osmanlllar'da finansmani· meselesine yenİden genel...

6
OSMANLlLAR'DA FiNANSMANI · MESELESiNE GENEL A General Look at the Problem of Financing the in the Ottomans Mehmet BULUT* Özet Ekonomi ve finans kurumsal mekte, finans teknikler sürekli yenilerup dir. Ancak teknik ve kurumsal olarak bu alanda birçok likler olmakla birlikte "borçlanma" olgusunda bir söz konusu Bu döneminde ekonominin finansman yöntemiyle günümüz Türkiye ekonomisinin finans- man yöntemleri farkiara dikkat çekilmekte, finans olmak üzere alanlardaki toplumlar ve medeniyetler son derece önemli rol oyna- Aniilitar Kelimeler Ekonomisi, Borçlanma, Finansman Meselesi. 1. Son sosyal bilimler yeni metodo- lojik gündeme gelmesine paralel olarak, toplumsal ve süreklilik olgulan- mn daha gündeme gelmeye görülmek- tedir. gibi vurgu yapanlar daha çok devrimci, vurgu yapaniarsa muhafazakar veya gelenekçi benimseme Esasen ve süreklilik konusun- da geli§tirmek ile toplumun sahip potansiyeli etkin bir biçimde kullanmak son derece güçlü bir ili§ki söz konusudur. Bu ili§kiyi bir zemine oturtamayan ve bu alanda bir yakla- ve taw sergileyemeyen toplumlar birçok alandaki geli§meleri ve Cieyim yerindeyse bu ili§- kiyi bir biçimde kuran toplurnlara göre "geri" TÖ.rkiye' de döneminden ba§lamak üzere günümüze kadar devam eden süreçte; sosyal, siyasal ve ekonomik alanlarda ve süreklilik arzeden alaniann yeteri kadar belirgin bir biçimde ortaya kon- ve bu alanda bir toplumsal ge- söylemek güçtür. Öyle görünüyor ki, her ne kadar önemli bir gecikmeyle bulunsak da, Avrupa ile ili§kiler ölçüde, kendi gerçek- Doç. Dr., Üniversitesi, Iktisat BöiUmO. Abstra ct No doubt that institulional structures have changed over time drarnatically in the field of economics anp finance; finandal techniques aie continuously renewed and changed. However, even though techniques and institutional procedures keep changing, one fad still remains unchanged: borrowing. This article makes a comparison between the techni- ques usedin the Ottoman and today's Turkish economy and changes are highlighted. lnteractions between societies as well as civilizations are of vital im portance for the changes that take place in finance and other fields. Keywords Ottoman Economy, Borrowing, Financing. bu alandaki larda sonra daha fazla olacak ve sosyal bilimciler bu konularda daha fazla mesai orta- ya ve ··süreklilik söz konusu "de- ve yenile§me", "süreklilik" göre çok daha pozitif neden Deyim yerindeyse ve sihirli iki kavram ola- rak ve bu iki kullananlara herkes hemen kesilmekteôir 1 gibi süreklilik belirgin yönelik ortaya koymak kadar kolay olmayan, son derece bir yol gibi görünmektedir. Tarihsel süreç içinde sosyal, siyasal ve ekonomik alanda meyen ve süreklilik arzeden noktalan ortaya koymak bu anlamda gerçekten bir . Bu -çerçevede neminde ekonominin nümüz ekonomisinin finans- man teknikleri zaman büyük göie Ekonomi ve finans 1 Tabiabyla hayatta aslolan de!lijimdir. gözleri Tabla! her yenileniyor, mevsimler hava de- dQnya depremler oluyor, denizterin yeri bile Küçük lcainat kabul edileri insan ve insanlardan toplum- lar da sürekli bir içinde. Çevre ve gibi tek- nolojik hayabndaki damgasun , konusunda kimsenin olamaz. ISi..AMt DERGISI. ClLT: 18, SAY!: 4, 2005, Sayfa: 44 7-452, ISSN 1300·0373, TEK-DA V

Upload: others

Post on 05-Feb-2021

3 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

  • OSMANLlLAR'DA EKONOMİNİN FiNANSMANI· MESELESiNE YENİDEN GENEL BİR BAKlŞ

    A General Look at the Problem of Financing the Econ«;ımy in the Ottomans

    Mehmet BULUT*

    Özet

    Ekonomi ve finans alanında şilphesiz kurumsal yapı değişmekte, finans alanındaki teknikler sürekli yenilerup değişmektedir. Ancak teknik ve kurumsal olarak bu alanda birçok değişiklikler olmakla birlikte "borçlanma" olgusunda bir değişme· söz konusu değildir. Bu yazıda Osmanlılar döneminde ekonominin finansman yöntemiyle günümüz Türkiye ekonomisinin finans-man yöntemleri arasındaki farkiara dikkat çekilmekte, başta finans olmak üzere diğer alanlardaki değişirnde toplumlar ve medeniyetler arasındaki elkileşimin son derece önemli rol oyna-dığı vurgulanmaktadır.

