sayı 6

100
ÖZEL GÜVENLİK SEKTÖRÜNÜN SESİ n İKİ AYDA BİR YAYINLANIR EKİM - KASIM 2013 SAYI: 6 Güvenlik sistemlerinde yeni dönem Güvenlik endüstrisinin durum değerlendirmesi Bilgisayar korsanları ve şapka renkleri Yangın daha az zararla söndürülebilir mi? Güvenlik ve yangın fuarları ÖZEL GÜVENLİK FEDERASYONU YAYINIDIR IFSEC ISTANBUL FUAR KATALOĞU İLE BİRLİKTE IFSEC ISTANBUL EVENT GUIDE ATTACHED

Upload: guevenlik-yoenetimi

Post on 25-Jul-2016

228 views

Category:

Documents


12 download

DESCRIPTION

sayı 6

TRANSCRIPT

Page 1: sayı 6

ÖZEL GÜVENLİK SEKTÖRÜNÜN SESİ EKİM

- KASIM 2013 SAYI: 6

ÖZEL GÜVENLİK SEKTÖRÜNÜN SESİ n İKİ AYDA BİR YAYINLANIR EKİM - KASIM 2013 SAYI: 6

Güvenlik sistemlerinde yeni dönem

Güvenlik endüstrisinin durum değerlendirmesi

Bilgisayar korsanları ve şapka renkleri

Yangın daha az zararla söndürülebilir mi?

Güvenlik ve yangın fuarları

ÖZEL GÜVENLİK FEDERASYONU YAYINIDIR

IFSEC ISTANBUL FUAR KATALOĞU

İLE BİRLİKTEIFSEC ISTANBUL

EVENT GUIDE ATTACHED

Page 2: sayı 6

ÖZEL GÜVENLİK SEKTÖRÜNÜN SESİ EKİM

- KASIM 2013 SAYI: 6

ÖZEL GÜVENLİK SEKTÖRÜNÜN SESİ n İKİ AYDA BİR YAYINLANIR EKİM - KASIM 2013 SAYI: 6

Güvenlik sistemlerinde yeni dönem

Güvenlik endüstrisinin durum değerlendirmesi

Bilgisayar korsanları ve şapka renkleri

Yangın daha az zararla söndürülebilir mi?

Güvenlik ve yangın fuarları

ÖZEL GÜVENLİK FEDERASYONU YAYINIDIR

IFSEC ISTANBUL FUAR KATALOĞU

İLE BİRLİKTEIFSEC ISTANBUL

EVENT GUIDE ATTACHED

Page 3: sayı 6
Page 4: sayı 6
Page 5: sayı 6
Page 6: sayı 6
Page 7: sayı 6
Page 8: sayı 6

6 BAŞKANDAN

8 EDİTÖR

10 GÜNCEL

Sektör ile ilgili kısa haberler

20 KÖŞE/HayataBakış

““Çocukla iletişim”

KAPAKKONUSU

22 Fuarlar üzerine...

26 Güvenlik fuarları...

28 IFSEC Istanbul Fuarı

SEKTÖRDEN

30 “Güvenlik sektörü büyüme trendini

sürdürecek”

36 “Önümüzdeki dönemde bankaların

payı azalacak”

ELEKTRONİKGÜVENLİK

38 Güvenlik sistemlerinde yeni nesil

42 Anti-Mask ve SeeTrueTM özelliklerine

sahip iç / dış mekân hareket detektörü

46 Kartlı geçiş ve entegre CCTV sistemi

50 Yeniliğe açıklık ve hızlı adaptasyon

52 Küçük ölçekli işletmeler için

profesyonel güvenlik

54 Yeni WiseNetIII dome kamera

28 66

58

i ç i n d e k i l e r

Page 9: sayı 6

BİLGİGÜVENLİĞİ

56 Bilgisayar korsanları ve şapka renkleri

64 Standartlara uyum sürecinde doğru rehberi seçin

GÜVENLİKHİZMETİ

68 Güvenlik endüstrisinin durum değerlendirmesi

76 İşletmelerde Startejik Yönetim Kapsamında Dış Kaynak Kullanımı Modellemesi ve maliyet liderliği

78 Nasıl daha iyi bir güvenlik ve işletme yöneticisi olunur

YANGINGÜVENLİĞİ

82 Yangın daha az zararla

söndürülebilir mi?

86 Acil anons sistemleri için zorunlu

TS-EN-54 standartları

88 Bilecik Mekece otoyol tünelleri

yangın alarm sistemi

90 Modbus destekli Oldham Itrans

detektörlerinin MX43 Serisi

panel ili uyumu

94 ABONEFORMU

96 SARISAYFALAR

80

78

Ekim-Kasım2013

Özel Güvenlik Federasyonu adına imtiyaz sahibiO. Oryal ÜNVER Yürütme KuruluO. Oryal ÜNVERİsmail UZELLİMurat KÖSEREİSOĞLUYusuf Vehbi DALDA

Genel Yayın YönetmeniDevrim [email protected]

Danışma KuruluAlp SAULDoç. Dr. Gazi UÇKUNFüsun KOCAMANGültekin FİŞEKHakan ÖZALPİsmail UZELLİMurat KÖSEREİSOĞLUOkyay ŞENTÜRKO. Oryal ÜNVERProf. Abdurrahman KILIÇTaner ALBAYRAKYusuf Vehbi DALDA

Grafik Tasarım ve Baskıya hazırlıkDerya BARUTÇ[email protected]

ÇeviriFüsun KOCAMAN

Yayın TürüYerel Süreli Yayıniki ayda bir yayınlanır.

Yönetim AdresiArkhe Tanıtım Hizmetleri1421/1 Sok. No: 42 Daire: 6 Gazi Mah. Sultangazi / İstanbulTel: 0533 413 78 08

BaskıVERİTAS BASKI MERKEZİTEL: 0212 294 50 20

Özel Güvenlik Sektörünün sesi Güvenlik Yönetimi Dergisi, sektörü bilgilendirme amacıyla hazırlanmıştır. Bu dergide yer alan her türlü haber, bilgi ve yorumlar; güvenilir olduğuna inanılan kaynaklar tarafından hazırlanmış araştırma raporları, değerlendirmeler, atıflar, çeviriler ve istatistikî verilerden derlenmiştir. Dergide yer alan tüm reklamların sorumluluğu firmalara, yazılardaki ve söyleşilerdeki görüşler sahibine aittir. Dergide yer alan yazılar izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden hiçbir şekilde kullanılamaz.

tanıtım hizmetleri

1421/1 Sok. No: 42 D: 6 Gazi Mah. Sultangazi / İstanbulTel: 0533 413 78 08 Faks: 0212 627 47 67

Güvenlik Yönetimi ÖZEL GÜVENLİK SEKTÖRÜNÜN SESİ n İKİ AYDA BİR YAYINLANIR

Page 10: sayı 6

BAŞKAN

Değerli okurlarımız;

Ülkemiz özel güvenlik sektörünün güzide sivil toplum kuruluşları; GÜSOD (Güvenlik Servisleri Organizasyon Birliği Derneği, GESİDER (Güvenlik Endüstrisi Sanayicileri ve İş adamları Derneği) ve ÖGF (Özel Güvenlik Federasyonu (ÖGF)’nin destekleri ile dünya güvenlik ve yangın fuarlarının en önemli ismi IFSEC; bu yıl ilk defa ülkemizde, 30 Eylül-2 Ekim 2013 tarihlerinde Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda IFSEC İSTANBUL’u düzenliyor.

Günümüzde fuarlar artık bir lüks değil ihtiyaç olmuştur. Özel güvenlik sektörünün ulaştığı en üst noktanın ortaya konulacağı tablo içinde ekonomik çözümleri de birlikte sunan fuarlar, aynı zamanda sektör bilincinin oluşumunu da sağlamaktadır.

Fuarlar aynı zamanda sektördeki akademik çalışmaların ve bilimsel araştırmaların sunumuna da olanak sağlaması kapsamında sektör gelişim sürecine de önemli bir katkı vermektedirler. Bu bağlamda IFSEC İstanbul içinde yer alan Konferans / panel / seminer etkinlikleri bunun en güzel örnekleridir.

Bütüncül bir yaklaşım içinde etkin güvenlik çözümleri; tüm ürün ve ekipmanların hizmeti sağlayan insan gücü ile bir arada düşünülmesi ile sağlanabilir. Bu bağlamda fuarlar, bu bileşenlerin bir araya getirildiği yani sektörün kalbinin attığı alanlardır. IFSEC İstanbul aynı zamanda özel güvenlik sektöründeki sınırlı algıları bertaraf edecek ve sektörünün daha kapsamlı bir tanıtımına da vesile olacaktır.

IFSEC 2013 Istanbul’a başarılar diler; ülkemize ve özel güvenlik sektörümüze hayırlı olmasını ve müteakip dönemlerde de periyodik olarak tekrarlanmasını temenni ederim.

IFSEC Istanbul Güvenlik ve Yangın Fuarı üzerine…

O. Oryal ÜNVER ÖGF (Özel Güvenlik Federasyonu)

Yönetim Kurulu Başkanı

Günümüzde fuarlar artık bir lüks değil ihtiyaç olmuştur. Özel güvenlik sektörünün ulaştığı en üst noktanın ortaya konulacağı tablo içinde ekonomik çözümleri de birlikte sunan fuarlar, aynı zamanda sektör bilincinin oluşumunu da sağlamaktadır.

6 n Güvenlik Yönetimi Ekim 2013

Page 11: sayı 6
Page 12: sayı 6

EDİTÖR

b Fuarlar,

bütünleşik pazarlama iletişimi sürecinin etkinliğini arttıran en önemli elemanlardan bir tanesidir ve gelecekte de firmaların en çok yararlandığı iletişim yöntemlerinden biri olacaktır.

Fuarlar ve yarattığı sinerji…

Devrim [email protected]

Bu sayımızda “Kapak” konumuzu “Güvenlik ve Yangın Fuarları”na ayırdık. Günümüzde tüm sektörlerde yaşadığımız gelişmeler ve pazarda meydana gelen yeni oluşumlar, rekabetin yoğun bir şekilde yaşadığı ortam doğurmuştur. Bugün artık sadece kaliteli mal üretip pazara sürmek başarı elde etmek ve satış yapabilmek için yeterli değil. Günümüz koşullarında aynı malın değişik fiyat, kalite ve biçimleri ile karşılaşılabilmekte ve ihtiyaç duyulan mal ya da hizmet; farklı alternatifler arasın-dan seçilebilmektedir. Bu gelişmelere bağlı olarak ürünlerin tanıtılması, pazarlanması ve dağıtım kanalının geliştirilmesi için en geçerli araçlardan biri de fuarlardır. Fuar organizasyonla-rının, katılımcı firmalar için önem arz eden bir etkinlik haline gelmesinin nedenlerinden biri de bu tip organizasyonların çok sayıdaki firmayı bir araya getirmesi; bu sayede de firmalara “rakiplerini izleme” şansı vermesidir. Fuarlar, bütünleşik pazar-lama iletişimi sürecinin etkinliğini arttıran en önemli elemanlar-dan bir tanesidir ve gelecekte de firmaların en çok yararlandığı iletişim yöntemlerinden biri olacaktır. UBM tarafından organize edilen, Özel Güvenlik Federasyonu, GÜSOD, GESİDER, ASIS, UKTI, BSIA, CoESS ve gibi sek-törün önde gelen saygın yerli ve yabancı sivil toplum kuruluşları tarafından desteklenen IFSEC Istanbul Güvenlik ve Yangın Fuarı’da prestijli güvenlik ve yangın fuar organizasyonlarından biri olmaya aday. Sektörden sayfalarımızın bu sayıdaki konuk-larından biri; Sensormatic Ceo’su İsmail Uzelli. Diğer konuğu-muz ise Loomis Türkiye Ülke Başkanı Sarp Tarhanacı. Her iki konuğumuzla da sunmuş oldukları çözüm ve hizmetler, sektör hakkındaki görüşleri, yaşanılan sorunlar ve çözüm önerilerini konuştuk. . Elektronik güvenlik, güvenlik hizmeti, bilgi güvenliği ve yangın güvenliği sayfalarımız her zaman olduğu gibi teknik yazılar, ma-kaleler, çeviri yazıları ve sektörden haberlerle dolu…

IFSEC Istanbul Fuarı’nda görüşmek dileğiyle… Devrim Bozkurt

8 n Güvenlik Yönetimi Ekim 2013

Page 13: sayı 6
Page 14: sayı 6

GÜNCEL

Biges, teknik eğitimlerini tamam-lamış ve belirli süredir istikrarlı satış kapasitesine sahip firmalar ile “Bosch Alarm Yetkili Satış ve Servis” sözleşmelerini imzalamaya başladı. Uzun zamandır düzenlemiş olduğu eğitimlere ek olarak, Haziran ayında altı değişik ilde yaptığı eğitim organi-zasyonları ile de yaklaşık tüm illerde teknik eğitimlerini almış firmalar olmasını sağlayan Biges, Ekim ayı sonların da yapılması planlanan satış kongresine kadar istekli olan firmalar ile tüm iller için anlaşmaları tamamlayarak daha etkin pazarlama faaliyetlerine başlamayı amaçlıyor.

Sözleşmeler ile beraber Biges’in Bosch alarm sistemleri ile ilgili çözüm ortağı olduğunu ifade eden siren şek-lindeki ışıklı tabelaların gönderimi ya-pılmaya başlandı. Satış kongresinden sonra ise firmalara Bosch tarafından verilecek “Bosch Yetkili Satış Servis” sertifikaları ile sürecin tamamlanmış olması planlanlanıyor.

biges.com, teknolojik altyapısı ve yeni tasarımıyla yayındaTüm iş süreçlerimizi tek bir platform-dan yürütmek amacı ile 2012 yılında geçiş yapılan otomasyon programı ardından başlayan yeni biges.com

projesi, firma uzmanları tarafından özenli bir çalışma ile hazırlandı. Yeni otomasyon sistemiyle entegre çalışan biges.com’da tüm departmanlar, kendi alanlarında yaptığı yeni ve iyileştirme çalışmalarını zaman kaybı olmaksızın anında siteye aktarabiliyor. Yeni Biges.Com’da; • Gelişmiş arama fonksiyonu,• Etkileşimli bilgi paylaşımı,• Haber ve başarı öyküleri,• Teknik destek,• Kurumsal ve son kullanıcı çözümleri,• Müşteri hizmetleri,• Kurumsal bilgiler,yer alıyor.

Bosch alarm satış noktaları belirleniyor

ABD İç Güvenlik Departmanı, yayınla-dığı basın bülteninde, NASA Jet Tahrik Laboratuvarı (Jet Propulsion Lab) ile birlikte geliştirdikleri yeni radar bazlı tek-noloji sayesinde bir felaket sonucu yıkılan yapılara ilk ulaşan kurtarma ekiplerinin daha fazla canlı kazazede kurtarabile-ceklerini belirtti. Bülten şu şekilde:İç Güvenlik Bilim ve Teknoloji Direk-törlüğü (S&T) ve Ulusal Havacılık Uzay İdaresi’nin Jet Tahrik Laboratuvarı (JPL) tarafından, Felaket ve Acil Durumlarda Kişi Bulma (Finding Individuals for Disaster and Emergency Response -FINDER) olarak isimlendirilen, çöken malzemenin 9 metre altında, katı beto-

nun 6 metre altında ve açık alanda 30 metre mesafede insan kalp atışını tespit etmek amacıyla yeni bir radar bazlı teknoloji geliştirilmiştir. Geçtiğimiz aylarda, S&T ve JPL, FINDER prototiplerini test etmişler ve geliştirmişlerdir. Geçtiğimiz Haziran ayında, DHS ve kurtarma ekipleri, iki Kentsel Arama ve Kurtarma (Urban Search and Rescue - US&R) ekibiyle birlikte prototipi kullanarak 65 ten fazla test araması yapmışlardır, ekipler: Fair-fox Bölgesi İtfaiye Departmanındaki Vir-ginia Birinci Özel Kuvvet (Virginia Task Force One - VA-TF1) eğitim merkezi ve Virginia Beach, Va.’daki Virginia İkinci Özel Kuvvettir (Virginia Task Force Two - VA-TF2). S&T Program Yöneticisi John Price, testlerin başarılı geçtiğini, 9 metrelik bir beton, inşaat demiri ve çakıl taşı yığını-nın altına gömülen VA-TF1 üyesinin yerinin, 9 metreden fazla bir mesafeden tespit edilebildiğini belirtti. Bu kabiliyetin

göçük altında kalan canlı kurbanların varlığını tespit etmekte, halihazırda kul-lanılmakta olan kurtarma köpeklerine, dinleme aygıtlarına ve video kameralara ilave bir araç teşkil edeceğini ekledi.JPL Program yöneticisi Edward Chow’a göre: “Deprem ya da hortum gibi fela-ketlerden sonra meydana gelen enkaz bükülmüş ve ufalanmış maddelerden oluştuğundan, radar sinyalleri çarpıp geri döner ve bu yüzden de karmaşık-tırlar. Göreceli olarak daha zayıf bir sinyal olan kalp atışını, parazitli sinyaller arasından ayırmak çok zordur. JPL’in ra-dar konusundaki uzmanlığı bu sorunun üstesinden gelmemizi sağladı. Mikro-dalga radar teknolojisi insan nefes alma düzeninin eşsiz işaretini ve kalp atışını diğer bütün canlılarınkinden ayırdetme-ye yeterli olacak kadar duyarlıdır.”John Price, 2014 ilkbaharında, bu tekno-lojinin ticari bir ürün olarak arama–kur-tarma çalışmalarında kullanılabilir hale geleceğini dile getirdi.

Yeni teknoloji kurtarma ekiplerinin daha fazla canlı kurtarması sağlanabilir

10 n Güvenlik Yönetimi Ekim 2013

Page 15: sayı 6
Page 16: sayı 6

GÜNCEL

Federal ağa ve devlete ait tesislere giriş yapan federal çalışanlar ve taşeronlar için doğrulama sistemi, daha güven-li hale geldi ve mobil cihazlara da taşındı. Ulusal Standartlar ve Tekno-lojiler Enstitüsü (National Institute for Standards and Technology - NIST), bu kişilerce kullanılmakta olan Ki-şisel Kimlik Doğrulama Kartlarının standartlarına bir güncelleme getirdi.

Federal Bilgi İşleme Standardı (FIPS) 201-2 olarak bilinen bu standardın güncellenmiş hali için NIST’in web sayfasında şöyle denmektedir: “Yeni teknolojileri birleştiren, mobil cihaz-ların gelişmiş desteğini dahil eden ve federal dairelerin aldıkları derslerden yararlanan, daha güçlü bir kimlik doğrulama sağlamaktadır.”FIPS 201-2 kartın yeni kabiliyetleri arasında mobil telefonlar ve tabletler üzerinde kullanılabilecek kimlikler üretme seçeneği yanı sıra, ileri güvenlik seçenekleri de mevcut. Örneğin, bir kartın üzerindeki kimlik bilgileri uzak-tan da güncellenebilecek, böylelikle kart sahiplerini kart basan bir merkeze yolculuk etme zahmeti ve masrafından kurtaracaktır.Güncelleme, kullanılagelen Kişisel Kimlik Numarasına alternatif olarak “isteğe bağlı kart üzerinde parmak izi

karşılaştırma kabiliyeti” gibi biyomet-rik ölçümleri de ekliyor. Şimdi daha güçlü bir doğrulama sağlamak için, tek olarak ya da parmak iziyle birlikte kullanılmak üzere, iris okuma da bir seçenek olarak sunuluyor. Seçimli iris okuma için 2011 yılında yayınlanan ISO/IEC 19794-6 iris biyometrik standardı baz alınıyor. Ayrıca NIST de, FIPS 201 e destek olmak üzere Ki-şisel Kimlik Doğrulama için Biyomet-rik Veri Şartnamesi yayınladı (NIST Özel Yayınları 800-76-2).NIST’te çalışan bir bilgisayar bilimcisi ve dokümanın yazarlarından biri olan Hildegard Ferraiolo, “Güçlü kimlik bilgileri verdiğinizde kimlik doğrulama güvenceniz artar.” diye belirtiyor. FIPS 201’e getirilen güncelleme, bugüne kadar basılmış olan 5 milyon adet mevcut kartın değiştirilmesini gerek-tirmiyor.

NIST federal kimlik kartlarının standartlarını yükseltiyor

Milestone Systems ve Bosch Güvenlik Sistemleri, Bosch IP video cihazları-nın Milestone XProtect IP Video Yö-netim Yazılımı ile tam entegrasyonu-nu amaçlayan bir iş ortaklığına imza attı. İşortaklığının bir parçası olarak Milestone, Bosch’un Entegrasyon İş Ortağı Programı’na (Integration Partner Program - IPP) seçkin bir iş ortağı olarak katıldı. IPP, önde gelen yazılım çözümleri ile Bosch video gözetim ürünlerinin birlikte çalışabi-lirliğini sağlamak üzere tasarlanmıştı.Yıllardır birlikte çalışan iki şirket imza attıkları yeni stratejik işortaklık-ları ile ürünlerinin entegrasyonunu yeni bir düzeye taşıyor. Her iki şirke-

tin müşterileri, Bosch IP video göze-tim cihazları için şimdi Milestone’ın yeni özel sürücüsü ile daha fazla eşsiz özelliğe erişebilecek. Sürücü, potansiyel güvenlik riskleri hakkında önceden bildiri yapan Bosch’un Akıllı Video Analizi yazılımını ve uç nok-tada kaydı, aynı zamanda Bosch’un geniş IP video gözetim ürünlerinde mevcut olan diğer benzersiz özellikle-ri destekleyecek. Milestone Systems, daha önce de Bosch’un kameraya izinsiz müdahale ve hareket algılama ile H.264 sıkıştırma gibi özelliklerini destekliyordu.Stratejik ortaklıklarının bir parçası olarak, Bosch ve Milestone Systems,

ortak pazarlama çabalarını yoğun-laştırarak dünya çapında ticari fuar, konferans ve etkinliklerde, aynı zamanda Bosch’un Kuzey Ameri-ka’daki ürünlerini sergilediği yeni kamyonunda bu entegre çözümü sergiliyorlar.

Milestone ve Bosch işortaklıklarını derinleştiriyor

12 n Güvenlik Yönetimi Ekim 2013

Page 17: sayı 6
Page 18: sayı 6

GÜNCEL

Bağımsız bir panel araştırmasına göre, Amerikan Dışişleri Bakanlığının diplo-matik güvenlikten sorumlu bürosunun, dünyanın çeşitli yerlerindeki Amerikan elçiliklerini artan terör tehdidine karşı korumak amacıyla, harekete geçmesi gerekmektedir. Büronun başında, bir dışişleri müsteşarı olan Patrick Kennedy bulunmaktadır. New York Times Gazetesi, henüz yayınlanmamış olan panel raporunda Mr. Kennedy’nin bürosu, denetlemekle görevli olduğu 275 tesisin güvenliği ko-

nusuna yeterince eğilmediği gerekçe-siyle üstü kapalı bir şekilde eleştiriliyor ve acil olarak güvenlik konularını ele almak üzere departmanın en yüksek politika belirleyicileri arasından, siyasi gücü daha yüksek yeni bir müsteşarın görevlendirilmesi tavsiye ediliyor. Dışişleri Bakanlığı, dünya çapında elçiliklerin güvenliğini artırmak için zaten milyonlarca dolar harcamış bulunuyor, bu çalışmalara yüksek tehdit altındaki elçiliklere düzinelerce ilave diplomatik güvenlik ajanları

göndermek, bu tesislere milyon dolar-lık gelişmiş yangında hayatta kalma malzemeleri temini ve gözetleme kameraları kurulması, personelin en riskli görevlere uygun ileri düzeyde eğitilmesi dahildir. 31. sayfasında, panelin vardığı sonuç, artan sayıda ve hayli karmaşık, yüksek riskli geçici ve sürekli noktalarda faaliyet gösteren departmanın yurtdışı diplomasi konu-sundaki mevcut yöneliminin, örgütsel bir paradigma değişikliğine ihtiyacı olduğu şeklindedir.

Diplomatik güvenlik

Standart bir uygulama olmamakla beraber, potansiyel bir çalışanın iş başvurusunun değerlendirilmesi sürecinde, adayın sosyal medyadaki varlığını dikkate almak, teknolojide-ki gelişmeler ve insanların giderek daha fazla online haberleşmeye zaman ayırmaları nedeniyle, gele-cekte rutin hale gelebilir. Bu konu, ASIS International’ın Bilgi Kaynak Koruma ve İşe Alma Öncesi İnce-leme Konseyi (Information Asset Protection and Pre-Employment Screening Council - IAPPES) tarafından gerçekleştilen konfe-rans aramanın odak noktasıydı. Logi-Serve, LLC’nin bilimadamı Dr. Charles Handler’a göre “Şu bir gerçektir ki, veri izleri bilgisayarlarla takip edilerek işlenecek ve insanlar bunları kullanarak karar vermeye başlayacaklar ve biz psikologların pek çoğu bundan hem heyecanlanı-yor hem de korkuyoruz.” Endüstriyel/organizasyonel psikoloji konusunda Louisiana Eyalet Üni-versitesinde M.S. ve doktora dere-celeri olan Handler, bazı şirketlerin

insanlara Facebook’taki arkadaşları ve arkadaşlarının kredi puanlarına bakarak kredi verdiklerini anlatan yeni kredi seçim formunu anlatan bir makale okuduğundan beri bu fikrin aklında olduğunu söylüyor. Handler, işe kalma kararları vermekten sorumlu kişilerin de aynı şeyi yapmalarının - başvuru sahiplerinin LinkedIn ve Facebook profillerini kullanarak onları değerlendirme, bunlardan sonuçlar çıkarma - bir zaman meselesi olduğu-nu ekliyor. Handler, “Tabii buradan tembel arkadaşları olanların da tembel olacaklarını sonucunu çıkaracaklardır, ama bu ürkütücü çünkü bu çıkarımlar kesin olamaz.” diyor ve bir insanın bel-li bir işi yapabilecek niteliğe sahip olup olmadığını değerlendirmek için sosyal medyayı kullanmanın en rasyonel yol olmayabileceği konusunda uyarıyor. Bu durum işverenin başına yasal sorunlar açabilir, ancak bu alandaki yasal yapı henüz tam olarak şekillen-miş değil. Konferans aramanın odak konusu bu boyut değildi ancak İşe Alma Araştır-ma Kaynakları (Employment Scree-

ning Resources) başkanı ve avukatı Les Rosen, otuzaltı eyaletin, işverenin işe alındıktan sonra çalışanların sosyal medya hesap şifrelerini istemelerini engelleyen yasalar çıkardığını ya da bekleyen yönetmelikleri olduğunu, ancak sosyal medyanın işe alınma sürecinde kullanılması konusunda yönetmelik boşluklarının mevcut olduğunu söylüyor. Ayrıca, çalışan-ların işvereni işe alındıktan sonra sosyal medya kullanımı ve bu konuda yapabilecekleri konusunda mahke-meye verdiği birkaç vaka olsa da, işe alma sürecinde sosyal medya aktivitesi ya da içeriğinin başvuranın diskalifiye edilmesinde kullanıldığına dair henüz bir dava açılmamış bulunmamaktadır.

İşe alma öncesi araştırmalarda sosyal medyanın yeri

14 n Güvenlik Yönetimi Ekim 2013

Page 19: sayı 6
Page 20: sayı 6

GÜNCEL

Mumbai’den alınan dersler: Oteller güvenlik ve risk değerlendirmelerini nasıl değiştirdilerMumbai’de otellere ve başka bazı hedeflere Pakistanlı militanlar tara-fından yapılan ve 160 kişinin ölümü ve 300 den fazla yaralanma ile sonuçlanan saldırı, oteller için tesisle-rinin, misafirlerinin ve çalışanlarının güvenliğine yaklaşımlarını gözden geçirdikleri bir milat olmuştur.2008 in kanlı Kasımından sonra, Hindistan’da oteller -özellikle saldırı-ya hedef olması muhtemel olanların yer aldığı alandakiler - güvenlik personelini artırdı, yeni prosedürler uygulamaya ve federal, eyalet ve yerel hükümetlerle ve bürolarla yakın ilişkiler kurmaya başladılar. Güvenlik danışmanı Jimmy Chin’e göre, her zaman gelişen tehditlerin tabiatı gereği, oteller en son akımlara uygun şekilde güncel olmak ve olay anında

etkilenecek taraflarla iletişimi geliştir-meye çalışmak zorundalar. “Her organizasyon ve endüstrinin sal-dırı tiplerine uygun olarak değişmekte olduğunu görüyoruz. Kötü adamlar taktiklerini değiştirdikçe, biz iyi adam-lar da korunmak ve karşılık vermek konusunda taktiklerimizi değiştirmek zorundayız.” diyen IPF Hospitality’nin başkan yardımcısı Chin, daha önce New York Palace Hotel, Loews Re-gency, Plaza Hotel ve Trump Organi-zasyonunda da görev yapmış.Chin, Mumbai’den sonra New York’taki birçok lüks otelin, polisle ve diğer yetkililerle daha yakın ilişki-ler kurmaya, iletişimlerini daha iyi koordine etmeye ve saldırıya karşılık verme planlarını geliştirmeye mecbur olduklarını belirtiyor ve çalışanların

saldırı sırasında nasıl tepki gösterme-leri ve ilgililerin rollerini iyi anlama-ları için eğitimin önemini vurguluyor. “Uygulamadaki plan mükemmel bir plan mı? Uygulamada mükemmel plan yoktur, güçlü plan vardır.” diyor Chin ve ekliyor: “Örneğin, New York polisi her otelin içini-dışını, yalnızca vaziyet planıyla değil, her bir sütunun yapısal özelliğini, sığınak olarak kullanılabilecek alanları, saldırıya maruz kalabilecek alanlarını öğrenmiş bulunmaktadır.”

