orta anadolu’nun göz bebeğiarchive.ismmmo.org.tr/docs/yasam/53yasam/052_55.pdf · 2015. 8....

4
GÜLŞEN KANDEMİR Elma, patates, gazoz… Bu üç ipucu bir- çok insana Niğde’yi hatırlatır ama Niğde’yi gö- ren sayısının az olduğundan eminiz. Zira biz de Niğde’yi gören gruptan değildik. Anadolu’nun tü- münü görme isteğimiz neticesinde geçen yıl ilk- baharda yolumuzu Niğde’ye de düşürdük. Kay- seri, Konya ve Nevşehir’le çevrili olan bu şehre İstanbul’dan gitmenin en kolay yolu Kayseri’ye uçakla gidip oradan da yaklaşık 2 saatlik bir kara yolculuğuyla buraya ulaşmak. Biz kolay olanı de- ğil zoru tercih ediyoruz çünkü Bolu’daki bir ar- kadaşımızın davetine uyup bir gün onlarda ka- lacağımız için karayolunu tercih ediyoruz. Per- şembe akşamı yola çıkıp Cuma gününü arka- daşlarımızla Bolu’da geçiriyoruz. Cuma akşam üstü yola çıkarak gece saat 22.00’a yaklaşırken Niğde merkezdeki otel odamıza yerleşiyoruz. İyi bir uyku çektikten sonra cumartesi günü erkenden kalkıyoruz. MİLATTAN ÖNCE MİRASI İlk durağımız, ilin binlerce yıllık tarihinin sergilendiği Niğde Müzesi… 1982’de yaptırılan müze binasında üç büyük teşhir salonu, bir ih- tisas kütüphanesi ve modern konferans salonu bulunuyor. Meraklıları Orta Anadolu’nun en önem- li müzelerinden birinin Niğde Müzesi olduğunu söylüyorlar. Müzeye girmeden önce bizi Hitit Fır- tına Tanrısı Teşup Kabartması karşılıyor. M.Ö. 8. ve 7. yüzyılda hüküm sürmüş geç Hitit döneminde ait Nahita Krallığı’nın önemli eserlerinden biri olan bu kabartma bize zaten bölgedeki tarihi zen- ginliğin ipuçlarını veriyor. Zaten Önasya Mede- niyetleri Salonu’nda Niğde’nin en eski tarihine GEZİ-TÜRKİYE KASIM-ARALIK 2014 52 l İSMMMO YAŞAM Orta Anadolu’nun göz bebeği Milattan önce 7. yüzyıldan gelen bir mirası taşıyor Niğde… Hititler’den Helenler’e kadar birçok medeniyetin eseri müzelerde ziyaretçilerini beklerken, Selçuklular’dan Osmanlılar’a kadar olan birçok tarihi eser de günümüzde yaşıyor. Aladağlar Milli Parkı ile doğaseverlerin büyük ilgi gösterdiği Niğde’de şifa arayanlar için de çok güzel kaplıcalar var.

Upload: others

Post on 19-Feb-2021

2 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

  • G Ü L Ş E N K A N D E M İ R

    Elma, patates, gazoz… Bu üç ipucu bir-çok insana Niğde’yi hatırlatır ama Niğde’yi gö-ren sayısının az olduğundan eminiz. Zira biz deNiğde’yi gören gruptan değildik. Anadolu’nun tü-münü görme isteğimiz neticesinde geçen yıl ilk-baharda yolumuzu Niğde’ye de düşürdük. Kay-seri, Konya ve Nevşehir’le çevrili olan bu şehreİstanbul’dan gitmenin en kolay yolu Kayseri’yeuçakla gidip oradan da yaklaşık 2 saatlik bir karayolculuğuyla buraya ulaşmak. Biz kolay olanı de-ğil zoru tercih ediyoruz çünkü Bolu’daki bir ar-kadaşımızın davetine uyup bir gün onlarda ka-lacağımız için karayolunu tercih ediyoruz. Per-şembe akşamı yola çıkıp Cuma gününü arka-daşlarımızla Bolu’da geçiriyoruz. Cuma akşamüstü yola çıkarak gece saat 22.00’a yaklaşırken

    Niğde merkezdeki otel odamıza yerleşiyoruz. İyibir uyku çektikten sonra cumartesi günü erkendenkalkıyoruz.