    Aniilitar Kelimeler

    Osmanlı Ekonomisi, Borçlanma, Finansman Meselesi.

    1. Giriş

    Son yıllarda sosyal bilimler alanında yeni metodo-lojik yakla§ımlann gündeme gelmesine paralel olarak, toplumsal yapılardaki deği§me ve süreklilik olgulan-mn daha sık gündeme gelmeye ba§ladığı görülmek-tedir. Bilindiği gibi deği§ime vurgu yapanlar daha çok devrimci, sürekliliğe vurgu yapaniarsa muhafazakar veya gelenekçi ya!Ça§ımlan benimseme eğiliminde olmaktadırlar. Esasen 'deği§im ve süreklilik konusun-da sağlıklı tavır geli§tirmek ile toplumun sahip olduğu potansiyeli etkin bir biçimde kullanmak arasında son derece güçlü bir ili§ki söz konusudur. Bu ili§kiyi sağlıklı bir zemine oturtamayan ve bu alanda tutarlı bir yakla-şım ve taw sergileyemeyen toplumlar birçok alandaki geli§meleri "ıskalamak"ta ve Cieyim yerindeyse bu ili§-kiyi sağlıklı bir biçimde kuran toplurnlara göre "geri" kalmaktadırlar.

    TÖ.rkiye' de Osmanlı döneminden ba§lamak üzere günümüze kadar devam eden süreçte; sosyal, siyasal ve ekonomik alanlarda deği§en ve süreklilik arzeden alaniann yeteri kadar belirgin bir biçimde ortaya kon-duğunu ve bu alanda sağlıklı bir toplumsal tavır ge-li§fuildiğini söylemek güçtür. Öyle görünüyor ki, her ne kadar önemli bir gecikmeyle kar§ı ka§ıya bulunsak da, Avrupa ile ili§kiler geli§tiği ölçüde, kendi gerçek-

    • Doç. Dr., ~kent Üniversitesi, Iktisat BöiUmO.

    Abstract

    No doubt that institulional structures have changed over time drarnatically in the field of economics anp finance; finandal techniques aie continuously renewed and changed. However, even though techniques and institutional procedures keep changing, one fad still remains unchanged: borrowing. This article makes a comparison between the fınandng techni-ques usedin the Ottoman ıteriod and today's Turkish economy and changes are highlighted. lnteractions between societies as well as civilizations are of vital im portance for the changes that take place in finance and other fields.

    Keywords

    Ottoman Economy, Borrowing, Financing.

    liğimizle yüzleşrnek anlamında, bu alandaki çalışri?alarda bundaiı sonra daha fazla yoğunla§ma olacak ve sosyal bilimciler bu konularda daha fazla mesai orta-ya koyacaklardır, koymalıdırlar.

    Değişim ve··süreklilik söz konusu olduğunda "de-ğişim ve yenile§me", "süreklilik" kavramına göre çok daha pozitif çciğnşımlara neden olmaktadır. Deyim yerindeyse değişim ve yenileşme sihirli iki kavram ola-rak karşımıza çıkmakta ve bu iki kavramı kullananlara herkes hemen di~at kesilmekteôir1• Anlaşılacağı gibi süreklilik ~anını belirgin kılmaya yönelik çalışmalan ortaya koymak sanıldığı kadar kolay olmayan, son derece meşakkatli bir yol gibi görünmektedir. Tarihsel süreç içinde sosyal, siyasal ve ekonomik alanda değişmeyen ve süreklilik arzeden noktalan ortaya koymak bu anlamda gerçekten ayrı bir değer ta§ımaktadır.

    . Bu-çerçevede Osmanlılar döneminde ekonominin finansmanıyla günümüz Tü~kiye ekonomisinin finans-man teknikleri karşılaştırıldığı zaman büyük değişimler göie çarpacaktır. Ekonomi ve finans alanında şüphe-

    1 Tabiabyla hayatta aslolan ~ de!lijimdir. Kainaıiaıd değ~im gözleri kam~nyor. Tabla! her yıl yenileniyor, mevsimler değ~iyor, hava de-l!~iyor, dQnya ısuııyor, depremler oluyor, denizterin yeri bile d~yor. Küçük lcainat olaıak kabul edileri insan ve insanlardan oluşan toplum-lar da sürekli bir de~im içinde. Çevre ve coğrafya değijtiği gibi tek-nolojik alanlaıdaki değ~imin insanlık hayabndaki de~~ime damgasun , vurdu~ konusunda kimsenin şOphesi olamaz.

