velÂyet-i fak h · 2018-05-25 · los un (golos) 20 km. kuzeybatýsýnda yer alan bir kasaba ve...

3
22 VELÂYET-i FAKœH 3103); Ýsmail Safa Üstün, Humeynî’den Hama- ney’e Ýran Ýslam Cumhuriyeti Yönetim Biçimi, Ýstanbul 1999, tür.yer.; Ferah Mûsâ, Mebdeßü’þ- þûrâ beyne velâyeti’l-faš¢h ve velâyeti’l-ümme, Beyrut 1421/2000; Seyyid Ali Âþûr, Velâyetü’l- faš¢h: ed-Düstûrü’l-ilâhî li’l-müslimîn, Beyrut 1422/2001; Humeynî, Velâyet-i Faš¢h, [baský ye- ri ve tarihi yok] (Ýntiþârât-ý Kumeyl); N. Calder, “Za- kat in Imami Jurisprudence from Tenth to Sixte- enth Century A.D”, BSOAS, XLIV (1981), s. 468- 480; a.mlf., “Legitimacy and Accomodation in Safawid Iran; The Juristic Theory of Muhammad Baqir Sabzawari (d. 1090/1679)”, Iran: Journal of the British Institute of Persian Studies, XXV, London 1987, s. 91-105; Ahmad Kazemi Mous- savi, “The Establishment of the Position of Mar- jaiyyat-i Taqlid in the Twelver-Shii Community”, Ir.S, XVIII/1 (1985), s. 35-51; a.mlf., “A New In- terpretation of the Theory of Vilayat-i Faqih”, MES, XXVIII/1 (1992), s. 101-107; Ümeyye Hü- seyin Ebü’s-Suûd, “Velâyetü’l-fah ve nizâmü’l- hükm fi’l-Ýslâm”, Mecelletü Merkezi’l-ve¦âßiš ve’d-dirâsâti’l-insâniyye, I/1, Katar 1989, s. 285- 316; Mohsen M. Milani, “The Transformation of the Welayat-e Faqýh Institution: From Khomeini to Khamanei”, MW, LXXXII/3-4 (1992), s. 175- 190; R. P. Mottahedeh, “Wilayat al-Faqýh”, The Oxford Encyclopedia of the Modern Islamic World (ed. J. L. Esposito), Oxford 1995, IV, 320- 322. ÿÝsmail Safa Üstün VELED ÇELEBÝ (bk. ÝZBUDAK, Veled Çelebi). ˜ VELED-i ZÝN (bk. ZÝNA). ˜ VELESTÝN Yunanistan’da tarihî bir kasaba. ˜ Yunanistan’ýn orta kesiminde büyük Te- salya ovasýnýn güneydoðusunda, Larissa’- dan 40 km. uzaklýkta ve liman þehri Vo- los’un (Golos) 20 km. kuzeybatýsýnda yer alan bir kasaba ve tarým ticaret merkezi- dir. Antik dönemdeki adý Pherai, bugün- kü adý Velestino’dur. Burasý Almiros, Cu- mapazarý, Karditsa, Týrnova ve diðerleriy- le birlikte Neolitik çaðdan beri yerleþim alaný olan bir yörede Osmanlý döneminde ortaya çýkan veya kurulan, Tesalya’ya bað- lý pek çok kasabadan biridir. Bu yerleþim birimleri, özellikle XVII ve XVIII. yüzyýllar- da Osmanlýlar tarafýndan geliþtirilerek bi- rer müslüman-Türk kasabasý haline dö- nüþtürülmüþtür. Velestin’de yapýlan kazý- larla Bronz çaðýna ve daha sonrasýna ait kalýntýlar ortaya çýkmýþtýr. Pherai þehri, an- tik yazar Apollodorus’a göre Argonaut- lar’ýn Truva’yý kuþatmak için Çanakkale’- ye doðru denize açýlmasýndan önce Tanrý Kretheus’un oðlu Pheres tarafýndan ku- rulmuþtur. Bu þehir, Jason ve Alexander gibi zalim idarecilerin yönetimi altýnda mi- lâttan önce 360 civarýnda yüksek bir refah seviyesine ulaþmýþtýr. Surla çevrili þehir, kenar uzunluðu 1 km. olan düzensiz bir üçgen biçimindedir. Pherai, 90 × 90 m. bü- yüklüðünde bir dikdörtgen havza teþkil eden tatlý suyun civarýnda (Hypereia kay- naðý) yer alýr. Bu su kaynaðý Homer’in Ýlyada’sýndan itibaren yüzyýllar boyunca övülmüþtür. Antik Pherai 600 yýlý civarlarýnda Slav iþgalleri sýrasýnda ortadan kalktý. Uzun bir süre sonra ayný yerde Velestino adlý Slav kabilesinin buraya yerleþmesiyle tekrar or- taya çýktý. Bu ad altýnda ilk yerleþim birimi olarak 1208 yýlýna ait bir papalýk mektu- bunda zikredilir. Bu da Velestino’nun 1208’- den çok önce yerleþim yeri haline geldiði- ne iþaret eder. 1213, 1259 ve 1280’lerde adý kayýtlarda tekrar geçer. Ancak XIV. yüzyýlda ismine rastlanmaz. Osmanlýlar Te- salya’nýn doðu ovasýna vardýklarýnda (1388- 1389) Franklar, Sýrplar, Arnavutlar, Kata- lanlar ve Bizanslýlar arasýnda bitmeyen fe- odal savaþlar sebebiyle yýkýlmýþ ve boþal- týlmýþ bir alan buldular. 