söylem Çözümlemesi ve - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/d00064/2007_1/2007_1_ozers.pdf · 4....

19
Söylem Çö zümlemesi Ve Rivayetlerin Yönelik Discourse Analysis and its Contribution to the Understanding of Riwayah Salih ÖZER* Özet Metinleri toplumsal uzanulartyla bir dil çerçevesinde ele alarak arkaplandaki anlam diinyasuu ir - delemeye nelik bir yöntem alan söylem çözümlemesi ya da analizi. özellikle belirli bir sasya-l.1'iltiirel çerçevede i- fade rivayetlerin katl.1da bir gözükmektedir. Bu yöntemin, özellikle metinlla- gibi bir metin rivayet/ere anlammtesisi konusu- mm içi11 de birtal.1m araçlara sahip söylenebilir. di11i metinler olarak hadislerin, zamansal-mekansal ya da belirgin ol- mayan versiyonlan. bu kapsamm Fakat yine de rivayet/eri, tek tek ve biçimde de, ait olduklan anlam ve söylem çerçevesi ya da bir biitiiniin olarak ele almak ve on- larm "dilini" yakalamaya bizi. en a::mdan gii- niimiiziin metinlerinde aramak yan- kurtarabilir. Kanaatimizce bu husus, hadisler ile ilgili birçok de etmektedir ve söylem analizi yöntemi, buna yönelik olarak kat - !.1/ar yapma Anahtar Kelimeler Söylem. Söylem Çözümlemesi, Metin, Hadis, Anlama, Söylem çözümlemesi ya da analizi konusu, da oldukça üzerinde durulan bir yöntem olarak öne * Dr. Kiiltiir ve Turizm Milli Abstract As a method of studying the mental af the te.rts by examining in comext of a language their social connotations. discourse analysis seems to be ab/e to contribute to the understanding of (nar- rations)--especia/6' those u/lered in o certain socio-cultllr- al fi"amework. lt m ay be ad d ed to this this method several tools for establishing the meaning of in the cantext af a composed text text/ Duthadith riwayahs asa religio11s especially the ones that do nothave aparticu/ar time- space coordinates. seems to be of this context. No- netheless. taking up not in isolation but as part of a whole in regard to theframeworks ofmeaning and dis- course to they belong, may us keep away fi'om mal.ing mistakes as looking for 'taday s logic' i11 te.rts of pasi. We believe that this point is the sow·ce of criticisms directed to and discourse analysis likely to contribute to sa/ve this problem. Keywords DisCOIIrSe, discourse analysis, hadith. commenta/Or. Özellilde söylem ile ilgili incelernelerin ve ku· ramsal sonuçlar orto- ya bu ntemin birçok alan ve konu çerçeve- sinde gündeme getirmektedir. Bu balamdon DERGiSI, CiLT: 20, SAYI: 1, 2007; SAYFA: 39- 57; ISSN:1300-0373

Upload: others

Post on 21-Jan-2020

17 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Söylem Çözümlemesi Ve - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00064/2007_1/2007_1_OZERS.pdf · 4. Söylem Analizi Söylem analizi, metinlerio ve onlara neden olan ile· tişim sürecinin

Söylem Çözümlemesi

Ve

Rivayetlerin Anlnşılmasına Yönelik I(atkıları

Discourse Analysis and its Contribution to the Understanding of Riwayah

Salih ÖZER*

Özet

Metinleri toplumsal uzanulartyla bağianttii bir dil çerçevesinde ele alarak arkaplandaki anlam diinyasuu ir­delemeye yönelik bir yöntem alan söylem çözümlemesi ya da analizi. özellikle belirli bir sasya-l.1'iltiirel çerçevede i­fade edilmiş rivayetlerin anlaştimasma katl.1da bulımacak bir yapıda gözükmektedir. Bu yöntemin, özellikle metinlla­fiz-yonmı-yonmıcu gibi bileşenlerden oluşan bir bileşke metin anlayışiyla rivayet/ere ilişkin anlammtesisi konusu­mm irdelennıesi içi11 de kullamş/ı birtal.1m araçlara sahip olduğu söylenebilir. Yalnız di11i metinler olarak hadislerin, zamansal-mekansal bağlanit ya da uzantılart belirgin ol­mayan versiyonlan. bu kapsamm dışmda göziilmıektedir. Fakat yine de rivayet/eri, tek tek ve yalıttk biçimde değil de, ait olduklan anlam ve söylem çerçevesi ya da dtiı~ı,osı bakmımdan bir biitiiniin porçaları olarak ele almak ve on­larm "dilini" yakalamaya çalışmak, bizi. en a::mdan gii­niimiiziin 'mantığını' geçmişin metinlerinde aramak yan­Iışından kurtarabilir. Kanaatimizce bu husus, hadisler ile ilgili birçok eleştirinin de kaynağmt teşkil etmektedir ve söylem analizi yöntemi, buna yönelik olarak miitevazı kat­!.1/ar yapma ilıtimali taşımaktadır.

Anahtar Kelimeler

Söylem. Söylem Çözümlemesi, Metin, Hadis, Açıklama. Anlama, Şori/ı

Giriş

Söylem çözümlemesi ya da analizi konusu, yakınlar­

da oldukça üzerinde durulan bir yöntem olarak öne çık-

* Dr. Kiiltiir ve Turizm Bakanlığı. Milli Kiitiiphaııe Başkanlığı.

Abstract

As a method of studying the mental backgroımd af the te.rts by examining tlıem in tlıe comext of a language ıvith their social connotations. discourse analysis seems to be ab/e to contribute to the u nderstanding of riıvayalıs (nar­rations)--especia/6' those u/lered in o certain socio-cultllr­al fi"amework. lt m ay be ad d ed to this facttlıat this method lıas several lıandy tools for establishing the meaning of riwayalıs in the cantext af a composed text witlı text/ ııtter­ance-exp/ain-e.ı:plailler. Duthadith riwayahs asa religio11s teı:t, especially the ones that do nothave aparticu/ar time­space coordinates. seems to be oııt of this context. No­netheless. taking up riwayalıs not in isolation but as part of a whole in regard to theframeworks ofmeaning and dis­course to whiclı they belong, may lıelp us keep oıırselves away fi'om mal.ing suc/ı mistakes as looking for 'taday s logic' i11 tlıe te.rts of tlıe pasi. We believe that this point is the nıai11 sow·ce of maııy criticisms directed to lıaditlı and discourse analysis seenıs likely to contribute to sa/ve this problem.

Keywords

DisCOIIrSe, discourse analysis, te.ı:t. hadith. e.ı:planatio11. ımderstanding, commenta/Or.

rnakt~dır. Özellilde söylem ile ilgili incelernelerin ve ku·

ramsal tartışmalonn birtakım kullanışlı sonuçlar orto­ya çıkarması, bu yöntemin birçok alan ve konu çerçeve­

sinde kullanımını gündeme getirmektedir. Bu balamdon

İSLAMi ARAŞTIRMALAR DERGiSI, CiLT: 20, SAYI: 1, KIŞ, 2007; SAYFA: 39- 57; ISSN:1300-0373

Page 2: Söylem Çözümlemesi Ve - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00064/2007_1/2007_1_OZERS.pdf · 4. Söylem Analizi Söylem analizi, metinlerio ve onlara neden olan ile· tişim sürecinin

SALiH ÖZER

biz bu yazımııda söylem analizi yönteminin özellikle ri­vayet malzemesinin aniaşılmasına yönelik olarak yapacağı katkılan ele almaya çahştık.

1. Pile Yönelik Yaklaşırnlara Kısaca Bakış

öncelikle belirtilmelidir ki, söylem analizi yöntemi, dile yönelik nazari yaklaşımlarla da yalandan ilgili olduğu için, bu konuya ginneden önce dile yönelik teo­riler ile arılama çabalan arasındaki konulara da kısaca değinmek gerekmektedir.

Bilindiği üzere dil, kökeni haklanda birtakım farklı değerlendirme ve yaklaşımiann üretildiğil, keza gelenek ile modernite arasındaki zihinsel geçişlerin izlerinin de yakından takip edilebileceği önemli bir kültür taşıyıa­sıdır. Antik Yunan' da, sözcükler ile kavramlar arasında­ki bağın doğal olduğunu, bu yüzden de nesnelerin lıir taklidifyansıması biçiminde düşünülmesi gerektiğini

· savunan doğalalar (naturalisdeı) ile, bu bağın rastlan­tısal, nedensiz ve açıklanamaz olduğunu savunan uzlaş­macılar (konventionnnel), dile yönelik iki ·temel fark­lılığı ifade etmektedir. Bu tartışma sonradan dilin düzenli ve kurallı olduğunu savunan kuralcılar (İsken­deriye ekoEü) ile, özellikle dildeki uyumsuzluklara dik­kati çeken aykırılıkçılar (Bergama ekolü) arasında yeni-

. den alevlenmiştir.2 İleride de görüleceği gibi bu aynının izleri, islam dil geleneği içinde de karşımıza çıkmakta­dır. Yukandaki iki ekolden birincisine göre, dil ile nesne­ler ·dünyası arasında birebir bir ilişki söz konusudur ve dilin gerçekliği yansıtması yaklaşımı öne çıkmaktadır.J Bunun sonucunda Uve japp, klasik dönemde yorumcu­nunf komentor'ın, daha çok iiietni tekrarlarlığını ve onu açıklamak üzere metnin satırlan arasına yazılan bir çeviri olmaktan öteye geçernediğini söylemektçdir.4 Öte yandan daha sonraki dönemlerde, özellikle de İtalyan tarihçi Vico'nun kılavuzluğunda ba.şlayan ve dilin önce­den olduğu gibi gerçekliğin birebir karşılığı ve yansı­tıası anlamında değil de kültürel bir ürün olarak kabu­lüne doğru gidilmiş, keza gösterge/işaret eden ile göste-

. rilenfişaret edilen şeklinde bir ayrım ortaya çıkmışs ve · bu çerçevede bir sözcüğün, nesn·esi haklanda doğru bir tasanın verip vermediği gibi konular bir sorunsal haline gelmiştir.6 Dilbilim alanındaki gelişmelere bakıldığında ise, örneğin Ferdinand de Saussure'ün, temelde yatan kurallar sistemini ifade eden dil (Jangue) ile kullanımda­ki dil (parole) arasında aynm yaparak kullanım halin­deki dilin bireyselleştirilmiş ve ·bu yüzden de elle turula­maz bir şey olduğu kanaatinde iken, sonraki ilim adam-

ISLAMi ARAŞTIRMALAR DERGISi 40

tarının, anlam analizinin tamamlanmasını kolaylaştır­ması amacıyla kullanımdaki dil üzerinde (parole) dur­ma eğiliminde olduklarını görmekteyiz. ı

Öte yandan isiörn geleneği içerisindeki dil ile ilgili tartışmalara genel olarak bakıldığında ise, öncelikle di­lin kökeni ile ilgili tartışmalarda dilin tevlôfi ya da in­san ürünü (ıstılôhi) olduğu şeklinde iki yaklaşımın ol­duğunu belirtmeliyiz. Örneğin dil ile ilgili olarak önem­li nazari açıklamalarda bulunan Zahiri İbn Hazm (ö. 456 /1063), bu noktadaki tartışmalan ele alarak dilin tevlôfi­liğini nass ve akıl eksenli olarak temellendirmeye çalış­maktadır. O, dilin tevkifıliğini temellendirirken, bunun aksi durumda ancak zihni gelişmiş insanların konuşa­

bileceğini, oysa insanların zihinleri gelişmeden de ko- • nuştuklannı dile getirerek dilin başlangıçta verili bir du­rum olduğunu savunmaktadır. s Fakat İbn Hazm yine de dillerin ihdas edici/erinin, insanlar olduğu hususunu

. ifade etmektedir.9

Keza islam geleneği içerisinde bugünkü anlamda lengüistik çabalar olarak değerlendirilebilecek biçimde, Basra ile Küfe şeklinde iki rakip dil ekolünün ortaya çık~ tığını görmekteyiz. to Genel olarak Basralıların daha ku­ralcıfkitabi iken. Küfe ekolünün ise dilsel kullanımların taraftarı olduğu bilinmektedir. ll Keza bu ekallerden Bas­ra ekolü Antik Yunan'daki İskenderiye ekolü gibi, dili dü­zenli bir yapı olarak ele alırken Küfe ekolünde ise, Berga­ma ekolüne benzer şekilde dildeki uygunsuzluklar ve kullanımdaki dil önplana çılcmaktadır.ıı Dile yönelik bu _yaklaşımlar dolayısıyla, metinleri n aniaşılmasına yöne­lik tavırlar da farkhlaşmaktadır: Örneğin, birinci yakla­şım oları Basr~ e~qlü ç!.z.gLşjnde _ fikir yürüterılerden

İmam Şôfi'i (ö. 204), bir kelimenin lügat anlamı ile şer'i anlamı çatıştığında şer'i anlamı tercih ederken, kullanı­

mı esas alan Küfe ekolü çizgisindeki fakihlerden örneğin Ebü Hanife (ö. 150), dilsel kullanımdaki (el-mevzü el-Ju­gavı) anlamı tercih etmektedir. n Bu balamdan dil ile il­gili meseleler, dini uygulama gövdesinden tamamen ko­puk nazari mevzular olmayıp, bir anlamda metinlere ilişkin tavırlan da etkileyen felsefi kabuller mesabesin­dedir .

2. Söylem

incelememize temel teşkil eden söylem analizi kavramını irdelemeden önce pek tabi söylem kavra­mırun tanımının yapılması gerelanektedir. Fakat bu noktada birçok söylem tanımının yapıldığını da belirt­mek gerelanektedir. Genel olarak söylem kavramıyla öz­deşleştirilen Michel Foucault'ya göre söylem, ifadelerin

CİLT: 20, SAYI:!, KIŞ, 2007

Page 3: Söylem Çözümlemesi Ve - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00064/2007_1/2007_1_OZERS.pdf · 4. Söylem Analizi Söylem analizi, metinlerio ve onlara neden olan ile· tişim sürecinin

SÖYLEM ÇözüMLEMESi VE RiVAYETLERiN ANLAŞILMASINA YÖNELİK KATKILARI

(utterancej stateınenl) genel alanı, bir ifadeler grubu ve bir dizi ifadeyi açıklayan düzenli bir eylemdir. H Fou­cault, söylemin, ilk durumda yazı, ikinci durumda oku­ma ve üçüncüsünde de değiş-tokuş olan bir oyundan başka bir şey olmadığını söyler. ıs

öte yandan eleştirel söyle~ analizinin en önemli temsilcilerinden Narman Fairdougb'a göre söylem, dün­yanın değişik boyutlanna ilişkin temsil biçimleridir; sü­reçler, maddi dünyanın ilişkileri ve yapılar, düşüncele­rin, duygulann, inançlan vs. 'zihinsel dünyası'dır, ve ta­bi sosyal hayat. Bu balamdan ona göre farklı söylemler, dünyaya ilişkin farklı balaş açılandır. O, söylemlerin dünyayı hem temsil ettiğini, hem de onlann, gerçek dünyadan farklı olacak şekilde imgesel, muhtemel bir dünya resmi olduklannı söyler.ı6

Söylemin kendine özgü özellikleri noktasında genel olarak tutarlılık/bağdaşıklık (coherence), bağiaşıldık

(cohesion) ve yapı (structure) şeklinde bir üçlü özellik dile getirilmektedir.l7 Keza söylem genellikle amaçlı güç ilişkileri çerçevesinde bir yapıya sahip görülürken, as­lında söylemin öğretici (instructive), betimleyici (de- · scriptive) ve anlatıcı (narrative) gibi başka kullanımlan ve türleri de bu!unmaktad.ır.ıs

Söylem, bir düşünce dizgesiyle ilgili organiz~ bir dizi ifade ·(utterance) olduğu, keza söylemlerin kendilerine özgü özellikleri olduğu varsayıldığı için, sonuç olarak da söylemin, sırf ifadeleri n toplamından daha fazla bir şey olduğu kabul edilmiştir.ı9 ·

3. Metin

Bu çerçevede bir anlamda dilsel yapılar olan metin­lere gelince, Fairdough, dilsel kullanıma ilişkin her ör­neğin, metin olduğunu söylemektedir.ıo Keza Moira Chimombo da şunlan söyler: "Söylem, iletişim ediminde ortaya çıkan bir süreç olduğu için bu edimin kendisi bir metin biçimini almaktadır. Bizler metni genel olarak bir sayfaya yazılı kelimelerden oluşan bir şey olarak düşünürüz; fakat aslında bir metin, işaret dili veya konuşulan sözcüklerden oluşabileceği gibi, sesler, jestler veya suskunl.uldar gibi sembollerden de oluşa bilir. •ı ı

