tavuklarda salmonella tanisinda kÜltÜr ve real …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/27992/tez.pdf ·...
TRANSCRIPT
TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANKARA ÜNİVERSİTESİ
SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
TAVUKLARDA SALMONELLA TANISINDA KÜLTÜR VE
REAL TİME PCR’IN KULLANIMI
Abdullah Teoman ÜNLÜ
MİKROBİYOLOJİ ANABİLİM DALI
DOKTORA TEZİ
DANIŞMAN
Prof. Dr. Müjgan İZGÜR
2011- ANKARA
iii
İÇİNDEKİLER
Kabul ve Onay ii Ġçindekiler iii Önsöz vi Simgeler ve Kısaltmalar viii ġekiller x Çizelgeler xi
1. GİRİŞ 1
1.1. Salmonella‟ ların Tarihçesi 2 1.2. Salmonella‟ların Taksonomisi ve Nomenklatürü 3 1.3. Salmonella‟ ların Etiyolojileri 6 1.3.1. Morfoloji ve Boyanma Özellikleri 6 1.3.2. Üreme Ġhtiyaçları 7 1.3.3. Koloni Morfolojileri 7 1.3.4. Biyokimyasal Özellikleri 7 1.3.5. Antijenik Yapı 9 1.3.6. Kimyasal ve Fiziksel Ajanlara Duyarlılığı 11 1.3.7. Salmonella‟ların Bazı Çevresel KoĢullar ve Gıdalarda Canlı Kalma Süreleri 11 1.3.8. Salmonella‟ların Toksinleri 12 1.3.9. Salmonella‟larda Patojenite Adaları 12 1.3.10. Salmonella‟ların Antibiyotik Dirençliliği 14 1.4. Salmonellozis‟ in Epidemiyolojisi 15 1.4.1. Konakçıları 15 1.4.2. BulaĢma 16 1.5. Salmonellozis‟ in Patogenezi 17 1.6. Salmonella Ġnfeksiyonunda Semptomlar 19 1.6.1. Enterik AteĢler 19 1.6.2. Septisemiler 20 1.6.3. Gastroenteritis 20 1.6.4. Kanatlılarda Semptomlar 20 1.7. TeĢhis 21 1.8. Laboratuar Muayenesi 21 1.8.1. Bakteriyoskopi 22 1.8.2. Kültür 22 1.8.3. Biyokimyasal Testler 24 1.8.4. Serolojik Testler 25 1.8.5. Moleküler Teknikler 26 1.8.5.1. PCR 26 1.8.5.2. Real Time PCR 27 1.8.5.3. 16S rRNA Gen Sekans Analizi 29 1.8.6. Alternatif Hızlı Tanı Teknikleri 31 1.9. Korunma ve Kontrol 32
iv
2. GEREÇ VE YÖNTEM
2.1.Gereç 34 2.1.1. Salmonella Ġzolatları 34 2.1.2. Besiyerleri 34 2.1.3. Kullanılan Cihaz ve Gereçler 35 2.1.4. Ticari Biyokimyasal Sistemleri 35 2.1.5. Standart SuĢlar 37 2.1.6. Antiserum 37 2.1.7. Real Time PCR‟da Kullanılan Buffer, Solüsyon, Primer, Enzimler 37 ve Malzemeler 2.1.8. 16s rDNA Salmonella Ġdentifikasyonunda Kullanılan Buffer, 37 Solüsyon, Primer, Enzimler ve Malzemeler 2.2. Yöntem 38 2.2.1. Salmonella Ġzolasyonu 39 2.2.1.1. Tavuk Karkaslarında Ön ZenginleĢtirme 39 2.2.1.2. Selektif ZenginleĢtirme 39 2.2.1.3. Selektif Diferansiyel Besiyerine Ekim 39 2.2.2. Salmonella Ġdentifikasyonu 40 2.2.2.1. Gram Boyama 40 2.2.2.2. ġeker Fermentasyon ve Lizin Kullanım Testleri 40 2.2.2.3. Ticari Biyokimyasal Testler 40 2.2.2.4. Salmonella SuĢlarının Hareket Muayenesi 41 2.2.2.5. Serolojik Testler 41 2.2.3. Antibiyotik Duyarlılık Testleri 42 2.2.4. Real-time-PCR Analizleri ile TamponlanmıĢ Peptonlu Su‟dan 43 Salmonella Belirlenmesi 2.2.4.1. Real time PCR için Salmonella DNA Ġzolasyonu 44 2.2.4.2. Kullanılan Primer ve Probların Validasyonu 44 2.2.4.3. PCR KarıĢımı Hazırlanması 44 2.2.4.4. Amplifikasyon KoĢulları 45 2.2.4.5. Sonuçların Değerlendirilmesi 45 2.2.5. 16s rDNA Salmonella Ġdentifikasyonu 45 2.2.5.1. DNA Dizi Analizi için Salmonella DNA Ġzolasyonu 45 2.2.5.2. PCR AĢaması 46 2.2.5.3. Amplifikasyon KoĢulları 46 2.2.5.4. DNA Agaroz Jel Elektroforezi 46 2.2.5.5. Örneklerin Görüntülenmesi 46 2.2.5.6. Sekanslama için PCR Ürünlerinin SaflaĢtırılması 47 2.2.5.7. Sekanslama 47 2.2.5.8. Amplifikasyon KoĢulları 47 2.2.5.9. Ekstensiyon Ürünlerinin SaflaĢtırılması 47 2.2.5.10. Ekstensiyon Ürünlerinin Sekanslaması ve Elektroforezi 48
3. BULGULAR 49 3.1. Ġzolasyon Bulguları 49 3.2. Ġdentifikasyon Bulguları 50
v
3.3. Serogruplandırma Bulguları 51 3.4. Antibiyotik Dirençlilik Sonuçları 52 3.5. Real Time PCR Bulguları 52 3.6. Sekanslama Sonuçları 54 4. TARTIŞMA 56 5. SONUÇ VE ÖNERİLER 66 ÖZET 67 SUMMARY 68 KAYNAKLAR 69 ÖZGEÇMİŞ 84
vi
ÖNSÖZ
Kanatlı sektörünün karĢılaĢtığı enfeksiyöz hastalıklar arasında Salmonellosiz
önemli bir yer tutmaktadır. ÇeĢitli hayvansal kaynaklı gıdalarda Salmonella
görülme sıklığının fazla olması nedeniyle insan sağlığı olumsuz
etkilenmektedir. Hayvanlarda Salmonella varlığının araĢtırılması ve erken
dönemlerde özellikle enterik türlerin hayvanların sindirim sistemlerine
kolonize olmasının engellenmesi için kontrol programlarının uygulanması bir
zorunluluk haline gelmiĢtir. Bu problem özellikle kanatlı sürüleri için daha
öncelikli bir konudur. Bağırsaklara kolonize olan Salmonella etkenlerinin
kesimhanelerde çapraz kontaminasyonla karkaslara bulaĢma düzeyinin
artmasını ve market zincirinden sonra insanlara ulaĢmasını engellemenin en
önemli yolu, kümeslerin bu etkenlerin kontrolünden geçmesidir.
Salmonella serovarlarının konvansiyonel metotlarla izolasyonu ve
identifikasyonu hem güç olmakta, hem de uzun süre almaktadır. Son yıllarda,
birçok insan ve hayvan hastalığının tanısında oldukça hızlı, duyarlı ve
spesifik bir yöntem olduğu kanıtlanan Real Time Polymerase Chain Reaction
(real-time PCR) tekniği, Salmonella tanısında kullanılmaktadır.
Salmonella serotipleri koruyucu ya da tedavi edici amaçlarla kullanılan
antibiyotiklere karsı direnç kazanabilmekte ve bu direncin insan ve hayvan
suĢlarına kolaylıkla aktarılabildiği bilinmektedir. Bu nedenle kanatlı
Salmonella infeksiyonlarının tedavisinde etkili antibiyotiklerin belirlenmesi
infeksiyonun sağaltımı açısından ve tedavi giderlerinin düĢürülmesine katkıda
bulunması açısından önem taĢımaktadır.
Bu çalıĢmada, kesimhanelerden temin edilen tavuk karkaslarında
Salmonella tanısında kültür ve Real-Time PCR kullanımının araĢtırılması ve
Salmonella tiplerinin karakterizasyonunda MicroSeq 500 16S rDNA
sisteminin kullanılabilirliği araĢtırılmıĢtır. Ayrıca izole edilen Salmonella’lara
antibiyotik dirençlilik testleri de uygulanmıĢtır.
vii
Tez konumun belirlenmesinde ve yürütülmesindeki katkılarından
dolayı danıĢman hocam Prof. Dr. Müjgan ĠZGÜR baĢta olmak üzere her
konuda yardımlarını esirgemeyen öğretim üyeleri; Prof. Dr. K. Serdar DĠKER,
Prof. Dr. Hakan YARDIMCI, Prof. Dr. Ömer M. ESENDAL, Prof. Dr. Mehmet
AKAN, Prof. Dr. Haluk ÇELĠK, Prof. Dr. Aykut ÖZKUL, Prof.Dr. Cengiz
ÇETĠN ve Doç. Dr. BarıĢ SAREYYÜPOĞLU, AraĢ. Gör. Bülent BAġ,
çalıĢmam sırasında büyük bir özveri göstererek yardımlarını esirgemeyen
baĢta Dr.Vet.Hekim Ahmet KOLUMAN olmak üzere, ABI Ankara temsilcisi
Synbio Biyoteknoloji çalıĢanları Yasin ARAS, Meltem DEMĠRCAN, Yörük
DĠVANOĞLU, Rize Ġl Kontrol Laboratuvarında görevli Vet.Hekim Hasan
Orhan ÇETĠN ve adını yazamadığım diğer arkadaĢlarıma, Anabilim Dalı
personeline, moral desteklerini hiçbir zaman esirgemeyen aileme
teĢekkürlerimi sunarım.
viii
SİMGELER VE KISALTMALAR
ABD Amerika BirleĢik Devletleri
ABI Applied Biosystems
AFNOR Association Francaise de Normalisation,
BLAST Basic Local Alingment Search Tool
bp Base Pair
BPLS Brilliant Green Phenol-red Lactose Sucrose
CDC Center for Disease Control and Prevention
CLSI The Clinical and Laboratory Standards Institute
CSPI Center for Science in the Public Ġnterest
DNA Deoksiribonükleik Asit
dNTP Deoksinükleotid Trifosfatlar
ELISA Enzyme Linked Immunosorbent Assay
H2S Hidrojen Sülfür
IMS Immunomanyetik Seperasyon
KB Kilobase
KCN Potasyum Siyanür
LIA Lysine Iron Agar
MR Metil Red
MRE Multiple-Antibiyotik-Rezistans
MSRV Modifiye Semi-Solid Rappoport Vassiliadis
NA Nutrient Agar
ONPG O–Nitrophenyl–Beta–D–Galaktopyranside
INV Ġnvazyon
MHA Mueller-Hinton Agar
PCR Polymerase Chain Reaction
rRNA Ribozomal Ribonükleik Asit
RPM Revolutions Per Minute
RVS Rappaport Vasiliadis
SPA Salmonella Patojenite Adaları
Taq Thermus Aquaticus
ix
TPS TamponlanmıĢ Peptonlu Su
TSB Tripticase Soy Broth
TSIA Triple Sugar Iron Agar
TTSS Type Three Secretion System
VP Voges-Proskauer
XLD Xylose-Lysine-Desoxycholate
XLT-4 Xylose-Lysine-Tergitol-4
x
ŞEKİLLER
Şekil 1.1. Salmonella‟ların gıdalara bulaĢma zinciri 17
Şekil 1.2. Salmonella‟ların intestinal mukozaya invazyonu 18
Şekil 1.3. Real-time PCR‟da florasan probların iĢlevi 29
Şekil 2.1. Salmonella‟ların analizlerine ait akıĢ Ģeması 38
Şekil 2.2. Salmonella Latex Test aĢamaları 42
Şekil 2.3. Kirby-Bauer disk difüzyon yöntemi ile antibiyotik disklerinin
etrafındaki zon oluĢumu. 43
Şekil 3.1. XLD ve BPLS agarda Salmonella kolonilerinin görünümü 50
Şekil 3.2. TSIA ve LIA agarda Salmonella kolonilerinin görünümü 50
Şekil 3.3. MSRV agarda hareketli Salmonella kolonilerinin görünümü 51
Şekil 3.4. Real-time PCR tekniği ile doğrulanan 100 Salmonella spp.
izolatının antibiyotik dirençlilik tablosu 53
Şekil 3.5. Salmonella spp. Real Time PCR‟daki görüntüsü 53
Şekil 3.6. Sekans analizinde sequence scanner v 1.0 programı
kullanılarak elde edilen ham verilere ait örnek grafik. 54
Şekil 3.7. 16S rRNA geninin amplikasyon ürünlerin Agaroz Jel
Elektroforezindeki görüntüsü. 55
Şekil 3.8. Sekans analizi sonrası elde edilen nükleotid sekansların
BLAST programına verilmesi sonrasında elde edilen görünüm. 55
xi
ÇİZELGELER
Çizelge 1.1. Salmonella türlerinin ve alttürlerinin klasifikasyonu 5
Çizelge 1.2. Salmonella türleri ve alttürlerinin ayırıcı özellikleri 5
Çizelge 1.3. CDC‟de kullanılan Salmonella Nomenklatürü 6
Çizelge 1.4. Salmonella‟ların biyokimyasal ve serolojik özellikleri 8
Çizelge 1.5. Salmonella patojenite adalarına genel bakıĢ 13
Çizelge 2.1. Api 20E test kitlerindeki biyokimyasal reaksiyonları okuma tablosu 36
Çizelge 3.1. Tavuk karkaslarından izole edilen Salmonella‟ların illere göre
dağılımı 49
Çizelge 3.2. Ġzole edilen 100 adet Salmonella spp.‟nin özellikleri 51
Çizelge 3.3. Ġzole edilen Salmonella‟ların serogruplandırma sonuçlarının illere göre dağılımı 52
1
1.GİRİŞ
Doğada yaygın olarak bulunan Salmonella’lar, insan ve hayvanlarda
enfeksiyonlara neden olabildikleri gibi gıda zehirlenmelerinin de sorumlusu
olarak da bilinmektedir. Ayrıca, bazı Salmonella türleri insanlara bulaĢması
nedeniyle zoonotik bir önem taĢımaktadır. Salmonella enfeksiyonlarının
insanlara bulaĢmasında, kontamine yumurta, süt ve et gibi hayvansal
kaynaklı gıdalar önemli rol oynamaktadırlar (Koneman ve ark., 1992; Quinn
ve ark., 1994; Anon, 2005a).
Salmonellozis vakalarında ortaya çıkan tedavi masrafları ve iĢ gücü
kaybı da önemli ekonomik zararlara neden olmaktadır. ABD‟de
Salmonella‟lardan kaynaklanan gıda infeksiyonlarına bağlı tedavi, iĢ gücü,
gıda kaybı ve kontrol masraflarına iliĢkin ekonomik kayıpların yıllık yaklaĢık
3,4 milyar dolar, Kanada‟da ise 1 milyar dolar olduğu bildirilmektedir.
Almanya‟da da yalnızca 1991 yılı için salmonellozisin 1,5 milyar marklık bir
kayba neden olduğu bildirilmektedir (Erol, 2007).
Geçtiğimiz 20-25 yıl içerisinde değiĢik coğrafyalarda farklı serotiplerin
neden olduğu gıda kaynaklı salmonellozis olgularında bir artıĢ
gözlemlenmiĢtir. ABD‟deki Center for Diseases Control‟ün (CDC) verilerinde
(Hastalık Kontrol Merkezi) 2006 yılı raporlarına göre sadece ABD‟de yıllık
tahmini 1.4 milyon Salmonella olgusu rapor edildiği ve olguların 500‟ünden
fazlasının hastalarda ölümle sonuçlandığı belirtilmektedir. Yine ABD‟de
Center for Science in the Public Ġnterest‟in (CSPI) 1990-2003 yılı verilerinde
ABD‟de bakterilerin neden olduğu 554 salgının 111‟inde sorumlu etkenin
Salmonella olduğunu bildirmiĢlerdir. Ayrıca CDC ve CSPI‟in 1990-2001 yılları
arasındaki gıda kaynaklı hastalıklar arasında sadece kanatlıların neden
olduğu 476, yumurtanın neden olduğu ise 329 salgın olduğu ve bu
salgınlarda sırasıyla 14,729 ve 10,487 kiĢinin etkilendiği belirtilmektedir.
(ġireli, 2008).
2
Ülkemizde Salmonella‟lar tarafından meydana getirilen infeksiyonlar
diğer salgın hastalıklar yanında önemli bir yer tutmakta ve önemli bir halk
sağlığı sorunu olarak güncelliğini korumaktadır. Türkiye‟nin birçok bölgesinde
Salmonella infeksiyonları endemik hatta hiperendemik olarak seyretmektedir
(Bilgehan, 1992).
Ġnsanların salmonellozis veya diğer bakteriyel infeksiyonlarının
tedavisinde kullanılan çok sayıdaki antibiyotik, veteriner alanında da
kullanılmaktadır. Bu durum; hayvansal gıdalardan, kontamine olmuĢ gıda ve
gıda ürünlerini tüketen insanlara bulaĢan zoonoz bakterilerin, özellikle
Salmonella ve diğer dirençli türlerin sebep olduğu bir halk sağlığı riski
yaratmaktadır (Gay ve ark., 1994; Wegner ve ark.,1999).
Salmonella‟ları, standard laboratuvar metotları ile izole etmek ve
tanımlamak hem güç olmakta, hem de uzun süre almaktadır (Stone ve ark.,
1994; Oliveira ve ark., 2003). PCR, moleküler teĢhis ve tanımlama yöntemi
olarak özgünlük, hız ve duyarlılığı yüksek olması nedeniyle büyük bir avantaj
sunmakta ve birçok klinik örnek ile gıdalardan mikrobiyel tanımlama için
gittikçe artan bir Ģekilde kullanılmaktadır. (Tuchili ve ark., 1995; Marsiglia ve
ark., 1997; Jenikova ve ark., 2000; Oliveira ve ark., 2002; Cortez ve ark.,
2006). PCR‟ın diğer bir avantajı ise, antijenlerin ekspresyonuna veya bir
substratın kullanımına bağımlı olmamasıdır ve antijenlerin biyokimyasal ve
fenotipik varyasyonlarına rağmen mikroorganizmaları teĢhis edebilmesidir
(Hoorfar ve ark., 1999).
1.1. Salmonella’ların Tarihçesi
Salmonella ilk kez tifoid basili olarak 1880 yılında Alman bakteriyologlar Ebert
ve Koch tarafından tanımlanmıĢ ve 1884 yılında Gaffky Salmonella‟yı kültüre
etmeyi baĢarmıĢtır. 1885 yılında Amerikalı mikrobiyolog D.E.Salmon domuz
vebasına neden olan domuz kolera basilini karakterize ederek Bacterium
3
uipestifer olarak adlandırmıĢtır. Söz konusu bakterinin adı daha sonraki
yıllarda Salmonella choleraesuis olarak değiĢtirilmiĢtir (Bell ve Kyriakides,
2002). Aynı Ģekilde, klinik olarak benzer semptomlardan sorumlu olan
paratifoid basili 1896 yılında Achard ve Bensaud, 1898 yılında ise Gwyn
tarafından izole edilmiĢtir. Salmonella genusu, 1900 yılında Amerikalı
veteriner patolog D.E. Salmon‟a atfen Lignieres tarafından oluĢturulmuĢtur.
Tifoid basili ile paratifoid basilinin kültürel ve serolojik olarak ayrımı 1901
yılında Schottmüller tarafından yapılmıĢtır (Adams ve Moss, 1995).
Salmonella etkeninin ilk defa laboratuvarda doğrulanmasıysa, 1888
yılında Gaertner tarafından sığır eti ve bu eti tüketen bir insanın
organlarından Bacterium enteritidis‟in (S. Enteritidis) izole edilmesiyle
gerçekleĢmiĢtir (Bell ve Kyriakides, 2002).
Salmonella‟nın klasifikasyonu için antijenik Ģema ilk olarak 1926
yılında White tarafından önerilmiĢ ve 1961 yılında Kauffmann tarafından
Kauffmann-White Ģeması olarak geniĢletilmiĢtir (D‟Aoust, 1997).
1.2. Salmonella’ların Taksonomisi ve Nomenklatürü
Salmonella genusunun ilk sınıflandırması bir serotip-bir tür kavramından
köken almıĢ ve her bir serotipin ayrı bir tür olduğu düĢünülmüĢtür. Örneğin;
S. paratyphi A, S. newport, S. enteritidis. Eğer bu kavram günümüzde geçerli
olsaydı Ģu anda 2541 Salmonella türü mevcut olurdu (Brenner ve ark., 2000).
Günümüzde, Salmonella genusunda, S. enterica ve S. bongori olmak
üzere 2 iki tür mevcuttur. S. enterica biyokimyasal özellikleri dikkate alınarak
S. enterica subsp. enterica (subsp. I), S. enterica subsp. salamae (subsp. II),
S. enterica subsp. arizonae (subsp. IIIa), S. enterica subsp. diarizonae
(subsp. IIIb), S. enterica subsp. houtenae (subsp. IV), S. enterica subsp.
indica (subsp. VI) olmak üzere 6 altgrupa ayrılmaktadır (Le Minor ve Popoff,
4
1987; Holt ve ark., 1994; Brenner ve ark., 2000). S. bongori‟nin ise alt türü
bulunmamaktadır (Reeves ve ark., 1989; Popoff ve ark., 2001). Bu
çalıĢmaların sonucunda uzun süredir adlandırılan Salmonella serovarlarını
tür olarak kullanma sistemi artık geçerliliğini yitirmiĢtir. Daha önce Salmonella
typhimurium olarak adlandırılan bir bakteri artık Salmonella enterica subsp.
enterica serovar Typhimurium olarak adlandırılmaktadır (Brenner ve ark.,
2000; Anon, 2004).
Antijenik yönden klasifikasyonu yapılan Salmonella’lar Kauffmann-
White Ģemasında sıralanmıĢtır. Ġdentifiye edilen yeni Salmonella serovarlar
“World Health Organisation (WHO) Collaborating Centre for Reference and
Research on Salmonella” tarafından bu Ģemaya eklenip
güncelleĢtirilmektedir. Bu yeni serovarlar Pasteur Enstitüsü yayını olan
“Research in Microbiology” dergisinde hemen hemen her yıl
yayınlanmaktadır (Popoff ve ark., 2000). 2007 yılı itibariyle toplam
Salmonella serovar sayısı 2579‟a ulaĢmıĢtır, Salmonella içindeki tür ve
alttürler Çizelge 1.1 de gösterilmektedir. (Grimont ve Weill 2007).
Bilinen Salmonella serotiplerinin büyük bir çoğunluğu S. enterica I (S.
Enterica subsp. enterica) alt türüne aittir ve bu alt türün yaklaĢık % 99‟u
insanlarda ve sıcak kanlı hayvanlarda Salmonella infeksiyonlarına neden
olmaktadır (Popoff ve Le Minor, 2005). S. enterica subsp. II (S. enterica
subsp. salamae), IIIa (S. enterica subsp. arizonae), IIIb (S. enterica subsp.
diarizonae), IV (S. enterica subsp. houtenae), VI (S. enterica subsp. indica)
ve S. bongori genellikle soğuk kanlı hayvanlar, çevre ve nadir olarak da
insanlardan izole edilmektedir (Farmer ve ark., 1984). Salmonella türlerinin
ve alttürlerinin farklı özellikleri çizelge 1.2. de verilmiĢtir (Popoff ve Le Minor,
2005).
CDC alttür I‟de bulunan serotipler ( serotip Enteritidis, Typhimurium,
Typhi, ve Choleraesuis gibi) için isimlendirme yapmaktadır. Cins ismi italik
olarak yazılır ve ilk harf büyük harf ile baĢlar, serotip ismi ise italik yazılmaz
5
ve serotip adının ilk harfi büyük harfle baĢlar (Salmonella Typhimurium veya
S. Typhimurium gibi). CDC‟nin kullandığı Salmonella nomenklatürü ile ilgili
Çizelge 1.3. de gösterilmiĢtir (Brenner ve ark., 2000).
Çizelge 1.1. Salmonella türlerinin ve alttürlerinin klasifikasyonu (Grimont ve Weill 2007).
Çizelge 1.2. Salmonella türleri ve alttürlerinin ayırıcı özellikleri (Popoff ve Le Minor ,2005).
Türler S. Enterica S.
Bongori Alttürler
Biyokimyasal özellikleri
I
Enter
ica
II
Salamae
IIIA
Arizonae
IIIB
Diarizonae
IV
Houtenae
V
İndica
Dulcitol + + - - - d +
ONPG (2sa) - - + + - d +
Malonat - + + + - - -
Jelatinaz - + + + + + -
Sorbitol + + + + -/+ - +
KCN - - - - + - +
L(+)-Tartrate + - - - - - -
Galakturonat - + - + + + +
Glutamiltransferaz + - + + + +
Β-Glukoronidaz (MUG) D D - + - D -
Mukat + + + -(%70) - + +
Salisin - - - - + - -
Laktoz - - -(%75) +(%75) - D -
O1 fajıyla lizis + + - + - + D
Habitat Sıcakkanlı hayvanlar +
Soğukkanlı hayvanlar + + + + + +
Semboller: (+): %90 veya çoğu suĢda 1-2 günde pozitif; (-) :SuĢların %0-10‟u 1-2 günde pozitif ,aksi taktirde tabloda
gösterildiği Ģekilde; D: SuĢların 11-89% „unda 1-2 günde pozitif.Bütün reaksiyonlar için sıcaklık 37°C‟ dir. : Typhimurium
d, Dublin -
Salmonella tür ve alt türleri Alt tür içerisindeki serotip sayısı
S. enterica 2557
S.enterica subsp.enterica (I) 1531
S.enterica subsp. salamae (II) 505
S.enterica subsp. arizonae (IIIa) 99
S.enterica subsp. diarizonae (IIIb) 336
S.enterica subsp. houtenae (IV) 73
S.enterica subsp. indica (VI) 13
S. bongori 22
Toplam 2579
6
Ġnsan ve hayvanlardan izole edilen Salmonella‟ların birçoğu S.
enterica subsp. enterica (I) alt grubuna dahil olup bu grup bir serovar veya
serotip içermektedir. Genellikle, ilk izole edildikleri Ģehrin ya da ilk izole
edildikleri canlı türünün adını alırlar. Örneğin S. enterica subsp. enterica
serovar Dublin, ya da S. enterica subsp. enterica serovar Gallinarum
denildiğinde Dublin serovarı ilk kez Dublin‟de, Typhi serovarı tifoid ateĢ
belirtisiyle seyreden bir hastalıktan ve Gallinarum serovarı ise tavuktan izole
edildikleri için bu Ģekilde isimlendirilmiĢlerdir. Ancak çoğu kitap ve yayında
bunlar kısaca Salmonella Dublin, Salmonella Typhi ve Salmonella Gallinarum
diye adlandırılırlar ve tür isimleri de serotipi belirtmek için büyük harfle
yazılırlar (Ġzgür, 2006).