1320 civarýnda Do- ðu Tesalya’nýn terkedilmiþ olduðuna dair kayýtlara rastlanýr. Tesalya bölgesinin 859 (1455) yýlýndan kalma en eski tahrir kayýt- larý Volos kesimini göstermez. Burasý 871 (1466-67) yýlýna ait Tesalya Ýcmal Def- teri’nde Velestin adýyla küçük bir kasa- ba þeklinde zikredilir, ayrýca daha önce- ki tahrirde kaydedilmediðine de vurgu ya- pýlýr (BA, MAD, nr. 66: “hâric ez-defterî-i atîk”). Velestin civarýndaki arazinin tama- men düz olmasý, tahrir heyetinin bu ye- ri göz ardý etme ihtimalini ortadan kal- dýrdýðýndan Velestin’in 1455’ten sonra bir gibi köklü Þiî kurumlarýný temelinden sars- mýþtýr. Bununla birlikte döneminde bütün hükümetleri gayri meþrû telakki eden Þiî siyasî düþüncesinin Humeynî’nin velâyet-i fakýh kavramý ile birlikte meþrû bir devlet anlayýþýna kavuþtuðu söylenebilir. Bundan dolayý velâyet-i fakýh teorisinin on ikinci imamýn gaybetinden sonra bütün Þiî si- yasî düþünce tarihinde meydana gelmiþ en önemli geliþme olduðunu ileri sürmek mümkündür. BÝBLÝYOGRAFYA : Molla Ahmed en-Nerâký, Velâyetü’l-faš¢h (nþr. Yâsîn el-Mûsevî), Beyrut 1410/1990; M. Cevâd Muðniyye, el-ƒumeynî ve’d-devletü’l-Ýslâmiyye, Beyrut 1979; Ýran Ýslâm Cumhuriyeti Anayasa- (trc. Ömer Okumuþ), Ýstanbul 1980; M. Bâkýr es-Sadr, el-Ýslâm yeš†dü’l-¼ayât, Beyrut 1980; Gregory Rose, “Velayat-e Faqih and the Reco- very of Islamic Identity in the Thought of Aya- tollah Khomeini”, Religion and Politics in Iran (ed. N. R. Keddie), New Haven 1983, s. 166-188; Ni‘metullah Sâlihî Necefâbâdî, Velâyet-i Faš¢h ¥ükûmet-i Øâli¼ân, Tahran 1363 hþ.; Said Amir Arjomand, “Ideological Revolution in Shi’ism”, Authority and Political Culture in Shi’ism (ed. Said Amir Arjomand), New York-Albany 1988, s. 178-209; Ýrfân Abdülhamîd, Na¾ariyyetü’l-velâ- yeti’l-faš¢h: Dirâse, ta¼lîl ve našd, Amman 1989; Hüseyin Ali Muntazýrî, Dirâsât fî velâyeti’l-faš¢h ve fýšhü’d-devleti’l-Ýslâmiyye, Kum 1411/1990; A. Matsumoto, “A Survey on the Concept ‘Vela- yat’ of ‘Velayat-e Faqýh’”, Nature of the Islamic Community (ed. T. Kuroda – R. Lawless), Tokyo 1991, s. 143-165; Ahmed Âzerî Kummî, Velâyet-i Faš¢h ez Dîdegâh-ý Fušahâ-yý Ýslâm, Kum 1372 hþ.; Chibli Mallat, The Renewal of Islamic Law: Muhammad Baqer as-Sadr, Najaf, and the Shi’i International, Cambridge 1993, s. 27, 59-107; Abbas Ali Amîd Zencânî, Fýšh-ý Siyâsî: Ni¾âm-ý Siyâsî ve Rehberî der Ýslâm, Tahran 1373 hþ.; M. Hüseyin Hüseynî Tahrânî, Velâyet-i Faš¢h der ¥ükûmet-i Ýslâm, Meþhed 1414-15, I-IV; Abdül- cebbâr er-Rifâî, Mevsû£atü me½âdiri’n-ni¾âmi’l- Ýslâmî, Kum 1375 hþ., VIII, 344-350; Ahmed el- Kâtib, Te¹avvürü’l-fikri’s-siyâsiyyi’þ-Þî£î mine’þ- þûrâ ilâ velâyeti’l-faš¢h, London 1997, s. 269- 447; Muhsin Kedîver, Na¾ariyehâ-yý Devlet der Fýšh-ý Þî£a, Tahran 1376 hþ.; a.mlf., ¥ükûmet-i Velâyî, Tahran 1377 hþ.; a.mlf., “Velâyet-i Fah ve Demokrâsî”, (http://www.kadivar.com/?p= 1805 yýlýnda Velestin’i tasvir eden ressam Edward Dodwell’in bir tablosu (Bonn Üniversitesi Ktp.)