Metin, lloyd Waller'in de belirttiği üzere, dünyayı temsil etme yollan olarak bilinen söylemlerden hareke­tle şekillenen ve bu şekilde anlaşılabilecek olan anahtar ham materyallerdiJ:22 Bu ba!omdan metin, aslında, ta­rihsel ve söylemsel olarak kurulmuş bir "anlam sistemi­ni" simgelemektedir.2l Zira sosyal olayiann bir parçası olan .dil ile sosyal olaylar arasında karşılıklı etkileme ve

JOURNAL OF ISLAM lC RESEARCH 41

etkilenme şeklinde bir ilişki söz konusudur.24 Bir anlam­do kültürün en önemli taşıyıcısı olan dil, rasgele seçil­miş birtalom sözcükle.rden ibaret bir yapı değil, derinde­ki birtalom sosyo-kültürel yaptiann ve toplumsal ~f­lekslerin ifadesi olon bir aracı ve kurucu unsurdur. Me­tinler de kullanımdaki dile ilişkin örnekler olduğu için aynı toplumsol imalan barındırmaktadır denilebilir. Do­layısıyla klasik anlamdaki metin kavramının, bu şekil­de zamonla değişerek daha geniş bir çerçeve kazandığı rahatlıkla söylenebilir. Burada metin, konuşma sahi­bi/metnin yazannın yanı sıra, yarumcu ve okur tarafın­don yapılan yorgılann da katılmasıyla birlikte, yorum­lama sürecinde, bir anlamda kenarlardon do olsa gelişe­

bilen, değişebilen bir bileşke/bütünsel yapı olarak karşı· mıza ç.ıkmoktodır.ıs

4. Söylem Analizi

Söylem analizi, metinlerio ve onlara neden olan ile· tişim sürecinin analizine yönelik bir yöntemdir ve önce­likli omoa, metne yöneJik daha derin bir anlama ve kavrama imkanı soğlomaktır.26 Söylem analizi, bir balo· mo söylem haklanda ve söylemi bir veli olarak ele olmo­nın yollan haklanda di:ışünmekle ilgili bir yöntemdir.27

Narman Fairdough, Foucault'ya göre söylem, ifade­lerio alanı olduğu için, ono göre söylem onalizi de bu ifa· delelin olanını incelemek anlamına gelmektedir der; ya­ni metinlerin, ve metinlerio kurucu bileşenleri olarak lfadelerin olanı incelemek. Fairclough'o göre buradaki analiz, metinlerio detaylı onalizi anlamına gelmemek· tedir, bilokis burada ilgi daha çok, metin ve ifade küt­lelerine 'hakim olon/onlara voziyet eden' kuralların or­taya çıkanlması üzerindedir.zs Söylemin anlamı, kendi· ni oluşturan lfadelerin ötesinde ve ondan daha fazla bir yapı olarak kabul edildiği için29 söylem onolizinde met­nin sırf detaylı analizinin ötesinde bir eğilim sergilen­mektedir.

Söylem, aslında konuşulan şeylerin sistematik orga­nizasyonu olduğu için, ve söylemsel yapı da bu konular ile, onlonn içinde ortoya çıktıklan dile getirilme biçim· leri arasındaki düzenl.ilikten oluştuğu iç.in, söylem ana­lizinin amacı, söylemin diğer porçalarının değil de niçin kimi porçalarının belirli bir zamanda, belirli bir metin· de ortaya çıktıklannın irdelenmesine çalışmaktır. Bu noktada bir ifadenin gramatik anlamı, söylemsel ya do bağlamsol onlarnından farklı olacaktır, zira ikinci du· rumdo önceki anlama ilişkin arkaplan tornamen değiş­

miştir. Bu şekilde aynı ifade ya da cümle, farklı anlam· !ara gelebi!mektedir. Bu açıdan baloldığında söylem, di·

VOLUM E: 20, NO: 1, WINTER, 2007

Page 4: Söylem Çözümlemesi Ve - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00064/2007_1/2007_1_OZERS.pdf · 4. Söylem Analizi Söylem analizi, metinlerio ve onlara neden olan ile· tişim sürecinin

SALiH ÖZER

lin anlamının, bağlam eksenli olarak sınırlandınlması olarak da gözulanektedir.JO

Gerçekliğe ilişkin her yorumun metin olduğu kabulü üzerinden, her metnin belirli koşullar içinde ortaya çık­tığını ve belirli bir söylem içerisinde kendini ifade ettiği­ni varsayan söylem analizi, metin vasıtasıyla bir bala­ma arka plandaki bu söylemi irdeleme.ktedir.

Söylem analizi, bir metnin anlaşılması konusunda tartışılmaz sonuçlara ulaştırmaktan ziyade, metnin ar­kasındaki koşullan anlama imkanını sağlamaktadır.31

Daha da öneınlisi;söylem analizi, metnin içeriğinin doğ­ruluğu veya yanlışlığı üzerinde değil, metnin ortada o­luşu ve mesajlan üzerinde yoğunlaşır ve onlan daha ge­niş bir kültürel vs. bağlam içine yerleştirerek bu geniş çerçeve içinde ele almaya çalışır. Dolayısıyla bu yönte­rnin uygulanması sonucunda ortaya çıkan şey, nihaye­tinde konuyla ilgili bir yorumdur ve konunun daha ge­niş bir açıdan ortaya konulmasıdır. Keza söylem anali­zinde, anlam, öznel bir yapı olarak kabul edildiği ve ey­lemler arkasındaki dile getirilmeyen motivasyonlar da irdelendiği için, önceki anlamalar da, bir balama ania­yanın koşullanyla ilişkilendirilmekte ve mutlak olarak alınmamaktadır.

Söylem analizinde dil, etkin bir yapı olarak algılanır. Bu noktada özellikle dili, toplumsal bağı ve imalan içeri­sinde ele alan M. A. K. Halliday'a gönderme yapılmakta­dır. Nitekim o, tüm dillerde cüınlenin, mesaj verme yapı­sına sahip olduğunu belirtmektedir. Bu balamdan cümle ona göre, iletişimsel bir olay şeklinde düzenleyici bir bi­çime sahiptir.Jz Halliday, anlam ile lafız orasındaki ba­ğın tesadüfi olmadığııu. belirtmekte, anlam· ile form/la· fız arasında bir ilişki olduğunu belirtmektedir.33 Böyle­likle dil, sadece bir tanımlama veya iletişim aracı olarak değil, sosyal bir pratik ve bir şey yapma yolu olarak alınmaktadır.34 Zira, örneğin bu yazarlar.a göre, ifadele­rio yalnızca belirli anlamlan yoktur, bilakis onlar aynı zamanda. bir güce de sahiptir, yani onlar bir şey değil­dir, aynı zamanda bir şeyler de yaparlar. örneğin, birine ~sen benim paramı çnldın" dediğimizde. sadece bir olayı tasvir etmiş olmayız, aynı zamanda muhatabımızı suç­lanı da.ls Bu balaş açısına göre dilin kullanıldığı yerler­den metirıler de benzer özelliğe sahip olacaktır. Nitelcirn Fairdough'a göre metinler, sosyal olayiann öğeleri ola­rak birtalam değişiklikler yaratırlar.JG

Söylem analizi. sırf sözcüğün ötesindeki bir dilsel kullanırnın peşinde olduğu ve dil ile toplum arasındaki karşılıklı etkileşim konusu üzerinde yoğunlaştığı iddia-

iSLAMİ ARAŞTIRMALAR DERGiSi 42

sındadır. 37 Bu bakımdan aslında o, önceleri bir anlamda metin içerisindeki tutarlılıklorlo ve söz sanatlan üze­rinde yoğunlaşan açıklama faaliyetlerini, dilin bu an­lamlannın da oluşturulduğu daha geniş bir çerçeve olan sosyo-kültürel yapıya doğru genişletmeye çalışm~adır. Hatta bu noktada söylem analistleri, mikro (metnin ken­di içinde ve yalan çevresiyle ilişkisi) ve makro-düzey (metnin daha geniş bir söylem çevresiyle ilişkisi) şeklin­de birden çok bağlam katmanının göz önüne cılınmasıru da istemektedirler.ls

Söylem analizi yapılırken dikkat edilecek noktalar konusunda birtalam pususlann altı çizilmektedir. Örne­ğin söylem analizinde dikkat edilecek önemli bir husus, aroştınnayı yapan kişinin metin veya kişiler ile ilgili de- '· ğerlendirmelerinde kendi görüşünü ve değer yargılanru işin içine sokmamasıdır. Aksi taktirde bu yaklaşım, çağ­daş metinlerin analizi açısından bir yargılama olacak­ken. tarihsel metinler açısından do geriye dönük an" lamsız bir yansıtma olacaktır. Söylem kurarncılan, söy­lem analizindeki altı sılantılı ve tehlikeli tuzağa dikkat çekerken. bu noktayı özellikle vurgularnaktadırlar.39 Do-· layısıyla bu tavır. söylem analizi açısından incelenen metne yönelik aşın bir indirgeme ve basitleştirme ola­caktır.

Söylem analizine yönelik eleştiriler noktasında örne­ğin Louis de Saussure'ün tenkitleri dile getirilebilir. O, söylem analizindeki kabullerden söylemin, kendisini oluşturan ifadelerden daha fazla bir şey olduğuna itiraz ederek bunun tam tersine söylemin, kendisini oluşturan lfadelere indirgenebileceğini söylemekte, keza söylem analizinin bir anlam teorisinden yoksun-olduğunu, mikro-analizin daha detayiandıniması olon semantik konulara çok az önem verildiğini. söylem analizinin daha çok spekülatif anlama dayalı olduğu ve benzeri birtakım hususları öne strrmektedir.40

s. Söylem Analizi Türleri . Söylem analizi. kabul edilen kuramsal arkaplanın

durumuna göre değişik arz eden yöntemlere sahiptir. Bu noktada söylem tanımında adı geçen Michel Foucault' nun iktidar için söylernin nasıl kullanıldığına yönelik yöntemi4ı veya jacques Dernda'nın yapısökümcülüğü42

gibi birtalam yöntemleri sayabiliriz. Bu bağlamda Ed­ward Said, Dernda'nın yönteminin, metin üzerinde yo­ğunlaştığı için, bizi metnin içine doğru götürürken, Foucault'nun yönteminin ise. metni iktidar ağının bir parçası olarak gördüğü için bizi dışanya doğru götürdü­ğünÜ söyler.43

CİLT: 20, SAYI: i. KIŞ, 2007

Page 5: Söylem Çözümlemesi Ve - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00064/2007_1/2007_1_OZERS.pdf · 4. Söylem Analizi Söylem analizi, metinlerio ve onlara neden olan ile· tişim sürecinin

SÖYLEM CÖZÜMLEMESi VE RiVAYETLERiN ANLAŞILMASINA YÖNELİK KATKILARI

linda A Wood ve Rolf O. Kroger, söylem analizinin birçok gelenekle birlikte genel olarak üç temel geleneğe sahip olduğunu söylemektedir: ı. Söylem Teorisi 2. Eleş­tirel Söylem Analizi (c'DA) ve 3. Söylemsel Psikoloji ya da Sosyal Psikolojide Söylem Analizi (DASP).. örneğin eleştirel söylem Analizinde, Foucnult çizgisinde, ağırlıklı olarak dilde ve metinde düşünsel yapının izleri aran­maktadır.44 Bu yaklaşırnın en önemli temsilcisi ise, ileri­de genişçe ele olacağımız üzere Norman Fairdough'tır. linda ve Rolf. bu üç geleneğe ilaveten, Konuşma Analizi (Conversation Analysis/CA) şeklinde diğer bir yöntem­den de bahsederek buradaki temel ilginin konuşmanın organizasyonu olduğunu belirtmektedirler.4s

Öte yandan Norman Fairdough ise söylem analizi konusunda, ana hatlanyla iki ana kutbun bulunduğunu görülmektedir: ı. Metinlerio detaylı analizine ağırlık ve­ren söylem analizi. 2. Metnin üretildiği sosyal boyutlann analizi üzerinde duran ve birincisine oranla daha geniş aç ılı olan söyle m analizi.46

Aslında Fairdough'ııı belirttiği türlerden özellikle bi­rinci ve ikinci türün karşıtlığı bağlamında söylenıneli­dir ki, söylem analizi, metin analizinden tamamen ko­puk değildir. Zira Fairdough da metin analizinin, söy­lem analizinin temel bir parçası olduğunu; fakat söylem analizinin sadece metnin lengüistik analizinden ibaret olmadığını belirtmektedir.47 Metin analizi söylem anali­zine dahil bir konu olduğu için, metin analiziyle ilgili birçok yöntem, söylem analizinde de kullanılmaktadır.

6_ Narman Fairclough'un Eleştirel Söylem Analiz Yöntemi

Bu noktada önemli bir isim olduğunu belirttiğimiz N orman Fairdough'ın eleştirel söylem analiz yöntemine gelince Uoyd Waller, onun yönteminin kullanımdaki dil ile, içinde dilin oluştuğu sosyal ve tarihsel bağlam ara­sındaki ilişkileri, dilin sosyal etkileşimlerde nasıl kul­lanıldığı gibi noktalan keşfe çalıştığın~ söylemektedir.

Fairdouglı, öncelikle söylem analizine yaklaşırnının, . dilin, toplumsal yaşamın son derece önemli bir bileşeni olduğu varsayımı üzerine dayandığını söyler. Dolayısıy­la etkili bir toplumsal analiz yapabilmek, dil üzerinde yoğunlaşmakla, bir nevi söylem analizi yapmakla mümkün olabilir.4B

O, kendi söylem analiz yönteminin, metinlerio anali­zine pek eğilim göstermeyen sosyal teori ile, sosyal ko­f!ula!la pek ilgilenmek istemeyen ve metinlerio dili üze­rinde yoğunlaşan yaklaşımiann ötesine geçmeye ve bir

JOURNAL OF ISLAM!C RESEARCH 43

anlamda bu ikisini birden uygulamaya dayandığını söy­Jemektedir.49

Fairdough özellikle metinlerarasılık üzerinde dur­ması ve söylemlerin ancak daha büyük bir bütünün ya da söylem düzeninin (orders of discourse) bir parçası olarak anlaşılabileceği kabulü dolayısıyla bir anlamda linguistik ile Foucault'nun söylem teorisini biraraya getirmektedir. so

Fairdough, anlam oluşturulmasında üç ayn aşama­

nın olduğunu söyler: ı. Metnin üretimi, 2. metnin kendi­si ve 3. metnin algılanması. Metnin üretiminde odak, üreticiler, yazarlar. konuşmacılar ve metin sahipleri i­ken, metnin algılanmasında odak noktası ise, yorum, yorumcular. okuyucular ve dinleyiciler üzerindedir. sı

Bir metnin Fairdough'a göre dahili ve harici ilişki oğlan vardır. Dahili ilişkiler, semantik, gramatik, vok­abüler, ve fonolajik ilişkiler olup metnin lafzi analiziyle ilgili hususlar iken, harici ilişkiler ise, metnin önce diğer metinler ile ilişkisidir (metinlerarasılık}, sonra da diğer sosyo-kültürel olaylarla ilişkisidir.sı

Dolayısıyla Fairdough'a göre metnin yalan ilişkileri içerisinde ele alınması mikro-analiz iken, daha geniş bir ·çerçevede ve toplumsal ilişkileri çerçevesinde ele alın­ması ise, makro-analizi oluşturmaktadır.sJ

Fairdough'a göre söylem analizinde, üslupjsitil de önemlidir; çünlcü insanın kimliği biraz da nasıl konu­şup, yazdığı ve davrandığı ile ilgilidir. Bu balamdan bu­nun metinler ve konuşmalardaki dışavurumu olan kişi­ye özel kullanım ve üsluplar, metin sahibi ya da konuş­

maanın teşhisi açısından önemli bir ipucu sağlar.S4

Eleştirel söylem analizinde, ele alınan metnin tarih­sel bağlaını açısından. metinde kullanılan klişeler, ne­dense! geçişler ve olayiann katılımolanfbileşenleri gibi özellikler araştırılarak metnin altında yatan düşüneeye i_lişkin bir argümantasyon oluşturulmaya çalışılmakta-· dır. ss

Fairdough'a göre bir metnin anlam oluşturması, hem belirgin olan şeylere hem de örtük ya da varsayılan şeylere bağlıdır. Bu bakımdan bir metinde 'söylenen' şey, daima 'söylenmerniş olan' birtakım varsayımiara daya­nır, bu bakımdan metin analizinin bir parçası da bu var­sayılan şeylerin ortaya çıkarılmasıdır.s6 Fairdough'a göre örtüklük ya da imalı oluş, metinlerin en keyfi tarafı ve özelliğidir. Tüm topluluk ilişkileri ve aslında metinler, ortaklaşa bilinen ve kesin kabul edilen bu anlamlar üzerine kuruludur ve böyle bir 'ortak temel' olmadan,

