sivasın sesi - sivasın sesi - sivasın sesicıyla bir de 500.000 liralık eşya piyangosu...

52
SİVASIN SESİ - SİVASIN SESİ - SİVASIN SESİ - SİVASIN SESİ - SİVASIN SESİ - SİV Sivasın Sesi - Sivasın Sesi - Sivasın Sesi - Sivasın Sesi - Sivasın Sesi - Sivasın Sesi Sivasın Sesi - Sivasın Sesi - Sivasın Sesi - Sivasın Sesi - Sivasın Sesi - Sivasın Sesi Sivasın Sesi - Sivasın Sesi - Sivasın Sesi

Upload: others

Post on 15-Jul-2020

7 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Sivasın Sesi - Sivasın Sesi - Sivasın Sesicıyla bir de 500.000 liralık eşya piyangosu düzenle-dik. Elimizdeki bütün biletlerin satılamaması yüzün-den piyango tarihini,

SİVASIN SESİ - SİVASIN SESİ - SİVASIN SESİ - SİVASIN SESİ - SİVASIN SESİ - SİV

Sivasın Sesi - Sivasın Sesi - Sivasın Sesi - Sivasın Sesi - Sivasın Sesi - Sivasın Sesi

Sivasın Sesi - Sivasın Sesi - Sivasın Sesi - Sivasın Sesi - Sivasın Sesi - Sivasın Sesi

Sivasın Sesi - Sivasın Sesi - Sivasın Sesi

Page 2: Sivasın Sesi - Sivasın Sesi - Sivasın Sesicıyla bir de 500.000 liralık eşya piyangosu düzenle-dik. Elimizdeki bütün biletlerin satılamaması yüzün-den piyango tarihini,

SİVAS KÜLTÜREL ve SOSYAL YARDIMLAŞMA DERNEĞİ’nin bir hizmeti olarak 2008 yılında Ali Çınkı tarafından, mümkün olduğu kadar aslına sadık kalınarak, mizanpajı yeniden yapılmıştır.

Page 3: Sivasın Sesi - Sivasın Sesi - Sivasın Sesicıyla bir de 500.000 liralık eşya piyangosu düzenle-dik. Elimizdeki bütün biletlerin satılamaması yüzün-den piyango tarihini,

1

BU SAYIDA

Amacımız .............................................2

Sivas, En Eski Uygarlıklar Kenti .........3

Demir ve Çelik Ülkesi .......................10

Sivas’ın Tarımsal Ürünleri .................13

Ozanların Dilinden .............................15

Sivas Folkloru ....................................17

Sivas Düğünleri ..................................23

Sivas Türküleri ...................................27

Ankara’da Bir Öğrenci Yurdu

Yapılmasını İstiyoruz .........................28

Sivas Dürüşşifası ................................29

Sivas’ın Bir «Dört Eylül» Üniversitesine

İhtiyacı Var .........................................30

«SİVAS’IN SESİ» ÖZEL SAYISI

Sahibi:Sivas Öğrenci Koruma ve

Yardımlaşma Derneğiadına

Şefik SOYUYÜCE

Sorumlu Yönetmen:ERDOĞAN ALKAN

Yazı İsleri Yönetmeni:Alâettin TANAYDIN

Teknik Sekreter:L. Alim ERSOY

Desenler:İsmet ÖZBANAZI

Yönetim Yeri: Karanfil Sokak 44/4

Dizildiği ve Basıldığı Yer: Ulusoğlu Mat. - Ankara

Page 4: Sivasın Sesi - Sivasın Sesi - Sivasın Sesicıyla bir de 500.000 liralık eşya piyangosu düzenle-dik. Elimizdeki bütün biletlerin satılamaması yüzün-den piyango tarihini,

2

AMACIMIZ

Ankara’da bir Sivas öğrenci yurdu yaptırmak, Si-vaslılar arasında birlik ve dayanışma sağlamak, ken-timizin folklorunu yaymak ve yaşatmak, Sivas’ta bir üniversite açılması konusunda yardımcı olmak ama-cıyla 1967 yılı Nisan ayında «Sivas Öğrenci Koruma ve Yardımlaşma Derneği» adıyla bir dernek kurul-muştur. Yukarda saydığımız amaçların gerçekleşti-rilmesi herşeyden önce sayın kentlilerimizin çaba ve yardımlarına bağlıdır, derneğimiz sadece sizlerin bu çaba ve yardımlarınızın gerçekleştirilmesinde aracı olacaktır.

Yurt yapımıyla ilgili olarak Ankara’nın Bülbül-deresi semtinde 657 M² lik bir yurt arsası satın alın-mıştır. Sayın hemşehrimiz Yük. Müh. Mimar Doğan Ersoy tarafından ücretsiz olarak yapılan yurt binası plân ve projesi uygulama alanına konmuş, arsanın temel kazılarına başlanmıştır. Zemin katının dışına 6 katlı olarak yaptırılacak olan yurt en az 500 öğrenci-mizi barındırabilecek genişlik ve rahatlıktadır.

Derneğimizin kararlı çalışmasını gören Sivas Valiliği ve Belediyesi bütçesine 200.000 lira, Özel İdare ise 45.000 lira ödenek koymuş ve peyder pey ödemelere başlamıştır.

Derneğimiz ayrıca her yıl, Özel İktisat, Dişçilik ve Eczacılık Yüksek Okullarında maddî durumları elverişli olmayan 4 öğrencimizin ücretsiz okumasını sağlamıştır. 1969-70 öğrenim yılı için 3 öğrencimize

daha ücretsiz okuma olanağı sağlanacaktır.

Sivas’ta bir «Dört Eylül Üniversitesi» açılması konusundaki çalışmalarımız Sivas’ta kurulmuş bulu-nan «Dört Eylül Üniversitesi Kurma ve Yaşatma Der-neği» ile işbirliği yaparak yürütülmektedir.

Yurt yapımı için gerekli paranın sağlanması ama-cıyla bir de 500.000 liralık eşya piyangosu düzenle-dik. Elimizdeki bütün biletlerin satılamaması yüzün-den piyango tarihini, uzatmak zorunda kaldık. Sosyal bir amacın gerçekleşmesi uğruna yapılan bu gecikme-nin bütün hatasını hemşehrilerimizin bizde aramaya-caklarını, bu konuda da bizlere yardımcı olacaklarını umuyoruz.

Kentimizle ilgili sorunların çözümlenmesi konu-sunda hemşehrilerimizin her zaman birlik ve dayanış-ma ruhu içinde olduklarına, bu birlik ve dayanışmayı her şeye rağmen sürdüreceklerine inancımız sonsuz-dur.

El ele, omuz omuza, sırt sırta verelim, kafamızı, gücümüzü birleştirelim, yurt yapısının ilk harcını biz karalım, Dört Eylül Üniversitesi’ne ilk tuğlayı biz ko-yalım ve bu iki yapı iki anıt gibi yükselsin.

Saygılarımızla

Yönetim Kurulu

Page 5: Sivasın Sesi - Sivasın Sesi - Sivasın Sesicıyla bir de 500.000 liralık eşya piyangosu düzenle-dik. Elimizdeki bütün biletlerin satılamaması yüzün-den piyango tarihini,

3

Büyük bir kesimi İç Anadolu Bölgesinin Yukarı Kızılırmak Bölümündedir. Kuzey ke-simleri Karadeniz Bölgesi, Güney-Doğu ve güney kesimleri Doğu Anadolu bölgesi sınırları içinde kalır.

Kent’te yazlar sıcak ve kurak, uzun sürer kışlar soğuk ve karlı geçer. Yıllık yağış tutarı 450 mm. kadardır. Sivas hayli soğuk illerimiz-den biridir. Bazı yıllarda karlı mevsimin Nisan ayına kadar sürdüğü görülür.

İl Türkiye’nin en engebeli köşelerinden biridir. Kösedağı, Tekeli Dağı, Aşmalı Dağı, Yıldız Dağı Kelkit Irmağı Kızılırmak arasında uzanan belli başlı dağlardır. Kızılırmak Nehri-nin güney kesiminde ise Gürlevik ve Tecer dağ-ları uzanır. Bu sıra dağları arasında irili ufaklı yaylalar yer alır. İl topraklarında en çok buğ-daygiller ekilir, geniş ölçüde hayvan beslenir. Divriği’nin demir madeni, Gemerek ilçesindeki linyit yatakları ilin yeraltı zenginliklerini mey-dana getirir.

Başta Kızılırmak olmak üzere Fırat’a dö-külen Çaltı, Tohma suları il topraklarını sulayan belli başlı akarsulardır.

YÖRENİN TARİHÇESİ :

Sivas kentinin kuruluş yılları çok eski za-manlara dek iner. Romalılar devrindeki adının ne olduğu bilinememektedir. Osmanlılar dev-rinde kente Sebaste adı verilmekteydi. Birçok yolun kavşağında bulunan Sivas eski devirlerde önemli bir ticaret merkeziydi. II. yüzyıldan son-ra hıristiyanlar kente yerleşmişler ve IV. yüzyıl-da, Nicinius zamanında kentteki hıristiyanların büyük bir kısmı öldürülmüşlerdir. Bizansın ege-menliği sırasında Sivas önemli bir piskoposluk merkezi oldu. VI. yüzyılda Jüstinyen kent sur-larını yeniden onarttıysa da bu durum Sivas’ın 575 yılında İran Kralı I. Keyhüsrev tarafından

Sivas En Eski Uygarlıklar Kenti

Page 6: Sivasın Sesi - Sivasın Sesi - Sivasın Sesicıyla bir de 500.000 liralık eşya piyangosu düzenle-dik. Elimizdeki bütün biletlerin satılamaması yüzün-den piyango tarihini,

4

alınmasına engel olamadı. VIII. yüzyılda kent Arap-ların bir çok saldırılarına uğradı. Ermeni kralı Sene Kerim Hovhannes Sivas bölgesinde önemli bir kral-lık kurdu ve bu yeni Devletin merkezi Sivas oldu. 1059 yılına kadar süren bu devlet bu yılda Türk Sel-çukluları tarafından yıkıldı. Trabzon ve çevresinde kurulan egemenlik sınırları Sivas’ı da içine almıştır. 1070 yılında Komnenler Türkler tarafından bozguna uğratılmıştır. 1071’de Selçuk Türklerinin eline geçen Sivas 1081 de Danışment Beyliğinin merkezi olmuş bir ara İlhanlıların baskınına da uğramıştır. XIV. yüzyılda Kadı Burhanettin Hükümetinin yönetimine girmiş XV. yüzyılda ise Yıldırım Bayezit tarafından Osmanlı topraklarına katılmıştır. Timurlenk 1400 yı-lında kenti 20 gün süren bir kuşatmadan sonra ele geçirmiştir. Osmanlıların yönetimi sırasında Osman-lı Merkezini İran’a ve Bağdad’a bağlayan önemli bir yol üstünde bulunduğu için büyük bir ticarî değer taşımıştır.

Sivas Kurtuluş savaşında da büyük kahraman-

lıklar göstermiş bir ilimizdir. Türkiye’nin düşman işgalinden kurtarılmasını ve ulusal bütünlüğe kavuş-masını kararlaştıran kongrelerden biri 4 Eylül 1919 tarihinde Sivas’ta yapılmıştır.

KENTTE TARİHSEL ESERLER:

Kale: Aşağı ve Yukarı Kale olmak üzere iki kı-sımdır. Aşağı kalenin 5 kapısı vardır. Sur yüksekliği 25 metredir. Bizans İmparatoru Jüstinianus, Danış-mentoğulları, I. Alâeddin Keykubat ve Kadı Burha-nettin zamanında onarılmıştır. Kale duvarlarından bugün hiç bir iz kalmamıştır.

