Ġstanbul bÜyÜkġehĠr beledĠye...
TRANSCRIPT
ĠSTANBUL BÜYÜKġEHĠR BELEDĠYE BAġKANLIĞI
İSTANBUL NAZIM İMAR PLANINDA ARNAVUTKÖY İLÇESİ
2007 YILI
1/25 000
GENEL PLAN ÇALIġMALARI
II.C.1.b. MEKANSAL KONUMLANDIRMALAR VE GEREKÇELER
II.C.1.b.i. ÇEVRESEL DEĞERLER
Koruma-kullanma ilkesi çerçevesinde aktif korumanın sağlanması ve ekolojik dengenin
korunması, ekolojik açıdan hassas alanlara yönelecek kentsel gelişme baskılarını azaltacak
tedbirlerin alınması planın, temel politikalarıdır. Bu doğrultuda, orman alanlarını gelişme
baskısından; içme suyu rezervlerini gelişme ve kirlenme tehlikesinden korumak, tarım
alanlarını, maden ve taş ocaklarını sürdürülebilir gelişme bağlamında değerlendirmek büyük
önem arz etmektedir.
Su Kaynakları ve Havza Alanları
Sürdürülebilirlik ilkesi doğrultusunda içme suyu ihtiyacının giderilmesini baki kılmak ve
gelecek nesillere taşımak, 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı ile 1/25.000 ölçekli Nazım
İmar Planı'nın en önemli hedeflerinden biridir. İstanbul İli sınırları içinde yapılan yerbilimi
çalışmaları ile su kaynaklarının korunması ve güvenli yerleşim alanlarının seçimi
konularındaki çalışmalar değerlendirilmiştir.
Yapılan çalışmalara dayanılarak, su havzalarının 1000 metrelik kuşağında kalan alanlar ile
havzaları besleyen derelerin koruma kuşaklarını kapsayan alanlarda yapılaşma olmaması
doğrultusunda plan kararı verilmiştir. Bunun yanı sıra korunacak tarım alanları, ormanlar ve
mevcut köy yerleşik alanları dışında havza çanağına kadar diğer alanlar ise "Su Toplama
Havza Alanları" olarak belirlenmiştir. Öncelikle kamu yararı gözetilmesi gereken bu alanlarda,
sportif tesisler, eğitim tesisleri, sosyal tesisler vb. tesislerin yer almasının teşvik edilmesi ve
her türlü kirletici unsurun engellenmesi öngörülmektedir.
Ayrıca; alt ölçekli planlarda su toplama havzalarına zarar veren plansız ve sağlıksız, yasal
olmayan yollarla yapılaşmış alanların yapısal ve sosyal dokuları da dikkate alınarak, sorun
çözümlerine yönelik kararlar üretilmesi yoluna da gidilmiştir.
İstanbul İl sınırları içinde içme suyu amaçlı olarak yararlanılan belli başlı 7 adet içme ve
kullanma suyu rezervuarı bulunmaktadır. Bunlar Anadolu Yakası'nda Ömerli, Elmalı ve Darlık
baraj gölleri ile Avrupa Yakası'nda Alibeyköy, Terkos, Sazlıdere ve Büyükçekmece baraj
gölleridir. Terkos ve Büyükçekmece oluşum açısından göl olmakla beraber, üzerinde inşa
edilen su tutmaya yönelik yapılardan dolayı baraj kategorisinde adlandırılmaktadır.
Bunlardan Sazlıdere Barajı, aşırı kirlenme nedeniyle içme suyu olarak kullanılamayan
Küçükçekmece Gölü'nün su toplama havzası içerisinde yer almaktadır. Adı geçen havzalar,
İstanbul'a yılda ortalama 750.000.000 m3 su verimiyle kente sunulan suyun %72,4'ünü
sağlamaktadır. İstanbul'a sağlanan içme ve kullanma suyunun %22,7'si Ömerli, %15,6'sı
Terkos, %11,6'sı Büyükçekmece ve %50'si de diğer havzalardan ve yer altı sularından
karşılanmaktadır.
İstanbul'a içme suları sağlayan bu tesislerin su toplama alanları Ömerli (608,7 km2), Elmalı
(83,4 km2), Darlık (207,2 km2), Alibeyköy (158,9 km2), Terkos (736,2 km2), Sazlıdere (168,7
km2) ve Büyükçekmece (631,7 km2)'dir. İçme Suları Havzaları, il yüzölçümünün (5.400 km2)
%46'sı kadar bir alan kaplamaktadır.
Son 50 yıllık hızlı ve plansız kentleşmeden su havzaları önemli ölçüde etkilenmiş ve yer yer
yoğun konut ve sanayi alanlarıyla işgal edilerek; amacı içme ve kullanma suyu sağlamak
olması gereken bu doğal ortamlar, önemli ölçüde tahrip edilmiştir. Toplam alanı 2.497 km2
olan tüm havza alanlarında 145 km2'lik alan 1.573.768 kişilik nüfusun barındığı yerleşim
alanları olarak şekillenmiştir. Barındırdıkları nüfus büyüklükleri açısından, en başta Ömerli
(524.595 kişi, %5,2), Elmalı (373.675 kişi, %3,7) ve Alibeyköy (342.830 kişi, %3,4) Havzaları
gelmekte, Büyükçekmece (153.168 kişi, %1,5), Sazlıdere (131.789 kişi, %1,3) ve Terkos
(43.369 kişi, %0,4) Havzaları onları takip etmektedir.
Nüfus büyüklüklerinin havza alanlarına oranlanarak listelenmesi halinde, başta Elmalı,
Alibeyköy, Sazlıdere ve Ömerli Havzaları gelmektedir. Geriye kalan Büyükçekmece, Terkos
ve Darlık Havzaları; kente daha uzak olmaları nedeniyle, önemli ölçüde korunmuşlardır.
Günümüzde İstanbul kentinin genişlemesiyle; başta Büyükçekmece Havzası olmak üzere,
Terkos Havza'sında da yapılaşma baskısı hissedilmeye başlanmıştır. Darlık Havzası kente
uzaklığı nedeni ile en iyi korunmuş içme ve kullanma suyu havzasıdır (4.344 kişi, < %0,1).
İSKİ İçme Suyu Havzaları Koruma ve Kontrol Yönetmeliği çerçevesinde adı geçen 7
havzadaki koruma kuşaklarının havzalar genelindeki alansal büyüklükleri, Mutlak Koruma
Alanları (0-300 m) için 141 km2; Kısa Mesafeli Koruma Alanları (300-1.000 m) için 218 km2;
Orta Mesafeli Koruma Alanları (1.000 m-2.000 m) için 232 km2; Uzun Mesafeli Koruma Alanı
(2.000 m havza sınırı) için ise 1.794 km2'dir. İSKİ İçme Suyu Havzaları Koruma ve Kontrol
Yönetmeliği'nde adı geçen dereler boyunca uygulanan yapı yasaklı koruma bantları (derenin
sağında ve solunda 100'er metre) içerisinde
kalan alanların toplamı ise 218,58 km2 olarak tespit edilmiştir. Belirlenen koruma bantlarının
kapladıkları alanlar, havzaların büyüklükleri ve formları ile içinde bulunan göllerin yayılımına
göre farklılıklar göstermektedir.
Kuraklık, savaş, afet, vb ortaya çıkabilecek olağandışı durumlarda kentin yararlanabileceği
stratejik içme ve kullanma suyu kaynakları yok gibidir. Yeraltısuyu rezervleri (akiferler) bu
açıdan yaşamsal bir öneme sahiptir. Ancak bugüne kadar kentin yayıldığı alanlardaki
yeraltısuyu akiferleri, denetim dışı kullanımlarıyla ya kirletilmiş ya da tüketilmiştir. Elde kalan,
sınırlı miktardaki akiferlerin kirlenme ve tükenmeye karşı korunması ve yeraltısuları
Yasası'nın titizlikle uygulanması çok yerinde olacaktır.
İstanbul'un tarihi ve kültürel kimliğini kazanmasında memba sularının ayrıcalıklı bir yeri ve
önemi vardır. Çatalca Yarımadası'nda Hamidiye, Kocaeli Yarımadası'nda Taşdelen ve
Yakacık membaları, ünlerini tarihsel dönemlerden günümüze kadar sürdüre gelen
örneklerdir. Doğuda Aydos, Alemdağ, Kayışdağ, batıda Kemerburgaz yöreleri, bulundukları
jeolojik birimlere bağlı olarak debileri çok fazla olmayan, ancak kaliteleri açısından üstün
nitelikli membaların yoğunlaştığı yerlerdir.
Orman Alanları ve Ekoloji
Planda, orman kadastrosu yapılmış alanlar, özel ormanlar, mevcutta yoğun orman bulunan,
orman kadastrosu yapılmamış ancak mescere tipi haritasında orman vasfı bulunan alanlar,
"Orman Alanları" olarak belirlenmiştir. Orman kadastrosu netleşmeyen ve bu nedenle plan
kapsamında gösterilmeyen alanlar ise, orman kadastrosuna alınması durumunda ilgili
yasalar çerçevesinde yeniden değerlendirmeye alınacaktır.
Orman alanlarının sürdürülebilirlik çerçevesinde korunması amacıyla planda; MİA'nın orman
alanlarına yönelik gelişme eğilimlerinin engellenmesi, orman köylerinde doğal gelişimin
dışında gelişme konut alanı önerilmemesi hedeflenmektedir. Orman sınırlarında tampon
görevi görebilecek üniversite alanları, kentsel hizmet alanları, sağlık tesis alanları, teknoloji
geliştirme parkları gibi büyük ve kontrol edilebilir fonksiyonların yerleştirilmesi öngörülmüştür.
Ayrıca, İstanbul'da bulunan tüm devlet ormanlarının "Muhafaza Ormanı" olması konusunda,
gerekli girişimlerde bulunulması uygun görülmektedir.
6831 sayılı Orman Kanunu'nun 2b maddesi ile orman alanı sınırları dışına çıkarılan alanlar,
1/100.000 ölçekli İstanbul İl Bütünü Çevre Düzeni Planı'nda "2b Alanları" olarak belirtilmiştir.
Orman içindeki 2b alanları mevcut konut ve sanayi alanları ekolojik sürdürülebilirliği tehdit
etmektedir. Avrupa Yakası'nda 2b Alanları'nda tarım kullanımının, Anadolu Yakası'nda ise
yapılaşmanın yoğunlukta olduğu görülmektedir.
Çevre Düzeni Planı'nda 2b Alanları'nın mevcut yasalar ve yeni yasal düzenlemeler
doğrultusunda, olabilirlikleri çerçevesinde orman alanlarına geri kazandırılması
amaçlanmıştır. Ölçek nedeniyle orman sınırları içinde veya dışında gösterimi yapılmayan 2b
alanlarının ilgili yasalar ve plan kararları çerçevesinde değerlendirilmesi, mülkiyet açısından
çelişki olması durumunda ise, alt ölçekli planlarda yasallaşan statülerin değerlendirilmesi
Plan'da önerilmektedir
Ormanların geliştirilmesi ve sınırlarının korunması Anayasa' nın 169.maddesi ile güvence
altına alınmış olup, 6831 sayılı Orman Kanunu ile de gerekli düzenlemeler yapılmıştır.
İstanbul İli'ndeki potansiyel ağaçlandırma alanları, özellikle su havzasında olanlar, geniş
yapraklı ve yörenin doğal türleri ile ağaçlandırılmalıdır ve tüm su havzaları ndaki ormanlar,
Belgrad, Aziz Paşa ve Fatih, Elmalı Bendi ve Terkos Gölü civarı gibi Muhafaza Ormanı
statüsünde olmalıdır.
Ayrıca, orman örtüsü tahrip edilerek işletilen yeraltı kaynak alanları süratle ağaçlandırılmalı
ve eski ekosistemine kavuşturularak, orman içi taş ve maden ocak alanlarında kullanılan
yıkama suları kontrol altına alınmalıdır. 21.yüzyılın su kıtlığının yaşanacağı kurak bir dönem
olacağı düşünülerek, su havzaları için duyarlı davranmak hayati bir önem taşımaktadır.
Nüfusu hızla artmakta olan İstanbul kentinde yaşayanlar için rekreasyonel amaçlı kent dışı
yeşil alanlara ihtiyaç olması nedeniyle, ekolojik denge zincirinin bir bütün olarak muhafazası
için orman halkasının kopmaması ve her türlü ekosistemin korunması için ekonomi-ekoloji
dengesinde özenli davranılması gerekmektedir.
Toprak ve Tarım Alanları
Sürdürülebilir gelişme bağlamında tarım alanları kamu yararının söz konusu olduğu durumlar
dışında, kentsel kullanımlara açılmayacaktır. Kent üzerindeki nüfus baskısı nedeniyle, batı
koridorlarında mevcut onaylı nazım planlarla gelişime açılmış tarım toprakları dışındaki
araziler, Tarım Bakanlığı tarafından hazırlanan 5403 Sayılı yasaya göre sürdürülebilir
gelişme bağlamında tarım alanları kamu yararının söz konusu olduğu durumlar dışında
kullanımlara açılmaması gerekmektedir. Belirtilen yasaya göre 4 grup altında incelenen
arazilerin tanımlamaları aşağıdaki gibidir.
Bitkisel üretimde, toprağın fiziksel, kimyasal ve biyolojik yapısının bitkisel üretim için yöre
ortalamasında ürün alınabilmesinde herhangi bir sınırlayıcı özelliği olmayan, ve topoğrafik
sınırlamaları yok veya çok az olan ülkesel, bölgesel veya yerel önemi bulunan, halen sulu ve
kuru tarımsal üretimde kullanılan veya bu amaçla kullanılmaya elverişli araziler, "Mutlak
Korunacak Tarım Arazileri" olarak tanımlanmıştır.
Mutlak tarım arazileri dışında kalan, toprak ve topoğrafik sınırlamaları nedeniyle yöreye
adapte olmuş bitki türlerinin tamamının tarımının yapılamadığı ancak özel bitkisel ürünlerin
yetiştiriciliği ile su ürünleri yetiştiriciliğinin ve avcılığının yapılabildiği ülkesel, bölgesel ve yerel
önemi bulunan araziler "özel ürün arazisi" olarak tanımlanmıştır.
Mutlak ve özel ürün arazileri dışında kalan ve üzerinde yöre ekolojisine uygun çok yıllık ağaç,
ağaççık ve çalı formundaki bitkilerin tarımı yapılan, ülkesel, bölgesel veya yerel önemi
bulunan araziler "dikili tarım arazisi" olarak tanımlanmıştır. Dikili tarım arazileri, özel ürün
arazileri ve yüksek verim özelliğine sahip mutlak tarım arazileri tarım dışı amaçlı
kullanılmayacaktır.
Mutlak tarım arazileri, özel ürün arazileri ve dikili tarım arazileri dışında kalan toprak ve
topoğrafik sınırlamalar nedeniyle üzerinde sadece geleneksel toprak işlemeli kuru tarım
yapıldığı araziler marjinal tarım arazisi olarak tanımlanmıştır.
Tarımsal niteliği korunacak alanlarda, mümkün olduğunca organik ve özel ürünlerin
yetiştirildiği tarımsal aktiviteler teşvik edilmelidir. Ayrıca, tarım alanlarının verimliliğinin
artması ve turistik potansiyelinden faydalanılabilmesi amacıyla gerekli tarımsal örgütlenme
ve uygulamalara geçilmelidir. Bu alanların tarımsal arazi kullanım planları yapılarak tarımsal
özelliklerinin sürdürülebilirliği sağlanmalıdır.
Hızla genişleyen yerleşim alanlarına bağlı olarak İstanbul il bazında tarım toprakları ile çayır
ve mera alanları önemli ölçüde azalmıştır. Yapılan envanter çalışmaları sonucunda mutlak
korunması gereken alanların %78'inin Silivri ve Çatalca ilçe sınırları içerisinde yer aldığı
görülmektedir. İstanbul ilinin gıda gereksiniminin karşılanması ve tarımsal nüfusun yerinde
istihdamının sağlanması için tarımsal arazi kullanım planları yapılmalı ve bu plan dahilinde
mümkün olduğunca ekonomik değeri yüksek olan organik ve özel ürünlerin yetiştirildiği
tarımsal aktiviteler teşvik edilmelidir. Ayrıca, tarım alanlarının verimliliğinin artması ve turistik
potansiyelinden faydalanılabilmesi amacıyla gerekli tarımsal örgütlenme ve uygulamalara
geçilmelidir.
İstanbul il bazında, hayvancılık sektörünün tarımsal üretim içerisindeki payı oldukça
düşüktür. Küçükbaş hayvancılığı neredeyse hiç kalmamıştır. Hayvancılık sektörünün en
önemli parametresi olan mera alanlarının tüm bölge bazında en az düzeye indiği il
İstanbul'dur. Bu nedenle mera alanlarının kadastral çalışmalarının tamamlanarak kayıt altına
alınması, korunması ve tahribata uğramış mera alanlarının ıslah edilerek mera envanterine
aktarılması gerekmektedir. Yem girdisinin yerel kaynaklardan sağlanması için tarımsal ürün
deseni içerisinde yem bitkilerinin yer alması sağlanmalıdır.
Büyük bir yarımada konumunda olan İstanbul ili balıkçılığı, olması gereken üretim
noktasından oldukça geridedir. Balıkçı barınaklarının yetersiz olması nedeniyle büyük balıkçı
teknelerinin ikmal yaptığı, uzun süreli demirlediği alanlar ile kıyı yerleşimi iç içedir. Balıkçılık
sektörünün gelişebilmesi için; balıkçı barınakları, dalyanlar, balık hali vb. alan gereksinimleri
yeterli düzeye ulaştırılmalıdır. Denizlerin kirletilmesi balık çeşidi ve miktarını tehdit
etmektedir. Deniz ulaşımının avlanma bölgelerini sınırlamayacak şekilde düzenlenmesi,
avlanma zamanı ve şekli vb. konuları içeren koruma-kontrol uygulamalarının titizlikle
yürütülmesi gerekmektedir.
Ekosistemlerin sürekliliği, biyoçeşitliliği, sulama imkanları ile yıllık yağış-güneşlenme
özellikleri ve çevre kirletici parametrelerden konumsal uzaklığı göz önünde tutulduğunda;
• Anadolu Yakası'nda İsaköy, Göçe Köyü, Gökmaşlı Köyü, Çelebi Köyü, Göksu Köyü,
Geredeli Köyü, Korucu Köyü, Karamandere Köyü, Yeşilvadi Köyü, Kervansaray Köyü,
Göçbeyli Köyü, Göllü Köyü ve Alibahadır Köyü,
• Avrupa Yakası'nda ise; Aydınlar Köyü, Yaylacık Köyü, Karamandere Köyü,
Çayırdere Köyü, Gümüşpınar Köyü, Kalfaköy, Kızılcaali Köyü, Hacımaşlı Köyü, İnceğiz
Köyü, Gökçeali Köyü, İhsaniye Köyü, Kabakça Köyleri,
ya da bu köylerin ortak birlikleri, ekolojik üretim ve eko turizm alanları açısından
planlamaları gereken yerlerdir.
Büyükçekmece Gölü ve çevresi bilinçsiz kentleşme ve sanayileşmenin yanı sıra, yakın
çevresinde yasak olmasına karşın yapılan konvansiyonel ve geleneksel tarım sonucunda
hızla kirlenmektedir. Büyükçekmece bölgesi ekolojik sürdürülebilirlik açısından son derece
tehlikeli olan konvansiyonel ve mono kültür tarım ile karakterize edilebilir.
Konvansiyonel tarımda kullanılan kimyasal gübreler yağmur ve sulama suları ile hızla
çözünmekte, yüzeysel akış veya taban suyuna ulaşarak göle karışmaktadır. Göl suyundaki
azot ve fosfor miktarı bu nedenle sürekli yükselmektedir.
Gerek yüzey akış ile taşınan toprak partiküllerine bağlı azot ve fosfor bileşikleri ve gerekse
vertikal olarak toprak profilinden, özellikle azot bileşikleri olmak üzere su havzalarına
ulaşmaktadır. Burada aynı zamanda çok eğimli arazilerde bir çapa bitkisi olan ayçiçeği
tarımının uzun süreden beri entegre edilmiş olmasının yanında toprak işleme biçiminin
erozyona yatkın olması, erozyonu önleyen şerit vari ekimin devre dışı olması ve üretim
deseninde toprağı strüktür açısından ıslah eden bir kültür bitkisinin devreye alınmamış
olması ve en önemlisi de tarımsal pazarlama biçiminin buğday-ayçiçeği gibi toprağı yoran bir
ekim nöbetine terk edilmiş olması bu alanlarda geri dönüşümü zor olan süreçlere neden
olmaktadır.
Ortaya çıkan temel sonuçlar erozyon, besin elementi kaybı ve su havzalarının kirliliğidir. Bu
nedenle, İSKİ Su Havzaları Yönetmeliği'nin tarımsal faaliyetler ile ilgili kısmının devreye
alınması, denetiminin yapılması ve bu plan gereği bu alanlarda tarımsal üretim planlamasının
yeni baştan ekolojik boyuta indirgenerek yapılması öngörülmektedir. Bir yandan biyolojik
çeşitliliğin korunması ve geliştirilmesi desteklenirken diğer taraftan gıda güvenliğinin ve
sürdürülebilir kentsel yaşam desteğinin hedef koruma-kullanma dengesi içinde korunmasıdır.
İstanbul İl sınırları içinde sulanan alan miktarı çok düşüktür. Sulanan alanların önemli bir
kısmı; Kemerburgaz ve çevresinde olduğu gibi, kentsel ve turistik cazibe merkezleri
olmalarından ötürü kaybedilmiştir. Bu nedenle, sulama alanlarının arttırılması gerekmektedir.
İl genelinde 3230 ha olan sulu tarım alanları çoğunlukla Avrupa Yakası'nda bulunmakta olup,
1967 ha'lık sulu tarım alanının 491 ha'ı Çatalca ve 1476 ha'ı Silivri İlçesi'nde, 1263 ha'ı ise
Anadolu Yakası'nda bulunan Ümraniye, Beykoz ve Şile İlçeleri'nde yer almaktadır. Bu
bölgelerdeki sulanan alan miktarları, yerüstü ve yeraltı su imkanları ile arttırılmalıdır. Bu
nedenle bu plan kapsamı ile önerilen bölgesel su yönetimi modelinin oluşturulması ve
uygulanmasına yönelik devlet kurumlarının (İSKİ, DSİ gibi) yeniden yetki ve sorumluluk
bazında yönlendirilmesi gerekmektedir.
İstanbul İl sınırları içinde sulanan alan miktarı çok düşüktür. Sulanan alanların önemli bir
kısmı; Kemerburgaz ve çevresinde olduğu gibi, kentsel ve turistik cazibe merkezleri
olmalarından ötürü kaybedilmiştir.
Tarımsal Planlama Alanları ekolojik üretime uygun olmayan geniş arazilerdir. Bu alanlarda
uygulanan yoğun gübre, tarım ilaçları ve uygun olmayan tarımsal ekim nöbeti sistemleriyle
ortaya çıkan erozyon ve benzeri diğer bozucu etmenler, önemli kayıplara neden olmakta ve
su havzalarındaki kirlenme sürecini arttırmaktadır. Söz konusu konvansiyonel alanlarda
tarımsal rantabilite de bu etmenler nedenyle düşüktür.
Mutlak tarımsal kullanıma önerilen alanlar genellikle Silivri ile Çatalca arasındaki dalgalı
araziler ile Büyükçekmece'nin kuzeyindeki tarım topraklarını içermektedir. Bu bölgelerde
Tarım Bakanlığı tarafından yapılacak üretim planlamasında toprağın verimlilik ve
pedogenetik özelliklerine bağlı olarak; üretim deseni, gübreleme teknolojileri ve buna yönelik
olan uygulama optimizasyonu ve biyolojik çeşitlilik gibi temel kavramlar programlanmada ele
alınacak temel konulardır.
İstanbul ve çevresindeki sera üretimi son yıllarda kısmen artmış olmasına rağmen halen
beklenilen düzeyde değildir. Sera Alanları daha çok Avrupa Yakası'nda Silivri ve Çatalca'da,
Anadolu Yakasında ise Pendik ve Ümraniye'de yer almaktadır. Süs bitkileri üretimi belirli
bölgelerde yapılmakta olup, üretim genellikle kesme çiçek, salon ve bahçe süs bitkileri
şeklindedir.
Sera altındaki en fazla üretim Beykoz, Sarıyer ve Silivri İlçeleri'nde yapılmaktadır. Sera
üretiminin belirlenmesindeki en önemli unsur ısıtma enerjisi maliyetidir. Bu plan kapsamında
yapılan çalışmalarda yönelim ve hakim kuzey-doğu rüzgarlarına kapalı olan mikroklima
alanları belirlenmiştir. Özellikle Şile, Ağva, Değirmenköy ve civarında bu kapsamda
değerlendirilecek önemli alanlar bulunmaktadır. Ayrıca, kent tarımı olgusu içinde sera
alanlarının yer alması gerekmektedir. İstanbul ve çevresinde kent tarımı kapsamındaki sera
faaliyetlerinin atık enerji, mikroklima özelliği ve kentsel rekreasyon açısından
değerlendirilmeleri önem taşımaktadır.
