muhasebe bİlİm dÜnyasi dergİsİ the world...

196
MUHASEBE BİLİM DÜNYASI DERGİSİ THE WORLD OF ACCOUNTING SCIENCE Cilt / Volume: 15 Sayı / Issue: 1 Mart / March 2013 MUHASEBE Ö∕RET‹M ÜYELER‹ B‹L‹M VE DAYANIMA VAKFI THE TURKISH FOUNDATION FOR COLLABORATION OF ACCOUNTING ACADEMICIAN ISSN_1302-258X

Upload: duongdat

Post on 10-Sep-2018

216 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

MUHASEBE BİLİM DÜNYASI DERGİSİ

THE WORLD OFACCOUNTING

SCIENCE

Cilt / Volume: 15 Sayı / Issue: 1 Mart / March 2013

MUHASEBE Ö∕RET‹M ÜYELER‹ B‹L‹M VE DAYANIMA VAKFITHE TURKISH FOUNDATION FOR COLLABORATION OF ACCOUNTING ACADEMICIAN

ISSN_1302-258X

MUHASEBE ÖĞRETİM ÜYELERİ BİLİMVE DAYANIŞMA VAKFI / THE TURKISHFOUNDATION FOR COLLABORATION

OF ACCOUNTING ACADEMICIANMÖDAV Adına

Sahibi / Director Prof.Dr. Ömer LALİK

Genel Yayın Yönetmeni / Yazı İşleri Müdürü / Senior EditorProf.Dr. Nalan AKDOĞAN

Editör / EditorProf.Dr. Beyhan Güçlü MARŞAP (Gazi Üniversitesi)

Editör Yardımcısı / Associate EditorÖğr. Gör. Can ÖZTÜRK (Başkent Üniversitesi)Öğr. Gör. Dr. Tuğba UÇMA (Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi)

Danışma Kurulu / Counseling Board Prof. Dr. Ercan BAYAZITLI (Ankara Üniversitesi)Prof. Dr. Nuran CÖMERT (Marmara Üniversitesi)Peter DEMEDIUK (Reims Management School, France)Paul Sheldon FOOTE (California State University, Fullerton, USA)Frederic GIELEN (Financial Repoting Council, UK)Prof. Dr. Mevlüt KARAKAYA (Gazi Üniversitesi)Prof.Dr. Ganite KURT (Gazi Üniversitesi)Prof. Dr. Seval Kardeş SELİMOĞLU (Anadolu Üniversitesi)Prof. Dr. Can Şımga MUGAN (Ortadoğu Teknik Üniversitesi)Prof. Dr. Yıldız ÖZERHAN (Gazi Üniversitesi)Prof. Dr. Recep PEKDEMİR (İstanbul Üniversitesi)Janet RATRATUNGA (Monash University, Australia)Prof. Dr. Orhan SEVİLENGÜL (Başkent Üniversitesi)Prof. Dr. Fevzi SÜRMELİ (Anadolu Üniversitesi)Prof. Dr. Hülya TALU (İstanbul Üniversitesi)Prof. Dr. Nergis TEK (Dokuz Eylül Üniversitesi)

Yayın Sekreterleri / Editorial StaffArş. Grv. Pınar Okan GÖKTENArş. Grv. Emine Öner KAYA

Muhasebe Öğretim Üyeleri Bilim ve Dayanışma Vakfına Aittir.All the copy rights of this journal is under the sole responsibility of the AACF

Bu dergide ileri sürülen fikirler makalelerin yazarlarına aittir.Bu fikirler MÖDAV’ın görüşlerini yansıtmaz.

The opinions put forwarded in this journal are belong to their writersThese opinions do not reflect the views of the AACF

MODAV/ AACFMerkez/ Center Kumrular caddesi No: 26 06440 Kızılay Ankara

Tel: (0312) 232 33 77 Fax: (0312) 231 71 17

Baskı/ PrintMATTEK Matbaacılık Bas. Yay. Tan. San. Tic. Ltd. Şti.

Adakale Sokak 32/27 Kızılay - Ankara • Tel (0312) 433 23 10

Bu derginin sponsorluğunuAnkara Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası üstlenmiştir.

Makale gönderimi: Mail to:

Prof. Dr. Beyhan Güçlü MARŞ[email protected]

Bu dergi hakemli bir dergi olup, yılda dört defa yayınlanmaktadır.Muhasebe Bilim Dünyası Dergisi Cilt: 11 Sayı:1 Mart 2009

tarihinden itibaren Ebscohost Academic Search Complete tarafındanindekslenmektedir.

This journal is published four times a year and is a refereed JournalThe World of Accounting Science have been indexed by

Ebscohost Academic SearchComplete since March 2009, Vol: 11 No: 1

Prof. Dr. ACAR, DurmuşProf. Dr. AKARÇAY, VuralProf. Dr. AKDOĞAN, NalanProf. Dr. AKSOY, AhmetProf. Dr. AKTAŞ, RamazanProf. Dr. ARIKBOĞA, DursunProf. Dr. ARSLAN, MehmetProf. Dr. ARZOVA, S. BurakProf. Dr. ASLAN, SinanProf. Dr. ATABEY, AtaProf. Dr. AYBOĞA, HanefiProf. Dr. AYDIN, DavutProf. Dr. AYPEK, NevzatProf. Dr. BANAR, KerimProf. Dr. BEYAZITLI, ErcanProf. Dr. BÜYÜKMIRZA, KamilProf. Dr. CÖMERT, NuranDEMEDIUK, Peter. ReimsDoç. Dr. DERAN, AliProf. Dr. DOĞAN, ZekiProf. Dr. DURMUŞ, A.HayriProf. Dr. ERCAN, YücelProf. Dr. ERCAN, Metin KamilProf. Dr. ERDAMAR, CengizProf. Dr. ERDOĞAN, MelihProf. Dr. ERDOĞAN, MuammerProf. Dr. ERDOĞAN, NurtenProf. Dr. ERGİN, HüseyinProf. Dr. ERGUN, ÜlküProf. Dr. ERTAŞ, Fatih CoşkunFOOTE, Paul Sheldon. GIELEN, Frederic. Prof. Dr. GÖKÇEN ATAMAN, Başak Prof. Dr. GÖKÇEN, GürbüzProf. Dr. GÜCENME, ÜmitProf. Dr. GÜNEŞ, Recep

Prof. Dr. GÜRBÜZ, OsmanProf. Dr. HACIRÜSTEMOĞLU, RüstemProf. Dr. HAFTACI, VasfiProf. Dr. İBİŞ, CemalProf. Dr. İPÇİ, MustafaProf. Dr. KARAKAYA, MevlütProf. Dr. KARABINAR, SelahattinProf. Dr. KARAPINAR, AydınProf. Dr. KARASİOĞLU, FehmiProf. Dr. KARCIOĞLU, ReşatProf. Dr. KARTAL, AliProf. Dr. KAYA, İdilProf. Dr. KAVAL, HasanProf. Dr. KİSHALI, YunusProf. Dr. KIZIL, AhmetProf. Dr. KURT, GaniteProf. Dr. L.STREET, Prof. Dr. LALİK, ÖmerProf. Dr. LAZOL, İbrahimProf. Dr. MARŞAP, BeyhanProf. Dr. MUGAN, Can ŞımgaProf. Dr. ÖNCÜ, SemraProf. Dr. ÖZBİRECİKLİ, MehmetProf. Dr. ÖZERHAN, YıldızRATRATUNGA, Janet. Prof. Dr. SAYILGAN, GüvenProf. Dr. SELİMOĞLU, SevalProf. Dr. SELVİ, YakupProf. Dr. SEVİLENGÜL, OrhanProf. Dr. SEVİM, ŞerafettinProf. Dr. SOĞUR, MacideProf. Dr. SÖNMEZ, İ. HakkıProf. Dr. SÖZBİLİR, HalimProf. Dr. SÜMER, HalukProf. Dr. SÜRMELİ, FevziProf. Dr. SÜRMEN, Yusuf

Prof. Dr. ŞAKRAK, MünirProf. Dr. ŞENER, RecepProf. Dr. ŞENSOY, NecdetProf. Dr. TALU, HülyaProf. Dr. TARCA, Ann Prof. Dr. TEK, NergisProf. Dr. TETİK, G. NilüferProf. Dr. TOKAY, Semih HüseyinProf. Dr. TÜFEKÇİOĞLU, TuğrulProf. Dr. TÜREDİ, HasanProf. Dr. ÜNKAYA, GülümserProf. Dr. USLU, M. SelçukProf. Dr. USTA, ÖcalProf. Dr. UZAY, ŞabanDoç. Dr. YILDIRIM, SuatProf. Dr. YILMAZ, FatihProf. Dr. YÜCEL, GökselProf. Dr. YÜKÇÜ, SüleymanDoç. Dr. AKTAŞ, RafetDoç. Dr. AĞCA, AhmetDoç. Dr. ARIKDAL, TülayDoç. Dr. AYANOĞLU, Yıldız Doç. Dr. BEZİRCİ, Muhammed Doç. Dr. DEMİR, VolkanDoç. Dr. KARACAER, SemraDoç. Dr. KAYTMAZ BALSARI, ÇağnurDoç. Dr. KIYILAR, MuratDoç. Dr. MISIRLIOĞLU, UfukDoç. Dr. ORAN, JaleDoç. Dr. ÖNDER, TürkânDoç. Dr. ÖKER, FigenDoç. Dr. ÖZKAN, AzzemDoç. Dr. SİPAHİ, BarışDoç. Dr. UYAR, Süleyman Doç. Dr. YANIK, SerapDoç. Dr. ZAİF, Figen

BİLİM HAKEM KURULU

Değerli Okuyucular,

2013 yılının ilk sayısında sekiz adet makaleyi görüşle-rinize sunuyoruz. Türkçe ve İngilizce dillerinde yazıl-mış olan bu sayıdaki makalelerin konularını muhase-be denetimi, yönetim muhasebesi, finansal raporlama standartları, değerleme ve diğer muhasebe konuları oluşturmaktadır.

Makaleleriniz [email protected] adresine gön-dermenizi rica ederiz.Saygılarımızla.

Prof. Dr. Nalan Akdoğan

GENEL YAYIN YÖNETMENİNDEN / FROM SENIOR EDITOR

THE EFFECTS OF AUDIT FIRMS AND PARENT COMPANIES ON MATERIAL

HARMONIZATION: A PERSPECTIVE OF TURKEY

Doç. Dr. Figen ZAİF ........................................................................................................................1

MUHASEBE HATA VE HİLELERİNİN ORTAYA ÇIKARILMASINDA BAĞIMSIZ

DENETÇİLERİN SORUMLULUĞUNU ETKİLEYEN FAKTÖRLERE İLİŞKİN

ALGILAMALARI

Yrd. Doç. Dr. Canol KANDEMİR

Yrd. Doç. Dr. Şenol KANDEMİR .................................................................................................29

CUSTOMER-DRIVEN PROFITABILITY ANALYSIS: A MANAGEMENT

ACCOUNTING APPROACH THROUGH CUSTOMER PORTFOLIO APPLICATIONS

Prof. Dr. Süleyman YÜKÇÜ

Arş. Gör. İlker KARAKELLEOĞLU ............................................................................................55

THE STATUS OF AUDIT COMMITTEES: A COMPARATIVE STUDY OF U.S.A., E.U.,

AND TURKEY

Associate Professor Nur İrem NUHOĞLU

Onuralp ARMAĞAN. ....................................................................................................................73

BAĞIMSIZ DENETİMİN VEKALET TEORİSİNDEKİ YERİ

Öğr. Gör. Dr. Banu TARHAN MENGİ .........................................................................................97

KONAKLAMA SEKTÖRÜNDE FİNANSAL BOYUTUYLA BİR KURUMSAL KARNE

UYGULAMASI

Yrd. Doç. Dr. Ahmet AKTÜRK

Yrd. Doç. Dr. Ercüment OKUTMUŞ

Öğr. Gör. Şevket YİRİK ...............................................................................................................109

TFRS 8 FAALİYET BÖLÜMLERİ STANDARDI VE İNŞAAT SEKTÖRÜNDE BİR

UYGULAMA

Doç. Dr. İsmail BEKÇİ

Ömer TEKŞEN

Reyhan ÇİL .................................................................................................................................123

VARLIK YÖNETİM ŞİRKETLERİNE SATILACAK TAKİPTEKİ KREDİLER İÇİN

DEĞERLEME: VARSAYIMSAL BİR YAKLAŞIM

Dr. Şenol BABUŞCU

Dr. Adalet HAZAR ......................................................................................................................153

DA

V 20

13/1

1

THE EFFECTS OF AUDIT FIRMS AND PARENT COMPANIES

ON MATERIAL HARMONIZATION:

A PERSPECTIVE OF TURKEY

Doç. Dr. Figen ZAİF*

ABSTRACT

Harmonization in accounting standards has emerged as a consequence of globalization in financial markets. To meet the needs of economic decision makers in financial markets, comparable and reliable financial reports have come into prominence. As a consequence of these incidents the standard setting bodies have issued accounting standards to meet the need of qualitative and quantitative financial data. In Turkey the listed companies have prepared and presented financial statements according to International Accounting/Financial Reporting Standards since 2005. The audit firms and parent companies collaborated for the application of accounting standards in order to increase the level of compliance in Turkey. In this study, it is aimed to find out the effects of parent companies and auditing firms in the process of choosing accounting policies by examining the harmonization level. The audit reports of 27 companies listed in Istanbul Stock Exchange (ISE) 50 Index are analysed in the terms of material harmonization. Findings indicate that the general harmonization level tends to an increase on the basis of parent company-audit firms.

Keywords: Harmonization, Material Harmonization, Audit Firms, Parent Companies.

JEL Classification: M41, M42

DENETİM FİRMALARI VE ANA ORTAKLIKLARIN MADDİ UYUMA ETKİLERİ: TÜRKİYE UYGULAMASI

ÖZ

Muhasebe standartlarında uyum konusu finansal piyasaların küreselleş-mesiyle gündeme gelmiştir. Finansal piyasalarda ekonomik karar alıcılarının

* Gazi Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, [email protected]

DA

V 20

13/1

2

Doç. Dr. Figen ZAİF

ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla, doğru güvenilir ve karşılaştırılabilir finansal raporlara duyulan ihtiyaç daha da belirgin hale gelmiştir. Bu nedenle standart yapıcı kurum ve kuruluşlar nitelikli ve nicelikli finansal bilgi ihtiyacını karşı-lamak için muhasebe standartları yayınlamaktadırlar. Türkiye’de halka açık işletmeler 2005 yılından bu yana finansal tablolarını Uluslararası Muhasebe ve Finansal Raporlama Standartlarına göre hazırlamakta ve sunmaktadır. Muha-sebe uygulamalarında uyum düzeyini arttırabilmek amacıyla denetim şirket-leri ve ana şirket işbirliği yapmaktadır. Bu çalışmada ana şirketin ve denetim firmalarının muhasebe politikalarını seçme konusundaki etkisi uyum düzeyini ölçme teknikleriyle tespit edilmeye çalışılmıştır. Bu amaçla Istanbul Menkul Kıymetler Borsası 50 Endeksinde listelenen 27 işletmenin finansal tabloları ve denetim raporları incelenmiştir. Araştırma sonucundaki bulgular göstermiştir ki, ana ortaklık-denetim şirketi uyumu maddi uyum düzeyini de arttırmaktadır.

Anahtar Kelimeler: Uyum, Maddi Uyum, Denetim Firmaları, Ana Or-taklıklar.

JEL Sınıflandırması: M41, M42

1. INTRODUCTION

Harmonization in accounting standards becomes a current issue due to the globalization of businesses and increases in cross-border investments and borrowings. The economic globalization has urged the necessity of comparable financial data and a single set of accounting standards. The increase in the number of overseas businesses and financial investments in the international capital markets have accelerated the process. The harmonization process is triggered by the globalization of financial markets, economic and technological developments, direct or indirect capital investments and the auditing scandals (like Enron and Parmalat). These incidents have led to the need for comparable and reliable financial information to view.

In addition, the need for comparable and reliable financial information is also a high expectation of economic decision makers in global capital markets. In global capital markets, investors have faced with problems caused by diversity in accounting reporting to support their decisions. Economic decision makers stated that their decisions were affected by accounting diversity (Choi and Levich 1991).

In the light of these effects, the need for harmonization in accounting standards is not just a need but also a necessity. Because diversity in accounting standards causes incomparable financial reports for the companies that seek to operate in foreign markets, complying

DA

V 20

13/1

3

The Effects of Audit Firms and Parent Companies on Material Harmonization:A Perspective of Turkey

with foreign disclosure and reporting requirements often become a cumbersome and costly process. (Hora et al. 1997).

On the way to meet the need of qualitative and quantitative financial data, the accounting standards, issued by International Accounting Standards Board (IASB) and Financial Accounting Standards Board (FASB), have been widely used in the world. The collaboration between FASB and IASB started with an agreement called Norwalk Agreement (2002). After this agreement, both IASB and FASB have gone through an acceleration period. Many of the standards have been revised, some of them have been abolished and some of them re-written. The process is still in rapid progress.

On the other hand, International Organization of Securities Commissions (IOSCO) completes assessment of 30 accounting standards issued by International Accounting Standards Committee (IASC)1*. IOSCO, recommended its members to permit incoming multinational issuers to implement these 30 accounting standards in preparing financial statements for cross-border offerings and listings (IOSCO, 2000). Shortly after IOSCO’s request, European Union (EU) started a process “the way forward to IASs”. As a result of the activities conducted by EU; preparing of consolidated financial statements according to the IAS/IFRS for listed companies in the EU capital markets have been requested since 2005.

In order to be a member of IOSCO, Turkish Capital Market Board (TCMB) started to work on national accounting standards to reconcile them with IASs. TCMB has required listed companies to prepare the financial statements and reports according to the IASs/IFRSs since 2005. In summary, this was the first introduction and the first application of IASs/IFRSs for listed companies in Turkey.

This regulation includes Turkish translation of IASs and a communiqué containing financial statement and disclosures formats. Doing so, TCMB aimed to simplify the first application of standards and provide comparability of financial statements. The consequences of the first application emerged by issued financial statements and audit reports of listed companies.

In brief, in Turkey, listed companies have to keep accounts according to Uniform Accounting System (UAS) (1992), which is a communiqué of Ministry of Finance, and concurrently prepare financial statements according to IASs/IFRSs which are quite different from the UAS. It is

1 Currently known as International Accounting Standards Board (IASB)

DA

V 20

13/1

4

Doç. Dr. Figen ZAİF

really hard for the entities to prepare a single set of financial statements because of the existence of different accounting applications.

Above all, this structure complicates the work of audit firms and leads to serious problems in conducting auditing. Therefore the audit firms and entities collaborated for increasing the level of compliance with the financial statements.

Considering the harmonization efforts in the world and Turkey, this research tries to find out the role of audit firms in the context of national and international harmonization in Turkey. To this end, the following research topics guided this research in the terms of material harmonisation: (i) auditing firms cause an increase in the level of harmonization, (ii) parent companies cause an increase in the level of harmonization and (iii) companies belonging to same parent company cause an increase in the level of harmonization.

In this frame, the theoretical concepts of harmonization and measurement methods used in evaluating level of compliance are clarified primarily. Secondly, to prove the hypotheses, the audit reports of 27 companies listed in Istanbul Stock Exchange (ISE) 50 Index2 are analysed in the terms of material harmonization. In order to find the relationship between material harmonization and audit firms-parent company in first adoption, the 2005-2006 period have been chosen for investigation. The third section presents the methodology, sampling procedure and results obtained. The discussion of findings is presented in conclusion.

2. CONCEPT OF HARMONIZATION

Harmonization in accounting can be defined as being consistent and compatible. As known, companies present the financial events that influence their financial position and performance in financial statements which is done in the light of accounting policies. The choice of accounting policies of the companies causes forming of a global harmonized accounting language. So harmonization is directly related with accounting policies. In other words, harmonization declares the similarity of accounting policies adopted by the companies in the country (Herman and Thomas 1995). It is a continuous process of ensuring globalization of accounting considering common language in financial information.

2 ISE 50 Index: The index consists of 50 stocks which are selected among the stocks of companies listed on the National Market and the stocks of real estate investment trusts and venture capital investment trusts listed on the Corporate Products Market. ISE 50 index automatically covers ISE 30 stocks.

DA

V 20

13/1

5

The Effects of Audit Firms and Parent Companies on Material Harmonization:A Perspective of Turkey

Nowadays harmonization and standardization are used interchangeably in accounting practice and literature. Standardization means reducing the number of accounting policies by issuing rules, accounting standards or other legal regulations. To emphasize the diversity, standardization leads to global uniformity, whereas harmonization implies clustering of companies around one or a few available methods (Tay&Parker 1990; Garido et al. 2002).

Harmonization and standardization concepts mainly arise from existing literature about the definition of harmonization. As it is widely accepted, a distinction can be mentioned between two types of harmonization; formal (de jure) harmonization and material (de facto) harmonization (e.g., Van der Tas 1998; Emenyonu&Gray 1992; Archer et al. 1995, 1996; Garcia Benau&Zorio 2004 Krisement 1997, McLeay et al. 1999).

Harmonizing accounting policies by building widely used accounting standards is called formal harmonization. That is to say, “harmonization of standards” will be called formal harmonization (Van der Tas 1988). Material harmonization is relevant with the application of the same accounting policies in the same circumstances. The aim is achieving the comparability. In other words, material harmonization is the embrace of accounting policies designated by laws or standards. To emphasize, the former refers to the uniformity of accounting regulations with laws or accounting standards the latter refers to the harmony of accounting applications and increasing comparability the actual practices of companies (Tay&Parker 1990).

To mention about formal harmonization, there should be a leader or a follower standard setting body. The material harmonization processes depend on reducing accounting choices and harmonizing national accounting standards with the standards of the leader standard setting body (IASB SAC Meeting Agenda Paper 10 2001).The follower standard setting body tries to harmonize its accounting standards with the standards of the leader standard setting body. That is to say, material (de facto) harmonization is concurrent formal (de jure) standardization (Tay&Parker 1990).

We have to emphasize that as mentioned in Turkey, harmonization should not be perceived as reducing the number of accounting methods or a uniform accounting system. Harmony means adopting the same method under the same circumstances (Van der Tas 1988, Archer et al. 1995).

