peki; o uslanmaz akan kan hangi bedende Şimdi?

8
Peki; O uslanmaz akan kan hangi bedende şimdi ? Sekb; Resulullah’ın (sav) ilk sahip olduğu mübarek atının adıdır. Eski sahibi bedevi ona ‘’Ed daris’’ derdi. ‘’Daris’’ kaba huysuz demektir. Fakat alemlere örnek gönderilen peygamber efendimize (sav) huysuzluk yaptığı kaynaklarda yazılmamaktadır. Şahit olunmamıştır. Hafif canlı koşucu olan bu mübarek hayvana ‘’ Akan su ‘’ manasına gelen Sekb ismi koyulmuştu. Resulullah uhud harbine onun üzerinde İslam davasının sancaktarı olarak savaş vermişti. Davayı omuzlayan mübarek Rahvan gidişliydi. Savaş meydanlarında ismiyle müsemma adına layık olmuştu. Bazı kaynaklarda ‘’Es sekbü’’ ve ‘’Es sekb’’ şeklindede geçer. At hafif canlı ve koşucu olursa sanki su dökülür gürül gürül giderse Sekb veya Feyyiz denilirdi. Bir zamanlar en büyük arzum ölümsüz olmaktı.. Sonsuz bir hayat . Şimdi ise biran önce can verip kurtulmak. Atlar arasında yaygın bir mesel vardır. Bir at çok yaşayacak olsa ‘’Peygamber bineği olsa gerek ‘’ gerler. Doğrudur ama.. İnsanlar hayat iksirini nasıl ölümsüz olarak bilirlerse atlarda peygamber bineği olmayı ölümsüzlük sayarlar.

Upload: emre-yesilyurt

Post on 09-Mar-2016

239 views

Category:

Documents


7 download

DESCRIPTION

Yusuf Özgür YILMAZ

TRANSCRIPT

Page 1: Peki; O Uslanmaz Akan Kan Hangi Bedende Şimdi?

Peki; O uslanmaz akan kan hangi bedende şimdi ?

Sekb; Resulullah’ın (sav) ilk sahip olduğu mübarek atının adıdır.

Eski sahibi bedevi ona ‘’Ed daris’’ derdi. ‘’Daris’’ kaba huysuz

demektir. Fakat alemlere örnek gönderilen peygamber

efendimize (sav) huysuzluk yaptığı kaynaklarda

yazılmamaktadır. Şahit olunmamıştır. Hafif canlı koşucu olan bu

mübarek hayvana ‘’ Akan su ‘’ manasına gelen Sekb ismi

koyulmuştu. Resulullah uhud harbine onun üzerinde İslam

davasının sancaktarı olarak savaş vermişti. Davayı omuzlayan

mübarek Rahvan gidişliydi. Savaş meydanlarında ismiyle

müsemma adına layık olmuştu. Bazı kaynaklarda ‘’Es sekbü’’ ve

‘’Es sekb’’ şeklindede geçer. At hafif canlı ve koşucu olursa sanki

su dökülür gürül gürül giderse Sekb veya Feyyiz denilirdi. Bir

zamanlar en büyük arzum ölümsüz olmaktı.. Sonsuz bir hayat .

Şimdi ise biran önce can verip kurtulmak. Atlar arasında yaygın

bir mesel vardır. Bir at çok yaşayacak olsa ‘’Peygamber bineği

olsa gerek ‘’ gerler. Doğrudur ama.. İnsanlar hayat iksirini nasıl

ölümsüz olarak bilirlerse atlarda peygamber bineği olmayı

ölümsüzlük sayarlar.

Page 2: Peki; O Uslanmaz Akan Kan Hangi Bedende Şimdi?

