pervÎn İ İ’tİsÂmÎ’nİn dİvanindakİ temel...
TRANSCRIPT
The Journal of Academic Social Science Studies
International Journal of Social Science
Doi number:http://dx.doi.org/10.9761/JASSS7535
Number: 66 , p. 143-151, Spring II 2018
Araştırma Makalesi / Research Article
Yayın Süreci / Publication Process
Yayın Geliş Tarihi / Article Arrival Date - Yayınlanma Tarihi / The Published Date
27.02.2018 15.04.2018
PERVÎN-İ İ’TİSÂMÎ’NİN DİVANINDAKİ TEMEL KONULAR BASIC SUBJECTS IN PARVIN E'TESAMI’S DIWAN
Dr. Öğr. Üyesi Osman Aslanoğlu
ORCID ID: https://orcid.org/0000-0001-6534-3125
Dicle Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Doğu Dilleri ve Edebiyatları Bölümü
Öz
İran Edebiyatının en büyük kadın şairlerinden olan Pervîn-i İ’tisâmî, babasının
edebiyatçı olması nedeniyle küçük yaşta edebiyatçılarla ve edebiyatla tanışmıştır. Küçük
yaşlarda şiirler yazmaya başlamış ve herkesin beğenisini toplamıştır. Şiirlerinin tarzın-
dan dönemin meşhur pek çok Fars şairi övgüyle bahsetmiş ve Melik’üş-Şuarâ Bahâr,
onun divanına bir mukaddime yazmıştır. Çağdaş döneme ait bir şair olmasına rağmen
tarz ve şekil olarak Klasik İran şairlerini taklit etmiş, onların yolundan gitmiş, çok sade
bir dil kullanarak anlaşılır ve kulağa hoş gelen şiirler yazmıştır. Sade diliyle beraber
semboller kullanarak çok farklı bakış açısıyla derin mesajlar vermiştir. Şiirlerinde irfan,
ahlak ve ilim gibi insani değerlere ve konulara değinmekle beraber o dönemde İran’da
ve genel olarak sosyal hayatta karşılaşılan problemler üzerinde de durmuştur. Bir bayan
şair olarak kadınların toplumdaki yerinin daha ileride olması gerektiğini savunmuş ve
anneliğin önemine değinmiştir. Tabiattaki varlıkları konuşturarak ahlaki, sosyal ve siya-
si mesajlar vermiştir. Yöneticilerin adil olması gerektiğini, toplumun işçi sınıfının uyan-
ması gerektiğini yakınarak belirtmiştir. Tabiattan aldığı bazı semboller şimdiye kadar şi-
irlerde hiç kullanılmamıştır. Pervîn hem klasik, hem de çağdaş özellikleri şiirinde bir
araya getirmiş bir şairdir. Genç yaşta ölmesine rağmen geride değerli bir divan bırakmış-
tır. Farklı ve tatlı üslubuyla çağdaş İran şiirinin kraliçesi ünvanına sahip olmuştur. Bu
çalışmada şairin hayatı, edebi yönleri ve şiirlerindeki konular üzerinde durulmaya çalışı-
lacaktır.
Anahtar Kelimeler: Pervîn-i İ’tisâmî, Çağdaş İran Şiiri, Farsça, Kadın Şairler
Abstract
Parvin E'tesami who is the one of greatest woman of Iran Literature, because of
her father’s being a litterateur, has met with litterateurs and literature at young age.
Many famous Persian poets of her period has mantioned her poems’ style with praise
and Malik al-Shuara Bahar, has written an introduction to her diwan. Although being a
contemporary poet she has imitated the classic Persian poets as style and form and she
144
Osman Aslanoğlu
has followed their literary way. She has written comprehensible and euphonic poems by
using a very clear language. She has used symbols with her clear lanugage and has given
deep messages with her different point of view.In her poems, she has mentioned not
only human values and subjects such as wisdom, morals and education, but also the
problems generally encountered in social life and in that period in Iran. Therefore Parvin
is a poet who has brought together both classic and contemporary features in her poems.
Although she has died at her young age, she has left a precious classical ottoman po-
etry/divan in her back. She has had the name of contemporary Persian poem’s queen
with her different and pretty style. With this study, it will be able to study focus on both
personal and literary sides of poet.
Keywords: Parvin E'tesami, Contemporary Iran Poem, Persian, Farsi, Woman
Poets
Giriş
Asıl adı Rehşende İ’tisâmî olan Pervîn
16 Mart 1907’te(Müeyyid, 1368:214) Tebriz’de
dünyaya geldi.(Aryânpûr, 1374: 539; Rızazâde
Şefik, 1352: 635.) Babası Mirzâ Yusuf Han
İ’tisâmî (ö.1316 hş./1937) onun yetişmesinde
en büyük rolü oynayan kişidir. Yusuf İ’tisâmî
gençliğinde Tahran’a gidince ilmî, edebî ve
ahlaki, aylık bir dergi olan “Bahâr”ı yayınla-
dı.(Gulî Zevâre, 1385: 60-61) Pervîn’in edebiyat
sahasına geçişinin en önemli başlangıç noktası
bu dergide ilk şiirlerini yayınlamasıydı deni-
lebilir.