Şîfaiye: 1217 yılında Selçuk sultanlarından I. İzzettin Keykavus tarafından hastane olarak yap-tırılmıştır. İçinde İzzettin Kevkavus’un türbesi bu-lunmaktadır. İçi tuğla ve mozayiklerle süslenmiştir. Devrinin en ünlü ve eski bir kurumu olup yakınında hamam, medrese, cami v.s ile bir bütün olarak ince-lenir.

Çifte Minare: 1271 yılında Selçuk vezirlerinden

Page 7: Sivasın Sesi - Sivasın Sesi - Sivasın Sesicıyla bir de 500.000 liralık eşya piyangosu düzenle-dik. Elimizdeki bütün biletlerin satılamaması yüzün-den piyango tarihini,

5

Şemsettin Mehmet tarafından yaptırılmıştır. Dikdört-gen şeklinde olan yapı tamamiyle yıkılmış yalnız ön yüzü, 2 minaresi ayakta kalmıştır. 20 metre yüksek-liğindeki kapısı taş oymacılığının en güzel örneğidir. Kapının 2 yanında zarif tuğlalarla yapılmış, çinilerle süslenmiş tek şerefeli iki minaresi vardır.

Bürüciye Medresesi: 1271 de Selçuk ve zirle-rinden Muzaffer Baruçirci tarafından yaptırılmıştır. Giriş kapısı sarımsı kumlu taşlardan çok ince bir şe-kilde süslü olarak yaptırılmıştır. Avlu çevresinde Ko-rint üslûbunda sütun başlıklarının taşıdığı revaklar ve bunların gerisinde hücreler vardır. 4 eyvanlıdır. Türbe kısmında çok nefis çinileri bulunur. Yanında, doğu bitişiğinde Osmanlılar devrinde yapılan bir ha-mam vardır.

Gök Medrese: 1271 yılında Giyaseddin Kevhüsrev’in vezirlerinden Sahip Ata tarafından yaptırılmıştır. Yapının ön yüzü ince geometrik oyma-larla, yaprak ve ayrıca hayvan başları şekillerinden pano ile süslenmiştir.

Selçuk Türk sanatının şaheserlerinden biridir. Kapının iki yanında tuğlalarla örülmüş, çinilerle süs-lü iki yüksek minare bulunmaktadır. Mescit yüksek kubbeli olup çinilerle süslenmiştir. Ortada bir havuz bulunmaktadır. 4 eyvanlıdır.

CAMİLER:

Ulu Cami: XII. Yüzyılda Danişmentoğulları devrinde yapılmıştır. Minaresi XIV. yüzyıldandır. Minarenin orta yerinde çinilerle süslü kufi yazıtlı bir kemer bulunmaktadır. Caminin plânı enliğine salim-lidir. İçersinde 5 sıra enine 9 sıra uzunluğuna yer alan 45 yontma taştan yapılmış, ayak üzerine kurulmuş kemerler vardır. Eğri minaresi ile ünlüdür.

Meydan Camii: 1562 yılında Kanunî Sultan Süleyman’ın vezirlerinden Koca Hasan Paşa tarafın-dan yaptırılmıştır. Cami dikdörtgen şeklinde taştan yapılmıştır. Kubbesi yoktur. Çatı; kaim, dörtköşe sü-tunlar üzerine oturtturulmuştur. Karşısında türbe ve hamamı vardır.

Gök Medrese

Page 8: Sivasın Sesi - Sivasın Sesi - Sivasın Sesicıyla bir de 500.000 liralık eşya piyangosu düzenle-dik. Elimizdeki bütün biletlerin satılamaması yüzün-den piyango tarihini,

6

Kale Camii: 1580 yılında III. Murat’ın vezirlerinden Mahmut Paşa tarafından yap-tırılmıştır. Kubbesi kurşundan, minaresi tuğladan yapılmıştır. Son cemaat yeri eski şek-lini kaybetmiştir.

Ali Ağa Camii: XVI. yüzyılda Behranı Paşa’nın oğlu Mustafa Bey tarafından yap-tırılmıştır. Kubbesi kurşunla kaplıdır. Mimar Sinan’a ait olduğu söylenir.

Yeni Cami: XVIII. yüzyılda Sivas eşrafından Selim Ağa’nın eşi Alime Hatun tara-fından yaptırılmıştır. Son zamanlarda yeni baştan onarılmıştır.

TÜRBELER:

İzzettin Keykâvus Türbesi: Şifaiye Medresesinin içindedir. Büyük taşlardan yapıl-mış üst tarafı tuğlalarla örtülmüş koni şeklinde yüksek bir kubbeyle kaplanmıştır. İçersi mavi, siyah çinilerle süslenmiştir. Cephe kısmındaki yazıtlar üstün birer sanat eseridir. Türbenin içinde 13 çini mezar vardır.

Muzaffer Burucerdi Türbesi: Buruciye Medresesinin içindedir. Kubbesi tuğla ve çiniden yapılmıştır. Türbenin içinde iki mezar vardır.

Page 9: Sivasın Sesi - Sivasın Sesi - Sivasın Sesicıyla bir de 500.000 liralık eşya piyangosu düzenle-dik. Elimizdeki bütün biletlerin satılamaması yüzün-den piyango tarihini,

7

Güdük Minare: 1347 yılında Alâeddin Erdana’nın oğlu Şeyh Hasan için türbe olarak yapıl-mıştır. Cephesi tamamen mermerdir. Üzeri 10 metre yüksekliğinde tuğladan, geometrik süslemeli, üstü-vane şeklinde, dıştan pirarmdol, içten kubbeli türbe-nin içinde kara mermerden yapılmış sanduka vardır. Abidevî bir yapıdır.

Behram Paşa Hanı: 1573 yılında Behram Paşa tarafından yaptırılmıştır. Taştan iki katlı ve çok sağ-lam bir şekilde yapılmıştır. Orta yerde üstü büyük bir avluyla, bunun etrafında odalar bulunmaktadır.

Kurşunlu Hamamı (Behram Paşa Hamamı): 1576 yılında yapılmıştır. Osmanlı mimarisinin güzel bir örneğidir.

İnkilâp Müzesi: Sivas Kongresinin toplantı sa-lonu ve Atatürk’ün odası bugün müze haline getiril-miştir.

GEZİ YERLERİ:

Kale Parkı: Eski Sivas Kalesi, bugün Belediye Parkı haline getirilmiştir.

YÖREDEKİ TARİHSEL YERLER VE ESERLER:

Divriği: Sivas’ın 181 km. güney doğusundadır. 1070 de Türklerin eline geçen Kentin adı Bizanslılar devrinde Tephrike idi. 1252 yılında Mengüçek Emir-liğine bağlanan Divriği’de birçok eserler yapılmıştır. Bir aralık Moğolların istilâsına uğrayan kent, daha sonra Sivas, Eretna ve Kadı Burhanettin Emirliği-nin egemenliği altına girmiştir. 1516 yılında I. Selim devrinde Osmanlı topraklarına katılmıştır.

Başlıca Eserler:

Kale: Mengüçekoğulları tarafından XIII, yüzyıl-da yaptırılmıştır. Kale’de Mengüçeklerden Seyfüddin Şahinşah tarafından yaptırılan Cami bulunmaktadır.

Çifte Minare

Page 10: Sivasın Sesi - Sivasın Sesi - Sivasın Sesicıyla bir de 500.000 liralık eşya piyangosu düzenle-dik. Elimizdeki bütün biletlerin satılamaması yüzün-den piyango tarihini,

8

Ulu Cami: Divriği’de bulunan Ulu Cami, Selçuk Mimarî ve süsleme sanatının bir şaheseridir. Süley-man Şahın oğlu Ahmet Şah tarafmdan l228 yılında, bir kısım Darüşşifa (Prenses Turan Melik Darüşşifası) olmak üzere birbirine bitişik iki kısımdan ibaret olan bu bina dikdörtgen plân üzerine yaptırılmıştır. Cami-inin üç kapısı vardır. Bu kapılardan kuzey doğudaki Taç Kapısı, çiçek ve geometrik motiflerle süslenmiş, taş oymacılık sanatının güzel bir örneğidir. Camiye bitişik olarak yapılan Şifahane o zamanın hastanesi ve medresesi ödevini görmekte olup Ahmet Şahın karısı tarafından yaptırılmıştır. Hayvanları betimleyen ka-bartmaları ile ünlüdür.

Süte Melik Türbesi: 1168 yılında Emin Seifüd-din Şahin Şah bin Süleyman tarafından yaptırılmıştır. Sekizgen plânlıdır.

Diğer Eserler: Hisar Camiî 1180 yılında Mengü-çekler devrinde, Kemâlettin Türbesi 1191’de ve Ke-man Kaş 1241 yılında yapılmıştır.

Hanlar: Sivas-Tokat yolunda Yeni Han, Sivas-Malatya yolunda Serçe Han, Tecer Han, Yazı Han Sel-çuk eserleridir. Kangal’ın Alaca köyündeki Alaca Han, Osmanlılar ve Kangal’ın Ağaca köyündeki Ağaca Han ise Bizanslılar tarafından yapılmıştır.

Şarkışla: Sivas’ın Yukarı Kızılırmak bölümün-de bulunan ilçesidir. Demiryolu ve karayolu üzerinde bulunan ilçe Sivas’ın ekonomik hayatında önemli bir yer tutar. Özellikle halıcılık bakımından ilgi çekici-dir. Şarkışla halıları her tarafta ısrarla aranmaktadır. İlçe’nin içinde bir Halı Fabrikası vardır. Ayrıca evlerde halk tezgâhla halı dokur. İlçenin Dölek kesiminde Hi-tit devrinden kalma eserler çıkarılmıştır. Türkiye’nin ünlü Halk şairlerinden olan ve şiirleri bir çok dillere çevrilmiş bulunan Aşık Veysel Şatıroğlu bu ilçenin Sivrialan köyündendir. İlçede genel olarak, buğday-giller ve şeker pancarı ekimi yapılır.

Page 11: Sivasın Sesi - Sivasın Sesi - Sivasın Sesicıyla bir de 500.000 liralık eşya piyangosu düzenle-dik. Elimizdeki bütün biletlerin satılamaması yüzün-den piyango tarihini,

9

SUŞEHRİ’Nİ ÖZLEYİŞ

Uzakta, Çok uzakta,Türklüğün kâbesi Anadolu’nun, Takriben ortasında; Köse dağının arkasında Bilinmiyen bir cennet var.. Suları başka, Rüzgârı başka, Kuşların ötüşü başka, Hasılı;Her şeyi bambaşkaBir yer var..Burada,Anam varKardeşim varKırk yıldır hatır saydığım,Konu komşularım var..Kapısının önünde,Çelik çomak oynadığımDoğduğum ev,Meyvasını teklifsiz yediğim,Bağım var..

L. Âlim ERSOY

Page 12: Sivasın Sesi - Sivasın Sesi - Sivasın Sesicıyla bir de 500.000 liralık eşya piyangosu düzenle-dik. Elimizdeki bütün biletlerin satılamaması yüzün-den piyango tarihini,

10

Sivas'ta yeni bir Çelik Sanayii kurulması hak-kında ön rapor başlığı altında Metalurji Yüksek Mü-hendisi Sayın Nejat Türkan ve yardımcıları tarafın-dan hazırlanan ve çok değerli bilgileri ihtiva eden görüşleri, bizi «Türkiye’de siyasî yatırım mı yoksa millî menfaatlere yönelmiş bir yatırım mı tercih edi-lecektir» diye düşünceye sevk etti. Verilecek karar iktidar için olduğu kadar idarî ve teknik sorumluluğu olan makamların da siyasî baskı karşısında bir imti-hanı olacaktır.