DA

V 20

13/1

6

Doç. Dr. Figen ZAİF

Considering the developments in Turkey and the aforementioned assertions stated in the prior studies, (e.g. “by measuring material harmonization it is possible to determine the impact of accounting standards” (Van der Tas)), “the most suitable concept for measurement appears to be de facto harmonization, in the form of studies of De facto harmony over time” (Tay&Parker)”, De facto measurement harmonization is an increase in the degree of comparability” (Canibano&Mora 2000), we focused on material (de facto) harmonization in this study. Therefore, this study aimed to measure the embrace of accounting policies designated in IASs/IFRSs in Turkey.

3. PREVIOUS LITERATURE: DATA SOURCES AND METHODOLOGY

Early studies about harmonization have discussed the advantages and disadvantages of harmonization, the problems faced in harmonization process and the factors affecting the harmonization process (Choi&Muller 1992).

The empirical research has begun with Van der Tas (1988). The H, I and C indexes put forward by Van der Tas are the mostly used indexes in measuring both national and international harmonization. H and C indexes are mainly used for measuring nati onal harmonization.

H (Herlindahl) index (Van der Tas, 1988) measures harmonization weighting relative frequencies of alternative options against each other.

5    

3. PREVIOUS LITERATURE: DATA SOURCES AND METHODOLOGY

Early studies about harmonization have discussed the advantages and disadvantages of

harmonization, the problems faced in harmonization process and the factors affecting the

harmonization process (Choi&Muller 1992).

The empirical research has begun with Van der Tas (1988). The H, I and C indexes put

forward by Van der Tas are the mostly used indexes in measuring both national and

international harmonization. H and C indexes are mainly used for measuring national

harmonization.

H (Herlindahl) index (Van der Tas, 1988) measures harmonization weighting relative

frequencies of alternative options against each other.

∑=

=k

1i

2

ipH

k: number of alternative accounting policies

pi : the relative frequency of accounting method i

H index calculated results range between 0 and 1. H index closer to 1 means an increase in

the level of compliance. The advantage of H index is easy to calculate but this index does not

take multiple reporting into account. The C Index proposed by Van der Tas (Van der Tas 1988,

1992b) measures comparability of accounting information reported in financial statements and

disclosures on an item basis.

( )1nn

k

1j1x jx j

C−

∑=

=⎥⎦

⎤⎢⎣

⎡⎟⎠⎞

⎜⎝⎛

xj : The number of companies applying accounting method i

n: Total number of companies

k: The number of alternative accounting methods.

Van der Tas (1992a) has examined 154 companies’ operating in Europe financial statements

on the basis of deferred taxation by using C index and chi-square tests and has measured

positive impact of 4th Directive on individual accounts.

C index has been mostly used as a measurement tool for both global and national

comparability. On the other hand, I index proposed by Van der Tas (1988) has been used as a

measurement tool for international harmony.

Archer, Delvaille and McLeay (1995) discussed Van der Tas C index and improved C index

by separating into two components as “within the country” and “between country”

comparability index. Thus a single index has been decomposed to measure both national and

international harmony instead of two different indexes (C and I indexes).

k : number of alternative accounting policies

pi : the relative frequency of accounting method i

H index calculated results range between 0 and 1. H index closer to 1 means an increase in the level of compliance. The advantage of H index is easy to calculate but this index does not take multiple reporting into account. The C Index proposed by Van der Tas (Van der Tas 1988, 1992b) measures comparability of accounting information reported in financial statements and disclosures on an item basis.

DA

V 20

13/1

7

The Effects of Audit Firms and Parent Companies on Material Harmonization:A Perspective of Turkey

5    

3. PREVIOUS LITERATURE: DATA SOURCES AND METHODOLOGY

Early studies about harmonization have discussed the advantages and disadvantages of

harmonization, the problems faced in harmonization process and the factors affecting the

harmonization process (Choi&Muller 1992).

The empirical research has begun with Van der Tas (1988). The H, I and C indexes put

forward by Van der Tas are the mostly used indexes in measuring both national and

international harmonization. H and C indexes are mainly used for measuring national

harmonization.

H (Herlindahl) index (Van der Tas, 1988) measures harmonization weighting relative

frequencies of alternative options against each other.

∑=

=k

1i

2

ipH

k: number of alternative accounting policies

pi : the relative frequency of accounting method i

H index calculated results range between 0 and 1. H index closer to 1 means an increase in

the level of compliance. The advantage of H index is easy to calculate but this index does not

take multiple reporting into account. The C Index proposed by Van der Tas (Van der Tas 1988,

1992b) measures comparability of accounting information reported in financial statements and

disclosures on an item basis.

( )1nn

k

1j1x jx j

C−

∑=

=⎥⎦

⎤⎢⎣

⎡⎟⎠⎞

⎜⎝⎛

xj : The number of companies applying accounting method i

n: Total number of companies

k: The number of alternative accounting methods.

Van der Tas (1992a) has examined 154 companies’ operating in Europe financial statements

on the basis of deferred taxation by using C index and chi-square tests and has measured

positive impact of 4th Directive on individual accounts.

C index has been mostly used as a measurement tool for both global and national

comparability. On the other hand, I index proposed by Van der Tas (1988) has been used as a

measurement tool for international harmony.

Archer, Delvaille and McLeay (1995) discussed Van der Tas C index and improved C index

by separating into two components as “within the country” and “between country”

comparability index. Thus a single index has been decomposed to measure both national and

international harmony instead of two different indexes (C and I indexes).

xj : The number of companies applying accounting method i

n: Total number of companies

k: The number of alternative accounting methods.

Van der Tas (1992a) has examined 154 companies’ operating in Europe financial statements on the basis of deferred taxation by using C index and chi-square tests and has measured positive impact of 4th

Directive on individual accounts.

C index has been mostly used as a measurement tool for both global and national comparability. On the other hand, I index proposed by Van der Tas (1988) has been used as a measurement tool for international harmony.

Archer, Delvaille and McLeay (1995) discussed Van der Tas C index and improved C index by separating into two components as “within the country” and “between country” comparability index. Thus a single index has been decomposed to measure both national and international harmony instead of two different indexes (C and I indexes).

Composition of Archer, Delvaille and McLeay’s C index is as follows: National Harmony (Within-Country Comparability):

6    

Composition of Archer, Delvaille and McLeay’s C index is as follows: National Harmony

(Within-Country Comparability):

⎟⎠⎞

⎜⎝⎛

⎥⎥⎦

⎢⎢⎣

⎟⎟⎠

⎞⎜⎜⎝

−+

−=∑

∑ ∑

1itxitxi

i j 1ijx

ijx

C

xij j accounting method used in icountry

xit Total number of companies in i country

International Harmony (Between-Country Comparability):

⎟⎠⎞

⎜⎝⎛

⎥⎥⎦

⎢⎢⎣

⎟⎟⎠

⎞⎜⎜⎝

−=

∑ ∑

itxttxitxi

i j ijx

tjx

ijx

C

xij j accounting method used in icountry

xit Total number of companies in i country

xtj Total number of countries using j accounting method.

xtt Total number of companies in all countries.

These indices can be calculated for each accounting method. The overall comparability is

calculated by taking the weighted average of indices.

Archer, Delvaille and McLeay (1995) have examined 89 companies in 8 European countries

whose shares are traded internationally. They have proved that these companies are influenced

by both international and country-specific factors. Morris and Parker (1998) have investigated

the best index to measure of international harmonization. They have examined 10 countries and

determined that I index decreased with increasing number of countries while the C index

remained constant. This study also confirms Archer and McLeay’s work. Other authors Walton

(1992), Emenyonu and Gray (1992), McLeay, Neal and Tollington (1999), Yang&Lee (1994),

Cooke (1993) Garcia Benau (1995), Rahman, Perera and Ganeshanadam (1996), Krisement

(1997), Morris& Parker (1998), Canibano and Mora (2000) Garido, Leon and Zorio (2002) used

C index to measure both formal and material harmonization on the basis of accounting methods

like depreciation, goodwill, deferred taxation, foreign currency, fixed assets and etc.

Essentially, in order to gather around IASs/IFRSs in preparing financial statements, recent

research focuses on the link between formal and material harmonization. Rahman et al. (2002)

determined that harmonization of accounting standards between Australia and New Zealand has

increased the material harmonization degree. Nevertheless, although Chinese accounting

standards have fully been in compliance with IAS/IFRSs, the material harmonization degree is

low in China (Chen, Sun & Wang; 2002). The authors stated that the causes of lack of harmony

can be explained by the inadequate infrastructure of accounting and audit in China. These

findings are similar in Turkey. In Turkey, Karapınar (2001) aimed to measure the degree of

harmonization by using C index proposed by Archer, Delvaille and McLeay on the basis of

xij j accounting method used in icountry

xit Total number of companies in i country

International Harmony (Between-Country Comparability):

DA

V 20

13/1

8

Doç. Dr. Figen ZAİF

6    

Composition of Archer, Delvaille and McLeay’s C index is as follows: National Harmony

(Within-Country Comparability):

⎟⎠⎞

⎜⎝⎛

⎥⎥⎦

⎢⎢⎣

⎟⎟⎠

⎞⎜⎜⎝

−+

−=∑

∑ ∑

1itxitxi

i j 1ijx

ijx

C

xij j accounting method used in icountry

xit Total number of companies in i country

International Harmony (Between-Country Comparability):

⎟⎠⎞

⎜⎝⎛

⎥⎥⎦

⎢⎢⎣

⎟⎟⎠

⎞⎜⎜⎝

−=

∑ ∑

itxttxitxi

i j ijx

tjx

ijx

C

xij j accounting method used in icountry

xit Total number of companies in i country

xtj Total number of countries using j accounting method.

xtt Total number of companies in all countries.

These indices can be calculated for each accounting method. The overall comparability is

calculated by taking the weighted average of indices.

Archer, Delvaille and McLeay (1995) have examined 89 companies in 8 European countries

whose shares are traded internationally. They have proved that these companies are influenced

by both international and country-specific factors. Morris and Parker (1998) have investigated

the best index to measure of international harmonization. They have examined 10 countries and

determined that I index decreased with increasing number of countries while the C index

remained constant. This study also confirms Archer and McLeay’s work. Other authors Walton

(1992), Emenyonu and Gray (1992), McLeay, Neal and Tollington (1999), Yang&Lee (1994),

Cooke (1993) Garcia Benau (1995), Rahman, Perera and Ganeshanadam (1996), Krisement

(1997), Morris& Parker (1998), Canibano and Mora (2000) Garido, Leon and Zorio (2002) used

C index to measure both formal and material harmonization on the basis of accounting methods

like depreciation, goodwill, deferred taxation, foreign currency, fixed assets and etc.

Essentially, in order to gather around IASs/IFRSs in preparing financial statements, recent

research focuses on the link between formal and material harmonization. Rahman et al. (2002)

determined that harmonization of accounting standards between Australia and New Zealand has

increased the material harmonization degree. Nevertheless, although Chinese accounting

standards have fully been in compliance with IAS/IFRSs, the material harmonization degree is

low in China (Chen, Sun & Wang; 2002). The authors stated that the causes of lack of harmony

can be explained by the inadequate infrastructure of accounting and audit in China. These

findings are similar in Turkey. In Turkey, Karapınar (2001) aimed to measure the degree of

harmonization by using C index proposed by Archer, Delvaille and McLeay on the basis of

xij j accounting method used in icountry

xit Total number of companies in i country

xtj Total number of countries using j accounting method.

xtt Total number of companies in all countries.

These indices can be calculated for each accounting method. The overall comparability is calculated by taking the weighted average of indices.

Archer, Delvaille and McLeay (1995) have examined 89 companies in 8 European countries whose shares are traded internationally. They have proved that these companies are influenced by both international and country-specific factors. Morris and Parker (1998) have investigated the best index to measure of international harmonization. They have examined 10 countries and determined that I index decreased with increasing number of countries while the C index remained constant. This study also confirms Archer and McLeay’s work. Other authors Walton (1992), Emenyonu and Gray (1992), McLeay, Neal and Tollington (1999), Yang&Lee (1994), Cooke (1993) Garcia Benau (1995), Rahman, Perera and Ganeshanadam (1996), Krisement (1997), Morris& Parker (1998), Canibano and Mora (2000) Garido, Leon and Zorio (2002) used C index to measure both formal and material harmonization on the basis of accounting methods like depreciation, goodwill, deferred taxation, foreign currency, fixed assets and etc.

Essentially, in order to gather around IASs/IFRSs in preparing financial statements, recent research focuses on the link between formal and material harmonization. Rahman et al. (2002) determined that harmonization of accounting standards between Australia and New Zealand has increased the material harmonization degree. Nevertheless, although Chinese accounting standards have fully been in compliance with IAS/IFRSs, the material harmonization degree is low in China (Chen, Sun & Wang; 2002). The authors stated that the causes of lack of harmony can be explained by the inadequate infrastructure of accounting and audit in China. These findings are similar in Turkey. In Turkey, Karapınar (2001) aimed to measure the degree of harmonization by

DA

V 20

13/1

9

The Effects of Audit Firms and Parent Companies on Material Harmonization:A Perspective of Turkey

using C index proposed by Archer, Delvaille and McLeay on the basis of nearly nineteen accounting policies affecting income statement. According to this study, in spite of a significant high value of national harmonization, low international harmonization degree has been measured, which means there were significant differences in accounting policies between Turkey and other countries for the period 1998-2000. In yet another study (Karapınar and Zaif 2008), it is determined that the listed companies’ compliance with the regulations in effect concerning the presentation of the data in income statements is very low, and that some businesses even violate the regulations of the Capital Market Board in their various practices.

The measurement of auditing standards and process in accounting harmonization received less attention. Hussein et al. (1986) and Archer et al. (1989) determined the differences in audit reports by examining the audit reports in different countries. Garcia-Benau and Zorio (2004) investigated the trends of auditor’s reports on financial statements prepared according to IASs/IFRSs in European countries. According to Garcia-Benau and Zorio’s research, most of EU countries rarely comply with International Auditing Standards excluding Germany and Austria.

In this study, we looked into the effect of audit firms and the parent company as a decision maker on material harmonization.

4. EMPIRICAL STUDY

4.1. Sampling and Methods

In order to identify the role of auditing firms and parent companies in material harmonizations, the 27 companies listed in Istanbul Stock Exchange (ISE) 50 Index were examined. The ISE 50 index covers 50 companies operating in the field of manufacturing and financing. The financial institution (14), investment trusts (1) and corporate groups (8) were excluded from sampling list. Thus the 27 company’s financial statements and notes issued in 2005-2006 and 2007 were examined.

The topics examined in the research are as follows:

1. Presentation Method of Assets and Liabilities in Statement of Financial Position

2. Presentation method of Expenses in Statement of Comprehensive Income

3. Presentation method of Operating Cash Follows

4. Offsetting Differed tax assets and liabilities

DA

V 20

13/1

10

Doç. Dr. Figen ZAİF

5. Presentation of deferred tax

6. Presentation of Nature of cost of sales

7. Presentation of Nature of operating costs

8. Offsetting of Other operating cost and revenue

9. Presentation of interest income/expense

10. Presentation of the financial income/expense arising from subsequent measurement of financial assets/liabilities

11. Presentation of I the financial income/expense arising from subsequent measurement of financial assets/liabilities

12. Presentation of the financial income/expense subsequent measurement of financial assets/liabilities

13. Presentation of the impairment of trade receivables

14. Presentation of the write-downs of inventories to net realisable value

15. Presentation of share of the profit or loss of investments accounted for using the equity method

16. Presentation of discontinued operations

17. Presentation of dividends received in Cash Flow Statement

18. Presentation of interest income in Cash Flow Statement

19. Presentation of interest expense in Cash Flow Statement

In order to analyse the harmonization level of the companies under investigation, the financial statements and notes were examined with respect to topics listed in Appendix.

The selected questions are also used for testing the effect of parent company and auditing firms in national material harmonization. H index model is used for determining the harmonization level. H index is selected for measuring harmonization level in order to clarify the tendency of preferred accounting policies in first application of IAS/IFRSs. This research focuses on the effects of auditing firms and the parent company on national harmonization rather than multiple reporting and comparability.

DA

V 20

13/1

11

The Effects of Audit Firms and Parent Companies on Material Harmonization:A Perspective of Turkey

8    

13. Presentation of the impairment of trade receivables

14. Presentation of the write-downs of inventories to net realisable value

15. Presentation of share of the profit or loss of investments accounted for using the equity

method

16. Presentation of discontinued operations

17. Presentation of dividends received in Cash Flow Statement

18. Presentation of interest income in Cash Flow Statement

19. Presentation of interest expense in Cash Flow Statement

In order to analyse the harmonization level of the companies under investigation, the

financial statements and notes were examined with respect to topics listed in Appendix.

The selected questions are also used for testing the effect of parent company and auditing

firms in national material harmonization. H index model is used for determining the

harmonization level. H index is selected for measuring harmonization level in order to clarify

the tendency of preferred accounting policies in first application of IAS/IFRSs. This research

focuses on the effects of auditing firms and the parent company on national harmonization

rather than multiple reporting and comparability.

! = !!!!

!!!

k: number of alternative accounting policies

pi: the relative frequency of accounting method i

Therefore the H index is drawn on identifying the material harmonization on the basis of

parent company, auditing firms, parent company-auditing firms. The hypotheses stated below

are selected to prove material harmonisation.

H1= parent companies cause an increase in the level of harmonization,

H2= auditing firms cause an increase in the level of harmonization and

H3= companies run by a parent company audited by same auditing firm cause an

increase in the level of harmonization

Table 1 illustrates the companies, parent companies and the auditing firms of the sampling

list.

k: number of alternative accounting policies

pi: the relative frequency of accounting method i

Therefore the H index is drawn on identifying the material harmonization on the basis of parent company, auditing firms, parent company-auditing firms. The hypotheses stated below are selected to prove material harmonisation.

H1= parent companies cause an increase in the level of harmonization,

H2= auditing firms cause an increase in the level of harmonization

and

H3= companies run by a parent company audited by same auditing

firm cause an increase in the level of harmonization

Table 1 illustrates the companies, parent companies and the auditing firms of the sampling list.

Table 1. List of Companies and Auditing Firms

Auditing Firms Companies Parent Company

Deloitte Aygaz Koc

Deloitte EreğliDemirCelik Other

Deloitte Petrol Ofisi Dogan

Deloitte Şişe Cam İş

Deloitte Trakya Cam İş

Deloitte Turcas Petrol Other

Deloitte ÜlkerGıda Other

Ernst&Young (E&Y) Akçansa Sabancı

E&Y AnadoluEfes Other

E&Y Enkaİnşaat Other

E&Y Tofaş Otomotiv Fabrikası Koc

Grant Thornton Vestel Other

KPMG Turkcell Other

Price Waterhouse Coopers (PWC) Arçelik Koc

PWC Eczacıbaşıİlaç Other

PWC Ford Otosan Koc

DA

V 20

13/1

12

Doç. Dr. Figen ZAİF

PWC HürriyetGzt. Dogan

PWC Migros Koc

PWC Tüpraş State

PWC DoğusOtomotiv Dogan

Other İzmir DemirÇelik Other

Other Kardemir (D) Other

Other Kartonsan Other

Other Park Elek. Madencilik Other

Other Petkim State

Other Türk HavaYolları State

Other KozaDavetiye Other

The distribution of the companies based upon auditing firms and parent companies is listed in Table 2.

Table 2. Range of Companies

A u d i t i n g Firms

Number of Companies

%Parent

CompanyNumber of Companies

%

Deloitte 7 0,26 Koc 5 0,19

E&Y 4 0,15 State 3 0,11

PWC 7 0,26 Dogan 3 0,11

KPMG 1 0,04 İş 2 0,07

Grant Thornton

1 0,04 Sabancı 1 0,04

Others 7 0,26 Others 13 0,48

Total 27 1,00 Total 27 1,00

The range of examined companies based upon parent company and auditing firms is as follows:

Table 3. Range of Companies by Auditing Firms

Parent/Auditing Firms PWC Deloitte E&Y KPMG Grant Other Total

Koc 3 1 1 - - - 5

State 1 - - - - 2 3

Dogan 2 1 - - - - 3

İş 0 2 - - - - 2

Sabancı - - 1 - - - 1

Other 1 2 2 1 0 6 13

DA

V 20

13/1

13

The Effects of Audit Firms and Parent Companies on Material Harmonization:A Perspective of Turkey

4.2. Findings

The financial statements issued in 2005-2006-2007, the first adoption period of accounting standards, were chosen for analysis, in order to determine the effect of parent companies and auditing companies on harmonization level.

Table 4. Presentation of Financial Statements

Financial Statement MethodsNumber of companies

Which method is used in presentation of the assets and liabilities?

Current-Noncurrent

27

Which method is selected for presentation of expenses?

Function 27

Which method is selected in reporting cash flows from operating activities?

Indirect 27

All firms have presented assets/liabilities on the basis of current and non-current assets, and all of them have classified expenses based on function (Table 4). The Indirect method has been preferred in reporting cash flows from operating activities (Table 4).

Table 5. Presentation of Deferred Tax Assets/Liabilities

Questions Answers %

Yes No Yes No

Are deferred tax asset and liabilities offset?

11 15 %41 %56

Non-Current Current

In which part of the statement is the deferred tax reported?

26 1 %96 %4

%41 of companies has offset deferred tax assets and liabilities. However %56 of companies have reported both deferred tax assets and liabilities in statement of financial position. Nearly all of the companies disclosed the differed tax and liabilities as non-current assets/liabilities in statement of financial position (Table 5).

DA

V 20

13/1

14

Doç. Dr. Figen ZAİF

Table 6. Presentation of Nature of Expenses

Questions Number of companies %

Yes No Yes No

Is the additional information about the nature of cost of sales reported?

12 15 %44 %56

Is other operating income offset? 1 26 %3 %97

Questions Number of companies %

Income Statement

Notes

Is the information about the nature of operating costs presented in either in the income statement or in the notes?

18 9 %67 %33

While the %56 of companies have reported about the nature of cost of sales, the %67 have reported nature of operating activities cost. Almost all of the companies have reported other operating income separately (Table 6).

Table 7. Presentation of Interest Income/Expense

Questions Number of companies %

Only Expense

Both Offsetting Only

ExpenseBoth Offsetting

Which accounting policy was chosen for interest income and expense?

