tÜrkİye’nİn kemal tahİr’İn yerİ

116

Upload: others

Post on 13-Jan-2022

13 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Hitit Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dal
Yüksek Lisans Tezi
Çorum 2013
T.C. HTT ÜNVERSTES
SOSYAL BLMLER ENSTTÜSÜ MÜDÜRL ÜÜNE Bu belge ile, bu tezdeki bütün bilgilerin akademik kurallara ve etik davran ilkelerine uygun olarak toplanp sunulduunu beyan ederim. Bu kural ve ilkelerin gerei olarak, çalmada bana ait olmayan tüm veri, düünce ve sonuçlar andm ve kaynan gösterdiimi ayrca beyan ederim.(21/06/2013)
Tezi Hazrlayan Örencinin Ad ve Soyad rfan YT mzas
i
ÖZET YT rfan “ Türkiye’nin Demokratikleme Sürecinde Kemal TAHR’in Yeri” Yüksek Lisans, Çorum, 2013
Seçmi olduumuz konu bal Anadolu insann ve Anadolu Siyaseti’nin
yaam olduu süreci anlamamz açsndan önemlidir. “Anadolu Yerlilii” terimi ile
ifade etmeye çaltmz husus, modernleme ve/ya batllama çabalarn analiz
etmede anahtar bir ileve sahiptir. Çünkü yerli/milli/manevi deerlerimize sahip
çkmak, dünyaya ve mevcut gelimelere kar srtmz dönmek, içe kapanmak yani
yerellemekten çok farkldr.
lkyaz’nn, ilk para’nn bulunduu, ilk devletin kurulduu, ilk Bar
Antlamas’nn imzaland, ilk medeniyetlerin uzun yllar hüküm sürdüü bu
topraklarda meydana gelen siyasi ve felsefi sürecin aydnlarmz üzerindeki etkisi inkâr
edilemez boyuttadr. Kemal Tahir’de bu fikirsel oluum sürecini Anadolu insan ile
birlikte yaamaya çalan ve bu süreci “Anadolu Yerlilii” olarak ifade eden önemli bir
aydnmzdr.
Tez üç bölümden olumaktadr. Birinci bölümde, ilklerin yaand bir
corafyada kurulan birçok devletin yapsnda ve dünya da siyasal alanda çok önemli bir
yere sahip olan “Demokrasi” kavramnn geliim sürecini ele alarak giri yaptk. Burada
demokrasi kavramn genel anlamda terimsel ve tarihsel sürecini ele aldktan sonra Türk
Düünce Tarihi’ndeki demokrasi sürecini inceledik. Daha sonra Osmanl
mparatorluunda siyasal alanda meydana gelen gelimeleri ve yeni bir devletin
kurulmasna kadar varacak olan siyasal süreci ele aldk. Parlamenter sisteme geçiin
getirmi olduu siyasal etkilerde bu bölümde ele alnmtr. Bu sürecin sonuç ksm olan
imparatorluun ykl dönemi Kemal Tahir’in çocukluk dönemine denk geldii için
önem arz etmektedir. Daha sonra Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulu dönemi ve
parlamenter sisteme geçilen kurulu döneminden sonra ülkede meydana gelen
demokrasi adna yaplan gelimeleri ele aldk. Tek parti dönemi olarak adlandrlan,
Kemal Tahir’in üzerinde de çok büyük etkilere sahip olan bu dönem, ülke genelindeki
aydnlar üzerinde hem fikirsel olarak hem de yaamsal olarak çok etkili olmutur.
Çünkü birçou düünceleri sebebiyle hapse girmiler ve demokrasi adna yapld
söylenilen bu gelimeleri skntlar içerisinde tecrübe etmilerdir.
ii
kinci bölümde, Kemal Tahir’in hayat, eserleri ve düünce yaps ele alnmtr.
Dünyada meydana gelen savalar ve siyasal gelimelerin aydnlar üzerindeki etkileri
çok büyüktür. Amerika ve Sovyet Rusya arasndaki siyasal çekime dünyada iki kutuplu
bir siyasal sistemin meydana gelmesini salamtr. Bu iki büyük ülke arasndaki
çekimeler siyasal alan da etkisi altna almtr ve farkl siyasal sistemler ortaya
çkarmtr. Emperyalizm, kapitalizm, Marksizm, komünizm gibi bu siyasal düünce
yaplar birçok aydn gibi Kemal Tahir’i de etkisi altna almtr.
kinci bölümde ele aldmz bu içerik bizi tezimizin konu bal olan ve
üçüncü bölümde yer alan “Türkiye’nin Demokratikleme Sürecinde Kemal Tahir’in
Yeri” konu balna götürmektedir. Etkilenmi olduu siyasal akmlar Anadolu
topraklarnda yaayan kültürle birletirme çabas içerisine giren Kemal Tahir,
Anadolu’nun özüne aykr olan hiçbir siyasal sistemin baarl olamayacan ifade
ederek Türkiye’nin demokratiklemesine önemli bir katkda bulunmutur. Sosyalist ve
Marksist paradigmaya daha yakn bir düünce yapsna sahip olmasna ramen
Osmanl’ya olan hayranl ve Anadolu insann düünce yapsnn ve eserlerinin
merkezine almas farkl bir düünce yapsna sahip olduunu göstermi, döneminde bat
hayranl içerisinde olan çou aydndan farkllamasn salamtr. Anadolu’nun öz
kültürüne aykr gördüü hiçbir sistemi benimsemeyerek ve Anadoluluu, Türkiyelilii
bizlere mihenk ta olarak göstererek demokratikleme sürecimize çok büyük katk
salamtr. Anadolu’nun ruhuna sahip çkmaya çalan tüm aydnlarmza olan bak
açsnn sahip olmas gereken deeri bizlere eserleri ile aktarmaya çalan Kemal Tahir’i
anlamak Anadolu yerliliinin felsefesini anlama açsndan önemlidir.
Anahtar Sözcükler
Marksizm, Sosyalizm, Demokratikleme, Modernleme, Batllama, Parlamenter
sistem.
iii
ABSTRACT
YT rfan “ Türkiye’nin Demokratikleme Sürecinde Kemal TAHR’in Yeri”
Yüksek Lisans, Çorum, 2013
The Role of Kemal Tahir in the Process of Democratization in Turkey
The Subject we have chosen is important to understand Anotolian people and
the process of Anatolian politics. The term ‘Anatolian indigenousness’ we are trying to
convey has a key function in analyzing the efforts of modernization and/or
westernization. Because protecting our national and spirutual values is different from
turning our back to the world or to the new developments or isolating ourselves from
the world. In other words it is very much different from becoming localized.
The effect of political and philosophical process happening on this land, where
the first money and manuscript were found and the first treaty of peace was signed and
the first civilizations reigned for many years, on intellectuals can not be denied. Kemal
Tahir is an important intellectual experiencing this intellectual process, which he called
‘Anatolian indigenousness’ , with Anatolian people.
The thesis consists of three parts.We initiated the first section dealing with the
development process of the term ‘Democracy’ , which has a very important place in the
political arena of the world and the foundations of the many states first established on
this region. After examining the historical and terminological porocess of democracy in
general, we studied the process of democracy in the Turkish intellectual history. Then,
we discussed the political evolution in Ottoman Empire and the poilitical process which
lasted till the foundation of the new state. The political effects that appeared with the
introduction of the parliamentary system are also examined in this section. The last
phase of this process is of great importance since the fall of the empire coincides with
the childhood period of Kemal Tahir. We studied the era in which Turkish Republic was
founded and the improvements made in the name of democracy after the transition to
parliamentary system. This period called single- party era had powerful impacts on
intellectuals throughout the country as well as on Kemal Tahir. Most of these
intellectuals were put into the prisons because of their views and they experienced those
painful ordeals emerging in the name of democracy.
iv
In the second section we studied Kemal Tahir’s life, his works and views. The
world wars and political events have immence effects on intellectuals. The political
conflict between Russia and the USA has polarized the world into two political groups,
creating new political systems such as imperialism, capitalism, marxism, communism.
Like many other intellectuals Kemal Tahir was affected enormously by these political
systems.
This content we have discussed in the second section directs us to the topic of
the thesis that is ‘The Role of Kemal Tahir in the Process of Democratization in
Turkey’. This is also the subject of the third section. Struggling to associate the political
trends he was affected by with the culture of the people living in Anatolia, Kemal Tahir
contributed enormously to democratization of Turkey by conveying that no political
system contrary to the essence of Anatolia can be successful. Although he is closer to
the socialist and marxist paradigm Kemal Tahir showed that he thought in a different
way because of the fact that he was fascinated by the Ottoman Empire and he centered
the mentality of the Anatolian people in his works and this distiguished himself from
most of the intellectuals mesmerized by the west. He cotributed greatly to our
democratization process by showing us that being Anatolian and Turkish, and not
adopting any system which is contrary to Anatolian culture is the touchstone. t is
important to understand Kemal Tahir , who, through his works, tries to convey the
values the intellectuals standing as protectors to the spirit of Anatolia should have so
that we can understand the philosophy of being Anatolian.
Key Words: Democracy, Kemal Tahir, Anatolia, nativity, Turkish,
Communism, Marxism, Socialism, democratization, modernization, westernization, the
Parliamentary system
fedakarlklar olan anne ve babama, çalmam boyunca göstermi olduu sabr,
fedakarlk ve desteklerinden dolay eime ve kzma, kaynaklarn temin edilmesinde ve
çalmam boyunca bana yol gösteren emeklerini esirgemeyen çok saygdeer Atilla
Laçin Aabeyime, ön yargsz bir ekilde emeini benden esirgemeyen Can Yoksul
hocama, Ümit Uzel Aabeyime, Ethem Erkoç ve Abdulkadir Ozulu hocalarma,
elindeki kaynaklar benden esirgemeyen sayn brahim Gösterir’e, konu balmn
belirlenmesinde ve manevi desteini, emeini hiç esirgemeyen sayn Hocam Prof. Dr.
Mevlüt Uyank’a, bize bir karde, aabey yaklamyla hep bizlerin yannda destek olan
Yrd. Doç. Dr. Aygün Akyol’a, Sol’un ne olduunu örenmemizde büyük gayretler
sarfeden Sayn Hac Hakan Odaba’a, düünceleri ile biz gençleri hep destekleyen Hitit
Gazeteciler ve Yaymclar Dernei Bakan Tugay Afat’a, sendikal yaynlara ve
kaynaklara ulamamz salayan brahim Ecevi ve Ünal Ate’e ve bu süreçte göstermi
olduklar müsamahadan dolay Belediye Bakanmz Muzaffer Külcü, Bakan
Yardmcs Zeki Gül ve Sayn Kültür ve Sosyal ler Müdürümüz Mustafa Ercan’a
teekkürlerimi borç biliyorum.