VOL U ME: 20, NO: 1, WINTER, 2007

Page 6: Söylem Çözümlemesi Ve - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00064/2007_1/2007_1_OZERS.pdf · 4. Söylem Analizi Söylem analizi, metinlerio ve onlara neden olan ile· tişim sürecinin

SALiH ÖZER

herhangi bir karşılıklı iletişim söz konusu olamaz ve düşünülemez.57 Dolayısıyla Fairclough'a göre metinler, kaçınılmaz olarak birtakım varsayımlarda bulunurlar; zira bir metinde söylenenler, aslında 'söylenmeyen' fa· kat öyle kabul edilen bir şeyin arka planı çerçevesinde söylenmiştir. ss

Bu kuramsal açıklamalardan sonra Fairclough'ın

söylem analiz yöntemine gelince, Uoyd Waller'in şerno­tize edişini kullanırsak, Fairdough'ın eleştirel söylem analizi, üç bileşenden oluşmaktadır:

1. Tanımlama {metin analizı): Aktüel metin, 2. Yorumlama (süreç analizı): Metnin üretimi, da·

ğıtunı, dönüştürülmesi ve tüketimi, 3. Açıklama {sosyal analiz): Metnin oluşumuna et·

kirniş olabilecek daha geniş sosyo-kültürel ve tarihsel bağlam.59

Birinci düzlemde metin,lafızlar, mecôzlar, semantik ve gramer açısından ele alınır. Waller, Fairclough'ın bi­rinci aşamayla ilgili olarak, metnin diğer söylemlerle nasıl bağlantı kurduğu noktası üzerinde durarak buna, 'metinlerarasılık' şeklinde atıfta bulunduğunu belirtir. Fairdough'a göre en açık anlamıyla metinlerarasılık, bir metinde diğer metinlerin unsurlannın bulunmasıdır, yani onlann alıntılanmasıdır.60 Zira her metinde, po· tansiyel olarak kendisiyle ilgili ve metne dahil edilmiş o· lan bir dizi diğer metin vardır.6ı Öte yandan metnin lafzi analizinin peşinden metinlerarasılık incelemesinJn ya· pılmasınının amacı, aslında basit bir gramatik yapıya, birçok değişik anlam düzeyinin nasıl yerleştirildiğini göstermektir.

ikinci noktada ise araştırina"a, sosyal ~örlerin bir olayı yorumlamasında" hangi hususların etkili olduğu· nu, bu sürecin metinlerin üretimi, dönüştürülmesi ve sirkülasyonunu nasıl etkilediğini analiz eder.

Son olarak·ise metni kuşatan daha geniş sosyo-kül· türe! ve tarihsel bağ lam, metnin nasıl üretildiği, yayıldı· ğı ve tüketildiğini açıklamakta kullanılmaktadır. Bu a­şamada 'açıklayıcı aşama' olarak adlandınlmaktadır.62

7. Söylem Analizi-Rivayetlerin Anlaşılması ilişkisi

Söylem analizinde bir metin, sosyo-kültürel yapı çer· çevesinde ele alınarak metnin arkasındaki söylemle ilgi· li muhtemel faktörler incelenmeye çalışılmaktadır.

Temel konumuz olan rivayetler bağlamında söylem analizini ele alırsak; bilindiği üzere (birçok) rivayet de

iSLAMİ ARAŞTIRMALAR DERGiSi 44

birtakım sosyo-kültürel koşullarda ve belirli dini düşün· ce dünyası/söylem çerçevesinde dile getirilmiş yapılar olduklanndan, {dini) bir metin olarak anlaşılabilirler.63

Dolayısıyla bu metinleri anlamaya çalışırken, içinde üretildikleri dini ve kültürel koşullari irdelediğimizde, ilgili metinlerin anlamlannı daha iyi kavrama imkanı· na sahip olabiliriz. Zira her metin belirli bir kültürel bağlam içindedir. Fakat koşullara ilişkin buradaki anali· zin amacının, metni tarihsel koşullarla izah edip metnin o koşulların ötesine yönelik aşkın imalannın . önünü kesrnek değil, sadece metnin anlamının netleşmesine yönelik bir çaba olması gerektiği de vurgulanrnalıdır.

Rivayetlerin sosyo-kültürel, tarihsel vb. koşullarının •:. aniaşılmaya çalışılması, kimi zaman gözlemlediğimiz ·~

üzere, birtakım geriye dönük tarihsel yargılama girişim· lerinin engellenmesinde özelli}9e işe yarar gözükmekte· dir. Nitekim söylem analizinde, metnin geçtiği sosyo­kültürel ve tarihsel koşullara ilişkin dil ve bağlam çö· zümlemeleri yapıldığı için, günümüzden hareketle bir· takım temelsiz yargılarda bulunulmamış ve gereksiz• beklentilere de girilmemiş olunacaktır. Zira söylem ana·· !izinde, yöntem olarak söylem üzerinde yoğunlaşılacağı için, bu noktada öncelikle metnin ait olduğu söylem dünyası aniaşılmaya çalışılmaktadır; yoksa 'anlayan'ın bulunduğu noktada veya kendisipe hakim olan söylem· den hareketle geriye dönük yansıtmalar yapılması ü,zerinde değil. Hatta çağdaş metinlerin anlaşılmasında bile, söylem analizi yapaniann kendi görüşlerini, ince· !ediği metnefşahsa yansıtmaması ve orada aramaması gerektiğinin altı çizilmiştir.&~ Bu da muhtemel bir öznel· liğin önüne geÇinekiçin yöntemsel bir-ö-;;ı~mdir. Bu bakırndan rivayetleri ele alırken, onlan tek tek ve yalıtık biçimde değil, ait olduklan söylem ve anlam çerçevesi ya da dünyası balarrund~n bir bütünün parçalan olarak ele almak ve onların ·dilini" yakalamaya çalışmak, bizi, günümüzün mantığını geçmişin metinlerinde aramak yaniışından kurtaracaktır. Kanaatirnizce bu husus, ha· disler ile ilgili birçok eleştirinin de kaynağını teşkil et· mektedir ve söylem analizi yöntemi, bu sorunun çözü­müne ciddi katkılar yapma ihtimalli gözükmektedir.

Öte yandan rivayetlerin analizinde kullanılan ve genel olarak metnin kendisinde odaklanan yaklaşım· lara ek olarak bu yöntem, metinde kullanılan dili, dilin bizz~t kendisinin de üretildiği daha geniş bir alana, sosyo-kültürel alana taşıyarak daha geniş bir alanda aniaşılmasını ve izah edilmesini sağlama potansiye.Jine sahip gözükmektedir.

ClLT: 20, SAYI: I, KIŞ, 2007

Page 7: Söylem Çözümlemesi Ve - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00064/2007_1/2007_1_OZERS.pdf · 4. Söylem Analizi Söylem analizi, metinlerio ve onlara neden olan ile· tişim sürecinin

SÖYLEM ÇÖZÜMLEMESi VE RiVAYETLERi N ANLAŞILMASINA YÖNELİK KATKILARI

Aynca bu yöntem vasıtasıyla tarihsel-kültürel şart­lar ve gelişıİıeler, (metindeki) dil üzerinden daha detaylı olarak ele alınacağı iç_in bir anlamda tarihsel gelişme­lerin metinlerdeki izini sürmek de mümkün olacaktır. Yalnız bu noktada dikkat edilmesi gereken nokta, me­tinler ile tarihsel gelişmeler arasıbdaki her örtüşmenin, ilgili metnin reddi iç.in bir bahane olarak değil, bilakis metnin anlaşılması açısından önemli bir unsur olarak görülmesi gerektiğidir. Zira bilindiği · gibi Goldziher'in İslôm rivayet malzemesinin çoğunluğunun, tarihteki siyasi gelişmelerden hareketle uydurulduklan şeklinde­ki değerlendirmesi, son derece yanlış ve genelleyic'i bir değerlendirmedir.6s Oysa kanaatimizce söylem analizi, sahih hadisler açısından, onlann içinde üretildikleri sos- . yo-kültürel coğrafyayı ele alması dolayısıyla daha net ve belirgin bir anlama ve resme kavuşturulmalarına katla yapma amaçlı olarak tatbik edilebilir. Ayrıca söy­lem analiz.indeki dil hassasiyeti dolayısıyla, rivayetlerin metinlerinin ve hatta onlarda kullanılan/özenle seç.ilen (kimi) kelimelerin, kullanıldıklan dönemdeki her türden ilişkilerin yansıtıcısı olarak ele alınmalan da, bizce bir­takım olumlu sonuçlara teşne gözükmektedir.

Keza hadis metinlerinin belirli oranda bir konuşma dili çerçevesinde serdedildiği göz önüne alındığında,66ve söylem analizindeki belirli geleneklerin67 daha çok ko­nuşma dili üzerindeki irdelemeler üzerinde yoğunlaştığı hatırlandığında, bu yöntemin bu yapıdaki rivayetlerin analizi açısından da işe yarar olacağı söylenebilir.

7. ı. Söylem Analizi Yönteminin Rivayet - - -Tahlili AÇısından -Kısıtlılıkları .

Bu yöntemin rivayet tahlili açısından kısıtlılıkianna ve kusurlanna gelince, öncelikle belirtilmelidir ki, insa­ni ilimlerde anlama (verstehenfunderstanding) ve açık­lama (erklörenfexplanataion) şeklinde iki ana eğilim ta­kip edilmektedir. Bunlardan anlama, daha içeriden ve dalfa derinlikli anlamiann keşfine yönelik bir yöntem olduğu iddiasında iken, açıklama ise daha çok birtakım modeller, kalıplar ve çerçeveler ekseninde bir irdeleme yöntemidir.68 Dine ilişkin incelemelerde ise daha çok an­lama öncülerinin düşüncelerine dayalı yaklaşımlar be­nimsenmiştir.69 Söylem analizi, bu iki eğilimden açıkla­ma yaklaşımına daha yakın gözükmektedir. Fakat yine de Peter Berger'nin de dediği gibi açıklama. anlamayı or­taya çıkarabilir ve anlama sürecine katkıda bulunabi­lir.7o Zira, anlama süreci öncesinde analiz ve irdeleme eksenli birtakım açıklama çabalan sergilenmektedir. Öte yandan incelenen metinlerio sırf sosyo-kültürel iş-

JOURNAL OF ISLAMIC RESEARCH 45

levierine indirgenmesi. son derece hatalı olacağı için. açıklama yönteminin. ve bu yönteme dayalı diğer yön­temlerin (örneğin söylem analizi) sonuç olarak daha çok anlamaya yardımcı bir fal<tör olarak düşünülmesi ye­rinde olacaktır. Dolayısıyla sö'ylem analizinde özellikle toplumsal yapının değişik katmanlan arasındaki her türden karşılıklı ilişkiler üzerinde odaklanılması dolayı­sıyla tüm dini metinle? kapsama ihtimali azalmakta­dır. Zira rivayetler içerisinde bu tarz ilişkiler çerçevesin­de izah edilerneyebilecek epeyce metin bulunmaktadır;

çünkü birçok hadis. zamansal ve mekansal ilişkilerin ö­tesinde aşkın bir söylem ve hitap tarzına sahiptir. Keza bu analiz türüyle yapılan incelemelerde. metinler sos­yo-kültürel vs. bağlamlarda ele alındığı ve bu bağlamlar çerçevesinde bir izah yapıldığı için, her zaman indirge­meci bir eğilimin olabileceği de akılda tutulmalıdır.71

Ayrıca söylem analizinin bileşenleri · olan inceleme aşamaları hakkında da rivayet malzemesinde her za­man her ayrıntıya cevap bulunamamaktadır. Bu da kıs­mi bir.analiz imkanı yarattığından, çıkarılan sonuçlar, ihtiyatlı/spekülatif bir içeriğe bürünmektedir. Zira bazen rivayetlerin ne kendisinde ne de onlarla ilgili lite- . ratürde her hangi bir fikir yürütmek için yeterli malze­me bulunmamaktadır. Bu bakımdan rivayetlerin bu yöntem ile incelenmesine müsait olan metinler olabile­ceği gibi, buna pek müsait olmayan metinterin olduğu da kabul edilmelidir.

Keza burada, söylem analizinde Halliday'ın yakla­şımı üzerinden, anlam ile lafız/form arasında karşılıklı bir ilişki olduğu varsayıldığın ve metindeki lafızlar ile kullanımları arasında bir nedensellik ya da sonuç çıkar­ma üzerinde durulduğu için, bell<i rivayetler açısından, rivayetlerin çoğunun mônô ile aktanlması dolayısıyla bu yöntem üzerinden kesin sonuçlar çıkarılamayacağı ileri sürülebilir. Zira hadis literatüründe lafızlar, belirli oranda da olsa ravi ürünüdür denilebilir.73 Fakat yine de belirtilmeliki, söylem analizi yönteminde ağırlık nokta­sı, gramatik dil değil, kullanımdaki dildir; yani toplum­sal yansımaları çerçevesindeki dildir. Dolayısıyla bu hu­sus, yine de rivayet malzemesinin bu yöntemle ele alın­ması açısından tamamen kusurlu bir nokta sayılmaz.

8. Söylem Analizi Unsurlarının Rivayet Analizine Yansıtılması

Yukanda ele aldığımız söylem analizi unsurlarını, ana konumuz olan rivayetler ve hadis metinleriyle iliş· kilendirirsek, aşağıdaki gibi bir tablo ile karşılaşmakta­yız. Fakat burada, bu adaptasyonun, geliştirilebilir ve

VOLUM E: 20, NO: I, WINTER, 2007

Page 8: Söylem Çözümlemesi Ve - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00064/2007_1/2007_1_OZERS.pdf · 4. Söylem Analizi Söylem analizi, metinlerio ve onlara neden olan ile· tişim sürecinin

SALiH ÖZER

tadil edilebilir bir yapıya sahip olduğunu peşinen belirt­memiz gerekınektedir ki, bildiğimiz kadarıyla bu konu­da daha önce yapılmış bir çalışma bulunmamaktadır74:

ı. Rivayet 1 Hadis Metni

Öncelikle geleneksel olarak, metin denilince smırlan belirli ve müstakil bir ifade grubunun kastedildiği belir­tilınelidir.7s Metinler müstakil yapılar olarak kabul edi- · lince örneğin hadis şerhlerinde, geriye de onların sadece lafzi ve dahili unsurlarını analiz etmek kalmıştır.

Öte yandan günümüz lengüistik incelemelerinde metin denilince, herhangi bir sözelfyazılı birim ile birlik­te, onun bonndırdığı göndermeler, üzerine yapılan yorumlar gibi unsurlan da içeren bileşke bir yapı kaste­dilmektedir. Hatta bir metnin nerede başlayıp nerede bittiği konulan tartışılmaktadır. Kısaca lengüistik ince­lemelerinde ve bu yörüngedeki diğer çözümleme yön­temlerinde metin, klasik dönemin ifadeflafız tammını da içeren; fakat daha geniş bir çerçeveye sahip bir terim olarak karşımıza çılanaktadır.

Bu bakımdan burada metin ifadesiyle, elimizdeki hadis metniyle birlikte, onun ait olduğu anlam çerçeve­sini oluşturan diğer metinlere (yorumlar, kaynaklar, yorumcular, kavram dünyası vs.} yönelik göndermeler ve üzerine yapılan yorumlar da kastedilmekte olduğu için, bu düzlemde inceleme yapılırken, rivayet metniyle ilgili lafzi incelemelerin (varsa mecaz vs. gibi dilsel kul­larumiara ilişkin tespitler ve gramer analizleri vs. yapıl­malı; keza metindeki temel vurgu ile, metinde kulla­nılan kelimeler arasındaki ilişkiler ve bunun ima ettiği anlam uzannlan da irdelenmelidir) ötesinde, onda Kur' an veya diğer kaynaklara yapılan göndernieler vası­tasıyla bir metinlerarasılık ilişkisi de kurulmaktadır.

Burada aynca belirtilmelidi~ ki, dini metinlerio ono­lizinde metinlerarasılık incelemesinin yapılabilmesi için mevcut dinsel söylem(ler)in de iyi bilinmesi gerekir. Keza rivayet metni, kendisiyle benzer anlama sahip metinler­den oluşan rivayet grubu çerçevesinde de ele alınarak bir anlamda o söyleme aidiyeti de pekiştirllmeye çalışıl­maktadır.

