uluslara siisamveri.org/pdfdrg/g00168/2016/2016_ayaydink.pdf · 2020. 7. 7. · karakoç wrote the...
TRANSCRIPT
ULUSLARA Si e A
GENÇLiK VE AHLAK SEMPOZYUMU
BİLDİRİLER
6-7-8 EKİM.2016
CİLT-2
Sinop Üniversitesi Uluslararası Gençlik ve Ahlak Sempozyumu
EDİTÖRLER Yrd. Doç. Dr. Hasan BARLAK
Yrd. Doç. Dr. Emrah DİNDİ
Öğr. Gör. Tuna KUZUCAN
ISBN: 978-605-149-850-8
Yayımlanan bildiri metinlerindeki yazı ve bildiri içeriğinin tüm sorumluluğu
bildiri yazarlarına aittir.
Birinci Baskı · Aralık 2016
Tasarım
Sinop Üniversitesi Basın-Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü Tel: 0368 271 58 05 (1276-1277-1278-1279) Email: [email protected]
Baskı · İkizler Matbaası Meydan.kapı malı.
Kıbrıs Cad. No: 12/B Sinop
Matbaa Sertifika No: 33865
SEZAİ KARAKOÇ'TA "GENÇLİK, AHLAK, ANNE VE ÇOCUK" KA VRAfilLARININ
"DİRİLİŞ NESLİNİN AMENTÜSÜ" BAGLAMINDA ELE ALINIŞI
Kibar AYAYDIN *
Giriş
Sezai Kara.koç, kendi düşünce sistematiğini "diriliş" ekseni etrafında örgülemiş; poetik ve
manifestik "söz" repertuannı terkib'i kıymetler hazinesine dönüştürmüş, bir bilge şair, arif ve bir
neoeylem adamıdır. Necip Fazıl'ın "Altın Nesli"yle, Mehmet Akif'in Asım~ını "Taha"da cem eden
Kara.koç; ''Büyük Doğu"nun güneşini "Gün Doğmadan"da sırri bir atmosfere inkılap ettirtmiştir. İslam
itikadının "Amentü"süne dercedilmiş olan bu inkılap, hem fizik, hem metafizik bağlamda insanlığa tekrar
"Asr-ı Saadet"in kapılarını açacak bir hikmetler yumağını barındırmaktadır. Diriliş nüvesinin genç
kahramanı "çocuk"tur. "Çocuk benim ülkemdir" diyen Kara.koç, çocuğu "Diriliş" misyonunu
gerçekleştirecek insan nüvesinin bir prototipi olarak görür. "Çocuk" tasarlanan büyük ülkenin simgesel
bir karşılığıdır. Karakoç'a göre bu değişimde "Amıe", bu çocuğu erdenılerin sultam haline getirecek, bir
diriliş bengisuyudur. "Köpük" şiirinde "arıne ve çocuk" arasındaki organik bağdan şöyle bahseder
Kara.koç; ''Bir kadını al onu yont yont anne olsun/Her kadın acıma anıtı bir anne olsun" O, "Diriliş"te
anneye büyük bir misyon yükler. Kara.koç, yeni imge ve metaforlarla "Taha"nın şiirini yazmıştır. "Diriliş
Neslinin Amentüsü" adını verdiği bu şiirde, "Taha'', dini inançlar ve ahlfild erdenıler bakımından
Peygamberler çağını müjdeleyen bir diriliş neferidir. "Taha", Tevfik Fikret'in materyalist ve ateist
''Halük"una karşı isliiıni değerleri savunan ve onu yaşayan şahsiyetli bir gençliğin simgeleşmiş adıdır.
Anahtar Kelimeler: Taha, Diriliş, Amıe, Çocuk, Ahlak
DISCUSSING "YOUTH, ETIDCS, MOTHER AND CHILD" CONCEPTS FROM THE POINT
OF VIEW OF SEZAi KARAKOÇ WITHIN THE CONCEPT OF ms BOOK CALLED "DİRİLİŞ
NESLİNİN AMENTÜSÜ"
Abstract
Se~ai Kara.koç, who organized his thought systematics around resurrection and transfonned his
m~esto-lik~, word repertoire into value treasure was a wise and neo-action man. Karakoç, who
combined Necip Fazıl's "Altın Nesil" and Mehmet Akif''s Asım in "Taha", revolutionized ''Büyük
Doğu"nun Güneşi" into a mystery atmosphere at "Gün Doğmadan". This revolution which is embedded
into Islamic beliefs fosters ball ofpro:fundity which opens the era ofbliss ofthe Prophet again in tenns of
physics and metaphysics. The hero of the core of resurrection is "child". Kara.koç, who said "Child is my
it Araştırmacı, Yazar
country" considers child asa prototype ofthe hum.an core ofthe ınission of"Resurrection". Child is the
symbol ofthe designed country. Aacording to Karakoç, "Mother" is a resurrection elixir of life which will
make child the Sultan of Virtues. Karakoç mentions the organic link between "mother and child" in his
poem called "Köpük" as follows: "Take a woman and sculpt her and then she becomes a mother / Each
monument for woman pity becomes a mother". He tasks a very big ınission to mother at "Resurrection"
Karakoç wrote the poem "Taha" with new image and metaphors. In the poem called "Diriliş Neslinin
Amentüsü", 'Taha" is an individual who heralds the era of prophets in terıns of virtues and religious
beliefs. "Taha" is the symbol name ofthe youth who have strong personality and who protect and live the
islaınic values against Tevfik Fikret's "Halük'', who is materialistic and atheist.
Key Words:Taha, Resurrection, Mother, Child, Ethics
Giriş
Diriliş, topyekün insanlığın layama kalkması adına yine ona, onun için yapılmış bir
çağndır. Bu çağrının alt yapısını insanın "ontolojik" varlığıyla ilintili metafizik yapısı oluşturur.
İnsan, varlık sahasına "saf-öz" halinde doğar. Bu "öz"ün kendi asliyetine bağlı kalarak neşet
etmesi ise yaratılışın asıl gayesidir. Mukaddes kitabımız "Kur'fuı-ı Kerim"de eşref-i mahlUkat
olarak zikredilen insan, "diriliş"in epistemik genetiği ile dünyaya gelir. Allah tarafından bir
gömlek gibi ontolojik varlığına giydirilen bu iç donanım sayesinde insan, varlığı ve.Jendini
keşfeder. "Kur 'an insanın ontolojik ve epistemolojik bütün meselelerine, anlamlı bir cevap
ver,ebilme ve bu cevap etrafinda bir tasavvur oluşturabilme imkanını barındırmaktadır. Öyle ki
Kur'an, 'arştan gelen somya', yine arşın cevabıdır. "1 Kur'an-ı Kerfm 'i, Müslüman toplumların
var olmasını sağlayan en büyük imkan olarak gören Karakoç, vahyin hakikatine Kur 'an 'la
· · ulaşılabileceği.ni söyler. "
Dolayısıyla, "saf-öz" bir varlık olan insan, Hz. Adem'den mülhem eşyanın bilgisiyle
dünyaya gelmiştir. Hz. İbrahim'in "tümevarım'', "tümdengelim" ve "analoji"lerle ulaştığı sonuç, ·
"sorgulama-anlama"; "sebep-sonuç" gibi modern pilimin tasnif ettiği disiplinleri, onun "iç
ben"inde taşıdı.fil görülür. Dolayısıyla "diriliş" insanın dünyaya gelişiyle başlayan metafizik
buudlu bir sistemin· adıdır. "Ruhun Diriliş"inde Sezai Karakoç, referans kaynaklarını İslam'ın .
doktriner argümanlarıyla ortaya koyar. "İslam, doktrin yanıyla, ölüm ve hayatı, ölümden sonra
dirilme inancıyla tartmakta ve değerlendinnektedir. Hz Adem 'in yaratılışı, Hz. İsa 'nın babasız
doğuşu, Ashab-ı Kehfin yüzyıllarca yıl uyuduktan sonra tekrar kalkış/an, Hz. İbrahim'e 'kalbin
tatmin olması için' yaptırılan bir ölümden sonra dirilme egzersizi, bir kuşun parçalarını dört
tepej;e koyarak beşinci bir tepeden çağırdığınd.a parçaların birleşmesi ve kuşun canla'!'larak .. 1- Sezai Coşkun; "Her Ayet Bir Ülkeye Bedel Bir Erdir, Sezai Karakoç'un Şiirinin Kaynağı Olarak Kur'fuı-ı Kerim",
Yedi İklim Dergisi, Sayı.252, Mart 2011, s.20,21.