Ailesiyle Tahran’a yerleşen Pervîn,
küçük yaşlarda babasının yanında Fars ve
Arap Edebiyatı’yla tanışmış ve pek çok ilmi
babasının yanında öğrenmiştir.(Peykânpûr,
1387: 28) Bütün bunların etkisiyle çocuklu-
ğundan itibaren şiir ve nazma yönelmiş ve
bunları o kadar ilerletmişti ki merhum Allâme
Dihhüda (1879-1956) ve Melik’üş-Şuarâ Bahâr
(1886-1951) gibi büyük ediplerin edebi ve şiir
meclislerine katılıyordu. (Peykânpûr, 1387:
29) Bu edebiyatçılar arasında Said Nefîsî
(1895-1966) Nîma Yûşic(1897-1960) gibi genç
şairler de vardı ve haftanın belirli günlerinde
Pervîn’in evinde edebiyat toplantıları yapı-
yorlardı.
Pervîn, ilk şiirlerini 7-8 yaşlarında(C.
m., 1989: 205-211) söylemeye başlamıştı. Bu ilk
şiirleri, daha çok ahlaki ve toplumsal idi ve babası-
nın yönettiği Bahâr dergisinde yayınlanıyor-
du.(Yâsemî, 1316: 34) Daha küçük yaşlarda
yazdığı bu şiirleri, edebiyat sahasında ilgi
uyandırıyordu. Henüz 11 yaşlarında Firdevsî
(ö. 411/1020), Menuçehrî-yi Damğânî (ö.
432/1040), Nâsır-i Husrev (ö. 481/1088), Enverî
(ö. 583/1187), Nizamî-yi Gencevî (ö. 619/1222)
ve Mevlâna Celâleddîn (ö. 672/1273) gibi ünlü
şairlerin şiirlerini okuyordu.(Aryânpûr, 1374:
540) “Ey küçük kuş” adlı ilk şiirini henüz
12 yaşında yazmıştı. İlk basılan divanındaki
şiirler, 30 yaşından önceki yıllarda söylediği
şiirlerdi.(Hanlerî Kiyâ, 1348: 104) Bu da
Pervîn’in genç yaşta şiirle ne kadar yakından
meşgul olduğunu göstermektedir. Dönemin
Dihhüda (1879-1956) ve Allâme Kazvinî (1874-
1949) gibi meşhur edebiyatçılar, Pervîn’in
divanı hakkında övgü dolu yazılar yazmış-
lardı.(Yâsemî: 34)
Babası, Pervîn’in eşinden boşanma-
sından sonra divanının basılmasına izin ver-
miş ve Melik’üş-Şuarâ Bahâr (1886-1951) di-
vana övücü bir mukaddime yazmıştır.(Gulî
Zevâre, 1385: 60) Divanının ilk baskısındaki
şiirler, 30 yaşından önce söylediği şiirlerdi. Bu
baskıda150 şiir vardı.(Kiyâ, 1348: 104) Pervîn,
divanın ikinci baskısını hazırladığı sıralarda
hastalanmış(Gulî Zevâre, 1385: 68) ve 1941
yılında 34 yaşında vefat etmiştir. Ölümünden
bir yıl önce beğenmediği şiirlerini yaktığı
söylenir.(Yaylalı, 2011: 124)
Pervîn’in edebi kişiliğinin en önemli
meyvesi şüphesiz divanıdır. Pervîn’in diva-
nında 248 şiir bulunmaktadır. 20 yıllık şairlik
hayatında 209 kaside, kıta, gazel, mesnevi, beş
kısa kıta, bir kaç tane iki üç beyitlik şiir ve on
bir tane de tek beyit söylemiştir. Divanındaki
beyitlerin toplamı 5606 beyit kadardır.(Gulî
Zevâre, 1385: 68) Bu şiirlerinden 65 tanesi ise
Pervîn-İ İ’tisâmî’nin Divanındaki Temel Konular 145
münazara tarzındadır.
Divanındaki Konular
Pervîn’in kişiliği, felsefî görüşleri, fi-
kirleri, üslûbu ve ahlâkî mazmunlarıyla İran
edebiyatında ayrı bir yeri vardır.(Savi,
2007: 246-247) Pervîn ahlaki konulardan dinî
konulara, kadınlardan doğanın tasvirine, id-
eal kişilikten ideal yöneticiye kadar pek çok
alandaki fikrini şiirleriyle beyan etmiştir.
Pervîn-i İ’tisâmî’nin şiirlerine bakıldı-
ğı zaman ahlaki tavsiyeler niteliğindeki şiirle-
rin çoğunlukta olduğu görülür. Hemen he-
men bütün şiirlerinde insani ve ahlaki öğütler
verir. Fakat bazı şiirlerinde toplumsal sorun-
lara değinir ve hatta siyasi eleştiri yapar.
Onun bu türdeki şiirleri Pervîn’i toplumsal
şairler sınıfına dahil etmiştir. Kedkenî (1939-)
şairleri, şiirlerinin konularına göre tasnif
ederken Pervîn’i siyasi ve toplumsal konulara
değinen şairler grubunda değerlendirilmiş-
tir.(Şefik, 1352: 629) Edebiyatçıların yaptığı bu
tür tespitler, bize Pervîn’in toplumsal ve siya-
sal şiirlerinin, ahlaki ve eğitsel şiirlerini bas-
tırdığını ortaya koymaktadır.
