ÖnsÖz teĢekkür ederim. gösterdikleri anlayıĢ ve...
TRANSCRIPT
ii
ÖNSÖZ
Bana bu konu ile ilgili çalıĢma Ģansını veren ve çalıĢmam boyunca beni yönlendiren danıĢman hocam Sayın Prof. Dr. Hasan Z. Sarıkaya’ya teĢekkürü bir borç bilirim. Bilgi ve desteği ile çalıĢmalarımda yanımda olan Sayın Prof. Dr. Hulusi Barlas’a ayrıca teĢekkür ederim. Gösterdikleri anlayıĢ ve desteklerinden dolayı Ġstanbul Sanayi Odası Çevre ġubesi Müdürü Nurdan Sirman’a, Müdür Yardımcısı NeĢe EriĢ’e, Hukuk DanıĢmanı Av. Halil Ünlü’ye, Çevre Mühendisi Erbil Büyükbay’a, Özlem AteĢ’e, Burak Aydoğan’a ve aileme teĢekkür ederim.
Mayıs, 2002 DENĠZ KÜLAHLIOĞLU
iii
İÇİNDEKİLER
TABLO LİSTESİ vi ŞEKİL LİSTESİ vii ÖZET viii SUMMARY ix
1. GİRİŞ 1
1.1. ÇalıĢmanın Amacı ve Kapsamı................................................................... 1
2. AVRUPA BİRLİĞİ ÇEVRE POLİTİKASININ HUKUKİ TEMELLERİ 3
2.1. Kurucu AntlaĢmalarda Çevrenin Korunmasına ĠliĢkin Düzenlemeler......... 3 2.1.1. AET(Avrupa Ekonomik Topluluğu)-AKÇT(Avrupa Kömür ve Çelik
Topluluğu)-EURATOM(Avrupa Atom Enerjisi Topluluğu) AntlaĢmaları. 3 2.1.2. Avrupa Tek Senedi................................................................................ 5 2.1.3. Maastricht AntlaĢması........................................................................... 7 2.1.4. Amsterdam AntlaĢması......................................................................... 9 2.1.5. Nice AntlaĢması................................................................................. 11
2.2. Avrupa Birliği Çevre Politikası ve Uygulanması....................................... 11 2.2.1. Avrupa Birliği Çevre Hukukunun Kaynakları....................................... 11 2.2.1.1. Yönetmelikler................................................................................. 12 2.2.1.2. Direktifler....................................................................................... 12 2.2.1.3. Kararlar......................................................................................... 13 2.2.1.4. Tavsiye ve GörüĢler..................................................................... 13 2.2.1.5. Uluslararası AnlaĢmalar................................................................ 13
2.2.2. Avrupa BütünleĢmesinin Çevre Sorunları Ġle Ġlgilenmesini Gerektiren Sebepler.............................................................................................. 13
3. ENDÜSTRİYEL KİRLİLİK KONTROLÜ VE RİSK YÖNETİMİ 15
3.1. Entegre Kirlilik Önleme ve Kontrolü......................................................... 16 3.1.1. Entegre Kirlilik Önleme ve Kontrolü Direktifinin Uygulanmasında Genel
Esaslar................................................................................................. 17 3.2. Sanayi Tesislerinden Kaynaklanan Hava Kirliliği..................................... 18
3.2.1. Sanayi Tesislerinden Kaynaklanan Hava Kirliliği Ġle Mücadele Edilmesi Hakkındaki Direktifin Uygulanmasında Genel Esaslar......................... 19
3.3. Büyük Yakma Tesisleri............................................................................. 19 3.3.1. Büyük Yakma Tesislerinden Havaya KarıĢan Bazı Kirletici Maddelerin
Emisyonunun Sınırlandırılmasına ĠliĢkin Direktifin Uygulanmasında Genel Esaslar....................................................................................... 20
3.4. Sanayilerden Kaynaklanan Uçucu Organik BileĢik Emisyonları................ 20 3.4.1. Bazı Sanayi Tesislerinde Organik Solvent Kullanımı Sonucu Ortaya
Çıkan Uçucu Organik BileĢik Emisyonlarının Azaltılması Hakkındaki Direktifin Uygulanmasında Genel Esaslar........................................... 21
3.5. Büyük Endüstriyel Kazalar....................................................................... 21 3.5.1. Seveso II Direktifinin Uygulanmasında Genel Esaslar......................... 22
3.6. Çevre Yönetimi ve Denetimi Programı...................................................... 22 3.6.1. EMAS Yönetmeliğinin Uygulanmasında Genel Esaslar....................... 23
3.7. Eko-Etiket.................................................................................................. 24
iv
3.7.1. Eko-Etiketleme Yönetmeliğinin Uygulanmasında Genel Esaslar......... 24
4. ENTEGRE KİRLİLİK ÖNLEME VE KONTROLÜ DİREKTİFİ 25
4.1. Entegre Kirlilik Önleme ve Kontrolü Direktifi ile Ġlgili Genel Hususlar....... 27 4.2. Entegre Kirlilik Önleme ve Kontrolü Direktifinin Uygulanma Esasları........ 29
5. TÜRKİYE’NİN ENTEGRE KİRLİLİK ÖNLEME VE KONTROLÜ DİREKTİFİNE UYUMU 31
5.1. Türkiye’de Sanayiden Kaynaklanan Kirliliğin Kontrolüne Yönelik Yasal Düzenlemeler............................................................................................ 31
5.1.1. Çevresel Etki Değerlendirilmesi Yönetmeliği....................................... 32 5.1.2. Gayri Sıhhi Müesseseler Yönetmeliği................................................... 36 5.1.3. Hava Kalitesinin Korunması Yönetmeliği.............................................. 37 5.1.4. Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği.......................................................... 37 5.1.5. Tehlikeli Kimyasallar Yönetmeliği........................................................ 39 5.1.6. Tehlikeli Atıkların Kontrolü Yönetmeliği............................................... 40 5.1.7. Katı Atıkların Kontrolü Yönetmeliği...................................................... 41
5.2. Türkiye’de Entegre Kirlilik Önleme ve Kontrolü Direktifi’ne Uyum Ġçin Yapılması Gereken ÇalıĢmalar................................................................. 42
6. ÇİMENTO ENDÜSTRİSİNDE ENTEGRE KİRLİLİK ÖNLEME VE KONTROLÜ DİREKTİFİ KAPSAMINDA YAPILMASI GEREKENLER 46
6.1. Çimento Üretimi....................................................................................... 46 6.1.1. TaĢ Ocaklarından Hammadde Temini................................................ 47 6.1.2. Hammadde Hazırlama ....................................................................... 47 6.1.3. Yakıt Hazırlama .................................................................................. 47 6.1.4. Klinker Yakma...................................................................................... 47 6.1.5. Çimento Öğütme.................................................................................. 48 6.1.6. Çimento Paketleme ve Dağıtım.......................................................... 48
6.2. Çimento Tesislerinde Uygulanabilecek Mevcut En Ġyi Teknikler.............. 48 6.2.1. Hammadde Tüketimi............................................................................ 48 6.2.2. Enerji Kullanımı.................................................................................... 48 6.2.3. Proses Seçimi...................................................................................... 49 6.2.4. OluĢan Kirletici Miktarını Azaltmak Ġçin Kullanılan Genel Teknikler.... 49
6.2.4.1. Proses Optimizasyonu................................................................. 49 6.2.4.2. Yakıt ve Hammadde Seçimi ........................................................ 49
6.2.5. NOx Emisyonlarını Kontrol Teknikleri ............................................. 49 6.2.5.1. Alev Soğutma............................................................................... 50 6.2.5.2. Low-NOx Brülörü........................................................................... 50 6.2.5.3. Kademeli Yakma............................................................................. 51 6.2.5.4. Seçici Katalitik Olmayan Ġndirgeme (SNCR)................................. 51 6.2.5.5. Seçici Katalitik Ġndirgeme (SCR)..................................................... 51
6.2.6. SO2 Emisyonlarını Kontrol Teknikleri ............................................. 52 6.2.6.1. Absorban Kullanımı....................................................................... 52 6.2.6.2. Venturi Yıkayıcısı........................................................................... 52 6.2.6.3. Islak Yıkayıcı................................................................................. 53 6.2.6.4. Aktif Karbon................................................................................... 53
6.2.7. Toz Emisyonlarını Kontrol Teknikleri .................................................. 53 6.2.7.1. Elektrostatik Filtreler...................................................................... 54 6.2.7.2. Torba Filtre.................................................................................... 54 6.2.7.3. Yayılı Toz Emisyonlarının Kontrolü............................................... 55
6.2.8. Diğer Kirleticilerin Kontrolü.................................................................. 55 6.2.8.1. Karbon Oksitler............................................................................. 55 6.2.8.2. Uçucu Organik BileĢikler, Dioksin ve Furan................................... 55 6.2.8.3. Metaller.......................................................................................... 56
v
6.2.8.4. Atıklar............................................................................................. 56 6.3. Ġncelenen Çimento Üretim Tesisine Ait Genel Bilgiler.............................. 56 6.4. Ġncelenen Çimento Tesisinin Üretim Bilgileri........................................... 57
6.5. Ġncelenen Çimento Üretim Tesisinde Entegre Kirlilik Önleme ve Kontrolü Direktifine Uyum Kapsamında Ortaya Çıkacak Yatırım Maliyetleri ......... 59
6.5.1. Proses Seçimi...................................................................................... 60 6.5.2. Proses Optimizasyonu...................................................................... 60 6.5.3. NOx Emisyonlarının Kontrolü Ġçin Uygulanabilecek Tekniklerin
Maliyeti............................................................................................... 60 6.5.3.1. Alev Soğutma............................................................................... 60 6.5.3.2. Low-NOx Brülörü........................................................................... 60 6.5.3.3. Kademeli Yakma............................................................................. 61 6.5.3.4. SNCR............................................................................................. 61 6.5.3.5. SCR................................................................................................ 61
6.5.4. SO2 Emisyonlarının Kontrolü Ġçin Uygulanabilecek Tekniklerin Maliyeti............................................................................................... 61
6.5.4.1. Absorban Kullanımı....................................................................... 62 6.5.4.2. Venturi Yıkayıcısı........................................................................... 62 6.5.4.3. Islak Yıkayıcı................................................................................. 62
6.5.5. Toz Emisyonlarının Kontrolü Ġçin Uygulanabilecek Tekniklerin Maliyeti............................................................................................... 62
6.5.5.1. Fırın Sonrası Kullanılacak Elektrostatik Filtre.............................. 63 6.5.5.2. Klinker Soğutucu Sonrası Kullanılacak Elektrostatik Filtre............. 63 6.5.5.3. Çimento Değirmeni Sonrası Kullanılacak Elektrostatik Filtre.......... 63 6.5.5.4. Fırın Sonrası Kullanılacak Torba Filtre........................................... 64 6.5.5.5. Klinker Soğutucu Sonrası Kullanılacak Torba Filtre...................... 64 6.5.5.6. Çimento Değirmeni Sonrası Kullanılacak Torba Filtre.................. 64
6.5.6. Diğer Kirleticilerin Kontrolü.................................................................. 64 6.5.7. Ġncelenen Tesisin Entegre Kirlilik Önleme ve Kontrolü Direktifine
Uyumu Kapsamında Yapılacak Yatırımlar Ġçin Ödenecek Yıllık Toplam Miktar....................................................................................... 65
6.6. Türk Çimento Sektöründe Entegre Kirlilik Önleme ve Kontrolü Direktifi Kapsamında Ortaya Çıkacak Yatırım Maliyetleri...................................... 65
7. SONUÇ VE ÖNERİLER 67
KAYNAKLAR 69
EKLER 70
ÖZGEÇMİŞ 88
vi
TABLO LİSTESİ
Sayfa No Tablo 5.1. Türkiye’de Entegre Kirlilik Önleme ve Kontrolü Direktifi’nin
Uygulanmasına Yönelik Termin Planı Önerisi...……………....... 45
Tablo 6.1. NOX Emisyonlarını Kontrol Teknikleri ve Maliyetleri...………..... 50 Tablo 6.2. SO2 Emisyonlarını Kontrol Teknikleri ve Maliyetleri……............ 52 Tablo 6.3. Toz Emisyonlarını Kontrol Teknikleri ve Maliyetleri.................... 54 Tablo 6.4. Ġncelenen Tesisin, Hava Kalitesinin Korunması Yönetmeliği ve
Entegre Kirlilik Önleme ve Kontrolü Direktifi Uyarınca Uyması Gereken Emisyon Limit Değerleri...............................................
59
vii
ŞEKİL LİSTESİ
Sayfa No Şekil 5.1 Şekil 5.2 Şekil 6.1
: ÇED Prosedürü............................................................................ : ÇED Ön AraĢtırma Prosedürü..................................................... : Ġncelenen Çimento Tesisinin Üretim AkıĢ ġeması......................
34 35 58
viii
ÖZET
Bu çalıĢma, Avrupa Birliği Entegre Kirlilik Önleme ve Kontrolü Direktifi’nin, idareye ve sanayi sektörüne getirdiği yükümlülükleri ve söz konusu Direktife uyum çerçevesinde yapılması gereken çalıĢmaları ortaya koymayı amaçlamaktadır. Entegre Kirlilik Önleme ve Kontrolü Direktifi, Avrupa Birliği çevre mevzuatında, Endüstriyel Kirlilik Kontrolü ve Risk Yönetimi baĢlığı altında yer almaktadır. Direktif, endüstri tesislerine faaliyet izni verilmesi konusunda; havaya, suya ve toprağa olan etkilerin, enerji kullanımının, atık yönetiminin, acil durumlarda ve tesisin kapatılması sonrasında ortaya çıkabilecek çevresel etkilerin bir bütün olarak ele alınarak tek bir izin belgesi kapsamında düzenlenmesi ve üretimde Mevcut En Ġyi Tekniklerin kullanılması gibi yeni bir takım yaklaĢımlar ve yükümlülükler getirmektedir. ÇalıĢma kapsamında, Entegre Kirlilik Önleme ve Kontrolü Direktifi incelenmiĢ, hem idare hem de sanayi sektörü için getirilen yükümlülükler ve ilgili Direktifin uygulanma esasları ortaya konulmuĢ, yükümlülükleri karĢılamak amacıyla idare ve sanayi sektörünün ne tip çalıĢmalar yapması gerektiği belirlenmiĢtir. Konu kapsamında çimento üretimi yapan bir tesiste yapılan uygulama çalıĢması ile, tesisin Direktife uyum kapsamında yapması gereken yatırımlar belirlenmiĢ ve bu yatırımların maliyeti hesaplanmıĢtır. Uygulama çalıĢmasından hareketle, Türk çimento sektöründe Direktife uyum için yapılması gereken yatırımların maliyeti hakkında tahmini bir sonuç çıkarılmıĢtır.
Bölüm 2’de Avrupa Birliği Çevre Politikasının hukuki temelleri ve kurucu antlaĢmalarda çevre ile ilgili olarak yer alan hükümler açıklanmıĢtır.
Bölüm 3’de Avrupa Birliği çevre mevzuatında Endüstriyel Kirlilik Kontrolü ve Risk Yönetimi baĢlığı altında yer alan Direktiflerin içerikleri ve uygulama esasları hakkında bilgi verilmiĢtir.
Bölüm 4’de Avrupa Birliği Entegre Kirlilik Önleme ve Kontrolü Direktifi incelenerek, idareye ve sanayi sektörüne getirdiği yükümlülükler ve uygulama esasları ortaya konulmuĢtur.
Bölüm 5’de Türkiye’de sanayiden kaynaklanan kirliliğin kontrolüne yönelik yasal düzenlemeler hakkında bilgi verilmiĢ ve Direktife uyum kapsamında Türkiye’de yapılması gereken çalıĢmalar ile ilgili olarak önerilerde bulunulmuĢtur.
Bölüm 6’da Çimento üretimi yapan bir tesis incelenmiĢ, Direktife uyum kapsamında tesiste yapılması gereken yatırımlar belirlenerek maliyetleri hesaplanmıĢ, Direktife uyumun Türk çimento sektörüne getireceği maliyet hakkında tahmini bir sonuç çıkarılmıĢtır.
Bölüm 7’de bu çalıĢmadan çıkan sonuçlar değerlendirilmiĢtir.
ix
EUROPEAN UNION INTEGRATED POLLUTION PREVENTION AND CONTROL DIRECTIVE AND TURKEY
SUMMARY
This study aims at demonstrating the obligations brought by the European Union Integrated Pollution Prevention and Control Directive on the administration and industry sector and the actions to be taken within the framework of compliance with the said Directive. The European Union Integrated Pollution Prevention and Control Directive takes place in the European Union Enviromental Legislation under the heading of Industrial Pollution Control and Risk Management. The Directive, in the subject of providing the industrial installations with operation licence, brings several approaches and obligations such as taking all the enviromental effects that may arise after the closing of the installation, and in emergency cases, waste management, the effects on air, water and soil, energy use altogether and arranging all of them in a single permit licence and using the Best Available Techniques. Under the coverage of the study, Integrated Pollution Prevention and Control Directive has been investigated, obligations brought for both administrative and industrial sector and the principals of the related Directive have been put forward, the issues such as what kind of actions should be taken in order to meet the obligations have been determined. Under the coverage of the study through a case-study conducted in an installation manufacturing cement, the invesments that must be realized within the framework of compliance with the said Directive have been determined and the cost of these investments has been calculated. Based on the case-study, an estimated result has been found about the costs of the investments that must be realized within the framework of the compliance with the said Directive in the Turkish Cement Sector.
In Chapter 2, the legal bases of the European Union Environmental Policy and the provisions stipulated in the treaties in connection with the environment have been explained.
In Chapter 3, the information about the contents of the Directive given under the heading of Industrial Pollution Control and Risk Management and application principles has been given.
In Chapter 4, Integrated Pollution Prevention and Control Directive has been investigated, obligations brought for both administrative and industrial sector and the principals of the related Directive have been put forward.
In Chapter 5, information about the legal arrangements for the purpose of control of pollution in Turkey resulting from the industry has been given and several proposals have been made about what kind of actions should be taken in Turkey within the framework of compliance with the said Directive.
In Chapter 6, an installation manufacturing cement has been investigated, the investments that must be realized within the framework of compliance with the said Directive have been determined and the cost of these investments has been calculated and an estimated result for the cost about the compliance with the said directive in the Turkish Cement Sector has been found.
In Chapter 7, the results of this study have been evaluated.
1
1. GĠRĠġ
1.1 ÇalıĢmanın Amacı ve Kapsamı
BaĢlangıçta bir ekonomik topluluk olarak kurulan Avrupa Birliği, zaman içinde
gittikçe daha büyük önem kazanan çevre sorunlarına da kayıtsız kalamayacağını
görmüĢ ve bu alanda belli düzenlemelere gitmiĢtir. 1987 yılında yürürlüğe giren ve
temel olarak ortak pazarın önündeki fiziki, teknik ve mali engellerin kaldırılmasını ve
tek pazarın gerçekleĢtirilmesini hedefleyen Avrupa Tek Senedi ile, Birliğin yetki
alanına açıkça dahil edilen alanlardan biri de, çevre ve çevrenin korunmasıdır.
Avrupa Birliği Müktesebatında çevre baĢlığı altında yer alan alt baĢlıklar; ÇED,
bilgiye eriĢim, raporlama, mali araçlar gibi konuları içeren Yatay Düzenlemeler,
Hava Kalitesi, Atık Yönetimi, Su Kalitesi, Doğa Koruma, Endüstriyel Kirlilik Kontrolü
ve Risk Yönetimi, Kimyasal ve Genetik Olarak DeğiĢime UğramıĢ Organizmalar,
Gürültü, Nükleer Güvenlik ve Radyasyondan Korunma’dır.
Aralık 1999 tarihinde gerçekleĢtirilen Avrupa Birliği Helsinki Zirvesi’nde, Türkiye’ye
resmi olarak aday ülke statüsü verilmiĢtir. Türkiye, Avrupa Birliği’ne girebilmek için
zaman kaybetmeden diğer alanlardaki düzenlemeler ile birlikte, çevre konusundaki
düzenlemelerini, uluslararası çevre sözleĢmelerine ve Avrupa Birliği Çevre
Müktesabatına uyumlu hale getirmek durumundadır.
Türkiye’nin Avrupa Birliği Çevre Müktesabatına uyum çalıĢmaları kapsamında ele
alması gereken en önemli baĢlıklardan biri de, Endüstriyel Kirlilik Kontrolü ve Risk
Yönetimi’dir. Sanayiden kaynaklanan kirliliklerin önlenmesi, büyük kaza risklerinin
kontrolü ve gönüllü çevre yönetimi uygulamalarının desteklenmesi konularını içeren
bu baĢlık altındaki düzenlemeler, hem yasa koyucuya hem de sanayiciye önemli
görev ve sorumluluklar getirmektedir.
Endüstriyel Kirlilik Kontrolü ve Risk Yönetimi baĢlığı altında yer alan, Entegre Kirlilik
Önleme ve Kontrolü Direktifi, Türkiye’nin önemle üzerinde durması gereken bir
düzenlemedir. Sanayi tesislerinin çevreye olan etkilerinin bir bütün olarak
değerlendirilmesini ve kirliliğin kaynağında önlenmesini sağlamak amacıyla bir takım
düzenlemeler getiren Direktife, tam uyumun sağlanması, bazı Avrupa Birliği üyesi
ülkeler için bile kolay olmamaktadır.
2
Bu çalıĢmanın amacı, Avrupa Birliği Entegre Kirlilik Önleme ve Kontrolü Direktifi’nin,
idareye ve sanayi sektörüne getirdiği yükümlülükleri ve Direktife uyum çerçevesinde
yapılması gereken çalıĢmaları ortaya koymaktır.
ÇalıĢma kapsamında, Entegre Kirlilik Önleme ve Kontrolü Direktifi incelenmiĢ, hem
idare hem de sanayi sektörü için getirilen yükümlülükler ve ilgili Direktifin uygulanma
esasları ortaya konulmuĢ, yükümlülükleri karĢılamak amacıyla idare ve sanayi
sektörünün ne tip çalıĢmalar yapması gerektiği belirlenmiĢtir. Konu kapsamında
çimento üretimi yapan bir tesiste yapılan uygulama çalıĢması ile, tesiste Direktife
uyum kapsamında yapılması gereken yatırımlar belirlenmiĢ ve bu yatırımların
maliyeti hesaplanmıĢtır. Uygulama çalıĢmasından hareketle, Türk çimento
sektöründe Direktife uyum için yapılması gereken yatırımların maliyeti hakkında
tahmini bir sonuç çıkarılmıĢtır.
3
2. AVRUPA BĠRLĠĞĠ ÇEVRE POLĠTĠKASININ HUKUKĠ TEMELLERĠ
2.1 Kurucu AntlaĢmalarda Çevrenin Korunmasına ĠliĢkin Düzenlemeler
Bugün Avrupa Birliği adını taĢıyan Avrupa bütünleĢmesi hareketinin hukuki temelleri,
1951 tarihli Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu’nu kuran Paris AntlaĢması ve 1957
tarihli Avrupa Ekonomik Topluluğu ve Avrupa Atom Enerjisi Topluluğu’nu kuran
Roma AntlaĢmaları ile atılmıĢtır. Geçen 50 yıla yakın sürede, bu yapının hem yetki
ve faaliyet alanlarının, hem de kurumsal yapısının büyük değiĢikliğe ve geliĢime
uğradığı, öte yandan da çeĢitli geniĢleme aĢamaları sonucu üye sayısının 6 kurucu
üyeden bugün için 15 üye devlete yükselmiĢ olduğu görülmektedir.
2.1.1 AET(Avrupa Ekonomik Topluluğu )-AKÇT(Avrupa Kömür ve Çelik
Topluluğu)-EURATOM (Avrupa Atom Enerjisi Topluluğu) AntlaĢmaları
Avrupa Ekonomik Topluluğu’nu kuran Roma AntlaĢması’nın temel hedefi, üye
devletler arasında, malların, iĢgücünün, hizmetlerin ve sermayenin serbest biçimde
dolaĢtığı ve bu hedefi gerçekleĢtirmek açısından zorunlu olduğu ölçüde ulusal
ekonomi politikalarının yakınlaĢtırıldığı ya da uyumlaĢtırıldığı bir yapı kurmaktır.
Nitekim, hem AKÇT, hem de AET ve EURATOM Toplulukları’nın kurucu
antlaĢmaları, amaçlarının gerçekleĢtirilebilmesi için ortak pazarın kurulması ve ortak
ekonomik politikaların uygulanması açısından ayrıntılı ve çeĢitli düzenlemeler
öngörmektedir [1].
Avrupa bütünleĢmesinin baĢlangıçtaki amaçları gözönünde tutulduğunda, ilk bakıĢta
çevre sorunlarının Toplulukların düzenlemeleri içinde yer almasının gerekliliği
konusunu düĢündürtecek önemli bir sebep bulunmamaktadır. Toplulukların kurucu
antlaĢmaları, çevrenin korunması alanında üye devletlerden Topluluklara herhangi
bir yetki devrini gerektiren ve Topluluklar çapında düzenleme yapılmasını ya da
faaliyette bulunulmasını öngören bir hükme yer vermemektedir. Üç kurucu
antlaĢmanın hiç birinde doğrudan çevrenin korunmasına yönelik herhangi bir hüküm
bulunmamaktadır. Üç kurucu antlaĢmadan sadece EURATOM AntlaĢması, dolaylı
da olsa, çevre korumasını içine alan bir takım hükümlere sahiptir. AntlaĢma’nın 2.
baĢlığının 3. bölümü, “Sağlığın Korunması” ve 7. bölümü “Güvenlik Kontrolü”
konularına ayrılmıĢtır [1].
4
Avrupa Ekonomik Topluluğu’nu kuran Roma AntlaĢması’nın orijinal halinde yer alan
hükümler incelendiğinde ise, çevrenin korunması konusu ile ilgili tek dolaylı
düzenlemenin 36. madde (yeni 30. Madde) çerçevesinde yapıldığı görülmektedir.
Malların serbest dolaĢımını düzenleyen 1. baĢlığın 2. bölümünde yer alan ve üye
devletler arasındaki ithalat ve ihracatta miktar kısıtlamalarının ve eĢ etkili tedbirlerin
kaldırılmasını öngören 30-34. maddelerin (yeni 28-30. Maddeler) uygulanması
konusunda istisna hükmü içeren 36. madde uyarınca; “30-34. maddelerin hükümleri;
kamu ahlakı, kamu düzeni, kamu güvenliği, kiĢi ve hayvanların sağlıklarının ve
yaĢamlarının korunması veya bitkilerle, sanat, tarih ve arkeolojik değeri olan ulusal
zenginliklerin ya da ticari ve sınai mülkiyetin korunması nedenlerinin haklı kılındığı
ithalat, ihracat veya transit yasaklamalarına ya da kısıtlamalarına engel olmaz.
Bununla birlikte, bu yasaklamalar ya da kısıtlamalar, üye devletler arasındaki
ticarette keyfi bir ayrımcılık ya da örtülü bir kısıtlama getirmemelidir” [1].
Sonuç olarak, Toplulukların kurucu antlaĢmalarının çevre sorunlarını ortak
politikaları arasına ilke olarak dahil etmemiĢ bulunduğu ve dolayısıyla çevrenin
korunması ile ilgili hususların genel olarak üye devletlerin yetkilerine giren alanlar
arasında bırakılmıĢ olduğu görülmektedir.
Kurucu antlaĢmalarda Topluluklara çevre ile ilgili düzenlemeler konusunda açık bir
yetki verilmemiĢ olması, bu alanda herhangi bir giriĢimde bulunulmadığı sonucuna
varılmasına sebep olmamalıdır. Topluluklar, kendi yetki alanlarına dahil konuları
düzenlerken, gittikçe daha büyük önem kazanan çevre sorunlarına da kayıtsız
kalamayacaklarını görmüĢler ve bu alanda belli düzenlemelere gitmiĢlerdir. Bu
çerçevede baĢvurulan hukuki dayanak ve yetki normunu ise, AET AntlaĢması’nın
235. Maddesi (yeni 308. Madde) oluĢturmuĢtur. Bu madde uyarınca; “Ortak pazarın
iĢleyiĢinde, Topluluğun amaçlarından birini gerçekleĢtirmek için Topluluk tarafından
bir eylemde bulunulması gerektiğinde, iĢbu eylem AntlaĢmada öngörülmemiĢ ise,
Konsey, Komisyon’un önerisi üzerine ve Parlamento’nun da görüĢünü aldıktan
sonra, gerekli düzenlemeleri oybirliği ile yapar” [1].
Bunun dıĢında, Roma AntlaĢması’nın 100. Maddesi (yeni 94. Madde) de kurucu
antlaĢmalarda çevrenin korunmasına iliĢkin özel düzenleme yapma imkanını
Topluluğa veren bir hükmün bulunmadığı bu ilk dönemde, söz konusu alanda
faaliyette bulunulabilmesi için hukuki dayanak oluĢturmuĢtur. Bu madde uyarınca;
“Konsey, Komisyon’un önerisi üzerine, ortak pazarın kurulması ya da iĢleyiĢi
konusunda doğrudan etkisi olan alanlarda üye devletlerin kanun, yönetmelik ve idari
düzenlemelerinin yakınlaĢtırılması için oybirliği ile direktifler çıkarır. Yerine
getirilmesi bir ya da bir çok üye devlette kanuni düzenlemelerde bir değiĢiklik
5
gerektiren direktifler için Parlamento’ya ve Ekonomik ve Sosyal Komite’ye de
danıĢılır” [1].
Avrupa Toplulukları Adalet Divanı da, 240/83 sayılı kararı ile çevrenin korunmasının
Topluluğun amaçlarına dahil olduğu yönünde bir karar vermiĢtir. Divan’a göre,
ticaretin serbestleĢtirilmesi tek meĢru Topluluk hedefi değildir ve malların serbest
dolaĢımına çevrenin korunması gibi objektif olarak haklı gerekçelerle kısıtlamalar
getirilmesinin Topluluk hukukunu ihlal etmesi söz konusu değildir. Çevrenin
korunması, Topluluğun genel menfaatleri dahilinde bir hedeftir [1].
2.1.2 Avrupa Tek Senedi
1987 yılında yürürlüğe giren ve Avrupa Toplulukları’nın kurucu antlaĢmalarına ilk
köklü değiĢiklikleri getiren Avrupa Tek Senedi, temel olarak ortak pazarın önündeki
fiziki, teknik ve mali engellerin 1993 yılına kadar kaldırılmasını ve tek pazarın
gerçekleĢtirilmesini hedeflemektedir. Bu çerçevede, Tek Senet ile bir yandan Avrupa
Toplulukları’nın kurumsal yapısı üzerinde değiĢiklikler getirilirken, diğer yandan da
Toplulukların yetki alanları geniĢletilmiĢtir. Tek Senet ile Toplulukların yetki alanı
içine açıkça dahil edilen alanlardan biri de, çevre ve çevrenin korunmasıdır [1].
Avrupa Tek Senedi’nin 25. maddesi, Roma AntlaĢması’na “çevre” baĢlığını taĢıyan
bir VII. bölüm eklenmesini öngörmektedir. Böylece Avrupa Topluluğu’nun
kuruluĢundan bu yana ilk kez, çevre sorunları, doğrudan kurucu antlaĢmalar içine
dahil edilmiĢ olmaktadır. Kurucu antlaĢmaya eklenen bu VII. baĢlık, 130R, 130S ve
130T maddelerini içermektedir.