18 9 0 %67 %33 0

Deducting interest income from interest expense, % 67 of the companies report interest cost. 33% of companies show interest expenses separately from interest income on the face of comprehensive income statement. In those companies, interest income is reported in the line of other operating income (Table 7).

Whereas %67 of the examined companies have disclosed the financial income and expense arising from the difference between the previous carrying amount and fair value of financial assets/liabilities separately in trade receivables/payables, %52 of them have disclosed in notes the interest income and expense arising from subsequent measurement financial assets/liabilities.

DA

V 20

13/1

15

The Effects of Audit Firms and Parent Companies on Material Harmonization:A Perspective of Turkey

Table 8. Presentation of Financial Income/Expense Arising From Subsequent Measurement of Financial Assets/Liabilities

Questions Answers %

Yes No Yes No

Are financial income /expense reported in receivables/payables?

16 10 %60 %40

Are financial income and expense reported separately in statement of comprehensive income?

13 14 %48 %52

Table 9. In Which Part of Income Statement Are The Financial Income and Expense Arising From Difference Between The Previous Carrying Amount and Fair Value Of Financial Assets/Liabilities Reported?

Answers Number of companies %

Operating Activity 1 %3

Other operating activity 8 %30

Financial Income/Expense 4 %15

No disclosure 14 %52

The financial income/expense arising from subsequent measurement of financial asset is reported in different sections. %30 of them have reported as other operating activity, %15 of them have reported as financial activity. A noteworthy point is that %52 of them have disclosed no information either in statements or in the notes even though they have measured the financial assets/liabilities at amortised cost (Table 9).

Table 10. In Which Part of Comprehensive Income Is The Impairment of Trade Receivables Reported?

Answers Number of companies %

Operating Costs 4 %15

Other operating costs 16 %60

Other 4 %15

No disclosure 3 %10

DA

V 20

13/1

16

Doç. Dr. Figen ZAİF

Table 11. Where Are The Write-Downs of Inventories To Net Realisable Value Reported?

Answers Number of companies %

Cost of Goods Sold 0 %0

Operating Costs 1 %3

Other Operating Costs 6 %22

No disclosure 9 %33

%60 of the researched companies preferred to classify the impairment of trade receivables as other operating costs (Table 10) and the write-downs of inventories are classified as other operating costs (Table 11).

Table 12. Presentation of Share Of The Profit or Loss Of Investments Accounted For Using The Equity Method

AnswersNumber of Companies

%

Separately 2 %7

As Other Operating Income 14 %52

No disclosure 1 %3

Although the profit/loss of the period shall include share of the profit or loss accounted for using the equity method in accordance with the provisions of the IAS/IFRSs, only 2 companies have reported the share of profit/loss separately. %52 of the companies have disclosed it as other operating profit/loss (Table 12).

Table 13. Where Is Discontinued Operations Reported In Income Statement?

Answers Number of companies %

Separately from continuing operations 1 %4

In disclosures 2 %7

No disclosure 24 %89

%89 of the companies have presented no disclosure either in statement or notes (Table 13).

DA

V 20

13/1

17

The Effects of Audit Firms and Parent Companies on Material Harmonization:A Perspective of Turkey

Table 14. Classification of Interest and Dividends Received and Paid

Operating % Investing % Financing %

Where is the dividends received reported in Cash Flow Statement?

17 %63 8 %30 2 %7

Where is the interest income reported in Cash Flow Statement?

8 %30 9 %33 10 %37

Where is the interest expense reported in Cash Flow Statement?

11 %41 0 - 16 %59

The presentation of cash flows from interest and dividends received and paid are summarized in Table 13. It is observed that %63 of the companies have preferred classifying dividends received as operating cash flows. The interest received has been reported as operating cash follows, and investing cash flows and financing cash follows. 41% of the companies has preferred presentation of interest paid as financing cash flows.

The H index was calculated to determine the general harmonization level of companies. To verify the hypotheses of the study following harmonization levels were calculated:

- The harmonization level of companies run by a parent company and

- The harmonization level of companies audited by an auditing company and;

- The harmonization level of companies which are both run by a parent company and audited by an auditing company.

H indexes are shown in Table 15 and Table 16.

Table 15. Harmonization Level by Parent Companies

Parent Company Total Koc Dogan Isbank State Others

Number of companies 27 5 3 2 3 14

Harmonization Level

Total Koc Dogan Isbank State Others

Presentation Method of Assets and Liabilities in Statement of Financial Position

1 1 1 1 1 1

Presentation method of Expenses in Statement Of Comprehensive Income

1 1 1 1 1 1

Presentation method of Operating Cash Follows

1 1 1 1 1 1

Offsetting Differed tax assets and liabilities 0,48 0,68 0,55 1 0,55 0,50

Presentation of deferred tax 0,93 0,68 0,55 1 0,55 0,86

Presentation of Nature of cost of sales 0,51 0,68 0,55 1 0,55 0,51

Presentation of Nature of operating costs 0,56 0,52 1 0,5 0,55 0,59

Offsetting of Other operating cost and revenue 0,93 1 1 1 0,55 1

Presentation of interest income/expense 0,56 0,68 1 0,5 1 0,59

Presentation of the financial income/expense arising from subsequent measurement of financial assets/liabilities

0,53 0,68 0,50 1 1 0,51

Presentation of I the financial income/expense arising from subsequent measurement of financial assets/liabilities

0,50 1 0,50 1 0,55 0,54

Presentation of the financial income/expense subsequent measurement of financial assets/liabilities

0,48 0 1 1 1 0,5

Presentation of the impairment of trade receivables

0,46 0,44 0,55 1 0,55 0,39

Presentation of the write-downs of inventories to net realisable value

0,46 0,44 0,55 1 0,55 0,31

Presentation of share of the profit or loss of investments accounted for using the equity method

0,7 0,36 0,55 1 0,55 0,48

Presentation of discontinued operations 0,38 0,68 1 1 1 0,62

Presentation of dividends received in Cash Flow Statement

0,48 0,44 1 0,5 1 0,5

Presentation of interest income in Cash Flow Statement

0,34 0,52 0,55 0,5 0,55 0,36

Presentation of interest expense in Cash Flow Statement

0,52 0,68 1 1 0,55 0,51

Total Harmonization Level 0,51 0,58 0,67 0,74 0,63 0,51

According to the findings outlined in Table 15 general harmonization

level of companies is about % 51. The highest harmonized accounting policies are at the presentation method of financial statements whereas the lowest level is in presentation of interest income in Cash Flow Statement. In addition to this, the harmonization level of presentation of deferred tax is %93.

13 of the companies in the study are run by four different parent companies. The highest general hamonization level (%74) occurs for the companies run by Isbank Group whereas the lowest level (%58) arises for the companies run by Koc Group. l

This finding verifies the H1 hypothesis. Decisions of parent company about accounting policy cause an increase in harmonization level. In other words, the parent company has influence on determining accounting policy of its subsidiaries.

Taken as a group of companies audited by same auditing firms, the harmonization level of the companies audited by PWC is %62, Deloitte is %58 (Table 16). The highest harmonized accounting policies are at the presentation method of financial statements for all companies audited by PWC, Deloitte and EY. Whereas the lowest level is in presentation of the write-downs of inventories and share of profit/loss of investments accounted for using the equity method for the companies audited by PWC. Relatively, for the companies audited by Deloitte the lowest harmonized accounting policy is presentation of the write-downs of inventories.

Comparing with general harmonization level of %51, the harmonization level on the basis of auditing firms tends to increase. These findings confirm the H2 hypothesis.

DA

V 20

13/1

20

Doç. Dr. Figen ZAİF

Table 16. The Harmonization Level of Auditing Firms

Auditing Firms PWC Deloitte EY

Number of companies 7 7 4

Harmonization Level

PWC Deloitte EY

Presentation Method of Assets and Liabilities in Statement of Financial Position 1 1 1

Presentation method of Expenses in Statement Of Comprehensive Income 1 1 1

Presentation method of Operating Cash Follows 1 1 1

Offsetting Differed tax assets and liabilities 0,59 0,75 0,5

Presentation of deferred tax 1 1 1

Presentation of Nature of cost of sales 1 0,51 1

Presentation of Nature of operating costs 0,59 0,59 0,62

Offsetting of Other operating cost and revenue 1 1 1

Presentation of interest income/expense 0,51 0,51 0,5

Presentation of the financial income/expense arising from subsequent measurement of financial assets/liabilities

1 0,75 0,62

Presentation of I the financial income/expense arising from subsequent measurement of financial assets/liabilities

1 0,75 1

Presentation of the financial income/expense subsequent measurement of financial assets/liabilities N/A 0,5 N/A

Presentation of the impairment of trade receivables 0,39 0,75 0,5

Presentation of the write-downs of inventories to net realisable value 0,35 0,39 0,62

Presentation of share of the profit or loss of investments accounted for using the equity method 0,35 0,55 0,5

Presentation of discontinued operations 1 0,43 1

Presentation of dividends received in Cash Flow Statement 0,42 0,59 0,62

Presentation of interest income in Cash Flow Statement 0,51 0,42 0,37

Presentation of interest expense in Cash Flow Statement 1 0,75 0,62

Total 0,62 0,58 0,59

Table 17 and 18 consisting of the H index is calculated on the basis of parent company-auditing firm. That is to say, H index is calculated based upon the companies run by a parent company audited by same auditing firm. In table 16, the harmonization level of companies in Koc

DA

V 20

13/1

21

The Effects of Audit Firms and Parent Companies on Material Harmonization:A Perspective of Turkey

Group audited by PWC is indicated. Koc Group consists of 5 companies and 3 of these 5 companies are audited by PWC. While the general harmonization level of Koc Group is % 62, the general harmonization level of 3 companies audited by PWC is up to % 63.

Table 17. The Harmonization Level of PWC- Koc Group

Auditing Firm PWC

Number of companies 3

The number of companies in Koc Group 5

Harmonization Level

Presentation Method of Assets and Liabilities in Statement of Financial Position

1

Presentation method of Expenses in Statement Of Comprehensive Income

1

Presentation method of Operating Cash Follows 1

Offsetting Differed tax assets and liabilities 0,55

Presentation of deferred tax 1

Presentation of Nature of cost of sales 1

Presentation of Nature of operating costs 0,55

Offsetting of other operating cost and revenue 1

Presentation of interest income/expense 0,55

Presentation of the financial income/expense arising from subsequent measurement of financial assets/liabilities

1

Presentation of I the financial income/expense arising from subsequent measurement of financial assets/liabilities

1

Presentation of the financial income/expense subsequent measurement of financial assets/liabilities

0

Presentation of the impairment of trade receivables 0,55

Presentation of the write-downs of inventories to net realisable value

0,33

Presentation of share of the profit or loss of investments accounted for using the equity method

0,55

Presentation of discontinued operations 1

Presentation of dividends received in Cash Flow Statement 0,33

Presentation of interest income in Cash Flow Statement 0,55

Presentation of interest expense in Cash Flow Statement 1

Total 0,63

DA

V 20

13/1

22

Doç. Dr. Figen ZAİF

The previous conclusion can be drawn for the companies run by Dogan group as well. According to the sampling list, Dogan Group consists of 3 companies and 2 of these companies are audited by PWC. The general harmonization level of Dogan Group is %67 (Table 15), the harmonization level of PWC is %70 (Table 16).

With respect to the third hypothesis, we expect an increase in harmonization level of these 2 companies audited by PWC. The harmonization level of %70 confirms the hypothesis. Therefore we can say that, companies decisions in selecting accounting policies are effected by both parent company and auditing firms.

Table 18. The Harmonization Level of PWC- Dogan Group

Auditing Firm PWC

Number of companies 2

The number of companies in Koc Group 3

Harmonization Level

Presentation Method of Assets and Liabilities in Statement of Financial Position

1

Presentation method of Expenses in Statement Of Comprehensive Income

1

Presentation method of Operating Cash Follows 1

Offsetting Differed tax assets and liabilities 0,5

Presentation of deferred tax 1

Presentation of Nature of cost of sales 1

Presentation of Nature of operating costs 1

Offsetting of other operating cost and revenue 1

Presentation of interest income/expense 1

Presentation of the financial income/expense arising from subsequent measurement of financial assets/liabilities

1

Presentation of I the financial income/expense arising from subsequent measurement of financial assets/liabilities

1

Presentation of the financial income/expense subsequent measurement of financial assets/liabilities

Presentation of the impairment of trade receivables 0,5

Where are Presentation of the write-downs of inventories to net realisable value

1

DA

V 20

13/1

23

The Effects of Audit Firms and Parent Companies on Material Harmonization:A Perspective of Turkey

Presentation of share of the profit or loss of investments accounted for using the equity method

1

Presentation of discontinued operations 0

Presentation of dividends received in Cash Flow Statement 1

Presentation of interest income in Cash Flow Statement 0,5

Presentation of interest expense in Cash Flow Statement 1

Total 0,70

5. CONCLUSION

The objective of this study is to find out the effects of parent companies and auditing firms in the process of choosing accounting policies by examining the harmonization level.

For this purpose, 2005-2006 and 2007 periods, which is the first adoption period, were chosen for analysis. Before 2005, the companies and auditing firms obliged to choose the accounting policies designed in national legislations. Since the period starting with 2005, TCMB has required listed companies to prepare the financial statements and reports according to the IAS/IFRSs. By applying IAS/IFRSs Turkish listed companies faced with the fact of choosing accounting policies.

Therefore, the research is conducted on Turkish companies listed in ISE 50. By comparing general harmonization level with harmonization level based upon auditing firms- parent company, we aimed to observe the influence of auditing firms and parent company in choosing accounting policies.

Findings indicate that the general harmonization level tends to an increase on the basis of parent company. Another finding is that the harmonization level of the companies audited by same auditing firms increased, which means the auditing firms are effective in choosing accounting policies in Turkey. We further observed that the both parent companies and auditing firms have influenced choosing accounting policies of subsidiaries.

DA

V 20

13/1

24

Doç. Dr. Figen ZAİF

6. REFERENCES

Archer, S., S. McLeay, and J. Dufour (1989). Audit Reports on Financial Statements of European Multinational Companies: A Comparative Study, London, England, The Institute of Chartered Accountants in England and Wales

Archer, Simon, P. Delvaille& S. Macleay (1995). The Measurement of Harmonization and the Comparability of Financial Statement Items: Within-Country and Between-Country Effects, Accounting and Business Research, XXV, 98:67-80.

Archer, G. S. H., Delvaille, P. &Mcleay, S. J. (1996). A statistical model of International accounting harmonization’, Abacus, Vol. 32, No. 1, pp. 1–29. Cañibano, L. & Mora, A. (2000). Evaluating The Statistical Significance Of The Facto Accounting Harmonization: A Study of European Global Players, The European Accounting Review, Vol. 9, No. 3, pp. 349-369.

Chen, S., Sun, Z. & Wang, Y. (2002). Evidence From China On Whether Harmonized Accounting Standards Harmonize Accounting Practices, Accounting Horizons, Vol. 16, No. 3, pp. 183–197

Choi, F. D. And G. G. Mueller (1992). International Accounting, 2. Edition, Englewood Cliffs, Prentice-Hall.

Choi, F.D.S. $ R.M. Levich (1991). International Accounting Diversity: Does It Affect Market Participants?, Financial Analysts Journal, 47 (4): 73-82

Cooke, T.E (1993). The Impact of Accounting Principles on Profits: The US versus Japan, Accounting and Business Research, XXII, 92:460-476.

Emenyonu, N. Emmanuel & S.J. Gray (1992). EC Accounting Harmonization: An Empirical Study of Measurement Practice in France, Germany and the UK”: Accounting and Business Research, XXII, 89: 49-58.

Garcia-Benau&Zorio (2004). Audit Reports on Financial Statements Prepared According to IASB Standards: Empirical Evidence from the European Union, International Journal of Auditing, Vol. 8, pp. 237-252.

Garrido, P., León, A. &Zorio, A. (2002). Measurement Of Formal Harmonization Progress: The IASC Experience, The International Journal of Accounting, Vol. 37, No. 1, pp. 1–26.

Herman Don & W. Thomas (1995). Harmonization of Accounting Measurement Practice in the European Community, Accounting and Business Research, Vol.25, No. 100, pp. 253–265.

DA

V 20

13/1

25

The Effects of Audit Firms and Parent Companies on Material Harmonization:A Perspective of Turkey

Hora, Judith A., Tondkar, Rasoul H., Adhikari, Aj Ay (1997). International Accounting Standards in Capital Markets, Journal of International Accounting Auditing & Taxation, 6(2): 17 I- 190

Hussein, M. E., V. Bavishi, and J. S. Gangolly( 1986). International similarities and differences in the auditor’s report. Auditing: A Journal of Practice and Theory (Fall): 124-133

IOSCO (2000). IASC Standards: Assessment Report, May, http://www.losco-org/pubdocs/pdf/IOSCOPD109.pdf

Karapinar, Aydin (2001). ¨UlkemizinMuhasebePolitikalarıAcısındanUlusal ve UluslararasıUyumu”, MuhasebeBilimDunyasıDergisi, Cilt:3, Sayı 1: 95–110.

Karapinar, A. and F. Zaif (2008). “SPK DuzenlemeleriAcısındanGelirTablosundaYer Alan BilgilerinSunumu ve ˙IMKB’deBir ˙Inceleme”, MuhasebeBilimDunyasıDergisi, Cilt:10, Sayı 2: 2008: 25–54.

Krisement, V. (1997). An approach for measuring the degree of comparability of financial accounting information’, The European Accounting Review, Vol. 6, No. 3, pp. 465–485.

McLeay, S., Neal, D. &Tollington, T. (1999). International Standardization And Harmonization’s New Measurement Technique, Journal of International Financial Management and Accounting, Vol. 10, No. 1, pp. 42–70.

Morris, R. D. & Parker, R. H. (1998). International Harmony Measures Of Accounting Policy: Comparative Statistical Properties, Accounting and Business Research, Vol. 29, No. 1, pp. 73–86.

Rahman A., Perera, H. &Ganeshanandam, S. (1996). Measurement Of Formal Harmonization In Accounting: An Exploratory Study, Accounting and Business Research, Vol.26, No.4, pp.325-339.

Rahman A., Perera, H. &Ganeshanandam, S. (2002). Accounting Practice Harmony, Accounting Regulation And Firm Characteristics, Abacus, Vol.38,No. 1, PP.46-77

Tay, J. S. W. & Parker, R. H. (1990). Measuring International Harmonization and Standardization, ABACUS, Vol. 26. No. 1

Van Der Tas, L. G. (1988). Measuring Harmonization Of Financial Reporting Practice, Accounting and Business Research, Vol. 18, No. 70, pp. 157–169.

Van Der Tas, L. G. (1992a). Evidence of EC Financial Reporting Practice Harmonization, European Accounting Review, Vol. 1, pp. 69–104.

DA

V 20

13/1

26

Doç. Dr. Figen ZAİF

Van Der Tas, L. G. (1992b). Measuring International Harmonization: A Comment, Abacus, Vol. 28, No. 2, Pp. 211–216.

Van Der Tas, L.G. (1998). Measuring Harmonization of Financial Reporting Practice, Accounting and Business Research, XVIII, 70, 158

Walton, Peter (1992). Harmonization of Accounting in France and Britain: Some Evidence, Abacus, XXIIX, 2: 186-199.

Yang, D.C &C.B.Lee (1994). An Empirical Analysis of Pan-Pacific Accounting Practices in the 1970’s, Advances in International Accounting, 6: 133-145.

DA

V 20

13/1

27

The Effects of Audit Firms and Parent Companies on Material Harmonization:A Perspective of Turkey

Appendix: Research Topics

1. Which method is used in presentation of the assets and liabilities?

a) Current-Non Current b) Liquidity

2. Which method selected for presentation of expenses?

a) Function b) Nature

3. Which method selected in reporting cash flows from operating activities?

a) Direct b) Indirect

4. Are the deferred tax assets and liabilities offset each other?

a) Yes b) No

5. In which part of the statement of financial position is the differed tax assets/liability reported?

a) Current b) Non-Current c) Both

6. Is the additional information about the nature of cost of sales reported?

a) Yes b) No

7. Is the information about the nature of operating costs presented in either in the income statement or in the notes?

a) The income statementb) The notes

8. Is other operating cost offset?

a) Yes b) No

9. Which accounting policy was chosen for financial income/expenses?

a) Only Expense reported b) Offset

10. Are the financial income and expense arising from the difference between the carrying amount and fair value of financial assets/liabilities disclosed in receivables/payables?

a) Yes b) No

11. Are the financial income and expense arising from the difference between the previous carrying amount and fair value of financial assets/liabilities disclosed in income statement?

a) Yes b) No

DA

V 20

13/1

28

Doç. Dr. Figen ZAİF

12. In which part of income statement are the financial income and expense arising from difference between the previous carrying amount and fair value of financial assets/liabilities reported?

a) Operating Activity

b) Other operating activity

c) Financial Income/Expense

13. In which part of comprehensive income is the impairment of trade receivables reported?

a) Operating Costs

b) Other operating costs

c) No disclosure

14. Where are the write-downs of inventories to net realisable value reported?

a) Cost of Goods Sold b) Operating Costs

c) Other operating Costs d) No disclosure

15. Where is the share of the profit or loss of investments accounted for using the equity method?

a) Separately b) As other Income c) No disclosure

16. Where is discontinued operations reported in Income Statement?

a) Separately from continuing operations

b) In disclosures

c) No disclosure

17. Where is the dividends received reported in Cash Flow Statement?

a) Operating b) Investing c) Financing

18. Where is the interest income reported in Cash Flow Statement?

a) Operating b) Investing c) Financing

19. Where is the interest expense reported in Cash Flow Statement?

a) Operating b) Investing c) Financing

DA

V 20

13/1

29

MUHASEBE HATA VE HİLELERİNİN ORTAYA

ÇIKARILMASINDA BAĞIMSIZ DENETÇİLERİN

SORUMLULUĞUNU ETKİLEYEN FAKTÖRLERE İLİŞKİN

ALGILAMALARI

Yrd. Doç. Dr. Canol KANDEMİR*

Yrd. Doç. Dr. Şenol KANDEMİR**

ÖZ

Bağımsız denetimin halka açık şirketler için zorunlu hale getirildiği 1930’lardan bu yana hata ve hilelerin ortaya çıkarılması bağımsız denetimin ana sorumluluklarından birisi olmuştur, ancak zaman içinde bu sorumluluk finansal tabloların önemli yanlışlıklar içermediği konusunda makul güvence vermeye dönüştürülmüştür. Söz konusu sorumluluk en iyi biçimde yasal dü-zenlemeler, mevcut denetim uygulamaları, kamunun beklentileri ve bağımsız denetçilerin algılamaları çerçevesinde tanımlanabilir. Dolayısıyla kapsayıcı bir tanıma ulaşabilmek amacıyla tamamlayıcı bir çalışma olarak bağımsız denet-çilerin bu konu ile ilgili algılamalarının sorgulanmasına yönelik bir anket ger-çekleştirilmiştir. Yürürlükteki denetim mevzuatına göre bağımsız denetçilerin muhasebe hata ve hilelerinin ortaya çıkarılmasına ilişkin açık bir sorumluluğu bulunmamakla birlikte yapılan bu çalışma finansal bilgi kullanıcıları tarafından ortaklaşa paylaşılması ve gerekli kaynak ve maddî altyapının tahsis edilmesi durumunda Türk denetçilerinin hata ve hilelerinin ortaya çıkarılması konusun-da daha fazla sorumluluk üstlenme eğiliminin arttığını ortaya koymaktadır.