1.1.1. DEMOKRAS KAVRAMI....................................................................................................... 4 1.1.2. DEMOKRAS’NN FELSEF TEMELLER.............................................................................. 8 1.1.3. TÜRK DEMOKRASS VE KEMAL TAHR......................................................................... 14
2.3.1. Düünce Yaps.................................................................................................................. 28 2.3.2. Kemalizm ve Kemal Tahir.................................................................................................. 35 2.3.3 Sosyalizm, Diyalektik Materyalizm ve Kemal Tahir ............................................................. 38 2.3.4 Marksizm deolojisi ve Kemal Tahir.................................................................................... 46 2.3.4. Cezaevlerinin Kemal Tahir’in Düünce Yapsna Etkileri .................................................. 56 2.3.5. Çorum Cezaevi ve Kemal Tahir'in Düünce Yapsna Etkisi................................................ 58
3. BÖLÜM.......................................................................................................................................... 65
3. TÜRKYE’NN DEMOKRATKLEME SÜRECNDE KEMAL TAHR’N YER................. 65
3.1. ANADOLU KÜLTÜRÜNÜN KMLK OLUUMUNDAK ETKS VE YERLLK ................ 65 3.2. KEMAL TAHR’N OSMANLIYA BAKI AÇISI LE YERLLE KATKISI......................... 69 3.3. KEMAL TAHR’N DOU VE BATI HAKKINDAK DÜÜNCELER................................... 76
SONUÇ ...................................................................................................................................... 87 KAYNAKÇA...................................................................................................................................... 90
A.g.m. : Ad geçen makale
Bkz. : Baknz
C : Cilt
Çev. : Çeviren
Der. : Derleyen
Haz. : Hazrlayan
devletin kurulmas ile sonuçlanacaktr. 300 yllk bir süreçte gerçekleen bu deiimin
siyasal etkileri toplumsal yapda büyük kaymalara sebep olacaktr. Bu deiimin
yaand dönemlerde düünce yaplarnda meydana gelen erozyonlar kimi hayatlarn
zirveye ulamasna, kimi hayatlarn da çok zor süreçler yaamasna sebep olacaktr. Zor
süreçler yaayanlardan birisi olan Kemal Tahir’in romanlar, yazlar ve iirleri ile
yaam olduu dönemi aktarmaya çalmas bizler için önem arz etmektedir. Bir
imparatorluun ykld ve yklan bu imparatorluktan kalan topraklarda yeni bir
devletin kurulduu zaman diliminde doan, yaayan ve kurulan bu devlette meydana
gelen siyasi çalkantlardan ailecek etkilenen Kemal Tahir, yaam tarzyla ve yazm
olduu tüm eserleriyle bizlere bu dönemi aktarmaya çalmtr. Aktarm olduu
kültürel, tarihsel ve toplumsal süreçte dikkatimizi çeken en önemli etken Anadolu insan
ile olan yaknlamas ve romanlarna bunu yanstmasdr.
Yerli, milli deerlere sahip çkma adna bizlere model tekil edecek fikir
adamlarnn aray içerisinde olduumuz bu yüzylda “Türkiye’nin Ruhunu Arayan” bir
aydnmz çalmann bizlere salayaca katk önem arz etmektedir. Sol bir gelenekten
gelen Marksist ve Sosyalist bir düünce yapsn benimseyen bir fikir adamnn bu
fikirlerin milli deerlerle ve yerli bir bak açsyla yorumlanmas gerektiini
vurgulamas bizim için önem arz eder. Bu nedenle Kemal Tahir’in Anadolu Merkezli
bir düünce modeli ile ve Anadolu Yerlilii’ne olan sadakati bizim için en önemli
sacayaklarndan birisidir. kinci olarak, Osmanl’ya olan hayranl ve tarihsel
perspektifini Osmanl’ya göre belirlemesi dikkat çekicidir. Bat hayranlnn zirvede
olduu bir dönemde Osmanl Kültürü’nü model olarak göstermesi ve Osmanl’nn
kültürel, siyasal yapsn örnek olarak göstermesi dikkat çekicidir. Üçüncü olarak Kemal
Tahir’in romanlarnda ilemi olduu “Anadolu Köylüsü” temasnn kahramanlarnn
Çorum civarndaki köylerde yaayan insanlardan olumas Çorum ve çevresinin kültürel
yapsn tespit etme noktasnda da önem arz etmektedir. Büyük Mal, Yedi Çnar Yaylas
ve Köyün Kamburu gibi romanlarnda Çorum Cezaevi’nde yatt yllarda
ix
gerçeini ortaya koymas bizim için çok önemlidir.
Bu çalmamzn merkezi konumunu insanlarn din, dil ve rk ayrmna
girilmeksizin, insan olma niteliine bakarak deerlendirebilme ve farkllklar bir
zenginlik olarak düünme imkân oluturur. Bu çerçevede geçmiimizde ortaya çkan
hatalarmzdan ders çkartarak ileriki dönemlerde ayn hatalara dümemek temel
amacmzdr. Bu noktada Osmanl mparatorluu’nun yklmas sürecinde balayan bir
hayat ve son nefesine kadar onurlu bir duru sergileyen Kemal Tahir’in hayat ve eylem
tarz kriz dönemi insan olduu için bizler için önemli bir kaynak olarak ifade edilebilir.
Buradan hareketle yaanm anlayarak yaanacaklara daha soukkanl bakabilmeyi
hedeflemekteyiz.
Bu çalmaya baladm günden bugüne kadar geçen süreçte zihnimde
ekillenen en önemli cümle yukarda yazm olduum cümledir. Kemal Tahir onurlu
yaam tarzyla her cümlesinde kendisinden sonra gelecek olanlara fikirsel miras brakan
bir aydnmzdr. Tez konumu belirlemeden önce yapm olduum konu bal tespit
çalmalarmda ki en önemli düüncem yaam olduum ehre katk salayabilecek bir
çalma yapmakt. Tez çalmam srasnda gördüm ki Kemal Tahir’i çalmak Türk
aydnlarnn hayata baklarn tespit edebilme açsndan büyük öneme haizdir. Anadolu
nsan’n romanlarna aktarrken yapm olduu yolculukta ve ortaya koymu olduu
“Anadolu Yerlilii” fikri, deerlerimize sahip çkmamzn ne kadar önemli olduunu
ispatlamtr. Tanzimat’tan bugüne kadar toplumun ihtiyaçlarna cevap verip
vermeyecei düünülmeksizin dorudan batdan toplumumuza aktarlan deerler
sisteminin bizlere verecei bir eyin olmad kanaatini Kemal Tahir ile daha da
pekitirmi bulunuyoruz.
çounluu çok büyük skntlarla karlamlardr. Fakat bu insanlarn kalemleri ile
gerçekletirmi olduklar mücadele hiçbir zaman unutulmayacaktr. Yllarca
savunduklar fikirsel yap ile köprü olacak yeni nesillerin yetimesi ülkemiz adna çok
önemlidir. Bu yeni nesiller Tanzimat ile balayan batllama sürecine geri dönerek,
yaplan hatalar dikkate alarak çözüm önerilerini buna göre gelitirdikleri takdirde
x
sorunlarmza çözümler üretebileceiz. Toplumsal ve siyasal olaylarda yaplan yanllar
bir dierini gerektirmekte ve sorunlar içinden çklamaz bir hal almaktadr. Bu
çerçevede unu ifade edebiliriz. Bizler kendi öz kültürümüzü dardan gelen yabanc
etkilerden arndrmadkça ülkemizi bir adm öteye tayamayacamz gerçeini
kabullenmemiz gerekmektedir. Bunu bizlere salayacak olanda Kemal Tahir gibi
aydnlarn çok iyi anlalmasdr.
1
GR
Kemal Tahir yaad dönem itibariyle bir imparatorluun ykln ve yeni bir
devletin kuruluunu gözlemlemesi açsndan önemli bir düünürdür. Böyle bir siyasal
yapda eserlerini ortaya koyan Kemal Tahir, çalmalarnda Türk siyasal yaam ile ilgili
önemli veriler sunar. Dünü ve bugünü karlatrarak iki devlet arasndaki geçi
döneminin sebep ve sonuçlarn eserlerinde analiz etmitir. Böylece ykl ve kuruluun
sorunlarn ve ortaya konulan çözüm yollarn kendi bak açsyla yanstmaya
çalmtr. Bizde bu aratrmamzla Türkiye’nin demokratikleme çabalarnn bir
yazarn hayatndan nasl göründüünü ve bu süreçte yaanan aksaklklar Kemal
Tahir’den hareketle ortaya koymaya çaltk.
Kemal Tahir, siyasal ve sosyal hayat ile ilgili düüncelerini romanlarnda dile
getirmitir. Roman kahramanlar günlük hayatn içindeki problemleri de yaayan birer
kiilik olarak karmza çkmaktadr. Bu aratrmada temel hedefimiz Kemal Tahir’in
Türk Siyasal Hayat ile ilgili ortaya koyduu çözüm önerilerini ve eletirilerini
deerlendirebilmektir. Bu çerçevede özellikle demokrasi adna atlan admlarn ve
demokrasinin hayata geçirilmesi için ortaya konulan sürecin Türkiye'yi nereye
götürdüünü Kemal Tahir’in gözünden analiz edilebilmesi hedeflenmektedir.
Kemal Tahir’in fikri deiimi, olaylarn ve sorunlarn bir birey olarak yazar
üzerindeki etkileri de tezimizde incelenecektir. Bu balamda Kemal Tahir’in cezaevi
hayatndan önceki ve sonraki düünce yaps ve özellikle ve Çorum cezaevinde yaad
sürecin düünce yapsna katklarn da ortaya koymaya çalacaz. Kemal Tahir’in 20.
Yüzyl Türkiye’si için önerdii yaklamlarnn 21.yy. Türkiye’si açsndan tad
önem ortaya konularak, Türk Demokrasi Hayat'nn bugünkü problemlerine k tutup
tutmayacan da deerlendirmeye çalacaz.
Kemal Tahir gibi bir aydnn eserlerinde ortaya koyduu siyasal ve sosyolojik
gözlemlerini Türkiye'nin siyasal ve düünsel hayatnn nasl ekillendiini
inceleyebilmek toplumsal sorunlarmz ortaya koyma noktasnda önem arz etmektedir.
Çünkü Kemal Tahir’in gerek yaad dönemi ve gerek toplum yapsna yönelik yapt
analizleri anlamak, günümüz ile geçmiin balantsnn yapabilmeyi ve Türk toplum
yapsnn kritik unsurlarnn örenilebilinmesine vesile olacaktr. Bu balamda
2
sürecine olan katklarn incelemesi oluturur.
Kemal Tahir’in düünce dünyasn incelediimizde, düüncelerini açktan
söylemek yerine romanlarndaki kahramanlar araclyla ifade etme yolunu tercih
ettiini görüyoruz. Bu bizim için bir takm zorluklar da beraberinde getirdi. Zira
karakterler üzerinden yaplan tahlillerin tespit edilebilmesi için ana kaynaklar
incelediimiz gibi yan kaynaklar da incelemeye elimizden geldii ölçüde gayret ettik.
Kemal Tahir’in düünce yapsnda bir toplumun öncelikle tarihini bilmesi
gerektii vurgusu ön plandadr. Biz de buradan hareketle konunun anlalabilmesi için
öncelikle Türkiye’nin tarihsel arka plann da göz önünde bulundurmak gerektiini
düündük. Bu nedenle de tezimizin ilk bölümünde Kemal Tahir’in düünce dünyasn
anlayabilmek için Türk demokrasisinin geliimine dair bir ön inceleme yaptk. Burada
demokrasi kavram ve Türk demokrasisinin geliim sürecini Kemal Tahir’in düünce
dünyasn anlayabilme noktasnda deerlendirdik.
kinci bölümde, Türkiye’nin demokratikleme sürecinin incelenmesi sonras
Kemal Tahir’in hayat ve eserlerini, etkilendii ve etkiledii fikir çevrelerini incelemeye
çaltk. Yazarn fikri arka plannn çok geni bir ilgi alanna hitap etmesi, bizi burada
zorlasa da biz konumuzu Kemal Tahir’i ilgilendirdii ölçüde fikir hareketlerini
deerlendirerek amaya çaltk. Bu noktada Kemalizm, Sosyalizm ve Marksizm gibi
düünce yapsyla yazarn düünce dünyas arasndaki etkileimi incelemeye çaltk.
kinci bölümün temel unsurlarndan bir tanesi de cezaevi tecrübesidir. Bunu da gerek
yazl gerekse sözlü kaynaklarla istiare ederek netletirmeye çaltk. Özellikle Çorum
cezaevi tecrübesini farkl boyutlaryla ortaya koymaya çabaladk.
