ÖĞÜtler - wordpress.com · amelde mezhebim:İmammı azam ebu hanife,ben imamı agzamı imam...

117
ÖĞÜTLER Bismillahirrahmanirrahim Ehli Sünnet Kaynaklarından Derlenmiştir.

Upload: others

Post on 01-Jan-2020

64 views

Category:

Documents


1 download

TRANSCRIPT

ÖĞÜTLER 

    Bismillahirrahmanirrahim

Ehli Sünnet Kaynaklarından Derlenmiştir.

İçindekiler

Cevahirül İslam# # # # # # # 1Resülullahın Hayat Çizelgesi# # # # # 3İlk Müslümanlar# # # # # # # 6İmanın Tarifi# # # # # # # # 6İlkler# # # # # # # # # 75 Şey İbadettir# # # # # # # 8Cennet Köşk Yapmak# # # # # # 84 Çeşit Ölüm Var# # # # # # # 8İmamın Muhafazası## # # # # # 8Allah’ın Huzurundan Kovulmak# # # # # 9En Faziletliler # # # # # # # 9Nefsin Halleri# # # # # # # 10Riyanın Alameti# # # # # # # 1110 Şey Bedene Farzdır# # # # # # 1110 Şey Bedeni Korur# # # # # # 1210 Şey Bedenin Şerefidir# # # # # # 1210 Şeyin Maddi ve Manevi Zararları# # # # 1310 Şey İnsan Varlığını Öldürür# # # # # 1310 Şey İnsanı Aşağılık Yapar# # # # # 14Kibir# # # # # # # # # 14Kibre Götüren Haller# # # # # # 18Suizan # # # # # # # # 20Zulüm## # # # # # # # 20Gıybet## # # # # # # # 26Nifak# # # # # # # # # 27Yalan# # # # # # # # # 27Cebbarlık# # # # # # # # 28Sevgi ve Nezaket # # # # # # # 29Akıllı Kimse# # # # # # # # 31

Haya ve İman# # # # # # # 32İlim# # # # # # # # # 33Hilim# # # # # # # # # 40Feraset# # # # # # # # 40Nazar## # # # # # # # 41Hamd ve Şükür# # # # # # # 42İyi Huy # # # # # # # # 45Selam Vermek# # # # # # # 47Selamın Manası# # # # # # # 47Musafaha# # # # # # # # 49Edep# # # # # # # # # 50Peygamberimize Edep # # # # # # 51Hak Dostlarına Edep # # # # # # 52Sultan Selim Handaki Edep# # # # # 53Mecliste Oturma Adabı# # # # # # 54Mahremiyet# # # # # # # # 59Nefis ve Heva# # # # # # # 60Allahu Teala’nın Sevdiği Kullar# # # # # 65Ana Baba Hakkı# # # # # # # 66Zikir# # # # # # # # # 70Mübarek Günler ve Geceler# # # # # 73Örtünmek# # # # # # # # 77İslamiyette Manevi ve Bedeni Temizlik# # # # 80Gusül Abdesti# # # # # # # 83Cenaze Yıkamak# # # # # # # 85Abdest Bahsi## # # # # # # 86Abdestten Sonra Okunacak Dualar# # # # 91Misvak# # # # # # # # 92Kıble# # # # # # # # # 93Teyemmüm# # # # # # # # 93Ezan ve Gamet# # # # # # # 94Hayzlıyken Namaz Kılınmaz# # # # # 96Kadının Evde Namaz Kılması# # # # # 96Namazı Vakti Girince Kılmak# # # # # 97Namaz Bahsi # # # # # # # 97Nafile Namazlar# # # # # # # 106-115Bidatlar# # # # # # # # 107Namaz Vakitleri # # # # # # # 108Namaz Neden 5 Vakit Kılınır# # # # # 109İman ve İslam # # # # # # # 113Mendub Olan Sünnetler# # # # # # 120Tehlikeli Zamanlarda İbadetin Ecri# # # # 134Namazda Tesbih Çekmek# # # # # # 134-156Ayetel Kürsi# # # # # # # # 136Amenerrasulü# # # # # # # 140İslamın Şartı## # # # # # # 146

Besmele# # # # # # # # 146Selavatı Şerife# # # # # # # 153Dua Etmek# # # # # # # # 158Anne Babaya İyilik Etmek ## # # # # 168Oruç Bahsi# # # # # # # # 171Büyük Günahlar ve Şirk# # # # # # 181Allahu Tealaya Güvenmek## # # # # 192İslam Nişanı# # # # # # # # 1935 Şey Gönlü Öldürür# # # # # # 1955 Şey Kalbi Karartır## # # # # # 1955 Şey Kalbi Parlatır## # # # # # 1955 Şey Gözün Nurunu Artırır# # # # # 195Sıcak Yemek Yemenin Zararları# # # # # 195İmansız Gitmenin Sebebleri# # # # # 196Yemekten Evvel El Yıkamak# # # # # 197Yemek Yemenin Adabı# # # # # # 198Yemek Yemenin Mekruhları# # # # # 199Yemek Yemenin Haramları## # # # # 199Yemek Yemenin Farzları# # # # # # 200Az Yemenin Faydası# # # # # # 200Yemekten Sonra Elini Yıkamak# # # # # 200Misafire İkram# # # # # # # 201Nefse Hoş Gelen Dünya Nimetleri# # # # 207Cennet Nimetleri# # # # # # # 208Nimete Şükür# # # # # # # 210Rızkın Yaradılışı# # # # # # # 211Hediyeleşmek# # # # # # # 214Dünyay Değer Vermek # # # # # # 215

Allahü Teala ( Aliimran suresi 19 ayeti kerimesinde) innetdine indallahil islam:Şübhe yokki Allah indinde(hak olan ) din,islamdır. Cevahirül İslamEvvela müslümanmısın:Müslümanım elhamdülillah demenin masası oldurki,Allahı bir bilip ve resulu hak bilmektir.Allahı Tealayı bilirmisin:Bilirim elhamdülillah.Nasıl bilirsin:İbdidası ve intihası yoktur.Kadimdir zamandan ve mekandan,noksan sıfatlardan münezzehtir.Sen kimin kulusun:Allahın kuluyum.Sen kimin ümmetisin:Ahir zaman peygamberi iki cihan güneşi Muhammedül Mustafa sallallahi aleyhi vessellemin ümmetiyim elhamdülillah.Müminmisin:Hakka müminim.Ne zamandan beri müslümansın:Galü beladan beri.Galü bela neye derler:Ahti misaga derler(enestü birabbiküm)Edilli şeriye 4 tür:kitap,sünnet,icmai,ümmetİğtigatte mezhebim:Ehli sünnet vel cemeat,peygamberimiz sallallahi aleyhi vesellem ve eshabı ne itigat üzere ise bende,o iğtigat üzereyim demektir.Çünkü ehli sünnet velcemaat mezhebi varken hiç bir mezhep yoktu.Onun için eshabı kiram gibi sağlam bir şekilde dinimize sarılacağızki hidayet bulalım kurtuluşa erelim.Amelde mezhebim:İmammı azam ebu hanife,ben imamı agzamı imam edindim onun kitabullahdan ve hadisi şeriflerden anlayıp çıkardığı meseleleri kabul ettim ve onun sözüyle ameli ikrar ettim demektir.Allahın birligine delilin varmı:Var 2 delilim var biri aklen ve biri naklen.Aklen delilim,yerlere göklere bakıp elbette bunun bir haluku vardır demektir.Naklen delilim,gulhu vallahü ehat,ve ilahiküm ilahim vahid.Müminmisin müslümanmısın:Hem müminim hemde müslümanım.Mümin kimdir:Allahu Tealaya kemal mertebe inanıp iğtigat edendir ve insanların emin olduğu güvendiği kişidir.Müslim kimdir:Küfürden ve şirk işlemekten kaçmaktır.Ve müslüman diğer müslümanlara eliyle diliyle zarar vermiyendir.Müslim Allahu Tealaya teslim olucudur.Kimin züriyetindensin:Adem aleyhisselam zürriyetindenim.``Müminler ancak Allahu Teala anıldığı zaman yürekleri titriyenlerdir.``enfal suresi 2 ayeti kerimesinde tarif ettiği kullardır. Allahu Teala,bütün müslümanlardan tekbir iman istemektedir.İslamiyette,imanda itigada,tefrikaya ayrılığa izin verilmemişir.Resullah sallalhu aleyhi vesellemin inandığı ve bildiği ve eshabı kiramın nakilettiği gibi,iman eden müslümanlara ehli sünnet vel cemaat veya kıca sünni denir.Sünni müslümanlara mezhep imamları olan büyük islam alimleri tarafından kuranı kerim ve hadisi şeriflerde hükmü açıkça bildirilmiştir.Bazı ibadetlerin ve günlük amellerin tarifinde ve yapılışında gösterilen ve Allahu Tealanın rızasına kavuşturan yollara ameli veya fıkhi mezhepler denilmiştir.Mezhep imamı olan büyük islam alimlerinin aralarındaki iştihat ayrılıklarına dini sahibi izin vermiştir ve bu hal müslümanlar için rahmet olmuştur. 10 EMİR

Allahu Teala (isra suresi 22 38.)ayeti kerimesinde bildirdiğine göre1)Putlara tapmayacaksın,tek Allahın varlığına inanacaksın.2)Allahın ismini hürmet ve muhabbetle zikir edeceksin.3)6 gün çalışıp 7.gün dinleneceksin.4)Kimsenin malını çalmayacaksın.5)Adam öldürmeyeceksin.6)Zina yapmacaksın.7)Anne ve babana hürmet ve itaat edeceksin.8)Yalan söylemeceksin.9)Helal yoldan olmayan kazanmadığın parayı almacaksın(baray,rüşvet,faiz ve kumar paraları)gibi10)Haram olan kurbanı kesmeceksin(bu kurbanlar,putlara kestikleri,bazen insan bile olan kurbanlardır.) Göklerde Ahmet yerde Muhammet (s.a.v) efendimiz(9 reülevvel,20 nisan 571)pazartesi gecesi saat 2 de mekkede fil yılında fil ordusu gelmeden,10 aylık iken dogdu.4 yaşına kadar süt annesi halimenin yanında kaldı.4yaşında gögsünün yarılması olayı gercekleşti.(M 575-576)2 yıl annesinin yanında kaldı.Annesini vefatından sonra.(M 577-578)2 yıl dedesi abdulmuttalip in yanında kaldı.(M 578-592)amcası ebu talibin yanında kaldı.(M 595)25 yaşında iken hazreti haticenin kervanında ticaret için şama gitti.Aynı yıl Hz Hatice ile evlendi.(M 606)35 yaşında iken kabenin onarılmasına yardım etti.Hacerül esvet taşını yerine koydu.(M 610-613)hira mağrasında ibadete çekildi.(M 610,ramazan ayı)40 yaşında olduğu sırada kendisine vahiy gelmesi ve peygamberlikle görevlendirilmesi.3 yıl süreyle dine davetin gizli tutulması.(M 613-616)açıktan davetin başlaması.(M 613 ) müslümanlar üzerinde şiddet ve baskının başlaması.(M 165 )ilk müslümanların habeşistana hicreti.(M 616 )Hz Hamza ve Hz Ömerin müslaman olması.(M 617 )müslümanların 2 kere habeşistana hicreti.(M 617 )ekonomik ablukanın konması.(M 619 )ekonomik ablukanın kalkması ve ebutalibin ölümü ve Hz Haticenin vefatı.(M 620 )resullahın taife gitmesi.Taif halkının resullahın davetini kabul etmeyip ilgi göstermemiş çocuklara taşlatmışlardır.(M 621 )3 gögüs yarılması.İsra ve mirac mucizelerinin gerçekleşmesi ve mirac esnasında 5 vakit namazın farz olması.(H-1 ) (M 622 )resulullah sallallahu aleyhi vesellem in medineye hicreti ilk cuma namazının kılınması.(H-2) (M 623-624)fakirlerin barınması,mescidi nebevinin önüne teras yapılması,ramazan orucunun farz olması,zekatın farz olması,Hz ali nin Hz Fatıma ile evlenmesi.(M 626 )içki ve kumarın haram kılınması.(M 627)haccın farz kılınması.

(M 629 )ümre ziyareti.(H-8) (M 630 )mekkenin fethi.(20 ramazan çarşamba)(H-9) (M 630-631 )Hz Abbas ve Ebu Süfyanın müslüman oluşu.(H-10) (M 631 )veda haccı,veda hutbesinin okunuşu.(H-11) (M 632)Resulullah sallahi aleyhi vesellemin hastalanması ve ardından 63 yaşında iken rebüül evvel ayının 12. pazaretesi gecesi sabaha karşı saat 2 de vefat etmesi.Peygamber efendimizin hanımları:1)Hatice binti hüveylit (ranh)2)Sevde binti zema (ranh)3)Ayşe binti ebu bekir (ranh)4)Hafsa binti ömer (ranh)5)Zeynep binti üzeyme (ranh)6)Ümmü seleme (ranh)7)Zeynep binti cahş (ranh)8)Cüveyriye binti haris (ranh)9)Ümmü habibe (ranh)10)Safiye binti huyey (ranh)11)Meymune binti haris (ranh)12)Mariye el kıptiyye (ranh) Peygamber efendimizin coçukları:1)Zeynep (ranh)2)Rukiye (ranh)3)Ümmü gülsüm (ranh)4)Fatuma zehra betül (ranh)1)Kasım (ranh)2)Abdullah (ranh)3)İbrahim (ranh) Peygamber efendimiz sallallahu aleyhi veselleme sormuşlar,ehlibeyt kimdir diye,Peygamberimiz sallallahu aleyhi vesellem de Hz Ali ve Hz Fatma yı cübbesinin altına alıp benim ehlibeytim bunlardır buyurdu.Hz Ali ve Hz Fatımanın evliliklerinden Hz Hasan,Hz Hüseyin birde zeynep adında kızı oldu.Hz Hüseyinin soyundan gelenlere seyit denilmiştir.Hz Alinin diğer evliliklerinden 32 çocuğu oldu.16 oğlu ve 16 kızı olmuştur.Hz Hasan ın 15 oğlu 8 kızı olmuştur.Hz Hüseyin in 6 oğlu 3 kızı olmuştur. İLK MÜSLÜMANLAR:HZ- Haticetil küpra (r.anh)HZ- Ebu bekir (r.anh)HZ- Ali (r.anh)HZ- Zeyd (r.anh)HZ- Ebüzer Giffari (r.anh)HZ- Osman (r.anh)

HZ- Abdurrahman (r.anh)HZ-Sad (r.anh)HZ-Zübeyr (r.anh)HZ-Talha (r.anh)HZ-Ebü übeyde (r.anh)HZ-Said (r.anh) Gül kokusu-Hz ResullahdırAyva kokusu-Hz Ebü BekirdirKavun kokusu-Hz ÖmerdirMenekşe kokusu-Hz OsmandırElma kokusu-Hz Alinindir(bazıları şebboy kokusu hz Alinindir derler)Yasemin kokusu-Hz FatmanındırİMANIN TARİFİİmanın aslı nedir? Allahü Tealanın adasıdır.İmanın şeriatı nedir? Helali haramı bilmektir.İmanın durağı nedir? Müminin gönlüdür.İmanın ululuğu nedir? Çok zikrullah etmektir.Her erkeğe ve her kadına ver kişiye iman ve islam ilmini öğrenip bilmek farzdır.İmanın başı nedir? Lailhe İllallah Muhammedem Resulullahİmanın teni nedir? Beş vakit namazdır.İmanın kalbi nedir? Kurandır,kuranın kalbi Yasindir.İmanın kökü nedir? İhlastır.İmanın sözü nedir? Zikrullahdır.İmanın ruhu nedir? Doğru söylemektir.İmanın darlıgı nedir? Eriyle avrat bey namaz olmaktır.İmanın halavatı nedir? Paklıktır.İmanın yemişi nedir? Oruç tutmaktır.İmanın hükmü nedir? Allahü Tealanın azabından emin olmayıp ve rahmetinden ümidin kesmemektir.İmanın yapragı nedir? Takvadır.İmanın derisi nedir? Hayadır.İmanın sendemi,sen imandanısın? ben imandayım ve iman bendedir ve ben müminim iman benim sıfatımdır.İman azada kaç yerdedir? Dört yededir.1) Gönüldedir2) Kalptedir3) Göğüstedir4) Dildedirİmanın yıkan nedir? Beş vakit namazı terk etmektir.Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyurdu.Slm mı ancak müminlere verin, amma kafirlere ve yahudilere ve benim ümmetimin yahudilerine vermeyin diye buyurdu.Dediler ya Resulallah senin ümmetini yahudileri kimlerdir.Dediki 5 vakit namazı terk edenlerdir.Neüzübillahi tealaİLKLERİlk müslüman olan erkek: Hz Ebu Bekir (r,anh)

İlk müslüman olan kadın: Hz Hatice (r.anh)İlk ezan okuyan: Hz Bilali habeşi (r.anh)Çifcilerin piri kimdir? Adem (a.s)Terzilerin piri kimdir? İdris (a.s)Çizmecilerin piri kimdir? Şeyh hasanı basriSaraçların piri kimdir? Veysel karaniBezirganların piri kimdir? Şuayp (a.s)Gemicilerin piri kimdir? Nuh (a.s)Berberlerin piri kimdir?Haris (r.anh)Hallaçların piri kimdir? Mansur hallaçDülgerlerin piri kimdir?Habibi neccardır5 şey ibadettir: Az yemek,camide oturmak,kabeye bakmak,alimin yüzüne bakmak,okumadanda olsa kuranı kerime bakmak, 4 şeyi yapan kimseye cennetde bir köşk yapılır bunlar:1)Herkim işlerinde,Lailahe illalha yapışırsa.2)Başına bir müsibet geldiginde,İnna nillah ve inna ileyhi raciun dese.3)Kendine bir nimet verilince,Elhamdülillah dese.4)Bir günah işleyince,Estağfirullah dese. 4 çeşit ölüm vardır bunlar:1)Kırmızı ölüm: Eziyetlere katlanmak.2)Beyaz ölüm:Uzun boylu susmak.3)Sarı ölüm:Uzun boylu ibret almak.4)Siyah ölüm :Nefsin arzularına aykırı hareket etmek.Yukarda anlatılan ölümler nefsin dünyadaki ölümüdür. İman 5 kale ile muhafaza edilir:1)Yakin:Şüphesiz iman2)İhlas:Karşılık beklemeden Allahü Tealanın rızası için amel etmek.3)Farzları eda etmek.4)Sünnetleri tamamlamak.5)Edebi,muhafaza etmek.Kişi edebi muhafaza ettikçe şeytan ondan ümidini keser.Şeytan önce edebi sonra sünnetleri,sonra farzları,sonra ihlası,sonra inancı,terkettirmeye heves eder.Allahü Tealanı huzurundan kovulmaya sebeb olan 5 şey:1)Gurur2)Kibir3)Haset4)Kin5)UcubAllahü Tealaya kavuşmaya mani olan 4 şey:1)Şehvet2)Çok yemek3)Mal ve makam4)Ucub ve gurur

İşte bunlar kulun cenabı hakka ulaşmasına manidir.EN FAZİLETLİLERCanlılardan:İnsanlarİnsanlardan:Peygamber Aleyhimüs selevatPeygamperlerden:Muhammed AleyhisselamMüslümanlardan:Sehabeyi kiramSehabilerden:Hz Ebu Bekir (r.anh)Zevcelerden:Hz HaticeŞehitlerden:Hz HamzaMüezzinlerden:Hz Bilali habeşiMeleklerden:Cebrail AleyhisselamAsırlardan:Peygamberimizin asrıÜmmetlerden: Muhammed (s.a.v.) ümmetiKitaplardan:Kurannı kerimSurelerden:Fatiha suresiAyetlerden:Ayeti kürsiDualardan:Elhamdülillahi rabbil aleminZikirlerden:Kelimeyi tevhit (lailahe illallah)İbadetlerden:NamazOruçlardan:Ramazan orucuAylardan:Ramazam ayıGünlerden:Cuma günüGecelerden:Kadir gecesiŞehirlerden:Mekke i mükerremeBinalardan:Kabe i şerifMescitlerden:Mescidi haramTaşlardan:Hacerül esvetKabirlerden:Peygamber efendimiz(s.a.v.)kabriSulardan:Zemzem suyuSavaşlardan:Bedir savaşıTabiin den:Veysel karaniVadilerden:Beytül mukatdes vadisiAsalardan:Musa Aleyhimüsselemın asasıBalıklardan:Yunus aleyhimüsselamın balıgıDevelerden:Salih Aleyhisselamın devesiYüzüklerden:Süleyman Aleyhisselamın yüzügüKölelerden:Billali habeşi NEFSİN HALLERİNefsin 7 kötü hali vardır bunlar:1)Ucub:Kendini beyenmek2)Riya:Gösteriş3)Haset:Çekememezlik4)Hubburiyet:Reislik sevgisi5)Kibir:Üstünlük taslamak6)Gazab:Kızmak

7)Hubbul mal:Mal sevgisiCenennemin 7 kapısı vardır,her kim bu kötü 7 huydan vaz geçer nefsini bu huylardan temizlerse cehennemin 7 kapısı kendine kapanır cennete girer. RİYANIN ALAMETİ 3 DÜR1)Yalnız iken ibadet de tembellik ve gevşeklik yapmak.2)Cemaat içinde ibadet ederken çalışkan ve sevinçli olmak.3)Yaptıgı iyi amellere karşı (insanlar tarafından)övülmeyi sevmek.bunlardan kaçınan ihlaslı olur.İhlas mevlayla kulu arasında bir sırdır.Melekler,şeytan ve nefis dahi bilmez.

ON ŞEY

Bâyezîd-i Bistâmî buyurdu ki: "Şu on şey beden üzerine farzdır:

1) Farzları noksansız yerine getirmek,2) Haram kılınan şeylerden kaçınmak,3) Allah için mütevâzî olmak,4) Müslüman kardeşlerine eziyet etmekten sakınmak,5) İyi ve kötü herkes için hayır isteyen olmak,6) Allahü teâlânın mağfiretini arzulamak,7) Her işte ve her hâlükârda Allah rızâsını gözetmek,8) Öfkeyi, gurur ve taşkınlığı, zulüm ve haksızlığı, üzücü ölçüde mücâdeleyi terketmek,9) Kendi kendine nasîhatçı olmak, nefsi terbiyeye çalışmak,10) Ölüme bilerek hazırlanmak."

Şu on şey bedeni korur:

1) Gözleri haramdan ve lüzumsuz şeylerden korumak,2) Dili zikre alıştırmak ve bunu îtiyâd hâline getirmek,3) Nefis muhâsebesi yapmak, günlük hayâtı bu ölçü içinde sürdürmek,4) İlim öğrenmek ve öğrenilen ilmi faydalı olacak şekilde kullanmak,5) Edeb ve terbiyeyi her yerde ve herkese karşı muhâfaza etmek,6) Bedeni, dünyânın faydasız işlerinden kurtarıp, dünyâ ve âhiret için faydalı işlerde kullanmak,7) İnsanlarla haşır-neşir olmamak, kalbi geliştirmek, düşünceyi berraklaştırmak, zekâyı işletmek için uzlete çekilmek,8) Nefis ile kıyasıya mücâdele etmek,9) Çokça ibâdet etmek,10) Peygamber efendimizin sünnetine uymak.

Şu on şey bedenin şerefidir:

1) Tevâzu içinde yumuşak huyluluk,2) Hayâ ve edep,3) İlim,

4) Haram ve şüpheli şeylerden kaçınmak, gönül rahatlığı içerisinde ibâdetleri hatâsız yapmaya çalışmak, dünyâ şatafatına değer vermemek,5) Her işte, atılan her adımda Allahü teâlâdan korkmak,6) Güzel ahlâk,7) Başa gelen belâ ve musîbetleri yüklenmek, sabrı dayanak yapmak,8) Halk ile iyi geçinme yollarını, idâre etmek çârelerini bilip yürütmek,9) Öfkeye mâni olmak,10) Dilenmeyi terketmek.

Şu on şey insanın maddî ve mânevî yapısını tahrib eder:

1) Dînine önem vermeyen kimseyle arkadaşlık etmek,2) Hayırlı ve yararlı kişilerden ayrılmak, onlarla dostluk kurmamak,3) Nefsin isteklerine boyun eğip onun peşine takılmak,4) İslâmiyetten uzaklaşmak,5) Dinden olmayan şeyleri din adına uydurup dîne sokan kimselerle oturup kalkmak,6) Dünyâ ve âhiret için yararlı olmayan şeylerle uğraşmak ve bu tür şeyleri arzulamak,7) Halkı kötü zan altında tutmak,8) Üstünlük taslamak,9) Dünyâlıktan yana üzüntüye kapılmak,10) Âhireti düşünmemek.

On şey insan varlığını öldürür:

1) Terbiye azlığı,2) Cehâlet çokluğu,3) Halktan nîmet beklemek,4) Şehvet azgınlığı, nefis kudurganlığı,5) Baş olma sevdası,6) Dünyâya lüzumundan fazla meyletmek,7) Allahü teâlâ katında nefis ile dostluk kurmak,8) Çok yemek,9) Çok uyumak,10) Kalabalığa uymak.

On şey insanı aşağılık yapar:

1) Öfke ve hiddet,2) Kin ve nefret,3) Büyüklenme,4) Zulüm ve haksızlık,5) İnat yollu mücâdele,6) Cimrilik,7) Başkasına ezâ ve cefâ etmek,8) Mümin kardeşine saygısızlık,9) Kötü huy ve fenâ ahlâk,

10) İnsaf ölçülerini aşmak.

KİBİRKibir,gurur ve öğünme gibi duygular,insan içine çuvaldız gibi saplanır,insanın kibirlenmesi kendinde gördüğü faziletlerden ileri gelir.Ancak bir kimse,hak yolundan bir yola intisap ettigi taktirde bütün bu faziletlerin kesinlikle ve gercek olarak Allahu Tealada bulundugunu anlar.Kendisinde bulunan herşeyin,Allahu Teala tarafından emanet olarak verildigini görür.Kibir kötü bir huydur kendini başkasından üstün görmektir.Halıkını,Rabbini unutmanın alametidir.Kalbinde hardal tanesi kadar kibir olanı Allahü Teala yüz üstü cehenneme atar.Biz büyük deyiliz, eğer seni Allahü Teala yükseltirse başka.Peygamber efendimiz (s.a.v.) buyurmuştur:"Kalbinde zerre kadar kibir olan kimse cennete giremez.Kalbinde zerre kadar iman olan kimseateşe giremez." Ebuzer (r.a)rivayete göre:"Resulullah sallallahi aleyhi vesellem 3 sınıf insan vardırki,kıyamet günü Allahu teala onlarla konuşmaz,yüzlerine bakmaz,onları temize çıkarmaz.Hemde onlar için elem (can yakıcı)bir azap vardır buyurmuştur.Resululah bu cümleleyi 3 kere tekrarlamıştır." Ravi dediki:O halde bu kimseler tam bir mahrumiyete ve hüsrana ugramışlardır.Onlar kimlerdir ey Allahın resulu diye sordu."Resulullah sallallahi vesellem,elbisesini kibirle yerlerde sürüyen,yaptıgı iyiligi başa kakan ve yalan yere yemin ederek,ticaret malını iyi bir fiyata satmaya çalışandır.Cevabını verdi." Seleme bin ekva(r.a)derki:"Resulullah sallallahi aleyhi vesellem derki:Bir kimse kibirlene kibirlene sonunda zalim ve cabbarlar gurubuna kayıt edilir.Böylece onlara verilen ceza bunada verilir.Yine Resululah buyurmuşturkiSize cennetlikleri haber vereyimmi,onlar hem zayıf oldukları hemde halk tarıfından zayıf görüldükleri için kimsenin ehemmiyet vermedigi fakat şöyle olacak diye yemin etseler isteklerini Allahu Tealanın gerçekleştirecegi kimselerdir." "Size cehennemliklerin kim oldugunu haber vereyimmi.Bütün katı kalpli,kaba,cimri ve kurularak yürüyen kibirli kimselerdir.""Resulullah (s.a.v)şöyle buyumuştur:Dünyada büyüklene insanlar,ahirette insana benzemekle birlikte karınca kadar küçük olacaklardır son derece zelil ve aşağılık mahluklar haline getirilecekler,Allah onlara hiç bir kıymet vermediği için insanlar ayaklarıyla üzerlerine basıp geçicek,bütün mahşer halkının hesabı görülünceye kadar onları çiğniyeceklerdir.Mütekebirler(kibirli kimseler)kıyamet günüde insan suretinde  küçük ve kırmızı karıncalar kadar haşr olunacaklardır.Zillet her taraflarında onları saracaktır,cehennemdeki büles adı verilen bir

zindana sürükleneceklerdir.Onları ateşlerin ateşi kuşatacak ve cehennem ehlinin tinetül habal denilen kan,irin ve pisliklerinden içeceklerdir." Kibir Allahu Tealanın hiç sevmedigi ve şiddetle yasakladığı büyük günahlardan biridir.Cenabı hak şöyle buyurur:Kibirlenipte insanlardan yüz çevirme ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme,zira Allahu Teala övüp duran kimseleri asla sevmez.(lokman suresi 31/18)Yeryüzünde böbürlenerek dolaşma (isra suresi 17/37) Büyüklük  Allahu Tealaya mahsus bir vasıftır.İnsanın kibirlenmesi Allahu Telalaya ayit bir vasfı kendisinde görmeye çalışmasıdırki son derece yanlış bir anlayış ve insanın haddini bilmemesidir.Zira insanın inkar edemeyecek derecede bariz olan şu vasıfları devamlı onun eksikligini ortaya koyup durmasıdır.Acziyet,zafiyet,yanılma,utanma,cahillik,zulüm,acelecilik,cimrilik,menfatine düşkünlük,namkörlük yaratılış safhaları ve hayatın sonu itibariylede insanın övünülecek bir tarafının olmadıgı açıktır,dolayısıyla kibirlenmek kula yakışan bir davranış deyildir.Kişinin büyüklenip kendisini oldugundan üstün görmesi,kendini beyenmesi ve nefsini palazlandırıp herkesten kıymetli olduguna onu acı bir akıbete sürüklemektedir,bir kimse bu kibir ve böbürlenme halini ilerletirse sonunda zalimler ve mütekebbirler divanına kayıt edilir ve onlarla birlikte esfeles safiline yuvarlanır.Firavun,karun ve hamana verilen ceza onada verilir.Kibir cehaletten ileri gelir,hakiki alimler asla mağrur olmazlar.Zaten kibir ehli ne ilim elede edebilir.Nede bir hayra nail olabilir.    "Peygamber efendimiz (s.a.v):Kibrin aksine tevazu denir.Tevazu kendini başkalarıyla bir görmek olup,insanı süsleyen ve kıymetlendiren bir huydur.Tevazu edene müjleler olsun buyurmuştur.Hadisi kutside bildirilmiştir ki:"Kibriya ridarımdır,azamet izarımdır,bir kimse bunlardan biri ile benimle münazaa ederse onu ateşe atarım haline hiç bakmam.Herkim kibir ederse ridamı çalmış olur. Büyüklük taslarsa izarımı çalmış olur.Ayeti kerimede bildirilmiştir ki:Allahü Teala,kulum kibirlililerin yaptığı gibi yüzünü onlardan çekirme ve yer yüzünde çalımla salınarak yürüme.Allahu Teala mütekebbirane (kibirlenerek salınanları kendini beyenip öğünenleri sevmez).Yürüyüşünde mutedil ol ne çok hızlı nede yavaş yürü.Sükunet ve vakarını muhafaza et,sesini alçalt,bağırıp çağırarak konuşma,seslerin en çirkini,himarın(merkep) sesidir.Ayeti kerimde bildirilmiştir ki:Kıyamet günü dünyadaki kibir sahibleri küçük karınca gibi zelil ve hakir olarak kabrinden çıkarılacaklardır.Karınca gibi fakat insan şeklinde olacaklardır,herkes bunları hakir görecektir.Cehennemin en derin ve azabı en şiddetli olan bolis çukuruna sokulacaklardır.Buraya girenler kurtulmaktan meyus oldukları için,bolis denilmiştir.Ateş içinde kayıp olacaklardır.Su istediklerinde cehennemdekilerin irinleri verilecektir.Araf suresi 182. ayeti kerimede bildirilmiştir ki:

Onun yolunda kötülük üzere oldugun halde sana ihsanları devam ediyorsa,bunların seni felakete götüren şeyler olmasından kork.Onları,bilemiyecekler yönden azar azar helake yaklaştırırız.Hakkı yaşamak demek, nefsin arzularını,haram ve isteklerini yerine getirmemektir. Kibre götüren haller:1)Bir şeyler bilen kibirlenirse:İlim sahibinin hürmet ve tazim beklemesi.2)Amel ve ibadet yapan:helakta, ben kurtuldum sanması.3)Soylu olmak.4)Güzellik.5)mal çoklugu.6)Yakınların çoklugu.7)Kuvvetli olmak:Allah rızası için af etmeliEy babacıgın en kötü haslet nedir diye buyurdu.Küfür,kibir,cimrilik,şükür azlığı ve kötü ahlaktır.Ey oğulcuğum bir kimsede bu beş kötü haslet bulunursa (toplanırsa) o kimse şakidir(kafirdir) Allahü Tealadan uzaktır buyurdu.(lokman hekim)Mevladan uzaklaştıran haller:1)Kadınlar.2)Oğullar3)İstiflenmiş altın yığınları.4)İstiflenmiş gümüş yıgınları.5)Yaylıma salınmış atlar.6)Davarlar.7)Ekinler.Bunların her biri 10 bin perde olursa Mevla Teala ile aramızda 70 bin perde vardır demektir.Bu 70 bin perdeyi geçipte ona nasıl kavuşacagız.Her günahın,dalgınlığın ve şehvetin aslı,nefsini beyenmektir.Her taat uyunıklık ve iffetin esası,nefsini beyenmemektir.Şehvet varya o bizi mahvediyor.(ali imran surasi)Rüşvet almak:Hz. Ali (r.anh) `dan rivayete göre Peygamberimiz (s.a.v.) amirin hediye alması haramdır.Hakimin rüşvet kabul etmesi ise, küfre yakın bir günahtır.Buyurduİbni Abbas (r.anh)`dan rivayete göre,resulullah (s.a.v.) rüşvet alanda verende cehennimliktir buyurdu.Ebu Hamit es Sait (r.anh) rivayete göre,reslullah (s.a.v)hiç bir kimsenin,haksız yere kardeşinin malını alması helal olmaz.Çünkü Allah (c.c)bir müslümanın malını diğer müslümana haram kılmıştır.Buyurdu.Hazin tefsirinde zikir edildiğine göre batıl olarak mal yemek,dört surette olur.1)hırsızlık(gasp,yağma,zulüm ve tecavüzle)2)Kumar,çalgı,şarap ve oyunlar.3)Rüşvet.4)Emanete ve vasiyet gibi hususlarda hayinlik etmek.Bunların hepsi haramdır. SUİZANBir müminin günahkar sanmak,onun hakkında kötü düşünmektir.Allahu Teala(hucurat suresi 12 ayetinde )mealen ey iman edenler suizan etmekten kendinizi koruyunuz.

Hadisi şerifte bildirilmiştir`ki:Suyizan etmeyiniz.Suizanyanlış karar vermeye neden olur.İnsanların gizli şeylerini araştırmayınız,kusurlarını görmeyiniz,münakaşa,hakaret ve birbirinize düşmanlık etmeyiniz, birbirinizi çekiştirmeyiniz kardeş gibi seviniz.Müslüman müslümanın kardeşidir,ona zulum deyil yardım eder ve onu kendisinden aşağı görmez.Buyurdu ZULÜMEbuzer (r.a)rivayete göre Resulullah (s.a.v) Allahu Teala hazretlerinin şöyle buyurdugunu haber vermiştir.Ey kullarım ben zulum etmeyi kendime haram kıldım.onu sizin aranızdada haram kıldım artık birbirinize zulüm etmeyin. Ebu Musa (r.a)rivayete göre;Resulullah(s.a.v)hiç şüphesiz Allah(c.c)zalime mühlet verir.Onu yakalayıncada kaçmasına fırsat vermez buyurdu.Sonra şu ayeti kerimeyi okudu.Rabbin zalimlik yapan memleket(halkını)yakaladığında,onun yakalayışı böyle (şiddetlidir).Şüphesiz onun yakalaması pek elem vericidir,pek çetindir.(hud suresi 11/112) Cabir (r.a)rivayete göre;Resullulah (s.a.v)zulümden sakınız.Çünkü zulüm kıyamet gününde zalime fiziki karanlık olacaktır.Cimrilikten sakınınız çünkü cimrilik sizden önceki ümmetleri helak etmiş,onları birbirlerinin haksız yere kanlarını dökmeye haramları helal saymaya sevk etmiştir. Ebu Seleme(r.a) ile kavminden bazı insanlar arasında bir anlaşmazlık vardı.Bu konuyu Hz Ayşe validemize açınca Hz Ayşe validemiz.Ey Ebu Seleme,toprak hususunda haksızlık yapmakta sakın.Çünkü Resulullah(s.a.v)kim bir karış miktarı bir yere zulümle sahip olursa,o yer yedi kat altıyla birlikte boynuna dolanır. Ebu Hüreyre(r.a)rivayet edildindiğine göre;Resulullah (s.a.v)kıyamet gününde,haklar sabine mutlaka verilecektir.Hatta boynuzsus koyun için boynuzlu koyundan kısas alınacaktır. Adaletin zıttı olan zulüm,herşeyi olması gerektiği şekilde değil,olmaması gerektiği şekilde yapmak,hakkı yerli yerine koymamaktır.Yine,zulüm haksızlık yapmak,başkasının hakkı üzerinde haksız bir tasarrufta bulunmak ve her hangi bir konuda haddi aşmaktır.Her haksız yere başkasının malını almak,ırzına namusuna sataşmak,zulümdür.Yalan yemin ile veya helal olmayan herhangi bir yolda insanların hakkını almak,zulümdür.Günah ve düşmanlık birer zulümdür.Kendini haklı,başkasını haksız görmek için çekişmek ve karşısındakini aşağılamaya çalışmak zulümdür.Yollarda oturmak ve oralara eşya koymak suretiyle insanların geçişini zorlaştırmak,tam bir zulüm ve eziyettir.Zenginin borcunu ertelemesi zulümdür.Geçmiş olayladan ibret almamak bir çeşit zulümdür.Zulme sebeb ve vasıta olmakta zulümdür.Zulüm,Cenabı Hak tarafından haram kılınmıştır.Cenabı Hak zulümü sevmedigi ve ondan razı olmadığı için kullarına hiç bir zaman zulüm etmeyecegini bildirmiştir.Ayeti kerimede şöyle buyruldu.

Onlara deki;Dünya menfaati pek az ve önemsizdir,Allatan korkanlar için ahiret daha hayırlıdır.Ve size kıl payı kadar haksızlık edilmez. Peygamber efendimiz zulmün mutlaka cezalandırılacagını şöyle haber vermiştir;Ahirette cezasını,ayrıca vermekle beraber dünyada Allahu Tealanın cabucak cezalandırmasını en fazla hak eden günahlar,zulüm ve akrabasını ihmal etmektir.Zalimlerin asıl acı akibeti ise ahirettir.Ayeti kerimede zulüm edenlerin cehennemde bırakıldığı haber verilerek şöyle buyrulur.Sonra biz Allah(c.c)sakınanları kurtarırız;Zalimleride diz üstü çökmüş olarak orada bırakırız(meryem suresi 19/72) Öyleyse derhal zulümden tövbe edip haksızlık yaptıgımız insanlara haklarını iyade etmeli helallik dilemeliyiz.Bundan başka kurtuluş imkanı yoktur.Hadisi şerifte cimrilikte yasaklanmıştır.Çünkü bir kısım zulümlerin sebebi cimrilik ve hasisliktir.Zulüm ve cimrilik adam öldürmek Allahın(c.c)haramlarını helal saymak gibi muhtelif büyük günahların ve dinden sabmaların önde gelen sebeblerindendir.     Zulmün çirkinliği,İbni Abbas(r.a)Efendimiz(s.a.v)rivayet edildiğine göre;Zulüm etmeyiniz (aksi halde)dua edersiniz kabul olunmaz,yağmur istersiniz size yağdırılmaz,yardım istersiniz yardım olunmazsınız. Enes İbni Malik(r.a)Efendimiz (s.a.v)şöyle buyurduğunu rivayet etti;Kafir bile olsa mazlumun (haksızlığa uğrayanın)bedduasından korkunuz.Zira onun(duası)ile Allahu Teala arasında hiç bir perde yoktur. Hz Ali (r.a)rivayete göre Efendimiz(s.a.v)şöyle buyurdu;Allahu Teala buyurduki,benden başka yardımcısı bulunmayan(zavallıya)zulmedene gadabım(kızgınlıgım)çok şiddetli oldu. Resullullah (s.a.v)zalim cezasını,mazlum ise,Allahu Tealanın yardımını beklemektedir.İsba hani,Abdullah İbni Selam (r.a.)şöyle buyurduğunu beyan etmiştir.Allahu Teala,kullarını yaratıgında kullar ayakları üzerine dikilip Ya Rabbi sen kiminle berabersin dediler.Mevla Teala;Ben,hakkı ödeninceye kadar mazlumla beraberim duyurdu.Yine İsbe Hani,Said İbni Azizin şöyle buyurduğu rivayet etmiştir;İyilik eden sevap beklesin,kötülük edense,cezasını inkar etmesin(bu nerden geldi demesin).Haksız yere bir izzet(yücelik kazanana Allahu Teala haklı olarak bir zillet(alçaklık)verir).Zulmederek mal toplayana ise Allahu Teala zulmedmeyerek fakirlik verir.Allahu Teala buyurmuşturki,fakirlerin malıyla zengin olanı ben fakir ederim,zayıfların gücü ile yapılan her evide sonunda harab ederim(baakara suresi 270)Half İbni Havşap(r.a)isa (a.s)havarilerine şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir;Krallar hikmeti (şeriat ilimlerini ve onlarla amel etmeyi)size bıraktıkları gibi,sizde dünyayı onlara bırakın. Katade ve İbni Abbas (r.a)şöyle buyurmuşlardır;

Allahu Teala,başkasının hoşlanmadıgı şeylerin yüksek sesle söylenmesini sevmez.Ancak,zulme uğrayan kimsenin böyle yapması müstesna,çünkü o,kendisine zulüm yapan kimseye yüksek sesle beddua edebilir,fakat sabır ederse bu kendisi için daha hayırlı olur.Zira,kişi kendisine zulüm edene beddua etmekle onun azabını hafifletmiş olur.Nitekim Ayşe(r.a)bir şeyi çalındığında,çalana beddua etmeye başlayınca.Resulullah (s.a.v)ona;Ona beddua ederek azabını hafifletme buyurdu. Hasanı Basri (r.a)buyumuşturki;Bir kişi kendisine zulüm edene beddua etmemeli,ancak ey Allahım ona karşı bana yardım et Allahım benim hakkımı ondan al.Ey Allahım onun bana yapmak istediği zulme engel ol.Şeklinde dualarda bulunmalıdır. Enes İbni Malik(r.a)rivayate göre Resulullah(s.a.v);Haya örtüsünü atanın gıybeti yoktur buyurmuştur.Kurtubi tevsirinde zikir edildiğine göre ayeti celilenin zahiri,Mazlumun zalimden intikam almasının caiz oldugunu ifade etmekteysede,zalim kişide mümin ise imamı Hasen(r.a)buyurduğu gibi,ondan intikam almakta,iftira ile karşılık vermek gibi caiz olmayan bir şekilde aşırı gitmemelidir.Ama zalim kişi,kafir ise,onun hakkında dilini salıp istediğin şekilde beddua edebilirsin.Nitekim Resullulah(s.a.v)facirin zikrinden (kötü bir insanın kötülüğünü anlatmaktan)kaçınıyormusunuz.Onda olanı anlatınki,insanlar onu tanısında şerrinden sakınsın buyurmuştur.Fasıkın gıybeti yoktur buyurmuştur. İbni Uyeyne (r.a)rivayete göre,3 kişinin gıybeti yoktur;zalim devlet adamı,fıskını açıklayan fasık ve insanları bidata(ehli sünnet dışındaki yanlış inançlar)davet eden mubtedi.Şikayet ve sakındırmak gıybetten sayılmaz.Yani zulme uğrayan kişi Allahu Tealadan korksun doğru olandan başkasını söylemesin kimseye iftira etmesin çünkü o zaman Allahu Tealaya isyan etmiş olur.Halbuki Allahu Teala söylediklerini tamamen duyan ve gönlünde gizlediğini hakkıyla bilendir demektir. O kullarki kendilerine bir azgınlık isabet ettiğinde (zulüm ve saldırıya uğradıgı zaman)hep birlikte(mazluma)yardım edenlerBir kötülüğün cezası(karşışılığı)ona denk bir kötülüktür,fakat kim bağışlar ve ıslah eder(barışı sağlar)sa onun ecri (mükafatı)Allaha ayittir.Şüphesizki o(Alahu Teala),zalimleri(intikam sınırı aşanları)sevmez.  Kim zulme uğradıktan sonra hakkını alırsa,bunlar aleyhinde bir yol(mesuliyet)yoktur.(onlar kınanmaz ve cezalandırılmazlar).O yol(mesuliyet)ancak insanlara zulüm edenler ve yer(yüzün)de haksız yere azanlar (taşkınlık edenler)üzerinedir.İşte onlar(varya)onlar için pek açıklı bir azap vardır.Bununla beraber her kim sabreder ve affederse,şüphesizki işte bu,azmolunacak(yapılamaya değer)işlerdendir.(şura süresi 39-43 ayetler) Hasen (r.a)şöyle buyurmuştur:Kıyamet günü ümmetler Rabbül aleminin huzurunda diz çökünçe ecri Allaha ayit olanlar kalksın diye nide edildiğinde,ancak dünyada afedenler kalkacaktır.Af adip ıslah edenin ecri Allaha ayittir.(şura süresi 40 ayet). 

  GIYBETGıybet edeni Allahü Teala on şeyle cezalandırır.1)Rahmetinden uzak eder.2)Meleklerden uzak eder.3)Taatini (iyiliklerini)yok eder.4)Resulullah (s.a.v)`in ruhunu ondandan çevirir.5)Allahu Teala ona gazap eder.6)Ruhunu teslim ederken,onu baş aşağı eder.7)Kabir azabını şiddetli eder.8)Ölüm zamanında amellerini sevapsız bırakır.9)Cehenneme yakın eder.10)Cennetten uzak eder.Gıybet ibadetlerin sevabını yok eder.Zahmet cekerek,sıkıntılara katlanarak ibadet yapıpta bunun sevabını yok etmek,akılsızlık deyilmidir.İbadetler Allahu Tealaya arz olurnurken kıybet ve faydasız sözlerle sahibimizin karşısına çıkmak kadar edepsizlik olurmu. NİFAKnifak: için dışa, kalbin dile uymamasıdır buyruldu.Herkesin korktuğu sui hatime ölüm zamanında imanın alıması demektir yani imansız gitmektir.1)Bir kimsenin batıl bir bidat`a itikat etmesi ve ömrünü bu itikat üzera geçirmesi2)Bir kimsede imanın zayıf olmasının sebebi,dünya sevgisinin çok Allah sevgisinin az olması.Bir hadisi şerifte Peygamber efendimiz(s.a.v.):Üç şey vardırki bunlar kimin eline verilmişse, Davudun eline verilen gibi onada verilmiştir.1)Hiddetli ve hiddetsiz zamanlarda adalet.2)Varlık ve yoklukta ihtisad.3)Gizli ve aşikarede Allahu Tealadan korkmak.Buyurdu. YALANYalan günahların en çirkini,ayıpların en fenası kalpteki bütün günahların başıdır.Hadisi şerifte buyurulduki:Yalan rızkı azaltır.Muhakkakki yalan nifak kapılarından biridir.İman sahibi her hataya düşebilir,fakat hainlik ve yalan söyleyemez.Doğru olan:Doğruluk iyilige,iyilik ise cennete çeker.Yalandan sakın:Yalan fücura,fücursa ise cehenneme götürür.Üç şey vardırki bunlardan biri kimde bulunursa namaz kılsada,oruç tutsada,münafıktır.1)Konuşunca yalan söyler.2)Söz verince sözünde durmaz.3)Kendisine verilen emanete hiyanet eder.İnsanları güldürmek için yalan söyleyenlere yazıklar olsun.Yalan yere yemin ederek,birinin malını alan kimse,kıyamet günü Allahu Tealayı gadaplı görür.