    MİLATTAN ÖNCE MİRASIİlk durağımız, ilin binlerce yıllık tarihinin

    sergilendiği Niğde Müzesi… 1982’de yaptırılanmüze binasında üç büyük teşhir salonu, bir ih-tisas kütüphanesi ve modern konferans salonubulunuyor. Meraklıları Orta Anadolu’nun en önem-li müzelerinden birinin Niğde Müzesi olduğunusöylüyorlar. Müzeye girmeden önce bizi Hitit Fır-tına Tanrısı Teşup Kabartması karşılıyor. M.Ö. 8.ve 7. yüzyılda hüküm sürmüş geç Hitit dönemindeait Nahita Krallığı’nın önemli eserlerinden biriolan bu kabartma bize zaten bölgedeki tarihi zen-ginliğin ipuçlarını veriyor. Zaten Önasya Mede-niyetleri Salonu’nda Niğde’nin en eski tarihineG

    EZ

    İ-T

    ÜR

    KİY

    E

    KASIM-ARALIK 201452 l İSMMMO YAŞAM

    Orta Anadolu’nungöz bebeği

    Milattan önce 7. yüzyıldangelen bir mirası taşıyorNiğde… Hititler’denHelenler’e kadar birçokmedeniyetin eseri müzelerdeziyaretçilerini beklerken,Selçuklular’dan Osmanlılar’akadar olan birçok tarihi eserde günümüzde yaşıyor.Aladağlar Milli Parkı iledoğaseverlerin büyük ilgigösterdiği Niğde’de şifaarayanlar için de çok güzelkaplıcalar var.

  • KASIM-ARALIK 2014 İSMMMO YAŞAM l 53

    kadar gidiyoruz. M.Ö. 6-7. yüzyılda Neolotik Çağ ile Cilalı TaşDevri’nden itibaren birçok medeniyetin yaşadığı Niğde zen-gin bir tarihi mirasa sahip. Neolotik Çağ’ın Orta Anadolu’dakien önemli merkezi bugün Bor İlçesi sınırları içinde bulunanBahçeli Kasabası’ndaki Köşk Höyük’müş. Burada 1982 yılın-dan itibaren yapılan kazılarda elde edilen buluntular salonunönemli bir bölümünde sergileniyor. Taş ve kemikten yapılmışaletler, obsidyen taşı uçlu av aletleri, kilden yapılmış çanakve çömlekler… Salonda biraz daha ilerleyince Çamardı İlçe-si’ndeki Göltepe Kestel Ören Yeri’nden, Bor Pınarbaşı, Aksa-ray İlçesi Acemhöyük’lerinden çıkarılan Tunç Çağı’na ait ka-lıntıları görüyoruz. Salonun sonuna geldiğimizde ise Hitit İm-paratorluğu'nun yıkılmasından sonra Anadolu'da "Geç HititDevletleri" olarak tanımlanan ve şehir krallıkları dönemini deiçine alan Nahita Kralığı ve Tuvanuva Krallığı'nı içine alan Ta-bal Krallığı’ndan kalma eserleri görüyoruz. Bereket tanrısı,Hitit çivi yazılı (Hitit hiyeroglifi) kitabeler, Göllüdağ aslanı, Kay-narca tümülüsü buluntuları, Frig Çağı seramikleri ve Porsukkazısında bulunan mezar küpü (pithos) bu eserlerden bazı-ları… Müzede önemli bir sikke koleksiyonu da mevcut. Te-pebağları kazısında bulunan Kapadokya krallıklarına ait (M.Ö.50-60. yılları) gümüş define ile merkezdeki Sungurbey Camiiyakınında yapılan kamulaştırma ve kanal açma çalışmalarısırasında bulunan Osmanlı altınları duvar vitrinlerinde ser-gileniyor.