Özellikle Silivri'nin kuzeyindeki alanlar, Büyükçekmece ve diğer su havzaları, Çatalca ve
çevresi, Şile ve Beykoz ile ormana komşu köyler floraya yönelik ekolojik tarıma oldukça
uygun alanlardır. Bahsedilen alanlarda başlatılacak olan eko-tarım faaliyetleri bölgelere
beraberinde eko-turizmi de getirecek ve agro-eko-turizmi tetikleyecektir. Ortaya konulan
üretim modeli sürdürülebilir olduğundan, uzun vadeleri kapsamaktadır.
Öte yandan Terkos'un kuzeyinde göl çevresinde yasa dışı çeltik tarımı yapılmaktadır. Kabaca
1.000 ha civarındaki alanda gölden su çeken üreticiler, yoğun biçimde tarım ilacı ve sentetik
gübre kullanmaktadır. Tavaların boşaltılması ile kirlenen su ise göle ulaşmakta ve gölde
yosunlaşmaya neden olmaktadır. Bu alanların ekolojik üretime ve eko-turizme
yönlendirilmelerinin dışında, kısa vadede alınabilecek bir önlem yoktur.
III.D. PLAN HEDEFLERĠ
1/25.000 ölçekli Nazım İmar Planı'nın amaçlarına ulaşmak için belirlenen Plan hedefleri
vizyon bileşenleri altında sıralanmıştır. IV. Bölüm'de planlama altbölgeleri ölçeğinde detaylı
olarak açıklanacak hedeflerin Metropol bütününe yönelik amaçlara hizmet edenleri aşağıda
sıralanmıştır. Buna göre, Plan döneminde ulaşılabilecek Plan hedefleri; çevresel, ekonomik
ve toplumsal sürdürülebilirlik amaçları çerçevesinde sıralanmıştır.
Çevresel sürdürülebilirlik hedefleri
• Havza mutlak ve kısa koruma alanlarındaki gerekli kamulaştırmaların
gerçekleşmesini sağlamak ve içme suyu havzaları ndaki yoğun yapılaşmayı
tasfiye etmek
• Ormanlar üzerindeki baskıları azaltmak amacıyla uygun bozuk orman alanlarını
ağaçlandırmak
• Henüz yapı laşmamı ş ve orman alanları nı n çeperinde yer alan ve Orman Yasası 2.
madde B bendine konu olarak orman statüsünden çıkarılmış alanların ağaçlandırılarak
ekolojik açıdan ormanla bütünlüğünü sağlamak
• Orman alanlarında gerçekleştirilen madencilik faaliyetlerinin çevresel etkilerini en az
düzeye indirebilmek için maden ruhsatlarını yeniden düzenlemek, uygun işletme
tekniklerini kullanmak, kullanım sonunda sahayı rehabilite ederek yeniden ormana
kazandırmak ve bu alanların denetiminde yürürlükteki yasalar çerçevesinde Büyükşehir
Belediyesi'nin ilgili birimlerini etkin kılmak
• Tarım alanlarının korunmasını sağlamak, uygun tarım tekniklerinin kullanılmasıyla,
kent ekolojisi çerçevesinde güvenilir gıda üretiminin payını arttırmak
• Kent ormanları, rekreasyon alanları, bölge parkları ve yeşil alanlardan oluşan
tampon kullanımların yerleşim alanları ile doğal kaynaklar (orman alanları ve
mutlak korunacak tarım alanları vb.) arasında oluşumunu sağlamak
• Ekolojik koridorları yanlış ve amaç dışı kullanımlardan arındırarak ve çevresel
sürdürülebilirlik çerçevesinde yönlendirerek, yaban yaşamı hareketliliğini ve kentsel
hava dolaşımını sağlayan işlevini sürdürmesini sağlamak
• Ekolojik koridorların devamı niteliğindeki yeşil kuşakların kentsel alanlara
ulaşmasını sağlamak, bu koridorları büyük yeşil alanlar ve bölge parkları ile
desteklemek
• İ stanbul'daki rüzgar, güneş, jeotermal ve biyokütle enerji potansiyellerini etkin
kılmak
• Çevre yönetim modelleri ve Çevre Bilgi Sistemi'nin oluşturularak, alt ölçekli fiziki
planların bu bilgi sistemleri kullanılarak yapılmasını sağlamak
Sazlıdere ve Alibeyköy Havzalarını Korumaya Yönelik Özel Planlama Alanı
Yoğunluk ve yapı emsalleri su kalitesini ciddi oranlarda tehdit eden Taşoluk, Haraçcı,
Boğazköy, Bolluca ve Arnavutköy yerleşmelerinin mevcut nüfusları toplam 130.686 kişidir.
Bu bölgeye Belediyelerin yürürlükteki imar planı kararları ile mevcut dışında öngörülen
toplam nüfus ise 650.000 kişidir. İSKİ yoğunlukları dikkate alınarak hesaplanan plan nüfusu,
ismi geçen ilk kademe belediyeleri için yaklaşık 100.000 kişi ve toplam küme için 113.300
kişidir. Sazlıdere ve Alibeyköy Havzaları'ndaki içme suyu kalitesini korumak adına İSKİ
Havza Koruma ve Kontrol Müdürlüğü tarafından uygun görülen yoğunluk değeri üzerinden
yapılan hesaplamalar sonucu elde edilen bu nüfus değerlerine göre, bölgedeki mevcut
nüfusun bir kısmının desantralizasyonu öngörülmektedir.
Alibeyköy Havzasını Korumaya Yönelik Özel Planlama Alanı
Gaziosmanpaşa'da havza içinde orta ve uzun mesafeli koruma alanı içinde kalan toplam 233
ha'lık alanı kapsayan konut alanı (Gazi, Zübeyde Hanım, Cebeci, Habibler ve Malkoç
Mahalleleri), İSKİ Yönetmeliği'nde öngörüldüğü üzere; 25 kişi/ha yapılaşma koşuluna göre
rehabilite edilerek, alan nüfusu 8.800 kişiye indirilmelidir.
1/25.000 ölçekli Nazım İmar Planı'nda, bu alanların tümünde nüfus yoğunluğu
düşürülmüştür.
Buna göre;
1. Öncelikle havza alanlarındaki nüfus artışının ve kaçak yapılaşmanın önlenmesi ve bu
alanlarda yeni yapılaşmalara izin verilmemesi, özel planlama çalışması sonuçlanıncaya
kadar alandaki planların iptal edilmesi ve/veya onaylanmaması,
2. Kısa vadede havza kirlenmesini engelleyici altyapı ve teknolojik önlemlerin
alınması,
3. Havzanın taşıma kapasitesi için gerekli bilimsel çalışmaların yapılarak, havza koruması
için gerekli eşiğin ve koruma bölgelerinin belirlenmesi,
4. Araştırma sonuçlarına göre uzun vadede yoğunluğun düşürülmesi,
5. Yapılaşma açısından dere koruma alanlarına, geçirimli toprak yapısına ve zayıf zemin
gibi hassas alanlara dikkat edilmesi,
6. Sanayinin havza alanından desantralizasyonu,
7. Orman alanlarına doğru gelişme eğiliminin engellenmesi için gerekli tedbirlerin alınması
ve sınırda tampon bölgeler oluşturulması,
8. Mülkiyet problemlerinin çözülmesi yönünde model geliştirilmesi,
9. Yapı kalitesi açısından alanın genel olarak sağlıklılaştırılması,
10. Fon oluşturulmasına yönelik kaynakların araştırılması,
11. 'Havza Yönetim Modeli' oluşturularak, tüm havzalarda sorumlu, tam ve tek yetkili bir
kurumun oluşturulması,
12. Koruma-kullanma dengesinin sağlanmasına yönelik tedbirler alınması,
13. Havzalarda kaçak yapılaşmaları engelleyici denetim tedbirlerinin arttırılması,
14. Sosyal entegrasyonu ve katılımı sağlamaya yönelik sosyal projelerin
geliştirilmesi,
15. Havza alanlarındaki nüfusun eğitim düzeyini arttıracak altyapıların sağlanması,
'Havza Alanlarının Korunması ve Rehabilitasyon Amaçlı Özel Planlama Alanları' için getirilen
planlama önerileridir.
III.G.I.a.i. HAVZA YÖNETĠM MODELĠ ÖNERĠSĠ
enel bir ilke olarak, mevcut ve gelecekteki nüfusun yaşayabilmesi için İstanbul İl sınırları
içerisinde bulunan su kaynaklarının tamamının korunması gerekmektedir. Bu doğrultuda,
Plan'da bütün havzalara aynı hassasiyetle yaklaşılması benimsenmiştir.
Bugüne kadar yaşanan deneyimlerde, kentsel gelişme baskısına maruz kalmış havza
alanlarının yeterince korunamadığı görülmüştür. Konuya ilişkin bilimsel çalışmaların ve
Dünya'daki örneklerin buluştuğu ortak nokta; havzalarda korumanın sağlanabilmesi için
havza yönetimi konusunda tam ve tek yetkili bir kurumun oluşturulması ve kaynakların
bütüncül olarak planlamasıdır. Bu doğrultuda İstanbul'un içme suyu havzalarının tamamı
kapsayan Plan'da belirtilen havza sınırları içerisinde işlerlik kazanmak üzere 'Havza Yönetim
Modeli' oluşturulması öngörülmüştür.
Buna göre; yapılaşmış veya doğal niteliğini kaybetmemiş havzalar gibi farklı nitelikteki
havzalar belirlenmeli ve koruma öncelikleri saptanmalıdır. Yürütülmekte olan çalışmalar
sonucu farklı sorunları olan havzalar için belirlenecek özel stratejiler doğrultusunda imar
planları yapılacak, plan uygulama araçları tanımlanacak ve devlet fonları odaklı kaynak
tahsisi yapılacaktır. 1/25.000 ölçekli İstanbul Nazım İmar Planı, bunu belirleyen ana ilke ve
arazi kullanım kararlarının 'Havza Yönetim Modeli' dahilinde gerçekleşmesine ilişkin bir
çerçeve ortaya koymaktadır.
Araştırma, planlama ve denetleme yetkilerinin tek bir kuruluşta toplanması öngörülen model
ġekil III.G.3. Avrupa Yakasındaki Havza Alanlarında Geliştirilen Plan Kararları
kapsamında yapılacak çalışmalar aşağıdaki gibi sıralanabilir;
AraĢtırma/ Tespit: Havzanın taşıma kapasitesi için gerekli bilimsel çalışmaların yapılarak,
havza koruması için gerekli eşiklerin belirlenmesi 1/25.000 ölçekte yapılmıştır. Daha detaylı
ve hassas eşik çalışmalarının yapılması, 'Havza Yönetim Modeli' için önem taşımaktadır.
Yine bu doğrultuda, yapılaşma açısından gerekli olan ayrıntılı zemin ve toprak etütlerinin
tamamlanması ve havzaların ekolojik değerinin korunmasına yönelik yapılacak peyzaj
uygulamalarının yerlerinin ve niteliklerinin belirlenmesi, Havza Yönetim Modeli'nin 'Araştırma'
aşaması kapsamında yer almaktadır.
Eğitim/Duyarlılık OluĢturulması: Havza Yönetim Modeli'nin su kaynaklarının korunmasına
yönelik etkili bir yönetim modeli olduğu konusunda kamu ve özel sektör ile toplum bilincinin
geliştirilmesine yönelik halkla ilişkiler çalışmalarının planlı bir yaklaşımla gerçekleştirilmesi
gerekmektedir. Buna ek olarak, havza alanındaki yerleşmelerde su kullanımı konusunda
bilinçlendirme ve bilgilendirme ile havzalardaki nüfusun eğitim düzeyinin arttırılması
çalışmalarının koordine bir şekilde gerçekleştirilmesi, Havza Yönetim Modeli için
'Eğitim/Duyarlılık Oluşturulması' aşaması kapsamında yer almaktadır.
Tahliye: Havza Yönetim Modeli'nin tahliye aşamasında; havza içindeki su kalitesi açısından
zararlı sanayi tesisleri gibi kullanımların kaldırılması, yapılaşmış alandaki yoğunluğun
düşürülmesi ve boşaltılan nüfusun yeni gelişme alanlarına yerleştirilmesi yer almaktadır.
Altyapı: Havza Yönetim Modeli'nin altyapı aşamasında; su toplamaya ve su kalitesini
yükseltmeye yönelik altyapı yatırımlarının yapılması önem taşımaktadır. Yapı kalitesi
açısından alanın genel olarak sağlıklılaştırılması, bir diğer altyapı bileşenini oluşturmaktadır.
Havza içlerinde gerekli yerlerde arazi ve iklimin karakterine göre peyzaj planlarının
hazırlanması ve ekolojik sürdürülebilirliğin sağlanması için gerekli bakımın yapılması ise, yine
altyapı bileşenleri arasında yer almaktadır.
Denetleme: Havza Yönetim Modeli'nin etkin bir şekilde uygulamaya sokulması için çeşitli
boyutlarda denetim süreçlerinin gerçekleşmesi gerekmektedir. Bunlardan ilki; havza içindeki
yapılaşmış alanlardaki nüfus artışının önlenmesi ve bu alanlarda yeni yapılaşmalara izin
verilmemesi şeklindedir. Su kalitesinin belirli periyotlarla kontrol edilerek, gerektiği takdirde
yeni planlama ve proje çalışmalarının uygulamaya sokulması, bir diğer denetim boyutudur.
Havza içinde zorunlu tarımsal model olan ekolojik tarım faaliyetlerin denetlenmesi ise, Havza
Yönetim Modeli'nin işlevleri arasındadır.
İstimlak ve Telafi: Arazisi mutlak koruma alanlarında kalan çiftçilerin mülklerinin doğrudan
bedeli ödenerek satın alınması veya tarımsal faaliyetlere getirilen kısıtlamalardan dolayı ürün
kaybı olan çiftçilerin karşılaştıkları zararın telafi edilmesi için politikalar geliştirilmelidir.
Kurumsal Yapı: Havza Yönetim Modeli'nin hayata geçmesinde İstanbul Metropoliten Alanı
içinde yer alan su kaynaklarının sürekliliğini ve ekolojik değerlerinin korunmasını sağlamaya
yönelik ortak idari platformun oluşturulması kurumsal bir aşama olmaktadır. Bu platform;
İstanbul Valiliği, İBB, ilgili bakanlık temsilcilikleri ile havza sınırları içindeki ilçe ve ilk kademe
belediyelerin ortak hareket edeceği bir olşum karakteri taşımalıdır.
Havzalarla ilgili yerel yönetimler şunlardır: Akfırat, Alemdar, Arnavutköy, Avcılar, Bahçeköy,
Bahçeşehir, Bolluca, Boğazköy, Büyükçavuşlu, Binkılıç, Celaliye-Kamiloba, Çavuşbaşı,
Çekmeköy, Çiftlikköy, Durusu, Esenyurt, Göktürk, Hadımköy, Haraççı, Karacaköy, Kıraç,
Mimarsinan, Muratbey, Orhanlı, Ortaköy, Ömerli, Şamandıra, Sarıgazi, Taşdelen, Taşoluk,
Tepecik, Yenidoğan ilk kademe belediyeleri ile Beykoz, Büyükçekmece, Çatalca, Esenler,
Eyüp, Gaziosmanpaşa, Kartal, Küçükçekmece, Maltepe, Pendik, Silivri, Sultanbeyli, Şile,
Ümraniye ilçe belediyeleri. İlgili bakanlıklar ise Ağustos 2007 itibariyle; Çevre ve Orman
Bakanlığı, Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Milli Eğitim
Bakanlığı'dır.
Karar verme ve koruma süreçlerinde vatandaşları bilgilendirmek, onları karar verme
aşamalarına dahil etmek ve uygulamalarda tutarlılık sağlamak amacıyla Havza Koruma
Komisyon ve Su Yönetim Birimleri'nin oluşturulması düşünülebilir.
III.G.I.a.ii. SU HAVZALARI KORUMA KUġAKLARI
İ SKİ tarafından belirlenmiş olan havza koruma kuşaklarıyla; su kalitesinin, havza ekolojisinin
ve doğal yaşamın korunması, erozyon ve sedimantasyon problemlerinin giderilmesi
amaçlanmaktadır. Bu doğrultuda Dünya'daki yaklaşımlar değerlendirilmiş olup, sosyo-
ekonomik ve hukuki yapı göz önünde bulundurularak İstanbul koşullarına uyarlanmıştır.
Böylesine bir yaklaşımla, su toplama havzaları içinde tampon bölgeler oluşturularak kullanım
ve yapılaşma koşullarını sınırlamak hedeflenmektedir.
Havza alanlarının koruma kuşaklarının belirlenmesinde; sabit mesafe ve değişken mesafeli
koruma kuşakları olmak üzere, iki adet yöntem bulunmaktadır. Kamuya kabul ettirilebilmesi
ve uygulama aşamasında kolaylık sağlaması, yaygın bir yöntem olması, imar
uygulamalarında hesaplanabilirlik ve uygulanabilirlilik açısından da kolaylık sağlaması gibi
nedenlerle bugüne kadar İSKİ tarafından benimsenen yöntem; sabit koruma kuşaklarının
kullanılması olmuştur.
Öte yandan; sabit mesafeli koruma kuşakları, bulunulan ortama göre daha güvenlikli bir
yaklaşımla kaynağı korumayı amaçlarken; bu yaklaşımda koruma kuşaklarına ayrılan alanlar
olması gerekenden fazla tutulduğunda, ekonomik kayıplara yol açabilmektedir. Kısa
tutulduğunda ise, kaynağı koruma hedefinden uzaklaşılmaktadır.
İSKİ tarafından halen uygulanmakta olan sabit mesafeli göl koruma kuşaklarının amaca
yönelik ve güvenilir sonuçlar doğurması, kısa vadede yönetmelikteki göl koruma kuşaklarının
bilinen sınırlar içinde tutulmasını zorunlu kılmaktadır. Fakat uzun dönemde topografya
analizi, jeolojik yapı analizi gibi çalışmaların yapılması ve daha bilimsel olan değişken
mesafeli koruma kuşakları yöntemine göre koruma kuşaklarının belirlenmesi gereklidir.
Dere koruma kuşaklarının belirlenmesinde ise, farklı bir yaklaşımın belirlenmesi yararlı
görülmüştür. Buna göre; İSKİ'nin belirlediği koruma bantları sürekli akan dereler için standart
100 m'dir. Tüm havzalarda dere kademelenmesi yaklaşımı çerçevesinde belirlenen bazı
mecralar İSKİ koruma bantları kapsamı dışında kalırken, bazıları da kademelenme
seviyesinin ötesinde korunmaktadır. Bu çalışmada tüm havzalar için önerilen dere koruma
kuşakları Plan Hükümleri'nde ayrıntısıyla belirtilmiştir.
Bu öneriler çerçevesinde; içinde bulunduğu jeolojik ortamın karakterinden dolayı
düzensizlikler gösterebilecek derelere de ayrıca değinilerek, özel durumlarına uygun kararlar
üretilebilecektir. İçme suyu ve sulama amaçlı göletlerde ise 100 m koruma bandı
tasarlanmıştır.
Mutlak (0-300m) ve Kısa (300-1000 m) Mesafeli Koruma Alanları: Yalnızca İSKİ görüşü
alınarak hazırlanan peyzaj planlarının geçerli olduğu bu alanlarda, arıtma tesisleri hariç her
türlü yapılaşma yasaktır ve İSKİ Yönetmeliği doğrultusunda yalnızca yeşil alan düzenlemeleri
yapılabilir. Kısa mesafeli koruma alanında mevcut olan yapıların tadilatına ve yıkılıp yeniden
yapılmalarına izin verilmez.
Mevcut yerleşim dokusu içme suyu havzası kısa mesafe koruma kuşağında bulunan kı rsal
karakterli yerleşmelerde; tarihi ve doğal değerleri göz önünde bulundurularak belirlenen
kriterler çerçevesinde bazı kırsal yerleşimlerin korunması, bazılarının ise ilgili kurumlar
tarafından kamulaştırılması öngörülmektedir.
Mevcut yerleşim dokusunun bir kısmı içme suyu havzalarını besleyen dere koruma
kuşaklarında bulunan yerleşmelerde de, tarihi ve doğal değerleri göz önünde bulundurularak
bunlardan bazılarının korunması öngörülmektedir.
Orta (1000-2000 m.) ve Uzun (2000 m - Havza sınırı arası) Mesafeli Koruma Alanları: Bu
alanlarda İSKİ Yönetmeliği'ne göre belirlenen sanayi yapıları, idari tesisler, depolama
faaliyetleri gibi ekolojik yapıyı ve su kalitesini tehdit eden tesisler yer alamamaktadır.
III.G.I.a.iii. HAVZA KULLANIM KARARLARI
Plan'da havzalara yönelik olarak getirilen kullanım kararları ve Plan Hükümleri'nde yer alan
tanımlar şu şekilde belirlenmiştir.
Havza içindeki tarım ve orman alanları korunmaktadır. Bu doğrultuda marjinal tarım
topraklarının büyük bir kısmı da tarımsal kullanımı korunacak alanlara dahil edilmiştir. Havza
içinde kalan 2/B alanları da, ağaçlandırılarak ormana katılacak alanlar olarak belirlenmiştir.
Ayrı ca altbölgelerin ihtiyaçlarına göre İSKİ Yönetmeliği'ne uymak suretiyle marjinal tarım
alanlarında fuar alanı, rekreasyon alanı, kentsel yeşil alanlar gibi düşük yoğunluklu
fonksiyonlar Plan'da belirtilmiştir.
Marjinal tarım alanlarında fuar alanı, rekreasyon alanı, kentsel yeşil alanlar gibi düşük
yoğunluklu bazı fonksiyonlara izin verilmektedir. Marjinal tarım toprakları dışında kalan tüm
tarım alanlarının ise, toprakların tarımsal niteliğinin korunması esas alınmıştır.
Havza Ġçi Yapı Yasaklı Alanlar: İçme suyu havzalarının mutlak (0-300 m) ve kısa (300-1000
m) koruma mesafeleri ile havzaya su taşıyan derelerin ve içme suyu kaynaklarının (Memba)
mutlak koruma alanlarında her türlü yapılaşma yasaktır. Bu alanlarda ekolojik yapıyı ve su
kalitesini tehdit eden kullanımlara izin verilmemektedir.
Havza Ġçi YapılaĢma Kısıtlı Alanlar: Bu alanlar; havza sınırları içerisindeki baraj, göl ve
dere mutlak koruma alanları, kısa mesafeli koruma alanları, orman alanları, tarım alanları,
askeri alanlar dışında kalan yerleşilebilir alanlardan oluşmaktadır.
Su toplama havzalarında kalan, planda 'Yapılaşma Kısıtlı Alanlar' olarak tanımlanan ve
özellikle İlk Kademe Belediyeleri yerleşim alanlarını içeren bu alanlarda; sanayi yapıları, idari
tesisler, depolama faaliyetleri yer alamamaktadır. Havzaları mümkün olduğunca
yapılaşmadan uzak tutmak, mevcut yapılaşmalarla gelen nüfusu ve nüfus artışını
denetlemek amacı ile yapılacak olan alt ölçekli planlar, Plan Hükümleri'nde
belirlenen nüfuslar göz önüne alınarak, yoğunluk ve emsal değerleri bu nüfusları
aşmayacak şekilde hazırlanacaktır.
Orman Köyleri ve 5216 Sayılı Yasa Gereği Mahalle Statüsüne Geçen Kırsal YerleĢim
Alanları: Orman köyleri ve diğer kırsal karakterli yerleşim alanları içerisinde yer alan; tarihi,
doğal veya bölgeye özgü doku özelliklerinin korunması ve düzenlenmesi esas alınmıştır. Bu
yerleşim alanlarında doğal nüfus artışına mekansal çözümler oluşturmak için kırsal yerleşim
karakterine uygun gelişme alanları önerilmiştir. Bu gelişme alanlarındaki yapılanmalar
mevcut dokuya benzer nitelikte ve emsalde olacaktır.
Kırsal karakterli yerleşim ve gelişme alanı bütününe hizmet edebilecek donatılar ve detaylı
arazi kullanım kararları 1/5.000 ölçekli Nazım İmar Planları'nda yer alacaktır. Bu alanlara
ilişkin nüfus verileri Plan Hükümleri'nde gösterilmiştir.
