sayfa 8 İşçi-köylüpartizanarsiv2.net/file/2018/03/ik-51.pdf · sayfa 12 tc’nin son dönemde...

16
* 30 Ekim-12 Kasım 2009 * Fiyatı: 1.50 TL * ISSN: 1307-878X Sayı: 51 Sınıfsal Yaklaşım Emekçinin Gündemi Pusula Evrensel Bakış Sayfa 3 Sayfa 4 Sayfa 11 Sayfa 13 Trajik entegrasyon İşçi sınıfının örgütlenmesinde sendikaların rolü -2- Devrimci çalışmalarda güven istenilmez, yaratılır... Tüm dünya vatanımızdır: Mülteciler İşçi-köylü’den Kitle çalışması gerçeklere dayanan militan mücadeleyle başarılır PŞTA’dan mektup kampanyası Onlar olmazsa uçaklar inemez! Hükümeti kesinlikle yeneceğiz! Kürt halkı gerillayı özlemle kucakladı! C M Y K Gerçek açılımı emekçiler yapacak! Dış politika “açılımlarında” yeni bir şey var mı? Tutsaklarla mektuplaşma kampan- yası yapan Partizan Şehit ve Tutsak Aileleri, “İstiyoruz ki tecrit hücrele- rine kalemimizdeki prangaları kırarak, devrimci tutsakların hücrelere sığdı- rılmayacak yaşamlarına konuk olalım. Hücre duvarlarında böylelikle bir tuğla da biz sökelim!” diyerek herkese çağrıda bulunuyor. Sayfa 7 Bir gün yolunuz Sabiha Gökçen Havalimanı’ndan geçerse, size bildiri uzatan eller göreceksiniz. Çekinme- yin, alın! Onlar İSG’den sendikalı ol- dukları için atıldılar. Direnişteki işçilerin sesini daha yakından duymak için onlara bir röportaj gerçekleştirdik. Sayfa 5 Ganapathy yoldaş, devletin başla- dığı büyük çapta askeri hazırlığa karşı tüm güçleriyle direneceklerini ve hal- kın davasına geniş kitleleri daha mili- tan mücadeleler için seferber ederek cevap vereceklerini söyledi. Sayfa 12 TC’nin son dönemde dış politikada attığı adım- lar gündemde ön sıralarda yerini almakta. AKP’nin hükümete geldiği günden bu yana dış politikasını arka plandan yönettiği söylenen Ahmet Davutoğ- lu’nun bakanlığa getirilmesiyle birlikte özellikle Ortadoğu’ya yönelik daha net adımların atılacağı zaten açıkça ifade ediliyordu. Daha önceki Dışişleri Bakanı Babacan’ın etkisiz kaldığı, beklenen verimi gösteremediği ve deneyimsizliği eleştirilmekte, Da- vutoğlu’nun ise yeni yaklaşımlara sahip olduğu iddia edilmekteydi. Dolayısıyla son dönemde ardı ardına dış politi- kada yapılan “açılımlar” Türkiye’nin bölgedeki yeni misyonu ve iddialarını da tartışmaya açmıştır. Er- menistan açılımı ve Azerbaycan’ın gösterdiği tepki, Irak’la ortak bakanlar toplantısı ve bir günde imza- lanan 40’ı aşkın antlaşma, Suriye ile sınırların açıl- ması ve vize uygulamasının kaldırılması, bunun yanı sıra İsrail’le askeri tatbikat ve TRT’deki “Ayrılık” dizisi üzerinden daha da bozulan ilişkiler ve Oba- ma’nın Ekim ayının sonunda Erdoğan’la görüşmek için verdiği randevu dış politikada bir değişimin olup olmadığının sorgulanmasına sebep olmuştur. Öncelikle genel bir doğru olarak vurgulamamız gereken konu, yarı-sömürge yapıdaki ülkemizde emperyalizmden bağımsız bir dış politika izleme- nin mümkün olmadığıdır. Türkiye’nin uluslararası siyasi sistem içindeki konumlanışı, altına imza at- tığı antlaşmalar, bağlı olduğu siyasi, ekonomik ve askeri örgütlenmeler ve ekonomideki bağımlılığı ve özellikle kriz döneminde karşı karşıya kaldığı büyük borç yükü sebebiyle TC’nin manevra alanı oldukça dardır. Sayfa 8 İ zmir, Karşıyaka Belediyesi tarafından işten atılan KENT A.Ş. işçilerinin İzmir-Ankara yürüyüşü 16 Ekim’de Ankara Abdi İpekçi Parkı’nda sona erdi. 31 gün süren yürüyüş sonunda işçileri, aralarında DDSB’nin de bulunduğu sendika ve demokra- tik kitle örgütleri karşıladı. Yapı- lan eylemlerde KENT A.Ş. işçileri esmerleşmiş tenleri, uza- mış sakalları ve siyah önlükle- riyle kararlılık ve öfkeleriyle dikkat çektiler. Sayfa 2 Açılım şart! AKP şahsında egemen, sömürücü sınıflar Cumhuriyetin, kurulu- şundan bu yana korku ağları ile ördüğü hemen her konuda açılım tar- tışmaları yürütürken gerçekliğini de her adımda ve her vesileyle yeniden deşifre ediyor. Devletin egemen sınıfların çıkarları dışında emekçilerden yana hiçbir adım atmayacağı ve karakterinde hiçbir değişikliğin olmaya- cağı Kürt ulusal sorununun çözümüne yönelik geliştirildiği söyle- nen ancak gelinen aşamada tasfiyeden başka bir anlam içermediği iyice anlaşılan açılım tartışmaları vesilesi ile bir kez daha ortaya çıktı. Kürt ulusuna yönelik imha ve inkâr politikası, emekçilerin kaza- nılmış haklarına yönelik saldırılar, işçi sınıfının grev ve direnişlerine yönelik tahammülsüzler açılım naraları eşliğinde sürüyor. Evet açı- lım şart. Ancak bir avuç asalağın, sömürücü zorbanın değil; Emek- çilerin açımı! Yaz aylarından bu yana tartışmaya açılan “açılım” süreci, yeni aşa- malar kat etmekte ya da kamuoyuna bu şekilde yansıtılmaya çalışıl- makta. Öcalan’ın çağrısı üzerine Kandil ve Maxmur Kamplarından toplam 34 PKK’li Türkiye’ye giriş yaptı. Başta DTP’li milletvekilleri ve belediye başkanları olmak üzere on binlerce kişi, gelenleri Habur Sınır Kapısı’nda karşıladı. “Barış Grubu”nun tamamının serbest bıra- kılması, grubu bekleyen kitledeki coşkuyu daha da artırdı. Serbest bırakılan PKK’liler DTP milletvekilleriyle birlikte halkı selamladı. Halkın gerillaya olan sevgisi, bağlılığı ve özlemi çırıl- çıplak yansıdı egemenlere ve dünyaya. Sayfa 6 İşçi-köylü İşçi-köylü Demokratik Halk İktidarı İçin Sayfa 2 K K E E N N T T l l e e r r i i A A Ş Ş a a A A Ş Ş a a g g e e l l d d i i l l e e r r

Upload: others

Post on 27-Jan-2021

6 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

  • * 30 Ekim-12 Kasım 2009 * Fiyatı: 1.50 TL * ISSN: 1307-878XSayı: 51

    Sınıfsal Yaklaşım Emekçinin Gündemi Pusula Evrensel Bakış

    Sayfa 3 Sayfa 4 Sayfa 11 Sayfa 13

    Trajik entegrasyonİşçi sınıfının örgütlenmesindesendikaların rolü -2-

    Devrimci çalışmalardagüven istenilmez,yaratılır...

    Tüm dünya vatanımızdır:Mülteciler

    İşçi-köylü’den

    Kitle çalışması gerçeklere

    dayanan militan mücadeleyle

    başarılır

    � PŞTA’dan mektup kampanyası

    � Onlar olmazsauçaklar inemez!

    � Hükümeti kesinlikle yeneceğiz!

    Kürt halkı gerillayı özlemle kucakladı!

    C M Y K

    Gerçek açılımı emekçileryapacak!

    Dış politika “açılımlarında” yeni bir şey var mı?

    Tutsaklarla mektuplaşma kampan-

    yası yapan Partizan Şehit ve Tutsak

    Aileleri, “İstiyoruz ki tecrit hücrele-

    rine kalemimizdeki prangaları kırarak,

    devrimci tutsakların hücrelere sığdı-

    rılmayacak yaşamlarına konuk olalım.

    Hücre duvarlarında böylelikle bir

    tuğla da biz sökelim!” diyerek herkese

    çağrıda bulunuyor. � Sayfa 7

    Bir gün yolunuz Sabiha GökçenHavalimanı’ndan geçerse, size bildiriuzatan eller göreceksiniz. Çekinme-yin, alın! Onlar İSG’den sendikalı ol-dukları için atıldılar. Direniştekiişçilerin sesini daha yakından duymakiçin onlara bir röportaj gerçekleştirdik.

    � Sayfa 5

    Ganapathy yoldaş, devletin başla-dığı büyük çapta askeri hazırlığa karşıtüm güçleriyle direneceklerini ve hal-kın davasına geniş kitleleri daha mili-tan mücadeleler için seferber ederekcevap vereceklerini söyledi.

    � Sayfa 12

    TC’nin son dönemde dış politikada attığı adım-lar gündemde ön sıralarda yerini almakta. AKP’ninhükümete geldiği günden bu yana dış politikasınıarka plandan yönettiği söylenen Ahmet Davutoğ-lu’nun bakanlığa getirilmesiyle birlikte özellikleOrtadoğu’ya yönelik daha net adımların atılacağızaten açıkça ifade ediliyordu. Daha önceki DışişleriBakanı Babacan’ın etkisiz kaldığı, beklenen verimigösteremediği ve deneyimsizliği eleştirilmekte, Da-vutoğlu’nun ise yeni yaklaşımlara sahip olduğuiddia edilmekteydi.

    Dolayısıyla son dönemde ardı ardına dış politi-kada yapılan “açılımlar” Türkiye’nin bölgedeki yenimisyonu ve iddialarını da tartışmaya açmıştır. Er-menistan açılımı ve Azerbaycan’ın gösterdiği tepki,Irak’la ortak bakanlar toplantısı ve bir günde imza-lanan 40’ı aşkın antlaşma, Suriye ile sınırların açıl-ması ve vize uygulamasının kaldırılması, bunun yanısıra İsrail’le askeri tatbikat ve TRT’deki “Ayrılık”dizisi üzerinden daha da bozulan ilişkiler ve Oba-ma’nın Ekim ayının sonunda Erdoğan’la görüşmekiçin verdiği randevu dış politikada bir değişimin olup

    olmadığının sorgulanmasına sebep olmuştur.Öncelikle genel bir doğru olarak vurgulamamız

    gereken konu, yarı-sömürge yapıdaki ülkemizdeemperyalizmden bağımsız bir dış politika izleme-nin mümkün olmadığıdır. Türkiye’nin uluslararasısiyasi sistem içindeki konumlanışı, altına imza at-tığı antlaşmalar, bağlı olduğu siyasi, ekonomik veaskeri örgütlenmeler ve ekonomideki bağımlılığı veözellikle kriz döneminde karşı karşıya kaldığıbüyük borç yükü sebebiyle TC’nin manevra alanıoldukça dardır. � Sayfa 8

    İzmir, Karşıyaka Belediyesitarafından işten atılan KENTA.Ş. işçilerinin İzmir-Ankara

    yürüyüşü 16 Ekim’de Ankara

    Abdi İpekçi Parkı’nda sona erdi.

    31 gün süren yürüyüş sonunda

    işçileri, aralarında DDSB’nin de

    bulunduğu sendika ve demokra-

    tik kitle örgütleri karşıladı. Yapı-

    lan eylemlerde KENT A.Ş.

    işçileri esmerleşmiş tenleri, uza-

    mış sakalları ve siyah önlükle-

    riyle kararlılık ve öfkeleriyle

    dikkat çektiler. � Sayfa 2

    Açılım şart!AKP şahsında egemen, sömürücü sınıflar Cumhuriyetin, kurulu-

    şundan bu yana korku ağları ile ördüğü hemen her konuda açılım tar-

    tışmaları yürütürken gerçekliğini de her adımda ve her vesileyle

    yeniden deşifre ediyor.

    Devletin egemen sınıfların çıkarları dışında emekçilerden yana

    hiçbir adım atmayacağı ve karakterinde hiçbir değişikliğin olmaya-

    cağı Kürt ulusal sorununun çözümüne yönelik geliştirildiği söyle-

    nen ancak gelinen aşamada tasfiyeden başka bir anlam içermediği

    iyice anlaşılan açılım tartışmaları vesilesi ile bir kez daha ortaya çıktı.

    Kürt ulusuna yönelik imha ve inkâr politikası, emekçilerin kaza-

    nılmış haklarına yönelik saldırılar, işçi sınıfının grev ve direnişlerine

    yönelik tahammülsüzler açılım naraları eşliğinde sürüyor. Evet açı-

    lım şart. Ancak bir avuç asalağın, sömürücü zorbanın değil; Emek-

    çilerin açımı!

    Yaz aylarından bu yana tartışmaya açılan “açılım” süreci, yeni aşa-

    malar kat etmekte ya da kamuoyuna bu şekilde yansıtılmaya çalışıl-

    makta. Öcalan’ın çağrısı üzerine Kandil ve Maxmur Kamplarından

    toplam 34 PKK’li Türkiye’ye giriş yaptı. Başta DTP’li milletvekilleri

    ve belediye başkanları olmak üzere on binlerce kişi, gelenleri Habur

    Sınır Kapısı’nda karşıladı. “Barış Grubu”nun tamamının serbest bıra-

    kılması, grubu bekleyen kitledeki coşkuyu daha da artırdı.

    Serbest bırakılan PKK’liler DTP milletvekilleriyle birlikte halkı

    selamladı. Halkın gerillaya olan sevgisi, bağlılığı ve özlemi çırıl-

    çıplak yansıdı egemenlere ve dünyaya. � Sayfa 6

    İşçi-köylüİşçi-köylüDemokratik Halk İktidarı İçin

    � Sayfa 2

    KKEENNTT ’’ lleerr ii

    AAŞŞ’’aa

    AAŞŞ’’aa

    ggeellddii lleerr

  • ‹zmir, Karfl›yaka Belediyesi taraf›ndan ifl-ten at›lan Kent A.fi. iflçilerinin ‹zmir-Ankara yürüyüflü 16 Ekim’de Anka-ra Abdi ‹pekçi Park›’nda sona erdi.Parkta çad›r kuran iflçiler, talepleri ka-bul edilene kadar burada eylemlerinisürdüreceklerini bildirdiler.

