türker: mursi için sisi’ye mektup...

1
GÜNDEM 20 PAZARTESİ 25 Mayıs 2015 Editör: Eylem DÜZYOL Ağrı’da 14 YDG-H üyesi tutuklandı AĞRI merkezde ve Doğubayazıt İlçesi’nde PKK/KCK’nın gençlik yapılan- ması Yurtsever Devrimci Gençlik Hare- keti’ne (YDG-H) yönelik operasyonda 19 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınan- ların üzerinde; 1 tabanca, 11 çakmak gazı tüpü, PKK flamaları, çok sayıda molotofkokteyli, havai fişek ve el yapımı patlayıcı çıktığı açıklandı. Emniyette ifadeleri tamamlanan ve adliyeye sevk edilen 19 şüpheliden 14’ü tutuklandı, 5’i de adli kontolle serbest bırakıldı. BİR medya patronunun “Anam, babam, çocuklarım sana feda olsun sevgilim, Cumhurbaşkanı’m” çıkışı pek şaşırttı bazılarını. Hele Mevlânâ ile Şems benzetmesi ağızlara pelesenk oldu. Sevginin kaynağında “tamamen duygusal sebepler” olduğu iddia edildi. Vaktiyle o patronun gazetesinde yazanları bile şaşırttığı, yazarların o sözlere verdikleri tepkilerden anlaşılıyor... Oysa, medya patronunun sevgisi samimi; çok daha öncelerden başlaya- rak dünyanın -özellikle de İslam dün- yasının- Türkiye’nin ve Tayyip Erdoğan’ın liderliğine hazır olduğunu söylüyordu aynı patron. Kamuoyu yoklaması yapıl- mış, İslam dünyasında “Başı- mıza Tayyip Erdoğan geçsin” beklentisi belli olmuş... Ardından “başdanışman” titri de bulunan bir yazarın, televizyonda, “2 silahım ve çok sayıda mermim var, onlar bitene kadar Cum- hurbaşkanı’mı savunurum” sözleri radara takıldı. Bu defa aynı tepki ona verildi. Halbuki, o da, Temmuz 2013’te, “Erdoğan için ölmek gerekirse ben ölürüm” demiş biriydi... Bunları bildiğim için, patronun ve başdanışmanın sözlerini değil, onlara verilen tepkileri anlamakta zorlanıyorum. Aydınlık Gazetesi mesela, medya patronunun sözlerine neden takılır? Sonuçta, siyasete, yıllar önce, Doğu Perinçek’in yanında başlamıştı medya patronu. Şimdi başdanışman olan yazar da, 2004 yılına kadar, Ankara’ya her yolunu düşürdüğünde, başka bazı gazetecilerle birlikte, Şener Eruygur Paşa’nın verdiği yemeklere katılırdı. 2008 yılının sonlarına kadar da, Yalçın Küçük’le mutat görüşmeleri vardı. Bir meslektaş, “Şener Paşa’nın çevresine girmem için bana da çok asıldı” diyor onun için... Danışmana da, en çok, kendisini iyi tanıyan kişilerden tepki geliyor. Hayrettir. Kimse kimseye feda olmasın, aman... BENİM bu seçimle ilgili anlayamadığım bir şey de, AK Parti’nin sadece sandığı düşündü- ğünü fark etmem. Seçimden yeniden “iktidar” çıkmasına nere- deyse bütün çevrelerin “banko” oynadığı, kendi yöneticilerinin ısrarla “7 Haziran’da yeniden iktidarız” iddiasını seslen- dirdiği bir parti AK Parti; dolayısıyla 8 Haziran’ı da düşünmesi gerek. Oysa iktidarını zor- laştıracak gelişmeler, kampanyayla birlikte yaşanmaya başlandı. Avrupa Birliği ve ABD, bu yüzden, “Keşke AKP seçilmese” anlamı taşıyan bir yaklaşımı apaçık benimsedi... Kampanyada edilen medya karşıtı sözler ve girişimler yüzünden... “Paralel medya” adı verilen gazetelere el konulması siyasi söylemi ve eşzamanlı başlatılan savcılık soruşturması... Son günlerde Doğan Grubu’na yönelik sözler de yine savcıların takibine takıldı; Hürri- yet’in yayın yönetmeni hukuki topun ağzında... Ardından AB ve ABD’de siyasi sözcüler ile dünya medyasında AK Parti karşıtı