Çevre konusundaki temel madde 130R maddesi olup, 1. paragrafında bu alandaki
Topluluk amaçları Ģu Ģekilde sıralanmaktadır:
• Çevrenin kalitesini korumak ve iyileĢtirmek,
• KiĢi sağlığının korunmasına katkıda bulunmak,
• Doğal kaynakların dikkatli ve akılcı kullanımını gerçekleĢtirmek.
130R maddesinin 2. paragrafı, anılan amaçlara ulaĢılabilmesi için, Topluluğun çevre
konusundaki eylemlerinin Ģu ilkelere dayanmasını öngörmektedir:
• Önleyici eylem ilkesi,
• Çevreye verilecek zararın kaynakta düzeltilmesi ilkesi,
• “kirleten öder” ilkesi
Topluluğun, çevre konusundaki uygulamalarını gerçekleĢtirirken hangi unsurları
hesaba katacağı, 130R maddesinin 3. paragrafında belirtilmektedir. Buna göre
Topluluk;
6
• Elde bulunan bilimsel ve teknik verileri,
• Topluluğun değiĢik bölgelerindeki çevre koĢullarını,
• Eylemden ya da eylem yokluğundan doğabilecek yarar ve külfetleri,
• Topluluğun tamamının ekonomik ve sosyal geliĢmesini ve bölgelerin dengeli
kalkınmasını gözönünde tutmak zorundadır.
130R maddesinin 4. paragrafı ile Avrupa bütünleĢmesinin kurumsal yapısı içinde
son derece önemli rol oynayacak bir ilke olan subsidiarité (ikame etme) ilkesi, ilk
defa Ortak Çevre Politikası kapsamında Topluluk terminolojisine ve kurucu
antlaĢmalara dahil olmaktadır. Ġlgili hüküm uyarınca; “Topluluk, çevre konusunda 1.
paragrafta hedeflenen amaçlara Topluluk düzeyinde ulaĢılmasının üye devletlerin
her birinin kendi düzeyinde ulaĢabileceğinden daha kolay olacağı durumlarda
müdahale eder. Üye devletler, Topluluk tarafından alınan bazı tedbirlere halel
getirmeksizin, diğer bazı tedbirlerin finansmanını ve uygulanmasını sağlarlar” Yani,
çevre konusunda asıl yetki üye devletlerde kalmaya devam etmekte; Topluluk ancak
birlikte ya da toplu giriĢimin daha iyi sonuç vereceği alanlarda müdahale etme
konusunda bir yetkiye sahip kılınmaktadır [1].
130R maddesinin 5. Paragrafı, çevre konusunda Topluluğun ve üye devletlerin
üçüncü devletlerle ve uluslararası örgütlerle iliĢkilerdeki yetkisini belirlemektedir.
Buna göre, gerek üye devletler, gerekse Topluluk, kendilerine tanınan yetkiler
çerçevesinde öteki devletler ve uluslararası örgütlerle çevre sorunları konusunda
iĢbirliğine girebilecektir. Topluluğun giriĢeceği bu iĢbirliği, Roma AntlaĢması’nın
Topluluğun antlaĢma yapmasını düzenleyen 228. maddesine (yeni 300. madde)
uygun olarak, ayrı bir anlaĢma konusu da olabilecektir. Ancak, Topluluğun bu
konuda anlaĢma yapma yetkisine sahip olması, üye devletlerin uluslararası kurumlar
bünyesinde anlaĢma görüĢmeleri yürütmesine ve anlaĢmalar yapmasına engel
değildir. Avrupa Tek Senedi’ne eklenen bir bildiriye göre, bu konuda üye devletlerin
yetkisi, Avrupa Toplulukları Adalet Divanı’nın koyduğu ilkelere aykırı olamayacaktır
[2].
130T maddesinde ise, 130S maddesi uyarınca çevre konusunda topluca
kararlaĢtırılacak koruma tedbirlerinin, kurucu antlaĢmalara aykırı düĢmemek
koĢuluyla üye devletlerce alınabileceği belirtilmektedir.
Bundan baĢka, Avrupa Tek Senedi’nin 18. Maddesi ile Roma AntlaĢması’na eklenen
100A maddesi (yeni 95. madde) de çevrenin korunması ile ilgili bazı ifadelere yer
vermektedir. “Mevzuatın YakınlaĢtırılması” adını taĢıyan Roma AntlaĢması’nın 3.
bölümüne yerleĢtirilen 100A maddesi, Avrupa Tek Senedi’nin 13. maddesi
7
çerçevesinde Roma AntlaĢması’na 8A maddesi olarak ithal edilen ve Topluluğa üye
devletlerin 31 Aralık 1992 tarihine kadar bir tek pazar oluĢturmasını öngören hükmü
ile ilgili düzenlemelere yer vermektedir. Bu amaçla, 100A/1 maddesinde Konsey’in,
Komisyonun önerisi üzerine tek pazarın önündeki engellerin kaldırılması yolunda
üye devletlerin mevzuatlarında gerçekleĢtirilmesi gereken yakınlaĢma ve uyum
çerçevesinde alacağı kararların tabi olduğu usul düzenlenmektedir. 100A/3
maddesinde ise, Komisyon’un söz konusu önerisinin çevrenin korunması ile iliĢkili
olması durumunda, “yüksek bir koruma düzeyinin” temel alınması gerektiği
öngörülmektedir. Öte yandan, 100A/4 maddesi de, daha önce belirtilen ve Topluluk
üyesi devletlerin gümrük birliğine iliĢkin olarak miktar kısıtlamalarına gitmelerinin
gerekçe ve koĢullarını düzenleyen 36. maddede (yeni 30. madde), öngörülen istisna
hükmünün yanında, çevrenin korunması gerekliliğini de açıkça böyle bir kısıtlamaya
dayanak haline getirmektedir. Bu durumda, Tek Senet sonrası çevrenin korunması
da üye devletler için malların serbest dolaĢımında haklı bir kısıtlama gerekçesi
oluĢturabilecektir [3].
2.1.3 Maastricht AntlaĢması
9-10 Aralık 1991 tarihinde Hollanda’nın Maastricht kentinde bir araya gelen AT
Devlet ve Hükümet BaĢkanları, üye devletler arasında bir parasal birliğe
geçilmesinin ve dıĢ politika, güvenlik, adalet ve içiĢleri alanlarında da ortak
politikaları kapsayan bir siyasi birliğin temellerini atmıĢlardır.
Çevre Politikası, 1993’te yürürlüğe giren ve Avrupa bütünleĢmesi açısından önemli
bir dönüm noktasını ifade eden Maastricht AntlaĢması ile güçlendirilen politika
alanları arasında yer almaktadır. Bu çerçevede, Maastricht AntlaĢması ile çevrenin
korunması ilkesi ilk kez açık bir biçimde, Avrupa Topluluğu/Birliği hedefleri
kapsamına alınmıĢtır. Ekonomik büyümenin çevreyle uyum içinde gerçekleĢmesi
gerektiği belirtilmiĢ, bu amaçla Birliğe bir çevre politikası geliĢtirilmesi görevi
verilmiĢtir. Avrupa Topluluğu’nun amaçları ile ilgili 2. madde, sürdürülebilir,
enflasyonist olmayan ve çevreye saygılı bir büyümeyi, amaçlar arasında
saymaktadır. Bu amaçların gerçekleĢtirilmesi için araçların sayıldığı 3. maddenin (k)
bendinde ise, çevre politikası özel olarak vurgulanmıĢtır [1].
Maastricht AntlaĢması, çevre politikası ile ilgili olarak 130R, 130S ve 130T
maddelerini de yeniden düzenlemiĢtir:
Madde 130R:
1. Topluluğun çevre alanındaki politikası, aĢağıdaki hedeflerin izlenmesine katkıda
bulunur:
8
• Çevre kalitesinin korunması, aynen muhafaza edilmesi ve iyileĢtirilmesi,
• Ġnsan sağlığının korunması,
• Doğal kaynakların temkinli ve rasyonel kullanılması,
• Bölgesel ya da dünya seviyesinde ortaya çıkan çevre sorunlarına karĢı koymayı
hedefleyen tedbirlerin, uluslararası düzeyde gerçekleĢtirilmesi.
2. Çevre alanındaki Topluluk politikası, Topluluğun değiĢik bölgelerindeki
durumların çeĢitliliğini dikkate alarak, yüksek bir koruma seviyesini hedefler.
Ġhtiyatlılık ve koruyucu eylem ilkeleri, çevreye verilen zararları öncelikle kaynağında
düzeltme ve kirleten öder ilkeleri üzerine kurulmuĢtur. Çevrenin korunması
konusundaki gereklilikler, bütün Topluluk politikalarının belirlenmesine ve yürürlüğe
konulmasına dahil edilmelidir.
Bu bağlamda, bu tür gerekliliklere cevap getiren uyumlaĢtırma tedbirleri, uygun
hallerde, üye devletlere, ekonomik nitelikte olmayan ve çevreye bağlı gerekçeler ile
yükümlüyü bir Topluluk denetimi usulüne tabi tutan geçici tedbirleri alma iznini veren
istisna hükmü içerebilir.
3. Çevre politikasının oluĢturulmasında, Topluluk Ģu unsurları dikkate alır:
• Kullanılabilir bilimsel ve teknik veriler,
• Topluluğun çeĢitli bölgelerinin çevre koĢulları,
• Eyleme geçmenin ya da eylemsiz kalmanın ortaya çıkarabileceği avantajlar ve
yükler,
• Topluluğun bütününde ekonomik ve sosyal kalkınma ile bölgelerin dengeli
kalkınması.
4. KarĢılıklı yetkileri çerçevesinde Topluluk ve üye devletler, üçüncü ülkeler ve
uluslararası uzmanlık örgütleri ile iĢbirliği yaparlar. Topluluğun iĢbirliği yöntemleri,
Topluluk ve ilgili üçüncü taraflar arasında, AT kurucu AntlaĢması’nın 228. maddesi
uyarınca müzakere edilip sonuçlandırılacak olan anlaĢmaların konusunu
oluĢturabilir.
Birinci paragraf, üye devletlerin uluslararası toplantılara iĢtirak etme ve uluslararası
anlaĢmalar imzalama yetkilerine engel getirmez [1].
Madde 130S:
1. Konsey, 189C maddesinde ele alınan usul uyarınca ve Ekonomik ve Sosyal
Komite’ye danıĢtıktan sonra, 130R maddesinde ele alınan hedeflerin
gerçekleĢtirilmesi için, Topluluğun üstleneceği faaliyetleri kararlaĢtırır.
9
2. 1. paragrafta öngörülen karar alma usulünün istisnası olarak ve 100A
maddesine halel gelmeksizin, Konsey, Komisyon’un önerisi üzerine ve Avrupa
Parlamentosu ile Ekonomik ve Sosyal Komite’ye danıĢtıktan sonra, oybirliği esası
ile,
• esas olarak mali nitelikte olan düzenlemeleri,
• arazilerin düzenlenmesi, atıkların iĢletilmesi ve genel nitelikli tedbirler haricinde
toprak tahsisinin yanı sıra, su kaynaklarının iĢletilmesi ile ilgili tedbirleri,
• bir üye devletin değiĢik enerji kaynakları arasındaki tercihini ve enerji alanındaki
beslenmesinin genel yapısını hassas bir biçimde etkileyen tedbirleri belirler.
Konsey, birinci bentte öngörülen koĢullara göre oylama yoluna giderek bu paragraf
dahilinde ele alınan sorunların hangilerinde kararların nitelikli oy çokluğu esasına
göre alınması gerektiğini belirleyebilir.
3. Diğer alanlarda, eriĢilecek öncelikli hedefleri belirleyen genel nitelikli faaliyet
planları, Konsey tarafından 189B maddesinde ele alınan usul uyarınca, Ekonomik
ve Sosyal Komite’ye danıĢıldıktan sonra belirlenir.
Konsey duruma göre, 1. ya da 2. paragraflarda öngörülen koĢullarda karar alarak,
bu planların yürürlüğe konulması için gerekli tedbirleri belirler.
4. Topluluk niteliği olan bazı tedbirlere halel getirmeksizin, üye devletler, çevre
konusundaki politikanın finansmanını ve uygulanmasını sağlarlar.
5. 1. paragraf uyarınca alınan bir tedbirin, bir üye devletin kamu yetkisini kullanan
makamlarına orantısız mali yükler getirmesi halinde, kirleten öder ilkesine halel
gelmeksizin, Konsey, bu tedbirin kabulünü düzenleyen tasarruf kapsamında;
• geçici istisnalar ve/veya,
• 130Dmaddesi uyarınca, en geç 31 Aralık 1993 tarihinde kurulacak olan
UyumlaĢtırma Fonu’ndan bir mali destek sağlanması, Ģeklinde uygun
düzenlemeleri öngörür [1].
Madde 130T:
130S maddesi uyarınca kabul edilen koruma tedbirleri, her bir üye devlet tarafından
pekiĢtirilmiĢ koruma tedbirlerinin sürdürülmesine ve tesisine engel teĢkil etmez. Bu
tedbirlerin, iĢbu AntlaĢma ile bağdaĢması gerekir. Bu tedbirler Komisyon’a tebliğ
edilir [1].
2.1.4 Amsterdam AntlaĢması
16-17 Haziran 1997 tarihinde gerçekleĢtirilen Amsterdam Zirvesi’nde, düzenlenen
Hükümetlerarası Konferans neticesinde hazırlanan kurucu antlaĢma değiĢiklikleri
10
onaylanmıĢtır. Avrupa Birliği’nin yetkisine bırakılan politika alanlarında mütevazı bir
geniĢlemenin yanı sıra, kurumsal yapıda da bazı ufak değiĢikliklere gidilmiĢtir. 1999
yılında yürürlüğe giren Amsterdam AntlaĢması ile Avrupa bütünleĢmesinin çevre
politikası alanındaki yaklaĢımına getirilen yenilikler kapsamında öncelikle, Avrupa
Birliği AntlaĢması’nın 7. paragrafına “sürdürülebilir kalkınma” ilkesi eklenmiĢ ve aynı
ilkenin uygulanmasını sağlamak amacıyla, Avrupa Topluluğu AntlaĢması’nın çevre
ile ilgili maddelerinde de bazı değiĢiklikler yapılmıĢtır. Avrupa Topluluğu
AntlaĢması’nın 2. maddesinde sayılan hedefler, “çevrenin yüksek seviyede
korunmasını ve kalitesinin yükseltilmesini” de içine alır biçimde yeniden
düzenlenmiĢtir [1].
Topluluğu bu hedefe götürecek faaliyetlerin yer aldığı 3. maddenin (I) bendinde ise
“çevre alanında bir politika” oluĢturulması öngörülmektedir. Avrupa Topluluğu
AntlaĢması’nın 6. maddesi uyarınca ise, çevre korumasının bütün Topluluk faaliyet
ve politikalarının tamamına ve uygulanıĢına entegre edileceği hükme
bağlanmaktadır. Madde uyarınca; “Çevreyi koruma gerekleri, özellikle sürdürülebilir
bir kalkınmayı sağlamak amacıyla, 3. Maddede belirtilen Topluluk politika ve
faaliyetlerinin tanımıyla ve uygulanmasıyla bütünleĢtirilmelidir”. Bu bağlamda,
Amsterdam AntlaĢması ile Avrupa Topluluğu AntlaĢması’nın çevrenin korunması ile
ilgili düzenlemeleri de, 174-176. maddeler arasında yer alır hale gelmiĢtir [1].
Üye devletlerin ulusal mevzuatlarının yakınlaĢtırılması ile ilgili düzenlemelere yer
veren 95. madde (eski 100A maddesi) kapsamında, çevre politikası açısından bazı
esaslı değiĢikliklerin bulunduğu gözlenmektedir. 95. maddenin 3. paragrafı uyarınca,
Komisyon’un, maddenin 1. paragrafında öngörülen sağlık, güvenlik, çevrenin ve
tüketicinin korunmasına iliĢkin önerilerinde, yüksek seviyeli bir korumanın yanı sıra,
“özellikle bilimsel gerçeklere dayalı yeni geliĢmeleri” esas alması gerektiği ve kendi
yetkileri dahilinde, Avrupa Parlamentosu ve Konsey’den de, bu amacı
gerçekleĢtirmeye çalıĢmasının beklendiği ortaya konmaktadır [1].
Bu hükümler ile, üye devletlerin çevreyi koruma gerekçesiyle Topluluğun
uyumlaĢtırma tedbirlerinden ayrılabilme yetkisi geniĢletilmiĢ olmaktadır. Üye
devletler, Amsterdam AntlaĢması öncesinde olduğu gibi, çevrenin korunması
gerekçesini ancak halihazırda yürürlükte bulunan ulusal mevzuat hükümlerini
muhafaza etmek için kullanmakla kalmayacaklar, aynı zamanda “yeni bilimsel
verilere dayanmak” Ģartıyla yeni ortaya çıkan “o ülkeye özgü çevre sorunları”
dolayısıyla Topluluğun uyumlaĢtırma tedbirlerine aykırı yeni ulusal mevzuat
hükümleri de öngörebileceklerdir [4].
11
2.1.5 Nice AntlaĢması
7-8 Aralık 2000 tarihlerinde gerçekleĢtirilen Avrupa Birliği Hükümet ve Devlet
BaĢkanları Zirvesi, Avrupa bütünleĢmesi tarihinin önemli dönemeçlerinden biri
olarak görülebilir. Amsterdam AntlaĢması’nın 1997 yılında imzalanmasından beri
devam eden Hükümetlerarası Konferans, bu Zirve’de kabul edilen Nice AntlaĢması
ile sonuçlanmıĢtır. Söz konusu AntlaĢma, Avrupa Birliği’nin kurumsal yapısını,
özellikle geniĢleme sonrası etkili ve verimli bir iĢleyiĢe kavuĢturmak amacını
hedefleyen değiĢiklikleri içermektedir.
Nice AntlaĢması ile Avrupa Topluluğu AntlaĢması’nın çevre politikasına iliĢkin
hükümlerine önemli bir değiĢiklik getirilmiĢ değildir. Çevrenin korunması ile ilgili XIX.
baĢlıkta yer alan 175. maddenin ikinci paragrafının (b) bendinde doğrudan ve dolaylı
olarak su kaynaklarının kullanımını etkileyen su kaynaklarının idaresine iliĢkin “nicel”
tedbirlerin Konsey tarafından karara bağlanmasının öngörülmesi ve yine aynı
paragrafın (c) bendinde yer alan “atıkların idaresi haricinde arazi kullanımı”
ibaresinin çıkarılmasından ibarettir [1].
Bundan baĢka, Hükümetlerarası Konferans’ın Nihai Sonuç Belgesi’ne 175. madde
ile ilgili olarak dahil edilmesi öngörülen Deklarasyon uyarınca; “Yüksek Akit Taraflar,
Birlik çerçevesinde çevre korumasının geliĢtirilmesinde ve küresel düzeyde aynı
hedefe yönelik uluslararası çabalarda Avrupa Birliği’nin öncü bir rol oynamasında
kararlıdırlar. Bu hedefe yönelik olarak, pazara dönük ve sürdürülebilir kalkınmayı
geliĢtirmeye yönelik amaçlar da dahil olmak üzere AntlaĢma ile öngörülen bütün
imkanlardan tam olarak yararlanılmalıdır” [1].
2.2 Avrupa Birliği Çevre Politikası Ve Uygulanması
2.2.1 Avrupa Birliği Çevre Hukukunun Kaynakları
Avrupa Birliği çevre hukukunun kaynakları, yukarıda ele alınan ve asli kaynakları
olan kurucu antlaĢmaların dıĢında Topluluk kurumlarının tasarruflarından ve
uluslararası anlaĢmalardan meydana gelmektedir. Topluluk kurumlarının tasarrufları
arasında yer alan bağlayıcı nitelikteki yönetmelik, direktif ve kararlar gibi düzenleme
türleri ile bağlayıcı nitelik taĢımayan görüĢ ve tavsiyeler gibi araçlar aĢağıda kısaca
ele alınmaktadır.
12
2.2.1.1 Yönetmelikler
AB çevre hukukunun yaklaĢık %10’u yönetmelikler Ģeklindedir. Yönetmelikler Üye
Devletlerde doğrudan bağlayıcıdır ve çeliĢen ulusal düzenlemelerin yerine ikame
edilirler. Üye Devletler yönetmelik hükümlerini, ulusal kanunları yönetmeliğin aynı
olsa dahi, kendi ulusal kanunlarına yansıtamazlar.
Bu nedenle yönetmelikler büyük ölçüde uyumlulaĢtırma sürecinin dıĢında kalırlar ve
tam üyeliğe giren ülkelerin tam üyeliğe geçiĢ tarihlerinden itibaren yürürlük
kazanırlar. Bununla beraber, çevre yönetmeliklerinin uygulanabilmesi için bazı ulusal
tedbirlerin alınması gerekmektedir. Bu nedenle tam üyeliğe geçiĢten önce tamamen
gözardı edilemezler. Ülkelerin almaları gereken tedbirler arasında; kullanımı
kısıtlanmıĢ kimyasal maddelerin veya nesli tükenen türlerin ticaretinin kontrolü ve
teftiĢi için yetkili otoritelerin tayini, rehber ve tebligatların yayını ve kanun ihlali
halinde ulusal yaptırımların tespiti sayılabilir.
Yönetmeliklerin genellikle belirgin bir amacı vardır ve Üye Devletlerde, kesinlikle
aynı yükümlülüklerin uygulanmasının önemli olduğu durumlarda kullanılırlar. Atıklar
ve kimyasal maddeler gibi bazı sektörlerde, AB hukuku bir yönetmelikler ve
direktifler karıĢımıdır(örneğin, atıkların sınırötesi taĢınmasına iliĢkin direktif, çerçeve
atık direktifi, tehlikeli kimyasalların sınıflandırılması ve etiketlenmesine iliĢkin
direktifler, yasaklanmıĢ veya kullanımı kısıtlanmıĢ kimyasalların ihraç ve ithaline
iliĢkin yönetmelik). Ġlgili direktiflerin birbiri ile uyumlulaĢtırılması için ne gibi tedbirlerin
alınması gerektiğinin tespiti açısından, yönetmeliklerin etkilerinin tahlil edilmesi
önemlidir.
2.2.1.2 Direktifler
AB çevre hukuku düzenlemelerinin çoğu direktiflerden oluĢur. Bu hukuki düzenleme
türü Avrupa Birliği’ne özgüdür. Direktifler, Üye Devletlere yükümlülükler getirirler
fakat farklı hukuki ve idari düzenlemeler yoluyla uygulanacakları için esnek
olmalarına dikkat edilerek hazırlanırlar. Örneğin, Büyük Yakma Tesisleri Direktifi, her
Üye Devlet için emisyon değerlerinin azaltılmasına yönelik farklı hedefler
belirlemiĢtir, hatta, ekonomik olarak daha az geliĢmiĢ olan bazı ülkelerin emisyon
değerlerini arttırmalarına müsaade etmiĢtir.
Çerçeve direktifler farklı sektörlerde hukuki düzenlemeler için genel prensipler, usul
ve yükümlülükler getirir. Hali hazırda, hava ve atık maddeler sektörlerinde
düzenlemeler kabul edilmiĢ ve su sektörü için de teklif hazırlanmıĢtır. Her sektörde
13
diğer ilgili direktifler, çerçeve yönergenin genel yükümlülüklerine uygun olmak
zorunluluğundadır.
2.2.1.3 Kararlar
Kararlar, hitap ettikleri taraflar üzerinde tümüyle bağlayıcı olan özel hukuki
tasarruflardır. Yönetmelik ve direktiflerden farkı, çok spesifik konular hakkında
olmalarıdır. Çevre sahasında nispeten daha az kullanılırlar. Komisyon, atıkların
sınırötesi taĢınmasına iliĢkin direktifteki atıkların listesini değiĢtirebilir, doküman
yükümlülüklerini veya diğer idari konuları belirleyebilir. Örneğin, Komisyon
tarafından AB eko-etiketlerinin farklı mamul madde gruplarına verilmesi Ģartlarını
kapsayan bir seri karar alınmıĢtır.
2.2.1.4 Tavsiye ve GörüĢler
249. maddede sayılan tasarruf türleri arasında yer alan tavsiye ve görüĢler,
maddede de belirtildiği üzere bağlayıcı değildir. Örneğin, karar verme süreci
çerçevesinde karar verme yetkisi olmayan kurumların (Ekonomik Sosyal Komite,
Bölgeler Komitesi gibi) açıkladığı görüĢler bu kapsamda değerlendirilebilir [1].
2.2.1.5 Uluslararası AnlaĢmalar:
Avrupa Topluluğu hukukunun yazılı kaynakları arasında yer alan uluslararası
anlaĢmalar, Topluluğun ya da üye devletlerin hepsinin taraf olduğu çok taraflı
uluslararası anlaĢmalardır. Topluluk hukukunun kaynağını oluĢturduğu kabul edilen
uluslararası anlaĢmalar, Topluluğun bir tüzel kiĢi olarak kendisinin akdettiği
anlaĢmalar, Topluluk ve üye devletlerin tamamının katıldığı çok taraflı uluslararası
anlaĢmalardan meydana gelmektedir [1].
2.2.2 Avrupa BütünleĢmesinin Çevre Sorunları ile Ġlgilenmesini Gerektiren
Sebepler
Avrupa Topluluğu’nun iĢleyiĢinde, çevrenin korunması konusunda ortak bir
yaklaĢımın benimsenmesi gereğini ortaya çıkaran sebepler Ģu Ģekilde sıralanabilir:
• Avrupa bütünleĢmesinin temel kuruluĢ sebebi ve ilkesi olarak kabul edilen
serbest rekabetin ve serbest dolaĢımın gerçekleĢtirilmesi, bu alanda Topluluk
giriĢimini gerekli kılmıĢtır. Üye devletlerde farklı çevre politikaları uygulanması,
özellikle farklı çevre koruma ölçütlerinin benimsenmesi, maliyetin değiĢik olması
sonucunu doğurabilmektedir. Yine, bazı üye devletlerdeki kalite standartları,
diğer üye devletlerde üretilen bazı ürünlerin bu ülke pazarına girmesine engel
teĢkil edebilmektedir. Ayrıca, üye devletlerin bazılarında hava ve su kirliliğini
14
önlemek amacıyla gerekli görülen yatırımlar, ürünlerin maliyetini arttırmaktadır.
Bu ve benzeri sebepler, üye devletler arasında malların serbest dolaĢımının ve
serbest rekabetin tam olarak sağlanamaması durumunu ortaya
çıkarabilmektedir.
• Üye devletlerde eriĢilmiĢ bulunan yaĢam kalitesinin daha da yükseltilebilmesi için
doğal yaĢam koĢullarının sağlıklı bir biçimde devam ettirilmesi ve geliĢtirilmesi
gerekli görülmüĢtür.
• Aynı ekonomik düzenin üyesi bulunan devletlerde çevre politikalarındaki
farklılıklar yüzünden, yaĢam koĢullarının farklı Ģekillerde ve düzeylerde
gerçekleĢmesi üye devletlerce, siyasi bakımdan da arzu edilmeyen bir durum
olarak değerlendirilmiĢtir.
• Çevre kirlenmesi siyasal sınırları tanımamaktadır. Bir ülkeden ötekine kirlilik
yayılması ve komĢu devletlerin birbirine bağımlılığı, Avrupa Topluluğu’na üye
devletleri, ellerindeki imkanları bu konuda da ortaklaĢa ve dayanıĢma içinde
kullanma yoluna itmiĢtir.
Avrupa bütünleĢmesini çevre sorunları ile ilgilenmeye yönlendiren bir baĢka etken
ise, dıĢarıdan kaynaklanmıĢtır. 1972 yılında Stockholm’de yapılan BirleĢmiĢ Milletler
Ġnsan Çevresi Konferansı bu alanda Topluluğun da harekete geçmesine zemin
hazırlayıcı niteliktedir.
15
3. ENDÜSTRĠYEL KĠRLĠLĠK KONTROLÜ VE RĠSK YÖNETĠMĠ
Endüstriyel kirlilik kontrolü ve risk yönetimi baĢlığı altında yer alan direktif ve
yönetmelikler üç alanı kapsamaktadır:
1. Sanayiden kaynaklanan kirliliklerin kontrolü,
2. Büyük kaza risklerinin kontrolü,
3. Çevre denetimi ve eko-etiketleme.
Birinci gruba dahil olan direktifler, sanayi tesislerinden havaya ve suya karıĢan
kirleticilerin ve atıkların kontrol altına alınması için, bu tesislere uygulanacak izin
Ģartlarını düzenler. Bunlar arasında;
• 96/61/EEC sayılı ve 24 Eylül 1996 tarihli Entegre Kirlilik Önleme ve Kontrolü ile
ilgili Konsey Direktifi (IPPC Direktifi),
• 84/360/EEC sayılı ve 28 Haziran 1984 tarihli Sanayi Tesislerinden Kaynaklanan
Hava Kirliliği ile Mücadele Edilmesi Hakkında Konsey Direktifi,
• 88/609/EEC sayılı ve 24 Kasım 1988 tarihli Büyük Yakma Tesislerinden Havaya
Yayılan Bazı Kirletici Maddelerin Sınırlanması Hakkında Konsey Direktifi,
• 1999/13/EC sayılı ve 11 Mart 1999 tarihli Bazı Sanayi Tesislerinde Organik
Solventlerin Kullanımı Sonucu Ortaya Çıkan Uçucu Organik BileĢik Emisyonlarının
Azaltılması Hakkında Konsey Direktifi bulunmaktadır.
Bir çerçeve direktif niteliğinde olan Sanayi Tesislerinden Kaynaklanan Hava Kirliliği
ile Mücadele Edilmesi Hakkındaki Direktifin yerine 2007 yılında çok daha kapsamlı
olan Entegre Kirlilik Önleme ve Kontrolü Direktifi geçecektir.
Ġkinci grupta, adını, havaya toksik gazların yayılması ile sonuçlanan büyük bir
kazanın meydana geldiği yer olan Ġtalya’nın Seveso kentinden alan, 96/82/EC sayılı
ve 9 Aralık 1996 tarihli Büyük Endüstriyel Kaza Risklerinin Kontrolü Hakkında
Konsey Direktifi (Seveso II Direktifi) bulunmaktadır. Bu direktif uyarınca, sanayi
tesislerinin iĢletmecileri kazalara yol açabilecek baĢlıca tehlikeleri saptamalı ve
bunları kontrol altında tutmak ve etkilerini en aza indirmek için önlemler almalıdır.
Seveso II Direktifi, 1999 yılında, 82/501/EEC sayılı Seveso I Direktifi’nin yerine
geçmiĢtir.
Üçüncü grupta ise, 1836/93/EEC sayılı Çevre Yönetimi ve Denetimi Programı
(Eco-Management and Audit Scheme-EMAS) Yönetmeliği ile eko-etiketleme
16
hakkında 880/92/EEC sayılı yönetmelik yer almaktadır. EMAS Yönetmeliği, sanayi
tesislerinin, çevre performanslarını iyileĢtirme amacı ile gönüllü olarak çevre yönetim
sistemlerini ve iç denetim programlarını geliĢtirmelerini teĢvik etmektedir. Eko-
etiketleme Yönetmeliği ise, hayat döngüsü süresince, çevre üzerindeki olumsuz
etkileri en aza indirilmiĢ ürünlerin tasarımı, üretimi, pazarlanması ve kullanımının
özendirilmesini amaçlayan bir AB eko-etiket programının uygulanmasını
öngörmektedir. Eko-etiket, tüketicilere ürünün çevre üzerindeki etkileri konusunda
bilgi verir.