Çizelge 1.3. CDC‟ de kullanılan Salmonella Nomenklatürü (Brenner ve ark., 2000)
1.3. Salmonella’ların Etiyolojileri
1.3.1. Morfoloji ve Boyanma Özellikleri
Salmonella‟lar Gram negatif, kısa ve küçük çomaklar tarzında, boyutları 0.7–
1.5x2.0–5.0 μm‟dır. Salmonella‟lar sporsuz ve kapsülsüz olup S. Pullorum ve
S. Gallinarum hariç hareketlidirler. (Ġzgür, 2006). Paratifoid Salmonella‟lar
Taksonomik durum Güncel Nomenklatür
Cins (İtalik) ......................................... Salmonella
Tür (İtalik)......................................... ● enterica (I, II, IIIa, IIIb, IV ve VI)
● bongori (önceleri alttür V olarak bilinirdi)
Serotip (İlk harf büyük , italik değil)
*.......................................● Serotip metinde ilk kez kullanıldığında; serotip adı
„serotip‟ ya da „ser.‟ kısaltmasından sonra yazılır. ●Alttür I‟ e ait serotipler adları ile; alttür II, III, IV, VI ve S. bongori‟ ye ait serotipler antijenik formülleri ile tanımlanır.(Örnek, Salmonella serotip (ser.) Typhimurium, Salmonella II 50:b:z6, Salmonella IIIb 60:k:z)
● Alttür II, IV, VI ve S. bongori‟ ye ait serotiplerden 1966‟dan önce adlandırılanlar varsa adları da yazılır. (Örnek, Salmonella ser. Marina (IV 48:g:z51:-).
7
peritrik flagellaya sahiptirler. Gram negatif olmalarına rağmen metilen mavisi
ve karbon fuksin boyaları gibi boyalarla boyanabilirler (Gast, 2003).
1.3.2. Üreme İhtiyaçları
Salmonella‟lar fakültatif anaerobiktirler. 2–47°C sıcaklık aralığında
üreyebilirler ve optimal ısı dereceleri 37°C‟dir. Salmonella‟lar yaklaĢık pH
3.6–9.5 aralığında üreyebilmekte ve optimum pH‟ları 6.5-7.5‟dır. Flagella ve
fimbriyalarını uygun olmayan ortam koĢullarında (ph, ısı) kaybedebilirler.
Salmonella‟ların üremesi %2‟den fazla olan tuz konsantrasyonlarında
azalmakta fakat artan ısı dereceleri ile birlikte Salmonella‟ların tuz toleransları
artmaktadır. Salmonella‟lar üremelerini destekleyen karbon ve nitrojen ihtiva
eden çoğu besiyerinde üreyebilirler (D‟Aoust, 1997; Gast, 2003).
1.3.3. Koloni Morfolojileri
Salmonella‟lar 24-48 saatte 37°C‟de Nutrient agarda (NA) yaklaĢık 2–4 mm
çapında, küçük, yuvarlak, S-tipli, hafif kubbeli ve parlak koloni oluĢtururlar.
Buyyonda ise homojen bir Ģekilde, hafif bulanıklık meydana getirerek ürerler
(Gast, 2003; Ġzgür, 2006).
1.3.4. Biyokimyasal Özellikleri
Salmonella izolasyonunda kullanılan besi yerlerinin bileĢimi, önemli iki
özelliklerini ortaya çıkarma esasına dayanmaktadır. Bu özellikler, H2S
(Hidrojen Sülfür) oluĢturmaları (S. Paratyphi ve S. Choleraesuis‟in bazı
suĢları hariç) ve laktozu fermente edememeleridir. Salmonella‟lar genellikle
laktozu kullanmazlar, fakat Arizona grubunun çoğu suĢu laktozu fermente
eder. Salmonella’ların büyük çoğunluğu aerojeniktirler. Ancak Salmonella
8
Typhi ve Salmonella Gallinarum gaz oluĢturmazlar. Lizin dekarboksilaz
reaksiyonu S. Paratyphi A dıĢında Salmonella‟larda pozitiftir. Salmonella
Typhi ve S. Gallinarum‟un ornitin dekarboksilaz reaksiyonu negatif olmasına
karĢın diğer Salmonella‟lar genellikle ornitin dekarboksilaz pozitiftir (Holt ve
ark. 1994; Ġzgür, 2006). Salmonella‟nın bazı biyokimyasal ve serolojik
özellikleri Çizelge 1.4‟de gösterilmiĢtir (Flowers ve ark.,1992).
Çizelge 1.4. Salmonella‟ların biyokimyasal ve serolojik özellikleri (Flowers ve ark., 1992)
Test veya substrat Pozitif Negatif Salmonella Türlerinin
Reaksiyonu
Glikoz TSIA‟da dipte sarı renk
oluĢumu
TSIA‟da dipte kırmızı
renk oluĢumu
+
Lizin dekarboksilaz Lysine Iron Agar‟da (LIA)
dipte mor renk oluĢumu
LIA‟da dipte sarı renk
oluĢumu
+
H2S oluĢumu
(TSIA ve LIA)
SiyahlaĢma SiyahlaĢma yok +
Üreaz Pembe-kırmızı renk Sarı renk -
Lizindekarboksilaz buyyon Mor renk Sarı renk +
Fenol red dulsitol buyyon Sarı renk ve/veya gaz Renk değiĢikliği ve gaz
yok
KCN (Potasyum Siyanür)
buyyon
GeliĢebilir GeliĢemez -
Malonat buyyon Mavi renk Renk değiĢikliği yok
Ġndol test Yüzeyde kırmızı renk Yüzeyde sarı renk -
Polivalan flegellar test Aglütinasyon Aglütinasyon yok +
Polivalan somatik test Aglütinasyon Aglütinasyon yok +
Fenol red laktoz buyyon Sarı renk ve/veya gaz Renk değiĢikliği ve gaz
yok
Fenol red sukroz buyyon Sarı renk ve/veya gaz Renk değiĢikliği ve gaz
yok
-
VP test Pembe kırmızı renk Renk değiĢikliği yok -
MR test Diffuz kırmızı renk Diffuz sarı renk +
Simmons sitrat GeliĢir; mavi renk GeliĢmez;Renk değiĢikliği
yok
v
a+ :1-2 gün içinde %90 veya daha fazlası pozitif - : 1-2 gün içinde %90 veya daha fazlası negatif
b: Salmonella alttürleri 3a,3b,4 ve 6‟nın büyük bir bölümünde negatif, S. Arizonae kültürlerinin çoğunda negatif
c: Salmonella alttürleri 2, 3a,3b‟nin büyük bir bölümünde pozitif, S. arizonae kültürlerinin çoğunda pozitif
d: Salmonella alttürleri 3b‟nin büyük bir bölümünde pozitif, S. Arizonae kültürlerinin çoğunda pozitif
v : değiĢken
9
Dulsitol, mukat, sorbitol, ksiloz, arabinaz, ramnoz, mannoz, mannitol,
maltoz, trehaloz, inositol ve melibiozu asit oluĢturarak fermente ederler.
Adonitol, laktoz, salisin, sukroz, rafinoz, sellobioz, galakturonatI fermente
etmezler. Salmonella‟ların tümü üreaz enzimine sahip olmadıkları için üreyi
ayrıĢtırmazlar. Salmonella‟lar jelatini hidrolize edemezler. Salmonella‟lar
sitratı kullanırlar fakat indol ise negatiftir. Ayrıca MR (Metil–Red) pozitif ve VP
(Voges-Proskauer) negatiftir (Le Minor ve Popoff, 1987; Ġzgür, 2006). S.
Gallinarum ve S. Pullorum‟un ayrımında, S. Pullorum‟un ornitin dekarboksilaz
pozitif olması ve S. Gallinarum‟un dulsitolü fermente etme özelliklerinden
yararlanılır. S. Gallinarum ornitin dekarboksilaz negatiftir, S. Pullorum ise
hem dulsitolü hem de maltozu fermente edemez. (Shivaprasad, 2003).
1.3.5. Antijenik Yapı
Salmonella‟larda önem taĢıyan üç çeĢit antijen bulunmaktadır (Somatik “O”
antijenleri, Flagellar “H” antijenleri ve yüzeysel antijenler) (Bilgehan, 2004).
“O” somatik antijenleri, bütün Salmonella serotiplerinde bulunmakla
birlikte polisakkarit özelliğinde olup, hücre duvarında protein ve lipidlere bağlı
olarak bulunur. Isıya dirençlidir. Formolle aktivitesi azalır ve kaybolur. Bu
antijenik yapı, Salmonella‟ların 60‟dan fazla serogruba ayrılmasını sağlayan
değiĢik faktörler içermektedir. Bu faktörler; 1, 2, 3, 4, 5, …. gibi sayılarla ifade
edilmekte ve ortak antijenik faktörleri içeren Salmonella‟lar aynı grup
içerisinde toplanarak grup adları alfabetik harflerle (A, B, ….Z)
isimlendirilmektedir. ġimdiye kadar 67 grup ortaya konmuĢ olup harfler yeterli
gelmediğinden harf + rakamla belirtilmiĢtir. Örneğin “O” somatik antijenin 9 ve
12 faktörlerini ortak içeren S. Typhi, S. Enteritidis, S. Pullorum ve S.
Gallinarum bu gruplandırmada D1 serogrubunda yer almıĢlardır
Salmonella‟lardaki O antijenlerinin bazıları Escherichia, Citrobacter, Shigella
ve Proteus spp. gibi baĢka bakterilerde de bulunabilirler. Salmonella‟lar O
antijenleri ile gruplara ayrılırlar (Bilgehan, 2004; Ġzgür, 2006).
10
“H” flagellar antijenleri, hareketli Salmonella‟larda bulunan protein
yapısında, ısıya duyarlı (60°C‟de ısıtılmakla inaktive olan) formole dirençli
antijenik yapılardır. “H” antijeninin yapısında birçok faktör bulunmaktadır. Bu
faktörler 2 alt grup altında incelenir. Faz 1 adı verilen antijenik faktörler,
spesifik özellikte olup sadece bir Salmonella türünde veya birbirine yakın
birkaç Salmonella serovarında bulunmaktadır. Bu antijenik faktörler a, b, c,
….z‟ye kadar küçük harflerle ve alfabe harfleri yeterli olmadığından z1, z2,…
olarak adlandırılmıĢlardır. Faz 2 adı verilen ve non-spesifik özellikte olan “H”
antijenik faktörleri ise; birçok Salmonella türünde bulunmaktadır. Bu antijenik
faktörlerde 1, 2, 3, … olarak isimlendirilmiĢtir. Salmonella‟ların “H” antijen
grubundan sadece bir çeĢit Faz antijen faktörlerini içerenler monofazik; hem
Faz–1 ve hem de Faz–2 antijenlerini birlikte taĢıyanlar ise difazik bakteriler
olarak adlandırılmaktadır. Salmonella‟lar H antijenleriyle serovarlara ayrılır
(Bilgehan, 2004; Ġzgür, 2006).
Yüzeysel bir antijen olan “Vi” antijeni, glikolipid yapısında olup somatik
“O” antijeninin dıĢında bulunur (Bilgehan, 2004). “Vi” antijenleri S. Typhi, S.
Paratyphi A ve S. Paratyphi‟nin bazı suĢlarında ve istisna olarak bazı S.
Dublin suĢlarında bulunmaktadır. Bu antijeni taĢıyan suĢlar, anti-O serumları
ile aglütine olamazlar. Çünkü “O” somatik antijenini maskelerler. Bu nedenle
bu tür bakterilerin 60 ° C‟de ısıtılmasıyla “Vi” antijeni ayrılır ve etkisi kaldırılır.
Ancak “Vi” antijeninin kendisi bu ısıda tahrip olmaz . Vi antijeni bazı E. coli ve
Citrobacter suĢlarında da tespit edilmiĢtir (Bekar, 1997; Ġzgür, 2006).
Pilus antijenleri (özellikle “Tip–1 Fimbria” antijenleri) bazı Salmonella
türlerinde bulunmaktadır (Ġzgür, 2006).
Salmonella„ların identifikasyonunda, antijenik özelliklerin dikkate
alınması son derece önemlidir. Bu nedenle öncelikle “O” grubu
antiserumların karıĢımı kabul edilen Salmonella polivalan antiserumu ile
yapılan aglütinasyon testinde pozitif sonuç elde edilir ise, incelenen etkenin
Salmonella spp. olduğu kabul edilip, daha sonra “O” spesifik grup
11
antiserumları ( A, B, C, D,..) ile tekrar aglütinasyona tabi tutulur. Hareketli
Salmonella„ların, bu testlere ilaveten Faz–1 ve Faz–2‟ye ait antiserumlar da
kullanılarak izole edilen etken serotip düzeyinde identifiye edilir (Ġzgür, 2006).
1.3.6. Kimyasal ve Fiziksel Ajanlara Duyarlılığı
Salmonella etkenleri, %70‟lik etanol, %2‟lik gluteraldehit, iyot bazlı
dezenfektanlar, fenolikler ve formaldehitleri de kapsayan birçok dezenfektana
karĢı duyarlıdırlar. Nemli ısıda 121°C‟de 15 dakikada ve kuru hava sıcaklıkta
ise 160-170°C‟de 1 saatte canlılığını yitirir. Rosto ve biftek en az 63°C,
parçalanmıĢ kanatlı kısımları 77°C ve bütün karkas halindeki kanatlı eti de
82°C‟lik minimum iç ısıya ulaĢacak Ģekilde ısıtılarak Salmonella etkenleri yok
edilebilir (Anon, 2005a).
1.3.7. Salmonella’ların Bazı Çevresel Koşulları ve Gıdalarda Canlı
Kalma Süreleri
Salmonella‟lar çevresel koĢullara yüksek direnç göstererek, bazı gıdalarda
uzun süre canlılıklarını koruyabilmektedir. Salmonella‟ların yaklaĢık olarak
bahçe toprağında 9 ay, kanatlı altlığında 4 ay, kanatlı gübresinde 1 ay ve
çeĢme suyunda 2 ay süreyle canlılıklarını koruyabildikleri bildirilmektedir. S.
Gallinarum‟un ise tavukların dıĢkılarında kapalı kümeslerde, 10 gün; açık
kümeslerde 2 günden daha az canlılığını sürdürebilmektedir (Murray, 1991;
Shivaprasad, 2003; Anon, 2003).
Salmonella‟ların taze ette 14 gün, dondurulmuĢ ette 1500 günden
fazla, kurutulmuĢ yumurtada 4700 gün süreyle canlılıklarını koruyabildiği
bildirilmektedir (Erol, 2007). Ayrıca Salmonella‟ların, -37°C‟de dondurulmuĢ
ve -21°C‟de saklanan tavuk karkaslarında 13 ay boyunca canlı kalabildiği
bildirilmiĢtir (Nagaraja ve ark., 1991). Salmonella‟lar ısıya dayanıklı
değillerdir, 55 °C‟de 20 dakikada tahrip olurlar. Ancak düĢük ısıya oldukça
12
dirençlidirler. Özellikle soğukta saklanan yiyeceklerde (-18°C ve altı), uzun
süre canlı kalmaları nedeniyle Salmonella‟lardan ileri gelen gıda
zehirlenmelerinde bu durum unutulmamalıdır (Ġzgür, 2002).
1.3.8. Salmonella’ların Toksinleri
Salmonella‟lar endotoksin, enterotoksin ve sitotoksin sentezlemektedirler.
Sentezledikleri endotoksinler, özellikle, bağırsak mukozasında
harabiyete neden olmakta ve bu tür toksinleri sentezleyen Salmonella‟larla
infekte olan bireylerde Ģiddetli akut toksemi tablosu Ģekillenmektedir (Ġzgür,
2006). Endotoksinler Salmonella‟ların hücre duvarı lipopolisakkaridinin (LPS)
lipit A kısmıdır. Ġnfekte hayvanın kan dolaĢımına geçen etkenler eğer
parçalanırlarsa endotoksin vücutta ateĢ oluĢturur (Gast, 2003).
Salmonella‟ların enterotoksinleri E.coli‟nin Labil Toksinine (LT- ısıya
duyarlı) benzemektedir. Bu toksin mukozal cAMP miktarını arttırarak adenilat
siklazı aktive etmekte ve böylece bağırsak epitellerinden aĢırı sıvı salınımına
neden olduğundan, hayvanlarda elektrolit kaybı Ģekillenmektedir.
Salmonella‟ların sitotoksinleri, Shigella sitotoksinleri ile aynı
özelliktedir. Bağırsak mukozasındaki epitellerde protein sentezini
engelleyerek etkili olmaktadır (Ġzgür, 2006).
1.3.9. Salmonella’larda Patojenite Adaları
Salmonella‟ların virulans genleri sıklıkla kromozom üzerindeki Salmonella
patojenite adaları (SPA) denilen bazı bölgelerde kümelenmiĢ Ģekilde lokalize
olmuĢlardır. (Groisman ve Ochman, 1996). Bu virulans genlerinin horizantal
yolla diğer bakteri cinslerinden edinilmiĢ olduğu düĢünülmektedir. Hatta bazı
13
SPA‟lar cinse spesifik korunaklı bölge olarak kalmakta ve bazıları ise
serovara spesifiktir. Salmonella virulens genleri toplam 12 SPA‟da yer
almaktadır (Çizelge 1.7.). Salmonella infeksiyonunun intestinal kısmında
görevli virulens genleri SPA-I ve SPA-II‟de yer almaktadır. Diğer SPA‟larda
ise sistemik infeksiyon, intrasellüler yaĢam, fimbria oluĢumu, antibiyotik
dirençlilik, magnezyum ve demir tutulumu ile ilgili fonksiyonlar
düzenlenmektedir. (Groisman ve Ochman, 1996; Buhania, 2008).
Çizelge 1.5. SPA‟lara genel bakıĢ (Hensel, M. 2004. Int. J. Med. Microbiol. 294:95-102 den
uyarlanmıĢ).
Adalar Salmonella Serovarları Uzunluk (kb) Fonksiyon
SPA-1 Salmonella enterica ve S.
bongori
43 TTSS (Type 3 Secretion System),
invazyon, Demir tutulumu
SPA-2 Salmonella enterica 40 TTSS, invazyon, Sistemik infeksiyon
SPA-3 Salmonella enterica ve S.
bongori
17 Magnezyum tutulumu, Makrofajlarda
canlı kalma
SPA-4 Salmonella enterica ve S.
bongori
27 Makrofajlarda canlı kalma
SPA-5 Salmonella enterica ve S.
bongori
7,6 Enteropatojenite
SPA-6 Salmonella enterica subs.
enterica serovars
59 Fimbria
SPA-7 Serovars Typhi, Dublin ,
Paratyphi
133 Vi antijeni
SPA-8 Serovar Typhi 6,8 Bilinmiyor
SPA-9 Salmonella enterica ve S.
bongori
16,3 Tip I sekresyon sistemi ve RTX
homoloğu
SGA-1 Serovar typhimurium (DT104)
Paratyphi ve Agona
43 Antibiyotik rezistans geni
YPA
S.enterica subs. IIIa, IIIb, IV ? Demir tutulumuna yüksek affinite,
Septisemi
14
1.3.10. Salmonella’ların Antibiyotik Dirençliliği
Tavuklarda, diğer hayvansal gıdalarda ve insanlarda antibiyotiğe dirençli
Salmonella türlerinin ortaya çıkmasının ve yaygınlaĢmasının nedeni; yoğun
hayvan barınaklarında, yemlere ilaç katılımı ile insan ve hayvan
hastalıklarında antibiyotiklerin yüksek dozlarda kullanılmasıdır (D'Aoust ve
ark., 1992; Poppe ve ark., 1995; Van Duijkeren ve Houwers, 2000).
Antibiyotiklere dirençli Salmonella infeksiyonlarının oluĢumunda kontamine
hayvansal gıdaların tüketilmesinin etkisi de fazladır (Tollefson ve ark., 1997).
Antibiyotik katkılı yemle beslenen hayvanlarda antibiyotikler; et, süt ve
yumurta gibi hayvansal ürünlere geçerek, bu ürünleri tüketen insanların
sağlığını olumsuz yönde etkilemektedirler. Besinler yoluyla uzun süre az
miktarda antibiyotiğe maruz kalan tüketicide aynı ilaç daha sonraları tedavi
amaçlı kullanıldığında ilacın iyileĢtirici etkisi azalır. Çünkü çeĢitli
mikroorganizmalar zamanla belli antibiyotiklere karĢı direnç kazanmakta ve
bir antibiyotiğe karĢı dirençli olan bir bakteri suĢu genelde bu antibiyotik
familyasının diğer üyelerine de dirençli duruma geçmektedir. Bu olaya çapraz
rezistans/direnç denir (Greenberg, 1985).
Salmonella kökenlerinde antibiyotik direnci yaygın olarak plazmidlerin
kontrolü altındadır. Direnç plazmidleri üzerinde bakterilerin antibiyotik
direncini kontrol eden genler bulunur ve bu plazmidler baĢka bakterilere de
aktarılarak direncin yayılmasına neden olurlar (Filetici ve ark., 1988; Tünger
ve ark., 2002).
AB (Avrupa Birliği) 1999 yılından itibaren antibiyotiklerin kanatlı hayvan
yemlerine katılmasına iliĢkin geniĢ kapsamlı bir yasaklama getirmiĢ,
Türkiye‟de bu uygulamayı kabul etmiĢtir (Erol, 2007). Avrupa ve Türkiye„de
geriye kalan ve yem içerisinde kullanımı serbest olan son dört antibiyotik;
avilamycin, flavomycin, salinomisin sodyum ve monensin sodyum„un
kullanımı da 2006 tarihinden itibaren tamamen ve kesin olarak yasaklanmıĢtır
(Anon, 2006a).
15
Multiple-antibiyotik-rezistans (MRE) Salmonella enterica serovar
Typhimurium DT104‟ün birçok izolatının ampisiline, kloramfenikole,
streptomisine, sulfonamidlere ve tetrasiklinlere karĢı dirençli olduğu
gösterilmiĢ ve bu durum pentarezistans (beĢli dirençlilik) olarak
tanımlanmıĢtır (Mulwey ve ark., 2005). S. Typhi, S. Paratyphi, S. Infantis, S.
Uganda, S. Agona, S. Newport, S. Hadar ve S. Heidelberg gibi serotiplerle
yapılan son çalıĢmalar S. Typhimurium yanında bu serovarlarda da MRE‟ın
görüldüğünü göstermiĢtir. (Martinez ve ark., 2005; Velge ve ark., 2005;
Pokharel ve ark. 2006; Holt ve ark., 2007; Nogrady ve ark., 2007; Zhao ve
ark., 2007).
1.4. Salmonellozis’in Epidemiyolojisi
1.4.1. Konakçıları
Konakçı dağılımına bazı göre Salmonella‟lar belirli konakçılarda hastalık
oluĢtururken bazı serotipler ise çok sayıda konakçıda kolonize olabilmektedir.
Konakçı spesifik olarak tanımlanan serotipler arasında S. Paratyphi ve S.
Typhi insanlarda, S. Pullorum ve S. Gallinarum kanatlı hayvanlarda, S.
Dublin sığırlarda, S. Cholerasuis domuzlarda, S. Abortusequi atlarda, S.
Abortusovis koyunlarda hastalık oluĢturmaktadır. Konakçı spesifik olmayan
Salmonella serotipler arasında S. Enteritidis, S. Typhimurium, S. Virchow, S.
Hadar, S. Heidelberg, S. Newport, S. Infantis, S. Agona, S. Stanley, S.
Derby, S. Thomson sayılabilir (Akan, 2008).
Kanatlı hayvanlarda S. Pullorum / S. Gallinarum‟un neden olduğu
pullorum hastalığı ve kanatlı tifosu tavuk, hindi, bıldırcın, güvercin, serçe,
papağan ve diğer süs kuĢlarında görülmektedirler (Akan, 2008). Ayrıca
Pullorum infeksiyonlarının kanaryalarda, kanatlı tifosunun da devekuĢlarında
görüldüğü bildirilmiĢtir. Ördeklerin bu patojenlere karĢı dirençli olduğu ortaya
konulmuĢtur (Barrow ve ark., 1999; Bucholz ve Fairbrother, 1992). Pullorum
16
hastalığı genelde gençlerde görülmesine karĢın, erginlerde de ortaya
çıkmaktadır (Akan, 2008).
1.4.2. Bulaşma
Evcil hayvanların sürüler halinde olması, yemlerin, yem katkı maddelerinin
kontamine olması, kontamine sular, mezbaha atıkları, infekte yabani
hayvanlar, kuĢlar, fareler, rodentler ve insektlerin hayvanlarda infeksiyon
zincirini oluĢturdukları bildirilmektedir (ġekil 1.1) (Adams ve Moss, 1995).
Kanatlı ürünleri birçok ülkede Salmonella‟nın baĢlıca rezervuarı kabul
edilirken, domuz, sığır ve koyun etinin de diğer potansiyel kaynaklar olduğu
bildirilmektedir. Kanatlı kümeslerinin yapısının rodentler, insektler ve yabani
kanatlıların girmesine engel olamayabildiği, bununla beraber kanatlı
kümeslerinde sürü bazında yapılan yetiĢtiriciliğin Salmonella‟nın yayılmasına
yol açtığı bildirilmektedir. (D‟Aoust, 1997). Horizantal bulaĢmaya kanatlılar
arası direkt temas (kanibalismus ve infekte derideki yaralarla temas)
kontamine dıĢkı ve su aracılık eder (Gast, 2003). S. Pullorum, S. Gallinarum,
S. Enteritidis‟in yumurtalara vertikal yolla (transovarian) geçtiği de
belirlenmiĢtir (Thiagarajan ve ark., 1994).
Kanatlı hayvan kesiminde haĢlama, tüy yolma, iç organ çıkarma ve
soğutma aĢamalarında, oluĢan çapraz kontaminasyonun et ve yenilebilir
organların kontaminasyonuna neden olduğu belirtilmektedir (Erol, 2007).