Sanayiden yoksun doğu illeri ve onların kapısı olan ve her türlü vasıfları ve imkânları ile Üçüncü Demir Çelik tesislerinin kurulmasına müsait Sivas'ın bu defa da atlatılması devlet sorumluluğu ile kabili telif olamaz. Sanayiin kurulması için, imar ve geliş-me için demir ve çimento ile yeter enerji vazgeçile-mez unsurlardır. Bunlardan demirin ve çeliğin ham cevherden istihsal edilmesi için taş kömüre ihtiyaç vardır. Türkiye'de ilk demir çelik tesisleri kurulurken demir mi kömürün, kömür mü demirin yanına geti-

DEMİR VE ÇELİK ÜLKESİ

Yazan: ŞEFİK SOYUYÜCE

Page 13: Sivasın Sesi - Sivasın Sesi - Sivasın Sesicıyla bir de 500.000 liralık eşya piyangosu düzenle-dik. Elimizdeki bütün biletlerin satılamaması yüzün-den piyango tarihini,

11

rilmelidir münakaşasında maalesef her iki seferinde de demir kömürün yanına götürülmüştür. Bu defa bir başka durum varki o da kömürden uzak iki bölgeden birini tercih etmek zorunluluğunun sun’î olarak yara-tılmış olmasıdır.

Güney illerinde varlığı yıllarca evvelden bilinen demirin mevcut tesislere taşınması iktisadî olmadığı için ele alınmamış Sivas’ın kullanılması tercih edil-miştir. Ulaştırma araçları Sivas’tan dolu gitmekte boş dönmektedir. Ulaştırma prensipleri bakımından, bu büyük bir hatadır. Üçüncü demir çelik Sivas’ta kuru-lursa yıllardan beri devam eden bu hata kendiliğinden düzelecektir. Bir an için üçüncü demir çeliğin güney illerine veya Ege illerinden birine yapıldığını kabul edelim. Bu defa ikinci bir hata ile yeniden boş dönen ulaştırma araçları meselesi ortaya çıkacak veya Sivas demirine paydos deyip yeni cevherler kullanılacaktır. Bu ise yukarıda izah edildiği gibi öteden beri navlun bedeli farkı sebebi ile iktisadî görülmemiştir. Bu yola sapmak iktidarlar için büyük hata olur. Bu sebeple bölgelerden birini tercih etmek problemi siyasî yatı-rım için sun’î olarak yaratılmıştır diyebiliyoruz. Doğ-ru şekil, matematik bir netice olarak üçüncü tesisin

Sivas’ta kurulmasıdır, akılda, mantıkta bunu emreder. Doğu illeri her iktidar devrinde sanayiden ve ulaş-tırma sisteminin rahatlıklarından nasibini alamamış, halkın geçim sıkıntısı karşısında batıya iş bulmak için göç etmesine sebep olmuştur. İstanbul’un İzmir’in Ankara’nın ve gece kondusu bol olan bütün diğer il-lerin gece kondu sakinlerini tasnif ediniz % 92’si Yoz-gat, Kayseri hattının doğusundadır.

Artık doğuya da yönelmek sanayi için lüzumlu, demir çelik ve bunların yan sanayinin kurulmasını doğunun kapısında kurarak toprakları verimsiz olan bu illerin eli nasırlı insanlarına çalışma sahası açmak millî bir vazifedir. Üçüncü demir çelik tesisi Sivas’ta kurulunca doğuya iş sahası açılır mı diye düşünme-mek gerekir. Elbette açılacaktır, çünkü her sanayi ile paralel bir seri yan sanayi ve yardımcı çalışmalar ve yeni kurulacak diğer sektörlerdeki tesislerin ucuza mal edilmesi gibi sebeplerle orta ve doğu Anadolu’da mantar gibi sanayi kolları türüyecektir. Elbettekî dev-letinde bu bölgede sanayi kurulması için vergi indi-rimi, ulaştırma kolaylık ve ucuzluğu ve iyi bir kredi politikası gibi yardımcı unsurları harekete geçirmesi vazgeçilmez devlet sorumluluğu olacaktır.

Page 14: Sivasın Sesi - Sivasın Sesi - Sivasın Sesicıyla bir de 500.000 liralık eşya piyangosu düzenle-dik. Elimizdeki bütün biletlerin satılamaması yüzün-den piyango tarihini,

12

Ege illeri ve Güney illeri ziraî ve sınaî bakım-dan orta ve doğu Anadolu ile mukayese edilemiyecek kadar mamur ve ileridir. Artık orta Anadolu’nun ve doğunun dertleri ve sorunları ele alınmalı sorumlular siyasî sebepler dışında millî bir davranışla üçüncü de-mir ve çelik tesisini Sivas’a kurmaya karar vermeli-dir.

Yabancı uzmanları getirmek onlar ne derse o ol-

sun demek fikrini benimsiyemiyoruz. Bence bu, neti-cesi belli oyunun kamuflajı ve siyasî baskı karşısında mesuliyeti alamamanın korkaklığıdır. Türk teknik adamları ve onların incelemeleri kâfi tutamak verecek kadar derin, ilmî ve sarihtir.

Sivas saklanmıştır, istiyor, sorumlularının başarı-lı imtihan vermesini bekliyoruz. (1)

(1) Bu yazı Sivas’ın Sesi’nin ilk sayısından alınmıştır.

Page 15: Sivasın Sesi - Sivasın Sesi - Sivasın Sesicıyla bir de 500.000 liralık eşya piyangosu düzenle-dik. Elimizdeki bütün biletlerin satılamaması yüzün-den piyango tarihini,

13

Gelişmekte olan ülkeler için herşeyden önce önemli olan yatırım mallarıdır. Yani kalkınmayı, endüstri mal-ları üretimini sağlayacak makina ve ekipmanın temini gerekir. Sanayi ülkesi olmadığımıza göre bu makina ve ekipmanı sanayi ülkelerinden satm almamız gerekir. Ne ile? Tarımsal ürünlerden sağanan gelirle. O halde verim-li, rantabl işleyen tarımsal bir ekonomi kaçınılmaz zo-runluluktur.

Sivas da diğer pek çok illerimiz gibi bir tarım kenti-dir. Türkiye’nin başlıca buğday alanlarındandır. 1969 yılı buğdaygiller üretimi 451.056 tondur. Buğdaygiller ekilen alanlar toplamı 437.203 hektardır. Hektar başına buğday verimi ise 971 kg.’dır. Diğer illerin verimine göre düşük bir tutardır. Örneğin hektara buğday verimi Konya’da 1.239, Kütahya’da 1.071, Malatya’da 1.040, Kayseri’de 1078’dir. Kentimizde düşük olan bu buğdaygiller verimi-nin artırılması Sivaslı çiftçinin tarımsal kredilerden daha adil bir oranda yararlandırılmasına, seleksiyone tohum dağıtılmasına, ciddi bir tarımsal mücadeleye, yoğun ta-

SİVASIN TARIMSAL ÜRÜNLERİ

Öküzün Destanı

Dağdan kütür kütür hezen indirirİrençberler hoşça tutun öküzü Her evin evliğin öküz döndürür İrençberler hoşça tutun öküzü

Öküzün damını alçacık yapın Yaş koman altında, kuruluk serpin Koşumdan koşuma gözünü öpün İrençberler hoşça tutun öküzü

Pir Sultanım der ki kaynar coşunca Tekne hamur kalmaz ekmek pişince Adem At’öküzün çifte koşunca İrençberler hoşça tutun öküzü

Pir Sultan ABDAL

Page 16: Sivasın Sesi - Sivasın Sesi - Sivasın Sesicıyla bir de 500.000 liralık eşya piyangosu düzenle-dik. Elimizdeki bütün biletlerin satılamaması yüzün-den piyango tarihini,

14

rım yöntemlerinin halka indirilmesine, ürün yazar-lamasının düzgün yapılmasına ve çiftçilerin örgüt-lenmesine bağlıdır.

Sivas’ın 1966 yılı toplam sınai bitkileri üretimi ise 118.075 tondur. Bunun 36.268 tonunu patates, 78.726 tonunu şeker pancarı teşkil etmektedir. Ve-rim durumu ise şöyledir:

Patateste hektara 11.532, şeker pancarında 27.779 dur. Şeker pancarı verimi bakımından Sivas birçok illerden daha avantajlı durumdadır. Kentin toplam bakliyat üretimi ise 13.969 tondur. Fasulye, mercimek, nohut, jif, burçak başlıca baklagillerdir.

Meyve üretiminde ise, 665 tonu üzüm olmak üze-re 3.294 tondur. 2.053 ton da kavun üretilmektedir.

Sivas’ın toplam süt verimi 127.770 tondur. Ya-pağı üretimi 1.970, kıl üretimi 560, tiftik üretimi 20 tondur. 1966 yılı içinde 188 ton bal 56.300 bin yumurta üretilmiştir.

1.451.470 koyun, 722.100 kıl keçisi, 14.720 tiftik keçisi, 866.060 sığır ve 41.160 manda vardır. Kentin tarımsal bakımdan gelişmesi üretimini bit-kisel ürünlerden hayvansal ürünler talebi esnek, dış piyasalarda her zaman sürüm alanı bulabilen yük-sek gelirli ve besleme özü yüksek olan ürünlerdir. Türkiye Ortak Pazara girmeye hazırlanmaktadır. 1969 yılı Aralık ayında hazırlık töreni bitecek geçiş törenine girilecektir. Ortak Pazarda ise et, özellik-le sığır eti, hayvan yağı, sakatat açığı vardır. Sivas kesimlik hayvan yetiştiriciliğini geliştirdiği takdir-de tarımsal gelirlerden kazancı artmış olur. Demir Çelik endüstrisi ve hayvansal ürünlere dayalı bir ekonomi gerçekleştirilebildiği takdirde Sivas eko-nomik süreç içinde yitirdiği yeri yeniden kazanabi-lir. Ekonomik gelişmenin ana şartı ekonomi politik mekanizmanın iyi kavranmasına, gerek endüstri, gerek sanayi alanında örgütleşmeye, bilinçlenmeye bağlıdır

Page 17: Sivasın Sesi - Sivasın Sesi - Sivasın Sesicıyla bir de 500.000 liralık eşya piyangosu düzenle-dik. Elimizdeki bütün biletlerin satılamaması yüzün-den piyango tarihini,

15

Köroğlu izin ver yüreğimdeki yasa, Geçeyim Sivas’a.Koca göklerim büyüsün daha biraz,Düşeyim bir vatan gibi ortasına vatanın. Gözleri kocaman kocaman olur değil mi Koca gökler altında yatanın?

Şaşırırsın köyünü yolda kartallar olmasa,Kader gibi bir gök düşmüş Sivas’a.Hüküm sürer yüzyılların ardından,Havada bir devlet.Uyanan zümrüt maviliğe karşıUyur tenbel bereket.

Kime dert bu çıplak ovalar, kime tasa, Gider önünden düzlükleri, varamazsın Sivas’a.Uğruna nice beyler vurulmuş, Hiç gelir mi Kızılırmak efsanesinden sesin?İnlesin kara toprak dağ dağ Bırak inlesin.