2. Rivayet 1 Hadis Metninin Üretimi, Sirkülasyonu Ve Tüketimi

Lafzen rivayet edilen hadis metinlerinin lafızlan, doğal olarak ya Hz. Peygamber' e, ya da sahabiye aittir. Dolayısıyla bu düzlemde, sahih bir rivayet açısından, daha çok metnin yorumu ve algılanmasıylo ilgili husus­lar üıerinde durulacaktır.

iSLAMİ ARAŞTIRMALAR DERGiSi 46

Sahih bir rivayet açısından metnin üretimiyle, met­nin etrafında oluşturulan yorum kütlesi kastedilecek­ken, metnin sirkülosyonuyla, bu yorumların toplumda· ki (ilmi çevreler) tedovülü kastedilmekte, tüketimiyle de metnin kitle (bizim örneğimizde özellikle şdrihler) toro· fından algtlanmo biçimi kastedilınektedir. Burada met· nin herhangi bir tarzda algılonma biçimi, bunu etkile· yen muhtemel faktörler, metnin tarihi açısından son de­rece önemli bir husus olarak karşımıza çıkabilir; zira ge­nellikle metnin lafzi yapısından ziyade yorumlanış biçi­miyle birlikte belirli bir algı türü 'oluşturulmaktadır.'76

Keza burada rivayetin bir açıdan anlam kuruculan olan şôrihlerin eğilimleri de ele alınabilir. Zira acaba •: şôrih~er), bir metne nasıl tepki vermektedir? Nitekim ki- .\. misi metni olduğu gibi/lafzen yorumlarken, kimisi de buradaki mutlak ifadeleri kimi endişelerden (Kuran a· yetleriyle, diğer rivaye~erle, akılla, tarihsel gerçeklerle çatışması vs.) hareketle çerçeveteyerek tahsis etmekte ve rivayet metninin ağırlık noktasını değiştirmektedir. Bu .' bakırndan da yorum sürecinde rivayete ilişkin kimi an·, lam daralmalan veya genişlemeleri yaşanmaktadır ki, söylem onalizinin bu düzleminde, bu tür anlam doral· maları ve genişlemelerinin ve (varsa) bunun muhtemel nedenlerinin izi sürülebilınektedir.

3. Metnin 1 Lafzın Oluşumuna Etkimiş Olabilecek Daha G~niş Sosyo · Kültürel ve Tarihsel Bağlam

Bu düzlemde.ise, .eğer varsanvayetteki.ifadenin olu­şumuna etkimiş olabilecek genel tarihsel, kültürel vs. ipuçları ele alınıp bu minvalde rivayete ilişkin genel bir yorum yapılmoya çalışılmaktadır. Bir anlamda hadis metoini kuşatan sosyo-kültürel ve tarihsel bağ lam, met· nin nasıl ifade e~ildiğini açıklamakta kullanılmaktadır. Bu noktada eğer varsa esbôb·ı vurıidi'l-badis malumatı vasıtasıyla metnin tarihsel bağlaını irdelenrnekte ve bu şekilde metnin ana hedefi kestirumeye çalışılmaktadır. Çoğu metin aslında amaçlı olarak ifade edildiği için söy­lem analizinin bir amaa da, metin sahibi ya da konuş­

macırun hedefini anlama konusuna yardıma olınak­tır.n Zira acaba metnin bu şekilde ifadesinin muhtemel nedenleri nelerdir? Vurgu ahlaki midir? Bu vurgunun tarihsel koşullarla ilişkisi nedir? Metrıin ulaşmayı hedef­lediği amaç nedir? (Eğer söz konusu ise) Hangi kitleyi hedeflemektedir? Metnin oluşturmayı hedeflediği ahla· ki-toplumsal davraruş kalıbı nedir?

ClLT: 20, SA YI : 1, KIŞ,_ 2007

Page 9: Söylem Çözümlemesi Ve - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00064/2007_1/2007_1_OZERS.pdf · 4. Söylem Analizi Söylem analizi, metinlerio ve onlara neden olan ile· tişim sürecinin

SÖYLEM ÇöZÜMLEMESi VE RiVAYETLERiN ANLAŞILMASINA YÖNELİK KATKILARI

9. örnek Bir Rivayet Analizi Rivayetin Kaynak Analizi: İncelememize konu

olarak seçtiğimiz rivayet, Buhôri'deki (ö. 256) lofzı eksen alırsak, şu şekildedir: Şokik'ten, ben Abdullah (b. Mes'ud) ve Ebu Musa ile birlikte idim. Onlar Rosululloh'ın şöyle söylediğini oktardılor: "Kıyametten önce öyle günler ola­cak ki, cehalet yoygınloşocak, ilim kaldırılacak, ve herec çoğolocak. Herec, Ho beş dilinde ölüı:nfkotl demektir. "78

Bu rivayet birçok lofız forldılığıylo birlikte, üzerinde du­rocoğımız porototip-metni (ılmin yok olması ve cehole­tin yaygınlaşması) itibariyle, iki sahabiden gelmektedir: Ebu Müsô el-'Eşari79 ve Enes b. Môlik.~0 Oldukça yalın O·

lan bu metinle birlikte, örneğin Mômer'de (ö.153), Enes' ten gelen rivoyette layamet alametlerinden olarak, il­min kayboluverrnesi, ceholetin onaya çıkması ifadesi , peşinden "içki ve zinanın yaygınlık kazanması vs." gibi ilave binalam hususlar da soyılrnaktodır.81 Öte yondan İbn Ebi Şeybe'de (ö. 235) Ebii Miisô el-Eşari tarikinde lofiz farklılığı olarak, Herec'in anlamı açıkça Rasulullah'a so­rulmakta, o da 'katl' cevabını verrne.ktedir.82 Keza Mus­lim'deki rivayetlerde ilmin kaldınlması ile birlikte {yur- .

fe'u yerine yukbazu farlayla), noksanlaştırılması ifadesi de geçmektedir.al Anakonumuz rivoyetin açıklanması olduğu için, rivayetle ilgili ravi renkidi vb. teknik husus­lar üzerinde durulmamıştır.

9. 1. Metin

İslam literatüründe meşhur bir konu olan layamet olarnetleri sadedindeki bu rivayette, diğer rivayetlerde de korşılaştığımız birtoktm unsurlar dile getirilmekte­dir. Apokaliptik rivayetler de denilen84 ve dünyanın sonuyla ilgili olarak olacaklardan haber veren bu litero­tÜide (fiten), birçok hususun sayıldığı görülmektedir. Bu unsurlar arasmda ve bir anlamda layarnetin küçük ala­metleri arasında, "ilmin yok olupfazalıp ceholetin yay­gınlaşması" hususu da geçmektedir.ss Bu balamdan rivayetin melhum olarak gelenek içinde yerleşikliği ve yaygınlığındon söz edilebilir. Keza metinde üç anahtar kavram geçmektedir: Bunlar ilim, cehalet ve herec'tir. ilim, islam düşüncesi açısından son derece önemli bir kavramdır.86 Kuran'ın daha ilk ayetlerinden birinde Allah'ın (cc) insana bilmediğini öğrettiği ifadesi geçmek­tedir (96/4). Dolayısıyla mezkur rivayette, bir husus (zamanın gittikçe bozulacağı), İslam düşüncesi açısın­dan son derece önemli ve yaşarnsol bir kavram olan ilim kavramıyla vurgulanmaya çalışılmaktadır ki, bu husus, ilim noktasında büyük hassasiyeti olan isıarn geleneği a.çısından büyük etki yaratmaya ihtirnallidir. Buradaki el-il.İm'den kastın-her ne kadar ilgili hadis metinlerinde

JOURNAL OF ISLAMIC RESEARCH 47

net olarak belirtilmeme.kteyse de - ne olduğu do incelen­miş ve diğer hadisler ışığında onun "dini bilgi" olduğu söylenmiştir.t7 Hatta Buhôri'nin, ilmin nasıl kobıedile­ceğine ilişkin müstokil bôbında,sa Ömer b. Abdulaziz'in Ebu Bekir b. Hazm'a, ilmin yok olmasındon korktuğu

için Rosululloh'ın (sav) hadisini yazması emrini nakledilmektedir ki, burada kastedilen ilmin, dini bir içeriğe sahip olacağı rahatlıkla söylenebilir, Öte yandan cehalet kavramı ise, neredeyse İslam ile İslam öncesi dönem arasını ayıran son derece net ve kesin bir oynm noktasıdır. Hatta dini literotürde, İslam öncesi dö-nem, dünyevi bilgisine rağmen Ccihiliyye olarak adlan­dırılmıştırs9 ki, burada dini onlOI!Jdo bir ilimden bahse­dildiği söylenebilir. Keza burada metindeki sıralamayı, ihtiyatlı da olsa bir anlamda önem işareti olarak olgılar­sak, son sırada Herec kelimesinin zikredildiğini görmek­teyiz. Şerh edebiyatının ilk örnekleri olan Garibu'l­Hodis'lerde bu kelimeyle ilgili olarak, çoğunluldo katlin ağır bastığı bir anlamlondırma yapıldığı görülmekte­dir.90 Rivayet in lafızla n nın kiminde bu ifadenin anlamı, doğrudon Peygamberimiz (os) tarafindan açıklanırken, kimisinde Ebü Müsô el-Eş'ôri açıklamakta, kimisinde de herhangi bir atıf olmadon sadece bir oçıkl~mo olarak zikredilmektedir. Bu farklılık rivayet tekniği oçısında.n kimi tonışmolora do neden olmuştur.9ı Aslında kimi zaman bilinen kelimelerden hareketle bir şeyi vurgulo­mak mümkün iken kimi zaman do daha az kullarula.n ve bilinen ya da diğer bir dilden iktibos edilen bir keli­meyle yapılan vurgu,' daha çok dikkat çekici olabilir. Peygamberimizin kimi zaman ifadelerinde bu tarz tavır tolandığı bilinmektedir.92 İbn Hacer bu kelimenin yaban­cı kökenli oluşuno itiraz ederek kimi rivayetlerde bunu Ebu Muso·nı·n açıklamasını savunmaya çolışma.kta, kelimenin Arapça kökenli olmasına rağmen pek kul­lanımda olmadığını söylemektedir.93 Fakat yine de sahabenin Rasulullah'a neden bu soruyu sormo ihtiyo­anı hissettiği tom olarak izah edilmiş olmamaktadır. Kaldı ki, genel opokoliptik literatürde Hobeş dilinin kul­lanıldığı belirtilmek suretiyle buradaki kelimenin Hobeşçe olabileceği de ileri sürülmüştür.94

öte yonda.n ilmin azalması, ceholetin yayılması ve herec'in çoğalmasıyla ilgili rivayetler grubuno baktı­ğımızda, lafızlario ilgili epeyce forklılıklo birlikte çok sa­yıda benzer rivayet görmekteyiz.95 Dolayısıyla ele aldığı­mız rivayet, bu içeriği dile getiren yegane metin değildir ve onok anlam çerçevesine sahip bir rivayet grubuno ait gözükmektedir. Burada bir anlamda metinlerması bfr gönderme yapılarak, dini literatürdeki benzerleri do­layısıyla incelenen memin anlamı daha da pekiştirilmiş

VOLUME: 20, NO: l, WINTER, 2007

Page 10: Söylem Çözümlemesi Ve - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00064/2007_1/2007_1_OZERS.pdf · 4. Söylem Analizi Söylem analizi, metinlerio ve onlara neden olan ile· tişim sürecinin

SALiH ÖZER

olmaktadır. Bu açıdan mezkur metin, ôşinô bir içeriğe sahip gözülanektedir; çünkü bu noktadaki anlam çerçe­vesinde, benzer rivayetler de bulunmaktadır; bu balam· dan da alıa konumundaki kitle tarafından yadırgana­cak bir husus teşkil etmeyecektir, üstelik bizzat yaşanan olumsuzluklar da bunu pekiştirmektedir. Dolayısıyla ele aldığınuz rivayetteki ilmin azalması, herec'in çoğalmas.ı

gibi hususlar, aslında Müslümanlar açısından kültürel ve tarihsel olarak ciddi çağnşımlan olan bir !f1etafordur ve insanlara yaşadıklan birçok aa tecrübeyi hatırlat­maktadır.

9. 2. Rivayetin f Hadis Metninin üretimi, Sirkülasyonu f Tedavüle Sokulması ve Tüketimi

Burada daha önce de belirttiğimiz üzere mezkur metnin yorumu süred üzerinde durulacaktır. Öncelikle buradaki ilimden kastın, önce de belirttiğimiz gibi dini bilgi olduğu yorumu yapılnuştır. Zira aksi taktirde hadi· sin lafzı, valaaya (ilınin96 gittikçe artması) ters düşebile· cektir. ileride de geçeceği gibi kimi zaman da ~ilmin be· reketinin azalacağı" yorumoyla da diğer bir anlam da· raltüması yapılmıştır.

Bu noktada ilmin kaldınlması konusunda öncelikle sahabeden gelen yorumlara baktığımızda, örneğin Ebü'd·Derdô'dan (ö. 32), "ilim kaldınlmadan önce {onu) öğrenin" şeklinde bir rivayet aktanldığını görmekte· yiz.97 Benzer şelcilde ondan "ilmin kaldırılması, alimle· rin gitmesidir {ölmesidir)" şeklinde bir yorum da aktanl­mıştır.9S Keza İbn Ebi Şeybe {ö. 235), rivayette geçen il· min kaldırılması hususuna ilişkin olarak tôbi'i Şa'bi'den {ö.104), "ilim cehalet cehalet de ilim olmadıkça kıyamet kopmaz" şeklinde bir ifade aktınnaktadır.99 Bu da kav­ram çerçevesi olarak zihinlerde böyle bir mefhumun ol­duğunu göstermektedir. Zira burada, hadisteki bir fonn, kişisel olarak da ifade edilmektedir. ·

Bu rivayetle ilgili olarak yapılan yorumlara bak­tığımızda örneğin Tahavi'nin (ö. 321), metinde zikri ge­çen "ilmin kaldınlması" hususunun, zaman olarak, Pey· gamberimizin bu ifadeyi sarfettiği dönemde değil, !oya­mete yalan bir zamanda vuku bulacağı yorumunu yap­tığını görmekteyiz.ıoo Hattôbi (ö. 388) de ele aldığımız metnin diğer bir tarikinin girişinde geçen 'zamanın kı· salması' ifadesinin anlamıyla ilgili olarak, ömürlerin azalmasl, bereketinin azlığı ya da kıyametin yaklaşması gibi yorumlar yapmaktadır.1oı Keza Hattôbi {ö. 388) za­manın kısalmasıyla ilgili olar~ Hammôd b. Selerne'den (ö.167) yaptığı nakle ("Bunun yaşamın tadından kay-

İSLAMI ARAŞTIRMALAR DERGiSi 48

naklandığı") yorumunda, böyle bir olumlu durumun, Allahu a'lern ancak Mehdi'nin çıktığı ve yeryüzünün adaletle do lduğu zaman için söz konusu olduğunu söyle­yerek aslında, mutluluğu oldukça 'uzak' bir zaman dili­mine atmasına rağmen, yine de bu ifadeleri sonunda "gerçi insanlar hala mutluluk zamanlarına ne çabuk geçti derken kısa da olsa kötü zamanların ise uzadıkça uzamasından şikayetçiler" diyerektoz bir anlamda bura­daki hususun, insana bağlılığını ve izafiliğini ifade· et· mektedir. Dolayısıyla burada hadis metninin anlamına ilişkin kimi zaman daralan kimi zaman genişleyen bir anlam, keza kimi zaman kötümserleşirken kimi zaman da konu doğal bir husus olarak kabul edilerek ona karşı daha nötr bir tavır·talanıldığı bir balaş açısı gelgiti göz- •: lemlemekteyiz. Aynı hususu, ri vayetin diğer parçalarıy· la ilgili olarak da, fakat yine şôrih faktörüne bağlı ola­rak müşôhede etmekteyiz.