    YILANLI KİLİSE’DEN RAHİBE MUMYASIMüzenin etnografik salonunda eski bir Türk evi can-

    landırılmış. Niğde Müzesi’nin Klasik Eserler Salonu’na gel-diğimizde ise yine Tepebağları, Porsuk, Acemhöyük gibi önem-li kazı merkezlerinde yapılan arkeolojik kazılarda bulunan Hel-lenistik ve Roma Çağı’nın önemli eserleri görebiliyoruz. Sa-lonun sol tarafında ise 3 büyük vitrinde ise Müze Müdürlüğü'ncehalktan satın alma yolu ile derlenen Hellenistik-Roma Döne-mi’nin seçme eserleri sergileniyor. Bunlar genellikle mezar he-diyeleri olup en ilgi çekenler gözyaşı şişeleri, koku kapları,kandilleri. Kemerhisar'da bulunan, akik üzerine kazımatekniği ile yapılmış kartal kabartmalı bulunan altın yüzük gibiönemli eserler. Aksaray İli Ihlara Vadisinden (muhtemelenYılanlı Kilise) bulunarak 1965 yılında müzeye getirilen rahi-be mumyası, Ihlara Vadisi'nin maketi ve tanıtıcı fotoğraflarıylaberaber sergileniyor. Mumya teşhirinin arka bölümünde de,Orta Anadolu'nun en büyük ve en önemli Roma kenti duru-munda antik Tyana'dan (Kemerhisar) bulunarak getirilen yük-

    sek kabartma tekniğiyle yapılmış taş eserler var. Bu salonunönemli eserlerinden birisinin ise aruz vezinli ağıt kitabesiy-le "Karamanlıca Kitabe" olarak tanınan, M.S. 19. yüzyıla aitmezar taşı olduğunu belirtelim.

    NİĞDE KALESİ VE HÖYÜK Niğde Müzesi’ni gezdikten sonra yönümüzü Niğde Ka-

    lesi’ne çeviriyoruz. Alaattin Höyüğü’nün tepesine inşa edilenkalenin tam inşa tarihi bilinmiyor ama 9. yüzyılda Bizanslı-lar tarafından inşa edilmiş olabileceği tahmin ediliyor. Kale-nin son şeklini Anadolu Selçuklu Sultanı II. Kılıçarslan zamanındaaldığı biliniyor. Kalenin kapalı mekanlarındaki geleneksel ser-gi alanlarını gezip ardından kafeterya da kahvelerimizi içi-yoruz. Niğde Kalesi’nin iç kısmında güneşbatı burcunun içi yı-kılarak buraya bir saat yapılmış. Şehrin simge saat kulesininAnadolu’daki birçok saat kulesi gibi II. Abdülhamit döneminde

    GE

    Zİ-T

    ÜR

    KİY

    E

  • 1901 yılında yapıldığını da belirtelim. Kalenin olduğu tepede iki tarihi camii de bulunuyor.

    Bunlar; Rahmaniye ve Alaattin camileri… Selçuklu Sul-tanlığı eserlerinden olan Alaattin Camii’nde nisan ay-larında kapıda oluşan gölgede taçlı bir kız başı görülüyor.Rivayete göre camiyi yapan usta, sultanın kızına aşıkolmuş. Aşkını sonsuza kadar yaşatmak için de böylesibir gölge oyununu camiye işlemiş. Bu camiyi gezdiktensonra yine Kale’ye yakın olan Sungurbey Camii’ni de gö-rüyoruz. Camiinin hemen yanındaki tarihi kilise de Ana-dolu’da inançların nasıl kaynaştığının bir simgesi gibi…