    ISi..AMt ARAŞTIRMAlAR DERGISI. ClLT: 18, SAY!: 4, 2005, Sayfa: 44 7-452, ISSN 1300·0373, TEK-DA V

  • MEHMET BULUT

    siz kurumsal yapı ve finans alanınd~ki teknikler sürek-li yenilenip deği§mektedir. Ancak teknik ve kurumsal olarak bu alanda bazı değişiklikler olmakla birlikte "borçlanma" olgusunda bir degişme söz -konusu de-

    · ğildir: Devletler ve dün de fırmalar borçlanıyorlardı, bugün de borçlanıyorlar. Ancak borçlanma teknikleri, borç bulma yöntemleri değişiyor. Bu bağlamda ba§ta finans olmak üzere pekçok alandaki değişirnde top-lumlar ve medeniyetler arasındaki etkile§im son dere-ce önemli rol oynamaktadır.

    II. Medeniyetler Arasmda Kurumsal Etkileşim

    Tari h boyunca medeniyetler arasında kurumsal etkue§irn her zaman gerçekle§mi§tir. ·Ancak durakla-ma ve gerileme sürecine giren medeniyetin yükseliş eğilimindeki medeniyetten, ba§ta ekonomik alanda olmak üzere, birçok alandaki kurumsal yapısından önemli iktibas ve ödünç almalar söz konusu olmakta-dır. Bab medeniyeti IX., X., XI., ve XII. yüzyıllarda İslam medeniyetindeki sosyal, siyasal ve ekonomik ku-rumlardan etkilenmi§tiı-2. İslam medeniyetinin önemli aktörlerinden biri olarak Osmanlılar da dahil olmak üzere, Batılılann XVIII. yüzyıla kadar İslam medeni-yeünden önemli ölçüde etkilendikleri anlaşılmakta, Batı coğrafyasında olu§turulan kurumsal yapıda bu etkilerin görülmesi tabii bir durum olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu etkile§imin Osmanlı'nın son yüzyıldaki modemle§me sürecinde ise tersinden işlediği gö-rülmektedir. Sonuç olarak hakim medeniyet, çevrede bulunan diğer medeniyetleri etkisi altına almakta ve bu etkiler sosyal, siyasal ve ekonomik kurumlara yan-sırnaktadır.

    XIX. yüzyılın ortalanndan itibaren Osmanlı ku-rumsal yapısındaki değişirnde esnekliğin kaybolmaya yüz tutmasıyla Batı etkisi belirgin olarak ortaya çıkmaya başlamışbrl. Cumhuriyet'in kuruluşuyla birlikte olU§turulacak ekonomik, sosyal ve siyasal yapılarda öncelikli tercihin Batı tarzı yapılar olmasına özellikle özen gösterilmiş; sonuçta Batı etkisi Türkiye'nin ku-rumsal yapısına tarbşmasız bir biçimde damgasını vurmu§tur. Başka bir deyişle modem Türkiye Cum-

    . huriyeti'nin sosyal, siyasal ve ekonomik kurumlannın temeli, Osmanlı'nın modemle§me döneminden başlamak üzere, Avrupa'nın kurumsal yapısı esas alınarak olu§turulmuştur. Bu etki özellikle ekonomik ve finan-sal alanlarda belirgin bir biçimde görülmekle birlikte, bu alandaki kurumsal yapılarda bile Osmanlılar'dan Cumhuriyet'e devamlılık arzeden. durumlar da göze çarpmaktadır.

    Bunlardan birisi; Osmanlılar'ın çıkardığı kağıt pa-raların 1928 yılına kadar yeni Türkiye Cumhuriyeti tarafından kullanılmış olmasıdır. Diğer bir tanesi de

    2 özellikle ekonomik ve sosyal kurumlaruı oluşumundaJU etki!~ ve sonuçlan konusunda geniş bilgi için bkz. Ç"ızakça, 1999.

    3 Geniş bilgi için bkz. Ortaylı, 1987.

    448

    Osmanlı Devleti'nin bıraktığı borcun 1923'te kurulan yeni devlet tarfından resmen üstlenilmiş olması ve 1954 yılına kadar borç ödemesinin devam etmesidir. Bu çalışmada Osmanlı ekonomisinin finansman ko-nusu üzerinde durulmaktadır. Asıl amacımız benzerlik ve farklılıklan mukayese olmamakla birlikte, ba§ta an-layış ve zihniyetieki değişim olmak üzere belli alanlar-daki sürekliliğe yeri geldikçe dikkat çekilmektedir.

    lll. Sermaye Birikiminin Kritik Önemi

    İktisat biliminde klıısik üretim faktörleri emek, top-rak ve sermaye olarak kabul edilmektedir. Bab Avru-pa'da sanayile§me öncesi dönemde, emek ve toprak en önemli iki üretim faktörü idi. Tabiahyla sermaye de üretim faktörü olarak önemliydi. Ancak modem ön-cesi dönemdeki ekonomilerde sermayenin nispeten diğer iki faktöre göre daha az önemde olduğu kabul edilebilir.

