Bazen de depresyon geçiren kişi çok yemek yiyebilir. Depresyon geçiren kişi çoğu zaman sinirli olur ve başka insanlarla olması zor olabilir. Kendisini aşırı suçlaması geneldir. Ölümle ve intihar etmekle ilgili düşünceler, dep-resyon geçiren insan için olağan bir olaydır. Fiziksel ağrılar olabilir; baş, kas, mide ve bel ağrıları gibi. Bu çesit ağrılara her zaman organik bir sebep bulunmayabilir. ►

Page 99: WoMEN Dergisi Eylül 2013

99

İlhan Doğan ile Riccon Teknikleri DEPRESYON NEREDEN İLERİ GELİYOR?

Depresyon genelde, hayatta büyük değişiklikler olduğun-da meydana gelir. Önemli bir insandan ayrılma, sosyal hayattaki değişiklik, örneğin iş yerinden veya evinden ay-rilma gibi. Bazen de, büyük olayların üstünden gelmek ve bunları yenmek için güç kaynaklarının olmamasını hissetmekle başlar. Bunlar yeni bir yere taşınma, yeni bir kültüre uyum sağlama ve yeni bir lisan öğrenmek gibi.Bazı insanlar diğer insan-lardan daha kolay deprese olurlar. Bunun sebebi ise;

genetik faktörlerden ya da insanın kendi karakterinden meydana gelir.

DEPRESYON NASIL TEDAVİ EDİLİR?

Uzun süreli ve sosyal hayattaki çalışmaları engelleyen depresyon için yardımistenilmesi iyi olur. Depresyon hakkında hemşireyle veya doktorlakonuşulabilir. Ayrıca yakın insanlarla konuşulması da iyi gelebilir. Depresyon geçirenkişi genellikle kendisini suçlar ve bu da depresyonu arttırır. Depresyondaiken büyük problemleri çözmek zordur, bunun için, mümkünse bu problemlerin çözümlerinin ertelenmesi ge-rekir. Depresyon tedavisi uzun süren bir tedavidir.Tedavi haftalar hatta aylar sürebilir. İlk başta sakinleşmeli ve iyileşmesi için kendisine zaman tanımalıdır.Problemler hakkında konuşmak genelde faydalı olur, problemler hemen çözülmese bile. Daha sonra vaziyet sakinleştikten sonra, durum daha derince bir şekilde ele alınır.Sohbetlerin yardımıyla genellikle problemler çözülebilir. Buradakiamaç kişinin tekrar güç kaynaklarını bulmasıdır.İlaç tedavisi genellikle depresyonun iyileşmesini hızlandırır. Depresyon içinkullanılan ilaçlar güvenlidirler. Bunlar ne alışkanlık yapar ne de bağımlılık yapar.İlaçlarin faydası genellikle 2-4 hafta içinde belli olur. Depresyon tedaviedildikten sonra da, ilaçların kullanılması gerekir. Çünkü ilaçların bırakılmasıhalinde, belirtiler kolayca geri gelebilir. İlaç tedavisi genelde ½-1 yıl arası sürer.Bu zaman zarfında ilaçların her gün düzenli bir şekilde kullanılması gerekir.Tedavinin ne zaman bitmesi gerektiğinin doktora danışılması gerekir.İlk başta ilaç kullanımında yan etkiler olabilir. Genel yan etkiler şunlardir:baş ağrısı, terleme, mide ağrısı ve aşırı yorgunluk. Bu yan etkiler genellikle az miktarda olur ve organizma ilaca alıştığında bu yan etkiler birkaç gün içinde kaybolur. Bazen ilaçları değiştirmek gerekebilir. Yan etkiler olduğu taktirde doktora başvurulması iyi olur. Yan etkilerin giderilmesi için depresyon ilaçlarının yanısıra başka bazı ilaçlar da verilebilir. Örneğin bu ilaçlar uyumayı kolaylaştırır vesıkıntıyı azaltır. Eğer depresyona girdiğinizi düşünüyorsanız bir sağlık kuruluşuna başvurmanız gerekir. ■

Page 100: WoMEN Dergisi Eylül 2013

Op.Dr. Y. İlker Manavbaşı

ESTETİKTE BU YANLIŞLARA DİKKAT!

Güzel görünmek, hem kadın hem de erkekler için vazgeçilmez bir arzudur. Kulaktan dolma bilgilerle yaptırılan estetik operasyonlar, istenmeyen sonuçlara yol açabilir. İmep Este-tik’ten Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Y. İlker Ma-navbaşı, göz kapağı ameliyatı, burun estetiği, meme büyütme,

liposuctionla yağ aldırma ve botoksla gençleşme gibi estetik operasyonlar konusunda doğru bilinen yanlışları açıklı-yor.

100

Page 101: WoMEN Dergisi Eylül 2013

101

Estetik Operasyonlarda Doğru Bilinen Yanlışlar Neler?

YANLIŞ: Gözkapağı ameliyatları hastanın görme yetisinde sorun yaratabilir.DOĞRU: Yaşlanmanın etkisiyle göz kapağı düşebileceği gibi bazı kişilerde göz kapağı kalıtımsal olarak da dü-şük olabilir. Bu durum kimi zaman kişinin görmesine zarar verebilecek boyutlara varabilir. Her yaş grubundan hastaya bu şikayetlerle operasyon yapılıyor. Gözkapağı ameliyatları, göze zarar vermenin aksine birçok has-tada görülen ileri yaşa bağlı göz kapağı kaynaklı görme zorluğunun önlenmesi açısından çok faydalıdır.

YANLIŞ: Estetik burun ameliyatından sonra bu-runda ağrı ve acı oluşur. Ameliyat sonrası göz-lük takılmaz.DOĞRU: Estetik burun ameliyatından sonra has-ta burnunda ağrı hissetmez. Burun ağrısı ya da acısı olmaz. Kemiklere müdahale yapılması ağrı sebebi sanılarak, kemik kırılmadan ameliyat ya-pılması istenmektedir. Burun kemikleri kırılmaz, özel aletler ile kesilir ve bu işlem ağrı oluşturmaz. Estetik burun ameliyatından 1 hafta sonra yani alçı çıktıktan sonra gözlük takmaya başlanma-sında hiçbir sakınca yoktur.

YANLIŞ: Estetik burun ameliyatından sonra bu-run düşebilir. DOĞRU: Son yıllarda burnu oluşturan her yapıyı ayrı ayrı ele alan çeşitli ameliyat teknikleri geliş-ti. Bunlar uygulandığında hiçbir hastada burun düşmesi problemi oluşmaz. Ancak burun ucu hareketli bir yapı olduğu için burun ameliyatı sı-rasında doğru teknikler uygulanmazsa, zamanla yerçekiminin etkisiyle aşağı doğru düşebilir. Es-tetik olarak hoş bir görüntü oluşturmayıp, nefes alma problemlerine yol açabilir.

YANLIŞ: Estetik burun ameliyatından sonra tamponlar acı vermez ama nefes alma sorunu yaşanabilir.DOĞRU: Tampon, burun drenajina izin vermeyip çıkarılırken hastaya acı verir. Bu nedenle son yıllarda Silikon splint tercih edilmektedir. Silikon

splint, tampona nazaran nefes almaya izin verir ve çıkarılırken de hastaya acı vermez. Silikon splintler, rahat-ça burun kanamasına yol açmadan çıkartılırlar. Ameliyattan sonra ilk hafta silikonlar nefes almaya kısmen de olsa izin verirler, silikonlar alındıktan sonra ise hiç bir sorun kalmaz, normal nefes almaya devam edersiniz. Ayrıca, ameliyata bağlı nefes alma sorunu bir yana, hastalar ameliyatlardan sonra burundan daha iyi nefes almaktadır.