Pervîn sosyal konuları en az 34 şiirde,
Kadınlar konusunu 12 mesnevide ve çocuklar
konusunu 8 şiirde işlemiştir. 10 mesnevide
yöneticilerin eleştirisi vardır. 15 kadar şiirde
fakirliği, güçsüzlüğü ve sahipsizliği işler. Ayrıca
54 şiirde işlenen mesajı bizzat kendi adını
zikrederek kendi nefsine yöneltir ve daha çok
ahlaki öğütler içerirler. Yine Klasik Fars şiiri-
nin en temel konularından felek, zaman ve
dünyanın eleştirisi önemli bir yer tutar ki
bunlar da 30 kadar şiirdir. Pervîn’in işlediği
konuları beş temel başlıkta ele alabiliriz:
1. Çalışanlar ve yoksullar
Pervîn halkın yoksul ve işçi sınıfıyla
ilgili şiirler de yazmıştır. Onların sorunlarına
ve onlara yapılan haksızlıklara çokça değin-
miştir. Belki de bu duyarlılığının sebebi Fran-
sız edebiyatından okuduğu eserlerdir. Pervîn,
babasının yol göstermesiyle küçük yaşlarda
Fransız Romantizm Edebiyatıyla tanışmıştı ve
özellikle Victor Hugo’nun ve “Sefiller” eseri-
nin etkisi altındaydı.(Destgayb, 1376: 9) Pervîn
şüphesiz Avrupa düşüncesinden ve özellikle de
babası İ’tisâm’ül-Melik’in Fransız şairlerden ter-
cüme ettiği şiirlerden etkilenmiştir.(Nümûnehâyî
Ez Sohenân, 1366: 123) Pervîn, hayatın toplumsal ve gerçek
mazmunlarını şiire sokmuş, yoksullara öğüt
ve tavsiyelerinde güzel ve hoş nükteler kul-
lanmıştır.(Hanlerî Kiyâ, 1348: 104) Çalışma,
insanı ve toplumları ileri götüren en önemli
şeydir. Eğer çalışma olmazsa şairin şikâyet
ettiği ve toplumsal bir sorun olan fakirlik ve
diğer kötü sonuçlar baş gösterir. Ama toplu-
mun en alt tabakası olan işçi ve fakirlerin de
bulundukları kötü durumu hak etmediklerini
belirtir. Toplumsal sınıfların arasının çok açıl-
dığına değinir. Bunun için işçilere de bazı
şiirlerinde “yeter” diye seslenir: از حقق پايوال خيطتي کي پرسطی
:İ’tisâmî, 1384)چذ هي ترسی ز ر خاى جاب ای رجثر127-128)
Pâyimal olmuş hukukunla ilgili bir şey sor
Ne kadar korkuyorsun her han ve kişiden ey renç-
ber!
Toplumda ezilen ve sahipsiz kalan kesimler-
den biri de şüphesiz yetimlerdir. İslam’da
oldukça önem verilen yetim hakkı, Pervîn’in
şiirlerinde de yerini alır. Bu konuya değinme-
si aynı zamanda yetimlerin hakkını yiyen
zalimlere bir sitemdir. Bazı insanlar hem baş-
kalarına zulmeder, hem de âhiretteki nimetle-
re kavuşmaktan bahseder. Burada büyük bir
çelişki vardır. Şair toplumda böyle insanların
yetimlere zarar verip, öldürüp sonra da kalkıp
Cennet bahçesini veya Tûba ağacını istediğini
belirterek onları eleştirir: خای کطی در يتين خى را طتی ی ساي تطت تاغ
Yetimin kanını çekiyorsun ama istiyorsun
Cennet bahçesini ve Tûba’nın gölgesini
Kaside;07/37
“Rûh-ı Azorde/İncinmiş ruh” şiirinde
yoksul bir gencin yaşadıklarını anlatır. Fakir-
liği “bela” olarak isimlendiren şair onun, fakir-
liğin etkisiyle ölümü ister duruma geldiğini
146
Osman Aslanoğlu
belirtir. Ancak bununla birlikte ikinci bir kişi-
yi de konuşturarak işin kader ve sabır boyu-
tunu; elde olan nimetleri nazara vererek ona
teselli verir: تکطت رح کرد خست تن فقر، تالی
يست رايگای يس آى قاعن، تورگFakirlik belası hasta etti bedenimi ve öldürdü ruhu
Razıyım ölüme, o dahi bedava değil
Mesnevi;74/02
Toplumsal sınıfların birbirinden uzak olma-
ması gerektiğini savunan Pervîn, zenginlerin
fakirlere el uzatması gerektiğini de belirtir: فقيراى تا يکی ک خدتيي، هط
(İ’tisâmî, 1384: 145)را اغيا تدست فرض خستييBencil olma! Çünkü fakirlere yardım
Olmuş zenginlerin ilk farzı
2. Yöneticileri eleştirisi
Pervîn’in şiirlerinde göze çarpan sos-
yal sorunlara duyarlılık ve bunları işleyiş
tarzı, onu pek çok emsallerinden ayıran en
önemli özelliktir. Pervîn şiir söylemeyi, top-
lumsal eleştiriye çeviren, temsil ve münazara
tarzıyla itiraz içeren şiirler yazan ilk kadın
şairdir.(Mumtehin & Muhammedî, 1390: 124)
Pervîn, yöneticilerin nasıl olması ge-
rektiği ile fikirlerini de şiirleriyle açıkça beyan
etmiştir. Hem yaşamında hem şiirlerinde yö-
neticilerin yanında yer almamıştır. “O, her ne
kadar ahlaki konuları işlemede ve siyasi me-
seleleri dolaylı olarak ele almada Sa’dî gibi
İran’ın klasik şairleri ve siyaset yazarlarının
takipçisi ise de onların aksine şiirlerinde hiç
bir zaman dönemin yöneticilerini ve büyükle-