Anahtar Kelimeler: Muhasebe Hata ve Hilelerinin Ortaya Çıkarılması, Bağımsız Denetçilerin Sorumluluğu, Denetim Beklenti Boşluğu, Denetim Ücretleri

JEL Sınıflandırması: M41, M42

* Çağ Üniversitesi, İktisadî ve İdarî Bilimler Fakültesi, [email protected] ** Çağ Üniversitesi, İktisadî ve İdarî Bilimler Fakültesi, [email protected]

DA

V 20

13/1

30

Yrd. Doç. Dr. Canol KANDEMİR - Yrd. Doç. Dr. Şenol KANDEMİR

AUDITORS’ PERCEPTIONS REGARDING THE FACTORS EF-FECTING THEIR RESPONSIBILITY IN DETECTING ACCOUN-TING ERRORS AND FRAUDS

ABSTRACT

Detecting errors and frauds has been one of the primary responsibilities of external audit since 1930s during which the audit of public companies was made mandatory, but from that time on this responsibility has been transformed into giving reasonable assurance that financial statements are free of material misstatements. The detection responsibility could best be defined within the framework of relevant regulations, current audit practices, the expectations of the public, and the perceptions of auditors themselves. Thus, as a complementary study to reach a comprehensive definition a questionnaire survey was made to probe particularly the perceptions of auditors about this issue. By existing auditing legislation, though auditors do not explicitly have any responsibility for detecting accounting errors and frauds, this survey revealed that in case the responsibility is jointly shared by all financial information users and also adequate sources and infrastructure are assigned to implementing a comprehensive audit, the Turkish auditors’ tendency to take more responsibility begins to rise.

Keywords: Detecting Accounting Errors and Frauds, Auditors’ Responsibility, Audit-Expectation Gap, Audit Fees

JEL Classification: M41, M42

1. GİRİŞ

Bağımsız denetçilerin muhasebe hilelerinin önlenmesinde herhangi bir görevi ve sorumluluğu bulunmamaktadır. Önleme görevi tamamen işletme yönetimine ait bir sorumluluktur ve işletme yönetimi bu sorum-luluğu temel olarak hileleri tanıyabilecek ve fark edilmesini sağlayabi-lecek bir iç kontrol sistemi kurarak yerine getirmektedir. İç denetçilerin ve diğer personelin hileler ve bunların önlenmesi konusunda eğitilmesi de yönetimin görevleri arasında yer almaktadır. Aynı şekilde dünya uy-gulamalarında çok etkili olduğu anlaşılan anonim ihbar hatları kurmak ve işletmek, kurumsal yönetim uygulamaları, etik kurumsal kültür bu kapsamda ele alınmaktadır. Bağımsız denetimin hileleri önleme müca-delesine katkısı yaptığı kendi iç kontrol değerlendirmelerini, yönetimin iç kontrol sistemi konusundaki değerlendirmelerine yönelik görüşlerini ve denetim çalışmaları sırasındaki gözlemlerini denetim komitesine ak-

DA

V 20

13/1

31

Muhasebe Hata ve Hilelerinin Ortaya Çıkarılmasında Bağımsız Denetçilerin Sorumluluğunu Etkileyen Faktörlere İlişkin Algılamaları

tarmak ve gelecek dönemlerdeki denetim çalışmalarında düzeltmeler ya da geliştirmeler yapılıp yapılmadığını izlemek biçiminde olabilmek-tedir.

Bağımsız denetçilerin muhasebe hata ve hilelerinin ortaya çıkarıl-masındaki rolü ve sorumluluğu ise muhasebe ve denetim yazınındaki en tartışmalı konulardan birisi olagelmiştir. Bu çerçevede bağımsız de-netçilerin özellikle muhasebe hilelerinin ortaya çıkarılması konusunda-ki sorumluluklarını etkileyen faktörler ile ilgili algılamaları ile kendile-rini ne dereceye kadar sorumlu gördüklerinin belirlenmesi anlamlı bir ilk adım oluşturabilecektir. Yapılan çalışma ile bağımsız denetçilerin muhasebe hilelerinin ortaya çıkarılması sorumluluğunu halihazırda na-sıl tanımladığı, söz konusu sorumluluğu daha etkili bir biçimde yerine getirebilmek ve muhasebe hilelerinin önlenmesi ve ortaya çıkarılma-sında etkinliği arttırmak için ne gibi öneriler geliştirdiği ve sorumlulu-ğun arttırılması konusundaki görüşleri bir eğilim yoklaması yapılarak ortaya konulmuştur. Bağımsız denetçilerin algılamalarının doğru bir biçimde saptanması ve tartışmaya açılması kamuoyunun denetimden gerçekçi beklentiler içinde olmasına, bir anlamda muhasebe hilelerinin ortaya çıkarılması görevinde hiçbir kurumun tam olarak üstlenmediği ya da sahip çıkmadığı alanları simgeleyen denetim beklenti boşluğunun daraltılmasına ve hata ve hilelerin daha kolay yapılabileceği söz konusu boşluğun kapatılmasına ya da sınırlandırılmasına yardımcı olabilecek-tir.

Çalışma temel olarak muhasebe hilelerinin ortaya çıkarılmasındaki sorumluluğunu tanımlamak ve bu konudaki sorumluluk sınırlarını açık bir biçimde belirlemek amacıyla Türkiye’de faaliyet gösteren bağım-sız denetim kuruluşlarının görüş ve önerilerini almayı amaçlamaktadır. Başka bir anlatımla, bağımsız denetçilerin muhasebe hilelerinin ortaya çıkarılması konusunu bireysel sorumluluklar çerçevesinde mi, yoksa ortak sorumluluk çerçevesinde mi ele aldığı ve muhasebe hilelerinin yapıldığı skandallarda hangi kurumları sorumlu gördüğü ve bu arada kendi sorumluluk paylarını nasıl değerlendirdikleri ortaya konulmak istenmektedir. Söz konusu temel amaçlar yanında söz konusu sorum-luluğun yerine getirilmesini dolaylı ya da dolaysız biçimde etkileyebi-lecek birtakım faktörler konusundaki eğilimlerin ve “denetim beklenti boşluğu ya da farklılığı” (the audit-expectation gap) olarak adlandırılan olgunun olup olmadığının saptanması gibi destekleyici amaçlar da bu-lunmaktadır.

Çalışmada eğilim yoklaması yapılacağından araştırma için en uygun yöntem olması nedeniyle anket yapılması tercih edilmiş ve bir anket

DA

V 20

13/1

32

Yrd. Doç. Dr. Canol KANDEMİR - Yrd. Doç. Dr. Şenol KANDEMİR

soru kâğıdı aracılığıyla bağımsız denetçilerden veri toplanmıştır. Bu çerçevede Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) listesine kayıtlı 98 denetim firması araştırma kapsamına alınmıştır. Aynı topluluğa ait birden fazla bağımsız denetim kuruluşu tek bir kişilik olarak dikkate alınmış ve do-layısıyla ana kütle 98 kuruluştan 92 kuruluşa indirgenmiştir. Ana kütle içinde yer alan bağımsız denetim kuruluşlarının denetim elemanlarına ve ortaklarına herhangi bir mekanizma ya da platform aracılığıyla birey-sel olarak ulaşmak mümkün olmadığından ve denetim sorumluluğunun imza yetkisi olan sorumlu ortak baş denetçiye ait olduğundan bağımsız denetçilere söz konusu kuruluşlar aracılığıyla kurumsal olarak ulaşıl-mıştır. Bu kapsamda ana kütlenin tamamı araştırma kapsamına alınmış ve anket soru kâğıdı 92 kuruluşun tümüne gönderilmiştir. 92 bağımsız denetim kuruluşundan 40 kuruluş sorulara yanıt vererek geri bildirimde bulunmuş, bir kuruluş ise önemli oranda eksik yanıtlama yapması do-layısıyla değerlendirme kapsamından çıkarılmıştır. Sonuç olarak, elde edilebilen 39 kuruluşa ait yanıtlar değerlendirmeye tabi tutulmuştur.

2008 yılı Eylül ve Ekim aylarında SPK listesinde kayıtlı olan ve ba-ğımsız denetim yapmaya yetki kazanmış 92 kuruluşa anket soru kâğıdı gönderilmiştir. Anket soru kâğıdına son biçiminin verilmesinden önce Ankara ve İstanbul’da 8 bağımsız denetim kuruluşu ile yüz yüze ön testler yapılmıştır. Ön testlerden alınan tepkilere göre analizde kullanı-lacak anket soru kâğıdına son biçimi verilmiş ve daha sonra araştırma kapsamına alınan bağımsız denetim kuruluşlarına söz konusu güncel-lenmiş soru kâğıtları iletilmiştir. Gönderilen anket formlarından 40’ı faks, e-posta, posta ve kargo yoluyla yanıtlanarak geri gönderilmiştir. Bir kuruluş soruları çok eksik yanıtlamış ve dolayısıyla değerlendirme-ye alınmamıştır. Geriye kalan 39 kuruluş arasında uluslararası ölçekte faaliyet gösteren 4 denetim kuruluşunun Türkiye temsilcileri de bulun-maktadır. 39 bağımsız denetim kuruluşundan yanıt alınarak yaklaşık yüzde 42’lik yanıtlanma oranına ulaşılmıştır.

Çalışmada bağımsız denetçilerin sorumluluk tanımı ve bu sorumlu-luğu dolaylı ya da doğrudan etkileyen faktörler konusunda sahip olduk-ları görüşlerin ne yönde oluştuğu öğrenilmek istendiğinden anket yön-temi ile toplanan veriler kullanılarak bir eğilim yoklaması yapılmıştır. Yapılan ankette verilen seçeneklerden her biri için kaç deneğin tercih belirttiği ve bu tercih sayısının toplam denekler içindeki oranı (yüz-desi) öğrenilmek istenmiştir. Deneklerin verdikleri yanıtların frekans dağılımının çıkarılması araştırmanın amaçlarına en uygun analiz olarak değerlendirilmiştir. Burada temel amaç deneklerin verdiği yanıtların verilen seçenekler arasında ne şekilde dağıldığını saptamak olmuştur. Bu nedenle araştırmada hedef kitle olarak seçilen bağımsız denetçilerin

DA

V 20

13/1

33

Muhasebe Hata ve Hilelerinin Ortaya Çıkarılmasında Bağımsız Denetçilerin Sorumluluğunu Etkileyen Faktörlere İlişkin Algılamaları

çeşitli konulardaki eğilimlerini belirlemek amacıyla anket verilerinin frekans dağılımı çıkarılmıştır. Nitekim frekans (sıklık) dağılımı hem kategorik, hem de sürekli veriler söz konusu olduğunda eğilimleri sap-tamak için kullanılan bir özet istatistiktir.

2. HATA VE HİLELERİN ORTAYA ÇIKARILMASINDA BA-ĞIMSIZ DENETİMİN SORUMLULUĞUNUN GELİŞİMİ

Bağımsız denetçilerin hilelerin ortaya çıkarılmasını temel denetim amacı olmaktan çıkarmaları ve sadece malî tabloların dürüst bir şekilde sunulduğuna ilişkin görüş vermekten oluşan bir görev tanımı yapmala-rı 20.yüzyıl içinde aşamalı olarak gerçekleşmiştir. (Rezaee 2002, 217) Porter ve diğerlerine (2003, 127) göre bağımsız denetimin ilk kez sınırlı olarak için zorunlu uygulandığı 1844 yılından 1920’lere kadar hata ve hilelerin önlenmesi ve ortaya çıkarılması temel denetim amacı olmuş, bununla birlikte denetçilerden tüm hileleri bulması değil, makûl düzey-de uzmanlık, dikkat ve ihtiyat göstererek şüphe uyandıran bir durumla karşılaştığında olayı tam olarak ortaya çıkarması ve yönetime raporla-ması beklenmiştir. Singleton ve diğerleri (2006, 79-80) borsada finansal raporlama yapmadan ve büyük bir gizlilik içinde faaliyet yürüten, yük-sek faiz ve kâr payı getirisi vaâdi ile sermaye toplayan şirketlerin 1929 bunalımı ile yeni hisse senedi çıkarma olanağı kalmayınca iflâs etmeleri üzerine yatırımcı güveninin dibe vurduğunu ve bunalımdan çıkış için ABD’de 1933 ve 1934 yıllarında çıkarılan menkûl kıymetler ve ticare-tini düzenleyen yasalar ile bağımsız denetimin halka açık şirketler için zorunlu hale getirildiğini saptamıştır. 1920’ler ve 1960’lar arasında bir denetim amacı olarak hilelerin ortaya çıkarılmasının önemi aşamalı ola-rak azalmış, malî tablolar hakkında bir görüş vermek olarak tanımlanan standart denetimin hile ve kötüye kullanma olaylarını ortaya çıkarmak için tasarlanabileceği, bu işin en etkili şekilde bir muhasebe sistemi ve iç kontrol ile yapılabileceği, denetçilerin ise hile ve kötüye kullanma olaylarında çalışmalarını maliyetlerin faydaları geçtiği noktaya kadar genişletebileceği kabul edildiği için muhasebe ve denetim meslek ör-gütleri hilelerin ortaya çıkarılması ve önlenmesi sorumluluğunu işletme yönetimler üzerinde görmeye başlamıştır. (Porter vd 2003, 128)

1977’de ilk kez çıkarılan “Hata ve Usûlsüzlükleri Ortaya Çıkarma-da Bağımsız Denetçilerin Sorumluluğu” (SAS No.16) standardı göre bağımsız denetçilere meslekî özen ve titizlik içinde önemli hata ve usûlsüzlükleri ortaya çıkaracak biçimde denetimi planlamak görevini yüklemiştir. (Singleton vd 2006, 81-2) 1980’lerde hisse senedi mani-pülasyonlarının yüzde 55’inin muhasebe hilelerinden kaynakladığının saptanması, düzenleyici ve denetleyici kuruluşların yetersiz personel ve

DA

V 20

13/1

34

Yrd. Doç. Dr. Canol KANDEMİR - Yrd. Doç. Dr. Şenol KANDEMİR

bütçeye sahip olması ve bağımsız denetimin sorumluluğunun genişleti-lebileceğinin düşünülmesi gibi nedenlerle bağımsız denetçiler ön plana çıkarılmaya başlanmış, bununla birlikte özellikle SAS No.53 denetim standardında hile ve usûlsüzlüklerin örgütlü davranma ve sahtecilik gibi özelliklerinden dolayı iyi planlanmış ve yürütülmüş bir denetimle dahi ortaya çıkarılamayabileceği, ancak denetçilerin denetim çalışma-larının planlanması, yürütülmesi ve değerlendirilmesinde meslekî özen ve titizlik göstermesi ve önemli yanlışlıkların bulunmadığına ilişkin makûl güvence verirken meslekî şüphecilik yaklaşımı içinde davran-ması gerektiği belirtilmiştir. (Porter vd 2003, 129-30)

1986’da çıkarılan “Muhasebe Hilelerinin Ortaya Çıkarılması ve Açıklanması” yasasında genel kabul görmüş denetim standartlarının muhasebe meslek örgütlerince oluşturulduğu, bu standartlarda ise yö-netim hilelerinin ortaya çıkarılmasının denetim çalışmalarına özellikle dahil edilmediği, hile değerlendirmesinin sadece malî tablolarda önem-li etkisi olan olayları kapsadığı ve bu nedenle yüz milyonlarca dolarlık hilenin raporlanmadığı, bağımsız denetçilerin hile ya da yasadışı işlem-leri ilgili kamu otoritelerine bildirmek zorunda olmadığı ve işletmenin iç kontrol sistemlerinin yeterliliği ile ilgili bir beyan ve taahhütte bu-lunmadan denetim görüşü oluşturmada iç kontrola dayanma çelişkisine düşüldüğü vurgulanmış ve dolayısıyla bağımsız denetçiler iç kontrol sisteminin yeterliliği ile ilgili yazılı bir rapor hazırlamak, yetersizlik ve eksiklikleri belirlemek ve denetimin hileli faaliyetleri ortaya çıkardığını ve raporladığını makûl güvence altına almak durumunda bırakılmış, ay-rıca bilinen ve şüphelenilen yasadışı işlemleri işletme yönetimine değil, ilgili kamu otoritelerine bildirme yükümlülüğü altına girmiştir. (Sing-leton vd 2006, 85-9).

1997’de yayımlanan “Malî Tablo Denetiminde Hilenin Değerlen-dirilmesi” (SAS No.82) standardı Porter ve diğerlerine (2003, 130-1) göre, 1990’larda hilelerin ortaya çıkarılmasında bağımsız denetçi so-rumluluğunu bir ileri basamağa taşımıştır, çünkü bağımsız denetçiler malî tablolarda hilelere bağlı önemli yanlışlık riskini değerlendirmek ve bu değerlendirmeyi denetimin planlanması ve yürütülmesi aşama-larında dikkate almak zorunda tutulmuş ve denetçilere hile risk değer-lendirmesini yaparken yardımcı olmak için kapsamlı bir risk faktörleri çizelgesi sağlanmıştır. Rezaee (2002, 218) de bu standard sonrasında bağımsız denetçilerden bütün hileleri ortaya çıkarması beklenmemekle birlikte malî tablo denetiminde yöneticiler tarafından yatırımcı ve ala-caklıları yanıltmak amacıyla yapılan önemli finansal raporlama hilele-rinin ortaya çıkarılması gerektiğini savunmaktadır.

DA

V 20

13/1

35

Muhasebe Hata ve Hilelerinin Ortaya Çıkarılmasında Bağımsız Denetçilerin Sorumluluğunu Etkileyen Faktörlere İlişkin Algılamaları

2000’lerin başına kadar olan bu dönem, muhasebe meslek mensûplarının denetim-beklenti boşluğunu yönetimin ve denetçilerin malî tablolar konusundaki bireysel sorumluluklarını açıklığa kavuştu-rarak kapatmaya çalıştığı ve yapılan çalışmalarla sınırsız sorumluluktan sorumluluğu yönetimle paylaşma ve dolayısıyla sınırlı sorumluluk nok-tasına gelindiği bir dönem olmuş, finansal raporlama sürecine işletme yönetimleri hâkim olduğuna göre asıl sorumluluğun işletme yönetimle-rinde olması gerektiği ileri sürülmüştür. (Golden vd 2006, 78)

Bu dönemde ABD dışında kalan dünyada benzer gelişmeler yaşan-mıştır. (Porter vd 2003, 131-3) Uluslararası denetim standartları (ISA 240) hata ve hileleri birlikte değerlendirmiş, hata ve hilelerin ortaya çıkarılmasındaki birincil sorumluluğun işletme yönetimlerinde ve yö-netim kurullarında olduğunu, malî tablolarda önemli yanlışlıkların ol-madığına ilişkin makûl bir güvence vermek amacıyla yapılan bağımsız denetimin doğasında yer alan yapısal kısıtlardan dolayı bazı önemli yanlışlıkların ortaya çıkarılamayabileceğini vurgulamıştır. Bu stan-dartlar, yönetimin hilelere bağlı olarak malî tablolarda önemli yanlışlık görülmesi riski konusundaki değerlendirmelerinin denetçiler tarafından değerlendirilmesini ve bilinen ya da şüphelenilen ve inceleme sürecin-de olan hileler konusunda bilgi sahibi olup olmadığının saptanmasını öngörmüştür. Yönetimden ayrıca hata ve hileleri önlemeye yönelik mu-hasebe ve iç kontrol sistemlerinin kurulması ve işletilmesi konusun-daki sorumluluğu yerine getirdiğini, işletmeyi etkileyebilecek boyutta bilinen ve şüphelenilen hile olayları hakkındaki bütün önemli bilgile-ri verdiğini ve malî tabloların önemli yanlışlıklar içermediğine ilişkin risk değerlendirmesi sonuçlarını denetçilere sunduğunu bildirmesi is-tenmektedir.

Türkiye’de IAS 240’dan yararlanılarak oluşturulmuş olan Seri:X, No:22 sayılı ve 2006 tarihli “Sermaye Piyasasında Bağımsız Denetim Standartları” hakkında tebliğde hilenin önlenmesinde ve ortaya çıka-rılmasında asıl sorumluluk işletme yönetimine ve yönetimden sorumlu kişilere yüklenmiştir. Bağımsız denetçiler ise bir bütün olarak finansal tabloların nitelik ve nicelik bakımından önemli bir yanlışlık içermedi-ğine ilişkin bir sonuca varmada yeterli ve uygun bağımsız denetim ka-nıtının toplamak, başka bir anlatımla makûl güvence vermek durumun-dadır. Hile ve usûlsüzlüklerin ortaya çıkarılmasıyla ilgili olarak bağım-sız denetimin doğasından kaynaklanan kısıtlamalar olması dolayısıyla bağımsız denetim standartlarına uygun olarak planlanıp yapılmış olan bir bağımsız denetim çalışmasında da finansal tablolardaki bazı önemli yanlışlıkların saptanamaması riski söz konusu olabilmektedir.