Şahikalar birleşmiş, olmuş tanrılara masa, İnsan ekmeğini koyabilir Sivas’a. Geçit vermez kışın karlar, rüzgârlara bilem,Kaplar ayları bembeyaz bir düşünmek. Yazın da geçilmez bir yönden bir yönehemşerim,Öylesine yonca, öylesine çiçek.

Saati çalmış meçhullerin hülâsaBen gidiyorum Sivas’a. Zamanlarla boşum, cihan cihan, Gururla, esaretle doluyum, bir korsan gemisi kadarDestanlarla susmuşum,Orta Anadoluya bir çift sözüm var..

Ozanların dilinden

SİVAS

FazılHüsnüDAĞLARCA

Page 18: Sivasın Sesi - Sivasın Sesi - Sivasın Sesicıyla bir de 500.000 liralık eşya piyangosu düzenle-dik. Elimizdeki bütün biletlerin satılamaması yüzün-den piyango tarihini,

16

TÜRKİYEMDüşe kalka oynadım Mor menekşeli derelerinde; Sevmeyi sende öğrendim... Savruk esen rüzgârlara, Uçan kuşlara, yalvardım. Hıçkırıklar arasında, Mutluluğunu aradım,.,.

Yaprak yaprak yeşeren umutlarımı Bulutlar aldı götürdü.. Kurudu göz pınarlarım, Türkiyem,Dertlerin beni bitirdi...

Seni duymamak elde mi? İçtiğim su, nefes aldığım hava, Bağrıma basacağım topraksın... Gök sende başka mavi Yağmur sende başka yağar.. İki gözüm Türkiyem! Allah’ın güzelliği sende mi?

L. Âlim Ersoy

Page 19: Sivasın Sesi - Sivasın Sesi - Sivasın Sesicıyla bir de 500.000 liralık eşya piyangosu düzenle-dik. Elimizdeki bütün biletlerin satılamaması yüzün-den piyango tarihini,

17

Sivas ozanlar kentidir. Suyundan mı, toprağın-dan mı, neden bilinmez, ama bilinen bir şey vardır. Bu kentin topraklarında sarı çiğdem, mor menekşe, madımak ve ozan biter. Şimdi Sivas’ın kimbilir han-gi ilçesinin hangi köyünde adını henüz duymadığı-mız bir ozan yetişiyor. Yetişenler içinde de adı yayıl-mamış olanlar yok mudur? Vardır. Onu dedelerimiz, belki onların da dedeleri biliyordu, şiirleri, türküleri derlenmeden yitip gittiler. Bu yitik ozanların türkü-leri belki hâlâ dillerde, belki başka bir sazın teline düştü. Bırakalım yitiklerin anılarını Kızılırmak söy-lesin. Biz adını bildiğimiz ozanları yad edelim. Daha özden olması için aklımıza geldiği gibi, kronolojik ya da isim dizisi aramadan yazalım.

SERDARİ

Halk ozanları genellikle kendi adlarını kullan-mazlar şiirlerinde. Bir takma ad beğenirler ve edebi-yata da bu takma adla geçerler. Serdari de Şarkışlalı Hacı’nın mahlasıdır. O’na kimileri Hacı Ağa, kimile-ri Hacı Emmi, kimileri de Çolak Hacı derdi. Neden Çolak Hacı? Önceleri küçük Hacıydı onun adı. Ele avuca sığmayan bir çocuktu. Bir gün bir ağaca tır-manmış küçük Hacı. Alın yazısı buya, düşmüş ağaç-tan, kırılmış kolu. İlçede doktor yok. İlçede ilâç yok. Kara bili bir yandan. Yoksulluk bir yandan. Götüre-memiş babası Sivas’a. Kangıran olmuş sonunda Kü-çük Hacının kolu. Bir kırıkçıya göstermişler. Kolu kesmek gerek demiş kırıkçı. Çaresiz razı olmuş Kü-

SİVAS FOLKLORU

Sivas’ın Halk OzanlarıErdoğan ALKAN

Page 20: Sivasın Sesi - Sivasın Sesi - Sivasın Sesicıyla bir de 500.000 liralık eşya piyangosu düzenle-dik. Elimizdeki bütün biletlerin satılamaması yüzün-den piyango tarihini,

18

çük Hacı. Ama bir kalbur pürçüklü istemiş kolunun kesilmesine karşılık. Pürçüklüyü koymuşlar Küçük Hacının yanına. Uyuşturacak ilâç ne gezer. Bir elin-de pürçüklü, sıkmış dişlerini Küçük Hacı. Kol git-miş ve Küçük Hacı Çolak Hacı olmuş. Bütün bunlar yoksulluktan olmuş. Küçük Hacı Çolak Hacı, Çolak Hacı Serdari olmuş. Okuma yazma bilmezdi Serda-ri, çünkü o zamanlar okuma yazma sadece zengin-lerin tekelindeydi. Serdari bostan ekip tarla sürerek geçinirdi. Yoksulluğuna bakmadan kadının kızına tutuldu Serdari. Sen misin kadı kızım seven, soluğu zindanda aldı. Yıllarca zindanda yattı. Yar olur mu yoksula kadı kızı? Hem kızı everdiler başkasıyla, hem zindana attılar Serdari’yi. Ve sonunda ozan kadı kızı sevmemeye tövbe etti. Bir kaç kez evlendi, ço-luk çocuk sahibi oldu, torun torba sahibi oldu. Yok-sul doğdu, yoksul yaşadı, yoksulluğu yazdı ve 1921 yılında yoksul öldü. Ölmeden önce dedi ki :

Serdari halımız böyle n’olacakKısa çöp uzundan hakkın alacak Mamurlar yıkılıp viran olacak Akıbet dağılır ilimiz bizim

Babasının ölümünden sonra Serdarinin kızı Ayşe Atatürke şu arzuhali, yazdı fakat gönderemedi :

Ben bir kolsuz Serdari’nin kızıyım Ak kâğat üstünde kara yazıyım Yokluğun elinden nasıl geziyim Böylece malûmun olsun Atatürk.

RUHSATÎ

“Hiç kimse o yardan alamaz miras / Deliktaş’ta şu Ruhsatî var iken” demiş ama, yine de alamamış yardan mirasını.

Asıl adı Mustafa. Bir takma ad bulması gerek. Bu takma adın diğer ozanların adlarına da benzemesi gerekti. Bu yüzden ilk şiirlerinde İcâdî, daha sonra da Cehdî mahlaslarını kullanmış, sonunda Ruhsatî’de karar kılmıştır. Ruhsatî Deliktaşlıdır. Deliktaş Kangal ilçesinin köyüdür. Değirmenci çıraklığı, davar ço-banlığı yaparak geçinen ozan âşıklığı Noksanî’den, saz çalmayı da Kusurî’den öğrenmiştir. Çocukluğu Mustafa Ağa’nın yanında yanaşma olarak geçmiştir. Saz çalmaya başlayınca da almış başını gurbet ille-ri dolaşmış. Çok adam tanımış, çok canı yanmış. Ve demiş ki :

Kimse bilmez kimsenin maksudunu Bilen hani düşmanını dostunu Cümlesi giyinmiş nâmerd postunu Avrat belli değil, er belli değil.

Öyle canı yanmış ki Ruhsatî’nin, kendi hemşeri-lerine bile hicvetmiş:

Olmayasın üç beldenin birinden Darendeden, Divriğiden, Güründen

sözleri Ruhsatinin ünlü bir şiirinden halka mal olmuş, halk deyimi halini almıştır.

Ruhsatî 1911 yılında ölmüştür.

Page 21: Sivasın Sesi - Sivasın Sesi - Sivasın Sesicıyla bir de 500.000 liralık eşya piyangosu düzenle-dik. Elimizdeki bütün biletlerin satılamaması yüzün-den piyango tarihini,

19

MESLEKÎ

Sivasm Kangal ilçesine bağlı Mescitli köyün-dendir. Asıl adı Bekirdir. 1860 yılında doğmuştur. Meslekî bir süre Ruhsatî’ye çıraklık etmiş, bir süre duygularını düşüncelerini ustasının diliyle anlatmış, daha sonra kendi kişiliğine kavuşup, kendi duygula-rını kendine özgü anlatımla dile getirmiştir.

Dolanı dolanı gelir Ölüm yavaşça yavaşça Kalem al da yaz derdini Gülüm yavaşça yavaşça demiş.

Gerçekten de yavaşça gelmiş ölüm, 1930 yı-lında, 70 yaşında iken almış götürmüş; ozanı. Ama ozanlar ölür mü?

MİNHACÎ

Ruhsatinin oğludur. O da babası gibi Kangal il-çesine bağlı Deliktaş bucağındandır. Babasının sözü-nü tutan hayırlı bir evlâttır. Hangi sözü diyeceksiniz? Bakın babası Ruhsatinin öğüdüne :

Benim oğlum, meydana gel aşık ol Çıkarma karayı, bağla bir zaman. Aşk dediğin elde büyük sermaye Coşkun sular gibi çağla bir zaman.

Oğul babanın sözünü tuttu, âşık oldu, çok sev-di, ama hep karşılıksız kaldı bu aşklar ve hep karalar bağladı.

Kanlı zalim bir gün bana Er demedin, er demedin Eller gibi candan sevip Yâr demedin, yâr demedin!

Ruhsatî 70 yıl yaşadı, ama bu dünyanın işi belli olmuyor. Oğul babasından önce öldü.

SİVASLI RAHMİ

Rahmî 1870 yılında Sivasta doğmuştur, soyuna sopuna Kızılbaşoğulları denir. Aşkı ve meyi severdi.

Aşk ile hasta-dil olan âşıkınDerdine ebedî şifa yoğ imiş

diyordu.

O’na badeyi bırak diyen dostlarına şu cevabı ve-riyordu:

Devâvm-ı ömrümü muciptir, anla, pendi bırakEfendi! Badeyi, sâkıyı, sazı terk edemem.

Rahmi 1908 sonrasında ölmüştür.

FERYADÎ

1824 ya da 1825 yıllarında doğmuş, 1904 yılında ölmüştür. Ya Kangallıdır, ya da Kangal’da uzun süre yaşamıştır. Ozan Sivaslıdır, ama hangi ilçesindendir, kesin olarak bilinmiyor. Zira torunları Divriği’de ya-şamaktadır. Kusurî ve Ruhsatî’yle arkadaşlık etmiş-tir. Ozan 79 yıl yaşamış, ama dünya, yalan dünya tat-lı, kolay kolay bırakıp gidemiyor insan. Feryadî de

Bağlarıma gazel düştü güz oldu Geçti giden günler ömür az oldu Feryadinin yaraları yüz olduÇekemem bu derdi bölek seninle demiş.

Şimdi Feryadî türkülerde yaşıyor.

Bugün gam yükünün tüccarı geldi Çekemem bu derdi bölek seninle...

ALİ İZZET

Bazan Ali İzzet, Bazan İzzetî adıyla söyler şi-irlerini. Ali İzzet Şarkışla’nın Höyük köyünde doğ-muştur. Doğum tarihi 1902. Halen hayattadır. Mühür Gözlüm adlı türküsü dilden dile dolaşmaktadır. Ana tarafından Aşık Veli’yle, baba tarafından ise Derviş Süleyman’la akraba olduğunu söyler. Ozanda insan sevgisi, birlik, beraberlik duygusu egemendir. Bazı şiirlerinde ise toplumsal olayları, toplumsal gerger-çekleri işlemiştir. Diyor ki :

Millet kan uykuda yurtta soygun var Koyun belli değil, kurt belli değil Her tarafta oylum oylum yangın var Dava belli değil, dert belli değil.