rini medih ve senayı, Sa’dî ve diğerlerin şiir-
lerinde çok olduğu kadar işlememiş-
tir”.(Ahmedî, 1388: 42)
Edebiyatçılar Pervîn’in siyasi sorunla-
ra tepkisini şiirlerinde görmüş ve onun hak-
kında şu tespitleri yapmışlardır. Zulümle ve
zalimle savaşma, gösteriş ve riyakârlıkla mü-
cadele, yalanı, kini, hileyi, üstünlük taslamayı
kötüleme, zalim kadılara, memurlara, hâkim-
lere, idarecilere ve doğru yoldan sapanlara ve
yoksullara zulmü ve ayrımcılığı reva görenle-
re yüklenme.(Destgayb, 1376: 9)
Yukarıdaki bahsedildiği gibi Pervîn,
kadı ve hâkimleri de hedef almıştır. “Hırsız ve
hâkim” isimli şiirinde bir hırsızın hâkimle olan
konuşmasını aktarır. Burada hırsız, hâkimin
herkesin önünde yanlışlık yaptığını; ama un-
vanı, konumu ve fikri nedeniyle fark edilme-
diğini ve hâkimin bu yanlışlıkları ilmiyle ve
bilerek yaptığını; bu nedenle aslında hırsız-
dan daha kötü bir durumda olduğunu belirtir: ريذ ديي دزد تستذ زر دزد
ذيذ را قاضی ديذ را ها ضحAltın hırsızını bağladılar, din hırsızı kurtuldu
Bekçi bizi gördü, kadıyı görmedi
Mesnevi;58/17
Pervîn, ‚Nûşirevan’a mektup‛ ve
‚Bîjen’in şikâyeti‛ isimli şiirlerinde padişahla-
rın zulüm yapmalarına ve meşru olmayan
mal biriktirmelerine değinir ve onları maz-
lumların ahlarından ve nefretlerinden sakın-
dırır:(Müeyyid, 1368: 218) Pervîn’in muhatap-
ları çoğunlukla sultanlar ve hâkimler-
dir.(Bânûkerîmî, 1373: 248) Onları, halkın ya-
nında olmamakla eleştirir: کضذ هولکت تعوير ت ک اگر ضاى
(İ’tisâmî, 1384: 325)کذ تارگا تعوير ک است حاجت چŞahlar eğer ülkeyi imar için çalışıyorsa
Saray imar etmelerine ne hacet var
Pervîn padişahların insanları aldattıkla-
rını ve bu şekilde iyi görünürken aslında ye-
timlerin ve halkın haklarını gasp ettiklerini ve
halkı öldürdüklerini söyler. Bunu ifade eder-
ken padişahların bir kurt gibi olduklarını;
ama çoban elbisesi giyerek ve ellerine birer
asa alarak halk sürüsünü aldattıklarını söyler: است فريفت ضثای چب رخت ت را ها
آضاست گل تا ک سالاست گرگ ايي است رسى هلک، خرد د ک اپارس آى گذاست خرد رعيت هال ک پادضا آى
Bizi çoban elbisesi ve asasıyla aldatmıştır
Bu kurt yıllardır bu sürüyle arkadaştır
Bina ve mülk alan zahit eşkiyadır
Halkın malını yiyen padişah dilencidir
Mesnevi;15/05-06
3. Kadın
Pervîn’in şiirlerinde göze çarpan ko-
nuların başında “kadınlar” gelir. Bu konu ba-
zen toplumsal boyutuyla veya toplumdaki
konumu hakkındadır veya kadınlık ve anne-
lik boyutuyla işlenmiştir. “Pervîn özellikle
kadınlarla ilgili akımlara, özgürlük ve hukuk
hareketlerine fiilen katılmamış ama yalnızlı-
Pervîn-İ İ’tisâmî’nin Divanındaki Temel Konular 147
ğını şiirlerine yansımıştır.”(Aryânpûr, 1374:
540; Muhammedî, 1387: 10) Değindiği noktalara bakılırsa Pervîn,
kadınlar hakkında daha çok şu noktalara vur-
guda bulunmuştur:
1- Kadınların bilgisine ve toplumun ge-
leceğinin onların elinde olduğuna.
2- Onların bilgiden istifadesi ve bu bilgi-
nin toplumdaki etkisi.
3- Kadınların ıslahı ve onların toplum-
daki her türlü bozukluktan uzak oluşları. (Peykânpûr: 43)
Şair, toplumdaki iki çeşit eşitsizliğe
değinmiştir. Bunlar “cinsiyet eşitsizliği” ve
“sınıflar arasındaki eşitsizlik”. Fakat sınıflar ve
tabakalar arasındaki eşitsizlik Pervîn’in dik-
katini daha çok çekmiştir. Çünkü Pervîn, top-
lumundaki cinsiyet eşitsizliklerini o kadar
tehlikeli görmüyordu.(Zulfikar & Mirzâyî,
1390: 32) Pervîn, bazı şiirlerinde kadın hakları
konusunu bağımsız olarak işlemiştir. Kadının
konumu ile ilgili olarak söylediği en büyük
şiir “Üns Meleği” adlı şiiridir. O, bu şiirinde
kadının kişiliğini gönül alıcı bir şekilde resim-
lemiş, kendi dinî inançlarının tamamından bu
şiirinde faydalanmıştır. Ona göre kadının
olmadığı sarayda, üns ve şefkat yoktur. “Faki-
rin üzüntüsü”, “Güçlü ve Güçsüz”, “Yoksul”,
“Karabahtlı”, “Yaşlı kadının şikâyeti”, “Yaralı
kalp”, “Keman-ı kazâ”, “Arzulu çocuk”, “Uzak
görüşlü anne” gibi şiirlerinde kadını, özellikle
anneyi savunmuştur. O, “İffet hazinesi” isimli
şiirinde ise kadınların özgürlüğünü savu-
nur.(Zindegînâme ve nakd, 2017)
Pervîn’e göre kadın şefkati ve iyiliği temsil
eder. Eğer bir toplumda veya bir yerde kadın
bulunmazsa orada büyük bir eksiklik vardır.
