sÖzlÜk dergİsİ - logosyayincilik.comlogosyayincilik.com/logosdata/userfiles/file/... ·...

54
Prof. Dr. Esmeray Acartürk Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi E. Öğretim Üyesi ADANA TDK Tıp Terimleri Çalışma Grubu Üyesi [email protected] Prof. Dr. Cengiz Aslan Fırat Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Dekanı ELAZIĞ [email protected] Prof. Dr. İsmet Aydoğdu Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi MANİSA TDK Tıp Terimleri Çalışma Grubu Üyesi [email protected] Prof. Dr. Ayla Bayık Ege Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi İZMİR TDK Hemşirelik Terimleri Çalışma Grubu Başkanı [email protected] Prof. Dr. Yakup Gümüşalan Fatih Üniversitesi Tıp Fakültesi İSTANBUL TDK Tıp Terimleri Çalışma Grubu Üyesi [email protected] Prof. Dr. Esin Kâhya Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi E. Öğretim Üyesi ANKARA TDK Tıp Terimleri Çalışma Grubu Üyesi [email protected] Prof. Dr. Süheylâ Ünal İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi MALATYA TDK Tıp Terimleri Çalışma Grubu Üyesi [email protected] Prof. Dr. Yalçın Özkan GATA Eczacılık Bilimleri Merkezi ANKARA TDK İlaç ve Eczacılık Terimleri Çalışma Grubu Üyesi [email protected] Prof. Dr. İbrahim Yıldırım İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi E. Öğretim Üyesi İSTANBUL TDK Tıp Terimleri Çalışma Grubu Üyesi [email protected] Prof. Dr. Hamza Zülfikar Ankara Üniv. Dil ve Tarih Coğrafya Fak. Türkçe Bölüm E. Başkanı ANKARA TDK Tıp ve İlaç ve Eczacılık Terimleri Çalışma Grubu Üyesi [email protected] Belgin Aksu TDK Türk Dili Uzmanı [email protected] Yayın Kurulu Editör Sahibi Logos Yayıncılık Tic. A.Ş. adına Rıfat Bahar Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Prof. Dr. Cengiz Yakıncı Yayın Koordinatörü Tania Sisa Dizgi-Mizanpaj Ayfer Eryeşil Arzu Deniz Ölmez Yönetim Yeri: LOGOS YAYINCILIK TİC. A.Ş. Yıldız Posta Cad. Sinan Apt. No. 36 D. 66/67 34349 Gayrettepe-İstanbul Tel: (0212) 288 05 41 - (0212) 288 50 22 Faks: (0212) 211 61 85 e-posta: [email protected] Sözlük Dergisi, üç ayda bir yılda dört sayı olarak yayınlanır. Bu dergide yayımlanan yazıların telif hakları Logos Yayıncılık Tic. A.Ş.’ye ait olup, yayıncının yazılı izni olmadan hiçbir şekilde tümü veya herhangi bir bölümü kopya edilemez, herhangi bir dilde tamamen veya kısmen yayınlanamaz, dijital ortama yüklenemez. Yayın Türü: Yerel Süreli Baskı Yeri/Matbaa: LOGOS YAYINCILIK Editör Yardımcısı Prof. Dr. Cengiz Yakıncı İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi, MALATYA TDK Tıp Terimleri Çalışma Grubu Başkanı TDK İlaç ve Eczacılık Terimleri Çalışma Grubu Üyesi [email protected] SÖZLÜK DERGİSİ Cilt: 5 Sayı: 3 Eylül 2014 ISSN 1308-1500

Upload: others

Post on 18-May-2020

13 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: SÖZLÜK DERGİSİ - logosyayincilik.comlogosyayincilik.com/logosDATA/userfiles/file/... · Sözlük Dergisi 4 ortamın değişen koşullarından etkilenerek farklı şişme özelliğine

Prof. Dr. Esmeray AcartürkÇukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi E. Öğretim Üyesi ADANATDK Tıp Terimleri Çalışma Grubu Ü[email protected]

Prof. Dr. Cengiz AslanFırat Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Dekanı ELAZIĞ[email protected]

Prof. Dr. İsmet AydoğduCelal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi MANİSATDK Tıp Terimleri Çalışma Grubu Ü[email protected]

Prof. Dr. Ayla BayıkEge Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi İZMİRTDK Hemşirelik Terimleri Çalışma Grubu Başkanı[email protected]

Prof. Dr. Yakup GümüşalanFatih Üniversitesi Tıp FakültesiİSTANBULTDK Tıp Terimleri Çalışma Grubu Ü[email protected]

Prof. Dr. Esin KâhyaAnkara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi E. Öğretim Üyesi ANKARATDK Tıp Terimleri Çalışma Grubu Ü[email protected]

Prof. Dr. Süheylâ Ünalİnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi MALATYATDK Tıp Terimleri Çalışma Grubu Üyesi

[email protected]

Prof. Dr. Yalçın ÖzkanGATA Eczacılık Bilimleri MerkeziANKARATDK İlaç ve Eczacılık Terimleri Çalışma Grubu Ü[email protected]

Prof. Dr. İbrahim Yıldırımİstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi E. Öğretim Üyesi İSTANBUL TDK Tıp Terimleri Çalışma Grubu Ü[email protected]

Prof. Dr. Hamza ZülfikarAnkara Üniv. Dil ve Tarih Coğrafya Fak. Türkçe Bölüm E. Başkanı ANKARATDK Tıp ve İlaç ve Eczacılık Terimleri Çalışma Grubu Ü[email protected]

Belgin AksuTDK Türk Dili Uzmanı

[email protected]

Yayın Kurulu

Editör

SahibiLogos Yayıncılık Tic. A.Ş. adına

Rıfat Bahar

Sorumlu Yazı İşleri MüdürüProf. Dr. Cengiz Yakıncı

Yayın KoordinatörüTania Sisa

Dizgi-MizanpajAyfer Eryeşil

Arzu Deniz Ölmez

Yönetim Yeri: LOGOS YAYINCILIK TİC. A.Ş.

Yıldız Posta Cad. Sinan Apt. No. 36 D. 66/67 34349 Gayrettepe-İstanbulTel: (0212) 288 05 41 - (0212) 288 50 22 Faks: (0212) 211 61 85

e-posta: [email protected]

Sözlük Dergisi, üç ayda bir yılda dört sayı olarak yayınlanır. Bu dergide yayımlanan yazıların telif haklarıLogos Yayıncılık Tic. A.Ş.’ye ait olup, yayıncının yazılı izni olmadan hiçbir şekilde tümü veya herhangi bir bölümü

kopya edilemez, herhangi bir dilde tamamen veya kısmen yayınlanamaz, dijital ortama yüklenemez.

Yayın Türü: Yerel SüreliBaskı Yeri/Matbaa: LOGOS YAYINCILIK

Editör Yardımcısı

Prof. Dr. Cengiz Yakıncı

İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi, MALATYATDK Tıp Terimleri Çalışma Grubu Başkanı

TDK İlaç ve Eczacılık Terimleri Çalışma Grubu Ü[email protected]

SÖZLÜK DERGİSİ Cilt: 5 Sayı: 3 Eylül 2014 ISSN 1308-1500

Page 2: SÖZLÜK DERGİSİ - logosyayincilik.comlogosyayincilik.com/logosDATA/userfiles/file/... · Sözlük Dergisi 4 ortamın değişen koşullarından etkilenerek farklı şişme özelliğine

1

SUNUŞ

Sağlık alanı gerek teknolojik gerekse bilgi alanında çok hızlı değişim göstermektedir. Bu değişimlere hızlı uyumun sağlanabilmesi için bireylerin bilgi ve becerilerinin sürekli olarak yenilenmesi ve geliştirilmesi gerekmektedir.

Solunum fizyolojik bir olaydır ve canlılarda birçok önemli sürecin gelişmesinde etkin rol oynayan bir olgudur. Solunum burun, yutak, gırtlak, soluk borusu, bronş ve akciğerlerde temel işlevlerini sürdürüp yaşam için önemli adımların yürütülmesinde etkin olarak rol almaktadır.

Solunum yolu hastalıklarında öksürük, balgam, bronşlarda daralma, solunum sayısında, düzeninde, seslerinde değişiklik ve solunum sıkıntısı gibi belirtiler görülebilir. Solunum yolu hastalıklarının tedavisinde birçok farmasötik dozaj şekli kullanılmakta ve daha etkin ürünlerin geliştirilmesi için araştırmalar hızla ve yoğun bir şekilde sürmektedir.

Solunum yolunun fizyolojik olarak canlılardaki önemi her dönemde vurgulanmıştır. Osmanlı İmparatorluğu döneminde Kanuni Sultan Süleyman’ın “Halk içinde muteber bir, nesne yok devlet gibi, olmaya devlet cihanda, bir nefes sıhhat gibi” söyleminde de bu önem vurgulanmaya çalışılmıştır.

Bilim dilimizin de bilimsel çalışma ve gelişmelere eş değer şekilde ilerleyebilmesi için bilim alanında uğraş veren tüm bilim insanlarının bu konuda gösterecekleri özenin büyük önemi vardır. Ulusların bilim ve kültür alanlarındaki gelişmeleriyle dil alanındaki gelişmeleri birbirine uyumlu bir şekilde olmalı ve ulusal bilim dili kendini bilimsel gelişmelerin düzeyinde yenileyebilmeli ve geliştirebilmelidir.

Atatürk’ün “Millî his ile dil arasındaki bağ çok kuvvetlidir. Dilin millî ve zengin olması, millî hissin gelişmesinde başlıca etkendir. Türk dili, dillerin en zenginlerindendir. Yeter ki, bu dil şuurla işlensin. Ülkesini, yüksek bağımsızlığını korumasını bilen Türk milleti, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır.” (2 Eylül 1930) söyleminin ışığında, bilim dilini geliştirme çalışmalarında öncü olan Prof. Dr. Sayın Cengiz Yakıncı’nın destek ve önerileriyle hazırlanan solunum yolu ilaç terimleri sözlüğümüzün insanlığa yararlı olabilmesini diliyoruz.

Haziran 2016

Prof. Dr. Betül Arıca YeginDoç. Dr. Ayhan SavaşerProf. Dr. Yalçın Özkan

Page 3: SÖZLÜK DERGİSİ - logosyayincilik.comlogosyayincilik.com/logosDATA/userfiles/file/... · Sözlük Dergisi 4 ortamın değişen koşullarından etkilenerek farklı şişme özelliğine
Page 4: SÖZLÜK DERGİSİ - logosyayincilik.comlogosyayincilik.com/logosDATA/userfiles/file/... · Sözlük Dergisi 4 ortamın değişen koşullarından etkilenerek farklı şişme özelliğine

Solunum Yolu İlaçları Terimleri

3

AAARC American Association for Respiratory Care

“Amerikan Solunum Derneği”nin İngilizce kısaltması.

abakteriyel abacterial Bakteriden arınmış herhangi

bir yer veya bölge. bakterisiz

absolü absolute Saf hâlde bulunan veya karışım gös-

termeyen (madde). absolüt, mutlak, salt

absolü alkol dehydrated alcohol, absolute alcohol Aşırı su çekici (higroskopik), renksiz, saydam, özel koku-

lu, hacim olarak en az %99,5 etanol içeren, çözücü olarak

kullanılan uçucu sıvı madde. mutlak alkol, susuz alkol,

dehidrate alkol

absolüt absolute absolü

absorban absorbent 1. Katı ilaç şekillerinde tentür,

esans gibi sıvı maddelerin formülasyonda kullanılabilme-

leri amacıyla, bu maddelerle karıştırılan aerosil, bentonit

gibi toz maddeler. 2. Soğurma özelliğine sahip olan. so-

ğurgan

absorbans absorbance soğurganlık2

absorpsiyon absorption 1. emilim 2. soğurma

absorptivite absorptivity 1. soğurabilme yeteneği

2. soğurum katsayısı

ACI Andersen Cascade impactor “Kademeli ayrıştırıcı”

teriminin İngilizce kısaltması.

adsorban adsorbent 1. Bileşik veya parçacıkları, ad-

sorbsiyon suretiyle yüzeyinde toplayan madde. yüzergen

2. Kromatografide durgun faz.

adsorbsiyon adsorption yüzerme

aero- aer(o)- “Hava, gaz” anlamı veren ön ek: aerosol

aerobik aerobic 1. Ortamda moleküler oksijenin bu-

lunması durumu. 2. Moleküler oksijenin bulunduğu or-

tamda yaşayan, üreyen, gelişen. 3. Solunum için oksijene

ihtiyaç duyan. 4. Vücutta oksijen tüketimini artıran.

aerodinamik çap aerodynamic diameter Partikül

ile aynı çökme hızına eşdeğer birim yoğunluğa (1 g/cm3)

sahip partikül çapı.

aerohaler aerohaler Altı adet kapsül yerleştirilebilen

ve tek nefeste bir kapsülün içeriğinin inhale edildiği kuru

toz inhalasyon aygıtı.

aerolizer aerolizer Akciğerlere uygulanacak olan ila-

cın cihazın içine yerleştirilen bir kapsül içinde olduğu

inhalasyon aygıtı.

aerop aerobe Gelişmesi, üremesi ve yaşaması için oksi-

jene gereksinim duyan. havasever, havacıl

aerosol aerosol 1. Bir sıvı fazın gaz fazda dağıldığı dis-

persiyon türü. 2. Bir katı ya da sıvı maddenin havada asılı

çok küçük parçacıklarından oluşan kolloit yapısı. 3. Çok

küçük parçacıklar hâlinde püskürtmeyi sağlamak amacıy-

la itici bir gaz ile birlikte basınç altında tutulan kolloit

yapısında bir çözelti.

ağızlık mouthpiece İnhalasyon aygıtının ilacı solumak

üzere ağıza yerleştirilmek için tasarlanmış bölümü.

ajan agent Fiziksel, kimyasal veya biyolojik etki oluştu-

ran herhangi bir güç, madde veya etken.

akciğer lung Göğüs kafesinin büyük bir bölümünü iç-

ten kaplayan, kanı temizleyen, sağlı ve sollu iki parçadan

oluşan solunum organı.

akciğer amfizemi pulmoner emphysema amfizem

akciğer fibrozisi pulmonary fibrosis Akciğerin sün-

gerimsi dokusunun kalınlaşması, sertleşmesi ve hastalıklı

alanların yara izini andıran bir görünüm kazanması du-

rumu.

akciğer hacmi lung volumes akciğer kapasitesi

akciğer kapasitesi lung capaticies Solunum döngü-

sünün farklı aşamalarıyla ilişkili havanın hacmi. akciğer

hacmi

akciğer ventilasyonu lung ventilation Nefes alma

ve verme yoluyla belirli bir sürede akciğerlere giren ve çı-

kan hava hacmi.

akciğer zarı pleura Göğüs kafesi, diyafragma, medi-

asten, akciğer parenkimini kaplayan yarı geçirgen seröz

bir zar. plevra

akciğer zarı sıvısı pleural membrane fluid plevra

sıvısı

akıllı polimer intelligent polymer Çözücü yapısı,

etken madde derişimi, iyonik güç, pH, sıcaklık gibi

Page 5: SÖZLÜK DERGİSİ - logosyayincilik.comlogosyayincilik.com/logosDATA/userfiles/file/... · Sözlük Dergisi 4 ortamın değişen koşullarından etkilenerek farklı şişme özelliğine

Sözlük Dergisi

4

ortamın değişen koşullarından etkilenerek farklı şişme

özelliğine sahip polimer türü.

aksırık sneeze hapşırma

aksırma sneeze hapşırma

aktif içerik active ingredient, active moiety İlacın

fizyolojik ve farmakolojik etkisinden sorumlu olan yar-

dımcı bileşenler ve ana molekülün ester, tuz vb. kısımları

dışındaki molekül veya iyon bölümü.

akümülasyon accumulation yığılım

alkali alkali Yağ asitleri ile çözünür sabun oluşturan,

çözeltileri 7.0’dan daha büyük pH değerine sahip, kırmı-

zı turnusolü maviye dönüştüren, başlıca sezyum, lityum,

potasyum, sodyum, rubidyum, amonyum hidroksitler

veya karbonatlardan oluşan bileşik grubu.

alkol alcohol 1. Alifatik hidrokarbon moleküllerinin

bir veya birkaç hidrojeninin hidroksil grubu (-OH) ile yer

değiştirmesi sonucu oluşan bileşik. 2. etanol.

alkol dehydrated alcohol, absolute alcohol absolü alkol

Alman Farmakopesi The German Pharmacopoeia Almanya Devleti Farmakopesi. DAB, bk. farmakope.

alt solunum sistemi lower respiratory tract Gırtlak,

soluk borusu, bronşlar ve akciğerlerden oluşan solunum

sistemi kısmı.

alveol alveol (pl), alveoli Kandaki karbondioksidin

oksijenle yer değiştirdiği ve bronşiyollerin sonlandığı kü-

çük kese benzeri yapı. hava keseceği

alveol havalanması alveolar ventilation Alveollerde

gaz değişimine katılan hava hacmi. alveoler ventilasyon

alveoler alveolar Alveole ait.

alveoler proteinozis alveolar proteinosis Sürfaktan-

ların aşırı salınması veya alveollerdeki temizleyici hücreler

olan makrofajların üretilen sürfaktanı yeterli biçimde or-

tamdan uzaklaştıramaması nedeniyle oluşan hastalık.

alveoler ventilasyon alveolar ventilation alveol ha-

valanması

ambalaj malzemesi material of packaging Bir ürü-

nün üretim, taşıma ve dağıtılmasında kullanılan malze-

me.

ambalajlama packaging Dolum ve etiketleme de

dâhil olmak üzere bir ambalajlanmamış (dökme) ürünün

bitmiş ürün hâline gelmesi için geçirdiği tüm aşamalar.

Amerika Birleşik Devletleri Gıda ve İlaç Ku-rumu United States Food and Drug Administration Amerika Birleşik Devletleri’nde Sağlık ve İnsan Hizmet-

leri Dairesine bağlı olarak çalışan, halk sağlığının korun-

ması amacıyla beşerî ve veteriner ilaçlar, biyolojik ürünler,

sağlık malzemeleri, kozmetikler, gıda maddeleri ve rad-

yasyon yayan ürünlerin güvenilirliği ve etkililiği ile ilgili

düzenlemeleri yürüten kurum. FDA

Amerikan Farmakopesi The United States Phar-macopeia Amerika Birleşik Devletleri Farmakopesi USP.

bk. farmakope

Amerikan Solunum Derneği American Associati-on for Respiratory Care Amerika Birleşik Devletleri’nde

solunum bakım bilimi ve uygulamalarını teşvik etmek,

ilerletmek, ayrıca hastalar, aileleri ve kamu için meslek ve

solunum terapisti olarak görev yapan uluslarararsı meslek

birliği. AARC

amfifil amphiphile yüzey etken madde

amfifilik amphiphilic Sürfaktan özelliğinde olan.

amfipatik

amfipatik amphipathic amfifilik

amfizem emphysema Akciğerlerdeki hava kesecik-

lerinin (alveol) gerilip genişlemesi neticesinde bu hava

keseciklerini birbirinden ayıran ince duvarların yırtılması

ve buna bağlı olarak da akciğerlerin esnekliğini kaybetme-

siyle oluşan ve solunum yetmezliğine yol açan yaygın bir

kronik akciğer rahatsızlığı. akciğer amfizemi

amorf amorphous Kristallenmeyen, belirli bir geo-

metrik biçimi olmayan katı görünümlü. biçimsiz

ampirik formül empirical formula Bir bileşiği oluş-

turan atomların sayılarının en küçük oranda verildiği

gösterim şekli: Molekül formülü C6H12O6 olan glikozun

ampirik formülü CH2O ile gösterilir.

ampiyem empyema Akciğer zarları arasında ölü hücre

ve enfekte sıvı birikmesi, ağır iltihaplanma.

Page 6: SÖZLÜK DERGİSİ - logosyayincilik.comlogosyayincilik.com/logosDATA/userfiles/file/... · Sözlük Dergisi 4 ortamın değişen koşullarından etkilenerek farklı şişme özelliğine

Solunum Yolu İlaçları Terimleri

5

ampul ampoule Genellikle steril parenteral çözeltile-

rin uygulanması amacıyla kullanılan, içeriğinin sterilite-

sini korumak üzere güvenli bir biçimde kapatılmış, cam

veya plastik yapıda tek dozluk ilaç şekli. amp

ana ortam vehicle Sıvı ilaç şekillerindeki etken mad-

deler için bir veya daha fazla yardımcı madde bileşimin-

den oluşan taşıyıcı.

anaerobik anaerobic 1. Ortamda moleküler oksije-

nin bulunmaması durumu. 2. Moleküler oksijenin bu-

lunmadığı ortamda yaşayan, üreyen ve gelişen: anaerobik

mikroorganizma

anaerop anaerobe Gelişmesi, üremesi ve yaşaması için

oksijene gereksinim duymayan. havasevmez

analiz analysis 1. Bir maddenin yapısını veya bir karı-

şımın bileşenlerini nitel veya nicel olarak inceleme. tahlil,

çözümleme 2. Bir bütünü kendisini oluşturan kısımlarına

ya da parçalarına ayırarak inceleme.

anatomik ölü boşluk anatomical dead space Ağız,

burun, yutak, gırtlak, soluk borusu, bronşlar ve bronşiol-

lerin hava iletişim yollarında gaz değişimine katılmayan

havayı taşıyan alan.

Andersen kaskad impaktör Andersen Cascade impactor kademeli ayrıştırıcı

anemik hipoksi anemic hypoxia Toplam hemog-

lobinin azalması veya hemoglobin bileşenlerindeki bir

değişiklik nedeniyle kanın oksijen taşıma kapasitesinin

azalması sonucu oluşan hipoksi türü.

anhidr anhydrous Bir bileşiğin kristal yapısında su

molekülü taşımayan, sudan yoksun hâli. susuz: susuz (an-

hidr) bakır sülfat

anjin angina Ağzın içinde yutağın başlangıcındaki ba-

demciklerin yangısı. bademcik yangısı

anoksi anoxia Doku veya organlarda oksijen kaynağı-

nın yetersizliği ile belirgin durum.

anorganik inorganic inorganik

anorganik bileşikler inorganic compounds inorga-

nik bileşikler

antioksidan antioxidant 1. Oksidasyonu önleyen

veya geciktiren (madde). 2. Havadaki oksijenle temas so-

nucu bozunmayı önleme amacıyla boya ve benzeri sanayi

ürünleri ya da hazırlanmış gıda maddelerine veya ilaçlara

eklenen bir grup doğal veya yapay madde. 3. Vücut hüc-

relerini serbest radikallerin olumsuz etkilerinden koruyan

(madde).

antitüsif antitussive öksürük kesici

anyon anion Negatif yüke sahip olan atom veya grup.

eksin

anyonik anionic Anyon özelliği gösteren (madde).

aparat apparatus Belli bir amaca yönelik işlev gören

alet, araç veya makine.

apne apnea İstemli olarak veya sinirsel depresyon gibi

durumlarda solumanın geçici olarak durması. soluma

durması

aq water, aqua (Lat.) “Su” teriminin Latince kısaltması.

aq.dest. distilled water, aqua distillata (Lat.) “Dis-

tile su” teriminin Latince kısaltması.

ara eklenti spacer, holding chamber İlacın aerosol

hâlinde verilmesini kolaylaştırmak için kullanılan, ölçülü

doz inhaler ile hastanın ağzı arasındaki uzaklığı düzenle-

yen ek aygıt.

ara tüplü ölçülü doz inhaler metered dose inhaler and spacer İnhalasyon yoluyla uygulanacak ilaçlar için

kullanılan, ölçülü doz inhaler ile ara tüpten oluşan inha-

ler. volümatikle ölçülü doz inhaler

arı pure İçinde yabancı madde bulundurmayan, temiz,

katışıksız.

arıklaştırma decontamination dekontaminasyon

artık residue kalıntı

artık hacim residual volume tortu hacim

artmış soluma hyperpnea hiperpne

asbestozis asbestosis Asbest tozlarının akciğerlerde ne-

den olduğu bir pnömokonyoz türü.

asepsi asepsis Ortamda patojen mikroorganizmaların

bulunmaması durumu.

aseptik aseptic 1. Asepsi ile ilgili. 2. Patojen mikroor-

ganizma içermeyen. steril

Page 7: SÖZLÜK DERGİSİ - logosyayincilik.comlogosyayincilik.com/logosDATA/userfiles/file/... · Sözlük Dergisi 4 ortamın değişen koşullarından etkilenerek farklı şişme özelliğine

Sözlük Dergisi

6

aseptik teknik sterile technique aseptik yöntem

aseptik yöntem aseptic technique, sterile technique Zorunlu olarak mikropsuz ortamda çalışmayı gerektiren

tüm işlemlerin olabildiğince steril yapılmasına yönelik

uygulamalar bütünü. steril teknik, steril yöntem, asep-

tik teknik

asit acid 1. Sulu ortamda iyonlaştığı zaman proton

(H+) veya hidroksonyum (H3O+) iyonu veren, ortamın

pH değerini düşüren ve alkali bileşiklerle tuz oluşturan

madde. 2. Proton verebilen madde (Bronstet tanımı) 3.

Ortaklanmamış elektron çifti almaya yatkın olan kimya-

sal madde (Lewis tanımı). BF3, AlCl3

asit- acid- “Asit” anlamı veren ön ek.: asidoketoz

astım asthma Solunum yollarının süregelen bir iltihap

sonucu aşırı derecede duyarlı olmasına ve bazı etkenlerle

zaman zaman daralmasına neden olan bir solunum yolu

hastalığı.

atelektazi atelectasis Akciğerin bir kısmının ya da ak-

ciğerlerden birinin tamamen büzüşmesi sonucu yeterince

genişleyememesi ve işlevini yitirmesi.

atılma excretion Artık maddelerin, ilaçların veya me-

tabolitlerinin vücut dışına çıkarılması. ıtrah

atm atmosphere “Atmosfer” teriminin kısaltması.

atmosfer basıncı atmospheric pressure Deniz sevi-

yesinde yeryüzü atmosferinin uyguladığı ve 1.01325 x105

paskal’a eşit olan basınç türü. atm

atomizör atomizer Çözelti hâlindeki ilaçları sprey

veya aerosol şeklinde ince partiküller hâline dönüştüren

aygıt.

AUC Area Under the Curve “Eğri altında kalan” teri-

minin İngilizce kısaltılması

Avrupa Farmakopesi European Pharmacopoeia Avrupa Birliği’ne üye ülkeler tarafından hazırlanan Far-

makope. EP

Avrupa İlaç Ajansı European Medicines Agency

Londra’da olan, Avrupa Birliği ülkelerinde insan ve hay-

van sağlığının korunması ve geliştirilmesi amacıyla piya-

saya verilen ilaçlarla ilgili düzenlemeler ve bilimsel değer-

lendirilmeler yapmakla sorumlu kurum. EMEA, EMA

Avrupa Solunum Derneği European Respiratory Society Solunum tıbbıyla ilgili çalışan doktorları, sağlık

uzmanlarını, bilim adamlarını ve alanla ilgili diğer uz-

manları bir araya getiren uluslararası sivil toplum kuru-

luşu. ERS

aygıt apparatus, device, instrument cihaz

aygıtlı analiz instrumental analysis cihazlı analiz

ayıraç reagent 1. Maddeleri kimyasal birleşime veya

ayrışıma uğratarak niteliklerini belirlemede kullanılan

bileşik. 2. Genellikle, titrimetrik analiz tepkimelerinin

tamamlandığını keskin renk değişimi ile göstererek, eş

değerlilik noktasının belirlenmesine yardımcı olan veya

sterilizasyon işlemlerinde sterilizasyonun geçerliliğini

belirleyen madde. belirteç, indikatör, miyar, reaktif2,

reajan

ayrışık heterogeneous heterojen

ayrışma dissociation disosiyasyon1

azalmış havalanma hypoventilation Akciğerlere

giren ve çıkan hava miktannda çok fazla azalma. hipo-

ventilasyon

azçözünür slightly soluble Bir kısım maddenin, yüz

kısım - bin kısım çözücüde çözünebilmesi.