    Batı Avrupa'da modem ekonomi döneminin başlangıcı olarak kabul edilen Sanayi Devrimi4 olgusu-nun XVIII. yüzyıl İngiltere'sinde ortaya çıkmasıyla o dönemlere kadar gerçekleşen sermaye birikimi ara-sında sıkı bir ilişki olduğu kuşkusuzdur. Avrupa mer-kezli dünya eKonomisinde XVII. yüzyılın yıldız ülkesi Hollanda idi. Sermaye birikimi konusunda en önemli avantaj bu yüzyılda Hollanda'da bulunuyordu. Ancak nasıl ki çelik elde etmek için demir cevheri ile kömürün yüksek sıcaklıkta birle§tirilmesine ihtiyaç duyulduysa; sanayi devrimi olarak kabul edilen gelişmenin orta-ya çıkmasında da, sermaye yanında hammadde son derece önemli bir faktör olmu§tur. Sanayi devrirtıinin temel hammaddesi sayılan kömürün yeraltından çıkarılması ve işletilmesi için sermayenin önemine ayrıca vurgu yapmak gereksizdir. Sermaye ile hammadderıin en uygun ortamda buluŞtuğu ülke Hollanda yerine İngiltere olduğu için sanayi devrimi öncelikle Hollanda-'da değil, İngiltere'de ortaya çıkmı§tır.

    Bu analiz bize, modem ekonomi döneminde ser-n:ıayenin üretim faktörü olarak giderek önemli bir konuma geldiğini göstermektedir. Modem ekonomik büyümenin ortaya çıkışında birçok açıklama modeli bulunmaktadır. Serbest piyasa modelinin büyürnede en önemli etken olduğunu söyleyen sistem yaklaşımı olduğu gibi, müte§ebbislerin büyürnede belirleyici ol-duğunu iddia eden yaklaşımlar da bulunmaktadır.5

    Be~er şekilde, sömürgeciliğin Bab'nın iktisadi büyü-me ve kalkınmasında belirleyici olduğunu ileri süren yaklaşımlar yanında, mülkiyet yapısının bu konudaki yanşta daha önemli olduğunu savunan tezler de bu-lunmaktadır. Tüm bu açıklama modellerinde kritik olan faktör, sermaye gibi görünmektedir. Dolayısıyla sermaye birikimi konusunda üstünlüğü bulunan ülke

    4 Deane, 1979. 5 Schuınpeter, 1912.

  • OSMANLilAR'DA EKONOMININ FINANSMANI MESELESINE YENIDEN GENEL BİR BAK!Ş

    ve coğrafyaların özellikle modem dönemdeki ekanci-mik perfonnanslannda, bu faktör konusunda nispeten kıtlık yaşayan ülke ve .coğrafyalar karşısında daha et-kin olacakları tarb§masızdır.

    Şu halde Batı Avrupa'nın, XV. yüzy~dan itibaren dünya ticaretinde öneminin artmaya başlamasıyla birlikte, sennaye birikimi konusunda sonraki yüzy~larda giderek dünyanın diğer bölgelerine göre daha avantajlı bir döneme girdiği söylenebilir. Burada ser-maye birikiminin önünde duran tüm engellerin orta-dan kald~ması teşebbüsüyle, Batı'da XV. yüzyılda gerçekleştirilen reformlar arasında sıkı bir paralellik bulunduğu konusunu hatırdan çıkannamak gerekir. Zihni ve fıziki sennaye olarak kabul edilen olgunun birikiminin ve etkin kullanımının önündeki engellerin ortadan kaldırılmasıyla, ·Protestanlığın ortaya çıkışı ve gelişmesi arasındaki ilişki de bu anlamda dikkate değer nitelik taşımaktadır.6 Modem kapitalizmin gelişmesinde sermayenin oynayacağı rolü belirleyen yeni Avrupalı tüccar ve işadamlarının ekonomik ve sosyal hayata bakışındaki değişmenin bu süreçte gerçekle§ti-ğini ve bunun sonuçlannın başta Osmanlı olmak üze-re dünyanın tüm coğrafyalannı sonraki dönemlerde etkileyeceğini belirtmek gerekir.

