prof. dr. mehmet Şeker - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/d256876/2016/2016_ozturkz.pdfÖnce elif bi...

8
İSLÂM TARİHÇİLERİ DERNEĞİ ŞANLIURFA ŞUBESİ ŞANLIURFA İL MÜFTÜLÜĞÜ Prof. Dr. Mehmet Şeker

Upload: others

Post on 15-Jan-2020

10 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

İSLÂM TARİHÇİLERİ DERNEĞİŞANLIURFA ŞUBESİ ŞANLIURFA İL MÜFTÜLÜĞÜ

Prof. Dr. Mehmet Şeker

Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal işler Müdürlüğü Kültür Yayınlan No: 2 -Bilim 2.

İslam Tarihi ve Medeniyetinde Şanlıurfa Sempozyıımu Tebliğleri: -II­ISBN: 978-975-8168-20-9 Talrun Numarası: 978-975-8165-18-6 Mizanpaj/Kapak: Gelişim Ofset - Şanlıurfu Baskı: Semih Ofset Matbaacılık- Ankara Ocak 2017 - İlaveli 2. Baskı Kapak:ta bulunan ve sempozyum için hazırlanan Arapça logo Hattat Mustafa Kaçar'a aittir. Açılımı: İsiilm Tarihi ve Medeniyetinde Şanlıurfa

291

Özet

Şanlııırfa'nm İslimi Hayatında Kadın Hocaların Rolü ve Çocııldann Dini Eğitimi

Zehra Öztürk*

Bu tebliğde Osmanlı döneminin sonu ile cumhuriyetin başlarında Şanlıurfa'nın İslamı hayatında kadınlar ve çocuklar ele alınacaktır.

Başta geçmiş dönemlerden bu yana Şanhurfa'nın sosyal ve kültürel hayatında dinin önemi ile ilgili genel bilgi verilecek, sonra o dönemin dine hizmet etmek isteyen dindar kadınları ve çocukların dini eğitimi için gösterdikleri çabalar işlenecektir. Örnek olarak da 1900-1978 yılları anısında yaşamış olan Ayşe Ertan Hocahanım ve çocuklara Kur'fuı-ı Kerim okumayı öğretmek, onları dini bilgilerle teçhiz etmek için yaptığı çalışmalar gösterilecektir. Devrinin sosyal hayatının bir parçası olarak Kur'an öğrenen öğrencilere yapılan törenler, giydirilen kıyafetler görsel malzemelerle anlatılacaktır.

Ayrıca o dönemde Şanlmrfa'da dini toplantılarda okıınan yazılı metinler ile Ayşe Ertan Hoca 'mn öğrencilere ders kitabı olarak okuttuğu Osmanlı Dönemi kitapları da tanıtılacaktır.

1. Giriş: Osmanlı Dönemi Sonu ile Cumhuriyetin Başlarında (XIX. yy sonu - XX. yy başı) Şanlıurfa'da İslimi Hayat

Şanhurfa'nın sosyal hayatında diııi yaşantının kültürel açıdan önemli bir yeri vardır. Deyim yerindeyse Şanlıurfa' da dini bilgilerin öğretimi sosyal hayatın önemli bir parçası olmuştur. Çocukların din1 eğitimine verilen önem yetişkin eğitimi için de söz konusudur. Kadın erkek Şanlıurfa halkının geçmişten bu güne zengin bir dini kültürel hayatı olmuştur.

Ramazanlarda, mübarek gün ve gecelerde cami, dergfilı ve evlerde müminler toplanarak Kur'an okumuşlar, sohbetlerinde Allah'ı ve peygamberini anarak İslamı bilgilerini geliştirici kitaplar okumuşlardır. Özellikle camilerde zikir ve evrad kitaplarının okunması gelenek haline gelmiştir. Erkekler arasında bu durum oldukça yaygın iken, kadınların ev sınırlan içinde hareket ettikleri dikkati çeker. Urfalıların toplu olarak yaptıkları dua ve zikirlerde okunan kayııak eserler şunlardır:

Şanlıurfa'da Evrıid-ı Fethiyye çok yaygındır. "Emir-i Kebir'' lakabıyla meşhur olan Seyyid Ali Hemedfuıi b. Şehabeddin'in yazdığı "Evrild-ı Fethiyye", içinde çeşitli tesbihat, evrild, zikir ve duaların yer aldığı bir dua kitabıdır. "Post Duası" bu kitapta yer alan önemli dualardandır. mu Cami ve Dergfilı Camii'nde sabah namazının farzı ile sünneti arasında bu kitapta yazılı olan "Sünnet Virdi" okunur.