Lokman hekim:Oğlum yalandan sakın,zira o serçe eti kadar tatlıdır.ondan az kimse kurtula bilir.Hz. Ali: Allah indinde en büyük hata yalan konuşmaktır.Hz. Şabi: yalancı ile cimri cehenneme girecektir fakat hangisinin daha derine atılacagını bilmiyorum.Hz. Malik: dogru ile yanlış,biri diğerini çıkarana kadar kalpte boğuşurlar.Hasan `ı Basri: içi dışına,sözü işine uymamak nifaktandır.Nifakın temeli ise yalandır. CABBARLIKCabbar:Firevunun azıp ilahlık iddaa etmesi sonunda da helak olmasına sebeb cabblık yapmasıdır,Allahu Tealaya asi olan,hakkı kabul etmemekte ısrar eden,haddi aşan kibir sahibi,zorba ve isyankar insana cabbar denir.Şu işleri yapan kişi cabbarlara benzemiş olur.1)Sadece kendini ve kendi faydasına olan şeyleri düşünmek.2)Yalnız kendi ve görüşlerini ve hareketlerini beyenmek(örnegin)kendini beyenerek yürümek.3)Kasılmak,kibirden hakir ve aşşağı gördüğü için insanlardan tarafa bakmaya tenezzül etmemek4)Meclislerde,toplantı yerlerinde herkesin önüne geçmek.5)Kendisini temize çıkarıp başkasını kötülemek.İnsanların azalarında ve zahirlerinde görülen.Bütün bu büyüklenme ve tekebbür hareketleri kalbin inanmasından ve kibirli olmasından doğmaktadır.Yeryüzünde tecebbür ve tekebbür edenlerin önde gelenlerinden ve ileri gidenlerinden biride firevun idi.Cebrail (a.s) Resullullah(s.a.v)şöyle söyledigi bildirilmektedir.İki kimseye kızdıgım kadar hiç kimseye kızmadım.Bunlardan biri cinlerden iblis olup Hz. Ademe secde etmediği zaman,digeride insanlardan firavun olup ´´ben sizin rabbinizim dedigi zaman``(nazirat suresi 24. ayet) en çok böyle yaptıklarında ben kızdım. SEVGİ VE NEZAKETHayat iki şeyden ibaretti:Biri haddini bilmek,digeri nezakettir.Allahu Tealanın beyendiği ahlakla ahlaklanmak.Anneler çocuğumuzu emzirirken çocugumuza nezaketi ögretecegiz.Karı koca birbirine nezaketle,evlat anne babaya ve tüm din kardeşlerimize nezaketle seçici güzel kelimelerle hitap etmemiz gerekir.İnsana haytında yaptığı iki şeyin faydası vardır.Biri nazik ve iyi huylu olmak,diğeri ibadet ve hayır işlemek.Öldüğümüz zaman iyi huy arkamızdan rahmet okutur,ibadet ve hayırlar ahirette kurtarır.Bir kişi gelerek Peygamber(s.a.v) me Ya Resullallah kıyamet nezaman kopacak diye sormuş.Peygamberimiz kıyamet için hazırlıgın varmı ki soruyorsun deyince,fakirim,cahilim,hiç bir şeyim yok ama Allahımı seviyorum,sizide çok seviyorum deyince Peygamberimiz(s.a.v)insan sevdiği ile beraberdir.Sendeki bu sevgi ,onlar gibi ol onlar gibi yaşa.Akıl kalbe gelen tesirleri inceleyerek iyiyi kötüden ayıran bir kuvvettir.Akıl mahlukat(varlıklar) içerisinde en önce yaratılan varlıklardandır.Allahu Teala aklı yarattıgında,ona gel buyurdu, oda geldi.Sonra git buyurdu,oda gitti.Sonra otur

buyurdu,oda oturdu.Sonra konuş buyurdu,oda konuştu.Sonra sus buyurdu,oda sustu.Sonra buyurduki:Bana,senden sevgili ve daha kerim olan bir mahluk yaratmadım.Seninle tanınırım seninle hamd edilirim.Seninle itaat olunurum.Seninle alırım.Seninle veririm.Seni hesaba çeker,muhattap ederim,sevap sana,ceza sana.Sana en büyük ikramda sabırdır.Allah indinde en sevimli olalanınız akılca en üstün olanınızdır.Ahirette sizi kurtaracak olan aklınızdır.Akıllı olan insan,Allahu Tealaya itaat edendir.Kıyamet günü insanlar akılları nispetinde Allahu Tealaya yakın olurlar.Akıl sahibi hidayete erdirir.Felaketten kurtarır.Kişinin aklı tam olmadıkça imanı tam olmaz,dinide mutakim (doğru)olmaz.Allahu Teala ya iman edip Peygamberleri tastik eden ve ibadetini yapandır.Akıllı kimsenin mertebesi yükseldikçe tevazusu artar.´´Akıl cevize benzer,ceviz beyni geliştiren bir bitkidir,günde 3tane ceviz yemeli çünkü ceviz beyni tamir eder´´Aklın etrafında şehvet kabugu,hırs tahtası,tamah postu varsa o kişi perde arkasında kalır.Bu perdeler kalkarsa kalp gözü açılır.İnsanlarda bulunan en faziletli şey akıldır,sahibini pişman ettirmiyen en kıymetli şey salih ameldir.En koyu karanlık cahilliktir.Akıllı kimse başkalarının ayıbına bakmaz,kişinin ayıbını yüzüne vurmaz.Malı çogaldıkça marur olmaz,ahlakını bozmaz.Aklı olan kimse nefsine uymaz ve ibadet yapar.Ahmak olan nefsine uyar sonra Allahın(c.c) rahmetini bekler.Aklı şehvetine galip ve hakim olan insan çok yükselir,meleklerden üstün olur.Aklı şehvetine mağlup olan ve esir olan ise alçalarak hayvanlardan daha aşağı derecelere düşer,yani esfelessafiline iner.Allahu Tealanın haram ettiklerinden kaçın ve emrettiklerini yerine getirki,akıllı olasın.´´Akıllı ile cahili birbirinden ayıran şey akıllının konuştuğu lehine,cahilinki ise aleyhinedir´´Cahil kendine nasihat edene düşman olur,cahil günah işlemekte cesur olur.Akıl ikal kelimesinden alınmıştır ikal,devenin kaçıp gitmemesi için dizlerini birbirine baglayan diz bagına,köstege verilen isimdir.İkal deveyi kaçıp gitmekten koruduğu gibi akılda insanı uygunsuz işler yapmaktan korur.Aklı olmayan,güzel ahlaka sahip olmaz Allahu Teala kime akıl verirse haya ve iman onunla beraberdir.Aklı olamayanın hayası ve imanı olmaz.Aklın alameti;Nefse galip ve hakim olmak,öldükten sonra lazım olanları hazırlamatır.Ahmaklık alameti;Nefsine uyup Allahu Tealadan af ve mağfiret beklemektir.İnsanı felekete sürüklüyen şeyler üç ´tür.Hasislik,nefsine uymak ve kendini beyenmek.Akıllı olan kimse nefsine demelidirki.Benim sermayem,yalnız ömrümdür başka şeyim yoktur.Bu sermaye okadar kıymetlidirki,her çıkan nefes sayılıdır.Hiç bir şeyle tekrar ele geçmez ve nefes azalmaktadır.O halde,bu günü elden kaçırmak,bu saadete kavuşmak için kullanmamaktan daha büyük ziyan olurmu,yarın ölecekmiş gibi bütün azalarını haramdan koru.(İmamı gazeli)  AKILLI KİMSEAkıllı bir kimse aklına yenik düşmez,böyle bir kimsenin saatlari olmalıdır. Bu saatlerden birinde,Rabbine münacatta bulunmalı,diger bir saatte,Allahu ´nın Tealanın kulları için yarattıklarını düşünmelidir.Diğer bir saati de nefsi ile hesaplaşarak geçirmelidir.Akıllı bir kimse üç şey üzerinde dolaşıp durmalıdır.1)Zamanında azığını yemeli.

2)Hayatını bir düzene sokup,güzelleştirmeli.3)Helal yoldan,lezzet almaya çalışmalıdır.Keza akıllı bir kimse yaşadığı sürece iyi kötüden ayırmayı bilmelidir.(İbrahim a.s suhufundan) Beyazıtı bestami birgün talebeleri ile akıl hastanesinin önünden geçerken,hastalarla ilgilenen baş hekime yaklaşıp,günah hastalığı ile hasta olanlar için bir ilaç varmıdır diye sordu.Baş tabib cevap veremeyince hastalardan biri,beyazıtı bestaminin teveccühü ile konuştu.Tövbe kökünü,istiğfar yapragı ile karıştırıp,kalp havanına koyup,tevhid tokmagı ile dövmeli,sonra insaf eleğinden geçirip,göz yaşıyla hamur etmeli,sonra aşkkullah ateşinde pişirip,muhabbeti Muhammediye balından katarak gece gündüz kanat kaşıgı ile yemelidir.Haya Ve İmanCebrail Aleyhisselam,aklı,hayayı ve imanı Adem Aleyhisselama getirip dediki;Ya Adem Allahü Teala sana selam ediyor.Getirdigim şu üç hediyeden birini kabul etmeni buyurdu.Adem Aleyhisselam da şöyle cevap verdi:Getirdigin bu üç hediyeden aklı kabul ediyorum.Cebrail Aleyhisselam iman ve haya ya dediki:Siz gidebilirsinizİman dediki:Allahu Teala bana dediki akıl nerede ise,orada kalmamı emir buyurdu.Bunun için ben akıldan ayrırılıp gidemem!Haya dediki:Allahu Teala banada aynı şekilde emir eyledi.Ben de,akıldan ayrılıp gidemem!Allahu Teala kime akıl verirse,haya ile imanda onunla beraber olur.Aklı olmayanın ne hayası nede imanı bulunur. İLİMİlim hakikatte Allahu Tealanın bir sıfatı olup kullar için mecazen kullanılır.Bir kul Allahu Tealanın ilim sıfatından ne kadar nasip alırsa o nispette fazilet ve değer kazanır.İslam kadar ilime ehemmiyet veren başka bir sistem yoktur.Kuran ı kerimde ilim kelimesi ve bu manaya yakın diğer kelimeler yüzlerce defa tekrar edilir.Kişinin Rabbini bilmesi,kitap ve sünneti öğrenmesi,dünya ve ahire saadetini götürecek bilgileri elde etmesi istenir,ilim sahibi met edilerek şöyle buyrulur.Allah,içinizden  iman edenlerin ve kendisine ilim verilenlerin derecesini yükseltir.(mücadele suresi 58/11)   İlmin evveli susmak.ikincisi dinlemek.üçüncüsü öğrendiğini ezberlemek.dördüncüsü amel etmek.beşincisi ilmi yaymak buyurmuştur. İlmi ile amel etmiyen kimsenin vaazı insanların kalbine tesir etmez,kayalık araziye yağan yağmur gibi akar gider.Dinleyenin kulağına girmez,ilmi kendisine fayda vermiyen kimsenin,bu cehaleti ona zarar verir.

Ehli olmayana hikmet ilmi söylemeyin hikmette ilime hakaret etmiş olursunuz.Hikmeti,ilim ehli olandanda esirgemeyin,esirgerseniz o kişilere zulüm etmiş olursunuz.Allahu Teala ilmi,insanlardan hemen çekip almaz alimleri almak suretiyle ilmi alır.Nihayet alim kalmayınca,insanlar reis edinirler bunlara sual sorulur.onlarda ilim olmadığı halde fetva verirler.Böylece hem kendileri delalete düşer,hemde başkalarını sapıtırlar.İlmi öğrenipte sonra onu anlatmayan kişinin hali hazine yapıpda ondan harcamayan kimsenin haline benzer. 1-ilimsiz amel meyvesiz ağaça benzer.2-amelsiz ilim kirişsiz ok yayına benzer.3-zekasız amel ve ilim taş üstüne tuz ekmeye benzer.4-ahmak yanında ilim hayvanların yanındaki inci ve yakuta benzer.5-katı kalp denizde duran taşa benzer.6-kulak asmayanında yanında öğüt ölünün yanındaki yemeye içmeye benzer.7-haram maldan sadaka vermek idrarla necaset yıkamaya benzer.8-zekat vermeden kılınan namaz ruhsuz cesede benzer.9-tevbesiz mal temeli olmayan binaya benzer.10-emir edilmiş güzel işler saadete götürürler.11-men edilmiş kötü işler felakete götürürler.12-aranızda ihtilaf ettiğiniz şeylerde,bunların ilmini Allaha bırakıp ihtiyatlı davranın. Biat yoluna sapmayınız,itaat ediniz muhalif olmayınız sabrediniz sızlanmayınız.Sabit kalınız ayrılıp dağılmayınız,bekleniyiz,ümit kesmeyiniz önünüzü günahtan temizleyiniz,kirletmeyiniz.Hele Mevlanın kapısından hiç ayrılmayınız.Daima aziz olmak istersem sakın geçici izzet ile gururlanma.    Resullulah (s.a.v)bir kimse islamı ihya edip yaşatmak için ilim tahsil ederken ölüse,cennette onula peygamberler arasında sadece bir derece fark vardır.Faydalı ilim,insana yardımcı oldugu gibi öldükten sonrada ahirek sermayesi haline gelmektedir.Nitekim:Allah Resulu(s.a.v)bir müslümanın,istifeade edilen bir ilmi ögrenim talebe ve eserler vasıtasıyla geriye bıraktıgında,amel defterinin öldükten sonrada kapanmayacağını,sevap hanesine iyilikler yazılmaya devam edeceğini haber vermiştir. Resulullah(s.a.v) kim Allahın rızasını kazandıracak bir ilmi sadece dünyalıga sahip olmak için ögrenirse kıyamet günü cennetin kokusunu bile duyamaz. Resullullah(s.a.v)kim,ilmi,sırf alimlerle tartışmak,alcaklarla münakaşa etmek ve insanların teveccühünü kazanmak için ögrenirse Allahu Teala onu cehenneme koyar buyurmuştur.Kim ilimi Allahu Tealadan başkası için öğrenirse veya ilmiyle AllahuTealadan başkasını isterse,ateşdeki yerine hazırlansın. Resullulah(s.a.v)bir kimse bildigi bir konu sorulurda cevap vermezse,kıyamet günü Allahu Teala onun ağzına ateşden bir gem vurur.

 Asıl fazilet ilmiyle amel etmektir.Gereği yapılmıyan bir ilim,sahibinin aleyhine delil olmaktan başka bir işe yaramaz.Resullulah(s.a.v)ilmiyle amek etmiyen alimi,cahille aynı seviyede tutmuştur. İlmiyle insanlara faydalı olupta kendisini unutan kişilerin içine düştüğü hüsran ve azap hali gözler önüne serilmektedir.Sahip oldukları onca ilim amel etmedikleri için kendilerine fayda vermemiştir.Başkalarına hayrı öğretirken kendini unutan alim insanları aydınlatırken kendi yakıp tüketen kandile benzer.Oysaki insan,herkesten evvel kendini düşünmeli ve bilgisi evvela kendine fayda vermelidir.Bunun içinde bilgisinin kalb i aleme intikal etmesi ve davranışlarda tezahur etmesi zaruridir.Anlaşıldıgına göre kişi Allahu Tealadan korkmalı ve bildikleriyle amel etmelidir.Allahın bütün yasaklarından kaçınmalı ve emirlerinide gücü nispetinde yerine getirmelidir.İşte bu şekildeki bir davranış takvanın esasını teşkil eder.  Evliya ile sohbet aklın artmasına sebebtir,akıllı kimse hayrı ve şerri bilen deyil,hayrı gördügünde ona tabi olan,şerri gördügünde ondan kaçandır.Resullulah sallallahu aleyhi vesellem ilim müminin dostudur,hilim veziri,akıl delili amel hayra götürücüsü,yumuşaklık babası ,incelik kardeşi,sabır askerlerinin komutanıdır.İlim müminin dostudur.Çünki zafer ve kurtuluş ilim ile hasıl olurken ilim mümin ile dostluk eder.Mümin ölümü esnasında bile ilmi ister işlerinde onun yardımını görür bilmediği şeyleride nuruyla aydınlatır.İlim çok rivayet etmek deyildir ilim bir nurdur.Allahu Teala nurunu mümin kulların kalbine koyar.Allahı Tealayı zikretmeye yardımcı olan herşey mesela,yemek içmekde bir ölcüde buna girer ve hayatın devamını sağlıyan her şey buna girer budurumda ibadet cinsinden olan herşey Allahı zikre girer.(ona yakın olmaktan)maksat Allahu Tealaya yakın olmak demekte olabilir.Bu durumda bütün ibadetler Allahu Tealayı zikretmeye girer.2 durumdada ilim bunların içine girer.Birinci halde,ilim insanı Allahu Tealayı zikretmeye(onu tastik edip anlamaya)götürdügü için,o guruba girer.Nitekim bilgisizlikle(cehaletle)Allahu Teala bilinemez,ikinci halde de,ilimden daha üstün bir ibadet olmadıgı için bu guruba girer.Ögretenle ögrenenin ayrı ayrı zikiredilmesinin sebebi ise,ögrenenle öğretenin ayrı ayrı büyük deyer taşımasıdı.İlim büyük bir devlet,büyük bir nimettir.Hadisi şerifte buyrulduki;İlmi sadece Allhu Teala için ögrenmek Allahtan korkmak hükmündedir ve o ilmi elde etmek için dolaşmak ibadettir;Onu ezberlemek tesbihtir ve onu araştırılmasındaki incelemeler cihattır;Onu okumak sadakattır,ilmi aile fertlerine faydalandırmak,Allahu Tealaya yaklaşmaktır çünkü ilim doğruyu eğriyi tanımanın işaret ve ölçüsüdür,cennet yollarınında almetidir.Yalnızlıkta gönlü teselli edip neşelendiren,yolculuk sırasında arkadaşlık edendir.İnsan yalnızken kendisiyle konuşan,üzüntü ve neşesinde elinden tutandır.Düşmanlarına karşı elinde silahtır.Buyüzden ilim bir kısım insanları(alimleri)üstün seviyeye çıkarırda okimseler başkalarını doğruya ve hakka çağırırlar.Topluma önder olurlar;Onların peşi sıra öbür insanlar yürür,davranış ve haretlerine uyulur;görüşleri alınır.Melekler onlarla dosluk kurmayı arzu ederler.Kanatlarını onlara sererler ve dünyadaki herşey karada ve denizde

ne varsa onlar için Allahu Tealadan mağfiret dilerler.Bütün bunlar ilmin,kalplerin ışığı,gözlerin nuru olmasındandır.İlim sayesinde kul,mümmetin en üstün insanları seviyesine ulaşır.Dünya ve ahiretin yüksek derecelerini elde eder.İlmi meseleleri incelemek oruçlara denktir.Onun kanunlarını ezberlemek teheccüt namazına denktir ancak ilim ile yakınlıklar kurulur,ilim ile helal ve haram ayır edilir.O ibadet ve amelin imanıdır(önderidir).Amel ve ibadet ona tabidir.bahtiyar kişilere o ilim ilham edilir,bedbaht kişilerde ondan mahrum edilir. Allahu Teala nisa suresi 36 ayeti kerimesinde mealen:Kendilerine ilim ve hidayet verdigimiz kimseler,ilimlerini insanlardan saklasa Allahın ve lanet edenlerin lanetleri,bunların üzerine olsun buyurarak,ilmin kıymetini bilmeyenleri ve ilmi ile insanlara faydalı olmayanları zemmetmektedir.Sevgili peygamberimiz(s.a.v)faydasız ilmi ögrenmekten ve Allahu Tealadan kormayan kalpten ve dünyaya doymayan nefisten ve Allah için ağlamayan gözden ve kabule layık olmayan duadan Allahu Teala bizi korusun buyurmak suretiyle,faydalı olmayan ilimdemn Allahu Tealaya sıgınmıştır.Peygamberimiz(s.a.v)Ebu hureyre (r.a)buyurduki :Bir kimse hak teala hazretlerine nuh aleyhisseleamın ömrü kadar ibadet etse kendisinde şu 3 haslet bulunmadıkça yaptığı ibadetten bir fayda görmez.1-İlmi ile amel etmezse2-Yediği yemegin helal olamaması ve helalide israf etmek.3-Allah asi olmaktan kaçınmamak.Ehli sünnet iğtikadını öğrenmeyen,imanı bunlara uygun olmayan haramları ve farzları bilmiyen ve bunlara uymayan kimse,Allahu Tealaya asi olur.Hadisi şerifte:Allah için olmayan ilim sahibi,cehennemde ateşler üzerine oturtulacaktır.Din bilgilerini dünyalık ele geçirmek için edinenler,cennetin kokusu duymayacaktır buyruldu.  Resulullah(s.a.v)me ilim hakkında sorulunca:amelin delilidir.Akıldan sorulunca:Hayrın öncüsüdür.Nefsin arzusu solunca:Günahların merkebidir.Mal nedir,diye sorulunca:kibirlilerin elbisesidir.Dünyanın ne oldugu sorulduğunda ise:Ahiretin çarşısıdır buyurdu. Resulullah(s.a.v)bildiğin meselelerde Allahu Tealanın emirlerine muhalefet etmekten sakın buyurdu.Efendimiz(s.a.v)bildiği ile amel edeni Allahu Teala bilmediklerinin ilmine varis kılar(ona bilmediklerini zahmetsizce öğretir)buyurdu.Efendimiz(s.a.v)ilim islamın hayatı ve imanın direğidir.Bir ilim öğretenin mükafatını Allahu Teala kıyamete kadar büyütür.Bir ilmi öğrenip sonra onunla amel edenede Allahu Tealanın bilmediklerini ögretmesi haktır.İmamı hasen(r.a)rivayete göre;Allahu Teala şöyle buyurdu:Ben bir kuluma taatıma sarılma (isteği)nin galip oldugunu(ağır bastıgını bilirsem ona herşeyden ayrılıp benimle meşğul olma devletini ihsan ederim)   

Hz. ömer(r.a) abdullah ibni selam(r.a)a ilim sahibi kimdir,diye sordu.Oda:bildikleri ile amel edendir dedi.Bunun üzerine;kişilerin kalplerinden ilmi yok eden nedir deyince,oda:tama(dünyaya düşkünlük)dedi. Cabir ibni abdillah(r.a)evvela susmayı öğrenin,sonra yumuşaklıgı sonra ilmi sonra ameli öğrenin.Ondan sonra ilmi yayın buyurdu.  HİLİM(yumuşaklık)Hilim gadaba gelmemek;öfkeye kapılmamak yani yumuşaklık demektir.Hilim gadabı yenmekten daha eftal olup aklın çokluguna alamettir.Gadaba sebeb olan şey karşısında hilim gösterini Alllahu Teala sever ve Allahu Teala haya,hilim ve iffet sahiplerini sever.Fuhuş söyleyenleri(sövenleri)ve sarkıntılık yaparak dilenenleri sevmez.Peygamberimiz sallalhü aleyhi vesellem ya rabbi:Bana ilim,hilim,takva ve afiyet ihsan eyle diye çok dua ederdi. FİRASETFiraset ümmet arasında salih müminlerden meydana gelen ^adet dışı işlere denir.Firasette lugat ta,bakmak,sezmek,istitlal etmek ve içe dogmak manasına gelir.Ayrıca ruhun ilahi bir kuvvetle,düşünme ve tefekküre yer vermeden,gaybi sırları bilip anlaması,sezmesidir.Şeklinde de tarif edile bilir.Böylece itikadı doğru,işleri Allahü Tealanın emrine ve Peygamberimizin sünnetine uygun haram,mekruh ve şübhelilerden sakınan salih kimselerin,bilgi,delil ve tecrübelerle elde ettiği yüksek meziyetleri sayesinde,insanları çabuk kavrayıp isabetli karar vermesi firaset olarak bildirilmektedir.Firaset sahibi ilk bakışta karşısındakinin niyetine göre maksat,isabet ettiren yani anlayandır.Firaset müslümanlarda bulunan üstün bir meziyettir.Peygamberimiz sallallu aleyhi vesellem:Müminin firasetinden korkunuz(sakınınız)çünkü o Allahu Tealanın nuru ile bakar(görür)buyurmuşlardır.Firaset sahibi olabilmenin ilk şartı doğru bir iman sahibi yani ehli sünnet vel cemaat itikadında olmaktır,sonrada islamiyetin emirlerini yapıp,haramlardan sakınmak,islamiyetin beyenmediği kötü işlerden uzak durmaktır.Bütün bunlara kavuşa bilmek için kalbin her an Allahu Tealayı anmakla meşgul olması bütün azaların sevgili Peygamberimizin sünnetine tam uyması hep helel lokma yemesi gerekmektedir. NAZARNazar Haktır:İnsanların gözünden çıkan bir şua,insan bedenin cevresinde bulunan ve koruma kalkanı vazifesi yapan enerji kalkanının yamulmasına sebeb olur.Bu yüzden denge bozulup insanın hastalanmasına sebeb olur,nazar boncuğu paratönel gibi nazarı çeker.Bir tarlada mahsul güzel olunca,hayvan kafası iskeleti takarlar,yani güzele bakarken çirkin şey dikkati çeker,nazarı dağıtır.´´Nazar insanı mezara,deveyi kazana sokar derler´´Hastalanan insana kurşun veya erimiş mumu suya dökerler bundan çıkan ani ses dalgası,vücut cevresindeki enerjiyi dalgalandırır ve düzene sokar,böylece rahatsızlık giderilmiş olur.Peygamberler dahi ümmetlerine nazarı anlattılar.

Yakup Aleyhisselam oğlullarına mısıra yolculuğa çıkmadan önce bazı tavsiyelerde bulundu. Çünkü oğulları,yakışıklı,cemal ve kemal sahibi,boylu poslu ve kuvvetli olup hepside bir babanın oğulları idiler.Yusuf Aleyhisselamın onlara ikramda bulunduğunu mısır halkı biliyordu bu sebeble orada şöhretleri vardı.Yakup Aleyhisselam ey oğullarım mısıra varınca hepiniz bir kapıdan girmeyin.Her biriniz ayrı ayrı kapılardan girin.Hüküm ve kaza ancak Allahu Tealanındır(size gözdemesini dilerse deger,dilemezse değmez)ben ancak ona güvenip dayanırım.Tevekül edenlerde ona güvenip dayanmalıdır dedi.Bu sözüyle onlar üzerine nazar isabet edeceginden korktu.Halbuki mısıra ilk geldiklerinde böyle bir tavsiyede bulunmamıştı.Çünkü onları kimse tanımıyordu.Bu ayeti kerimede göz deymesinin hak olduguna delalet etmektedir.Resullulah sallallü aleyhi veselleme Cebrail aleyhisselam gelip ya Resullallah seni gamlı görüyorum dedi.Resullulah sallallu aleyhi vesellem hasan ve hüseyin ne nazar isabet etti buyurdu.Bunu üzerine Cebrail aleyhisselam doğru söyledin çünkü göz deymesi haktır dedi.Göz deymesi ile meydana gelen teysir Allahu Tealanın fiilidir.Ancak,bu tesir göz deymesinden sonra ortaya çıktıgı için göz deymesine nispet edilmiştir.Fen belki birgün bu şuaları ve tesirlerini anlaya bilecektir.Nazarı deyen kimse hatta herkes beyendigi birşeyi görünce Maaşallah derse nazarı deymez.Nazar deyen kimseye şifa için(ayetel kursi,gülya,ihlas,felak,nas,fatiha ve kalem suresi 51 ve 52 ayetlerini 7 şer defa okumalı ve hastaya üfler ise iyi gelir)şifa bulur.Peygamberimiz sallalhu aleyhi vesellem ´in bildirdiği şu duayı okumalıdır.(Eüzü bikelimatillahittameti min şerri külli şeytanin ve hammetin ve min şerri külli aynin lemmetin)bu duayı her sabah ve akşam 3 er defa okuyup kendi üzerinize ve nazar deyenlerinize okumalı ve üflenirse nazardan şeytanların ve hayvanların zararından korunur. HAMD VE ŞÜKÜRBir kimsenin lütüfkarlığını,iyiliğini ve hayır severliğini dile getirmye hamd denir.Kişinin kendisine yapılan iyiliği bilip sahibine övgü ile mukabelede bulunması ve onu diğer insanlara duyurmasınada şükür denir.Dolayısıyla hamd şükürden daha geniş bir manaya sahiptir. Allahu Telaya duyulan tazim,muhabbet ve nimeti,hamd kadar güzel ifade eden başka bir söz yoktur.Çünkü Elhamdülillah diyen bir mümin,her türlü yüceltmenin ezelden ebede kadar sadece Allaha mahsus olduğunu bildirir.Allahın salih kulları için,hamd makamından daha yüce ve daha ulvi bir mekan yoktur.Resulullah (s.a.v)dünya ve ahirette insanların Allahu Tealaya en çok hamd edenidir.Bu sebeble ona Ahmet ismi verilmiştir.Allahu Tealanın kullarından sadece bir kişiye nasip olacak makam,yani Allahu Tealanın habibine verilecek en yüce şefeat makamının ismi makamı Mahmud´dur. Allah Resulu (s.a.v)kıyametin en dehşetli anında bütün insanlığa şefaat etmek için secdeye vardığında,Allahu Teala,ona,daha evvel bildirmediği en güzel hamdi ilham edecek ve Resullulah(s.a.v)onunla hamd ettikten sonra şefaatçi olacaktır.Şefaati sayesinde kurtulan insanlarda o yüce Ahmedi övecekler ve bu seferde onun Mahmud ve Muhammed isimleri anlam kazanacaktır.

 Önceki kitaplarda kendilerinden övgüyle bahsedilen Muhammed(s.a.v)ümmetinin mühim bir vasfıda,hammadun(çokca hamd edenler)dir.Nitekim Cenabı hak hususi olarak ümmeti Muhammede.(s.a.v) hamd suresini(fatihayı)ikram etmiş onlarda bu sureyi namazlarının her rekatında okumaktadırlar. Cenabı Hakka yakın ve seckin varlıklar olan meleklerin bütün işi Allahu Telaya hamd etmektir.Ayeti kerimelerde bu durum şöyle haber verilir.Melekleri arşın etrafını Rablerini hamd ile tesbih ederken görürsün(zümer suresi39/75)Arşı yüklenen ve birde onun çevresinde bulunanlar(melekler),Rablerine hamd ile tesbih ederler.(Mümin suresi 40/7).Bütün varlıklarda Allahı hamd ile tesbih etmektedirler,ancak insan oğlu onların tesbihini anlayamaz(isra süresi17/44). Hatta gök gürültüsü bile bu tesbihe yüksek sesle iştirak etmektedir.Cenabı Hak bunu şöyle haber verir;Gök gürültüsü,Allahı hamd ile tesbih eder Meleklerde onu heybetinden dolayı tesbih derler.(rad suresi13/13).Cenabı hak son derece lutufkar,merhametli ve cömerttir.Bütün mahlukatına gece gündüz infakta bulumaktadır.Dolayısıyla bütün varlıklar sabip oldukları her şeyi Allahu Tealaya borçludur.O halde Allahu Tealanın lutuf ve ihsanları karşısında hamd ile dolu bir hayat yaşamak,insan oğlunun vefa borcudur.Cenabı Hak,hamd ın ehemmiyetini binaen Kuranı kerimi Hamd alemlerinin Rabbi olan Allaha mahsustur.Cümlesiyle başlamış ve bazı ayetlerde bu hakikatı tekrar tekrar hatırlatmıştır. Resulullah (s.a.v)bu hususta ümmetini ikaz ederek şöyle buyurmuştur;Kim din husunda kendinden üstün olana bakıp,ona tabi olur dünyası hususunda da kendinden aşağı olana bakıp,Allahın kendisine vermiş olduğu üstünlüğe hamd ederse Allahu Teala o kişi şükür edici ve sabır edici olarak yazar.Kimde dini hususlarda kendinden aşağı olana,dünyevi hususlarda kendinden üstün olana bakar ve elde edemediği dünyalık için üzülürse Allahu Teala onu şükür edici ve sabır edici yazmaz.  İYİ HUYİnsani ruha ayit hareket gücünün şehvani tarafı iyi olursa,o huya iffet denir.İffet insanlarda bulunan ve bütün iyi huyların kaynagı olan 4 ana huydan biridir.Digerleri ise hikmet,adalet ve şeceattin herkes bu 4 huy ile öğünür.İffetten 12 iyi huy meydana gelir bunlar;haya,rıfk,hidayet,vakar,vera,intizam,hürriyet ve sehavettir.Haya:Kötü iş yapınca utanmak.Rıfk:İslamiyete uymaktır,kelime manası ile acımak iyilik etmek demektir.Hidayet:İyi huylu olmaya çalışmak.Müsalemet:Fikirler ayrıldığı sözler çoğaldığı zaman,münakaşa etmemek,sertliği bölücülüğü,ayrılıcılığı istemeyip,yumuşaklıkla barışmak istemektir.Nefse hakim olmak,şehvet zamanında nefse uymayıp iradesine hakim olmaktır.Sabır:kişinin haramdan sakınıp, nefsin kötü isteklerini yapmamasıdır.Kısacası,sonu pişmanlık olan lezzetlerden yüz çevirmektir.

Sabır 2 ayrılır.biri günah işlememek için sabretmektir.Şeytan ve insanın kendi nefsi ve kötü arkadaşlar insana günah işletmek isterler bunları dinlemeyip sabır etmek çok sevaptır.Burada bildirilen sabır işte bu sabırdır.İkinci sabır,dertlerin belaların acısına sabredip,bağırıp çağırmamaktır.Çok kimse sabır deyince yalnız bu sabrı anlar, bu sabırda sevaptır.Yani sabrın ikiside farzdır.Kanaat:Nakafada yani yeme giyinme ve barınacak yerde zaruret miktarına razı olup,daha çok istememektir.Yoksa mal ve para biriktirmek için bir şey yapmamak demek deyildir.Bu kötü huya takdir denir,aklın ve islamiyetin beyenmediği birşeydir.Kanat ise iyi huydur ve çok sevaptır.Vakar:İhtiyaçları ve kıymetli şeyleri elde ederken,sürat ve acele etmeyip yavaş hareket etmektir,yani ağır başlı olmaktır.Yoksa fırsatı kaçıracak,menfaetlerini kaptıracak şekilde yumuşak olmak deyildir.Vera:İslamiyetin haram ettiği şeylerden sakınarak ,emrettiği,herkese yarar işleri yapmaktır.Kusurlu ve gevşek olmaktan uzak durmaktır.İntizam:işleri bir sıraya düzene koyarak yapmaktır.Hürriyet:Malı,parayı helalden kazanmak ve iyi yerlere vermek,herkesin hakkını gözetmektir.Hürriyet başı boş olup,her istedigini yapmak demek deyildir.Sahavet:Parayı,malı,hayırlı iyi yerlere dağıtmaktan lezzet almaktır,islamiyetin emir ettiği yerlere seve seve vermektir ve iyi huyların en yükseklerindendir.Kısaca çömert olmak demektir.Cömert olanada saki denir.Cömert olanlar ayeti kerimede ve hadisi şeriflerde övülmüştür.Üstünlükleri islam alimlerinin eserlerinde bahsedilen iffete dair haberlerde nakil edilmiştir.İnsanların en hayırlısı,iyi insanlara faydası dokunandır.Hadisi şerifte bildirildiği üzere(ümmetimin salihlerinin cennete girmeleri yalnız namaz ve oruç sebebiyle deyil,cömertlik,gönüllerinde kimseye karşı kin duymamaları sayesinsedir buyurdu.)İyi huy sahibi,insanlardan gelen şeylere aldırmaz.Buhal ise herşeyin Allahu Tealanın dilemesiyle olduğu bilmektendir.Böyle olan kimse,nefsini hakir görür.Hz Ömer güzek ahlak ile insanların arasına karışınız,fakat amelleriniz ile ayrılınız,onlar kötü amel yapsada siz yapmayınız.Güzel ahlak senden kopan akrabanı ziyaret etmek,sana vermeyene vermek,sana zulum edeni affetmektir.Peygamberimiz sallalhü aleyhi vesellem, hz Ayşeye yumuşak davran sertlikten ve çirkin şeylerden sakın, yumuşaklık insanı süsler ve çirkinliğini giderir. SELAM VERMEK Ey insanlar,selamı aranızda ifşa edin,yemeyi yedirin.İnsanlar uykuda oldugu halde teveccüdü kılın.Selametle cennete girersiniz.(ayet)Üç yerde sünnet vaciplerden daha üstündür.1-Selam verenin selamı,alanın selamından üstündür.2-Borç vermek vacip,müddet uzatmak sünnet iken borcluya mühlet vermek ve borcunu bağışlamak,borc vermekten üstündür.3-Namaz vaktinden evvel abdest almak,vaktin içinde alınan abdestten üstündür. SELAMIN MANASI

 Esselamü alekum:Şerrimden emin ol,hizmetinde hazırım demektir.Ve aleykum selam:Sende şerrimden emin ol hizmetinde hazırım demektir.Esselamü aleykum diyene 10,Esselamü aleykum ve rahmetullah,diyene 20 mi Esselamu aleykum ve rahmetullahi veberekatühü diyene 30 sevap vardır. Kimlere selam verilmez,hutbe ve kuran okuyana,hamamlarda,kazayı hacet yapana(tuvalete olana)hüküm esnasında hakime(hakim karar verirken),ders esnasında müderrise(öğretmene),namaz esnasında namaz kılana selam verilmez.Verilsede alınması vacip deyildir.Meclise girerken önce esselamü aleykum girebilirmiyiz,diye müsade alın,sonra meclise girin.Girişte ilim müzakeresi yani vaaz,kuran,zikir olunmadığı takdirde herkesin işite bileceği kadar selam vermelidir.İhtiyaç kadar sesini ayarlar,yer varsa oturacağı yerin yakınına yumuşak sesle selam verir ve oturur.Meclise girince bir kişiyi yerinden kaldırılmamalıdır.Ona yer verilirse oturur.Meclisin üst taraflarına hücum etmemelidir.Nerede yer bulursa oraya oturmalıdır.Çünkü Peygamberimiz(s.a.v)meclise girdiği zaman nereye bulursa oraya oturur idi.Girişte selamı unutmamalıdır. Binen yürüyene,yürüyen oturana selam verir.İki yürüyenden hangisi selam verirse üstünlüğü o kazanır.Resullullah(s.a.v)cemaate girip oturanın selam vermesi haktır.Meclisten ayrılırken tekrar selam vermesi haktır.Diye buyurdu.Konuşma devam ediyorsa bile ayrılan selam verir.Kim meclisten ayrılırken meclise selam verirse sonradan meclisin devam ettiği hayra ortaktır. Sizden biriniz yerinden kalkıp yerini başkasına vermesin.Gelene yer genişletsin.Allahu Tealada sizin yerinizi genişletsin.Gelen izinsiz oturarak iki kişinin arasına tecavüz edemez.Ancak oturanlardan 2 kişi sağ ve sola kaymakla gelene yer verir.Nitekim bu edep ayeti kerimenin emridir.Ey iman edenler,size meclislerde yer açın denildiği zaman genişletinki Allahu Tealada size genişlik versin.Kalkın denince kalkı verin Allahu Teala içinizde iman etmiş olanlarla kendilerine ilim verilmiş bulunanların derecelerini artırır.Allahu Teala ne yaparsınız hakkıyla haberdardır.(ayet) MUSAFAHA İki müslümanın birbirine mülakatlarında  musafaha ederken elleri birbirinden ayrılmadan evvel Cenabı Hak ikisininde günahlarını af eder.Birbirinizle musafaha edin;kin,haset kalbinizden yok olur.Hediyeleşin,birbirinizi seviniz böylece aranızdan kin ve adavet(nefret)kalkar.İki müslüman (erkek erkekler,kadın kadınla)birbiriyle konuşurken selamla musafaha ederlerse Cenabı Haktan yüz rahmet üzerlerine iner.O rahmetin 99 u en çok gülümsüyene ve en güzel hal soranadır. Tokalaşınız kalplerinizden kin ve adavet yok olsun mealindeki hadisi şerif her iki musafahayıda kuşatmıştır.Çok samimi dostların selamdan sonra kuçaklaşmaları sevgiyi azaltır.Sevgiyi aşırılıktan düşürmek için uzun müddet birbirini görmeyen dostlar kucaklaşırlar.Birde bu hadisi şerifte büyüğün kalbi küçügün kalbi hizasına gelişinde büyüğün kalpinden feyiz küçüğün kalpine akar diye ifade edilmiştir.Büyüğün eli

öpüldüğü gibi küçüğünde alnı öpülür.Haris oğlu zeyt seferden dönüşte Resulullah (s.a.v)elini öpmüş oda musafahayla beraber onu kucaklamış sonrada alnından öpmüştür.  EDEP:Edep,ruha ferahlık veren bir gül kokusu gibidir.O kokunun müminin gönül dokusuna güzelce nufus etmesi ve hayatının her safhasında hissedilmesi,icap eder.Ne zamanki davranışların hakim vasfı edep, nezaket ve zerafet haline gelir,bu aynı zamanda imanın kemalininde tescili demektir.Aklım,kalbime iman nedir diye sordu,kalbim ise aklımın kulagına egilerek dediki:İman,edepten ibarettir.Edep kaidelerine tabi kılınması gereken beşeri davranışlarımızın başında,konuşma gelir.Konuşma kişinin aklı ve kalbi seviyesini,imani ve akli durumunu gösteren mücella bir ayna gibidir.Nitekim büyükler insan,dilinin altında gizlidir demişlerdir.Dolayısıyla,ince ruhlu ve zarif bir müminin konuşmasıda nazik ve edepli olur.  Edep, hak yolcusunun en kıymetli azıgıdır.İnsan hem dindar hemde kaba,geçimsiz ve nezaketsiz olamaz.Zira islamın ruh itibariyle özü:itikatta tevhid,amelde ise edep,istikamet ve merhamettir.Bu itibarla denilebilirki,bütün esaslarıyla islam dini,baştan sona nezaket,zerafet ve nezafet ölcülerinden,yani güzel edepten icabettir. Hz Mevlana bunu ne güzel ifade ediyor.Gözünü açta Allahın kelamına baştan başa bir bak ayet ayet bütün kuran edep taliminden ibarettir.Hak dostlarıda vasıl oldukları derecelere ancak yüksek edepleri ile nail olmuşlardır.İmamı Rabbani Hz buyurduki.Edep e rivayet etmeyen hiç kimse Allaha vuslat yolunda mesafe alamaz,yani hak dostu olamaz.Din büyüklerinin yolu,baştan sona edeptir. Tasavvufun en mühim gayelerinden biri,insanı ihsan duygusuna yani daima hakkın huzurunda bulunduğu idrakine yükselterek Allaha Tealaya karşı zahirde ve batında edep sahibi kılmaktır.Maneviyat büyükleri demişlerdirki:Zahiren ve batinen edep e sarıl.Çünkü bir kimse zahiri edepde kusur ederse zahiren ceza görür,batıni edepde kusur ederse batinen ceza görür.Kim edebi zayi ederse kendini hakka yakın zannetsede uzaktır,makbul zannettigi halde merdudtur(red edilmiştir). Cenabı Hakka karşı layıkıyla edep sahibi olan kul,lalubali hareketlerden kaçınır;bu vesile ile ibadet ve muamelatını kusur,hata ve gafletin farkına varır.Amellerine güzenme illetine yakalanmaz.Unutmayalımki nekadar güzel amelimiz olursa olsun,bütün bunlar okyanusa atılan bir kova su gibidir.Cenabı Hakkın lütufları karşısında bütün ibadet ve hizmetlerimizi az görmeliyiz.Kulluk mesuliyetimizi toplumdaki seviye ile deyil sahabe ve evliyaların hali ile mizan(ölçmeliyiz)etmeliyiz.Çünkü cenabı hak ensar ve muhacirleri,bizlere numune

göstermektedir.Diger taraftan kulluk edebini layıkıyla yaşayanlar bütün güzelliklerin haktan,bütün kusurların kendi nefislerinden kaynaklandığı şuuruna ererler.   Peygamberimize edepAshabı kiram peygamberimiz(s.a.v)me karşı duyulmasıicap eden hürmet ve edep hissiyatının en mükemmel numunelerini sergilemişlerdir.Efendimizin sohbetlerinde büründükleri huşu ve edep halini:Sanki başımızın üstünde bir kuş varda kıpırdasak uçu verecek zannederdik şeklinde anlatmışlardır.Ashabın Resulullah(s.a.v)me karşı edebi o derece de idiki çoğu zaman ona sual sormaya cürret telakki ederlerdi.Bu yüzden çölden bir bedevi sualler sorarak sohbete vesile olsada,bizde efensimizin sohbetinden feyz yab olsak diye beklerlerdi. Resullullah(s.a.v)ile sürekli beraber olanlar arasında bile,edeplerinden dolayı Onun nur cemalini doyasıya seyredebilenler pek azdı hatta sohbet halinde iken,Hz.Ebu bekir ve Hz. Ömer dışındaki ashabından hep önlerine baktıkları,sadece bu iki sahabinin Peygamberimiz(s.a.v)lem ile göz göze geldikleri rivayet edilir. Hak doslarına karşı edep:Ebul Leys (r.aleyh)Peygamberi kendi aranızda birbirinizi çağırır gibi çagırmayın (nur suresi 63 ayet)in tevsirinden sonra derki.Ayrıca bu ayetten,faydalı ilim ögreten salih hoca efendilere hürmet edilmesi gerektigide anlaşılmaktadır.hocaların ve fazilet sahibi insanların haklarına riayet etmek gerektigine işaret edilmiştir.Bundan dolayıdırki hak dosları anılırken hangi dilde olursa olsun.Onlar için saygı ve hürmet ifade eden lafızlar kullanılmalıdır.Çünkü maddi babalarımızı bile ismiyle çagırmaktan nehiy varid olunduguna göre manevi babalarımız olan hak isimlerini tasrih  etmek ne kadar edepsizlik olur bir düşünün. Yani Peygamber efendimize gösterilmesi icab eden en mühim tezahürlerinden biride onun varisleri durumunda olan hak dostu,alim ve ariflere karşı edep ve nezaket göstermektir.Manevi inkişaf için,Peygamber varisi alimlerin,ariflein ve hak doslarının tevazu ve edeple müracat edip tavsiyelerini can kulagı canı gönülden tadbike gayret etmelidir.Hak dostlarını yanında ve terbiyesi altında bulunmayı nimet bilmelidir,zira onların huzuruna edeple gelen,lutufla gider. Peygamber efendimiz(s.a.v)müminin firasetinden sakınınız.Çünkü o Allah nuruyla bakar buyurmuşlardır.Hadisi şerifteki sakınınız ikazı kamil müminlerin huzuruna gizli hesaplar ve gönül bulanıklıgı ile gitmeyin onlar,müstesna bir firasetle sizin gizlemeye çalıştıklarınızı görürler demektir.Bundan dolayıdırki ulemanın yanında diline,evliyanın yanında kalbine sahip ol demişlerdir. Sultan Selim Handaki Edep:Osmanlı sultanı Yavuz Sulatan Selim han velilerin huzuruna girdiği zaman büyük bir edep ve mahviyet gösterir,gerekmedikçe tek kelime konuşmazdı,nitekim şamda büyük veliler Muhammed Bedahşi Hz ziyaretinde hiç konuşmamış sadece dinlemiş ve huzurundan öylece ayrılmıştı.Beraberindeki devlet erkanı bu hale şaşırarak sultanım

sadce dinlediniz.Ne hikmettirki,bir kelam bile sarf etmediniz,Yavuz Sulatan han da cevaben:Büyük evliyaullahın meclisinde onlar konuşurken başkalarının konuşması velev cihan padişahıda olsa uygun düşmez.Biz sultan isekde böyle maneviyat sultanlarının himmetlerine her zaman muhtacız.Şayet huzurlarında konuşmam icap etseydi,bunu belli ederler ve söylememi temin ederlerdi demiştir.İşte Yavuz Selim han ehli kalbe karşı böylesine yüksek bir edep ve hürmet gösterirdi.Onlara duydugu hayranlığı bir şiirinde şöyle ifade etmiştir. Padişahı alem olmak bir kuru kavga imiş.Bir veliye bende olmak cümleden ala imiş.  Sözün özü edep,islamın insanlara talim ettiği ve son derece ehemmiyet verdiği bir hususdur.Bu hassasiyet,başta Allahu Tealaya,Peygambere,hak doslarına olmak üzere ana ve babaya,müminlere ve tüm mahlukata kadar uzanır,altın ve gümüşün zenginliği gider,lakin edebin zenginliğihep baki kalır.     Mecliste oturanların adabı 5 tir;1-Alim,yaşlı,salih sanılan bir insanın girmesinde cemaatin ayaga kalkmasıdır.Allah için mecliste bulunanların ayağa kalkması müstehap,dünya için ise haramdır.2-İlim,zikir meclisinde halka olarak oturmaktır.3-Gelene mümkün mertebe yer vermektir.4-Giren ve çıkanların selamlarını almak.5-Köpek oturuşu ile oturmamak ve ayak uzatmamak,özür müstesna.Halkanın ortasında oturmayın,halkanın ortasında oturanı Peygamberimiz(s.a.v)lanetlemiştir. Mecliste 5 şey kerihtir;1-Gizlice 2 şer 2 şer olup konuşmak.2-Konuşanın konuşmasını kesmek,dinlememek yahut dinlettirmemek.3-gıybet,yalan, alay ve kahkaha ile gülmek.4-Bagırmak ses yükseltmek yahut konuşanın konuşmasını tehdit etmek,yahut pisikolojik olarak onu bozmak,fikrini dağıtmak,yahut malayani konuşmakla zamanı öldürmek.zira bir meclise oturanlar edebli oturup edebi bozmazlarsa melekler o meclislere selam verirler. Mecliste edeb;Melekler edeplilerin kalbine iyi ilhamlar sokarlar eğer haya,edeb,teslimiyet,samimiyet,muhabbet o mecliste varsa,melekler o mecliste oturanların günahlarının bağışlanmaları için dua ederler.Aksi takdirde:Yani,haya,edeb,teslimiyet,samimiyet,muhabbet bulunmazsa melekler o meclisten,günahların kokusundan dolayı aleyhte haşit olarak dönerler.Dolayısı ile meclise şeytan müdahale eder.Oturanların kalbine altı kötü huy telkin eder.1-Ayıp araştırma2-Nefret3-buğuzlaşma4-İnkar

5-Yalanlama hissi6-Gaflet,kalplerini ilka eder.Böyle bir meclis dagıldıktan sonra birbirinin aleyhine dönerler.Artık her birisi bu altı ahlaktan birisiyle diğerlerine hucum eder.(dedikodusunu yapar)  Mecliste nasihat dilemenin edebi;Dinleyicinin  sohbet edenin sözünü kabul etmesidir.Nasihata kulak vermeyene nasihat edilmez.Edilsede fayda vermez.Sadi Şirazi(k.s)nasihata ehil olmayana nasihat etmek,kümbetin tepesine ceviz atmak gibidir.Buyurur.Mevlanada şöle buyurdu:Ham demirden kılıç yapılması boşadır.öğle ise kabulsüz sözün dinlenmeside boşadır.Yani teysirsizdir. Dinleyicinin işittiği söze kalben inanmasıdır.Eğer işittiği sözü kalben tastik etmezse o söz hak da olsa fayda vermez.Peyganber Efendimizin (s.a.v)sözünü dinleyipte istifade etmediklerinin sebebi inkardan olmuştur.Dinlediğini inkar etmek sohbetin tesirini yok eder.Kişilerin dil ile doğru dedin demesi kamil insanları bile hikmetli sözleri söylemeye teşvik eder. Ayet ve hadiste söz söylendiği vakit Sadakallah Sadaka Resulullah(s.a.v).Resulullahın(s.a.v)ismi geçtiğinde salevat getirilir.Sehabenin ismi geçtiğinde Radiyallahu anh. Bir alimin ismi geçince Rahimetullah,dmek feyzi celb eder. Kalbe vesvese geldiğinde dil veya kalp ile Estağfirullah demek.Yani gaflete girmemek.Yani yumamaktır.Hadisi şerifte:Kim bizden bir hadisi işitir.Kabul etmekler amel eder ise muhakkak o(kalp)diri ve kurtulmuştur.Herkim bizden bir söz işitir.Onunla amel (yahut onunla iman)etmezse muhakkak oda helak olur buyurmuştur.Diğer bir hadisi şerifte:Kim bir mecliste uyursa muhakkak o Allahu Tealanın rahmetinden ziyan etmiş ve şeytanada dost olmuştur.Buyurmuştur. Faideli olmayan soruları sormak,nasihat eden kişinin kendi anlattıklarından salih bir kims olmalıdır.(verdiği öğütleri kendide yapmalıdır)eğer o salih bir kimse olmazsa,aklı başında olanlar ondan kaçarlar.Söylediği sözler,kalplere tesir etmez. Nasihat veren kimde şüpheli şeylerden sakınmalı.Kendi sözünde salih (yararlı)olmayan hiçbir sözü insanlara anlatmamalıdır.Nitekim Hz Ali (r.a)Resulullah(s.a.v)naklen şöle anlatmıştır.Bir kimse,bir söz anlatırken onun yalan olduğunu bilirse oda yalancılardan biridir.Buyurdu. İnsanları yoracak kadar konuşmayı uzatmamalı.Böyle bir şey ilmin bereketini götürür.Zühri,Resulullah(s.a.v)şöyle buyurudugunu anlattı.Kalpleri saat saat dinlendiriniz.Yani bazen dinleyin bazen sukut edin.Devamlı olarak iç ve dış telkinlelerle uğraşmayın. 