III.G.I.a.iv. ÖZEL STRATEJĠLER
Havza Alanları ile ilgili olarak 1/25.000 ölçekli Nazım İmar Planı özel planlama alanı ve özel
proje alanı stratejileri geliştirmiştir. Buna göre özel planlama alanları şunlardır;
Havza Alanlarını Koruma ve Rehabilitasyona Yönelik Özel Planlama Alanları: İstanbul'da
bulunan su havzalarının yoğun yapılaşma baskısı altında olmaları ve içme suyu
kaynaklarının yok olma tehdidi ile karşı karşıya bulunması, havzalara ilişkin özel bir yönetim
ve uygulama modeli geliştirilmesi ve bunların bütünlükçü bir şekilde planlanmasını zorunlu
kılmaktadır. Bu nedenle, 1/25.000 ölçekli Nazım İmar Planı kararı uyarınca havza içinde
yapılaşmış alanlar 'özel planlama alanları' olarak önerilmiş olup, yoğunluklarının düşürülmesi
için mülkiyet, finans gibi konularda çözümler üretilmesi amaçlanmıştır.
Havza kısa ve mutlak mesafeleri içerisindeki konut alanları İSKİ tarafından kamulaştırılarak
tasfiye edileceğinden, yalnızca orta ve uzun mesafedeki yapılaşmış alanların Özel Proje
Alanları'na dahil edilerek, sağlıklaştırma ve rehabilitasyon çalışmalarının yapılması
amaçlanmıştır. Özel proje alanı olarak belirlenen Havza alanları şunlardır;
1. Ömerli ve Elmalı Havzalarını Korumaya Yönelik Özel Planlama Alanı,
2. Sazlıdere ve Alibeyköy Havzasını Korumaya Yönelik Özel Planlama Alanı ve
3. Alibeyköy Havzasını Korumaya Yönelik Özel Planlama Alanı
Havzalara Yönelik Çevresel Sürdürülebilirlik Amaçlı Özel Proje Alanları şunlardır;
ÖPA.1-Küçükçekmece Gölü Geri Kazandırılması Çevre Yönetimi Özel Proje Alanı
ÖPA.3-Dudullu OSB Havza Rehabilitasyon Özel Proje Alanı
III.G.I.b. ORMAN ALANLARI
Orman alanları, 6831 sayılı Orman Yasası'nın hükümlerine tabi alanlardır. İstanbul'un kuzeyi
tamamen ormanlarla kaplıdır. İl sınırının yaklaşık %48'ini kapsamakta olan orman alanları
farklı iklim kuşakları içinde bulunduğundan, çok zengin bir floraya sahiptir. Bu florayı
zenginleştiren ve gelişimini sağlayan önemli su kaynaklarının büyük bölümü orman sınırları
içinde yer almaktadır. İstanbul İli'nin büyük bölümüne su sağlayan bu doğal göl ve barajların
korunması için, öncelikle orman alanlarının korunması gerekmektedir.
1/25.000 ölçekli Nazım İmar Planı yapım sürecinde oluşturulan altbölgelerden Avrupa Kuzey
ve Anadolu Kuzey Planlama Altbölgeleri'nin önemli bir kısmı orman alanlarından
oluşmaktadır ve kararlarının çoğu doğal değerleri ve orman alanlarını korumaya yönelik
olarak geliştirilmiştir. Plan'daki Orman Alanları EK I.F.'te görülebilir.
6831 sayılı Orman Yasası'na tabi alanlar Plan'da mutlak korunacak alanlar kapsamında
değerlendirilmiştir. Orman kadastrosu kesinleşmemiş orman vasfı bulunan alanlar da orman
kapsamında değerlendirilerek, mutlak korunacak alanlar olarak kabul edilmiştir.
İ stanbul'un ikliminin ve biyolojik çeşitliliğinin korunması ve yaşam kalitesinin arttırılması için,
ormanların korunması ve uygun bölgelerde rekreatif amaçlarla kullanıma açılması şarttır.
1/25.000 ölçekli Nazım İmar Planı'nın ormanların korunması için geliştirdiği kararlar
aşağıdaki gibidir.
III.G.I.b.i. KADASTRAL ÇALIġMALARIN TAMAMLANMASI
1/25.000 ölçekli Nazım İmar Planı orman kadastrosu çalışmalarının ivedilikle
tamamlanmasını öngörmektedir. Bu süreçte, sınır ihlallerinin giderilmesi ve tespit edilen
bozuk ormanların biyolojik çeşitliliğe uygun olarak yeniden ağaçlandırılması öngörülmüştür.
Orman içi kadastral boşluklar ile orman içi tanımsız alanların da ağaçlandırılarak, ormanla
ġekil III:G.4. Plan'da Orman Alanları
ekolojik açıdan bütünleştirilmeleri esastır.
III.G.I.b.ii. MUHAFAZA ORMANI STATÜSÜ'NÜN KAZANDIRILMASI
İstanbul İl sınırlarındaki ormanların büyük bir kısmı baltalık işletmesi olarak kullanılırken;
01.01.2006 tarihinden itibaren baltalık işletmeleri İstanbul İli ormanlarından kaldırılmıştır.
Böylece orman alanlarının tüm fonksiyonlarından daha nitelikli fayda ve faydalanma
sağlanacaktır. Ancak Metropoliten Alan'da hızla artan nüfus ve nüfusun doğurduğu ihtiyaçlar,
ormanlara olan menfi müdahaleyi hızla arttırdığı gerçeği unutulmamalıdır.
Bu bakımdan İstanbul İli ormanlarının daha da iyi korunabilmesi amacıyla, tümünün
muhafazaya alınması ve dolayısıyla yasa belirlenen 'Muhafaza Ormanı' statüsünün, orman
varlığını koruma ve sürdürmede daha etkili olacağı düşüncesiyle, muhafaza statüsünün
ihdasıyla ilgili düzenlemeler için Çevre ve Orman Bakanlığı'na teklifte bulunulması
öngörülmektedir.
• Yerleşim merkezlerinin çevre sağlığını etkilemesi,
• Baraj, göl, nehir yataklarının dolmasının engellenmesi,
• Çığ, arazi kayması ve erozyon nedeni ile bir afetin oluşması muhtemel yerlerde
bulunması,
• Kara ve demir yolları ile yerleşim yerlerini toz ve kum fırtınalarına karşı koruması,
• Yurt savunması için korunmasının zorunlu görülmesi,
• Muhafaza ormanlarının tamamlanması için bunlara eklenmesi lazım gelen sahipli
yerlerden olması
esas ve şarttır.
İstanbul İli'nin gerek özel durumu itibariyle bünyesinde barındırdığı ormanların gerekse
yukarıda belirtilen kriterler sebebiyle tamamının Muhafaza Ormanı olarak ayrılmasında
fayda görülmektedir.
Muhafaza Ormanı Tesisi mülkiyetiyle ilgi hususlarda aşağıda belirtilen prosedür
gerçekleştirilebilir;
• Devlet mülkiyetinde olan orman, maki ve fundalıklar için sorun bulunmamaktadır.
• Mülkiyeti devletten başkasına ait olan yerler, Orman Bakanlığı'nın teklifiyle,
Bakanlar Kurulu'nca muhafazaya alınabilir.
• Özel mülkiyet sahipleri izin vermedikleri takdirde bu yerler umumi hükümlere göre
kamulaştırılır.
Muhafaza Ormanı statüsüne geçildiğine, ormanlardan faydalanma konusunda aşağıda
belirtilen hükümler geçerlidir;
• Ormanlarda yapılacak her türlü hizmet Orman İdaresi'nce yapılır.
• Diğer kamu kuruluşlarını ilgilendiren hizmetler merkezden onaylı protokollere göre
düzenlenir.
• Muhafaza amacına zarar vermemek kaydıyla avcılık ve rekreasyon yapılabilir.
• Bu tür ormanlarda hiçbir şekilde otlatma yapılamaz.
• Muhafaza Ormanı rejimine zarar verecek maden açma ve işletme ruhsatı
verilemez; mermer, taş, kum, kireç vb. ocak açma izni verilemez.
• Bu ormanlarda işlenen suçlar 6831 Sayılı Kanunun 111. Maddesi gereğince 2 misli
cezalandırılır.
• Muhafaza Ormanı statüsüne sahip ormanlarda, 6831 Sayılı Orman Kanunu'nun 2/A ve
2/B maddeleri uygulanamaz.
İstanbul ormanlarının 'Muhafaza Ormanı' statüsüne geçirilmesiyle orman alanlarının doğal
yapısını zedeleyecek tüm unsurlar bertaraf edilmiş olacaktır. Böylece:
• Baltalık işletmesi döneminde yılda sadece kesim zamanında ormanda çalışan orman
köylüleri, bu uygulamayla sürekli ve nitelikli işlerde çalışacaklardır.
• Ekolojik ve biyolojik yaşam zenginleşecek, orman statüsündeki alanlar daha iyi
korunacak ve gelişecektir.
• İ stanbul Metropolü için hava, su, rekreasyon, estetik ve benzeri fayda ve
faydalanmaların en üst düzeyde gerçekleşmesi sağlanmış olacaktır.
III.G.I.b.iii. ORMAN ĠÇĠ REKREASYON ALANLARININ DÜZENLENMESĠ
Orman alanları Metropolün kuzeyinde önemli bir rekreasyon kaynağıdır. Diğer metropollerle
kıyaslandığında kentsel yeşil alan oranının oldukça düşük olduğu gözlemlenmektedir. Kent
içinde yeterli aktif ve pasif yeşil alan oluşturulamaması nedeniyle, orman alanlarında
rekreasyon ihtiyacını karşılayacak sahalar arayışı ortaya çıkmaktadır. Orman Kanunu'nun 25.
maddesi uyarınca, orman idaresi tarafından orman içi dinlenme tesisleri ihdas edilebilir. Bu
doğrultuda eğim, bakı, iklim, bitki örtüsü, toprak, ulaşım ve manzara gibi unsurlar dikkate
alınarak yapılan çalışmalarla belirlenen rekreasyon alanlarının en yakın zamanda yürürlüğe
girmesi öngörülmektedir.
III.G.I.b.iv. ORMAN ALANLARINDA GERÇEKLEġTĠRĠLEN MADENCĠLĠK
FAALĠYETLERĠNĠN ÇEVRESEL ETKĠLERĠNĠN EN AZ DÜZEYE ĠNDĠRĠLMESĠ
Orman alanlarında gerçekleştirilen madencilik faaliyetleri doğal değerlere, turizm ve yerleşim
alanlarına zarar vermektedir. Bu faaliyetlerin çevresel etkilerini en az düzeye indirebilmek
için, organizasyon ve denetim sistemlerinin geliştirilmesi ve işletme süresini tamamlanan
maden ocaklarının yeniden doğaya kazandırılması gerekmektedir. Bu doğrultuda olmak
üzere, aşağıdaki plan kararları geliştirilmiştir;
• Maden ruhsatlarını yeniden düzenlemek ve uygun işletme tekniklerini kullanmak,
• Orman alanlarında gerçekleştirilen madencilik faaliyetlerinin maden ruhsatlarını 10 yıllık
veya daha kısa periyotlar halinde vermek; işletilen maden alanlarının
ağaçlandırılma çalışmalarını, orman teşkilatı ve yerel yönetimler tarafından
denetime tabi tutmak,
• Maden taşımacılığının ilçeler arası erişimi sağlayan yüksek kademeli yollarda yarattığı
trafik baskısını azaltmak,
• Maden taşımacılığına yönelik araçların trafiğe çıkma saatleri sınırlandırmak ve
denetlemek, gerekli yerlerde ek şerit uygulamasına gitmek,
• Orman alanlarında gerçekleştirilen ve işletilmesi sona eren maden alanlarını eski
haline getirmek,
• 5177 sayılı Maden Kanunu'nun ilgili 7. maddesi uyarınca, maden işletme alanlarındaki
faaliyetlerin bitmesinin ardından, ilgili idareler ve işletmeler tarafından, alanın yeniden
doğaya kazandırılmasına yönelik tedbirler alınmasını sağlamak.
Ayrı ca Kilyos Karadeniz Sahili gerisinde yer alan eski Karadeniz kömür ocakları alanı
İstanbul'da yaşayanların günübirlik rekreasyon ve turizm ihtiyaçlarına yönelik olarak
değerlendirilecek, topoğrafyanın değişiminden kaynaklanan çevresel tehlikelere (heyelan,
erozyon) karşı önlemler alınacaktır. Karadeniz kömür ocakları, tahrip olmuş topografyanın
sert doğal özellikleri dikkate alınarak, doğa ile uyumlu malzemeler kullanılması kaydıyla
rekreatif kullanımlar, turizm fonksiyonları ve doğal yaşam temalı oluşumlar için özel bir proje
kapsamında ele alınacaktır.
III.G.I.b.v. ORMANA YÖNELĠK GELĠġME BASKISININ ENGELLENMESĠ
Ormana yönelik gelişme baskısının engellenmesi amacıyla kent çeperlerinde bölge parkı,
rekreasyon alanları gibi tampon kullanımlar önerilmektedir. Bu gibi kullanımlar dışında orman
sınırında yer alan konut, çalışma alanı ve donatı gibi fonksiyonlar için özel denetleme ve
kentsel tasarım yöntemleri geliştirilecektir.
Ormana yönelik baskıyı azaltmak amacıyla 1/25.000 ölçekli Nazım İmar Planı'nda özel proje
alanları da önerilmiştir:
• Büyükdere Caddesi MİA Batıya Kaydırma Özel Proje Alanı:
İş ve finans merkezi olan ve yüksek katlı yapılaşmanın yoğun olarak bulunduğu Büyükdere-
Levent Büyükdere-Maslak aksının kuzeye doğru gelişimi; kuzeyde bulunan havza ve orman
alanları gibi doğal alanlar için tehdit oluşturması sebebi ile Plan'ın ana kararlarından biri olan
merkezin kuzeye gelişimini engellenmesi ve bu alanın gelişmesinin kısıtlanması kararı
doğrultusunda 'özel proje alanı' olarak belirlenmiştir. Bu alanın rehabilite edilerek gelişiminin
kısıtlanması ve batıya yönlendirilmesi amacıyla alana ilişkin kentsel tasarım ve yarışma
projelerinin hazırlanması önerilmektedir.
• Riva Turizm Kültür ve Rekreasyon Kenti Özel Proje Alanı:
Riva Beylik Mandıra Mevkii'nin yürürlükte olan planlarda 40.000 nüfuslu bir konut alanı olarak
gelişmesi öngörülmüştür. Bu gelişme biçimi kuzey ormanlarını koruma yönünde geliştirilen
temel ilkeler ile örtüşmemektedir. Bu sebeple; planda donatı alanları arttırılarak, birbiriyle
ilişkili farklı nitelikte kamusal alan çözümleri ile sağlık, spor ve turizm kullanımının kent
bütününe yayılması, Metropol'e hizmet eden nitelikte olması
ve bir bütün olarak tasarlanması amacıyla, Riva bölgesi için ulusal veya uluslararası proje
hizmet alımı gerçekleştirilecektir. Bu alanlarda çevre ile uyumlu doğa, sağlık ve iş turizmine
hizmet edebilecek turizm alanları; marina, tekne turizmi ve plaj kullanımları ile diğer rekreatif
kullanım alanları, üniversite ve sağlık alanları; bölgenin doğal yapısına uygun düşük
yoğunluklu konut alanları tasarlanacaktır. Bu kapsamda Riva geleneksel köy dokusu da
sağlıklaştırılarak geliştirilecektir.
III.G.I.b.vi. ORMAN KANUNU'NUN 2. MADDESĠ'NĠN B BENDĠNE KONU OLAN
ALANLARIN AĞAÇLANDIRILMASI
6831 sayılı Orman Kanunun 2. maddesinin B bendi gereğince, orman dışına çıkarılan
alanlardan tekrar ormana dönüşümü mümkün olan yapılaşamamış alanlar ile toprak, su,
havza koruma, erozyon önleme gibi fonksiyon içeren alanların yeniden orman statüsüne
alınması şarttır. Dolayısıyla 1/25.000 ölçekli Nazım İmar Planı'nda "Ağaçlandırılarak Ekolojik
Açıdan Ormanla Bütünleştirilecek Alanlar" olarak belirlenen bu alanların; mevcut ağaçların
korunması kaydıyla, alanın doğal yapısının, bölgenin toprak ve iklim karakteristiğine uygun
olarak ağaçlandırılmak suretiyle ekolojik olarak orman alanlarıyla bütünlüğünün sağlanması
esas alınmıştır. Alt ölçekli planlarda, bu alanların orman içerisinde olmayan ve yerleşik
alanlarla bitişik olan yerlerinde, ihtiyaç duyulan kamuya ait sosyal altyapı alanları
ayrılabilecektir.
III.G.I.b.vii. ÖZEL ORMAN ALANLARINDA YAPILAġMANIN KISITLANMASI
Özel ormanlara yönelik konut baskısının engellenmesi orman alanlarının korunmasında
önemli bir unsur oluşturmaktadır. Bu alanlarda orman alanının bütünlüğünün bozulmaması
gerekmektedir.
Söz konusu alanlarda; orman alanının bütünlüğünü bozmadan, toplam alanın %6'sını
geçmeyecek şekilde seçilecek bir kesiminde, maksimum TAKS:0.25, h.max.6.50 (iki kat)
koşulları ile mimari projesine uygun yapılaşmaya izin verilebilir. Bu alanlar ifraz edilemez.
Söz konusu kriterlere göre uygulamaya esas imar planları yapılmadan ve avan projeler
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nce onaylanmadan uygulamaya geçilemez.
III.G.1.C. TARIM ALANLARI
İstanbul Metropoliten Alanı içinde kuzeyde orman alanları ve su havzaları içinde ve
Büyükçekmece Havzası'ndan itibaren İl sınırına kadar olan kesimde tarım alanları
yoğunlaşmaktadır. İstanbul genelinde halen varlığını sürdüren kırsal yerleşmelerin temel
ekonomik aktivitesi olan tarım sektörü, ekonomik fayda sağlamasından ziyade, İstanbul'un
kendine yeter bir kent olması açısından önem kazanmaktadır. Dolayısıyla İstanbul'un sahip
olduğu toprak kaynaklarının tarımsal amaç dışı kullanımının engellenmesi ve tarımsal
örgütlenmenin organize edilmesi, sürdürülebilirlik açısından elzemdir.
III.G.1.C.Ġ. TARIM TOPRAKLARININ KORUNMASI
5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu Yönetmeliği'ne bağlı olarak yapılan
uyarlamalar doğrultusunda oluşturulan tarım topraklarına ilişkin veriler şunu göstermektedir
ki; İstanbul İli'nde yerleşim alanı, orman ve su yüzeyleri dışında kalan arazilerin yaklaşık
%39'luk bir bölümünü mutlak korunması gerekli arazileri kapsamaktadır. Bu arazilerin tarım
dışı amaçla kullanılmaması gerekmektedir. Tüm kamuyu ilgilendiren önemli bir gerekçe
olmadıkça bu arazilerin tarım dışı amaçla kullanılmaması, gerek duyulan arazilerin önce
marjinal arazilerden karşılanması gerekmektedir.
Ayrıca tarım arazisi üzerinde dağınık sanayi alanlarının yer alması, tarım alanlarını tehdit
eden bir unsurdur. Bu yüzden tarım alanlarını işgal etmiş olan sanayi alanlarının kaldırılarak,
en yakın OSB'lerde yer seçimi sağlanacaktır.
Plan bütünlüğü gözetilerek mutlak korunması gerekli tarım alanlarından ve mera
alanlarından kamu yararına yönelik tarım dışı kullanıma ayrılan alanlar olmuştur.
Bu alanlarda 5403 sayılı Yasa'nın 13.d maddesi uyarınca ilgili bakanlıkça "kamu yararı
kararı" alınacaktır. Kamu yararı kararı alınan alanlarda 1/25.000 ölçekli Nazım İmar Planı'nda
belirtilen kullanımların dışında herhangi bir kullanım gerçekleşmeyecek ve bu kullanımlar
gerçekleşene kadar tarımsal faaliyet mümkün olduğunca devam edecektir. Ayrıca önerilen
bu kullanımlarda tarımsal toprağın alansal olarak az kullanılması ve niteliğinin bozulmaması
yönünde yapılaşma oranına ve türüne dikkat edilmesi şarttır.
"Kamu yararı kararı"na konu olan alanlar aşağıdaki gibidir:
İstanbul'un Büyükçekmece Havzası'nın batısındaki gelişme alanı, İstanbul'un yeni gelişme
alanı olarak önerilmiştir. Bu alan sürdürülebilir bir planlama anlayışı ile şekillendirilirken
"Mutlak Korunması Gerekli Tarım Arazileri" hassasiyetle korunmaya çalışılmıştır.
Ancak planlama bütünlüğü, ilke ve esasları çerçevesinde, özellikle hazine arazileri ve
marjinal tarım arazileri kullanılmaya çalışılarak, aşağıda detaylandırılan alanlar planlama
kapsamına alınmak zorunda kalınmıştır. Bu alanlar; kamu yararı kararı alınan alanlar için
geçerli düşük yapılanmaya konu olacaklarından, korunan tarım alanlarına yönelik baskıyı
önlemek üzere tampon işlevler üstlenecektir.
Plan'da Tarım Alanları EK I.G.'de görüleblir.
Mer'a Alanları
1/25.000 ölçekli Nazım İmar Planı'nda belirtilen meraların mutlaka korunması ve ıslah
edilmesi gerekmektedir. Kırsal alandaki meraların korunması ve sürdürülebilir kullanımları
için bölgede hayvancılığın teşvik edilmesi gerekmektedir. Mevcut kent dokusu içersinde
kalan mera alanları, ilgili kanun kapsamında, Tarım İl Müdürlüğü'nün de olumlu görüşü
alınarak mezarlık, park, açık spor alanları vb. yeşil alanlar ile günübirlik rekreasyon olarak
düzenlenebilir.
III.G.1.c.ii. ARAZĠ TOPLULAġTIRILMASI
Tarımsal kullanımı verimli olmayan, 5 dekardan az yüz ölçüme sahip parsellerin tarım dışı
amaçla kullanılma riski daha fazladır. Bu nedenle, Plan içerisinde tarımsal niteliği korunacak
araziler olarak belirlenen küçük yüzölçümlü arazilerin planlandığı şekliyle kullanımının
sağlanması, bir başka deyişle Plan'ın bütünüyle uygulanması ve alınan kararların korunması
gerekmektedir. İl düzeyinde tarım yapılabilecek arazilerin azlığı da dikkate alınarak, küçük
yüzölçümlü parsellerin tarımsal üretime katılabilmesi için, öncelikli köyler belirlenerek
ivedilikle arazi toplulaştırılması projelerinin yapılması gerekmektedir.
III.G.1.c.iii. TARIMSAL ARAZĠ KULLANIM PLANI
1/25.000 ölçekli Nazım İmar Planı çalışmaları sonucunda, Plan içerisinde, mutlak korunması
gerekli araziler, öncelikli korunacak araziler ve "tarımsal karakteri korunacak arazi"
tanımlaması yapılan alanların, belirtilen amaçla kullanımlarının devamı ve dolayısıyla plan
kararlarının tümüyle uygulanabilmesi için, 1/5.000 ölçekli detayda bir arazi kullanım
planlaması yapılması gerekmektedir. Bu amaçla Tarım Bakanlığı yetkilileri ile iş birliği
yapılarak, kısa ve uzun dönemler için uygulanabilecek tarımsal arazi kullanım planları
oluşturulmalıdır.
Tarım İl Müdürlüğü'nün hazırlayacağı tarımsal arazi kullanım planları kapsamında yapılacak
ürün planlama çalışmaları bulgularına dayanarak; tarımla uğraşan nüfus, bu pazar içinde
tespit edilen rekabet oranı yüksek ürünlerin yetiştiriciliğine yönlendirilecektir.
Tarımsal arazi planlaması
Yoğun olarak orman ürünleriyle geçinen Ormanlı, Danamandıra, Hisarbeyli, Celepköy,
Başakköy, Kalfaköy, Karamandere, Gümüşpınar, Yaylacık, Aydınlar, Yalıköy, Belgrat,
Sayalar, Hallaçlı, Çayırdere, Küçüksinekli Köyleri ve çevresindeki tarım topraklarında,
öncelikli olarak "Tarımsal Arazi Planlaması" yapılacaktır. Tarımsal Arazi Planlaması dönemi
boyunca ekilecek ürün cinsi ve ekim yöntemleri hakkında Tarım İl Müdürlüğü ve
oluşturulacak zirai birliklerin katkılarıyla, konunun uzmanları tarafından seminer ve eğitim
çalışmaları verilecektir.