"Hizbü'l-Bahir", Şanlıurfa'da yaygın olan önemli bir evraddır. Ebu'l-Hasan Ali b. Abdullah e'ş-Şazeli tarafından tertip edilmiş bir zikirler topluluğu olan Hizbü'l-Bahir, Dergah Camii'nde her gün ikindi namazından soma hep bir ağızdan okunur.

İbn Haceri'l-Askalaııi'nin yazdığı Münebbihat da önemli bir kitaptır. Arapça nesir biçiminde yazılmış bir hadis kitabı olan bu eserin sonunda peygamberi ve sahabeyi öven çeşitli şiirler de yer almaktadır. Kaside-i Bürde de okunan ve ezberlenen önemli şiirlerdendir.

İbnü'l-Eşrefü'r-Rüm1 el-İznikl'nin yazdığı Müzekki'n-Nüfas, Kitab-ı Siyerü'n- Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem, Mustafa Mevlidi ve Siverekli Hacı Yusuf Efendi'nin yazdığı Mevlid-i Şerif Şanluırfiı'nm dindar halkı arasında çok okunan kitaplardandır. Mızraklı İlmihal de -kenarında Şürfltu 's-Salat yer alır- çok okunan kitaplara bir başka örnektir.

Geçmişten bugüne Şanlıurfa'nın toplum hayatında erkeklerin ve kadınların ayn ayn cemaat oluşturdukları bir gerçektir. Erkek ve kadın toplantılarında bu kitapların okunması ortak bir dini bilincin oluşmasını ve kültürün yaygınlaşmasını sağlamıştır.

* Yrd. Doç. Dr. Batman Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi.

On Dördüncü Bölüm Urfa'da Eğitim-Öğretim

292

1.1. Şanlıurfa'nın İslimi Hayatında Kadınlar ve Çocuklar Dini bilgilerin öğretilip yaygmlaştınlmasında kadınlann rolü büyüktür. Aile içinde

kadınlar -anneler, halalar, teyzeler, nineler- , çocukların eğitimine önem vererek hanım hocalann önderliğinde bir eğitim ve öğretim seferberliğinin öncüsü olmuşlardır.

Çocukların Kur'an okumayı ve dini bilgileri öğrendikleri mekanlar camiler ve evlerdir. Genellikle erkek çocukları erkek hoca camide, kızlan da kadın hocalar evlerinde okutur. Kadın hocalar kız çocuklarına ve yetişkin hammlara eğitim vermişlerdir. Genellikle dersler evlerde yapılan sohbet toplantıları esnasında icra edilir. Düğün, nişan, sünnet, doğum vb. vesilelerle hanımlar bir araya geldiklerinde sorulan sorulara göre dini sohbet şekillendirilir. Hoca hanım konuyla ilgili bilgileri sohbet biçiminde anlatarak veya dini bir kitaptan okuyarak kadınlara aktarır.

1.1.1. Dindar Kadınlar ve Dini Eğitim İçin Gösterilen Çabalar Çocukların ve hanımların İslamı: bilgileri öğrenmelerinde nice isimsiz hanım hocaların

rolü olmuştur. Onlar eğitim ve öğretimlerinde zaman içinde kendilerine mahsus yöntemler geliştimıişlerdir.

Çocukların Kur' iln okumayı öğrendikleri ortamlarda kullıınılan şu üç terim dikkatimizi çeker: "Hoca", "Halfe" , Şegird".

"Hoca" bilindiği gibi öğreticidir. Kur'iln okumayı öğrenen çocuklara "şegird" veya "hoca şegirdi" denirdi. Aslı "şagird"

olan bu kelime Şanlıurfa mahalli ağzında "şegird" olmuştur. Öğrenciler kendilerini tarııtırken "Ayşe Hoca'nın şegirdiyıh" diye tanımlarlardı.

Şegirdin bir üst ınakaım "halfe" veya "kalfa"dır. Aslı "halife" olan bu kelime de Şanlıurfa mahalli ağzında "halfe, kalfa" olmuştur. Biraz daha bilgili olan öğrenciler (Kur'iln okumaya başlayan öğrenciler) halfe olurlar; şegirdlerin derslerine hazırlanmalarına -gözlemci olarak- izlerler.