Salmonella‟ların kanatlı ürünlerine bulaĢması, kanatlı etlerine
kesimhanelerde dıĢkı-karkas ve yumurtalara dıĢkı-kabuk Ģeklinde olmaktadır.
Ġnsanlara bulaĢmada özellikle bulaĢık yumurta ve tavuk eti önemli rol
oynamaktadır (Akan, 2008).
Kümeslerde çalıĢan kiĢiler ve ziyaretçiler korunma önlemleri
alınmazsa, çizmeleri, elleri ve üzerindeki kıyafetler vasıtasıyla etkenleri bir
17
kümesten diğerine bulaĢtırabilirler. Ayrıca iĢletmelere girip çıkan araçlar,
vahĢi kuĢlar, memeliler ve insektler infeksiyonun taĢınmasına neden olurlar
(Gast, 2003).
1.5. Salmonellozis’in Patogenezi
Mikroorganizmalar vücuda alındığında ve ince bağırsağa ulaĢtığında
enfeksiyon baĢlar. Bakteriler, villilerdeki epitelyum hücrelerine yapıĢır ve
lamina propria tabakasına hücum ederler, böylece konakçının lenfatik
sistemine girerler. Makrofajlar tarafından yutulup makrofaj içinde ürerler.
Makrofajlardan kana geçer ve bu yolla karaciğer, dalak, safra kesesine
ulaĢarak enfeksiyona neden olur (ġekil 1.2. ).
18
Hastalık süreci uzadığında, ince bağırsak mukozasında fokal nekrotik
lezyonların gözlendiği ağır enterit tablosu Ģekillenir. Sekumda peynirimsi
kazeöz eksudat gözlenir. Dalak ve karaciğer genellikle siĢkin ve dolgun,
düzensiz hemorajik veya fokal nekrotik odaklarla kaplıdır. Böbrekler bazı
durumlarda büyümüĢ ve konjesyonlu olabilir. Fibrinoprulent perihepatit ve
perikardit en çok bildirilen bulgulardan birisidir. S. Enteritidis ile infekte kanatlı
yumurtacı sürülerinde infeksiyonun az yangılı döneminde yumurtalıklarda ve
yumurta kanalında heterofil infiltrasyonu fokalden diffuz dağılıma doğru
değiĢim gösterir. EmilmemiĢ ve pıhtılaĢmıĢ sarı kese mevcuttur. Bazen
panoftalmitis, purulent artritis, hava keselerinin yangısı ve omfalitis gibi diğer
lezyonlar da görülebilir (Gast, 2003).
Şekil 1.2. Salmonella‟ların intestinal mukozaya invazyonu (Giannella, 2006)
Salmonella‟lar çoğunlukla intestinal epiteliyal hücrelerde yerleĢseler
de, sekum ve ileumun birleĢme yerine özellikle ilgi duyarlar. Ġntestinal
epiteliyal hücrelerin Salmonella ile invazyonu, intestinal içeriğin akıĢkanlığını
ve elektrolit dengesini değiĢtirerek çesitli anormalliklere yol açmaktadır. Bu
olaylar sonunda Ģiddetli ishal Ģekillenir (Gast, 2003).
Yumurtacı ırklarda etkenin lokalizasyonu seksüel olgunlaĢmanın
baĢlangıcında ovaryum ve oviduktta olmaktadır. Bu nedenle S. Pullorum ve
S. Enteritidis‟in yumurta ile saçılımı önem kazanmakta, yumurtlama sırasında
19
yumurta kabuğunun dıĢkı ile kontaminasyonuna bağlı olarak, yumurta
etkenle bulaĢmaktadır (Gast, 2003).
Gıda yolu ile alınma sonrasında Salmonella‟lar ileum ve kolonda
intestinal epitel villusları yüzeyindeki spesifik adhezyon reseptörlerine
bağlanırlar ve kolonize olurlar, pinositoz ile hücre içine alınırlar. Epitel
hücrelerindeki villus yapısı, elektrolit denge bozuklukları gibi nedenlerle
diyare meydana gelir. Hücre içinde vakuollerde yer alan Salmonella‟lar, bir
hücreden diğerine geçebilirler. Salmonella‟ların lizozomal sindirimden
kurtulabilmeleri daha derin dokulara invaze olabilmelerine fırsat verir. Sağlıklı
bireylerde Salmonella‟ların kana karıĢmaları nötrofiller ve makrofajların
fagositozu ile engellenmektedir. (Çarlı ve ark., 2004; Ġzgür, 2006).
1.6. Salmonella İnfeksiyonunda Semptomlar
Salmonella‟lar insanlarda baĢlıca üç tip klinik belirti oluĢturarak infeksiyon
yapabilirler (Akman ve Gülmezoğlu, 1976).
1.6.1. Enterik Ateşler
Bu grupta tifo ve paratifo infeksiyonları vardır. Bu mikroorganizmalar bulaĢık
besinler ya da içilen içeceklerle vücuda girince ince bağırsaklardan bağırsak
lenf yumrularına geçerler, daha sonra kan dolaĢımına karıĢıp böbrekler ve
bağırsaklar da dâhil olmak üzere birçok organa yayılırlar. Bu tip
infeksiyonlarda görülen en belirgin lezyonlar lenf yumrularında hiperplazi ve
nekrozlar, karaciğerde odaklar Ģeklinde nekrozlar, safra kesesinde bazen
periost ve akciğer gibi organlarda meydana gelen irinleĢmedir (Akman ve
Gülmezoğlu 1976; Bilgehan, 1992).
20
1.6.2. Septisemiler Bu grup infeksiyonlarda mikroorganizmaların ağız yoluyla alınmasından
sonra kan dolaĢımı istilaya uğrar. Mikroorganizmalar bütün organlara
yayılarak odak Ģeklinde irinleĢmeler, apseler, menengitis, osteomiyelitis,
pneumoni ve endokarditis yapabilirler (Akman ve Gülmezoğlu 1976;
Bilgehan, 1992).
1.6.3. Gastroenteritis Buna çoğu kez gıda zehirlenmesi de denilmektedir. Bu tip hastalık S.
Typhimirium, S. Enteritidis baĢta olmak üzere diğer bazı Salmonella
serovarları ile de oluĢturulabilir. Hastalık belirtileri genellikle 1–3 günlük
kuluçka süresinden sonra ortaya çıkar. Hastalığın asıl nedeni
Salmonella‟ların endotoksinleridir (Akman ve Gülmezoğlu1976; Bilgehan,
1992).
1.6.4. Kanatlılarda Semptomlar
Salmonella enfeksiyonlarının bir haftalıktan küçük civcivlerde yüksek
mortalite ile seyrettiği rapor edilmiĢtir (Lister, 1988). Çoğu klinik vakalar çok
genç tavuklarda görülmektedir. ĠĢtahsızlık, uyuĢukluk, diyare, susuzluk ve
merkezi sinir sistemi belirtileri görülebilir (Anon, 2005a). Hastalık, solunum
belirtileri, düĢkünlük ve beyazımtrak bir ishalle seyreden septisemik form
halindedir. Perakut seyrettiği durumlarda artritis ve omfalitis de görülebilir.
Ergin hayvanlarda genellikle semptom görülmemesine karĢın, akut olgularda
iĢtahsızlık, diyare, yumurta veriminde düĢüĢ, ilk günlerde ateĢ izlenebilir
(Ġzgür, 2006).
Kanatlılardaki paratifo infeksiyonunda Salmonella‟ların yumurtayı
infekte etmesi yüksek embriyonik ölümlere yol açar ve yumurtadan yeni çıkan
civcivlerde klinik belirtiler oluĢmaksızın hızlı bir Ģekilde ölümler gözlenir.
21
Paratifo enfeksiyonlarından kaynaklanan civciv ölümleri en çok 6 ve10‟uncu
günler arasında olmaktadır (Gast ve Beard, 1990; Shivaprasad ve ark., 1990;
Nagaraja ve ark., 1991). Paratifo infeksiyonlarındaki iĢtahsızlık, zayıflık,
körlük, halsizlik, titreme, sıcak kısımlarda bir arada toplanma, diyare,
dehidrasyon ve topallık gibi belirtilerinden biri, birkaçı veya hepsi bir arada
bulunabilir (Gast, 2003). S. Gallinarum veya S. Pullorum ile infekte
yumurtalarda kabuk altı ölümler gözlenir. Civcivlerde geliĢme geriliği görülür,
kloakaları beyaz materyalle kaplıdır ve ölümler ikinci veya üçüncü haftada en
yüksek seviyeye ulaĢır. Hayatta kalanlarda geliĢme geriliği gözlenir, taĢıyıcı
olarak kalırlar ve hastalığın bulaĢma kaynağını oluĢtururlar (Shivaprasad,
2003). S. Pullorum infeksiyonlarında tavuklarda körlük ve tibio-tarsal,
humero-radial ve ulnar eklemlerde ĢiĢlik görülebileceği de bildirilmiĢtir.
(Johnson ve ark., 1992; Mayahi ve ark., 1995).
1.9. Teşhis
Günümüzde gıdalardan Salmonella‟ların izolasyon ve identifikasyonu için;
klasik kültür tekniği, immunolojik yöntemler, empedans, DNA-DNA
hibridizasyon, DNA amplifikasyon, immunomagnetic separation (IMS),
enzime bağlı antikor-hidrofobik grid membran filtre (Enzyme Linked Antibody
Hydrophobic Grid Membrane Filter), enzyme-linked immunosorbent assay
(ELISA), immuno-kromotografi, kemiluminesent immunoassay ve bacterial
ice-nucleation tekniği gibi farklı analiz metodlarından yararlanılmaktadır
(Flowers ve ark., 1992; Baylis, 2000).
1.10. Laboratuvar Muayenesi
Gıdalardan Salmonella‟ların izolasyon ve/veya identifikasyonu için ISO (The
International Organization for Standardization), AFNOR (Association
Francaise de Normalisation), AOAC (Association of Official Analytical
22
Chemists), APHA (American Public Health Association), FDA (U.S.Food and
Drug Administration), HPB (Health Protection Branch-Canada), ICMSF
(International Commission on Microbiological Specifications for Foods), NAS
(National Academy of Sciences), USDA (U.S. Department of Agriculture) gibi
çeĢitli uluslararası akredite kuruluĢlar tarafından hazırlanan standartlar
bildirilmektedir. Bu amaçla kullanılan önzenginleĢtirme/selektif zenginleĢtirme
sıvı ve katı besi yerleri de farklılıklar göstermektedir (Tietjen ve Fung, 1995).
1.8.1. Bakteriyoskopi
Gram boyama yapıldıktan sonra mikroskopta incelenen örneklerde Gram
negatif orta boyutta çomaklar görülür. Fakat mikroskoptaki inceleme tek
baĢına yetersizdir. Enterobacteriaceae‟ların birçoğu benzer Ģekle sahiptir
(Quinn ve ark., 1994).
1.8.2. Kültür
Salmonella izolasyonu için genellikle, ön zenginleĢtirme, zenginleĢtirme ve
selektif ekim olmak üzere üç kültürel prosedür aĢaması kullanılmaktadır
(Horrox, 1995). Ön zenginleĢtirme aĢaması ısıtma, dondurma, çözündürme,
ozmotik Ģok, düĢük nemli gıdaların modifiye atmosferde uzun süre
depolanması veya yüksek sıcaklık gibi çevresel faktörler sonucu zarar
görmüĢ Salmonella’ların yenilenmesi amacıyla uygulanmaktadır (Tietjen ve
Fung, 1995). Ön zenginleĢtirmede selektif olmayan besiyerleri
kullanılmaktadır (Horrox, 1995). Bu amaçla en çok kullanlan besi yerleri
TamponlanmıĢ Peptonlu Su (TPS) ve Laktoz Broth (LB)‟dur (Fricker, 1987).
Selektif zenginleĢtirme aĢamasında, diğer mikroorganizmaların geliĢimi
sınırlanırken gıda içinde Salmonella’ların geliĢimi sağlanmaktadır (Amaguana
ve Andrews, 1999). En yaygın kullanılan zenginleĢtirme besiyerleri,
23
Salmonella geliĢimini teĢvik eden sistin içeren Selenite-cystine buyyon,
tetrationat, safra ve brilliant green içeren Muller-Kauffman tetrationate buyyon
(MKTT), malaĢit yeĢili ve magnezyum klorit içeren Rappaport- Vassiliadis
(RVS) buyyondur (Adams ve Moss, 1995).
Salmonella izolasyonunda kullanılan katı besiyerleri XLT4 Agar (Xylose
Lysine Tergitol-4 Agar), BGA Agar (Brilliant Green Agar), XLD Agar (Xylose
Lysine Deoxycolate Agar), HE Agar (Hektoen Enteric Agar), BS Agar
(Bismuth Sulfid Agar), SS Agar (Salmonella Shigella Agar ), DCA Agar
(Deoxycholate Citrate Agar), DCLS Agar (Deoxycholate Citrate Lactose
Sucrose Agar), MSRV (Modifiye Semi-Solid Rappoport Vassiliadis), MLCB
Agar (Mannitol Lysine Crystal Violet Brilliant Green Agar)‟lardır (Bell ve
Kyriakides, 2002).
H2S pozitif Salmonella spp. kolonileri 18–24 saatlik inkübasyondan
sonra siyah veya siyah merkezli periferi pembeden kırmızıya değiĢen siyah
merkezli koloniler oluĢur. XLT4 agar, XLD agardan farklı olarak içinde
sodyum dezoksilat yerine iyonik olmayan surfaktan bir madde olan tergitol–4
bulunan selektif bir agardır. XLT4 agarda tipik Salmonella kolonileri siyah ya
da siyah merkezli pembe-kırmızı koloniler Ģeklinde ürerler. XLT4 agarda
Proteus, Pseudomonas, Providencia, Yersinia enterocolitica, Acinetobacter
calcoaceticus üremez (Bekar, 1997; Koneman ve ark., 2006). XLT4 agar
drag svaplardan ve kümes içi materyalden Salmonella spp. izolasyonunda
baĢarıyla kullanılmaktadır (Miller ve ark.,1991).
BGA laktoz, fenol red ve selektif ajan brilliant green içermektedir.
Salmonella‟lar laktoz negatif olduğundan pembe renkli koloniler
oluĢturmaktadır (Popoff ve Le Minor, 2005). Daha sonraları bu agarın içine
laktoz ve sükroz katılarak BPLS (Brilliant Green Lactose Sucrose Agar)
geliĢtirilmiĢtir. Bu agarda hemen hemen Salmonella‟ların hepsi laktoz ve
sükrozu kullanamamakta ve pembe, kırmızı renkte koloniler oluĢturmakta
24
olup birçok araĢtırıcı tarafından Salmonella‟laların tespitinde kullanılması
tavsiye edilmiĢtir (Mallinson, 1990; Waltman ve ark., 1995).
Bu besiyerlerine alternatif olarak son yıllarda spesifik enzimler için
substrat olarak görev alan bileĢimler olan kromojenik enzim substratları ile
enzim aktivasyonu sonucu oluĢan renk değiĢiminden faydalanılan kromojenik
agarlar devreye girmiĢtir. Bunlarlara örnek olarak RA (Rambach Agar), CAS
(CHROMagar Salmonella Medium), SCM (Salmonella Chromogenic
Medium), CSE (Chromogenic Ester Agar Medium), ABC Medium (α-β
Chromogenic Medium), SM-ID Medium (Salmonella Detection and
Identification Medium) verilebilir. Kromojenik agarların maliyetleri bir
dezavantaj olarak gözükse de izolasyonda yüksek duyarlılık ve özgünlükleri,
göreceli olarak identifikasyon zamanının kısalması ve harcanan emeğin
azalması göz önünde bulundurulursa, bu besiyerlerinin kullanımı aslında
laboratuvarlar için birer avantaj olarak görülmektedir (Freydiere ve Gille,
1991; Herbert ve Altwegg, 1993; Cooke ve ark., 1999; Perry ve ark.,1999;
Nye ve ark., 2002; Maddocks ve ark., 2002; Cassar ve Chuschieri , 2003).
1.8.3. Biyokimyasal Testler
Selektif katı besiyerinde geliĢen Ģüpheli koloniler kullanılarak Salmonella’ların
identifikasyonu yapılır. Bu amaçla, Triple Sugar Iron Agar (TSIA) ve Lysine
Iron Agar (LIA) kullanılmaktadır. Bu agarlarda Salmonella reaksiyonları
gösteren tüpler, diğer biyokimyasal testlere tabi tutulur. Üreaz testi, lisin
dekarboksilaz testi, dulsitol fermantasyon testi, KCN buyyonda geliĢim,
sodyum malonit kullanımı, indol testi uygulanan diğer testlerdir (Doyle ve
Cliver, 1990).
Salmonella’lar basit olarak TSIA‟da besiyerindeki ile tanınmaktadır.
ġüpheli koloniden Triple Sugar Iron agar besiyerine iğne uçlu öze ile sürme
ve dibe iğne uçlu öze ile daldırma yapılır. Ġnkübasyon sonunda besiyerinin
dip kısmının sarı (glikozun kullanımı) ve siyah olması (H2S oluĢumu), yüzeyin
25
kırmızı olması (laktoz ve sakkarozun kullanılmaması) besiyerinde gaz
delikleri ve/veya yarıkları oluĢması ve/veya besiyerinin dip kısmından yukarı
doğru itilmesi (glikozdan gaz oluĢması) Salmonella‟yı doğrular. Bazı hallerde
siyah renk dipteki sarılığı örtecek kadar baskın olabilir. Salmonella’lar genel
olarak glikoz pozitif, glikozdan gaz oluĢturma pozitif, H2S pozitif, laktoz
negatif, sakkarozdan gaz oluĢumu negatif bir bakteridir. Salmonella
analizinde Proteus kolonilerinin morfolojileri Salmonella‟lara benzemeleri
nedeni ile çoğu zaman yanlıĢ sonuçlara neden olmaktadır. Bu iki bakterinin
kesin ayrımı üre testi ve lizin dekarboksilaz testi ile yapılmaktadır.
Salmonella’lar üre negatif, Proteus ise üre pozitiftir. Ayrıca Salmonella‟larda
lizin dekarboksilaz oluĢumu pozitif olup tüpün dibinde mor renk oluĢumu
gözlemlenirken, Proteus‟larda lizin dekarboksilaz negatiftir ve tüpün dibinde
sarı renk oluĢumu gözlemlenir (Quinn ve ark., 1994; Halkman, 2005).
1.8.4. Serolojik Testler
Biyokimyasal testler sonucunda Salmonella olarak identifiye edilen suĢların
serolojik olarak doğrulanması maksadıyla bütün altgrupların antikorlarını
bulunduran polivalan antiserumlar kullanılır (Koneman ve ark., 2006).
Serotiplendirme için hücre duvarı polisakkarit antijenlerinden hazırlanmıĢ
spesifik „O‟ , flagella antijenlerinden hazırlanmıĢ „H‟ ve yüzey antijenlerinden
hazırlanmıĢ „Vi‟ antiserumları ile serolojik teste tabi tutulurlar. Bunun için,
spesifik “O” antijenine karĢı lam aglütinasyon ve flagellar “H” antijenine karĢı
tüp aglütinasyon testleri uygulanır (Quinn ve ark., 1994; Ġzgür, 2002;
Bilgehan, 2004).
26
1.8.5. Moleküler Teknikler
1.8.5.1. PCR
PCR tekniği, selektif sıvı ve katı besiyerlerine ekim ile biyokimyasal ve
serolojik testlere ihtiyaç duyulmadan, primerler aracılığıyla hedef DNA‟nın
amplifikasyonu yapılarak gıdalardan patojenlerin büyük bir çoğunluğunun
belirlenmesinde kullanılmaktadır (Jones ve ark., 1993; Candrian, 1995). PCR
tekniği ile DNA amplifikasyonunun prensibi; çift sarmallı kalıp DNA‟nın ısı ile
denatürasyonu, tek sarmallı DNA‟lara primerlerin bağlanması ve polimeraz
enzimi yardımıyla primer uzatılması aĢamalarından oluĢmakta ve bu 3
aĢama 1 siklusu oluĢturmaktadır. Saptama süresi de 1-2 güne indirilmektedir
(Candrian, 1995).
PCR tekniği kullanılarak, saf kültürlerden veya seçici zenginleĢtirme
besiyerlerinden (Aabo ve ark., 1993; Stenovicova ve ark., 1998; Bach ve ark.,
2002), ön zenginleĢtirme besiyerlerinden (Rijpens ve ark.,1999) veya
gıdalardan (Lin ve Tsen, 1996) elde edilen izolatlar ile Salmonellaların
tanımlanması yapılabilmektedir.
PCR, nükleik asitlerin istenilen bölgelerinin, bölgeye özel, sentetik
oligonükleotid primerleri kullanılarak, in vitro kopyalanmasını esas alır. Hedef
olarak genomik DNA'nın ayırıcı özellik taĢıyan farklı bölgeleri kullanılabilir.
Yöntemde kopyalama iĢleminin kısa sürmesi büyük bir avantajdır. Yöntemin
bir diğer avantajı ise, az miktarlarda hedef molekül olduğu durumlarda bile
sonuca ulaĢılabilmeyi sağlamasıdır (Sarmiento ve ark., 2003).
DNA‟nın çoğaltılabilmesi için PCR tepkime karıĢımında olması gereken
elemanlar; hedef nükleik asit, primerler, Taq (Thermus aquaticus) DNA
polimeraz enzimi, deoksinükleotid trifosfatlar (dNTPs), Mg++ tamponu ve
sudur. Çoğaltımı yapılan PCR ürünleri, değiĢik yöntemlerle belirlenir. En
yaygın olarak kullanılan yöntem, agaroz jel elektroforezidir. Çoğaltılan DNA
ürünleri, agaroz jel elektroforezinde görülebilmesi için floresans bir boyayla
27
boyanır. OluĢan DNA bantları UV ıĢığı altında görünür hale gelir (Sarmiento
ve ark., 2003).
Salmonella PCR çalıĢmalarında, Salmonella DNA‟sının hedef bölgeleri
olarak rfb geni (Shah ve ark., 2005), OriC geni (replikasyon baslangıç
bölgesi) (Elizaquivel ve Aznar, 2008), invA geni (invazyon A geninin bir
bölgesi) (Jenikova ve ark., 2000; Cortez ve ark., 2006), spvR geni
(Salmonella virülans plazmid genleri) (Caldwell ve Gulig, 1991; Sheehan ve
Dorman, 2002), iroB geni (Fur-regulated gene) (Baumler ve ark., 1997; Leon
ve ark., 2005), OmpC geni (dıĢ membran protein genleri) (Kwang ve ark.,
1996), fliC geni (Aldridge ve ark., 2006), sefA geni (Woodward, 1996;
Ogunniyi ve ark., 1997), IS200 (Botjes ve ark., 1998; Crichton ve ark., 2000),
16S rRNA gen bölgesi (rDNA) dizilimleri (Lin ve ark.,2004) kullanılmıĢtır.
Salmonella’lar bağırsak duvarına yayılarak (invazyon yolu ile) hastalık
yapan bir patojen etkenlerdir. Yapılan çalıĢmalarda Salmonella‟ların
invazyonundan sorumlu olan ve çok iyi korunmuĢ invA gen bölgesini
kodlayan bir gen bölgesi olduğu saptanmıĢtır. Ġnvazin proteini üzerindeki invA
gen bölgesinin çalıĢma esnasında kullanılan sekans dizini sadece
Salmonella türlerine özgüdür (Rahn ve ark., 1992).
Propidium monoazide (PMA) ve ethidium monoazide (EMA) ölü ve
canlı bakteri hücrelerinin ayrımında baĢarı ile kullanılmaktadır. Söz konusu
boyalar ölü hücrelerin içine rahatlıkla girebilmekte ve PCR tekniğinde
gerçekleĢtirilen amplifikasyon iĢlemini inhibe etmektedir. (Nocker ve ark.,
2006).
1.8.5.2. Real-time PCR
Higuchi ve arkadaĢları tarafından 1992 yılında geliĢtirilen real-time
PCR (Polymerase Chain Reaction) (Higuchi ve ark.,1992; Higuchi ve
28
ark.,1993) termal cycler cihazından elde edilen bilgilerin bilgisayara
aktarılması ile PCR ürünlerinin gerçek zamanlı tespitini sağlayarak teĢhis
çalıĢmalarına hız kazandırmıĢ, kullandıkları sistem sayesinde sonuçların
güvenliğini ve tekrarlanabilirliğini arttırmıĢtır (Mackay ve ark., 2002). real-time
PCR, geleneksel PCR‟ın uygulama alanlarını arttırırken PCR‟la iliĢkili pek çok
laboratuvar sorununa da çözüm getirmiĢtir. Bu yöntem sayesinde DNA ve
RNA örnekleri kalitatif ve kantitatif olarak kısa sürede analiz edilebilmekte ve
çok sayıda örnek son derece az bir kontaminasyon riskiyle güvenle
çalıĢılabilmektedir (Ma ve ark., 2006).
Bir florasan boya olan ethidium bromide (EtBr)‟in nükleik asitlere
bağlandığında florasan parlamasının arttığı 1966‟dan beri bilinmektedir ve
bunun yardımı ile jel elektroforez‟de toplanarak bant oluĢturan DNA
parçacıkları ultraviyole (UV) altında görüntülenmekte ve fotoğrafları
çekilmektedir. Ancak PCR ürünlerinin florasan problar yardımı ile gerçek
zamanlı görüntülenmesi 1990‟larda baĢlamıĢtır (Valasek ve Repa, 2005).
real-time PCR nükleik asitlerin miktarlarının belirlenmesinde günümüzde
yaygın olarak kullanılan bir metotdur. “real-time PCR”da oluĢan ürün miktarı
reaksiyon boyunca oluĢan ürün miktarıyla orantılı olarak artan floresan
boyanın verdiği sinyalin izlenmesiyle belirlenir (Günel, 2007). Dolayısıyla
real-time PCR‟da polimeraz zincir reaksiyonu boyunca her amplifikasyon
döngüsünde çoğalan DNA miktarı ile paralel olarak artıĢ gösteren floresans
sinyaller toplanmakta ve bu sinyaller her bir örnek için sayısal değerlere
çevrilmektedir (Leutenegger, 2001; Kubista ve ark., 2006; Adams, 2006).
