organize sanayi bölgeleri -...

52
TEMMUZ 2012 YIL: 24 SAYI: 283 Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat ERGÜN’ün Değerlendirmesi Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Ersan ASLAN’ın Değerlendirmesi Anadolu’da Sanayileşme ve OSB’ler Türkiye’deki Organize Sanayi Bölgesi Uygulamaları ve Mevcut Durum Organize Sanayi Bölgeleri

Upload: others

Post on 21-Oct-2019

26 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

TEMMUZ 2012 YIL: 24 SAYI: 283

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat ERGÜN’ün Değerlendirmesi

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Ersan ASLAN’ın Değerlendirmesi

Anadolu’da Sanayileşme ve OSB’ler

Türkiye’deki Organize Sanayi Bölgesi Uygulamaları ve Mevcut Durum

Organize Sanayi Bölgeleri

2012/2 VERİMLİLİK DERGİSİ YAYIMLANDI

Etkin ve Verimli Yönetim İçin Değişim Mühendisliği Uygulamaları

Doç. Dr. M. Akif ÖZERToplam Kalite Yönetimi (TKY)’nin Kurumsal İmaj Üzerine Etkileri: Yönetici Görüşleri Üzerine Bir Araştırma

Öğr. Gör. Enis Baha BİÇER - Yrd. Doç. Dr. Hasan EKİNCİ - Öğr. Gör.Ümit NALDÖKEN

İşgörenlerin Organizasyonda Çalışma Süresi ve İş Değiştirme Sıklığının Örgütsel Bağlılık Düzeylerine Etkisi

Dr. Derya KARABalanced Scorecard Performans Değerlendirme Yönteminin Türkçe Yazındaki Tercüme Problemi

Yrd. Doç. Dr. Ali ERBAŞIFast Food İşletmelerinde Mal ve Hizmet Kalitesinin Artırılması İçin Kalite Fonksiyon Yayılımı Uygulaması

Utku KARPUZ - Doç. Dr. Murat Caner TESTİK - Doç. Dr. Fatma PAKDİLHazır Giyim Ürünlerinin Satışı Üzerinde Vitrin Tasarımının Etkisi

Öğr. Gör. Arzu ARSLAN - Esra ARĞILLI

T.C. BİLİM SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI VERİMLİLİK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ’NÜN

AYLIK YAYIN ORGANIDIRTEMMUZ 2012 YIL: 24 SAYI: 283 Bu dergi 6.000 adet basılmaktadır.

ISSN: 1300-2414 Yayın Türü: Yerel Süreli

Türkçe - İngilizceSAHİBİ

T.C. BİLİM SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI VERİMLİLİK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ADINA

GENEL MÜDÜR Anıl YILMAZ

GENEL KOORDİNATÖR Serdal ERGÜN

SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ Cangül TOSUN

YAZI KURULU Cangül TOSUN - Bahadır AVŞAR

Nurettin SÖKMEN - İpek İMİRLİOĞLUGRAFİK TASARIM ve UYGULAMA

Nurettin SÖKMENİNGİLİZCE SAYFA SORUMLUSU

Gülçin MANZAK AYDINFOTOĞRAFLAR

Hakan CANBAKIŞ Cüneyt OLGAÇ

ABONE Gülçin ATAY

(312) 467 55 90 / 289 [email protected]

Anahtar Dergisi’nin PDF dosyalarının her ay düzenli olarak e-posta hesabınıza gönderilmesini istiyorsanız,

konu alanına “Anahtar” yazıp [email protected] adresine boş bir e-posta atabilirsiniz.

Dergide yayımlanan yazılardaki görüşler yazarlarına aittir.

YÖNETİM YERİ T.C. BİLİM SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI

VERİMLİLİK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Gelibolu Sokak No: 5

Kavaklıdere 06690 ANKARA Tel: (312) 467 55 90 (10 Hat)

Faks: (312) 427 30 22 Faks (Dergi): (312) 467 47 79 e-posta: [email protected]

internet: http://vgm.sanayi.gov.trBASKI

KORZA YAYINCILIKBASIM SAN. ve TİC. LTD. ŞTİ.

Büyük Sanayi 1. Cad. 95 / 1 İskitler - Ankara Tel: (312) 342 22 08 Faks: (312) 341 14 27

BASILDIĞI TARİH: Anahtar Dergisi’nin Temmuz 2012 sayısı

25.07.2012 tarihinde basılmıştır.

Anahtar Dergisi’nin bu sayısını ülkemizin sanayileşme hikâyesinin ana unsurlarından Organize Sanayi Bölgeleri’ne (OSB) ayırdık. Bu konuyu tarihsel gelişimi, kamunun uygulamakta olduğu politikalar, yakın geçmişte elde edilen başarı örnekleri, geleceğe ilişkin

öngörüler ve beklentiler eksenlerinde ve teknik uzmanlık bakış açısıyla ele almaya çalıştık.

Planlı kalkınma döneminin önemli uygulama araçlarından biri olan OSB’ler 1960’lı yıllardan günümüze kadar gelişerek gelmiştir. İlk dönemlerde ağırlıklı olarak şehir ve bölge planlama aracı olarak görülen OSB’ler, daha sonraki dönemde sanayileşmenin önemli bir unsuru olarak ele alınmıştır. Özellikle son 10 yılda çok hızlı bir gelişme kaydedilen OSB alanında, önemli oranda nicelik artışı ile birlikte son yıllarda sanayimizin yapısal dönüşümünü sağlayacak ve rekabet gücünü artıracak nitelik artırıcı gelişmeler de sağlanmaktadır. Yakın gelecekte OSB’lerdeki başarı ve etkinlik oranını artırıcı programlar ve faaliyetlere ağırlık verilmesi önem arz etmektedir.

Bu sayı ile birlikte 2012 yılı başından itibaren yer vermeye başladığımız verimlilik göstergelerinin yanında, temel sanayi göstergeleri ile bilim ve teknoloji göstergelerini de yayımlamaya başladık. Önümüzdeki sayılarda bu sayfaların daha da geliştirilmesi ve zenginleştirilmesi hedeflenmektedir.

Anahtar Dergisi’nin “Organize Sanayi Bölgeleri” temalı Temmuz sayısına katkılarıyla destek olan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Sayın Nihat ERGÜN’e, Müsteşar Sayın Prof. Dr. Ersan ASLAN’a ve Müsteşar Yardımcısı Sayın Ramazan YILDIRIM’a şükranlarımızı sunuyor, emeği geçen özel sektör temsilcilerine, Bakanlığımız yönetici ve uzmanlarına teşekkür ediyoruz.

Anıl YILMAZGenel Müdür

İçindekiler

4 Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat ERGÜN’ün Değerlendirmesi

6 Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Ersan ASLAN’ın Değerlendirmesi

8 Anadolu’da Sanayileşme ve OSB’ler - Ramazan YILDIRIM Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı V.

10 Türkiye’deki Organize Sanayi Bölgesi Uygulamaları ve Mevcut Durum - Yaşar ÖZTÜRK / Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi Bölgeleri Genel Müdür V.

12 Planlama Stratejisinde Organize Sanayi Bölgelerinin Rolü R. Esra OĞUZ

14 Yerel Kalkınmaya Entegre Yaklaşım: Şanlıurfa... Kemal Devrim OĞUZ

16 Yaşanabilir Organize Sanayi Bölgeleri / Özlem ARSLAN

18 Türkiye’de Organize Sanayi Bölgeleri Deneyimi Doç. Dr. Çiğdem VAROL

20 Neden Islah Organize Sanayi Bölgeleri? / Mustafa MASATLI

23 “Organize Sanayi Bölgelerinde Mesleki ve Teknik Eğitimin Güçlendirilmesi” Projesi / Lale NİMETOĞLU

24 Endüstriyel Ekoloji / Eyüp GÜDER

26 Ankara Sanayi Odası (ASO) I. Organize Sanayi Bölgesi İbrahim Hakkı ALPTÜRK

4

45

28 Türkiye’de İlk ve Her Zaman Örnek; Bursa TSO OSB 50 Yaşında… / Ali UĞUR

30 Hedefe Doğru Emin Adımlarla… / Şadi TÜRK

31 Gebze Organize Sanayi Bölgesi / A. Haydar BULUT

32 Eskişehir Sanayi Odası Organize Sanayi Bölgesi (EOSB) Savaş M. ÖZAYDEMİR

33 Gaziantep Organize Sanayi Bölgesi / Cahit NAKIBOĞLU

34 Samsun Merkez Organize Sanayi BölgesiHüseyin AKSOY

35 Malatya 1. Organize Sanayi Bölgesi / Remzi YAŞAR

36 Manisa Organize Sanayi Bölgesi Türkiye İçin Çalışıyor, Türkiye İçin Üretiyor / Dr. Sait C. TÜREK

37 Antalya Organize Sanayi Bölgesi (AOSB) Çetin Osman BUDAK

38 “Yurt Dışındaki Türk Bilim İnsanları Kurultayı” İstanbul’da Gerçekleştirildi

39 Güney Kore Bilgi Değişimi Programı Kapsamında İstanbul ve Ankara’da Çalışma Toplantıları Gerçekleştirildi

40 Üç Aylık Ulusal Verimlilik İstatistikleri 2012 Yılı Birinci Çeyreği Sonuçları Açıklandı

43 Productivity Statistics Related to The First Quarter of 2012 Have Been Published

44 Organized Industrial Zones

46-47 Sanayi Göstergeleri - Bilim ve Teknoloji Göstergeleri

48 Uluslararası Verimlilik İstatistikleri International Productivity StatisticsUlusal Verimlilik İstatistikleri / National Productivity Statistics

3TEMMUZ 2012

Sayı 283Temmuz 201238

39

4 TEMMUZ 2012

Türkiye, 2023 yılı için kendisine bir vizyon belirlemiş ve belirlediği vizyon çerçevesinde de dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına girmek, yıllık ihracatını 500 milyar Dolar’a çıkarmak gibi iddialı ve büyük hedefler ortaya koymuştur. Bu hedefleri gerçekleştirmek için daha çok ve aynı zamanda da daha nitelikli ürünler üretmemiz gerektiği izahtan varestedir. Bununla birlikte, bu üretimler için gerekli fiziki altyapıyı ve mekânları da oluşturmamız gerekiyor.

İşte bu noktada karşımıza ülkemizde 1962 yılında organize ve planlı sanayinin ilk adımlarının atıldığı Organize Sanayi Bölgeleri (OSB) uygulamaları çıkıyor. Ülke olarak yarım asırlık bu zaman diliminde, OSB’lerin yapımı ve işletilmesiyle ilgili

önemli bir bilgi ve tecrübe birikimine ulaştık.

OSB’ler ortak idari, teknik ve altyapı hizmetleri sunarak, sanayi işletmelerinin bir arada faaliyet göstermesine zemin hazırlayan bölgelerdir. Bu bölgeler, yatırımların işbirliği anlayışıyla yapılmasına, enerji, çevre ve ulaşım gibi asgari altyapı şartlarının tek bir elden yönetilmesine, üretim maliyetlerinin azalmasına ve kalite standardının yükselmesine zemin hazırlamaktadır.

Bugün itibarıyla gelinen noktada, toplam 27 bin 542 hektar büyüklüğünde, 147 adet organize sanayi bölgesinin altyapı inşaatı tamamlanarak sanayicilerimizin hizmetine sunulmuş ve bu bölgelerde 41 bin 608

adet firma üretime geçmiştir. Üretime geçen bu tesislerde yaklaşık 1 milyon 200 bin kişiye iş imkânı sağlanmış olup tüm işletmeler üretime geçtiğinde ise bu rakamın yaklaşık 2 milyon kişiye ulaşacağı öngörülmektedir.

Bugün itibariyle ülkemizde 261 adet organize sanayi bölgesine tüzel kişilik kazandırılmıştır. 2002 yılına kadar sadece 70 OSB Projesi tamamlanırken, son 9.5 yıl içinde 77 OSB daha tamamlanarak bu sayı 147’ye ulaşmıştır. 2012 yılı Yatırım Programı’nda 65 adet OSB projemizin altyapı ve arıtma tesisini kredilendirme konusunda çalışmalarımız ise devam ediyor. Ayrıca bu yıl sonu itibariyle de 15 OSB projesinin tamamlanmasını

Nitelikli, yenilikçi ve rekabetçi

yatırımlar için en doğru

adres olan OSB’lerimizi geliştirmeye

devam edeceğiz

Nihat ERGÜNBilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı

5TEMMUZ 2012

hedefliyoruz.

Şu rakamlara da özellikle dikkatinizi çekmek istiyorum: 2002’ye kadar OSB’lerde üretime geçilen parsel sayısı 11 bin 395 iken, son 9.5 yılda 30 bin 168 parselde üretime geçilmiştir. 11 binden fazla parsel; inşaat, 6 bine yakını ise proje aşamasındadır. Ayrıca 12 bine yakın parsel, yatırımcı beklemektedir.

Şunu memnuniyetle ifade etmek isterim ki, OSB’ler sanayimizin dünya ile entegre olmasını ve rekabet gücümüzün artmasını sağlayacak bir vizyona kavuşmuştur. Bugün Moğolistan, Kazakistan, Ukrayna, Filistin, Mısır ve Azerbaycan gibi ülkeler, ülkemizdeki OSB’ler ile ilgili süreçleri yakından takip ediyor, bir model olarak bizim tecrübemizden yararlanıyor.

Bakanlık olarak OSB’lerin yönetim yapılarıyla, mevcut OSB’lerin doluluk oranlarını artırmayla, OSB’lerin demiryolu ve liman ağlarına entegrasyonuyla, eğitim sistemiyle ilişkileriyle, ihtisas bölgelerinin sayısını artırmayla ilgili önemli çalışmalar yapıyoruz. Mesela Sanayi Stratejimizde hangi kritik OSB’lere, hangi lojistik bölgelere demiryolu bağlantıları kurulacağıyla ilgili eylemler var ve bu eylemleri takip ediyoruz.

Geçen yıl, OSB’leri daha nitelikli alanlara dönüştürmek amacıyla önemli adımlar attık. Mevcut OSB’lerdeki doluluk oranını artırmak için bedelsiz ve indirimli arsa tahsisi dönemi başlattık. Bugüne kadar tahsis edilen 471 parselin; 14’ünde üretime geçilmiş, 48’i inşaat aşamasında ve 409’u ise proje aşamasındadır. Aynı şekilde, uzun zaman önce tahsis edilmiş ancak üzerinde herhangi bir işlem yapılmamış arsaların tahsisini iptal etmeye de başladık. Zira kimsenin OSB’lerdeki arsalara, ileride değerlenecek bir gayrimenkul muamelesi yapmasını doğru bulmuyoruz ve buna müsaade etmeyeceğiz. Mayıs 2012 tarihi itibariyle de 256 OSB’de 999 adet parsel tahsisini iptal ettik.

Yine mer’i plana göre oluşmuş sanayi alanlarının, Islah OSB kimliği kazanmasının da önünü açtık. Islah OSB kimliği kazanan bölgeler, OSB’lerin sahip olduğu tüm imkânlara sahip olacak. Böylece bu bölgelerin disipline edilmesi, çevresel etkilerin minimize edilmesi, ortak altyapı tesisleri kurulması ve üretim maliyetlerinin azalması mümkün olacaktır.

Bakanlık olarak başlattığımız bir diğer önemli adım ise, OSB’lerde kurulacak meslek liseleri için, her öğrenci başına nakit destek uygulamasını başlatıyor olmamızdır. Bu uygulamayla birlikte

OSB’lerin belki de en fazla ihtiyaç duyduğu nitelikli işgücü arzı sağlanmış olacaktır.

Yine son teşvik programıyla sanayi yatırımlarını OSB’lere kaydırmak için çok önemli bir karar aldık. Bu karara göre, artık OSB’lerde yapılan yatırımlar, bir alt bölgede yapılmış gibi desteklenecektir. Böylece, yatırımcılar açısından zaten cazip mekânlar olan OSB’lerin yeni ve nitelikli yatırımlara ev sahipliği yapacağını düşünüyorum.

Biz bu yöndeki tüm çalışmalarımızı, ülkemizdeki yatırımları artıracak ama özellikle nitelikli yatırımları artıracak şekilde sürdürüyoruz. Nitelikli, yenilikçi, rekabetçi yatırımlar için en doğru adres olan OSB’leri de hem nicelik hem de nitelik olarak

geliştirmeye devam edeceğiz.

Bakanlığımız, gelişmiş yörelerde sanayiyi teşvik etmek üzere; girişimcilerin kendi imkânlarıyla kuracakları OSB’lerin yer seçimini yapmak ve OSB’lere statü vererek, yatırım ve vergi indirimi gibi çeşitli muafiyetler sağlamak suretiyle destek olmakta, az gelişmiş yörelerde kurulacak OSB’lere ise yüzde 100’e varan kredi desteği sunarak altyapısı, sosyal tesisleri hazır, düşük maliyetli sanayi tahsisi ile girişimcileri bu yörelere çekmek yoluna giderek kamu kaynaklarının verimli kullanılması ve dengeli dağılımını

amaçlamıştır.

Bütün bu çalışmalarımızla birlikte, bugün dünyada birçok gelişmiş ülke ekonomilerinde ciddi sıkıntılar yaşanırken, ekonomimizdeki yaşanan olumlu seyrin daha da güçlenerek devam edeceğine samimiyetle inanıyor ve ülkemizi bir yatırım üssüne dönüştürmek amacıyla sadece yerli değil uluslararası yatırımların da gelmesi için en uygun yatırım alanlarının oluşturulması arayışımızı sürdüreceğimizi belirtmek istiyorum.

Son olarak burada bir hususu daha ifade etmek istiyorum: Türkiye emin adımlarla büyümeye devam ediyor ve devam edecek. Biz Hükümet

olarak yatırımcılar açısından engel ya da zorluk oluşturacak her türlü alanı bertaraf etmeye çalışıyoruz. Ayrıca, yeni yatırımların yapılmasını kolaylaştıracak olan her türlü adımları da atmaya devam ediyoruz. Yerli olsun yabancı olsun tüm yatırımcılar, hiç tereddüt etmeden yapacakları yeni yatırımlarını kararlaştırsınlar ve yatırımlarını hayata geçirmek için de gerekli adımları atmaya başlasınlar. Başta fiziki altyapı ve mekânlar olmak üzere yerli ve yabancı ayırımı gözetmeksizin bütün yatırımcılara her türlü konuda kolaylıklar sağlayacağımızı ve her zaman yatırımcıların yanında olacağımızı belirtmek istiyorum.

6 TEMMUZ 2012

Uluslararası boyutlarda etkisini göstermeye başlayan ekonomik krizler küresel rekabet şartlarını giderek zorlaştırmaktadır. Yaşanmakta olan ekonomik krizlerden etkilenmemek için ülkemizdeki sanayici ve girişimcilerimizin varlığı ve değeri, her zamankinden daha fazla önem arz etmektedir. Bu nedenle ülkemizdeki sanayi kavramı bizim en çok önem verdiğimiz ihtisas ve ilgi alanımızı oluşturmaktadır.Bilindiği üzere, temel olarak emek ve sermaye yatırımına dayalı bir üretim mekanizması olan sanayi ve sanayi yatırımları ülkelerin kalkınma hamlelerinde çok önemli bir yere sahiptir. Planlı kalkınma programlarının

Bakanlık olarak, OSB’lerin uluslararası marka değerinin daha da artırılmasını hedefliyoruz

Prof. Dr. Ersan ASLANBilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Müsteşarı

önemli bir unsuru da Organize Sanayi Bölgeleri (OSB); geniş anlamda sanayici ve girişimcilerimize altyapısı tamamlanmış sanayi parselleri sunulması imkânını veren, özellikle ekonomik gelişme ve istihdam yaratma açısından ülke ekonomisine büyük katkılar sağlayan ve ölçek ekonomisine dayalı üretimin yapıldığı sanayi topluluklarıdır. OSB’ler, bölgesel eşitsizlik konusunun üstesinden gelebilmek, yerel kalkınmayı hızlandırabilmek ve rekabet edebilir şehirler oluşturmak gibi hedefleriyle istihdama ve ülke ekonomisine büyük katkı sağlamaktadır. İşsizlik, çarpık kentleşme ve çevre sorunlarına çözüm bulunmasında büyük rol

oynayan OSB’lerin kurulmasına ve desteklenmesine Bakanlığımızca büyük önem verilmektedir.Bu çerçevede değerlendirildiğinde Bakanlığımızın ana hedefi, sanayi yatırımlarının planlı bir şekilde gerçekleştirilebilmesi, üretimde verimliliğin sağlanabilmesi, OSB’lerin uygun yerlerde kurulması ve etkin bir şekilde işletilmesidir. Bu kapsamda; çeşitli teşvik uygulamaları ile hem bölgesel dengesizlikler oluşturmadan, hem de görece geri kalmış bölgelere sanayi yatırımlarını çekmek suretiyle dengeli bir kalkınma hedefini gerçekleştirmeye çalışmaktayız..Ülkemizde sanayinin lokomotifi olan

7TEMMUZ 2012

OSB’ler, güncel mevzuatıyla sanayimizin dünya ile entegrasyonuna ve rekabet gücüne katkı sağlayacak bir vizyona sahiptir. OSB’lerin kurumsallaşmış ve güncellenen yapısı ile bir model olarak ortaya konulabilecek unsurları barındırması nedeniyle, gelişmekte olan ülkeler tarafından ilgi ile izlendiği görülmektedir. Bakanlığımızca 50 yıldır başarıyla yürütülen OSB uygulamaları ile sanayicilerimize, uluslararası standartlarda yatırım alanları sunulması, istihdamın artırılması, bölgesel eşitsizliğin önlenmesi gibi imkânlar tanınmaktadır. Bu ekonomik olguların yanı sıra, planlı ve düzenli sanayileşme sayesinde ise, kentleşme ve çevre politikalarının uygulanması gibi sosyal olguların da gerçekleşmesi sağlanmıştır.Bakanlığımız sanayi tesisleri için gerekli arazinin teminini (enerji, haberleşme, ulaşım, arıtma tesisleri ve idari binaları ile tesis edilmiş halde) en kolay ve ekonomik yoldan sağlayan OSB uygulamalarını, devlet desteği ve denetimi altında gerçekleştirmektedir. Böylece, sanayiciler; yol, içme ve kullanma suyu, pis su, yağmur suyu, elektrik, haberleşme ve arıtma tesislerinden oluşan altyapıları hazır hale getirilen OSB’lere gelerek işletmelerini kurabilmektedirler. Bu da, ülkemiz geneline yayılan çarpık sanayileşmenin önüne geçilmesini, ülke ekonomisinin gelişmesini, istihdam oluşmasını ve büyük şehirlere göçün azaltılmasını sağlamaktadır.Bakanlığımız OSB’lerin evsel ve endüstriyel atıksu arıtma tesislerine kredi desteği de dâhil olmak üzere teknik

destek sağlamaktadır. Tüzel kişilik kazanmış 261 OSB’den 97’si atıksu arıtma sorununu çözmüştür. Bunların 48’i Bakanlığımız kredi desteği veya kendi imkânları ile atıksu arıtma tesislerini kurmuşlar, 49’u ise belediyelerin atıksu arıtma tesislerine bağlanmışlardır.Uygulamalarımızla OSB’ler ile sanayicilerin arsa ve araziye erişim sorunu da çözülmektedir. Ayrıca, bu uygulamalar ruhsat, izin ve altyapı hizmetleri gibi kamusal hizmetleri de sundukları için, sanayi sektöründeki yatırım öncesi iş ve işlemlerin “tek durak ofis” şeklinde çözümüne imkân sağlamaktadır.Bu süreç içinde, OSB mevzuatında yapılan düzenlemeler sayesinde dünya konjonktüründeki gelişme ve değişme eğilimleri dikkate alınarak yeni OSB modellerinin de uygulanmasına olanak sağlanmaktadır. Bu modellere en iyi örnekler lojistik bölgelerin ve ihtisas

OSB’lerin kurulmasıdır.Sanayicimizin bu konudaki ihtiyacını karşılamak üzere, kentleşme, rekabet edebilirlik, bilgi ve teknolojilerin etkin kullanımı gibi konularda pek çok fayda sağlayacak olan lojistik ihtisas OSB’lerin kurulmasına imkân sağlanmıştır. Bunun yanında, mer’i plana göre yapılaşarak kendiliğinden oluşmuş sanayi alanlarının organize edilmesi, çevresel etkilerinin disipline edilmesi, çalışma ortamının sağlıklı dönüşümünün sağlanması amaçlarıyla yeni bir model olarak Islah OSB uygulamalarına başlanmıştır. Bakanlığımıza bu konuda intikal eden yoğun talepler ilgili mevzuat çerçevesinde değerlendirilmektedir.Bu çalışmalarımızla, ülke ekonomisi ve planlı sanayileşmenin önemli bir unsuru olan OSB’lerin uluslararası marka değerinin daha da artırılması hedeflenmektedir.

ARAZİLERİN SATIN ALINMASI

KAMU YARARI KARARI

ÇALIŞMALAR

ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ

YER SEÇİMİ

BİLİM, SANAYİ ve TEKNOLOJİ

BAKANLIĞI

RESMİ KURUMLARYEREL YÖNETİM

OSB TÜZEL KİŞİLİĞİ

TEKNİK • İmar Planları • Altyapı Projeleri • İhale İşlemleri

İDARİ • Arsa Tahsis ve Satışı

KURULUŞ PROTOKOLÜ

BİLİM, SANAYİ ve TEKNOLOJİ BAKANLIĞI

İLK BAŞVURU

• SAĞLIK KORUMA BANDI • ARITMA TESİSİ ALANI • SOSYAL DONATILAR • YEŞİL ALANLAR • LOJİSTİK ALAN

OSB FİZİBİLİTESİYEREL YÖNETİM OLURU

DENETİM KURULU

BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ

YÖNETİM KURULU

MÜTEŞEBBİS HEYET

OSB

ORGANLAR

OSB’lerin Kuruluş Aşamaları

8 TEMMUZ 2012

Türkiye’de sanayileşme hareketinin başlatılmasına ilişkin yasal ve kurumsal altyapıya dair kararlar I. İzmir İktisat Kongresi’nde alınmış olup 1932’den itibaren “Devletçi” sanayileşme modeli benimsenerek 1939 yılına kadar yoğunluk kaybetmeden uygulanmıştır.

1933-1937 yılları arasında “Birinci Beş Yıllık Sanayi Planı” uygulamaya konulmuş, bunun ardından hazırlanan İkinci Beş Yıllık Sanayi Planı ise araya giren II. Dünya Savaşı nedeniyle rafa kaldırılmıştır (Yaşar, 2003a: 34-40).

1950’lerden itibaren liberal sanayileşme politikaları benimsenmiştir. Ancak gerek kamu sektörü ve gerekse özel sektör, imalat sektörü yatırımlarını Ankara’nın batısında yer alan bölgelere kaydırmıştır. Bu dönemde, atılım içinde görülen özel kesim, yatırımlarını ülkenin en “gelişmiş” ve “dışsal” yararların en yüksek olduğu İstanbul ve İzmir gibi merkezlerde toplamıştır.

1963 yılından itibaren “Planlı Kalkınma” döneminin başlamasıyla birlikte, imalat sanayi yatırımlarının ülke geneline dağıtılması ve bölgelerarası gelişmişlik farklarının azaltılması amaçlanmaktadır. Bu bağlamda Karadeniz Bölgesi’nde Samsun, Akdeniz Bölgesi’nde Adana ve çevresi, Ege Bölgesi’nde Denizli, İç Anadolu Bölgesi’nde Eskişehir, Ankara, Konya ve Kayseri, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde ise Gaziantep’te, adı geçen bölgelerin sanayi ve cazibe merkezi olmaya yönelik önemli gelişmeler sağlanmıştır.

Ankara her ne kadar önemli bir sanayi merkezi olarak değerlendirilmese de, ülke sanayisi içinde önemli bir yeri vardır. Bu önem, Kırıkkale uzantısı dikkate alındığında artmaktadır. Karadeniz Bölgesi’nde ise Bolu ve Çorum gibi lokal gelişme kutuplarının ortaya çıkması ve bunların giderek güçlenmesi, sanayinin eski merkezlerden diğer bölgelere doğru yayıldıklarının birer örneğini

oluşturmaktadır. Ancak Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde Gaziantep, Doğu Anadolu Bölgesi’nde ise Malatya ve kısmen de Elazığ, adı geçen bölgelerde tek tek büyümeye devam eden iller olmayı sürdürmektedir (Işık, 2000:128).

1970’ler sonrasında Ege ve Marmara Bölgeleri dışına kayma eğilimi gösteren sanayinin 1980’lerden itibaren yine batı sanayi bölgeleri merkezli büyüdüğü ve 1990’lardan itibaren de yeniden çevreye doğru yayılma eğilimi gösterdiği anlaşılmaktadır.

Sanayi alanında özel sektör 1960’lara gelindiğinde önemli seviyelere ulaşmıştır; fakat bir diğer önemli sorun ortaya çıkmıştır: Yatırımların belirli yerlerde toplanması ve çarpık kentleşme. Yatırımlar, özellikle İstanbul-Kocaeli-İzmir üzerinde yoğunlaşmıştır. Bu durum üzerinde bu kentlerin ulaşım imkânları, ithalat ve ihracat açısından önemli bir üs olmaları, pazarlama olanakları gibi

Anadolu’da Sanayileşme ve OSB’lerRamazan YILDIRIM

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı V.

9TEMMUZ 2012

faktörler etkili olmuştur. Yatırımların birkaç kentte toplanması ise buralara göç eden nüfusun olağanüstü miktarda artmasını ve bunun beraberinde çarpık kentleşme olgusunu ortaya çıkarmıştır. Ayrıca sanayi işletmelerinin de düzensiz bir şekilde konumlanmaları sonucu çevre düzensizliği, plansız kentleşme sorunları baş göstermeye başlamıştır.

Organize Sanayi Bölgeleri (OSB), bahsedilen bu sorunları büyük ölçüde çözecek potansiyele sahiptir. Zira OSB’ler, işletmelerin yer alacağı düzenli, altyapı ve ulaşım imkânları gelişmiş bir yer sunmaktadır. Böylece sanayi alanlarının dağınık yapılaşması sorunu ortadan kalkmaktadır. İşletmelerin bir arada bulunması, planlı kentleşmeye sağladığı faydalarının yanı sıra işletmelere de katkıları bulunmaktadır. Şöyle ki bir arada bulunan işletmeler girdi tedarikini, OSB dışında yer alanlara göre, daha düşük maliyetle sağlayacaklardır. Bunun yanı sıra pazarlama olanakları açısından da OSB dışındaki işletmelere göre daha avantajlıdırlar.