BM Güvenlik Konseyi, Suriye’de kimya-sal silah kullanıldığı yönündeki iddialar nedeniyle BMGK üyelerinin “büyük kaygı duyduğu”nu bildirdi. “Acil” çağrısı üzerine toplanan BM Güvenlik Konseyi, yaklaşık 2 saat süreyle iddialar üzerine atılacak adımları görüştü. Hazırlanan basın açıklaması taslağının bazı ülkelerin itirazı üzerine kabul edilmediği öğrenilen toplantının ardından gazetecilere açık-lama yapan BMGK Dönem Başkanı Arjantin’in BM Daimi Temsilcisi Cristi-na Perceval, Güvenlik Konseyi’nin üye-lerin talebi üzerine danışma formatında acil olarak bir araya geldiğini söyledi. BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun’un yardımcısı Jan Eliasson’un üyelere bilgi verdiğini kaydeden Perceval, “Konsey üyelerinin kimyasal silah kullanıldığı iddialarına ilişkin büyük kaygı duydu-ğunu söyleyebilirim. Suriye’de neler

olduğunun netleştirilmesi ve durumun yakından takip edilmesi gerekiyor” dedi. Kimyasal silah kullanımının kim tarafın-dan ve hangi şartlar altında olursa olsun uluslararası hukukun ihlali anlamına geldiği konusunda BMGK üyeleri ara-sında görüş birliği olduğunu vurgulayan Perceval, “BMGK üyeleri, bölgedeki hasmane tutumun sona erdirilmesi ve ateşkes sağlanması için güçlü çağrı yap-maktadır” diye konuştu. Genel Sekreter Ban Ki-mun’un, olayın aydınlatılması için detaylı inceleme yapılacağı garantisi verilmesinden de memnuniyet duyul-duğunu anlatan Perceval, “BMGK, kurbanlara acil insani yardım ulaştırıl-ması ihtiyacının altının çizdi. Son olarak BMGK kurbanların ailelerine taziyeleri-ni sunar” değerlendirmesinde bulundu. BM Genel Sekreter Yardımcısı Jan Eliasson, BMGK toplantısının ardından

gazetecilere yaptığı açıklamada, Konsey üyelerine BM Genel Skereteri Ban Ki-mun adına bilgi verdiğini bildirdi. Kimyasal silah kullanıldığı iddialarının mümkün olan en kısa sürede incelen-mesini istediklerini kaydeden Eliasson, bölgede şiddetin artmasının askeri ve insani sonuçları olacağını belirtti. Suriye hükümeti ile konuya ilişkin temas halinde olduklarını ve iddialara ilişkin inceleme yapılabilmesini umduklarını ifade eden Eliasson, “Prof. Ake Sellström ve ekibi Şam’da. Suriye’de bulunan BM misyonunun bölgede inceleme yapa-bilmesi için Suriye hükümetinin izin vermesini umuyoruz. Bunun için karşı tarafın rıza göstermesi gerekiyor” dedi. Kimyasal silah kullanımının bölgesel etkilerinin de olacağını dile getiren Eliasson, tüm taraflardan inceleme için heyetle işbirliği yapmasını istedi.

Birleşmiş Milletler kaygısını dile getirdi

16 n Güvenlik Yönetimi Ekim 2013

Page 21: sayı 6
Page 22: sayı 6

GÜNCEL

New York Times Gazetesi dahil birçok kaynak önceki günkü ha-berlerinde, Ulusal Güvenlik Ajansı NSA’nin haberleşmelerdeki şifrele-meleri kırmanın yolunu bulduğunu bildirdi. Şifreleme e-postadan ban-ka transferlerine, sağlık kayıtlarına kadar pek çok bilgiyi koruyor. Ti-mes, NSA’den bilgi sızdıran Edward Snowden’dan aldığı bilgileri şöyle aktarıyor: NSA haberleşme şifrele-rini kırmış olmasının en hassasiyetle korunması gereken sırrı olduğu görüşünde ve bilhassa bu servisleri kullananların şifrelemenin aşıldığını bilmemesi için uğraşıyor. Guar-dian bir adım daha ileri giderek NSA’nin şifrelemeyi nasıl kırdığını anlatıyor. Ayrıca Bloomberg’e göre, NSA bazı çok popular e-posta ve sosyal medya platformlarının veri tabanlarına giriş sağladı ya da nasıl girebileceğini keşfetti. Bloomberg, haberinde, bu durum neticesin-de insanların bilgilerini NSA’nin erişemeyeceği yerlerde saklamaya yönelmesi sonucunda, ABD bulut bilişim şirketlerinin nasıl milyarlarca dolar kaybedebileceklerine dair bir araştırmadan da alıntılar yapıyor.Ortaya çıkan yeni dokümanlardan, Ulusal Güvenlik Ajansının yıllardır süper bilgisayarlar, teknik hileler, mahkeme kararları kullandığı ve gündelik haberleşmenin mahremi-yetini korumaya yönelik araçları el altından deşifre etmek için yürüttü-ğü ikna çabalarının sonuç verdiği ve şifrelemeye karşı verdiği gizli savaşı sonunda kazandığı anlaşılıyor. Haberlere göre, 2000 yılından itibaren web üzerine şifreleme battaniyesi serilmeye başlamasıyla birlikte, NSA haberleşmeleri gizlice takip edebilmek için milyarlarca dolar harcadı; 1990 larda tüm kriptolarda kendi “arka kapı” sını açmak için verdiği açık savaşı kay-

bedince, NSA de bu işi gizlice hallet-mek için kolları sıvadı. Yazışmalar ve endüstri çalışanları ile yapılan görüşmeler göstermektedir ki, Ajans şifreleri kırmak için kendi amaçla-rına uygun süper hızlı bilgisayarlar kurmuş ve ürünlerine giriş inşa ede-bilmek için ABD ve diğer ülkeler-deki teknoloji şirketleriyle işbirliğine girmiş. NSA, hedef bilgisayarlara sızarak mesajları şifrelenmeden önce yakalamaya çalışıyor. Bazı vakalar-da, firmalar hükümet tarafından kripto şifrelerini teslim etmeye veya arka kapı inşa etmeye zorlandıkları-nı bildiriyorlar. Ajans dünyanın en tecrübeli kod üreticisi olarak gücünü kullanıp, çeşitli uluslararası donanım ve yazılım üreticilerini şifreleme standartlarına gizli zaaflar koymaya ikna ediyor.Bir istihbarat bütçe dokümanı bu çabaların halen devam ettiğini göstermektedir: ulusal istihbarat direktörü JAMES R. CLAPPER JR. bu yılın bütçe talep yazısında “Biz, karşı tarafların kriptolarını kırmak ve internet trafiğini ele geçirmek için, çığır açacak kriptoanaliz yetenekleri kazanma konusunda yatırım yapıyo-ruz.” diye beyanatta bulunmuştur.

Ajansın şifreleme sayesinde sağ-lanan mahremiyet korumasına karşı kazandığı zafer, Amerikalıların e-postalarının veya telefon konuşma-larının savcılık izni olmadan hedef alınmasını yasaklayan kuralları değiştirmiyor. Ama anlaşılıyor ki ajans, 2011 de federal hakim tarafın-dan, kuralları ihlal ederek Yabancı İstihbarat Gözetim Mahkemesini yanıltmaktan dolayı terslenmiş olsa da, mahremiyeti kırma teknolojisin-de engel tanımıyor. 1952 de kurulduğundan beri şifre kırmakta uzmanlaşmış olan NSA, bu işi misyonu için gerekli görüyor. Yet-kililer, teröristlerin, yabancı casusla-rın ve başka düşmanların mesajlarını deşifre edemezlerse, Amerika’nın büyük risk altına gireceğini belirti-yorlar. Geçen haftalarda, Obama yönetimi istihbarat birimlerini davet ederek, El Kaide liderlerinin bir terörist komplo hakkındaki haber-leşmelerinin detaylarını ve Şam’ın dışındaki kimyasal silahlı saldırı hakkında Suriye yetkililerinin me-sajlarını istemiştir. NSA yetkililerine göre, bu haberleşmeler kırılamaz kriptolarla şifrelenmiş olsaydı, NSA görevini yerine getiremezdi.

NSA haberleşmelerdeki şifrelemeyi kırıyor

18 n Güvenlik Yönetimi Ekim 2013

Page 23: sayı 6
Page 24: sayı 6

gGüvenlik sektöründe bekâr arkadaşlarımız olduğu kadar, evli, çoluk çocuk sahibi olanlar da vardır. 2013- 2014 Eğitim yılı başladı. Bu yazımın konusunu hem davranış biçimleri hem de iletişimleri yönüyle tüm anne ve babalara faydalı olacağı düşüncesiyle ele aldım.Çocuğun en önemli duygusal ihtiyacı sevilmektir. Bu ihtiyacı ne kadar çok karşılanırsa ruh sağlığı da o derece iyi olur. Unutmamak gerekir ki bütün çocuklarda sevgide ve ilgide odak olmak gibi bir özellik vardır. Çocuk, anne- babasının sevgisini hiçbir zaman başkalarıyla paylaş-mak istemez. Buna çok dikkat edilmeli ve çocuğu olumsuz etkileyecek davranışlardan kaçınılmalıdır. Anne-babalar çocuklarını en iyi tanıyan ve onlarla en yoğun ilişkide olan kişilerdir. Onların kendilerine güvenleri olan, kendi kendini ifade edebilen, beşeri ilişkilerde başarılı birer birey olarak gelişme-leri; aile ortamında anne ve babanın tutumlarına ve aynı zamanda tepkilerine bağlıdır.Aile ortamının kendine ait özelliğinden yola çıkarak her çocuğun kendine has bireysel özelliklerinin olabileceğini de unutmamak gerek-mektedir. Çocukların bir kısmı yaşlarına göre daha çocukça davrana-bilecekleri gibi bir kısmı da fazla olgun olabilirler. Dolayısıyla çocuk için standart bir davranış ve faaliyet tayin etmek mümkün değildir. Yaş esasına göre hazırlanan faaliyetleri, bütün çocukların öğrenmesi ve uygulaması beklenmemelidir. Bu noktada çocuğun kişisel özellik-leri devreye girer. Siz sevgili anne ve babalar, bu özelliği her zaman göz önünde bulundurmalısınız. Unutmayınız ki çocuk ailenin bir parçasıdır. Ona ilk etki ve tepkiler bu küçük toplumdan gelir. Çocukluk yıllarında karşılaşılan olumsuz bir durum, yalnız o dö-nemle sınırlı kalmaz; gençlik yıllarında ve yetişkinlikte zaman zaman ruhsal gerginliklere ve davranış bozukluklarına sebep olabilir.Çocuk için, anne-baba model olma özelliği taşır. Dolayısıyla arala-rındaki sağlıklı ilişki, sağlıklı nesiller ve güvenli bir gelecek demektir. Çocuğa model olacak anne-babanın ise çocuk tarafından beğenilen, sevilen saygı duyulan, çocukla özdeşleşen tutum ve davranışlara sahip olmaları gerekir.Bedensel, zihinsel, duygusal ve sosyal yönden sağlıklı çocuklar yetiş-tirmek onlar için iyi model olmakla doğru orantılıdır. Bu da doğru iletişim ile mümkün olabilir.

Doğru iletişim kurabilmeniz dileği ile…

Çocukluk yıllarında karşılaşılan olumsuz bir durum, yalnız o dönemle sınırlı kalmaz; gençlik yıllarında ve yetişkinlikte zaman zaman ruhsal gerginliklere ve davranış bozukluklarına sebep olabilir.

HAYATA BAKIŞ

“Çocukla iletişim”

Oğuz GÜLAY

20 n Güvenlik Yönetimi Ekim 2013

Page 25: sayı 6
Page 26: sayı 6

F uarları; ürün ya da hizmetlerin, teknolojik geliş-melerin, bilgi ve yeniliklerin tanıtımlarının yapıldığı ve aynı zamanda pazar buluna-

bilmesi ve satın alınabilmesi, tek-nik işbirliği, geleceğe yönelik ticari ilişki kurulması ve geliştirilmesi için, belirli bir takvime bağlı olarak, düzenli aralıklarla ve genellikle de aynı yerlerde gerçekleştirilen tanı-tım etkinlikleridir şeklinde tanım-layabiliriz. Bu bağlamda ürünlerin tanıtılması, pazarlanması ve dağı-tım kanalının geliştirilmesi için en geçerli araçlardan biri olarak kabul edilen fuarlar; amaçlarına uygun olarak farklı gruplara ayrılırlar.w Yatay (genel) fuarlar: Tarım, endüstri ve her türlü tüketim malla-rının birlikte ve çeşitleriyle (mamul, yarı-mamul ve hizmet) sergilendiği fuarlardır. Genellikle ürün ve hiz-metin tanıtılması ve satışı esasına

göre düzenlenmektedir.w Dikey (ihtisas) fuarlar: Düzen-lendiği konuda üretilen ürün ya da hizmetlerin sergilenmesine izin verilen ve genellikle o sektörle ilgili hedef kitleler tarafından ziyaret edi-len fuarlardır. Yüksek teknolojilerin tanıtılması, transferi ve üretilmesin-de, ticari ilişkilerin arttırılmasında, pazar yapısı ve potansiyeli konu-sunda bilgi akışı sağlanmasında ortam hazırlar.İhtisas fuarlarını; Büyük İhtisas Fuarları ve Küçük İhtisas Fuarları başlıkları altında görüyoruz. w Büyük ihtisas fuarları: Sadece iş adamlarına açık olarak, sektör ve pazar dilimi bazında gerçekleş-tirilmektedir. Bu fuarlara katılan firmaların hem fuarın düzenlendiği ülkeden, hem de diğer ülkelerden çok sayıda ithalatçı ile karşılaşma ve ticari bağlantı kurma şansı vardır. Ayrıca pazara yeni girme

gayretinde bulunan firmalar açısın-dan acente veya distribütör bulma konusunda avantajlar sağlamakta-dır.w Küçük ihtisas fuarları: Küçük kapsamlı ticaret fuarları içinde sayı-sı en fazla olan bu fuarlar, genellik-le perakendecilere yönelik olarak düzenlenmekte ve fonksiyonları açısından büyük ihtisas fuarları ile benzerlik göstermektedir.İhtisas fuarları ayrıca endüstriyel yapıya ve pazar bölümüne göre iki başlık altında incelenebilir;w Endüstriye göre ihtisaslaşma: Bir endüstriye dayalı organize edildiği için konuyla ilgili olmayan kişilerin gelme olasılığı az olmakla beraber, bu tarzdaki fuarlar acente ve distribütör bulma açısından iyi bir araç olarak görülmektedir.w Pazar bölümüne göre ihtisas-laşma: Perakendecilere yönelik ola-rak düzenlenmekte olup, peraken-

Fuarlar üzerine…Fuarlar, rakiplerin müşterilerini görme, fuar sırasında yürütülecek çeşitli pazarlama ve tanım aktiviteler ile ilgili söz konusu müşterilere ulaşma ve onlarla bağlantı kurma şansı veren organizasyonlar olma bakımından önem taşınmaktadır.

KAPAK KONUSU

22 n Güvenlik Yönetimi Ekim 2013

Page 27: sayı 6

de ticaretteki yenilikleri tanıtmak için olanak sağlamaktadır.Fuarlar isimlerine göre; aşağıdaki başlıklarla da tanımlanabilirler.w Tüketici fuarları: Toplumun her kesimine açık olan ve tüketim mallarının sergilendiği fuarlardır. w Entegre fuarlar: Temel alınan bir ürünle ilgili diğer tüm ürün, mamul, yarı-mamul, ekipman ve hammadde gibi temel ve yan dalları kapsayacak şekilde entegre edilerek düzenlenen organizasyon-lardır.w Solo fuarlar: Bir ülkenin başka bir ülkede tek başına organize ettiği fuarlardır.w Bölgesel fuarlar: Belirli bir coğrafi bölge bazında düzenlenen ve içinde bulunulan bölgedeki ziyaretçiler tarafından ziyaret edilen fuar tipidir.w Ulusal fuarlar: Düzenlendiği ülkenin kuruluşlarının katılmasıyla gerçekleştirilen ve başka bir ülke kuruluşunun katılımına izin verilme-yen fuarlardır.w Uluslararası fuarlar: Birçok ülkenin katılımıyla gerçekleştirilen ve fuara katılan firmaların kendi ülkelerinin ekonomik, teknolojik, kültürel-sosyal düzeylerini ve imkanlarını ortaya koyarak ulusla-rarası bir tanıtma stratejisi izlediği fuarlardır.w Expo organizasyonları: EXPO sözcüğü ‘uluslararası sergi’ anlamına gelmektedir. 3-5 yıl gibi aralıklarla ve en çok 6 ay boyunca devam eden EXPO’lar hem düzen-lendiği ülkenin hem de katılımcıla-rın ürün ve hizmetlerinin tanıtıldığı, teknolojik gelişmelerin sergilendiği, gelecek vizyonların yansıtıldığı bir iletişim platformudur.

Fuarların önemiGünümüzde tüm sektörlerde yaşa-nan gelişmeler ve pazarda meyda-na gelen yeni oluşumlar rekabetin yoğun bir şekilde yaşadığı ortamları doğurmuştur. Bugün artık sadece

kaliteli mal üretip pazara sürmek başarı elde etmek ve satış yapabil-mek için yeterli görülmemektedir. Çünkü günümüz koşullarında tüke-ticiler aynı malın değişik fiyat kalite ve biçimleri ile karşılaşabilmekte ve ihtiyacı olan mal ya da hizmetin değişik alternatifler arasından seç-me şansına sahip olmaktadır.

Katılımcı firmalar açısından önemiYaşadığımız yüzyılda tüm pazar-larda oldukça yoğun bir rekabet yaşanmakta ve bu rekabet ortamında üretimden gelen liderlik gücü, yerini pazarlama ve tanıtım çalışmalarının başarısından gelen liderliğe bırakmaktadır. Gelişim ve değişimlerin yaşandığı bir dönem-de artık tüketicilerin zihninde farklı bir konum ve değer yaratabilen işletmeler pazardaki paylarını koruyabilmekte ve ilerleme kay-dedebilmektedir. İşte bu noktada firmaların yürüttükleri pazarlama ve tanıtım aktivitelerinin çok önemli bir rolü bulunmaktadır. Böylesi bir pazar ortamında da ticari ihtisas fuarlarına katılım, firmalara oldukça önemli avantajlar sunmakta ve hem pazarlama hem de tanıtım aktivitelerini bir arada yürütmeleri-ne olanak sağlamaktadır.Ticari ihtisas fuarları mal ve hizmet üreticilerinin ve tüketicilerinin belli zaman ve mekân dilimi içersinde buluştukları bir pazar niteliği taşı-makta ve fuarların belirli bir konuya yönelik olması katılımcı firmalara “ilgili talebi” doğrudan, kısa sürede ve en etkili biçimde yakalama imkânı vermekte; bu sayede de hem satış hem tanıtım açısından önemli kazanımlar elde edilmesini sağlamaktadır. Bu açıdan fuarlar, tanıtım kapsamlı olmakta katılım-cıların etkili satış grafiğinin bire bir pazarlama ilişkileri ile artmasına aracılık etmektedir. İhtisas fuarlarının firmalar açısın-dan önemi çok büyük. Ticari ihtisas

fuarları, günümüz pazar koşulların-da üretici ile tüketicileri, alıcı satı-cıları karşı karşıya getirebilen, bu gruplar arasında karşılıklı, yüz yüze bir ilişki kurulmasını sağlayabilen nadir aktivitelerden bir tanesidir. İhtisas fuarları sayesinde katılımcı firmalar, iş yaptıkları müşterileri ile yüz yüze iletişim kurmakta, onların firmaları ve ürünleri hakkında dü-şündüklerini ilk kaynaktan öğren-me şansına sahip olmakta ve firma tanıtımlarını bizzat müşterilerin kendilerine, araya başka herhangi kişi ya da kitle iletişim aracını sok-madan gerçekleştirebilmektedir.İhtisas fuarları, mevcut ilişkiler üzerindeki faydasının yanında yeni yüzlerle karşılaşmak adına da önem kazanmaktadır. İhtisas fuar-ları, yüksek ilgi düzeyine sahip ziya-retçileri işletme standına çekmesi açısından bulunmaz bir fırsat ola-rak görülmektedir. Firmalar, ticari ihtisas fuarlarına katılarak mevcut müşterileri ile bir araya gelebildik-leri ve iş ilişkilerini geliştirebildikleri gibi ilerde iş bağlantıları kurabilme ihtimali olan potansiyel müşteriler ile de karşılaşma şansına sahip olmaktadır.İhtisas fuarları, fuarın düzenlendiği sektöre ait pek çok işletmeye fuar alanında bir araya getirmekte ve böylece bu işletmeler arasında geleceğe yönelik bilgi paylaşımları-nın yapılmasına ve iş ortaklıklarının kurulmasına olanak sağlamakta-dır. Sektördeki diğer işletmelerle bağlantı kurulmasının yanı sıra ticari ihtisas fuarlarında, o sektörle iş yapan ya da yapmak isteyen profesyonel ziyaretçiler bulunmakta ve katılımcı firmalar bu kimselere ürün ve hizmetlerinin doğrudan tanıtımını yapma fırsatına sahip olmaktadır.Fuarcılık konusunda yapılan araş-tırmalar göstermektedir ki ihtisas fuarları, pazarlama araştırmalarının gerçekleştirilmesi için önemli fır-satlar sunmaktadır. Fuar organizas-

Ekim 2013 Güvenlik Yönetimi n 23

Page 28: sayı 6

yonların katılımcı firmalar için bu kadar önem arz eden bir çalışma haline gelmesinin nedenlerinden bir tanesi de bu tipteki organizas-yonların çok sayıdaki firmayı bir araya getirmesi; bu sayede de firmalara “rakiplerini izleme” şansı vermesidir. Aynı zamanda ihtisas fuarları, rakiplerin müşterilerini görme ve fuar sırasında yürütüle-cek çeşitli ve pazarlama ve tanım aktiviteler ile ilgili söz konusu müşterilere ulaşma, onlarla da bağlantı kurma şansı veren orga-nizasyonlar olma bakımından da önem taşınmaktadır.

Pazarlama açısından önemiGünümüz pazarlarında tüketici davranışları son derece değişken ve karmaşık bir yapı kazanmış, bir ürün ya da hizmetin tanıtımı, en az o ürünü üretmek kadar önemli bir hâle gelmiştir. Böylesi bir ortamda da, söz konusu ürünler için gerçek-leştirilecek tutundurma çabalarının daha dikkatli, titiz ve kompleks bir şekilde gerçekleştirilmesi gerekliliği ortaya çıkmıştır. Çünkü pazardaki mevcut şartlar altında bir firma, ne kadar iyi ve kaliteli ürün üretirse üretsin, o ürünü iyi ve doğru bir biçimde tanıtmayı başaramazsa, faaliyet gösterdiği sektörde başarı sağlayamamaktadır.Konuya öncelikle pazarlama ve bütünleşik pazarlama iletişimi sü-recinin ilk elemanı olan ürün açısın-dan yaklaştığımızda, ticari ihtisas fuarına katılımın, ürün karmasının bileşenleri ve bu sayede de ürünün kendisinin test edilmesine önemli ölçüde imkân sağladığını söyle-mek mümkündür. Bu özelliği ile ticari ihtisas fuarları, hem ürünün tanıtımını gerçekleştirmekte hem de söz konusu ürünlerin, nasıl birer iletişim mesajı verdiklerinin ve bu mesajın tüketiciler tarafından nasıl algılandığının doğrudan gözlemlen-mesine olanak sağlamaktadır.Ticari ihtisas fuarları, bir firmaya

ait ürün yelpazesinin, profesyonel ziyaretçiler ile buluşmasını sağlayan organizasyonlar olması bakımından da etkili olmaktadır. Ticari ihtisas fuarları, bütünleşik pazarlama iletişimi ile işletme hakkında oluş-turulmaya çalışılan imaja somut bir boyut katmaktadır. Bir gazete reklamında, tanıtım broşürlerinde, diğer reklam aktivitelerinde olduğu gibi, soyut bir etki yaratmak yerine, ihtisas fuarlarında, ürün ve/veya hizmetler merkezi bir unsur olarak ele alınmakta, işletmenin maki-ne, teknoloji ve üretim sistemleri sergilenerek, imajın somut boyutu desteklenmektedir. Bu sayede de bütünleşik pazarlama iletişimi sürecinin işlerliğine bir devamlılık getirilmektedir. Çünkü bütünleşik pazarlama iletişimi kapsamında yararlanılan diğer iletişim yöntem-leri, müşterinin zihninde soyut bir imaj yaratmakta, işletmenin vaat ettikleri, ürün ve hizmetleri hakkın-da aktarılan mesajlarla işletmenin müşterilerine olan bakış açısı yansıtılmaya çalışılmaktadır.Ticari ihtisas fuarları ise, yansıtılma-ya çalışılan bu bakış açısının birebir uygulamasını sunarak, diğer ileti-şim yöntemlerine somut boyutta bir destek sunmaktadır. İhtisas fuarları bu özellikleri açısından da bütünle-şik pazarlama iletişimi çalışmala-rının sonuca ulaşmasında oldukça önemli bir rol oynamaktadır.Fuarlar, dünya üzerinde yaşanan gelişmelere paralel olarak pazarla-ma iletişimi araçları arasında yer alan reklam ve satış geliştirme

yöntemlerinin ardından 3. Sıraya yerleşmiştir. Ticari ihtisas fuarlarını bütünleşik pazarlama iletişimi içerisinde ön plana çıkaran oluşumlardan bir tanesi de işletmeden işletmeye ve işletmeden işletmeye pazarlama çalışmaları içinde önemli bir rol oynamasıdır. Yani ticari ihtisas fuarları özellikle iş pazarları açısın-dan büyük önem taşımaktadır.Sonuç olarak diyebiliriz ki, ticari ihtisas fuarları bütünleşik pazar-lama iletişimi sürecinin etkinliğini arttıran en önemli elemanlardan bir tanesidir ve gelecekte de firmaların en çok yararlandığı iletişim yöntemlerinden bir tanesi olacaktır.

IFSEC Istanbul Güvenlik ve Yangın Fuarı IFSEC Istanbul Güvenlik ve Yangın Fuarı, dünyanın lider fuar ve etkin-lik organizasyonu şirketi UBM tara-fından organize edilen uluslararası arenadaki en prestijli güvenlik ve yangın fuar organizasyonlarından biri olmaya aday. Özel Güvenlik Federasyonu, GÜSOD, GESİDER, ASIS, UKTI, BSIA, CoESS ve gibi sektörün önde gelen saygın yerli ve yabancı sivil toplum kuruluşları tarafından desteklenen IFSEC İstanbul, bölgenin gelişmekte olan güvenlik - yangın endüstrisini bir adım öteye taşıma misyonunu taşıyor.IFSEC İstanbul’un gelecek yıllarda da yükselen bir ivme ile faaliyetle-rine devam etmesi temennisi ile…

KAPAK KONUSU

Fuarlar, bütünleşik pazarlama iletişimi sürecinin etkinliğini arttıran en önemli eleman-lardan bir tanesidir ve gelecekte de firmaların en çok yararlandığı iletişim yöntemlerinden bir tanesi olacaktır.

24 n Güvenlik Yönetimi Ekim 2013

Page 29: sayı 6
Page 30: sayı 6

Güvenlik fuarları her şeyden önce, uz-manlık ya da ilgi alanı güvenlik olan profesyonelleri ve

meraklıları bir araya getirmeleri açısından büyük önem taşıyor. Bu çerçevede, güvenlik şirketleri ürün ve hizmetlerini doğrudan

hedef kitlelerine tanıtabiliyorlar. Ayrıntılarda farklılaşmakla birlikte, güvenliğin dünyanın her yerindeki genel tanımı ve insanlara ifade ettiği kavramlar aynı. Uluslararası kapsamda gerçekleşen fuar-lar, şirketlerin hem daha geniş kitlelere ulaşmalarını hem de gerek çevre bölgelerdeki gerekse

dünyadaki trendleri yakından tanımalarına yardımcı oluyor. Bu tür organizasyonlarda bir ara-ya gelme fırsatı bulan güvenlik profesyonelleri, fikir alışverişinde bulunarak vizyonlarını genişlete-biliyorlar. Bu da yenilikçi yakla-şımların önünü açarak, hizmet ve ürünlerde farklılaşabilmeyi

Güvenlik fuarları...Fuarlar güvenlik bilincinin oluşması ve sağlam bir altyapıya kavuşması açısından çok değerli. Güvenlik fuarları her şeyden önce, uzmanlık ya da ilgi alanı güvenlik olan profesyonelleri ve meraklıları bir araya getirmesi açısından da büyük önem taşıyor. Bu çerçevede, güvenlik şirketleri ürün ve hizmetlerini doğrudan hedef kitlelerine tanıtabiliyorlar.

KAPAK KONUSU

Alp Saul / CEOPRONET GÜVENLİK

26 n Güvenlik Yönetimi Ekim 2013

Page 31: sayı 6

beraberinde getiriyor; sektörün sağlıklı bir şekilde büyümesini ve gelişmesini sağlıyor.Fuarlar güvenlik bilincinin oluşma-sı ve sağlam bir altyapıya kavuş-ması açısından da çok değerli. Bugün ülkemiz güvenlik pazarının 5 milyar TL büyüklüğe sahip olduğu tahmin ediliyor. Müşteri-lerimizin her geçen gün değişen ihtiyaçları ve sektör oyuncularının sunduğu çözümler ile önümüzde-ki dönemlerde sektörün büyüklü-ğü ile ilgili bugünkü rakamlardan çok daha büyük rakamlardan söz edebilmemiz mümkün olacak. Artan güvenlik bilinci, bunun bera-berinde getirdiği güvenlik ihtiyacı, kentsel dönüşüm projeleri, metro-pollerde yaşayan insan sayısının gün geçtikçe artması güvenlik sektörünün büyüme isteğini ve ivmesini de artırıyor. 5 milyar TL’lik pazarda elektronik güvenlik segmentinin büyüklüğü 600 milyon TL’ye yaklaşıyor. Zaman içinde değişen ihtiyaç ve taleplerin yanı sıra ve sektöre liderlik eden, yenilikçi yaklaşım sergileyen oyuncuların sunduğu çözümlerin de desteğiyle, önü-müzdeki dönemlerde sektörün büyüklüğü ile ilgili bugün sözünü

ettiğimiz rakamlara kıyasla çok daha büyük rakamlardan bahse-deceğimizi düşünüyoruz. 2011 yılı rakamlarına göre ev kulla-nımında % 0,8 KOBİ’lerde ise yüzde 4,8 seviyelerinde seyreden penetrasyon oranları, pazarın potansiyelini ortaya koyarken, sektörün oyuncuları olarak bizlere de gidecek çok yolumuz olduğunu gösteriyor.Elbette pazarı büyütmek hedefi ile hareket ederken, ülkemizdeki penetrasyon oranlarının düşük olmasında algının belirleyici bir etken olduğu göz ardı edilmemeli. Ülkemizde ne yazık ki, elektronik güvenlik sistemlerine yönelik geç-mişten gelen olumsuz bir algı var. Özellikle bir haberalma merkezine bağlı olmayan alarmların neden olduğu “Alarm sadece çalar, in-sanları rahatsız eder, sonunda da hiçbir şey olmaz” algısı pazarın büyümesinin önünde önemli bir engel. Kaliteli ürün ve hizmetler sayesinde bu olumsuz algının son dönemde büyük oranda kırılmaya başladığını sevinerek görüyoruz. Bu sayede bugün artık akıllı ve yaşayan alarm sistem-lerinden söz ediyoruz. Evinin ya da iş yerinin kapısının önünde 7 gün 24 saat polisin, itfaiyenin ya da ambulansın bekliyor olduğu düşüncesini insanların aklına yer-

leştiren sistemler sektörümüzün önünü açacaktır. Bu algı değişikliğine ek olarak, sektördeki oyuncuların öncelikli hedefi “alarm satmak” olmamalı. İçinde bulunduğumuz dönemde güvenliğin de insanoğlunun temel ihtiyaçları arasında yer aldığını unutmadan, tüm toplumda bir güvenlik bilinci oluşturmak için çalışmalıyız. Tüm çalışmalarımızın odağında müşterilerimizin yaşam senaryolarına ve yaşam alanları-na uygun çözümler üretmek yer almalı. Konu güvenlik olunca, yukarıda değindiğimiz yenilikçi yaklaşım-dan ve dolayısıyla teknolojiden söz etmemek mümkün değil. Teknoloji ve güvenlik bugün iç içe geçmiş durumda… Her zaman en yeni ve en gelişmiş teknolojiler-den yararlanmak, bu teknolojileri nitelikli çalışanlarla destekleyerek doğru şekilde kullanmak büyük önem taşıyor. Bu alanda dünyada yaşanan gelişmeleri yakından ta-kip etmek, gerekirse yerel ihtiyaç-lar paralelinde özelleştirmek ve kısa süre içinde pazara sunmak gerekiyor. Güvenlik konusunda dünya lideri konumunda bulunan ABD ve İngiltere gibi ülkelerden know-how aktarımında bulunmak da bu kapsamdaki öncelikler arasında yer almalı.