Kadının olmadığı bir saray dahi veya bundan
yola çıkarak kadının katılmadığı bir yönetim
adil ve şefkatli davranamaz ve zulüm baş
gösterir. Kadın bir bedendeki kalp gibidir.
Sevginin merkezi olan kalp, kadın şefkatini
temsil eder. Bir bedende kalp yoksa hayatın
olması da düşünülemez: يست ضفقت اس يست، زى ک سرای آى در
راى است هرد هرد، دل ک جد آى درKadının olmadığı sarayda sevgi ve şefkat yoktur
Kalbin öldüğü vücutta, ruh ölmüştür
Mesnevi;104/01
Ona göre kadın ile erkek birbirini tamamla-
yan iki parçadır. Kendi aralarında dengeli bir
yardımlaşma sergilemelidirler. Pek çok bilge
ve edebiyatçı gibi erkek ve kadın terazisinin
ağırlığını, ev işlerinin idaresinde eşit saymış
ve onları gemi ile kaptana benzetmiştir: چيست دای حکين، ای هرد، زى ی ظيف
-İ’tisâmî, 1384: 247)کطتيثاى ديگريست آى کطتی يکيست
248) Kadın ve erkeğin vazifesi, ey bilge bilir misin ne-
dir?
Biri gemi, diğeri de kaptan
Şair, kadının anne olarak üstlendiği görevden
bahsederken onu bir öğretmene benzetir.
Anne terbiyesi bir “okul” görevi görmektedir.
Bu konuda şair, tarihteki ünlü zeki kişilerden
Eflâtun ve Sokrat’ı örnek verir ve bunların
büyüklüklerini annelerine bağlar: است کدک آهزگار خست هادر، داهي (İ’tisâmî, 1384: 338)هادری اداى پررد کجا داطر، طفل
Anne kucağı, çocuğun ilk öğretmenidir
Zeki çocuğu, cahil anne nerede yetiştirmiştir
Pervîn’e göre eğer İranlı kadınlar, top-
lumda erkekler gibi uygun bir konuma sahip
değillerse bu, kadının erkeğe göre daha az
akıllı olduğundan değildir.(Sâdıkî Gîvî &
Perhîzkârî, 1389: 218) Onlara fırsat verilmeli,
sadece evinde oturan olmamalı, bütün mes-
leklerde bulunmalıdır: تد تا خا تای کی، زى
درتاى ضح پرستار تد طثيةİyi kadın, sadece evin hanımı değildi
Tabip, bakıcı, hâkim ve koruyucu idi
Mesnevi;104/17
4. Din ve ahlak
Pervîn’in şiirlerinde ahlak, tasavvuf,
doğru yola girme, nefse ve şeytana uymama,
ilahi ve yüce makamlara hazırlanma ve kade-
re rıza gösterme gibi dinde yeri olan konulara
genel ifadelerle yapılan işaretler ve gönder-
meler çoktur. Ama özel olarak dinî bakış ve
148
Osman Aslanoğlu
hassasiyet şeklinde özetleyebileceğimiz ve
tamamen dinî noktalara açıkça yer veren şiir-
ler yoktur.
Pervîn’in divanı, İslamî-insanî temiz
ve yüce ahlakın hikmet ve kaidelerinden olu-
şan değerli bir hazinedir.(Sebziyanpûr & Bakırî,
1389, 13-20) Pervîn terbiye ve ahlak şairidir.
Fakat onun terbiye ve ahlaki irfanı, düşünce-
lere dayanır.(Levîmî & Kahferrûhî, 1389: 68)
Kişisel tavsiyeler eşliğinde ahlaki öğütler di-
vanda çok yer tutar. است خرضيذ چ علن پر ضة ىچ جل (İ’tisâmî, 1384: 1384: 56)گريساص ر، ايي جس يچ کذ
Cehalet yarasa gibi, ilim ise güneş misali
Onu kaçıramaz bu nurdan başkası
Pervîn ahlaki ve tasavvufi konuları işlerken
genellikle münazara türüne başvurur. Bu
şekilde ahlaki bir yanlışı doğadaki bazı varlık-
ları kullanarak dile getirir. Pervîn’in sanatı,
eşyayı ve zıt şahısları muhavere ve münazara
yoluyla birbirlerine karşı kullanmasında ve
her birinin hakikatini açık bir şekilde göz
önünde somutlaştırmasındadır.(Âzîn, 1332:
38) O, sıradan iki varlığı karşılaştırarak kötü
bir hasleti eleştirir. Örneğin bir şiirde merci-
mek ve burçağı konuşturur ve mercimeğin
burçağı küçümsemesinden bahseder: عذسی قت پختي، از هاضی
ری پيچيذ گفت ايي چ کسی است هاش خذيذ گفت غر هط
است زاک چى هي فسى چى ت تسی ر چ را هيپسذ، خاذ پخت
چ تفات ک هاش يا عذسی استBir mercimek, burçağa pişme vaktinde
Ekşitip yüzünü dedi: Bu da kimin nesi diye
Burçak güldü ve dedi: kibirlenme
Çünkü benim gibisi çok, senin gibisi epeyce
Her pişirdikleri pişecek
Ne farkeder ha burçak ha mercimek
Mesnevi;23/01-03
Pervîn’in divanında itikadî, ilmî veya irfanî
konular genellikle başka konularla karıştırıl-
mıştır. Mesela bir kıtada irfanî bir bahis söz
konusu olsa, şiiri sadece o konuyla sınırlı
olmaz. İtikad, felsefe ve ahlak gibi konuların
kokusu ve tadı da şiirin içinde vardır.(Hâlıkî
Râd, 1369: 27) Pervîn’in şiirinde insan dışındaki tüm varlık-
lar belli ve ince bir ölçüyle âlemde hareket
ederler. Sadece insana hayır ve şer arasında
birini seçebilme hakkı verilmiştir.(Muhammedî,
1387: 34) Pervîn, bazen ahlaki konulara değinirken
Kur’an ayetlerine işaretlerde bulunmuştur. Bu
ayetleri ise genellikle iki şekilde kullanmıştır;
Biri iktibas (Ayet veya ayetten bir parça vere-
rek) şeklinde; diğeri ise Kur’anî bir kelimeden
istifade etme şeklindedir.(Levîmî & Kahfer-
rûhî,1389: 70) Diğer taraftan Pervîn-i İ’tisâmî Kur’an kıssala-
rına, öğütlerine ve işaretlerine pek çok şiirin-
de dikkat çeker. Hz. İbrahim, Hz. İsmail, Hz.