    Sennaye birikimi alanındaki zihni ve fiziki engel-lerin ortadan kalkması konusunun önemi vurgula-nırken; Avrupa'da ekonomik alanda özellikle XVI. yüzyıldan itibaren çok ortaklı şirketlerin kurulmaya başlanması/ bankanın ve borsanın kurumsal olarak ortaya çıkması ve siyasal alanda devletin sennaye birikimi konusunda verdiği destekierin yeniden hatırJanması gerekmektedir. Bu gelişmelerle birlikte Batı Avrupa'daki temel aktörlerin ekonomik ve sosyal ha-yata ve olaylara bakışı değişmeye başlamıştır. Senna-ye birikiminin önündeki engellerin kalkması demek, merkantilist giri§imci sınifın başta ticaret olmak üzere ekonomik alanda önünün olabildiğince açılması ve hukuki ve finansal alandal;ti yeni kurumsal düzenle-rnelerin bu sınıfm lehine olacak şekilde yeniden tan-zim edilmesi anlamına gelmektedir. Başka bir deyişle bu durum, sennaye birikiminin. sağlanmasında, gerek-tiğinde devlet-ordu-işadamı işbirliğinin sonuna kadar kullanılması anlamına geliyordu. Hollanda!da XVII. yüzyılda kurulan anonim şirketlerle devlet yönetimin-de etkili bürokratlann iç içeliği, benzer şekilde İngiltere'de de görülmektedir. Merkantilist dönemin belirgin özelliği olan işadamı-devlet işbirli(kçili)ği Osmanlı'da hiç bir zaman bu nitelikte ortaya çıkmamıştır.

    Osmanlılar'da ekonominin finansmanı ve bu alandaki kurumsal yapılardaki gelişmeler konusun-

    6 Weber, ı93o. 1 Bab Avrupa'da doğu ve bab Hint kumpanyalannın, XVI. yüzyılın son-

    lanndan itibaren ekonomik ve ticari hayatta etkileri göıülmeye b~lanm~.

    da geniş bir literatürün varlığından söz etmek zor gibi görünmektedir. Bu konudaki çalışmalann son yıllarda artmış olduğunu gözlemlemek sevindirici olmakla birlikte, Osmanlılar'ın sennaye ve fınans alanındaki durumunu belirgin bir biçimde ortaya koyup kesin bir yargıya ulaşmak için, henüz el değmemiş birçok arşiv belgesinin ele alırup yorumlanması ve bu alanda daha çok çalışma yapılması gerektiğini vurgulamak gerekir.

    IV. Osmanlı'da Merkantilist Sınıf Yoktur

    Osmanlılar'ın dünya ekonomisindeki gelişmeleri yakından izledikleri ve bu alandaki değişime olabildi-ğince hızla uyum sağlamaya çalıştıkları görülmektedir. Bu uyumda kendi dünya görüşleriyle dünyadaki eko-nomik gelişmeler arasında bir denge sağlayarak belli politikalan izlemişler ve ihtiyaçlara göre yeni kurumlar ihdas etmişlerdir.

    XVI. yüzyılın sonlarından itibaren OsmanWar, ekonominin finansmanında tağşiş8 ve iltizarru9 önemli iki araç olarak kullanmı~ardır. Bunlann yanında Para vakıflannın klasik dönemden başlamak üzere ekono-minin finansmanı alanında sağladığı katkı ve oynadığı rolün önemi açıktır. Bununla birlikte Osmanlılar'ın ekonominin finansmanı konusunda Avrupalılardan belirgin farklı tavırları olduğu anlaşılmaktadır.

    Avrupa' da XVII. yüzyıldan itibaren sermayenin merkantilist bir müteşebbis sınıf elinde birikmesinin önü aç~ırken, Osmanlılar'ın bu konuda tam zıt bir görüş benimseelikleri söylenebilir. Osmanlılar'daki müsadere sisteminin son dönemlere kadar devrede olmasın.i böyle bir sınıfı "Osmanlı bünyesinin kabul etmediği" şeklinde okumak yanlış olmaz. Dolayısıyla, Osmanlılar'la· AVr-upalılar arasında sennaye ve fınans konusuna yaklaş'ırnlanndaki belirgin zihniyet farklılığının, sennaye birikim modelleri ve fınans kurumlarının oluşumu ve işleyişine yansıdığını baştan belirtmek ge-rekir. Biraz önce belirtildiği gibi Avrupa' d

  • MEHMET BULUT

    V. Merkeziyetçi Siyaset, Ade~i Merkezi-yetçi Ekonomi

    Osmanlılar'ın siyasette merkeziyetçi olduklan ka- · dar, ekonomide ademi merkeziyetçi olduklarını söy-lemek yanlış sayılmaz. Ekonomik faaliyetlerde dev-letin, özellikle ticaretin geliştirilmesi konusunda, hem yasal ve hem de fıziksel alt yapı hazırlama konusunda dönemin şartianna göre takdir edilecek çalışmalar yaplıklan görülmektedir. Osmanlı yöneticileri ticarete büyük önem vermiş, hem iç ve hem de dış ticaretin önündeki engellerin kaldırılması konusunda büyü}< gayret göstermişlerdir.