Bbademcik yangısı angina anjin

bagassozis bagassosis Şeker kamışı işçilerinde görülen

organik bitki tozlarına bağlı gelişen akciğer hastalığıdır.

bağdaşık homogeneous homojen

bağıl yoğunluk relative density Her ikisi de 20°C’de

tartılmak koşulu ile bileşiğin belirli hacminin kütlesinin

aynı hacimdeki suyun kütlesine oranı.

bağıntı katsayısı correlation coefficient korelasyon

katsayısı

bakiye residue kalıntı1

bakter(iyo)- bacteri(o)- “Bakteri” anlamı veren ön

ek: bakteriostatik

bakteri bacterium, bacteria (çoğul) Aerobik, anaerobik,

Page 8: SÖZLÜK DERGİSİ - logosyayincilik.comlogosyayincilik.com/logosDATA/userfiles/file/... · Sözlük Dergisi 4 ortamın değişen koşullarından etkilenerek farklı şişme özelliğine

Solunum Yolu İlaçları Terimleri

7

hareketli veya hareketsiz, saprofitik, parazitik ve patojen

özellikte olabilen, genel olarak hücre bölünmesi ile çoğa-

lan, hücre duvarına sahip tek hücreli prokaryotik mikro-

organizma.

bakteri bulaşık septic septik

bakteri kırıcı en düşük derişim minimal bacteri-cidal concentration Belirli bir mikroorganizmayı öldür-

mek için gerekli antibiyotiğin en düşük derişimi. Minimal

letal konsantrasyon, öldürücü en düşük derişim. MBC

bakteridurduran bacteriostatic bakteriyostatik

bakterikıran bactericide bakterisit

bakterisit bactericide Vücut sıvılarında oluşturdukla-

rı derişimlerde bakteri hücresini doğrudan öldüren mad-

de. bakterikıran

bakterisiz abacterial abakteriyel

bakteriyel bacterial Bakteriye ait, bakterilerin sebep

olduğu.

balgam sputum Solunum organlarının salgıladığı,

ağızdan dışarı atılan sümüksü madde.

balgam kültürü sputum culture Akciğerlerde (zatür-

re) veya solunum yollarında (bronşit) enfeksiyona neden

olabilen mikropları saptamak ve tanımlamak için uygu-

lanan yöntem.

balgam söktürücü expectorant Solunum yollarında

birikmiş olan balgamın sulandırılarak öksürükle dışarı

atılabilmesi için akışmazlığının azaltılması. ekspektoran

basınç pressure Bir yüzeyin birim alanına uygulanan

kuvvet.

basınçlı inhalasyon çözeltisi pressurised inhala-tion, solution Akciğerlere basınçlı bir inhaler yardımıyla

uygulanan çözelti.

basınçlı inhalasyon emülsiyonu pressurised in-halation, emulsion Akciğerlere basınçlı bir inhaler yar-

dımıyla uygulanan emülsiyon.

basınçlı inhalasyon süspansiyonu pressurised inhalation, suspension Akciğerlere basınçlı bir inhaler

yardımıyla uygulanan süspansiyon.

basınçlı kap pressurised container İçinde ilaç çözel-

tisi ve bu ilacı püskürtecek basınçlı bir gaz bulunan, çelik,

alüminyum veya camdan yapılmış kap türü.

basınçlı ölçülü doz inhaler pressurized metered-dose inhalers ölçülü doz inhaler

basit difüzyon passive diffusion pasif difüzyon

baz base 1. Sulu çözeltilerinde hidroksil (OH-) iyonu

verebilen madde. 2. Kimyasal tepkimelerde proton yaka-

layarak konjüge asit oluşturan madde (Bronsted tanımı).

3. Asitlerle tuz verebilen madde. 4. Kimyasal tepkimeler-

de, ortaklanmamış elektron çifti vermeye yatkın bileşik

(Lewis tanımı). 5. Temel düzey.

bazik basic Baz özelliğinde olan.

belirteç indicator ayıraç

berilyozis berylliosis Metalik berilyum toz ve buharı-

na yoğun maruz kalması sonucu oluşan akut pnömoni ile

seyreden bir pnömokonyoz türü.

beşerî tıbbi ürün medicinal product for human use Bir üretici kuruluş tarafından ölçünlü (standart) bir

formülasyona göre belirli bir farmasötik şekilde ve büyük

ölçekte üretilen, özel olarak ambalajlanan, benzer diğer

ürünlerden ayrılmak üzere üreticinin verdiği özel bir isim-

le pazarlanan, bir veya birden fazla sayıda etken madde

içeren endüstriyel ürün. tıbbi müstahzar, müstahzar,

farmasötik preparat, farmasötik ürün, patentli tıbbi

ürün, spesiyalite, tescilli tıbbi ürün, hazır ilaç

betamimetik betamimetic Bronş düz kaslarının beta

reseptörlerini uyararak bronş ve bronşiyolleri genişleten

alfa reseptörleri etkileyerek kan basıncında artışa yol

açan.

biçimsiz amorphous amorf

bidistile su bidistilled water İki kez damıtılmış su.

çifte damıtık su

bileşik compound Kimyasal tepkimeler sonucu, iki

veya daha çok elementten oluşan ve bunlardan farklı fi-

ziksel ve kimyasal özellik gösteren madde.

bileşim formulation formülasyon1

bileşimleme formulation formülasyon2

Biot solunum Biot respiration, Biot breathing

Page 9: SÖZLÜK DERGİSİ - logosyayincilik.comlogosyayincilik.com/logosDATA/userfiles/file/... · Sözlük Dergisi 4 ortamın değişen koşullarından etkilenerek farklı şişme özelliğine

Sözlük Dergisi

8

Kandaki oksijenin yoğunluğuna bağlı olarak solunumun

2-3 solunumda bir yavaşlaması, taşipne, apnenin birbirini

takip etmesi durumu.

birim unit ünite

bissinozis byssinosis Pamuk, keten, kenevir lifinin in-

halasyonu sonucu gelişen, göğüste sıkışma ve nefes darlığı

ile belirgin rahatsızlık. pazartesi ateşi

bitmiş ürün finished product Tüm üretim aşamala-

rından geçmiş ve ambalajlanmış olan farmasötik ürün.

biyo- bio- “Canlı, canlılık, yaşam” anlamı veren ön ek.

biyoloji

biyobenzer ilaç biosimilar drug Kalite, güvenilirlik

ve etkililik bakımından ruhsatlı biyoteknolojik referans

ilaca benzerlik gösteren, referans ürünün patent süresi

dolduktan sonra üretilen ilaç türü.

biyoeşdeğer bioequilavent Biyoeşdeğerlik gösteren

(ürün)

biyoeşdeğerlik bioequivalence Farmasötik eşdeğer

olan iki müstahzarın aynı molar dozda verilişinden sonra

biyoyararlanımlarının ve etkilerinin hem etkinlik hem de

güvenlik açısından aynı olmasını sağlayacak kadar benzer

olması. biyolojik eşdeğerlik

biyolojik birikim bioaccumulation Soluma, yeme

veya içme sonucu bir organizmanın aldığı maddelerin yo-

ğunlaşarak vücutta birikmesi.

biyolojik bozunma biodeterioration biyolojik yı-

kım

biyolojik dönüştürüm biotransformation biyot-

ransformasyon

biyolojik dönüşüm biotransformation biyotrans-

formasyon

biyolojik eşdeğer bioequivalent biyoeşdeğer

biyolojik eşdeğerlik bio-equivalence biyoeşdeğerlik

biyolojik etkinleştirme bioactivation biyoaktivas-

yon

biyolojik ilaç biological drug biyolojikler

biyolojik parçalanma biodegradation biyolojik

yıkım

biyolojik yararlanım bioavailability biyoyararla-

nım

biyolojik yarı ömür biological half-life Kimyasal

veya radyoaktif bir maddenin yarısının vücuttan atılması

için gerekli olan dakika veya saat cinsinden zaman.

biyolojik yıkım biodegradation Organik yapıdaki

maddelerin in vivo veya in vitro ortamda canlı sistem-

lerdeki enzimlerin etkisiyle kimyasal olarak parçalanması

sonucunda başlangıç yapılarından giderek azalan sayıda

karbon içeren türevlerine dönüşmesi işlemi. biyolojik

parçalanma, biyolojik bozunma

biyolojikler biologicals Canlı organizmalar veya on-

ların proteinlerinden hazırlanan, serum, aşı, antijen ve

antitoksinleri kapsayan biyoteknolojik tıbbi ürünler.

biyomedikal biomedical Tıpta tanı ve tedavi amacıy-

la yararlanılan madde, malzeme, araç ve gereçlerle ilgili.

biyoyararlanım bioavailability Bir maddenin dozaj

şeklinden emilerek sistemik dolaşıma geçme hızı ve dere-

cesi. biyolojik yararlanım

boğaz pharynx yutak

bozunma degradation Bir kimyasal maddenin daha

basit yapılı bileşiklere parçalanarak değişimi. degradas-

yon, yıkılma

bradipne bradypnea Bazı ilaç ve hastalıkların yan

etkisi olarak ortaya çıkabilen, solunum hızının normalin

altına inmesi, derinliğinin düzenli ve normal olması.

bronki(yo)- bronchi(o)- “Soluk borusu, bronş” an-

lamı veren ön ek.

bronkiyal astım bronchial asthma bronşiyal astım

bronkiyal astma bronchial asthma bronşiyal astım

bronkodilatasyon bronchodilatation Bronş lüme-

ninin genişlemesi

bronkodilatör bronchodilator bronş gevşetici

bronkografi bronchography Bronşların radyokont-

rast madde aracılığıyla radyolojik olarak incelenmesi.

bronkogram bronchogram Bronkografiden elde edi-

len röntgen filmi

bronkokonstriksiyon bronchoconstriction Bronş

Page 10: SÖZLÜK DERGİSİ - logosyayincilik.comlogosyayincilik.com/logosDATA/userfiles/file/... · Sözlük Dergisi 4 ortamın değişen koşullarından etkilenerek farklı şişme özelliğine

Solunum Yolu İlaçları Terimleri

9

düz kaslarında kasılma.

bronkokonstriktör bronchoconstrictor Bronş düz

kaslarında kasılmaya neden olan (madde)

bronkoözofajial bronchoesophageal 1. Bronş ve

özofagus’la ilgili. 2. Bronş ve özofagus arasında oluşan.

bronkopnömoni bronchopneumonia Uç bronşi-

yollerden başlayan akciğer dokusunun yangısı

bronkoskop bronchoscope Trake ve bronşları muaye-

ne, biyopsi, mikrobiyolojik kültür amacıyla numune alma

veya solunum yollarına kaçan yabancı bir cismi çıkarma

amacıyla kullanılan aygıt.

bronkoskopi bronchoscopy Bronkoskop aracılığı ile

trake ve bronşların içini görerek muayene etme.

bronkospazm bronchospasm Bronş lümeninin da-

ralması.

bronş bronchi Soluk borusunun alt tarafta ikiye ayrıl-

ması ile meydana gelen iki adet tüp şeklinde oluşum.

bronş astımı bronchial asthma bronşiyal astım

bronş genişlemesi bronchiectasis bronşektazi

bronş gevşetici bronchodilator Bronş ve bronşiyol-

lerdeki düz kasları gevşeterek solunum yollarını genişletip

hava geçisini kolaylaştıran. bronkodilatör

bronş yangısı bronchitis bronşit

bronşektazi bronchiectasis Bronşların elastik do-

kusunun ve kas yapısının bozulmasına bağlı olarak geri

dönüşümsüz olarak genişlemesi ve bozulması. bronş ge-

nişlemesi

bronşit bronchitis Bronş mukozasının enfeksiyon,

soğuk algınlığı, alerjik veya irritan madde ile karşılaşma

sonrasında oluşan yangısı. bronş yangısı

bronşiyal bronchial Bronşlarla ilgili.

bronşiyal astım bronchial asthma Bronşiyolle-

rin alerjik etkene karşı spazmı sonucunda oluşan astım

bronkiyal astım, bronkiyal astma, bronşiyal astma, bronş

astımı

bronşiyal astma bronchial asthma bronşiyal astım

bronşiyol bronchiole Nefes yollarının akciğer lobül-

leri içindeki parçası.

bronşiyol yangısı bronchiolitis bronşiyolit

bronşiyolit bronchiolitis Solunum sisteminin en kü-

çük fonksiyonel üniteleri olan bronşiyollerin yangısı.

bronşiyolit bronchiolitis Sıklıkla iki yaşından küçük

çocuklarda görülen, bronşiyollerde viral enfeksiyona bağlı

olarak ortaya çıkan ivegen yangı. bronşiyol yangısı

buhar sterilizasyonu steam sterilization Özellikle

sulu preparatları, doymuş buhar basıncı altında, mikroor-

ganizmalardan arındırma işlemi.

buharlaşma vaporization Bir sıvının kimyasal değişi-

me uğramadan gaz hâline geçmesi. vaporizasyon

buharlaştırıcı vaporizer vaporizatör

buharlaştırma evaporation Bir sıvının buharlaştırıla-

rak gaz faza geçirilmesi. evaporasyon

buharlaştırma kabı evaporating dish İçinde çeşitli

kimyasal karışımların hazırlandığı ve ısı uygulanarak bu-

harlaştırma işlemlerinin gerçekleştirildiği, ısıya ve kimya-

sal maddelere dayanıklı, çeşitli boyutlarda porselen veya

cam laboratuvar malzemesi.

buharlaştırma kalıntısı residue on evaporation Özellikle çözücülerin kalitesinin belirlenmesinde bir öl-

çüt olarak yararlanılan, çözücünün buharlaştırılmasından

sonra kalan uçucu olmayan kısım.

burun nose Alınla üst dudak arasında bulunan, çıkın-

tılı, iki delikli koklama ve solunum organı.

büyük dolaşım systemic circulation sistemik dola-

şım

büyük hacimli parenteral large-volume paren-teral Anma hacmi 100 mL’den daha fazla olan kaplarla

uygulanan infüzyon ve enjeksiyonluk preparat.

Ccam glass Alkali, toprak alkali ya da ağır metallerin

silikatlarından oluşan amorf yapıda sert kırılgan kulla-

nım alanına göre çeşitli türleri olan çoğunlukla saydam

madde.

cam impinger glass impinger Avrupa Farmakopesi’nde

Aparat A olarak kayıtlı, nebülizör, basınçlı inhalatör, toz

Page 11: SÖZLÜK DERGİSİ - logosyayincilik.comlogosyayincilik.com/logosDATA/userfiles/file/... · Sözlük Dergisi 4 ortamın değişen koşullarından etkilenerek farklı şişme özelliğine

Sözlük Dergisi

10

inhalatör gibi inhalasyon preparatlarının ince partikül-

lerinin aerodinamik özelliklerinin incelenmesi amacıyla

kullanılan aygıt.

Cheyne-stokes solunum Cheyne-stokes respirati-on, Cheyne-Stokes breathing Ağır kalp yetmezliği, kan-

da üre bulunması, nörolojik hastalıklar gibi durumlarda

bilincin tamamen kaybolması gibi durumlarda solunum

hız ve derinliğinin önce artması ardından düşmesi ve apne

nöbetine girilmesi.

ChP Chinese Pharmacopoeia “Çin Halk Cumhuri-

yeti Farmakopesi”nin kısaltması.

cidar membrane membran

cihaz apparatus, device, instrument Bir el işini, me-

kanik bir işi veya deneyleri gerçekleştirmek için özel ola-

rak yapılmış nesne ya da takımlar dizgesi. aygıt

cihazlı analiz instrumental analysis Kromatografik,

spektroskopik vd. yöntemlerde kullanılan cihazlar ile bir

karışım içindeki bileşenlerin nitel ya da nicel analizlerinin

gerçekleştirilmesi. aletli analiz, aygıtlı analiz, enstrü-

mantal analiz

COPD chronic obstructive pulmonary disease “Kronik

tıkayıcı akciğer hastalığı” teriminin İngilizce kısaltması.

Ççalıştırıcı actuator Basınçlı kaptan yaş sprey, köpük

veya katı hâlde akan formülasyonun hızlı ve aynı zaman-

da ürünün istenilen şekilde dağılmasına yardımcı olan

bölüm.

çapraz bulaşma cross contamination İlaç veya besin

maddelerine üretim veya saklama sırasında istenmeyen

madde veya mikroorganizmaların toz, su vb. kaynaklar-

dan doğrudan veya dolaylı olarak geçmesi. çapraz kon-

taminasyon

çapraz kontaminasyon cross contamination çapraz

bulaşma

çeper membrane membran

çifte damıtık su bidistilled water bidistile su

Çin Farmakopesi Chinese Pharmacopoeia Çin

Halk Cumhuriyeti Farmakopesi. ChP. bk. farmakope

çoğuz polymer polimer

çoğuzlaşma polymerization polimerleşme

çok azçözünür very slightly soluble Bir kısım mad-

denin, bin kısım - on bin kısım çözücüde çözünebilmesi.

çok biçimli polymorphous polimorf

çok biçimlilik polymorphism polimorfizm

çok katlı sıvı impinger multi-stage liquid im-pinger Avrupa Farmakopesi’nde Aparat C olarak kayıtlı,

ölçülü doz inhalerlerin ve kuru toz inhalerlerin ince parti-

küllerinin aerodinamik özelliklerinin incelenmesi amacıy-

la kullanılan, beş kademeden oluşan aygıt. MsLI

çokbiçimli polymorphous polimorf

çokçözünür very soluble Bir kısım maddenin, bir kı-

sımdan az çözücüde çözünebilmesi.

çökelti precipitate Kimyasal bir tepkime sonucunda

oluşan veya çözeltide çözünemediği için katı olarak dibe

çöken madde. sediment, tortu, çökelek

çözelti solution Bir veya daha fazla gaz, sıvı ya da katı

maddenin yeterli miktar çözücü içindeki bağdaşık (ho-

mojen) karışımı. solüsyon, mahlul, eriyik

çözen solvent çözücü1

çözgen solvent çözücü1

çözücü solvent 1. Bir çözeltide, genellikle katı bir

maddeyi kendi kimyasal yapısında bir değişme olmak-

sızın çözme özelliği bulunan, nicelikçe çoğunlukta olan

sıvı. çözgen, çözen, solvan 2. Bir maddeyi kimyasal tepki-

me ile çözen sıvı. Bazı metallerin asitlerde çözünmesi.

çözümleme analysis analiz1

çözünen solute 1. Bir çözeltide, nicelikçe az olan, ken-

di bileşimini değiştirmeden çözücü içinde, molekül ya da

yüklü iyonlara dağılmış madde. 2. Bir çözücü içerisinde

eriyebilen madde.

çözünme dissolution Katı, sıvı ve gaz hâldeki mad-

delerin, molekül veya atomlarını bir arada tutan çekim

güçlerini yenerek bir çözücü içinde tek faz oluşturacak

şekilde dağılması durumu.

çözünmez insoluble Bir çözücü içinde hiç çözünmeyen

Page 12: SÖZLÜK DERGİSİ - logosyayincilik.comlogosyayincilik.com/logosDATA/userfiles/file/... · Sözlük Dergisi 4 ortamın değişen koşullarından etkilenerek farklı şişme özelliğine

Solunum Yolu İlaçları Terimleri

11

veya çok az çözünebilen (madde).

çözünür soluble Bir kısım maddenin, on kısım - otuz

kısım çözücüde çözünebilmesi.

çözünürlük solubility Katı, sıvı veya gaz hâlindeki bir

çözünenin, belirli koşullarda çözücüsü ile bağdaşık (ho-

mojen), doygun bir çözelti oluşturabilmesinin sınırı.

Dd.n. donma noktası donma noktası teriminin kısal-

tılması.

DAB The German Pharmacopoeia “Alman Farma-

kopesi (Deutches Arzneibuch)” teriminin Almanca kı-

saltması.

dağılım distribution 1. Bir maddenin çok küçük par-

çacıklara ayrılması. 2. Dispersiyon2. 3. İlaçların kandan

doku ve organların içine yayılması.

dağılım değişmezi partition coefficient partisyon

katsayısı

dağılım katsayısı partition coefficient partisyon

katsayısı

dağılım ortamı dispersion medium Bir maddenin

asıltı büyüklüğünde dağıldığı kolloit bir çözeltinin sürekli

veya dış fazı.

dağılma disintegration Tablet ve kapsüllerin önceden

ölçünleştirilmiş deney koşullarında sıvı ortama yerleştiril-

diğinde öngörülen sürede bileşenlerine ayrılması.

dağıltı dispersed Sürekli bir ortamda asıltı olarak da-

ğılmış madde.

dalga wave 1. Enerji niteliği taşıyan, düzenli titreşim-

lerden oluşan, şiddeti bulundukları yer ve zamana bağlı

bir oluşum. 2. Birbirini izleyen yükselme ve alçalmalarla

belirgin hareket.

damıtık distillate, distilled Damıtma işlemi ile bu-

harlaştırılıp sonra yoğunlaştırılan madde. distile

damıtık su distilled water distile su

damıtma distillation 1. Suyun içeriğindeki kimyasal

ve organik bileşenlerden ayrılması için kaynatılarak bu-

harlaştırılması ve oluşan su buharının yoğunlaştırılarak

saf hâlde damıtık su elde edilmesi. 2. Bir sıvı karışımın-

da, kaynama noktaları farklı olan bileşenleri buharlaştırıp

soğuk bir yüzeyde yeniden yoğunlaştırarak birbirinden

ayırma veya arıtma yöntemi. distilasyon

dayanıklı stable Herhangi bir etki ile bozulmayan,

değişme göstermeyen. stabil

dayanıklı bileşik stable compound Kolayca bozun-

mayan veya zaman içinde değişme eğiliminde olmayan

madde. kalımlı bileşik

dayanıklı durum stable state Bir maddenin fiziksel

ve kimyasal değişikliğe uğramadan yapısal veya termodi-

namik özelliklerini uzun süre koruması. kalımlı durum

dayanıklılık stability İlaç ve kimyasal maddelerin,

ısı, ışık, hidroliz, yükseltgenme gibi dış etkilere karşı di-

rençli olma durumu. stabilite

dayanıksız bileşik unstable compound Kolayca bo-

zunan veya zaman içinde değişme eğiliminde olan madde.

kalımsız bileşik

dayanıksız durum unstable state Bir maddenin ko-

layca fiziksel ve kimyasal değişikliğe uğraması. kalımsız

durum

dehidran dehydran suçeker

dehidrate alkol dehydrated alcohol, absolute alco-hol absolü alkol

deiyonizasyon deionization Çözeltilerdeki mineral-

lerin uzaklaştırılması amacıyla iyon değiştirici reçine gibi

yöntemlerin uygulanması.

deiyonize su deionized water Genellikle iyon değiş-

tirici reçineler ya da ters osmoz gibi tekniklerle elde edilen

ve katyon ya da anyon içermeyen, inorganik kimyasallar-

dan arındırılmış su türü. yükünsüz su, iyonsuzlaştırıl-

mış su, demineralize su

dekontaminasyon decontamination Yiyecek, giysi,

iş ortamı, laboratuvar ortamı veya doğal çevrede bulunan

toksik bileşiklerin, zararlı mikroorganizmaların ve rad-

yoaktif maddelerin değişik yöntemlerle zararsız duruma

getirilmesi veya uzaklaştırılması işlemi. arıklaştırma

demineralize su deionized water deiyonize su

Page 13: SÖZLÜK DERGİSİ - logosyayincilik.comlogosyayincilik.com/logosDATA/userfiles/file/... · Sözlük Dergisi 4 ortamın değişen koşullarından etkilenerek farklı şişme özelliğine

Sözlük Dergisi

12

deri altı subcutaneous subkütan

derişik concentrate yoğun

derişim concentration Birim hacimdeki mol veya eş-

değer ağırlık sayısı ya da çözünenin çözündüğü ortamdaki

ağırlık ya da hacim yüzdesi. konsantrasyon, bk. normali-

te, molalite, molarite

deva drug ilaç

dezenfeksiyon disinfection Dezenfektan madde kul-

lanarak kimyasal yolla veya yıkama, UV ışınına maruz bı-

rakılma gibi fiziksel yöntemlerle enfeksiyona neden olan

bakteri, virüs, protozoa gibi organizmaların etkisizleştiril-

mesi ya da yok edilmesi işlemi.

dezenfektan disinfectant Bazı tıbbi cihazlar, hasta-

nın çevresi ve kullandığı eşyalar gibi cansız cisimler veya

vücuttan atılan boşaltılar ve salgılar (feçes, idrar, balgam

ve akıntılar) üzerine dezenfeksiyon amacıyla uygulanan

kimyasal madde.

difüzyon diffusion 1. Bir çözeltide bulunan mole-

küllerin veya iyonların, bulundukları yüksek derişim or-

tamından düşük derişim ortamına tek düze bir derişim

oluşturmak üzere enerjiye gerek duymadan kendiliğinden

geçişi. göçüşüm 2. Geniş yayılma işlemi. yayınım, 3. Yarı

geçirgen bir zarla ayrılan iki bölüm arasında yüksek deri-

şimli ortamdan düşük derişimli ortama kademeli geçiş.

sızınım, ör. hemodiyaliz

dilüe diluted seyreltik

dilüent diluent seyreltici

diskhaler® diskhaler® Sekiz adet ilacın bulunduğu

disk, cihaza yerleştirilerek kullanılan ve kaç doz kaldığını

gösteren kuru toz inhalasyon cihazı.

diskus® discus® Uygulanacak olan ilacın, cihazın için-

de şerit şeklinde bir blister yapı içinde bulunduğu kuru

toz inhalasyon cihazı.

dispersiyon dispersion 1. Dağıtma ya da ayırma eyle-

mi. 2. Emülsiyon, süspansiyon, köpük ve aeresol şeklinde

rastlanan biri diğeri içinde çok küçük parçacıklar hâlinde

dağılan ve böylece birbiriyle karışmayan iki fazdan oluşan

sistem. 3. Bir sıvıdan geçen ışığın, sıvı içinde asılı parça-

cıkların büyüklüklerine göre saçılması.

dispne dyspnea Yeterli hava alamamak veya boğulma

hissiyle belirgin, soluk alıp verme sırasındaki solunum

güçlüğü, güçlükle nefes alma.

distilasyon distillation damıtma

distile distillate, distilled damıtık

distile su distilled water Damıtma yöntemi ile elde

edilmiş su. damıtık su

dondurarak kurutma lyophilization liyofilizasyon

dondurkurut lyophilization liyofilizasyon

dondurkurutaç lyophilizator liyofilizatör

donma freezing Bir sıvının ya da çözeltinin, sıcaklığı-

nın azaltılmasıyla katılaşması.

donma noktası freezing point Saf bir sıvının 1 atm

dış basınç altında katılaştığı kendisine özgü bir değer. d.n.

bk. ergime noktası

donma noktası düşmesi freezing point depression Çözeltilerin donma noktalarının, içerdikleri çözünenin

derişimine bağlı olarak, saf çözücünün donma noktasın-

dan daha aşağıda bir değer göstermesi.

doygun çözelti saturated solution doymuş çözelti

doygunluk saturation 1. Belirli bir sıcaklıkta, bir çö-

zücü içerisinde çözünenin en yüksek miktarda bulunması

durumu. 2. Bir molekülde kimyasal bağ yapabilecek bü-

tün elektronların tekli bağ oluşturması hâli. satürasyon

doymamış çözelti unsaturated Belirli koşullarda çö-

zünebileceğinden daha az çözünen madde taşıyan çözelti

türü.

doymuş çözelti saturated solution Belirli bir çözü-

cüde ve sıcaklıkta bir kimyasal maddenin çözünebileceği

en yüksek derişimde bulunduğu çözelti şekli. satüre çö-

zelti, doygun çözelti

doz dose Bir seferde verilen veya maruz kalınan madde

veya radyasyon miktarı. düze

doz aşımı overdosage 1. Bir ilacın normal dozunun

üzerinde aşırı miktarda uygulanması. 2. Bir ilacın aşırı

dozda uygulanması sonucunda ortaya çıkan durum.

dozaj dosage Belirli bir ilaç dozunun, belirli bir süre ve

Page 14: SÖZLÜK DERGİSİ - logosyayincilik.comlogosyayincilik.com/logosDATA/userfiles/file/... · Sözlük Dergisi 4 ortamın değişen koşullarından etkilenerek farklı şişme özelliğine

Solunum Yolu İlaçları Terimleri

13

sıklıkta organizmaya uygulanması. düzeleme, mg/kg/gün

DSÖ World Health Organization “Dünya Sağlık

Örgütü”nün İngilizce kısaltması.