III.G.1.c.iv. TARIMSAL ÜRETĠMĠN ÇEġĠTLENDĠRĠLMESĠ
Analitik verilerin değerlendirilmesi sonucunda, İstanbul İli'ndeki arazilerin toprak ve topoğrafik
koşulları yönünden uygun olmamasına karşın, toprak işlemeli monokültür tarım şeklinin
yaygın olarak yapıldığı görülmüştür. Toprakların verimsizleşmesine neden olan bu uygulama,
özellikle eğimli bölgelerde erozyona neden olacağı için ayrıca önem taşımaktadır. Şile, Silivri
ve Çatalca İlçeleri'nde yer alan eğimli arazilerde hiç önlem almadan toprak işlemeli tarla
tarımı yapılması önlenmelidir. Bu bölgelerde, toprak muhafaza önlemleri alındıktan sonra,
damlama sulama sistemine dayalı tesis edilmiş ya da yağışa bağlı dikili tarım (bahçe tarımı)
yapılması ve ayrıca hayvan yetiştiriciliğinin teşvik edilmesi gerekmektedir.
Toprakların verimlilik özelliği düşük olan bu bölgelerde, tarımsal üretim getirisinin arttırılması
ve buna bağlı olarak toprakların sürdürülebilir bir şekilde tarımsal kullanımlarının
sağlanabilmesi için ekolojik tarım ürünlerinin yetiştiriciliği mutlaka teşvik edilmelidir. Aynı
şekilde, Silivri ve Çatalca'daki eğimli arazilerin özellikle bağ ve meyve yetiştiriciliğine çok
uygun olduğu, esasen bu konuda üretici eğilimlerinin de bulunduğu gözlenmiştir.
İstanbul İli'nin, sahip olduğu potansiyel oranında su ürünleri üretiminin sağlanması için,
araştırma ve geliştirme projelerinin yapılması; başta balıkçıların barınakları, kredi, teknik bilgi
desteği ve çevre sorunları olmak üzere, tüm üretim sorunlarının ele alınması gerekmektedir.
III.G.1.c.v. EKOLOJĠK TARIM
Ekolojik tarım; bitkisel, hayvansal ve su ürünleri ile kullanılacak girdilerin organik tarım
yöntemine göre üretilmesi, işlenmesi, ambalajlanması, etiketlenmesi, depolanması,
taşınması, pazarlanması, kontrol ve sertifikasyonunu kapsayan doğal üretim tekniklerini
içermektedir. Organik tarım faaliyetleri ekolojik olarak bölgesel özellikler göstermektedir. Bu
alanlarda ekolojik işletim, envanter, eğitim, organizasyon, eşgüdüm, deneysel üretim ve
pazarlama aşamalarının gerçekleşmesi gerekmektedir. Elde edilen ürünler; yöresinde ve
ekolojik turizm alanlarında tüketilebileceği gibi, İstanbul bütününde organik tarım ürünlerine
olan talebi karşılamaya yönelik olarak da değerlendirilecektir.
Ekolojik tarım, özellikle içmesuyu havzaları için birincil kırsal planlama modelidir. Bu
alanlardaki, yapılaşmalara ancak marjinal tarım alanları üzerinde ve Tarım İl Müdürlüğü'nün
olumlu görüşüne bağl ı olarak izin verilebilir, buna göre İ stanbul il bütününde
Büyükçekmece, Sazlıdere ve Terkos Havzası'ndaki kırsal yerleşimlerin ortak paydaları;
ekolojik üretim alanları açısından planlamaları yapılacak potansiyel olmalarıdır.
Önerilen üretim modeli sürdürülebilir olduğundan uzun vadeleri kapsamaktadır. Bu alanlarda
başlatılacak olan eko-tarım faaliyetleri, bölgelere eko-turizmi de beraberinde getirecektir.
III.G.1.c.vi. KONVANSĠYONEL TARIM
Özellikle kısa ve orta vadede; ekolojik tarım uygulama olanağı bulunmayan alanlarda uygun
tarım tekniklerinin kullanılmasıyla, kent ekolojisi çerçevesinde güvenilir gıda üretiminin payını
arttırmak gerekmektedir. Monokültür tarım yerine polikültür tarımın yaygınlaştırarak, toprak
erozyonunun önlenmesi ve buna bağlı olarak toprak verimliliğinin arttırılması mümkündür.
Tarım alanlarının korunması ve üretim çeşitliliğinin artması, orman köylerindeki baltalık
kesimin bitmesiyle ortaya çıkacak sosyo-ekonomik sorunların önlenmesi için de gereklidir.
Ormancılıkla uğraşan ailelerin tarım ve/veya hayvancılığa yönlendirilerek, gelir seviyelerini
yükseltmesi öngörülmüştür.
Konvansiyonel tarım alanlarında toprak işleme, ekim nöbeti, tohum kontrolü ve
sertifikasyonu, verimlilik çalışmaları, zararlı ve yabancı otlara karşı yapılacak tarımsal girdi
çalışmaları; ilgili yerel yönetimler ile kamu kuruluşları tarafından yürütülecektir.
Yerel yönetimler, Tarım İl Müdürlüğü, bölgesel kalkınma ajansı ve sivil toplum kuruluşları
desteğiyle; ekolojik ürün çeşitliliğinin sağlanmasına yönelik olmak üzere hububat ve ayçiçeği
üretiminin; sebze, meyve ve çiçekçilik üretimiyle nöbetleşe hale getirilmesi sağlanacaktır.
Tarımsal Planlama Alanları
Tarı msal planlama alanları; ekolojik üretime uygun olmayan, monokültür tarım alanlarını
kapsamaktadır. Bu alanlarda yoğun gübre, tarım ilaçları ve uygun olmayan tarımsal ekim
nöbeti sistemleri sonucu ortaya çıkan erozyon ve benzeri diğer bozucu etmenler nedeniyle
önemli kayıplar ve kirlenme süreçleri yaşandığından, konvansiyonel tarımsal verimliliğe
gidilmesi gerekmektedir. Bu araziler özellikle Silivri İlçesi'nde yer alan kırsal yerleşmelerin
büyük bir kısmında bulunmaktadır. Plan notlarında konunun ayrıntıları belirtilmiştir.
III.G.1.d. EKOLOJĠK KORĠDORLAR
Büyükçekmece-Terkos, Küçükçekmece-Terkos, Haliç-Terkos arası ile Ömerli Barajı-Riva
Deltası arasında kalan alanlar, Karadeniz ve Marmara Denizi arasında koridor oluşturmakta
olup, İstanbul'un iklim yapısını korumaktadır. Bu alanların doğal ve tarımsal karakterleri ve
yaban yaşamı hareketliliği korunacak olup, gerekirse iyileş tirilecektir.
Bu koridorların kentsel alana ulaştığı yerlerde kentsel yapı yoğunluğu düşük tutulacak,
belirlenen açık ve yeşil alanlarla birlikte, kentsel tasarım yöntemleri de kullanılarak kentsel
hava sirkülasyonu sağlanacaktır. Buna yönelik olarak; öncelikle dere koruma kuşakları ve
jeolojik sakıncalı alanlardan yararlanarak, yeşil alanlar sistemi oluşturulmuştur. Havzaların
korunması bu açıdan da elzemdir. Dolayısıyla Küçükçekmece Gölü Havzası'nın, havza
yapısını sürdürmesi önem kazanmaktadır.
9. ÖZEL HÜKÜMLER ___________________________________________________
9.1 Sürdürülebilirlik Çerçevesinde Koruma Alanları
9.1.1 Orman Alanları
Bu alanlar; 6831 sayılı Orman Yasası'nın hükümlerine tabi alanlardır. Orman kadastrosu
netleşmeyen ve ölçek nedeniyle bu Plan kapsamında gösterilemeyen alanlar, orman
kadastrosuna alınması durumunda ilgili yasa çerçevesinde yeniden değerlendirmeye
alınacaktır. Orman sınırı tehdidi konusunda davası süren alanlarda, mahkeme kararları
kesinleşinceye kadar uygulama yapılamaz.
9.1.1.1 Ağaçlandırılarak Ekolojik Açıdan Ormanla BütünleĢtirilecek Alanlar
ġekil III.G.9. Metropol Bütünününde Ekolojik Koridorlar
Bu planın onay tarihinden itibaren, yasal haklar dışında, orman idaresi tarafından ilgili
yasanın 2B maddesi gereği orman alanından çıkartılan ve planda "Ağaçlandırılarak Ormanla
Ekolojik Açıdan Bütünleştirilecek Alanlar" olarak belirlenen bu alanların; mevcut ağaçların
korunması kaydıyla alanın doğal yapısı, bölgenin toprak ve iklim karakteristiğine uygun
olarak ağaçlandırılmak suretiyle ekolojik olarak orman alanlarıyla bütünlüğünün sağlanması
esastır. Alt ölçekli planlarda, bu alanların orman içerisinde olmayan ve yerleşik alanlarla
bitişik olan yerlerinde, ihtiyaç duyulan kamuya ait sosyal altyapı alanları ayrılabilecektir.
Orman içi kadastral boşluklar ile orman içi tanımsız alanların da ağaçlandırılarak
ormanla ekolojik açıdan bütünleştirilmesi esastır.
9.1.1.2 Özel Orman Alanları
Bu alanlarda; orman alanının bütünlüğünü bozmadan, toplam alanın %6'sını geçmeyecek
şekilde seçilecek bir kesiminde, seçilen alanda maksimum TAKS:0.25, h.max.6.50 (iki kat)
koşulları ile mimari projesine uygun yapılaşmaya izin verilebilir. Bu alanlar ifraz edilemez. Bu
kriterlere göre uygulamaya esas imar planları yapılmadan ve avan projeler İstanbul
Büyükşehir Belediyesi'nce onaylanmadan uygulamaya geçilemez.
9.1.2 Tarım Alanları
9.1.2.1 Tarımsal Kullanımı Korunacak Alanlar
Tarımsal kullanımı korunacak alanlar, 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunu
ile tanımlanan ve Tarım İl Müdürlüğü tarafından sınırları belirlenen tarımsal arazileri içerir.
Araziler, tarımsal özelliklerinin tanımlanabilmesi için, toprak özellikleri ve kullanım şekilleri
dikkate alınarak; mutlak tarım arazisi (sulu ve kuru mutlak tarım), özel
ürün, dikili tarım arazileri ve marjinal tarım arazileri olmak üzere dört grup altında
sınıflandırılmıştır.
Orman Kanunu'nun 2.maddesinin B bendi gereği orman alanından çıkartılan ve planda
"Tarımsal Kullanımı Korunacak Alanlar" lejantında kalan hazine mülkiyetindeki araziler,
Tarım İl Müdürlüğü'nce 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunu kapsamında
değerlendirilecektir.
Tarımsal kullanımı korunacak alanlarda, tarımsal faaliyetin niteliğine göre, Toprak Koruma ve
Arazi Kullanımı Kanun ve Yönetmeliğine uygun olmak şartıyla tarımsal amaçlı yapı
yapılabilir. Bu amaçla yapılacak yapıların toplam inşaat alanı, Tarım İl Müdürlüğü'nün,
arazinin yeteneği, ekolojik özellikleri ve diğer çevresel özellikleri gözönünde bulundurarak
saptayacağı uygun görüş çerçevesinde Büyükşehir Belediyesi'nce, sürdürülebilirlik ve plan
bütünlüğü açısından değerlendirilmek koşuluyla belirlenerek uygulamaya konulur.
Bu tarımsal amaçlı yapı; toprak koruma ve sulamaya yönelik altyapı tesislerini, entegre
nitelikte olmayan hayvancılık ve su ürünleri üretim ve muhafaza tesislerini, zorunlu olarak
tesis edilmesi gerekli olan müştemilatı, mandırayı, üreticinin bitkisel üretime bağlı olarak elde
ettiği ürünü için ihtiyaç duyacağı yeterli boyut ve hacimde depoları, un değirmenini, tarım alet
ve makinelerinin muhafazasında kullanılan sundurma ve çiftlik atölyelerini, organik tarımsal
işlevlerde kullanılan depolama alanlarının karşılandığı yapıları içerir. Tarımsal Kullanımı
Korunacak alanlarda, tarımsal amaçlı iletim hatlarının kapalı olması ve sulama sisteminde
damlama yönteminin kullanılması esastır.
İçmesuyu Havzaları içersindeki tarım alanlarındaki üretim şekli ekolojik tarım ve hayvancılığı
kapsamaktadır. İçmesuyu Havzaları genelinde sun'i gübre ve zirai mücadele ilaçlarının
kullanıldığı ziraata izin verilmez. Mutlak koruma alanlarında, hiçbir şekilde ziraat ve
hayvancılık yapılamaz. Kısa ve orta mesafeli koruma alanlarında suni gübre ve tarım ilaçları
kullanmamak şartıyla ve Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nın kontrol ve denetiminde organik
tarım metoduyla bitkisel üretim ve organik arı yetiştiriciliğine, hayvancılıkla ilgili yapılar hariç
olmak üzere kontrollü otlatmaya izin verilebilir.
Sera alanlarında ise; Tarım İl Müdürlüğü'nün yapacağı tarımsal arazi kullanım planlarına
uyumlu olmak ve ilgili kurumun kontrolü ve uygun görüşüne bağlı kalmak kaydıyla örtüaltı
tarımsal amaçlı kullanımlar gerçekleştirilecektir.
Özel Mahsul Alanlarında Tarım İl Müdürlüğü'nün uygun görüşü alınmak ve özel ürünle ilgili
kanun ve yönetmeliklerin gerekliliği yerine getirilmek suretiyle, tarımsal amaçlı yapı
yapılabilir.
5403 Sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunu'nun Geçici 1. Maddesi gereği işlem
görmüş alanlardaki saklı haklar ve mevcut yapılaşmalar 1/5.000 ölçekli nazım imar ve
1/1.000 ölçekli uygulama imar planlarında değerlendirilecektir.
9.1.2.2. Tarımsal Planlama Alanları (TPA)
Tarımsal planlama alanları ekolojik üretime uygun olmayan, monokültür tarım alanlarını
kapsamaktadır. Bu alanlarda yoğun gübre, tarım ilaçları, uygun olmayan tarımsal ekim nöbeti
sistemleri ile ortaya çıkan erozyon ve benzeri diğer bozucu etmenler nedeni ile önemli
kayıplar ve kirlenme süreçleri yaşandığından konvansiyonel tarımsal verimliliğe gidilmesi
gerekmektedir. Bu araziler özellikle;
• Çeltik Köyü,
• Seymen Köyü,
• Büyük Kılıçlı Köyü
• Küçük Kılıçlı Mahallesi
• Fener Köyü
• Gazitepe Mahallesinde
yer alan tarım arazileri tarımsal planlama alanları olarak değerlendirilecektir.
Bu alanlarda, Tarımsal Kullanımı Korunacak Alanlarda belirlenen yapılaşma koşullarına
uyulacaktır.
9.1.2.3 Ekolojik Tarım ve Turizm Alanları (ETTA)
Organik Tarımın Esasları ve Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin tanımlamasına göre,
ekolojik tarım; bitkisel, hayvansal ve su ürünleri ile kullanılacak girdilerin organik tarım
yöntemine göre üretilmesi, işlenmesi, ambalajlanması, etiketlenmesi, depolanması,
taşınması, pazarlanması, kontrol ve sertifikasyonunu kapsayan doğal üretim tekniklerini
içermektedir. Organik tarım faaliyetleri ekolojik olarak bölgesel özellikler göstermektedir. Bu
alanlarda ekolojik işletim, envanter, eğitim, organizasyon, eşgüdüm, deneysel üretim ve
pazarlama aşamalarının gerçekleşmesi gerekmektedir. Elde edilen ürünler yöresinde ve
ekolojik turizm alanlarında tüketilebileceği gibi İstanbul bütününde organik tarım ürünlerine
olan talebi karşılamaya yönelik olarak da değerlendirilecektir.
Ekolojik tarım özellikle içme suyu havzaları için birincil kırsal planlama modelidir. Bu
alanlardaki yapılaşmalara ancak marjinal tarım alanları üzerinde ve Tarım İl Müdürlüğünün
olumlu görüşüne bağlı olarak izin verilebilir. Buna göre İstanbul il bütününde Büyükçekmece,
Sazlıdere ve Terkos Havzasında;
• Akören Köyü
• Akalan Köyü
• Başakköy
• Bekirli Köyü
• Çanakça Köyü
• Çayırdere Köyü
• Danamandıra Köyü
• Dursunköy Mahallesi
• Elbasan Köyü
• Gökçeali Köyü
• Gümüşpınar Köyü
• Hallaçlı Köyü
• İ hsaniye Köyü
• İ nceğiz Köyü
• Kabakça Köyü
• Kalfaköy
• Karamandere Köyü
• Kızılcaali Köyü
• Kurfallı Köyü
• Nakkaş Mahallesi
• Örçünlü Köyü
• Sayalar Köyü
• Sazlıbosna Mahallesi,
ve bu yerleşimlerin ortak birlikleri ekolojik üretim alanları açısından planlamaları
yapılacak potansiyel alanlardır.
Önerilen üretim modeli sürdürülebilir olduğundan uzun vadeleri kapsamaktadır. Bu alanlarda
başlatılacak olan eko-tarım faaliyetleri, bölgelere eko-turizmi de beraberinde getirecektir. Bu
süreç yalnız koruma değil, aynı zamanda da kullanma zorunluluğu getirmektedir. Aynı
zamanda, eko-tarımın yöre halkı için cazip ve ekonomik olarak da sürdürülebilir bir faaliyet
olabilmesi için eko-turizm desteklenmesi önerilmektedir. ETTA alanları olarak anılan Ekolojik
Tarım ve Turizm Alanları'nda yer alması öngörülen eko-turizm faaliyetleri doğal üretim ile
doğal ve kültürel sit alanlarının tanıtılmasını, dağ yürüyüşü (trekking) parkurlarının
oluşturulmasını, yöresel gastronomik özelliklerin öne çıkarılmasını, doğa sporlarının
yaygınlaşmasını ve kırsal müzelerin artırılmasını içerir.
Ekolojik Tarım ile birlikte gelişebilecek ekolojik turizm alanlarının Batı Yakasında Terkos Gölü
çevresindeki kırsal yerleşmelerin ağırlıklı ekonomik kimliğini oluşturacağı düşünülmektedir.
Bu yerleşmeler;
• Celepköy
• Örencik Köyü
• Yazlık Köyü
• Yassıören Köyü
• Baklalı Köyü
• Balaban Köyü'dür.
Ayrıca Şile, Ağva ve Beykoz İlçelerine ait yerleşmelerin bir kısmı da Ekolojik Tarım ve Turizm
alanları olarak gelişebilecektir. Bu yerleşmeler;
• Mahmut Şevket Paşa Köyü,
• Ali Bahadır Köyü
• Cumhuriyet Köyü
• İ shakl ı Köyü
• Kervansaray Köyü
• Bıçkıdere Köyü
• Oruçoğlu Köyü
• Göksu Köyü
• Gökmaşlı Köyü
• Üvezli Köyü
• Yeşilvadi Köyü
• Tekke Köyü
• Ulupelit Köyü
• Satmazlı Köyü
• Yeniköy Köyü
• Ovacı k Köyü'dür
ETTA alanları aynı zamanda aromatik tıbbı ürünler ile çiçekçiliğin de gelişimine olanak tanır.
Avrupa Yakasındaki; Yaylacık Köyü, Ormanlı Köyü, Pirinççi Köyü'dür. Anadolu Yakasında
Şile İlçesi'ndeki; Ahmetli Köyü, Ulupelit Köyü, Oruçoğlu Köyü, Üvezli Köyü yerleşimlerinde
tarım topraklarında aromatik tıbbı ürünler ile çiçekçiğin geliştirilmesi teşvik edilmelidir.
Ekolojik tarım alanlarında Organik Tarımın Esasları ve Uygulamasına İlişkin Yönetmelik
hükümlerine göre işlem yapılacaktır.
ETTA alanlarında, yapılacak yapılarda bu Plan Hükümleri'nin "9.1.2.1 - Tarımsal Kullanımı
Korunacak Alanlar" maddesinde belirlenen yapılaşma koşullarına uyulacaktır.
ETTA alanlarında yer alması öngörülen eko-turizmi destekleyici konaklama, yeme-içme vb.
aktivitelerin mevcut köy yerleşmeleri içinde ve öncelikle mevcut yapılar kullanılarak
gerçekleştirilmesi İstanbul'un kuzey ormanlarının korunması ve kırsal yerleşmelerin
sürdürülebilirliği açısından temel ilke olarak benimsenmiştir. Bu alanlardaki konaklama
türlerinin yöre mimarisi ile uyumlu, yerel istihdamı gözeten pansiyonculuk ve küçük otellere
dayalı olması gerekmektedir. Bölgedeki istihdam alanlarının ekolojik tarım ve eko-turizmin
getirdiği hizmet sektörü ile desteklenmesi öngörülmektedir. Ekolojik turizmin teşvik edildiği
köy yerleşik alanlarında yapılaşma koşullarının belirlenmesinde bu plan hükümlerinin "9.2.3 -
Orman Köyleri ve 5216 Sayılı Yasa Gereği Mahalle Statüsüne Geçen Kırsal Yerleşim ve
Gelişme Alanları" maddesine uyulacaktır.
9.1.2.4 Mer'a Alanları
4342 sayılı yasa kapsamında bulunan alanlardır. İstanbul İl bazında mer'a alanlarının, henüz
bitmemiş olan kadastral çalışmalarının bitirilerek geliştirilmesi zorunludur. Kırsal alandaki
meraların korunması ve sürdürülebilir kullanımları için bölgede hayvancılığın teşvik edilmesi
gerekmektedir. Mevcut kent dokusu içersinde kalan mer'a alanları, ilgili kanun kapsamında,
Tarım İl Müdürlüğünün de olumlu görüşü alınarak mezarlık, park, açık spor alanları vb. yeşil
alanlar ile günübirlik rekreasyon olarak düzenlenebilir.
Günübirlik rekreasyon alanı olarak düzenlenmesi durumunda; sadece sökülüp takılabilir
elemanlardan meydana gelen geçici yapı niteliğinde kır kahvesi, büfe vb. tek katlı yapılar
yapılabilir.
9.1.2.5. Doğal ve Kırsal Karakteri Korunacak Alanlar (DK)
Bu alanlarda; tarımsal faaliyetler ile emsal:0,05 ve en fazla H:6.50 metreyi geçmemek
koşuluyla tarıma yönelik bağ-çiftlik evleri, hobi bahçeleri gibi kırsal nitelikli yapılanmalar yer
alabilir. Bu alanlarda en az ifraz koşulu 5.000 m2'dir.
9.1.3 Yapı Yasağı veya Sınırlama Getirilen Alanlar
9.1.3.1 Havza Alanları
İstanbul Büyükşehir Belediyesi sınırları içerisinde ihtiyaç duyulan içme ve kullanma sularının
temin edildiği ve edileceği yüzey ve yeraltı suyu kaynaklarının tabii su toplama alanlarıdır.
Ekosistem özelliklerini kaybeden su toplama havzalarında ekosistem özelliklerinin tekrar
kazandırılmasına yönelik projeler geliştirilecektir.
9.1.3.1.1 Havza Ġçi Yapı Yasaklı Alanlar
İçmesuyu havzalarının mutlak (0-300 m.) kısa (300-1.000 m) koruma mesafeleri ile havzaya
su taşıyan derelerin ve içmesuyu kaynaklarının (Memba) mutlak koruma alanlarıdır.
Kamulaştırma uygulamaları sırasında 1/25.000 ölçekli topografik haritalar üzerinden tespit
edilen derelerin, Dere Koruma Alanları 1/5.000 ölçekli onanlı halihazır haritalar kullanılarak
dere aksına göre belirlenir. Dere koruma kuşak genişlikleri aşağıdaki şekilde gösterilen dere
kademelenmesine göre;
3. derece dereler için dere aksından itibaren derelerin her iki yanında 30'ar metre,
4. derece dereler için dere aksından itibaren derelerin her iki yanında 50'şer metre,
5. derece dereler için dere aksından itibaren derelerin her iki yanında 80'er metre,
6. derece dereler için dere aksından itibaren derelerin her iki yanında 100'er metre
olarak uygulanır.
7. İçme suyu havzası dışında kalan derelerde uygulanacak koruma bantları, derelerin bakım
ve temizliği, servis yolu, atık su kolektör güzergahları, İSKİ ve diğer altyapı kurumlarının
ihtiyacı için ayrılacak en az mesafeler yağmur suyu toplama havzalarına göre aşağıda
listelendiği şekliyle kademelendirilmiştir. Bu kademelendirme taşkın sınırlarıyla ilgili
çalışmalar tamamlanıncaya kadar geçerli olup, koruma bantları;
9.1.3.1.1.2 Kısa Mesafeli Koruma Alanları (300-1.000 m) kapsamında:
• 0-80 hektarlık yağmursuyu toplama havzası için derenin sağında ve solunda en az 7,5
metre olmak üzere toplam 15 metre genişliğindedir.
• 80-130 hektarlık yağmursuyu toplama havzası için derenin sağında ve solunda en az 10
metre olmak üzere toplam 20 metre genişliğindedir.