    Ticaretin gelişmesinde paranın ve finansmanın tedariki konusunun önemi tartışılamaz. Osmanlılar'ın piyasada kredi ve para botluğunun sağlanması ko-nusunda birçok tedbire başvurduklan görülmektedir. Başta kapitüla!;yon düzenlemeleriyle olmak üzere, he-men hemen tüm Avrupalı tüccar milletierin paralannın XVI., XVII. ve XVIII. yüzyıllarda yoğun olarak Osman-lı pazarları ve önemli ticaret merkezlerinde kullanıldığı görülmektedir.10 Yabancı paralann Osmanlı bölgele-rinde tedavülde olmasını sağlamak ve pazarda yaygın olarak kullanımını teşvik etmek konusunda Osmanlı yöneticileri hiç bir zaman tereddüt etmemişlerdir.

    Bununla birlikte kredi ilişkilerinin Bab'ya göre Os-manlılar'da daha kısıtlı olmasının temel nedenini; toplu-mun dünya görüşünde ve devletin ekonomiye bakışında aiamak gerekir. Bu yönüyle ekonomik faaliyetlerin finansmanında özsermayenin öncelikli bir tercih olduğu anlaşılmaktadır. Özfinansmanda da ortaklık ekonomisi-nin, yani şirketleşmen in önemi ortaya çıkmaktadır.

    Osmanlılar'da en yaygın görülen şirket tipi muda-rabe ( commendal şirketidir. Bab'daki modem anonim şirketin ilk örneği olarak kabul edilebilecek mudarabe şirketinin anavatanı Ortadoğu İslam toplurnlandır.ıı Kısaca emek-sermaye ortaklığı olarak kurulan muda-rabe şirketi, · tasarruf fazlası olan bireylerin bu tasar-ruflannı bir şirket ortağı olarak ekonomide değerlendirmesiyle, af:ıl duran kaynaklann ekonomide ~tkin bir biçimde kullanılmasını sağlamaktadır. Osmanlı toplumunda özellikle. iltizam sahibi olan mültezirnle·r arasında bu tür şirketleşmen in, özellikle XVII. yüzyılda çok yaygın olduğu görülmektedir.12

    Kamu ve özel sektörün finansmanında,_dışandan gelen albn ve gümüşler hariç tutulursa, Osmanlılar'da XVI. yüzyılın sonlanndan itibaren devletin iltizam ve mukataa13 sistemlerini devreye sokmasıyla geliştirdiği·

    10 Pamuk, 1999. 11 Gen~ bilgi için bkz. Çizakça, 1996. 12 Jennings, 1973; Gedildi, 1998. 13 Mukataa: Devlete ait getirlerin !ahsili veya bir tekel durunıuna getirilen

    herhangi bir kuruluşun işletme lıaJ

  • OSMANUI.AR'DA EKONOMININ FiNANSMANI MESELESiNE YENIDEN GENEL BIR BAKlŞ

    Sennayenin diğer üretim faktörleri yanında· nispe-ten kıt olduğu Osmanlı ekonomisinde, para vakıflarını~ mGt~ebbislerin fınansman ihtiyacını gidennekte önemli rol oynadığı anlaşılmaktadır. Bununla birlikte bu kurumlann sennaye birikimi sağlayan finansal ku-rumlar yerine sennayenin yeniden dağılımını sağlayan kurumlar olarak kabul edilmeleri daha tutarlı görGn-mektedir. Yapılan meşruiyet tartışmalan bağlamında değerlendirildiğinde; bu kurumlann sennaye birikimin-den ziyade sennayenin yeniden dağılımı ve daha ziya-de sosyal adalet ve refah alanında yerine getirdikleri fonksiyon dikkate alındığında, devlet otoritesi tarafından niçin tolere edildikleri daha kolay anlaşılacaklır.

    VII. İç ve Dış Borçlanma

    XVI. yGzyılın son çeyreğine kadar sürekli toprak-lannı genişleten Osmanh Devleti, o dönemde finansal ve parasal açıdan istikrar içinde bulunan bir ekonomi-ye sahipti. Dönemin Batı'daki en önemli asker~ gücü olan Hapsburglarla uzun süreli savaşlara girilmesiyle artan askeri harcamalar, kamu yu finansal alanda yeni tedbirler almaya zorlamıştır. Bu dönemlerden başlamak üzere, akçanın değerini düşünne teşebbü.sleriyle modem anlamda emisyon hacmini genişleterek uzun süre ekonomiyi finanse ebne yoluna gibniş ve bunda hayli başantı olmuştur.

    XVII. yüzyıl, Osmanlı ekonomisi için, finansal kriz karşısında sürekli yeni tedbirleri uygulamaya sokma dönemi olarak karşımıza çıkmaktadır. Tırnar siste-minde değişiklik, yerıi illizam ve mukataa sisteminin uygulamaya sokulması yanında zaman zaman tağşiş olarak tarif edilen akçanm değerinin düşürülmesi, yani emisyon hacminin, para arzının arttınlması uy-gulamalanyla karşılaşılmı§tır.