gelmesi, bir başka peygamberin bir uykuda ölüme vanldıktan sonra yanındaki bineğiyle birlikte
yeniden diriltilmesi, Hz.İsa 'nın insan/an ve kuşları diriltmesi, cehennemdekilerin derilerinin
yenilenmesi, bütün bu örnek anlatımlar, ölüm ve hayata fizik anlamlarından ayrı, fizikötesi bir
anlam, asıl gerçek anlamlarını getirmektedir. Varoluşun fizikötesi alemi, fizik alemiyle birlikte
mha yeni bir umut kapısı açmakta, varoluşun çelişkili, zulüm ve eksiklik gibi kara ilkelere göre
değil de, ahenk, adalet ve mükemmelleşmeye doğru ilerleyiş cinsinden olumlu ilkelere göre
yaratıldığını ve devam ettirildiğini göstermektedir. Bu dünya, gerçek varoluşun bir takım
çizgilerinden, kıvılcımlarından bir işarettir. "2 Sezai Karakoç'un şiirini; "Adem Peygamberle
başlayan dünya şiir tarihinin bir toplamı" olarak gören Ali Haydar Haksal; "Özellikle . ~·
medeniyetimizi bilmeyenler, bilip de önemsemeyenler, Kur 'tin 'ı Kerfm 'i . özümseyerek
okumayanlar, Muhyiddin İbn Arabi 'den Gazzali'ye, Farabi'den İbn-i Rüşd'e kadar bilgi ve algı
sahibi olmayanlar" onun şiirini anlamakta zorluk çekiyorlar yorumunu yapar.3
Şimşek Kamaşması: Şiirin Artalanı
Sezai Karakoç; sanat felsefesinde karşımıza çıkan "yaratma" edimini; kendi "ben"inden
hareketle, soyutlayıcı bir tasarım ile "diriltme" işlemine girer. Bu "yaratım", izni alınmış bir
"diriltme" eylemidir. "Mutlak Yaratıcı"ya karşı bir başkaldırı değil, onun eseri üzerinden
"ontolojik"; yani şairin kendi "ben"i ile girdiği bir mücadelenin sonucudur. Karakoç, Edebiyat
Yazıları-I'de "Sanat eseri, yaratışın taklidi, yaratılanın değil. Yapıt yaratılanın taklidi oldukça
değerden düşer. Yaratzşzn her an yeni kalzşındaki, orijinal oluşundaki sırrı anladıkça da
yoğunlaşır '"' tespitini yapar. Sezai Karakoç kullandığı imge, met<:lfor, söz sanatları ve
alışılmamış bağdaştırmaları; estetik bir yaratışla, kendi şiir diline dahil eder. Y aratışın şuurlu
doneleriyle varlık sahasına çıkan şair, "sözü" sese dönüştürmenin metafizik kaygılarım her daim
zihninde taşır. "Şiirinin ve düşüncesinin zengin malzemesinden kaynaklan_arı renkli bir dili ve
anlatımı vardır. "5 Şair tetikte bekleyen bütün duygu ve düşünce dünyasını tıpkı aniden bastıran
bir yağmur gibi bir "fuı"da mısraların kalbine boşaltıİ. "Aniden ortaya çıkan bir şimşek
kamaşması gibi" ruhun yükselip alçalmasından hasıl olan bu iç gerilim, şiirin asıl sesini
oluşturur. Tanpınar'm deyimiyle, "Bu belki an f bir cehtle kendini bulan nıhun, insandaki ezelf
hakikatle teı~aszndan doğan bir konuşmadır "6 K~akoç bu gerilimi sıcak tutmasını bilen bir
şairdir. O, şiirin ıµ-talanmı oluşturan muazzam bir birikime sahiptir. Karakoç, nesneler üzerinden
2-Sezai Kar~oç; Ruhun Dirilişi, Diriliş Yayınlan, 13 baskı, İstanbul 2015, s.130,13 L 3~ Ali Haydar'Haksal; "Sezai Karakoç Şiirinin İmkanları", Yedi iklim Dergisi, Sayı: 126, Eylül 2000, s.6. . 4-Sezai Karakoç; Edebiyat Yazılan-!, Medeniyetin Rüyası Rüyanın Medeniyeti Şiir, Diriliş Yayınlan, 4.baskı, İstanbul 2007, s.33. · 5 -Arif Ay, Fuzfili'nin Yalnızlık Arkadaşı Sezai Karakoç, Edebiyat Ortamı Yayınları, Ankara 2016, s.43. 6- Ahmet Hamdi Tanpınar; "Şiir Hakkında-I'', Edebiyat Üzerine Makaleler, hazırlayan: Dr. Zeynep Kerınan, Dergfilı Yayınlan, 3.baskı, İstanbul 1992, s.14.
de kendi ifadesiyle "diriliş somutlaması" yaparak, zihinsel dünyasını in_şa etmiştir. "Şair
nesneyle aynileşip soyutlama yoluyla onu doğadan "kopararak belleğinde bir nesne haline
getirir Bıı aşamada nesne Karakoç için henüz ölüdür. Şair bilgi ve becerisini kullanarak
nesneye kendi ruhundan üfleyeceği duyularla estetik bir nesne olarak diriltecek, böylece sanat
dünyasında yaşayan bir fonna dönüştürecektir. "1
Sezai Karakoç, kendi düşünce sistematiğini "diriliş" ekseni etrafında örgülemiş; poetik
ve manifestik "söz" repertuarını, terkibi kıymetler hazinesine dönüştürmüş, bilge bir şair ve arif
bir neoeylem adamıdır. Karakoç, kendinden önceki düşünce ve şiir mirasını, neoepik bir eylem
tarzına dönüştürerek; gelenekle farklı tarzlarda köprüler kurmasını bilmiş, şiirimizde "II.Yeni"
-olarak addedilen şiir hareketinin de öncü şairi olmuş; fakat onlardan çok faklı bir şiir anlayışı
ortaya koymuş bir şairdir. Düşünce sistematiğini İslam inancının estetik aksiyonuna göre mşa
eden Karakoç, tarz ve eylem olarak "II.Yeni Hareketi"nden tamamen farklı bir söz repertuarı
meydana getirmiştir. Sezai Karakoç'u, "Çağdaş Türk Şiirinin Şahdaman" olarak nitelendiren
Hasan Aktaş; "Onun şiirinin köklerini insanlık tarihinin, kültür ve medeniyet temellerinde
aramak" gerektiğini söyler. "O, şiiriyle ve eylemleriyle toplumculuğa mistisizm hırkası giydiren:
bir bilge kişidir. "8
Necip Fazıl'ın "Mehmet'iyle-Altın/Fetih Nesli"yle, Mehmed Akifin "Asım"ını,
"Taha"da cem eden Karakoç; ''Büyük Doğu"nun güneşini "Gün Doğmadan"da sırri bir
atmosfere inkılap ettirerek "Diriliş"in "alp-eren"lerini müjdeler. "O, diriliş nesline destan yazan
bir söz üstadı değildir, bizzat kendi yaşantısıyla da hareketini ortaya koyan bir aksiyonerdir.
Eskimez hakikatleri özü mahfuz tutularak yeniden asnn idrakine sunma gayretini ortaya
koymak diriliş erinin omuzlarının yüküdür. O, bu mukaddes yükün gönüllü hamalıdır. Diriliş bir
düşüşten çıkış ve kurtuluştur; acı deneylerden sonra varoluşun gerçek anlam ve amacına
dönüştür. Diriliş, sadece btr ·duygu, düşünce, ya da ·•eylem tazeleme ' davası değildir. Lafzın
ötesine ve arka planına inerek, oradan ruhu, gönlü ve bütün davranışları, hakikatin yüksek
firınznda yeniden öz benliklerine kavuşturma çilesidir. "9 Karakoç "Diriliş" neslinin yetişmesi
için zaman ve zemini iyi değerlendirmesini bilmiş bu uğurda fikri ıstıraplara katlanarak gelecek
kuşaklara örnek olmuş bir şair ve düşünürdür. "Sanatçı her şartta ve imkanda çilenin adamıdır"
7-HalefNas; "Şiir Sanatında Soyutlama ve Einfühlung- Sezai Karakoç Örneği", Yeni Türk Edebiyatı Dergisi, Nisan 1015, Sayı:l 1, s.102. 8-Hasan Aktaş; "Sezai Karakoç'un Şiirinde Hızır ve İlyas Motifi'', Yedi İklim Dergisi, Sayı:l26, Eylül 2000, s.69. 9-Cihan Akdemir; "Nurettin Topçu, Necip Fazıl Kısakürek, Sezai Karakoç'ta İdeal Gençlik Tasavvuru", Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayımlanmamış YükSel Lisans Tezi, Ekim 2010, s.89,90.
diyen Karakoç; "Çilesini çekmeyen ve doldurmayan deha, deha değildir" 10 ifadesiyle de
tasarladığı diriliş sitesinin kurucularının nasıl alınası gerektiğini belirtmiştir.
Anlamsal alt yapısı oldukça zengin olan "Sezai Karakoç Şiiri" imge, imaj, söz sanatları
ve bağdaştırmalarla aynı zamanda estetik bir süblimasyona ulaşmış lirik ve neoepik yönü
kuvvetli olan bir kültür şiiridir. Karakoç 'un şiirinde karşımıza çıkan düşünce atraksiyonları,
estetik nosyoııla birbirini tamamlayarak ilerler. Düşünce yazılarındaki kısa ve vurucu ifadeler,
şiirde kapalı ama yoğun fikir kalıplarıyla inşa edilir. Onun, "İşaretler, mecazlar, imajlar ve
·semboller çerçevesinde ilerleyen düşüncesi geleceğe yönelmede yeni bir dinamizm kaynağına"
dönüşmüş olur.11 Karakoç, aıılamsal kurgu ile estetik ve duyuşsal birlikteliği sentezleyerek,
kendi şiir "dil"inde istediği kıvamı yakalamış, "kelimeleri şahsi ve soyut bir düzlemde
kullanarak, bir üst dil oluştwmuş "12 bir şairdir. Onun sözdiziminde "aıılam" varlığın içinden
yontularak mısralara aktarılır. "Gadamer, 'Anlama; anlaşılan şeyin varlığına aittir' diyerek
anlamın tecrübe edilmesi üzerinde duntr. Gadamer'e göre, metnin anlamı, herhangi tarihsel
bireyin bilincini aşan hakikat iddiasında bulunduğu için kenc/isini tecrübe eden şahsı değiştiren
bir tecrübe haline gelir. Buna göre metin kendisinden başka bir noktaya işaret ettiğinde ve
yazann hakkında konuştıiğıı şeyi gönnemizi sağladığında bir varlık kazanır. Şiir de her daim
bizi kendisinden başka bir noktaya çağınr, o noktanın tecrübe edilmesine davet eder. Anlama
dediğimiz hadise, anlaşılan şeyin varlığına ait ise şiirin anlaşılması da onun varlık ve varoluş
tarzının anlaşılmasıdır. "13
Diriliş Evreni
"Diriliş" İslfun'ın zengin ve evrensel aıılam yelpazesi içinde neşvü nema bulmuş bir
sistemin adıdır. İslfun'ın cihanşümul rahmet pınarlarının kfünatın her tarafına ulaşması, ilahl
mesaja susamış gönüllerin onun izni ilahi ile tekrar dirilmesi "Diriliş" medeniyetinin esasını
oluşturur. Karakoç "Diriliş düşüncesinin" panoramik. fikri alt yapısını, "Bir Milletin
Ba'sübadelmevti" isimli yazısıyla ortaya koyar. Ona göre diriliş proğramını; "Allah'a bağlanan
özgür bireyin, yine onun rızası adına "iyiliği· emretmek, kötülükten menetmek" ve yalnız
Allah'a hesap verme düşüncesiyle hareket eden; "Hakikat aşkına" bağlı, haşre inanmış, zulme
nza göstermeyen; "maddeye değil ruh üstünlüğü"ne inanmış sabırlı ve alçak gönüllü diriliş
erleri gerçekleşfuir. "Diriliş Düşünce Sistemi 'nin merkezi kavramı 'Diriliş', ekseni
'Medeniyettir. ' Bir anlamda, pergelin ucunu 'diriliş' merkezine yerleştirerek, o merkezden
10:. Sezai Karakoç; Edebiyat Yazılan-II Dişimizin Zan, Diriliş Yayınlan, 3.baskı, İstanbul 2007, s.8
11-Sezai Karakoç; Yitik Cennet, Diriliş Yayınlan, 12.baskı, İstanbul 2011, s.142,143. 12-Mulısin Macit; "Modem Mistik Şiirin Ufukları: Sezai Karakoç'un Şiirleri", Yedi İklim Dergisi, Sayı:126, Eylül 2000, s.20. 13 -Mehmet Ulukütük; "Şiirin Bir Ruhu Var mı? Şiirsel Dilin Hermeneutik Ufku Üzerine", Karabatak, Kasını-Aralık 2014, Sayı:l 7, s.69.