AŞIK VEYSEL

Sivasın Şarkışla ilçesinin Sivralan köyündendir ve çağımız ozanlarının en ünlülerindendir Aşık Vey-

Page 22: Sivasın Sesi - Sivasın Sesi - Sivasın Sesicıyla bir de 500.000 liralık eşya piyangosu düzenle-dik. Elimizdeki bütün biletlerin satılamaması yüzün-den piyango tarihini,

20

sel. Doğa, insan ve tasavvuf ozanı. Doğa renk renktir şiirlerinde.

«Âl yeşil giyinmiş dağlara bir bak Besleyip büyütür yer çiçekleri»

«Mart gelende sarı çiğdem açılır»

Allar, yeşiller, morlar. Bir renk çığlığı.

Ama Veysele sorarsanız o iki rengi hatırlıyor: Kırmızı ve kara. Karayı kömürden, kırmızıyı nüfus kâğıdının üstündeki mühürden. İşte yedi yaşlarında geçirdiği bir çiçek hastalığı yüzünden gözlerini yiti-ren ozanın renk dünyası...

Veysel bizim bildiğimiz boyutlarla anlaşamıyor. Onun kendi boyutları var. Karanlık bir dünya. Boyut olmayınca rüya ve hayâl kalkar. İşte Veysel dalları böyle sever : Hayal bümez ürüyasız. Hayran oldum o dallara. Veysel şakacı, hazır cevap zeki bir insan, iyi bir toprak adamıdır. Onda toprak üretimle birlik-te yar alır. Toprağı ürettiği için sever. Koyun verdi, kuzu verdi, süt verdi. Yemek verdi, ekmek verdi, et verdi. Kazma ile döğmeyince kıt verdi. Benim sadık yarim kara topraktır. Veysel gözleri üstüne çok şaka yapar. Fotoğrafını çeken fotoğrafçılara iyi çıkmazsa fotoğrafını almam ona göre çek der. Bir gün köfte yiyordu, şu bizim bulgur köftesini. Kaşığına üç köf-te gelmiş. “Şu işe bak, kör gibi üç köfteyi birden dol-durmuşum kaşığa” dedi. Çok şey yazıldı, söylendi ozan üstüne. Biz bu yüzden uzatmıyacağız sözü.

TALİBİ COŞKUN

Uzun ve iri bir gezgin vardır. Kendisi ben za-manın Evliya Çelebisi’yim der. Göğsünde istiklâl madalyaları, elinde gümüş saplı bir baston. Evliya Çelebiyim der ama onu hep bir yol üstünde oturur-ken görürsünüz. Ayağı sakat olduğundan bir yürür, bir oturur. Sarkışla’nın Tonus köyünden. Keklik Emine’yi sevmiş alamamış. Ben aşkın pehlivanıyım diyor ama sırtını yere getirememiş aşkın. Kurtarama-mış elinden Zırıl Yusuf’un Keklik Emine’yi. Talibi iri bir insan, ama ince, espirili bir ozan.

Kus olsam gezsem havayı Arasam, bulsam yuvayı Dünyada kuru davayı Benim gibi çalan olmaz

diyor. Dâva bittimi? Talibiye sorarsanız hayır, Talibi taşlamalarıyla ünlüdür. İstanbul’a öyle bir hicvetmiştirki! Denize dökülsün tramvayların demiş bir zamanlar. Ama artık İstanbul’da tramvay da kal-mamış. Talibi’nin ahdi mu tuttu dersiniz. Bir şiirinde Behçet Kemal Çağlar’a

Nedir senin talavuzun Kargalardır kılavuzun

der. Hatırlatmak gerekir mi, «Kılavuzu kargadan olanın burnu ...»

Kızdı mı Behçet Kemal bu yergiye, bir cevap yazdı mı bilmiyorum. Onun da bir yanı aşık oldu-ğu için hoş görmüştür Talibi’yi. Bir zamanlar Talibi «Meyve vermez kara çalı» diye Hasan Ali’ye de hic-vetmişti. Boz Öküz adlı destanı toplumsal yergidir.

Talibi halen hayattadır. Hiçbir yerde sürek-li mekân tutmaz. Saz çalmayı bilmez. Türkülerini Çamşıkı ağzıyla ve elini kulağına atarak söyler.

HÜSEYİN’LER

İki Aşık Hüseyin yetişmiştir Şarkışladan. Biri Sivralan’a komşu Hardal köyünden Aşık Hüseyin, Akkaşoğlu Hüseyin. Cumhuriyet devrinden önce ya-şamıştır. İşte Aşık Hüseyniden, Akkaşoğlu Hüseyin-den güzel bir dörtlük:

Zamanede bir hal gelmesin başa Ahdi bütün bir sadık yar kalmamış Kalleş yar olana dost demen boşa N’olacak muhannet, meydan görmemiş.

Öteki Hüseyin Sarıkayalı Aşık Hüseyin’dir.

İnsan kısım kısım yer damar damar Kaşların lâmelif, yüz şemsi kamer Sevdiğim olaydım belinde kemer Yakışır güzelim sar beni beni.

Sivaslı olup da Aşık Hüseyin’in bu türküsü-nü bilmeyen var mıdır? Hüseyin genç yaşta ölmüş değerli bir ozanımızdır. Köyünde evli olduğu halde askerken Yeni Doğanlı bir kızı sevmiş, almış götür-müş köye. Köy dirlik vermemiş kıza. Çaresiz geri göndermek zorunda kalmış Hüseyin kızı. Göndermiş ama aşk bırakmamış ozanın yakasını. Ve bu aşkın kahrıyla yatağa düşmüş ve Mecnun gibi can vermiş.

Page 23: Sivasın Sesi - Sivasın Sesi - Sivasın Sesicıyla bir de 500.000 liralık eşya piyangosu düzenle-dik. Elimizdeki bütün biletlerin satılamaması yüzün-den piyango tarihini,

21

Aşık Hüseyin’in diğer halk ozanlarından farklı bir yanı da türkülerini sazla değil de kemanla ça-lıp söylemesidir. Kemanı da ters tutardı, kemence gibi.

Ağ deveyi katarlamış gidiyor Türkmen kızı bir ormanın içinde Sırtında bir çocuk deve güdüyor Türkmen kızı bir ormanın içinde

Bu şiirin Aşık Hüseyine ait olduğu söylenir. Ama Ali İzzet’e sorarsanız o da kendisine ait oldu-ğunu söylüyor. Halk şiirlerinde en üzücü yan budur. Ozanların malları birbirine karışır. Sivaslıların ne yapıp yapıp Aşık Hüseyin’in şiirlerini derlemesi, Serdariyi de doğru dürüst yayınlaması gerekir. Aşık Hüseyini derlerken de Akkaşoğlu Hüseyin’in şiirle-riyle karıştırmamak, titiz bir çalışma yapılmalıdır.

PİR SULTAN ABDAL

Yalnız Sivas’ın değil Türkiye’nin yetiştirdiği en büyük halk ozanı, eylem adamı, toplum savaş-çısıdır Pir Sultan Abdal. Yıldızeli ilçesinin Banaz köyündendir. Asıl adı Haydar’dır, Koca Haydar da derler ona. Aslı Yemen’den gelmedir.

Pir Sultan Abdalım destim damanda İsmim Koca Haydar, aslım Yemen’de Garip başa bir hal gelse zamanda Orda her kişinin dostu bulunmaz.

Pir Sultan XVI. yüzyılda yaşamıştır. Çağın toplumsal olaylarında önder rolünü oynadığından Hıdır Paşa tarafından Sivas’ta asılarak öldürülmüş ama adı destanlaşmıştır. Soluklu, dağ gibi bir söy-leyişi vardır..

Göveriben ben de bostan olursam Ellerin diline destan olursam Kara toprak senden üstün olursam Ben de bu yayladan Şaha giderim

Sivas Pir Sultan gibi bir ozan yetiştirdiği için ne kadar övünse azdır.

HASAN DEVRANİ

Şarkışla’nın Höyük köyündendir. Şiirlerinde çokluk toplumsal sorunları işlemektedir. Halen ya-

Page 24: Sivasın Sesi - Sivasın Sesi - Sivasın Sesicıyla bir de 500.000 liralık eşya piyangosu düzenle-dik. Elimizdeki bütün biletlerin satılamaması yüzün-den piyango tarihini,

22

şayan ozanlarımızdandır. İri yapılı, yiğit bir görünü-şü ve sesi vardır. Şiir Kitabına «Uyanalım» adını ver-miştir. îşte Kitabına ad veren Uyanalım adlı şiirden bir dörtlük :

Yeter çektiğimiz çile Gelin verelim el ele Uyanalım, uyanalım.

SEFİL SELİMİ

Asıl adı Ahmettir, Terzi Ahmet diye bilinir Şar-kışlada. Ahmet çocukluğundan beri güzel yazmaya, söylemeye meraklıydı. Ama eli kalem tutup da yaza-mazdı duygularını. Çocukken -ya da delikanlıyken- hayatının romanını yazdırmaya özenmişti, O anlatır,

şimdi Şarkışla Tahrirat Kâtibi olan Emin İyol yazar-dı. Aradan yıllar geçti. Eli kalem tutamayan Ahmet saz tuttu, dili söz tuttu. Ve Terzi Ahmet Sefil Selimi oldu. Şimdi Almanya’da işçi olarak çalışıyor.

AŞIK ALKAN

Şarkışlalıdır. Babası Muharremoğulları’ndan Emin, annesi Taşçılar’dan Sıdıka’dır. 1936 doğum-ludur. Halen hayattadır. Halk şiirlerini «KEREM GİBİ» adlı bir kitapta toplamıştır.

Alkan söyler can bir kuştur uçacak Tenimizde sarı çiçek açacak Elbet birgün kervanımız göçecek Göç nereye söylemiyor dil bize

Page 25: Sivasın Sesi - Sivasın Sesi - Sivasın Sesicıyla bir de 500.000 liralık eşya piyangosu düzenle-dik. Elimizdeki bütün biletlerin satılamaması yüzün-den piyango tarihini,

23

Sivasımızın örf ve adetlerinin kendine has özel-likleri vardır. Kız ve erkek çocuğu daha dünyaya gel-diği gün hısım akrabanın ve dostların doğum hediye-si olarak getirdikleri eşyaların ilerisi için anne, baba tarafından muhafaza edilmeğe başlandığı görülür. Buna zaman zaman köydeki tarla, ağaçlık ve yavru hayvanlarda eklenir, evlilik çağına gelen kızın çehi-zi, erkeğin ise malı mülkü kısmen olsun hazırlanmış olur.

Erkeğin askerliğini yapıp bir iş tutması onun ev-lenmesi zamanının geldiğini ifade eder Eli ekmeğe eren erkeğin anne ve babası yavaş yavaş el altından kız aramağa çalışır. Gözlerine kestirdikleri birinde karar kılınca da işi açığa vurur oğlana da durumu söylerler. Yakın akrabalarla kıza bakma ve kız isteme işini, söz kesimi takip eder. Başlık istemek, elbise ve düğünde yapılacakların bazı mühim kısımlarını şart koşmak adettendir. Başlık kız tarafının oğlan tara-fından düğünün bazı çehiz eksikliklerini tamamlama için talebettiği bir miktar para ve altındır.

Nişan, nikâh ve düğün günleri kararlaştırılır.