3.1 Entegre Kirlilik Önleme Ve Kontrolü
Entegre Kirlilik Önleme ve Kontrolü Direktifinin amacı, önleyici tedbirlerin alınması
veya bunun uygulanamadığı durumlarda sanayi tesislerinden hava, su ve toprağa
karıĢan kirleticilerin ve atıkların azaltılmasını sağlamak suretiyle çok çeĢitli
kaynaklardan gelen kirliliğin entegre bir Ģekilde önlenmesi ve denetlenmesi ve bu
suretle çevrenin bir bütün olarak en etkin Ģekilde korunmasıdır.
Direktif kapsamına giren tüm faaliyetler için izin alınması gerekmektedir. Üye
Devletler sanayi tesislerinden kaynaklanan hava, su kirleticileri ve atıklar için tek bir
izin belgesi vereceklerdir. Üye Devletler, çevresel izin belgeleriyle kirleticiler için sınır
değerler getirmenin yanı sıra, izin belgelerinin aĢağıda belirtilen temel Ģartların
yerine getirilmesini sağlayan önlemleri içermesini de temin etmelidir:
• BaĢta Mevcut En Ġyi Tekniklerin (Best Available Techniques-BAT) kullanılması
olmak üzere, çevre kirliliğinin önlenmesi amacıyla her türlü önlem alınmalıdır,
• Önemli bir çevre kirliliğine yol açılmamalıdır,
• Atık üretiminden kaçınılmalıdır, atıklar üretildikleri yerde geri kazanılmalı, teknik
ve ekonomik sebeplerden dolayı bunun mümkün olmaması halinde ise çevreye olan
olumsuz etki en aza indirilecek Ģekilde bertaraf edilmelidir,
• Enerjinin verimli kullanılması sağlanmalıdır,
• Kazaları önlemek ve sonuçlarını hafifletmek için gerekli önlemler alınmalıdır,
• Faaliyetin durdurulması sonrası oluĢabilecek çevre kirliliği riskinden kaçınmak
için gerekli önlemler alınmalıdır.
Ġzin belgeleri, kirliliğin bir ortamdan diğerine taĢınması ihtimali de dikkate alınarak,
Mevcut En Ġyi Teknikleri baz alan emisyon ve deĢarj limit değerleri getirmelidir.
Gerektiği takdirde, toprak ve yeraltı suyu kirliliğini önlemek ve atık yönetimini
sağlamak amacıyla baĢka Ģartlar da getirilebilir. Ayrıca, izinler, çevre kalite
17
standartlarının herhangi bir Ģekilde ihlal edilmesini önleyici ek tedbirleri de
içermelidir.
Yetkili makamlar belli aralıklarla ve gerektiği zamanlarda izin koĢullarını
değerlendirmeli ve güncellemelidir.
Üye Devletler tarafından sağlanacak verilere dayalı olarak, Komisyon, belli baĢlı
kirlilik kaynakları hakkında bir envanter yayınlayacaktır.
3.1.1 Entegre Kirlilik Önleme ve Kontrolü Direktifinin Uygulanmasında Genel
Esaslar
1. Direktif kapsamındaki endüstriyel tesisler saptanmalıdır.
2. Entegre Kirlilik Önleme ve Kontrolü Direktifi, ülkelerin, sanayi tesislerine izin
belgesi düzenleme yetkisine sahip makamlar teĢkil ettiği ve bir dizi sanayi
sektöründe çevre yönetimine iliĢkin rejimleri uygulamak ve uygulamaları
denetlenmek konusunda yeterli bilimsel bilgiye sahip olduğu varsayımı üzerine
kurulmuĢtur. Direktifin uygulanabilmesi için bahsi geçen yetkili makamın ve bilimsel
altyapının teĢkili gerekmektedir.
3. Uygulama ihtiyaçları değerlendirilirken, Entegre Kirlilik Önleme ve Kontrolü
Direktifi uyarınca uygulanacak izin Ģartları ve süreçleri, çevre kalite standartları ve
kirleticiler konusunda uygulanan mevcut ulusal yasal düzenlemeler ve izin süreçleri
ile karĢılaĢtırılmalıdır.
4. Direktifin uygulanabilmesi için çok kapsamlı bir idari bilgi ve kapasite
gerekeceğinden, uygulama kapasitesinin durumuna göre, AB Ģartlarının aĢamalı
olarak uygulanması olanağı incelenmelidir.
5. Mevcut yetkili otoritenin; kirliliğin önlenmesi, atıkların kaynağında azaltılması,
geri dönüĢümü ve bertarafı, enerjinin etkin kullanımı, kazaların önlenmesi ve
prosedür ve standartların oluĢturulması da dahil olmak üzere, Direktifte öngörülen
sorumlulukların üstesinden gelebilme kapasitesi değerlendirilmelidir.
6. Yeni izin Ģartlarına tam uyumun sorunsuz bir Ģekilde sağlanması için, enerji,
maden, kimya, tekstil gibi ilgili sanayi sektörlerinin temsilcileri ile görüĢmeler
yapılmalı ve bu kesimlerin görüĢleri alınmalıdır.
7. Yetkili makamlar, izin Ģartlarını belirlerken, kirliliğin oluĢması sonrası
uygulanacak limit değerler yerine, tüm tesisi, dizaynı da dahil olmak üzere bir bütün
olarak değerlendiren ve kirlenmeyi kaynağında önleyen bir yaklaĢım
sergilemelidirler.
18
8. Yetkili makamlar tüm izinlerde, toprak, hava ve suyun çevresel tahribata karĢı
korunmasına iliĢkin Ģartların yer almasını sağlamalıdır. Hava emisyonlarının nasıl
tanımlanıp denetleneceğine iliĢkin ayrıntılı önlemler de buna dahil edilmelidir.
9. Direktifi uygulayan devletler, gerek yetkili makamlar ve denetçilerle iĢbirliği
yapmama, gerekse izin Ģartlarını ihlal etme durumlarında uygulanacak cezaları
saptamalıdır.
10. Halkın katılımının sağlanması ve kamuoyuna bilgi aktarılması, direktifin en
hayati unsurlarındandır. Ġzinlere iliĢkin bilgilerin açıklanmasının yollarından biri,
alınan kararların ve izin belgelerinin ilgili devlet dairelerine ve kütüphanelere
gönderilmesidir [5].
3.2 Sanayi Tesislerinden Kaynaklanan Hava Kirliliği
84/360/EEC sayılı Sanayi Tesislerinden Kaynaklanan Hava Kirliliği ile Mücadele
Edilmesi Hakkında Konsey Direktifi, 2007 yılında yerini Entegre Kirlilik Önleme ve
Kontrolü Direktifine bırakacak olan bir çerçeve mevzuattır. Üye Devletler, Direktifin
Ek-1 listesinde yer alan sanayi tesislerinin, iĢletmeye geçmeden veya tesiste önemli
değiĢiklikler yapmadan önce, yetkili ulusal veya bölgesel makamlardan izin
almalarını sağlamalıdır. Milli savunmaya hizmet eden sanayi tesisleri bu Direktif
kapsamı dıĢındadır.
Ġzin belgesinin verilebilmesi için yetkili makamın, hava kirliliğine karĢı, aĢırı maliyet
getirmeyen mevcut en iyi teknolojiler (BATNEEC-Best Available Technology Not
Entailing Excessive Cost) de dahil olmak üzere gerekli tüm önlemlerin alınmıĢ
olduğuna, tesisin iĢletmeye alınmasından sonra, özellikle Ek-II listesindeki
maddelerden kaynaklanan önemli bir hava kirliliği oluĢmayacağına, emisyon sınır
değerlerinin hiç birinin aĢılmayacağına ve hava kalitesine iliĢkin geçerli tüm sınır
değerlerin dikkate alınmıĢ olduğuna ikna olması gerekmektedir.
Ġzin belgesi almak için yapılan baĢvurular ve yetkili makamların almıĢ olduğu
kararlar kamuoyuna ve ikili iliĢkiler çerçevesinde diğer ilgili Üye Devletlere
açıklanmalıdır.
Üye Devletler sanayi tesislerinden kaynaklanan emisyonları izlemeli ve tesislerin
ekonomik durumunu dikkate alarak Ģartlar oluĢturmalıdır. Ayrıca Ek-1 listesinde yer
alan faaliyetteki tesislerin aĢamalı olarak Mevcut En Ġyi Teknolojilere geçiĢi
sağlanmalıdır.
19
3.2.1 Sanayi Tesislerinden Kaynaklanan Hava Kirliliği Ġle Mücadele Edilmesi
Hakkındaki Direktifin Uygulanmasında Genel Esaslar
1. Yetkili makamlar; direktif çerçevesinde izin almıĢ sanayi tesislerinden
kaynaklanan emisyon değerleri, çevre kalitesine yönelik veriler, farklı sanayi
sektörleri ve üretim prosesleri için uygulanacak AĢırı Maliyet Getirmeyen Mevcut En
Ġyi Teknolojiler gibi alanlarda bilgi toplamak konusunda özel bir çaba sarf
etmelidirler.
2. Sanayi tesislerinden kaynaklanan hava kirliliği hakkındaki direktif kapsamında
oluĢturulan izin Ģartlarından, Entegre Kirlilik Önleme ve Kontrolü Direktifi’nin
uygulanması için oluĢturulan izin Ģartlarına geçiĢin nasıl sağlanacağı belirlenmelidir.
3. Farklı sanayi sektörleri ve üretim prosesleri için uygulanacak AĢırı Maliyet
Getirmeyen Mevcut En Ġyi Teknolojilerin tanımlanması ve bilgilerin güncellenmesi
hususları üzerinde durulmalıdır [5].
3.3 Büyük Yakma Tesisleri
Büyük yakma tesislerinden havaya karıĢan bazı kirletici maddelerin emisyonunun
sınırlandırılmasına iliĢkin 88/609/EEC sayılı direktif, sanayi tesislerinden
kaynaklanan hava kirliliğine karĢı mücadele konusundaki 84/360/EEC sayılı
Çerçeve Direktif uyarınca kabul edilen ilk direktiftir. 50 Megawatt (MW) ya da daha
fazla termik girdiyle enerji üreten yakma tesislerini kapsamaktadır. Direktifin amacı,
direktif kapsamındaki yakma tesislerinden kaynaklanan SO2, NOX ve toz
emisyonlarını azaltmaktadır.
Mevcut tesisler için, ulusal bazda SO2 ve NOX emisyon limit değerleri aĢamalı olarak
saptanmaktadır (1993, 1998, 2003). Üye devletler, mevcut tesislerden-örneğin ilk
iĢletme lisansını 1 Temmuz 1987’den önce almıĢ tesislerden- kaynaklanan SO2 ve
NOX emisyonlarının yıllık miktarlarını aĢamalı olarak azaltmak amacıyla programlar
hazırlamıĢlardır.
Yeni tesisler veya mevcut tesislerden kapasiteleri 50 MW veya daha fazla artırılacak
olanlar için verilecek yapım ve iĢletme izinlerinde, SO2 ve NOX emisyon limit
değerlerine uyulmasını sağlayacak Ģartlarla atık gazın havaya verilmesine iliĢkin
Ģartlar yer almalıdır. Üye Devletler bu konuda direktif hükümlerinden daha sıkı
koĢullar ortaya koyabilirler.
Eğer yeni bir tesisin, baĢka bir Üye Devlet üzerinde önemli çevresel etkilere sahip
olması ihtimali var ise, 85/337/EEC sayılı Çevresel Etki Değerlendirmesi Direktifi
20
hükümleri uyarınca, tesisin iĢletmeye alınacağı Üye Devletin, diğer Üye Devletle
konuya iliĢkin görüĢmeler yapma ve karĢı tarafı bilgilendirme yükümlülüğü vardır.
3.3.1 Büyük Yakma Tesislerinden Havaya KarıĢan Bazı Kirletici Maddelerin
Emisyonunun Sınırlandırılmasına ĠliĢkin Direktifin Uygulanmasında Genel
Esaslar
1. Ülkeler, hem yeni hem de mevcut tesislerin yıllık toplam emisyonlarını
saptamalıdır. Bunun için, yakma tesislerinin iĢletmecilerinin ve devlet adına çalıĢan
bilimsel kuruluĢların, yetkili makama bilgi aktarımında bulunmaları gerekecektir.
2. Ulusal düzeydeki emisyon değerlerini azaltma hedefleri konusunda Avrupa
Birliği ile mutabakat sağlanmalı ve bu hedeflerin gerçekleĢtirilebilmesi için, büyük
yakma tesislerinden çıkan yıllık emisyon miktarlarını azaltıcı programlar
geliĢtirilmelidir. Bu programlar, söz konusu tesislerin iĢletmecileri ile yakın iĢbirliği
halinde hazırlanmalıdır.
3. Emisyonların azaltılmasına iliĢkin seçenekler saptanmalı ve finansal duruma
bağlı olarak değerlendirilmelidir. Seçenekler arasında; kullanılan yakıt cinsinin
değiĢtirilmesi, enerji tasarruf önlemlerinin alınması ve kirliliği önleyici teknolojilerin
kullanılması sayılabilir.
4. Yeni tesisler veya mevcut tesislerden 50 MW üzerinde kapasite artırımına
gidecekler için verilecek tüm izinler, SO2, NOX ve toz emisyon limit değerleri, ölçüm
yöntemleri ve ölçümlerde kullanılacak ekipman, kontrol araçlarının çalıĢmaması
durumunda yapılacaklar gibi Ģartları içermelidir [5].
3.4 Sanayilerden Kaynaklanan Uçucu Organik BileĢik Emisyonları
Bazı sanayi tesislerinde organik solventlerin kullanımı sonucu ortaya çıkan uçucu
organik bileĢik emisyonlarının azaltılması hakkındaki 1999/13/EC sayılı Konsey
Direktifi 11 Mart 1999 tarihinde kabul edilmiĢtir.
Direktifin amacı, sabit kaynaklardan çıkan Uçucu Organik BileĢik emisyonlarının ve
dolayısıyla troposferik ozonun azaltılmasıdır. Direktif, solvent kullanan 20 ana sanayi
sektörünün faaliyetlerinden kaynaklanan emisyon miktarının, 2010 yılına kadar,
1990 yılı değerlerine kıyasla en az %50 oranında azaltılmasını hedeflemektedir. Söz
konusu sanayi sektörlerinin herbiri için, uygun teknolojilerin kullanılması veya üretim
teknolojilerinin ikamesi (düĢük solventli veya solventsiz teknolojiler) ile eriĢilecek
hedef emisyon değerleri saptanmalıdır. Üye Devletler, aynı azaltımı sağlayacak
alternatif bir ulusal plan geliĢtirme imkanına sahiptir.
21
3.4.1 Bazı Sanayi Tesislerinde Organik Solvent Kullanımı Sonucu Ortaya Çıkan
Uçucu Organik BileĢik Emisyonlarının Azaltılması Hakkındaki Direktifin
Uygulanmasında Genel Esaslar
1. Direktif kapsamına giren tesisler belirlenmelidir,
2. Emisyon sınır değerlerine uyumun sağlanabilmesi için, izleme ve yürütme
mekanizmaları oluĢturulmalıdır,
3. Ġzin belgesi verilecek ve tescil edilecek tesis tipleri tanımlanmalıdır,
4. Ulusal plan oluĢturma seçeneğini kullanıp kullanmama kararı verilirken, planın
hazırlanması ve uygulanması için gerekli olan teknik bilgi altyapısı ve idari kapasite
çok dikkatli bir Ģekilde analiz edilmelidir.
5. Sanayi temsilcileri ve ilgili diğer gruplarla ön görüĢmelerde bulunulması faydalı
olacaktır [5].
3.5 Büyük Endüstriyel Kazalar
Büyük endüstriyel kaza risklerinin kontrolü hakkındaki 96/82/EEC sayılı Konsey
Direktifi (Seveso II), 1999 yılında, 1976 yılında Ġtalya’da meydana gelen bir kaza
sonrası hazırlanmıĢ olan 82/501/EEC sayılı Seveso I Direktifi’nin yerini almıĢtır.
1982 tarihli Direktif, hem sanayi tesislerinin iĢletmecileri, hem de ulusal düzeydeki
yetkili makamlar açısından bir dizi yükümlülük içeriyordu. Komisyon’un amacı,
sanayi tesislerinden kaynaklanan belli baĢlı kaza risklerinin tanımlanması ve kontrol
altına alınmasıydı. Yeni Seveso II Direktifi ile kapsam biraz daha geniĢletilmiĢ ve
bazı sanayi tesislerinin iĢletmecilerine daha sıkı güvenlik ve acil durum planlama
koĢulları getirilmiĢtir. Ayrıca, yetkili makamlarca yapılacak denetim ve kontrollere
iliĢkin hükümler takviye edilmiĢ, yetkili makamların arazi kullanım planlarında Direktif
hedeflerini dikkate almalarını zorunlu kılan yeni bir hüküm eklenmiĢtir.
Bir tesisin Seveso II Direktifi kapsamına girip girmediği, belli tehlikeli maddelerin,
büyük bir kaza tehlikesi yaratacak kadar çok miktarda mevcut olup olmadığının
değerlendirilmesi ile saptanacaktır. Bu direktif kapsamına giren ve birbirine yakın
konumda olan tesisler, risklerin önlenmesi ve bir tesiste çıkan yangının diğerlerine
sıçraması gibi domino etkilerin önlenmesi için iĢbirliği yapacaklardır.
Güvenliği artırmak ve insan hatasından kaynaklanabilecek kaza riskini en aza
indirmek için, ilgili sanayi tesislerinin iĢletmecileri, büyük kazaları önleyici politikalar
ve sistemler geliĢtirmelidir. ĠĢletmeci güvenlik raporunu ve tesis içi acil durum planını
hazırlamalıdır. Ulusal düzeydeki yetkili makamlar ise, büyük kazaları önlemek ve
22
kaza anında etkili bir müdahaleyi gerçekleĢtirebilmek için gerekli olan taraflar arası
iĢbirliğini tesis etmeli ve ulusal ve bölgesel acil durum planlarını hazırlamalıdır.
Bir sanayi tesisinde alınan önlemler yetersizse veya tesisi iĢletenler gerekli bilgileri
makul bir süre içinde yetkili makamlara iletmiyorsa, Üye Devlet o sanayi tesisinin
faaliyetini durdurabilir. Halkın bilgilere eriĢimi sağlanmalıdır. Yetkili makamlarca bir
denetim sistemi geliĢtirilmelidir.
3.5.1 Seveso II Direktifinin Uygulanmasında Genel Esaslar
1. Yeni direktifin uygulanabilmesi için yeterli idari kapasiteye ve bilgi altyapısına
ihtiyaç vardır. Ġlk adım olarak, ulusal ve yerel düzeyde yetkili makamlar tayin
edilmelidir.
2. Büyük kaza riski taĢıyan tüm mevcut ve yeni iĢletmeye alınacak tesislerin,
kazaları önlemek ve oluĢan kazaların olumsuz etkilerini en aza indirmek için gerekli
önlemleri almalarını sağlayıcı prosedürler geliĢtirilmelidir. Bu amaca yönelik olarak,
ihbarları değerlendirmek için bir kayıt sistemi kurulmalı ve verilen güvenlik raporları
değerlendirilmelidir.
3. Bölgesel acil durum planlarının hazırlanması yerel yönetimlerin
sorumluluğundadır. Bu acil durum planının hazırlanabilmesi için, bölgedeki tesislerin
iĢletmecileri tarafından hazırlanmıĢ tesis içi acil durum planlarının ya da acil
durumlara yönelik olarak alınmıĢ önlemlere iliĢkin bilgilerin incelenmesi ve
değerlendirilmesi gerekmektedir.
4. Önlemlerin ve acil durum prosedürlerinin geliĢtirilmesinde, önceki kazalara iliĢkin
bilgilerin toplanmıĢ olması büyük önem taĢır. Bilgilerin toplanması, değiĢ-tokuĢu ve
aktarımına iliĢkin prosedürler saptanmalıdır.
5. Yetkili makamlar denetim programları hazırlamalıdır. Bu programlar, tesislerin
taĢıdığı kaza riskinin değerlendirilmesine ya da her tesisin yılda bir kez yerinde
denetimine dayalı olabilir [5].
3.6 Çevre Yönetimi Ve Denetimi Programı (Environmental Management And
Audit Scheme-EMAS)
1836/93/EEC sayılı Yönetmelik, daha iyi bir çevre performansı göstermeyi
amaçlayan sanayi kuruluĢları için gönüllü bir çevre yönetimi ve denetleme programı
oluĢturmanın esaslarını belirler. Bu programa katılan sanayi tesislerinin iĢletmecileri;
• Politikalar, programlar ve bir yönetim sistemi oluĢturarak bunları uygulamak,
• Tesisin çevre performansını denetlemek,
• Kamuoyuna çevre performans raporlarını sunmakla yükümlüdür.
23
Yönetmeliğin halihazırda imalat, enerji ve atık yönetim tesislerine uygulanıyor
olmasına karĢın, gelecek yıllarda kapsamının geniĢletilebileceği söylenebilir. Bu
yönetmelik kapsamında bir program oluĢturmak isteyen sanayi tesisleri aĢağıdaki
adımlara göre oluĢturdukları Çevre Yönetim Sistemini kurmak ve iĢletmekten
sorumludurlar. Bahsi geçen adımlar:
• Çevre politikasını oluĢturmak,
• Tesisin çevre ile ilgili olarak değerlendirmesini yaparak çevre boyutlarını ve
çevre etkilerini belirlemek,
• Çevre amaç ve hedeflerini belirleyerek tesise ait çevre programlarını oluĢturmak,
• En fazla üç yıllık periyotlarla çevre denetimini gerçekleĢtirmek,
• Özellikle tesisin çevre etkileri hakkında detaylı bilgi veren, kamuoyunun
kolaylıkla ulaĢabileceği çevre performans raporları hazırlamak,
• Tesisin sahip olduğu çevre yönetim sisteminin akredite olmuĢ bir belgelendirme
kuruluĢu tarafından belgelendirilmesini sağlamaktır.
EMAS dıĢındaki ulusal ve uluslararası çevre yönetim ve denetleme sistemlerinin,
Avrupa Topluluğu Resmi Gazetesi’nde tanımlanması durumunda, sözü geçen
sistemler EMAS’a eĢdeğer kabul edilirler.
3.6.1 EMAS Yönetmeliğinin Uygulanmasında Genel Esaslar
Her ne kadar yönetmelikler ulusal hukuka yansıtılmasalar da, Avrupa Birliği’ne giriĢ
tarihi itibarıyla yürürlüğe geçmelerini sağlamak üzere bazı idari düzenlemelerin
gerçekleĢtirilmesi gerekir:
1. Belgelendirme kuruluĢlarının akreditasyonunu ve denetimini sağlayacak bir
sistem kurulmalıdır. Akreditasyon sisteminin kurulması ve idaresi konusunda ilgili
tarafların görüĢlerine baĢvurulmalıdır.
2. Akredite olmuĢ belgelendirme kuruluĢlarının güncelleĢtirilmiĢ listesi her altı ayda
bir Komisyon’a ulaĢtırılmalıdır.
3. Avrupa Birliği’ne katılma sürecindeki ülkeler, istedikleri takdirde Birliğe tam üye
olmadan önce de, EMAS benzeri bir sistem uygulamaya baĢlayabilirler (örneğin,
ISO 14001)
4. EMAS Yönetmeliği uyarınca Üye Devletler tesislerin kaydından ve kayıtlı
tesislerin listesinin Komisyona iletilmesinden sorumlu yetkili organlar oluĢturmalıdır.
Bu organların bağımsız ve tarafsız kalabilmesini garanti edecek Ģekilde
oluĢturulması, özellikle dikkat edilmesi gereken bir konudur [5].
24
3.7 Eko-Etiket
880/92/EEC sayılı Eko-etiketleme Yönetmeliği, hayat döngüsü süresince, çevre
üzerindeki olumsuz etkileri en aza indirilmiĢ ürünlerin tasarımı, üretimi, pazarlanması
ve kullanımının özendirilmesini amaçlayan bir AB eko-etiket programının
uygulanmasını öngörmektedir. Bu yönetmelik ayrıca, tüketicilerin, ürünlerin çevreye
etkileri konusunda daha iyi bilgilendirilmelerini amaçlamaktadır. Gıda, içecek ve ilaç
sektörleri ile 67/548/EEC (Tehlikeli Maddelerin Sınıflandırılması, Ambalajlanması ve
Etiketlenmesi Hakkında Konsey Direktifi) ve 88/379/EEC sayılı direktifler
kapsamında olan tehlikeli maddeler ve insan sağlığına ya da çevreye olumsuz
etkileri olması muhtemel üretim süreçleri ile üretilen ürünler bu yönetmelik kapsamı
dıĢındadır.
Her ürün grubuna verilecek eko-etiketler için gerekli Ģartlar, Üye Devletlerin
temsilcilerinden oluĢan bir komite tarafından, sanayi, ticaret, tüketici ve çevre
kuruluĢlarından ilgili tarafların görüĢlerine baĢvurulmasını da içeren bir süreç
sonucunda saptanmaktadır. Ürün gruplarının eko-etiket Ģartları üç yıllık bir süre için,
ürünlerin hayat döngüleri boyunca çevreye olabilecek olumsuz etkilerinin
değerlendirilmesi sonucu tespit edilir.
ġimdiye kadar eko-etiket kriterleri saptanan ürün grupları; bulaĢık makinaları,
gübreler, tuvalet kağıdı, kağıt havlular, çamaĢır deterjanları, tek duylu ampuller, iç
mekan boya ve vernikleri, yatak tekstil ürünleri ve t-shirtler, çift duylu ampuller,
çamaĢır makinaları, kopya kağıtları ve buzdolaplarıdır.
3.7.1 Eko-Etiketleme Yönetmeliğinin Uygulanmasında Genel Esaslar
1. Her ne kadar yönetmeliklerin ulusal hukuka yansıtılmaları gerekmese de, Üye
Devletlerin, bağımsızlığı ve tarafsızlığı garanti altına alınmıĢ yetkili bir organı, eko-
etiket baĢvurularını kabul etmek, belirlenen Ģartlara göre ürünün çevre
performansını değerlendirmek ve eko-etiketi vermek üzere görevlendirmesi
gerekmektedir.
2. Gerek tüketicilerin gerekse giriĢimcilerin eko-etiket programından haberdar
olması sağlanmalıdır.
3. Eko-etiket programının baĢarıya ulaĢması tüketiciler tarafından benimsenmesine
ve gerek sanayi gerekse de perakende sektörlerince desteklenmesine bağlıdır.
Programı destekleyici mahiyette danıĢma ve bilgilendirme kampanyaları, programın
baĢarısı açısından büyük öneme sahiptir [5].
25
4. ENTEGRE KĠRLĠLĠK ÖNLEME VE KONTROLÜ DĠREKTĠFĠ
Avrupa Birliği, endüstriyel tesislere faaliyet izni verilmesi konusunda bir takım ortak
hükümlere sahiptir. Bu hükümler, 1996 yılında yürürlüğe giren Entegre Kirlilik
Önleme ve Kontrolü Direktifi’nde yer almaktadır. Entegre Kirlilik Önleme ve Kontrolü
Direktifi’nin ana amacı, Avrupa Birliği genelinde çeĢitli nokta kaynakların sebep
olduğu kirliliğin azaltılmasıdır. Direktif kapsamındaki tesisler, ancak yetkili otoriteden
izin aldıktan sonra faaliyet gösterebilirler. Faaliyet izni verme sistemi, Direktifin 2.
maddesinde tanımlanan Mevcut En iyi Teknikler (Best Available Techniques- BAT)
yaklaĢımını temel alıyor olmalıdır. Mevcut En Ġyi Tekniklerin uygulanması bazı
tesisler için oldukça maliyetli olabilmektedir. Avrupa Birliği üyesi ülkelerde, mevcut
tüm tesislerin Mevcut En Ġyi Teknikleri uygulamaya çalıĢması bir çok alanda
sorunlara yol açacağından, bu mevcut tesisler için, Direktifin yayınlanmasını takiben
11 yıllık bir geçiĢ süreci öngörülmektedir.
Avrupa’nın mevcut üretim ve tüketim alıĢkanlıklarının “sürdürülebilir” olmadığı
açıktır. Son yıllarda, endüstriler, özellikle birkaç kirletici kimyasal maddenin
kullanımının azaltılması ile ilgili olarak, çevre koruma konusunda ilerleme
kaydetmiĢtir. Yayılı kaynak olarak da tanımlanan (trafik, kimyasalların evlerde
kullanımı vb) kirletici kaynaklarının, endüstrilere kıyasla, çevreye olan olumsuz
etkilerinin her geçen gün daha da artıyor olmasına karĢın, endüstriyel kirlilik hala
Avrupa’daki kirlilik kaynaklarının en önemlilerinden biri olarak görülmektedir. Ayrıca,
Avrupa Birliği’ndeki milyonlarca insanın tüketim alıĢkanlıklarının değiĢtirilmesi,
endüstrilerin üretim Ģeklinin değiĢtirilmesinden çok daha zordur. Avrupa Birliği
ülkelerinde, endüstriler için birbirine benzer izin Ģartlarının oluĢturulmasının bir diğer
amacı da, firmalar arası haksız rekabetin önlenmesidir.
Direktif, endüstrilere verilecek çeĢitli izinlerin entegre edilmesi için temel kuralları
ortaya koymaktadır. “Entegre” kelimesi, verilecek iznin, tesisin çevre performansının
bir bütün olarak değerlendirilmesini mümkün kılacak nitelikte olmasını ifade eder.
(havaya, suya, toprağa olan etkilerin azaltılması, atıkların minimize edilmesi,
hammaddenin ve enerjinin etkin kullanımı, gürültünün önlenmesi, kazalar için alınan
önlemler, risk yönetimi vb.). Ġzinler, Mevcut En Ġyi Tekniklere dayandırılacağı için,
izin verme yetkisine sahip otoriteler Mevcut En Ġyi Tekniklerin tespiti konusunda
26
yardıma ihtiyaç duyacaklardır. Entegre Kirlilik Önleme ve Kontrolü Direktifi’nin Ek-
4’ünde Mevcut En Ġyi Tekniklerin tespiti sırasında dikkate alınması gereken hususlar
verilmiĢtir.
Bunun yanında, Avrupa Komisyonu, Avrupa Birliği üye devletlerinden uzmanların,
endüstrileri temsilcilerinin ve sivil toplum kuruluĢlarının bilgi ve deneyimlerini
paylaĢmalarını sağlamak üzere “Avrupa Entegre Kirlilik Önleme ve Kontrolü Bürosu
(European Integrated Pollution Prevention and Control Bureau)”nun yürüttüğü bir
çalıĢma organize etmiĢtir. Direktifin Ek-1 listesinde yer alan endüstriler dikkate
alınarak 30 sektör çalıĢma grubu oluĢturulmuĢ, her bir sektör için yapılacak,
ortalama iki yıl süren çalıĢma sonrasında Mevcut En Ġyi Teknikler Ġçin Referans
Dokümanların (Best Available Techniques Reference Document-BREF)
yayınlanması amaçlanmıĢtır.
Mevcut En Ġyi Teknikler Ġçin Referans Dokümanların hazırlanmasındaki amaç, izin
vermeye yetkili otoritelere destek vermektir. Uygulanacak Mevcut En Ġyi Teknikler ile
ilgili son kararı, bu yetkili otorite verecektir. Çünkü Direktifin 9. Maddesi, karar
verilirken;
(a) tesis özelliklerinin,
(b) coğrafi koĢulların,
(c) yerel çevre özelliklerinin
dikkate alınması gerektiğini ifade eder. Ülkelere hareket özgürlüğü tanıyan bu
yaklaĢım, gereken hallerde Avrupa Birliği için limit emisyon ve deĢarj değerlerinin
oluĢturulmasını öngören 18. madde ile sınırlandırılmıĢtır.