-El
geçen ekSen etrafinda(medeniyet) pergeli döndürerek sistemi oluşturmuştur. "14 "Diriliş nesli,
İslam'ın evrensel bakışına göre hareket eder. Karakoç'a göre Diriliş nesli Kur'an'ı asrın
idrakine söylemesini bilen ve bu şuurla kendini sürekli değiştirip, yenilemesini bilen, her gün
hayatını;ı ve hayat yeni bir şeyler ikame etmenin peşinde olan kişilerdir. Kur'an-ı Kerim'i
hayatının ani1 merkezine yerleştiren diriliş eri, Kur' an 'ı; "Mutlak hakikatin ebedileşmiş abidesi
olarak, ideal mümini ve ideal İslam cemiyetini, milletini, yani deği.şmeyen üstün insanlık
düzenini, mutlak hümanizmayı getiren mutlak kitap "15 olarak görür ve onun üstün nizamıyla
yaşar.
Fikri alt yapısı, hem "Doğu" hem "Batı" kültürüyle harmanlanmış olan şaınn
argümanları, kendinden önceki düşünce mirasının yeniden, ama özgün bir yorumlanışıdır. "O,
İslam medeniyetine ne kadar vakıfsa, Hristiyan medeniyetine de o ölçüde vakıftır. Bu
vasıflarından dolayı da onun şiiri, tüm insanlığı içine alarak evrensel nitelik ve nicelikle
donanmıştır. Onun şiiri tüm çağların insanına ilahi olanı, evrensel olanı muştular hep. "16
Düşünce mirası itibariyle oldukça zengin bir kültür yelpazesine sahip olan Karakoç, "Diriliş"
sistematiğini, Kur'an merkezli Tanrı anlayışıyla, bütün bir insanlığa teşmil eder. "Diriliş'in
evreni yalnızca ülke-toplum ölçekli ve İslam medeniyeti coğrajj;asıyla sınırlı olmadığı gibi
bütün insanlık medeniyetini de içine alan bir açılımı içerir. "17 Karakoç, insanlığın içine düştüğü
çağ yangınından ya da Tanpınar'ın deyişiyle "medeniyet krizinden" kurtajabilmesinin yegane
çaresini "diriliş mimarlarını:iı" gerçekleştireceği, diriliş eksenli bir "medeniyet anlayışı"nda
görili. "Diriliş öğretisi dayandığı temel değerler bakımından bir insanlık idealidir. İnsanın
çalışmayla, çabayla, erdemle, sabırla ulaşacağı, varlığını bir değere, anlama dönüştüreceği. bir
~nsanlık idealidir. Bu yüzden evrensel bir düşüncedir. Diriliş öğretisi yeni bir zamanı, sanatla,
düşünceyle, metafizikle, estetikle, erdemle, siyasetle ve bilimle oluştunna idealidir, bu idealin
çağrısıdır. "18
Sezai Karakoç, "Diriliş Muştusu"nda "diriliş" mimarını bir er/en olarak ele alır. "Erenlerden bir
işaret olan er. Diriliş eri. Doğzmun ve batının özlemini çektiği. haberci. Yalarda gözlenen,
tozların gerisinde--hayal edilen yolcu. "19 Diriliş Neslinin Amentüsü'nde en önemli temel saik
diriliş kahramanlarını yetiştirecek olan ailenin cihanşümul İslfuni değerler silsilesiyle hem dem
14-Durmuş Günay; "Diriliş Düşünce Sistemi, Kahramanmaraş'ta Sezai Karakoç'la Kırk Saat, Sempozyum Sunumları, Kahramanmaraş Belediyesi Kültür Yayınlan, Kahramanmaraş 2006, s.131. 15-Sezai KarakoÇ; İslam, Diriliş Yayınlan, 10. Baskı, İstanbul 2011, s.38. 16
- Arif Ay, Fuzfili'nin Yalnızlık Arkadaşı Sezai Karakoç, Edebiyat Ortamı Yayınlan, Ankara 2016, s.33,34. 17-Mustafa Ruhi Şirin; "Medeniyet Soluğu Sezai Karakoç", Sezai Karakoç, editörler:Mehmet Çelik, Y akup Çelik, T.C. Kültürve Turizm Bakanlığı Yayınlan, Ankara 2010, s.120. .. 18 -Mu.stafa Kirenci; "Akıp Giden Zamandan Kalanlar'', Sezai°Karakoç, editörler:Mehmet Çelik, Y akup Çelik, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınlan, Ankara 2010, s.13. 19
- Sezai Karakoç; Diriliş Muştusu, Diriliş Yayınlan, 5.baskı, İstanbul 2008, s.12.
olmasıdır. "Kendisinin de bir diriliş eri" olduğunu söyleyen Karakoç, bu değerlerin varlığını
şöyle dile getirir: "Benim inandığım ve bağlandığım dava, ilk insan ve ilk yol göstericinin,
dünyayı dolduran inkara karşı özgür inanç gemisinin kaptanı olan Hazreti Nuh 'un Ebedf
Kurtuluş Sancağını uygarlıklar başkentine diken, Ateş imtihanından geçmiş ve Kurban şifasıyla
azapların zehrini eritmiş Hazreti İbrahim 'in, toplumu yönetecek altın kuralları. sütunlar gibi
ufkumuzda yükselten ve onları kıyamete kadar tarihin levhası olarak belirleyen Hazreti
Musa 'nın, ölüleri dirilten, ölü gönülleri diriltici soluğun sahibi Hazreti İsa 'nzn ve nihayet en
b.üyük insan, en büyük yol gösterici, bütün insanlığa ışık tutucu, fiziği ve fizikötesini aydınlatıcı
son Peygamber Hazreti Muhammed'in davasıdır. "20
Diriliş erleri çocukluktan gençliğe, gençlikten diriliş süvarısı olacağı an'a kadar,
annenin ışık huzmeleri altında dirilişin sancılı bütün ıstıraplarıyla yoğrulacaktır. Diriliş nesli
"kutlu ailelerin" sinelerinde bir çiçek gibi açarak, usaresini evrenin en uç noktalarına kadar
ulaştıracaktır. Karakoç, aileyi ''Diriliş Sitesi" içeresinde konumlandırarak, onu diriliş
medeniyetinin bir prototipi olarak inşa eder. Her ne kadar bu medeniyet anlayışı bir
"idealizasyonu andırsa da ... Güncellenip hayata dönüştürülebilecek bir öze sahiptir. "21 Bu
"idealizasyon", tarihte özellikle de "Asr-ı Saadet"teki yaşanmışlığıyla örnek alınacak "bir rol
model olarak" karşımızda durmaktadır. "İslam 'zn yeniden doğuş sitesi olan Diri}iş Sitesinin en
güçlü yanı toplum yanı olacaktır. Toplum örgütü, tıpkı taş duvarın birbirine geçmiş kenetlenmiş
taşları gibi olacaktır Sitenin. Tabii, aile, bir tarihilik ve şuurluluk platfonnuna oturtulacaktır.
Toplumun ve sitenin kalbi atacaktı, site hücresi veya molekülü durumunda olan ailede. Ailenin
mahrem cephesi şiddetle korunacak, fakat onun toplumdaki konumu her yönden gözlenecek,
denetlenecektir. Bu gözlemleme ve denetleme devletten önce ve daha çok toplumun iç
örgütlerince yapılacaktır. Devletin müdahaleden çok hizmet sunması söz konusu olacaktır
aileye. Onun iç özgürlüğünü sarsmadan ve zedelemeden onu topluma bütünleyici ekonomik,
kültürel ve sosyal katkılarını sunacaktır devlet ve toplum örgütleri. Yani aile mini-site olacaktır.
Öyle ki, bütün site mahvolsa, yalnız bir aile kalsa, adeta ondan, yani bir minyatür siteden yeni
baştan site ve toplum türeyebilsin. Siteyi eşya ve tarih önünde somutlaştıran ülkü, ailenin açık
seçik izlediği ülkü olmalıdır. "22
' · Kayıp Cennet: Anne ve Çocuk
~akaç, çocuğu merkeze alarak toplumu diriltmenin ailevi temellerini şiirlerinin '
çoğunda ~gulamıştır. Aile birlikteliği Karakoç için çok önemlidir. Çocukluğunda geçirdiği
20- Sezai Karakoç; Diriliş Neslinin Amentüsü, Diriliş Yayınlan, 18.baskı, İstanbul 2013, s.10.
21-Ali Celep; Sezai Karakoç'un Medeniyet Görüşü Üzerine-!, Bir Okuma Ve Anlama Projesi, Medeniyet Tasavvuru Dergisi, Sayı: 1, Ekim 2014, s.96. · 22 -Sezai Karakoç; Diriliş Neslinin Amentüsü, Diriliş Yayınlan, 18.baskı, İstanbul 2013, s.42,43.