Upload: others

Post on 20-Jun-2020

2 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: VELÂYET-i FAK H · 2018-05-25 · los un (Golos) 20 km. kuzeybatýsýnda yer alan bir kasaba ve tarým ticaret merkezi-dir. Antik dönemdeki adý Pherai, bugün-kü adý Velestino

22

VELÂYET-i FAKœH

3103); Ýsmail Safa Üstün, Humeynî’den Hama-ney’e Ýran Ýslam Cumhuriyeti Yönetim Biçimi,Ýstanbul 1999, tür.yer.; Ferah Mûsâ, Mebdeßü’þ-þûrâ beyne velâyeti’l-faš¢h ve velâyeti’l-ümme,Beyrut 1421/2000; Seyyid Ali Âþûr, Velâyetü’l-faš¢h: ed-Düstûrü’l-ilâhî li’l-müslimîn, Beyrut1422/2001; Humeynî, Velâyet-i Faš¢h, [baský ye-ri ve tarihi yok] (Ýntiþârât-ý Kumeyl); N. Calder, “Za-kat in Imami Jurisprudence from Tenth to Sixte-enth Century A.D”, BSOAS, XLIV (1981), s. 468-480; a.mlf., “Legitimacy and Accomodation inSafawid Iran; The Juristic Theory of MuhammadBaqir Sabzawari (d. 1090/1679)”, Iran: Journalof the British Institute of Persian Studies, XXV,London 1987, s. 91-105; Ahmad Kazemi Mous-savi, “The Establishment of the Position of Mar-jaiyyat-i Taqlid in the Twelver-Shii Community”,Ir.S, XVIII/1 (1985), s. 35-51; a.mlf., “A New In-terpretation of the Theory of Vilayat-i Faqih”,MES, XXVIII/1 (1992), s. 101-107; Ümeyye Hü-seyin Ebü’s-Suûd, “Velâyetü’l-fakýh ve nizâmü’l-hükm fi’l-Ýslâm”, Mecelletü Merkezi’l-ve¦âßišve’d-dirâsâti’l-insâniyye, I/1, Katar 1989, s. 285-316; Mohsen M. Milani, “The Transformation ofthe Welayat-e Faqýh Institution: From Khomeinito Khamanei”, MW, LXXXII/3-4 (1992), s. 175-190; R. P. Mottahedeh, “Wilayat al-Faqýh”, TheOxford Encyclopedia of the Modern IslamicWorld (ed. J. L. Esposito), Oxford 1995, IV, 320-322.

ÿÝsmail Safa Üstün

– —VELED ÇELEBÝ

(bk. ÝZBUDAK, Veled Çelebi).˜ ™

– —VELED-i ZÝNÂ

(bk. ZÝNA).˜ ™

– —VELESTÝN

Yunanistan’da tarihî bir kasaba.˜ ™

Yunanistan’ýn orta kesiminde büyük Te-salya ovasýnýn güneydoðusunda, Larissa’-dan 40 km. uzaklýkta ve liman þehri Vo-los’un (Golos) 20 km. kuzeybatýsýnda yer

alan bir kasaba ve tarým ticaret merkezi-dir. Antik dönemdeki adý Pherai, bugün-kü adý Velestino’dur. Burasý Almiros, Cu-mapazarý, Karditsa, Týrnova ve diðerleriy-le birlikte Neolitik çaðdan beri yerleþimalaný olan bir yörede Osmanlý dönemindeortaya çýkan veya kurulan, Tesalya’ya bað-lý pek çok kasabadan biridir. Bu yerleþimbirimleri, özellikle XVII ve XVIII. yüzyýllar-da Osmanlýlar tarafýndan geliþtirilerek bi-rer müslüman-Türk kasabasý haline dö-nüþtürülmüþtür. Velestin’de yapýlan kazý-larla Bronz çaðýna ve daha sonrasýna aitkalýntýlar ortaya çýkmýþtýr. Pherai þehri, an-tik yazar Apollodorus’a göre Argonaut-lar’ýn Truva’yý kuþatmak için Çanakkale’-ye doðru denize açýlmasýndan önce TanrýKretheus’un oðlu Pheres tarafýndan ku-rulmuþtur. Bu þehir, Jason ve Alexandergibi zalim idarecilerin yönetimi altýnda mi-lâttan önce 360 civarýnda yüksek bir refahseviyesine ulaþmýþtýr. Surla çevrili þehir,kenar uzunluðu 1 km. olan düzensiz birüçgen biçimindedir. Pherai, 90 × 90 m. bü-yüklüðünde bir dikdörtgen havza teþkileden tatlý suyun civarýnda (Hypereia kay-naðý) yer alýr. Bu su kaynaðý Homer’inÝlyada’sýndan itibaren yüzyýllar boyuncaövülmüþtür.