kampanya başlayıverdi. Bir dostum, “AK Parti bunu bilerek yapıyor” diye fısıldadı kulağıma. Önceki seçimlerden farklı olarak büyük bir gücü karşısına alamamış bu defa iktidar partisi; oysa seçmenini savaşta yanında saf tutmaya alıştırmış... Ona göre, karşı ope- rasyonlardan sonra Camia’yı hâlâ “büyük tehdit” diye sunmak yetersiz kalıyor; hükümet yanlısı bunca gazete ve kanalın bulunduğu günümüz ortamında, Aydın Doğan da “güçlü” görünmüyormuş... “Dünya basınında çıkmaya başlayan karşıt açıklamalar ve yayınlar sonrası, seçime beş kala, AKP, Amerika ve Avru- pa’yı ‘tehdit’ olarak karşı- sına almaya hazırlanıyor” görüşünde dostum. Fazla inandırıcı gelmedi bana, ama dostum ısrarlı. Yeni tehdit Amerika ve Avrupa olur mu? Bir lezzet durağı: Sofra-Karaköy “KARAKÖY” deyince aklıma gençliğim İstanbul’unun girintili çıkıntılı pis sokakları geliyor; bir de Kadıköy ile Üsküdar’a ulaşmada en kestirme yolu teşkil eden iskelesi... Bir ara “nargile kafe” salgınıyla yeniden hatırlanır hale gelen Karaköy, şimdilerde birbiri ardına açılan 1. sınıf lokantalarıyla farklı bir hava edinmeye başladı. Yabancım olmayan 3 arkadaşın açtığı Babil’den sonra, Hüseyin Özer de, tat düşkünlerinin Londra’daki uğrak noktası “Sofra”yı Karaköy’e taşıdı. Sofra’yı İngiliz başkentinden bilenler bile Karaköy’de yeni açılan yerinde karşılaşacakları mekân zarafeti ve mönü tercihlerine şaşıracaklardır. Hüseyin Özer’in damak zevkimize hitap eden yemek kalitesi Deniz Zengin’in mekân tertibiyle ideal kıvamı yakalamış... Her yemeği mutlaka baharatlarım; ilk kez tattı- ğım lahana çorbasından baş- layarak önüme getirilen her yemeğe herhangi bir bahar katmaya kıyamadım. Reha Muhtar, “Etiler’de olmalıydı” görüşünde Sof- ra-Karaköy’ün; Hüseyin Özer, “Etiler’in ağzının tadını bilenlerini Karaköy’e bekliyoruz” cevabını verdi. Gazetelerin manşeti can da yakar PROF. Necmettin Erbakan siyasi hayata 1969 yılında “bağımsız aday” olarak Konya’dan katıldı. Yalnız değildi; 39 arkadaşı da değişik illerden “bağımsız” adaylıklarını koydular aynı seçimde. “Bağımsızlar Hareketi” olarak siyasi tarihimize geçen olay, ilk çelmeyi, seçim günü kendisine yakın bilinen bir gazeteden yedi. Şimdilerde Erbakan Hareketi tarafından çıkarılan Milli Gazete’nin yazarları arasında bulunan kıdemli bir yazarın yönettiği o gazete, seçim günü, “Damgayı bağımsıza basacaksınız” manşetiyle çıkmıştı. Oysa, bağımsız adayın oy pusulası ayrıydı ve üzerine damga vurmak gerekmiyordu; tersine, Yüksek Seçim Kurulu bağımsız pusulaya damga vurulduğunda oyun iptal edi- leceği kararını açıklamıştı. Erbakan ve diğer bağımsız adaylar, seçmenlere, “Sakın ha!” uyarısında bulundular, ama nafile... Yalnızca Erbakan milletvekili seçilebildi 40 bağımsız aday arasından; seçilmesine yetecek oyun 2 misli damga yüzünden iptal edilmesine rağmen... Geçen hafta, Cumhuriyet Gazetesi, “AKP’ye parlamen- toda ‘çözüm süreci şartıyla’ HDP’nin dışarıdan destek vereceği” izlenimini aktaran bir manşetle çıktı. Selahattin Demirtaş, AK Parti’ye dışarıdan des- tek vermek şöyle dursun, bu seçimde onu iktidardan etmeyi amaçladıklarını söyle- yip duruyor ve bu tavırlarının oylarını artıracağına inanıyor. Gazetedeki mülakatında Demirtaş’ın ağzından o man- şeti hak edecek tek bir cümle çıkmadığı