-
mutlu aile tabloları, onun şiir mecrasında olumlu tesirler yaratmıştır. "Mutlu çağ" ve "kayıp
cennet" çocukluğundan şiirlere yansımış olan, bu tabloların birer kavramlaşmış halidir.
Hatıralarında, baba23 ve annesinin kendi üzerinde çok derin izler bıraktığını söyleyen Karakoç;
"Diriliş Düşüncesi" umdelerinde ve şiirdeki belli başlı temaların oluşmasında, bu izlerin tesiri
olduğunu belirtir. Karakoç bu hatıralarında babasının Gazavatnfuneler'den, Siyer-i Nebi'lerden
ve İlmihal kitaplarından sesli bir şekilde fasıllar okuduğunu belirtir. Osmanlıca, Arapça ve
Farsçayı da küçük yaşlarda öğrenen Karakoç, ortaokul sıralarında Sebil'ür Reşad'ı takip eder.
Mehmed Akifin "Safahat"ını ve Arif Nihat Asya'nın "Kanatlar ve Gölgeler" isimli şiir
kitaplarını okur. Namık Kemal, Ziya Paşa ve Ziya Gökalp'in eserlerini tetkik ederek okur.
1940'tan itibaren "Hakka Doğru", "Tanrı Kulu", "İslfuniyet", "Orhondan Sesler"~ "Altınışık",
"Kızılelına", " Büyük Doğu" dergilerini takip eder. "Büyük Doğu" onun Diriliş düşüncesini
geliştirecek bir okul olarak tamamen hayatına girer.
Annesi, Emine Hanım'ın 1957 yılında İstanbul 'da 52 yaşında öldüğünde onun destansı
hüznünü ise "Yoktur Gölgesi Türkiye" de şiiriyle anıtlaştırmıştır.
"Sabahları gün doğmadan uyanır
Dilini yutacak olur içi kanlanır
Gün boyu çalışır aydınlanır
Kederini anlarsanız size ne mutlu
Acır fakir çalışan kadınlara
Titrer bir gönül kıracak diye hanım dizi
İncedir billurdandır yoktur gölgesi Türkiye' de
23-Karakoç ''H~tıralar"ında anne ve babasından övgü ve hüzünle bahseder: "Babam beş vakit namazını kılar, orucunu · tutar, her ramazan bir.hatim indirir dindar bir kişi idi. Şiir yazmıızdı. Ama şiiri severdi. Aklında bir takım şiirler,
beyitler vardı. Yeri gelince söylerdi. Batıl itikadı yoktu. Eski deyişle, ne dinde, ne hayatta tasannu ve tekellüfü yoktu. Sadeliği severdi, kendine göre estetik zevki vardı. Çalışkanlığı, disiplini sever, hiç durmadan çalışmamamızı isterdi .. . Sohbeti tabii ve samimi olduğundan, tesirliydi. Mübalağası yoktu, tecrübesi hissedilirdir konuşmalarından"(Hatıralar, Diriliş, S.18, 21 Kasım 1988) Karakoç'un babası Yasin Efendi seferberlik ilanıyla askere gitmiş, 55 ay fiili olarak vatan hizmeti yapmış, bu esnada Kafkas cephesinde savaştayken Ruslara esir düşmüştür: Yaklaşık iki yıllık esareti sırasında Rusçayı öğrenmiştir. Babasının esareti, daha sonra, Sezai Karakoç üzerinde hayli tesir bırakacaktır.
Osmanlı'nın Bazı şiirlerinde bu olayın izlerini görmek mümkündür. "Çocuk birliktedir/Savaştan dönmeyen babasıyla"(Gül Muştusu, Şiirler il, s.74.) Annesi Emine Hanıma karşı derin bir sevgisi olan Karakoç hatıralarında annesini şöyle tavsif eder: "Annem, hiç kimseyi kırmayan, kimseye kötü söz söylemeyen, kimsenin aleyhinde konuşmayan, asla dedikodu yapmayan son derse zeki olduğu halde bu tarafını hiç belli etmeyen, duyarlıklı, saf bir din heyecanını sürekli içinde yaşayan, duygularını hiç dışarı, vurmayan, sonsuz hoşgörülü, bir şey yeyip yemediği belli Ôlmayan... On yıl kadar da yılancık denilen hastalıktan yatmış, artık ümit kesilmişken mucize kabiliıiden iyileşerek hayata dönmüş, zayıf, ince, ruhu mevlütteki, Yunus Emre'nin ilahilerindeki saflıkla dolu, kalabalık ailenin işlerini o zayıf vücutla karşılamak için çırpınan bir kadındı."(Hatıralar, Diriliş, Sayı: l3, 17 Ekim 1988) Aktaran: Turan Karataş; Doğunun Yedinci Oğlu Sezai Karakoç, Kakııüs Yayınlan, İstanbul 1988, s.25,26.
Bir meçhul Meryem mermerden değil ama kutlu
Gözlerine baksanız erirsiniz kar gibi
Elinizi sallasanız rüzganndan sallanır
Bir geyik olur sizi arar melfil ve bakır
Görür gibi uyur konuşur gibi susar güler ağlar gibi"(l957, Ağustos)24
K.arakoç, "Taha'mn K.itabı"nda "Evin Ölümü"yle annenin ölümü arasında ortak bir
hüzün bağı kurarak çocuğım bilinçaltındaki anne özlemini dile getirmiştir.
"Ve anne düştü ilkin
Anne indi demire
Bir ağıt var çamaşır ipinde bile
Artık kurşundan gölgeler baba ve kardeşler
Durup suçluyorlar birbirlerini
İlerlerken lanetliyor her biri kendisini
Öldü anne ve mutfaklar kilitlendi
Kilerler boşaltıldı farelerce
Anne gitti ve evler döndü yazlık otellere
Anne gitti ve sular buruştu testilerde
Artık çamaşırlar yıkansa da hep kirlidir
Herkes salonda toplansa da kimse evde değildir
Bir vakitler anne açarken kapıyı
Şimdi kimse yok kapayacak kapıyı"
"Onun çocuğa ve çocukluğa bu kadar ısrarla eği.lmesini, çocuğun bir bakıma geleceğin
sembolü olması 1
ve 'masumluk" örneği olarak meleklerle eş tutulması gösterilebilir. Toplu
şiirlerden oluşan Gün Doğmadan 'ın 'Kölfez' bölümüne alınan ve 1960 tarihini taşıyan
'Çocukluğumuz' şiirinde, çocukluk çağlannda Anadolu'daki bütün Müslüman ailelerin küçük
24-Sezai Karakoç; Gün Doğmadan, Diriliş Yayınlan, 7.basla, İstanbul 2009, s.83. Tebliğ metninde kullanılan şiirler kitabın bu baslasından alınmıştır, bundan sonraki alınhlar için ayn bir dipnot verilmeyecektir.
•
yaştaki çocuklarına öğrettiği Allah korkusu, Peygamber sevgisi, Hz. Ali kahramanlığı çocukça
bir duyarlıkla dile getirilir. 1125
"Annemin bana ilk öğrettiği kelime
Allah, şahdamarımdan yakın bana benim içimde
Annem bana gülü şöyle öğretti,
Gül, O'nun, O sonsuz iyilik güneşinin teriydi,
Annem gizli gizli ağlardı dilinde Yunus
Ağaçlar ağlardı, gök koyulaşırdı, güneş ve ay mahpus
Babamın uzun kış geceleri hazırladığı cenklerde
Binmiş gelirdi Ali bir kır ata
Fetihlerde bayram yapardık
İslam bir sevinçti, kaplardı içimizi
Peygamber' in günümüzde küçük sahabeleri biz çocuklardık
·Bedir'i, Hayber'i, Mekke'yi özlerdik, sabaha kadar uyamazdık
Mekke'nin derin kuyulardan iniltisi gelirdi."
Çocuk, aile kurumu içinde şekillenir. Aile ne kadar sağlam olursa çocuklarda o derece .
sağlam karakterli olur. "Aile hem birey hem de toplum bakımından vazgeçilmez öneme sahip
temel etkileşim ağı ve bir sosyal kııntmdur. 1126 Çocuklar ilk dini telkinleri de annesinden ya da
babasından alır. Çocuğun ruhsal gelişiminden sosyalleşmesine, ahlaki olgunluktan yetişkin bir
birey olmasina kadar pek çok husus, aile kurumuyla bağlantılı temel esaslardır. "Le Play,
sağlam aile yapısına sahip olan topluluklann, oturaklı cemiyetler olduğunu söyler. Böyle
25 -Abdullah Uçman; "Yeni Türk Şiirinde Bir Zirve:Sezai Karakoç'', Medeniyetin Burçları Sezai Karakoç Kitabı, editör: Ali Dursun, Medeniyet Burçları Yayınları, Kayseri 2015, s.91,92. · 26-F. Beylül Dikeçligil; "Aileye Dair Kabullerin Ezber Bozumu", Muhafazakar Düşünce Dergisi, Sayı: 31, OcakŞubat-Mart 2012, s.45 .
cemiyetleri yıkmak kolay değildir. Çünkü temel sağlamdır. Aile, firtınalı sosyal ve kültürel
değişmelere karşı dayanıklı olduğu takdirde, cemiyet büyük sarsıntılara uğramaz. "27 Bir
yönüyle aile içtimai yapılanmanın küçük bir göstergesidir. Bu gösterge bize aynı zamanda
toplumun genel kültür ve ahlak düzeyi hakkında da bir bilgi verir. "Toplumsallaşmanın aynı
zamanda değer ve inanç aktarımı olması çocuklarda süregiden toplumsal düzenin bilinçte ve
yaşayışta inşa edildiğini" belirten, Mahmut H. Akalın; "Pek çok sosyal bilimcinin aileyi mikro
bir toplum olarak kabul "28ettiğini ifade eder.