Antik Pherai 600 yýlý civarlarýnda Slaviþgalleri sýrasýnda ortadan kalktý. Uzun birsüre sonra ayný yerde Velestino adlý Slavkabilesinin buraya yerleþmesiyle tekrar or-taya çýktý. Bu ad altýnda ilk yerleþim birimiolarak 1208 yýlýna ait bir papalýk mektu-bunda zikredilir. Bu da Velestino’nun 1208’-den çok önce yerleþim yeri haline geldiði-ne iþaret eder. 1213, 1259 ve 1280’lerdeadý kayýtlarda tekrar geçer. Ancak XIV.yüzyýlda ismine rastlanmaz. Osmanlýlar Te-salya’nýn doðu ovasýna vardýklarýnda (1388-1389) Franklar, Sýrplar, Arnavutlar, Kata-lanlar ve Bizanslýlar arasýnda bitmeyen fe-odal savaþlar sebebiyle yýkýlmýþ ve boþal-týlmýþ bir alan buldular. 1320 civarýnda Do-ðu Tesalya’nýn terkedilmiþ olduðuna dairkayýtlara rastlanýr. Tesalya bölgesinin 859(1455) yýlýndan kalma en eski tahrir kayýt-larý Volos kesimini göstermez. Burasý 871(1466-67) yýlýna ait Tesalya Ýcmal Def-teri’nde Velestin adýyla küçük bir kasa-ba þeklinde zikredilir, ayrýca daha önce-ki tahrirde kaydedilmediðine de vurgu ya-pýlýr (BA, MAD, nr. 66: “hâric ez-defterî-iatîk”). Velestin civarýndaki arazinin tama-men düz olmasý, tahrir heyetinin bu ye-ri göz ardý etme ihtimalini ortadan kal-dýrdýðýndan Velestin’in 1455’ten sonra bir

gibi köklü Þiî kurumlarýný temelinden sars-mýþtýr. Bununla birlikte döneminde bütünhükümetleri gayri meþrû telakki eden Þiîsiyasî düþüncesinin Humeynî’nin velâyet-ifakýh kavramý ile birlikte meþrû bir devletanlayýþýna kavuþtuðu söylenebilir. Bundandolayý velâyet-i fakýh teorisinin on ikinciimamýn gaybetinden sonra bütün Þiî si-yasî düþünce tarihinde meydana gelmiþen önemli geliþme olduðunu ileri sürmekmümkündür.

BÝBLÝYOGRAFYA :

Molla Ahmed en-Nerâký, Velâyetü’l-faš¢h (nþr.Yâsîn el-Mûsevî), Beyrut 1410/1990; M. CevâdMuðniyye, el-ƒumeynî ve’d-devletü’l-Ýslâmiyye,Beyrut 1979; Ýran Ýslâm Cumhuriyeti Anayasa-sý (trc. Ömer Okumuþ), Ýstanbul 1980; M. Bâkýres-Sadr, el-Ýslâm yeš†dü’l-¼ayât, Beyrut 1980;Gregory Rose, “Velayat-e Faqih and the Reco-very of Islamic Identity in the Thought of Aya-tollah Khomeini”, Religion and Politics in Iran(ed. N. R. Keddie), New Haven 1983, s. 166-188;Ni‘metullah Sâlihî Necefâbâdî, Velâyet-i Faš¢h¥ükûmet-i Øâli¼ân, Tahran 1363 hþ.; Said AmirArjomand, “Ideological Revolution in Shi’ism”,Authority and Political Culture in Shi’ism (ed.Said Amir Arjomand), New York-Albany 1988, s.178-209; Ýrfân Abdülhamîd, Na¾ariyyetü’l-velâ-yeti’l-faš¢h: Dirâse, ta¼lîl ve našd, Amman 1989;Hüseyin Ali Muntazýrî, Dirâsât fî velâyeti’l-faš¢hve fýšhü’d-devleti’l-Ýslâmiyye, Kum 1411/1990;A. Matsumoto, “A Survey on the Concept ‘Vela-yat’ of ‘Velayat-e Faqýh’”, Nature of the IslamicCommunity (ed. T. Kuroda – R. Lawless), Tokyo1991, s. 143-165; Ahmed Âzerî Kummî, Velâyet-iFaš¢h ez Dîdegâh-ý Fušahâ-yý Ýslâm, Kum 1372hþ.; Chibli Mallat, The Renewal of Islamic Law:Muhammad Baqer as-Sadr, Najaf, and the Shi’iInternational, Cambridge 1993, s. 27, 59-107;Abbas Ali Amîd Zencânî, Fýšh-ý Siyâsî: Ni¾âm-ýSiyâsî ve Rehberî der Ýslâm, Tahran 1373 hþ.;M. Hüseyin Hüseynî Tahrânî, Velâyet-i Faš¢h der¥ükûmet-i Ýslâm, Meþhed 1414-15, I-IV; Abdül-cebbâr er-Rifâî, Mevsû£atü me½âdiri’n-ni¾âmi’l-Ýslâmî, Kum 1375 hþ., VIII, 344-350; Ahmed el-Kâtib, Te¹avvürü’l-fikri’s-siyâsiyyi’þ-Þî£î mine’þ-þûrâ ilâ velâyeti’l-faš¢h, London 1997, s. 269-447; Muhsin Kedîver, Na¾ariyehâ-yý Devlet derFýšh-ý Þî£a, Tahran 1376 hþ.; a.mlf., ¥ükûmet-iVelâyî, Tahran 1377 hþ.; a.mlf., “Velâyet-i Fakýhve Demokrâsî”, (http://www.kadivar.com/?p=