Entegre Kirlilik Önleme ve Kontrolü Direktifi’nde, Avrupa Birliği üyesi 15 ülkenin,
1999 yılının Ekim ayına kadar ulusal yasal düzenlemelerini Direktif hükümleri ile
uyumlu hale getirmeleri öngörülmüĢtür. Ne var ki, 2001 yılı sonunda üye ülkelerin
durumu gözden geçirildiğinde, bu üye ülkelerden birkaçının uyumlulaĢtırma
sürecinin tamamlandığına dair Avrupa Komisyonu’nu bilgilendirmediği ve bazı
ülkelerde uyumlulaĢtırmanın ancak bir kısmının gerçekleĢtirilebildiği görülmektedir.
Bu konuda en çok problem yaĢanan ülkeler Ġrlanda, Belçika(Wallonian bölgesi),
Lüksemburg, Ġspanya ve Yunanistan’dır.
Entegre Kirlilik Önleme ve Kontrolü Direktifi’nin getirmiĢ olduğu yükümlülükler, Ģu an
için 15 üye ülke için geçerlidir. Avrupa Birliği’nin geniĢleme sürecine dahil olan aday
ülkeler de endüstrilere faaliyet izni verme prosedürlerini Direktif ile uyumlu hale
getirmek için çalıĢmalar yapmaktadırlar. Bu ülkelerden birkaçı, Avrupa Birliği ile
27
yapılan görüĢmeler sırasında, Direktif hükümlerini karĢılama konusunda ek süre
talebinde bulunmuĢtur.
Entegre Kirlilik Önleme ve Kontrolü Direktifi’nde belirtilen süreçlerde rol alan taraflar
Ģu Ģekilde özetlenebilir:
15 Avrupa Birliği üyesi ülkede, ulusal, bölgesel ve yerel bazda faaliyet izni
vermeye yetkili otoriteler,
Avrupa Komisyonu ve Direktif hükümlerinin, 15 üye ülkede uygulanmasını
sağlamaktan sorumlu Çevre Müdürlüğü,
Mevcut En Ġyi Teknikler konusunda çalıĢan ve bilgi alıĢveriĢinde bulunan üye
ülke uzmanları,
Mevcut En Ġyi Teknikler konusunda çalıĢan endüstri temsilcileri,
Mevcut En Ġyi Teknikler konusunda çalıĢan çevre örgütleri,
Avrupa Entegre Kirlilik Önleme ve Kontrolü Bürosu,
Kamuoyu
4.1 Entegre Kirlilik Önleme ve Kontrolü Direktifi Ġle Ġlgili Genel Hususlar
Direktifin amacı, belli baĢlı endüstriyel faaliyetlerden kaynaklanan kirliliğin atık
yönetimini de kapsayan entegre bir yaklaĢımla önlenmesinin ve kontrol edilmesinin
sağlanmasıdır. Entegre yaklaĢımla amaçlanan, havaya, suya ve toprağa verilen
kirliliklerin önlenmesi, bunun mümkün olmaması durumunda azaltılması, böylece
yüksek seviyede bir çevre korumanın sağlanmasıdır.
Endüstri tesisleri, kirliliğin önlenmesi ve kontrolü amacıyla ortaya konan Ģartlara
uygun Ģekilde iĢletilmelidir. Direktifin 3. Maddesi ile ortaya konan Ģartlar;
Özellikle Mevcut En Ġyi Tekniklerin kullanılması yoluyla kirliliğin önlenmesine
yönelik olarak tüm önlemlerin alınması,
Önemli derecede kirliliğe sebebiyet verilmemesi,
Atık oluĢumunun en az seviyeye indirilmesi,
OluĢan atıkların yeniden kullanılması, bunun ekonomik ve teknik olarak mümkün
olmaması durumunda çevreye zarar vermeyecek Ģekilde bertaraf edilmesi,
Enerjinin verimli kullanımının sağlanması,
Kazaların önlenmesi ve meydana gelen kazaların olumsuz sonuçlarının en aza
indirilmesi için gerekli tedbirlerin alınması,
Tesisin kapatılması sırasında ve sonrasında kirlenmeye sebebiyet verebilecek
risklerin ortadan kaldırılması ve arazinin eski haline getirilmesi için gerekli tüm
önlemlerin alınmasıdır.
28
Yeni iĢletmeye alınacak tesisler faaliyete geçmeden önce bu Direktif uyarınca izin
almak zorundadır. Mevcut tesisler ise verilen süreler içerisinde Direktifin
gerekliliklerini yerine getirmekle yükümlüdürler [6].
Direktifin 6. Maddesi uyarınca, yapılan izin baĢvurularında; tesis ve tesisin
faaliyetleri, kullanılan hammaddeler, kimyasallar, tesiste tüketilen ya da üretilen
enerji miktarı, kirlilik kaynakları, arazinin durumu, oluĢabilecek kirliliklerin tahmini
miktarları ve özellikleri ve bunların muhtemel önemli çevre etkileri, kirliliklerin
önlenmesi, bunun mümkün olmaması durumunda en aza indirilmesi amacıyla
kullanılabilecek teknoloji ve teknikler, atık oluĢumunun engellenmesi ve geri
dönüĢümünün sağlanması ve çevreye verilen kirliliklerin izlenmesi ve denetlenmesi
için alınacak önlemler ile ilgili bilgi yer almalıdır. Ġzin ayrıca, kirleticiler için Mevcut En
Ġyi Teknikleri temel alan emisyon ve deĢarj limit değerlerini içermelidir. Gerekli
görülürse, toprağın ve yeraltı sularının korunması ve tesiste meydana gelen atıkların
yönetimi konuları da izin kapsamına alınabilir.
Ġzin prosedüründe birden fazla yetkili otoritenin yer alması durumunda, prosedürün
entegre yaklaĢımla yürütülmesini teminen, otoriteler arasındaki koordinasyonun
sağlıklı bir Ģekilde gerçekleĢtirilmesi sağlanmalıdır.
Ġzin Ģartlarına uyulup uyulmadığının tespiti amacıyla, yetkili otorite tarafından
yapılacak tesis denetimleri sırasında, tesisin iĢletmecisi her türlü bilgi ve desteği
sağlamak zorundadır. Tesis denetimleri dıĢında kullanılan diğer bir denetim
mekanizması da tesisin kendi kendini izlemesi ve raporlamasıdır.
Tesis iĢletmecisi, tesiste yapılması planlanan herhangi bir değiĢikliği yetkili otoriteye
bildirmek zorundadır. Yetkili otorite, planlanan değiĢikliğin incelenmesi ve
değerlendirilmesini takiben, tesisin izin Ģartlarını revize edebilir. Yetkili otoriteden izin
alınmadan, söz konusu faaliyet gerçekleĢtirilemez [6].
Halkın, izin baĢvurularına eriĢimini ve baĢvurularla ilgili görüĢlerini yetkili otoriteye
iletmelerini teminen gerekli düzenlemeler yapılmalıdır. Ayrıca halkın izinle ilgili
karara, sonradan yapılan güncellemelere ve denetim sonuçlarına eriĢimi de
sağlanmalıdır.
Ayrıca, sınırötesi etkileri olabilecek tesis baĢvuruları için, komĢu Üye Ülkenin yetkili
otoriteleri ile iĢbirliğini sağlayıcı yöntemler geliĢtirilmeli, emisyonlar ve izin kararları
ile ilgili olarak veritabanı oluĢturmak üzere bir sistem kurulmalı ve Direktifin, ulusal
yasal düzenlemelere ne Ģekilde adapte edildiği, uygulamanın ne Ģekilde yapıldığı ve
emisyon ve deĢarj limit değerleri ile ilgili bilgiler Komisyon’a rapor edilmelidir [6].
29
4.2 Entegre Kirlilik Önleme ve Kontrolü Direktifinin Uygulanma Esasları
Direktifin uygulanabilmesi için öncelikle, tüm süreçlerden sorumlu olacak bir yetkili
otorite belirlenmelidir. Yetkili otorite, Direktifin EK-1 listesinde yer alan yeni ve
mevcut endüstri tesisleri için, çevreye verilen kirliliklerin entegre bir yaklaĢımla
kontrolünü sağlayabilecek bir izin prosedürü oluĢturmalı ve baĢka yasal
düzenlemeler uyarınca çeĢitli alanlarda izin verme yetkisine sahip diğer otoriteler ile
iĢbirliği içinde çalıĢmak üzere usuller geliĢtirmelidir [6].
Gerekli idari düzenlemelerin yapılmasının ardından, Direktif kapsamında olan
tesisler belirlenmeli, her bir endüstri sektörü için Mevcut En Ġyi Teknikler tespit
edilmelidir. Bu süreçte, endüstriler, üniversiteler ve uzmanlar ile iĢbirliği yapılması,
sürecin hızlı bir Ģekilde iĢlemesini ve daha sağlıklı sonuçlar alınmasını
sağlayacaktır. Avrupa Komisyonu tarafından hazırlanan Mevcut En Ġyi Teknikler Ġçin
Referans Dokümanları da önemli bir kaynak olarak düĢünülebilir.
Mevcut En Ġyi Teknikler belirlenirken çevresel faktörler kadar maliyetler ve
endüstrilerin bu teknikleri uygulayabilme kapasiteleri de dikkate alınmalıdır.
Mevcut En Ġyi Tekniklerin belirlenmesinde dikkate alınacak hususlar Ģunlardır:
1. Az atık üreten teknolojilerin kullanılması,
2. Tehlikeli maddelerin kullanımının azaltılması (mümkün olan hallerde tehlikesiz
ya da daha az tehlikeli olanlarla ikame edilmesi)
3. Mümkün olan yerlerde, üretilen ve kullanılan maddeler ve atıklar için yeniden
kullanım ve geri dönüĢüm uygulamalarının geliĢtirilmesi
4. Daha önce denenmiĢ ve baĢarısı kanıtlanmıĢ benzer proses, tesis veya
metodlar
5. Teknolojide ve bilimde meydana gelen ilerlemeler
6. Kirleticinin özellikleri, etkileri ve miktarı
7. Yeni ve mevcut tesislerin sahip olduğu zaman
8. Mevcut En Ġyi Tekniklerin uygulanması için gereken süre
9. Proseste kullanılan hammaddelerin özellikleri ve kullanım miktarları ve sağlanan
enerji tasarrufu
10. Kirleticinin çevre üzerinde sahip olduğu etkilerin ve yarattığı risklerin önlenmesi
ya da minimuma indirilmesi
11. Kazaların önlenmesi ve çevreye olabilecek etkilerinin en aza indirilmesi için
alınacak tedbirler
12. Komisyon ya da uluslararası organizasyonlar tarafından yayınlanan dokümanlar
30
Ġzin prosedürünün oluĢturulmasını ve her bir sektör için Mevcut En Ġyi Tekniklerin
belirlenmesini takiben, yetkili otorite tarafından, bu konularla ilgili rehber
kitaplar/dokümanlar yayınlanmalıdır.
Ġzin almak üzere baĢvuru yapan iĢletme sahipleri, yetkili otoriteye, tesisin faaliyet
alanı, kullanılan materyaller, kullanılan enerji tipi ve miktarı, kirletici kaynakları,
çevreye verilmesi muhtemel kirleticiler ve olası etkileri, kirleticilerin oluĢumunun
önlenmesi ya da azaltılması için kullanılan teknikler, atıkların oluĢumunun
engellenmesi ve yeniden kullanılması amacıyla alınan önlemler ve izleme ve
denetlemenin ne Ģekilde yapılacağı ile ilgili detaylı bilgi sunar.
Yetkili otorite, baĢvuru formunun incelenmesi sırasında, tesisten çevreye verilecek
her tür kirlilik için Mevcut En Ġyi Teknikleri temel alan emisyon ve deĢarj limit
değerlerini belirlemeli ve bu değerlerin izin Ģartları arasında yer almasını
sağlamalıdır. Emisyon ve deĢarjlarla ilgili izin veren yetkili otorite sayısının birden
fazla olması durumunda, her bir otorite ile görüĢ alıĢveriĢinde bulunulur ve süreç
iĢbirliği halinde yürütülür.
Tesis için belirlenen emisyon ve deĢarj limit değerleri belli bir süre için halkın
bilgisine sunulur. Konu ile ilgili görüĢler, karar verme sürecinde değerlendirilmek
üzere yetkili otoriteye iletilir. Ġzin baĢvurusu ile ilgili son karar halkın bilgisine
sunulmalıdır.
Tesisin izin alması sonrasında, izin Ģartlarına uyup uymadığının kontrol edilmesi
amacıyla yapılacak izlenme ve denetlemeler, hem yetkili otoritenin yapacağı
denetleme ve analizleri, hem de iĢletmecinin yapacağı gözlem ve iç denetlemeleri
içerebilir. Tesis iĢletmecisi, kendi yapmıĢ olduğu izleme ve analiz sonuçlarını, yetkili
otoriteye düzenli olarak iletmelidir.
Tesis iĢletmecisi, tesiste gerçekleĢtirilmesi planlanan herhangi bir değiĢiklikle ilgili
olarak, yetkili otoriteyi bilgilendirmekle yükümlüdür. Böylece yetkili otorite izin
Ģartlarını gözden geçirebilecek ve oluĢan yeni Ģartlar doğrultusunda gerekli
revizyonları yapabilecektir.
Mevcut En Ġyi Tekniklerin kullanımı konusunda gereklilikleri yerine getirmeyen,
emisyon ve deĢarj limit değerlerini ihlal eden veya yetkili otoriteye bilgi vermeden
değiĢiklik yapan tesislere verilecek cezalar belirlenmelidir.
Yetkili otoritenin Mevcut En Ġyi Tekniklerdeki geliĢmeleri takip etmesi ve personelin
gerekli eğitimleri alması sağlanmalıdır.
31
5. TÜRKĠYE’NĠN ENTEGRE KĠRLĠLĠK ÖNLEME VE KONTROLÜ DĠREKTĠFĠNE
UYUMU
5.1 Türkiye’de Sanayiden Kaynaklanan Kirliliğin Kontrolüne Yönelik Yasal
Düzenlemeler
2872 sayılı Çevre Kanunu, kendi içinde önemli çeliĢkiler taĢıdığı, kirletenin
sorumluluğuna, para cezalarının verilmesine, denetim yapacak resmi makamların
birden fazla olmasına, önemli konuların düzenlenmesini yönetmeliklere
bırakmasına, çevre hakkına bir hak olarak yer vermemesine ve de kalkınma
çabalarını engellemeyecek çevre koruma tedbirlerinin alınmasını Ģart koĢmasına
dek uzanan büyük karıĢıklıklar getirdiği ve bu yüzden yetersiz bir düzenleme olduğu
noktasında eleĢtiriye uğramaktadır [7].
Çevre Kanunu’nun 3. Maddesi, Türk Çevre Politikası’nın temel ilkelerini
belirtmektedir. Bu maddeye göre çevre kirliliğinin önlenmesine ve çevrenin
korunmasına iliĢkin genel ilkeler Ģunlardır:
a) Çevrenin korunması ve çevre kirliliğinin önlenmesi gerçek ve tüzel kiĢilerle
vatandaĢların görevi olup, bunlar bu konuda alınacak tedbirlere ve belirlenen
esaslara uymakla yükümlüdürler.
b) Çevre korunmasına ve kirliliğine iliĢkin karar ve önlemlerin alınması ve
uygulanmasında; insan ve diğer canlı varlıkların sağlığının korunması, alınacak
önlemlerin kalkınma çabalarına olumlu ve olumsuz etkileri ile fayda ve maliyetleri
dikkate alınarak kısa ve uzun vadeli değerlendirmelerin yapılması esastır.
c) Arazi ve kaynak kullanım kararlarını veren ve proje değerlendirmesi yapan yetkili
kuruluĢlar, kalkınma çabalarını olumsuz yönde etkilememeyi dikkate alarak çevrenin
korunması ve kirlenmemesi hedefini gözetirler.
32
d) Ekonomik faaliyetlerde ve üretim metodlarının tayininde çevre sorunlarının
önlenmesi ve sınırlandırılması amacıyla en elveriĢli teknoloji ve yöntemler seçilir ve
uygulanır.
e) Kirlenmenin önlenmesi, sınırlandırılması ve mücadele için yapılan harcamaların
kirleten tarafından karĢılanması esastır. Kirletenin kirlenmeyi durdurmak, gidermek
ve azaltmak için gerekli önlemleri almaması veya bu önlemlerin yetkili makamlarca
doğrudan alınması nedeniyle kamu kurum ve kuruluĢlarınca yapılan gerekli
harcamalar 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun
hükümlerine göre kirletenden tahsil edilir. Ancak kirletenler, kirlenmenin önlenmesi
ve sınırlanması için yapılan giderleri ödeme yükümlülüğünden söz konusu
kirlenmeyi önlemek için gerekli her türlü tedbiri aldıklarını ispat etmek kaydıyla
kurtulabilirler.
f) Ġnilebilecek en düĢük kirlenme seviyesi esas alınarak, bu seviyenin üstünde
meydana gelebilecek kirlenmeler için bu Kanunun 18 inci maddesinin (ı) bendinde
belirlenen ücretler ayrıca alınır.
g) Çevrenin korunması ve kirlenmenin önlenmesi konusunda alınacak tedbirlerin bir
bütünlük içinde tespiti ve uygulanması esastır.
Yukarıda sayılan ilkeler bakımından Çevre Kanunu, özen gösterme ve kaynağında
önleme ilkelerine açıkça değinmemektedir. Bu da Kanunun önleyici çevre politikası
yerine kirlilik ortaya çıktıktan sonra müdahale edilmesi anlayıĢına dayalı onarıcı
çevre politikası anlayıĢını benimsediğini göstermektedir. 3. Maddenin (b), (c) ve (d)
fıkralarının, çevrenin korunmasına değil, ekonomik kalkınmanın korunmasına hizmet
eden bir düzenleme getirdiği söylenebilir. Çevrenin korunmasına yönelik önlemler,
hem kısa hem de uzun vadeli olarak değerlendirilmek suretiyle ve kalkınma
çabalarını etkileyip etkilemediği göz önünde bulundurularak alınabilecektir. Buna
karĢılık (g) fıkrası ileri bir düzenleme getirmektedir. Çevrenin korunması ve
kirlenmenin önlenmesi konusunda alınacak tedbirlerin bir bütünlük içinde tespit
edilmesi ve uygulanmasının esas olmasına iliĢkin bu hüküm, hava, su ve toprakta
meydana gelebilecek kirlilikleri önlemek için alınacak tedbirlerin bütünlük arz etmesi
anlayıĢına dayanmaktadır. Ancak bu haliyle düzenleme çok geneldir [4].
5.1.1 Çevresel Etki Değerlendirilmesi Yönetmeliği
Çevre Kanununun 10. Maddesine göre, Çevre Bakanlığınca çıkarılan ve 23.06.
1997 tarihli Yönetmeliği yürürlükten kaldıran, Çevresel Etki Değerlendirilmesi (ÇED)
Yönetmeliği, 6 Haziran 2002 Tarih ve 24777 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak
yürürlüğe girmiĢtir.
33
06.06.2002 tarihli Yönetmeliğin amacı, Çevresel Etki Değerlendirmesi sürecinde
uyulacak idari ve teknik usul ve esasları düzenlemektir. Yönetmeliğe tabi projeler
hakkında “ÇED Olumlu”, “ÇED Olumsuz”, “ÇED Gereklidir” veya “ÇED Gerekli
Değildir” kararlarını verme yetkisi Bakanlığa aittir. Ancak Bakanlık gerekli gördüğü
durumlarda “ÇED Gereklidir” veya “ÇED Gerekli Değildir” kararının verilmesi
konusundaki yetkisini, sınırlarını belirleyerek valiliklere devredebilir.
Bu Yönetmelik kapsamındaki bir projeyi gerçekleĢtirmeyi planlayan gerçek ve tüzel
kiĢiler; ÇED’e tabi projeler için ÇED Raporu, ÇED Ön AraĢtırmasına tabi projeler
için ÇED Ön AraĢtırma Raporu hazırlamak, ilgili makamlara sunmak ve projelerini
verilen karara göre gerçekleĢtirmekle yükümlüdürler. “ÇED Olumlu” kararı veya
“ÇED Gerekli Değildir” kararı alınmadıkça bu projelere hiç bir teĢvik, onay, izin,
yapı ve kullanım ruhsatı verilemez, proje için yatırıma baĢlanamaz.
Ek I listesinde yer alan projeler ile, Ek II listesinde bulunup ÇED Gereklidir kararı
verilen projeler ÇED’e; Ek II listesinde yer alan projeler ÇED Ön AraĢtırmasına
tabidir. Ayrıca, Yönetmelik kapsamında yer alan projelerin mevcut durumlarında
yapılmak istenen değiĢikliklere iliĢkin projeler ile, Yönetmelik kapsamı dıĢında
bulunan faaliyetlerin mevcut durumlarında yapılmak istenen ve bu faaliyetlerin
Yönetmelik kapsamına girmeleri sonucunu doğuracak olan değiĢikliklere iliĢkin
projeler için de ÇED Ön AraĢtırma Raporu hazırlanmalıdır.
Bakanlık, “ÇED Olumlu” kararı veya “ÇED Gerekli Değildir” kararı alınan projelerle
ilgili olarak, ÇED Raporu veya ÇED Ön AraĢtırma Raporu ile öngörülen ve proje
sahibi tarafından taahhüt edilen hususların yerine getirilip getirilmediğini izler ve
denetler.
“ÇED Olumlu” ya da “ÇED Gerekli Değildir” kararı alınmadan yatırıma baĢlandığının
saptanması durumunda, valilik tarafından yatırım durdurulur. “ÇED Olumlu” ya da
“ÇED Gerekli Değildir” kararı alınmadıkça durdurma kararı kaldırılmaz. “ÇED
Olumlu” kararı ya da “ÇED Gerekli Değildir” kararı verildikten sonra, proje sahibi
tarafından ÇED Raporu veya ÇED Ön AraĢtırma Raporunda taahhüt edilen
hususlara uyulmadığının saptanması halinde sözkonusu taahhütlere uyulması için
valilikçe bir defaya mahsus olmak üzere altmıĢ iĢgününe kadar süre verilebilir. Bu
süre sonunda taahhüt edilen hususlara uyulmaz ise yatırım durdurulur.
34
ġekil 5.1 ÇED Prosesürü
Proje Tanıtım Dosyasının Hazırlanması (Ek-III)
Dosyanın Çevre Bakanlığı’na Sunulması
Çevre Bakanlığı’nın Uygunluk Yönünden Ġncelemesi
Ġnceleme Değerlendirme Komisyonu’nun (ĠDK) Kurulması
(10 iĢgünü)
ĠDK Değerlendirme Toplantısı
ĠDK Tarafından OluĢturulan Formatın Yatırımcıya Verilmesi
(30 iĢgünü)
ÇED Raporunun Bakanlığa Sunulması
Bakanlığın Raporun Formata Uygunluğunu Ġncelemesi (7
iĢgünü)
Raporun ĠDK Tarafından Ġncelenmesi (30 iĢgünü)
Nihai ÇED Raporunun Bakanlığa Sunulması (30 iĢgünü)
ÇED OLUMLU ÇED OLUMSUZ
Halkın Katılımı Toplantısı
MADDE 8
MADDE 10
MADDE 11
MADDE 12
MADDE 13
MADDE 14
MADDE 15
35
ġekil ġekil 5.2
ÇED Ön AraĢtırma Prosedürü
ÇED Ön AraĢtırma Raporu (Ek-VI)
ÇED Ön AraĢtırma Raporunun Valiliğe Sunulması
Valiliğin Raporu Uygunluk Yönünden Ġncelemesi
(10 iĢgünü)
Halkın Bilgilendirilmesi (20 iĢgünü)
Raporun ve Halkın Bilgilendirilmesi Tutanağının Bakanlığa Gönderilmesi
(7 iĢgünü)
ÇED GEREKLĠDĠR KARARI
ÇED GEREKLĠ DEĞĠLDĠR KARARI
MADDE 17
MADDE 18
36
5.1.2 Gayri Sıhhi Müesseseler Yönetmeliği
26.09.1995 tarih ve 22416 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren
Gayri Sıhhi Müesseseler Yönetmeliği’nin amacı; çevre ve toplum sağlığının
korunması açısından önem arz eden gayri sıhhi müesseselerin zararlı etkilerinin yok
edilmesi veya en az düzeye indirilmesi, doğal kaynakların kirlenmelere karĢı
korunması için gayri sıhhi müesseselerin kontrol altına alınması, ruhsatlandırılması
ve denetlenmesindeki usul ve esasları belirlemektir.
Yönetmelik, gayri sıhhi müesseselerin ruhsatlandırılmasını hükme bağlayan
kanunlar uyarınca Sağlık Bakanlığı, Valilik ve Kaymakamlıklarca ruhsatlandırılması
öngörülen tesislere uygulanır.
Yönetmelikte geçen; birinci sınıf gayri sıhhi müesseseler; meskenlerden ve
insanların ikametine mahsus diğer yerlerden mutlaka uzak bulundurulması gereken
müesseseleri, ikinci sınıf gayri sıhhi müesseseler; meskenlerden ve insanların
ikametine mahsus diğer yerlerden Valilikçe uygun görülecek bir uzaklıkta yapılması
gereken müesseseleri, üçüncü sınıf gayri sıhhi müesseseler; meskenlerin ve
insanların ikametine mahsus diğer yerlerin yakınında kurulabilmekle beraber sıhhi
denetim altında tutulması gereken müesseseleri ifade etmektedir.
Deneme izni veya açılma ruhsatı belgesi olmayan birinci sınıf gayri sıhhi
müesseseler faaliyete geçemez.
Açılma ruhsatı için hazırlanması gereken belgeler arasında, çevre sağlığı
değerlendirme raporu, emisyon izni ve deĢarj izni de bulunmaktadır. Bu belgeler
düzenlenirken, ÇED alması gereken tesisler için ÇED Raporu içerisinde yer alan
bilgi ve belgeler ayrıca istenmez.
Açılma ruhsatı almıĢ gayri sıhhi müessesede yetkili makamın bilgisi ve yazılı
müsaadesi haricinde herhangi bir değiĢiklik ve ilave yapılamaz.
Gayri sıhhi müesseselerin sahip ve iĢletmecileri, bu müesseselerin çevreye olan
zararlarını mümkün olduğu kadar azaltabilmek için 2872 sayılı Çevre Kanunu ve ilgili
yönetmeliklerde belirtilen hükümleri uygulamak, arıtma tesislerini yapmak ve
tekniğine uygun olarak çalıĢtırmak zorundadırlar.
37
5.1.3 Hava Kalitesinin Korunması Yönetmeliği
02.11.1986 tarih ve 19269 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren
Hava Kalitesinin Korunması Yönetmeliği’nin amacı, her türlü faaliyet sonucu
atmosfere yayılan is, duman, toz, gaz, buhar ve aerosol halindeki emisyonları
kontrol altına almak; insanın ve çevresinin hava alıcı ortamındaki kirlenmelerden
doğacak tehlikelerden korunmasını sağlamaktır.
Faaliyetleri ve yapısı uyarınca insan sağlığı ve çevre üzerinde önemli olumsuz etkisi
olan, yönetmeliğin Ek-8`de A ve B listelerinde yer alan tesislerin kurulması ve
iĢletilmesi izni, yönetmelik hükümlerine göre emisyon izninin alınmasını gerektirir.
Ġzne tabi tesislerin kurulması ve iĢletilmesinde;
1) Tesisin kamuya ve çevreye zararlı etkilerinin teknolojik seviyeye uygun olarak
azaltılması ve tehlike yaratılmaması,
2) Yönetmelikte belirtilen teknik Ģartlara uyulması,
3) Yönetmelikte belirtilen emisyon sınırlarının aĢılmaması,
4) Emisyon ve çevre hava kalitesinin yönetmelikte belirtilen usullere uygun olarak
tesisi iĢleten tarafından ölçülmesi veya ölçtürülmesi,
5) ĠĢletmede meydana gelen artık ve atık maddelerin kullanılması, bu teknik ve
ekonomik yönden mümkün değilse usulüne uygun olarak atılması gerekmektedir.
Ġzne tabi tesislerin yeri, yapısı, iĢletmesinde sonradan yapılacak değiĢiklikler de izne
tabidir.
5.1.4 Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği
04.09.1988 tarih ve 19919 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren Su
Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği’nin amacı, ülkenin yeraltı ve yerüstü su kaynakları
potansiyelinin her türlü kullanım amacıyla korunmasını, en iyi bir biçimde
kullanımının sağlanmasını ve su kirlenmesinin önlenmesini ekonomik ve sosyal
kalkınma hedefleriyle uyumlu bir Ģekilde gerçekleĢtirmektir.
Su kirliliği kontrolü açısından her tür kirletici kaynağın bir izin belgesine bağlanması
esastır. Bu belgede izin verilecek atıksuların miktarı ve ihtiva edebileceği kirleticiler
belirtilmeli; standartlara uymak açısından teknolojik tedbirlerin gerekip gerekmediği
kaydedilmelidir.
Endüstriyel atıksu kaynaklarının izne bağlanabilmesi için, endüstrinin tipi, üretim
miktarları, kullanılan hammaddeler, çalıĢtırılan iĢçi sayısı, su ve enerji tüketimi,
üretim akıĢ Ģemaları ve üretim sırasında çıkan atıksuların kaynakları, katı ve sıvı
atıkların bulunup bulunmadığı konularındaki bilgiler endüstri kuruluĢu tarafından
38
yetkili otoriteye bildirilir. Ġzin belgeleri periyodik olarak yenilenir. Bu yenileme iĢlemi
sırasında yetkili otorite tarafından, tesisin daha önce belirtilen özelliklerinde bir
değiĢiklik olup olmadığı, atıksu miktar ve kirlilik yüklerinin değiĢip değiĢmediği, daha
önce alınması istenen teknolojik tedbirlerin gerçekleĢtirilip gerçekleĢtirilmediği, yeni
tedbirlere gerek olup olmadığı, ölçüm programlarının düzenli bir biçimde yapılıp
yapılmadığı incelenir.
Atıksu oluĢumuna sebep olan gerçek ve tüzel kiĢiler, kanalizasyon sisteminden,
arıtma ve/veya bertaraf amacıyla kurulmuĢ arıtma ve deĢarj tesislerinden
yararlanmalarının doğuracağı bütün harcamaları karĢılamakla yükümlüdür.
Bir endüstriyel atıksuyun kanalizasyon sistemine doğrudan bağlanabilmesi, ya da
vidanjör veya benzeri bir taĢıma aracı ile taĢınarak boĢaltılabilmesi için,
kanalizasyon sisteminin yapısına ve çalıĢmasına zarar verip engel olmaması,
çalıĢan personel ve civar halkı için sağlık sakıncası yaratmaması, kanalizasyon
sisteminin bağlandığı arıtma tesisinin çalıĢmasını ve verimini olumsuz yönde
etkilememesi, klasik biyolojik arıtma tesisinde arıtılamayacak maddeler içermemesi,
atıksu arıtma tesisinde oluĢacak çamur ve benzeri artıkların uzaklaĢtırılmasını,
kullanılmasını zorlaĢtırmaması ve çevre kirlenmesine yol açacak nitelik
kazanmalarına neden olmaması gerekmektedir.