Aile toplumun genetiğidir. Anne, baba, çocuk aile alınanın organik bütünlüğünü, ev
içinde maksimum düzeyde yaşayan fertlerdir. "Fertlerin psiko-sosyal_yaşamını etkileyen ilk
sosyal çevre aile birliğidir. İnanç, öif, Adet, gelenek, ahlak gibi toplumun kültürel değerlerinin
muhafazası ve !atşaktan laışağa aktarılması ile çocuğun sosyo-kültürel kişiliğinin gelişiminde en
büyük rolü aile !atrumu oynamaktadır. İlk sosyalleşme süreci ailede geçiren çocuklar, oradan
edindikleri izlenim, tutum ve davranışlarını topluma yansıtırlar. "29 Ev içindeki sıcak aile
ilişkileri çocukları daima mutlu kılar ve onların geleceğe güvenle bakmasını sağlar. Annenin
çocuğuna olan muhabbeti, karşılık ·beklemeyen fıtri bir muhabbettir. Bu muhabbetin asıl
kaynağı da, ayet-i kerimde belirtildiği üzere; "Annesi onu, zahmetle taşıdı ve zahmetle
doğurdu."(Ahkılf 46115) İlahi beyanının muhatabı oluşudur. Dolayısıyla annenin verici olan
sevgisi daima karşılıksızdır. Bu manada çocuğunun biricik destekçisi annedir. Annenin yerini,
baba da dahil olınak üzere, kan bağı olan diğer hısım, akraba tam manasıyla dolduramaz. El
Cfuni 'u' s-Sağir' de geçen bir hadisi şerifte Allah Resfilu çocuk üzerinde "anne hakkının babaya
nazaran üç misli fazla" olduğu belirtilmiştir. Bunu teyit sadedinde de "Cennet annelerin ayağı
altındadır" buyurmuştur. "Çocuklar, Allah 'ın ebeveyne lütfettiği en güzel ve en kıymetli
hediyedir ve aynı zamanda birer mukaddes emanettir. Onların büyütülmesi yetiştirilmesi,
onlara sağlam ve düzgiin kişilik kazandırılması sorumluluğu ebeveyne verilmiştir. Her insanın
nasıl bir kişilik sahibi olacağı öncelikle anne ve babas~nın ona gösterdiği ilgi ve ihtimama
bağlıdır. Hiç kimse kendisinin girişken mi yoksa çekingen mi, uyumlu mu yoksa geçimsiz mi,
cömert mi yoksa cimri mi, cesur mu yoksa korkak mı olacağına kendi karar vermiyor. Bunu
bilinçli veya bilinçsiz olarak ana-babası tayin ediyor. "30 Dolayısıyla aile fertleri arasındaki
güçlü bağlar' -ve: diyalog sayesinde, çocuklar hem kendileriyle barışık olurlar, hem de
çevreleriyle sağlıklı bir iletişime geçerler. "Aile yeni nesillerin sosyalleştirilmesini üstlenen en
27- Mehmet Eröz; Türk Ailesi, MEB Yayınları, İstanbul 2000,s.46.
28~Mahmut H. Akalın; "Türkiye' de Muhafazakarlığın Direnme Odağı Olarak Aile", Muhafazakar Düşünce, Sayı:31, Ocak-Şubat-Mart 2012, s.4,6. 29-Abdurrahman Kurt; "Dünden Bugüne Türk Ailesi", Dünden Bugüne Türkiye'nin Toplumsal Yapısı, editör:Mehmet Zencirkıran, 2.baskı, Dora Yayınları, Bursa 201 l,s.399. 30-Suat Cebeci; Öğrenme ve Öğretme Süreçlerinde Dini İletişim, İz Yayıncılık, İstanbul 2003, s.95,96.
-
önemli gntptur. İnsanın gelişme çağına direk etki ettiği için sosyalizasyon sürecinde son söz
sahibidir. Normlara riayet ailede öğrenildiği gibi vicdanın teşekkülü de aile içindeki
sosyalleşme sürecinde vuku bulur. "31 İlerde yetişkin bir birey olacak çocuk, aile ortamından
alacağı eğitim ile şekillenip şahsiyetini bulur. Bu manada, ahlaki davranışların temelleri de
ailede atılmaktadır. 7 ile 13-14 yaşlar arası, çocukların motor öğrenme dönemidir. Bu dönemde
çocuk, etrafında gördüğü müspet ya da menfi her şeyi öğrenmeye çalışır. Onun İçin Kainatın
Efendisi Hz. Muhammed çocuklarınıza 1 O yaşına gelince namazı mecbur koşun demiştir.
"Yetişkin bir insanın iyi veya kötü oluşunun kökleri çocukluğa dayanır ve yetişkininsan, geniş
ölçüde, çocukken aldığı eğitimin meydana getirdiği bir eserdir. "32 Köklü aile temelleri olan
. toplumlarda bireysel iletişimler da daha sağlıklı yürür. Böyle .. toplumlarda toplumsal
handikapların olma ihtimali çok azdır. Aile fertleri arasındaki kuvvetli bağlar toplumsal güvenin
de esasım oluşturur. "Dolayısıyla aile toplumun bütününe şamil olan özelliklerin, kendisinde
yansıdığı bir prizmadır. Bir vücut ile hücrenin ilişkisi nasıl ise, bir toplum ile ailenin ilişkisi de
aynen öyledir. "33
Ahlaklı gençliğin yetişmesinde anne ve babanın temsiliyeti daima ön planda gelir.
Kur'an-ı Kerim' de Cenab-ı Mevla şöyle buyurur: "Ey iman edenler! Yapmayacağınız şeyi niçin
söylüyorsunuz? Yapmayacağınız şeyi söylemeniz, Allah yanında çok nefreti gerektirir. "(Saff;2-
3) Allah'ın insanları uyaran ikazı; söylemlerimizin, karşı tarafta makes bulması için yapılmış
ilahi bir uyandır. Ahlak kurallarında "söz" ve "eylem" birlikteliğinin uyarıcı tarafından
içselleştirilmiş olması, istendik davranışların ortaya çıkmasında etkilidir. Zaten "Sıratı
Müstakim" üzerine· yaratılmış olan mümin kulun da bu yol üzerinde kaim olması gerekir. İlahi
. ikazın, -mürebbi konumunda olsun ya da olmasın- bütün insanlara pedagojik bir kıstas getirdiği
de ortadadır. Çocuklar nasihatten ziyade bizim davranışlarımıza bakarak şekillenirler. "Güzel
örnek, uygun misal olmak, çocuğım eğriliklerini doğrultup onu ıslah etmede ana sütiindur.
Sadece bu da değil, saygınlıklara, faziletlere, göz ve gönül dolduran toplumsal adaba insanı ·
yücelten temeldir "34
Taha'nın Evrensel Eylemi:Gerçek ve Fizikötesi
Sezai Karakoç; Taha'nm kişiliğiyle özdeşleştirdiği "çocuk"ta, "basübadelmevt"in
stratejik eylem planını üzerinde taşıyan ve onu her zorlu şartta geleceğe taşıyacak bir diriliş eri
31-Zeki Arslantürk-M.Tayfun Amman, Sosyoloji, Kaknüs Yayınlan, İstanbul 2000, s.313. 32-Ashley Montagu; Çocuklarınıza Ahliiki Değerleri Nasıl Kazandırabilirsiniz?, çeviren:Remzi Öncül, ıvıEB Yayınlan, İstanbul 2000, s.5. 33
- Necmettin Turinay; Değişen Toplum ve Aile, Akçağ Yayınlan, An.kara 1996, s.1<?9. 34-Abdullah Nasıh Ulvan; İslam'da Aile Eğitimi, çeviren: CC!al Yıldırım, Uysal Kitabevi, 3.baskı, Konya 1981"; cilt:2, s.103.
olarak tasavvur eder. İslfun itikadının "Amentü"süne dercedilmiş olan bu eylem, hem fizik, hem
metafizik bağlamda insanlığa tekrar "Asr-ı Saadet"in kapılarını açacak bir hikmetler yumağıni
barındırmaktadır. "Bu amentü, İslam 'ı çağa göre yeniden, hususi bir bakış açısıyla, hususi bir
açıdan sağlam bir dikkatle yorumlama sonucunda ortaya çıkan yeni bir beyannamedir. "35 Sezai
Karakoç, insaı;ılığı kıyama kaldıracak diriliş mimarlarını ise "Taha"da simgeleştirir. "Yüzünü
geçmiş zamana dönen ve asıl öz 'ü arama gayretinde olan Taha, Peygamberler çağını da rol
model olarak hatırlatır. .Taha, karşıt değerler karşılaşması neticesinde kutsadığı geçmişle
buluşma ve geçmişi yeniden diriltme çabasındadır. Bu çabanın en belirgin özelliği ise
çocukluğıma dönmesidir. Her yanı kıtlak olup bir muştu arayan '['aha, bütün hastalan
tyileştirenin, bir kurban gibi putları sebil edenin ise seher avı olduğu düşüncesindedir. Cismani
ile kutsalın savaşında, yerel geleneklerin yıpratılmaya çalışıldığı bir zamanda Taha, diriliş eri
olarak geçmişin izini yaşadığı çağın karanlık/an arasında sürer. "36 Hz. İsa'mn nefesi ve Hz.
Musa'nın asasıyla, Hz. Yusufun iffeti ve Hz. Eyüb'ün sabrıyla ve de en önemlisi Hz.
Muhammed'in şefkatiyle donatır. Kaba gücün olmadığı bu idealizasyonda sabır, şefkat, iffet ve
merhamet kahramanlarının, ana rahmine bir diriliş tohumu olarak düştüğünü söyler. Bu diriliş
nüvesinin genç kahramanı ise asli fıtratıyla gündoğıımunu müjdeleyecek olan "çocuk"tur.