YANLIŞ: Rahat bir nefes için burun içi, estetik görünüm için burnun dışı ameliyatı yapılır. Genç yaşta burun ameliyatı yaptırılmaz. DOĞRU: Uzun yıllardan bu yana devam eden uygulamalar sonrası yerleşen yanlış kanılardan biri de nefes al-mak için burnun içi, estetik olarak güzelleşmek amaçlandığında ise burnun dışının ameliyat edildiği kanısıdır.

Page 102: WoMEN Dergisi Eylül 2013

102

Artık günümüz modern burun ameliyatları ça-ğında, bu yaklaşım terk edilmiştir. Hem burun içi hem de dış çeperi nefes almada aynı oranda et-kilidir. Estetik amaçlı burun ameliyatları, kızlarda 17, erkeklerde 18 yaşından itibaren yapılmakta-dır. Eğer temel şikayet burundan nefes almakta güçlük ve ciddi burun eğriliği ise, çok daha erken yaşlarda dahi bu ameliyatlar yaptırılabilir.

YANLIŞ: Erkeklerde estetik burun ameliyatı doğal durmaz.DOĞRU: Erkeklerin estetik burun ameliyatlarına yaklaşımı her zaman kadınlardan farklı olmuştur. Ameliyat olduğu kısmen belli de olsa bir bayan bunu sorun etmez iken, bir erkek için bu durum ciddi bir stres kaynağı olabilir. Erkek ideal burun yapısı kadın ideal burun yapısından farklıdır. Bu kurallara uyan burun şekli bilgisayarda hasta ile beraber tespit edildikten sonra, bire bir ameliyat sırasında uygulanmaktadır. İkinci aşamada ise,

sonuç konusunda ikna olan hastalar ameliyat ve sonrası ağrı ile ilgili yersiz korkularını yenerler. Günümüzde genel anestezi son derece güvenli bir yöntemdir. Hasta da ek bir sağlık problemi yok ise rutin testler uygulanarak ameliyata hazırlanır. Ağrı konusu ise yanlış bilinen bir diğer mevzudur. Burun ameliyatı sonrasında hastalar ağrı hissetmezler.

YANLIŞ: Estetik operasyonlar için yaz ayları uygun değildir. DOĞRU: Yazın sadece yüz derisinin soyulduğu ameliyatlar yapılmaz, bunun dışında her türlü estetik ameliyatlar yapı-labilir. Diğer mevsimlerden farklı olarak hasta ameliyat sahasını, yani dikiş atılan bölgeyi güneşten korumalıdır. Bunun için yüksek koruma faktörlü güneş kremleri, şapka ve şemsiye kullanılabilir.

Page 103: WoMEN Dergisi Eylül 2013

103

YANLIŞ: Burun ameliyatı sonrası denize girmek risklidir. DOĞRU: Burun estetik operasyonlarında bir diğer kaygı da iyileşme sürecidir. Geliştirilen yeni ameliyat teknikleri ile kişi hiçbir morarma yaşamadan kısa sürede istediği burna sahip olduğu gibi olası morlukların iyileşme süresi de çoğunlukla 1 haftayı geçmez. İyileşme sürecinde deniz suyu spreyleri ilaç olarak, burnun daha kolay iyileşmesi için kullanılır. Bu sebeple özellikle estetik burun ameliyatından 10 gün sonra hastalara denize girmeleri önerilir. Deniz suyu ödem çözücü etkisi sayesinde sprey kullanmadan, doğal yollarla iyileşmeye katkı sağlar, iyileşme süresi kısalır.

YANLIŞ: Meme protezi ya da meme küçültme ope-rasyonu sonrası kanser riski görülebilir.DOĞRU: Bugüne kadar meme büyütme amacıyla kullanılan meme protezlerinin, meme kanseri da-hil hiçbir hastalık riskini artırdığına dair herhangi bir bilimsel veri bulunmamaktadır. 21.yüzyıl tıbbı-nın vardığı kanı şudur ki silikon ve titanyum vücut dokularına en iyi uyum sağlayan materyallerdir. Titanyum sert dokuları desteklemek amaçlı kulla-nırken, yumuşak dokuları büyütmek için silikon kul-lanılmaktadır. Meme büyütme amaçlı yerleştirilen silikonlar 50 yıldır kullanılmaktadır ve henüz sağlığa zararlı bir etkisi saptanmamıştır. Herhangi bir kan-ser tipiyle bağlantısı olduğu yönünde bir bulgu da bulunmamaktadır.

Bu noktada meme protezlerinin kullanımı ile ilgili tek konu protezli memelerin mamografi ile değer-lendirilmelerinin oluşturabileceği güçlüktür. Son yıl-larda protezlerin daha çok kas altına yerleştirilmesi diğer bir ifadeyle protezle meme dokusunun fiziksel temasının azaltılması mamografi değerlendirme-sindeki bu güçlüğü azaltmıştır. Aynı zamanda ki-şinin dikkatini memeye yönelteceği ve rutin meme

muayenelerini aksatmadan yapacağı için olası meme kanseri gelişmesi durumunda daha erken tanı konulmasını sağlar. Ortalama her 10 kadın-dan 1 tanesinin meme kanserine yakalandığı düşünülürse erken tanı en önemli konuyu oluşturmaktadır. Bu da kansere tedavi edilebilir devrede tanı konmasını sağlar. Meme küçültme ameliyatı sayesinde, direk meme dokusu azaltıldığından, kanser geliştirebilecek hücre azaltılmış olmak-tadır. Tüm bunlar sayesinde diyebiliriz ki, meme ameliyatlarının meme kanserini önlemede ve erken teşhis konusunda olumlu etkileri vardır.

YANLIŞ: Protez ve meme küçülte operasyonu sonrası kadınlar bebekle-rini emziremez.DOĞRU: Protezin meme dokusuyla herhangi bir teması yoktur. Protez memenin arkasına ya da meme kasının arkasına yerleştirilir. Böylece emzirme konusunda hastalar hiç bir sorun yaşamaz. Meme küçültülmesi sonrası kalan meme dokusunun meme başıyla olan bağlantısı ameliyat sırasında kesilmediği için memenin süt verme fonksiyonu etkilenmez.

YANLIŞ: Meme büyütme ameliyatında kullanılan protezin belli bir za-man sonra değişmesi gerekir.DOĞRU: Protezlerin belli bir zaman sonra değişmesi gerekmez. Çok nadir olarak ilk bir sene içinde silikonun etrafındaki zar kalınlaşıp, kapsül dedi-ğimiz sert yapıyı oluşturabilir. Böyle bir durumda hastaya ağrı hissi ver-me ihtimaline karşı silikon çıkarılır. Hemen yenisiyle değiştirilebilineceği gibi vücut dinlendirilip, bir süre sonra yeni bir protez de konabilir.

Page 104: WoMEN Dergisi Eylül 2013

104

YANLIŞ: Meme protezi ameliyatından sonra göğüsler sarkmaz.DOĞRU: Fazla kilo alınırsa veya vücuda oranla çok büyük protez kullanılmışsa göğüste sarkma olabilir.