    ‹zmir’den bafllayan ve 650 kilometrelikyolda 31 gün süren yürüyüflün ard›n-dan 16 Ekim’de Ankara’ya ulaflan iflçi-leri burada çeflitli sendikalara üye iflçi-ler, ö¤renciler ve kitle örgütleri karfl›-lad›. Cuma günü Eskiflehir yolu üze-rinde karfl›lanan iflçiler, Çal›flma veSosyal Güvenlik Bakanl›¤›’na kadar yü-rüdüler. Ertesi gün Tren Gar›’ndatoplanan Kent A.fi. iflçileri, buradaAnkaral› iflçi ve emekçilerle birleflerekAbdi ‹pekçi Park›’na geldiler. Saat11.00’de toplanmaya bafllayan kitle,sloganlar ve marfllarla yürüyüflün bafl-layaca¤› saati bekledi. D‹SK Genel-‹flimzal› “‹flten ç›kar›lan Kent A.fi.‹flçileri ‹zmir-Ankara yürüyüflü”pankart› arkas›nda toplanan Kent A.fi.iflçileri, esmerleflmifl tenleri, uzam›flsakallar›, siyah önlükleri, kararl›l›k veöfkeleriyle dikkat çektiler.

    ‹flçilere destek veren Devrimci De-mokratik Sendikal Birlik (DDSB)üyesi iflçiler de eylem alan›ndaki yerle-rini ald›lar. “Kent A.fi. iflçileri yaln›zde¤ildir, zafer direnen emekçininolacak” yaz›l› pankart tafl›yan DDSB’liemekçiler alanda bildiri da¤›tt›lar.“Kent A.fi. iflçisi, direniflin sesi”,“Direne direne kazanaca¤›z” slo-ganlar›n›n yank›land›¤› Ankara caddele-rinde toplanan halk, iflçileri alk›fllar ve›sl›klarla karfl›lad›.

    ““YYüürrüüyyüüflfl bbiittttii,, mmüüccaaddeelleeyyeeddeevvaamm……””Abdi ‹pekçi Park›’nda bas›n aç›klamas›n›

    D‹SK Genel-‹fl Sendikas› Genel Baflka-n› Erol Ekici okudu. ‹flçileri iflten atanbelediye yönetiminin ayn› gün tafleronflirketlerle sözleflme imzalad›¤›n› vur-gulayan Ekici, “iflçiler tafleronlaflt›r-ma politikas›na kurban edilmifl-tir” dedi. ‹flten atmalar›n Karfl›yakaBelediyesi’nin iddia etti¤i gibi belediye-nin bölünmesi ya da küçülmesiyle ilgisiolmad›¤›n› söyleyen Ekici, temel nede-nin Karfl›yaka Belediyesi’nin tafleron-laflt›rmac› belediyecilik anlay›fl› oldu¤u-nu savundu.

    Ekici, yürüyüfl boyunca kendilerindendesteklerini eksik etmeyen, yanlar›ndaolan tüm iflçilere, emek örgütlerine vesiyasi partilere teflekkür ederek aç›kla-mas›n› bitirdi.

    Daha sonra söz alan D‹SK Genel Sekre-teri Tayfun Görgün, Kent A.fi. iflçile-rinin sadece ifllerine geri dönmek içinyürümediklerine dikkat çekerek, KentA.fi iflçisinin, iflçilerin yaflam ve çal›flmakoflullar›n› olumsuz etkileyen tüm ya-sal düzenleme ve uygulamalara karfl›da yürüyerek Türkiye iflçi s›n›f›n›n sesi

    oldu¤unu ifade etti. ‹flçi s›n›f›n›n sendi-kas›zlaflt›rmaya ve tafleronlaflt›rmayakarfl› çaresiz olmad›¤›n› belirten Gör-gün, “D‹SK bu konuda kararl›d›r.Kriz ve sendikalaflma bahane edi-lerek yap›lan iflçi ç›karmalara di-reniflle karfl›l›k verecektir” dedi.

    ‹‹flflççiilleerr,, AAbbddii ‹‹ppeekkççii PPaarrkk››’’nnddaaoottuurrmmaa eeyylleemmiinnee bbaaflflllaadd››llaarr‹flten at›lan 276 iflçiyi temsilen Karfl›yaka

    Belediyesi önünde toplanan 60 iflçi, 16Eylül tarihinde Ankara yürüyüflünü

    bafllatt›. Yaz›n s›ca¤›na, rampalara veengellemelere ra¤men yürüyüfllerinisürdüren Kent A.fi. iflçileri bayram›nilk günü (20 Eylül Pazar) Manisa’yaulaflt›lar. Uflak köylülerinin alk›fll›, ›sl›k-l› destek ve ilgileri iflçilere moral oldu.Çeflitli kaza ve rahats›zl›klar da atlata-rak yürüyüflün 31. gününde (16 Ekim)Ankara’ya ulaflt›lar.

    Abdi ‹pekçi Park›’nda oturma eyleminebafllayan iflçiler, ifllerine geri al›n›ncayakadar buradaki eylemlerini sürdüre-ceklerini duyurdular. Parkta kurdukla-r› çad›rlarda, yere serdikleri battaniye-lerin üzerinde yatarak gece gündüzbekleyen iflçiler, CHP’nin randevu ta-leplerini yan›tlamas›n› bekliyor. Çeflitliemek ve kitle örgütlerinin, siyasi parti-lerin ve ö¤rencilerin ziyaret etti¤i dire-nifl çad›r› gün boyu canl›l›¤›n› koruyor.Bu durumun kendileri için önemli birmoral kayna¤› oldu¤unu dile getiren ifl-çiler ziyaretlerin devam etmesi temen-nisinde bulundular. Ayr›ca önümüzde-ki günlerde Abdi ‹pekçi Park›’na dahabüyük coflku ve canl›l›k katmay› düflü-nen iflçiler çeflitli etkinlikler düzenlemetasar›lar›n› anlatt›lar.

    ““GGeeççttii¤¤iimmiizz hheerr yyeerrddeehhaakkll››ll››¤¤››mm››zz›› aannllaatttt››kk””Kendileriyle yapt›¤›m›z k›sa bir görüfl-

    mede iflçiler, ‹zmir- Ankara yürüyü-flünü anlatt›lar.

    - Tafleronlaflt›rma politikalar› sonu-cunda Karfl›yaka Belediyesi’nden ifl-ten at›ld›n›z. Bu sürecin nas›l gelifl-ti¤ini k›saca anlat›r m›s›n›z?

    ‹dris Aç›kgöz: 29 Nisan günü iflten at›ld›-¤›m›z› ö¤rendik. 1 May›s’› iflçi bayram›olarak kutlamam›z gerekirken, direniflhalinde kutlad›k. Tabi bu arada da ay›ndördünde Altafl firmas›yla imzalananbir ihale var. Bu ihale do¤rultusundaAltafl’a teslim edilen bir irade var. So-nuç itibariyle bu ihaleyle birlikte ifltenat›lan arkadafllar›m›z›n say›s› 276, ihalesonucu ifle al›nan iflçi say›s› da yaklafl›k450 civar›nda. Bulundu¤umuz flantiyeyiterk etmeyerek ilk eylemimizi oradabafllatt›k, 2 ay orada kald›k. ‹ki ay son-ra Cevat Durak, bize sald›rarak oradanatmaya çal›flt›. Buna ra¤men y›lmad›k,çad›r kurarak direnifle devam ettik.146 gün direnifl çad›rlar›nda bekledik,ifl makinelerini vermeyi reddetti¤imiziçin polis, valilikten yaz›l› aç›klama geti-rerek ifl aletlerini vermemizi istedi. Bizreddedince üç defa polis sald›r›na u¤-rad›k, üç defa polisle çarp›flt›k. Sonuç-ta ifl makinelerini alarak bizi de oradanç›kard›lar. Bu süreç sonunda Ankarayürüyüflüne karar verdik.

    - Ankara-‹zmir yürüyüflü boyuncaneler yaflad›n›z, gitti¤iniz, geçti¤i-niz yerlerde insanlar sizi nas›l kar-fl›lad›lar?

    - Karfl›yaka Belediyesi önünde bafllatt›-¤›m›z yürüyüflümüzü Ankara’da son-land›rd›k. Tabi bu s›rada bir tak›m en-gellemelerle karfl›laflt›k. Asker yolu-muzu kesti, yürüyüflümüzü engelle-mek istediler. Yaklafl›k 20 km. da¤lar-dan yürümek zorunda kald›k. Af-yon’a geldi¤imizde burada bir bas›naç›klamas› yapt›k. Bayram günüydü.Orada büyüklerin ellerini öptük, ço-cuklar› öptük, kucaklaflt›k. Bayramsevincimizi de yollarda bu flekilde gi-derdik. U¤rad›¤›m›z köy ve kasabalar-da insanlar bizi hoflgörüyle karfl›lad›-lar. Herkes ma¤dur oldu¤umuzu ö¤-renince ba¤r›na bast›. Polatl›’ya geldi-¤imizde bir bas›n aç›klamas› da oradayapt›k. Yol boyunca oldu¤u gibi oradada halk›n coflkusuyla karfl›laflt›k. Ora-dan ç›kt›¤›m›zda yan›m›zdan gelip ge-çenler korna çalarak, el sallayarak,selam verip desteklerini ifade ettiler.Yolda karfl›laflt›¤›m›z halktan insanlar,

    u¤rad›¤›m›z köylerdeki köylüler biziselamlad›, destekledi. Dinlenme te-sislerinden, köylere kadar gitti¤imizher yerde hakl› oldu¤umuzu anlatt›k.Kald›¤›m›z her yerde çad›r kurduk.Ertesi gün yine yolumuza devam et-tik.

    ““SSoonnuuçç aall››nnccaayyaa kkaaddaarrbbuurraaddaayy››zz””Uflak köylülerinin ilgisinden oldukça

    memnun kald›klar›n› dile getiren ‹s-mail Kaya isimli bir iflçi; “Uflak’tanakl›m›zda kalan çok güzel an›larvar. Yol kenarlar›nda yafll› insan-lar bize elma ikram ettiler, alk›fl-la karfl›laflt›¤›m›z, çok duygulan-d›¤›m›z an›lar›m›z oldu. Bizimiçin güzel bir yürüyüfl oldu” flek-linde konufltu.

    Ankara’ya dair henüz bir programlar›-n›n olmad›¤›n› belirten Kaya “CHP’yegörüflme talebimizi bildirdik ancak 7gündür randevu alamad›k. Bekliyoruzsonuç alana kadar da bekleyece¤iz”dedi. Oturma eylemine bafllad›klar›günden beri Ankaral› dostlar›n›nkendilerini yaln›z b›rakmad›¤›na dade¤inen Kaya, “Burada, sa¤ olsunlarbizi yaln›z b›rakmad›lar. Kitle örgüt-lerinden, sendikalardan insanlar, dev-rimciler, buradan gelip geçenler biziziyaret ettiler. Özellikle ö¤renciler,gençlik en çok yan›m›zda olan, bizi ençok benimseyen kesim oldu” fleklin-de konufltu.

    Baflka bir iflçi “burada çok fazla bekleye-cek sabr›m›z yok. Günler uzad›kçamaddi ve manevi olanaklar›m›z azal›-yor, iflimize, evimize ailemize dönmekistiyoruz. Bunun için çok bekleme-yece¤iz; en k›sa zamanda hakk›m›zolan› al›p dönece¤iz. Böyle olmas›n›umut ediyoruz” diye konufltu.

    Bu arada KESK Genel Sekreteri Emi-rali fiimflek, beraberinde KESK yö-neticileriyle birlikte, direnifl çad›r›n›ziyaret etti. KESK’liler “Yaflas›n s›-n›f dayan›flmas›”, “‹flçi, memur elele genel greve” sloganlar›yla karfl›-land›. fiimflek, burada yapt›¤› bir aç›k-lamada CHP yönetimine seslenerekKarfl›yaka Belediyesi’nden at›lan KentA.fi. iflçilerinin görüflme talebinin ka-bul edilmesi gerekti¤ini söyledi. fiim-flek, kamu emekçilerinin 25 Kas›m’dauyar› grevine gideceklerini hat›rlata-rak, tüm iflsiz, iflçi ve emekçileri 25Kas›m’da yap›lacak mitinge ça¤›rarakaç›klamas›n› bitirdi.

    Kenk Afi iflçilerinin Abdei ‹pekçiPark›’nda yapt›klar› oturma eylemi,Alperen Ocaklar›’n›n faflistlerininsald›r›s›na maruz kald›. 24 Ekim günü,PKK’li “Bar›fl Grubunun” s›n›rdangeçmesini protaesto eden faflistler,yürüyüfl sonunda geldikleri parktakiiflçilere “PKK’l›lar” diyerek sald›rd›.

    (Ankara)

    Genel ve güncel politikalar›n belirlenmesinde, taktik hamle-lerin yap›lmas›nda somut durumun kavranmas› bir zorunluluk-tur. Somut durum; dünyada, bölgede, egemen s›n›flar ve ezilen-ler cephesindeki geliflmeleri içerir. Dünyadaki devrimci dalgan›ndüzeyini ve bunun ülkemizdeki iflçi ve emekçiler üzerindeki et-kisini, iflçilerin, köylülerin, gençli¤in ve di¤er emekçi kesimlerinsisteme karfl› olan çeliflkilerini ve mevcut taleplerini hangi yön-temlerle dile getirdikleri gerçe¤ini içerir. Bu ana noktalar soru-nun esas yan›n› oluflturuyor. Mümkün olan di¤er bir fleyise; bu ana noktalar üzerinde yo¤unlafl›ld›¤› takdirdesomut durumu kavramada önemli derecede yol al›na-ca¤› gerçe¤idir.

    Bu konuda ileriye do¤ru at›lacak her ad›m, emekçi kitlelereulaflmada çok yönlü, zengin mücadele ve propaganda araçlar›n›nyarat›lmas› anlam›na gelir. Çünkü demokratik halk devrimindenmenfaati olan tüm güçlerin taleplerini, hoflnutsuzluklar›n› asgaridüzeyde bilmek; bu taleplerin ve hoflnutsuzluklar›n hangi müca-dele araçlar›yla dile getirilece¤i gerçe¤ini de kavramak anlam›nagelir. ‹flte her f›rsatta alt› çizilen inceleme ve araflt›rma, soka¤adönük hayk›r›fllara ortak veya ön ayak olmak gibi söylemlerin al-t›nda yatan gerçek bu somut durumu anlama, kavrama kayg›s›-d›r. Bu konuda yol al›nmad›¤› müddetçe izlenen prati¤e, gerçe¤iolgulardan arayan somut bilimsel bir bak›fl aç›s› de¤il, subjektif veezberci bir tarza yön verir. Durum böyle olunca, tafl›yaca¤›m›zpankartlar›n, ataca¤›m›z sloganlar›n, yürütülen propagandalar›n osomut durumdaki eyleme, faaliyete denk düflüp düflmedi¤i yete-ri kadar önemsenmez; olmas› gereken de¤il, istenilen yap›l›r.