Hoca hanımlar dersleri evlerinde okutur. Ders yapılan mekanda hoca da öğrenci de mindere diz çökerek otururlar. Hocanın evi sade döşelidir. Odada hocanın minderi ve rahlesinden başka bir eşya bulunmaz. Öğrenci hocanın evine giderken kendi minderini götürür. Öğrencinin götürdüğö mindere "hoca döşeği" denir. Hoca, döşeğinde oturur; önünde rahle olur. Öğrenci, ders okuma sırası kendine geldiğinde " cüz''ünü alır; hocanın önüne oturur ve hazırlandığı dersini okur.

2. Hacı Ayşe Ertan Hocahanım Biz burada Şanlıurfa'mn geçmişten günümüze dini sosyal hayatında önemli yeri olan

hanını hocalara bir örnek olarak Hacı Ayşe Ertan Hocahanım'ı ele aldık. Kendisinin ilgi çekici hir hayatı ve yaşaım boyunca süren -yaklaşık 70 yıllık- bir hizmeti vardır. Cumhuriyetten önceki ve sonraki dönemde Şanlıurfa'da çocukların ve hanımların İslfuni bilgileri ve Kur'iln-ı Kerim okumayı öğrenmesinde Ayşe Hocahamm'ın çok emeği geçmiştir.

2.1. Özgeçmişi Hacı Ayşe Ertan Hocalıamın, 1900-1978 yıllan arasında yaşaımştır. Kur' iln-ı Keıim'i

babası Rıdvaniye Medresesi son baş müderrisi Molla İbrahim Mirdesi 'den öğrenmiştir. 9 yaşından itibaren mahallenin kız çocuklarına ders vermeye başlaımş; daha sonra ömrü boyıınca kız - erkek bütün çocuklara Kur'an-1 Kerim öğretmiştir. Kısa bir evliliği olmuştur. Eşinden ayrıldıktan sonra kardeşi Ulu Cami imaım Hacı Abdurrahman Ertan Hoca'nın yanında (evinde) hayatına ve hizmetlerine devam etmiştir. Akraba ve komşuları arasında kendisine "hala" diye bitap edilmekteydi. İlk zamanlarda kız çocukları hala(Ayşe Ertan) tarafından, erkek çocukları da Ulu Cami' de Hacı Abdurrahman Ertan Hoca (Mehmet Emin Ertan Hoca'nm babası) tarafından okutulmuştur.

Şanlıurfa'nın İslâmî Hayatında Kadın Hocaların Rolü ve Çocukların Dinî Eğitimi

293

Ayşe Hocahanım

2.1.1. Kur,in ve Din Dersi Öğreticiliği 79 yaşında vefat eden Hacı Ayşe ~ 70 sene K.ur'in-ı Kerim eğitimi vermiştir.

Baba evinde, koca evinde, kardeş evinde bu eğitim devam etmiştir. Bu hizmetten herhangi bir ücret talep etmemiş, fahri olarak görevine devam etmiştir. Dokuz yaş gibi küçük bir yaşta öğreticiliğe başlayan Ayşe Hocabanım kız erkek bütün çocuklara ders vermiştir. Cumhuriyetin ilk yıllarında Kur'in-ı Kerim!in ve dini eğitimin yasak olduğu dönemlerde bile Kur'an okumayı öğretme vazifesini bırakmamıştır. Ders esnasında dalına baskına uğramanın korkusunu yaşamış; zaman zaman sokağa gözcüler buakmak mecburiyetinde kalmıştır.

2.1.1.1. Kur,in Öğretme Metodu Hacı Ayşe Hanım, derse elif-ba ile başlar; önce harfi.eri. soma heceleri, daha soma

kelimeleri birleştirme yoluyla tümevarım yöntemiyle öğretirdi. Hocahamm, harfleri hiç bilmeyen çocuklara ilköğretimi Ali Haydar Efendi'nin hazırladığı Elifba ile başlatırdı.

Yeni öğrenmeye başlayan şegird birinci aşamadadır. 1. Aşama: Kur'an!a "elif be'' yani "ElifCüzü,,nden. başlanır. Önce elif bi harfleri şu şekilde talim ettirilir. Elif, be üstünde bir nokta, te üstünde iki

nokta, se üstünde üç nokta, cim karnında bir nokta, ha' da yok ..• diye devam eder. Sonra harekeler öğretilir: be üstün be, be esre bi, be otra (veya otıu) bu .. Bu şekilde

harekeler tek tek bütün harflere uygulanır; tekrar yapılır. "Otra veya otıu", harfleri "o,u,ö,ü" okutan "ötre,, işaretinin mahalli ağızdaki söylenişidir.