Dünya Sağlık Örgütü World Health Organization Birleşmiş Milletlere bağlı olarak görev yapan ve toplum

sağlığı ile ilgili uluslar arası çalışmaları düzenleyen ve uy-

gulayan kurum. DSÖ, WHO

düze dose doz

düzeleme dosage dozaj

Ee e “Elektron” teriminin Türkçe kısaltılması

E E Eczane logosu

é é “Elektron” teriminin Latince kısaltılması

e.n. e.n. “Ergime” noktası teriminin kısaltılması

EAA EAA “Eğri altında kalan alan” teriminin kısal-

tılması

Ecz. pharmacist, chemist, druggist apothecary, pharmaceutist “Eczacı” teriminin kısaltması.

ecza Drug 1. Canlılardaki rahatsızlıkları, bozuklukları

ve çeşitli hastalıkların tanısı, önlenmesi veya tedavisi için

yararlanılan, doğal kaynaklardan veya sentez yoluyla elde

edilen madde veya bunlardan hazırlanmış dozaj şekli. ilaç,

em, ot (eski metinlerde). 2. Çeşitli amaçlarla kullanılan

kimyasal madde.

eczacı pharmacist, chemist, druggist apothecary, pharmaceutist Eczacılık fakültesinden mezun olmuş, ec-

zacılık mesleğini yapmaya hak kazanmış kişi. Ecz

eczacılık pharmacy, pharmaceutics İlaçların, ilaç

ham maddelerinin, bitkisel ve kozmetik ürünlerin araş-

tırılması, tasarımı, geliştirilmesi, üretimi, kalite kontrolü,

güvencesi, ruhsatlandırılması, dağıtımı, depolanması,

korunması; majistral preparatlar, sitotoksik, steril ve

radyofarmasötik ürünlerin, ürün kalitesi, güvenilirlik ve

etkinliğini güvence altına alacak şekilde hazırlanması;

ilaçların kullanımı, saklanması ve imhası ile ilgili çalış-

maların yapılması; ilaçların uygulanmasında kullanılan

araçların, tıbbi cihaz ve malzemelerin güvenli ve etkin bir

şekilde kullanabilmesi için hastaların bilgilendirilmesi;

tıbbi ürünlerin farmakovijilans çalışmalarının yapılması;

hastaların ilaç etkileşimleri, uyumsuzlukları, sakıncalı ve

yan etkileri, dozları ve uygun ilaç depolama konularıyla

ilgili olarak hastaların ve sağlık personelinin bilgilendi-

rilmesi ve sağlık danışmanlığı yapılması gibi hizmetlerin

yürütüldüğü sağlık mesleği.

eczane pharmacy, drugstore İlaçların hazırlandığı, ha-

zır ilaçların hastaya ulaştırıldığı ve ilaçla ilgili konularda

hastaların bilgilendirildiği eczacılık mesleğinin bir uygu-

lama yeri. E

edilgin sızınım passive diffusion pasif difüzyon

eğim slope Bir regresyon eşitliğinde, bağımsız değiş-

kenle çarpılan ve doğrunun X-ekseniyle yaptığı artı yönlü

açının tanjantını gösteren değer: ör. doğru denklemi y=

bx+a olarak alındığında “b”, doğrunun eğimini ifade eder.

eğri altındaki alan area under the curve Plazma

ilaç derişiminin zamana karşı çizilen grafiğinde eğirinin

altında kalan alanın büyüklüğü. EAA, AUC

eksin anion anyon

eksipiyan excipient yardımcı madde

ekspektoran expectorant balgam söktürücü

ekspirasyon expiration, exhalation soluk verme

ekspirasyon yedek hacmi expiratory reserve volu-me Normal bir soluk verme hareketinden sonra, zorlu bir

soluk vermeyle fazladan çıkarılabilen hava miktarı. soluk

verme yedek hacmi

ELD ELD “Eşik limit değer” teriminin kısaltılması

elektrolit electrolyte Çözelti içinde veya eridiğinde

iyonlarına ayrılan ve elektriği iletebilen madde: Asit, baz,

tuz çözeltisi

elektron electron Atom çekirdeğindeki proton sayısı-

na eş değer sayıda olmak üzere, atom çekirdeğini çevre-

leyen çeşitli enerji düzeylerinde yer alan, atomun başka

atomlarla bağ kurmasını ve kimyasal tepkimeleri sağla-

yan, 1,6022x10-19 coulomb elektrik yükü, 9,1096x10-28

g kütlesi olan negatif yüklü parçacık. e, é

elektron mikroskobu electron microscope Canlı

Page 15: SÖZLÜK DERGİSİ - logosyayincilik.comlogosyayincilik.com/logosDATA/userfiles/file/... · Sözlük Dergisi 4 ortamın değişen koşullarından etkilenerek farklı şişme özelliğine

Sözlük Dergisi

14

yapıların özellikle hücrelerin ince yapısının görüntülenme-

sinde ışık yerine elektronlardan yararlanılarak yapının

yüksek çözünürlükte büyütülmesini (106x) sağlayan mik-

roskop türü.

element element Çekirdeğinde aynı sayıda proton içe-

ren (atom numaraları aynı) atomlardan oluşan, kimyasal

yöntemlerle parçalanamayan en küçük yapı taşı.

em drug ecza

en düşük doz minimal dose, minimum dose Bir

maddenin belirgin bir biyolojik etki oluşturabilecek en

düşük miktarı.

en uygun doz optimal dose İstenilen tedavi edici et-

kiyi, en düşük yan etki ile gösteren ilaç miktarı. optimum

doz

enantiyomer enantiomer optik izomer

enantiyomerizm enantiomerism enantiyomerlik

enantiyomerlik enantiomerism İki bileşiğin, birbiri-

nin enantiyomeri olması durumu. enantiyomerizm

endikasyon indication 1. Bir ilacın etkili olduğu

durum. ilaç kullanım alanı 2. Hastada belirli bir tedavi

veya uygulamaya karar verilmesini gerektiren durum ya

da belirti.

enflamasyon inflammation yangı

engelleme inhibition inhibisyon

engelleyici inhibitor inhibitör

enjeksiyon injection Bir sıvının dokulara, damar

içine, kanallara, vücut boşluklarına ve benzeri bölgelere

şırınga, enjeksiyon pompası gibi araçlar kullanılarak ba-

sınçla verilmesi işlemi. zerk etme, şırıngalama

enjeksiyonluk bakteriyostatik su bacteriostatic water for injection Mikroorganizma taşımayan ve bir ya

da daha fazla uygun antimikrobiyal madde içeren enjeksi-

yon işlemleri için kullanılan su.

enjeksiyonluk konsantre concentrate for injection Uygulamadan önce öngörülen uygun çözelti ile seyreltil-

dikten sonra enjeksiyon için hazırlanan steril çözelti şek-

linde preparat.

enjeksiyonluk preparat injectable preparation

Enjeksiyonluk suda veya uygun bir steril susuz sıvıda

veya bu sıvıların karışımında etken maddenin çözülmesi,

emülsiyon veya süspansiyon hâline getirilmesi ve diğer ek

yardımcı maddelerle hazırlanan preparat.

enjeksiyonluk su water for injection İlaçların canlı

organizmaya enjeksiyon yoluyla uygulanması için kulla-

nılabilir özellikte olan steril, pirojen madde içermeyen

damıtık su.

enjektör injector Havayı, sıvıları emmeye veya basınç-

la itmeye yarayan, özellikle vücuda sıvı bir ilacı vermek

veya vücuttan sıvı çekmek ya da belirli bir miktarda sıvıyı

analitik bir sisteme uygulamak amacıyla yararlanılan bir

tür pompa. şırınga

enstrümantal analiz instrumental analysis cihazlı

analiz

EP The European Pharmacopeia “Avrupa Farmako-

pesi”nin İngilizce kısaltması.

EP European Pharmacopoeia “Avrupa Farmakopesi

(Pharmacopoeia European)”nin İngilizce kısaltması.

epiglotis epiglottis Gırtlağın girişine bağlı mukoza zarı

ile çevrili elastik kıkırdak bir dokudan oluşan kapakçık.

epiglottis epiglottis Gırtlağın girişinde yer alan bir

mukoza ile kaplı elastik kıkırdak dokusunun yapılmış bir

kapakçık. küçük dil

ergime noktası melting point Belirli bir basınç al-

tında maddenin katı ve sıvı evrelerinin dinamik dengede

bulundukları ve donma noktası ile özdeş olan sıcaklık.

erime noktası, e.n.

erime noktası melting point ergime noktası

erişkin dozu adult dose Erişkin kişiye uygulanan ilaç

miktarı.

eriyik solution Bir veya daha fazla gaz, sıvı ya da katı

maddenin yeterli miktar çözücü içindeki bağdaşık (tek-

düze, homojen) karışımı. çözelti

ERS European Respiratory Society “Avrupa Solunum

Derneği”nin İngilizce kısaltması.

esneme yawn Solunum ve istem dışı hava hareketi

olarak, havanın solunması, eş zamanlı oluşan kulak zarı

Page 16: SÖZLÜK DERGİSİ - logosyayincilik.comlogosyayincilik.com/logosDATA/userfiles/file/... · Sözlük Dergisi 4 ortamın değişen koşullarından etkilenerek farklı şişme özelliğine

Solunum Yolu İlaçları Terimleri

15

gerilmesi ve ardından bir soluk verme.

eşdeğer ağırlık equivalent weight 1 mol elektron ile

birleşebilen element miktarı. eşdeğer gram sayısı

eşdeğer gram gram equivalent Bir maddenin bir

atom- gram (1.008 g) hidrojen ya da yarım atom- gram

(8.000 g) oksijenle birleşebilecek miktarı.

eşdeğer gram sayısı equivalent weight eşdeğer ağır-

lık

eşdeğer ilaç equivalent drug Referans ilaçlarla aynı

farmakolojik etkilere sahip olduğu, bu nedenle hasta

üzerinde aynı tedaviyi sağladığı bilimsel çalışmalarla ka-

nıtlanan, etken madde veya maddeler, farmasötik şekil,

birim hammadde miktarı ve ambalaj miktarları aynı olan

ve referans ilaçların koruma süreleri bittikten sonra satışa

sunulan ilaç türü. muadil ilaç

eşdeğerlik equivalence 1. Aynı değerliğe sahip olma

durumu. 2. Bir ilacın bir diğeri ile belirli ölçütler bakı-

mından karşılaştırılması sonucunda, kabul edilebilir ara-

lıklarda benzer özellikler taşıması.

eşik doz threshold dose Bir ilaç, kimyasal madde veya

iyonize ışının tespit edilebilen bir etki oluşturan en düşük

miktarı.

eşik limit değer threshold limit value İş yeri orta-

mındaki solunan havada günlük 7-8 saat, haftalık 40 saat

üzerinden hesaplanan miktarda maruz kalınmasına izin

verilen, hiçbir yan etkiye neden olmayan, zaman-ağırlıklı

derişim cinsinden hesaplanan madde miktarı. ELD, TLV

eşiz isomer izomer

etiket label Bir malzemenin niteliklerini, kime ait ol-

duğunu belirtmek, belli etmek için üzerine yerleştirilen

uyarı yazıları.

etken madde active substance Organizmadaki yapı

ve işlevleri etkileyerek biyolojik bir yanıt oluşturan doğal,

yapay veya yarı yapay kimyasal madde. Etkili madde, et-

kin madde, etkin farmasötik bileşen.

etkili doz effective dose Bir ilacın uygulandığında etki

oluşturan miktarı.

etkili en düşük doz lowest effect level Deney hay-

vanlarında değişik seri dozlarla yapılan çalışmalarda sap-

tanan en düşük etkili doz. LEL

etkili madde active substance etken madde

etkin farmasötik bileşen active pharmaceutical ingredient etken madde

etkin madde active substance etken madde

etkin plasebo active placebo aktif plasebo

evaporasyon evaporation buharlaştırma

FF0 değeri F0-value Buharla mikropsuzlaştırma işle-

minde malzemelere ulaşan sıcaklığın 121°C’deki eşdeğer

zamanını gösteren değer.

farenjit pharyngitis yutak yangısı

farenks pharynx yutak

farinjial pharyngeal Boğazla ilgili.

farmakokinetik pharmacokinetics Vücutta ilaçların

emilim, dağılım, metabolizma ve atılım (ADME) olayla-

rını nicel olarak ve özellikle zaman boyutları içinde ince-

leyen farmakoloji dalı.

farmakope pharmacopoeia, pharmacopeia İlaç üre-

timinde kullanılan etken ve tüm yardımcı maddelerin

özellikleriyle bunların nitel ve nicel analiz yöntemlerinin

yer aldığı, yasal ve bilimsel olarak uyulması gereken ulusal

ve uluslar arası kuralları ve yöntemleri içeren resmî kitap:

Türk Farmakopesi, Avrupa Farmakopesi, Amerikan Far-

makopesi, İngiliz Farmakopesi, Hint Farmakopesi, Çin

Farmakopesi, Kore Farmakopesi, kodeks

farmasötik aerosol pharmaceutical aerosol İlaçla-

rın solunum yolundan uygulanabilmesi için kullanılan

bir formülasyon türü.

farmasötik alternatif pharmaceutical alternative Aynı ilaç etken maddesinin farklı müstahzarlarda değişik

doz, dozaj şekli veya tuzu hâlinde bulunması.

farmasötik biyoeşdeğerlik pharmaceutical bioe-quivalence İki ya da daha fazla müstahzarın, aynı etken

maddeyi, aynı farmasötik şekil içerisinde ve aynı miktarda

içermesi.

Page 17: SÖZLÜK DERGİSİ - logosyayincilik.comlogosyayincilik.com/logosDATA/userfiles/file/... · Sözlük Dergisi 4 ortamın değişen koşullarından etkilenerek farklı şişme özelliğine

Sözlük Dergisi

16

farmasötik eşdeğer pharmaceutical equivalance Farklı üreticiler tarafından hazırlanan müstahzarların, bir

etken maddeyi aynı dozaj şekli içinde ve aynı miktarda

içermesi.

farmasötik preparat pharmacetical preparation beşerî tıbbi ürün

farmasötik teknoloji pharmaceutical technology İlaç etken maddelerinin vücut tarafından en etkin biçim-

de yararlanımını sağlayacak ilaç şekli hâline getirilmesi ve

endüstriye uygulanması konularında eğitim ve araştırma-

lar yapan bilim dalı. galenik farmasi

farmasötik ürün pharmaceutical product beşerî

tıbbi ürün

fason üretim contract manufacturing İki firma

arasındaki anlaşma sonucu, ruhsat veya izin sahibi firma

adına diğer firma tarafından söz konusu ürünün belirle-

nen nitelik ve nicelikte uygun olarak belirli bir süre üre-

tilmesi.

faz ayrımı coaservation Sıcaklık değişmesi, tuz

veya geçimli olmayan polimer eklenmesi ya da polimer-

polimer etkileşmesi sonucu oluşan, kolloidal parçacıkla-

rın birleşmesi.

fazla havalanma hyperventilation Aniden gereken-

den daha hızlı ve daha derin soluk alma durumudur. hi-

perventilasyon

FDA U.S. Food and Drug Administration “Ameri-

ka Birleşik Devletleri Gıda ve İlaç Kurumu”nun İngilizce

kısaltması.

filtrasyon filtration Bir sıvı veya gazı, geçirgen zar,

kum, silika ya da kâğıt gibi materyallerden geçirerek için-

deki asılı durumda bulunan parçacıkları ayırma işlemi.

süzme

filtre filter Sıvı veya gaz ortamlardan istenmeyen par-

çacık veya benzeri kirlilikleri ayırmak için kullanılan de-

likli malzeme.

filtre kâğıdı filter paper süzgeç kâğıdı

fizikokimyasal özellik physicochemical property Bir maddenin, ergime, kaynama ya da donma noktası,

sertliği, akışkanlığı gibi ölçülebilen özellikleri ve diğer sis-

temlerle etkileşebilme niteliği.

fiziksel özellikler physical properties Bir maddenin,

sertlik, yoğunluk, renk, ergime veya kaynama noktası gibi

kimyasal değişimlerden bağımsız olan nitelikleri.

fizyolojik ölü boşluk physiologic dead space Ana-

tomik ölü boşluk ile işlevsel alveollerin hacim toplamı.

flakon flacon, vial, phial 1. Parenteral uygulama

için kullanılan, steril enjeksiyonluk çözelti veya ekinde

verilen uygun çözgen ile çözündürülmek üzere liyofilize

toz içeren, çoğu zaman camdan yapılmış, ağzı kauçuk

tıpa ve alüminyum bantla kapatılan, içindeki ilacın üst-

teki kapaktan enjektör yardımıyla alınabildiği, çok dozlu

farmasötik preparatların konulduğu değişik boyut ve ha-

cimde ilaç kabı. flk 2. Çeşitli boyutlarda kapaklı küçük

şişe. vial

flk flacon, vial, phial “Flakon” ilaç şekli veya ambalaj

malzemesinin kısaltması.

fonksiyonel artık kapasite functional residual capacity Soluk verme yedek hacmi ile artık hacmin top-

lamı.

formül formula Bir ilacın hazırlanma şekli veya bileşi-

minin ya da istenen bir değer veya sonucun elde edilmesi

için yapılacak işlemlerin çeşitli sayı ve sembollerle ifadesi.

bk. ampirik formül, kimyasal formül

formülasyon formulation 1. Belirli bir bileşime göre

hazırlanmış ilaç, gıda vb. ürün. terkip, bileşim 2. Belirli

bir bileşime göre ilaç, gıda vb. ürünlerin hazırlanması işle-

mi. terkip hazırlama, bileşimleme

formüler formulary 1. Yeterli derecede kimyasal ve

klinik bilgi bulunmaması nedeniyle farmakopelerde yer

almayan veya az kullanılan maddeler ve bazı üretim for-

müllerinin yer aldığı kitap: Tıbbi Formüler, Dispensatory

of the United States of America, National Formulary

2. İlaçların klinik önem ve özellikleri ile ilgili kısa açık-

lamalar sunan; tedavi gruplarının tekrarını önlemek ve

hastalara en düşük maliyette en iyi ilacı sunmak amacıyla

hazırlanmış, bazen bir kurum içerisinde kabul edilmiş ya

Page 18: SÖZLÜK DERGİSİ - logosyayincilik.comlogosyayincilik.com/logosDATA/userfiles/file/... · Sözlük Dergisi 4 ortamın değişen koşullarından etkilenerek farklı şişme özelliğine

Solunum Yolu İlaçları Terimleri

17

da sağlık sigorta kurumları tarafından kabul edilmiş ilaç

listesi.

fotoliz photolysis Bir molekül veya maddenin ışığı (fo-

tonu) soğurmasına bağlı olarak molekül yapısının değiş-

mesi veya parçalanması işlemi. ışılbozunma

FPF fine particle fraction “İnce partikül fraksiyonu”

teriminin İngilizce kısaltması.

Gg gram “Gram” teriminin kısaltması.

galenik farmasi galenical pharmacy Galen’in öğ-

reti ve uygulamalarına dayanan ilaç formülasyonlarının

geliştirilip üretilmesiyle ilgili olan ve günümüz eczacılık

eğitiminde farmasötik teknoloji olarak adlandırılan bilim

alanının eski adı. farmasötik teknoloji

gaz sterilizasyonu gas sterilisation Isı ve nemden et-

kilenen materyallerin (gereçlerin), mikroorganizmalardan

kimyasal yolla arınmalarını sağlamak için düşük sıcaklık

ve basınç altında etilen oksit buharlarına maruz bırakıl-

ması işlemi.

GCP Good Clinical Practice “İyi klinik uygulamaları”

teriminin İngilizce kısaltması.

geçirgen permeable Gözenek büyüklüğüne göre, bazı

katı, sıvı ve gazların içinden geçişine izin veren. permeabl

geçirgenlik permeability Maddelerin geçişine izin

verme özelliği. permeabilite

geçirimsiz kap airtight container Preparat içeriğini

saklama ve taşıma sırasında, normal şartlar altında katı,

sıvı ve gazların bulaşmasından veya madde kaybından

koruyan ambalaj.

geçirmez impermeabl impermeabl

geçişim osmosis ozmoz

geçişim basıncı osmotic pressure ozmotik basınç

geçişimölçer osmometer ozmometre

geçişimsel osmotic ozmotik

geniz pharynx yutak

gırtlak larynx Soluk borusunun üstünde, boğazın al-

tında yer alan, üzerinde ses telleri olan, solunan havanın

alt solunum yollarına geçişini ve sesin oluşumunu sağla-

yan kısım. larenks

gırtlak yangısı laryngitis Gırtlağın ve ses tellerinin

enfeksiyon ve tahrişe bağlı olarak gelişen rahatsızlığı. la-

renjit

glottis glottis Gırtlağın dar kısmında yer alan ve solu-

num yoluna açılan ses telleri arasındaki boşluk.

GLP Good Laboratory Practice “İyi laboratuvar uy-

gulamaları” teriminin İngilizce kısaltması.

GMP Good Manufacturing Practice “İyi üretim uy-

gulamaları” teriminin İngilizce kısaltması.

göğüs kafesi chest, thorax Solunum sisteminin baş-

lıca organları ve dolaşım sistemi ile sindirim sisteminin

bazı bölümlerini içinde barındıran, omur ve kaburgalar,

göğüs kemiği, bunalara bağlı kaslar ile kas kılıflarından

oluşan vücut bölümü.

göze cell hücre

gözenek pore, porus Bir zarda veya diğer yapılarda

bulunan irili ufaklı boşluk ya da geçit. por

gözenekli porous poröz

gözeneklilik porosity porözite

GPP Good Pharmacy Practice “İyi eczacılık uygula-

maları” teriminin İngilizce kısaltması.

gtt drops, guttae (Lat.) “Damla” teriminin Latince

çoğul kısaltması.

günlük doz daily dose Bir ilacın 24 saatlik süreç içe-

risinde verilen toplam miktarı.

Hhacim ölçümlü volumetric volümetrik

ham madde raw material Bir ürünün elde edilme-

sinde kullanılan temel bileşenlerin işlenmeden önceki

durumu.

handihaler® handihaler® Ağızlık kısmı açılarak kap-

sülün yerleştirildiği ve kenarında bulunan butona basıla-

rak kapsülün delindiği kuru toz inhalasyon aygıtı.

hapşırma sneeze Solunum dışı hava hareketi olarak,

genellikle nazal mukozanın yabancı partiküllerle tahriş

Page 19: SÖZLÜK DERGİSİ - logosyayincilik.comlogosyayincilik.com/logosDATA/userfiles/file/... · Sözlük Dergisi 4 ortamın değişen koşullarından etkilenerek farklı şişme özelliğine

Sözlük Dergisi

18

olması sonucu aniden, sesli bir şekilde, ağızdan ve burun-

dan istem dışı hızlı nefes vermek. aksırık, aksırma

hava keseciği alveol (pl), alveoli alveol

hava kilidi air lock Temizlik derecesi bakımından

birbirinden farklı iki veya daha çok bölüm arasında yer

alan ve bölümler arasında geçiş yapılırken aradaki hava

akımını kontrol etmek üzere kullanılan kapalı, iki veya

daha çok kapı sistemi.

hava yolu enflamasyonu airway inflammation hava yolu yangısı

hava yolu yangısı airway inflammation hava yolu

enflamasyonu

havacıl aerobe aerop

havada taşınan airborne Havada dolaşan veya yayı-

lan enfeksiyonlu organizma, alerjen veya kimyasal madde.

airborn

havageçirmez hermetic, airtight hermetik

havasever aerobe aerop

havasevmez anaerobe anaerop

hazır enjektör prefilled syringe Parenteral ilaçların

kolaylıkla uygulanmasına yönelik olarak içerisinde veri-

lecek ilacı içeren kullanıma hazır farmasötik ürün. hazır

parenteral ilaç uygulama sistemi

hazır ilaç preparation beşerî tıbbi ürün

hemoptizi hemoptysis Akciğerdeki küçük damarlar-

daki çatlak sonucunda oluşan, öksürme sırasında akciğer-

den kan veya kanlı balgam gelmesi durumu.

hemotoraks hemothorax Göğüs kafesi ve akciğerleri

saran plevranın katmanları arasında akciğer boşluğunda

kanlı sıvı birikmesi.

HEPA filtre high efficiency particulate air filter Havada 0,3 mikrona kadar olan parçacıkları % 85 ve üze-

rindeki oranda tutabilen yüksek etkinlikte filtre türü. bk.

ULPA filtre

hermetik hermetic, airtight İçine hava veya diğer

gazların sızmasını engelleyen ambalaj sistemi. havageçir-

mez

heterojen heterogeneous 1. Birbirine benzemeyen

yapıtaşlarından oluşan veya yapısında farklı bileşenler

bulunduran. ayrışık 2. Genetikte farklı genlerle veya gen-

lerin kombinasyonu ile oluşan özellik.

hıçkırma hiccup Göğüs boşluğu ile karın boşluğu-

nu birbirinden ayıran diyafram kasının birden kasılması

sonucunda, solunum dışı hava hareketi olarak ses telleri

arasındaki açıklığın istem dışı kapanması ile gerçekleşen

ani soluk alımı ve bu sırada oluşan kesikli kasılma.

hırıltı wheezing Nefes alıp vermenin zorlaşması ile

nefes verirken duyulan ses. vizing

hidrasyon hydration 1. Su molekülünün doymamış

bağlara katılma tepkimesi. su katımı 2. Bir maddenin ya-

pısında su tutması. sululaşma, hidratlaşma

hidrat hydrate 1. Bünyelerindeki su molekülü sayısına

göre adlandırılan, yapısında özellikle kristal suyu içe-

ren bileşik: ör. bakır sülfat pentahidrat (CuSO4.5H2O).

2. Aldehit veya keton karbonillerine su katılması ile olu-

şan molekül: Gem-dioller

hidratasyon hydratation Suda çözünmüş bir bileşi-

ğin su molekülleri tarafından sarıldığı solvatasyon (sıvı

sarılım) şekli. su sarılım

hidrofil hydrophile, hydrophilic Bir madde veya

molekülün bir kısmının suya yüksek ilgisi olması, suda

çözünmesi, suyla karışması ya da ıslanma eğiliminde bu-

lunma özelliği. hidrofilik, sucul, susever

hidrofilik hydrophilic hidrofil

hidrofobik hydrophobic Kutuplanabilen grupları ol-

mayan bir madde veya molekülün suya ilgisinin olmama-

sı, suda çözünmeme, suyla karışmama ya da ıslanmama

eğilimine karşılık hidrokarbon ve benzeri çözücüler ile

yağlarda çözünme ve karışma özelliği. hidrofop, lipofil,

lipofilik, susevmez, yağcıl

hidrotoraks hydrothorax Akciğer zarı boşluğunda

sıvı birikmesi.

hijyen hygiene 1. Sağlık bilgisi. 2. Sağlık koruma, hıf-

zıssıhha. 3. Sağlığa zarar verecek ortamlardan korunmak

için yapılacak uygulamalar ve alınan temizlik önlemleri-

nin tümü.

Page 20: SÖZLÜK DERGİSİ - logosyayincilik.comlogosyayincilik.com/logosDATA/userfiles/file/... · Sözlük Dergisi 4 ortamın değişen koşullarından etkilenerek farklı şişme özelliğine

Solunum Yolu İlaçları Terimleri

19

hijyenik hygienic 1. Sağlıkla ilgili. 2. Temiz. 3. Sağlık

kurallarına uygun, sağlıklı.

hilus hilum Akciğer, dalak gibi organların girişinde

genellikle damar ve sinirlerin bulunduğu küçük açıklık

ya da çöküntü.

Hint Farmakopesi Indian Pharmacopoeia Hindis-

tan Cumhuriyeti Farmakopesi. IP. bk. farmakope

hiperkapni hypercapnia Kanda karbondiokasit dü-

zeyinin yükselmesi.

hiperpne hyperpnea Hiperventilasyon ve metabolik

talebi aşan dakika ventilasyon. artmış soluma

hipertonik çözelti hypertonic solution Genellikle vü-

cut sıvılarından daha yüksek ozmotik basıncı olan çözelti.

hiperventilasyon hyperventilation fazla havalanma

hipoksi hypoxia Kanda, hücrelerde ve dokularda oksi-

jen eksikliğine bağlı fonksiyon bozukluğu.

hipoksik hipoksi hypoxic hypoxia Solunum yolu

hastalıklarında, yüksek veya havalandırmanın az olduğu

yerlerde akciğer aracılığıyla atmosferden kana oksijen ge-

çişinin azalması.

hipotonik çözelti hypotonic solution Genellikle vü-

cut sıvılarından daha düşük ozmotik basıncı olan çözelti.

hipoventilasyon hypoventilation azalmış havalanma

histotoksik hipoksi histotoxic hypoxia, histoxic hypoxia Siyanür, narkotikler gibi zehirli etkenlere bağlı

olarak hücredeki yükseltgenme mekanizmalarının bozul-

ması nedeniyle kanda oksijen basıncı normal olmasına

rağmen, hücrelerin bu oksijeni kullanamaması durumu.

homojen homogeneous Yapısında birbirine benzer

bileşenler bulunduran. bağdaşık

hücre cell Canlılığını kendi başına sürdürebilen ve yarı

geçirgen ince bir zar ile çevrili en küçük protoplazmik

birim. göze

hücre cidarı cell wall Bitki ve çoğu prokaryotik hüc-

relerin plazma zarını çevreleyen, içeriğini ve biçimini ko-

ruyan dayanıklı tabaka. hücre çeperi, hücre duvarı

hücre çeperi cell wall hücre cidarı

hücre duvarı cell wall hücre cidarı

IIP Indian Pharmacopoeia Hindistan Cumhuriyeti

Farmakopesi’nin İngilizce kısaltılması

IR infrared “Kızılötesi” teriminin İngilizce kısaltması.

IR parmak izi bölgesi IR fingerprint region Kızıl

ötesi spektrofotometresinde enantiyomerler dışında her

kimyasal madde için özgün olan ve maddelerin tanınma-

sında yararlanılan, 750 nm ile 1000 mikrometre arasında-

ki dalga boyunda çok sayıda piklerin bulunduğu alan.