1805 yýlýnda

Velestin’i

tasvir eden

ressam

Edward

Dodwell’in

bir tablosu(BonnÜniversitesi Ktp.)

Page 2: VELÂYET-i FAK H · 2018-05-25 · los un (Golos) 20 km. kuzeybatýsýnda yer alan bir kasaba ve tarým ticaret merkezi-dir. Antik dönemdeki adý Pherai, bugün-kü adý Velestino

23

büyümesini sürdürerek bir kasabaya dö-nüþtü. Kasabada yaþayan zengin müslü-man çiftlik sahiplerinin yardýmlarýyla okul-lar ve camiler yapýldý. 1668’de Evliya Çele-bi buradan çok güzel küçük bir kasaba di-ye bahseder, ancak binalarý ve ahalisi hak-kýnda bilgi vermez. Bu sýrada Velestin birsipahi kethüdâ yeri, bir yeniçeri serdarý vebir muhtesibi olan kaza merkeziydi. 1078(1667-68) tarihli resmî kadýlýklar listesi Ve-lestin’i Rumeli’nin 361 kadýlýðýndan 165numarada zikreder. XVII. yüzyýlda küçükbir hýristiyan cemaati kasabaya geldi vezaman içerisinde Varousi denilen kendimahallelerini kurdu. 1054 (1644) tarihli Ýc-mal Avârýz Defteri’nde Velestin’de on üçmüslüman, yirmi beþ zimmî avârýz hâne-sinin bulunduðu zikredilir (BA, MAD, nr.6630, s. 87). Doðu Tesalya’nýn çoðu yerin-de olduðu gibi XVII. yüzyýlýn ortalarýndadört gerçek ev hâne halký bir avârýz hâne-si teþkil ediyordu. Bu rakamlardan hare-ketle elli müslüman ailenin avârýz öde-mekle mükellef tutulduðu, onlarýn yanýn-da 100 zimmî ailesinin bulunduðu anlaþý-lýr. Müslümanlarýn önemli bir bölümününavârýz vergisi ödemediði için kayýtlarda yeralmadýðý tahmin edilebilir. Böylece muh-temelen bu küçük kasabada toplam 200hânelik ya da yarýsý müslüman 1000 kiþi-lik bir nüfus mevcuttu.

1801-1806 yýllarý arasýnda Yunanistan’ýgezen Ýngiliz seyyahý E. Dodwell, Velestin’ibir ticaret merkezi olarak tasvir eder; “ro-mantik bir yer, en güzel aðaçlarla, özel-likle çýnar, kavak, selvi ve birkaç palmiyeile çevrili büyük bir göletin etrafýnda mer-kezleþmiþ ve aralarýnda çok güzel bir bi-çimde evler yerleþmiþ bir kasaba” diye ta-

