stso4 kapaklar.qxt layout 1 1/25/18 4:55 pm page 1 ......leri kupon verilecek. mesleki eğitim...

SAFRANB LUEEYLÜL - ARALIK - 2017 YIL: 2 SAYI:4 TİCARET VE SANAYİ ODASI

111. yıl

STSO4 KAPAKLAR.qxt_Layout 1 1/25/18 4:55 PM

İMTİYAZ SAHİBİSafranbolu Ticaret ve Sanayi Odası Adına Yönetim Kurulu Başkanı

Ali SAMİ ACAR

YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜYasin DİKMEN

EDİTÖRDoç. Dr. İsmail ŞAHİN

KAPAK FOTOĞRAFIHüseyin KARATAŞ

FOTOĞRAFLARMehmet ÇETİN / Hüseyin KARATAŞ

GRAFİK TASARIMBurçin Tuncer ÜÇSULAR

İLETİŞİM+90 (370) 712 16 70+90 (370) 712 73 92

+90 (370) 712 35 93 (fax)

[email protected]

twitter.com/safranbolutsowww.facebook.com/safranbolutso

instagram/safranbolutso

Belediye İş Merkez Kat: 5Safranbolu / Karabük

Yayımlanan yazılar kaynak gösterilerek alıntı yapılabilir.Yayımlanan yazıların sorumluluğu yazarına aittir.

İÇİN

DEK

İLER

03... MECLİS BAŞKANINDANSAFRANBOLU’NUN ÇEVRESİNİ GÖZ ARDI EDEMEYİZMECLİS BAŞKANI AHMET ŞAHİN

05... YÖNETİM KURULU BAŞKANINDANSAFRANBOLU’NUN DOĞASI TARİHİN GÖLGESİNDE KALMASINSTSO YÖNETİM KURULU BAŞKANI ALİ SAMİ ACAR

06... CUMHURBAŞKANLIĞI KÜLLİYESİ’NDE GERÇEKLEŞEN İSTİHDAM ŞURASI VE MİLLİ İSTİHDAM ÖDÜL TÖRENİNE KATILDIK

08... IŞIĞIN İZİNDE SAFRANBOLU

10... USTANIN DİLİNDENSON KALAYCI USTALARI ZAMANA DİRENİYORKALAYCI USTASI DURSUN ÇAVDAR

14... SAĞLIK / BURUN TIKANIKLIĞIYRD. DOÇ. SÜHA ERTUĞRULK.B.Ü EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ

16... İŞ ADAMLARIMIZLA BALKANLAR ÇIKARMASI

18... BAŞARI HİKAYESİBÜYÜK OLSUN HEPİMİZİN OLSUN ZİHNİYETİ OLMALI İNSANLARDA. KÜÇÜK OLSUN SADECE BENİM OLSUN DUYGUSUNU YOK ETMELİYİZBAHAETTİN ERER

24... “AÇ KAPIYI BEN GELDİM” SÖYLEŞİ VE İMZA GÜNÜ

25... SAFRAN İŞİTME CİHAZLARI SATIŞ VE UYGULAMA MERKEZİ İLE İNDİRİMPROTOKOLÜ İMZALADIK

26... BİLİM SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI SAYIN DR. FARUK ÖZLÜ’NÜN TEŞRİFLERİYLEİSTİŞARE TOPLANTISI GERÇEKLEŞTİ

28... SÖYLEŞİKOSGEB DESTEKLİYOR KOBİ’LER BÜYÜYORSERHAT SAYGIN / KARABÜK KOSGEB MÜDÜRÜ

31... EN BÜYÜK İHTİYACIMIZ KURUMSALLAŞMADOÇ. DR. İSMAİL ŞAHİNTOBB AKADEMİK DANIŞMAN

34... NOSTALJİBİR UYGARLIK GÖSTERGESİ SAFRANBOLUARAŞTIRMACI - YAZAR AYTEKİN KUŞ

36... UKRAYNA ANKARA BÜYÜKELÇİSİ ODAMIZI ZİYARET ETTİ

38... VALİ KEMAL ÇEBER, EKONOMİ AKTÖRLERİ İLE BİR ARAYA GELDİ

40... YAŞAMSAFRANBOLU VE ÇEVRESİNDEKİ İÇMELERSELİM GÜLTAY

44... SAFRAN HASADI

45... EĞİTİMLERİMİZ ARALIKSIZ SÜRÜYOR

46... ISO 9001:2008 KALİTE YÖNETİM SİSTEMİ GÖZETİM TETKİKİ BAŞARI İLE TAMAMLANDI

MECLİS BAŞKANINDAN AHMET ŞAHİN

Safranbolu ilçemiz, her geçen gün hem nüfus bakımından hem de iktisadi açıdan gelişmekte, büyümekte ve sonuç olarak güçlenmek-tedir. Genel tabloya baktığımızda Karabük’ün, hızlı bir şekilde ortaya koyduğu projelerle ileriye dönük güçlü adımlar atmaya çalıştığınıgörmekteyiz. Bu durum bizi heyecanlandırmaktadır. Safranbolu Ticaret ve Sanayi Odası olarak bizler de Eflani ilçemize yönelik projeleryapmayı gündemimize almış bulunmaktayız. Tarım ve hayvancılıkta kurulacak bir ihtisas organize bölgesi hem Eflani’ye hem de Karabük’ecan olacaktır. Bu projenin hayata geçmesi en önemli arzumuzdur. Eflani için böylesine bir adım, ardından birçok entegre tesisi de be-raberinde getirecektir. Doğal olarak bu durum bölgede ciddi bir uzmanlaşmaya da katkı sağlayacaktır.

Bunların yanında Eflani mermeri de ihmal edilmemelidir. Bu bağlamda ortak hareket etmemiz gerekmektedir. Mermeri hammaddeolarak satmak yerine, mamul mal şekline getirip pazara sunmamız Eflani’ye daha fazla katma değer sunacaktır. Bu çerçevede aramızdakiişbirliğini güçlendirmeliyiz. Hatta ortak bir şirket altında güçlerimizi birleştirip, bu konuyu icap ettiği gibi çözmemiz gerekmektedir. Camsanayi üzerine bölgede faaliyet gösteren fabrikanın yarattığı ekonomik canlılığa hep birlikte şahit olmaktayız. Dolayısıyla, Karabük’ü birbütün olarak ele almak zorundayız. Rekabetin arttığı bir dönemde yaşıyoruz. Bu rekabeti ancak işbirliği içinde aşabiliriz. Ayrıca niteliklibir sanayi ile sorunlarımızın üstesinden gelebiliriz.

Safranbolu hizmet sektöründe ilerlerken, Safranbolu’nun ihtiyaçlarını kendi çevresinden karşılayabileceği iktisadi bir yapıya kavuşmasıen önemli arzumuz olmalıdır. Bu nedenle atacağımız her adımı planlayarak ve hesaplayarak atmak mecburiyetindeyiz. Kaynaklarımızıisraf etmeden belli bir hedef doğrultusunda harcamak, sahip olduğumuz kolektif bir düşünce halini almalıdır. Safranbolu’nun gele-ceğini düşündüğümüzde, bu kentin etrafına olan ihtiyacının hızla artacağını öngörmek şimdiden mümkündür. Eğitim, turizm, sanayive ticarette büyüyen ve gelişen Safranbolu’nun gıda ve tarım ürünlerine yönelik talebi de artacaktır. Bu sebeple, Safranbolu’nun çevre-sine tarım ve hayvancılığa ilişkin tesislerin yapılması yükselen talebi karşılaması bakımında kayda değer olacaktır.

Sözlerime son verirken, 2018 yılının öncelikle ülkemize, ardından Karabük’ümüze hayırlar getirmesini Yüce Allah’tan niyaz eder, tümüyelerimize ve hemşehrilerimize sağlık ve afiyetler dilerim.

SAFRANBOLU’NUN ÇEVRESİNİ GÖZ ARDI EDEMEYİZ

Meclis BaşkanıAhmet ŞAHİN

n Safranbolu TSO - 3

Mehmet Çetin

YÖNETİM KURULU BAŞKANINDAN Ali Sami ACAR

Uzmanlar, gelecek yarım asırlık zaman diliminde, tarım, hayvancılık ve temiz su kaynakları konularında insanlığın ağır sınavlar vereceğiuyarısında bulunmaktadır. Tarım arazileri, temiz su kaynakları ve hayvancılık ile geleceğe dönük yatırımlar ve planlamalar yapan ülkeleringeleceğin kazanacağı olacağı tartışmalarını yine uzmanlardan takip etmek mümkündür.

Türkiye’nin artan nüfusu ve değişen toplum yapısı doğal ekonomik sisteminde de köklü bir değişimi beraberinde getirmiştir. Değişenkoşullarda dönüşen iktisadi sistem gelecekteki sorunları çözebilecek bir nitelik arz etmekte midir, bunu hep birlikte müşahede edeceğiz.Bu noktada devlet merkezli bir düşünce ekseninde durmanın kimseye bir fayda sağlamayacağı ortadadır. İnsanlarımızın kendiliğindenharekete geçmesi ve sahip oldukları zenginlikleri koruması bu açıdan önemlidir. Çevrenin temiz tutulması, su kaynaklarının kirletilmemesive doğanın herhangi bir tahribata maruz kalmaması için illa yasal zorunlulukların olması şart değildir. Elbette yasal tedbirler önemlidir.Ancak yasalar kendi başlarına hiçbir işe yaramazlar. İnsanlarımız bu çerçevede bir duyarlılığa ve hassasiyete sahip olmalıdır.

Bugün birçok göz alıcı doğal güzelliklerimiz insanlarımızın duyarsızlığına kurban giderek birer çöplüğe dönüşmektedir. Aynı ölçüde,birçok canlıya ev sahipliği yapan su kaynaklarımız lağımı aratmaz bir hale gelmek üzeredir. Bir kere şu konuda hemfikir olmak zorun-dayız. Doğa, kimsenin kısa gün kârına terk edilemez. Karmaşık, stres yüklü bir şehir hayatının en büyük kurtarıcısı durumundaki doğanınbilinçsiz kullanımının bedelini, gün gelir ağır bir şekilde öderiz.

Su kaynaklarının kirletilmesi, insanlarımız kadar kurumlarımızın da duyarsızlığından meydana gelmektedir. Hâlbuki o su kaynakların-dan beslenen ürünleri son tahlilde yine bizler tüketiyoruz. Temiz suda yaşayan balık ile kirli sudakinin bir olmayacağı gibi, temiz su ilebüyüyen tarımsal ürünler ile kirli sularınki de aynı olmayacaktır. Amacımız bizden sonraki nesle yaşanabilir bir doğa bırakmak olmalıdır.Çevremizin giderek insan kurbanı olduğunu fark etmeli, buna yönelik acil tedbirler almalıyız.

Karabük halkı, nasıl ki hava kirliliği konusunda ciddi bir duyarlılık ortaya koymuşsa, aynı duyarlılığı doğa ve su kaynakları konusunda dagöstermelidir. Yüzde yetmişi ormanlarla kaplı bir coğrafyada temiz hava, temiz su ve temiz çevrenin tartışılmasını istemek bir o kadarüzücüdür. Bu coğrafyayı korumak ve layık olduğu güzellikte yaşamak hepimizin görevidir.

İyi bir kent ve çevre planlamasıyla Karabük’ün tüm ilçeleriyle beraber daha yaşanabilir olacağı tartışma götürmez bir gerçektir. Doğa ileşehir birlikte düşünülmedikçe çevresel faktörler her daim sorun olmaya devam edecektir. Bu nedenle doğanın bize sunmuş olduğugüzelliklerin kıymetini bilerek hareket etmek ve atacağımız her adımda onu hesap etmek durumundayız.

Doğa ile barışık ve çevresel duyarlılığı yüksek bir Safranbolu, dünyanın ve Türkiye’nin birçok ulusal ve uluslararası organizasyonu gerçek-leştirmek istediği bir kente dönüşebilir. Safranbolu’nun bana göre en önemli sınavı budur.

SAFRANBOLU’NUN DOĞASI TARİHİN GÖLGESİNDE KALMASIN

Yönetim Kurulu BaşkanıAli Sami ACAR


Hüseyin Karataş

İstihdam Şurası ve Milli İstihdam Seferber-liği Ödül Töreni Cumhurbaşkanı Sn.RecepTayyip Erdoğan’ın katılımları ile Cumhur-başkanlığı Külliyesi’nde gerçekleşti. Pro-grama ilimiz adına Safranbolu Ticaret veSanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı AliSami Acar, Yönetim Kurulu Başkan Yardım-cısı Koray Erikci, Yönetim Kurulu ÜyeleriÖzlem Urgancıoğlu Cihan ve Osmanİyigüngör ve Karabük Ticaret ve SanayiOdası Yönetim Kurulu Başkanı TuncayÖzcan katıldı.

İstihdam Şurası ve İstihdam SeferberliğiÖdül Töreni’nde Sayın Cumhurbaşkanımız,2018 yılına ilişkin iş dünyasına yönelik isti-hdam teşviklerini de açıkladı.