DA

V 20

13/1

36

Yrd. Doç. Dr. Canol KANDEMİR - Yrd. Doç. Dr. Şenol KANDEMİR

2000’lerin başında ardı sıra yaşanan büyük boyutlu şirket iflâsları ve özellikle Enron ve WorldCom olayları bağımsız denetçilerin hilelerin ortaya çıkarılmasındaki sorumluluğu konusunu yeniden gündeme taşı-mış, bu bağlamda ABD’nde 2002 yılında yayımlanan Sarbanes-Oxley Muhasebe Reformu Yasası ve “Malî Tablo Denetiminde Hile” (SAS No.99) standardı özellikle belirleyici olmuştur. Genel olarak 1934 Menkûl Kıymetler Ticareti Yasası’nın uzantısı olarak değerlendirilen SOX yasası, işletmelerin kurumsal yönetim ve hesap verme süreçle-rini iyileştirmeyi, kurumsal yönetim ve muhasebe mesleğinde yapılan değişiklikler ile malî tabloların güvenilirliğini arttırmayı amaçlamış-tır. (Wiesen 2002, 429 ve 446) Bu yasa ile özellikle kamuya yapılan açıklamalarda daha fazla saydamlık talep edilmektedir. (Burrowes vd 2004, 802) Öte yandan, SAS No.99 ile denetim planlaması aşamasında denetçiler yapılması olası hileler ve her bir hilenin risk düzeyi konusun-da kendi aralarında beyin fırtınası yapmak, yüksek riskler söz konusu ise uygulanacak denetim yöntemlerinde bu durumu dikkate almak zo-runda bırakılmıştır. Bu standart ile risk temelli denetime geçilerek hile riskinin önlenmesi ve azaltılması amaçlanmıştır. (Singleton vd 2006, 93-6) SAS No.99 standardı Wells (2008, 323)’e göre, Amerikan serma-ye piyasalarında 2001 ve 2002 yıllarında meydana gelen büyük şirket iflâsları nedeniyle kaybolan güveni yeniden kurmak için çıkarılmıştır.

Bütün denetim standartlarını değerlendiren Golden ve diğerlerine (2006, 79) göre, tüm standartlarda ana düşünce olarak denetimin yapı-sal kısıtları ve hileli davranışın kasıtlı yapılan ve gizli yürüyen yapısı nedeniyle standartlara uygun olarak yapılan bir denetimin bile hileleri ortaya çıkarmayabileceği, bağımsız denetçilerin ancak makûl güvence sağlayabilecekleri yinelenmekte ve bağımsız denetçilerin sorumluluğu-nun sınırlı olduğu belirtilmektedir.

3. ARAŞTIRMANIN BULGULARI

Bu bölümde anket soru kâğıdı aracılığıyla elde edilen yanıtlar is-tatistiksel sonuçlara dönüştürülerek özetlenmekte ve bu özetler genel bir değerlendirmeye tabi tutulmaktadır. Ankete katılan ve ulusal ölçekte faaliyette bulunan bağımsız denetçilerin yüzde 34,3’ünün sorumlu or-tak başdenetçi, yüzde 22,9’unun başdenetçi, yüzde 31,4’ünün kıdemli denetçi ve yüzde 11,4’ünün denetçi, ankete katılan ve küresel ölçekte faaliyette bulunan bağımsız denetçilerin yüzde 25,0’ının başdenetçi, yüzde 75,0’ının kıdemli denetçi olmasının sonuçların güvenilirliğini arttırdığı düşünülmektedir.

Anket çerçevesinde temel olarak bağımsız denetçilerin sorumluluk-ları ve bunları dolaylı ya da dolaysız olarak etkileyen birtakım olguları

DA

V 20

13/1

37

Muhasebe Hata ve Hilelerinin Ortaya Çıkarılmasında Bağımsız Denetçilerin Sorumluluğunu Etkileyen Faktörlere İlişkin Algılamaları

saptamaya yönelik sorular yöneltilmiş ve alınan yanıtlar aşağıda özet-lenmiştir.

3.1. Bağımsız Denetçinin Sorumluluğu

Bağımsız denetçilerden muhasebe hilelerin bulunması konusundaki sorumluluğun tanımlanması ile ilgili olarak verilen 7 önermeyi değer-lendirmesi istenmiş ve sonuçlar aşağıda Tablo 1’de gösterilmiştir.

Tablo 1. Bağımsız Denetçinin Sorumluluğu

ÖnermelerK

esin

likle

Kat

ılıyo

rum

Kat

ılıyo

rum

Kar

arsı

zım

Kat

ılmıy

orum

Kes

inlik

leK

atılm

ıyor

um

Yan

ıtV

erm

eyen

ler

1-Bağımsız denetim sadece önemli yanlışlıklardan yönetim ile ortaklaşa sorumludur.

5,1 53,8 12,8 23,2 5,1 -

2-Bağımsız denetçilerin hata ve hilelerin bulunması konusundaki sorumluluğu makûl güvence vermek çerçevesinde sınırlı bir sorumluluktur.

25,6 56,4 5,1 10,3 0,0 2,6

3-Bağımsız denetçilerin hata ve hilelerin bulunması konusundaki sorumluluk düzeyi elde ettiği denetim ücretine bağlıdır.

0,0 5,1 0,0 33,3 59,0 2,6

4-Bütün ana kütleyi denetleyebilecek bilgisayar destekli denetim sistemlerine geçilmesi durumunda sorumluluk yönetim ile paylaşılmalıdır.

7,7 56,4 5,1 17,9 12,9 -

5-Bağımsız denetçinin iç kontrol yapısına katkısı sınırlı olduğundan dolayı oluşacak hata ve hilelerden sorumlu tutulamaz.

23,1 46,2 12,8 12,8 0,0 5,1

6-Sorumluluk hileyle ilgili taraflar arasında paylaştırılmalıdır.

7,7 51,3 5,1 23,1 10,2 2,6

7-Temel denetim amacı hata ve hilelerin bulunması sorumluluğunu hiçbir şekilde içermediğinden bu sorumluluk tamamen yönetime aittir.

7,7 23,1 2,6 53,8 12,8 -

Birinci önerme ile ilgili olarak bağımsız denetçiler temel denetim amacını sadece önemli yanlışlıkları ortaya çıkarmak olarak tanımla-maktadır, ancak önemli yanlışlıkların ortaya çıkarılması sorumluluğu müşteri işletmeler ve bağımsız denetim kuruluşlarının ortak sorumlu-luğu olarak değerlendirilmektedir. Bağımsız denetçilerin yüzde 58,9’u ilgili tebliğin öngördüğü gibi önemli yanlışlıklar konusunda sorumlu olduğunu kabul etmekte, ancak bu görüşe katılmayan bağımsız denet-çiler (yüzde 28,2) önemli yanlışlardan sorumluluğunu üstlenmemekte, bu da düzenleyici ve denetleyici kuruluşların yüklediği sorumlulukla

DA

V 20

13/1

38

Yrd. Doç. Dr. Canol KANDEMİR - Yrd. Doç. Dr. Şenol KANDEMİR

da çelişmektedir. Nitekim “Sermaye Piyasasında Bağımsız Denetim Standartları Hakkında Seri: X, No: 22 sayılı Tebliğ”e göre bağımsız denetçiler finansal tablolarda hile, usulsüzlük veya hatadan kaynakla-nabilecek önemli yanlışlıkların bulunmadığına ilişkin makûl ölçüde gü-vence sağlamak zorundadır. Bağımsız denetçiler bir bütün olarak finan-sal tablolardaki önemli olmayan yanlışlıkların saptanmasından sorumlu değildir.

İkinci önerme ile ilgili olarak bağımsız denetçilerin yüzde 82,0’sının gerçekleştirdikleri çalışmalar ile ancak makul güvence verebilecekleri ve mevcut koşullar altında bütün hata ve hilelerden sorumlu tutulama-yacakları yönünde düşünmeye eğilimli oldukları gözlenmektedir.

Üçüncü önerme ile ilgili olarak bağımsız denetçilerin yüzde 92,3’ü müşteri işletmeden aldıkları denetim ücretlerinin tutarı ile sorumlu-luk düzeyi/kapsamı arasında bir ilişki olmadığı yönünde görüş belirt-mektedir. Bağımsız denetçiler sorumluluklarını denetim ücretlerinden bağımsız olarak yerine getirdiklerini ve denetim ücretlerinin değişti-rilmesi ile bu sorumlulukların daha etkin bir biçimde yerine getirilme-sinin söz konusu olmadığını belirtmektedir. Dördüncü önerme ile ilgili olarak bağımsız denetçilerin yüzde 64,1’i bilgisayar destekli denetim sistemlerinin zorunlu olması ve bunun yanında getireceği malî yükle-rin karşılanması durumunda hata ve hilelerin ortaya çıkarılmasındaki sorumluluklarını genişletmeye olumsuz bakmayabileceklerini ifade et-mektedir. Bilgisayar destekli denetim teknikleri denetim alanını dikey ölçekte derinleştirerek ve yatay ölçekte genişleterek küçük ama önemli muhasebe hilelerine de ulaşılmasına destek olabilecek araçlardan birisi konumundadır. Böyle bir yaklaşım, denetim standartlarında bağımsız denetçilerden özellikle ve zorunlu olarak incelenmesi beklenen yöneti-cilerin kontrolleri aşması olasılığının en aza indirilmesi hedefi ile tutarlı bir çalışma düzeni anlamına gelmektedir. Sözü edilen yaklaşım ile ba-ğımsız denetim yapılmasının önündeki en önemli sorun ise, bilgisayar destekli denetim teknikleri ile uygulamaya aktarılabilecek ana kütle denetiminin neden olacağı artan maliyetlerin yalnızca müşterilere yük-lenerek mi özelleştirileceği, yoksa bütün finansal bilgi kullanıcılarına yararlanma derecesine göre dağıtarak mı kamusallaştırılacağı sorusun-da yatmaktadır. Buradan verilere daha kolay ulaşılması ya da kanıt top-lama sürecinin kolaylaşması durumunda bağımsız denetçilerin yaklaşık 2/3’ünün ortaklaşa sorumluluğu kabul ettiği, aksi halde herhangi bir sorumluluk üstlenmek istemediği anlaşılmaktadır.

Beşinci önerme ile ilgili olarak bağımsız denetçilerin yüzde 69,3’ü iç kontrollerin rolü ve etkinliğinin hata ve hilelerin ortaya çıkarılma-

DA

V 20

13/1

39

Muhasebe Hata ve Hilelerinin Ortaya Çıkarılmasında Bağımsız Denetçilerin Sorumluluğunu Etkileyen Faktörlere İlişkin Algılamaları

sında çok önemli olduğunu, iç kontrol yapılarının iç denetçilerin yar-dımıyla işletme ve işletme yönetimlerince oluşturulması nedeniyle ba-ğımsız denetçilerin büyük ölçüde kontrolü dışında olduğunu ve dolayı-sıyla hata ve hilelerin ortaya çıkarılmasında bağımsız denetçilerin bir sorumluluğu doğmadığını düşünmektedir. Bununla birlikte, özellikle 2000’lerden sonra bağımsız denetçiler denetim standartlarına göre iç kontrol sisteminin etkinliği konusunda ayrı bir değerlendirme yapmak zorunda olduklarından özellikle etkinliği konusunda kuşku duymadık-ları ve olumlu değerlendirme yaptıkları sistemlere dayanarak verdikleri görüşlerin sonradan yanlış çıkması durumunda iç kontrol sistemlerinin etkin olmaması gerekçesine sığınamamaktadır.

Altıncı önerme ile ilgili olarak bağımsız denetçilerin yüzde 59,0’ı hata ve hilelerin bulunması sorumluluğunun temel olarak finansal ra-porlama zincirinde yer alan kişi ve kurumlara dağıtılması düşüncesi-ni makul bulmakla birlikte, sorumluluğun paylaştırılması sonucu ana sorumluların gözden kaçırılabileceği kaygısı taşıyan ve sorumluluğun dağıtılmasına karşı olan görüş sahipleri önemli bir ağırlık (yüzde 33,3) oluşturmaktadır. Bağımsız denetçilerin söz konusu sonuçlara göre mu-hasebe hilelerinin ortaya çıkarılması sorumluluğunun yalnızca işletme yönetimine yüklenmemesi gerektiğini ve bu denli geniş ve kapsamlı bir sorumluluğun işletme içi ve dışındaki taraflarca paylaşılabileceğini dü-şündükleri anlaşılmaktadır. Bu kapsamda işletme yönetimi ve iç dene-timin özellikle varlıkların kötüye kullanılması hilelerinde etkili olabile-ceği, işletme yönetim kurulu, denetim komitesi ve bağımsız denetçile-rin ağırlıklı olarak finansal raporlama hilelerinin ortaya çıkarılmasında etkinliklerini arttırabileceği, düzenleyici ve denetleyici kuruluşların ise özel olarak muhasebe hilelerini ortaya çıkarmaya yönelik bir inceleme ve kontrol mekanizması kurarak yönetim, iç denetim ve bağımsız dene-tim aşamalarında ortaya çıkarılamayan muhasebe hilelerinin bulunma-sında işlevsel olabileceği akla gelmektedir.

Yedinci ve son önerme ile ilgili olarak bağımsız denetçilerin yüzde 66,6’sı hata ve hilelerin ortaya çıkarılması sorumluluğunun tamamıyla işletme yönetimi üzerine atılması ya da başka bir açıdan kendilerinin bir sorumluluğu olmadığı savının doğru olmayabileceğini düşünmekte-dir. Sorumluluğun tamamıyla müşteri işletme yönetimine ait olduğunu düşünenler ise yüzde 30,8’de kalmıştır. Bağımsız denetçiler hata ve hi-lelerin ortaya çıkarılmasının temel denetim amacı olmadığını, dolayı-sıyla bu görevin bağımsız denetçilere değil, işletme yönetimlerine ait olduğunu düşüncesini kabul etmemektedir. Nitekim günümüzde temel denetim amacı olarak kabul edilen “malî tablolarda önemli yanlışlıklar olmadığı konusunda makul güvence vermek” çerçevesinde en azından

DA

V 20

13/1

40

Yrd. Doç. Dr. Canol KANDEMİR - Yrd. Doç. Dr. Şenol KANDEMİR

önemli yanlışlıkların ortaya çıkarılmasının bağımsız denetiminin temel sorumluluklarından birisi olduğu saptanmakta, başka bir anlatımla te-mel denetim amacı içinde önemli hata ve hilelerin ortaya çıkarılması görevinin de bulunduğu çıkarımı yapılabilmektedir. Dolayısıyla bağım-sız denetçiler bu konuda doğrudan bir sorumluluk üstlenmek istemese de, denetimi önemli hata ve hileleri ortaya çıkaracak biçimde planla-mak ve yapmak durumundadır ve bu nedenle muhasebe hilelerinin orta-ya çıkarılamamasından zarar gören kişi ve kurumlara karşı gerektiğinde hesap vermek ile karşı karşıya kalabilmektedir.

3.2. Bağımsız Denetim Ücretinin Ödenmesi

Bağımsız denetçilerden denetim ücretinin ödenmesi ile ilgili olarak denetçi bağımsızlığının nasıl güçlendirebileceğine ilişkin aşağıdaki 5 öneriyi değerlendirmesi istenmiş ve denetçilerin görüşleri aşağıda Tab-lo 2’de özetlenmiştir.

Tablo 2. Bağımsız Denetim Ücretinin Ödenmesi

Seçenekler Sıklık (Frekans)Oran(%)

1-Müşteri İşletme Tarafından Ödenmesi 9 23,1

2-İşletmelerce Oluşturulacak Havuz Hesabından Ödenmesi

10 25,6

3-Odalarca Oluşturulacak Ortak Fondan Ödenmesi 7 17,9

4-Genel veya Katma Bütçelerden Ödenmesi 3 7,7

5-Kullanıcılarca Oluşturulacak Ortak Hesaptan Ödenmesi

9 23,1

6-Ücretin Denetimden Önce Alınması 1 2,6

Toplam 39 100,0

Katılımcıların sadece yaklaşık 1/4’ü denetim ücretinin müşteri iş-letme tarafından ödenmesinin bağımsız denetçinin bağımsızlığını etki-lemeyeceğini düşünmektedir. Mevcut uygulamanın ve ücret ilişkisinin devam etmesini küresel ölçekli kuruluşlar ulusal ölçekli kuruluşlara göre daha çok istemektedir. Öte yandan, bağımsız denetçinin bağım-sızlığını güçlendirmek için ise ortak bir hesap, fon ya da havuz oluştu-rulması önerilerinin benimsenebileceği anlaşılmaktadır. Müşteri işlet-melerden yapılacak kesintilerle oluşturulan bir havuz hesabı ve finansal bilgi kullanıcılarınca ya da ticaret ve sanayi odalarınca oluşturulacak bir ortak hesaptan ödeme önerilerinin tercih edilebileceği belirtilmek-tedir. Denetim ücretinin müşteri işletme (asıl) tarafından bağımsız de-netim kuruluşuna (vekil) ödenmesi bağımsız denetçilerin işlevlerini ve sorumluluklarını yerine getirmesini olumsuz etkileyen vekâlet sorunu-

DA

V 20

13/1

41

Muhasebe Hata ve Hilelerinin Ortaya Çıkarılmasında Bağımsız Denetçilerin Sorumluluğunu Etkileyen Faktörlere İlişkin Algılamaları

na yol açmakta ve bu sorun bağımsız denetçilerin gerçekten bağımsız ve yansız davranmasını engelleyebilmektedir. Sonuçlar bağımsız de-netim kuruluşlarının sorunun varlığını kabul ettiğini ve uygun çözüm önerilerine olumlu yaklaşabileceğini göstermektedir.

3.3. Finansal Tablo Kullanıcılarının Beklentileri

Bağımsız denetçilere finansal bilgi kullanıcılarının bağımsız dene-tim sonucunda ulaşılan görüşle ilgili olarak makul ölçülerin üzerinde beklentiler içinde olup olmadıkları sorulmuş ve alınan yanıtlar aşağıda Tablo 3’de özetlenmiştir.

Tablo 3. Finansal Bilgi Kullanıcılarının Beklentileri

SeçeneklerSıklık

(Frekans)Oran(%)

BirikimliOran (%)

Kesinlikle İnanıyorum 1 2,6 2,6

İnanıyorum 24 61,5 64,1

Kararsızım 3 7,7 71,8

İnanmıyorum 8 20,5 92,3

Kesinlikle İnanmıyorum 2 5,1 97,4

Yanıt Vermeyenler 1 2,6 100,0

Toplam 39 100,0

Bağımsız denetçilerin yüzde 64,1’i finansal bilgi kullanıcılarının malî tablo denetimi ve sonuç denetim raporlarından gereğinden fazla yüksek beklenti (finansal bilgi kullanıcılarının malî tablo ve denetim raporlarının gerçeğe uygun olmalarına aşırı derecede güven duymaları, yatırım, kredi, vergileme, tedarik vb kararlarını büyük ölçüde malî tab-lo bilgileri ve denetim raporu görüşüne dayandırmaları durumu) içinde olduklarına inanmaktadır. Bu sonuçta finansal bilgi kullanıcılarının bi-rincil bilgi kaynaklarından (işletmeden, işletme yayınlarından, işletme personelinden vb) bilgi almakta zorluk yaşamalarının ve üçüncül bilgi kaynaklarının (finansal basın ve yayın kuruluşları, aracı kurum ve fi-nansal kuruluşların yayımladığı bültenler, demeç ve araştırma raporla-rı vb) taraflı bulunmasının da etkili olabileceği değerlendirilmektedir. Bu verilerden finansal bilgi kullanıcılarının mevcut bağımsız denetim çalışmalarının düzeyini makul bir bağımsız denetçinin aynı koşullarda yapabileceği bir denetim çalışmasının düzeyinden daha yukarıda algı-ladığı sonucu ulaşılabilmektedir.

3.4. İç Denetim Mekanizmasının Düzeltilmesi

Bağımsız denetçilerden iç denetim mekanizmasının düzeltilmesiyle ilgili olarak muhasebe ve denetim yazınında sıklıkla tartışılan “İç de-

DA

V 20

13/1

42

Yrd. Doç. Dr. Canol KANDEMİR - Yrd. Doç. Dr. Şenol KANDEMİR

netim çalışmalarının bağımsız denetim çalışmalarına yararlı bir temel oluşturabilmesi için iç denetim biriminin uzmanlaşma, doğrudan doğ-ruya denetim kuruluna bağlanması, idarî özerkliğinin güvence altına alınması, iç kontrol sistemlerinin kurulmasında ve geliştirilmesinde bi-rinci derecede yetkili olması ve iç denetim mesleğinin bir meslek örgü-tü ve yasasına bağlı olarak yayımladığı standartlar aracılığıyla uygula-malara yön vermesi gerekmektedir.” biçimindeki değişim önermelerini ne yönde değerlendirdikleri sorulmuş ve aşağıda Tablo 4’de özetlenen yanıtlar alınmıştır.

Tablo 4. İç Denetim Mekanizmasının Düzeltilmesi

SeçeneklerSıklık

(Frekans)Oran(%)

BirikimliOran (%)

Kesinlikle İnanıyorum 11 28,2 28,2

İnanıyorum 22 56,4 84,6

Kararsızım 1 2,6 87,2

İnanmıyorum 5 12,8 100,0

Kesinlikle İnanmıyorum 0 0,0 100,0

Toplam 39 100,0

Sonuç olarak bağımsız denetçilerin yüzde 84,6’u iç denetimin ba-ğımsız denetime yararlı bir temel oluşturabilmesi için idarî ve malî özerkleştirme ile iç denetçilerin niteliklerinin arttırılması yönünde ciddî bir dönüşüm geçirmesinin yararlı olabileceğine inanmaktadır. Bu durum bağımsız denetçilerin işletme faaliyetlerini, yöneticilerini, çalışanlarını ve her türlü işlemi yakından gözleyen iç denetçilerin hata ve hilelerin ortaya çıkarılmasındaki uygun konumunun önemini kabul ettiklerini ve iç denetçiler ile işbirliği yapılması gerekliliğine inandıklarını da gös-termektedir. İç denetimin etkinleştirilmesi ile aynı zamanda bağımsız denetçilerin iş yoğunluğu bir dereceye kadar azalabilecek ve bağımsız denetçilerin sorumluluğu yönetimle paylaşma eğilimleri artabilecektir.