Mûsa, Hz. İsâ ve Süleyman’ın (a.s) hikâyeleri-
ne değinir ve kendine has bir güzellikle
hikâyeleri anlatır.(Mihracî, 1389: 50) Genellik-
ler bu kutsal hikâyeler vasıtasıyla ahlaki öğüt-
ler verir: رتد ها تذتير خاتن چ طوع دزد
ضد وی سليواى دي :گفت خذيذ
Tamah hırsızı, çalınca tedbir yüzüğümüzü
Güldü ve ‚Cin, olmaz Süleyman‛ dedi
Kaside;21/13
Pervîn’e göre insan için en büyük ha-
zine maddi zenginlik değil, kanaattir. Ka-
run’un hazinesi gibi bir hazineye ulaşılmak
isteniyorsa kanaat edilmesi gerekir: قاری گج آرزی در اگر کي قاعت سليوای هلک طالة ار تاش خيص گذای
Kanaat et, istiyorsan Karun’un hazinesini
Kendine dilenci ol, istiyorsan Süleyman’ın mül-
künü
Kaside;16/07
Mesela kalbi temiz tutma, şeytandan
uzak durma hakkında şöyle der: هکي ضيطاى هسکي دل ی کعث (İ’tisâmî, 1384: 59)خذاست جای ک خا ايي کي پاک
Şeytan’a mesken yapma gönül Kâbe’sini
Temizle Allah’ın yeri olan bu evi
Onun şiirlerinin her mısrasına yansı-
yan şey, manevi kemal, Hakk’a tabi olma,
nefsin esaretinden kurtulmadır. Şiirleri, ilahi
ve Kur’anî mesajlarla donatılmıştır. Bir ârif ve
sûfî gibi konularını işlemiştir. Şiirleri, tevhidî
ruhu yansıtmakta olup Allah’ı tanımaya iliş-
kin öğretilerle, hikmet ve irfanî konularla
doludur.
Pervîn-İ İ’tisâmî’nin Divanındaki Temel Konular 149
5. Tabiat
Pervîn, şiirlerinde tabiattaki varlıklar-
dan çok istifade etmiştir. Bunlar dünya, güneş
ve ay veya dağlar, denizler, yağmur, bulut,
ağaçlar ve çiçekler olabilir. Pervîn’in divanın-
da ele alınan tabiat mazmunlarına sayısal
olarak bakıldığında 115 civarında madde
bulunmaktadır. Bunların tamamı tabiatta
bulunan varlıklardır. Bunların içerisinde şüp-
hesiz en çok sayıyı hayvanlar ve bitki ve çi-
çekler oluşturmaktadır. Bu oran, belki pek çok
divanda görülemeyecek kadar fazla aslında.
Bu da Pervîn’in baktığı her varlıkta bir nokta-
yı yakaladığı ve onu şiirine yansıttığını göste-
rir.
Hem hayvanlar hem de bitkiler içeri-
sinde şimdiye kadar şiirlerde hiç görmediği-
miz varlıklar, Pervîn’in şiirlerinde asıl öğe
konumundadır. Mesela salyangoz, ipekböce-
ği, örümcek, yarasa, mercimek, ip, iğne, sa-
rımsak, soğan, nohut, fasülye vesaire gibi pek
çok varlık her bir şiirde asıl karakter olarak
yer almaktadır. Bahsettiğimiz bu tabiat varlık-
ları, Pervîn’in şiirinde birer imge olarak bir
konunun anlatılması veya bir mesajın veril-
mesi için kullanılmıştır:
Örneğin felek, kaza ve zaman gibi gü-
cü temsil eden varlıklardan bahsederken in-
sanın acizliğine vurgu yapmak için güverci-
nin şahin karşısındaki zayıflığını örnek verir: فارغ هکي پراز تچ کثتر چ
ضايي قضا تست پرازگ ت کKüçük bir güvercin gibi ayrı uçma
Çünkü uçuş sahanda şahindir kazâ
Kaside;19/09
Veya Zaman’ın tehlikeli oluşundan
bahsederken yılanın insan için tehlikeli olu-
şuyla bir benzetme yapar ve insanın manevi-
yata dayanması gerektiğine işaret eder. Bura-
da yine bir varlığın imge olarak kullanıldığını
görürüz: در ثعثاى تت يارد حول
عصاست ديت ت کليوی چ تاZaman yılanı, saldırmaz sana
Sen Kelîm gibi ve dinin oldukça asâ
Kaside;13/14
Pervîn bazen kendi hayatındaki bir
olayı şiirine aktarmıştır. Bunlardan biri de
muhtemelen kendi kedisinin evden gidip
tekrar gelmemesidir. “Ey Gorbe” şiirinde
kedisinden bahseder. Ama yine mesajını ek-
ler, felek ve zamandan şikayetle bitirir. Şiirin
ilk beyti şöyledir: ااگ ک ضذ چ ترا گرت، ای
تار دگر ياهذی رفتیEy kedi! Sana ne oldu ki aniden
Gittin ve bir daha gelmedin
Mesnevi;20/01
“Ey Morğek” şiirinde yavru bir kuşun
artık büyüyüp uçması gerektiğinden ve bu
vesileyle hayatın zorluklarından bahseder: اضيا ز خرد، هرغک ای
آهز ذىپري کي پراز کدکا حرکات کی تا
آهز چويذى چوي تاغ درEy küçük kuş, yuvadan
Uç ve uçmayı öğren
Ne zamana kadar çocukça hareketler
Bahçede ve çemende nazlıca yürümeyi öğren
Mesnevi;21/01-02
Mercimek ve burçak birer tahıl ürünü
iken, Pervîn, mercimeğin burçağı küçümse-
mesi hikâyesinden kibir ve büyüklenmeyi
kınar.