Son bölümde ise, Kemal Tahir’in Türk Demokrasi hayatna getirdii, katklar
ve yenilikleri inceledik. Bu balamda Osmanl miras ile Türkiye Cumhuriyetine geçi
sürecinde yerlilik konusundaki fikirlerini inceledik. Yerlilii toplumsal birliktelik ve
bütünleme için temel unsur olarak gören yazarn bu konudaki fikirlerini
deerlendirmeye çaltk. Bunu günümüz Türkiye’sinin problemlerine bir çözüm olup
olmayaca noktasnda incelemeye çaltk.
3
Bu aratrmada kapsam olarak Kemal Tahir’in demokrasi ile ilgili eserlerinde
ortaya koyduu düünceler temel alnp incelenmi, bunun içinde romanlarndan ve
arkadalar ile olan sohbetlerinde ifade ettii düüncelerin yaynland eserlerden,
cezaevi arkadalarnn anlarndan, Kemal Tahir'in Çorum cezaevinde karlat
ahslarn yaknlarnn anlarndan bire bir faydalanlmtr. Kemalizm ve Marksizm,
Sosyalizm, Osmanl hayranl eklinde gelien düünce yapsn oluturan görüleri
üzerinde de durularak siyasal hayat hakkndaki görülerini nasl etkilediinin de analizi
yaplmtr. Kemal Tahir’i tanmak ve anlamak için hayat ve eserleri üzerinde de
durulmutur. Ayrca karakteristik özellikleri ve yaad cezaevi süreci incelenerek
düünce tarzn hangi temeller üzerine temellendirdii belirlenmitir. Çalmann snrn
ise, Kemal Tahir’in Türk toplum yaps üzerinden tasarlad siyasi düünceleri
oluturmutur. Bu snrlar dna çklmamtr. Çalmada geçerli ve güvenilir
yöntemlerin kullanlmasna dikkat edilmi, geçerlilii arttrc yöntemlerin
kullanlmasna arlk verilmitir.
düüncelerini söyletmeyi açkça söylemeye göre daha uygun bulmutur. Bu yüzden onu
eserleri üzerinden incelemenin yerinde olaca düünülmütür. Romanlarnn analizi
yaplarak, onun asl konumuz olan Türkiye'nin demokratiklemesine olan katklarnn
bir çkarsamas yaplarak çalmamz tamamlanmtr. Hayat ve onun yaamn
etkileyen artlarn aratrlmas çeitli kaynaklardan ve ahslardan yararlanlarak
yaplmtr. Onu tanyan ve onu seven insanlarn, yazar hakkndaki yorumlar dikkate
alnarak karakteristik özelliklerinin anlalmas yoluna gidilmitir. Ayrca yazar
hakknda aratrmalar yapp bilimsel çalmalar yapan ahslarn görüleri de
incelenerek, çalmamz için uygun olan eserlerden fikirsel anlamda yararlanlmtr.
Gözetilen bu yöntemler araclyla çalmamz tamamlanmtr.
4
1.1. DEMOKRAS KAVRAMI nsan toplumsal bir varlktr. Bu nedenle (zoon politikon) bir arada yaamaya i
bölümü yapmaya mecburdur. nsan tarih boyunca siyasi, sosyal, kültürel ilikilerini bu
balamda oluturmaya çalm, en uygun ve adil yönetim tarznn ne olduuna dair
sürekli bir aray içerisinde olmutur.1 Bu araylarn meydana getirdii çatmalarn
sonuçlar çalar boyunca siyasal tartmalara sebep olmutur. Antik Yunan’daki polis
devletlerinin dalmalarnn engellenmeye çallmas, otuzlar tiranlnn basklar,
toplumsal ve yönetimsel yozlamalar v.b. çeitli siyasal sistemlerin olumasna öncülük
etmitir. Son yüz yln tercih edilen kavram “Demokrasi” de bu sürecin meydana
getirdii bir yönetim tarzdr. Kavram anlayabilmek için “Demokrasi”nin sözlük ve
kökenbilimsel anlamn ksaca açklamaya çalacaz.
Demokrasi kavramnn sözlük anlamna bakacak olursak, demokrasi: Grekçe,
demos (halk) ve kratos (güç/iktidar) kelimelerinden türetilen ve halkn ya dorudan ya da
seçtii temsilciler vastasyla kendi kendisini yönetmesi, yönetimde kurallarn hâkimiyeti,
çounluun yönetimi anlamna gelen demokrasi, hürriyet, eitlik ve kardelik
kavramlarn ahenkli bir ekilde badatran yönetim tarzdr. Siyasal iktidara, hür
seçimlerle katlma eitliini temel alan demokrasi, temel hürriyetleri kanun teminatyla
korumay ilke edinir.2
Kökenbilimsel (sözcük) açdan demokrasi (demokratia), Atina'da Î.Ö. besinci
yüzyl sralarnda kullanma girdi. "SO" ya da "eit", "isonomia" yahut yasa önünde
eitlikte olduu gibi daha eski kavramlarn yerine geçmitir denilebilir. Altnc ve yedinci
yüzyllarda "demos" halk ve "kratos" otorite, halkn çounu kapsamyor ve halkn
özlemlerini yönetime yanstmyor olabilirdi. Fakat besinci yüzyln ortasndan sonra,
1 Aristoteles, Politika, çev.: Mete Tuncay, Remzi Kitabevi, stabul 1975, s.9, 85; Mevlüt Uyank, Felsefi Düünceye Çar, Elis
Yaynlar, Ankara 2003, s.206; Aygün Akyol, “Ahlak- Nâsrî’de Ahlâk ve Siyaset likisi: Sevgi Erdemi Merkezli Bir Okuma”,
Deerler Eitimi Dergisi, say: 24, Aralk 2012, s. 17.
2 Uyank, a.g.e., s.206, bkz.. Ejder Ylmaz, Hukuk Sözlüü, Yetkin Yaynlar, Geniletilmi 5. Bask, Ankara 1996, s.190
5
uygun görülen anlam ile "halk yönetimi", "halk iradesi" dir.3
Demokrasi kavramnn bir terim olarak insann siyasal bir varlk olmas nedeniyle
örgütlü insan topluluklarnn yönetimi nasl organize edecei tartlrken ortaya çkmtr.
Birlikte yaamaktan doan sorunlar çözmek için birlikte hareket etmek arttr. nsanlar
arasnda birlikte hareketin söz konusu olduu durumlarda da, neyin nasl yaplacann
kararlatrlmas gerekmektedir. te bu neyin nasl yaplaca sorusuna cevap verecek
olan yaplardan birisi “Demokratik yönetim” tarz olmutur. Demokratik yönetimlerin
mihenk ta da demokrasi kavramdr. Demokrasi kavram, günümüzün en sk kullanlan
ve çok çeitli anlamlar yüklenilen bir kavramdr. Belki de bu sebeple ne olduu
noktasnda en çok tereddüt edilen ve karmaa yaanlan bir kavramdr.4 Bu kavram
hakknda birçok düünür, siyaset adam ve bilim insanlarnn tanmlamalar ve görüleri
mevcuttur. Biz burada örnek olabilecek baz görülere deineceiz.
Demokrasi, “aznlk haklarnn saygyla karlanp korunduu çounluk yönetimi”
eklinde de tanmlanabilir.5
Aristoteles, “Çounluk yönetimde olduundan her eyden önce ad güzeldir.
Yasalar karsnda eitlik bir hükümdarn yapt eyleri yapamaz. Çounluk, görevleri
kura ile datr, yöneticileri sorumlu klar ve her karar ortak olarak alr.”6
.Ö. 462'de baa geçen Perikles'in, koyduu yasalarla demokrasiyi gelitirip
demokratik Atina Polisi" modelini yaratt kabul edilir. Perikles, demokrasinin birkaç
seçkin yurttan deil tüm yurttalarn katklaryla var olan bir rejim olduunu vurgular.
Herkesin eit hak ve yükümlülüklere sahip bulunduunu, soylu oluuna göre deil
yeteneklerine ve kazand üne göre devletteki yerini alabileceini söyler.7
Demokrasi, Abraham Lincoln’ün mehur tarifi ile “halkn, halk tarafndan ve yine
halk için yönetimi”dir.8 Dahl’a göre demokrasi, “Kollektif ve balayc kararlar almann
benzersiz bir yöntemi”9 dir.
3 Burhan Kuzu, Demokrasi ve Gerekleri, Yeni Türkiye, s.17, Ankara 1997. s.103.
4 William Ebensten, Siyasi Felsefenin Büyük Düünürleri, çev. smet Özel, ule Yaynlar, stanbul 2000, s. 27.
5 Mümtaz Er Türköne, slam ve iddet, Ufuk Kitap, stanbul 2010, s.136
6 Aristoteles, a.g.e., s.181
7 A.Taner Klal, Siyasal Çatma ve Uzlama, mge Kitabevi, 3.Bask, Ankara, 1995, s.199
8 Giovanni Sartori, Demokrasi Teorisine Geri Dönü, (Çev. Tuncer Karamustafaolu- Mehmet TURHAN), Yetkin Yaynevi, Ankara,
1996, s.8.; Giovanni Sartor, Demokrasi Kuram, Çev.: Deniz Baykal, Siyasi ilimler Türk Dernei, Yayn No:23, Ankara, s.18.
9 Robert Dahl, Demokrasi ve Eletirileri, Çeviren Levent Köker, Yetkin Yaynevi, Ankara 1993, s.6
6
tarihsel süreçteki oluum artlarnn da dikkate alnmas önem arz etmektedir. Fakat
tarihsel sürece girmeden konumuz ile ilgili olabilecek bilgilere yer vermek istiyoruz.
Günümüzde "klasik demokrasi" örnek alnmaktadr. Bu demokrasi tipi Bat
Avrupa ülkelerinde gelimi ve olgunlam olan demokrasiyi temsil etmektedir. Bu tip
demokrasi öyle domutur: Avrupa’da feodalitenin yklp, merkezî krallklarn
kurulmasndan sonra, krallklarn güçlenmesi, aristokrasi burjuvazi çekimesine yol
açmtr. Bu deneme ilk defa ngiltere'de balamtr. Burjuvazi, krallk otoritesini
snrlamaya kalkm ve neticede "Millî Egemenlik" teorisi ortaya atlmtr. Bu ekilde,
devlete ait her türlü egemenliin millete ait olduu savunularak "klasik demokrasi"
sistemi kurulmutur. Temsili demokrasiler, hükümet ekillerine göre, Parlamenter Sistem,
Meclis Hükümeti Sistemi ve Bakanlk Sistemi" gibi deiik hükümet sistemleri eklinde
uygulamada gözükebilirler.10
demokrasiyi benimsediler. Fakat yer yer demokrasiye kar görüler de ortaya çkt.
Bunlarn en banda Rusya'da gerçekleen ihtilal sonunda halk adna kurulan bir komünist
diktatörlüü gelmektedir (1917). Bunu takiben talya'da 1922'de Mussolini, Almanya'da
1933 ylnda Hitler diktatörlük yönetimine tarihî bir zorlama neticesinde geçtiler. Bu tür
idareler, totaliter olmalar nedeniyle demokrasiye zt görülerdir. Sonradan Faizmin
yenilgisiyle talya ve Almanya tekrar demokrasiye döndüler. Fakat Rusya, totaliter
karakterini daha da derinletirerek kominizin rejimini birçok Balkan ülkesine yayarak
Varova Blounu meydana getirdi. Çin de de komünist rejim etkili oldu. Komünistler,
halka söz hakk tanmadklar halde kendi yönetimlerinin gerçek demokrasi olduunu
iddia ederler. Söz de "Halk Cumhuriyetleri" dedikleri ülkelerinde kat ve kzl bir
diktatörlük vard.11
Demokrasi tek bana, insanln ilk devlet anlay ile yaamaya balad
dönemden beri tercih edilerek gelen bir siyasal sistem deildir. Günümüz artlarnda
düünüldüünde en ideal yönetim tarz olarak yüzyllardr tercih edilerek gelmi ve
demokrasi dnda baka bir yönetim tarznn olamayaca gibi bir izlenim global siyasal
hayatta hakim bir durum almtr.