• 130-240 hektarlık yağmursuyu toplama havzası için derenin sağında ve solunda en az 15
metre olmak üzere toplam 30 metre genişliğindedir.
• 240 hektar üzeri yağmursuyu toplama havzası için derenin sağında ve solunda en az 25
metre olmak üzere toplam 50 metre genişliğindedir.
Ayrı ca;
• İSKİ tarafından onaylı dere ıslah projesi varsa, projede belirtilen dere ıslah kesiti esas
alınarak, bu kesitin sağında ve solunda en az 25 metre olmak üzere 50 metre
genişliğinde bir bant ayrılır.
• Fiili dere genişliği veya ıslah kesitinin 25 metrenin üzerinde olduğu yerlerde (Riva
Deresi vb.) taşkın sınır belirleme çalışmaları tamamlanıncaya kadar; en az sağında
ve solunda 100 metre olmak üzere toplam 200 metre genişliğinde bir bant ayrılır.
Yukarıda listelenen ilgili koruma mesafeleri dere ıslah yapısı varsa şev üstündeki dere yan
dış duvarından itibaren alınır. Eğer ıslah yapısı yok fakat kadastral dere yatağı çizgisi varsa
bu çizgiler esas alınır. Dere kadastral kayıtları mevcut değil ise su toplama çizgisi esas alınır.
Bu Plan hassasiyetinde gösterilemeyen ilgili idare tesisleri (atıksu-yağmursuyu-içme suyu
tünelleri, terfi merkezleri, su depoları vb.) alt ölçekli planlarda yer alacaktır.
1
9.1.3.1.1.1 Mutlak Koruma Alanları (0-300m) kapsamında:
• İlgili idare tarafından yapılacak ya da yaptırılacak arıtma tesisleri hariç hiçbir yapı
yapılamaz. Mezarlık kurulamaz.
• Sıvı ve katı atıklar dökülemez, depolanamaz.
• Köy yerleşik nüfusuna ait yapılar ve diğer ruhsatlı yapılar (İdare tarafından
yapılan arıtma tesisleri hariç) ilgili idare tarafından kamulaştırılır.
• İ SKİ 'nin görüşü alınarak hazırlanacak peyzaj planları doğrultusunda, toprak
geçirimliliğini engelleyici betonlaştırma gibi faaliyetler yapılmamak ve doğal yapıyı
bozmamak kaydıyla ağaçlandırma yapılarak gezi, seyir ve balık tutma cepleri teşkil
edilebilir. Bu cepler su alma yapısına 300 m' den daha yakın olamaz.
• Bu alanlar içinde, planda belirlenen yolların sadece ulaşımla ilgili işlevlerine (köprü
vb) izin verilebilir. Dinlenme tesisi, akaryakıt istasyonu, açık otopark vb. tesisler
yapılamaz.
• Planda belirlenen konut yerleşik alanları ve İdare tarafından yapılacak veya
yaptırılacak arıtma tesisleri hariç, hiçbir yapı yapılamaz ve mezarlık kurulamaz.
• Sıvı ve katı atıklar dökülemez, depolanamaz.
• İSKİ'nin görüşü alınarak hazırlanacak peyzaj planları doğrultusunda, toprak
geçirimliliğini engelleyici betonlaştırma gibi faaliyetler yapılmamak ve doğal yapıyı
bozmamak kaydıyla ağaçlandırma yapılarak gezi, seyir, açık spor alanları teşkil
edilebilir.
• Zorunlu hallerde yolların bu alandan geçecek olan kısımlarında sadece ulaşımla ilgili
işlevlerine izin verilebilir. Dinlenme tesisi, akaryakıt istasyonu, vb. tesisler yapılamaz.
9.1.3.1.2 Yapı Yasaklı Alanlar DıĢındaki Havza Alanları (1.000- havza sınırı)
Bu alanlar, Su Toplama Havzalarının yapı yasağı bulunan, Mutlak Koruma(0-300m) ve Kısa
Mesafeli Koruma (300-1.000m) Kuşağı olarak tanımlanan alanlar ile havzaları besleyen
derelerin koruma kuşaklarını kapsayan alanların dışında kalan ve havza sınırına kadar
uzanan bölgeyi kapsamaktadır.
Bu alanlarda, her türlü sanayi maksatlı yapılar, serbest bölgeler, tıp fakülteleri, akaryakıt
istasyonu, laboratuarlarında ve atölyelerinde kimyevi maddelerin işlendiği her türlü eğitim ve
öğretim kurumları ile tıbbi tahlil laboratuarların da yer aldığı tam teşekküllü sağlık tesisleri,
entegre hayvancılık tesisleri, mezbahalar, her türlü kimyevi madde, yakıt, zehirli zararlı ve
tehlikeli madde depoları, katı atık depolama tesisleri, çöp toplama ve imha merkezleri vb.
kirletici yapı ve faaliyetler ile golf ve motor sporları gibi ekolojik yapıyı ve su kalitesini tehdit
eden tesisler yer alamaz. İSKİ'nin uygun görüşü alınmak kaydıyla uzun mesafe koruma
kuşağı alanlarında (2.000m ve üzeri) mezarlık alanı yer alabilir.
9.1.3.1.3 Kısa Mesafeli Koruma Alanları ve Dere Mutlak Koruma KuĢakları Özel
Uygulama Hükümleri
Mevcut yerleşim dokusu içme suyu havzası kısa mesafe koruma kuşağında bulunan kı rsal
karakterli yerleşmelerin, tarihi ve doğal değerleri göz önünde bulundurularak belirlenen
kriterler çerçevesinde korunması öngörülmektedir. Bu koruma, kırsal yerleşimin doku
özelliğini bozmayan, mevcut nüfus ve yapı emsallerinin artışını öngörmeyen, tarihsel nitelikli
kültür varlıklarının tescil edilmesini gerekli kılan ve yasal çerçevede iki katın üzerindeki
yapılaşmaya izin vermeyen ilkeler doğrultusunda alt ölçekli planlarla sağlanacaktır. Bu
alanların sınırları 1/5.000 ölçekli nazım imar planlarında netleştirilecektir. Bu alanlarda,
hazırlanacak projelerle ilgili İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve İSKİ'nin uygun görüşü
alınmadan uygulamaya geçilemez. İSKİ Yönetmeliğinin 13. maddesi gereği kamulaştırılması
öngörülen; Kurnaköy (Pendik), Kutdoğmuş (Pendik), Paşaköy (Samandıra) kırsal yerleşimleri
yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı kamulaştırma kapsamı dışına çıkarılarak
korunacaktır.
Aşağıda yer alan kırsal yerleşimlerin ise ilgili kurumlar tarafından kamulaştırılması
öngörülmektedir.
• Pirinçci Köyü (Eyüp)/ Alibeyköy Barajı
• Bahsayış Köyü (Hadımköy İKB)/ Büyükçekmece Barajı
• Göksu Köyü (Şile)/ İsaköy Barajı
• Gökmaslı Köyü (Ağva İKB)/ İsaköy Barajı
• Soğullu Köyü (Ağva İKB)/İsaköy Barajı
• Çataklı Köyü (Ağva İKB)/ İsaköy Barajı
Mevcut yerleşim dokusunun bir kısmı içme suyu havzalarını besleyen dere koruma
kuşaklarında bulunan ve aşağıda isimleri yer alan yerleşmelerin de tarihi ve doğal değerleri
göz önünde bulundurularak korunması öngörülmektedir. Dere koruma kuşağında kalıp
korunan parsellerde dereye en az bina yaklaşma sınırı 30 metreden az olmayıp hangi
parsellerin bu kapsamda değerlendirileceği 1/1.000 ölçekli Uygulama İ mar Planları ile
belirlenecektir.
Tarihi ve doğal değerleri itibarîyle korunması öngörülen ve bir kısmı dere mutlak koruma
kuşağında kalan yerleşmeler aşağıdadır;
• Karamandere Köyü Yerleşmesi (Karacaköy İlk Kademe/Çatalca)
• Boğazköy Yerleşmesi köy içi alanı (Boğazköy İlk Kademe/G.O.P)
• Baklalı Köyü Yerleşmesi (Durusu İlk Kademe/Çatalca)
• Boyalık Köyü Yerleşmesi (Durusu İlk Kademe/Çatalca)
• Dursunköy Yerleşmesi (Hadımköy İlk Kademe/Çatalca)
• Yeşilbayır Yerleşmesi (Hadımköy İlk Kademe/Çatalca)
Mevcut yerleşim dokusunun bir kısmı kısa mesafe koruma kuşağında kalan ve daha önce
İSKİ İçmesuyu Havzaları yönetmelikleri gereği imar planları İSKİ görüşü alan aşağıdaki
yerleşmelerin imar planlarıyla yapılaşmış parsellerdeki imar hakları müktesep hak olarak
geçerlidir.
• Durusu İlk Kademe Yerleşmesi
• Tepecik İlk Kademe Yerleşmesi
9.1.3.1.4 Havza Ġçi YapılaĢma Kısıtlı Alanlar (Orman Köyleri ve 5216 Sayılı Yasa Gereği
Mahalle Statüsüne Geçen Kırsal YerleĢim Alanları Hariç)
Su toplama havzalarında kalan ve bu planda "Yapılaşma Kısıtlı Alanlar"' olarak tanımlanan
ve özellikle İlk Kademe Belediyeleri yerleşim alanlarını içeren bu alanlarda her türlü sanayi
maksatlı yapılar, serbest bölgeler, tıp fakülteleri, laboratuarlarında ve atölyelerinde kimyevi
maddelerin işlendiği her türlü eğitim ve öğretim kurumları ile tıbbi tahlil laboratuarların da yer
aldığı tam teşekküllü sağlık tesisleri, akaryakıt istasyonları, entegre hayvancılık tesisleri,
mezbahalar, her türlü kimyevi madde, yakıt, zehirli zararlı ve tehlikeli madde depoları, katı
atık depolama tesisleri, çöp toplama ve imha merkezleri vb kullanımlar yer alamaz.
9.2.3 Orman Köyleri ve 5216 Sayılı Yasa Gereği Mahalle Statüsüne Geçen Kırsal
YerleĢim ve GeliĢme Alanları (KK)
Orman köyleri ve diğer kırsal karakterli yerleşim alanları içersinde yer alan; tarihi, doğal veya
bölgeye özgü doku özelliklerinin korunması ve düzenlenmesi esastır. Bu alanların yapı
yoğunlukları, cephe derinlikleri, parsel büyüklükleri, ifraz, tevhit, çatı eğimi, kat adeti, yol
kaplaması gibi özellik ve kullanımlara ait sınırlar, 1/5.000 ölçekli nazım imar planları
doğrultusunda üretilecek 1/1.000 ölçekli uygulama imar planları ve/veya Kentsel Tasarım
Projeleri ile belirlenecektir.
Kırsal karakterli yerleşim ve gelişme alanı bütününe hizmet edebilecek donatılar ve detaylı
arazi kullanım kararları 1/5.000 ölçekli nazım imar planlarında yer alacaktır. Bu alanlarda
yapılacak olan alt ölçekli planlarda aşağıdaki tablodaki nüfuslar göz önüne alınacak ve
yoğunluk ve emsal değerleri bu nüfusları aşmayacak şekilde oluşturulacaktır;
AGAÇDERE (ġile) 150 GEREDELI (Ağva IKB) 1550 KÜÇÜK KILIÇLI ( Silivri )
700 AĞAÇLI (Eyüp) 1600 GÖÇBEYLI (Pendik) 800 KÜÇÜK SINEKLI (Silivri)
500 AHMEDIYE (Tepecik ĠKB)
750 GÖÇE (Ağva IKB) 2200 M.ġEVKETPAġA (Beykoz)
3500 AHMETLĠ (ġile) 3150 GÖKÇEALI (Çatalca) 2750 MEġRUTIYET
(ġile) 1250
AKALAN (Çatalca) 2000 GÖLLÜ (Beykoz) 650 NAKKAġ (Hadımköy IKB)
2000 AKBABA (Beykoz) 6500 GÖRELE(Beykoz) 1300 ODAYERI (Eyüp) 600 AKÇAKESE (ġile) 1100 GÜMÜġDERE
(Sarıyer) 4000 OKLALI (Çatalca) 2250
AKÖREN (Silivri) 3500 GÜMÜġPINAR (Karacaköy IKB)
1250 ORMANLI (Karacaköy IKB.)
1600 AKPINAR (Eyüp) 1600 HACILLI (ġile) 50 ORUÇOGLU (ġile) 350 ALACALI (ġile) 1700 HACIMASLI
(Arnavutköy IKB) 1000 OSMANKÖY (ġile) 200
ALIBAHADIR (Beykoz)
2000 HALLAÇLI ( Binkılıç IKB )
2000 OVACIK (ġile) 250 AVCIKORU (ġile) 200 HASANLI (ġile) 300 OVAYENICE
(Çatalca) 3600
AYDINLAR ( Binkılıç IKB)
2000 HISARBEYLI (Karacaköy IKB)
1000 ÖGÜMCE (Beykoz) 2000 BAKLALIKÖY (Durusu IKB)
1500 HÜSEYINLI (Alemdağ IKB)
1750 ÖRÇÜNLÜ (Hadımköy IKB.)
1000 BALABANKÖY (Durusu IKB)
1200 IġIKLAR (Eyüp) 1100 ÖRENCIK (Çiftlikköy IKB.)
1600 BALLICA (Pendik) 700 IHSANIYE (Çatalca) 3100
ÖRNEKKÖY(Beykoz) 5350
BAġAKKÖY (Çiftlikköy IKB)
800 IHSANIYE (Eyüp) 500 PAġAKÖY (Samandıra)
1500 BEKIRLIKÖY (Silivri)
600 IMRENDERE (ġile) 1150 PAġAMANDIRA (Beykoz)
2850 BELGRAD (Karacaköy IKB)
1000 IMRENLI (ġile) 800 POLONEZKÖY (Beykoz)
800 BEYCILER (BüyükçavuĢlu IKB)
3100 INCEGIZ (Çatalca) 2000 REġADIYE (Alemdağ IKB)
7000 BIÇKIDERE (ġile) 300 ISAKÖY (Ağva IKB) 350 RUMELIFENERI
(Sarıyer) 3000
BOYALIK (Durusu IKB)
1800 ISHAKLI (Beykoz) 2350 SAHILKÖY (ġile) 2000 BOZGOCA (ġile) 200 IZZETTIN (Çatalca) 3200 SATMAZLI (ġile) 250 BOZHANE (Beykoz) 1450 KABAKÇA (Çatalca) 3600 SAYALAR ( Silivri ) 1750 BÜYÜK KILIÇLI ( Silivri )
2100 KABAKOZ (ġile) 750 SAZLIBOSNA (Hadımköy IKB.)
1500
BÜYÜK SINEKLI ( Silivri )
900 KADIKÖY (Ortaköy IKD)
3000
SEYMEN ( Silivri ) 2050 BÜYÜKBUCAKLI (Ağva IKB)
850 KADIKÖY (Ağva IKB) 300 SIRAPINAR (Alemdağ IKB)
3150 CELEPKÖY (Karacaköy IKB)
500 KALEMKÖY (Ağva IKB)
350 SOFULAR (ġile) 400 CENGILLI (ġile) 550 KALFAKÖY
(Çiftlikköy IKB) 1500 SORTULLU (ġile) 100
CUMHURIYET (Beykoz)
6000 KARAAGAÇ (Yer. Al/B.Çekmece)
1500 SUBAġI (Çatalca) 3000 ÇAKIL (Çatalca) 5750 KARABEYLI (ġile) 350 ġUAYIPLI (Ağva
IKB) 650
ÇANAKÇA (Hadımköy IKB)
3350 KARABURUN (Durusu IKB)
4000 TAYAKADIN (TaĢoluk IKB)
5000 ÇAYAGZI (Beykoz) 23
000 KARACAKÖY (ġile) 1150 TEKE (ġile) 700
ÇAYIRBAġI (ġile) 3000 KARAKIRAZ (ġile) 550 ULUPELIT (ġile) 400 ÇAYIRDERE (B.çavuĢlu IKB)
2800 KARAMANDERE (Karacaköy IKB)
1050 USKUMRUKÖY (Sarıyer)
8000 ÇELEBI (Ağva IKB) 400 KARAMANDERE
(ġile) 400 ÜVEZLI (ġile) 700
ÇELTIK (Çanta IKB ) 2600 KAYNARCA(Beykoz) 650 YAKA (ġile) 400 ÇIFTEALAN (Eyüp) 500 KERVANSARAY (ġile) 300 YALIKÖY (
Karacaköy IKB) 3300
ÇILINGIR (TaĢoluk IKB)
3250 KESTANELIK (Hadımköy IKB9
3600 YASSIÖREN (Hadımköy IKB)
1600 DAGYENICE (Çiftlikköy IKB)
1300 KILIÇLI (Beykoz) 1250 YAYLA (Eyüp) 5000
DANAMANDIRA (Silivri)
1800 KISIRKAYA (Sarıyer) 500 YAYLACIK (Binkılıç IKB)
200 DEGIRMENÇAYIRI (ġile)
800 KIZILCAALI (Hadımköy IKB)
600 YAYLALI (ġile) 100 DEMIRCIKÖY (Sarıyer)
2000 KIZILCAKÖY (ġile) 550 YAZIMANAYIR (ġile)
300 DERESEKI (Beykoz) 2000 KILYOS (Sarıyer) 5000 YAZLIK (Hadımköy
IKB) 600
DOGANCILI (ġile) 1650 KOÇULLU (Ömerli IKB)
1750 YENIKÖY (ġile) 750 DURSUNKÖY (Hadımköy IKB)
750 KORUCUKÖY (ġile) 300 YENIKÖY (TaĢoluk IKB)
5000 ELBASAN (Çatalca) 1600 KÖMÜRLÜK (ġile) 250 YEġILBAYIR 800 ELMALI(Beykoz) 5000 KURFALLI ( Silivri ) 1100 YEġILVADI (ġile) 450 EMIRLI (Yeni) (Pendik)
400 KURFALLI (Ağva IKB) 500 YOLÇATI (Çanta IKB )
1050 ERENLER (ġile) 250 KURNA (ġile) 300 ZEKERIYAKÖY
(Sarıyer) 1000
0 FENER ( Silivri ) 3700 KURNAKÖY (Pendik) 1700 ZERZEVATÇI(Beykoz)
1500 GAZITEPE ( Silivri ) 3000 KURTDOGMUġ
(Pendik) 750
Kırsal karakterli yerleşimler Plan'da meskun ve gelişme alanları şeklinde şematik olarak gösterilmiş olup alt ölçekli planlarda netleştirilecektir. Bu yerleşim alanları, köy idari sınırı içindeki yerleşik nüfus ve doğal nüfus artışına mekansal çözümler oluşturmak amacıyla kırsal yerleşim karakteri de dikkate alınarak önerilmiştir. Gelişme alanlarındaki yapılanmalar yukarıdaki tabloda verilen nüfuslar aşılmamak kaydıyla mevcut dokuya benzer nitelikte olmak durumundadır.
9.6.1.1 Karadeniz Rekreasyon ve Turizm Özel Proje Alanı
Avrupa Yakası Karadeniz Maden Ocakları bölgesi uluslararası yarışma yoluyla özel proje
kapsamında rekreasyon ve turizm alanı olarak planlanacaktır.
Bu alanlarda, doğa ile uyumlu malzemeler kullanılması kaydıyla; emsal: 0.05'i geçmeyecek
şekilde; Karadeniz'in sert doğal özellikleri dikkate alınarak, rekreatif kullanım düzenlemeleri
yapılabilir. Bu kullanımların başında; marina, tekne turizmi, tekne imalatları, korunaklı yerel
kayık barınakları ve plaj kullanımları gelmektedir. Kıyıya yakın ocak göletlerinde ise yat sporu
alanları ve geniş kapsamlı, temalı "turistik konaklama üniteleri" yapılabilir. Ağaçlıklı ve açık
alanlarda ise; kültür ve kongre turizmin yanı sıra, doğa ve yaşamın kaynaştığı, ekolojiye
uyumlu, "doğal yaşam temalı" park alanları, konaklama alanları, çay bahçesi, kır lokantası,
kır gazinosu, büfe ve tuvalet gibi kullanımlar ile; gezi alanları, yürüyüş, koşu, bisiklet, atıcılık
gibi açık havada yapılabilen spor faaliyetleri; seyir terasları, piknik alanları, kamp alanları,
oyun ve eğlence parkları, botanik bahçesi, hobi bahçesi gibi açık alan düzenlemeleri yer
alabilir.
Bu fonksiyonlarla birlikte bu alanlarda verilen emsalin (0,05), %30'unu geçmemek
kaydıyla konut kullanımı da yer alabilir.
AVRUPA YAKASI KUZEY ALTBÖLGESĠ
Avrupa Yakası Kuzey Altbölgesi İstanbul'un Avrupa Yakası'nın kuzey kısmını kapsamakta;
batıda il sınırına dayanan Binkılıç yerleşmesi dâhil, güney batıda Küçüksinekli, Akören,
Kadıköy, Ovayenice, Çakıl, Muratbey yerleşmelerini ve Tepecik beldesini, güney doğuda
Arnavutköy, Boğazköy, Haraçcı, Taşoluk, Bolluca beldelerini içine alıp, doğuda Boğaziçi
alanı, kuzeyde ise Karadeniz ile sınırlanmaktadır. Terkos, Büyükçekmece, Sazlıdere ve
Alibeyköy havza sınırları planlama alanının büyük bir kısmını içermektedir.
Yaklaşık 200.000 ha'lık alana sahip Altbölge'de toplam 389.500 kişi yaşamaktadır. Bölgedeki
doğal kaynakların korunması ve ekolojik sürdürülebilirliğin sağlanması İstanbul Metropoliten
Alan bütünü için hayati önem taşımaktadır. Tarım alanları, orman alanları ve ekolojik-biyolojik
ortamlar ile içmesuyu havzaları mutlak doğal kaynaklar olarak korunmalı ve devamlılığının
sağlanmasına yönelik tedbirler alınmalıdır. Bu tedbirlerin başında; esas olarak Altbölge'de
yeni nüfus artışlarını körükleyecek planlama yaklaşımlarından uzak durulması ve ekolojik
değerleri öne çıkarıcı ekonomik, sosyal ve mekansal çözümlerin üretilmesi gelmektedir.
IV.D.1. ALTBÖLGE
IV.D.1.a. VĠZYON
Avrupa Yakası Planlama Altbölgesi'nin vizyonu; kentin ekolojik sürdürülebilirliğinin
sağlanması için, doğal kaynaklardan koruma-kullanma dengesi içinde yararlanılması ve
doğal kaynak kullanımlarının geliştirilmesi olarak belirlenmiştir.
IV.D.I.b. AMAÇLAR
Altbölge'nin sorun ve potansiyelleri ile İstanbul'un vizyon bileşenleri çerçevesinde
belirlenen vizyona göre planlama çalışmalarında dört adet amaç belirlenmiştir.
• Altbölge'nin en önemli doğal kaynaklarının başında tarım toprakları gelmektedir. Tarım
alanlarının yanlış ve amaçdışı kullanımının engellenerek, konvansiyonel ve ekolojik
üretim politikalarının yeniden düzenlenmesi ve kırsal alanda sürdürülebilir ekonomik
gelişmenin sağlanması gerekmektedir.
• Altbölge'nin sahip olduğu su kaynaklarının nicelik ve nitelik bazında korunması için
içmesuyu havzalarındaki doğal kaynakların sürdürülebilirliğinin sağlanması ve bu doğal
kaynaklar üzerindeki yanlış ve/veya amaç dışı kullanımların ortadan kaldırılmasına
yönelik önlemlerin alınması gerekmektedir.
• Diğer önemli doğal kaynak olan ormanlık alanlarda sınır itilaflarının giderilmesi, orman
alanlarının ve ekolojik-biyolojik çevrenin korunması, kent içi yeşil alanlarla sürekliliğinin
sağlanması ve uygun aktif rekreasyonel kullanımların Altbölge'ye kazandırılması
gerekmektedir.
• Doğal afet alanları ve yasal sınırlamalar, planlamada doğal kaynak alanları gibi
değerlendirilebilir. Bu nedenle; yerbilimleri açısından yerleşmeye sakınca oluşturan
alanlar (dere yatakları, havza ve dere koruma kuşakları vb.) ile orman ve tarım
alanlarının bütünlüğü kurularak, kent içine sarkan ekolojik koridorların oluşturulması
mümkündür.