İstihdam Teşviklerin Tüm sektörlerde ilave olarak istihdamedilen kişilerin, SGK primleri ve vergileri biryıl boyunca devlet tarafından karşılanacak.(Asgari ücret üzerinden, 2017 yılı için aylık773 TL. 2018’deki asgari ücrete göre yeniteşvik tutarı daha sonra ortaya çıkacak)

n İmalat sanayi ve bilişim sektöründe ilaveistihdam edilen kişilerin SGK primleri vevergileri bir yıl boyunca devlet tarafındankarşılanacak. (Prime esas kazanç üzerinden,2017 yılı için aylık en fazla 1.778 TL.2018’deki yeni teşvik tutarı daha sonra or-taya çıkacak)

n 18-25 yaş arasındaki gençlerin, kadın-

ların ve engellilerin teşvikten yararlanmasüresi on sekiz ay (1,5 yıl) olacak.n Yeni açıklanan istihdam teşviki31.12.2020’ye kadar uygulanacaktır.n Yararlanma şartı: İlave olarak istihdamedilecekler, teşviklerden yararlanabilmeleriiçin işe giriş tarihinden önceki 3 aydatoplam 10 günden fazla çalışmamış ol-malıdır.n 1-3 çalışanı olan imalat sanayi işyerleri,ilave olarak istihdam edecekleri 18-25 yaşarasındaki gençlerin; ücret, SGK primleri vevergileri, bir yıl boyunca bir ay işverentarafından, bir ay devlet tarafındanödenecek. (İlave istihdam edilen kişi bir yılçalışacak, işveren altı ay ücret, SGK primi vevergi ödeyecek)

HABER

CUMHURBAŞKANLIĞI KÜLLİYESİ’NDEGERÇEKLEŞEN İSTİHDAM ŞURASI VE MİLLİİSTİHDAM ÖDÜL TÖRENİNE KATILDIK

www.safranbolutso.org.tr

İşbaşı Eğitim Programları

n Bilişim, Enerji ve İmalat Sanayisektörlerinde İşbaşı Eğitim Pro-gramları 3 aydan 6 aya çıktı.

n Diğer sektörlerde 3 ay olarakuygulanmaya devam edecek.

n Programa katılanların günlük54 TL cep harçlıkları, genel sağlıksigortası ve iş kazası ve meslekhastalığı primleri devlet tarafın-dan karşılanacak.

n İmalat Sanayi sektöründeki İşbaşı EğitimProgramına katılan, 2-5 yaş arası çocuğuolan kadınlara; İşbaşı Eğitim Programısürecince ayrıca aylık 400 TL bakım desteğiödenecek.

n Siber Güvenlik, Yenilenebilir Enerji,Bulut Bilişim ve Kodlama gibi geleceğinmesleklerinde düzenlenecek İşbaşı EğitimProgramları, 18-29 yaş arası gençler için 9ay sürecek. Günlük 75 TL cep harçlıkları,genel sağlık sigortası ve iş kazası ve meslekhastalığı primleri devlet tarafından

karşılanacak.Mesleki Eğitim.n Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı veTürkiye Odalar ve Borsalar Birliği, “MeslekiEğitim ve Beceri Geliştirme İşbirliği Projesi(MEGİP) kapsamında İmalat Sanayi sek-törüne yönelik mesleki eğitim kurslarıdüzenleyecek. Teorik ve pratik eğitim 8 ayakadar sürebilecek. Mesleki Eğitimkurslarına katılanların günlük 54 TL cepharçlıkları, genel sağlık sigortası ve iş kazasıve meslek hastalığı primleri devlet tarafın-dan karşılanacak.n Özellikle temininde güçlük çekilen

mesleklerde ve nitelikli işgücügerektiren sektörlerdeki meslek-lerde gençlerin, akredite edilmişmesleki eğitim kurumlarındakendilerine uygun zaman ve şart-larda mesleki eğitim almalarısağlanacak. Bu kapsamda gençlerealacakları eğitimde kullanabilecek-leri kupon verilecek. Mesleki EğitimKurumları’ndan belirli oranlarda is-tihdam taahhüdü istenecektir.Gençlere Yönelik Teşvikler.

n 18-25 yaş arası kısmı zamanlıçalışan öğrencilerin yetim aylıkları

kesilmeyecek.n Yeşil pasaporta sahip olan gençlerinkayıtlı çalışmaya başladıklarında yeşil pas-aportları artık iptal edilmeyecek.

Engellilere Yönelik Teşvikler

n En az %40 engelli raporuna sahip olan-lar, iş kuracağı alanda girişimcilik eğitimisertifikasına sahipse ve kendi işini kurmakisterse İŞKUR tarafından verilen hibedesteği 36 bin TL’den 50 bin TL’ye yük-seliyor.

n Safranbolu TSO - 7n Safranbolu TSO - 6

Tarihi Çarşı’daki Cıngıllıoğlu Sergi Salonu’-nda düzenlenen fotoğraf sergisi, fotoğrafseverleri Safranbolu’nun geçmişten günü-müze ulaşmış tarihi dokusunu, kültürünü,coğrafi güzellikleriyle buluşturdu.

Sergi açılışında açıklama yapan MeclisBaşkanı Ahmet Şahin “Bir millet bilimin,fennin ve sanatın gereğini yapmazsa, o mil-letin ilerleme yolunda yeri olamaz. Güzelsanatlarda başarılı olamayan milletlermedeniyet alanında da layık oldukları yerialamazlar. Milleti yaşatmak için bir takımtemeller gerekir. Ticaret ve sanayi gibi sanatda bu temellerin en önemlilerinden biridir.Milletler sanattan, sanatçıdan yoksunsa tambir hayat süremez. Bu nedenle ilme bağlılıkve güzel sanatlar sevgisi Türk Milleti’ninkalbinde milli bir ülkü olarak yaşamalıdır.Sanatçı, toplumda uzun çalışma ve çabalar-dan sonra, alnında ışığı ilk hisseden in-

sandır. Onun bir görevi de toplumu aydın-latmaktır. Sanat mabedinin onlarca kapısıvardır. Tiyatro, sinema, şiir, türkü ve en ni-hayet fotoğraf bu kapılardan biridir. Sanatakarşı duyarlılık toplumda daima canlı tu-tulmalıdır. Safranbolu Ticaret ve SanayiOdamızın desteğiyle gerçekleştirilen ‘’Işığınİzinde Safranbolu’’ fotoğraf sergisi fotoğrafseverleri tarihimizle, kültürümüzle, coğrafi

güzelliklerimizle buluşturmayı hedefle-mekte ve Safranbolu’nun geçmiştengünümüze ulaşmış tarihi dokusunu, kany-onlarıyla, ormanlarıyla, şaleleriyle, akarsu-larıyla ve insanlarıyla çok özel bir yerdeyaşadığınızı da hatırlatmaktadır.” dedi.

Fotoğraf sergisinde açıklama yapan Fo-toğrafsever Hüseyin Karataş ““Konuşmakve yazmak... Toplumun karşısına çıktığı-nızda, izleyenlerin sizi tarttığı iki alan. Benhep ikincisini tercih etmişimdir. Sessizlikiçinde kelimelerle oynamayı sevmişimdir.Zamanla genç bir arkadaş gurubu iletanışıp kendime yeni uğraşı alanları bul-dum. Mehmet Kütükçüoğlu, Cemil Belder,Cemal Özbek, Ali Baykala, Onur Filizkıran,Gökhan Korkut sayabildiklerim. Onlar ol-masaydı emekliliğimin çok can sıkıcı ola-cağını tahmin edebiliyorum. Fotoğraf yenibir uğraş alanı olarak tuttu elimden. Beni

HABER

IŞIĞIN İZİNDE SAFRANBOLUwww.safranbolutso.org.tr

Odamız tarafındandüzenlenen ve Fotoğrafsever

Hüseyin Kataraş’ınobjektifinden yansıyan

fotoğraflarla hazırlanan ‘Işığınİzinde Safranbolu’ adlı fotoğraf

sergisi yoğun ilgi gördü...

“

”

derelere, çağlayanlara, kanyonlara, bazen de dağlarınbaşlarına götürdü. Alageyiğin peşinde koşturan avcı gibi,çoğu zaman unuttum zamanı. Eşime, sabrı çatlatan zamanaralığında beklettim kendimi. Annemin eksilmeyen dualarıhep yanımda oldu. Ve sonunda işte bir sergi ile karşınızdayım.Safranbolu Ticaret ve Sanayi Odası’nın himayesi olmasa,değerli arkadaşım Ahmet Savaş’ın özverili gayretleri olmasa,Safranbolu Ticaret ve Sanayi Odası’nın değerli Genel SekreteriÖmer Tüfekçi’nin içtenliği, işi ilgiyle takip etmesi olmasa,sevgili kardeşim Onur Filizkıran’ın fotoğraflarımı sunumahazırlamadaki fedakarane destekleri olmasa, Cemil Belder’insık sık baş vurduğum rehberliği, Cemal Özbek’in ruhumudemleyen ateşi alevlendirmesi olmasa, Ali Baykala’nın herzaman yanımdaki duruşu olmasa, Mehmet Kütükçüoğlu’nunbakış açısı, ufuklu duruşu olmasa, bugün ”Işığın İzindeSafranbolu” sergisi ile karşınızda olamazdım. Bir de sekiz yılönce tanıdığım güzel insan Suat Şafak Arar var. Artık aramızdadeğil. Işıklar içinde uyusun, fotoğrafı onunla sevdik biz. Or-tasında yaşadığımız güzelliklerin onunla farkına vardık. Tabikızlarımı da unutmamalıyım, Kezban’ım, Elif’im ve Hasret’imhep yanında durdular. Hep cesaret verdiler bana. Ve SaraHanım, değerli eşim, beni hiç ses çıkarmadan destekledisabırla. Bir de gölde Mehmet Abi’nin mekanı es geçilmez. Negüzel ev sahipliği yapmıştır bize. Gecelerin gündüzlerekarıştığı zamanlarda hep kendimizi evimizde saymışızdır.Üstümde emeği olan herkese bilhassa teşekkür ediyorum.”


USTANIN DİLİNDEN

KALAYCI USTASI DURSUN ÇAVDAR

SON KALAYCI USTALARIZAMANA DİRENİYOR

Yas

in D

ikm

en

BİRAZ KENDİNİZİ TANITIR MISINIZ KALAYCILIK MESLEĞİNENASIL BAŞLADINIZ?

1940 doğumluyum. Mesleğe on beşyaşında 1955 yılında Safranbolu’da Mua-harrem Soykök ustamın yanında çırakolarak başladım ve 1961 yılına kadar çırakve kalfa olarak çalıştım. 1961 yılındakendi dükkânımı açtım. 1961 yılındanbugüne Demirciler Arastası’nda kalaycıustası olarak çalışmaktayım.

MESLEĞİN DEVAM ETMESİ İÇİN ARASTA’DA ÇIRAK YETİŞİYOR MU, SİZ YANINIZDAÇIRAK YETİŞTİRDİNİZ Mİ?

Mesleği öğrenmek için eskiden yanımızaçırak geliyordu fakat gelen çıraklarınhiçbiri sebat etmedi. Kimi on gün durdu,kimi bir ay durdu; baktım olmuyor ben deoğlum Mustafa Çavdar’ı çırak olarakyetiştirdim. Yanımda çalışırken ufak tefekhediyelerle mesleği öğrenmesi için ken-disini teşvik ediyordum. Bir gün akşamadoğru çok yorulmuştum, dinlenmeyeçekildim fakat bitirilmesi gereken işlervardı. Zor işler değil; ancak zaman alacakişlerdi. Oğluma dedim ki “Mustafa, şubakırları güzel bir şekilde kalayla sanabisiklet alacağım.” dedim. Bir baktım,oğlan bisiklet lafını duyar duymaz geçtiişin başına, hızlı bir şekilde bütün bakır-ları kalayladı. Bize de sözümüzde durmasıkaldı. Kurtulan Meydanı’nda uzun bir sürearaç bekledik, şimdiki gibi değil araç bul-mak zordu o zamanlar. Bisikleti sonraalalım desem oğlanın hevesi kırılacak…Artık bir kamyoneti durdurduk, kasasındaKıranköy’e çıktık, söz verdiğim bisikletialdım. O günden sonra onun daha birşevkle kalayladığını gördüm bakırları. Yak-laşık otuz yıldır da beraber çalışmaktayız.

YANINIZDAKİ ÇIRAKLAR NEDENSEBAT EDİP USTA OLMADILAR?

Kimse usta olmaya tenezzül etmediherkes daha kolay yoldan para kazan-manın yolunu seçti. Mesleğin giderekazalması da çıraklarda karın doyuramamakorkusunu getirdi. Kimi belediyeye işegirdi kimi büyük şehirlere gitti; ama ençok da Demir Çelik Fabrikası’na işe giren

oldu. Fabrikada çalışmak bir bakımagaranti ekmek parasıydı. Safranbolu’dapek çok arastadaki çırak ve kalfalar DemirÇelik Fabrikası’nda çalışmaya başlamıştır.

SAFRANBOLU’DA KAÇ TANEKALAYCI USTASI KALDI?

Sadece iki tane kaldık bir ben bir de yak-laşık altmış beş yaşında olan KalaycıHüsnü var. Bir de yetiştirdiğim oğlumMustafa Çavdar var, ondan sonra bumesleği icra edecek kimse gözükmüyor.Ne yazık ki kalaycılık ustalığı da kaybolanmeslekler arasına girecek Safranbolu’da.

KALAYCILIK MESLEĞİ İLEUĞRAŞANLARIN AZALMASININEYE BAĞLIYORSUNUZ?

Bakır kullanımı çok azaldı, bakırcılık ol-mayınca kalaycılık da olmuyor. ÖnceAlüminyum çıktı, sonra çelik çıktı, sonrateflon çıktı. Bu ürünlerin çıkması da bakırkullanımını çok çok azalttı. Özelliklealüminyum, bakırcılık mesleğinin sonuoldu. Vatandaşların neredeyse yarısıbakırını alüminyum çıkınca sattı, kalayderdi yok diye. Hep hurdaya verdiler,kamyon kamyon bakır götürdüler bu-radan İstanbul’a. Eski nesil nispetenbakırın kıymetini biliyor fakat yeni nesilyeni ürünlere merak ediyor. Bakır yinenadir de olsa satılıyor. İnsanlar severekalıyor, fakat haklı olarak sonrasınıdüşünüyorlar, ben bu bakırı aldım kalayzamanı gelince ne olacak diye soruyorlar.Kalaycıların eli kulağında, çünkü kalaycıher yerde bulunmuyor.

BAKIR ALINDIKTAN SONRA NEZAMAN KALAYLANMALI?

Bakırın kalayı üç sene gider kazan tavanınkalayı on yıl gider. Eğer tavayı yakmaz iseon yıl kalay istemez. Ürüne baktığınız za-man kızarmaya başlarsa, üründe kızarıklıkçıkmışsa ürün kalay ister demektir.

KALAYCILIK MESLEĞENİN PÜF NOKTASI NEDİR?

Yarım asırdan fazla bakır sürttüm, hala dasürtüyoruz. Kalaycılığın püf noktası temizsürtmektir. Ne kadar temiz sürtersenkalay o kadar ömürlü olur.

YANINIZDA ÇIRAK YETİŞSE GEÇİMİNİ SAĞLAYABİLİR Mİ,GENÇLERE TAVSİYE EDİYOR MUSUNUZ?

Bir çırak gelse bu sanatı öğrensefevkalade geçimini sağlar. Son birkaçyıldır bakır ürünlerine yeniden ilgi gös-terilmeye başlandı. Bunun temel nedenibakır bir tencerede veya tavada pişirilenyemeğin çok lezzetli ve sağlıklı olmasıdır.Çırak gelse yanımızda yetişse geridengelen tek kalaycı olacak. Bu arastada bendükkân açtığımda on beş kalaycı ustasıvardı. İki üç tane Bağlar’da vardı. Budükkânların hepsi doluydu, boş dükkânyoktu şimdiki gibi. İki usta da HayvanPazarı’nda çalışırdı. Boş dükkân bulmakbüyük meseleydi. Tabi o zaman iş çoktu;hatta köy köy gezer bakır kalaylamayagiderdik. Körüğümü, takımımı, tezgâhımıyüklenir; köylere tezgâhımı kurar,köylerde kalaycılık yapardım. Şimdi odönemlerden eser kalmasa da geridengelen ustanın olmadığını düşünürsek,yetişecek çırak hem geçimini çok güzelsağlayacak hem de kaybolmaya yüz tut-muş olan bu mesleği sürdürmenin guru-runu yaşayacaktır.