    SELÇUKLU ESERLERİNiğde şehir merkezinde çok sayıda tarihi eser bu-

    lunmakta. Hüsamettin Ağa Camii, Kiğılı Camii, HüdaventHatun Türbesi, Gündoğdu Türbesi ve Akmedrese şehir mer-kezindeki eserlerden sadece birkaçı. Hepsinde günümüzeserlerine göre son derece mütevazı ama insanı derin-den etkileyen bir hava var. Selçuklu eserlerinde zerafetve ince taş oymacılığının en güzel hallerini buralardagörmek mümkün.

    Birçok ilde olduğu gibi Niğde’nin tam merkezin-de de Hükümet Meydanı’nı görüyoruz. Meydandaki Ata-türk Heykeli’nin etrafında defterdarlık, kaymakamlık,valilik ve adliye gibi resmi binalar yer alıyor.

    BİZANS SU KEMERLERİNiğde’deki ikinci günümüzde merkeze 9 kilometre

    uzaklıktaki Gümüşler Kasabası’na direksiyonu kırıyoruz.Burada Gümüşler Manastırı’nı görmek niyetindeyiz. Bi-lindiği üzere Kapadokya’nın bir bölümü Niğde sınırla-rı içinde yer alıyor. Niğde’nin payına düşen güzelliklerdenbiri de bu manastır çünkü Kapadokya’daki birçok ma-nastır gibi burası da kayalara oyulmuş… İçindeki ikon-lardan ve resimlerden 11 ya da 12. yüzyılda yapıldığıG

    EZ

    İ-T

    ÜR

    KİY

    E

    54 l İSMMMO YAŞAM KASIM-ARALIK 2014

    ÇAMLIBEL’İN HAN DUVARLARITürkiye’nin en büyük kervansarayı da Niğde’de. Ulukışla İlçesi’ndeki Sadrazam

    Mehmet Paşa Kervansarayı bulunuyor. Osmanlı’daki Türk asıllı sadrazamlardan biriolarak bilinen ‘Öküz Mehmet Paşa’nın yaptırdığı külliye içinde bulunan bu kervansaray,İpekyolu’nun de en önemli noktalarından biri olması açısından önemli. Bu kervansarayedebiyatımıza da girmiş. 1619’da yapılan külliyenin içindeki kervansaray, büyükTürk şairi Faruk Nafiz Çamlıbel’in Han Duvarları şiirinin esin kaynağı olmuş. “Ya-ğız atlar kişnedi, meşin kırbaç şakladı / Bir dakika araba yerinde durakladı/ Ne-den sonra sarsıldı altımda demir yaylar / Gözlerimin önünden geçti kervansaray-lar/ Gidiyordum, gurbeti gönlümle duya duya / Ulukışla yolundan Orta Anadolu'ya”diye mısralarında anlatmış bu kervansarayın bulunduğu yeri büyük şair. Kervan-saray kadar külliyenin tamamı da önemli. Külliyede, tek kubbeli kareye yakın birplanla yapılmış bir cami, arasta, arastanın iki yanında 23 dükkân, hamam, ahırgibi birçok bölüm bulunduğunu da belirtelim.

    ŞİFA DAĞITAN ÇİFTEHANNiğde’ye gelip de Çiftehan Kaplıcaları’nı görmeden dönmek olmaz. Kaplıca