nýmlar. Kasabanýn nüfusunu da 250 Türkhânesi diye hesaplar ve yine bu kadar daRum evinin bulunduðunu belirtir. AncakRum cemaatinin ekonomik bakýmdan za-yýflýðý sebebiyle bu evlerin pek çoðununboþ ya da yýkýk olduðunu ifade eder. 1815’-te Argyris Philipidis, “Velestinos”u 300’-den fazla evi bulunan önemli bir yerleþimmerkezi þeklinde zikreder. Bu hânelerinçoðu Türk’tür, bunlarýn yanýnda hýristiyan-lar da mevcuttur; güzel bir pazar yeri, ca-mileri ve bir mahkeme ile bir kilisesi var-dýr. 1836’da coðrafyacý Ioannis A. Leonar-dos, Velestin’i küçük bir kasaba olarak an-mýþ ve müslümanlardan söz etmeden 300Rum evinin yer aldýðýný yazmýþtýr. 1249(1833-34) tarihli vakýf kaydýna göre bura-da üç cami, beþ mescid, bir medrese, ikimektep, bir zâviye, bir saat kulesi bulunu-yordu (BA, EV, 9442). Günümüze ulaþma-yan bu eserler Kançe Camii, Ömer Aða Ca-mii ve Câmi-i Su (Sulucami), Dede mahalle-sinde Abdullah Aða Mescidi, Alâeddin ma-hallesinde Hasan Aða, Hýzýr Bâlî ve Mur-taza Aða mescidleriyle Ýskender EfendiZâviyesi idi. Bu arada Mümin Aða Medre-sesi ve Hacý Yâkub ile Mustafa Aða mek-teplerinin ismi de verilmiþtir. Bunlarýn dý-þýnda adý geçen camilerde mevlit okut-mak için üç ayrý vakýf kurulmuþtu, bir va-kýf da Velestin’in saat kulesinin bakýmýnatahsis edilmiþti. 1870’li yýllara ait Yanyavilâyeti salnâmeleri o dönemde Golos ka-zasýna baðlý Velestin hakkýnda bilgi içer-mez. 1880’de Albay Kokkidis’in Odoipori-ka’sýnda Velestin 1500 kiþilik Türk ve 300kiþilik Rum nüfusuyla dört haný bulunanküçük bir kasaba þeklinde tanýmlanýr. Ki-liseler ve camiler kaydedilmemiþtir. Veles-

Türk yerleþmesi halinde teþekkül ettiðisöylenebilir.

1570’lerde Velestin sadece yirmi birmüslüman hânesi, bir cuma camisi veönemli bir pazar yerine sahip bir Türk ka-sabasý olarak görünür (BA, TD, nr. 1060, s.420-421, 657). Pazar vergisi yýllýk 15.000akçeydi ve kasabanýn toplam vergisinin %79’unu teþkil ediyordu. Cuma camisi Ye-niþehirli Hacý Muammer tarafýndan yap-týrýlmýþtý ve pazar gelirlerinin bir kýsmý, ba-zý su deðirmenlerinin vergi gelirleriyle var-lýðýný sürdürüyordu. 1570 defterinde Ve-lestin, Çatalca (Pharsala) kazasýnda elli ye-di köyü bulunan büyük bir nahiyenin mer-kezi diye gösterilir. Çatalca kazasý, 1540’-ta Ýnebahtý sancaðýnýn kurulmasý sonucuGolos ve Kerpiniþ ile (Karpenisi, Krenbeþ)birlikte Týrhala’dan ayrýlýp bu yeni sanca-ða baðlanmýþtý. Velestin nahiyesindeki köy-lerden otuz dördü Yunanca ad taþýmaktave buralarda, aralarýnda bazý küçük müslü-man gruplarýn da yaþadýðý hýristiyan aha-li oturmaktadýr. On dokuz köyün adý iseTürkçe idi ve tamamýyla müslüman nü-fustan teþekkül etmekteydi. Dört köy adýSlavca olmakla beraber Rum hýristiyanahaliyi barýndýrmaktaydý. Nahiyenin nü-fusu içinde müslümanlarýn oraný dörttebirdi.

XVII. yüzyýlýn baþlarýna kadar Velestinnahiyesi, bir liman þehri olan Golos dahilpek çok büyük ve müreffeh Rum köyünesahip Pelion bölgesini de kapsamakta, gü-neydeki Türk ve Rum ahalisiyle birlikte Er-miye (Almiros) bölgesi de Velestin nahiye-sinin içinde bulunmaktaydý. XVII. yüzyýlýnbaþlarýnda Golos / Pelion ve Ermiye kazastatüsü kazandý. Ayný yüzyýlda Velestin

VELESTÝN

Velestin’den bir görünüþ

Page 3: VELÂYET-i FAK H · 2018-05-25 · los un (Golos) 20 km. kuzeybatýsýnda yer alan bir kasaba ve tarým ticaret merkezi-dir. Antik dönemdeki adý Pherai, bugün-kü adý Velestino

24

VELESTÝN

– —VELÎ

א���� ) )

Allah’ýn isimlerinden(esmâ-i hüsnâ) biri.

˜ ™

Sözlükte “bir þeye çok yakýn olmak, birkimseyle yan yana bulunmak” anlamýnda-ki vely ile “birinin iþini üstlenmek; bir ül-keyi yönetmek; yardým etmek, sevmek”mânalarýndaki velâyet (vilâyet) kökündentüreyen velî “yardýmcý, dost” demektir(Lisânü’l-£Arab, “vly” md.; Kåmus Tercü-mesi, IV, 1223-1226). Kur’ân-ý Kerîm’de yir-miyi aþkýn âyette (bir yerde “vâlî”) Allah’anisbet edilerek O’nun müminlerin dostu,koruyucusu olduðu bildirilmekte, bunla-rýn bir kýsmýnda peygamberlerin ve mü-minlerin Allah’ý velî edindikleri belirtilmek-tedir. Bir kýsmýnda ise velî kelimesinin ya-nýnda “nasîr” (yardýmcý), ayrýca “þefî‘, vâký”(koruyan) sýfatlarý yer almaktadýr. Dokuzâyette velînin çoðul þekli evliyâ da bu ma-hiyette geçmektedir. Kur’an’da ayný kök-ten türeyen “mevlâ” da zât-ý ilâhiyyeyenisbet edilmiþtir. Bundan baþka kelime-nin köklerinden birini teþkil eden velâyet,ayrýca evlâ ile tevellî (dost edinmek) kö-künden türemiþ iki muzâri sîgasý Allah’ýnve müminlerin fiili olarak zikredilmektedir(M. F. Abdülbâký, el-Mu£cem, “vly” md.).