USTANIN DİLİNDEN Kalaycı Ustası Dursun Çavdar Röportaj: Yasin DİKMEN

SON KALAYCI USTALARIZAMANA DİRENİYOR



SAĞLIK Yrd. Doç. Süha ERTUĞRUL K.B.Ü EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ

düzeltilme ameliyatı; dışarıdan gözüken burunşekil bozukluğu olduğu durumlarda ise rinoplastidenilen estetik ameliyatla birlikte septoplasti yapıl-ması gerekir. Halk arasında burun eğriliğinin tekrar-ladığı ve burun tamponlarının çok zor çıkarıldığı gibibilinen bazı yanlışlar vardır. Tecrübeli bir hekimtarafından yapılan iyi bir ameliyat sonrası kemikeğriliği tekrarlamaz ancak burnun belli noktaların-daki kemik eğrilikleri çıkarılamadığı için onarımındabazı zorluklar yaşanabilmekte, eğrilik büyük orandadüzeltilse de hafif bir eğrilik bazen kalabilmektedir.Teknolojinin gelişmesi ile yeni nesil slikon buruntamponları çıkmıştır. Bu tamponlar sayesinde bu-runda tampon varken bile hastalar nefes alıp vere-bilmekte ve tamponun çıkarılması çokkolay olmaktadır.2. Burun Eti Şişlikleri:Yetişkinlerde burun tıkanıklık-larının başlıca nedenlerindenbiri ' burun eti büyümesi' ya datıbbi adıyla 'konka şişmeleri'dir.Burun boşluğunun yan duvar-larında bulunan konkalar (burunetleri) burun içinden geçenhavayı temizleyen, nemlendirenve ısıtan organlarımızdır. Burunetlerinin yapısal olarak büyükoluşları ya da bunları şişiren bazı koşul ve hastalık-lar burun tıkanıklığına yol açabilirler. Örneğin havakirliliği, sigara kullanımı, alerji, çeşitli sinüzitler vebazı burun açıcı spreylerin uzun süre kullanılmasıkonkaların bozulmasına ve büyümesine nedenolabilir. Burun kemik eğriliği ile benzer şikayetlereneden olurlar. Tanısı kulak burun boğaz muayenesiile kolaylıkla konur. Tedavisinde burun spreyleri,lazer, radyofrekans ile burun etinin yakılarakküçültülmesi ve cerrahi teknikler ile şişliğin azaltıl-ması gibi birçok yöntem vardır.3. Geniz Eti Büyümesi:a. Geniz eti nedir?Geniz eti (adenoid), bebekleri ve çocukları hasta ol-maktan korumaya yardımcı, süngerimsi dokularaverilen addır. Geniz eti, burun içinde değil, burunboşluğunun arka tarafında, geniz bölgesinde veaynı bademcik gibi, zararlı bakteri ve virüsleriyakalayarak ve bağışıklık sistemini uyararak,vücudun sağlıklı kalmasına yardımcı olur. Geniz eti,ayrıca vücudun enfeksiyonlarla savaşmasınayardımcı antikorları da içerir. Çocuklar büyüdükçe,vücuduna zararlı olacak etkenlerle savaşmak içinbaşka yollar geliştirir. Bu nedenle geniz eti, genel-likle 5 yaşından sonra küçülmeye, işlevini yitirm-eye başlar ve ergenlikte tamamıyla yok olur. b. Geniz etinin belirtileri nelerdir?Geniz etinin belirtileri; horlama, ağzı açık uyuma,uykuda nefes kesilmeleri, terleme, sık uyanma,işitme kaybı ve sık tekrarlayan üst solunum yoluenfeksiyonlarıdır. c. Tedavi edilmezse ne olur?Tedavi edilmediği taktirde çocuklarda büyüme ger-iliği, boy uzamasında ve kilo almada problemler,diş ve damak problemleri, yüz iskeletinde gelişim-sel anormallikler, işitme kaybı gibi birçok sorunu

beraberinde getirir.d. Geniz eti nasıl tedavi edilir?Geniz eti tedavisinde öncelikle ilaçla tedavi yön-temi uygulanmaktadır. İlaç tedavisi ile gerileme ol-mazsa ameliyatla alınması gerekir. Genel anestezialtında, büyümüş olan geniz eti çıkartılır.B. ENFEKSİYONLAR:Mikroplar burun içine yerleştikten sonra, buruniçindeki dokularda şişlik ve akıntı olur ve burundatıkanıklık gelişir. Her insan yılda yaklaşık iki veya üçdefa nezle, grip olur. Bu sayı, çocuklarda daha fa-zladır, yaş ilerledikçe, vücut savunması geliştikçeazalır. Basit soğuk algınlığı, virüs denilen mikroplartarafından oluşturulur. Virüsler çoğunlukla başka

insanlarla aynı ortamlarda bu-lunmakla havadan geçer. An-tibiyotikler virüslere etkietmez, bazı virüslere etkiliilaçlar vardır ancak basit en-feksiyonlarda yan etkilerininfazla olmasından dolayı butür ilaçlar kullanılmaz. Ver-ilen basit nezle-gripilaçlarının amacı şikâyet-lerin ortadan kaldırıl-masıdır. Burun açıcı, burun

akıntısını seyreltici ilaçlar kullanılabilir.Akut Sinüzitler: Kişinin direncinin zayıf olmasısonucu bakteri dediğimiz mikroplar da ilave olursa,iltihap sıklıkla sinüs dediğimiz yüz kemiklerininiçindeki boşlukları da tutarak sinüzite yol açabilir.Burun tıkanıklığı ve koyu burun akıntısı yanındahangi sinüs boşluğunun etkilendiğine göre;yanakta, üst dişlerde, alında, gözlerin arasında veyaarkasında ağrı ve hassasiyet hissedilebilir.Kronik Sinüzitler: Sinüs içlerinde oluşan iltihaplar6-8 hafta içinde düzelmiyorsa kronik iltihap olarakkabul edilir. Burun tıkanıklığı belirgindir. Burun vegeniz akıntısı, yüzde basınç hissi görülür. Bazıhastalarda burunda polip dediğimiz et büyümelerigörülebilir. Geniz akıntıları sonucu enfeksiyon, altsolunum yolları ve akciğerlere ilerleyerek kroniköksürük, bronşit ve astım oluşturabilir. Akut iltihaplar-sinüzitler genellikle antibiyotikle iyileşir; kronik olanlarda operasyon gerekebilir.C. ALERJİ:Alerji, bağışıklık sistemimizin yabancı bir maddeyi(polen, ev tozu akarı, hayvan tüyleri ve bazı besin-ler) vücudumuz için tehlikeli bir madde gibi al-gılayarak aşırı reaksiyon göstermesinedeniyle oluşur. Kişi, alerjik olduğu mad-delerle karşılaştığı zaman, su gibi burunakıntısı, burunda tıkanıklık, hapşırma,burun kaşıntısı gibi birçok rahatsızlık olur.Neye karşı alerji olduğu allerji testleri ile be-lirlenebilir, ancak doğada milyonlarca etkenmadde varken testlerde ancak belli başlıolanlarına bakılır. Bu yüzden testin negatifgelmesi alerji olmadığı anlamına gelmez.Alerjide en etkili tedavi, alerjik olunanmaddeden uzak durmaktır. Fakat bu herzaman mümkün değildir. Böyle durum-larda, antihistaminik, dekonjestan, kortizontürü ilaç veya aşı tedavisi gerekebilir. Aller-

jiye bağlı burun içinde polip denilen etler oluştuğuzaman bu etler burnu tıkadığı gibi sinüslerin ağzınıtıkayarak tekrarlayan sinüzit ataklarına da nedenolurlar. Bu durumda endoskopik sinüs cerrahisi de-nilen sinüzit ameliyatlarının yapılması gerekebilir.D. VAZOMOTOR RİNİT:Alerji ve enfeksiyon olmadığı halde bazı kişilerde;hava ısısının değişmesiyle, uçucu gaz olarak boya,sigara, kimyasal maddeler (benzin gibi), soğukhavada, hava kirliliğinde, parfüm etkisinde,psikolojik streslerde, yetersiz tiroid bezi fonksiy-onunda, hamilelikte, bazı tansiyon ilaçları ve burunaçıcı damlaların fazla veya uzun süreli kullanımındakonkalardaki bozulmaya bağlı olarak buruntıkanıklığı olur. Vazomotor rinit denilen buhastalıkta olabildiğince ortamda iyileşme sağlan-maya çalışılmalıdır. Rahatsızlığın erken evrelerinde,burun tıkanıklığı geçici ve geri dönüşümlüdür.Yani, tıkanıklığa sebep olan faktörler düzeltilirse,durum düzelir. Hastalığın ilerlediği durumlardadamarların elastikiyeti bozular, varisleşir. Tıkanıklıkkalıcı hale gelir. Genellikle ilaç tedavisi verilir.E. YABANCI CİSİMLER:Buruna; nohut, bezelye, çekirdek, oyuncak, düğme,iğne vb. yabancı cisimlerin sokulması çocuklardaburun tıkanıklığına yol açan sebepler arasındadır.Uzun süren özellikle tek taraflı, kötü kokulu burunakıntısı olduğunda akla bu tür yabancı cisimlergelmelidir. Yabancı cisimler canlı ya da cansız ola-bilir. Küçük pil vs. gibi bazı kimyasal yapıda yabancıcisimler burun mukozasında harabiyet oluştura-bilir. Tedavide mevcut yabancı cisim uygun aletlerkullanılarak çıkarılır. Burada önemli olan cisminarkaya genze doğru kaçırılmamasıdır. Bu durumyabancı cismin soluk borusuna kaçmasına nedenolabilir. Bu nedenle kulak burun boğaz uzmanınınmüdahale etmesi gerekir. Yabancı cisim çıkarıldık-tan sonra mutlaka burun boşluğunda başka ya-bancı cisim olup olmadığına bakılmalıdır.F.TÜMÖRLER:Burun tıkanıklığının bir diğer nedeni de burun içitümörleridir. Çoğunlukla iyi huylu tümörlergörülmesine rağmen nadiren kötü huylu tümör-lerde burun içinde görülebilir. Bu nedenle buruntıkanıklığı yaşandığında tümörün ekarte edilmesiiçin mutlaka kulak burun boğaz hekiminemuayene olunması gerekmektedir. İyi huylutümörlerde cerrahi yeterli iken kötü huylu tümör-lerde cerrahi sonrası radyoterapi ve kemoterapigerekebilmektedir.

Aynı zamanda burun tıkanıklığı ilerleyensafhalarda ağızdan nefes alınması nedeniyleboğaz enfeksiyonlarına, horlamaya, yüksek tan-siyonsa, cinsel sorunlara, ses kalitesinde düşük-lüğe ve çocuklarda orta kulak sorunlarına yolaçabilen bir rahatsızlıktır. Bu durum günlük hay-atı fazlasıyla olumsuz yönde etkilediği için, biran önce tıkanıklığın altında yatan nedenler bu-lunmalı ve rahatsızlık tedavi edilmelidir.

BURUN TIKANIKLIĞININ BAŞLICA SEBEPLERİ NELERDİR?

A. YAPISAL SEBEPLER1. Burun Kıkırdak ve Kemik Eğrilikleri (SeptumDeviasyonu): a. Burun Kemik Eğriliği Nedir?Burnun içerisinde önde kıkırdak, arkada kemik-ten oluşan bir yapı mevcuttur. İdeal burun sep-tumu (kemiği), tam ortada bulunan ve burnunsağ ve sol boşluğu, eşit uzaklıkta ve büyüklüktebirbirinden ayıran yapıdadır. Burun kemiğieğriliği dediğimiz sorun, bu yapının ortadankaymasıyla oluşur. Yeni doğan bebeklerin%7'sinde doğum esnasında burun zedelen-mesi meydana gelmektedir. Şu bir gerçektir ki,insan, hayatı boyunca en az bir kere burnunubir yere çarparak zedeler. Doğum sırasındaveya sonradan gelen darbelerle ya da kalıtsalolarak bu yapıda sağa, sola kaymalar veya kırıl-

malar oluşabilir. Burunda dışarıdangörülebilen bir eğrilik olabileceği gibi, dışarı-dan tamamen düzgün görünen bir burundada kemik eğriliği (deviasyon) bulunabilir. Eğri-lik, hafif olabileceği gibi bazı hastalarda tıkanık-lık oluşturacak derecede belirgin olabilir. Pekçok kişide burun eğriliği dışarıdan kolayca farkedilebilir. Ancak bazı kişilerin burunları dışarın-dan normal görünse de iç kısımlarda görün-meyen kemik eğriliği bulunabilir. b. Burun kemik eğriliğinde en çok görülenşikayetler nelerdir?nÖzellikle geceleri daha fazla hissedilen buruntıkanıklığı olabilir,

n Horlama, çabuk yorulma ve başağrısı olabilir,n Geceleri ağızdan nefes alma nedeni ile sol-unum havasının nemi ve ısısı ayarlanamaz vesabahları boğaz kuruluğu ile boğaz yanması ilesonuçlanan farenjitin ortaya çıkışını kolaylaşır,n Tıkanıklık, sinüslerin normal çalışmasını en-gelleyerek sinüzite neden olabilir,n Burundan yetersiz nefes almak, özellikle ileriyaşlarda oksijen alınmasını azalttığı için akciğerve kalp hastalıklarının oluşmasına veya mevcuthastalığın iyileşmesinin zorlaşmasına nedenolabilir.c. Burun kemiği eğriliği tanısı nasıl konur?Muayenede öncelikle şikayetlerin neler olduğu,daha önce burnunuza hasar verecek bir travmayaşayıp yaşamadığınız veya bir burun ameliy-atı geçirip geçirmediğiniz sorulacaktır. Dahasonra eğriliğin derecesini ölçmek için dok-torunuz tarafından burun muayenesi yapıla-caktır. Daha detaylı inceleme için kamera ileburun içinin endoskopik muayenesi yapılabilirve bilgisayarlı tomografi istenebilir.d. Burun kemiği eğriliği nasıl tedavi edilir?Burnun iç bölmesinde meydana gelen eğrilik,birçok kişide bulunduğu için eğer hastaya ra-hatsızlık vermiyorsa tedavi uygulamak gerek-sizdir. Ancak hasta durumdan şikâyetçiyse sorundüzeltilmelidir ve bunun da tek yolu ameliyat-tır. Burunda dışarıdan gözüken bir şekil bozuk-luğu yoksa septoplasti denilen burun iç yapısının

Burun tıkanıklığı, sık görülen bir rahatsızlıktır.Burun tıkanıklığı ne kadar azsürerse sürsün; ağızdan nefesalma dolayısıyla yarattığı ağız

kuruluğu, koku ve tat almabozukluğu, bunun yanında

uyku sorunları sebebiylekişinin yaşamını olumsuz etkiler.