Testte; florasan iĢaretli ve iĢaretsiz olmak üzere iki adet prob
kulanılmakta, iĢaretsiz primer, istenen DNA parçasının ucuna, iĢaretli olansa
ortasına bağlanmaktadır. Uca bağlanan iĢaretsiz primerden baĢlayan
polimerizasyon iĢlemi esnasında ortaya bağlanan florasan iĢaretli prob
(quencher) ayrılarak ortama atılmakta ve florasan parlama vermektedir (ġekil
1.3). OluĢan PCR ürünü arttıkça, ayrılarak ortama atılan florasan iĢaretli
primer sayısı da artmakta ve bu artıĢın floarasan parlamaya duyarlı bir video
29
kamera ile tespit edilerek bilgisayara parabol Ģeklinde bir eğri olarak
yansıtılması ile sonuçlar görüntülenmektedir (Lee ve ark., 1993a; Valasek ve
Repa, 2005).
Şekil 1.3. real-time PCR‟da florasan probların iĢlevi (Lee ve ark., 1993a)
Real-time PCR‟da ürünlerin analizi reaksiyon sırasında yapılmaktadır.
Bu nedenle klasik PCR tekniğinde ihtiyaç duyulan agaroz jel elektroforezi,
DNA bantlarının mor ötesi ıĢık altında görüntülenmesi gibi iĢlemlerin
uygulanmasına gerek kalmamaktadır. Real-time PCR ürünlerinin kalitatif ve
kantitatif analizlerinde, diziye özgün olmayan floresan boyalardan ya da
diziye özgün problardan yararlanılmaktadır. Böylece sonuçlar anında
alınmakta, kontaminasyon riski azalarak tüm iĢlemler otomatik olarak devam
etmektedir (Ma ve ark., 2006; Kubista ve ark., 2006).
1.8.5.3. 16S rRNA Gen Sekans Analizi
1980‟lerde bakterilerin identifikasyon için yeni bir standart
geliĢtirilmeye baĢlanmıĢtır. Bakterilerin genetik kodlarının stabil bir parçasının
karĢılaĢtırılmasıyla aralarındaki filogenetik yakınlığının belirlenebileceği
ortaya konmuĢtur (Woese, 1987; Woese ve ark., 1985). Bakteri genetik
bölgesinde bunun için aday genler 5S, 16S ve 23S rRNA ve bu genlerin
arasındaki bölgeleri kapsamaktadır. Günümüzde bakteri taksonomisi
amacıyla en yaygın olarak kullanılan DNA bölümü 16S rRNA genidir (Bottger,
30
1989; Palys ve ark., 1997; Kolbert ve Persing, 1999; Tortoli, 2003; Harmsen
ve Karch, 2004).
16S rRNA yaklaĢımı mikrobiyal taksonomide en geniĢ çapta kullanılan
standart tekniklerden biridir. (Woese, 1987). 16S rRNA sekans analizleri iki
organizma molekülü arasındaki akrabalığı tür düzeyi ve yukarısındaki
kategorilerde ortaya koymaktır. Ancak, aynı türe ait olan organizmalar
arasındaki ayırt ediciliği ortaya koyması için tek baĢına yeterli bir teknik
değildir (O‟Donnell ve ark., 1993).
16S rRNA gen sekansı yaklaĢık 1550 bp (base pair) uzunluktadır ve
değiĢken, korunmuĢ bölgelerden oluĢur. (Chen ve ark., 1989; Relman, 1999).
500 bp uzunluktaki kısım maliyet açısından daha ucuz ve uygulanabilirliği
daha kolay olduğu için sekans analizlerinde daha yaygın olarak
kullanılmaktadır. 16S rRNA gen sekans analiz aĢamaları sırasıyla DNA
ekstraksiyonu, PCR aĢaması, pürifikasyon aĢaması, sekans döngüsü,
pürifikasyon aĢaması, sekans analizi, elektroferogramların değerlendirilmesi
ve verilerin yorumlanması aĢamalarından oluĢmaktadır Nükleotid sekansların
en geniĢ bilgi bankası olan GENBANK, 90000‟nin üzerinde 16S rRNA genine
sahip olan 20 milyonun üzerinde sekans bilgisini barındırmaktadır. Türü
bilinmeyen bir bakteri suĢunun sekansı ile GENBANK‟ta sekans bilgisi
bulunan bakteriler karĢılaĢtırılılarak, bilinmeyen bakterinin identifikasyonu
yapılabilir (Clarridge, 2004).
BLAST (Basic Local Alingment Search Tool), aranan dizi sırasını
(nükleotid veya aminoasit) veri tabanında bulunan mikroorganizmalara ait
baz dizileri ile karĢılaĢtırarak aynı veya en yakın olan dizi sırasının ait
olduğu mikroorganizmayı, % benzerlikle veren bir bilgisayar programıdır.
BLAST, moleküler biyoloji ile ilgili bilgileri bir kaynakta toplamayı ve genom
verilerinin bilgisayar ortamında analiz edilmesi için bilgisayar programları
geliĢtirmeyi amaçlayarak, 1988 yılında kurulan National Center for
Biotechnological Information adlı kuruluĢ tarafından geliĢtirilmiĢ bir veri
31
tabanıdır. Dizi analizi yapılarak aranan bölgenin baz dizisi belirlendikten
sonra, bu dizi internet sayfasında bulunan program kullanılarak veri tabanı ile
karĢılaĢtırılır. Tarama sonucu, aranan dizi sırasının hangi mikroorganizmaya
ait olabileceğini, benzerlik yüzdesi ile verir. BLASTN bir nükleotid dizisi ile
komplementer diziyi ele alarak nükleotid dizisi veri tabanlarıyla
karĢılaĢtırır. Hız amacıyla tasarlanmıĢtır. Yüksek duyarlılık aranan durumlar
için uygun değildir (Polat ve Karahan, 2009).
1.8.6. Alternatif Hızlı Tanı Teknikleri
Salmonella‟ların tanısı için kullanılan en sık kullanılan alternatif teknik
ELISA‟dir (Blais ve ark., 1998). Salmonella antikorları, katı bir substrat
üzerine örneğin ELISA pleytlerindeki kuyucuklara konur ve önzenginleĢtirme
sıvısında bulunan, Salmonella antijenlerini yakalamakla görevlidirler. (Bell ve
Kyriakides, 2002). Günümüzde EIAFoss (Foss Electronics, Hillorod,
Denmark), VIDAS (Biomerieux) ve TECRA Salmonella Visual Assay (TECRA
Diagnostics, UK) gibi birçok ELISA tabanlı sistemler mevcuttur (Bell ve
Kyriakides, 2002).
Salmonella belirlenmesinde kullanılan antikora dayalı olarak çalıĢan bir
baĢka metot ise, IMS (Immunomanyetik Seperasyon)‟dur (Shaw ve
ark.,1998). IMS yönteminde, Salmonella antikorları ile kaplanmıĢ küçük
magnetik boncuklar, önzenginleĢtirme sıvısında bulunan kendisine spesifik
Salmonella antijenlerini yakalamakla görevlidir. (Bell ve Kyriakides, 2002).
Ayrıca alternatif hızlı tekniklere örnek olarak immuno-kromotografi,
kemiluminesent immunoassay, elektrik iletkenliğiyle ilgili teknikler ve
bakteriyofaj ve indikatör boya kapsayan bir yöntem olan bakteriyel ice-
nucleation tekniği verilebilir. (Baylis, 2000).
32
1.9. Koruma ve Kontrol
Tarım ve KöyiĢleri Bakanlığı Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğünce 2007
yılında baĢlatılan ve Ticari Yumurtacı Kümeslerde Salmonella Kontrol
Programı Talimatı ve Broiler Kümeslerinde Salmonella Kontrol Programı
Uygulama Talimatları çerçevesinde yürütülen iki çalıĢma bulunmaktadır
(Akan, 2008).
Ticari iĢletmelerde Salmonella Kontrol Programının uygulanması, son
üründe Salmonella pozitifliğini azaltacağından sağlıklı gıda üretimine katkı
sağlayacaktır. ĠĢletmede Salmonella sıklığı yüksek ( > %40), orta (%10-40)
ve düĢük (< %10) düzeyde olmasına göre program belirlenir. Bu aĢamadan
sonra uygulanacak programla Salmonella azaltılması için hedefler takip
edilmelidir (Akan, 2008).
Sonuç olarak, kanatlı iĢletmeleri için “Salmonella Kontrol Programı”nın
oluĢturulması gereklidir. Bu amaçla; damızlık sürülerin periyodik olarak
izlenmesi ve negatifliğin sağlanması, biyogüvenlik önlemlerinin eksiksiz
olarak yerine getirilmesi, kanatlı ürünlerinde Salmonella varlığının
belirlenmesi ve izole edilen etkenlerin tiplendirilmesi hedeflenmelidir. Ayrıca
ülke düzeyinde “Salmonella Kontrol Programı”nın oluĢturulması ve bu
amaçla; resmi otorite- iĢletme iĢbirliği yapılmalıdır. Bu program kapsamında
yumurtacı sürülerde S. gallinarum/pullorum infeksiyonları çözüme
kavuĢturulmalı ve yumurtacı, broiler sürülerde paratifo infeksiyonlarının
azaltılması sistematik olarak gerçekleĢtirilmelidir. Bir diğer önemli konu ise,
izole edilen Salmonella‟ların tiplendirilmesi ve antibiyotik duyarlılıkların
belirlenmesi, insan sağlığını korumak için kaçınılmazdır (Akan, 2008).
Yumurta, civciv ve tavuklar sadece Salmonella ari damızlık
kümeslerden alınmalıdır. Kuluçkalık yumurtalar tam olarak dezenfekte
edilmeli ve sanitasyon standartlarına göre kuluçkaya konmalıdır. Kümesler
temizlenmeli ve dezenfekte edilmelidir. Rodent ve insekt kontrolleri düzenli
33
olarak yapılmalıdır. Biyogüvenlik tam olarak uygulanmalı, kümesler arası ve
dıĢardan Salmonella‟ların giriĢi engellenmelidir (Ġzgür, 2002).
Damızlık hayvanlara sadece peletlenmiĢ ve hayvansal protein kaynağı
içermeyen yemler verilmelidir. Salmonella infeksiyonlarıyla mücadelede
sağaltıma ek olarak yarıĢla dıĢlama (competitive exclution; CE) kültürleri
veya aĢı uygulanabilir. Bu Ģekilde uygulanan koruma ve kontrol
programlarının hem tavuklarda hem de hindilerde baĢarıya ulaĢtığı
bildirilmiĢtir (Ġzgür, 2002).
Bu çalıĢmada Marmara ve Karadeniz bölgesindeki kesimhanelerden
temin edilen tavuk karkaslarında Salmonella‟ların varlığının araĢtırılması,
Salmonella tanısında kültür ve real-time PCR‟ın kullanımı ile tespit edilecek
Salmonella suĢlarının antibiyotik dirençliliklerinin belirlenmesi ve sekans
analizine tabi tutulması amaçlanmıĢtır.
34
2. GEREÇ VE YÖNTEM
2.1. GEREÇ
2.1.1. Salmonella İzolatları
Bu çalıĢmada Salmonella spp. izolasyonu ve identifikasyonu amacıyla; Ocak
2008–Ocak 2010 tarihleri arasında soğuk zincir koĢulları içerisinde 4‟ncü
Kolordu A tipi Gıda Kontrol Müfreze Komutanlığı‟na ait m ikrobiyoloji
laboratuvarına gönderilen tavuk karkası örnekleri toplanmıĢtır. Bu kapsamda
toplam 721 tavuk karkası konvansiyonel yöntemle incelendi ve doğrulanması
maksadıyla izole edilen Salmonella‟lara real-time PCR yöntemi uygulandı.
2.1.2. Besiyerleri
ÇalıĢmada, aĢağıda sıralanan besiyerleri ve tampon solüsyonlar kullanıldı.
1. TPS (MERCK, 107228)
2. RVS Broth (MERCK, 107700)
3. XLD Agar Base (MERCK, 105287)
4. BPLS Agar Base (MERCK, 107237)
5. TSIA (MERCK, 103915)
6. LIA (OXOID, CM0381)
8. TSB (Tripticase Soy Broth) (MERCK, 100525)
9. NA (MERCK, 105450)
10. Gliserin (MERCK, 104093)
11. Mueller-Hinton Agar (MHA) (Oxoid, CM0337)
12. MSRV Medium (Merck, 109878)
13. Agaroz (Prona, EU)
35
2.1.3. Kullanılan Cihaz ve Gereçler
1. Real-time PCR sistemi (ABI 7500 real-time PCR, ABD )
2. Kuru ısıtıcı blok (Barnstead/Labline, ABD)
3. UV transillüminatörlü bilgisayarlı jel dokümantasyon sistemi (Gene,
Genius, Bio Imaging, system Ġngiltere)
4. Santrifüj (Hettich, Almanya)
5. Vortex (Biosan, Litvanya)
6. Hassas terazi (Precisa 220 M SCS, Ġsviçre)
7. Klas II güvenlik kabini (Esco , Singapur)
8. Isıtmalı karıĢtırıcı cihaz (Velp scientifica, Ġtalya)
9. DNA Thermal Cycler (Biyometra, Almanya)
10. Elektroforez tankı ve güç kaynağı (Wealtec elite 3000 plus, ABD)
11. UV transillüminatörlü bilgisayarlı jel dokümantasyon sistemi (Gene,
Genius, Bio Imaging, system Ġngiltere)
12. GeneAmp PCR System 9700 (ABI, ABD)
2.1.4. Ticari Biyokimyasal sistemler
API 20 E (Biomerioux, Etole, France), standartlaĢtırılmıĢ, minyatür hale
getirilmiĢ 20 adet biyokimyasal test kuyucuğunda gözlemlenen reaksiyonları
bir veri tabanı kullanarak, Enterobacteriaceae ve diğer Gram negatif
çomaklar için kullanılan bir tanımlama sistemidir. API 20 E stripi dehidre
substratlar içeren 20 mikrotüpten oluĢmaktadır. Bu testler ortamın yeniden
hazırlanmasını sağlayan bir bakteriyel süspansiyon ile inoküle edilir.
Ġnkübasyon sırasında bakteri metabolizması sonucu kendiliğinden ya da
reaktiflerin eklenmesiyle ortaya çıkan renk değiĢikleri oluĢtururlar.
Reaksiyonlar, okuma tablosu‟na göre okunur ve tanımlama, Analitik Profil
Ġndeksi ya da bilgisayar tanımlama programı kullanılarak elde edilir. Api 20 E
test kitine özel okuma tablosu Çizelge 2.1‟de gösterilmiĢtir.
36
Çizelge 2.1. Api 20E test kitlerindeki biyokimyasal reaksiyonları okuma tablosu.
TEST SUBSTRAT SONUÇ
NEGATİF POZİTİF
ONPG ONPgalaktozidaz Renksiz Sarı (1)
ADH Arjinin Sarı Kırmızı/Turuncu
LDC Lizin Sarı Kırmızı/Turuncu
ODC Ornitin Sarı Kırmızı/Turuncu
CIT Sitrat Soluk yeĢil-sarı Mavi YeĢil/Mavi
H2S Sodyum tiosülfat Renksiz- gri Siyah
URE Üre Sarı Kırmızı/Turuncu
TDA Triptofan TDA ekle / Derhal sonuç
Sarı Koyu Kahve
IND Triptofan JAMES ekle / Derhal sonuç
Renksiz- soluk yeĢil-sarı Pembe
VP Piruvat VP 1 + VP 2 ekle/ Sonuç 10 dk‟da.
renksiz Pembe – kırmızı
GEL Jelatin Siyah pigment difuze değil Siyah pigment difuze
GLU Glikoz Mavi yeĢil- mavi Sarı
MAN Mannitol Mavi yeĢil- mavi Sarı
INO Ġnozitol Mavi yeĢil- mavi Sarı
SOR Sorbitol Mavi yeĢil- mavi Sarı
RHA Ramnoz Mavi yeĢil- mavi Sarı
SAC Sükroz Mavi yeĢil- mavi Sarı
MEL Melibioz Mavi yeĢil- mavi Sarı
AMY Amigdalin Mavi yeĢil- mavi Sarı
ARA Arabinoz Mavi yeĢil- mavi Sarı
OX Oksidaz (Haricen) OX ekle / sonuç 1-2 dk‟da
renksiz Eflatun
NO3-NO2 NO2 (GLU
kuyucuğunda)
NIT 1 + NIT 2 ekle / Sonuç 2-3 dk‟da
kırmızı Sarı
N2 Zn ekle / sonuç 5 dk‟da
Kırmızı Sarı
MOB Mobilite (Mikroskopta) Sabit Kımıldama
McC MacConkey agar Üreme yok Üreme
OF-F Glikoz fermantasyon YeĢil Sarı
OF-O Glikoz oksidasyon YeĢil Sarı
37
2.1.5. Standart Suşlar
Ġzolasyon, identifikasyon ve PCR çalıĢmaları aĢamalarında Ankara
Üniversitesi Veteriner Fakültesi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı kültür
koleksiyonundan sağlanan S. Typhimurium, S. Enteritidis, S. Gallinarum, S.
Pullorum kontrol suĢları olarak kullanıldı.
2.1.6. Antiserum
Ġzole edilen etkenlerin cins olarak doğrulanmasında Salmonella Latex
Aglütinasyon Test (Oxoid, FT0203A) kullanıldı. Ayrıca B ve D1
gruplandırması için Salmonella antisera 04 ve 09 Test (Denka Seiken,
Ġngiltere) kullanıldı.
2.1.7. Real-time PCR’da Kullanılan Buffer, Solüsyon, Primer, Enzimler
ve Malzemeler
Ġzole edilen Salmonellaların real-time PCR temelli tekniklerle identifikasyonu
ve tiplendirilmesi amacıyla, TaqMan Salmonella enterica Detection Kit, (ABI
PN 4366104, ABD), MicroAmp™ Optical Adhesive Covers and MicroAmp™
96-Well Optical reaction Plate with Barcode (PN 4314320, ABD), PrepSEQ™
Rapid Spin Sample Preparation Kit (ABI 4407760, ABD) kullanıldı. Bu
kapsamda kullanılan kit ticari olduğundan dolayı primer dizinleri firma
tarafından verilmemiĢtir.
2.1.8. 16s rDNA Salmonella İdentifikasyonunda Kullanılan Buffer,
Solüsyon, Primer, Enzimler ve Malzemeler
MicroSeq® 500 16S rDNA Bacterial Identification PCR Kit (4348228, ABD),
MicroSeq® 500 16S rDNA Bacterial Identification Sequencing Kit (4346479,
38
ABD), DNA Extraction PrepMan™ UltraSample Preparation Reagent,
ExoSAP-IT® (USB PN 78200, ABD), Montage PCR Filter Unit (Millipore PN
UFC7 PCR50.ABD), Microcentrifuge tubes DyeEx® 2.0 Spin Kit (Qiagen PN
63204, Almanya), 96-well plates DyeEx 96 Kit (Qiagen PN 63181, Almanya),
ABI Prısm® 3130 Genetic Analyzer (ABD) kullanıldı.
2.2. YÖNTEM
Yapılan analizlere ait akıĢ Ģeması ġekil 2.1‟de gösterilmiĢtir.
Şekil 2.1. Salmonella‟ların analizlerine ait akıĢ Ģeması
Tüm tavuk karkası örnekleri
Sırt, But ve Kanatlardan
Deri ve Et karışımı hazırlandı
Karışımdan 25g steril poşete tartıldı
+ 225ml TPS
37ºC 24 saat
inkübasyon
RVS pasajı
42ºC 24 saat
inkübasyon
BPLS ve XLD inokulasyon
37ºC 24 saat
inkübasyon
TSIA, LIA, TSB, NA
37ºC 24 saat
inkübasyon
API 20E Seroloji
Salmonella suşları
Antibiyogram Real Time PCR ile
Doğrulama
Microseq ile tiplendirme
39
2.2.1. Salmonella İzolasyonu
2.2.1.1. Tavuk Karkaslarında Ön Zenginleştirme
Laboratuvara soğuk zincir altında getirilen tavuk karkaslarından sırasıyla, sırt,
göğüs, but ve kanat bölgelerinden deri ve et örnekleri kesilerek bir grup
oluĢturulmuĢ ve aseptik koĢullar altında steril stomacher poĢetlerine 25 g.
tartılmıĢ ve üzerine 225 ml oda ısısında TPS eklenmiĢtir. Örneğin
homojenizasyonu amacıyla 30 saniye stomacher‟da homojenizasyonu
sağlanmıĢtır. Homojenizat 37°C‟de 24 saat aerobik koĢullarda inkubasyona
bırakılarak ön zenginleĢtirme iĢlemi yapılmıĢtır (Anon, 2005b).
2.2.1.2 . Selektif Zenginleştirme
Ön zenginleĢtirmenin bulunduğu örnek torbaları inkübasyon sonunda hafifçe
çalkalanmıĢ ve içlerinden 0.1‟er ml alınarak selektif zenginleĢtirme amacıyla
10 ml RVS‟ye pasajları yapılmıĢtır. RVS‟ler 42°C‟ye kaldırılarak 24 saat
inkübe edilmiĢtir (Van Schothorst ve Renaud 1983; Anon, 2005b).
2.2.1.3. Selektif- Diferansiyel Besiyerlerine Ekim
RVS‟lerden bir öze dolusu alınarak XLD ve BPLS agara tek koloni düĢecek
Ģekilde çizme plak yöntemi ile ekimler yapıldı. Petriler 37°C‟de 24 saat
aerobik koĢullar altında inkubasyona bırakıldı. Ġnkübasyon sonrası XLD
agarda üreyen H2S pozitif siyah veya periferi besiyerinin kendi renginde
pembeden kırmızıya değiĢen siyah merkezli koloniler Salmonella Ģüpheli
olarak değerlendirildi. Aynı Ģekilde, BPLS agarda inkubasyon sonucunda
besiyerinin Salmonella spp. laktoz kullanmadığından dolayı asitliğin
artmamasına bağlı olarak, besiyerinin renginin kırmızı renkte olup, pembe
renkte, oval, Ģeffaf kolonilerin oluĢtuğu görüldü (Taylor, 1965; Anon, 2005b).
40
2.2.2. Salmonella İdentifikasyonu
2.2.2.1 Gram Boyama
OluĢan koloniler, Gram boyama yöntemi ile boyanarak mikroskopta incelendi
(Quinn ve ark.2004).
2.2.2.2. Şeker Fermentasyon ve Lizin Kullanım Testleri
XLD ve BPLS Agarlarda üreyen Salmonella Ģüpheli kolonilerden, cins
identifikasyonunun doğrulanması için NA, TSIA ve LIA‟ya pasajlanmıĢtır
(Anon, 2005b). Bu besiyerleri 37oC‟de 24 saat aerobik koĢullarda
inkübasyona bırakılmıĢtır. TSIA‟da üstte kırmızı renk dipte sarı renk ve
siyahlaĢma gösteren suĢlar ile LIA‟da dipte ve yatık kısımda (üstte) mor renk
oluĢturarak üreyen suĢlar Salmonella pozitif olarak kabul edilmiĢ ve
doğrulama amacıyla ticari biyokimyasal testlerden faydalanılmıĢtır. (Bilgehan,
2004; Quinn ve ark. 2004; Anon, 2005b).
2.2.2.3. Ticari biyokimyasal testler
NA‟da üremiĢ saf kültürden gereken miktarda steril öze ile alınarak 5 ml API
20 E süspansiyon mediumuna karıĢtırıldı. Firma tarafından sağlanan Mc
Farland skalasına göre prospektüste bildirildiği üzere 3 Mc Farland olacak
Ģekilde ayarlandı. Süspansiyon mediumdaki kültür karıĢımı API 20 E mikro
tüplerine inoküle edildi (CIT, VP, GEL tüpleri tam, diğer tüpler yarım
dolduruldu. ADH, LDC, ODC, H2S ve ÜRE tüpleri 4-5 damla mineral yağ ile
kapatıldı). Bu mikrotüp profili, içindeki kuyucukları su ile doldurulmuĢ saklama
kabına konularak 37 ± 1 °C‟de 18-20 saat inkübe edildi. Ġnkübasyon sonunda
API 20 E prospektüsünde bildirilen değerlendirme koĢulları gerçekleĢtirilerek
okuma tablosunda yer alan mikrotüplerdeki renk değiĢimlerinden ve
41
damlatılan reaktiflerin verdiği renk değiĢimlerine göre sonuçlar +/- Ģeklinde
kaydedildi. Sonuç bilgisayar ortamında değerlendirildi.
2.2.2.4. Salmonella Suşlarının Hareket Muayenesi
TSB‟larda üretilmiĢ Salmonella suĢlarından 0,1 ml alınarak MSRV agarın
farklı üç noktasına damlatılarak 42°C‟de 24 saat inkubasyona bırakılmıĢtır.
Ġnkubasyon sonrası inokulasyon yapılan yerde görülen ve 20 mm den büyük
olan beyazlaĢmıĢ haleler etkenin hareketli olduğunu gösterdi. (Desmedt ve
ark. 1986).
2.2.2.5. Serolojik Testler
Biyokimyasal testlerle Salmonella olarak tanımlanan koloniler, Salmonella
Polivalan “O” Antiserumu ile aglütinasyon testine tabi tutuldu (Bilgehan,
2004; Anon, 2005b; Koneman ve ark., 2006). Bu amaçla Salmonella Latex
Aglütinasyon test kiti içinde bulunan 1 adet Test Latex ve 1 adet Kontrol
Latex oda sıcaklığına getirilerek kuvvetlice çalkalandı.
NA‟da üreyen saf koloniler aglütinasyon testi için kullanıldı. Salmonella
Latex Aglütinasyon test kiti içinde bulunan reaksiyon kartındaki gözlerden
birine bir damla kontrol süspansiyonu, diğerine ise yine bir damla test
süspansiyonu kondu. Daha önce saf olarak üreyen kolonilerden alınarak test
süspansiyonunun üzerine konup, 2 dakika boyunca yuvarlak uçlu öze
yardımıyla karıĢtırıldı. Süre sonunda kontrol süspansiyonu damlatılan gözde
aglütinasyon olmaması; buna karĢılık test süspansiyonu damlatılan gözde
aglütinasyon gözlenmesi Salmonella spp. pozitif olarak değerlendirildi
(Bilgehan, 2004; Koneman ve ark., 2006). (ġekil 2.2.).
42
Ayrıca Grup B ve Grup D1 serotiplendirmesi için O4 ve O9
antiserumları kullanılarak içlerinden bu grubu ait olan Salmonella’lar tespit
edildi.