    Ezberci yaklafl›m, ezberci tarz, sorgulama, üretimfaaliyetini öldürür. Üretim ve sorgulama faaliyetinden yoksunolanlar›n kendine has düflünceleri olmaz. Yarat›c›l›klar› zay›f olur;tüm enerjilerini çabalar›n› bilinen fleyleri tekrar etmekle harcar-lar. Bu durumun de¤ifltirilmesi, somut durumu kavramaktan,devrim yürüyüflündeki samimiyetten, ideolojik durufltan ba¤›m-s›z de¤ildir. Bu konuda net olan her anlay›fl sahibi ifle sürecin ger-çekli¤ine yan›t olmayan, de¤iflimi-yarat›c›l›¤› içermeyen ezberci-mekanik düflünüfl tarz›na ve prati¤ine itiraz etmekle bafllar. Ye-niyi, eski yanl›fl anlay›fllarla hesaplaflarak infla etmek endo¤ru devrimci yöntemdir.

    Devrimci hareketin bu düflünsel zaaflar›, içinden geçilen sü-recin somut durumundan ba¤›ms›z olarak ele al›nd›¤› takdirde,sürecin gerçekli¤ini kavramada ciddi zorluklarla karfl› karfl›ya ka-l›nmas› da kaç›n›lmaz hale gelir. E¤er bugün iflçi s›n›f›n›n, köylülü-¤ün, gençli¤in gerçek durumunu anlayarak görevlerimizi, hedef-lerimizi belirlemezsek, baflar›s›zl›¤a davetiye ç›karm›fl oluruz. Ki-mi baflar›s›zl›klar›n, eksik ve zaaflar›n devrimci kadro ve militan-lar üzerinde yaratt›¤› olumsuzluklar›, tahribatlar› görmezden ge-lerek plan ve projeler oluflturmaya kalkarsak, ayn› olumsuz ak›-bete u¤ramaktan kurtulamay›z. ‹flte somut durumu kavra-mak, tüm bunlar› bir bütünsellik içinde ele almakt›r; çö-zümleme, inceleme ve araflt›rma neticesinde ortaya ç›-kan sonuçlara uygun olarak bir plan dâhilinde hareketegeçmektir. Gerçekler üzerinde hareket etmek, gerçeklere da-yanarak de¤ifltirmede istekli ve kararl› olmak, zorlu süreçleri afl-man›n en büyük teminat›d›r.

    Emekçiler, ezilenler içinde bulunduklar› ekonomik, siyasal vesosyal koflullardan dolay› kendili¤inden de olsa egemen sömürü-cü s›n›flara karfl› içten içe bir tepki duyarlar. Elbette ki kimi dö-nem duyulan öfkeye ra¤men bask›lar neticesinde y›¤›nlar derinbir sessizli¤e gömülür. Ama dinmeyen bask›lar, iflsizlik, yoksul-luk, bar›nma hakk›ndan yoksunluk onlar›n öfkelerini soka¤a tafl›r.Ve kendili¤inden hareketler de böyle bafllar. Hiç kimsenin, y›¤›n-lar›n kendi pratik tecrübeleriyle ulaflt›klar› bu sonuçlar› hafife al-ma-küçümseme hakk› yoktur. Bu sonuçlar› hafife almak, bu pra-tiklerin kitlelerde ortaya ç›kard›¤› bilinci görmezden gelmek an-lam›na gelir.

    Emekçilerin kendili¤inden ortaya ç›kan parçal› öfkelerini veyang›n› büyük bir kuvvete dönüfltürmenin yolu, do¤ru hedeflereyöneltilmifl bir örgütlülükten geçer. Bunun için de, bizlerin süre-ci izleyen de¤il, her aflamada müdahale eden, örgütleyen olmas›gerekir. Kitlelerde kendili¤inden de olsa oluflan bu öfkeyi a盤aç›karmak, siyasal iktidar mücadelesinin bir parças› haline getir-mek bizlerin iflidir. Devrimin militanlar›, oluflan bu nesnel du-rumdan yararlanam›yorlarsa, orada kitleyle iliflki kurmak imkan-s›z hale gelir. Dolay›s›yla sorun yaln›z kendili¤inden geliflen birharekete müdahale etmekle de bitmiyor. Daha da önemlisi kit-lelerdeki bu öfkeyi -sisteme veya çeflitli kurumlar›na karfl› duyu-lan bu tepkiyi önceden keflfetmek ve yang›na dönüfltürme süre-cine ön ayak olmakt›r.

    Bunu baflarmak için de, devrimci çal›flman›n yürütüldü¤ü heralanda kitlelerin somut taleplerini do¤ru bir tarzda tespit etmekgerekir. Bu da sürekli bir kitle çal›flmas›n› gerektirir. Kitlenin ruhhalini, öncelikli istemlerinin tespiti için iradi bir müdahalenin zo-runlulu¤u olmazsa olmazd›r. Sözgelimi, bir semtte bar›nma soru-nu öncelikli bir mesele haline gelmiflse, buradaki çal›flmalar›m›z›nmerkezine bu sorunu oturtmal›y›z. Bu, kitle kuyrukçulu¤u de¤il-dir; bilakis kitlelerle somut sorunlar üzerinden ba¤ kurup gelifltir-me politikas›n›n prati¤e dönüfltürülmesidir. Her alanda önceliklisomut hedefler üzerinden ajitasyon/propaganda faaliyetlerine mi-litanca yo¤unlafl›lmad›¤› müddetçe, kitlelerle güçlü ba¤lar kurmakimkâns›zd›r. Tüm enerjimizi, gücümüzü ön görülen bu anlay›fldo¤rultusunda kitle çal›flmas›nda seferber etmeliyiz.

    ‹‹flflççii--kkööyyllüü’’ddeenn‹‹flflççii--kkööyyllüü’’ddeenn

    Direniflin içinden‹flçi-köylü 2

    Kitle çal›flmas› gerçeklere dayanan

    militan mücadeleyle baflar›l›r

    30 Ekim-12 Kas›m 2009

    ‹‹zzmmiirr’’ddeenn AAnnkkaarraa’’yyaa‹‹zzmmiirr’’ddeenn AAnnkkaarraa’’yyaa

    KKKKEEEENNNNTTTT’’lleerrii’’lleerrii AAAAfifififi’’aa’’aa AAAAfifififi’’aa ggeellddiilleerr’’aa ggeellddiilleerr

    CHP’ye

    görüflme

    taleplerini

    bildiren,

    Kent Afi

    iflçilerinin

    Ankara’daki

    bekleyifli

    sürüyor!

    ‹‹zzmmiirr KKeenntt AAfifi iiflflççiilleerrii

    ,, iiflflllee--

    rriinnee ggeerrii ddöönnmmeekk iiççiinn kk

    eenntt--

    lleerrii aaflflaa aaflflaa 1166 EEkkiimm’’dd

    ee AAnn--

    kkaarraa’’yyaa uullaaflfltt››llaarr......

  • Uzunca bir süredir devam eden “Kürt Aç›l›-m›” tart›flmas›n›n arkas›nda yatan gerçekleri da-ha do¤ru alg›lamak için, dünden bugüne kadarTürk egemen s›n›flar›n›n iç ve d›fl politikada izle-dikleri prati¤i do¤ru bir tarzda irdelemek gere-kir. Bunu yaparken de benzeri süreçlerden, ya-flanm›fl tarihi tecrübelerden ö¤renmeyi bilmelive devletin yap›s›n› ve niteli¤ini gözden kaç›rma-mal›y›z.

    “Kürt Aç›l›m›” eksenli bafllat›lan tart›flmalar-da benzeri de¤erlendirme ve tutumlarla karfl›karfl›yay›z. Türk egemen s›n›flar› konuyla ilgili“terörü bitirmek için önemli bir f›rsat”yönlü aç›klamalar yaparken, sorunun muhatab›olan Kürt Ulusal Hareketi’nin farkl› platformlar-daki sözcüleri de “çözüm için koflullar›n uy-gun oldu¤u” içerikli mesajlar vermektedir.Egemen s›n›flar tasfiye planlar›ndan söz edilirkenUlusal Hareket taraf›ndan “Bar›fl Gruplar›” gön-derilmektedir. Bir taraf “tasfiye”den söz ediyor,di¤eri “çözüm”den, ama ikisi de süreçten umut-lu! En az›ndan kamuoyuna yans›yan tablo bu.

    Birincisi; yukar›da bahsini etti¤imiz tarihitecrübelere bakt›¤›m›zda, böylesi süreçlerin ön-ce perde arkas›nda yaflanan baz› diyaloglarlabafllad›¤›n› görürüz. Nitekim bugün de, daha ön-ceki süreçlerde taraflar aras›nda yaflanan baz› di-yaloglar belli yönleriyle kamuoyuna yans›d›; ben-zer fleylerin bu süreçte de olmas› büyük bir ih-timaldir. ‹kincisi; “Aç›l›m” projesi ve sonras›n-daki geliflmeler nihayetinde bir devlet projesidir.Bu projede ABD’nin ve bölgedeki gerici ve faflistdevletlerin önemli katk›lar› vard›r. Yine, sahipoldu¤u etki gücü oran›nda Irak Kürdistan› Böl-gesel Kürt Yönetimi’nin de katk›s› vard›r.

    R. T. Erdo¤an, “Bar›fl Grubunun” geliflinedair flunlar› söyledi; “S›n›r kap›s›nda iyi, güzel,umutlu fleyler oldu. Tabii ki buna nereden bak›ld›¤›-na ba¤l›d›r. Hiç kimse ‘Milli Mutabakat’, ‘kardefllik’,‘bar›fl sürecine’ gölge düflürmemelidir. Bu coflkuyu,bu umudu milletçe paylaflal›m.” Bunun yan› s›rakitlesel karfl›lamalara tepki gösterdi ve halk›n se-vinç gösterisini bir flov olarak de¤erlendirdi. An-lafl›lan Erdo¤an, projenin sessiz ve derindenyürütülmesinden yana…

    Yaflananlar apaç›k devlet politikas›d›r!

    Peki devletin Kürt Ulusal Sorunu’na bak›fl› ne-dir? Diyorlar ki, “evet, böyle bir sorun vard›r”;ama sorunun çözümü için resmi olarak muhatap-larla görüflme reddediliyor. Her f›rsatta “terörsorunu baflka, Kürt sorunu baflka” tekerle-mesi dile getiriliyor. Nitekim A. Öcalan, “bar›flgruplar› gelmelidir” aç›klamas›n› yapt›¤› dö-nemde, Erdo¤an da flu aç›klamalar› yap›yordu; “Te-rör bitmeden bölge kalk›nmaz. Hedefimiz da¤a ç›k›fl›engellemek, inifli h›zland›rmakt›r. Terör örgütünün ta-fleronlar› Kürt vatandafllar›m›z› temsil edemez.” Bura-da “tafleron” olarak gösterilen adres, parlamento-da grubu bulunan, milyonlar›n deste¤ini alanDTP’dir.

    Tüm bu söylemlerin ve aç›klamalar›n “aç›l›m”ekseninde at›lacak ad›mlara karfl› oluflan ›rkç›-flo-ven tepkileri törpülemek için yap›ld›¤›n› söylemekbüyük bir yan›lg›d›r. Çünkü yap›lmak istenen, em-peryalistlerin bölgesel ç›karlar›na uygun olarak ki-mi k›r›nt›larla, yüksek perdede demokrasi söylem-leriyle iktidarlar›n› güvence alt›na almakt›r. Ezilen-lerin, emekçilerin demokrasi ve özgürlük 盤l›kla-r›n› bo¤makt›r. Bunun için emperyalist efendileri-nin de müdahalesiyle kimi s›n›rdafl ülkelerle varolan sorunlar› asgari düzeye indirmeye, engel ola-rak görülen güçleri de yok etmeye, etkisizlefltir-meye çal›flmaktad›rlar. Bu politikan›n merkezindede bugün PKK vard›r. Dolay›s›yla PKK ile soru-nu olan herkes TC’nin dostudur, daha do¤-ru bir ifade ile suç orta¤›d›r. Irak, Suriye, ‹ranile son dönemde sürdürülen iflbirli¤inin temelindede, “ortak düflman” ve bu suç ortakl›¤› vard›r.

    Son süreçte Irak, Suriye baflbakanlar›, bakanla-r› ve ifladamlar›n›n kat›l›mlar›yla yap›lan toplant›larneticesinde imzalanan kapsaml› anlaflmalar da,bundan sonra daha da artacak olan ortakl›¤›n so-mut göstergeleri niteli¤indedir. Ekonomik ve tica-ri olarak artan ortakl›klar, karfl›l›kl› ba¤›ml›l›klar›getirecektir. Ve karfl›l›kl› ba¤›ml›l›k ise, ç›kar ortak-l›¤›n› daha da art›racakt›r. TC sözcülerinin, “PKKbu bölgelerde art›k eskisi gibi rahat edeme-yecektir” yönlü aç›klamalar›, derinleflen bu iliflki-ler sonucudur.

    Tabii bu söylemlerin pratikte ne düzeyde ha-

    yat bulaca¤›n› zamanla görece¤iz. Bilindi¤i gibi, geç-miflte de yap›lan birçok anlaflma vard›. Ancak tümbu iliflkiler TC’nin istedi¤i sonuçlar› almas›n› sa¤la-mad›. Tabi ki bu, TC’nin bu projeden vazgeçti¤ianlam›na da gelmiyor; tam aksine Kürt bölgeselyönetimi de bu sürece dâhil edilecek tarzda iliflki-ler sürmektedir. Irak Kürdistan› Bölgesel Yöneti-mi ile sürdürülen iliflki de “aç›l›m” projesini belliyönleriyle içeriyor.

    Tasfiye sadece silahlar›nb›rak›lmas› de¤ildir!

    Tüm bu geliflmeler ›fl›¤›nda PKK’nin gönder-mifl oldu¤u “Bar›fl grubu-gruplar›” ve bunun muh-temel sonuçlar› üzerinde de durmak gerekmekte-dir. “Bar›fl gruplar›n›n” geliflini on binlerce insan›nkarfl›lamas› ve hiçbir tutuklaman›n olmamas›, ege-men s›n›flar›n belli kesimlerinin parlamentodakisözcülerini ve temsil etti¤i kesimleri öfkelendirir-ken; yurtsever Kürt kamuoyunda büyük bir sevinçyaratt›. Bunu kitlesel anlamdaki sahiplenmede gör-mek mümkündür. Tabi ki, bu son yaflananlar Kürtco¤rafyas›nda yeni olabilir; ama gerillan›n kitleselanlamda sahiplenilmesi asl›nda yeni bir durum de-¤ildir. Bu noktada sadece sonuçlar üzerinden birde¤erlendirme yapmak do¤ru de¤ildir. Önemliolan bu sonuçlar› do¤uran sürecin üzerinde du-rup, tart›flmakt›r.