ısılayrışım thermolysis termoliz

ısıveren exothermic ekzotermik

ısıveren tepkime exothermic reaction ekzotermik

tepkime

ışığa dayanıklı photostable Işığa maruz kaldığında

yapısal değişime uğramayan (madde). fotostabil

ışığa dayanıklılık photostability Işığa maruz kalındı-

ğında yapısal değişime uğramama özelliği. fotostabilite

ışığa duyarlı photosensitive Işığa maruz kaldığında

yapısal değişime uğrayan (madde). fotosensitif, fotosen-

sibil

ışığa duyarlılık photosensitivity Bir hücrenin, or-

ganın, organizmanın veya molekülün ışığın belli dalga

boylarında değişime uğrama özelliği. fotosensitivite, fo-

tosensibilite

ışığı çevirme optical rotation optik çevirme

ışık kuantumu photon foton

ışık tayfı spectrum spektrum1

ışıksal optical optikal

ışıksal etkinlik optical activity optik etkinlik

ışıl bozunma photolysis fotoliz

ıtrah excretion atılma

İİEGM Turkish Ministry of Health General Direc-

torate of Pharmaceuticals and Pharmacy of Turkey “İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü”nün kısaltması.

İEU Good Pharmacy Practice “İyi eczacılık uygula-

maları” teriminin kısaltması.

Page 21: SÖZLÜK DERGİSİ - logosyayincilik.comlogosyayincilik.com/logosDATA/userfiles/file/... · Sözlük Dergisi 4 ortamın değişen koşullarından etkilenerek farklı şişme özelliğine

Sözlük Dergisi

20

İKU Good Clinical Practice “İyi klinik uygulamaları”

teriminin kısaltması.

ilaç drug Hastalıkların önlenmesi, tanısı ve tedavisi ya

da fizyolojik olayların düzenlenmesi amacıyla kullanıl-

mak üzere yetkili kurumlar tarafından onaylanmış, doğal

yapay veya yarı yapay kimyasal maddelerden hazırlanan

ürün. deva, em

İlaç Eczacılık Genel Müdürlüğü Turkish Mi-nistry of Health General Directorate of Pharmaceu-ticals and Pharmacy of Turkey Türkiye İlaç ve Tıbbi

Cihaz Kurumu’nun önceki adı. İEGM. bk. Türkiye İlaç

ve Tıbbi Cihaz Kurumu.

iletim conduction 1. Uyarının canlı dokuda sinir veya

kas lifleri aracılığı ile iletilmesi. 2. Herhangi bir enerjinin

(elektrik, ısı vb.) iletilmesi. kondüksiyon

iletken conductor Isı ve elektrik gibi enerji türlerini

ileten ortam.

iletkenlik conductivity, conductance Bir uyarıyı veya

ısı ve elektrik gibi enerji türlerini bir yerden başka bir yere

aktarabilme özelliği.

iletkenlikölçer conductometer Elektriksel iletkenliği

ohm birimi ile ölçen aygıt. kondüktometre

ilişki katsayısı correlation coefficient korelasyon

katsayısı

iltihap inflammation yangı

İLU Good Laboratory Practice “İyi laboratuvar uygu-

lamaları” teriminin kısaltması.

impermeabl impermeabl Sıvıların geçişine izin ver-

meyen. geçirmez

in vitro in vitro Deney tüpü, kültür ortamı gibi cansız

yapay ortamda oluşan.

in vitro çalışma in vitro study Bir kimyasal madde-

nin doku veya hücreler üzerindeki etkilerini araştırmak

amacıyla yapay ortamda yapılan çalışma.

in vivo in vivo Bütünlüğü bozulmamış canlı organiz-

mada oluşan.

in vivo çalışma in vivo study Bir etkenin (kimyasal

madde, mikroorganizma gibi) belli bir organizma üzerin-

deki doğrudan etkilerini araştırmak amacıyla canlı üzerin-

de yapılan çalışma.

ince partikül fraksiyonu fine particle fraction Akciğerlerde biriken 1-5 µm arası boyutlardaki aerosol

partiküllerinin yüzde olarak miktarı. FPF

ince süzme ultrafiltration ultrafiltrasyon

ince süzüntü ultrafiltrate İnce süzme işlemi sonucu

elde edilen ürün. ultrafiltrat

indikatör indicator ayıraç

inert inert Kimyasal tepkimeye girmeyen, diğer mad-

delerle etkileşmeyen veya canlı organizmalar için zararlı

olmayan (madde). tepkimesiz

infiltrat infiltrate 1. Doku içine sızarak toplanan

maddeler. 2. Geçme veya sızma sonucunda başka bir or-

tamda toplanan maddeler.

infrared infrared kızılötesi

infrared spektroskopisi infrared spectroscopy kızıl

-ötesi spektroskopisi

infüzyon infusion 1. Büyük hacimli uygulamalar için

hazırlanan, ana ortamı su olan steril, sulu çözelti veya

emülsiyon şeklinde herhangi bir antimikrobik koruyucu

ve pirojen madde içermeyen genellikle kan ile izotonik

olan preparatların herhangi bir zorlayıcı güç uygulama-

dan toplar damara verilmesi. 2. Bitki kısmının üzerine

taze kaynatılmış sıcak suyun ilave edilmesinden sonra

5-15 dakika bekletilerek süzülmesi suretiyle çay hazırlama

yöntemi.

infüzyon konsantresi concentrate for infusion Uygulanmadan önce öngörülen uygun çözelti ile seyrel-

tildikten sonra infüzyon için hazırlanan steril çözelti şek-

linde preparat.

inhalasyon inhalation Havayı akciğerlere çekme. So-

luk alma, soluma, inspirasyon, solumlanım

inhalasyon buharı inhalation vapour Soluma yo-

luyla uygulanan buhar.

inhalasyon buharı çözeltisi inhalation vapour, solution Soluma yoluyla uygulanan çözelti.

inhalasyon buharı kapsülü inhalation vapour,

Page 22: SÖZLÜK DERGİSİ - logosyayincilik.comlogosyayincilik.com/logosDATA/userfiles/file/... · Sözlük Dergisi 4 ortamın değişen koşullarından etkilenerek farklı şişme özelliğine

Solunum Yolu İlaçları Terimleri

21

capsule Soluma yoluyla uygulanan kapsül.

inhalasyon buharı merhemi inhalation vapour, ointment Soluma yoluyla uygulanan merhem.

inhalasyon buharı sıvısı inhalation vapour, liquid Soluma yoluyla uygulanan sıvı.

inhalasyon buharı tableti inhalation vapour, tablet Soluma yoluyla uygulanan tablet.

inhalasyon buharı tozu inhalation vapour, powder Soluma yoluyla uygulanan toz.

inhalasyon gazı inhalation gas Soluma yoluyla uy-

gulanan gaz.

inhalasyon preparatı preparation for inhalation Akciğerde veya vücudun tamamında etki sağlamak için

hazırlanan buhar veya aerosol şeklindeki sıvı veya katı

farmasötik şekli.

inhalasyon yoluyla uygulama inhalation use So-

luma yoluyla yapılan uygulama türü.

inhaler inhaler Aerosol biçiminde uygulanan ilacın

soluk alma sırasında akciğerlere girişini sağlayan araç.

solumlatıcı

inhibisyon inhibition Uyaran olmasına rağmen

başlayan bir süreci durdurma veya başlamasını önleme.

engelleme

inhibitör inhibitor İnhibisyona neden olan. engel-

leyici

inorganik inorganic Karbonat ve siyanürlerin dışın-

da, yapısında karbon atomu içermeyen kimyasal madde-

ler sınıfı: sodyum klorür, sodyum karbonat, potasyum

permanganat, anorganik

inorganik bileşikler inorganic compounds Atom-

ları arasında iyonik bağ bulunan, hidrojen atomuna bağlı

karbon atomu içermeyen, organik olmayan bileşikler.

anorganik bileşikler

inspirasyon inspiration soluk alma

inspirasyon kapasitesi inspiratory capacity soluk

alma sığası

inspirasyon yedek hacmi inspiratory reserve capa-city Normal soluk hacminin üzerine fazladan alınabilen

soluk hacmi. soluk alma yedek hacmi

internasyonel Farmakope International Pharma-copeia Uluslararası farmakope

intraplevral intrapleural Akciğer zarı içine

intrapulmoner intrapulmonary Akciğer içine

intravenöz intravenous Toplardamar içine, toplarda-

mar içinde. IV, iv.

iskemik hipoksi ischemic hypoxia stegnant hipoksi

işlevsel artık kapasite functional residual capacity işlevsel artık sığa

işlevsel artık sığa functional residual capacity So-

luk verme yedeği ile artık hacmin toplamı. işlevsel artık

kapasite

itici gaz pressurised gas, propellant gas Ürünü kap

içinden püskürtmeye yardımcı olan, atmosfer basıncın-

dan daha yüksek basınca sahip sıvılaştırılmış gaz. sıkış-

tırılmış gaz

iv. intravenous Toplardamar içine, toplardamar içinde

terimin kısaltılması

iyi kapatılmış kap well-closed container Preparat

içeriğinin saklama ve taşıma sırasında çevre şartlarından

etkilenmemesini ve kaybını önleyen kap türü.

iyi klinik uygulamaları Good Clinical Practice Tıbbi farmasötik ürünler veya ilaç olarak geliştirilmekte

olan etken maddeler kullanılarak insanlar üzerinde yapı-

lan klinik araştırmalarda yer alan tarafların sorumlulukla-

rını düzenleyen, gönüllülerin haklarının, onurlarının ve

mahremiyetlerinin korunması ve araştırmanın verimli,

güvenilir, doğru ve uygun nitelikte yürütülmesini sağla-

maya yönelik uluslar arası etik ve bilimsel kalite standardı.

İKU, GCP

iyi laboratuvar uygulamaları Good Laboratory Practice Laboratuvar çalışmalarının planlanması, dü-

zenlenmesi, izlenmesi, kayıtlarının tutulması ve rapor

edilmesiyle ilgili temel yöntemleri, koşulları ve işlemleri

kapsayan uluslar arası düzenlemeler. İLU, GLP

iyi üretim uygulamaları Good Manufacturing Practice Farmasötik ürünlerin kalite standartlarına ve

Page 23: SÖZLÜK DERGİSİ - logosyayincilik.comlogosyayincilik.com/logosDATA/userfiles/file/... · Sözlük Dergisi 4 ortamın değişen koşullarından etkilenerek farklı şişme özelliğine

Sözlük Dergisi

22

amaçlanan kullanım biçimine göre ve ruhsatına esas bil-

gilerin veya ürün özelliklerinin gerekli görüldüğü gibi

üretilmesini ve kontrol edilmesini güvence altına alan

uluslararası düzenlemeler. İÜU, GMP

iyon ion Elektron kazanma veya kaybı sonucu oluşan

eksi veya artı yüklü atom veya atom grupları. yükün

iyonik ionic İyon özelliği gösteren.

iyonik bağ ionic bond Güçlü elektronegatif element-

lerle (halojenler gibi), güçlü elektropozitif elementler (al-

kali metaller gibi) arasında görülen, karşıt yüklerin elekt-

riksel çekimi ile oluşan kimyasal bağ türü.

izge bilimi spectroscopy spektroskopi

izge ölçümü spectrometry spektrometri

izgeölçer spectrometer spektrometre

izgesel analiz spectral analysis spektral analiz

izgesel ışılölçer spectrophotometer spektrofotometre

izomer isomer Aynı atomları aynı sayıda içeren, kon-

figürasyon, konformasyon ve yapısal farklılıklarına bağlı

olarak değişik fizikokimyasal veya biyolojik etki göste-

rebilen, aynı molekül ağırlığına sahip iki veya daha çok

kimyasal madde. eşiz

izoozmotik çözelti isoosmotic solutuion Kan plaz-

ması ile aynı ozmotik basınca sahip olan çözelti türü.

izotonik çözelti isotonic solution Fizyolojik tuz

çözeltisi, göz yaşı, kan serumu gibi vücut sıvılarıyla aynı

sayıda çözünmüş parçacıklara sahip olan (eşit ozmotik

basınçlı), yarı geçirgen hücre zarından hücre içine veya

dışına eşit su geçişi sağlayan ve dolayısıyla hücrenin şişme

ya da büzüşmesine sebep olmayan çözelti türü. eş geçişim

basınçlı

izotop isotope Aynı sayıda proton ancak farklı sayıda

nötron içeren ve böylece atom ağırlıkları farklı olan atom-

lardan her biri.

Jjenerik ad generic name, official name, non prop-

rietary name İlacın ticari isminden bağımsız olarak, her

ülkede ulusal resmî kuruluşlar ve Dünya Sağlık Örgütü

tarafından onaylanan, genellikle basit, kısa, tek kelime,

kolay söylenebilir ve yazılabilir olan, tıbbi kullanılışı (ana-

tomik, fizyolojik, patolojik, farmakolojik) ile ilgili çağrı-

şım yapmayacak, daha çok kaynağını ve kimyasal yapısını

hatırlatacak şekilde iletişim birliğini ve düzenini sağlamak

üzere her yeni ilaca verilen isim: parasetamol

jenerik ilaç generic drug Yasal koruma (patent) süresi

sona eren ilaçların başka firmalar tarafından da farmasötik

ve biyolojik eş değer olarak üretilebilen şekli.

jet nebülizör jet nebulizer Basınçlı havayı çözelti

şeklindeki ilaç üzerinden geçirerek oluşturulan zerrecik-

lerin solunmasını sağlayan aygıt.

Kkademeli ayrıştırıcı Andersen Cascade impactor

Avrupa Farmakopesi’nde D cihazı olarak kayıtlı, inhalas-

yon preparatlarının (basınçlı inhalatör, toz inhalatör) ince

partiküllerinin aerodinamik özelliklerinin incelenmesi

amacıyla kullanılan, insan solunum sisteminin farklı kı-

sımlarını temsil eden sekiz kademeden oluşan aygıt. ACI

kalıntı residue 1. Diğer maddelerin uzaklaştırılma-

sından sonra kalan kısım. artık. 2. Bir molekülün bazı

bileşenlerini kaybetmesinden sonra geri kalan kısmı.

3. Sindirim sonrası bağırsaklarda kalan, sindirilmemiş ar-

tık. 4. Ameliyatla alınan bir organ veya oluşumdan geride

kalan kısım.

kalibrasyon calibration Belirli koşullar altında, bir

aygıtın veya sistemin kaynak bir standardın bilinen değer-

leri kullanılarak doğru ölçüm yapmak üzere ayarlanması

için uygulanan işlemler dizisi. ölçülüleme

kalibrasyon eğrisi calibration curve Bir analitik

yöntemde kalibrasyon standardı için bulunan yanıtların

analizi ile elde edilen ve bir maddenin derişiminin hesap-

lanmasında kullanılan eğri. ölçülüleme eğrisi

kalitatif qualitative nitel

kalitatif analiz qualitative analysis nitel analiz

kanister canister teneke kutu

kansuyu serum, (pl. Serums, sera) serum

kantitatif quantitative nicel

Page 24: SÖZLÜK DERGİSİ - logosyayincilik.comlogosyayincilik.com/logosDATA/userfiles/file/... · Sözlük Dergisi 4 ortamın değişen koşullarından etkilenerek farklı şişme özelliğine

Solunum Yolu İlaçları Terimleri

23

kantitatif analiz quantitative analysis nicel analiz

kantite quantity nicelik

kap container Gaz, sıvı veya katı herhangi bir maddeyi

içine alabilen nesne.

karbondioksit carbon dioxide Kovalent bağlı bir

karbon ve iki oksijen atomundan oluşan, normal koşul-

larda gaz hâlinde bulunan, karbon içeren besin maddele-

rin metabolize edilmesi sonucu meydana gelen, renksiz ve

kokusuz olan bir son ürün bileşiği.

karina carina Soluk borusunun sağ ve sol akciğerlere

girmeden önceki ilk iki bronşu arasında yer alan kıkır-

daksı kısım.

katyonik cationic Katyon özelliği gösteren (madde).

kırılım imleci refractive index, index of refraction Bir ortamda hava esas alındığında, bir ışın demetinin

ölçme ortamına giriş açısı sinüsünün çıkış sapma açısının

sinüsüne oranı. refraktif indeks, kırılma indeksi, kırıl-

ma indisi

kırılım ölçüm refractometry Maddelerin kırılım in-

dislerinin (göstergelerinin) belirlenmesi.

kırılımölçer refractometer refraktometre

kırılma refraction kırılım

kırılma indeksi refractive index kırılım imleci

kırılma indisi refractive index kırılım imleci

kırınım diffraction Bir kristalin atomlarından saçı-

lan ya da çok küçük bir delikten geçen elektromanyetik

dalgaların düz yollarından saparak yayılmaları ve girişim

oluşturmaları.

kızılötesi infrared Işık tayfında kırmızı alanın ötesin-

deki alanda yayılmış ısı ışınlarından oluşan, gözle görül-

meyen yaklaşık dalgaboyu 0,75-1000 mikrometre aralı-

ğında olan ışınım. enfraruj, infrared. IR

kimyasal eşdeğerlik chemical equivalence 1. İki

veya daha fazla sayıda dozaj şeklinin belirli sapma sınırları

içinde belirtilen miktarda, aynı etken maddeyi içermesi.

2. Bir molekül içinde bulunan farklı atom veya atom

gruplarının, aralarında simetri durumunun bulunması

veya birbirleriyle çok hızlı yer değiştirebilmeleri nedeniyle

NMR spektrumlarında aynı kimyasal kayma değerinde

sinyal vermeleri.

kimyasal formül chemical formula Bir bileşiğin

kimyasal yapısını ifade etmek için kullanılan kimyasal

simge ve rakamlar topluluğu.

kimyasal simge chemical symbol S, Na, Br gibi bir

elementi göstermekte kullanılan harf veya harfler.

klikhaler® clickhaler® Görünüşü ölçülü doz inhalere

benzeyen, cihazın üstündeki butona basarak kullanılan

çok dozlu kuru toz inhalasyon aygıtı.

KOAÇ mass median aerodynamic diameter “Kütle-

sel ortalama aerodinamik çap” teriminin kısaltması.

KOAH chronic obstructive pulmonary disease “Kro-

nik tıkayıcı akciğer hastalığı” teriminin kısaltması.

kodeks pharmacopoeia, pharmacopeia farmakope

kohezif cohesive Yapışma veya bir araya gelme eğilimi

olan.

kohezyon cohesion Bir maddenin moleküllerini bir

arada tutan çekim gücü. türdeş yapışma

kolayçözünür readily soluble Bir kısım maddenin

bir kısım – on kısım çözücüde çözünebilmesi.

kolayeriyen eutecti ötektik

kolaylaştırılmış difüzyon facilitated diffusion Moleküllerin veya iyonların bir hücre zarından, özgül bir

taşıyıcı protein yardımıyla, yüksek derişimde bulunduğu

ortamdan daha düşük derişimde olduğu ortama doğru

geçmesi. kolaylaştırılmış sızınım

kolaylaştırılmış sızınım facilitated diffusion ko-

laylaştırılmış difüzyon

konsantrasyon concentration derişim

konsantre concentrate yoğun

konservatif conservative koruyucu

kontaminant contaminant Çevrede bulunan ve

biyolojik sistemler üzerinde istenmeyen etkilere neden

olabilen kimyasal ve biyolojik etkenler. ör. Ağır metaller,

bakteriyel ve viral patojenler. bulaşkan

kontaminasyon contamination bulaşma

kontamine contaminated bulaşmış

Page 25: SÖZLÜK DERGİSİ - logosyayincilik.comlogosyayincilik.com/logosDATA/userfiles/file/... · Sözlük Dergisi 4 ortamın değişen koşullarından etkilenerek farklı şişme özelliğine

Sözlük Dergisi

24

kor pulmonale cor pulmonale Akciğer yapı ve/veya

fonksiyonunu etkileyen hastalıklara bağlı gelişen pulmo-

ner arteryel hipertansiyona yanıt olarak meydana gelen

sağ ventrikül genişlemesi ve yetmezliği.

korelasyon correlation 1. Her ikisi de nicel olan

herhangi bir x bağımsız değişkeni ile y bağımlı değişke-

ninin aldığı değerler dizisi arasında bir uygunluk hâlinin

mevcut olma durumu. 2. Değişkenler arasında doğrusal

kestirilebilir ilişki derecesi.

korelasyon katsayısı correlation coefficient En

küçük kareler yöntemiyle hazırlanan bir bağlanım (reg-

resyon) eğrisinin gerçek verilere uygunluğunun kalitesini

belirten ve “r2” ile ifade edilen değer. ilişki katsayısı, ba-

ğıntı katsayısı

koruyucu madde preservative Gıda ve ilaçlarda bo-

zunmayı önlemek amacıyla katılan madde. prezervatif

kristal crystal Atom veya molekülleri, nitelik ve nice-

likleri ile aralarındaki açı ve uzaklıkları belirli, enerjileri en

düşük düzeyde olan özgün biçimlerde düzenlenmiş katı

madde. billur

kristal suyu crystal water Bazı kimyasal maddelerin,

sulu çözeltiden katı hâle geçerek kristallenirken yapıya ka-

tılan su molekülleri. billur suyu, örüt suyu

kristallendirme crystallization Uygun bir çözücüde

hazırlanan doygun çözeltiden bir bileşenin özgün şekilli

katı hâle getirilmesi. billurlandırma, örütlendirme

kristallenme crystallization Kendi kendine meydana

gelen kristalleşme. billurlanma, örütlenme

kronik tıkayıcı akciğer hastalığı chronic obs-tructive pulmonary disease Genellikle aşırı tütün kul-

lananlarda görülen, kronik bronşit, astım veya akciğer

amfizemi gibi bronşiyal hava akımının engellenmesi ile

belirgin önlenebilir ve tedavi edilebilir bir akciğer hastalı-

ğı. süregen tıkayıcı akciğer hastalığı, kronik obstrüktif

akciğer hastalığı KOAH, COPD

kullanat disposible Kullanıma hazır, tek uygulamaya

yönelik ve kullanıldıktan sonra atılan malzeme. dispo-

zıbl

kuru toz inhalasyon aygıtı dry powder inhaler Kuru toz içeren bir kapsül veya çok dozlu blister şeklin-

deki diskin özel bir yapı içine yerleştirilerek derin nefes

alınmasıyla belirli dozda toz şeklindeki ilacın akciğerlere

uygulanmasını sağlayan, itici gaz içermeyen aygıt.

kuru toz inhaler dry powder inhaler İlaçların in-

halasyon yoluyla kuru toz biçiminde verilmesine olanak

sağlayan bir inhaler türü.

Kussmaul solunum Kussmaul breathing Genellik-

le metabolik asidoz ve şeker komasında görülen solunum

derinliği ile beraber hızının çok fazla artması.

kutuplu polar polar

kutupsuz nonpolar polar olmayan

küçük dil epiglottis epiglottis

küçük dolaşım pulmonary circulation pulmoner

dolaşım

küçük hacimli parenteral preparat small-volume parenteral preparation Anma içeriği 100 ml veya daha

az olan kaplarda uygulanan parenteral preparat türü.

kütlesel ortalama aerodinamik çap mass median aerodynamic diameter Kademeli bir ayrıştırıcı kullana-

rak ölçülen kütlesel ortalama aerosol partikül büyüklüğü

MMAD, KOAÇ

Llaboratuvar laboratory Ayrıştırma, birleştirme veya

çözümleme işlemleri için gerekli araştırma, deney ve ça-

lışmaların yapıldığı veya izlendiği özel donanımlı bölüm.

deneylik

laminar akım kabini laminar flow cabinet, lami-nar flow closet Laboratuvarlarda çalışılan ortam havasını

tek yönde ve HEPA filtreler yardımıyla parçacık kontrolü

yaparak ayarlanabilir akış hızında yönlendiren, ortamın

bulaşmasını engellemek için özel olarak sınırlandırılmış

bir alan oluşturan, paslanmaz çelik malzemeden yapılmış

çalışma kabini türü.

larenjit laryngitis gırtlak yangısı

larenks larynx gırtlak

Page 26: SÖZLÜK DERGİSİ - logosyayincilik.comlogosyayincilik.com/logosDATA/userfiles/file/... · Sözlük Dergisi 4 ortamın değişen koşullarından etkilenerek farklı şişme özelliğine

Solunum Yolu İlaçları Terimleri

25

larinjial laryngeal Gırtlakla ilgili, gırtlağa ait

LEL lowest effect level “Etkili en düşük doz” teriminin

İngilizce kısaltması.

lenf düğümü lymph node Lenfatiklerin seyri boyun-

ca dizili, boyun, koltuk altı, kasık, mesenterium ve büyük

damarların etrafında kümeler oluşturan, içerdikleri len-

fosit ve makrofajları lenf sıvısına ve venöz dolaşıma sevk

ederek antikor oluşumunda rol alan, partiküllü madde-

leri tutan ve içinde fagosite edip süzen özel bir filtre gibi

çalışan, 1-25 mm boyutlarında kapsüllü, genelde grimsi

pembe renkli oval veya böbrek şeklinde yapı. lenf nodu

lenf nodu lymph node lenf düğümü

letal lethal fatal

letal doz lethal dose öldürücü doz

liyofilizasyon lyophilization Çoğunlukla bitki özüt-

leri, bazı parenteral ilaçlar, kan ürünleri, aşılar, bakteri

suşları gibi ürünlerin uzun süre dayanıklılığını sağlamak

üzere, hızla dondurulmuş çözeltilerinin çok düşük basınç

altında suyunu kaybederek kurutulmasını sağlayan işlem.

dondurarak kurutma, dondurkurut

liyofilizatör lyophilizator Dondurkurut (liyofilizas-

yon) işlemini gerçekleştirmek için kullanılan aygıt. don-

durkurutaç

Mm molality “Molalite” teriminin kısaltması.

M molar “Molar” teriminin kısaltması.

mahlul solution çözelti

majistral ilaç magistral drug Hasta için özel olarak

hekim tarafından reçeteye yazılan formüle göre eczanede

hazırlanan ilaç.

maksimum istemli ventilasyon maximum vo-luntarily ventilatition Bir dakikada maksimum olarak

yapılan hızlı ve derin solunma ile akciğerlere alınabilen

hava miktarı.

MBC minimal bactericidal concentration “Bakteri

kırıcı en düşük derişim” teriminin ingilizce kısaltması.

MDI metered dose inhaler “Ölçülü doz inhaler” teri-

minin İngilizce kısaltması.

mediasten mediastinum Göğüs kafesinin üstünden

diyaframa kadar uzanan, kalp, kalbin büyük damarları,

özafagus, soluk borusu, sinirler, timus ve mediasten lenf

nodlarını içeren bölüm.

MEK minimum effective concentration “Minimum

etkin konsantrasyon” teriminin kısaltması.

membran membrane Organları ya da boşlukları bö-

len veya yüzeyleri ve boşlukları kaplayan ince doku taba-

kası. zar, cidar, çeper

mEq milliequivalent “Miliekivalan” biriminin kısalt-

ması.

metal impinger metal impinger Avrupa Farmakope-

si’nde Aparat B olarak geçen, nebülizör, basınçlı inhalatör,

toz inhalatör gibi inhalasyon preparatlarının ince parti-

küllerinin aerodinamik özelliklerinin incelenmesi amacıy-

la kullanılan aygıt.

MIC minimal inhibitory concentration “Engelleyici

en düşük derişim”, “Minimal inhibitör konsantrasyon”

teriminin İngilizce kısaltması.

MİK minimal inhibitory concentration “Engelleyici

en düşük derişim” teriminin kısaltması.

μg μg Mikrogram teriminin kısaltılması

μL μL Mikrolitre teriminin kısaltılması

μm μm Mikrometre teriminin kısaltılması

mikrogram microgram Gramın milyonda biri. μg

mikrolitre microliter Litrenin milyonda biri. μL

mikrometre micrometer Bir metrenin milyonda biri.

mikron. μm

mikron micron mikrometre

mikropsuzlaştırılmış alan sterile field steril alan

mikropsuzlaştırılmış kabin sterile cabinet, lami-nar flow cabinet, drug cabinet, bio safety cabinet steril

kabin

mikropsuzlaştırılmış oda sterile room steril oda

mikropsuzlaştırma sterilization sterilizasyon

mikropsuzluk sterility sterillik

mikropsuzluk garantisi sterility assurance level

Page 27: SÖZLÜK DERGİSİ - logosyayincilik.comlogosyayincilik.com/logosDATA/userfiles/file/... · Sözlük Dergisi 4 ortamın değişen koşullarından etkilenerek farklı şişme özelliğine

Sözlük Dergisi

26

sterillik garantisi

mili- milli- “Binde bir” anlamı veren ön ek: miligram

miliekivalan milliequivalent Bir maddenin 1 gram

eş değer ağırlığının binde biri. Milieşdeğer. mEq

milieşdeğer milliequivalent miliekivalan

minimum doz minimum dose Bir ilacın tedavi edici

etki oluşturabilen en düşük miktarı.

minimum etkin konsantrasyon minimum effec-tive concentration Bir kimyasal maddenin hedef organ

veya dokuda biyolojik yanıt oluşturabilmesi için gerekli

en düşük miktarı. MEK

minimum letal doz minimum lethal dose öldürücü

en düşük doz

MLD minimum lethal dose “Öldürücü en düşük

doz” teriminin İngilizce kısaltması.

mM millimolar “Milimolar” teriminin kısaltması.