Nasihat eden kimsenin mütevazi (yumuşak) olması icab eder.kibirli sert ve katı kalpli olmamalı.Zira tevazu ve yumuşak olmak,Resulullah(s.a.v)ahlakıdır.Şu ayeti kerime bu manayı anlatır.Allahın Rahmeti iledirki sen onlara karşı yumuşak oldun,eğer sert ve katı kalpli olsaydın çevrenden onlar dağılırlardı(3/159).  Nasihat edenin,insanlara namazın ve orucun faziletini anlattığı zaman başta kendisinin onlarla amel etmesi icab eder.Taki şu ayeti kerime ile tenkit edilenlerden olmasın.Sizler insanlara iyilik emrini verirken kendi nefsinizi unutuyormusunuz(2/44).Niçin yapmadığınızı söylüyorsunuz(61/2).Nasihat eden kimsenin kuran tevsirini,haberleri,evliyaların sözlerini bilmelidir. Hz Ali (r.a) şöyle anlattı:Birisini gördü,halka nasihat ediyordu,sordu nasih ve mensuhu bilirmisin.Hayır deyince şöle dedi:Helak ettin,helake gittin. Nasih:bazı ayetleri kaldırma olmuştur,mensuh hükmü kaldırılmış demektir.(Peygamberimiz (s.a.v)zamanında o zamanla ilgili bazı ayetler gelmiş insanlar amel edip düzeldikten sonra,Allahu Teala o ayetleri insanların aklından silmiş demektir.)Kıyametin büyük alametlerinden biride Kuranı kerim kitaplardan ve zihinlerden silinicektir.Kuranı kerimde 109 adet nasuh ve mensuh vardır. Sohbet eden kimse konuşurken,yüzünü bir kişiye çevirmemeli herkese bakmalı herkese bakarak konuşmalı.Sünnet olan yüzünü bir şahsa deyil umuma çevirmektir.Taki kalbinde ihlasın enerjisi cemaatin tümüne yayılmış olsun.Sohbet edenin tamahkar olmaması gerekir çünkü tamahkarlık insanı zelil eder.Yüz suyunu döker.İlmin kıymetini düşürür.Ancak istenmeden kendisine verilen bir şeyi kabul edebilir. Vaaz eden,meclisinde korku ve ümidi bir götürmeli.Ne tümü korku nede tümü ümit eylemeli.Böyle bir şey yasak edilmiştir.Eğer vaiz,sohbeti uzatacaksa müstehap olan vaaz arasında onların hoşlanacağı,tebessüm edecekleri şeyler söylemeli.Bu cemaati neşelendirir.Daha iyi dinlemek isterler. Hz Ömer (r.a)bir meclis kurduğu zaman.İnsanları ahirete rağbet ettirir.Dünyadan alırdı onlarda bir ağırlık görülüncede,ağaç dikmekten bina yapmaktan,duvar ömekten anlatırdı.Onların açıldığını görünce yine ahiret işine dönerdi.  Konuşanın konuşmasına hak vermemek.Halbuki her kişi kendi fikrini söylemekte hürüdür.Konuşanın fikri hak ise kabul edilir.Değil ise usulça konuşmasının hatalı tarafı söylenir. MAHREMİYET Kadınlarla erkeklerin beraberce oturmaları şeran caiz deyildir.Resulullah (s.a.v)dikkat sakın bir adam dul bir kadının yanında gecelemesin ancak nikahlısı veya mahremi olursa o başkadır buyurmuştur.Kadınların yanına girmekten

sakının buyurunca;Ensardan birisi  ya Resulullah(s.a.v)kayına ne buyurursun.Demiştir,o da;Kayın ölümdür cevabını vermiştir.Kayın ölümdür cümlesinin,manası ölümden korktuğunuz gibi kayından korkunuz buyurdu.Kocanın babaları ve kocanın oğullarından geri kalan akrabaya kayın denilir.Amca çocuklarıda yabancıdırlar. Yani bir kadının kaynınlarıyla başbaşa kalması fitne ve fesatlığa sebeb olur demektir.Mahremi yanında olmadığı takdirde yabancı hanımın yanına girmek haram kılınmıştır. Kadın ve erkeğin yakınlarından kim olursa olsun beraberce oturmalarının fitneye yol açagına işaret ederek Resullullah (s.a.v)kayın ölümdür buyurmuştur.Öyle ise bir evde karışık olarak 2 evli kardeşin oturması mahsurludur.Ancak odaların ayrı,biri diğerinin hanımını görmesse o zaman mahsuriyet kalkar. Şimdiki örf ve adetlerden olan amca zadeyi,dayı oğlunu veya teyze çocuklarını halkın yabancı saymamaları iskam dinine muhaliftir.Örf ve adet Allahu Tealanın hükmünü hiç bir zaman deyiştirmez.Kayın ölüm olduğuna göre diğer komşu dost ve akrabaların beraberce oturmaları nasıl caiz olabilir.Halbuki hadisi şerifte:Şüphesiz şeytan insanın kanını dolaştığı yerde dolaşır.Bende sizin kalplerinize şer atar diye buyurdu.  NEFİS VE HEVA Cenabı hak,imtihan dünyasına gönderdigi insanı,hayrada şerrede istidatlı olarak yaratmıştır.Ona fücürudaa(fitne)takvayıda öğretmiştir.Bütün işlerde,bu kötüdür,şer ve günahtır,nefsi fenalıga sürüklemektir,dolayısıyla bunu yapma.Şuda takvadır,hayır ve itaattir,fenalıktan korunmadır,bunu yap.Diye şerri ve hayrı kötü ve iyiyi,zarar ve faydayı ilham ederek birinden sakındırmış,diğerini yapmanın ise iyi olacagını telkin etmiş ve bildirmiştir(şems suresi 91/8 ayeti kerimesi) Buna ilaveten cenabı hak,peygamberler ve kitaplar göndermek suratiyle doğruyu ve yanlışı açıkca beyan etmiş,helal ve haram diye ölçü koymuştur.Sonrada akıl,idrak ve irade verdigi insanı imtehan etmek için bu iki yol arasında kendi tercihi ile başbaşa bırakmıştır.(beled suresi 90/10)Ona hayır ve şer iki yoluda göstermedikmi,buyumuştur. Ancak insanın nefsi şeytanında saptırmasıyla helalden ziyade haramlara heves eder.Yasaklar ve çirkinlikler ona daha güzel ve cazip gelir.Nefis ibadetlerin,hayru hasenatın meşakkatine,zorluklarına ve bedeline katlanmaktan hoşlanmaz.Kolayına gelen ve hoşuna giden zevk,eğlence,mefeat gibi şeylere yönelir.İşte buna nefsin heva ve hevesi denir. Heva;istek,heves,meyil,şahin inişi gibi hızla süzülüp inmek,düşmek,mahvolmak, kabın boş olması,sonuçsuz ve degersiz gibi manalara gelir.

Daha çok,nefsin akıl ve din tarafından yasaklanan kötü arzulara duydugu temayüle;doğruluk,hak ve faziletten saparak haz ve menfeatlere yönelmesine denir.Dolayısıyla heva ve hevesi terk etmek,bir müminin en mühim vasıflarından biridir.Çünkü heva,aklın afetidir. İnsan oğlu bu aleme kulluk imtihanı için geldiğinden,ölüm anınna kadar nefsin heva ve hevesleriyle mücadele etmek,onu ibadet ve hayırlara sevk etmekle vazifelidir.İnsan,velayetin en üst derecelerine dahi yükselse,dünya nefis ve şeytanın hile,vesvese ve tuzaklarıyla her an karşı karşıyadır.Zaten kullugun kıymetide bu tehlikeleri berteraf edip şu fani alemin cezbedici  aldatmacalarından sıyrılarak takvaya bürünmek ve neticede hakka yönelmektir.İbrahim ethem hazretleri derki:Cihadın en şiddetlisi heva ile mücadeledir.Kim nefsini hevesından men ederse dünyadan ve onun belalarından rahata kavuşur.Onun eziyet ve sıkıntılarından korunmuş ve selamete ermiş olur. Cenabı hak nefislerini tezkiye ederek günahlardan temizleyen,takva ile terbiye ederek geliştiren ve feyzlendiren kimselerin,kurtuluşa erecegini üst üste ettiği en kuvvetli yeminlerle haber vermiştir.(şems suresi91/1-9). Nefsi tevkiye etmek:onu kirletecek küfür,cehalet,kötü duygular,yanlış inançlar,fena huylar heva ve hevesler gibi manevi kirlerden temizlemektir. Nefsin hevasına tabii olan kimse akılsız ve aciz bir insandır.Nefsi ona hem yanlışlar yaptırır,hemde ahirette kurtulabilecegine dair ümit verir.Hevasına tabi olan bu aciz insan,hem dünyada Allaha Tealaya isyan etmek hemde ahirette cennete girmek gibi birşeyin olamayacagını bir türlü anlamak istemez.Kalbinin temiz olduğu,Allahu Tealanın merhametle muamele edecegi kuruntularıyla avunup durur. Bu konuda Petgamberimiz(s.a.v)şöyle buyurmuştur.Akıllı kişi nefsine hakim ve ölüm sonrası için çalışandır.Aciz kişide,nefsini hevasına tabi kılan ve Allahu Tealadan dileklerde bulunup duran(bunu kafi görendir)dır. Düşmanın olan şeytandan sana neler gelirse hepsi nefsin hevası aracılığıyla gelir.    İnsan nefsi,batıl ve boş şeylerden arzu ve isteklerden fevkelada lezzet ve tat alır.Nefsin böyle tat alması olmasaydı,insanların ekseriyeti nefislerinin şehvetine ve isteklerine boyun egmezlerdi bundan anlaşılıyorki,Allahu Tealanın katında kıymetli ve sevgili olanlar,nefsinin ayıplarını herkesten iyi görürler.Nefsini başkalarından daha çok suçlar ve kötülerler.Haliyle böyle bir nefsin beyenmesi ve gururlanmasıda az olur.Ayeti kerimede mealen(muhakkakki nefis kötülüğü emir eder)buyrulması insan nefsinin her zaman kötülüğe meyil ettiğini,yalnız Allahu Tealanın muhafaza ettiği nefislerin bundan müstesna olduğunu göstermektedir.Kendi haline ve tabiatının icabına göre bırakılınca şerre yani kötülüğe yönelir.Kötülükten başka bir şey emir etmez.Fakat Allahu Tealanın muhafaza ve korumasına mazhar olunca,nefis aslı tabiatını ve yaradılıştan sıfatı olan

şerliği hayır ile deyiştirir.Böylece,beşer olma karanlığının gecesinden hidayet safasının aydınlığını teneffüs eder.Gönül sefasının ufku aydınlanınca(levvame)olur.Nefsin 7 hali vardır .1)Nefsi levvame2)Nefsi mülhime3)Nefsi mutmain4)Nefsi itminan5)Nefsi radiye6)Nefsi merdiye7)Nefsi kamileNefsi levvame:Nefsi levvame olunca kötü huylardan dolayı kendini kınar ve ayıplar.Kötülük ile emir edici olduğu zaman,kendinden meydana gelen kötü hallerinden dolayı pişmanlık gösterir.Allahu Tealada tövbesini kabul eder.Nefsi mülhime:Allahu Tealanın inayetine(ilahi yardımına)kavuşunca,kendinin kötülüğü ve Allahu Tealadan korkması içap ettiği ilham edilir.Bu nefsi mülhime mertebesidir.Nefsi mutmainne:Bundan sonraki mertebede nefis islamiyetin emir ve yasaklarından kıl kadar ayrılmaz resulullah sallalhü aleyhi vesellemin ahlaki ile ahlaklanmaktan zevk ve lezzet alır.Böyle olan kimsede cömertlik,yumuşaklık,güler yüzlülük,sabır,tevvekkül,rıza,doğruluk, teslimiyet,şükür,ayıpları örtmek,kusurları affetmek gibi bütün güzel sıfatlar mevcut olur.Bunlar Allahu Tealanın her işinden razıdır,Allahu Tealada onlardan razı olmuştur.Bunlar,kahrında hoş lutfunda hoş diyenlerdir(elfecir suresi)ey mutmainne olan nefis kelamıyla bunlara hitap olunmuştur.Bütün varlığı ile rabbine dönmüştür,onun rızasını kazanmaktan ona itaat ve ibadet etmekten başka bir düşüncesi yoktur.Nefsi itminan:İtminan makamında islamı hakikiyye kavuşturur ve imanı hakikatı hasıl olur.Nefsi radiyye:Nefsi itminandan sonra radiyye makamı gelir,bu mertebede nefis Allahu Tealadan razıdır.Her halinde rıza ile sıfatlanmıştır.Allahu Teala bu nefse mealen(razı olmuş ve razı olunmuş olarak rabbine dön)elfecir suresi kelamıyla hitap buyurmuştur.Bu nefis beşeri sıfatlardan temizlenmiş olarak kemale gelmiştir.Bu nefsin hali tadarak anlaşılır.Allahu Tealadan başka her şeyi unutmuştur.Hertürlü haramdan şüpheliden sakınır,ibadetlerinde ihlas,mubabbet ve huzur içindedir.Bir çok keramete kavuşmuştur.Hiç bir kuvvet onu Allahu Tealanın kullarına doğru yolu göstermekten alı koyamaz.Sözünü duyan ondan istifade eder.Nefsi bu makama kavuşan kimse hakkın huzuru ile edep deryasına dalar.Duası asla red olunmaz,fakat edep ve hayanın çokluğundan bir şey istemez.İnsanlar ona tazim edip saygı gösterirler,ama bunu sebeni anlayamazlar,fakat onu görünce muhabbeti kendilerini kaplar,anlamdıkları bir kuvvet onları ona hürmet etmeye zorlar.bu hal Allahu Tealanın o salih kul üzerinde bulundurduğu heybet ve vakar sebebiyledir.O salih kul bu olanlara meyil ve aldırış etmez,yalnız Allahu Teala ile meşkuldur,Bu rabbinden razı olan nefsin yani nefsi radiyyenin makamıdır.Nefsi merdiyye:Birde rabbinin razı olduğu nefsin,nefsi merdiyye nin makamı vardır.Nefsi merdiyye Allahu Tealanı ahlakı ile ahlaklanmış,insanlık sıfatlarının hemen hepsini terk etmiş.Böyle olan nefis hataları af eder,kusurları örter kimseye suizan etmez hiç kimse hakkında kötü düşünmez.Daima hüsnüzan ile herkese lütuf ve şevkat gösterir.İnsanları tabiatlarının zulmetlerinden kurtarıp,nura gark etmek için,onlara sevgiyle yönelir.Bu

yöneliş ve sevgi insanlara olan merhametindendir.Nefsi merdiyye makamında olan kamil insanın görünüşte diyer insanlarla farkı yoktur.Ama kalbi pek kıymetli olup,misli bulunmayacak kadar azdır.Bunlar seçilmişlerin seçilmişidir.Bunların herbiri nur kaynagı,sırlar hazinesi,seçilmişlerin önderidir kalbi Allahu Tealadan başkasından kurtulmuştur.Allahu Tealanın razı olduğu herşeye razıdır.Allahu Tealının kendine ihsan ettiği marifet ve hikmetleri insanların idrak edebileceği şekilde anlatır.Onlara faydalı olmaya çalışır.Nefsi kamile:Kamil insan evliyalık makamının en yüksek derecesindedir,tüm kemalata olgunluklara,yüksekliklere kavuştuğu için bu mertebedeki nefse nefsi kamile ismi verilmiştir.Yukarıda bildirilen nefislerin sahiblerinde bulunan bütün güzel huylar ve sıfatlar nefsi kamile sahibinin sıfatlarıdır bu makama ulaşan kimse bu maksat ve arzularına kavuşmuş tek muradı Allahu Tealanın rızasını kazanmak olmuştur.  ALLAHU TEALA ´NIN SEVDİĞİ KULLAR Musa aleyhisselam Allahu Tealaya:Yarabbi hangi kullar sana sevgilidir dedi.Allahu Tealada,beni zikredip unutmayan kullarım buyurdu.Hangi kulların en iyi hüküm verir dedi.Hak ile hükmedip nefsine uymayanlar buyurdu.Hangi kulların daha büyük alimdir dedi.Bildigini insanlara öğreten,doğruya götüren,söz dinleyen,kötü sözden kaçan buyurdu.Yarabbi hangi kulun ameli daha hayırlıdır dedi.Dili yalan konuşmayan,kalbi günah ile meşgul olamayan ve zina yapmayan buyurdu.Musa aleyhisselam Turusina dağında gözünden perde kalkınca arşın gölgesinde bir insan oturduğunu gördü,Yarabbi bu kimdir dedi.Rabbinin ihsanı ile insanlara verilene haset etmeyen,ana babasına iyilik eden,koğuculuk yapmayan bir kuldur buyurdu. ANA VE BABA HAKKI Akıllı kimsenin,ana babasına nasıl hürmet edecegini öğrenmesi,onlara karşı gelmemesi,itaat etmesi gerekir.Allahu Teala Tevrat,Zebur,İncil ve Kuran´ı Kerim´de ve gönderdiği bütün kitaplarda,ana,babaya itaat ve hürmet edil edilmesini,onlara karşı gelinmemesini bildirmiş ve peygamberlerinede böyle emir etmiştir. Peygamber efendimiz,ana ve babasının ihtiyarlık zamanlarında bunlardan birine veya her ikisine yetişipt, onlara layık oldukları hürmet ve saygıda bulunmadıklarından dolayı cennete giremeyen kimselerin,burnu yerde sürünsün diye 3 kere tekrar etmiştir.  Bir kimse resulullah sallalhu aleyhi veselleme biat için sana geldim.Anamı babamı ağlayarak bıraktım deyince,resullulah sallalhu aleyhi vesellem anana babana dön onları ağlattığın gibi güldür buyurdu. Peygamber efedimiz sallallahu aleyhi vesellem size günahların en büyüğünü bildireyimmi,et ya resullallah dediler.Allahu Tealaya ortak koşmak,ana babaya karşı gelmek ve yalan söylemek,ananın ve  babanın ihtiyarlık haline ulaşırsan onlara öf bile

deme ve onları azarlama ikisine de iyi ve yumuşak söz söyle Rabbin kesin olarak emir etmiştir buyurdu.  Allahu Tealanın,anne,babaya itaatsizlik etmeyi ve onlardan alakayı kesmeyi yasakladığı haber verilmektedir.Her nekadar hadislerde sağdece annelere ifadesi geçsede burada annelerle birlikte babalarında kasdedildiği aşikardır.Bilhassa annelerin vurgulanması ise onların merhametli,yumuşak ve zayıf olmaları sebebiyle babalara göre daha fazla madur edilmemelidir. Peygamber efendimiz(s.a.v)kıyamet günü Allahu Tealanın ana ve babasına itaatsizlik eden kimselerin yüzlerine bakmayacagını haber vermektedir.Cenabı Hak şöyle buyuruyor;Allaha ibadet edin ve ona hiç bir şeyi ortak koşmayın.Anaya,babaya,akrabaya,yetimlere,yoksullara,yakın komşuya,uzak komşuya,yanınnızdaki arkadaşa,yolcuya ve ellerinizin altında bulunanlara(köle,cariye,hizmetçi ve benzerlerine)iyi davranın(nisa süresi 4/36).Ayeti kerimede yüce rabbimiz şirki yasakladıktan hemen sonra anne,babaya iyiliği emir etmektedir,bu durum anne babaya iyiliğin ehemmiyetini ortaya koymakla birlikte onlara iteatsizliğinde nekadar büyük bir günah olduğunu göstermeye kafidir. Bu sebeble Allahu Tealayı razı etmenin yolu anne babayı razı etmekten geçer.Anne babayı kızdırmak ise Allahın gazabına uğramak demektir.Bir kişi Peygamber efendimize gelip;Ya Resullallah anne babanın çocukları üzerindeki hakları nedir diye sormuştu.Resulullah (s.a.v) onlar senin ya cennetin yada cehennemindir buyurdu. Yani ana baba insana takdim edilmiş iki büyük fırsattır.Bir müslüman onları onları memnun ederek cennete girmeyi kendi hesabına kolaylaştıra bilir.Böyle yapmazda anne babasını üzerse bu seferde cennetin yollarını kendisine zorlaştırmış olur.Zira cenabı hak cenneti onların ayakları altına sermiştir. Bir gün  Resulullah (s.a.v)şöyle buyurdu;Uyumuştum kendimi cennette gördüm.Bir kimsenin sesini işittim.Kuran okuyordu.Bu kimdir diye sordum.Bu harise bin numandır dediler.Resulullah (s.a.v) sözlerine şöyle devam etti;İyilik işte böyle olur,iyilik işte böyle olur.Harisenin bu mertebeye annesine yaptıgı güzel muamele sebebiyle yükseldiği beyan edilerek o annesine karşı en iyi davranan bir sahabe idi. Anne babasına iyilik edenlere fahri kainat efendimiz şöyle dua etmiştir;Anne babasına iyilik eden ne mutlu Allahu Teala onun ömrünü ziyadeleştirsin.Anne babaya her zaman iyilik etmekle birlikte,bilhassa yaşlılık halinde onların hizmetine koşmak daha mühim bir vazifedir. Ayeti kerimede şöyle buyurulur;Rabbin,yalnız kendisine ibadet etmenizi ve ana babaya iyilikte bulunmanızı emir etmiştir.

 Eğer ikisinden biri veya her ikisi,senin yanında iken ihtiyarlıyacak olursa onlara karşı öf bile deme onları azarlama,ikisinede hep tatlı söz söyle.Onlara rahmet ve alçak gönüllülük kanatlarını ger ve Rabbim küçükten beni (merhametle) yetiştirdikleri gibi sende onlara merhamet eyle der.(isra suresi 17/23-24). Çünki insanın,yaşlılık gibi en zayıf anında iyiliğe yardıma ve hizmete daha çok ihtiyacı vardır.Bunuda evlatlarından daha iyi yapabilecek bir kimse yoktur.Cenabı Hakkın kendilerine ihsan ettiği bu fırsatı değerlendiren evlatlar,cenneti kolayca kazanabilirler. Resulullah (s.a.v)anne babasına yaşlılık günlerinde yetişipte onlara hizmet ve iyilikte bulunmayı ihmal ederek cenneti kazanma fırsatını kaybeden kimseleri ağır bir dille ikaz etmiştir. Anne babaya iteatin birtek istisnası vardır evlat,anne babasına sadece Allaha şirk koşmayı emir ettikleri takdirde iteat etmez buyurdu.Ancak yinede onlarla dünyada iyi geçinmeye ve kendilerine iyilikte bulunmaya devam eder.(lokman 31/14-15)(ankebüt süresi 29/8) Kul ana ve babasına duayı unuttuğu zaman rızkı kesilir,yani bereketi gider.    ZİKİR Zikir ,kalpleri diriltip manevi alemleri canlardıgı gibi yapılan ibadetlerede faydalı bir boyut kazandırır.Allahu Tealayı hatırda tutarak yapılan bütün işler,böyle olmayanlara göre daha üstün ve ecri daha fazladır.Çünkü Allahu Teala hatırlanarak yapılan işler,ihlasla ve kamil bir şekilde eda edilir.Bu şekilde hayatı zikirle dolu dolu yaşayanlar ise,büyük hayırlara nail olurlar.Allahu Tealanın kullarına merhametiyle muamele ederek az ve kolay bir şekilde yapılan gayretlere çok eçir verdigi bildirilmektdir.Çünkü dile çok hafif gelen zikir,mizanda ağır basacak ve rahman olan Rabbimizide memnun edecektir. Cenabı hak,gönüllerin her an kendisiyle beraber olmasını murad etmektedir.Bunun içinde zikri dile kolay getirmiş;O gerçek akıl sahibi müminler,ayakta dururken,otururken ve yanları üzerine yatarken daima Allahu Tealayı zikir ederler buyurdu(ali imran surasi 3/191). Resululah (s.a.v)farz namazların ardından yapılan zikirleri okuyan kimse hiçbir zaman zarara uğramaz.Bunlar;33-defa Sübhanallah.33-defa Elhamdülillah.33-defa Allahu ekber demektir. Hadisi şerifte fazileti beyan edilen (Süphanallah)zikri,ben Allahu Tealayı uyuhiyet makamına yakışmayan sıfatlardan tenzih ederim.Ona hiç bir eksiği yakıştıramam ve

yaklaştıramam onu en yüce,en üstün sıfatlarla zikir ederim demektir ve Allahu Tealanın meleklere öğrettiği bir zikiridir(bakara suresi 2/30).  Dolayısıyla kişi hadisimizde olduğu gibi bazı rivayetlerde tavsiye edilen pratik zikirleri yeterli görmek suretiyle bir kenara çekilmemelidir.Bu tür tesbihata çok eçir verileceginin bildirilmesi,onların faziletindeki büyüklüğü ortaya koymak içindir.Bu itibarla bir mümin,Allahu Tealayı zikir etmeyi sadece bu tesbihata hasretmeyip devamlı zikir halinde olmaya gayret etmelidir.Zira,Allahu Tealayı unutarak hayatı boş sözlerle doldurmak kalbi katılaştırır.Bu duruma gelen kimselerde zamanla Allahu Tealadan uzaklaşırlar.  Ayeti kerimede şöyle buyrulur; Allahı zikir etmek husunda kalpleri katılaşmış olanlara yazıklar olsun.(zümer suresi 39/22).Resulullah (s.a.v)buyurduki;Adem oğlunun emri bil mağruf,nehyi anil münker veya Allahu Teala Hazretlerini zikir hariç,bütün sözleri aleyhinedir,elihine deyildir. O halde bir müslüman faydalı ve hayırlı işler konuşmaya dikkat etmeli yerine görede sükutu tercih etmeyi bilmelidir.Bu şekilde davrandığı takdirde hem konuşmanın sevabını hemde sükut halindeki zikir ve tefekkürün sevabını elde eder. Akşam sabah zikir edenlerden olur,gafillerden olmaz.Hiç bir ayet ve hadiste,zikrin yüksek sesle olacağı tasdik edilmemiştir.Hep gizli,sessiz olması gerekmektedir.Gafletle yapılan zikir bu kadar fayda sağlamaz.Belki büyük korkuda olur.Denildiki;Allah deyipte kalbi Allahu Tealanın hükümlerinden gafil olanın hasmı,bu dünyada ve ahirette Allahtır.Peygamberimiz(s.a.v)fitnnin fesadın çoğaldığı zamanda ibadet etmek,hicret ederek benim yanıma gelmek gibidir buyurdu. Zikre sohbetin faydası;Kamel ve mükemmel bir zatın bir bakışı kalbi o kadar temizlerki uzun riyazetlerde buna kavuşmak pek zordur.Sohbetin salih doğru oldugunun alemeti,onda kulun kalbine Rahmani ve Rabbani feyzlerin gelmesi,Allahu Tealanın sevgisinden başka sevgilerin kalbden silinmesidir.Allah adamları ile sohbet etmenin faydaları pek çoktur. Zikir anında Allahu Teala ile huzurda olmasanda,zikri terketme.Çünkü zikir ettiğin halde ondan gafil olman,zikir etmedigin zamanki gafletinden daha azdır.Umulurki böyle zikir seni gafletten uyandırsın.Bir taraftan çarşıdaki gürültüler gibi çeşitli vesveler ve düşünceler varken,bir taraftanda Allah,Allah diyorsan,bu,gafletle zikir olur.İnsan sırf Allahu Tealaya sığınarak zikir etmelidir.Eger bir zaman Rabbinden gafil olursan o zamanda arkadaşın şeytan olur buyurulmuştur.Bu zikirler kadınlar hakkında daha faydalıdır,bunları parmaklarınızla hesap edin buyrulmuştur.Parmaklarınız kıyamet günüde şahitlik yaparlar.

 Peygamber efendimiz(s.a.v)evlerde kuran okunmasını işaretle;Evlerinizi kabirlere çevirmeyiniz muhakkak şeytan içinde bakara suresi okunan evden kaçar buyurdu.    İçinde Allahu Tealanın zikir edildiği ev ile,Allahu Tealanın zikir edilmediği evin farkı,diri ile ölünün farkı gibidir.Evlerinizi kabir ve kurak mekan haline gelmekten kurtarıp ihya etmenin yolu.İçlerinde ibadet etmek,namaz kılmak,kuran okumak ve Allahu Tealayı zikir etmektir.Nitekim Resulullah(s.a.v)biriniz farz namazını mescidde kıldığı zaman o namazın sünnetlerinden evine bir pay ayırsın.Zira Allahu Teala bu namaz sebebiyle evinde hayır yaratır buyurmuştur.   MUBAREK GECELER VE GÜNLER Mubarek geceler,islam dinin kıymet verdiği gecelerdir.Allahu Teala kullarına çok açıdığı için bazı günlere kıymet vermiş,bu gecelerdeki dua ve tövbeleri kabul ettiğini bildirmiştir.Kulların çok ibadet yapması,dua ve tövbe etmeleri için bu geceleri sebeb kılmıştır.Bu gece ve günlerde ibadet yapılacak vakitler,öğle namazında başlayıp o gecenin sonuna yani imsak vaktine kadar olan zamandır.Bu gecelerde kaza namazları kılınmalı,kuran ı kerim okumalı,dua ve tövbe etmeli,sadaka vermeli,müslğmanları sevindirmeli.Bunların sevabı ölülerede gönderilmelidir.Bu gecelerde tövbe ve istiğfar etmek Allahu Tealaya iltica etmek(yalvarmak)günahlarını,ayıplarını,kusurlarını hatırlayıp,kıyametteki azabı düşünmeli af ve mağfiret için yalvarmalıdır. Peygamberimiz(s.a.v)her kim bayram gecesini ibadetle ihya ederse,Allahu Tealada kalplerin öldüğü günde onun kalpbini ihya eder(yaşatır). Hz Ayşeden rivayet edilmiştirki:Peygamberimiz(s.a.v)ramazanın son günü girince geceyi ibadetle ihya eder ve aile fertlerini uyandırır,kendisini hayru hasenat ve ibadet yollarına kaptırırdı. Peygamber efendimiz (s.a.v) buyurmuşturki:Zilhicce ayının ilk 10 gününde yapılan ibadetten daha sevgili bir ibadet yoktur.Bu günlerde tutulan her oruç 1 sene oruç tutma sevabına denktir.Bu gecelerde 1 geceyi ibadetle geçirmek kadir gecesini ibadetle geçirmek kadar sevaptır. Peygamber efendimiz(s.a.v)buyurmuşturki:Şaban ayının yarısının gecesi olunca,gecesini ibadetle gündüzünü oruçla geçirin.Zira Allahu Teala güneşin batışından itibaren yer yüzüne rahmetiyle nuzül eder:İstiğfar eden yokmu mağfiret edeyim,rızık isteyen yokmu rızık vereyim buyur.  Mubarek geceler şunlardır.1)Kadir gecesi:Ramazan ayı içindeki tek günlerde ve 27 dinci gecesinde aranmalıdır.

2)Fıtr (ramazan bayramı gecesi):Ramazanın son günü ile,bayramın birinci günü arasındaki geceye (fıtr gecesi) denir.3)Arife gecese:Arife günü ile kurban bayramının birinci günü arasındaki gecedir.Arife zilhiccenin 9 cu günüdür(başka günlere arife denmez).4)Kurban bayramı geceleri:Kurban bayramının 1-2-3 cü günlerinden sonraki gecelerdir.Bu 3 güne eyyamı nahr denir.5)Mevlüt gecesi:Rebüül evvel ayının 11. ve 12. günleri arasındaki gece peygamberimiz sallallahu aleyhi vesellemin doğduğu gecedir.6)Berat gecesi:Şaban ayını 15 gecesidir.7)Mihraç gecesi:Recep ayının 27. gecesidir.8)Regaib gecesi:Recep ayının ilk cuma gecesidir.9)Muharrem gecesi:Muharremin 1. gecesi müslümanların yıl başı.10)Aşure gecesi:Muharrem ayının 10. gecesi.11)Zilkadenin 15. gecesi peygamber efendimize danışma gecesidir.Ogece fakirlere sadaka verilir bol bol dua edilir.12)Sefer ayının son çarşamba gecesi veye günü(salı akşam namazından çarşamba ikindi namazına kadar olan vakittir).Afatı semaviye ve afatı araziyeden muhafaza için (yani yerden ve gökten gelecek olan her türlü afattan sığınmak)için 2 rekat namaz kılınır.13)Ramazan ayının 16 cı geceyi 17 ye bağlayan gece bedir savaşı yapıldığı için ramazan ayının 17. gününe furkan günü denir.O gün Bedir savaşı şehitlerinin isimleri okunarak yapılan dua kabul olur.  Berat gecesi:7 tane yasin okunur.1-Allah rızası için2-Peygamber efendimizin ruhu için.3-Tamamlanmış senedeki amel defterimizin sağ taraftan verilmesi için.4-Gelecek senin hayırlı olması için.5-Hayırlı uzun ömür için.6-Gecim bolluğu için.7-Gelecek belalardan korunmak için.Beraat gecesi herkim her rekatta 1 fatiha ve 10 gulhuval okunarak 2 rekatta bir selam verek 12 rekat namaz kılarsa Allahu Teala bu kula 70 miş kere nazar eder ve her nazarda 70 dilegini kabul eder,adin cennetinde melekler ona cennet yaparlar,o yıl ölenler o cennete girer.Gulhuvalın her harfine 30 melek verilir.Beraat gecesi af olunmayanlar:Allahu Tealanın bu gece rahmeti taşar taşar ama din kardeşini öldürelerin,ana ve babasına saygı göstermiyenlerin,kayınvalidesine saygı göstermiyen gelinlerin,gelinine saygı göstermeyen kaynanaların,akrabasını unutanların,içki içenlerin,müşriklerin,düşmanlık edenlerin,zine edenlerin,yol kesicilerin,şirk koşanların bu mağfiret gecesinde af olunmayacaklardır. Mubarek günlerde gerçekleşen olaylar:Muharrem ayında gerçekleşen olaylar:Muharrem ayının 10 cu günü aşure günüdür,yerlerlerin ve göklerin yaratıması,Adem aleyhisselamın tövbesinin kabul edilmesi,Musa aleyhisselamın firavunun şerrinden kurtulması,firavunun suda boğulması,İbrahim aleyhisselamın dünyaya gelmesi ve ateşten kurtulması,Eyüp

aleyhisselamın hastalıktan kurtulması,Yunus aleyhisselamın balıgın karnından kurtulması,Süleyman aleyhisselama saltanat verilmesi,Nuh aleyhisselamın gemisinin karaya oturması,Hz Hüseyinin şehit edilmesi ve kıyametin kopmasıda aşure günü olacaktır.Recep ayında gerçekleşen olaylar:recep ayının 15. gecesi Musa aleyhisselam  Allahu Teala ile konuştu,İdris aleyhisselamda bu günde göğe kaldırıldı.Recep ayının 13-14-15 ci günlerine beyaz günler  denir, ogünler Adem aleyhisselamın affedildigi günlerdir.recep ayının 27 çi gecesi berat gecesidir.Bu gecede insanların gecen yılki defteri kapatılır, bu seneki defter açılır.Berat gecesi kuran ı kerim ayet ayet indirilmeye başlandı.Şaban ayında gerçekleşen olaylar:Peygamber efendimizin şaban ayının 14 cü gecesi ayı ikiye bölme mucizesi geçekleşmiştir.Peygamber efendiniz şaban ayının 13- 14-15-ci geceleri dua etmiş ve 13 cü gecesi ümmetin üçte biri af olundu.14 cü gecesi üçte ikisi af olundu,15 ci gecesi tamamı af edildi. ÖRTÜNMEKAllahu Teala,örtünmemizi bizden ta ilk günden itibaren,yer yüzüne ayak basar basmaz istemiştir.Örtünme yükümlülüğü yer yüzündeki hayatımızla birlikte başlamıştır.Özellikle bu meselenin islamda örtünme diye ele alınmaması geekmektedir,çünkü örtünme Resulullah(s.a.v)ile başlamamıştır.Allahu Teala daha ilk günden örtünmeyi,edepli ve hayalı olmayı emir etmiştir.Daha sonra toplumlar nezamanki bu çizgiden ayrılmaya başlamış,Allahu Teala gönderdigi peygamberlerle bu çagrıyı yenilemiştir. Ey adem oğulları,biz sizin çirkin yerlerinizi örtecek bir elbise ve size süs kazandıracak bir elbise indirdik.(var ettik)Takva ile kuşanıp donanmak ise bu daha hayırlıdır.Bu Allahu Tealanın ayetlerindendir.Umulurki öğüt alıp düşünürsünüz.Ey adem oğulları,şeytan anne ve babanızın çirkin yerlerini göstermek için,elbiselerini sıyırarak onları cennet çıkardığı gibi sakın sizide bir belaya ugratmasın çünkü o ve taraftarları kendilerini göremeyeceginiz yerden sizleri görmektedir.Biz gerçekten şeytanları,inanmayacakların dostları yaptık(7/24-27ayetler).Dikkat ediniz,hiç bir emir örtünmeden öncelikli deyildir,hepsi örtünmden sonradır.Çıplaklığını gidermeden,giyinmeden,insan oğlunun Rabbine sunacagı hiçbir ibadeti olmadığı gibi,toplumsal hayattada insanların ve özellikle bayanların birbirlerine karşı yerine getirecegi bundan daha özellikli bir görevi yoktur.Onun için yeryüzüne ayak bastıktan hemen sonra Allahu Azimüşşanın biz insanlara verdigi ilk emir örtünme emri olmuştur.Fakat nedense bu husus özellikle inanan insanımız tarafından bile fazlaca dile getirilmemektedir veya gözden kaçırılmaktadır. Tarihler boyu Peygamberlerin etrafında toplanan,onlara iman eden bütün bayanlar örtünmekle yükümlü olmuşlar ve bunu yerine getirmişlerdir.Özellikle yahudilerde ve hıristiyanlarda inanan kadınların teseddürlü olduğu dinler tarihinden tevratan,incilden ve kendilerine ayit diğer dini metinlerden ve kuran ı kerimden rahatlıkla öğrene bilmekteyiz.İnsan oğlu tarihin başlangıcıyla birlikte bu yükümlülüğü yerine getirmiş Muhammed (s.a.v)ile islam ile kuran ile iyice belirginleştirmiş özellikle nur ve ahsab sureleriyle net,berrak ve su götürmez bie şekilde hükümlendirmiştir. 

Ey Peygamber,zevcelerine kızlarına ve müminlerin hanımlarına söyle dış elbselerinden(cilbablardan)üzerlerine giysinler.Onların(özgür ve iffetli olarak)tanınması ve eziyet görmemesi için en uygun olan budur.Allahu çok bağışlayandır çok esirgeyendir.(33/59) Allahın sevgili Resulü Rabbinden aldığı bu ayetleri tebliğ etmiş,onun sevgili ashabıda en güzel ve en doğru şekliyle okumuşlar ve anlatmışlar ve örtünmek suretiyle nasıl olacagını göstermişler ve hayata geçirmişlerdir. Herşeyden önce yerine getirilmekte olan bir emir,buna şahit olanlara derhal o emri veren kişiyi veya kurumu hatırlatır.Allahu Teala tarafından bütün emirlerde birileri tarafından yerine getirildiği esnada,görenlere,şahit olanlara derhal Allahu Tealayı hatırlatır.Alınmakta olan bir abdest,kılınmakata olan bir namaz,yapılmakta olan bir tavaf ,kesilmekte olan bir kurban görenlere hep Allahu Tealayı hatırlatır,örtünmekte Allahu Tealanın emri olduğu için,özellikle örtünen bir bayanda elbette muhattablarına derhal Allahu Tealayı hatırlatır.   Şu hususu aklınızdan hiç çıkarmayınızki,Allahu Tealaya kulluktan kaçınanalar kesinlikle birilerinin,bir yerin kuludurlar.Varsın onlar özgür olduklarını,özgürce yaşadıklarını,özgürce bir terçihte bulunduklarını zannederek avunsunlar.İyice düşündüklerinde göreceklerdirki bu birileri,dedigimiz onların nefisleridir.Hayvanı ve şehavi duyguladır,çevreleridir,içinde yaşadıgı toplumlarıdır,modadır.Başkalarının beyenisidir,başkalarının dışlama korkusudur.Paradır,diplomadır,iştir,makamdır.Netice olarak varıp şeytana dayanmaktır. Açılıp sacılanlar kesinlikle şeytanın arzusunu hemde onun en büyük ve ilk arzusunu yerine getirmektedirler.Kıyamet günü Allahu Teala bütün insanları bir yere topladıktan sonra cehenneme atılacak olanlara şöyle seslenecektir:Secilin ayrılın şöyle ey mücrimler ey adem oğulları size,şeytana kulluk etmeyin,çünkü o sizin apaçık düşmanınızdır.Bana kulluk edin dost doğru yol budur diye and vermedimmi.(36/60-61) Şeytana ibadet etmek nitelemesi gerçekten çok acı.Birilerine ağır gelebilir.Ve kabullenmeye bilirler.Fakat şeytana itaat edenlerin şeytanın çağrısına uyanların ve yaşantılarını bu şekilde düzenleyenlerin Allahu Teala böyle nitelendiriyor.Evet sizin açılıp sacılmanızı isteyen,örtünüzden sıyrılmanızı isteyen şeytandır ve şeytan da sizin en büyük düşmanınızdır.   İSLAMİYETTE MANEVİ VE BEDENİ TEMİZLİK Gönlünde günahlar ve dünya sevgisi olanın kalbi nasıl parlar.Yahut nefsi emmarenin rızasına göre hareket eden,Allahu Tealanı rızasını nasıl kazanır.Gaflet ve günahlardan temizlenmeden Allahu Tealanın huzuruna girmeyi nasıl ister.Çirkin işlerden tövbe etmeyen nice sırları anlamayı nasıl umar,marifet güneşinin önünü masifaya bağlılık

bulutları kapamıştır.Her fırsat ve boş zamanlarda amel yapıp taat üzere olmak seni nefsin hilelerinden alı koyar.Sonunda kurtulma alemetlerinden biri,başta Allahu Tealaya yönelmektir başlangıç ışıldarsa sonu çok aydınlık olur. Kalbi,dimağı(beyni),menfi düşüncelerden nefside kibir,benlik,riya gibi hastalıklardan temizlemek,bu ahlakta temizliktir. İbadette temizlik:İbadette temizlik aleti ikidir.1-İlmi kuvvetli kulanmaktır.2-Ameli kuvvetli kullanmaktır.Yani her bir işimizde o işin yapma keyfiyetini bilmek ve fiilen yapmaktır. Malı temizlemek:Cimrilikten,hırtan ayırıp zekatımızı fakir ve ihtiyaç sahiplerine vermektir,yani malın 40 ta 1 ni mülk olacak şekilde vermektir. Tabarini Hz. rivayete göre Resulullah sallallahu aleyhi vesellem buyurmuşturki.1-Temizlik imanın yarısıdır.2-Eminliği olamayanın imanı yoktur.Temizliği olmayanın namazı yoktur,namazı olmayanın dini yoktur,ancak dinde namazın yeri vücutta başın yeri gibidir.3-Namazı olmayanın islamda payı yoktur,abdesti olmayanın namazı yoktur. Şirk ve küfürden temizlenmek:şirk ve küfürden temizlenmenin iki usulu vardır.1-Ehli sünnet vel cemaatin ölçüsü ile amentünün manasına canı gönülden inanmak iledir.Buna ilmi tevhit denir.2-Zikir ve fıkıh bilgileriyle nefsi,ruhu ve kalbi temizlemektir.Yani huzuru kalple kelimeyi tevhit ve selevatı şerifeleri çokça tekrarlamaktır.Yapaçağı ibadetleride adetlerden ayır etmektir,yani (anam atam böyle yapardı diye yanlışta ısrar etmemeli doğruyu öğrenmelidir.)Buna ameli tevhitle insan,nefsini küfür ve şirkten temizlemiş olur demektir. Bedeni temizlik:Bedeni temizlik iki şekilde olur.1-Tevekkül ve iman şubelerini,namaz gibi ibadetlerle temizlemektir.Yani taharetlenmede,abdestte ve namazın tadili erkanında vesveselere,gevşekliğe kapılmadan kemali ciddiyet göstermelidir.Bu taharet yani namaza hazırlıkta iki kısımdır,bedeni ve libasımızı(elbisemizi)necasettenden temizlediğimizde,şu kaidelere dikkat etmeliyiz.Necasetin temizlenmesinde daima temizleyici olan suyu temizlenen yerin üstünden akıtmalıyız mesela mendilimizi yıkarken muslugun yada ibriğin altında tutmalıyız. Elimizi yıkarken kabın içine sokmayıp suyun altına tutmalıyız,bu şekilde temizlenen şeyin suyun altında olması üzerine suyun devamlı veya kesik kesik akması gerekir.Ayrıca kirli suyun tekrar yıkanan şeye dönmemesi şarttır.Burada ince bir nokta vardır.Oda medeni ve dini olan teharetlenmedir.Bedeni temizlik: gerek gusülde ve gerekse herhangi bir azada suyu necis mahalin üzerinden akıtıp temizlemelidir.Bu bedenin zahiri temizligidir.