    Hat›rlanaca¤› gibi yak›n tarihte DTP’ye yönelikyo¤un tutuklamalar yafland›. Ve bugün de bir yan-dan gerillaya dönük operasyonlar sürerken, Erzin-can’da yurtsever gençler “örgüt üyeli¤inden” tu-tuklan›rken, tezkerenin süresi yeniden bir y›l uza-t›l›rken di¤er yandan “Bar›fl Grubu” ad›na gelenörgüt üyeleri TCK’n›n 221. maddesine dayan›larakserbest b›rak›l›yor. Üstelik gelen “Bar›fl Grubu”üyeleri “piflman de¤iliz, teslim olmak için de-¤il bar›fl için geldik” diye savunma yapmalar›nara¤men! Baflta Erdo¤an olmak üzere sistemin söz-cüleri, tüm kesimleri sorumlu davranmaya, sürecezarar vermemeye davet ediyor(!) ‹çiflleri Bakan›“Etkin Piflmanl›k Yasas›’ndan m› yararland›lar?” so-rusuna “biz yeni mevzuat ç›karmad›k. Türk Ceza Ka-nunu’nun 221. maddesini uygulad›k” diye yan›t veri-yor. Yani pratikte yasay› uyguluyorlar. Ama söy-lemde baflka fleyler telaffuz ediyorlar. Bu örnek

    dahi tek bafl›na egemen s›n›flar›n soruna yaklafl›m-daki ikiyüzlü-hain tutumlar›n› ortaya koymaya ye-tiyor. Piflman de¤iliz diyen gerillalar›, “Piflmanl›kYasas›”ndan yararland›rmalar›; teslim olmaya gel-medik diyen yurtseverleri, “teslim oldular” diyepropaganda malzemesi yapmalar› onlar›n gerçekniyetini ele veriyor.

    TC ‹çiflleri Bakan›’n›n flu aç›klamalar› süreçhakk›nda bize fikir vermektedir: “Dünkü ‘EveDönüfl’ bu çal›flman›n, plan›n bir parças›; yani birsafhan›n bafllang›c›; ilk grup oldu¤u için ilk uygula-mad›r.” Devamla; “100-150 kiflilik gruplar bekliyo-ruz.” Burada da anlafl›laca¤› gibi tüm bu projeanl›k bir geliflmenin de¤il, sürece yay›lm›fl birplan›n ürünüdür.

    Aç›kça görülece¤i gibi, PKK’nin tüm silahl› güç-lerinin tasfiyesinin plan› yap›lm›flt›r. Bunun için Su-riye, Irak ve Kürt bölgesel yönetimiyle görüflmelergerçeklefltirilmifltir. Ve elbette “Bar›fl Grubuna”yaklafl›mdan da anlafl›laca¤› gib PKK ile... YoksaÖcalan’›n ça¤r›s›ndan hemen 5 gün sonra grubuns›n›rda haz›r olmas›n› aç›klamak mümkün de¤ildir.bu noktada emperyalist destekli tasfiye projesininbir parças› da ulusal hareketin bir parças› halinegetirilmektedir.

    Tüm bu veriler bize, TC’nin amac›n›n KürtUlusal Sorunu’nu çözmek, bar›fl ortam›n› yarat-mak de¤il, tasfiye etmek oldu¤unu göstermekte-dir. Tasfiye sorununu da salt silahl› güçlere indir-gemek, meseleyi darlaflt›rmakt›r. Tasfiye; he-definden, amac›nda sapt›rmak; sistemeendekslemektir. K›r›nt›lar› sunulmas›n›, kabainkarc› yaklafl›mlar›n yumuflat›lmas›n› öngörülenplan›n uygulanmas›n› kolaylaflt›ran etkenler ola-rak görmek gerekir. Dolay›s›yla dünden farkl›her söylem veya s›n›rl› pratikler karfl›s›nda fazlaheyecanlan›lmamal›d›r. Tabii ki farkl›l›klar›, de¤i-flimleri görece¤iz; ama bu de¤iflimlere yol açan içve d›fl faktörleri de de¤erlendirmelerde hesabakatmak kofluluyla.

    Talepler “tek vatan, tek bayrak,tek bayrak” söylemine itiraz›içermiyor!

    “Bar›fl ve Demokratik Çözüm Grubu”nunkamuoyuna yans›yan 9 maddelik taleplerine ge-

    lince: Birinci talep A. Öcalan taraf›ndan haz›rla-nan “Yol Haritas›’n›n” verilmesini; ikinci talepise operasyonlar›n durdurulmas›n› içeriyor. Se-kizinci talep; Kürt co¤rafyas›n›n yerleflim alan-lar›nda sürmekte olan militarist bask›n›n sonbulmas›n›; dokuzuncu talep ise TC’nin demok-ratikleflmesi için sivil-demokratik bir anayasa-n›n haz›rlanmas›n› kapsamaktad›r. Di¤er tümtalepler kültürel haklar ve yasal zeminde siya-set yapma alan›n›n geniflletilmesi ve anayasalgüvence alt›na al›nmas›ndan olufluyor.

    “Bar›fl” için ileri sürülen tüm talepler ›rkç›-floven kesimlerin her f›rsatta dile getirdikleri “tekvatan, tek millet, tek bayrak” söylemlerine bir iti-raz› içermedi¤i gibi, daha önce ifade edilen iki ku-rucu ulus vurgusu da aç›ktan yap›lm›yor. Bu du-rum yeni talepler aras›nda flöyle formüle ediliyor:“Türkiye demokratik ulusunun bir parças› olarakKürt halk kimli¤imiz temelinde ve anayasal güvence-ye sahip olarak özgür, eflit ve birlikte yaflamak.”

    fiuras› aç›k ki, içine girilen süreç iniflli-ç›k›fll›ve tart›flmal› bir flekilde ilerleyecektir. Öngörülenproje aflama aflama uygulanmaya çal›fl›lacakt›r.Taleplerin esas›n›n kültürel ve demokratik içerik-li olmas›, sistemin hiçbir ana kurumunun de¤ifli-mini içermemesinden hareketle k›sa sürede “ba-r›fl” ortam›n›n sa¤lanaca¤› düflüncesi duygusal venesnel gerçeklerden uzak bir düflüncedir. Sistem,sorunu sürece yayarak, her bak›mdan inisiyatifiele almaya çal›flacakt›r. S›n›rl› da olsa, sunaca¤›her k›r›nt›y› bir karfl› silaha dönüfltürecektir. Ör-ne¤in son “bar›fl gruplar›n›n” tutuklanmamalar›n›,“serbest siyaset” yapma ortam› sa¤lanmas›na ra¤-men gelip bunu kullanm›yorlar demagojisine dö-nüfltürecektir. Her f›rsatta Kürt hareketinin zay›fnoktalar›na oynayacakt›r. Yasal ve illegal Kürt ku-rumlar›n›n taleplerine karfl›, kendi elleriyle yarat-m›fl olduklar› ›rkç›-floven dalgay› yeri gelince birtehdit, yeri gelince ›rkç›-floven yap›lanmay› koru-man›n bir bahanesi olarak göstereceklerdir.

    Sonuç olarak; s›n›fsal tutum, içine girilensürecin içerdi¤i tehlikeleri ifade etmeyi zorunluk›lar. Tehlikelere dikkat çekerek, elefltirilerini veuyar›lar›n› yap›c› bir tarzda ortaya koymay› birgörev sayar. Bununla birlikte her koflul alt›ndaulusal demokratik talepleri sahiplenir-savunur.

    Politika-yorum ‹flçi-köylü 3

    Kimisine göre Kürt sorununa iliflkingenel süreçte, kimisince “aç›l›m” ola-y›nda kritik bir aflama olarak de¤erlen-dirilen yeni “bar›fl” gruplar›n›n Türki-ye’ye “sorunsuz” girifli, bütün bunlarade¤il ama baz› gerçekliklerin daha iyialg›lanmas›na hizmet edifli bak›m›ndanönemli say›lmal›d›r. Bir ad›m teflkil et-meyece¤i ve “hay›rl›” say›labilecekifllevler tafl›mayaca¤›n›n görülmesi ge-reken bu giriflim, 10 y›l öncesindenfarks›z bir taktik pozisyonundad›r. Odönemde “pasif” flimdi ise “aktif”bir hamle olarak de¤erlendirilen “bar›flelçileri” olay›n›n dosta ve düflmanaverdi¤i mesajlar ve do¤uraca¤› sonuç-lar iyi okunmal›d›r.

    Halkta uyand›rd›¤› reaksiyon ve kar-fl›lama gösterilerindeki kitlesel kat›l›-m›n boyutlar›na bak›larak yap›lacakde¤erlendirmeler yan›lt›c›d›r. Kitlele-rin bar›fl özlemi, savafl yorgunlu¤un-dan çok önderlik mekanizmas›n›n ya-ratt›¤› iklimle ilintilidir. (Burada, eflit-lik ve özgürlük talebinin bask›n birrol oynad›¤›n› ileri sürmek öznel biryaklafl›md›r.) Bask›, iflkence, faflist te-rör ve imhan›n kesintisiz sürdü¤ü top-raklarda kuru ve “onursuz” bir ba-r›fltan, yok pahas›na uzlafl›dan kimse-nin mutlu olmayaca¤› aç›kt›r. Ne varki çok az bir getiri ile yetinme do¤rul-tusunda yürütülen politika sayesinde-dir ki “savafl” ve “silah” bir an ön-ce kurtulunmas› gereken bir hal alm›fl-t›r. Ancak, silahl› mücadele ile hakarama, hesap sorma ve iktidar/amaçu¤runa hareket etme konusunda “de-vir de¤iflti” söylemlerine girenlerin,belli bir vadede, kendi kitlesi üzerinde“takiyeci” bir avuntu ile inand›r›c›l›k

    kurma flans› da olamayacakt›r. Ulusal hareketlerin savafl/mücadele

    sürecinde hiç de yabanc› olunmayangeliflmeler yaflanmaktad›r. Öngörüle-meyen, bu yüzden de flafl›rt›c› olan birtav›r ya da politikaya tan›k olunmad›¤›için çeflitli çevrelerin alevlenmesi vebir bak›ma kendi ikiyüzlü siyasetleriniele veren aç›klamalar yapmas› dikkatçekicidir. Ulusal Hareket’in “aç›l›m”ad› verilen (üstü aç›k ya da örtülü)tasfiye süreci potas›na gönüllü biçim-de dâhil olmas›yla beraber, azamikazanca yönelik taktikler gütmesin-de anlafl›lmaz ya da çeliflik bir durumyoktur.

    Faflist diktatörlü¤ün temsilcileri, songeliflmelere perde açan “güzel fleylerolacak” söyleminin üzerine, ha bire ha-masetli nutuklar söylemekten öteyegitmemifl, somut olarak hangi ad›mlar›atacaklar› noktas›nda ketumlu¤u koru-mufllard›r. Ad›m, 13 Nisan “eylem-sizlik” karar›n›n taksit taksit “süre-sizli¤e” dönüflmesi örne¤indeki gibiyine Ulusal Hareket’ten gelmektedir.Nitekim son “elçiler” olay› da benzerbir giriflim olmufl, Türk devleti yaln›z-ca bu “jesti” kabul mahiyetinde tu-tum alm›flt›r. Ancak bunun dahi a¤›rgeldi¤i görüldü¤ünden daha birkaç günöncesinde “geri ad›m yok” (21.10) di-yen Tayyip, Baykal’›n deyimiyle frenebasm›flt›r. Bütün bunlar›n ihtimal dâhi-linde oldu¤u hat›rlan›rsa, devletin“çözüm” yolunda çald›¤› mehtermarfl›n›n tesadüf oluflturmad›¤› da gö-rülmelidir.

    Bütün bu geliflmeler karfl›s›nda Ulu-sal Hareket’in demokratik taleplerçerçevesinde desteklenmesi olgusunu,

    bir bütün olarak yürütülen tasfiyeoperasyonuna “vize” olarak alg›la-mak yan›lt›c›d›r. Ulusal Hareketi de bu“intihar” sürecinden uzaklaflt›rmakve daha önemlisi dinamizmi söndürül-meye çal›fl›lan Kürt halk›n›n kendi“ulusal” kaderi üzerinde söz sahibiolabilmesine yönelik etkin bir konumalmak gerekmektedir. Sorunun bu te-melde yükselifl kazand›¤› ve zeminoluflturdu¤u koflullarda “sosyal” kur-tulufla geçit açman›n yegâne çaresi debudur. Kendi gündemini kitlelere da-yatmaya çal›flanlar›n düfltü¤ü açmazadair yeterince pratik döne döne ya-flanmaktad›r…

    AKP flahs›nda devletin (her f›rsatta“devlet politikas›” oldu¤unun alt› çi-ziliyor) yürüttü¤ü bu operasyonun nas›lbir “çözüm” içerdi¤ine dair kafas› halaaç›k olmayanlar vard›r. Bunlar›n olanbitenleri de gerçekçi olmayan yaklafl›m-lar›n esiri olarak yorumlamas› kaç›n›l-maz olmaktad›r. Faflist Türk devletininher kademeden ve kurumdan temsilci-si konumunda olan kifli ve kurumlar›nbu sürece dair söz ve pratikleri öyle sa-n›ld›¤› ya da söylendi¤i kadar karmafl›kve tutars›z de¤il, aksine tam bir bütün-lük oluflturacak netliktedir. Öyle ki“ihanet” söylemi tutturan Baykal veBahçeli’nin dahi senaryonun gere¤inehizmet edici roller oynamas› söz konu-sudur. AKP’nin çeflitli ad›mlar atarkenonlar›n tavr›n› basamak yapmas›ndansöz edilmelidir. Buna emperyalistlerinyaklafl›m› da eklendi¤inde amac›n ne ol-du¤u, çözülecek fleyin sorun mu sa-vafl/mücadele mi oldu¤u daha net ken-disini göstermektedir.

    Konuya iliflkin arka plan bak›m›n-dan, ABD hatta AB’nin rolüne iliflkinpara-medyaya da yans›yacak aç›kl›ktagörüfller ileri sürülmektedir. Bölgede-ki durum ve Türkiye’nin stratejik ko-numu ba¤lam›nda söylenenler, konuyadaha sürecin bafl›nda de¤inenler bak›-m›ndan elbette ki yeni ve özgün bir ni-

    telik tafl›m›yor. Hakeza Ulusal Hare-ket’in özellikle 1990’lar›n ikinci yar›-s›ndan itibaren izledi¤i ve ‹mral› süre-ciyle geri dönüflü olmayan bir rayaoturan ideolojik-siyasal hatt› konusun-da söylenenler bak›m›ndan da tabloayn› merkezdedir. Bütün bunlar›n ger-çek manada anlam tafl›mas›, s›n›f mü-cadelesiyle kurulan iliflkiye ba¤l› ola-rak üretilecek taktiklerle mümkünolacakken, devrimci cepheden do¤ruyap›lanlar en iyimser yorumla, bununuza¤›nda kalm›flt›r.