Alp Saul

Ekim 2013 Güvenlik Yönetimi n 27

Page 32: sayı 6

30 Eylül - 2 Ekim 2013 tarihleri arasında Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayında düzenle-necek IFSEC İstanbul

Güvenlik ve Yangın Fuarı; ülkemiz insanlarının yanı sıra Orta Asya ve Güney Doğu Avrupa bölgelerinden pek çok ziyaretçiyi ağırlayacak. Aralarında Axis Communications, Canon, Panasonic, SFFECO, Sony ve daha birçok markanın bulundu-ğu 160’tan fazla Türk distribütör ve uluslararası büyük imalatçıyı fuarda

göreceğiz. Ziyaretçilerin % 30’unun Türkiye dışından gelen katılımcılardan oluşacağı tahmin edilen IFSEC İstanbul, halihazırda ülkemizde gerçekleştirilen ve bu denli geniş uluslararası katılımcı ve ziyaret-çiyi kendisine çeken yegane fuar hüviyetinde…

IFSEC Istanbul’da İngiltere pavyonuİngiliz Güvenlik Endüstrisi Birliği (BSIA) tarafından finanse edilen

Birleşik Krallık Fuar Pavyonu (BK) piyasasından ülke dışına ihracat konusunda oldukça deneyimli olan katılımcı BSIA üye şirketlerine ev sahipliği yapacak. Ziyaretçilere; yurt dışındaki tedarikçilerin öner-dikleri çözümlerin adeta keşfede-bileceği bir merkez olan BK Fuar pavyonunun, IFSEC Istanbul Fuarı için uluslararası mahiyet kazanma-sına da vesile olacak.BSIA’ya ek olarak fuara katılan BK organizasyonunda Advanced Electronics, Bold Communicati-

IFSEC Istanbul Fuarı Ziyaretçilerin % 30’unun Türkiye dışından gelen katılımcılardan oluşacağı tahmin edilen IFSEC İstanbul, halihazırda ülkemizde gerçekleştirilen ve bu denli geniş uluslararası katılımcı ve ziyaretçiyi kendisine çeken yegane fuar hüviyetinde…

KAPAK KONUSU

28 n Güvenlik Yönetimi Ekim 2013

Page 33: sayı 6

ons Ltd, DyconLtd, GJD Manufac-turingLtd, Lichfield Fire &SafetyE-quipmentCo, Intercall, Magnetic Solutions, Qvis, SesysLtd, Tynef-low, Winsted Limited, AxxessIden-tificationLtd, Elmdene International Ltd, STI (Avrupa) ve Thinking Space Systems gibi isimleri sayabiliriz.

IFSEC Istanbul etkinlikleriFuarın yanı sıra, IFSEC Akademisi IFSEC İstanbul içinde bölgede gelişmekte olan güvenlik ve yangın sektörlerine yönelik olarak semi-

ner/konferans/panel etkinlikleri düzenleyerek sektörün geleceğine yönelik olarak bir projeksiyon oluş-turuyor. Bu dinamik ve benzersiz etkinlik programları; GESİDER, GÜSOD, ÖGF ve ASIS gibi sektörün önde gelen yerel ve uluslararası sivil toplum kuruluşları tarafından destekleniyor. Bölgedeki anahtar güvenlik uzmanlarıyla gerçekleştirilen bu etkinlik programları, endüstrinin geleceğinin Türkiye, Güney Doğu Avrupa ve Orta Asya’da şekillenme-si desteklenmiş olacak. Kamu ve özel sektörden yüksek profile sahip ziyaretçilerin katılımını hedefleyen bu etkinlikler, düşünmeye teşvik edici tartışmalar yoluyla network kurma ve akitte bulunma işlemleri-ni kolaylaştırmak üzere tasarlandı. Katılımcılar; güvenlik ve yangın sektörünün bugünkü ve gelecekte-ki ihtiyaçlarını tamamen anlamış bir şekilde fuardan ayrılacak, önde gelen küresel örneklerden çıkarım-larda bulunacak ve bu endüstrilerin bölge çapında gelişimine nasıl katkıda bulunabileceklerini analiz edebilecekler.Özet olarak IFSEC İstanbul içinde düzenlenecek konferans, seminer ve panel etkinlikleri güvenlik ve yangın sektörünün önümüzdeki on yıl içinde nasıl görüneceğine dair bir resim ipuçlarını verecek. Bunu kaçırılmaması gereken bir fırsat olarak görüyoruz.

Oturumlar hakkında birkaç ipucuKonferans, seminer ve panelle-re, alanlarında otorite güvenlik ve yangın uzmanlarının katılması planlandı. Bölgenin en etkili liderle-rini bir araya toplayan temel panel tartışmalarında her bir modülle ala-kalı sonuçlara ulaşılacak; uzman bilgileri dinleyicilerle paylaşılacak. Frost & Sullivan, GESİDER ve UKTI; bünyesindeki etkili liderler tarafın-

dan yapılan sunumlarda temsilci-ler, sektördeki meslektaşlarıyla gö-rüşmeler yapma ve ayrıca network kurma fırsatı yakalayacaklar. CoESS Birinci Başkan Vekili Claude Tarlet, açılış töreninin bir parçası olarak ‘Güvenlik Sektö-ründe Durum” adlı bir sunum yapacak. Tarlet; verdiği mülakatta “ IFSEC İstanbul Konferansı’nın açılışını yapacak olmaktan dolayı çok mutluyum. Bölgesel ve ulusla-rarası temsilciler şüphesiz önemli görüşmelerde bulunacak ve hepi-miz Güvenlik Sektörünün önümüz-deki on yıl boyunca nasıl gelişme göstereceğine dair görüşlerimizi paylaşabileceğiz“ dedi. IFSEC İstanbul 2013 düzenleyicisi UBM İstanbul Genel Müdürü Kerim Bertnard; fuar hakkında “Satın alma zincirini ve onun ihtiyaçlarını tamamen anlayarak, fuarın herke-sin ihtiyaçlarını temin etmesini sağ-lamak için piyasa gerekliliklerine cevap verdik. Benzersiz interaktif özellikleri etkinlik sahnesine taşı-mak ve böylece ziyaretçilerin başka hiçbir yerde bulamayacakları bir deneyim yaratmak için çok çalıştık. Distribütörler, entegratörler ve özellikle uluslararası arenadan ge-len nihai müşteriler hafta boyunca değerli iş bağlantıları kurabilecek-tir” dedi. Ürünlere kaynak bulmak, yeni iş alanlarını tanımlamak üzerineIFSEC İstanbul 2013 sektör için kaynak yaratmak, yeni temaslarda bulunmak ve işin genişletilebile-ceği yeni coğrafi alanları tanımla-mak açısından benzersiz bir fırsat olacak. Endüstri geliştikçe en son teknoloji, ürün ve çözümlerin daha da üzerinde olmanın oyunda bir adım önde olmak isteyen profesyo-neller için ne kadar önemli olduğu aşikardır. Fuarlar bu bağlamda katılan ziyaretçilere network kurma fırsatını verecek…

Ekim 2013 Güvenlik Yönetimi n 29

Page 34: sayı 6

“Güvenlik sektörü büyüme trendini sürdürecek”

Sektörün bu yıl yaklaşık %10-12 büyüme oranı ile birçok ülkeden çok daha fazla büyüme kaydettiğini belirten Sensormatic Ceo’su İsmail Uzelli ile röportaj yaptık. Gelişmiş ülkeler ile mukayese edildiğinde Türkiye güvenlik sektörünün henüz gelişmekte olduğunu kaydeden Uzelli; bu büyüme trendinin daha uzun süre ve daha üzerinde oranlarla devam edeceğini söyledi.

“Güvenlik sektörü büyüme trendini sürdürecek”

Firmanız ve sunmuş olduğunuz ürün ve hizmetler hakkında bilgi alabilir miyiz?Biz, Sensormatic’i 1994’ten beri hayata geçirdiği projelerle sektör-deki en büyük portföye ulaşmayı başaran lider elektronik güvenlik sistemleri entegratörü olarak tanımlıyoruz. Güvenlik konusunda bir müşterinin ihtiyaç duyduğu; uzun süreli ilişkiler kurabileceği, tüm elektronik güvenlik ihtiyaçlarına yanıt alabileceği, güvenlik projesinin tamamının sorumluluğunu üstlene-bilecek bir iş ortağıyız. Farklı tek-noloji kombinasyonlarını elektronik güvenlik için kullanan tek markayız. 50’den fazla lider markanın bölge-deki distribütörü olmamız sayesin-de müşterilerimize en rekabetçi koşulları önerebiliyoruz.Perakende, ticari ve endüstriyel, devlet kurum ve kuruşlarının ihtiyaç duyduğu video izleme ve geçiş kontrol çözümleri, biyometrik sis-temler, kurumsal alarm sistemleri, alarm haber alma, çevre güvenlik

sistemleri, yangın algılama-ihbar sistemleri, elektronik ürün takip çözümleri, kişi sayma sistemle-ri gibi güvenlik ve operasyonel verimliliğe doğrudan etki eden pek çok konuda çözümler sunuyoruz. 200 çalışanımız ve Türkiye’deki 5 ofisimiz ile perakende, havacılık, kamu ve adalet, bankacılık ve finans, ticari ve endüstriyel, enerji, sağlık, lojistik, spor, turizm ve otelcilik alanlarında 20.000’den fazla noktada kurulu sistemimizle bölgede lider konumdayız.2011 yılında özel güvenlik alanında bilgi lideri olan Securitas AB ile bir ortaklık gerçekleştirdik. Bugün gel-diğimiz noktada Kuzey Amerika’da, Avrupa’da, Latin Amerika’da, Orta Doğu’da, Afrika’da ve Asya’da olmak üzere toplam 52 ülkede, uzman güvenlik hizmetlerinden, teknolojik çözümlere, danışmanlığa ve araştırmaya kadar uzanan geniş hizmet yelpazesiyle ve 300.000 çalışanıyla giderek büyüyen ve gelişen bir yapıda, özel güvenlik

ve elektronik güvenliği kombine ederek müşterilerimize 360 derece güvenlik hizmeti vermeye devam ediyoruz.

Sektör hakkındaki görüşlerinizi alabilir miyiz?Sektörümüz bu yıl beklenen şekilde yaklaşık %10-12 gelişim kaydetti. Bu büyüme oranı ile birçok ülkeden çok daha fazla büyüme kaydettiğini söyleyebilirim. Gelişmiş ülkeler ile kıyasladığımızda Türkiye güvenlik sektörü henüz gelişmekte ve bu büyüme trendini daha uzun süre, hatta daha üzerinde oranlarda devam ettireceğini öngörüyorum.Bugün baktığımızda Türkiye’de güvenlik sektörü büyüklüğünün yaklaşık 9 milyar dolar civarında olduğunu söyleyebiliriz. Elektronik güvenlik sektörünün ise yakla-şık 600 milyon USD hacminde olduğunu söyleyebiliriz. Haliha-zırda Türkiye’deki bu segment Ortadoğu’da en büyük dördüncü pazardır. Bu rakam video izleme

SEKTÖRDEN

30 n Güvenlik Yönetimi Ekim 2013

Page 35: sayı 6

“Güvenlik sektörü büyüme trendini sürdürecek”

İsm

ail U

zelli

Sen

sorm

atic

Ceo

’su

sistemleri (CCTV), geçiş kontrol sistemleri, yangın algılama, hırsız ihbar sistemleri ve biometrik sis-temler gibi tüm elektronik güvenlik sistemlerini kapsamakta. Türkiye elektronik güvenlik segmentinin 2015 yılı sonuna kadar 1 milyar USD’ye ulaşması bekleniyor. Bu-günkü pazarın içerisinde doğrudan yabancı sermaye payı ise %15’i bul-makta. Önümüzdeki yıldan itibaren burada yoğun bir talep olacağını ve yurtdışından üreticiler dahil birçok yabancı güvenlik şirketinin pazara girmek isteyeceğini düşünüyoruz. Geçtiğimiz yıl gerçekleşen ithalat rakamı yaklaşık 210m USD, ihracat rakamı ise yaklaşık 20m USD olarak gerçekleşti. Ancak ilerleyen dönemde yabancı sermayenin pa-zara girmesi ile ithalatın artacağı, aynı zamanda, üreticilerimizin sayı ve ürün yelpazesinin her geçen yıl çoğalmasıyla ihracat rakamımızın hızla artacağını öngörüyoruz. Ülke-miz her ne kadar üretim konusunda henüz başarılı olmasa da, üretim

ve ARGE için henüz yeterli boyuta gelmese de ihracat konusunda ilerleme kaydediyor. Özellikle çevre ülkelerde yeterli bilgi ve tecrübeye sahip entegratör veya uygulama şirketleri olmadığı için ithal ettiği-miz ürünlerin yaklaşık %20’si çevre ülkelere tekrar ihraç edilmekte ve mühendislik gibi katma değerler ile projeler hayata geçirilmekte. Uygulama ve entegrasyon tarafın-dan bakıldığında ise sektörümüzün oldukça ileri seviyede olduğunu görüyoruz.

Yaşanılan sorunlar ve çözüm önerilerinizi anlatabilir misiniz?Sektörün en önemli sorunlarından biri haksız rekabettir. Bugün sektör-de uzman ve kaliteli hizmet veren firmaların yanında sektöre sadece ürünler gözü ile bakan, uzmanlık sahibi olmayan ve kalitesiz iş ve ürün ithalatı yapan birçok firmanın varlığını sürdürdüğünü üzülerek ve endişe içinde izliyoruz. Güvenlik alanında belirli standartlar olma-ması, kayıt dışı çalışmaları, sorunlu ve verimsiz projeleri beraberinde getiriyor. Ancak güvenlik asla risk alamayacağınız nadir alanlardan biridir. Yetkin olmayan kişilerce projelendirilen ve kurulan sistemler işletmelere geri dönüşü olmayan zararlar verebilmekte. Bu tür

oluşan üzücü olayların malesef sıklıkla gerçekleştiğini görüyoruz. İthalata dayalı bir sektör olması ve aynı zamanda ÖTV uygulama-sının olduğu bir sektör olduğu için de fiyatlarda haksız rekabet yaşanmaktadır. Bugün geldiğimiz noktada sektörel derneklerimizin de bu alanda ciddi çalışmalar yürüttüğünü görebiliyoruz. Bu ça-lışmaların yanında İşletmelerin de seçici olması ve değerlerini koruma altına alacak olan firmayı seçerken sorgulayıcı olmasını bekliyoruz. Çalıştıkları kurumun kurumsallığı, sürekliliği, güvenilirliği ve teknik yetkinlikleri çok önemli. Seçim kriterleri arasında sadece fiyatları değil saydığım özellikleri de dikkate almalarını öneririz.

Sektörde önümüzdeki sürece ilişkin öngörüleriniz nelerdir? Sektörümüz genç bir sektör, gele-ceğe yönelik olumlu öngörülerim var. Daha uzun yıllar gelişmeye ve büyümeye devam edeceğiz. Ancak bizlerin bu dönemde sağlıklı ve doğru gelişimi desteklemek adına yapmamız gereken daha çok konu var. Bunların bazılarını başarı ile hayata geçiriyoruz, bazılarını ger-çekleştirmek için ise daha çok ça-lışmamız gerekiyor. Sektörümüzde geleceğe yönelik gelişimi sürdüre-

Ekim 2013 Güvenlik Yönetimi n 31

Page 36: sayı 6

bilmek için mutlaka İnsan Kaynak-larımıza yatırım yapmalıyız, bunun için sektörümüzü anlatıp gençle-rimizi bu sektöre özendirmeliyiz. Sektörümüzde bulunan arkadaşla-rımızın da gelişimini sürdürmeli ve desteklemeliyiz. Örneğin biz 2014 yılı için teknik ekiplerimize ortala-ma yurtiçi ve yurtdışında toplamda yıllık 41 saat eğitim planladık. Diğer bir konu ARGE çalışmaları, bu konuda birikimimiz hergeçen gün artıyor ancak uzun soluklu planlama yapmadığımız için yeterli zamanı ve kaynağı ayırmıyoruz. Bunu devlet’ten bekliyoruz sürekli burada sektör olarak geleceğimiz için duruşumuzu değiştirmeliyiz. Uygulama ve projelendirme konu-sunda tecrübemizi tüm bölgeye yaybilme fırsatımız var.

Dünyadaki süreç ile ülkemizdeki süreci mukayese ettiğimizde neler söyleyebilirsiniz?Dünya elektronik güvenlik pazarı-nın 2012 yılında 85 Milyar Dolar olduğu tahmin ediliyor. 85 Milyar Dolar’lık bu pazarın %31’i Batı Avrupa’da, %25’i Kuzey Amerika’da ve %25’i Asya-Pasifik Bölgesi’nde. 2014 yılına dek yıllık %7,8 artış-la elektronik güvenlik pazarının 95-100 milyar USD’ye ulaşması bekleniyor.Genel tabloya bakıldığında dün-yada başta Amerika olmak üzere güvenlik ihtiyacı duyan ve güvenlik alanına yapılan yatırımın öneminin farkında olan ülkelerle kıyaslan-dığında henüz küçük bir pazarız. Ülkemizde son yıllarda gerçekleşen emlak projeleri ve nüfus yoğunluğu göz önünde bulundurulduğunda yatırımcı için ilgi çekici bir pazar resmi çiziyor. Güvenlik sektörü son yıllarda büyü-mesini istikrarlı bir şekilde sürdü-ren nadir pazarlardan bir tanesi, her ne kadar gelişmiş ülkelerde pa-zarın büyüme hızı düşse de geliş-mekte olan ülkelerde hızlı büyüme devam ediyor. Doğu Avrupa, CIS ülkeleri ve Ortadoğu’da bu büyüme-nin önümüzdeki 2 yıl boyunca aynı hızda devam edeceği öngörülüyor. Bazı Afrika ve Asya-Pasifik ülkeleri de benzer büyüme trendini yakaladı ya da yakın zamanda yakalaması bekleniyor.

Asya-Pasifik, Ortadoğu ve Afrika homojen pazarlar değil, farklı bü-yüme hızlarına sahip pek çok ülke aynı pazar sınırlarında yer alıyor. Ancak bu ülkelerdeki hızlı ekono-mik büyümenin yanı sıra siyasi olaylar, iç güvenliğe dönük tehditler ve mevcut güvenlik uygulamalarının yetersizliği sektörel büyümeyi daha da arttırıyor.Çin, Hindistan, Rusya ve Türkiye’de 2014 yılında da iki basamaklı bü-yüme rakamlarının devam etmesi bekleniyor. Güvenliğe dönük devlet yatırımlarının artması, taşere edilen güvenlik hizmetlerinin artması ve çeşitlenmesi, gelişmekte olan ülke-lerde altyapı ve inşaat sektörlerinin hızlı gelişimi bu büyüme trendini pozitif yönde etkileyen başka unsurlardır.

Sosyal sorumluluk projeleriniz hakkında bilgi verebilir misiniz?Elektronik güvenlik sektöründeki liderliğimiz bizler için önemli bir başarı ölçeğidir. Ancak yalnızca uzmanı olduğumuz alandaki başa-rılarımız değil sorumlu olduğumuz topluma karşı gerçekleştirdiğimiz projelerimizin başarısı da bizler için büyük önem arz etmekte. Bu nedenle kurulduğumuz günden bu yana eğitim, çevre, spor ve sanat gibi farklı alanlarda projeler gerçekleştiriyor ve var olan projeleri sponsorluklar ile desteklemeye devam ediyoruz. Sürdürülebilir gelecek bakış açımızı somutlaştırmak adına attığımız önemli adımlardan biri 2012 yılın-da Breeam Sertifikalı çevre dostu yeşil ofisimize taşınmak oldu. Breeam sertifikalı çevreci binalar, özel tesisatları sayesinde yağmur suyunu tuvalet ya da peyzaj ihti-yaçlarında kullanarak su tasarrufu sağlıyor. Güneş enerjisi kullanıyor-lar bu sayede gün ışığından daha çok yararlanıyor bu da ısı verimlili-ğini arttırıyor. Doğal aydınlatma ve havalandırma kullanılıyor. Yeniden

SEKTÖRDEN

Dünya elektronik güvenlik pazarının 2012 yılında 85 Milyar Dolar olduğu tahmin ediliyor. 85 Milyar Dolar’lık bu pazarın %31’i Batı Avrupa’da, %25’i Kuzey Amerika’da ve %25’i Asya-Pasifik Bölgesi’nde. 2014 yılına dek yıllık %7,8 artışla ele-ktronik güvenlik pazarının 95-100 milyar USD’ye ulaşması bekleniyor.

32 n Güvenlik Yönetimi Ekim 2013

Page 37: sayı 6
Page 38: sayı 6

gibi maddelere önleyici ek kontrol mekanizması getirilmiştir. Benzer şekilde kurşun, cıva, kadmiyum ve altı, değerli kromun paketleme ve ambalaj mürekkeplerinde kullanımı yasaklanmıştır.Sorumlu olduğumuz ve destekle-diğimiz bir diğer alan ise sanat. Beğeniyle takip ettiğimiz, branş-larında başarılı ve dinamik 50’yi aşkın genç müzisyenin katılımı ile oluşan İstanbul Film Müzikleri Orkestrası’nın sponsorluğunu üst-lendik. Ana repertuvarını oluşturan orijinal film müzikleri ile birlikte filmlerde sıklıkla kullanılan klasik batı müziği eserlerine kadar çok çe-şitli ve keyifle dinlenen çalışmaları var. Bu genç topluluk sayesinde sanata bir miktar da olsa katkıda bulunmak bizleri çok mutlu ediyor.Eğitim konusu sadece toplumu-muz değil sektörümüz için de ayrı bir öne taşımakta. Sürdürülebilir gelişim için elektronik güvenlik alanında uzman yetiştiren Mehmet Rıfat Evyap Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi’nde bir elektronik güvenlik laboratuvarı kurduk. İstan-bul Ayazağa’da bulunan Mehmet Rıfat Evyap Lisesinde öğrencilerin teorik eğitim yanında sistemleri

uygulamalı olarak da deneyimle-yebilmelerini sağlamak amacıyla elektronik güvenlik çözümlerinden oluşan bir laboratuvar kuruldu. Video İzleme Sistemleri, Ge-çiş Kontrol Sistemleri, Yangın Alarm Sistemleri ve Kartlı Geçiş Sistemleri’nden oluşan laboratu-var, öğrencilerin uygulamalı olarak daha verimli eğitim almalarına olanak sağlıyor. Yine bu kapsam-da Sensormatic mühendislerin-den oluşan gönüllü eğitmenler de laboratuvarda bulunan sistemler hakkında düzenli eğitimler veriyor.Sensormatic olarak spor alanında da çeşitli sponsorluklar gerçek-leştiriyoruz. Tüm bu çalışmaların dışında hassasiyetlerine her zaman saygı duyduğum çalışma arkadaşlarımın doğal afetler vb durumlarda ilgili bölgeye yaptıkları yardımlara ön ayak olmaya gayret ediyoruz.Önümüzdeki yıl için de daha geniş kitlelere ulaşacak sosyal sorumluluk projeleri planlamakta-yız. Projelerimiz hayata geçtikçe toplumumuz, müşterilerimiz, pay-daşlarımız ve sorumlu olduğumuz topluluklarla paylaşmaya devam edeceğiz.

işlenmiş malzeme kullanıldığı için karbondioksit salınımı da minimuma indiriliyor. Çalışma alanlarının çevreci özellikleri saye-sinde çalışan verimliliği de artıyor. Taşınma kararımız ile doğaya ve çevreye karşı olabilecek olumsuz etkilerimizi minimuma indirdiğimize inanıyorum.Sürdürülebilir gelecek politikamızı sadece ofisimizle değil ürünlerimiz ile de destekliyoruz. Ürünlerimizin yaşam döngüsünün tüm aşamala-rında çevreyi seleflerine göre daha az etkileyen ürünler kullanmayı hedefliyoruz. Ürünlerimiz üretim safhasından itibaren çevresel yön-leri gözetilerek geliştiriliyor. Şirket olarak doğal kaynakların korunması için, ürünlerin çevre üzerindeki et-kisini azaltma, çevre dostu ürün ve süreçleri desteklemekte kararlıyız. Özellikle çevre dostu malzemelerin kullanımı, ürünlerimizin yeniden kul-lanımı ve geri dönüşüm seçenekle-ri ile birlikte gelişmiş ürün ambalajı kullanımına imkan sağladı. Sonuç olarak ürünlerimizin bu sayede de müşterilerimizin çevreye bırakacağı izi azaltmak için çalışıyoruz. Bugü-ne dek ürünlerimizin çevresel etki-lerini azaltmak için yapılan çalışma-ları özetlemek gerekirse; Tehlikeli maddelerin kısıtlanması uygula-masıyla kurşun, cıva, kadmiyum, hexavalent krom, polybrominated bifeniller ve polybrominated difenil eterlerin kullanımlarının kısıtlan-ması sağlanmış ve RoHS standar-dını karşılar hale gelinmiştir. Yine REACH tüzüğü kapsamında çok yüksek tehdit uyandıran kansero-jen, mutajen, üreme için toksik, kalıcı biyobirikim toksik, yüksek kalıcı biyobirikim veya eşdeğer teh-dit yaratan örneğin endokrin topu

SEKTÖRDEN

34 n Güvenlik Yönetimi Ekim 2013

Page 39: sayı 6
Page 40: sayı 6

“Önümüzdeki dönemde bankaların

Loomis Türkiye Ülke Başkanı Sarp Tarhanacı ile röportaj yaptık. %35’lik özel sektörden hizmet alımının mevcut olduğunu ve pazarda çeşitli fırsatların söz konusu olduğunu belirten Tarhanacı; önümüzdeki dönemde bankaların payının sektör içerisinde azalacağını söyledi.

“Önümüzdeki dönemde bankaların payı azalacak”

Firmanız ve sunmuş olduğunuz ürün ve hizmetler hakkında bilgi alabilir miyiz? Loomis Türkiye, 1995 yılında Erk Amored Güvenlik Hizmetleri A.Ş.’nin 15 Temmuz 2011’de hisse devrini gerçekleştirmesi ile hizmet vermeye başladı. Bugün 23 şubede, 120 araç ve 350 çalışanı ile faaliyetlerine devam ediyor. Loomis Türkiye zırhlı araçlar ve silahlı güvenlik elemanları eşliğinde, yüzde yüz sigorta güvencesiyle, nakit (banknot, madeni para), kıymetli metal, mücevher, kıymetli evrak gibi kıymetli eşyalara yönelik “Nakliye, işleme (sayma, sahte/yıpranmış/küpür ayrıştırma, paketleme), kasalama” ile birlikte “ATM hizmetleri” veriyor. ATM hizmetleri çatısı altında ise nakit yükleme ile birlikte 1. ve 2. seviye bakım hizmet-

SEKTÖRDEN

36 n Güvenlik Yönetimi Ekim 2013

Page 41: sayı 6

“Önümüzdeki dönemde bankaların S

arp

Tarh

anac

ı Lo

omis

Tür

kiye

Ülk

e B

aşka

leri veriliyor. Verdiği hizmetlere “Uluslararası ve yurt içi kıymetli ya da küçük paket taşımacılığı”, “Marker, yemek çeki, hediye çeki, bilet vb. taşımacılığı”, “Fuar organizasyonlarına yönelik taşıma, gümrükleme, kasalama hizmetleri”ni de dahil ederek göz önünde bulundurduğunuzda ülke çapında içinde bulundu-ğu sektörde en yoğun hizmet veren şirketlerinden birisidir. Loomis’in müşterileri genellikle banka, kuyumculuk şirketleri, madencilik şirketleri, rafineriler, kredi kartı şirketleri, mağaza ve perakende zincirleri, devlet ve belediye kurum ve teşekküllerin-den oluşuyor.

Sektör hakkındaki görüşlerini-zi alabilir miyiz? Türkiye’de “Değerli kargo lojistik hizmetleri” alanında hizmet ve-

ren pek çok firma var. Çoğu da benzer alanlarda hizmet veriyor. Ancak hizmet alanları belirle-nirken ve buna uygun çözümler geliştirilirken üzerinde durulması gereken en önemli nokta, bu sektörün sermaye ve teknoloji gerektiren bir sektör olduğunun bilinmesi ve ilgili hizmetlerin buna göre planlamasıdır. Piyasa bilgisine sahip personel ile birlikte çalışılması ve müşterinin ihtiyaçlarına uygun çözümler su-nulması bir başka önemli nokta. Türkiye Cumhuriyeti yasalarının öngördüğü şekilde uluslararası rekabet ve anlayışına uygun yön-temlerle hizmet sağlıyor olmak sektörün öncelikleri arasında yer alıyor.

Yaşanılan sorunlar ve çözüm önerilerinizi anlatabilir misiniz? Değerli kargo lojistik hizmet-leri, altın, pırlanta ve gümüş tüm değerli madenlerin ve diğer önemli değerli kargoların paketlenmesinden sigortalan-masına ve alıcıya teslimatına kadar pek çok önemli süreci içermektedir. Kargo firmaları taşıma konusunda uzmanlaş-mıştır; ancak değerli kargonun paketlenmesi, takibi, sigorta-

lanması, güvenliğin sağlanması, vb. konuların lojistik firmaları tarafından yürütülmesi çok fazla avantaj sağlar. Bu noktada en önemli sorunlardan bir tanesi risk yönetimidir. Loomis gibi işi güvenlikli taşıma olan firmalar, profesyonel bir risk yönetimi sa-yesinde saldırı ihtimalini en aza indirebiliyorlar. Ayrıca kıymetli eşya ya da nakdin müşteriden alındığı andan itibaren başlayan ve teslim edildiği ana kadar devam eden sigorta süreci ile taşıma firmasının üzerinde olan risk minimize ediliyor. Loomis olarak bizler de bu riskleri en doğru risk yönetimi ile aldığımız güvenlik önlemleri çerçevesinde sigorta sistemine devrediyoruz.

Sektörde önümüzdeki sürece ilişkin öngörüleriniz nelerdir? Önümüzdeki dönemde banka-ların payının sektör içerisinde azalmasını bekliyoruz. Yaklaşık %35’lik özel sektörden hizmet alımı mevcut ve pazarda firmalar için çeşitli fırsatlar söz konusu. Benim düşüncem bu hizmetlerin gelişmiş ekonomilerde olduğu gibi bu işi yapan profesyonel fir-maların devralması, bankaların zamanla bu hizmeti devredeceği yönündedir.