Erken dönem Buhôıi şôrihlerinden Endülüslü İbn Battôl (ö. 449) ise, tüm bunların, kıyamet alarnetlerin· den olduğunu, onlan bizzat görüp yaşadığını ifade et· mektedir, nitekim ona göre ilim azalmaya başlamış, ce- , halet ortaya çıkmış ve kati çoğalmıştır, dolayısıyla bu hadiste "zamanın kısalması hariç, tefsire ihtiyaç duyan bir yan yoktur."IOJ

İbn Battôl, Enes rivayetinin yorumunda da, ilmin noksanlaşmasının kıyametin alametlerinden yapılma­sının, insanları ilim peşinde koşmaya teşvik amacına yönelik olduğunu belirtir.ı04 Bu yorum, bu hadisin ifade amacıyla ilgili bir çıkanm olarak algılanmalıdır. Keza bu rivayetteki, "Benden sonra kimsenin aktarmayacağı bir hadis akta_l'_a~ğ!rn::_gü:izgahıll!l~ah_ederken de, bu­nu onun bizzat şahit olduğu ilim noksanlığı vb. değişim­Ierden dolayı söylemiş olabileceğini ifade etmektedir.ıos

İbn Battôl, buradaki "ilmin azalması" kavramıyla oluşan olumsuz tablonun; "Müslürnanlardan bir grubun daima hakka destek çıkacağı" rivayetiyle, anlamını da· raltenaya çolışmaktadır.ı06 Burada, bu rivayetten çıka· bilecek kötümser bir sonucun önüne İslam'ın genel onla· yışı vasıtasıyla geçilmek istenmektedir denilebilir. Fakat İbn Hacer (ö.852), İbn Bqttôl'ın bu tahsisini {anlam da­raltması) reddederek umumi ifadeyi destekleyen riva­yetleri aktarmaktadır. tO?

Bu noktada belirtilmelidir ki, şôrihlerin sık sık yaptı­ğı bu uygulama (metinlerarasılıltj, aslında, kimi zaman metinde anlam daralmasına veya genişlemesine de ne­den olabilmektedir. Zira hadisler ile diğer hadislerin ve­ya ayetlerin bağının kurulması, nihayetinde bu ilişkiyi

CİLT: 20, SAYI: I, KIŞ, 2007

Page 11: Söylem Çözümlemesi Ve - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00064/2007_1/2007_1_OZERS.pdf · 4. Söylem Analizi Söylem analizi, metinlerio ve onlara neden olan ile· tişim sürecinin

SÖYLEM ÇÖZÜMLEMESi VE RiVAYETLERiN ANLAŞILMASINA YÖNELIK ~ATKILARI

kurun kişiye de bağlı bir husustur.

Moira ·Chimombo, söylem analizi çerçevesinde ·an­lam açısında.n bağlarnın önemilOS hakkında şunla.n söylemektedir: "Bir metnin anlamının kaynağı nedir? İnsa.nlar bir metnin kelimelerini ve sözlü olmayan un­surlannı na.şıl yorurnlayacakkırını nereden bilirler? Cevap şudur: Her metin, yorumuna ilişkin anahtan da içeren diğer bir metinle birlikte gelir. Bu eşlik eden met­nin -ya.ni boğlam- kültür ve· çevrede/durumda kökleri vardır. Buna, bu metnfn ortaya çıkmasına neden olan kişilerarası ve metinlerarası ilişkiler de dahildir. En ge­nel anlamda bu bağ/am, kültürdür. İnsanla.nn içinde bulunduklan toplumlarında dünyayı ve onun içinde kendilerini nasıl gördükleri, ürettikleri metinleri anla­mak açısından son derece önemlidir ... Her kültürde me­tinlerin ortaya çıkmasına neden olan durumlan tanım­lamak mümkündür. Dilin kültürel bağlamdan ziyade durumsol bağlam (situotional context) içindeki rolünü incelemek daha kolaydır ... Metin, konuşmacı ile yorum­cunun karşılı.1dı ilişkisinden ortaya çıkar. Üretim ve yo­rumunun her aşamasında, metnin gelişimine çevre sağ­loyan bu bağlarnlara üstü kapalı gönderme yapılır. Me­tin ile bağlam sürekli birbirini besler. Zira bağlamsız metin yoktur. •ıO'l

Yukarıdaki alıntıda anlam açısından özellikle 'kültürel bağlom' son derece önemlidir; zira kültürü eğer insanın içinde bulunduğu, solurluğu canlı bir atmosfer olarak görürsek.ııo kabul edilmelidir ki o, rivayetlerin a.nlaşılrnasındci da en önemli bağlamdır. Belki de o genel bağlam şu an, rivayetlerin dile getirildiği dönem kadar (canlı) olmadığı için, onlara ilişkin anlarq da tamarnlan­mamaktadır. Zira bu sözlere ilk muhatap olan kişiler açısından büyük bir anlama sorunu pek söz konusu de­ğildir. Keza o dönemde metnin içerik olarak kabul edi­lebilirliği noktasında da bir sıkıntı aktanlmamaktadır. Önceki şôrihlerin analizlerinde, yakın dönemlerin insa­nındaki şaşlanlıkla.nn bulunmaması, belirli oranlar da olsa bu husustan kaynaklansa gerektir.

. Keza yukondaki alınnda belirtilen 'durumsal bağ­lam' kavramı, hadis literatüründeki esbiib-ı vuriıdi'l·

hadis' e son derece yalan bir terimdir ki, esbiib-ı vuriıdi'J. hadis bilgisi de rivayerin aniaşılmasıyla ilgili en önemli faktörlerden biri olarak büyük önem arz etmektedir.111

Bilindiği üzere sözlerin doğru bağiarnı çerçevesinde anlaşılması, bu tür analizierin en temel sorunlanndan birisidir. Zira metne ilişkin olarak çevresel malumut olmayan durumlarda, anlam da belirsiz kalmaktadır. Hallisierde bağlam bilgisi bulunan örnekler bulunduğu

JOURNAL OF ISLAMIC RESEARCH 49

gibi, hakkında çevresel malumat bulunmayon rivayet sayısı daha fazladır. Öte yandan kendisi hakkında çevre­sel malumat bulunan rivayetlerin onlarnlon, uzunca bir. zaman muhafaza edilmekle birlikte, özellikle belirli bir. zamanda belirli bir kitleye yönelik bir konuşma, genel­likle konuşmacının kostmo ilişkin ipuçlan içermeye­bildiğinden dolayı anlamı kestirrnek de güçleşmektedir.

Öte yandon nasıl hadisleri diğer m~tinler ile ilişki· lendirmek, yeni bir anlama neden olabiliyorsa, bir met­nin bir bütün içinde başka bir yerde zikredilmesiyle de metin yeni bir anla.m kazanabilme.ktedir. Bu husus ha­dis literatüründe meşhur hadis-bôb. başlığı ilişkisine te­kabül etmektedir. Bu noktada özellikle Buhari'nin.~erôci­

mi ilgi konusu olmuştur.112 Nitekim ş{ırihJerden İbn Ha­cer, Buhôri'nin ilim kitabında yer alan ve hadisimizle benzer içerikli olan diğer bir hadis ile, Buhôri'nin qnu yerleştirdiği bôb başlığı arasındaki bağlantıdan bahisle onun kastını açıklarken, "Bu metnin ilim kitobıylo bağ­lantısı, işlerin ehil olmayanlara verilmesinin ancak ce­haletin haslan olup ilmin kaldınldığında olacağını, bu­nun da layarnetin alametlerinden olduğu" yorumunu yapmaktam ve -bir balama söylem analizi terirnleriyle­Buhôri'nin 'metinden, yeni bir bağlama aktarmo ile yeni bir anlam üretme' yoluna gittiğini ima etmektedir diyebiliriz.

Endülüslü diğer bir şarih olan İbn Ebi Cemre (ö. 663) ise ilim vs.deki şeylerde artış veya eksilmenin aslında tamamen inancın gücü ve emir-yasaklara uymakla ilgi­li bir durum olduğunu, nitekim Allah'ın (cc) Kur'an'da "İnsanlar inanıp sakımrlorso, onlara yeryüzünün ve gökyüzünün bereket kopılanru oçanz" (7/96) buyur­duğunu belirtmektedir.m Böylelikle rivayet metninde geçen ve bir onlamda layarnetin yaklaşmosıyla ilgili hu­suslar, insanla ilişkilendirilerek zırnnen insani sorum­lukla bağlantılı hale getirilmektedir. Burada dini bilgi konusunda ve bir açıdan dine karşı bir ilgisizliğin yay­gınlaşması vs. gibi olayiann aslında insanın, dünyanın da sonu anlamına gelebileceği ima edilmiş de olmak­todır ki, böyle bir husus öncelikle İslam'ın, kendisinin karşıtı olarak gördüğü Côhiliyefcehaletin nüksetmesiyle qlabilecektir. Dolayısıyla dünyanın sonu mefhumuyla ilgili rivayetin içeriği, bu şekilde İslam'ın yok oluşu arka planında yorurnlanmoktadır. Zira eğer İslam demek ilim demek, Côhiliye'ninfcehaletin ve kargaşarun karşıtı demek ise, bunlann olumlularının yok olup/ yok olmaya yüz tutup olumsuzlannın ortaya çıkması veya yaygın­

laşması da, bir anla.mda İslam'ın sonu, dini söyleme gö­re de dünyanın sonu demek olacaktır. Bu şekilde bu

VOLUM E: 20, NO: 1, WINTER, 2007

Page 12: Söylem Çözümlemesi Ve - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00064/2007_1/2007_1_OZERS.pdf · 4. Söylem Analizi Söylem analizi, metinlerio ve onlara neden olan ile· tişim sürecinin

SALIH ÖZER

ri vayetin metni, koçınılmaz bir kader olmakton ziyade, insanın çabasının do etkisi olacak şekilde dini bir hos­sosiyete teşvik olarak yorumlonobilir.

Daha sonraki dönem şôrihle.rinden Nevevi (ö. 676) ise bu ve benzeri mutlak ifadeli hadislerde geçen "ilmin kobzındon" kostın, bir bakıma metinlerorasılık kavramı çerçevesinde diğer bir hadiste (Allah insorılordon ilmi · çe.kip olmaz, fakat alimleri kobıederek ilmi de kobıed­er... ıısı boğlontılondırorok bunu, olirrılerin göğüs­

lerinden ilmin silinip yok edilmesi değil, ilim taşıyan­ların ölmesi sonucu insorılorın cahilleri önder edinme­leri ve orıloro soru sormolon, bu şekilde orılonn da hem kendilerini hem de diğerlerini yoldon çıkarmalan olarak yorumlamoktodır.t16 Dolayısıyla burada ilmin azalma­sı/ cehaletin ortması metninin orılomı, bir yozgı olmak­ton ziyade, tarihsel süreç içerisinde Müslümaniann gös­terebileceği bir gofletin sonucu olarak yorumlanarak insorılo bağlantılı hale getirilmektedir ki, bunun söylem analizindeki 'söylenmeyen varsayım' terimine karşılık geldiği de söylenebilir; zira böylelikle hadis metnindeki bu ifade (ilmin ozalocoğifceholetin artacağı) ile koste­dilenin, aslında insana yönelik bir uyan olduğu yorumu yapılmış olmaktadır.

Bu noktada oldukça uzun bir yorum yapan geç dönem şarihi İbn Hacer (ö. 852) ise örneğin İbn Bottôl'ın (ö. 449) "ilmin azalması, cehaletin çoğolmosı, katlin art­ması gibi şeyleri bizzat gördük" yorumunu oktardıktan sonra şunlon söylemektedir: "Görünen o ki, onun gördü­ğü şeyler, (aslında} azlığına rağmen, epeyce idi. Bu ha­disten murod edilen şey, bu arılarnın güçlendirilmesidir, öyle ki bunun dlşındo korşıloşılacak çok az şey kalır.

Buna ilmin kobzedilmesi_tobiriyle işaret edilmiştir, öyle ki bunun sonunda geriye tam arılomıyla cehalet kalır. Bu husus, orılor arasında bir ilim ehli raifesinin varlığı­no do engel değildir, çünkü bu toife de o (yerilen) kişilere konşrnıştır ... Aslında bu hadiste zikredilen hususlan n ilk ipuçlon, tô sahabe devrinde var olmuştur, bu husus­lar kimi yerlerde diğer yerlerin aksine daha çoğolmış­tır... İbn Bottôl'ın bu yorumu yaptığı günlerin üze­İinden yaklaşık 350 sene geçti ve sayılan hususlar tüm ülkelerde daha do artmakta: Fakat buradaki hususlar­dan kimisi bir yerde çoğalırken diğer bir yerde azalmak­ta, her neslin peşinden bu noktalardaki olumsuzluk art­makta. Buna mezkur bôbın peşinden gelen bôb hadisin­de işaret edilmektedir: 'Hiçbir zaman gelmez ki, sonraki öncesinden daha kötü olmosın.'"117

Aslında mezkur rivoyetle birlikte, onun boğlornına ve kostmo ilişkin olarak herhangi bir malumot oktorıl-

İSLAMi ARAŞTIRMALAR DERGiSi 50

modığı için, rivayet, kendisine muhotop olon her dönem insanına dönemiyle ilgili bi rtalam kıyaslamalar imkoru vermekte ve anlam, sürekli olarak yenilenmektedir. Bunda isnodın, metni, bağlarnından koparması hususu etkili olmuş olobilir.ııs Zira böylelikle rivayetlerin, çev­resel izahiann ötesinde sadece yalın lafıılan ortoda ol­duğu için, birçok değişik bağlama uyorlonobilmektedir.

Nitekim İbn Hacer (ö.852}, Hattôbi'nin (ö.388) za­manın kısalmasıyla ilgili olarak, "bunun yaşamın to­dındon kaynaklandığı" şeklindeki yorumu çerçevesinde, elimizdeki hadisin fitnelerin zuhuru ve katlin çoğalması şeklindeki olumsuz bağiamma pek uymadığı için Kirmôni'nin (ö.786/1384) yaptığı itiroza şu karşılığı ver­mektedir: "Çünkü, onun (Hattôbi'nin) (ö.388) zamanın- •: da, (zamanın, ilim vs'nin) azalması vuku bulmamıştı, .;. bu hadisin içerdiği husus, bizim zomanımızda karşılı­ğını bulmaktadır, nitekim osnmızdo günler bizden ön­ceki osırda görmediğimiz şekilde hızla geçiyor, hayatın da pek tadı yok. Aslında burada murôd edilen şey. hiçbir şeyde hatta zamanda bile bir bereketin kalmomasıdır, , bu do layarnetin yakloştığmın alametlerindendir."119 ,

İbn Hacer'den yukonda yapılan iki alıntıda da, bir bakıma zihinlerde var olan bir ri vayete ilişkin mefhum­dan hareketle, zamanın ve içinde gerçekleşen olayiann da gittikçe daha kötüleşeceği hususu, ele aldığımız ri­vaye.t çerçevesinde de bir anlam örtüşmesine neden ola­cak şekilde kullanılmış olmaktadır. Adı geçen rivayette, en hayırlı dönemin Peygamberimizin dönemi olduğu, sonra onun peşinden gelen sahabi dönemi olduğu ... ündeleri geçmektedir.ı2o Bu hadisin mutlak yapısı dola­yısıyla ele aldlğımız rivayet de bu genel çerçeveye uy­rnaktadır:Dolayısıyla elealdiğımıirivÜyetm bir Önlam­do bu tarz bir söylem dünyasına ait olduğu söylenebilir. Zihirılerde her şeyin gittikçe bozulacağı fıkri olduğu için, yukandaki şerhlerde görüldüğü üzere, İbn Hacer, önceki şôrihlerin kötüleşme olarak niteledikleri şeyleri, kendi dönemindeki olumsuzluklarlo kıyaslayorak, aslında onlarm daha boşlom~ş bile olduğunu söylemektedir.

Bu noktada, aynca İbn Hacer'in yaşadığı dönem olan 852/1449 öncesi yıllar ile Hottôbi'nin yaşadığı yıllar olan h. 400'lü yıllar arasında yaşanan toplumsal deği­şiklikler üzerinde de durulabilir. Oysa Hattôbi'nin yaşa­dığı dönemde de Abbosi hilafetinin gücünü kaybetrnesi dolayısıy~a bağımsız devletler ortaya çıkmış, siyasi boş­luk sebebiyle iç mücadeleler tüm şiddetiyle devam et­miştir; keza oçlıklor, hastalıklar vb. tabi afetler büyük yıkırrılara neden olmuştur.ızı Keza ilim noktasında onun doğum yeri ve çevresinde yaşadığı mekan olan Büst'ün,

CİLT: 20, SAYI:!, KIŞ, 2007

Page 13: Söylem Çözümlemesi Ve - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00064/2007_1/2007_1_OZERS.pdf · 4. Söylem Analizi Söylem analizi, metinlerio ve onlara neden olan ile· tişim sürecinin

SÖYLEM 'ÇÖZÜMLEMESİ VE RiVAYETLERiN ANLAŞILMASINA YÖNELİK KATKILARI

Buhara gibi diğer ilim merkezlerine oranla yetersiz ol­duğu da şöylenmektedir.ııı Dolayısıyla aslında Hattôbi' nin döneminde de bu rivayet açısından, İbn Hacer döne­mlyle layaslanmasa da epeyce sılantı söz konusudur denilebilir.