    Önce ABD büyükelçisi James Jeffreysaz› eline alm›fl ve “Biz, Türkiye ve Irak,PKK’y› silahs›zland›r›lmas› ve yok edilme-si gereken bir örgüt olarak görüyoruz.”demifltir (07.10). Abdullah Gül’ün,“Türkiye’nin önündeki terörü yok etme-nin tam zaman›d›r. 3-4 y›l önce flartlar bi-zim lehimize de¤ildi. Bu terör örgütüyleu¤raflanlar, kullananlar herkesin bildi¤ikiflilerdi. Bu y›l, bunu devreden ç›karmakiçin ola¤anüstü bir çaba gösteriliyor.”(12.10) dedi¤i, Tayyip’in, “Çal›flmalar›-m›zda güvenlik konusunu öncelik olarakgörüyoruz.” (11.10), “Ne örgüt ne deuzant›lar› benim Kürt kökenli vatandaflla-r›m›n temsilcisi de¤ildir, hiçbir zaman ol-mam›flt›r, bundan sonra da olmayacak-t›r.” (13.10), “Milletle terör örgütü ara-s›nda bir duvar örmek durumunday›z, oiliflkiyi koparmak durumunday›z.”(16.10) sözleriyle tamamlad›¤› üzere,“aç›l›m”›n hedefi net biçimde a盤a se-rilmifl oluyordu.

    Daha da anlamakta zorlananlar içinaç›l›m koordinatörü Beflir Atalay, “Bizbunun için paket filan düflünmüyoruz. 7y›l önce bafllatt›¤›m›z sürecin bir devam›olarak düflünüyoruz. Bu süreç devam edi-yor. Bu, yeni bir ivme” sözlerini sarf et-ti. Atalay’›n 7 y›ld›r devam etti¤ini söy-ledi¤i sürecin nas›l yol ald›¤›n› herhal-de hat›rlatmak gerekmeyecektir. B›ra-k›n aç›ktan savafl ilan›yla “topyekûnsald›r›”lara yenilerinin eklenmesi ol-gusunu, AKP’nin önderli¤inde geçen

    dönemde bizzat Tayyip’in a¤z›ndan“yok” say›lan bir Kürt sorunu ve “ço-luk çocu¤un katledilmesi” buyrulan bir“düflman” gerçekli¤i vard›.

    Ama esas önemli olan tam da “aç›-l›m” sürecinde hemen hiçbir fleyinde¤iflmedi¤ine dair pratiktir. Öyle kitezkerenin yenilenmesinden, DTP’yeyönelik onlarca merkezi kadroyu daiçine alan tutuklamalara varan, çocuk-lar›n gazla-havanla parçalanmas›ndan,yüzlercesinin hapsedilmesine, gazete-lerin gün afl›r› kapat›lmas›ndan linç sal-d›r›lar›nda (Sakarya, Mersin, Edirne,Elaz›¤) yo¤unlaflmaya ulaflan panora-maya; toplu katliam mezarlar›n›n aç›l-mas›, flark› söyleyen, zafer iflareti ya-pan, tafl atanlar›n a¤›r cezalara çarpt›-r›lmas›, asker “intiharlar›”ndaki art›fl(son 2.5 y›lda 85 ölüm), polisin dizgin-siz seri cinayetleri (ayn› sürede 66ölüm) ve illa ki durmayan askeri ope-rasyonlar efllik etmektedir. Sürece di-¤er bir katk› da AKP’nin YÖK baflkan›taraf›ndan Kürtçenin “özgün bir dil ol-mad›¤›”na dair aç›klama ile gelmifltir.

    Di¤er yandan sürecin as›l rengi, ken-disini Tayyip’in fiiwan’l› Ciwan’l›, Na-z›m’l› Ahmet Kaya’l› pespaye bir sah-tekârl›k tafl›yan konuflmalar›nda de¤il,Ceylan için yürütülen soruflturmada,9 kez a¤›rlaflt›r›lm›fl müebbet cezas›ylayarg›lanan katliamc› Albay Cevat Te-mizöz’ün “görev” bafl›nda (Genel-kurmay’›n aç›klamas›, 18.09) olmayadevam etmesiyle göstermektedir. Sü-recin rengi sistemin rengidir. Türk-Kürt bütünleflmesi ad› ya da yan›ltma-s› alt›nda esasen entegre olunmaya ça-l›fl›lan sistem budur. Bu entegrasyonungönüllü bir asimilasyona denk düfltü-¤ü aç›kt›r.

    Her ne kadar Ulusal Hareket’in yö-netici kadrolar›n›n a¤z›ndan, Türk dev-letinin politikalar›n› tan›mlarken, “tas-fiye” sözcükleri, “teslimiyet” ifade-leri düflmüyorsa da (En son Karay›-lan’›n elçileri gönderirken yapt›¤› ko-

    nuflma, 18.10) ‹mral›’ya amade tarzdaat›lan ad›mlar baflka bir yaklafl›makarfl›l›k gelmektedir. Nitekim elçilereliyle sunulan taleplerin 3. maddesin-deki ifade bu yaklafl›m›n aç›l›m› mahi-yetindedir: “Türkiye demokratik ulusu-nun bir parças› olarak Kürt halk kimli¤i-miz temelinde ve anayasal güvenceye sa-hip olarak özgür, eflit ve birlikte yafla-mak.” Bu talebin dahi karfl›lanma flans›bir yana “Türkiye demokratik ulusu”kavram›nda sa¤lanan mutabakat neanlama gelmektedir? Ç›tan›n bu efli¤edüflürüldü¤ü seviyede, inkârc› çizgi ilepek fazla bir mesafe kalmam›fl demek-tir. Nitekim aç›l›m›n bir di¤er aktörü‹lker Baflbu¤ da dalga geçer gibi, “Ayr›devletten bahsedenler kalmad›, merakediyorum neredeler flimdi?” (25.10) de-mektedir.

    Sürekli t›kan›kl›¤› aflma derdi güt-mek, devaml› iyi niyeti pratik ad›mlar-la ifade zorunlulu¤unu hissetmek vekademe kademe talepleri küçültmeninverdi¤i bir mesaj vard›r. Bu da ege-men s›n›f sözcülerinin aç›klamaktançekinmedi¤i, “örgütün çaresiz ve he-defsiz kald›¤›”na dair nitelemeleri te-yit edici niteliktedir. Oysa faflist Türkdevletinin yaflad›¤› açmaz çok dahaderinliklidir. Silahl› mücadele, hak almave hedefe ulaflmada yeterli bir birikimyaratamam›flsa, k›sa/eksik kalan yerin“diplomasi” ile dolaca¤›n› düflünmekaldat›c›d›r. Bar›flç›l mücadele biçimleri-nin ifllevselli¤i mücadele/savafl cep-hesinde elde edilenlerle do¤ru orant›-l›d›r. Konjonktürel koflullar› ihmal et-memek kayd›yla, bunun bafl›nda elbet-te ki silahl› güçler ve kitle deste¤i-nin boyutlar› vard›r. Birbirini büyütenbu olgular ancak s›n›fsal bak›mdando¤ru bir çizgiyle zafere tafl›nabilir.Arafat ve flimdi Mahmut Abbas’›n ön-derli¤indeki FKÖ’den, Latin Ameri-ka’daki bir dizi devrimci örgütün süre-cine uzanan örnekler dizisinde de ayn›“trajedi” vard›r.

    S›n›fsal Yaklafl›m

    30 Ekim-12 Kas›m 2009

    Egemenlerin plan›, çözüm de¤il, tasfiyedir

    TRAJ‹K ENTEGRASYON

  • fiöyle bir haf›zam›z› yoklayal›m;egemen s›n›flar “dikensiz gül bahçesiyaratmak”, emeklerimizi sorunsuzçalmak için ifle nereden bafll›yorlar?Birincisi; öncelikle güçlerimizi böl-mek için her türlü hileye-komployabaflvuruyorlar. Yeri gelince bölgecili-¤i, dini-mezhepçili¤i, ulusal kimliklerikullan›yorlar. Yeri gelince çal›flanlararas›nda belli ayr›cal›klar yarat›yorlar.Tüm bu giriflimlerin temelinde s›n›f›nç›karlar›na uygun olarak ortaya ç›ka-cak olan birleflik gücü parçalamak-t›r. “Birlikten kuvvet do¤ar” fliar›-n› hiçlefltirmek için, birli¤e giden yo-lun temeline dinamitler döfleniyor.Döflenen bu dinamitleri etkisiz halegetirmenin tek yolu dil, din, mezhepfark› gözetmeksizin devam eden busömürü çark›na karfl› “tek yumruk”olabilme becerisini göstermekten ge-çer. Bu beceri bilinçle, örgütlülüklekazan›l›r. Bugün iflçi s›n›f› baflta ol-mak üzere tüm ezilenlerin güç-süzlü¤ü kendi s›n›flar› ad›na dö-

    vüflebilecek bir bilince, örgütlügüce sahip olmamalar›nda yat›-yor. Ve bu afl›lmad›¤› müddetçe ege-menlerin “böl-parçala-yönet” politi-kalar› da hayat bulmaya devam ede-cektir.

    S›n›f bilincinin kazan›lmas› pratikmücadeleyi içeren e¤itimle olur. Ohalde önce örgütlü güçlerimizde, ya-k›n çeperimizde bafllayacak tarzda bire¤itim süreci içine girmeliyiz. Bu e¤i-timin kapsam›, temel bilgilerden bafl-layarak iflçi s›n›f›n›n dünkü ve bugün-kü mücadele deneyimlerini kapsaya-cak, karfl›laflt›¤› sorunlar›n çözümüne›fl›k tutacak tarzda olmal›d›r. Yukar›-dan afla¤›ya do¤ru flekillenecek örgütve örgütlülük bilinci, sendikal alanda-ki çal›flmalara olumlu temelde katk›sunacakt›r. Bir iflçi, kitle örgütlerininekonomik ve demokratik mücadele-deki önemini yeteri kadar bilince ç›-karmazsa, ne sendikaya üye olur nede sendikal mücadele içinde bedelödemeye kendini haz›r hisseder.

    S›n›f bilincindeki gerilikten dolay›sendikalara üye olan birçok iflçi, gö-revlerini sendikaya aidat ödemekle veara-s›ra sendikaya gidip gelmekle, se-çimler döneminde bir oy kullanmaklas›n›rlam›fl durumdad›r. Bu, s›radan birdurufltur. Bu durufl reddedilmelidir.Devrimci Demokratik Sendikal Bir-lik’in her faaliyetçisi program›nda ifa-de edilen flu düflünceler do¤rultusun-da hareket etmek zorundad›r.

    “Ekonomik haklar u¤runa sa-vafl›m› politik içerikten soyutlama-yan, mücadeleyi emek sömürüsü-nün sonuçlar› ile s›n›rlamayan, uf-kunu sömürü sisteminin kald›r›l-mas› yolunda çizen s›n›f sendikac›-l›¤›n› ilke edinir.”

    Ufkunu sömürü sistemine karfl›mücadeleye çeviren her iflçi, egemens›n›flar›n tüm sömürü ve zulüm poli-tikalar›na karfl› aktif mücadele etme-yi, di¤er ezilen kesimlerin sorunlar›-n› sahiplenmeyi bir görev olarak ka-bul eder. Bugün zay›f olan, ama herhalükarda büyütülmesi gereken buanlay›flt›r. Bu anlay›fl›n kökleflmesi, ifl-çi ve emekçiler içinde genifl taraftarbulmas› için her fleyden önce Sendi-kal Birlik faaliyetçilerinin bu konudadaha ileri bir tutum içinde olmalar›gerekir. Ancak programda ifade edi-

    len ilkeler ve amaçlar do¤rultusundayürütülecek planl›-sistemli bir çal›fl-mayla iflbirlikçi, bürokrat sendikac›l›kanlay›fl›na karfl› mücadelede baflar› el-de edilebilir.

    Di¤er önemli bir nokta ise; mev-cut sorunlar› kolektif bir tarzda tart›fl-t›racak bir ortam›n yarat›lmas›d›r. Ör-gütlü güçler ve yak›n çeperle birliktesomut gündemler çerçevesinde yürü-tülecek tart›flmalar, ortak bir bilincinoluflup geliflmesi sürecine hizmet ede-cektir. Elbette ki sorun yaln›z dönem-sel tart›flmalarla s›n›rlanamaz. Ç›kanbülten ve gazetelerin, elefltirelbir gözle irdelenmesi, herkesinçal›flt›¤› ifl kolundaki geliflmelerirapor haline getirmesi vb. görev-ler de yerine getirilmelidir. Tümbu çabalar bilinç düzeyinde bir gelifl-menin yolunu da açabilir. Ama dahaileri düzeyde s›çramal› bir geliflme is-tiyorsak, baflta çal›flt›¤›m›z ifl kollar›olmak üzere, her alanda örgütlenmeçabas› içine girmemiz gerekir. Çeflit-li ifl kollar›nda geliflen direnifllerekarfl› deste¤i sembolik düzeydenç›kararak güçlü bir s›n›f dayan›fl-mas›na dönüfltürmek gerekir.Saflar›m›zdaki bürokrat, bencil-birey-ci, küçük burjuva düflünüfl tarz›n›n altedilmesi için de böylesi militan bir

    prati¤e ihtiyaç vard›r. Bu militan prati¤in örgütsel bo-

    yuttaki yans›mas›na gelince; kitle ör-gütlerinde, fabrika çal›flmas›nda s›n›fbilinçli proleter çizgiyi uygulayacakkomitelerin-hücrelerin oluflturulmas›,tüm çal›flmalar›n bu komiteler arac›l›-¤›yla yönlendirilmeye çal›fl›lmas› anaprensibimiz olmal›d›r. Bu anlay›fl do¤-rultusunda kitle örgütlerinin oldu¤uher yerde s›n›f sendikac›l›¤› anlay›fl›nauygun bir çal›flma içine girmek; kitleörgütlerinin olmad›¤› yerlerde ise buörgütlenme araçlar›n› yaratmak içinbir ön çaba içine girilmelidir. ‹lkeliyaklafl›m, ne kadar reformist, bürok-rat sendikal anlay›flla hesaplaflmay›içeriyorsa, bir o kadar da birlefltirici-kucaklay›c› bir çizginin izlenmesini dezorunlu k›l›yor. Çünkü, sorun bellibir kesimin ikna edilmesi de¤ildir, so-run en genifl kesimi harekete geçire-cek, örgütleyecek bir çizginin otur-tulmas›n› sa¤lamakt›r.

    ‹flçi s›n›f› örgütleri içindeki çal›fl-man›n, iflçi ailelerini kapsayacak tarz-da geniflletilmesi, yürütülen çal›flma-n›n yoksul semtlere tafl›nmas› anlam›-na gelir. Objektif olarak da her zamanfabrika çal›flmalar› ile semt çal›flmalar›aras›nda bir ba¤, bir iliflki vard›r. Do¤-ru bir tarzda ele al›nd›¤›nda semtler-

    den fabrikalara ve fabrikalardansemtlere ulaflarak daha genifl yeni ilifl-kiler a¤› yaratmak mümkündür. Te-mel sorun öncelikle böylesi bir bak›flaç›s›n› içsellefltirmek, daha sonra isebak›fl aç›s›na uygun olarak yarat›c› ve›srarc› bir tarzda hareket etmektir.

    Koordineli bir tarzda yürütülecekböylesi bir çal›flma hem alanlar›n bir-birlerinin sorunlar›na karfl› duyarl›l›k-lar›n› art›racakt›r hem de faaliyetçi-lerde dar de¤il, bütünün sorunlar›çerçevesinde pratik görevlere yaklafl-ma anlay›fl›n› gelifltirecektir.