Şekil 2.2: Salmonella Latex Test aĢamaları
2.2.3. Antibiyotik Duyarlılık Testleri
Tavuk karkaslarından elde edilmiĢ 100 adet Salmonella suĢunun
antibiyotik duyarlılık testleri Kirby-Bauer disk Diffüzyon yöntemine göre
yapıldı. Antibiyogram sonucu oluĢan zonlar CLSI (The Clinical and
Laboratory Standards Institute)‟e standartlarına göre değerlendirildi
(Anon, 2006b).
MHA petrileri hazırlanırken besiyeri 4 mm kalınlığında olacak
Ģekilde döküldü. NA üzerinden alınan koloniler, içerisinde 4-5 ml TSB
bulunan tüplere transfer edilerek, buyyon kültürü 37 oC‟de, turbiditesi 0.5
McFarland standardına gelinceye kadar (genellikle 2-6 saat) inkübe edildi.
Ġnoküle edilen süspansiyonun turbiditesi ayarlandıktan sonra, steril bir pipet
Bir damla
kontrol latex
uuu+
Şüpheli koloni
2 dakika dairesel hareket
sonucunda aglutinasyon
oluşumu
Bir damla test
latex uuu+
Şüpheli koloni
(-)
sonuç
(+) sonuç
K
K
T
T
43
yardımıyla 0,1 ml alınarak, hazırlanan MHA üzerine aktarıldı ve steril
bir drigalski çubuğu yardımıyla, petrilere homojen bir Ģekilde yayılması
sağlandı (Anon, 2006b).
Bir dispenser yardımıyla Metisilin (5 µg) (Oxoid, CT 029 B),
Amoksisilin/Klavulanik asit (30 µg) (Oxoid, CT 223 B), Ampisilin (10
µg) (Oxoid, CT 003 B), Tetrasiklin (10 µg) (Oxoid, CT 053 B),
Sülfametoksazol/Trimetoprim (25 µg) (Oxoid, CT 052 B), Novobiosin
(5 µg) (Oxoid, CT 037 B), Gentamisin (10 µg) (Oxoid, CT 024 B),
Mezlocillin (30 µg) (Oxoid, CT0174B) ve Vankomisin (30 µg) (Oxoid,
CT 058 B) diskleri her bir petriye 10 adet disk ve aralarında da en az
2,4 cm olacak Ģekilde eĢit olarak yerleĢtirilerek 15 dakika içerisinde 37
oC‟de inkübasyona bırakıldı. Ġnkübasyondan 16-18 saat sonra diskler
etrafında oluĢan inhibisyon zonlarının çapı CLSI‟e standartlarına göre
değerlendirildi (ġekil 2.3.).
2.2.4. Real-time PCR Analizleri ile TPS’dan Salmonella Belirlenmesi
Salmonella‟ların real-time PCR ile tespiti için hedef bölgesi olarak invA genini
kapsayan ABI (Applied Biosystems)‟nin identifikasyon kitleri kullanıldı
(Malorny ve ark., 2008).
Şekil 2.3. Kirby-Bauer disk difüzyon yöntemi ile antibiyotik disklerinin
etrafındaki zon oluĢumu.
44
2.2.4.1. Real-Time PCR için Salmonella DNA İzolasyonu
Ġzole edilmiĢ Salmonella suĢlarının 37ºC 24 saat TPS‟da inkubasyonu
sonrasında, içlerine kolon yerleĢtirilmiĢ DNAse free ependorf tüplerine 750 µl
TPS kültürleri alınarak önce kolondan geçirildi. Kolondan geçirilen içerik
14000 Revolutions Per Minute‟de (RPM) 3 dakika santrifüj edildi. Santrifüj
sonrası kolonlar atıldıktan sonra süpernatant (üstte kalan sıvı) atılarak kalan
pelet üzerine 50 µ Lysis Buffer eklendi ve pipetaj ile vorteks yapılarak
homojen halde karıĢmaları sağlandı. Kuru Isıtıcı Blokta 95ºC‟de 10 dakika
süre ısıtıldı ve süre bitiminde örnekler 2 dakika süre oda ısısında bekletildi.
14000 rpm‟de 1 dakika tekrar santrifüj edildi. Üstte kalan süpernatant baĢka
bir DNAse free ependorf tüpe alındı ve üzerine 250 µl distile su ile eklendi.
14000 rpm‟de 1 dakika tekrar santrifüj edildi. Supernatantın 12 µl‟si PCR‟da
template DNA olarak kullanıldı (ABI, Taqman Salmonella Enterica Detection
Kit Protocol, ABD).
2.2.4.2. Kullanılan Primer ve Probların Validasyonları
InvA geninin spesifik segmentini amplifiye eden primerler ile Taqman problar
kullanılmıĢtır. PCR ile kültür tekniğinin kıyaslanması kapsamında AOAC
(Association of Official Analytical Chemists) ve AFNOR tarafından
validasyonu (geçerli kılınması) yapılmıĢ bir kit kullanıldığından dolayı, ilgili
kitin identifikasyonda kullandığı primerlerin kaç baz çifti olduğu ve dizilimi
ticari sır olduğundan dolayı prospektüste paylaĢılmamıĢtır (ABI, Taqman
Salmonella Enterica Detection Kit Protocol, ABD).
2.2.4.3. PCR Karışımı Hazırlanması
PCR 30 µl‟lik karıĢım haciminde, 15 µl 2× master mix, 3 µl 10x Assay master
mix, 12 µl template DNA, Ģekilde eklenerek PCR karıĢımı hazırlandı (ABI
4407760, ABD).
45
2.2.4.4. Amplifikasyon Koşulları
InvA gen sekansına yönelik primer çiftlerinin çoğalttığı bölgeye spesifik
TaqMan probu kullanılarak yapılan real-time PCR analizindeki amplifikasyon;
95°C‟de 15 saniye denaturasyon, 60°C‟de 1 dakika primer bağlanması ve
ekstensiyon aĢamalarını içeren 45 siklustan oluĢmuĢtur.
2.2.4.5. Sonuçların Değerlendirilmesi
Örnekler real-time (eĢ zamanlı) olarak bilgisayar ekranında Rapid Finder
Software programı yardımıyla değerlendirildi.
2.2.5. 16s rDNA Salmonella İdentifikasyonu
Salmonella rDNA identifikasyonu için ABI‟nin Microseq 500 identifikasyon kit
ve sistemleri kullanıldı (Clarridge, 2004).
2.2.5.1. DNA Dizi Analizi için Salmonella DNA İzolasyonu
Ġnkübasyon sonrası PCR için alınmıĢ olan 30 adet Salmonella suĢuna ait NA
kültürlerinden 2-3 mm büyüklüğünde koloniler seçilerek 100 µl PrepMan Ultra
Sample Preparation Reagent (PN 4322547) içlerine koyuldu ve
vortekslenerek karıĢtırıldı. Vorteksleme sonrası kuru ısıtıcı blokta 95º C‟de 10
dakika süre ısıtıldı ve süre bitiminde örnekler 2 dakika süre oda ısısında
bekletildi. 14000 rpm‟de 1 dakika santrifüj edildi. Üstte kalan süpernatant 5 µl
alınarak DNAse free ependorf 500 µl distile su ile dilüe edildi. KarıĢım baĢka
bir tüpe alındı ve üzerine 250 µl distile su ile eklendi. 14000 rpm‟de 1 dakika
tekrar santrifüj edildi. Supernatantın 15 µl‟si PCR‟de template DNA olarak
kullanıldı.
46
2.2.5.2. PCR Aşaması
16S rRNA geninin 500 baz çiftinin ampfilikasyonu GeneAmp PCR System
9700 de aĢağıda açıklanan prosedüre göre gerçekleĢtirildi. PCR 30 µl‟lik
karıĢım haciminde her bir örnek için; 15 µl master mix, 15 µl template DNA;
negatif kontrol amaçlı; 15 µl master mix, 15 µl DNAse free distile su, pozitif
kontrol amaçlı; 15 µl master mix, 15 µl E. coli pozitif kontrol DNA karıĢımları
hazırlanarak PCR tüplerine koyuldu.
2.2.5.3. Amplifikasyon Koşulları
BaĢlangıçta DNA polimerazın aktivasyonu için 95°C‟de 10 dakika ısıtma
aĢaması ardından, 95°C 30 saniye denaturasyon, 60°C‟de 30 saniye primer
bağlanması ve 72°C‟de 45 saniye ekstensiyon aĢamasını içeren 30 siklustan
ve son olarak 72°C‟de 10 dakika final ekstensiyondan oluĢtu.
2.2.5.4. DNA Agaroz Jel Elektroforezi
Örneklerdeki PCR ürünlerinin varlığının belirlenmesi için 20 cm‟lik %2‟lik
agaroz (Prona, EU) jelde, 180 Volt‟ta 60 dakika elektroforez edildi.
2.2.5.5. Örneklerin Görüntülenmesi
Jeldeki örnekler biyo–görüntüleme sisteminde görüntülendi ve fotoğrafları
çekilerek termal printer (Sony, Japan)‟dan kopyaları alındı.
47
2.2.5.6. Sekanslama için PCR ürünlerinin saflaştırılması
PCR ürünlerinin görüntülenerek varlığı ortaya konduktan sonra sekanslama
iĢlemine baĢlamadan önce PCR ürününün içinde bulunan kullanılmamıĢ olan
primerleri ve dNTP‟leri uzaklaĢtırılması iĢlemi yapıldı. Bunun için ExoSAP-IT
(USB PN 78200, ABD), Montage PCR Filter Unit (Millipore PN UFC7 PCR50,
Germany) kullanıldı.
2.2.5.7. Sekanslama
SaflaĢtırılmıĢ her bir PCR ürününden 7 µl alındı ve üzerine sekanslama için
hazırlanmıĢ olan master mix‟den 13 µl eklendi.
2.2.5.8. Amplifikasyon Koşulları
Hazırlanan PCR karıĢımı, 96°C 10 saniye denaturasyon, 50°C‟de 5 saniye
primer bağlanması ve 60°C‟de 4 dakika ekstensiyon aĢamasını içeren 25
siklustan oluĢtu.
2.2.5.9. Ekstensiyon ürünlerinin saflaştırılması
Sekanslama için yapılan PCR iĢleminden sonra kullanılmamıĢ olan
terminatör boyalarının ve primerlerin uzaklaĢtırılması amacıyla DyeEx® 2.0
Spin Kit (Qiagen PN 63204, Almanya) ve 96-well plates DyeEx 96 Kit(Qiagen
PN 63181, Almanya) ürünleri kullanıldı.
48
2.2.5.10. Ekstensiyon ürünlerinin sekanslaması ve elektroforezi
Ekstensiyon ürünleri sekanslarını belirlemek için genetik analiz cihazına ABI
Prısm® 9700 Genetic Analyzer (ABD) yüklendi ve çıkan sonuçlar PubMed
Blast sisteminde Nükleotide Blast da (http://blast.ncbi.nlm.nih.gov/Blast.cgi)
değerlendirilerek sonuçlandırıldı.
49
3.BULGULAR
Bu çalıĢmada, 2008–2010 tarihleri arasında soğuk zincirde 4‟ncü Kolordu
Gıda Kontrol Müfreze Komutanlığı m ikrobiyoloji laboratuvarına Bolu,
Balıkesir ve Ankara‟daki farklı kesimhanelerden gelen 721 tavuk karkas
örneğinde Salmonella‟ların varlığı, klasik kültür ve real-time PCR teknikleri
kullanılarak analiz edildi. Ġzolatlar invA gen sekansı esas alınan ticari bir real-
time PCR kiti ile doğrulanarak, 10 farklı antibiyotiğe dirençliliği belirlendi. Ġzole
edilen 100 Salmonella suĢu grup B ve D1 antiserumları ile
serogruplandırıldı. 10 adet B Grubuna, 10 adet D1 grubuna ait olan ve 10
adet B ve D1 grubuna ait olmayan Salmonella suĢları DNA dizi analizine tabi
tutulup tiplendirilmeye çalıĢıldı.
3.1. İzolasyon Bulguları
ÇalıĢma sonucunda toplam 721 tavuk karkasından alınan örneklerden 100
adet (% 13,86) Salmonella spp. izole edildi. Ankara (250 adet numune),
Balıkesir (186 adet numune) ve Bolu‟daki (285 adet numune)
kesimhanelerden gelen tavuk karkaslarından sırasıyla 36 (% 14,4), 6 (%
3,22), 58 (% 20,35) adet Salmonella spp. izole edildi. Ġncelenen tavuk
karkaslarından izole edilen Salmonella‟ların illere göre dağılımı Çizelge
3.1.‟de ve izole edilen Salmonella suĢlarının XLD ve BPLS agarda
görünümleri ġekil 3.1.‟de gösterilmiĢtir.
Çizelge 3.1. Tavuk karkaslarından izole edilen Salmonella‟ların illere göre dağılımı
Örneğin geldiği Ģehir Analiz edilen örnek sayısı
Salmonella bulaĢması olan örnek sayısı
Ankara 250 36 (% 14,4)
Balıkesir 186 6 (% 3,22)
Bolu 285 58 (% 20,35)
Toplam 721 100 (% 13,86)
50
Şekil 3.1. XLD ve BPLS agarda Salmonella kolonilerinin görünümü.
3.2. İdentifikasyon Bulguları
Ġzole edilen etkenler Gram yöntemiyle boyandığında Gram negatif, kısa ve
küçük çomaklar gözlemlendi. Ġzole edilen Salmonella suĢlarının TSIA ve LIA
agarda Salmonella kolonilerinin görünümü ġekil 3.2. ve MSRV agarda
hareketli Salmonella kolonilerinin görünümü ġekil 3.3‟de, biyokimyasal
özellikleri ise Çizelge 3.1‟de gösterilmiĢtir. Ticari bir biyokimyasal kit olan API
20 E ile test edilen tüm suĢlar bilgisayar ortamında Salmonella spp. olarak
tespit edildi. Biyokimyasal testlerle Salmonella olarak tanımlanan koloniler,
Salmonella Polivalan “O” Antiserumu ile aglütinasyon testine tabi tutuldu ve
aglütinasyon oluĢumu tüm izolatlarda gözlemlendi.
Şekil 3.2. TSIA ve LIA agarda Salmonella kolonilerinin görünümü
BPLS
XLD
51
Şekil 3.3. MSRV agarda hareketli Salmonella kolonilerinin görünümü.
Çizelge 3.2. Ġzole edilen 100 adet Salmonella spp‟nin özellikleri
Test Özellik
Gram Boyama Gram negatif
Hareket +
Lizin Dekarboksilaz +
Laktoz -
Sukroz -
Glukoz +
H2S +
Gaz +
3.3. Serogruplandırma bulguları
Salmonella spp. oldukları belirlenen bütün suĢlara, grup B ve grup D1
serogruplandırılması için ticari O4 ve O9 antiserumları kullanıldı. 100
Salmonella suĢundan 15 adedi B grubuna, 58 adedinin ise D1 grubuna ait
olduğu tespit edilirken; 27 Salmonella suĢunun B ve D1 grubunun dıĢında bir
serogruptan oldukları gözlendi. Ġzole edilen Salmonella‟ların
52
serogruplandırma sonuçlarının illere göre dağılımı Çizelge 3.3.‟de
gösterilmiĢtir.
Çizelge 3.3. Ġzole edilen Salmonella‟ların serogruplandırma sonuçlarının illere göre dağılımı
Örneğin geldiği Ģehir
Salmonella izolatı sayısı
B grubuna ait Salmonella
D1 grubuna ait Salmonella
B ve D1 grubuna ait olmayan Salmonella
Ankara 36 4
26 6
Balıkesir 6 2 3 1
Bolu 58 9 29 20
Toplam 100 15 58 27
3.4. Antibiyotik Dirençlilik Sonuçları
Real-time PCR ile doğrulanan 100 izolatın 10 farklı antibiyotiğe karĢı
dirençlilikleri araĢtırılmıĢtır. ÇalıĢmanın sonucunda, izolatların tamamı
vankomisin, metisilin, novobiosin‟e dirençli bulunurken, bu antibiyotikleri
sırasıyla % 85 ile tetrasiklin, % 50 ile gentamisin, % 28 ile
amoksisilin+klavulanik asit % 23 ile ampisilin, % 21 ile mezlosillin, % 15 ile
enrofloksasin, % 6 ile sülfametoksazol / trimetoprim izlemiĢtir. (ġekil 3.4.).
Ayrıca enrofloksasine karĢı % 35 oranında intermitans (orta düzeyde)
direnç geliĢtiği bulunurken, amoksisilin+klavunik, ampisilin,
sülfametoksazol/trimetoprim, mezlocillin ve tetrasikline karĢı sırasıyla % 6, %
5, % 3, % 1, % 1 oranınlarında intermitans direnç olduğu saptanmıĢtır.
3.5. Real-time PCR Bulguları
ÇalıĢma sonucunda; klasik kültür ile Salmonella olarak belirlenen izolatların,
invA gen sekansını oluĢturan primer çiftlerine spesifik bir TaqMan probu
53
kullanılarak yapılan real-time PCR analizinde, incelenen 100 izolatın 100‟ü
(%100) Salmonella olarak doğrulanmıĢtır. Real-time PCR amplifikasyon
ürünleri bilgisayar monitöründe izlenmiĢ olup bir izolata ait real-time PCR
grafiği ġekil 3.5.‟de gösterilmiĢtir.
Antibiyotik adı
0
10
20
30
40
50
60
70
80
90
100
Direnç (%)
İntermitans (%)
Duyarlı (%)
Şekil 3.4. Real-time PCR tekniği ile doğrulanan 100 Salmonella spp. izolatının antibiyotik dirençlilik
tablosu.
Şekil 3.5. Salmonella spp. real-time PCR‟daki görüntüsü
Del
ta R
n
Döngü Sayısı
Delta Rn’ye karşılık Döngü
Tet
rasi
kli
n
Am
pis
ilin
En
rofl
ok
sasi
n
Mez
loci
llin
Met
isil
in
No
vo
bio
sin
Van
kom
isin
Am
ok
sisi
lin
+K
lavu
nik
asi
t
Gen
tam
isin
Sü
lfam
eto
ksa
zol
/
Tri
met
op
rim
Yü
zd
e (
%)
54
3.6. Sekanslama Sonuçları
DNA dizi analizi için real time PCR ile doğrulanan toplam 100 izolatın içinden
30 adet Salmonella suĢu serotiplendirme sonucuna göre rastgele
örneklenerek seçildi. 30 Salmonella izolatının seçiminde; B
serogrubundan 10 adet, D1 serogrubundan 10 adet ve B ve D1
serogurubuna ait olmayan 10‟ar adet suĢ alınmıĢtır.
SuĢlardan elde edilen sekans sonuçları, nükleotid veri tabanını
kullanan bir bilgisayar programı olan BLAST‟a verildi ve tüm
izolatların tür düzeyinde Salmonella enterica subsp. enterica olduğu tespit
edilirken, serotip düzeyinde tiplendirme yapılamamıĢtır
(http://blast.ncbi.nlm.nih.gov/Blast.cgi) (Anon, 2011).
16s rDNA Salmonella identifikasyonu amacıyla yapılan sekans
analizinde sequence scanner v 1.0 programı kullanılmıĢ olup elde edilen
ham verilere ait örnek ġekil 3.6.‟da ve 16s rDNA geninin amplikon
ürünlerinin Agaroz Jel Elektroforezindeki görüntüsü ġekil 3.7.‟de
sunulmuĢtur.
Şekil 3.6. Sekans analizinde sequence scanner v 1.0 programı kullanılarak elde edilen ham verilere
ait örnek
55
Şekil 3.7. M: marker, (-): Negatif Kontrol, (+): Pozitif Kontrol, 16S rRNA geninin amplikasyonu sonucu
oluĢan ürünlerin varlığının araĢtırılmasında kullanılan Agaroz Jel Elektroforezindeki görüntüsü.
Sekans analizi sonrası elde edilen nükleotid sekansların BLAST
programına verilmesi sonrasında elde edilen görünüm ise ġekil 3.8‟de
sunulmuĢtur.
Şekil 3.8. Sekans analizi sonrası elde edilen nükleotid sekansların BLAST programına verilmesi
sonrasında elde edilen görünüm.
56
4.TARTIŞMA
Salmonellozisin dünyada en yaygın görülen gıda zehirlenmelerinden biri
olduğu, özellikle kanatlı etleri ve bunlardan hazırlanan ürünlerin
Salmonella‟ların en önemli rezervuarı olduğu bildirilmiĢtir. (Capita ve ark.,
2003).
Bu çalıĢmada iki yıllık süreç içinde Bolu, Ankara ve Balıkesir‟deki
kesimhanelerden gelen 721 tavuk karkas örneğinin 100 adedinde (% 13,8)
Salmonella spp. izole ve identifiye edildi. Yapılan analizlerde 100 adet
Salmonella suĢundan 15‟inin B grubuna, 58‟inin ise D1 grubuna ait
olduğu tespit edilirken; 27 Salmonella suĢunun B ve D1 grubunun
dıĢında bir serogruptan oldukları gözlendi. Hem yurt dıĢında hem de
yurdumuzda Salmonella kontaminasyonu üzerine çeĢitli çalıĢmalar
bulunmaktadır.
Yurt dıĢında yapılan çalıĢmalarda; Machado ve Bernardo (1990),
Portekiz‟de yaptıkları bir çalıĢmada 300 adet tavuk karkasının % 57‟sinde
Salmonella kontaminasyonu tespit etmiĢlerdir. Benzer baĢka çalıĢmalarda
ise; Nair ve ark. (1990), Hindistan‟da marketlerde satıĢa sunulan 50 adet
broiler karkas etinde % 4 düzeyinde Salmonella spp. tespit etmiĢlerdir.
Roberts (1991) tavuk ürünleriyle Britanya‟da yaptığı bir araĢtırmada, % 48
oranında Salmonella kontaminasyonu tespit etmiĢtir. Reilly ve ark. (1991)
Ġskoçya‟da yaptıkları çalıĢmada, 477 adet tavuk karkası analiz etmiĢler ve
tavuk karkaslarının % 45 oranında Salmonella spp. ile kontamine olduğunu
rapor etmiĢlerdir. Jerngklinchan ve ark. (1994) Tayland‟da yaptıkları
çalıĢmada 705 tavuk eti örneğinden 467‟sinde (% 66), 221 tavuk iç organları
örneğinden 190 tanesinde (% 86) Salmonella spp. identifiye etmiĢlerdir.
Vorster ve ark. (1994) Güney Afrika‟da 17 farklı süpermarketten aldıkları 43
adet broiler etinde % 19,2 oranında Salmonella spp. identifiye etmiĢlerdir.
Sackey ve ark. (2001) yaptıkları çalıĢmada, 87 tavuk karkas ve parça
57
örneklerini Salmonella yönünden analiz etmiĢler ve % 6,8 oranında
Salmonella spp. tespit ettiklerini bildirmiĢlerdir. Beli ve ark. (2001),
Arnavutluk‟ta 1996-1998 yılları arasında yaptıkları çalısmada, 461 tavuk eti
örneğinin 30‟undan (% 6.5) Salmonella izole edildiğini bildirmiĢlerdir. Wilson
(2002), yapmıĢ olduğu çalıĢmada 1995-2000 yılları arasında çiğ tavuk
etlerinde Salmonella kontaminasyon düzeyini araĢtırmıĢ ve analiz edilen
1127 örneğin 123‟ünde (% 11) Salmonella spp. tespit etmiĢtir. Antunes ve
ark. (2002) tarafından 54 adet tavuk, 6 adet hindi eti ürünleri olmak üzere
toplam 60 adet kanatlı eti analiz edilmiĢ, 36 adedinde (% 60) Salmonella
tespit edildiğini bildirmiĢlerdir. Capita ve ark. (2003), Ġspanya‟da kanatlı eti ve
ürünlerinde Salmonella‟nın insidensini araĢtırmak amacıyla tavuk karkası,
tavuk parçaları ve iç organları (kanat, but, karaciğer ve kalp) ve iĢlenmiĢ
tavuk ürünleri (sosis ve hamburger) üzerine yaptıkları çalıĢmada tüm
örneklerde ortalama % 49 oranında Salmonella spp. saptadıklarını
bildirmiĢlerdir. Durango ve ark. (2004), yaptıkları çalıĢmada, tavuk etlerini
Salmonella varlığı bakımından analiz etmiĢler ve % 4,2 oranında Salmonella
tespit edilmiĢtir. Tavuk karkaslarında Salmonella kontaminasyon oranının
farklı ülkelerde yapılan çalıĢmalarda % 5 ile % 100 arasında değiĢebileceği
belirtilmiĢtir (Chang, 2000).
Yurt içinde yapılan çalıĢmalarda ise; Fidancı ve ark. (1994) toplam
120 adet karkasta %13.3 Salmonella spp. izole etmiĢler, bunların
serotiplendirilmesi sonucu 4‟ünün S. Enteritidis, 4‟ünün Salmonella serogrup
C ve 9‟unun Salmonella serogrup B‟ye dahil olduklarını saptamıĢlardır. Usca
(1996) yapmıĢ olduğu çalıĢmasında 50 adet tavuk etinin mikrobiyolojik
analizini yapmıĢ ve % 38 oranında Salmonella spp. izole etmiĢtir. Kalender
ve Muz (1999) Elazığ Bölgesi‟nde yaptıkları çalıĢmada, 365 adedi tavuk
kesimhanesinden, 162 adedi de Elazığ Veteriner Kontrol ve AraĢtırma
Enstitüsüne hastalık Ģüphesiyle getirilen tavuk olmak üzere toplam 527 adet
tavuk Salmonella spp. yönünden incelemiĢ ve bunlardan 57 adedinde (%
10,81) Salmonella tespit etmiĢler ve 53‟ünü D1 serogrubunda, 4‟ünü B
serogrubunda bulmuĢlardır. Hadimli ve ark. (2002), Konya‟da yaptıkları
58
çalıĢmada, 16 farklı satıĢ noktasında tüketime sunulan 168 tavuk
karkasından 55 adedinde (% 35,72) Salmonella spp. izole ettiklerini
bildirmiĢlerdir. Erol ve ark. (2004), piliç karkaslarında Salmonella‟ların
varlığını belirlemek amacıyla yaptıkları çalıĢmada 69 örneğin 61‟inden (%
88.4) Salmonella izole ettiklerini bildirmiĢlerdir. Yazıcıoğlu ve ark. (2005),
tavuk kesimhanelerinin parçalama ünitelerinden topladıkları 662 boyun ve
kanat örneklerinin 58‟inden (% 8.7) Salmonella izole ettiklerini bildirmiĢlerdir.