Sanayi alanlarının düzenli olması, nüfusun yerleşiminin de düzenli olmasına katkı sağlayacaktır. Bu gibi katkılar elbette kent içi ile alakalıdır. Bunun yanı sıra OSB’ler bölgesel gelişmişlik farklarını gidermenin de bir aracıdır. Devletimiz de OSB uygulamasını bölgesel gelişmişlik farklarını gidermek için 1960’lardan itibaren kullanmaktadır. Bunun izleri kalkınma planlarımızda da görülebilmektedir. OSB’lerin bölgesel gelişmişlik farklarını ortadan kaldırması ise az gelişmiş bölgelere kurulacak OSB’ler ile yatırımcıya altyapısı hazır, ulaşım imkânları yeterli düzeyde olan yerler sunmak ve buralarda yapılacak yatırımları teşvik etmek yoluyla olmaktadır. 19.06.2012 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren son teşvik sisteminde de OSB’lere ve az gelişmiş bölgelere pozitif ayrımcılık uygulanmakta, daha fazla teşvik verilmektedir.

Organize Sanayi Bölgelerinin İhracattaki Rolü

Ekonomik büyümenin olmazsa olmazı

olan ihracat artışı; dış piyasaları öğrenme, daha iyi yönetim, daha büyük boyutlarda girişimcilik, gelişmiş kaynak tahsisi, pazarlama ve üretim yeteneklerini de kapsayan teknik bilginin yayılmasını sağlamaktadır. Uluslararası piyasalara girişte artan rekabet, ihracat dışı sektörlere de pozitif dışsallıklar sağlayan etkilerle ekonomideki genel verimlilik düzeyini yükselterek özellikle yüksek nitelik kazandıran yeni becerilerin elde edilmesine ve etkin bir fiyat mekanizmasının oluşumuna katkı sağlamaktadır.

Türkiye’de 1980 yılından sonra ithal ikameci sanayileşmeden vazgeçilip, ihracata dönük sanayileşmenin uygulamaya konulmasıyla, serbest piyasa ekonomisinin yaygınlaştırılması yönünde önemli gelişmeler kaydedilmiştir. Bu gelişmelerden en önemlisinin sanayi bölgeleri olduğu açıktır. OSB’ler, ülkedeki sanayileşmeyi hızlandırmada, işsizliği azaltmada, bölgeler arası gelişmişlik farkını gidermede, yabancı yatırımlar için çekim alanı olmada, küçük işletmelerin gelişmesinde, kalite ve verimliliğin artışında en önemli rolü üstlenmektedir. Anadolu’daki birçok OSB’nin, ihracatta ülke ortalamasının üzerine çıkması dikkati çeken önemli bir noktadır.

OSB’lerde faaliyet gösteren işletmeler arasında kurulacak iletişim ağları, uluslararası ticaret için gerekli bilginin oluşması için bir zemin oluşturur. İhracata esas teşkil eden bilgi ve deneyim, uluslararası etkinliklere katılımla elde edilmektedir. OSB’ler aracılığıyla oluşturulacak platformlarda yapılacak faaliyetlerle, işletmelere hammadde kaynaklarına ve uluslararası pazarlara erişimi sağlayan ilişkilerin oluşmasına imkân sağlanır. Böylece, OSB’ler içerisinde faaliyet gösteren işletmeler uluslararası ticarette daha güçlü bir noktaya gelir.

OSB’lerde oluşturulan iş ağlarının sağladığı imkânlarla; uluslararası rekabet edebilirlik, bölgesel ağ, rekabetçi üstünlük elde edilmiştir. İş ağlarının sağladığı imkânlarla kümelenme nitelikleri kazanan işletmelerin uluslararası başarısı artma

eğilimindedir. Yapılan deneysel çalışmalar, sanayi bölgesindeki işletmelerin ihracatın ithalatı karşılama oranını yakalamadaki katkısına dikkat çekmektedir. OSB’lerdeki gelişmiş ihracat hizmetlerinin varlığı, işletmelerin ihracatının miktarını ve kârlılığını üst noktalara taşımıştır.

Türkiye’de ihracatçı işletmelerin çoğunluğu OSB içerisinde yer almaktadır. Bu veri düşünüldüğünde, 2023 Türkiye Vizyonu’nda 500 milyar ABD Doları olan ihracat hedefinin gerçekleştirmesinde OSB’ler önemli bir araç olarak düşünülmektedir. Bu kapsamda, özelikle OSB’lere yapılacak yatırımlar için çeşitli teşvikler getirilmiştir. Bunlardan ilki, olan 5084 Sayılı “Yatırımların Teşviki Kanunu” ile getirilen teşviklerde, OSB’de yapılan yatırımlara sağlanan avantajlarla birlikte, OSB’lerde yer alan ihracatçı işletme sayısı ve ihracat miktarlarında önemli artışlar olmuştur. 2011 yılı içerinde yürürlüğe giren 4562 Sayılı Kanunun 9. Geçici Madde ile getirilen tamamen veya kısmen bedelsiz tahsisine ilişkin teşviki ile birlikte OSB’lerin ihracatçı işletme sayısı artacağı beklenmektedir. Son olarak 19.06.2012 tarihinde yürürlüğe giren yeni teşvik uygulamasında, OSB’de yapılan yatırımların, vergi indirim oranları ve sigorta primi işveren desteği süresi bakımından, daha avantajlı olan bir alt bölgede yer alacağı hususu hüküm altına alınmıştır.

Yeni teşvik uygulamasıyla OSB’ler için önemli avantajlar getirilmiştir. Teşvik kararnamesinde az gelişmiş bölgelerde yapılacak yatırımlarda bu avantaj katlanarak artmaktadır. Dolayısıyla az gelişmiş bölgelerdeki düşük ihracat miktar ve yoğunluklarının artacağı düşünülmektedir.

KAYNAKÇA • Işık, Ş. (2000). Türkiye’de Sanayi

Faaliyetlerinin Dağılışında Meydana Gelen Değişmeler, Ege Coğrafya Dergisi, Sayı:11.

• Yaşar, O.(2003a). Sanayi Coğrafyası Açısından Bir Araştırma: Türkiye’de Tarıma Dayalı Sanayiler, Çantay Kitabevi Yayınları: İstanbul.

10 TEMMUZ 2012

TARİHÇETürkiye’de sanayileşme çabaları Cumhuriyet’le birlikte yoğunluk kazanarak ekonomik kalkınmanın ve yeni kazanılan siyasi bağımsızlığın temeli olarak görülmüştür. Sanayileşme, Cumhuriyet’in ilk yıllarında özel kesimin girişimlerine bırakılmış ancak gerek mali gücünün yetersizliği, gerekse deneyim yoksunluğu nedeniyle özel kesim bu görevi beklenen şekilde yerine getirememiştir. 1931 yılında uygulamaya konulan “I. Beş Yıllık Sanayi Planı” çerçevesinde sanayi altyapısının oluşturulması çalışmalarına başlanmıştır. I. Sanayi Planı döneminde bütünüyle kamu girişimciliği ön planda tutulmuş Sümerbank, Etibank, Denizcilik Bankası gibi kuruluşlar faaliyete geçmiştir.

1960’lı yılların başından itibaren yerel ve merkezi yönetimlerle sanayi çevrelerinde

Türkiye’deki Organize Sanayi Bölgesi Uygulamaları ve Mevcut Durum

Yaşar ÖZTÜRKSanayi Bölgeleri Genel Müdür V.

OSB’ler konuşulur ve tartışılır olmuştur. Türkiye’de kurumsal anlamda planlama çalışmalarına, 1961 Anayasası’ndan sonra Devlet Planlama Teşkilatı’nın kurulmasıyla başlanmıştır. Süreçte, beş yıllık ve yıllık planlar yapılmıştır. OSB’lerin ele alınması ve yaygınlaştırılması hususları kalkınma planlarının başlangıcından itibaren temel politikalardan biri olmuştur.

Belirlenen hedefler doğrultusunda ülkemiz sanayisinin geliştirilmesi amacıyla OSB uygulamalarına ilk olarak 1962 yılında Bursa’da bir OSB kurulmasıyla başlanmıştır. Türkiye’ de OSB uygulamaları herhangi bir yasal mevzuatı olmadan 1982 yılına kadar devam etmiştir. Söz konusu mevzuat boşluğunun giderilmesi amacıyla 31 Ocak 1982 tarihli ve 17591 sayılı Resmi Gazete’de “Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Fonlar Yönetmeliği” yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. OSB’lerin kurulması, o tarihlerde beş

yıllık kalkınma planlarındaki hedefler doğrultusunda Bakanlar Kurulu Kararları ile gerçekleştirilmiştir.

Ülkemizde “Sanayinin belirli bir plan dâhilinde yerleştirilmesi ve geliştirilmesi amacıyla; gerekli idari, sosyal ve teknik altyapı alanları ile küçük imalat ve tamirat, ticaret, eğitim ve sağlık alanları, teknoloji geliştirme bölgeleri ile donatılıp planlı bir şekilde ve belirli sistemler dâhilinde sanayi için tahsis edilmesiyle oluşturulan mal ve hizmet üretim alanları” şeklinde tanımlanan OSB’lerin kurulması, denetlenmesi ve kredilendirilmesi görevleri, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın yetki ve sorumluluğundadır. Bu görev, 08/06/2011 tarihli ve 27958 mükerrer sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 635 sayılı “Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname” ile görev ve sorumluluk alanlarına

11TEMMUZ 2012

dâhil edilen “Sanayi Bölgeleri Genel Müdürlüğü” tarafından Bakanlığımız adına yürütülmektedir.

YASAL MEVZUATOSB’lerin hızla çoğalması, ülkenin ekonomik yelpazesinde öneminin giderek artması ve OSB’lerin tüzel kişilikten yoksun olması sebebiyle pek çok hukuki sorunların meydana gelmesi yeni bir yasal düzenlemeyi zorunlu hale getirmiştir. Bu kapsamda; 4562 sayılı “Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu”12/04/2000 tarihinde TBMM’de kabul edilmiş ve 15/04/2000 tarihli ve 24021 sayılı, “Organize Sanayi Bölgeleri Uygulama Yönetmeliği” ise 01/04/2002 tarihli ve 24713 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

OSB’lerin yer seçimi usül ve esaslarının belirlendiği “Organize Sanayi Bölgeleri Yer Seçimi Yönetmeliği” ise ilk olarak 28/06/1997 tarihli ve 23033 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış, ancak bu tarihten sonra yürürlüğe giren OSB Kanununa bağlı olarak yeniden düzenlenerek 21/05/2001 tarihli ve 24408 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. Ancak zaman içinde oluşan bazı sorunlar nedeniyle bu yönetmelik de ihtiyaca cevap verememeye başlamıştır. Bu ihtiyaç neticesinde oluşturulan yeni “OSB Yer Seçimi Yönetmeliği”, 17/01/2008 tarihli ve 26759 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Halen yürürlükte olan bu yönetmelikle, yer seçimine esas kurum ve kuruluş görüşlerine zaman kısıtlaması getirilmek suretiyle OSB yerinin kesinleştirilme işleminin yıllarca sürüncemede bırakılmaması sağlanmış, ayrıca Yer Seçimi Komisyonu’na üye gönderecek kurum sayısı azaltılarak bürokratik işlemler kısaltılmıştır.

OSB’lerde yer alan parsellerin tahsisine ilişkin usul ve esasları belirleyen “OSB’lerde Yer Alan Parsellerin Gerçek veya Tüzel Kişilere Tamamen veya Kısmen Bedelsiz Tahsisine Dair Yönetmelik” ise 26/8/2011 tarihli ve 28037 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

OSB’LERİN SANAYİCİLERE SAĞLADIĞI FAYDALAROSB’lerin bünyesindeki sanayicilere sağladığı faydalar; ortak altyapı ve sosyal tesislerden faydalanılması, ortak enerji, su, doğalgaz, haberleşme, ulaşım,

arıtma tesisi gibi altyapı hizmetlerinin, verilen düşük faizli, uzun vadeli krediler vasıtasıyla tamamlanması ile girdi maliyetlerinin daha ucuza temin edilebilmesi, OSB müdürlüklerinin sanayiciye verdiği izin, ruhsat vb. hizmetlerin “tek durak ofis” yapısına uygun olması, sağlanan teşvik ve muafiyetlerden yararlanılması şeklinde özetlenebilir.

MEVCUT DURUMBilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından 50 yıldır yürütülen OSB

uygulamaları, ekonomik gelişmeye destek vermek üzere, bir ilimiz dışında tüm illerimizde bulunmaktadır. Bugün itibari ile toplam 27 bin 542 hektar büyüklüğünde, 147 adet organize sanayi bölgesi projesinin altyapı inşaatı tamamlanarak sanayicilerimizin hizmetine sunulmuştur.

BİLGİ ve TECRÜBE PAYLAŞIMIÜlkemizdeki OSB uygulamaları bir model olarak ortaya konulabilecek unsurları barındırmakta olup, bu modelin bazı ülkeler tarafından izlendiği ve örnek

alındığı görülmekte, birçok ülkeden, kendi ülkelerinde yapacakları OSB’ler hakkında teknik danışmanlık talebi gelmektedir.

“Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname” nin 9-(1) (ç) maddesinde “..sanayi bölge ve sitelerinin yurtiçi ve yurtdışında tanıtımına ve yatırımcı teminine yönelik çalışmalar yapmak, uygulamalarla ilgili olarak diğer ülkelere rehberlik yapmak” şeklinde bir görev tanımlanmakta olup bu görev, “Sanayi Bölgeleri Genel Müdürlüğü ”ne verilmiştir.

Bu görev ve sorumluluk kapsamında Sanayi Bölgeleri Genel Müdürlüğü, 50 yıllık

OSB proje ve uygulama tecrübesi ile edindiği bilgi ve birikimini, talep eden ülkelerle paylaşmakta olup bu ülkeler tarafından kurulması düşünülen OSB’lerle ilgili olarak rehberlik hizmetini Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı adına gerçekleştirmektedir.

Makale Planlama Stratejisinde Organize Sanayi Bölgelerinin Rolü

12 TEMMUZ 2012

R. Esra OĞUZ / Şube Müdürü - Sanayi Bölgeleri Genel Müdürlüğü

PLANLAMA STRATEJİSİNDE ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİNİN ROLÜ

Dünya nüfusunun hızlı artışı ve kentleşme, arazi kullanım taleplerini ve çeşitliliğini

artırmış, bölgelerin eşitsiz gelişiminin ortaya çıkardığı kimi sorunlar nedeniyle, planlı gelişme sorunsalı bir gerçeklik olarak ortaya çıkmıştır. Ülkemizde de 1950’lerde tarımda makineleşme süreci ile birlikte tarımda istihdam edilen nüfus azalmış, sanayileşen kent merkezlerinin istihdam olanaklarının çekim gücü, kırdan kente nüfus akınına yol açmıştır. Kentlerin hızla büyümesi, kentleşme sorunlarını da beraber getirmiştir. Bu dönemde, gecekondulaşma, kentsel altyapı yetersizliği, sanayi tesislerinin yol açtığı çevresel etkiler ve mekânsal deformasyon, hemen akla gelen sorunlar olarak öne çıkmaktadır.

Nüfus artışı sonucu iç pazarın genişlemesi, kırsal kesimin pazara açılması, dış toplu durumun (konjonktürün) fiyatları sanayi lehine değiştirmesi ile sanayileşme kârlı hale gelmiş, sanayileşmenin lokomotif gücü, yalnızca kentler arasında eşitsiz gelişime değil, bölgesel gelişmişlik farklarının ortaya çıkmasına da yol açmıştır (Kazgan, 1985).

Bölgesel gelişmişlik farklarının artışı, kentleşme sorunlarının büyümesi, kalkınmanın planlı olarak yapılması gereğini ortaya koymuş, 1960’lı yıllarla birlikte ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınmanın hızlandırılması, uygulanan politikalar arasında uyum sağlanması, toplumsal ve kültürel dönüşümün uyumlu yönlendirilmesi ve ekonomiye rasyonel kamu müdahalesinin temini amacıyla kalkınma planlarının

hazırlanması ve uygulanması fikri benimsenmiştir (Kalkınma Bakanlığı, 2012).

DPT tarafından hazırlanan Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planında (1963 - 1967), ekonomik dengenin kurulması, ekonomik ve toplumsal kalkınmanın birlikte gerçekleştirilmesi, belli bir hızda büyüme ve sanayileşmeye önem verilmesi amacıyla uzun vadeli hedefler belirlendiği gibi bu amacın gerçekleştirilmesi için “sanayide kuruluş yerlerinin seçilmesinde toplam verimliliği arttırma yanında bölgelerarası dengeli bir kalkınma sağlama hedefine göre hareket edileceği” hususu tedbirler arasında sayılmıştır (DPT, 1963).

Bu plan dönemi içinde ilk olarak Bursa OSB kurulmuştur. Birinci Beş Yıllık Kalkınma Programında sanayinin kuruluş yerlerinin seçiminde verimli toprak kullanımı ve bölgelerarası gelişmişlik dengesinin sağlanması konusunda vurgu yapılmış olmakla birlikte, ilk organize sanayi bölgesinin kuruluş yerinin yine bir gelişmiş bölgede seçilmesi dikkat çekicidir. Bunun en önemli nedeni, kalkınma planlarının stratejik planlar olması, mekânsal düzenlemeye referans vermemesidir. Uygulamaya yön verecek bölge planlarının da bu dönemde yapılmaması, uygulamaların sistem dinamikleri içinde gelişmesine yol açmıştır.

İkinci ve daha sonraki Beş Yıllık Kalkınma Planlarında düzenli sanayi bölgelerinin kuruluşuna verilen önem sürdürülmüş, sanayi faaliyetlerini bu bölgelere yönlendirmek için özel kredi

imkanları, vergi indirimleri, altyapı temini ve ucuz enerji gibi teşvik paketleri önerilmiştir. Bursa OSB’den sonra Konya, Manisa, Gaziantep OSB’lerin kuruluşu gerçekleşmiş, giderek Artvin hariç ülkenin her ilinde birden fazla OSB kuruluşu mümkün olmuşsa da pazara yakınlığı, ulaşım imkânları, kalifiye eleman temininin kolaylığı gibi nedenlerle sanayinin gelişmiş bölgeleri tercihi devam etmiştir.*

2000 yılına kadar merkezi ve yerel idareler tarafından yürütülen ortak çalışmalarla kurulan ve işletilen OSB’ler, 15 Nisan 2000 tarihinde yürürlüğe giren 4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu ile yeni bir döneme girmiş, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı (eski adıyla Sanayi ve Ticaret Bakanlığı) denetimi altında kendi kendini yöneten bir model olmuştur.

Ekonomik büyümenin sağlanması, istihdam olanaklarının arttırılması, sanayinin mekânsal kontrolünün sağlanması, çevresel etkilerinin disipline edilmesi gibi planlamaya birçok araçsal fayda sağlamış olan OSB’ler, bu düzenleme ile yeni bir ivme kazanmış, sektörel ihtiyaçları belirleme ve yönetme konusunda avantajlı bir konuma yükselmiştir. OSB’nin ihtiyaçlarına göre bölge teşkilatları oluşturulmuş, bölgelerin kendi kendisini yönetmesi,

* 2011 yılı verilerine göre OSB’lerde tüketilen 22,17 milyar kwh elektrik enerjisinin, 7,9 milyar kwh’si yalnızca Marmara Bölgesinde yer alan OSB’lerde tüketilmektedir. Bunu 4,7 milyar kwh ile Akdeniz Bölgesinde yer alan OSB’ler izlemektedir. Doğu Anadolu Bölgesinde yer alan OSB’lerin tamamının elektrik tüketimi ise 0.3 milyar kwh’tır (http://osbbs.osbuk.org.tr/)

Makale Planlama Stratejisinde Organize Sanayi Bölgelerinin Rolü

13TEMMUZ 2012

bürokratik işlemleri azaltarak, yönetimi daha da etkinleştirmiştir.

Aynı dönemlerde turizm, ulaştırma ve enerji gibi sektörel alanlarda da etkinlikleri yönetmek üzere özel kanunlar çıkarılmış, özel olarak korunan alanlara yönelik planlama yetkileri ilgili idarelerine verilmiştir. Böylece farklı kurumlar tarafından planlanan ve özel mevzuata tabi birçok proje alanı ortaya çıkmıştır. Bağımsız uygulama alanları oluşturan projeler arasında, kentlerin planlaması çetrefilli bir iş haline gelmiştir. Planlama tanımı gereği, farklı sektörler arasında denge kuran, nüfusun ekonomik, sosyal, kültürel ihtiyaçlarını tasarlayan, mekânı ihtiyaçlar ve olanaklar ölçüsünde biçimlendiren kararlar içerdiğinden, proje bazlı mekânsal müdahaleler planların bütünselliğini ortadan kaldırmıştır.

Bu durumun OSB’lere ilk yansıması, yer seçimleri ile olmuştur. Yatırım alanlarının tespitinde referans alınabilecek bütüncül bir planın olmaması ya da konut, sanayi, turizm, enerji, ulaştırma vb. sektörlerinin her birinin kendi başına yatırım alanlarını belirlemesi, kurumların birbiri ile ilişkisini “görüş verme” düzeyine indirgemiştir. OSB kuruluş yeri belirlenirken, yerleşim yerinin nüfus özellikleri, ekonomik yapısı, gelişme eğilimleri, merkez kademelenmesi, etkileşim alanı, ulaşım bağlantıları, enerji altyapısı, su temini, finansmanı, nitelikli eleman temini, çalışan nüfusun konut ihtiyacı, vb. onlarca faktör değerlendirilerek ve kentin diğer mekânsal kullanım biçimleri ile birlikte planlamada ele almak gerekirken

proje bazlı değerlendirme yapılma durumu ortaya çıkmıştır. Buna karşın bazı belediyelerin OSB projelerini sahiplenmemeleri, “anorganize”, niteliksiz sanayi alanları açmaları, kamu yatırımı olan OSB’lerin etkinliğini azaltmış, kimi yerlerde atıl duruma gelmesine yol açmıştır.

SONUÇ YERİNE…50 yıllık bir deneyimi biriktiren OSB’ler, yaşanan kimi aksaklıklara rağmen, sanayileşme konusunda en etkin ve verimli modeli oluşturmaya devam etmektedir. Bu başarının en önde gelen nedeni, planlamanın katılım ilkesinin bu projelerde hayata geçirilmiş olmasıdır. OSB mevzuatından mikro uygulamalara kadar her aşamada sektörün görüş ve önerilerinin alınması, düzenlemelerin tepeden inme değil tüm paydaşların ortak aklı ile yapılıyor olması, kendi kendini yöneten bir model olarak katılımcılara “tek durak ofis” hizmetinin sunulması, sanayi sektörünün mekânsal alan seçiminde tercih sebebidir.

OSB’lerde, sağlık koruma bandı ve arıtma tesisi ile sanayinin çevresel etkilerinin azaltılması, yapılaşma öncesi çeşitli zemin etütleri ile yapıların güvenli inşasının sağlanması, tesis kurulmadan önce altyapı temini, eğitim alanları, sağlık, güvenlik, sosyal ve idari tesisler, itfaiye teşkilatı gibi kamusal hizmetlerin sunumu, bu bölgeleri diğer sanayi alanlarına göre hem kamu hem de sanayiciler açısından avantajlı duruma getirmektedir.

Sanayinin gelişigüzel alanlarda yapılaşması yerine uygun bir alanda denetimli yapılaşmasının, kentlerin

yaşanabilirliği ve doğal varlıkların korunması için zorunlu olması nedeniyle planlama konusunda görev üstlenmiş olan tüm kurumların çalışmalarında, sektörün uzmanı olan kurum ve kuruluşlarla işbirliği geliştirmesi ve üst ölçekli planlamaların ilgili tüm tarafların katılımı ile yapılması zorunluluk arz etmektedir.

OSB’lerin gelecekte de vizyonunu sürdürebilmesi için çevre ve altyapı yatırımlarını hayata geçirmesi, sosyal ve teknik hizmetlerini gerektiği gibi vermesi, idari teşkilatını nitelik olarak güçlendirmesi gerekmektedir.

KAYNAKÇA 1. Gülten Kazgan, Ekonomide Dışa Açık

Büyüme, Altın Kitaplar, 1985.2. Keleş Ruşen, Kentleşme Politikası, İmge

Kitapevi, Ankara, 2007. 3. Mengi Ayşegül ve Algan Nesrin,

Küreselleşme ve Yerelleşme Çağında Bölgesel Sürdürülebilir Gelişme, Siyasal Kitapevi , Ankara, 2003.

4. Torlak, S. Evinç, İmar Yasalarının Gelişimi Üzerine Düşünceler, Çağdaş Yerel Yönetimler, TODAİ, C.11, 2002.

İNTERNET KAYNAKLARI 1. DPT, Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planı,

http://www.dpt.gov.tr/PortalDesign/PortalControls/WebIcerikGosterim.aspx?Enc=83D5A6FF03C7B4FCE4A2B5A9FE13949B, erişim: 18/06/2012.

2. Kalkınma Bakanlığı, 1960 Sonrası Dönemde Planlama, http://www.dpt.gov.tr/PortalDesign/PortalControls/WebIcerikGosterim.aspx?Enc=83D5A6FF03C7B4FCA5B0BB9C7A740968E31CF9AA8F449BFB16AFEA1F26CD6D79, erişim: 18/06/2012.

3. OSB Elektrik Tüketimleri, http://osbbs.osbuk.org.tr/, erişim: 18/06/2012.

14 TEMMUZ 2012

Kemal Devrim OĞUZ / Şube Müdürü - Sanayi Bölgeleri Genel MüdürlüğüYEREL KALKINMAYA ENTEGRE YAKLAŞIM: ŞANLIURFA...

Ülke tarihimiz, genel ve yerel düzeyde bir çok kalkınma stratejisi, planlaması ve taktiksel adımları da içeren uygulamalarla doludur. Bu açılımların çoğunun raflarda saklanmaktan öteye gidememesi, uygulama şansına sahip olanların da daima bir tarafının eksik kalması hepimizin alışık olduğu sonuçlardır. Bu durum, ekonomik yapı, sosyal etkileşim ve ortak yönetişim gibi siklet merkezlerinin oluşturulması ve bunlara işlevsellik kazandırılmasını zorunlu kılmaktadır. Entegre bir planın ve planın uygulanma yöntemlerini gösteren bir dizi stratejinin olmaması halinde, sınai kalkınma sürecinin, ülke genelinin veya yerelliğin kalkınma potansiyelini tam anlamıyla değerlendirebilmesine karşı duran öğeler tarafından büyük olasılıkla engelleneceği sonucunu ortaya koymaktadır.Genel politika ve hakim siyasi iradenin de artık bu perspektifte davranmaya başladığı bu süreç, bu tür uygulamaların sayısının artırılarak çeşitlendirilmesine yönelik örnekleri ortaya çıkarmaya başlamıştır. Bu örneklerin sonuncusu ve en kapsamlısı, “Şanlıurfa Sanayisinin Yeniden Yapılandırılması Projesi” dir.2006 yılı Türkiye- Avrupa Birliği Mali İşbirliği programı çerçevesinde yürütülüp, 2011 yılının Mayıs ayında sonlandırılan ve toplam 15.709.776 Euro bütçeye sahip projenin itici gücü, kurumsal faydalanıcı sıfatıyla Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi Bölgeleri Genel Müdürlüğü olmuştur.Projenin temel hedefi; GAP Bölgesi’nde sosyal istikrara ve ekonomik kalkınmaya katkıda bulunarak, Türkiye’de bölgesel farklılıkları azaltmaktır. Spesifik olarak da; Proje ile Şanlıurfa için stratejik sektörler belirlenmesi ve Şanlıurfa II. OSB’deki firmaların rekabetçi bir biçimde faaliyet göstermelerine imkân tanıyacak iş ortamının tesis edilmesi hedeflenmiştir. Görülmektedir ki; il geneli için oluşturulan sınai kalkınma modellemesi, ülkemiz sınai kalkınma atılımında bir başarı öyküsüne dönüşen OSB kavramının üzerinden şekillendirilmiştir. Çünkü OSB’ler, fiziksel altyapı bütünlüğü ve ortak kullanım avantajları, ortak yönetim ve işbirliği kültürünün oluşturulması gibi hususlarda çok iyi bir ortam sunmaktadır.Proje; temel olarak iki ana bileşenden

oluşmaktadır. İlk bileşen, 13.089.776 Euro bütçelidir ve fiziksel altyapının tamamlanmasına yönelik inşaat işlerini kapsamaktadır. Bu bileşenle 96 ha’lık altyapı inşaatı (Yol, içmesuyu, kanalizasyon, yağmursuyu, elektrik ve doğalgaz) ile I. ve II. OSB’ye hizmet edecek atıksu arıtma tesisi inşaatı tamamlanmıştır. İkinci bileşen ise 2.620.000 Euro bütçeli teknik destek bileşenidir. Bu Bileşen UNDP Türkiye ile yapılan katkı antlaşması ile yürütülmüştür. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi Bölgeleri Genel Müdürlüğü’nün OSB’lere fiziksel altyapı hazırlama noktasında sahip olduğu bilgi birikimi ve tecrübe düşünüldüğünde, projeden sağlanan katkı ve alınan geri beslemeler doğal olarak teknik destek bileşeninde yoğunlaşmıştır. Bu nedenle, bundan sonra bu bileşen üzerinde durulacaktır. Bu bileşenin temel faaliyetleri; Entegre Sınaî Kalkınma Planı’nın (ESKP) geliştirilmesi, yatırım olanaklarının tanıtımı, başvuruların değerlendirilmesi, işletme geliştirme hizmetleri, kapasite geliştirme olarak sıralanabilir.Şanlıurfa ESKP, Şanlıurfa Sanayisinin Yeniden Yapılandırılması Projesinin merkezi öğesidir. Plan; içinde önerilen stratejilerin uzun vadeli vizyona ulaşılmasına yönelik tamamlayıcı kimliği, stratejik tutarlılığı ile sektörel yol haritalarını kapsaması anlamında “entegredir”, yani stratejileri uzun vadeli plan hedeflerinin gerçekleştirilmesine yönelik olarak tamamlayıcıdır ve stratejik uyumu sağlamak amacıyla tüm sektörel yol haritalarını kapsamaktadır. ESKP, ekonomik kalkınma için işbirliğine dayalı bir yaklaşım önermekte ve paylaşılan ortak bir ekonomik vizyonu ve bu vizyonla entegreli stratejik sektörler (Tarıma dayalı gıda sanayi, tekstil ve giyim sektörü, özellikli imalat sektörü) için sektörel vizyonları ortaya koymaktadır. Dünya Ekonomik Forumu tarafından hazırlanan Küresel Rekabet Endeksi (Dünya Ekonomik Forumu, Küresel Rekabet Raporu 2009–2010, S. 20-21) kalkınmayı üç aşamada tanımlamaktadır. İlk aşamada, ekonomi üretim faktörü temelli olup, ülkeler temel olarak niteliksiz işgücü ve doğal kaynaklar gibi faktör donanımlarına göre rekabet etmektedirler. Ücretler arttıkça daha etkin üretim süreçlerini geliştirmeleri ve ürün kalitesini artırmaları

gerektiğinde, ülkeler verimlilik temelli kalkınma aşamasına geçmektedirler. Son olarak ülkeler yenilikçilik temelli aşamaya geçtiklerinde, ülkeler daha yüksek ücretleri ve bununla bağlantılı yaşam standartlarına erişebilir ve ancak yeni ve özgün ürünlerle rekabet edebildiği sürece bu durumlarını sürdürebilirler. Bu aşamada, şirketler, en karmaşık üretim süreçlerini kullanarak yeni ve farklı ürünler üretip yenilikçiliğe dayalı bir rekabet modeli içerisinde olmalıdırlar. Günümüzde Şanlıurfa ekonomisi üretim faktörü temellidir. İl, hali hazırda temel olarak niteliksiz işgücü ve verimli topraklar gibi kendi üretim faktörü donanımları çerçevesinde rekabet etmektedir. ESKP’nin kısa ve orta vade hedefleri; Şanlıurfa’nın faktör koşullarından daha iyi faydalanılması, yerel ekonominin etkinliğinin ve verimliliğinin artırılması ve yenilikçilik temelli bir ekonominin temel öğelerinin belirlenmesine yardımcı olmak amacına yöneliktir. Sonuç olarak Plan, Şanlıurfa’nın “yenilikçilik temelli” bir ekonomiye geçişine destek vermeyi amaçlamaktadır. ESKP kapsamında Şanlıurfa’nın kalkınma vizyonu aşağıdaki şekilde belirlenmiştir: “2020 yılı itibariyle, Şanlıurfa, yüksek katma değerli gıda işleme, tekstil ve imalat alanlarında, hayata geçirilecek sulama projeleri ile etkin tarımsal çıktıları da kullanmak suretiyle güçlü, büyüyen, dengeli bir ekonomiye sahip olacaktır”. Bu vizyon yerel ve ulusal düzeyde 50 paydaş tarafından katılımcı bir süreç dahilinde belirlenmiş olup, teyit edilmiştir. Yerel paydaşların da teyit ettiği gibi, Şanlıurfa’da bu vizyonu gerçekleştirecek yeterli isteklilik düzeyi ve liderlik vasfı mevcuttur. Bu isteğin ve liderliğin işbirliği yoluyla vizyonu hayata geçirmesi gerekmektedir. Tam da bu noktada; Şanlıurfa Valiliği başta olmak üzere, ilin tüm sivil toplum örgütleri ve meslek odaları ile iş dünyası ve sektör temsilcilerinin katılımı ile proje ekibi önderliği ve koordinasyonunda oluşturulan Yerel Rekabet Gücünün Geliştirilmesi Platformu (ŞUYERGEP), yerel düzeyde ihtiyaç duyulan koordinasyonun sağlanmasından sorumlu olacak, aynı zamanda liderlik görevi de üstlenecektir. Tamamen gönüllülük esasıyla işleyen ve katkı sunmaya hevesli tüm unsurların katılımına açık olan bu platform,