Türkiye’de “Değerli kargo lojistik hizmetleri” alanında hizmet veren pek çok firma var. Ancak hizmet alanları belirlenirken ve buna uygun çözümler geliştirilirken üzerinde durulması gereken en önemli nokta, bu sektörün sermaye ve teknoloji gerektiren bir sektör olduğunun bilinmesi ve ilgili hizmetlerin buna göre planlamasıdır.

Ekim 2013 Güvenlik Yönetimi n 37

Page 42: sayı 6

ELEKTRONİK GÜVENLİK

Yeni nesil güvenlik sistemlerinde, çözünürlük ve kodlama jeneratörleri geliştirilmiştir. H-264 ve ONVIF bilmecesine karşı çıkıp kendi kodunu yazan üreticiler ve geniş açılı lenslerin yüksek çözünürlüklü sensörlerle kullanılması çeşitli avantajlar getirmektedir.

TCCTV sistemlerinde yeni bir çağ başlıyor. Her kullanıcının bildiği kul-landığı analog kamera sistemlerinde merkezi

mimari yapısı, analog kamera çö-zünürlük sorunları, kayıt görüntü-lerindeki bulanık ve seçilemeyen nesneler gibi sorunlar birikerek artıyor. Üreticiler her ne kadar ONVIF üyeliği sebebiyle H.264 ve MJPEG gibi kod çözümleme teknolojisini kullanmak zorunda olsalar da yeni nesil güvenlik sis-temleri ve teknolojiye yön veren üreticilerden bazıları, bu yeniliğin gerekli olduğuna inanarak yazılım-larda geliştirmelere gidiyorlar. Olay sonucunda kayıt görüntüleri, savcılığa ya da polise verildiğinde yeterli sonuçlar alınamıyor. Ne suçlunun eşkalini çıkarmak ne de olaya karışan aracın plaka bilgi-sine ulaşmak mümkün olabiliyor. Benzin istasyonları ve mobese kameralarından alınan görün-tüler, suçun çözümlenmesine yeterli katkıyı sağlamıyor. Alınan

sonuçların kalitesini etkileyen iki sebep var. Bunlardan ilki kullanılan çözünürlük, ikincisi ise kullanılan kodlama teknolojisidir. Saniyede kaydedilen 20-30 kare hızındaki görüntülerden istenilen detayı almak maalesef mümkün olmamaktadır. Sonuç itibariyle bir olay anına ait kayıt görüntülerinde sisteminize verdiğiniz tüm para karşılığını alamadığınız bir gider olarak karşımıza çıkmaktadır. Her yere konulan bir sürü kamera, çekilen kablolar, bu kameraların görüntülerini kaydedildiği TB’larca disk depolama alanları, DVR cihazları, sisteminizi kullandığınız süre içerisinde ödediğiniz elektrik giderleri, size istediğinizi vere-

meyen bir sistem sorunu olarak karşınızda durmaktadır.Yeni nesil güvenlik sistemlerinde bu ana iki sorun olan çözünürlük ve kodlama jeneratörleri geliştiril-miştir. H-264 ve ONVIF bilmecesi-ne karşı çıkıp kendi kodunu yazan üreticiler ve geniş açılı lenslerin yüksek çözünürlüklü sensörlerle kullanılması çeşitli avantajlar getirmektedir. HD film seyretmek için kullanılan H.264 günümüzde hala en sık kullanılan kodlama yazılımı olarak görülse de ve HD film seyrederken çok başarılı ol-masına rağmen CCTV de durdur, geri al, yakınlaş gibi taleplere cevap verememektedir. Yeni nesil güvenlik sistemlerinde kullanılan

Güvenlik sistemlerinde yeni dönem

Kemal UYSAL / İş Geliştirme MüdürüHİRES ELECTRONICS LTD. ŞTİ.

38 n Güvenlik Yönetimi Ekim 2013

Page 43: sayı 6

çalışabilme, kart okuyucular ve kartlı giriş sistemleri ile entegre çalışma, turnikeler, kollu-mantar bariyer le iletişim kurma gibi bir çok operasyonu ücretsiz sistemin içinde alabiliyorsunuz. Bu yeni ücretsiz avantajlar ile birlikte sistemin yıl bazında hafta içi başka, hafta sonu başka, me-sai saatlerinde başka, bayram-

larda başka türlü davranabilece-ği zaman tabloları ile yaptırmak kısaca her sistem biriminin kendisi bir güvenlik sistemi ola-rak davranmasını programlamak mümkün.

Speed dome PTZ alışkanlığıİzleme sistemlerinde kuşkusuz en fonksiyonel olan kameralar joystick ile kontrol ettiğimiz, istediğimiz yöne çevirip yaklaşıp uzaklaşabildiğimiz neredeyse bize robot kontrol ediyormuşuz hissi veren keyifli ve güven veren PTZ kameralardır. Maalesef bu motor sistemleri ve yetenekleri sebebi ile diğer kameralardan epeyce pahalı olan bu kame-ralar, izleme sistemlerinin en gerekli kısımlarında yer almak-tadır. Emniyet teşkilatı mobese sistemlerinde, kritik kurumlar kritik alanlarında bu kameraları

Gelişmiş yazılımları sayesinde hareket algılama, obje takibi yapma, kişi sayma, yoğunluk analizi, yazarkasa ile birlikte çalışabilme, kart okuyucular ve kartlı giriş sistemleri ile entegre çalışma, turnikeler, kollu-mantar bariyer le iletişim kurma gibi bir çok operasyon, sistemin içinde ücretsiz alınabiliyor.

kodlama yazılımları geliştirilmiş ve MXPEG gibi MP4 gibi kodlayı-cılar daha başarılı bulunmaktadır. Bu yazılımlar, yüksek çözünür-lüklü ve geniş açılı lensler ile kullanılarak yeni bir nesil ortaya çıkmaktadır. Hareket halindeki bir aracın plakası, içindeki insanların eşgalleri gibi detayları almak bir yana yeşil enerji ile elektrik gider-lerinde kullanılan süre boyunca kendini amorti eden sistemleri geliştirdiler. Yeni nesil güvenlik sistemlerinde, yazılım, lens, lisans, güncelleme gibi son kullanıcının ödemek istemediği ücretler kaldırıldı. Her köşe başına, 30-40 metrede bir çit boyuna konulan kameralar yerine daha geniş açılı ya da daha uzun mesafelerde başarılı çözünürlük ve lens seçeneklerini sistemin içinde ücretsiz vererek kullanıcıyı mutlu ediyorlar. Artık ofis içlerinde, yemekhanelerde, kısaca ortak kullanım alanla-rında tek bir kamera ile çözüm sağlamak mümkün. Sistem bu hizmetlerin yanında iki yönlü ses desteği, ortak anonslar, reklam cıngılları gibi hizmetleri de ücretsiz olarak sunabiliyor. Gelişmiş yazılımları sayesinde hareket algılama, obje takibi yapma, kişi sayma, yoğunluk analizi, yazarkasa ile birlikte

Ekim 2013 Güvenlik Yönetimi n 39

Page 44: sayı 6

ELEKTRONİK GÜVENLİK

kullanmayı tercih ederler. CCTV sistemlerinin olmazsa olmazı bu kameraların günümüzde çok gelişmiş modelleri bulunmak-tadır. Ancak sistemin içinde kullanılmaya başlandığında izlemenin çok önemli olmadı-ğı, kayıt görüntülerinin daha önemli olduğu ortaya çıkmak-tadır. 360 derece dönebilen ve aşağı yukarı her türlü dönüşü gerçekleştirebilen bu kameralar maalesef bu yeteneklerini kayıt anında kaybediyorlar. Kısaca kamera o an nereye bakıyor-sa o bölge kaydedilebiliyor. Literatür ise izleme yapan bir görevlinin en fazla 20 dakika işine konsantre olabildiğini işin geri kalan kısmını kamera kayıtlarının yaptığını doğrula-mıştır. Speed dome PTZ kame-ralar o an bakmadıkları alanları görememekte ve kayıt altına alamamaktadır. 360 derece dönebilen ama o ana mahsus 70 derece açı ile bakan bir PTZ kameranın göremediği alan miktarı 290 derecedir. Peki bu 290 derece açı nasıl kaydedi-lecek, ya o anda o izlenmeye bölgede bir olay olursa kayıt nasıl olacak? Buna o durumda izleme değil gözetleme deme-miz gerekmiyor mu?Yeni nesil güvenlik sistemleri bu sorunu başka bir açıdan ele alarak 360 derecenin tamamını kaydetmek ve kayıtların içinde PTZ işlemini gerçekleştirmeyi planlayarak sistemlerini revize etmişlerdir. Kayıt 360 derece yapılırsa optik olarak kaydın içinde PTZ işlemi sadece yazılım geliştirilerek yapılabilir. Peki optik olarak PTZ işlemi yapılmazsa ne olur? Cevap basit iyi bir yazılımla aynı sonuçları almak mümkün ve bu aynı zamanda hareketli parça

olmadığı için bakım gerektirmeye yeni kameralar anlamına geli-yor. Merkezdeki tüm işlemleri kameraların üzerine alarak hem sunucu, istemci gibi akıllı IT cihazlarına gerek kalmıyor hem de dağıtık mimari ile sistemdeki çıkabilecek sorunlar merkezden uzaklaştırılarak tüm sistemin aynı anda susmasının önüne geçilmiş oluyor.Sisteminizi seçerken size öne-rilen çözünürlük toplamı, görüş açıları toplamı, işletme maliyet-leri, A+ enerji ailesinden olup olmadığı, yazılım ve güncellemele-

rin ücretsiz olup olmadığı, işletme ve bakım maliyetleri, dayanıklılık, analiz, hareket algılama gibi yapay zekaya sahip olup olmadığı kısaca size önerilen sistemin içindeki başlıkları gözden geçirip gelecekte en az 10 yıl kullanaca-ğınız sistemi doğrulamanız gerek-mektedir. Elinizdeki CCTV sistemi yeterli mi? Yeterli ise ödenilen paranın karşılığını sistem vermiş demektir, yetersiz ise ödediğiniz parayı zarar sayabilirsiniz. Herkese olaysız ve güvenlik ka-merasına ihtiyaç duymayacağınız günler dilerim.

Sistem seçilirken; önerilen çözünürlük toplamı, görüş açıları toplamı, işletme maliyetleri, A+ enerji ailesinden olup olmadığı, yazılım ve güncellemelerin ücretsiz olup olmadığı, işletme ve bakım maliyetleri, dayanıklılık, analiz, hareket algılama gibi yapay zekaya sahip olup olmadığı, vb. kısaca sistemin içindeki başlıkları gözden geçirip gelecekte en az 10 yıl kullanacağınız sis-temi doğrulamanız gerekmektedir.

40 n Güvenlik Yönetimi Ekim 2013

Page 45: sayı 6
Page 46: sayı 6

ELEKTRONİK GÜVENLİK

Paradox NVX80; zorlu koşullara dayanıklılık gösterir, aktif kızılötesi ve mikrodalga anti-maskeleme teknolojilerini harmanlayarak merceğin görüş alanını kapatmak isteyen, davetsiz bir misafiri algılar ve SeeTrue™ teknolojisi ile üstün bir algılama performansı sağlar.

Zorlu iç ve dış mekânlarda üstün performansParadox NVX80 hareket detektörü, sınıfındaki

her cihazın daha ötesinde ve ile-risinde bulunuyor. Baştan aşağı yeni nesil teknolojiler ile donatıl-mış olan NVX80, zorlu koşullara dayanıklılık gösterir, aktif kızılöte-si ve mikrodalga anti-maskeleme teknolojilerini harmanlayarak merceğin görüş alanını kapatmak isteyen, davetsiz bir misafiri algılar ve SeeTrue™ teknolojisi ile üstün bir algılama performansı sağlar. SeeTrue™ teknolojisi, PIR algılamayı ağır mantolar, kartonlar, şemsiyeler gibi yalıtıcı materyaller kullanarak geçme-ye çalışan davetsiz misafirlerin algılanma performansını arttırır. Geleneksel PIR algılama tekno-lojilerinin yüksek ısı barındıran

ortamlarda yaşadığı performans düşüşü engelini aşan bir teknoloji barındıran NVX80 için, bu sadece bir başlangıç.Kolay kaydırma tipi montajı ve açıklayıcı göstergeler içeren bir renkli OLED birimi, montajcılara kolay programlama ve kurulum imkânı sağlar. NVX80 ayrıca PIR, anti-maskeleme, mikrodalga tek-nolojileri için ayrı testler ve kolay yürüyüş testi uygulaması sağla-yan SoloTest™ özelliğini barındı-rır. Şık, hasar korumalı ve sağlam yapılı NVX80, ticari, endüstriyel ve ev içi kullanımlar için mevcut en iyi detektördür.

Koruma özellikleriw Paradox SeeTrue™ teknolojisi hem IR, hem de mikrodalga (MD) alıcı teknolojilerinin algılama tep-kilerini arttırarak, yanlış alarmları önemli ölçüde azaltır,

w Ticari, endüstriyel ve ev içi, iç ve dış mekân kullanımları için idealdir,w Sekiz algılama kanalı,w 20 kg’a (44 lbs.) kadar hay-vanlar için Paradox evcil hayvan koruma sistemi,w Menü bazlı, açıklamalı ekran-lar içeren renkli OLED birimi,w Kolay yürüyüş testi uygulama-sı için SoloTest™,w Şık, hasar korumalı tasarım ve sağlam yapı,w Yüksek ısı koşullarında bile davetsiz misafirleri algılamaya yarayan 3 adet algılama modu (güvenli, steril ve beklemede),w EVO192 paneli ile uyumlu.

İki seviyeli SeeTrueTMGüvenli modBu mod, SeeTrue’nun varsayılan durumudur. Güvenli modu, evcil

Anti-Mask ve SeeTrueTM özelliklerine sahip iç / dış mekân hareket detektörü

VİDEOFON GÜVENLİK SİSTEMLERİ

42 n Güvenlik Yönetimi Ekim 2013

Page 47: sayı 6

nizması, merceğe, ağaç cilası, alüminyum folyo ve görünmez yapışkan bant gibi nesneleri de içeren ancak bununla sınırlı olmayan, geniş bir aralıktaki materyaller ile verilebilecek kasti bir hasara karşı koruma sağlar. Mevcut anti-maskeleme teknoloji-lerinin aksine NVX80, detektörün yakınına konan ve efektif algıla-ma menzilini azaltabilen objeleri de algılayabilir.

Krip bölgesi algılamaNVX80’in oldukça geniş krip bölgesi algılama özeliği, davetsiz bir misafirin detektörün direkt ola-rak altından sürünerek korunan bölgeye erişmesini engeller.

Evcil hayvan korumaYanlış alarmların en önde gelen sebeplerinden biri de, korunan alana giren hayvanlardır. NVX80, köpek ve diğer hayvanlardan kaynaklanan yanlış alarmlara karşı koruma sağlayan Evcil Hayvan Koruma özelliğini kullanır. Özel olarak tasarlanan merceği sayesinde NVX80, 20 kg (44 lbs) ağırlığa kadar olan evcil hayvan barındıran alanlardaki yanlış alarmları engeller.

Kolay programlamaNVX80, ayarlar ve testler ko-nusunda devrim niteliğinde bir yaklaşım kullanıyor. Sezgisel

hayvan koruma sisteminin devre dışı, krip bölgesi özelliğinin ise aktif olmasını gerektirir.

Steril modNVX80, algılama menzilindeki tüm hareketleri algılayacak ve ko-runan bölgede algılanmadan ha-reket etmeyi neredeyse imkânsız hâle getirecektir.

SeeTrue™ teknolojisiNVX80 hareket detektörü için özel olarak geliştirilen Para-dox SeeTrue™ teknolojisi, çift bileşenli kızılötesi ve mikrodalga hareket detektörlerinin algılama tepkisini arttırmak için gelişmiş sinyal işleme sistemlerinden faydalanır.SeeTrue™, en yüksek performans seviyesinde, hatta çoğu PIR detektörünün başarısız olduğu noktalara kadar algılama yapabi-lir. SeeTrue™ ile beraber kullanı-lan NVX80, yüksek ısı barındıran ortamlarda davetsiz misafirleri, cihaza doğru veya cihazdan uzak-laşan şekilde yapılan, kamufle edilmiş hareketleri ve genel PIR detektörlerine yakalanmamak için kullanılan, şemsiye, manto, kar-ton veya benzer tipteki materyal-leri kullanan davetsiz misafirleri algılayabilir.

Anti-mask algılamaNVX80’in anti-maskeleme meka-

NVX80 hareket detektörü için özel olarak geliştirilen Paradox SeeTrue™ teknolojisi, çift bileşenli kızılötesi ve mikrodalga hareket detektör-lerinin algılama tepkisini arttırmak için gelişmiş sinyal işleme sistemlerinden faydalanır.

Ekim 2013 Güvenlik Yönetimi n 43

Page 48: sayı 6

ELEKTRONİK GÜVENLİK

tip detektörümüz menüleri, ayar programlama ve birimi test etme sırasında montajcılara yol göste-recek şekilde yönlendiriyor. Tüm parametreler, test modları ve kalibrasyonlar, tam renkli OLED ekranı ve detektörün altında bulu-nan 4 düğmeli arayüz aracılığı ile yapılıyor. Herhangi bir bağlantı te-line, ayar cihazına veya karışık bir kablolamaya gerek duyulmuyor.

Paradox 3. nesil dijital algılama teknolojisiw Anti-maskeleme mekanizması, cihaza yakın duran farklı birçok materyali ve objeyi algılar,

w SeeTrue™ teknolojisi, PIR algılamadan kaçmaya çalışan gizli davetsiz misafirleri algılar,w Güvenilir, doğru kapsama alanı ve zorlu ortamlarda yanlış alarmdan muaf hareket algılama için akıllı algılama özelliğinden faydalanır,w Daha yüksek algılama ve sinyal hassasiyeti,w Dayanıklı tasarım, hem iç, hem de dış mekânlardaki zorlu koşullara karşı koyar,w Karmaşık kurulumlar için hari-ka bir seçimdir,w Kullanım kılavuzu gerektirmez: Yönlendirici bir kullanımı, OLED ekranı aracılığı ile yapılan menü bazlı ayarları ve testleri vardır,w Kapsamlı tanılama: PIR, MD ve anti-maskeleme Teknolojileri için ayrı ayrı test imkânı,w Kolay Kaydırma tipi kurulum,w Ayarlanabilir üç adet röle çıkışı – bu çıkışlar ayrıca Digiplex EVO veri yolunda da bulunur,w Geliştirilmiş algılama ve yanlış alarm reddi.

Teknik özelliklerw SeeTrue: İç mekân, iki seviye, güvenli ve steril,w Menzil: 36 ft / 12 m’ye kadar,w Çiftli anti-mask: Seçilebilir; 1) Aktif IR: Yakınlık ve engelle-

me, her türlü materyal, sıvı için EN50131 sınıf 3 standartlarına uyar ve aşar, iç ve dış mekân seviyeleri vardır. 2) Yakınlık algıla-ma için aktif Mikrodalga.w Kapsama alanı: 16 m (52 ft) 90º, krip algılama ilew Montaj yüksekliği: 2.5 - 3.0 m / 8 - 10 ft w Akım tüketimi: (12v’da) 5mA - 100mA w Çıkışlar: Röle 1: 1A 24 VDC, Röle 2 ve 3: 150 mA / 24 VDC w Ekran: OLED, 16-bit, 96 x 64 piksel w Boyutlar: 9.8 cm x 22.9 cm x 9.2 cm / (3.8 in x 9.0 in x 3.6 in)w Sabotaj: Çiftli; kapak ve duvarw RF direnci: 20 V/m 2.7 GHz’e kadar w İşletim sıcaklığı: -35º ila 60º C (-31º ila 140º) w Veriyolu bağlantısı: Paradox EVO Serisiw Yapı malzemeleri: ASA UV geçirmezw Aksesuarlar: Her koşula elve-rişli kapak, dönüş ayağı w Programlama: Grafik menü gösterimli (bağlantı teli yok) interaktif 4 tuşlu programlama veya (yükleme / indirme yazılımı içeren) 4 kablolu haberleşme veriyolu ile,Ağırlık: 520 gr / 1.1 lbs.

NVX80’in anti-maskeleme mekanizması, merceğe, ağaç cilası, alüminyum folyo ve görünmez yapışkan bant gibi nesneleri de içeren ancak bununla sınırlı olmayan, geniş bir aralıktaki materyaller ile verilebilecek kasti bir hasara karşı koruma sağlar.

44 n Güvenlik Yönetimi Ekim 2013

Page 49: sayı 6
Page 50: sayı 6

ELEKTRONİK GÜVENLİK

TruPortal, küçük ve orta ölçekli işletmelerin gereksinim duyduğu tüm ihtiyaçları sağlamakla birlikte günümüz teknolojisinin getirdiği birçok yeniliği de beraberinde sunuyor.

Kartlı geçiş sistemi de-nilince akla ilk gelenler arasında büyük ve pa-halı sunucular, yüksek maliyetli yazılımlar ve

lisanslama ücretleri yer almakta-dır. Küçük ve orta ölçekli projeler-de bu maliyetler pastanın büyük bir dilimine tekabül etmekte; dolayısıyla birçok uygulamada ya projeden çıkarılmakta ya da daha

uygun maliyet sağlaması için ka-rarlı doğru ve uzun süreli çözüm üretemeyen sistemlerin tercih edilmesine sebep oluyor. UTC Climate, Controls & Security’nin geçtiğimiz yıl pi-yasaya sürdüğü yeni TruPortal platformu, küçük ve orta ölçekli işletmelerin ihtiyaçlarının düşük bütçeler içinde kalarak çözülmesi-ne olanak sağlıyor.

TruPortal, küçük ve orta ölçekli işletmelerin gereksinim duyduğu tüm ihtiyaçları sağlamakla birlikte günümüz teknolojisinin getirdiği birçok yeniliği de beraberinde sunmaktadır. TruPortal sayesinde sunucu kurulumlarıyla, işletim sistemi yazılımlarıyla ve lisans-larla artık uğraşmayacaksınız. Üstelik iPad, iPhone ve Android uygulaması yardımıyla tüm kartlı geçiş fonksiyonlarını kontrol edip gerçek zamanlı olarak yönetim ve izleme yapabileceksiniz.

Günümüzde kartlı geçiş sistemleriKartlı geçiş sistemlerinin pazar büyüklüğüne baktığımızda; dün-yada 2010 yılında $2.36 Milyar olan büyüklüğünün 2015 yılında $3.28 Milyar seviyesine geleceği tahmin edilmektedir. Ülkemizin de içinde yer aldığı EMEA bölgesi

Kartlı geçiş ve entegre CCTV sistemi

İlker ÖZZORLUUTC Climate, Controls & Security

46 n Güvenlik Yönetimi Ekim 2013

Page 51: sayı 6

incelendiğinde ise 2010 yılında $669,1 Milyon olan kartlı geçiş sistemleri pazarı, 2015 yılında $817 Milyon seviyelerine gelece-ği tahmin edilmektedir[ ]. EMEA bölgesinin geçtiğimiz iki yılda yaşadığı ekonomik sıkıntılara rağmen pazarda beklenilen artış yönündeki rakamlar kartlı geçiş sistemlerinin önemini vurgula-maktadır.Özellikle ülkemizde de kartlı geçiş sistemlerine olan ihtiyaç da her geçen gün artmaktadır. Geçtiği-miz yıllara bakıldığında genelde devlet ve bankacılık sektörlerinde tercih edilen kartlı geçiş sistem-leri artık ticari projelerin de temel ihtiyacı konumundadır. IMS 2011 araştırmalarına göre 1-12 kapılı, web arayüzlü sistemlere duyu-lan ihtiyaç her geçen gün daha da artmaktadır[ ]. UTC Climate, Controls & Security bünyesinde bulundurduğu Lenel Onguard, Fa-cility Commander Wnx ve Aritech ATS gibi çeşitli entegre güvenik platformları ile her ihtiyaç ve segmente çözüm sağlamak ama-cındadır. Yeni TruPortal mimarisi ise küçük-orta ölçekli projelerde kullanım kolaylığı açısından pa-zara farklılık getirecek özellikleri üzerinde barındırmaktadır.

Modüler yapı sayesinde 64 kapı kontrolüTruPortal platformu modüler bir sistem olarak tasarlanmıştır. Ana kontrol paneli üzerinde 2-kapı/4-okuyucu kontrolör ünitesi, 4 giriş ve 2 çıkış ile yer almakta; proje kapsamına göre ilave modüllerle 64 kapıya kadar genişletilebil-mektedir. Ana panelin haberleş-me hattına bağlanan 2-kapı kont-rol üniteleri, PoE beslenebilen IP tek kapı kontrol üniteleri ve giriş/çıkış modülleri sayesinde sistem orta ölçekli işletmelerin temel ihtiyaçlarını karşılayabilmektedir.

kurulumu açısından oldukça kolay anlaşılır bir ara yüze sahip olan TruPortal için yüksek eğitim ma-liyetlerine katlanmak zorunda da kalmazsınız. Web tabanlı ara yüz sayesinde kullanıcı sihirbazları sizi adım adım yönlendirerek hata yapma riskinizi minimuma indirir. Üstelik sistem tasarımınız ve tüm veri tabanınız tek bir tuşla anında kontrolöre kaydedilir; yükleme ve indirme işlemleri için saatlerce bilgisayar başında beklemek zorunda kalmazsınız. Ayrıca web ara yüzü yardımıyla sistemi canlı izleyebilir, hata ve arızaları görüntüleyebilirsiniz. Esnek raporlama fonksiyonları sayesinde HTML formatında günlük/haftalık/aylık raporlar alabilirsiniz.

Türkçe arayüzWeb tarayıcınız, iPad’iniz veya cep telefonunuz ile bağlandığınız ara yüzü 6 farklı dilde kullanabi-lirsiniz. Yeni versiyonda eklenen Türkçe desteği ile birlikte tüm iş-lemlerinizi ve izlemelerinizi Türkçe yapabilirsiniz.

PoE IP kapı kontrol ünitesiNetwork’e dahil edebileceğiniz ve herhangi bir güç kaynağı kullan-

TruPortal sistem esnekliği saye-sinde farklı çözümler de sunabil-mektedir:w Tasarım 1: 64 kapıGiriş: Kart okuyucu / Çıkış: Buton• 64 kart okuyucu• 64 çıkış butonuw Tasarım 2: 32 kapıGiriş: Kart okuyucu / Çıkış: Kart okuyucu• 32 giriş kart okuyucu• 32 çıkış kart okuyucuw Tasarım 3: 48 kapı Karma yapı • 16 kapı; 16 giriş kart okuyucu / 16 çıkış kart okuyucu• 32 kapı; 32 giriş kart okuyucu / 32 çıkış butonu

IP tabanlı geçiş kontrol sistemiTruPortal platformunda herhangi bir sunucuya ya da yazılıma ihti-yaç duyulmamaktadır. Tamamen IP tabanlı çalışan sistem saye-sinde web arayüzü ile sisteme bağlanabilir, böylece veritabanı depolama, yazılım kurma, lisans-lama gibi sorunlarla karşılaşmaz-sınız. Web arayüzü ile kontrolöre bağlandıktan sonra gerçek za-manlı bilgiler alabilir, olay izleme yapabilir, kapıları manuel kontrol edebilir veya CCTV entegrasyonu sayesinde kamera görüntülerini izleyebilirsiniz. Üstelik ücretsiz iPad, iPhone ve Android uygu-laması ile de kontrol ve izleme işlemlerini mobil olarak tableti-nizden veya cep telefonunuzdan gerçekleştirebilirsiniz.TruPortal sisteminizde tüm verita-banı, sistem kontrolörü içerisinde tutulur. Toplam 10.000 kişi ve 10.000 kart desteği olan sis-temde bir kişiye 5 farklı kart ve 8 farklı erişim seviyesi tanımlanabi-lir. Veri tabanında tanımladığınız tüm kimlik bilgilerini dışarıya aktarabilir, yardımcı programla düzenledikten sonra tekrar kont-rolöre yükleyebilirsiniz. Sistem

Ekim 2013 Güvenlik Yönetimi n 47

Page 52: sayı 6

ELEKTRONİK GÜVENLİK

TruPortal platformu modüler bir sistem olarak tasarlanmıştır. Ana kontrol paneli üzerinde 2-kapı/4-okuyucu kontrolör ünitesi, 4 giriş ve 2 çıkış ile yer almakta; proje kapsamına göre ilave modüllerle 64 kapıya kadar genişletilebilmektedir.

madan PoE olarak enerjilendirebi-leceğiniz tek kapı kontrol üniteleri sayesinde uzaktaki kapılar için kablolama yapmaya gerek kalma-maktadır.

Kart okuyucu desteğiTruPortal sistemi ile UTC’nin uyumlu T-100 ve T-200 serisi kart okuyucuları kullanılmaktadır. Bunun dışında Wiegand, MiFare, Prox, Biyometrik, Akıllı Kart ve Mag Stripe desteği olan farklı kart okuyucular da sistemle birlik-te kullanılabilir. TruPortal platfor-munda kart okuyucunuzun tipine göre yapılandırabileceğiniz 8 farklı format tanımlanabilmektedir.

Kablosuz kilit desteğiWiegand protokolü üzerinden haberleşme özelliği sayesinde kapılarda kablosuz kilit kullanabil-me imkanı sunulmaktadır.

Konfigürasyon ve olay kayıt dosyası otomatik yedeklemeSistem belirlenen tarih ve sıklıkta ister tüm sistem konfigürasyonu-nun ister olay kayıt dosyalarının yedeklemesini ftp olarak tanım-lanan bir alana otomatik yapabil-mektedir. Böylece tüm bilgileriniz depolama alanınızda güvenli bir şekilde yedeklenir.

Lojik senaryo yazabilmeTruPortal ile sistemdeki herhangi bir giriş, olay veya arıza durumun-da belirli lojikler yazabilir; bu lojik-lerin sonucunda aksiyonlarla bir-çok işlemi gerçekleştirebilirsiniz. Sistem entegrasyonu anlamında size büyük kolaylıklar sağlayacak bu özellik ile sistemleriniz arası iletişimi en üst düzeye çıkarabi-lirsiniz.

Otomatik konfigürasyonOtomatik konfigürasyon özelliği sayesinde kontrol paneli saha bağlantılarınızı yaptıktan sonra tüm haberleşme hattını tarayarak sisteme bağlı tüm kapı, kontrolör ve modülleri bularak size sunar. Böylece tüm sistem bileşenle-rini tek tek sisteme tanıtmakla zaman kaybetmek yerine tek bir tuşa basarak veritabanına ekleye-bilir, projenize göre özel isimlen-dirmeler yapabilirsiniz.

E-posta ile bilgilendirmeSistemde oluşabilecek herhangi bir olay belirlediğiniz e-posta gruplarına ve adreslerine otoma-tik olarak gönderilebilir. Sistemin web tabanlı olmasının bir avantajı olarak sunulan bu özellik sayesin-de uzakta olsanız bile sistemdeki herhangi bir durumdan haberdar olabilirsiniz.