YANLIŞ: Şeker hastaları Liposuction yaptıramaz.DOĞRU: Halk arasında bilinenin aksine şeker hastala-rı Liposuction yaptıramaz grubunda değildir. Hatta bu ameliyatlardan en çok faydalanacak gruptadır. Özellik-le şeker hastalarında tablo iyiye giderken, Liposuction kiloya bağlı tansiyon hastalarına da faydalı oluyor. Tip 2 diyabet hastalarında vücuttaki yağ oranını azaltmak, hastaya sistemik hastalıklar geliştirmemesi için yardımcı olarak olumlu etkiler yapar. Amerika’da Liposuction şeker hastalığı için uygulanan tedavilerden bir tanesidir. Lipo-suction’ın psikolojik faydalarına gelince, pek çok hastada mevcut olan minör depresyonun düzelir. Hasta hayatla ve kendiyle daha barışık, daha mutlu ve verimli bireyler haline dönüşür. Liposuction bu yönleriyle sadece estetik için değil, sağlık için de faydalı olabilen bir yöntemdir.

YANLIŞ: Liposuction ile zayıflamak sağlıklı değildir. DOĞRU: Genetik özellikler nedeniyle vücudun belirli böl-gelerinde biriken ve asimetriye neden olan fazla yağ-lardan Liposuction ile kurtulmak mümkündür. Bel böl-gesine ya da kalçaya oturmuş, verilmesi zor yağlardan kurtulmak için liposuction yaptırmak hastanın sağlığına olumlu katkı yapacağı için faydalı bir uygulamadır.

YANLIŞ: Uzun süreli botoks uygulaması zararlıdır. Bo-toks uygulanan bölge eskisinden daha kötü görünür.

DOĞRU: Estetik operasyon yaptıran hastalar, ameliyat, botoks ya da yağ dolgusu gibi uygulamaların öncesinde-ki görüntülerini unutma eğilimindedir. O nedenle botoks etkisi son bulduğunda kişi işlem öncesi halini unuttuğu için botoksun o bölgeyi daha kötü yaptığını düşünür. Bu hastalarda sıkça rastlanan bir durumdur. Bu sebeple uy-gulanacak bütün işlemler öncesi ve sonrası fotoğraflar çekilip, her hasta için arşiv çalışması yapılır.

YANLIŞ: Yağ dolgusu operasyonlarında hastalık kapma riski vardır. DOĞRU: Yağ transferi; kişinin vücudunun herhangi bir ye-rinden alınan yağın, vücudunun başka bir yerine enjekte edilmesi işlemidir. Her hastaya kendi yağı enjekte edildi-ğinden hastalık kapma riski de yoktur.

YANLIŞ: Sezaryen doğum ile karın germe operasyonu birlikte yapılabilir.DOĞRU: Bu iki operasyonun aynı anda yapılması uygun değildir. Karın bölgesinin kendini toparlaması ve son ha-lini alması için bir süre beklemek gerekir. Bu nedenle se-zaryen doğum ile aynı anda karın germe işlemi asla öne-rilmez, en az 6 ay beklemekte fayda vardır.

YANLIŞ: Kepçe kulak operasyonları sadece yetişkinlere yapılır.DOĞRU: Kepçe kulaklar birçok çocukta psikolojik ve ruh-sal sorunlara neden olur. Bununla beraber sosyal hayat-taki yansımaları çocukları olumsuz etkiler. Kepçe kulak ameliyatları 5-6 yaşından itibaren yapılabilir. ■

Page 105: WoMEN Dergisi Eylül 2013

105

Page 106: WoMEN Dergisi Eylül 2013

106 MÜZİK

Page 107: WoMEN Dergisi Eylül 2013

107MÜZİK

TUZ MU BUZ MU?Başak Beyazkaya

Soner Sarıkabadayı

Sonbahar deyince insanların aklına hep farklı şeyler gelir. Kahverengi, yap-rak, yağmur, ekoseler felan..Nedense sonbahar dendiği zaman benim aklı-ma da Soner Sarıkabadayı gelir. Nedeni bilinmez, belki kliplerindeki soğuk havadandır belki de ses tonundan. Keşfettiğimde haber veririm….

Soner Sarıkabadayı 8 Aralık 1978 Kahramanmaraş doğumlu, yani insanlarda oluşan kesin Karadeniz’li dü-şüncesi yanlış. Neredeyse Türk ailelerinin çoğunda olduğu gibi onlar da Kahramanmaraş’ta hayatlarına de-vam etmeyen bir aile. Sarıkabadayı İlkokul, ortaokul ve lise eğitimini Mersin’de tamamlamış. Boyunun 1.85 cm olması nedeniyle de lise yıllarını basketbol oynayarak geçirmiş, yani kendini sonradan keşfedenlerden, küçükken bile elimde tarakla mikrofon gibi dolaşıp şarkı söylerdim diyenlerden değil.. Lise hayatından sonra üniversite sınavlarına hazırlandığı sene ayağını burkması sonucu kendine başka bir ilgi alanı buluyor ve evde tek başına kaldığı zamanlarda şarkı sözü yazmaya başlıyor ve şu anda herkes tarafından sevilen bir söz ya-zarı ve şarkıcı olmanın temellerini de atıyor..

Yıldız Teknik Üniversitesi İktisat Bölümünü kazanınca Mersin’den İstanbul’a geliyor ve müzik sevgisinin daha ağır bastığına kanaat getirip, ertesi yıl tekrar üniversite sınavına giriyor ve Yıldız Teknik Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi Klasik Gitar Bölümü’nü kazandı.

Solist kimliğinden önce yıllarca okulunu okuduğu gitarist kimliğiyle ve şarkı sözü yazarı kimliği ile piyasalara giriş yaptı Sarıkabadayı. Bir dönem Sibel Can’ın orkestrasında gitar çaldı ve ilk olarak adını Biri Bizi Gözetliyor yarışmasından çıkan Mersin’li şarkıcı Tarık için yazdığı ‘’Gümbür Gümbür’’ şarkısı ile duyurdu. Daha sonra bir-çok sanatçıya şarkı vermeye başladı ve aranan bir şarkı sözü yazarı oldu. Şarkılarını verdiği sanatçılar arasın-da Sibel Can, Demet Akalın, Murat Boz ve Alişan gibi isimlerin yanı sıra Mura Dalkılıç’a verdiği ‘’Kasaba’’, Sertap Erener ‘’Bu Böyle’’ , ‘’Açık Adres’’ ve ‘’Koparılan Çiçekler’’ gibi şarkılar da var.