10 Kuzu, a.g.e., s.337; Mevlüt Uyank, slam Siyaset Felsefesinde Sivil taatsizlik,Kaknüs Yay., stanbul 2001, s. 21, 22.
11 Kuzu, a.g.e., s.338
7
Dünyada siyasal varln korumaya çalan ikinci ve üçüncü dünya ülkelerine en
çok demokrasi çarlar yapan Avusturalya (Federal Meruti Monari), Belçika (Meruti
Krallk), Büyük Britanya (ngiltere) (Meruti Krallk), Danimarka (Meruti Krallk),
Grenada (Meruti Monari), Hollanda (Meruti Krallk), spanya (Meruti Krallk), sveç
(Meruti Krallk), Jamaika (Meruti Monari), Japonya (Meruti Monari), Kanada
(Meruti Monari), Lüksemburg (Meruti Monari), Norveç (Meruti Krallk), Vatikan
(Seçime Dayal Mutlak Monari),Yeni Zelanda (Meruti Monari) gibi birçok birinci
dünya ülkesi ne hikmetse hala monari ile yönetilmektedir.
Birçok ulusun tarihinde uzun bir geçmie sahip olan parlamenter sisteme geçi
düüncesi ve uygulamasnn Türkiye’de de yaklak 200 yllk bir tarihi geliim süreci
vardr. Türkiye'de demokrasinin gelimesi, Batllama ve Tanzimat Dönemi hareketleri
ile balamtr. 1808'de Sened-i ttifak ve 1839 Tarihli Gülhane Hatt Hümayun'u, 1856
Islahat Ferman, sistemsiz bir ekilde baz hak ve hürriyetlerden bahsetmilerdir.12 Fakat
genellikle bu belgeler d güçlerin basklar sonucu ve gayri Müslimlerin haklarn
korumak için çkarlmtr. Yabanc güçler bu belgeler sayesinde Osmanl
mparatorluunun iç ilerine karma imkânlar bulmular ve her belgenin arkasndan
yetersizliini ileri sürerek yeni bir belgenin çkmasn salamlardr. Nitekim daha sonra
1876 tarihli ilk yazl Anayasamz saylan Kanun-u Esasiyi ve keza, bunun devam olan
1909 deiiklikleri de II. Abdülhamit'e zoraki kabul ettirmilerdir. Ksacas I.-II.
Merutiyet döneminde de d güçlerin etkileri görülmütür. 1919'dan sonra balayan
Kurtulu Hareketi ve onu takip eden dönemlerde yaplan 1921 ve 1924 tarihli Tekilat-
Esasiye Kanunlar Millî Egemenlik esasn getirmitir. Böylece demokrasinin klâsik
tanmna uygun ilk gelimeler Anayasal planda gerçeklemitir.13
Milli egemenlik yönündeki gelimeler 1946 ylndan ve fiilen de 1950'den sonra
çok partili siyasi hayata geçilmesinden itibaren yeni bir boyut kazanmtr. 27 Mays 1960
ihtilal ve onu takiben yaplan 1961 Anayasas ile 12 Eylül 1980 ihtilâl ve akabinde
yaplan 1982 Anayasas döneminde demokrasi Türkiye'de devam etmitir.14
Türkiye’nin demokratikleme yolunda vermi olduu imtihanlar zaman zaman
problemli durumlarn olumasna da sebep olmutur. Demokratik bir yönetim
12 Hüseyin Tosun, Türkiye’de Demokrasinin Geliim Sürecine Genel Bir Bak, Atatürk Aratrma Merkezi Dergisi, Say 52, Cilt:
XVIII, Mart 2002, s.187
13 Kuzu, a.g.e., s.338
sanatçy etkilemitir. Bu etkileim kimi zaman zirvede bir yaam tarzna dönümü,
kimi zamanda bir ülkenin babakan da olsa hayatlarnn son bulmasna sebep olacak
sonuçlar meydana getirmitir. Siyasal iktidarn yannda yer alanlar, bat hayranlar, bat
kartlar, siyasal iktidar kartlar, sac, solcu v.b. birçok siyasi snflandrmalar
demokrasinin geliim sürecinde meydana gelmitir. Ülkemizde de pek çok düünce
insan çeitli basklara maruz kalm kimisi hâkim güce teslim olmu, kimisi ise, hapis
yatmak zorunda kalmtr. Tezimizin inceleme konusu olan Kemal Tahir’de
demokratikleme sürecinin ve siyasal sistemin meydana getirdii sonuçlardan
etkilenen ahslardan birisidir. 1970li yllar bütün dünyada deiim tomurcuklarnn
açt yllard. Fakat Türkiye’nin siyasi tarihinde demokrasi adna atlan admlarn
yaralar iyilemeyecekti. 1971 Muhtras, 1980 darbesi, Kemal Tahir’in kaderini
paylaan ve demokrasi uruna canndan olan birçok insann hayat hikâyesini
yazacaktr.
Toplumlarn geliim sürecinde bireysel gereksinimlerin etkisi çok önemlidir.
Bireysel gereksinimlerin bir araya gelmesi ile ticari, siyasi, toplumsal, kültürel ve felsefi
birçok alanda gelimeler meydana gelmektedir. Bu gelimeler baz noktalarda toplumlarn
ideal devlet düzeyine ulamasna bazen de kargaaya sürüklenmesine sebep
olabilmektedir. Saym olduumuz bu alanlar ve bunlara benzer farkl alanlar oluurken
de birbirlerini etkilemektedirler. Siyasal bir alanda meydana gelen bir gelimenin arka
plannda felsefi ya da farkl bir temele dayal sebep-sonuç ilikisinin olabilmesi
mümkündür.
baz etkileimler mutlaka olmutur. Antik Yunan filozoflarndan itibaren düünürlerin
demokrasi hakkndaki görülerine göz attmzda demokrasi hakknda olumlu fikirlerin
yan sra, demokrasinin yegâne bir yönetim anlay olarak kabul edilmedii ve
eletirildii düünce biçimleri de mevcuttur.
9
Tukyidides’in Perikles (.Ö.497-429)’e söylettii “Cenaze Töreni Söylevi”15
Atina’nn resmi ideolojisinin, bir bakma demokrasi kuramnn en iyi yanstld metin
olarak kabul edilmektedir. Bu metin içerisinde Perikles demokrasiyi u ekilde tarif
etmektedir:
“Baka halklarn yasalarna bakarak kurulmam olan bir yönetim biçimimiz var;
bakalarna öykünmek öyle dursun, biz kendimiz bakalarna örnek oluyoruz. Atina’ya
özgü bu yönetim biçiminin ad “Demokratia” dr. Bu ad ona birkaç kiiye deil de bütün
yurttalara dayand için verilmitir.” Demek ki demokrasinin temel özellii, bütün
yurttalarn ya da halkn egemenlii üzerine kurulmu olmasdr.16
Sokrates (.Ö. 469-399), Atina’da uygulanan demokrasi üzerinden bak açsn
ortaya koymaktadr. Demokrasi hakkndaki düünceleri olumlu deildir. Sokrates’e göre
her sanat ve zanaat gibi siyaset (devlet ileri)’de bilgiyi gerektirir. Demokraside devlet
ileri, politika uzman olan kiilerin deil, fakat bilgili olup olmadklarna baklmakszn
kura ile saptanan kiilerin ellerine teslim edilir. Devlet için iyi olan bilmeyen birinin
devlet yöneticiliine getirilmesi tümüyle akla, saduyuya aykrdr. Politika en üstün ve
en güç sanat olduundan ve bütün toplumun yazgsn belirlediinden dolay, bilgisiz
kiilerin kura ile yönetime seçilmeleri, ülke için çok kötü sonuçlar dourur ve Atina’da
dourduu görülmektedir. Demokrasi halkn kendi kendisini yönettii deil de, kendisini
yöneten aznl özgürce seçtii ve denetledii rejim eklinde tanmlanr. Sokrates için
önemli olan tek bir ey vardr, o da devletin korunmas ve toplumun mutluluudur.
ktidarda kim bulunursa bulunsun, gerçekte bilginin, erdemin, adaletin, doruluun
hüküm sürmesidir. Buna göre, polisin iyiliini bilen gerçek yurttalar aznlkta ise
aristokrasi, ya da oligari, çounlukta ise demokrasi yelenmelidir.17
Tezimizin konusu olan Kemal Tahir’in görülerden birisi bu bak açsna
yakndr. Kemal Tahir’in siyasal düüncelerindeki ana temalarndan birisi olan
“Toplumlarn yapsna göre yönetim eklinin belirlenmesi” Sokrates’in bu görüü ile
benzerlik arz etmektedir. Sokrates devletin kurtuluu ve toplumun mutluluunu
15 Perikles (.Ö. 469-399), Atina halk meclisinin en faal üyesi idi. Peloponezya Harbi'nde ölen ilk Atinal askerin cenazesinde okumu
olduu metin Perikles’in Cenaze Töreni Söylevi olarak geçmektedir. Atina’da demokrasi idealinin ne anlama geldiini açklayan ve
bu rejimi yücelten en derli toplu bu metin, Tukyidides’in Peleponnesos sava üzerine yazd tarih yaptnda yer almaktadr.
Aaoullar, a.g.e., s.79
16 A.g.e., s.79
10
salayacak olan bilgili insanlarn çounluk ya da aznlna göre aristokrasi, oligari ya da
demokrasinin tercih edilebileceini söylemitir.
vardr. Bunlardan bir kaçnn görülerini burada ksaca ele alacaz. Sokrates’in
örencilerinden olan Ksenophon, Perikles’in “Cenaze Töreni Söylevi”nde övdüü
demokrasiye özgü bütün niteliklerden tiksintiyle söz eder. Ona göre demokrasi ile birlikte
Atina’da yallara sayg gösterilmemeye, beden eitimine önem verilmemeye ve
yöneticilere itaat edilmemeye balanmtr. Toplumsal uyum ortadan kalkm ve en
kötüsü, yurttalarn çeitli hiziplere bölünmesi nedeniyle birlik yok olmutur. Yurttalarn
bir dayanma içinde olacaklar yerde birbirlerinin kuyularn kazmalar ve yalnz kiisel
çkarlarn gözetmeleri, toplumdaki kötülük eilimlerini artrmtr. Demokrasi, siyasal
açdan, yasalar hiçe sayan bir halk despotizminden baka bir ey deildir. Bu rejimde,
kura sistemiyle yeteneksizlerin ibana geldii bir düzensizlik hüküm sürmektedir.18
sokrtates (.Ö.436-338) demokraside meydana gelen yozlamalardan ikayet
etmekte ve demokrasinin bir takm reformlar ile eski günlerine nasl döndürülebilecei
konusunda bir takm araylara girmektedir. Ona göre “bir zamanlar polisi yönetenler,
yurttalarn disiplinsizlii (düzensizlii) demokrasi, yasalar aalamay özgürlük,
konumada ölçüsüzlüü eitlik yada her istediini yapma olanan mutluluk olarak kabul
etmelerine neden olan bir anayasa deil,fakat bu tür insanlardan nefret edip onlar
cezalandrmasyla yurttalarn daha bilge klan bir anayasa yapmlard.”diyerek
atalarnn anayasalarna olan patrios politeia dr.19
Platon, bilgi ve ruh anlaynda duyularn bilgiye ulamada birincil kaynaklar
olamayacan, idelere ulamada akln ön planda olmas gerektiini savunmutur. Bu
dorultuda Platon, insann ruh ve bedenden meydana geldiini belirtmi ve ruhun
bölümlerini itahsal bölüm, aklsal bölüm ve yürekli bölüm eklinde üç’e ayrmtr.