CCTV entegrasyonuTruPortal platformu tüm TruVision serisi DVR ve NVR kayıt cihazları ile TCP/IP üzerinden haberleşip, toplamda 64 kamerayı sisteme entegre etmenize olanak sağlar. Kameraları kart okuyucular ile iliş-kilendirip yetkili/yetkisiz geçişleri iPad, iPhone veya Android işletim sistemine sahip cep telefonunuz-dan izleyebilirsiniz. Ayrıca 1x1, 3x3 gibi bölünmüş video ekranları ile de canlı izleme yapabilir, PTZ kameranızı ekrandan kontrol edebilirsiniz.

48 n Güvenlik Yönetimi Ekim 2013

Page 53: sayı 6
Page 54: sayı 6

ATraq gibi son teknolojilere hızlıca uyum sağlayan ve gelişen bir alarm haber alma merkezi yazılımı kullanan şirketler; müş-terilerine kaliteli bir çağrı merkezi seviyesinde hizmet vermeye başlamış, müşteri memnuniyetini ve sayısını arttırmışlardır.

Yaşadığımız çağ bilgi ve teknoloji çağı… Bu dö-nemin en önemli özel-liği bilgi paylaşımı ve bu paylaşımın ne kadar

hızlı olduğu ile ilgili. Teknolojinin son 20 yıllık gelişimini incelersek mutfak aletlerinden tutunda ağır sanayi ürünlerine kadar her şeyin ne kadar hızlı bir şekilde geliştiği-ni ve hatta daha da ilginci bizlerin bu değişime nasılda hızlıca ayak uydurduğumuzu göreceksiniz. Bundan daha on yıl önce sabit telefonlar ile iletişim kurarken, bilgisayarlar sadece masamızın üzerinde duran hantal makineler-ken şu anda her ikisi ve çok daha fazlası cebimize sığıyor.Uluslararası bağımsız istatistik kurumlarının yaptığı araştırmalara

göre son 30 yıl içerisinde faaliyet gösteren şirketlerin %45’i gelişen teknolojilere uyum sağlayamamış veya uyum sağlamakta gecikmiş olduğu için ya piyasadan tama-men silinmiş ya da pazar payının büyük bir kısmını kaybetmiştir. 20 yıl önce adını bile duymadığı-mız birçok firmanın, bugün dünya devi dediğimiz firmaları geride bırakmış olmalarının en büyük nedeni yapmış oldukları hatırı sayılır teknoloji yatırımlarıdır. ‘Ye-niliğe açık ve hızlı adapte olanlar her zaman kazanır’ prensibiyle yürüyen yeniçağda geleneksel yöntemler rafa kaldırılmış, yerine ise sürekli yenilenen ve gelişen yöntemler gelmiştir. Konuyu güvenlik sektörü üze-rinde incelersek durumun diğer

sektörlerle aynı olduğunu rahat-lıkla görmekteyiz. Özel güvenlik şirketleri ya da alarm haber alma merkezlerinin içinde sektörde büyüyen, yerini sağlamlaştıran-lar yeni teknoloji ve farklı ürün çeşitlerini müşterilerine sunanlar olmuştur. ATraq gibi son tekno-lojilere hızlıca uyum sağlayan ve gelişen bir alarm haber alma merkezi yazılımı kullanan şirket-ler müşterilerine kaliteli bir çağrı merkezi seviyesinde hizmet ver-meye başlamış, müşteri memnu-niyetini ve sayısını arttırmışlardır. Bunun yanı sıra fiziki güvenlik hizmeti veren şirketler klasik tom kalemi hizmeti yerine AGuard gibi internet üzerinden takibi yapılabi-len, verilerin SIM kart aracılığı ile sisteme bekleme süresi olmaksı-

ELEKTRONİK GÜVENLİK

Yeniliğe açıklık ve hızlı adaptasyon

Özgür AKIN / Pazarlama MüdürüCOMON Professionals

50 n Güvenlik Yönetimi Ekim 2013

Page 55: sayı 6

zın iletildiği bekçi tur sistemlerine geçerek olası güvenlik açıklarını önlemiş ve yüksek müşteri mem-nuniyeti sağlamışlardır.Günümüzde fiziki güvenlik işi yapan şirketlerin vazgeçilmezi ha-line gelen online tur takip sistemi AGuard, Türkiye’de ve dünyada ATraq alarm haber alma yazılımı kullanan bir çok AHM’nin de ter-cih ettiği bir ürün haline gelmiştir. AGuard otomasyon sisteminin ter-cih edilmesinin sebeplerini açıkla-mak gerekirse, pasif tom kalemi sistemindeki gibi tur noktaları okunduktan saatler sonra güven-lik amirinin bir A4 çıktısı alarak turları incelediği hantal yapının aksine AGuard sisteminde oku-nan ya da okunmayan noktaların sinyalleri AGuard izleme ekranla-rına, yetkili kişilerin mail adresle-rine, yetkililerin cep telefonlarına veya istenir ise ATraq alarm izleme yazılımına sinyal olarak eş zamanlı olarak gönderilmektedir. AGuard sisteminde kullanılan tur cihazı içerisindeki SIM kart saye-sinde aynı zamanda cep telefonu gibi kullanılabilmektedir, cihazın üzerindeki PANİK düğmesi ile acil durumlarda yetkili birimlere sinyal gönderilerek duruma müdahale etmesi sağlanmaktadır.Gelişen teknolojilerin bir başka özelliği de kullanılan araçların multi tool (çok işlevli) olması. Bir cep telefonu içerisindeki Android gibi gelişmiş işletim sistemleri sayesinde, internete girebili-yor, fotoğraf çekebiliyor, video oynatabiliyor, oyun oynanabiliyor.

Günümüzde birçok ürün çok işlevli hale getirilerek gelişen teknolojiye ve ihtiyaçlara ayak uydurması sağlanmıştır. Örne-ğin AGuard sistemi ile güven-lik görevlisinin turunu yapıp yapmadığını internet üzerinden anı anına kontrol ederken aynı zamanda cihazın telefon özelli-ği olması sayesinde her hangi bir durumda görevliyi arayarak sesli görüşme yapabiliyorsu-nuz. AGuard online bir bekçi tur sistemi olmasının yanı sıra PDKS (Puantaj) raporu hesap-layabilir ve personel özlük işleri olarak kullanılabilir.Yazımın başında da söylediğim gibi, çağımızın gereksinimleri olan hız ve bilgi paylaşımının artmasının yanında bu yeni düzene alışma sürecimizin bu kadar hızlı olması gelişim sürecinin ivmesini daha da arttırdığını görüyoruz. Sürekli olarak çıkan yeni fikirlerle şekillenen hayatlarımız, her geçen gün daha çok şeyi, daha kısa zamanda ve daha kaliteli yapmamızı sağlıyor. Alarm haber alma merkezle-ri olsun, elemanlı güvenlik firmalarının olay kayıt defterleri olsun, araç takip sistemleri olsun, kapalı devre kamera sistemleri olsun güvenlik sektöründe birçok veriyi bir veri tabanında tutmaya başladık. Bu verileri mümkün olan en ile-ri teknoloji ile merkezileştirdik. Geliyoruz en büyük sorununa: Veri Madenciliği (Data Mining). Veri madenciliği, büyük veri yığınları içerisinden gelecekle ilgili tahminde bulunabilmemizi sağlayacak bağlantıların bilgi-sayar ortamında aranmasıdır.Güvenlik aslında tahmin ede-bildiğinizden çok daha fazla matematik bağımlı bir sektör.

Ne kadar çok veriyi sistemin içerisine alabiliyorsak o kadar çok örneklememiz olacaktır. Eğer bu verilerin örneklerini iyi işleyebi-lirsek o zaman çok ilginç sonuç-lar çıkacaktır. İşte bu noktada güvenlik firmaları bu veritabanın-daki verileri değerlendirebilmek amacıyla “Veri tabanı uzmanları” istihdam etmek zorunda kala-caklar. İstatistiğin korelasyon formülleri gibi özel tablolar/grafikler oluşturarak bilimsel risk haritalarımız ortaya çıkacaktır. Bu risk haritaları kendi işlerimiz-de daha somut adımlar atmak için kullanmaya başlanacaktır. Örneğin, potansiyel müşterileri-mize gittiğimizde, mevcut tesisin güvenliğini sağlamak adına önden yapılan fizibilite çalışmasıyla tesisin riskliliği çıkartılır. Fizibilite çalışmanız sonucunda ortaya çı-kan verileri kendi veritabanınızda-ki daha önceden yapılmış benzer projelerle karşılaştırarak nasıl bir güvenlik sistemi kurulması gerek-tiğini en bilimsel şekilde ortaya koymuş olacaksınız. Eğer projede 4 güvenlik görevlisi gerekliyse bunu çok net bilimsel kanıtlarla anlatabileceğiz, müşteriler de “3 adamla olmaz mı” diyemeyecek-ler. İşin ucunda ticari bir yaklaşım olmadan gelen firmalar bu işte çok daha verimli, güvenilir ve sonuç odaklı olacağından, yeni projelerde veya eski projelerde satış oranları artacaktır. Comon Professionals, on yıldan fazla süredir sektöre yeni fikirleri ve ileri teknolojisi ile yön vermek-te ve bu özelliği ile tanınmaktadır. Comon Professionals her geçen gün yeni çözümleri ile sektör lide-ri olmaya devam etmekte. Yakın gelecekte AHM’ler ve bekçi tur sistemleri ile ilgili yepyeni ürün-lerle sektörü şaşırtmaya devam edeceğini duyuruyor.

Ekim 2013 Güvenlik Yönetimi n 51

Page 56: sayı 6

ELEKTRONİK GÜVENLİK

micro 2000 IP ve FLEXIDOME micro 2000 IP kame-ralarını piyasaya sürerek Bosch bir

kez daha başarılı video gözetim ürün gamını genişletti. Geniş bir uygulama alanında kullanılabile-cek iyi bir ürüne, ekonomik bir fiyatla sahip olmak isteyen kulla-nıcılar için Bosch’un micro 2000 IP ve FLEXIDOME micro 2000 IP kameraları ideal bir çözüm. Daha az parazitli, daha ayrıntılı görüntü-

ler sağladıkları için özellikle sabit aydınlatmaya sahip kapalı alanlar için tasarlanan bu kameralar, son teknoloji harikası görünüşleriyle benzerlerinden farklılık gösteriyor. Kameralar kutu ve dome olmak üzere iki farklı tasarım seçene-ği ile kullanıcıların beğenisine sunuluyor.İyi tasarımlarının yanı sıra, bu ka-meralar aynı zamanda son tekno-loji ürünü sensörlere ve görüntü işleme teknolojisine sahip. Ka-meralar küçük ölçekli işletmelerin video gözetim ihtiyaçları düşünü-lerek optimize edildi. Bosch Gü-venlik Sistemleri Ürün Yönetimi Müdürü Ian Crosby, “micro 2000 IP ve FLEXIDOME micro 2000 IP kameraları, komple ağ video gözetim sistemleri için, geniş bir uygulama dizisine yönelik kaliteli görüntüler sunmaktadır” diyor ve ekliyor: “Bu kameralar, kullanı-cıların hem uygulamalarına hem de bütçelerine uyacak en yüksek detay seviyesi sağlamaktadır. Bu onları, konut ya da perakende mağazalar gibi küçük ve orta öl-çekli tesisler için ideal bir çözüm haline getirmektedir.” Eksiksiz bir ağ video gözetim sistemi olarak tasarlanan her iki kamera da kaydedilmiş görüntü-lerin uzaktan depolanması için bir Dropbox uygulaması içerirken,

sabit görüntülerde iDNR (Akıllı Dinamik Gürültü Azaltma) özelliği sayesinde, hafıza, bant genişliği ve maliyet gereksinimlerinden tasarruf edilmesini ve depolama ihtiyacının %50’ye varan oranlar-da azaltılmasını sağlıyor. Ayrıca, Bosch’un Video Client PC yazılımı ve canlı izleme uygulaması saye-sinde, güvenlik kamera görüntü-leri internet erişimi olan herhangi bir yerdeki bir bilgisayar veya mobil cihaz üzerinden izlenebili-yor ya da kaydedilebiliyor. Bosch kalitesi ve üç yıllık değişim garantisi ile piyasaya sunulan kameraların kurulumu, montajı ve kullanımı da oldukça kolay. En az düzeyde servis gerekliliği ile sezgisel menü destekli arayüz-ler, gerekli maliyetleri ve zamanı asgari düzeyde tutuyor. Advantage Line ürün ailesinin bir parçası olan micro 2000 IP kameraları ve FLEXIDOME micro 2000 IP kameraları ayrıca, ONVIF ve farklı markalara ait yazılım ve veri depolama çözümleri ile de uyumlu. Kameralar farklı markala-ra ait yönetim ve kayıt yazılımları, video analiz, monitör duvar sis-temleri ve bulut izlemenin kolay entegrasyonu için online araçlara anında erişmesini sağlayan Integ-ration Partner Program tarafından destekleniyor.

Küçük ölçekli işletmeler için profesyonel güvenlik

BOSCH GÜVENLİK SİSTEMLERİ

52 n Güvenlik Yönetimi Ekim 2013

Page 57: sayı 6
Page 58: sayı 6

ELEKTRONİK GÜVENLİK

Analog çözümlerde yeni standart olması beklenen 960H - WD1 çözünürlüklü kamera ve DVR’ları, IP sistemlerde ise en yenilikçi ürünlerden entegre 18x optik motor-zoom lensli Full HD kameralar ve 5 megapiksel balıkgözü kameralar şimdiden ürün gamında yer alıyor.

Polonya-Varşova merkezli AAT Holding’in 2000 yılından beri üretimini yaptığı NOVUS® kamera gözetleme sistemleri şu

anda Polonya’da kamera gözetim sistemleri pazarının lideri konu-mundadır. Bunun yanı sıra tüm Avrupa’ya distribütörler vasıta-sıyla dağıtımı yapılan ürünler, Avrupa’nın birçok ülkesinde de yaygın olarak kullanılmaktadır. Referansları arasında Fransa Unilever fabrikası, Romanya’da ki IKEA mağazası, Norveç’te yer alan Norveç Teknik Araştırma Enstitüsü bulunan NOVUS® video güvenlik ürünleri Azerbaycan’dan Fas’a, Rusya’dan Fransa’ya ka-dar tüm Avrupa, Rusya, Ortadoğu ülkeleri ve Kuzey Afrika’yı da içeren geniş bir coğrafyada kulla-nılmaktadır.Analog ürünlerin yanı sıra IP ürün gamı ile müşterilerinin bütün ihtiyaçlarını tek bir çatı altında karşılayabilen NOVUS® kısa sürede sektör profesyonellerinin tercihi olmayı başarmıştır. Sürekli güncellenen ürün gamı sayesinde NOVUS® çok hızlı gelişen video güvenlik teknolojilerine öncülük etmektedir. Analog çözümlerde yeni standart olması beklenen

960H - WD1 çözünürlüklü kamera ve DVR’ları, IP sis-temlerde ise en yenilikçi ürünler-den entegre 18x optik motor-zoom lensli Full HD kameralar ve 5 megapiksel ba-lıkgözü kameralar şimdiden ürün gamında yer almaktadır.NOVUS® IP çözümlerde kendi yazılım mühendisleri ile NMS (Novus Management System) video kayıt ve izleme yazılımını geliştirmiştir. NMS yazılımı tek bir NVR ile HD çözünürlükte 64 kana-la kadar kayıt çözümü, 4 monitör desteği, sunucu-istemci haber-leşmesi, harita desteği, esnek ve kullanımı kolay Türkçe grafik ara yüzü sayesinde sektör profesyo-nellerinin beğenisini kazanmıştır. Üstelik bu yazılım hiçbir lisans ve kayıt alanı kısıtlaması olma-dan NOVUS® IP kamera alan bütün müşterilere ücretsiz olarak sunulmaktadır. Bu sayede proje ne kadar büyük olursa olsun yazılımsal olarak kamera başına hiçbir lisans ücreti ödenmesi gerekmemektedir.

IP ürün gamını sürekli olarak güncelleyen NOVUS® 1 mega-pikselden 5 megapiksele kadar ihtiyaçlarınıza yönelik kamera çözümleri sunmaktadır. Sek-tördeki ihtiyaçları ve teknolojik yenilikleri yakından takip eden NOVUS® yakın zamanda entegre 18x optik motor-zoom lensli Full HD kamerasını ve 5 Megapiksel balıkgözü kamerasını da IP ürün gamına dahil etmiştir.Kalite her zaman ön planda tutularak üretilen tüm NOVUS® ürünleri CE, ROHS ve GOST-R sertifikalarına sahiptir. Bütün ürünlerinde standart olarak 3 yıl garanti süresi sunan NOVUS® sektörde kalite standartlarını üst seviyeye taşımaktadır.

NOVUS® güvenlik çözümleri

AVEKA Algılama ve Kontrol Teknolojileri

54 n Güvenlik Yönetimi Ekim 2013

Page 59: sayı 6
Page 60: sayı 6

ELEKTRONİK GÜVENLİK

Kullanıcılar ve uygulayıcıların beklentilerini belirlemeye yönelik bir piyasa araştırması programının sonucunda Samsung tarafından geliştirilen yeni WiseNetIII, DSP çip setine sahip dokuz kamera modelini bir araya getiriyor.

EDS’nin,Türkiye dist-ribütörlüğünü yaptığı Samsung Techwin, WiseNetIII 2MP Full HD (SND-6011R) dome ka-

meranın eklenmesiyle ağ kamera yelpazesini daha da güçlendirdi. SND-6011R’nin uygun fiyatı onu, bütçelerin kısıtlı olabileceği, fakat buna rağmen büyük sayıda kame-radan kanıt niteliğindeki görün-tülerin yakalanmasının gerektiği okullar, hastaneler, ofisler ve perakende mağazaları gibi kurum-ların kameralı güvenlik projeleri için ideal hale getiriyor. Kullanıcılar ve uygulayıcıların bek-lentilerini belirlemeye yönelik bir piyasa araştırması programının sonucunda Samsung tarafından geliştirilen yeni WiseNetIII, DSP çip setine sahip dokuz kamera modelini bir araya getiriyor. Bu da, SND-6011R yüksek çözünür-lüklü IP ağ kameralarının yeni bir güvenlik kamera sistemi seçilir-ken veya mevcut bir sistem gün-cellenirken akla gelen ilk çözüm olmasını sağlıyor.3,8 mm sabit lensle donatılan ve ONVIF uyumlu SND-6011R, infra-cut filtreli Gündüz/Gece kamerası kategorisinde yer alıyor. Ayrıca, 1080p’de 60 fps ultra hızlı kare oranında yüksek kaliteli renkli görüntüler yakalayabiliyor. Kame-

radan 10 metre mesafeye kadar uzaklıktaki nesneler, dâhili IR LED’lerinin yardımıyla tamamen karanlıkta bile izlenebiliyor.SND-6011R, MJPEG sıkıştırmayı kullanabilme seçeneğiyle birlik-te bant genişliği dostu H.264 sıkıştırmayı kullanıyor. Böylelikle, kameranın sadece o alan içindeki görüntüleri tercih edilen çözünür-lük ve kare oranında gönderebil-mesine olanak sunuluyor. Ayrıca, istenen dokuz alanın vurgula-nabilmesini ve kırpılabilmesini sağlayan birçok kırpma özelliğini de içeriyor. Tam görünüm ve istenirse tüm alanın çoklu kırpılan görüntüleri, videonun çözünürlüğü ve kare oranındaki bu esneklikle eşzamanlı olarak iletilebiliyor. Bu da, mevcut ağ bant genişliğinin daha akıllı ve etkin kullanımını sağlıyor. Tüm kilit özelliklerinin yanı sıra, SND-6011R’nin sahip olduğu “Geniş dinamik aralık”, örneğin güçlü harici aydınlatmanın ve bü-yük cam miktarlarının olabileceği resepsiyon veya lobi gibi alanlar için ideal bir çözüm olmasını sağ-lıyor. SND-6011R ayrıca, yetkili kullanıcılara bellek kartına kay-dedilmiş olan videolara uzaktan erişme ve video indirme olanağı sağlayan dahili bir SD/SDHC/SDXC bellek yuvasına sahip olma-

sıyla da dikkat çekiyor.Tetikleyici ve giriş/çıkış yönü, nesne ortaya çıkma/kaybolma ve kamera lensine boya püskürtül-düğünde veya kameranın normal görüş alanından yetkisiz uzak-laşma olduğunda uyarı oluşturan “kurcalama” algılama gibi çeşitli yöntemlerle hareketi algılamaya yardım eden Akıllı Video Analizi ise SND-6011R’nin diğer bir önemli özelliği. Ayrıca, WiseNe-tIII DSP yonga setinin hareket algılama teknolojisi, görünümdeki objelerin normal hareketlerini öğrenerek, (ağaçların kıpırdayan yapraklarını göz ardı edilmesi gibi) yanlış alarm oranını büyük ölçüde düşürüyor.

Yeni WiseNetIII dome kamera

EDS ELEKTRONİK

56 n Güvenlik Yönetimi Ekim 2013

Page 61: sayı 6

Ekim 2013 Güvenlik Yönetimi n 57

Page 62: sayı 6

BİLGİ GÜVENLİĞİ

Hacker’lar hakkında söylenecek çok fazla bir şey kalmadı, onlar artık hayatımızın bir parçası, sürekli bir kuytuda birilerinin bilgisayarlarına giriyorlar, başta kimlik bilgileri olmak üzere bilgileri çalıyorlar, bozuyorlar, yayıyorlar, satıyorlar, vs. Hatta artık onların faaliyetlerini, neredeyse trafik kazalarıyla aynı sıklıkta ve kimi zaman da magazin sayfalarından okuyoruz.

Bilgisayar korsanları, hacker’lar hakkında söylenecek çok fazla bir şey kalmadı, onlar artık hayatımızın bir

parçası, sürekli bir kuytuda birilerinin bilgisayarlarına (belki de şu anda benimkine!) giriyorlar,

başta kimlik bilgileri olmak üzere bilgileri çalıyorlar, bozuyorlar, yayı-yorlar, satıyorlar, vs. Hatta artık onların faaliyetlerini, neredeyse trafik kazalarıyla aynı sıklıkta ve kimi zaman da magazin sayfa-larından okuyoruz. Redhack, Anonymous gibi ünlü olanları

neredeyse kahramanlar olarak gö-rüyor, “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” misali bize zarar vermedik-leri sürece yaptıkları işlere bazen içten içe gülüyor, bazen da sosyal medya üzerinden desteğimizi ifade ediyoruz.Şahsen bize zarar vermedikleri

Füsun KOCAMAN / VİYAGROUP A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi

Bilgi güvenliği üzerine 4 Bilgisayar korsanları ve şapka renkleri

58 n Güvenlik Yönetimi Ekim 2013

Page 63: sayı 6

ve kızgın olduğumuz kurum ve kuruluşlara hadlerini bildirdikleri sürece, onları Robin Hood gibi görmekte ne sakınca var? Robin Hood’u bir kahraman olarak görmekteki sakıncayla aynısı! Bu insanların ezilmişlerin, mağdur-ların yanında yer alıyor olmaları -ki amaç her zaman böyle bir korumacılık değil- kullandıkları yöntemin yasadışı olduğu ve insanların, kurumların bilgisayar-larına izinsiz girerek mahremi-yetlerini ihlal ettikleri gerçeğini değiştirmiyor. Özellikle bireysel olarak uğraş verenler, toplumsal bir soruna tepki vermek için de-ğil, para ya da şöhret gibi kişisel çıkarları için bu işi yapıyorlar ve bu işe inanılmaz bir emek harcı-yorlar. Hacker olabilmek için gerekli bilgi ve becerinin sonu, sınırı yok; üstelik bu iş hacker’la sistemin güvenlik sorumlusu arasında bir yarış halinde sürdüğü için, her iki taraf da sürekli daha fazla ve daha fazla ve daha fazla uzman-laşmak zorunda kalıyorlar. Biz, sıradan kullanıcılar da elbette bu yarıştan yararlanıyoruz, teknoloji devamlı gelişiyor, kullanıcının işi giderek kolaylaşıyor, her şey bir dokunuşta halloluyor, ama arka-da çalışan sistem her saniye o kadar daha karmaşık hale geliyor ki, sizin bilgisayarınızı korumak için gerekenleri anlamanız imkan-sız hale gelirken, hacker’lar daha da uzmanlaşıyorlar. Bir zamanların korkulu rüyası virüsler, şimdi kimseyi endişe-lendirmiyor, çünkü artık virüs koruyucu programlar zahmetsizce internetten yükleniyorlar, otoma-tik olarak güncelleniyorlar ve size de hiçbir iş kalmıyor. Bu rahatlığı tabii ki virüs yazılımlarını gelişti-ren kişiler sayesinde yaşıyoruz. Kulağa çelişkili gelse de virüsler

artık kullanıcıların bilgisayarlarına saldırı amaçlı değil, anti-virüs yazılımcılarına aksesuar ürün olarak yazılıyor, yani “virüscüler” artık “anti-virüscüler” için çalışı-yorlar. Aynı durum, hacker’lar için de oluşmaya başladı, hacker’lar artık kurumlara karşı değil onlar için çalışmayı seçebiliyorlar ve biz “kurumu hacker’lardan koru-makla görevli hacker’lara” Etik Hacker diyoruz.Bundan yaklaşık 15 yıl önce 5000 den fazla kullanıcısı olan bir kurumda bilgi güvenliği görev-lisi işe almam gerektiğinde, fısıltı gazetesine “hacker arıyorum” diye bir ilan verdim. O zamanlar bu gençlerin (ne kadar genç olduklarına inanamazsınız) sayısı çok fazla değildi ama yine de hacker olduğu iddiasıyla birkaç kişi görüşmeye geldi. Şanslıydım, gerçekten bu işin ülkedeki en iyi-si (iki en iyiden birisi, daha sonra diğeri de ekibe katıldı) karşıma çıktı ve onu işe aldım. Yine aynı fısıltı gazetesine kurumun site-sini hack’lemeyi başaran kişiye kullandığımız sunucunun birebir aynısını hediye edeceğimi ve bilgi güvenliği görevine de kendisini getireceğimi duyurdum. Çalışan arkadaşım, çok yoğun saldırı giri-şimi olmasına rağmen kendisinin onlardan bir adım önde olma-sıyla övünüyordu. O dönemde

henüz etik hacker terimi ortaya atılmamıştı ama ben ekipteki iki hacker’ın sayesinde etik çalış-maları halinde ne kadar yararlı olabileceklerini öğrenme ve iç huzuruyla diğer işlerime yoğunlaş-ma olanağına sahip oldum.

Hacker’ın aklıBir internet servis sağlayıcısının bilgisayar sistemlerine giren Ta-mer Şahin, Türkiye’nin yargılama sonucunda ceza alan ilk hac-ker’ıdır ve bunu yaptığında henüz 18 yaşındaydı. 20 aylık cezası ertelendi ve Şahin hukuk kitapla-rında yer aldı, ders konusu olarak

Hacker etiği terimi, hacker’lar arasında kabul gören ahlaki değerler ve felsefeyi anlatıyor, bir tür “racon” yani. Hacker’lar ilk kez 1950-1960 yıllarında, tahmin edilebileceği gibi Massachu-setts Institute of Technology, MIT’nin parlak öğrencileri arasından çıkmışlar.

Ekim 2013 Güvenlik Yönetimi n 59

Page 64: sayı 6

BİLGİ GÜVENLİĞİ

işlendi. 2 yıl sonra bir bankanın internet sitesine imza attığı ge-rekçesiyle tekrar yargılandı, kanıt yokluğundan beraat etti. Sonra-sında, Bill Gates’in e-postalarını yayınlamasıyla gündeme geldi. Hakkında belgesel yapıldı, Kurtlar Vadisi ve Deli Yürek gibi aksiyon dizilerinde “Hacker Tamer” ka-rakteriyle yer aldı. Hacker’ın Aklı adlı bir kitap yazdı, şimdilerde konferanslar veriyor ve kurucusu olduğu TerraMedusa firmasıyla çeşitli kuruluşlara, bilgi güvenliği hakkında çözümler sunuyor.