Pervîn, çalışıp çabalamayı varlığın
esası olarak görür. Pervîn’in bakışında her
şeyin hareketi yaratılış sistemiyle ve mutlak
hakikat ile aynı ahenge sahiptir. Karınca, ser-
çe, örümcek, kuş ve güvercin, hatta damla ve
zerre dahi bir koşturmaca içindedir. (Sebzi-
yanpûr & Bakırî, 1389: 15) Çalışmanın önemine
değinmek isteyen Şair, karıncayı insana örnek
olarak gösterir: از کار سخت خد کن يچ ضک، زاک
کاراکرد کار، هی تاى زيست کاه جس سعی، يست هرچگاى را ظيف ای
(İ’tisâmî, 1384: 320-321) ،تا فکر سير خفتي خش
هر را چ کارKendi zor işimden hiç şikâyet etmem, çünkü
İş yapmayan yaşayamaz mutluca
Yoktur karıncanın vazifesi çalışmak dışında
Güzelce gezip yatmak karıncanın neyine
150
Osman Aslanoğlu
Pervîn’in tabiat tasvirini yaptığı “Berf
ve bûstan”(Kar ve bostan) şiirinde gül bahçe-
sinin kar ile konuşması aktarılır. Bahar, güzel
renkleriyle üzerine elbiseler giymiş olarak
düşünülür. Ancak bu güzel elbise, kışın karla-
rın erimesiyle ve bitkilere su sağlamasıyla
oluşmaktadır. Bu nedenle şair “Kar ve bostan”
şiirinde baharın hulle giyme sebebinin, “karın
erimesi” olduğunu söyler. Yani zahiren kar
kötü gibi görünse de aslında baharın gelişi
karın yağmasına bağlıdır. Yoksa bahar güzel
bir elbise giyemez. Kar, gül bahçesine hitap
ederken aşağıdaki beyitte baharın hullesini
kendi dükkanından aldığını söyler: گيرد حل هي ی دک از تار يادگاری هي از تاضذ ضکف هي آهزم درختاى کي راداری گی سرسثسی گ هي
Bahar benim dükkânımdan hulle alır
Çiçek benden hatıra olur
Ben öğretirim eski ağaçlara
Bazen tazeliği, bazen meyveli olmayı
Mesnevi;26/10-11
Pervîn’in tabiattan aktardığı bu tür
münazaralar ve tasvirler de, onun en ayırt
edici özelliği olarak kabul edilmektedir. Bu
örnekler bize Pervîn’in, kainatı okurken farklı
okuduğunu ve herşeye bir hikmet yüklediğini
ve insanın ders alması için bir kıyas aracı ola-
rak kullandığını göstermektedir.
Sonuç
Pervîn-i İ’tisâmî, İran Edebiyat tarihinin bü-
yük şairlerinden ve Çağdaş Edebiyat tarihinin
istisnai çehrelerinden biri sayılmaktadır. O,
kısa ömründe eşsiz ve kalıcı şaheserler geride
bırakmıştır. Ahlaki ve irfani konulardan, siya-
si ve toplumsal konulara kadar pek çok şeyi
şiirlerinde işlemiştir. Hem toplumun her ta-
bakasında karşılaştığı farklı sorunları şiirle-
rinde dile getirerek bunların yanlışlığına işa-
ret etmiş ve bunları eleştirmiş; hem de toplu-
mu ayakta tutacak manevi değerlerin önemi-
ne işaret ederek hayal ettiği ideal insan, top-
lum ve devleti ortaya koymuştur. Akıcı, nağ-
meli, sade ve mesaj dolu şiirleriyle okuyan
herkesin beğenisini kazanmış ve bazı edebi-
yatçılar tarafından “İran şiirinin kraliçesi”
adıyla anılmıştır. İran Edebiyatının zirvele-
rinde yer alan bu değerli kadın şairin, edebi
yönünün pek çok açıdan ele alınması gerek-
mektedir.
KAYNAKÇA
Ahmedî, Hamîd. (1388). Siyâset, Hukûmet ve
Adâlet der Şi’r-i Pervîn-i İ’tisâmî,
Pejûheşnâme-i Ulûm-ı Siyâsî, 3.
Aryânpûr, Yahya. (1374). Ez Nîmâ Ta Rûzigar-i
Mâ, Tahran: İntişârât-ı Zevvâr.