Ruhlarna deil bedenlerine özen gösteren insanlar duygularnn, tutkularnn, ön
yarglarnn tutsaklar olduklar için toplum çatmaya, iddete sürüklenir. Çünkü “en
büyük kötülük olan “kendini sevme Duygusuna”, egoizme kaplan insanlar, yalnzca
kiisel çkarlarn gözeterek, hiçbir ey bilmelerine karn her konuda düünceler ileri
sürerek, toplumda birbirleri ile uyumayan, kart kanlarn olumasna yol açarlar. Her
18 A.g.e., s.89
19 A.g.e., s.92
öznel olan kanlarn reddetmesi nedeniyle, insanlarn arasndaki “özgür” tartmay
noktalayacak tek bir ey vardr o da “iddet”tir. Böylece Platon, demokrasinin özgürlüü
deil iddeti dourduunu savunmaktadr.20
ilk önce bunun temelinde yatan toplumun ele alnmas, toplumun doasnn belirlenmesi
gerektii kansndadr. Ona göre toplum bireylerden oluur; çünkü insan doutan bir
“zoon politikon” dur. Yani toplumsal - siyasal bir hayvandr. Bunun ilk anlam insann
kendi kendine yeterli olmad ve yaamak için benzerlerine gereksinim duyduudur.
Toplum dnda varln tek bana sürdürebilecek bir insan olamaz; bu olsa olsa ya bir
hayvandr ya da bir tanrdr. Bu bakmdan insann tek bana mutlulua ulamas
olanakszdr. nsan mutlu klacak olan akln, anln eylemi, ancak bir topluluk içinde
gerçekletirilen eylemdir.21
Bu noktada Pratagoras’n “toplum sözlemesi”de demokrasinin felsefi temelini
oluturan yap talarndan birisidir. Devlet siyaseti bilen kimselerin bilmeyenleri yönetme
istencinin deil, bütün insanlarn kendi arzular ile yaptklar “sözleme”nin bir
ürünüdür.22
görülmemitir. Renaissance’n meydana getirdii süreç tüm alanlarda olduu gibi
demokraside de büyük gelimelere sebep olmutur.
Renaissance’ta bir ana eilim olarak bulduumuz “otoritelerden bamsz olmay
istemek”, ortaçan evrensel emasn krmtr. Artk insan büyük bir organizmann bir
organ deildir. Arlk merkezi kendisinde olan bir “küçük dünya” (mikrokosmos),
20 A.g.e., s.153
21 Aristoteles, a.g.e,s.9
22 Aaoullar, a.g.e., s.63
23 “Renaissance” ad verilen ça bir geçit dönemidir. Avrupa kültür çevresinin iki büyük ça arasnda bir köprüdür. çinde
bulunduumuz yeniçan girii ve ilk basamadr. Franszca bir sözcük olan Renaissance deyimi “yeniden dou” demektir. Bu
adlandrma gerçekten yerindedir. Çünkü bu dönem Avrupa kültürünün gelimesinde gerçektende batan aa bir yeniden domadr.
Renaissance deyimi dar anlamda “antik ça üzerindeki incelemelerin yenilenmesi, yeniden domas” demektir. Ama bu
Renaissance’n ancak bir yönüdür. Çünkü burada yeniden ortaya çkan sadece incelemeler olmayp, çok daha geni, çok daha temelli
olan bir eydir. Bu da ilkça ile ortaçan vard sonuçlarn büsbütün yeni bir biçimde görünmesi, bundan önceki çalarn tanmad
yepyeni bir insann tarih sahnesine çkmasdr. Renaissance, ortaça düzenin çözülüp yeniça oluturacak ilkeler ile düüncelerin
artk belirmeye baladklar dönemdir. Macit Gökberk, Felsefe Tarihi, Remzi Kitabevi, stanbul, 1999,s.188-189
12
kendine göre özellii ile bir bireydir.24 Demokrasinin olumasndaki en küçük yap ta
meydana çkmtr. Bu bireyselleme devletlerin yönetim tarzlarnn da etkileyecektir.
Tek tek uluslar da artk yalnz, evrensel Hristiyan topluluunu kuran parçalardan biri
deildirler. Her biri, tek bir insan gibi, bir bireylik olmak yolundadr. Bu tutum içerisinde
felsefe de artk tek bir yolda tek bir amaca yönelmi bir bilgi çeidi deildir, artk insan
düüncesini kurcalayan her türlü sorunu ele almtr. Artk her alanda bilinmeyen yollar
yöntemler denenmektedir. Böylece de, ortaçan kendi içinde kapal, monoton, duruk
dünyasndan yeni bir dünya, bütünlüü gitmi, ama çok renkli, çok sesli, çok hareketli
olmu Renaissance dünyas domutur. 25
Demokrat devlet düüncesinin kökenleri Renaissance’ta bulabiliriz. Bu devlet
anlayn Renaissance’ta ileri süren düünürlere Monarchomach’lar denmitir.
Adlarndan da anlalaca gibi bunlar tek kiinin tek bana egemen (monarch) olmasn
istemeyen, buna kar savaan kimselerdir. “Devlet bakannn yeri ve yetkisi” sorunu
bunlar için çk noktasdr. Monarchlar’a göre devletin bandaki halkn efendisi deil,
sadece bir görevlisidir. Asl egemen olan halktr. Hükümdar ancak halk adna ve yerine
eylemde bulunabilir. O, bir takm snr ve balar ile devleti yönetmek için halk tarafndan
görevlendirilmi olan bir kimsedir. Bu görevin ne olduunu ve snrn halk istencinden
domu olan yasa belirler. Devlet bakan yasann üstünde deil, altndadr. Yasa onun
istencine bir snr çizer. O, bu snr amaya kalkrsa halk da ona kar ayaklanabilir.
Monarchlar içerisinde halkn yüceliini ileri sürüp “halk egemenlii düüncesi”ne ilk
kesin formülünü kazandran Johannes Althusius (1557–1638)’tur. Demokrat devlet
anlayna 18.yy’da klasik biçimini verecek olan J.J. Rousseau’ya Althusius’un çok
katks olduu sanlmaktadr. Althusius, egemenlik kavramn devlet öretisine çk
noktas ve temel olarak alr. Egemenlik bir bütündür, bölünemez, parçalanamaz, bir
bakasna aktarlamaz. Althusius’a göre egemenlik ancak halkn elinde bulunabilir.
Çünkü dorudan doruya halktan çkmtr ve yalnz onundur. Çünkü devlet bir
sözlemeden domutur. Dolaysyla da egemenlik, devleti kuranlarn yani halkn
hakkdr. Halk kendisini parlamento ile temsil ettirir. Parlamentonun yetkileri halka
baldr.26
Demokrasinin de ortaya çkmasn salayacak olan bireysellik ilk Hümanizm ile
meydana gelecektir. Demokrasinin felsefi temellerinin özünde, aslnda bu düünce yaps
vardr. Hümanizm’in iledii “insan sorunu” benliini bulmu, kiiliinin farknda olan
bir insan modeli ortaya çkaracaktr. Hümanizm bu dorultudaki alt yapsnda Antik
Yunan Felsefesi’nin etkisi vardr.27 Antik Yunan Felsefesi’nin bireysellie vermi olduu
önem demokrasinin olumasnda da önemli faktörlerdendir. Sofistlerin, insan çkarlarna
hizmet eden bencil bir varlk olarak nitelemelerine ramen, düüncelerinin odak noktas
yaptklar ve onu her eyin ölçüsü olarak gördükleri bilinmektedir. Siyaset bilgisi yada
siyasal erdem belli bir aznln ayrcal deildir. Fakat herkes bundan pay almtr.
Dolaysyla herkes siyasala yaama katlabilir ve katlmaldr.28
Demokrasi ile ilgili yaplan deerlendirmelerde, demokrasinin üç temel yönetim
biçiminden birisi olduu ifade edilmitir. Bu yönetim biçimleri Monari, Aristokrasi ve
Politia olarak ifade edilir. Monari’nin sapmas tiranlk, Aristokrasi’nin sapmas oligari,
Politia’nn sapmas da demokrasi olarak ifade edilir. Demokrasi ile ilgili yaplan tariflerde
dikkat çeken yön, yoksullarn çkarn hedefleyen çounluun yönetimi tanmlamas
yaplmaktadr. Doru ve iyi yönetim olarak nitelenebilmesi için herkesin iyiliini
salamay amaçlamas gerekmektedir.29
Demokrasi tarihinde dünyada meydana gelen baz olaylar çok önemli yerlere
sahiptirler. Demokrasinin oluum sürecine katk salayan Hammurabi Kanunlar, (.Ö.
2500), Veda Hutbesi, (632), Magna Charta Libertatum, (19 Haziran 1215), Fransz
htilali. (1789), Fransz nsan ve Yurtta Haklar Bildirgesi, (3 Eylül 1791), Sened-i
ttifak (7 Ekim 1808), Gülhane Ferman (3 Kasm 1839), Islahat Ferman (18 ubat
1856) gibi toplumsal olaylar demokrasi ve insan haklarnn geliimine katklar
salamtr.30
Sonuç olarak unu söyleyebiliriz. Demokrasinin kavram olarak artlara ve
zamana göre deiebildii buna göre de farkl kuramlara konu olduunu kabul etmek
gerekir. Kukusuz Demokrasi gibi bir kavram ölçmek ve en iyi olan bulmak kolay
olmamaktadr. Bu gibi farkllklar, o toplumun içinde bulunduu sosyo-ekonomik
artlar ve toplumsal aktörlerin deiikliinden kaynaklanmaktadr.
27 A.g.e, s.91
28 Aaoullar, a.g.e., s.61; Mevlüt Uyank, Sivil taatsizlik Eylemleri ve Dini Deerler, Elis Yay., Ankara 2010, s. 58,59.
29 Uyank, a.g.e., 21; Aaoullar, a.g.e., s 246-249.
30 Cokun Can Aktan, Haklar ve Özgürlükler Antolojisi H.A.K – Türkiye Hak Isç Sendikalar Konfederasyonu, Ankara,2003,s.5
14
alanda birçok ülkenin geleceini etkileyecektir. Bu etkileim siyasi rejimlerin demokrasi
adna yapm olduklar diktatörce basklara kar çkan birçok insannda yaamnda büyük
etkiler meydana getirecektir. Bu etkileim kimi zaman imparatorluklarn yklmasna,
kimi zamanda düüncelerini savunmak adna insanlarn hayatlarnn zulme uramasna,
daha ötesinde hayatlarnn bu uurda son bulmasna sebep olacaktr. Gerçek demokrasi ile
ideal demokrasi arasndaki etkileim ve yeri geldikçe çekime insanolu var olduundan
beri devam etmi ve etmeye de devam edecektir.