"Çocuk benim ülkemdir" diyen Karakoç, çocuğu "Diriliş" misyonunu gerçekleştirecek insan
nüvesinin bir prototipi olarak görür. "Umut ışığını getiren çocuk", aynı zamanda, "umut
ışıklarını taşıyan gönül eri"dir. "Kabuk bilgilerin sağnqğı altında ıslanmayan anlayış ve
kavrayış kişiliği"ne sahip olan çocuk; "Verilmeyen_i alabilen~ gizliyi, sır olanı kurcalayan,
tarihin şifrelerini çözen bir genç. Derleyişleri dağıtan, dağılmış/an derleyen bir genç
adam "dır.37
"Çocuk" bu bağlamda düşünülen büyük ülkenin, simgesel bir karşılığıdır. Onun,
"şiirinde, beş ayrı çocuğun izini sürmek mümkündür. Çeşitli imgelerin oluştunilmasında ve bu
imgelerin güçlendirilmesinde kullanılan çocuk, şairin · kendi çocukluğu, peygamberlerin
çocukları, kendisine şiir söylenen çocuk ve şiirin kendisine söyletildiği çocuk. " olarak karşımıza
çıkar. "Çocuk imgesi çoğımlukla kapsayıcı ve derinlikli anlamıyla aşk, safiyet, şefkat,
merhamet, masumiyet, iyilik, güzellik, sevgi, sadakat, sükUnet, · sulh ve selamet, iyilik ve
güzelliklerle dolu: geçmiş, özlenen gelecek, fitrat, doğruluk gibi temaların işlendiği dizelerde
beliriyor. "38 Çocuklar annelerinin gümrah memelerinden emdikçe, gelişecek, büyüyecek ve
dirilişin gül aydınlığım dünyanın sinesine salıverecektir. O büyümeye başladığı andan itibaren
35 -Hasan Akay; Tanzimat Sonrası Türk Edebiyatında Yeni Fikirler, Kitabevi Yayınlan, İstanbull998, s.207. 36-Beyhan Kanter; "Kutsalın Sembolik Yüzü/Medeniyetin 'Diri'len Aktörü:Taha", Medeniyetin Burçları Sezai Karakoç Kitabı, Medeniyetin Burçları Derneği Yayınları, Kayseri 2015, s.233,285. 37-Sezai Karakoç; Diriliş Muştusu, Diriliş Yayınlan, 5.baskı, İstanbul 2008, s.11. 38-Burhan Eren; "Gök Çiğinin Tüveyçler", Bir Uygarlık Tasanmı Olarak Diriliş Dergisi ve Sezai Karakoç, Hece Dergisi Sezai Karakoç Özel Sayısı, Sayı:73, eklerle 2.baskı, Aralık 2010, s.340.
her şey yavaş yavaş değişecek, yenilenecek ve bir yılan gibi gömlek değiştirecektir. Karakoç,
"Taha'mn Kitabı"nda bu değişimi şöyle dile getirir.
"Taha'daki değişme böyle oldu
Emdi emdi de Dicle'yi
Bir çocuk nasıl emerse annedeki memeyi
Bütün bunlar iyi dedi
Bir güz başlangıcı olsa da iyi"
Yitik Cennet'te Çocukları cennet ehli hale getirecek kadıı;ı.ların annelik vasıflarını
imajinatif bir görselliğe aktaran Karakoç, kadının ontolojik varlığını cirtaya koyar. "Cennette
tohumlar vardı, çocuklar vardı adeta. Şimdi tohumun gelişmesi, ağaç olması, çocuğun büyümesi
lazımdı Bütün bu kapıların açılışı kadının var oluşu ile başlar. Kadının var oluşu hele varlığını
duyuruşuyla "39 •
. Karakoç'a göre bu metamorfozu gerçekleştirecek tek kişi ancak "Anne"dir. Anne "çocu~"
erdemlerin sultam haline getirecek, bir diriliş mürebbiyesi ve bir sevgi halesidir. "Kadını
değerli kılan özelliklerin. başında, annelik vasfi gelir. Hz. Peygamber'in; 'Cennet annelerin
ayakları altındadır' hadisindeki 'cennet' ve 'anne' motifini, Gül lefuştusu 'nda; ', 'Ley/dk
kadından düşen şafak/Ve kadın, Anneden çocuğa akan/Bir şelale belki, dünya
kayalı/arından/Ta ... cennete dökülecek' şeklinde yeni bir tarzla yorumlayan Sezai Karakoç,
kadına yücelik kazandıran bir vasıf olarak gördüğü anneliği şiirlerinde çeşitli boyutlarıyla
işler. "40 Çocuklarını kanatlarının altına alan bir anne, anaç vasfıyla oııları her türlü tehlikeye
karşı korur. Anne olmanın getirdiği sorumluluk şulıruyla çocuklarını her türlü fiziksel ve ruhsal
tacizden koruyarak, onları geleceğe hazırlayarak birer diriliş eri haline getirir. "Sezai Karakoç, ·
özlenen geleceğin ideal annelerin yetiştireceği ideal çocuklarla gerçekleşeceğine inanır. ·
Özlenen gelecek şairin diriliş felsefesi çerçevesinde _geliştirdiği bir temadır. Anneler geleceğin
sahibi olan çocu.f!:lgnn yetiştirici/eridir. Karakoç 'un idea/ize ettiği özlenen geleceğin kurulması
için kendini pek çok alanda iyi yetiştirmiş mükemmel annelere ihtiyaç vardır. Mükemmel .
anneler mükemmel çocuklar yetiştirecek, böylece diriliş gerçekleşecektir. "41 Bu anneler
çocuklarına daha doğrusu "yeni nesillere, geçmişi çok iyi öğretecek, sevdirerek ve bütün insani
39-Sezai Karakoç; Yitik Cennet, Diriliş Yayınlan, İstanbul 1979, s.16. 40-Ali Osman Dönmez; "Ötesin{ Söylemeyeceğim Şiirinden Hareketle Sezai Karakoç'un Şiirinde Kadın", Dergfilı Dergisi, Sayı:l99, Eylül 2006, s.15. · 41
- İsa Işık; Sezai Karakoç'un Şiirlerinde Anne ve Çocuk Teması, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Fırat Ünv. Sosyal Bilimler Enst., Elazığ 2011,s.118.
ve İslfuıll değerleri canı gönülden benimsetecektir. Yakın geçmişin değerleriyle çağın şartlarını
da ihmal etmeden, onları birlikte devreye alarak "Altın Çağın" zafer seslerini kulaklara
duyuracaktir. Yeteneklerin yerinde değerlendirilip keşfedilmesinde annenin tavrı ve pedagojik
ünsiyeti çok önemlidir. Ancak böylelikle bir diriliş, ruhların ve zihinlerin mutlu ve gerçek
devrimi ufukta belirebilir.42 "Anneler ki içmiştir o bardaktan kireçsiz bengisuları/Çocuklara
miras bıraktıkları" mısraları anneyi önceleyen bir bakışın ifadesidir. "Köpük" şiirinde "anne ve
çocuk" arasındaki organik bağdan şöyle bahseder Karakoç; "Bir kadını al onu yont yont anne
olsun/Her kadın acıma anıtı bir anne olsun/Çocuklara açılan mavi kırmızı pencere anne"
Ebu Hüreyre'nin naklettiği bir hadiste ise Hz. Peygamber Efendimiz şöyle buyurmuştur. "Her
doğan fıtrat üzere doğar. Sonra anne, babası onu Yahudi yahut Hristiyan veya Mecusi yapar."
Bu hadisi şerifi kendine rehber kılan Karakoç, "Diriliş"te anneye büyük bir misyon yükler.
"Karakoç'a ve şiirine, 'kainatın en kutlu insanı Hz. Muhammed'in annesi Hz. Amine, Hz. İsa
gibi yüce bir insana gebe kalan Hz. Meryem, Hz. Musayı büyüten ve yetiştiren Hz. Asiye yüce
ve kutlu kadınlar ilham kaynağı olmuştur"43 "Çocuğa verilen değeri medeniyet kodumuz en
temel bir yaklaşımı" olarak Gören Şirin; "Çocuğun Allah 'ın bir emaneti ,,.ı4 olduğu şuuıiıyla
meseleyi detaylandırır. Ailede de en_ büyük mürebbi hiç kuşkusuz ki annedir. "Ana karnı
geleceğin belgesidlr." Diyen, Karakoç'a göre anne; çocuğunu "Kur'an" ve "Sünnet" ışığında
yetiştirerek diriliş sitesine hazırlayacaktır. Güngör'ün tespitiyle, "Çocuğzm toplum içindeki
hüviyeti ailesinden gelir. Bütün cemiyette karakter terbiyesinin temeli ailedir. "45 Ahlaki
değerlerle yetiştirilip ergenliğe ulaşan çocuk, gençliğin hevasatına kapılmadan; "diriliş"
misyonu omuzlarına alıp, ötelere taşımaya ad~y haline gelmiş olur. "Karakoç, dirilişi insanın
kendine dönüşü olarak tanımlarken statik inanç ve eylemlerin karşısında durarak ruhi
dinamizmini bulan insanı bir diriliş eri olarak vasiflandznr. "46
Diriliş Sitesinde çocukların eğitimine ayrı bir bahis açılır. "Çocuklar için, .yetişme
yaşına kadar, sadece bilgice yetiştirilme değil, ahlak ve iradece de güçlendirilme temel
alınacaktır. Cimrilik değil tutumluluk öğretilecektir onlara. Bu tutumlulukları, israftan onları
koruyacak, fakat cömert olmalarına engel olmayacaktır. Özveri tutkusu aşılanacaktır onlara.
Onlar hayırlı işlerde yarışanlar olacaklardır. Ama kalp yumuşaklığı, inkarcılar ve İslam ve
insanlık düşman(arıyla çarpışmalarında kaya gibi sert ve dayanıklı olmalarına engel
42-Sezai Karalq)ç; Fizikötesi Açısından Ufuklar Ve Daha Ötesi-III, Doğum Işığı, Diriliş Yayınları, 4.baskı, İstanbul 2CJ13, s.27. ' 43
- İsa Işık; Sezai Karakoç'un Şiirlerinde Anne ve Çocuk Teması, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Fırat Ünv. Sosyal Bilimler Enst., Elazığ 2011,s.93. . 44-Mustafa Ruhi Şirin; Çocuk Yüzlü Yazılar İz Yayıncılık, baskı tarihi yok, İstanbul, s.98. 45-Erol Güngör; Ahliilc Psikolojisi ve Sosyal Ahliilc, Ötüken Yayınları, İstanbul 1997, s.216,218. 46-Ebrıı Burcu Yılmaz; "Kendi İçine Doğru Değişmenin Çağrısı: Diriliş Neslinin Amentüsü", Edebiyat Ortamı, Sayı:51, Temmuz-Ağustos 2016,s.7,10.