3.5. Aralıksız Denetimin Uygulanabilirliği

Aralıksız (ana kütle) denetim uygulaması konusunda bağımsız de-netçilerin düşüncelerini öğrenmek amacıyla aşağıda verilen önermelere katılıp katılmadıkları sorulmuş ve alınan yanıtlar aşağıda Tablo 5’de özetlenmiştir.

DA

V 20

13/1

43

Muhasebe Hata ve Hilelerinin Ortaya Çıkarılmasında Bağımsız Denetçilerin Sorumluluğunu Etkileyen Faktörlere İlişkin Algılamaları

Tablo 5. Aralıksız Denetimin Uygulanabilirliği

ÖnermelerSıklık

(Frekans)Oran(%)

Olanaksız değildir, denetim riskinin azaltılması için gereklidir.

9 23,1

Sağlanacak sınırlı fayda maliyetinden daha düşüktür. 11 28,2

Fazladan ayrılan zaman gereksizdir ve israfa neden olur. 9 23,1

Örnekleme yoluyla ulaşılan denetim görüşünü değiştirmez.

7 17,9

İşlem miktarlarının ve çeşitlerinin artması nedeniyle otomasyon teknikleriyle dahi bu işlemlerin tek tek izlenmesi zordur.

12 30,8

İşletmeler açısından faaliyetlerin akışını engeller. 9 23,1

Denetime aşırı derecede güven duymaya başlayacağından işletme içi iç denetim faaliyetlerini olumsuz etkiler.

14 35,9

Sürekli denetim içerisinde bulunmak işletme yönetimi üzerinde baskı yaratır.

7 17,9

Bağımsız denetçiler genel olarak aralıksız denetimin bir gerekli-lik olduğuna inanmamaktadır. Aralıksız denetiminin denetim riskinin azaltılması için gerekli ve mümkün olduğuna inananların ağırlığı yüzde 23,1 olmuştur. Çoğunluğu oluşturan görüş sahipleri ana kütle denetimi-nin iç denetimi olumsuz yönde etkileyeceğini, otomasyona geçilmesine rağmen tek tek işlem temelinde izleme yapılamayacağını, faaliyetlerin akışını engelleyeceğini ve faydasının maliyetinden düşük olduğunu sa-vunmaktadır. Bağımsız denetçiler aralıksız denetime ilk olarak iç de-netim faaliyetlerini etkisizleştireceği için olumsuz bakmaktadır. İkinci olarak aralıksız denetimin teknik yapılabilirliği konusunda kuşkuları olduğunu belirtmektedir. Üçüncü olarak aralıksız denetim ile sağlana-cak faydanın maliyetinden daha az olacağına inanmaktadır. Bununla birlikte bağımsız denetçilerin yaklaşık 1/4’ü ise aralıksız denetimin de-netim riskini azaltacağını düşünmektedir. Aralıksız denetim standart-lara göre gerçekleştirilen en az 96 saatlik denetime göre daha uzun bir zaman dilimini ve çalışma saatini içermektedir. Bu ise bağımsız denet-çilerin yalnızca iş yükünü arttırmakla kalmayacak, sorumluluklarını ve bu arada muhasebe hilelerinin ortaya çıkarılması sorumluluğunu da art-tırabilecektir, çünkü daha çok maddî ve beşerî kaynak ile daha uzun ve kapsamlı denetim yapan bağımsız denetçilerden daha çok sayıda hileyi ortaya çıkarması beklenebilecektir. Genel olarak bağımsız denetçilerin aralıksız denetim ile gelecek bu sorumluluğu kabul etmek istemeyecek-leri öngörülebilmektedir.

DA

V 20

13/1

44

Yrd. Doç. Dr. Canol KANDEMİR - Yrd. Doç. Dr. Şenol KANDEMİR

3.6. Muhasebe Skandallarında Sorumluluk Düzeyi

Bağımsız denetçilerin 2001 Enron, 2002 WorldCom ve 2003 Par-malat (European Enron) gibi geçmişte yaşanan ve muhasebe hileleri de içeren büyük şirket skandallarında sorumlu tutulması gereken organ ve mekanizmaları değerlendirmesi istenmiş ve denetçilerin görüşleri aşa-ğıda Tablo 6’da gösterilmiştir.

Tablo 6. Muhasebe Skandallarında Sorumluluk Düzeyi

SorumluOrgan ve

Mekanizmalar

Çok Yüksek

Yüksek Normal DüşükÇok

DüşükYanıtsız

Ora

n

Sıkl

ık

Ora

n

Sıkl

ık

Ora

n

Sıkl

ık

Ora

n

Sıkl

ık

Ora

n

Sıkl

ık

Ora

n

Sıkl

ık

Yöneticiler 9,0 3 0,8 2 ,1 2 ,0 0 ,0 0 ,1 2

Denetim Komitesi 6,2 8 1,0 6 ,1 2 ,0 0 ,0 0 ,7 3

Bağımsız Dış Denetim

8,5 5 8,7 9 ,7 3 ,0 0 ,0 0 ,1 2

Yönetim Kurulu 3,8 1 8,3 1 ,7 3 ,1 2 ,0 0 ,1 2

İç Denetim 5,9 4 6,2 8 0,3 4 ,5 1 ,0 0 ,1 2İç Kontrol 5,9 4 8,4 5 0,3 4 0,3 4 ,0 0 ,1 2Risk Yönetimi 0,5 8 1,2 0 5,4 6 ,6 1 ,6 1 ,7 3Düz./Den. Kuruluşlar

2,8 5 8,7 9 3,1 9 0,3 4 ,0 0 ,1 2

Siyaset-Ticaret İlişkileri

8,2 1 5,6 0 0,5 8 2,9 5 ,1 2 ,7 3

Etkin Olmayan Malî Sistem ve Piyasalar

2,8 5 5,4 6 0,7 2 3,1 9 0,3 4 ,7 3

Anonim İhbar Hatları

,1 2 7,9 7 5,6 0 3,2 9 7,9 7 0,3 4

Bağımsız denetçiler büyük şirket iflâslarında öncelikle işletme yö-netimi ve denetim kurulunu sorumlu görmüş, bağımsız denetimin rolü-nü daha önemsiz ve geri planda algılamıştır. Küresel ölçekli kuruluşlar hilelerin ortaya çıkarılmasındaki sınırlı ve ikinci derecedeki sorumluluk algılamalarını geçmişte yaşanan şirket iflâslarında da sürdürmekte ve söz konusu sorumluluğu hemen tümüyle işletme yönetimine yüklemek-tedir. Ulusal ölçekli kuruluşlarda ise bağımsız denetimin sorumluluğu bir bütün olarak işletme yönetiminden sonra gelse de göreli daha yük-sek olarak değerlendirilmektedir. Yukarıdaki sonuçlara göre bağımsız denetim kuruluşlarının sorumluluk sıralaması aşağıda Tablo 7’de özet-lenmiştir.

DA

V 20

13/1

45

Muhasebe Hata ve Hilelerinin Ortaya Çıkarılmasında Bağımsız Denetçilerin Sorumluluğunu Etkileyen Faktörlere İlişkin Algılamaları

Tablo 7. Muhasebe Skandallarında Sorumluluk Sıralaması

Sorumlu Organ ve Mekanizmalar Genel Ulusal Uluslararası

Yönetim 1 1 1

Denetim Kurulu 2 2 2

Yönetim Kurulu 3 4 1

Bağımsız Denetim 4 3 4

İç Denetim 5 5 2

İç Kontrol 6 6 1

Risk Yönetimi 7 7 3

Düzenleyici ve Denetleyici Kuruluşlar

8 8 6

Siyaset-Ticaret İlişkileri 9 9 5

Etkin Olmayan Malî Sistem ve Piyasalar

10 10 7

Anonim İhbar Hatları 11 11 6

Güvenlik Kuvvetleri Bildirimi 12 12 8

Bağımsız denetçilerin gerek skandallar öncesi, gerekse skandallar sonrası muhasebe hilelerinin ortaya çıkarılamamasından işletme yöne-timi ve yönetim organlarını sorumlu tuttuğu gözlenmektedir. Gerçekte bu olaylara karşı oluşan tepki, yeni düzenlemeler, yasa ve tebliğler ni-teliğinde olmuş ve bağımsız denetçilerin sorumluluklarını artıran bir-takım ek görevler getirilmiştir. Söz konusu ek görevlerin tam olarak yerine getirilmemesi durumunda bağımsız denetim kuruluşları ya da bağımsız denetçiler sorumlu tutulabilmekte ya da dava edilebilmek-tedir. Para ve hapis cezaları hem işletme yöneticileri, hem de bağım-sız denetçiler için ağırlaştırılarak uygulanmaya başlanmıştır. Daha da önemlisi denetim ve bir bütün olarak muhasebe mesleği saygınlık ve güven kaybına uğramış, kendi kendisine düzenleme yapma yetkisi elin-den alınarak düzenleyici ve denetleyici kuruluşlara devredilmiştir. Bü-tün bu gelişmelerin bağımsız denetçilerin de bakış açısını yeni düzen-lemelerden önceki yaklaşımlarına göre bir dereceye kadar değiştirmesi beklenirken böyle bir değişikliğin ya da yenilenmenin henüz yaşanma-dığı anlaşılmaktadır.

Bağımsız denetçilerin skandallar öncesi görüşlerinde diretmelerinin nedenlerinden birisi de yaşanan hile olaylarını sistemik olaylar olarak değil, münferit olaylar olarak görmesi olabilir. Söz konusu skandalların münferit ya da bireysel olay olarak kabul edilmelerinin göstergelerin-den biri sorumluluğun birkaç kişiye ya da kuruma yüklenmesi olmuş-tur. Nitekim ilk başta işletme yöneticilerinin açgözlülüğü ve yaşama

biçimi gibi gerekçeler ileri sürülürken, daha sonra yönetim organlarının dikkatsizliği ve denetim organlarının etkisizliği gibi nedenler öne çıka-rılmıştır. Sonuç olarak, düzenlemeler sistemik sorunlar olduğu anlayı-şıyla getirilirken, bağımsız denetçilerin skandalları halâ münferit olay değerlendirmeyi sürdürdüğü gözlenmektedir.

Öte yandan, Türkiye’de düzenleyici kuruluşlar ile bağımsız denet-çiler arasında sözü edilen konuda herhangi bir görüş farklılığı bulun-mamaktadır. Ülkemizde ortaya çıkarılabilen hile sayısının göreli olarak sınırlı düzeyde kalması ve bunlardan dolayı hemen tamamıyla müşteri işletmelerin sorumlu tutularak bağımsız denetim kuruluşlarının büyük çaplı kayıplara uğramaması nedeniyle yapılan yeni düzenlemeler ko-nusunda düzenleyici ve denetleyici kuruluşlar ile bağımsız denetçiler arasında dolayısıyla ciddî bir görüş ayrılığı ve hatta tartışma süreci ya-şanmamıştır. Nitekim çalışma kapsamında 2 ve daha fazla hile ile kar-şılaşan bağımsız denetim kuruluşu oranının yalnızca yüzde 7,7 olması, bağımsız denetim kuruluşlarının yüzde 48,8’inin yalnızca 1 hile olayı ile karşılaşması ve geri kalan kuruluşların (yüzde 43,5) hiçbir hile olayı ile karşılaşmamış oldukları gözlenmektedir. Yine bağımsız denetçilerin hilelerin ortaya çıkarılmasında ileri düzeyde teknikler yerine gelenek-sel teknikler kullanmaya devam etmesi (yüzde 84,6’nun malî analiz ve analitik yöntemleri kullanması) ve hile maliyetini ABD ortalamalarının altında tahmin etmesi (yüzde 74,3’ünün hile maliyetini net satış hası-latının yüzde 5’inin altında tahmin etmesi) de bağımsız denetçilerin az sayıda hileyi ortaya çıkarabilmesi ile ilişkili olabilir.

Aynı biçimde sermaye piyasalarının yeni ve derinliğinin olmaması dolayısıyla büyük servet kayıpları meydana gelmemiş, hisse senedi sa-hipleri ve kreditörler bu nedenle bireysel ya da toplu olarak büyük çaplı davalar açmamış, dolayısıyla bugüne kadar yapılan yeni yasal düzenle-meler bağımsız denetçilere uygulamada yeni malî yükler getirmemiş-tir. Gerek 2002-2010 TMSK (Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu) döneminde, gerekse 2011’den sonra KGK (Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu) döneminde standart yapma yetkisi-nin fiilen kamu ve düzenleyici kuruluşlar ağırlıklı bir yapıya geçmesi bağımsız denetçilerin konumunu etkilememiş ve her iki dönemde de bağımsız denetim kuruluşları standart oluşturucu kurullarda doğrudan yer almamalarına karşın görev ve sorumluluk tanımları büyük ölçüde değişmeden kalmıştır.

3.7. Türkiye’de Uygulanması Önerilen Denetim Standartları

Denetim standartları bağımsız denetim çalışmalarının ve bağımsız denetçilerin görev ve sorumluluklarının ana çerçevesini oluşturmakta-

dır. Genel kabul görmüş denetim standartları göreli kolay olması ve köklü bir geçmişe sahip olmasına karşın kural bazlı ve şekle dayalı olduğu, sermaye piyasalarına tam, güvenilir ve geçerli finansal bilgi sağlamadığı, asgarî düzeyde finansal bilgi sunduğu için eleştirilmek-te, bunun yerine daha çok ve güncel bilgi sunan daha nitelikli finansal raporlama seçenekleri (örneğin Miller ve Bahnson 2002, 89-92) öneril-mektedir. Bu standart rejiminde bağımsız denetçiler yalnızca belirtilen kurallara ve eşiklere bakarak karar vermekte, olayın özü ve iktisadî ve ticarî niteliğini kavramaya yönelik herhangi bir ek çalışma yapmak du-rumunda kalmamakta, kurala ve anılan eşiklere şeklen uyulduğu sürece bağımsız denetçilerin herhangi bir sorumluluğu doğmamakta ve bağım-sız denetçiler takdir hakkını ya hiç kullanmamakta ya da sınırlı olarak kullanmaktadır. ABD denetim tarihi özelinde 2000’lerin başına kadar olan dönem 2000’lerin başına kadar olan dönem kural bazlı rejimin önde gelen savunucusu Arthur Andersen şirketinin fikirsel önderliğinde geliştirilen yeniliklerin uygulanması ile geçmiştir. Buna seçenek olarak ilke bazlı olan, öze öncelik veren ve uluslararası ölçekte kabul gören fakat daha az sınanan ve standart oluşumunda ulusal meslek örgütleri-nin görüşlerine başvursa da ülkelerin özgül ülke koşullarını tam anla-mıyla dikkate almayan uluslararası denetim standartları bulunmaktadır. Bu standart rejiminde kurallar ve eşikler açık biçimde yer almamakta, dolayısıyla bağımsız denetçiler koşullara bakarak önündeki iktisadî ve ticarî olayın özüne ve amacına ilişkin bir değerlendirme yapmakta, do-layısıyla bağımsız denetçilere daha çok takdir hakkı tanınmakta ancak bağımsız denetçiler gerektiğinde kullandıkları takdir hakkının hesabını vermek durumunda olduklarından daha geniş bir sorumluluk üstlen-mektedir.

Bu bağlamda bağımsız denetçilerden Türkiye’de uygulanacak dene-tim standartları oluşturulurken ne tür bir standart rejiminin temel alın-ması gerektiği konusundaki görüşleri öğrenilmek istenmiş ve alınan yanıtlar aşağıda Tablo 8’de özetlenmiştir.

DA

V 20

13/1

48

Yrd. Doç. Dr. Canol KANDEMİR - Yrd. Doç. Dr. Şenol KANDEMİR

Tablo 8. Türkiye’de Uygulanması Önerilen Denetim Standart-ları

ÖnermelerSıklık

(Frekans)Oran(%)

Türkiye uygulanması kolay olduğu ve köklü bir geçmişe sahip olduğu için genel kabul görmüş denetim standartlarını temel almalıdır.

1 2,6

Türkiye kural bazlı ve şekle dayalı olduğu, sermaye piyasalarına tam, güvenilir ve geçerli finansal bilgi sağlamadığı, asgarî düzeyde finansal bilgi sunduğu için genel kabul görmüş denetim standartlarını temel almamalıdır.

2 5,1

Türkiye ilke bazlı olduğu, öze öncelik verdiği ve uluslararası ölçekte kabul gördüğü için uluslararası denetim standartlarını temel almalıdır.

16 41,0

Türkiye henüz uygulamada yeterince sınanmadığı ve ülkelerin kendine özgü koşullarını ihmâl ettiği için uluslararası denetim standartlarını temel almamalıdır.

3 7,7

Türkiye genel kabul görmüş denetim standartlarını ve uluslararası denetim standartlarının birbirine yakınlaştırılması çalışmalarını yakından izlemeli ve yönünü bu alandaki gelişmelere göre belirlemelidir.

12 30,8

Türkiye kendine özgü iktisadî ve ticarî koşulları dikkate alarak karma bir standartlar bütününü temel almalıdır.

7 17,9

Türkiye’nin uygulaması gereken denetim standartları konusunda ilk tercih (yüzde 41,0) aynı zamanda mevcut uygulama da olan uluslararası denetim standartları olarak belirtilmiştir. Bu tercihte uluslararası denetim standartları oluşturma sürecine ülkeler olarak katılma olanağının bulunma-sı etkili olabilmekte, genel kabul görmüş denetim standartları oluşturma sürecinde ise böyle bir olanak söz konusu olamamaktadır. İkinci en çok ter-cih edilen seçenek (yüzde 30,8) ise genel kabul görmüş denetim standart-ları ile uluslararası denetim standartlarının yakınlaştırılması çalışmalarına göre yön belirlemek olmuştur. Genel kabul görmüş denetim standartları ABD’deki büyük boyutlu ve muhasebe hileleri içeren şirket iflâslarından sonra daha az tercih edilmeye başlanmış ve sonuç olarak uluslararası dene-tim standartları ile yakınlaştırma çalışmaları yoğunlaşmıştır. Ulusal ölçekli kuruluşlar Türkiye’nin kendine özgü iktisadî ve ticarî koşul ve özelliklerin standartlar şekillendirilirken bir faktör olarak göz önüne alınmasını öne-rirken, küresel ölçekli kuruluşlar yerel koşulların dikkate alınmaması ge-rektiğini belirtmiştir. Ülkelerin tarihsel, ekonomik, toplumsal ve kültürel koşullarının farklılığı göz önüne alındığında, bağımsız denetçilere bütün bu farklılıkları ifade etme olanağı veren ve işlemlerin özünü ve amacını anla-maya yönelten uluslararası denetim standartlarının Türkiye’deki bağımsız denetçilerce de daha uygulanabilir bulunduğu anlaşılmaktadır.

DA

V 20

13/1

49

Muhasebe Hata ve Hilelerinin Ortaya Çıkarılmasında Bağımsız Denetçilerin Sorumluluğunu Etkileyen Faktörlere İlişkin Algılamaları

4. SONUÇLAR VE GENEL DEĞERLENDİRME

Genel olarak muhasebe hata ve hilelerinin ortaya çıkarılması sorum-luluğunun tamamen işletme yönetimine aît olduğu kabul edilmemekte-dir. Bağımsız denetçilerin mevcût tebliğ ve standartlar uyarınca ve iç kontrol sisteminin kuruluş ve geliştirme süreçlerinin büyük ölçüde ken-dilerinden bağımsız olmasından dolayı sorumluluktan kaçınma eğilimi içinde oldukları gözlenmektedir, ancak finansal raporlama zincirinde yer alan tüm taraflarca paylaşılması ya da ana kütle denetimi için ge-rekli maddî altyapının sağlanması durumunda sorumluluk üstlenilmesi eğilimleri güçlenmektedir. Öte yandan, sorumluluk düzeyi ile denetim ücreti arasında bir ilişki kurulması düşüncesi kuvvetli bir biçimde red-dedilmektedir. Bu sonuçta, öncelikle büyük ölçüde standartlaşmış bir denetim çalışması için birbirine yakın fiyatlarda denetim ücreti alın-ması ve dolayısıyla denetim piyasasında yoğun fiyat rekabeti yaşan-mamasının ve büyük ölçüde TÜRMOB önerisiyle yayımlanan Maliye Bakanlığı tebliği çerçevesinde faaliyet gösterilmesinin etkili olabile-ceği düşünülmektedir. Bağımsız denetçiler, denetim ücretinin ödenme biçiminin yasal görev ve sorumluluklarını yerine getirirken olumsuz etkide bulunabileceğini belirtmekte, ancak denetim ücretinin düzeyi ile sorumluluğu arasında herhangi bir ilişki kurmamaktadır. Başka bir an-latımla bağımsız denetçiler denetim ücretleri konusunda sorunu bunla-rın düzeyinde değil, ödenme biçiminde görmektedir.

Bağımsız denetim kuruluşlarının sorumluluklarını önemli yanlışlık-lar ile sınırlandırmaya çalıştığı, fakat önemli yanlışlıklar konusunda iş-letme yönetimiyle ortaklaşa sorumluluğu kabul edebileceği anlaşılmak-tadır. Başka bir anlatımla, bağımsız denetçiler malî tabloların önemli yanlışlıklar içermediğine ilişkin makûl güvence vermek çerçevesinde tanımlanan mevcût statüko ve uygulamaların devam etmesini istemek-tedir, ancak makûl güvence düzeyinin ötesine geçmeyi amaçlayan ana kütle denetimi uygulamasının yaşama geçirilmesi ya da sorumluluğu işletme yönetimi ile birlikte başka taraflara dengeli bir biçimde dağıt-mayı amaçlayan yaklaşımların yaşama geçirilmesi durumunda statüko-yu bırakma eğilimi göstermektedir. Ana kütle denetimi ve sorumlulu-ğun paylaştırılması konusunda ulusal ve uluslararası ölçekte faaliyet gösteren bağımsız denetim kuruluşları genel olarak benzer eğilimler paylaşmaktadır, ancak uluslararası ölçekli kuruluşlar söz konusu yak-laşımların uygulamaya aktarılması olasılığını ulusal ölçekli kuruluşlara göre daha düşük bir olasılık olarak değerlendirmektedir. Küresel ölçekli kuruluşlar tek sorumlunun işletme yönetimi olmasına ulusal ölçekli ku-ruluşlardan daha şiddetli bir biçimde karşı çıkmaktadır. Sorumluluğun paylaştırılması ve ana kütle denetimi konusunda uluslararası ölçekli

DA

V 20

13/1

50

Yrd. Doç. Dr. Canol KANDEMİR - Yrd. Doç. Dr. Şenol KANDEMİR

kuruluşların ulusal ölçekli kuruluşlardan ayrı düşmesinde uluslararası faaliyetlerinden çıkardığı derslerin ve deneyimin etkili olabileceği de-ğerlendirilmektedir.