Keza İbn Hacer. İbn Batteli'ın zamanın lasalması · kavramı dışında bu hadisin izaha pek ihtiyaç göster­ınediği sözüne de itiraz ederek, pek tabi bu konuda son­raki tartışmalan bildiği için durumun onun dediği gibi olmadığını söylemekte ve ilmin azalmasıyla ilgili tartış­malara değinmektedir: "Kimisine göre bundan kasıt her alimin ilminin, başına gelen unutma dolayısıyla azal­masıdır, kimisine göre de bu, ilim ebiinin ölmesiyle ger­çekleşir, bir yerde bir alim öldüğünde ve peşinden de biri gelmediğinde o bölgede ilim azalır:ın İbn Hacer ileride de, ölen bir alimin münferiden sahip olduğu ilmin, onun -ölümüyle birlikte yok olması dolayısıyla bir noksanlaş­madan da b ohsetmektedir.l24

Öte yandan İbn Hacer (ö. 852), Humeydi'den (ö. 219), bu hadiste ilgili tariiderden birinde geçen 'cimriliğin ilkö edilmesi' hususunu açıklarken, "ilkô'nın sözlükte bir şe- .

yi atıp terk etmek anlamında olduğu, bunun ise (yani cimriliğin kaldınlıp atılması, terkedilmesi) bu hadis b~ğlamında medh anlamına geleceği, oysa bu hadisin zernın üzerine kurulu olduğu" sözünü aktararak,ııs

aslında metnin genel kötümser anlamına ilişkin ipuç­lan vermektedir. Zira daha önce de örneğin zamanın kısalması ile ilgili olarak Hattabi'den aktanlan "bunun, yaşamın tadından kaynakladığı" yoruriıu, Kirmöni (ö. 786/1384) tarafından eleştirilmişti. Buna göre bu hadis­teki anlamın genel olarak terhib ağırlıklı olmasının,

yorumcular(ın çoğu) tarafından tesis edilmeye çalışıldı­ğı söylenebilir. Hatta mevcut yorum kütlesine genel ola­rak bakıldığında Hattabi'den aktanlan bu yoruma pek rağbet edilmediği görülmektedir. Burada söylem analizi açısından önemli bir husus olan, bir metnin anlamının kurulmasına yönelik farklı eğilimlerle birlikte özellikle belirli bir yorum türünün ön plana çıkanldığı, tedaville sokulmaya çalışıldığı bir faaliyet ile karşı karşıya

olduğumuz da söylenebilir.

Dolayısiyla bu noktada rivayetlerin yorumu açısın­dan oldukça önemli bir rol oynayan şörihler, 'anlam kuruculan' olarak biraz üzerinde durulmayı hak etmek­tedirler. Zira buradaki metinden, baskın tonu kötümser olan bir yorum çıkabileceği gibi ahlaki motivasyonlu bir rivayet yorumu da çıkabilir. Bu bakımdan aslında şdrih­lere hem 'anlayan' hem de" diger anlayanlar için kimi

·iaman 'anlam aracılanftaşıyıcılan' kimi zaman da

JOURNAL OF ISLAMIC RESEARCH 51

'anlamın tesis edicileri' olarak bakılabilir. Üstelik ilk dönemlerden ziyade sonraki dönemlerde oluşmaya başlayan şerh edebiyatında, önceki alimierin kimi za­man farklılaşabilen yorumlan üzerinden, hatlan gittik­çe belirginleşen bir yorum çizgisinin oluştuğu görülmek­te ve bu noktada farklı bir yorum şekli, ister istemez ku­laklan tırmalamaktadır. Bu rivayet örneğinde de, örne­ğin özellikle Hattôbi'den (ö. 388) ve sonradan İbn Bat­tôl'dan (ö. 449) ve İbn Ebi Cemre'den (ö. 663) aktanlan kimi yorum parçacıklan, bir geç dönem şörihi olan İbn Hacer (ö. 852) tarafından dikkatle teşhis edilmekte ve ya geçiştirilmekte ya da eleştirilmektedir.

Tekrar vurgulamak gerekirse İbn Hacer (ö. 852) mez­kur rivayet çerçevesinde öne sürülen farklı yorum parçacıklarına teker teker cevap verdiği için, bu şekilde kendisinde standart bir yorum çerçevesi tedaviile sok­ma eğilimi sezilmektedir. Nitekim kendisi İbn Ebi Cemre'nin (ö. 663) bir anlamda 'bu tür işlerin insana bağlı olduğu' şeklinde bir anlam genişlemesine neden olacak yorumuna hiçbir ilave yorumda bulunmadan geçerken, kimi endişelerle İbn Battöl'ın, bu ri vayetin laf­zının neden olabileceği olumsuz çıkanmlan engelleme girişimini de (umumi ifadeyi tahsisini) bastırmaya ça­lışmaktadır. Bu bakımdan İbn Hacer'de hem rivayetlerin lafzı açısından oldukça savunmacı hem de yorum açı­sından standartiaşmaya doğru giden bir eğilim gözlern­lenmektedir. Keza bu tavırda metnin yorum vasıtasıyla istenilen yöne doğru tevcihi de gözlernlenmektedir.

Aynca bu rivayet konusunda özellikle İbn Battöl'- ın bizzat tecrübe etmesi dolayısıyla birtakım duygusal yo­rumlar yapması, sosyal olayların kimi metin yorumlan üzerindeki etkisi olarak görülebilir; zira bu rivayette ge-

. çen hususlar, bir bakıma onun döneminde ve genel ola­rak Endülüs'te yaşananlara tercümôn olmaktadır. Dola­yısıyla bu husus, kimi tarihsel nedenlerden dolayı met­nin belirli bir biçimde algılanmasına ilişkin bir örnek olarak değerlendirilebilir. Zira İbn Battal'da, mezkur metinde lielirtilen çoğu şey (zamanın kısalması hariç) ekstra yoruma ihtiyaç duymayacak şekilde yaşanan tecrübeye tam olarak karşılık gelmekte ve anlama konu­sunda bir sorun kalmamış gözükmektedir.126

Sonraki şörihlerin ise, genel olarak tedaville sokulan yorum biçiminin izinde gittikleri gözlemlenmektedir. Yani bir anlamda önceki şörihlerin anladıklannın tahli­line dayanmaktadırlar.

Yine de Ayni (ö. 855) metindeki ilim-cehalet ikilisi ko­nusunda pratik bir mantık sergileyerek cehaletin ortaya

VOLUME: 20, NO: 1, WINTER, 2007

Page 14: Söylem Çözümlemesi Ve - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00064/2007_1/2007_1_OZERS.pdf · 4. Söylem Analizi Söylem analizi, metinlerio ve onlara neden olan ile· tişim sürecinin

SALIH ÖZER

çılanosının, zaten ilmin kobıedilmesinin doğal sonucu olduğl.!nu söyleyerek buradaki ifodenin, aslında izahı güçlendirmek amaoyla · kullanıldığını söylemektedir.127

Azımôbôdi de (ö.1329) ilmin ortadon kollanosını, yuka­nda görüldüğü üzere iyice oturmuş bir yorum şekli olon, büyük alimierin ortadan kollanosıyla izah etmek­tedir.ızs

Aslında yukandaki yorumlann geneli göz önüne alındığında ceholetin yaygınlaşmasından ziyade ilmin kobıedilmesi ya da noksanlaşması konusuyla ilgilenil­diği görülmektedir. Muhtemelen bu, Ayni'nin de işaret ettiği üzere, cehaletin yaygınlaşmasının, ilmin noksan­laşmasının doğal bir sonucu olması dolayısıyladır.

Bu düzlemde belirtilmelidir ki, metnin belirli bir bi­çimde algılanması boyutu, öncelikle şôrihler nezdinde belirli bir yorum biçiminin önplaria çık(anl)mosıylo ilgi­li çabalan vasıtasıyla takip edilmiştir.

9. 3. Metnin/Lafzın Oluşumuna Etkimiş Olabilecek Daha Geniş Sosyo-kültürel ve Tarihsel Bağlam

Bilindiği gibi fiten türü rivoyetlerde, toplumsol vs. yapıdaki (yalan ya da uzak gelecekte ortaya çıkacak) bozukluklaf dolayısıyla insanlar kendilerine çeki düzen vermeye, yaşanan olumsuz sosyal, siyasi ve dini geliş­meler karşısında ahlaki bir toporlanmayo yönlen­dirilmektedir. Aslında bu bağlamda insanlara dini gay­ret verme amaoyla birtalam rivayetlerin uydurulduğu da hadis tarihinden bilinmektedir.ı29

İslam düşünce geleneğinde daha önce de vurgu­landığı üzere ilim koıiusu ağırlık bi! yere sahip olduğu gibi cehalet de neredeyse İslam ile öncesi arasındaki sı­nır çizgisini teşkil etmektedir. no Bu balamdon son dere­ce hayati bir y~pı olan ilim ve bunun tersi olon cehalet kavramlan, bu geleneğin otantik varlığını devam ettir· mesi noktasında önemli bir gösterge soyılmalıdır. Bu iki kavramın yerinden edilmesi, ve özellikle dini ilişkin bil­giye roğbette birtalam sorunlonn yoşonmcisı,'i:oplumun yaşamının devamı noktasında birtalam ciddi sorunlara neden olabileceği gibi bunun genel bir eğilim olması durumunda, toplumun yaşonu alt üst olacak ve en azın­dan otantik şekilde varlığını sürdürmesi imkansız ola­caktır. Nitekim ele aldığımız hadisle ilgili yorumlordo, kendi yaşam kesitlerinden bahisle insanın ne yaşadığın· don ne okuduğundan herhangi bir tod almadığı belir­tilmektedir.131 Keza yorumlarda bu konularda 'bereketin azalması' mefhumuylal32 kastedilen de muhtemelen bu

İSLAMi ARAŞTIRMALAR DERGiSI 52

noktadır. Bu balamdon örneğin sahabi Ebü'd-Derdô (ö.32) ve tôbi'i Şo'bi'den (ö.104) ilinıle ilgili olarak yapı­Ian nakiller, bir gün (dinı) ilmin yok olacağına ilişkin bir endişenin, ilim çevrelerinde canlı tutulan bir konu oldu­ğunu göstermektedir. Dolayısıyla ilme önem verip ceho­Iete savaş açnuş olan bir söylem içinde, bu tür hususla­no kalkması veya bu konularda ciddi sıkıntılar yaşan­mosı, bu kültür çevresine ait insanlar açısından son ~e­rece sorsıcı bir tablo sayılacaktır. Nitekim kendileri de bu söylem ve kavram dünyasına ait olan ve dolayısıyla geleneğin içerisinden onu qnlamaya çalışan şôrihlerin yorumlarında bu noktadaki hissiyat dışavurumlan, en azından teyakkuz uyandırma mesajının ahndığını gös­termektedir. Aynı şey, incelememizde daha az yer tutan katlin (herec) çoğalması noktasında da söylenebilir; üs­telik bu noktadaki tepki ve yorumlar daima yaşadıklan dönemdeki olaylarla ilişkilendirilmiştir.

ilim ve cehalet gibi kavramiann insanla ilişkisi çer­çevesinde Kur'an'da öne çıkan tabloya bakıldığında, ilim kavramının cehaletten çok daha fazla kulloruld.ığını

görmekteyiz. Bu balamdan örneğin ilim kavramını irde­Iediğimizde, insandaki bilginin ancak Allah'ın öğrettiği kadar olduğu (2/32), insanın bilgisinin sınırlı olduğu

(17/85), ayetlerin bilen (ya'lemıin) bir halk için oynntılı şekilde açıklandığı (9/11) gibi ayetlerle ·korşıloşırken, ce­halet konusunda da örneğin insanın emaneti yüklen­mesi dolayısıyla çok cahil olduğu (33/72), Allah'ın dışın­da birtalam sahte ilahiara tapınmanın cehalet olduğu (7/138), boş sözlerle (/ehll) uğraşoruann bilmeyen kişiler oluşu (28/55) gibi anlamlarla ve bu kelimenin 'bilmeden yapılan' anlamında (4/17) kullanıldığını görmekteyiz.

Öncelikle bu rivayette geçen ilmin kaldınlması ifade kalıbı ele alındığında, burada lofız olarak, insanın ilmi terkinden ziyade, insan iradesi dışında ilmin çekilip alınması gibi bir anlam izlenimi edinilmektedir. Oysa bu ifadeye din dili çerçeve.sinde ve örneğin Kuran' o bakıldı­ğ'ında, orada da ilim vs.'nin 'edinilmesi'nden ziyade 've­rilmesi'nden ("kendilerine ilim verilenler" gibi, örneğin bk. 16/27) bahsedildiğini görmekteyiz. Dolayısıyla her şeyin Allah'ın iradesi çerçevesinde ce reyon ettiği bir dini söylem dünyasında, (mezkur hadisteki gibi) bir ifadenin kullanılması son derece doğal gözükmektedir. Nitekim buradaki lafzın değil de aslında mananın önemli olduğu, şarihlerin bu noktada çıkardıklan yorumlardan da anlaşılmaktadır. örneğin İbn Bottôl'ın genel olarak bu rivayetten kostın, insanlan ilim peşinde koşmaya teşvik etmek olduğu şeklindeki yorumu, ın toplumsal ve ahlaki yönü son derece ağır basan bir yaklaşım kabul

CiLT: 40. SAYI:I, KIŞ, 2007

<:

Page 15: Söylem Çözümlemesi Ve - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00064/2007_1/2007_1_OZERS.pdf · 4. Söylem Analizi Söylem analizi, metinlerio ve onlara neden olan ile· tişim sürecinin

SÖYLEM ÇÖZÜMLEMESi VE RiVAYETLERiN ANLAŞILMASINA YÖNELIK KATKILARI

edilmelidir. Dolayısıyla söylem analizi açısından dil analiziyle Ilgili semantik çözümlemeleri burada kulla­nırsak, bu rivayetin lafzındaki pasif kalıbın, aslında aktif bir anlamı olduğu -muhtemelen Ku~·an'daki bu tarz ifadelerin gramatik analizinin kavranılmış olması dolayısıyla- genel olarak şari.IUer tarafındon ortaya konulmuştur.

Dolayısıyla, özellikle İbn Ebi Cemre'nin (ö.663) orta: ya koymuş olduğu, "bu gibi hususların insana bağlı ol­duğu, dolayısıyla eğer insan her ne zaman -ister ilk dö­nemlerde isterse sonradan- inanıp iyi işler yaparsa, Al· lah'ın insana göğün ve yerin bereket kapılonnı açacağı~ yaklaşımı, t34 Kur'an'da belirtilen söylem dünyasına daha paralel gözülanektedir. Zira burada hem bir anlam örtüşmesi hem de aslında bu gibi ikazların peşinden gel­mesi beklenen ahlaki motif de dile getirilmektedir: Yani Aslolan şey, insanın bu gibi ikazlardan yılarak kötümser bir psikolojiyle hayata küsmesi veya ondan kopması değil, iradesini ortaya koymasıdır. Çünkü Kur'an'da in­sanın ancak kendi eliyle yaptıklanndan sorumlu olduğu ifade edilmektedir: "Onlar gelip geçmiş olon bir toplu­luktur. Onları kazanmış oldukları kendilerine, sizin ka­zanmış olduklannız ise size aittir. (Bu yüzden de) siz, onların yapmış olduklanndan dolayı (asla) sorumlu tu­tulmayocaksınız:ns

Yine de şerhlerde bu rivayete ilişkin olarak yapılan yorumlorda, metinden çıkabilecek yapıo ve olumlu so­nuçlar üzerindeki vurgu nispeten ·zayıf kalmıştır. Zira şdrihler daha çok metin ile zamanlan orasında ilişkiler kurmuşlar; fakat bundan hareketle geliştirilebilecek her­hangi bii tavır ya da ahlaki tavır değişikliğine pek de­ğinmeınişlerd.ir. Bu bakımdan yorumdaki genel ton, ter­hib ağırlıklı olmakta, ahlaki motifi ise zayıf kalmak­tadır. Dolayısıyla şerh burada daha çok bir serıeniş biçi­mini olmaktadır. Daha önce de belirttiğimiz gibi hadis metinleri veya herhangi bir dini metin, aslında diğer metirıler (hadisler, ayetler) ile ilişkilendirildiğinde (me­tinlerasılık) belirli bir anlam çerçevesi oluşmaktadır. Bu bakımdan do bir metnin anlamı, bir balama diğer me­tinlerle ilişkiye geçilince netleşmekte ya da şekillenmek­tedir. Bu bağlamda elimizdeki rivayetteki vurguyo gelince, onun, Kur'an'daki daha ümitvar ve insan irade­sine atıfta buiunan tabloyJat36 çok fazla bir arada yo­rumlanmadığı söylenebilir. Bu husus, şdrihlerin bu rivo­yetin yorumunda oyetlere çok az atıfta bulunmalann­dan da anlaşılabilir. Her ne kadar Kuran'da da terruh -~ğesi ~anılmakta ve bu bakımdan bu rivayetteki me­tinde bunun izlerini görmek mümkün ise de, Kur'an'dan

JOURNAL OF ISLAMIC' RESEARCH 53

çıkan genel izlenimin, korku ile ümit arası bir yapıya sahip olduğu söylenebilir.m En azından hadis metirıle­rinde terhibjvaid ile vo'dd öğeleri arasındaki oranlama incelenmeye değer bir konu olarak korşımızdo durmak­tadır.