Goncagül ve ark. (2005), tavuk etlerinde Salmonella serogruplarının
prevalansını araĢtırmak için toplamıĢ oldukları 315 adet tavuk kanatlarının %
18.9‟undan Salmonella spp. izole etmiĢler ve izole edilen suĢlardan 27‟sinden
(%8.57) serogrup D‟de yer alan S. Enteritidis, 30‟ unda da A, B, C, D
serogruplarına ait olmayan ve tiplendirilemeyen Salmonella izole ettiklerini
bildirmiĢlerdir. Çetinkaya ve ark. (2008) Bursa‟daki süpermarketlerden 168
adet tavuk karkasından (kanat, but, boyun ve göğüs kısımları) sadece bir
adedinde Salmonella (% 0.24) identifiye ettiklerini bildirmiĢlerdir. Yapılan
çalıĢmadaki bulgular yukarıda anılan çalıĢmaların bir kısmı ile paralellik
göstermekte, ancak sonuçlar, bir kısmı ile uyum sağlamamaktadır. Bunun
olası nedenleri, örnek sayısındaki değiĢim, ülkelere göre uygulanan kesim
hijyeni, hayvan kümeslerinde ve küçük çaptaki iĢletmelerde uygulanan farklı
düzeydeki hijyen ve biyogüvenlik önlemleri, yetiĢtirme koĢulları ve
laboratuvarlarda uygulanan farklı izolasyon ve identifikasyon teknikleri
olabilir.
Bu çalıĢmanın sonucunda, izolatlar arasında antibiyotiklere en fazla
dirençlilik % 100 ile vankomisin, metisilin, novobiosin‟e karĢı geliĢirken,
bunları % 85 ile tetrasiklin, % 50 ile gentamisin, % 28 ile
amoksisilin+klavulanik asite % 23 ile ampisilin, % 21 ile mezlosillin, % 15 ile
enrofloksasin, % 6 ile sülfametoksazol / trimetoprim izlemiĢtir. Hem yurt
dıĢında hem de yurdumuzda Salmonella suĢlarının antibiyotiklere duyarlılık
ve dirençlilik profillerinin belirlendiği çalıĢmalar bulunmaktadır. Yurt dıĢında
yapılan çalıĢmalarda; Sojka ve ark. (1986), Ġngiltere ve Galler‟de
kanatlılardan izole ettikleri tüm Salmonella suĢlarını ampisiline % 10 ve
59
gentamisine % 0,2 oranında dirençli, izole edilen S. Typhimurium suĢlarını
ise ampisilin ve trimetoprim + sulfametaksasole duyarlı bulduklarını
bildirmiĢlerdir. Rampling ve ark. (1990), tavuklardan izole ettikleri 38 S.
Enteritidis suĢunun tümünün ampisilin, gentamisin, tetrasiklin ve trimetoprim
+ sulfametaksasole duyarlı olduğunu belirtmiĢlerdir. Singer ve ark. (1992),
yaptıkları bir çalıĢmada; tavuklardan izole ettikleri tüm S. Enteritidis suĢlarının
ampisilin, gentamisin, enrofloksasin ve trimetoprim + sulfametaksasole
duyarlı olduklarını tespit etmiĢlerdir. Lee ve ark. (1993b), broyler piliçlerden
izole ettikleri S. Enteritidis suĢlarının ampisiline % 79 dirençli olduklarını
bildirmiĢlerdir. Chang (2000), broyler tavuklardan izole ettiği bütün S.
Enteritidis suĢlarının vankomisine dirençli olduğunu bildirmiĢtir. Hernandez ve
ark. (2002), Ġspanya‟da yaptıkları bir çalıĢmada, 112 Salmonella serovarının
% 34,8‟ini ampisiline ve % 33,9‟unu tetrasikline dirençli bulmuĢlardır. Antunes
ve ark. (2002), tavuk ve hindi karkaslarından izole ettikleri Salmonella
suĢlarının enrofloksasine % 50 ve tetrasikline % 36 dirençli; amoksisilin ve
gentamisine ise tüm izolatların duyarlı olduklarını saptamıĢlardır.
Carraminana ve ark. (2004), Ġspanya‟da kanatlı mezbahalarında yaptıkları bir
çalıĢmada, Salmonella‟larda tetrasikline karĢı % 21,8 oranında dirençlilik
belirlemiĢlerdir. Oliveira ve ark. (2005), broiler karkas, bazı gıdalar, insan ve
çeĢitli kanatlı ürünlerinden izole ettikleri S. Enteridis‟in tetrasiklin (% 15,4),
gentamisin (% 5,5), ampisilin (% 1,1) düzeyde direnç gösterdiğini ortaya
koymuĢlardır. Yurdumuzda yapılan çalıĢmalarda; Boynukara ve Aydın
(1990), izole ettikleri 33 Salmonella suĢunun trimetoprim-sulfametoksazola %
61,7, gentamisine % 21,2, enrofloksasine % 2,1 dirençli olduğunu tespit
etmiĢlerdir. Özdemir (1996), kanatlı hayvanlardan izole ettiği S. Enteritidis
suĢlarının, gentamisin ve ampisiline % 22,2 duyarlı olduğunu; S.
Typhimurium suĢlarının ise gentamisine % 50 duyarlı olduğunu tespit
etmiĢtir. Kalender ve Muz (1999), tavuklardan izole ettikleri S. Enteritidis
suĢlarının; enrofloksasine % 100, gentamisine % 74,36, trimetoprim-
sulfametaksasole % 53,85, tetrasikline % 12,82, ampisiline % 2,57 duyarlı
olduklarını; S. Typhimurium suĢlarının ise enrofloksasine % 100, gentamisine
% 75, trimetoprim-sulfametaksasole % 50, tetrasikline % 25, ampisiline % 50
60
duyarlı olduklarını bildirmiĢlerdir. Aksakal (2003), Van yöresinde yapmıĢ
olduğu çalıĢmada tavuk (400 adet), hindi (400 adet) ve bıldırcın (200 adet )
dıĢkılarından izole edilen 49 adet Salmonella suĢunun enrofloksasine %
92,83, ampisilin ve gentamisin ve tetrasikline % 67,34, trimetoprim-
sulfametaksasole % 51,02, oranında duyarlı oldukları tespit etmiĢtir. Kılınç
(2005) Kayseri yöresindeki 15 adet tavukçuluk iĢletmesinden toplanan, 473
tavuk ve 105 civciv olmak üzere toplam 578 kanatlı örneğinden izole edilen
toplam 61 adet izolatın 12 (% 20)‟sini ampisilin‟e dirençli bulmuĢtur.
Çetinkaya ve ark. (2008) kanatlı karkasından izole ettiği 1 adet Salmonella
suĢunun tetrasiklin ve trimetoprim-sülfometaksazole karĢı dirençli olduğunu
tespit etmiĢtir. Yazıcıoğlu ve ark. (2005) kesimhanelerden toplanan
örneklerden izole edilen 58 Salmonella suĢundan 3‟ünün (% 5,2) tetrasiklin
ve ampisiline, 2‟sinin (% 3,4) gentamisine ve 1‟inin (% 1,7) sulfametoksazol-
trimetoprim dirençli bulunduğunu bildirmiĢlerdir. Oral ve Türkyılmaz (2008)
yaptıkları çalıĢmada Aydın ve Ġzmir illerindeki iĢletmelerden getirilen 422
broyler ve broyler damızlığa ait iç organ materyallerinden 47 Salmonella
izolatının enrofloksasine, gentamisine, amoksisiline ve trimetoprim-
sulfamethoksazole duyarlılık oranlarını sırasıyla % 97,9, % 76,6, % 38,3 ve
% 10,6 olarak bulduklarını bildirmiĢlerdir. Tayan (2008), kanatlılardan izole
edilen Salmonella suĢlarının, metisilin, novobiosin ve vankomisin‟e % 100,
gentamisin‟e % 90.91 ve enrofloksasin‟e % 9.09 oranında dirençli; ampisilin‟e
% 36.37, tetrasiklin‟e % 27.28, enrofloksasin‟e % 18.19,
amoksisilin/klavulanik asit, gentamisin ve sülfametoksazol/ trimetoprim‟e %
9.09 oranında orta duyarlı; amoksisilin/klavulanik asit ve
sülfametoksazol/trimetoprim‟e % 90.91, tetrasiklin ve enrofloksasin‟e % 72.72
ve ampisilin‟e % 63.63 oranında duyarlı bulunduğunu bildirmiĢtir.Türkiye‟de
ve diğer ülkelerde yapılan araĢtırmalarda insanlardan, kanatlı hayvanlardan
ve kanatlı ürünlerinden izole edilen Salmonella‟ların antibiyotik
dirençliliklerinin ülkelere ve hatta coğrafi bölgelere göre farklı dağılım
göstermektedir. Ülkelerde ve coğrafi bölgelerde görülen bu farklılık kullanılan
farklı bölge ve ülkelerde uygulanan antibiyotik çeĢitliği ve kullanım sıklığı ile
iliĢkilendirilebilinir. Ġnsanlarda görülen antibiyotiklere dirençli Salmonella‟ların
61
birçoğun kaynağı hayvansal orijinli gıdalardır. Bundan dolayı çiftlik
hayvanlarında mümkün olduğunca ve zorunlu kalmadıkça antibiyotik
kullanılmamalıdır. Çiftliklerde hijyen ve sanitasyon koĢullarının oluĢturulması
ve arttırılması ile antibiyotik dirençli patojenlerin oluĢumu ve yayılması büyük
oranda azaltılabilir (Angulo ve ark., 2000).
Yapılan çalıĢmada konvansiyonel yöntemlerle Salmonella olarak
belirlenen 100 izolatın 100 (%100)'ü de real-time PCR ile Salmonella olarak
saptandı. Kanatlı hayvanların ve insanların zaman zaman sağlığını tehdit
eden Salmonella‟ların bakteriyolojik tanı süreleri oldukça uzun sürmektedir.
Bu nedenle de optimize edilmiĢ bir bakteriyolojik sistem kadar güvenilir, fakat
daha kısa sürede sonuç alınan yöntemler geliĢtirilmeye ve kullanılmaya
baĢlanmıĢtır. Bu yöntemlerden biri PCR tabanlı testlerdir. Bu testlerde temel
olarak Salmonella‟ların spesifik DNA segmenti aranmaktadır (Bäumler ve
ark., 1997; Çarlı ve ark., 2001; Feder ve ark., 2001; Cotter ve ark., 1995;
Woodward ve Kirwan, 1996; Oliveria ve ark., 2002; Oliveria ve ark., 2003).
Tuchili ve ark. (1996), kabuk altı ölümlerin Ģekillendiği 45 adet
embriyolu yumurtadan direkt PCR ile 20‟sinde (% 44.4) Salmonella spp.
saptarken, zenginleĢtirme ve ardından PCR uyguladıklarında 23‟ünde (%
51.1) Salmonella spp. tespit etmiĢlerdir. Bailey ve arkadaĢları (1998), 150
tavuk etini, PCR ve kültürel metotla analiz ettiklerinde Salmonella
kontaminasyon oranını sırasıyla, % 15 ve % 12 olarak belirlemiĢlerdir.
Kimura ve ark. (1999) Tokyo‟da marketlerde satıĢa sunulan toplam 100 adet
et ve tavuk örneğine aynı anda kültür metodu ve TaqMan PCR Metodu
uyguladığını ve kültürel yöntemle 10 adet örnekte Salmonella spp. tespit
edilirken TaqMan PCR Metodu ile 11 adet örnekte Salmonella spp. tespit
edildiğini bildirmiĢtir. Kawasaki ve ark. (2001) 16 sığır eti, 31 domuz eti ve 51
adet tavuk etinden oluĢan toplam 98 adet çiğ etten yaptığı çalıĢmada klasik
yöntemle 37, TaqMan PCR metoduyla ise 42 adet örnekte Salmonella spp.
tespit ettiğini bildirmiĢtir. Eyigör ve ark. (2002), 47 kanatlı sürüsünden
aldıkları 492 bağırsak homojenatı ve 27 svabın LightCycler real-time PCR ve
62
kültür ile sırasıyla 65 (%12,5) ve 35 (%6,8)‟ini Salmonella pozitif bulmuĢlardır.
Whyte ve ark. (2002), broyler sürülerinden topladıkları toplam 198 boyun
derisi örneğini konvansiyonel kültür metodu ve PCR ile incelemiĢler;
örneklerin kültür metodu ile 32 (%16)‟sini, PCR ile 38 (%19)‟ini Salmonella
yönünden pozitif bulmuĢlardır. Fratamico (2003), perakende tavuk etinde
Salmonella saptanmasında kültür, PCR, Taqman Salmonella ve Transia
Card Salmonella assay‟i denemiĢ ve kültürle tavuk etlerinin %18‟ini, PCR ile
%28,5‟ini , TaqMan PCR ile %35,5‟ini ve Transia Card Salmonella assay ile
34,9‟unu pozitif olarak saptamıĢlardır. Uyttendaele ve ark. (2003), doğal ve
yapay kontamine kanatlı ve domuz etlerinde Salmonella saptanmasında real-
time PCR, Vidas ELISA ve DIASALM kullandıkları konvansiyonel kültür
metodunu karĢılaĢtırmıĢlardır. DIASALM metodu ile doğal olarak kontamine
olan 120 örneğin 45‟ini Salmonella yönünden pozitif bulurlarken, real-time
PCR ile %92‟sini, Vidas ELISA ile %95‟ini pozitif saptamıĢlardır. Malkawi ve
arkadaĢları (2003), tavuk, koyun, sığır etlerinin ön zenginleĢtirme kültürlerine
PCR uyguladıklarında Salmonella yönünden toplam 300 örneğin 93‟ünü PCR
ile, 67‟sini klasik kültür ile pozitif bulduklarını rapor etmiĢlerdir. Erol ve ark.
(2004)‟nın piliç karkaslarında Salmonella‟ların varlığının klasik kültür ve
immunomanyetik PCR teknikleriyle karĢılaĢtırmalı olarak saptanmasına iliĢkin
yaptıkları çalıĢmada, oriC geni esas alınarak yapılan PCR analizi sonucunda
örneklerin % 86.9‟unda, kültür tekniğiyle ise % 88.4‟ünde Salmonella
saptamıĢlardır. Eyigör ve ark. (2005), Marmara bölgesinde 2000-2003 yılları
arasında 191 tavuk sürüsünden bağırsak, klokal svap, drag svap ve altlıktan
alınan 1785 adet örneği Salmonella yönünde incelemiĢlerdir. 1242 örneğin
SYBR green-based real-time polymerase chain reaction (SGBRT–PCR) ile
%5,87‟ini, bakteriyolojik metotla ise %4,10‟unu Salmonella pozitif bulmuĢlar,
Haziran 2001 den Aralık 2003 yıIına kadar toplanan 543 örneğin ise, probe-
specific real-time polymerase chain reaction (PSRT-PCR) ile %11,42‟sini,
bakteriyolojik metodla ise %5,52‟sinde Salmonella saptadıklarını
bildirmiĢlerdir. Günaydın (2005) Bursa‟da marketlerde satıĢa sunulan 100
adet tavuk eti örneğinin; kapiller PCR ile Salmonella kontaminasyon oranı, %
8 bulunurken, kültür yöntemi ile tavuk etlerindeki Salmonella yükünün % 6
63
olarak tespit edildiğini bildirmiĢtir. Fakhr ve ark. (2006), doğal kontamine hindi
etlerinden Salmonella saptanmasında real-time PCR, immunnocapture assay
RapidCheck ve konvansiyonel kültür metodunu karĢılaĢtırmıĢlardır. Real-time
PCR ile ön zenginleĢtirme aĢamasından sonra 99 örneğin 56‟sını,
konvansiyonel kültür metodu ile 49‟unu, immunnocapture assay RapidCheck
metodu ile de 38‟ini Salmonella yönünden pozitif bulmuĢlardır. Cheng ve ark.
(2008) kuru gıda, deniz ürünleri, meyve ve sebzeden oluĢan toplam 420 gıda
örneğini konvansiyonel, Vidas ve TaqMan PCR metodu ile incelemiĢ ve
kültür, real-time PCR ve Vidas yöntemi ile sırasıyla % 100, % 100 ve % 96.2
oranlarında Salmonella spp. izole edildiğini bildirmiĢlerdir. Rojo ve Chavolla
(2007) XLD agar ve BGA‟dan aldığı Proteus ile kontamine Salmonella
kolonilerini, 37° C‟de 6 saat % 1 peptonlu suda süspanse ettikten sonra PCR
uygulayarak, kolonilerin Salmonella olduğunu çok kısa bir sürede baĢka bir
teste gerek kalmadan doğrulamıĢtır
Enterobactericae familyası (özellikle Proteus spp.) gibi etkenlerle
kontamine olan Salmonella’ların saf olarak izolasyonu zahmetli ve zaman
alıcı olup biyokimyasal test sonuçlarında yanılgılara neden olabilmektedir.
Bundan dolayı Proteus gibi etkenlerle kontamine Salmonella kolonilerinin
bazı özel durumlarda, biyokimyasal testlere gerek kalmadan ve hızlı olarak
doğrulanması için PCR‟ın kullanılabileceği değerlendirilmektedir. Ayrıca
klasik kültür tekniği ve doğrulama testleri ile Salmonella izolasyonu 5 gün
kadar sürdüğünden bazı tanının hızlı konması gereken özel durumlarda real-
time PCR‟ın klasik kültür yöntemiyle birlikte eĢ zamanlı uygulanmasının yarar
sağlayabileceği değerlendirilmektedir.
Bu çalıĢmada Salmonella suĢlarına DNA dizi analizi ile serotiplendirme
yapılıp yapılamayacağını araĢtırmak için real-time PCR ile Salmonella spp.
olarak doğrulanan toplam 100 izolatın içinden toplam 30 adet Salmonella
suĢu; B serogrubundan, D1 serogrubundan ve bu iki serogrupta yer
almayan 10‟ar adet suĢ alınacak Ģekilde rastgele seçildi. 16S rRNA ile
yapılan sekanslama sonucunda tüm suĢların S. enterica türü olduğu tespit
64
edilmiĢtir fakat serotip düzeyinde tiplendirme yapılamamıĢtır. Christensen ve
ark. (1998) 16S rRNA ile yaptıkları sekanslama sonucunda S. enterica ve S.
bongori ayrımını yapabildiklerini bildirmiĢlerdir. Tang ve ark. (1998)
konvansiyonal yöntemle eĢ zamanlı toplam 72 adet aerobik Gram negatif
etkenlere 16S rRNA kısımları ile yaptığı sekanslama sonucu fermentasyon
özelliğine sahip 25 etkenin (Enterobactericae familyasına ait 8 suĢ içermekte)
cins düzeyinde % 92‟sini ve tür düzeyinde ise % 72‟sini identifiye ettiklerini
bildirmiĢlerdir. Woo ve ark. (2001) biyokimyasal yöntemlerle ve 3 ayrı ticari
kitle yaptıkları çalıĢmada S.Typhi olarak identifiye ettikleri bir izolata 16S
rRNA kısımlarıyla (1381bp ) yaptıkları sekanslama sonucu etkenin S.
enterica olduğunun tespit edildiğini fakat GENBANK bilgi sistemine
verildiğinde serotip olarak tespit edilemediğini ve Salmonella türleri arasında
16S rRNA kısmındaki baz farklılıklarının minimal düzeyde olduğunu,
dolayısıyla Salmonella‟ların tiplendirilmesinde 16S rRNA ile yapılan
sekanslamanın sınırlı bir yarar sağlayabileceğini bildirmiĢlerdir. Woo ve ark.
(2009) 16S rRNA ile yapılan sekanslamanın tür tespitinde güvenirliğinin az
olmasına karĢın fenotipik yöntemlerle identifiye edilmesi zor olan Gram pozitif
kok grubunda yer alan Granulicatella, Abiotrophia, Gemella, Helcococcus gibi
bakterilerle birbirinden fenotipik olarak ayrımı zor olan Mycobacterium ve
Nocardia gibi etkenleri cins düzeyinde tespit etmekte 16S rRNA ile yapılan
sekanslamanın baĢarılı olduğunu tespit etmiĢlerdir. Fakat tür tespiti yaparken
16S rRNA ile yapılan sekanslamanın yapılmasının yanı sıra fenotipik
tiplendirme yapan diğer teknikler ile baĢka gen hedeflerinin tespitinin eĢ
zamanlı olarak yapılması gerektiğini bildirmiĢlerdir. Han (1998) bakterilerde
cins içinde yer alan bazı türlerin ve hatta bazı bakteri cinslerinin benzer 16S
rRNA sekans dizimlerine sahip olduğunu (E.coli ve Shigella gibi), hatta alt
türler arasındaki 16S rRNA sekans dizilim benzerliğinin çok daha fazla
olduğunu ve sekans dizilimlerinde benzerliğin çok fazla olduğu bakterilerde
kültür ve fenotipik özelliklere de bakılması gerektiğini bildirmiĢlerdir. Han
(1998) sekanslama yaptıkları 35 suĢ koleksiyonunun identifikasyonunda tek
baĢına sekanslamanın iyi sonuçlar vermediğini (< %97) ancak hücresel yağ
asit analiziyle birlikte yapıldığında identifikasyon yapılabildiğini bildirmiĢlerdir.
65
Ayrıca sekans analizi yapılırken birçok laboratuarlarda sadece forward
sekans analizi yapılmakta olup forward ve reverse sekans analizlerinin
birlikte yapılmasıyla çok daha baĢarılı sonuçlar alınabileceği bildirilmektedir.
Bununla birlikte, sekans analizi uygulanması zor ve yetiĢmiĢ personel
gerektiren bir test olduğundan analiz sonucunda sekans okunmasının zayıf
olduğu kısımlarda meydana gelen N, R, Y, W, M, S, veya K (bilinmeyen baz,
A veya G, C veya T, A veya T, A veya C, G veya C, G veya T ) gibi 2 farklı
bazdan biri olabileceği anlamına gelen veya B, D, H ve V harfleri gibi 3 farklı
bazdan biri olabileceği anlamına gelen harf ifadeleri görülebilir. Konuyla ilgili
bir diğer husus ise; 500 bp içeren sekans dizisi günümüzde sıklıkla bakteri
identifikasyonu için hazır kitleri de kapsayan geniĢ bir kullanım alanı
bulmasına karĢılık, 16S rRNA geninin 1550 bp uzunluğunda sekans bilgisi
içeren farklı uzunlukların seçilmesi gerekebilir. Son olarak mevcut nükleotid
sekansların en geniĢ bilgi bankası olan GENBANK‟ta eski girilen sekans
dizilimlerinden yanlıĢ ve eksik girilmiĢ olanların mevcut olduğu bildirilmektedir
(Clarridge, 2004).
16S rRNA sekans analiziyle ilgili olarak Salmonella‟ların
serotiplendirilmesi için 500 bp'lik sekans analizinin kullanımının tek baĢına
yeterli olmayacağı ve 16S rRNA sekans analizinin identifikasyon için yetersiz
kaldığı durumlarda 16S rRNA geninin 1550 bp uzunluğundaki sekans
dizilimiyle yapılan bakteri identifikasyonunlarında denenebileceği ve Pasteur
Enstitüsü tarafından önerilen antiserumlar kullanılarak Kauffman–White
sınıflandırma Ģemasına göre yapılan serotiplendirmenin hala en geçerli
yöntem olduğu değerlendirilmektedir.
66
5. SONUÇ VE ÖNERİLER
Bu çalıĢmada, 721 tavuk karkas örneğinin 100 adedinde (% 13,8) Salmonella
spp. izole ve identifiye edildi. Halk sağlığını korumak amacıyla, entegrasyon
düzeyinde Salmonella varlığının devamlı olarak izlenerek, iĢletmeler için
Salmonella kontrol programının uygulanması yararlı olacaktır. Ayrıca, konu
ile ilgili geniĢ çaplı çalıĢmalar yapılması, konunun değerlendirilmesi ve kontrol
önlemlerinin düzenlenmesi bakımından da önem arz etmektedir.
Tavuk karkaslarında Salmonella varlığının kültür yöntemi ile
araĢtırılması önemli bilgiler sağlamaktadır. Ancak, doğrulama testlerininde
zahmetli ve zaman alıcı olduğu da bir gerçektir. Bu nedenle, tavuk
karkaslarından izole edilen Salmonella‟ların doğrulanması amacıyla bazı özel
durumlarda real-time PCR yönteminin kullanılabileceği hususu
değerlendirilmelidir. Elde edilen sonuçlar doğrultusunda kanatlı hayvan
kümeslerinde mutlaka hijyen ve biyogüvenlik önlemleri alınmalıdır.
ĠĢletmelerdeki Salmonella kontaminasyonu gözle görülür bir olgu olmadığı
için, iĢletmelerde yapılan biyogüvenlik iĢlemlerinin kalitesini ölçmek ve
tamamlamak amacıyla, bu konuda çalıĢan iyi bir laboratuvar tarafından
uygulanan iyi düzenlenmiĢ bir bakteriyolojik izlemeye ihtiyaç vardır.
Tavuk karkaslarında, diğer hayvansal gıdalarda ve insanlarda
antibiyotiğe dirençli Salmonella türlerinin ortaya çıkmasının ve
yaygınlaĢmasının nedenleri araĢtırılmalı ve azaltma için programlar
geliĢtirilmelidir.
Ayrıca Salmonella‟ların serotiplendirilmesi için sekans analizinin
kullanımının tek baĢına yeterli olmayacağı ve Pasteur Enstitüsü tarafından
önerilen antiserumlar kullanılarak Kauffman–White sınıflandırma Ģemasına
göre yapılan tiplendirmenin, sekans analiz ile yapılan tiplendirmeden daha
etkin olduğu değerlendirilmektedir.
67
ÖZET
Tavuklarda Salmonella tanısında kültür ve Real-Time PCR’ın kullanımı
Bu çalıĢmanın amacı, Marmara ve Karadeniz bölgesindeki kesimhanelerden temin edilen
tavuk karkaslarında Salmonella‟ların varlığının araĢtırılması, Salmonella tanısında kültür,
Real-Time PCR'ın kullanımı ve Salmonella suĢlarının moleküler tiplendirilmesinde sekans
analizinin uygulanabilirliğinin araĢtırılması amaçlanmıĢtır.
Ankara, Bolu ve Balıkesir'deki kesimhanelerden gelen, 721 tavuk karkas örneğinden,
100 adedinin (% 13,8) Salmonella içerdiği saptandı. 100 Salmonella suĢu grup B ve grup D1
antiserumları ile serogruplandırıldı ve 15 adedinin B grubuna, 58 adedinin ise D1 grubuna ait
olduğu tespit edilirken; 27 Salmonella suĢunun B ve D1 grubunda olmadığı tespit edildi.