15TEMMUZ 2012

proje devam ederken oluşmuş ve 6 adet toplantı yapmıştır. Proje sonrasında ise halen çalışmalarına Karacadağ Kalkınma Ajansı’nın sekreteryasında devam etmektedir. ESKP’nin uygulanmasına yönelik araçların geliştirilmesi ve bunların takibi ile sonuçta Şanlıurfa’yı hedeflenen 2020 vizyonuna taşıma görevi büyük ölçüde yerel aktörlerin güç ve akıl birliğine dönüşmüş bu platform tarafından yürütülecektir.GAP kapsamındaki sulama projeleri, çiftçilerin suyu daha verimli kullanmaları ile daha fazla gelir elde etmeleri ve yeni ürün ve teknolojiler için yeterli sermayeyi yatırıma dönüştürmeleri ve sağlamaları yolu ile yeni gıda işleme tesislerini faaliyete geçirmeleri yoluyla bir katalizör işlevi görebilirdi. Şanlıurfa son on yıllık dönemde önemli ölçüde büyümesine rağmen, bu büyüme sürdürülebilir yatırımlar neticesinde gerçekleşmemiş, aksine büyük ölçekli kamu yatırımları, ürünlerin piyasa fiyatlarındaki değişimler ve diğer beklenmedik faktörler tarafından yönlendirilmiştir. Bunun nedenlerinden birisi yatırımların tek yönlülüğüdür. Fiziki altyapı gelişirken, “know-how (teknik bilgi)”a yönelik yatırımlar sınırlı düzeyde kalmıştır (Şekil 1). Örneğin, bir yatırımcı meyve işleme tesisi için şeftali yetiştiriciliğini bir fırsat olarak görmesine rağmen, farklı şeftali ağaçlarının test edilmesinde engellerle karşılaşıyor ise ve çiftçiler yeni ürün türlerini denemede isteksiz davranıyorlarsa, bu durumda şeftali üreticiliği alanında hali hazırda devam eden tarım uygulamaları değişmeyecektir. Tarımda ilerlemeye yönelik değişimler olmadan, en çok gelecek vadeden imalat fırsatları da gelişim gösteremeyecektir.

Şekil 1: Şanlıurfa’daki Fiziki Yatırımların Bilgi Yatırımları ile Karşılaştırılması

Kaynak: ESKP tahminleri GAP BKİ ve Harran Üniversitesi , Bilimsel Araştırma Projeleri Komisyonu 1995-2008’e dayanmaktadır.

İstenen Sulama Etkisi

Gözlemlenen Sulama Etkisi

Şekil 2: Sulama Yatırımlarının Tarımsal Üretkenliğe Etkisi

Kaynak: “GAP Bölgesinde Kamu Yatırımlarının Mevcut Durumu” başlıklı ve Mayıs 2008 tarihli GAP BKİ iç raporundan alınan veriler.

Şekil 2’de de gösterildiği gibi, sulama sistemlerinde gelişme yeni tohum üretimi ve yeni teknolojilere yönelik yatırımları beraberinde tetikleyebilirse artan bir oranda büyüme kaydedilebilir ancak Şanlıurfa’da son on yıllık dönemde çiftçilerin büyük çoğunluğu, yeni yatırımlar yaparak daha yüksek katma değerli üretime geçmek yerine geleneksel ürün yetiştirmeye devam etmişlerdir. Şanlıurfa’nın fiziki altyapısına yapılan büyük ölçekli kamu yatırımlarının üretkenliğe ve dolayısıyla gelir ve yaşam kalitesi üzerinde etkisi tartışılmazdır. Ancak, sulama ve diğer yatırımlardan en yüksek faydayı sağlamak için, Şanlıurfa’daki çiftçiler ve imalatçılar tarafından, toprağın tarıma hazırlanması, damla sulama ve yeni tohum çeşitlerinden ürünlerin işlenmesi, pazarlanması ve dağıtımına kadar tüm değer zincirinde yeni teknolojilerin kullanılması gerekir. Şekil 2’de sadece tarımsal üretkenliğin gösteriliyor olmasına rağmen, aynı durum imalat sektörü için de geçerlidir. Örneğin, Projenin ve ESKP’nin amacının bir kısmı da, II. OSB’nin, I. OSB’de olduğu gibi, düşük marjlı, düşük katma değerli, kapasitesinin altında ve sezonluk çalışan firmalarla doldurulmamasını

sağlamaktır. Proje ile, II. OSB’de bu olumsuzlukların ortadan kaldırılması için II. OSB’ye yapılacak başvuruların, kurulacak yönetişim yapısı dâhilinde toplanması ve değerlendirilmesine yönelik faaliyetler gerçekleştirilmiştir. Bu bağlamda, proje kapsamında, başvuruların değerlendirilmesine ilişkin yönetişim yapısı kurulmuş, Bakanlık, OSB Yönetimi ve yerel paydaşların katılımıyla başvuruların değerlendirilmesine ilişkin seçim ölçütleri belirlenmiştir. Ardından yapılan bağımsız değerlendirmeler ile bu seçim ölçütleri kullanılmış ve geçer not alanlara OSB Yönetimince tahsisler gerçekleştirilmiştir. İçinde bulunduğumuz tarihte, yani projenin tamamlanmasından yaklaşık bir yıl sonra bile Bölge yönetiminin halen uygulamayı sürdürüyor olması proje çıktılarının yerelce özümsendiğini açıkça ortaya koymaktadır. Bundan sonrası ise bu tahsis süreci modellemesinin ülke çapında tüm OSB’lere yaygınlaştırılması, bilimsel, şeffaf ve rasyonel mekanizmalarla yapılan sanayi parseli tahsislerinin yapılacak mevzuat düzenlemeleri ile bağlayıcı kılınması, arsa rantı ve spekülasyonlardan kaçınarak tamamen üretime odaklanılmasıdır. Öte yandan; OSB’lerin büyük bir çoğunluğunun bir iş programına sahip olmaması, olanların da içeriğinin zayıflığı proje kapsamında ele alınarak Şanlıurfa II. OSB için bir iş planı hazırlanmıştır. Daha da önemlisi diğer OSB’lerin kullanımı ve kendi özgün koşullarını uyarlayabilecekleri bir “OSB İş Planı Hazırlama Rehberi” çıkarılmıştır.Sonuç olarak; bu proje ile, yeni kurulmuş bir OSB çıkış noktası alınmış ve bu bölgenin fiziksel altyapısı tamamlanmış, Şanlıurfa İli için sektör taramaları yapılarak öncelikli sektörler belirlenmiş, bütüncül bir yaklaşımla içerisinde temel kalkınma stratejilerinin, sektörel yol haritalarının ve sektörel eylem planlarının yer aldığı Entegre Sanayi Kalkınma Planı hazırlanmıştır. Oluşturulan “Yerel Rekabet Gücünün Geliştirilmesi Platformu” (ŞUYERGEP) ile de yerel düzeyde ihtiyaç duyulan koordinasyonun sağlanması ve ESKP’nin sürdürülebilir bir uygulaması hedefelenmiştir. Şanlıurfa’da bu süreç sonunda ortaya çıkan sinerji ve motivasyonun kaybolmaması ve proje çıktılarının fırsata dönüştürülmesi, ülkemizin başka bölgelerine de örnek oluşturacaktır.

Makale Yaşanabilir Organize Sanayi Bölgeleri

16 TEMMUZ 2012

Özlem ARSLAN / Peyzaj Mimarı - Sanayi Bölgeleri Genel MüdürlüğüYAŞANABİLİR ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİ

Kalkınma Bakanlığı koordinasyonunda yürütülen Onuncu Kalkınma Planı hazırlık

çalışmalarından “Mekânsal Planlama” ve “Yaşanabilir Kentler” yaratmak başlıklarından yola çıkarak, 2014–2018 yıllarını kapsayan dönemde “Yaşanabilir Organize Sanayi Bölgeleri” (OSB) planlamak ve bu çerçevede projeler üretebilmek, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından bugüne kadar gerçekleştirilen çevreye duyarlı OSB çalışmalarını, kuşkusuz daha da ileriye taşıyacaktır.Üst ölçekli planlamadan uygulamaya yönelik tasarıma kadar, kentlerde olduğu gibi OSB’lerde de yaşam kalitesini artırmak, sağlıklı, yaşanabilir ve kimlikli OSB’lere sahip olmak için planlamanın tasarımla bütünleşmesi önemli bir olgudur. Sürdürülebilir OSB gelişiminin gerçekleşmesi, planlama süreçlerinin ekolojik temele oturtulmasına ve doğayla uyumlu bir yaşam için ekoloji-ekonomi-enerji ilişkisini güçlendiren bir tasarım yaklaşımını gerektirmektedir (Aklanoğlu, 2009). Eski Yunancaya göre ekoloji bilimi, oikos ve logos kelimelerinin birleştirilmesiyle oluşturulmuş olup yaşanabilen çevreyi anlatmaktadır. Ekonomi sözcüğü de eski Yunanca oikos ve nomicus sözcüklerinden türetilmiş olup yaşanılan yere ait işlerin yönetilmesi anlamına gelmektedir. Bu durumda ekoloji ve ekonomi, kardeş bilim dalları olarak düşünülebilir (Costanza, Cumberland, ve ark. 1997; Barret ve Farina 2000; L. R. Brown 2001; Odum ve Barret 2008). Enerji ise maddede var olan ve ısı, ışık biçiminde ortaya çıkan güç olarak tanımlanabilmektedir (http://www.tdk.gov.tr). Ekolojinin ayrı bir bilim dalı olarak ortaya çıkması yaklaşık 1900’lü yıllara kadar

gitmekte olup ekoloji sözcüğü, son dönemlerde, günlük terminolojinin bir parçası olmuştur (Odum-Barret 2008). Bir bilim olarak ekolojinin genel anlamda mekân planlama, tasarım ve yönetim çalışmalarında etkisi ve etkinliği ise oldukça yenidir. Ekoloji, doğal alanda bilgi üreten bir bilimdir ve bu bilimin fiziksel planlama ile bağlantısı peyzaj planlama aracılığıyla kurulmaktadır (Aklanoğlu 2009). Peyzaj terimi, insan ve doğayı bütünleştiren bir terimdir (Calow 1999; Odum ve Barret 2008). Avrupa Peyzaj Sözleşmesi’nde ise peyzajın “alan” anlamına geldiği ifade edilmektedir. Risser ve ark. (1984)’e göre, peyzaj ekolojisi ise, heterojen yapıdaki bir arazi parçasının özelliklerini inceleyerek, bu arazinin yönetim ilkelerini toplumun yararı ve yaşamı için kullanan bir bilim dalı olarak tanımlanmaktadır (Odum ve Barret, 2008).Bu bağlamda peyzaj mimarlığında üst ölçekli planlamadan (1/25000) uygulama ölçeği olan (1/500-1/250-1/200) tasarıma kadar ekolojik veriler temel alınmakta ve çok yönlü olarak kullanılmaktadır. Ekoloji, ilk olarak planlamada temel alınmış; küresel ölçekte yaşanan sorunlar karşısında planlamanın tek başına yeterli olmadığı anlaşılmış ve ekolojik temelin tasarımda da kullanılması gerektiği anlaşılmıştır. Ekolojik peyzaj tasarımı, bütüncül (canlı, cansız ve kültürel peyzaj bileşenleri ile sosyo-ekonomik ve ekolojik süreçlerin tasarıma entegre edilmesini) ve dinamik (peyzajın doğal ve kültürel süreçlerine, zamansal ve mekansal ölçeklere göre değişen bir nitelikte)

bir yaklaşımdır (Aklanoğlu 2009). Yaşamın sürdürülebilirliğini sağlayan en önemli unsurlardan biri de iklimdir. Enerji etkin peyzaj planlamanın temeli, ekolojik tasarım ve iklimsel elemanların sunduğu olanaklardan yararlanmak, olumsuz koşullardan en az etkilenmeyi sağlamaktır (Akpınar ,1995).

http://www.ekodenge.org.tr/tr/?p=245 Erişim tarihi:12/06/2012Bu araştırma; ekolojik peyzaj planlama ve tasarım ilkeleri ışığında, yaşanabilir OSB’ler yaratmayı ve küresel iklim değişikliğine katkı sağlayan çözüm önerileri sunmayı hedeflemektir.

EKOLOJİK PEYZAJ PLANLAMA ve TASARIM İLKELERİNİN OSB’LERE SAĞLAYACAĞI YARARLAR

• Doğal ve kültürel varlıkların koruma kullanma dengesi esas alınarak gerçekleştirilecek çalışmalarda, OSB alanları ile ekonomiye katkı sağlanırken, ekolojik dengeye de duyarlı, küresel iklim değişikliğine, biyolojik çeşitliliğe fayda sağlayan ve yaşam kalitesi yüksek alanlar oluşturulur.

• Kyoto Protokolünde; “sera gazı [CO2, CH4, N2O, HFC, PFC5, SF6] miktarını azaltmaya yönelik mevzuat yeniden düzenlenecek” maddesine yönelik olarak, azot ve karbon döngüsüne olumlu katkı sağlanır.

• Güneş, rüzgâr gibi yenilenebilir enerji kaynakları etkin kullanılacağından, Kyoto

Makale Yaşanabilir Organize Sanayi Bölgeleri

17TEMMUZ 2012

Protokolünde yer alan “çölleşme ve küresel iklim değişikliği” ne tedbir olarak, “güneş enerjisinin önü açılacak” maddesi için alternatif çözüm üretilmiş olur.

• Yağmursuyu projelerinde, deşarj noktalarının açık alanlara verildiği noktalarda gerçekleştirilecek yağmursuyu yönetimi yöntemleriyle:

– Küresel ısınmanın bir getirisi olan sel ve taşkınlar önlenir,

– Sanayi parsellerinden kirlenerek gelen yağmur suyundaki azot, fosfor, potasyum ve karbon gibi elementlerin bitki kökleriyle emilmesi sağlanırken, elde edilen kirlilikten arınmış, temiz yağmur suyu yeraltı varlıklarına kazandırılır.

• İnşaat alanında; peyzaj onarım projeleri ile bitkisel toprak ve doğal bitki örtüsünün varsa endemik türlerin korunması sonucu biyoçeşitliliğin sürdürülebilirliği sağlanır.

• Sağlık koruma bantlarında; – OSB içindeki imalatların durumu

göz önünde bulundurularak sağlık koruma bantlarının bitkilendirme yolu ile perdeleme çalışmalarında, ÇED raporu, iklim, arazi yapısı, şehrin yönü, toprak, sulanabilirlik, doğal bitki örtüsü vb. dikkate alınmak suretiyle üretilecek peyzaj projeleri ile; çevresel sorunlara yol açan sanayinin kent üzerindeki baskısı azaltılır, karbon için yutak alan (Kyoto Protokolü) oluşturulur, hava akımı ve koku kontrolü sağlanır. Bitkilendirilen alan, rekreatif amaçlı olarak yöre halkına ve sanayi personeline

hizmet edebilir. – Perdeleme bitkilerinin, enerji

üreten bitki türlerinden seçilmesi (biyokütle enerjisi) ile yenilenebilir enerji kullanımına yönelme mümkündür. Kyoto Protokolünde yer alan “alternatif enerji kaynaklarına yönelinecek” maddesi için alternatif çözüm üretilmiş olur.

– Bitkilerin fotosentez yoluyla havadaki karbondioksit gazını yapraklarıyla absorbe ederek, hem ortama oksijen vermesi kuralından yola çıkarak, absorbe gücü yüksek olan bitki türlerinin kullanımı ile sanayiden kaynaklanan sera gazı miktarının azaltılmasına yardımcı olunur, Kyoto Protokolü’nde yer alan “Atmosfere salınan sera gazı miktarı yüzde 5’e çekilecek” maddesi için alternatif çözüm üretilmiş hem de hava temizliğine katkı sağlanmış olur.

• Binalarda yeşil çatı ve yeşil duvar uygulamalarının yapılması ile alternatif yeşil alanlar yaratılmış olur.

• Sanayi tesisinde gerçekleştirilen imalat ile uyumlu olarak gerçekleştirilecek peyzaj projeleri ve uygulamaları ile fabrika ve çevresi bütünlük kazanır, ayrıca, estetik ve işlevsel mekanların oluşturulmasına katkı sağlanır.

• Su etkin peyzaj tasarımı ile su tüketimi ve bakım işlemlerinde ekonomi sağlanmış olur.

• OSB alanı içinde yapılacak bisiklet yolu ile OSB içi ulaşımda hava temizliğine katkı sağlanmış olur.

SONUÇTüm OSB’leri kapsayacak bu çalışmalar

neticesinde öncelikle yerel yaşam kalitesi artacak, buna bağlı olarak bölgesel, ülkesel ve küresel ölçekte yaşanabilir çevreler oluşturulabilecek, ekoloji ve ekonomi dengesi kurulacak ve OSB’lerin sadece üretim alanları değil, aynı zamanda yaşanabilir alanlar olduğu gerçeği ortaya çıkacaktır.

KAYNAKÇA1. Aklanoğlu, F., 2009. Geleneksel

Yerleşmelerin Sürdürülebilirliği ve Ekolojik Tasarım: Konya-Sille Örneği, Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Doktora Tezi. Peyzaj Mimarlığı Anabilim Dalı, Ankara.

2. Akpınar, N. 1995. Ilıman Bölge Iklimleri için Enerji Etkin Peyzaj Planlama. Tabiat ve İnsan Dergisi, Say.: 3, S. 8-14, Ankara.

3. Barret, G. W., and A. Farina. 2000. İntegrating ecology and economics. BioScience 50:311-312.

4. Brown, L. R., 2001. Eco-economy: Building an economyfor the Earth. New York: W.W. Norton.

5. Calow, P, Ed. 1999. BlackweU’s concise encyclopedia of ecology.Oxford: Blackvvell.

6. Costanza,R., J. Cumberland, H.Daly, R. Goodland, and R. Norgaard. 1997. An introduction to ecological economics. Boca Raton, Fla.: St. Lucie Press.

7. Odum, E.P.- Barret, G.W., 2008. Ekolojinin Temel İlkeleri, Peyzaj Ekolojisi: Tanımı ve Biyolojide Hiyerarşi Düzeni Kavramıyla İlişkisi. Palme Yayınevi, S. 2-3, S.375, Ankara

8. Risser, P.G., J.R. Karr, and R.T.T. Forman. 1984. Landscape ecology: Directions and approaches. Champaign, 111.: Naturel History Survey, Number 2.

9. http://www.ekodenge.org.tr/tr/?p=245 Erişim tarihi:12/06/2012

10. http://www.tdk.gov.tr Erişim tarihi:12/06/2012

Çalışmalarımda benden yardımını ve desteğini esirgemeyen Hocam Sayın Prof. Dr. Nevin AKPINAR’a (A.Ü.Z.F. Peyzaj Mimarlığı Bölümü) teşekkür ederim.

Makale Türkiye’de Organize Sanayi Bölgeleri Deneyimi

18 TEMMUZ 2012

Doç. Dr. Çiğdem VAROL / Gazi Üniversitesi, Mimarlık Fakültesi, Şehir ve Bölge Planlama BölümüTÜRKİYE’DE ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİ DENEYİMİ

Ülkemizde sanayi üretiminin mekansal organizasyonunda, Organize Sanayi Bölgeleri (OSB),

Küçük Sanayi Siteleri (KSS), Serbest Bölgeler (SB) ve Teknoloji Geliştirme Bölgeleri (TGB) özel statüye sahip üretim bölgeleri olarak tanımlanmaktadır. Bu girişimlerden OSB’ler, planlı kalkınma dönemi ile birlikte uygulanmaya başlamış ve sanayiye altyapı oluşturmayı amaçlamıştır. Sanayi gelişiminin ve bölgesel dengeli kalkınmanın sağlanması, kentleşme ve sanayileşme ilişkilerinin düzenlenerek oluşabilecek çevre sorunlarının giderilmesi, daha düşük maliyetli altyapı hizmetlerinden yararlanılması ve daha kolay ve ucuz üretim yapılması hedefini taşıyan OSB uygulamaları bugün 50 yıllık bir tecrübeye ulaşmıştır.İller bazında değerlendirildiğinde; Artvin hariç tüm illerde bir veya birden fazla OSB’nin yer aldığı ve OSB’lerde yer alan firma yoğunlaşmalarının Marmara Bölgesi dışında Anadolu’ya da kaydığı (Çağlar ve Kurtsal, 2011) görülmektedir (Harita 1).

Harita 1: Türkiye’de OSB’lerdeki toplam firma sayıları (2008) (Yıldırım, 2008)

Gelişmekte olan ülkelerdeki kısıtlı sermaye birikiminin; üretim artışından, teknolojik yenilikleri gerçekleştirmeye, uygun koşullarda arsa ve fabrika temininden, üretim maliyetini karşılamaya kadar pek çok amaç

için kullanılması, sanayi gelişiminin sağlanmasında zorluklar yaratmaktadır. OSB’lerin mekânsal yerleşim için gerekli altyapı ve üstyapı hizmetlerini topluca sağlaması bu zorlukları aşmaya önemli katkı sağlamaktadır (DPT, 2007). Bununla birlikte, sanayi işletmelerinin mekansal bir araya gelişleri ile dışsal ekonomiler yaratılmakta (Varol, 2011); bu dışsallıklar çoğunlukla bir arada bulunan firmalar arasında yeni üretim teknikleri, pazar koşulları, teknolojik gelişmeler, personel eğitimi ve benzeri konularda bilgi ve tecrübelerin karşılıklı olarak değişimini kapsamaktadır. Ortak altyapı hizmetlerinden, arıtma tesislerine, personel eğitim merkezlerinden, finansal ve sosyal hizmetlere kadar pek çok hizmet ve olanağın sunulması firmaların üretim maliyetlerini azaltmaktadır. Türkiye’deki OSB’lerde mekânsal birliktelik ile oluşan dışsallıkların;

işletmelerin türlerine göre iki farklı biçimde oluşturulması amaçlanmıştır: farklı sektörlerde faaliyet gösteren iş kollarının bulunduğu karma OSB’ler, aynı sektör grubunda

ve bu sektör grubuna dahil alt sektörlerde faaliyet gösteren tesislerin yer aldığı ihtisas OSB’ler. Özellikle ihtisas OSB’lerin oluşturulması, küme politikası ile bağlantılı olarak yerelleşme ekonomilerinin yaratılmasına önemli katkı sağlamaktadır. Harita 2’de iller bazında OSB’lerin uzamanlaştığı

sektörler yer almaktadır.

Harita 2: Türkiye’de OSB’lerdeki toplam sektörel uzmanlaşmalar (2008) (Yıldırım,

2008)50 yıllık deneyim çerçevesinde iyi bir yatırım ortamı sunma, yığılma ekonomilerinin yarattığı dışsallıklardan yararlanma, sanayinin Anadolu’daki kentlere desantralizasyonunu destekleme gibi yaşanan olumlu gelişmeler yanında, OSB’lerin mekânsal yer seçimi ile arz-talep dengelerinin oluşturulması konusunda bazı sıkıntılar da yaşandığı görülmektedir. Yer seçimi ile bağlantılı olarak; OSB’lerin kentlerin mekansal gelişiminde en önemli yasal uygulama olan 3194 Sayılı İmar Kanunu’nun istisnalar kapsamına girdiği ve OSB’lere yönelik imar planlarının 4562 Sayılı OSB Kanunu ve Uygulama Yönetmeliği çerçevesinde belirlendiği görülmektedir. 4562 Sayılı Kanunu’nda OSB’lerin; Bakanlığın koordinasyonunda ilgili kurum ve kuruluşların temsilcilerinden oluşan Yer Seçimi Komisyonu’nun yerinde yaptığı inceleme ve varsa 1/25000 ölçekli çevre düzeni planlarını dikkate alarak oybirliği ile yer seçtiği ve Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın onayı ile kurulduğu ifade edilmektedir. Buna göre OSB sınırları içerisinde yapılacak mevzii imar ve parselasyon planları ve değişiklikler OSB tarafından yönetmeliğe uygun olarak hazırlanıp

Makale Türkiye’de Organize Sanayi Bölgeleri Deneyimi

19TEMMUZ 2012

Bakanlığın onayına sunularak İl İdare Kurulu kararı ile yürürlüğe girmekte ve onaylı OSB imar planları, ilgili kurumlara bilgi için gönderilmektedir. OSB yer seçim kararının, çoğu zaman Hazine veya kamu kurum ve kuruluşlarına ait arazilerden yapılması ve yerseçimi kararının, bölgenin çevre düzeni planı yoksa, yürürlükteki nazım imar planlarından bağımsız olarak verilmesi, planlı kentsel gelişmenin sağlanmasında önemli rol oynayan imar planları ile OSB yerseçim kararları arasında bütünlük kurulmasını engellemekte ve OSB’lerin kentle olan ilişkilerini güçleştirebilmektedir. Yarattıkları istihdam olanakları ile önemli bir çekim gücü oluşturan OSB’ler, kentin gelişim yönünün belirlenmesinde ve kentlerin arazi kullanım desenlerinin oluşturulmasında önemli araçlardır. Kentlerin gelişmesi ve arazi kullanma ihtiyacının imar planları ile belirlendiği göz önünde bulundurulduğunda; klasik ama ülkemizde erişilebilirlik açısından hala büyük önem taşıyan ev-iş uzaklığı eğilimleri, işgücü projeksiyonları, üniversite-sanayi bağlantıları, bölgesel araştırma kararları ve kentle ilişkisi gibi daha üst ölçekli bilimsel araştırmalara dayanmadan kentlerden soyutlanmış biçimde verilen OSB yer seçim kararlarıyla, hem kısıtlı sermaye birikimi, hem de kıt olan arazi kaynaklarının etkin biçimde kullanılması engellenebilmektedir. Böylesine bir durum yer seçim kararının sadece arazi mülkiyeti, büyüklüğü, çevresel değerleri ve sanayicilerin değişik büyüklükteki parsel taleplerini karşılamanın

ötesinde, OSB’lerin kentle ve kentlilerle bağlantılı yeni yaşam alanları olarak kurgulanmasını gerekli kılmaktadır. Diğer yandan arz-talep ilişkileri açısından incelendiğinde; özel yatırımların teşvikini sağlamak adına, gelişmiş bölgelerde gereğinden fazla alanın üretime açılması veya sınırlı sermaye birikimine sahip, yerel girişimciliğin zayıf olduğu gelişmekte olan bölgelerde büyük altyapı yatırımlarının yapılması firmaların üretime geçmesi için yeterli olmamaktadır. Bu saptama, Türkiye genelinde OSB’lerde toplam üretime geçme oranının sunulduğu Harita 3’te açıkça ortaya konulmaktadır. Bu soruna bir anlamda çözüm üretmek adına, 29.03.2011 tarihinde kabul edilerek yürürlüğe giren Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair 6215 Sayılı Kanun da, il ve ilçelerin sosyoekonomik durumları dikkate alınarak OSB’lerdeki parsellerin tamamen veya kısmen bedelsiz tahsislerinin Bakanlar Kurulu kararı ile belirlenebilmesine olanak tanımıştır.