    Tabi ki esas sorun, emekçi semt-ler ile fabrikalar aras›ndaki koordinesorunu de¤ildir. Esas sorun, s›n›f ha-reketinin toplumun di¤er ezilen ke-simlerinin sorunlar›na karfl› ortayakoyaca¤› duyarl›l›k sorunudur. S›n›fbilinçli proleterler bu yönlü ta-rihsel rollerini oynamak için bi-linçlendirme-ayd›nlatma görev-lerini yerine getirmek zorunda-lar. Ezilenler, emekçiler aras›nda za-y›flayan dayan›flma bilinci neticesindeortaya ç›kan güvensizliklerin yenidengüvene dönüfltürülmesi için güçlüdevrimci pratiklere ihtiyaç oldu¤uaç›kt›r. Bugün aç›s›ndan bu ihtiyac›görmek yetmiyor. Önemli olan yap›l-mas› gerekeni yapmakt›r.

    ‹flçi/köylü

    EEmmeekkççiinniinn ggüünnddeemmiiEEmmeekkççiinniinn ggüünnddeemmii

    ‹‹flflççii ss››nn››ff››nn››nn öörrggüüttlleennmmeessiinnddeesseennddiikkaallaarr››nn rroollüü --22--

    30 Ekim-12 Kas›m 2009‹flçi-köylü 4

    Okmeydan› E¤itim ve Araflt›rmaHastanesi’nde çal›flan iflçilerin sendikayaüye olmalar› ile bafllatt›klar› direnifl yolunadevam ediyor.

    K⤛t üzerinde temizlik ifli yapan gerçek-te ise ameliyathaneden, pansumana kadarhemen her ifle koflturan iflçilere 2.5 ayl›kmaafllar›n›n ödenmemesi barda¤› tafl›ran sondamla oldu. Çekilmez hale gelen çal›flma ko-flullar›n›n nas›l çözülece¤ini kendi aralar›ndatart›fl›rken sendika fikri ortaya ç›kt›. Sendikaçal›flmas›na bafllayan öncü iflçiler, üye bul-makta zorlanmadan k›sa süre içinde yüzler-ce temizlik iflçisine ulaflt›. ‹flçilerin örgütlen-

    mesine tahammül ede-meyen tafleron flirket vebaflhekim, ilk önce öncüiflçileri iflten ç›kard›. Bunuda “teknolojinin olanakla-r›n›” kullanarak yapt›, ses-

    li mesajlarla iflten ç›kar›ld›klar›n› duyurdu.Böylelikle sendikalaflman›n önüne geçile-

    ce¤ini hesaplayan baflhekimin bu plan›n›n su-ya düflmesi uzun sürmedi. ‹flçiler at›lan arka-dafllar›na sahip ç›karak sendikalaflmaya de-vam ettiler. Maafllar›n›n yatmamas›n› pro-testo etmek amac›yla bir de ifl b›rakma ey-lemi gerçeklefltirdiler. Bu eylemin sonucun-da birkaç gün içinde maafllar›n› alabildiler.Bu geliflme iflçilerin özgüvenlerinin artmas›-n› da beraberinde getirdi. Sendikalaflmay›durduramayaca¤›n› anlayan baflhekim, 18 ifl-çiyi iflten ç›kard›. Hastane önündeki direniflböylece bafllam›fl oldu.

    fiu anda hastanede çal›flan yüzlerce sen-dika üyesi üzerinde hapishane koflullar›n›aratmayan bask›lar uygulan›yor. Baflhekim,iflçileri sendikadan istifa ettirmek için heryolu deniyor. ‹flçiler tehdit ediliyor, bask›uygulan›yor, bir yerden baflka bir yere sür-gün ediliyor.

    Direnifli takip etmek ve gazetemizi ulafl-t›rmak amac›yla 21 Ekim Çarflamba günüiflçileri ziyaret ettik. Bizi ilgiyle karfl›layan ifl-çiler, hemen gazeteyi alarak kendileri ile il-gili haberleri okumaya bafllad›. Hakl› olma-n›n moralini tafl›yan iflçilerle son geliflmelerüzerine sohbet ettik.

    Direniflten sonra Baflhekimin yerini de-

    ¤ifltirdi¤ini övünerek anlatan iflçiler bunu di-reniflin kazan›m› olarak görüyorlar. Her günsabah, ö¤len ve akflam mesai bitiminde has-tane önünde eylem yapan iflçilere hasta ya-k›nlar› ve SES’li hemflireler de destek veri-yor. ‹flçiler bir yandan direnifli sürdürürkenöte yandan hukuki süreci de bafllatm›fl.

    Ses kay›t cihaz›m›z› Ethem Akdo-¤an’a uzat›yoruz. Sa¤l›kta dönüflüm masa-l›n›n sona erdi¤ini, AKP politikalar›n›n çal›-flanlar›, hastalar› ve yak›nlar›n› ma¤dur etti-¤ini dile getiren Akdo¤an, sa¤l›k alan›ndatafleronlaflmaya karfl› mücadele ettiklerinisöylüyor. Baflhekimin de AKP’li oldu¤unuve ciddi bir kadrolaflma yafland›¤›n› sözleri-ne ekleyerek buna karfl› Dev-Sa¤l›k ‹fl’inmücadeleyi sürdürece¤ini ifade ediyor.

    Nail Tekin 4.5 y›ld›r hastanede çal›fl›-yor. Hasta bak›c›. Ancak bunun yan›ndadoktorlarla birlikte ameliyata giriyor, pan-suman yap›yor, temizlik yapt›¤› giysileri ilesteril ortamlara getir-götür ifli yap›yor.Tüm bunlara bir son vermek ve insanca ça-l›flmak için sendikaya üye olmufl. “Biz ana-yasal haklar›m›za sahip ç›kt›¤›m›ziçin iflten at›ld›k” sözleri ile at›lma ne-denlerini dile getiren Tekin, direniflte ol-

    man›n bir gurur oldu¤unu da sözlerine ekli-yor. Hatiye M›s›rl›, Samsunlu 3.5 y›ld›r bu-rada çal›fl›yor. Onkoloji bölümünde görevli.Elbette o da di¤er arkadafllar› gibi hemenher ifli yap›yor. Daha önce sendika ile ilgilihiçbir bilgisi olmam›fl. ‹lk defa burada tan›fl-m›fl. “Sendika ifle kar›flt›ktan sonra herfley daha farkl› oldu. Hakk›m›z› alma-y›, direnmeyi ö¤rendik” diyor.

    Hatiye M›s›rl›’n›n 9 yafl›nda bir çocu¤uvar. ‹lk bafllarda insanlar›n bak›fllar›ndan ra-hats›z olmufl ancak daha sonra zamanla al›fl-m›fl. Bu durumu “zamanla pifltik” diyerekanlat›yor. Çevresindekilerden, ailesindendestek alm›fl. “Onlar da benim arkamda, kö-tü bir fley yapm›yoruz” diyor.

    ‹flçiler 18 Ekim’de Kad›köy’de gerçeklefl-tirilen sa¤l›k mitingine de kat›ld›lar. Büyükbir ço¤unlu¤u yaflamlar› boyunca ilk defaböyle bir mitinge kat›larak slogan atm›fl.Çok heyecanlanm›fllar. Çok da memnun kal-m›fllar. ‹nsan›n hakk›n› aramas›, bunun içinmücadele etmesi güzel bir duygu diyorlar.Sendika 7 Kas›m’da Ankara’da sa¤l›k ala-n›nda taflerona ve dönüflüm politikalar›nakarfl› bir miting örgütleyecek, meclise yürü-yecek. Önümüzdeki günlerde bir dayan›flmagecesi gerçeklefltirmeyi de hedefliyorlar.

    (‹stanbul)

    Sa¤l›kta dönüflüm masal› bitti

    fifiiimmddii ddiirreenniiflfl zzaammaann››!!

    Sa¤l›k Bakanl›¤›’n›n bafllatt›¤› ve gerekçe-sini sa¤l›k personelinin e¤itim düzeyininyükseltilerek sa¤l›k hizmetlerinin kalitesininart›r›lmas› olarak aç›klad›¤› lisans tamam-lama programlar› için sa¤l›k emekçilerin-den 2 bin TL harç paras› istenmesi üzerinesa¤l›k emekçileri soka¤a ç›karak uygulamay›protesto etti.

    Daha önce s›k s›k gündeme getirilensa¤l›k emekçilerinin ilgili bölümlerde lisansve lisans tamamlama programlar›n›n aç›lma-s›na karfl› imza kampanyas› bafllat›p eylem-ler gerçeklefltiren SES, t›p fakültelerinde bi-le y›ll›k harç, 700 TL’yi geçmezken sa¤l›kemekçilerinden aç›k ö¤renim bedeli olarak2.000 TL istenmesini “aç›k soygun” olaraktan›mlad›.

    Ankara Üniversitesi ‹bn-i Sina Hastanesiönünde toplanan SES Ankara fiube üyeleriburadan Sa¤l›k Bakanl›¤›’na yürüdüler. Sa¤l›kemekçileri yürüyüfl boyunca “Bakan har-

    c›m› sen öde”, “Paras›z e¤itim, para-s›z sa¤l›k” sloganlar› att›lar.

    Bakanl›k önünde bas›n aç›klamas›n› oku-yan fiube Baflkan› ‹brahim Kara, yüzde2.5’lik zam oran›na karfl› sa¤l›k emekçilerin-den istenen 2.000 liral›k ö¤renim bedelininemekçilerin ma¤duriyetine, eflitsizli¤e veadaletsizli¤e neden olaca¤›n› vurgulad›. Çoksay›da sa¤l›k emekçisinin harç bedelini öde-yemeyece¤i için ö¤renim hakk›ndan yararla-namayaca¤›n› belirten Kara, “E¤itim-ö¤retimtemel insan haklar›ndan olup devletin asligörevleri aras›ndad›r. Devlet eliyle ücretsizolarak verilmesi gereken e¤itim-ö¤retim heraflamas›nda farkl› isimlerle al›nan ücretlerlehalk çocuklar›n›n yararlanamayaca¤› bir nok-taya getirilmifltir” fleklinde konufltu.

    SES Genel Baflkan› Bedriye Yorgun dalisans tamamlama programlar›n›n paral› ol-mamas› gerekti¤i üzerinde durarak Bakanl›-¤›n hizmet içi e¤itimlerle sa¤l›kç›lar›n mesle-ki bilgilerini güncellemek yerine, e¤itim ad›alt›nda “Toplam kalite yönetimi nas›l uygu-lan›r, döner sermaye geliri nas›l art›r›l›r”konulu seminerler vermesini elefltirdi.

    (Ankara)

    SSaa¤¤ll››kk eemmeekkççiilleerrii;; SSaa¤¤ll››kk eemmeekkççiilleerrii;; ““HHaarrççllaarr›› ““HHaarrççllaarr››

    SSaa¤¤ll››kk BBaakkaannll››¤¤››SSaa¤¤ll››kk BBaakkaannll››¤¤››ööddeessiinn!!””ööddeessiinn!!””

    Anadolu buluflmalar›n›n 16.s›nda konuflan Koç Holding CEO’su Bülent Bulgurlu, 2008 y›-l› cirosunu yüzde 19, faaliyet kâr›n› ise yüzde 40 yükseltmeyi baflard›klar›n› söyledi. Sonbefl y›lda 20 milyar liral›k sat›n alma ve idame yat›r›m› yapt›klar›n› ve kombine cironun dörtkattan fazla artarak 82 milyar liraya ulaflt›¤› dile getiren Bulgurlu milyonlarca iflsizin nas›lortaya ç›kt›¤›n› ve al›m gücünün nas›l düfltü¤ünü ise aç›klamad›.

    Koç Holding’in büyük gururu;

    ““KKrriizzii ff››rrssaattaa ççeevviirrddiikk!!””Krizi f›

    rsata çevirenl

    er

    Ortado¤u Liman ‹flletmesi yan›ndaki Serbest

    Bölge’de Karayollar›’na ait 1000 tonluk bofl

    asfalt tank›, izolasyon çal›flmas› s›ras›nda

    büyük bir gürültüyle patlad›. 17 Ekim Cu-

    martesi günü yaflanan olayla ilgili Karayol-

    lar› Bölge Müdürlü¤ü’ne ait asfalt deposun-

    daki bir tankta, tafleron firma Ayd›n A.fi. ta-

    raf›ndan yap›lan izolasyon çal›flmas› s›ras›n-

    da patlama meydana geldi¤i, ard›ndan da

    yang›n ç›kt›¤› kaydedildi. Tank›n yüzeyine

    kaynak yap›ld›¤› s›rada gerçekleflti¤i san›lan

    patlamada biri a¤›r dört iflçi yaraland›.

    Patlama sonras› kaynak iflini yapan 26 yafl›nda-

    ki Murat Çeven, 18 yafl›ndaki Harun Çe-

    ven, 17 yafl›ndaki Ökkefl Tuncer ve 31 ya-

    fl›ndaki Hikmet Kas›rga adl› iflçiler yarala-

    n›rken, çok say›da ambulans ve itfaiye ekibi

    olay yerine sevk edildi. Yaral› iflçilerden du-

    rumu a¤›r olan Hikmet Kas›rga, ambulansla

    Akdeniz Üniversitesi Hastanesi’ne götürü-

    lürken, di¤er iflçiler Antalya E¤itim ve Arafl-

    t›rma Hastanesi’ne götürüldü. (Ankara)

    AAnnttaallyyaa’’ddaa ppaattllaammaa

    44 iiflflççii yyaarraall››

    ÖÖ¤¤rreettmmeennlleerr iiflflssiizz,, ookkuullllaarr öö¤¤rreettmmeennssiizz!! Atamas› yap›lmayan ö¤retmenlerin

    mücadelesi devam ediyor. 17 Ekim Cu-martesi günü Bursa Orhangazi Park›’ndabir araya gelen Bursa Atamas› Yap›l-mayan Ö¤retmenler Platformu üye-leri “Ö¤retmenler iflsiz, okullar ö¤-retmensiz kalmas›n, kadrolu atamaistiyoruz” pankart›n› açarak sloganlarlatepkilerini hayk›rd›lar.

    Platform ad›na yap›lan aç›klamada 243bin ö¤retmenin atanma umuduylaKPSS’ye girdi¤i belirtilirken, bu sene sen-dikalar›n saptad›¤› kadar›yla 15 bin ö¤ret-menin atand›¤› hat›rlat›ld›. Ö¤retmenlerinayda 400–500 liraya güvencesiz olarakçal›flt›r›ld›¤›n›n da vurguland›¤› aç›klamadaö¤retmen atamaman›n gerekçesi olarakmaddi s›k›nt›lar›n gösterilmesine ra¤menfüze ve silah al›mlar›nda milyarlarca liraharcanmas›na dikkat çekildi.