Harekelerden sonra kelimelere sıra gelir. Bunlar da heceleyerek okutulur. Bunlar öğretildikten sonra şegird için Elif Cüzü'nü bitirip diğer cüzlere geçmek bir

merasimle olurdu. Bu merasimde hocaya ve öğrenciye hediye verilirdi. Böylece öğretimin birinci aşamasından ikincisine geçilirdi.

On Dördüncü Bölüm Urfa'da Eğitim-Öğretim

294

2. Aşama: Bu aşamanın programı şöyledir: Elif be'yi geçen öğrenciye Kur'iıı.-ı

Kerim'in sonundan başına doğru olarak "Amme Cüzü", "Tebareke Cüzü", "Kad semi Allahu Cüzü" okutulur; talim ettirilen son cüz olarak "Vezzariylitı" dan soma şegird Kur'iıı.'a çıkar.

"Amme Cüzü" 30.cüz, yani Kur'an-ı Kerim'in son cüzüdür; burada kısa sureler yer alır. Cüzün başında bulunan Nebe' Suresi bu kelime ile başladığı için cüz "Amme" ismini alır."Tebareke Cüzü" 29.cüzdür; Mülk Suresi ile başlar, Mürseliit Suresi ile biter. Burada da kısa sureler vardır. "Kad semi' Allahu Cüzü" 28.cüzdür; Mücadele Suresi ile başlar, Tahrim Suresi ile biter. Mücadele suresi "Kad semi' Allahu" ibaresi ile başladığı için cüz bu adı alır. "Vezziiriyatı Cüzü" ise Zilriyat Suresi ile başlar. Daha doğrusu Zilıiyat suresi 26. Cüzün sonu ile 27. Cüzün başında yer alır. Zilriyat Suresi de "Vezz!iriyatı" ile başladığı için okunan cüz bu ismi ahmştır.

Cüz eğitiminde usill, önce Kur'an-ı Kerim'in son cüzü olan otuzuncu cüzün(Amme cüzü) sondan başa doğru heceleye heceleye okutulmasıdır. Kısa sureleri ihtiva eden bu cüz Nebe' Suresi ile başlar, Nas Suresi ile biter.

Öğrenciye her gün bir kısa sure talim ettirilir, uzun olursa iki günde bir okutulurdu. Çocuk ikinci aşamada ciizlerde iken "Namaz Sureleri" dediğimiz kısa sureler ezberletilir. Artık din eğitimi başlamıştır. Abdest nasıl alınır, namaz nasıl kılınır gibi bilgiler verilmeye başlanırdı. Bu fasılda talıiyyat, salat ve selamlar, nanıazda okunan dualar aynca imanın İslamın şartlan öğretilirdi. Küçük sureler okutulurken bu surelerin hikayeleri de öğretilirdi. Mesela, et-Tebbet Suresi, el-Fil Suresi, ez-Zilzal Suresi gibi surelerin hem açıklamalım hem sebeb-i nuzillleri çocuğun anlayacağı şekilde yorumlaoır; bir nevi tefsir yapılırdı. Buna "surenin hikayesi" denirdi.

"Lem yekün"e yani 30. Cüzde yer alan el-Beyyine Suresi'ne gelince hocaya helva getirirlerdi. "Lem yekün, helva bükün" denirdi. Bundan sonra sıra el-İnşikak Suresi'ne gelirdi. Aym cüzde yer alan bu sureye gelindiğinde ise "İzassemaün şakkat, hocaya lazım bir okka et", şeklinde tekerleme söylenirdi.

İkinci aşamanın ilk cüzü olan 30. Cüzün yani Amme Cüzü'nün tamamlanmasında Amme (Nebe') suresinin talimi çok önemlidir. Bu sure okutulup bitirilince ciddi bir merasim yapılırdı. Çocuğa yeni Mushaf ve yeni elbise alırur. Bu merasimde "Kur'iin'a çıkına" ifadesi kullanılır. Böylece çocuğu anne-baba ve akrabalan hocaya getirirler, "oğlumuz I kızımız Kur' iin' a çıktı" diye sevinç izhar ederlerdi.