Atıksuların nitelik ve niceliklerinin kontrolü, kirliliğin azaltılması ve arıtılması, verilen
atıksu deĢarj standartlarına uyulup uyulmadığı hususunun uygun aralıklarla ve
düzenli bir biçimde gözlenmesi ve belgelenmesi kirletenin sorumluluk ve
yükümlülüğündedir. Yetkili otorite, bu yükümlülüğün yerine getirilip getirilmediğini,
gerekiyorsa kendi ölçümleriyle denetler. Yetkili otorite tarafından denetim amacıyla
yapılan ölçümlerin masrafı kirleten tarafından karĢılanır.
Alıcı su ortamlarında kirlenmenin önlenebilmesi için yapılacak uygulamalarda
aĢağıdaki genel esaslar geçerlidir:
1) Atıksu toplama sistemi ve arıtma tesisi bulunan yörelerde endüstri kuruluĢları
kanalizasyon sistemine bağlantı esaslarına uymak Ģartıyla, atıksularını kentsel
kanalizasyon sistemine deĢarj edebilirler. Kent dıĢında kalan ve doğrudan alıcı
ortama deĢarj yapan atıksu kaynakları için münferit veya ortak arıtma tesisleri
yapılarak bunların atıksularının arıtılması gereklidir.
2) DeĢarj standartlarının sağlanması amacıyla, atıksuların yağmur suları, soğutma
suları, az kirli yıkama suları ve buna benzer az kirli sularla seyreltilmesi yasaktır.
3) Endüstri tesisleri, faaliyet türlerine göre, alıcı su ortamlarına verdikleri atıksular
için yönetmelikte verilen deĢarj standartlarını sağlamakla yükümlüdürler.
39
4) Atıksu arıtım metodları seçilirken, alıcı su ortamının dıĢında kalan hava, toprak,
katı artıklar gibi konularda çevre sorunlarına neden olmamak üzere gerekli tedbirler
alınır.
Yönetmeliğin esaslarına uymak Ģartı ile, alıcı su ortamlarına her türlü evsel ve/veya
endüstriyel nitelikli atıksuların doğrudan deĢarjı için yetkili otoriteden izin alınması
gerekmektedir. Her atıksu deĢarjı için, Yönetmelik çerçevesinde yetkili otoritenin
istediği çıkıĢ suyu kalitesinin ve diğer Ģartların sağlanması gereklidir.
Bir Ģehir ve/veya sanayi bölgesinde, kurum, kuruluĢ ve iĢletmelerin atıksularını
atıksu altyapı tesislerine bağlayabilmeleri, atıksu altyapı tesisleri yönetimince
verilecek olan atıksu bağlantı iznine tabidir.
5.1.5 Tehlikeli Kimyasallar Yönetmeliği
10.07.1993 tarih ve 21633 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren
Tehlikeli Kimyasallar Yönetmeliği’nin amacı, tehlikeli kimyasalların kontrol altına
alınmasını ve çevre ve insan sağlığının, tehlikeli maddelerin olumsuz etkilerinden
korunmasını sağlamaktır.
Tehlikeli madde ve müstahzarlarıyla iĢtigal edenler, yönetmelik ve eklerin getirdiği
hükümler çerçevesinde etiketleme, ambalajlama, depolama ve taĢıma ile ilgili
kurallara uymakla, tehlikeli madde ve müstahzarlarının gerekli tüm özelliklerini ve
kullanım Ģekillerini belirten etiket, kullanma talimatı ve bilgi formlarını Türkçe
hazırlamak ve alıcıya vermekle yükümlüdür.
Etiketlerde;
a) Üreticinin adı ve adresi,
b) Maddenin kimyasal ve ticari adı, kapalı formülü,
c) Ürünlerin, ticari adı, amaçlanan kullanım alanları ve içeriğine giren maddelerin
tehlike sembolleri,
d) Özel tehlikelere karĢı dikkat çekici, "çok Ģiddetli patlayıcı", "Ģiddetli zehir" gibi
ibareler, güvenlik tavsiyeleri, alınabilecek tedbirler hakkında özlü bilgiler, zararlı
maddeyi tanımlayan özellikler,
e) Kimyasal tanımı ve etkin maddesinin yüzdesi,
f) Diğer katkı maddeleri ve en azından bunların grup tanımları yer almalıdır.
Tehlikeli madde ve müstahzarlar, bu Yönetmeliğin 27 nci maddesindeki hükümlere
uyularak, normal depolama ve taĢıma Ģartlarında, sızma, kaçak, dökülme, bulaĢma
ve benzeri yollarla ambalaj dıĢına çıkmaları önlenecek Ģekilde ambalajlandıktan
sonra piyasaya arz edilebilir.
40
Tehlikeli kimyasal madde ve müstahzarlarını üretenler, çevre ve insan sağlığına
zarar vermeyecek Ģekilde depolama yapmakla yükümlüdür. Depolar, depolanan
maddenin oluĢturabileceği zararlar göz önüne alınarak, gerekli ısı, izolasyon,
yıldırımdan koruma, havalandırma, alarm, yangın söndürme, gibi sistemler ile
donatılır ve amacına uygun malzemelerle inĢa edilir.
Tehlikeli madde ve müstahzarların ticareti, üretimi, ambalaj ve etiketlenmesi,
depolanması, taĢınması ile iĢtigal edenlerin yönetmelik hükümlerince denetlenmesi
konusunda Çevre Bakanlığı yetkilidir.
5.1.6 Tehlikeli Atıkların Kontrolü Yönetmeliği
27.08.1995 tarih ve 22387 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren
Tehlikeli Atıkların Kontrolü Yönetmeliği’nin amacı, tehlikeli atıkların, üretiminden
nihai bertarafına kadar;
a) Ġnsan sağlığına ve çevreye zarar verecek Ģekilde doğrudan veya dolaylı biçimde
alıcı ortama verilmesinin önlenmesine,
b) Üretiminin ve taĢınmasının kontrolünün sağlanmasına,
c) Ġthalinin yasaklanmasına ve ihracatının kontrolüne,
d) Yönetiminde gerekli teknik ve idari standartların sağlanmasına,
e) Üretiminin kaynağında en aza indirilmesine,
f) Üretiminin kaçınılmaz olduğu durumlarda, üretildiği yere en yakın mesafede
bertaraf edilmesine,
g) Yeterli bertaraf tesisi kurulması ve bu tesislerin çevresel bakımdan sağlıklı bir
Ģekilde kontrolüne,
h) Çevreyle uyumlu yönetiminin sağlanmasına yönelik prensip, politika ve
programların belirlenmesi için esasları düzenlemektir.
Atıkların yönetimine iliĢkin ilkeler Ģunlardır:
a) Her türlü atığın ithali yasaktır,
b) Atıkların kaynağında en aza indirilmesi esastır,
c) Atık yönetiminin her safhasında sorumlu kiĢiler, çevre ve insan sağlığına zarar
vermeyecek tedbirleri alırlar,
d) Atıkların yarattığı çevresel kirlenme ve bozulmadan doğan zararlardan dolayı
atık üreticileri, taĢıyıcıları, bertaraf edicileri kusur Ģartı aranmaksızın sorumludurlar,
e) Atıkların yönetiminden kaynaklanan her türlü çevresel zararın giderilmesi için
yapılan harcamalar "kirleten öder" prensibine göre atıkların yönetiminden sorumlu
olan gerçek ve tüzel kiĢiler tarafından karĢılanır.
41
Atık üreticisi;
a) Atık üretimini en az düzeye indirecek Ģekilde gerekli tedbirleri almakla,
b) Atıkların insan sağlığı ve çevreye yönelik zararlı etkisini, yönetmelik
hükümlerine uygun olarak en aza düĢürecek Ģekilde atık yönetimini sağlamakla,
c) Yönetmelik hükümlerine uygun olarak, atıkların tesislerinde geçici olarak
depolanması durumunda izin almakla,
d) Ürettiği atıklarla ilgili kayıt tutmakla, uluslararası kabul görmüĢ standartlara
uygun ambalajlama ve etiketleme yapmakla,
e) Atığın niteliğinin belirlenmesi için yapılan harcamaları karĢılamakla,
f) Atık beyan formunu her yıl doldurmak, Çevre Bakanlığı’na göndermek ve
Bakanlığın vereceği atık tanımlama kodunu kullanmakla,
g) Atık depolanması veya bertarafının tesis dıĢında yapılması durumunda; taĢıma
formunu doldurmak ve öngörülen prosedüre uymakla,
h) Atık taĢımacılığında mevcut uluslararası standartlara uymakla,
i) Atığı bertaraf tesisinin kabul etmemesi durumunda taĢıyıcı baĢka bir tesise
göndermekle veya taĢıyıcının atığı geri getirmesini ve bertarafını sağlamakla,
j) Atıklarını yönetmelikteki esaslara uygun olarak kendi imkanları ile veya
kurulmuĢ atık bertaraf tesisinde gerekli harcamaları karĢılayarak veya belediyelerle
ya da gerçek ve tüzel kiĢilerle kurulacak ortak atık bertaraf tesislerinde bertaraf
etmek veya ettirmekle,
k) Atıkları, fabrika sınırları içinde tesis ve binalardan uzakta beton saha üzerine
yerleĢtirilmiĢ uluslararası kabul görmüĢ standartlara uygun konteynerler içerisinde
geçici olarak muhafaza etmekle yükümlüdür.
Atıkların geri kazanılması ve tekrar kullanılması esastır. Atıkların geri
kazanılmasının ve tekrar kullanılmasının mümkün olmadığı durumlarda atıklar,
çevre ve insan sağlığına zarar vermeden bertaraf edilir.
5.1.7 Katı Atıkların Kontrolü Yönetmeliği
14.03.1991 tarih ve 20814 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren Katı
Atıkların Kontrolü Yönetmeliği’nin amacı, her türlü atık ve artığın çevreye zarar
verecek Ģekilde, doğrudan veya dolaylı bir biçimde alıcı ortama verilmesi,
depolanması, taĢınması, uzaklaĢtırılması ve benzeri faaliyetlerin yasaklanması,
çevreyi olumsuz yönde etkileyebilecek olan tüketim maddelerinin idaresini belli bir
disiplin altına alarak, havada, suda ve toprakta kalıcı etki gösteren kirleticilerin
hayvan ve bitki nesillerini, doğal zenginlikleri ve ekolojik dengeyi bozmasının
42
önlenmesi ile buna yönelik prensip, politika ve programların belirlenmesi,
uygulanması ve geliĢtirilmesidir.
Katı atık üreten kiĢi ve kuruluĢlar, en az katı atık üreten teknolojiyi seçmekle, mevcut
üretimdeki katı atık miktarını azaltmakla, katı atık içinde zararlı madde
bulundurmamakla, katı atıkların değerlendirilmesi ve maddesel geri kazanma
konusunda yapılan çalıĢmalara katılmakla yükümlüdür.
Çevre Bakanlığı, doğada ayrıĢması uzun süreler alan madde ve ürünleri içinde
bulunduran ambalajların kullanımını ve atık miktarını kontrol altına almak, bu
atıkların değerlendirilmesini sağlamak, ekolojik dengenin bozulmasını önlemek
amacı ile kota veya depozito uygulamasını zorunlu kılmaktadır.
Yönetmelik gereğince, kota veya depozito uygulamasına tabi iĢletmeler, ambalaj
atıklarının toplanmasını ve geri kazanımını sağlar. Geri kazanımın mümkün
olmadığı durumlarda ise, çevreye zarar vermeyecek Ģekilde diğer yöntemlerle
bertaraf eder veya ettirir.
ĠĢletmeler kota veya depozito uygulaması için Bakanlıktan izin almak ve beyanda
bulunmakla yükümlüdürler.
ĠĢletmeler bu izin baĢvurularında, kullanılan hammadde, üretilen, dolumu yapılan ve
ithal edilen ürün miktarlarını, bu ürünlerin ambalajlarının cins ve miktarlarını
bildirmek, ambalaj atıklarının toplanması, taĢınması, tekrar kullanımı, geri
dönüĢümü, geri kazanımı mümkün olmayan ambalaj atıklarının nasıl zararsız hale
getirileceği ile ilgili plan, proje, rapor ve diğer dokümanları ibraz etmek zorundadırlar.
Geri kazanmanın ekonomik ve teknik olarak mümkün olmaması halinde, atıklar
çevrenin sağlığının korunması, katı atık hacminin azaltılması, kısmen enerji veya
kompost elde edilmesi maksadıyla termik veya biyolojik iĢlemlere tabi tutulur.
5.2 Türkiye’de Entegre Kirlilik Önleme Ve Kontrolü Direktifi’ne Uyum Ġçin
Yapılması Gereken ÇalıĢmalar
Türk Çevre Mevzuatında Entegre Kirlilik Önleme ve Kontrolü Direktifi’nin
gerekliliklerini karĢılayacak herhangi bir yasal düzenleme mevcut değildir.
Sanayiden kaynaklanan kirliliğin kontrolüne yönelik yasal düzenlemelerin, genel
anlamda, geliĢmiĢ ülkelerdeki düzenlemeler ile uyumlu olduğu söylenebilir. Fakat
Entegre Kirlilik Önleme ve Kontrolü Direktifi, beraberinde bir çok farklı yaklaĢımı ve
uygulamayı getirmektedir. Öncelikle, kirliliğin kaynağında önlenmesi amacıyla
Mevcut En Ġyi Tekniklerin kullanılması ve bu tekniklerin kullanılması ile ulaĢılabilecek
43
emisyon ve deĢarj limit değerlerinin sağlanması gerekmektedir. Bunun dıĢında,
herhangi bir endüstriden kaynaklanan kirliliklerin kontrolü amacıyla, farklı yetkili
otoriteler tarafından farklı izin belgeleri hazırlanması uygulaması değiĢime
uğramaktadır. Direktif hükümlerinin uygulandığı Avrupa Birliği üyesi devletlerin bir
çoğunda, direktif kapsamına giren endüstri tesisleri için, tek bir yetkili otorite
tarafından tek bir izin belgesi düzenlenmektedir.
Entegre Kirlilik Önleme ve Kontrolü Direktifine uyum çerçevesinde atılması gereken
ilk adım, yapılması gereken yasal düzenlemelerin ve uyarlanacak yönetmeliklerin
belirlenmesidir.
Entegre Kirlilik Önleme ve Kontrolü Direktifi ile ilgili yapılacak yasal düzenlemenin,
Türk Çevre Mevzuatında mevcut veya uyarlanacak yönetmeliklerle de uyumlu
olması gerekmektedir. Gerekli yasal düzenlemeler yapılırken izin prosedürünün
nasıl iĢleyeceği belirlenmelidir [8].
Direktif kapsamında olan endüstri tesisleri tespit edilmelidir. Direktif kapsamında
değerlendirilmesi ve izin verilmesi gereken sektörler Direktifin Ek-1 listesinde
verilmiĢtir. Fakat hangi tesislere bu Direktif kapsamında izin verileceği ve bu süreçte
hangi tesislere öncelik verileceği, yetkili otoritenin karar vermesi gereken bir
konudur.
Direktifin Ek-1 listesinde yer alan her bir endüstri sektörü için Mevcut En Ġyi
Teknikler tespit edilmelidir. Ortaya konan Mevcut En Ġyi Teknikler, her bir endüstri
sektörünün, çevre üzerindeki olumsuz etkilerini minimuma indirmek üzere
kullanabilecekleri teknik ve teknolojileri içermelidir. Mevcut En Ġyi Tekniklerin
belirlenmesi sırasında, endüstri sektör temsilcileri, üniversiteler ve uzmanlar ile
iĢbirliği halinde olunması daha baĢarılı sonuçlar alınmasını sağlayacaktır. Ayrıca,
Avrupa Entegre Kirlilik Önleme ve Kontrolü Bürosu tarafından diğer Avrupa Birliği
Üyesi Ülkelerin uzmanlarının da katılımıyla hazırlanan Mevcut En Ġyi Teknikler Ġçin
Referans Dokümanları’ndan faydalanılabilir. Avrupa Birliği Konseyi, 21 Aralık 2001
tarihinde 8 endüstri sektörü için hazırlanmıĢ Mevcut En Ġyi Teknikler Ġçin Referans
Dokümanını resmi olarak kabul etmiĢtir. Bu dokümanlar; demir çelik üretimi, çimento
imali, demir dıĢı metallerin iĢlenmesi, kağıt/karton üretimi, cam imali, demir ve demir
alaĢımlarının iĢlenmesi, klor-alkali imali ve endüstriyel soğutma sistemleri için
hazırlanmıĢtır (OJ L 257, 10.10.1996, p.26).
Belirlenen Mevcut En Ġyi Tekniklerle ilgili dokümanlar yayınlanmalı, hem yetkili
otorite personelinin hem de endüstrilerin kullanımına sunulmalıdır.
44
Entegre Kirlilik Önleme ve Kontrolü Direktifi’nin uygulanmasında, yetkili otorite Çevre
Bakanlığı olmalıdır. Çevre Bakanlığı bünyesinde Entegre Kirlilik Önleme ve Kontrolü
Birimi (EKÖK) oluĢturulmalı, Direktifin uygulanması sırasında gerekli olacak bilgi
paylaĢımının ve koordinasyonun sağlanmasından, Mevcut En Ġyi Tekniklerin
belirlenmesinden ve bu tekniklerle ilgili geliĢmelerin takip edilmesinden bu birim
sorumlu olmalıdır.
Çevre Bakanlığı ve diğer izin vermeye yetkili kurumların personelinin, gerekli
eğitimleri alması sağlanmalıdır. Endüstri temsilcilerinin, süreci ve Direktifin getirdiği
yükümlülükleri anlamalarını teminen, eğitimler düzenlenmelidir.
Ġzin baĢvuruları Çevre Bakanlığı tarafından değerlendirilmelidir. Bakanlık,
değerlendirmeler sırasında çeĢitli izinlerin verilmesinden sorumlu diğer yetkili
kuruluĢlar ile iĢbirliği halinde çalıĢmalı, tesis için emisyon ve deĢarj limit değerlerini
ve diğer izin Ģartlarını belirleyerek, tüm bu Ģartları kapsayan tek bir izin belgesi
hazırlamalıdır.
Her bir tesise verilecek faaliyet izni ile ilgili olarak, izin baĢvurusu, tesis için
belirlenen Mevcut En Ġyi Teknikler ve emisyon ve deĢarj limit değerleri ile ilgili
bilgiler, halkın görüĢleri alınmak üzere duyurulmalıdır. Duyurular gazete ilanları ya
da internet vasıtasıyla yapılabilir. Konu ile ilgili Çevre Bakanlığı’na iletilecek görüĢler
Bakanlık tarafından değerlendirilmelidir.
Ġzin Ģartlarına uyulup uyulmadığını kontrol etmek amacıyla yapılacak izleme ve
denetleme, tesis iĢletmecisinin kendini raporlaması ve Çevre Bakanlığı’nın tesiste
tetkikler yapması yoluyla gerçekleĢtirilecektir. Tesis iĢletmecisinin, tesisin çevre
performans bilgilerini, belirli periyodlarda Bakanlığa iletmesini sağlayacak bir sistem
oluĢturulmalıdır.
Tesiste yapılması planlanan herhangi bir değiĢiklik, tesis iĢletmecisi tarafından
Çevre Bakanlığı’na bildirilecektir. Bakanlık incelemeler sonrasında izin Ģartlarında
değiĢiklik yapılıp yapılmayacağı konusunda karar vermeli, revizyona ihtiyaç olması
durumunda gerekli değiĢiklikleri yapmalıdır.
Mevcut En Ġyi Tekniklerin kullanımı konusunda gereklilikleri yerine getirmeyen,
emisyon ve deĢarj limit değerlerini ihlal eden veya bilgi vermeden tesiste değiĢiklik
yapan iĢletmecilere uygulanacak cezai iĢlem belirlenmelidir. Türkiye’de Entegre
Kirlilik Önleme ve Kontrolü Direktifinin uygulanmasına yönelik termin planı önerisi
Tablo 5.1’de verilmiĢtir.
45
Tablo 5.1 Türkiye’de Entegre Kirlilik Önleme ve Kontrolü Direktifi’nin Uygulanmasına Yönelik Termin Planı Önerisi
Faaliyet Termin Sorumlu Mercii
Yapılacak yasal düzenlemelerin ve uyarlanacak yönetmeliklerin belirlenmesi
2002 Çevre Bakanlığı Sanayi Bakanlığı
Gerekli yasal düzenlemelerin yapılması 2003 Çevre Bakanlığı Sanayi Bakanlığı
Çevre Bakanlığı bünyesinde Entegre Kirlilik Önleme ve Kontrolü Biriminin (EKÖK) oluĢturulması
2003 Çevre Bakanlığı
Ġzin prosedürünün belirlenmesi 2003 Çevre Bakanlığı
Direktif kapsamındaki endüstri tesislerinin tespit edilmesi 2004 Çevre Bakanlığı Sanayi Bakanlığı
Herbir endüstri sektörü için Mevcut En Ġyi Tekniklerin tespit edilmesi ve bu tekniklerle ilgili dokümanların yayınlanması
EKÖK Üniversiteler Uzmanlar
Enerji Sanayi 2005
Metal Sanayi 2005
Mineral/Toprak Sanayi 2006
Kimya Sanayi 2006
Atık Yönetimi 2007
Kağıt Üretimi Yapan Tesisler 2007
Tekstil Tesisleri 2008
Deri ĠĢleme Tesisleri 2008
Entegre Et Tesisleri 2009
Hayvansal Ürünlerin Üretildiği Tesisler 2009
Süt ve Mamülleri Ġmali Yapan Tesisler 2010
Yüzey ĠĢleme Yapan Tesisler 2010
Ġlgili personele gerekli eğitimlerin verilmesi sürekli Çevre Bakanlığı
Belirlenen endüstri tesisleri için izinlerin verilmesi Çevre Bakanlığı
Enerji Sanayi 2007
Metal Sanayi 2007
Mineral/Toprak Sanayi 2008
Kimya Sanayi 2008
Atık Yönetimi 2009
Kağıt Üretimi Yapan Tesisler 2009
Tekstil Tesisleri 2010
Deri ĠĢleme Tesisleri 2010
Entegre Et Tesisleri 2011
Hayvansal Ürünlerin Üretildiği Tesisler 2011
Süt ve Mamülleri Ġmali Yapan Tesisler 2012
Yüzey ĠĢleme Yapan Tesisler 2012
Ġzleme ve denetleme sürekli Çevre Bakanlığı
46
6. ÇĠMENTO ENDÜSTRĠSĠNDE ENTEGRE KĠRLĠLĠK ÖNLEME VE KONTROLÜ
DĠREKTĠFĠ KAPSAMINDA YAPILMASI GEREKENLER
6.1 Çimento Üretimi
Çimento üretiminde kullanılan 4 farklı proses; kuru, yarı kuru, yarı ıslak ve ıslak
proseslerdir.
Kuru Proses: Kuru prosesin kullanıldığı tesislerde, kuru haldeki hammadde önce
ön ısıtıcı ve kalsinatöre daha sonra da döner fırına beslenir.
Yarı Kuru Proses: Yarı kuru sistemlerde, su ile topak haline getirilen hammadde
önce ön ısıtıcıya oradan da döner fırına beslenir.
Yarı Islak Proses: Yarı ıslak sistemlerde, bulamaç halindeki hammadde öncelikle
filtre press yardımıyla susuzlaĢtırılır. Elde edilen kek Ģeklindeki hammadde; ya topak
haline getirilerek ön ısıtıcıya, oradan da fırına beslenir ya da bir kurutucu yardımıyla
kurutularak ön ısıtıcı ve kalsinatör sonrası fırına beslenir.
Islak Proses: Islak sistemlerde, bulamaç halindeki hammadde, ya direkt olarak
kendi içinde kurutma/ön ısıtma sistemine sahip uzun döner fırına (geleneksel ıslak
proses) ya da bir kurutucu ile kurutulduktan sonra, ön ısıtıcı ve kalsinatör
sistemlerine sahip döner fırına (modern ıslak proses) beslenir [9].
Proses seçimi, çimento tesisinin kullandığı hammaddenin içerdiği su miktarı ile
yakından ilgilidir. Su içeriği yüksek olan hammaddelerin kullanıldığı tesisler, yarı
ıslak ve ıslak sistemleri kullanarak üretim yapmaktadırlar. Fakat bu sistemler daha
çok enerji tüketimine ve sonuç olarak maliyetlerin yükselmesine sebep olmaktadır
[9].
Kullanılan hammaddenin ve sistemin özelliklerine bakılmaksızın, aĢağıdaki iĢlemler
tüm çimento tesisleri için geçerlidir:
TaĢ ocaklarından hammadde temini,
Hammadde hazırlama,
Yakıt hazırlama,
Klinker yakma,
Katkı maddelerinin ilavesi,
Çimento öğütme,
Çimento paketleme ve dağıtım.
47
6.1.1 TaĢ Ocaklarından Hammadde Temini
Çimento üretiminde birincil hammadde olarak kullanılan kireçtaĢı, kil gibi mineraller
genellikle çimento üretim tesisine yakın bölgelerdeki taĢ ocaklarından elde edilir. Bu
mineraller çıkarıldıktan sonra parçalanırlar ve çimento tesisine taĢınırlar. Prosese ya
da ürün özelliklerine bağlı olarak elde edilmesi gereken kimyasal kompozisyon,
hammaddeye alüminyum taĢı, demir cevheri, kum vb. ilavesi ile sağlanır [9].
6.1.2 Hammadde Hazırlama
Ara depolama ve homojen hale getirme iĢlemlerinden sonra hammadde kurutulur ve
değirmende öğütülür. Böylece kuru ve yarı kuru prosesler için döner fırına
beslenecek hammadde elde edilmiĢ olur. Islak ve yarı ıslak proseslerde kullanılacak
hammadde ise su ilavesi ile hazırlanır. Hazırlanan hammadde, fırına besleme
öncesi, istenen kimyasal kompozisyona sahip homojen bir karıĢım elde edilmesini
sağlamak amacıyla silolara ya da depolama tanklarına alınır. Genel olarak, 1 ton
klinkerin üretimi için ortalama 1.5-1.6 ton kuru hammadde kullanılmaktadır [9].
6.1.3 Yakıt Hazırlama
Çimento endüstrisinde kullanılan yakıtlar genellikle kömür ve petkoktur. Yüksek
maliyetlerden dolayı doğal gaz kullanımı kısıtlıdır. Son yıllarda, atıkların yakıt olarak
kullanılması, oldukça yaygın bir uygulama haline gelmiĢtir. Çevre Bakanlığı, çimento
yakma fırınlarında atıkların yakıt olarak kullanılması ile ilgili olarak bir tebliğ
yayınlamıĢtır. Gerekli alt yapının oluĢturulması sonrasında Türkiye’deki çimento
tesislerinde de atıkların yakıt olarak kullanılması mümkün olacaktır [10].
Çimento tesisinde kullanılacak kömür ve petkok, parçalama, öğütme ve homojen
hale getirme iĢlemlerinden sonra silolara veya depolama tanklarına alınır. Yakıtın
buradan fırına gönderilmesi için taĢıma ve besleme sistemlerinin teĢkil edilmesi
gerekmektedir [9].
6.1.4 Klinker Yakma
Hazırlanan hammadde ön ısıtma ve kalsinasyon safhalarından sonra fırına
beslenerek 1450 ºC’de klinker haline gelir. OluĢan klinker hava kullanılarak
100-200 ºC’ye kadar soğutulduktan sonra depolanır. Kullanılan fırın sistemleri
genelde ön ısıtıcılı döner fırınlardır. Daha modern sistemlerde ayrıca kalsinatör de
bulunmaktadır. Fırından elde edilen atık ısı, hammaddenin, yakıtın veya katkı
malzemelerinin kurutulmasında kullanılabilmektedir [9].
48
6.1.5 Çimento Öğütme
Elde edilen klinker, istenen ürünün özelliklerine bağlı olarak ilave edilen katkı
malzemeleri (alçı taĢı, tras, cüruf, kireç taĢı vb.) ile birlikte öğütülür. Öğütme iĢlemi
sonrası oluĢan çimento silolara alınır [9].
6.1.6 Çimento Paketleme ve Dağıtım
Çimentonun dağıtımı dökme çimento Ģeklinde ya da paketlenerek yapılabilir. Tesisin
konumuna bağlı olarak taĢıma için kara, demir ya da deniz yolu kullanılabilir [9].
6.2 Çimento Tesislerinde Uygulanabilecek Mevcut En Ġyi Teknikler
Bu bölümde çimento üretimi sırasında ortaya çıkan kirleticilerin azaltılması amacıyla
kullanılabilecek teknikler ve yöntemler ele alınacaktır. Kirleticilerin azaltılması, çeĢitli
tekniklerin kullanımı kadar, hammadde ve enerjinin seçimi ve verimli kullanımı ile de
yakından ilgilidir.
Çimento endüstrisinde kullanılan enerji miktarının ve ortaya çıkan kirleticilerin
azaltılması amacıyla kullanılabilecek yöntemlerden/tekniklerden biri, çimentonun
içindeki klinker oranının azaltılmasıdır. Bunun için, öğütme aĢamasında kum, cüruf,
kireçtaĢı ve kül gibi çeĢitli katkı malzemeleri klinker ile karıĢtırılır. Avrupa’da çimento
içindeki klinker oranı ortalama %80-85 civarındadır ve üreticiler bu oranı daha düĢük
seviyelere çekebilmek için çalıĢmalarını sürdürmektedir. [11]
6.2.1 Hammadde Tüketimi
Tesis içinde toplanan tozların üretim prosesine gönderilerek geri kazanılması
toplam hammadde tüketimini azaltmaktadır. Geri kazanma iĢlemi, toplanan tozların
alkali metal içeriğine bağlı olarak ya fırına beslenmesi ya da çimento ile
harmanlanması Ģeklinde olmaktadır [9].
Çimento fırınlarında, uygun nitelikteki atıkların yakılması doğal kaynak kullanımını
azaltacaktır. Fakat bu yakma iĢlemi gerekli tedbirler alındıktan sonra kontrollü olarak
gerçekleĢtirilmelidir.
6.2.2 Enerji Kullanımı
Ön ısıtıcılı ve kalsinatörlü fırın sistemleri yeni çimento tesisleri için standart teknoloji
olarak değerlendirilmektedir. Klinker soğutmada son teknolojilerin kullanılması ve
elde edilen atık ısının mümkün olduğunca tesis içinde, örneğin ön ısıtıcıda, yeniden
49
kullanımı enerji tasarrufu sağlarken, end-of-pipe arıtma tekniklerinin kullanımı enerji
tüketimini artıracaktır [11].
6.2.3 Proses Seçimi
Üretimde kullanılan proses, hem ortaya çıkacak kirletici çeĢit ve miktarını hem de
enerji kullanım miktarını birebir etkilemektedir. Yeni faaliyete geçecek veya prosesini
yenilemeyi planlayan mevcut çimento tesisleri için, ön ısıtıcılı ve kalsinatörlü kuru
sistem döner fırınlar Mevcut En Ġyi Teknik olarak kabul edilmektedir. Avrupa’da ıslak,
yarı ıslak ve yarı kuru sistemleri kullanan çimento tesislerinin, proses yenilemeleri
durumunda, kuru sisteme geçmeleri beklenmektedir [9].