-l
olmayacaktır. Sadece insanlara değil, hayvanlara karşı da acıyıcı ve koruyucu olacaklardır.
Ağaçlar ve bitkilere de. Bu tutumlarında da insani duygu ekonomik faktörden önce
gelecektir. "47 Mustafa Ruhi · Şirin'in tespitiyle Karakoç'ta çocuk; "Yeniden doğuş ve
başlangıçtır. Masumtyettil~ bahardır, gelecektir, geleceğe yöneliştir. Medeniyet gövdesi içinde
diriliş mührüdür. "48
Sezai Karakoç, "Diriliş"i dünya ve ahiret dengesi etrafında bütün bir insanlık için
kurgulamıştır. "İnsanlığın Alınyazısı Bir Çocuk" isimli yazısında Karakoç, insanlığı kurtaracak
çocuğun beklentisini şöyle dile getirir. "O çocuğu bekf;yoruz. Dünyayı değiştirecek,
yenileyecek, meşhur kelimemizle söyleyelim, diriltecek çocuğu. O çocuğu ki, g?rüntüye değil,
öze; dışa değil, içe baksın. O çocuğu ki, ön planı değil, arka planı görsün. O çocuğu ki, reklam
ve propaganda edilenleri değil, edilmeyenleri bilsin. "49 Sezai Karakoç şiirde kullandığı img~ ve
metaforlarla "yaratış"ın şiirini yazmış; yazılarında da diriliş düşüncesini plan ve programını
yapmıştır. "Diriliş Neslinin Amentüsü" adını verdiği bu programda "Taha'', dini inançlar ve
ahlfild erdemler bakımından Peygamberler çağının soluğunu taşıyan, bir diriliş neferidir.
"Düşünce hayatıyla inanç hayatı arasında kopmuş bağlan yenileme"50 cehdi bu diriliş neferinin
asli görevidir. Bu diriliş neferleri dindar oldukları kadar çağı da okumasını bilen insanlardır. 1
Söylem ve eylem birlikteliğindeki bu dindar gençler, "sentetik inanç ve ideolojilere" ·karşı,
dinin davacısı gençler olarak meydan yerine çıkarlar. Karakoç bu di!ıdar gençleri; "Taha"
simgesi etrafında şiir ve düşüncesinde dile getirir. "İnsanlzğzn giderek içine gömüldüğü
mutsuzluktan kurtulma çaresi, dinin gerçek ve saf halindeki özünde aranıp bulunabilecektir.
Toplumda gerçek idealizmin kaynağı, dindir. Ancak din, insanı bir inanç fedakarlık teknesinde
, yoğurma güç ve mucizesine sahiptir. Onun dışında denen bütün yollar iflas etmiştir "51
düşüncesine sahip olan Karakoç; bu düşüncenin fikri argümanlarını bir misyon halinde
"Taha"ya yükler. Taha, Tevfik Fikret'in materyalist ve ateist "HalUk"una karşı İslfuni değerlen
savunan ve onu yaşayan şahsiyetli bir gençliğin simgeleşmiş adıdır. "İnsan inançla dirilir. ·
Ebedi olan Allah 'a inanarak, yüzünü O 'na döndürerek dirilir. Diri 'nin vahyiyle kutlanmış
peygamber ruhlannın ışığından bir aydznlzk almakla dirilir. Diri Kur'an 'dan umut, ilahi sevinç,
ulu merhamet ve sonsuz hikmet dersi almakla dirilir. İnsan Müslüman olmakla dirilir. İslam ve
47 -Sezai Karakoç; Diriliş Neslinin Amentüsü, Diriliş Yayınlan, 18.baskı, İstanbul 2013, s.46. 48-Mustafa Ruhi Şirin; "Medeniyet Soluğu Sezai Karakoç", Sezai Karakoç, editörler:Mehmet Çelik, Yakup Çelik, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınlan, Ankara 2010, s.120. 49-Sezai Karakoç; Diriliş Muştusu, Diriliş Yayınlan, 5.baskı, İstanbul 2008, s.l 1. 50
-.Sezai Karakoç; Diriliş Neslinin Amentüsü, Diriliş Yayınlan, 18.baskı, İstanbul 2013, s.27. 51-Sezai Karakoç; Yapı Taşlan ve Kaderimizin Çağnsı-II, Diriliş Yayınlan, 3.baskı, İstanbul 2011, s.106.
Kur'an, insanlığın diriliş çerçevesidir. "52 Sezai Karakoç bu gençliğin ahlakını "Hz.
Peygambe;· ahlakıyla özdeşleştirerek, ruhun diriliş davasını "53 Kur'an ahlakına bağlamıştır.
Kur'an ve Sünnet çizgisindeki bu hayatı gençliğin önüne koyan şair, "pörsümez yeniye" selam
göndererek, onu şu veciz ifadelerle övmüştür. "Diriliş Gençliği,ne selam! Nefsine deği,l nıhuna
selam!.. Tohwrıu ağaç haline getiren, ağaca çiçek açtırtan, çiçeği, meyveye durdurana selam.
Terör, öç ve nefret için deği,l, aşk, sevgi, acıma ve özgeci için selam. 'Ölmeden önce ölenler'in,
'öldükten sonra gerçek dirilişle dirilecekler 'in selamı "54
Sezai Karakoç, İslam kültür ve medeniyetinin kavramlarını gelenek içerisinde tekellüm
etmesini bilen bir şair ve düşünce adamıdır. İslami terminolojiye ait kavramlar onun lisanında
metafizik bir duyuşla "söz"den "ses" evrilir. Bu evriliş fizik ve metafizik filerrrin kavramlar
dünyasındaki terkibi laymetler hazinesini ,organik bir çerçeveye oturtur. Bu manada mısra
güzelliğinden ziyade şiirinin organik bütünlüğüne önem veren Karakoç, "ses"in yanlasını
estetik geometride inşa etmeye çalışmıştır. Onun şiirinde soyut ifadeler uzay boşluğunda bu
geometrinin fraktalları haline dönüşmüştür. Sezai Karakoç "Büyük Doğu" kaynağından
beslenmiş; bu kaynağın fikri ve zihni donanımıyla yoğrulmuştur~ Necip Fazıl'ın "varlığı"
anlamada çektiği metafiiik sancıyı Sezai Karakoç; bütün bir insanlığın, özelde de İslam
dünyasının uyanıp 'dirilmesi adına çekmiştir
Diriliş düşüncesi etrafında "Anne ve çocuk perifesini geliştiren Sezai Karakoç şiirleri ve
düzyazılarında bağlı bulunduğu İslam Medeniyetinin · değerler silsilesini yaşanmışlık
bağlatnında dile getirmiştir. Yaşanmışlıkta kendi çocu..\luk çağının izleri olduğu kadar ailesinin,
özellikle de annesinin olumlu katkıları, yadsınamayacak kadar çok fazladır. Sezai Karakoç,
"anne ve çocuk" kavramlaştırmasını kendi yaşanmışlığından çekip alarak onu, idealleştirdiği
"öz-ülkenin" diriliş iınajizasyönuna taşımıştır. "Şiirlerinin çoğımu şairin hayatının
prizmasından geçerek mısralaşmış şiirlerdir. Bu şiirlerde geçmiş ve çocukluk, nesneleştirilen
bir varlık olmayıp bütünsel varoluşun uzak günlerde yaşayan parçalarıdır. Sezai Karakoç 1
çocukluğa buradan bakmaz; çocukluktaki hayatı kendi evreninin ve 'evrensel düzeydeki'
evrenimizin temel inşa taşları olarak görür. Yazar kendi hayatını bazen bir rüya gibi, bazen
yansımalar biçiminde, bazen maskelediği, bir karşı kişinin arkasına saklanarak; bazen doğrudan '
doğncya, bazen işaretler vasıtasıyla şiirinde üsluplaştırabilir. T.S.Eliot'a göre 'Sanatçının,
çağdaşlarına göre hem daha ilkel hem daha medeni olması 'nın anlamında şairin mantık öncesi
d~şünme ia~zna ve bilinç altına kapılarını açmasını buluruz Mantık öncesi düşünceyle birlikte
kolektif ve bireysel bilinç altındaki 'ilkel' insan şair vasıtasıyla medeni insanda yaşatılmaktadır.
52-Sezai Karakoç; Kıyamet Aşısı, Diriliş Yayınlan, 9.baskı, İstanbul 2009, s.105. 53-Sezai Karakoç; Gündönünıü, Diriliş Yayınlan, 10.baskı, İstanbul 2016, s.64. 54-Sezai Karakoç; Gündönünıü, Diriliş Yayınlan, 10.baskı, İstanbul 2016, s.73,74,75.