IV.D.1.c. HEDEFLER
Belirlenen dört ana amaç çerçevesinde her amaç için hedefler saptanmıştır. Tarı
msal üretim ilişkilerine yönelik hedefler şunlardır;
• Altbölge'deki tarım alanları 47.787 ha'dır. Bu alanlar içerisinde yerleşmeleri çevreleyen
verimli tarım toprakları önemli bir yer tutmaktadır. Tarım topraklarının içmesuyu
havzasında yer almasından ötürü yerel yönetimler, meslek odaları ve ilgili kamu
kurumları (Tarım İl Müdürlüğü vb.) desteğiyle toplam 3500 ha'lık bir alanda ekolojik
tarım eğitimi, örgütlenmesi ve sertifikasyon çalışmalarının plan dönemi içinde
gerçekleştirilmesi sağlanmalıdır.
• Özellikle kısa ve orta vadede ekolojik tarım uygulama olanağı bulunmayan alanlarda;
uygun tarım tekniklerinin kullanılmasıyla, kent ekolojisi çerçevesinde güvenilir gıda
üretiminin payını arttırmak gerekmektedir. Monokültür tarım yerine polikültür tarımı
yaygınlaştırarak, toprak erozyonunun önlenmesi ve buna bağlı olarak toprak
verimliliğinin arttırılması mümkündür. Tarım alanlarının korunması ve üretim
çeşitliliğinin artması, orman köylerindeki baltalık kesimin bitmesiyle ortaya çıkacak
sosyo-ekonomik sorunların önlenmesi için de gereklidir. Ormancılıkla uğraşan yaklaşık
6000 ailenin tarım ve/veya hayvancılığa yönlendirilerek gelir seviyelerini yükseltmesi,
hedeflenen konulardan bir diğeridir.
Su kaynaklarının korunmasına yönelik hedefler;
• İçmesuyu havzaları içersinde yer alan 1 İlçe Belediyesi, 11 İlk Kademe Belediyesi ile
bunlara bağlı yerleşim birimlerinde halihazırda 213.100 kişi yaşamaktadır. Özellikle
İSKİ'den görüş almamış imar planlarındaki nüfus ve yapı yoğunlukları nedeniyle, bahsi
geçen 12 belediyenin öneri nüfusları 765.000 kişiyi aşmaktadır. Ancak, havzalarda yer
alan yerleşim alanları için üretilmiş ve İSKİ Havza Koruma ve Kontrol Müdürlüğü
tarafından olumlu görüş almış mer'i planlardaki nüfus yoğunluklarını içmesuyunu
kirletmeyecek düzeyde tutmak ve yoğunluk ile emsal değerleri içmesuyu kalitesini
tehdit eden mer'i imar planlarında; orman alanları, tarım alanları, havza mutlak ve kısa
mesafe koruma kuşakları, dere koruma kuşakları, askeri alanlar ve jeolojik açıdan
sakıncalı alanlar çıkarıldıktan sonra; yerleşim alanı olarak planlanan bölgelerdeki nüfus
yoğunluklarını içmesuyunu kirletmeyecek düzeye getirmek gerekmektedir. Havzaların
kirlenmesini engellemek adına bahsi geçen 12 yerleşim biriminde plan nüfusun
184.000 kişiden fazla olmaması gerekmektedir.
• Havzalar yerleşim alanları kadar çalışma alanları kanalıyla da kirletilmektedir. Havza
içerisinde yer alan endüstriyel kuruluşlardan, kirletici özelliği yüksek olanlardan
başlayarak, bütün tesislerin bu plan süresi içerisinde havza dışına taşınması
gerekmektedir.
Kaynak: Tarım İhalesi, 2007
• Altbölge'de yeralan havzalardaki evsel ve tarımsal kirleticiler için ana toplayıcı ve
toplayıcı olan mevcut yaklaşık 344 km'lik atıksu toplama kanallarının arttırılması ve
rehabilite edilmesi de, su kaynaklarının korunması kararlarını güçlendirecektir.
Orman alanları ve ekolojik-biyolojik çeşitliliğe yönelik hedefler;
• Altbölge'deki orman alanları yaklaşık 122.190 ha'dır. Ormanların büyük çoğunluğu
geniş yapraklı ağaçlardan oluşmaktadır. Orman alanlarındaki sınır ve mülkiyet durumu
ile ilgili belirsizlik ve itilafların giderilmesi amacıyla, kadastro ve tapuya tescil
çalışmalarını düzenli ve sürekli olarak güncellemek gerekmektedir. Kadastral
çalışmalar tamamlandığında, doğal ormanlar üzerindeki baskıları azaltmak amacıyla
bozuk orman alanlarının uygun kesimlerinde, hızlı büyüyen orman ağacı türleri ile
ağaçlandırma çalışmalarına başlanabilir.
• Orman alanlarında gerçekleştirilen madencilik faaliyetlerinin çevresel etkilerini en az
düzeye indirebilmek için maden ruhsatlarını yeniden düzenlemek, uygun işletme
tekniklerini kullanmak ve kullanım sonunda bunları rehabilite ederek hızla ormana geri
kazandırmak gerekmektedir. Altbölge'nin kuzeyinde yer alan ve eski Karadeniz kömür
ocaklarını da kapsayan yaklaşık 2935 ha'lık alan, öncelikle İstanbul'da yaşayanların
günübirlik rekreasyon ve turizm ihtiyaçlarına cevap verebilecek nitelikte ele alınmalıdır.
• Orman Kanunu'nun 2B maddesi gereği orman vasfını yitirmiş alanların mevcut arazi
kullanımlarını da dikkate alarak, kamu yararı çerçevesinde yeniden değerlendirilmesi
yapılmalıdır.
•
Ekolojik koridorlara yönelik hedefler;
ġekil IV.D.3. Avrupa Yakası İçmesuyu Havzaları ve Drenaj Ağları
Kaynak: Tarım İhalesi, 2007
• İstanbul kentsel alan dokusu, orman alanları, su havzaları ve tarım alanlarıyla çevrili
kırılgan coğrafyada sadece ekolojik koridorlar vasıtasıyla nefes alabilecek konuma
gelmiştir. Yeşil alanlar ile orman alanlarının ekolojik koridorlar yoluyla işlevsel bir
şekilde bağlantılarının sağlanarak, biyolojik çeşitliliğin kent içerisine ulaştırılması
gerekmektedir. Jeolojik açıdan yerleşime uygun olmayan alanların yeşil ve açık alanlar
olarak değerlendirilmesi de, ekolojik koridorların oluşumunu destekler bir yaklaşım
olmaktadır.
• Tarım alanlarının ve yerleşim alanlarının çevresinde rekreasyonel alanların
geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması için, kent ormanlarının sayısı arttırılmalıdır.
IV.D.1.d. STRATEJĠLER
Belirlenen amaçlar doğrultusunda ortaya konan hedeflere nasıl ulaşılacağını açıklayan
stratejiler aşağıda sıralanmıştır.
Tarımsal üretim ilişkilerine yönelik stratejiler şunlardır;
• Tarım topraklarında, ekolojik üretim yapmaya uygun olan yaklaşık 3500 ha'lık alanın
kuru tarıma uygun olan yerlerinde; buğday ve hububat tarımı ile bağcılık faaliyetlerinin
yapılması ve yetiştirilecek hububat ürünlerinin Halk Ekmek kanalı ile planlanması
sağlanacaktır. Sulu tarıma uygun olan yerlerde ise organik sebze ve meyve üretiminin
planlanması Haller Müdürlüğü'nce gerçekleştirilecektir.
• Konvansiyonel tarım alanlarında toprak işleme, ekim nöbeti, tohum kontrolü ve
sertifikasyonu, verimlilik çalışmaları, zararlı ve yabancı otlara karşı yapılacak tarımsal
girdi çalışmaları; ilgili yerel yönetimler ile kamu kuruluşları tarafından yürütülecektir.
• Tarı msal girdi çalışmaları sonucunda düzenlenecek tarımsal üretim, gıda mevzuatı
kapsamında gıda güvenliğine kavuşturulmalıdır. Bu amaçla adil gelir bölüşümünü
sağlayacak kooperatif şeklinde örgütlenmelerin kurulması sağlanacaktır.
• Üreticinin doğrudan satış yapabileceği ürün pazarları oluşturularak, ürünlerin
pazarlanması sağlanacaktır.
• Yerel yönetimler, Tarım İl Müdürlüğü, bölgesel kalkınma ajansı ve sivil toplum
kuruluşları desteğiyle; ekolojik ürün çeşitliliğinin sağlanmasına yönelik, hububat ve
ayçiçeği üretiminin; sebze, meyve ve çiçekçilik üretimiyle nöbetleşe hale getirilmesi
sağlanacaktır.
• Polikültür tarımın yaygınlaştırılmasına bağlı olarak, toprak erozyonunun önlenmesi
çalışmaları etaplar halinde programlanacak ve 5 yıl içinde tamamlanacaktır.
• Yoğun olarak orman ürünleriyle geçinen Ormanlı, Danamandıra, Hisarbeyli, Celepköy,
Başakköy, Kalfaköy, Karamandere, Gümüşpınar, Yaylacık, Aydınlar, Yalıköy, Belgrat,
Sayalar, Hallaçlı, Çayırdere, Küçüksinekli Köyleri ve çevresindeki tarım topraklarında,
öncelikli olarak "Tarımsal Arazi Planlaması" yapılacaktır. Tarımsal Arazi Planlaması
dönemi boyunca ekilecek ürün cinsi ve ekim yöntemleri hakkında; Tarım İl Müdürlüğü
ve oluşturulacak zirai birliklerin katkılarıyla, konunun uzmanları tarafından seminerler
verilecek ve eğitim çalışmaları yapılacaktır.
Su kaynaklarının korunmasına yönelik stratejiler çerçevesinde;
• İSKİ Havza Koruma ve Kontrol Müdürlüğü tarafından olumlu görüş almış olan mer'i
imar planlarının, 1/25.000 ölçekli Nazım İmar Planı'na uygun olmayan kısımları revize
edilecek ve emsal değerleri bu planla getirilen maksimum yoğunluk değerlerini (İSKİ
Havza Koruma ve Kontrol Müdürlüğü tarafından öngörülen yoğunluklar) geçmeyecek
şekilde yeniden düzenlenecektir.
• Yoğunluk ve yapı emsalleri su kalitesini ciddi oranlarda tehdit eden Arnavutköy,
Boğazköy, Bolluca, Taşoluk ve Haracçı İlk Kademe Belediyelerine ait mer'i planlar;
1/25.000 ölçekli Nazım İmar Planı'nda önerilen yerleşim alanlarını aşmamak ve İSKİ
Havza Koruma ve Kontrol Müdürlüğü tarafından öngörülen yoğunlukları geçmemek
şartıyla, bir bütün halinde yeniden düzenlenecektir.
• Büyükçekmece Havzası'nda yer alan 1.635.400 m2'lik, Terkos Havzası'nda yer alan
7960 rrHik, Sazlıdere Havzası'nda yer alan 434.000 rrHik ve Alibeyköy Havzası'nda yer
alan 94.900 mHik sanayi tesisinin alt sektörlerine göre ayrımı yapılacak, çevrede yer
alan organize sanayi bölgelerindeki boş kapasiteler kullanılarak etaplar halinde
taşınması sağlanacaktır.
• Evsel ve tarımsal kirleticiler içeren atıksu girişleri kuşaklama kanalları ile
engellenecektir.
Orman alanları ve ekolojik-biyolojik çeşitliliğe yönelik stratejiler kapsamında;
• Çevre ve Orman Bakanlığı ve taşra teşkilatı, bilim kuruluşları, sivil toplum örgütleri ve
diğer ilgili kurum ve kuruluşların işbirliği ile ekosistem içindeki yeri ve önemi göz önüne
alınarak ormanın tanımı yapılacak ve mevzuatta yer alması 2007 yılı sonuna kadar
gerçekleştirilecektir. Anılan tanımın orman sınırlarının belirlenmesi, orman alanlarının
ve bütünlüğünün korunması ve tüm ormancılık çalışmalarına temel dayanak teşkil
etmesi açısından taşıdığı önem büyüktür.
•
• Orman kadastro komisyonlarının çalışmaları sırasında yerel halkın haklarına
yeterli özeni göstermesi konusunda eğitim verilmelidir.
• Ağaçlandırma ve ıslah çalışmalarında öncelikle yörenin doğal ağaç, ağaççık ve bitki
türleri kullanılacaktır. Ağaçlandırılacak sahalarda biyolojik çeşitliliğin korunmasına ve
genetik kirlenmeden kaçınmaya gerekli önem ve özen gösterilecek olup, yaban hayatı
açısından önemli orman içi açıklıklarının ve doğal floranın korunması sağlanacaktır.
• Orman alanlarında gerçekleştirilen madencilik faaliyetlerinin maden ruhsatları 10 yıllık
veya daha kısa periyotlar halinde verilecektir. İşletilen maden alanlarının
ağaçlandırılma çalışmaları, orman teşkilatı ve yerel yönetimler tarafından denetime tabi
tutulacaktır. Karadeniz kömür ocakları, doğa ile uyumlu malzemeler kullanılması
kaydıyla ve tahrip olmuş topografyanın sert doğal özellikleri dikkate alınarak; rekreatif
kullanımlar, turizm fonksiyonları ve doğal yaşam temalı oluşumlar için özel bir proje
kapsamında ele alınacaktır.
• Uygun Hazine arazileri üzerinde özel sektör, yerel halk, yerel yönetimler ve diğer ilgi
gruplarınca yapılacak çok amaçlı orman ağaçlandırma çalışmaları (arazi tahsisi, kredi,
teknik yardım, vb.) desteklenecektir.
• Orman Kanunu'nun 2B maddesi gereği orman vasfını yitirmiş alanlardan içmesuyu
havzaları içinde kalanlar ağaçlandırılarak, bunların ekolojik olarak ormanla bütünlüğü
sağlanacaktır. Havza dışında kalan alanlarda ise mevcut arazi kullanımı ve yasal
koşullar dikkate alınarak ve büyük oranda ağaçlandırılarak ekolojik açıdan ormanla
bütünlüğü sağlanacak; kısmen de tarım alanı ve yerleşim alanı olarak
değerlendirilecektir.
Ekolojik koridorlara yönelik stratejiler çerçevesinde;
• Büyükçekmece-Terkos, Küçükçekmece-Terkos, Haliç-Terkos arasında kalan ekolojik
koridorların doğal ve tarımsal karakterleri, yaban yaşamının hareketliliğini ve kentsel
hava sirkülasyonunu sağlayan işlevlerini sürdürebilmeleri için korunacaktır.
• Anılan koridorlarda iyileştirme gerekiyorsa, yerleşim alanları ile bu koridorlar
arasında rekreasyon vb. düşük yoğunluklu kullanımlara izin verecek şekilde
tampon zonlar oluşturulacaktır. Tampon zonlamada eşit koruma kuşakları
yaklaşımının yerine, doğal eşiklerden gelen sınırlayıcılar dikkate alınacaktır.
• Kuzeydeki orman alanlarını kat eden Istrancalar-Terkos koridorunun karakteri, göçmen
kuşların geçişi için korunacak ve yapılacak faaliyetlerin planlama, projelendirme, tesis
ve bakım sorumluluğu ağırlıklı olarak yerel yönetimler tarafından üstlenilecektir.
• Mevcut Gazi Mahallesi ve Avrupa Yakası Kent Ormanı'na ek olarak 5 adet yeni kent
ormanı planlanacaktır.
Tablo IV.D.1. Çatalca İlçesi Köyleri İçin Önerilen Ekonomik Kimlik
Köy Ekonomik Kimlik Köy Ekonomik Kimlik
Akalan (Çatalca Merkez)
Ekolojik Tarım;
Organik Buğday
Üretimi, Organik
Sebze-Meyve
Üretimi, Ekolojik
Arıcılık
Aydınlar (Binkılıç İlk Kd.Bl.)
Merkez
Fonksiyonların
Yoğunlaşacağı
Köyler
Çakıl (Çatalca Merkez)
Ekolojik Tarım; Organik Buğday
Üretimi, Organik
Sebze-Meyve
Üretimi
Yaylacık (Binkılıç İlk Kd.Bl.)
Ekolojik Tıbbi Ürünler ve Çiçekçilik
Elbasan (Çatalca Merkez)
Ekolojik Tarım;
Organik Buğday
Üretimi, Organik Sebze-Meyve
Üretimi
Başakköy (Çiftlikköy İlk Kd.Bl.)
Ekolojik Tarım;
Organik Buğday
Üretimi, Organik Sebze-Meyve Üretimi Gokcealı
(Çatalca
Merkez)
Ekolojik Tarım;
Organik Buğday,
Organik Sebze-
Meyve Üretimi
Dağyenice
(Çiftlikköy İlk
Kd.Bl.)
Ekolojik Tarım;
Organik Buğday
Üretimi, Organik
Sebze-Meyve
Üretimi, Ekolojik Arıcılık
Ihsanıye (Çatalca Merkez)
Ekolojik Tarım;
Organik Buğday
Üretimi, Organik
Sebze-Meyve
Üretimi, Ekolojik
Arıcılık
Kalfaköy (Çiftlikköy İlk Kd.Bl.)
Ekolojik Tarım;
Organik Buğday
Üretimi, Organik
Sebze-Meyve
Üretimi, Ekolojik
Arıcılık
Incegı z (Çatalca Merkez)
Ekolojik Tarım,
Organik Buğday
Üretimi, Organik Sebze-Meyve
Üretimi, Ekolojik
Turizm; Kırsal
karakteri bozmayan
tarımsal ve ekolojik
rekreasyonlar
Örencik (Çiftlikköy İlk Kd.Bl.)
Ekolojik Turizm;
Kırsal karakteri
bozmayan tarımsal ve ekolojik
rekreasyonlar
Kabakca
(Çatalca
Merkez)
Ekolojik Tarım,
Organik Buğday
Üretimi, Organik
Sebze-Meyve
Üretimi, Ekolojik
Arıcılık
Baklalı (Durusu İlk Kd.Bl.)
Ekolojik Turizm;
Kırsal karakteri
bozmayan tarımsal
ve ekolojik
rekreasyonlar Oklalı (Çatalca Merkez)
Ekolojik Tarım;
Organik Buğday
Üretimi, Organik Sebze-Meyve
Üretimi
Balaban (Durusu İlk Kd.Bl.)
Ekolojik Turizm;
Kırsal karakteri
bozmayan tarımsal ve ekolojik
rekreasyonlar
Ovayenice
(Çatalca
Merkez)
Ekolojik Tarım;
Organik Buğday
Üretimi, Organik
Sebze-Meyve Üretimi
Boyalık (Durusu İlk Kd.Bl.)
Ekolojik Turizm;
Kırsal karakteri
bozmayan
tarımsal ve
ekolojik
rekreasyonlar Ekolojik Turizm;
Kırsal karakteri
bozmayan
tarımsal ve
ekolojik
rekreasyonlar Subaşı (Çatalca Merkez)
Ekolojik Tarım ;
Organik Buğday
Üretimi, Organik
Sebze-Meyve Üretimi
Yazlık (Hadımköy İlk.Kd.Bl.)
Bahşayış
(Hadımköyİlk.
Kd.
Ekolojik Tarım;
Organik Buğday
Üretimi, Organik
Sebze-Meyve Üretimi
Belgrat (Karacaköy İlk.Kd.Bl.)
Çanakça (Hadımköyİlk.Kd. Bl.)
Ekolojik Tarım;
Organik Buğday
Üretimi, Organik
Sebze-Meyve Üretimi
Celebköy (Karacaköy İlk.Kd.Bl.)
Dursunköy (Hadımköyİlk.Kd. Bl.)
Ekolojik Tarım;
Organik Buğday
Üretimi, Organik
Sebze-Meyve Üretimi
Gümüşpınar
(Karacaköy İlk
Kd.Bl.)
Kızılcaali (Hadımköyİlk.Kd. Bl.)
Ekolojik Tarım; Organik Buğday,
Organik Sebze-
Meyve Üretimi
Hisarbeyli (Karacaköy İlk Kd.Bl.)
Nakkaş
(Hadımköyİlk.
Kd. Bl.)
Ekolojik Tarım,
Organik Buğday
Üretimi, Organik Sebze-Meyve Üretimi
Karamandere
(Karacaköy İlk
Kd.Bl.)
Örçünlü
(Hadımköyİlk.
Kd. Bl.)
Ekolojik Tarım;
Organik Buğday
Üretimi, Organik
Sebze-Meyve Üretimi
Ormanlı (Karacaköy İlk Kd.Bl.)
Sazlıbosna (Hadımköyİlk.Kd. Bl.)
Ekolojik Tarım;
Organik Buğday
Üretimi, Organik
Sebze-Meyve Üretimi
Yalı köy (Karacaköy İlk Kd.Bl.)
Ağaçlı (Eyüp Merkez)
Günübirlik Turizm ve
Rekreasyon Alanları
Yeniköy
(GOP-Taşoluk
İlk Kd.Bl.)
Günübirlik Turizm
ve Rekreasyon
Alanları
Akpınar
(Eyüp
Merkez)
Günübirlik Turizm ve
Rekreasyon Alanları
Demirciköy
(Sarıyer
Merkez)
Günübirlik Turizm
ve Rekreasyon
Alanları Çiftalan
(Eyüp
Merkez)
Ekolojik Turizm; Kırsal
karakteri bozmayan
tarımsal ve ekolojik rekreasyonlar
Gümüşdere
(Sarıyer
Merkez)
Ekolojik Turizm;
Kırsal karakteri
bozmayan tarımsal ve ekolojik
rekreasyonlar İhsaniye
(Eyüp
Merkez)
Ekolojik Turizm; Kırsal
karakteri bozmayan
tarımsal ve ekolojik
rekreasyonlar
Kilyos (Sarıyer Merkez)
Günübirlik Turizm
ve Rekreasyon
Alanları
I şı klar (Eyüp Merkez)
Ekolojik Tarım; Organik
Buğday Üretimi, Organik
Sebze-Meyve Üretimi
Kısırkaya
(Sarıyer
Merkez)
Günübirlik Turizm
ve Rekreasyon
Alanları
Odayeri
(Eyüp
Merkez)
Ekolojik Tarım; Organik
Buğday Üretimi, Organik
Sebze-Meyve Üretimi
Uskumruköy
(Sarıyer
Merkez)
Günübirlik Turizm
ve Rekreasyon
Alanları
Ekolojik Tarım: Kuru + Sulu Organik Buğday Üretimi: Halk Ekmek alış garantili
Organik Sebze-Meyve Üretimi: Haller Müdürlüğünce destekli Kırsal karakteri
bozmayan tarımsal ve ekolojik rekreasyonlar: Hobi bahçeleri, ekolojik çiftlikler,
Fakültelerin ilgili bölümlerince yapılan teknik uygulamalar
Merkez Fonksiyonların YoğunlaĢacağı Köyler: Tarım, hizmetler, küçük sanatlar,
iletişim ve eğitim alanları.
Günübirlik Turizm ve Rekreasyon Alanları: İkinci konuttan arındırılarak İstanbul'
da yaşayanların kullanacakları eğlence, dinlence ve tatil alanları.
Kentsel Karakterli YerleĢmeler:
Avrupa Yakası Kuzey Alt Bölgesi'nde yer alan Çatalca İlçe Merkezi, Binkılıç, Çiflikköy,
Karacaköy, Durusu, Tepecik, Muratbey, Arnavutköy, Bolluca, Boğazköy, Hallaçlı, Taşoluk,
Göktürk, Bahçeköy İlk Kademe Belediyeleri ve Kemerburgaz, Uskumruköy, Zekeriyaköy,
Tepekent yerleşmeleri kentsel karakterli yerleşmeler olarak ele alınmış ve planlanmıştır.
Kentsel karakterli yerleşimlerin kendi idari sınırları içerisindeki ve/veya yakın çevresindeki
kırsal yerleşmeleri hinterlandı içine alacağı ve onlara kamusal ve ticari anlamda kentsel
nitelikli hizmetleri sunacağı öngörülmektedir. Bu yerleşmeler, her ne kadar çevresindeki
kırsal karakterli yerleşimlere göre kentsel özellik taşısa da; kent bütünündeki merkez
yerleşimlere göre kırsal ilişkileri bünyesinde taşıyacaktır.
Çoğunluğu içme suyu havzaları içerisinde yer alan söz konusu yerleşmelerin analiz ve
sentez çalışmalarının değerlendirilmesiyle aşağıdaki sonuçlara ulaşılmış ve bu sonuçlar
neticesinde planlama kararları üretilmiştir:
• İçme suyu havzası içerisinde yer alan ve eski İSKİ İçme suyu Havzaları Yönetmelikleri
gereği İSKİ'den görüş almış olan İlk Kademe ve İlçe Belediyeleri'nin mer'i Nazım İmar
Planları doğal eşik senteziyle kıyaslanmış ve eşik ihlallerinin olduğu alanlar için
yeniden arazi kullanım kararları getirilmiştir. Eşik ihlallerinin başında mutlak korunacak
tarım alanları üzerindeki tarımsal amaç dışındaki kullanımlar gelmekte olup; Çatalca,
Tepecik, Muratbey, Durusu Belediyeleri'nin mer'i imar planlarındaki sınırlar bu
kapsamda revize edilmiştir. Planda "havza içi yapılaşması kısıtlı alanlar" lejandıyla
gösterilen bu alanlarda sıhhileştirme, yenileme, seyreltme ve dönüştürme ilkeleri öne
çıkmaktadır.