Azîn, Bih. (1332). Der Bâre-i Şi’r ve Şahsiyet-i
Edebî-yi Pervîn-i İ’tisâmî, Ferheng-i
Nev, 8.
Bânûkerîmî, Emîr. (1373). Nakş-ı Peder der
Hayat-ı Şâirî-yi Pervîn, Feslnâme-i
Dânişkede-i Edebiyat ve Ulûm-u İnsanî-
yi Dânişgâh-ı Tahran, 129-132.
Destgayb, Abdulali. (1376). Vîjegîhâ-yi Şi’r-i
Pervîn-i İ’tisâmî, Mecelle-i Keyhân-ı
Ferhengî, 137.
Gîvî, M. & Perhîzkârî, B. Tebyîn-i Müellifehâ-
yi Hüvviyet-i Sunnetî ve Modern-i
Zen der Şi’r-i Pervîn-i İ’tisâmî, (1389).
Pujuheş-i Zebân ve Edebiyat-ı Fârisî, 20.
Gulî Zevâre, Gulâmrızâ. (1385). Pervîn
Sohenver-i Nuktesenc, Peyâm-ı Zen,
177.
Hâlıkî Râd, Hüseyin. (1369). Pervîn ve Kıta
Serâyi-yi Û, Mecelle-i Ulûm-u İnsânî
(Dânişgâh-ı Zehrâ), 3-4.
İ’tisâmî, Pervîn. (1384). Dîvan-ı Pervîn-i
İ’tisâmî, Tahran: İntişârât-ı İlhâm.
Kiyâ, Zehrâ Hanlerî, (1348). Ferheng-i Edebiyat-
ı Fârisî-yi Derî, Tahran: İntişârât-ı
Bunyâd-ı Ferheng-i İran.
Levîmî, Suheylâ & Kahferrûhî, F. (1389).
Âmûzehâ-yi Kur’ânî der Âyine-i Şi’r-i
Pervîn-i İ’tisâmî, Mecelle-i Zen ve Fer-
heng, 1(3).
C., m., (1368). Çend Kelime der Bâre-i Pervîn-i
İ’tisâmî, İranşinâsî, 2.
Mihracî, Meryem, (1389). Kur’ân der Âyine-i
Şi’r-i Pervîn, Mecelle-i Beşâret, 79.
Müeyyid, Haşmet, (1368). Câygâh-ı Pervîn-i
İ’tisâmî der Şi’r-i Fârisî, İranşinâşî, 2.
Muhammedî, Fatıma, (1387). Pervîn-i İ’tisâmî
Pervîn-İ İ’tisâmî’nin Divanındaki Temel Konular 151
Şâir-i Fazîlet ve İnsaniyet, Feslnâme-i
Bânuvân-ı Şîa, 15.
Mumtehin, M. & Muhammedî, G. (1390).
Pervîn-i İ’tisâmî der Gozergâh-ı Ede-
biyat-ı Ta’lîmî, Pejûheşnâme-i Edebiyat-
ı Ta’lîmî, 10.
Nümûnehâyî, (1366). Ez Sohenân-ı Çend Ten
Üstâd-ı Şi’r Ve Edeb-i Fârisî Der Bâre-
i Pervîn-İ İ’tisâmî, İrannâme, 21, 123.
Pervîn-i İ’tisâmî, Mecelle-i Zen ve Ferheng, 1(3)
Peykânpûr, Meryem, (1387). Mâder ez
Dîdgâh-ı Do Edîb Muâsır: Pervîn
İ’tisâmî ve Enîse Ebbûd, Edebiyyât-ı
Tatbîkî, 9.
Savi, Saime İnal, (2007). Türkiye Diyanet Vak-
fı İslam Ansiklopedisi, İstanbul: Tür-
kiye Diyanet Vakfı Yayınları, (34. Cilt)
Sebziyanpûr, V. & Bakırî, Z., (1389). Himmet
ve Kâr-ı Muzaaf der Şi’r-i Pervîn-i
İ’tisâmî, Kitâb-ı Mâh-ı Edebiyat, 47, 13-
20.
Rızazâde Şefik, Sâdık, (1352). Târih-i Edebiyat-ı
Îrân, Tahran: İntişârât-ı Dânişgâh-ı
Pehlevî,
Yâsemî, Reşîd, (1316). Edebiyat-ı Muasır, Tah-
ran: Çaphane-i Rûşenâî.
Yaylalı, Yasemin, (2011). Pervîn-i İ‘tisâmî, Ha-
yatı, Edebi Kişiliği ve Lutf-i Hak Mesne-
visi, Şarkiyat Mecmuası, (18.Cilt)
Zindegînâme ve nakd-ı eş’ar-ı Pervîn-i İ’tisâmî,
http://www.irane7000saale.com/pdf-
Iran-7000/Ganjine-PDF-
IranShenasi/Iranian-
%28Iran7000%29/PARVIN-
irane7000saale.pdf adresinden erişil-
di.
Zulfikar, E. & Mirzâyî, M., (1390)
Nâberâberîhâ-yi Cinsiyetî ve Tabakâtî
der Endîşe-yi Pervîn İ’tisâmî, Pujuheş-
i Zenân, 3.
Citation Information/Kaynakça Bilgisi
Aslanoğlu, O. (2018). Pervîn-i İ’tisâmî’nin Divanındaki Temel Konular, Jass Studies-The Journal of
Academic Social Science Studies, Doi number:http://dx.doi.org/10.9761/JASSS7535, Num-
ber: 66 Spring II 2018, p. 143-151.