Cüzler bittikteo sonra şegird Kur'iin'a çıkar ve artık "halfe" veya ''kalfa" olurdu. Kur'iin-ı Kerim'i okumaya Fatiha suresinden başlar; kabiliyetine göre günlük dersler halinde Kur'an-ı Kerim'in tamamını okumağa çalışırdı. Bu işleme "hatim etme" denirdi. "Oğlumuz I kızınıız ne yapıyor? Kur'iin'a çıktı, hatim ediyor" veya "yakında hatim edecek inşallah!" denirdi.

2.2. Devrin Sosyal Hayatında Kur' An Okumayı Öğrenen Çocuklara Yapılan Törenler

Özel merasimlerde çocuklara yeni elbiseler giydirilir ve ilahiler okunurdu. "Şol cenoetin ımıaklıın akar Allah deyü deyü" ilfilıisi ve "Cihiin içre şiih itler I Kalbler üzre mfilı ider I Vasıl-ı Allah ider I La ili!he illallah" şeklinde başlayan tevhid kasidesi okıınurdu. Öğrenciler törende yürürken "Failatün Failatün Failat /Ver Muhammed Mustafa'ya salevat" biçiminde öğrenci ve seyirciler tarafından hep bir ağızdan salevat getirilirdi. "Failiitün Faililtün Failün" aslında şiirin vezni olduğu halde sanki o da bir mısra imiş gibi "Failatün Failatün FailJlt " şeklinde beyte dahil edilerek yüksek sesle okunurdu.

Kur'iin-ı Kerim'i batın eden çocuğa yeni elbise giydirilir, hatim töreninde mevlid okutulurdu. Erkek çocuklarına sünnet elbisesine benzer süslü kıyafetler giydirilirdi. Kızların da hatim için hazırlanmış güzel elbiseleri ve başörtüleri olurdu. Hatim cemiyeti çok ciddi bir merasimdir. Şagirde ve hocasına elbise ve başka hediyeler alınır. Sini içinde o hediyeler hocanın

Şanlıurfa'nın İslâmî Hayatında Kadın Hocaların Rolü ve Çocukların Dinî Eğitimi

295

evine ~eyiz gider gibi- törenle götürülür. Yolda ar~lan ve hatim indiren çocuk ilahiler okur. Çeyiz alayı gibi sokakta "hatim alayı" gider. "Oğlumuz I kızımız hatim etmiştir! Hala hala hey!" diye sevinç gösterisi yapılır.

2.3. Ayşe Hocahanımm Öğrencilerine Ders kitabı Olarak Okuttuğu Osmanlı Dönemi Kitapları

Ayşe Hocahanım yan ümmidir. Yani okumayı bilir fakat yazmayı bilmezdi. Mevlidü:n NebiY,YÜ(mahalli mevlid), Ahmediyye, Muhammediyye gibi o dönemde yaygın olan her türlü kitabı okurdu; yazamazdı. Bu kitapları çocuklara eğitim amaçlı okuturdu.

Urfa (Ruha) ve çevresinde Mustafa Mevlidi veya Mevlidün NebiY,YÜ diye bilinen Hikilye-i Mevlidü'n-Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem isimli kitap eskiden beri çok okunur. Süleyınan Çelebi Mevlidi bu yörede pek okunmaz. Fakat bu kitabın içinde Süleyınan Çelebi Mevlidinden alınmış bölümler de mevcuttur. Mustafa Mevlidi, ınevlid toplantılarının icra ediliş biçimine göre düzenlenmiş bir kitaptır. Başta mevlid okumanın gerekliliğini ve faziletini anlatan bir hikaye bulunur. Daha sonra kasideler ve fülhiler gelir. Bunlardan sonra "Allah adın zikr idelim evveHi I Viicib oldur cümle işde her kula" diye bildiğimiz mevlid metni başlar. Mevlid törenlerinde bu kitapta yer alan Hz. Halil İbrahim'in kıssası okunur. Hz. İbrahim "Bir oğul bağışla lutfınla bana I Sevdigiıni kurban eyleyeın sana" şeklinde dua ediyor. Gördüğü rüya üzere çok sevdiği oğlu İsmail'i kurban etmeye kalkışıyor. Aynca Güvercin Hikayesi de çok okunur. Bu hikayede de Cebrail ve Mikail isimli iki melek güvercin ve doğan kılığına girerek peygambere geliyorlar.

Ayşe Hocahanım öğrencilerine Hikfrye-i Mevlidü'n-Nebi kitabım da okutmuştur.