Bir ata ; ‘’Nasıl ölümsüz olabilirim ? ‘’ diye soracak olsan ,

gülümseyerek ‘’ Olmaz öyle şey’’ der; ama ‘’Peygamber bineği

olursa o başka’’ diye hemen eklemeyide ihmal etmez. Ama bu

zaten imkansız değimli ? bu arzuyla yaşamış ve sonunda mezara

gitmiş nice atlar bilirim.. Davamız ölmeden önce ölümsüzlüğü

kavramış ismiyle müsemma olmuş Sekb gibi gürül gürül akan bir

su gibi çağlayarak devam edecektir. İslam tasavvufu bize ne tür

bir imkan sağlar ? Batı düşüncesinin yatağında akmakta olan

suyu yatağından çıkarması sonucu düşüncenin ve hayatın her

alanını yok etti. Bu durumun görünür hale gelmesi batı düşüncesi

içinde özellikle Nietzsche sonrası dönemde ve 20. Yy felsefeleri

içinde büyük bir karşı çıkışa da zemin hazırladı.

Bu karşı çıkışların ana amacı suyu yatağına döndürmek olarak

görülebilir. Tefekkürü ve bu tefekkürün varlıkla ilişkisini unutmuş

batı düşüncesine unuttuklarını yeniden hatırlatmak ! Suyu

yatağında tutmayı becermiş bir hikmet ve tefekkürün ! Benim

anladığım İslami tefekkür ve tasavvuf, son tahlilde suyun

yatağında tertemiz akması demektir. Suyu yatağından

uzaklaştırdığı için dünyayı ve insanı yok etmeye başlamış olan

düşüncelere bundan daha iyi bundan daha özgün ve bundan

daha köklü bir panzehir olabilirmi ?

Page 3: Peki; O Uslanmaz Akan Kan Hangi Bedende Şimdi?

Suyumuz akarsa nehir, düşerse şelale durursa göl olur. Harekette

bereket unsuru göz önünde bulunduruldukça suyumuz akmaya

devam edecektir. Biz can çekişen bir millet değiliz yatağından

taşan bir nehre benziyoruz bizi zinde tutabilecek yegane kuvvet

İslamiyettir. Bak dostum akmakta olan bir nehir düşün nehir kendi

yatağında yıllardır akmakta değil mi ? O nehrin akmasına

dışarıdan bir müdehale varmı ? Yatağı belli, süresi belli, gideceği

yer belli ! Sense o nehrin içinde telaş içinde kürek çekmektesin.

Sen kürek çeksende çekmesende o nehir aynı hızla akacak.

Yani sen kürek çekerek nehrin akış hızını değiştiremezsin sen

sadece bindiğin kayığın hareketlerinde etkili olabilirsin. Oda

nehir içinde ne yaptığınla ilgili gösterdiğin çabadır. Bindiğin

kayığın İslam kayığı olması senin su üzerinde amaçsız, ülküsüz,

gayesiz akmakta olan saman çöpünden farklı kılacaktır. Fert fert

filikalarda gitmek yerine İslam davasının kayığına binilmelidir.

Ancak bu şekilde cemiyet hayatının üstüne çıkılması ve

toplumda etki meydana getirilmesi mümkündür. Birisinin başına

toprak saçsan başı yarılmaz, suyu başına döksen başı kırılmaz,

toprakla suyla baş yarmak istiyorsan toprağı suyla karıştırıp

kerpiç yapman gerekmektedir. Ayrılıkta azap birlikte rahmet

vardır.

Page 4: Peki; O Uslanmaz Akan Kan Hangi Bedende Şimdi?