Harita 3: Türkiye’de OSB’lerdeki toplam üretime geçme oranı (2008) (Yıldırım,

2008)

Tüm bu değerlendirmeler, Türkiye’deki OSB’lerin 50 yıllık deneyiminde öğrenme sürecinin halen devam ettiğini ortaya koymaktadır. Artık tek başına OSB’ler değil, sanayi ve teknoloji altyapısını bir arada sunan Teknoloji Geliştirme

Bölgeleri, Serbest Bölgeler, pek çok ilde ve bölgede sürdürülen küme çalışmaları gibi girişimler; sanayinin geliştirilmesi, farklı boyutlarıyla ele alınması ve sosyo-ekonomik ve mekansal ilişkilerinin değişik içeriklerle kurgulanması konusunda ayrı ve yeni deneyimler sunmaktadır. Türkiye’nin ekonomik yapısının coğrafi olarak çeşitlilik göstermesi ve bölgeleri arasında gelişmişlik farklarının bulunması; her ilin ve bölgenin üretim kapasitesini arttırmasında, belirleyeceği ekonomik öncelikler ve bu doğrultuda geliştireceği farklı projelerle mümkün olacaktır.

KAYNAKÇA

• Çağlar, E. ve Kurtsal, Y. (2011) “Bölgesel Sanayi Politikası Aracı Olarak Özel Ekonomik Bölgeler: Türkiye‘de Organize Sanayi Bölgelerinin Etkileri ve Yetkileri” 5. Bölgesel Kalkınma ve Yönetişim Sempozyumu, TEPAV Yayınları, Ankara.

• DPT (2007) 9. Kalkınma Planı Sanayi Politikaları ÖİK Raporu, Ankara.

• Varol, Ç. (2011) “Türkiye’deki Sanayi Üretiminin Mekansal Organizasyonunda Yasal Düzenlemeler” Yasal ve Yönetsel Boyutlarıyla Planlama Prof. Dr. Feral Eke’ye Armağan, Gazi Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü, T.C. Bayındırlık ve İskan Bakanlığı TAU Yayınları, Ankara, 145-161.

• Yıldırım, K. (2008) Türkiye’deki OSB’lerin Tarihsel Gelişim Süreci İçerisinde Fiziksel ve Ekonomik Özellikleri” Gazi Üniversitesi Mühendislik-Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü, ŞBP 482 Bitirme Ödevi Raporu.

Mustafa MASATLI / Tekirdağ Vali Yardımcısı - IOSB KoordinatörüNEDEN ISLAH ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİ?

Cumhuriyet sonrası ülkemizdeki sanayi yapılanması belirli bölgelerde yoğunlaşmıştır.

Tekirdağ ili, Ergene Havzası içerisinde üretim girdilerine ve pazarlara yakınlık ölçütlerine de uygunluk arz etmesi nedeniyle, özellikle 1970’lerden sonra birkaç bölge dışında plansız ve kontrolsüz olarak sanayileşmeye başlamıştır. Plansız ve kontrolsüz sanayinin çevreye, doğal kaynaklara, insan sağlığına ve sanayicilere vermiş olduğu olumsuz etkiler, bu bölgelerde köklü bazı tedbirlerin alınmasını gerektirmiştir. Böylece Islah Organize Sanayi Bölgeleri (OSB) sanayi bölgeleri literatürümüze yasal olarak girmiştir. Yazıda; Ergene Havzasından, Ergene Eylem Planından, Islah OSB’lerin kuruluş, amaç, hedef, avantajlarından ve Tekirdağ Islah OSB örneğinden bahsedilecektir.

ERGENE HAVZASITekirdağ ili, Ergene Havzası’nın önemli bir kısmı olup Havza da 2 bin 37 adet sanayi tesisi bulunmaktadır. Bu sanayi tesisleri günlük 332 bin m³ atıksu oluşturmaktadır. Bu sanayi tesislerinin; yüzde 82’si Tekirdağ, yüzde 10’u Kırklareli, yüzde 8’i Edirne’dedir.Ergene Havzası’nda günlük toplam 562.000 m3 atıksu ortaya çıkmaktadır. Hiçbir yerleşim biriminde atıksu arıtma tesisi bulunmadığından, Ergene Nehri’ne günlük 230.000 m3 evsel atıksu da arıtılmadan deşarj edilmektedir. Sanayinin önemli bir bölümünün su kullanım ihtiyacı, yeraltı su kaynaklarından karşılandığı için yeraltı su seviyesinde ortalama 100 m.lik düşüşler görülmektedir.Sanayi tesislerinin Ergene Havzası’nda konuşlanmasının nedenleri;

• Bölgenin İstanbul’a olan yakınlığı, • Doğal kaynakların (su vs.) bulunması,

• Kalifiye işgücüne yakınlık, • Ulaşım sistemlerine yakınlık (Kara, hava, demir yolu, deniz yolu),

• İç ve dış pazarlara yakınlık, • Yatırım yapmanın ve yatırımı genişletmenin kolaylığı,

• Diğer sebepler (Teşvikler, uygun arazi bulunması vs.)

olarak sıralanabilir.

ERGENE EYLEM PLANI ve ISLAH ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİ TEKİRDAĞ ÇALIŞMALARIİlimiz sınırları içerisinde 1970’lerde başlayan, 1980’lerden sonra hareketlenen, 1990’lı yıllardan sonra ise hız kazanan sanayileşme OSB’ler dışında plansız ve kontrolsüz olarak, Velimeşe - Yulaflı, Çerkezköy yolu üzeri, Veliköy, Karaağaç, Misinli, Vakıflar, Ulaş Türkgücü Köyü yoluyla, Muratlı-Karıştıran yolu aksında yoğunlaşmıştır. Bu bölgelerle birlikte Tekirdağ ilimiz sınırları içerisinde bin 536 sanayi kuruluşu mevcuttur. Bölgemizde sanayinin gelişim trendine bağlı olarak, hızlı nüfus artışı, çarpık şehirleşme, plansız endüstrileşme, hatalı yer seçimi, yakma cihazlarının standart dışı olması nedeniyle; aşırı hava kirliliği, toprakta çoraklaşma, toprak kirliliği, su kirliliği, deşarj standartlarına uyulmaması, arıtma tesisi çamurları ile katı atıkların depolama ve bertarafına ilişkin sahaların eksikliği gibi etkenler çevreyi olumsuz yönde etkilemiştir. Ayrıca kuruluşlarca ihtiyaç duyulan suyun Ergene Havzası yeraltı suyundan karşılanması, yeraltı su kaynaklarının azalmasına ve yeraltı su seviyenin düşmesine neden olmuştur.

Hızlı ve denetimsiz kullanılan suyun doğrudan yer üstü sularına deşarj edilmesi de, Ergene ve Çorlu Derelerinin kirlenmesine neden olmuştur. Bu alan üzerindeki işletmeler, arıtma ilk yatırım maliyetlerinin yüksek olması, arıtma teknolojisini takip etmenin zorluğu, arıtma işletme maliyetinin yüksekliği sebepleriyle yeterli bir arıtma sistemini kendi imkânlarıyla kuramamışlardır. Bu nedenle ilimizde özellikle yukarıda belirtilen sekiz bölgede yoğunlaşan sanayi kuruluşlarının OSB çatısı altında toplanması planlanmıştır. Bu sayede ortak arıtma tesisleri yapılacak, firmaların sabit ve arıtma işletim giderleri azalacak, bölgedeki sanayinin rekabet gücü yükselecek, ayrıca tek elden yönetim ve denetim sağlanması ile de çevreye olan olumsuz etkilerin minimize edilmesi sağlanacaktır.

ERGENE HAVZASI EYLEM PLANI06.05.2011 tarihinde Tekirdağ İli, Çerkezköy İlçesinde, Orman ve Su İşleri Bakanımız Sayın Prof. Dr. Veysel EROĞLU’nun katıldığı toplantı ile Hükümetimizin bir Eylem Planı olarak;Ergene Havzası içerisinde kirlenmenin durumunun belirlenmesi, tespit edilen kirlilik kaynaklarının daha detaylı incelenmesi, özellikle mevcut durumda meydana gelen kirliliğin önlenmesi için gerekli tedbirlerin alınması, kısa, orta ve uzun vadede kirliliğin azaltılmasına yönelik önlemlerin belirlenmesi amaçlarıyla “Ergene Havzası Eylem Planı” açıklanmıştır. Söz konusu planda Havza’da yer alan tüm illerde bulunan kurum ve kuruluşlara görev ve sorumluluk paylaşımı yapılmıştır. Ergene Eylem Planı 15 başlık altında toplanmaktadır. Bu başlıklardan birisi ve en önemlisi “Islah

Makale Neden Islah Organize Sanayi Bölgeleri?

20 TEMMUZ 2012

Organize Sanayi Bölgelerinin Kurulması ve Sanayi Atıksularının Ortak Arıtımının Sağlanması” dır. Öte yandan, dağınık ve plansız sanayinin planlı sanayi haline getirilmesini sağlamak amacıyla 4562 sayılı OSB Kanununda değişiklik yapılmış, ayrıca 6215 sayılı “Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”a Islah OSB düzenlemesi ile ilgili bir madde eklenerek bu düzenleme 12.04.2011 tarih ve 27903 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.6215 Sayılı Kanun’un 19. Maddesi’nin Geçici 8. Maddesi’nde: “Bu maddenin yürürlük tarihinden önce mer’i plana göre yapılaşan sanayi tesislerinin bulunduğu alanlar için, bu maddenin yürürlük tarihinden itibaren bir yıl içerisinde yapılan başvuruların, Valilikçe uygun görülmesi halinde; hazırlanan gerekçe raporuna istinaden 03.05.1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanunu uyarınca plan onama yetkisi bulunan idarelerle alanın özelliklerine göre ilgili kurumların katılımıyla, Vali başkanlığında oluşturulacak olan Islah Komisyonunun belirlediği ıslah şartları ve süresinin Bakanlık tarafından uygun görülmesi ile söz konusu alanlar OSB olarak değerlendirilebilir. Bakanlık, OSB yer seçimi komisyon üyesi olan kurum ve kuruluşlardan alacağı görüşler doğrultusunda OSB sınırlarını belirler. Tespit edilen ıslah şartları çerçevesinde, tüzel kişilik kazanan OSB’lerde, bu Kanunla getirilen tüm izin ve ruhsat yetkileri, ıslah çalışmaları tamamlanıncaya kadar genel mevzuat hükümlerine göre yürütülür. Süresi içinde ıslah şartlarını tamamlamayanlar OSB niteliklerini kaybederek sicilden terkin edilir. Bu maddenin yürütülmesine ilişkin usul ve esaslar OSB Uygulama Yönetmeliğinde belirlenir” denilmektedir.

OSB Uygulama Yönetmeliği’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ise 04.08.2011 tarih ve 28015 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.Islah OSB’lerin kuruluş amaç ve hedefleri;

• Bölge sanayisinin disipline edilmesi, • Sanayicilerimizin gelecekle ilgili olumlu tahmin ve projeksiyonlarda bulunmasının sağlanması,

• Şehirlerin planlı gelişmesine katkıda bulunulması,

• Birbirini tamamlayıcı ve birbirinin yan ürününü teşvik eden sanayilerin bir arada üretim yapmalarıyla, üretimde verimliliğin ve kâr artışının sağlanması ve sanayide kümeleşmenin gerçekleştirilmesi,

• Sanayinin az gelişmiş bölgelerde yaygınlaştırılması,

• Küresel ekonomik şartlar içerisinde sanayicilerimizin rekabet gücünün artırılması,

• İnsan sağlığının, çevrenin ve doğal kaynakların korunması,

• Sürdürülebilir çevre ve sürdürülebilir üretim anlayışının bölgemizde hâkim olması,

• Tarım alanlarının sanayide kullanılmasının disipline edilmesi,

• Sağlıklı, ucuz, güvenilir bir altyapı ve ortak sosyal tesislerin kurulması,

• Müşterek arıtma tesisleri ile çevre kirliliğinin önlenmesi,

• Bölgelerin devlet gözetiminde, kendi organlarınca yönetiminin sağlanması,

• Düzensiz ve plansız olarak yapılaşan sanayi kuruluşlarının hukuki ve fiili eksikliklerini ıslah süresi içerisinde tamamlamalarına imkân

sağlanması, • Ortak enerji, ortak arıtma ve ortak alt yapı kullanımının sağlanması, (Arıtma tesislerinin kurulacağı yerler; arazi özellikleri ve bölgedeki endüstrilerin yoğunlukları da dikkate alınarak, Çevre Düzeni Planındaki Islah Sanayi Alanlarıyla uyumlu olarak belirlenmiştir)

şeklinde sıralanabilir.

TEKİRDAĞ VALİLİĞİNCE YÜRÜTÜLEN ÇALIŞMALAR

• Valilikçe öncelikle bir çalışma ekibi kurulmuş ve koordinatör görevlendirmesi yapılmıştır.

• Valiliğe yapılan talep başvuruları ekindeki gerekçe raporu ve eklerinin şartlara uygun olup olmadığını incelemek üzere, kamu kurum ve kuruluşlarının teknik elemanlarından oluşan inceleme komisyonu kurulmuştur.

• Tekirdağ Valiliği Islah Komisyonu Çalışma Usul ve Esasları Yönergesi hazırlanarak yürürlüğe konulmuştur.

• Islah OSB ile ilgili iş ve işlemleri yürütmek üzere Valilikçe Islah OSB Bürosu kurulmuştur.

• Sanayicilere yönelik olarak 20’den fazla toplu bilgilendirme toplantısı yapılmıştır.

• Yukarıda belirtilen sanayi alanlarında faaliyet gösteren sanayi kuruluşlarına bizzat gidilmiş, yetkilileriyle görüşülerek Islah OSB’ye sanayicilerin katılım daveti ile bilgilendirme dokümanları elden verilmiştir.

Valilikçe Islah OSB çalışması 8 bölgede yapılmıştır. Velimeşe Veliköy, Muratlı, Ergene-1, Ergene-2, Türkgücü bölgelerinde tüzel kişilik alınmış,

Makale Neden Islah Organize Sanayi Bölgeleri?

21TEMMUZ 2012

Karaağaç bölgesinde kuruluş çalışmaları devam etmekte, Veliköy yalı boyu bölgesinde de yer seçimi süreci devam etmektedir.

TEKİRDAĞ ISLAH OSB

İLÇESİ OSB BÖLGESİ BÜYÜKLÜĞÜTESİS SAYISI

PARSEL SAYISI

DOLULUK ORANI

İSTİHDAM

ÇORLU ERGENE - 1 IOSB 438.25 61 156 %68 10.960

ÇORLU ERGENE - 2 IOSB 716.49 129 402 %58 11.960

ÇORLU VELİMEŞE IOSB 988.1 178 595 %57 15.000

ÇORLU TÜRKGÜCÜ IOSB 332.12 51 153 %50 3.800

MURATLI MURATLI IOSB 299.24 48 143 %59 2.000

ÇERKEZKÖY VELİKÖY IOSB 400.36 80 187 %55 3.500

ÇERKEZKÖYVELİKÖY

YALIBOYU IOSB38.00 18 50 %59 1.150

ÇERKEZKÖY KARAAĞAÇ IOSB 186.73 35 106 %25 1.500

GENEL TOPLAM 3399.29 600 1792 49.870

Not: Islah OSB’lerin doluluk oranı mevcut sanayi tesislerinin sahip olduğu m2 baz alınarak hesaplanmıştır.

Özetle Islah Organize Sanayi Bölgelerinin hayata geçmesiyle; • Bölgedeki hava, toprak ve su kirliliği engellenmiş olmakla birlikte, doğal kaynaklarımızın korunması ve insan sağlığını olumsuz yönde tehdit eden etmenlerin ortadan kalkması,

• Sanayicilerin OSB’lerin avantajlarından yararlanmalarının yanı sıra, geleceğe yönelik olumlu projeksiyonlarda bulunmaları,

• Devlet kurumları açısından, planlı ve düzenli sanayi bölgelerinin ihdası ve uygun sanayi parsellerinin oluşmasıyla, kayıt dışı sanayi faaliyetlerinin ortadan kaldırılarak tam kontrolün sağlanması mümkün olabilecektir.

Makale Neden Islah Organize Sanayi Bölgeleri?

22 TEMMUZ 2012

23TEMMUZ 2012

Lale NİMETOĞLU / Peyzaj Mimarı - Sanayi Bölgeleri Genel Müdürlüğü

“ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİNDE MESLEKİ ve TEKNİK EĞİTİMİN GÜÇLENDİRİLMESİ” PROJESİ

GEREKÇE“İstihdam ve Mesleki Eğitim İlişkisinin Güçlendirilmesi Eylem Planı”, Bakanlar Kurulu’nun 7 Temmuz 2010 tarihli ve 2010/660 sayılı Kararı ile kabul edilerek, 15 Temmuz 2010 tarihli ve 27642 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiş olup, belirlenen takvimine uygun olarak uygulanmaktadır. Eylem planının amacı; mesleki ve teknik eğitimin iş piyasasının ihtiyaçları doğrultusunda verilmesi, eğitim-istihdam ilişkisinin güçlendirilmesi, hayat boyu öğrenme anlayışı içerisinde aktif işgücü piyasası politikalarının etkin olarak uygulanması ve mesleksizlik sorununun giderilerek işgücünün istihdam edilebilirliğinin artırılması için Bakanlıklar, kamu kurum ve kuruluşları ile özel sektör arasında işbirliği ve koordinasyonun geliştirilmesi olarak belirlenmiştir. Bakanımız Sayın Nihat ERGÜN’ün, ‘’Organize Sanayi Bölgelerinde (OSB) meslek liseleri kurmaya başladık, önümüzdeki dönemde bu uygulamayı hızla yaygınlaştıracağız. Ülkemizdeki OSB’lerde meslek liseleri kurarak, sanayiciyle mesleki eğitim arasında doğrudan bir temas da sağlamış olacağız. Hatta bunun da ötesine geçerek, bazı meslek yüksekokullarının, mühendislik ve işletme fakültelerinin, Ar-Ge merkezlerinin OSB’ler içinde kurulması yönünde de adımlar atacağız” ifadesi, Bakanlığımızın, OSB’lerde mesleki eğitime verdiği büyük önemi vurgulamaktadır.

PROJENİN AMACIBu kapsamda; Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ile müştereken “Organize Sanayi Bölgelerinde Mesleki ve Teknik Eğitimin Güçlendirilmesi Projesi” çalışmaları başlatılmıştır. Bu proje ile OSB’lerdeki nitelikli eleman ihtiyacının temini ve istihdamın artırılmasına önemli bir katkı sağlanacağı düşünülmekte olup daha önce uygulamaları başlayan bazı OSB’lerde meslek lisesi kurulmasının hızla

yaygınlaştırılması hedeflenmektedir. Bu sayede sanayiciyle mesleki eğitim arasında doğrudan bir temasın sağlanmasının mümkün olabileceğinden hareketle, gerekli altyapının oluşturulmasını müteakip, bazı meslek yüksekokullarının, mühendislik ve işletme fakültelerinin OSB’ler içinde kurulması yönünde adımlar atılması da planlanmaktadır. Proje ile ilgili olarak Sayın Bakanımız ile Sayın Milli Eğitim Bakanımıza bir sunum gerçekleştirilmiş olup konuya ilişkin iki Bakanlık arasında düzenlenen protokol imza aşamasındadır.

PROJENİN ANA HATLARIBakanlığımız ile MEB tarafından yürütülen çalışmalar kapsamında öncelikle, ülkemizde sicil almış tüm OSB’lerle bir anket çalışması yapılmıştır. Bu anket ile OSB’lerdeki; ağırlıklı sektör grupları, nitelikli eleman ihtiyaçları, bölgede açılmasına ihtiyaç duyulan mesleki eğitim kurumları, bu kurumların açılması durumunda OSB’lerce sağlanabilecek katkı gibi hususlar sorgulanmıştır. Anket sonuçlarına göre OSB’lere ne tür bir mesleki eğitim kurumu açılması hususunda belirlemeler yapılmıştır.

PROJENİN AVANTAJLARIProjenin avantajları hedef kitleler itibariyle aşağıdaki şekilde özetlenebilir:

OSB’lerde yer alan işletmelere;

• Okul/kurum yönetimlerinin ağırlıklı olarak OSB yönetimleri ve sanayicilerden oluşturulması,

• Mesleki eğitim verilecek alan/dalların OSB’lerin sektörel nitelikli eleman ihtiyacına göre okul/kurum yöneticilerince tespit edilmesi sebebiyle, OSB’lerde gerçek anlamda ihtiyaç duyulan nitelikli eleman ihtiyacının karşılanması,

• Öğretmen tayini ve öğrenci kayıt/kabul işlemlerinin OSB’ye ait okul/kurum

yönetimlerinin de görüşü alınarak MEB tarafından gerçekleştirilmesi,

• Nitelikli işgücünün artması ile üretim kalitesinin ve verimin artırılması,

• İstihdam edilecek öğrenciyi, üç yıllık eğitim süresi içerisinde yeterince tanıma imkânının bulunabilmesi,

• Öğrencilerin çalıştıkları işletme kültürünü anlama ve öğrenme imkânını bulmaları neticesinde işletmeye karşı aidiyet duygusu gelişmesi.

Öğrencilere;

• Öğrencilikleri süresince sigorta işlemlerinin 3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanunu’na göre düzenlenmesi,

• Öğretmenler ve usta eğiticiler nezaretinde mevcut işgücüne aktif katılım yaparak özgüven kazandırılması,

• Sadece ihtiyaçları doğrultusunda teorik ve pratik eğitimin verilmesi,

• Seçtikleri meslekle ilgili iş hayatını öğrenim esnasında tanımaları,

• İş imkânının öncelikli olarak bünyesindeki okul/kurumda öğrenim gördükleri OSB’lerce sağlanması,

• Ulaşım ve yiyecek ihtiyaçlarının imkânları ölçüsünde OSB’lerce karşılanması,

• Projenin yukarıda belirtilen avantajlarının yanı sıra, uygulamalı eğitimlerin OSB’lerdeki işletmelerde gerçekleştirilmesi öngörüldüğünden;

• Açılacak okullarda atölye, laboratuvar vb uygulamaya yönelik alanların ihtiyaca göre tesis edilmesi,

• Uzmanlık alanlarına göre öğretmenlere, değişik firmalarda farklı üretim süreçlerini görme ve güncel teknolojileri inceleme ve öğrenme fırsatı vermesi, gibi avantajları da sağlayacağı öngörülmektedir.

Makale Endüstriyel Ekoloji

24 TEMMUZ 2012

Eyüp GÜDER / Sanayi ve Teknoloji Uzman Yardımcısı - Sanayi Bölgeleri Genel MüdürlüğüENDÜSTRİYEL EKOLOJİ

Bilindiği üzere nüfus artışına paralel olarak yaşam kalitesi sürekli artmakta bu nedenle

dünyada üretime duyulan ihtiyaç da her geçen gün fazlalaşmaktadır. Bu ihtiyacın karşılanabilmesi için özellikle gelişmekte olan ülkeler tarafından doğal kaynak tüketimi hızla artmakta, neticede sınırlı kaynakların tamamen tüketilmesi, yenilenebilir kaynakların ise kendini yenileyememesi gibi sonuçlar ortaya çıkmaktadır. Bunun yanı sıra, kaynaklar tüketilirken önemli çevresel etkiler de yaratılmakta ve bu etkiler sonucu bozulan ekosistemin ekonomik ve sosyal maliyeti giderek büyümektedir. Büyümeye devam eden dünya ekonomisi, hammadde ve enerji kaynakları üzerinde yoğun bir tüketim baskısı ve beraberinde çevresel sorunların da artmasına neden olmaktadır. Ülkelerin, ekonomik büyüme ve refahın sürdürülebilirliğinin yanı sıra uzun dönemde bu ekonomik faaliyetlerin çevreye olumsuz etkilerinin kontrol altına alınması ve doğal kaynakların muhafaza edilmesi konularında da daha etkin kararlar almaları gerekmektedir. Halihazırda bir çok ülkede doğal kaynakların sürdürülebilir ve etkin kullanımına yönelik, atık önleme, sürdürülebilir kaynak yönetimi, entegre ürün yönetimi vb. yaklaşımları içeren ulusal stratejiler geliştirilmiştir. Bugüne kadar uygulanmış ve uygulanmakta olan üretim sistemlerinin sürdürülebilir olmadığı anlaşılmış, doğadaki üretim sürecinin anlaşılması, üretime yönelik politikalara ekonomik boyutun yanı sıra ekolojik boyutların da entegre edildiği yeni yaklaşımların getirilmesi zorunlu hale gelmiştir. Doğadaki üretim sistemi tüm üreticilerin ve tüm tüketicilerin birbirini tamamladığı, hammadde ve enerji kaybının minimize edildiği bir sistemdir. Hammadde ve enerji akışı kapalı bir

döngü halinde gerçekleşmekte ve tüm ürünler, atıklar ve yan ürünler yeniden üretim sistemine kazandırılmaktadır. Hiçbir madde boşa harcanmamaktadır. Doğadaki bu felsefeyi endüstriye ve ekonomiye kazandırma çabası yeni bir kavramın doğmasını sağlamıştır. “Endüstriyel Ekoloji” kavramı, endüstriyel ve ekolojik çevre arasındaki etkileşimi temel alan, disiplinler arası bir çevresel ve ekonomik yaklaşım olarak gelişmektedir (İskenderun Körfezinde Endüstriyel Simbiyoz Projesi). Eko-endüstriyel parklar (EEP) ise endüstriyel ekoloji kavramının endüstriyel alanlardaki uygulaması olarak kabul edilebilir. Eko-endüstriyel parklar endüstriyel ekoloji ile yaratılan endüstriyel sinerjiden faydalanıp atık üretiminin ve çevreye olumsuz etkilerin en aza indirildiği hammadde ve enerji verimliliğinin yüksek olduğu bölgelerdir.İlk olarak 1992 yılında Indigo Development firması tarafından yaratılan Eko-endüstriyel park kavramı, 1995 yılından sonra sürdürülebilir kalkınmanın en önemli parçalarından biri olarak görülmeye başlanmıştır. Bu tarihten sonra özellikle ABD, Çin, Japonya, Norveç, İsveç, İsviçre, Almanya, İtalya, Kanada ve Danimarka eko-endüstriyel parklar konusunda önemli ilerlemeler göstermişlerdir (Gibbs and Deutz, 2005).Eko-endüstriyel park uygulamaları; yeni (sıfırdan) eko-endüstriyel park tasarımı, mevcut endüstriyel parkların iyileştirilerek (yeniden yapılandırılarak) eko-endüstriyel park oluşumu ve bölgesel uygulamalar olmak üzere üç şekilde görülmektedir. Ancak her üç eko-endüstriyel park uygulamasında da bulunması gereken altı önemli bileşen vardır; 1. EEP’ler araziye, hidrolojik şartlara ve ekosisteme uygun bir şekilde konumlandırılıp doğal sistemler ile entegre olmalıdır.

2. EEP’lerde yenilenebilir enerji kaynakları yoğun olarak kullanılmalı ve tesis tasarımı ve rehabilitasyon yoluyla enerji verimliliği maksimize edilmelidir. 3. Tesis içi geri kazanım ve işletmeler arası malzeme akışı (endüstriyel simbiyoz) maksimum düzeyde olmalıdır. 4. Tesis içerisindeki ve park içerisindeki suyun tekrar kullanımı maksimum düzeyde olmalıdır. 5. Park yönetimi standart hizmetlerinin yanında işletmelerin birbirlerinin atıklarını yan ürün olarak kullanımının sağlamak için işletmeler arası koordinasyonu sağlamalıdır. 6. Yeni yapıların inşası ve mevcut yapıların rehabilitasyonu sırasında kullanılacak malzemeler ve teknolojiler yaşam döngüsü içerisindeki çevresel etkileri düşünülerek seçilmelidir.

Kaynak/Emisyon Yıllık Kazanım

Yeraltı Suyu 2,9 milyon m3

Yüzey Suyu 1 milyon m3

Sıvı Sülfür 20.000 ton

Biyokütle 319.000 m3

CO2 Emisyonu 64.460 ton

SO2 Emisyonu 53 ton

NOX Emisyonu 89 ton

Atıksu 200.000 m3

Gypsum 170.000 tonKaynak: Domeneceh and Davies, 2011

Eko-endüstriyel parkların en önemli parçası olan endüstriyel simbiyoz, doğadaki simbiyoz ilişkilerine benzer şekilde birbirine yakın iki bağımsız endüstriyel işletme arasında madde ve enerji değişimi olarak tanımlanmaktadır. Bir başka deyişle, endüstriyel simbiyoz; tercihen birbirine fiziksel olarak yakın olup, normalde birbirlerinden bağımsız çalışan iki veya daha fazla endüstriyel işletmenin bir araya

Makale Endüstriyel Ekoloji

25TEMMUZ 2012

gelerek hem çevresel performansı hem de rekabet gücünü artıracak uzun süreçli ortaklıklar kurması ve dayanışma içinde çalışmasını temsil etmektedir. Dünyada ekolojik endüstri ve endüstriyel simbiyoz denince; ilk ve en çok sözü edilenlerden biri Danimarka’nın Kalundborg kasabasında 1970’li yıllarda başlayan uygulamalardır (Haskins, 2006). Bu kasabadaki endüstri bölgesinde eko-endüstriyel parklar kavramı halen oluşmamışken ufak simbiyoz çalışmaları ile aslında ilk adım atılmaya başlanmıştı. Sonra zamanla söz konusu bölge, suyun tekrar kullanımını artıran yeni teknolojilerin gelmesi, temiz üretim teknolojilerinin yaygınlaşması, büyük çapta bir simbiyoz ağının oluşturulmasıyla bir eko-endüstriyel park haline dönüşmüştür. Bu dönüşümden sonra parkta her yıl 2,9 milyon m3 yer altı suyu daha az kullanılmakta, 200.000 m3 atıksu geri kazanılmakta ve atmosfere 64.400 ton CO2 daha az salınmaktadır (Domeneceh and Davies, 2011). Kalundborg mevcut endüstriyel parkların iyileştirilerek eko-endüstriyel park haline dönüşmesinin en önemli örneklerinden biridir.Türkiye’de eko-endüstriyel park anlayışına en yakın olabilecek örgütlenen endüstriyel gruplar Organize Sanayi Bölgeleridir (OSB). OSB’ler mevcut durumda, EEP’lerin önemli parametrelerinden olan ortak artıma tesisleri, ortak çevre yönetim sistemleri, ortak altyapı hizmetleri, ortak yönetim vb. özellikleri içerisinde barındıran endüstriyel gruplardır. Endüstriyel parkların yeniden yapılandırılarak eko-endüstriyel parklara dönüşümüne en güzel örnekler OSB’lere benzer özellikler taşıyan endüstriyel örgütlenmeler olan Çin’deki Ekonomik Teknolojik Büyüme Alanlarıdır. Tianjin Ekonomik-Teknolojik Büyüme Alanı (TEDA) 1984’de kurulan Çinin ilk 14 ekonomik büyüme bölgelerinden biridir. Tianjin bölgesinde yer alan sanayi bölgesinde de birçok simbiyotik ilişki geliştirilmiş ve buna paralel olarak bölgenin çevresel altyapısının geliştirilmesi için önemli adımlar atılmıştır. Atılan tüm bu önemli adımlar neticesinde ekonomik ve çevresel boyutu olan birçok kazanç elde edilmiştir. Tüm bu gelişmelerden

sonra, Çin Devleti tarafından 2003 yılında hazırlanan “Endüstriyel Ekoloji Planı” çerçevesinde Tianjin Ekonomik-Teknolojik Büyüme Alanı, 2008 yılında Çin Çevre Koruma, Ticaret, Bilim ve Teknoloji Bakanlığı tarafından Çin’in ilk 3 eko-endüstriyel parkından biri olarak ilan edilmiştir.