Bilişim etiğiBilişim etiği felsefe biliminin bir dalı ve insanların dijital dünyadaki davranışlarını inceliyor. Bu alanda öncülük yapan Luciano Floridi ve Micheal Davis’in tartışma konula-rının başında hacker’lık, lisanssız yazılım kullanma, dosya payla-şımı gibi güncel hayata yönelik tehditlerin yanı sıra, daha felsefi boyutta “internetin demokratikli-

ği” konusu da yer alıyor. Bilgisayar Etik Enstitüsü (Com-puter Ethics Institute) tarafından geliştirilen bilgisayar kullanım etik ilkeleri 10 temel ilkeden oluşu-yor. Bunların en başında yer alan ilkede “Bilgisayar başka insan-lara zarar vermek için kullanıla-maz.” deniliyor. İlkeler, “Başka insanların bilgisayar çalışmaları karıştırılamaz.” şeklinde devam ederken, bilgisayarların hırsızlık yapmak, yalan bilgi yaymak, en-telektüel bilgileri çalmak, yazılım kopyalamak için kullanılamaya-cağı belirtiliyor. Son iki madde özellikle dikkat çekici: kişi, yazdığı programın sosyal hayata etkilerini dikkate alması ve diğer insanları dikkate alarak ve saygı göstererek kullanması konusun-da uyarılıyor. Peki bu uyarıları kim dikkate alıyor? Yazılımları para ödemeden “bir arkadaştan” yüklemeyenler, fırsatı olduğu halde “bir arkada-şın” e-postasını, kişisel dosya-

larını okumayanlar bunları etik değerleri nedeniyle mi yapmıyor-lar? Yeterli düzeyde bilgileri -ki sıradan bir kullanıcı için çıta bura-da hayli yüksekte- varda, sosyal hayata kötü etkisini önlemek ya da başta kendilerine olmak üzere insanlara saygılarından mı yapmıyorlar? Hacker etiğiHacker etiği terimi, hacker’lar arasında kabul gören ahlaki değerler ve felsefeyi anlatıyor, bir tür “racon” yani. Hacker’lar ilk kez 1950-1960 yıllarında, tahmin edilebileceği gibi Massachusetts Institute of Technology, MIT’nin parlak öğrencileri arasından çıkmışlar. Hacker etiğinin isim ba-bası olan Steven Levy isimli gaze-teci, 1984 te yazdığı “Hacker’lar: Bilgisayar Devriminin Kahra-manları (Hackers: Heroes of the Computer Revolution)” isimli kitabında bu gençleri anlatıyor ve Hacker etiğinin felsefesini ve

60 n Güvenlik Yönetimi Ekim 2013

Page 65: sayı 6
Page 66: sayı 6

felsefenin kurucularını tanıtıyor.Levy, 1959 yılında MIT’ye bir IBM 704, Elektronik Muhasebe Ma-kinesi (!) (Electronic Accounting Machine) alındığını, bu makinenin yerleştirildiği odanın gençlerin çekim merkezi haline dönüştüğü-nü anlatıyor. Levy’e göre, ismini Minyatür Tren Kulübü diye çevire-bileceğimiz kulübe üye gençlerin mesai saatlerinin dışında bu odaya girip 30 ton ağırlığında, 2,7 metre yüksekliğindeki bu ma-kineye program yazabilmek için her yolu denediklerini, odadan çıkmaz olduklarını ve hacker’lık denen şeyin de bu şekilde ortaya çıktığını anlatıyor. MIT gençleri, hack’leme işini ve amacını bu-günkü takipçilerinden farklı ifade ediyorlar, onlar için bu bir “proje”, yapıcı bir amacı gerçekleştirmeye yönelik bir “ürün” ve tabii ki böyle bir heyecanı paylaşmanın getir-diği bir “keyif”; kelime seçimi de bu gençlerin kampüs yaşamların-da sıkça yaptıkları “eşek şakala-rına” verdikleri isim olmasından kaynaklanıyor. Levy, kitabında dile getirdiği hac-ker etiği konusunda, yanlış an-lamalar nedeniyle zaman zaman eleştirilmiş, bilgisayarlara izinsiz girişten bahsettiği ve Beyaz Şap-kalı hacker’ların ideallerini dile getirdiği sanılmıştır, oysa Levy’nin ilgi alanı bilgisayar güvenliği de-ğildir. Levy, hacker etiğini yeni bir yaşam biçimi, bir felsefe ve bir heves olarak ele almaktadır.Steven Levy, kitabında 1980lerde doğan “Serbest Yazılım Akımı (Free Software Movement)” nın kurucusu Richard Stallman’dan “son gerçek hacker” diye bah-sediyor, çünkü Stallman “hacker etiği doğru ve yanlış duygusuyla ve bu toplumun etik idealleriyle -ki bu idealler bilginin bundan yaralanabilecek kişilerle paylaşıl-ması ve önemli kaynakların israf

edilmeyip kullanılmasını önermek-tedir- alakalıdır.” diyor ve daha net bir şekilde hack’leme ve eti-ğin farklı şeyler olduğunu ekliyor: “Birinin hacking yapmaktan zevk alıyor olması, başkalarına düzgün davranmak üzere bir taahhüt altına girdiği anlamına gelmez, bazı hacker’lar etiğe dikkat eder bazıları etmez, ben ediyorum me-sela. Ama gözden kaçırılmaması gereken şey etiğin, hacking işinin ayrılmaz bir parçası olmadığı, ayrı bir konu olduğudur.”Levy, kitabının önsözünde hacker etiğinin prensiplerini şöyle özet-liyor:w Paylaşma,w Açıklık,w Dağıtık yapı,w Bilgisayarlara serbest giriş,w Dünyayı geliştirmek.Kitabının 2. bölümünde Levy, bu prensipler ve inançlar konusunda daha da derinleşiyor ve her baş-lığı daha ayrıntılı olarak açıklıyor. Burada bütün kitabın içeriğini ak-tarmak hem mümkün değil hem de gereksiz, konuyla ilgili daha ayrıntılı bilgi almak isteyenlerin okuma zevkini, katilin kimliğini açıklayarak, kaçırmayalım. Ama iki prensip var ki onlara burada kısaca değinmeden ve Levy’den alıntı yapmadan geçemeyeceğim:w Paylaşma: bilgisayarların ilk kullanılmaya başladığı günler-de bu olağan bir şeydi, kaynak yazılım dahil olmak üzere insanlar

ellerindekini açıkça paylaşıyor ve işbirliği yapıyorlardı. Donanım satın aldığınızda yazılım “yanın-da” bedava veriliyordu. Paylaşım, toplum tarafından benimsenmiş bir davranış biçimiydi. Doğal ola-rak MIT öğrencileri için de durum böyleydi. Bir hack çok başarılı olduğunda herkese ilan edilir, afişler asılır ve diğerleri bu hack’i nasıl geliştirebileceklerine dair kafa patlatırlardı. İkinci nesil hacker’lar paylaşımı, hacker’ların yanı sıra halkla pay-laşım olarak algıladılar ve halka açık yerlerde bilgisayarlar temin ettiler, bunlardan ilki de Berke-ley’deki Leopold’s Records’ın dışına kondu. İkinci neslin en önemli savaşı, bedava ve açık kaynak yazılımını, ücretli - ve hayli pahalı- yazılımla-ra karşı savunmak şeklinde oldu ve Bill Gates’in Altair için yazdığı BASIC sürümünü paylaşarak ken-disini epeyce zarara uğrattılar.w Bilgisayarlara giriş: Hands-on Imperative isimli hacker organi-zasyonunun inancına göre, eğer bir yerde bir şey size dünyanın nasıl işlediğine dair bir şey öğretebilecekse, bu kaynağın bütününe sınırsız erişime sahip olmalısınız. Tıpkı bir çocuğun oyuncağını parçalara ayırıp sonra tekrar birleştirme çabası gibi, bu kişiler de mevcut fikirler ve sistemlerden yola çıkarak dünyayı öğreniyorlar, anlıyorlar ve onları

Hacker’lar için yaşın, cinsiyetin, ırkın, pozisyonun hiç bir anlamı yok, onlar yalnızca yeteneklerine göre sınıflandırılmak istiyorlar. 12 yaşında birini, yazılım geliştirmeye katkıda bulunan bir hacking yaptığı için topluluklarına kabul edebiliyorlar.

BİLGİ GÜVENLİĞİ

62 n Güvenlik Yönetimi Ekim 2013

Page 67: sayı 6
Page 68: sayı 6

BİLGİ GÜVENLİĞİ

geliştirmek için çaba sarfediyor-lar. Levy’e göre, erişim teknoloji-nin gelişiminin anahtarı bu.Bilginin serbestçe paylaşımının toplam yaratıcılığın artmasına yarayacağı gibi, hacker’ların iddiasına göre şeffaflığın sistem sahiplerine de yararları var; her şeyden önce serbest demek aynı zamanda ücretsiz demek anlamı-na geliyor. Ayrıca hacker’lar bü-rokrasiye karşı güvensizler, ister şirket ister devlet kurumu olsun sistemlerinin kusurlu olduğuna inanıyorlar ve bu kusurlu yapının kendilerine engel teşkil etmesine karşı çıkıyorlar.

Hacker’ların gözünden hackingHacker’lar için yaşın, cinsiyetin, ırkın, pozisyonun hiç bir anlamı yok, onlar yalnızca yeteneklerine göre sınıflandırılmak istiyorlar. 12 yaşında birini, yazılım geliştirme-ye katkıda bulunan bir hacking yaptığı için topluluklarına kabul edebiliyorlar. Hacker’lar bilgisayarların yenilikçi tekniklerine adeta tapıyorlar ve birkaç komutla çok karmaşık işler yapabilmeyi bir sanat olarak kabul ediyorlar. Bilgisayarların hayatlarını zenginleştirdiğini

düşünen hacker’lara göre, bu teknoloji onlara bir odak kazandı-rıyor ve onları eğlenceli, heyecanlı maceralara sürüklüyor. Kontrol edebildikleri sihirli bir kutu oldu-ğuna inandıkları bilgisayarların gücünden, diğer insanların nasıl yaralanamadığını ise hiç anlamı-yorlar, bilgisayarlar aracılığıyla bütün dünyaya gerçekte önlerine konan hiçbir sınırın gerçek olma-dığını kanıtlamaya çalışıyorlar. Kısaca, erişim sınırsız, bilginin şeffaf ve paylaşımın serbest olması dışında hiçbir durumu kabul etmiyorlar. Örneğin, MIT’de bilgisayar odasına fiziksel ya da yetki sınırlamaları getirildikten sonra öğrenciler alınan tedbirleri mükemmeliyetin önüne konmuş engeller olarak yorumladılar ve ısrarlı ve sistemli bir şekilde bunu kırmak için çalıştılar. Bu doğa-

sında kötülük içeren bir yaklaşım değildi, ama günümüzde edindiği-miz güvenli sistemlerin güvenlik duvarlarını aşarak bilgi çalan, bir çeşit vandalizm örneği sergileyen hacker imajıyla hiç örtüşmüyor.Internetin yaygınlaşması ve ucuzlamasından önce, hacker’lar arasında coğrafik bağlar mevcut-tu. Örneğin ilk nesil hacker’lar MIT’de, ikinci nesil donanım hacker’ları ve üçüncü nesil oyun hacker’ları Silicon Valley’de konuşlanmışlardı. Günümüzde “Hacker Toplumu” nun varlığın-dan ve işbirliğinden söz etmek hala mümkün ama bu kavramlar artık internet sayesinde coğrafya-dan bağımsız olarak yaşatılıyor. Etik ilkeleri ihlal eden kişilerin hepsi “kötü adamlar” değil elbette, tamamına yakını bu işe meraktan, “bir arkadaş” a imren-mek, onunla yarışmak arzusun-dan, bir oyun oynar gibi eğlenmek için giriştiklerini belirtiyorlar. Tıpkı eğlence için oynanmaya, içilme-ye başlanan diğer oyunlar ve maddelerde olduğu gibi bir süre sonra iş çığırından çıkıyor, durma noktası yitiriliyor ve iyiyle kötü, doğruyla yanlış birbirine karışıyor. Etik hacker olarak işe aldığınız, yani bu savaşta safınıza çekti-ğiniz kişi, Beyaz Şapkasıyla sizi Siyah Şapkalılardan koruyor olsa da, ya şapkasını değiştirmeye karar verirse diye düşündüğünüz oluyor mu?

Etik hacker olarak işe aldığınız, yani bu savaşta safınıza çektiğiniz kişi, beyaz şapkasıyla sizi siyah şapkalılardan koruyor olsa da, ya şapkasını değiştirmeye karar verirse diye düşündüğünüz oluyor mu?

64 n Güvenlik Yönetimi Ekim 2013

Page 69: sayı 6
Page 70: sayı 6

BİLGİ GÜVENLİĞİ

Güvenlik denetimleri, o anki fotoğrafın çekilmesi anlamını taşır. O fotoğrafın ne sıklıkta çekilmesi gerektiği dünyadaki güvenlik açıklarının ne hızla artığı, firmanın o açıkları ne sıklıkta kapatabildiği ile ilişkili olacaktır.

Eskiden yalnız bazı kalite standartları bilinirdi. Bugün ise bir kurumun uyması gereken ya da zorunlu olan çok

sayıda standarttan bahsetmek mümkün... Örneğin COBIT, ISO-27001, PCI DSS, BDDK Tebliği, SOX, 5651, gibi standartların önemli bir kısmı bilgi teknolojileri ve bilgi güvenliği ile ilgili. Farklı kurumların ve devletin belirlediği kurallara uyulmaması durumun-da, cezai yaptırımlar da günde-

me gelebiliyor. Aslında büyük resme bakıldığın-da bu kurallar firmalara yaptırım uygulamak ve cezalardan para kazanmak için oluşturulmamış. Hepsinin altında ortak bir amaç var. O da riski azaltmak için önceden yapılması gerekenleri planlamak ve gerçekleştirmek. Bu yüzden denetimler de riski azaltmaya yönelik olmalı, şirke-tin gelişimine katkıda bulunmalı. Denetçilerse bu konuya özel önem göstermeliler.

Standartlara uyum sürecinde doğru rehberi seçin

BİZNET BİLİŞİM SİSTEMLERİ ve DAN. SAN. TİC. A.Ş.

Onur Arıkan Biznet Bilişim Kurucu Ortağı - Baş Danışman

66 n Güvenlik Yönetimi Ekim 2013

Page 71: sayı 6

Güvenlik denetimlerinin önemli bir parçası da sızma (penetras-yon) testleri. Bu testler proaktif olarak kurumun güvenlik açık-larının belirlenmesi ve ivedilikle gerekli önlemlerin alınması açısından çok kıymetlidir. Unut-mamak gerekir ki eğer bu ataklar önceden gerçekleştirilmezse, başka birileri bir gün bu açıkları mutlaka kullanacaklardır.Burada sık karşılaşılan soru, para vererek bu testleri yap-tırırken ya da kendi kendimizi haklarken, testi yapan firmaya, ekibe nasıl güvenebileceğimizdir. Gerçekten de bu konuyla ilgili çok ilginç deneyimler yaşayan firmalar olmuştur. Bu yüzden bu konuda iki unsurun altını özellik-le çizmek gerekir.Birincisi, testleri yapan güvenlik firmasının kurumsallığı, çalış-manın gizliliğine verdiği önem ki bunu bir gizlilik anlaşmasıyla kayıt altına almak gerekir. İkinci unsur ise testleri gerçekleştire-cek ekibin teknik yeterliliği ve çalışma sırasında firmanın bilgi işlem ekibiyle işbirliğine hazır olması. Bunun için ekibin önce-den belirlenmiş ve daha önce uygulanmış başarılı bir metodolo-jisi olmalı. Ve şunu tekrar hatırlatmak ge-rekir; çalışılacak firmayı seçme-den önce mutlaka daha önceki işleriyle ilgili referans görüşmesi yapmayı ihmal etmeyin. Önceki firmaların deneyimi sizin çalış-mak isteyeceğiniz firmayı seçme-nize çok yardımcı olacaktır.Bir kurumun bilgi güvenliğini iç-selleştirmesi, bunun uzun ve hiç bitmeyecek bir süreç, yolculuk olduğunu unutmaması gerekiyor. Ara sıra durup dünya ile kurumun uygulamaları arasında farklılıklar olup olmadığını saptamak faydalı olacaktır. Güvenlik denetimleri, o

anki fotoğrafın çekilmesi anlamı-nı taşır. O fotoğrafın ne sıklıkta çekilmesi gerektiği dünyadaki güvenlik açıklarının ne hızla artı-ğı, firmanın o açıkları ne sıklıkta kapatabildiği ile ilişkili olacaktır. Internet üzerinden ve kurum içinden sızma testlerinin yılda en az bir kez yaptırılması uygun olacaktır; ancak sistemlerde ve uygulamalarda önemli değişiklik-ler söz konusu olduğunda bir yıl beklemeden, değişiklik sonra-sında testlerin tekrarlanması unutulmamalıdır.”

Güvenilir danışmanlıkhizmeti

“Biznet Bilişim, kurulduğu 2000 yılından beri odağını bilişim gü-venliği teknolojilerinden ayırma-mış, edindiği deneyimleri küresel uygulamalarla sentezleyerek, müşterilerine en güvenilir çözüm

önerilerini sunmayı hedeflemiş bir hizmet şirketi. Bugün geldiğimiz noktada, ağ ve bilgi güvenliğinin önemini konuşmanın bir adım ötesine ge-çiyoruz. Günümüz tehditleri karşı-sında, bilgi güvenliğini sağlamak için sadece ürün ve teknoloji yatırımının yeterli olmayacağının bilincindeki müşterilerimiz, sahip oldukları teknolojileri Biznet Bilişim’in hizmetleri ile güçlen-diriyor. Veri Sızıntısını Önleme (Data Leakage Prevention-DLP), Log Analizi ve Yönetimi (SIEM) ve Saldırı Tespit ve Önleme Sis-temleri (Intrusion Prevention Systems-IPS) gibi büyük yatırım-ların yapıldığı ancak yatırım geri dönüşünün kolay alınamadığı alanlarda, danışmanlık hizmetle-rimiz sayesinde bilgi birikimimizi paylaşıyoruz. Müşterilerimizin ihtiyaçlarını en iyi şekilde analiz ediyor ve onlara en uygun çözüm önerilerini sunuyoruz. Ağ ve bilgi güvenliği projelerini baştan sona adreslenmesi gereken uzun bir süreç olarak ele aldığımızdan, il-gili danışmanlık ve teknik destek hizmetlerimizle müşterilerimizi projenin hiç bir aşamasında yal-nız bırakmıyoruz. Günümüzün BT tehditleri karşısında kendilerini daha güvende hissetmeleri için gereken tüm desteği sağlıyoruz. Diğer taraftan, güvenlik dene-timleri, ISO 27001, PCI DSS ve kimlik yönetimi danışmanlığı gibi öncü olduğumuz alanlardaki refe-ranslarımıza yenilerini eklemeye devam ediyoruz. Bugüne kadar geliştirdiğimiz kar-şılıklı güven ve şeffaflık üzerine kurulu ilişkiler sayesinde, müşte-rilerimizin gözünde iş ortağından, güvenilir bir danışmana terfi et-miş olmaktan da büyük mutluluk duyuyoruz.”

Eser Ateş Biznet Bilişim Çözüm Geliştirme Direktörü

Ekim 2013 Güvenlik Yönetimi n 67

Page 72: sayı 6

BİLGİ GÜVENLİĞİ

DDoS saldırılarına karşı dayanıklılığınızı arttırın

Hizmet sürekliliği, hedef kitlesine daha iyi hizmet vermek amacında olan kurumlar için artık önemli bir kalite standardı haline geldi. Diğer taraftan bu hassasiyet, kurumları siber güvenlik tehditleri karşısında birer hedef haline getirebiliyor. Özellikle internet üzerinden hizmet veren kurumların önlem almakta zorlandığı tehditlerden biri olan DDoS (Distributed Denial of Servi-ce – Dağıtık Servis Dışı Bırakma) saldırıları ise bunun en güzel örneği. Çok fazla sayıda noktadan belirli bir hedefe doğru gerçekleş-tirilen DDoS saldırıları, genellikle değişik saldırı tekniklerinin bir ara-da kullanıldığı ve hedef sistemin erişilemez duruma getirilmesinin amaçlandığı güvenlik tehditleridir. Aynı zamanda DDoS saldırıları pa-ravan olarak da kullanılabilir; zira üretilen sanal trafiğin arkasında veri veya sistemleri ele geçirmeye yönelik daha gelişmiş saldırıların izleri gizlenmiş olur. Gelen saldırı trafiğindeki ortak

noktanın bulunamaması durumun-da DDoS saldırısının engellenmesi oldukça zordur. Dolayısıyla etkili bir DDoS saldırısıyla karşılaşıl-dığında yapılabilecek savunma hamleleri sınırlıdır. DDoS saldırıla-rını asıl tehlikeli kılan, bağlantının çok sayıda farklı noktadan yapıl-masından ötürü saldırı sırasında oluşturulan ağ trafiğinin normal ağ trafiğinden ayırt edilememesidir.Bütün bu özellikleri ve yarattığı etkiden ötürü DDoS saldırılarını depreme benzetebiliriz. Deprem-den görülecek zararın, depremin şiddetine ve binanın depreme dayanıklılığına bağlı olması gibi, DDoS saldırılarına uğrayan sistem-lerin göreceği zararın büyüklüğü de saldırının yoğunluğu ve planlanışı-na bağlı olmakla beraber, siste-min dayanıklılığına bağlıdır. Alınan her tedbir sistemlerinizin saldırıya olan direncini arttıracaktır. Artan direnç, belirli seviyede bir saldırı şiddetine kadar sistemlerinizin ayakta kalmasına yardımcı ola-caktır, fakat saldırılara karşı kesin bir çözüm olduğu söylenemez. Sonuç olarak binalar ne kadar depreme dayanıklı inşaa edilirse edilsinler, bu durum depremin verebileceği zararlara kesin çözüm getiremez ancak binanın depreme karşı dayanıklılığını arttırır. Tıpkı binaları depreme karşı dayanıklı inşaa etmek gibi, BT sistemleri-nin DDoS’a karşı dayanıklılığını arttırmak için de periyodik, planlı ve kontrollü gerçekleştirilen DOS ve DDoS testleri yaptırılması elzemdir. Bu testleri de deprem tatbikatına benzetmek yanlış ol-maz. Bu tatbikatlar sayesinde ağ ekipmanlarının kaldırabileceği yük ve muhtemel yapılandırma hataları açıkça görülebilecektir. Tatbikatlar ne kadar gerçekçi olursa, sonuçlar ve alınması gereken önlemler de o kadar gerçekçi olacaktır. Ayrıca bu tatbikatlar sırasında kazanılan tecrübe, gerçek bir saldırı anın-

da uygulanacak kriz yönetiminin planlanmasında büyük fayda sağlayacaktır. Biznet Bilişim olarak DDoS testleri hizmetimizi, çok güçlü ve dağıtık bir ağ altyapısı ile en yeni ve etkin yazılımları birleştirerek oluştur-duk. Bu sayede, gerçeğe oldukça yakın DDoS saldırı simülasyonları yapabilmekteyiz. Aynı zamanda bu hizmet, protokol ve uygulama seviyesinde oluşabilecek sorun-ların daha kolay tespit edilmesini sağladığından diğer denetim hizmetlerimizin içinde önemli bir bileşen olarak sunulmaktadır. DDoS saldırıları, günümüz siber güvenlik tehditlerinin sadece bir parçası. Bu tehditlere karşı önlem almak adına atılan adımların süreç içerisinde bir bütün olarak de-ğerlendirilmesi gerekliliğinin yanı sıra, bu süreç boyunca güvenilir bir danışmanın tavsiyeleri doğrul-tusunda hareket etmenin önemini de unutmamak gerekir.

Deniz ÇEVİK Biznet Bilişim Güvenlik Testleri Yöneticisi

Veri Sızıntısını Ön-leme (Data Leakage Pre-vention-DLP), Log Analizi ve Yönetimi (SIEM) ve Saldırı Tespit ve Önleme Sistemleri (Intrusion Prevention Systems-IPS) gibi büyük yatırımların yapıldığı ancak yatırım geri dönüşünün kolay alınamadığı alanlarda, danışmanlık hizmetlerimiz sayesinde bilgi birikimimizi paylaşıyoruz.

68 n Güvenlik Yönetimi Ekim 2013

Page 73: sayı 6
Page 74: sayı 6

ASIS International ile Finans ve Yönetim Enstitüsü yayınladıkları “Güvenlik Sektörü Durum Raporu”nda son 25 yılın değerlendirmesini yaptı.

On yıl öncesine kıyasla, Amerika’da direk olarak CEO’ya bağlı çalışan tepe güvenlik liderlerinin sayısı üç

misline (%24) çıkmış durumdadır. Bu gelişmeye rağmen, resmi risk analiz sürecine sahip organi-zasyonların %41’inde, sürecin başından itibaren güvenliğe ma-sada yer verilmemektedir. Bunlar, ABD güvenlik endüstrisi üzerinde yapılan çalışmanın dikkat çekici bulgularıdır.Küreselleşme, ABD iş dünyasına yönelik tehditlerin artmasıyla birleşince, özellikle 11 Eylül 2001 terörist saldırısından sonra güvenlik konusunu sıklıkla man-

şetlere taşır olmuştur. Ancak otuz yıldan fazladır, güvenlik sektö-rünün kapsamı ve hacmi konu-sunda dişe dokunur bir çalışma yapılmamıştır. Bu önemli konuya bir miktar ışık tutmak üzere ASIS International, Finans ve Yönetim Enstitüsü ile işbirliği yapmış ve geçtiğimiz yıl boyunca, konu üzerinde yapılmış mevcut çalış-maların analizi ve ortak özgün araştırmalar aracılığıyla endüstri hakkında veri toplamışlardır. Bu çabaların sonucu: “Birleşmiş Devletler Güvenlik Endüstrisi: Hacim ve Kapsam, Anlayışlar, Akımlar ve Veri.” adlı bir raporda yayınlanmıştır.Rapor geleceğe yönelik bir gö-

rüşe sahip olduğundan, orijinal araştırmalarını birkaç yıl öncesi-ne ait ve geleceğe projeksiyon yapan verilerle desteklemektedir. Rapor birkaç uyarı içermektedir – örneğin, güvenlik için harca-nan miktarların çoğunu rakam-lara dökmenin zor olduğu ya da işletmenin sürekliliği ve yangın/can emniyeti gibi diğer sektörle-rin sınırlarına taşması yüzünden dahil edilmediği gibi. Ancak rapor zor olanı üstlenip, eldeki veriler-den yola çıkarak tahmini bir değer biçmek ve rakamsal olarak ifade edebilmek için yapılan çalışmaları yansıtmaktadır.Operasyonel ve bilgi teknolojisi güvenliği dahil, ABD güvenlik

GÜVENLİK HİZMETİ

Güvenlik endüstrisinin durum değerlendirmesi

Çeviri: Füsun KOCAMAN / VİYAGROUP A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi

70 n Güvenlik Yönetimi Ekim 2013

Page 75: sayı 6

pazarındaki harcamalara ilişkin bulguların başında, sektörün 351 Milyar Dolar – 282 Milyar Dolar’ı özel sektör 69 Milyar Dolar’ı federal hükümetin iç güvenlik harcamaları- hacminde olduğu gelmektedir. İç güvenlik harcama-larının, 2020’ye kadar yılda % 4-5 artması beklenmektedir.Kalan 282 Milyar Dolar’ın, 202 Milyar Dolar’ı fiziksel ve özel güvenliğin geniş geleneksel yelpa-zesi içinde yer alan çeşitli operas-yonel güvenlik faaliyetlerine (39 Milyar Dolar ekipman, 141 Milyar Dolar güvenlik hizmetleri, 22 Mil-yar Dolar idari masraflar için) ve 80 Milyar Dolar’ı bilgi teknolojisi güvenliğine (29 Milyar Dolar ekip-man, 22 Milyar Dolar hizmetler, 29 Milyar Dolar idari masraflar için) aittir. 2013’de operasyonel/fiziksel güvenlik pazarının % 5.5, bilgi teknolojisi güvenlik pazarının ise % 9 büyümesi beklenmektedir.Operasyonel ürünler ve ekipman pazarının, 1990’daki 12 Milyar Dolar’dan, 2012’de 39 Milyar Dolar’a çıktığı tahmin edilmekte-dir. Mevcut yıllık büyüme rakamla-rının % 6.6 olduğu hesaplanmak-tadır – 10 yıl önceki %7.1’lik yıllık büyüme oranının biraz altında. Büyüme, giriş kontrol, alarm ve özellikle gözetleme gibi temel sistemlerde en fazla olacaktır – görüş alınan şirketlerin % 65’i bu alanlarda, 2013’de daha fazla harcayacaklarını bildirmişlerdir.Ağa bağlı kameralar, şirketlerin % 38’inin yapmakta olduklarını belirttikleri ve Finans ve Yönetim Enstitüsü analizlerinden birinin en tercih edilen strateji olarak işaret ettiği “uzak merkezli izleme” gibi, başka fırsatlar da yaratmaktadır.

BütçelerKurumsal bütçeler çerçevesinde, anket yapılan şirketlerin % 48’i, 2012’de operasyonel güvenlik bütçelerini artırdıklarını, % 45’i

ise 2013’de artırmayı düşün-düklerini belirtmektedirler; bilgi teknolojisi güvenliği için sayılar 2012’de artıranlar % 41 ve 2013’de artıracaklar için % 33 şeklindedir. Operasyonel bütçe-ler, sanat, eğlence ve eğlence merkezleri, finans ve sigorta, pro-fesyonel, bilimsel ve teknik servis işleriyle uğraşanlarda en hızlı artmaktadır. Bu bütçelerdeki artış oranlarına bakıldığında, 2013’de bu sektörlerdeki bütçe artış med-yanı %13’den fazla çıkmaktadır. Böyle olmasına rağmen, güvenlik üst düzey yöneticilerinin yaklaşık % 40’ı ihtiyaçları olan kaynaklara sahip olmadıklarını düşünmekte-dirler. Özellikle eğitim, sağlık ve üretim organizasyonlarındakiler zor durumda olduklarını belirt-mektedirler. Ancak, işin olumlu yanı, yeterli bütçeye sahip oldu-ğunu bildiren güvenlik yöneticile-rinin yüzdesi 2005’e göre artış göstermektedir.Neredeyse tüm kuruluşlar, bilgi teknolojisi güvenliği alanında 2013’de aynı ya da daha faz-la miktarda harcama yapmayı planlamışlar, fakat en büyükler harcamalarını artırmak konusun-da en kuşkulu olanlardır.Özel sektör güvenlik hizmetleri için harcanan miktarlar konusun-da ilginç bir bulgu da eğitim ve bakım maliyetlerinin toplam bütçe içindeki yerinin bilgi teknolojisi güvenliğinde daha yüksek olduğu-

dur. Toplam bilgi teknolojisi büt-çesi 13 Milyar Dolar iken, eğitim 1.72 Milyar Dolar ve tamir/bakım 7.1 Milyar Dolar’dır. Operasyonel güvenlik hizmetlerinin toplam bütçesi 134 Milyar Dolar olup, eğitim 1.65 Milyar Dolar ve ta-mir/bakım 4.75 Milyar Dolar’dır. Bu harcamalar, diğer tüm hizmet sektörlerininkinden çok fazladır – görüşmeye katılanların % 58’i 2013’de daha fazla harcamayı umduklarını ifade etmişlerdir.Güvenlik hizmetlerinin bazı alan-larının büyümesinin daha fazla ol-ması kaçınılmazdır. Örneğin, araş-tırmaya cevap verenlerin % 42’si 2013’de eğitim harcamalarının artacağına, işaret etmiştir, bunla-rın %12’si artışın % 10’dan fazla olacağını beklemektedir. Şirketle-rin % 41’inde 2013 yılında insanlı güvenlik hizmetlerindeki harcama-ların artması planlanırken, % 43 artış öngörmediklerini, % 16 ise kesinti olmasını beklediklerini bil-dirmişlerdir. Bu durumun tersine, bilgi teknolojisindeki harcamalar konusunda, en büyük firmaların çoğu (% 63) sözleşmeli çalışanlar için daha fazla harcayacaklarını bildirmişlerdir. Kuruluşların, çalı-şanlarının geçmişlerinin araştırıl-ması için harcadıkları paranın da 2013’de % 36 oranında artması beklenmektedir. Hizmet sektörünün diğer seg-mentlerinde daha az büyüme görülebilecektir. Örneğin, anke-

On yıl öncesine kıyasla, Amerika’da direk olarak CEO’ya bağlı çalışan tepe güvenlik liderler-inin sayısı üç misline (%24) çıkmış durumdadır. Bu gelişmeye rağmen, resmi risk analiz sürecine sahip organizasyonların %41’inde, sürecin başından iti-baren güvenliğe masada yer verilmemektedir.

Ekim 2013 Güvenlik Yönetimi n 71

Page 76: sayı 6

GÜVENLİK HİZMETİ

te katılanların % 85’i 2013’de hizmetlerin entegrasyonu için yapılacak harcamalarda 2012 rakamlarının %’5’den fazla üstü-ne çıkmayı düşünmediklerini; % 76’sı alarm sistemleri izleme/cevaplama 2013 harcamalarında artış yapmayacaklarını ve % 62’si danışmanlık, planlama ve yöne-tim hizmetleri için harcanacak parada bir değişiklik yapmayacak-larını belirtmişlerdir. Katılımcıların üçte birinden azı, bu alanda artış beklemektedir ama daha azı (% 22) alarm sistemleri izleme/cevaplama alanlarındaki harca-malarının artacağını bildirmekte-dir. Yine de, bu 2012 rakamları üzerinde önemli bir gelişmedir ve ekonomi iyileştiği sürece eğilimin de yukarı doğru olacağının bir göstergesidir.