Bedeni temizliğin ikinci kısmı,hangi aza ile günah işleniyorsa onu o günahtan alı koymaktır.Mesela gözü harama bakmaktan,dili yalandan,kalbi gıybetten,hayayı zinadan men etmek bedenin batıni temizligidir. Ev temizliği kap,kacak,sergi ve bil hassa yemek kaplarının umum mikroplardan koruma için yapılan temizliktir. GUSÜL BAHSİEbu Hureyre(r.anh)riayet edilen,her tüyün altında cunupluk vardır,o halde kılları yıkayın deriyi iyice temizleyin.Hadisi şerifte geçen,kılların ıslanma emirine burnu yıkamakta dahildir.Çünkü burnun içinde kıllar vardır.Ve yine deriyi iyice temizleyin emirine ağızın içinin deriside girer.Hz Ali(r.anh)rivayet edilen diğer bir hadisi şerifte,Resullullah(s.a.v)şöyle buyurmuştur:Kim,bir kıl (dibi kadar yeri yıkamayıp cunup bırakırsa,ona şöyle şöyle Allahu Tealanın dilediği kadar sure)ateşten azap edilir.Bu hadisi rivayet eden Hz Ali(r.anh)bu yüzden başıma(şacıma)düşman oldum der.Ve traş ederdi.Bu hadisi şeriftende anlaşıldığı üzere gusülde vücuddaki kılların tamamına su ulaştırmak farzdır.Vücuddan veya vücuddaki kıllardan bir parçayı yıkamayıp,kuru bırakan kişi Allahu Tealanın dilediği kadar müddet azap görecektir. Bir kişi yıkandıktan hemen sonra,kuru kalan yerleri yıkarsa bilittifak guslü tamam olur ama hava şartları ve yıkanan insanın mizacı muğtedil olduğu halde diğer ağzaları kuruduktan sonra yıkarsa malikiye göre guslü iyade gerekirsede diğer 3 mezhebe göre gerekmez. Abdullah İbni Yezid (r.anh) dan rivayete göre,Resullullah (s.a.v) evde tas içinde idrar biriktirilmez.Çünkü melekler,içinde birikmiş idrar bulunan eve girmezler ve yıkandığın yere bevl etme (idrar yapma)buyurmuştur. Yıkanmanın beni menfaatleri ve dini menfaatleri vardır.1-kafirlere muhalefet,çünkü onlar yıkanmaz.2-bağzı hastalıklara sebebiyet veren bir takım zararlı kirliliklerin giderilmesi.3-Şehvet hararetini teskini (dindirilmesi).4-guslü icab ettiren haller sebebiyle,bütün vücuda ağrız olan fütur ve gevşekliğin zail olması (ortadan kaldırılması).5-İnsanın kalbinde bir uyanıklık meydana getirmesi.6-Ruhun saffet bulması (nefsinden gelen karanlıklardan arınması).7-Temizlik üzere ibadet ve taat yaparak imanda nuraniyet (parlaklık). Şeyh Niburi (k.s)buyurmuşturki,her uzvun kendine göre bir tehareti (temizliği) vardır.1-Gönlün tehareti (temizliği) onu Allahu Tealanın gayrından döndürmektir.2-Sırrın (iç aleminin) temizliği,müşahede (Mevla Tealayı görür gibi olması) dır.3-Gönlün Tehareti,ümit ve kanaatir.4-Ruhun temizliği,haya ve heybet (Allahu Tealadan utanmak ve kormaktır).5-Karnın temizliği,helal yemek,haram ve şüpheli şeylerden sakınmaktır.6-Bedenin temizliği şehvetleri terk etmek ve kirleri gidermektir.

7-Elin temizliği,vera ve içtihat (şüpheli şeylere bile el sürmemek ve ibadete çok çalışmak) tır.8-Dil temizliği ise,zikir ve istiğfardır. Salebi (r.anh) şöye zikretmiştir;Hz Ali (r.anh) ın rivayetine göre;Yahudi alimlerden on kişi gelerek ya Muhammed(s.a.v)idrar ve büyük abdest meniden daha pis ikenAllahu Teala onlardan sebeb güslü emir etmediği halde niçin cunubluktan yıkanmayı emir etmiştir diye sormaları üzerine,Resullullah (s.a.v) şüphesizki Adem (a.s) o ağaçtan yiyince,o yediği (gıdaya) dönüşerek damarlarına ve tüylerine kadar işledi.İnsan cima edince (hanımıyla birleştiğinde) o yediği her tüyün dibinden nuzül eder (iner).İşte bundan dolayı Allahu Teala bana ve ümmetime (kirleri) temizlemek,(günahları)örtmek ve elde ettikleri lezzeten dolayı Allahu Tealanın kendilerini inam etmiş olduğu nimete şükretmek için yıkanmayı farz etti buyurdu. CENAZE YIKAMAKÜbey İbni Kab (r.anh)rivayet edildiğine göre;Resullullah (s.a.v) şöyle buyurdu:Adem (a.s)vefat edeceği zaman oğullarına gidin bana cennet meyvelerinden koparın dedi.Oğulları (onun yanından) çıktılar,melekler onlarını karşılıyarak ey Adem oğulları nereye gidiyorsunuz dediler.Onlar,babamız bizi kendisi için cennet meyvelerinden almak üzere gönderdi dediler.Meleklerde (onlara) dönün,muhakkaki kifayet olundunuz (işiniz görüldü) dediler.Melekler onlarla beraber dönerek Adem (a.s) yanına girdiler.Havva validemiz onları görünce,onlardan dehşete düşerek Adem (a.s) yanaşmaya ve yapışmaya başladı.Adem (a.s) ona benden uzak ol,benden uzak ol,başıma ne geldi ise senin yüzünden geldi,benimle Rabbimin meleklerini boş bırak dedi.Bunun üzerine melekler Adem (a.s)ruhunu aldılar,sonra yıkayıp (cennet kokularıyla)kokuladılar ve kefenlediler,sonrada cenaze namazını kılarak onun için bir kabir kazıp onu defin ettiler.Daha sonra ey Adem oğulları ölüleriniz hakkında sünnetiniz budur,işte bölece yapın dediler.Peygamberimiz ve Ebu Bekir (r.anh) da vefat ettiğinde yıkanmışlardır.Ondan sonra insanlar bunu adet edinmişlerdir.Cenaze yıkamak farzı kifayedir. Ölünün yıkanma sebebine gelince;Diğer kanlı hayvanlar gibi insanda ölmekle mundar olması gerekiyorsada kerametine binaen (değerli olduğu için)yıkanmakla temiz olur.Bir kişi suda ölmüş bulunsa bile mutlaka yıkanmalıdır,çünkü yıkama emri Adem oğluna teveccüh etmiş (yönelmiş) olduğundan kişi ne halde ölürse ölsün yıkanması gerikir.Bunun terki ancak şehitler olur.Hallür rumuz ve keşfül kunus isimli eserlede zikir edildiğine göre ruh beden ayrılıp can çekişmenin şiddetinden kurtulduğunda ölen kişiden meni boşaldığı için,dirilerin onu yıkaması gerekmektedir.Peygamberimiz (s.a.v) böbrek yemezdi,nedeni sorulunca meni en son böbreğe uğrar diye buyurmuştur.  ABDEST BAHSİ 

Farsca ab(su)ve dest(el)kelimelerinin birleşmesinden meydana gelen abdest kelimesi,el suyu anlamına gelir.Abdest kavramı arapcada güzellik ve temizlik,manasına gelen vudü kelimesiyle ifade edilir.Namazın şartlarından biri olan abdest,namaz ve kabeyi tavaf,tilavet secdesi gibi bağzı ibadetleri yapmak için vucüdun belirli uzuvlarını usule uygun olarak yıkamak veya mesh etmektir.Abdest müstakil bir ibadet olamayıp belli ibadetleri yapmak için vasıta niteliginde bir ibadettir.Manevi temizlik  ve namaz başta olmak üzere ibadetlere ruhen ve bedenen hazırlık mahiyetinde olan abdest,aynı zamanda maddi bir temizlenme vasıtasıdır,maide suresini 6 ayetinde,abdestin namaz için farz kılındıgı bildirilmekte ve rukunleri (farzları)sayılmaktadır.Ayette belirtilen abdestin farzları 4 dür.   1-Elleri dirseklerle beraber yıkamak.2-Yüzü yıkamak.3-Başının 4/1 mes etmek.4-Ayakları topuklarla beraber yıkamak. Abdest alırken bu ağzaları yıkamak niçin farz olmuştur.  Hava validemizi şeytan aldatıp yasak meyveye yüzünü döndürdüğünden.Yüzü yıkamak farz oldu.Ayagıyla yürüdüğü için,ayağı yıkamak farz oldu.Yasak meyveyi eliyle kopardığı için,elleri dirseklerle beraber yıkamak farz oldu.Adem (a.s)unutup yedi,yasak meyveyi yediğini anlayınca elini tepesine koyup ah ne yaptım dedi.Başına mes etmek farz oldu. Bu şartlara rivayet edilerek alınan abdestin sahih olabilmesi için abdest uzuvlarında kuru bir yer bırakılmaması ve deri üzerinde suyun temasını engelleyecek birşey bulunmaması gerekir.  Abdest alırken her uzvu niçin 3 kere yıkarız.1 kere yıkamak,nefsi emmareyi tehir içindir.2 kere yıkamak,nefsi levvameyi tehir içindir.3 kere yıkamak,nefsi mutmainneyi tehir içindir. Ebu hureyre(r.a)rivayet edildigine göre:Resululah (s.a.v)şöyle buyurmuştur,müslüman veya mümin bir kul abdest alır ve yüzünü yıkarsa,gözleri ile bakarak yaptıgı bütün günahlar abdest suyu veya suyun son damlası ile yüzünden akar gider. Ellerini yıkadıgında onlarla tutarak işlediği günahlar abset suyu veye suyun son damlası ile elinden çıkar gider.Ayaklarını yıkadıgı zaman onunla yürüyerek işkediği günahlar abdest suyu veya suyun son damlasıyla ile ayaklarından çıkar gider. Ebu hureyre (r.a) dan rivayete göre:Resululah(s.a.v)şüphesizki benim ümmetim,kıyamet gününde,abdest izlerinden dolayı yüzü nurlu,elleri ve ayakları parlak olarak çağrılacaktır.Nurunu artırmaya gücü yeten kimse bunu yapsın. 

Peygamber efendimizin benim ümmetim ve kardeşlerim diye iltifat ettigi kişiler,abdest alıp namaz kılan ibadetlerine dikkat ederek örnek bir hayat yaşayan müslümanlardır.Onlar,kıyamet günü,nurlu ve parlayan uzuvlarıyla diğer insanlardan ayrılacak ve peygamber efendimize yekın olacaklardır. Bu müjdelerin şuuruna eren her mümin abdestini mükemmel bir şekilde almaya ve imkan nispetinde devamlı abdestli olmaya gayret eder.Fakat, devamlı abdesli bulunmak  herkesin muvvaffak olamayacagı kadar meseledir.Bundan dolayı bu güzel hal,imanın kuvvetli olması şartına bağlanmış ve faziletinin büyüklügüne işaret edilmiştir.Yani,ancak abdestin kıymatini bilen ve ahiretteki faydasına kesin olarak inan kimseler,devamlı abdestli durmaya ehemmiyet gösterirler.Abdestli iken yeni bir abdest almakta faziletli bir davranıştır ve nur üstüne nurdur,kim abdestli oldugu halde yeniden alırsa Allahu Teala bu sebeble kendisine 10 hasene yazar buyurdu. Ebu hureyre (r.a) rivayete göre:Resullulah(s.a.v)şöyle buyurdugunu işittim:Ne dersiniz birinizin kapısının önünde suyu bol ve tatlı bir nehir aksa o kimse hergün bu nehirde 5 defa yıkansa,(vücudundaki)kirden bir eser kalırmı eshabı kiram:o kimseden hiç bir kir kalmaz dediler.Resulullah(s.a.v)5 vakit namaz işte bunun gibidir.Allahu Teala 5 vakit namazla günahlarını silip yok eder buyurdu   Bir adam geldi,Ya Resulullah(s.a.v)abdest nasıl alınır diye sordu.Resullullah (s.a.v)bir kap su isteyerek,ellerini 3 kere,yüzünü 3 kere,kollarını 3 kere yıkadı başını mest etti,şehadet parmagını kullaklarına sokarak uçlarıyla içini,baş parmağıyla dışını mest etti.Daha sonra ayaklarını 3 kere yıkadı.İşte abdest böyle alınır.Kim buna birşey ekler veya eksiltirse Resulullah(s.a.v)muhalefetten dolayı kendisine kötülük etmiş ve zulüm etmiş olur buyurdu.Bu hadisi şerifte geçen kötülükten maksat abdest ağzalarını 3 den daha az sayıda yıkamaktan dolayı meydana gelen edebe riayetsizliktir.Zulüm ise insanın kendisini 3 kere yıkayarak alınan kamil abdestin sevabından mahrum bırakmasıdır. Ebu Hureyre(r.anh)dan rivayete göre,sizin biriniz uykudan uyandığı zaman ellerini 3 kere yıkamadan kaba sokmasın çünkü o,ellerin nerede gecelediği bilinmez hadisi şerite,kişinin elinin nerede gecelediği bilinmemesinin bu yıkamaya sebeb olarak gösterilmesi,elin temiz olup olmaması şüphesinin bu emrin sebebi olduğunu ifade eder.  İbni Ömer(r.anh)rivayete göre Resullullah(s.a.v)boynu mest etmek bukağıdan enamdır.(abdest alırken,boynunu mest edene kıyamet günü bukağı takılmayacaktır)Abdullah İbni Amır(r.anh)şöyle buyurmuştur.Çıktığımız bir yolculukta Resulullah(s.a.v)bizden geri kalmıştı,sonra bize yetiştiğinde,biz ikindiyi yetiştirmeye çalışıyorduk(vakti daralmıştı)bu arada abdest alırken ayaklarımıza mest ettik (sanki mest eder gibi ayaklarımızı hafifce yıkadık,bagzı yerleri aceleden kuru bıraktık)bunun

üzerine Resulluh(s.a.v)en yüksek sesiyle 2 veya 3 kere vay ökçelerin ateşten başına gelene niye nida etti. Peygamberimiz(s.a.v)abdest alırken Ey Allahım benim günahımı bağışla,evimi genişlet ve rızkımı bereketlendir.Diye dua etmiştir.Abdeste devam etmek rızkın bolluğunu gerektirir.Resullullah(s.a.v)buyurmuşturki:Abdest üzerine abdest almak nur üstüne nurdur. Vücuda birşeyler girdigi zaman oruç bozulur,vücuddan birşeyler çıkyığı zaman abdest bozulur. ABDESTEN SONRA OKUNACAK DUALARResullulah (s.a.v) buyurmuşturki;Herkim güzelce abdes alır,abdestini bitirdiğinde (sübhaneke allahümme ve hamdik eşhedüenla ilahe illa ente estağfiruke veetubü ileyk)derse bu söz bir mühürle damgalanarak arşın altına konur ve kıyamete kadar iptal olmaz.Buyurmuştur. Resullulah (s.a.v)buyurmuşturki;(la ilahe illallahü vahde hüla şerike leh allahümmec alni minettevvabine vecalni minel mütedahhiriyn)derse Allahu Teala ona cennetin 8 kapısını açar,o istediğinden girer.Buyurdu. (eşhedü ella ilahe illallah)drse anasında doğduğu gündeki gibi bütün günahları silinmedikçe (o abdestten) kalkmaz.Hadisi şerif. Herkim abdestin arkasından (inna enzelnahü)süresini bir kere okursa,sıddıklardan olur,2 kere okuyan şehitlerden olur      Bir kadın 3 günden az 10 günden çok adet görürse bu hastalık sayılır.   Misak:Ağıza su erirken temizliği tamamlamak için veya abdestden evvel bir karış uzunluğunda ve küçük parmak kalınlığında misvak kullanmak kuvvetli sünnetdedir.İmamı Mücahit(r.anh)şöyle buyuduğu rivayet edilmiştir:Bir kere Cibrilin Resullullah(s.a.v)e gelişi geçikince,Resullullah(s.a.v)ona seni benden hapseden(bana gelmeni engelleyen)nedir.Diye sorunca,Cibril(a.s)biz sizi nasıl gelelimki.Siz tırnaklarınızı kesmiyor,mafsallarınız(parmak eklemlerinizde biriken kirleri)temizlemiyor,bıyıklarınız almıyor ve misakta kullanmıyorsunuz.Buyurdu.Sonra biz ancak Rabbinin emriyle ineriz.(meryem suresi 64 cü ayetini okudu)  Abdullah İbni Bişril Mazini(r.anh)rivayete göre Resullullah(s.a.v)diş etlerinizi,temizleyin buyurmuştur.Zira diş etleri temizlenmediği takdirde oralara biriken yemek artıkları

nedeniyle ağız kokusu deyişerek,çirkin bir koku peydahlanır ve iki melek bundan eziyetlenir.Çünkü ağız kuran yolu e meleklerin oturağı oldugu için temiz tutulmalıdır.Zira melekler çirkin kokudan kaçarlar.NitekimHz Ali(r.anh)riayete göre Resullullah(s.a.v)şöyle buyurmuştur:Şüphesiz kul mivak kullanıpda namaza kalktığı zaman,melekde onun arkasında durup onu dinler ve ona yaklaşarak ağzını onun ağzına dayar,onun ağzından kurandan ne çıkarsa mutlaka meleğin ağzının içine girer,öyleyse ağızlarınızı kuran için temizleyin.   Misvak kullanmanın faydaları:1-zekeratı meftde kelimeyi şehadet getirmeye sebeb olur.2-diş etlerini pekiştirir.3-balğamı giderir.4-safrayı keser.5-ağız ağrısını giderir.6-başın damarlarını pekiştirir.7-Allahu Azimüşşan ondan razı olur.8-şeytan gamlanır.9-gözü nurlanır.10-hayri e hasenatı bol olur.11-sünnet ile amel etmiş olur.12-ağzı pak(temiz)olur.13-fasuhul lisan olur(güzel konuşur).14-2 rekat misvakla kılınan  namazın sevabı misvaksız 70 rekta kılınan namazın sevabından çok olur. Erkeklere misvak kullanmak sünnetir,inkar eden küfür girmiş olur.Kadınlarda yemekten sonra 10 dakika sakız çiğnemek sünnetir.Yemeklerden sonra sakız çiğnemek kadınlık hormonlarını çalıştırır.Ayrıca sakız yüz felçi geçirenlerin yüz kaslarını kuvetlendirir,kulak kaslarını kuvvetlendirir.Uçak yolculuğunda,otobüs yolculugunda,yüksek yere yani yüksek rakımlara çıkarken sakız çiğnemek kulaktaki basınça iyi gelir.  KIBLEKıple kaçtır:Namaz gibi beştir.1-Evveli arştır.2-Kürsidir.3-beytil mukaddestir.4-meytil mamurdur.5-kabe-i şeriftir. Teyyemmüme sebeb budurki:Nuh (a.s)zamanında tufan vaki oldugunda gemiye girdiler.Gemide su kalmamıştı,gazap suyu ile abdest alınmazdı.Tehirde olmazdı.Nuh (a.s)elini asbabına vurarak teyyemmüm etti.Dergahı izzette kabul olundu ve teyemmüm farz kılındı. EZAN VE GAMET

Ezan lugatta ilan etmek demek bildirmek demektir,şeran ezan,farz namazların vaktini bildiren özel sözlerden ibaret bir ilan şeklidir.Kuran,sünnet ve alimler ezanın meşru olduguna delalet etmektedir,çünkü ezanın çok büyük bir fazileti ve ecri vardır.Kurandan delili,Allahu Tealanın namaza çağırdığınız zaman onu eglenceye ve alaya alırlar(maide suresi 57 ayetinde).Sünnetten delil ise rivayet edilen bir çok hadistir bu hadislerden biri,namaz vakti geldigi zaman içinizden biri sizin adınıza ezan okusun,en yaşlı olanınızda imam olsun.  Hicretin 1 yılından itibaren ezan okunmaya başlanmıştır.   Ezan okumak vaciptir.Adem (a.s)cenneten hint diyarına indirilince yalnızlık duyduğundan Cebrail (a.s)ona ezan okumuştur. Resullulah sallallahu aleyhi vesellim mihraca teşrif buyurdugunda,kudüste kaldı.Cebrail (a.s)ezan okuyup,bütün peygamberler toplanıp namaz kıldı,bağdel mirac 5 vakit namazın vakitleri meşberet edildi.Namaz 5 vaktiyle birlikte,müminler üzerine farz kılınmıştır. Abdullahi ensar (r.anh)gelip ya Resullah düşümde gördüm,bir melek gökten indi,kabenin duvarına kondu.Ezan okuyup gamet eyledi dedi ve Hz Ömer ya Resulallah bu halvet bana dahi vaki oldu dedi.Hz bilal e ezan talim ettiler(öğrettiler).Her vaktin ezanı varda niçin cenaze namazına ezan okunmaz.Çünkü çocuklar doğduğunda kulağına okunan ezan cenaze namazı ezanıdır.Ezan okunurken dinliyene iki sevap yazılır,dinlemeyene iki günah yazılır. Abdullah ibni amır(r.a):Resulullah (s.a.v)şöyle buyurduğunu işittim:Müezinin ezan okudugunu duyduğunuzda,söylediklerinin aynısını sizde tekrar edin sonra bana selevat getirin çünki kim bana selevat getirise Allah Teala buna karşılık 10 defa selat eder.Daha sonra benim için Allahu Tealadan vesile isteyin,vesile cennette Allahu Tealanın kullarından 1 tek kişiye nasip olacak bir makamdır,o kulun ben olacagımı umuyorum.Kim benim için vesile isterse,ona şefaatim vacip olur.Yani(vesileyi istemek ezan duasını okumaktır). Ezanı dinlemek vacip gibidir,sünnet diyenler varsada vacip oldugunu söyleyen alimlerde vardır,mutlaka dinlemek lazımdır.Gülistani diyorki:Ezan okunurken gevezelik ederde günah işlerse,maazallah imansız gider.Bu hareketten ezanı tahrir çıkar.Sünneti vechi üzere okunan ezanı dinlemeyen mutlaka bir sille yer.Sünnet vechi üzere okunursa ne olur.Biliyorsunuz ezanlar şimdi şarkı gibi okunuyor.Hayyalesselah cümlesini en fazla çeksen 4 elif miktarı uzata bilirsin 8 -10 elif miktarı çekmek nedir.Şöhret için ezanı muhammediyeyi bozuyorlar.Eğer tecvid üzere okursanız,Allahu Teala sevabınızı arttırır. Müezzinler eger ezanı sünnet üzere okursa,ahirette cenabı hakkın en sevgili kulları olacaktır.Kıyamet günü onlardan daha uzun boylu kimse olmayacaktır.Şayet şarkı gibi okurlarsa,bu müjdelere nail olmak şurada kalsın,üstelik günahtan başka birşey

kazanamayacaktır.Ezanı müslümanca okumalıdır.Müslümanlar dinlesin memleketimizden müsibetler yok olsun. Her vaktin ezanı varda niçin cenaze namazınıda ezan okunmaz.Çünkü çocuk doğdugunda kulagına okunan ezan ve gamet cenaze namazı ezanıdır.Cenaze namazında niçin rukü ve secde yoktur.Secde ve ruku ancak Allahu Tealaya yapılır.Karşısında cenaze oldugu için ruku ve secde yapılmaz.  Hayızlıyken namaz kılınmaz:Allahu Teala Adem (a.s)ın kızlarına yazdığı,bu hayız hali de bu kabildendir,sonra onlar bu hal devam ettiği müddetçe namazdan uzaklaşmakla emir olundular.Namaz kılan Rabbine münacat edici (yalvarıcı)dır.Kadınlar suçlarından deyil Allahu Tealanın hükmünden dolayı bu münacattan uzaklaştırıldılar.Fakat onlar,Mevla Tealanın huzurunda bedenle bulunmakatan ibaret olan namazdan uzaklaştırıldılarsada,kalb ve dil ile zikre devam etmekten engellenmediler.Bu zikir ise Mevla Tealaya en ziyade yakınlığı kazandırandır. Kadınların evde namaz kılması: Hz Ayşe Peygamber efendimize sormuş.Erkekler camide namaz kılıp çok sevap alıyor,kadınlar mahrum kalıyor,neden diye.Peygamber efendimiz,erkekler camide namaza durdukları vakit kadınlarda evde kılarlarsa kılınana namazların hepsi toplanıp,nurdan bir top gibi arş a yükselir.Bunun için ezan okununca hemen namazı kılmalı ki camide,kılınan namazlarla birleşsin yoksa,tek tek gidenler çok incelenir.  Namazı vakti girince kılmak:Büyük haydar efendi nin,usulü fıkıh kitabında vaktinden evvel kılınan namaz sahih olmayıp müsalli vaktin hululünden evvel namaz kılarsa,o namaz eda edilmiş olmaz buyurmuştur.Vaktinden evvel kılınan namaz,gönül nurunu söndürür,yerine zulmet girer buyurmaktadır.Vakti girmeden bir namazı kılmak,Allahu Tealanın emrine aykırı olduğundan insanı ifsat eder.Ve bu batıl görüşte ısrar edenlerin helak olmasına sebeb olur.(Nisa suresi 103 cü) ayeti kerimesinde buyrulmuşturki:Şüphesiz namaz müminlere belirli vakitlerde farz kılınmıştır.     ---NAMAZ BAHSİ---

İmami Rabbani'nin 85. Metubunda şöyle buyurulmuştur:Allahü Teala bizi beğendiği şeyleri yapmaya kavuştursun. İnsanın önce itikadını ve imamnını düzeltmesi lazımdır.Bundan sonra salih işler yapmak gerektir. İbadetin hepsini kendinde toplayan ve insanı Allahü Tealaya en çok yaklaştıran yararlı olan namazdır.Namaz 5 vaktiyle birlikte müminler üzerine farz kılınmıştır. Peygamberimi (SAV) "Namaz dinin direğidir. Namaz

kılan kimse dinini kuvvetlendirir. Namaz kılmayan elbette dinini yıkar" buyurdu. Namazı doğru dürüst kılmakla şereflenen bir kimse, çirkin ve kötü işler yapmaktankorunmuş olur (Ankebut Suresi 45. ayet).  Peygamberimiz (s.a.v)namaza,göz nuru ismini vererek onu son derece sevilen bir ibadet olarak tanıtmıştır,halbuki namazda beş duyunun hiçbir nasibi omadıdıgı bilhakis onun kalpde bulunan altıncı bir duyuyla hissedildiği bilinmektedir.Namaz kalp i günah kirlerinden temizler.Gayb perdelerini açar.Namaz münacaat yeri temizlik madenidir.Namazda bazı sırlar keşif olunur.Kalp be nur güneşleri doğar.Namaz kalp i temizler.Gözdeki gaflet perdesinin açar. Bir hadisi şerifte(Doğru kılınan namaz,insanı fahaştan ve münkerden muhakkak uzaklaştırır)buyurdu. İnsanı kötülüklerden uzaklaştırmayan bir namaz doğru namaz değildir. Doğrusunu yapıncaya kadar, görünüşü yapmayı elden bırakmamalıdır. Büyüklerimiz: "Birşeyin hepsi yapılamazsa hepsini de elden çıkarmamalıdır sonsuz ihsan sahibi olan rabbimiz, görüşünüşü hakikat olarak kabul edebilir. (Böyle bozuk namaz kılacağına hiç kılma dememelidir). Bu sözü din düşmanları çıkarmıştır. (Böyle bozuk kılacağına doğru kıl demelidir). Bu inceliği iyi anlatmalıdır. Namaz cemaatle huşu ve hudu ile kılınmalıdır. Çünkü insanı dünya ve ahiret felaketinden sıkıntılarından kurtaracak ancak namazdır." demişlerdir.

Nefsinizi namaz ile ölçünüz. Nefsiniz kötülüklerden hoşlanmıyorsa, saadettesiniz, değilse nefsinizi yola getirmeye çalışın. Gerçekten namaz kötü işten ve uygunsuzluktan alıkoyar (Ankebüt Suresi 45.ayer). Her kim Allahü Tealanın indinde ki yerini ve durumunu bilmek istiyorsa kıldığı namaz baksın. Eğer sukunet huşu ile kılmıyorsa, ne kadar ağlasa yeridir.

Namaz kılmak, Allahü Tealanın manevi huzuruna çıkmak demektir. Onun huzuruna çıkmaktan, birşey elde edilemezse, o hal, o kimsede ki manevi hastalığın mevcudiyetine işarettir. O hastalık, kibir, ananiyet(benlik) ve edebe aykırı bir davranıştır.

Ey oğul, namazı doğdoğru kıl, şartlarına, rükünlerine, edeblerine riayet ederek kıl. Çünkü namaz dinin direğidir. Ve Allahü Tealaya münacattır. Namaz insanı günahtan alıkoyup kemale (olgunluğa) kavuşturur. Allahü Teala,"Kulum farzları yapmakla bana yaklaştığı gibi, başka şeyle yaklaşamaz. Kulum nafile ibadetleri yapınca onu çok severim. Öyle olur ki benim ile işitir, benimle görür, benimle herşeyi tutar, benimle yürür. Ben ne isterse veririm bana sığınınca onu korurum." buyurdu. Baba hazretlerine sormuşlar,namazda hudu ve huşu nasıl elde edilir.Buyurduki:huzurlu bir halde helal lokma yiyeceksiniz.Huzur ile abdest alacaksınız ve namaza başlarken iftitah tekbirini kimin huzuruna,durduğunuzu bilerek,düşünerek söylüyeceksiniz.İmamı Rabbani Hazretleri buyurduki:İnsanlar,riyazet mücehedelere,heves ederler.habulki namazın edeplerine riayet ve dikkat etmek.Riyazet ve mücahedelerden

çok daha üstündür.Bilhassa,farz,vacip  ve sünnet namazlarında,buyurulduğu gibi namaz kılmak çok zor ele geçer bunun için Allahu Teala buyurduki namaz(nefislere)agır gelen bir yüktür.Ancak kalbinde huşu olanlara ağır gelmez(bakara surasi 45 ayet)Ey iman edenler:sabırla ve namazla Allah(c.c)yardım isteyin.Muhakkak Allahın(c.c)yardımı,sabredenlerle beraberdir.(bakara suresi 153)buyuruldu.Sabır bütün kapıları açan bir anahtardır. Ruhul Beyan tefsirinde zikir edildiğine göre,namaz Allahu Tealanın muvahhit(kendisinin birliğini kabul eden)lere günde beş kere hazırlamış olduğu ziyafettir.nasılki,ziyafette çeşitli yemekler toplanıp her birinin ayrı bir lezzeti bulunmaktadır,namazdada deyişik rükunler ve fiiler mevcud olup,herbirinin ayrı bir tadı ve günahları sildirmekte özel bir tesiri vardır. Kabul Ahbar(r.anh) rivayet edilmiştirki Allahu Teala,Hz Musa(a.s)la münacatı(görüşmesi)esnasında ona şöyle buyurdu:Ey Musa(a.s)Ahmet(a.s)ve ümmetinin kılacagı 4 rekat öğle namazının 1. rekatında onları mağfiret ederim 2. rekatında mizanlarını ağırlaştırırım 3.rekatta onlar için istiğfar ve tesbih etmeyen hiç bir melek kalmaz.Meleklerin kendisi için istiğfar ettiği kimselerede ebedi azap etmem.4.rekatta onlara gök kapılarını açarım huriler onlara nazar edeler.Ey Musa(a.s)Ahmet(a.s)ve ümmetinin kılacagı 4 rekat ikindi namazından sonra benden ne isterler,mutlaka onu yerine getiririm.Ey Musa(a.s)Ahmet(a.s)veümmetinin kılacagı 3 rekat akşam namazında onlar için gök kapılarını açık tutarım.Ya Musa(a.s)Ahmet(a.s)ve ümmetinin kılacag 4 rekat yatsı namazı kendileri için dünya ve içindekilerden daha hayırlıdır.Ve annelerinin kendilerini doğurduğu günki gibi(günahsız olarak)dünyadan ayrılırlar.(r.f 2 cilt 706 sayfa) Namazlara bağhusus orta namaza devam edin ve Allah(c.c)için(ona)itaat edici oldugunuz halde kıyamda bulunun(namazda Allahın(c.c)divanına ayakta durun)namazı muhafazadaki müşareket nasıl anlaşılmalıdır,diye bir soru akla gelirse,buna iki yönden cevap verilir.1-Bu muhafaza kul ile mevla arasında düşünülür ''sanki burada sen namazı muhafaza etki namazı sana emir eden Allahu Tealada seni muhafaza etsin''buyrulmuştur.Bu Mevla Tealanın siz beni zikir edin bende sizi zikir edeyim kavli şerifi gibidir.Resulullah(s.a.v)sen Allahı(c.c)muhafaza etki Allah(c.c)da seni muhafaza etsin buyurmuştur.Namazın sahibini koruması 3 şekilde düşününlür.1-Namaz,sahibini bütün isyanlardan korur.2-Namaz,sahibini mihnetlerden korur.3-Namaz,sahibine şefaat eder.Ayrıca namazda okunan kıraat(kuranın)kendisini okuyana şefaat edicegi sabittir.Kuranın,şefaati makbul bir yardıncı olacagı özellikle bakara ve ali imran surelerinin büyük bir bulut gibi gelip kendisini okuyanlara şehadet ve şefaat(şahitlik ve yardım)edecekleri,mülk suresinin,teheccüde kendisini okuyanın kabir azabını uzaklaştıracagı,mahşerde onu kurtarmaya çalışacagı,sırat köprüsünde ayaklarının uçunda durup cehenneme''senin bu adama yolun yoktur(buna bir şey yapamazsın.)''diyeceği hakında saglam haberler varid olunmuştur.(r.f 2 cilt 703 sayfa) 

Namazın insan bedenine faydası;Abdest alırken soğuk su ile elleri dirseklerle beraber iyice ovarız o zaman bileklerdeki kılcal sinir tellerine masaj yapmış oluruz.Ayakaları topuklarla beraber soğuk su ile ovarız,böylece ayak ve ayak bileklerindeki kılcal sinir tellerinide masaj yapmış oluruz.Başımızı soğuk su ile mes eder beynimizi soğuturuz.Ensemize soğuk su ile masaj yaparız ve iyice ovarız,günde 5 defa yapılan bu masajlar,vücudu sakinleştirir.Namaza dururken seccadenin içine girer,dünya düşüncelerini aklımızdan çıkarır sadece Allahu Tealayı düşünmeye çalışırız.Dünya meşakkatlerini beynimizden atarak beynimizi dinlendiririz,rüku ve secdeye eğilip doğrulurken omurga ve omiriliğe jimlastik yaparak rahatlaması sağlanır.Selam verirken boyun sinirlerine masaj yapılmış oluruz.5 vakit namazda(rüku de 44,secdede 88,selam verirken 26)kere bu hareketleri tekrar ederiz bu hareketlerin insan vücuduna çok faydası olduğu ve baygınlık denilen hastalığın namaz kılan insanlarda kesinlikle olmayacağı bildirilmiştir. Kuranı kerimde gecen geçen her konut taat demektir.Buna göre,ayeti celilede namazın farz,vacip,sünnet,müstehap ve edeplerinin hepsine riayet edilerek tamamlanması emir edilmiştir.Ayrıca bu ifade,Allahın(c.c)kullarının namazına ihtiyacı yok diyerek dikkatsizce kılanların yanlış yolda olduklarını ortaya koymaktadır.O halde,namazda daim olma vasfı erbabı kutubun(kalp gözü açık olanların)vasfıdır.Salikler(Allah(c.c)yolcuları)ölüp kabre girmeden huzur üzere namaz kılma davetini elde etmeye çalışırlar,zira huzursuz kılnan namaz son derece kıskanç olan Allahu Teala katında makbul deyildir.Zati paki süphaniyenin nurunun tecelli etmesi(tam manasıyla açılması)için kişinin bütün kainattan yüz çevirmesi gerekir.Yoksa namazda dünyalık düşünen ebedi maksadına eremez.Namazı terk eden kişiler,imanlarını kurtaramayıp kafir olarak ölme tehlikesiyle karşı karşıyadırlar.(r.f 2 cilt 715 sayfa)  Namazda düzgün saf ve incelikler:Abdest alırken mutlaka eüzü besmele çekerek alınır.Vakti girince yani(namazı ilk vaktinde) kılmak kıymetlidir.Allahu Teala,ben namazı kendimle kulum arasında 2 ye böldüm.Kulum için istediği vardır buyurdu.Peygamberimiz(s.a.v)namazda safları doğrultun,çünkü safı düzeltmek namazın güzelliğindendir buyurdu.Resulullah(s.a.v)saflarınızı sıkıştırın ve safları birbirine yaklaştırın.Boyunlarınız bir hizada olsun,nefsim kudreti elinde olan Allaha yemin ederimki,şeytan siyah ve küçük koyun gibi saf aralarına girdigini gördüm.Eğri büğrü olmayınki kalpleriniz arasında ihtilaf olmasın,şüphesiz Allahu Teala ve melekleri ilk saflardakilere rahmet ve istiğfar ederler.Safları düzeltin çünki safları düzeltmek namazın tamamındandır buyurdu.Bilinmelidirki,namazı muhafazı emir etmek,bedenin,elbisesinin ve mekanın temizliği,setri avret(avret yerinin örtülmesi)istikbali kıple(kıpleye yönelmek)vakit ve niyet gibi bütün şartlarını,kıyam,kıraat,sucut gibi bütün rükunlerini yerine getirmeye dikkat etmeyi,kalp,dil ve ağza işlerinden namazı bozanlardan,son derece sakınmayı emir etmektedir.Namazda işlerin en mühimi niyettir.Niyet ederken önce kalp ile sonra dil ile niyet etmelidir.(r.f 2cilt 709 sayfa Bir insan yer yüzünün her neresinde secde ederse edsin o yerler o insana şahitlik yapacaktır.Erkekler ve köleler kısa kollu kıyafetle namaz kılar,ancak uzun kolu

katlayarak namaz kılamaz,bu hal namaza saygısızlık olur,bunun için mutlaka kol ağzındaki kat açılmalıdır. Namaz içinde riayeti gerektiren haller ve hususlar:1-İhlas:Amelde hulus(dogruluk,riyadan uzak safiyet ve samimiyet)2-Tefekkür:Namaz içinde olan meseleleri düşünmek.3-Havf:Korkmak.4-Rica:İlahi rahmeti ummak.5-Ruyeti taksir:Kendini daima kusurlu bulmak ve bilmek.(kusurlarını ve hatalarını görmek)6-Mücahede:Kendi nefsi ve şeytan ile savaşmak.  Eshabı kiram ögle ve ikindi namazlarını kılarken yük ses ile okurlardı.Kafirler toplanıp alay ederlerdi Hak Teala sessiz okuyun diye emir etti.Ondan sonra öğle ve ikindi namazı kılınırken sesiz okundu.Bir rivayette melekler gece sesli gündüz sessiz zikir yaparlarmış onun için hocalar gece namazlarında sesli gündüz namazlarında sessiz okurlarmış. Konut dua ve zikir demektir,dolatısıyla ayetin manası.Herşeyden kesilip sırf Allahu Tealayı zikir edici ve ona yalvarıcı olduğu halde,onun için kaim olun(ayakta durun)demektir.Kuranda gecen her konut taat demektir.Buna göre ayeti celilede namazın farz,vacip,sünnet,müstehap ve edeplerinin hepsine riayet edilerek tamamlanması emir edilmiştir.Ayrıca bu ifade Allahın,kullarının namazına ihtiyacı yok diyerek dikkatsizce kılanların yanlış yolda olduklarını ortaya koymaktadır.Ohalde namazda daim olma vasfı erbabı kulubun(kalp gözü açık olanların).Salikler(Allah yolcuları)ölüp kabre girmeden huzur üzere namaz kılma davetini elde etmeye çalışsınlar.Zira huzursuz kılınan namaz,son derece kıskanç olan Allahu Teala katında makbul deyildir.Zati paki süphaniyenin nurunu tecelli etmesi(tam manasıyla açılması)için kişinin tüm kainattan yüz çevirmesi gerekir.Yoksa namazda dünyalık düşünen ebedi maksadına eremez. Zeyd ibni erkam şöyle buyurdu.Vaktiyle namazda konuşurduk.insan yanı başında namaza duran arkadaşı ile laf ederdi.Nihayet Allaha(c.c)huşu ve taatla divan durun,ayeti kerimesi indi.Bizde sukuta mermur olduk.Ve konuşmaktan nehy edildik Abdullah şöyle buyurdu.Resulullah(s.a.v)me namazda iken selam verirdik.Oda bizim selamımızı alırdı.Vaktaki necasinin yanından döndük.(bir daha)selam verdiğimizde selamımızı almadı.Bunu üzerine biz ya Resulullah(s.a.v) evvelce sana namazda selam veriyorduk,sende alıyordun dedik.Resulullah(s.a.v)şüphesizki namazda meşguliyet vardır buyurdu.  İmamı mücahit konutu:huşu,sükunet ve Allahın heybetinden başka birşey düşünmemek diye tevsir etmiştir. Diğer Nafile Namazlar.

 1-Farz namazların ilk ve son sünnetleri.2-işrak.  3-kuşluk.  4-evvabin.  5-kabir nur.6-gece namazı.  7-teheccüd.  8-abdest şükrü.9-cami hakkı.  10-hıfzı iman.  11-baki iman.12-yağmur namazı.  13-tesbih namazı.14-istehane namazı. 15-hacet namazı.16-istehare namazı.  17-güneş tutulma namazı.  Birde her hayırlı işin başında veya sonunda namaz kılınır,bunlarda.1-İhram giymeden önce,ihram namazı.2-sefere çıkmadan önce,sefereden dönüşte.3-Yeni ev alınca.4-Evlendiğin gece.5-Kurban kestikten sonra.6-Yeni elbise giyince. Nafile namazlar kerehat vakti kılınmaz,bunun 3 sebebi vardır.1-Güneşe tapanlara benzemekten sakınmak.2-Şeytanların yer yüzüne dagılma zamanı.Şeytanların yayılmasından sakınmak.3-İnsanlar yasaklara karşı düşkündür.Bu sınırlama ile,hem dinlenme hemde kerehat vakti olmayan vakte teşvik vardır.  İmamı Rabbani Hz buyurduki:Yalnız namaz kıldığı zaman,rukudaki ve secdedeki tesbihleri.Hali ve vakte göre,5-7-9- veya 11 oku.Buyurduki yalnız namaz kılarken kuvveti oldugu halde,tesbihi en az olarak söylemesi ne kadar ayıp olur.Yine buyurduki namazda sünnetlere,müstehaplara ve edeplere riayet etmek kalbin,huzurda olmasına sebeb olur.Çünkü bütün bu riayetler zikirdir ve Allahu Tealayı hatırlamak ve ona teveccühdür.  BİDATLAR İmamı Rabbani Hz leri sünneti ittiba ve bidattan itiçap sakınmak ve her bidatın dalalet(sapıklık)oldugunu beyan hakkında alimleden bazısı namazın niyetinde kalp in iradesiyle beraber dilinde katılmasını güzel gördüler,halbuki ne Efendimiz(s.a.v)ne eshabı kiramdan nede tabiini izamdan sahih veya zayıf hiç bir rivayette dilin söylemesi sabit olmamıştır.Bil hakis onlar,namaza kalktıkları gibi vakit geçirmeden iftitah tekbiri alırlardı.O halde,dilin söylemesi bidat olmuş olur.Alimler,bunun bidatı hasene(güzel bir bidat)olduğu söylemiş iselerde bu fakir,bu bidatın sünnet öte farzıda kaldırdığını söylemektedir.Çünkü bu takdide insanların çoğu niyetlerini kalplerinde hazırlamadan ve kalplerinin,niyetinden gafil olduğuna hiç aldırmadan sadece dilin söylemesiyle yetinmektedirler.Ozaman namazın farzlarından biri olan kalpin niyet etmesi tamamen terk edilmiş olur.Çünkü o asıl maksattır.Mevla Teala namaz benim zikrimdir.beni hatırlamak için ikame et(dost doğru kıl)buyurmuştur.İşte namazı bu şekilde eda eden,namazı muhafaza etmiş olur.Yoksa olmaz. 

Bütün bidatlar böylece anlaşılmalıdır.çünkü onların hepsi velev bir yöndede olsa,sünnete ziyade(ekleme)dir.Ziyade ise,nesh(giderme)demek olup,nesh de sünneti kaldırmanın ta kendisidir.Ohalde siz Resulullah(s.a.v)ve ashabı kiramın sünnetine uymakla yetinin çünkü onlar yıldızlar gibidir,hangisine uysanız doğru yolu görürsünüz.İbni Mubarek öldükten sonra rüyada gördüler Allahu Teala,bir gün bidat ehline güler yüzle baktığım için,bana sitem ederek bana sitem ederek 30 yıl tutukladı ve bana,sen benim dinimin düşmanlarına niye düşmanlık etmedin dedi.Bu vaazdan anlaşılıyorki  zalim ve müşrik kişilerle oturup kalkanların hali nasıl olur. Namaz Vakitleri Peygamber efendimiz(s.a.v)buyrmuştur:Cebrail aleyhisselam mihraç gecesinin hemen akabindeki gün gelip,2 gün beyti muazzamanın yanında imam olup bana namaz kıldırdı,1 gün namazların ilk vakitlerinin girişi,ilk defasında.Vakti zevalde güneşin verdigi gölge ,bir nalın tasması kadar uzadıgında bana öğlen namazının,herşeyin gölgesi 1 misli uzadıgında,ikindi namazını.Oruçlu oruçunu açtıgı vakitte akşam namazını.Şafak kayboldugunda yatsı namazını.Oruçluya yemek içmek haram oldugu vakitte sabah namazını kıldırdı.2 ci gün namazın son vaktinin oldugu zamanı bildirmek için,öğle namazını herşeyin gölgesi 1 misli olunca.İkindi namazını herşeyi gölgesi 2 misli olunca.Akşam namazını oruçlu iftar ettigi zaman.Yatsı namazını gecesinin sülüsüne dogru(gece yarısı).Sabah namazınıda ortalık iyice aydınlandığı vakitte kıldırdı.Sonra bana döndü ve ya Muhammed (s.a.v)bu senden evvelki enbiyanın vaktidir.Vakti salat (yani namaz)işte bu 2 şer vakirler arasındadır dedi.İlk kıldıgı namaz öğle namazı oldugundan bu namaza salatı ula 1 ci namaz denilmiştir. Namaz Neden 5 Vakit Kılınır.Allahu Teala Peygamber fendimizin (s.a.v) ruhunukendi nurundan yarattı.Ve sordu sen kimsin ben kimim.Peygamberimiz (s.a.v) sen benim Rabbimsin bende senin kulunum deyip  Allahu Tealaya 5 kere secde etti.Allahu Teala kabul edip kullarına günde 5 defa secde etmeyi farz kıldı. Sabah namazı:Adem aleyhisselam dünyaya indirildiginde imsak vakti idi.Her yer karanlıktı adem aleyhisselam 1 vakit namaz kıldı.Hava aydınlanınca 1 rekat daha namz kıldı ve Allahu Teala kabul etti.Kullarına 2 rekat sabah namazını farz kıldı. Öğle namazı:Öğle vakti İbrahim aleyhisselam oğlu İsmail aleyhisselamı kurban ederken koç gelince,4 rekat şükür namazı kıldı.Allahu Teala kabul etti ve kullarına öğle namazını farz kıldı.Öğle namazının ilk sünnetini vaktinde kılmak, o saatte gök kapıları açılır Allahu Teala mahlukatına nazar eder.O öyle bir namazdırki gece teheccüt kılmış gibi olur.Öğlenin ilk sünnetini ululazim Peygamberlerin hepsi kılmıştır.Son sünneti 4 rekat kılarsa ona ateş haram kılınır.  İkindi namazı:İkindi namazı vaktinde Yunus aleyhisselam balığın karnından çıktı ve hemen 4 rekat şükür namazı kıldı Allahu Teala kabul etti ve kullarına farz kıldı.İkindi

namazının sünnetini kılmaya devam edenlere Allahu Teala cennete bir köşk bina eder bedenini cehenneme haram kılar. Akşam namazı:Akşam namazının 3 rekat olmasının sebebi kafirler İsa aleyhisselamı tanrının oğlu dediler İsa aleyhisselam dağlara kaçıp, dua etti çok üzüldü akşam vakti,Allahu Teala senin hatan deyil diye hitap edince sevindi 3 rekat şükür  namazı kıldı Allahu Teala kabul etti ve kullarına farz kıldı. Yatsı namazı:Musa aleyhisselam ailesiyle mısıra dönerken nil kıyısında konakladı,yatsı vakti idi.Bir ışık görüp oradan ateş almak için gittiginde bir ağaçın nur olup parladığını gördü.Ve musa aleyhisselama peygamberlk verildi.Oda hemen 4 rekat şükür namazı kılıdı.Allahu Teala kabul edip kullarına farz kıldı.Yatsı namazının son sünnetini 4 rekat kılan kadir gecesini ihya etmiş olur. Vitir namazı:Peygam efendimiz(s.a.v)mihraca çıktıgında.Hz Ebu bekir benim için 1 rekat namaz kıl demiş.Peygamberimiz arşa çıkınca kendisi için 1 rekat namaz kılmış Cebrail aleyhisselam Ebu bekirin emanetini unutma demiş 2 ci rekatıda kılınca Allahu Teala bizim içinde 1 rekat kılsın dedi tam rukuya eğilecegi zaman cehennem ehlini ve azabını gördü.Ümmetimin hali ne ola deyip kendinden geçti Cebrail aleyhisselam kevserden su getirip mübarek yüzlerine serpti.Peygamber efendimiz kendi geldi Allahu ekber deyip ellerini bağladı ve konut dualarını okudu,namazı tamamladı kendisi için kıldıgı 1 rekat sünnet,Hz Ebur ekip için kıldıgı vacip,Hak Teala için kıldıgı farz oldu.Selati vitirin sebebi hikmeti budur. Vitir,ittifakla kılınması istenen bir namazdır çünkü Peygamberimiz (s.a.v) şöle buyurmuştur.Ey Kuran ehli vitir namazını kılın.Çünkü Allahu Teala tekdir,teki sever. hadisi şerifte. 3 şey vardırki bana farzdır,size farz deyildir,kuşluk namazı,kurban namazı ve vitir namazı.Vitir namazı Ebu Hanifeye göre vacip bir namazdır,dayanağı şu hadistir.Allahu Teala size bir namaz daha fazladan ilave etmiştir, bu namazda vitirdir.Vitir namazını yatsı ile sabah vakti doğuncaya kadar gecen zaman içinde kılın,bu hadisteki kılın sözü emirdir. Hanifilere göre vitir namazı 3 rekat olup bunların arası selam ile ayrılmamaktadır.Selamı sonundadır,akşam namazı gibidir.Hatta bir kimse birinci teşehhüd oturuşunu unutsa geri dönmez,geri dönerse namazı bozulur.Bunun delili Hz Ayşeden rivayete göre Peygamberimiz (s.a.v)3 rekat ile vitir kılardı,ancak 3 rekatın sonunda selam verirdi.Vitir namazının yatsıdan önce kılınması sahih deyildir.  Hadisi şerifte,Allahu Teala size,sizin için kırmızı deve sürülerinden daha hayırlı olan bir namaz ile yardım etmiştir.Bu namazda vitir dir Allahu Teala vitri sizin için yatsı ile fecrin doğuşu arasında meşru kılmıştır.    Namazı bilerek ihmal edenlerin,Allahu Tealanın himayesinden çıktıgı bildirilmektedir.Böyleleri tehlikelerle yüz yüze oldukları gibi ahirette şiddetli bir azaba çarptırılırlar.Onların ahiretteki acı akibetini Resulullah (s.a.v)şöyle rivayet etmiştir.