Besteleri dillere dolanmaya başlayınca Sarıkabadayı şarkıcı olarak şansını denemek istedi ve 2001 yılında ‘’Kara’’ adlı albümünü çıkarttı. Kara albümünde saçları uzun olan sanatçı beklediği çıkışı yakalayamamış olsa bile yılmadı ve 2009’da ‘’Buz’’ albümünü çıkarttı, beklediği patlamayı da yaşamış oldu böylece. Hemen arka-sından da 2010 yılında ‘’Pas’’ ve ‘’Sadem’’ albümleri ile yükselişini sürdürmeye devam etti. ►

Page 108: WoMEN Dergisi Eylül 2013

108 MÜZİK

Hit Şarkıları:

Sertap Erener – Bu Böyle, Koparılan Çiçekler, EgoMurat Boz – Uçurum, Sallana Sallana, Her şeyi Yak, İki Medeni İnsan, Hayat Sana GüzelMurat Dalkılıç – Kasaba, La Fontaine, Külah, Merhaba MerhabaDemet Akalın – Mantık EvliliğiSibel Can – Anladın Sen Onu, Arası Yok Mu, son VapurGönen – VesileAltay – İnşallah, İsabet OlmuşEmre Altuğ – Çifte KavrulmuşMustafa Ceceli - ŞarkıKutsi – Kısmet, BoyaSeren Serengil – Ben Adamı Ayrılırken Tanırım

Sahne performansı eleştirilere maruz kalsa da gerçek şu ki Soner Sarıkabadayı hem besteci kişiliği hem de şarkıcı kimliği ile güzel iş yapan insanlardan ve yaptığı her single ses getirenlerden. Ve şu benim için değişme-yen bir gerçek ki Sonbahar dendiği zaman ilk aklıma gelenlerden..Özellikle son single’ı ‘’Kutsal Toprak’’ı hala dinlemediyseniz bir kulak kabartın, ne dediğimi belki daha iyi anlarsınız… ■

Page 109: WoMEN Dergisi Eylül 2013

109MÜZİK

Page 110: WoMEN Dergisi Eylül 2013

110

"Söyle de Bilelim" Dedik

Söyledi Levent

Özer

Page 111: WoMEN Dergisi Eylül 2013

111MÜZİK

"Söyle de Bilelim" Dedik

Söyledi

Nerede bir konser afişi görseniz (bu afiş caz'dan funk'a pop'tan ro-ck'a grup veya isim fark etmez) “Gitarist: Levent Özer” yazabilir. Fark etmez hepsi aynı Levent Özer.Yurt içi ve yurt dışından birçok ünlü isim ve grup ile sahne paylaş-

mış ve kendinde bu müzikleri harmanlamış olan Levent Özer, “artık kendimi kullanma zamanı geldi” diyor. Ve ilk solo albümü olan “Söyle de Bilelim” ile tanışma fırsatını bize sunuyor.

29 Mayıs günü Jolly Joker İstanbul’da lansmanı gerçekleşen albümün üç ay-dır dilimize dolanan sözlerini sizlerle paylaşıyoruz ve sonrasında Levent Özer’le özel gerçekleştirdiğimiz soru & cevap kısmına yer veriyoruz.

Levent Özer’in söylediklerinin ve bildiklerimizin bir kısmı:

“...dünyayı sevecektik kendimizi unuttuk…” yılgın“…gel birde bana sor ne çektiğimi hallerimiz hep mi bir duman…” muzdarip“…o ilk solukta biten aşkına sor da bana söyletme ” yol“…yalanlarla oyalanan bu kalbin sahibi hala sensin…” söyle de bilelim“…senden sonra baharlar yalandan, yalandan başladım sevmeye, yalandan…” bir hikaye“…bir daha doğacaksak eğer dünya biraz insaf eylesin…” biraz insaf“…yalnızlık korkusu derdim bitmeyen kavgalarımıza…” dumanlı şehirler“…üstüne gül koklamadan ölmek istiyorum, yüzümdeki izlerin sen kalmasını…” çok mu zor“…boşluktayken ikiniz, tek tabanca paramparça giderken bilinmez yarınlara…” faili meçhul“…karışıp gecelerimize gündüzü unutturan, o sevişmelerimize aydınlık saçan…” her şeyi yaptım“…gözlerimi karanlığa alıştırmam çok zordu..” tutuldum

Page 112: WoMEN Dergisi Eylül 2013

112

Levent Özer’in ilk enstrü-manı?

►Akordeon, 9 yaşımday-ken babam bit pazarın-dan almıştı.

Levent Özer ne yer ne içer?►Az yer, çok içer.

Levent Özer’in en etkilendiği mü-zisyen?

►Dinlerken birçoğundan ama gitar çalmaya başladıktan sonra Eric Clapton (gitarist olma hayalle-rimin kahramanı)

Levent Özer’in en

büyük takıntısı?

►Dİlin kemiği

Levent Özer’in canını ne sıkar?►Kabalık ve saygısızlık

Levent Özer için “Söyle de Bilelim” albümü?►Tanışma diyelim şimdilik.

Levent Özer’in ba

şucu

kitabı?►Jean-Pau

l Sartre'nin

"Özgürlük Yolları" ü

çlemesi-

nin ilk kitabı "Akıl

Çağı”

Page 113: WoMEN Dergisi Eylül 2013

113

Levent Özer ne yer ne içer?►Az yer, çok içer.

Levent Özer için konser/sahne? (ne ifade ediyor)►Özgürlük.

Levent Özer’i şimdiye kad

ar en

çok ne üzdü?

►Ölümler

Levent Özer’in ba

şucu

kitabı?►Jean-Pau

l Sartre'nin

"Özgürlük Yolları" ü

çlemesi-

nin ilk kitabı "Akıl

Çağı”

Levent Özer’in fa

vori

mekanı?

►İstanbul'un tamamı

Levent Özer’in şimdiki gündemi?►Gezi ve sonrası

Levent Özer’in yanından ayırma-dığı?►Saçlarım ve penam, kaybedene kadar yanımda olan

Levent Özer için “

Taksim Gezi

Parkı”? (ne ifade

ediyor)

►İlk öpüştüğüm park olm

ası

dışında -aslında bir

az da içinde- in-

sanların temel ihtiyaç

larını insanla-

ra hatırlattı Gezi. Özgü

rlük!

Page 114: WoMEN Dergisi Eylül 2013

114 MÜZİK

Pınar AytunaJohn Newman’ın sesini duyduğum-dan beri büyülenmiş gibiyim, kendimi “Love Me Again” şarkısını dinlemekten alıkoyamıyorum.

Henüz23yaşındakibugençyetenek,kendi şarkısözleriniyazan,remiksleyen,hattakendikıyafetler-ini bile tasarlayan bir sanatçı. 2012’de Rudimen-tal’ınFeel the Love ve Not Giving Inşarkılarındavokal olarak yer alan Newman, müzik dünyasınahızlıbirgirişyaptı.İlkkezradyodakendişarkısınıduyduğunda hastanede, beyninden alınan tümorameliyatından yeni çıkmıştı. Hastaneden ayrıldık-tan kısa bir süre sonra “Feel the Love” şarkısı 1numarayayükselmiştibile.

Tam1yılsonraNewman,soloalbümçalışmalarınabaşladı ve beni kalbimden vuran single çalışmasıLove Me Again‘i bizlerlebuluşturdu.Çocukluğun-daşarkıcıolacağınıhiçhayaletmeyensanatçıiçin,abisininbirmüzikgrubukurmakiçineviterketmesikararınıdeğiştirmesinenedenoldu.

Dansçıolanannesisayesindemüziğinherzamanolduğu bir evde büyüyen sanatçı, house, hiphoptarzında şarkılar, 70’lerin ve 80’lerin plakları, Di-ano Ross ve James Brown’un albümleri müzikalgeçmişinioluşturmaktadır.