İş gücü11 Eylül, hükümetin iç güvenlik için ayırdığı bütçe ve takındığı ta-vır konusunda bir dönüm noktası olmakla birlikte, uzun vadeli işe alınan özel güvenlik personeli düzeyinde önemli bir etki yarat-mamıştır. İş İstatistik Bürosu’na göre, ilk baştaki bir artıştan son-ra, sayılar saldırı öncesi düzeyine inmiştir.Tam zamanlı güvenlik çalışanları açısından ABD’deki pazarın hac-mi 1.75 ila 1.94 Milyon arasın-dadır. Bu sayı, ister sözleşmeli ister taşeron (yarıdan fazlası taşeron) firma elemanı olsun bir şirketin güvenlik görevlisi

diye nitelendirdiği her bir bireyi içermektedir. Destek hizmetleri endüstrisinde çalışanlar bu sayı-ya dahil edilmemişlerdir, örneğin CCTV üreticisi firmanın pazarla-ma elemanı bu sayı içinde yer almamaktadır. Verilen rakamın Yaklaşık % 20’si kıdemli ve üst düzey yöneticidir.Tahmin edileceği gibi, en büyük oran (% 70) güvenlik görevlileridir ki bunların dörtte birinden biraz fazlası silahlıdır. Bu kategoride yalnızca güvenlik elemanları/korumalar değil aynı zamanda zırhlı araç muhafızları ve kumar-hane gözetim elemanları da yer almaktadır. İlk kategorideki in-sanlı güvenlik grubunun, 2020’ye kadar % 19’la en fazla büyümeyi göstereceği, kumarhane gözetim personelininse % 9 oranında büyüyeceği beklenmektedir.Ancak, güvenlik alanında kariyer planlaması yapanlar, 2020’e kadar ki büyüme beklentisi % 20 olan özel dedektiflik dalının en fazla büyümesi öngörülen alan olduğuna dikkate almalıdırlar. Bu çapta bir büyümenin beklendiği bir diğer alan da bilgi teknolo-jisi güvenliğidir; bu alandaki iş bölümlerini net bir şekilde ayrıştır-mak pek kolay olmasa da, IT analist ve bununla ilişkili olarak web ve ağ güvenlik pozisyonla-rının 2020’ye kadar % 22’lik bir artış göstermesi beklenmektedir. En çok eleman işe almayı gerçek-leştirecek kurumların devlet ve sağlık sektörü olacağı düşünül-

mektedir.Rapor, tepe güvenlik yöneticileri konusunda, beklendiği gibi dünya çapındaki krizin profesyonel bü-yüme beklentilerine olumsuz etki yaptığını, işlerin azaldığını, reka-betin arttığını ve bunların neticesi olarak maaş artışlarının azaldığını ve tazminatların büyümesinin yavaşladığını ortaya sermektedir. Rapora göre, yıllar süren agresif maaş kazançları, büyük yıllık artışlar, (geçmişte % 6 ve üzeri) çok ender rastlanır hale gelmiştir. Ama şimdilerde bu tepe noktaları ele geçiren ve orada kalmayı ba-şaranlar eskiden olduğundan çok daha iyi eğitimli kişilerdir, % 37’si yüksek lisans derecesi sahibi-dir – 2001’e kıyasla % 300. Bu durum tazminat paketlerine de yansımaktadır, büyük bir şirkette bu rakam 215,000 Dolar’dan 400,000 Dolar’a kadar ulaşabil-mektedir, halbuki sektör averajı 155,000 Dolar’dır. Bu rakamların tersine, bir bilgi sistemleri güven-liği başkanının ortalama maaşı 170,000 Dolar’dır. Yönetim yapısı. Rapor, depart-manların nasıl yapılandırıldıkları-na, hiyerarşik yapılarına, kuruluş-ların risklerini ele alış biçimlerine ve ilgili konulara da değinmek-tedir. Örneğin, 2000 yılında pek çok uzman bilgi teknolojisi ve fiziksel/geleneksel/oprerasyonel güvenlik dallarının birleşeceği tespitinde bulunmuşlar. Hatta, ankete katılanlardan sadece % 7’si bunun gerçekleştiğini, bir diğer % 5 ise bu fonksiyonların entegrasyonu üzerinde çalıştıkla-rını belirtmişlerdir. Ancak, rapora göre: “organizasyonların yarısın-dan fazlası risk yönetimi için risk konseyi veya benzer danışma kurulları kullanıyor” ve bunlar yalnızca bilgi teknolojisi ve ope-rasyonel güvenlik arasında değil, tüm risk yönetimi ile ilgili taraflar arasındadır.

Operasyonel ürünler ve ekipman pazarının, 1990’daki 12 Milyar Dolar’dan, 2012’de 39 Milyar Dolar’a çıktığı tahmin edilmektedir. Mevcut yıllık büyüme rakamlarının % 6.6 olduğu hesaplanmaktadır – 10 yıl önceki %7.1’lik yıllık büyüme oranının biraz altında.

72 n Güvenlik Yönetimi Ekim 2013

Page 77: sayı 6
Page 78: sayı 6

GÜVENLİK HİZMETİ

Odağı kaydırmakRapordaki bulgular yalnızca sayısal değil. Örneğin, şirketlerin artan oranda maddi olmayan var-lıklara değer verdiği, fikri mülkiyet ve marka prestijinin güvenliğin odağına kaydırıldığı anlatılmakta-dır. Rapor: “Günümüzde kurum-sal güvenliğin etkinliği, maddi varlıkların güvence altına alınma-sından gayri maddi şirket değerle-rinin korunmasına doğru yaşanan bu odak kaymasını şirketlerin nasıl ele aldığına bağlıdır.” diye açıklamaktadır. Örneğin, rapor CEO’ların güvenlik olaylarında önem verdikleri konular sıralama-sında markanın korunmasının bir numara olduğunu ortaya koymak-tadır.Rapora göre, güvenlik aynı zamanda mobil işgücüne ayak uydurmak zorundadır. Artık güven-lik, bir mekanı fiziksel olarak gü-venli hale getirmek demek değil, şirketin o mekan üzerinde çok az ya da hiç kontrole sahip olmama-sı halinde risklere karşı durabil-mek demektir. Bu da demektir ki, çalışanların farkındalığı artırılmalı, bu yönde sorumluluk almaları sağlanmalı ve güvenlik misyonu-

na yardımcı olacak araçları temin edilmelidir.Benzer şekilde, bir şirket harici ticari müttefiklerini, ortaklarını ve tedarikçilerini şirketin güvenliğiyle ilgili sorumluluğu paylaşmaya yöneltmelidir, çünkü bu bağlan-tıların içindeki herhangi bir zayıf halka tsunami benzeri bir olayın felaketle sonuçlanmasına yol açabilecektir. Ancak, 2010 yılına ait bir Finans ve Yönetim Ens-titüsü araştırması göstermiştir ki büyük şirketlerin yarısından daha azı tedarikçilerin işletmenin

sürekliliği planları olmasını sağla-yabilmiştir.Raporda: “Teknoloji ve cihazların büyük beceriler sağladığını ama birçok güvenlik yöneticisinin onları hala aynı şekilde değer-lendirmekte” olduğuna işaret edilmektedir. Turnike gibi bazı basit sistemler için bu bir sorun olmasa da, rapora göre: “Güven-lik yazılımları artık daha stratejik bir şekilde ele alınmalıdır… (ve) güvenlik stratejisi teknolojinin kabiliyetleriyle birlikte incelenme-lidir.” denilmektedir.Raporda incelenen başka bir konu da, son teknolojilerin ger-çek değerinin, örneğin kamera analitik yazılımları ve biyometrik ölçümlerin tanıtımlarındaki kadar etkileyici olmadıkları görüldü-ğünde, nasıl takdir edileceğidir. İlk başta yarattıkları heyecanı yaşatamamalarına rağmen, mülakata katılanlar sağlıklı bir şekilde değerlendirildiklerinde ve gerçekçi bir şekilde uygulamaya konulduklarında yine de yararlı araçlar olduklarını belirtmekte-dirler. Ancak rapor kuruluşların elektronik güvenlik sistemlerinin etkinliklerini sorgusuz sualsiz kabul etmemeleri konusunda uyarmaktadır. Personelin düzgün

Güvenlik hizmetlerinin bazı alanlarının büyümesinin daha fazla olması kaçınılmazdır. Örneğin, araştırmaya cevap verenlerin % 42’si 2013’de eğitim harcamalarının artacağına, işaret etmiştir, bunların %12’si artışın % 10’dan fazla olacağını beklemektedir. Şirketlerin % 41’inde 2013 yılında insanlı güvenlik hizmetlerindeki harcamaların artması planlanırken, % 43 artış öngörmediklerini, % 16 ise kesinti olmasını beklediklerini bildirmişlerdir.

74 n Güvenlik Yönetimi Ekim 2013

Page 79: sayı 6
Page 80: sayı 6

GÜVENLİK HİZMETİ

bir şekilde eğitilmesi ve sistem-lerin performanslarının dikkatle izlenmesi çok önemlidir. Bir de güvenliğin değerinin anla-tılması konusu vardır. Birçok du-rumda, güvenliğin bir masraf mer-kezi ya da gerekli bir bela olduğu görüşü devam etmektedir. Rapor bu durumu, güvenlik departma-nı yöneticilerinin karşılaştığı iki temel sorunla ilişkilendirmekte-dir: güvenlik hedeflerini işletme hedefleri ile daha iyi bir sırala-maya koyma ihtiyacı ve güvenlik performansını daha iyi doküman-te etme ihtiyacı. İkinci konuya ilişkin olarak, bir miktar gelişme kaydedilmiştir. Örneğin raporda, nicelikli güvenlik performans ölçü sistemlerinin, eskiden çok nadir olmakla birlikte, daha yaygınlaş-tığı, şirketlerin üçte birinin geniş kapsamlı ölçü sistemlerine sahip olduklarını bildirdikleri anlatılmak-tadır. Ve iyi ölçme sistemlerine sahip bu departmanların, stratejik değerlerinin anlaşılması ihtima-linin iki misli olduğu Finans ve Yönetim Enstitüsü’nün çalış-masında görülmektedir. Ancak raporda: “Mesleğe güvenilir bir şekilde uyarlanmış performans ölçümlemeyi zorlama çabaları henüz başlangıç aşamasındadır.” denilmektedir.

Ne var ki güvenliğin performansını ölçmek birincil mesele değildir. Daha büyük soru, her şeyden önce güvenliğin aslında ne yapı-yor olması gerektiği, bu da temel sorunlardan ilkini doğurmakta-dır: işletme hedefleri ile doğru sıralamaya koymak. Bu soruya cevap verebilmek için, güvenlik departmanı yöneticilerinin diğer departmanlarla bir araya gelerek ve makro ticari akımların (off shore işlemler gibi) kapsamını, şirketin yönetim hedeflerini ve risk alma istekliliğini göz önüne alarak şirketin hassasiyetlerini doğru değerlendirebilmeleri ve bu bilgiyi kullanarak güvenlik çözüm-lerini formüle edebilmeleri ve net bir yatırımın geri dönüşü planıyla sunabilir olmaları gerekmektedir.

Raporda, üç yıl öncesine kıyasla günümüzde geri ödemenin kanıtı-na daha fazla talep olduğu ifade edilmektedir.Raporda en az bunun kadar önemli bir konu olarak “daha te-ferruatlı güvenlik muhasebesinin amacı üst yönetime tüm güvenlik harcamalarının akıllıca olduğu fikrini ‘satmak’ değil, bakiye riskin bedeline karşı güvenlik harcamalarının değerini net bir şekilde tanımlamak olmalıdır.” denilmektedir.Esas hedef, kurum liderlerine karşılaşabilecekleri riskler ve hangilerini tolere edebilecekleri ve hangilerine karşı tedbir alma-ları gerektiği konusunda bilgili bir karar verebilmek için ihtiyaçları olan bilgiyi sunmaktır. Bu nedenle raporda: “güvenlik konusuna gerçekten stratejik bir bakış … bazen hiçbir şey yapmamanın en doğrusu olacağı gerçeğini de orta-ya çıkarabilir.” denmektedir.Sonuç olarak, Güvenlik Yönetimi Başkanları –tüm diğer türlerde olduğu gibi – uyum sağlamak ya da yok olmak durumundadırlar. Raporun belirttiğine göre: “Eğer tepedeki güvenlik liderleri, güven-lik konusunun da daha ticarete yatkın, stratejik risk yönetimi yaklaşımını benimsemezlerse, stratejik düşünme yetkisi başka-larına devredilecektir.”

Güvenlik yönetimi başkanları –tüm diğer türlerde olduğu gibi – uyum sağlamak ya da yok olmak durumundadırlar. Raporun belirttiğine göre: “Eğer tepedeki güvenlik liderleri, güvenlik konusunun da daha ticarete yatkın, stratejik risk yönetimi yaklaşımını benimsemezlerse, stratejik düşünme yetkisi başkalarına devredilecektir.”

76 n Güvenlik Yönetimi Ekim 2013

Page 81: sayı 6
Page 82: sayı 6

Dış kaynak kullanımı genel anlatımda işletmelerde ana faaliyet konusunun dışında kalan ve kanunların el verdiği ölçüde tüm süreçlerin, konusunda uzman kurum ve kuruluşlarca yürütülmesidir.

Dış kaynak kullanımı (Outsourcing) Dış kaynak kullanımı genel anlatımda işlet-melerde ana faaliyet

konusunun dışında kalan ve kanunların el verdiği ölçüde tüm süreçlerin, konusunda uzman kurum ve kuruluşlarca yürütülme-sidir. Literatürde “Outsourcing” için “dış kaynak kullanımı”nın yanında

dışsal tedarik, dış kaynaklardan yararlanma veya faydalanma, mal ve hizmet satın alınması gibi terimler de kullanılmaktadır 1 (Özbay, 2004:6). İşletmelerin, sadece kendi sahip oldukları yetenek ve becerileri esas alan işlerin dışındaki; öz veya temel yeteneklerin kullanıl-madığı işlerin, işletme dışında kendi alanında uzmanlaşmış başka işletmelerden almasına

“Outsourcing” veya “dış kay-nak kullanımı” denir 1 (Özbay, 2004:6).

Analizİşletme yönetim aşamaları olan planlama, organize etme, yürüt-me ve kontrol etme temel olarak amaca erişim için gerekli yol ve araçların belirlenerek, gerekli organizasyon yapısının tasarlan-ması ve buradan hareketle işlerin

GÜVENLİK HİZMETİ

İşletmelerde Startejik Yönetim Kapsamında Dış Kaynak Kullanımı Modellemesi ve maliyet liderliği

İzzet Murat FERT (PhD), Arch., CMASFMPluS International Consultancy LLC.

78 n Güvenlik Yönetimi Ekim 2013

Page 83: sayı 6

ilk amaca uygun olarak yürütül-düğünün sağlanmasının kontrol edilmesi olarak sıralanmaktadır, buna kısaca sektörel değişiklik göstermesine rağmen “İşletme senaryosu” denilmektedir.İşletme senaryoları, kurum, kuruluş ve tesislerde genel olarak günlük, haftalık, aylık, dönemlik (Quarter) ve yıllık periyotlarda hazırlanmakta ve yönetim aşama-larından en önemlisi olan kontrol aşamasını bu periyotların her birinde işleme almaktadır.İşletmelerde stratejik yönetim, genel tanımı ile “İşletmenin amaçlarını gerçekleştirmek üzere, üretim kaynaklarını etkili ve verimli olarak kullanmak süreci” olarak tanımlansa ve genelde işletmelerin günlük ve olağan işleri ile değil “işletmenin uzun dönemde yaşamını sürdürebil-mesini mümkün kılacak ve ona rekabet üstünlüğü ve ortalama kar üzerinde getiri sağlayabilecek işlerin yönetimi” ile ilgili olarak tanımlanmasına rağmen Stratejik Yönetim Sürecinde Dış Kaynak Kullanımı Modeli, tüm süreçlere kaynak kullanımı ve karlılık art-tırıcı faktör olarak dahil olmakta ve modernist görüş açısı ile Dış Kaynak Kullanımı Modeli (DKKM), işletmelerde uzun dönemli nihai sonuç, uzun dönemde yaşamın devam ettirilmesi, sürdürülebilir rekabet üstünlüğü ve ortalamanın üzerinde getiri amaçlarıyla tüm kaynaklarını etkili ve verimli ola-rak kullanmasına imkan sağlayıcı bir araç “Tool” olarak günümüz işletmelerinde yerini bulmaktadır.Stratejik planlama evresinde üst yönetim ortak başarılı amaca yönelik olarak varmak istedikleri sonuca uygun kararlar alır ve bunu sahiplenirlerse ve tüm yö-netim kademeleri görev tanımları doğrultusunda bu plana uyarlar

ise, dış kaynak kullanımı sağla-nan süreçler dışındaki bölümde rakip faaliyetlerini inceleme ve amaca uygun olarak nihai sonuca odaklı, uzun dönemli dinamik ka-rarlar alabilen stratejik bir örgüt durumuna dönüşebileceklerdir.

SonuçSonuç olarak, Ludwig von Bartelanffy’nın “Genel sistem yaklaşımı” teorisine göre öne sü-rülen, işletmelerin bir üst sistem içinde, kendine ait alt sistemler-den oluşan ve tüm sistemlerin birbirleri ile etkileşim halinde bu-lunduğu bir bütün kabul edilmesi ile Stratejik Yönetim Kapsamında Dış Kaynak Kullanımı Modeli (DKKM), oluşturulacak olan “Stra-tejik bilinç” ile sonuca odaklı olan yönetim stratejisinin güncel sek-törel ve ekonomik etkilere uyumlu ve fırsat ve tehditlere dayanıklı hale getirilmesi amacı ile kullanıl-ması başarı getirebilecektir.Stratejik analiz sürecinde, işlet-me dışı çevre analizi ile işletme içi çevre analizli sonuçlarının bir kesişme noktası halinde yeni-den değerlemeye tabi tutulacak olan SWOT Matrisleri işletmenin performansının arttırılabilmesi ve optimum fayda prensibi ile tüm çevrelerin ortak amaçla durum belirleme ve sırt-sırta (Back to Back) prosedür, talimat ve kontrat şekillendirmelerini ortaya çıkartacaktır.İşletme ve işletme senaryosu dahilindeki tüm tedarikçiler ve outsource kaynaklı firmalar ile yapılacak olan tüm faaliyetlerde optimum fayda sağlama amaçlı olarak yapılacak çalışma sıra-sında işletmedeki “Stratejistler” arasına güncel tüm değişimleri ve bunların etkilerini analiz eden yine dış kaynaklı danışmanlar katmak, işletme körlüğü olarak

adlandırılan ve işletmeyi geliş-tirebilecek fırsatlar hakkında, bulunduğu konumdan daha ileriye ve/veya farklı bir konuma yönlen-direbilecek olumlu ve olumsuz göstergeleri oluşturabilecektir. İşletmelerin sektörel rekabet ana-lizi sonrasında tüm sistemlerinin, kalite ve ekonomik beklentilerinin eşit olması durumunda oluşacak kısır döngü ve körlük, durağanlığı başarı sayabilecek olumsuz bir psikolojik ortam yaratabilecektir. Kurumsal yönetim stratejilerine temel olan çeşitlendirme (olumlu etki yapan) ve çekilme (olumsuz çağrışım oluşturulan) stratejileri-ne ek olarak gelirin arttırılması yö-netimine bir katkı olarak “Giderin azaltılması” yönteminin ön plana alınması ve olumsuz çağrışım oluşturan çekilme stratejisindeki tasarruf, kısmi ve tam tasfiye stratejilerini “Çeşitlendirme” olmaksızın olumlu etki yaratacak şekilde ”Dış Kaynak Kullanımı Modellemesi” işletmenin için-de bulunduğu sektöre vereceği olumlu bir mesaj olarak görülebi-lecektir. Maliyet liderliği stratejisi kapsamında yapılacak olan bu çalışma mal ve hizmet fiyatlarını düşürmeden, tüm faaliyetler-de maliyetleri düşürmeyi esas almaktadır ve böylece sektörel fiyatlandırma ile maliyetleri oran-layacak bir ortalama üstü getiri sağlayacaktır.Değer zinciri analizindeki bakış açısından işlevsel stratejilerin yeniden değerlendirmeye tabi tutulması maliyet liderliği strate-jisini güçlendirecektir. Bu aşama-da stratejik kontrol evresine geçiş ve strateji ekibine dahil olan danışmanların performans ana-lizlerinin yönlendirmesi ve kattığı değer doğrultusunda 360 derece kontrol ile optimum performans sağlanabilecektir.

Ekim 2013 Güvenlik Yönetimi n 79

Page 84: sayı 6

Kurumsal güvenlik, yalnızca güvenlik sorunlarının değil iş problemlerinin de çözümü için bir araçtır.

Kurumsal güvenlik, yal-nızca güvenlik sorunla-rının değil iş problem-lerinin de çözümü için bir araçtır. Detroit’teki

DTE Enerji Güvenlikten Sorumlu Başkanı (Chief Security Officer) Michael Lynch “Sonunda güvenlik konusunda yıllardır yerleşmiş,

kalıplaşmış yargılardan kurtu-labildik. İş liderleri (DTE dekile) bizim modelimizi tanıyorlar ve sıklıkla bize bu tip bir araç olarak bakıyorlar. Ama bu yönelme tepe-den sağlanıyor, bizim Başkan ve CEO’ muz Gerry Anderson bizim deneyimlerimizden alışılmadık yollardan yararlanıyor.” diyor.

Gerçi güvenliğin DTE’deki rolü hep böyle olmamıştı, Lynch’in açıklaması şöyle: “Çok eskiden, insanlar başka görevler yaparken sakatlanınca güvenlik işinde görevlendirilirdi. Daha sonra bir miktar profesyonelleşme çaba-ları oldu ve emniyet güçlerinden insanlar alınmaya başlandı. Bu

GÜVENLİK HİZMETİ

Nasıl daha iyi bir güvenlik ve işletme yöneticisi olunur

Çeviri: Füsun KOCAMAN / VİYAGROUP A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi

80 n Güvenlik Yönetimi Ekim 2013

Page 85: sayı 6

doğru yolda atılan büyük bir adım oldu, ama ilişkilerin tam olgunlaş-ması işletme mantığıyla hareket eden CSO’larla gerçekleşti.”Lynch bu yaklaşımı destekle-mek için, özellikle sıra dışı ve güvenlikle ilgili deneyimleri olan insanları işe aldığını belirtiyor ve “Emniyet güçlerinde iş deneyimi olan elemanlarımız var, bu hala gerekiyor. Kurumsal Güven-lik kadrosunda iki emekli FBI ajanı ve başka da emniyet ya da savcılık deneyimi olan kişiler olduğu için çok şanslıyız. Ancak biz kasıtlı ve kararlı olarak farklı geçmişlerden gelen insanları da aramıza kattık, örneğin ekibimiz-de IT geçmişi olan biri, güçlü bir insan kaynakları uzmanı ve yara-tıcı bir girişimcisi bile var.” diyor ve ekliyor: “ Ekiptekileri kasıtlı olarak farklı geçmişlerden seçti-ğimizden ve buradaki amacımızın grubu dengelemek, işgücümüzü daha iyi korumak ve gerek iş gerek güvenlikle ilgili problemle-re cevap verebilmek olduğundan özellikle bahsediyorum. Bizim farklılıklarımız aynı zamanda bizim gücümüz. Sonuç olarak daha yaratıcı olma potansiyelini elde ediyoruz, daha etkili iletişim kuruyoruz ve yalnızca güvenlik görevlisi olarak kalmayıp iş arkadaşlarımızla eşit seviyelere ulaşıyoruz.”Anderson da Lynch’in li-derlik tarzını onaylıyor ve Securitymagazine’e diyor ki: “Endüstrideki en iyi güvenlik operasyonuna sahip olduğumuzu düşünüyorum. Detroit’te zorlu bir ekonomik dönemden geç-tik. Michael ve ekibinin enerji hırsızlıklarını önlemek için bazı yaratıcı yöntemler geliştirmelerini gerektiren bir dönemdi bu. Micha-el başarılı oldu. Medyayla çok iyi ilişkiler kurdu ki bu çok alışıla-

gelmiş bir durum değil. Kendisi ayrıca yaratıcı: direklere kurulmuş video teknoloji kullandı. Yasal or-ganizasyonumuzla ortak çalışarak suçluların yargıya sevkedilmesini sağladı.” Anderson, Lynch’in güveninden ve bu konudaki memnuniyetinden de bahsediyor: “Ona güveniyorum ve kendisinden çok hoşnutum, bu çok önemli bir gereksinim. Ku-rumların kendiliğinden CSO olan, ama aynı zamanda bu işi yerine getirmek için gerekli liderlik dene-yimine de sahip kişilere ihtiyacı var. Her an arkamda olduğunu biliyorum.”Anderson daha önemli konunun, Lynch’in DTE’nin faaliyetini an-laması ve bir profesyonel olarak şirketin önceliklerini ve varlıklarını doğru değerlendirebiliyor olması ve kendi öncelik ve taktiklerini bu hedeflere ulaşabilecek şekilde belirlemesi olduğunu belirtiyor. “O kendini yalnızca güvenlikle sınırlayan biri değil, sistematik olarak risk tabanlı bir yaklaşımı ele alıp onu bir plana dönüştürüp sonra da şirketin önceliklerinden biriyle bağdaştırmayı başarıyor.” diyor.

Güvenliği kurmakGüvenliği oturmuş bir şirketin CSO’ı olmak avantajlı olsa da, Ryder System, Inc.’de Kurumsal Güvenlik Grup Direktörü Bill An-derson, bu deneyimi yaşamamış. Anderson, 2002 yılında Ryder’ın kurumsal güvenlik yapısı henüz iki yaşındayken güvenlik depart-manına tayin olmuş. Ryder’ın

kurumsal güvenlik direktörü olma-sına karşın Anderson, bu fonk-siyonu şirket çapında güvenlik yönetimi sistemine dönüştürmeye çalışmıştır. Ryder’ın emniyet ve sağlık grubundan gelen Ander-son, küçük bir üs kurmak zorun-daydı. “O tarihte benim güvenlik uzmanlığı gibi bir geçmişim olma-masına rağmen, yapılması gere-kenlerin farkındaydım, geleneksel kurumsal güvenlik rolü, tedarik zinciri güvenliğine ve uluslarara-sı mal akışına bağlı hususlara zemin hazırlayacak şekilde tesis standardlarını geliştirmeye dönüş-türülmeliydi.” diye açıklıyor.Bu gelişimin bir bölümünün, özellikle Ryder’ın Kuzey Amerika, Avrupa ve Asya’daki müşterilere hizmet sağlayan muazzam ticari taşımacılık ağı, lojistik ve tedarik zinciri yönetim çözümleri içinde alanda liderlik olduğunu belirtiyor ve “Ryder’ın şirket kültürü lokal mülkiyet politikası ve yöntemleri üzerine kuruludur. Biz genelde profesyonel kamyon sürücülerimi-zin “geminin kaptanı” olduğundan bahsederiz ama aynı felsefe operasyon lider gruplarımız için de geçerlidir, yani bir lokasyonun yöneticisi yerel faaliyetin ger-çekleşmesine ilişkin her şeyden sorumludur ve kurumsal güvenlik standartlarının taşınması da buna dahildir. Sonuçta, bir standart oluşturmak ya da bir politika taslağı hazırlamaktan daha önem-lisi, onu bir dava konusu haline getirebilmektir.” diyor.Anderson’ın amiri ve Emniyet ve Sağlık Bölümü Kıdemli Baş

Bir standart oluşturmak ya da bir poli-tika taslağı hazırlamaktan daha önemlisi, onu bir dava konusu haline getirebilmektir.

Ekim 2013 Güvenlik Yönetimi n 81

Page 86: sayı 6

kan Yardımcısı ve Genel Kurul Başkan Yardımcısı Sandy Hodes, Anderson’ın liderlik tarzını takdir ediyor ve “O çok akıllı bir adam ve bu pozisyona öğrenme açlığı ile geldi ve bizlerin kendi operas-yonlarımıza güvenlikle ilgili en iyi uygulamaları nasıl dahil edebiliriz onu anlamaya çabaladı.” diyor. “Ryder hakkındaki bilgi birikimini alıp iş zekasıyla birleştirerek, fonksiyonu öğrenmek ve takımına uzman kadrolar eğitim aldırabil-mek için hükümet yetkilileri ve endüstri grupları ile kilit ilişkiler kurdu.” diye açıklıyor.

Liderlik değerleri Amerika, Avrupa ve Asya’daki 90 ülkede tüketici cihazları için elektrik konektörleri üreten, ağ iletişimi, nakliye ve endüstri ile uğraşan TE Connectivity Ltd. Ku-rumsal Risk Yönetimi ve Güvenlik Kıdemli Direktörü John Turey: “Üzerinde odaklanacağım yedi değer var: saygı, tutarlılık, iş etiği, takım çalışması, azim, yenilik ve yetenek geliştirme. Bu değerler benim liderlik tarzıma katkıda bulunabilir.” diyor. Turey’in kamu ve özel sektörde uzun ve başarılı bir kariyeri var ve şirkete 2011 Aralık ayında katılmış. Departmanı öncelikli olarak, kurumsal risk yönetimi, güvenlik, faaliyetin sürekliliği ve kriz yönetimi konularına odaklan-mış durumda. Açıklamasında, “Biz riske dayalı bir yaklaşımla yola çıkarız ve şirketimizin olayla-rın önüne geçebilmesi için pazar koşullarını takip ederiz. Günümün çoğunu bu uğraşla geçiririm. Şir-ketimizin hedeflerini anlamamız ve liderlerimizin kendi uğraşları-na konsantre olmalarına imkan tanımalıyız.” diyor. Onun liderlik tarzını belirleyen şeyler strateji,

uygulama ve yetenek. “Şirketin stratejilerini ve hedeflerini düzenli olarak irdelerim. ‘Benim strate-jim buna nasıl uyum sağlıyor?’, ‘Planladığımız uygulamaları nasıl yapıyoruz?’, ‘Şirketin gelecek he-deflerini desteklemek için gerekli yeteneğe sahip miyiz?’, değilsek ‘Yeteneklerimizi geliştirmek için neler yapabiliriz?’ sorularını ken-dime sorarım.” diye ekliyor.Minnesota Minneapolis’deki Global Security of Cargill Başkan Yardımcısı, CSO, Claude J. Nebel, “Ben sürekli elemanlarımı kurum-sal iş stratejimiz doğrultusunda ortak bir hedefe doğru yönelmek üzere güç vermeye çalışırım.” di-yor. Şirket, 150 yıllık özel bir aile şirketi ve tarım, gıda ve yatırım işleriyle uğraşıyor, 44 ABD eyaleti ve 66’dan fazla ülkede istihdam edilmiş 140,000 çalışana sahip. Nebel diyor ki: “Benim 12 ulusla-rarası ülke güvenlik yöneticim var ve ben onları İş Birimi ve Ülke Yö-neticileri ile birlikte yönetiyorum. Büyük değiliz, ama özellikle İş Birimi ile işbirliği içinde yürüttüğü-müz işlerde çok stratejik çalışırız. Global güvenlik önemli bir fonksi-yon ve biz şirket yöneticilerimizin onların iş hedeflerine ulaşmaları için kendilerine destek vermek üzere varolduğumuzu bilmelerini isteriz.”Çalışanlarına nasıl güç veriyor?