Bu gece rüyamda 2 melek gelerek benim uyandırdılar.Hadi gidiyoruz dediler.Bende onlarla beraber gittim.Yanı üzerine yatmış bir adamın yanına vardık.Başka biride elinde kocaman bir kaya ile yatan adamın başına vurup eziyor,taş bir tarafa yuvarlanınca gidip taşı alıp geliyor o gelinceye kadar diğerinin kafasıda iyileşip düzeliyor.Adam önce yaptıgını aynen tekrarlıyor.Yerde yatanın başı devamlı ezilip duruyor,yanımdaki 2 melege Sübhanallah,bunların hali nedir diye sordum.Anlatalım dediler.Kafası taşla ezilen adam varya o,Kuranı okudugu halde onu terk eden uykuyu yenik düşerek yatsı ve sabah namazının vaktini geçiren kimselerin ahirette görecegi azabtır dediler.Peygamber efendimize rüyada gösterilmiştir.Namaz kıldıgı halde ihmalkar davrananların hali böyle olursa ya hiç kılmayanın hali nice olur,bir düşünmek lazım. Başta 5 vakit namaz olmak üzere farz ibadetler,büyük günahlardan sakındıgın takdirde,küçük günahlara kefaret olmaktadır.Günahı kalmayan kimsenin ise derecesini yükseltmektedir.Cenabı Hak şöyle buyurur.Gündüzün iki ucunda geceninde ilk saatlarinde namaz kıl. Çünkü iyilikler kötülükleri(günahları)giderir.Bu,öğüt almak isteyenlere bir hatırlatmadır(hut suresi11/114).Eğer yasaklandığınız büyük günahlardan kaçınırsanız,küçük günahlarınızı örteriz ve sizi şerefli bir mevkiye yerleştiririz.(nisa 4/31)  Peygamber efendimiz (s.a.v)bana kavuşmak istersen secdeleri,çoğalt buyurmuştur. Secde aynı zamanda cehennemden kurtuluş vesilesidir.Bu hakikat hasidisi şerifte şöyle beyan edilmiştir.Kıyamet günü Allahu Teala, cehennem ehlinden dilediklerine rahmet edecektir.Meleklerine dünyada iken Allahu Tealaya ibadet edenleri oradan çıkarmalarını emir edecek,onlarda çıkaracaktır,melekler onları secde izlerinden tanırlar Allahu Teala cehenneme secde izlerini yemeyi (yakmayı)haram kılmıştır.Ateş insanın her tarafını yakar,sadece secde yerine dokunmaz.  Secdeden maksat umumiyetle namazdır.Bu rivayetlerde namaz,en mühim rukunu olan secde ile ifade edilmiştir.Dolayısıyla insanı cennete koyacak ve Peygamber efendimize komşu edecek ibadet,namazdır.Namaz bununlada kalmayıp,cennete gelen müminleri Cemalullaha ulaştıracaktır.Namaz ruhların manevi gıdası oldugu gibi,aynı zamanda maddi beden içinde şifadır.Vücudun,elbiselerin ve namaz mahalinin(seccade)temiz olması gibi şartlar getirdiği için,sıhatin en mühim muhafazasıdır.Ayrıca namazın,muhtelif uzuvların hareket etmesine,eklemlerin bükülmesine ve kasların gelişip gevşemesine imkan sağlayarak vücuda zindelik verdigide bilinen bir gerçektir.Peygamberimiz(s.a.v)namazda şifa vardır buyurmuştur.Hergün muayyen vakitlerde eda edilen bu ibadet,kişiyi disipline ve düzenli bir hayata alıştırır.  İMAN VE İSLAM İman ve islamın kıymeti hiçbir zaman tartışılmaz ancak bunlarında derecesi vardır.Kimi insanlar üzerine düşen vazifeleri askeri seviyede yaparken,kimileri büyük bir ihlas,aşk ve heyacan içinde daha fazlasını ve en iyisini yapmaya gayret eder.İşte böyleleri,imanın

ruhaniyetini ve islamın lezzetini gönüllerinde hisseden kimselerdir.Kalpleri mutmain olmuş ve imanları iyice sağlamlaşmıştır.Yaptıkları amellerden büyük bir haz ve lezzet alırlar Allah(c.c) ve Resulünün bütün emirlerini severek ve isteyerek yerine getirirler.İslam uğruna meşakketlere katlanmaktan çekinmezler.Allah (c.c) ve Resulünün rızasını kazanmayı,herşeyin önünde tutarlar,dinlerini dünya menfaatleri karşısında satmazlar.Ahiretide dünyadan önce düşünürler. İnsan Allah(c.c) ve Resulunu gönülden sevince,onlarla alakalı her şeyi sever.Zira seven,sevdiginin her şeyine muhabbet besler.Muhabbeti gönlüne yerleşincede o uğurda yapılacak bütün işler onun için kolaylaşır.Allah(c.c) ve Resulünü razı edecek salih ameller,bir lezzet haline gelerek zevkle ifa edilir.Sevilecek diğer varlıklarda artık sadece Allah(c.c)için sevilmeye başlanır.Nefret ve öfke Allah rızası için duyulur.Hayattaki herşey Allah rızası için,istikametinde bir yön kazanır. İmanın zevkine varan müslüman,kendisini Allah(c.c) ve Resulunden ayıracak bütün söz ve davranışları,ateşten daha yakıcı ve azap verici bulur.İmanın cennete küfründe cehenneme götürdüğünün idraki içinde olur.Dolayısı ile dinden ve Allah rızasından uzaklaştıracak şeylerden şiddetle sakınır.Hatalardan günahlardan ve gafletten kurtulmak için bütün gücünü sarf eder.Zira işlenen herbir günah cenneten bir adım uzaklaşmak demektir.Günahlar arttıkça cennet ile insan arasına aşılmaz esafeler girmiş olur.Bunları idrak eden her mümin Allah(c.c) ve Resulüne yaklaştıracak amellere sıkı sıkı sarılır.İbadetlerine hassasiyet gösterir.Bu hal mümini iki cihan saadetinin yolcusu eyler.  NAFİLE NAMAZLAR Gereksiz anlamına deyil,farz ve vacip olanın dışında,kısaca(gerekenin dışında yapılan)anlamına gelir.Daha fazla sevap kazanmak maksadıyla yapıldığı için tabiri caizse nafile ibadet,bir bakıma fazla mesayi yapmaktır.Emr olunmadığı halde sırf kendi gönlünden koparak hayır işlemektir.İşte farz ve vacip olmayan sünnetnafileleri işlemek,kulu mevlaya yaklaştırır.Nafile:Farz,vacip olan ibadet yerine getirildikten sonra,onlar dışında daha fazla sevap elde etme amacıyla yapılan ilave ibadeti ifa eder.Bunun ötesinde aşağıda görüleceği gibi nafile kapsamında yer alan sünnet namazları mümkün oldukça kılmak,kılmaya çalışmak,Peygamberimize olan muhabbeti ve bağlılıgı pekiştirme bakımından son derece yerinde bir tutum olur.Tatavvu:Farz ve vacip olmayan sünnet ve nafileler kulu Allahu Tealaya yaklaştırır.Nafile namazları kılanlar ekmegin üzerine bal yağ sürmüş gibi olur. Ebu Hureyre(r.anh)rivayete göre Peygamberimiz(s.a.v)şöyle buyurmuştur;Şüphesiz Allahu Teala buyurdu:Herkim benim bir dostuma(beni tanıyan ve ihlasla bana ibadet eden bir kuluma)düşmanlık ederse.Bende ona harp ilan ederim.Kulum bana kendisini farz kıldığım şeylerden daha sevgiliolan hiç bir şeyle yaklaşamaz.Kulum bana,nafile ibadetlerlede yaklaşmaya devam eder.nihayet ben onu severim ben kulumu sevince,artık işiten kulağı,gören gözü,tutan eli,yürüyen ayağı mesabesin de olurum(ve

uzuvlarıyla meydana gelmesini arzu ettiği bütün dileklerini veririm)(diliylede)herne isterse muhakkak onlarıda kendisine ihsan ederim.Bana sığınmak isteyincede muhakkak kulumu sığındırır(korurum).Ben,yapmak istdiğim hiçbir şey hakkında,müminin ölümü karşıladığı tereddütü gibi tereddüd edmedim.Çünkü kulum ölümden hoşlanmıyordu ben kuluma açı glen şeyi sevmiyorum.  Görüldüğü gibi mümin kul tatavvu ve nafilelerle,Allahu Tealaya yaklaşa yaklaşa nihayet Allahu Teala  onun işiten kulağı,gören gözü,tutan eli ve yürüyen ayağı olur.Her işini Hak kulagı ile işitir.Her gördüğünü Hak gözüyle görür.Her bildiğini Hak bilgisiyle bilir.Hiç bir işinde şaşmaz,yanılmaz,aldanmaz,aldatmaz,doğruca muradına erer.Allah(c.c)ile kendi arasında bu derece yakınlık kazanır. Buhari Şarihi Kırmani(k.s)nafile ibadetlerle Mevlaya yaklaşmak ancak tevazu ve tezellünün enson derecesiyle olur buyurmuştur.Farz ve vaciplerin yerine getirilmesinden sonra,sırf gönülden coşarak devam edilen nafile hayırlar bu kadar büyük derecelere vesiledir,bunları herkes bilmeli bilenler bilmeyenlere anlatıp onlarıda teşvik etmeli(heveslendirmeli)dirler. İnsanların,nafileleri terk etmeye başladığı şu zamanda,nafile namazlar hakkındaki hadisi şerifleri yazarak mümin kardeşlerimizi bu faziletleri kazanmaya teşvik etmeyi uygun görüyor ve Rabbimizden,okuyup yazdıklarımızla amel etmeye bizleri muvaffak kılmasını niyaz ediyoruz.Amin. Resulullah(s.a.v)azadlısı Sevban(r.anh)sordum,Allah(c.c) indinde en makbul ameli haber ver dedim.Sevban (r.anh)ben bu meseleyi Resulullah(s.a.v)sordumda,Allaha(c.c)çok secde etmeye bak,çünkü eger sen,Allah(c.c)bir secde yaparsan onun sayesinde Allah(c.c)bir dereceni yükseltir.Ve onun sayesinde bir günahını indirir(siler)buyurdu. Zeyd İbni Sabid(r.anh)rivayet edildiğine göre:Resulullah(s.a.v)namazın en faziletlisi farzlar haric evinde kıldığındır.Evlerinizde(nafile namaz)kılın,onları(içinde nafile namaz kılmayarak)kabir haline getirmeyin buyurdu.Peygamberimiz(s.a.v)şöyle buyurdu.Sizden biriniz(kasıtsız olarak)farzlardan bir şey eksik ederse,Allahu Teala hazretleri mutlaka onu nafilelerle tamamlar.Ebu Umame(r.anh)rivayet edildiğine göre,Efendimiz (s.a.v)bir kula iki rekat kılmasından daha hayırlı hiç bir şey verilmemiştir buyurdu.Bu dünyada iki rekat namaz böyle kazançlı olunca hayatı boyunca nafilelere devam edenin nekadar kazanacagı anlaşılmalıdır.Öyle ise ey insan durma çalış. Ebu Hureyre(r.anh)rivayete göre,Efendimiz(s.a.v)kısada olsa iki rekat namaz,dünya ve üzerindekilerden daha hayırlıdır.Eğer emir olunduğunuzu yapsaydınız elbette zahmetsiz sıkıntısız yerdiniz buyurdu.Bu hadisi şerifin izahında feyzul kadirde şöyle mana zikir edilmiştir:Eğer siz emir olunduğunuz nafile namazları kılsaydınız ve Allahu (c.c)hakkıyla güvenseydiniz,elbette hiç yorulmadan sıkılmadan,zorlanmadan rızıklarınız size gönderilirdi.Ve geçiminizi temin

için gece gündüz çalışmaya,kavgaya,gürültüye ve kötü sözlere düşmezdiniz.Ayrıca bu hadisi şerif,nafilelere devam edenin,ahiretini kazanacağı gibi dünyasınıda zahmetsizce helalinden kazanacagının delilidir.Ohalde geçim zorlugundan şikayetlenenlerin düştüğü sıkıntıların,bu nafile ibadetlere karşı gevşekliklerinden ve zikir vakti uyuduklarından olduğu kati olarak anlaşılmıştır.Hz.Osman.(r.anh)rivayet edilen bir hadisi şerifte Efendimiz(s.a.v)gündüzün evvelinde(sabah namazı ve işrak vakti)uyumak,rızka manidir buyurdu. Hanefilere göre nafileler 2 kısma ayrılır.Sünnet olan olan nafileler,mendup olan nafileler.Sünnet olan nafile:Peygamberimiz(s.a.v)yapmaya devam ettiği ve ancak nadiren yapmadığı kuvvetli işlerdir.Bazen bu işleri yapmamasının sebebi,Farz olmadığını insanlara bildirmek içindir.Mendup olan nafile:Peygamberimiz(s.a.v)bazen yapıp bazen yapmadığı kuvvetli olmayan sünnetlerdir.Müekket olan sünnetler:1-Sabah namazından önce kılınan nafile namaz(ilk sünnet)bu 2 rekat kılınan nafile namaz,sünnetlerin en kuvvetlisidir. 2-Öğle namazından önce tek selamla kılınan 4 rekat namazda(ilk sünnet)müekke sünnetlerdendir.Yani sünnetlerin en kuvvetlisi itifakla sabah namazının sünneti,ondan sonra,en sahih görüşe göre,öğle namazından önceki 4 rekat sünnettir.Bunun dışındakiler ise kuvvet bakımından eşittir. 3-Öğle namazından sonraki 2 rekat namaz (son sünnet)bu namazda sünneti müekkede olan namazlardandır.Öğlenin son sünnetine 2 rekat daha ilave ederek(4 rekat)kılınması menduptur(çok sevaptır). Peygamberimiz(s.a.v)her kim öğlen namazının farzından önce 4 rekat,öğle namazının farzından sonrada 4 rekat namaz kılarsa Allahu Teala onun cesedi cehennem ateşine haram kılar.Öğleden önce kılınan 4 rekat sünnete gök kapıları açık bulundurulur buyurmuştur.Öğleden önce kılınan 4 rekat namaz kılan,onları geceleyin teheccüdde kılmış gibidir.Yatsıdan sonra 4 rekat kılanda,onları kadir gecesi kılmış gibidir.  4-Akşam namazının farzından sonra kılınan 2 rekat namaz(son sünnet):Bu namazda nafile olup kuvvetli sünnetlerdendir.Her 2 rekatta kıraatı uzatmak(uzun ayet okumak)sünnettir. 5-Yatsının farzından sonra kılınan 2 rekat namazın(son sünnet)kuvvetli sünnetlerden olduğuna delil.Peygamberimiz(s.a.v)şu hadisidir,her kim birgün ve gecede,farz namazlar dışında 12 rekat namaz kılarsa Allahu Teala ona cennete 1 ev bina edecektir. Farz namazlardan önce kılınan sünnetlerin meşru kılınmasının sebebi,şeytanın ümidini şöyle kesmektir.Bu adam farz olmayan namazı bırakmıyor,nasıl olurda farzı terk eder.Farzlardan sonra kılınan sünnetlerin teşri sebebi ise,farz namazlardaki noksanları tamamlamaktır.Yani ahirette unutmak gibi özürler sebebiyle kılınamayan farz namazların yerine geçerler.

 6-Teravih namazı:Erkekler ve kadınlar için müekket bir sünnettir.Çünkü teravih namazına hem Peygamberimiz(s.a.v) hemde ondan sonra gelen sahabalerde devam etmiştir.Teravih namazını cemaetle kılmak sünnettir.Çünkü Peygamberimiz(s.a.v)ramazanın 3 cü,5 ci,7ci ve 20 ci gecelerinde bu namazı mescidde cemaatle kılmıştır.Sonra müslümanlara farz olur endişesi ile kendisi imam olmamıştır.Cemaatle kılınması daha faziletlidir.Yalnız başınada kılına bilir.Teravih namazı 20 rekat kılınır.  Mendup Olan Sünnetler Mendup(çok sevap)sünnetler:Bu sünnetlerin gayri müekket olmasının sebebi onları Peygamberimizin(s.a.v)yapmamış oldugu deyildir.Bilhakis peygamberimiz(s.a.v)müekket olamayan sünnetleri çoğunlukla kılar,bazen terk ederdi.Bu sünnetlet şunlardır.1-Daha önce açıkladığımız üzere,öğle namazının farzından sonra kılınan 2 rekata,ilave olarak kılınan 2 rekat namazdır(yani son sünneti 4 rekat kılmak).2-İkindi namzından önce tek selamla kılınan 4 rekat namaz:Bu namazla ilgili olarak peygamberimiz(s.a.v)şöyle buyumuştur.İkindi namazından önce 4 rekat namaz kılan kimsye Allahu Teala rahmet eylesin.Ümmü Habibe(r.anh) rivayete göre Efendimiz(s.a.v)şöyle buyurdu.İkindinin 4 rekar sünnetini kılmaya devam edene Allahu Teala cennette bir köşk bina eder. Ümmü Seleme(r.anh)rivayete göre Resulullah(s.a.v)şöle buyurdu.İkindiden evvel 4 rekat namaz kılanın bedenini Allahu Teala cehenneme haram eder.Bunun üzerine ben,ya Resulallah,ben senin bazı kılıp bazı terk ettiğini gördüm dedim.Efendemiz(s.a.v)ben sizin hiç biriniz gibi deyilim diye buyurdu.Yani ben buna devam etsem size farz kılınacagından korkuyorum onun için bazen terk ediyorum.Ama siz terk etmeyin buyurmak istedi.Hz Ali(r.anh)rivayete göre Resulullah(s.a.v)şöyle buyurdu.Benim ümmetim ikindiden evvelki şu 4 rekat namazı kılmaya devam ede ede yeryüzünde,kesinlikle af edilmiş olarak yürüyeceklerdir.3-Yatsı namazından önce kılınan 4 rekat ve sonra kılınan 4 rekat namazda sünneti gayri müekketdir.İbni Ömer(r.anh)rivayet edildiğine göre Efendimiz(s.a.v)herkim yatsıyı cemaat ile kılar,sonra 4 rekat kılarsa(yatsının son sünnetini)kadir gecesini ihyaya denk gibi olur. Ümmü Seleme(r.anh)rivayet göre Efendimiz(s.a.v)vitirden sonra oturduğu yerde kısa 2 rekat namaz kılardı(kabir nur).Sahabelerden rivayete göre Efendimiz(s.a.v)yatağına girmek istediğinde yatagının kenarına oturur,uyumadan önce 2 rekat namaz(kabir nur) kılardı.1. rekatta iza zülzilet 2. rekatta tekasür sürelerini okurdu.4-Evvabin namazı:6 rekat olup akşam namazından sonra 1,2 veya 3 selamla kılınır.Bu namazın delili:Şübhesiz Allahu Teala evvabini (kendine çok kuvvetle yönelenleri)çok mağfiret edici çok esirgeyicidir.Ayetidir.

Efendimiz (s.a.v)buyurmuşturki:Herkim akşam ile yatsı arasında kılarsa,şüphesiz o namaz,evvabin(Allaha son derece dönnlerin namazlarındandır.Herkim akşam namazından sonra 2 rekat(diğer bir rivayete göre 4 rekat)kılarsa,namazı,illiyyine(mukarrep,Allaha en yakın meleklerin gördüğü mühürlü bir kitabın bulunduğu makama)yükseltilir.  Herkim akşam namazından sonra 6 rekat namaz kılarsa denizlerin köpükleri kadarda olsa Allahu Teala onun günahlarını mağfiret eder.  Ebu Hureyre(r.anh)rivayete göre Resulullah (s.a.v)şöle buyurdu.Her kim akşamın farzından sonra 6 rekat namaz kılar,arkasından kötü söz konuşmazsa o 6 rekat o kimse için 12 senenin ibadetine denk kılınır.   İşrak namazı:Sabah namazını kıldıktan sonragüneşin doğdugu saatten 3 çeyrek geçinceye kadar(45 dk)uyumamalı,namaz kıldığı yerde kıpleye karşı oturarak zikir,tesbih sohbet,hatme hace gibi vazifelerle meşgul olduktan sonra,dünya kelamı konuşmadan 2 rekat işrak namazı kılıp,bir hac ve bir umre sevabını alarak kalkmaya gayret etmelidir.Hz Cabir(r.anh)rivayete göre Efendimiz(s.a.v)herkim (Allahu Teala ve meleklerden başka kimsenin görmediği)tenha bir yerde 2 rekat namaz kılarsa onun için cehennemden beraat(kurtuluş)yazılır buyurdu.İbni Ömer(r.anh)bir rivayettede Allahu Teala o kişiden münafıklık ismini kaldırır.Buyurmuştur.Efendimiz(s.a.v)ey insanlar evlerinizde kılın o namazlarıda(nafileleri) bırakmayın.Hz Ayşe(r.anh)rivayet edilmiştirki:Resulullah (s.a.v)şöle buyurdu.Her kim günde 12 rekat sünnet namazına devam ederse Allah(c.c)ona cennet bir ev yapar:öğlenin farzından önce 4 rekat ve son 2 rekat,akşamın farzından sonra 2 rekat,yatsının farzından sonra 2 rekat ve sabahın farzından önce 2 rekat.Hz Ayşe(r.anh)rivayet edildiğine göre Efendimiz(s.a.v)sabah namazının 2 rekat sünneti dünya ve içindeki herşeyden daha hayırlıdır buyurdu.   5-Kuşluk namazı:Kuşluk namazının en azı 2 rekat olup sahih olan görüşe göre4 ve 8 kadar kılına bilir.Vakti,güneşin 1 mızrak boyu yükselmesi ile başlayıp ögle namazına 45 dakika kalana kadar kılınır.Hz Ayşeden rivayete göre Peygamberimiz(s.a.v)kuşluk namazını 2 şer 2 şer 4 rekat kılar.1 rekattan sonra dünya sözü konuşmazdı.Yine Peygamberimiz(s.a.v)kuşluk namazını 4 rekat kılar ve Allahu Tealanın dilediği kadar ilavede bulunurdu.  Nühaym İbni Hammar(r.anh)rivayete göre Resullah(s.a.v)Cenabı Hak şöyle buyurur:Ey adem oğlu.Gündüzün evvelinde benim için 4 rekat namaz kılmaktan aciz(gücsüzüge)düşmeki,o günün sonunda,ben sana (yardıma yetişip)kafi geleyim.Peygamberimiz(s.a.v)şüphesiz cennette bir kapı vardırki ona duha denir.Kıyame günü olduğunda bir münadi(cağırıcı)duha (kuşluk)namazına devam edenler nerededirler,işte bu sizin kapınızdır.Allahın rahmetiyle o kapıdan girin diye seslenir.Buyruldu. Semhac(r.anh)rivayete göre Resulullah(s.a.v)şöle buyurdu:

Bir adam kuşluk namazına devam edipte sonra bırakırsa,mutlaka o namaz Allahu Tealaya yükseltilir ve:Ya Rabbi,şüphesiz falan kişi benim muhafaza etti sende onu muhafaza et.Muhakkak felan kişi beni zayi etti sende onu zayi et,der.Abdullah İbni Cerat (r.anh)dan rivayete göre Efendimiz (s.a.v)münafık kişi duha(kuşluk)namazı kılmaz ve (gülya eyyühel kafirun)suresini okuyamaz buyurdu.Enes İbni Malik (r.anh)rivayete göre Efendimiz (s.a.v)herkim 12 rekat kuşluk namazı kılarsa Allahu Teala ona cennete,altından bir köşk yapar buyurdu.Kuşluk namazı Allahu Tealaya teşekkür namazıdır buyruldu. 6-Abdest namazı:Abdest ağzaları kurumadan kılınan 2 rekat nafile namazdır. Bu namazın dayanağı şu hadisi şeriftir.Herkim abdest alır sonra kalkıp 2 rekat namaz kılarsa ve bu 2 rekata kalbinden yönelirse o kimseye cennet vacip olur. 7-Tahiyyatül mescid namazı:Tahiyye(selam vermek demektir)tahiyyatül mescid,mescide selam verme manasına gelir.Mescide giren kimseler için,mescidin Rabbine selam verme ve tazim için,2 rekat namaz kılmak menduptur.Bu namazın delili.Peygamberimiz(s.a.v)den rivayete göre sizden herkim mescide girerse 2 rekat kılmadan oturmasın . 8-Teheccüd namazı(gece namazı):Gece vakti özellikle gecenin son vaktinde namaz kılmak çok sevap olup,bu namaz gündüz kılınan nafile namazlardan daha faziletlidir.Çünkü Allahu Teala şöyle buyuruyor.Yaptıklarına karşılık saklanan müjdeyi kimse bilmez(secde suresi 17 ayet).Vücutları yataklarından uzak durarak korku ve ümit içinde Allaha dua ederler(secde suresi 16)Peygamberimiz(s.a.v)şöyle buyuruyor.Farz namazdan sonra en faziletli namaz gece namazıdır.Diger bir hadisi şerifte geceleyin bir koyun sağacak kadar,bir zamanda olsa nafile namaz kılmak lazımdır.Yatsıdan sonra kılınan namaz gece namazındandır.Hadisi şerifte rivayet edilmiştirki,gece namaz kılın.Çünki gece namaz kılmak,sizden önce geçmiş salih kulların adetidir.Rabbinize karşı bir taatdir,kötülükleri örtücüdür,günah işlemekten alı koyucudur.Teheccüd namazı 2 ila 8 rekat arasında kılına bilir. Ebu Hureyre(r.anh)rivayet edilmiştirki Resulullah(s.a.v)şöyle buyurmuştur.Sizden herhangi biriniz(gece)uyuyunca şeytan onun boyun köküne 3 düğüm bağlar her düyüme:Senin üzerinde uzun bir gece vardır(rahat uyu telkinini)vurur.o kimse uyanıp Allahu Tealayı anarsa bir dügüm çözülür,abdest alırsa 1 düğüm daha çözülür,namazda kılarsa 1 düğüm daha çözülür.Artık o(teheccüt sahibi)kimse,gönlü hoş ve neşeli olarak sabaha girer fakat,Allahu Tealayı anmaz,abdest alıp namaz kılmazsa,gönlü kirli ve uyuşuk halde sabaha girer. Not:bu hadisi şerifteki düğüm hakkında ibni Melek:Bir tembellik ve atalet(gevşeklik)düğümüdürki,şeytan bu tembellik ve ataleti gafillerin üzerine yükler demiştir. Tıybi de :Şeytanın gaflet ehlini ağırlaştırması ve bunları,bağlamış gibi hareketten alıkoyması demiştir.Bu hadisteki düyümü kalbin düyümünden:Azim ve iradenin felce uğramasından ibarettir diye tevsir edenler isabet etmişlerdir.Güya şeytan teheccüte kalkmak arzusunda

bulunan mümin gönlüne;yat yat gece daha uzundur.Vesvese bırakarak onu gece namazından alıkoymuş oluyor.Bu hadisi şeriften anlaşıldıgına göre,Allahu Tealayı zikir etmek abdest almak ve namaz kılmak,şeytanı ve onun telkinlerini,nefsin şer ve sefada olan tamayülünü def eder.Birde teheccüd sahipleri(teheccüd kılanlar)gözü nurlu,gönlü sürurlu olarak yeni günün sabahına girerler.Bu neşe ve sevinç teheccüd sahibinin yüzünde parlar ve açıkca görülür.Hergünün hayır ve bereketi,vücudun sihat ve zindeliğide o günün fecriyle birlikte doğar. Abdullah İbni Amır(r.anh),İbnil Arz(r.anh)Resulullah (s.a.v)şöyle buyurdu:10 ayet geceyi kayim olan (teheccüd namazında veya namaz dışında okuyan)gafillerden yazılmayacaktır.100 ayet kaim olan,Allaha dönenlerden yazılacak,bin ayetle kim olanlar ise tonlarca ecir alanlardan yazılacaktır.Resulullah(s.a.v)herhangi bir kimsenin,gece kılmaya devam ettiği namaz bulunurda,uygu galebe ederek uyuya kalırsa,sanki kalmış,namazı kılmış gibi kendisine sevap yazılır.Uykusuda ona sadaka olur buyurdu. Cabir İbni Abdullah(r.anh)rivayete göre Resulullah (s.a.v)şçle buyurdu:Kim gece çok namaz kılarsa,gündüz onun yüzü güzel(nurlu olur).İmami Sindi(k.s)bu hadisi şerifin manası hakkında şöyle buyurmuştur.Gece namazına devam eden ve bunu bol yapanın yüzünde ibadet nuru ve kabul belirtisi görülür.Manevi bir güzellik,açıkca müşahade edilir.Hadisi şerifin manası(onların yüzlerindeki alametleri secde izindendir.Onunla tanınırlar,fetih suresi 29)ayeti celilesine uygundur.Müslümnlardan çok kimse gece namazına devam edenleri yüzlerindeki nurla tanır.Hz Bilal(r.anh)rivayet edildiğine göre Resulullah (s.a.v) kıyamı leyli(gece ibadetini)ihmal etmeyiniz,çünkü o sizden önceki salih kişilerin adetidir.Ve aynı zamanda gece ibadeti,Allahu Tealaya,yakınlık günahtan sakınmak,kötülüklere kefalet ve hastalıkları beden kovmaktır buyurmuştur.  Namazda mekruh olan şeyler:1-Hanifilere göre namazın vaciplerinden birini kasten terketmek.2-Namazın sünnetlerinden birini terketmek.3-2 çi rekatta 1çi rekattan uzun okumak.Hanifiler bunu 3 ayetten fazla miktarı ile sınırlandırmıştır.4-1 rekatta 1 surenin tekrarlanması veya farzlarda 2 rekatta aynı surenin okunması hanifilere göre namaz içinde belli bir surenin okunması,bu sureden başkasının okunmamasıda mekruhtur.5-Namaz kılan kişinin eli aracılıgı ile elbise,benden veya sakalı ile oynaması elini ağzına koyması,gerek olmaksızın burnun deliklerini kapamasıda mekruhtur.Hadisi şerifte bildirildigine göre Resulullah (s.a.v)Allahu Teala sizin için kerih(çirkin) görmüştür.Namazda lüzumsuz şekilde oynamak,oruçta çirkin ve mühtescen sözler söylemek,kabirde gülmek.6-Namazda ihtiyaç sebebiyle ameli ikail(az iş)yapmakta  bir beis yoktur.Hz Ayşeden rivayete göre: Hz Ayşe kapıyı çaldı Peygamberimiz(s.a.v)namazda iken yürüyüp ona kapıyı açtı.

 Yine Peygamberimiz(s.a.v)namazda iken 2 siyah düşmanın,yılan ve akrebin öldürülmesini emir etmiştir.Kişi namazda iken akrep görünce ona dogru adımlarını atar takunya ve ayakkabısını alıp onu öldürür ve takunya veye ayakkabısını yerine koyar.Bunu yapmak ittifakla kerahatsiz olarak vacizdir. Namazdan ayrılmadan Alnına yapışan tozları silmek mekruhtur.Hadisi şerifte Resulullah(s.a.v) kişinin namazını bitirmeden alnını çokca silmesi cefadandır. Parmakları birbirine geçirmek elleri,bögrünün üzerine koymanın mekruh oldugu hususunda ittifak vardır.Hadisi şerifte,sizlerden biri mescidde bulunduğu zaman parmaklarını birbirine geçirmesin.Çünkü parmaklarını birbirine geçirmek şeytandandır.Sizden biri mescidde bulunduğu sürece,dışarıya çıkıncaya kadar namazdadır.İbni Ömerden rivayete göre:Namaz kılarken ellerinin parmaklarını birbirine geçiren kimsenin namazı hakkında,bu namaz Allahu Tealanın kendilerine gazap ettiklerinin namazıdır.Buyurmuştur.Parmak çıtlatmak ve parmakları birbirine geçirmek namazı beklemek için veya namaza yürümek içinde olsa ellerin bögürler üzerine konması hanifilere göre tahrimen mekruhtur. Gözleri namaz esnasında kapamak:Namaz kılınan kimsenin gözü kendisini meşgul edecek şekilde bir yere takılırsa o takdirde huşuyu sağlamak için kapatıla bilir.Hadisi şerifte sizden biri namaza kalktıgı zaman 2 gözünü kapamasın çünkü sünnet olan,namaz kılan kişinin secde ettigi yere bakmasıdır,gözlerin kapanmasında bu sünnetti terk etmek söz konusudur.bundaki kerahat ittifakla tenzihidir. Hanifilere göre namaz kılan kişinin namazda sadece boynu ile yani yüzünün tamamı veya bir kısmıyla ve gözüyle sağa sola dönmesi tenzihen mekruhtur.Mutemet görüşe göre,gögsün kıpleden çevrilmesi ile namaz fasıd olur.Fakat bir kimse göz uçu ile boynunu çevirmeden sağa sola bakarsa bu mekruh deyildir.  Gözün göğe kaldırılması:Bu konuda ittifak vardır,Hz Enesten rivayete göre Peygamberimiz (s.a.v)şöyle buyurdu,Gözlerini namazda göğe dogru diken topluluklara ne oluyor.Bu konudaki sözleri okadar şiddetli olduki nihayet buyurdu:Ya buna son verirler veya Allahu Teala onların gözlerini kör eder. Geniş vakitte küçük veya büyük abdestin sıkışık olması veya yelini sıkışık halde tutarak veya yemek hazırlarken  namaz kılmak mekruhtur.Bunun gibi hazır olan veya hazırlanması yakın olan yemege çok iştahlı oldugu halde,namazı öne alıcak olsa bu durum huşusunu bozacak ve engel olacaksa bu şekilde namaz kılmak mekruhtur. Köpek oturuşu:Butların yere dokunmasıve dizlerin dikilmesi şeklindeki oturuş.Ebu Hüreyreden rivayete göre Resulullah (s.a.v) beni 3 şeyden yasaklamıştır,horozun gagasıyla yem topladıgı gibi çabuk çabuk secde etmek,köpek oturuşu gibi oturmak,tilki gibi sağa sola dönmek.Namazda bir özürü yokken bagdaş kurarak oturmak tenzihen mekruhtur.Ev ve iş elbisesi ile namaz kılmak mekruhtur.Çünkü Allahu Teala (araf suresi

31 ayetinde)her mescid yanında zinetlerinizi takının,yani her namazda iyi elbiselerinizi giyinin.Buradaki kerahat ittifakla tenzihtir. Üzerinde hayvan ve insan resmiyle namaz kılmak:Peygamberimiz(s.a.v)şöle buyurmuştur,melekler içinde köpek veya resim ve heykel bulunan bir eve girmezler bu durum put taşıyan kimsenin durumuna benzer. Sevih secdesi(yanılma secdesi) Sevih secdesi:Namazdaki farz veya vacip hareketlerinden birinde farzın tehiri vacibin terki ve tehirinde yanımaktan ötürü namazın sonunda yapılan(son selamı verdikten sonra)2 secdedir.Buna yanılma secdesi denir.Yanılma secdesinin meşrugu oldugu hususunda hiç şüpe yoktur.Resulullah (s.a.v)buyurmuşturki:Sizden biri namazı 4mü,3 mü diye kaç rekat kıldıgı hakkında şüpeye düşerse şüphesini atsın kesin olarak bildigi ne ise onun üzerinden namaza devam etsin,namazın sonunda sevih secdesi yapsın eger 5 kılmış ise bu secdeler namazına şefaatçi olur,eger tam kılmış ise bu 2 secde şeytanın kendisinden uzaklaştırılmasına vesile olur. 1-Namazda şüphelenip kaç rekat kıldıgı hususunda kesin bir görüş ve kanaate varmayan kimse,en az rekatı esas alarak namaza devam eder.2-Farz namazların ilk 2 rekatında fatihanın tamamını yahut çogunlugunu terk etmek.3-Farz namazların ilk 2 rekatında fatihadan sonra 3 kısa ayet veya 1 uzun ayet okumayı terk etmek.4-3 veya 4 rekatlı namazlarda ilk oturuşta teşehhüdü(ettehiyyatü) terk etmek.5-Son oturuşta teşehhüdü terk etmek.6-Namazlarda gizli veya açıktan okuma düzenine aykırı davranmak.Bir kimse öğle ve ikindi namazları gibi kıraatin gizli yapılması vacip olan namazlarda açıktan okursa,yahut akşam,yatsı veya sabah namazı gibi açıktan okunması vacip olan namazlarda gizli okursa bundan dolayı sevih secdesi vacip olur.  7-Rüku ve secdede tadili erkenı terk etmek.Herkim tadili erkenı yanılarak terk etse sahih olan görüşe göre,okimseye sevih secdesi vacip olur.8-bir kimse namaz kılarken 1 secde yapsa sonra 2 ci secdeyi yapmayı unutarak ayaga kalksa 3 çü rekattın secdesinde secdeyi 3 kere yapar ve namaz sonunda sevih secdesi yapapması vacip olur.9-Namazın sünnetlerinden 1 ni terketmekten ötürü sevih secdesi yapmak mübahtır.Farzın yerini deyiştirmek veya terk etmekte sevih secdesini vacip kılar.10-Vitir namazının konut dualarını terketmek yani okumayı unutarak rukuya varmakla konutu terk eden kimse sevih secdesi yapar. Peygamberirimiz(s.a.v)buyurmuştur:Kim ayakta namaz kılarsa bu daha faziletlidir,herkim oturarak kılarsa ayakta kılanın kazandığı sevabın yarısını alır.  SÜTRE(namaz kılanın önünden geçmek)

1-Sütre:Başkaları tarafından önünden geçilmesine engel olmak için namaz kılan kimsenin önüne koydugu şeydir.2-Sütrenin hükmü:Sütre,meşru bir sünnettir dayandığı delil peygamberimiz (s.a.v)şu hadisidir.Sizden biri namaz kıldıgı zaman,bir sütreye doğru namaz kılsın ve sütreye yakın dursun,önünden hiç kimsenin geçmesine izin vermesin.Eger biri önünden geçmek isterse ona karşı koysun.Çünkü o kişi şeytandır.3-Sütrenin hikmeti:Başkalarının namaz kılan kimsenin önünden geçmesine engel olmak,namaz kılanın düşüncesini yalnızca namaza haşr etmesine imkan vermek,huşunun bozulmaması için başka yerlere yani sütrenin ötesindeki varlıklara bakmaktan gözlerini engellemektir.Farz veya nafile namazlarda sütre edinmek menduptur(çok sevaptır). Sütrenin en az miktarı bir arşın (46 santim)veya daha fazladır.Kalınlıgıda 1 parmak kalınlıgındadır.Çünkü Peygamberimiz(s.a.v)şöyle buyurmuştur.Sen önüne binegin semeri kadar birşey koydugun zaman önünden başkalarının geçmesinin sana bir zararı yoktur.Yine Peygamberimiz(s.a.v)mekkede uzunca bir sopaya doğru namaz kılmıştır.Dolayısıyla ok ve kargı dikmek oldugu gibi duvarda olabilir.Önde namaz kılan bir kadın oldugu halde,bir kimsenin(erkekgin) namaz kılması mekruhtur.Çünkü Peygamberimiz (s.a.v)şöyle buyurmuştur.Kadınları arka safa alınız.Sütre:Namaz kılan kişinin ayaklarından itibaren 3 arşın veya daha fazla yaklaşması müstehaptır.Sütre nerede durmalı:Namaz kılanın önünden geçmek tahrimen mekruhdur.Resulullah bir ağaç parçasına veya bir direge dogru namaz kılarken bunları sağ veya sol kaşı hizasına aldıgını gördüm.Peygamberimiz bunları tam önüne almazdı. Namaz kılmakta olan kişi,insanların önünden geçmesi ihtimali bulunan bir yerde sütresiz olarak namaza başlayıp önünden geçilmeye hedef olursa ve birileri önünden geçerse kendi günahkar olur,eger namaz kılan kişi bu şekilde tedbirsizlik ettigi halde önünden geçen kimsenin başka taraftan geçme imkanı bulundugu halde namaz kılanın önünden geçerse her ikiside günahkar olur.Kişi eger açık arazide veya büyük bir mecsidde namaz kılıyorsa en sahih olan görüşe göre ayakları secde mahali ve bu ikisi arasında kalan kısımdan geçmek haramdır.Bir kimse eger bir evde veya küçük bir mesdicde namaz kılıyorsa(küçük mescid kabul edilen mescid her tarafı 40 arşın olan mesciddir.Bu kişinin ayaklarının bulundugu yer ile kıplenin duvarına kadar olan mesafeden geçmek haramdır.Çünkü burası birtek yer hükmündedir eger sütre olursa sütrenin arkasından geçmekta bir behis yoktur.  Büyük mescid veya açık arazi tek bir mekan gibi kabul edilemez çünkü böyle kabul edilecek olursa geçen kimselere zorluk olur,dolayısıyla sadece secde edilen yer ile yetinilmiştir. 

Fakihler(büyük alimler)bir insan yüzüne doğru namaz kılmanın mekruh oldugu hususunda ittifak etmişlerdir.Bu durum aynı zamanda o şahsa secde etmeyede benzer.Hanifilerce bu kerahat tahrimidir.Yine ittifakla tandırdaki ateşe doğru,lambaya kandile,mum ışıgına doğru namaz kılmak mekruhdur.Çünkü Allahu Tealadan başkasına yani ateşe tapanlar vardır.Ateşe doğru namaz kılmak ateşe tapanlara benzemek anlamına gelir.    Tehlikeli zamanda ibadetin ecri,Tehlike korku bulunan yerde yapılan ibadetin kıymeti kat kat daha çok olur. Düşman sardığı zaman, askerin ufak bir iş görmesi, pek kıymetli olur. Gençlerin ibadet etmeleride, bunun için daha kıymetlidir. Çünkü nefislerinin kötü isteklerini kırmakta ve ibadet etmek istememelerine karşı gelmektedirler. Eshabı keyf, bir hicret yaparak din düşmanları arasından çıktıkları için şerefli oldular. Peygamberimiz (SAV) "Fitnenin, fesadın çoğaldığı zamanda ibadet etmek, hicret ederek benim yanıma gelmek gibidir." buyurdu. Görülüyor ki din düşmanlarının güçlük çıkarması, ibadetlerin şerefini artırmakta,sevabı kat kat çoğalmaktadır. Zarar yapmak istemeleri müslümanlar için faydalı olmaktadır.

İmamı Rabbani buyurmuştur ki "Oğlumuz Behaeddin, Allah adamları ile görüşmekten sıkılıyor. Zenginler ile dünyaya düşkün olanlarla bulunmak istiyor. Onlarla düşüp kalkmanın insana felakete götüreceğini anlamıyor. Onların yağlı tatlı yemeklerinin, zehir gibi gönlü öldürüceğini, ahlakı bozacağını, insanın dinine imanına saldıran tatlı dilli güler yüzlü korkunç düşmanlara aldanmamak için çok uyanık olunuz. Hadisi şerifte "Mal ve mevki sahiplerine, malı için, makamı için, mevki kazanmak için, İslam düşmanlarına eğilenlere, dinlerinden, ibadetlerinden vazgeçenlere yazıklar olsun. Sonsuz nimetleri saadetleri, bir kaç günlük eğlence için elden kaçırıyorlar. " buyurmuştur."

NAMAZDA TESBİH ÇEKMEK Süphanekenin fazileti:Her namaza süphanekeyle başlamanın sebebi.Hak Teala arşı azamı halk etti.Ve 4 melek halk etti.Öyle büyük meleklerki kanatlarının boyu ikiyüz bin yılık miktarı idi(mesafede) idi.Ellerinin ve ayaklarının arasını ancak hak teala bilir.Hak Teala bu meleklere arşı alayı kaldırın diye emir etti.Bu 4 ulu melek 4 uçundan tutup kaldırmak istedi.Ancak diz üzere çöktüler.Biri Süphaneke Allahümme Vebi Hamdik dedi.Biri Vetebare Kesmük Dedi.Biri Veteala Ceddük dedi.Biri Vela İlahe Ğayruk dedi.Bu tesbihler hürmetine Hak Teala kuvvet verdi ve arşı kursiyi kaldırdılar.Onun için namazların başında Süphaneke okundu. Süphanekenin meali:Allahım seni şanına layık olmayan noksan sıfatlardan tenzih ve kemal sıfatları ile tavsir ederim.Senin hamdü senana benzer hamd ile hamd ederimki,razı oldugu hamd dir.Yerlerde ve göklerde,isminin hayrı ile bereketi çok oldu.Bütün,senin ismini zikir etmekten hasıl oldu.Senin büyüklügün çok büyük oldu senden gayrı ibadete layık ve müstehak kimse yoktur. 

Ettehiyyatü:Ettehiyyatinin fazileti..(Ettehiyyatiye teşehhüd denir)Hak Teala cennette şecerai münteha yarattı.Adına Etthiyyat derler.Ol şecerenin üstüne bir kuş yarattı.Adına selevat derler,o şecerenin dibine bir ırmak yaratı.Adına Tahiyyat derler.Bir kul namazda Tahiyyat okursa,ol kuş o ırmaga dalar ve çıkar,silkelenir her azasından bir melek olur,kıyamete kadar Tahiyyat okur,dua edip mağfiret talep eder. Peygamber Efendimiz(s.a.v)mihraca çıkınca Hak Tealanın huzurunda(Ettehiyyat lillahi vesselevatü vaddayyibat)dedi.(bütün senalar Hak Teala mihraçını kabul ettiği için(Esselamu aleyke eyyühennebiyyü ve rahmetullahi veberekatühü)buyurdu.Peyganberimiz(s.a.v)ümmetine merhameten.(Esselamü aleyna ve ala ibadillahissalihin)dedi.Orada bulunan melekler(Eşhedü enla ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden veresulühü)dedi.Namazda Ettehiyyatüyü okumak vacip oldu. Ettehiyyatünün meali:Peygamber Efendimiz(s.a.v)mihraça çıkınca Hak Telanın huzurda(bütün dualar,senalar Allaha mahsustur.Allahtan(c.c)başkasına ibadet yapılmaz.Bütün ibadetler Allah (c.c)yapılır)dedi.Hak Teala mihraçını kabul ettiği için(Ey mertebesi yüce olan Habibim Allahın rahmeti ve bereketleriyle selam ve selametlik sana olsun)buyurdu.Peygamberimiz(s.a.v)ümmetine merhameten.(selam ve selametlik bize ve Allahın(c.c)iyi kullarının üzerine olsun.)dedi.Melekler(ben şahitlik ederimki,Allah(c.c)başka tanrı yoktur.Yine şahitlik ederimki  Hz Muhammed Aleyhisselam Allahın(c.c)kulu ve peygamberidir.)dedi. Salavat:Namazdaki ettehiyyatide ve okunan ayetlerde peygamberimizin(s.a.v)geçtiği için.Allahumme salli,Allahümme barik okunur.Duanın önünde yahut sonunda salavat getirmezseniz duanız kabul olunmaz.Mutlaka selevat okumalıdır.Ümmetimden bir kimse dua edince,selevat etsinki dergahı izzete duası kabul olsun buyurdu. AYETEL KÜRSİAyetel kursi Efendimize semavat aleminde,kürside nazil oldugundan,Ayetel kürsi denilmiştir.Peyganberimiz(s.a.v)Ayetel kürsiyi ve Amene resuluyü dua makamında okumuştur.Kim beş vakit namazdan sonra Ayetel kursi okursa,cennete girmeye,ölümden başka bir şey mani olmaz.Yatarken Ayetel kürsi,fatiha ve kevser suresini okursa teheccüd namazına,bedel olur.Geceyi ibadetle geçirmiş gibi ecir alır.İslamı kalblerin sevmesi için 313 Ayetel kürsi okunur. Ayetel kürsi neden 313 defa okunur.1-Adet ve hesapta sır vardır.2-Enbiyayı kiramın adedi 313 idi.3-Bedir savaşı eshabı kiramın adedi 313 idi.4-Tallutun askeri 313 idi.Düşmana galip olup muratları hasıl oldu.Her Kim Ayetel kürsi okursa Allahu Teala dünya ve ahiret işlerini kolaylaştırır.Ayetel kürsiyi:Harf adedince okursa,cümle zulüm ve düşmandan emniyet hasıl olur.Ayetel kürsiyi:kelimesi adedince bir şey üzerine okursa bereket hasıl olur çoğalır.