• İçmesuyu havzası içerisinde yer alan, ancak nüfus, yoğunluk ve kullanım kararları
(sanayi, depolama vb.) açısından su kalitesini tehdit eden mer'i imar planlarındaki bu
olumsuzlar, 1/25.000 ölçekli planda ele alınmış olup, nüfus ve yoğunluklar içmesuyu
kalitesini etkilemeyecek düzeye (İSKİ Havza Koruma ve Kontrol Müdürlüğü tarafından
öngörülen yoğunluklara) çekilmiştir. Arnavutköy, Boğazköy, Bolluca, Haraççı ve
Taşoluk İlk Kademe Belediye alanları ve Çatalca İlçe Merkezi bu kapsamda ele
alınmıştır. Arnavutköy, Boğazköy, Bolluca, Haraççı ve Taşoluk yerleşmeleri planda özel
proje alanı olarak tanımlanmış; sürdürülebilirlik ilkesi ve havza yönetimi modelinden
hareketle bütünsel olarak planlanması öngörülmüştür. Aynı zamanda havzalarda yer
alan ve İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına İlişkin Yönetmelik gereği kirletici özelliği
bulunan sanayilerden başlayarak; tüm KOBİ ve imalat atölyelerinin programlar ve
etaplar dahilinde çevrede bulunan planlı sanayi alanlarına desantralizasyonu
öngörüldüğünden Altbölge bütünündeki havzalarda sanayi, depolama, lojistik ve
benzeri kullanımlar yer almamıştır.
Şekil'de Arnavutköy, Boğazköy, Bolluca, Haracçı ve Taşoluk İlk Kademe Belediyeleri
yerleşim alanlarının doğal eşikler kapsamında değerlendirilmesi yer almaktadır. Bu
yerleşimlerdeki mer'i imar planları bölge için yaklaşık 650.000 nüfus önerisinde
bulunmaktadır. Oysa aynı bölgede doğal eşikler haricindeki
yerleşilebilir alan dikkate alınıp, Alibeyköy ve Sazlıdere Havzalarını tehdit etmeyecek ölçüde
yapılaşma düşünüldüğünde; mer'i planlarda öngörülen nüfusun 1/6'sından daha azını
barındırabilecek kapasitenin bulunduğu hesaplanmıştır.
IV.D.1.g. UYGULAMA ADIMLARI
Planlama Alt Bölgesi'ndeki planlama kararlarının uygulama adımları; ETTA Alanları, Havza
Alanları, Orman Alanları ve Ekolojik-Biyolojik Sürdürülebilirlik ile Karadeniz Maden Ocakları
ve Çevresi için açıklanmıştır. ETTA Alanları:
• Tarım İl Müdürlüğü tarafından "Tarımsal Arazi Planı" yapılacaktır.
• Tarımsal Arazi Planı'yla "Ekolojik Tarım" ve "Ekolojik Turizm" Alanları'nın sınırları
netleşecektir.
• İBB, Tarım İl Müdürlüğü, İlçe Belediyeleri, STK'lar ve kırsal yerleşim birimi
yönetiminin (köy muhtarlığı) paydaş olduğu bir örgütlenmeyle ETTA alanları
uygulamasına geçilecektir.
• İBB bünyesinde bulunan uygun iç kurum aracılığıyla, 5-10 köyü kapsayan
kırsal yerleşimlere yönelik ihale veya hizmet alımı yöntemiyle i ş tarifleyecek
ve projelendirecektir.
• Tarım İl Müdürlüğü ve STK'lar bu kırsal yerleşimlerde örgütlenme ve eğitim
çalışmalarına başlayacaktır.
• Seminer ve eğitim çalışmaları sonucunda, Tarım İl Müdürlüğü ve uzman
ekipler tarafından köy muhtarlarının belirlediği alanlarda ETTA uygulama
örnekleri yapılacaktır.
• Ekolojik ürün sertifikasyonu ve tohum alımı için İBB ilgili kurumlarla temasa
geçecektir.
• Elde edilecek ürünün paketleme/taşıma/pazarlama olanakları İBB, İlçe
Belediyeleri ve Köy Tüzel Kişiliği arasında gerçekleştirilecek bir protokolle
belirlenecektir.
Havza Alanları:
• Planda belirlenen içmesuyu havzaları mutlak koruma alanları ile dere koruma
kuşaklarındaki mülkiyetler, İSKİ'nin ilgili birimi tarafından etaplar halinde
kamulaştırılacaktır.
• İBB, İSKİ ve DSİ'nin ilgili birimlerince örgütlenmesi sağlanacak olan Havza Yönetim
Modeli oluşturulmalı ve bu yönetim modeli içinde konumlandırılacak bir Projelendirme
Birimi tarafından 1/25.000 ölçekli planın amaç, hedef ve stratejilerine uygun planlama,
projelendirme ve uygulama adımlarının programlanması sağlanmalıdır.
• Havza Yönetim Modeli çerçevesinde üretilecek örnek projeler ile havza alanlarının
"kullanılarak korunmasını" sağlayacak uygulamalar gerçekleştirmeli ve finansman için
başta ilgili kurumlar olmak üzere TÜBİTAK ile Avrupa Birliği Merkezi Finans ve İhale
Birimi'nden destek alınmalıdır.
Orman Alanları ve Ekolojik-Biyolojik Sürdürülebilirlik:
• Orman Alanları'ndaki korunan alan tipleri için (milli park, tabiat parkı, tabiatı koruma
alanı, yaban hayatı koruma alanı, vb.) uluslararası kriterlerle uyumlu ulusal kriterlerin
oluşturulması gerekmektedir. Mevcut korunan alanların statülerinin bu kriterlere göre
gözden geçirilmesi ve düzenlenmesi Çevre ve Orman Bakanlığı, araştırma kuruluşları,
sivil toplum örgütleri, medya, diğer ilgi grupları ile işbirliği içerisinde ve sorumlu Doğa
Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü (DKMP) birimi tarafından yapılacaktır.
• Bozuk orman alanlarının öncelikle doğal yolla iyileştirilmesi, bu şekilde iyileştirilmesi
mümkün olmayan alanların ağaçlandırma ve diğer iyileştirme çalışmalarıyla
geliştirilmesi ve bu çalışmalarda yerli türlerin kullanılması Ağaçlandırma Genel
Müdürlüğü (AGM) ve Orman Genel Müdürlüğü (OGM) tarafından gerçekleştirilecektir.
Orman ağaçlandırmaları için uygun Hazine arazilerinin belirlenmesi ve işletimi sona
eren maden alanlarının ağaçlandırılması için; Çevre ve Orman Bakanlığı, Maliye
Bakanlığı ve Milli Emlak Genel Müdürlüğü'nün işbirliği ile yapılacak bir envanter-etüd
çalışmasına ihtiyaç duyulmaktadır.
• Kent ormanlarının geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması; mevcut yeşil kuşak
ağaçlamalarının uygun şekilde korunması ve faydalanılması faaliyetlerinin
gerçekleştirilmesi; yerel yönetimlerin yeşil kuşak ağaçlamalarının tesisi,
korunması ve yönetimi konularında yükümlülüklerinin arttırılması, kurumsal
kapasitelerinin ve bu çalışmalara finans tahsislerinin güçlendirilmesi, Yerel
Yönetimler ve Ağaçlandırma Genel Müdürlüğü (AGM) işbirliği ile
gerçekleştirilecektir.
• Uygun özel araziler üzerinde yerel halk tarafından kavak ve diğer hızlı gelişen
ağaç türleriyle ağaçlandırma ve tarımsal ormancılık (agroforestry)
uygulamaları, Çevre ve Orman Bakanlığı (ÇOB), Kavak ve Hızlı Gelişen
Orman Ağaçları Araştırma Müdürlüğü, Tarım İl Müdürlüğü ve diğer ilgi
gruplarının işbirliği ile sağlanacaktır.
• Yöredeki gelir düzeyi düşük orman içi ve kenarı köylerde yakacak ve yapacak
odun ihtiyaçlarının belirlenmesi ve dikkate alınması, işletmeciliğin bu
hususların entegrasyonunu sağlayacak şekilde geliştirilmesi Çevre ve Orman
Bakanlığı (ÇOB) tarafından orman köylüleri ile işbirliği çerçevesinde
yapılacaktır.
• Orman köylüleri ve kooperatifleri için odun dışı orman ürünleri (ODOÜ)
kaynaklarının korunması; ODOÜ'lerinin üretimi, hasatı, işlenmesi,
pazarlanması konularında eğitim programları hazırlanması ve uygulanması;
OGM, ORKÖY ve orman köy kooperatifleri tarafından gerçekleştirilecektir.
• İşlevsel yönetim planlaması çerçevesinde; farklı sosyal ve kültürel işlevlere
(su, çevre sağlığı, rekreasyon, peyzaj, avcılık, sportif balıkçılık, eğitim, vb.)
ayrılacak orman sahalarının belirlenmesi; bu sahalar için yönetim plan ve
projelerinin hazırlanması ve esasların geliştirilmesi amacıyla; bir araştırma-
değerlendirme çalışması İBB ve ÇOB işbirliği ile yapılacaktır.
• Orman içi su ürünlerinden faydalanılmasının ve sportif olta balıkçılığının
geliştirilmesi konusunda bir pilot projenin hazırlanması ve uygulanması, Doğa
Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü (DKMP) ve Orman Genel
Müdürlüğü kontrolünde yapılacaktır.
Acil gerekler;
• Tarımsal Arazi Planlaması çerçevesinde 3.500 ha'lık alanda ekolojik tarım üretiminin
örgütlenmesi sonucu bölgedeki doğal ekolojik yaşamın bozulmadan sürdürülebilir
biçimde kullanılması; koruma-kullanma dengesini sağlayacak, havzaların kirlenmesini
önleyecek ve bölgedeki ekonomik istihdamın artması ve gelir düzeyinin yükselmesine
katkı sağlayacaktır. Bu amaçla, su kaynaklarını korumaya yönelik Havza Yönetim
Modeli teşkilatlanmasının kısa vadede kurulması önem arz etmektedir. Ayrıca;
havzalardaki yerleşimlerde imar planlarındaki yoğunluklarının İSKİ Havza Koruma ve
Kontrol Müdürlüğü tarafından öngörülen yoğunlukları geçmeyecek şekilde yeniden
düzenlenmesi, Orman Kadastro çalışmalarının tamamlanması, maden alanlarındaki
ruhsatların yeniden gözden geçirilmesi de gerekmektedir.
Orta vadede yapılması gerekenler;
• Örgütlenen ekolojik tarım lokasyonlarında sertifikasyon çalışmalarına
başlanması,
• Havza Yönetim Modeline finans kaynakları yaratılarak pilot projeler üretilmesi,
• Orman alanlarındaki rekreasyon ve ağaçlandırma çalışmalarının düzenlenmesi ve
• Ormancılıkla uğraşan yaklaşık 6.000 ailenin tarım ve/veya hayvancılığa
yönlendirilerek gelir seviyelerinin yükseltilmesidir.
Uzun vadeli çalıĢmalar;
• Monokültür tarım yerine polikültür tarımı yaygınlaştırarak toprak erozyonunun
önlenmesi ve toprak verimliliğinin arttırılması ile
• Ekolojik koridorların oluşturulması ve kent ormanlarının arttırılmasıyla hem sağlıklı
bir kent dokusu oluşumunun hem de yaşam kalitesinin artmasının sağlanmasıdır.
IV.D.1.i. BEKLENEN ETKĠLER
Beklenen etkiler; ETTA Alanları, Havza Alanları, Ekolojik-Biyolojik Sürdürülebilirliğin ve
Ormanların Bulunduğu Alanlar, Karadeniz Maden Ocakları ve Çevresi olarak tanımlanan dört
alan içinde 'olumlu' ve 'olumsuz' olmak üzere ortaya konmuştur.
• ETTA Alanları
Olumlu Etkiler: Tarımsal Arazi Planlaması ve kurumların birlikteliğiyle tarım arazilerinin tarım
dışı kullanımı engellenmiş olacaktır.
Kırsal kesimin arsa satışıyla elde ettiği ranta dayalı ancak tükenebilen gelir yerine; tarımsal
ürün yetiştiriciliğiyle üretime dayalı ve yenilenebilen bir ekonomik kaynak yaratılacaktır.
Polikültür tarım sayesinde toprak erozyonu azalacak, ürün çeşitliliği ve güvenilirliği
artacaktır.
Olumsuz Etkiler: Kırsal eğitim ve örgütlenme çalışmaları yeterince başarılı olamaz ve ilgili
kurumlar tarımsal üretim için tohumdan pazara kadar köylüye destek vermezse, ETTA
alanlarından beklenen sonuç alınamayacaktır.
İlçe ve İlk Kademe Belediyeleri tarafından ikinci konut yapımı teşvik edilirse, tarımsal üretim
azalacak ve tarım arazilerinin yanlış ve amaç dışı kullanımı devam edebilecektir.
• Havza Alanları
Olumlu Etkiler: İçmesuyu havzalarındaki çarpık ve yoğun yapılaşma engellenerek,
içmesuyunu kirleten unsurlar ortadan kaldırılacaktır.
İçmesuyu havzalarının uluslararası düzeyde korunması Havza Yönetim Modelinin hayata
geçirilmesine bağlıdır. Böylelikle ekolojik yaşamın sürdürülebilirliği sağlanmış ve ekonomik
kaynaklar doğru yönlendirilmiş olacaktır.
Olumsuz Etkiler: Havzalardaki yanlış ve amaç dışı arazi kullanım kararları, başta İBB ve
Tarım İl Müdürlüğü olmak üzere tüm kurum ve kuruluşların ortak çabasıyla giderilebilir. Bu
anlamda örgütlenmeler ve korumaya yönelik olmak üzere oluşturulacak birlikler aynı amaç,
ilke ve stratejilerde birleşemez ve yerel uygulamalar ile koruma kriterleri aşılırsa, havzaların
sürdürülebilirliği sağlanamayacaktır.
Havza Yönetim Modeli merkezi ve yerel idarelerden yeterli ekonomik ve teknik desteği
bulamaz ise, hayata geçirilemeyecektir.
• Orman Alanları ve Ekolojik-Biyolojik Sürdürülebilirlik
Olumlu Etkiler: Orman Alanlarının korunması, ekolojik ve biyolojik çeşitliliğin devamı, bozuk
orman arazilerinin ağaçlandırılması, kent ormanlarının geliştirilmesi gibi kavramlar; sosyal,
ekonomik ve mekansal açıdan gelişmişlikle doğru orantılıdır. Bu anlayış; hem kentin ve
bireylerin sağlıklı gelişimine katkı sağlayacak, hem de orman alanlarının gelecek kuşaklara
aktarılmasını mümkün kılacaktır.
Orman köylüleri ile işbirliği içinde; özellikle gelir düzeyi düşük orman içi ve kenarı köylerde
yakacak ve yapacak odun ihtiyaçlarının belirlenmesi ve entegre bir çalışmanın yapılmasıyla
mağduriyetler önlenecektir. Böylelikle, odun dışı orman ürünleri (ODOÜ) kaynaklarının
korunması ve işletilmesi sağlanacaktır.
Orman Kanunu'nun 2B maddesi gereği orman dışına çıkarılan toplam 2995 ha alan yeniden
ağaçlandırılarak, ekolojik açıdan ormanla bütünleştirilmesi sağlanmış olacaktır.
Olumsuz Etkiler: 2B üzerindeki şagiller ve orman köylüsünün yaratacağı sosyal baskılar
olumsuz etkiler arasında sayılabilir.
Alt bölge için oluşturulan kümeler şunlardır;
1- Ekolojik Tarımın Yoğunlaşacağı Alanlar,
2- Ekolojik Turizmin Yoğunlaşacağı Alanlar,
3- Karadeniz Kıyısı Turizm ve Rekreasyon Alanları,
4- Çatalca Bölgesi Yerleşim Alanları,
5- Arnavutköy Bölgesi Yerleşim Alanları ve
6- Kemerburgaz Bölgesi Yerleşim Alanları.
7- IV.D.2.a. EKOLOJĠK TARIMIN YOĞUNLAġACAĞI ALANLAR KÜMESĠ
8- Toplam 108.105 ha'lık alana sahip olan kümede 65.719 kişi ikamet etmekte ve küme
Terkos ve Büyükçekmece içme suyu havzası içinde yer almaktadır. 9-
10- Çatalca ve Silivri İlçeleri'nin bazı mahalleleri ile köylerini kapsayan planlama alanı
Avrupa Yakası'nın kuzey batısındadır. Çatalca İlçesi'ne bağlı Binkılıç, Karacaköy ve Çiftlikköy
İlk Kademe Belediyeleri ile Nakkaş, Ovayenice ve Çakıl Mahalleleri, Akalan, Aydınlar,
Belgrad, Çanakça, Dağyenice, Elbasan, Gökçeali, Gümüşpınar, İhsaniye, Bahşayış, İnceğiz,
Kabakça, Kalfaköy, Karamandere, Kestanelik, Kızılcaali, Oklalı, Ormanlı, Örçünlü, Subaşı,
Yalıköy ve Yaylacık Köyleri ile Silivri İlçesi'nin sınırları içinde kalan Kadıköy Mahallesi,
Akören, Bekirli, Danamandıra ve Küçük Sinekli Köyleri ekolojik tarımın yoğunlaşacağı
alanlardır. 11-
12- Ulaşımın karayolu ile sağlandığı alan içinde, Sirkeci-Tekirdağ arasında genellikle yük
taşımacılığında kullanılan demiryolu bulunmaktadır. Alandaki arazi kullanımına bakıldığında,
orman alanlarının (71.650 ha) ve yerleşmeleri çevreleyen mutlak tarım topraklarının (26.954
ha) yoğunluğu göze çarpmaktadır. Orman alanları ve verimli olan bu tarım toprakları son
yıllarda ciddi bir ikinci konut baskısı altında bulunmaktadır. 13-
14- Ekolojik tarımın yoğunlaşacağı alandaki yerleşmeler kırsal karakterli yerleşmelerdir.
Yerleşmeler mekansal olarak cami, muhtarlık binası ve ticaretin beraber olduğu köy meydanı
etrafında gelişmiştir. Yerleşmelerde, ortalama 1-2 katlı, genellikle betonarme, bahçeli ve
müştemilatlı olan klasik köy dokusu görülmektedir. Her yerleşme biriminde ilköğretim okulu
bulunmakta; ortaöğretim tesisi bulunmayan yerleşmelerdeki öğrenciler ise, taşımalı eğitim ile
en yakın lisenin bulunduğu yerleşime gitmektedir. Sağlık için gerekli hizmeti belli merkez
yerleşmeler vermektedir. Asayiş ile ilgili konularda ise, bağlı olunan ilçe ya da ilk kademe
belediyesinden hizmet alınmaktadır. 15-
16- Alan içindeki işgücü istihdam ilişkileri iki farklı çalışma sonucu elde edilmiş ve aşağıdaki
tabloda özetlenmiştir.
17- Tablodan da anlaşıldığı üzere, alan içerisinde tarım sektörüyle uğraşanların oranı hayli
yüksektir. Bu da aktivite oranının ve dolayısıyla aile içi çalışmanın yüksek olması sonucunu
doğurmaktadır. Diğer bir deyişle; gizli işsizlik oranı da bu küme için yüksektir. Tablonun
ortaya koyduğu bir diğer gerçek ise, alanda yer alan çalışan nüfusu istihdam edecek işyeri
kapasitesinin azlığıdır. Bu durum nüfusun bir kısmının işyeri olarak alan dışına gitmesini
zorunlu kılmaktadır. 18-
19- Alanda Çiflikköy, Binkılıç ve Karacaköy İlk Kademe Belediyeleri ve Aydınlar Köyü,
çevredeki kırsal karakterli yerleşimlerin merkezleri olarak öngörülmektedir. Bu kırsal yapıda,
baskın ekonomik kimlik olarak ekolojik tarım düşünülmektedir. Ekolojik tarım, ekolojik
yaşamın bozulmadan sürdürülebilir biçimde kullanılmasıyla ortaya çıkan 'koruma-kullanma
dengesi'ni de tariflemektedir. Özellikle Büyükçekmece Gölü ve çevresi; çarpık kentleşme ve
sanayileşmenin yanı sıra, konvansiyonel ve bilinçsiz geleneksel tarım teknikleriyle hızla
kirletilmektedir. 20-
21- Büyükçekmece Bölgesi ekolojik sürdürülebilirlik açısından son derece tehlikeli olan
monokültür tarım ürünlerini de bünyesinde barındırmaktadır. Konvansiyonel tarımda
kullanılan kimyasal gübreler yağmur ve sulama suları ile hızla çözünmekte, yüzeysel akış
veya taban suyuna ulaşarak göle karışmaktadır. Göl suyundaki nitrat, azot ve fosfor miktarı
sürekli yükselmektedir. Bu durum; gölün uzun vadede tümden yok olmasına ve bunun
sonucunda, hem bir çevre felaketine hem de İstanbul genelinde büyük bir su sıkıntısı
yaşanmasına yol açabilecektir. 22-
23- Dolayısıyla; başta Büyükçekmece olmak üzere tarımsal ve ekolojik kaynakların
optimize edilerek; kırda yaşayanın kullanma-koruma dengesine, kentlinin de sağlık, gıda
güvenliği ve sürdürülebilir kentsel yaşam desteğine kavuşturulması gerekmektedir. Bu sorun
ancak ekolojik tarım uygulamalarıyla çözüme kavuşturulabilir. Ekolojik tarım alanlarından
elde edilen ürünlerin; yerel ve merkezi yönetim birimlerinin desteği ile alım garantili olarak,
yerinde veya çevre yerleşmelerde satışa sunulması ve böylelikle ekonomik döngü
sağlanması hedeflenmelidir. 24-
25- Köy yerleşim alanlarında, doğal nüfus artışına mekansal çözümler oluşturmak için, köy
yerleşim karakterine uygun gelişme alanları önerilmiştir. Bu gelişme alanlarındaki
yapılanmalar, mevcut köy dokusuna benzer nitelikte ve emsalde olmak durumundadır.
Gerekli olan donatı alanları uygun yerlerde konumlandırılmış olup, özellikle dere ve koruma
alanlarında yeşil alanlar ayrılmıştır. 26-
27- Anılan kümenin planlama vizyonu; ekolojik tarım örgütlenmelerinin geliştirilmesi,doğal
değerlerin korunması, biyolojik çeşitliliğin muhafazası ve tarımsal ekonomik sürdürülebilirliğin
sağlanması şeklinde tanımlanmıştır.
Ekolojik Tarımın Yoğunlaşacağı Alanlar Kümesi için üç adet planlama amacı
belirlenmiş olup, bunlar;
• Tarım arazilerinin tarım dışı kullanımının engellenerek tarımsal planlama çerçevesinde
ekonomik hayata kazandırılması; ekolojik tarım örgütlenmeleri ve sertifikasyonlarıyla
güvenilir gıda üretiminin yaygınlaştırılması,
• Orman alanlarının ve biyolojik çeşitliliğinin muhafazası, uygun bitki örtüsünün
bulunduğu alanların orman alanlarına dahil edilerek geliştirilmesi,
• Orman köylerinde ve kırsal karakterli diğer yerleşmelerde yaşayanların ekonomik ve
dolaylı olarak sosyal yaşamlarındaki üretim-tüketim ve bölüşüm ilişkilerinin yeniden
düzenlenmesidir.
Bu amaçlara ulaşmak için ortaya konan hedefler;
• Ekolojik tarımın, içmesuyu havzaları için birincil kırsal planlama modeli olarak ele
alınmasını sağlamak,
• Baltalık kesimin bitmesi sonucu, alan genelinde ormancılıkla geçimini sağlayan
yaklaşık 15.000 kişinin %1'ine yerel idare, devlet kurumları veya İBB'nin ilgili
birimlerinde, geri kalan işgücü nüfusuna ise ekolojik tarım ve hayvancılıkla iş olanağı
sağlamak,
• Küme genelinde 71.650 ha olan orman alanlarından 3,3 ha'lık alana, plan
döneminin ilk iki yılı içinde kadastral çalışmaların tamamlanmasıyla orman
statüsü kazandırmak,
• Küme genelinde 1807 ha olan ve Orman Kanunu'nun 2B maddesi gereği orman dışına
çıkarılan alanların tamamına yakınının ağaçlandırılarak ekolojik açıdan ormanla
bütünlüğünü sağlamak,
• Kuzey batıdaki orman alanlarını kat eden Terkos Kasatura koridorunun uluslararası
düzeyde öneme sahip biyolojik çeşitliliği olması nedeniyle, karakterini korumaktır.