Okulu bıraktıktan sonra tamirci olmaya karar ver-en John, arkadaşlarının partilerinde DJ’lik yapar-ak geçirdiği gecelerin ardından kendisini tamircidükkanının arkasında uyurken bulmaya başladı.Leeds’etaşındıktansonraCollegeofMusic’egitm-eyebaşlayanNewman,buradakiyıllarınıhemilhamvericihemdekorkutucuolaraknitelendiriyor.Leed’sdeikiarkadaşınıtrajikbirtrafikkazasındakaybetti.BarmenolarakbirsürebarlardaçalışanNewman,bir yandandageceleri Djolarakçalmayadevametti.

Londra’yataşındıktansonraPiersAggetadınıver-diği ilkgrubunukurdu.DahasonrabugrubunadıRudimentalolarakdeğişti.2013yılınageldiğimizdeisekendiadınıtaşıyanyenialbümününümüziksev-erlerlebuluşturdu.Albümdekişarkılaragözatarsak, Cheating adı üstünde bir aldatma şarkısı. Sadıkolmayan partnerini affeden bir sevgilinin hikayesi.Gold Dust ise bir itiraf şarkısı. Hoşlandığın kişi-yi sonunda karşına alıp “Sana birşey söylememgerek”ilebaşlayancümleyikurmaklailgili.Albümegözatmanızımutlakaöneririm!

Takibealmakiçin:http://johnnewman.co.uk/ https://www.facebook.com/johnnewmanmusic

JOHN NEWMAN

Page 115: WoMEN Dergisi Eylül 2013

115

■ Göksel – Eylül’de Gel■ Bülent Ortaçgil – Eylül Akşamı■ Göktan – Bu Eylül Akşamında■ Soner Sarıkabadayı – Kutsal Toprak■ Frank Sinatra – September Song■ Lana Del Rey – Blue Jeans■ Ellie Goulding – Burn■ Green Day – Wake Me Up When September Ends■ Justin Timberlake – Tunnel Vision■ Jay Z – Holy Grail■ Selim Güngören – Cennet■ Gülşen – Irgalamaz Beni■ Avicii – Wake Me Up (Extended Mix)■ Sumru Ağıryürüyen – Beyaz Gece■ Close 2 U – Baby Don’t Go■ Flört – Eski Dostum■ Gripin – Baba Mesleği■ Levent Özer - Yılgın

Eylül Şarkıl arı

Playlist’intamamınıYoutube’dandinleyebilirsiniz.

Page 116: WoMEN Dergisi Eylül 2013

116 SPOR

BEL İNCELTME EGZERSİZLERİBerna Tuğçe Çil

Elbette ki ince belli ol-mak herke-sin hayali.

Seksapeliteyi arttıran en büyük etkenler-den birisidir ince bel. Ama her güzel şey gibi bunun için de ça-lışılması, spor yapıl-ması, eş zamanlı ola-rak düzenli ve sağlıklı beslenilmesi gerekir. Her yazımda söyledi-ğim gibi, fit bir vücut için egzersizle birlik-te beslenme de çok önemlidir. İkisini aynı anda uyguladığınız takdirde kilo verip in-celmenizi keyifle ay-nadan izleyebilirsiniz.

Page 117: WoMEN Dergisi Eylül 2013

117SPOR

BEL İNCELTME EGZERSİZLERİ

1.Hareket: Legcircles

Bu egzersiz, bacak kaslarınızla birlikte karın ve bel bölgesi kas-larınızı da çalıştırır. Oldukça et-kili ve kolay bir harekettir.

Sırtüstü yatın, sağ bacağınızı kırıp, dizinizi karnınıza doğru çe-kin ve sonra bacağınız dümdüz ve ayak parmak ucunuz tavana bakacak şekilde bacağınızı yu-karı doğru uzatın. Ayak parmak ucunuzla küçük daireler çizin.

15. daireyi tamamladıktan sonra durun ve ters yönde 15 daire daha çizin. Aynı hareket setini diğer bacağınız-da da uygulayın.

2.Hareket: Plank

Plank, bilinen bir pilates egzersizidir. Karın ve bel bölgesi kaslarını çalıştırır.

Yere diz çöküp elleriniz omuzlarınızın altında olana kadar ellerinizle ileriye doğru yürüyün. Vücudunuzun tüm ağırlığı elleriniz ve dizlerinizin üzerinde olacak şekilde, karnınızı içeride tutmaya çalışıp 5’e kadar sayın. Bu harekete push-up eklenebilir. Aynı pozisyonda kollarınızı kırıp gövdenizi yere hafifçe yaklaştırın ve sonra el-lerinizle yeri iterek dirseklerinizi düzleştirip gövdenizi kaldırın.

Page 118: WoMEN Dergisi Eylül 2013

118 SPOR

3.Hareket: Saw

Bu hareket, bilinen crunch hareketinde-ki gibi yere sırtüstü yatmaya gerek duy-madan karın ve bel bölgesindeki kasla-rınızı kuvvetlendirir.

Yere oturup bacaklarınızı kalça mesa-fesinden biraz daha fazla ayrı olacak şekilde, aralıklı ve öne uzatın. Sağ eliniz sol ayak parmaklarınıza değecek şekilde eğilin. Tekrar düz oturur pozisyona dö-nün, sonra sol eliniz sağ ayak parmakla-rınıza değecek şekilde omurganızı dön-dürüp eğilin

4.Hareket: Torso Twist

Omuriliği komple çalıştıran bir egzersizdir.

Ayaklarınızı omuz genişliğince açıp, omuzlarınıza yere paralel olacak şekilde uzun bir sopa koyun. Kalçanız sabit kalacak şekilde kendinizi belinizden çevirin. Bunu her iki tarafa da 30ar tane yaptıktan sonra dinlenin. 3 kere daha aynı şekilde yapın.