MMAD mass median aerodynamic diameter “Küt-

lesel ortalama aerodinamik çap” teriminin İngilizce kısalt-

ması.

mol mol Bir çözeltide bulunan atom ya da molekülün

gram cinsinden miktarının, o atom ya da molekülün ağır-

lığına bölünmesiyle elde edilen değer.

molalite molality Bin gram çözücüde çözünmüş

maddenin mol sayısı olup birimi “mol/kg” ve simgesi “m”

olan derişim ölçüsü.

molar molar Derişim birimini molarite cinsinden be-

lirten ifade.

molarite molarity Bir litre çözeltide çözünen madde

miktarının mol cinsinden ifade edildiği derişim ölçüsü. M

molekül molecule Maddenin tüm kimyasal özellik-

lerini taşıyan ve serbest biçimde bulunabilen en küçük

parçası.

molekül ağırlığı molecular weight Bir molekülde-

ki tüm atomların atom ağırlıklarının toplamını gösteren

bağıl sayı.

molekül formülü molecular formula Bir organik

molekülde yer alan atomlardan önce karbon ve hidroje-

nin daha sonra diğer atomların alfabetik olarak sıralandığı

ve bu atom simgelerinin altında atomların sayılarının be-

lirtildiği gösterim biçimi: C6H12O6 (glikoz)

morötesi ultraviolet Gözle görülmeyen, dalga boyu

yaklaşık 200-400 nm arasında olan, kimyasal analiz, ste-

rilizasyon ve tedavide yararlanılan bir ışınım. ultraviyole,

UVII

morötesi ışık ultraviolet light Görünür ışıktan daha

yüksek dalga boyunda (200-400 nm), mor ve X-ışınları

arasındaki elektromanyetik dalgalar veya radyasyon. ult-

raviyole ışık, ultraviyole radyasyon. UVI

MsLI multi-stage liquid impinger “Çok katlı sıvı

impinger” teriminin İngilizce kısaltması.

muadil ilaç equivalent drug eşdeğer ilaç

muhallil solvent çözücü

mutlak absolute 1. Saf, karışım göstermeyen, temiz.

2. Kesin, tartışmasız. absolü, salt

mutlak alkol absolute alcohol absolü alkol

mutlak biyoyararlanım absolute bioavailability Toplardamar içine uygulama dışında başka bir yoldan

verilen bir ilacın, zamana karşı elde edilen kan derişimi

eğrisinin altında kalan alanın, toplardamar içi yoldan uy-

gulanan ilaçla elde edilen eğri altında kalan alana oranı.

müstahzar proprietary medicinal product beşerî

tıbbi ürün

müstahzar adı proprietary name İlacı ilk kez bulan

firmanın veya o ilacı içeren müstahzarları üreten diğer fir-

maların kendi ürünlerine verdikleri özel ad. ticari ad

NN normality “Normalite” teriminin kısaltması.

Na sodium Sodyum elementinin simgesi

nanoparçacık nanoparticle nanopartikül

nanopartikül nanoparticle Büyüklüğü 10-1000 nm

arasında değişen, çözünmüş, alıkonmuş veya yüzeyde tu-

tulmuş (adsorbe olmuş) etken maddeyi kontrollü salan

katı kolloit parçacık. nanoparçacık

nebül nebul Nebülizatör ile kullanmak üzere hazırlan-

mış ilaç şekli.

Page 28: SÖZLÜK DERGİSİ - logosyayincilik.comlogosyayincilik.com/logosDATA/userfiles/file/... · Sözlük Dergisi 4 ortamın değişen koşullarından etkilenerek farklı şişme özelliğine

Solunum Yolu İlaçları Terimleri

27

nebülizasyon nebulization Sprey veya aerosol biçi-

mine geçirme işlemi.

nebülizasyon çözeltisi nebulisation solution Ne-

bülizörün haznesine boşaltılarak soluma yoluyla kullanıl-

mak üzere hazırlanmış çözelti.

nebülizasyon uygulaması nebulisation use Sıvı

şekildeki ilaçları hava basıncı veya titreşim ile küçük par-

çacıklar hâline dönüştürerek buhar şeklinde solunmasını

sağlayan aletler ile uygulama.

nebülizatör nebulizer, nebuliser İlaçları hava ba-

sıncı (jet nebülizör) veya titreşim (ultrasonik nebülizör)

ile küçük parçacıklar hâline dönüştürerek buhar şeklinde

solunmasını sağlayan aygıt. atomizatör, atomizer, zerre-

leştirici, nebülizör

nebülizör inhalasyon çözeltisi nebuliser solution Hava basıncı veya titreşim ile küçük parçacıklar hâline

dönüştürülerek, buhar şeklinde solunmasını sağlayan

aletler ile uygulanan çözelti.

nebülizör inhalasyon emülsiyonu nebuliser emulsion Hava basıncı veya titreşim ile küçük parçacıklar

hâline dönüştürülerek, buhar şeklinde solunmasını sağla-

yan aletler ile uygulanan emülsiyon.

nebülizör inhalasyon sıvısı nebuliser liquid Hava

basıncı veya titreşim ile küçük parçacıklar hâline dönüş-

türülerek, buhar şeklinde solunmasını sağlayan aletler ile

uygulanan sıvı.

nebülizör inhalasyon süspansiyonu nebuliser suspension Hava basıncı veya titreşim ile küçük parça-

cıklar hâline dönüştürülerek, buhar şeklinde solunmasını

sağlayan aletler ile uygulanan süspansiyon.

nefes alma inspiration soluk alma

nefes verme expiration, exhalation soluk verme

nemçeker Hygroscopic higroskopik

NF national formulary “Ulusal formüler” teriminin

İngilizce kısaltması.

NGITM new generation impactorTM “Yeni jenerasyon

impaktör” teriminin İngilizce kısaltması.

nm nanometer “Nanometre” teriminin kısaltması.

nonpolar nonpolar polar olmayan

normal solunum eupnea Normal, sessiz olarak nefes

alıp verme. öpne

normalite Normality Birimi eşdeğer gram sayısı/L

olan, bir litre çözelti içinde çözünmüş maddenin eş değer

gram sayısı. N

novolizer novoliser Tek seferde 200 doz yüklenebilen,

astım ve kronik obstrüktif akciğer hastalığına (KOAH)

karşı kullanım için farklı ilaçlar içeren, üzerinde doz sa-

yacı bulunan bir kuru toz inhaler.

nötr neutral nötral

nötral neutral 1. Çözeltisinde asit ya da baz özelliği

göstermeyen ve pH değeri 7 olan (madde). 2. Üzerindeki

artı ya da eksi elektriksel yükleri denkleşmiş olan (mad-

de). nötr

Oobstrüksiyon obstruction Tıkanma veya kapanma.

ofisinal ilaç preparations officinales Farmakope gibi

resmî kaynaklarda monograflar hâlinde özellikleri veril-

miş madde.

oksidan oxidant Yükseltgenme ve indirgenme tep-

kimelerinde elektron alıcı (akseptör) görevi yapan. yük-

seltgen

oksidan madde oxidizing agent yükseltgen madde

oksidasyon oxidation yükseltgenme

oksijen oxygen Başta oksitler olmak üzere tüm ele-

mentlerle kolayca bileşik oluşturabilen, büyük ölçüde

reaktif ve güçlü bir oksidan olan, evrende en bol bulunan

element.

oksitleyici madde oxidizing agent yükseltgen madde

oldukça azçözünür sparingly soluble Bir kısım

maddenin otuz kısım - yüz kısım çözücüde çözünebil-

mesi.

optik antipot optical antipode optik izomer

optik dansite optical density soğurganlık2

optik izomer optical isomer Bir veya daha çok ki-

ral merkez içeren moleküllerin taşıdığı atom veya atom

Page 29: SÖZLÜK DERGİSİ - logosyayincilik.comlogosyayincilik.com/logosDATA/userfiles/file/... · Sözlük Dergisi 4 ortamın değişen koşullarından etkilenerek farklı şişme özelliğine

Sözlük Dergisi

28

gruplarının uzayda düzenlenmesi ile farklılaşan ve bazıları

optikçe etkin olmayabilen (mezo türevler) stereoizomer.

optik antipot

oral doz oral dose Ağız yolundan uygulanan ilaç mik-

tarı.

orbital orbital yörüngemsi

organik çözücü organic solvent Çözücü özelliğe sa-

hip sıvı hâldeki organik bileşik: etil alkol, tolüen

orijinal ilaç innovator drug özgün ilaç

ortopne orthopnoea Yatma pozisyonunda oluşan ne-

fes alıp verme güçlüğü.

Osm Osm ozmol teriminin kısaltılması

otohaler® autohaler® nefes alma ile aktifleşen, çocuk

ve yaşlı hastalarda kullanıma uygun ölçülü doz inhalasyon

aygıtı.

ozmol osmole Ozmotik olarak etkin parçacıklardan

bir mol oluşturmak üzere çözeltide çözülmesi gereken

madde miktarı. Osm

ozmolalite osmolality Birimi mosm/kg olan, bir ki-

logram çözücü içerisinde bulunan çözünenlerin mol sa-

yısıyla ilişkili ozmotik basınca yaptıkları katkının toplam

değeri.

ozmolar osmolar Litresinde 1 ozmol gram madde bu-

lunan (çözelti).

ozmolarite osmolarity Bir litre çözeltide çözünen oz-

motik olarak etkin parçacıkların ozmol sayısı.

ozmometre osmometer Ozmolaliteyi ölçmeyi sağla-

yan aygıt. geçişimölçer

ozmotik osmotic Ozmozun doğasına katılan veya ait

olan. geçişimsel

ozmotik basınç osmotic pressure Ozmoz olayı sonu-

cu bir hücrede içeriden dışarıya veya tersi yönde hareket

eden suyun hücre üzerinde oluşturduğu iç ya da dış ba-

sınç. geçişim basıncı, pi (π)

ozmoz osmosis Bir yarı geçirgen zarla ayrılmış iki

fazlı sistemlerde düşük derişimli bir çözeltide bulunan

sıvının (genellikle su) yüksek derişimli tarafa doğru geç-

mesi. geçişim

ÖÖDİ metered dose inhaler “Ölçülü doz inhaler” teri-

minin kısaltması.

öksürük cough Üst solunum yollarının tahrişi veya

yangısı, alt solunum yollarındaki bir rahatsızlık sonucu,

solunum dışı hava hareketi olarak, göğüs boşluğundaki

havanın epiglot ve ses tellerinin ani olarak açılması sonu-

cu istem dışı bir şekilde yüksek basınçla dışarıya atılması.

öksürük kesici antitussive Öksürük refleksinin sant-

ral veya periferik etkilerle inhibe edilmesi. antitüsif

ölçülü doz inhaler metered dose inhaler Astım gibi

solunum sistemi hastalıklarının tedavisinde kullanılan,

itici gaz olarak klorofluorokarbon içeren ve çoğu zaman

dozun ölçülü sprey biçiminde verilmesine olanak sağla-

yan aygıt. ÖDİ, MDI basınçlı ölçülü doz inhaler

ölçülüleme calibration kalibrasyon

ölçülüleme eğrisi calibration curve kalibrasyon

eğrisi

ölçüm alt sınırı limit of detection Verilen bir anali-

tik yöntemin kabul edilebilir bir kesinlik değeriyle tespit

edebileceği en küçük derişim ya da madde miktarı.

ölçüm valfi metering valve Ölçülü doz inhaler tipi

inhalasyon preparatlarında ilaç-itici gaz karışımının ba-

sınç yükseldiğinde basıncı dışarıya tahliye ederek sistem-

den ilacı her uygulamada aynı hacim veya dozun çıkma-

sını sağlayan bölüm.

öldürücü doz fatal dose, lethal dose Ölüme neden

olabilecek, toksin, kimyasal madde veya radyasyon gibi

etkenlerin miktarı. Letal doz

öldürücü en düşük doz minimum lethal dose Bir

grup deney hayvanını öldürmek için yeterli en düşük doz.

MLD

öldürücü minimum doz minimum lethal dose öldürücü en düşük doz

ölümcül derişim lethal concentration Ölüme ne-

den olan derişim. LC

ölümcül doz lethal dose Ölüme neden olan miktar.

LD

Page 30: SÖZLÜK DERGİSİ - logosyayincilik.comlogosyayincilik.com/logosDATA/userfiles/file/... · Sözlük Dergisi 4 ortamın değişen koşullarından etkilenerek farklı şişme özelliğine

Solunum Yolu İlaçları Terimleri

29

öpne eupnea normal solunum

ötektik eutectic İçeriklerinden daha düşük sıcaklıklar-

da eriyebilen. kolayeriyen

ötektik karışım eutectic mixture Belirli oranlarda

karıştırıldıklarında kendilerini oluşturan bileşiklerden

daha düşük erime noktasına sahip kimyasal bileşikler içe-

ren kolay eriyen karışım türü.

ötektik nokta eutectic point Bazı ikili veya üçlü ka-

rışımların birlikte sıvılaştıkları en düşük erime sıcaklığı.

birlikte erime noktası

özgül ağırlık specific gravity Belirli sıcaklıktaki bir

madde yoğunluğunun ölçünlü (standart) bir maddenin

yoğunluğuna oranı.

özgül ısı specific heat Bir gram saf maddenin ısısının

1°C artışı için gerekli olan jul veya kalori cinsinden enerji

miktarı.

özgün ilaç innovator drug Müstahzar olarak dün-

yada ilk geliştirilen ve pazarlama hakkı alınan ilaç türü.

inovatör ilaç, orijinal ilaç, referans ilaç

Pparçacık particle partikül

parenteral parenteral Sindirim kanalı dışındaki bir

yolla ilişkili, sindirim kanalı dışındaki bir yoldan: Ör.

subkütan, intravenöz, intraspinal, intramüsküler vb.

parenteral preparat parenteral preparation İnsan

veya hayvan vücuduna enjeksiyon, infüzyon veya deri

altına yerleştirmek suretiyle kullanılmak üzere hazırlanan

steril preparat.

pariyatel plevra parietal pleura Mediasten, diyaf-

ragma ve göğüs duvarının iç yüzünü örten yarı geçirgen

seröz bir zar.

parsiyel basınç partial pressure Bir hava karışımın-

daki gazların her birinin tek başına oluşturdukları basınç.

partikül particle Küçük madde kütlesi. parçacık

partisyon partition Kısımlara bölme, dağılma, dağılım.

partisyon katsayısı partition coefficient Denge

durumunda belirli bir çözünür maddenin birbirine ka-

rışmayan iki sıvı arasında dağılan oranını ifade eden bir

değişmez. dağılım katsayısı, dağılım değişmezi

pasif difüzyon passive diffusion Kimyasal madde-

lerin hücre zarından, derişimin yüksek olduğu bölgeden

derişimin düşük olduğu bölgeye doğru ve derişim farkı

ile orantılı bir hızda geçmesi. edilgen sızınım, basit di-

füzyon

patent patent 1. Ürün veya buluş sahibine icat ettiği

ürünün satışı, pazarlanması, çoğaltılması veya bir benzeri-

nin üretilmesi gibi alanlarda ayrıcalıklar tanınan resmî bir

belge ya da unvan. 2. Açık olan, tıkalı veya kapalı olma-

yan: patent duktus arteriyoz. 3. Belirgin, açıkça görülen.

patent adı proprietary name Pazarlanan bir ilaç ürü-

nünün patent bürosuna kayıtlı ticari adı veya markası.

patent hakkı patent right Patent konusunu veya ürü-

nünü topluma sunanlara devletlerce verilen yalnız patent

sahibinin kullanma hakkı. İhtira beratı. sınai mülkiyet

patentli tıbbi ürün medicinal product for human use beşerî tıbbi ürün

pazartesi ateşi byssinosis bissinozis

penetrasyon penetration Işın, madde veya keskin bir

nesnenin uygulandığı yeri delerek ya da nüfuz ederek kar-

şılaştığı engeli geçmesi.

penetrometre penetrometer 1. Merhem ve süpozitu-

var gibi yarı katıların kıvam ve sertliğini tayin etmek için

kullanılan aygıt. 2. X ışınlarının dokulardan geçiş derece-

sini ölçen alet.

per- per- “Aracılığıyla, yoluyla, çok, aşırı, şiddetli, ele-

mentin en yüksek birleşme değeri” anlamı veren ön ek:

perfüzyon, peroksit

per oral by mouth, per oral (Lat.) İlaçların ağız yo-

luyla kullanılmasını ifade eden terim. per os

per os per os per oral

perfüzyon perfusion 1. Biyolojik dokularda kan do-

laşımında kapiller yatağa kanın verilmesi işlemi. 2. Sıvı

biçimindeki ilaçları vücuda verme.

perküsyon percussion Akciğerlerden mukusun atı-

lımının el ile vurmak veya titreşim yolu ile sağlanması

Page 31: SÖZLÜK DERGİSİ - logosyayincilik.comlogosyayincilik.com/logosDATA/userfiles/file/... · Sözlük Dergisi 4 ortamın değişen koşullarından etkilenerek farklı şişme özelliğine

Sözlük Dergisi

30

tekniği.

permeabilite permeability geçirgenlik

permeabl permeable geçirgen

pH pH Maddelerin asit, nötral veya alkali olma özelliği-

ni gösteren hidrojen iyonu derişiminin eksi logaritması.

pH metre pH meter Çözeltilerin asitlik veya baziklik

derecelerinin özel bir elektrot aracılığıyla ölçülmesinde

kullanılan bir aygıt. pH ölçer

pH ölçer pH meter pH metre

Ph. Eur. European Pharmacopoeia “Avrupa Farma-

kopesi (Pharmacopoeia European)”nin Fransızca kısalt-

ması.

Ph. Int. The International Pharmacopoeia “Ulus-

lararası Farmakope (Pharmacopoeia Internationale)”nin

Fransızca kısaltması.

pik akış ölçer peak flow meter Akciğerlerden dışarı-

ya üflenen havanın hızını ölçen aygıt.

piknometre pycnometer, pyknometer, specific gra-vity bottle Bazı sıvıların özgül ağırlıklarının (yoğunluk-

larının) ölçülmesinde yararlanılan aygıt. yoğunluk ölçme

şişesi

pKa pKa Bir asidin iyonlaşma değişmezinin (Ka) eksi

logaritması.

platipne platypnea Ayakta dururken oluşan nefes

darlığı.

plevra pleura akciğer zarı

plevra boşluğu pleural cavity Akciğer zarının iç ve dış

yaprakları ile göğüs duvarının arasındaki hava ve sıvı ile

dolu ince alan.

plevra sıvısı pleural membrane fluid Parietal akciğer

zarından süzülerek akciğer zarı boşluğuna geçen, akciğer

zarı tabakalarının birbiri üzerinde kaymasını sağlayan yak-

laşık 0,1-0,2 mL/kg miktardaki sıvı. akciğer zarı sıvısı

plevral efüzyon pleural effusion Plevral sıvı yapım

ve emilimi arasında dengesizlik sonucu oluşan, plevral

boşlukta sıvı birikimi.

plörezi pleurisy Plevra arasında kalan boşlukta sıvı

birikmesi. plörit

plörit pleurisy plörezi

pMDI pressurized metered-dose inhalers “Basınçlı

ölçülü doz inhaler” teriminin İngilizce kısaltması.

pnömokonyoz pneumoconiosis Çeşitli mineral toz-

ların, organik ve inorganik partiküllerin, kimyasal mad-

delerin buhar ve dumanlarının uzun süre solunmasıyla

ortaya çıkan akciğer hastalığı.

pnömoni pneumonia Bakteri veya virüslerle oluşan

akciğer parankiması yangısı. zatürre

pnömotoraks pneumothorax Akciğerlerde hava

yollarının veya akciğer dokusunun tamamının veya bir

kısmının ani olarak yırtılması sonucu havanın akciğer ile

göğüs duvarı arasındaki yerde toplanması.

po by mouth, per os (Lat.) per oral

polar polar Bir kimyasal bağı oluşturan elektronların

eşit olmayan bir biçimde atomlar arasında paylaşılması ile

molekülde dipol oluşması, bazı durumlarda da bileşiğin tü-

müyle iyonlaşması özelliği: alkol, su, amonyak. kutuplu

polar olmayan nonpolar Suda çok az çözünen (grup

veya molekül). kutupsuz, nonpolar, bk. hidrofobik

polarize polarize Kutuplanmış olma durumu, kutup

oluşturma.

polarize ışık polarized light Titreşimleri bir düzlem

üzerinde gerçekleşen ışık türü.

polarlık polarity polarite

polikarbonat polycarbonate Karbonik asit birimle-

rinin tekrarlanması ile oluşan poliester türü termoplastik

polimer.

polimer polymer Çok sayıda aynı veya farklı molekül-

lerin (monomer) kovalan bağlarla bağlanarak oluşturdu-

ğu uzun zincirli, yüksek molekül ağırlıklı bileşik: nükleik

asitler, polisakaritler, polipeptitler. çoğuz

polimerizasyon polymerization polimerleşme

polimerleşme polymerization Bazı element veya

küçük moleküllerin, kendi aralarında tepkimeye girerek

daha yüksek molekül ağırlıklı büyük bir molekül oluştur-

ması. çoğuzlaşma, polimerizasyon

polimorf polymorphous 1. Birkaç biçimde bulunma.

Page 32: SÖZLÜK DERGİSİ - logosyayincilik.comlogosyayincilik.com/logosDATA/userfiles/file/... · Sözlük Dergisi 4 ortamın değişen koşullarından etkilenerek farklı şişme özelliğine

Solunum Yolu İlaçları Terimleri

31

çok biçimli. 2. Gelişim sürecinin değişik devrelerinde

farklı biçimler gösteren.

polimorfik polymorphic Polimorf olma durumu. bk.

polimorf

polimorfizm polymorphism 1. Bir topluluk içinde

farklı biçimlerde bireylerin bulunuşu. 2. Bazı maddelerin

iki ya da daha çok farklı kristal yapı oluşturmaları. çok

biçimlilik

polipne polypnea Sık ve kesik kesik soluma. sık so-

luma

polivalan polyvalent 1. Çok değerlikli. 2. Birden çok

etkene karşı antijen taşıyan.

por porus, pore gözenek

porozite porosity Küçük delikli ve gözenekli yapıya

sahip olma. gözeneklilik

poröz porous Sıvı veya havayı geçiren çok küçük geçit

veya deliklerle dolu. gözenekli

ppb parts per billion Milyarda bir kısım; 10-9, µg/kg,

µl/m3.

ppm parts per million Milyonda bir kısım; 10-6, mg/kg,

ml/m3.

preparat preparation 1. Beşerî tıbbi ürün. 2. Anato-

mik, patolojik veya kimyasal incelenme amacıyla hazır-

lanan örnek.

prezervatif preservative koruyucu madde

puf puff, plume Aerosol cihazlarından tek seferde dı-

şarı çıkan ilaç miktarı.

pulmoner pulmonary Akciğerlerle ilgili.

pulmoner arter basıncı pulmonary artery pressure Pulmoner arterde ölçülen kan basıncı.

pulmoner arteryel hipertansiyon pulmonary ar-terial hypertension Kalpten akciğere temizlenmesi için

kirli kanı götüren atardamarlardaki kan basıncının sürekli

yüksek olması durumu.

pulmoner dolaşım pulmonary circulation Oksijen

yoksunu kanın kalpten akciğerlere taşınması ve buradan

da oksijenlenmiş kanın geri kalbe taşınması. küçük do-

laşım

pulmoner emboli pulmonary embolism Pulmoner

arterin herhangi bir oluşumla tıkanması.

pulmoner eozinofili pulmonary eosinophilia Hava

yolunda ve/veya akciğer dokusunda eozinofil (bir tür ak-

yuvar hücresi) artışına bağlı olarak gelişen, farklı özellikler

taşıyan bir hastalık.

pulvinal pulvinal Şeffaf plastik hazneye sahip, en az

yüz doz yüklenebilen ve 180 derece döndürülerek bir

dozu aktive edilen kuru toz inhalasyon aygıtı.

püskürtme deliği spray orifice İlacın küçük zerrecik-

ler hâlinde cihazdan çıkmasını sağlayan açıklık.

Qqs a sufficient quantity, quantum sufficit (Lat.) “Ye-

teri kadar, yeter miktarda” anlamında Latince kısaltma.

qsp quantum sufficit partum “Gerektiği kadar, yeteri

miktar” teriminin kısaltması.

Rraf ömrü shelf life Bir ilacın üretim anında sahip

olduğu etkinlik ve kalitesini koruyabildiği süre. bk. son

kullanma tarihi

rafine refined Arı, saf (madde).

reabsorpsiyon reabsorption geri emilim

REACH Registration, Evaluation, Authorization/Restriction of Chemicals “Kimyasal maddelerin kaydı,

değerlendirilmesi, izni ve kısıtlanması’’ teriminin İngilizce

kısaltması.

reajan reagent ayıraç

reaksiyon reaction 1. Tepkime. 2. Tepki. 3. Yanıt.

reaksiyon ara ürünü reaction intermediate Bir tep-

kime sürecinde, kısa yaşam süreli ve seyrek olarak izole

edilebilen herhangi bir kimyasal madde.

reaksiyon dozu reacting dose tepki dozu

reaktif reactive 1. Tepkime verme yeteneği olan. tep-

kin 2. Ayıraç.

reaktivite reactivity Tepki verebilme. tepkinlik

reçete prescription Hekimin, hastanın kullanması için

Page 33: SÖZLÜK DERGİSİ - logosyayincilik.comlogosyayincilik.com/logosDATA/userfiles/file/... · Sözlük Dergisi 4 ortamın değişen koşullarından etkilenerek farklı şişme özelliğine

Sözlük Dergisi

32

düzenlediği, eczacı tarafından bir ilacın hazırlanışı ve uy-

gulanışının tanımlandığı yazılı yasal nitelikli belge. Rx

reçeteleme prescribing Bir ilacın veya formülasyonun

nasıl hazırlanacağı ve kullanılacağına ilişkin bilgilerin bel-

gelenmesi.

reçetesiz ilaç over the counter tezgâhüstü ilaç

reçeteye tabi olmayan ürün unprescriptional drug Reçetelendirilmesine gerek olmaksızın doğrudan eczane-

lerden temin edilebilen beşerî tıbbi ürün türü.

reçeteye tabi ürün prescriptional drug Yalnızca re-

çete ile temin edilebilen beşerîi tıbbi ürün türü.

referans doz reference dose İnsanlarda kayda değer

bir risk oluşturmadan günlük olarak maruz kalınabilen,

yan etki gözlenmeyen doz kullanılarak hesaplanan madde

miktarı.

referans ilaç reference drug özgün ilaç

referans madde reference substanc Deney sonuçla-

rının karşılaştırılması amacıyla kullanılan bileşik. kontrol

maddesi, standart madde2, bk. pozitif kontrol, negatif

kontrol

referans standart reference standard Ulusal veya

yetkili birimler ya da kaynaklar tarafından kabul görmüş

ölçün birimi veya saf madde.

refraksiyon refraction kırılım

refraktif indeks refractory index kırılım imleci

refraktometre refractometer Kırılım imlecini ölçme-

ye yarayan aygıt. kırılımölçer

regresyon regression 1. Bir bağımsız değişkenin or-

talama değeri ile bir veya birden çok bağımlı değişkenin

değeri arasındaki işlevsel ilişki. 2. Yapı ve işlev bakımın-

dan başlangıçtaki veya daha önceki duruma dönüşme.

gerileme 3. Hastalık belirtilerinin yatışması. gerileme

4. Erişkinlerin çocukluk dönemindeki duygu ve davranış-

lara dönmesiyle belirgin durum. çocuklaşma

regresyon analizi regression analysis Deneysel ola-

rak bir veya daha fazla değişkenin uyuşan değerleri ile

raslantısal değişkenin ortalaması arasındaki işlevsel ilişkiyi

değerlendiren istatistik yöntemi. bağlanım çözümlemesi

renkli cam colored glass İstenen çizgesel (spektral) so-

ğurmayı sağlamak için küçük miktarlarda metal oksitlerin

eklenmesi ile elde edilmiş cam.

renksiz cam colorless glass Görünür dalga boyundaki

ışığa karşı geçirgen olan cam.

reo- rheo- “Sıvı veya elektrik akımı” anlamı veren ön

ek: reoloji

reoloji rheology Sıvı ya da yarı katıların akıcılığını in-

celeyen bilim alanı.

respirasyon respiration solunum

respiratör respirator solunum aygıtı

rezidü residue Artık, kalıntı, bakiye.

rezidüel residual Artıksal, kalıntısal.

rezidüel hacim residual volume tortu hacim

rezidüel volüm residual volume tortu hacim

rezolüsyon resolution 1. Bir görüntüleme aygıtının,

çok yakın iki ögenin sınırlarını birbirinden ayırarak net

gösterebilme yeteneği. ayrımlaşma 2. Ayna görüntüsü

olan izomer maddelerin birbirinden ayrılması işlemi.