“

”

BURUN TIKANIKLIĞI


HABER

İŞ ADAMLARIMIZLABALKANLAR ÇIKARMASI

Odamız yurt dışı gezi programı kapsamında iş adamlarını Balkan ülkeleri olan Arnavutluk veKaradağ’a götürdü. Yirmi beş kişilik heyet ilk olarak Arnavutluk’un başkenti Tiran’a geçti, bu-radaki programdan sonra Arnavutluk Cumhuriyeti’nin en eski yerleşim merkezlerinden, aynızamanda ülkenin kuzey kesiminin en önemli sanayi ve kültür merkezi olan İşkodra’yı ziyaretetti. Arnavutluk’taki ziyaretlerini tamamlayan heyet, daha sonra Karayolu ile Karadağ’a geçti.Karadağ’da Kotor ve Podgorico şehirlerini gezen Safranbolu Ticaret ve Sanayi Odası ekibi,dördüncü günün sonunda havayolu ile yurda döndü. Yurt dışı gezisi hakkında açıklamalardabulunan Yönetim Kurulu Başkanımız Ali Sami Acar: “Bu tür geziler iş adamları için çok önemli.Gezi programlarında iş adamlarımız meslektaşları ile istişarelerde ve fikir alışverişinde bu-lunmaktadırlar.” diyerek görüşlerine devam etti. “ Farklı ülkelerin, farklı şehirlerin, farklıkültürlerin iş adamlarının ufkunu açmaktadır.” Oda olarak daha önce de bu tür gezi pro-gramlarını düzenlediklerini ifade eden Acar, iş adamlarını istedikleri her yere götürmeyehazır olduklarına değinerek bu programlar sayesinde iş adamları arasında ikili işgörüşmelerinin yapılmasının önemini vurguladı. Türkiye'nin son yıllarda ihracat konusundabüyük bir ilerleme kaydettiğini de sözlerine ekleyen Acar, hükümetin sunduğu imkânlarınve yurt dışında kurulan temsilciliklerin iş adamlarına büyük bir cesaret verdiğini söyledi.

Meclis Başkanımız Ahmet Şahin ise gezi ile ilgili yaptığı açıklamada; “Bizim kendi ülke coğrafyamızın dışında birde gönül coğrafyamız var. Bu coğrafyanın başında da Balkanlar geliyor.Asırlarca birlikte yaşadığımız insanların bugün de en büyük umudu Türkiye. Sayın Cumhur-başkanımızın ve hükümetimizin uyguladığı politikalar son dönemde gerek siyasi, gereksede ticari olarak Balkan ülkeleriyle çok ciddi bir yakınlaşma ve işbirliği ortamı olmuştu. Aynıkültürü ve tarihi paylaştığımız bu coğrafya iş adamlarımız içinde son derece güzel bir pazar.Bizler gerek buralarda yapacağımız yatırımlarla, gerekse de gerçekleştireceğimiz ihracat veithalatlar ile Türkiye ve Balkan ülkeleri arasındaki ilişkileri çok daha ileriye taşıyabiliriz.” dedi.


BAŞARI HİKAYESİ BAHAETTİN ERER

Allah’a güvenipAllah’a uymalısınız.Şeytana arkadaşolanın işleri rast gitmez‘’

BAŞARI HİKAYESİ BAHAETTİN ERER RÖPORTAJ: MERVE UZUN

malzemesi olarak kullanmaya başladım.Karabük’te Hilton mutfağı ilk ben yaptım.1985 yılında (Erer Mermer Sanayi) Ermersaismi altında mermer atölyesi açtım. Asker-den yeni gelen kardeşimin işi olmadığı içinonu da yanıma alarak dört kişiyle çalışanküçük bir sanayi kurdum. 1988 yılındaÇakraz Köyü’nde müteahhitliğe tekrarbaşlayarak iki grup halinde yetmiş civarındadaire yaparak kendimle beraber akraba vedostlarımı yazlık sahibi yaptım. Yaptığım in-şaatlarda standart proje değil, risk alıp farklıprojeler yaptım. İş hayatımda farklılığımı or-taya koymaya çalıştım. En iyisini, enkalitesini yapmaya çalıştım.

1999 yılında Safranbolu’da gelişen turizmyapılanması otel ihtiyacını doğurmuştu.Gelen misafirler otel yokluğundan evlerdemisafir olarak konaklatılıyordu. Misafirler-den yüksek fiyatlar istenilmesi Safran-bolu’nun pahalı şehir olarak ünkazanmasına neden olmuştu. Bu ihtiyacıfark ederek otel yapılması yönünde çalışmabaşlattım. Anadolu’nun çeşitli yerlerindeoluşan çok ortaklı şirketlerin başarılarınıgördükçe biz de böyle bir oluşumda bu-lunabiliriz diye düşündüm. Bu proje ileküçük sermayeleri birleştirecek, büyükyatırımlar yapabilecek, gelecek nesillere iyibirer örnek olabilecektik. Bu düşünceyle birgirişimde bulundum. Ne yazık ki girişim-imiz istediğimiz gibi olmadı. Taahhüt-namelerle sattığımız hisseler ödenmedi.Hisselerin büyük bölümü üzerimde kaldı.O hisseleri ödeyebilmek için daha öncekazandığım birikimleri ve mülkleri sattım.Döviz borçlandım ama inşaatı süresiiçerisinde bitirdim. Hisseleri satama-mamızın ya da sattığımız hisselerin öden-

memesinin nedeni daha önce bu tür kuru-lan şirketlerin battığı söylentisi çıkarılarakortaklarımızın caydırılmaya çalışılmasıdır.Yönetim kadrosu bile bu yatırımın sonugelmeyecek düşüncesiyle hisselerini küçükmiktarda tutmuştur. Ben ise çok zor birdönemden geçmeme rağmen maddimanevi risk alıp, bütün imkânlarımı kulla-narak yetmiş iki ortakla 2002 yılında otelinaçılmasını sağladım. Bana güvenerek ortakolan dostlarımın yatırımlarını batırmadım.Eğer bu yatırımı bitiremeseydim, bundansonra hiçbir ortaklık girişimim olmayacaktı.Korkumuz paralarımızın batmasından dahaçok, topluma kötü örnek olup adımıza zararverecek olmamızdı. Maalesef günümüzdeinsanların kıskançlık duygusu yüzündenbaşarılar gölgelenmeye, hatta yok edilm-eye çalışılıyor. Ne yazık ki bu bir hastalık vebu hastalığın bir tedavisi yok. Büyük olsunhepimizin olsun zihniyeti olmalı insanlarda.Küçük olsun sadece benim olsun duy-gusunu yok etmeliyiz. Ben bu zihniyetlehareket ettim hep, iş hayatım boyunca şart-lar ne olursa olsun geri adım atmadım. İyiniyetli olup, olumlu düşünerek, çalışarak,araştırarak, nefsimi yanımdan kovarakhedefe varmaya çalıştım.

Zalifre Otel Safranbolu turizmine önemlikatkı sağlamıştır. Turizme personel yetiştir-miştir. Bazı ortaklarımızın kişisel turizmyatırım yapmasını sağlamıştır. Safranboluturizminin kalitesini artırarak örnek birişletme olmuştur. Otelimiz Osmanlı mi-marisinin örnek yapısı olmuş yapılanrestorasyonlarda güzel ahşap işçiliğiyle yeniyapılara ışık tutarak ustaların ve mimarlarınufkunu açmıştır. On yıl süren turizm ve otel-cilik yolculuğum, 2011 yılında hisselerimi

satarak son bulmuştur. Hayatımın en ver-imli yıllarını alan bu ortaklık, maddi vemanevi bana zarar vermesine rağmenSafranbolu turizmine sağlamış olduğukatkıdan dolayı mutlu oluyorum. ZalifreOtel açıldığı zaman Safranbolu’da yataksayısı iki yüzleri bulmazken, bugün üç bin-lere varmıştır. Bu işletmelerde çalışan bin-lerce insan iş imkanı bulmuş, şehirekonomisine katkı sağlamıştır.

1994 yılında açtığım nalbur dükkânımıçocuklarımla çalıştırırken, çocuklarım bu-ranın yeterli olmadığını, şu anki Ermersa bi-nasının yapılması gerektiğini, yaptıkları işidaha geniş çapta yapmak istediklerinisöylediler. 2010 yılında Ermersa binasınıninşaatına başladım. Arazinin meyilliğindendolayı sekiz katlı bir bina olmuştu. Açılışagelen Karabük Valisi bu mağazanınKarabük için büyük olduğunu söyledi.Böyle büyük bir yatırıma neden gerek duy-dun sorusuna “Ben bu memlekette doğ-dum, burada büyüdüm, burada parakazandım ve burada harcadım. Benherkesin yaptığını değil, yapmadığını ya-parak para kazandım. Hep büyükdüşündüm. Bundan sonra yapılacak emsaliş yerlerinin daha büyük olmasını düşünü-yorum. Demir Çeliğin gölgesinde kalanşehrimizin hak ettiği yere gelebilmesi özelyatırımcıların büyük düşünmeleriyle olur.”cevabını verdim.

Bu iş yerine böyle yapmamda çocuklarımınpayı çok büyüktür. Onlar olmasaydı böylebir yatırıma giremezdim. Büyük oğlumEngin, mal alımı ve toptan satışa bakıyor.Küçük oğlum Ali, perakende satış ve per-sonel işlerine bakıyor. Bir iş yerini belli birkapasiteye getirmek için ömür harcanıyoreğer bunun devamını sağlayacak nesliyetiştirmezsiniz bir ömrün emeği boşagidiyor. Şükürler olsun benim iki oğlum daişinin başında, işlerini takip ediyor. Üzer-lerindeki sorumluluğun, sadece kendiailelerinin ve çocuklarından ibaret ol-madığını; kırk civarında olan çalışan-larımızın ve ailelerinden de sorumluolduklarının farkındalar.

ÜLKENİN KALKINMASINDAİŞADAMLARIN ROLÜ NEDİR?Memleketimizin kalkınmasında işadam-larımızın rolü çok büyüktür. Devlet bürokra-

BÜYÜK OLSUN HEPİMİZİN OLSUN ZİHNİYETİ OLMALI İNSANLARDA. KÜÇÜK OLSUN SADECEBENİM OLSUN DUYGUSUNU YOK ETMELİYİZTicaret hayatınıza nasıl atıldınız?

18 Eylül 1954 yılında dört çocuklu birailenin üçüncü çocuğu olarak Bulak Köyü’-nde dünyaya geldim. İlkokulu Bulak KöyüReşitmenteşoğlu İlkokulu’nda okudum.İlkokulun ardından okuyamadım. Çünküköyde oturuyorduk. Babam bir kurumunmaaşlı çalışanıydı, yetim büyümüş, maddiimkanları sınırlı yedi kişilik bir aileninreisiydi. Babam beni on üç yaşındayken1967 yılında bir ustanın yanına çırak olarakverdi. İnşaatlarda o yıllarda yeni yapılmayabaşlanan fayans ustası olacaktım. İki yıl us-tamın yanında çıraklık yaptım. Çıraklıksüresince çok dikkatli ve çok çalışkandım.Usta olmayı kafama koymuştum. İki yılsonra köyün söz sahibi büyüklerinin huzu-runda dualar edilerek ustamdan izin aldım.O yıllarda eğer ustan izin vermezse yanın-

dan ayrılamaz başka yerde çalışamazdın.Usta çırağına takım hediye eder, çırak da us-taya gömlek hediye eder, elini öper veondan sonra çırak istediği yerde çalışır-dı.1969 yılından sonra serbest çalışıyor-dum fakat çok çalışıyordum. Kendimi iyiyetiştirip iyi bir işadamı olmak istiyordum.Büyüklerimin sohbetini dinlerken okur-yazarlığı az olan ilkokul mezunlarının dabüyük iş adamı olabileceğini duymuştum.Vehbi Koç’un Ankara’da küçük bir nalburdükkânı olduğunu, çok sistemli çalışarakTürkiye’nin en zengin insanı olduğunu duy-dukça bu bana çalışma azmi veriyordu.

1974 yılında Kıbrıs Barış Harekâtı’nın oldu-ğu zaman askerdeydim. Kıbrıs’ta değildimfakat Ankara’da o heyecanı yaşadım. Asker-liğimi yaparken çok çalışarak inşaat gru-bunun idarecisi oldum. Bir komutan gibi

görev yapıyordum. İzin günlerimde komu-tanlarımla iş konusunda istişareler yapıyor-dum. Çok prensipli ve çalışkan oluşumaskerlik yaşamımda rahat etmemi sağladı.

İlk müteahhitlik deneyimime 1977 yılındadört katlı bir bina yaparak başladım.Yaşımın çok genç olması nedeniyle güvenoluşturamadım. Birkaç bina yapımındansonra, mesleğime dönerek ekibimle fayansustalığına devam ettim.

Müşterilerimiz büyükşehir otellerindegördüğü mermer lavaboları talep etmeyebaşladılar. Müşterilerin taleplerine duyarsızkalamadım ve bu lavaboları önceleriAnkara’da yaptırarak Karabük’te monte et-tirdim. Karabük’te mermer sadece mezar-larda kullanılırken ben mermeri evlerinmutfağında, dükkan cephelerinde dekor


sisindeki zorluklar kaldırılarak, iş adam-larının önünü açmalı ve onlara değer ver-ilmelidir. İyi işler yaptıklarında ödüllendirilmeli ve motivasyonlarını artıracak daha fazla yatırım yapmaları sağlanma-lıdır. Çünkü ülkenin kalkınması ve dev-letin var olmasında en büyük etken iş adamlarımızdadır.

GİRİŞİMCİLERE VEREBİLECEĞİNİZEN ÖNEMLİ ÖNERİNİZ NEDİR?n Dürüst olmalılar,n Çalışkan olmalılar,n Koydukları hedeften geri adım atma-malılar,n İyi niyetli olmalılar ki Allah onlara yardımetsin.

GİRİŞİMCİ OLARAK SİZİ NE MOTİVE EDER?Yaptığım işin toplum tarafından kabulgörmesi ve takdir edilmesi

SİZİ NE KIZDIRIR?İkiyüzlülük

İşe aldığınız çalışanınızda en çok neye dikkat edersiniz?Ahlakına, işini sahiplenme duygusuna, işyerinin disiplinine ayak uydurabilmesine,ve en önemlisi çalışkan olmasına

İŞE ALDIĞINIZ İNSANLARIN UYGUNLUĞUNU NASIL ANLARSINIZ?48 yıldır işçi çalıştırmaktayım. Birçok değişikdalda iş yaptım. Farklı meslek gruplarından,okuryazar olmayanına, üniversite mezu-nundan, gencine, yaşlısına kadar pek çok in-sanla çalıştım. İşe aldığım kişinin birkaç güniçinde karakter yapısını anlarım. İş yerimeuygun ahlakta olmayan kişileri çalıştırmam.

İŞ HAYATIYLA EV HAYATINI NASIL DENGEDE TUTTUNUZ?Her başarılı erkeğin arkasında bir kadınvardır sözü çok doğru bir söz. İnsanlar gün-lük hayatında olan olayları saklamayaçalışırsa şüphe uyandırır. İnsanın en büyükdüşmanı başarı çünkü... Bir insan başarılı isedost gibi görünenler ve göremedikleri düş-manlar üç kat artar. Onun için herkes tümyaşantısına dikkat etmeli. Aksi takdirdekişinin önce hanımına iğne batırırlar, sonrakardeşlerine, sonra birinci derece akra-balarına, sonra dostlarına. Çünkü sizin

başarınız diğerlerinin başarısızlığını ortayakoyar. Onun için çok dikkatli olmalısınız. Herdost görünene kanmamalısınız. Aile hayatıdüzgün olmayanın iş hayatı da düzgünolmaz. Allah’a güvenip, Allah’a uymalısınız.Şeytana arkadaş olanın işleri rast gitmez.