Bu doğrultuda planlama kümesi için belirlenen startejiler ise şunlardır;
• Başta Büyükçekmece Havzası içinde yer alan Binkılıç, Çiftlikköy ve Karacaköy İlk
Kademe Belediyesi yerleşimlerini de içine alan; Yalıköy, Ormanlı, Aydınlar, Yaylacık,
Karamandere, Belgrat, Danamandıra, Gümüşpınar, Kalfaköy, İhsaniye, Küçüksinekli,
Akören, Akalan, Bekirli, Kabakça, Kadıköy, Elbasan, Ovayenice, Çakıl, İnceğiz,
Gökçeali, Subaşı, Oklalı, Dağyenice, Çanakça, Örçünlü, Kızılcıali, Nakkaş, Bahsayış,
Kestanelik, Köyleri'ndeki toplam 26.954 ha'lık kuru ve sulu mutlak tarım topraklarının
korunarak ekolojik tarım alanları olarak değerlendirilmesi,
• Yerel idarelerin, Tarım İl Müdürlüğü'nün ve İBB'nin ilgili kurumlarınca
desteklenmek şartıyla; kuru tarıma uygun olan yerlerde organik buğday ve
hububat tarımının, sulu tarıma uygun yerlerde ise organik sebze ve meyve üretimi
yapılmasının, Halk Ekmek ve/veya Haller Müdürlüğü ile birlikte programlanması,
• Ekolojik tarım örgütlenmeleri ve köyleri kapsayan birliklerin eğitim çalışmalarıyla tarı
msal ekonomik faaliyetlerin desteklenmesi,
• Köylerin yakınlarındaki kamu kurumlarında o köyden çalışanları da istihdam
edecek yasal düzenlemeler oluşturulması,
• Orman Bölge Müdürlüğü'nce oluşturulacak Orman Kadastro Komisyonları tarafından
1/25.000 ölçekli Nazım İmar Planı kapsamında orman sınırları ve 2B arazileri için
alınacak kararların ilgili kanun değişiklikleri ile hayata geçirilmesi,
• Orman Kanunu'nun 2B maddesi gereği orman statüsünden çıkarılan alanların
ağaçlandırılarak ekolojik açıdan ormanla bütünlüğünün sağlanması,
• Bern, CITES ve RAMSAR Anlaşmaları'na konu olan ekolojik alanların anılan
anlaşmalar kapsamında korunmasıdır.
IV.D.2.b. EKOLOJĠK TURĠZMĠN YOĞUNLAġACAĞI ALANLAR KÜMESĠ
İstanbul AvrupaYakasının kuzey kesiminde ve Terkos Gölü çevresinde yer alan bu küme
toplam 25.140 ha'lık alana sahip olup, 23.791 kişi ikamet etmektedir.
Çatalca İlçesi'ne bağlı Durusu İlk Kademe Belediyesi, Baklalı, Balaban, Boyalık, Başakköy,
Celepköy, Hisarbeyli, Örencik, Yazlık, Yassıören Köyleri ile Gaziosmanpaşa Belediyesi
Taşoluk İlk Kademe Belediyesine bağlı Tayakadın Köyü'nü içeren alan, Avrupa Yakasının
kuzey kesiminde ve Terkos Gölü çevresindedir.
Uluslararası Doğa Koruma Birliği (IUCN)'nin tanımına göre ekolojik turizm, doğayı ve kültürel
kaynakları anlayarak korumayı destekleyen, düşük ziyaretçi etkisi olan ve yerel halka sosyo-
ekonomik fayda sağlayan, bozulmamış doğal alanlara çevresel açıdan sorumlu seyahat ve
ziyarettir. Uluslararası Ekolojik Turizm Topluluğu TIES (The International Ecotourism Society)
ise; "ekolojik turizm, çevreyi koruyan ve yerel halkın refahını gözeten, doğal alanlara karşı
duyarlı seyahattir" tanımlamasında bulunmaktadır.
Ekolojik turizmin yoğunlaşacağı bu alan Terkos, Sazlıdere ve Alibeyköy Havzaları'nın içinde
yer almaktadır. Mekansal organizasyonda kısıtlayıcı rol oynayan Terkos Gölü koruma
kuşakları, alan içindeki bazı yerleşmeleri kapsamaktadır.
Orman alanları 14.784 ha olup, yerleşmeleri çevreleyen tarım alanları ise 3.004 ha
civarındadır. İkinci konutlar yerleşmelerin çeperlerinde, verimli olan tarım toprakları
üzerinde baskı yaratmaktadır.
Kırsal yerleşme özelliğinde olan bu alandaki yerleşmeler, merkezde toplanan cami, muhtarlık
ve ticaret ile merkez etrafında yerleşen konut alanlarından oluşmaktadır. Alan içinde
ortalama 1-2 katlı olan yerleşmeler genellikle betonarme olup, bahçe ve müştemilata sahiptir.
Yerleşmelerin hepsinde ilköğretim okulu bulunmakta, ancak lise bulunmamaktadır.
Yerleşmelerdeki lise öğrencileri eğitimleri için yakın yerleşmelere taşımalı olarak gitmekte ve
eğitim almaktadır. Sağlık tesisleri tüm yerleşmelerde yoktur. Yerleşmeler bağlı oldukları ilçe
ve ilk kademe belediyelerinden karakol hizmeti almaktadır.
Yaşayanların çoğunluğunu genç ve orta yaşlı kesimin oluşturduğu alanda, okuma yazma
oranı %95'ten fazladır. Alan içindeki işgücü istihdam ilişkileri iki farklı çalışma sonucu elde
edilmiş ve aşağıdaki tabloda özetlenmiştir.
Doğal ve kültürel sisteme karşı duyarlılığı ve bilincin arttırılması ekolojik turizm ile
sağlanacaktır. Turizm amaçlı gelen ziyaretçilerin vakitlerini tarım yapılan alanlarda geçirip,
üretilen ekolojik ürünleri toplayabilecekleri bir turizm aktivitesi yapılacaktır. Aynı zamanda,
ekolojik tarımın yoğunlaşacağı alanlardan elde edilecek organik ürünler satışa sunulacak ve
ziyaretçilerin alışveriş ile konaklama ihtiyaçları karşılanacaktır. Yasal olarak korunan alanlar
ve diğer doğal alanların yönetimi ve korunmasına yerel halk da katkı sağlarken, aynı
zamanda ekonomik fayda da elde edilecektir.
Ekolojik turizmin yoğunlaşacağı alanlardaki doğal kaynaklar korunarak, potansiyel ve
sınırlayıcı etkileri irdelenerek, yerleşmelerin meskun ve gelişme alanları belirlenmiştir.
Gelişme alanlarındaki yapılaşma mevcut konut dokusuna uygun olacaktır. Yerleşmelerin
içine ise gereken donatı ve yeşil alanlar yerleştirilmiştir.
Ekolojik turizmi destekleyecek biçimde, göl çevresi ve koruma kuşaklarındaki alanlar
rekreasyon amaçlı olarak düzenlenmesi öngörülmüştür.
1/25.000 ölçekli Nazım İmar Planı'nda; Avrupa Yakası Kuzey Altbölgesi genelinde Orman
Kanunu'nun 2B maddesi gereği orman niteliğini kaybetmiş alanlar; çoğunlukla orman
arazileri bitişiğinde olmalarından ötürü, ağaçlandırılarak ekolojik açıdan ormanla
bütünleştirilecek alanlar lejandı kapsamında değerlendirilmiştir. Tayakadın kırsal yerleşim
sınırları içersinde yer alan 2B alanlarında ise, üç farklı yaklaşım üretilmiştir. Mevcutta
Tayakadın kırsal yerleşim alanı içinde yer alan ve köyün merkez uzantısını da içeren 2B
alanları, üzerindeki yapılaşmalar da dikkate alınarak "doğal ve kırsal karakteri korunacak
alan"; ormanla ilişkisi bulunmayan ve halihazırda yoğun bir şekilde tarımsal üretim için
kullanılan 2B alanları "tarım alanı"; orman kenarında bulunan ve bütünlük açısından ormanla
düşünülmesi gereken alanlar ise "ağaçlandırılarak ekolojik açıdan ormanla bütünleştirilecek
alan" lejandında gösterilmiştir.
Kümenin planlama vizyonu; koruma-kullanma dengesi içinde biyolojik çeşitliliğin sağlanması
ve ekonomik kimliğinin ise ekolojik turizmin oluşturması olarak öngörülmüştür.
Bu vizyon için ortaya konan amaçlar;
• Bölgenin sahip olduğu iklim özelliğinin, jeolojik ve jeomorfolojik çeşitliliğinin,
zengin su kaynaklarının, çok çeşitli habitat türlerinin, coğrafi konumdan
kaynaklanan ve endemik türleri de içeren biyolojik çeşitliliğin korunmasının
sağlanması,
• Geri dönüşü olmayan doğal kaynakların sürdürülebilirlik anlayışı içinde koruma-
kullanma dengesinin kurulması,
• Ekolojik turizmin yerel halkın geçim kaynağı olacak şekilde geliştirilmesi ile uzun vadeli
yerel istihdamın sağlanmasıdır.
Amaçlar çerçevesinde belirlenen hedefler ise;
• Biyolojik çeşitliliği yapılacak araştırmalar yoluyla mercek altına alarak yeni türlerin
gelişimini sağlamak,
ġekil IV.D.24. Ekolojik Turizmin Yoğunlaşacağı Alanlar Kümesi
• Alan genelinde 642 ha olan ve Orman Kanunu'nun 2B maddesi gereği orman dışına
çıkarılan alanların %56'sını ağaçlandırarak ekolojik açıdan ormanla bütünlüğünü
sağlamak, diğer kısmını ise tarım alanı olarak değerlendirmek,
• Verimli tarım topraklarının uzun vadede ekolojik tarım amaçlı ekilmesiyle elde edilecek
organik ürünleri turizm amaçlı gelen ziyaretçilere pazarlamak, eko-turistik cazibe
merkezleri oluşturmak ve bu amaçla ekolojik tarımı kapsayacak şekilde hizmet verecek
olan ekolojik turizm faaliyetleri için pilot uygulamalara başlamak,
• Terkos içme suyu havzasının kirlenmesini önlemek,
• Ekolojik turizm yoluyla bölge içindeki yaklaşık 5000 çalışana sosyo-ekonomik gelişme
için kaynak yaratmaktır.
Bu doğrultuda planlama kümesi için belirlenen stratejiler şunlardır;
• Değişik ekolojik hizmetleri yerine getirerek, sağlıklı ve verimli bir çevre sağlayan
sistemler (oksijen üretimi, karbon dioksit döngüsü, su döngüsü, mineral döngüsü, su ve
toprak korunması, biyolojik ayrışma, biyolojik kontrol vb konular) araştırılacaktır.
• Araştırmalar sonunda ortaya çıkacak yeni türlerin korunması için özel programlar
hazırlanacaktır.
• Canlı türlerinin yaşadığı doğal çevrenin tahribatı ve parçalara ayrılması ile toprak, su ve
hava kirlenmesi engellenecektir.
• Plan döneminin ilk iki yılı içinde orman alanlarının kadastral çalışmaları
tamamlanacaktır.
• Yerleşmeleri çevreleyen 3004 ha mutlak tarım arazisi korunarak, ekolojik tarım
faaliyetlerine ayrılacaktır.
• Yerleşilebilir alanlardaki yapılaşma brüt alan üzerinden 25 kişi/ha ile
sınırlandırılacaktır.
• Yerleşim yasaklı olan mutlak ve kısa koruma kuşaklarındaki 2400 ha'lık alan
(orman alanları ile birlikte 8431 ha), rekreasyon amaçlı kullanımlar için
düzenlenecektir.
• Küçük gruplar halinde ve ailelerce işletilen küçük tesislerde, geleneksel mimarinin ve
yerel kaynakların kullanılacağı turizm türleri geliştirilecek ve teşvik edilecektir.
• Ekonomik kimlik olarak ekolojik turizm desteklenecektir.
• Örencik, Baklalı, Boyalık ve Başakköy yerleşmeleri pilot bölge olmak üzere,
çalışmalara başlanacaktır.
IV.D.2.c. KARADENĠZ KIYISI TURĠZM VE REKREASYON ALANLARI KÜMESĠ
İstanbul İli Avrupa Yakası'nın kuzeydoğusunda yer alan bu küme 18.400 ha'lık alana ve
25.146 kişilik nüfusa sahiptir.
Karadeniz kıyısı turizm ve rekreasyon alanları İstanbul İli Avrupa Yakası'nın
kuzeydoğusundadır. Gaziosmanpaşa İlçesi'ne bağlı Yeniköy, Sarıyer İlçesi'ne bağlı
Demirciköy, Garipçe, Gümüşdere, Kısırkaya, Kilyos ile Rumelifeneri Köyleri ve Eyüp İlçesi'ne
bağlı Ağaçlı, Akpınar, Çiftalan, İhsaniye, Işıklar, Odayeri ve Pirinççi Köylerini, Çatalca
İlçesi'ne bağlı Karaburun Köyü'nü kapsamaktadır. Toplam 18.400 ha'lık alanda tarım alanları
sınırlı olup (760 ha), orman ve maden alanları ise geniş yer kaplamaktadır. Madenciliğin
yoğun yapılması, orman alanlarına ve çevreye oldukça fazla zarar vermektedir. Ayrıca,
bölgenin sahip olduğu doğal güzellikler nedeni ile yoğun olarak ikinci konut baskısı
bulunmaktadır.
Alan içindeki yerleşmelerin büyük bir kısmının imar planları mevcuttur. Ancak, planlar sahil
şeridi boyunca kıyı bütünlüğünü bozmaktadır. Yerleşmeler kırsal karaktere sahip olmasına
rağmen, ikinci konutların etkisiyle dağınık bir yapılaşma göstermektedir. Her yerleşmede
ilköğretim okulu bulunmakla beraber, yerleşmelerin bir kısmında var olmayan lise, sağlık ve
karakol hizmetleri yakın yerleşmelerden sağlanmaktadır.
Okuma yazma oranının %96 olduğu alanda, ağırlıklı olarak genç ve orta yaşlı kesim
yaşamaktadır.
Alan içindeki işgücü istihdam ilişkileri iki farklı çalışma sonucu elde edilmiş ve aşağıdaki
tabloda özetlenmiştir.
Tablo incelendiğinde; hizmetler sektöründe çalışan oranının İstanbul ortalamasından düşük,
istihraç sanayide çalışan oranının ise hayli yüksek olduğu görülmektedir. İkinci konut
yapılanmasından dolayı, alanda oturanların bir kısmı bölge dışında çalışmaktadır.
Söz konusu alanlarda doğayı tahrip etmeyen ve doğa ile uyumlu malzemeler kullanılması
kaydıyla; Karadeniz'in sert doğal özellikleri dikkate alınarak, rekreatif kullanım düzenlemeleri
yapılabilir. Bu kullanımların başında; marina, yat turizmi, tekne imalatları, korunaklı yerel
kayık barınakları ve plaj kullanımları gelmektedir. Kıyıya yakın göllerde ise yat sporları
alanları ve geniş kapsamlı, temalı "turistik konaklama üniteleri" yapılabilir. Ağaçlıklı ve açık
alanlarda ise; kültür ve kongre turizmin yanısıra, doğa ve yaşamın kaynaştığı, ekolojiye
uyumlu "doğal yaşam temalı" park alanları, konaklama alanları, çay bahçesi, kır lokantası, kır
gazinosu, büfe gibi kullanımlar ile gezi alanları, yürüyüş, koşu, bisiklet, atıcılık gibi açık
havada yapılabilen spor faaliyetleri; seyir terasları, piknik alanları, kamp alanları, oyun ve
eğlence parkları, botanik bahçesi gibi açık alan düzenlemeleri yer alabilir.
Planlama kümesinin vizyonu; günübirlik rekreasyon ve turizm kullanımlarının arttırılması
olarak tanımlanmıştır.
Anılan vizyon doğrultusunda iki adet amaç belirlenmiş olup, bunlar;
• Zirai faaliyetlerin sınırlı olduğu bu bölgede doğal kaynakların turizm sektörü ile birlikte
ele alınarak koruma-kullanma dengesi içinde geliştirilmesi,
• İ stanbul anakent örgüsü içinde yaşayanlara günübirlik rekreasyon ve buna bağlı olarak
gelişen kültür-turizm aktiviteleriyle hizmet sağlanması ve bölgenin sahip olduğu doğal
güzellikler nedeni ile yoğun olan ikinci konut baskısının rekreasyon ve turizm amaçlı
kullanımlarla giderilmesidir.
Belirlenen amaçlar çerçevesinde saptanan hedefler;
• Eski Karadeniz kömür ocaklarını da kapsayan bu alanın yaklaşık 3.200 ha'lık kısmının,
İstanbul kent merkezinde yaşayanların günübirlik rekreasyon ve turizm ihtiyaçlarına
cevap verebilecek nitelikte ele alınması,
• Turistik ürün çeşitlendirme stratejileri doğrultusunda alternatif turizmin ve doğa
sporlarının geliştirilmesi; Karaburun yerleşmesinde yamaç paraşütünün, Yeniköy ve
İmrahor yerleşmelerinde off-road yarışlarının, Karaburun, Yeniköy, Kısırkaya,
Gümüşdere, Kilyos, Demirciköy, Rumelifeneri yerleşmelerinde su sporlarının, Kilyos'da
müzik ve festival turizminin sürekliliğinin sağlanması, üniversite ile yerleşim alanlarının
ilişkisinin kurulması,
• Alan genelinde 311 ha olan ve Orman Kanunu'nun 2B maddesi gereği orman dışına
çıkarılan alanların %82'sinin ağaçlandırılarak, ekolojik açıdan ormanla bütünlüğünü
diğer kısmının ise tarım ve yerleşim alanı olarak değerlendirilmesinin sağlanmasıdır.
Söz konusu hedeflere ulaşmak için izlenecek stratejiler ise;
• Karadeniz kıyısı rekreasyon ve turizm merkezinin özel proje kapsamında
planlanması ve bu planın İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi'nce
onaylanmasının sağlanması ile
• Eski kömür ocaklarının oluşturduğu harap olmuş coğrafyanın rekreatif amaçlı olarak
düzenlenmesidir.
• IV.D.2.e. ARNAVUTKÖY BÖLGESĠ YERLEġĠM ALANLARI KÜMESĠ
• Sazlıdere ve Alibeyköy içme suyu havza sınırları içerisinde bulunan Arnavutköy
yerleşim bölgesi; Bolluca, Taşoluk, Haraççı, Arnavutköy, Boğazköy İlk Kademe Belediyeleri
ile Pirinççi, Yayla, Dursunköy, Sazlıbosna, Çilingir, Hacımaşlı, İmrahor köy ve mahalle
yerleşimlerini kapsamaktadır. Küme 166.647 kişilik nüfusa sahiptir. Orman alanları (10.250
ha) ile çevrelenmiş olan Arnavutköy bölgesinde yoğun ve çarpık yapılaşma mevcut olup,
sosyal yapı olarak düşük gelir grubu barınmaktadır. •
• Bölgede yer yer İmar Kanunu'nun 18. maddesinin uygulanmış olması nedeniyle parsel
ebatları küçüktür. Bu yoğun ve çarpık yapılaşma su havzaları açısından büyük tehdit
oluşturmaktadır. •
• Arnavutköy bölgesinde bulunan yerleşmelerden Taşoluk, Haraçcı, Boğazköy, Bolluca,
Arnavutköy yerleşmelerinin 1/5.000 Nazım İmar Planları bulunmaktadır. Ancak, planların
yapım aşamasında gerekli yasal prosedürler yerine getirilmemiş olup, İSKİ'den görüş
alınmamıştır. Alandaki yerleşmelerde toplam 166.647 kişi yaşamaktadır. Taşoluk, Haraçcı,
Boğazköy, Bolluca ve Arnavutköy yerleşmelerinin mevcut nüfusları toplam 130.286 kişidir.
Bu bölgeye belediyelerin mer'i imar planlarıyla gelmesi öngörülen toplam nüfus ise 650.000
kişidir. İSKİ yoğunlukları dikkate alınarak hesaplanan plan nüfusu, ismi geçen ilk kademeler
için yaklaşık 100.000 ve toplam küme için 111.500 kişidir. Sazlıdere ve Alibeyköy
Havzaları'ndaki içme suyu kalitesini korumak adına İSKİ Havza Koruma ve Kontrol
Müdürlüğü tarafından uygun görülen yoğunluk değeri üzerinden yapılan hesaplamalar
sonucu elde edilen bu nüfus değerlerine göre, bölgedeki mevcut nüfustan bir kısmının
desantralizasyonu öngörülmektedir.
•
• Arnavutköy bölgesinde idari sınırlar coğrafi, ekonomik ya da mekansal olarak bir
bütünlük arz etmemektedir. Mevcut durumda merkez ve alt merkezler net tanımlanmamış
olup, bütünlük açısından merkez ve alt merkezleri doğru tanımlanmış bir plan yapılması
gerekmektedir. •
• Alan içindeki işgücü istihdam ilişkileri iki farklı çalışma sonucu elde edilmiş ve aşağıdaki
tabloda özetlenmiştir.
• Tablo incelendiğinde, imalat sanayinde çalışan sayısının yüksek olduğu görülmektedir.
Bu alandaki işyerleri çevre yerleşim ve köylerden işgücü çekmektedir. Aynı zamanda
işgücünün hane halkı ve işyeri sayımına göre dengeli olması, hizmet sektöründe çalışanların
İstanbul kent merkezini kullandıklarına işaret etmektedir.
• Belirlenen planlama vizyonu için iki adet amaç saptanmış olup, bunlar; Sazlıdere ve
Alibeyköy içme suyu havzalarını yoğun bir şekilde kirleten Arnavutköy Bölgesi Yerleşim
Alanlarının ıslahı ve havzanın korunmasıdır.
• Yoğunluk ve emsal değerleri içme suyunu kirletmeyecek şekilde mer'i imar planlarında;
orman alanları, tarım alanları, havza mutlak ve kısa mesafe koruma kuşakları, dere
koruma kuşakları, askeri alanlar ve jeolojik açıdan sakıncalı alanlar çıkarıldıktan sonra
yerleşim alanı olarak planlanan bölgelerdeki nüfus yoğunluklarını dönüştürmek,
• Bölgede yasal prosedür tamamlanmadan uygulama görmüş parselasyonlar ve yapı
düzenlemeleri sonucu, yoğun ve sağlıksız durumdaki yerleşmelerin rehabilitasyonunu
sağlamak,
• Alan bütününde yer alan yaklaşık 67 ha'lık sanayi alanının tür ayrımı yapılarak, 10 yıl
içinde havza dışındaki planlı sanayi alanlarına taşınmasını sağlamak,
• Alan içerisinde yer alan ve yerel belediyelerin imar planlarıyla desteklenen yoğun
yapılaşmaların, orman alanları ve biyolojik çeşitlilik üzerindeki olumsuz etkilerini
ortadan kaldırmak,
ġekil IV.D.27 Arnavutköy Bölgesi Yerleşim Alanları Kümesi
• Alan genelinde 467 ha olan ve Orman Kanununun 2B maddesi gereği orman dışına
çıkarılan alanların tamamına yakınının, ağaçlandırılarak ekolojik açıdan ormanla
bütünleştirilmesini sağlamak.
Belirlenen hedefler doğrultusunda uygulanması gereken stratejiler doğrultusunda;
• Yoğunluk ve yapı emsalleri Sazlıdere ve Alibeyköy İçme Suyu Havzaları'nın su
kalitesini ciddi oranda tehdit eden Arnavutköy, Boğazköy, Bolluca, Taşoluk, Haracçı İlk
Kademe Belediyeleri'ne ait mer'i planlar; 1/25.000 ölçekli Nazım İmar Planı'nda
önerilen yerleşim alanlarını aşmamak ve brüt alan üzerinden İSKİ Havza Koruma ve
Kontrol Müdürlüğü tarafından uygun görülen yoğunlukları geçmemek şartıyla, yeniden
düzenlenecektir.
• Arnavutköy, Taşoluk, Haraççı, Bolluca ve Boğazköy yerleşmelerinin, kentsel yenileme
ve dönüşüm projeleriyle sıhhileştirilmesi, 1/25.000 Nazım İmar Planı onayından sonraki
ilk iki yıl içinde gerçekleştirilecektir.
• Alan bütününde, başta tekstil (8 ha) olmak üzere, ulaşım (4 ha), anametal (3 ha) ve
maden (3 ha) sanayi alt sektörlerinin havza dışında uygun sanayi alanlarına taşınması
sağlanacaktır.
• Bu olumsuz etkilerin azaltılabilmesi için orman alanları ile yerleşim alanları
arasında yeşil kuşaklar oluşturulacaktır.
• Orman statüsünden çıkarılan alanlar, yerleşmelerden arındırılacak ve
ağaçlandırılacaktır.