Page 119: WoMEN Dergisi Eylül 2013

119

Page 120: WoMEN Dergisi Eylül 2013

120

2

AJANDA Eylül1

1 Eylül - Tarkan, Harbiye Cemil Topuzlu Sahnesi İstanbul

2-15 Eylül - Sergi: Ara Yüzler, Kare Art Gallery / İstanbul

5-8 Eylül - Fuar: Compex Bilgisayar ve Dijital Oyun Fuarı

26 Eylül - Tiyatro: Leyla'nın Evi Kozzy Alışveriş Kültür Merkezi İstanbul

19-26 Eylül - Tiyatro: AdolfBo Sahne / İstanbul

28 Eylül - Festival: Parkfest-Parkorman / İstanbul

26

14 16

14 Eylül - Sergi: Vicious Circular Breathing Borusan Contemporary Perili Köşk / İstanbul

12 Eylül - Tiyatro: Yaşamaya Dair Ali Paşa Han / İstanbul

16 Eylül - Fuar: 4. Antalya Konyaaltı Kitap Fuarı Cam Piramit Sabancı Kongre ve Fuar Merkezi / Antalya

12

19 28

5

Page 121: WoMEN Dergisi Eylül 2013

121

EYLÜL AYI KONSER PROGRAMI02 Eylül – Tarkan, Harbiye Cemil Topuzlu Sahnesi İstanbul03 Eylül – Troya, Aspendos Arena Antalya04 Eylül – Yeni Türkü, Hayal Kahvesi Kuşadası05 Eylül – Ajda Pekkan, Harbiye Cemil Topuzlu Sahnesi, İs-tanbul06/07/08 Eylül – Rock’n Coke, Hezarfen Havaalanı, İstan-bul06 Eylül – Leyla The Band, Jolly Joker, Ankara06 Eylül – Sezen Aksu, Harbiye Cemil Topuzlu Sahnesi, İs-tanbul06 Eylül – Gülşen, Via Port, İstanbul06 Eylül – Zülfü Livaneli, Antalya Konyaaltı Açıkhava, An-talya06 Eylül – Gökhan Türkmen, Ooze Venue, İzmir06 Eylül – Koray Candemir, Beyoğlu Hayal Kahvesi, İstan-bul07 Eylül – Erkin Koray, Jolly Joker, Ankara07 Eylül – Türkiye’nin Tenorları Konseri, Çeşme Açıkhava Tiyatrosu, İzmir07 Eylül – Soul Stuff, Beyoğlu Hayal Kahvesi, İstanbul07 Eylül – Disney Live!Mickey’nin Müzik Festivali – Disney Live Tiyatrosu Konyaaltı, Antalya07 Eylül – Red 2, Santralİstanbul, İstanbul10 Eylül – Göksel, Harbiye Cemil Topuzlu Sahnesi, İstanbul11 Eylül – Emel Sayın, İzmir Kültürpark Açıkhava Tiyatrosu, İzmir11 Eylül – Özge Fışkın, Beyoğlu Hayal Kahvesi, İstanbul12 Eylül – Oğuzhan Uğur, Jolly Joker, İstanbul12 Eylül – Yeniden Gazino Geceleri, Küçükçiftlik Park, İs-tanbul12 Eylül – Allen Hulsey, Beyoğlu Hayal Kahvesi, İstanbul13 Eylül – Lenka, Küçükçiftlik Park, İstanbul13 Eylül – Redd, Jolly Joker, İstanbul13 Eylül – Ezginin Günlüğü, Bostanlı Suat Taşer Açıkhava Tiyatrosu, İzmir13 Eylül – İstanbul Arabesque Project, The Mekan, İstanbul13 Eylül – Fettah Can, Club Blackout Side, Antalya13 Eylül – Luxus, Hayal Kahvesi, Arena Park İstanbul14 Eylül – Ekşi Fest 2013, Life Park, İstanbul14 Eylül – Murat Dalkılıç, İzmir Kültürpark Açıkhava Tiyat-rosu, İzmşr14 Eylül – Mazhar Alanson, Antalya Konyaaltı Açıkhava Tiyatrosu, Antalya14 Eylül – Levent Yüksel, Jolly Joker, İstanbul14 Eylül – Büyük Ev Ablukada, KadıköySahne, İstanbul15 Eylül – Eksen On Fair 2013, Parkorman, İstanbul16 Eylül – Neva, Beyoğlu Hayal Kahvesi, İstanbul17 Eylül – Yalın, Harbiye Cemil Topuzlu Sahnesi, İstanbul17 Eylül – Alexander Rybak, Jolly Joker, İstanbul17 Eylül – Bulutsuzluk Özlemi, Beyoğlu Hayal Kahvesi, İs-tanbul

18 Eylül – Lisa Stansfield, Harbiye Cemil Topuzlu Sahnesi, İstanbul19 Eylül – Nilüfer, Harbiye Cemil Topuzlu Sahnesi, İstanbul19 Eylül – The Soft Moon, Babylon, İstanbul20 Eylül – Lana Del Rey, Küçükçiftlik Park, İstanbul20 Eylül – Cem Adrian Albüm Tanıtım Konseri, Kat 3 Ata-evler, Bursa20 Eylül – Sıla, Harbiye Cemil Topuzlu Sahnesi, İstanbul20 Eylül – Tan Taşçı, Jolly Joker, Ankara20 Eylül – Duman Albüm Lansman Konseri, İzmir Arena20 Eylül – Serdar Ortaç, Nossa Costa, İstanbul20 Eylül – Birsen Tezer, KadıköySahne, İstanbul20 Eylül – Burhan Berken, The Mekan, İstanbul20 Eylül – Yüksek Sadakat, İzmir Kültürpak Açıkhava Tiyat-rosu, izmir20 Eylül – Suzan Kardeş, Beyoğlu Hayal Kahvesi, İstanbul20 Eylül – Can Bonomo, Ooze Venue, İzmir20 Eylül – Club Bangkok, Babylon, İstanbul21 Eylül – Carnaval Latino, Life Park, İstanbul21 Eylül – İlhan İrem, Harbiye Cemil Topuzlu Sahnesi, İs-tanbul21 Eylül – KALfest’13, Kadıköy Anadolu Lisesi, İstanbul21 Eylül – Pentagram, Jolly Joker, Ankara24 Eylül – Bülent Ortaçgil-Birsen Tezer, Bostanlı Suat Ta-şer Açıkhava Tiyatrosu, İstanbul25 Eylül – Malia Sings Nina Simone, Sabancı Müzesi The Seed, İstanbul25 Eylül – Selçuk Balcı, İzmir Kültürpark Açıkhava Tiyatro-su, İstanbul25 Eylül – David Lynch presents Chrysta Bell, Babylon, İs-tanbul25 Eylül – Mattias Nilsson, Akbank Sanat, İstanbul25 Eylül – Genç Osman, Beyoğlu Hayal Kahvesi, İstanbul26 Eylül – Pink Martini, Congresium Ankara26 Eylül – Alessandro Safina-Enbe Orkestrası-Meyra, Harbiye Cemil Topuzlu Sahnesi, İstanbul26 Eylül – Justin Sullivan&Dean White, KadıköySahne, İs-tanbul26 Eylül – Jan Akkerman, Jolly Joker, İstanbul26 Eylül – Zakkum, IF Performance Hall, Ankara27 Eylül – Demet Akalın, Jolly Joker, Ankara27 Eylül – Nazan Öncel, İzmir Aşık Veysel Tiyatrosu, İstan-bul27 Eylül – Marsis, KadıköySahne, İstanbul27 Eylül – Multitap, Bronx Pi Sahne, İstanbul27 Eylül – Özdemir Erdoğan, Bostanlı Suat Taşer Açıkhava Tiyatrosu, İzmir28 Eylül – Europe, Life Park, İstanbul28 Eylül – Hakan Vreskala, Bronx Pi Sahne, İstanbul28 Eylül – Yaşar, Jolly Joker, İstanbul28 Eylül – Parkfest, Parkorman, İstanbul29 Eylül – Vodafone Freezone Festivali, Küçükçiftlik Park, İstanbul

Page 122: WoMEN Dergisi Eylül 2013

Astro WoMENASTROLOG NİHAL ARTAR

122

Hayatınızda nelerin değişeceğini görmek için yükseleni-nizi, bu değişikliklerin sizi nasıl etkileyeceğini görmek için Burcunuzu, sağlık ve aşk hayatınız için Ay’ınızın

olduğu burcunuzu okuyunuz.

Hayatınızdaki tartışmalar, gel gitler kariyerinizi ve evliliğinizi etkiliyor. 5 Ey-lül’den sonra duruma el koyacaksınız. Herkesten gizli yatırımlara girip, ortak-lıklar yapıp kendinizi sağlama almaya çalışıyorsunuz. Bastırdığınız duygular açığa çıkıyor. 12-19 arası zorluklar karşısında tarafsız görünmeye çalışıyor, düşmanlarınızın adımlarını takip ediyorsunuz. 16’sından sonra ciddi adımlar atmanız sosyal yaşantınızda çıkışlar yapmanızı sağlayacak. 21’inden sonra etrafınızı zorlamanız sizin de zor durumda kalmanıza neden oluyor. Yeni çıkış yolları için çok çalışıyorsunuz. Bir projeyi tamamlamayı kafanıza takmış olabi-lirsiniz.