Velî ile vâlî isimleri Tirmizî ve Ýbn Mâce’-nin esmâ-i hüsnâ listelerinde yer almak-tadýr (“Da.avât”, 82; “Du.â,”, 10). Kur’an’-da inanç birliðinin soy birliðinden öncegeldiðini bildiren âyetlere paralel olarak(et-Tevbe 9/24; el-Mücâdile 58/22) Hz.Peygamber þöyle buyurmuþtur: “Babamýn-müslüman olmayan- soydaþlarý dostlarýmdeðildir; benim dostum Allah ve sâlih mü-minlerdir” (Buhârî, “Edeb”, 14; Müslim,“Îmân”, 366). Resûlullah’ýn, Ahzâb sûre-sinde yer alan (33/6), kendisinin mümin-lere öz varlýklarýndan daha yakýn (evlâ) ol-duðu þeklindeki ifadeyi teyit eden beyanýAhmed b. Hanbel’e ait el-Müsned’in yanýsýra Kütüb-i Sitte’de mevcuttur (Wen-sinck, VII, 332). Hz. Peygamber en çok öze-nilecek dostu þöyle tasvir etmiþtir: Bu kiþibasit yaþantýlý, namaz kýlmaktan zevk alan,ibadetini elinden geldikçe güzel ifa eden,rabbine gizlice itaat eden, insanlar tara-fýndan önemsenmeyen, genç yaþta Allah’akavuþan, mirasý ve aðlayanlarý az olan kim-sedir (Müsned, V, 252; Ýbn Mâce, “Zühd”, 4;Tirmizî, “Zühd”, 35; rivayetin zayýf olduðuda kaydedilmektedir; bk. Müsned [Arnaût],XXXVI, 498-500).

Zeccâc, “Allah iman edenlerin velîsidir”meâlindeki âyette (el-Bakara 2/257) ge-çen velî kelimesine “yardýmcý” mânasý ve-rip çocuðun bakýmý ve yetiþtirilmesini ve-lisinin üstlenmesi gibi Cenâb-ý Hakk’ýn damüminlere dünyada yardým ettiðini, âhi-rette de mükâfatlarýný bizzat vereceðinisöylemiþtir. Ebû Mansûr el-Mâtürîdî, ay-ný yorumu yaptýktan sonra velînin “en ya-kýn, en münasip” anlamýndaki evlâ mâ-nasýna da gelebileceðini belirtmiþtir, çün-kü müminlerin bütün ümit ve yöneliþleriAllah’adýr (Teßvîlâtü’l-Æurßân, I, 161-162).Ebü’l-Kasým ez-Zeccâcî velî kelimesinin onanlamda kullanýldýðýný ve bunlarýn tama-mýnýn “aralarýnda engel bulunmadan iki þe-yin yan yana olmasý” mânasýndan çýktýðýnýkaydettikten sonra Allah Teâlâ’nýn inkâr-cýlara da nimet verdiðini, bununla birlik-te O’nun “kâfirlerin velîsi” diye nitelendiri-lemeyeceðini söyler. Çünkü müminler Al-lah’ýn nimetlerini þükür, itaat ve tevhidlekarþýlar, kâfirlerse inkârla mukabelede bu-lunur. Bu da Hz. Peygamber’e hitap eden,“Sen ancak kýyametten korkanlarý uyarabi-lirsin” âyetine (en-Nâziât 79/45) benzemek-tedir. Bilindiði üzere Resûlullah’ýn uyarýlarýherkese yönelikti, fakat kâfirler bunlar-dan faydalanmamýþtýr. Esasen Bakara sû-resindeki “Allah iman edenlerin velîsidir”meâlindeki âyetin devamýnda (2/257) inkâredenlerin dostlarýnýn Allah deðil tâgut ol-duðu ifade edilmiþtir (Ýþtišåšu esmâßillâh,s. 113-114). Abdülkerîm el-Kuþeyrî velînin“yardýmcý” þeklindeki anlamýný, “Allah ve-lîlerinin O’nun dinine yardým etmeleri vekendisine itaati temsil eden gruplar için-de bulunmalarý” þeklinde yorumlamýþtýr.Kurþeyrî’ye göre Allah’ýn dost edindiði kim-senin alâmetlerinden biri O’nun tarafýn-dan kötülüklerden korunup arzularýnýn ye-rine getirilmesi, diðeri de Hak dostlarýnýngönüllerine sevgisini yerleþtirmesidir. Fah-reddin er-Râzî, kulun velî isminden nasi-binin Allah ile müþterek dostluðunun de-vamýný saðlamak için kendisine düþen gö-revi yerine getirmesi olduðunu belirtir. Bugörev de Allah’tan baþka her þeyden yüzçevirmek ve bütün varlýðýyla O’nun aza-met nuruna yönelmekle yerine getirilebi-lir. Allah’ýn insanla ilgili isimlerinden olanvelî esmâ-i hüsnâdan hafîz, hasîb, nasîr,rahmân, rezzâk, vedûd ve vekîl isimleriy-le anlam yakýnlýðý içinde bulunur.