 Bu ayet,seyyidi(efendisi)ve en büyüğüdür.Muhammed İbni Hanife (rahmetullah)tan rivayet edildiğinine göre Ayetel kürsi indiğinde dünyadaki bütün putlar ve krallar yere düşmüş ve başlarından taçları yuvarlanmıştır.Şeytanlar birbirleriyle çarpışarak kaçıp,iblisin yanına toplanmaşlar.Ve ona bu karışıklığı haber vermişlerdir.Oda,bunun sırrını öğrenmelerini kendilerine emir edince hemen medineye varıp Ayetel kürsinin indiğini öğrenmişlerdir.Ebuzer(r.a)dan rivayet edilen hadisi şerifte arş ve kürsinin birbirirnden ayrı delalet etmektedir.Ey Ebazer:7 kat gökler 7 kat yer kürsiye nispetle büyük bir sahraya atılmış bir halka gibidir.Şüphesiz arşın kürsiye olan büyüklüğü ise o sahranın o halkaya olan üstünlüğü gibidir. Ayetel kürsinin fazileti:İmamı Suyuti,itkanda buyurmuşturki Ayetel kürside bulunan esmayı ilahiye,hiçbir ayette yoktur.Çünkü bu ayette,bazısı açık bazısı gizli olmak üzere 17 yerde Allahu tealanın ismi geçmektedir.(r.f.s.44 c-3)Bir kişi ya Resullulah kuranı kerimde hangi sure( derece bakımından)daha büyüktür.Buyurdu.Peygamberimiz(s.a.v)(ihlas suresi)diye cevap verdi.O kişi kurandaki hangi ayet(fazilet bakımından)daha üstündür deyince Efendimiz Ayet kürsidir dedi.Ayetel kürsiyi yataçağı zaman okuyanın Allahu Teala ona kendi evi,komşularının evi ve etrafındaki evler hakkında güvence verir. Enes(r.a)rivayet edilmiştirki.Herkim her farz namazın arkasından Ayetel kürsiyi okursa öteki namaza(maddi manevi belalardan)korunur.Bunu yani Ayetel kürsiyi her namazın arkasından okumaya,ancak,Peygamberler sıddık ve şehit devam eder.Buyurdu.  Efendimiz(s.a.v)herkim farz namazın arkasından Ayetel kürsi okursa diğer namaza kadar,Allahı Tealanın zimmetinde(korumasında)olur buyurdu.Hz Ayşe(r.anh)dan rivayete göre.Bir kişi Peygamber Efendimize gelip:evinde olan şeylerin bereketsizliğinden şikayet etti.Peygamberimiz(s.a.v)niçin Ayetel kürsi okumuyorsun.O herhangi bir yemek veya katık üzerine okunursa mutlaka Allahu Teala o yemek ve katığın bereketini çogaltır.Buyurdu.İbni Mesut(r.anh)dan rivayet edilmiştir.Resullulah(s.a.v)ne gök,ne yer,ne cennet,nede cehennem hiç bir şey sureyi bakaradaki bir ayetten(Ayetel kürsiden)üstün deyildir.      İmamı Hasan(r.anh)dan rivayate göre bir adamın kardeşi öldü,onu rüyasında görünce:hangi ameli daha üstün buluyorsunuz diye sordu o,kuran okumak diye cevap verdi,Rüyayı gören:kuranın hangi ayetini deyince o:Ayetel kürsi dedi.Otekrar bizim için birşey umuyormusun(bize bir diyecegin varmı deyince)o:evet siz yapıyorsunuz fakat bilmiyorsunuz biz ise,biliyoruz fakat yapamıyoruz dedi.Zeyt İbni Sabit(r.anh)bir gece kendi bahçesine çıktı ve bir ses duydu.bunun üzerine,bu nedir dedi.Cinlerden bir adam ona,bize kıtlık isabet etti(ben şu insanların)meyvelerinden almak istedim.Ne olur onu bize helal edin dedi.Zeyt İbni Sabitte helala ettik dedi.Sonra,Zeyt İbni Sabit o cin e  bizi sizin kötülüğünüzden koruyacak şeyi bize haber veririmisin dedi.O cinde,Ayetel kürsi okumanızdır dedi. 

Ruhul beyen tevsirinden zikir edildiğine göre bir adam,hurma ağacının yanına geldiğinde bir ses işitti.Sesin sahibini çağırdıysada o hiç cevap vermedi .Bunun üzerine o adam Aytel kürsiyi okudu.Hemen ağaçtan bir şeytan ini verdi.O zaman adam bizim bir hastalığımız var,onu neyle tedavi edecegiz diye sorunca,şeytan benim ağaçtan indirdiğin(Ayetel kürsi)ile tedavi edin dedi.Hasılı keram Ayetel kürsi cinlere karşı kendisinden yardım alınacak duaların en büyüğüdür.Sayılamayacak kadar çok olan kişiler,Ayetel kürsini,insandan şeytanları kovmakta çok teysirli oldugunu söylemişler,ayrıca sağralı kişiye,şeytanın kendisine yardım ettiği sahir(büyücü)kahin(falcı)nefis ve şehvet ehli zülum ve gazap erbabı üzerine sadakatle okundugunda onların şeytanlarını etkisiz hale getirmektede büyük gücü oldugunu denemişler.Ancak burada sadakatle okumak şartı konulmuştur.Zira işin esası budur.İnsanın helal yolla(ihlasla)yaptığı herşeyde yetsir görülür,amma sadece kal yoluyla(dille)yaptığından birşey hasıl olmaz. Üstadımız Ali Haydar efendi hazretleri kendi kuran kerinin kenarına:herhangi muradın hasıl olması için Ayetel kürsiyi 313 kere okundugunda dünya ve ahiret hakkındaki o istek Allahın izniyle hasıl olur diye yazmış.Yine yazmışlardır ki ümmü sübyani(cin musallat olan çocuga)18 kere Ayetel kürsi okun okunsa biznillah şifa bulur.İbni Affan evine girince köşelerine Ayetel kürsi okurdu.  AMENER RESULÜ (imanın şartları)O Peygamber(Muhammed Mustafa s.a.v)de kendisine Rabbinden indiriline (kuran ı kerime ve onun bütün beyanatına,açıklamalarına)iman ettik(inandık).Müminlerde(inandılar),hepside Allaha(c.c) onun meleklerine,kitaplarına ve Peygamberlerine inandı(lar) ve:biz onun(Allahu Tealanın)Peygamberlerinden hiç birinin arasını ayırmayız(hepsine inanırız).Ve biz işittik(Allahu Teala tarafından gelen emir ve yasakları anladık).Ve itaat ettik.(bütün emir ve yasaklara boyun eğdik).Ey Rabbimiz mağfiretini(beşeriyet sebebiyle)işlediğimiz kusurlarımızı af etmeni)dileriz.Ve(ölüp dirilerek)dönüş(ümüz)ancak sanadır dediler.(bakara suresi 285 ayet)Bu ayeti kerime,dini esasları(temelleri)olduğu gibi kabul edip.Onlara iman ve itaat etmesi(inanıp boyun eğmesi)nin bir kulluk vazivesi olduğunu göstermektedir. Hazin tevsirinde zikir edildiğine göre,bu ayeti celilede,iman esaslarından 4 dü zikir edilmiştir.1-Allahu Tealaya iman:Allahu Tealaya inanmaktan maksat:onun birliğine İlahlığına ve ibadete layık oluşunda hiç) bir ortağı olmadığına azamet(büyüklük)ve kudretinin(gücünün)sonsuz olduguna,bütün kemal(olgun,yüksek)sıfatlara sahip olup,bütün noksan sıfatlardan münezzeh(son derece pak uzak)olduguna ve esmai hüsnası(ziyade güzel isimleri)nin hepsine inanmaktır. 2-Meleklere iman:Meleklere inanmak ise onların,Allah indinde çok kıymetli birer kul olup erkeklik ve dişilikten,doğmaktan ve doğrulmaktan uzak ve Allahu Tealanın kitaplarını Peygamberlere getirmeye vesair ülvi(yüce)hizmetlere vasıta olduklarını bilip,tastik(kalpden kabul)etmektir. 

3-Kitaplara iman:kitaplara imandan maksat ise bütün semavi(gökten inen)kitapların,insanları irşat,beşeriyete dünya ve ahiretle alakalı bütün vazifelerini duyurmak ve ögretmek için Mevla Teala tarafından Peygamberlerine vahyedilen,kitaplar olup,içlerinde bulunan emir ve yasakların,hükün ve haberlerin doğru ve gerçek olduğuna,kurandan başka diğer semavi kitapların bir takım tahrifata(değiştirmelere)uğrayıp,kuranı azimüşşanın ise hiç bir değiştirmeye uğratılmadığı gibi içinde muhkem müteşabih ayetleri açıkladığını kalben bilip dil ile itiraf etmek(söylemek)tir. 4-Peygamberlere iman:Peygamberlere iman ise onların halkı tenvin(nurlandırmak),onlara dini hükümleri duyurmak ve öğretmek için Allahu Teala tarafından gönderilmiş,masum(günahsız),mahlukatın en eftali oldukları,bazısınında,bazısından daha eftal oldugunu bilip tastik etmektir.Peygamberlerin arasını ayrırmamaktan maksat,hepsine inanmaktır.Evet bütün peygamberler nübüvvet bakımından aynı ulviyete haizdir,hepside hak tarafından dini ilahiyi tebliğe(Allahın dinini duyurmaya)memur kılınmıştır,bu cihetle aralarında fark yoktur.Ancak bir kısmına risalet verilmiş,yani ayrıca bir kitap ve bir şeriat ihsan buyrulmuştur.bunların bağzısı Allahu Teala tarafından diğer bir kısmından  üstün kılınmıştır.nitekim bizim peyganberimiz,hatemül embiya (peygamberlerin sonuncusu)ve efdalül müselli(gönderilmişlerin en üstünü)dür.AllahuTeala Hazretleri,müminlerin imanını vasf ettikten(tarif ettikten)sonra onların(semiğna ve ağteyna)işittik ve iman ettik dediklerini beyan etmiştir.O halde amel etmeden kuran okumak birşey ifade etmez,ve hiç amel etmeksizin sadece kuran okumakla cennete girilmez.Çünkü Mevla Teala yapmakta olduklarına karşılık,onlar için nice göz aydınlatıcı nimetler saklandığını hiç kimse bilemez.Buyrulmaktadır.(Secde suresi 17 ayet) Gufraneke Rabbena:Ey Rabbimiz mağfiretini(dileriz)kavli şerifinde şu manalarada işaret vardır.Kulun,kendisini bütün şerlere,mevlasınıda bütün hayırlara layık görüp güzel gördüğü herşeye kendisinden bilmesi ve her vakitte ona karşı güzel edap takınması imanın neticesinden ve kulluğun eserlerindendir.Buda kulun,küçük büyük herşeyde Allahu Taelaya hamd etmesi bütün kusurlarından,hatta tam manasıyla şükredememesinden dolayı istiğfar etmesi ve uvaffak olduğu her işte kendi gücünden ve kuvvetinden uzak olup hepsini Allahu Tealadan bilmesiyle olur.İşte ozaman kişinin işarı(tanıtıcı özelliği)(Elhamdülillah),(Estağfirullah),(Lahavle vela güvvete illabillah)dan ibaret olur.Bu tesbihler,devam edenleri manevi fethe yaklaştıracak ve Allahu Tealanın dünya ve ahiret azabından kurtulacaktır. Şöyleki:İsyan halinde tövbe istiğfara devam,itahat halinde Mevla Tealanın ihsanını(iyiliğini)görmek,herhangi bir şeye niyet edeceğinde Mevla Tealanın rızasını aramak ,her nimete karşı şükretmek gerekir.Vakitlerini ancak böyle göz altına alabilirsin,fakat buda ancak,kalbini,islaha çalışman ve her işte nefsini itham etmen(kötülemen)le hasıl olurki bunada biriyle ulaşabilirsin.1-Allahu Tealanın hiç vasıtasız kalbine atacagı bir nur.2-Kamil(iyi ve kötüyü birbirinden ayıracak şekilde olgunlaşmış)bir akılda bulunan çok geniş bir ilimki,o ilmin genişliği aklın kemaliyle birleşince sahibini kurtarır.

3-Allahu Tealadan başka her şeyden kurtulmuş bir kalp.4-Bbu halleri elde etmiş olan bir şey veya bir manevi kardeşle sohbet(maddi ve manevi beraberlik)Mevla Teala müminlerin mağfiret istemelerini beyan ettikten sonra bu istiklerini kabulünü bildirmek üzere şöyle buyurmuştur. Allahu Teala Hazretleri hiç bir kimeye,gücü yetecegi şeylerden başkasını teklif etmez(yüklemez,herkesin)kazandığı(hayırı)kendi lehinedir.(Yaptığı iyiliklerin karı ve menfaatı kendine aittir).Gayretle yaptığı(şer)de kendi aleyhine(zararına)dır.(müminler şöyle dua ettiler)Ey Rabbimiz unutursak yahut yanılırsak bizi muaheze etme(tutup sorguya çekme),Ey Rabbimiz bizden evvelki(ümmet)lere yüklediğin gibi üstümüze agır bir yük yükleme.Ey Rabbimiz,takat getiremeyeceğimiz(gücümüzün yetmeyecegi cezaları veya ibadetleri)bize taşıtma bizden(günahlarımızı)affet(sil)ve bizim için(günahlarımızı)mağfiret et(ört)ve bize rahmet et(acı,bizi esirge).Sen bizim Mevlamızsın(seyidimiz,Rabbimiz,yardımcımız)sın öyleyse kafir olan kavme karşı bize yardım et.Bu ayetikerime,Cenabı Hakkın kullarına lutfu kerimin(iyiliğin)den dolayı gösterdiği kolaylıklarını,kullarında o,kerim ve rahim olan mağbudi zişana(o iyilik ve acıma sahibi olan yüce Mevlaya)karşı ne şekilde duada tazarru ve niyazda(alçak gönüllülükle isteme ve yalvarma da)bulunacaklarını telkin buyuruyor.(öğretiyor). 5-Ahirete iman:Ahirete iman,iman esaslarından olup genellikle kuranda el yevmil ahir(son gün)şeklinde,Allaha imanla yanyana zikir edilmiştir.Buda ahiret inancının iman esasları arasında çok önemli olduğunu göstermektedir.Ahirete inanamayan kimse kuran ayetlerini inkar ettiği için kafir olur.Kim Allahı,meleklerini,kitaplarını,peygamberlerini ve ahiret gününü inkar ederse o tam manasıyla sapıtmıştır(nisa suresi 4 ayet)mealindeki ayet bunu açıkça belirtmektedir.Kuran'ı kerimin pek çok ayetinde dünya hayatının geçiçi ahiretin ise ebedi olduğu insaların dünyanın geçiçi zevklerini ve aldatmacalarına kanmamaları daha hayırlı ve kalıcı olan ahiret mutluluğunu yakalamaları gerektiği vurğulanmaktadır.Bununla beraber kuran dünya hayatınında ihmal edilmemesi gerektiğini çünkü ahiretin dünyada kazanılacagını ahirette mutlu olmanın dünyadaki yaşayışla bulundugunu ifade etmektedir. "Fakat siz(ey insanlar)ahiret daha hayırlı ve devamlı oldugu halde dünya hayatını terçih ediyorsunuz"(el ala suresi 87 ayet)."Şüphesiz bu dünya hayatı geçiçi bir eğlencedir.Ama ahiretgerçekten kalınacak bir yurttur"(mümin suresi 40)"Allahu Tealanın sana verdiğinden(onun yolunda harcayarak)ahiret yurdunuda iste,ama dünyadanda nasibini unutma".(kasas suresi 28) Kuran'ı kerimde ahiret ve ahiret hayıtı ile ilgili verilmiş olan pek çok isim vardır.Bu isimlerden bazıları şunlardır.1-El veymil ahir(songün,ahiret günü)2-Yevmil bas(diriliş günü)3-Yevmil hisap(hesap günü)4-Yevmüd telak(kavuşma günü)5-Yevmül hasre(hasret ve pişmanlık günü) 

Şu ayet iyilerle kötüleri bir tutmanın ilahi adalete uymuyacagını ortaya koymaktadır,yoksa kötülük işleyen ölümlerinde ve sağlıklarında kendilerini,inanıp iyi ameller işleyen kimseler ile bir'mi tutacağımızı sandılar.Ne kötün hüküm veriyorlar Allahu Teala gökleri ve yeri,yerli yerince yaratmıştır.Böylece herkes kazancına göre karşılık görür.Onlara haksızlık edilmez.(el casiye 45/21-22)İyi ile kötünün zalim ile mazlumun hesaplarının görüleceği ogün kuranda din gübü,ceza ve mükafat günü diye nitelendirilmiştir,bu terimin geçtiği Fatiha suresi beş vakit namazın her rekatında okunarak,ahiret inancı ve adalet duygusu sürekli canlı tutulmuştur.    İSLAMIN ŞARTIİslamın şartı beştir ve ölene kadardır ve ölmeden bitmez.1-Namaz kılmak,ölüm döşeğinde dahi ima ile kılınması farzdır.Terk edilmez sünnetler(nafile namazlar)insanı Allaha yaklaştırır.2-Oruç tutmak 1 ay ramazan ayında oruç tutmak farzdır.Nafile oruçlar sevaptır,insanı Allahu Tealaya yaklaştırır.3-Zekat vermek,malının 40 da birini zekat olarak fakirlere vermek.Fakir ve ihtiyaç sahiplerine yardım ve geçimlerine destek için sadaka vermek sevaptır,insanı Allahu Tealaya yaklaştırı.4-Hacca gitmek,mal ve bedelle yapılan bir ibadettir.Arafatta günahların af edildiği için insanı Allahu Tealaya yaklaştırır.5-Kelimeyi şehadet getirmek,kelimeyi şehadet getiren kimse iman etmiş olur,kelimeyi şehadete inanmayan kafir olur.Yani bir insan ne kadar çok Allahı zikir ederse o kadar kuvvetli imana kavuşur.Allahu Tealanın sıfatlarını ne kadar çok anarsa o kadar çok Allahu Tealaya yaklaşır. BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİMHz Ali(r.anh),İlim bir noktadır,cahillerin düşüncesizliği onu çoğaltır.Demiştir.Eüzü mahlukattan hakikate dönüştür.Kul(insan)eüzü diyerek günah kapılarını kapatır.Besmele çekerek taat kapılarını açar,eüzü derken çok dikkatli olmalıdır.Dil ile eüzübillah derken,hal ve fiil(yani hal ve hareketlerle)eüzü bişşeytan(şeytana sığırım dememelidir) Levh üzerine ilk önce besmele'i şerife yazıldı.Bismillahirrahmanirrahim(Rahman ve Rahim olan Allahın adıyla)levf üzerine yazılması 700 senede tamamlandı.Bismillah,Allah adı;zikir edenlere bir azık güclülere izzet,zayıflara sığınak,sevenlere nur,aşıklara sürurdur.Allah adı ile;ruhlar rahat,bedenler necat bulur,Allah adı ile;O,kaderi takdir eden,kalpleri ve basiretleri nurlandırır.Allah adı ile;O,dosları ve sırları bilir.Sonra onları nurlarla aydınlatır,sırlarını doslarına bildirir,onları tehlikelerden korudu,yabancılara bağlanmaktan aldı.Bu halde onlardan ağırlığı,yükü,hataları ve günahları sildi.Onları dünyaya fayda,kullara rahmet için yaratmıştır.Allah adı;İnsanların başında bir tacdır.Allaha ulaşanların kandilidir.Allah adı;Öyle bir zatın adıdırki,istediği kulu aziz,dilediği kuluda zelil eder.Allah adı;Her surenin onunla başladığı zatın ismidir.

Allah adı;Öyle bir zatın ismidirki yalnızlıklar onunla güzel namazlar onunla tamam,gözler onun için uykusuz,nimetler onunla tamam olur. Allah(c.c) adını Dilinle okursan dünya şahit,kalbinle okursan ahiret şahit olur.Onun olduğu yerde gam,sıkıntı,şikayet,ihtiyac olmaz.Allah(c.c)belayı kaldırıp rahatlık kapısını açandır.Ahirete rahmet olmasa besmelenin sonu niçin rahim ismiyle son buldu.Bu isimle Allahu Tealayı zikir eden müminlerde rahmet,rahim olan imanla son bulurlar.Besmeleyi şerifenin<rahman rahim>lafızlarıda,cezayı hak edene ceza vermeyi bırakmak...iyiliğe hak kazanmayana dahi iyilik ulaştırmak...manasındadır.  Rahman:mümin-kafir,hakim-mahkum,zalim-mazlum,iyi-kötü ayırt etmeden cümle halka ihsan edilmesi manasındadır.kulları yaratan,rızkınada verir.(ve rahmeti vesiat külle şeyin)<Rahmetim herşeyi kuşatmıştır>ayeti kerimesi bu manadadır.Rahman dünya ehline,Rahim ise ahiret ehlinedir.Rahman kendisinden bir şey istendiği zaman verir.Rahman sıkıntıları açar,yol gösterir,geçimleri sağlar,merhamet eder,zararı gidermeye ve şerri def etmeye güclüdür.Rahman karşılıksız ihsan eder.Rahman ibadet edenler içindir.Rahman rızık verendir.Çünkü o rızık verenlerin en hayırlısıdır.Rahman bizi kabirlerden çıkardı.Rahman dünyada dogru yolu gösterici.Rahman o gösterdiği dogru yola hidayet edicidir.Rahman hak celle'nin yarattığı kulların cümlesine rızık ihsan edici. Rahim ise yalnız salih kullarına manevi rızık olan feyzler ve baki nimetler ihsan edicidir.Hakkın kullarına ihsan eylediği nimette hesap yoktur.Kul onu hesap edip sayamaz,ancak hesabını Allahu Teala bilir.Besmeleyi şerifin Rahim lafzı yüce Allahın(c.c)zati sıfatlarındandır.Dünyada imanhidayet ve başarı vermek ahirette ise cemalini görme nimetine erdirmek.Rahim iyiliğe ve başarıya giden bir mana kapısı açar.Rahim yer ehline mahsustur,onlara Peygamberler,kitaplar yolladı.Rahim elemleri sıkıntıları giderir.Rahim cennete girme şanındadır.Rahim günahları bagışlar,korur ve başarı ihsan eder.Rahim kulların ahiret hayatını temin eder.Rahim rızık ihsan eder,kendi yemez,kullarına yedirir.Allah(c.c)tevhit edene kanat gerer,şükredene sevap yazar.Rahim hataları bağışlıyandır,günahkarlar içindir.Rahim öyle bir zattırki bizi bağışlar.zira o,bağışlayanların en hayırlısıdır.O,bizi zulmetten nuru çıkarandır. Allahu Teala Hazretleri dünya ehline Rahman,ahiret ehline rahimdir.Dünya ehline Rahmaniyyet sıfatı ile tecelli ederek dünyada bütün ihtiyaçları,ömür,sıhat,vücud gibi çeşitli ihsanlar eyler.Ahirette iman ehlinin hesap ve kitabını kolaylaştırır.lutüf ve keremi

ile cennetlere koyar,cemalini gösterir.Zira cennete girip cemal müşahede eylemek ibadetle olmaz.İbadet cennete girmeye sebeb deyildir.Cennete baha,ile bahane ile girilir.Kul ibadete kadir deyildir.Ancak Rahimiyetin tecellisi zuhur edip cenabı Allahın(c.c)ihsanıdır.Rahim,Kemal,Cemal ve şefkattan kullarının malumu olmayan belaları üzerinden def edici demektir.Rahim isminin sırrından tevbekar olanların bir tövbesine nice bin günahları affeyler.Bu takdirde Rahman ismi ibadet ehline,Rahim isli günah ehline nazırdır. Besmelede yalnız 3 isimle yetinilemez,Bismillah demek yani bütün esma'i ilahiyyenin yardımı ile başlarım ve cemi esmayı zatiye sıfatıyye ve efaliyye feyzlerinden,feyizler talebiyle başalarım demek olur.Besmeleyi devamlı okuyan müminler,tasullud eden ins ve cin şeytanını uzaklaştırır.Rabbim feyzine erdire.   Adem (a.s)a besmele nazil olunca zürriyetim bunuokumaya devam ettikleri sürece,azaptan emin olurlar buyurdu.Sonra İbrahim (a.s)ma hamd suresinde nazil oldu.Kendisi mançınık üzerinde iken okudu.Okuyunca Allahu Teala ona ateşi serin ve selamet eyledi.İbrahim (a.s)ateşe atılırken Cebrail (a.s)a onu korumuya giderken,mubarek kanıda besmele yazıldı.Sonra Musa(a.s)a nazil oldu.Bu ayeti kerimede firevunun sihirbazlarının ve ordusunun mağlup olması vardı.Musa(a.s)a asası üzerine ibrani lisanı ile besmele yazılmış idi.Denizi 2 ye bölerek yol açtı. Sonra Süleyman(a.s)a nazil oldu.O zaman melekler şöyle dediler.<işte şimdi mülkün tamam oldu.Ey Davut oğlu Süleyman>dediler.Süleyman(a.s)mın mühründe besmele yazılmakla,ins ve cin kendisine itaat etti.Süleyman(a.s)a bunun ne üzerine okuduysa o şey kendine boyun eydi.Yer sultanlarını bu ayeti kerime hürmetine ezdi.Emri altına aldı. Sonra İsa(a.s)a geldi.İsa(a.s)bu ayeti kerime ile ferahlandı.Havarilerini dahi bunula müjdelendirdi.Mubarek lisanına yazılmakla beşikte konuştu.Görmeyenlere okudu gözleri açıldı.Ölülere okudu,ölüler dirildi.Hastaya okudu,şifa buldular.Sonra Allahu Teala İsa (a.s)a şöyle vahi etti<ey azra oğlu sana hangi ayetin geldiğini biliyormusun.O bütün kötülüklere ve güçlüklere karşı bir emniyet ayetidir.Onu okumayı çoğalt,amma her zaman ayaktayken,otururken,gelişin ve gidişinde yükseğe çıkarken,aşagı inerken>. Sonra Allahu Teala Peygamber efendimize bu ayeti kerimeyi fatiha suresinde gönderdi.O zaman Resullullah(s.a.v)mekkeyi mükerreme'de idi.Allahu Teala sevgili Peygamberimize,Mekkeyi mükerreme'nin fethini bu ayeti kerime hürmetine verdi.Hak Teala buyurduki <Habibim mümmetinden herhangi bir kulum.Besmeleyi şerifeyi bir kere okusa ben onun defterine 700 sevap yazarım,yahut 700 senelik ibadet sevabı yazılır.Çünkü besmelenin levh üzerine yazılması 700 senede tamamlandı>. 

Peygamberimiz(s.a.v)iman sahibi bir mümin bir kimse,hangi işe besmele ile başlarsa o iş kendisi için uğur ve bereket olur.Hangi mümin bu besmeleyi okusa,cennet onun için dile gelir ve şöyle der,emret hazırım.Allahım,bu kulunu bana yolla.Bir kimseki cennet kendisini çağırır,o kimse için cennete girmek vacip olur.Peygamber efendimiz(s.a.v)başında Bismillahirrahmanirrahim ayeti kerimesi bulunan bir dua geri çevrilmez.Buyurdu.Resullullah(s.a.v)buyurduki ümmetimkıyamet günü geldikleri zaman dillerinde bismillahirrahmanirrahim mealine gelen ayeti kerime olacaktır.Terazide onların iyilikleri ağır geleçektir.Bunu gören diğer ümmetler soracaklar.Muhammed ümmetinin iyilik gözlerinin ağır gelmesine sebeb nedir?Peygamberler,ümmetlerine şöyle diyecekler.Muhammed ümmetinin sözlerinin başında yüce Allahın(c.c) 3 ismi vardır.Besmele terazinin bir gözüne konsa bütün halkın günahları bir gözüne konsa besmele hürmetine iyilik tarafı ağır basar. Allahu Teala buyurduki;bir kimse öldüğün'de amel defterinde 800 kere besmele okududu diye bulunursa,onu cehennemden azad ederim.Yalnız bana iman etmiş olacak buyurdu.1-Başında Bismillahirrahmanirrahim ayeti kerimesi bulunan dua geri çevrilmez.2-Besmeleyi okumaya devam edenler yere batmaktan,çirkinleşmekten,iftiradan emin olur.Cenabı Hak,bu ayeti kerimeyi cehenneme karşı bir kalkan kılmıştır.3-Bir kimse abdestli olarak 780 defa besmele okusa muradı hasıl olur.4-Her çeşit afattan,hırsızdan,yangından ve ani ölümden korunmak için yatarken 21 defa besmele okunur.5-Düşman ve zalim kimseden korunmak için yüzüne karşı 50 defa besmele okunur.6-ummadığın yerden rızka nail olmak için güneş doğerken güneşe karşı 600 besmele 600 selevatı şerife okunur.7-Şuurunu kaybeden kimseye besmeleyi 786 defa bir bardak su içine okunur,7 sabah içilir.8-Vesveseden kurtulmak için besmele 786 tane defa bir bardak suya okunur,7 sabah içilir.9-Başkasının sevgisini kazanmak için 786 tane besmele bir bardak suya okunur,7 sabah içilir.10-ezber güçüne sahip olmayan için 786 tane  besmele bir bardak suya okunur,7 sabah içilir.11-Kalb gözünün açılması için sabah namazından sonra 2500 defa besmele okunur.12-Haksızlığa uğrayan kişi 3 gece üst üste 300 defa besmele okuyup,açıp Yarabbi Muhammed(s.a.v) ve ehlibeyt hürmetine benim bu sıkıntıdan helas eyle diye dua eder. İrfan erbabı iki cihanı besmelenin başında olan seyreder.Besmeleyi şerif 18 harftir,18 bin alem ondan feyz alır.  SELEVATI ŞERİFE İman ve islam nimeti ne güzel bir şereftir.Bizi bu şeref ile şereflendiren Allahu Tealaya hamd eder.Sevgili Peygamberimiz Muhammed Mustafa(s.a.v)me ehli beytine ve ashabına selatü selam ederim.Kainatta meydana gelmiş en büyük inkilabı

gercekleştiren efendimizin yürükleri titreten mubarek ismi şerifini duydugumuzda büyük bir hürmet ve sevgi ile selatü selam getirmek,ona karşı olan bağlılıgımızın bir gereğidir.Eğer bu vesile ile Rabbimin rızasını kazanır ve eşsiz Resulunü hoşnut edersek bizim için büyük bahtiyarlık olacaktır.Rabbim bizi bu nurlu yoldan ayırmasın. Şeytan çok ibadetlere el uzatır,lakin selavatı şerife öyle deyildir.Ona kathiyyen dokunamazlar çünkü Peygamberimizin ruhaniyeti,selevatı şerife getirilen yerlerde bulunur.Selevatı şerife dünya ve ahiret işlerinin cümlesine kafidir.Selevatı şerifelerin en faziletlileri Peygamber efendimizin öğrettikleridir.Selevatı şerife getirmenin faziletlerine dair bir kaç hadisi şerif mealini sıralayalım.Selevatı şerife dünya ve ahirette derecesini yükseltir.Onu büyük bir nur sahibi kılar kazancı en bol bir ticaret kaynagıdır.Ehlullah hep bu sayede Ehlullah olmuşlardır. Kim üzerime bir defa salavat getirirse Allahu Teala o kimsenin on günahını giderir.10 sevap yazar ve 10 derecesini yükseltir.10 köleyi hürriyetine kavuşturmuş kadar ecre nail olur.Bana bir defa selevat getirene Allahu Teala 10 defa rahmet eder.100 defa getirenin 2 gözü arasına munafıklıktan ve cehennemden beri oldugununa dair beraat yazılır.Kıyamet gününde ise Allahu Teala onu şehitlerle birlikte iskan eder.Yer yüzünde Allahu Tealanın vazifeli melekleri vardır.Onlar ümmetimin getirdikleri selamı bana ulaştırırlar.Kıyamet gününde insanların bana yakın olanları,üzerime en çok selevat getirenlerdir.Kabrimi bayram yerine çevirmeyin üzerime selevat getirin,Zira nerede olursanız olun getirdiginiz selatü selam bana ulaşır.Yanında anıldığım halde üzerime selevat getirmeyen kimsenin yüzü yere sürtülsün hakarete uğrasın.Peygamberimiz(s.a.v)buyurdu.İsmimi duyunca selevat getirmeyen insanların en cimrisidir.Üzerime selevat getirmeden,dagılan bir topluluk pişmanlık duyacaktır.3 kişi yüzümü göremeyecektir.Ana ve babasına isyan eden,sünnetimi terk eden,üzerime selevat getirmeyen.Üzerime selevat getirmeyi unutan cennetin yolunuda unutmuştur.Adımı duyupta bana selevat getirmeyen bana cefa etmiştir.Üzerime selevat getirirseniz Allahu Tealada sizin üzerinize selevat getirir.Allahu Teala buyurdu bir defa selevat getirene ben ve meleklerim 10 defa selevat getiririz.Dua ile sema arsında bir engel vardır.Üzerime selavat getirilince engel açılır dua yerine ulaşır.Cuma günü ve geceleri üzerime 100 defa selevat getirenin Allahu Teala 30 dünyaya 70 ahirete ait olmak üzere 100 hacetini kabul eder.Sünnetimi ihya eden üzerime selevat getiren,darda kalanlara yardımda bulunanlar kıyamet gününde arşın gölgesinde olacaklardır. Sırat üzerinde kalmış,hurma gibi tir tir titrenyen bir adam gördüm o anda üzerime getirdigi selevatı şerife gelip onu durumdan onu kurtardı.

Dün gece acayip bir şey gördüm adamın biri sırat üzerinde düşüp kalkıyordu o anda üzerime getirdigi selevat geldi.Elinden tutugu gibi sırattan geçirdi.Meclislerinizi selevat ile süsleyiniz kıyamet günü büyük ecir almak isteyen üzerime selevat getirsin.Cuma günü üzerime 80 defa selevat getirenin 80 senelik günahı af olur.Karşılaşan 2 mümin selevat getirerek musafaha(tokalaşmak)ederlerse geçmiş ve gelecek günahları bagışlanır.Üzerime 100 defa selevat getirene,Allahu Teala 1000 defa rahmet nazarıyla bakar.İştiyakla daha fazla getiren için kıyamet gününde şefaat ve şahitlik ederim.Üzerime bir günde 1000 selevat getiren kimseye cennetteki makamı gösterilmeden ölmez.Cuma günü üzerime 100 defa selevatı şerife getiren kimse kıyamette öyle bir nur ile gelecektirki eger o nur bütün mahşer ehline taksim edilse hepsine yeter.Ömrünü boş yere heba eden kişi kaybettigi zamanı telefi etmek için selevatı şerife ile meşgul olmalıdır.Eger bütün ömrünü ibadetle geçirmiş olsan ve sonra bir defa selevatı şerife getirsen getirdigin selevat bütün ibadetlerinden daha agır gelir.Çünkü sen kendi güçün nisbetinde selevat getirmektesin Allahu Telada rububiyeti hesabıyla senin bir selevatına karşılık sana 10 selevat getirmektedir.yani Allahu Teala sana 10 defa rahmet nazarıyla bakmaktadır.Allahu Tealanın kuluna nazarı rahmeti insin,cinsin ibadetinden daha hayırlıdır.Çünkü AllahuTeala kuluna bir defa rahmet ile nazar edince o kul azaba dücar olmaz.Allahu Teala perşembe günü ikindi vakti melekleri selevatı şerife getirenlerin isimlerini yazmak üzere yer yüzüne gönderir.Cuma günü ve gecesi selevat getirmeyi ihmal etmemelidir.  NAMAZDA TESBİH ÇEKMEKPeygamber efendimiz(s.a.v)namazdan sonra selaten tüncina ve ayetel kursi okuyup sonra tesbihleri çeken kimse cennete girdi buyurdu.Rüku ile secde arasında belini ve sırtını doğrultmayan kimseye kıyamet gününde Allahu Teala bakmaz.Secdenin 2 olasının sebebi Hak Teala şeytana bir secde et diye emir etti.Emrini tutmadı kafir oldu.Bunun için insanlara bir secde daha emir olundu.Bazıları derlerki secdenin biri insanın halk oldugu için.Biri dahi yine toprak olacagına işarettir.Peygamberimiz arşı alaya çıktıgında meleklerin bir kısmı hep secdede idi Peyganberiz gelince başlarını secdeden kaldırdılar,sonra tekrar secdeye vardılar,bunun için namazda 2 secde yapılır. Peygamber Efendimiz(s.a.v)namazdan sonra 33 Süphanallah,33 Elhamdülillah,33 Allahuekber diye mutlaka tesbih çekmelidir buyurmuştur.Çünkü namazdaki hatalara yanılma secdesi yapınca hatalar örtülür  yani yamanır.Fakat namazdan sonra tesbihleri çekersek namazdaki hatalar silgiyle silinmiş gibi silinir.buyurmuştur.  Namazda okudugumuz tesbihlerin manaları:1-Semiallahu limen hamideh:Allahu Teala kulunun hamdini işitir ve kabul eder.2-Rabbena lekel hamd:Ya Rab hamd ancak sana mahsustur,kulunun hamdi ve methü senası sana munhasırdır.

3-Süphane rabbiyel azim:Tesbih ve taktis ederim.Çok büyük olan Rabbime ve belimi ancak sana tazim için egerek zilletimi izhar eylerim.4-Süphane rabbiyel ala:Tesbih taktis ederim çok yüce,olan Rabbimi ve en kıymetli uzvum olan başımı sana tazim için huzurunda yere koyar kendimi zelil ve hakir görür ve seni yüceltirim.Kul böyle deyince Hak Teala meleklerine buyurur.Benim kulum sadık ve ben alayım ve herşey benim kudretim altındadır.Ey meleklerim,siz şahit olunuz kulumu mağfiret ettim.Cennetime koydum.Bu tesbihi ilk defa söyleyen Mikail Aleyhisselamdır.Bu tesbihi namazda söyleyen kimseler ölünce mikail Aleyhisselam onun kabrini kıyamete kadar ziyaret eder.Ve o kula şefeattici olması için Allahu Tealaya niyazda bulunur.Cenabı Hakta onu şefaatci kabul buyurur.Resulullah(s.a.v)bu tesbihin sevabını Cebrail(a.s)sormuş ve bu tesbihi,namazda ve namaz haricinde okuyan kimselerin sevabı dağlardan kursiden ve arşı aladan daha ağır gelir buyurmuştur.5-Esselamü aleyküm ve rahmetullah:Allahu Tealanın rahmeti,selameti,saadeti,lutfu ve inayeti senin üzerine olsun.Sağ tarafa selam verirken sağ taraftaki meleklere,sol tarafa selam verirken soldaki meleklere ve cemeate selam verdiğini hatırlamak lazımdır.Yalnız kılanlar için melekleri hatırlamak luzumlu ve ehemmiyetlidir.Çünkü kiramen katibin meleklerine  ve diğer meleklere selam verme meleklere iman hakkındaki imanımızı takviye eder.6-Allahümme entesselamü ve münkes selamü tebarekte yazel cellali vel ikram:Allahım selamet verici sensin,selamet sendendir,büyüksün,büyüklük ve ikram sahibi olan rabbimiz.  DUA ETMEK Dua ettimde kabul omadı demediğin müddetce duan kabul olur.Dua:ihtiyacın anahtarıdır.İhtiyaç sahibi olanların istirahat mahallidir.Sıkıntı sahiplerinin sıgındığı yerdir.Dert ve hacet sahibi olanların nefes aldıkları yedir.Resulullah(s.a.v)kader tedbir ile,sakınmakla deyişmez.Fakat kabul olan dua o bela gelirken korur.Duanın kazayı def etmesi de kaza ve kaderdir.Kalkanın oka siper ve suyun,otun yetişmesine sebe oldugu gibi duada Allahu Tealanın merhametinin gelmesine sebebtir.Buyurmuştur.Bir hadisi şerifte kazayı muallakı hiç bir şey deyiştiremez,yalnız dua deyiştirir ve ömrü yalnız ihsan,iyilik artırır.Buyurdu. Kaza Allahu Tealanın takdirinin yani kaderinin levfhi mahfusda yazılmasıdır.Bir kimseye takdir edilen bela kazayı mullak ise,yani o kimsenin dua etmeside takdir edilmiş ise,dua eder.Kabul olununca belayı önler.Eceleli kazayıdaiyilik etmek geceçiktirir.Fakat eceli müsemma deyişmez.Eceli kaza:Bir kimse eğer iyi iş yapar,yahut sadaka verir,haç ederse ömrü 60 sene,bunları yapmazsa 40 sene diye takdir edilmesi gerekir.

Vakit tamam olunca eceli bir an geçikmez.Birinin 3 gün ömrü kalmışken akrabasını Allah rızası için ziyaret etmesi ile ömrü 30 sene uzar.30 sene ömrü olan kimsede akrabasını terk ettigi için 3 güne iner. Hadisi şerifte buyrulduki.Allahu Teala katında duadan daha kıymetli birşey yoktur.Allahu Teala kendinden istemiyene gazap eder.Dua müminin silahıdır.Dua dinin diregidir.Dua göklerin ve yerin nurudur.Rabbini anan ile anmayan kimsenin durumu,diri ile ölünün durumu gibidir.Kimi şiddetli sıkıntı zamanlarında,Allahu Tealanın duasını kabul etmesi,sevindirirse geniş zamanında çok dua etsin.Duaya başlarken(süphane rabbiyel alliyyil ağlel vehhap)demeli.Bşında ve sonunda selevat getirmelidir.Herkim rızkının bollaşmasını ecelinin tehirini dilerse sılayı rahim yapsın. Af:Bir günaha ceza vermemek ve onu silmektir.Mağfiret:ise tamamen örtmek demektir. Duanın kabul olduğu zamanlar:Duanın,şu vakitlerde daha çok kabul oldugu ümit edilir.1-kadir gecesi   2-arife günü3-ramazan ayında   4-cuma günü5-cuma gecesi   6-gece yarısı7-gecenin ikinci yarısında 8-gecenin ilk üçte birinde9-gecenin son üçte birinde10-seher vaktinde   11-cuma saatlerinde(bu saatin vakti imamın hutbede minbere oturması ile cuma namazı eda edilmesine kadar olan zamandır)denilmiştir.Resulullah(s.a.v)buyurduki.imamın minbere oturmasından selam vermesine kadar müddettir,ezan ile kamet arası Allah yolunda cihat etmek için saf tuttugu sırada harp kızıştıgı zaman,farz namazından sonra secdelerde.Dualar kabul olur.Resulullah (s.a.v)kulun Allahu Tealaya en yakın oldugu vakit secde ettigi vakittir,o halde secdede iken çok dua ediniz,yağmur yağarken çarşamba öğleden sonra duaların kabul oldugu vakitlerdir. Duanın kabul olduğu yerler:1-tavafta2-müzdelifede3-haceril esvetin bulundugu yerle,kabenin kapısı arasında4-altın olugun altında5-kabeyi muazzama ve onun içinde6-zemzem kuyusunun yanında veye zemzem içerken7-sefa ile merve arasında8-makamı ibrahimde9-tavaf namazından sonra10-arefe günü arafatta11-minada şeytan taşlama anında

12-bayram gecesi Akıllı kişi,zorlukları başından def etmek için Allahu Tealaya dua ve niyazda bulunmalı ve günah üzere ısrar etmemelidir,çünkü günaha devam etmek belaya düşmenin sebebidir.Her karanlık ancak nefsi emmarenin karanlıklarından gelmektedir.  Herhangi bir müslümanın,kendisinde bir günah ve sılayı rahimi kesmekle ilgili bir susus bulunmayan bir dua yaparsa,mutlaka Allahu Teala ona 3 şeyin birini verir.Ya kendisi için duası tacil olunur(kabulunun eseri çabuk görülür)veya o (duanın sevabını)kendisi için ahirete saklar,yada o kişiden duası kadar bir kötülüğü çevirir.Yada o dua sebebiyle o kişinin geçmiş bir günahını bağışlar.İfadesi yer almaktadır ki böylece duanın kabulü için 4 vecih açıklanmıştır.Dolayısıyla bir muradının hemen olmadığını gören kimse acelecilik ederek,duasının red edildigini sanmasın.Çünkü darlıgın ve ümitsizliğin şiddeti anında,Allahu Tealaya sığınmak aç olan insanın,gıdayı arzulaması gibi beşerin fıtratında,(insanın yaratılışında)bulunan gizli bir duygudur,fıtratı tamamen bozulmamış ve çamudan gelen saflığı son derece kokuşmamış olan kimseler,din meselelerinde batıl talim(yanlış öğreti)lerin kurbanı olmazlar.   Mevla Teala duanın evvelinde methu sena edilmesinin gerektiğini öğretmek için tekbir getirdikten sonra dua edenlerin dualarının kabul edilicegini beyan etmek üzere(bakara suresi 186.ayetinde)buyuruyorki.Ve (habibim) kullarım sana benden (benim yakınlığımdan,uzaklığımdan) sordukları vakit(sen deki)şüphesiz ben çok yakınım.Dua edicinin duasını,bana dua ettigi vakit kabul ederim.Öğleyse (ben onların dualarına,icabet ettigim gibi onlarda)bana icabet etsinler(davetime koşsunlar)ve bana iman (da devam)etsinler.Taki rüşte (hakka,hidayete)ulaşmış olalar. Şu mesele bilinmelidirki:duanın kabul edilmesi Mevla Teala hazretleri tarafından sadık bir vaat (doğru bir söz)dür.Herkim,bir hacet için dua edipte o onda kabulünü görmezse,onun sebebleri vardır.Ve zaten duanın kabul edilmesi kulun:Ya Rabbi ey Rabbim dediğinde Mevla Teala Hazretlerinin  leb beyk abdi,buyur kulum demesidir.Bu ise,her dua eden mümin hakkında vaat edilmiş bir gerçektir.Lakin dua edenin hacetinin görülmesi bazı kere o anda olur bazen uzun zaman sonra olur,bazende ahirette olur.Bazı kere hayır,onun duasının kabul edilmemesinde olur. Duanın kabulü 3 şeye bağlıdır.1-kazaya muvaffık (Allahın takdirine uygun olması)2-o kimse hakkında duanın hayırlı olması3-istenilen şeyin muhal (imkansız)olmamasıDuanın kabulu için edeplerine ve şartlarına riayet lazımdır.Bu şartların hepsi bulunarak dua edildiğinde kabul olma yönü fazlaysada kabulü Allahu Tealanın dilemesine bağlı olup kesin deyildir.Gerçi Cenabı Hak bu ayeti kerimede ve benzerlerinde duayı kabul edecegini,mutlak(kayıtsız)olarak zikir etmişsede diğer aayeti kerimelerde duanın kabulünü,dilemesine bağlamış oldugundan Allahu Teala üzerine kabulü vacip deyildir.Binan aleyh ister kabul eder ister etmez. 

Bununla beraber,dua etmek ibadetin ta kendisidir ve ahirette sevabı vardır.Ve kabulü ani olmadıgından,istenilen şeyin bir müddet sonra verilmesi umuldugu gibi duası miktarı o kimsenin üzerinden bir şerrin define (kötülüğün kaldırılmasına)sebeb olması veya bilmediği bir yönden duasının eserinin hasıl olması ihtimaline binaen hiç bir duaya kabul olmadı nazarıyla bakılamaz,zira insan,istediği şeyin hasıl olup olmamasında ne gibi hikmetler oldugunu bilemez. Buyrulmuşturki dua gök kapılarının anahtarıdır,bu anahtarın dişleri ise helal lokmadır.Nitekim ebu hüreyre (r.a)rivayet edilen bir hadisi şerifte,Efendimiz(s.a.v)lem ey insanlar şüphesizki Allah(c.c),tayyip(temiz)dir.Tayipten başka birşey kabul etmez.Allah(c.c),müminlerede Resullere emir ettiği şeyleri emir ederek:Ey Resuller helal olan şeylerden yiyin ve salih amellerde bulunun çünkü ben sizin yaptıklarınızı pekala bilirim (başka bir ayette)ey iman edenler size verdiğimiz rızıkların helal,hoş olanlarından yiyin buyurmuştur dedi. Sonra şunları söyledi:Bir kimse(hak yolunda)uzun sefere çıkar,saçları dağılmış toza,topraga bulanmış bir halde,ellerini semaya uzatarak Ya Rabbi,Ya Rabbi,Ya Rabbi diye dua eder,halbuki yediği haram,içtiği haram,giydiği haram(hasılı)kendisi haramla beslenmiş olursa böylesinin duası nasıl kabul edilir. Bir ayeti kerimesindede Mevla Teala Hazretleri dua ederek kendisini isteyenleri kabul edecegini ve kendisine kavuşturacagını vaad etti.Ve dua eden,bana dua ettiği (beni aradığı)vakit onun duasını kabul ederim buyurdu.  Haberde gelmiştirki:küfede bir takım duası makbul insanlar vardı,ne zaman bir vali musallat olsa onlar beddua eder,valide helak olurdu.Haccacı zalim,küfenin idaresini ibni mervandan teslim alınca,bu adamların kendisine beddua etmesinden korkarak bir hile düşündü.Onları ziyafete çağırdı,onlar bu ziyafeti kabul edip,haccacın yemegini yediklerinde,haccac:bunların karınlarına haram lokma girdiği için beddualarından kurtuldum dedi.O halde dua eden,nefsini beşeri sıfatlardan ve kötü huylardan tertemiz etmelidir.Çünkü bunlar,dua yolunu kesiçidir.Kalbinide nefsani ve ruhani olan insanı alakaların kirinden temizleyip,zikrin nuruyla parlatmalıdır.Çünkü bunlar,Allahu Tealaya yaklaşma sebebleridirki,duayı Allahu Tealaya yükseltirler. Nitekim Allahu Teala:güzel kelimeler(tevhid,zikir ve dualar)ancak ona yükselir,onu (güzel kelimeleri)de ameli salih(iyi amel ve hareket)yükseltir.Buyuruyor(fatr suresi 10 ayet)Ruhunuda Allahu Tealanın gayrine iltifat etme kirinden temizleki,mevlanın lutfuna mazhar olasın.Sırrını (içini)de dua esnasında sadece Allahu Telaya yönelerek ve hak Tealadan:Haktan başka birşey istemeyerek şirk bulaşıklığından temizler taki Allahu Teala duasını kabul etsin ve ümidini boşa çıkarmasın. Zebur kitabında Mevla Tealanın şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:kulum bana itikat et (beni doğru bilip öğlece inan)aranacak benim,beni ara,beni bulursun,benden başkasını ararsan beni bulamazsın.Rahman(seni herşeyden çok acıyan),benim,beni ara,beni bulursun Mevlanın gayrinden kaç hakka gidelim,cemali ba kemali seyredelim. 