1.3. TÜRK DEMOKRASS VE KEMAL TAHR
Türk Demokrasisi Osmanl mparatorluunun özellikle ykl döneminde çok
çeitli aamalardan geçmitir. Yaanan bu sürecin toplumsal anlamda çok büyük etkileri
olmutur. Bu etkilerin en önemli sonucu yeni bir devlet kurulmas eklinde kendisini
gösterecektir. Bu geçi döneminde meydana gelen gelimeler birçok aydn etkileyecek
ve derin izler brakacaktr. O dönemi yaayarak etkilenen insanlar kitaplardan okuyarak
etkilenenlerden ayr tutmak gerekir. Kemal Tahir'de bu bahsettiimiz aydnlardan
birisidir. Bu sebeple o dönem ile ilgili ortaya koyduu deerlendirmeler, fikirler bizim
için önem arzetmektedir. Özellikle yazl tarihten örendiimiz baz tarihsel olaylar
hakknda yapaca deerlendirmeler dikkat çekmektedir.
Türkiye cumhuriyetinin kurulu aamas ve demokrasiye geçi süreci ile ilgili
Kemal Tahir’in bak açs yazl tarihin bizlere aktard bilgilerle çeliik bir takm
unsurlar göstermesi açsndan önemlidir. Kemal Tahir, Osmanl’dan Türkiye
Cumhuriyeti’ne geçi sürecini bir kadro hareketi olarak ifade eder. Bunu u ifadeleriyle
net bir ekilde ortaya koyar:
“Gerek Osmanl tarihi içinde, gerek Cumhuriyet Tarihi içinde diyebileceimiz
bir sosyal patlamaya rastlamyoruz. Bütün hareketler kadrolar tarafndan
yaplmtr.”31
Osmanl imparatorluunu ykan kadro ile yani Jön Türkler ile ttihat
Terakkicileri birbirlerinin devam olarak görmekte ve Mustafa Kemal’i de bu hareketle
ayn çizgide görmektedir. “te Jön Türk hareketinin getirdii ttihat ve Terakki
Cemiyeti kadrosu, bütün vatanseverliine, bütün idealist giriimlerine ramen, koca bir
31 smet Bozda, Kemal Tahir’in Sohbetleri, 2. bs., Emre Yaynlar, stanbul, 2006, s.73
15
imparatorluu elden çkarmamza sebep olmu, ite bir Mustafa Kemal ve
arkadalarnn oluturduu kadro, yeni bir devlet kurmu! Bu iki kadroyu da kuranlar-
az farkla- hemen hemen ayn insanlar…32
Cumhuriyet rejimi ve demokrasiye geçi Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ilk
kurulduu zamanlarda alnan bir karar deildir. Mustafa Kemal Paa, 24 Nisan 1920
tarihli önergesinde saltanat ve hilafetin geleceiyle ilgili düüncelerini öyle açklar:
“Dümanlarmz saltanat ve hilafeti birbirinden ayrmak istiyorlar. Bizim
amacmz bu iki makam ayrmann milli iradeye uygun olmadn göstermek ve
mukaddes makam esaretten kurtarmaktr. Hilafet ve saltanat makamn kurtarmay
baardktan sonra meclisimizin düzenleyecei yasalar çerçevesinde padiahmz da
yerini alacaktr.” 33 diyen Mustafa Kemal Paa, savan galibiyetle sonuçlanmas
üzerine saltanat taraftar sözlerine son vermitir.
Mustafa Kemal Paa, artk halk egemenliinin hâkim olduu bir yönetim tarz
istemektedir. 23 Nisan 1920 ile 29 Ekim 1923 tarihleri arasndaki süreç saltanattan
cumhuriyete geçi sürecidir. Halk egemenliinin istendii yerde tek adam politikas
etkili olmutur. Kemal Tahir, Cumhuriyetin kurulu sürecinde gelien olaylarn bir halk
hareketinin sonucu olmadn iddia etmektedir. smet Bozda, Kemal Tahir'in
Sohbetleri isimli kitabnda Kemal Tahir'in azndan bu durumu u ekilde vermektedir:
“Bazlar Kuvay- Milliyeyi bir halk hareketi gibi görmek ve göstermek isterler.
Bütün douda ve Türk milletinin tarihinde tek bir halk hareketi yoktur ki, Kuvay-
Milliye halk hareketi olsayd, stiklal Mahkemelerinin kurulmasna ne gerek vard?...
Hele kurulduktan sonra savata ölenlerden çok daha fazla ipe çekilmesinin bir anlam
olabilir mi?... Kuvay- Milliye bir halk hareketi olsayd, orduya silahsz katlan
askerden fazla silah ile ordudan kaçan asker görülmez, tersine krk dökük silah ve
oraklarla saflar dolduran gönüllü taburlar kurulurdu. Kuvay- Milliye bir halk hareketi
olsayd, Sakarya sava, bir subay sava olmazd. Kuvay- Milliye bir halk hareketi
olsayd, Mustafa Kemal paa meclisin karsna dikilip, sava kazanabilmekliim için,
Büyük Millet Meclisi olarak mevcut gücünüzü-belli bir süre için bana devretmeniz
32 A.g.e., s.73
33 Kazm Öztürk, Atatürk’ün TBMM Aç ve Gizli Oturumlardaki Konumalar, Kültür Bakanl Yay., Ankara-1981, s. 15
16
gerekir, baka türlü sorumluluk kabul edemem demezdi.”34 diyerek kurulu
aamasndaki gelimeleri göstermelik olarak nitelemitir.
Geçi süreçlerindeki karmaa baz siyasal sorunlarnda ortaya çkmasna sebep
olmutur. Bu siyasal sorunlarn en belirgin olan siyasi otoritenin nasl salanaca ve
uygulama eklinin nasl olaca ile ilgilidir. Türkiye Cumhuriyet’inin kurulu sürecinde
otoritenin uygulamas stiklal Mahkemeleri ile salanmtr. Mecliste bulunan birinci ve
ikinci grup Türkiye Cumhuriyeti’nin siyasal zemindeki iktidar ve muhalefet temsilcileri
olmulardr. Bu iki grup arasndaki çatmalar ilk meclisin kuruluu ile balamtr.
stiklal Mahkemelerinin kuruluu ile ilgili alnan kararlarda da ilk meclisteki bu
tartmalar görmekteyiz.35
stiklal Mahkemeleri çalma yöntemi açsndan son derece ilginç ve olaanüstü
yetkilerle donatlm mahkemelerdir. Ayrcalkl özelliklerinden en önemlilerini, delile
ihtiyaç duymadan vicdanen karar verebiliyor olmalar, kararlarnn sorgulanmadan
derhal uygulanmas ve tüm asker ve sivil yöneticilere emir verebilmeleri oluturur.
zmir suikast sonrasnda Babakan smet nönü’yü bile tutuklama karar almtr.
Ald kararlar tereddüt etmeden uygulayabilen bir yapya sahiptir. Mahkemelerin emir
veremedii ve “rica”sn dikkate ald tek kii Mustafa Kemal’dir. 11 Eylül 1920 de
kurulan stiklal Mahkemeleri 17 ubat 1921’e kadar devam etmitir.36
Savatan çkan ve eski siyasal sistemini bütünüyle deitiren bir siyasi
organizasyonun otoritesini salamas için ortaya koyduu sert tedbirlerle ilgili olarak
yaplan yorumlarda, demokratik yap açsndan eletirsek dahi, dönem ve artlar
dikkate almak zorundayz.
kez çok partili parlamenter sisteme geçilmitir. Mustafa Kemal Paa “Times Gazetesi”
stanbul muhabirinin yazl sorularna 11 Aralk 1924’te verdii cevapta:
“Hakimiyeti milliye esasna dayanan ve bilhassa cumhuriyet idaresine malik
bulunan memleketlerde siyasî partilerin mevcudiyeti tabiidir. Türkiye Cumhuriyetinde
de birbirini denetleyen partilerin doacana üphe yoktur”37 demek suretiyle böyle bir
giriimi doal, son derece de olumlu ve Cumhuriyet rejiminin gerei olarak
34 Bozda, a.g.e., s.76
35 Ahmet Cemil Ertunç, Cumhuriyetin Tarihi, Pnar Yaynlar, stanbul 2010,s.40
36 A.g.e, s.113
37 Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri III, Atatürk Aratrma Merkezi, Ankara 2006, s.77.
17
karladn ifade etmitir. Fakat u sözlerinde Kemal Tahir o dönemi pek
kabullenebilmi görünmemektedir:
" Mustafa Kemal Paa'nn da içerisinde bulunduu bu kadronun ileri
gelenlerine bakld zaman, görüyoruz ki, Birinci Dünya Sava'nda yenilip
mparatorluun yok olmasnda rol oynam ttihat ve Terakki Cemiyeti üyeleri ve ileri
gelenleriyle, ttihatçla koulmu ve ordusuz kalm subaylar Ermeni göçünün yaygn
olduu illerin ileri gelenleri, idealist aydnlar, öretmenler ve her çada maceraya
koan bir takm babozuklar... Bu takm için hedef bamsz bir devlet haline gelmek
yahut yenisini kurmaktr. ttihatç olup da takma katlanlar bir zarn ansnda
kaybettikleri devleti yeniden kurabilirlerse, vicdan azabndan kurtulacaklar, ordusuz,
görevsiz, isiz kalm subaylar, varlklarnn hikmeti vücuduna eriecekler, sanatlarn
icra edebilecekleri bir ordu ile ülkeyi dümandan kurtaracaklar."38 bu sözler
Cumhuriyet döneminin karmaasn ifade etme açsndan önemlidir.
Ayrca 1950'li yllardaki çok partili rejime geçii salayan seçimler hakknda
söyledikleri de dikkat çekicidir.
çrlarna ramen, sahici egemenlii halka götürememi, aydn sandalyesinden
indirememiti. ndirememiti diyorum; çünkü halk örgütlenmi deildi ki, bu haklarn
bu örgütler aracl ile kullanabilsin ve okumuun elinden yakasn syrsn!... Dört
ylda bir yaplan seçimler kendisine yararl insanlar seçmesine deil daha az zararl
seçmesine yaryordu. Bu parlamenter sistem olsa olsa halkn seksen yldr. Yakasndan
dümeyen “Aydn”’n keskin dilerini biraz törpülemi oldu; bu kadar da Anadolu
insan için ferahlktr…”39
balamaktadr. Monarik yönetim eilimi gösteren cumhuriyetlerde genellikle yönetim
yetkisi bir kiinin elinde toplanmaktadr. Bu kii ulus tarafndan benimsenmi bir
yasallk içinde bamsz biçimde hareket eder, seçimlerle ibana gelen devlet ve
hükümet bakanlar öyle yetkilerle donatlrlar ki, bir kraldan farklar kalmaz.40
38 Bozda, a.g.e., s.74
39 A.g.e, s.32
40 Maurice Duverger, Seçimle Gelen Krallar, çev. N. Erkurt, Kelebek Yaynlar, stanbul, 1986, s.27
18
Siyasal sistemler her ne kadar kendisini cumhurun yönetimi ve demokratik bir
rejim olarak tanmlasa da halkn tercihlerinin ve taleplerinin yeterli olgunlua
ulamad her siyasal her siyasal sistemde lider hâkimiyeti ve sorgulamadan
kabullenme hâkimdir. Türkiye içinde zaman zaman söz konusu olan bu sorgusuz
kabullenme düzenini eletiren Kemal Tahir gibi aydnlar siyasi görüü ne olursa olsun
siyasiler tarafndan ho karlanmamtr. Muhalefetsiz bir siyaset anlayn savunan
bak açlar olaanüstü durumu devam ettirmeye yönelmi, zaman zaman demokratik
tavr ve durular bastrmay siyaset yapma yöntemi olarak benimsemilerdir. Bu
çerçevede kurulan stiklal Mahkemeleri geni yetkilerle toplumsal sahay
biçimlendirmeye çalmtr.41
Kemal Tahir, " Bak bizim Sabahattin de (Selek) kitabnda Kuvay- Milliye'yi bir
halk hareketi gibi göstermek istiyor. hemde savata ölenlerden çok stiklal Mahkemesi
kararlar ile aslanlar olduunu yazyor. Oysa bu: Hem dondurmaym, hem frndan
çktm gibi bir laf oluyor düpedüz."42 sözleri ile cumhuriyet dönemi uygulamalarndaki
çelikili durumu ve bu durumu farkl ekilde göstermeye çalanlara olan eletirisini
ortaya koymaya çalyor.
bir ittihatç yöneticinin azndan u sözler dökülür:
“Bizim ömrümüz, bütün suçlarmz muhaliflerimize yüklemekle geçmitir.