Düğün yapılıncıya kadar zaman zaman hediyeler karşılıklı olarak gönderilir, eğer düğün Kurban Bay-ramından sonra ise oğlan evinin kız evine kurban-lık koç göndermesi adettendir. Koçun başında, alın kısmında büyük bir altın sallanır. Üzerindeki yünleri boyanmış, sırtında rengarenk kâğıtlardan süslenmiş bir eyer bulunur. Eyer üzerinde elbiselik kumaş ve işlemeli bir çift terlik vardır. Koçu alan kız evi buna karşılık tepsiyle baklava tatlısı ve damada çamaşır gönderir.

Düğün günü yaklaştığında 8-10 yaşlarında te-miz giydirilip altınlarla süslenmiş bir kız çocuğu ve yanında bir kadın okuyucu gezmeğe başlar. Okuyucu mahalle mahalle dolaşıp akraba, dost ve komşuları düğüne davet eder. Pazartesi çehize bakma, Salı ha-mam, Çarşamba kına gecesi ve Perşembe gelin getir-me günüdür.

Çehize bakma gününde gelin olacak kızın çehizi duvarlara asılır, koltuk, yatak odası takımı ve ziynet eşyaları sergilenir, herkes gelip çehize bakar, türkü-ler söylenir halaylar çekilir.

SİVAS DÜĞÜNLERİ

Ahıpaşaoğlu ALÂETTÎN TANAYDIN

Page 26: Sivasın Sesi - Sivasın Sesi - Sivasın Sesicıyla bir de 500.000 liralık eşya piyangosu düzenle-dik. Elimizdeki bütün biletlerin satılamaması yüzün-den piyango tarihini,

24

Orta Anadolu’da ve Sivas’ın komşu illerinde görülen oyunların ve çekilen halayların esası Sivas ilimize aittir. Halk oyunları bakımından çok zengin ve çeşitleri vardır.

Başlıca oyunları: Abdurrahman halayı, Te-murağa halayı, Tamzara halayı, Hoşbilerzik halayı, Çemberim halayı, Hanım esme halayı, Emlak Bico-su halayı, Madımak halayı, Kaleden kaleye halayı, Dudum aman halayı, Lambaya koydum yağı halayı, Sivas düz halayı,

Kazık halayı, Maro halayı, Karisar halayı, Sarı kız halayı, Kabak halayı, Kartal halayı, Arabacı ha-layı, Horhor Bicosu halayı, Harami halayı, Ahcik halayı, Mektebin Bacaları halayı, Karsın önü oyunu, Yıkılgan halayı, Efeler halayı, Erlik halayı, Kol oyu-nu, Kuruçay halayı, Pancar Ali halayı, Manik halayı, Kaliçe Poturlu gelin halayı, Sallan yar halayı, Erme-ni halayı, Benim yarim candarma halayı, Kocaşar altı tarla halayı, Bizim yaylalar halayı, Asker urba-ları halayı, Samak, Karabey oyunu, Çökelik halayı,

SİVAS OYUNLARI

Sivas Folklor Ekibi

Page 27: Sivasın Sesi - Sivasın Sesi - Sivasın Sesicıyla bir de 500.000 liralık eşya piyangosu düzenle-dik. Elimizdeki bütün biletlerin satılamaması yüzün-den piyango tarihini,

25

Yahşi ve çiğ köfte halayı, Domates halayı, Horoz ha-layı, Hana giderim hana, Bu duman nasıl duman ha-layı, Kırat halaydı, Koçları vurdum halayı, Arnavut halayı, Şehani halayı, Karamuh dalın eğmiş halayı, Ana ben vuruldum halayı, Kırmızılım, Çoban kızı, Çedene halayı, Kızlar halayı, Sin sin, Cici pabucum cici, Güveği halayı, Süpürgesi yoncadan, Laz diki,

Rum diki, Yarım Lâz, Mor menekşe, Meydan hala-yı ve Gidiyom Sivas üstü gibi halaylar ve oyunlar davul-zurna, def, saz, bağlama, kaşık, kaval, darbuka çalgılariyle birlikte oynanırlar.

Kadın ve erkeklerin kendine has giyimleri var-dır. Kadınların giyimine umumiyetle üçetek adı ve-rilir.

Page 28: Sivasın Sesi - Sivasın Sesi - Sivasın Sesicıyla bir de 500.000 liralık eşya piyangosu düzenle-dik. Elimizdeki bütün biletlerin satılamaması yüzün-den piyango tarihini,

26

ArzuhalNesini söyleyim benim efendim Gayri düzen tutmaz telimiz bizim Garip bülbül gibi feryat ederim Açılmadan soldu gülümüz bizim

Sefil irençberin tebdili şaştı Borç kemalin buldu boyundan aştı İntikal parası binleri geçti Daha doğrulamaz belimiz bizim

Sefil irençberin yüzü soğuktur Yıl perhizi tutmuş içi kovuktur İneği koyunu iki tavukturBundan gayrı yoktur malımız bizim

Şu yalan dünyaynan hoş olamadım Borçludan bir kere baş olamadım Şu küçük öküze eş alamadım Söylemeden aciz dilimiz bizim

Zenginin sözüne beli diyorlar Fukara söylerse deli diyorlar Zemane şeyhine veli diyorlar Gittikçe çoğalır delimiz bizim

Benim bu gidişe aklım ermiyor Fukara halini kimse sormuyor Padişah sikkesi selâm vermiyor Kefensiz kalacak ölümüz bizim.

Evlât da babanın sözün tutmuyor Acım diye çift sürmeye gitmiyor Çocuklar büyüdü ekmek yetmiyor Başımıza belâ dölümüz bizim.

Açlıktan benzimiz sarardı soldu Ağlamaktan gözlerime kan doldu Üçyüz üç senesi bir afet oldu Dördü bir okkalık dolumuz bizim.

Serdarî halimiz böyle n’olacak Kısa çöp uzundan hakkın alacak Mamurlar yıkılıp viran olacak Akıbet dağılır ilimiz bizim.

SERDARÎ

Atatürk’e ArzuhalBen bir kolsuz Serdarî’nin kızıyımAk kağıt üstünde kara yazıyımYokluğun elinden nasıl geziyimBöylece malûmun olsun Atatürk.

Üç oğlum var bir ihtiyar kişidenKara günlü, belâ gitmez başımdanBana acır hep duyanlar, işidenBöylece malûmun olsun Atatürk

İkisi evli de, birisi ergen Üstüne örtmüyom boyunca yorgan Oğlum, kızım, canım hep sana kurban Böylece malûmun olsun Atatürk

Oğlumun birinin sekiz uşağı Dördü bir yatıyor, kısa döşeği Yaz gelince döşürürler başağı Böylece malûmun olsun Atatürk

Kimse bilmez yüreğimde derdimi Sıvamazlar fukaranın ardanı Gözlüyorum Atamızdan yardımı Böylece malûmun olsun Atatürk

Serdarî’nin kızı AYŞE

Page 29: Sivasın Sesi - Sivasın Sesi - Sivasın Sesicıyla bir de 500.000 liralık eşya piyangosu düzenle-dik. Elimizdeki bütün biletlerin satılamaması yüzün-den piyango tarihini,

27

KINA TÜRKÜSÜ

Çaktılar çaktılar çakmak taşınıKurdular kurdular düğün aşınıSesleyin sesleyin bey gardaşımıBağlasın bağlasın gelin başımıŞen anam şen babam evin şen olsunBen gidiyorum ben gidiyorum yerin gen olsunBaba Bursaya vardın mıBursa kumaşı aldın mıGelin oluyom duydun mu

Nakarat

Hepisi hepisi birden geldiler Tolu gibi tolu gibi eve doldular Anamı ağlattı beni aldılar

Nakarat

Tuz kabını tuz kabını tuzsuz koyanlar Koca evi koca evi ıssız koyanlar Anasını babasını kızsız koyanlar

Nakarat

Kınası kınası karılı tastaOğlan evi oğlan evi pek çok havastaKız anası kız anası kara yasta

Nakarat

Gelin atladı eşiği Sofrada kaldı kaşığı Büyük evler yakışığı

Nakarat

Güveği güveği bahçede gezer Fesine fesine püsküller düzer Güveği güveği gelinden güzel

Nakarat

Gelinin gelinin giydiği atlaz Atlaza atlaza iğneler batmaz Güveği Güveği Allah tan korkmaz

GELİN TÜRKÜSÜ

Geline bak gelineGeline bak gelineKma yakmış elineDiloy loy halden bilmez biçareSöz anlamaz ne çareYazık olmuş gelineYazık olmuş gelineDüşmüş sarhoş eline

Nakarat

Köprüden geçtide gelin Köprüden geçtide gelin Saç bağı düştüde gelin

Nakarat

Eğil biyol öpeyim Eğil biyol öpeyim Yüreğim geçtide gelin

Nakarat

Köprünün altıda yaldız Köprünün altıda yaldız Nerden geliyon baldız

Nakarat

Sen gette bacın gelsin Sen gette bacın gelsin Yatamıyom yalınız

Nakarat

Köprünün altıda diken Köprünün altıda diken Yaktın beni gül iken

Nakarat

Allah da seni yaksın Allah da seni yaksın Üç günlük gelin iken Diloy loy halden bilmez biçare Söz anlamaz ne çare

Sivas Türküleri

Page 30: Sivasın Sesi - Sivasın Sesi - Sivasın Sesicıyla bir de 500.000 liralık eşya piyangosu düzenle-dik. Elimizdeki bütün biletlerin satılamaması yüzün-den piyango tarihini,

28

Şu 1969 yılında aklıma hep geride kalan yıllar geliyor. Nasıl gelmesin? Bizim yıllarımız derli-toplu geçmediki. Sabah kalkıp ilkokulumuza hayvanların altını süpürmeden, onlara yem vermeden, elimize bir tezek bir odun parçası almadan gidemezdikki. Bizim başımızda ayyıldızlı okul şapkası, ayğımızda çiz-memiz yoktu. Bizim çarığımız vardı. Bırakın kenti kasabaya bile ulaşamazdık biz. Bizim bisikletimiz, traktörümüz yoktu. Kağnımız vardı sadece. Biz sesi-mizi uzaklara iletemezdik. Bizim telefonumuz, telg-raf direklerimiz yoktu. Bizim bir gece yarısı, çocuk ellerimle taş yüklediğim sapyüklediğim kağnımızın gıcırtılarına karışan «ho» selerimiz vardır.

Biz o 1956 yılında ilokulu bitiren altı kişiydik binbeşyüz nüfuslu köyümüzde. Biz orta okula gitmek istiyorduk. Ama orta okulun olduğu ilçede başımızı sokacak bir yerimiz, yurdumuz yoktu. Sonra bu altı kişiden dördümüz küçücük bir odada ağu gibi acı, soğuk geceleri bir tezek, bir odun sıcaklığında, bir gaz lâmbası aydınlığında, bir un çorbası, bir bulgur pilavı tokluğunda geçirmek istedik. Bu olanaksızdı. Aydınlığa kavuşma, kurtulma umudumuz orada, yal-nız, saramış-solmuş, kıraç Hafik'te kaldı. Yalnızca birimiz İstanbul'da işçi babasının yanına gidebildi.

Aradan yıllar geçti. Çarıkla, şalvarla Haydar-paşa' garına inen küçük çocuk orta okulu, liseyi bi-tirdi İstanbul'un arka sokaklarında, tarifi imkansız yokluklar içinde. Sonra yolu başkent'e düştü yüsek öğrenim için. Büyük kent çimento, taş, demir yı-ğınlarının, düzenli yapılarının, gökdelenlerin uygar görünüşünün ötesinde başka sorunlarla karşılıyordu

yüksek öğrenim gencini. Bu sorunlardan bir tanesi var ki bütün öğrencilerin belini büküyordu. Bu ev-sizlik, yurtsuzluktu.