Mıchael jackson29 Ağustos 1958

Yönetici Gezegeni: MerkürElement: ToprakNitelik: DeğişkenUğurlu Sayıları: 6Gün: ÇarşambaUğurlu Taşı: Meryem taşıRenk: Sarı, yeşilTarot kartı: ErmişHayvan: Tüm evcillerBitki: NergisKıymetli Taş: Koyu safir, zebercetKıymetli Maden: Cıva

■ Olumlu Yanları: Analizcilik. Dostluk. Dikkat. Ustalık. Cana yakınlık. Temizlik. Ti-tizlik. Alçak gönüllülük. Giyim merakı. Hesap kafası. Esprili konuşma. İyilik isteği.

■ Olumsuz Yanları: Hastalık hastası. İşgüzar. Aceleci. Aşırı tenkitçi. Aşırı titiz. Ko-lay beğenmez. Geleneklere sıkı bağlı. Aşırı meraklı.

BAŞAK ( 23 ağustos - 22 eylül )

KAY

NA

K :

ww

w.as

trol

oji.o

rg

Page 123: WoMEN Dergisi Eylül 2013

123

KOÇ ( 21 Mart - 20 Nisan )

Yeni ortaklıklar, işbirlikleri, eşinizin parası, krediler, miraslar sizi zorluktan kurtarabilir. İçi-nizdeki sıkıntıları deşebilir, kendinizden yeni bir benlik çıkartabilirsiniz. Çocukluğu bir yana bırakmak, gösterişten uzaklaşmak zorundasınız. Çocuklarınız için fedakârlıkta bulunmanız gerekiyor. 12’sinden sonra olaylara daha geniş bakacak yeni seçenekleri değerlendireceksi-niz. 19’undan sonra her şeyiniz ortaya dökülüyor. 21 Eylül’de hayatınızla, kariyerinizle ilgili metazori bir durum yatırımlarınızı değiştirmenize, toplu para veya miras almanıza neden olabilir. Hayatınız değişiyor. 27 Eylül’den sonra bazı aile bağlarından sıyrılmanın sizin yara-rınıza olduğunu göreceksiniz.

8’inden sonra içinde bulunduğunuz grupların sözcüsü olabilir, büyük destek alabilirsiniz. Başkalarıyla hareket etmedeki çekingenliğinizi aşıyorsunuz. Yeni bir işe girebilir, ciddi bir iliş-kiye başlayabilirsiniz. 25’ine kadar olayların altında yatan gerçekler ortaya çıkacak. 16’sın-dan sonra tutkulu bir aşk veya yeni bir iş hayatınızın yönünü değiştiriyor. Sık sık seyahat ediyorsunuz. Sürpriz gelişmeler hızla düzeninizi değiştiriyor. Zorlansanız da kendinizi akışa bırakın. Aşk hayatınızdaki veya çocuklarınızla ilgili gelişmeler yakın çevrenizin değişmesine neden olacak. Yeni projeler peşindesiniz.

Kariyerinizde bir yol ayrımındasınız. Bu süreçte kendinizi değiştirirken bilinciniz keskinle-şebilir, başkalarını yeni algılarla değerlendirdikçe onların zor durumda kalmasına aldırma-dan üst üste çıkışlar yapabilirsiniz. Kardeşlerinizle çatışıyorsunuz. Başak burcundaki Yeni Ay gelişmelerin ailenizi etkileyeceğini, düzeninizi sarsacağını gösteriyor. Balık burcundaki Dolunay sonuçların kariyerinizi ve evliliğinizi bağlayacağını bildiriyor. 19’una kadar sosyal çevrenizden, bağlı bulunduğunuz gruplardan sert tepkiler alabilirsiniz. Siz ise maddi bas-kılardan dolayı ortayı bulmaya çalışıyorsunuz. Yaşam biçiminizi gerçekçi düzenlemeniz, iş ortamınızdaki yeniliklere uygun davranmanız, esnek olmanız sizi kurtaracak.

Boğa ( 21 nisan - 21 mayıs )

İKİZLER ( 22 mayıs - 20 haziran )

KAY

NA

K :

ww

w.as

trol

oji.o

rg

Aybaşında hakkınızda ileri geri konuşulduğunu duyabilirsiniz. Evliliğinizle, işinizle, ilişkileri-nizle ilgili bir hesaplaşma içinde olabilirisiniz. Geçmişte saklanan konular artık ortaya çıkmış ve yeni seçenekler gündeme gelmiş olabilir. Canı gönülden istediğiniz bir şey olacak. Yeni ilişkiler yeni bir aşk doğurabilir. Gelişmeler çocuklarınızı değiştirebilir, görüşlerini açabilir. Ay boyunca neye inanacağınızı şaşırabilirsiniz. Bir yandan da çok çalışıyorsunuz, kazancınız artıyor. Balık burcundaki Dolunay geleceğinizin belirsizleştiğini haber veriyor. Duygularınızı toparlamaya çalışıyor, yeni etkinliklerle kendinizi avutmak istiyorsunuz. 27 Eylül’den sonra Yengeç burcundaki Son Dördün yeni yolunuzu bulmanızı sağlayacak.

yengeç ( 21 haziran - 22 temmuz )

Page 124: WoMEN Dergisi Eylül 2013

124

Aybaşında yaşantınızdaki zorlukların üstesinden geliyorsunuz. 10 Eylül’e kadar maddi sı-kışıklığınıza ve sıkıntılarınıza neden olan hatalarınızı göreceksiniz. Yaşantınıza çeki düzen vereceksiniz. Ailenizle ilgili sıkıntılarınız çözülecek. Büyük bir işi kopartmak istiyor, yaşan-tınızı değiştirmeye çalışıyorsunuz. Ay boyunca geleceğinizle ilgili sürpriz gelişmeler, yeni başlangıçlar, yeni olasılıklar yüzünüzü güldürecek. 5’inden sonra yeni bir iş ya da ilişki başlayabilir. 21’inde yurt dışından teklifler alabilir, yurt dışına çıkabilir, akademik çalışmalar yapabilir, mahkemelerden güzel sonuçlar alabilirsiniz. Sürpriz gelişmeler para getirecek.

Bazı doğrularınız değişiyor. Bir ev veya arazi gibi konularda imkânsızı yaratmaya çalışı-yorsunuz. Öte yandan imkânsız bir aşkı veya evliliği döndürmeye çalışıyor olabilirsiniz. Bir yandan hayatınızdaki boşlukları toparlarken, bir yandan maddi sıkıntıları aşmaya çalışı-yorsunuz. Krediler ve borçları kapatabileceksiniz. Ay boyunca sosyal çevrenizdeki hareket-lilik yeni işlere, ilişkilere neden olacak, ancak ayın yarısından sonra sizi zarara sokabilir veya üzebilir. 21 Eylül’den sonra gidişat netleşecek. 25’inde elinize iyi miktarda para geçebilir veya ilişkinizi istediğiniz noktaya getirebilirsiniz.