Büyük politika sandk bunu... Yatknmz, altk. Daha beteri, en suçlularmza, en
utanmazlarmza uyarak, doru söyleyenlere, hiç bir suçu olmayanlara di biledik
yllarca... Giderek muhaliflerimizle aramzdaki ilintileri hrszlarmz, alçaklarmz,
manyaklarmz belirleyip denetler hale geldi. Bu heriflerin ne kadar rezil, ne kadar ie
yaramaz olduklarn... Ne demek ie yaramaz! Tersine, kancklklarn... Aptallklarn...
Çalp çrptklarn bile bile, muhaliflerimizi en alçak iftiralarla karalamalarn
beeniyorduk, srtlarn svazlayarak kkrtyorduk, mükâfat olarak da çalmalarna,
namussuzluklarna göz yumuyorduk. stiklâl Mahkemelerinin, çounlukla, bizim ikinci
takm döküntülerinden kurulmas rastlant deildir, böyle ilere yatknlmz, snavlara
vurulmu, ölçüp biçildikten sonra iyi deerlendirilmitir. Biz her çeit savunuyu suç
41 Bekir Stk Gönülal, smetYalçn, Atatürk nklâb, Kültür ve Turizm Bakanl Yaynlar, Ankara 1984, s.467-470.
42 Bozda, a.g.e., s.76
de, muhalifsiz hükümet etmek...
Çok düündüm, muhalefetsiz hükümet etmek istei, Devleti alet ederek, hiçbir
ceza korkusu duymadan bol bol suç ileme zevkinden geliyor. Ceza görmemek güvenini
salayp keyfince en namussuz suçlar ileyeceksin…
te insanolunun düebilecei en sefil çirkef çukuru... Bir kez bu yokutan
kaymaya baladn m, olduundan yüz kat, bin kat kyc kesilirsin. Canavarlarsn.
Her an alçaklk etmekten artk kendini çekemezsin! Önüne çkanlar, bir korkulu
rüyada, karakoncolostan kurtulmana biricik engel görürsün. Ezmeden geçemeyeceine
inanrsn. Kzarsn. Kzmaktan da öte bieydir bu... Kzmak insancl bir duygudur. Oysa
artk sen insanlktan çkmsndr! Bir toplum düün ki, orda adam öldürmeye, hem de,
çou, suçsuz adam öldürmeye SYASET deniyor.”43
Burada ifade edilen sözleri Kemal Tahir'in Cumhuriyet'in kurulu dönemi
siyasetine bak açsn ortaya koymaktadr. Kemal Tahir’in yaam olduu
dönemlerde, siyasetin seyri, demokrasiden uzaklaarak devam etmitir. Mustafa Kemal
Atatürk’ün sava ortamndan ülkeyi kurtararak yeni bir devlet kurulmas ile sonuçlanan
devlet politikas 10 Kasm 1938’de ki ölümüne kadar devam etmitir. Bu süreç
içerisinde meydana gelen gelimelerde demokrasiden uzak admlar, uygulamalar
Mustafa Kemal’in ölümünden sonra yönetimi eline alan smet nönü döneminde de sert
bir ekilde devam etmitir.
Cumhuriyetin ilanndan önce yeni Türk Devletinin ilk siyasî partisi "Halk
Partisi" ad altnda (daha sonra Cumhuriyet Halk Partisi adn ald) 23 Ekim 1923'de
resmen kurulmutu. Bakanlna da Mustafa Kemal Atatürk seçilmiti. 1945 ylna
kadar siyasî parti kurma denemeleri ne yazk ki baarl olamad.
kinci Dünya Savann bitiminden sonra çok partili yaama geçme eilimi güç
kazand. Bu dönemin ilk siyasî partisi 18 Temmuz 1945'de "Milli Kalknma Partisi"
oldu. Daha sonra da 7 Ocak 1946'da Demokrat Parti" kuruldu. Türkiye Cumhuriyeti
tarihinde birden fazla partinin katld ilk seçim ise, 21 Temmuz 1946 tarihinde yapld.
Bu seçimle birlikte çok partili hayat ksa sürede benimsendi. 1950 ylna kadar ülkede
25 siyasî parti daha kuruldu. 14 Mays 1950'de yaplan seçim sonucunda, 487
milletvekilliinin 397'sini kazanan Demokrat Parti, 24 yl kesintisiz iktidarda kalan
43 Kemal Tahir, Kurt Kanunu, Tekin Yaynevi, stanbul, 2001, s 190-191
20
Cumhuriyet Halk Partisinin yerine iktidara geldi. Demokrat Parti iktidar, 27 Mays
1960'da yaplan askeri darbe ile sona erdi.
Kemal Tahir'in kurulu dönemi demokrasi anlayna olan eletirel bak açs
ihtilaller konusunda da olmutur. 27 Mays htilal ile ilgili söyledii sözlerle de
demokrasi adna yaplan giriimlerin durumunu ifade etmitir.
"Ne demek htilal? ... Halkn bir fikir sentezine inanarak mevcut iktidara
bakaldrs... Bir uydurma demokrasiden dier uydurma demokrasiye geçmek için
ihtilal yapmaya ne gerek var?... 27 Mays'ta olup biten, bir hükümet
darbesidir....'Hükümet Darbesidir.' derken de, bol keseden davranyorum ha!... Çünkü
bir darbe, yalnz bir tarafn tasfiyesi deil, ayn zamanda öteki tarafn da iktidara
yerlemesidir. Ama 27 Maysçlarn ileri sürdükleri bu deil: "Biz gidiciyiz" diyorlar.
Yeni bir Anayasa tasla hazrlayacaz, milletin oyuna sunacaz ve sonra seçime
giderek Büyük Millet Meclisi'nin seçecei iktidara devleti teslim edeceiz." Bu olup
bittide darbe'nin bile koullar tamam deil... Nasl ihtilal diyebiliriz o zaman?44
“Biliyorsun, ben Anadolu htilali, Kurtulu Sava, 27 Mays htilali gibi
deyimlerin karsndaym. Anadolu htilali ne demek? Ta 1923 ylna kadar stanbul’da
bir saray var. Halife var ve halife resmen devlet bütçesinden tahsisat alyor. Sonra
bunun ad ihtilal!... Saray için tek bir kurun bile yaklmamtr ki bu hareketin adna
ihtilal diyelim.”45
gelen düünce yapsnn bu noktay dikkatlerden kaçrmamas gerekir. Savatan çkan
ve yeni kurulan bir devletin tüm sistemlerinin yoktan var edildii bir dönem ile tüm
kurumlarnn büyük oranda oluturulduu smet nönü dönemindeki uygulamalarn
eletirilerinin ayn olmasn beklemek hakszlk olur.
Bizim bu çalmada ortaya koymaya çalacamz tez 1938–1950 yllar
arasndaki demokrasi d uygulamalara kar dik durularn sergileyen aydnlarmzdan
birisi olan Kemal Tahir’in bu süreç zarfnda yaadklarnn bir sonucu olarak
cumhuriyet dönemine olan bak açsn ortaya koymak olmutur.
44 Bozda, a.g.e., s.78
45 Bozda, a.g.e, s.75
YAPISI 2.1. HAYATI
II Abdülhamid'in Hünkâr yaverliini yapan, Alayl bir deniz subay Yüzba
Tahir Bey'in olu olan Kemal Tahir (Asl ismi smail Kemalettin Demir’dir) 13 Mart
1910'da stanbul'da Veznecilerde Sultan Abdulhamid’in babasna hediye ettii kâgir
konakta dodu. Babas Yldz Saray’ndaki marangozhanede Sultan’a yardm etmekle
görevli idi. Annesi Nuriye Hanm, Kafkasyal Abhazlardandr. Sarayda Sultan
Abdulhamid’in kz Naile Sultan’n hizmetinde iken Tahir Bey ile evlendirildi.
mparatorluktaki çalkantlar ve çekimeler, Saray’a mensup Tahir Bey ailesini de
etkiledi. 1908'den sonra idareyi ele geçiren ttihat ve Terakki Cemiyeti, Abdülhamid'e
yaknlndan olsa gerek, Yüzba Tahir'i, rütbesini indirerek emekliye ayrd. Ailenin
en büyük olu Kemal Tahir ite bu dönemde dodu. Ancak Balkan Sava patlak
verince, 1912'de Tahir Bey yeniden silâhaltna alnd, sava bitince sivil hayata
döndüyse de bu uzun sürmedi, Birinci Dünya Sava'nda Çanakkale'de savat,
yaralannca cephe gerisine, Nazilli'ye atand.46
Bir süre sonra ei Nuriye Hanm'la oullar Kemal Tahir ve Nuri Tahir'i yanna
aldrd. Aile, o sava yllarnda bir süre Nazilli, Burdur ve Aydn'da kald. Birinci Dünya
Sava bitince stanbul'a döndüler. Kemal Tahir, kardei Nuri Tahir'le Kasmpaa'daki
Cezayirli Hasan Paa Okulu’na kaydoldu. Babalar Tahir Bey ise ailenin geçimini
salamak için, her sabah erkenden kalkp, içinde avadanlklar (alet, edevat) bulunan
zembilini (hasrdan örülmü sapl torba) alarak dülgerlie gitti. Aile, 1923'te
Vezneciler'deki kâgir konaa tand, Kemal Tahir de Galatasaray Sultanîsi'ne girdi. Bu
arada, eitiminde ve yetimesinde büyük pay olan sevimli ve babacan amcas
Süleyman Bey'in vefat Kemal Tahir'i derinden etkiledi. Ancak aclar bununla da
bitmedi, anneleri Nuriye Hanm, küçük kardeleri Ratip Tahir'in doumunun hemen
ardndan vereme yakalanp karlarla kapl bir günde hayata gözlerini yumdu (1926).47
Nuriye Hanm, arkasnda küçücük bir bebek olan Ratip Tahir'i, lise örencisi olan
46 Karaca, Alaaddin, Dragomanlar ülkesinde yerli bir aydn: Kemal Tahir, Zaman Gazetesi Kitap Zaman eki Say:50,
http://kitapzamani.zaman.com.tr/kitapzamani/newsDetail_getNewsById.action?newsId=2182
47 Atilla Özkrml, Türk Edebiyat Ansiklopedisi, "Kemal Tahir" 3.cild, cem yaynevi, stanbul 1987 s.742,
22
Kemal Tahir ile Nuri Tahir'i ve kocas Tahir Bey'i aniden brakp bu dünyadan
göçmütü. Çaresiz baba, küçük Ratip'i bir süre Nuriye Hanm'n köyüne brakt, sonra
onu da yanna alarak ebinkarahisar'a gitti, ardndan da Binnaz Hanm'la evlenip
Vezneciler'deki evlerine döndü. Aile dalm, annesini yitirmesi Kemal Tahir'i
derinden sarsmt. Hem bu olay, hem de geçim sknts nedeniyle genç Kemal Tahir
1930'da, 10. snftayken Galatasaray Lisesi'ni terk edip Karaköy Palas'ta bir avukatn
yannda çalmaya balad. Ancak ald ücret, ailenin geçimine yetmedi, çare olarak bir
süre Zonguldak Maden Kömürü letmesi'nde ambar memurluu yapmay kabul etti,
1932'de stanbul'a döndü.48
olarak çalt. Yedigün ve Karikatür dergilerinde sekreterlik, Karagöz gazetesinde
bayazarlk, Tan'da yaz ileri müdürlüünü yürüttü. Kemal Tahir edebiyata ctihat
Dergisi'nde çkan iirleriyle girdi. 1932'de arkadalaryla beraber yedi saydan ibaret
“Geçit” adnda bir dergi çkard. Ses'te çkan sosyal temal iirlerinden sonra iir
yazmna son verdi. 49
Nazm Hikmet, Kemal Tahir ve Piraye Hanm Çankr Cezaevi'nin avlusunda
Nazm Hikmet, kardei Nuri Tahir, Hikmet Kvlcml, Fatma Nudiye Yalç,
Kerim Korcan, Emine Alev, Seyfi Tekbilek, Mehmet Ali Kantan, Hüseyin Avni
48 Kitap Yurdu Kitap eki, Haziran-2011, say:40, sayfa:1
49 Hasan Aycn, Türkiye'nin Ruhunu Arayan Aydn Kemal Tahir, Hece Dergisi, Yl:16, Say:181, Ocak 2012, s.6
23
Durugün ve Hamdi Alev (amilof) ile beraber yargland "Bahriye Olay" diye bilinen
dava sebebiyle Donanma Komutanl Askeri Mahkemesi'nce tutuklanarak "askeri
isyana tevik" suçundan 29 Austos 1938 tarihinde 15 yl hapse mahkûm edildi. ki yl
stanbul Tevkifhanesi’nde (1940), daha sonra da Çankr (Aralk 1940- Mays 1941),
Malatya (Mays 1941-1944), Çorum (1944-Ekim 1949), Nevehir (Kasm 1949-Nisan
1950) cezaevlerinde yatt.50
Kemal Tahir, altm üç yllk hayatnn 1938-1950 yllar arasndaki zaman
dilimini bir dönem hayran olduu Kemalizm hapishanelerinde geçirdi. Marksist
suçlamasyla yaad bu süreci kendisi u ekilde ifade etmektedir:
"Komünistlik suçundan 15 yl hapse mahkum edildiim gün kitaplm birisi
elden geçirseydi, yüzlerce sa kitaba karlk 5-6 sol kitap ya bulurdu, ya bulamazd!..."