Gönüldaş ; Sen bizi yolunda gitmekte olan bir kar kütlesine

benzetiyorsun yuvarlandıkça artan yatağından döndükçe kar

tanelerinin yapışmasıyla büyüyen o kar kütlesine ben olsam ne

olur ufak bir kar tanesiyim diye düşünüp bizi kendinden mahrum

ediyorsun. Sen yoksan bir eksiğiz dolayısıyla düşman ve hakim

saflara meydan kalıyor. Her kar tanesi şöyle düşünmelidir. Ben

onların kütlesine yapışarak kütlenin büyümesi için beklide son

taneyim diye düşünmelisin. Gel safları sıklaştırma zamanı kütlenin

büyümesi için sende kütleye kendini at. Bekleyin gençler rahmet

yağıyor , Çığ yakındır.. Sen , Düşman subaylarını yüzlerce metre

uzaktan metal apoletlerinin parlaması sonucu gören ve canından

eden, korkusundan düşman subaylarının apoletlerini söküp

yerine kalemle çizdikleri rütbelerle gezdiren piyonların şahlara

karşı zaferinin timsali düşman tabiri ile korkunç Abdül’ ün evladı..

Sen her an sisteme ‘’ Şah’’ çekebilecek gücü kendisinde bulan

samimi Anadolu evladı. Sen devlet sınavlarına Anadolu dan çok

sayıda başarılı öğrenciyi üniversitelere gönderen, eskiden daha

ziyade ‘’elit’’ lerin çocuklarının girdiği üniversiteye şimdi Anadolu

dan fazlaca yoksul öğrenciyi hem de yüksek puanlı okullara

gönderen, Robert kolejlerine dahi Anadolu çocuklarının olması

gibi bir değişimin tipik bir tablosunu ortaya koyan iradenin

Page 5: Peki; O Uslanmaz Akan Kan Hangi Bedende Şimdi?

evladı. Sen yerdeki yeşillik gibisin ayağın yapay hedeflere bağlı.

Bir yel etsimi tam inanca ulaşmadan başını sallarsın ayağında

bağlı olan ağırlıkların sökülüp atılması gerekli. Ülkemizde

herkesin kuklacıya dikkat kesildiği ve yapay gündemlerle

meşgul edilerek uyduruk hedeflere yoğunlaştırıldığı günlerde bir

uyarıcı olarak ortaya çıkıp bakışları ile gerçek tehlikeye

yönlendiren onun gösterdiği hedef ve idealizm yönüne suyun

akışını çeviren Başbuğ Alparslan Türkeşin evladı.. Sen bu yerde

hatasıyla sevabıyla bütün sıcaklığıyla aradığı ‘’samimi insanı’’

bulamayan ve ortalığın buz gibi sahtelik koktuğu ortalıkta

görünenlerin hepsi birbirine tıpatıp benzeyen bir sürü erkek ve

kadının ‘’Biz farklıyız’’ havasında olan ama muhteviyat olarak

aynı olan insanları görmüş gelmiş olduğun o şirin beldeyi özleyen

Anadolu evladı.. Fethetmek zorunda olduğun sadece yeni bir

dünya değil yeni bir dünya ile boy ölçüşebilecek olan insanlara

kendini feda etmen gerekmektedir.

Yapılan çabaların hiçbirisi boşa değildir. Unutma ki su yüz

dereceye kadar sıcaklığı artsada hep aynı görünür yüz dereceye

geldiğinde aniden biçim değiştirip buharlaşmaya ve kaynamaya

başlar.

Page 6: Peki; O Uslanmaz Akan Kan Hangi Bedende Şimdi?