Bir ayeti kerimesindede Mevla Teala Hazretleri dua ederek kendisini isteyenleri kabul edecegini ve kendisine kavuşturacagını vaat etti.Ve dua eden,bana dua ettiği (beni aradagı)vakit,onun duasıyım kabul ederim buyurdu.İşte bu şartlardan bazısını yerine getirmeyenler,icabete (kabule)layık olmazlar. Namazın rukünlerinden birini bozanın namazı kabul olunmadığı gibi,ancak cebbar olan Allahu Teala Hazretleri kulların amellerinde bulunan bütün hata ve noksanları telafi eder,gerçekten Allahu Tealanın kullarına olan fazlu keremi(iyiliği),onların amellerinden öncedir.Ve o istemeden verendir. Ebu hureyre(r.a)rivayete göre:Resulullah (s.a.v)şöyle buyurmuştur.Sakın sizin biriniz Ya Allah dilersen beni mağfiret eyle,Ya Allah dilersen bana rahmet eyle diye dua etmesin.İstemeyi azim ve kattiyetle(kesin bir ifade ile)yapsın.Çünkü şüphesiz Allah(c.c)hiçbir zorlayıcı yoktur. Ebu hureyre(r.a)rivayete göre:Resulullah(s.a.v)buyurduki.Allahu Tealaya kabul edileceginden emin olduğunuz halde dua ediniz,bilinizki şüphesiz Allahu Teala gaflet ve oyun içinde olan kalpden dua kabul etmez. Selmanı farisi(r.a)rivayette:Resulullah(s.a.v)şöle buyurdu.Şüphesiz Allahu Teala çok çok hayırlı ve çok çömerttir.Kişi ona ellerini kaldırdıgı zaman,onları boş ve nasipsiz olarak çevirmekten haya eder.   Süleyman(r.a.)rivayet edilen bir hadisi şerifte Resulullah (s.a.v)kazayı(kaderi)ancak dua red eder(geri çevirir)ve ömrüde ancak iyilik artırır.Enes ibni melik(r.a.)rivayete göre Peygamberimiz(s.a.v)dua yapmaktan aciz olmayın çünkü dua ile beraber,kimse helak olamaz.Buyurdu.Hz Ali(r.a)rivayete göre Peygamberimiz(s.a.v)dua müminin silahı dinin diregi,göklerin ve yerin nurudur buyurdu.İbni ömer(r.a)rivayete göre Resulullah(s.a.v)dua(gökten)inen ve inmeyen(başa gelmiş ve gelecek)her şeye yarar.Ohalde,ey Allahın(c.c)kulları duaya devam edin buyurdu.Hz Ayşe(r.a)rivayet edilmiştirki,Resulullah(s.a.v)hiç bir sakınma kaderden bir şey def edemez(tedbir takdiri bozamaz)ama dua başa gelen ve gelmeyen her şeye yarar.Şüphesiz bela (gökten iner).(yerden yükselen)dua onu kapar ve kıyamete kadar çarpışırlar.(dua belanın inmesine engel olur)buyurdu.Resulullah (s.a.v)dua ibadetin özüdür buyurdu. Cabir ibni abbas(r.a)rivayete göre,Peygamberimiz(s.a.v)şöle buyurdu:Allahu Teala kıyamet günü mümin kulunu (huzuruna)çağıracak(mekandan münezzeh oldugu halde)önünde durdurur ve (ona)ey kulum şüphesiz ben sana,bana dua etmeni emir etmiş ve kabul edecegime söz vermiştim sen hiç bana dua edermiydin buyurdu oda evet yarabbi der,bunun üzerine (Mevla Teala)dikkat et muhakkak sen bana ne dua yaptıysan mutlaka ben onu kabul ediyorum,başına gelen bir sıkıntıdan dolatı onu senden açmam için falan gün bana dua etmiştin de ben (o sıkıntıyı)senden açmıştım ya (hatırlıyormusun)buyurur.(kulda)evet Yarabbi der.(Allahu Teala)işte ben onu sana

dünyada peşin vermiştim.falan günde sana konan bir dertten dolayı onu senden kaldırmam için bana dua etmiştinde bir rahatlık görmemiştinya (diye sorar kulda),evet yarabbi der.O zaman ben ona karşılık cennete sana şunları,şunları hazırladım buyurur. Resulullah(s.a.v)buyurduki, mümin kul,Allahu Tealaya ne dua ettiyse mutlaka Allahu Teala istedigini ya dünyada kendisine verildigini veya ahirette onun için (büyük dereceler)hazırladıgını ona açıklamadıgı bir dua bırakmaz.İşte o zaman mümin kul isteklerinden hiç birinin dünyada verilmemiş olmasını temenni edecektir. Abdullah ibni hureyden rivayet edilen hadisi şerifte şöle buyrulur.Sizden hiç biriniz yokturki,Rabbisi onunla kendisi arasında bir perde ve tercuman olmadan konuşmuş olmasın yani herkesle Allahu Teala perdesiz ve bir aracı olmadan konuşacaktır.Malını Allahu Teala yolunda harcıyanların(karlarının)hali,yedi başak bitiren ve her başakta 100 tane bulunan birtek tohumun hali gibidir.Allahu Teala dilediğine kat kat verir ve Allahu Teala vasi(ihsanı bol olan),alim (hakkıyla bilendir).    ANNE VE BABAYA İYİLİK ETMEK Mevla Teala ana baba hakkını büyük tutmuştur.Şöyleki:Kuranı kerimin bir çok yerinde onların hakkını kendi hakkıyla beraber zikir etmiştir(anmıştır).Çünkü yaratmak Mevladan,terbiye(yetiştirmek)ise,ana ve babadandır.Ülema şöyle demişlerdir:Kuranı kerimin bir çok yerinde 3 şeyle birlikte beraber zikir edilmiştirki,biri olmadan diğeri tam olarak kabul edilmez.(bakara suresi 83)1-Söyleki,Allahu Tealaya itaat edin Resulünede itaat edin.Yani resulullaha itaatsiz(onun emirlerini tutup yasaklarından kaçınmadan),Allahu Tealaya itaat kabul deyildir.(nur suresi 54)2-Ey insan bana ve ana babaya şükür(teşekkür)et yani ana babasına teşekkür etmeyen,Allahu Tealaya şükür etmiş sayılmaz.(lokman suresi 14)3-Namazı hakkıyla kılın,zekatıda verin yani zekat vermeyenin namazı tam makbul olmaz.(bakara suresi 43) Anaya babaya iyilik etmek:Onlarla iyi geçinmek,onlara karşı tevazulu(alçak gönüllü)olmak şer-i şerife muhalif(dine zıt)olmayan emirlerini tutmak,sevdiklerini ziyaret etmek ve eger müminseler,öldükten sonra mağfiret olmaları(af edilmeleri)için,onlara dua etmek gibi iyiliklerden ibarettir.Anaya babaya iyilik etmenin faziletiyle isyan etmenin kötülüğü hakkında birçok hadisi şerif vardır.Bunlardan bir kaçını zikir edelim. Abdullah İbni Amır(r.a)rivayete göre:Resulullah(s.a.v)şöle buyurdu;Rabbin rızası ana babanın rızasındadır.Rabbin gazabı ana babanın gazabındadır.Ebud Derha(r.a)rivayete göre:Resulullah(s.a.v)şöyle buyurdu:Ana baba cennet kapılarının tam ortasıdır.İstersen o kapıyı muhafaza et istersen zayi et.Abdullah İbni Amırdan(r.a)rivayeye göre:Resullah(s.a.v)şöyle buyurdu;söz taşıyan,(ana babasına)karşı gelen ve içki içmeye devam eden kişi cennete giremez. Ana ve babasına karşı gelen evlada,Allahu Teala tarafından şöle nida edilir.

Sen diledigin kadar ibadet yap.Onlara asi olduğun müddetçe ben seni kathiyen affetmem.Baba ve anasına iyilik edip onların rızasını alanada Allahu Teala şöle nida eder:Sende istediğini yap deyilmiki sen onlara iyilikte bulunursun.Bende seni af edecegim.Peygamberimiz(s.a.v)buyuruyor:Kuranı okuyupda onunla amel etmeyen onu okumamış sayılır.Ana babasına sert gözle bakan onlara iyilik yapmamış olur.İşte ne benim,ne de onların birbirimizle hiç alakası yoktur.Yine efendimiz(s.a.v)buyurdu:Ana babasına iyilik eden kimse istedigini yapsın o kathiyyen cehenneme girmeyecektir.Onlara isyen edende istedigi kadar ibadet yapsın.Oda cennete girmeyecektir.Efendimiz(s.a.v)buyurdu:Hiç bir evlat yokturki;babasına merhamet ile baksında Allahu Teala onun her bakışına karşılık,kabul olunmuş bir haç sevabı vermesin.Bunun üzerine efendimize sordular:hergün yüz defa baksadamı evet,Allah(c.c.)daha çoğunu ve güzelini vermeye kadirdir.Efendimiz(s.a.v)buyurdu:Ana ve babasının kabrini ziyaret eden kimseye Allahu Teala kabul olunmuş bir haç sevabı verir.Ana ve babasının kabirlerini çok ziyaret edenlerin kabirlerinide,melekler ziyaret ederler. Efendimizin(s.a.v)şu hadisini iyi dinle kardeşim baba ve anasına karşı gelene Allahu Teala lanet etsin,baba ve anasına duada bulunmayanın rızkı kesilsin.  Görüldügü gibi Allahu Teala Hazretleri bu ayeti celilede kendi hakkından sonra ana babaya iyiliği zikir etmiş,peşinden de akraya iyiliği katmıştır,hadisi şerifte gelmiştirki Resululah(s.a.v)şöyle buyurdu;Rahim,Rahman isminden alınmıştır Allahu Teala(rahme hitap ederek)şöyle buyurdu.Seni ulaştıranıulaştırırım,keseni ise keserim.Yani akrabayı taallukatı arayıp soranı,bütün hayırlara muvaffak eder,bunu terk edeni ise,bütün hayırlardan mahrum ederim. Enes İbni Malik(r.a)rivayete göre,Resulullah(s.a.v)herkim rızkının genişletilmesini ve ömrünün uzatılmasını isterse sılayı rahim yapsın.(akrabasını ziyaret etsin). İmamı Tavus(r.h)kız kardeşlerinin ihtiyaçlarını görmeyi,Allah yolunda cihattan üstün tutardı. ORUÇ BAHSİ Ey iman etmiş kullar oruç sizden evvelki (ümmet)lere yazıldıgı(farz kılındığı)gibi sizin ümmetlerede yazılmıştır.Taki sakına bilesiniz,(nefsinizi haramlardan koruyup müttekilerden olasınız.)Savm,siyam:oruç lugatta,nefsi,meylettiği(arzu ettigi)şeylerden imsak etmektir,yani o şeyleri yapmaktan kendini tutmaktır.Şeran ise:mükellef(akıllı,buluğa ermiş ve sair şartlar kendisinde mevcut olan)bir insanın,bütün birgün imsak(sabahın başlagıcından)gurub(güneşin batışına)kadar,nefsini(kendini)yemek içmek ve cima(cinsi münasebet)den oruç niyetiyle men etmesi(tutması)dır.Bu avam(sıradan müminlerin)oruçudur.Havas:(hususi kulların)oruçu ise,bütün haramlardan vaz geçmektir.

Ehassul havas:(en hususi kulların)oruçuda Mevla Tealadan gayri herşeyden vaz geçmektir. Resulu Ekrem(s.a.v),hicretin başında,her 3 gün,birde aşure(muharremin 10 cu)günüde nafile olarak oruç tutmalarını eshabı kirama tavsiye buyurmuş.Hicretten bir buçuk sene sonra,şaban ayının 10 cu gününde ramazan ayının farziyeti kendine beyan olunmuştur. Kazi beyzavinin buyuduğuna göre,müslümanlar üzerine oruçun farz oluşu(bakara suresi 183. ayeti) ile sabit olduğu gibi,Adem(a.s)dan beri bütün peygaamberler ve ümmetler üzerine oruçun farz kılındıgı ve bütün şeriatlarda tain edilmiş eski bir ibadet oldugu meydana çıkmıştır.Fakat bilahare yahudi ve hıristiyanlar,mükellef oldukları oruçların günlerini,sayılarını ve şartlarını deyiştirmişler,perhis vesair isimlerle uydurma törenler ortaya koymuşlardır.Allahu Teala Hz,bu ümmet üzerine oruçun farz edilişini kuvvetlendirmek,iman ehlini oruca teşvik,nefislerini tatmin(rahatlatmak)için,oruçun geçmiş ümmetlerde farz kılındıgını beyan buyurmuştur.Çünkü oruç,insanların nefislerine zor ve agır gelen bir ibadettir,zor olan bir şeyin ise herkese farz olması kalpleri rahatlandırır. Bilinmelidirki,bütün insanların çalışmaları 2 şeye bağlıdır.1 yemek içmek arzusu,2 şehvet gücü,oruçun bu 2 arzuyu kırarak insanı takvaya sürükleyeceginden şüphe edilmemelidir.Oruçta manevi sevap ve günahlardan korunma gibi bir takım faydalar bulunduğu gibi maddi olarakta insan vücudunu tasfiye(arındırma)ve bazı hastalıklardan korumakda orucun faydalarındandır.Zira oruçtaki perhizin mideyi sağlamlaştırdığı herkesin mağlumudur.Ramazanı şerif ayına şehri siyam,ramazan bayramınada imsaka nihayet vedigi için iydi fıtr denilir.Buna şeker baayramı demek doğru deyildir. Oruçlar,farz,vacip,nafile ve mekruh diye nevilere(bölümlere)ayrılır.Farz ve vacip oruçlar:Şöyleki ramazanı şerif oruçu belli bir farzdır,kazaya kalan ramazanı şerif oruçları ile kefaret olarak tutulacak oruçlar ise,belli olmayan birer faarzdır.Bunlar,istenilen mubarek(oruç tutulması serbest)günlerde tutulabilir.   Belli bir günde oruç tutulması adanılan bir oruç,belli bir vaciptir.Belli olmayan bir gün,bir hafta,bir ay tutulması adanılan bir oruçda belli olmayan bir vaciptir.Hayız ve nifas halinde bulunan kadının oruç tutmasıda caiz deyildir.Ramazanı şerif oruçunu daha sonra kaza etmesi gerekir.Hak Tealanın rızası için tutulacak nafile oruçlarda sünnet,müstehap ve mendup diye anılırlar,aşure günü ile beraber ondan bir evvel ve birgün sonra tutulan oruçlar müstehapdırlar. Eşhuruhurun(hürmetli aylar)denilen zil kade,zilhicce,muharrem ve recep aylarının perşembe,cuma ve cumartesi günlerinde ve zilhiccenin evvelinden 9 günde tutulacak oruçlarda müstehapdır.Ramazan bayramının birinci günü ve kurban bayramının 4 günüde tutulacak olan oruçlar,tahrimen (harama yakın derecede)mekruhtur.Çünkü o günler,Allahu Telanın kullarına birer ziyafet günüdür.Bu ziyafetten kaçmak dogru değildir.Bununla beraber bugünlerde tutulan oruçlar,yine oruçtur.Şu kadarı varki bozulursa kazası lazım gelmez.Zira caiz olmayan bir şeye başlanmıştır.

Nevruz denilen ilk bahar gününde,mihrican denilen sonbahar gününde kasten tutulan oruçlar,tenzihen(günaha yakın derecede)menduptur.Çünkü bu günlere tazim edilmiş gibi olur,halbuki bunlara tazim haramdır.Ancak kişinin adet ettiği bir sünnet oruçu bu günlerden birine rastlasa bu mekruh olmaz.Yalnız cuma veya yalnız cumartesi gününde bilhassa aşure günü denilen muharrem ayının yalnız 10 cu günü tutulan oruçta tenzihen mekruhtur. Kefaret oruçlarının sebebi:mahiyetine göre deyişir.Mesela ramazanı şerife ayit kefaretin sebebi,bu oruçu bir isyan eseri olarak kasten bozmaktır.Nafile oruçlarını dinen mecbur edecek bir sebeb yoktur.Bunlar yalnız Allah rızası ve sevap kazanmak için,isteyenlerin tutacakları oruçlardır.Ebu hureyre(r.a)rivayet edildiğine göre,Resulullah(s.a.v)şöyle buyurdu:Herkim Allah yolunda(2 sıgır,2 koyun,2 dirhem gibi)çift sadaka verirse,cennet kapılarından;Ey Allahın kulu(buraya gel)bu kapı hayırlıdır diye çağırılır.Çok namaz kılanlar olan kimsede(cennetin)namaz kapısından çağrılır.Cihat ehlinden olan kimsede,cennetin cihat kapısından çağrılır.Oruç ehlinden olan kimse,er Reyhan kapısından çağrılır.Sadaka sahiplerinden olan kimse,sadaka kapısından çağrılır.Bunun üzerine Ebu Bekir(r.a)babam anam sana feda olsun ya Resulallah bu kapılardan çağrılan kimse üzerine bir zarar varmıdır.Bir kişi bu kapıların hepsinden davet olunurmu diye sordu Resullulah(s.a.v)evet hepsinden davet olunur ve ben,senin onlardan olmanı ümit ediyorum buyurdu.Ebu Hureyre(r.a)şöyle demiştir:Resulullah (s.a.v)şöyle buyurdu:Herkim ramazan oruçunu,inanarak ve mükafatını yalnız Allahu Tealadan umarak tutarsa,kendisi için geçmiş günahları mağfiret olunur. Ebu Hureyre(r.a)rivayet edilmiştir,Resulullah(s.a.v)buyurduki:Herkim ruhsatsız ve hastalıksız olarak ramazanda birgün oruçunu yese,bütün bir ömür oruç tutsa da onu ödemiş olmaz.Abdullah ibni amırdan rivayet edilmiştirki,Resulullah(s.a.v)şöyle buyurdu:Oruçla kuran kıyamet gününde kula şefaat edecektir.Şöyleki:Oruç,ey Rabbim ben onu gündüzleri yemekten ve şehvetten men ettim,onun için beni,onun hakkında şefattiçi kıl,diyecek kuranda,ben onu geceleri uykusuz bıraktım,benide onun hakkında şefaatçi kıl diyecek.Böylece ikiside(o kula)şefaat edecekler.Cabir(r.a)rivayet edilen bir hadiste:Efendimiz (s.a.v)şüphesiz oruç kullun kendisiyle cehennemden kurtuldugu bir kalkandır(Allahu Teala Hazretleri)o (oruç),benim içindir ve onun karşılığını ben verecegim.Buyurmuştur.Hz Ali (r.a)rivayete göre:Resulullah(s.a.v)oruç herkimi,canın istediği yemek ve içmekten alı koyarsa,Allahu Teala onu cennet meyvelerinden yedirir ve cennet şarabından içirir. Resulullah(s.a.v)buyurduki:tesbih(suphanallah)terazinin yarısıdır.Elhandülillah teraziyi doldurur.Tekbir(Allahu Ekber)ise gök ile yer yüzünün arasını doldurur.Oruç sabrın yarısı,temizlikte imanın yarısıdır.Herşeyin bir zekatı vardır,bedenin zekatıda oruçtur.

3 şey vardırki onu muhafaza eden Allahu Tealanın gerçekten dostudur.o 3 şeyi zayi edende Allahu Tealanın hakikaten düşmanıdır.(bunlarda)namaz,oruç ve cunupluktan yıkanmaktır.Ebu melik el eşariden(r.a) rivayet edilen bir hadisi şerifte,Efendimiz(s.a.v)şüphesiz cennette öyle bir köşk vardırki içinden dışı dışından içi gözükür.Allahu Teala onu yumuşak konuşan,yemek yediren,peş peşe oruç tutan ve insanlar uyurken geceleyin namaz kılanlara buyurdu.3 dua mutlaka kabul edilmiştir(bunlar)oruçlunun duası,yolcunun duası ve mazlumun duası(haksızlıga uğramış kişinin)duası buyruldu. Vesile ibni eska(r.a)rivayet edildiğine göre,Resulullah(s.a.v)şöle buyurdu: İbrahim (a.s)sayfaları ramazanın ilk gecesi,Tevrat altıncı gecesi,Zebur onikinci gecesi,İncil onüçüncü gecesi,Kuran ı kerim yirmidördüncü gecesi,indirilmiştir.Diğer peygamberlere indirilen sayfalar Tevrat,Zebur,İncil bunların hepsi topdan indirilmiştir.Kuranı kerim ise levfi mafuzdan 1 ci kat semadaki Beytül  İzzet denilen makama topdaan indirilmiştir.Nitekim Allahu Teala Hazretleri(İnnaenzelnahu fihi leyletül kadr)şüphesiz biz onu kadir gecesi(kadir suresi 1 ayet)indirdik.Diğer bir ayeti kerimede(İnnaenzelnahü fi leyletim mubareketin)şüphesiz biz onu mubarek bir gecede indirdik(duhan suresi 2 ayet).Allahu Teala Hazretleri,müşriklerin Efendimiz(s.a.v)le çekişmek üzere ortaya koydukları herbir davanın cevabını zamanı,geldikçe veriyordu. Ve kafir olanlar:Kuran,onun(Peygamberin)üzerine topdan olarak niye indirilmedi,dediler.İşte böylece biz,onu,senin kalbine iyice yerşleştirmek için(parça parça indirdik)ve onu ayet ayet beyan etmekle (tam manasıyla)beyan ettik.Onların sana karşı getirdikleri hiç bir mesel(misal)yokturki(onun karşısında)sana doğrusunu ve daha açığını getirmiyelim.(Mutlaka getiririz,Furkan suresi 32-33 ayetler).İmamı Rabbani Hz.mektubatında şöyle buyuruyor.Bilinmelidirki ramazanı şerif ayı çok büyük bir aydır.Bu ayda,namaz,zikir,sadaka gibi,yaplan her nafile ibadet ramazanın dışında yapılan bir farzı edaya denktir.Bu ayda bir farz eda eden ise,diğer aylarda 70 farz eda etmiş gibidir.Efendimiz(s.a.v)buyurmuşturki:kim bu ayda bir oruçluyu iftar ettirirse,günahları af olur,boynu cehennemden azad olur ve iftar ettirdiği kişinin ecrinden birşey eksilmeden bir mislinide iftar ettiren alır. Teravih namazını eda etmek ve bu ayda kuranı kerimi hatim etmek,sünneti müekke(kuvvetli sünnetler)dendir.ve çok büyük bereketler kazandırır.Allahu Teala,bizi Habibi hurmetine muvaffak eylesin.Amin.    Bu ayda,kölesinin ve işçisinin işini hafifletene Allahu Teala affeder ve cehennemden azad eder.Ramazan ayı girdiginde Peygamberimiz(s.a.v)bütün esirleri salar ve isteyene izin verirdi.Bu ayda hayırlara muvaffak olan kişiye,o senenin tamamında Allahu Tealanın

muvaffak kılması yoldaş olur.Bu ay,huzuru kalp olmaksızın(dağınıklık üzere)geçerse bütün sene dagınıklik üzere geçer.O halde bu ayı ganimet bilerek bunda huzuru kalbi kazanmaya çok çalışmak lazımdır. Allahu Teala,ramazan ayının gecelerinden her birinde cehenneme girmeye layık olmuş binlercesine mağfiret eder ve bu ayda cehennem kapıları kapanır,şeytanlar zincire vurulur,rahmet kapıları açılır.İftarı acele yapıp sahuru geç yapmak sünnetlerdendir.Efendimiz(s.a.v)zorlamaksızın,müslümanları ramazan ayını hakkıyla ifa etmeye teşvikeder ve şöyle buyururdu.Ramazan ayıgirdiğinde,cennet kapıları açılır,cehennem kapıları kapanır,şeytanlar o ayda zincire vurulur.Sana iyilikten her ne isabet ederse o Allahu Tealadandır.Sana kötülükten her ne isabet ederse oda nefsindendir. Ebu Hureyre(r.anh)dan rivayer edildigine göre,Resulullah(s.a.v)şöyle buyurdu:Ümmetime,ramazanı şerif ayında beş haslet(özellik)verilmiştirki,onlar kendilerinden evvel hiç bir ümmete verilmemiştir.Oruçun ağız kokusu Allahu Teala indinde misk kokusundan daaha hoştur,iftar edinceye kadar melekler onlar için istiğfar eder.Allahu Teala hergün cenneti süsler sonra(ona hitaben)yakında salih kulların kendilerinden sıkıntı ve eziyeti atıp sana varacaklar buyurur.O ayda azgın şeytanlar zincire vurulur,binanaleyh başka ayda yaptıklarına o ayda ulaşamazlar.Ramazanı şerif ayının son gecesinde(oruç tutankullar) af olunurlar.O zaman Ya Resulullah o gece kadir gecesimidir,diye sorulunca Efendimiz(s.a.v)hayır lakin çalışan kişiye ücreti,işini bitirdiği zaman verilir buyurdu. İbrahimi Nehai(rahmetullah)buyurduki:Ramazanı şerifteki bir oruç,bin oruçtan bir tesbih diğer aylardaki bin tesbihten,bir rekat namaz diğer aylardaki bin rekattan üstündür. Ebu Sait(r.anh)dan rivayet edilen bir hadisi şerifte,Efendimiz(s.a.v)şöyle buyurdu:Ramazanı şerifin ilk gecesi oldugunda gök kapıları açılır,ramazanın son gecesine kadar hiç bir kapısı kapanmaz.Onun herhangi bir gecesinde(namaz)kılan mümin bir kula mutlaka Allahu Teala Hazretleri,her secdesine karşılık bin beşyüz sevap yazar.Ve ona cennette kırmızı yakuttan bir köşk bina ederki,onun 60 bin kapısı vardır,o köşklerden biride kırmızı yakutla donanmış altındandır.Kul ramazanı şerifin ilk günü oruç tutugunda ogünden,önceki senenin ramazan ayının o gününe  kadar geçmiş günahları affedilir.Ve hergün sabah namazından ogün perdeyle örtülünceye(batıncaya)kadar 70 bin melek onun için istiğfar ederler.Ve ramazanı şerif ayında gece veya gündüz yapmış oldugu her secdeye karşılık kendisi için(cennete)öğle bir ağaç olurki,bir süvari,onun gölgesinde beşyüz sene gider. Cibril Aleyhisselam ramazanın her gecesinde Efendimizle buluşur,gün ağarıncaya kadar veya ramazan ayı çıkncaya kadar Peygamber Efendimiz(s.a.v)kuran ı ona arz ederdi.(yani mukabele okurdu). İbni Abbas(r.anh)tan rivayete göre Resulullah (s.a.v) şüphesiz cennet,seneden seneye ramazan ayı için süslenir ve muhakkak huriler seneden seneye ramazan oruçu tutanlar

için süslenirler,ramazanı şerif girince cennet:Ey Allahım bu ayda kullarından bana nasip ayır der.Hurilerde Ey Allahımız bu ayda bizim için kullarından kocalar kıl derler.Herkim o ayda,bir müslümana iftira atmaz ve sarhoş edici bir şey içmezse Allahu Teala onun günahlarını siler;Ama herkim onda bir müslümana iftira atar ve sarhoş edici birşey içerse Allahu Teala onun bir senelik amelini mahveder.Allahu Teala size kendilerinde yiyip,içip,lezzetleneceğiniz 11 ay tayin etti,kendisi içinde 1 ay ayırdı o halde ramazanı şerif ayında günah işlemekten sakının çünkü o Allah ayıdır buyurdu. Ebu Mesud El Gıfari (r.anh)dan rivayet edildigine göre Efendimiz (s.a.v)eğer kullar ramazanda neler olduğunu bilseydiler,elbette ümmetim bütün senin ramazan olmasını isterdi.Buyurmuştur. İTİKAFİtifaf:bir yerde kapanıp ibadetle,vakit geçirmek.İtikafa giren kimse,gücü yettiği kadar namaz kılar,kuran okur,istiğfar eder ve niyazda bulunur.Kelimeyi tevhid getirir,tekbir getirir,selavat çeker,Allahu Tealanın varlığı,birliği ve kainattaki kudret akışı hakkında tefekküre dalar,başta Peygamber Efendimizin hayatına dair kitaplar olmak üzere dini milli eserler okur.Bu esnada,her türlü lüzumsuz işten uzak durur.Hanifiler itikafı 3 bölümde ele almış ve herbirisinin ayrı bir hükmü olduğunu söylemişlerdir.Buna göre:1-ramazanın son 10 gününde itikafe girmek,kifaye suretiyle sünneti müekkededir.2-adandığı takdirde itikaf yapmak vaciptir.Bu konuda bütün mezhepler müttefikdir.Bir kimse adadığı bir itikafı yerine getiremeden vefatının yaklaştığını hissederse,hergün için bir fidye verilmesini vasiyet etmelidir.3-bu ikisinin haricindeki itikafler müstehaptır.İtikafın askeri müddeti hususundada alimler ittifak etmişlerdir. Ata Bin Ebu Rebah şöyle der:bir kimse hayır murad ederek bir camide oturursa orada kaldığı müddetce itikaf halindedir.Bundan hareketle ecdadımız cami girişlerine neveytül itifak:(itikafa niyet ettim)yazarlarki,insanlar içeri girerken bu şekilde niyet ederek 15,20 dakikalıkda olsa itikaf sevabını alabilsinler. Abdullah İbni Ömer(r.anh)dan rivayete göre,Efendimiz(s.a.v)buyurduki:herkim akşamla yatsı arası kendini,cemaatle namaz kılınan bir mescidde hapseder (orada itikaf eder),ancak namaz ve kuranla konuşur,yani(dünya kelamı konuşmazsa)Allahu Teala Hazretlerine,o kişi için cennete 2 köşk bina etmesi bir hak olurki.O iki köşkten her birinin sahası 100 senedir(ancak 100 senede dolaşılır).Ve o kişi için o iki köşk arasında öyle bir ağaç,vardırki bütün dünya halkı o ağaçı tevaf etseler,elbette hepsini kaplar(bütün dünya halkı onun etrafına sığar).   BÜYÜK GÜNAHLAR VE ŞİRK Hakikatte Allahu Tealanın yasakladığı büyük küçük her türlü günahtan uzaklaşmak icap eder.Çünkü bir işin ne oldugundan ziyade,niçin ve kime karşı yapıldığı ehemmiyet arz eder.Ohalde Allahu Tealaya karşı bilerek işlenen en küçük çürüm bile müminler için ar edilmesi(utanılması)gereken yüz kızartıcı bir hatadır.Ancak beşer icabı,kolaylıkla

düşülen hatalar ve zararı fazla ağır olmayan cürümler dikkate alınarak günahları büyük ve küçük diye ikiye ayırmak  mümkündür. Büyük günahlar:Kuranda veya hadisi şeriflerde kendilerine ağır tehdit ve lanet yöneltilen ceza verileceği bildirilen işleyene fasık denilen kabirde ve ahirette ağır bir şekilde azabı gerekli kılınan  suçlardır.Yine Allahu Tealanın lanet ettiği,rahmetinden uzak tuttuğu ve sonu helak olan işlerin haram veya büyük günah olduğu aşikardır.Büyük günahlar insan için çok ciddi tehlikeler iftiva eder.Hatta masiyetlerin ve büyük günahların yaygınlaşması ve bunlara mani olunmaması halinde,insanların top yekün helak edilmesi bile söz konusudur.Büyük günahlardan sakınmayan kimseler,Cenabı Hakkın gazabını celb ederek küçük günahlarında cezasını çekmeye müstehak olur ve yaptıkları hayırlı işlerden fazla istifade edemezler.Nitekim bir takım hayır ve ibadetlerin küçük günahlara kefaret oldugunu ancak bu durum umumiyetle büyük günahlardan uzak kalma şartına bağlanmıştır.Yani kul büyük günahlardan uzak durursa,ancak ozaman yaptığı iyi ameller küçük günahların kefareti olur. Cenabı Hak şöyle buyurmuştur:"size yasak edilen büyük günahlardan kaçınırsanız,kusurlarınızı örter ve sizi şerefli bir yere yerleştiririz."(nisa süresi 4/31,necim suresi 53/32)  Gizli şirk:Gizli şirk olarak bilinen riya,gösteriş ve Allahu Tealadan başkası için bağzı işler yapmanın büyük tehlikesine dikkat çekilmektedir.Allah rızası için yapılması gereken bir şeyi,insanların görmesi,med etmesi ve bir takım menfeatler elde etmek için yapmak,peygamber efendimizin,ümmeti adına en çok korktuğu bir durumdur.Çünkü böyle davranmak büyük günahlardandır.Ve gizli olduğu için ona düşmekte gayet kolaydır.Büyük şirk ise aşikardır.Allah Resulu(s.a.v)onu bütün yönleriyle açıklayıp ümmetine anlatmıştır.Bundan sonra aklı selim sahibi bir mümin ay ve güneş gibi mahlukata tapması mümkün değildir.Ancak nefsin gizli arzuları ve riya böyle değildir.Onlara karşı daima uyanık bulunmak icab eder.Mesela Allah Resulü (s.a.v)kişinin,kendisini görenler sebebiyle namazı daha güzel kılmaya çalışması,gizli şirkin bir tezahürü kabül edilmiştir.Gizli şirkin akıbati süpriz bir hüsrandır.Kişi gösretişle yaptığı ibadetlerden aynı zamanda manevi kazançta beklerken ahirette ilahi veza ile karşılaşacak ve elini boş kaldığını görecektir."Peygamber Efendimiz (s.a.v):sizin için en çok kortuğum şey,küçük şirktir.Buyurmuştur. Küçük şirk nedir ey Allahın  Resulu diye sordular.Resullulah (s.a.v):Riya  yani gösteriştir.Kıyamet günü insanlar amellerinin karşılığını alırken Allhu Teala riya ehline:'dünyada iken kendilerine mürailik yaptığız(amellerinizi göstermek istediğiniz)kimselere gidin.Bakın bakalım onların yanında herhangi bir karşılık bulabilicekmisiniz.Buyurdu."   Öyleyse müslüman ibadetlerini ve hayırlarını ihlas ve samimiyetle yapmalı rızai ilahi haricindeki riyagösteriş ve benzeri menfeat duygularından  şiddetle sakınmalıdır.Ayeti

kerimede şöyle buyrulur:"her kim Rabbine kavuşmayı umuyor,buna inanıyorsa,salih ameller işlesin ve rabbine ibadeti hiç birşeyde ortak koşmasın".(keyf suresi 18/110) Büyük olsun küçük olsun bütün günahlar Allahın(c.c)emirlerine karşı gelme manasını taşıdığı için,Onun hoşnutsuzluğuna ve hatta gazaplanmasına yol açar.Bu sebeble,zahidliğiyle meşhur olan,Bilal bin sad:Günahın küçüğüne değil kime karşı isyan ettiğine bak demiştir.Diğer taraftan günahlar,Allahu Teala ile kulunun arasına kalın bir perde gibi gerilerek Allahu Tealayı tanımıya ve hakkıyla kulluk yapmaya mani olur.Dolayısıyla onların büyükleri gibi küçükleride insanın maneviyatı için büyük tehlikeler ihtiva eder.Bu sebele hiç bir zaman günahın küçünsenmemesi gerekir. Günahlar insanı Allahın rızasından uzaklaştırıp ebedi düşmanımız olan şeytanı hoşnut eder.Küçük günahların bile şeytana itaat olduğu ve onu sevindirdiği haber verilmektedir.Çünkü iblis kendisi ilahi rahmete uzak kaldığı gibi,insanoğlunuda Yüce Rabbimizin rahmet ve merhametinden uzaklaştırmaya çalışmaktadır.Hatta ömrünü buna vakfetmiştir.Çünkü insanın ilk yaratıldığında şeytan onu kıskanmış,kibre kapılarak,Allahın(c.c)emrine baş kaldırmıştır.Yani  onun rahmetten uzaklaştırarak cenneten kovulmasında insanında bir payı vardır.Dolayısıyla şeytanın cennete giden yolun üzerinde oturup,insanı binbir türlü hile desise(          )ile cehennem yolcusu yapmaya çalışması gayet tabidir.Garip olan ise,insanın ebedi düşmanına gönül kaptırması ve peşinden gitmesidir. Hedefine ulaşabilmek için şeytanın yaptığı tek şey,insanı dininden uzaklaştırmaktır.Bu sebele Resulullah(s.a.v)"Veda Hudbesinde ümmetini şeytana karşı uyardıktan sonra küçük deyip hakir gördüğünüz amellerden (günahlardan)Kaçınmak suretiyle dininiz üzerine titreyiniz".buyurmuştur. İnsan dikkatsizce bir söz söyler ve onu çok basit görür.Halbuki işlediği cürüm kendisini helak etmeye yetecek derecede büyüktür de farkında değildir.  "Resulullah(s.a.v)ilmi artıpda hidayeti artmayan kimsenin ancak Allahu Tealadan uzaklığı artmıştır".buyurmuşlardır.Yani Allahu Tealanın nimetlerine kavuştukdan sonra,kıymetini bilmemek suretiyle,irtidada(imansızlığa)ve sapıklığa düşen kimseler için oldugu bildirilmektedir.Allahu Tealanın insanlara dünyada iken ihsan ettiği nimet ve faziletlerin en üstünü iman nimeti ve şerefidir.en mühim husus,ihsan edilen bu nimeti son nefese kadar,muhafaza ederek,ruhunu imanla teslim etmektir.Son nefeste ahirete gidebilmek ve edebedi saadete kavuşa bilmek için,dünyada Allahu Tealanın emirlerini yapmak ve yasaklarından sakınmak lazımdır.Vakit geçirmeden daha önce yapılan günah ve kusurlara tövbe etmelidir.Çünkü her günahı yaptıktan sonra tövbe etmekte farzdır.Her günahın tövbesi kabul olur.Kimyai saadette buyurulurki,şartlarına uygun yapılan tövbe,muhakkak kabul olur.Tövbenin kabul edileceginde şüpbe etmelidir.Tövbenin şartlarına uygun olup olmamasına şüphe etmemelidir.Tövbe edilmeyen herhangi bir

günahtan Allahu Teala intikan alabilir.Çünkü Allahu Tealanın gadabı günahlar içinde saklıdır. Allahu Teala pek kuvvetli,herkese galip ve intikan alıcıdır.Yüzbin sene ibadet eden makbul bir kulunu bir günah sebebiyle sonsuz olarak reddedile bilir.Bunu kuranı kerim haber vermektedir ve 200 bin sene itaat eden iblisin(şeytanın)kibirlenip secde etmediği için edebeni melun olduğunu bildiriyor.Yer yüzünde halifesi olan Adem (a.s)ın oğlunu bir adam öldürdüğü için edebedi tart eyledi.O halde bir müminin günah işlemekten çok korması lazımdır.ufakbir günah işleyince hemen tövbe ve istiğfar etmesi,yalvarması lazımdır.Bir kimsenin imanı son nefesinde belli olur.Bütün ömrünce kafir kalıp sonunda imana kavuşa bilir,bütün ömrünü iman ile geçirip sonunda tersine dönebilir. İmamı Rabbani hazretleri 53'cü mektubunda buyurmuşturki.İnsanların saadeti alaemlerin elinde olduğu gibi,insanı felakete,cehenneme sürükleyenlerde,din adamı şeklinde görünen,din düşmanlarıdır.Din adamlarının iyisi insanların en iyisidir.Dini,dünya isteklerine alet eden herkesin imanını bozan din adamıda,dünyanın en kötüsüdür.İnsanların saadeti ve felaketi,doğru yola gelmesi ve yoldan çıkmaları din adamlarının elindedir.Büyüklerden biri,şeytanı boş oturuyor görüp sebebini sormuş,şeytan demişki.Bu zamanın din adamları bizim işimizi görüyor,insanları yoldan çıkarmak için bize iş bırakmıyorlar. İslam alimleri şu 10 şeyin son nefesde imansız gidmeye sebeb olduğunu bildirmişlerdir.1-Allahu Tealanın emirlerini ve yasakalrını öğrenmek.2-İmanını,ehli sünnet itikadına göre düzenlemek.3-Dünya malına,rütbesine,şöhretine düşkün olmamak.4-İnsanlara,hayvanlara,kendine zulüm eziyet etmek.5-Allahu Tealaya ve iyilik gelmesine sebeb olanlara şükretmemek.6-İmansız olmaktan korkmamak.7-5 vakit namazı vaktinde kılmamak.8-Faiz alıp vermek.9-Dinine bağlı müslümanları beyenmemek.10-Fuhuş sözleri yazıları ve resimleri yazmak ve yapmak.   Havf:Allahtan korkmak büyük makamlardandır.Fazileti,sebeb ve neticelerine bağlıdır.Sebebi:ilim ve mağfirettir.Bunun için Allahu Teala mealen"ancak,alimler korkar"buyurur.(fadır suresi 28)Resulullah(s.a.v)"hikmet ve ilimin başı Allah korkusudur buyurarak havf'ı övüyor.Neticesi ise:iffet,vera takvadır.Bunların hepsi saadetin anahtarıdır.Çünkü şehvet ve arzular terkedilmedikçe ve bu yolda sabredilmedikce saadet yolunu bulmak zordur.Şehvet ve arzuları yakıp yok eden en iyişeyde korkudur.Bu sebeble Allahu Teala kendisinden korkanlar için hidayet,rahmet,ilim ve rızayı 3 ayette topladı ve mealen:"hidayet ve rahmet Allah için günahlardan kaçanlardır."(araf suresi 154)"Allahta ancak alim kulları korkar."(fatır suresi 28)"Allah onlardan razıdır.Onlarda Allahtan razıdır buyurdu"(beyine surasi 8)

Havf'ın neticesi olan takvayı Allahu Teala kendine izafe ediyor ve takva üzere olmanız Allah içindir buyuruyor.(hac suresi 37)  Havf'ın sebebi:ilim ve marifettir.Kul ahiret işlerinin tehlikesini ve kendi helakinin sebeblerini hazır ve kuvvetli görürse,bu ateş ellette can evinde meydana gelir.Buda iki marifetten doğar.1-kendi ayıplarını,günahlarını taattaki kusurlarını ve kötü ahlaklarını hakkıyla bilir.Bütün bu kusurları yanında,Allahu Tealanın kendisine verdiği nimetleride görür.Bu kişi padişahın nimet ve ilfifatlarına kavuşup,harem ve hazinelerine hidayet eden kimseye benzer.Sonra aniden padişahın kendisinin hiyanetlerini gördüğünü anlalar.Padişahın çok kıskanç intikan alıcı ve korkusuz oldugunu,kendisi için iltimas edecek birinin bulunmadığını onu yaklaşmanın imkansızlıgınıda bilir.Bundan dolayı yaptıklarının kötülüğünü ğörüp suç işlediğini bilince kalbine ateş düşer.2-Sıfatından dolayı değil korkusuzluğu ve kudreti sebebiyle ondan korkar bu hal aslanın pencesine düşmüş bir kimsenin korkmasına benzer.Günahından ve kabahatinden korkmaz,fakat aslanın nasıl bir varlık olduğunu ve kendisini nasıl helak ediceğini bilir.Böyle korku,daha olğun ve daha faziletlidir. Allahu Telanın sıfatlarını bilen onun celalini,büyüklüğünü,kudretini,hakimiyetini anlar,bütün aleme helak edip ebedi cehennemde bulundursa,mülkünden hiç bir şey eksilmediğini düşünen elbette korkar.Bu korku Peygamberlere mahsustur.Resulullah(s.a.v)bunun için"en arifiniz benim,en çok korkanınızda benim"buyurdu.Cahil olan daha emin olur.Davut (a.s)avahiy geldi ve "Ey Davut Benden kükremiş aslandan korkar gibi kork"buyurdu.Bu havf'ın sebebidir.Havf'ın birde neticesi vardır.Kalpde,bedende ve azalardadır.Kalpdeki neticesi:dünya arzularını soğuk karşılamak ve ona rağbet etmeyi giderektir.Zira bir kimsenin canı haram olan birşeyi veya bir yemeği istese o esnada bir aslanın pencesine veya şiddetli bir sultanın zindanına düşse onda bu arzulara rağbet kalmaz hatta kalbi korkudan hudu ve huşu içinde olup akibetini düşünür.Kendisinde kin,haset,kötülük,dünya sevgisi ve gaflet gibi şeyler kalmaz.Korkunun bedendeki neticesi:Kırıklık,zayıflık ve sararıp solamaktır.Korkunun azalardaki neticesi ise:günahlardan temizlenmek ve taatte ebedi olmaktır.Korkunun derecesi çoktur:arzulardan men ediyorsa iffet denir.Haramlardan men ediyorsa:vera denir.Şüphelilerden veya haram korkusuyla helalden men ediyorsa,takva denir.Allaha(c.c) yakınlaştıranların gayrısı olan herşeyden men ediyorsa,böyle kimselere sıddık denir.Bunlar derece derecedir.İffet,vere ve takvada dahil hepsi sıdgın altında kalır.Havf(korkuda)hakikatte budur. Ama göz yaşı akıtan,silen ve la havle vela kuvvete illa billahil aliyyil azim deyip,kalbi gafil olan kimsenin bu hali korku olmaz.Çünkü bir şeyden korkan kimse ondan kaçar.Bir kimse eteğinde bir şey saklar bunun yılan oldugunu bilirse la havle vela kuvvete illa billah ile yetinmez belki yılanı atar.Zinnuri mısriyye:Allahtan korkan kul kimdir.Dediklerinde "kendini hasta görüp,ölüm korkusuyla bütün isteklerinden kaçan kimsedir" buyurdu. 

Beyazıtı Bestamiye sordular,bulunduğunuz şu dereceye nasıl kavuştunuz.Cevabında heryerde Allahu Tealanın gördüğünü ve bildiğini düşünüp,edebe riayet etmekle buyurdu.Allahu Tealaya yaklaştıran en üstün şey nedir.Muhabbet sahibi olan kişi,muhabbetinde öyle sadık olmalıki,gönlünde onun için olmayan,hiçbir sevgi bulunmamalı buyurdu.Tevekül nedir diye sormuşlar,elin bileğine kadar ejderhanın ağzında olsa,Allahu Tealayı düşünüp başkasından korkmamaktır buyurdu.Allahu Tealaya muhabbetin hakiki olup olamdığının alameti,kendinde deniz misali cömertlik,güneş misali şevkat ve toprak misali tevazu gibi 3 hasletin bulunmasıdır buyurdu.Allahu Tealaya olan sevgisini artırmayan,sözü Allahu Tealayı çagırmayan kimse ile arkadaşlık etme. Ariflerin Allahu Tealadan dilediği,ona hakiki kulluk yapabilmek ve Allahu Telanın emrini yerine getire bilmektir.Allahu Tealaya en yakın olan ahlakı güzel kalbi rahat olandır.En üstün amel kalbin Allahu Tealadan başkasına yönelmemesidir.Fahrı Razi (hz)Allahu Tealadan başkasını vekil etmekle ilgili olarak şöyle buyurdu.Yaşım 57 vardı.Bu müddet içinde şu tecrübeyi edindim.Bir insan hangi işinde olursa olsun Allahu Tealadan başkasına igtimat etmesi,ona güvenip dayanması bela müsibet sıkıntı ve meşakatlere düşmesine sebeb olur.Aksine,herhangi bir işinde iğtimadını,ümidini sağdece Allahu Tealaya bağlayıp,ondan başkasına güvenmez,bir mahluka ümit bağlamazsa,maksadına ve muradına en güzel şekilde nail olur.Yani insan için Allahu Tealanın lütuf ve ihsanından başkasına güvenip dayanmakta ümit bağlamakta hiçbir faydası yoktur.Ancak ihtiyaç zamanında bil hassa zulmü def etmek için Allahu Tealadan Başkasından yardım istemek dinen caizdir.bir insan için ahirette ancak dünyada ihlasla işlediği salih ameller ve niyeti fayda verir.İnsana çalışmasının karşılığı,kıyamet günü tam olarak verilecektir.Şehveti kalbden,kökünden söküp atan,Allah Korkusu yahut kalbden taşacak kadar ona olan sevgidir. Allahu Teala şöyle buyurdu.Herkim Benim bir dostuma düşmanlık ederse,Bende ona harp ilan ederim.Kulum kendine farz kıldığım amellerden daha sevimli herhangi bir şeyle bana yakınlık kazanamaz.kulum Bana(farzları ilaaveten işlediği)nafile ibadetlerle durmadan yaklaşır,nihayet ben onu severim.Kulumu sevincede(adeta)ben onun işiten kulağı,gören gözü,tutan eli ve yürüyen ayağı olurum.Benden her ne isterse,ona mutlaka veririm.Bana sığınırsa,onu korurum.Ben,yapacagım herhangi bir şeyde mümin kulumun ruhunu kabzetmekteki tereddütüm kadar hiç bir hususta tereddüd etmedim;Zira o ölümü sevmez,ben onu sevmediği severim.Bir kişi doğduğu günden ihtiyarlayıp vefat ettiği güne kadar.Allah rızasını kazanma uğruna yüz üstü yerde sürünse (yani herütlü meşakkate katlanarak ibadet,taat ve hizmetlere koştursa)kıyamet günü bu yaptığını çok yetersiz görür(daha fazla yapmış olmayı ister)  Ey adem oğlu herkim seni dost edinirse kendisi için edinir.İzzet ve celalime yemin ederimki ben seni senin için dost edirim.Sakın kendini benden uzak eyleme.Ey Adem oğlu size göz verdim,görmesi caiz olmayan şeylerden gözünüzü çeviriniz,ağız verdim söylemesi caiz olmayan sözü söylemiyesiniz.