Dolayısıyla rivayetle ilgili yorumlarda şdrihlerin

çoğu, diğer rivayetleri de kullanılarak psikolojik bir teyakkuz yaratmoya doğ_ru eğilim göstermiştir; nitekim değişik asırlarda yaşayan her şdrih, bundan kendi döne-. mi yle ilgili dersler çıkarmaktadır. Zaten böyle bir olum­suz_ tabioyu besleyen olumsuz koşullar değişik oranlarda her zaman olacağı için, çıkanlan dersle.rin dönemsel ola­cağı, bu şekilde aslında etkisinin daha büyük olacağı da muhokkaktır. İbn Hacer'in de dediği gibi burada belir­tilen hususlardan kimileri herhangi bir dönemde bas­kınken diğer bir kısmı da başka bir dönemde baskın ola­bilmektedir. m Bu durumda rivayerin anlamı da bir açı­dan yeni yorumlario kenarlarından sürekli olarak geli­şen veya daralan bir yapıya sahip bir "kütle~ olmakta­dır. Zira bilindiği gibi söyle.rnlerin yeni bir bağlama aktarılması, onlan canlandırmakta ve yeniden yörılen­dirmektedir ki, bu da insanı m_ezkur söylemi bitmemiş bir yapı olarak görmeye sevk etmektedir; hadislerin zik­redilmesi de bir anlamda böyledir; çünkü önceki bir 'yeni', her yeniden arı! atma ile tekrar bir "yeni~ haline getirilmektedir. t39 Dolayısıyla bir hadis metnine ilişkin devamlı olarak yapılan yorumların, o metnin kenarlan itibariyle de olsa hareketli bir anlam yapısının ortaya çıkmasına neden olduğu söylenebilir.

Rivayetteki ifadenin nedenleri noktasında öncelikle belirtilmelidir ki, rivayerin sohihliği temelinde, Peygan;ı­berimizin (sav) döneminde yaşanan ve bir anlamda in· sarılığın ortak yapısının uzantısı olan sorun ve zaaflaro ilişkin ipuçlan, bu tarz bir ifadeye neden olmuş olabilir. Fakat buna ilişkin tarihi bir malumat olmadığı için,

· ri vayetin daha çok geleceğe yönelik olarak ifade edildiği söylenebilir. Sadece İbn Battaı. sahabi ra vi Enes'in, riva­yet girişindeki sözünü yorumlorken, kendisinin uzun ömürlü ve son sahabilerden olması dolayısıyla muhte­melen ilmin azalması vs. gibi bizzat şahit olduğu geliş· meler üzerine de bu sözü söylemiş olabileceğini ('Pey­gamberimizin bu sözüyle va'zu nasihatta bulunduğu' ifadesi geçmektedir) ifade etmektedir. 140 Muhtemelen burada Enes b. Malik'in yüz aşıru.aşkın şekilde ve h. 9~ yılında vefatı doloyısıylat4t sonraki dönemin birtakım olumsuz gelişmelerine tanık olması ihtimali kastedil­mektedir.

Bu hakimdon bu ri vayete ilişkin olarak herhangi bir

VOLUME: 20, NO: 1, WINTER, 2007

Page 16: Söylem Çözümlemesi Ve - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00064/2007_1/2007_1_OZERS.pdf · 4. Söylem Analizi Söylem analizi, metinlerio ve onlara neden olan ile· tişim sürecinin

SALiH ÖZER

sebeb-i vurıid bilgisi aktanlmadığı için şerhlerde la fiz ve diğer metinlerden hareketle bir yorum çizgisi takip edil­miştir. Hatta Nevevi belki de,. "bu tür mutlak hadisler" ifadesini bu bağlamda kullanmaktadır ki, bu husus, şö­rihleri, rivayetlerle ilgili tarihsel malumatlardan ziyade ağırlık olarak bu türden diğer rivayetlereve çok az da ol­sa ayetlere referansa ve onların ışığında bir açıklama yapmaya sevk etmiştir.

Yukanda da görüldüğü üzere bu hadise ilişkin ince­lernemizde söylem analizinin rivayet analizine adapta­syonu bölümünde dile getirdiğimiz her hususa olmoso da birçağuna ilişkin birtakım cevaplar bulahildik

. Sonuç Bu yazıda öncelikle dil ile söylem arasında sıkı bir

bağ olduğu varsayımından hareketle metnin önemli bir söylem taşıyıcısı olarak rolü üzerinde durulmuştur.

Keza hem genel olarak hem de İslam geleneği açısından dil ile ilgili birtalom nazari hususlar ele alınmış ve dilin kültürel uzantılan üzerinde vurgu yapılarak bir bakıma dilsel yapılar olan metinlerio anlaşılmasında bu yak· laşımın yansıması ele alınmıştır. Zira bu yaklaşım, dil­sel yapılar olan metinlerio sosyo-kültürel uzantıları

noktasında ele alınmalannı gündeme getirmektedir.

Sonra söylem analizi yönteminin, bir arılarnda belir­li bir söylem dünyasında ifade edilen ve bu balamdon da bir metin olarak kabul edilebilecek olan rivayetlerin/ hadislerin, bu yöntem çerçevesinde ele alınabilme po­tansiyelleri incelenmiştir. Örneğin metinlerde kullamlan (toplumsal bağlantılı) dilin incelenmesinin, metinlerio anlamlan hakkında birçok önemli imalar taşıyacağı gö· rülmüştür. Keza rivayetlerin söylem analiziyle ele alın­masında, onlann ait olduklan söylem, anlam dünyası ve. kültürel koşullar özellikle inceleme konusu yapıldığı için. bu yöntemde, günümüzden hareketle geriye yöne­lik bir takım yansıtma veya beyhude beklentilerin, hak· sız yargılamaların önüne geçme potansiyeli görülmüş­tür. Bu yöntemin en önemli katkılanndan birisi kanaa­timizce budur. Yönternin kısıtlılıklan noktasında ise öncelikle metinleri koşullan çerçevesinde izah etme yön­teminin, her zaman bir indirgeme. potansiyeli taşıdığına dikkat çekilmiş, keza bu yöntemin uygulanabilmesi için gerekli malzemenin her zaman bulunamaması ' dolayı­sıyla bu yöntemin kimi örneklerde kısıtlı bir geçerliğe sahip olabileceğinin altı çizilmiştir.

Burada öncelikle belirtilmelidir ki, biz nazari olarak, metin derken sadece hadisin metnini değil, hem onunla ilgili arılam çerçevesini oluŞturan diğer metinleri {ayet-

İSLAMi ARAŞTIRMALAR DERGISi 54

ler, hadisler ve sahabe veya tabün sözleri) hem de met­nin çevresindeki yorum kütlesini de içeren bileşkesel bir bütün kastettiğimiz için, hadis metnine yönelik söylem analizi uygulamarnızda, zaman zaman hadis metninin kendisinden hareketle birtalom sonuçlar çıkanrken, ço­ğunlukla metne ilişkin yorum kütlesin~n metinle iliş·

kisinden hareketle birtakım sonuçlar çıkardık

Söylem analiz yöntemini rivayet analizinde kul­lanırken, birinci düzlemde şarihlerin, özellikle diğer me· tinler olan ayet ve hadisiere referanslan çerçevesinde, bunun söylem analizindeki karşılığı olarak metinler· arasılık kavramına işaret edilmiştir. Bu noktada bu uygulamanın ve çıkarılan sonuçların, bu bağiantıyı ku· ran özneler ile bağına vurguda bulunulmuştur. Dolayı-sıyla metinlerarasılık uygulamaları, arılarnın kurulma­sında dikkat edilmesi gereken en önemli hususlardan biri alarak karşırruzda durmaktadır. İ.kind düzlem olan metin üretimi, dağıtımı ve tüketimi noktasında da bu­nun sahih rivayetler açısından uygunsuzluğu dolayısıy­la daha çok metne ilişkin yorumun üretilme süred üze­rinde durolmuş ve bu noktada özellikle yorumun oluş- ' turulmosı. yönlendirilmesi ve belirli bir yorumun ön­plana çıkanlması açısından şarihlerin hem anlayan hem de anlam aracılan olarak rolleri irdelenmeye çalı­şılmıştır. Keza metinler ile onlann oturtulduklan bağ­lam (hadisbob ilişkisi) arasındaki ilişkilere de atıfta bu­lunularak burada da bir arılam kurulma varlığına ima­da bulunulmuştur. üçüncfı düzlernin incelenmesinde de özellikle rivayette geçen kavrarnlar ile İslam duşüneesi arasında bağlantı kurularak bu rivayette vurgulanan anatemanın_. bu g~leneğe aidiyeti V}!rgulanmış~r.

Bizler söylem analizi çerçevesinde ele aldığımız ve fiten edebiyatma ait mezkur rivayet örneğimizde, yine de söylem analizinin birçok bileşenine ilişkin birtakım cevap bulabiimiş durumdayız.

Sonuç olarak tüm rivayetler ve türleri açısından ge­çerli olmasa da, özellikle dönemi konusunda ipuçları

taşıyan ya da malumotlar bulunan rivayetlerin incelen· mesi açısından manidar sonuçlara ulaşabilrnemizi

sağlayacağını düşündüğümüz söylem analiz yöntemi, kanaatimizce yeni örnekler ile {örneğin karşılıklı diya­log içeren rivayetler çerçevesinde) daha da belirginleşe­cek ve uygun olan ya da olmayan yönleri daha açık şe· kilde ortaya çıkacaktır.

CİLT: 20, SAYI:!, KIŞ, 2007

•:

Page 17: Söylem Çözümlemesi Ve - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00064/2007_1/2007_1_OZERS.pdf · 4. Söylem Analizi Söylem analizi, metinlerio ve onlara neden olan ile· tişim sürecinin

SÖYLEM ÇÖZÜMLEMESi VE RiVAYETLERiN ANLAŞILMASINA YÖNELiK KATKILARI

D İP NOTLAR

Bk. Vardar, Berke, Dilbilimin Temel Kavram ve ilkeleri, Ankara 1982. TDK, 15

2 Vardar, Berke, age, 17. Bu iki ekol ve ılini metinlerio anlaşılmo· sındo.ki eğilimleri için bk. Dilthey, Wilhelm, Hermeneutik ve Tin Bilimleri, istanbul 1999 (çev. Doğan Özlem), 93 vd.

3 Tersi bir yaklaşım için bk. Palmer. ER., Semantik. Ankara 2001 (çev. Ramazan Ertürk), 39

4 Hermenötik Üzerine Yazılar, Derleyen ve çeviren: Doğan Özlem. Ankara 199S, 2SS

5 Bk. Vardar, Berke, age, S2 6 Hermenötik Üzerine Yazılar, 2SS 7 Bk. Marshall, Gordon, Sosyoloji Sözlüğü, Ankara 2005, Bilim Sa·

not Yay., 692 8 İbn Hazm. ei·İhkam li Uslıli'I·Ahkôm, Kahire 1404, ı. 32 9 İbn Hazm, age, ı. 33. İbn Hazm, (ö. 456/1063) kültürel temaslarla

dillerin değiştiğini ifade ettiği gibi zaman içerisinde konuşma dili ile yazı dili arasında da birtaJ.am farklılaşmalan n ortaya çık· tığını belirterek bu noktada Arapça'dan örnekler vermektedir, age, ı. 33

lO İbn. Ebi Said ıel·Enböri, Ebu>I·Berekôt Abdurrahman b. Muham· mad, el·insôf li Mesô'ili'I·Hilôfbeyne'n·Nalıviyyin ei·Basriyyin ve'l·Küfiyyin, Dımeşk. Dôru'l·fikr, ı. 19

ll Bk. Goldziher. 1., Klasik Arap Literatürü, Ankara 1993, 74 12 Bk. Görmez. Mehmet, Sünnet ve Hadisin Anlaşılması ve Yorum·

lanmasında Metodoloji Sorunu, Ankara 1997, TDV. 1S2 13 ez·Zencôni, Muhammed b. Ahmed, Tahricu'l·Furü mine'l·Usül,

Beyrut 1398, 272·273 14 Bk. Fairdough, Norrnan, Analysing Discourse· Textual Analysis

for Sodal Research, 2003, London: Routledge, s. 123; krş. Demir, Ömer, Sosyal Bilimler Sözlüğü, Ankara, Vadi Yayınlan, 208

ıs Foucault, Michel, Söylemin Düzeni. isıanbul!987, Hil yay. Çev. lUrhan llgaz, 49

16 f'O.irdough, Narrnan, age, 124 17 Bk. de Saussııre. Louis, Pragmatic lssues in Discourse Analysis.

Critica! Approaches to Discourse Analysis Across Disciplines, 1 (1), 181

18 Bk. Chimombo, Moira, An Introduction to Discourse Analysis, New jersey 1988, ıx: krş. De Saussure, Louis, agm, 188

19 Bu yaklaşımın eleştirisi için bk.· De Saussure. Louis, agm, 181 20 Fairdough, age, 3 21 Chimombo, Moira, age, IX 22 WaUer, Uoyd, lntrodudng Fairclough's Critica! Discourse

Analysis Methodology for Analyzing Caribbean Soda! Problems. journal ofDipiomatic Language, v. 3, no. ı . 2006, 4

23 Keyman, E. Fuaı, Toplumbilimlerinde Yorumbilgisel Yaklaşım ile Modemitef Sekülerleşme Söylemini Anlamak. Doğu Batı: Söylem Üstüne Söylem sayısı, yıl: 3, sayı: 9 (1999), 60-61

24 Bk. Vardar, Berke, age, 13 25 Bk. Keymaıı, E. Fuat. agm. 61 26 Chimombo, Moira, age, ıx 27 Li nda A. Wood·Rolf O. Kroger, Doing Discourse Analysis, 2000. - ·· USA, 3

28 Fairdough, Norrnan, age, !23

JOURNAL OF ISLAMIC RESEARCH

29

30

31

32

33 34

3S 36 37

38

39

40 41 42

43

44

4S

46 47

48 49 so

52 53 54

55

S6

55

Bunun ele.ştirisi için ve söylemin. kendisini oluşturan tikel ifade· !ere indirgenebileceği fikri için bk. de Saussure. Louis, agm, 181 vd.

bk. Simo K. Möôttö, The Foundations ofEurope: A Critical Discourse Analysis of the EU Constitution. CADMD, 2007, ı (1), s. 168. Aslında söylem analizi, bu şekilde bağlamsal anlam peşinde olması, yani dar bir anl~ı:n çerçevesine sahip olması iddiasıyla eleştirilmektedir, bk. de Saussure, Louis, agm, 179 Bu noktada Louis de Soussure, söylem onalizi yöntemiyle daha çıık spekülatifbir anlama ulaşıldığını söylemektedir. ogm, 185. Keza o. söyle.m onalizinde aslında söylemin anlama düzeyine okuyucufdinleyid uloşırken, söylemin yapısına ancak ciddi bir analizle uloşılabildiğini söylemektedir, ogm. 189 Hallidoy, M. A. K .. An Introduction to Functional Grommor. 1985, London, 38 Holliday, age. xvıı

B k. Li nda A. Wood·Rolf O. Kroger, age, 4 Li nda A. Wood·Rolf O. Kroger, age, 4-5 Foirclough, age, 8

Cbimombo. Moiro, age, XII. Bu noktanın eleştirisi ve dilsel kulla· nımın ötesinde söylemsel onlarnın peşinde olmanın sorunlanno ilişkin olarak bk. De Soussure, Louis, ogm, 179 Bk.'Dimo Dobbous Sensenig. To Veil or Not to Veil, Westminster