görülüyor. HDP’nin yüzde 10 barajını aşmasını isteyen yazarları da var Cumhuri- yet’in; bazısı köşesinden manşete tepki verdi zaten. Onları bilmem de, manşet, bana 1969’da “bağımsız” adayları şaşırtan o eski manşeti hatırlattı. D SP Lideri Masum Türker; Ordu, Giresun ve Trabzon’daydı. DSP adaylarını basın toplantısıyla tanıtan Türker, 7 Haziran seçimlerinde barajı aşmayı hedeflediklerini belirterek, DSP’li seçmenlerden oy kullanmalarını istedi. Tüm engellilere iş bulacaklarını dile getiren Türker, her evden en az bir kişinin iş sahibi olmasını sağlayacaklarını anlattı. Öğretmenlere yılda 2 maaş ikramiye vereceklerini de vaat eden Masum Türker, Türkiye’de seçmenin yüzde 20-21’nin oy verme konusunda hâlâ kararsız olduğuna dikkat çekti. “Seçime giderken insanlarımızın aklı karışık” diyen Türker, “İnsanlar oylarını ödünç olarak verdikleri partilerin kendi sorunlarını çözmediğini görüyorlar. Bizim şu anda DSP’nin yaklaşık olarak yüzde 5 civarında AK Parti’nin bünyesinde, yüzde 12-13 civarında CHP’nin bünyesinde oyumuz var. Biz de DSP olarak bu oylarımızı almaya çalışacağız” dedi. ‘İDAM YANLIŞ’ MEKTUBU Mısır’da Mursi’nin idama mahkûm edilmesine ilişkin de değerlendirmelerde bulunan DSP Lideri Türker, “Mursi’nin idam kararıyla ilgili dün Sisi’ye mektup gönderdik. Mektubumuzda idamın yanlış olduğunu, son- radan bu idamların geri iade- sinin mümkün olmadığını belirttik” ifadesini kullandı. Türker: Mursi için Sisi’ye mektup gönderdik DSP Genel Başkanı Masum Türker, Mısır’da darbeyle görevinden uzaklaştırılan seçilmiş cumhurbaşkanı Muhammed Mursi hakkında verilen idam kararı için Sisi’ye mektup gönderdiklerini ve idamın yanlış olduğunu belirttiklerini söyledi İSTANBUL Sultanah- met’te öğle namazı sonrası toplanan 300 kişilik grup, Ayasofya Müzesi’nin iba- dete açılması ve Mısır’ın eski cumhurbaşkanı Muham- med Mursi için verilen idam kararını protesto etti. Sul- tanahmet Camii avlusunda toplanan grup, mehter takımı ile birlikte Ayasofya Müzesi önüne yürüdü. Ellerinde Ayasofya Müzesi ve Mur - si’nin fotoğrafının bulun- duğu dövizler taşıyan grup, sık sık Mursi’nin idam kararı alehinde sloganlar attı. Aya- sofya Müzesi önünde basın açıklaması yapan grup, olaysız bir şekilde dağıldı. n Erdem ŞAHIN/ISTANBUL AYASOFYA’DA MURSİ EYLEMİ ‘Adana’da miting yaptırmayacağız’ Diyarbakır’da broşür gerginliği VATAN Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, partisinin Antalya mitinginde konuştu. Yaklaşık 3 bin kişinin katıldığı mitinge davul korosu eşliğinde çıkan Perinçek, Recep Tayyip Erdoğan’ı Cumhur - başkanı olarak tanımadığını söyledi. Adana İlçe Seçim Kurulu’nun kendilerine tahsis ettiği miting alanının il seçim kurulu tarafından Cumhurbaşkanı Erdoğan’a tahsis edilmesine sert tepki gösteren Perinçek, “O gitsin BOP Eş Başkanı olarak Tek- sas’ta miting yapsın. Orada miting yapabilir. Ona Adana’da miting yaptırmayacağız” dedi. DİYARBAKIR’ın Bağlar İlçesi’nde, HÜDA PAR’lı bir grubun bir internet kafeye broşür asmak istemesi üzerine gerginlik çıktı. Kafe işletmecisi Ömer D. ile kardeşi Ferhat D., tartıştığı gençler tarafından bıçaklandı. Yaralılar ambulanslarla hastaneye kaldırılırken, gerginlik üzerine HDP ve HÜDA PAR yöneticileri olay yerine giderek grupları sakinleştirdi.