BÝBLÝYOGRAFYA :Râgýb el-Ýsfahânî, el-Müfredât, “vly” md.; Kå-

mus Tercümesi, IV, 1223-1226; Wensinck, el-Mu£cem, VII, 332; Müsned, V, 252; a.e. (Ar-naût), XXXVI, 498-500; Buhârî, “Edeb”, 14; Müs-lim, “Îmân”, 366; Zeccâc, Tefsîru esmâßillâhi’l-¼üsnâ (nþr. Ahmed Yûsuf ed-Dekkak), Beyrut 1395/

tinos vilâyetinin kýrk altý köyü, bir kasaba-sý, 14.195’i müslüman, 9745’i hýristiyanolmak üzere yaklaþýk 27.000 kadar birnüfusu vardý.

Osmanlýlar’ýn Tesalya’yý Yunanistan’adevretmeye zorlanmasýndan sonra (1881)hemen hemen bütün Türkler Velestin’i ter-ketti, yerleri yakýnlardaki köylerde oturanRumlar tarafýndan iskân edildi. Osmanlýbinalarý tamamen yýkýldý. Sadece klasikOsmanlý tarzýnda yapýlan uzun bir mina-re ayakta kaldý. Alfred Philippson tarafýn-dan tesbit edilen bu minare göletin ke-narýnda 1930’lu yýllara kadar saðlam þe-kilde gelebilmiþti. Ancak II. Dünya Sava-þý’nýn hemen öncesinde burasý da orta-dan kaldýrýldý. Saat kulesi 1954 ve 1956 yýl-larýnda meydana gelen depremlerde bü-yük hasar gördü ve yýkýldý. 1889’da Veles-tin 2389 kiþilik bir nüfusa sahipti. Bu ta-rihten itibaren nüfus artýþý duraganlaþtý.1928’de bu rakam 2603’ten fazla deðildi.Yunan tahriki neticesinde meydana gelenOsmanlý-Yunan savaþýnda “30 Gün savaþ-larý” süresinde Velestin kýsa bir süre içinyeniden Osmanlýlar’ýn eline geçti ve savaþalaný haline geldi. Osmanlý ordusunun Ça-talca zaferi sonrasýnda 6 Mayýs 1897’deVelestin tepeleri ve istasyonu ele geçiril-di, 8 Mayýs’ta Volos Limaný’na girildi. Os-manlý-Yunan barýþ antlaþmasýnýn ardýn-dan Osmanlý ordusu Tesalya’dan çekildi.2001’de 6116 nüfusu bulunan Velestino,modern Yunanca’yý (Dimotiki) ilk kullananyazarlardan tanýnmýþ siyasî eylemci RigasVelestinidis’in (ö. 1798) doðum yeri olarakda öne çýkar.

BÝBLÝYOGRAFYA :Evliya Çelebi, Seyahatnâme (Daðlý), VIII, 91; E.

Dodwell, Klassische und topographische Reisedurch Griechenland während der Jahre 1801,1805 und 1806, Meiningen 1822, II, 173-176;Odoiporika Ipeirou kai Thessalias, ipo tin parato Ipourgeio ton Stratiotikon, Athinais (Athens)1880, s. 155, 195-196; Friedrich Stählin, Das hel-lenistische Thessalien, Stuttgart 1924, s. 104-107;A. Philippson, Die Griechischen Landschaften,I, Thessalien und die Spercheios-Senke, Frank-furt 1950, s. 121-122; J. Koder – F. Hild, TabulaImperii Byzantini I: Hellas und Thessalien, Wi-en 1976, s. 133; M. Kemal Özergin, “Rumeli Ka-dýlýklarý’nda 1078 Düzenlemesi”, Ýsmail HakkýUzunçarþýlý’ya Armaðan, Ankara 1976, s. 251-309; Ta perisothenta erga tou Argyris Philipidi(ed. Theodosi Sperantza), Athens 1978, s. 129-130; S. Lauffer, Griechenland, Lexikon der his-torischen Stätten, München 1989, s. 700-702.

ÿMachýel Kýel

– —VELÝ

(bk. VELÂYET).˜ ™