“Güvenlik stratejisi ve iş planı geliştirme aşamasına onları da dahil ederek.” diye cevap veren Nebel şöyle devam ediyor: “Uygu-layacakları strateji ve programla-rın planlama sürecinin bir parçası olmak, onlara her şeyden daha fazla aidiyet duyguyu veriyor. Ben şanslıyım ki benim üstüm olan baş hukuk müşaviri ile çok iyi ilişkilerimiz var ve bana program-ları hazırlamak için yetki verdi ve rehberlik etti.“Benim liderlik becerilerimin, iş ve fonksiyon ortaklarımızla olan ilişkilerim sayesinde daha gelişti-ğine inanıyorum.” diyen Nebel’in stratejilerinden birisi de her ay çalışanlarından biri ile toplantı yapmak. “Onların açısından her şeyin yolunda olup olmadığını bilmek isterim. Bir insanı işi dışında etkileyen olaylar mutlaka iş performansını da etkiler, bunu önceden bilmek ve mümkünse yol göstermek, performansların-da önemli farklar yaratır. Ben bu prensiple yaşarım. Benim için de onlar için de önemlidir. Benim onların kişisel gelişimleri ve mut-luluklarıyla ilgilendiğimi görmeleri onların da programlarımızın ve kurumsal stratejimizin başarısı-na bir bütün olarak kendilerini adamaları sonucunu doğurur. Bu gerçekten harika bir şey!” diye açıklıyor.

Minnesota Minneapolis’deki Global Security of Cargill Başkan Yardımcısı, CSO, Claude J. Nebel, “Ben sürekli elemanlarımı kurumsal iş stratejimiz doğrultusunda ortak bir hedefe doğru yönelmek üzere güç vermeye çalışırım.” diyor.

GÜVENLİK HİZMETİ

82 n Güvenlik Yönetimi Ekim 2013

Page 87: sayı 6
Page 88: sayı 6

YANGIN GÜVENLİĞİ

Globalleşen dünya birbirine yaklaştıkça küçülmekte, aynı zamanda da nüfus ka-labalıklaştıkça da alan

daralmaktadır. Dünya artık daha yüksek binalar, daha yoğun tekno-loji ile birlikte elektronik cihazların kullanımının artması zorunluluğu ile karşı karşıyadır. Yüksek katlı plazalar, binalar, AVM’ler, apart-manlar ve iş yerleri içinde bulunan insan sayısının ve elektrikli cihazın artması ile beraber başlı başına risk kaynağı haline gelmiştir. Bu büyük riskin adı “yangın” dır. Yangın oluşumunda bireyin katkısı olduğu kadar, elektrikli cihazlar da önemli bir etkendir. Yangının söndürülmesinde de aynı etkiden bahsetmeliyiz. Evet, yangını insan söndürür ancak teknolojiyi kullana-rak ve otomatik sistemler vasıtası ile bu iş artık daha kolay bir hal almıştır.

Yangın nedir?

Yanma maddenin ısı ve oksijenle birleşmesi sonucu meydana gelen

kimyasal bir olaydır. Yanma olayının meydana gelebilmesi için yanıcı madde, ısı ve oksijenin bir arada bulunması gerekmektedir Bu olaya Yangın Üçgeni adı verilir. Yangının tanımını; yararlanmak amacı ile yakılan ateş dışında meydana gelen ve denetleneme-yen yanma olayına yangın denir.

Yangın söndürme sistemleriYangın söndürme amacı ile kulla-nılan birçok sistem bulunmaktadır. Elle kullanılan yangın söndürme cihazları (kilolarına ve kimyasal madde özelliğine göre isimlen-dirilir), otomatik sulu ya da gazlı söndürme sistemleri mevcuttur. YSC’ler taşıması ve kullanılması çok pratik olmayan cihazlardır. Ayrıca sürekli dolum ve kontrol gerektirir. Sulu sistemler elektrikli sistemlere, elektronik cihazlara, pc-server gibi ekipmanlara zarar verir. Gazlı sistemler yine aynı şekilde bakım zorunluluğu gerek-tiren ve kullanılacak alanda büyük tadilat gerektiren, aynı zamanda büyük alanlarda kullanılma imkânı olmayan sistemlerdir.Bunların yerine artık potasyum bazlı, insan sağlığına zararı

olmayan, açık-kapalı alanlarda çalışabilen, hiçbir cihaza (pc-server, makine-teçhizat) zarar vermeyen, toz-kir bırakmayan, sistem çalışmış ve yangın sönmüş halinde her türlü cihazı hemen kullanabileceğiniz yeni nesil sistemler kullanılmaktadır. Yangın söndürme sistemleri her marka ve her cins yangın algılama sistemi ile çalışabilen, uyumluluk sorunu olmayan, montajı kolay, adresli ya da adressiz olarak kullanılabilen cihazlardan oluşmaktadır. Yangın algılama sistemi kurulduktan sonra, söndürmenin kullanılacağı alanın metreküp olarak hacmine göre projelendirilerek montajı yapılmaktadır. Her türlü hacimde kullanılabilen farklı güç ve tiplerde söndürme cihazları bulunmaktadır. Yeniden dolum, bakım gerektir-mezler.

Aerosol yangın söndürücülerKatı potasyum söndürme (kısaca KPS) sistemi, roketler ve uzay mekiklerinde kullanılan söndürme sistemidir. Sağladığı artı değerler göz önüne alınarak yangın riski bu-lunan tüm ortamlarda kullanılmak üzere geliştirilmiştir.

Yüksek katlı plazalar, binalar, AVM’ler, apartmanlar ve iş yerleri içinde bulunan insan sayısının ve elektrikli cihazın artması ile beraber başlı başına risk kaynağı haline gelmiştir. Bu büyük riskin adı “yangın” dır.

Yangın daha az zararla söndürülebilir mi?

Tolga AYTÖRE / Gen. Müd. Yrd.SİMGE TAAHHÜT ELEKTRONİK SAN. LTD. ŞTİ.

84 n Güvenlik Yönetimi Ekim 2013

Page 89: sayı 6

Sıkıştırılmış mikronize katı potas-yumdan oluşur ve iletken değildir. Elektriksel, termal ve manuel ola-rak tetiklenebilmektedir. Basınçlı değildir. Gaz içerisinde asılı duran küçük katı ya da sıvı partiküllerden oluşan aerosol sistemi maddenin önce buharlaşması, ardından yo-ğuşması süreçleriyle ortaya çıkan ultra-ince bir söndürme maddesi saçarak çalışır. Şekilde görüldüğü üzere yangın ortamına giren aero-soller yangını oluşturan element-leri bünyesine alır, elemine eder ve yangını söndürür. Ortamdaki oksijen olduğu gibi kalır.

Aerosol söndürücülerin özellikleriw İnsan sağlığına hiçbir zararı yoktur.w Zehirli değildir.w Ortamdaki oksijeni tüketmez.w 20 yıl bakım gerektirmez. (20 yıl yaşlandırma testleri mevcuttur)w Ortamdaki sistem bileşenleri-ne hiçbir zarar vermez.w Kir, toz, nem yaratmaz.w İşletme maliyeti yoktur.w Dolum veya kalibrasyon gerek-tirmez.w Tüp odası, sistem odası, sız-dırmazlık, ilave boru tesisatı gibi ekstra maliyetler gerektirmez

AvantajlarıAerosol söndürme sistemleri, geleneksel yangın söndürme ürünlerine kıyasla tartışılmayacak avantajlara sahiptir.w Maliyet (Her yıl dolum-bakım-kalibrasyon gerektirmez)w Boyut (Dekoratif ebatlara sahiptir)

w Ağırlık (Geleneksel tüplerin sadece onda biri ağırlığındadır)w Çevrecilik (Kimyasal içermediği için çevre dostudur)

Aerosol sistemler nerelerde kullanılmaktadır?Bu sistemler bilgi işlem merkezle-ri, arşivler, kütüphaneler, binalar, üretim tesisleri, fabrikalar gibi alanlarda kullanılabildiği gibi, araç motorları, tekne motorları ve bun-ların iç alanlarında da kullanılabi-lir. Manuel ya da otomatik olarak devreye alınabilir. Bunların dışında elle çalıştırılan klasik 2 kg.lık yangın söndürme tüplerinin yerine kullanılabilen, 200 gr. ağırlığında çok pratik ufak bir çekmeceye, arabanın torpido gözüne dahi sığabilecek (21 cm. uzunluğun-da ve yaklaşık 4 cm. çapında) yangın söndürme cihazları artık hizmettedir. Ev, ofis, mutfak ve araçlarda kullanım için çok ideal olan bu cihaz da aynı özelliklere sahip olduğundan kolay kullanıma sahip, pratik ve sağlıklıdır. Daha büyük alanlarda kullanıma uygun olan manuel kullanımlı ve yaklaşık 50 metreküp alanda etkili cihazlar da mevcuttur. Aerosol söndürme sistemleri bu avantajları sebebi ile çok özel bir eğitim gerektirmeden özellikle araçlarda çok etkili bir kullanım yeri bulmaktadır.

Araç yangın söndürme sistemiYangın riski altında bulunan LPG’li

otomobiller, forkliftler, otobüsler, kamyonlar ve diğer endüstriyel alanlarda ilave tesisatlar gerektir-meden kullanılmaktadır. Otomatik veya manuel olarak bir buton vasıtasıyla yangın anında devreye girmesi sağlanabilmektedir. Olası yangın söndürme işlemi sonra-sında motora hiçbir zarar vermez. Araç motor büyüklüğüne göre farklı özellikte söndürme cihazları kullanılmaktadır.

El tipi yangın söndürme tipleriEl yangın söndürme tüpleri güvenli mesafeden doğrudan yangının üzerine etki edecek şekilde dizayn edildi. El yangın tüplerinin aktive edildikten sonra yangın olan böl-geye güvenli mesafeden tutulma-sı yeterlidir. Yangını söndürme sırasında ve söndürdükten sonra zarar verici toksik yan etkileri yoktur. İçeriği, mekanik olarak aktive edilinceye kadar kararlı bir durumda kalan ve zehirli olmayan aerosolden oluşmaktadır. Bir

Aerosol sistemler; bilgi işlem merkezleri, arşivler, kütüphaneler, binalar, üretim tesisleri, fabrikalar gibi alanlarda kullanılabildiği gibi, araç motorları, tekne motorları ve bunların iç alanlarında da kullanılabilir.

Ekim 2013 Güvenlik Yönetimi n 85

Page 90: sayı 6

YANGIN GÜVENLİĞİ

diğer tipi ise yangının bulunduğu ortamın içine atılarak kullanılan Yangın Söndürme Bombası’dır. Bu cihazla 50 metreküplük bir alan içerisindeki yangına müdahale edilebilir.

Elektrik panoları otomatik yangın algılama ve söndürmeElektrik panolarındaki olası yangın-ların önlenmesi için geliştirilmiştir. Sistem yangın anında bağım-sız olarak otomatik bir şekilde devreye girerek yangını bertaraf etmekte panodaki unsurlara zarar vermemektedir. Cihaz elektrik panolarına sığacak ve söndürme işlemini yapabilecek büyüklükte ve özellikte geliştirilmiştir. Sensör kablosu vasıtası ile ortamdaki ısı artışını tespit ederek aktive olur. Ortamın durumuna göre ısı artışı dışında duman algılaması yaparak devreye girecek bir şekilde de tasarlanabilir. Sistem çalıştıktan ve yangın söndükten sonra yangı-nın başlangıçta oluşturduğu zarar dışında herhangi bir negatif etki olmadan yangın panosu kullanı-labilir.

Özellikleri:w Çap: 40 mm; uzunluk: 365 mmw Söndürücü etken madde miktarı: 45 gr.w Isı algılama sensör kablosu 88 °C veya 105 °C’ye set edilebilir.w Çalışma şekli: Isı algılandığın-

da otomatik çalışma.w Aktivasyon süresi: Hemenw Kapasite-hız: Isının algılanması ve otomatik çalışmasını müteakip yangını hemen Endüstriyel sistemler

Aerosol yangın sön-dürme sistemleri-nin kullanılabileceği önemli bir alan da binalardır. Özellikle sulu sistemlerin kullanılmaması

gereken ortamlarda çok etkin bir söndürme sistemidir. Bulunulan alanın metreküp hacmine göre yapılan bir hesaplama ile monte edilerek yangın algılama siste-mine entegre edilirler. Algılama sisteminde oluşacak sinyal ile ya da manuel olarak aktive olabilir. Elektronik ve mekanik cihazlara, kâğıda ve insan sağlığına zararı olmaması en büyük avantajıdır.23 Mart 1994 tarihinde farklı alanlarda faaliyet göstermek üzere kurulmuş olan, kurulduğu ilk yıllarda elektronik cihaz yetkili servisliği, Uydu sistemleri, görün-tülü görüntüsüz kapı konuşma sistemleri alanında çalışmış olan grubumuz, 1994 yılı sonlarından itibaren çalışma alanını ağırlıklı olarak Kablo TV ve internet alt-yapısı sektörüne yönlendirmiştir.

2004 yılından itibaren gelişen dünyadaki teknolojilerin gerektir-diği ölçüde bir yapılanmaya geçen grubumuz, elektronik güvenlik sistemleri alanında da faaliyete geçmiştir. Ankara’nın en büyük ve en modern alarm haber alma merkezini kurmakla birlikte, dün-yaca kalitesi kabul edilmiş birçok ürünün Türkiye distribütörlüğünü yapmaya başlamıştır. Mevcut ürün portföyüne yangın söndürme sistemlerini de ekleyen firmamız, çevreci, insana ve elektronik cihazlara zarar vermeden aktive olan, kullanışlı ve pratik yangın söndürme sistemleri ile modern dünyanın ve çağa ayak uydur-ma konusunda hedefleri olan firmaların tercihi olmayı hedefle-mektedir.Simge Group 20 yıla ulaşan elektronik güvenlik tecrübesi ile katı potasyum söndürme sistem-lerini ithalatını yaparak kullanıma sunmaktadır. İhtiyacın niteliğine göre; yangın algılama sistemi ile birlikte söndürme cihazları da projelendirilerek müşteri hizme-tine sunulmaktadır. Algılama sistemi mevcut olan binalarda bu sistem üzerine entegrasyonu yapılabilmektedir. Katı potasyum-lu söndürme sistemleri bilgi işlem merkezleri, arşivler, kütüpha-neler, binalar, üretim tesisleri, fabrikalar gibi alanlarda kullanıla-bildiği gibi, araç motorları, tekne motorları ve bunların iç alanların-da da kullanılabilir.

El yangın tüplerinin aktive edildikten sonra yangın olan bölgeye güvenli mesafeden tutulması yeterlidir. Yangını söndürme sırasında ve söndürdükten sonra zarar verici toksik yan etkileri yoktur.

86 n Güvenlik Yönetimi Ekim 2013

Page 91: sayı 6

“Bu proje T.C. Avrupa Birliği Bakanlığı, AB Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi Başkanlığınca (Ulusal Ajans http://www.ua.gov.tr) yürütülen Hayatboyu Öğrenme Programı (LLP) kapsamında ve

Avrupa Komisyonu’ndan sağlanan hibeyle gerçekleştirilmiştir’’.

METPROM PROJECTSAFE AND SECURE PORTS

MODULAR ENHANCED TRAINING PROGRAMME EUROPEAN

MARITIME SECURITY PERSONNEL

AVRUPA BİRLİĞİ TARAFINDAN DESTEKLENEN LİMAN GÜVENLİK PERSONELİ EĞİTİMİ SERTİFİKA PROGRAMININ ÜLKEMİZDEKİ

TEMSİLCİLERİ PİRİ REİS ÜNİVERSİTESİ VE GÜVENLİK SERVİSLERİ ORGANİZASYON BİRLİĞİ DERNEĞİ (GÜSOD) DİR.

PROJE 2014 YILINDA HAYATA GEÇİRİLECEKTİR.

Detaylı bigi içinwww.metprom.eu

[email protected] [email protected]

Page 92: sayı 6

Avrupa Yangın Algılama Sistemleri Standardı olarak bilinen EN-54 standardı, yangın algılama sistemleri ile

acil anons sistemlerinin bir bütün halinde çalışmasından dolayı, acil anons sistemlerini de kapsaya-cak şekilde genişletilmiştir.Merkez cihazlar, kontrol ve uyarı cihazları için EN54-16, hoparlörler için EN54-24, güç kaynakları için EN54-4 standartları geçerlidir.Ateis olarak her çeşit tip hoparlör-de EN54-24 onaylı ürün tedariği gerçekleştirmekteyiz.Ana kontrol cihazları, anfiler, mik-rofonlar EN54-16 onayına sahip olmakla beraber, sistemin akü beslemesi ile desteklenen güç kaynağı ihtiyacına yönelik EN54-4 onaylı güç kaynakları da ürün portföyünde yer almaktadır.2009 yılında Bakanlar Kurulu’nca kabul edilen Türkiye Yangından Korunma Yönetmeliği’nde belirti-len noktalarda acil anons sistemi kurulumu zorunlu hale gelmiş;w Yatak sayısı 200’den fazla olan otel, motel ve yatakhanelerde

w Yapı inşaat alanı 5000 m2’den büyük olan veya toplam kullanıcı sayısı 1000 kişiyi aşan topluma açık binalarda, alışveriş merkezlerinde, süpermarketlerde, endüstri tesislerinde ve benzeri binalarda.w Yapı yüksekliği 51,50 m’yi geçen bütün binalarda. Ve 2011 yılından itibaren Avrupa’da ve TSE’nin kabülü ile Türkiye’de geçerli olmaya baş-layan EN54 acil anons sistem-leri sertifikasyonu sonrasında yukarıdaki şartları oluşturan tüm projelerde kurulacak acil anons sisteminin EN54 standartlarına uygun ürünlerden seçilmesi zo-runlu hale gelmiştir.Sistemin EN54’e uyabilmesi için kullanılan tüm ürünlerin EN54 sertifikasına sahip olması gerek-mektedir. Sadece hoparlörlerin veya sadece merkez ekipmanla-rın onaylı olması kurulacak acil anons sisteminin EN54’e uygun olduğunu göstermemektedir.EN54 sertifikasına sahip hopar-lörler ile başlayan proje, merkez-de kullanılacak kontrol ünitesinin ve varsa zon genişleme ünitelerin

de EN54 sertifikasına sahip olmasıyla, sonrasında kullanılan güç anfilerinin ve mikrofon ünite-lerinin EN54 sertifikalı olması ile devam eder ve en son sistemin güç ihtiyacını yedekleyen, akü beslemesi ile desteklenen güç kaynaklarının yine EN54 sertifi-kasına sahip olması ile birlikte tümüyle uygun bir acil anons sistemi seçimi yapılmış olur.

EN-54 Sertifikalı sistemleri neler getirdi w Tüm acil anons zonları, açık devre (hat kopması) arızalarına karşı süpervize edilecektir. Acil anons yapılacak hatlarda açık devre veya kısa devre arızası olması, acli anons sırasında insanlara sesin duyurulamaması probleminden dolayı can güvenliği açısından sakıncalıdır. Hatlarda açık devre arızası olması duru-munda veya %15 den daha fazla hoparlör devre dışı çıkması duru-munda arıza sinyali alınmalıdır. Ana merkez cihazında bulunacak hat süpervizyon modülü ile hatlar kısa devre ve açık devre arıza-larına karşı kontrol edilecek ve

YANGIN GÜVENLİĞİ

Avrupa Yangın Algılama Sistemleri Standardı olarak bilinen EN-54 standardı, yangın algılama sistemleri ile acil anons sistemlerinin bir bütün halinde çalışmasından dolayı, acil anons sistemlerini de kapsayacak şekilde genişletilmiştir.

PROTEK MÜHENDİSLİK ve TEKNOLOJİK SİSTEMLER SAN. TİC. LTD. ŞTİ.

Acil anons sistemleri için zorunlu TS-EN-54 standartları

88 n Güvenlik Yönetimi Ekim 2013

Page 93: sayı 6

merkezde bu arıza izlenecektir.w Sistem, kurulacak yangın algılama sistemi ile ilişkilendi-rilmeli, acil durumda sistemde kayıtlı “acil durum anonsu” otomatik olarak tüm bölgelere veya belirlenen bölgelere yapı-labilmelidir. Bu amaçla sistem-de digital mesajın saklandığı mesaj yöneticisi bulunacaktır. w Sistemin merkezi ekip-manları uygun bir cam kapaklı ve kilitli rack dolap içerisinde olacaktır. Operatör anons mik-rofonu ile her bölgeye ayrı ayrı anons geçebileceği gibi isterse tüm bölgelere birden anons geçebilmelidir.

w Hoparlörler, geniş yayılım açısına sahip, asma tavana geçmeli şekilde Fire Dome Aparatlı tavan hoparlörü ola-caktır.

w Güç kaynakları sistemdeki tüm ana ve yardımcı kontrol cihazlarını ve Güç Amplifikatör-lerini besleyebilecek kapasite-de ve çıkış gücünde olacaktır. Amplifikatörler için arı ayrı çıkışları olacaktır. Tam güç altında yukarıdaki güçleri sü-rekli olarak (minimum 30 dk) sisteme güç sağlayabilecektir.

Ekim 2013 Güvenlik Yönetimi n 89

Page 94: sayı 6

F irmamızın taahhüdü al-tında olan Bilecik Mekece otoyol tünelleri yangın algılama ve alarm sistemi test ve devreye alma

çalışmaları, başarı ile tamamlana-rak işletmeye devredildi. Mekece Tünelleri Kocatepe (2400m) ve Kaletepe (825m) olmak üzere birbirini takip eden 2 tünelden oluşmaktadır. Tünel-ler gidiş ve geliş olarak 2 tüp halindedir, dolayısı ile toplam 4 tüp mevcuttur.Toplam tüp uzunluğu; 2x2400 + 2x825= toplam 6450m’dir.Mekece tünellerinde tasarladığı-mız yangın alarm sistemi; 2 ayrı omurgadan oluşmaktadır.Birinci omurgada elektrik oda-larında duman detektörleri ile

tünel içindeki harici tip yangın ihbar butonlarının ve yangın dolaplarının durumunun izlendiği Zettler yangın alarm sistemi. İkinci omurgada ise tünel için-deki sıcaklık değişikliklerini çok hassas bir şekilde yakalayabilen ve yangının yerini ve gelişmesini

izleyebilen Sensa fiber optik lineer sıcaklık algılama sistemi mevcuttur.Zettler yangın alarm sisteminde kullanılan kontrol panellerinin loop uzunluğu 3000m’ya kadar ulaşabilmekte ve bunun yanı sıra bu loop hatlarında hiçbir kısıtla-

YANGIN GÜVENLİĞİ

Zettler yangın alarm sisteminde kullanılan kontrol panellerinin loop uzunluğu 3000m’ya kadar ulaşabilmekte

ve bunun yanı sıra bu loop hatlarında hiçbir kısıtlama olmadan 250 adet adreslenebilir cihaz bağlanabilmektedir.

Bilecik Mekece otoyol tünelleri yangın alarm sistemi

BTS YANGIN GÜVENLİK YAPI TEKNOLOJİLERİ SAN VE TİC.LTD. ŞTİ.

90 n Güvenlik Yönetimi Ekim 2013

Page 95: sayı 6

ma olmadan 250 adet adresle-nebilir cihaz bağlanabilmektedir. Zettler yangın alarm sisteminin bu özelliklerinden dolayı tüneller-de kullanılan kontrol paneli sayı-sı oldukça ekonomik bir şekilde belirlenmiştir.Tünellerdeki elektromekanik sistemlerin izlenmesi amacıy-la tesis edilmiş olan kontrol merkezi binasına Yangın Alarm Sistemi Grafik İzleme ve Kontrol Bilgisayarı tesis edilmiştir. Yan-gın kontrol panellerinin haber-leşmesini sağlayan 8000 m’lik RS485 network hattına bağlanan bu bilgisayar vasıtası ile sis-temde oluşan tüm alarmlar ve arızalar bu bilgisayar üzerinden izlenebilmektedir. Tünel içinde tesis edilmiş olan yangın alarm butonları, araç ve yolcu geçiş ka-pıları, yangın dolapları ve elektrik odalarında bulunan detektör-ler bu grafik izleme ve kontrol bilgisayarı üzerinden mahal ismi ve ilgili alan projesi ile birlikte görülebilmektedir. Mekece tünelleri yangın alarm sisteminde 4 Zettler yangın kont-rol paneli birbirleri ile RS485 network ortamında haberleş-mektedir. Panellerin birbirleri ile haberleştiği network hattına 1 adet grafik izleme ve kontrol bilgisayarı bağlanmıştır. Yangın sistemi ModBus haberleşme protokolü üzerinden otoyol scada sistemine bağlanmıştır. Böylece network hattına bağlı 4 adet Zettler yangın kontrol panelinde-ki bilgileri, scada sistemine tek bir noktadan aktarmak mümkün olmuştur. Böylelikle yangın alarm sisteminde bulunan tüm nokta-ların alarm, arıza ve izole bilgileri otoyol scada sistemine aktarı-larak buradan da izlenmesi sağ-lanmıştır. Yangın alarm sistemi

tarafından izlenen toplam nokta sayısı aşağıdaki gibidir.w Yangın dolapları; 111 adet,w Araç, yolcu geçiş ve SOS kapıları; 40 adet,w Yangın alarm butonları; 56 adet,w Yangın algılama sensörleri; 36 adet, (Optik duman ve sıcak-lık detektörleri). Sensa fiber optik sıcaklık algıla-ması için, Kocatepe tünelinde 2 adet 4000m kapasiteli 2 kanallı kontrol ünitesi, Kaletepe tüne-linde ise 1 adet 4000m kapa-siteli tek kanallı kontrol ünitesi kullanılmıştır. Toplam kullanılan Sensa SensorLine fiber kablosu 13000m’dir.

Kocatepe tüneli 16 yangın zonuna, Kaletepe tüneli 6 yangın zonuna ayrılmıştır.Sensa kontrol ünitelerinde hem ModBus protokol çeviricisi hem de kuru kontak çıkışları ile otoyol scada sistemine bağlanmıştır.Sensa SensorLine fiber kablosu üzerinde oluşabilecek herhangi bir kablo kopması durumunda kontrol üniteleri algılama işlevine devam etmektedirler. Sensa fiber optik sıcaklık algılama sisteminin bu özelliği sayesinde bunun gibi istenmeyen durum-larda sistemin tamamen devre dışı kalması önlenmiş ve tünel içindeki yangın güvenliğinin sü-rekliliği sağlanmış olmaktadır.

Ekim 2013 Güvenlik Yönetimi n 91

Page 96: sayı 6

YANGIN GÜVENLİĞİ

GOLDHAM yeni güncel-lediği (firmware revisi-on 9) iTRANS detek-törler ile artık WX ve MX43 Serisi paneller

ile uyumlu çalışacak. Yapılan bu yenilik sayesinde iTRANS – WX/MX43 kombinasyonu kullanılarak projelerde hem daha esnek dizayn hem de fiyat avantajı bir arada sağlanabilecektir.

iTRANS gaz detektörü tek bir kasa ve sağlaya-bildiği iki sensör entegrasyonu ile hem maksimum esneklik hem de düşük maliyet ile çözüm sunabil-mektedir. Entegre edilebilen iki sensör için onbo-

ard ve remote sensor uygulaması kullanıcının tercihine sunulabil-mektedir. Gaz detektörü ölçüm yapılacak ortama monte edildiğinde onboard sensör seçimi yapılarak ölçüm yapılabilir. Proses gereği erişilme-si güç bağlantı noktalarında ölçüm yapılması istendiğinde ise remote sensor uygulaması ile sensör ölçüm noktasına yerleştirilir, detektör ise bakım ve kalibrasyo-nun rahatlıkla yapılabileceği bir noktada konumlandırılabilir.iTRANS detektörler güçlü elektro-nik yapısı ile yüksek performans da ölçüm ve haberleşmeye olanak sağlamaktadır. Sahip olduğu 4 di-jit 7 segment LCD ekranda iki sen-sör için ölçüm değerleri detektör

üzerinden rahatlıkla okunabilmek-te, kolaylıkla bakım ve kalibrasyon yapılabilmektedir. Detektör Modbus haberleşme protokolünü destekler, 4-20mA çıkış verebilir. İlave olarak detektö-re röle çıkışı da ihtiyaç doğrultu-sunda eklenebilmektedir. Tüm bu sensör özellikleri exproof alümin-yum veya paslanmaz çelik kasa ile kullanıcılara sunulmaktadır.Detektör, sipariş aşamasında opsiyonel olarak sunulan röle ilavesi ile stand-alone uygulama-larda alarm cihazları (Siren-Flasör-siren-Flasör) ile bağımsız olarak çalışabilmektedir.Sahip olduğu modbus haberleşme desteği ile iTRANS gaz detektörle-ri, WX ve MX43 paneller ile loop mantığında çalışabilmektedir. Tek bir kablo hattı üzerine bağlanan detektörler sayesinde kablo-kablaj masrafları minimuma indirilmekte-dir. Modbus protokolü sayesinde gaz ölçüm bilgileri dışında kalib-rasyon ölçüm değerleri ve diğer datalar da (son kalibrasyon tarihi,

tepki süresi vs) merkeze taşınabil-mektedir.MX43 Paneller esnek dizaynı ve sunduğu özelliklerle bir çok uygulamada rahatlıkla kullanıla-bilmektedir.MX43 panelin en ayırt edici özellikle-rinden birisi haberleşme kanalla-rına detektörler ile birlikte analog ve dijital input modüllerin bağlana-bilmesidir. Farklı konfigürasyonlar ile kullanıcılara farklı projelerde ihtiyaçlarına uygun çözüm sunabil-mektedir.MX43 panel 4 ve 8 kanallı versi-yonları ile piyasaya sunulmaktadır. MX43 serisi peneller 4 kanallı versiyonu ile 16 adrese, 8 kanallı versiyonu ile 32 adrese kadar sistem dizaynını desteklemekte-dir. Data logging, Grafik display, on-board röleler ve AND, OR, NOR, NAND gibi boolen fonksiyonları ile programlama sağlayan yazılım, pa-nelin diğer sunduğu özelliklerdir.

Modbus destekli Oldham Itrans detektörlerinin MX43 Serisi panel ili uyumu Elektrik Mühendisi Nail BOZPINARABC Enser Otomasyon ve Güvenlik Teknolojileri San ve Tic. A.Ş.

92 n Güvenlik Yönetimi Ekim 2013

Page 97: sayı 6
Page 98: sayı 6

ABONE FORMU

ABONELİK BİLGİLERİ

GÜVENLİK YÖNETİMİ DERGİSİNE 1 YILLIK ABONE OLMAK İSTİYORUM.

ADI, SOYADI :

FİRMA ADI :

DOĞUM TARİHİ/YERİ:

DERGİ TESLİM ADRESİ

ADRES :

POSTA KODU / SEMT / ŞEHİR

DİĞER BİLGİLER:

MESLEK :

E-MAİL :

TEL :

FAX :

GSM :

FATURA ADRESİ:

ADRES:

POSTA KODU / SEMT /ŞEHİR

VERGİ NO / DAİRESİ

Güvenlik Yönetimi Dergisi’nin 1 yıllık abonelik bedeli 30 TL. + KDV’dir.

Abonelik bedelini İş Bankası - Beşiktaş Şubesi - Hesap No: 1008 280 52 64IBAN: TR 5700 0640 0000 1100 8280 5264 yatırdıktan sonra dekontun fotokopisi ile birliktebu formu doldurarak 0212 627 47 67’ye fakslayıp yada [email protected] adresine mail atarak hemen abone olabilirsiniz.

Page 99: sayı 6

S A R I S A Y F A L A R

Page 100: sayı 6