Upload: others

Post on 02-Jun-2020

1 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Türker: Mursi için Sisi’ye mektup gönderdikim.haberturk.com/images/others/2015/05/25/htgzt_20150525_20.pdfönce, Doğu Perinçek’in yanında başlamıştı medya patronu. Şimdi

GÜNDEM

GÜNDEM

20 PAZARTESİ 25 Mayıs 2015 Editör: Eylem DÜZYOL

Ağrı’da 14 YDG-H üyesi tutuklandıAĞRI merkezde ve Doğubayazıt

İlçesi’nde PKK/KCK’nın gençlik yapılan-ması Yurtsever Devrimci Gençlik Hare-keti’ne (YDG-H) yönelik operasyonda

19 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınan-ların üzerinde; 1 tabanca, 11 çakmak gazı tüpü, PKK flamaları, çok sayıda molotofkokteyli, havai fişek ve el yapımı

patlayıcı çıktığı açıklandı. Emniyette ifadeleri tamamlanan ve adliyeye sevk edilen 19 şüpheliden 14’ü tutuklandı, 5’i de adli kontolle serbest bırakıldı.

BİR medya patronunun “Anam, babam, çocuklarım sana feda olsun sevgilim, Cumhurbaşkanı’m” çıkışı pek şaşırttı bazılarını. Hele Mevlânâ ile Şems benzetmesi ağızlara pelesenk oldu. Sevginin kaynağında “tamamen duygusal sebepler” olduğu iddia edildi.

Vaktiyle o patronun gazetesinde yazanları bile şaşırttığı, yazarların o sözlere verdikleri tepkilerden anlaşılıyor...

Oysa, medya patronunun sevgisi samimi; çok daha öncelerden başlaya-rak dünyanın -özellikle de İslam dün-

yasının- Türkiye’nin ve Tayyip Erdoğan’ın liderliğine hazır olduğunu söylüyordu aynı patron. Kamuoyu yoklaması yapıl-mış, İslam dünyasında “Başı-mıza Tayyip Erdoğan geçsin” beklentisi belli olmuş...

Ardından “başdanışman” titri de bulunan bir yazarın, televizyonda, “2 silahım ve çok sayıda mermim var, onlar bitene kadar Cum-hurbaşkanı’mı savunurum” sözleri

radara takıldı. Bu defa aynı tepki ona verildi. Halbuki, o da, Temmuz 2013’te, “Erdoğan için ölmek gerekirse ben ölürüm” demiş biriydi...

Bunları bildiğim için, patronun ve başdanışmanın sözlerini değil, onlara verilen tepkileri anlamakta zorlanıyorum.

Aydınlık Gazetesi mesela, medya patronunun sözlerine

neden takılır? Sonuçta, siyasete, yıllar önce, Doğu Perinçek’in yanında

başlamıştı medya patronu.Şimdi başdanışman olan yazar

da, 2004 yılına kadar, Ankara’ya her yolunu düşürdüğünde, başka bazı gazetecilerle birlikte, Şener Eruygur Paşa’nın verdiği yemeklere katılırdı. 2008 yılının sonlarına kadar da, Yalçın Küçük’le mutat görüşmeleri vardı.

Bir meslektaş, “Şener Paşa’nın çevresine girmem için bana da çok asıldı” diyor onun için...

Danışmana da, en çok, kendisini iyi tanıyan kişilerden tepki geliyor.

Hayrettir.

Kimse kimseye feda olmasın, aman...BENİM bu seçimle

ilgili anlayamadığım bir şey de, AK Parti’nin sadece sandığı düşündü-ğünü fark etmem.

Seçimden yeniden “iktidar” çıkmasına nere-deyse bütün çevrelerin “banko” oynadığı, kendi yöneticilerinin ısrarla “7 Haziran’da yeniden iktidarız” iddiasını seslen-dirdiği bir parti AK Parti; dolayısıyla 8 Haziran’ı da düşünmesi gerek.

Oysa iktidarını zor-laştıracak gelişmeler, kampanyayla birlikte yaşanmaya başlandı. Avrupa Birliği ve ABD, bu yüzden, “Keşke AKP seçilmese” anlamı taşıyan bir yaklaşımı apaçık benimsedi...

Kampanyada edilen medya karşıtı sözler ve girişimler yüzünden...

“Paralel medya” adı verilen gazetelere el konulması siyasi söylemi ve eşzamanlı başlatılan savcılık soruşturması...

Son günlerde Doğan Grubu’na yönelik sözler de yine savcıların takibine takıldı; Hürri-yet’in yayın yönetmeni

hukuki topun ağzında... Ardından AB ve

ABD’de siyasi sözcüler ile dünya medyasında AK Parti karşıtı kampanya başlayıverdi.