3. Patolojik bir durumun normale dönmesi.

RIA radioimmunoassay “Radyoimmün analiz” teri-

minin kısaltması.

risk risk Kimyasal bir maddeye veya herhangi bir et-

kene maruz kalma sonucu oluşacak zarar, hastalık ya da

ölüm olasılığı.

risk değerlendirmesi risk assessment Bir maddeye

maruz kalındığında karşılaşılabilecek istenmeyen yan et-

kilerin ve bunun derecesinin doğabilecek riskler açısından

incelenmesi.

ruhsat kapsamı scope of the licence İlgili yasa ve yö-

netmeliklere göre yetkili makam tarafından onaylanmış,

kullanıma hazır biçimde, özel bir ambalajda ve belirli bir

adla ticarete sunulma durumu.

ruhsat süresi term of the licence Bir beşerî tıbbi ürün

için yetkili birimler tarafından verilen ruhsatın geçerlik

süresi.

ruhsat verilmesi grant of licence Başvuru sahibi tara-

fından yetkili makama sunulan bilgi ve belgelerin incelenmesi

Page 34: SÖZLÜK DERGİSİ - logosyayincilik.comlogosyayincilik.com/logosDATA/userfiles/file/... · Sözlük Dergisi 4 ortamın değişen koşullarından etkilenerek farklı şişme özelliğine

Solunum Yolu İlaçları Terimleri

33

ve değerlendirilmesi sonucu, ilgili yönetmelikte öngerilen

koşullara uygun olduğu belirlenen beşerî tıbbi ürünün

ruhsatlandırılma işlemi.

Rx take, a recipe “Alınız” veya “Reçeteleyiniz” ifadele-

rinin Latince kısaltması.

Ss.c. subcutaneous “Subkütan” teriminin İngilizce kı-

saltması.

saf su purified water Damıtma veya bazı iyonlarından

arındırma gibi yöntemlerle elde edilen ancak parenteral

uygulama için ayrıca pirojenlerinden arındırılması gere-

ken su türü.

saflaştırma purification Kimyasal maddelerin bu-

lunduğu ortamdaki istenmeyen maddelerden kristallen-

dirme, tüketme, damıtma, kromatografi gibi ayırma yön-

temleriyle arındırılması. bk. rafine etmek

safsızlık impurity Bir ilaç etken maddesi veya herhan-

gi saf bir maddenin içinde izin verilen sınırların üzerinde

yabancı bir bileşik bulunması.

salt salt absolü

satürasyon saturation doygunluk

satüre çözelti saturated solution doygun çözelti

saydamlık transparency İçinden ışığın geçmesine ve

arkasındaki nesnelerin görülmesine engel olmama duru-

mu.

sc subcutaneous “Subkütan” teriminin İngilizce kısalt-

ması.

sediment sediment çökelti

semipermeabl semipermeabl yarı geçirgen

septik septic Mikroorganizmalar tarafından üretilen

veya onların parçalanmaları sonucu oluşan. bakteri bu-

laşık

serbest eczacı pharmacist Eczacılık mesleğini sahibi

olduğu eczanede yürüten kişi.

serbest radikal free radical Homolitik parçalanma

ile oluşan, ortaklanmamış bir elektron taşıyan, son de-

rece tepkin özelliği nedeniyle canlı organizmada protein

ve diğer önemli moleküllerle etkileşerek yapılarını ve

işlevlerini bozan, bazı durumlarda da fizyolojik işlevleri

gerçekleştiren, çok kısa ömürlü olan tepkime parçacığı.

bk. radikal.

seri lot, batch Her bir üretimde, bir dizi işlemden geç-

tikten sonra nitelik ve nicelik bakımından aynı özelliklere

sahip ürün grubu. kazan

seri numarası lot number, batch number Bir üretim

serisini tanımlayan sayı ve işaretler. kazan numarası

sert kapsülde inhalasyon tozu inhalation powder hard capsule Soluma yoluyla kullanılmak üzere inhalas-

yon cihazıyla kullanılan sert kapsül içinde yer alan kuru

toz.

serum serum, (pl. Serums, sera) 1. Belirli bir has-

talığa karşı pasif bağışıklık sağlamak üzere insan veya

hayvanlardan elde edilen ve kas içine veya deri altına

enjekte edilen preparat. 2. Kanın pıhtılaşmasından sonra

üstte kalan fibrinojenden arındırılmış plazma kısmı. kan

suyu 3. Kanamalarda eksilen kan hacmini tamamlamak

ya da parenteral beslenmeyi sağlamak amacıyla dekstroz,

sodyum klorür gibi sterilize edilmiş intravenöz yoldan uy-

gulanan sıvıların genel adı. 4. Yüksek miktarda kozmetik

etkin madde içeren çözelti.

serum fizyolojik physiological saline Su içinde

% 0,9 derişimindeki sodyum klorür çözeltisi.

ses ötesi ultrasound ultrason

ses teli vocal cord,vocal fold Ses oluşumunu sağlayan,

gırtlak boşluğunda bulunan, mukoza salgılayan iki zar ta-

bakası arasında bulunan yapı. vocal kord

seyreltici diluent 1. Yoğunluk veya derişimi azaltmak

için kullanılan gaz, sıvı veya katı madde. 2. Seyrelten veya

daha az etkili ve daha az tahriş edici hâle getiren.

seyreltik diluted Bir çözeltinin birim hacim veya küt-

lesinde pitely madde miktarının bağıl olarak daha az veya

düşük derişimde olma durumu. seyreltilmiş, dilüe

seyreltik çözelti dilute solution Çözünen madde de-

rişimi azaltılmış olan çözelti.

seyreltilmiş diluted seyreltik

Page 35: SÖZLÜK DERGİSİ - logosyayincilik.comlogosyayincilik.com/logosDATA/userfiles/file/... · Sözlük Dergisi 4 ortamın değişen koşullarından etkilenerek farklı şişme özelliğine

Sözlük Dergisi

34

seyreltme dilution, dilute Yoğun çözeltiden daha

düşük derişimdeki çözeltinin hazırlanması için çözücü

ekleme işlemi.

sıfırıncı derece kinetik zero-order kinetics Farma-

kokinetik bir olayın sabit bir hızda gerçekleşmesini ifade

eden terim.

sık soluma polypnea polipne

sıkışarak kümeleşme inertial impaction 5 mm’den

büyük partiküller için geçerli olan aerosol birikimi me-

kanizması.

sıkıştırılmış gaz pressurised gas, propellant gas itici

gaz

sıvağ basis 1. Katı veya yarı katı ilaç şekillerindeki et-

ken maddeler için bir veya daha fazla yardımcı maddenin

bileşiminden oluşan taşıyıcı. 2. Kozmetik ürün/ilaç yapı-

mında şekil veya kıvam vermek için katılan madde.

sızınım diffusion difüzyon

silia silia Kirpik, burun, soluk borusu ve büyük bronş-

ların duvarlarında titrek tüy benzeri epitelyum hücre

uzantısı. silya

silikozis silicosis, miner’s phthisis, grinder’s asthma, potter’s rot Silikon dioksid kristallerine uzun sürelerde

maruz kalma sonucu yavaş ilerleyen nodüler, fibrozis ya-

pan pnömokonyoz türü.

silya silia silia

sinüs sinus Kafatasında burun boşlukları çevresindeki

kemiklerin içinde yer alan ve burun boşluklarına açılan

bölüm.

sistemik dolaşım systemic circulation Akciğerlerde

oksijenlendirilen kanın kalbin pompalaması ile tüm be-

dene gönderilmesi ve tüm vücudu dolaşan kanın hücre-

lere oksijeni sunup onlarda metabolizma sonucu oluşan

karbondioksidi toplayarak kalbe geri taşınması. büyük

dolaşım

siyanoz cyanosis Kapillerlerde düşük oksijen doygun-

luğu ve oksijensiz hemoglobin miktarının artmasına bağlı

olarak deri ve mukoz zarların mavi-mor renk değişikliği

göstermesi.

SKT expire date, expiry date “Son kullanma tarihi”

teriminin kısaltması.

soda-kireç-silisyum camı soda-lime-silica glass Yapısında başlıca sodyum oksit ve kalsiyum oksit içeren,

orta düzeyde hidrolitik dirence sahip olan silisyum camı.

sodyum sodium Atom numarası 11 olan, hücre dışı

sıvıların ana katyonu olan, alkali metaller grubundan bir

element. Na

soğurganlık absorbance 1. Çözeltinin içindeki

madde yoğunluğunun hesaplanmasında kullanılan dalga

boyuna bağlı olarak spektroskopik yöntemlerde analizi

yapılan bileşik tarafından soğurulan elektromanyetik rad-

yasyonun miktarı. 2. Transmitansın 10 tabanına göre eksi

logaritması (A = -log 1/T). absorbans, optik dansite

soğurma absorption Bir ortamdan geçen ışık veya

elektromanyetik radyasyonun taşıdığı gücün bir kısmının

bu ortam tarafından emilerek alıkonması. absorpsiyon2

soğurum kat sayısı absorptivity Beer yasasına göre,

bir çözeltide bir birim konsantrasyondaki madde tara-

fından belirli bir ışık yolunda soğurulan ışık miktarının

ölçüsü.

sol. solution “Çözelti” teriminin kısaltması.

soluk alma inspiration Solunumda havanın akciğer-

lere alınması. nefes alma, inspirasyon

soluk alma kapasitesi inspiratory capacity soluk

alma sığası

soluk alma sığası inspiratory capacity Soluk hacmi

ile soluk alma yedek hacminin toplamı. soluk alma ka-

pasitesi, inspirasyon kapasitesi

soluk alma yedek hacmi inspiratory reserve capacity inspirasyon yedek hacmi

soluk borusu trachea Havanın akciğerlere ulaşmasını

sağlayan, yapısında hyalin kıkırdak, fibröz kas lifleri, mu-

koza ve bezler bulunan, iç yüzeyi tüylü yalancı çok katlı

epitelyum dokudan oluşan alt solunum yolu bölümü.

Trakea

soluk hacmi tidal volume Her normal solunum ha-

reketi ile akciğerlere alınan veya akciğerlerden çıkarılan

Page 36: SÖZLÜK DERGİSİ - logosyayincilik.comlogosyayincilik.com/logosDATA/userfiles/file/... · Sözlük Dergisi 4 ortamın değişen koşullarından etkilenerek farklı şişme özelliğine

Solunum Yolu İlaçları Terimleri

35

hava miktarı. tidal volum, solunum hacmi

soluk verme expiration, exhalation Solunum organ-

larından dışarıya hava ya da su; bitki ve hayvanlar tarafın-

dan karbondioksit çıkarılması. nefes verme, ekspirasyon

soluk verme yedek hacmi expiratory reserve volu-me ekspirasyon yedek hacmi

soluma durması apnea apne

solumlama inhale Soluk alarak içine çekme.

solumlanım inhalation inhalasyon

solumlatıcı inhaler inhaler

solunum respiration Akciğerler ile bulunulan ortam

arasındaki havanın soluk alıp verme ile değiştirilmesi işle-

mi. respirasyon, ventilasyon

solunum aygıtı respirator, ventilator Toz, duman

ve diğer iritan maddelerin solunmasını engelleyen veya

bu tür zararlı özelliklere sahip havayı solunum yollarına

girmeden önce filtre eden, ağız ve burunu içine alan özel

aygıt. respiratör, ventilatör

solunum bronşiyoli respiratory bronchiole Bronşi-

yollerin alveol boşluklarıyla temasta olan uç dallarından

her biri.

solunum derinliği respiratory depth En fazla nefes

alma ve nefes verme arasındaki mesafe.

solunum fonksiyon testi pulmonary function tests Hava akımı ve akciğer hacmi gibi akciğer fonksiyonları-

nın spirometre gibi aygıtla kontrol edilmesi.

solunum hacmi tidal volume soluk hacmi

solunum sistemi respiratory tract Vücutta oksijenin

alınıp karbondioksitin atılamamsını sağlayan, iletici bö-

lüm olarak burun, yutak, gırtlak, soluk borusu, bronşlar

ve solunum bronşiyollari içeren, solunum organı olarak

akciğerlerden oluşan sistem. solunum yolu

solunum yetersizliği respiratory insufficiency Çe-

şitli nedenlere bağlı olarak akciğerlerin işlevlerini yeterin-

ce yerine getirememesi.

solunum yetmezliği respiratory failure Kalıcı,

anormal derecede düşük atardamar oksijen miktarı veya

yüksek karbondioksit miktarı ile belirgin solunum bo-

zukluğu.

solunum yolu respiratory tract solunum sistemi

solüsyon solution çözelti

solvan solvent çözücü1

son kullanma tarihi expire date, expiry date Belirli

koşullarda saklandığında bir ürünün etkin ve güvenli ola-

rak kullanılabileceği süreci genellikle gün, ay ve yıl olarak

bildiren uyarı. miat. bk. raf ömrü. SKT.

spektral analiz spectral analysis Maddelerin ışınım-

larından sağlanan izgeleri inceleyerek, bu bileşikleri oluş-

turan elementleri nicel veya nitel olarak belirleme. izgesel

analiz

spektrofotometre spectrophotometer Bir madde ta-

rafından elektromanyetik radyasyonun (UV, IR, görünür

ve mikrodalga) soğurulmasının veya yayılımının şiddetini

ölçen aygıt. izgesel ışılölçer

spektrometre spectrometer Değişik materyallerden

yayılan veya soğurulan elektromanyetik ışığın dalga boyu

ve yoğunluğunu ölçen bir optik aygıt. izgeölçer, spekt-

roskop

spektrometri spectrometry Değişik materyallerden

yayılan veya soğurulan elektromanyetik ışığın dalga boyu

ve yoğunluğunu ölçen analiz yöntemi. izge ölçümü

spektroskop spectroscope spektrometre

spektroskopi spectroscopy Değişik materyallerden

yayılan veya soğurulan elektromanyetik radyasyonun

dalga boyu ve yoğunluğunun optik olarak ölçümü. izge

bilimi

spektroskopik spectroscopic Spektroskopi ile ilgili.

spektrum spectrum 1. Prizmadan geçirilen beyaz ışı-

ğın kendisini oluşturan renklerine ayrılması ile meydana

gelen görüntü. ışık tayfı. 2. Herhangi bir antibiyotiğin

etkilediği mikroorganizmalar. 3. Aletli analizlerde çeşitli

dalga boylarındaki elektromanyetik ışınımların sırası-

nı, sıklığını ve enerji gibi özelliklerini belirleyen grafik:

NMR, IR, UV vb. spektrum. izge

spirogram spirogram Spirometreyle elde edilen akci-

ğer hacim ve değişikliklerini gösteren çizge.

Page 37: SÖZLÜK DERGİSİ - logosyayincilik.comlogosyayincilik.com/logosDATA/userfiles/file/... · Sözlük Dergisi 4 ortamın değişen koşullarından etkilenerek farklı şişme özelliğine

Sözlük Dergisi

36

spirometre spirometer Akciğer havalandırmasının

incelenmesinde akciğerlere giren ve çıkan hava miktarını

belirleyen aygıt.

spirometri spirometry Akciğer havalandırmasının in-

celenmesinde akciğerlere giren ve çıkan hava miktarının

belirlenmasi.

stabilite stability dayanıklılık

stabilite testi stability test Etken maddelerin ve ilaç-

ların raf ömrü sonuna kadar kimyasal, fiziksel, mikrobi-

yolojik, terapötik ve toksikolojik dayanıklığını belirlemek,

garanti altına almak ve kanıtlamak için yapılan çalışma.

standart madde standard substance 1. Bir karışım-

daki bileşenlerin nitel ve nicel analizlerinde kullanılan ya

da biyolojik çalışmalarda biyolojik sistemin işlerliğinin

veya klinik çalışmalarda araştırılan ürünün etkinliğinin

değerlendirilmesi amacıyla yararlanılan, üreticisi tarafın-

dan belirli özellikleri belgelendirilmiş bileşik. 2. Referans

madde.

stegnant hipoksi stagnant hypoxia Şok, donma,

kalp yetmezliği, çevre ısısı artışı, devamlı basınçlı solu-

num, +G kuvvetleri gibi nedenlerle kan akımının azalma-

sı veya kanın kalp seviyesinin altındaki dokularda göllen-

mesi. iskemik hipoksi

steril sterile 1. Erkek veya kadında üreme özelliğinin

olmaması. kısır, infertil. 2. Bitkilerde verimsiz birey veya

kısım. kısır, infertil. 3. Mikroorganizma içermeyen. asep-

tik2.

steril alan sterile field 1. Bir birimin özel işlemlerin

yürütülebilmesi için mikroorganizmalardan arındırılmış

bölümü. mikropsuzlaştırılmış alan. 2. Hastanelerde cer-

rahi işlemlerin yapıldığı mikroorganizmalardan arındırıl-

mış bölüm.

steril kabin sterile cabinet, laminar flow cabinet, drug cabinet, bio safety cabinet Çalışan kişiyi, ürünü

ve çevreyi hava ile taşınabilen bulaşanların etkilerinden

koruyan ya da işlem sırasında ürüne çevreden gelebilecek

biyolojik etkileşimleri engellemek için kullanılan özel kü-

çük laboratuvar bölümü. mikropsuzlaştırılmış kabin

steril oda sterile room Büyük ölçekte çalışmaları steril

ve standart koşullarda yürütmek amacıyla yararlanılan de-

ğişik boyutlarda özel bölüm. mikropsuzlaştırılmış oda

steril teknik sterile technique aseptik yöntem

steril yöntem sterile technique aseptik yöntem

sterilite sterilite Mikroorganizma olmaması durumu.

sterilizasyon sterilization Mikroorganizmalardan ta-

mamıyla arındırma. mikropsuzlaştırma

sterilizatör sterilizer Mikroorganizmaları çeşitli yön-

temler ile öldürmede kullanılan aygıt.

sterilize sterilize Mikroorganizmalardan arındırma.

sterillik sterility Canlı mikroorganizmaların bulun-

maması durumu. mikropsuzluk

sterillik garantisi guaranty of sterility Bir materyal

veya ürünün mikroorganizmalardan arındırma işleminin

güvenilirlik derecesi. mikropsuzluk garantisi

su buharı distilasyonu steam distillation Materya-

lin içinden su buharı geçirilerek su buharı ile sürüklenen

maddelerin soğutucuda yoğunlaştırılması suretiyle ayrıştı-

rılması prensibine dayanan damıtma türü.

su katımı hydration hidrasyon1

su sarılım hydratation hidratasyon

sub- sub- “Altı, altında, aşağısında, orta derecede, az

çok, hemen hemen” anlamı veren ön ek.: ör. subakut.

subkütan subcutaneous 1. Deri altı dokusu. deri altı,

dermis, subkütanöz, hipoderm. 2. Bazı ilaç ve aşıların deri

altı dokusuna uygulama yolu. sc

subkütanöz subcutaneous subkütan

subkütanöz doku subcutaneous tissue Deri altı do-

kusu. dermis, hipoderm

sublingual sublingual Dil altına veya dil altı yolu

ile.

substrat substrate 1. Enzimle gerçekleşen bir tepki-

mede enzimin etkilediği bileşik. 2. Kimyasal tepkimeler-

de başlangıç maddesi.

sucul hydrophilic hidrofil

suçeker dehydrant dehidran2

sululaşma hydration hidrasyon2

Page 38: SÖZLÜK DERGİSİ - logosyayincilik.comlogosyayincilik.com/logosDATA/userfiles/file/... · Sözlük Dergisi 4 ortamın değişen koşullarından etkilenerek farklı şişme özelliğine

Solunum Yolu İlaçları Terimleri

37

susever hydrophilic hidrofil

susevmez hydrophobic hidrofobik

susuz anhydrous anhidr

süblimasyon sublimation süblimleşme

süblimat sublimate Süblimasyonla elde edilen madde.

süblimleşme sublimation Katı bir maddenin buhar-

laşıp tekrar katı hâle gelmesi. süblimasyon

süblimleştirme sublimate Katı bir maddeyi buhar-

laştırıp tekrar katı hâle getirme suretiyle uygulanan saf-

laştırma işlemi.

sübstitüe substitute 1. Bir organik ana yapıda bir ato-

mun yerini başka bir atom ya da atom grubunun alma-

sı durumu. takılı. 2. Bir şeyin yerine konan veya yerine

kullanılan madde ya da ilaç. 3. Üzerinde yer değiştirme

yapılmış. takılandırılmış

sübstitüent substituent Bir organik bileşikte, herhan-

gi bir konumda bulunan hidrojen atomunun yerini alan

atom veya atom grubu. takı

sürekli salım sistemi sustained release system Et-

ken maddenin plazma veya doku düzeyini alışılmış dozaj

şekillerine göre daha uzun süre devam ettiren ilaç salım

şekli.

sürfaktan surfactant yüzey etken madde

süzme filtration filtrasyon

süzüntü filtrate Süzme işlemi sonrasında elde edilen

duru sıvı.

Tt1/2 half-life, half-time “Yarı ömür” teriminin simgesi.

takı substituent sübstitüent

takipne tachypnea tıknefes

taşipne tachypnea tıknefes

TEB Turkish Association of Pharmacist “Türk Ecza-

cıları Birliği”nin kısaltması.

tek dozluk inhalasyon tozu inhalation powder pre-dispensed Tek dozluk, soluma ile kullanılan toz.

tek ışınlı izgesel ışılölçer single beam spectropho-tometer tek ışınlı spektrofotometre

tek ışınlı spektrofotometre single beam spectrop-hotometer Işık kaynağından yayılan tek ışık demeti ve tek

ölçüm haznesi bulunan spektrofotometre türü. tek ışınlı

izgesel ışılölçer

tekiz monomer monomer

teneke kutu canister Ölçülü doz inhaler tipi inhalas-

yon preparatlarında ilaç-itici gaz karışımını içeren basınçlı

kutu. kanister

tepken reactant Bir kimyasal tepkimeye giren bir baş-

langıç maddesi. reaktan

tepkime reaction Bir ya da daha çok iyon, atom ya

da molekülün birbirleriyle doğrudan ya da bir katalizör

aracılığıyla aralarında etkileşerek başka iyon, atom veya

moleküllere dönüşmesi olayı. reaksiyon1

tepkime ısısı heat of reaction Entalpideki değişiklik

(ΔH) olarak bilinen, bağları kırmak için gereken enerji

veya yeni bir bağ oluşumundan kazanılan enerji.

tepkime işlergesi reaction mechanism tepkime me-

kanizması

tepkime mekanizması reaction mechanism Bir

kimyasal tepkimenin hangi basamaklar üzerinden yürü-

düğünü göstermek üzere düzenlenen bir tür işleyiş açıkla-

ması. tepkime işlergesi

tepkimesiz inert inert

tepkin reactive reaktif1

tepkinlik reactivity reaktivite

terkip formulation formülasyon1

terkip hazırlama formulation formülasyon2

term(o)- therm(o)- “Sıcaklık” anlamı veren ön ek.:

termometre.

-termi -thermy “Sıcaklık, ısı” anlamı veren son ek.:

hipotermi.

termoliz thermolysis Bir bileşiğin ısı etkisiyle ayrışma-

sı veya bozulması. ısıl ayrışım

ters ozmoz reverse osmosis Bir sıvının ozmotik basınç

altında yarı geçirgen bir zardan geçirilmesi ile saf bir sıvı

elde edilmesi işlemi.

tescilli marka registered trademark Yetkili kurum

Page 39: SÖZLÜK DERGİSİ - logosyayincilik.comlogosyayincilik.com/logosDATA/userfiles/file/... · Sözlük Dergisi 4 ortamın değişen koşullarından etkilenerek farklı şişme özelliğine

Sözlük Dergisi

38

ve kuruluşlar tarafından kayıt altına alınan ve hak sahibi

kurum veya kişi dışında kimsenin kullanamayacağı ürün

adı. sim. ® .

tescilli tıbbi ürün medicinal product for human use beşerî tıbbi ürün

tezgâh üstü ilaç over the counter Bazı ülkelerde,

hafif rahatsızlıkların giderilmesi için, hastanın, hekime

danışmadan veya gerektiğinde sadece eczacının önerisi ile

reçetesiz olarak satın alıp kullandığı genel olarak düşük

risk taşıdığı kabul edilen ilaç grubu. raf üstü reçetesiz ilaç

OTC.

TF Turkish Pharmacopoeia “Türk Farmakopesi” te-

riminin kısaltması.

tıbbi cihaz medical device İnsanda kullanıldıklarında

asıl işlevini farmakolojik, immünolojik veya metabolik et-

kiler oluşturmadan; hastalığın tanısı, önlenmesi, izlenme-

si, tedavisi veya hafifletilmesi; yaralanma veya sakatlığın

tanısı, izlenmesi, tedavisi, hafifletilmesi veya mağduriyetin

giderilmesi; anatomik veya fizyolojik bir işlevin araştırıl-

ması, değiştirilmesi veya yerine başka bir şey konulması;

doğum kontrolü veya yalnızca ilaç uygulamak amacıyla

üretilmiş; tek başına ya da birlikte kullanılabilen; amaçla-

nan işlevini yerine getirebilmesi için gerekiyorsa bilgisayar

yazılımı ile de kullanılan ve cansız hayvanların dokuların-

dan elde edilen ürünler de dahil olmak üzere yararlanılan

her türlü araç, alet, cihaz, aksesuar veya malzeme.

tıbbi müstahzar proprietary medicine beşerî tıbbi

ürün

tıknefes tachypnea Solunum hızının normalin üze-

rinde olması, hızlı, düzenli ve yüzeyel soluma. takipne

ticari ad trade name müstahzar adı

tidal volum tidal volume soluk hacmi

tiksotropi thixotropy Yarı katı sistemlerde zamana

bağlı olarak gerilim ile viskozitenin geri dönüşümlü ola-

rak azalması ve gerilim kalkınca eski yarı katı şekle dönme

özelliği.

timus thymus Kalbin üstünde göğüs kemiğinin arka-

sında bulunan bir iç salgı bezi.

tip I alveolar hücre type I alveolar cell Alveol yüzeyi-

nin yaklaşık %93’ünü döşeyen ve havayla kan arasında gaz

değişimini sağlayan yassı alveolar hücre, tip I pnömosit.

tip II alveolar hücre type II alveolar cell İnteral-

veoler septumları döşeyen, alveol boşluklarında az sayıda

bulunan, sitoplazmalarında özgün, fosfolipit yapısında

cisimcikler içeren, granüler tip II pnömosit.

TİTCK Turkish Medicines and Medical Devices Agency “Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu”nun kı-

saltması.

TLV threshold limit value “Eşik limit değer” terimi-

nin İngilizce kısaltılması

toksik doz toxic dose Zararlı yan etkiler oluşturan

veya zehirlenme belirtilerine neden olan madde miktarı.

toksik madde toxic agent Belli koşullar altında canlı

organizmada zararlı etkilere neden olan kimyasal veya fi-

ziksel etken.: ağır metal, radyasyon, ısı, soğuk, travma.

toksik olmayan nontoxic Zehirlenmeye neden ol-

mayan veya zehirlenmeyle sonuçlanmayan, tüketimi gü-

venli olan. nontoksik

toksiklik toxicity toksisite

toksikokinetik toxicokinetics Toksik bileşiklerin

emilimini, biyotransformasyonunu, dağılımını ve atılımı-

nı inceleyen çalışma alanı.

toksisite toxicity Bir kimyasalın organizma, doku

veya hücrelere toksik etki gösterme durumu, zehirli olma

niteliği.

toplam akciğer havalanması total pulmonary ventilation Solunum etkinliğinin değerlendirilmesinde

kullanılan solunum sayısı ile tidal hacim değerinin çar-

pım değeri.

toplam akciğer kapasitesi total lung capacity top-

lam akciğer sığası

toplam akciğer sığası total lung capacity Vital ka-

pasiteye artık hacmin ilavesiyle hesaplanan, akciğerlerin

mümkün olan en büyük nefes verme hareketi sonrasında

akciğerlerde bulunan en hazla hava miktarı. toplam ak-

ciğer kapasitesi

Page 40: SÖZLÜK DERGİSİ - logosyayincilik.comlogosyayincilik.com/logosDATA/userfiles/file/... · Sözlük Dergisi 4 ortamın değişen koşullarından etkilenerek farklı şişme özelliğine

Solunum Yolu İlaçları Terimleri

39

toraks thorax Vücudun boyunla karın arasında bulu-

nan ve kalp, akciğer vb. organları içine alan bölümü.

tortu hacim residual volume En zorlu soluk verme-

den sonra akciğerlerde kalan hava hacmi. rezidüel volüm,

rezidüel hacim, artık hacim

trakea trachea soluk borusu

turbuhaler® turbuhaler® Uygulanacak olan ilacın

toz hâlinde ve herhangi bir taşıyıcı madde içermeksizin

bulunduğu, derin nefes alma ile toz ilacın akciğerlere çe-

kildiği inhalasyon aygıtı.

Türk Eczacıları Birliği Turkish Association of Pharmacist Eczacılık mesleğinin ve halk sağlığının ge-

lişimi için gerekli bilimsel, teknik ve stratejik çalışmala-

rı planlayan ve gerçekleştiren; eczacılık mesleğinin tüm

alanlarında (serbest eczane, kamu, hastane, akademi ve

sanayi gibi) eczacıların istihdam edilmelerinden özlük

haklarının savunulmasına değin çeşitli sorunlarına çözüm

arayan; ilacın üretiminden hastaya sunulmasındaki tüm

aşamalarda eczacıların etkin olmasını amaçlayan meslek

kuruluşu. TEB.