6.2.4 OluĢan Kirletici Miktarını Azaltmak Ġçin Kullanılan Genel Teknikler
6.2.4.1 Proses Optimizasyonu
Klinker yakma prosesinin optimizasyonu, genelde, ısı tüketiminin azaltılması, klinker
kalitesinin artırılması ve ekipmanın ömrünün uzatılması amacıyla proses
parametrelerinin dengelenmesi yoluyla yapılır. NOX, SO2 ve toz emisyonlarının
azalması, bu optimizasyonun ikincil sonuçlarıdır. Optimizasyon; hammaddenin
homojen olması, yakıt beslemesinin uniform yapılması ve soğutucunun iyi bir Ģekilde
çalıĢması gibi koĢulları içermektedir [12].
Fırın optimizasyonu; operatörün eğitilmesinden, besleme sistemleri,
homojenizasyon siloları ve modern klinker soğutucular gibi yeni ekipman
yatırımlarının yapılmasına kadar çok geniĢ seçeneklerle gerçekleĢtirilebilmektedir [9]
6.2.4.2 Yakıt ve Hammadde Seçimi
Fırına beslenen maddelerin seçimi ve kontrolü, ortaya çıkan emisyon miktarını
azaltabilmektedir. Örneğin, hem hammaddenin hem de yakıtın sülfür içeriğinin
düĢük olması SO2 miktarını azaltacaktır. Aynı durum, azot, metal ve organik bileĢik
içeriği düĢük olan hammadde ve yakıt için de geçerlidir [12].
6.2.5 NOX Emisyonlarını Kontrol Teknikleri
Fırının yakılması sırasında, çeĢitli parametrelerin kontrol altında tutulması NOX
miktarını azaltacaktır. Özellikle oksijen miktarının kontrol altında tutulması NOX
oluĢumunun azaltılmasında büyük öneme sahiptir. Oksijen miktarı ne kadar az
olursa oluĢan NOX miktarı da o kadar azalacaktır. Fakat düĢük oksijen seviyelerinde
artıĢ gösteren CO ve SO2 miktarı da dikkate alınmalıdır [12].
50
Bazı yakıtlar ve hammaddeler diğerlerine oranla daha yüksek azot içeriğine sahiptir.
Yakıt cinsi de NOX oluĢumunu etkileyen bir faktördür. Sıvı yakıtların kontrolü daha
kolaydır ve yakma sonucu oluĢan NOX miktarı katı yakıtlara oranla daha düĢüktür.
Katı yakıtların optimum seviyede öğütülmesi de NOX oluĢumunu azaltıcı bir etkendir
[9].
Tablo 6.1 NOX Emisyonlarını Kontrol Teknikleri ve Maliyetleri
Teknik
Verim (%)
Son Emisyon Değeri (mg/m
3)
Maliyetler 1
Yatırım
ĠĢletme
Alev Soğutma
0-50
400
0.0-0.2
0.0-0.5
Low-NOX Brülörü
0-30
400
0.15-0.8
0
Kademeli Yakma
10-50
500-1000
0.1-2
0
SNCR
10-85
200-800
0.5-1.5
0.3-0.5
SCR
85-95
100-200
2.5
0.2-0.4
1 Yatırım maliyetleri milyon euro cinsinden verilmiĢtir. ĠĢletme maliyetleri için verilen değer, euro/ton
klinker’dir. Yatırım ve iĢletme maliyetleri, 3000 ton/gün klinker üretim kapasitesine sahip bir tesiste, 2000 mg/m
3’e kadar olan NOX emisyon değerini tabloda belirtilen değerlere düĢüren sistemler içindir.
6.2.5.1 Alev Soğutma
Yakıt ya da direkt olarak alev üzerine su ilavesi, ısıyı düĢürecek ve hidroksil
radikallerinin konsantrasyonunu artıracaktır. Bu durum, yanma bölgesinde NOX
oluĢumunun %0-50 oranında azaltılmasını sağlayacaktır. Suyun buharlaĢması için
ekstra ısıya ihtiyaç olacak ve oluĢan CO2 emisyonunda % 0.1-1.5’lik bir artıĢ
görülecektir. Ayrıca su enjeksiyonu, fırının iĢletilmesinde bir takım problemlere yol
açabilir. 3000 ton/gün klinker üretim kapasitesine sahip bir tesiste, 2000 mg/m3’e
kadar olan NOX emisyon değerini 400 mg/m3 seviyelerine düĢüren bir alev soğutma
sisteminin yatırım maliyeti 0.0-0.2 milyon euro’dur (Tablo 6.1) [9].
6.2.5.2 Low- NOX Brülörü
Bu brülörün kullanılması ile, özellikle yakıt içindeki uçucu bileĢiklerin ani tutuĢması
ve düĢük oksijenli ortamda yakılması amaçlanmaktadır. Böylece NOX oluĢumu %
30’lara varan miktarlarda azaltılacaktır. Bu yöntem sadece döner fırınlarda
kullanılabilmektedir [12].
51
6.2.5.3 Kademeli Yakma
Birinci yakma, fırında klinker üretim prosesi için optimum koĢullar sağlanarak, ikinci
yakma, fırın giriĢinde yer alan brülör vasıtasıyla gerçekleĢtirilir. Bu aĢamada
sağlanan indirgeyici ortam, NOX’lerin bir kısmının N2 formuna dönüĢmesini sağlar.
Üçüncü yakma aĢamasında, yakıt ve sıcak havanın kalsinatöre beslenmesi ile
yaratılan indirgeyici ortam nedeniyle NOX’ler N2 formuna dönüĢür [12].
Kademeli yakma teknolojisi, genel olarak yalnızca kalsinatörü olan fırınlarda
kullanılmaktadır. Kalsinatörü olmayan ve siklon ön ısıtıcı sistemlerinin kullanıldığı
tesislerde, bu teknolojinin kullanılabilmesi için önemli modifikasyonlar yapılmalıdır.
Bazı modern tesislerde, kademeli yakma uygulamaları sonucunda 500 mgNOX/m3
değerinin altında NOX emisyon değerlerini sağlamak mümkündür. Fakat
kalsinatörde tam yanmanın gerçekleĢmemesi sonucu CO ve SO2 emisyonlarında
artıĢ olabilmektedir [13].
6.2.5.4 Seçici Katalitik Olmayan Ġndirgeme (Selective Non-Catalytic Reduction-
SNCR)
SNCR teknolojisinde, NH2-X bileĢiklerinin atık gaza enjekte edilmesi ile nitrojen oksit
(NO) nitrojene (N2) dönüĢtürülür. Bu reaksiyonun optimum sıcaklık derecesi 800-
1000 ºC arasındadır. Enjekte edilen bileĢiğin NO ile reaksiyona girebilmesi için
yeterli temas süresine ihtiyaç vardır. Bu iĢlem için en çok kullanılan madde % 25
NH3 içeren amonyak-su karıĢımıdır [9].
SNCR teknolojisinin kullanıldığı birçok tesiste, sistem %10-50 oranlarında NOX
azaltımını ve 200-800 mgNOX/m3 arasında emisyon değerlerine ulaĢmayı mümkün
kılmaktadır [11].
6.2.5.5 Seçici Katalitik Ġndirgeme (Selective Catalytic Reduction-SCR)
SCR teknolojisinde, NO ve NO2, NH3 ve bir katalizör kullanılarak 300-400 ºC’de
N2’ye dönüĢtürülmektedir. Bu teknoloji, termik santrallerde ve atık yakma
tesislerinde yaygın olarak kullanılmaktadır. Çimento sektöründe kullanılabilecek iki
tip SCR sistemi vardır. Bunlardan birincisi, düĢük toz içerikli atık gazın arıtılmasında
kullanılabilmektedir. Bu sistemde, gazın tozdan arındırılması sonrası tekrar
ısıtılmasına gerek duyulduğundan ekstra enerji tüketimi söz konusudur[9].
Yüksek toz içerikli atık gazın arıtılması için kullanılan sistemler hem teknik hem de
ekonomik sebeplerden dolayı tercih edilmektedir. Bu sistemlerin kullanılması ile NOX
emisyonları % 85-95 oranında azaltılabilmektedir [9].
52
Kullanılan katalizör hidrokarbonları da giderdiğinden, SCR teknolojisinin kullanılması
ile uçucu organik bileĢiklerin, karbon monoksitin ve dioksinlerin miktarında önemli
azalmalar söz konusu olabilmektedir [12].
6.2.6 SO2 Emisyonlarını Kontrol Teknikleri
SO2 emisyonlarının azaltılması amacıyla atılacak ilk adım, prosesin optimum
Ģartlarda çalıĢtırılması, oksijen konsantrasyonunun ayarlanması ve yakıt seçiminin
iyi yapılmasıdır. Yakma sırasında oksijen oranının artırılması SO2 miktarını
azaltırken NOX miktarını artırmaktadır. Bu durumda, oksijen miktarı ayarlanarak
NOX/SO2/CO oluĢumları dengelenmelidir. Alınan tedbirlerin yeterli olmaması
durumunda arıtma tekniklerine baĢvurulabilir [11].
Tablo 6.2 SO2 Emisyonlarını Kontrol Teknikleri ve Maliyetleri
Teknik
Verim (%)
Son Emisyon Değeri (mg/m
3)
Maliyetler 1
Yatırım ĠĢletme
Absorban Kullanımı
60-80
400
0.2-0.3
0.1-0.4
Venturi Yıkayıcısı
90
400
11
1.4-1.6
Islak Yıkayıcı
90
200
6-10
0.5-1
1 Yatırım maliyetleri milyon euro cinsinden verilmiĢtir. ĠĢletme maliyetleri için verilen değer, euro/ton
klinker’dir. Yatırım ve iĢletme maliyetleri, 3000 ton/gün klinker üretim kapasitesine sahip bir tesiste SO2 emisyon değerini 2000-3000 mg/m
3’ten 400 mg/m
3’’ün altına düĢüren sistemler içindir.
6.2.6.1 Absorban Kullanımı
SönmüĢ ve sönmemiĢ kireç (Ca(OH)2, CaO) gibi absorbanların atık gaz ile
temasının sağlanması ile SO2’nin absorban madde tarafından tutulması ve böylece
miktarının azaltılması sağlanabilir. SO2’nin kireç ile reaksiyona girmesi sonucu
CaSO3 ve CaSO4 oluĢacaktır. OluĢan CaSO3 ve CaSO4 daha sonra fırında
hammadde ile birlikte iĢleme tabi tutularak üretilen klinkerin içinde yer alabilir. SO2
içeriği 1200 mg/m3’e kadar olan atık gazların absorbanla iĢleme tabi tutulması
sonucu değer 400 mgSO2/m3’e kadar indirilebilmektedir. SO2 miktarının 1200 mg/m3
değerini aĢması durumunda absorban kullanımı ekonomik değildir [12].
6.2.6.2 Venturi Yıkayıcısı
1500 mg/m3’ün üzerindeki SO2 emisyonlarını daha düĢük seviyelere indirmek için
kullanılan venturi yıkayıcısı, sönmüĢ kireç içeren akıĢkan yataktan oluĢmaktadır.
Atık gazın ve absorbanın düĢük sıcaklıkta uzun süreli teması sonucu, SO2’nin
53
önemli miktarının absorban tarafından tutulması mümkün olmaktadır. Venturi
yıkayıcısını terk eden gazın içerdiği absorban madde elektrostatik filtre kullanılarak
tutulur. Tutulan absorban maddenin bir kısmı yıkayıcıya geri beslenirken bir kısmı da
fırında yakılarak klinkere dönüĢtürülür. Venturi yıkayıcısı ile %90 verimle SO2
giderimi sağlanabilmektedir. Ayrıca atık gaz içindeki halojen bileĢikleri (HCl, HF) ve
ağır metaller de tutulmaktadır [12].
6.2.6.3 Islak Yıkayıcı
Islak yıkayıcılar, termik santrallerde baca gazı desülfürizasyonu için kullanılan en
yaygın tekniktir. SO2, atık gaza püskürtülen absorban madde tarafından
tutulmaktadır. Absorban olarak kalsiyum karbonat, kalsiyum hidroksit ve ya kalsiyum
oksit kullanılabilmektedir. Yıkayıcının altında toplanan absorban maddenin içindeki
su yıkayıcıya geri gönderilir, reaksiyon sonucu oluĢan kalsiyum sülfat ise çimento
katkı maddesi olarak kullanılır [9].
Islak yıkayıcılar %90’ın üzerinde verimle SO2 giderimi sağlarken, atık gaz içindeki
halojen bileĢiklerinin ve ağır metallerin arıtımını da büyük oranda
gerçekleĢtirmektedir [9].
6.2.6.4 Aktif Karbon
Atık gaz içerisindeki SO2, organik bileĢikler, metaller, NH3, NH4 bileĢikleri, HCl, HF
ve artık toz, aktif karbon üzerinde adsorplama yoluyla tutulabilir. Ortamda NH3
bulunması durumunda filtre NOX miktarının azaltılmasını da sağlayacaktır.
Kullanılan aktif karbon periyodik olarak yenilenir. DoymuĢ aktif karbonun fırında
yakıt olarak kullanılması mümkündür. Bu Ģekilde, aktif karbon ile tutulmuĢ
maddelerin önemli bir miktarı klinker içinde fikse olur [12].
6.2.7 Toz Emisyonlarını Kontrol Teknikleri
Çimento üretim tesislerinde üç ana nokta toz kaynağı vardır. Bunlar, fırın, klinker
soğutma ve çimento öğütme birimleridir. Bu birimlerden kaynaklanan toz
emisyonlarının kontrolü için kullanılan iki önemli yöntem elektrostatik ve torba
filtrelerdir. Hammaddenin ve yakıtın depolanması, kırılması ve öğütülmesi iĢlemleri
sırasında ortaya çıkan toz emisyonları da kontrol altına alınmalıdır [11].
Elektrostatik fitreler ve toz filtreler bir takım avantaj ve dezavantajlara sahiptir.
Normal iĢletme koĢullarında her ikisi de yüksek verimle çalıĢtırılabilmektedir. Fakat
yüksek CO konsantrasyonlarında, fırının iĢletmeye alınması ve iĢletmeden
çıkarılması safhalarında elektrostatik filtrelerin veriminin düĢtüğü görülmüĢtür. Torba
54
filtrelerin bakımının düzenli olarak yapılması ve filtrenin periyodik olarak
değiĢtirilmesi koĢuluyla genel olarak daha avantajlı olduğu söylenebilir. Torba
filtrelerle ilgili tek dezavantaj kullanılmıĢ filtrelerin tehlikeli atık kapsamında olması ve
bertarafının maliyetleri artırmasıdır.
Tablo 6.3 Toz Emisyonlarını Kontrol Teknikleri ve Maliyetleri
Teknik
Uygulanan Yer
Son Emisyon Değeri (mg/m
3)
Maliyetler
1
Yatırım ĠĢletme
Elektrostatik Filtre
Fırın 5-50 2.1-4.6 0.1-0.2
Klinker soğutucu 5-50 0.8-1.2 0.09-0.18
Çimento değirmeni 5-50 0.8-1.2 0.09-0.18
Torba Filtre
Fırın 5-50 2.1-4.3 0.15-0.35
Klinker Soğutucu 5-50 1.00-1.4 0.1-0.15
Çimento Değirmeni 5-50 0.3-0.5 0.03-0.04 1 Yatırım maliyetleri milyon euro cinsinden verilmiĢtir. ĠĢletme maliyetleri için verilen değer, euro/ton
klinker’dir. Yatırım ve iĢletme maliyetleri, 3000 ton/gün klinker üretim kapasitesine sahip bir tesiste toz emisyon değerini 500 g/m
3’ten 5-50 mg/m
3’e düĢüren sistemler içindir.
6.2.7.1 Elektrostatik Filtreler
Elektrostatik filtrelerde, gazın içindeki toz tanecikleri, filtrenin içinde yaratılan elektrik
alanın etkisiyle negatif elektrikle yüklenirler ve pozitif elektrik yüklü levhalar
tarafından çekilirler. Gaz temizlenmiĢ olarak levhalar arasından çıkarken, tozlar
levha üzerinde birikerek bir kek oluĢturur. Zaman zaman elektrik akımı kesilerek
kekin levhadan uzaklaĢtırılması sağlanır. Elektrostatik filtreler 400 ºC’ye kadar olan
sıcaklıklarda ve yüksek rutubetli ortamlarda da verimli olarak iĢletilebilmektedir. Ġyi
boyutlandırılmıĢ ve düzenli olarak temizliği ve bakımı yapılan elektrostatik filtreler ile
toz emisyonları, 5-15 mg/m3 değerine kadar düĢürülebilmektedir [9].
6.2.7.2 Torba Filtre
Ġçinde toz tanecikleri bulunan gazlar, geçirgenliği uygun olan bir ortamdan geçirildiği
takdirde içlerindeki tanecikler bu ortamlar tarafından tutulabilir. Bu tip cihazlar
yüzeysel olarak bez filtreler ile gazı temizleyebildikleri gibi, gazın dolgu tabakaları
içinden geçirilmesi ile hacimsel olarak da gazı filtre edebilirler. Doğal veya yapay
elyaflardan dokuma yoluyla elde edilen yüzeysel filtrelerde, esas toz tutma iĢlemi
filtre yüzeyine zamanla biriken ve kek adı verilen toz tabakası yardımı ile olur.
Burada filtre ortamının esas görevi kek oluĢumunu sağlamaktır [9].
Hacimsel filtrelerde toz, liflerden yapılmıĢ bir hacim içerisinde tutulur. Bez filtrelerin
periyodik olarak temizlenmelerine karĢılık, hacimsel filtreler kirlendiklerinde yenisi ile
değiĢtirilirler.
55
Genel olarak bütün filtre malzemelerinin; verimlerinin yüksek olması, büyük
filtrasyon hızlarında küçük basınç kayıplarına sahip olması ve mekanik kuvvetlere,
fazla sıcaklığa, kimyasal maddelere ve korozyona karĢı dayanıklı olması istenir.
Filtreleme iĢlemlerinde, değiĢik özeliklere sahip, doğal ve yapay olmak üzere çok
çeĢitli elyaflar kullanılabilmektedir.
6.2.7.3 Yayılı Toz Emisyonlarının Kontrolü
Yayılı toz kaynakları; hammaddenin, yakıtın ve klinkerin yığıldığı ve depolandığı
yerler ve tesis içinde taĢımada kullanılan yollardır. Otomatik ekipman ve kontrol
sistemlerinin kullanımı yayılı toz kaynaklarını azaltıcı rol oynayabilmektedir.
Yayılı toz emisyonlarının kontrolü amacıyla kullanılabilecek tekniklerden bazıları
Ģunlardır:
Açıkta toza sebebiyet verebilecek madde yığılmasından kaçınılmalıdır. Fakat bu
Ģekilde bir yığma yapmak mecburiyeti var ise rüzgar bariyerleri kullanılmalıdır.
Yayılı toz emisyonlarına sebebiyet verecek kaynakların üst yüzeyi sulanarak toz
emisyonlarının önüne geçilebilir.
Kamyon yolları asfaltlanmalıdır. Bu yollar mümkün olduğunca temiz tutulmalı,
gerekiyorsa sulanmalıdır.
Yayılı toz emisyonlarının önlenmesinde en iyi yöntem, hammaddenin ve
klinkerin silolarda depolanmasıdır. Yükleme ve boĢaltma sırasında ortaya çıkacak
toz, torba filtreler ile tutulabilir [9].
6.2.8 Diğer Kirleticilerin Kontrolü
6.2.8.1 Karbon Oksitler (CO2, CO)
Organik madde içeriği düĢük olan hammadde ve karbon/kalorifik değer oranı düĢük
yakıt kullanımı CO2 emisyonlarını azaltacaktır. Ayrıca, yakıt kullanımını azaltan tüm
önlemler CO2 emisyonlarının azalmasını da sağlayacaktır. Organik madde içeriği
düĢük olan hammadde kullanımı CO emisyonlarını da azaltacaktır [12].
6.2.8.2 Uçucu Organik BileĢikler, Dioksin ve Furan
Normal Ģartlar altında uçucu organik bileĢik, dioksin ve furan emisyon değerleri
düĢüktür. Fırına beslenen hammaddenin yüksek uçucu organik bileĢik içeriğine
sahip olmamasına dikkat edilmelidir. Dioksin ve furan oluĢumunun engellenmesi
için, fırın baca gazının mümkün olduğu kadar kısa sürede 450 ºC’den 200 ºC’ye
düĢürülmesi gerekmektedir [9].
56
Yüksek uçucu organik bileĢik, dioksin yada furan konsantrasyonlarının söz konusu
olması durumunda, aktif karbon kullanımı düĢünülebilir.
6.2.8.3 Metaller
Fırın sistemine, yüksek metal içerikli hammadde ve yakıt beslemesinden
kaçınılmalıdır. Metallerin, özellikle talyumun, fırın sistemindeki iç ve dıĢ döngülerde
akümüle olması, zaman içinde emisyonun artıĢ göstermesine neden olmaktadır. Bu
problem, söz konusu döngünün kırılmasıyla çözülebilir. Yani fırın baca gazı
tozlarının filtrelerle tutulduktan sonra, fırına hammadde olarak beslenmesi yerine
bertaraf edilmesi gerekmektedir. Tutulan toz, kimyasal kompozisyonunun uygun
olması halinde direkt olarak çimento katkı malzemesi olarak da kullanılabilmektedir.
Gazın içindeki metallerin büyük bir kısmı toz taneciklerine bağlı durumda olduğu
için, toz emisyonlarının gazdan ayrılması ile metaller de tutulmuĢ olmaktadır [9].
6.2.8.4 Atıklar
Filtreler ile tutulan toz mümkün olan durumlarda proseste yeniden değerlendirilebilir.
Yeniden değerlendirme, tozun alkali metal içeriğine bağlı olarak fırına besleme ya
da çimento katkı malzemesi olarak kullanma Ģeklinde olabilir.
6.3 Ġncelenen Çimento Üretim Tesisine Ait Genel Bilgiler
Ġncelenen tesis, Klinker ve Çimento Üretimi (TaĢ ve Toprağa Dayalı Sanayi)
kolunda, klinker üretim tesisi ve çimento öğütme, paketleme ve yükleme tesisi olarak
iki ayrı yerde faaliyet göstermektedir. Klinker üretim tesisi, 1. sınıf Gayri Sıhhi
Müessese ve A sınıfı Emisyon Ġznine; çimento öğütme, paketleme ve yükleme tesisi
2. sınıf Gayri Sıhhi Müessese ve B sınıfı Emisyon Ġznine tabidir. KuruluĢ, 361.388
m2 kapalı, 1.772.724 m2 açık olmak üzere toplam 2.134.122 m2 alanı kaplamaktadır.
3 vardiya Ģeklinde üretim yapılan tesiste, yılda yaklaĢık olarak 1.000.000 ton klinker,
1.750.000 ton çimento üretimi yapılmaktadır. Yıllık ortalama kullanım kapasitesi,
klinker üretimi için % 100, çimento üretimi için % 75’tir.
Tesiste, içme-kullanma amaçlı kullanılan sular da dahil olmak üzere kullanılan
toplam su miktarı yaklaĢık olarak 64.500 m3/ay’dır. Bu miktarın yaklaĢık 20.000
m3/ay’lık kısmı buhar olarak atmosfere atılmaktadır. Geriye kalan 44.500 m
3 suyun;
9.000 m3/ay’lık kısmı evsel atıksu arıtma tesisine, 6.000 m3/ay’lık kısmı yağ kapanına
gitmektedir. 29.500 m3/ay’lık kısmı ise sıcak su, çim sulama ve ısınma amaçlı
kullanılan su miktarıdır.
57
Tesiste kullanılan enerjinin %85’i kömür, %12.5’i elektrik enerjisidir. Ayrıca döner
fırın devreye alınırken ilk ateĢleme safhasında az miktarda fuel-oil kullanılmaktadır.
6.4 Ġncelenen Çimento Tesisinin Üretim Bilgileri
Hammadde ocaklarından sağlanan kalker ve kil ile dıĢarıdan satın alınan kaolen ve
demir cevheri karıĢımı kırıcıda kırılarak hammadde stokholünde stoklanır.
Stokhol çıkıĢında bulunan kil, kaolen ve demir cevheri siloları kullanılarak nihai
kompozisyon ayarı yapılan hammadde değirmende öğütülür ve silolara alınır.
Silolardaki hammadde, pompalarla ön ısıtıcıya basılır. Ön ısınma ve kalsinasyonun
gerçekleĢmesinden sonra malzeme döner fırına girer ve 1400-1450 ºC’de piĢirilerek
klinker haline getirilir. Proses için gerekli ısı, değirmende üretilen kömürle sağlanır. 1
ton klinker üretimi için yaklaĢık 900.000 kcal ısı enerjisine ihtiyaç vardır. Bu enerji
yaklaĢık 140 kg yüksek kalorili kömürden elde edilmektedir.
Klinker hava ile soğutularak stokhollere sevk edilir. Ön ısıtılmıĢ hava ise kalsinatörde
kullanılır.
Stokhollerden çimento öğütme paketleme ve yükleme tesisine alınan klinker,
silolarda depolanır. Ġstenen ürün özelliklerine göre belli oranlarda karıĢtırılan alçı
taĢı, tras ve klinkerin çimento değirmeninde öğütülmesi ile elde edilen çimento,
silolarda stoklanır. Çimento silolarındaki çimento, paketleme ünitesinde
paketlenerek sevk edilir. Tesisin üretim akıĢ Ģeması ġekil 6.1’de verilmiĢtir.
58
ġekil 6.1 Ġncelenen Çimento Tesisinin Üretim AkıĢ ġeması
HAMMADDE OCAKLARI
KIRICI
Kalker (ton/yıl) 1214926
Kil (ton/yıl) 260836
Kaolen (ton/yıl) 31473
Demir Cev. (ton/yıl) 50600
KIRILMIġ HAMMADDE STOKHOLÜ
HAMMADDE DEĞĠRMENĠ
ÖN ISITICI VE KALSĠNATÖR
DÖNER FIRIN
Kömür Değirmenleri
Kömür (ton/yıl) 137731
KLĠNKER SOĞUTMA
KLĠNKER STOKHOLÜ
KLĠNKER SĠLOLARI (1.000.000 ton klinker /yıl)
ÇĠMENTO DEĞĠRMENLERĠ Alçı TaĢı (ton/yıl) 32400
Tras (ton/yıl) 31875
PAKETLEME VE SEVKĠYAT
59
6.5 Ġncelenen Çimento Üretim Tesisinde Entegre Kirlilik Önleme ve Kontrolü
Direktifine Uyum Kapsamında Ortaya Çıkacak Yatırım Maliyetleri
Bu bölümde, incelenen çimento tesisinin, Entegre Kirlilik Önleme ve Kontrolü
Direktifi’nin gerekliliklerini karĢılamak amacıyla gerçekleĢtirmesi gereken faaliyetler,
yatırımlar ve bunların getireceği maliyetler incelenmiĢtir. Yatırım ihtiyaçları
değerlendirilirken, Mevcut En Ġyi Tekniklerin kullanılmasıyla ulaĢılabilecek limit
değerler ile tesisin faaliyetleri sonucu ortaya çıkan emisyon değerleri
karĢılaĢtırılmıĢtır. Tesis, Hava Kalitesinin Korunması Yönetmeliği’nde istenen Ģartları
karĢılamaktadır fakat Direktif hükümlerine uyabilmek için bir takım yatırımlar
yapmalıdır. Tesisin Hava Kalitesinin Korunması Yönetmeliği ve Entegre Kirlilik
Önleme ve Kontrolü Direktifi uyarınca uymakla yükümlü olduğu emisyon limit
değerleri Tablo 6.4’de verilmiĢtir.
Tablo 6.4 Ġncelenen Tesisin, Hava Kalitesinin Korunması Yönetmeliği ve Entegre
Kirlilik Önleme ve Kontrolü Direktifi Uyarınca Uyması Gereken Emisyon Limit
Değerleri
Emisyon Değerleri (mg/m3)
NOX SO2 Toz Cl BileĢikleri
F BileĢikleri
Tesisin Faaliyetleri Sonucu OluĢan Emisyonlar
1800 800 50 0 0.16
Hava Kalitesinin Korunması Yönetmeliği Değerleri
1800 1000 120 100 15
Entegre Kirlilik Önleme ve Kontrolü Direktifi Değerleri
400 400 50 - -
Tesiste yapılacak yatırımlar için ödenecek yıllık miktar hesaplaması aĢağıdaki
Ģekilde yapılmıĢtır.
A = P x (1+i)n x i / (1+i)n - 1
A: Yatırım için ödenecek yıllık miktar (euro/yıl)
P: Yatırım maliyeti (euro)
i: faiz oranı (%)
n: geri ödeme süresi (yıl)
Hesaplamalar, i: %10, n: 15 kabulü ile yapılmıĢ, tesiste üretilen klinker miktarı
1 000 000 ton/yıl olarak alınmıĢtır.
60
6.5.1 Proses Seçimi
Yeni faaliyete geçecek veya prosesini yenilemeyi planlayan mevcut çimento tesisleri
için, ön ısıtıcılı ve kalsinatörlü kuru sistem döner fırınlar Mevcut En Ġyi Teknik olarak
kabul edilmektedir. Ġncelenen tesiste kullanılan proses ön ısıtıcılı ve kalsinatörlü kuru
sistem döner fırındır. Bu sebeple, tesiste kullanılan prosesle ilgili herhangi bir
değiĢiklik yapılmasına gerek yoktur.
6.5.2 Proses Optimizasyonu
Ġncelenen çimento tesisinin proses optimizasyonu çalıĢmaları arasında, kömürün
kapalı silolara alınmasını ve fırına homojen yakıt beslemesini sağlayan kömür
homojenizasyon tesisinin iĢletmeye alınması ve hammaddenin homojenizasyonu
için siloların kullanılmaya baĢlanması sayılabilir.
6.5.3 NOX Emisyonlarının Kontrolü Ġçin Uygulanabilecek Tekniklerin Maliyeti
Tesisin faaliyetlerinden kaynaklanan NOX emisyonları, Mevcut En Ġyi Tekniklerin
kullanılması ile ulaĢılabilecek değerlerin üzerindedir(Tablo 6.4). Bu sebeple, NOX
emisyonlarını, Mevcut En Ġyi Tekniklerin uygulanması ile ulaĢılabilecek 400 mg/m3
değerine indirmek amacıyla, aĢağıda maliyet hesaplamaları yapılmıĢ tekniklerden
biri kullanılmalıdır.