    XVIII. yGzyıla gelindiğinde savaşiann doğurduğu maliyetler azalmamış, a,rtmıştır. Böylece yeni fınansman modellerine ihtiyaç duyulmuştur. Osmanlılar devlet olarak ilk dış borcu 1854'te almışlardır. Bunula birlikte iç borçlanmanın daha erken, XVIII. yüzyılda başladığı bilinmektedir. Bu dönemde yeni finansman modeli olarak esham uygulamasıyla17 devlet iç borç- . !anma yoluna gitmiştir. Burada ~n ılan XIX. yGzyıldaki il.k dış borçtanmasından sonra yüzyılın ikinci yansm-da Osmanlılar birçok defa dış borca başvunnuşlardır. Osmanlılar b.u dönemde yurt dışından, hem devlet ve hem de özel sektörden, borç almışlardır. _..r;

    Dünya ekonomisindeki değişim ve gelişmeler kar-şısında önemli esneklikler gösteren Osmanlı ekonomi poliliğinin XIX. yüzyılın ortalarından itibaren Batı'ya eklemlenme surecine girdiği söylenebilir. Aynı dö-nemlerde yabancı bankalar, bankerler ve finansörlerin

    17 Esham, "pay, hisse" anlamındalô "sehm"in QOğuludur. Osmanlılar'da, iç borçlanma sisteminde temel bir aıaç olarak 1775-1860 yıllan are-sında uygulanmıştır. Bir anlamda gelir ortaklı1jı sistemine benzeyen es ham uygulaması, mukataa gelirlerinin halka sa biniası demektir.

    Osmanlı ekonomisi üzerindeki etkilerinin de artmaya başladığı dönemdir.ıs Yabancı sermaye ile kurulan Osmanlı Bankası'nın Osmanlı hükümeti ve ekonomisi üzerindeki etkisi giderek arbnıştır. Şüphesiz Kınm Sa-vaşı'yla başlayan süreçte artan savaşl_ann finansman maliyeti, yeni potansiyel savaş hazırlıkları ve artan kamu harcamalan ve bunlan takip eden bütçe açıklannın ortaya çıkması buradaki gelişmelerde en önemli belirleyici etkenler olarak karşımıza çıkmaktadır.

    Osmanlı Devleti ilk dış borcu, 1854'te Kınm Sa-vaşı başlayınca İngilizlerin desteği ile ancak garantileri olmadan aldı. Bir yıl sonra, 1855'te, İngiliz ve Fransızlar ek borçlarla ilgili faiz konusunda bqrÇ veren dev-letlere Osmanlı Devleti namına garantör oldular. Os-manlı dış borçlanma süreci ve 188l'deki Muharrem Karamamesi ile kurulan Düyun-u Umumiye İdaresi, Avrupalılann Osmanlı ekonomisinin fınansmanında aynadıklan rolün çok da olumlu sonuçlar doğurrnadığını göstermektedir.

    VIII. Bankalarm Kurulması

    Osmanlılar'da vakıf anlayışıyla işleyen bankacılık anlayışı XIX. yüzyılda değişmeye başladı. Her alanda olduğu gibi ekonominin finansmanı konusundaki ku-rumsal yapının oluşumunda da, Tanzimat'la birlikte Batı'daki kurumsal yapılann benzerlerinin kurulmaya başlandığı görülmektedir. Tabiatıyla bu süreçte BatılıIannda önemli rolü olmuştur. Bu bağlamda Osmanlı'da ilk banka İngiliz se.nnayesiyle, 24 May~s 1856' da, bİr İngiliz bankası olarak "Bank-ı O~mani-i Şahane" adıyla kurulmu_ş; arkasından 4 Şubat 1863'te Fransızlar'ın iştirakiyle, söz konusu banka "Ottoman Bank" (Osmanlı Bankası) olarak faaliyetini sürdürmeye başlaml§İir19•

    XIX. yüzyıld~, ekonominin finansmanı bağlamında, Batı'daki şirket yapısının da Osmanlılar tarafından hayata geçirilmeye ba'§landığı görülmektedir. Şirket-i , Hayriye, 17 Ocak 1851'de bir anonim şirket olarak kurulmuştur. XIX. yGzyılın ikinci yansında benzer bir-çok şirket daha faaliyete başlamıştır. Burada, yaban-cılann da ekonominin finansmanında önemli rol öy-nadıklannı belirtı:nek gerekir.2D XIX. yÖzı;ıılda Osmanlı