Türk Eczacıları Birliği Eczacılık Akademisi Turkish Pharmacists Association Pharmaceutical Academy Bilimin evrensel değerleri kapsamında, etik il-

keler çerçevesinde, akılcı bir yaklaşımla insan ve toplum

sağlığını ilgilendiren, eczacılık, ilaç ve ilaçla ilgili tüm ko-

nularda eczacıların ve ilgili meslek elemanlarının mesleki

gelişimine katkıda bulunacak çağdaş eğitim ve araştırma

faaliyetlerini planlamak, koordine etmek ve uygulamak

için 2002 yılında kurulan Türk Eczacıları Birliği yapısın-

da yer alan birim.

Türk Toraks Derneği Turkish Thoracic Society Ak-

ciğer sağlığı alanında eğitim, araştırma, koruyucu hekim-

lik ve hasta hizmetini geliştirmek, ilgili sağlık politikala-

rını toplum yararına etkilemek için çalışan sivil toplum

kuruluşu.

Türkiye Farmakopesi Turkey Pharmacopoeia Türkiye Cumhuriyeti Farmakopesi, TF, bk. farmakope.

Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Turkish

Medicines and Medical Devices Agency Önceki adı

İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü olan, Türkiye’de beşerî

tıbbi ürün, tıbbi cihaz ve kozmetik ürünlere yönelik dü-

zenleyici, denetleyici, yönlendirici politikalar geliştirerek

ve uygulayarak insan sağlığına hizmet etmekle görevli

Sağlık Bakanlığına bağlı resmî kuruluş. TİTCK bk. İlaç

ve Eczacılık Genel Müdürlüğü.

Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği Tur-kish Respiratory Society Amacı toplumsal ve mesleki

eğitimi ve araştırmaları destekleyerek toplumun akciğer

sağlığını korumak olan sivil toplum kuruluşu.

UU unit “Ünite” teriminin kısaltması

ULPA filtre ultra low penetration air filter Havada

0,3 mikrona kadar olan parçacıkları % 99.99 oranında

yakalayabilen HEPA filtre türü.

ultra- ultra- “Çok fazla, aşırı, ötesi, ötesinde” anlamı

veren ön ek: ör. ultrason.

ultrafiltrasyon ultrafiltration İyon veya molekülleri

geçirip asılı tanecikleri geçirmeyen çok küçük gözenekli

süzgeç düzeneği veya biyolojik sistemlerde gerçekleştirilen

süzme işlemi. ince süzme

ultrafiltrat ultrafiltrate ince süzüntü

ultrasantrifüj ultracentrifuge Dakikada en az 60.000

devir ile dönme kapasitesine sahip santrifüj aygıt türü.

ultrason ultrasound İnsan kulağının duyma sınırının

üstündeki (16-20 kHz) ses dalgası. sesötesi, ultrasonik

dalga

ultrasonik ultrasonic Ultrasonla ilgili.

ultrasonik dalga ultrasonic wave ultrason

ultrasonik hedeflendirme ultrasound induced de-livery Etken madde salımının ultrasonik ses dalgalarının

şiddet, frekans ve uygulama döngüsüne bağımlı olduğu

sistem.

ultrasonik nebülizör ultrasonic nebulizer Bir

elektrik akımı yardımı ile ses dalgaları üretip, bu ses dalga-

larının oluşturduğu sıvı titreşimleriyle suyun damlacıklara

Page 41: SÖZLÜK DERGİSİ - logosyayincilik.comlogosyayincilik.com/logosDATA/userfiles/file/... · Sözlük Dergisi 4 ortamın değişen koşullarından etkilenerek farklı şişme özelliğine

Sözlük Dergisi

40

ayrışmasını sağlayan inhalasyon cihazı.

ultrasonografi ultrasonography Dokulara gönderi-

len ultrasonik dalgaların yansıması ile vücuttaki yapıların

görüntülenmesi.

ultraviyole ultraviolet mor ötesi

ultraviyole ışık ultraviolet light mor ötesi ışık

ultraviyole radyasyonu ultraviolet radiation mor

ötesi ışık

ultraviyole spektroskopisi ultraviolet spectroscopy mor ötesi spektroskopisi

ultraviyole-A ışını ultraviolet A ray Dalga boyu

320-400 nm olan ve yeryüzüne ulaşabilen güneş ışığı.

UV-A ışını

ulusal formüler national formulary Bir ülkede re-

çetelenmesine izin verilen ilaçların yapısı, tanımlanması,

seçimi, reçetelenmesi, dağıtımı ve uygulanmasıyla ilgili

bilgileri içeren resmî başvuru kaynağı. NF, bk. farma-

kope.

Uluslararası Farmakope International Pharma-copeia Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından hazır-

lanan Farmakope. Ph.Int. bk. farmakope.

Uluslararası ünite international unit Enzimler,

hormonlar, vitaminler gibi biyolojik materyaller için

verilen ve Uluslararası Formüllerin Uyumlandırılması

Konferansı (International Conference for the Unification

of Formulas) tarafından belirlenen uluslararası ölçüleme

birimi. IU

USP The United States Pharmacopeia “Amerika Bir-

leşik Devletleri Farmakopesi”nin İngilizce kısaltması.

UV (I) ultraviolet radiation “Mor ötesi ışık” terimi-

nin İngilizce kısaltması.

UV (II) ultraviolet “Mor ötesi” teriminin İngilizce

kısaltması.

UV -A ışını ultraviolet A ray “Ultraviyole -A ışını”

teriminin kısaltması.

uyku apnesi apnea Periferik ya da santral faktörlerin

etkisiyle ortaya çıkan ve uyku sırasında on saniyeden uzun

süren solunum durması.

Üünite unit İlaç, aşı, serum veya enzimin etkisi için öl-

çüt olarak kabul edilen birim miktarı. birim, U

üretici manufacturer 1. Bir ürünü üreten, imal eden,

ıslah eden veya ürüne adını, ticari markasını veya ayırt

edici işaretini koymak suretiyle kendini üretici olarak ta-

nıtan gerçek veya tüzel kişi. 2. Üreticinin Türkiye dışında

olması hâlinde, üretici tarafından yetkilendirilen temsilci

ya da ithalatçı. 3. Ürünün tedarik zincirinde yer alan ve

faaliyetleri ürünün güvenliğine ilişkin özelliklerini etkile-

yen gerçek veya tüzel kişi.

üst solunum sistemi upper respiratory tract Burun,

nazal boşluklar, paranazal sinüsler, nazofarinks ve orofa-

rinksten oluşan solunum sistemi türü.

Vvalidasyon validation Herhangi bir yöntem, işlem,

cihaz, materyal, etkinlik veya sistemin geçerliliğinin, iste-

nen standartlara uygunluğunun kanıtlanması ve belgelen-

mesi. işlem geçerliliği

vaporizasyon vaporization buharlaşma

vaporizatör vaporizer 1. İlaç çözeltilerini inhalasyo-

na uygun buhar haline hâline getirmeye veya ulaşılabilen

mukoza membranlarına uygulamaya yarayan bir aygıt.

2. Uçucu sıvı genel anestezikleri buharlaştırmaya yarayan

aygıt. buharlaştırıcı, vaporizör

vaporizör vaporizer vaporizatör

ventilasyon ventilation solunum

ventilatör ventilator solunum aygıtı

viskozimetre viscosimeter Akışkanın katmanları ara-

sında iç sürtünmeden ileri gelen ve akışı engelleyen diren-

ci ölçen aygıt. akmazlıkölçer, ağdalıkölçer

viskozimetri viscosimetry Akışkanın katmanları ara-

sında iç sürtünmeden ileri gelen ve akışı engelleyen diren-

ci ölçme yöntemi. akmazlık ölçümü, ağdalık ölçümü.

viskozite viscosity Akışkanın katmanları arasında

iç sürtünmeden ileri gelen ve akışı engelleyen direnç.

akmazlık, ağdalık

Page 42: SÖZLÜK DERGİSİ - logosyayincilik.comlogosyayincilik.com/logosDATA/userfiles/file/... · Sözlük Dergisi 4 ortamın değişen koşullarından etkilenerek farklı şişme özelliğine

Solunum Yolu İlaçları Terimleri

41

visseral plevra visceral pleura Akciğerlerin tüm dış

yüzünü ve interlober fissürleri saran yarı geçirgen seröz

bir zar.

vital kapasite vital capacity vital sığa

vital sığa vital capacity Akciğerlere girip çıkan en

fazla hava miktarı olup, soluk alma yedek hacmi, soluk

hacmi ve soluk verme yedek hacimlerinin toplamı. vital

kapasite

vizing wheezing hırıltı

vokal kord vocal cord, vocal fold ses teli

volüm volume hacim

volümatikle ölçülü doz inhaler metered dose in-haler and spacer ara tüplü ölçülü doz inhaler

volümetrik volumetric Hacim ölçümü ile ilgili. ha-

cim ölçümlü

volümetrik analiz volumetric analysis Standart

(ölçünlü) kimyasal madde çözeltilerinin tam olarak ölçül-

müş (titre edilmiş) hacimlerini kullanarak yapılan nicel

analiz yöntemi. bk. titrasyon

volümetrik çözelti volumetric solution Volümet-

rik analizlerde kullanılmak üzere bir standart (ölçünlü)

bileşik ile faktörü ayarlanmış titrasyon çözeltisi. ayarlı

çözelti

WWHO World Health Organization “Dünya Sağlık

Örgütü”nün İngilizce kısaltması.

XX-ışınları kırınım analizi X–ray diffraction tech-

nic Eczacılıkta, kimya ve madencilikte, toz maddelere

çarpan X ışınlarının saçınımı ya da kırınımından elde

edilen desenlerin yorumlanmasıyla ilgili bileşiklerin fizi-

kokimyasal özellikleri ve kristal yapılarının belirlenmesi

için kulllanılan, polimorfik yapıları hakkında da bilgi ve-

ren analiz yöntemi.

X-ışınları kristalografisi X–ray crystallography Özellikle X-ışınları aracılığıyla kristal yapıdaki bir mad-

denin üç boyutlu molekül yapısının incelenmesi amacıyla

geliştirilmiş bir teknik. bk. X-ışınları kırınım analizi.

Yyangı inflammation İmmunolojik veya diğer herhan-

gi bir zedeleyici uyarana karşı dokunun gösterdiği ağrı,

şişlik, kızarıklık, sıcaklık ve bazen eksüdasyon ile belirgin

fizyolojik ve özgül olmayan savunma yanıtı. enflamas-

yon, iltihap

yardımcı madde excipient İlacın hazırlanmasında ta-

şıyıcı, çözücü veya seyreltici olarak yararlanılan veya ilacın

içinde yer alan etken madde dışındaki bileşen. eksipiyan

yarı geçirgen semipermeabl Aynı eritici içindeki iki

eriyiği birbirinden ayıran ve eriticiyi geçirdiği hâlde erimiş

cisimleri geçirmeyen (çeper). semipermeabl

yarılanma ömrü half-life, half-time 1.Vücut sıvı-

larındaki ilaç derişiminin başlangıç değerinin yarısına

düşmesi için geçen süre. t1/2 2. Radyonüklit parçacık

örneğinin yarısının bozunması için geçen süre, yarılanma

süresi, yarı ömür. t1/2

yarılanma süresi half-time yarılanma ömrü

yayılma diffusion difüzyon

yayınım diffusion difüzyon2

yeni jenerasyon impaktör new generation impac-torTM Ölçülü doz inhalerlerin, kuru toz inhalerlerin ve

diğer inhalasyon yolu ile kullanılan aerosol partiküllerinin

büyüklüğüne göre sınıflayan akciğer yapısını taklit edecek

şekilde tasarlanmış, yedi aşamalı ve 30-100 L/min akış

hızı sağlayan, yüksek performanslı kademeli ayrıştırıcı.

NGITM

yığılım accumulation 1. Birikme. 2. Hedef organiz-

ma, doku, organ veya çevrede sağlık için risk oluşturacak

kimyasal maddelerin artan miktarlarda birikmesi. akü-

mülasyon

yıkılma degradation bozunma

yoğun concentrate Çözücüsünün uçurulması ile veya

ortama daha fazla çözünen madde eklenmesi ile daha

yoğun hâle gelmiş ya da getirilmiş (madde). konsantre,

Page 43: SÖZLÜK DERGİSİ - logosyayincilik.comlogosyayincilik.com/logosDATA/userfiles/file/... · Sözlük Dergisi 4 ortamın değişen koşullarından etkilenerek farklı şişme özelliğine

Sözlük Dergisi

42

derişik

yoğunlaşma concentrate Konsantre hâle gelme.

yoğunlaştırma concentrated Bir karışımın bileşimin-

deki sıvıyı uzaklaştırarak daha derişik hâle getirme.

yoğunluk density 1. Bir cismin birim hacminin be-

lirli sıcaklıktaki kütlesi. 2. Bir cismin, 1 cm3’lük kütle-

sinin aynı hacimdeki +4°C’ lik suya göre oranı. dansite,

kesafet

yoğunluk ölçme şişesi pycnometer piknometre

yoğunlukölçer densitometer, densimeter dansito-

metre1

yörünge orbit Bohr Kuramı’na göre atom çekirdeği

çevresinde elektronların yer alabileceği enerji düzeyleri

veya enerji katmanları.

yörüngemsi orbital Atom çekirdeği çevresinde bir

elektronun bulunma olasılığının dağılımını veren ve Ku-

antum Kkuramı’na göre hesaplanan matematiksel fonksi-

yonun geometrik ifadesi. orbital

yutak pharynx Sindirim sisteminin bir parçası olup

solunum sisteminin ileten bölgesi. boğaz, geniz, farenks.

yutak yangısı pharyngitis Yutağın bazen virüs ve bak-

terilerden etkilenerek, bazen metabolik, bazen de çalışılan

ortamın sıcaklık, toz gibi koşullarına bağlı olarak tepki gös-

termesi, yutak mukozasının iltihaplanması. farenjit

yükseltgen oxidant oksidan

yükseltgen madde oxidizing agent Girdiği kimyasal

tepkimelerde elektron alarak indirgenen ve karşısındaki

maddenin yükseltgenmesine neden olan bileşik, oksidan

madde, oksitleyici madde.

yükseltgenme oxidation Bir element veya bileşiğe

oksijen eklenmesi, hidrojen ayrılması veya elektron kaybı

ile sonuçlanan tepkime. oksidasyon

yükün ion iyon

yükünsüz su deionized water deiyonize su

yüzergen adsorbent adsorban

yüzerme adsorption İlaç molekülleri veya kimyasal

maddelerin katı özel bir yüzeyde ince bir tabaka hâlinde

toplanması. adsorbsiyon

yüzey aktif madde surface active substance yüzey

etken madde

yüzey etken madde surface active agent 1.

Hidrofilik ve hidrofobik moleküler yapıları bir arada

taşıması (amfifilik) nedeniyle hem su hem de yağda

çözünürlüğü olan ve iki faz arasındaki yüzeyler arası

gerilimi düşüren madde. 2. Alveollerin hücrelerinden

salınan, alveolar hava boşluğunda yüzey gerilimini

azaltarak alveol duvarlarının yapışmasını engelleyen

madde yüzey aktif madde, sürfaktan, amfifil, yüzey

etkin madde

yüzey etkin madde surface active agent yüzey et-

ken madde

ZZ değeri Z-value Bir mikroorganizmanın sıcaklık de-

ğişikliklerine direncini belirten değer.

zar membrane membran

zarımsı membranous membranöz

zatürre pneumonia pnömoni

zeolit zeolite Adsorban özellikte inorganik makromo-

leküllü madde.

zeta potansiyeli zeta potential Parçacığın yüzeyi ile

nötral bölge arasındaki potansiyel farkı.

zetametre zetameter Birimi milivolt olan, zeta poten-

siyelini ölçen aygıt.

zorlu ekspirasyon hacmi forced expiratory vo-lume Soluk vermenin ilk saniyesinde çıkarılabilen hava

miktarı.

zorlu vital kapasite forced vital capacity En fazla

miktarda bir soluk almadan sonra zorlayarak en fazla bir

soluk verme ile çıkarılan hava miktarı.

Page 44: SÖZLÜK DERGİSİ - logosyayincilik.comlogosyayincilik.com/logosDATA/userfiles/file/... · Sözlük Dergisi 4 ortamın değişen koşullarından etkilenerek farklı şişme özelliğine

Solunum Yolu İlaçları Terimleri

43

İngilizce - Türkçe Dizin

a sufficient quantity, quantum sufficit (Lat.)

abacterialabsoluteabsolute alcoholabsolute bioavailabilityabsorbanceabsorbentabsorptionabsorptivityaccumulationacidacid-active ingredient, active moietyactive pharmaceutical ingredientactive placeboactive substanceactuatoradsorbentadsorptionadult doseaer(o)-aerobeaerobeaerobicaerodynamic diameteraerohaleraerolizeraerosolagentair lockairborneairtight containerairway inflammationairway inflammationalcoholalkalialveol (pl), alveolialveolaralveolar proteinosisalveolar ventilationAmerican Association for

Respiratory CareAmerican Association for

Respiratory Careamorphousamphipathicamphiphileamphiphilicampouleanaerobe

qs

abakteriyelmutlakmutlak alkolmutlak biyoyararlanımsoğurganlıkabsorbansoğurmasoğurum katsayısıyığılımasitasit-aktif içeriketkin farmasötik bileşen etkin plaseboetken maddeçalıştırıcıyüzergenyüzermeerişkin dozuaero-havacılhavaseveraerobikaerodinamik çapaerohaleraerolizeraerosolajanhava kilidihavada taşınangeçirimsiz kaphava yolu enflamasyonuhava yolu yangısıalkolalkalialveolalveoler alveoler proteinozisalveol havalanmasıAARC

Amerikan Solunum Derneği

biçimsizamfipatikamfifilamfifilikampulanaerop

anaerobeanaerobicanalysisanatomical dead spaceAndersen Cascade impactor anemic hypoxiaanginaanhydrousanionanionicanoxiaantioxidantantitussiveapneaapneaapparatusapparatus, device, instrumentArea Under the Curvearea under the curveasbestosisasepsisasepticaseptic technique, sterile

technique asthmaatelectasisatmosphereatmospheric pressureatomizerautohaler®bacteri(o)-bacterialbactericidebacteriostaticbacteriostatic water for injection

bacterium, bacteriabagassosisbasebasicbasisberylliosisbetamimeticbidistilled waterbio-bio-equivalencebioaccumulationbioactivationbioavailabilitybiodegradationbiodeterioration

havasevmezanaerobikanalizanatomik ölü boşlukkademeli ayrıştırıcı anemik hipoksibademcik yangısısusuzeksinanyonikanoksiantioksidanöksürük kesiciapneuyku apnesiaparatcihazAUCeğri altındaki alanasbestozisasepsiaseptikaseptik yöntem

astımatelektaziatmatmosfer basıncıatomizörotohaler®bakter(iyo)-bakteriyelbakterisitbakteridurduranenjeksiyonluk bakteriyostatik

subakteribagassozisbazbaziksıvağberilyozisbetamimetikbidistile subiyo-biyolojik eş değerlikbiyolojik birikimbiyolojik etkinleştirmebiyoyararlanımbiyolojik yıkımbiyolojik bozunma

Page 45: SÖZLÜK DERGİSİ - logosyayincilik.comlogosyayincilik.com/logosDATA/userfiles/file/... · Sözlük Dergisi 4 ortamın değişen koşullarından etkilenerek farklı şişme özelliğine

Sözlük Dergisi

44

bioequilaventbioequivalencebioequivalentbiological drugbiological half-lifebiologicalsbiomedicalbiosimilar drugBiot respiration, Biot breathingbiotransformationbiotransformationbradypneabronchibronchi(o)-bronchialbronchial asthmabronchiectasisbronchiolebronchiolitisbronchitisbronchoconstrictionbronchoconstrictorbronchodilatationbronchodilatorbronchoesophagealbronchogrambronchographybronchopneumoniabronchoscopebronchoscopybronchospasmby mouth, per oral (Lat.)by mouth, per os (Lat.)byssinosiscalibrationcalibration curvecanistercarbon dioxidecarinacationiccellcell wallchemical equivalencechemical formulachemical symbolchest, thoraxCheyne-tokes respiration,

Cheyne-Stokes breathingChinese PharmacopoeiaChinese Pharmacopoeiachronic obstructive pulmonary

diseasechronic obstructive pulmonary

diseasechronic obstructive pulmonary

biyoeşdeğerbiyoeşdeğerlikbiyolojik eş değerbiyolojik ilaçbiyolojik yarı ömürbiyolojiklerbiyomedikalbiyobenzer ilaçBiot solunumbiyolojik dönüştürümbiyolojik dönüşümbradipnebronşbronki(yo)-bronşiyalbronşiyal astımbronşektazibronşiyolbronşiyolitbronşitbronkokonstriksiyonbronkokonstriktörbronkodilatasyonbronş gevşeticibronkoözofajialbronkogrambronkografibronkopnömonibronkoskopbronkoskopibronkospazmper oralpobissinoziskalibrasyonkalibrasyon eğrisiteneke kutukarbondioksitkarinakatyonikhücrehücre cidarıkimyasal eş değerlikkimyasal formülkimyasal simgegöğüs kafesiCheyne-tokes solunum

ChPÇin FarmakopesiCOPD

KOAH

kronik tıkayıcı akciğer

diseaseclickhaler®coaservationcohesioncohesivecolored glasscolorless glasscompoundconcentrateconcentrateconcentrate for infusionconcentrate for injectionconcentratedconcentrationconductionconductivity, conductanceconductometerconductorconservativecontainercontaminantcontaminatedcontaminationcontract manufacturingcor pulmonalecorrelationcorrelation coefficientcoughcross contaminationcrystalcrystal watercrystallizationcrystallizationcyanosisdaily dosedecontaminationdecontaminationdegradationdehydrantdehydrated alcohol, absolute

alcohol dehydrated alcohol, absolute

alcoholdeionization deionized waterdensitometer, densimeterdensitydiffractiondiffusiondiluentdilute solutiondiluteddilution, dilutediscus®disinfectant

hastalığıklikhaler®faz ayrımıkohezyonkohezifrenkli camrenksiz cambileşikyoğunyoğunlaşmainfüzyon konsantresienjeksiyonluk konsantreyoğunlaştırmaderişimiletimiletkenlikiletkenlikölçeriletkenkonservatifkapkontaminantkontaminekontaminasyonfason üretimkor pulmonalekorelasyon korelasyon katsayısıöksürükçapraz bulaşmakristalkristal suyukristallendirmekristallenmesiyanozgünlük dozarıklaştırmadekontaminasyonbozunmasuçekerabsolü alkol

alkol

deiyonizasyondeiyonize suyoğunlukölçeryoğunlukkırınımdifüzyonseyrelticiseyreltik çözeltiseyreltikseyreltmediskus®dezenfektan

Page 46: SÖZLÜK DERGİSİ - logosyayincilik.comlogosyayincilik.com/logosDATA/userfiles/file/... · Sözlük Dergisi 4 ortamın değişen koşullarından etkilenerek farklı şişme özelliğine

Solunum Yolu İlaçları Terimleri

45

disinfectiondisintegrationdiskhaler®disperseddispersiondispersion mediumdisposibledissociationdissolutiondistillate, distilleddistillationdistillationdistilled waterdistilled water, aqua distillata

(Lat.)distributiondonma noktasıdosagedosedrops, guttae (Lat.)drugdry powder inhalerdry powder inhalerdyspneaeEée.n.EAAeffective doseELDelectrolyteelectronelectron microscopeelementemphysemaempirical formulaempyemaenantiomerenantiomerismepiglottisepiglottisepiglottisequivalenceequivalent drugequivalent weighteupneaEuropean Medicines Evaluation

AgencyEuropean PharmacopoeiaEuropean PharmacopoeiaEuropean PharmacopoeiaEuropean Respiratory Societyeutectieutectic

dezenfeksiyondağılmadiskhaler®dağıltıdispersiyondağılım ortamıkullanatayrışmaçözünmedamıtıkdamıtmadistilasyondamıtık suaq.dest.

dağılımd.n.dozajdozgttilaçkuru toz inhalasyon aygıtıkuru toz inhalerdispne eEée.n.EAAetkili dozELDelektrolitelektronelektron mikroskobuelementamfizemampirik formülampiyemenantiyomerenantiyomerlikepiglotisepiglottisküçük dileş değerlikeş değer ilaçeş değer ağırlıknormal solunumAvrupa İlaç Değerlendirme

KurumuAvrupa FarmakopesiEPPh. Eur.Avrupa Solunum Derneğikolayeriyenötektik

eutectic mixtureeutectic pointevaporating dishevaporation excipientexcretionexothermicexothermic reactionexpectorantexpiration, exhalationexpiratory reserve volumeexpire date, expiry dateF0-valuefacilitated diffusionfatal dose, lethal dosefilterfilter paperfiltratefiltrationfine particle fraction finished productflacon, vial, phialforced expiratory volumeforced vital capacityformulaformularyformulationfree radicalfreezingfreezing pointfreezing point depressionfunctional residual capacityfunctional residual capacitygalenical pharmacygas sterilisationgeneric druggeneric name, official name, non

proprietary nameglassglass impingerglottisGood Clinical PracticeGood Laboratory Practice Good Manufacturing PracticeGood Pharmacy Practicegramgram equivalentgrant of licenceguaranty of sterilityhalf-life, half-timehalf-life, half-timehalf-timehandihaler®heat of reactionhemoptysis

ötektik karışımötektik noktabuharlaştırma kabıbuharlaştırmayardımcı maddeatılmaısıverenısıveren tepkimebalgam söktürücüsoluk vermesoluk verme yedek hacmison kullanma tarihiF0 değerikolaylaştırılmış difüzyonöldürücü dozfiltrefiltre kâğıdısüzüntüfiltrasyonince partikül fraksiyonubitmiş ürünflakonzorlu ekspirasyon hacmizorlu vital kapasiteformül formülerformülasyonserbest radikaldonmadonma noktasıdonma noktası düşmesifonksiyonel artık kapasiteişlevsel artık sığagalenik farmasigaz sterilizasyonujenerik ilaçjenerik ad

camcam impingerglottisiyi klinik uygulamalarıiyi laboratuvar uygulamalarıiyi üretim uygulamalarıİEUgeş değer gramruhsat verilmesi sterillik garantisi t1/2

yarılanma ömrüyarılanma süresihandihaler ®tepkime ısısıhemoptizi

Page 47: SÖZLÜK DERGİSİ - logosyayincilik.comlogosyayincilik.com/logosDATA/userfiles/file/... · Sözlük Dergisi 4 ortamın değişen koşullarından etkilenerek farklı şişme özelliğine

Sözlük Dergisi

46

hemothoraxhermetic, airtightheterogeneous hiccuphigh efficiency particulate air

filterhilumhistotoxic hypoxia, histoxic

hypoxiahomogeneous hydratationhydratehydrationhydrophile, hydrophilichydrophilichydrophobichydrothoraxhygienehygienichygroscopichypercapniahyperpneahypertonic solutionhyperventilationhypotonic solutionhypoventilationhypoxiahypoxic hypoxiaimpermeablimpermeablimpurityin vitroin vitro studyin vivoin vivo studyIndian Pharmacopoeiaindicationindicatorinertinertial impactioninfiltrateinflammationinfraredinfrared spectroscopyinfusioninhalationinhalation gasinhalation powder hard capsuleinhalation powder pre-dispensedinhalation useinhalation vapourinhalation vapour, capsuleinhalation vapour, liquidinhalation vapour, ointmentinhalation vapour, powder

hemotorakshermetikheterojenhıçkırmaHEPA filtre

hilushistotoksik hipoksi

homojenhidratasyonhidrathidrasyonhidrofilhidrofilikhidrofobikhidrotorakshijyenhijyeniknemçekerhiperkapnihiperpnehipertonik çözeltifazla havalanmahipotonik çözeltiazalmış havalanmahipoksihipoksik hipoksigeçirmezimpermeablsafsızlıkin vitroin vitro çalışmain vivoin vivo çalışmaHint Farmakopesiendikasyonbelirteçinertsıkışarak kümeleşmeinfiltratyangı kızılötesiinfrared spektroskopisiinfüzyoninhalasyoninhalasyon gazısert kapsülde inhalasyon tozutek dozluk inhalasyon tozuinhalasyon yoluyla uygulamainhalasyon buharıinhalasyon buharı kapsülüinhalasyon buharı sıvısıinhalasyon buharı merhemiinhalasyon buharı tozu

inhalation vapour, solutioninhalation vapour, tabletinhaleinhalerinhibitioninhibitorinjectable preparationinjectioninjectorinnovator druginorganicinorganic compoundsinsolubleinspirationinspiratory capacityinspiratory reserve capacityinstrumental analysisintelligent polymerinternational pharmacopeiainternational unitintra venousintrapleuralintrapulmonaryintravenousionionicionic bondIR fingerprint regionischemic hypoxiaisomerisoosmotic solutuionisotonic solutionisotopejet nebulizerKussmaul breathinglabellaboratorylaminar flow cabinet, laminar

flow closetlarge-volume parenterallaryngeal laryngeal pharynxlaryngitislarynxlethallethal concentrationlethal doselimit of detectionlot number, batch numberlot, batchlower respiratory tractlowest effect levellunglung capaticieslung ventilation

inhalasyon buharı çözeltisiinhalasyon buharı tabletisolumlamainhalerinhibisyoninhibitörenjeksiyonluk preparatenjeksiyonenjektörözgün ilaçinorganikinorganik bileşiklerçözünmezsoluk almasoluk alma sığasıinspirasyon yedek hacmicihazlı analizakıllı polimer uluslararası farmakopeuluslararası üniteiv.intraplevralintrapulmonerintravenöziyoniyonikiyonik bağIR parmak izi bölgesiiskemik hipoksiizomerizoozmotik çözeltiizotonik çözeltiizotopjet nebülizörKussmaul solunumetiketlaboratuvarlaminar akım kabini

büyük hacimli parenterallarinjiallarenjial farenksgırtlak yangısıgırtlakletalölümcül derişimölümcül dozölçüm alt sınırıseri numarasıserialt solunum sistemietkili en düşük dozakciğerakciğer kapasitesiakciğer ventilasyonu