Bir dostum, “AK Parti bunu bilerek yapıyor” diye fısıldadı kulağıma. Önceki seçimlerden farklı olarak büyük bir gücü karşısına alamamış bu defa iktidar partisi; oysa seçmenini savaşta yanında saf tutmaya alıştırmış...

Ona göre, karşı ope-rasyonlardan sonra Camia’yı hâlâ “büyük tehdit” diye sunmak yetersiz kalıyor; hükümet yanlısı bunca gazete ve kanalın bulunduğu günümüz ortamında, Aydın Doğan da “güçlü” görünmüyormuş...

“Dünya basınında çıkmaya başlayan karşıt açıklamalar ve yayınlar sonrası, seçime beş kala, AKP, Amerika ve Avru-pa’yı ‘tehdit’ olarak karşı-sına almaya hazırlanıyor” görüşünde dostum.

Fazla inandırıcı gelmedi bana, ama dostum ısrarlı.

Yeni tehdit Amerika ve Avrupa olur mu?

Bir lezzet durağı: Sofra-Karaköy

“KARAKÖY” deyince aklıma gençliğim İstanbul’unun girintili çıkıntılı pis sokakları geliyor; bir de Kadıköy ile Üsküdar’a ulaşmada en kestirme yolu teşkil eden iskelesi...

Bir ara “nargile kafe” salgınıyla yeniden hatırlanır hale gelen Karaköy, şimdilerde birbiri ardına açılan 1. sınıf lokantalarıyla farklı bir hava edinmeye başladı.

Yabancım olmayan 3 arkadaşın açtığı Babil’den sonra, Hüseyin Özer de, tat düşkünlerinin Londra’daki uğrak noktası “Sofra”yı Karaköy’e taşıdı.

Sofra’yı İngiliz başkentinden bilenler

bile Karaköy’de yeni açılan yerinde karşılaşacakları mekân zarafeti ve mönü tercihlerine şaşıracaklardır.

Hüseyin Özer’in damak zevkimize hitap eden yemek kalitesi Deniz Zengin’in mekân tertibiyle ideal kıvamı yakalamış...

Her yemeği mutlaka baharatlarım; ilk kez tattı-ğım lahana çorbasından baş-layarak önüme getirilen her yemeğe herhangi bir bahar katmaya kıyamadım.

Reha Muhtar, “Etiler’de olmalıydı” görüşünde Sof-ra-Karaköy’ün; Hüseyin Özer, “Etiler’in ağzının tadını bilenlerini Karaköy’e bekliyoruz” cevabını verdi.

Gazetelerin manşeti can da yakarPROF. Necmettin Erbakan

siyasi hayata 1969 yılında “bağımsız aday” olarak Konya’dan katıldı. Yalnız değildi; 39 arkadaşı da değişik illerden “bağımsız” adaylıklarını koydular aynı seçimde. “Bağımsızlar Hareketi” olarak siyasi tarihimize geçen olay, ilk çelmeyi, seçim günü kendisine yakın bilinen bir gazeteden yedi.

Şimdilerde Erbakan Hareketi tarafından çıkarılan Milli Gazete’nin yazarları arasında bulunan kıdemli bir yazarın yönettiği o gazete, seçim günü, “Damgayı bağımsıza basacaksınız” manşetiyle çıkmıştı.

Oysa, bağımsız adayın oy

pusulası ayrıydı ve üzerine damga vurmak gerekmiyordu; tersine, Yüksek Seçim Kurulu bağımsız pusulaya damga vurulduğunda oyun iptal edi-leceği kararını açıklamıştı.

Erbakan ve diğer bağımsız adaylar, seçmenlere, “Sakın ha!” uyarısında bulundular, ama nafile...

Yalnızca Erbakan milletvekili seçilebildi 40 bağımsız aday arasından; seçilmesine yetecek oyun 2 misli damga yüzünden iptal edilmesine rağmen...

Geçen hafta, Cumhuriyet Gazetesi, “AKP’ye parlamen-toda ‘çözüm süreci şartıyla’ HDP’nin dışarıdan destek vereceği” izlenimini aktaran

bir manşetle çıktı. Selahattin Demirtaş,

AK Parti’ye dışarıdan des-tek vermek şöyle dursun, bu seçimde onu iktidardan etmeyi amaçladıklarını söyle-yip duruyor ve bu tavırlarının oylarını artıracağına inanıyor.

Gazetedeki mülakatında Demirtaş’ın ağzından o man-şeti hak edecek tek bir cümle çıkmadığı görülüyor.