Mustafa Mevlidi'nin içindeki manzum olarak yazı!!Dlş söz konusu hikayeleri öğrenciler

ezberlerler. Bu satırların yazan, günümüzde Şanlıurfa' da yaşayan yaşı yetmiş beşin üzerinde birkaç kadından ezbere Halil İbrahim Kıssası, Güvercin Hikiiyesi ve Geyik Hikayesi gibi manzum parçaları diı:ıleıniştir. Bu hammlar, yazara, Ayşe Hocahamm'm öğrencisi olduklarım ifade etmişlerdir.

Ayşe Hocaharum d1n1 bilgiler için de Mızraklı İlmihal'i okutmuştur. Bu kitabı öğrencilere adeta ezberletecek kadar çok tekrar ettirmiştir.

3.Sonuç Geçmişten günümüze baktığımızda Şanlıurfa'da dini uygulamaların ve törenlerin sosyal

hayatta önemli bir yer tuttuğunu görürüz. Medreselerde verilen eğitim dışında sade vatandaşın Kur'iln okumayı ve İslJl.m dininin kurallarım öğrendiği yer camiler olurdu. DM toplantılarda yapılan sohbetler ve okunan kitaplar insanların bilgi, görgü ve kültürlerini geliştirmede yardımcı olurdu.

Şanlıurfa'nın sosyal hayatında çocukların dini eğitimi çok önemlidir. Anneler bu konuya çok önem vererek imkfuılarım seferber etmişlerdir. Çocukların Kur'iln okumayı öğrenmelerinde kendi evlerini okul haline getiren hanını hocaların rolü büyüktür. Onların eğitim ve öğretimde uyguladıkları metot araştınlmaya ve incelenmeye değer bir yöntemdir. Gerek derslerinde gerek mevlid gibi toplantılarda okuyup okuttukları dini muhtevalı halk kitapları da Şanlıurfa'nın kültürü için önemli bir yer tutar. Bu hammlara bir örnek olmak üzere tamttığumz Hacı Ayşe Ertan Hocahamm da Şanlıurfa kültürü ve sosyal yaşamında ilgi çekici efsane bir şahsiyettir.

Kaynaklar Abdülkadiroğlu, Abdülkerim. "Akif Mevlidi yahut Kadınlar Mevlidi"', Gazi Üniversitesi

Eğitim Fakültesi Dergisi,1999, Dr. Himmet Biray Özel Sayısı, s.404-407. el-Hac, Yusuf Sami Efendi, Mevlidü 'n-Nebf Sallallahu Aleyhi ve Sellem, İstanbul:

Hulusi Efendi Matbaası, 1322 (1904). Hikilye-i Mevlidü 'n-Nebf Sallallahu Aleyhi ve Sellem, İstanbul: Matbaa-i Osmaniyye,

1311 (1893).

Urfa'da Eğitim-ÖğretimOn Dördüncü Bölüm

296

İbn Haceri'l-Askalaııl, Münebbihat, İstanbul: Salllh Bilici Kitabevi, 1326 (1908). İbnü'l-Eşrefü'r-Rüınl el-İznild, Müzekki'n-Nüjüs, İstanbul: Osmanlı Kütübhanesi, 1327

(1909). Kasfde-i Bürde, İstanbul: el-Hac Ali Rıza Efendi Matbaası, 1281 (1864). Kitab-ı Siyerü 'n-Nebf Sallallahu Aleyhi ve Sellem, İstanbul: Matbaa-i Osmaniyye, 1308

(1890-1891). Kur' an-ı Kerim Meali, Ankara: Diyanet İşleri Başkanlığı, 2012. Mızraklı İim-i Hal, İstanbul:Matbaa-i Osmaniyye, 1306 (1888-1889). Özalp, N. Ahmet, Hikaye-i Mevlidi 'n-Nebi: Mevlid Hikayeleri, İstanbul: Büyüyenay

Yayınlan, 2014. Öztiirk, Zehra, "Eğitim Tarihimizde Okuma Toplantılarının Yeri ve Okunan Kitaplar",

Değerler Eğitimi Dergisi, 2003, c. I, sy. 4, s. 131-155. --------,"Osmanlı Döneminde Kıraat Meclislerinde Okunan Halk Kitaplan", Türkiye Araştırnıaları Literatür Dergisi, 2007, c. V, sy. 9, s. 401-445.

Seyyid Ali Hemedfull b. Şehabeddin, Evrad-ı Fethiyye, yayına haz. Halil Bey AKSOY, Ankara: 2008.

Sözlü Olarak Bilgisine Başvurulan Kişiler: Dr. Mehmet Emin Ertan, Necla Işıklar, Vesile Özateş.