6.5.3.1 Alev Soğutma:
Yatırım Maliyeti (euro) : 100 000
Yatırım Ġçin Ödenecek Yıllık Miktar (euro/yıl) : 13 147.4
ĠĢletme Maliyeti(euro/ton klinker) : 0.1
ĠĢletme Ġçin Ödenecek Yıllık Miktar (euro/yıl) : 100 000
Yıllık Ödenecek Toplam Miktar (euro/yıl) : 113 147.4
6.5.3.2 Low- NOX Brülörü:
Yatırım Maliyeti (euro) : 400 000
Yatırım Ġçin Ödenecek Yıllık Miktar (euro/yıl) : 52 589.6
ĠĢletme Maliyeti (euro/ton klinker) : 0
ĠĢletme Ġçin Ödenecek Yıllık Miktar (euro/yıl) : 0
Yıllık Ödenecek Toplam Miktar (euro/yıl) : 52 589.6
61
6.5.3.3 Kademeli Yakma:
Yatırım Maliyeti (euro) : 1 000 000
Yatırım Ġçin Ödenecek Yıllık Miktar (euro/yıl) : 131 474
ĠĢletme Maliyeti (euro/ton klinker) : 0
ĠĢletme Ġçin Ödenecek Yıllık Miktar (euro/yıl) : 0
Yıllık Ödenecek Toplam Miktar (euro/yıl) : 131 474
6.5.3.4 SNCR:
Yatırım Maliyeti (euro) : 1 000 000
Yatırım Ġçin Ödenecek Yıllık Miktar (euro/yıl) : 131 474
ĠĢletme Maliyeti (euro/ton klinker) : 0.4
ĠĢletme Ġçin Ödenecek Yıllık Miktar (euro/yıl) : 400 000
Yıllık Ödenecek Toplam Miktar (euro/yıl) : 531 474
6.5.3.5 SCR:
Yatırım Maliyeti (euro) : 2 500 000
Yatırım Ġçin Ödenecek Yıllık Miktar (euro/yıl) : 328 685
ĠĢletme Maliyeti (euro/ton klinker) : 0.3
ĠĢletme Ġçin Ödenecek Yıllık Miktar (euro/yıl) : 300 000
Yıllık Ödenecek Toplam Miktar (euro/yıl) : 628 685
Görüldüğü gibi, tesisin NOX emisyonlarını 400 mg/m3 değerinin altına indirmek
amacıyla kullanabileceği tekniklerden biri olan Low- NOX Brülörü için ödenecek yıllık
miktar (52 589.6 euro), diğer seçeneklere kıyasla daha düĢüktür. Bu durumda,
incelenen tesiste NOX emisyonlarının kontrolü amacıyla Low- NOX Brülörü
kullanılacaktır.
6.5.4 SO2 Emisyonlarının Kontrolü Ġçin Uygulanabilecek Tekniklerin Maliyeti
Tesisin faaliyetlerinden kaynaklanan SO2 emisyonları, Mevcut En Ġyi Tekniklerin
kullanılması ile ulaĢılabilecek değerlerin üzerindedir(Tablo 6.4). Bu sebeple, SO2
emisyonlarını 400 mg/m3 değerinin altına indirmek amacıyla, aĢağıda maliyet
hesaplamaları yapılmıĢ tekniklerden biri kullanılmalıdır.
62
6.5.4.1 Absorban Kullanımı:
Yatırım Maliyeti (euro) : 200 000
Yatırım Ġçin Ödenecek Yıllık Miktar (euro/yıl) : 26 294.8
ĠĢletme Maliyeti (euro/ton klinker) : 0.1
ĠĢletme Ġçin Ödenecek Yıllık Miktar (euro/yıl) : 100 000
Yıllık Ödenecek Toplam Miktar (euro/yıl) : 126 294.8
6.5.4.2 Venturi Yıkayıcısı:
Yatırım Maliyeti (euro) : 11 000 000
Yatırım Ġçin Ödenecek Yıllık Miktar (euro/yıl) : 1 446 214
ĠĢletme Maliyeti (euro/ton klinker) : 1.5
ĠĢletme Ġçin Ödenecek Yıllık Miktar (euro/yıl) : 1 500 000
Yıllık Ödenecek Toplam Miktar (euro/yıl) : 2 946 214
6.5.4.3 Islak Yıkayıcı:
Yatırım Maliyeti (euro) : 6 000 000
Yatırım Ġçin Ödenecek Yıllık Miktar (euro/yıl) : 788 844
ĠĢletme Maliyeti (euro/ton klinker) : 0.7
ĠĢletme Ġçin Ödenecek Yıllık Miktar (euro/yıl) : 700 000
Yıllık Ödenecek Toplam Miktar (euro/yıl) : 1 488 844
Görüldüğü gibi, tesisin SO2 emisyonlarını 400 mg/m3 değerinin altına indirmek
amacıyla kullanabileceği tekniklerden biri olan absorban kullanımı için ödenecek
yıllık miktar(126 294.8 euro), diğer seçeneklere kıyasla daha düĢüktür. SO2
emisyonları ıslak yıkayıcı kullanımı ile 200 mg/m3 seviyelerine kadar indirilebilir fakat
incelenen tesis için bu seçenek ekonomik değildir. Bu durumda, tesiste SO2
emisyonlarının kontrolü amacıyla absorban kullanımının en uygun seçenek olduğu
söylenebilir.
6.5.5 Toz Emisyonların Kontrolü Ġçin Uygulanabilecek Tekniklerin Maliyeti
Tesiste; kırıcıda, hammadde değirmeni öncesi nihai ayar silolarında, hammadde
değirmeni sonrası silolarda, kömür sahasında, kömür değirmeninde, klinker
stokholünde, klinker yükleme bölümünde, klinker silosunda, çimento silosunda ve
çimento yükleme bölümünde birer adet olmak üzere toplam 10 adet torba filtre
bulunmaktadır. Hammadde değirmeni, döner fırın bacası, klinker soğutma sonrası
ise elektrostatik filtreler kullanılmaktadır.
63
1999 yılında yeni stokhollerin yatırımı bitirilerek faaliyete alınmıĢ, açıkta klinker
depolama uygulamasına son verilmiĢ, klinker kamyon yükleme sistemi
tozsuzlaĢtırılmıĢ (teleskopik körük ile), çıkıĢa eklenen sulama tesisatı ile klinker
yüklenen kamyonların üzerindeki malzemeden oluĢabilecek toz emisyonun önüne
geçilmesi amacıyla yüzey alanının %10 civarında nemlendirilmesi uygulamasına
baĢlanmıĢ, açık konveyör band yolları kapalı hale getirilmiĢtir. Ayrıca yollardan
kaynaklanabilecek toz emisyonunu engellemek amacıyla makine ile süpürme iĢlemi
yapılmaktadır.
AĢağıda, toz emisyonların kontrolü amacıyla, fırın, klinker soğutucu ve çimento
değirmeni sonrası kullanılabilecek elektrostatik ve torba filtrelerin maliyetleri
verilmiĢtir.
6.5.5.1 Fırın Sonrası Kullanılacak Elektrostatik Filtre
Yatırım Maliyeti (euro) : 3 500 000
Yatırım Ġçin Ödenecek Yıllık Miktar (euro/yıl) : 460 159
ĠĢletme Maliyeti (euro/ton klinker) : 0.15
ĠĢletme Ġçin Ödenecek Yıllık Miktar (euro/yıl) : 150 000
Yıllık Ödenecek Toplam Miktar (euro/yıl) : 610 159
6.5.5.2 Klinker Soğutucu Sonrası Kullanılacak Elektrostatik Filtre
Yatırım Maliyeti (euro) : 1 000 000
Yatırım Ġçin Ödenecek Yıllık Miktar (euro/yıl) : 131 474
ĠĢletme Maliyeti (euro/ton klinker) : 0.13
ĠĢletme Ġçin Ödenecek Yıllık Miktar (euro/yıl) : 130 000
Yıllık Ödenecek Toplam Miktar (euro/yıl) : 261 474
6.5.5.3 Çimento Değirmeni Sonrası Kullanılacak Elektrostatik Filtre
Yatırım Maliyeti (euro) : 1 000 000
Yatırım Ġçin Ödenecek Yıllık Miktar (euro/yıl) : 131 474
ĠĢletme Maliyeti (euro/ton klinker) : 0.13
ĠĢletme Ġçin Ödenecek Yıllık Miktar (euro/yıl) : 130 000
Yıllık Ödenecek Toplam Miktar (euro/yıl) : 261 474
64
6.5.5.4 Fırın Sonrası Kullanılacak Torba Filtre
Yatırım Maliyeti (euro) : 3 000 000
Yatırım Ġçin Ödenecek Yıllık Miktar (euro/yıl) : 394 422
ĠĢletme Maliyeti (euro/ton klinker) : 0.15
ĠĢletme Ġçin Ödenecek Yıllık Miktar (euro/yıl) : 150 000
Yıllık Ödenecek Toplam Miktar (euro/yıl) : 544 422
6.5.5.5 Klinker Soğutucu Sonrası Kullanılacak Torba Filtre
Yatırım Maliyeti (euro) : 1 200 000
Yatırım Ġçin Ödenecek Yıllık Miktar (euro/yıl) : 157 768.8
ĠĢletme Maliyeti (euro/ton klinker) : 0.12
ĠĢletme Ġçin Ödenecek Yıllık Miktar (euro/yıl) : 120 000
Yıllık Ödenecek Toplam Miktar (euro/yıl) : 277 768.8
6.5.5.6 Çimento Değirmeni Sonrası Kullanılacak Torba Filtre
Yatırım Maliyeti (euro) : 400 000
Yatırım Ġçin Ödenecek Yıllık Miktar (euro/yıl) : 52 589.6
ĠĢletme Maliyeti (euro/ton klinker) : 0.03
ĠĢletme Ġçin Ödenecek Yıllık Miktar (euro/yıl) : 30 000
Yıllık Ödenecek Toplam Miktar (euro/yıl) : 82 589.6
Toz emisyonlarının kontrolü amacıyla; klinker soğutucu sonrası elektrostatik
filtrelerin, fırın ve çimento değirmeni sonrası torba filtrelerin kullanımı daha
ekonomiktir. Ġncelenen çimento tesisinde, toz emisyonlarının kontrolü amacı ile tüm
önlemler alındığından bu alanda bir yatırım yapılmasına gerek yoktur.
6.5.6 Diğer Kirleticilerin Kontrolü
1999 yılında iĢletmeye alınan kömür yakma sistemi ile yanma verimliliği arttırılmıĢ,
CO oluĢumu asgari düzeye indirilmiĢtir.
Fabrikada, yarı mamül madde klinker tozu, döner fırına beslenen hammadde tozu
ve döner fırın ana bacası tozundan örnekler alınarak, toz emisyonunda özel
maddeler ve kanser yapıcı maddelerin tayini, Ġstanbul Teknik Üniversitesi Kimya
Metalurji Fakültesi Kimya Mühendisliği Bölümü tarafından yapılmıĢ ve hazırlanan
Hava Kalitesi Modellemesi ile toz emisyonunda özel maddelerin belirlenmesi
raporunda, Hava Kalitesinin Korunması Yönetmeliği madde 7’de verilen sınır
değerlerin altında kalındığı belirtilmiĢtir. Ayrıca tüm çimento hammaddelerinde
65
%0.05 oranında bulunan florun yüksek sıcaklıkta açığa çıktığı, bu florun yanan
malzeme ile reaksiyona girerek çimento klinkeri ve fırın tozunun bir parçası olduğu,
giren florun % 88-98’inin bağlandığı ve flor emisyonunun kimyasal bağlı bileĢikler
olarak 0.16 mg/m3 kadar olduğu, hammadde bileĢiminde %0.01-0.1 oranında
bulunan klorun da sinterleĢme sırasında gaz faza geçtiği ve buharlaĢmıĢ alkali
bileĢiklerle reaksiyona girdiği, oluĢan alkali klorürlerin soğukta yoğunlaĢtığı ve
fırından klinkerle ve tozla birlikte uzaklaĢtığı, fırın atık gazlarının klor içermediği
belirtilmiĢtir.
Tesiste kömür ile birlikte %15 oranında petrol koku kullanılmasından dolayı
oluĢabilecek poliaromatik hidrokarbonlar için ise, herhangi bir ölçüm yapılmadığı
ancak, klinker piĢirme sıcaklığı olan 1450-1500 ºC’de literatür bilgisine göre
poliaromatik hidrokarbonların oluĢumunun mümkün olmadığı ifade edilmiĢtir.
Havaya verilen gaz içindeki kurĢun, kadmiyum ve talyum eser miktardadır.
Metallerin büyük bir kısmı filtrelerde toz ile birlikte tutulmaktadır.
Filtrelerde tutulan tozlar, kompozisyonunun uygun olması halinde çimento katkı
malzemesi olarak kullanılmaktadır. Ayrıca, laboratuvarlardan kaynaklanan numune
atıkları toplanıp niteliğine göre hammadde ya da çimento değirmeninde geri
kazanılmaktadır.
6.5.7 Ġncelenen Tesisin Entegre Kirlilik Önleme ve Kontrolü Direktifine Uyumu
Kapsamında Yapılacak Yatırımlar Ġçin Ödenecek Yıllık Toplam Miktar
Ġncelenen çimento tesisinde, NOX emisyonlarının kontrolü amacıyla kullanılacak
olan Low-NOX Brülörü için ödenecek yıllık miktar 52 589.6 euro’dur. SO2
emisyonlarının kontrolü amacıyla kullanılacak olan absorban sistemi için ise yıllık
126 294.8 euro ödenecektir. Toz emisyonlarının kontrolü için alınan önlemler yeterli
olup, bu alanda ek yatırıma gerek yoktur. Sonuç olarak, incelenen tesisin Entegre
Kirlilik Önleme ve Kontrolü Direktifine uyumu kapsamında yapacağı yatırımlar için
ödeyeceği toplam yıllık miktar yaklaĢık olarak 180 000 euro’dur.
6.6. Türk Çimento Sektöründe Entegre Kirlilik Önleme ve Kontrolü Direktifi
Kapsamında Ortaya Çıkacak Yatırım Maliyetleri
Türkiye Çimento Müstahsilleri Birliği verilerine göre Türkiye’de faaliyet gösteren
çimento tesisi sayısı; 40’ı entegre çimento, 16’sı öğütme tesisi olmak üzere 56’dır.
Çimento öğütme tesisleri Direktif kapsamına girmemektedir. Ġncelenen çimento
tesisinden edinilen bilgilerden de hareketle, entegre çimento tesislerinin genelde toz
emisyonları ile ilgili önlemleri almıĢ oldukları söylenebilir. Fakat, Hava Kalitesinin
66
Korunması Yönetmeliği ile getirilen, NOX ve SO2 emisyon sınır değerlerini sağlıyor
olsalar dahi, Entegre Kirlilik Önleme ve Kontrolü Direktifinin Ģartlarından olan Mevcut
En Ġyi Tekniklerin kullanımı sonucu eriĢilebilecek değerleri sağlamak için çeĢitli
yatırımlar yapmaları gerekmektedir. Direktif kapsamında entegre çimento tesisleri
için yapılacak yatırım maliyetleri ortalama olarak 2 000 000 euro’dur [14].
Bu kabul ile yapılacak hesaplama sonucunda Türk çimento sektöründe Entegre
Kirlilik Önleme ve Kontrolü Direktifine uyum çerçevesinde yapılması gereken yatırım
tutarının yaklaĢık olarak 80 000 000 euro olduğu söylenebilir.
67
7. SONUÇ VE ÖNERĠLER
ÇalıĢma, Avrupa Birliği Entegre Kirlilik Önleme ve Kontrolü Direktifine uyum
kapsamında Türkiye’de yapılması gereken çalıĢmaları, çimento tesislerinde
gerçekleĢtirilmesi gereken yatırımları ve bu yatırımların maliyetlerini ortaya koymayı
hedeflemektedir. ÇalıĢma kapsamında söz konusu Direktif incelenmiĢ, Direktifin
getirdiği yükümlülükler belirlenerek uyum kapsamında yapılması gereken
çalıĢmalarla ilgili tespitlerde bulunulmuĢtur.
Entegre Kirlilik Önleme ve Kontrolü Direktifi, belli baĢlı sanayilerden kaynaklanan
kirliliğin entegre bir yaklaĢımla önlenmesine iliĢkin kapsamlı düzenlemeler
getirmektedir. Direktifin hükümleri gereğince, esas olan, kirliliğin Mevcut En Ġyi
Tekniklerin kullanılması vasıtasıyla kaynağında önlenmesi, bunun mümkün
olmaması durumunda en aza indirilmesidir. Ülkeler, Direktif kapsamındaki
tesislerden kaynaklanan kirleticilerin entegre bir Ģekilde ele alınmasını ve kontrolünü
sağlamak üzere usuller geliĢtirmelidir.
Türk Çevre Mevzuatında Entegre Kirlilik Önleme ve Kontrolü Direktifi’nin
gerekliliklerini karĢılayacak bir yasal düzenleme mevcut değildir. Türkiye’de böyle bir
Direktifin uygulanabilmesi için gerekli olan altyapının mevcut olduğunu söylemek de
oldukça güçtür. Direktifin uygulanmasından sorumlu olacak yetkili makam
personelinin sahip olduğu bilgi altyapısı güçlendirilmelidir.
Ülkemizde, Mevcut En Ġyi Teknikler kullanılarak kirliliğin kaynağında önlenmesi
yaklaĢımı kabul görüyor olsa da, uygulama alanı bulamamaktadır. Bunun en önemli
sebebi, bu tip tekniklerin yatırım maliyetlerinin yüksek olmasıdır.
Türkiye’de, Entegre Kirlilik Önleme ve Kontrolü Direktifi’ne uyum çerçevesinde
yapılması gereken ilk iĢ, yapılacak yasal düzenlemelerin ve uyarlanacak
yönetmeliklerin belirlenmesidir. Gerekli yasal düzenlemelerin yapılmasının ve izin
prosedürünün belirlenmesinin ardından, Direktif kapsamındaki endüstri tesisleri
tespit edilmelidir. Sanayicilerin ve yetkili makam personelinin kullanımına sunulmak
üzere, her bir endüstri sektörü için Mevcut En Ġyi Tekniklerin tespit edilmesi ve bu
tekniklerle ilgili dokümanların yayınlanması gerekmektedir. Personele gerekli
eğitimin verilmesinin ardından, Direktif kapsamındaki endüstri tesislerine faaliyet izni
verme süreci baĢlatılmalıdır. Her bir tesis incelenerek Direktif hükümlerine uyup
68
uymadığı tespit edilmeli, uyumun sağlanabilmesi için ne tip önlemler alınması ve ne
tür çalıĢmalar yapılması gerektiği belirlenmelidir. Yapılan bu inceleme sonrası ortaya
konacak izin Ģartları çerçevesinde tesise izin belgesi verilecektir. Direktifin
uygulanmasından Çevre Bakanlığı sorumlu olmalıdır. Çevre Bakanlığı bünyesinde
oluĢturulacak Entegre Kirlilik Önleme ve Kontrolü Birimi, Direktifin uygulanması
sırasında gerekli olacak bilgi paylaĢımının ve koordinasyonun sağlanması, Mevcut
En Ġyi Tekniklerin belirlenmesi ve bu tekniklerle ilgili geliĢmelerin takip edilmesi
konularında çalıĢmalar yapmalıdır.
Çimento tesislerinde, Direktif hükümlerine uyum çerçevesinde, öncelikle havaya
verilen NOx, SO2 ve toz emisyonları ele alınmalıdır. Bu tesislerden kaynaklanan NOx
ve SO2 emisyon değerleri, Hava Kalitesinin Korunması Yönetmeliği ile getirilen sınır
değerleri sağlamaktadır. Fakat Entegre Kirlilik Önleme ve Kontrolü Direktifi
hükümlerince ortaya konan Mevcut En Ġyi Tekniklerin kullanımı Ģartı, tesislerde ek
yatırımların yapılması gerekliliğini ortaya çıkarmaktadır. Nitekim, Mevcut En Ġyi
Teknikler baz alınarak belirlenecek emisyon limit değerleri, Hava Kalitesinin
Korunması Yönetmeliği ile ortaya konan sınır değerlerin oldukça altındadır. Çimento
tesislerinde toz emisyonların kontrolü için alınan tedbirlerin yeterli olduğu ve Direktif
Ģartlarını karĢıladığı söylenebilir.
69
KAYNAKLAR
[1] Ural, E., Töre, N., Ülkü, O.; Baykal, S., 2001. Avrupa Birliği’nde ve Türkiye’de Çevre Mevzuatı, Türkiye Çevre Vakfı Yayını, Ankara.
[2] Zilelioğlu, H., 1992. Avrupa Toplulukları’nda Çevre Politikası ve Hukuku, Ankara Üniversitesi Basımevi, Ankara.
[3] Türkiye Çevre Sorunları Vakfı (TÇSV), 1989. Avrupa Topluluğu’nda ve Türkiye’de Çevre Mevzuatı, Ankara.
[4] Budak, S., 2000. Avrupa Birliği ve Türk Çevre Politikası, Böke Yayınları, Ġstanbul.
[5] Bjerregaard, R., 1997. Guide to The Approximation of European Union Environmental Legislation, Commission of The European Communities, Brussels.
[6] DG Environment and DISAE Programme, 1999. Handbook On Implementation Of EU Environmental Legislation, Commission of The European Communities, Brussels.
[7] Tellenbach, S., 1994. Türkiye’de Çevre Hukuku-DıĢarıdan Bir BakıĢ, Türkiye ve Avrupa Topluluğunda Çevre Hukukunun Güncel Sorunları Sempozyumu, Ġ.Ü., Ġstanbul, 10-11 Haziran.
[8] TÜSĠAD Çevre ÇalıĢma Grubu, 2002. Avrupa Birliği Çevre Mevzuatına Uyumda TÜSĠAD GörüĢleri Raporu, Ġstanbul.
[9] European Commission, 2001. IPPC Reference Document on Best Available Techniques in the Cement and Lime Manufacturing Industries, Brussels.
[10] Genç, Ü., 2002. KiĢisel görüĢme.
[11] Cembureau-The European Cement Association, 1999. Best Available Techniques for the Cement Industry, Brussels.
[12] Environment Agency, SEPA and Environment and Heritage Service, 2001. IPPC Guidance for the Cement and Lime Sector, The United Kingdom.
[13] Ministry of Housing, Spatial Planning and the Environment, 1997. Dutch Notes on BAT for the Production of Cement Klinker, The Netherlands.
[14] Danish Environmental Protection Agency/Latvian Ministry of Environmental Protection and Regional Development, 2000. IPPC Approximation Assessment of Compliance Cost of Latvia, Final Report, Latvia.
http://europa.eu.int/eur-lex/en/lif/dat/1996/en_396L0061.html
http://europa.eu.int/eur-lex/en/lif/dat/1999/en_399D0391.html
70
EK A
71
96/61/EEC SAYILI VE 24 EYLÜL 1996 TARĠHLĠ ENTEGRE KĠRLĠLĠK ÖNLEME
VE KONTROLÜ ĠLE ĠLGĠLĠ KONSEY DĠREKTĠFĠ (IPPC DĠREKTĠFĠ)
(OJ L 257, 10.10.96)
Madde 1: Amaç ve Kapsam
Bu Direktifin amacı, Ek-1 listesinde yer alan faaliyetlerden kaynaklanan kirliliğin
entegre bir yaklaĢımla önlenmesi ve kontrolünün sağlanmasıdır. Direktif, yüksek
seviyede bir çevre korumanın sağlanabilmesi amacıyla, atıklarla ilgili önlemler de
dahil olmak üzere, bahsi geçen faaliyetlerden kaynaklanan, havaya, suya ve toprağa
verilen kirliliklerin önlenmesi, bunun mümkün olmaması durumunda ise azaltılması
için alınması gereken önlemleri ortaya koyar.
Madde 2: Tanımlar
Bu Direktifte geçen,
1. madde/materyal: Radyoaktif maddeler ve genetik olarak değiĢime uğramıĢ
organizmalar dıĢında her hangi bir kimyasalı ve bu kimyasalın bileĢiklerini,
2. kirlilik: Ġnsan faaliyetleri sonucu oluĢan ve insan sağlığına ve çevre kalitesine
zarar verebilecek maddelerin, ısının ve gürültünün, havaya, suya ve toprağa direkt
veya indirekt yollarla verilmesini,
3. tesis: Ek-1 listesinde yer alan bir veya daha fazla faaliyetin yürütüldüğü sabit
teknik birimleri,
4. mevcut tesis: Bu direktifin yürürlüğe girme tarihinden önce faaliyette olan, izin
almıĢ veya yetkili otoritenin görüĢüne göre izin baĢvurusu yapması gereken tesisleri,
5. yetkili otorite: Bu Direktifin uygulanması sırasında ortaya çıkan görev ve
sorumlulukları yerine getirecek merciyi/mercileri,
6. izin: Tesisin tamamının veya bir bölümünün faaliyet gösterebileceğini gösteren,
tesisin bu Direktif hükümlerine uymasını garanti altına almak üzere çeĢitli Ģartları
içeren yazılı kararın tamamı veya bir bölümünü,
7. (a) tesiste yapılan değiĢiklik: Tesisin prosesinde veya kapasitesinde yapılan
değiĢiklikleri,
(b) önemli değiĢiklik (substantial change): Yetkili otoritenin görüĢüne göre, çevre
ve insan sağlığı üzerinde önemli olumsuz etkileri olabilecek değiĢiklikleri,
8. ĠĢletmeci/faaliyet sahibi (operator): Tesisi iĢleten gerçek veya tüzel kiĢiyi,
Ġfade eder.
72
Madde 3: Faaliyet Sahibinin Genel Yükümlülükleri
Yetkili otoriteler, tesislerin aĢağıda verilen hususlara uygun olarak iĢletilmesini
sağlamalıdırlar. Üye Devletler, bunu teminen gerekli önlemleri alırlar:
(a) Özellikle Mevcut En Ġyi Tekniklerin kullanılması yoluyla, kirliliğin önlenmesine
yönelik olarak tüm önlemler alınmalıdır,
(b) Önemli derecede kirliliğe sebebiyet verilmemelidir,
(c) Atık oluĢumu en az seviyeye indirilmeli, oluĢan atıklar yeniden kullanılmalı,
bunun ekonomik ve teknik olarak mümkün olmaması durumunda çevreye zarar
vermeyecek Ģekilde bertaraf edilmelidir,
(d) Enerjinin verimli kullanımı sağlanmalıdır,
(e) Kazaların önlenmesi ve meydana gelen kazaların olumsuz sonuçlarının en aza
indirilmesi için gerekli tüm tedbirler alınmalıdır,
(f) Tesisin kapatılması sırasında ve sonrasında kirlenmeye sebebiyet verebilecek
risklerin ortadan kaldırılması ve arazinin eski haline getirilmesi için gerekli tüm
önlemler alınmalıdır.
Yetkili otoritelerin, izin Ģartlarını belirlerken yukarıda belirtilen genel prensipleri
dikkate almıĢ olmaları, bu madde ile uyumun sağlanması için yeterli olacaktır.
Madde 4: Yeni Tesisler Ġçin Ġzinler
Bu Direktif kapsamında olan, yeni kurulan tesisler, izin prosedürünü tamamlamadan
ve gerekli izni almadan faaliyete geçemezler.
Madde 5: Mevcut Tesisler Ġçin Ġzinler
1. Mevcut tesisler, bu Direktifin yürürlüğe girmesini takip eden 8 yıl içerisinde,
Madde 3, 7, 9, 10, 13; Madde 14’ün 1. ve 2. Paragrafları ve Madde 15’in 2. fıkrası ile
getirilen hükümlere uymakla yükümlüdürler.
2. Mevcut tesisler, Direktifin Madde 1, 2, 11, 12, 14 (son paragraf), 16, 17; Madde
15’in 1., 3. ve 4. fıkraları ve Madde 18’in 2. fıkrası ile getirilen hükümlere, Direktifin
yürürlüğe girdiği tarihten itibaren uymakla yükümlüdürler.
Madde 6: Ġzin BaĢvuruları
1. Yetkili otoriteye yapılan baĢvurular aĢağıdaki bilgileri içermelidir:
- tesis ve tesisin faaliyetleri,
- kullanılan hammaddeler, kimyasallar, tesiste tüketilen ya da üretilen enerji
miktarı,
- tesisteki kirlilik kaynakları,
- tesisin bulunduğu arazinin durumu,
73
- tesisten kaynaklanabilecek kirliliklerin tahmini miktarları ve özellikleri ve bunların
muhtemel önemli çevre etkileri,
- tesisten kaynaklanan kirliliklerin önlenmesi, bunun mümkün olmaması
durumunda, en aza indirilmesi amacıyla kullanılabilecek teknoloji ve teknikler,
- tesiste üretilen atıkların oluĢumunun engellenmesi ve geri dönüĢümünün
sağlanması amacıyla alınan önlemler,
- Direktifin 3. Maddesinde, faaliyet sahibinin genel yükümlülükleri baĢlığı altında
verilen hususlar ile ilgili olarak alınacak önlemler,
- çevreye verilen kirliliklerin izlenmesi ve denetlenmesi için alınacak önlemler,
2. Bu maddede belirtilen hususlarla ilgili olarak, ÇED yada güvenlik raporu gibi diğer
yasal düzenlemeler uyarınca hazırlanmıĢ olan bir takım dokümanlarda yer alan
bilgiler, izin baĢvurusuna eklenebilir.
Madde 7: Ġzinlerin Verilmesinde Entegre YaklaĢım
Üye Devletler, izin prosedüründe birden fazla yetkili otoritenin yer alması
durumunda, prosedürün entegre yaklaĢımla yürütülmesini teminen, otoriteler
arasındaki koordinasyonun sağlıklı bir Ģekilde gerçekleĢtirilmesini sağlayıcı tedbirler
almalıdırlar.
Madde 8: Kararlar
Yetkili otorite, tesisin bu Direktifte ortaya konan Ģartlar doğrultusunda hazırlanan izin
Ģartlarını karĢılaması durumunda, tesise bir izin belgesi verir. ġartların
karĢılanmaması durumunda ise tesisin izin baĢvurusu geri çevrilir.
Madde 9: Ġzin ġartları
1. Üye Devletler, verilen iznin, Madde 3 ve 10’da belirtilen hususları içermesini
sağlamalıdır.
2. Yeni kurulan ya da kapasite artırımı yapmıĢ tesisler için yürütülen ÇED sürecinde
elde edilen bilgiler ya da sonuç, izin sürecinde dikkate alınabilir.
3. Ġzin, kirleticiler için emisyon ve deĢarj limit değerlerini de içermelidir. Gerekli
görülürse, toprağın ve yeraltı sularının korunması ve tesiste meydana gelen
atıkların yönetimi konuları da izin kapsamına alınabilir. Uygun olan yerlerde,
emisyon ve deĢarj limit değerlerinin yerine ya da bu değerlere ek olarak eĢdeğer
parametreler ve teknik ölçü birimleri kullanılabilir.
4. Paragraf 3’te bahsi geçen emisyon ve deĢarj limit değerleri, eĢdeğer
parametreler ve teknik ölçü birimleri oluĢturulurken, herhangi bir teknik ya da
teknoloji tavsiyesinde bulunmadan fakat tesisin teknik/teknolojik karakteristiğini,
coğrafi konumunu ve yerel çevre Ģartlarını da dikkate alarak Mevcut En Ġyi
74
Tekniklerin temel alınmasını teminen düzenlemeler yapılmalıdır. Ġzin Ģartları,
sınırötesi kirliliğin minimuma indirilmesi konusunu da içermelidir.
5. Ġzin, tesisten kaynaklanan kirliliklerin izlenmesi, ölçüm metod ve sıklıkları,
sonuçların değerlendirilmesi ve yetkili otoriteye denetlemeler için gerekli bilgilerin
sağlanması konularını içermelidir.
6. Ġzin, normal olmayan çalıĢma koĢulları (makinaların çalıĢtırılması ve
durdurulması, sızıntı olması gibi) için alınan önlemleri de içermelidir.
7. Ġzin, Üye Devlet ya da yetkili otorite tarafından, Direktifin amaçlarına uygun
bulunan baĢka diğer Ģartları da içerebilir.
8. Üye Devletler, belli sektörlerdeki tesisler için, tesislerin her biri için ayrı ayrı izin
Ģartlarını ortaya koymak yerine, entegre yaklaĢımı ve yüksek seviyede bir çevre
korumayı garanti altına almak koĢuluyla, o sektöre yönelik genel bağlayıcı
kurallar ile izin Ģartlarını oluĢturabilirler.