demitir.51
Yaklak 13 yl ayr kald stanbul’a döndükten sonra bir süre zmir Ticaret
Gazetesi'nin stanbul mümessilliini yapan Kemal Tahir, iktisadi konularda yazlar
yazd. Kemal Tahir, Semiha Hanm hayatna girmeden evvel bir evlilik yaamtr.
Kemal Tahir ilk evliliini, 12 Austos 1937 günü Fatma rfan Akersin 52 ile yapmtr.
Fakat bu evlilik fazla uzun sürmemi, Kemal Tahir’in hapse girmesi üzerine Fatma rfan
mahkemeye bavurarak “Vatan ve devlet düman bir ideoloji olan komünizmi
benimsemi olmas nedeniyle 15 yl ar hapse mahkûm olmu bir kiiyle aile ban
yürütmenin imkânszlna” dayal boanma hükmü ile 1940 ylnda boanmtr. Kemal
Tahir, Fatma rfan’dan boand zaman Çankr cezaevindedir.53 Daha sonra Kemal
Tahir, ikinci evliliini Semiha Sdka Hanm54 ile yapmtr.
50 Hulusi Geçgel, Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyat, An Yaynlar, Ankara-2006, s.254
51 Bozda, a.g.e., s.16
52 Fatma rfan Akersin: 1919 ylnda stanbul’da dünyaya geldi. (Fatma rfan Serhan, Kemal Tahir’den Fatma rfan’a Mektuplar,
Sander Yaynlar, stanbul, 1979, s.149). 1935 ylnda Edirne Kz Muallim Mektebi’nden mezun olunca zmir’e tayin edildi. 1937’de
Gazi Eitim Enstitüsü’nün Türkçe bölümüne kaydoldu. 12 Austos 1937’de Kemal Tahir ile evlendi. 1939 ylnda Gazi Eitim
Enstitüsü’nden mezun oldu. stanbul Üniversitesi Gazetecilik bölümüne devam ettiyse de tamamlayamad. 1940 Haziran’nda Kemal
Tahir’den ayrld. (Efnan Atmaca, Edebiyat Tarihi çin Büyük Keif, Radikal Gazetesi, 23 Eylül 2005, s.9). Avustralya’daki
Macquarie Üniversitesi’nde Australian Broadcasting Commission’da görev ald. 1960’tan sonra Cumhuriyet, Demokrat zmir
gazetelerinde köe yazarl yapt. Marziye ve Karagöl romanlar ile Kemal Tahir’den Fatma rfan’a Mektuplar’ yaymlad. (Serhan,
a.g.e., s.15)
53 Cengiz, Yazolu, Kemal Tahir; Notlar-Mektuplar,Balam Yaynlar, stanbul 1993, s.7
54 Semiha Uzunhasan: Asl ad Sdka Özdou’dur. (Sülker, Kemal, Anlara Yolculuk, Yazko Yaynlar, stanbul,1983, s.150). Birinci
Dünya Sava yllarnda Moskova’da bulundu ve Türkiye Komünist Partisi’ne katld. Parti kapannca yurda döndü. Siyasi faaliyetleri
için Kerim Sadi’nin evini kulland ve bu evde Kzl stanbul, Orak Çekiç dergilerini yaymlad. (Ant, Zeki, Türk Düünce Tarihinde
24
1950 ylnda çkan aftan faydalanarak cezaevinden çkan Kemal Tahir, 6-7 Eylül
olaylar srasnda gözaltna tekrar alnan ve Harbiye Cezaevi'nde 6 ay daha hapis yatt.
Daha sonra 14 ay gibi bir süre Aziz Nesin ile birlikte, Düün Yaynevi'ni yönetti (1957-
58). 1960'tan sonra tümüyle edebiyata yönelen ve hayatn romanlarnn geliriyle
sürdüren Kemal Tahir, bu yllarda Dost Dergisinin düzenledii yarmada “Yln
Romancs” ödülüne layk görüldü. Metin Erksan, Halit Refi, Atf Ylmaz ile 1968
ylna kadar senaryo çalmalar yapan Kemal Tahir, 1968 ylnda Marksizm’in bir
toplum üzerindeki etkilerini yakndan görmek amacyla S.S.C.B’ye gitti ve bir takm
gözlemler yapt. 1970 ylnda akcier ameliyat geçirdi. 21 Nisan 1973 gecesi gazeteci
Mehmet Barlas’n evine davetliydi. Davetliler arasnda smail Cem, Afin Germen ve
Mete Tuncay da vardr. Kemal Tahir davetten bir gün önce Halit Refi’e ksa bir süre
önce kendisi ile uzun bir röportaj yapp da ancak yirmide birini yaynlayan “Türkiye’de
Sol Akmlar” kitabn yazan Çetin Yetkin’in de davetli olduunu, onu görmek
istemediini ve bu sebeple davete gitmeyeceini söyler. Halit Refi ise “Türkiye’de Sol
Akmlar” kitabnn yazar Çetin Yetkin deil Mete Tuncay olduunu, Çetin Yetkin’in
kitabnn “Soldaki Bölünmeler” baln tadn anlatr. Çetin Yetkin’in
gelmeyeceini anlayan Kemal Tahir Mehmet Barlas’n davetine gider. Fakat ne olursa o
gece olur. Mete Tuncay ile tartmaya giren Kemal Tahir fenalar ve o gece geçirdii
kalp krizi sebebi ile stanbul’da vefat eder.55 Mezar Erenköy Sahray Cedit
Mezarl’ndadr.56
2.2. ESERLER:
Edebiyat yaamna toplumsal konular ileyen iirlerle giren Kemal Tahir, ilk
öykülerini 1941’de yaymlad, daha sonra roman’a geçti. Dört öyküsünü toplad “Göl
insanlar” adl kitabn okuyan Nazm Hikmet, “Göl insanlar Türk edebiyatnn en
güzel dört hikâyesi olarak kalacaktr” demitir. Kemal Tahir’in romanlar iki kümeye
ayrlabilir: Köye yönelik olanlar ve çeitli tarihsel dönemleri konu alanlar. Kerim Sadi, stanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yaymlanmam Yüksek Lisans Tezi, s.24). Bursa, Turhal, Nevehir,
Konya, zmir, Bolu’da sürgün yaad. Aralk 1947’de stanbul’a döndü. (Yazolu, Cengiz, Kemal Tahir; Notlar Mektuplar, Balam
Yaynlar, stanbul, 1993, s.260). 1950’de Kemal Tahir ile evlendi. (Uçar, Ahmet, Milli Mücadele’den 12 Mart’a Konya’da Siyasi
Sürgünler,Tez Yaynlar,stanbul,2002, s.187). Kadn Gücü isimli bir kitab yaymlanmtr. “Çin’de htilal Hareketleri” isimli
kitabnn yaymlanaca belirtilmi fakat baslp baslmad belli deildir. (Uzunhasan, Semiha, Kadn Gücü, Bozkurt Matbaas
Yaynlar, stanbul, 1936, s.20).
25
Genellikle Çorum azn kulland, köye yönelik romanlarnda Çankr ve Çorum
yörelerinin toplumsal sorunlarn, uzun cezaevi yaamndan tand insanlar ele ald.
Köy Romanlarnn ilki “Sardere” (1955) ve onun devam olan “Körduman” (1957)
romanlarnda Ankara’ya çalmaya giden bir gencin gurbetteki ve köyüne döndükten
sonraki yaamn anlatt. Çorum’un Yamören köyünden Kamil’in serüvenini merkez
alarak köylünün sorunlarn, etik deerlerini, köyün ekonomik yapsn, tarih içindeki
balarndan koparmadan sergiledi. Bu, Köy Enstitüsü çkl yazarlarn köye bakndan
farkl bir yaklamd. “Yediçnar yaylas”, “Köyün Kamburu57”, “Büyük Mal”
üçlemesinde Tanzimat’tan Cumhuriyetin ilk yllarna kadar uzanan bir zaman içinde
krsal kesimdeki toplumsal deimeyi konu ald. Toplumsal sorunlar romanlarna konu
eden Kemal Tahir'in Türkiye'deki edebiyat çevrelerinde geni yank bulan ilk roman
"Rahmet Yollarn Kesti" oldu. Toprak aalnn ortaya çk nedenleri üzerinde
durduu ve Ekyalk sorununu iledii “Rahmet Yollar Kesti”de ekyay bir
kahraman olarak gösteren Yaar Kemal’in “nce Memed” adl Romanna kar çkt.
Köy Enstitüleri’ne eletirel bir gözle bakan “Bozkrdaki çekirdek” roman dolaysyla
olumlu ve olumsuz eletiriler ald. “Kelleci Memet”te yannda çalt aay kaza
kurunuyla öldüren bir gencin hikâyesini anlatt. Bu çerçevede cezaevi yaamn
gerçekçi bir biçimde canlandrd. “Namuscular”, “Karlar kouu”, “Damaas”
romanlarnda da krsal kesim insanlarn ve cezaevi yaamn konu ald. Bütün bu
yaptlarda krsal kesime özgü, çounlukla çarpk insan ilikilerini sergiledi, dikkat
çekici tipler yaratt.58
Konularn köy ve kasaba yaamndan alan Kemal Tahir, genel anlamda
Anadolu romanlar yazarak balad yolculuu sonrad