SAFRANBOLU EKONOMİSİNİNASIL CANLANDIRMALIYIZ?Safranbolu’daki turizm genellikle bir ikigecelik olması nedeniyle, Safranbolu bu tur-izmden yeterli payı alamamaktadır. Kon-aklama sayılarını artırmak için alternatifturizm yaratıp gelen insanların en az üç günkalmasını sağlamalıyız. Doğa turizmi oluşa-bilmesi için, doğa harikası olan yerlerdeyatırım yapılmasının önü açılmalı, hazinearazilerinin satışı veya kiralanması yönündebürokrasiyi azaltıp, ciddi yatırımcılara ko-laylık sağlamalıyız. Üniversite ile diyaloglarıiyi tutup Safranbolu’ya yeni fakülteler açıl-masını sağlamalıyız. Orta ölçekli sanayiyicanlandırıp, tamir eden sanayi değil; üretensanayi haline gelmeliyiz. Yeni üretim tesisiyapanları ödüllendirerek, onurlandırarakonların heyecanını artırmalıyız. Şehringüzelleşmesi için değiştirilmeyen imarplanlarıyla kentsel dönüşüm uygulanmalı,Tarihi Çarşı dediğimiz koruma bölgesindeolan evlerin ışıkları sönmemesi için devletdesteği sağlanmalı, konuşan halk yerineuygulayan halk olmalıyız ki çocuklarımızagüzel bir memleket bırakalım.

TİCARİ HAYATINIZDA ÇOK FAZLA ENGELLE KARŞILAŞTIĞINIZ OLDU MU?Her başarının bir bedeli vardır. Mutlakakıskananlar olacaktır. Doğru bildiğiniz yoladevam eder, karşılaştığınız zorlukları akılla,sabırla, hoşgörüyle, çok araştırarak, çok

çalışarak, geri adım atmadan belirlediğinizhedefe varmaya çalışırsanız, niyetiniz iyiolduğu sürece Allah sizin yanınızda ola-caktır. Önünüze çıkan her zorluk sizetecrübe kazandıracak, rakiplerinize göre sizidaha bilgili ve tecrübeli yapacak, zorubaşarmak sizi daha çok mutlu edecektir.

GENÇLERE VEREBİLECEĞİNİZTAVSİYE VARMI?Üniversitede katıldığım bir konferanstakonuşmacı, konuşmasını bitirdikten sonrasorunuz varsa cevaplayayım dedi. Çeşitlisorular soruldu. Sonra genç bir kardeşimizsordu: “Ben makine mühendisliğinibitirdim. Babam dahil bütün akrabalarımdevlet memuru. Sen de devlet memuru ol;yoksa sürünürsün diyorlar ama devletmemuru olmak çok kolay değil. Bizler neolacağız?“ Konuşmacı: “Bak buradaKardemir var. Haddehaneler de var, bu-ralarda çalışırsan 3-4 bin lira maaş alır,akşam evine gider, sabah işine dönersin.Safranbolu’da güzel çay bahçeleri, lokanta-lar var hafta sonları oralarda yemek yersin,gece de evine gelirsin. Bu iş senin hedefinleilgilidir. Ama unutma Amerikan Cumminsmotoru yapan kişi senin mezun olduğunokul mübadili bir okuldan mezun olmuş. O,hedefini -ben dünyanın en kaliteli mo-torunu yapacağım- diye belirlemiş. Hedefinioraya kilitlemiş ve başarmış.” dedi. Gençlerkendinize bir hedef belirleyin. O hedefeulaşmak için çok çalışın, dürüst ve araştır-macı olun. Allah size yardım edecektir.Bu ticari hayata devam ederken bendenyardımlarını hiç esirgemeyen, yıllarcasabredip bana destek veren eşime, işimizinbüyümesine emek veren ve üçüncü nesletaşınmasına katkı sağlayan çocuklarıma çokteşekkür ederim.


Yazar Metin Köse’nin Safranbolu’yu anlatan “AçKapıyı Ben Geldim” kitabının söyleşi ve imzagünü programı Odamızın toplantı salonundagerçekleşti. Yoğun katılım ile gerçekleşenetkinlikte ilk olarak Meclis Başkanı AhmetŞahin ve Yönetim Kurulu Başkanı Ali SamiAcar’ın açılış konuşmaları gerçekleştirdi. Açılışkonuşmalarının ardından Yazar Metin Kösehayat hikâyesini kısaca katılımcılara anlattı.Mübadele yıllarında ki Safranbolu’yu roman-laştıran Köse söyleşinin ardından kitaplarınıimzalayarak vatandaşlarla sohbet etti.

HABER

“AÇ KAPIYI BEN GELDİM”SÖYLEŞİ VE İMZA GÜNÜ

HABER


İmza protokolüne Safranbolu Ticaret ve SanayiOdası Yönetim Kurulu Başkanı Ali Sami Acar veSafran İşitme Cihazları Satış ve Uygulama MerkeziSahibi Odyometrist Mehmet Uygar Gül katıldı. Pro-tokol hakkında bilgi veren Başkan Acar "SafranboluTSO olarak önceliklerimizden biri Oda üyelerimizinkalite sağlık hizmetlerinden indirimli olarak fay-dalanmalarını sağlamaktır. Daha önce bölgemizinen büyük özel hastanelerinden biri olan MedikarHastanesi ile indirim protokolü imzalamıştık. Şimdiise İşitme Cihazları satışı yapan Safran İşitme Cihaz-

ları Satış ve Uygulama Merkezi ile İndirim protokolüimzaladık. Protokol kapsamında Odamız üyeleriuzman hekim tarafından yazılan rapora, iş yeri per-akende fiyatı üzerinden %20 indirimli olarak sa-hip olacaklardır. Ayrıca bu indirimden Odamızüyelerinin bir ve ikinci derece akrabaları da fay-dalanabilecektir.” dedi. Safran İşitme Cihazları Satışve Uygulama Merkezi sahibi Odyometrist MehmetUygar Gül: "Safranbolu TSO üyelerine indirimlihizmet vermekten mutluluk duyacağız. Protokolünher iki tarafa da hayırlı olması dilerim.” dedi.

SAFRAN İŞİTME CİHAZLARI SATIŞ VE UYGULAMA MERKEZİ İLE İNDİRİM PROTOKOLÜ İMZALADIK


HABER

Karabük Ticaret ve Sanayi Odası’nın ev sahipliğinde, Bilim Sanayi ve TeknolojiBakanı Dr. Faruk Özlü Bey’in teşrifleriyle istişare toplantısı Karabük Büyük Kulüp’tegerçekleşti. Karabük Milletvekili 23. Dönem TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin,Karabük Valisi Kemal Çeber, Karabük Milletvekili Prof.Dr.Burhanettin Uysal, ÇevreŞehircilik Bakan Yardımcısı Mehmet Ceylan pek çok protokol ve iş adamları katıldığıtoplantıya Yönetim Kurulu Başkanımız Ali Sami Acar ve Yönetim Kurulu BaşkanYardımcısı Koray Erikçi de katıldı. Programda konuşan Bakan Özlü, Karabük’ün demirçeliğin başkenti olduğunu bu nedenle Karabük’ün önemli bir endüstri bölgesi vemerkezi olduğunu söyledi. Özlü: “Geçen seneki ziyaretimizde OSB için söz verdik vebunu kurduk. OSB’ye yatırımcı bulma noktasında TSO Başkanımız, Milletvekili veBakan yardımcısı arkadaşlarımız çalışacak buraya yatırımcı bulacağız. Kaliteli nitelikliyatırımcıların bulunmasına gayret göstereceğiz. Bu konuda sizlerden destek istiyoruz.Eskipazar İhtisas OSB’ye nitelikli yatırımcılar gerekiyor. Karabük’te bu sanayi kültürü varve bu zor olamayacak. Tekno Parkı da kurduk. Buradan söz veriyorum yer belli olunca in-şaatın hızlıca bitmesi için Bakanlık olarak hibe desteği yapacağız. Yenice’de kurulmasıplanlanan Orman Ürünleri Sanayisi’ne yönelik OSB’nin kurulmasını hayata geçireceğiz.Bunu da kısa sürede yapacağız. Şuan kırk beşe yakın talep var. Bu talepler son dereceönemli. OSB kurmak önemli ama daha önemlisi OSB’ye iyi yatırımcı bulmak. Bu konudasizlerden destek isteyeceğiz.” dedi. Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Dr. Faruk Özlü Beyindoğum günü münasebetiyle sürpriz doğum günü pastası kesilerek kendisine hediyetakdim edildi. İstişare toplantısı iş adamlarımızın Bakan Bey’e sorularıyla son buldu.

BİLİM SANAYİ VE TEKNOLOJİBAKANI SAYIN DR. ÖZLÜ’NÜNTEŞRİFLERİYLE İSTİŞARETOPLANTISI GERÇEKLEŞTİ



SÖYLEŞİ Karabük KOSGEB Müdürü Serhat SAYGINRöportaj:Yasin DİKMEN

KOSGEB DESTEKLİYOR KOBİ’LER BÜYÜYOR

Sizi tanıyabilir miyiz?1975 Gölcük doğumluyum, 9 Eylül Üniver-sitesi Mühendislik Fakültesi Maden Mühen-disliği Bölümü mezunuyum, halen BülentEcevit Üniversitesi İşletme Bölümü’nde yük-sek lisans programına devam etmekteyim.2003 yılında girmiş olduğum kurumumuzdauzman yardımcısı ve uzman kadrolarındagörev yaptıktan sora 2015 yılı itibarı ile KOS-GEB Karabük Müdürlüğü’ne Müdür olarakatandım. Evli ve iki çocuk babasıyım.

KOSGEB’in kuruluş gayesinden vebugün ekonomideki rolündenbahseder misiniz?1990 yılında 3624 sayılı kanun ile kurulmuşolan KOSGEB, bu tarihten günümüze kadarsadece imalat sanayi KOBİ’lerine hizmet vedestekler vermiştir. Ancak, imalat dışı sektör-lerin gerek istihdam potansiyellerindeki artışgerekse ekonomiye sağladıkları katmadeğerdeki pozitif değişim KOSGEB in hedefkitlesini revize ederek tüm KOB’lere yönelikbir hizmet anlayışı gereğini ortaya çıkarmıştır.

Bu vesile ile 3624 sayılı KOSGEB Kuruluş Ka-nunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair 5891sayılı Kanun’un 5 Mayıs 2009 tarih ve 27219sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürür-lüğe girmesiyle hizmet ve ticaret sektörleri deKOSGEB’in hedef kitlesine dahil olmuş veKOSGEB ülkemizde KOBİ’lerin hamisi niteli-ğine kavuşmuştur. Kuruluşundan 2009 yılınakadar geçen sürede 300.000 işletmeye hitapederken hedef kitle bu değişim ile 3.000.000a çıkmıştır. 2003 yılında 33 Merkez ile hizmetverirken bugün 81 ilde 92 Müdürlük ilehizmet veren bir kurum haline gelmiştir.

KOSGEB’den destek almak isteyengirişimciler ve işletmeler için süreçlernelerdir? Destekler için hangi şartlarasahip olmak gereklidir?İşletmelere ve girişimcilere destek veren birkuruluş olan KOSGEB’den destek almak içinişletmelerimizin KOBİ Tanımı Yönetmeliğikapsamında KOBİ vasfı taşımaları gerekmek-tedir. 2005 yılında yayınlanan KOBİ TanımıYönetmeliği’nde KOBİ: “250 kişiden az yıllıkçalışan istihdam eden ve yıllık net satış hasılatı

veya mali bilançosundan herhangi biri40.000.000 TL’yi (Kırk Milyon Türk Lirası’nı) aş-mayan ve küçük ve orta büyüklükteki işlet-melerin tanımı, nitelikleri ve sınıflandırılmasıhakkında yönetmelikte mikro işletme, küçükişletme ve orta büyüklükteki işletme olaraksınıflandırılan ekonomik birimdir.” şeklindetanımlanmaktadır.Bununla birlikte 18 Eylül 2009 tarihinde alı-nan Bakanlar Kurulu Kararı ile KOSGEB’ingeliştirilmesinden sorumlu olduğu KOBİ Sek-törleri belirlenmiştir. İşletmelerimizin KOSGE-B’in desteklediği sektörlerde faaliyette bulun-maları durumunda destek başvurusu yapa-bilmeleri mümkün olmaktadır. KOSGEB’indesteklediği sektörleri resmi internet adres-imiz www.kosgeb.gov.trden öğrenebilirsiniz.İşletmelerimizin yararlanmış olduğu destek-lerin devamlılığı için her yıl bilançolarının on-aylanmasına müteakip bağlı bulunduklarıKOSGEB Müdürlüklerine KOBİ beyan-namelerini verme zorunluluğu vardır. Bu şart-ları sağlayan işletmelerimizin online olarakyapmış oldukları başvuruları ilgili program-ların mevzuatları çerçevesinde hızlı bir şekilde


değerlendirilmektedir.

İşletmelere sağlamış olduğunuz destek-leri ana başlıklar şeklinde özetlersekhangi destek modeli ilimizde ağırlıklıolarak kullanılmaktadır?Destek programlarımızı şu şekilde özetleyebiliriz:Girişimcilik Destek Programı: Kendi işini kura-cak girişimci adaylarının daha sağlıklı bir şekildeprojelerini hayata geçirmesine ve sürdürmesinedestek olmayı amaçlayan bir program olup herzaman başvuruya açıktır.İşbirliği Güç Birliği Destek Programı: 3 veyadaha fazla işletmenin bir araya gelerek ortaksorunlarına ortak çözümler ürettiği program olupher zaman başvuruya açıktır.Genel Destek Programı: İşletmelerimizin rutinfaaliyetlerine yönelik destek programı olup herzaman başvuruya açıktır.KOBİ GEL – KOBİ Gelişim Destek Programı:İşletmelerimize kendi ihtiyaçları doğrultusundaproje hazırlama imkanı sunmuş olduğumuz birprogram olup çağrı esaslıdır.Ar-Ge, İnovasyon ve Endüstriye Uygulama DestekProgramı: İşletmelerimizin veya girişimcilerim-izin arge inovasyon kapsamındaki projelerinindesteklendiği bir program olup her zamanbaşvuruya açıktır.KOBİ TEKNOYATIRIM – KOBİ Teknolojik ÜrünYatırım Destek Programı: Arge, İnovasyon kap-samında destek almış projelerin endüstriyel aşa-malarının desteklenmesine yönelik bir programolup her zaman başvuruya açıktır.Stratejik Ürün Destek Programı: Yerli ve milliüretim hedeflerimiz kapsamında planlanandestek programı ile ithalatın azaltılması amaçlan-maktadır. Çağrı esaslı bir program olupönümüzdeki yıllarda ülke ekonomisinin yenidenşekillenmesine vesile olacağına inandığımızdestek modelimizdir.Kredi Faiz Desteği: Dönemsel olarak işletmeleresıcak nakit akışı sağlanmasına yönelik bir pro-gram olup Bakanlığımızın ve Başkanlığımızın ko-ordinasyonunda takvime bağlanan bir destek

programımızdır.Gelişen İşletmeler PiyasasıKOBİ Destek Programı:Borsa İstanbul (BIST) Gelişenİşletmeler Piyasası’nda işlemgörmesinin ve sermayepiyasalarından fon teminedilmesine imkan sağlan-masının amaçlandığı destekprogramımızdır.Uluslar arası KuluçkaMerkezi ve HızlandırıcıDestek Programı: Ar-Ge veinovasyon faaliyetleri ülkem-izde gerçekleştirilen teknolojik ürünlerin ulus-lararası pazarlarda yer alması, ihracatınarttırılması, yerli teknoloji yoğun başlangıç işlet-melerinin gelişmiş girişimcilik ekosistemleriiçerisinde yer alması için, uluslararası kuluçkamerkezi kurulmasını ve işletmelerin hızlandırmaprogramlarına katılmasını desteklemektir.Laboratuar Hizmetleri: Dokuz il de on bir adetlaboratuarımız ile KOBİ’lerimizin test analiz vekalibrasyon ihtiyaçlarına cevap verilmektedir.