KAZANIMLAR • 1,26 milyon m3 su, sanayiciler tarafından tekrar kullanıldı.

• Yaklaşık 400.000 ton katı atığın yakılması ile 120 GWh elektrik üretildi

• Yaklaşık 100.000 ton uçucu kül ve dip külü inşaatlarda kullanıldı

• 12.000 ton hurda galvanizli plaka geri kazanıldı

• 16 ton kurşun içeren elektronik malzeme geri kazanıldı

• 3.700 ton gıda malzemesi hayvansal yem haline getirildi

• 1.400 ton çamur ve 1.100 ton alçıtaşı çimento hammaddesi olarak kullanıldı.

Kaynak: Shi. et.al., 2010

TEDA EEP’daki Çevresel Altyapı Gelişmelerinin Zaman Çizelgesi

Yıl Ana Aktiviteler

1987 Kojenerasyon Enerji Santrallerinin Kurulması

1998 Su Arıtma Tesisinin Kurulması

2000 Atıksu Arıtma Tesisinin Kurulması

2002 De-Sülfürizasyon Tesislerinin Kurulması

2002 Katı Atık Düzenli Depolama Tesisinin Kurulması

2003 Tehlikeli Atık Geri Kazanım ve Bertaraf Tesislerinin Kurulması

2004 Atıktan Geri Kazanım Tesisinin Kurulması

2007 Deniz Suyu Tuz Giderimi Tesisinin Kurulması

Kaynak: Shi. et.al., 2010Sonuç olarak; gelişmiş ekonomilerce bu güne kadar uygulanmış olan üretim sistemlerinin sürdürülebilir olmadığı ve bu nedenle orta ve

uzun vadede uygulanamaz olduğu uluslararası platformlarda da kabul görmüş ve yapılan çeşitli anlaşmalarla sürdürülebilir ve çevre dostu üretim süreçlerinin teşvik edilmesine yönelik yaptırımlar kabul edilmiştir. Söz konusu yaptırımların uygulanması gelişmiş ülke ekonomilerinin rekabet gücünü daha az etkileyecek olmasına rağmen gelişmekte olan ekonomileri rekabet açısından zorlayacaktır. Bunun yanında, bahse konu antlaşmalardan doğan yükümlülükler gereği emisyon azaltılmasına yönelik ilave yatırımlar da kamu bütçelerine ağır yükler getirecektir. Dolayısıyla özellikle ülkemizin de içinde bulunduğu gelişmekte olan ülkeler tarafından küresel piyasalarda var olabilmek için üretime yönelik politikalara ekonomik boyutun yanı sıra ekolojik boyutun da entegre edildiği yeni yaklaşımların getirilmesi zorunlu hale gelmiştir. Bu nedenle ülkemizdeki toplumsal kalkınmanın en önemli parçalarından olan OSB’lerin Çin’deki yapılaşmaya benzer bir şekilde birer eko-endüstriyel parka dönüşmesi ile hem ulusal ve uluslar arası çevresel kriterler sağlanacak hem de küresel piyasalar ile rekabet edebilecek üretimler gerçekleşecektir.

KAYNAKÇA1. Domenech, T. and Davies, M. (2011).

Structure and morphology of industrial symbiosis networks: The case of Kalundborg. Procedia Social and Behavioral Sciences, 10,79-89.

2. Gibbs, D. and Deutz, P. (2005), Implementing industrial ecology? Planning for eco-industrial parks in the USA. Geoforum, 36, 452–464.

3. Haskins, C. (2006). Multidisciplinary Investigation of Eco-Industrial Parks. Systems Engineering, 9, 313-330.

4. İskenderun Körfezinde Endüstriyel Simbiyoz Projesi Website, Erişim Tarihi: 12.12.2011. http://www.endustriyelsimbiyoz.org/

5. Kalundborg Symbiosis Website, Erişim Tarihi: 15.06.2012, http://www.symbiosis.dk/en/diagram

6. Shi, H., Chertow, M. and Song, Y. (2010). Developing country experience with eco-industrial parks: a case study of the Tianjin Economic-Technological Development Area in China. Journal of Cleaner Production, 18, 191-199.

26 TEMMUZ 2012

Ankara Sanayi Odası (ASO) I. Organize Sanayi Bölgesiİbrahim Hakkı ALPTÜRK / ASO I. OSB Müdürü

Ankara Sanayi Odası 1. Organize Sanayi Bölgesi (OSB) 1978 yılında temeli atılarak 1990 yılında üretime başlayan ve bugün 321 sanayi

parseline sahip, toplam 954 hektar alan içerisinde kurulmuş, ülkemizin önde gelen OSB’lerinden biridir. Bölgenin tüm hizmetleri kendi personeli ve ekipmanları ile yapılmaktadır. Şu an 245 fabrikanın hizmet verdiği bölgemizde çok yakında 321 fabrika hizmette olacaktır. Bölgemizde parsel büyüklükleri 3 bin m² ile 100 bin m² arasında değişmektedir.ASO 1. OSB ülkemizin en iyi yönetilen ve en kurumsal OSB’lerinden birisi durumundadır. Toplam 30 bin kişiye istihdam sağlayan bölgemiz, yıllık 1.8 milyar ABD Doları ihracat hacmine sahip olup, ülkemiz ekonomisine de 6 milyar ABD Doları’na yakın katkı sağlamaktadır. Tüm bu veriler ışığında ASO 1.OSB’nin ülkemizde yer alan OSB’ler içerisinde ilk üçe girmiş olması da bölgemizin önemini göstermektedir. Ayrıca Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından bu yıl ilk kez düzenlenen, “Temiz Türkiyem” adlı çevre yarışmasında da ülkemizin “En Temiz ve Çevreci Organize Sanayi Bölgesi” seçilen bölgemiz; birçok kriterleri ile çevre temizliğine verdiği önemi de tescillemiştir.Modern sanayi ortamının en doğru örneklerinden biri olan Ankara Sanayi Odası 1.OSB, ülke ekonomisine ciddi bir katkı sunmanın yanı sıra, ulaşım, altyapı, haberleşme, enerji dağıtım ve bakım onarım hizmeti gibi alanlarda sanayicilere sağladığı kolaylıklar, ucuz enerji, ucuz su gibi ekonomik çözümlerle ülkemizin en önemli ve çağdaş OSB’lerinden biridir. Bölgemizde 2011 yılı rakamlarıyla toplam elektrik tüketimimiz 352.670.460 kwh, toplam su tüketimimiz 1.195.378 m³, toplam doğalgaz tüketimimiz de 79.214.452 Sm³’tür.

Bölgemiz, OSB’ler içerisinde 1999 yılında ISO Kalite Yönetim Sistemi Belgesi, 2005 yılında da OHSAS 18001 İş Sağlığı ve Güvenliği Belgesi ile 2007 yılında EPDK’dan OSB Dağıtım Lisansı alan ilk OSB olma özelliğini taşımaktadır. Bölgemizde faaliyet gösteren üyelerin her türlü ihtiyaçlarına cevap verilebilmesi amacıyla; altyapı tesisleri, elektrik, içme suyu, pis su, yağmur suyu, doğalgaz, haberleşme şebekelerinin yanı sıra tesislerin ortak istifadesine sunulan; bankalar, 60 ve 80 tonluk tam elektronik kantarlar, kafeterya, dispanser, cami, posta hizmetleri, eğitim merkezleri, konferans salonları, çevre laboratuvarı, spor tesisleri gibi alanlar da yer almaktadır. Ayrıca bölgemizde heliport ve helikopter bakım-servis alanı mevcuttur.Bölgemizin mevcut altyapısı son teknolojiler ve en modern malzemeler kullanılarak revize edilmiştir. Her sanayi parseline doğalgaz ulaştırılmış olup, enerji hatlarının tamamı yer altına alınmıştır. Fiber optik kablolarla fabrikaların, SCADA merkezi bağlantısı yapılmış, uzaktan ölçümleme sistemi yapabilme imkânı yaratılmıştır. Yine bu fiber optik hatlarından haberleşme ağı da tesis edilerek bütün firmalar geniş bant, yüksek hızla internete bağlanma imkânına kavuşturulmuştur.Karma bir OSB olan bölgede, mobilya, döküm, gıda, elektrik, elektronik, makine üretimi, alüminyum, tekstil, zirai aletler, savunma sanayi, kimya, metal işleri, madeni eşya vb. alanlarda üretim yapılmaktadır. Bölgemizin bir diğer önemli değeri de ülkemizin en büyük çevre laboratuvarına sahip olmasıdır. Yıllık 10.000 parametre kapasitede ölçüm yapan ve 200 parametrede akredite bir laboratuvar olan ASO-KOSGEB çevre laboratuvarı, sadece 1.OSB’de yer alan sanayi kuruluşlarına değil, ülke genelinde ve yurt dışında birçok bölge ve sanayi kuruluşuna hizmet verecek nitelikte ve profesyonelliktedir. İş Sağlığı ve Güvenliği Merkezi (İSGÜM) ile Bölge Müdürlüğümüz arasında yürütülen “Metal Sektöründe İş Sağlığı ve Güvenliği Sorunlarının Araştırılması

Projesi” ve Avrupa Birliği ile birlikte yürütülen “Eko-Endüstriyel Parklar Çevre Destek Sistemi (EPHESUS)” çerçevesinde işletmelerin çevresel gereksinimlerinin geliştirilmesi, kümelenmesi, atık yönetimi, kaynak kullanımı ve enerji verimliliklerini geliştirme konularında faaliyetler gösterilmektedir. Ayrıca laboratuvarımızda gıda sanayine yönelik analizlere de başlanmıştır. Ülkemizde tek olan ve ozon tabakasını incelten maddelere ilişkin Uluslararası Montreal Protokolü kapsamında atmosfere ve ozon tabakasına zararlı olan halon gazlarının toplanıp ıslah edilmesini sağlayan “Halon Bankası” da bölgemizde kurularak faaliyet göstermektedir. Bu kapsamda; Türkiye çapında mevcut halon gazlarının kayıt altına alınması, Halon gazı alternatiflerine ait eğitimlerin ve teknik desteğin verilmesi, Halon gazlarının toplanması, depolanması, işlenmesi, testlerinin yapılması ve ihtiyaç sahibi kurum ve kuruluşlara satılması sağlanmaktadır.Ülkemizde birçok ilklere imza atan ASO 1.OSB, yine bir ilk olan “METES - Mesleki Test ve Sertifikalandırma Merkezi”nin kurulması için faaliyete geçmiş, Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından finanse edilen merkezin kuruluş çalışmalarına başlamıştır. Bölgemiz iki yıllık METES projesi tamamlandığında, on meslek grubunda Ulusal Meslek Standartları ve Ulusal Yeterlilikler hazırlanmış olacak, bunlardan Otomasyon Sistemleri Programcısı ile Elektrik Pano Montörü için VOC-TEST Merkezi kurulacaktır. Akredite edilecek bu merkezde, seçilen meslekler için bilgi ve beceri sınavları yapılarak, AB ülkelerinde de geçerli olabilecek sertifikalar verilecektir. Ayrıca Ankara Kalkınma Ajansı’na; “ASO 1.OSB Bilişim ve Haberleşme Platformunun Oluşturulması”; “ASO 1. OSB Altyapı Hizmetlerinin Daha Verimli Hale Getirilmesine Yönelik Çözüm Odaklı Hizmet Verimliliği Artırma-Yalın Hizmet Sistemi Danışmanlığı”; ile “ASO 1. OSB Lojistik Köy Fizibilite Raporlarının Hazırlanması” projeleri teklifleri sunulmuştur.Sanayi kuruluşları için büyük önem taşıyan

27TEMMUZ 2012

“Kalifiye Eleman” gerekliliği konusunda Milli Eğitim Bakanlığı ile birlikte yürütülen OSEP (Okul-Sanayi-Eğitim Programları) projesini hayata geçiren ASO 1.OSB; 2006 yılından bugüne kadar ilköğretimi bitirmiş ve mesleki eğitime istekli ve yetenekli gençlerimizi üç yıllık bir eğitimin ardından “Kalfa” statüsünde iş hayatına kazandırmıştır. İlköğretimi bitiren öğrenciler arasından dört aşamalı sınav sistemini geçenlerin, okul kayıtları yapılarak, ilgili bölümde eleman isteyen fabrikalarda işe başlamaları ve maaş almaları sağlanmaktadır. Öğrencilerin eğitimi boyunca sigortaları da Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yapılmaktadır. Bu öğrenciler, üç yıl sonunda iş hayatına atılmış, bilinçli, “Kalifiye Elemanlar” olarak öne çıkmaktadır.Bölgemizde faaliyet gösteren bir diğer önemli eğitim merkezi de Otomasyon Teknolojileri Eğitim ve Uygulama Merkezidir. Hidrolik ve Pnömatik sistemler hakkında gerek bölgemiz kuruluşlarının personeline hizmet veren merkez; gerektiğinde şehir dışındaki kuruluşlara da hizmet verebilecek kapasite ve donanımdadır.Tüm bunların yanı sıra eğitime büyük önem veren ASO 1.OSB, daha önce Bölge Müdürlüğü olarak kullanılan binanın ve çevresindeki yapıların da “Özel Meslek Teknik Lisesi” projesi kapsamında değerlendirilebilmesi için çalışmalara başlamış olup, teknik lisenin en kısa zamanda hayata geçirilerek öğretime başlaması amaçlanmaktadır.Tes-İntes Eğitim Tesisleri de bölgemizde, inşaat sektörü çalışanlarının eğitimlerini sağlayan önemli bir merkezdir. Bu merkez, yurt içinden ve yurt dışından eğitim

için gelen konuklarını misafirhanesinde ağırlamakta ve tesis sertifikalı inşaat ustası konusunda sektöre hizmet vermektedir.Kurulduğu günden bugüne idari yapısı, altyapı ve üst yapı hizmetleri, çevre düzenlemesi ve çalışmaları ile hep göz önünde olan ASO 1.OSB; yurt dışından gelen ticari ve resmi heyetlerin de önemli bir uğrak noktası haline gelmiştir. Yurt dışından gelen heyetlere 1.OSB’nin genel ve idari yapısı hakkında bilgiler verilmekte, bölge genel olarak gezdirilmekte ve ilgili sektörlerde üretim yapan firmaların fabrikaları gösterilmektedir. Ayrıca, üyelerimiz ile ziyaretçi heyetler bir araya getirilerek, ticari ilişkilerin kurulması sağlanmaktadır. Sonuç olarak, gelen yabancı heyetler ASO 1.OSB benzeri bir bölgenin kendi ülkelerinde de kurulabilmesi için ASO 1.OSB yönetiminden işbirliği talep etmektedir. Yerli ve yabancı devlet başkanlarının da ağırlandığı ASO 1.OSB, ülkemizin sanayi alanında “Vitrin”i olmaya devam etmektedir. Her yıl yaklaşık 50 ülkenin Cumhurbaşkanı ve Başbakanları, üst düzey resmi yetkililer bölgemizde gururla ve üstün bir misafirperverlikle ağırlanmakta ve bilgilendirilmektedir.“Lojistik Köy” projesi ile demiryolu taşımacılığına yönelik çalışmalar başlamıştır. 450 bin m² alana sahip proje kapsamında; 52 bin m² alan betonlanmış, 7 hatlı demiryolu güzergahı bitirilmiştir.

Bu proje ile bölgemiz sanayicilerinin yanı sıra Ankara ve civarındaki sanayiciler de lojistik konusunda daha ucuz ve daha hızlı çözüme kavuşmuş olacaktır. 1.OSB tarafından bölge üyelerimize ve misafirlerimize daha çağdaş ve modern bir hizmet binası kazandırmak amacıyla yapılan “Bölge Müdürlüğü ve

ASORA Ticaret Merkezi” binası; toplam 43.000m² kapalı alana sahiptir. “Bölge Müdürlüğü ve ASORA Ticaret Merkezi” binası Türkiye genelinde yer alan OSB’ler içinde bir ilk olup; bölgeye hizmet veren tüm bankaların şubeleri, çeşitli sektörlerde hizmet veren ofisler, gıda ve endüstriyel market alanları, tedarikçiler, lüks konforu ile hizmet veren oteli, eczanesi, cafe-pastane ve restoranları, teknik altyapısı yüksek konferans salonları ile tüm bölgeye ve çevreye hizmet vermektedir. ASO 1.OSB Bölge Müdürlüğü olarak üyelerimiz arasında sosyal ilişkileri de arttırmak için yemekli toplantılar, spor müsabakaları, eğitim ve bilgilendirme toplantıları yapılmaktadır. ASO 1. OSB; “Yeşil Çevre” anlayışıyla da öne çıkmakta olup; 50 bin adet ağacı, 400 bin adet çalı grubu bitkisi, 50 bin m² çim alanı ile ağaç ve yeşile büyük önem vermektedir. 2 bin 200 ağaçlık bodur elma bahçesi, kapari bahçesi, ceviz bahçesi ile bölgeye ayrı bir değer katmaktadır. Ayrıca bölgemiz dışında da ağaçlandırma çalışmaları yapılmaktadır. Bu kapsamda Ankara çevre yolu üzerinde 50 bin m² alanda, bakımları bölgemizce yapılan 4 bin adet ağaç bulunmaktadır. Ayrıca kuzeybatı istikametinde bulunan 180 bin m² alana Ankara İl Çevre Orman Müdürlüğü ile birlikte 15 bin adet ağaç dikilmiştir.

Ankara I. Organize Sanayi Bölgesi

28 TEMMUZ 2012

Türkiye’de İlk ve Her Zaman Örnek; Bursa TSO OSB 50 Yaşında…

Ali UĞUR / Bursa TSO OSB Yönetim Kurulu Başkanı

Ülkemizde planlı sanayileşme ile birlikte sanayi alanlarının da kontrollü olarak gelişmesi büyük önem taşımakta ve Organize Sanayi Bölgeleri (OSB) bu önemini günümüzde de korumaktadır. Bu anlamda, ülkemizdeki ilk OSB olan Bursa TSO OSB geride kalan 50 yılda her zaman örnek olmayı sürdürmüştür.OSB’lerin amaç ve hedefleri arasında, sanayinin disipline edilmesi, şehrin planlı gelişmesine katkıda bulunulması, birbirini tamamlayıcı ve birbirinin yan ürününü teşvik eden sanayicilerin bir arada ve bir program dahilinde üretim yapmalarıyla, üretimde verimliliğin ve kâr artışının sağlanması, sağlıklı, ucuz, güvenilir bir altyapı ve ortak sosyal tesisler kurulması, müşterek arıtma tesisleri ile çevre kirliliğinin önlenmesi gibi konular yer almaktadır.Belirlenen bu hedefler doğrultusunda ülkemizde sanayinin geliştirilmesi amacıyla uygulamaya konulan teşviklerden biri olan OSB uygulamalarına,

ilk olarak 1962 yılında Bursa’da OSB’nin kurulmasıyla başlanmıştır.Bursa TSO OSB, 1962 yılında “Milletlerarası Kalkınma Teşkilatı Artık Paralar Fonu”ndan Maliye Bakanlığı’nca sağlanan 26,2 Milyon TL krediye ilave Bursa Ticaret ve Sanayi Odası’nın da yüzde 10 oranında katkısı suretiyle kurulmaya başlanmış ve 1966 yılında resmi olarak hizmete girmiştir.Başlangıçta 1 milyon 800 bin m2 olarak belirlenen bölgede ilk olarak 4 firma üretime geçmiş, zamanla, parsel talebi artmış ve bu talebe karşılık bölge kendi içinde 4 kez büyümek suretiyle günümüzde 6 milyon 800 bin m²’ye ulaşmış, bölgede faaliyette olan fabrika sayısı da 240’a yükselmiştir.Geçen 50 yıl içinde 680 hektarlık yüzölçümüyle Bursa TSO OSB, Güney Marmara’nın en fazla yabancı yatırımcısını barındıran OSB’si olma özelliğini de taşımaktadır.Bölgemizde mevcut yatırımların yüzde 32’sini tekstil, yüzde 20’sini otomotiv ana

ve yan sanayi, yüzde 9’unu makine, yüzde 6’sını metal sanayi ve endüstrisi, yüzde 5’i kimya sanayi, yüzde 4’ü plastik ve kauçuk sanayi, yüzde 3’ü gıda, yüzde 3’ü inşaat, yüzde 2’si enerji, yüzde 2’si atık-geri dönüşüm ve kalan yüzde14’ü ise diğer sektörlerden oluşmaktadır.Bölgemizde, su üretim ve dağıtım, atık toplama ve atıksu arıtma, elektrik dağıtım, doğalgaz dağıtım, fiber optik ve bakır kablo ile haberleşme, itfaiye ve yangın eğitimleri, sağlık hizmetleri ve ilkyardım eğitimleri, çevre ağaçlandırma ve bakım, yol ve inşaat işleri, parselasyon, ruhsatlandırma ve onaylar, enerji verimliliği ile Bursa Çevre Merkezi laboratuvarı hizmetleri verilmektedir.Bursa TSO OSB’de faaliyetini sürdüren 240 işletmede yaklaşık 44 bin kişiye istihdam yaratılmaktadır. Bu fabrikaların ihracat toplamları yaklaşık 5 milyar ABD Doları düzeyindedir. Böylesine büyük ve hizmet gamı geniş olan bölge için çeşitli hizmet kademelerinde ve farklı uzmanlık

Bursa TSO Organize Sanayi Bölgesi

29TEMMUZ 2012

Bölgemizde iki adet su şebekesi bulunmaktadır. Beşeri ihtiyaçlar için kullanılan içme suyu şebekesinin haricinde, çeşitli üretim süreçlerinde kullanılmak üzere Nilüfer Deresi’nden alınan su, Türkiye’de bir ilk olan ve 2007 yılı sonunda devreye alınan 38 bin m³/gün üretim kapasiteli Su Üretim Tesisi’nde ters ozmoz teknolojisiyle arıtılarak proses suyu olarak sanayicilere ulaştırılmaktadır. İki şebekenin toplam uzunluğu 260 kilometre olup, bunun haricinde bölgede 37 km.’lik atık su şebekesiyle 41 km.’lik yağmur suyu şebekesi de bulunmaktadır.Bursa TSO OSB vermiş olduğu hizmetler ile ilgili 2003 yılında ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemi, 2004 yılında ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemi ve 2005 yılında TS 18001 İş Sağlığı ve Güvenliği Sistemi belgelerini almıştır. Ayrıca Bursa TSO OSB tüm hizmet süreçlerinde olumsuz çevresel etkileri kontrol altında tutulmasını sağlayan plan ve projeler geliştirmiş ve bu anlamda 2008 yılında Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından “En Çevreci OSB” seçilerek Çevre Beratı ile ödüllendirilen ilk OSB olmuştur. Türkiye’nin ilk OSB’si olan bölgemiz, Türkiye Sağlıklı Kentler Birliği tarafından 2012 yılı Mayıs ayında ise “En Çevreci Tesis” ödülüne layık görüldü. Bu hizmetlerin yanı sıra, bir itfaiye ve akut grubuna sahip olan bölge, yangınlara müdahale etmenin dışında, bünyesinde daimi olarak hazır bulunan ilk yardım ekibi ile birlikte firmalara yangın yeterlilik belgeleri, yangın ve ilk yardım eğitimlerini de vermektedir.Sonuç olarak söylemek gerekirse, Bursa TSO OSB, Bursa’ya ve ülkemiz ekonomisine önemli katkılar sağlamaktadır. Geride kalan 50 yılda bunu kanıtlayan Bursa TSO OSB, 2023 hedefleri doğrultusunda bundan sonra da çalışmalarına durmaksızın devam edecek, faaliyetleriyle yine örnek olmayı sürdürecektir.

alanlarında ortalama 200 personel yüksek performansla görev yapmaktadır.Bursa TSO OSB altyapısında, 180 km elektrik, 107 km fiber optik kablo, 73 km proses su, 66 km kullanım suyu, 41 km yağmur suyu, 37 km atıksu, 54 km doğalgaz ve 25 km uzunluğunda telefon hattı bulunmaktadır.Gelişmişliğin kullanılan enerji miktarı ile ölçüldüğü dünyada, Bursa TSO OSB elektrik enerjisini ucuz ve temiz hale getirmek amacıyla yatırım hamleleri gerçekleştirerek, hem bölgedeki sanayi tesislerinin elektrik ihtiyaçlarını sürekli olarak karşılamak, hem de özel sektörün enerji üretimine katkısını sağlamak üzere BOSEN ENERJİ A.Ş.’yi kurmuştur.Bölgemiz, elektrik üretiminde olduğu gibi dağıtımında da çalışmalar yürüterek yüksek gerilim hatlarını yol güzergâhlarına çekmek ve yeraltına almak suretiyle sanayi parsellerinin imar sorunlarını ortadan kaldırmıştır. Doğalgazdan elektrik elde eden çevrim santralimizin kapasitesi kademeli olarak artırılarak yaklaşık 260 MW’ye çıkartılmıştır.

Su Üretim ve Dağıtım

Elektrik Dağıtım / Elektrik Tüketimi: milyon kWh

Doğalgaz Dağıtım

Bursa’daki en yüksek elektrik tüketimine sahip olan bölgemiz, doğalgaz harcamasıyla da Türkiye’nin en çok doğalgaz tüketen OSB’sidir. Ayrıca Bursa’ya gelen doğalgazın yüzde 25’ini kullanarak katma değer yaratan Bursa TSO OSB, temiz enerji kullanılmasını sağlayarak çevresel değerlere sahip çıktığını kanıtlamıştır.OSB’lerin var olma amaçlarının başında sayılabilecek sanayi ve yerleşim alanlarını ayırarak çevre kirliliğinin engellenmesi konusuna gerekli hassasiyeti gösteren BTSO OSB, bölgedeki atık suların 96 bin m³/gün kapasiteli kendi atık su arıtma tesislerinde arıtılmasını sağlamakla beraber ayrıca tehlikeli atıkların, tıbbi atıkların ve evsel atıkların da firmalardan alınarak uygun şekilde bertaraf edilmesini sağlayan bir atık yönetimi sistemine sahiptir. Ayrıca tehlikeli ve tıbbi atık taşıma lisanslarına sahip araçlar ve sürücüleri ile sadece OSB dahilindeki firmaların değil, Bursa’daki diğer firmaların da ihtiyaçlarına cevap verilmektedir.1997 yılında kurulan Bursa Çevre Merkezi ile çevresel konularda danışmanlık hizmetini yürüten OSB Müdürlüğümüz, Türk Akreditasyon Kurumundan verdiği tüm hizmetler için akredite ilk çevre laboratuvarına sahiptir. Bursa Çevre Merkezi sadece bölgedeki firmalara değil, yardım talebinde bulunan bütün firmalara analiz, ölçüm, enerji yönetimi, çevre mevzuatının ve çevre yönetim sistemlerinin uygulanması konularında destek vermektedir. Özellikle enerjinin verimli kullanılmasına ve tasarruf imkânlarının geliştirilmesine yönelik enerji etütleri ve projeleri de yine bölgeye bağlı Bursa Çevre Merkezi tarafından verilen hizmetler arasındadır.