Page 48: SÖZLÜK DERGİSİ - logosyayincilik.comlogosyayincilik.com/logosDATA/userfiles/file/... · Sözlük Dergisi 4 ortamın değişen koşullarından etkilenerek farklı şişme özelliğine

Solunum Yolu İlaçları Terimleri

47

lung volumeslymph nodelyophilizationlyophilizatormagistral drugmanufacturermass median aerodynamic

diametermass median aerodynamic

diametermaterial of packagingmaximum voluntarily

ventilatitionmediastinummedical devicemedicinal product for human usemelting pointmembranemembranousmetal impingermetered dose inhalermetered dose inhaler and spacermetering valvemicrogrammicrolitermicrometermicronmilli-milliequivalentmilliequivalentmillimolarminimal bactericidal

concentrationminimal bactericidal

concentrationminimal dose, minimum doseminimal inhibitory

concentrationminimal inhibitory

concentrationminimum doseminimum effective concentrationminimum effective concentration

minimum lethal doseminimum lethal dosemolmolalitymolarmolaritymolecular formulamolecular weightmoleculemonomermouthpiece

akciğer hacmilenf düğümüliyofilizasyonliyofilizatörmajistral ilaçüreticiKOAÇ

kütlesel ortalama aerodinamik çap

ambalaj malzemesimaksimum istemli

ventilasyonmediastentıbbi cihazbeşerî tıbbi ürünergime noktasımembranzarımsımetal impingerölçülü doz inhalerara tüplü ölçülü doz inhalerölçüm valfimikrogrammikrolitremikrometremikronmili-mEqmiliekivalanmMbakteri kırıcı en düşük

derişimMBC

en düşük dozMIC

MİK

minimum dozMEKminimum etkin

konsantrasyonMLDöldürücü en düşük dozmolmolalitemolarmolaritemolekül formülümolekül ağırlığımolekültekizağızlık

multi-stage liquid impinger Nanometernanoparticlenational formularynebulnebulisation solutionnebulisation usenebuliser emulsion

nebuliser liquidnebuliser solutionnebuliser suspension

nebulizationnebulizer, nebuliserneutralnew generation impactorTMnew generation impactorTMnonpolarnontoxicnormalitynosenovoliserobstructionopticaloptical activityoptical antipodeoptical densityoptical isomeroptical rotationoptimal doseoral doseorbitorbitalorganic solventorthopnoeaOsmosmolalityosmolarosmolarityosmoleosmometerosmosisosmoticosmotic pressureover the counteroverdosageoxidantoxidationoxidizing agentoxygenpackagingparenteralparenteral preparationparietal pleura

çok katlı sıvı impingernmnanopartikülulusal formüler nebülnebülizasyon çözeltisinebülizasyon uygulamasınebülizör inhalasyon

emülsiyonunebülizör inhalasyon sıvısınebülizör inhalasyon çözeltisinebülizör inhalasyon

süspansiyonunebülizasyonnebülizatörnötralNGITMyeni jenerasyon impaktörpolar olmayantoksik olmayannormalite burunnovolizerobstrüksiyonışıksalışıksal etkinlikoptik antipotoptik dansiteoptik izomerışığı çevirmeen uygun dozoral dozyörüngeyörüngemsiorganik çözücüortopneOsmozmolaliteozmolarozmolariteozmolgeçişimölçerozmozozmotikozmotik basınçtezgâhüstü ilaçdoz aşımıoksidanyükseltgenmeyükseltgen maddeoksijenambalajlamaparenteralparenteral preparatpariyatel plevra

Page 49: SÖZLÜK DERGİSİ - logosyayincilik.comlogosyayincilik.com/logosDATA/userfiles/file/... · Sözlük Dergisi 4 ortamın değişen koşullarından etkilenerek farklı şişme özelliğine

Sözlük Dergisi

48

partial pressureparticle partition partition coefficientparts per billionparts per millionpassive diffusionpatentpatent rightpeak flow meterpenetrationpenetrometerper osper-percussionperfusionpermeabilitypermeablepHpH meterpharmacetical preparationpharmaceutical aerosolpharmaceutical alternativepharmaceutical bioequivalencepharmaceutical equivalancepharmaceutical productpharmaceutical technologypharmacistpharmacist, chemist, druggist

apothecary, pharmaceutist pharmacist, chemist, druggist

apothecary, pharmaceutistpharmacokineticspharmacopoeia, pharmacopeiapharmacy, drugstorepharmacy, pharmaceuticspharyngealpharyngitispharynxphotolysisphotonphotosensitivephotosensitivityphotostabilityphotostablephysical propertiesphysicochemical propertyphysiologic dead spacephysiological salinepKaplatypneapleurapleural cavitypleural effusionpleural membrane fluid

parsiyel basınçpartikülpartisyon partisyon katsayısıppbppmpasif difüzyonpatentpatent hakkıpik akışölçerpenetrasyonpenetrometreper osper-perküsyonperfüzyongeçirgenlikgeçirgenpHpH metrefarmasötik preparatfarmasötik aerosolfarmasötik alternatiffarmasötik biyoeşdeğerlikfarmasötik eş değerfarmasötik ürünfarmasötik teknolojiserbest eczacıEcz.

eczacı

farmakokinetikfarmakopeeczaneeczacılıkfarinjialyutak yangısıyutakfotolizışık kuantumuışığa duyarlıışığa duyarlılıkışığa dayanıklılıkışığa dayanıklıfiziksel özelliklerfizikokimyasal özellikfizyolojik ölü boşlukserum fizyolojikpKaplatipneakciğer zarıplevra boşluğuplevral efüzyonakciğer zarı sıvısı

pleurisypneumoconiosispneumoniapneumothoraxpolarpolaritypolarizepolarized lightpolycarbonatepolymerpolymerizationpolymorphicpolymorphismpolymorphouspolypneapolyvalentpore, porusporosityporousporus, poreprecipitateprefilled syringepreparationpreparationpreparation for inhalationpreparations officinalesprescribingprescriptionprescriptional drugpreservativepreservativepressurepressurised containerpressurised gas, propellant gaspressurised inhalation, emulsion

pressurised inhalation, solutionpressurised inhalation,

suspensionpressurized metered-dose inhalers proprietary medicinal productproprietary medicineproprietary nameproprietary namepuff, plumepulmonarypulmonary arterial hypertensionpulmonary artery pressurepulmonary circulationpulmonary embolismpulmonary eosinophiliapulmonary fibrosispulmonary function testspulmoner emphysema

plörezipnömokonyozzatürrepnömotorakskutuplupolarlıkpolarizepolarize ışıkpolikarbonatpolimerpolimerleşmepolimorfikpolimorfizmpolimorfpolipnepolivalangözenekporoziteporözporçökeltihazır enjektörhazır ilaçpreparatinhalasyon preparatıofisinal ilaç reçetelemereçetereçeteye tabi ürünkoruyucu maddeprezervatifbasınçbasınçlı kapitici gazbasınçlı inhalasyon

emülsiyonubasınçlı inhalasyon çözeltisibasınçlı inhalasyon

süspansiyonupMDImüstahzartıbbi müstahzarmüstahzar adıpatent adıpuf pulmonerpulmoner arteryel

hipertansiyonpulmoner arter basıncıpulmoner dolaşımpulmoner embolipulmoner eozinofiliakciğer fibrozisisolunum fonksiyon testi akciğer amfizemi

Page 50: SÖZLÜK DERGİSİ - logosyayincilik.comlogosyayincilik.com/logosDATA/userfiles/file/... · Sözlük Dergisi 4 ortamın değişen koşullarından etkilenerek farklı şişme özelliğine

Solunum Yolu İlaçları Terimleri

49

pulvinalpurepurificationpurified waterpycnometerpycnometer, pyknometer, specific

gravity bottlequalitativequalitative analysisquantitativequantitative analysisquantityquantum sufficit partumradioimmunoassayraw materialreabsorptionreactantreacting dosereactionreactionreaction intermediatereaction mechanismreactivereactivityreadily solublereagentreference dose reference drugreference standardreference substancerefinedrefractionrefractive index, index of

refractionrefractometerrefractometryrefractory indexregistered trademarkRegistration, Evaluation,

Authorization/Restriction of Chemicals

regressionregression analysisrelative densityresidualresidual volumeresidueresidue on evaporationresolutionrespirationrespiratorrespirator, ventilatorrespiratory bronchiolerespiratory depthrespiratory failure

pulvinalarısaflaştırmasaf suyoğunluk ölçme şişesipiknometre

kalitatifkalitatif analizkantitatifkantitatif analizkantiteqspRIAham maddereabsorpsiyontepkenreaksiyon dozureaksiyontepkimereaksiyon ara ürünütepkime mekanizmasıreaktifreaktivitekolayçözünürayıraçreferans doz referans ilaçreferans standartreferans madderafinekırılmakırılım imleci

refraktometrekırılım ölçümrefraktif indekstescilli markaREACH

regresyonregresyon analizibağıl yoğunlukrezidüeltortu hacimkalıntı buharlaştırma kalıntısırezolüsyonsolunumrespiratörsolunum aygıtısolunum bronşiyolisolunum derinliğisolunum yetmezliği

respiratory insufficiencyrespiratory tractreverse osmosisrheo-rheologyriskrisk assessmentsaltsaturated solutionsaturationscope of the licencesedimentsemipermeablsepticserum, (pl. Serums, sera)shelf lifesiliasilicosis, miner’s phthisis,

grinder’s asthma, potter’s rotsingle beam spectrophotometersinusslightly solubleslopesmall-volume parenteral

preparationsneezesoda-lime-silica glasssodiumsolubilitysolublesolutesolutionsolution solventsolventspacer, holding chambersparingly solublespecific gravityspecific heatspectral analysisspectrometerspectrometryspectrophotometerspectroscopespectroscopicspectroscopyspectrumspirogramspirometerspirometryspray orificesputumsputum culturestabilitystability

solunum yetersizliğisolunum sistemiters ozmozreo-reolojiriskrisk değerlendirmesisaltdoymuş çözeltidoygunlukruhsat kapsamısedimentyarı geçirgenseptikserumraf ömrüsilyasilikozis

tek ışınlı spektrofotometresinüsazçözünüreğimküçük hacimli parenteral

preparathapşırmasoda-kireç-silisyum camısodyumçözünürlükçözünürçözünençözeltieriyikçözücüsolvanara eklentioldukça azçözünürözgül ağırlıközgül ısıspektral analizspektrometrespektrometrispektrofotometrespektroskopspektroskopikspektroskopispektrumspirogramspirometrespirometripüskürtme deliğibalgambalgam kültürüdayanıklılıkstabilite

Page 51: SÖZLÜK DERGİSİ - logosyayincilik.comlogosyayincilik.com/logosDATA/userfiles/file/... · Sözlük Dergisi 4 ortamın değişen koşullarından etkilenerek farklı şişme özelliğine

Sözlük Dergisi

50

stability teststablestable compoundstable statestagnant hypoxiastandard substancesteam distillationsteam sterilizationsterilesterile cabinet, laminar flow

cabinet, drug cabinet, bio safety cabinet

sterile fieldsterile roomsterile techniquesterile techniquesterilitesterilitysterility assurance levelsterilizationsterilizesterilizersub-subcutaneoussubcutaneous tissuesublimatesublimationsublingualsubstituentsubstitutesubstratesurface active agentsurface active substancesurfactantsustained release systemsystemic circulationtachypneatake, a recipeterm of the licenceThe European PharmacopeiaThe German Pharmacopoeia The International PharmacopoeiaThe United States Pharmacopeiatherm(o)--thermythermolysisthixotropythoraxthreshold dosethreshold limit valuethreshold limit valuethymustidal volumetotal lung capacitytotal pulmonary ventilation

stabilite testidayanıklıdayanıklı bileşikdayanıklı durumstegnant hipoksistandart maddesu buharı distilasyonubuhar sterilizasyonusterilsteril kabin

steril alansteril odasteril tekniksteril yöntemsterilitesterillikmikropsuzluk garantisisterilizasyonsterilizesterilizatörsub-subkütansubkütanöz dokusüblimatsüblimleşmesublingualsübstitüentsübstitüesubstratyüzey etkin maddeyüzey aktif maddesürfaktansürekli salım sistemisistemik dolaşımtıknefesRxruhsat süresiEPAlman FarmakopesiPh.Int.Amerikan Farmakopesiterm(o)--termitermoliztiksotropitorakseşik dozeşik limit değerTLVtimussoluk hacmitoplam akciğer sığasıtoplam akciğer havalanması

toxic agenttoxic dosetoxicitytoxicokineticstracheatrade nametransparencyturbuhaler®Turkey PharmacopoeiaTurkish Association of

PharmacistTurkish Association of

PharmacistTurkish Medicines and Medical

Devices AgencyTurkish Medicines and Medical

Devices AgencyTurkish Ministry of Health

General Directorate of Pharmaceuticals and Pharmacy of Turkey

Turkish Pharmacists Association Pharmaceutical Academy

Turkish PharmacopoeiaTurkish Respiratory Society

Turkish Thoracic Societytype I alveolar celltype II alveolar cellU.S. Food and Drug

Administrationultra low penetration air filterultra-ultracentrifugeultrafiltrateultrafiltrationultrasonicultrasonic nebulizerultrasonic waveultrasonographyultrasoundultrasound induced delivery ultravioletultraviolet A rayultraviolet lightultraviolet radiationultraviolet spectroscopyunitunitUnited States Food and Drug

Administrationunprescriptional drugunsaturatedunstable compoundunstable state

toksik maddetoksik doztoksisitetoksikokinetiksoluk borusuticari adsaydamlıkturbuhaler® Türkiye FarmakopesiTEB

Türk Eczacıları Birliği

TİTCK

Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu

İlaç Eczacılık Genel Müdürlüğü

Türk Eczacıları Birliği Eczacılık Akademisi

TFTürkiye Solunum

Araştırmaları DerneğiTürk Toraks Derneğitip I alveolar hücretip II alveolar hücreFDA

ULPA filtreultra-ultrasantrifüjince süzüntüince süzmeultrasonikultrasonik nebülizörultrasonik dalgaultrasonografiultrasonultrasonik hedeflendirmemorötesiultraviyole-A ışınıultraviyole ışıkultraviyole radyasyonuultraviyole spektroskopisibirimüniteAmerika Birleşik Devletleri

Gıda ve İlaç Kurumureçeteye tabi olmayan üründoymamış çözeltidayanıksız bileşikdayanıksız durum

Page 52: SÖZLÜK DERGİSİ - logosyayincilik.comlogosyayincilik.com/logosDATA/userfiles/file/... · Sözlük Dergisi 4 ortamın değişen koşullarından etkilenerek farklı şişme özelliğine

Solunum Yolu İlaçları Terimleri

51

upper respiratory tractvalidationvaporization vaporizationvaporizer vehicleventilationventilatorvery slightly solublevery solublevisceral pleuraviscosimeterviscosimetryviscosityvital capacityvocal cord, vocal foldvolumevolumetricvolumetric analysis

üst solunum sistemivalidasyonbuharlaşmavaporizasyonvaporizatör ana ortamventilasyonventilatörçok azçözünürçokçözünürvisseral plevraviskozimetreviskozimetriviskozitevital sığases telivolümvolümetrikvolümetrik analiz

volumetric solutionwater for injectionwater, aqua (Lat.)wavewell-closed containerwheezingwheezingWorld Health OrganizationX–ray crystallographyX–ray diffraction technicyawnZ-valuezeolitezero-order kineticszeta potentialzetameterμgμLμm

volümetrik çözeltienjeksiyonluk suaqdalgaiyi kapatılmış kaphırıltıvizingDünya Sağlık ÖrgütüX-ışınları kristalografisiX-ışınları kırınım analiziesnemeZ değerizeolitsıfırıncı derece kinetikzeta potansiyelizetametreμgμLμm

KAYNAKLAR

1. Ari A, Hess D, Myers TR, Rau JL. (2012). Solunum Tedavileri Uygulayanlar İçin Aerosol Tedavi Cihazları Rehberi (2. bs.). TÜSAD (Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği).

2. Bisgaard H, O’Callaghan C, Smaldone GC. (2002). Drug Delivery to the Lung. Lung Biology in Health and Disease. New York. Marcel Dekker, Inc.

3. Gradon L, Marijnissen J, (Ed). (2003). Optimization of Aerosol Drug Delivery. Springer Science.4. Hickey AJ. (Ed). (2004). Pharmaceutical Inhalation Aerosol Technology. New York. Marcel Dekker, Inc.5. http://www.tdk.gov.tr6. İlaç ve Eczacılık Terimleri Sözlüğü 1. Baskı, Atatürk, Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Türk Dil Kurumu Yayınları

No:1121, Terim Sözlükleri Dizisi:7, Ankara, 2014.7. İlaç ve Eczacılık Terimleri Sözlüğü Gözden geçirilmiş 2. Baskı, Atatürk, Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Türk Dil

Kurumu Yayınları No:1121, Terim Sözlükleri Dizisi:7, Ankara, 2015.8. Maurer JR. (Ed.). (2003). Non-neoplastic Advanced Lung Disease. New York, Marcel Dekker, Inc.9. Pathak Y, Thassu D, (Ed.). (2009). Drug Delivery Nanoparticles Formulation and Characterization. New York, Informa

Healthcare USA, Inc.10. Tsuda A ve Gehr P (Ed.) (2015). Nanoparticles in the Lung, Environmental Exposure and Drug Delivery. Boca Raton. Taylor

& Francis Group, LLC.11. Türk Farmakopesi I, Avrupa Farmakopesi Adaptasyonu, T.C. Sağlık Bakanlığı, İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü, Çankırı

Cad. No:57 Dışkapı-Ankara, Türkiye, 2004.12. Türkçe Sözlük, Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara, 2011.13. Yazım Kılavuzu, Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara, 2012.14. Zülfikar H. Terim Sorunları ve Terim Yapma Yolları, Türk Dil Kurumu, 2. Baskı, Ankara, 2011.15. Zülfikar H. Terim Sözlükleri ve Çalışmaları ile ilgili Bibliyografya, Türk Dil Kurumu, Ankara, 2006.16. Zülfikâr H. Dünden Bugüne Türkçe (Yabancılaşan bilim dilimizdeki ihmaller ve kayıplar üzerine), Türk Dili, Dil ve Edebiyat

Dergisi, s. 320-329, 10, 2008.17. Zülfikâr H. Dünden Bugüne Türkçe (Aradan 70 yıl geçmesine karşın terimlerde birlik sağlanmaması üzerine), Türk Dili, Dil

ve Edebiyat Dergisi, s.339-347, 04, 2009.

Page 53: SÖZLÜK DERGİSİ - logosyayincilik.comlogosyayincilik.com/logosDATA/userfiles/file/... · Sözlük Dergisi 4 ortamın değişen koşullarından etkilenerek farklı şişme özelliğine

Sözlük Dergisi

52

Prof. Dr. Betül Arıca Yegin ([email protected])

1968 yılında Ankara’da doğdu. İlk ve orta öğrenimini Ankara’da tamamladı. 1989 yılın-da Hacettepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesini bitirdi. Farmasötik Teknoloji Bilim Alanındaki Yüksek Lisans Eğitimini 1992 yılında, Doktora Eğitimini 1998 yılında tamamladı. 2005 yılında Yardımcı Doçent, 2006 yılında Doçent ve 2013 yılında Profesör oldu. Hâlen Hacettepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesinde Öğretim Üyesi olarak görev yapmaktadır. Evli ve bir erkek çocuk annesidir.

Doç. Dr. Ayhan Savaşer ([email protected])

1964 yılında Konya, Merkez’de doğdu. İlk ve orta öğrenimini Adana’da tamamladı. 1988 yılın-da Hacettepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesini bitirdi. Farmasotik Teknoloji Bilim Alanındaki Yüksek Lisans Eğitimini 1993 yılında, Doktora Eğitimini 1999 yılında tamamladı. 2000 yılında Yardımcı Doçent, 2007 yılında Doçent oldu. Hâlen Gülhane Askerî Tıp Akademisi Eczacılık Bilimleri Merkezi Farmasötik Teknoloji Ana Bilim Dalı Başkanı olarak görev yapmaktadır. Evli ve iki çocuk babasıdır.

Prof. Dr. Yalçın Özkan ([email protected])

1963 yılında Burhaniye/Balıkesir’de doğdu. İlk ve orta öğrenimini Ankara’da tamamladı. 1985 yılında Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesini, 1998 yılında Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesini bitirdi. Farmasötik Teknoloji Bilim Alanındaki Yüksek Lisans Eğitimini 1990 yılında, Doktora Eğitimini 1995 yılında tamamladı. 1996 yılında Yardımcı Doçent, 2001 yılında Doçent ve 2007 yılında Profesör oldu. Hâlen Gülhane Askerî Tıp Akademisi, Yüksek Bilim Konseyi Üyesi olarak görev yapmaktadır. Evli ve bir çocuk babasıdır.

Yazarlar

Page 54: SÖZLÜK DERGİSİ - logosyayincilik.comlogosyayincilik.com/logosDATA/userfiles/file/... · Sözlük Dergisi 4 ortamın değişen koşullarından etkilenerek farklı şişme özelliğine

2008 YILI (Cilt 1)

(Sayı 1 Ocak 2008)

Doç. Dr. Agop ÇıtakDr. Ayşe Berna AnılYrd. Doç. Dr. Demet DemirkolDr. Deniz TekinDr. Esra ŞevketoğluDoç. Dr. Hayri Levent YılmazDoç. Dr. Murat DumanProf. Dr. Metin Karaböcüoğlu

Dr. Nilgün Erkek-Atay Doç. Dr. Nurettin Onur Kutlu Dr. Nilüfer Yalındağ-Öztürk Dr. Şükrü PaksuDr. H. Tarkan İkizoğluYrd. Doç. Dr. Tolga F. KöroğluDr. Okşan DerinözDoç. Dr. Mehmet BoşnakDr. Eylem Ulaş-Saz

SÖZLÜK DERGİSİ ARŞİV SAYILARIYENİDOĞAN TERİMLERİSÖZLÜĞÜ (Ek Sayı 1 2008)

Prof. Dr. Rahmi Örs

GÖĞÜS HASTALIKLARI TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ(Sayı 2 Nisan 2008)

Doç. Dr. Münire Gökırmak

ÇOCUK HEMATOLOJİSİ TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ(Sayı 3 Temmuz 2008)Prof. Dr. Davut AlbayrakDoç. Dr. Canan Uçar-Albayrak

2011 YILI (Cilt 2)KOZMETOLOJİ TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ (Sayı 1 Mart 2011)http://www.logos.com.tr/PDF/Kozmetoloji_sunus.pdf

Prof. Dr. Yasemin Yazan Doç. Dr. Ecz. Alb. Ayhan SavaşerProf. Dr. Ecz. Alb. Yalçın Özkan

ADLİ TIP TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ (Sayı 2 Haziran 2011)http://www.logos.com.tr/PDF/adlitip.pdf

Doç. Dr. Gürol Cantürk

PARAZİTOLOJİ TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ (Sayı 3 Eylül 2011)http://www.logos.com.tr/PDF/parazitoloji.pdf

Prof. Dr. Gülendame Saygı

ÇOCUK İSTİSMARI VE İHMALİ TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ (Sayı 4 Aralık 2011)http://www.logos.com.tr/PDF/cocukistismar.pdf

Prof. Dr. Ufuk BeyazovaProf. Dr. Figen Şahin

2012 YILI (Cilt 3)BASKETBOL-VOLEYBOL-HENTBOL TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ(Sayı 1 Mart 2012)http://www.logos.com.tr/PDF/sporterimleri.pdf

Doç. Dr. Cengiz ArslanYrd. Doç. Dr. Yüksel SavuncuYrd. Doç.Dr. Murat ŞenyuvaOkutman Selçuk ErhanÖzgür Karataş

ANALİZ TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ (Sayı 2 Haziran 2012)http://www.logos.com.tr/PDF/analiz.pdf

Prof. Dr. Ecz. Bengi UsluUzm. Kim. Mehmet GümüştaşDoç. Dr. Ecz. Alb. Ayhan SavaşerProf. Dr. Ecz. Alb. Yalçın ÖzkanProf. Dr. Ecz. Sibel A. Özkan

İNFEKSİYON HASTALIKLARI TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ (Sayı 3 Eylül 2012)http://www.logos.com.tr/PDF/infeksiyon.pdf

Prof. Dr. Ahmet Kalkan, Prof. Dr. Mustafa Kaplan

ÇOCUK ENDOKRİNOLOJİ TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ (Sayı 4 Aralık 2012)http://www.logos.com.tr/PDF/cocukend.pdf

Prof. Dr. Zerrin Orbak, Dr. Kezban Karabağ

ÇOCUK ACİL TIP VE YOĞUN BAKIM TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ

2013 YILI (Cilt 4)FUTBOL TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ (Sayı 2 Haziran 2013) http://www.logos.com.tr/PDF/futbolterim.pdf

Yrd. Doç. Dr. Ercan GürÖğr. Gör. Faruk Akçınar

ÇOCUK NEFROLOJİ TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ (Sayı 3 Eylül 2013) http://www.logos.com.tr/PDF/sozluk102013.pdf

Prof. Dr. Ferah Gönülşen Sönmez

ÇOCUK ERGEN VE PSİKİYATRİ TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ (Sayı 4 Aralık 2013) http://www.logos.com.tr/PDF/cocukergen.pdf

Doç. Dr. Işık Görker Prof. Dr. Ümran KorkmazlarArş. Gör. Dr. Güçlü Ayaz Araş. Gör. Dr. M. Araz AltayArş. Gör. Dr. Nazike Ak Uzm. Kl. Psk. Berfin Bozkurt

ÇOCUK ALERJİ TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ(Sayı 1 Mart 2013)http://www.logos.com.tr/PDF/cocukalerji.pdf

Prof. Dr. Nihat SapanProf. Dr. Dost ZeyrekDoç. Dr. Suna AsilsoyDoç. Dr. Arzu BabayiğitDoç. Dr. Ferhat ÇatalDoç. Dr. Figen GülenDoç. Dr. Özlem KeskinDoç. Dr. Emin MeteDoç. Dr. Emin ÖzkayaDoç. Dr. Serap Özmen

Doç. Dr. Özge YılmazYrd. Doç. Dr. Yakup CanıtezProf. Dr. Esen DemirDoç. Dr. Ahmet AkçayDoç. Dr. Metin AydoğanDoç. Dr. Demet CanDoç. Dr. Duygu ErgeDoç. Dr. Koray HarmancıDoç. Dr. Ercan KüçükosmanoğluDoç. Dr. Emine Dibek MısırlıoğluDoç. Dr. Cevdet ÖzdemirDoç. Dr. Zeynep TamayDoç. Dr. Ayfer Yükselen

EPİDEMİYOLOJİ VE DEMOGRAFİ TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ(Ek Sayı 2 2008)

Doç. Dr. G. Nural Bekiroğlu

2014 YILI (Cilt 5)

(Sayı 1 Mart 2014)

Yrd. Doç. Dr. Müsemma KarabelProf. Dr. Abdülkadir KoçakDoç. Dr. Mehmet KöseProf. Dr. H. Uğur ÖzçelikProf. Dr. Ayten PamukçuDoç. Dr. Sevgi PekcanYrd. Doç. Dr. Velat Şen

Uz. Dr. Yurda ŞimşekUz. Dr. Tuğba ŞişmanlarProf. Dr. Nevin UzunerProf. Dr. Ebru YalçınDoç. Dr. Özge YılmazProf. Dr. Hasan Yüksel

ÇOCUK GÖĞÜS HASTALIKLARI TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ

http://www.logos.com.tr/PDF/cocukgogushasta.pdf(Sayı 2 Haziran 2014)

Prof. Dr. İsmet AydoğduProf. Dr. Fevzi Altuntaş

HEMATOLOJİ TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ

http://www.logosyayincilik.com/logosDATA/userfiles/file/hematoloji.pdf