Girişimcilik Destek Programınız kapsamında vermiş olduğunuz eğitimler sonrasında başarılı girişimciler desteklerden ne şekildeyararlanmaktadırlar?Girişimciler otuz iki saatlik Uygulamalı Girişimci-lik Eğitimi’ni tamamladıktan sonra kuracaklarıişler için destek müracaatında bulunabilmek-teler. Eğitim öncesinde açılışı yapılan işletmeleredestek verememekteyiz. Girişimci adaylarımızdaaranan şartlar:KOSGEB’e başvuru tarihi itibarı ile son 1 (bir ) yıliçerisinde aynı faaliyet konusunda şahısişletmesinin bulunmaması gerekmektedir.Ayrıca girişimcinin tüzel kişi statüsünde kurul-muş herhangi bir işletmede %50 den fazla or-taklığının olmaması gerekmektedir. Girişimcininkuracağı işletme Türk Ticaret Kanunu’nda tanımlıgerçek veya tüzel kişi statüsünde olmalıdır.Bununla birlikte girişimcinin destek süresince

başka bir işletme/kurum/kuruluşta SGKhükümlerine tabi ola-rak çalışmaması gerek-mektedir. Bu başvuruşartlarını sağlayan vebaşvurusu KOSGEB Gir-işimcilik Destek Pro-gramı Değerlendirmeve Karar Kurulları’ndadesteklenme kararı alı-nan girişimciler aşağıdabelirtilen desteklerdenyararlanabilmektedir.

İşletme kuruluş giderleri için geri ödemesiz2.000 (iki bin) TL destek sağlanır.Kuruluş dönemi makine teçhizat, ofis donanımve yazılım desteği kapsamında kuruluş tarihin-den itibaren 24 (yirmi dört ) ay içinde satın alı-nan/alınacak makine teçhizat yazılım ve ofisdonanımları için geri ödemesiz olarak üst limiti18.000 (on sekiz bin) TL destek sağlanır.İşletme giderleri desteği kapsamında ise kuru-luş tarihinden itibaren 24 (yirmi dört) ay içindegerçekleşen işyeri kirası ve personel net ücretlerine yönelik olarak, aylık azami 5.000 (beş bin) TLve toplamda geri ödemesiz olarak 30.000 (otuzbin) TL destek sağlanır.Sabit yatırım desteği kapsamında, işletme kuru-luş tarihinden itibaren 24 (yirmi dört) ay içindesatın alınacak makine, teçhizat ve yazılım içinteminat karşılığı geri ödemeli olarak 100.000(yüz bin) TL destek sağlanır.Destek oranlarımız 3. Bölgede bulunan ilimiz için%70 oranında olup girişimci adayımızın bayan,engelli, gazi, birinci derece şehit yakını olmasıdurumunda bu oran %90’a çıkmaktadır.

KOSGEB Karabük Müdürlüğü olarakİlimizdeki KOBİ’lere yöneliksağlanan destekler hakkında genelbilgi verebilir misiniz?İlimizde, veri tabanımıza kayıtlı işletme sayısı4281’dir. Uygulamalı girişimcilik eğitimleri kap-samında 4881 kursiyere eğitim verilmiş olup,kursiyerlerin 2986’sı erkek 1895’i bayan girişim-cidir. Kendi işini kuran girişimci sayımız 309 adet-tir. Bu işletmelerimizin 155’i erkek 154’ü bayangirişimcilerimiz tarafından hayata geçirilmiştir.309 adet girişimcimize bugüne kadar yaklaşık8.2 milyon TL destek ödemesi yapılmıştır. 2017 yılında diğer destek programları kap-samında 97 işletmeye yaklaşık 1.3 milyon TLdestek ödemesi yapılmıştır. 2003-2017 yılları arasında verilen Kredi FaizDestekleri kapsamında 1883 adet işletmemiziçin 6.5 milyon TL destek ödemesi yapılarak ilgenelinde 60.7 milyon TL’lik kredi hacmi oluştu-rulmuştur.


Kıymetli dostlar, zaman yine su misali akıp gitti ve nasıl geçtiğini bir türlü anlayamadığımız koskoca bir yılı hep birlikte geridebıraktık. Bu süre zarfında kaybettiğimiz tüm üyelerimize ve hemşehrilerimize bir kez daha Allah’tan rahmet diliyorum. Safran-bolu Ticaret ve Sanayi Odası olarak dönüp geriye baktığımızda yoğun bir kurumsallaşma sürecinin ilk etabını geride bıraktığımızısöyleyebiliriz. Akreditasyon çalışmalarımızı başarılı bir şekilde tamamladık ve hala arkadaşlarımız akredite oda statümüze kurumsalbir kimlik kazandırmak için ciddi çalışmalar yürütüyor. Aslını söylemek gerekirse, gözle görülmeyen ancak meyvesini ileriki yıl-larda verecek işler yapmaktayız. Kurumsallaşma, aşmamız gereken önemli bir engel olarak karşımızda durmaktadır.

Mirasçısı olduğumuz kadim şehir Safranbolu’yu geleceğe taşıyabilmemiziçin kurumsallaşma sürecimizi zaman kaybetmeden ivedi bir şekildegerçekleştirmek mecburiyetindeyiz. Kurumsallaşma sürecimizin tamam-lanmasıyla üyelerimize daha üst düzeyde hizmet vermek kadar, onlaradanışmanlık hizmeti sunabilecek vizyoner bir oda hüviyetine de kavuş-muş olacağız. Zaten temel gayemiz hep bu olmuştur. Üyelerimizi gele-ceğe taşıyabilecek danışmanlık hizmetini sunabilen, onların sorunlarınaçözüm üretebilen ve onların proje bazlı işler ortaya koymasına aracı olanbir oda olmak çağımızın bir gereği haline gelmiştir.

Safranbolu, ticaret, turizm ve eğitim alanlarında var olan çok yönlü bir şe-hirdir. Anlaşılacağı üzere söz konusu bu üç sektör de dinamik bir yapıyasahiptir. Yani durağan değillerdir. O halde zaman içerisinde sürekli ye-nilenen bu sektörlere uygun bir ticaret ve sanayi odası dizayn etmekelzemdir. Hepimiz bu bilinçle hareket etmeye çalışıyoruz. Yakın gelecekte

semerelerini almayı planladığımız bu yorucu ve uzun soluklu sürecin üyelerimize katkı sağlayacağını şimdiden kestirebilmek-teyiz. Nitekim Safranbolu TSO’nun kurumsallaşması üyelerimize de sirayet edecek, onları da kurumsallaşmaya sevk edecektir.Hizmete dayalı Safranbolu ekonomisini iyi yönetebilmenin ön koşulu şüphesiz müşteri odaklı hizmet veren üyelerimizin varlığıdır.

Üyelerimiz ne kadar kurumsallaşmaya önem verirse, ekonomiden alacakları pay da bir o kadar fazla olacaktır. İletişim ve etk-ileşimin at başı gittiği bir evrede kurumsallaşmanın geciktirilmesi kabul edilmesi güç bir olgudur. Artık küresel bir ekonomininparçasıyız. Rekabet sadece yerelle sınırlandırılmış değildir. Bir sabah karşınızda yeni bir rakip bulabilir ve tüm müşterinizi ona kap-tırabilirsiniz. Bunlar afaki ya da hamasi laflar değildir. Bu gerçek göz ardı edilmemelidir. Yeni şartlara ve koşullara ancak kurum-sallaşma yoluyla ayak uydurulabilir.

2018 yılında üyelerimizden ana beklentimiz, kurumsallaşma süreçlerini ihmal etmemeleridir. Uzun bir zaman alan bu adımı erk-enden atmak önemlidir. Bununla ilgili olarak başta KOSGEB olmak üzere birçok kurum ve kuruluştan mali destek alınabilir.Safranbolu TSO olarak bizler de elimizden geleni bu konuda yapmaya hazırız. Bu önemli çağrının ardından, 2018 yılının ülkem-ize, üyelerimize ve hemşehrilerimize hayırlı uğurlu olması temennisiyle yazıma son vermek istiyorum.

EN BÜYÜK İHTİYACIMIZ KURUMSALLAŞMA

Doç. Dr. İsmail ŞAHİNTOBB Akademik Danışman

NOSTALJİ Aytekin KUŞ


BİR UYGARLIK GÖSTERGESİ

SAFRANBOLU1975 dünyada “Tarihi Mirasın Korunması” yılı ilan edilmişti. Aynı yılın ağustos ayında Türkiye’de en büyük halkkatılımıyla yapılan Safranbolu haftaları başladı. 1975, 1976, 1977 yıllarında bir hafta boyunca bu aydın-lanma ve bilinçlenme olayı sürdü. 1994 yılında Safranbolu dünya miras listelerine Türk Kenti olarak girdi.

KIZILTAN ULUKAVAK1975-1977 arasında Safranbolu halkı her yıl200-250 tarihçi, sanat tarihçisi, mimar, ressam,heykeltıraş, fotoğrafçı, politikacı, yazar, gazeteci,film yapımcısı Türk aydınını kendi evlerindeyılda bir hafta misafir ettiler. O zamanTürkiye’nin en büyük aydın belediye başkanıolarak tanıdığım Kızıltan Ulukavak bu toplum-sal hareketin başını çekti. Kasaba halkını örgü-tledi. Türkiye’de şimdiye kadar hiçbir kent vekasabada olmayan bir tarihi kent koruma ol-gusunu gerçekleştiren yolu açtı. Ona ve bütünSafranbolulara ve Safranbolu’nun korun-masına ufak ve büyük katkısı olan herkeseselam olsun. Bu ülke kültürü hepsine teşekkürborçludur. Bu olay Türkiye’de başka hiçbir kentve kasabada gerçekleşmediği için Cumhuriyettarihinin en yalın ve başarılı sosyal katılım, bil-inçlenme hareketi olarak incelenmelidir.

Tarihi çevre koruma bir yasa sorunu değildir;bir kültürel tavırdır. Avrupa toplumları, kent-lerinin tarihi yapısını yasalardan öncede ko-ruyorlardı. Türkiye’de ise yasa da olsakoruyamadığımızı ya da korumakta zor-landığımızı gördük. Başta İstanbul olmaküzere ünlü tarihi kentlerin durumu belli...Dünya’nın 2.Dünya Savaşı’ndan sonra bil-inçli olarak örgütlediği savaşta, gelişmişülkelerle birlikte kentlerin, tarihi, fiziksel var-lığının korunmasının bir uygarlık birikimiolduğu öğrendik. Bütün uygar insanlarbunun ulusal kimliğin ögelerinden biriolduğu yolunda da bilinçlendirdiler. Türkiyebu bilinçlenmeye ulaşmakta zorluk çekenbir toplumdur. Onun için Safranbolu olayıbir yerel katılım mucizesidir.

Kuşkusuz Safranbolu gerçekten kültürdüzeyi yüksek insanlar yetiştiren özellikli biryöre idi. Yine de bir bilinçlenme süreci, birsahip çıkma süreci, bunun sürdürülmesi vesonuçlandırılması gibi aşamalarda, Safran-bolu bütün Türkiye’nin hastalığı olan toprakyağmasına direnebilen bir kamuoyu yarata-bilen tek kent oldu. Bugün kent kültür tur-izmi ya da tarihi varlık turizmi denebilecekbir etkinlik ile kendine bir geçim olanağı

sağlamıştır.

UYGARLIĞIN GÖSTERİ ALANLARIUygarlık uzun zamanları içeren bir süreçtir.Avrupa’da iyi korunmuş kent sayısı saymaklabitmez. Parma, Floransa, Toledo, Aix-enProvence, Dubrovnik, Carcassonne, Venedikanımsandığı zaman insanı duygulandıran, uy-garlık göstergeleridir. Bunlara biz sadeceSafranbolu’yu kattık. Önemli olan bu niteliğinünlü anıtlarla değil, kentin konutları ve dokusuile kazanılmış oluşudur. Bu ülkelerde bizdençok teknoloji, bizden iyi öğretim, bizden fazlazenginlik vardır. O toplumlar bu eski konut-larda yaşamının bir konfor sıkıntısı değil, birkültürel ayrıcalık niteliği olduğunu nasılsaöğrenmişlerdir. Amerika’nın birkaç yüzyıllık tar-ihinde bile bizden çok korunmuş kent vardır.Cenevre’de ya da Basel’de bu zengin insan-ların bu evlerde nasıl yaşadıklarını şaşırırsınız.Paris’in Londra’nın eski mahallelerinde zengin-ler oturur. Türk halkının para kazanıp burju-valaşan bölümü böyle bir bilince sahipolamadı. Orta İngiltere’nin bazı kentlerinin tar-ihi merkezlerinde bazen bir tane bile yeni binagöremezsiniz. Bizim zenginlerimiz Süley-maniye’de eski bir evde oturmaz. Bu mahal-leleri İstanbul’la ilgisi olmayan fakir köylülerebıraktılar. Kuşkusuz Avrupa’nın koruma bilincibaşka kültür olaylarıyla paralel yürümüştür. İn-

giliz Shakespeare’i, Alman Goethe’yi, FransızMontaigne’i, İtalyan Dante’yi yaşamının birboyutu yapmıştır. Bizim en okumuşumuzYunus, Fuzuli yada Mehmet Akif ve Fikret’ineredeyse unutmuştur.