30 TEMMUZ 2012

Hedefe Doğru Emin Adımlarla…Şadi TÜRK / Başkent OSB Yönetim Kurulu Başkanı

Başkent Organize Sanayi Bölgesi (Başkent OSB), Ankara’da Temelli-Malıköy’de bulunmaktadır. Başkent OSB, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın izni ile 8 Mayıs 2001 tarihinde kurulmuş olup ilk üretim 2005 yılında gerçekleşmiştir.26 Aralık 2003 tarihinde Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın temeline ilk tuğlayı koyduğu Başkent OSB, kurulduğu günden bu yana büyük hedefleri olan bir sanayi bölgesi olmuştur. En büyük hedefi sadece ülkemizde değil uluslararası alanda da model olabilecek “Geleceğin Sanayi Kenti”ni kurmaktır. Bu hedef doğrultusunda Başkent OSB, klasik sanayi üretimi yerine uluslararası rekabete olanak sağlayacak teknolojik üretime de önem vermektedir. Teknolojik üretimini gerçekleştirmek amacıyla ODTÜ ile Sanayi İşbirliği Protokolü imzalanmıştır. Ayrıca Ankara’da bir ilki gerçekleştirerek “Yenilikçilik Merkezi” kurmak için de ilk adımı atmıştır. İki etaptan oluşan Başkent OSB 1.014 hektar alanıyla Türkiye’deki 264 OSB arasında 8. sırada yer almaktadır. I. etapta 3.575,210 m² alan üzerinde 485, II. etapta 2.583.768 m² alan üzerinde 227 olmak üzere toplam 712 sanayi parseli bulunmaktadır; bu sanayi parsellerinin en küçüğü 1.800 m², en büyüğü 83.708 m²’dir.Altyapısı tümüyle tamamlanan I. etapta orta ve büyük ölçekli proje, inşaat ve üretim aşamasında olmak üzere toplam

159 fabrika bulunmaktadır. II. etapta kümelenmeye önem verilerek; savunma sanayi başta olmak üzere, diğer sektörler için de parselasyon çalışmaları yapılmış, ülkemizin önemli savunma sanayi kuruluşlarından olan HAVELSAN savunma sanayine ayrılan kısımda yerini almıştır. Bölgemizde yer alan ağırlıklı sektör yüzde 67 ile metal sektörü olup, yüzde 9 maden, yüzde 8 kimya, yüzde 4 gıda, yüzde 3 matbaa ve yüzde 9 diğer sektörlerdir.Bölgemize yapılan yatırım tutarı bugün itibariyle 1 milyar TL’dir. Yaratılan istihdam ise 4 bin 500 kişidir. Bölgede faaliyet gösteren firmaların bugün itibari ile 100 milyon Dolar ithalat, 150 milyon Dolar ihracat rakamlarına ulaştıkları gözlenmektedir.Başkent OSB’de her yıl su, elektrik ve doğalgaz tüketimi, üretime bağlı olarak artış göstermekte olup, 2009 yılında doğalgaz kullanılmaya başlanan Başkent OSB’de 2011 yılında toplam doğalgaz tüketimi 3.600.000 Sm³, su tüketimi 358.417 m³, elektrik tüketimi ise 31.872.627 kWh olarak gerçekleşmiştir.Atık su arıtma tesisi için I. ve II. etaplarda toplam 150.000 m²’lik alan ayrılmıştır. Modüler biçimde planlanan atık su arıtma tesisinin ön görülen ilk modülü 6 bin m³/gün olacaktır. Arıtma, evsel ve endüstriyel nitelikli atık su, fiziksel, kimyasal ve biyolojik olarak yapılacaktır.Kurulduğu günden itibaren sürdürülebilir kalkınmanın ancak çevre bilinci

geliştirilerek sağlanabileceğine inanan Başkent OSB’de yoğun bir biçimde ağaçlandırma çalışmaları devam etmektedir. Bölgede toplam 811.200 m² yeşil alan bulunmaktadır. Ağaçlandırılan park alanı 157 bin m², refüj alanı 35 bin m²’dir. Bugüne kadar 20 bin adet ağaç, 50 bin adet çalı grubu bitki dikilmiş olup, bunların sulanması amacıyla “Damlama Sulama Sistemi” kurulmuştur. Bölgemizde oluşabilecek riskler (afet, yangın, iş kazaları vb.) için itfaiye, doğalgaz acil yardım ve 112 acil yardım birimleri kurulmuştur. Bölgenin güvenliği, alanında uzman özel güvenlik birimiyle sağlanmaktadır. Bölgemizde faaliyet gösteren firmaların ve çalışanlarının işlemlerini yapabileceği PTT ve Banka Şubesi de bulunmaktadır.

Kentsel MerkezBaşkent OSB, sadece sanayi tesisleriyle değil, çağdaş batı ülkelerini aratmayacak bulvarları, yolları, sokakları, yeşil alanları ve çevreye duyarlılığıyla da bir sanayi kentini yaşama geçirmektedir. İki etabının tam ortasından geçen Ankara Çayı’nın iki yakasında 1/500 ve daha büyük ölçekli Mimari ve Peyzaj Projesi hazırlanan “Kentsel Merkez” planlanmıştır. Kentsel Merkez projesinin ilk yapısı, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanımız Sayın Nihat Ergün tarafından temeli atılıp, açılışı yapılan ve herkes tarafından beğeni kazanan bölge idare binamızdır. Proje kapsamında; bankalar ve ticarethaneler için ayrılan 27 bin 415 m² alanda 465 m²’lik 14 adet bina ve küçük sanayi sitesi için ayrılan 61 bin 272 m² alanda 845 m²’lik 48 adet atölye inşaatına başlanmıştır. Ayrıca, Kongre merkezi, fuar alanı, otel, kreş, hastane, farklı boyut ve amaçlara uygun spor tesisleri, meslek yüksek okulu da proje içerisinde yer almaktadır.Geleceğin Sanayi Kenti Başkent OSB’nin Ekonomiye Sağladığı Katma DeğerBaşkent OSB’de bulunan tüm sanayi tesisleri tamamlandığında; 100 bin kişiye iş, 1 milyar dolar ihracat, 400 milyon Dolar kurumlar vergisi tahakkuku ile 2 milyar Dolar katma değer yaratılması öngörülmektedir.

31TEMMUZ 2012

Gebze Organize Sanayi Bölgesi (GOSB)A. Haydar BULUT / GOSB Bölge Müdürü

Türkiye’nin kişi başına düşen üretim miktarının en yüksek olduğu İstanbul ve Kocaeli sınırında Gebze’de yer alan GOSB’u cazibe merkezi yapan, kalifiye personel, hammadde tedariki, pazara yakınlığı ve her noktadan ulaşım kolaylığıdır. GOSB, 1986 yılında Kocaeli ve civarında çarpık sanayileşmenin yol açtığı çevre kirliliğini önlemek, sanayiyi disipline edebilmek amacıyla kurulmuştur. 537 hektar alan üzerine kurulmuş olan GOSB’da, 189 parselde, 133 işletme üretim yapmaktadır. Bu işletmelerden 37 adedini yabancı sermayeli kuruluşlar oluşturmaktadır. GOSB’un fiziki altyapısı ve sunduğu hizmetler, gelişmiş ülkelerdeki endüstri parkları ile eş düzeyde, hatta bazı konularda daha da gelişmiş durumdadır. Bu nedenle; yabancı sermayeli kuruluşlar, Türkiye’de GOSB’u tercih etmektedir. Bu kuruluşların arasında; Almanya, Amerika, Avusturya, Danimarka, Fransa, Hollanda, İngiltere, İsveç, İsviçre, İtalya, Japonya ve Kore’den katılımcılar bulunmaktadır. Bölgemizde sanayi parselleri içerisinde; gıda, ambalaj, plastik, elektrik-elektronik, makine, kimya, otomotiv ve bilişim sektörleri, sanayi parselleri dışında ise, tır parkı, teknopark, indirici merkez, spor, okul, arıtma tesisi ve park alanları bulunmaktadır.Gebze Organize Sanayi Bölgesi’nin ihracat hacmi yaklaşık 2 milyar ABD Doları’dır. 2012 yılı Mayıs ayı itibarıyla yaklaşık 22 bin

kişi istihdam edilmektedir.GOSB’un elektrik hizmeti, Scada uzaktan kumanda sistemi ile desteklenmekte ve Bölge’ye 7 gün, 24 saat hizmet verilmektedir. Ocak 2012-Mayıs 2012 tarihlerini kapsayan toplam elektrik tüketim miktarı 169.001.390 kw-h’dir.İSU (İzmit Sular İdaresi) tarafından karşılanan bölgenin su ihtiyacı 10 bin m3’lük su deposu ile desteklenmektedir. Günlük kapasitesi 6400 m3 olan Merkezi Atıksu Arıtma Tesisi mevcuttur. Atık Denetim Merkezi tarafından endüstriyel atık su çıkışı bulunan katılımcıların debimetre ile saatlik atıksu debileri ölçülmektedir. Tehlikeli atık nakli, evsel ve endüstriyel katı atık nakli, vidanjörle atık su ve çamur taşınması, alt yapı sisteminin işletilmesi ve bakımı yapılmaktadır. Ocak

2012-Mayıs 2012 tarihlerini kapsayan toplam su tüketim miktarı 526.411 m³’tür.19 barlık iletim ve 4 barlık dağıtım hatları, basınç düşürme ve ölçüm istasyonları ile doğal gaz hizmeti veren GOSB’da, yılda yaklaşık 30 milyon metreküp doğal gaz tüketilmektedir. Ocak 2012-Mayıs 2012 tarihlerini kapsayan toplam doğalgaz tüketim miktarı 16.470.707 m³’tür.IT Altyapı hizmeti ile akıllı bölge haline gelmeyi hedefleyen GOSB, fiberoptik ve ISDN hatlarla internet servis sağlayıcılığı ve VOIP hizmeti vermektedir.

Yangın ve patlamalara karşı alınacak önlemler konusunda eğitim ve yeterlilik belgesi veren GOSB İtfaiyesi, yangınlara en kısa sürede müdahale etmektedir. Bugüne kadar 11 bini aşkın kişiye ilkyardım ve yangın eğitimi verilmiştir.Tadım ve Kocaeli Valiliği işbirliği ile “GOSB TADIM Jale Yücel Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi”, 2009-2010 öğretim yılında hizmete girmiştir. Okul bünyesinde yer alan e-kütüphane ile pek çok üniversite ve araştırma merkezinin kütüphanesine bağlanılmaktadır. Tır Parkı Alanı’nda, 7 gün boyunca, 80 tonluk kantar hizmeti verilmektedir. Toplantı salonları, a la carte restoran, tenis kortu, ve yarı olimpik havuzdan oluşan sosyal tesisler de katılımcılara sunulan diğer hizmetler arasındadır.

32 TEMMUZ 2012

Eskişehir Sanayi Odası Organize Sanayi Bölgesi (EOSB) Savaş M. ÖZAYDEMİR / EOSB Yönetim Kurulu Başkanı

Eskişehir Sanayi Odası’nın (ESO) öncülüğünde kurulan Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi (EOSB), 32 milyon m2 büyüklüğü ve kusursuz altyapısı ile dikkat çekmesinin yanı sıra Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından Türkiye’nin “En Çevreci Organize Sanayi Bölgesi (OSB)”si seçilmiştir. Eskişehir’de, sanayi yatırımlarının planlı bir şekilde gerçekleştirilmesi, çevre korumasına verilen önem ve modern şehircilik anlayışının bir sonucu olarak, 1969 yılında çalışmalarına başlanılan ve 1973 yılında yatırımcıların hizmetine sunulan bölge 39 yıldır sanayicilerimize hizmet vermektedir. Ayrıca, EOSB ülkemizde kurulan üçüncü OSB’dir. EOSB, yatırımcılara sunduğu avantajlarla bölgeyi yerli ve yabancı yeni yatırımlar açısından tercih edilir kılmakta, bu imkânlar yanında OSB’deki arsa fiyatlarının metrekaresinin 60 TL olması - tüm altyapı hizmet bedelleri dâhil - yatırımcılar için büyük bir avantaj sağlamaktadır. Ayrıca TCDD tarafından yapım çalışmalarına başlanması beklenen OSB demiryolu bağlantısının tamamlanmasıyla, bölgedeki tüm firmalar demiryolu ulaşımından daha fazla yararlanarak lojistik maliyetlerinde önemli avantaja sahip olacaklardır.Eskişehir’in önemli karayolu ve demiryolu güzergâhlarının kesişme noktasında olması, aynı zamanda Gemlik ve İstanbul Limanlarına yakınlığı bölgeye yapılacak yeni yatırımlar için önemli bir unsurdur. OSB’de altyapı yönünden bir sorun bulunmamakta, tüm yatırımcılara eşit şartlarda eksiksiz hizmet sağlanmaktadır. OSB’nin düz bir arazi üzerinde kurulması, bölge içinde her parsel sınırında su, elektrik, doğalgaz, fiber-optik internet bağlantısı, pis su hattı ve telefon ile her türlü destek hizmetlerinin bulunması bölgeye olan ilgiyi artırmaktadır.Halen EOSB’de, 20’si proje halinde, 151’i inşaat halinde ve 376’sı üretim halinde olmak üzere 547 firma yer almakta olup bölgede 560 tanesi tahsis edilmiş toplam 724 sanayi parseli bulunmaktadır. 2011 yılı ihracatı 1,1 milyar ABD Doları’na ulaşmıştır. EOSB’de yaklaşık 33 bin kişi istihdam edilmektedir.Bu verilerin yanı sıra ülkemizin önemli sanayi merkezlerinden biri olan Eskişehir’deki, sanayinin sektörel dağılımı incelendiğinde de tek bir sektörün değil, genelde yüksek katma değer yaratan birçok sektörlerin gelişme gösterdiği görülmektedir. EOSB’deki firmalar ve

şehir genelinde üretim yapan ESO firmalarının toplam durumu birlikte ele alınacak olursa, sanayinin sektörel dağılımı incelendiğinde tek bir sektörün değil, genelde yüksek katma değer yaratan birçok sektörün gelişme kaydettiği görülmektedir. Eskişehir sanayisinin sektörel dağılımında; makine imalat sanayi toplam sanayi içinde firma sayısı yönünden yüzde 30,9 ile ilk sırada, taş ve toprak sanayi yüzde 11,5 ile ikinci sırada, gıda sanayi ise yüzde 12,3 ile üçüncü sırada yer almaktadır. EOSB’de yatırım yapmak isteyen yatırımcılar çok özel ve işlerini kolaylaştıran bir ortamda yatırımlarını gerçekleştirmektedirler. EOSB, sahip olduğu doğalgaz santrali ile kendi elektriğini kendi üreten ve sanayicilerine düşük fiyattan elektrik veren bir yapıya sahiptir. Böylece sanayicilerimize kesintisiz ve temiz enerji ulaştırılmaktadır. OSB içerisinde bulunan Bilim Parkı ve Teknoloji Geliştirme Bölgesi de sanayicilerle bilim insanlarını bir araya getirerek yeni teknolojilerin gelişmesine katkı vermektedir. Lojistik merkezi ile sanayicilerin lojistik sorunları kısa sürede çözülmektedir. Burada internet üzerinden yapılan açık eksiltme yöntemiyle firmalarımız lojistik ihtiyaçlarını karşılamaktadır. Atıksu Arıtma Tesisi ve Akredite Laboratuvarı ile doğaya saygılı üretim desteklenmekte, atıklar temizlenerek temizlenen su yeniden doğaya kazandırılmaktadır. Ortak sağlık ve güvenlik birimi ile OSB’deki sanayi kuruluşlarına tek merkezden koruyucu hekimlik, poliklinik ve iş güvenliği hizmetleri verilmektedir. Bunların dışında EOSB’de firmalara fiber optik kablo bağlantısıyla kesintisiz ve yüksek hızlarda internet erişim imkânı sağlamaktadır. Ayrıca OSB’deki firmalara yardımcı unsurların olduğu İş ve Ticaret Merkezi, sanayinin ihtiyaç duyduğu nitelikli eleman sıkıntısına çözüm üretmek için; CNC Eğitim Merkezi, Endüstriyel Otomasyon

Araştırma-Uygulama Merkezi ile Kaynak Teknolojileri Araştırma ve Uygulama Merkezi bulunmaktadır. Geçtiğimiz yıl temeli atılan ve Osmangazi Üniversitesi ile işbirliği içinde eğitim yapacak olan Meslek Yüksek Okulunun inşaatı da bitirilmiş durumdadır. KOBİ’lere çok özel bölge planlanarak, Türkiye sanayisinde olduğu gibi Eskişehir sanayisi içinde de büyük bir paya sahip olan ve sanayinin can damarı niteliğini taşıyan KOBİ’ler için “KOBİ-OSB” projesi geliştirilmiş ve sonuçlandırılmıştır. 290 bin m2 alanda 98 adet firmaya arsa tahsisi gerçekleştirilmiştir. Bu alandaki

firmalarda da yaklaşık 2 bin 500 kişiye iş imkânı sağlanmıştır. Ayrıca firmalara birçok alanda uzmanlıkları bulunan ve ücretsiz danışmanlık veren SANGEM birimi oluşturulmuştur. Yine, Üniversite-Sanayi işbirliği içinde sanayimizde kullanılmak üzere öğrencilerin tasarım yaptıkları Endüstriyel Tasarım Merkezi de çalışmalarına devam etmektedir.EOSB’de yatırımcılar için sunulan ve yukarıda bahsi geçen tüm bu hizmetlerin yanı sıra ESO öncülüğünde kurulan ve sanayicileri bir araya getiren kümeler dikkat çekmektedir. Seramik, havacılık ve raylı sistemler alanında küme ve küme dernekleri sanayicileri bir araya getirmektedir. Kısa sürede kurulan, firmaların gayretli ve istekli çalışmalarıyla hızla kurumsallaşan Eskişehir, Kütahya, Bilecik Seramik Kümesi Derneği kümelenme modeliyle, sektördeki firmaların ortak iş yapma kültürünün gelişmesine büyük katkı sağlanmıştır. Seramik kümelenmesinde sağlanan başarının ardından, ESO önderliğinde Eskişehir sanayisi açısından kritik öneme sahip olan havacılık sanayinde Eskişehir Havacılık Kümesi kurulmuştur. Eskişehir sanayi ihracatı içinde 300 milyon ABD Dolar’lık bir paya sahip olan havacılık sanayinin, devreye girecek yeni projelerle birlikte 2020 yılında en az 1 milyar ABD Doları’na çıkması beklenmektedir. Sanayide kümelenme modelinin şehir sanayisine sağlayacağı uzun vadeli katkılarını göz önünde bulunduran ESO, üçüncü kümeyi TÜLOMSAŞ ile birlikte Eskişehir Raylı Sistemler Kümesi adı altında kurmuştur. Oluşturulan bu kümelenme modeliyle, bu sektörde ana sanayi ve yan sanayi ilişkisinin geliştirilmesi ve şehir sanayi içindeki mevcut birçok işletmenin sektörde faaliyet göstermesinin sağlanması hedeflenmektedir.

33TEMMUZ 2012

Gaziantep Organize Sanayi BölgesiCahit NAKIBOĞLU / Gaziantep OSB Yönetim Kurulu Başkanı

Gaziantep Organize Sanayi Bölgesi (OSB) Türkiye’nin ilk

OSB’lerinden birisi, aynı zamanda da ülkemizin en büyük OSB’sidir. Sürekli genişleyen ve gelişen bölgemiz, 5. OSB’nin tamamlanmasıyla birlikte 35.000.000 m2 bir alana sahip olacak ve Türkiye’nin yatırım merkezi olma yolunda emin adımlarla ilerlemeye devam edecektir. Bizler sanayicinin yanında olmayı isteyen ve her yapılan yatırımda önce sanayiyi düşünen bir anlayışla hareket ederek, bu doğrultuda çalışmalarımızı tüm hızıyla sürdürmekteyiz. Öyle ki Gaziantep şu an halı başta olmak üzere tekstil, gıda, makine ve ambalaj sektöründe dünya markası olan bir kent haline dönüşmüştür. Girişimci bir ruha sahip olan Gaziantepliler, çalışkanlığıyla da Türkiye’de bir model oluşturmaktadır. Gaziantepli’nin iş dünyasındaki başarılarının altında yatan en önemli etken de müteşebbis bir ruha sahip olmasıdır. Gaziantep’teki gerek sektörel çeşitlilik, gerekse ihracat yapılan ülke sayısı, diğer sanayi şehirlerine nazaran çok genişlemiş olduğundan bu durum ihracatımızı da rekabet gücümüzü de pozitif olarak etkilemektedir. 700 büyük sanayi kuruluşunun faaliyet gösterdiği bölgemizde, yaklaşık 100 bin kişiye istihdam sağlanmaktadır. Birçok sektörün dünya ve Türkiye lideri firmaları bölgemizde faaliyet göstermektedir. Bölgemizde kendi enerjisini üretenler hariç, aylık 270.000.000 kw enerji tüketiminin yanı sıra 1.000.000 ton su ve 20.000.000 m3 doğalgaz tüketimi gerçekleşmektedir. Türkiye’de ihracat yapan şehirler sıralamasında 6. sırada olan Gaziantep, geçtiğimiz yıl 4.9 milyar ABD Dolar’lık bir ihracat gerçekleştirerek Türkiye’nin büyümesine katkı sunmanın mutluluğunu ve gururunu yaşamaktadır.Scada Otomasyon SistemiSanayi Bölgemiz içerisinde elektrik kesintisini yok denecek kadar azaltmak için kapalı ring sistemi ile SCADA (Enerji Otomasyon) kurulmuştur. Bu sistem sayesinde her dağıtım binası iki ayrı noktadan beslenmektedir. Bir noktada oluşacak arızaları müşteri kesintiye uğramadan diğer taraftan beslenmeye devam etmektedir. SCADA sistemi ile tüm elektrik şebekesini bir merkezden izlemek, kontrol ve kumanda etmek mümkün olmaktadır. Bu sistem sayaç otomasyonu sistemi ile 1. GPRS modem üzerinden sayaç okuma yapılmaktadır. 4., 2. ve 3. Bölgede (3. Bölgede hala altyapı çalışmaları devam etmektedir.) Kısım için fiber optik üzerinden haberleşen sayaç otomasyonu işi tamamlanmıştır. Bu sistem ile

müşterilerin kendi sayaç değerlerini internet ortamında izleme imkânına sahiptirler. Dağıtım binalarındaki fiderlerden kontrol merkezine bilgi aktarılmakta ve abonelere ait her türlü elektriksel büyüklükler izlenmektedir. Hat bağlanıp ayarlarını değiştirmek veya oluşan arızaların analizini yapmak mümkündür. Sanayi bölgemizin “sayaç otomasyon” sistemine geçmesindeki diğer bir avantaj ise sıfır kayıp sıfır kaçak ile elektrik dağıtım ve yüzde 100 tahsilat işlemi yapılmaktadır.İndirici Merkez 4. Bölge OSB’nin elektrik altyapı dağıtım şebekesi Eylül 2006 tarihinde tamamlanmıştır. 4. OSB’nin enerji ihtiyacını karşılamak amacı ile OSB sahasına bölgenin ihtiyacına cevap verebilecek kapasitede 380/33 kV trafo merkezi yapılmıştır. İndirici merkez 500 MVA gücünde olup ilk aşamada 2x125 MVA trafo bankı tesis edilmiştir. 4. bölgedeki tüm dağıtım şebekesi 18 fider ile bu indirici merkezden beslenmektedir. İndirici merkez yaklaşık olarak 10 Milyon TL ‘ye mal olmuş ve bedeli Gaziantep OSB Müdürlüğü tarafından karşılanarak TEİAŞ’a devredilmiştir. 4. Bölge elektrik şebekesinde tüm kablolar yeraltındaki galeri ve borulu geçişlerle döşenmiş olup, tüketicilerin enerjileri kendilerine tahsis edilmiş müstakil fiderlerden temin edilmektedir. Bu sayede bir abonede oluşan arıza hiçbir şekilde diğer aboneyi etkilememektedir. Ayrıca firmalara ait sayaçlar da OSB’nin dağıtım binalarında bulunmaktadır.Enerji SantraliGaziantep OSB’deki tesislerin enerji ihtiyaçlarını karşılamak üzere 2011 Temmuz ayında çalışmaya başlayan GOREN-I Doğalgaz yakıtlı kombine çevrim enerji santrali, bölgemiz tüketiminin yüzde 15’ini karşılamaktadır. 50 MW’lık 1. Bölümden sonra aynı güçteki GOREN-II Enerji Santralinin de inşaat çalışmaları tamamlanmış olup, önümüzdeki aylarda devreye alınacaktır. GOREN Enerji Santrallerinden çıkan egzoz gazı ısısı atık ısı kazanları yardımıyla buhara dönüştürülerek buhar türbini sistemine verilecek ve ilave

enerji üretimi sağlanacaktır. Buharın bir kısmı ise yapılması planlanan Atık Su Arıtma tesisi Çamur Kurutma sistemine verilerek atık çamurun kurutulmasında kullanılacaktır.Meslek Yüksek Okulu-Endüstri Meslek Lisesi ve Kreş YapımıNitelikli eleman ihtiyacını karşılamak amacı ile bölge sınırları içerisine meslek yüksekokulu yapılmış olup, 2007–2008 yılı 2. eğitim dönemine yetiştirilmiştir. üç gün pratik iki gün teorik eğitim verilen okulun OSB’ye katkısı görülerek, yanına bin 200 öğrenci kapasiteli ve 400 yataklı endüstri meslek lisesi yapımına başlanılmıştır. Meslek lisesi sonrasında çalışanlarımız için ihtiyaç arz eden ve

projesi onaylanan kreş yapımına başlanılacaktır.Atıksu Arıtma TesisiÇevre kirliliğinin önlenmesi ve ekolojik dengenin korunması adına doğayla dost bir OSB olma yolunda T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’ nın kredi desteği ile yapılan ”evsel ve endüstriyel atık su arıtma tesisi” Müteşebbis Heyetimizin sorumluluğu ve kontrollüğü altında işletilmektedir. 1. 2. ve 3. OSB’lerin ihtiyacını karşılayabilecek kapasite ve özellikte olan GOSB atık su arıtma tesisimiz 2000 yılında 1,5 trilyon TL. maliyetle 1. kademede 30.000 m3/gün debili olarak faaliyet göstermekte olup, 2. kademede 90.000 m3/gün debiye çıkartılarak devreye alınmıştır.İtfaiye TeşkilatıSanayi bölgemiz 2007 Temmuz ayı içerisinde Büyükşehir Belediyesi tarafından yürütülmekte olan İtfaiye Teşkilatını Bölge Müdürlüğümüz yönetimine devir etmiştir. Yeniden yapılandırma içerisine giren itfaiye teşkilatında 1 adet köpük kulesi, 3 adet su tankeri, 12 metrelik merdivenli araç, 3 adet arazöz, 1 adet kılavuz aracı ve 1 adet kurtarma aracı bulunmaktadır. Araç ekipmanının güçlendirilmesi amacıyla, 20 m.’ lik su/köpük kulesi aracı ve baca yangını söndürme ve kurtarma aracı alınmıştır. 2013 yılı içerisinde 4. Bölge içerisine 1 adet daha itfaiye binası yapılacaktır. Ayrıca personelimiz almış oldukları eğitim sonrasında vardiyalı bir şekilde görev yapmaktadır.OFM (Ortadoğu Fuar Merkezi)OSB içerisinde büyük organizasyonlara daha iyi ev sahipliği yapmak için, 170.000 metrekarelik alan üzerinde proje çalışmaları tamamlanan OFM, ilk etapta 17.000 metrekarelik bir alan üzerine kurulmuştur. Yaklaşık 10.000.000 ABD Doları’na mal olan fuar merkezinin tüm harcamaları OSB Müdürlüğü tarafından karşılanarak, ülke genelinde benzeri olmayan modern ve son teknolojiye sahip bir fuar merkezi yapılmıştır.

34 TEMMUZ 2012

Samsun Merkez Organize Sanayi Bölgesi Hüseyin AKSOY / Samsun Valisi - Müteşebbis Heyet ve Yönetim Kurulu Başkanı

Samsun’a sanayi şehri kimliği kazandıran en önemli unsur Merkez Organize Sanayi Bölgesi (OSB)’dir. Samsun-Merkez OSB 1976 yılında

alınan Bakanlar Kurulu Kararına istinaden 1981 yılında oluşturulan müteşebbis heyet ile 1.606.522 m2 alan üzerine kurulmuştur. Bölgenin yüzde 66,29’una denk gelen 1.112.026 m2 alanda toplam 111 sanayi parsel bulunmaktadır. Geriye kalan alanlar sosyal tesisler, arıtma tesisleri, yollar, çevre bandı ve yeşil alan olarak ayrılmıştır. Bölge Müteşebbis Heyeti Samsun İl Özel İdaresi (yüzde 33 iştirak payı), Samsun Ticaret ve Sanayi Odası yüzde 34 iştirak payı) ve Tekkeköy Belediyesinden yüzde 33 iştirak payı) oluşmaktadır. Bölgedeki sanayi parsellerindeki faaliyet durumu aşağıda tablo halinde verilmiştir.

Firma

Aded

i

Parse

l Ade

di

Parse

l Alan

ı m²

İstihd

am

Üretime Geçen 78 99 1.018.201 m² 4.897İnşaat Halinde 7 10 70.497 m² 220Proje Halinde 2 2 23.328 m² 50Toplam 87 111 1.112.026 m² 5.167

Faaliyette olan fabrikalarda; karbon üretimi, tekstil ürünleri, endüstriyel mutfak, kuruyemiş, pirinç, pirinç unu, oluklu mukavva ve ofset baskılı koli, helva, dondurma, üre formaldehit sanayi tutkalı, plastik ayakkabı, cam karo mozaik (btb), su filtreleri motopomp, modüler mobilya, orman ürünleri, hazır mutfak, teflon tava, çelik raf, dişli çark ürünleri, alüminyum profil, tıbbi ve cerrahi aletler, makine konstrüksiyon, örme tel, ısı cihazları, oto gömlek-segman, tıp gazı, vulkollan ürünleri, plastik poşet, hazır yatak, yorgan, sünger, hastane donanımı, silah üretimi, polietilen bağlantı parçaları, otomotiv yan sanayi, okul malzemeleri, güneş enerji sistemleri, elektrik malzemeleri, petrol ürünleri ekipmanları, elektro mekanik parça, dalgıç pompa, ısıcam, lokum-şekerleme, vana, demir, PVC destek

sacı, yem, bakır levha, pik- sfero, alüminyum levha, lastik ayakkabı, stropor ürünlerinin üretimi yapılmakta ve doğrudan 4 bin 897 kişi istihdam edilmektedir.İnşaat halindeki fabrikalarda ev ve otel tekstil ürünleri, orman ürünleri, makine konstrüksiyon, branda, vulkollan ürünleri, bakır levha, stropor ürünlerinin üretimleri yapılacaktır. Bu fabrikalar işletmeye açıldığında 220 kişinin istihdam edileceği fizibilite rapor sonuçlarından görülmektedir.Ayrıca proje aşamasındaki firmalarda 50 kişi istihdam edecek olup, makine konstrüksiyon ürünleri ve doğalgaz ile elektrik üretimi yapılacaktır.Bölgedeki tüm fabrikalar faaliyete geçtiğinde toplam istihdamın 5 bin 167 kişi civarında olacağı tahmin edilmektedir.Bölge sosyal tesisler alanı içerisinde yer alan OMÜ Yeşilyurt Meslek Yüksekokulu Türkiye’de bir ilk olarak önemli bir örnek oluşturmaktadır. Bölgede yer alan sektörlere paralel bölümlerden oluşan Meslek Yüksekokulu bölgenin kalifiye eleman ihtiyacını karşılamaktadır. Bölge içerisinde TSE Samsun Ürün Belgelendirme Müdürlüğü Hizmet Binası, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Bölge Kalibrasyon ve Metroloji Laboratuvarı, KOSGEB Müdürlüğü ve Laboratuvarı ile Kızılay Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimi ve İlk Yardım Eğitim Merkezi bölgedeki firmalarla birlikte tüm Samsun çevre illerinin sanayisine de hizmet vermektedir. Ayrıca OKA Orta Karadeniz Kalkınma Ajansı ve Samsun TSO Uluslararası Akredite Metal, Metroloji ve Kalibrasyon Laboratuvarı için de bölge sosyal tesisler alanında yer tahsisi yapılmıştır. Samsun ihracat rakamlarına baktığımızda da Merkez OSB öne çıkmaktadır. Samsun’un ihracatında 2008 kriz yılı hariç her yıl bir artış söz konusudur. İhracattaki bu artışta hiç şüphesiz bölgede faaliyet gösteren

firmaların çok büyük payı vardır. Bölgede faaliyet gösteren firmaların 2011 yılı Samsun ihracatındaki payı yaklaşık yüzde 60’dır.Bölgede elektrik enerjisi kullanımı yıllar içerisinde artış göstermiştir. 2004 yılında 151 milyon 650 bin kWh olan tüketim, 2007 yılında 225 milyon 700 bin kWh’e, 2011 yılında ise 500 milyon 742 bin kWh’e ulaşmıştır. 2012 yılının ilk 5 ayındaki elektrik tüketimi ise 195 milyon 574 bin kWh olarak gerçekleşmiştir. Samsun-Merkez OSB 2007 yılında EPDK’dan almış olduğu Elektrik Dağıtım Lisansı sonrası bütün altyapı çalışmalarını tamamlamış ve Aralık 2011 itibariyle bölgesinde dağıtım faaliyetlerine başlamıştır. Nisan 2012 itibariyle de dağıtıcı firma ile yapılan görüşmeler sonrası bölge içerisindeki katılımcılara serbest tüketici olarak tenzilatlı bir fiyat üzerinden elektrik tedariki sağlanmaktadır.