Ey Adem oğlu,şimdi fırsatın varken elinde olanı Allahu Tealaya verki sana rehber olsun. Allahu Tealanın kulundan yüz çevirmesinin alameti kulunu malayani(fuzuli boş işler)le uğraşmasıdır.Bir kişinin çmründen bir an bile,yaratıldığı(ibadet)gayesinin dışında geçse elbette o kişi uzun zaman pişman olmaya layıktır(yaşı)40 geçipde hayrı,şerrini geçmeyen kişide ateşe hazırlansın.Bu nasihatlar ilim ehline yeter artar.Ey Allahım bizi ayetlerinin vaazlarıyla öğütlenenlerden kıl.Amin. ALLAHU TEALAYA GÜVENMEKAllah yolunda ölüme aldırmayan,kalpleri kuvvetli cesur kimselerki,onlar,korkanlara karşı nice az cemaatler,Allahu Tealanın izniyle,çok cemaatleri yenmiştirzira bütün işleri deveranı (yönetimi)Mevla Telanın dilemesine bağlıdır.Binaen Aleyh:sayısı azda olsa,Mevla Tealanın yardım ettiği kişiler zelil (olmaz) olmaz,sayıları ve kuvvetleri çokda olsa,Mevlanın yardımsız bıraktığı kişiler aziz olamaz.O halde bizde caullud ve ordusuna galip geliriz dediler.İmamı Kurtubi buyurmuşturki;Bu zaatların söyledikleri bu söz cihada,sabra ve tastik (doğrulama,inanma ve güvenmeye) teşvik etmektir.Bizimde böyle yapmamız lazımdır.Lakin çirkin ameller ve bozuk niyetler bunu engel olmuştur.Bu sebeble,bir çok kere gördüğümüz gibi biz müslümanların büyük orduları az bir düşman karşısında kırılmaktadır.Buda yaptığımız suçlar sebebiyledir.Ebudd Derda (r.anh) siz ancak amellerinizle cihad ediyorsunuz buyurdu,yani silahınıza ve sayınıza göre değilde,yaptığınız iyi veya kötü amellerinize göre kazanır veya kaybedersiniz. Musab (r.anh) rivayet edilen bir hadisi şerifte, Efendimiz (s.a.v) siz ancak içinizdeki zayıflarınız hürmetine rızıklandırılıyor ve yardım olunuyorsunuz buyurdu.Bu zamanda ise ameller bozuk,fakirler bakımsız,sabır kıt Allahu Tealaya güvenmek az,takva ise tamamen kayıp olmuştur.Allahu Teala Hazretleri:Ey iman edenler sabredin (düşmanlarınızla)sabır yarışı edin (onları yenin,sınırlarda) nöbet bekleşin (yurdunuzu çiğnetmeyin) ve Allahtan korkun (bu sayede) felah bulacağınızı uma bilirsiniz.(ali imran suresi 200)Diğer bir ayeti kerimede,eğer müninseniz ancak Allahu Tealaya güvenin (maide suresi 23)Başka bir yerde; şüphesiz Allah (kötülükten) sakınanlarve güzel amel edenlerle beraberdir.(nahil suresi 128)Diğer bir ayettede;And olsunki elbette Allah(c.c),kendisine (dinine) yardım edenlere muhakkak yardım eder.(haç suresi 40)Diğer bir ayeti celileledede;Ey iman edenler (savaşmak için) herhangi bir toplulukla karşılaştığınız zaman sebat edin (kaçmayın) ve Allahu Tealayı zikir edin (anın) ki,felaha eresiniz(galip gelesiniz).(enfal suresi 45)İşte Allahu Teala Hazretlerinin kullarına yardım etmesinin sebebleri,ayeti kerimelerde zikir edilen sabır,takva,tevekkül,ihsan (Allahu Tealayı görüyor gibi iyi ameller yapmak)Allahu Tealanın dinine yardım sebat (düşmandan kaçmamak)ve Zikirullah (Allahu Tealayı çok zikir etmek) tir.Bu şartlar ise,bizde yoktur (innalillah ve inna ileyhi raciun)başımıza ne büyük bela gelmiştirvesat zuhur edip azgınlık çoğaldığından islamın

ancak ismi,dininde ancak resmi (şekli)kaldığından düşman doğu,batı,kara,deniz her yeri istila etmiş,fitneler yayılmış ve dertler büyümüştür.Rahmet sahibi Allahu Tealadan Başka kurtarıcı yoktur.  İSLAM NİŞANIKafir ümmetlerin(amerika,avrupa,rusya vesair)birbirlerini sizin üzerinize dağvet etmeleri yakındır.Nasılki çanaktaki yiyiçiler birbirlerini gel sende ye diye canaktaki yemeğe çagırdığı gibi(bütün kafirlerde)biz müslümanları yemek için birbirlerini çağıracaklar.O zaman sahabelerden biri sordu,ozaman biz azmıyız ya Resulullah.Efendimiz (s.a.v)buyurdu.Yok bilhakis ogün siz çoksunuz.Lakin siz sel köpüğü gibi köpüksünüz.Yağmur yağdıgı vakit o sular sel gibi olup akarken üzerinde köpükler ve çer çöp olur.sizlerde bu çer çöpler gibi olcaksınız yani değeriniz kalmayacak.Elbette Allahu Teala düşmanlarınızın kalblerinde sizi karşı duydugu korkuyu söküp atacak(kafirlerin kalbi bizim korkumuz ile doludur) Allah(c.c)sizin kalbinize veheni atacak biri vehen nedir ya Resullullah diye sorunca:Peygamberimiz(s.a.v) buyurduki,dünya sevgisi ve ölümü çirkin görmektir.Resullullah(s.a.v)buyurduki,bana beş şey verildi bunlardan biride 1 aylık yoldan korku ile yardım olundum. Resullullah(s.a.v)den korkan bizdende korkar lakin o korku kafirlerin kalbinden alınacak neden,bunu araştıralım.Sarık giderde yerine başı açık durmak veya fötör şapka gelirse,sırtından cübbe gider yerine ceket,ayağından şalvar çıkıp amerikan siğarası gibi pantol gelirse,sakal gidip yerine sinek kaydı tıraş gelirse yani islam nişanından bir şey kalmayınca mevla korkuyu onların kalblerinden aldı.Bizim müslümanlardan biri ile ingilizi ayağa dikin ve tanımayan birine sorun hangisi müslüman hangisi ingiliz diye diyemez,çünkü aralarında fark yok.Onların şekline girince kafir olmuyoruz ama dikkat edin kimin kıyafeti ve kime benziyoruz.Bir güvercin kiliseye girdi hacca(puta)pisledi.Papaz kuşu alıp ona sordu.Eğer sen müslüman kuşu isen kiliseye niye girdin.Eğer gavur kuş isen niye hacca pisledin.Siz bu islam işlerini ufakmı zannediyorsunuz. 5 ŞEY GÖNLÜ ÖLDÜRÜR1-Çok yemek.2-Çok uyumak.3-Çok uyumak.4-Çok gülmek.5-Rızık için çok endişe etmek. 5 ŞEY KALBİ KARATIR1-Günah üzerine günah işlemek.2-Tok iken yemek yemek.3-Zulümle mal yığmak.4-Namazı terk etmek.5-Sol eli ile yemek içmek. 

5 ŞEY KALBİ PARLATIR1-İhlan suresini çok okumak.2-Az yemek.3-İim meclislerinde bulunmak.4-Az pişmiş ekmek yemek.5-Gece namaz kılmak. 5 ŞEY GÖZÜN NURUNU ARTIRIR1-Kabeyi muazzamaya bakmak.2-Kuranı kerime bakmak.3-Anne babanın yüzüne bakmak.4-Alim yüzüne bakmak.5-Akar suya bakmak. SICAK YEMEK YEMENİN ZARARLARISıcak yemenin 9 zararı vardır.1-Kulağı sağır olmaya sebeb olur.2-Benzi sarı olur.3-Gözlerinin feri olmaz.4-Dişleri sararır.5-Ağzının lezzeti olmaz.6-Karnı doymaz.7-Fehmi az olur.8-Aklı az olur.9-Bedenine maraz ağrız olur. İMAMSIZ GİTMENİN SEBELERİ1-Yaramaz iğtikad2-Zayıf iman.3-Dokuz ağzanı doğru yoldan çıkarmak.4-Günahına muğsir olmak.5-Nimeti islamdan şükrünü kesmek.6-İmansız gitmekten korkmamak.7-Nagah(haksız)yere zulüm etmek.8-Sünnet üzere okunan ezanı Muhammediyyeyi dinlememek.9-Anaya babaya asi olmak.10-Çok çok yemin etmek.11-Namazda 5 yerde tadili erkanı terk etmek.12-Namazı kolay sanıp alçak iş gibi tutmak.Yani(namazı kılayımda aradan çıksın)gibi13-Hamır içmek.14-Mümin kardeşine eziyet etmek.15-Yalan yere evliyalık satmak.16-günahını unutmak.17-Kendisini beyenmek.18-İlim ve amelim çok demek.19-Münafıklık etmek.

20-Haset etmek.21-Üstadının şera muhalif olmayan yere sözünü tutmamak.22-Bir adamı tecrübe etmeden iyi demek.23-Yalana muğsir olmak(inattcı olmak).24-Ulemadan kaçmak.25-Erkekler harir(ipek)giymek.26-Bıyıklarını kitaba uydurmak.27-Gıybete muğsir olmak(inatcı olmak).28-Komşusuna eziyet etmek.29-Dünya umuru için çok gadaba gelmek.30-Riba(faiz)yemek.31-Sihirbazlık etmek.32-Kaftanın yanını ve eteğini uzun etmek.33-Allahu Azimüşşanın sevdiğini sevmemek.Sevmediğini sevmek.34-Sılayı rahimi terk etmek.35-Mümin kardeşine 3 günden fazla kin tutmak.36-Zinaya muğsir olmak.37-Livata etmek.(eşcinsellik)38-Livata ettirmek.39-Hanımını haramdan sakınmamak.40-Münkeri(kötülüğü) men etmemek. YEMEKTEN EVVEL EL YIKAMAKYemekten evvel el yıkamanın 10 faydası vardır.Bir kimse yemek yemek için ellerini yıkadığında,silmeden evvel parmaklarının ucuyla gözlerini bigarına(pınarına)koyup geriye doğru silse Biznillahi Teala göz ağrısı çekmez.1-Arşı Rahman altında bir melek nida eder.Elin pak oldugu gibi cemi günahlarındanda pak oldun.2-Kuranı azimüşşanda olan ayetler mükabilince nafile namaz kılmış gibi sevap olur.3-Bedenindeki kılların sayısınca sevap olur.4-Sıddıkların sevabına anil olur.5-Melekler onun için istiğfar eder.6-Bir lokmasının mukabelesine bir kul azad etmiş kadar sevap olur.7-Herhalde günahtan beri olur.8-Gece ve gündüz haceti kaza olur.9-Gece vefat etse şehit olur.10-Gündüz vefat etse şehit olur. YEMEK YEMENİN ADABIŞeriatül islam kitabında buyrulmuşturki,küçük kaplarda bereket yoktur.Altın ve gümüş kapta yemek,içmek haramdır.Kalaylanmamış bakır ve sarı kaplarda yemek mekruhtur.Aynı kaptan yemek yenilmesini Allahu Teala sever sevabı çoktur.Böyle yiyenlerin kalplerinde birbirine karşı muhabbet yakınlık meydana gelir. Resullullah (s.a.v)Allahu Teala,üzerine çok el uzanan yemeği sever.Buyurdu.

Bir gün eshabı kiram Ya Resullullah yiyoruz fakat doymuyoruz dediler.Bunun üzerine Resullullah(s.a.v)her halde ayrı ayrı yiyorsunuz buyurdu.Onlarda evet öyle yiyoruz dediler.Resullullah(s.a.v)yemeği beraber yiyiniz.Besmele çekiniz.Ozaman yemeğiniz bereketli olur. Yemek yerken,yemeğe yaklaşılmalıdır.Yemeğin önüne getirilmesi için emir verilmez.Böyle yapmak yemeğe hakaret,onu küçümsemek,kendisini ise büyük görmek manasını taşır.Bunların ikiside haramdır.Mütevazi bir şekilde yemeğe oturulur.Bir ellede dahi olsa yemek yerken dayanmamalıdır.Sünnet olan yemeğe doğru hafifce eğilip sırtınıda yaslamamalı,Sol ayağı üzerine oturup,sağ dizini dikmelidir.Resullullah(s.a.v)böyle oturudu.Dizleri üzerine oturduğuda olurdu.Ben Allahu Tealanın kuluyum kul gibi otururum buyurdu. YEMEK YEMENİN MEKRUHLARI1-Sol eli ile yemek.2-Yemeği koklamak.3-Pişmiş eti bıçakla kesmek.4-Besmeleyi terk etmek YEMEK YEMENİN HARAMLARI 1-Karın doyduktan sonra yemek,eğer misafir,yemek sahibi yemedikçe yemezse yahut sahur yemeğinde kuvvet ziyade olsun diye olursa,doyduktan sonra yemek caizdir.2-İsraf etmek.3-Haramu ligayri(çalınan)'ın evvelinde besmele demek.Ülema küfründe ihtilaf ettiler.4-Davet yere gitmek.5-İzinsiz başkasının yemeğini alamak.6-İzinsiz başkasının bağına girmek.7-Bedenine maraz olacak şeyi yemek.8-Altın ve gümüş tabaktan yemek.9-Riya ile hazırlanmış yemekten yemek.10-Nezir ettiği (adak)taamı yemek.11-Misvakı(diş fırçalamayı)terk etmek.Mervi derki;Bir şehrin halkı misvakı terk üzere cemi olsalar onları kafir kırar gibi kırmak caiz olur. YEMEK YEMENİN FARZLARI1-Aç olmacak kadar yemek.2-O taamı yiyince ağzına lezzet gelmesini Allahu Azimüşşandan bilmek.3-Yediği zaman doymayı içtiği zaman kanmayı Allahu Azimüşşandan bilmek.4-Helalinden yemek.5-O yemeğin kuvveti geçinceye kadar Allahu Tealaya kulluk etmek.6-Kanaat etmek. AZ YEMENİN FAYDASI

1-Bedeni kavi olur.2-Kalp'i nurlu olur.3-Hıfzı kavi (kuvvetli) olur.4-Geçinmesi ahsan olur.5-Amelinde lezzet bulur.6-Ahirete tefekkür eder.7-Allahu Azimüşşanı çok çok zikir etmiş olur.8-İbadetinde lezzet ziyade olur.9-Herşeyde isabet irşadı çok olur.10-Hesabı ahsan(kolay) olur. YEMEKTEN SONRA ELİNİ YIKAMAKVe dahi yemek yedikten sonra el yıkamanın 6 faydası vardır.1-Arş Rahman altında bir melek nida eder.Ya mümin senin günahların af olundu.2-İnsanın bedeninde olan damarların sayısınca sevap olur.3-Bedeninde olan kılların sayısınca sevap olur.4-Rahmet deryasına gark olur.5-Elinden akan damlaların sayısınca sevap olur.6-Vefat edince şehit olur. MİSAFİRE İKRAMİbrahim (a.s)sünneti olan misafir perverlik ve cömertlik,her dinde övülmüş,hadisi şerifte;"misafir perver olamayanlarda hayır yoktur."Buyrulmuştur.Ancak bu hususta ölçüyü gözetmek lazımdır.Misafirde esas olan,misafir gelince tekellüf (zahmet) etmemeli,kendisini sıkıntıya sokmamalıdır.Hadisi şerifte;"misafir için tekellüf (zahmet) etmeyiniz.Sonra ona düşman olursunuz.Misafire düşman olan Allahu Tealaya düşman olmuş olur.Allahu Tealaya düşman olanada Allahu Teala düşman olur"buyurmuştur.Garip bir misafir gelirse,onun için borc yapmak ve tekellüf (zatmet) etmek lazımdır.Fakat birbirini ziyarete gelen doslar için sıkıntıya girmemelidir.Gidip gelmemeye sebeb olur.Bir dostunu,bir sendiğini misafir edip,yemek vermek bir çok sadakadan daha üstündür.Hadisi şerifte;"3 şeyden sual yoktur.Kulun sahurda yediğinden,iftar ettiğinden,misafirle yediğinden"buyruldu.Cafer Bin Muhammed buyurduki;"Din kardeşinle sofraya oturduğun zaman,acele etmeki uzun sürsün.Çünkü bu zaman ömründen sayılmaz."Hasanı Basri Hz;"Kendine,babasına,annesi sarf ettiğini hesabı vardır.ama misafire ikram edilen yemekten sual yoktur."Buyurdu.Büyüklerden bazıları misafir gelince sofraya çok yemek koyarlar ve hadisi şerifte;"Misafirden artan yemeği,bu yediğinden sual yoktur."Buyruldu.Bunun için sizin önünüzden kaldırıldıktan sonra bunları yiyeceğim derlerdi.Hz Ali buyurduki."Müslümanların önüne çeşitli ve fazla fazla yemek koymayı,bir köle azad etmekden daha çok sevirim."Hadisi şerifte buyrulduki.Allahu Teala kıyamet gününde"ey insanoğlu,dünyada açıktım bana yemek vermedin buyurdu.Bütün alemin sahibiyken,sen nasıl açıkırsın derler.Bir din kardeşin aç idi,ona yedirseydin,bana yedirmiş olurdun buyurur."

"Peygamberimiz(s.a.v) bir din kardeşine doyuncaya kadar yemek ve su verenin Allahu Teala cehennemden 7 hendek uzaklaştırır.Herbir hendek arasında 500 senelik yol vardır."Buyurdu.Ve yine buyurduki;"Sizin en hayırlınız,yemeği çok verendir." Yemek yerken insan kendi önüne bakmalı,başkalarının lokmalarına bakmamalıdır.Başkalarından önce yemekten el çekmemelidir.Çünkü diğerleride yemekten çekinir.Az yemek adeti ise elini biraz yavaş tutup,sonuna kadar neşeyle devam etmelidir.Eğer yiyemiyecekse,misafiri utandırmamak için özrünü söylemelidir. Dinimize uygun olarak bir kardeşine misafir gitmenin ve gelen misafire ikram etmenin nasıl olacağını,islam alimlerinin büyüklerinden imamı gazali (r.aleyh)şöyle açıklamıştır.Bir birine ziyarete giden dostların şu 4 edebe dikkat etmeleri lazımdır.1-Çağrılmadığı yere yemek vaktinde gitmemelidir.Hadisi şerifte;"çağrılmadan bir kimseye yemeğe giden,giderken günah işler,yemekte ise haram yemiş olur."Buyruldu.Ama tesadüfen giderse izinsiz yememelidir.Buyrun yiyin denirse kalbinden söylemediğini bilirse yine yememelidir.Bir sebeb söyleyerek güzellikle el çekmelidir.2-Arkadaşı misafirliğe gelince hazırda olanı getirmeli,tekellüf (zahmet)etmemelidir.Bir şeyi yoksa borc almamalıdır.Çoluk çocuguna yetecek kadardan fazla bir şeyi yoksa.Onlara vermemelidir.Yani çoluk çocuğunun ihtiyacına öncelik vermelidir.Hz Aliyi bir kimse yemege davet etti,buyurduki 3 şartla gelirim:pazardan birşey getirmiyeceksin,evinden olandan başka birşey almıyacaksın.Çoluk çocugunun nasibini kısmadan vericeksin.Fudayi Bin İyad(r.aleyh)bir birinden kesilen insanlar,tekellüf(zahmet)sebebiyle kesilmiştir.Zahmet aradan kalkarsa çekinmeden birbirlerine gidip gelebilirler buyurdu.Büyüklerden birine bir dostu,zatmette bulunduki yalnız yesen böyle yemezsin bende yalnız olsam böyle yemem.Bir araya gelince,niçin bukadar zahmete luzüm görülüyor.Ya zahmeti aradan kaldır.yahut bundan sonra bir daha gelmem.Selmanı Farisi(r.anh)bize Peygamber Efendimiz(s.a.v) zahmet etmememizi ve hazır olanı misafire ikramdan kaçırmamamızı söyle.Buyurdu.Enes Bin Malik ve diğer ashabı kiram (r.anh) birbirlerinin önüne ekmek ve kuru hurma getirirler,hazır olanı aşağı görüp misafirin önüne koymamakmı yoksa,önüne geleni beyenmiyerek aşağı görüp yememekmi daha çok günahdır bilmiyoruz derlerdi.3-Ev sahibini zorlamamalıdır.2 şey arasında onu serbest bırakırsa kolayını seçmelidir.Peygamber Efendimiz (s.a.v) bütün işlerde böyle yapardı.Selmanı farisi (r.anh) yanına birisi geldi.Önüne bir parça arpa ekmegi ve tuz getirdi.O kimse eğer kekik olsaydı bu tuzla iyi giderdi dedi.Selman (r.anh)nın bir şeyi yok idi.Hemen gidip su kabını rehin bırakarak kekik satın alıp geldi.O kimse yemeği yiyincede,Allahu Tealaya hamd olsunki verdiği rızka bizi kanaat ediçi eyledi dedi.Selman (r.anh)sende kanaat olsa su kabım rehinde olmazdı buyurdu.4-Ev sahibi gelenlere;Canınız ne ister ne seversiniz demelidir.Onların istediklerine kalben razı olursa bunun sevabı daha çok olur.Peygamberimiz (s.a.v) bir müslüman kardeşinin arzusunu yerine getirene milyon sevap yazılır ve milyon günahı silinir,milyon derece silinir.Firdevs,adin ve huld cennetlerinden nasip alır buyurdu.Birşey getireyimmi,getirmeyeyimmi sormak mekruf ve

çirkindir.Hazırda ne varsa getirilir yemezse geri götürülür.Davet eden kimsenin iyi insanları çağırması sünnetir.Çünkü yemek vermek kuvvet vermektir.fasıka(günah işleyen kimseye) kuvvet vermek fıskına (günahlarına) yardım etmek olur. Davete giderken karnını doyurmak niyetiyle gitmemelidir.Peygamber efendimizin sünnetine uymaya niyet etmelidir.Peygamberimiz (s.a.v) çağrılıpta gitmeyen,yani davete icabet etmeyen,Allahu Tealaya ve Resulune asi olmuş olur.Bunun için bazı alimler davete icabet vacipdir.Demişlerdir.Hadisi şerifte;Mümine ikram eden Allahu Tealaya ikram etmiş olur.Mümini sevindiren Allahu Tealayı sevindirmiş olur.Gezmeye giderken,ev sahibini ziyarete niyet etmelidir.Çünkü din kardeşlerini ziyaret,Allahu Tealaya yaklaştıran sebeblerin büyüklerindendir. Oruçluya ikram;Oruçlu isede misafirliğe gitmeli orada bulunmalı ev sahibi üzülmeyecekse ikram edilen gül kokusu ve tatlı sohbete kanaat etmeli,oruçluya ikram böyle olur.Eğer haberli gitmişsen,ev sahibi oruçlu olmana üzülecekse (nafile olan)oruçunu açmalıdır.Çünkü bir müslümanın gönlünü yapmak,nafile oruçtan daha üstündür.Peygamber Efendimiz (s.a.v) böyle yapan yani oruçunu açmayan bir kimse din kardeşin senin için hazırlık yapar sende oruçluyum dersen günaha girersin buyurdu.Misafire ikramda acele etmelidir.Bu misafire saygıdandır.Herkes gelip ,bir kişi kaldıysa,bulunanların hakkını gözetmek,bir kişiyi beklemekten iyidir.Fakat gelmeyen fakir yahut kalp'i kırık bir kimse ise,onu üzmemek niyetiyle beklemek iyi  olur.Hatemi Asım;acele şeytandandır,yalnız 5 şey değil.1-Misafire yemek vermek2-Ölüyü erken kaldırmak3-Kızları evlendirmek4-Borcunu vermek5-Günahlarından tövbe etmek buyurdu.Ziyafette acele etmek ise sünnettir.Yemek yerken önce meyve ikram etmelidir.Sofraya da yeşillik bulundurmalıdır.Çünkü sofrada yeşillik olursa,meleklerin orada bulunacağı hadisi şerifte beyan bulundu.Daha iyi yemekleri önceden verip onlardan doyulmalıdır.Çok yemek için önce mideye ağır gelen şeyleri yemek çok yiğenlerin adetidir.Bu mekruhtur.İlim,yaş,vera,veya bir başka sebele kendinden ilerde olan kimseden önce yemeğe başlamamalıdır.Yemek yerken susmamalıdır.Acemlerin adetidir.Fakat güzel ve faydalı şeyler konuşmalıdır.İbni Mübarek (r.aleyh) fakirleri davet ettiği zaman,hurmaya bakıp,kim daha çok yerse o kadar gümüş vereceğim der ve sonra çekirdekleri sayar çekirdek sayısınca gümüş verirdi. Peygamber efendimiz (s.a.v) buyurduki;İnsanın yediklerini en hayırlısı,iyisi bileği ile kazanıp yediğidir.Allahu Tealanın peygamberi Davut (a.s)elinin emeği ile kazanıp yerdi.Bir gün kıyafet değiştirerek çıkmış kendisi hakkında insanların ne düşündüğünü araştırıyordu.Karşısına insan şeklinde Cebrail (a.s) çıktı,Davut (a.s) onu tanımadı ona Davudun memleketindeki durumunu nasıl bulursun dedi.Cebreil (a.s) "o ne iyi kişidir. Yalnız kendisinde bir haslet daha olsa"dedi.Davut (a.s) o haslet nedir deyince,Cebrail

(a.s) ona işittimki o betül maldan (hazineden)geçiniyormuş.Halbuki kişinin zor zahmet kendi kazancını yemesinden daha üstün bir şey yoktur,dedi.Bunun üzerine Davut (a.s) geri döndü.Cenabı Haktan kendi elinin emeğiyle bir geçim ihsan etmesini niyaz etti.Allahu Tealada ona demircilik sanatını öğretti ve Davut (a.s)'ma demiri hamur yapacak bir kudret verdi.Demire istediği şekli verebilmesinin ayrı bir özelliği vardı.Ateşe sokmadan ve dövmeden demire mum gibi istediği bicimi verirdi.Bu hal ona verilen bir mucize idi.Kuranı kerimde mealen biz ona demiri(bal mumumu)gibi yumuşattık.(sebe suresi 10cu ayet)Demirden zırh yapar,satar elinin emeği ile geçinir.Devlet hazinesinden bie şey almazdı.Biz Davut (a.s)sizin için zırh yapma sanatını öğrettik.(enbiye suresi 80)Davut (a.s) bütün bedeni örtücek uzun zırhlar yap,onları dokumada intizamı gözet diye emir ettik. NEFSE HOŞ GELEN DÜNYA NİMETLERİRuhul beyan tevsirinde zikir edildiğine göre,ulema buyurmuşturki,Allahu Teala Hazretleri meleklere hiç şehvet vermeyip,sırf akıl vermiştir,hayvanlara ise hiç akıl vermeyip,sırf şehvet vermiştir.İnsana ise,her ikisinide vermiştir.Ohalde aklını şehvetine galip kılan insan,meleklerden efdal (üstün) olduğu gibi,şehvetini aklına galip kılanlarda hayvanlardan daha rezil (aşağı)'dır.Bununla beraber kadınlar,şeytanın ipleri (erkekleri avlamak için kullandığı aletler) olduğu için şehvet bakımından en ileridirler.Bundan dolayı insanın hayatına mal olacak kuvvetli aşk,ancak kadınlar hakkında görülebilir.Nitekim;Resullulah (s.a.v)'den rivayet edildiğine göre:Erkekler için benden sonra insanlar içinde kadınlardan daha zararlı bir fitne (imtihan vesilesi)bırakmadım buyurdu.Ulemanın buyurduğununa göre kadınlarda 2 fitne vardır.1-Onlar sebebiyle rahim (akraba ilişkileri) kesilir.Nitekim karısının keyfine uyarak ana babadan ve kardeşlerden kopan nice aileler görülmektedir.2-Onların isteklerini yerine getirmek için helal haram demeyip mal toplanır.Şehavattan ikincisi evlat sevgisidir.Erkek çocuğun sevgisi kızın sevgisinden daha fazla olduğundan,Allahu Teala erkeği özellikle zikir etmiştir.Ayrıca oğlan,insanın kendi makamına hakim (durucu),düşmanlarını def etmeye kadir (güçlü) ve babasının bütün işlerini yürütmeye kafi (yeterli) olduğundan,kızdan ziyade oğlana karşı sevginin insanlara süslendiği açıklanmıştır.Gerçektede insanlardan bir çoklarının,kızdan çok oğlan çocuklarını sevdikleri görülmektedir.Evlat fitnesi hakkında'da Efendimiz (s.a.v)'min şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir.Çocuk;üzüntü,korku,cehalet ve cimrilik vesilesidir.Ayrıca ulema çocuklar sebebiyle helal haram demeden mal toplama fitnesinin olduğunuda zikir etmişlerdir.Şuda bilisinki,Allahu Teala Hazretlerinin insanın kalbinde aile ve çocuk sevğisini yaratmasında büyük hikmetler vardır.Bu sevği olmayacak olsa çoğalma meydana gelmeyeceginden,neslin kesilmesine sebeb olur.Bu sevgi bütün yaratıklarda tabi bir hal gibidir.Bundan dolayı bütün canlılarda mevcuddur.(r.f cild3 ali imran suresi 15.ayet) CENNET NİMETLERİ

Sehl (r.anh) Efendimiz (s.a.v)'in şöyle buyurduğunu işittim dedi:Cennete bir kamçı kadar yer,dünyadan ve dünyadaki herşeyden daha hayırlıdır.Ali imran suresi 15 ayeti kerimesinde  buyrulmuşturki;ahiret nimetlerinin muttaki (Allahu Tealadan sakınan)'lara mahsus olup,herkese nasip olmayacagı beyan edilerek,ahiret nimetlerinin şanı büyütülmüş ve hayırlı oldukları ispat edilmiştir.Çünkü dünya nimetlerinin o kadar değeri olmadığından herkese verilmektedir.Ahiret nimetleri ise çok hayırlı ve sonsuz olduğundan sadece hayırlı kullara nasip kılınmıştır.Allahu Teala Hazretleri,bu ayeti celilesinde ahiret nimetlerinin çok hayırlı olduğunu beyan bulunmaktadır,zira anne rahmine nisbetle dünya ne kadar geniş aydınlık ve bol nimetlerle dolu ise,dünyaya nispetle ahirette o kadar geniş nurlu ve bol nimetlerle doludur.Cennete envai çeşit nimetler bulunsada nimetlerin çokluğuyla insanın rahatlığı tamamlanmayıp,ancak aile ile tamamlanacagından Cenabı Hak  muttakiler için cennette,her türlü kötü huydan,çirkin söz ve fuhşiyattan ve insan tabiatının sevmediği herşeyden pak ve temiz eşler bulunduğunu açıklamıştır.Ancak bütün bu nimetlerin nimet olması,sahibinin razı ve hoşnut olmasına bağlı olduğundan Cenabı Hak cennette keyfe keder vereçek hiç bir şey bulunmadığı anlaşılsın için cennete girecek olan mütakilerden razı olduğunuda açıklamıştır. Kazi Beyzavi buyurmuşturki:Allahu Teala Hazretleri bu ayeti celileleriyle dünya ve ahiretteki bütün nimetlerine işaret etmiştir.Bunların en aşağısı dünya nimetleri,ortası cennet nimetleri, en yükseği ise Allahu Tealanın rızasıdır.Nitekim Allahu Teala Hazretleri "ve Allahu Tealanın en ufak bir rızası,herşeyden daha büyüktür." Buyurmuştur.(tövbe suresi 72. ayet)Allaha (c.c) ve ahiret gününe inan bir milleti babaları,oğulları ve kardeşleri yahut akrabalarıda olsa Allahu Teala ve Resulüne karşı gelenlerle dostluk eder (bir halde) bulamazsın (göremezsin) işte onların kalbine Allahu Teala imanı yazmış ve kendinden bir ruh ile (manen diriltecek bir kitapla) onları kuvvetlendirmiştir.Ve bunları,altlarından ırmaklar akan cennetlere koyacak ve orada ebedi kalacaklardır.Allahu Teala onlardan razı olmuş,onlarda Allahu Tealadan hoşnut olmuşlardır.İşte onlar Allahu Tealanın hızbi (fırkası,taraftarları)'dır.İyi bilinki,şüphesiz Allahu Telanın hızbi (mensupları) felah bulan kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.(Mücadele suresi 22. ayet)Ve Allahu Tealanın en ufak bir rızası herşeyden daha büyüktür.(tövbe suresi 72 ayet)Şüphesiz iman edip ameli salih işleyenler varya,işte onlar yaratılanların en hayırlısıdır.Onların,Rableri katındaki mükafatları altlarından ırmaklar akan,içinde devamlı kalacakları adin cennetleridir.Allahu Teala onlardan razı olmuş,onlarda  ondan hoşnut olmuşlardır.Bu söylenenler,Rabbinden korkan ona karşı daima saygı gösterenler içindir.(beyyine suresi 7-8 ayet).  NİMETE ŞÜKÜRHadisi şerifte buyrulduki "nimet,vahşi hayvan gibidir.Onu şükürle bağlayınız."Çünkü nimete şükür edildiği zaman yerinde sabir kalır(durus).Nimete namkörlük yapılınca,kaçar.Hz Alide size niğmetin uçlarından ulaştığı zaman az şükür etmek suretiyle onu uzaklara kaçırmayınız.Yani kendisinde bulunan nimetlere şükür etmeyen,uzakta olan nimetlerden mahrum kalır.Şükür eden mümin iman,takva,sıdk,tevekkül,ihlas,güzel ahlak gibi bağtıni

ve zahiri nimetlerin elinden çıkmaması için şükür ipiyle onları kendisine bağlar.Bu nimetlere şükür etmeyen kimsede şükretmemekle namkörlük eder ve onları elinden kaçırır.Ve sonunda nimetlerin yerinde fakirlik,küfür,nifak,imanda şüphe ile bağzı kötü vasıf ve huyları bulur.Mümin daima sabırlı ve şükür edicidir.Çünkü dünya bela ve müsibet yeridir.Hatta kula verilen nimetlerde onun uğradığı bela ve müsibetlerdir.Çünkü,bu nimetlerin verilmesiyle,ona şükürmü yoksa günah işlerde kullanmak suretiyle,namkörlükmü edicek,diye kul imtihan edilmekte ve denenmektedir.İşte bu imtihan kul için bir musibettir.Çünkü imtehanda muvaffak olmassa yani nimetlere şükretmeyi başaramazsa sonu felaket ve hüsran olucaktır.Allahu Tealanın muhafazasına nail olabilmenin sebeblerinden bazılarını "ibadet ve taatte gayret ve devam etmek,günahları terk etmek,misvak kullanmak,az uyumak,gece namazı kılmak ve kuranı kerimi yüzünden okumak olarak bildirilmiştir." RIZKIN YARADILIŞIİbni Abbas (r.anh) buyurduki,Allahu Teala Hazretleri cestlerden 4000 sene evvel ruhları yarattı,ruhlardan 4000 sene evvelde rızıkları yarattı kendisi var olup,gök,yer,kara,deniz hiç bir şey yokken kendisinin varlığı ve birliği hakkında şahitlik ederek "Şehidallahü ennehü lailahe illahu "(ali imran suresi 18).Allahu teala kendisinden başka hiç bir İlah olmadığına şahitlik etti.Buyurdu.Meleklerin ve ilim sahiplerinin şehadetleri ise Allahu Tealanın birliğini dilleriy söylemelerin ibarettir.Dolasıyla müminlerin kelimeyi şehadeti dilleriyle söylemesi vaciptir.Müminlerin yaşadığı müddetçe kelimei tevhidi tekrar etmesi gerektiğine işaret için,bu ayeti celilede kelimei tevhit ikinci defa zikir edilmiş ve kullara "La ilahe illah" kelimesini çok zikredin denmek istemiştir. Dünya zılli zaildir ona güvenen nadimdir.O,seninle kalsada,sen onunla kalamazsın.Dünyadan çıkmadan önce,kalbinden dünya sevgisini çıkar.Dünya lezzetlerine aldanmayan,cennet nimetlerine kavuşur,iki alemde aziz ve muhterem olur.Dünya harabtır,Şerbetleri seraptır,nimetleri zehirli,safaları kederlidir.Bedenleri yıpratır,emelleri artırır,kendini kovalayan kaçar,kaçanı kovalar,dünya bal'a,içine düşenler sineğe benzer.Nimetleri geciçi,halleri değişicidir.Dünyaya ve buna düşkün olanlara inanılmaz.çünkü bunlarada vefa ve sefa bulunmaz.Fani olanı verki,baki olanı alasın.Kendini bilen kişinin,bu dünyaya düşkün olmasına şaşılır.Şakiler dünyaya sarılır.Saitler,baki olana sarılır.Bedeninle dünyada ol,kalp'inle ahireti bul.Nefsin arzularını terk eden,pak olur,afiyetlerden selamet bulur,Allahu Tealanın razı olmadığını terk edene Allahu Teala daha iyisini verir.Dünyayı anlayan onun sıkıntılarından üzülmez ve ondan sakınır.Ondan sakınan,nefsini tanır.Nefsini tanıyan rabbini bulur,Mevlasına hizmet edene dünya hizmetçi olur.Dünya insanın gölgesine benzer kovalarsan kaçar,kaçarsan seni kovalar.Dünya,aşıklarına mihnet,lezzetlerine aldanyanlara nimet,ibadet edenlere kazanç yeridir.İbret alanlara hikmet ve kendini tanıyanlara selamet yeridir.Ana rahmine nisbetle cennet,ahirete nisbetle çöplük gibidir. Allahu Teala yeryüzünü sedef gibi yaratmıştırki,onun içine konan inci Adem (a.s) ve evlatlarıdır.Sonra Allahu Teala onların çeşitli ihtiyaçlarını bilmiş ve sanki adem (a.s) ile çocuklarına hitaben şöyle buyurmuştur:Ey Adem ben seni  anne gibi olan bu topraktan

başkasına muhtaç etmeyeceğim.Bak görki ey kulum sence en kıymetli eşya,altın ve gümüştür.Ben yeri,altın ve gümüşten yaratsaydım bu faydalar ondan elde edilebilirmiydi.Sonra Ben,zindan olan bu dünyada bu kadar nimetler yarattımsa ya cennetteki hal nice olur.Vel hasıl,yer senin annendir,hatta sana annenden daha şevkatlidir.Çünkü annen sana tek çeşit süt içirmekte,toprak ise sana türlü türlü yemekler yedirmektedir.Sizi topraktan yarattık,tekrar ona döndüreceğiz.(taha suresi 55).Kavli şerifinin hükmünce,biz,sizi annenize iyade edeceğiz,bu ise,bir tehdit sayılmaz.Çünkü kişi annesiyle korkutulmaz,çünkü sen küçük annenin karnında bulunuyorken,büyük günah şöyle dursun bir zerren bile yoktu.Bilhakis Allahu Tealaya o derece itaatliydinki,seni dünyaya çıkmaya bir defa davet ettiğinde Rabbine icabeten başınla çıktın.Bugün ise seni,yetmiş kere namaza çağırıyorda ayagınla bile icabet etmiyorsun. Ey ademoğlu acele etme rızık taksim olunmuştur,hırslı olan mahrum kalır.Cimri olan kötülenirhaset olan üzülür.Dünya devamlı değildir rızkı verici bizi yaratan ve yaşatan Allahu Tealadır.Ey oğul az mal güzel idare ile çok olur.Çok mal kötü idare ile israfla yok olur.Ey oğulcuğum masraflarını gelirine ayarla iktisat et,aşarı gitme her işte itidal sahibi ol,yani orta yolu tercih et,cömertliği adet et.Amelin en güzeli doğruluk,en çikinide yalandır.Kadının çalışması kıyamet alametlerindendir.Günahların içinde bocalayan kimsenin doğruluğu bulması çok zordur.Şüphelendiğin şeyden uzaklaş,şphe vermiyene sarıl.Doğruluk sükun ve huzurdur.Tehlikenin doğruluk içinde oldugunu görseniz dahi doğruluğu arayınız.Çünkü doğrulukta kurtuluş ve selamet vardır.Doğru olan iyi davranır,iyi davranan emin olur,emin olanda cennete girer.Bir insanda 3 şey bulunduğu vakit onun salih bir insan olduğu anlaşılır.Bunlar nefsani arzulardan uzak olmak Allah rızası için doğruluk,helal ve temiz yemek. Ey insanoğlu bilesinki helal sana damla damla gelir,haram ise sel gibi gelir.Kimin yaşayış ve rızkı saf olursa,dinide saf ve arı(pak) olur.Ey insanoğlu bilesinizki taşlar su ile yumuşamadığı gibi,katı olan kalplerinizde öğütle yumuşamaz.Ey insanoğlu yarınkı rızkını benden isteme zira ben senden yarınki iş ve ibadetini istemiyorum.Ey insanoğlu ben senin az ameline razıyım fakat,sen çok rızka razı olurmuyorsun,yine istiyorsun.Ey insanoğlu dilin senin aslanındır,eğer onu salı verirsen,seni yer.İbadeti ve taati zamanında hemen yapki,sonra yaparım diye geçiktirmek.onları yapmana mani olmasın.İşlemediğin amelin karşılığını isteme,amelin makbul ise karşılık olarak sana yeter.Nimetlere şükür etmeyen,elinden çıkmasına çalışmış olur.Nimetlere şükür eden onları en kuvvetli bağlarla bağlamış olur.İmamı Malik hz. buyurduki:İnsan kendisi için hayır işlemez,kendisine iyilik yapmazsa,İnsanlarda ona hayır ve iyilik yapmaz. 

 HEDİYELEŞMEKHediye vermek sevaptır.Sevgi meydana getirir,düşmanlığı giderir.Resullullah(s.a.v) müsafaha ediniz.Bununla düşmanlık ve kinler gider.Hediyeleşiniz.Bir birinizi seversiniz,husumet ve kin gider.Buyurdu.Resullullah(s.a.v)hediyeleşiniz,çünkü hediyeleşmek sevgiyi kat kat yapar,gögüsteki fesat ve kötülükleri giderir.Buyurdu.Hediye vermekler sünneti seniyye uyulduğu gibi hediye veren ve alan arasındada yakınlık meydana gelir.Kalpden,fesat ve sıkıntı veren düşünceleri giderir.Resullulah(s.a.v)hediye kabul ettikleri gibi,hediyeye karşılık hediyede verirlerdi.Fakat sadaka kabul etmezlerdi.Süleymen (a.s) ve diğer peygamberlerde böyle idiler.  DÜNYAYA DEĞER VERMEKMarifet namadeki hadisi şerifte şöyle buyrulmuştur:Mesut o kimsedirki,dünya onu terk etmeden o dünyayı terk etmiştir.Arzusu ahiret olup,ahiret için çalışana,Allahu Teala dünyayı hizmetçi yapar.Yalnız dünya için çalışana,Yalnız kaderinde olan kadar gelir.İşleri karışık üzüntüsü çok olur.Ahiretin sonsuz olduğuna inan kimsenin,bu dünyaya sarılması şaşılacak şeydir.Dünya sizin için yaratıldı,sizde ahiret için yaratıldınız.Ahirette ise cenneten ve cehennem ateşinden başkası yoktur.Camiler cennetin alış veriş merkezidir.Paraya,yiyeceğe tapınan kimse helak olsun,mal ve şehvet hırsının,insana zararı koyun sürüsüne giren 2 aç kurdun zarından daha çoktur.Dünyadan yetecek kadar alan,onun şerrinden kurtulur,daha fazla uğraşanın ise harareti artar.Bundan dolayı buyrulmuşturki dünya tuz gibidir,kim onu artırmaya gayret etse,susuzluğu (dünyaya karşı isteği artar).Sizlerin fakir olacağınızı düşünmüyor bunun için  üzülmüyorum,sizden önce  gelmiş olanlara oldugu gibi dünyanın elinize geçerek Allahu Tealaya asi ve birbirinize düşman olmanızdan korkuyorum.Dünyayı terk eyleki Allahu Teala seni sevsin malına göz dikmeki herkes seni sevsin. Dünya geçileçek bir köprü gibidir.Bu köprüyü tamir etmeye uğraşmayın,hemen geçip gidin.Dünyaya burada kalacağınız kadar,Ahirete'de orada kalacağınız kadar çalışın.Ey dünya;bana hizmet edene hizmetçi ol,sana hizmet edene güçlük göster.Buyurdu.Peygamberimiz (s.a.v)buyurmuşturki;ya Rabbi beni sevenlere hayırlı mal ver bana düşmanlık edenlere mallarını ve çocuklarını düşman eyle buyurdu.Dünya insanın gölgesine benzer,kovalarsan kaçar,kaçarsan seni kovalar.Dünya sevgisi ahirete hazırlanmaya mani olur.Çünkü kalp onu düşünmekle Rabbini unutur.Beden onu elde etmeye uğraşarak ibadet yapamaz hale gelir.Dünya ile ahiret,doğu ile batı gibidir.birine yaklaşırsan ötekine uzak olursun.Din bilğilerini dünyalık ile geçirmek için öğrenenler,cennetin kokusunu duyamacaklardır.İlim tahsil ettiği halde,bu ilimle amel etmeyen,kimseye alim denmez. 

Ey ademoğlu çokla doymaz,aza kanaat etmezsin,malını seni iyilikle anmayan için biriktirirsin.Halbuki Rabbinin huzuruna çıkacaksın ve özürleri süremeyeceksin,sen sadece midenin ve şehvetinin kulusun.Miden ise ancak kabre vardığında dolar.Ey ademoğlu sen toprağın malını başkasının terazisinde göreceksin.3 şeye şaşarım dünyayı elde etmeyi çalışana,zira ölüm ona yaklaşıyor.Köşkler yapana şaşarım zira kalaçağı yer kabirdir.Katıla katıla gülene şaşarım,halbuki önünde cehennem var.Dünyayı isteyen deniz suyu içiene benzer,ne kadar içerse harareti o kadar artar ve nihayet ölür.Su ile ateş bir kabta durmadığı gibi,dünya ve ahiret sevgisi aynı kalpde durmaz.Sizden biriniz,denizin dalğaları üzerine ev yapamadığı gibi,dünyayıda devamlı kalma yeri bilmesin.Dünya sevgisi,bütün kötülüklerin başıdır.Günahların başıda küfürdür.İsa (a.s) dünya sevğisi bütün kötülüklerin başıdır,gözde bakışı,kalpde şehveti büyütür (insanı aç gözlü,doymaz eder).Yemin ederimki şehvet(nefsin isteklerine uymak) sahibine uzun süren sıkıntı bırakır.Dünyadan geçmeye bakın,tamiri ile uğraşmayın.Ey ademoğlu,ey zayıf insan,nerede olursan Allahtan (c.c) kork.Dünyada yolcu gibi ol.Meclisleri ev edin.Gözüne ağlamayı,bedenine sabrı,kalbine tefekkürü öğret.Yarınki rızkını düşünüp üzülme (Allahu Teala rızkı kendi üzerine almıştır.Bundan şüphen olmasın).Yoksa günaha girersin.İsa (a.s) buyurduki,Allah (c.c)katında en sevgili olan şey,salih kalplerdir.Allahu Teala,onların hürmetine dünyayı yaşatır.Onlar bozulunca yer yüzünü harap eder.Dünya işleri için üzüntüye düşen kimse Allahın Gazabını artırır ve rahmetinden uzaklaştırır.Ey ademoğlu,eğer dünyaya çalıştığın kadar ahiret,için çalışsaydın.Hesapsız cennete girerdin.Eğer kaanat etseydin,,herkesten zengin olurdun.Eğer haramdan sakınsaydın,dinini halis ederdin.Eğer yalan söylemeyi terk etseydin.sıddıklardan olurdun.