Safranbolu’da ilginç bir olay başıma geldi.Sabah ezanında nasıl olduysa bir aralık sadecebir müezzinin ezan sesi geldi. Öteki müezzin-ler hoparlörlerini henüz açmamışlardı. Ozaman kendimi eskiden olduğu gibi Boğaz-içi’nde karşı sahilde Bebek Camisi imamınınsesini dinler gibi hissettim. Sanki bu hoparlörsesi değil insan sesiydi, yüzlerce binlerce yıllıkbir kültür göstergesi idi be ve Safranbolu’ya dauyuyordu. Yeniden çocukluğumu yaşadım.Yaşım kadar büyüdüm. Tarih genelde öyle birboyuttur. Biz kuşkusuz 21.yüzyıl insanıyız. İs-tesek de istemesek de 2009 yılında yaşaya-cağız. Ama tarihin bizimle birlikte yaşamasınaizin verirsek varlığımız da o kadar artar.21.yüzyılın cüceleri olmayız.

Safranbolu’yu korunmuş olarak görünceonunla birlikte, sadece bir koruma uzma-nı ve tarihçi olarak değil, bu geçmişin anısınıyaşatabilen uygar bir toplum üyesi olarak kı-vanç; Safranbolu insanlarına or-tak bir varlığıpaylaşan kardeşler olarak saygı duydum.

Sevgili okuyucularTürkiye’de hiçbir kent, bir mimarı bir tari-hçiyi ve bir korumacıyı Safranbolu’yugörmek kadar heyecanlandıramaz. Orayagidin ve ona sahip çıkın. Tarihin üretip mirasbıraktığı şeylerdeki ortaklık kadar hiçbir şeybir toplumun kişilerini birbirleriyle kardeşyapamaz. İnsanları birbirine düşüren veçağdaş kargaşayı yaratanları işlevsiz bıraka-cak en güzel yöntem tarihin bıraktıklarınabirleştiren miras olarak bakmasını öğren-mektir. Bu edilgen bir öğreti değil etkin(aktif) bir öğrenme çabasıdır.

Değerli büyüğüm Prof. Dr. Sn. DoğanKuban’ın Safranbolu’ya ilişkin çokbeğendiğim iki yazısını okurlarımızla pay-laşmak istiyorum.

Bu yıl 23’üncü yıldönümünü kutladığımızDünya Miras Listesi’ne alınışımızın tarihselsürecini çok iyi yansıttığı için. Saygılarımla.

Kaynak : CBT- 1162/2 26 Haziran 2009

Bu olay, Cumhuriyet tarihinin çağdaş uygar-lık bağlamında halk katılımı ile sağlanan enbüyük sosyal atılımı sayılabilir. Safranbo-lu, bugün Türkiye’nin en iyi korunmuş ken-tidir. Türkiye’de tarihi kent koruma ça-balarının en gözde olanı ve olumlu so-nuç verenidir. Ve kendi halkının önayakolduğu bir çağdaşlaşma olgusunun en gönendirici örneğidir.Geçenlerde Safranbolu’ya gittim. TarihiSafranbolu yaşıyordu. Tarihi SafranboluTürkiye’nin en önemli tarihi kentlerinden binkat daha iyi korunmuştu. Ve Türkiye’yi zi-yarete gelen bütün yabancılar Safranboludiye bir kenti tanıyorlardı. Halk tarih bil-incinin, bu küçük kenti ekonomik olarakyaşatacağı belliydi. Safranbolulular bu ça-

balarının olumlu sonuçlarını görmüş ve çalış-malarını her alanda sürdürüyorlardı. Safran-bolu’da çağdaş, aydınlık insanların; politik

düşünce ve kavgalar üstünde, ortak olaraksahip çıktıkları bir kent mirası bilinci oluş-muştu. Bunları kültür alanında taçlandıranbir de Güzel Sanatlar Fakültesi kurulmuştu.Safranbolu’da, Türkiye’de eskiden tanıdığımveya yaşadığım hiçbir kentte kabil olma-yacak bir duruluk içinde yıkandım. Tarihinçağdaşlaşmayı sağlayan araçlardan biri ola-bileceğini kanıtlamış olarak görüp büyük birmutluluk duydum.Bir tarihi koruma çabasının ve bununbaşarısının bir öncü sosyal çağdaşlaşma ol-gusu olduğunu düşündüm. O günlerdeSafranbolu insanının katkısı ile gerçekle-şen bu çabayı ve ürününü kamuoyuna yeni çabaları teşvik edici bir örnek olarak sunmak gereğini duydum.

Doğan Kuban


HABER

UKRAYNA ANKARABÜYÜKELÇİSİ ODAMIZI ZİYARET ETTİKarabük Üniversitesi ev sahipliğinde Türkiye-Ukrayna Diplomatik İlişkileri’nde 25.Yıl Sem-pozyumu’na katılmak üzere Karabük’e gelenUkrayna'nın Ankara Büyükelçisi Andrii Sybiha,Safranbolu Ticaret ve Sanayi Odası’nı ziyaret etti.Büyükelçi’nin ziyaretinde Meclis Başkanı AhmetŞahin, Yönetim Kurulu Başkanı Ali Sami Acar, Yöne-tim Kurulu Üyeleri Tuncay Coşkun, Osmanİyigüngör ile Ukrayna’ya ihracat yapan üyeler hazırbulundu. Büyükelçi Sybiha; “Ukrayna’nın bağım-sızlık mücadelesinde ve son yıllarda yaşadığı sıkın-tılı zamanlarında Türkiye’nin büyük yardımlarıoldu. Sadece 20. yüzyılda Ukrayna beş defabağımsızlığına kavuştu ve beş defa bağımsızlığınıyitirdi. Ne yazık ki şu an bağımsızlığımızı ilan et-tikten sonra bile bizim komşumuzdan saldırılarıgörüyoruz ve devamlı saldırılar altında kalıyoruzbu konuda özellikle Türkiye’nin Ukrayna’ya verdiğidesteklerden dolayı teşekkür ediyoruz ve bunuçok takdir ediyoruz. Sadece rakamlara bakarsakeğer, bu savaşın sonucunda on bin kişi kaybettik.Bütün Ukrayna topraklarının, Kırım dahil olmaküzere, topraklarının yüzde 7’sini ve sanayi tesis-lerimizin yüzde 20’sini kaybettik. Fakat bütün bugeçici kayıplara rağmen yine de ikili ilişkilerimizde

çok olumlu gelenekleri görüyoruz. Şu an stratejikortaklığımızın yeni kalitesinden ve yeni tempo-sundan bahsedebiliriz. Ekonomik olarak daönemli mesafeleri kat ettik. Çünkü Son üç yıldaher yıl yaklaşık yüzde yimi seviyesinde düşüşgörülürken, bu yıl ilk defa ikili ticaret ikiliekonomik ilişkilerimizde yüzde on altı oranındaartış gördük. Bu da çok olumlu bir eğilim, bundansonra ilişkilerimizi daha da geliştireceğiz. Aynı za-manda da bugünlerde Türkiye, Ukrayna için enönemli beş dış ticaret ortağı arasında yer almak-tadır.” ifadesinde bulundu.

Safranbolu Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim KuruluBaşkanı Acar: “Türkiye Ukrayna ile ticari ilişkiler-ine büyük önem vermektedir. İki ülke coğrafiolarak birbirini tamamlamaktadır. Ülkemizinkalkınma ve istikrara ulaşmak için oluşturduğustratejik vizyonun, sadece ülkelerimize değil, tümbölgeye yardımcı olacağına inanmaktayız. İlçem-izde de Ukrayna’ya ihracat yapan firmalarımız var.Geçtiğimiz aylarda Ukrayna’nın İvanı-FrankviskTicaret ve Sanayi Odası ile kardeş oda protokolüimzaladık. Ümit ediyoruz ki iki ülke arasında kiticari iş birlik büyüyerek devam edecektir” dedi.


Vali Kemal Çeber, ilimizin ekonomik duru-munu ve potansiyelini, ilde devam edenkamu ve özel sektör yatırımlarını ve istihdamkonularını değerlendirmek amacıyla; şehrinekonomik aktörleri, esnaflarımız,işadamlarımız ve onların oluşturduğumeslek kuruluşları ve sivil toplum kuru-luşlarının temsilcileriyle bir araya geldi.

Çevrik Köprü’de gerçekleşen toplantıya ValiKemal Çeber’in yanı sıra, Karabük BelediyeBaşkanı Rafet Vergili, Karabük Valiliği HukukMüşaviri Numan Tahir Şimşek, İl Özel İdaresiGenel Sekreteri Mehmet Uzun, ilgili kurummüdürleri, meslek kuruluşları ve sivil toplumkuruluşlarının temsilcileri ve işadamlarıkatıldı. Odamız adına toplantıya MeclisBaşkanı Ahmet Şahin, Yönetim Kurulu

Başkanı Ali Sami Acar, Yönetim KuruluBaşkan Yardımcısı Koray Erikçi ve MeclisÜyesi Cengiz Ünal katıldı.

Toplantının açılış konuşmasını yapan ValiKemal Çeber, “İlimizde zaman zamanekonomi, istihdam ve benzer isimlerhakkında toplantılar oluyor. Herkesin aklınagelen hür türlü sorunları rahatlıkla sora-bilmesini, verebileceği her türlü katkıyı ver-mesini, tekliflerini ve önerilerini iletmesinifaydalı buluyorum. Bu toplantıda kamu an-lamında bazı sayısal veriler, istatistikî çalış-malar sunulacak. Son üç ay içerisindenereden nereye geldiğimizi ben de görmüşolacağım. Bu anlamda Karabük hepsöylediğim gibi dinamik bir şehir, sanayi veemek kenti. Bizim kentimiz ve hayatımız,

emek üzerine, sanayi üzerine, çalışmak üz-erine kurulmuş. Burada sanayi ve emekolduğu müddetçe varız. Cumhuriyet kentiolarak sanayileşme ile beraber önce belde,sonra ilçe ve son olarak il olan bir kent. Bizimbütün donelerimiz, verilerimiz, istatistikler-imiz, tarihimiz Karabük tarihi dediğimiz oseksen yıllık kent olmayla birlikte anılantarih, hep bunun üzerine örülmüş. İlkgeldiğim gün söylemiştim, Karabük’tekiherkes benim mesai arkadaşım, devletmemuru, özel kurum veya kuruluş fark et-miyor; hepimiz Karabük için çalışıyoruz. Oanlamda bu veriler bizlere ışık tutacaktır. İn-sanlar bazen iyi bildiğini düşündüğüşeylerde bile aslında bilgisinin güncellen-mesi gerektiğini yeni çalışmalar ile fark ede-biliyor. Bu duygularla ben geldiğiniz,

HABER

VALİ KEMAL ÇEBER, EKONOMİ AKTÖRLERİ İLE BİR ARAYA GELDİ


katıldığınız ve zaman ayırdığınız için hep-inize tekrar teşekkür ediyorum. Sunumlarıyapacak olan ve bu organizasyonu hazırlayanarkadaşlara da başarılar diliyorum. Hepinize,hayırlı, bereketli, bol kazançlı, sağlıklı,huzurlu ve mutlu gün ve gelecek diliyorum”diye konuştu. Vali Çeber’in konuşmasınınardından, İŞKUR Müdürü Coşkun Güven,Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü MustafaŞahin, KOSGEB Müdürü Serhat Saygın veBAKKA Koordinatörü Sakin Eren taraflarıncakurumlarının proje destekleri hakkındakatılımcılara sunumlarda bulunuldu.

Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürü (İŞKUR) Coş-kun Güven, İl İstihdam ve Mesleki Eğitim Ku-rulunun ilk dokuz aylık çalışmaları hakkındakatılımcılara bilgiler verdi. Çalışma hayatı ve2017 yılı işgücü piyasası hakkında bilgilerpaylaşan Güven, istihdam seferberliği kap-samında bugüne kadar il genelinde yaklaşıkmeydana gelen istihdam artışları hakkındaverileri paylaştı. Aktif İşgücü Programları ve İşsağlığı ve Güvenliği Kanunu uygulamalarıhakkında da bilgi paylaşımında bulundu.

Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü MustafaŞahin, Kırsal Kalkınma Destekleri Kap-

samında Tarıma Dayalı Yatırımların Destek-lenmesi, Hibeye Esas Proje Toplam Tutarlarıve Destekleme Oranları, ilimizde uygula-maya konulan yatırım konuları başta olmaküzere başvuru tarihleri ve başvuru şekillerihakkında bilgiler verdi.

KOSGEB destekleri hakkında sunum yapanKOSGEB Müdürü Serhat Saygın, KOBİGEL,KOBİ Gelişim Destek Programı, Genel DestekProgramı, Girişimcilik Destek Programı,

Gelişen İşletmeler Piyasası KOBİ Destek Pro-gramı hakkında bilgiler verdi. Saygın, destekprogramlarının sürekli açık olduğunu ancakKOBİGEL destek programı kapsamındabaşvuruların 11 Eylül 2017-20 Ekim 2017tarihleri arasında olacağını vurguladı.

Toplantıda son olarak BAKKA KoordinatörüSakin Eren tarafından katılımcılara Batı Ka-radeniz Kalkınma Ajansı’nın proje desteklerihakkında bilgiler verildi.


YAŞAM Selim GÜLTAY

SAFRANBOLU VEÇEVRESİNDEKİ İÇMELER


YAŞAM Selim GÜLTAY

Suyun yeryüzündeki dönüşümü veya suyunçevrimi makro planda baktığımız da,Yağışlar, buz ve kardaki su birikimi eriyen karınderelere akışı, sızma , kaynak suyu , tatlı subirikimi, yer altı suyu boşalımı, okyanuslardasu birikimi, buharlaşma,terleme yoğunlaşmave atmosferde su birikimi bu döngü makroplanda böylesine sürüyor.Yöresel planda ise yağış, eriyen karın ve buzuntoprak tarafından emilmeyen kısımlarınınderelere akışı , kullanımı ve denizlere ulaşımıolarak izlenebilmekte. Yörede de bilebildiğimbu seyir içindeki içmeceler :Acı su içmeceleri :l Bostanbükü içmeleri (Safranbolu )l Kardemir karşısı içmecesi (Karabük )l Sat köyü Çerçen Köyü yol arası sızma sulariçmeleri ( Safranbolu )Sağlıkta tedavi amaçlı kullanılan su kaynakları:l Ulu Cami ( Agıos Stafanos Kilisesi ) Minare-

si’nin altında bulunan Ayazma ,l Akçasu (Baba Sultan) Mahallesi Ulukavakdibindeki pınarın karşısındaki Isıtmalık (Sıtma)Suyu (Ateşli Hastalıkların tedavisinde kul-lanılmış ve kullanılmakta)l Dere Köy , Tabahna, Gad Deresi alt kısmındabulunan Emzikli (Meryem Ana) Mağarası

emzikli kayası damlayan sular l Bayındır İçmeceleri (Eskipazar)l Çatak İçmeceleri (Safranbolu)l Çatak Kükürtlü Su Kaplıcası (uyuz suyu)(Safranbolu)l İmanlar Akkaya İçmecesi ve Termal Suyu (Es-kipazar)l Ulumelan İçmecesi (Ovacık)l Oba Kolu Suyu Eflanil Gecik Suyu (Ulus)l Böbrek (Oksalat taşı ) içmesi ( Kastamonu)Bostanbükü Köyü İçmeceleri :Haftalar öncesi başlayan bir koşuşturma ilebaşlardı Bostanbükü İçmeleri’ne gitmek.Havaların iyileşmesi ve yağışların olmamasıbeklenirdi bu geziyi düzenlemek için. Komşu-lar hafta sonunu boşa çıkartmaya çalışırdı.Topluca gitmek bir gelenek halini almıştı.Büyükler iki hafta önceden, küçükler de birhafta önceden beslenme disiplinine girerlerdi.