Finansal bilgi kullanıcılarının denetim çalışmalarından yüksek bek-lentiler içinde oldukları düşünüldüğünden beklentilerin gerçekçi bir dü-zeye indirilebilmesi için bağımsız denetçilerin mevcut bağımsız dene-tim sürecini ve çalışmalarını finansal bilgi kullanıcılarına açık biçimde anlatması ve bu amaçla bilgilendirme çalışmaları (toplantılar, yayınlar, danışma ve bilgi alma mekanizmaları kurulması gibi) yapmasının ya-rarlı olacağı düşünülmektedir. Sözü edilen toplantılarda bağımsız de-netçiler olanaklarını, kısıtlarını ve kaynaklarını ortaya koymalı, finansal bilgi kullanıcılarının bağımsız denetçilerden yapılmasını beklediği hiz-metlerin hangilerinin yasa ve standartlar kapsamında kaldığı, hangile-rinin uygun ve yeterli kaynaklarla başarılabileceği, hangilerinin makul beklentilerin ötesine geçtiği ve son olarak hangilerinin başka organ ya da mekanizmaların görev alanına girdiği açıklanabilecektir. Böylelikle makul bir denetçinin yapması gereken denetim çalışmalar ile mevcut denetim çalışmaları arasındaki farklılık ya da boşluk saptanabilecek, bu farkın kapatılması için düzenleyici ve denetleyici kuruluşlar göreve çağrılabilecek ve bağımsız denetçilerin yapamayacağı önemli görevle-rin nasıl bir örgütlenme içinde yerine getirilebileceği ortaya konabile-cektir.

Düzenleyici ve denetleyici kuruluşlar ile bağımsız denetim kuruluş-ları arasında ise muhasebe hilelerinin ortaya çıkarılması sorumluluğu-nun tanımı ve kapsamı konusunda bir farklılık ya da boşluk saptan-mamıştır, çünkü gerek düzenleyici ve denetleyici kuruluşlar, gerekse bağımsız denetim kuruluşları bağımsız denetimin temel amacının hi-leleri ortaya çıkarmak ve önlemek olmadığı, bu sorumluluğun müşteri işletmelere ait olduğu konusunda uzlaşmaktadır. Dolayısıyla Türkiye ölçeğinde kamunun önemli bir bileşeni olan düzenleyici ve denetle-yici kuruluşlar açısından bir denetim beklenti boşluğundan söz edile-memektedir. Öte yandan, finansal bilgi kullanıcıları anlamındaki tüm kamu ve toplum açısından bir denetim beklenti boşluğu olup olmadığı-nı anlayabilmek için öncelikle yatırımcılar ve alacaklılar olmak üzere finansal bilgi kullanıcılarının eğilimlerini saptamak ve bunları bağımsız denetim çalışmaları ve bağımsız denetçilerin algılamaları ile karşılaştır-mak gerekmektedir.

Bağımsız denetçiler iç denetimin yapısal kısıtlarının olanaklar ölçü-sünde giderilmesi durumunda özellikle varlıkların kötüye kullanılması hilelerinin ortaya çıkarılması ve önlenmesinde iç denetim çalışmala-

DA

V 20

13/1

51

Muhasebe Hata ve Hilelerinin Ortaya Çıkarılmasında Bağımsız Denetçilerin Sorumluluğunu Etkileyen Faktörlere İlişkin Algılamaları

rının daha güvenilir bir düzeye gelebileceğine inanmaktadır. Bununla birlikte, iç denetimin tamamen bağımsız bir mekanizma olamayacağı ve yönetimden özerk bir konumda olsa bile iç denetim çalışmalarının bağımsız denetimde ihtiyatlı biçimde kullanılması gerektiği unutulma-malıdır. Günümüzde bu düzeyde bir özerklik iç denetimin yönetime bağlı olmaktan çıkarılıp denetim komitesine bağlanması ile sağlanmaya çalışılmaktadır.

Muhasebe hilelerinin ortaya çıkarılması açısından Türkiye’deki bağımsız denetçilerin sorumluluğu tek bir tarafa yüklemek istememe-si, olanaklar genişletilirse sorumluluğu paylaşmaya istekli olması ve denetim ücretlerinin müşteri işletme tarafından ödenmesinin yarattığı bağımlılık ilişkisini değiştirmeye eğilim göstermesi, bağımsız denetçi-lerin kamusal ve toplumsal rolleri ile ilgili duyarlılıklarını göstermek-tedir. Nitekim Reinstein ve McMillan (2004, 952-3)’a göre, kamusal ve toplumsal rollerinin farkında olan ve bu rollere bağlı olan bağım-sız denetçiler finansal raporlama sistemine güvenin artmasında etkili olabilmektedir. Kamusal ve toplumsal rollerinin farkında olan bağım-sız denetçi tipolojisinin yaratılması için için de ilgili bütün taraflarca uyumlu çabalar gösterilmesi gerekmektedir. Muhasebe eğitiminin ba-ğımsız denetçilerin kamusal ve toplumsal rollerini pekiştirecek, ilkelere teknik ayrıntılardan daha çok yer verecek (Revsine 2002, 143-4) ve ahlâkî değerler içerecek biçimde gözden geçirilmesi önemli adımlardan birisi olabilecektir.

Müşteri işletme ve bağımsız denetim kuruluşu arasındaki karşılıklı çıkar ilişkisini kesintiye uğratmak amacıyla yeni denetim standartları ile getirilen sorumlu ortak başdenetçi değişikliği yerine firma rotasyo-nunun daha etkili olacağı düşünülmektedir. Gavious (2007, 462-3)’a göre, bağımsız denetçi değişikliğinde önemli nokta denetim süresi ol-maktadır. Bağımsız denetim kuruluşu, müşteri işletme ile ilişkilerinin kısa vadeli ve kesintili olduğunu bilirse, müşterinin isteklerine uygun olarak önemli yanlışlıklar içeren malî tablolara onay vermemektedir. Ayrılma olasılığı ayrıca denetçi-denetlenen işbirliğini yeni gelecek de-netçinin yanlışlıkları belirleyip rapor edebilmesi bakımından da boz-maktadır. Uzun süreli denetimler bağımsız denetçiler açısından aynı zamanda atâlete de neden olmaktadır. Dolayısıyla, işletmelerin karma-şıklığının denetimi güçleştirmesi, işe başlama (ilk yıl) maliyetlerinin yüksekliği, yönetimin işbirliği eğiliminin azalması ve kısalan denetim süreleri için yönetimin daha yüksek ücretler teklif ederek bağımsız de-netçileri etkilemek istemesi gibi risklerine karşılık denetim süresinin firma açısından sınırlandırılmasının hileleri azaltması beklenebilecek-tir. Nitekim KGK’nun 2012 yılında yayımladığı Bağımsız Denetim

DA

V 20

13/1

52

Yrd. Doç. Dr. Canol KANDEMİR - Yrd. Doç. Dr. Şenol KANDEMİR

Yönetmeliği’ne göre üç yıl geçmedikçe denetim kuruluşları son on yıl-da yedi yıl, denetim kuruluşlarında çalışanlar da dahil denetçiler ise son yedi yılda beş yıl denetim çalışması yürüttükleri işletmelere ilişkin denetimleri üstlenemeyecektir. Türkiye’deki uygulama hem firma, hem de denetçi rotasyonu biçiminde olduğundan dünyadaki uygulamalardan daha ileri bir aşamada olduğu, ancak firmalar için de denetim süresinin 5 yıla indirilmesinin uygulamanın etkinliğini arttırabileceği değerlen-dirilmektedir.

Denetim ücretlerinin müşteri işletmelerin dışındaki taraflarca öden-mesi ve denetim piyasalarında aşırı rekabetin önüne geçilerek dene-tim ücretlerinin kaliteyi düşürebilecek noktalara kadar çekilmemesi bağımsız denetimi görev ve sorumluluklarını yerine getirmesinde ra-hatlatabilecektir. Gavious (2007, 464) bu nedenle denetim ücretlerinin düzenleyici ve denetleyici kuruluşlar tarafından düzenlenmesi ve izlen-mesini bağımsız denetim kuruluşlarının bağımsızlığının güvence altına alınması için bir süre daha gerekli değerlendirmekte, denetim ücretleri-nin ilgili tarifeler, rakip firmaların ücretleri, geçmiş yıllardaki ücretler, itibar, verimlilik ve uzmanlık gibi etmenler göz önünde bulundurularak belirli ölçülere göre kontrol edilmesini ve denetim ücretlerinin yük-sekliği ya da düşüklüğü için kamuya makûl açıklamalar yapılmasını önermektedir. Bu durum, müşteri işletme ve bağımsız denetim kuruluşu arasında yaşanan vekâlet sorununu bir dereceye kadar hafifletebilecek-tir. Türkiye’deki bağımsız denetçilerin yalnızca 1/4’ünün denetim üc-retinin müşteri işletme tarafından ödenmesini uygun bulmaları ve ücre-tin müşteri işletme dışındaki taraflarca ödendiği seçeneklere açık kapı bırakmaları vekâlet sorununu ciddî derecede yaşadığını ve sorunun çözümü konusunda istekli olduğunu göstermektedir. Bununla birlikte çözüm inisiyatifinin bağımsız denetim kuruluşlarından değil, düzenle-yici ve denetleyici kuruluşlardan beklenmesi daha gerçekçi olacaktır, çünkü kısa vadede bağımsız denetim endüstrisinin müşteri işletmeler ile yerleşik ilişkilerini değiştirmesi kolay görünmemektedir.

Bağımsız denetçilerin hata ve hilelerin ortaya çıkarılmasındaki ye-tersizliği, iç denetçilerin hata ve hilelerin ortaya çıkarılmasındaki uy-gun konumu, hile incelemecilerin hata ve hilelerin ortaya çıkarılma-sındaki uzmanlığı ve yolsuzlukların azaltılması konusundaki yoğun kamuoyu baskısı göz önünde bulundurulduğunda hata ve hilelerin or-taya çıkarılmasında söz konusu meslekler ve toplum arasında eşgüdüm sağlamanın gerekliliği anlaşılmaktadır. Bağımsız denetçiler muhasebe hilelerinin ortaya çıkarılması için uyumlu bir takım çalışmasının için-de olmalıdır. İşletme içi faaliyetleri gözleyebilecek en uygun konumda olan iç denetim çalışmalarını özellikle varlıkların kötüye kullanılması

DA

V 20

13/1

53

Muhasebe Hata ve Hilelerinin Ortaya Çıkarılmasında Bağımsız Denetçilerin Sorumluluğunu Etkileyen Faktörlere İlişkin Algılamaları

hilelerinin ortaya çıkarılmasında bu mekanizmanın özerklik derece-sine bağlı olarak ihtiyatlı bir biçimde kullanmalıdır. Birtakım şüpheli durumların ortaya çıkarılmasında finansal dedektif olarak nitelendiri-lebilecek hile incelemecilerinden ve hile saptandıktan sonraki süreçte hile maliyetlerini en aza indirebilmek açısından adlî muhasebecilerden hizmet almayı düşünmelidir. Müşteri işletmenin denetim komitesinin ve hukuk müşavirinin hile ortaya çıktıktan yargılama aşaması sonuçla-nıncaya kadar olan aşamalarda süreci örgütlemesi ve yönetmesini sağ-lamalıdır. Bağımsız denetim çalışmaları yapılırken ve rapor yazılırken hilenin ortaya çıkarılması, incelenmesi ve yargılama aşamalarından ge-len veri ve bilgileri değerlendirmeli, bunlara göre o noktaya kadar olan denetim çalışmalarını gözden geçirmelidir. Sonuç olarak, muhasebe ve denetim mesleği ahlâkî özdenetimini başarabilir, müfredatın gerçek dünya koşullarına uyarlanmasını sağlayabilir, toplumsal ve çevresel ön-celikleri yeniden canlandırabilir, hilelerin ortaya çıkarılmasında birden çok aracı eşzamanlı olarak verimli bir biçimde kullanabilen bir takım çalışması içinde olabilirse etkinliği ve güvenilirliği o derece artabilecek ve muhasebe hilelerinin yarattığı büyük sosyo-ekonomik ve kültürel maliyetler kabul edilebilir düzeylere gerileyecek ve orantılı bir refah artışı yaşanabilecektir.

5. KAYNAKÇA

ACFE. 2008. Report to the Nation of Occupational Fraud &Abuse. Association of Certified Fraud Examiners Austin.

Boynton, W. ve R.N.Johnson. 2006. Modern Auditing : Assurance Services and the Integrity of Financial Reporting 8th Edition John Wiley & Sons Hoboken New Jersey USA.

Burrowes, A.W., J.Kastantin ve M.M.Movicevic . “The Sarbanes-Oxley Act as a Hologram of Post-Enron Disclosure : A Critical Realist Commentary” Critical Perspectives on Accounting 15 797-811.

Gavious, I . 2007. “Alternative Perspectives to Deal with Auditors’ Agency Problem” Critical Perspectives on Accounting 18 (2007) 451-67.

Golden, T.W., S.L.Skalak ve M.M.Clayton. 2006. A Guide to Forensic Accounting Investigation John Wiley & Sons New York USA.

Miller, P.B.W ve P.R.Bahnson. 2002. Quality Financial Reporting. New York:McGraw Hill.

Porter, B., J.Simon ve D.Hatherly. 2006. Principles of External Auditing John Wiley & Sons New York USA.

DA

V 20

13/1

54

Yrd. Doç. Dr. Canol KANDEMİR - Yrd. Doç. Dr. Şenol KANDEMİR

PwC. 2007. Economic Crime:People, Culture & Controls. The 4th Biennial Global Economic Crime Survey Investigations and Forensic Services New York.

PwC. 2007. Economic Crime:People, Culture & Controls, The Global Economic Crime Survey -2007 İstanbul.

Reinstein, A. ve J.McMillan. 2004. “The Enron Debacle: more than a perfect storm” Critical Perspectives on Accounting 15 (2004) 955-70.

Revsine, L. 2002. “Enron:sad but inevitable” Journal of Accounting and Public Policy 21 (2002) 137-45.

Rezaee, Z. 2002). Financial Statement Fraud. March 2002. John Wiley & Sons New York USA.

Singleton, T.W., A.Singleton, G.J.Bologna ve R.J. Lindquist. 2006. Fraud Auditing and Forensic Accounting 3rd Edition John Wiley & Sons New York USA.

Wells, J.T. 2008. Principles of Fraud Examination John Wiley & Sons New York USA.

Wiesen, J. 2003. “Congress Enacts Sarbanes-Oxley Act of 2002 : A Two-Ton Gorilla Awakes and Speaks” Journal of Accounting Auditing & Finance Summer 2003 Volume 18 Issue 3 pp.429-48.

DA

V 20

13/1

55

CUSTOMER-DRIVEN PROFITABILITY ANALYSIS: A

MANAGEMENT ACCOUNTING APPROACH THROUGH

CUSTOMER PORTFOLIO APPLICATIONS

Prof. Dr. Süleyman YÜKÇÜ*

Arş. Gör. İlker KARAKELLEOĞLU**

ABSTRACT

On the subject of Customer-driven Profitability Analysis this paper aims to describe the need for such analysis; its role in contemporary businesses, difference from early approaches to profitability and comprehensions brought by. After grounding customer-centric view’s hypothetical framework cited objectives are fulfilled through clarification of key processes of Customer Profitability Analysis, identifying advantages along with downsides and employing customer portfolio applications to demonstrate practical usages. Calculations pertinent to customer profitability are performed via a sample case designed close to real business dynamics. Using fixed manufacturing costs and customer specific costs evaluations about profitability indicators’ reliability and factors influencing these indicators are discussed to reach a reasonable management instrument. Prospect actions towards different customers are put forward in accordance with illustrated case besides flexible classifications of customers. Ultimate contributions providing insight how to assess corporate profitability are handled in customer focused lookout and why it is important to analyze profitability on customer basis is argued.

Keywords: Profitability Analysis, Customer Profitability, Customer Portfolio Analysis, Management Accounting Cases

JEL Classification: M10, M41

* Dokuz Eylül University FEAS, Department of Management. [email protected] ** Dokuz Eylül University FEAS, Department of Management. [email protected]

DA

V 20

13/1

56

Prof. Dr. Süleyman YÜKÇÜ - Arş. Gör. İlker KARAKELLEOĞLU

MÜŞTERİ ODAKLI KARLILIK ANALİZİ: MÜŞTERİ PORTFÖYÜ UYGULAMALARIYLA BİR YÖNETİM MUHASEBESİ YAKLAŞIMI

ÖZ

Müşteri Odaklı Karlılık Analizi konusunda yürütülen bu çalışma, müşteri karlılık analizi tekniğine duyulan ihtiyacı, bu analizin modern işletmelerde-ki rolünü, karlılık konusundaki daha önceki yaklaşımlardan farklılıklarını ve getirdiği anlayışları ortaya koymayı amaçlamıştır. Müşteri odaklı yaklaşımın kavramsal çerçevesi oluşturulduktan sonra, söz konusu amaçlara Müşteri Kar-lılık Analizinin ana süreçlerinin açıklanması, avantaj, dezavantajlarının yo-rumlanması ve müşteri portföyü uygulamaları vasıtasıyla pratik sonuçlarının gösterilmesi gibi yollarla ulaşılmaya çalışılmıştır. Müşteri Karlılığına ilişkin hesaplamalar gerçek iş ortamı dinamiklerine uygun kurgulanan bir vaka üze-rinde gerçekleştirilmiştir. Sabit üretim maliyetleri ve müşterilere özel maliyet-ler aracılığıyla karlılık göstergelerinin güvenilirliği ile ilgili değerlendirmeler yapılmış, bu göstergelere etki eden faktörler akılcı bir yönetim enstrümanına ulaşılmasına yönelik tartışılmıştır. Örnek vaka çalışması temelinde, esnek bir şekilde kategorize edilmiş farklı müşterilere karşı alınacak olası aksiyonlar ileri sürülmüştür. Müşteri odaklı bakış açısının kurumsal karlılığın değerlendi-rilmesine sağladığı nihai katkılar ve karlılığın bu açıdan değerlendirilmesinin önemi eleştirilmiştir.

Anahtar Kelimeler: Karlılık Analizi, Müşteri Karlılığı, Müşteri Portföy Analizi, Yönetim Muhasebesi Vaka Çalışmaları

JEL Sınıflandırması: M10, M41

1. INTRODUCTION

Today’s notion explaining modern economy rests on the assumption that businesses are formed for benefits of stakeholders. In that, competition which is a significant factor to shape contemporary economic framework compels businesses to adopt strategies focusing on a certain stakeholder group, namely customers. After early 90s it has become so obvious that customer-focused view is a key element to grow advantage in competition, firms start paying attention to previously underestimated concepts such as cost-to-serve, customer satisfaction and customer services.

With the recognition of customer driven component’s role in corporate profitability, nowadays’ organizations have a tendency to promote customer profitability measures and strategies instead of ones

DA

V 20

13/1

57

Customer-Driven Profitability Analysis: A Management Accounting Approach Through Customer Portfolio Applications

related with product profitability. The reason for that is simply based on changing trends about how customers consume value. Added value created by businesses is consumed according to customer perceptions, their preferences. In this respect, up-to-date economic or social conditions of consumers are pretty effective as well. Thus, profitability is not only influenced by matters associated with products but also heavily dependent on customer related factors.

From a customer-focused viewpoint, corporate profitability can be described as the difference between revenues generated from customers and customer costs. Any cash inflow or economic benefit in return for provided goods and services contributes to profits when costs incurred to serve customers work adversely. Despite revenue channels’ familiarity to companies, customer costs’ detail stayed unfamiliar yet. Varying with related field of activity, excess of customer costs derive from such reasons;

• Smaller order quantities

• Customized and/or more frequent deliveries

• Producing and/or stocking a large number of products

• Requiring a company to hold inventory

• Increasing requirements for post-sales support

To deal with such extra costs, companies employ charge for selected services, they call back some services offered or turn them more efficient. Companies may renegotiate contracts or even fire the customer (Valkre 2009, 2). Thereby, realizing customer costs accordingly customer profitability is of great importance to design a business strategy.

2. CUSTOMER PROFITABILITY AND ITS IMPORTANCE

In general, the gap between revenues grained from and costs related with customer relationships is named as customer profitability. For upgrading their profitability businesses used to concentrate on product quality and costs. However, to meet huge worldwide competition and diversifying customer expectations, companies ought to know characteristics of potential buyers of their products and which customer groups are contributing to corporate profitability in which ways. Advancements in production and communication technologies; variations in social, political and cultural life; new approaches of management also bring about calculating costs for each customer or customer group separately, counting them against revenues from to calculate profitability by customer means.

DA

V 20

13/1

58

Prof. Dr. Süleyman YÜKÇÜ - Arş. Gör. İlker KARAKELLEOĞLU

On this basis, Kotler (2007) defines who a profitable customer is “A person, household or company that, over time, yields a revenue stream that exceeds by an acceptable amount the company’s cost stream of attracting, selling and servicing that customer”. In this context, firms evaluate customers in terms of the margin they contribute to profitability and detect costs of necessary activities to hold the demand. Thus, paying attention to customer profitability gains crucial importance to allocate resources appropriately. As a customer relationship management tool, the significance of being aware of that concept enables companies to build long lasting relationships with the most valuable customers; companies can win a loyal and profitable customer base (PwC 2009).

3. CUSTOMER PROFITABILITY ANALYSIS

In contemporary management accounting customer profitability analysis can be mentioned as an important recent tool to decision making. To take decisions regarding their customers, companies need to have precise and guide knowledge about their customers. That’s why, accounting information systems should be used in a way that costs and revenues are accurately classified for particular customers or customer groups.