Ġzolatlar öncelikle invA gen sekansı esas alınıp Real-Time PCR ile doğrulandı ve
sonrasında 10 farklı antibiyotiğe karĢı dirençlilikleri araĢtırıldı. ÇalıĢma sonucunda izolatların
tümü vankomisin, metisilin ve novobiosine dirençli bulunurken, bu antibiyotikleri sırasıyla %
85 ile tetrasiklin, % 50 ile gentamisin, % 28 ile amoksisilin+klavulanik asit % 23 ile ampisilin,
% 21 ile mezlocillin, % 15 ile enrofloksasin, % 6 ile sülfametoksazol / trimetoprim izledi.
Bu çalıĢmada, tavuk karkaslarından izole edilen Salmonella etkenlerinin
doğrulanması amacıyla Real-Time PCR yönteminin kullanılabileceği görülmüĢtür. Ayrıca 24
saat gibi kısa bir sürede sonuç veren real-time PCR‟ın rutin teĢhis amacıyla da
kullanılabileceği de değerlendirilmektedir.
DNA dizi analizi yapılan B serogrubuna ait olan 10 Salmonella, D1 serogrubuna ait
olan 10 Salmonella ve B ve D1 serogrubuna ait olmayan 10 Salmonella suĢlarının tümünün
tür düzeyinde Salmonella enterica subsp. enterica olduğu tespit edilirken, serotiplendirme
yapılamadı.
Anahtar Sözcükler: Antibiyotik Dirençlilik, real-time PCR, Salmonella, Sekanslama, Tavuk
Karkas.
68
SUMMARY
Use of culturel method and real-time PCR in diagnosis of Salmonella in
poultry
In this study, the presence of Salmonella spp. in chicken carcasses which are supplied from
abattoirs situated in Marmara and Black Sea regions, are investigated by real-time PCR and
culture method. The usability of molecular typing of isolated Salmonella spp. by sequence
analysis is also investigated.
In conclusion, 100 (13.8%) Salmonella spp. were detected from 721 chicken
carcasses provided from the abattoirs situated in Ankara, Bolu and Balıkesir. 100 Salmonella
strains are serogrouped with Group B and Group D1 antisera and 15 Salmonella strains are
detected as group B, 58 Salmonella strains are detected as group D1 and 27 Salmonella
strains are detected as neither group B nor group D1.
Isolates are formerly confirmed by real-time PCR with invA gene sequence and
afterwards tested for 10 different antibiotics to detect their resistance. In conclusion of the
study; among the isolates, the highest resistance developed against vancomycin, meticilin,
novobiocin by 100%, followed by 85% for tetracycline, 50% for gentamicin, 28% for
amoxicillin + clavulanic acid, 23% for ampicillin, 21% for mezlocillin, 15% for enrofloxacin,
6% for sulphamethoxazol/trimetoprim.
In the study, it is determined that Salmonella isolated from chicken carcasses can
be verified by real-time PCR method, which gives results in less than 24 hours, can also be
used for routine diagnosis.
10 Salmonella group B strains, 10 Salmonella group D1 strains and 10 neither group
B nor group D1 Salmonella strains are sequence analyzed. It is found that all of the strains
are Salmonella enterica subsp. enterica. by sequence analysis but none of those isolates
can be serotyped.
Key words: Antibiotic Resistance, Chicken Carcasses, real-time PCR, Salmonella,
Sequencing.
69
KAYNAKLAR
AABO, S., RASMUSSEN, O.F., ROSSEN, L., SORENSEN, P.D., OLSEN, J.E.
(1993). Salmonella identification by the polymerase chain reaction. Mol. Cell. Probes., 7: 171-178.
ADAMS, M.R., MOSS, M.O. (1995). Salmonella. In : Food Microbiology. The Royal
Society of Chemistry, Cambridge, p.: 192-200. ADAMS, P.S. (2006). Data analysis and reporting. In: Real-time PCR. Ed: M.T.
Dorak, Taylor & Francis Group, UK., p.: 39 – 62. AKAN, M. (2008). Kanatlılarda Salmonella infeksiyonları ve kontrolünde temel
prensipler. Veteriner Tavukçuluk Derneği Mektup Ankara Dergisi. 6(2): 2-3. AKMAN, M.Ü., GÜLMEZOĞLU, E. (1976). Tıbbi Mikrobiyoloji, 12. Baskı Ders Kitabı,
Ankara. s.: 347–352. AKSAKAL, A. (2003). Bazı kanatlıların dıĢkılarında Salmonella türlerinin varlığı ve
yaygınlığı ile antibiyotiklere duyarlılıkları, YYÜ, Vet. Fak. Derg., 14(1): 95-101. ALDRIDGE, P., GNERER, J., KARLINSEY, J.E., HUGHES, K.T. (2006).
Transcriptional and translational control of the Salmonella fliC gene, J.of Bact., 188(12): 4487-4496.
AMAGUANA, R.M., ANDREWS, W.H. (1999). Detection by Classical Cultural
Techniques In: Encylopedia of food microbiology, Edit by; Robinson, R.K., Academic Pres, USA, p.: 1928-1984.
ANGULO, F.J., JOHNSON, K., TAUXE, R.V., COHEN, M.L. (2000). Significance
and sources of antimicrobial-resistant nontyphoidal Salmonella infections in the United States. Microb. Drug Res., 6: 77-83.
ANON, (2003). Salmonella. U:S: Food and Drug Administration Bacteriological
Analytical Manual. Chapter 5. ANON, (2004). Salmonella standart ve ileri tanı. ISBN975-98452-0-2.4 Ġstanbul. ANON, (2005a). Salmonellosis. Institute for International Cooperation in Animal
Biologics. EriĢim: [http://www.cfsph.iastate.edu/Factsheets/nontyphoidal_ salmonellosis. pdf.]. EriĢim Tarihi: 30.03.2011.
ANON, (2005b). TS EN ISO 6579: Mikrobiyoloji - Gıda ve hayvan yemleri -
Salmonella türlerinin belirlenmesi için yatay yöntem. Türk Standartları Enstitüsü Standartları.
ANON, (2006a). Yem Katkıları ve Premikslerin Üretimi, Ġthalatı, Ġhracatı, SatıĢı ve
Kullanımı Hakkında Tebliğde DeğiĢiklik Yapılmasına Dair Tebliğ. Tarım ve KöyiĢleri Bakanlığından. 21 Ocak 2006. Sayı: 26056 Tebliğ No: 2006/1 Resmi Gazete.
70
ANON, (2006b). CLSI (Clinical and Laboratory Standards Institute). Performance Standards for Antimicrobial Susceptibility Testing, 16 th Informational Supplement. CLSI Document M100–S16, 26. Wayne, Pennsylvania, USA.
ANON, (2011). Nucleotid BLAST. EriĢim: [http://blast.ncbi.nlm.nih.gov/Blast.cgi ].
EriĢim Tarihi: 09.01.2011. ANTUNES, P., REU, C., SOUSA, J.C., PEIXE, L., PESTANA, N. (2002). Incidence
of Salmonella from poultry products and their susceptibility to antimicrobial agents, I. J. Food Microbiol., 82(2): 97-103.
BACH, H.J., TOMANOVA, J., SCHLOTER, M., MUNCH. J.C. (2002). Enumeration
of total bacteria and bacteria with genes for proteolytic activity in pure cultures and in environmental samples by quantitative PCR mediated amplification, J. of Microbiol. Meth., 49: 235–245.
BAILEY, J.S. (1998). Detection of Salmonella cells within 24 to 26 hours in poultry
samples with the polymersae chain reaction BAX system. J.of Food Protect., 61: 792-795.
BARROW, P.A., LOWELL, M.A., MURPHY, C.K., PAGE, K. (1999). Salmonella
infection in a commercial line of ducks; Experimental studies in virulence, intestinal colonization and immune protection. Epidemiol. Infect., 123: 121-132.
BAUMLER, A.J., HEFFRON, F., REISSBRODT, R. (1997). Rapid Detection of Salmonella enterica with Primers Specific for iroB. J. Clin. Microbiol., 35: 1224-1230. BAYLIS, C. (2000). The Catalogue of Rapid Microbiological Methods, Review No. 1,
4th ed., Campden and Chorleywood Food Research Association, Chipping Campden, UK.
BEKAR, M. (1997) Enterobacteriaceae Familyası Mikroorganizmaların Genel
Karakterleri ve Tanı Yöntemleri. Veteriner Kontrol ve AraĢtırma Enstitüsü Müdürlüğü Etlik-Ankara, Yayın No: 97-1.
BELI, E., DURAKU, E., TELO, A. (2001). Salmonella serotypes isolated from
chicken meat in Albania. Int. J. Food Microbiol., 71(2-3): 263-266. BELL, C., KYRIAKIDES, A. (2002). Salmonella. In: Foodborne Pathogens. Ed.:
C.D.W. Blackburn, P.J. Mcclure, Woodhead Publishing, Boca Raton, p.: 283-331.
BĠLGEHAN, H. (1992) Klinik Mikrobiyoloji. Özel Bakteriyoloji ve Bakteri
İnfeksiyonları. BarıĢ Yayınları, Fakülteler Kitabevi, Ġzmir. BĠLGEHAN, H. (2004). Klinik Mikrobiyolojik Tanı. Ġzmir: Fakülteler Kitabevi BarıĢ
Yayınları., p: 425-455. BLAIS, B.V., PIETRZAK, E.,OUDIT, D., WILSON, C., PHILLIPPE, L.M., HOWLETT, J. (1998). Polymacron enzyme immunoassay system for detection of naturally
71
contaminated salmonella in foods, feeds and environmental studies. J. Food Prot., 61: 1187-1190. BOTJES, M.W., KOBE, B., LANGE, C., SCHWARZ, S. (1998). Molecular typing of
Salmonella enterica subsp. enterica serovar Hadar: evaluation and application of different typing methods, Vet. Microbiol., 61: 215- 227.
BOTTGER, E.C. (1989). Rapid determination of bacterial ribosomal RNA sequences by direct sequencing of enzymatically amplified DNA. FEMS Microbiol. Lett., 65: 171– 176. BOYNUKARA, B., AYDIN, F. (1990). Tavuklardan izole edilen Salmonella suĢlarının
antibiyotiklere duyarlılıkları üzerinde bir araĢtırma. Türk Vet. Hek. Derg., 90(6): 21-23.
BRENNER, F.W., VILLAR, R.G., ANGULO, F.J., TAUXE, R., SWAMINATHAN, B.
(2000). Salmonella Nomenclature. J. Clin. Microbiol., 38: 2465-2467. BUCHOLZ, P.S., FAIRBROTHER, A. (1992). Pathogenicity of Salmonella pullorum
in northern bobwhite quail and mallard ducks. Avian Dis., 36: 304-312. BUHANIA, A.K. (2008). Foodborne Microbial Pathogens. Springer
Science+Business Media, New York. 11: 201-216. CALDWELL, A.L., GULIG, P.A. (1991). The Salmonella typhimurium virulence
plasmid encodes a positive regulator of a plasmid-encoded virulence gene, Journal of Bacteriology., 173(22): 7176-7185.
CANDRIAN, U. (1995). Polymerase chain reaction in food microbiology. J. Microbiol. Meth., 23: 89–103. CAPITA, R., ALVAREZ-ASTORGA, M., ALONSO-CALLEJA, C., MORENO, B., DEL
CAMINO GARCIA-FERNANDEZ, M. (2003). Occurrence of Salmonella in retail chicken carcasses and their products in Spain. Int. J. Food. Microbiol., 81(2): 169-173.
CARRAMINANA, J.J., ROTA, C., AGUSTIN, I., HERRERA, A. (2004). High prevalence of multiple resistance to antibiotics in Salmonella serovars isolated from a poultry slaughterhouse in Spain, Vet. Microbiol., 104: 133-139.
CASSAR, R., CUSCHIERI, P. (2003). Comparasion of Salmonella chromogenic medium with DCLS agar for the isolation of Salmonella species from stool samples. J.of Clin. Microbiol., 41: 3229-3232.
CETINKAYA, F., CIBIK, R., SOYUTEMIZ, G.E., OZAKIN, C., KAYALI, R., LEVENT,
B. (2008). Shigella and Salmonella contamination in various foodstuffs in Turkey. Food Contr., 19: 1059-1063.
CHANG, Y.H. (2000). Prevalence of Salmonella spp. in poultry broilers and
shell eggs in Korea. J. Food Prot., 63(5): 655-658.
72
CHEN, K., NEIMARK, H., RUMORE, P., STEINMAN, C.R., (1989). Broad-range DNA probes for detecting and amplifying eubacterial nucleic acids. FEMS Microbiol. Lett., 57: 19–24. CHENG, C.G., LIN, W., VAN, K.T., PHAN, L., TRAN N.N., FARMER, D. (2008).
Rapid Detection of Salmonella in Foods Using Real-Time PCR. J.of Food Protect., 12: 2436–2441.
CHRISTENSEN, H., NORDENTOFT, S., OLSEN J.E. (1998). Phylogenetic
relationships of Salmonella based on rRNA sequences. Int.J.Syst.Bact., 48: 605-610.
CLARRIDGE, J.E. (2004). Impact of 16S rRNA Gene Sequence Analysis for Identification of Bacteria on Clinical Microbiology and Infectious Diseases. Clin. Microbiol. Rev., 17: 840-862. COOKE, V.A., MILES, R.J., PRICE, R.G., RICHARDSON, A.C. (1999). A novel
choromogenic ester agar medium for the detection of Salmonellae. Appl. and Envir. Microbiol., 65: 807-812.
CORTEZ, A.L.L., CARVALHO, A.C.F.B., IKUNO, A.A., BURGER, K.P., VIDAL-
MARTINS, A.M.C. (2006). Identification of Salmonella spp. isolates from chicken abattoirs by multiplex-PCR, Vet. Sci., 81: 340-344.
COTTER, P.F., MURPHY, J.E., KLINGER, J.D., TAYLOR, R.L. (1995). Identification
Salmonella enteritidis from experimentally infected hens using a colorimetric DNA hybridization method. Avian Dis., 39: 873-878.
CRICHTON, P.B., HENRY, M.S., OLD, D.C. (2000). Strain discrimination of a novel
serotype of Salmonella from harbour porpoises (Phocoena phocoena) by molecular techniques, Vet. Microbiol., 76: 61-69.
ÇARLI, K.T., UNAL, C.B., CANER, V., EYIGOR, A. (2001). Detection of Chicken Feces by a Combination of Tetrathionate Broth Enrichment, Capillary PCR, and Capillary Gel electrophhoresis. J. Clin. Microbiol., 39(5): 1871-1876. ÇARLI, K.T., EYĠGÖR, A., GONCAGÜL, G., GÜNAYDIN, E. (2004). Salmonella
Standart ve İleri Tanı Yöntemleri, Ġstanbul, Türkiye. D'AOUST, J.Y, SEWELL, A.M., DALEY, E., GRECO P. (1992). Antibiotic
resistance of agricultural and foodborne Salmonella isolates in Canada. J. Food Prot., 55: 428-434.
D‟AOUST, J. Y. (1997). Salmonella species. In: Food Microbiology, Fundamentals
and Frontiers. Ed.: M.P. Doyle, L.R. Beuchat, T.J. Montville ASM Press, Washington D.C., p.: 129-157.
DESMEDT, J.M., BOLDERDIJK, R.F., RAPPOLD, H.F., LAUTENSCHLAEGER, D.
(1986). Rapid Salmonella Detection in Foods by Motility Enrichment on a Modified Semi-Solid Rappaport-Vassiliadis Medium. J. Food Protect., Vol. 49: 510-514.
73
DOYLE, M.P., CLIVER, D.O. (1990). Salmonella. In: Foodborne Disease, Ed.: Cliver, D. O. Food Research Inst., Academic Pres Inc., San Diego, California, p.: 185-205.
DURANGO, J., ARRIETA, G., MATTAR, S. (2004). Presence of Salmonella as a
risk to public health in the Caribbean zone of Colombia, Biomed., 24(1): 89-96. ELIZAQUIVEL, P., AZNAR, R. (2008). A multiplex RT-PCR reaction for
simultaneous detection of Escherichia coli O157:H7, Salmonella spp. and Staphylococcus aureus on fresh, minimally processed vegetables, Food Microbiol., 25(5): 705-13.
EROL, Ġ. (2007). Salmonella. In : Gıda Hijyeni ve Mikrobiyolojisi. Pozitif Matbaacılık Ltd. ġti., s.: 60-70. EROL, Ġ., YURTYERI, A., HILDEBRANDT, G., KLEER, J., BILIR ORMANCI, F.S.,
KOLUMAN, A. (2004). Salmonella‟ların piliç karkaslarından kültür tekniği ve immunomanyetik PCR ile karsılastırmalı olarak saptanması. 1.Ulusal Veteriner Gıda Hijyeni Kongresi, 29 Eylül-1 Ekim 2004. s.: 29-38.
EYIGOR, A., CARLI, K.T., UNAL, C.B. (2002). Implementation of real-time PCR to
tetrathionate broth enrichment step of Salmonella detection in poultry. Lett. Appl.Microbiol., 34: 37-41.
EYIGOR, A., GONCAGUL, G., GUNAYDIN, E., ÇARLI, K.T. (2005). Salmonella
profile in chickens determined by real-time polymerase chain reaction and bacteriology from years 2000 to 2003 in Turkey. Avian Pathol., 34: 101-105.
FAKHR, M.K., MCEVOY, J.M., SHERWOOD, J.S., LONGUE, C.M. (2006) Adding a
selective enrichment step to the 4Q-Check real- time PCR improves the detection of Salmonella in naturally contaminated retail turkey meat products. Lett. Appl. Microbiol., 43: 78-83.
FARMER, J.J., McWHORTER, A.C., BRENNER, D.J., MORRIS, G.K. (1984). The
Salmonella Arizona group of Enterobacteriaceae: nomenclature, classification, and reporting. Clin. Microbiol.Newsl., 6: 63-66.
FEDER, I., NIETFELD, J.C., GALLAND, J., YEARY, T., SARGEANT, J.M.,
OBERST, R., TAMPLIN, M.L., LUNCHANSKY, J.B. (2001). Comparison of Cultivation and PCR-Hybridization for Detection of Salmonella in Porcine Fecal and Water Samples. J. Clin. Microbiol., 39: 2477-2484.
FILETICI, E., MARTINI, A., MAGNI, L., FANTASIA, M. (1988). R-plasmid in
Salmonella isolates from sporadic cases of gastroenteritis. Eur.J. Epidemiol., 4(3): 366-370.
FĠDANCI, H.A., BEKAR, M., DULKAN, B., TUTLUER, H. (1994). Ankara‟da tüketime
sunulan Broyler karkas parçalarında Salmonella insidensi. I. Ulusal Veteriner Mikrobiyoloji Kongresi. 27-29 Eylül 1994, ANKARA.
FLOWERS, R.S., D‟AOUST, J.Y., ANDREWS, W.H., BAILEY, J.S. (1992). Salmonella. In : Compendium of the The Methods for the Microbiological
74
Examinations of Food. Ed.: Vanderzant, C., Splittsoesser, D.F. American Public Health Assoc. 3rd.ed., p.: 371-404. FRATAMICO, P.M. (2003). Comparison of culture, polymerase chain reaction (PCR)
TaqMan Salmonella and Transia card Salmonella assays for detection of Salmonella spp. in naturally-contaminated ground chicken, ground turkey and ground beef. Mol. Cell. Probes. 17: 215-221.
FREYDIERE, A.M., GILLE, Y. (1991). Detection of salmonellae by using Rambach
Agar and by a C8 Esterase Spot Test. J.of Clin. Microbiol., 29: 2357-2359. FRICKER, C. R. (1987). The Isolation of Salmonellas and Campylobacters. J. Appl. Bacteriol., 63: 99 -116. GAST, R.K. (2003). Salmonella Infections. In: Diseases of poultry 11. Ed. Ed: SAĠF, Y.M. Iowa State Press p.: 567-613. GAST, R.K., BEARD, C.W. (1990). Production of Salmonella enteritidis-
contaminated eggs by experimentally infected hens. Avian Dis., 34: 438-446. GAY, J.M., RICE, D.H., STEIGER, J.H. (1994). Prevalence of faecal
Salmonella shedding by cull dairy cattle marketed in Washington State. J.Food Prot., 57: 195-197.
GIANNELLA, R.A. (2006). Salmonella. In : Medical Microbiology, 4th edition Ed:
BARON, S., The University of Texas Medical Branch at Galveston. EriĢim: [http://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK8435/ ]. EriĢim Tarihi: 26.04.2011.
GONCAGÜL, G., GÜNAYDIN, E., ÇARLI, K.T. (2005). Prevalence of Salmonella
serogroups in chicken meat. Turk. J. Vet. Anim. Sci., 29: 103-106. GREENBERG, R.A. (1985). Antibiotics in animal feed. This report was written by
Greenberg, R.A. “May 1985”, p:2, cover. Bibliography; p.: 24-27. GRIMONT, P.A.D., WEILL, F.X. (2007). Antigenic formulas of the Salmonella
serovars, 9th edition. WHO Collaborating Centre for Reference and Research on Salmonella, Pasteur Institute, Paris, France.
GROISMAN, E.A., OCHMAN, H. (1996). Pathogenicity islands: bacterial evolution in quantum leaps. Cell., 87: 791–794. GÜNEL, T. (2007). Gen Anlatımının Kantitatif Analizi “Real-Time PCR”. Türkiye
Klinikleri J. Med. Sci., 27: 763-767. GÜNAYDIN, E. (2005). Kanatlı etlerinde Salmonella aranması için kapiller polimeraz
zincir reaksiyonu. Doktora Tezi, Uludağ Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü. HADĠMLĠ, H.H., ERGANĠġ, O., GÜNER, A., DOĞRUER, Y., KAV, K., ÖZTÜRK, D.
(2002) Tavuk etlerinde Salmonella, Campylobacter ve E. coli O157‟nin varlığı üzerine araĢtırmalar, 5. Ulusal Veteriner Mikrobiyoloji Kongresi, 24-26 Eylül, Konya.
75
HALKMAN, K. (2005). Merck Gıda Mikrobiyolojisi ve Uygulamaları, BaĢak Mat. Ltd. ġti., Ankara, s.: 187-192.
HAN, X.Y. (1998). Microbiology Bacterial Ġdentification Based on 16S Ribosomal
RNA Gene Sequence Analysis. In : Advanced Techniques in Diagnostic Microbiology, Ed.: Y. W. Tang, C. W. Stratton. New York Springer Science+Business Media, p.: 323-330.
HARMSEN, D., KARCH. H. (2004). 16S rDNA for diagnosing pathogens: a living
tree. ASM News 70: 19–24. HENSEL, M. (2004). Evolution of pathogenicity islands of Salmonella enterica. Int.J.
Med. Microbiol. 294:95–102. HERBERT, D., ALTWEGG, M. (1993). Comparasion of Rambach Agar, SM-ID
Medium and Hectoen Enteric Agar for primary isolation of non-typhi salmonellae from stool samples. Journal of Clinical Microbiology., 31: 410-412.
HERNANDEZ, T., RODRIGUEZ, C., AREVALO, M.P. (2002). Antimicrobial-resistant
Salmonella enterica serovars isolated from chickens in Spain. J. Chemother., 14: 346–350.
HIGUCHI, R., DOLLINGER, G., WALSH, P.S, GRIFFITH, R. (1992). Simultaneous
amplification and detection of specific DNA sequences. Biotech., 10: 413–417. HIGUCHI, R., FOCKLER, C., DOLLINGER, G., WATSON, R. (1993). Kinetic PCR
analysis: real-time monitoring of DNA amplification reactions. Biotech., 11: 1026– 1030.
HOLT, J.G., KRĠEG, N.R., SNEATH, P.H.A., STALEY, J.T., WILLIAMS, S.T. (1994). Bergey‟s Manual of Determinative Bacteriology., 9th Edition. HOLT, K.E., THOMSON, N.R., WAIN, J., PHAN, M.D., NAIR, S., HASAN, R.,
BHUTTA, Z.A., QUAIL, M.A., NORBERTCZAK, H., WALKER, D., DOUGAN, G., PARKHILL, J. (2007). Multidrug resistant Salmonella enterica serovar paratyphi A harbors IncHI1 plasmids similar to those found in serovar typhi. J.of Bacteriol., 189: 4257-4264.
HOORFAR, J., BAGGESEN, D.L., PORTING, P.H. (1999). A PCR-based strategy for simple and rapid identification ofrough presumptive Salmonella isolates. J. Microbiol. Meth., 35: 7–84. HORROX, N. (1995) Salmonella: All you want to know, but were afraid to ask. Int.
Hatch. Prac., 10: 1-16. ĠZGÜR, M. (2002). Salmonella Ġnfeksiyonları. In : Kanatlı Hayvan Hastalıkları, Ed.:
M. Ġzgür, M. Akan, Ankara: Medisan Yayınevi, p.: 41-53. ĠZGÜR, M. (2006). Salmonella Ġnfeksiyonları. In : Veteriner Mikrobiyoloji (Bakteriyel
Hastalıklar), Ed.: N. Aydın, J. Paracıkoğlu, Ankara: Ġlke-Emek Yayınları, p.: 116-121.
76
JENIKOVA, G., PAZLAROVA, J., DEMNEROVA, K. (2000). Detection of Salmonella in food samples by the combination of immunomagnetic separation and PCR assay, Int. Microbiol., 3: 225-229.
JERNGKLINCHAN, J., KOOWATANANKUL, C., DAENGPROM, K., SAITANU, K.
(1994). Occurence of Salmonella in raw broilers and their products in Thailand, J.Food Prot., 57(9): 808-810.
JOHNSON, D.C., DAVID, M., GOLDSMITH, S. (1992). Epizootiological investigation
of an outbreak of pullorum disease in an integral broiler operation. Avian Dis., 36: 770-775.
JONES, D.D., LAW, R., BEJ, A.K. (1993). Detection of Salmonella spp. in oyster
using polymerase chain reactions (PCR) and gene probes. J. Food Sci., 58: 1191.
KALENDER, H., MUZ, A. (1999). Elazığ bölgesindeki tavuklardan izole edilen
Salmonella türlerinin tiplendirilmesi, Tr.J.Vet.and Anim.Sci., 23(2): 297-303.
KAWASAKI, S., KIMURA, B., FUJII, T. (2001). Comparison of TaqMan Salmonella amplification/detection kit with standard culture procedure for detection of Salmonella in meat samples. Shokuhin Eiseigaku Zasshi., 42(1): 33-9.