Bu bütün öğrencilerin olduğu gibi biz Sivas'lı öğrencilerin de, karşılanması gereken temel ihtiyaç-larından biridir. Ankara'da birçok ilimizin öğrenci yurdu vardır. Ama büyük ölçüde yüksek öğrenim genci yetiştiren Sivas’ın yoktur. Bu nedenle de Si-vaslı öğrenciler olarak, bir araya gelemiyoruz, ör-gütlenemiyoruz. Başkentte kültürel, sosyal bir ça-lışmamız olmuyor. Birbirimizden haberimiz yoktur. Burada çok basit bir örnek vermek istiyorum. Bir buçuk yıldan beri Ankara Televizyonu'nun «Folklor» programlarında gösteriler yapmak üzere bir Sivas ekibi bulamadım. Ankara'da bütün illerin halkoyun-ları ekibi var. Sivas'ın yoktur ya da yeni yeni kurulu-yor. Bütün bunların nedenlerini arasak karşımıza ilk olarak bir Sivas öğrenci yurdunun olmayışı çıkar.

Biz büyük acılar çektik yurtsuzluktan ötürü. Otel odalarında, gecekondularda çok güç koşullar altında başladık öğrenimimize, öylece de sürdürüyoruz. Bu bütün Türk, gençliğinin sorunudur ama Sivas ilinin, Sivaslıların başkentte bir yurt yaptırmaya güçleri yetmez mi, yetmiyecek mi?

Biz bu işi oluruna bırakmıyacağız, bu işin üstü-ne varacağız. Sözümüz «Ankara'da Bir Sivas Öğren-ci Yurdu İstiyoruz»da kalmıyacak.

Biz Sivas Öğrenci Koruma ve Yardımlaşma Derneği’nin bir üyesi olarak derneğimizin bu yurdu yaptıracağına inanıyoruz.

Ankara’da bir SivasÖğrenci YurduYapılmasını İstiyoruz

ADEM YAVUZ

Page 31: Sivasın Sesi - Sivasın Sesi - Sivasın Sesicıyla bir de 500.000 liralık eşya piyangosu düzenle-dik. Elimizdeki bütün biletlerin satılamaması yüzün-den piyango tarihini,

29

Selçuklular devrinde Anadolu’nun büyük şe-hirlerinde birçok ilim müesseseleri kurulmuş bulun-maktadır. Malazgirt Savaşı’ndan sonra önce Kars’ta kurulan Darüşşifa ve Tıp okullarına daha sonra Kay-seri ve Sivas’takiler eklenmiştir.

Bu gün 752’inci yılını büyük bir haz duyarak kutluladığımız, Sivas Darüşşifa’sı hâlen Kale Ma-hallesinde Selçuk Sokak No. 23 de ve gene oyma taş devrinin güzide eserlerinden biri olan Çifte Minare-nin karşısındadır. 1217 M. tarihinde Selçuk Sultan-larından I. İzzettin Keykâvüs tarafından hastahane olarak inşa edilen Sivas’ın süslü ve zarif bir abidesi-dir. Büyük ve süslü kapısı üzerinde Arapça olarak ta-rihi yazılıdır. Bu yazıda : «Bu sıhhat yurdu, Allah’ın emri ile galip olan Sultan Keyhüsrev oğlu Ebülfath Keykâvüs’ün emirlerile 614 tarihinde inşa olunmuş-tur.» yazılıdır.

Sivas Darüşşifası altmışi sekiz metre uzunlu-ğunda, kırk sekiz metre genişliğinde ve yalnız avlu-su 704 m. kare büyüklüğündedir. Darüşşifa ve med-resenin her ikisi beraber yedi dönüm araziyi kaplar. Kapıdan girilince önce loş bir salon ve solda aradan medrese kısmına geçilen ve kapalı bulunan bir ge-çit vardır. İkinci bir kapı ile üstü açık avluya geçilir. Avlunun iki tarafında beşer kemerli bir revak ve ar-

kasında odaları bulunmaktadır. Girişte sağ ve soldaki üç büyük odadan başka ondokuz oda bulunmaktadır. Kemerlerin üstünde güneş, ay şekilleri görülmekte-dir. Sağda ortadaki İzzettin Keykâvüs’ün, akraba-larının ve emirlerinin türbesi vardır. Türbenin, içi sağlam tuğlalarla örülmüş, kûfî yazılı ve süslü güzel bir cephesi vardır. Türbede 13 sandukalı bir kabir bu-lunmaktadır. Türbenin üzerinde çini kabartmada bir kitabe vardır. Kitabede: «Biz geniş saraylardan da kabirlere çıkarıldık. Va hasreta malim bana faide vermedi saltanatım mahvoldu. Karibüzzeval olan dünyadan intikal ve rıhlet 617 senesi şevvali dör-dünde vaki olmuştur.» anlamlı bir yazı görülmekte-dir. Kendi türbesinin üstü gayet yüksek olup sağlam tuğlalarla örülmüş bir kubbe ile örtülmüştür. İç kısmı ise çinilerle bezenmiş ve girift bir şekilde yazılmış ayetlerle süslenmiştir.

Binanın mimarı Bekir oğlu Ahmet isminde bir zattır. I. Cihan Savaşı sırasında Ordu Levazım amba-rı olarak kullanılmıştır.

İşte şimdi, bu tıb müessesesinin 752. yılını kut-larken bir devamı olan Tıp Fakültesinin Sivas’ta ye-niden açılmasını, bütün Sivaslılar heyecanla bekle-mektedirler.

Sivas Darüşşifa’sının 752’inci yılı

Ahıpaşaoğlu ALÂETTİN TANAYDIN

Page 32: Sivasın Sesi - Sivasın Sesi - Sivasın Sesicıyla bir de 500.000 liralık eşya piyangosu düzenle-dik. Elimizdeki bütün biletlerin satılamaması yüzün-den piyango tarihini,

30

Bugün Sivas’ta onsekiz bin orta dereceli (Orta-okullar, Sanat Enstitüleri, Öğretmen Okulları, Lise, Ticaret Lisesi, Sağlık Koleji, İmam Hatip Okulu) okul öğrencisi bulunmaktadır, Bunlara sekiz tane komşu illerimizin orta dereceli okullarında bulunan öğrencileri de ilâve ettiğimiz takdirde 75 bini aşan öğrencinin yüksek öğrenim veren eğitim kurumlarını istemekte ve beklemekte olduğu açıkça meydana çı-kar. Sivas, Tokat, Kayseri, Malatya, Maraş, Erzincan, Ordu, Giresun ve Yozgat gibi sekiz ildeki 20 kadar lisenin son sınıflarında halen 4 binden fazla öğrenci bulunmaktadır.

Özellikle veliler, anne ve babalar çocukları-nı İstanbul ve Ankara gibi büyük illerde ve bü-yük maddî fedakârlıklara katlanarak, gayrî müsait şartlar dahilinde okutmak gibi güç bir durum kar-şısında kalmaktadırlar. Bunlar, Sivas’ta üniversite öğretime açıldığı takdirde çocuklarına kolaylıkla yüksek öğrenim yaptırmak imkânına sahip ola-caklarını beyan etmektedirler. Bu bakımdan top-lumun bu dileği de kayde değer bir gerekçe olarak görülmektedir.

Diğer taraftan mevcut üniversitelerin, her yıl çığ gibi artan öğrenciyi karşılayacak kapasitede bulun-mayışı sebebile, bu gün elli bin, bir kaç yıl sonra yüz bin öğrencinin üniversite kapılarında sıra beklemek durumunda kalacağı aşikârdır. Kentimizde kurulacak bir Dört Eylül Üniversitesi Orta Anadolunun yüksek tahsil yapmak isteyen gençlerine bu imkânı sağlaya-caktır.

Üniversitenin yeri neresi olacaktır?

Üniversitenin diğer önemli bir unsuru da hiç şüpesiz ki yeridir. Bugün yurdun hiçbir yerinde bu-lunmıyan bina arsa ve arazi, Sivas’ta yeter miktarda mevcuttur.

Kabak yazısı mevkiinde bulunun hastaneler si-tesi, bir tıp fakültesini sinesinde barındıracak yeter-liktedir.

Yine aynı mevki’ide bulunan ve hastane sitesi-nin pek yakınında olan, şimdiki Erkek Sanat Enstitü-sü de, yeni ve modern binaları ile aşağıda görüleceği gibi, bir yüksek teknik okula rahatlıkla kifayet ede-cek durumdadır.

Sivasın Bir Dört Eylül Üniversitesine İhtiyacı Vardır

Çığ Gibi Artan Öğrenci

Page 33: Sivasın Sesi - Sivasın Sesi - Sivasın Sesicıyla bir de 500.000 liralık eşya piyangosu düzenle-dik. Elimizdeki bütün biletlerin satılamaması yüzün-den piyango tarihini,

31

Çubuğun yolları ala Ben usandım gide gele Heves güves altın bozmuş Takamamış çifte yâre

Tahtada deldirir Gazi Samsuna indirir yozu Kınamayın eller bizi Dil bilmiyor kürdün kızı

Çarşıdan da sular akar Esnaf hep bana bakar Beli miydin Deli Hampar Çizmem ayağımı sıkar

Kim atlasın eşiğini Kim sallasın beşiğini Sar’ağanın küçük oğlu O da yaksın ışığını

Atları var at içinde Ağır buhağı kıçında Eller Kayseri’den gelmiş Emir ağa yok içinde

Çifte silâh paslı durur Çifte yâri yaslı durur Şeytan serine uymuş da Arkadaşı Fazlı vurur

Ananın beli bükülmüş Havanın saçı dökülmüşBaba aklını yitirmiş Kırat kapıda huylanır

Ciyerim yanar korlanır Tez gel Emir ağa tez gel Sakon sandıkta kirlenir Tez gel Emir Ağa tez gel

Gemereğin örenleri Top top olmuş yârenleri Şimdi Şarkışlaya inerHep de gelir yeğenleri

Lâstik giyer ayağına Çadır kuram koyağına Kaymakamdan ne olur kiVali kalkar ayağına

Dar sokaktan geçemedim Çarşı suyu içemedim Düşman geriden gelinceNamuslandım kaçamadım

Taze işlik yakasmda Deste perçem arkasında Emir Ağayı vurmuşlar Çarşının tam ortasında

Emir Ağa Ağıtı

Page 34: Sivasın Sesi - Sivasın Sesi - Sivasın Sesicıyla bir de 500.000 liralık eşya piyangosu düzenle-dik. Elimizdeki bütün biletlerin satılamaması yüzün-den piyango tarihini,

Erdoğan ALKAN kentimizin Şarkışla ilçesinin ye-tişdirdiği hak ozanıdır. Halk şiirlerini KEREM GİBİ adlı kitabında toplanmıştır. Birinci baskısı iki ay gibi kısa bir gün içinde bitmiş, ozan kitabının ikinci baskı-sını yaptırmıştır. Kitap isdeme adresi : Lizun gemiciler Sok. Cebeci Apt. 13/7 İçcebeci ANKARA

Page 35: Sivasın Sesi - Sivasın Sesi - Sivasın Sesicıyla bir de 500.000 liralık eşya piyangosu düzenle-dik. Elimizdeki bütün biletlerin satılamaması yüzün-den piyango tarihini,
Page 36: Sivasın Sesi - Sivasın Sesi - Sivasın Sesicıyla bir de 500.000 liralık eşya piyangosu düzenle-dik. Elimizdeki bütün biletlerin satılamaması yüzün-den piyango tarihini,
Page 37: Sivasın Sesi - Sivasın Sesi - Sivasın Sesicıyla bir de 500.000 liralık eşya piyangosu düzenle-dik. Elimizdeki bütün biletlerin satılamaması yüzün-den piyango tarihini,
Page 38: Sivasın Sesi - Sivasın Sesi - Sivasın Sesicıyla bir de 500.000 liralık eşya piyangosu düzenle-dik. Elimizdeki bütün biletlerin satılamaması yüzün-den piyango tarihini,
Page 39: Sivasın Sesi - Sivasın Sesi - Sivasın Sesicıyla bir de 500.000 liralık eşya piyangosu düzenle-dik. Elimizdeki bütün biletlerin satılamaması yüzün-den piyango tarihini,

TÜRKİYE PETROLLERİANONİM ORTAKLIĞI

Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı, hergün yurdumuzun artan petrol tüketimini en ekonomik şekilde karşılamak ama-cıyla BATMAN RAFİNERİSİ'ni tevsi ederek kapasitesini 1 milyon tona, İPRAŞ RAFİNERİSİ'ni de tevsi ederek kapasite-sini 5,5 milyon tona çıkaracaktır.