    Eylem, Bursa AYÖP’ün bafllatt›¤›“Okuluma ö¤retmen, ö¤retmeni-me güvenceli kadrolu atama istiyo-rum” kampanyas›n›n duyurulmas›yla sonbuldu. (H. Merkezi)

  • ‹flçi/köylü ‹flçi-köylü 530 Ekim-12 Kas›m 2009

    Dudullu Organize Sanayi’nde bulunan Sinter MetalFabrikas›’nda sendikal› olduklar› için iflten at›lan iflçilerindireniflleri devam ediyor. Bu sürece kadar direnifllerinikararl›l›kla sürdüren iflçilerden hukuksal süreçlerindenve fluan ki süreçleri hakk›nda sohbet ediyoruz.

    Geçti¤imiz aylarda bir mahkemeleri oldu¤unu biliyo-ruz ve nas›l geçti¤ini soruyoruz. ‹flçilerden biri k›sacamahkeme süreçlerinden ve fluan ki durumlar›ndan bah-sediyor.

    Mahkeme sürecinin devam etti¤ini ve patronunmahkemeye flahit ve delil getirmedi¤ini ifade ederekreddi hâkim talebinde bulunduklar›ndan bahsediyor.

    ‹flçiler fluan 30 kifli direnifle devam ediyor. Ekonomikkoflullardan kaynakl› 30 kifli kald›klar›n› ama kararl›l›klahaklar›n› alana kadar vazgeçmeyeceklerini söylüyorlar.13 Kas›m’da mahkemeleri oldu¤unu bu mahkeme günüyürüfl düzenleyecek olduklar›n› ve kitlesel olmay› hedef-lediklerini ve bunun ça¤r›s›n› yaparak konuflmam›z› son-land›r›yoruz. (Kartal)

    Emek cephesine yönelik sald›r›lar artmaya devamederken, sald›r›lara en güzel cevab› direniflteki iflçiler ve-riyor. Cevaplardan biri olan Entes-Elektronik’te çal›fl›r-ken iflten at›lan Gülistan Kobatan’›n tek bafl›na bafllatt›¤›direnifl... Devam eden direnifl ve mahkemeler hakk›ndasorular soruyoruz Kobatan’a…

    Kobatan: “22 Ekim tarihinde bir mahkemem oldu.‹lk olarak patronun flahitleri dinlendi. Bütün iflverenlerinyapt›¤› gibi; üretim düfltü, performans düflüklü¤ü olan ifl-çileri ç›kar›ld› gibi söylemlerde bulundular. Duruflma er-telendi. Di¤er duruflmada, ben iflten ç›kar›lmadan bir ayöncesi ve sonras› iflçi al›mlar›n›n ve ç›kar›lan iflçi say›s›tespit edilecek ve iflçilerin flahitleri dinlenecek.

    ‹ki haftada bir bas›n aç›klamalar›m›z oluyor. Direnifl-teki iflçilerle ortak bir platform var, orda bir fleyler yap-maya çal›fl›yoruz. Ancak en çok dayan›flma gerektiren budönemde direnifllere bir ilgisizlik var. Onun d›fl›nda 200.gün yaklafl›yor bir dayan›flma gecesi yapaca¤›z. fiu anönümüzdeki eylemlikler bunlar! (Kartal)

    SSiinntteerr’’ddee hheerrflfleeyyee rraa¤¤mmeenn ddiirreenniiflfl

    EEnntteess’’ttee mmüüccaaddeellee ssüürrüüyyoorr

    KKEESSKK’’llii eemmeekkççiilleerrddeennggrreevvee ççaa¤¤rr››

    Esenyurt Belediyesi’nden at›lan iflçilerinhak arama mücadelesi sald›r›lara karfl›n de-vam ediyor.

    ‹flçiler, iki ay› aflk›n bir süre önce sendi-kadan istifa etmedikleri ve tafleronu kabuletmedikleri için iflten ç›kar›lm›fl ve direniflegeçmifllerdi. Belediye-‹fl Sendikas› 2 No’luflube öncülü¤ünde anayasal haklar›na sahipç›kan 16 iflçi, belediye karfl›s›nda ast›klar›pankartlar›n alt›nda direnifli sürdürüyor.

    Hat›rlanaca¤› üzere iflçiler, direnifle ilkbafllad›klar› günlerde Belediye Baflkan Yar-d›mc›s› Emin Batmazo¤lu’nun sald›r›s›nau¤ram›flt›. Bundan k›sa bir süre sonra da 2Ekim günü direniflin 46. gününde bizzat Be-

    lediye Baflkan› Nemci Kad›o¤lu direniflte-ki iflçilere a¤za al›nmayacak küfürlerle sald›-rarak pankartlar›n› y›rtm›fl, korumalar› ilebirlikte onlar› darp etmiflti. Sald›r›n›n ard›n-dan olay yerine gelen polis, baflkan yerineiflçileri gözalt›na alm›fl, Nemci Kad›o¤lu daiflçiler hakk›nda kendisine hakaret ettiklerive sald›rd›klar› iddias› ile dava açm›flt›.

    AKP’li belediye baflkan›n›n sendikayaolan tahammülsüzlü¤ü ve bu sald›r›s› onungerçek niteli¤ini de ortaya koymufltu. Se-çimler s›ras›nda “Durmak yok, yola de-vam” slogan›n› kullanan AKP’nin bundanne anlad›¤› da böylece bir kez daha ortayaç›km›fl oldu. Sendikas›zlaflt›rmaya, tafleron-

    laflmaya, sömürüye ve yolsuzlu¤a devam…Durmadan gece gündüz bunun için çal›fla-caklar. Bu noktada tutarl› olduklar› da söy-lenebilir.

    Elbette direnifl Kad›o¤lu’nun sald›r›s› ilesona ermeyecekti. Aksine sald›r› ile iflçilerinAKP’ye olan öfkeleri artm›fl, kinleri bilen-miflti. Gözalt›ndan ç›kar ç›kmaz solu¤u dire-nifl pankart›n›n önünde ald›lar. Ve direnifledaha kararl› bir flekilde devam ettiler. 65.günde, yani 22 Ekim günü ‹stanbul Büyükfle-hir Belediyesi önünde Mitafl iflçileri ile bir-likte eyleme kat›lan Esenyurt iflçileri ile gö-rüflerek direniflin geldi¤i aflamay› sorduk.

    ‹flyeri temsilcisi Aliflan Abalay, NecmiKad›o¤lu’nun sald›r›s›na ilk u¤rayanlardan.A¤za al›nmayacak küfürlerle kendisine sal-d›rd›¤›n› dile getiren Abalay, “Baflkan ken-disine yak›flan› yapt›” sözleri ile belediye

    baflkan›n›n niteli¤ine dikkat çekiyor. Sald›r›-

    n›n iflçiler üzerindeki etkisini de “H›rs›m›-

    za h›rs katt› “fleklinde yorumluyor. Esen-

    yurt halk›n›n direnifle deste¤inden memnun

    olduklar›n›, demokratik kitle örgütleri ve si-

    yasi partilerle çal›flmalar›n devam etti¤ini

    söyleyerek 1 Kas›m’da düzenleyecekleri da-

    yan›flma etkinli¤ine bizi davet ediyor.

    “Onurlu mücadelemiz devam ede-

    cek” diyerek kararl›l›¤›n› ifade ediyor.

    Mustafa Günefl ise, Necmi Kad›o¤-

    lu’nun iflçilere sald›rd›¤› gün sendikadan is-

    tifa etmedi¤i için iflten ç›kar›lm›fl. Direnifl

    yerine geldi¤inde sald›r›y› ö¤renmifl. fiimdi

    di¤er iflçilerle birlikte direniyor. O da di¤er

    iflçiler gibi direnifle devam diyor. Esen-

    yurt’ta iflçiler halk›n deste¤i ile direnifl tafl-

    lar›n› bir bir örüyor. (‹stanbul)

    EEsseennyyuurrtt ddiirreenniiflfliinnddeenn nnoottllaarr……

    Bir gün yolunuz Sabiha Gökçen Ha-valiman›’n›n oradan geçerse ya da bindi-¤iniz uçaktan orada inerseniz, mutlaka et-raf›n›za bak›n! Birileri size bildirilerini uza-tacakt›r. Korkmay›n, çekinmeyin sak›n,al›n! Onlar, sizin bavullar›n›z› tafl›yan, kar-golar›n›z› yükleyen, boflaltan, uçaklar›n te-mizli¤ini yapan ya da uçaklara koordinatla-r›n› bildiren iflçiler… Belki, flimdiye kadarhiç fark etmediniz onlar›. Ama flimdi, fark›-na varmak zorundas›n›z! Çünkü onlar dahaiyi çal›flma koflullar› ve emeklerinin karfl›l›-¤›n› almak için sendikal› oldular, iflten at›l-d›lar. fiimdi de hem sizin daha kaliteli hiz-met görmeniz hem kendi yerlerine apartopar al›nan ve yapaca¤› ifl konusunda tec-rübesiz olan iflçilerinin bafl›na bir kaza gel-memesi hem de ifllerine geri dönmek içinonurlu bir mücadele yürütüyorlar.

    Gazetemizin geçen say›s›nda, ‹stanbulSabiha Gökçen Havaliman›’nda sendikal›olduklar› için iflten ç›kart›lan Hava-‹fl üyesiiflçilerle ilgili bir haber ç›km›flt›. Direnifltekiiflçilerle dayan›flmak ve son durumlar› dahaayr›nt›l› bir flekilde ö¤renebilmek için, busay›da da onlarla iletiflim kurduk. Davet et-tikleri Pendik’teki Anadolu fiubesi’ne gide-rek onlarla sohbet ettik, röportaj yapt›k.

    Hava-‹fl Anadolu Bölge Temsilcisi Sez-gin Uzun, bize k›saca süreci aktard›; “Buhavaliman› ne devlete ne de özel sektöreait bir yerdi. Savunma Sanayi Müsteflarl›-¤›’na aitti ve bir süre sonra ticari alandaöne ç›kmaya bafllad›. Özellikle Laleli BavulTicaretinden çok kâr etti. Bunun üzerineburas› ihaleye ç›kar›ld›. ‹haleyi bir Türk (L‹-MAK), bir Malezya (Malezya Airport), bir

    de Hint (GAAR) firmas› kazand›.Birçok iflçi, özel flirketin çal›flma koflul-

    lar›n› iyilefltirece¤i umudunu tafl›yordu.Ancak gerçek k›sa bir süre sonra ortayaç›kt›. Mesailerimiz kesintiye u¤ruyor, ikra-miyelerimiz verilmiyordu. Biz de mücade-leyi seçerek, sendika çal›flmas› yürüttük.”

    Verilmeyen ikramiyelerini konuflmakiçin bir grup oluflturarak, görüflmeye gittik-lerini ancak çevrede daha kötü koflullardaçal›flanlar›n kendilerine örnek gösterilerekdurumlar›na raz› olmalar›n›n söylendi¤inibelirten Uzun, patronun çeflitli oyunlarlaiflçilerin sendikadan ay›rmaya çal›flt›¤›ndanda bahsetti. Umutsuz olmad›klar›n› söyle-yerek, “Bizim savafl›m›z s›n›fsal bir sa-vafl; elbette zorluklar› var. Bizi bu fle-kilde y›ld›ramazlar” dedi.

    ‹‹SSGG’’ddee iiflflççiilleerr,, ddiirreenniiflfllleerriinnii bbüüyyüüttmmeekkttee kkaarraarrll››

    Direnen iflçilerden Turan Eryi¤it; al-d›klar› maafl›n 500-600 TL oldu¤unu, ikra-miyelerini, zaman zaman da mesailerini ala-mad›klar›n› anlat›yor; “Tam da kriz dö-nemi, ‹stanbul gibi pahal› bir flehirde,bu parayla ev geçindirmek gerçektenimkâns›z!”

    Ufuk Dursun, havaliman›n› sat›n alanflirketin bir toplant› yaparak herkese aç›kla-ma yapt›¤›n› söyledi. fiirketin, hiçbir fleyinde¤iflmeyece¤ini taahhüt etti¤ini ancak ara-dan bir ay geçmeden durumun giderek kö-tüleflmeye bafllad›¤›ndan bahsetti.

    Deniz fieker de müdürlerin ikramiyedönemi geldi¤inde, kendilerine birkaç ay

    içinde ikramiyeleri-nin ödenece¤ine dairsöz verdiklerini amaaradan 5-6 ay geçme-sine ra¤men hiçbirfleyin çözülmedi¤inisöyledi. fieker, sendi-kal› olman›n öncelerihiç ak›llar›ndan geçmedi¤ini ama birkaç ar-kadafl›n›n sendikal› olarak kendilerine ön-cülük etti¤ini belirterek “‹yi ki de sendi-kal› olmufluz” diyor ve süreci flöyleaktar›yor: “fiirket, sendikadan haberdar ol-duktan sonra üzerimizdeki bask›y› iyice ar-t›rd› ve bir süre sonra, Haziran ay›nda, 23arkadafl›m›z› iflten att›. Bunun üzerine bizde, gün içerisinde ifllerin en yo¤un oldu¤usaatte 700’den fazla kifliyle ifl b›rakt›k. fiir-ket, böyle bir fleyi beklemedi¤i ve bu duru-mu atlatabilece¤i alt yap›s› olmad›¤› için bi-zimle anlaflmak zorunda kald›. Bir haftasonra arkadafllar›m›z› ifle geri ald›lar.”

    Ama bu olaylardan sonra, flirketleringizliden ifl çevirmeye bafllad›¤›n› fark edi-yor iflçiler! Çünkü bir süre sonra, çeflitliyerlerden iflçiler getirilmeye ve ifle yerlefl-tirilmeye bafllan›yor. Yani, flirketler sendi-kadan kurtulmak için “altyap›” haz›rlamayabafll›yorlar. fieker de, zaten k›sa bir süresonra müdürlerin onlar› iflten uzaklaflt›r-maya çal›flt›¤›n›, hatta bir keresinde çal›fl-mak için gittiklerinde patronlar›n koruma-c›l›¤›n› üslenen polis taraf›ndan engellen-diklerini ve son olarak da 8 Eylül’de evleri-ne tebligat gönderilerek iflten ç›kart›ld›kla-r›n› söylüyor.

    Direniflçilerden Adnan Ali, havalima-n›n›n özel statü bölgesi oldu¤u için önündeçad›r kurup, orada fiili direnifl göstereme-diklerini ancak her gün sendikada toplan›p,vardiya girifl-ç›k›fllar›nda havaliman›n› önü-ne giderek meslektafllar›na ve yolculara bil-diri da¤›tt›klar›n› anlatt›.

    fiimdi direniflteler! Tam 230 iflçi… Ay-n› iflyerinde çal›flan, sendikal› olan/olmayandi¤er yüzlerce iflçi de onlar›n arkas›nda veonlar› destekliyorlar. (Kartal)

    OOnnllaarr oollmmaazzssaa uuççaakkllaarr iinnmmeezz!!