Po persin Communication and Culture, v. 3 (2): s. 63 Charles Antaki, Michael BiUig, Derek Edwords, jonathan Potter, Discourse Analysis Means Do ing Anolysis: A Critique Of Si.x Analyık Shortcomings, http://extra.shu.oc.ukfdoolf de Saussure, Louis, agm, 179-195 Foucault, Michel, age, 23 vd. Bk. Keamey, Richord, Modem Movements in Europen Philosophy, New York 1994, 122·123 Said, Edward W., Kış Ruhu. Metis yay., İstanbul 2000, çev: nıncay Birkon, 196 ·

Bk. Li nda A. Wood·Rolf O. Kroger. age. 21 Lin do A. Wood·Rolf O. Kroger, age, 21 Foirclough, age, 2; krş. WaUer, agm, 8 Foirclough, age, 3 Foirclough. age, 2 Fairclough, age. 2·3 Bk. Threadgold, Terry, Culıurel Studies. Critica! Theory and Critical Discourse Anolysis, Linguistik online, ı4, 2/03, s. 19 Foirclough. age. 10 Foirclough. age. 36 Foirclough, age, 15·16 Fairclough. age, 159. Bu hususa yönelik eleştirilere karşıt bir so· vunu için bk. Linda A. Wood, age, 7. Bu hususun rivayetlerde kullanılan dil/ din dili ya do Peygamberimizin kullandığı üslu· bun ortoya çıkanlması açısından önemli imalan vardır. De Soussure, Fairdough>ın eleştirel söylem analizinde, seman·

tik hususlardan ziyade bu tür informel aygıtlar kullanarak dil ile' ilgili derin oroşnrmolordon kaçındığını söylemektedir, bk. Louis de Saussure. agm. 184- !8S Fairclough, age, ll

VOLUME: 20, NO: I, WINTER, 2007

Page 18: Söylem Çözümlemesi Ve - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00064/2007_1/2007_1_OZERS.pdf · 4. Söylem Analizi Söylem analizi, metinlerio ve onlara neden olan ile· tişim sürecinin

SALIH ÖZER

57 roiıdougb, age, ss 58 roiıdougb, age. 40 59 Woller, agm, 12 60 Foiıdougb, age, 39 61 roiıdougb, age, 47 62 Woller, ogm, 13-14 63 Dk. Foirclough, age, 3

64 Dk. Charles Antoki, Michael Billig, Derek Edword.s. jonathan

Poner, Discourse Anolysis Meons Doing Anolysis: A Crltique Of

Six Anolyıic Sboncomings, bırp://eıctro.shu.oc.uk/dool/ 65 Dk. Goldzher,t, Muslim Studies. London 1967, n. ıg,20 66 Bk. Görmez, Mehmet, age, 164

67 Bk. Lindo A. Wood-RolfO. Kroger, age, 21 68 Bk. Kepnes. Stepben D., Din Araştırmalannda Anlama ve Açıklo­

ma Yöntemleri Arasındaki Uçurumu Telif Ermek. (çev. BeldrZokir

Çoban), Dinbilimleri Akademik Araştırma Dergisi, n (2002). sayı: ı. s. 172-174

69 Kepnes, Stepben, ogm, 172

70 B k. Kepnes, Stephen, o gm, ı 76 71 Foirclougb do metin onalizinin koçınılmaz olarak seçmecl oldu­

~unu, binalam hususlan içerirken diğer binakım hususlan es geçtiğini söylemektedir, Foirclough, age, 14

72 Hallidoy, age, xvıı 73 B k. Görmez, Mehmet, age, 80; özofşor, Mehmet Emin, Hodi.si Yeni·

den Diişiinme.k, Arıkoro 1998, ISO; Yıldınm .. Enbiya, Hadis Prob­lemleri, Istanbul 1996, 84

74 Sadece Ulrika Maninsson·un Taberi'nin Tô.rih'iyle ilgili bir yazısı bulunmaktadır ki, o da, rivayetlerin söylem onalizi metoduyla

ele alınmasına ilişkin bir örnek değil, bir kitabın söylem analizi

vasıtasıyla nasıl oıılaşılabileceği ve izah edileceğinin örneldiğini

onoyo koymaktadır. Bk. Mortensson, Ulriko, Discourse and His·

ıoricol Anolysis: The Cose of oi·Tobari's History of the Messe.ngers

and the Kings,joumol oflslomic Studies, 16:3 (2005}, s. 287-331

75 Suyuti, Tednbu'r-Rô.vi, Beyrut 2002, ı. 10: "Metin: Hadisin, kendi­

siyle anlamın oluştuğu lafızlondır. •

76 Falrclough'a göre anlam oluşturu!mosının incelenmesi için hem

metinlere hem de metlnlere ilişkin yorumlara bolalması gerekir; Foirdough, age, 15

77 Oıimombo, Moira. age, x 78 Buhöri, es-Sabih, (istanbul 1992, Çağ n yay.). liten, 5; Muslim. es­

Sahib, ilim, 5; Ahmed b. Hanbel. Mumed, (istanbul 1992, Çoğn

yay.). L 439; Ebu Davud,es·Sunen.(istanbul1992, Çağn yay.), !iten,

1; Tirmizi, es-Sunen,. (lstanbul1992, Çağn yay.), fiten,31 Qafız

farklı); ibn Mô.ce, es·Sunen, (lstanbul 1992, Çağ n yay.), lite n, 14

79 Buhdri,liten. S; Muslim, ilim, 5. Benzer lfadelerin geçtiği Ebu Hu­reyre rivayetinde (Dubdıi, liten. 5; Muslim, ilim, 5) cebalerin yay·

gınlaşması ifadesi geçmemektedir. ibh Hacer bu kategorideki ho·

dislerin lafız forldılığıylo ilgili alarak ·ravilerin kiıni.si di~e.rinin

bıfzermediğini hıfzetrniştlr' demel.1edir, İbn Ha~er ei·As.kolô.ni. Fethu'I·Bô.ri, Beyrut 1379, XID. 16

80 Bubdıi, ilim, 21; Muslim, ilim, 5

81 Mamer b. Rôşid, Cô.ml (Abdurrazzak'ın Musannaf'ı sonunda).

Beyrut 1403, Xl. 381; Muslim, ilim, s

82 lbn Ebi Şeybe, Musannaf, Riyad 1409, vn. 448

83 Muslim, ilim, S; Icq. Ayni, Umdetu'I·Kô.ri. D.92

84 Dk. Paçacı, Mehmet, Hadiste Apokoliptlsizın veya Fiten Edebiyatı,

iSLAMİ ARAŞTIRMALAR DERGiSi 56

lslamiyat. c. ı, s. ı. 1998, s. 35 85 Bk. Nuaym b. Hammad, Kitobu'J.Fiten, Kahire 1412, ı. 41: Fakat

metinde ilmin azalması degil, sadece cehaletin çökmesi, indiril·

mesi ifadesi geçmektedir. Aynca bk. Ebu Amr Osman b. Said el·

Mulai ed·Dôni, es-Sunenu'I.Vdride ll'l·Fiten ve Gavôilihd ve's·Sd'a ve EşrôrihO, Riyad 1416, tv. 779

86 Örneğin bu rivayelin de geçtlgi bir eser için bk. Zübeyr b. Horb Ebu Heyseme en-Nesô.i. el-ilm, Beyrut 1403, ı. 28: Bıı rivayet! Ebu

Hureyre'den aktarmaktadır: Umin önemi konusunda aynca bk.

Nevevi, Yahya b. Şeref, el· Minhac Şerh u Sahibi Muslim ei-Haccdc, Beyruı 1392, ı. 3

87 ibn Hacer, Fetbu'l·Bôri, XID. 16: lbn Mdce badisi kullanılmaktadır. 88 ilim, 34

89 Bk. lbn Manzur, Lisanu'I·Arab, Beyrut ırhsz., Xl. 129 9° Kelimenin anlamı için bk. Ebu Ubeyd, Garibu'l·Hadis, Beyruı

1396, tv. 77 (ibıilat ve kati); Haıtcibl, Gaıibu'I·Hadis, Mekke 1402,

D. 84 (ı;olduk); Zemahşeri, ei·Fdik n Garibi'I·Hadis, Liibnan trhsı.

2. boslo, tv. 103 (kitol ve ibrilat); lbnu'I·Esir, en·Nihiiye li Garibi'!· Hadis ve'I·Eser, Beyrut 1399, 1. 207 (kotl).

91 Bk. lbn Hacer, Fethu'I·Bô.Ii, xm. 18; Mundvi, Feyzu'I-Kadir, Mısır 1356. ır. 444. Tay/ilisi'nin Musned'inde, berec'i açıldayan kişi olo·

rak, aÇlkça Ebu Musa geçmektedir, bk. Musned, Beyrut trsz., 35 92 Bk. Rô.mahurmuzi, Ernsô.lu'I-Hadis ei-Merviyye ani'n·Nebi, Beyrut

1409, 159

93 ibn Hacer, age. xrn. 18

94 Bk. Paçacı, Mehmet, agm, 40 95 Ilmin kaldınlması/azalması ve cehaletin yaygınlaşmasıyla ilgili

rivayellerden bazılannın geçtiği yerler: Abd b. Humeyd, Musned,

Kah i re 1988, 359; Bezziir, Musned, V. ı 10; Abdurrezzak. Musonnaf.

Beyruı 1403, ı. SS, Xl. 381; ibn Ebi Şeybe, Musannaf, Riyad 1409,

vn. 448; Musnedu Ebi Ya'lci, Şam 1404. V. 273; Tayölisi, Musned,l.

266; Taberiini. el·Mu'cemu'I·Kebtr, Musul 1404, X. 204; Sabihu lbn

Hibbon, Beyrut 1993, XV. 171; ibn Mace. fiıen, 25, no: 404S, n.

1343. Herec'in geçrigi kimi rivayeıler: Sahifeıu Hernıncim b.

Munebbih. Beyruı 1987, s. 33; Taberônl, ei·Mu'cemu'I·Kebir, X. 132; Salıihu lbn.Hibbô.n,XV. 27; ei·Hôldm, ei·Mustedrek, l. 199;

Ebu Davud, fiıen, 2; İbn Mace, fiıen, 10 96 Yipe de bu noktada el-ilm kelimesi, bilgi, ilim ve bilim_ gibi farldı

ça~ınşım ve anlam gövdeleri Içerisinde ele Ôlındığında, artoya

çıkabilecek bir kavram kargaşasını giderrnek ic;in sonuçlar biraz

daha ihtiyatlı ifade edilebilir. Zira rivayet metnindeki ilmin ozol

ması sadedinde belirtilen şerhler içerisinde. bu durumun Ilirnde

bereker:tn azalması şeklinde izahı göz önilne alındığında, burada

kastedilenin enformasyon ya da gilndelik bilgi anlamında bir

ça~nşımı olmayacağı açıktır, çOnkil böyle bir bilgi için 'bereket·

siz oluf bif sıfoı alarak kullanılmamaktadır. 97 ibn Eb! Şeybe, age, V. 284

98 lbn Eb! Şeybe, age, VD. 1_13 99· ibn Ebi Şeybe, age, VD. SOS; krş. Suyun, ed·DOrrfı'J.MensOr, Beyruı

1993, VII. 473 100 Tah4vi, Ebu Cafer, Şerbu Muşkili'I·Asdr. Beyrut 1415,1. 290

101 Haıtô.bi, Ma'ô.limu's-Sunen, (Ebu Davud Sünen'iyle birlikte,lsıon· bul 1992, Çağn yay.), IV. 454

102 Hatıli bi. Garibu'I·Hadis, Mekke 1402, ı . 94 . 103 ibn Daııc'll, Ali b. Halef, Şerhu ibn Bandi ola'I·Bubô.ri, Beyruı 2003,

X. ll

Cİ LT: 20, SAYI:!, KIŞ, i007

Page 19: Söylem Çözümlemesi Ve - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00064/2007_1/2007_1_OZERS.pdf · 4. Söylem Analizi Söylem analizi, metinlerio ve onlara neden olan ile· tişim sürecinin

SÖYLEM ÇOZÜMLEMESİ VE RiVAYETLERiN ANLAŞILMASINA YÖNELİK KATKILARI

104 İbn Battül, age,!. 1SO 105 İbn Baııaı: age, ı. ıso 106 İbn Baııaı. age, X. 12 107 İbn Hacer, Feth, ımı. 19' . 108 Bu konuda bk. Palmer, F. R .. Sernantik, lll vd. 109 Chirnombo, Moira. An Introduction ıo Discourse Analysis, 5·6 110 Bu tarz bir ı orum için b k. Malik bin Nebi, Kültür Sorunu, Ankara

2000, (çev. Salih Özer), 38-29 111 Bk.. Suyüti, Esbôb-ı Vurüdi'I-Hadis, Beyrut 1404, 66-1i8 112 lbn Hacer, Fetb, ı. 243 113 İbn Hacer, Fetb,l. 143 114 Bk. İbn Hacer. Fetb, ımı .. 17 115 Muslim, ilim, S 116 Nevevl, age, XVI. 224 117 İbn Hacer. Fetb, xm. 16 118 Hutcbinson. Steven. Counterfeit Chains ofDiscourse: A Compa­

rison of Citation in Cervanıes' CasamientofColoquio and in lslamic Hadi tb, Bulletin of Cervanıes Society of Arneric o. 8.2 (1998), 150

119 İbn Hacer. age, ımı. 16 120 Buhaıi, şehôdôt, 9; rikôk, 7 121 Bk. Karacabey, Salih, Hatıôbi'nin Hadis ilmindeki Yeri, istanbul

2002, 13-14 122 Bk. Karacabey. age, 26 123 İbn Hacer, age, xm. 17 124 İbn Hacer, age, xnı. 18 125 Bk. İbn Hacer, age. ımı. 17 126 Anlamorun bu yönüyle ilgili olarak bk. Dilthey. Wilhelm, Herrne­

neutik ve Tin Bilimleri, istanbul1999 (çev. Doğan Özlem), s. 77; lcrş . Riedel, Manfred, Wilhelm Dilthey'da Teorik Bilme ve Pratik Yaşama Bağlantısı, Herrneneutik Üzerine Yazılar içinde, S3 vd.

127 Ayni. Urndetu'l-Kôıi, ll. 92 128 Aıımddôbi, Avnu'l-Ma'büd, Beyrut 1415, Xl. 224

129 Bk. lbnu's-Salôh, Mukaddimetu ibnu's-Salôh fiUlümi'l·Hadis. Beyrut 2003, 1S2, 1S3; lcrş. Yaşar Kandemir, Mevzu Hadisler, Ankara trhsz., 56-1il

130 Kur'an: 3/154; 5/50; 33/33; 48/26 131 İbn Hacer, age, ımı. 16 132 İbn Hacer. age, ımı. 17 133 Bk. İbn Baııdl, age, ı. 150 134 Bk. İbn Hacer, Feth, XIII. 17 135 2/134. Bu noktada başka birçok Kur> an ayeti buluııitıaktadır,

bk. 141, 225. 2/134 136 4/38; 7/96; 92/5-10 137 Bk. İbn Mende, t<itôbu'l·İman, Beyrut 1406, ı. 362; Môturidi, et·

Tevhid, İskenderiye trhsz .• ı. 114; İbn Ebi'l-izz ei·Hanefi, Şerhu Akideti't-Tahôviyye, Beyrut 1391. 518; Balallônl, Kitôbu Temhidi'I-Evdil ve Telhlsi'd- Delô'il, Beyrut 1981, 176

138 İbn Hacer, Fetb, Xlll. 'ı6 139 Bk. Hutchinson, Steven. agm. 1S6. Bu noktada yazar, belirtilen

hususun, rivayet sürecinde isnadın metni bağlarnından kopara­rak ııietinle Hgili içerik değişiklikleri veya ek söylem ilavelerini engellediğini belirtmektedir. bk. agm, 148-149

140 ibn Batıôl, age, ı. ıso 14~ İbn Abdi'l-Berr, el-isti'ôb fi Ma'rifeti'l-Ashdb, ı. 3S; İbn Hacer, el·

isdbe fi Temyizi's·Sahôbe, Beyrut 1412, ı. 126-127;

JOURNAL OF ISLAM lC RESEARCH 57

Düzeltrne

İslômi Araşnrmalar Dergisi 19. cilt 2. sayısında 401. sayfada yayınlanan «islam Düşüncesinde Kutsal (Za­man) Kavramı-Ritüeller/Kutlamalar Örneği" başlıklı ma­kalenin son iki satın belirtilen şekilde düzeltilecektir:

u ... bilind her zaman canlı tutulmalı ve Peygamberi­mizin sergilediği tarzda, formdan ziyade içerik üzerinde durulrnalıdır ... ıı

Hatadan dolayı okurlanniızdan ve yazanmız sayın Dr. S_alih ÖZER'den özür dileriz.

VOLUME: 20, NO: 1, WINTER, 2007