İzmir'de kurmakta olduğu üçüncü rafineri ile yıLda 3 mil-yon ton ham petrol işleyecek, akaryakıt ihtiyaçlarımızı karşı-layarak makina yağları ana maddelerini de üretecektir. Yılda 2,8 milyon ton petrol ürünü istihsal edecek olan İZMİR RA-FİNERİSİ 800 milyon liraya mal olacak 1971 yılında faaliyete başlayacaktır

Uzun vadeli projelerden olan KARADENİZ RAFİNERİSİ'nin lokasyon etüdleri ikmal edilmiş olup, proje-ye başlanabilmesi için gerekli çalışmalar hızla ilerlemektedir,

1972’de Türkiye Rafinerilerinin kapasite toplamı 28 mil-yon ton olacaktır.

Sermayesi : 500 milyon T. L.

BANKACILIKhertürlü hizmetleri ayrıca

İŞLETMELERİİstanbul Liman İşletmesi - Denizyolları İşletmesi - Şehir Hatları İşletmesi Haliç Tersanesi - Camialtı Tersanesi - Hasköy Tersanesi - İstinye TersanesiKıyı Emniyeti İşletmesi - Gemi Kurtarma İşletmesi - İzmir İşletmesi Alaybey Tersanesi-Vangölü İşletmesi - Trabzon İşletmesi - Giresun İşletmesi

TURİSTİK TESİSLERİYalova Kaplıcaları - Liman Lokantası

Liman Cafeteria

DENİZCİLİK BANKASI

T. A. O.

Page 40: Sivasın Sesi - Sivasın Sesi - Sivasın Sesicıyla bir de 500.000 liralık eşya piyangosu düzenle-dik. Elimizdeki bütün biletlerin satılamaması yüzün-den piyango tarihini,

TÜRKİYE KÖMÜR İŞLETMELERİ KURUMU

Sermayesi : 750.000.000 TL.Merkezi : ANKARA

MÜESSESELERİEKİ .............................. ZONGULDAKGLİ .............................. TAVŞANLIKST ............................. ANKARA

SAYIN KALORİFERLİ VE SOBALI BİNA SAHİPLERİTürkiye Kömür İşletmeleri Kurumuna ait bulunan ve yeni sistemle istihsali geliştirilen Beypazarı

Bölgesinin,

ORTA ANADOLU LİNYİTLERİNİ

doğrudan doğruya ocaktan kamyonla evinize teslim

TONU 80.— LİRADAN

aşağıda adresi yazılı satış bürosuna en az 10 ton sipariş verilmesi şartıyle almanız mümkündür.

Böylece, 10 ton ve daha fazla siparişlerde, Ankara deposu ile eviniz arasındaki taşıtma için öde-yeceğiniz ton başına 15 Lirayı tasarruf etmiş olacaksınız. Müessesemizin Teknik İşler Müdürlüğünün yetkili elemanları, Sayın müşterilerimizin satışlarla ilgili her türlü taleplerini karşılamak üzere ücretsiz olarak emrinizdedir. Ayrıca, Merkez ve Mamak depolarına ilâveten Abidinpaşa, Akdere, Altındağ, Bal-gat, Dikmen, Gülverende de satış yerleri açmak suretiyle

PERAKENDE OLARAK YİNE TONU 80 LİRADAN

satışlara başlanmış bulunmaktadır.

Orta Anadolu Linyitlerini bir defa denemeniz menfaatidir icabıdır.

KÖMÜR SATIŞ VE TEVZİ MÜESSESESİ Güzel bir kış geçirmenizi diler

Müracaat Yerleri :Ankara Şubesi Müdürü: 11 10 01 Satış Bürosu: 12 05 18Bayındır Sokak No: 16 Teknik İşler Müdürlüğü: 12 69 67

İŞLETMELERİ

ALPAGUT - DODURGA ÇORUM

ORTA ANADOLU LİNYİTLERİ ÇAYIRHAN / NALLIHAN

ŞARK LİNYİTLERİ AŞKALE / ERZURUM

Page 41: Sivasın Sesi - Sivasın Sesi - Sivasın Sesicıyla bir de 500.000 liralık eşya piyangosu düzenle-dik. Elimizdeki bütün biletlerin satılamaması yüzün-den piyango tarihini,
Page 42: Sivasın Sesi - Sivasın Sesi - Sivasın Sesicıyla bir de 500.000 liralık eşya piyangosu düzenle-dik. Elimizdeki bütün biletlerin satılamaması yüzün-den piyango tarihini,

TÜRKİYE SÜT ENDÜSTRİSİ KURUMU’NUN Adana, İzmir ve İstanbul Pastörize Süt ve Mamulleri Fabrikaları Yurt hizmetine girmiştir. Kars Süt Tozu Ma-mulleri Fabrikası da pek yakında hizmete girecektir.

Süt üreticisinin hizmetinde olan tesislerimizi gör-meye sizleri davet eder, yakın ilginizi bekleriz.

TÜRKİYE SÜT ENDÜSTRİSİ KURUMU GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Page 43: Sivasın Sesi - Sivasın Sesi - Sivasın Sesicıyla bir de 500.000 liralık eşya piyangosu düzenle-dik. Elimizdeki bütün biletlerin satılamaması yüzün-den piyango tarihini,

ADANA AFYON BALIKESİR BARTIN ÇORUM ELAZIĞFABRİKALARI İLE YURT KALKINMASINDA EN BUYÜK ROLU OYNAYAN

TÜRKİYE ÇİMENTO SANAYİİ ANONİM ŞİRKETİİŞLETME PLANLAMA PROJELENDİRME

İMAL İNŞAATgibi her türlü nazari ve tatbiki mühendislik hizmetlerinde

MAKİNA ELEKTRİKKİMYA İNŞAAT

YÜKSEK MÜHENDİS VE MÜHENDİSLERE GENİŞ İMKANLAR «Lisan öğretimi ve tekâmülü, büyük ve tecrübeli firmalar nezdinde stajlar»

SAĞLANMAKTADIR.GAZİANTEP NİĞDE PINARHİSAR SÖKE TRABZON VAN AŞKALE

Page 44: Sivasın Sesi - Sivasın Sesi - Sivasın Sesicıyla bir de 500.000 liralık eşya piyangosu düzenle-dik. Elimizdeki bütün biletlerin satılamaması yüzün-den piyango tarihini,
Page 45: Sivasın Sesi - Sivasın Sesi - Sivasın Sesicıyla bir de 500.000 liralık eşya piyangosu düzenle-dik. Elimizdeki bütün biletlerin satılamaması yüzün-den piyango tarihini,
Page 46: Sivasın Sesi - Sivasın Sesi - Sivasın Sesicıyla bir de 500.000 liralık eşya piyangosu düzenle-dik. Elimizdeki bütün biletlerin satılamaması yüzün-den piyango tarihini,
Page 47: Sivasın Sesi - Sivasın Sesi - Sivasın Sesicıyla bir de 500.000 liralık eşya piyangosu düzenle-dik. Elimizdeki bütün biletlerin satılamaması yüzün-den piyango tarihini,
Page 48: Sivasın Sesi - Sivasın Sesi - Sivasın Sesicıyla bir de 500.000 liralık eşya piyangosu düzenle-dik. Elimizdeki bütün biletlerin satılamaması yüzün-den piyango tarihini,

Bankaların, Gazetelerin, Ticarî Müesseselerin

Kara, Deniz ve Hava nakli vasıtası işleticilerinin

DİKKATİNE!

Hizmetlerinizi - Mamullerinizi - Mahsullerinizi

EN İYİ PTT TANITIR.

Telefon rehberlerimiz, Telgraf kopyalıklarımız, Reklam, Damga ve

Etiketlerimiz, Telefon kabinlerimiz ve binalarımız

REKLAMLARINIZ İÇİN EMRİNİZDE VE HİZMETİNİZDEDİR

Bu hususta PTT merkezlerinden gerekli bilgi alınabilir.

Okulsuz köylere okul yaptıran Banka

ŞEKERBANKSadece tasarruf ettiği defter bedelleriyle

Bu sene de Mandıra, Anasultan, Güveçdere, Akköy,

Gökdere köylerinde beş yeni okul yaptıran Banka

ŞEKERBANKAyrıca mudilerine 1.550.000 TL. ikramiye dağıtan banka

ŞEKERBANK

Page 49: Sivasın Sesi - Sivasın Sesi - Sivasın Sesicıyla bir de 500.000 liralık eşya piyangosu düzenle-dik. Elimizdeki bütün biletlerin satılamaması yüzün-den piyango tarihini,

KIZILIRMAKDaima bulanın, asla durulman Nedir bu sendeki hal, Kızılırmak? Çağlayıp akarsın, hiç mi yorulman? Seni zapteylemez göl, KızılırmakBahar gelir, bulanırsm coşarsın Dalga vurur kenarlara taşarsın Dünya kurulalı böyle yaşarsın Tükenmez ömrün var, bol KızılırmakToplanır suların yayladan, köyden Kuvvetler alırsın çeşmeden, çaydan Fariğ olup vazgeçmen mi bu huydan? Kimseye vermezsin yol, Kızılırmak,Yel estikçe dağlar karm eritir Güneş olur, çayır çimen yürütür Dünyada bakisin, hükmün caridir Sana kuvvet verir sel, Kızılırmak.

Aşık VEYSEL

Page 50: Sivasın Sesi - Sivasın Sesi - Sivasın Sesicıyla bir de 500.000 liralık eşya piyangosu düzenle-dik. Elimizdeki bütün biletlerin satılamaması yüzün-den piyango tarihini,

Desenler: İsmet ÖZBANAZI

Her hakkı saklıdır

Page 51: Sivasın Sesi - Sivasın Sesi - Sivasın Sesicıyla bir de 500.000 liralık eşya piyangosu düzenle-dik. Elimizdeki bütün biletlerin satılamaması yüzün-den piyango tarihini,
Page 52: Sivasın Sesi - Sivasın Sesi - Sivasın Sesicıyla bir de 500.000 liralık eşya piyangosu düzenle-dik. Elimizdeki bütün biletlerin satılamaması yüzün-den piyango tarihini,