Elektrik tüketiminde olduğu gibi bölgede su tüketiminde de yıllar itibariyle bir artış mevcuttur. 2005 yılında 307 bin m3 olan yıllık su tüketimi, 2007 yılında 820 bin m3‘e, 2011 yılında ise 912 bin 226 m3’e ulaşmıştır. 2012 yılının ilk 5 ayında ise su tüketimi 364 bin 378 m3 olarak gerçekleşmiştir. Uzun süreçli ve zor çalışmaların sonucu bölgede doğalgaz kullanımına şehir şebekesinden önce ve ondan bağımsız olarak 16 Ocak 2004 tarihinden itibaren başlanmıştır. 2011 yılında 19 milyon 290 bin Sm3 doğalgaz tüketimi yapılmış olup 2012 yılının ilk 5 ayında doğalgaz tüketimi 8 milyon 77 bin Sm3 olarak gerçekleşmiştir.

35TEMMUZ 2012

Malatya 1. Organize Sanayi BölgesiRemzi YAŞAR / Malatya Merkez 1. OSB Bölge Müdürü

Arsa Tahsisi: Malatya 1. Organize Sanayi Bölgesi (OSB) 300 hektarlık mevcut alanda 161 sanayi parselinde 157 firmaya arsa tahsisleri yapılmıştır. Yeni yatırımcıların yoğun başvurusu üzerine ilave alan 1180 hektar (11.800 dönüm) imar planına dahil edilmiştir. Şu anda 173 hektar (1.730 dönüm) olarak açılan 1. etabında 56 adet sanayi parselinin arsa tahsislerine başlanılmıştır. Bu kapsamda arsa tahsisi bedelsiz olarak gerçekleşmektedir. Bedelsiz arsa tahsisinde, 1. OSB Yönetim Kurulu tarafından 2006 yılından beri yapılan arsa başvurularına daha adil bir yaklaşım izlemek adına yatırım bedeli, istihdam sayısı, yatırımın yıllara göre dağılımı, yapacağı projenin taahhütnamesi vb. gibi kriterler göz önüne alınarak yapılan puanlamaya göre bedelsiz arsa tahsisi yapılmaktadır. Altyapı: Malatya 1. OSB, mevcut alanın da içme suyu, yağmursuyu, kanalizasyon, yol, drenaj sistemi, doğalgaz, elektrik ve telekom altyapısı ile tüm katılımcılarına hizmet vermektedir. Ayrıca Malatya 1.OSB 1180 hektarlık ilave alanın altyapı projelerinin (içme suyu, yağmursuyu, kanalizasyon, yol, drenaj sistemi, elektrik) proje yapım işi devam etmekte olup yüklenici firma tarafından tamamlanacak ve Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na onaya sunulacaktır.Malatya 1. OSB ilave alan 1. etap için Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın kredi desteği ile Temmuz 2012’de altyapı proje yapım işleri tamamlanıp altyapı uygulamasına geçilecektir. Mevcut Alanda Verilen Altyapı Hizmetleri:Malatya 1. OSB mevcut alan imar planı dahilinde 17 km.lik modern yol ağına, 15 km kanalizasyon, 30 km elektrik ve 2.5 km doğalgaz şebekesine sahiptir. Tüm firmaların yararlanabileceği sosyal tesisler, yönetim binaları ve 32 trafo ile sanayiciye hizmet sunulan bölgede, değişen ve gelişen ihtiyaçlara

göre yeni birimler oluşturulmakta, güncel sorunlar karşısında çözümler üretilmektedir. Malatya 2. OSB imar planı dahilinde 17,5 km.lik modern yol ağı 22 km.lik elektrik şebekesi 3,15 km.lik doğalgaz şebekesi servis hattı, Sosyal Tesisler, 24.000 m3/gün kapasiteli arıtma tesisi faaliyet göstermektedir. Altyapı Hizmetleri Tüketim Miktarları:

• Elektrik bedeli, tek terimli puantlı 1kw/h: 0,182051 TL; tek terimli 1kw/h: 0,190212 TL; çift terimli puantlı 1kw/h: 0,166102 TL

• Su bedeli, 0-50 ton arası: 0,85 TL; 50-100 ton arası: 0,70 TL; 100-üstü: 0,60 TL

• Doğalgaz bedeli 1cm3: 0,61347 TL • 2011 yılında “231.177.600 milyon kwh”

elektrik enerjisi tüketilmiştir. • Şu anda 47 firma doğalgaz kullanmaktadır.

2011 yılında doğalgaz tüketimi “7.720.373 Sm3” olarak gerçekleşmiştir.

• 2011 yılında su tüketimi “4.262.002 m3” olarak gerçekleşmiştir.

• Telekomünikasyon hizmeti ve internet ağı yüksek standartlarda olup; “Disline 34 megabit’lik bağlantı, radyo frekansı, yedek tip ve metro hat” sistemleri kullanılmaktadır.

• 24000 m3 kapasiteli arıtma tesisi ile atık suların arıtıldığı ve 15 km.lik atıksu hattı ile de güvenli bir şekilde iletildiği çevreyle uyumlu bir hizmet verilmektedir.

İşgücü Durumu ve Maliyetleri: 2011 yılı 3 bin 166’sı erkek, bin 315’i kadın toplam 4 bin 481 kişi İŞKUR aracılığı ile işe yerleştirilmiştir. 2010 yılı içinde işe yerleştirilen kişi sayısı 845 kişi idi. Geçtiğimiz yıl ile kıyaslandırdığında İŞKUR yıl içinde aktif ve yoğun çalışma programının en etkili sonucu olarak değerlendirmektedir. Malatya ilinde 2011 yılı içerisinde yaklaşık 11 bin kişinin özel sektör tarafından işe alındığını göz önünde bulundurursak bu sayının yüzde 44’ü İŞKUR tarafından işe yönlendirildiği, 1. OSB’de bu sayının Haziran 2012’ye kadar

yaklaşık 7 bin kişi olduğu tespit edilmiştir.Enerji Temini: Malatya 1. OSB’de elektrik şebeke işletmesi, bakım, onarım hizmetleri bölge müdürlüğü tarafından gerçekleştirilmektedir. Elektrik enerjisi TEDAŞ idaresinden alınmakta olup, kendimize ait fiderle çift terimli puant tarifesinden alınmaktadır. İçme ve kullanma suyu bölgemize 2 km mesafede Beylerderesi mevkiindeki içme suyu kaynağından temin edilmektir. Kaynaktan günlük 224 lt/sn su temini elde edilmektedir. Ayrıca aynı mevkide ilave alan için 600 lt/sn lik kaynak suyunun bölge müdürlüğüne tahsisi için DSİ Bölge Müdürlüğü ile çalışmalarımız devam etmektedir. Doğalgaz temini “Aksa Malatya Gaz” tarafından bölgemize verilmekte olup, bölge müdürlüğümüzce işletimi ve firmalara dağıtım hizmeti yapılmaktadır.BÖLGEMİZDE ÖNE ÇIKAN SEKTÖRLER:

1.ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİNDEKİ TESİSLERİN SEKTÖREL DAĞILIMI

SEKT

ÖR AD

I

ÜRET

İME G

EÇEN

ATIL

DURU

MDA

BULU

NAN

İNŞ./

PROJ

E HA

LİNDE

TOPL

AM (A

DET)

ORAN

(%)

TEKSTİL 37 8 2 48 33GIDA 34 4 0 39 26

PLASTİK 11 1 0 12 8MAKİNE 5 0 0 5 4DİĞER 42 3 0 43 29

TOPLAM 129 16 2 147 100.0

Diğer Hususlar: Bölgemizde çevre düzenlemesi olarak, sosyal tesisleri (çim saha, park alanları, çiçek bahçesi, kayısı, erik, elma vs. meyve ağaçlandırma alanları vb. gibi) gerekli otomasyon sulama sistemleri her daim yeşil ve canlı kalması sağlanmaktadır. Sulama otomasyon sistemleri ile cadde refüjleri, park alanları, kaldırım-ihata duvarı arası çevre yeşili sulanmakta olup, 40 çeşit ağaçlandırma ve fidan dikimleri ile çevre ile uyumlu temiz bir OSB oluşturulması için hizmet verilmektedir. İş sağlığı ve güvenliği ile ilgili bu yıl şubat ayı içerisinde İSGOM firma sahibi, yetkilileri ve Çalışma Bakanlığı İş müfettişi katılımı ile Bölge Müdürlüğümüzün toplantı salonunda iki gün boyunca mesai saatleri içerisinde gerekli eğitimler Bölgemiz yatırımcıları ve çalışanlarına sunularak sertifikalandırma yapılmıştır.

36 TEMMUZ 2012

Manisa Organize Sanayi Bölgesi Türkiye İçin Çalışıyor, Türkiye İçin Üretiyor

Dr. Sait C. TÜREK / Manisa OSB Yönetim Kurulu Başkanı

Son dönemde dünyada, özellikle Avrupa’da yaşanan ekonomik krizin etkileri hem siyasal hem de ekonomik anlamda devam ederken, Türkiye’nin bu durumdan asgari oranda etkilenmesinde ülkemizin sanayisinin güçlü olmasının etkisi göz ardı edilemez. Özellikle sanayileşmenin hızlanması ile bir gereklilik olarak ortaya çıkan organize sanayi bölgelerinin (OSB) kurulması kararının, yıllar sonra gelinen noktaya bakıldığında ne kadar yerinde ve isabetli olduğu daha da iyi anlaşılmaktadır. Türkiye’nin ilk OSB’lerinden birisi olan bölgemiz 40 yılı aşan geçmişi ile köklü, güçlü ve her biri kendi sektöründe marka olan firmaları ile Manisa ve Türkiye için çalışmakta ve üretmektedir. 1967 yılında alt yapı çalışmalarına başlanan bölgemiz, Haziran 2012 itibariyle 959 ha’ lık alanda 203 firması 34 bin 600 çalışanı ile 7 milyar 820 milyon ABD Doları dış ticaret hacmi ile ülke ekonomisine büyük oranda katkı sağlamaktadır. 2011 yılında bölgemize yapılan arsa tahsis başvurularının değerlendirilmesi sonrasında, toplam 435.000 m2 arsa tahsisi yapılmıştır. 200 milyon ABD Dolar’lık yatırım ile hayata geçirilecek olan bu yeni tesisler tam kapasite ile hizmet etmeye başladıklarında 2 bin 300 kişiye daha yeni iş kapısı açılacaktır. Bölgemizin ülke ekonomisine olan katkısı bu yeni yatırımların tamamlanmasıyla daha da artacaktır.Bölgemizin yıllar içerisinde gösterdiği büyümeyi, gelişmeyi ve ilerlemeyi; üretim, ihracat ve istihdam rakamlarından da görmek mümkündür. Yıllık bazda yaptığımız değerlendirme anketlerine göre, 2004 yılında 17 bin 000 çalışanı ve 4 milyar ABD Dolar’lık dış ticaret hacmi bulunan Manisa OSB, 2011 yılında 34.600 kişilik istihdam ve 7 milyar 820 milyon ABD Dolar’lık dış ticaret hacmi ile son 7 yılda istihdam ve dış ticaret hacmini ikiye katlamıştır. 2011 yılında Bölgemiz 4 milyar 300 milyon ABD Dolar ihracat, 3 milyar 520 milyon ABD Dolar ithalat gerçekleştirmiştir. 2010 yılına göre 2011 yılında ihracatımız yüzde 20, ithalatımız ise % 14 artış göstermiştir. Bölgemizin 800 milyon ABD Dolar ihracat fazlası vermiş olması bizim için ayrıca bir gurur kaynağıdır. Manisa 2011 yılı iller bazında TİM’in açıkladığı ihracat rakamlarına göre yüzde 20’lik bir artış

göstererek Türkiye’nin en çok ihracat yapan yedinci ili olmuştur. 2012 yılının ilk beş ayında açıklanan ihracat rakamları bu gelişimin 2012’de de artarak devam edeceğinin en güzel göstergesidir. Ocak-Mayıs 2011 döneminde 1.488.047.000 ABD Dolar olarak gerçekleşen ihracat rakamı 2012 yılının aynı döneminde 1.875.024.000 ABD Doları olarak gerçekleşmiştir. Manisa OSB, yarattığı dış ticaret hacmi, istihdam rakamları ve Türkiye ekonomisine sağladığı katkı ile Türkiye’deki OSB’ler arasında ilk sıralarda yer almaktadır.Bölgemizin ihracat ve istihdam rakamlarının yanında üretim sürecinin en önemli girdilerinden olan enerji tüketimi rakamları da bölgemizin büyümesinin bir başka ispatıdır. 2011 yılında elektrik tüketimimiz yüzde 11, doğalgaz tüketimimiz yüzde 16, su tüketimimiz yüzde 9 artış gösterirken enerji santralimizin tevsii yatırımının devreye girmesinden sonra buhar tüketimimizde de yüzde 61’lik bir artış gerçekleşmiştir. 2011 yılı verilerine göre Manisa OSB’de faaliyet gösteren firmalarımızın yıllık; Toplam Elektrik Tüketimi : 813.036.757 kWh/yılToplam Doğalgaz Tüketimi : 253.773.840 Sm³/yılToplam su tüketimi : 10.114.803 m³//yılToplam buhar satışı : 374.749 tonToplam sıcak su satışı : 36.584.900 (1000 kcal) olarak gerçekleşmiştir.Bölgemizde faaliyet gösteren firmalarımızın rekabet gücünü arttırmak adına ana girdilerinden olan enerji maliyetlerini günün koşullarına bağlı olarak olabildiğince aşağı çekmek amacıyla teknik çalışmalarımız ve yatırımlarımız devam etmektedir. Bu çerçevede Manisa OSB Enerji Elektrik Üretim

Santraline yaptığımız yeni yatırım ile elektrik üretim kapasitemiz 140,334 MW’a, buhar üretim kapasitemiz 846.560 ton/yıl ve sıcak su üretim kapasitemiz 262.254.395 Sm³’e çıkmıştır. Bölgemizin V. kısmında 306 bin m2’lik alan üzerinde kurulmuş olan lojistik merkezimiz Türkiye’de tren yolu bağlantısı olan ilk lojistik köydür. Demir yolu ile limanlar (Aliağa-Biçerova ve İzmir-Alsancak) ve Manisa arasında yılda 140 bini aşan konteynır trafiği olan lojistik merkezimizle, Avrupa’nın ve Türkiye’nin gündeminde olan,

farklı ulaştırma sistemleri birleştirilerek her birinin üstünlüğünü ön plana çıkaran intermodel taşımacılığın yaygınlaştırılması hedeflenmektedir.Altyapı hizmetlerinin yanında bölge firmalarımızın bilimsel alandaki çalışmalarına destek vermek adına Celal Bayar Üniversitesi Rektörlüğü ile 10 Şubat 2010 tarihinde imzalanan işbirliği protokolü çerçevesinde, Bölge Müdürlüğümüz kampüs alanı içerisinde kurulan MOSB-CBÜ irtibat bürosu, faaliyetlerine devam etmektedir.Bölge yönetimi, bir taraftan yatırımcısına altyapı konusunda avantajlar sağlamak düşüncesiyle hizmet ederken, diğer taraftan da içinde yaşadığı şehrin gelişimine katkı sağlamak için sosyal sorumluluk bilinciyle sosyal gelişim projelerini de hayata geçirmektedir. Bu çerçevede, Manisa Valiliği nezdinde ilgili İl Müdürlükleri ile imzalanan protokoller çerçevesinde bölgemiz sosyal tesis alanında inşaatları tamamlanan Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi, Polis Merkezi Amirliği ve sağlık merkezi ile hem sanayicilerin eğitim, güvenlik ve sağlık konularındaki ihtiyaçlarına hem de yakın çevrede ikamet eden Manisalılara hizmet verilmektedir.Bölgemizde inşa edilen her yeni tesis ve sunulan her hizmet, OSB’nin Manisa’ya ve ülke ekonomisine olan katkısının artarak devam edeceğinin bir kanıtıdır.Bölgemiz her yıl ulaştığı üretim, istihdam ve ihracat rakamları ile kendi rekorunu kırmaya devam ederken, Manisa OSB sanayicileri olarak bizler de, ülke ekonomisinin bu kriz ortamında bile bu denli güçlü olmasında bir nebze de olsa pay sahibi olmanın haklı gururunu yaşamaktayız.

37TEMMUZ 2012

Antalya Organize Sanayi Bölgesi (AOSB)

Çetin Osman BUDAK / Antalya OSB Yönetim Kurulu Başkanı

Dünya turizm sektörünün en önemli merkezlerinden biri olan Antalya da turizm sektörünü destekleyecek sanayi yatırımlarının da bulunması kaçınılmaz bir gerekliliktir. Bu düşünce ışığında; Antalya Organize Sanayi Bölgesi insan ve çevre ilişkilerine önem veren, çevre kirlenmesine karşı duyarlı, bölge ve ülke ekonomisine katkıda bulunmak amacıyla, faaliyete geçmiş olan büyük bir projedir. Tarıma ve turizme uygun olmayan arazilerde sanayi oluşumu için gerekli her türlü altyapının hazırlanması ve bakımı, çalışanlar için gerekli sosyal aktivite alan ve tesislerinin düzenlenmesi, tüm dönemlerde, hizmette kalite ve devamlılığın sağlanması bu önemli projenin kapsamı içerisindedir.Antalya Organize Sanayi Bölgesi; Antalya-Burdur Karayolu üzerinde 26 km.’de bulunmaktadır. Devlet Karayolunun ikiye böldüğü 690 hektar arazi üzerinde dahili yolları, çevre yolları, içme ve kullanma suyu şebekesi, yağmur suyu şebekesi, evsel ve endüstriyel genel arıtma tesisi, AG-OG elektrik şebekesi, Scada ve Otomasyon sistemi ile destekli dağıtım merkezleri, cadde aydınlatmaları, doğalgaz şebekesi, haberleşme şebekesi, kanalizasyon şebekesi, sağlık merkezi, PTT ve telefon santral binası, itfaiye hizmet binası ve diğer sosyal altyapı yatırımları ve TS EN - İSO 9001- 2008 Kalite Yönetim Sistemi Belgesi ile

sanayicilerine hizmet vermektedir.Antalya Organize Sanayi Bölgesi’nde tahsis yapılan parsel sayısı 250’dir ve 156 adet firma fiili olarak üretim yapmaktadır.Ulaştığı 10 bin 300 kişilik çalışan sayısıyla AOSB, Antalya ekonomisi için önemli bir istihdam merkezi olma özelliğini taşımaktadır. Faal firmaların üretimleri, ağırlıklı ihraç malları ve dış pazar odaklı gerçekleştiğinden, firmaların başarıları Antalya ekonomisi ile birlikte direkt ülke ekonomisini de olumlu yönde etkilemektedirAntalya Organize Sanayi Bölgesi’ nde gerçekleştirilen yatırımlarla firmalarımız bin 500 milyar ABD Dolar’lık üretim, 350 milyon ABD Dolar’lık ihracat hacimleriyle Antalya ekonomisine önemli bir ekonomik katkı gerçekleştirmektedir.Antalya Organize Sanayi Bölgesi büyük bir projedir. Antalya’nın coğrafi konumunu ve turizmi odağa almış ekonomik yapısı nedeniyle özel bir yapı ile planlanan Bölgede, ağır sanayi olarak adlandırılan yatırımları engellenerek mevcut kısıtlara göre Antalya ekonomisine olabilecek en uygun yapılaşması gerçekleştirilmiştir.Yukarıda ana hatlarıyla özetlenen alt ve üst yapı yatırımlarıyla, sosyal donatılarıyla AOSB’de, yatırımcılara ihtiyaç duyabilecekleri tüm hizmetler- 24 saat süreyle başarıyla sunulmaktadır. Çevreci öncelikleri ile AOSB ülkemizdeki diğer organize sanayi bölgeleri arasında da hak ettiği yere ve üne kavuşmuştur.Antalya Organize Sanayi Bölgesindeki firmaların sektörlere göre dağılımlarına baktığımızda; Gıda Sektörü 27 tesis yüzde 17.31 oran ile ilk sıradanla, plastik sektörü 22 tesis ve yüzde 14,10 oranı ile 2. sırada, Makina Metal sektörü 18 tesis ile yüzde 11.54 oranı ile 3. sırada yer almaktadır. Bunları 15 tesis ve yüzde 9,62 oranı ile ahşap sektörü ve kimya sektörü takip etmektedir. Diğer sektörler ise gübre, elektrikli makine, tekstil ve diğer sektörler olarak sıralanmaktadır.Antalya Organize Sanayi Bölgesi; halen Antalya’da en fazla elektrik tüketen yapıdır. AOSB, 2007 yılından itibaren 49 yıl süreyle OSB elektrik dağıtım faaliyetini sağlamak üzere Dağıtım Lisansına sahiptir. Bölgemizde elektrik enerjisi TEDAŞ’dan. OSB girişinde ölçülerek topluca satın alınmakta ve Bölge Müdürlüğü

tarafından sanayicilerimize dağıtılmaktadır. Elektrik Şebekesi ve Trafo binaları Organize Sanayi Bölgesi’ne aittir. Halihazırda Antalya OSB nin kurulu gücü 155 930 kVA, 2011 yılı için aylık ortalama puanı güçleri ise 36.00 MW ve Aylık ortalama tüketimi 19 milyon kwh düzeyindedir.Bölgede yıllık ortalama kayıp tutarı Türkiye ortalamasının oldukça altında olup bu rakam 2011 yılı için yüzde 0.53 ‘dir Antalya OSB’e kendi şebekesindeki arızadan dolayı elektrik kesintisi söz konusu değildir. AOSB’de Sosyal ProjelerAntalya Organize Sanayi Bölgesinde, yangınla mücadele kapsamında; tam donanımlı 24 saat göreve hazır olan İtfaiye teşkilatı konuşlandırılmış durumdadır. Bölge Müdürlümüz bünyesinde; Doğal Afetlere Müdahale Timi (D.A.M.T.) kurulmuş olup; 15 kişiden oluşan bu tim her türlü teçhizatı ile her an göreve hazır durumdadır. Çevreci AOSBBölgenin tamamında 25 bin 398 m. uzunluğunda kanalizasyon şebekesi bulunmaktadır. Altyapı tesislerinin denetimi sürekli kontrol edilmekte ve deşarj limitlerini aşan tesislere ön arıtma tesisi yaptırılmaktadır. Bölgenin bütününü kapsayacak şekilde 20 bin nrVgün’e göre projelendirilen atıksu arıtma tesisimizde fiziksel, kimyasal ve biyolojik arıtma, çamur susuzlaştırma ve koku giderme üniteleri bulunmaktadır. 2002 yılında inşaatı tamamlanan tesisimiz on yıldır işletilmekte olup Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nden alınmış Deşarj İzin Belgesi bulunmaktadır. Atıksu Arıtma Tesisi çıkış suyumuzdan haftada bir alınan numuneler ile sürekli denetim altında tutulmaktadır. Ayrıca AS A T tarafından tesis haftalık olarak denetlenmektedir. Arıtma tesisinden çıkan çamurlar ise İl Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü tarafından lisans verilmiş özel bir firmaya ait Arıtma Çamuru Değerlendirme ve Bertaraf Tesisi’ne gönderilmektedirOrganize Sanayi Bölgesi sınırları içinde bulunan fabrika, şantiye, dükkan. Bölge Müdürlüğü ve sosyal tesislerinde oluşan evsel ve evsel nitelikli endüstriyel çöpler, haftada beş gün özel bir firma aracılığıyla toplatılmakta ve Büyük Şehir Düzenli Depolama Tesisi’ne götürülerek bertaraf ettirilmektedir.

38 TEMMUZ 2012

Kamu ve İş Makineleri Sektör Buluşması...Türkiye’de yatırım fırsatları ve kamu destekleri başlıklarında gerçekleştirilen Vizyon 2023 Kamu ve İş/İnşaat Makinaları Sektör Buluşması, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün’ün himayesinde, Türkiye İş Makinaları Distribütörleri ve İmalatçıları Birliği (İMDER) ve İstif Makinaları Distribütörleri ve İmalatçıları Derneği’nin (İSDER) desteği ile 27 Haziran 2012 tarihinde Ankara’da gerçekleştirildi. Bakan Ergün burada yaptığı konuşmasında, yeni makinelerin yanında, kullanımda olan diğer makinelere de benzer bir tescil sistemini kurarak envanter tespiti yapacaklarını belirterek, “Böylece nasıl her arabanın bir ruhsatı varsa, iş makinelerinin de bir ruhsatı olacak” dedi. Geçtiğimiz yıl önemli sektörel strateji belgelerinin hayata geçirildiğini anlatan Bakan Ergün, bunlardan Makine Sektörü Strateji Belgesi ve Eylem Planı ile ilgili izleme ve değerlendirme toplantılarını da gerçekleştirdiklerini ifade etti. Yapılan çalışmalar sonucunda sektör içi işbirliklerinin gözle görülür bir şekilde arttığına şahit olduklarını belirten Ergün, bunun çok önemli olduğunu söyledi. Ergün ayrıca, herkesin yerli ürüne sahip çıkması gerektiğini belirterek, yerli ürüne sahip çıkıldıkça yurt dışındaki önemli markaların da Türkiye’de yatırım yapma isteklerinin artacağını ifade etti.

Teknogirişim Zirvesi 2012...Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, 29 Haziran 2012 tarihinde Ankara’da gerçekleştirilen “Teknogirişim Zirvesi 2012”de yaptığı konuşmada, Bakanlık tarafından hayata geçirilen “Teknogirişim Sermayesi Desteği Programı” kapsamında bir ekosistem oluşmaya başladığını söyledi. Ergün, bugün alın terinden daha çok akıl terine ihtiyaç olduğunu belirterek, “Bizi zenginleştirecek olan şey akıl teridir, o da bizde var” dedi. “Teknogirişim Sermayesi Desteği Programı”nı 2009 yılında hayata geçirdiklerini ve her yıl 100 gence verilmek üzere 100’er

bin liralık destek belirlediklerini anımsatan Ergün, “O zaman biraz daha temkinli düşünülmüştür ama iki yıl içinde gördük ki müthiş bir potansiyel var, bunu 500’e çıkardık. 2012 yılından itibaren her yıl 500 projeyi destekleme imkânına bugün itibariyle sahibiz” dedi. Üç yıl içinde 452 kişinin bu destekten yararlandığını ve kendi işlerini kurduğunu belirten Ergün, “Olumlu sonuçlarını gördüğümüz için projenin bütçesini beş katına çıkardık. 2012 yılında gelen proje, üç yıl boyunca gelen projenin toplamından daha fazla oldu. Bu yıl yapılan bin 597 başvurudan 289’unu desteklemeye değer buldu çalışma grupları ve böylece teknogirişimci sayımız 741’e ulaştı” diye konuştu.

Türkiye, EUREKA’nın Dönem Başkanı Oldu…Türkiye, pazar odaklı, kısa sürede ticarileşebilecek ürün ve süreçlerin geliştirilmesine yönelik Ar-Ge projelerinin desteklendiği uluslararası işbirliği platformu EUREKA’nın Temmuz 2012-Haziran 2013 tarihleri arasındaki dönem başkanlığını üstlendi. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, 13 Temmuz 2012 tarihinde İstanbul Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen Türkiye EUREKA Dönem Başkanlığı Açılış Konferansı’nda EUREKA Programının, pazar odaklı, kısa sürede ticarileşebilecek ürün ve süreçleri destekleyen uluslararası işbirliği programı olduğunu kaydetti. Bakan Ergün, Türkiye’nin, 42 ülkenin üye olduğu ve Ar-Ge projelerinin desteklendiği uluslararası işbirliği platformu olan EUREKA’nın, Temmuz 2012-Haziran 2013 döneminde program başkanlığını yürüteceğini bildirdi. Türkiye’nin dönem başkanlığının Türkiye’deki firmalar için çok önemli bir fırsat olacağını ifade eden Ergün, Türkiye’nin, bugüne kadar üyesi olduğu bu programın önümüzdeki bir yıl içinde gündemini oluşturacağını, planlamasını gerçekleştireceğini ve Ar-Ge politikalarına yön vereceğini belirtti. Ergün, 27 yıllık geçmişe sahip bu program kapsamında, bugüne kadar 4 bini aşkın projeyle 30 milyar Avro’ya yakın Ar-Ge hacmi oluşturulduğuna da dikkat çekti.