“Salus Per Aquam” (SPA) yani “Sudan Gelen Sağlık”, Anadolu’nun kadim toplumlarından bugüne kadar gelenve uygulanan su terapilerine verilen isimdir. Su ile iyileşme, suyun kullanımından gelen sağlık, suyun sıcak,soğuk ve farklı biçimlerde (içme, akıtma , damlama , duşlama , girerek yıkanma , püskürtme) uygulanması ilekazanılan dinlenme ve ferahlama duygularının edinildiği bütünleyici terapi anlamında kullanılmaktadır.

SAFRANBOLU VE ÇEVRESİNDEKİ İÇMELER

Gezmeye gideceğimiz son hafta içinde yemeklertamamen bitkisel yiyeceklere dönüşüyordu. Etyemekleri tüketilmez; hatta yemeklerde kıymabile kullanılmazdı.

O yıllarda Akçasu Mahallesi’nde oturuyorduk. Altıveya yedi aile, sıcaklara yakalanmadan sabahsaat yedi veya sekizden sonra Hıdırlık’tan doğru,ellerimizde azıklarımız ile mezarlığın yanındanMustafa Efendi Türbesi, Kızlar Kümbeti’ninoradan doğru yola koyulurduk. Bostanbüküİçmecesi Safranbolu’nun güney tarafında, yak-laşık 5-6 km uzaklıkta bulunmakta idi. Çocuklar-dan herhangi bir mızıklanma sesi, yoruldum,ben taşımam nidaları duyulmazdı. O dönemdearaba ile Bostanbükü’ne gitme şansı çok azdı veÇarşı Durağı’nda da iki veya üç adet taksi, bir okadar da jeepler bulunuyordu. Komşulararasında birliktelik olsun diye komşular toplucayürüyerek Bostanbükü İçmeleri’ne ulaşıyordu.Araç Çayı’nın üzerindeki köprüden geçtiktensonra çocuklar serbest bırakılıyordu. Babalarınınve ağabeylerinin kontrolünde çocukların beş ondakika Araç Çayı’na girmelerine izin veriliyordu.Bu adeta onlar için bir bayramdı.

İçmelere uğramayacak aileler Araç Çayı ke-narında piknik yeri ayarlıyordu. Bostanbüküİçmeleri’nden faydalanacak olan aileler ise suyunşadırvan gibi hazırlanmış olan yerlerindenkaplarına dolduruyordu. Çocuklara suyu içme-den önce keskin nane kokulu şekerlerden tüket-meleri öneriliyordu. Bardak bardak flörür içerensodyumlu (tuzlu) ve sülfatlı bir dikişte içilen sular30 - 40 dakika sonra midede bozulmalara sebepoluyordu. İçmecelerin tuvaletlerinde yer bula-mayanlar dere kenarına yetişebiliyorlarsa tu-valetlerini yapabiliyorlardı. Burada alta kaçırmakayıp kabul edilmiyordu. Su nasılsa orada idi. Veorada temizlik kolaydı. Bu sudan içme faslı ve tuvalet faslından sonrapiknik ve dereye girme faslı başlıyordu. Bu aradatuvalet faslını dere kenarlarında yapanlar, uzunşeritleri kurtçukları ve solucanları görebiliyor-lardı. Bu şerit tenyaları ve kurtçukları görebilenaileler çocuklarının marazlıklarının nedenlerinide öğrenmiş oluyordu.Bu su yalnız kurt şerit tenya ve solucanlar içindeğildi. Bu ziyaretler sırf bu amaçla yapılmıyordu.Sindirim sistemi tembelliği çekenler, hazımsı-zlıktan şikayetçi olanlar, kabızlık çekenler de busudan faydalanıyordu. Hatta fazla kilolu olanlarınbu sudan içmeleri halinde vücutlarındaki fazlayağlarından da kurtuldukları söylenirdi. Ayrıcasuyun idrardaki albümin oranını azaltıcı ve kandabirikmiş olan zehri vücuttan dışarı atıcı özellikleriolduğunu da albümin hastası ve böbrek taşların-dan rahatsızlık duyan olan büyükbabam EminGültay’ın köyden geldiğinde Bostanbükü İçme-celeri’ne uğradığını, buradan medet bulduğunuanlatımlarından anımsıyorum.

Acı su diye adlandırılan suyun yeni oluşanböbrek taşlarını da engellediğini de biliyoruz.İçme kürü olarak uygulanan ve “acı su” diye ad-

landırılan bu sülfatlı suların; banyo ya da çamurkürü olarak uygulandığında bir şifa kaynağıolduğu bilinmektedir. Maden sularıyla senelerceıslak kalarak çamur halini almış olan kaplıcatoprağı, madensel tuzlara doymuştur. Bu çamurgözeneklerden içeriye sızarak dokulara nüfuzeder. Vücutta depolanmış yağları yakarak fazlakilolardan kurtulmayı sağlar. Yaşlılar Araç Çayı’nın kenarında güneşin altındaromatizma ağrılarına medet olsun diye kumlarıniçinde otururlardı. Bu suyu içme, suya girme vekumda arınmadan sonra yemek faslı başlıyorduki yol yorgunluğuna, ishal ve çaydaki yorgun-luğa çok iyi geliyordu. Yemek dediğimiz desoğan, domates ve salatalıkla yufkalara sarılarakyapılan dürüm faslı idi. Ardından kesilen karpu-zlar da ayrı bir güzel oluyordu.

Gölgede yapılan dinlenmeden sonra çayagirmek isteyenler tekrar giriyordu. Su ile iyileşmetüm ruhu sarıyordu. Suyun kullanımından gelensağlık, kumun sıcak ve temiz dokunuşu insanıadeta gençleştiriyordu. Böylece insanlar din-lenme ve ferahlama duyguları eşliğinde iy-ileştirici bir hafta sonu geçirmiş oluyordu.Ardından tekrar Safranbolu’ya yolculuk… Sen-eye tekrar zorlama ile içilecek olsa da bu suya kat-lanmayı ve eğlenceli saatleri bekleme zamanıbaşlıyordu. Akçasu Mahallesi’nden Çeşme Ma-hallesi’ne geçtiğimizde bu geleneğin orada ol-madığını gördük. İnsanların maddi durumu bumahallede daha iyiydi ve arabaya sahip olmaoranı oldukça fazlaydı. Bu yüzden insanlar bu-rada daha çok İnkumu ve Amasra’ya gidiyordu.İlerleyen zamanlarda birkaç yıl daha Bostanbükütarafında yaşadık. Evlere Terkos Suyu’nun alımın-dan sonra bu geleneği biz de bıraktık. Belki debırakma sebebimiz küresel ısınma sonucu sukaynaklarındaki azalma da olabilir.

Çatak Suyu:Günümüzde, alternatif tıp ve doğal ürünler ileyapılan tedavilere verilen önem, her geçen günartmakta ve insanların ilgisi ve tedavi yöntem-lerinin çeşitlenmesinde büyük artışlar gözlen-mektedir. Yöremizde Bostanbükü İçmecesi’ndensonra ikinci olarak bilinen diğer içmecemiz ÇatakKöyü’nde bulunan Çatak Suyu’dur . Çatak KöyüSafranbolu’ya 25 km uzaklıkta Eflani yolu üz-erinde bulunmaktadır. Çatak Köyü’nde iki adetiçmece bulunmaktadır. Köy meydanındakiiçmece daha fazla bilinmekte ve kullanılmaktadır.Böbrek ve safra kesesi taşlarını eritmekte olupkullanıcıları bu amaçla tüketmektedirler.Suyun şifalı olduğunu duyan çok sayıda insan

gelip köyden su götürmektedir. Çatak Suyu’n-dan ne kadar çok içilirse içilsin mideye şişkinlikvermemesi ve İnsanı çok çabuk acıktırıyor olmasısuyun cazibesini artırmaktadır.

Çatak’taki ikinci içmeceUyuz Suyu Olarak da adlandırılan silisli bir or-tamdan çıkan düşük debili (0.08 lt/sn debili) birsudur. Kaptajı olan bir su olup, Çatak Köy Mey-danı’ndan kuzeydoğu yönünde, 4 km ileride bu-

lunmaktadır. Su kaynağının altında oluşmuşolan çamurlu katman cilt ve romatizma hastalık-larına iyi gelmekte, suyun yakınından kükürtkokusu hissedilmektedir. Bikarbonatlı olan bu suiçilebilmekte ve sindirimi rahatlattığı hemenhissedilmektedir. Ayrıca mide, bağırsak,karaciğer ve safra kesesi yollarında etkisi olduğusöylenmektedir. Son zamanlarda Ankara yöresin-den gelen grupların varis tedavisi için burayageldiği ve çamur banyosu olarak bu suyu kul-landığı bilinmektedir.

Kıranköy Ulu Cami (Ayais Stefenos Kilisesi) suyu;Safranbolu’dan Göç Antlaşması ile göçenOrtodoks Rumların inançlarınca kutsal sayılan Ms516 yıllarında Doğu Roma İmparatöriçesiEvadokia tarafından yaptırılan, bugün Ulu Camiolarak bilinen ve kullanılan caminin abdestha-nesinin orada bulunan sudur. Ağrıları dindirdiğive yaraları iyileştirdiğine inanılmaktadır.

Akkaya Termal (Eskipazar)Bu su Karabük Eskipazar ilçesi’nin İmanlarKöyü’ne 1 km. uzaklıkta bulunmaktadır. Büyükbir fay hattı doğrultusunda oluşan travertenkayanın birkaç yerinden kaynamaktadır. Kay-nayan suyun sıcaklığı 25-30’ C. olup, debisi 3-4lt / sn’ dir Eskipazar İmanlar veya Akkaya TermalSu İçmecesi’nin traverten oluşumu ve kükürtlüolması ile doğal güzelliğinin yanında, cilthastalıkları ve kadın hastalıklarına iyi geldiği be-lirtilmektedir. Isısı düşük, toplam mineralizasy-onu litrede 5 gram civarında, alkalik ve toprakalkalik, bikarbonatlı bir sudur. Bol miktarda kar-bondioksit ve kükürtlü hidrojen içerir.Cilt ve romatizma hastalıkları için oldukça şi-falıdır. Aynı traverten kaya üzerinde çıkan başkabir su bir boru ile çeşmeye akıtılmakta ve bu susoğuduğu için içilebilmektedir.

Bayındır İçmecesi :Bu su İmanlar, Akkaya Hamamı’nın güney-doğusunda söğüt ağaçları ile kaplı birbölgededir. Akkaya Hamamı’ndan görülmekte-dir. Acı sudur.Ulumelan İçmecesi :Soğanlı Çayı çevresindedir.Böbrek Taşı içmecesi : Kastamonu KuzyakaOrman Deposu yanındadır.

Oksalat Taşı İçmecesiSürekli olarak böbrek taşı rahatsızlığı çeken ilaçlatedavi ve kırmalarla geçici çözüm bulabilenhastalara önerilen bir su olup, Oxalobacter formi-genes bakterisinin böbrek taşının yenidengelişme riskini azaltığını ve bu suyun KastamonuKuzyaka Orman Deposu’nun olduğu yerde bu-lunduğunu söyleyebiliriz.

Gecik suyu : Ulus , Güney Ören Köyü BelenSarnıç Mahallesinde bulunmaktadır. Kızamıkgeçiren hastalar için kullanılmakta olan su,içmece ve yıkanma amacıyla kullanılmaktadır.Şimşir ağaçlarının bol bulunduğu bir yerden çık-makta ve çok düşük debide bulunmaktadır.

SELİM GÜLTAY

Safranbolu Kültür ve Turizm Vakfı tarafından Safranbolu Yukarı Çiftlik Keten Köyü’nde İsmail Yılmaz’a aitsafran ekim sahasında “Safran Hasadı” etkinliği düzenlendi. Etkinliğe Karabük Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Refik Polat, İl Kültür ve Turizm Müdürü İbrahim Şahin, İl Tarım Müdürü Mustafa Şahin, SafranboluKültür ve Turizm Vakfı Başkanı Şefik Dizdar ve birçok vatandaş katıldı. Safran hasadı etkinliği kapsamındakazanda lokum pişirildi ve katılımcılar safran hasadı yaptı. Etkinlikte son olarak Safranbolu ile özdeşleşen,boya, yemek, kozmetik, ilaç ve gıda sektörü gibi birçok alanda kullanıldığı için “mucize bitki” olarak ad-landırılan, ekimi Ağustos sonu ve Eylül ayının ilk haftasında, hasadı ise Ekim ve Kasım aylarında yapılan,kilogramı 25-30 bin liradan alıcı bulan bu nadide bitki hakkında detaylı bilgi verilerek etkinlik son buldu.

HABER


KOSGEB UYGULAMALI GİRİŞİMCİLİK EĞİTİMİOdamızın ev sahipliğinde ücretsiz olarak eğitimler verilemeyedevam ediliyor. KOSGEB İşkur ve Odamızın ev sahipliğinde KOS-GEB Uygulamalı Girişimcilik Eğitimi’ne yetmiş beş kişi katılarakgirişimcilik hayatlarına ilk adımı atmış oldu.

HİJYEN EĞİTİMİGıda üretimi, servisi ve satışı yapılan yerlerde çalışan ve gıdalar iledoğrudan temas eden kişiler tarafından alınması mecburi olanHijyen Eğitimi’ni Odamızın toplantı salonunda gerçekleştirirdik.Ücretsiz olarak verdiğimiz eğitime yetmiş vatandaşımız katıldı.

HABER

EĞİTİMLERİMİZ ARALIKSIZSÜRÜYOR...

SAFRAN HASADI

Safranbolu Ticaret ve Sanayi Odası Kalite Yönetim Sistemi Belgesi GözetimTetkiki başarı ile tamamladı. Türk Loydu Denetçisi Olcay Koca tarafındangerçekleşen denetimde Kalite Yönetim Sistemi standartları incelendi veOdamızın ISO 9001-2008 kalite belgesinin yenilenmesine karar verildi.


HABER

ISO 9001:2008 KALİTE YÖNETİMSİSTEMİ GÖZETİM TETKİKİBAŞARI İLE TAMAMLANDI


stso4 kapaklar.qxt layout 1 1/25/18 4:55 pm page 1 ......leri kupon verilecek. mesleki eğitim...

Documents