Madde 10: Mevcut En Ġyi Teknikler ve Çevre Kalite Standartları
Çevre Kalite Standardının, Mevcut En Ġyi Tekniklerin kullanılması ile
karĢılanabilecek Ģartlardan daha sıkı Ģartlar gerektirmesi durumunda, verilecek izin,
gerekli olan ek önlemleri de kapsar.
Madde 11: Mevcut En Ġyi Tekniklerdeki GeliĢmeler
Üye Devletler, yetkili otoritelerin Mevcut En Ġyi Tekniklerdeki geliĢmeleri izlemesini
ya da bu konuda bilgilendirilmesini garanti altına almalıdır.
Madde 12: Tesiste Yapılan DeğiĢiklikler
1. Üye Devletler, tesiste yapılması planlanan herhangi bir değiĢikliğin, iĢletmeci
tarafından yetkili otoriteye bildirilmesini garanti altına almak için gerekli önlemleri
almalıdırlar. Gerekli görülmesi durumunda yetkili otorite, verilen izni ve izin
Ģartlarını güncellemelidir.
2. Üye Devletler, tesisin faaliyetlerinde planlanan önemli değiĢikliklerin, izin
prosedürü tamamlanmadan gerçekleĢtirilmemesi için gerekli önlemleri
almalıdırlar. Ġzin baĢvurusu ve yetkili otorite tarafından verilen izin kararı, tesisin
değiĢiklik yapılan bölümü için olacaktır.
Madde 13: Yetkili Otorite Tarafından Ġzin ġartlarının Güncellenmesi
1. Üye Devletler, yetkili otoritelerin periyodik olarak izin Ģartlarını gözden
geçirmesini ve gerektiğinde güncellemesini sağlamak için gerekli önlemleri
almalıdırlar.
2. Gözden geçirme;
75
- tesisin sebep olduğu kirliliğin önemli miktarlarda olmasından dolayı, izinde yer
alan emisyon ve deĢarj limit değerlerinin revize edilmesi veya yeni limit değerlerin
izne dahil edilmesi gerektiğinde,
- Mevcut En Ġyi Tekniklerde meydana gelen geliĢmeler sayesinde, fazla miktarda
maliyet getirmeyen fakat kirleticileri önemli miktarda azaltan uygulamalar mümkün
olduğunda,
- Prosesin ve faaliyetin, güvenlik sebebiyle, baĢka tekniklerin uygulanmasını
gerektirmesi durumunda,
- Birliğin veya ulusal yasal düzenlemelerin yeni hükümler getirmesi durumunda
yapılır.
Madde 14: Ġzin ġartlarına Uyum
Üye Devletler,
- tesisin iĢletmecisinin izin Ģartlarına uymasını,
- iĢletmecinin tesisin atıkları ve kirleticiler ile ilgili bilgileri düzenli olarak, çevreye
önemli olumsuz etkileri olan kazaları ise zaman kaybetmeden, yetkili otoriteye
iletmesini,
- Yetkili otoriteler tarafından gerçekleĢtirilen tesis denetimleri sırasında, tesisin
iĢletmecisi tarafından her türlü bilginin ve desteğin verilmesini
sağlayacak önlemler almalıdırlar.
Madde 15: Bilgiye EriĢim, Halkın Bilgilendirilmesi ve Katılımı
1. Üye Devletler, halkın, izin baĢvurularına eriĢimini ve yetkili otorite izinle ilgili
kararını vermeden önce görüĢlerini bildirmelerini teminen gerekli düzenlemeleri
yapmalıdırlar. Ayrıca halkın izinle ilgili karara ve sonradan yapılan
güncellemelere eriĢimi de sağlanmalıdır.
2. Tesisten kaynaklanan kirliliklerin izlenmesi sonucu elde edilen veriler ve yetkili
otoritelerin gerçekleĢtirdiği denetim sonuçları halkın eriĢimine açılmalıdır.
3. Üye Devletler tarafından Komisyon’a aktarılan veriler doğrultusunda, her üç yılda
bir, baĢlıca kirleticiler ve bu kirleticilerin kaynakları ile ilgili bir envanter
yayınlanacaktır.
Madde 16: Bilginin PaylaĢımı
1. Üye Devletler, Ek-1’de yer alan faaliyet kategorileri için oluĢturulmuĢ limit
değerler ve mümkünse bu değerlerin sağlanması için kullanılan Mevcut En Ġyi
Teknikler ile ilgili bilgilerin üç yılda bir Komisyon’a iletilmesini sağlamalıdırlar.
2. Komisyon, Üye Devletlerin ve Direktif kapsamındaki endüstrilerin, Mevcut En Ġyi
Teknikler, izleme ve denetleme ve konu ile ilgili son geliĢmeler hakkındaki bilgileri
76
paylaĢmalarını sağlar. Komisyon üç yılda bir, bu bilgi alıĢveriĢi sürecinin
sonuçlarını yayınlar.
3. Direktifin uygulanması ve Birliğin diğer çevre araçları ile karĢılaĢtırıldığında baĢarı
derecesi hakkında raporlar hazırlanarak Komisyon tarafından, gerekiyorsa
önerilerle birlikte, Konsey’e iletilir.
4. Üye Devletler, paragraf 1, 2 ve 3’te bahsi geçen bilgi paylaĢımını sağlamaktan
sorumlu olacak bir otorite ya da otoriteler tesis etmeli ve bu konuda Komisyon’a
bilgi vermelidir.
Madde 17: Sınırötesi Etkiler
1. Üye Devletler, kendi sınırlarındaki bir tesisin, diğer bir Üye Devlet üzerinde
olumsuz çevre etkilerine sahip olması(ya da böyle bir ihtimal olması) durumunda,
Madde 6 ile izin baĢvurusunda yer alması istenen bilgileri, kendi yetkili otoriteleri
ile eĢzamanlı olarak diğer Üye Devlete de iletir.
2. Paragraf 1’de belirtilen durumun ortaya çıkması durumunda, izin baĢvurusu, belli
bir süre için, tesisin faaliyetlerinden etkilenebilecek Üye Devletin halkının
eriĢimine de açık tutulur. Böylece, yetkili otorite kararını vermeden önce, diğer
Üye Devletin halkının da izin baĢvurusu hakkındaki görüĢlerini gerekli yerlere
iletme fırsatı olacaktır.
Madde 18: Birlik Emisyon ve DeĢarj Limit Değerleri
1. Komisyon’un bir önerisi uyarınca, Konsey;
- Ek-1 listesinde yer alan bertaraf tesisleri dıĢındaki tesisler,
- Ek-3 listesinde verilen kirletici maddeler
ile ilgili olarak emisyon ve deĢarj limit değerlerini belirleyecektir.
2. Birlik emisyon ve deĢarj limit değerlerinin tespit edilmediği durumlarda, Birliğin
diğer yasal düzenlemeleri ile ortaya konan limit değerler geçerli olacaktır.
77
EK-1
DĠREKTĠF KAPSAMINDAKĠ ENDÜSTRĠYEL FAALĠYET KATEGORĠLERĠ
1. Enerji Sanayi
1.1. Termal girdisi 50 MW’ın üstünde olan yakma tesisleri
1.2. Mineral yağ ve gaz rafinerileri
1.3. Kok fabrikaları
1.4. Kömür gazlaĢtırma ve sıvılaĢtırma tesisleri
2. Metal Sanayi
2.1. Metal cevherinin iĢlendiği tesisler
2.2. Demir çelik üretim tesisleri (kapasitesi 2.5 ton/sa’in üstünde olanlar)
2.3. Demir ve demir alaĢımlarının iĢlendiği tesisler:
(a) Haddehaneler (kapasitesi 20 ton/sa’in üstünde olanlar)
(b) Sıcak dövme tesisleri (ısıl gücü 20 MW’ın üzerinde olanlar)
(c) Metal kaplama tesisleri (ham çelik girdisi 2 ton/sa’in üzerinde olanlar)
2.4. Demir ve demir alaĢımları döküm tesisleri (kapasitesi 20 ton/gün’ün üzerinde
olanlar)
2.5. (a) Metalurjik, kimyasal veya elektrolitik yöntemlerle cevherden demir dıĢı
metal üreten tesisler
(b) Demir dıĢı metallerin ergitildiği tesisler (kapasitesi kurĢun ve kadmiyum
için 4 ton/gün, diğer metaller için 20 ton/gün’ün üzerinde olanlar)
2.6. Elektrolitik ve kimyasal proseslerle metal ve plastiklerin yüzeylerinin kaplandığı
tesisler (kaplama banyosu kapasitesi 30 m3’ün üzerinde olanlar)
3. Mineral/Toprak Sanayi
3.1. Döner fırınlarda çimento klinker (kapasitesi 500 ton/gün’ün üzerinde olanlar)
ya da kireç (kapasitesi 50 ton/gün’ün üzerinde olanlar) üretimi yapan tesisler
3.2. Asbest ve asbest içeren ürünlerin üretiminin yapıldığı tesisler
3.3. Cam fabrikaları (kapasitesi 20 ton/gün’ün üzerinde olanlar)
3.4. Mineral maddelerin ergitildiği tesisler (kapasitesi 20 ton/gün’ün üzerinde
olanlar)
3.5. Seramik, kiremit, tuğla ve porselen üretimi yapan tesisler (kapasitesi 75
ton/gün’ün üzerinde olanlar ve/veya fırın kapasitesi 4 m3’ün üzerinde olanlar)
4. Kimya Sanayi
4.1. AĢağıdaki organik kimyasalların üretiminin yapıldığı kimya tesisleri
78
(a) Basit hidrokarbonlar
(b) Oksijen içeren hidrokarbonlar
(c) Sülfürlü hidrokarbonlar
(d) Azotlu hidrokarbonlar
(e) Fosfor içeren hidrokarbonlar
(f) Halojenik hidrokarbonlar
(g) Organometalik bileĢikler
(h) Plastik materyaller (polimerler, sentetik elyaf)
(i) Sentetik kauçuk
(j) Boya ve pigmentler
(k) Yüzey aktif maddeler
4.2. AĢağıdaki inorganik kimyasalların üretiminin yapıldığı kimya tesisleri
(a) amonyak, klor veya hidrojen klorür, flor, karbonoksitler, sülfür bileĢikleri, azot
oksitler, hidrojen, sülfür dioksit gibi gazlar
(b) hidroflorik asit, fosforik asit, nitrik asit, hidroklorik asit, sülfirik asit gibi asitler
(c) amonyum hidroksit, potasyum hidroksit, sodyum hidroksit gibi bazlar
(d) Amonyum klorür, potasyum karbonat, sodyum karbonat, gümüĢ nitrat gibi
tuzlar
(e) Metal oksitler ve diğer inorganik bileĢikler
4.3. Fosfor, azot veya potasyum içerikli gübre üretimi yapan kimya tesisleri
4.4. Tarım ilaçlarının üretildiği kimya tesisleri
4.5. Kimyasal ya da biyolojik proseslerle tıbbi müstahzarat üretimi yapan tesisler
4.6. Patlayıcı maddelerin üretildiği tesisler
5. Atık Yönetimi
5.1. Tehlikeli atıkların bertarafının ve geri kazanımının yapıldığı tesisler (kapasitesi
10 ton/gün’ün üzerinde olanlar)
5.2. Belediye çöplerinin yakıldığı tesisler (kapasitesi 3 ton/sa’in üzerinde olanlar)
5.3. Tehlikeli olmayan atıkların bertarafının yapıldığı tesisler (kapasitesi 50
ton/gün’ün üzerinde olanlar)
5.4. Günlük 10 ton’un üzerinde depolama yapılan ve toplam kapasitesi 25.000
ton’un üzerinde olan atık depolama sahaları
6. Diğer Faaliyetler
6.1. (a) Kağıt hamuru üretimi yapan tesisler
(b) Kağıt/karton üretimi yapan tesisler (kapasitesi 20 ton/gün’ün üzerinde
olanlar)
79
6.2. Terbiye, boyama ve apre ünitelerini içeren tekstil fabrikaları (kapasitesi 10
ton/gün’ün üzerinde olanlar)
6.3. Deri iĢleme tesisleri (kapasitesi 12 ton/gün’ün üzerinde olanlar)
6.4. (a) Entegre et tesisleri (çıkan yan ürünleri iĢleme kapasitesi 50 ton/gün’ün
üzerinde olanlar)
(b) Süt dıĢındaki hayvansal ürünlerin üretildiği tesisler (kapasitesi 75
ton/gün’ün üzerinde olanlar)
Bitkisel ürünlerin üretildiği tesisler (kapasitesi 300 ton/gün’ün üzerinde olanlar)
(c) Süt ve mamüllerinin imalini yapan tesisler (kapasitesi 200 ton/gün’ün
üzerinde olanlar)
6.5. Hayvan atık ve artıklarının bertaraf edildiği ve ya değerlendirildiği tesisler
(kapasitesi 10 ton/gün’ün üzerinde olanlar)
6.6. Kümes hayvanlarının ve domuzların yetiĢtirildiği tesisler (kapasitesi 40.000
kümes hayvanı, 2.000 domuz ya da 750 diĢi domuz üzerinde olanlar)
6.7. Organik solventler vasıtasıyla yüzey iĢleme yapan tesisler (kullanılan solvent
miktarının 150 kg/sa ve ya 200 ton/yıl’ın üzerinde olduğu tesisler)
EK-2
BU DĠREKTĠFTE ATIFTA BULUNULAN DĠREKTĠFLERĠN LĠSTESĠ
1. 87/217/EEC Sayılı, Asbestin Sebep Olduğu Çevre Kirliliğinin Önlenmesi Ve
Azaltılması Hakkında Direktif
2. 82/176/EEC Sayılı, Klor-Alkali Elektroliz Endüstrisinden Kaynaklanan Civa
DeĢarjlarına Getirilen Limit Değerler Hakkında Direktif
3. 83/513/EEC Sayılı, Kadmiyum DeĢarjlarına Getirilen Limit Değerler Hakkında
Direktif
4. 84/156/EEC Sayılı, Klor-Alkali Elektroliz Endüstrisi DıĢındaki Endüstrilerden
Kaynaklanan Civa DeĢarjlarına Getirilen Limit Değerler Hakkında Direktif
5. 84/491/EEC Sayılı, Hekzaklorosiklohekzan DeĢarjlarına Getirilen Limit Değerler
Hakkında Direktif
6. 86/280/EEC Sayılı, Bazı Tehlikeli Maddelerin DeĢarjlarına Getirilen Limit
Değerler Hakkında Direktif
7. 89/369/EEC Sayılı, Belediyelere Ait Yeni Atık Yakma Tesislerinden Kaynaklanan
Hava Kirliliğinin Önlenmesi Hakkında Direktif
8. 89/429/EEC Sayılı, Belediyelere Ait Mevcut Atık Yakma Tesislerinden
Kaynaklanan Hava Kirliliğinin Azaltılması Hakkında Direktif
9. 94/67/EC Sayılı, Tehlikeli Atıkların Yakılması Hakkında Direktif
80
10. 92/112/EEC Sayılı, Titanyum Oksit Endüstrisinden Kaynaklanan Atıkların Sebep
Olduğu Kirliliğin Azaltılması Ve Elimine Edilmesi Amacıyla Uygulanan
Programların UyumlulaĢtırılması Prosedürleri Hakkında Direktif
11. 88/609/EEC Sayılı, Büyük Yakma Tesislerinden Havaya Verilen Belli Kirletici
Emisyonlarının Sınırlandırılması Hakkında Direktif (94/66/EC Sayılı Direktif Ġle
Revize Edildi)
12. 76/464/EEC Sayılı, Bazı Tehlikeli Maddelerin Su Ortamına DeĢarjı Sonucu
Sebep Olunan Kirlilik Hakkında Direktif
13. 75/442/EEC Sayılı, Atıklar Hakkında Direktif (91/156/EEC Sayılı Direktif Ġle
Revize Edildi)
14. 75/439/EEC Sayılı, Atık Yağların Bertarafı Hakkında Direktif
15. 91/689/EEC Sayılı, Tehlikeli Atıklar Hakkında Direktif
EK-3
EMĠSYON/DEġARJ LĠMĠT DEĞERLERĠ BELĠRLENĠRKEN DĠKKATE ALINMASI
GEREKEN ÖNEMLĠ KĠRLETĠCĠ MADDELERĠN LĠSTESĠ
Hava
1. Sülfürdioksit ve diğer sülfür bileĢikleri
2. Azot oksitler ve diğer azot bileĢikleri
3. Karbonmonoksit
4. Uçucu organik bileĢikler
5. Metaller ve metal bileĢikleri
6. Toz
7. Asbest
8. Klor ve klor bileĢikleri
9. Flor ve flor bileĢikleri
10. Arsenik ve arsenik bileĢikleri
11. Siyanür
12. Kanserojen ve mutajen özellikleri olduğu tespit edilmiĢ madde ve karıĢımlar
13. Poliklorodibenzodioksin ve poliklorodibenzofuran
Su
1. Organohalojen bileĢikleri ve sucul ortamda bu tip bileĢikleri oluĢturabilecek
maddeler
2. Organofosfor bileĢikleri
3. Organotin bileĢikleri
81
4. Kanserojen ve mutajen özellikleri olduğu tespit edilmiĢ madde ve karıĢımlar
5. Dayanıklı hidrokarbonlar ve bioakümüle olabilen organik toksik maddeler
6. Siyanür
7. Metaller ve metal bileĢikleri
8. Arsenik ve arsenik bileĢikleri
9. Biocide, zirai mücadele ilaçları
10. Askıda maddeler
11. Ötrofikasyona sebep olan maddeler (özellikle azot ve fosfat)
12. Oksijen dengesine olumsuz etkisi olan maddeler
EK-4
MEVCUT EN ĠYĠ TEKNĠKLERĠN BELĠRLENMESĠNDE DĠKKATE ALINACAK
HUSUSLAR
1. Az atık üreten teknolojilerin kullanılması,
2. Tehlikeli maddelerin kullanımının azaltılması (mümkün olan hallerde tehlikesiz
ya da daha az tehlikeli olanlarla ikame edilmesi)
3. Mümkün olan yerlerde, üretilen ve kullanılan maddeler ve atıklar için yeniden
kullanım ve geri dönüĢüm uygulamalarının geliĢtirilmesi
4. Daha önce denenmiĢ ve baĢarısı kanıtlanmıĢ benzer proses, tesis veya
metodlar
5. Teknolojide ve bilimde meydana gelen ilerlemeler
6. Kirleticilerin özellikleri, etkileri ve miktarı
7. Yeni ve mevcut tesislerin sahip olduğu zaman
8. Mevcut En Ġyi Tekniklerin uygulanması için gereken süre
9. Proseste kullanılan hammaddelerin özellikleri ve kullanım miktarları ve sağlanan
enerji tasarrufu
10. Kirleticinin çevre üzerinde sahip olduğu etkilerin ve yarattığı risklerin önlenmesi
ya da minimuma indirilmesi
11. Kazaların önlenmesi ve çevreye olabilecek etkilerinin en aza indirilmesi için
alınacak tedbirler
12. Komisyon ya da uluslararası organizasyonlar tarafından yayınlanan dokümanlar
82
EK B
83
EK: 96/61/EEC SAYILI ENTEGRE KĠRLĠLĠK ÖNLEME VE KONTROL (IPPC)
DĠREKTĠFĠ’NĠN UYGULANMASI KONUSUNDAKĠ ANKET (EUR-Lex: Community
legislation in force-Document 399D0391, http://europa.eu.int/eur-
lex/en/lif/dat/1999/en_399D0391.html) Official Journal L 148, 15/06/1999 P.
0039-0043)
1. Genel Tanım
1.1. Direktifin Ek-1 listesinde verilen faaliyetlerden kaynaklanan kirliliğin entegre bir
Ģekilde önlenmesi ve kontrolü hedefine ulaĢılması için, ulusal yasal düzenlemelerde
ve izin/ruhsat verme sisteminde yapılan temel değiĢiklikler nelerdir?
2. Kapsam
2.1. Ek-1 listesinde yer alan altı bölümün her biri için;
- Raporun hazırlandığı dönem içinde faaliyette olan tüm tesislerin sayısı,
- Raporun hazırlandığı dönem içinde kapasite artırımı yaptığını yetkili otoriteye
bildirmiĢ ve izin almıĢ tesislerin sayısı,
- Raporun hazırlandığı dönem içinde izin alarak faaliyete baĢlayan ya da
baĢlayacak olan yeni tesislerin sayısı,
nedir?
3. ĠĢletmecilerin Temel Yükümlülükleri
3.1. Yetkili otoritenin tesislerin madde 3’te belirtilen genel ilkelere uygun olarak
iĢletilmesini garanti altına almasını teminen alınan önlemler nelerdir?
4. Mevcut Tesisler
4.1. Direktifin 5. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen hususların, yine aynı maddede
belirtilen uyumlulaĢtırma sürecinin bitiminden önce, belli kategorilerdeki mevcut
tesislere uygulanması konusu düĢünüldü mü?
4.2. Direktifin 5. maddesinin 1. fıkrası ile ilgili olarak, mevcut tesislerin yaptığı
baĢvurular ve ek bilgiler en son hangi tarihe kadar kabul edilecek?
84
5. Ġzin BaĢvuruları
5.1. Ġzin baĢvurularının madde 6’da istenen bilgileri içermesi, ulusal yasal
düzenlemeler vasıtası ile, ne Ģekilde garanti altına alınıyor?
6. Ġzin Süreç ve ġartlarının Koordinasyonu
6.1. Direktif kapsamında olan tesislere izin verilmesi sürecinde hangi yetkili otorite
ya da otoriteler yer alıyor?
6.2. Ġzin verme sürecinde birden fazla yetkili otorite olması durumunda, bu yetkili
otoriteler arasında eksiksiz koordinasyonun sağlanması için ne tür yasal
düzenlemeler yapılmıĢtır? Pratikte bu koordinasyon ne Ģekilde gerçekleĢtiriliyor?
7. Ġzin ġartları
7.1. Ġzin ġartlarının Bütünlüğü
7.1.1. Ġzin Ģartlarının Direktifin 9. maddesinde belirtilen tüm hususları içermesini
garanti altına almak için ne tür yasal düzenlemeler yapılmıĢtır? Özellikle aĢağıda
verilen hususların her biri için ne tür düzenlemeler yapıldığı belirtilmelidir;
Emisyonlar ve deĢarjlar için kullanılan limit değerler,
Sınırötesi kirliliğin azaltılması,
Toprağın ve yeraltı sularının korunması,
Atık yönetimi,
Ġzleme ve denetleme,
Normal olmayan üretim koĢulları için alınacak önlemler.
7.2. Ġzin ġartlarının Uygunluğu
7.2.1. Emisyon ve deĢarj limit değerlerinin ve diğer izin Ģartlarının belirlenmesi için
oluĢturulan yasal hükümler, prosedürler ve kriterler nelerdir?
7.2.2. Mevcut En Ġyi Tekniklerin saptanması amacıyla hazırlanmıĢ,-bağlayıcı olan ya
da olmayan- ne tür dokümanlar mevcut?
7.2.3. Direktifin Ek-4’ünde verilen, genel olarak ya da bazı özel durumlarda Mevcut
En Ġyi Tekniklerin belirlenmesinde göz önüne alınması gereken hususlar ne Ģekilde
değerlendiriliyor?
7.2.4. Komisyon ya da uluslararası organizasyonlar tarafından Direktifin 16.
maddesinin 2. fıkrasına göre yayınlanan dokümanlar Mevcut En Ġyi Tekniklerin
belirlenmesinde ne Ģekilde kullanılıyor?
7.2.5. Direktifin 9. maddesinin 3. fıkrasında bahsi geçen emisyon ve deĢarj limit
değerleri, eĢdeğer parametreler ve teknik ölçü birimleri oluĢturulurken, herhangi bir
85
teknik ya da teknoloji tavsiyesinde bulunmadan fakat tesisin teknik/teknolojik
karakteristiğini, coğrafi konumunu ve yerel çevre Ģartlarını da dikkate alarak Mevcut
En Ġyi Tekniklerin temel alınmasını teminen ne tür önlemler alınmıĢtır?
7.2.6. Ġzinlerin kapsamında da yer alması gereken atıkların izlemesi konusunda, -
bağlayıcı olan ya da olmayan- ne tür dokümanlar mevcut?
7.3. (Mevcut Temsil Edici) Veri
7.3.1. Ek-1’de verilen spesifik faaliyet alanları için limit değerlerin oluĢturulması
amacıyla kullanılan veriler ve bu verilerin ne Ģekilde seçildiği ve toplandığı ile ilgili
bilgiler.
7.3.2. Emisyon ve deĢarj limit değerlerinin dıĢında ne tip izin Ģartları ortaya
koyulmuĢ? Özellikle aĢağıdaki baĢlıklar hakkında bilgi verin;
Ġzinde ortaya koyulan emisyon ve deĢarj limit değerlerine ilave olarak yer alan
eĢdeğer parametreler ve teknik ölçü birimleri,
Emisyon ve deĢarj limit değerlerinin yerini alan eĢdeğer parametreler ve teknik
ölçü birimleri,
Toprağın ve yeraltı sularının korunması, atık yönetimi ve normal olmayan üretim
koĢulları için alınması gereken önlemler konularında getirilen Ģartlar.
8. Genel Bağlayıcı Kurallar
8.1. Ulusal yasal düzenlemeler, bazı kategorilerdeki tesisler için ortaya koyulacak
Ģartları, özel izin Ģartları yerine genel bağlayıcı kurallar içine koymayı sağlayabilecek
özellikte mi?
8.2. Hangi kategorilerdeki tesisler için genel bağlayıcı kurallar oluĢturuldu?
9. Çevresel Kalite Standartları
9.1. Ulusal yasalar, ortaya koyulmuĢ olan çevresel kalite standartlarını sağlamak için
Mevcut En Ġyi Tekniklerin kullanılmasının yeterli olmadığı durumlarda alınması
gereken ilave önlemleri ne Ģekilde ortaya koyuyor?
9.2. Böyle bir durum hiç yaĢandı mı? Eğer yaĢandıysa, ne tür ilave önlemler alındı?
10. Mevcut En Ġyi Tekniklerdeki GeliĢmeler
10.1. Yetkili otoritelerin Mevcut En Ġyi Tekniklerdeki geliĢmeleri izlemesini ya da bu
konuda bilgilendirilmesini garanti altına almak amacıyla ne tür giriĢimlerde
bulunuldu?
86
11. Tesislerdeki DeğiĢiklikler
11.1 ĠĢletmeci tarafından tesiste yapılan değiĢiklikler ile ilgili olarak mevcut olan
yasal hükümler, prosedürler ve uygulamalar nelerdir?
11.2 Yetkili otorite, tesiste yapılan değiĢiklikler sonucunda insan sağlığına ve
çevreye olumsuz etkilerin ortaya çıkıp çıkmayacağı konusunda değerlendirmeyi ne
Ģekilde yapıyor?
12. Ġzin ġartlarının Gözden Geçirilmesi ve Güncellenmesi
12.1.Yetkili otorite tarafından izin Ģartlarının gözden geçirilmesi ve
güncellenmesinde kullanılan yasal hükümler, prosedürler ve uygulamalar nelerdir?
12.2. Ġzin Ģartlarının gözden geçirilme ve gereken hallerde güncellenme sıklığı,
ulusal yasalarla mı yoksa baĢka yollarla mı belirleniyor?
12.3. Yetkili otorite, Direktifin 13. maddesinin 2. fıkrası gereklerinin karĢılanıp
karĢılanmadığına nasıl karar veriyor?
Yetkili otorite tarafından izin Ģartlarının gözden geçirilmesi ve güncellenmesinde
kullanılan yasal hükümler, prosedürler ve uygulamalar nelerdir?
13. Ġzin ġartlarına Uyum
13.1. Genel olarak izin Ģartlarına uyumun garanti altına alınmasını teminen
kullanılan yasal hükümler, prosedürler ve uygulamalar hakkında bilgi verin.
13.2. ĠĢletmecinin tesiste oluĢan atıklar ve kirleticiler ile ilgili bilgileri düzenli olarak,
çevreye önemli olumsuz etkileri olan kazaları ise zaman kaybetmeden, yetkili
otoriteye iletmesini teminen hangi yasal hükümler, prosedürler ve uygulamalar
yürürlüktedir?
13.3. Ulusal yasa, yetkili otoriteye tesisleri yerinde denetleme yetkisi ve/veya
yükümlülüğü getiriyor mu?
13.4. Yetkili otoriteler tarafından gerçekleĢtirilen düzenli tesis denetimleri sırasında
takip edilen prosedür ve uygulamalar nelerdir? Eğer tesislerin düzenli saha
denetimleri yapılmıyorsa, yetkili otorite, iĢletmeci tarafından verilen bilgilerin doğru
olup olmadığını ne Ģekilde değerlendiriyor?
13.5. Ġzin Ģartlarına uyulmadığının tespiti halinde uygulanan yaptırımlar veya diğer
önlemler nelerdir?
14. Halkın Bilgilendirilmesi ve Katılımı
14.1. Ulusal yasal düzenlemeler, izin sürecinde halkın bilgilendirilmesini ve sürece
katılımını nasıl sağlıyor?
87
14.2. Halkın, baĢvurular, kararlar ve tesisler tarafından hazırlanan raporlar ile ilgili
bilgilere eriĢimi nasıl sağlanıyor?
14.3. Halkın, Direktifin 15. Maddesinin 1. Fıkrasında bahsi geçen dokümanlar ile ilgili
olarak görüĢ bildirme hakkına sahip olduğundan haberdar olması ne Ģekilde
sağlanıyor?
14.4. Yetkili otorite izin baĢvurusu ile ilgili kararını vermeden önce, halkın baĢvuru
hakkındaki görüĢlerini bildirmesi için verilen süre ne kadardır?
14.5. Yetkili otorite, izin baĢvurusu hakkında karar verirken halkın görüĢlerini ne
Ģekilde değerlendiriyor?
14.6. KiĢiler, hangi koĢullar altında iznin iptali ile ilgili olarak baĢka bir otoriteye ya da
mahkemeye baĢvuruda bulunabiliyor?
15. Uluslararası ĠĢbirliği
15.1. Uluslararası bilgilendirme ve iĢbirliği ile ilgili olarak, ulusal yasalar ile bir
düzenleme yapılmıĢ mı?
15.2. Bir tesisin faaliyeti sonucu, baĢka bir Üye Devlet üzerinde önemli olumsuz
çevresel etkilerin oluĢması söz konusu ise pratikte nasıl bir prosedür izlenecek?
15.3. Etkilenmesi muhtemel Üye Devletin halkının bilgiye eriĢimi ve sürece katılımını
garanti altına almak için nasıl bir yasal düzenleme yapılmıĢ? Ġtiraz hakkı tanınmıĢ
mı?
15.4. Raporlamanın yapıldığı süre içinde bu Ģekilde kaç durum oluĢtu?
16. Birliğin Diğer Araçları Ġle ĠliĢkiler
16.1. Üye ülkeler Direktifin etkinliğinin değerlendirmesini nasıl yapıyor?
16.2. Uygulamada, bu Direktifin, Birliğin çevre ile ilgili diğer araçları ile tutarlılığını
teminen ne tür önlemler alınmıĢ?
88
ÖZGEÇMĠġ
1977 yılında Çorum’da doğdu. 1995 yılında Tekirdağ Anadolu Lisesi’nden mezun oldu. 1999’da Ġstanbul Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü’nü bitirdi. Aynı yıl ĠTÜ Fen Bilimleri Enstitüsü Çevre Mühendisliği Yüksek Lisans Programı’na baĢladı. Temmuz 2000’de Ġstanbul Sanayi Odası Çevre ġubesi’nde çevre mühendisi olarak çalıĢmaya baĢladı.