HDP’nin yüzde 10 barajını aşmasını isteyen yazarları da var Cumhuri-yet’in; bazısı köşesinden manşete tepki verdi zaten.

Onları bilmem de, manşet, bana 1969’da “bağımsız” adayları şaşırtan o eski manşeti hatırlattı.

DSP Lideri Masum Türker; Ordu, Giresun ve Trabzon’daydı. DSP

adaylarını basın toplantısıyla tanıtan Türker, 7 Haziran seçimlerinde barajı aşmayı hedeflediklerini belirterek, DSP’li seçmenlerden oy kullanmalarını istedi. Tüm engellilere iş bulacaklarını dile getiren Türker, her evden en az bir kişinin iş sahibi olmasını sağlayacaklarını anlattı. Öğretmenlere yılda 2 maaş ikramiye vereceklerini de vaat eden Masum Türker, Türkiye’de seçmenin yüzde 20-21’nin oy verme konusunda hâlâ kararsız olduğuna dikkat çekti. “Seçime giderken insanlarımızın aklı karışık” diyen Türker, “İnsanlar oylarını ödünç olarak verdikleri

partilerin kendi sorunlarını çözmediğini görüyorlar. Bizim şu anda DSP’nin yaklaşık olarak yüzde 5 civarında AK Parti’nin bünyesinde, yüzde 12-13 civarında CHP’nin bünyesinde oyumuz var. Biz de DSP olarak bu oylarımızı almaya çalışacağız” dedi.

‘İDAM YANLIŞ’ MEKTUBU Mısır’da Mursi’nin idama

mahkûm edilmesine ilişkin de değerlendirmelerde bulunan DSP Lideri Türker, “Mursi’nin idam kararıyla ilgili dün Sisi’ye mektup gönderdik. Mektubumuzda idamın yanlış olduğunu, son-radan bu idamların geri iade-sinin mümkün olmadığını belirttik” ifadesini kullandı.

Türker: Mursi için Sisi’ye mektup gönderdikDSP Genel Başkanı Masum Türker, Mısır’da darbeyle görevinden uzaklaştırılan seçilmiş cumhurbaşkanı Muhammed Mursi hakkında verilen idam kararı için Sisi’ye mektup gönderdiklerini ve idamın yanlış olduğunu belirttiklerini söyledi

İSTANBUL Sultanah-met’te öğle namazı sonrası toplanan 300 kişilik grup, Ayasofya Müzesi’nin iba-dete açılması ve Mısır’ın eski cumhurbaşkanı Muham-med Mursi için verilen idam

kararını protesto etti. Sul-tanahmet Camii avlusunda toplanan grup, mehter takımı ile birlikte Ayasofya Müzesi önüne yürüdü. Ellerinde Ayasofya Müzesi ve Mur-si’nin fotoğrafının bulun-

duğu dövizler taşıyan grup, sık sık Mursi’nin idam kararı alehinde sloganlar attı. Aya-sofya Müzesi önünde basın açıklaması yapan grup, olaysız bir şekilde dağıldı.

n Erdem ŞAHIN/ISTANBUL

AYASOFYA’DA MURSİ EYLEMİ

‘Adana’da miting yaptırmayacağız’

Diyarbakır’da broşür gerginliği

VATAN Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, partisinin Antalya mitinginde konuştu. Yaklaşık 3 bin kişinin katıldığı mitinge davul korosu eşliğinde çıkan Perinçek, Recep Tayyip Erdoğan’ı Cumhur-başkanı olarak tanımadığını söyledi. Adana İlçe Seçim Kurulu’nun kendilerine tahsis ettiği miting alanının il seçim kurulu tarafından Cumhurbaşkanı Erdoğan’a tahsis edilmesine sert tepki gösteren Perinçek, “O gitsin BOP Eş Başkanı olarak Tek-sas’ta miting yapsın. Orada miting yapabilir. Ona Adana’da miting yaptırmayacağız” dedi.

DİYARBAKIR’ın Bağlar İlçesi’nde, HÜDA PAR’lı bir grubun bir internet kafeye broşür asmak istemesi üzerine gerginlik çıktı. Kafe işletmecisi Ömer D. ile kardeşi Ferhat D., tartıştığı gençler tarafından bıçaklandı. Yaralılar ambulanslarla hastaneye kaldırılırken, gerginlik üzerine HDP ve HÜDA PAR yöneticileri olay yerine giderek grupları sakinleştirdi.