KILINÇ, Ü. (2005). Kayseri yöresindeki tavukçuluk iĢletmelerinden toplanan tavuklardan izole edilen Salmonella türlerinin antibiyotiklere duyarlılıkları. Yüksek Lisans Tezi, Erciyes Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü.
KIMURA, B., KAWASAKI, S., FUJII, T., KUSUNOKI, J., ITOH, T., FLOOD, S.J.,
(1999). Evaluation of TaqMan PCR assay for detecting Salmonella in raw meat and shrimp. J.Food Prot., 62(4): 329-335.
KOLBERT, C.P., PERSING. D.H., (1999). Ribosomal DNA sequencing as a tool for identification of bacterial pathogens. Curr.Opin.Microbiol., 2: 299– 305. KONEMAN, E.W., ALLEN, S.D., JANDA, W.M., SCHRECKENBERGER, P.C.,
WINN, W.C. (1992) Diagnostic Microbiology Fourth Edition. J.B. Lippincott Company. Philadelphia. p.: 105-184.
KONEMAN, E.W, WASHINGTON, W.J., ALLEN, S., JANDA, W., PROCOP, G.,
SCHRECKENBERGER, P., WOODS, G. (2006). Koneman’ s Color Atlas and Textbook of Diagnostic Microbiology sixth edition. USA: Lippincott Willams & Wilkins, Chapter 6.
KUBISTA, M., ANDRADE, M., FOROOTAN, A., JONAK, J., LIND, K. (2006). The
real-time polymerase chain reaction. Mol.Aspects Med., 27: 95-125. KWANG, J., LITTLEDIKE, E.T., KEEN, J.E. (1996). Use of polymerase chain
reaction for Salmonella detection. Lett. in Appl. Microbiol., 22: 46-51. LE MINOR, L., POPOFF, M.Y. (1987) Designation of Salmonella enterica sp. nov.,
nom. Rev. As the type and only species of the genus Salmonella. Int.J.Syst. Bacteriol., 37: 465-468.
77
LEE, L.G., CONNELL, C.R., BLOCH, W. (1993a). Allelic discrimination by nick-translation PCR with fluorogenic probes. Nucl.Acids Res., 21: 3761-3766.
LEE, L.A., THREATT, V.L., PUHR, N.D., LEVINE, P., FERRIS, K., TAUXE,
R.V. (1993b). Antimicrobial-resistant Salmonella spp. isolated from healty broiler chickens after slaughter. J.Am.Vet.Med.Assoc., 202(5): 752-755.
LEON, S.H., SACO, M., SILVESTRE, A.M., SILVEIRA, L., ECHEITA, A., USERA,
M.A. (2005). Molecular characterization of a new serovar of Salmonella bongori 13,22:z39:– isolated from a lizard, Res. in Microbiol., 156: 597-602.
LEUTENEGGER, C.M. (2001). The Real-Time TaqMan PCR and Applications in
Veterinary Medicine. Vet. Sci. Tomorrow., 1 LIN, C.K., HUNG, C.L., HSU, S.C., TSAI, C.C., TSEN, H.Y. (2004). An improved
PCR primer pair based on 16S rDNA for the specific detection of Salmonella serovars in food samples. J.of Food Protect., 67: 1335-1343.
LIN, C.K., TSEN, HY. (1996). Use of two targeted oligonucleotides as PCR primers
for the specific detection of Salmonella in foods. J.of Appl. Bacteriol., 80: 659-666.
LISTER, S.A. (1988) Salmonella enteritidis infection in broilers and broiler breeders.
Vet. Rec., 123: 350. MA, H., SHIEH, K.J., CHEN, G., QIAO, XT., CHUANG M.Y. (2006). Application of
Real-time Polymerase Chain Reaction (RT-PCR) . The J.of American Sci., 2(3): 1-15.
MACHADO, J., BERNARDO, F. (1990). Prevelance of Salmonella in chicken
carcasses in Portugal, J.Appl.Bacteriol., 69: 477- 480. MACKAY M.I., ARDEN, E.K., NITSCHE, A. (2002). Real-time PCR in virology. Nucl.
Acids Res., 6: 1292-1305. MADDOCKS, S., OLMA, T., CHEN, S. (2002). Comparasion of CHROMagar
SalmonellaMedium and Xylose-Lysine-Desoxycholate and Salmonella-Shigella Agars forisolation of Salmonella strains from stool samples. J.of Clin.Microbiol., 40: 2999-3003.
MALKAWII, H.I., GHARAIBEH, R. (2003). Multiplex PCR for the direct detection of
Salmonella enterica from chicken, lamb, and beef food products. J.of Basic Microbiol., 43: 328-336.
MALLINSON, E.T. (1990). Salmonella monitoring system simplifies evaluation of
farms. Poult. Digest., September p.: 46-47. MALORNY, B., HUEHN, S., DIECKMANN R., NADĠNE KRAMER N., HELMUTH, R.
(2008). Polymerase Chain Reaction for the Rapid Detection and Serovar Identification of Salmonella in Food and Feeding Stuff. Food Anal. Method., 2: 81–95.
78
MARSIGLIA, M. L., IKUTA, N., FONSECA, A. K., SCHUCH, D.T., HOTZEL, I., OZAKI, L.S., MARQUES, E.K., LUNGE, V.R. (1997). Development of a combined selective method and polymerase chain reaction (PCR) assay for sensitive detection of Salmonella in food samples, World J.of Microbiol. & Biotech., 13: 649-654.
MARTINEZ, N., MENDOZA, M.C., GUERRA, B., GONZALEZ-HEVIA M.A.,
RODICIO, M.R. (2005). Genetic basis of antimicrobial resistance in clinical isolates of Salmonella enterica serotype Hadar from a Spanish region. Microbiol. Drug Resis.-Mech. Epidemiol. and Dis., 11: 185-193.
MAYAHI, M., SHARMA, R.N., MAKTABI, S. (1995). An outbreak of blindes in chicks
associted with Salmonella pullorum infection. Indian Vet. J., 72: 922-925. MILLER, R.G., TATE, C.R., MALLĠNSON, E.T., SCHERRER, J.A. (1991). Xylose-
lysine-tergitol 4: An improved selective agar medium for the isolation of Salmonella. Poult. Sci., 70: 2429-2432.
MULWEY, M. R., BOYD, D. A., OLSON, A. B., DOUBLET, B., CLOECKAERT, A.
(2005). The genetics of Salmonella genomic island 1. Microbes and Infect., 8: 1915-1922.
MURRAY, C.J. (1991). Salmonella in the environment. Rev.Sci.Tech.Off.Int.Epiz.,
10: 765-785. NAGARAJA, K.V., POMEROY, B.S., WILLIAMS, J.E. (1991) Paratyphoid Infections,
Diseases of Poultry, 9nd Ed., Iowa State University Pres, Iowa, USA, p.: 99-130.
NAIR, K.K.S., RAO, D.N., HALEM, M.A. (1990). Bacteriological quality of dressed
chicken, Indian Vet., 67: 55-58. NOCKER, A., CHEUNG, C.Y., CAMPER, A.K. (2006). Comparison of propidium
monoazide with ethidium monoazide for differentiation of live vs. dead bacteria by selective removal of DNA from dead cells. J.of Microbiol. Meth., 67: 310-320.
NOGRADY, N., TOTH, A., KOSTYAK, A., PASZTI, J., NAGY, B. (2007). Emergence
of multidrug resistant clones of Salmonella Infantis in broiler chickens and humans in Hungary. J.Antimicrob. Chemother., 60(3): 645-648.
NYE, K.J., FALLON, D., FRODSHAM, D., GEE, B., GRAHAM, C., HOWE, S.,
MESSER, S., TURNER, T., WARREN, R.E. (2002). An evaluation of the performance of XLD, DCA, MLCB and ABC agars as direct plating media for the isolation of Salmonella enterica from faeces. J.of Clin. Pathol., 55: 286-288.
O‟DONNELL, A.G., FALCONER, C., GOODFELLOW, M., WARD, A.C., WILLIAMS,
E. (1993). Biosystematics and diversity amongst novel carboxydotrophic actinomycetes. Antonie van Leewenhoek, 64: 325-340.
79
OGUNNIYI, A.D., KOTLARSKI, I., MORONA, R., MANNING, P.A. (1997). Role of SefA Subunit Protein of SEF14 Fimbriae in the Pathogenesis of Salmonella enterica serovar Enteritidis, Infect. and Immunity., 65(2): 708–717.
OLIVEIRA, S.D., RODENBUSCH, C.R., ROCHA, S.L.S., CANAL, C.W. (2003).
Evaluation of selective and non-selective enrichment PCR procedures for Salmonella detection. Lett.Appl.Microbiol., 36: 217-221.
OLIVEIRA, S.D., FLORES, F.S., SANTOS, L.R.S., BRANDELLI, A. (2005).
Antimicrobial resistance in Salmonella enteridis strains isolated from broiler carcasses, food, human, and poultry-related samples, I. J.Food Microbiol., 97: 297-305.
OLIVEIRA, S.D., SANTOSA, L.R., SCHUCHA, D.M.T., B, SILVAA, A.B., SALLEA C.T.P., CANALA, C.W. (2002). Detection and identification of salmonellas from poultry-related samples by PCR. Vet.Microbiol., 87: 25-35. ORAL, A.Ġ., TÜRKYILMAZ, S. (2008). Broyler Ġç Organlarından Salmonella enterica
subsp. enterica serovar Enteritidis‟in Ġzolasyonu ve Ġzole Edilen SuĢların Antibiyotiklere Duyarlılıklarının Belirlenmesi. Erciyes Üniv.Vet.Fak.Derg. 5(1): 27-33.
ÖZDEMĠR, Ü. (1996). Kanatlılardan izole edilen Salmonella suĢlarının
identifikasyonunda kullanılan metotlar üzerine araĢtırmalar. Pendik Vet. Mikrobiyol. Derg., 27(2): 143-162.
PALYS, T., NAKAMURA, L.K., COHAN, F.M., (1997). Discovery and classification of
ecological diversity in the bacterial world: the role of DNA sequence data. Int.J.Syst.Bacteriol., 47: 1145–1156.
PERRY, J.D., FORD, M., TAYLOR, J., JONES, A.L., FREEMAN, R., GOULD F.K.
(1999). ABC Medium, A new chromogenic agar for selective isolation of Salmonella spp. J.of Clin.l Microbiol., 37: 766-768.
POKHAREL, B.M., KOIRALA, J., DAHAL, R.K., MISHRA, S.K., KHADGA, P.K.,
TULADHAR, N.R. (2006). Multidrug resistant and extended spectrum beta-lactamase (ESBL)-producing Salmonella enterica (serotypes Typhi and Paratyphi A) from blood isolates in Nepal: surveillance of resistance an a search for newer alternatives. Int.J.of Infect.Dis., 10: 434-438.
POLAT, M., KARAHAN A.G. (2009). Multidisipliner yeni bir bilim dalı: biyoinformatik
ve tıpta Uygulamaları. S.D.Ü. Tıp Fak. Derg., 16(3): 41-50. POPOFF, M.Y., BOCKEMÜHL, J., BRENNER, F.W. (2000). Supplement 1998
(No:2) to the Kaufmann-White scheme. Res. Microbiol., 151: 63-65. POPOFF, M.Y., BOCKEMUHL, J., BRENNER, F.W., GHEESLING, L.L. (2001)
Supplement 2000 (no. 44) to the Kauffmann-White scheme. Res. Microbiol., 152: 907-909.
POPOFF, M.Y., LE MINOR, L. (2005). Genus XXXIII. Salmonella In: Bergey‟s
Manual of Systematic Bacteriology. Ed.:Garrity, G.M., Brenner, D.J., Krieg, N.R., Staley, J.T. Springer Science_Business Media, New York, 1: 764-799.
80
POPPE, C., KOLAR, J.J., DEMEZUK, W.H.B., HARRIS, J.E. (1995). Drug resistance and biochemical characteristics of Salmonella from turkeys. Can.J.Vet.Res., 59: 241-248.
ROJO, R.G., CHAVOLLA, E.T.(2007). Confirmation of presumptive
Salmonella colonies contaminated with Proteus swarming using the Polymerase Chain Reaction (PCR) method. Rev. Latinoam Microbiol. 49 (1-2): 19-24
QUINN, P.J., CARTER, M.E., MARKEY, B.K., CARTER, G.R. (1994) Clinical
Veterinary Microbiology. Mosby-Year Book Europe Limited, Lynton House, London WC1H9LB, England. p.: 226-234.
QUINN, P.J., MARKEY, B.K., CARTER, M.E., DONNELLY, W.J., LEONARD, F.C.
(2004). Veterinary Microbiology and Microbial Disease. India Replica Press Ptv. Ltd., Chapter 18.
RAHN, K., DE GRANDIS, S.A., CLARKE, R.C. (1992). Amplification of invA gene
sequence of Salmonella typhimurium by polymerase chain reaction as specific method of detection of Salmonella. Mol. and Cel.Probes., 6: 271-279.
RAMPLING, A., UPSON, R., BROWN, D.F.J. (1990). Nitrofurantoin
resistance in isolates of Salmonella enteritidis phage type 4 from poultry and humans. J.Antimicrob.Chemother., 25: 285-290.
REEVES, M.V., EVĠNS, G.B., HEBIA, A.A. (1989). Clonal nature of Salmonella tyhpi
and its genetic relatedness to other salmonellae as shown by multilocus enzyme electrophoresis and proposal of Salmonella bongori comb. nov. J.Clin.Microbiol., 27: 313-320.
REILLY, W.J., OBOEGBULEM, S.I., MUNRO, D.S., FORBES, G.I. (1991). The
epidemiolgical relationship between Salmonella isolated from poultry meat and sewage effluents at a long-stay hospital, Epidem. Infect., 106: 1-10.
RELMAN, D.A. (1999). The search for unrecognized pathogens. Sci., 284: 1308–1310. RIJPENS, N., HERMAN, L., VEREECKEN, F., JANNES, G., DE SMEDT, J., DE
ZUTTER, L., (1999). Rapid detection of stressed Salmonella spp. in dairy and egg products using immunomagnetic separation and PCR, International J.of Food Microbiol., 46: 37-44.
ROBERTS, D. (1991). Salmonella in chilled and frozen chicken, Lancet., 337: 984-
985. SACKEY, B.A., MENSAH, P., COLLISON, E., DAWSON-SAKYI, E. (2001)
Campylobacter, Salmonella, Shigella and Escherichia coli in live and dressed poultry from metropolitan Accra, I.J.Food Microbiol., 71: 21-28.
SARMIENTO O. L., WEIGLE K. A., ALEXANDER J., WEBER D. J., MILLER W. C.,
(2003). Assessment by Meta-Analysis of PCR for Diagnosis of Smear-Negative Pulmonary Tuberculosis. J.of Clin.Microbiol., 41: 3233-3240.
81
SHAH, D.H., PARK, J.H., CHO, M.R., KĠM, M.C., CHAE, J.S. (2005). Allele-specific PCR method based on rfbS sequence for distinguishing Salmonella gallinarum from Salmonella pullorum: serotype-specific rfbS sequence polymorphism, J.of Microbiol. Methods., 60: 169-177.
SHAW, S.J., BLAIS, B.V., NUNDY, D.C. (1998). Performance of the Dynabeads
anti-Salmonella system in the detection of Salmonella species in food, animal feeds, and environmental samples. J.Food Protect., 61: 1507-1510.
SHEEHAN, B.J., DORMAN, C.J. (2002). In vivo analysis of the interactions of the
LysR-like regulator SpvR with the operator sequences of the spvA and spvR virulence genes of Salmonella typhimurium, Mol. Microbiol.., 31(1): 91-105.
SHIVAPRASAD, H.L. (2003). Salmonella Infections. In: Diseases of poultry 11. Ed. Ed: SAĠF, Y.M. Iowa State Press, p,: 568-582. SHIVAPRASAD, H.L., TIMONEY, J.F., MORALES, S., LUCIO, B., BAKER, R.C.
(1990). Pathogenesis of Salmnella enteritidis infection in laying chickens. I. Studies on egg transmission, clinical sings, fecal shedding, and serologic responses. Avian Dis., 34: 548-557.
SINGER, J.T., OPITZ, H.M., GERSHMAN, M., HALL, M.M., MUNIZ, I.G.,
RAO, S.V.(1992). Moleculer characterization of Salmonella enteritidis isolates from maine poultry and poltry farm environments. Avian Dis., 36: 324-33.
SOJKA, W.J., WRAY, C., MCLAREN, I. (1986). A survey of drug resistance in
Salmonellae isolated from animals in England and Wales in 1982 and 1983. Br.Vet.J., 142 (4): 371-380.
STENOVICOVA, A., REHACOVA, H., SKARKOVA, A., RIJPENS, N., KUCHTA, T.
(1998). Confirmation of presumptive Salmonella colonies by the polymerase chain reaction. J.of Food Protect., 61: 1381-1383.
STONE, G.G., OBERST, R.D., HAYS, M.P., MCVEY, S., CHENGAPPA, M.M. (1994). Detection of Salmonella serovars from clinical samples by enrichment broth cultivation-PCR procedure. J.Clin.Microbiol., 32: 1742– 1749. ġĠRELĠ, U.T. (2008). Türkiye‟de Kanatlılarda Salmonella Ġnsidensi ve Mevzuatı.
Veteriner Tavukç. Der.Derg.., 6(2) : 10-12. TANG, Y.W., ELLĠS, N.M., HOPKINS, M.K., SMITH, D.H., DODGE, D.E.,
PERSING. D.H. (1998). Comparison of phenotypic and genotypic techniques for identification of unusual aerobic pathogenic gram-negative bacilli. J.Clin. Microbiol., 36: 3674-3679.
TAYAN, U. (2008). Tavuklardan izole edilen Salmonella etkenlerinin çoklu antibiyotik
dirençliliği. Yüksek Lisans Tezi, Ankara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü. TAYLOR, W.J. (1965). Isolation of Shigellae. I. Xylose lysine agars: new media for
isolation of enteric pathogens. Am.J.Clin.Path., 44: 471-475.
82
THIAGARAJAN, D., SAEED, A.M., ASEM, E.K. (1994). Mechanism of transovarian transmission of Salmonella enteritidis in laying hens. Poult.Sci., 73: 89–98.
TIETJEN, M., FUNG, D.Y.C. (1995). Salmonellae and food safety. Crit.Rev. Microbiol., 21(1): 53-83. TOLLEFSON, L., ALTEKRUSE, S.F., POTTER, M.E. (1997). Therapeutic antibiotics in animal feeds and antibiotic resistance. Rev.Sci.Tech., 16: 709-715. TORTOLI, E. (2003). Impact of genotypic studies on mycobacterial taxonomy: the new mycobacteria of the 1990s. Clin.Microbiol.Rev., 16: 319–354. TUCHILI, L. M., KODAMA, H., IZUMOTO, Y., MUKAMOTO, M., FUKATA T., BABA, T. (1995). Detection of Salmonella gallinarum and S. typhimurium DNA in experimentally infected chicks by polymerase chain reaction. J.Vet. Med.Sci., 57: 59–63. TUCHILI, L.M., KODAMA, H., SHARMA, R.N., TAKATORI, I., PANDEY, G.S., KABILIKA, S., MUKAMOTO, M., TSUJI, S., BABA, T. (1996). Detection of Salmonella DNA chicken embryos and environmental samples by PCR. J. Vet.Med.Sci., 58: 881-884. TÜNGER, A., ÇAVUġOĞLU, C., KORKMAZ, M. (2002). Asya Mikrobiyoloji,
Ġzmir: Asya Tıp Yayıncılık Ltd.ġti. USCA, A. (1996). Ankara‟daki askeri birliklerin ihtiyacı için alınan tavuk etlerinin
mikrobiyolojik kaliteleri üzerine araĢtırmalar, Yüksek lisans Tezi, Ank.Ünv. Sağlık Bilm.Enst. Ankara.
UYTTENDAELE, M., VANWILDEMEERSCH, K., DEBEVERE, J. (2003). Evaluation
of reel-time PCR vs automated ELISA and a conventional culture method using a semi-solid medium for detection of Salmonella. Lett.Appl.Microbiol., 37: 386-391.
VALASEK, M.A., REPA, J.J. (2005). The power of real-time PCR. Adv.Physiol.
Educ., 29: 151–159. VAN DUIJKEREN, E., HOUWERS, D.J. (2000). A critical assessment of
antimicrobial treatment in uncomplicated Salmonella enteritidis. Vet. Microbiol., 73: 61-75.
VAN SCHOTHORST, M., A. RENAUD, A.M. (1983). Dynamics of salmonellae isolation with modified Rappaport's medium (R 10). J.Appl.Bact., 54: 209- 215.
VELGE, P., CLOECKAERT, A., BARROW, P. (2005). Emergence of Salmonella epidemics: The problems related to Salmonella enterica serotype Enteritidis and multiple antibiotic resistance in other major serotypes. Vet. Res., 36: 267-288.
VORSTER, S.M., GREEBE, R.P., NORTJE, G.L. (1994). Incidence of
Staphylococcus aureus and Escherichia coli in ground beef, broilers and processed meats in Pretoria, South Africa. J.Food Prot., 57(4): 305-310.
83
WALTMAN, W.D., HORNE, A.M., PIRKLE, C. (1995). Comparative analysis of media and methods for isolating Salmonella from poultry and environmental samples. In : Proceeding of Symp.Diag.S.Infec., US Animal Health Association,Reno, Nevada, p.:1-14
WEGNER, H.C., AARESTRUP, F.M., GERNER-SMIDT, P. BAGER, F.
(1999). Transfer of antibiotic resistant bacteria from animals to man. Acta Vet.Scand.Suppl., 92: 51-57.
WHYTE, P., MC GILL, K., COLLINS, J.D., GORMLEY, E. (2002). The prevalence
and PCR detection of Salmonella contamination in raw poultry. Vet.Microbiol., 89: 53-60.
WILSON, L.G. (2002) Salmonella and campylobacter contamination of raw retail
chickens from different producers: a six year survey, Epidem.Inf., 129: 635-645.
WOESE, C. R. (1987). Bacterial evolution. Microbiol.Rev., 51: 221–271. WOESE, C.R., STACKEBRANDT, E., MACKE, T.J., FOX. G.E., (1985). A
phylogenetic definition of the major eubacterial taxa. Syst.Appl.Microbiol., 6: 143–151.
WOO, P.C., FUNG, A.M., WONG, S.Y., TSOI, H.H., YUEN, K.Y. (2001). Isolation
and Characterization of a Salmonella enterica Serotype Typhi Variant and Its Clinical and Public Health Implications. J.Clin.Microbiol., 39 (3): 1190-1194.
WOO, P.C., TENG, J.L., WU, J.K.L., LEUNG, F.P.S., TSE, H., FUNG, A.M., LAU,
S.K., YUEN, K.Y. (2009). Guidelines for interpretation of 16S rRNA gene sequence-based results for identification of medically important aerobic Gram-positive bacteria. J.Med.Microbiol., 58: 1030-1036.
WOODWARD, M.J., KIRWAN, S.E. (1996). Detection of Salmonella enteritidis in
eggs by the polymerase chain reaction. Vet. Rec., 138: 411-413. YAZICIOGLU, N., KAYA, K., AYAZ, Y., SEN, S., ÖZKÖK, S., AKSOY, M., YAVUZ,
M. K., KAPLAN, Y. Z., TUNCA, S. T., VURAL, S., EVGĠN, N., KARAKOÇ, S. R., MĠROĞLU, M., TURUT, N. (2005). Kanatlı kesimhanelerinin parçalama ünitelerinden alınan boyun ve kanat örneklerinden Salmonella izolasyonu, serotiplendirilmesi ve antibiyotik dirençliliğinin arastırılması. Etlik Vet. Mikrobiyol. Derg., 16(1-2): 23-36.
ZHAO, S., MCDERMOTT, P.F., WHĠTE, D.G., QAĠYUMĠ, S., FRĠEDMAN, S. L.,
ABBOTT, J.W., GLENN, A., AYERS, S.L., POST, K.W., FALES, W. H., WILSON, R.B., REGGĠARDO, C., WALKER, R.D. (2007). Characterization of multidrug resistant Salmonella recovered from diseased animals. Vet. Microbiol., 123: 122-132.
84
ÖZGEÇMİŞ
I- Bireysel Bilgiler
Adı: : Teoman
Soyadı: : ÜNLÜ
Doğum yeri ve tarihi: : AkĢehir; 06/06/1976
Uyruğu: : T.C.
Medeni durumu: : Evli
İletişim adresi ve telefonu: : EDOK Komutanlığı ANKARA.
Tlf: 0 531 7923476
II- Eğitimi
Askeri Veteriner Okulu ve Eğitim Merkezi Komutanlığı: Subay Stajı
(2001-2002)
Kara Harp Okulu: Subay Eğitimi (2001-2002)
Lisans: Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi (1995-2000)
Lise: Ankara Atatürk Anadolu Lisesi(1991–1994)
Ortaokul: BeĢiktaĢ Atatürk Anadolu Lisesi (1988-1991)
İlkokul: 100. Yıl Ġlköğretim Okulu(1985-1988)
Yabancı Dili: Ġngilizce
III- Ünvanları
Veteriner Hekim
IV- Mesleki Deneyimi
2000 yılından itibaren Veteriner Hekim Subay
V- Bilimsel Etkinlikleri
Seminer:
Enterokokal Ġnfeksiyonlar (2007)
Patojen Salmonellaların Moleküler Tiplendirme Metoduyla Ayrımı (2008)
85
VI- Bilimsel İlgi Alanları
Yayınlar ve Posterler
1. ÜNLÜ, T., KOLUMAN, A., BURKAN, Z.T., TEZEL, A., AKÇELIK, N.,
ÇALIM H.D., ATA, Z. (2011). Incidence and Antibiotic Resistance
of Escherichia coli Isolated from Different Kinds of Cheese.
Journal of Foof Safety 31(1): 54-60.
2. KOLUMAN, A., ÜNLÜ, T., DĠKĠCĠ, A., TEZEL, A., AKÇELIK, N.,
BURKAN, Z.T. (2011). Presence of Staphylococcus aureus and
Staphylococcal Enterotoxins in Different Foods. Kafkas Univ. Vet.
Fak. Derg. 17 (Suppl A): 55-60
3. ÜNLÜ, T. (2010). Tavuklarda Salmonella Tanısında Kültür ve Real-Time
PCR‟ın Kullanımı. Poster. 1. Uluslararası Katılımlı Veteriner Hekimliği
Kongresi & Expo-Vet (Uluslararası Katılımlı) Ġstanbul.