Arap ülkerindeki ve buna benzer ülkelerdeki ihtilaller hep aynı

gözükürken bir gecede ani ayaklanmalar ülkenin kaderini

değiştirdi. Kendisini davası için Prag’ ın Wenceslas Meydanında

ateşe veren Jan Palach üç gün yoğun bakımda kaldıktan sonra

hayata veda etti. Arkasında bıraktığı mektupla ‘’Kuradan bir

numarayı çektiğim için çok mutluyum. Çek gençliğinin bir

numaralı meşalesini yakmaktan gurur duyuyorum. Bu eylemim

ülkemin kurtuluşuna bir katkısı olacağını umuyorum. İmza : Bir

numaralı meşale.. Cenazenin kaldırıldığı gün aynı yerde bu kez

18 yaşındaki Jan Zajic kendini ateşe verdi. Oda bıraktığı

mektupla ‘’ Yaşarken ancak özgürken bir anlam ifade eder’’ İmza

: İki numaralı meşale.. İnsan davası için yaşamayı ve yaşatmayı

kabul ettiği zaman özgürlüğe kavuşur. Hareketimiz suya atılan

taş gibi dalga dalga bütün topluma yayılacaktır. Hareketimiz su

gibi olmalıdır. Ülkücü bütün tedbirlere rağmen akıp

gidendir.Sıkıca kapatın avucunuzu. Onu bir yumruk yapın o bir

damla su sizin bütün tedbirlerinize rağmen çıkacak bir boşluk

bulacaktır. Tehlike ve çaresizlik karşısında her zaman pratik ve

alternatif bir çıkış bulacak kadar çok yönlü ve dinamik olan

suyun günümüzdeki adı ; Ülkücüdür.. Deniz nasıl nasıl

kendisinden olmayanı mutlaka bir gün dışarı atarsa Ülkücü’ de

Page 7: Peki; O Uslanmaz Akan Kan Hangi Bedende Şimdi?

kendinden olmayanı bir gün dışarı atacağı günü özlem ve kin ile

beklemektedir.Bir halkanın üzerine sarılan şerit, halkada

toplandıkça her dönüşünde daha fazla şerit çeker. Kar üzerinde

yuvarlanan kütlede her yuvarlanışında yerden daha çok kar

kaldırır. Nihayet öyle bir an gelirki böyle bir cazibe merkezine

üşüşen katılan dış unsurlar , kifayet hududunu bile aşar. Fakat bu

anın doğabilmesi için halkadaki sargı, dışarıdan sargı çekecek

kalınlığı bulmalı, kar üstünde yuvarlanan kütlede yerden kar

kaldırabilecek tıkızlığa ermelidir. Davamız siyaset dışı aksiyon

mihraklıdır.

Ve tepeden inme bildirelim ki kurtuluşumuzun biricik formülü

bütün Anadolu’ yu nokta nokta halkalayacak olan bu teşkilattaki

ruh mimarliği ve usta aksiyon güdücülüğüdür. Saflarındaki sıklığı,

tıkızlığı tüm ve son ifadeyi her türlü itiş kakıştan uzak aşk ve iman

nizamını yüzüğün ana taşları etrafındaki pırlantalar halkasına

kadar her ferde yerini gösterici disiplin mimarisi ve hakimiyeti bir

mevhum olan halkta göstermek dolandırıcılığı yerine mutlak olan

hakta göstermek sahiciliğini yarın zafer taklarında ışıldatmak

borcundasın. Bu seyreklığin doldurmanın günü gelmiştir. Şu

yerdeki su kaç kez değişti şahıslar gelip geçti lakin yıldızların

akisleri hep yerinde.

Page 8: Peki; O Uslanmaz Akan Kan Hangi Bedende Şimdi?

Yerimiz ; Peygamber emri gereğince ‘’ Ne olursa olsun yerini

terketmeyen’’ Uhud okçularının bulunduğu tepedir.. Bunuda tüm

Alemi beşeriyete ilan ediyoruz.. ‘’Hiçbir nefse gücünden fazlasını

yüklemem’’ Şeklinde buyuran Allah (c.c) senin omuzlarına

bindirdiği yükün taşıma gücünüde verendir. Almaya istekli ol ki

versin ! Bu destan suların akışı gibi, Küfrün surlarına tırmanışın Ve

ilklerden başka örnek tanımaksızın Savaşanların destanıdır..

Allahın (c.c) selamı Türk’ ün istikbalini kurtaracaklar üzerine

olsun.. O uslanmaz akan kan bizim bedenimizde şimdi.

Yusuf Özgür YILMAZ