- ı
-
Şairin yapmaya çalıştığı şey bu ilkel ve çocuk insanı medeni ve olgun insana aşılayarak insani
bütünlüğü yakalamaktır. Şair bir yandan kişisel bilinç altına yönelerek kendi çocuk insanından,
bir yandan da insan ırkının arkaik dünyasına yönelerek bozulmmmş insandan bize aydınlık
haberler taşıyan bir yetenektir. Çocukluk ve gençlik Sezai Karakoç 'un sarıldığı bir deniz
hazinesidir. "55
"Ben yatağında bir kaptan
Gemisini terk etmeyen bir kaptan
Gibi eski günlerin hülyalarında
Bir deniz hazinesine sarılmış
Çocukluktan gençlikten yapılan"
Sonuç İtibariyle
Karakoç, çocukluğunda İslam'ın otantik havasını kendi aile ortamında görmüş, bazı
şeylere şahit olarak büyümüş bir şair ve çok yönlü bir düşünce adamıdır. O, annesi Emiııe
Hanım'ın uhrevi çekim alanı içinde "kadın", "anne" ve "çocuk" kavramlarım birer imajinatif '
karakterlere dönüştürerek şiir nescini, diriliş ekseni etrafında örgülemiştir. "Hepimizin çocuğu
geri dönecektir/Bir külün içinde yüzyıllarca duran/Biçimini yakalayıp ~eri dönecektir" diyen
Karakoç "Hızırla Kırk Saat"te çocukluğun belleğine yolculuk yapmıştır. Çocuk, kadın ve anne
Karakoç 'un diriliş düşüncesi etrafında yeni anlamlar yükleyerek oluşturduğu imajlardır. '.'Diriliş
Düşüncesi"nde bu imajlar Karakoç'un idealize ettiği medeniyet anlayışında, her biri bir
misyonun insanına dönüşmüştür. Çocuğu her türlü ahlak ve erdem sahibi yapacak kadınlar ise
"diriliş aksiyonu" içselleştirmiş İslam ve iman abideleri olan annelerdir. Bu kadınlar, "Diriliş
Neslinin Amentüsü"nü kendilerine rehber yapan; her biri bir özveri kahramanı olan~ anaç
kadınlardır. Bu kadınlar, kimi zainan Meryem'dir, Leyla'dır, kimi zaman da Asiye'dir
Amine' dir. Sezai Karakoç bu anneleri yer yer kendi. annesi bağlamında dolaşıma sokarak tarihi
şahsiyetlerdel]. d~ _şiirlerinde örnekler verir. Çocukluk, onun; özlemle ve hüzünle andığı, bir
anılar yumağı, bir anne ve bir babadır. "An o çocukluğu ki/karlı kurban bayramlarını/Kuru
üzüm iftarlarını/Bağa taşan ev seslerini/ An an ki/Kurtuluşunu şimdi bulursun belki/İçinden
güneşe varan ses babadır gündüzleri/Ayı kurcalayan ses anadır geceleri:"
55-Bedri Mermutlu; "Sezai Karakoç'u~ Şiirine Bir Yaklaşım Denemesi", Yedi İklim Dergisi, Sayı:l26, Eylül 2000, s.19.
KAYNAKÇA
AKALIN, Mahmut H. (2012), "Türkiye' de Muhafazakarlığın Direnme Odağı Olarak Aile", Muhafazakar
Düşünce Dergisi, S: 31 .
AKAY, Hasan (1998), Tanzimat Sonrası Türk Edebiyatmda Yeni Fikirler, İstanbul: Kitabevi Yayınlan.
AKDEMİR, Cihan (2010), "Nurettin Topçu, Necip Fazıl Kısakürek, Sezai Karakoç 'ta İdeal Gençlik
Tasavvıını", Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Sakarya:Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü.
AKTAŞ, Hasan (2000), "Sezai Karakoç'un Şiirinde Hızır ve İlyas Motifi", Yedi İklim Dergisi, S.126.
ARSLANTüRK, Zeki-AMMAN, M.Tayfun (2000), Sosyoloji, İstanbul: Kaknüs Yayınları.
AY, Arif(2016), Fuzülf'nin YalmzlıkArkadaşı Sezai Karakoç, Ankara: Edebiyat Ortamı Yayınları.
CEBECİ, Suat (2003), Öğrenme ve Öğretme Süreçlerinde Dini İletişim, İstanbul:İz Yayıncılık.
CELEP, Ali (2014), "Sezai Karakoç'un Medeniyet Görüşü Üzerine-!, Bir Okuma Ve Anlama Projesi",
Medeniyet Tasavvıırıı Dergisi, S.l.
COŞKUN, Sezai (2011), "Her Ayet Bir Ülkeye Bedel Bir Erdir, Sezai Karakoç'un Şiirinin Kaynağı
Olarak Kur'iirı-ı Kerim" Yedi İklim , S. 252.
DİKEÇLİGİL, F. Beylül (2012), "Aileye Dair Kabullerin Ezber Bozumu", Muhafazakar Düşünce
Dergisi, S.31.
DÖNMEZ, Ali Osman (2006), "Ötesini Söylemeyeceğim- Şiirinden Hareketle Sezai Karakoç'un Şiirinde
Kadın", Dergah Dergisi, S.199.
EREN, Burhan (2010), "Gök Çiğinin Tüveyçler", Bir Uygarlık Tasarımı Olarak Diriliş Dergisi ve Sezai
Karakoç", Hece Dergisi Sezai Karakoç Özel Sayısı, S. 73.
ERÖZ, Mehmet (2000), Türk Ailesi, İstanbul: MEB Yayınlan.
GÜNAY, Durmuş (2006), ''Diriliş Düşünce Sistemi, Kahramanmaraş'ta Sezai Karakoç'la Kırk Saat,
Kahramanmaraş: Kahramanmaraş Belediyesi Kültür Yayınlan.
GÜNGÖR, Erol (1995), Ahlak Psikolojisi ve Sosyal Ahliik, İstanbul: Ötüken Yayınları.
HAKSAL, Ali flaY,dar (2000), "Sezai Karakoç Şiirinin İmkanları", Yedi İklim Dergisi, S.126.
IŞIK, İsa (2011), Sezai Karakoç'ıın Şiirlerinde Anne ve Çocuk Teması, Yayımlanmamış Yüksek Lisans
Tezi, Elaztğ: Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü . . '·
KANTER, Beyhan (2015), "Kutsalın Sembolik Yüıü!Medeniyetin 'Diri'len Aktörü: Taha", Medeniyetin
Burçları Sezai Kara koç Kitabı, Kayseri: Medeniyetin Burçları Derneği Yayınları.
KARAKOÇ, Sezai (2008), Diriliş Muştıisu, İstanbul: Diriliş Yayınlan.
-
-
.KARAKOÇ, Sezai (2013), Diriliş Neslinin Amentüsü, İstanbul: Diriliş Yayınlan.
KARAKOÇ, Sezai(2007), Edebiyat Yazıları-IL Dişimizin Zarı, İstanbul: Diriliş Yayınlan.
KARA.KOÇ, Sezai (2007), Edebiyat Yazılan.-!, Medeniyetin Rüyası Rüyanın Medeniyeti Şiir, İstanbul:
Diriliş Yayınlan.
KARA.KOÇ, Sezai (2013), Fizikötesi Açısından Ufuklar Ve Daha Ötesi-IIL Doğum Işığı, İstanbul: Diriliş
Yayınlan.
KARA.KOÇ, Sezai (2009), Gün Doğmadan, İstanbul : Diriliş Yayınlan.
KARA.KOÇ, Sezai (2016), Gündönümü, İstanbul: Diriliş Yayınlan .
. KARA.KOÇ, Sezai (2011), İsliim, İstanbul: Diriliş Yayınlan.
KARA.KOÇ, Sezai (2009), Kıyamet Aşısı, İstanbul : Diriliş Yayınlan.
KARA.KOÇ, Sezai (2015), Ruhun Dirilişi, İstanbul: Diriliş Yayınlan.
KARA.KOÇ, Sezai (2011), Yapı Taşlam ve Kaderimizin Çağrısı-IL İstanbul: Diriliş Yayınlan.
KARA.KOÇ, Sezai (2011), Yitik Cennet, İstanbul: Diriliş Yayınlan.
KARATAŞ, Turan (1988), Doğunun Yedinci Oğlu Sezai Karakoç, İstanbul: Kaknüs Yayınlan.
KURT, Abdurrahman (2011), "Dünden Bugüne Türk Ailesi", Dünden Bugüne Türkiye'nin Toplumsal
Yapısı, editör: Mehmet Zencirkıran,, Bursa: Dora Yayınlan.
Kl:R?NCİ, Mustafa (2010), "Akıp Giden Zamandan Kalanlar", Sezai Karakoç, editörler: Mehmet Çelik,
Yakup Çelik, Ankara: T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınlan.
MACİT, Mulısin (2000), "Modem Mistik Şiirin Ufuklan: Sezai Karakoç'un Şiirleri", Yedi İ}dim Dergisi,
-' s. 126.
MERMUTLU, Bedri (2000), "Sezai Karakoç'un Şiirine Bir Yaklaşım Denemesi", Yedi İklim Dergisi, S. ·
126.
MONTAGU, Ashley (2000), Çocuklarınıza Ahlaki Değe_rleri Nasıl Kazandırabilirsiniz?, Çev. Remzi
Öncül, İstanbul: 1ffi.13- Yayınlan.
NAS, Halef (2015), "Şiir Sanatında Soyutlama ve Einfühlung- Sezai Karakoç Örneği", Yeni Türk ·
Edebiyatı Dergisi, S. 11.
ŞİRİN, Mustafa Ruhi (2010), "Medeniyet Soluğu Sezai Karakoç", Sezai Kart:1koç, editörler: Mehmet
Çelik, Yakup Çelik, Ankara: T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınlan .
. ŞİRİN, Mustafa Ruhi (T.Y.), Çocuk Yüzlü Yazılar, İstanbul: İz Yayıncılık.
TANPINAR, Ahmet Hamdi (1992), Edebiyat Üzeriııe'Makaleler, baz. Zeynep Kerman, İstanbul : Dergah
Yayınlan.
TURİNAY, Necmettin (1996), Değişen Toplum ve Aile, Ankara: Akçağ Yayınlan.
UÇMAN, Abdullah (2015), ''Yeni Türk Şiirinde Bir Zirve: Sezai Karakoç", Medeniyetin Burçları Sezai
Karakoç Kitabı, editör: Ali Dursun, Kayseri: Medeniyet Burçları Yayınlan.
ULUKÜTüK, Mehmet (2014), "Şiirin Bir Ruhu Var mı? Şiirsel Dilin Hermeneutik Ufku Üzerine",
Karabatak, S. 17.
UL VAN, Abdullah Nasıh (1981), İslam 'da Aile Eğitimi, çeviren: Celil.l Yıldırım, Konya: Uysal Kitabevi.
YILMAZ, Ebru Burcu (2016), ''Kendi İçine Doğru Değişmenin Çağrısı: Diriliş Neslinin Amentüsü",
Edebiyat Ortamı, S. 51.