    bölgesine gitmek için önce Ulukışla ilçesinin merkezine varmanız gerekiyor. İlçe mer-kezinden 29 kilometre sonra Çiftehan Kasabası’na varabilirsiniz. Kasabanın giri-şindeki iki han nedeniyle buraya Çiftehan adı verildiği belirtiliyor. Roma dönemindenberi kullanılan kaplıcalar o dönemin izlerini de taşıyor. Söylentilere göre, Mısır kra-liçesi Cleopatra, Tarsus’ta kaldığı dönemde sık sık burayı ziyaret etmiş. Günümüzdede kullanılan eski havuz bölümünün temel kısmının, Roma döneminden kaldığı söy-leniyor. Havuzlu banyolar ise Selçuklular döneminden kalmış. Kaplıca bölümündekadın ve erkeklere özel iki havuz bulunuyor. Erkekler bölümündeki havuzun, ka-dınlar bölümünün üç katına yakın… Bu şifalı sularda yıkananların romatizmadankireçlenmeye, bel ağrısından cilt hastalıklarına kadar birçok rahatsızlıklarının iyi-leşebileceği söyleniyor. Kaplıcaların çıkış kaynağında suyun sıcaklığı 53 derecey-ken, havuzlarda 40 dereceye kadar iniyor. İsteyenler için Çiftehan’da kalınabilecekoteller de bulunuyor.

  • tahmin edilen manastırın kuzeyinde bir kilise-si bulunuyor. Burası adeta inzivaya çekilmiş biryer gibi huzur içinde bizi karşılıyor.

    Gümüşdağ Kasabası’ndan sonra 15 ki-lometrelik bir yolculuk daha yaparak Kemerhisarbeldesine gidiyoruz. Amacımız Kemerhisar (Tya-na) Su Kemerleri’ni görebilmek. Bahçeli Kasa-bası’nda bulunan antik su havuzunda toplanansuyun Kemerhisar’a taşınması için yapılmış. Yak-laşık 4 kilometre uzunluğundaki kemerin Ke-merhisar’daki 1.5 kilometrelik bölümü açıkta.Kemerde yapı taşı olarak travertenler kullanıl-mış. Zamana meydan okuyan bu kemerlere vedabir doğa harikasına yönümüzü çeviriyoruz.

    ALADAĞLAR MİLLİ PARKI Niğde’ye gidip de doğa harikası Aladağ-

    lar Milli Parkı’na gitmemek olmaz. Çamardı İl-çesi’ne vardıktan sonra 15 kilometre daha yolyaparak bu doğa harikasına ulaşıyoruz. Bura-da kamp yerleri ve piknik alanları var. Oksijenbaşımızı döndürse de güzellikleri adeta içimizeçekmek hevesiyle görmeye çalışıyoruz. Alan için-de doğa yürüyüşü için güzel bir parkur var. Birsaatlik bir yürüyüş yaparken yükseklerde kar ol-duğunu fark ediyoruz. Aladağ’daki akarsular-da, balık avlayanlara da rastlıyoruz. Enerji de-polayıp öğleden sonra İstanbul’a dönmek üze-re yola çıkıyoruz. Niğde’de gördüklerimizinkeyfini, göremediklerimizin hüznünü de yanı-mıza alarak…

    Niğde’de meslek mensuplarının çatıörgütü, Niğde Serbest Muhasebeci ve MaliMüşavirler Odası. Adnan Zeren, Oda’nın Baş-kanlığını 25 yıldır yürütüyor. 40 yıldırmesleğini de fiilen sürdüren Zeren, tecrübelibir mali müşavir. Niğde SMMM Odası’nın 150üyesi var. Bunlardan 70’i bağımlı, 80’i isebağımsız olarak mesleki faaliyetlerini sür-

    dürüyorlar. Başkan Adnan Zeren, birçok ildeolduğu gibi Niğde’de meslek mensuplarınınemeklerinin karşılığını alamadıklarını be-lirtiyor “Bizim ilimizde de tahsilat sıkıntısıvar” diyor. Niğde’nin tarım ve hayvancılıklageçinen bir il olduğunu vurgulayan Zeren,turizmden de hak ettikleri payı alamadık-larından yakınıyor.

    KASIM-ARALIK 2014 İSMMMO YAŞAM l 55

    GE

    Zİ-T

    ÜR

    KİY

    E

    ‘TURİZM HAK ETTİĞİMİZ PAYI ALAMIYORUZ’