    ‹‹flfltteenn aatt››llaann iiflflççiilleerrddeenn

    oorrttaakk eeyylleemm‹SG Havaliman›’dan iflten ç›kart›lan

    Hava-‹fl üyesi iflçiler, Esenyurt Beledi-yesi’nde iflten ç›kart›lan Belediye-‹flüyesi belediye iflçileri, Sinter Metal’deniflten ç›kart›lan Birleflik Metal-‹fl üyesiiflçiler ve ç›kart›ld›¤› iflyeri önünde dire-nifle geçen Entes iflçisi Gülistan Koba-tan bir araya gelerek ortak bir bas›naç›klamas› düzenlediler. Taksim Tram-vay Dura¤›’nda gerçeklefltirilen aç›kla-may› kitle ad›na ‹SG direniflçisi ReyhanKadirhan yapt›.

    (H. Merkezi)

    ‹stanbul Büyükflehir Belediyesi’nde çal›flan iflçiler,sendikalar›n› tan›mayan ve her sözleflme döneminde iflçiç›karan AKP’li belediyeyi protesto etti. 21 Ekim Çar-flamba günü saat12.00’de Saraçhane Park›’nda bir arayagelen iflçiler, Büyükflehir Belediyesi’ne yürüdü. EsenyurtBelediyesi’nden ç›kar›lan iflçilerin de kat›ld›klar› eylemdeiflçiler oldukça öfkeliydi. Büyükflehir Belediyesi önüne ge-len iflçiler ad›na konuflan Belediye-‹fl Sendikas› 5 No’lufiube Baflkan› Nihat Altafl Büyükflehir Belediyesi’ndeçal›flan ve sendikaya üye olan 1.500 iflçinin yasal haklar›-n›n yok say›ld›¤›n› söyledi.

    ‹stanbul Büyükflehir Belediyesi’ne ba¤l› BimtaflA.fi.’de çal›flan iflçileri üye yapan sendika Kas›m 2008’deÇal›flma ve Sosyal Güvenlik Bakanl›¤›’na T‹S yapmak içinbaflvuruda bulunmufl. ‹flyerinde ço¤unlu¤u sa¤layan vebaflvurusu kabul edilen sendikan›n T‹S imzalamas›n›nönünde herhangi bir yasal engel yok. Tüm bunlara ra¤-men Büyükflehir Belediyesi sendikay› tan›mayarak hukuk-suz bir flekilde iflçilerin örgütlenmesine engel olmaktad›r.Büyükflehir Belediyesi her toplu sözleflme döneminde8–10 iflçiyi iflten ç›karmakta, sendikaya üye olan iflçileritehditlerle istifa ettirmektedir.

    Eyleme 68 gündür direniflte olan Esenyurt pazarc›la-r› da kat›ld›. AKP’li Esenyurt Belediyesi taraf›ndan Pazaryerleri ellerinde al›nan pazarc›lar buna karfl› Esenyurt be-lediye iflçileri ile birlikte ayn› yerde direnifllerini sürdürü-yorlar. (‹stanbul)

    KESK Bursa fiubeler Platformu, 25 Kas›m uyar› grevi

    öncesinde toplu sözleflme talebi ve krizin yükünü emek-

    çilere yüklenmesine karfl› “insanca yaflam” taleplerini du-

    yurmak amaçl› 23 Ekim günü ‹fi-KUR Bursa ‹l Müdürlü-

    ¤ü önünde eylem yapt›. Aç›klamay› platform ad›na, BES

    fiube Baflkan› Süleyman Ayy›ld›z okudu. AKP hüküme-

    tinin, krizin yükünün emekçilere yükleyerek, milyonlarca

    emekçiyi iflsiz, afls›z ve umutsuz bir yaflama mahkûm etti-

    ¤ini belirten Ayy›ld›z, uyar› grevindeki taleplerini aç›klad›

    ve “Krize karfl› mücadelenin yolu insan› öne ç›karmaktan

    geçer” dedi. (Bursa)

    ‹‹flflççiilleerr AAKKPP’’llii bbeelleeddiiyyeeyyii pprrootteessttoo eettttii

    SSGSS yasas›n›n Meclis’ten geçirilme-sinin üzerinden henüz bir y›l geçmiflken,üzerindeki s›valar dökülmeye bafllad›. Bubir y›l içerisinde ard› ard›na Meclis’tengeçirilen paketlerle, “Sa¤l›kta Dönü-flüm” ad› alt›nda sa¤l›k hizmetlerini özel-lefltirilerek, bu hizmetin kalitesi “para”kofluluna endeksleniyor, böylelik-le halk›n sa¤l›¤› tehlikeye at›l›yor.

    SSGSS’nin “herkese ücret-siz sa¤l›k” maskesi de düflüyor!Art›k muayene için hastanelerden2 ile 15 aras›nda “muayene ücre-ti” al›n›yor. Ama flimdilik! “Nüfuscüzdan›n›n sa¤l›k hizmeti almayayetece¤i” yalan› yerini devletingerçekli¤i olan “paran varsa hiz-met var”a b›rakt›.

    18 Ekim günü Kad›köy, günefarkl› bafllad›. Saat 12.00’den iti-baren Tepe Natilious’un önündebinlerce insan toplanmaya bafllad›. ‹s-tanbul Tabip Odas›, SES, Dev Sa¤-l›k-‹fl, ‹stanbul Diflhekimleri Odas›, ‹s-tanbul Veterinerler Odas› ve ‹stan-bul Eczac›lar Odas›’n›n organize etti¤imitinge; Partizan, Halk Cephesi,

    BDSP, ESP, EMEP, ÖDP gibi devrimci,demokrat, ilerici kurum ve siyasi partile-rin yan› s›ra sendikalar da kat›ld›. Üniver-sitelerde e¤itim gören t›p ö¤renciler,E¤itim-Sen, Türk-‹fl ‹stanbul fiubelerPlatformu, onurlu hak alma mücadelele-rini sürdüren Birleflik Metal-‹fl’te örgütlü

    Sinter direniflçileri, Okmeydan› Araflt›r-ma Hastanesi’nden sendikal› olduklar›için ç›kart›lan ve hastane önünde direni-fle geçen Dev Sa¤l›k-‹fl üyeleri, çal›flt›kla-r› Esenyurt Belediyesi’nden yine sendika-l› olduklar› için iflten ç›kart›lan Belediye-

    ‹fl’te örgütlü iflçiler… On bini aflk›n insan“sa¤l›k hakk›” için Kad›köy ‹skele Meyda-n›’na yürüdü. Mitinge “SSGSS 1. Y›l›n-da! Sa¤l›kta Masal Bitti! HerkeseEflit, Paras›z Sa¤l›k!” pankart› ile kat›-lan Partizan kitlesi yol boyunca “Susmasustukça s›ra sana gelecek”, “Sa¤l›k

    hakt›r, sat›lamaz”, “Paras›ze¤itim, paras›z sa¤l›k” vb.sloganlar att›.

    Burada aç›klama yapan ‹s-tanbul Tabip Odas› GenelSekreteri Hüseyin Demir-dizen, “Sa¤l›kta DönüflümProgram›” ile devletin hasta-neleri özellefltirdi¤ini, sa¤l›khizmetlerinin kalitesini düflü-rerek, halk›n sa¤l›¤›n› tehlike-ye att›¤›n› ve t›p e¤itiminin ni-teliksizlefltirdi¤ini söyledi. De-mirdizen, konuflmas›n› “Her-

    kese eflit, ücretsiz, nitelikli sa¤l›k hizmeti;güvenli ortamlarda güvenceli çal›flmak veyaflamak istiyoruz!” diyerek sonland›rd›.Konuflma yapan di¤er oda ve sendikatemsilcilerini ard›ndan sahne alan Bandis-ta ile miting sona erdi. (‹stanbul)

    ““SSaa¤¤ll››kkttaa DDöönnüüflflüümm”” iillee hhaallkk››nn ssaa¤¤ll››¤¤›› tteehhlliikkeeddee!! DDaavvuuttppaaflflaallaarr›› iisstteemmiiyyoorruuzz……Davutpafla patlamas›ndan sorumlu olanlar›n yarg›-

    lanmas› için mücadele eden aileler 17. kez Taksimtramvay dura¤›nda eylem yapt›lar. 17 Ekim Cumarte-si günü bir araya gelen aileler seslerini en genifl ke-simlere duyurup gerçekleri anlatmak için eylemleriniyinelediler. Bas›n metnini patlamada hayat›n› kaybe-den Hübeytullah Güleç’in abisi Hakk› Güleçokudu. Güleç, Tuzla’da, madenlerde, kot tafllamadayaflananlar›n hepsinin birer “Davutpafla facias›” oldu-¤unu ve Davutpaflalar›n olmamas› için mücadele et-tiklerini belirtti.

    Güleç, Adalet Bakanl›¤› ve ‹stanbul CumhuriyetBaflsavc›l›¤›n›n yasal yetkilerini kullanmaktan kaçt›¤›n›,sorumlulardan ikisinin tutuklanma taleplerinin Zey-tinburnu Sulh Ceza Hâkimli¤i taraf›ndan kabul edil-medi¤ini belirterek yasalara uyulmad›¤›n› belirtti.

    Davutpafla eylemi 18. haftada da devam etti. 24 Ekim Cumartesi günü de yineTaksim Tramvay

    dura¤›nda bir araya gelen aileler ad›na bas›n metniniokuyan Hikmet Gü-

    nal, patlaman›nüzerinden 22ay gibi bir süre

    geçmesine ra¤-men hala bir ceza

    davas› dahiaç›lmad›¤›n›hat›rlatt›.

  • Yaz aylar›ndan bu yana tart›flmayaaç›lan “demokratik aç›l›m” süreci yeniaflamalar kat etmekte ya da kamuoyu-na bu flekilde yans›t›lmaya çal›fl›lmakta.PKK lideri Abdullah Öcalan’›n haz›rla-d›¤›n› söyledi¤i “Yol Haritas›yla” birlik-te yaflanan süreçte de görece bir hare-ketlenme oldu¤unu söyleyebiliriz. Buhareketlenme bugünlerde çok daha üstboyutlara ulaflm›fl ve hatta “tarihi birdönem” tespitleri yap›lm›flt›r.

    Abdullah Öcalan’›n ça¤r›s› üzerineKandil ve Maxmur kamplar›ndan top-lam 34 PKK’li Türkiye’ye 19 EkimPazartesi günü girifl yapt›. BafltaDTP’li milletvekilleri ve DTP belediyebaflkanlar› olmak üzere on binlercekifli, gelenleri karfl›lamak üzere HaburS›n›r Kap›s›’nda beklemeye bafllad›.Bekleyenler halaylar çekiyor, flark›larsöylüyor, sloganlar at›yorlard›. S›n›ragetirilen 4 savc› ve 1 hâkim ile birmahkeme kuruldu ve gelen PKK’liler“suça kar›fl›p kar›flmad›klar›n›nbelirlenmesi” için Savc›l›¤a ç›kar›ld›.Gelen kiflilerin 26’s› BM denetiminde-ki Maxmur Kamp›ndan, 8’i ise Kan-dil’deki gerilla kamp›ndan geliyordu.Gelenlerin 29’u Savc›l›kta ifade ver-dikten sonra serbest b›rak›l›rken; 3’ügerilla toplam 5 kifli ise tutuklanma ta-lebiyle mahkemeye sevk edildi. Ard›n-dan mahkeme taraf›ndan tutuksuzyarg›lanmak üzere serbest b›rak›ld›.

    GGüüccüümmüüzz ggeerriillllaa!!Türkiye’ye girifl yapan PKK’lilerin

    tamam›n›n serbest b›rak›lmas›, grububekleyen kitledeki coflkuyu daha da ar-t›rd›. Serbest kalan PKK’liler, DTP mil-letvekilleri ile birlikte halk› selamlad›.Yerel seçim sonuçlar›n›n aç›kland›¤› 29Mart akflam›n›n coflkusu katlanm›fl vegerillalar› görebilmek, selamlayabilmekadeta bir yar›fla dönmüfltü. Halk›n ge-rillaya olan sevgisi, ba¤l›l›¤› ve özlemiç›r›lç›plak yans›d› egemenlere ve dün-

    yaya karfl›. Kürt halk›, büyük birtutkuyla ba¤lanm›flt› gerillaya.Irak Kürdistan›’ndan gelen grup içindüzenlenen kitlesel karfl›lamalar›, yolgüzergâh›n›n üzerinde olan her yerdegörmek mümkündü. Silopi, Cizre, Nu-saybin, K›z›ltepe, Mardin ve Amed’dekutlamalar yap›l›yor, gelenler coflkuylakarfl›lan›yordu. Konvoyun yolu kesili-yor ve havai fiflekler at›l›yordu.

    19 Ekim’de, Türkiye’ye girifl yapangrup, Silopi’den Amed’e ancak 21 Ekimakflam› vard›. Günlerce süren bekleyiflson buluyor ve gerillalar Amed halk›ylabulufluyordu. Miting meydan›na topla-nan yüz bini aflk›n kifli, gerillalar›n sözalmas›yla birlikte att›klar› sloganlarlayüzlerini çevirdikleri yönü iflaret edi-yorlard›. Halk, hep bir a¤›zdan “Gücü-müz gerilla” diye hayk›rarak özleminive tutkusunu dile getiriyordu.

    Bir yandan kitlesel karfl›lamalar ya-flan›rken, Kürt halk› “flov yaparken”gerillan›n halk taraf›ndan bu kadar sa-hiplenilmesi egemenleri ve flovenistle-ri rahats›z etmifl olacak ki; Kürt ulusu-na ve Hareketine yönelik birbiri ard›-na tehditler gelmeye bafllad›. ‹ki gru-bun Türkiye’ye geliflinin ertesi günü‹çiflleri Bakan› Beflir Atalay geliflme-leri de¤erlendirirken yaflananlar›n“Aç›l›m” süreci içinde gerçekleflti¤ini,hükümetin kontrolü alt›nda sürecinilerledi¤ini ve daha 100-150 kiflinin da-ha gelece¤ini ifade etti.

    Ancak sonras› geliflmelere bakt›¤›-m›zda halk›n bu sahipleniflini hazmede-mediklerini görmekteyiz. TSK’dan tu-tal›m Cumhurbaflkan›’na; AKP’den tu-tal›m da CHP’sine, MHP’sine, yarg›s›n-dan medyas›na kadar sistem DTP’yi he-def tahtas›na oturtmufl ve Kürt ulusunayönelik floven sald›r›lar›n› yo¤unlaflt›r-m›flt›r. Yap›lan aç›klamalar›n akabindede Avrupa’dan gelecek olan 3. grubunTürkiye’ye girifli için gerekli olan iznivermeyerek, tasfiye sürecini iflletece¤i-

    ni göstermifltir. Yaflanan bunca geliflmeden sonra

    kafalarda flu soru beliriyor: “Bundansonra süreç nas›l ilerleyecek?” Sü-recin nas›l iflleyece¤ini, flimdiye kadarkideneyim ve tecrübelerimizden ya dasadece gözlemlerimizden ç›karabilirizasl›nda. Öncelikle gelen PKK’liler içinteslim olmaya geldikleri ve TCK’n›n221. maddesince düzenlenmifl olan “et-kin piflmanl›k” kapsam›nda serbest b›-rak›labilecekleri ifade edildi. Ancak ge-len grup teslim olm