    18 Clay, 2000, s.72. 19 8dem, 1999.

    2D izmir'den Aydın'a Osmanh Demiry~lu Şirketi, Rusçuk.Vama Demir-yolu Şirketi, Dersaadet Tramvay Şirketi, Rwneli Demiryollan Şirketi, Beyrut Osmanlı Su Şirketi, Dersaadet Su Osmanlı Anonim Şirketi, Memamilik-i Osmaniyye Duhanlan M~rekü'l-menfaa Reji Şirketi, Beyrut Umanı, Rıhb.mı ve Antrepolan Osmanlı Şirketi, Anadolu De-miryolu Şirketi, Üsküdar ve Kadıköy Su Şirketi, Yafa- Kudüs-i Şerif Demiryoluyla Terndidalı Osmanlı Demiryolu Şirketi, Selanik-Manastır Osmanlı Demiryolu Şirketi, Selanik Su Şirket-i Osmaniyye Anonim Şirketi, Mudanya-Bursa Demiryolu Osmanlı Anonim Şirketi, Gaz ve 8elrik ile Tenvir lçün Osmanlı Anonim Şirketi, Kibrit imaline Mahsus Anonim Osmanlı Şirketi, Beyrut'uiı Şimal ve Cenub Cıhetinde Cebel-i Lübnan Tramvay Anonim Osınanlı Şirketi, vb. daha birçok Şrket aynı yüzyılda kuıulm~r. XIX. ve XX. yüzyılda Osmanlı Devleti'nde kurulan ~irketlerin kuruluş yıllan, kuruculan ve faaliyetleriyle ilgili geniş bilgi için bkz. Akyıldız, 2001.

    451

  • MEHMET BULUT

    Bankası yanında Türkistan (Türkiye) Bankası, Selanik Bankası, Midilli Bankası gibi bankalar da kurulmu§hır.

    Aynı dönemde Galata Bankerieri olarak adlandınlan gurubun ekonominin fınansmanında oynadığı rolün, günümüze kadar gereği gibi tarb§~dığı ve so-nuçlanriın analiz edildiği söylenemez. Bu banker ve sarraflar birçok fonksiyon icra ediyordu. Devlete borç verdikleri gibi, halkın elindeki bono, senet veya tahvil gibi enstrümanlan da belli bir bedel kar§ılığında satın alıyorlardı. Diğer bir deyi§le, halk buralarda bu ens-tıümanlan kırdınyordu.21

    Osmanl~ar'ın borçlanma serüveni 1881'deki Muharrem Karamamesi ile yeni bir sürece girmi§tir. Devletin. borcunu ödeyemeyeceğini anlayan· ülkeler, Umumi Borçlar İdaresi'ni (Düyu~-u Umumiye) kur-mak suretiyle atacaklannı garanti altına almışlardır. Osmanlı borÇlan Cumhuriyet idaresi tarafından da kabul edilmi§ ve bu borçlar nihayet 1954 y~ında son taksidi ödenmek suretiyle kapaWmı§tır. Görüldüğü gibi Osmanlı'dan Cumhuriyet' e devam eden bir ~erçeklik de borçlar olmuştur.

    Kaynaklar

    AKYILDIZ, A., Osman/ı Dönemi Tahuil ue Hisse Senetleri, İstanbul-2001.

    CLA Y, C., Go/d for the Sultan: Western Bankers and Ottoman Finance, 1856-1881, London-2000.

    ÇİZAKÇA, M., A Comparatiue Euolution of Bu-

    21 Kaıgan, 1991.

    452

    siness Partnerships, The Islamic World and Europe, Leiden-1996. ·

    "Cash Waqfs of Bursa, 1555-1823" The Journal of the Economic and Social History of the Orient, Cilt: 38, No: 3, (42), s. 313-354., 1995.

    DEANE, P., The First Industrial Reuolution, Cambridge-1979.

    ELDEM, E., Osmanlı Bankası Tarihi, İstanbul-1999.

    GEDiKI.j, F., Osmanlı Şirket Kültürü, XVI.-XVII: Yüzyıllarda Mudarebe Uygulamalanr İstanbul-~998.

    "Osmanlı' da lltizam ve Mukataa," Çerçeue, Y~: 4, Ağustos-Ekim, s. 147-150., 1995.

    JENNİNGS, R., "Loans and Credit in early 17th century Otlarnan Judicial Records the Sharia Courts of Anatolian Kayseri" The Journal of the Economic and Social History of the Orient, Vol. 16, No. 2-3, s.168-216., 1973.

    KAZGAN, H., Galata Bankerleri, İstanbul-1991.

    ORTAYU, i., İmparatorluğun En Uzun Yüz Yılı, İstanbul-1987.

    SCHUMPETER, J., The Theory of Economic De-uelopment, New York-1912.

    WEBER, M., The Protestant Ethic and the Spirit of Capitalism, London-1930.