18 Eylül’e kadar kariyeriniz ve evliliğinizdeki sorunlarla uğraşıyorsunuz. Yeni projelerdeki başarılarınız terfinize imkan sağlayabilir. Kardeşler ve arkadaşlar üstünüzde baskı yarata-bilir. Bunların üstesinden anlayış göstererek değil, tavırlarınızı değiştirerek çıkabileceğinizi göreceksiniz. Sizi kızdırdılar artık dönüş yok. Gazabınız iş ortamınızda ve günlük hayatı-nızda yanınızda olanları zorlayacak. Bir yandan mücadeleye devam ederken diğer yandan canınızı dişinize takıp çalışmanız sizi koruyor. Neler yapabileceğinizin siz bile farkında de-ğildiniz. Ayın ikinci yarısında yeni bir çevreyle önemli çıkışlar yapacaksınız. Zorlandıkça zih-niniz açılıyor. 24’üne kadar kazanımlarınız artıyor. Kendinize inanın.

TERAZİ ( 23 eylül - 22 ekim )

AKREP ( 23 ekim - 21 kasım )

YAY ( 22 kasım - 21 aralık)

Aybaşında maddi sıkıntılarınızı ortaklarınıza yansıtabilir, size güvenenleri zor durumda bırakabilirsiniz. İş ve eş ilişkilerinizde dönen bitmez pazarlıklar yaşanabilir. Eviniz ve aile-nizden sıyrılmak istiyorsunuz. Sürpriz kişiler ve ilişkiler, gruplar, sıkıcı yaşantınızı geride bırakmanız için sizi dürtüyor. Tutkulu bir aşk bilinmedik bir yola yelken açmanıza neden olabilir. Ayın 15’inden sonra gündeminiz tamamen değişiyor. Güvenlik ve para nedeniyle bildik hayatınıza sığınabilirsiniz. Kendinizi aşmak yerine saklamayı tercih etseniz de bilin-meyenin cazibesi sizi dürtmeye devam edecek. Fırtınalar dinmiyor.

ASLAN ( 23 temmuz - 22 ağustos )

Page 125: WoMEN Dergisi Eylül 2013

125

OĞLAK ( 22 aralık - 19 ocak )

Büyük bir azimle, insanüstü bir gayretle paranızı değerlendirmeye, kendinizi geliştirmeye, hayatınızı değiştirmeye çalışıyorsunuz. Ailenizle ilgili bir konuyu çözmek, düzeninizi değiş-tirmek için evlenebilirsiniz. 15-25’i arasında kendinizi dışarı atıp bir takım gruplara, fikirlere angaje olarak sıkıntıları aşabilirsiniz. Ayın 10’undan sonra etrafınızdaki kişiler, yeni ilişki-ler derdinize derman olacak. 18’ine kadar burada yeni fırsatlar oluşacak. Yakın çevrenizle, kardeşlerinizle, yakın iş arkadaşlarınızla ilgili yanılgılarınızın farkına varıyorsunuz. Deli gibi etrafınızla uğraşırken hayatınız da değişiyor. Çalışmaktan gözünüzü açabilseniz bunu da göreceksiniz.

KOVA ( 20 ocak - 18 şubat )

Bu ay işiniz veya ilişkilerinizle ilgili çok yoğun gelişmeler olacak. 18’ine kadar patronlarınızın veya eşinizin girişimleri nedeniyle yakın çevrenizde, iş arkadaşlarınızın arasında çatışmalar çıkabilir. Yalnız kalabilirsiniz. Büyük ve iddialı bir projeyi toparlamak isterken sıkıntıya dü-şebilirsiniz. Hataları telafi etmek istiyorsunuz. 19’unda Balık burcundaki Dolunay işinizdeki, kazançlarınızdaki sıkıntılardan sıyrılmanız için uzak durmanızı öğütlüyor. 21’inden sonra olaylar ağırlaşacak. Yengeç Burcundaki Son dördün temkinli olmanızın karşılığını veriyor. Ön plana çıkacaksınız. Bunların sonucunda terfi edebilirsiniz. Hayatınıza yeni bir düzen geliyor.

BALIK ( 19 şubat - 20 mart )

Kimi konuların, kimi adımlarınızın, kimi tavırlarınızın anlamsızlığı kafanızı yoruyor. Ayba-şında sosyal çevreniz sizi dışlayabilir. Ayın 15’ine kadar sizi nasıl gördüklerini anlamaya ça-lışıyorsunuz. Hayatınızı yeni bir eksene oturtmaya kararlısınız. Bunun için para bulmak is-tiyorsunuz. Bu ay için somut bir sonuç alamıyorsunuz ama geleceğinizi etkileyecek kişilerle tanışacaksınız. Özellikle ayın ikinci yarısında ufkunuzu açıyorlar. Öte yandan bir aşk uğruna kendinizi çevrenizden soyutluyor olabilirsiniz. Bağlı olduğunuz sosyal çevre bu yüzden size artık çok ağır geliyor olabilir. Ayın yarısına kadar saflarınızda yerinizi belirleyeceksiniz.

”Genç Kız - ya da Genç Adam – 1687 gün 13 saat 27 dakikadır hizmet vermekte olduğu mekanın kapısını çekip çıkarken, omuzları yoğun ve yorucu geçmiş olan bir iş gününün fiziksel ve manevi ağırlığı altında çökkündür… Yine herkesten çok çalışmış, yine hassasiyeti abartılı bulunup anlaşılmamış, uyarıları göz ardı edilmiş, ama doğru bildiğinden asla ve kat’iyen yılmamış, yine herşeyi intizam içinde bırakmış ve yarın halletmesi gereken işleri listelemiş… Uğradığı haksız muameleleri ise itinayla Allah‘a havale etmiştir! Kapıdan çıkarken gözüne sekreter masasının üzerindeki dağıtılmamış postalar ve bir dosyanın içine özensizce tıkıştırılmış kaldırılmayı bekleyen evrak ilişir… Kaşları aldığı parayı hak etmek için yeterince gayret göstermeyen bu insanı düşünürken sertçe havaya kalkar. İçinden uyarıcı bir not yazmak gelir ama vaz geçer. Zira acele etmesi gerekmektedir. Önünde akşam karanlığında yapılacak zorlu bir yolculuk, her zamanki gibi arzu ettiğinden daha geç varacağı evinde ise onu bekleyen bir yığın sorumluluk vardır…”

Ruh halinden bir enstantane aktardığımız bu kişi, şirketin çağrı merkezi operatörü de, finans yönetiminden sorumlu eş-başkanı da olabilir! Ancak içine Kemalettin Tuğcu’nun Ruh’u kaçtığına göre, o kesinlikle bir BAŞAK’tır :))) Üstelik intiha-rın eşiğinde olduğunu filan zannetmeyin… Normal faniler, bu ruh hali birkaç gün sürdüğünde en yakın psikologa giderler-ken, Başak kendini böyle hissetmediğinde, o gün üzerine düşeni yapmadığından şüphe edecek ya da kimbilir hangi sorunu göz ardı ettiği için az sonra başına geleceklerden kaygı duyacaktır! Devamını okumak için tıklayınız.

BAŞAK BURCU … Zodyak’ın Kadrolu Fedaileri by JUNO

Page 126: WoMEN Dergisi Eylül 2013

126

WoMEN Dergisi olarak sosyal sorumluluk projenizi ve reklamlarınızı

yayınlamak istiyoruz. Bu konu hakkında bilgi almak için lütfen

bizimle iletişime geçiniz.

[email protected]

www.womendergisi.com