“Yurt Dışındaki Türk Bilim İnsanları Kurultayı” İstanbul’da GerçekleştirildiBilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile TÜBİTAK’ın katkılarıyla bu yıl ilk kez düzenlenen ve dünyanın çeşitli ülkelerinden yaklaşık 100 bilim insanını bir araya getiren “Yurt Dışındaki Türk Bilim İnsanları Kurultayı” 12 Temmuz 2012 tarihinde İstanbul’da gerçekleştirildi. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, bu yıl içerisinde en az 10 ülkede bilim ve teknoloji ataşeleri atayacaklarını ve yurt dışı teşkilatı kuracaklarını bildirdi. Ergün, bilim ve teknolojinin, evde tek başına gelişecek bir şey olmadığına işaret ederek, vaktiyle Atina’da, Bağdat’ta, Roma’da, Endülüs’te, günümüzde ise ABD’de Silikon Vadisi’nde olduğu gibi bir kültür, bir ortam meselesi olduğunu anlattı. Daha çok Soğuk Savaş döneminin ve eski Türkiye’nin bir kavramı olan beyin göçü kavramını daha farklı

ifade ettiklerini dile getiren Ergün, bugün yurt dışındaki bilim insanları veya öğrencileri, beyin göçü olarak değil, beyin gücü olarak gördüklerini söyledi. Ergün, sadece Türkler için değil, yabancı akademisyenler için de Türkiye’yi bir cazibe merkezine dönüştürmeleri gerektiğini bildirdi. Ergün, bugün Türkiye’nin, demokrasi kültürüyle, sosyal devlet ilkeleriyle, güçlü reel sektörüyle, bölgesindeki birçok ülke için ilham kaynağı olduğuna işaret ederek, “Aynı Türkiye, bilim ve teknoloji ortamıyla da bölgemizde ve hatta tüm dünyada başı çekebilecek bir potansiyele sahiptir” dedi.

39TEMMUZ 2012

Nanoteknoloji Çalıştayı GerçekleştirildiBilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından 14 Temmuz 2012 tarihinde Gebze’de düzenlenen Nanoteknoloji Çalıştayı’nda konuşma yapan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, geleceği şekillendirecek en önemli teknolojilerden biri olan nanoteknolojinin dünyadaki ve Türkiye’deki durumunu, bu teknolojiyi ve uygulamalarını geliştirmek için üniversiteler ve reel sektör bünyesinde atılması gereken adımları tespit etmeye çalışacaklarını söyledi. Bakanlık olarak sorumluluk alanında olan konularla ilgili politika oluştururken, konunun tüm taraflarını dinlemeye büyük önem verdiklerini ifade eden Ergün, böylece gözden kaçan bir konunun kalmadığından emin olup daha doğru zamanlamalarla daha doğru adımlar atabildiklerini ifade etti. Ergün, Çalıştay sonuçlarının yollarını

aydınlatacağını anlatarak, beyin fırtınalarının ne kadar özgür ve rahat bir ortamda gerçekleşirse o kadar faydalı olacağını kaydetti. Bakan Ergün, insanlığa, eşyanın derinliklerine nüfuz etme imkanı veren nanoteknolojinin, Bakanlığın en çok önem verdiği alanların başında geldiğini kaydederek; “Nanoteknoloji ile eşyaları dönüştürmek, eşyaya yeni nitelikler kazandırmak ve hatta eşyanın temel niteliklerini değiştirmek mümkün olabiliyor. Nanoteknoloji alanındaki çalışmalar, tıptan elektroniğe, enerjiden tarıma hemen her alanda uygulanabilmesi açısından büyük bir değer taşıyor. Yapılan araştırmalara göre, 2004 yılında nanoteknoloji ürünlerinin pazar payı 13 milyar Dolar iken, bu rakam 2014 yılında 2.5 trilyon Dolar’a ulaşacaktır” diye konuştu. Bakan Ergün, 2023 hedeflerinin tüm toplumu heyecanlandıran ve diri tutan etkiler yaptığını belirterek, Türkiye’nin ekonomik ve sosyal kalkınma hedeflerine ulaşmasında, en kritik alanların bilim ve teknoloji olduğunu da sözlerine ekledi.

Güney Kore Bilgi Değişimi Programı Kapsamında İstanbul ve Ankara’da Çalışma Toplantıları Gerçekleştirildi

Güney Kore Strateji ve Maliye Bakanlığı yönetimindeki Bilgi Değişimi Programı (KSP) kapsamında Verimlilik Genel Müdürlüğü (VGM) tarafından hazırlanan teklifin Eylül 2011’de kabul edilmesiyle başlayan proje sürecinin “ihtiyaç analizi ve proje ayrıntılarını belirleme” aşaması İstanbul ve Ankara’da gerçekleştirilen toplantılarla tamamlandı. “Verimlilik ve Sürdürülebilir Endüstriyel Kalkınma için Politika Oluşturma” (Policy Planning for Productivity and Sustainable Industrial Development) adlı projenin bu ilk aşamasında ülkemize gelen altı kişilik Güney Kore Heyeti, VGM koordinasyonunda

16 Temmuz’da İstanbul’da, 17 Temmuz’da ise Ankara’da çeşitli kurum ve kuruluş temsilcileriyle bir araya geldi. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından hayata geçirilecek “Ulusal Verimlilik Stratejisi” ile kurulması planlanan “Eko-Verimlilik Merkezi” konularında Güney Kore deneyimlerinin ülkemize aktarılmasını amaçlayan proje çerçevesinde gerçekleştirilen toplantılarda, bu iki konuda çalışmalar yürüten kamu kurumları, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşlarından uzman ve akademisyenler de katkı sağladı.

Gerçekleştirilen çalışma toplantıları boyunca proje başlığını oluşturan iki temel konu hakkında ülke deneyimleri paylaşıldı, mevcut durum benzerlik ve farklılıklar temelinde tartışıldı. VGM tarafından hazırlık çalışmaları sürmekte olan Ulusal Verimlilik Stratejisi’nin hangi konuları içermesi gerektiği, çeşitli makroekonomik politikalar ve istatistikler çerçevesinde ele alındı. Bir diğer stratejik plan hedefi olan Ulusal Eko-Verimlilik Programının tasarımı ve Eko-Verimlilik Merkezi’nin kurulması konusunda da VGM ve diğer ulusal paydaşlar tarafından yürütülmekte olan çalışmalar, mevcut yasal çerçeve ve ihtiyaçlar üzerine görüş alışverişi gerçekleştirildi.

Oldukça verimli geçtiği gözlenen toplantılar sonrasında Kore Heyeti, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Ramazan Yıldırım tarafından kabul edildi. Verimlilik Genel Müdürü Anıl Yılmaz’ın da hazır bulunduğu ziyarette, yürütülen çalışmalar değerlendirildi.

40 TEMMUZ 2012

Üç Aylık Ulusal Verimlilik İstatistikleri 2012 Yılı Birinci Çeyreği Sonuçları Açıklandı

Nazlı SAYLAM BÖLÜKBAŞ - Yücel ÖZKARA - Faik Yücel GÜNAYDIN - Dursun BALKAN Sanayi ve Teknoloji Uzmanları - Verimlilik Genel Müdürlüğü

İmalat sanayi genelinde çalışan kişi başına üretim endeksi önceki yılın aynı dönemine göre %2,95, önceki döneme göre ise %10,75 azalış göstermiştir.Geçen yılın aynı dönemine göre çalışan kişi başına üretim endeksinde imalat sanayiyi oluşturan bölümlerden 9’unda artış görülmüş, en büyük artışın “Diğer ulaşım araçları” bölümünde olduğu görülmüştür.

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Verimlilik Genel Müdürlüğü, Resmi İstatistik Programı kapsamında hesapladığı ve yayımladığı Üç Aylık Ulusal Verimlilik İstatistikleri’ni 2 Temmuz 2012 Pazartesi günü kamuoyuyla paylaşmıştır. Bu dönemde de EFİS Rev. 2’ye (Avrupa Birliğinde Ekonomik Faaliyetlerin İstatistikî Sınıflandırılması) göre sanayinin “B-Madencilik Taşocakçılığı”, “C-İmalat Sanayi” ve “D-Elektrik, Gaz, Buhar ve İklimlendirme Üretimi ve Dağıtımı” kısımları, Ulusal Verimlilik İstatistikleri’nin kapsamını oluşturmuştur. Ana Sanayi Grupları Sınıflaması (MIGs) çerçevesine uygun şekilde 5 sanayi grubunda da göstergeler hesaplanmıştır.

Şekil 1. İmalat Sanayinde Üç Aylık Çalışılan Saat Başına Üretim Endeksi ve Çalışan Kişi Başına Üretim Endeksi

İmalat sanayi çalışan kişi başına üretim endeksinin ve çalışılan saat başına üretim endeksinin aldığı değerler Şekil 1’de görülmektedir. Çalışan kişi başına üretim endeksi, 2012 yılı birinci döneminde, bir önceki yılın aynı dönemine göre (2011 yılı I. dönemine göre) %2,95 azalarak 110,95 değerini almıştır. Çalışan kişi başına üretim endeksi, bir önceki döneme göre ise (2011 yılı IV. dönemine göre) ise %10,75 azalmıştır. Çalışılan saat başına üretim endeksi 2012 yılı ilk döneminde, bir önceki yılın aynı dönemine göre %2,86 azalarak 112,86 değerini almıştır. Çalışılan saat başına üretim endeksinde, bir önceki döneme göre ise %11,36 azalış yaşanmıştır. Zaman serilerinin izlediği seyir incelenirken yıllık değişimlerin izlenmesi daha sağlıklı sonuçlar verecektir. Bunun nedeni dönemlik değişimlerin belli bir bölümünün mevsimsel etkiler içermesidir. Bu amaçla Şekil 2’de imalat sanayi çalışan kişi başına üretim endeksi ve mevsimsel etkilerden arındırılmış endeks bir arada gösterilmiştir.

Şekil 2. İmalat Sanayi Çalışan Kişi Başına Üretim Endeksi ve Mevsimsel Etkilerden Arındırılmış Endeks

41TEMMUZ 2012

Çalışan kişi başına üretim endeksi değişimleri bir önceki döneme göre değerlendirilirken mevsimsel etkilerden arındırılmış serilerin incelenmesi daha anlamlı sonuçlar verecektir. İmalat sanayi için mevsimsel etkilerden arındırılmış verimlilik serisinin bir önceki döneme göre düşüş sergilediği gözlenmektedir. İmalat sanayinde çalışan kişi başına üretim endeksi bir önceki döneme göre %10,75 azalırken, mevsimsel etkilerden arındırılmış çalışan kişi başına üretim endeksi bir önceki döneme göre %1,88 azalmıştır. Bu değişim Şekil 2’de sunulmaktadır.

Şekil 3. İmalat Sanayi Çalışan Kişi Başına Üretim Endeksi Değişimlerinin YapısıÜlkemiz ekonomisinde gerek sanayi geneli, gerek imalat sanayi verimliliğinin belirleyicisi, 2009 yılı ile 2010 yılının ilk yarısında yatay seyreden ve 2010 yılının ikinci yarısından itibaren artış eğiliminde olan istihdam düzeyine bağlı olarak, üretim miktarı olmuştur. Şekil 3’te görüldüğü gibi (son 5 dönemde ortalama %1,2) istihdamın düzenli olarak artması istihdam daralmasına dayanmayan sağlıklı bir verimlilik büyümesine işaret etmektedir. İstihdam düzeyine bakıldığında; son dönemlerdeki istihdam düzeyinin artarak 2008 yılının ilk yarısı seviyesine ulaştığı, bununla beraber üretim endeksinin 2008 yılı ilk yarısı seviyelerine göre nispeten yüksek olduğu görülmektedir. Böylece işgücü verimliliği seviyesinin ana belirleyicisi geçmişe göre artan istihdam ve üretim endeksleri olmuştur. Bu durum mevsimsel etkilerden arındırılmış çalışan kişi başına üretim endeksinde de görülmektedir (Bkz. Şekil 2).Şekil 4’te toplam sanayi, madencilik ve imalat sanayi kısımları için bir önceki döneme göre değişimleri orijinal seri ve mevsimsel şok etki içermeyen seriler gösterilmektedir. Şekil incelendiğinde madencilik ve taşocakçılığı için bulunan orijinal serilerin büyük dalgalanmalar gösterdiği, buna karşın reel değişimlerin daha küçük olduğu görülmüştür. İmalat sanayi için yapılan analizde de benzer şekilde, dalgalanmaların ağırlıkla mevsimsel etki kaynaklı olduğunu göstermiştir. İmalat sanayi ile madenciliğin mevsimsel şok lardan etkilerden arındırılmış verileri karşılaştırıldığında mevsim dışı faktörlerin imalat sanayi verimliliği üzerinde daha büyük dalgalanmalar yarattığı görülmektedir.

Şekil 4. Bir Önceki Döneme Göre Çalışan Kişi Başına Üretim Endeksinde Değişimler (Mevsimsel Etkilerden Arındırılmış ve Orijinal Seriler)2005 ile 2011 yılları arasını kapsayan dönemde imalat sanayini oluşturan 24 bölüm incelendiğinde “makine ve ekipmanların kurulumu ve onarımı”, “kok kömürü ve rafine edilmiş petrol ürünleri imalatı” ile “tekstil ürünlerinin imalatı” bölümlerinin verimliliğinin düşme eğiliminde olduğu, bu bölüm dışında kalan 21 bölümün verimliliklerinin artma eğiliminde olduğu görülmüştür. En yüksek verimlilik büyüme eğiliminin %13,4 ile “ağaç, ağaç ürünleri ve mantar ürünleri imalatı (mobilya hariç); saz, saman ve benzeri malzemelerden örülerek yapılan eşyaların imalatı” bölümünde olduğu görülmüştür.

42 TEMMUZ 2012

Şekil 5. İmalat Sanayini Oluşturan 24 Bölüme Ait Yıllık Ortalama Verimlilik Büyümeleri(2005-2012)Tablo 1. 2005-2012 Dönemi Yıllık Ortalama Verimlilik Büyümesi

Toplam Sanayi %3,30

Sanayinin KısımlarıMadencilik %0,27İmalat %3,02Elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı %7,54

Ana Sanayi Grupları

Aramalı Üretimi %2,64Dayanıklı Tüketim Malı Üretimi %3,69Dayanıksız Tüketim Malı Üretimi %3,00Enerji Malı Üretimi %5,40Sermaye Malı Üretimi %3,00

Tablo 1’de ana sanayi grupları, sanayinin kısımları ve toplam sanayi için hesaplanan çalışan kişi başına üretim endeksinin 2005 birinci dönem ile 2012 birinci dönemi arası yıllık ortalama büyüme oranları verilmiştir. Sanayi kısımları içerisinde “Elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı”nın %7,54 ile en yüksek yıllık ortalama verimlilik büyümesine sahip olduğu; en düşük yıllık ortalama verimlilik büyümesinin ise %0,27 ile “Madencilik”te olduğu hesaplanmıştır. Ana Sanayi Grupları incelendiğinde ise en yüksek verimlilik artışının yıllık ortalama %5,40 ile “Enerji Malı Üretimi”nde olduğu görülmektedir.

Şekil 6. Ana Sanayi Grupları (MIGs) Çalışan Kişi Başına Üretim Endeksi Trend SerileriŞekil 6’da Ana Sanayi Grupları çalışan kişi başına üretim endeksi serilerinin trendleri gösterilmiştir. Bu noktada kullanılan trend kavramı orijinal seriden mevsimsel etkilerin ve düzensiz şokların çıkarılmasıyla elde edilen uzun dönemli eğilimi ifade etmektedir. Burada dikkat çeken nokta, küresel durgunluğun etkisini gösterdiği bir zaman aralığında ana sanayi gruplarının trend değişimlerinde bazı grupların durgunluktan etkilenmesi, bazı grupların ise hemen hemen etkilenmemesidir. Dayanıklı Tüketim Malı Üretimi ile Dayanıksız Tüketim Malı Üretimi işgücü verimliliklerinin uzun dönem eğilimleri, küresel kriz dönemi de dâhil olmak üzere istikrarlı bir şekilde artmaktadır. Tablo 1’den de görüleceği üzere dayanıklı tüketim malı üretiminin ve dayanıksız tüketim malı üretiminin yıllık ortalama verimlilik büyümeleri sırasıyla %3,69 ile %3,00 olarak gerçekleşmiştir. Enerji Malı Üretimi işgücü verimliliğinin, genel hızlı artış eğilimini korumakla birlikte, kriz döneminde artış hızının belli bir dönem düştüğü ancak 2010 yılından itibaren oldukça yüksek bir büyüme hızıyla artış eğilimini sürdürdüğü görülmektedir. Küresel kriz döneminden etkilenen Ara Malı Üretimi ile Sermaye Malı Üretimi sanayi grupları ise dalgalı bir verimlilik düzeyine sahiplerdir. Ara Malı Üretiminin verimlilik düzeyi kriz önceki dönemi yakalamış ve düzenli bir artışla kriz döneminin üzerine çıkmış ise de Sermaye Malı Üretiminde verimlilik düzeyi dalgalı yapısını korumaktadır.

43JULY 2012

Productivity Statistics Related to The First Quarter of 2012 Have Been Published

Productivity statistics related to the first quarter of 2012 have been published on 2nd of July 2012 by Ministry of Science, Industry and Technology Directorate General for Productivity.

In manufacturing industry, production per person employed has decreased by 2.95% compared to the same quarter of the previous year. Compared to the previous quarter, index decreased by 10.75%. In manufacturing industry, production per hour worked has decreased by 2.86% compared to the same quarter of the previous year and decreased by 11.36% compared to the previous quarter.

Diagram 1. Quarterly Index of Production Per Person Employed and Production Per Hour Worked in Manufacturing Industry (2005 Avg.=100)

In the Diagram 2, it is shown that the structure of changes in the index of production per employment. The determinants of productivity are employment and production indexes. It has seen that; for the first quarter of 2012 compared to the first quarter of 2011, the index of employment has increased by 4.8% and the index of production has increased by 1.77%. With these effects the productivity index has decreased by 2.95%.

Diagram 2. Structure of Changes in the Index of Production Per Employment

Next newsletter release date about this subject is 01.10.2012.

Productivity statistics are available at http://vi.sanayi.gov.tr/productivityindicators/.

44 JULY 2012

We will continue to develop Organized Industrial

Zones, the most accurate address for qualified,

innovative and competitive investments

During the last 9,5 years, 147 more Organized Industrial Zones (OIZs) have been constructed with necessary infrastructure and in these zones 41,608 firms have begun production in an area of 27,542 hectares. In these facilities, about 1,200,000 people are employed and this number is expected to reach about 2 million when all firms began to operate. As of today, 261 OIZs have become legal entities and it is planned to credit infrastructure and refinement of 65 more OIZ projects in 2012 Investment Program. It is a pleasure to state that our OIZs have acquired a vision that aimed integration to world markets and led our industry to increase its competitiveness. At this time, countries like Mongolia, Kazakhstan, Ukraine, Palestinian, Egypt and Azerbaijan follow the related process in Turkey in this area and utilize our experience.

Being the related Ministry, we study seriously on the management structures, occupancy rates and the number of expertise zones of OIZs and their connection with railway and harbor lines and their links with education system. For instance, there are actions in our Industrial Strategy regarding critical decisions about OIZs and we follow them. As a conclusion, Turkey is growing emphatically and it will continue to grow. We, as the government, try to eliminate all kinds of trouble for the investors and besides we continue to smooth the way of doing new investments. All investors

both foreign and domestic should decide on their new investments without hesitation. It should be kept in mind that we guarantee providing convenience in all fields especially with respect to physical infrastructure and residence.

Industrialization in Anatolia and OIZs

As a significant item of planned development programs, OIZs provide our industrialists and entrepreneurs with industrial parcels of which infrastructures are complete and contribute to the economy with respect to economic development and employment creation. Thus, these industrial groups’ productions, depending on scale economy, should be directed within a

plan in order to increase productivity and efficiency in general. Within this framework, we try to actualize a balanced development by attracting investment to underdeveloped regions through various incentive mechanisms. During this process, we will take into account new developments in OIZ legislation around the world and therefore, provide opportunity to new OIZ models like logistic zones and expertise OIZs.

Why Rehabilitated Organized Industrial Zones? After the establishment of the Republic, industrialization is intensified in certain regions. Due to its nearness to input and output markets in Ergene Basin, Tekirdağ began to industrialize in an unplanned

Organized Industrial Zones

45JULY 2012

and uncontrolled manner in general especially after 1970s. The negative effects of this kind of industrialization on environment, natural resources, human health and industrialists created a need for some radical precautions in these areas. By this way, Rehabilitated Organized Industrial Zones (ROIZs) have entered literature regarding industrial zones.

In summary, by the realization of ROIZs, main advantages are as follows;

• In addition to the elimination of air, soil and water pollution in the region, conservation of natural resources and abolishment of elements that are dangerous for human health would become possible,

• Industrialists could have positive projections for the future, besides utilizing the advantages of OIZs,

• As for state institutions, it would be easier to control informal industrial activities.

Integrated Approach to Local Development:

ŞanlıurfaThe tasks of establishing centers of gravity like economic structure, social interaction and common governance and making them active and functional become compulsory day by day. “The Reorganization of Şanlıurfa Industry Project” has been the last and the most comprehensive instance for such issues. Within the framework of 2006 Fiscal Cooperation between Turkey and European Union Program, the beneficiary of the project that was finalized in May 2011 with 15,709,776 Euro budget was the Ministry of Science, Industry and Technology, Directorate General for Industrial Zones.

The main aim of the Project was to decrease the regional differences in

Turkey by contributing to social stability and economic development in GAP Region. Specifically, the Project focused on the determination of strategic sectors and on the establishment of necessary business environment enhancing the competitiveness of firms in Şanlıurfa 2nd OIZ. Şanlıurfa economy depends on production factors at present and the city owes its competitiveness mainly to its unskilled labor and fertile soil. Therefore, short and medium term targets of the Project are increasing the productivity and efficiency of the local economy and easing the determination of fundamental elements of an innovation based economy.

The Experience of Organized Industrial Zones in Turkey

Regarding the organization of industrial development in terms of location, Organized Industrial Zones (OIZs), Small Industrial Sites (SISs), Free Zones (FZs) and Technology Development Regions (TDRs) are defined as production zones having special status. Among these, OIZs have 50 years experience in issues like balanced development, regulation on the relation between urbanization and industrialization, elimination of environmental problems and finally access to infrastructure service at low cost. Furthermore, OIZs are significant tools in determining the development direction and forming the land use manner of the city besides their employment opportunity. Taking into consideration that urbanization and the need for land use are designed according to zoning plans, deciding the location of OIZs becomes an important task. The process should depend on comprehensive scientific researches dealing with home-work distances, labor projections, university-industry relations and regional research results.

Otherwise, location decisions of OIZs, which are taken apart from these, would both prevent the efficient use of scarce capital accumulation and scarce land resources. In other words, the location decision should target the design of new life spaces where OIZs are well associated with the city and people in it, instead of attaching to criteria like the ownership, size and environment values of land or the effort of satisfying the parcel demand of industrialists.

Industrial Ecology“Industrial Ecology” concept refers to an interdisciplinary environmental and economic approach based on the interaction between industrial and ecological environment. (Industrial Symbiosis Project in İskenderun Gulf) As for Eco-Industrial Parks (EIP), they are defined as the implementation of industrial ecology concept in industrial areas. The most convenient industrial groups in Turkey that can be handled for this topic are OIZs since they include EIP’s essential features like common refining plants, common environment management systems, common infrastructure service and common management…etc. Regarding the international consensus on sustainable development and its requirements, production policies should not ignore ecologic dimension. Instead, economic dimension and ecologic dimensions should be integrated as well. Thus, the transformation of OIZs to EIPs like in the configuration in China would lead to the fulfillment of national and international environmental criteria and competitive productions in global markets.

46 TEMMUZ 2012

SANAYİ GÖSTERGELERİ / INDUSTRY INDICATORS

Kaynak: TÜİK - Source: TURKSTAT

Kaynak: TÜİK - Source: TURKSTAT

Kaynak: Merkez Bankası - Source: Central Bank of The Republic of Turkey

47TEMMUZ 2012

BİLİM ve TEKNOLOJİ GÖSTERGELERİ / SCIENCE and TECHNOLOGY INDICATORS

Kaynak: (OECD, MSTI;2011) - Source: (OECD, MSTI;2011)

Kaynak: TÜİK - Source: TURKSTAT

ULUSLARARASI VERİMLİLİK İSTATİSTİKLERİ / INTERNATIONAL PRODUCTIVITY STATISTICSSeçilmiş AB Ülkeleri Son Dört Çeyrek Çalışan Kişi Başına Üretim Endeksi Ortalaması ve Ortlama Yıllık Değişim Oranları / Index of Production Per Person Employed; Average of Last Four Quarters and Annual Average Rate of Growth for Selected EU Countries

Kaynak: Ulusal Verimlilik İstatistikleri, EUROSTAT.Source: National Productivity Statistics of Turkey, EUROSTAT

OECD Ülkelerinde Büyümeye Katkılar, 1985-2009 Ortalaması / Contributions to Growth in OECD Countries , 1985-2009 Average

Kaynak: OECD Factbook 2011: Ekonomik, Çevresel ve Sosyal İstatistikler ve Verimlilik Genel Müdürlüğü Hesaplamaları.Source: OECD Factbook 2011: Economic, Environmental and Social Statistics and General Directorate for Productivity Calculations.

48 TEMMUZ 2012

ULUSAL VERİMLİLİK İSTATİSTİKLERİ / NATIONAL PRODUCTIVITY STATISTICSİmalat Sanayi Verimlilik Değişimleri (Yıllık ve Üç Aylık) ve Üç Aylık için Eğilimler

Productivity Changes in Manufacturing Industry (Annually and Quarterly) and Trends for Quarterly Data

Çalışan Kişi Başına Üretim Endeksi (2005 Ort.=100) / Index of Production Per Person Employed (2005 Ave.=100)

2006 2007 2008 2009 2010 20112012

1. Çeyrek 1st Quarter

Toplam Sanayi / Total Industry 104,5 107,7 107,4 107,0 115,8 119,8 114,4

Sanayinin Kısımları/Sections of Industry

Madencilik ve Taşocakçılığı / Mining and Quarrying 97,0 95,0 101,3 105,7 102,7 102,8 94,4İmalat / Manufacturing 104,5 107,6 106,3 104,6 117,9 117,9 110,9Elektrik, Gaz, Buhar ve İklimlendirme ... / Electricity, Gas, Steam And Air Conditioning Supply 119,0 128,4 136,5 136,5 130,8 130,8 156,9

Ana Sanayi Grupları / Main Industrial Groups(MIGs)

ARM - Aramalı / IG - Intermediate Goods 104,6 106,2 104,3 104,8 117,2 110,5 110,5DLT - Dayanıklı Tüketim / DCG - Durable Consumer Goods 101,4 106,0 110,7 116,1 130,1 119,1 119,1DZT - Dayanıksız Tüketim / UCG - Non-Durable Consumer Goods 104,9 106,7 105,7 111,0 114,7 109,1 109,1ENJ – Enerji / E- Energy 102,9 107,0 112,7 112,9 135,3 141,5 141,5SEM - Sermaye Malı / CG - Capital Goods 102,1 108,5 106,2 90,6 116,6 106,7 106,7

Gıda ürünlerinin imalatı / Manufacture of food products 101,0 98,5 97,5 95,1 97,5 99,6 91,0İçeceklerin imalatı / Manufacture of beverages 102,0 109,2 117,1 116,1 103,1 99,9 86,8Tütün ürünleri imalatı / Manufacture of tobacco products 117,4 127,2 155,9 137,3 146,2 137,0 152,2Tekstil ürünlerinin imalatı / Manufacture of textiles 103,9 98,8 94,5 97,1 102,9 98,8 95,0Giyim eşyalarının imalatı / Manufacture of wearing apparel 101,3 107,1 99,0 105,4 111,9 108,6 103,6Deri ve ilgili ürünlerin imalatı / Manufacture of leather and related products 109,3 95,1 92,7 95,8 104,7 104,1 100,8Ağaç, ağaç ürünleri ve mantar ürünleri imalatı... / Manufacture of wood and of products of wood and cork... 115,6 131,2 153,7 184,7 212,7 247,3 230,3Kağıt ve kağıt ürünlerinin imalatı / Manufacture of paper and paper products 105,7 106,7 105,6 114,7 117,2 121,9 122,5Kayıtlı medyanın basılması ve çoğaltılması / Printing and reproduction of recorded media 107,2 114,3 116,0 127,4 126,8 139,9 124,2Kok kömürü ve rafine edilmiş petrol ürünleri imalatı / Manufacture of coke and refined petroleum products 107,4 106,2 99,4 82,3 85,9 95,8 86,5Kimyasalların ve kimyasal ürünlerin imalatı / Manufacture of chemicals and chemical products 112,6 116,6 109,3 112,9 122,9 123,7 119,8Temel eczacılık ürünlerinin ve eczacılığa ilişkin malzemelerin imalatı / Manufacture of basic pharmaceutical products and pharmaceutical preparations 109,3 119,4 123,5 129,1 127,9 131,1 136,6

Kauçuk ve plastik ürünlerin imalatı / Manufacture of rubber and plastic products 98,4 100,6 95,6 94,8 104,0 108,2 98,8Diğer metalik olmayan mineral ürünlerin imalatı / Manufacture of other non-metallic mineral products 103,1 102,2 103,0 104,0 113,4 116,8 96,9Ana metal sanayi / Manufacture of basic metals 109,8 113,5 107,3 100,1 105,7 104,0 105,8Fabrikasyon metal ürünleri imalatı (makine ve teçhizat hariç) / Manufacture of fabricated metal products, except machinery and equipment 102,4 108,5 100,5 91,9 103,7 112,5 110,5

Bilgisayarların, elektronik ve optik ürünlerin imalatı / Manufacture of computer, electronic and optical products 80,1 74,3 69,9 64,7 84,7 91,5 78,0Elektrikli teçhizat imalatı / Manufacture of electrical equipment 107,2 107,2 100,0 102,9 119,9 130,6 122,0Başka yerde sınıflandırılmamış makine ve ekipman imalatı / Manufacture of machinery and equipment n.e.c. 104,8 105,2 95,6 85,4 107,2 114,5 112,6Motorlu kara taşıtı, treyler (römork) ve yarı treyler (yarı römork) imalatı / Manufacture of motor vehicles, trailers and semi-trailers 102,4 103,7 102,8 90,4 113,3 117,8 109,4Diğer ulaşım araçlarının imalatı / Manufacture of other transport equipment 110,1 188,5 197,7 122,5 126,1 162,3 125,5Mobilya imalatı / Manufacture of furniture 92,4 116,0 133,6 137,0 136,4 154,1 130,4Diğer imalatlar / Other manufacturing 126,6 119,4 141,8 149,2 171,1 174,3 159,2Makine ve ekipmanların kurulumu ve onarımı / Repair and installation of machinery and equipment 91,4 128,8 95,0 91,8 99,1 89,5 85,9

T.C. BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞIVERİMLİLİK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Gelibolu Sokak No: 5 Kavaklıdere 06690 ANKARATel: (312) 467 55 90 (10 Hat) - Faks: (312) 427 30 22 - Faks (Dergi): (312) 467 47 79

e-posta: [email protected] - internet: http://vgm.sanayi.gov.tr