Horngren (2011) describes this method of analysis as the reporting and assessment of revenues earned from customers and the costs incurred to earn those revenues. He also puts forward that customer profitability analysis includes resolving customer differences in revenues and costs to provide insight into why differences exist in the operating income earned from different customers or customer groups. Customer profitability analysis also refers to the allocation of revenues and costs to customer segments or individual customers, such that the profitability of those segments and/or individual customers can be calculated (van Raaij 2003, 573). Alternatively, from a managerial viewpoint, the concept of customer profitability is comprised of providing executives information about whether specific customers, segments or groups is making adequate contributions to operating income of a company for receiving a high level of attention from that company.

Today organizations use customer profitability analysis to identify efficiency of customer activities and relationships. Many companies endeavor to upgrade their market share and customer satisfaction levels regardless of costs relevant to those activities. Customer profitability analysis assists companies with particular cost-benefit comparisons for identification of who their most valuable customers are to prioritize any marketing, sales or service activity (Yükçü 2007, 270). Such

DA

V 20

13/1

59

Customer-Driven Profitability Analysis: A Management Accounting Approach Through Customer Portfolio Applications

information provides managers following aspects:

• Maintaining and increasing current customer profitability by developing brand loyalty.

• Carrying relevant costs for turning unprofitable customers into profitable ones.

• Withdrawing from segments that enduring costs work inefficiently to generate profitable customers.

Management matter that Scarlett (2003) inspected serves to illustrate the approach in a simple manner. “Say we have two customers, X and Y, who have generated similar revenues for our business over the past year. Both pay their bills on time and their revenue growth rates are comparable. We might think these customers are of equal value to our business but X has been a customer for years, gives us all of his business, refers friends and associates, pays electronically and demand little in the way of extra attention. Y, on the other hand, has recently been reacquired for the third time in three years through significant price concessions. He buys our lower margin items, changes his orders at the last minute and requires a lot of customer care. So are X and Y generating similar returns?”

Customer-centric approach to profitability handles the problem considering costs incurred for serving the customers. Apart from product costs, these costs relate to customer activities such as selling-administration, purchasing, order-taking, and marketing, distribution, discounts and quality control. In this approach it is appropriate to assess customer profitability by attributing costs to specified consumers with using relevant cost-drivers. For production of very customized goods or services some production costs can even be traced by customer level. Regarding this sample, customer profitability analysis shows that X turns out to be a more profitable customer than Y despite their identical contribution to revenue. Concisely, differences in contribution margins of goods they bought, costs and loyalties to company along with purchasing behaviors are sequenced as reasons for that inference.

Customer centered profitability approach differs from traditional profitability approaches in many ways. Although in traditional approach all customers are treated equally to detect revenue alone, customer profitability approach requires awareness of individual or group customers’ influence on total corporate profitability. Notwithstanding traditional approach’s disregard of the full cost of servicing a customer including selling, advertising, general&administrative costs or

DA

V 20

13/1

60

Prof. Dr. Süleyman YÜKÇÜ - Arş. Gör. İlker KARAKELLEOĞLU

opportunity costs, customer driven methodology prioritizes rendering services to customers for ensuring each customer relationship is profitable.

With customer profitability analysis’ main instrument of determining the profit margins generated by each customer a small number of customers can generate a high proportion of the total profit, Selden and Colvin (2004) estimate that it is very often the top %20 of customers generate approximately %80 of a firm’s total profit. This common understanding so called 80:20 rule is mentioned in contemporary business literature as The Pareto principle. The whale curve whose name derives from average shape of accumulated profits in a firm explains this basic commonality as follows.

Figure 1. The Whale Curve of Customer Profitability by Percentile of Customers

According to above assumption that often meets with many businesses circumstances, first 20 percentile most profitable customers generate the potential profits, %50-%60 reach break-even point and remaining %20 comes out apparently as unprofitable in total profits continuum. In this sense, customer profitability analysis can be employed to differentiate who the most valuable customers to company are, and to determine the extent of company’s dependence on specific customers, groups or segments. Hereby any firm can decide the proportion of resources allocated for different customers which customers are to be targeted.

DA

V 20

13/1

61

Customer-Driven Profitability Analysis: A Management Accounting Approach Through Customer Portfolio Applications

4. PROCESSES of CUSTOMER PROFITABILITY ANALYSIS

To reveal the steps of customer profitability analysis it’s important to highlight the use of Activity Based Costing System’s principles in the processes of this concept. By way of fundamental classification, there are two distinct fragments of whole calculation.

• Determination of Customer-specific Costs and Customer Activity Costs

Those are costs incurred as a result of activities in sales, customer service and the warranty departments that are rendered for all customers. Stages to determine customer-specific costs could be sorted as identifying who the customers or customer groups are to be evaluated for the analysis, defining key activity /resource drivers to allocate costs to their true consumption channel, mapping those activities to customers and revealing customer costs through accumulation of those activity costs for each individual customer or customer group. Similarly, customer activity costs can be calculated in the same manner with integrating resource pools to assign costs appropriately to customers for which the activities are conducted for. At this point, following figure illustrates the steps in this component of customer profitability analysis.

Figure 2. Steps in Determination of Customer-Specific Costs

Reference: Yükçü 2007, 275; Valkre 2009, 5

DA

V 20

13/1

62

Prof. Dr. Süleyman YÜKÇÜ - Arş. Gör. İlker KARAKELLEOĞLU

• Determination of Customer Profitability

Customer profits could be computed likewise operating profit calculations in traditional profitability approach. Product costs, customer costs and asset opportunity costs that are assets of the company a particular customer consumes are subtracted from total revenues to get customer profitability numbers. Here the opportunity cost is calculated by multiplying a company’s cost of capital (or some appropriate interest rate) times the average asset value utilized. This cost of capital amount reduces overall customer profitability (Valkre 2009, 6).

Customer Profit = Revenue – (Product Costs + Customer Costs +

Asset Opportunity Cost)

After covering principal processes, it’s appropriate to indicate advantages of employing customer profitability analysis to companies in this part. Key benefits of customer driven profitability analysis can be enumerated as following:

• It works to address customers that boost true profits by eliminating non-profitable customers or groups via management decisions.

• Brings an understanding to define customer groups in terms of their lifetime value to the company, whether they are worth retaining or not. Helps to identify which segments to focus on.

• Customer centric approach to profitability grounds taking into account of non-production costs and purchasing behaviors that are unignorable elements of true costs.

• Prioritize customized strategies by generating portfolio approaches to manage profitability considering customer costs and purchasing habits.

• Yields useful information to increase efficiency of marketing, pricing and discounting activities. Forms goals/strategies towards high-value customers.

On the contrary there are some drawbacks of seeing profitability in such a view. Despite the fact that they are surmountable with recent developments, following downsides had better be considered.

• Accurate calculation and attribution of costs may entail certain challenges in different sectors. It might generate extra costs to implement Activity Based Costing that ensures precision for cost attributions.

• Data collection that would be used for projecting segmental

DA

V 20

13/1

63

Customer-Driven Profitability Analysis: A Management Accounting Approach Through Customer Portfolio Applications

revenues and costs may require adoption of new systems/technologies.

• It would result in misleading perceptions providing that companies do not take into account customers’ whole-life value to them that is lifetime earnings from customers. Evaluations based on annual earnings would be much myopic.

• It may seem overvalue individual purchases. Therefore, combinations of products and services are at risk of underestimation during analysis.

5. APPLICATIONS OF CUSTOMER PROFITABILITY ANALYSIS

In this part, to observe how customer profitability analysis implemented, a customer portfolio case is provided. A customer portfolio is the combination of individuals or groups that build up customer base of a business. For its compatibility to modern customer-driven approach and forming most businesses’ main customer stream, portfolio aspect is chosen to further the applications throughout this phase. Analysis would be conducted with respect to sales and variables cost numbers per product.

As an exemplary case, assessment of profitability is handled in a canned foods company. Given level of total fixed costs in “XYZ Foods” company is 620.000 TL, total selling- administrative expenses amounts to 400.000 TL for the year 20XX, profitability analysis would be performed from customer centered view. They decide to attribute fixed costs according to production hours and selling-administrative expenses to annual sales amounts.

For the same year realized sales numbers, production hours and variable costs of production are represented in the following table.

Table 1. XYZ Foods Sales Data per Product

Products Annual Sales (TL) Production Hours Total Variable Costs per Product (TL)Tomato Paste 900.000 300 400.000 Chili Pepper Paste 300.000 500 180.000 Canned Okras 950.000 500 850.000 Canned Green Beans 800.000 400 500.000 Mixed Vegetables Canned 200.000 200 80.000 Pickled Cucumbers 450.000 100 250.000 Total 3.600.000 2.000 2.260.000

Next step will be determination of contribution margins per products and allocation of fixed costs and selling-administrative expenses according to given allocation keys. To reach further customer profitability

DA

V 20

13/1

64

Prof. Dr. Süleyman YÜKÇÜ - Arş. Gör. İlker KARAKELLEOĞLU

analysis, contribution margins are calculated by subtracting variable costs per product from revenues generated owing to any product, that is annual sales amounts, and cost portions related with each product are attributed simply by multiplying total amount with the proportion of that product in relevant allocation key items total. Subsequent tables show that calculations clearly.

Table 2. Product Contribution MarginsProducts Product Contribution Margin (TL) Variable Cost Ratio Contribution Margin Ratio

(Sales - Variable Costs per Product) (Variable Costs/Sales) (Contribution Margin/Sales)Tomato Paste 500.000 0,44 0,56 Chili Pepper Paste 120.000 0,60 0,40 Canned Okras 100.000 0,89 0,11 Canned Green Beans 300.000 0,63 0,38 Mixed Vegetables Canned 120.000 0,40 0,60 Pickled Cucumbers 200.000 0,56 0,44 Total 1.340.000 0,37 0,63

Portions to be Attributed = Tot. Fixed Costs/Tot. Sell.-Admn. Exp. X Proportion of Each Item in Allocation Key Total

Table 3. Cost Allocations

Products Portion Attributed (TL) Portion Attributed (TL)

from fixed costs from sel l ing-adm. exp.

Tomato Paste 93.000 100.000

Chi l i Pepper Paste 155.000 33.333

Canned Okras 155.000 105.556

Canned Green Beans 124.000 88.889

Mixed Vegetables Canned 62.000 22.222

Pickled Cucumbers 31.000 50.000

Tota l 620.000 400.000

In order to approach the case with a customer focused view, it’s necessary to notice purchase amounts of customers and which items are sold to whom. XYZ Foods Company provides information about purchases by customer in the table below.

DA

V 20

13/1

65

Customer-Driven Profitability Analysis: A Management Accounting Approach Through Customer Portfolio Applications

Table 4. Purchases by Customer

Customer Sales Amounts (TL) Purchased Items Product Code

A150.000 Chili Pepper Paste 2 650.000 Canned Okras 3

B

100.000 Tomato Paste 1 50.000 Chili Pepper Paste 2

150.000 Canned Okras 3 300.000 Canned Green Beans 4 70.000 Mixed Vegetables Canned 5

130.000 Pickled Cucumbers 6

C250.000 Canned Green Beans 4 100.000 Pickled Cucumbers 6

D 400.000 Tomato Paste 1

E200.000 Tomato Paste 1 200.000 Canned Okras 3 50.000 Mixed Vegetables Canned 5

F80.000 Tomato Paste 1 70.000 Pickled Cucumbers 6

G100.000 Chili Pepper Paste 2 200.000 Canned Green Beans 4 30.000 Mixed Vegetables Canned 5

H

200.000 Tomato Paste 1 30.000 Canned Okras 3 20.000 Canned Green Beans 4 10.000 Mixed Vegetables Canned 5 50.000 Pickled Cucumbers 6

I30.000 Tomato Paste 1 20.000 Canned Okras 3 10.000 Pickled Cucumbers 6

J20.000 Canned Okras 3 30.000 Mixed Vegetables Canned 5 10.000 Pickled Cucumbers 6

K40.000 Tomato Paste 1 10.000 Canned Green Beans 4

L20.000 Tomato Paste 1 10.000 Canned Okras 3 20.000 Pickled Cucumbers 6

M

50.000 Tomato Paste 1 10.000 Canned Okras 3 20.000 Canned Green Beans 4 60.000 Pickled Cucumbers 6

DA

V 20

13/1

66

Prof. Dr. Süleyman YÜKÇÜ - Arş. Gör. İlker KARAKELLEOĞLU

Knowing this information, it’s possible to calculate operating margins for each customer by tracking cost proportions from fixed costs and selling-administrative expenses. In such way we can compare total revenues with operating margins on both product basis and customer basis which is mentioned in customer profitability hypothesis. As customer profitability analysis’ theory puts forwards revenues, namely sales amounts for mentioned company can be unreliable indicators of profitability. Regarding this applications in portfolio view, it’s better to establish each customer’s profitability so as to get operating incomes which draws a key performance indicator. In given food company case, factors to be considered to reach a key indicator of profitability arise as fixed production costs, variable costs pertaining to operational activities and selling-administrative expenses. These signified cost items are to be deduced from total revenues to get final numbers for operating margins.

In order to monitor operating margins by customer level, each cost item needs to be fractioned according to distinct purchases of every customer, customer group or segment. Considering our case, variable costs per purchase is computed by multiplying variable cost ratios with total sales of that particular product to a certain consumer. Besides, per each purchase fixed cost amount is calculated through multiplication of the portion of that purchase within product’s total sales with total attributed fixed costs to related product. Another component to be subtracted from total revenues is selling-administrative expenses which can be detected by multiplication of corresponding selling-administrative expenses’ portion with share of purchases in total. Eventually, operating margin by a customer is reached via gathering operating margins per all purchases of this customer.

Subsequent Table 5 demonstrates how profitability numbers (TL) are calculated in detail.

DA

V 20

13/1

67

Customer-Driven Profitability Analysis: A Management Accounting Approach Through Customer Portfolio Applications

Table 5. Calculations of Operating Margins on Customer Basis Cu

st.

Sale

s Pr

od. C

ode

Vrb.

Cos

t per

Pur

chas

e*Fx

d. C

ost p

er P

urch

ase*

*Se

ll-Ad

m. E

xp. p

er P

urch

ase*

**To

t. Cu

stom

er R

even

ue

Oper

. Mar

gin

per P

urch

.Op

er. M

argi

n pe

r Cus

t.Cu

stom

er's

( A )

( B )

( C )

( D )

( Gra

nd To

tal A

's){ A

- (B

+C+D

) }{ T

otal

A -

(B+C

+D) }

Oper

. Mar

gin/

Rev.

150.

000

2

90.0

00

77

.500

16.6

67

34

.167

-

650.

000

3

581.

579

106.

053

72

.222

109.

854

-

10

0.00

0

1

44

.444

10.3

33

11

.111

34.1

11

50

.000

2

30.0

00

25

.833

5.55

6

11

.389

-

150.

000

3

134.

211

24.4

74

16

.667

25.3

51

-

30

0.00

0

4

18

7.50

0

46

.500

33.3

33

32

.667

70.0

00

5

28

.000

21.7

00

7.

778

12.5

22

13

0.00

0

6

72

.222

8.95

6

14

.444

34.3

78

25

0.00

0

4

15

6.25

0

38

.750

27.7

78

27

.222

100.

000

6

55.5

56

6.

889

11.1

11

26

.444

D40

0.00

0

1

17

7.77

8

41

.333

44.4

44

40

0.00

0

13

6.44

4

13

6.44

4

0,

34

20

0.00

0

1

88

.889

20.6

67

22

.222

68.2

22

20

0.00

0

3

17

8.94

7

32

.632

22.2

22

33

.801

-

50.0

00

5

20

.000

15.5

00

5.

556

8.94

4

80.0

00

1

35

.556

8.26

7

8.

889

27.2

89

70

.000

6

38.8

89

4.

822

7.77

8

18

.511

100.

000

2

60.0

00

51

.667

11.1

11

22

.778

-

200.

000

4

125.

000

31.0

00

22

.222

21.7

78

30

.000

5

12.0

00

9.

300

3.33

3

5.

367

20

0.00

0

1

88

.889

20.6

67

22

.222

68.2

22

30

.000

3

26.8

42

4.

895

3.33

3

5.

070

-

20.0

00

4

12

.500

3.10

0

2.

222

2.17

8

10.0

00

5

4.

000

3.

100

1.11

1

1.

789

50

.000

6

27.7

78

3.

444

5.55

6

13

.222

30.0

00

1

13

.333

3.10

0

3.

333

10.2

33

20

.000

3

17.8

95

3.

263

2.22

2

3.

380

-

10.0

00

6

5.

556

68

9

1.11

1

2.

644

20

.000

3

17.8

95

3.

263

2.22

2

3.

380

-

30.0

00

5

12

.000

9.30

0

3.

333

5.36

7

10.0

00

6

5.

556

68

9

1.11

1

2.

644

40

.000

1

17.7

78

4.

133

4.44

4

13

.644

10.0

00

4

6.

250

1.

550

1.11

1

1.

089

20

.000

1

8.88

9

2.06

7

2.

222

6.82

2

10.0

00

3

8.

947

1.

632

1.11

1

1.

690

-

20.0

00

6

11

.111

1.37

8

2.

222

5.28

9

50.0

00

1

22

.222

5.16

7

5.

556

17.0

56

10

.000

3

8.94

7

1.63

2

1.

111

1.69

0 -

20

.000

4

12.5

00

3.

100

2.22

2

2.

178

60

.000

6

33.3

33

4.

133

6.66

7

15

.867

F G L M

800.

000

80

0.00

0

350.

000

45

0.00

0

150.

000

33

0.00

0

H I J KA B C E

140.

000

144.

020

-

76.9

38

53

.667

43.3

65

45

.800

4.36

7

80

.341

9.49

8

4.

631

310.

000

60.0

00

60.0

00

50.0

00

50.0

00

14.7

33

10

.421

33.4

10

0,18

-

0,

10

0,15

0,

10

0,31

0,

01

0,26

0,

16

0,08

0,

29

0,21

0,

24

*Variable Cost per Purchase = Variable Cost Ratio x Purchase Amount**Fixed Cost per Purchase = Product’s Portion Attributed from Fixed Costs x

(Purchase Amount/ Product’s Total Sales) ***Selling-Administrative Expenses per Purchase = Product’s Portion Attributed

from Selling-Administrative Expenses x (Purchase Amount/ Product’s Total Sales)

DA

V 20

13/1

68

Prof. Dr. Süleyman YÜKÇÜ - Arş. Gör. İlker KARAKELLEOĞLU

When numbers are interpreted on customer basis, the capability of analyzing who is making or losing you money and why enables companies to determine strategies towards profitable directions in true comprehension of cost and revenue terms. It’s crucial for a business to eliminate its unprofitable customers. Apart from cost-to-serve and realized net margins that are key constituents of profitability, sales volume to different customers is another factor to consider before designing a strategy. Like relative market shares of products, sales volumes can be combined with profitability facts of customers to result in a differentiation of insights towards customers. Although borders would hardly be so clear cut in real business applications, designation of strategies towards different customers are depicted generally in following figure.

Figure 3. Actions towards Different Customers

Reference: Brown 2007, 3)

Pertinent to XYZ Foods Case, different actions towards given customers could be explained in such mannerism. Analogous to sales volume, we can take total customer revenues in one axis and operating margins per customers in another.

With this in the mind, customer “A” should be noticed with its lowest operating margin. Despite A’s contribution to total revenue, ranks 1st

DA

V 20

13/1

69

Customer-Driven Profitability Analysis: A Management Accounting Approach Through Customer Portfolio Applications

with 800.000 TL, the relationship with this customer turns out to be the most unprofitable one because of excessive cost-to-serve components. Due to same reasons purchases of customer “G” form a similar pattern. G’s operating margin seems significantly low comparing to total revenue from it which is a lot higher than other customers providing considerable operating income. Operating margin/revenue ratios of these customers is almost zero or below. With gained attentions of those towards company, both A and G can be categorized as targeted customers and it’s better to transform these customers into profitable ones by focusing on changing their purchase habits. If products bought by them are substituted with the ones having lowest cost-to-serve components, XYZ Foods can recognize revenues as operating income. Otherwise withdrawing from that customers would be a wiser decision.

Amongst all customers, “D”, “F”, “H” and “M” can be treated in a parallel understanding. Since revenues from them are relatively decent, we can infer that these customers are already in target of the company. Respective operating margin/revenue ratios of %34, %31, %26 and %24 are moderately higher than averages and require retaining of these customers. Additional sales volume from existing businesses is in favor of XYZ Foods.

When we evaluate customers “K” and “L”, their purchase patterns appear close. By looking their selling-administrative expenses and revenues it can be deduced that they are not of prior target to the company, but their operating margins are acceptable than most. Decisions about activities towards such customers should be monitoring them if they could be growed into a class of ideal profitable customers without worsening current ratios or not. Ratio belongs to customer “I” is slightly lower than K and L owing to portions from fixed and variable costs. Accordingly customer I might be traced with same objective as well but not customer “J” engaging in a minimal operating margin.

The remaining customers “B”, “C” and “E” yields comfortable revenues, however revenue numbers of them are apparently misleading. Comparing their operating margins per customer and operating margin/revenue ratios to others, we can conclude that these customers are not that profitable as it seems. At that point the action towards them should be striving for cost reductions specifically in variable and selling-administrative components. Alternatively urging them to replace their purchases with ones generating more contribution margin would be appropriate.

Customer profitability analysis serve a reasonable tool for profitability

DA

V 20

13/1

70

Prof. Dr. Süleyman YÜKÇÜ - Arş. Gör. İlker KARAKELLEOĞLU

assessment however, combining it with product profitability approaches or consumer behavior concepts results in more comprehensive understanding of corporate profitability. Mentioned analysis in this part backs up theoretical viewpoints numerically. Illustrated case application can be broadened or narrowed down with respect to cost-to-serve components, sectors participated in, manufactured/traded product lines, customer groups or segments, loyalty and lifetime values.

6. CONCLUSION

For seeing management accounting a sub discipline of economic sciences and economy as a social science, it makes nonsense to design an accounting analysis tool disregarding consumer basis. Customer driven profitability analysis approaches corporate profitability with taking account of lately realized factors like cost-to-serve, customer specific costs, customer-activity costs and asset opportunity costs. This contemporary analysis technique enables businesses to examine revenue streams and service costs in relation to particular customers or customer groups. Analysis of customer profitability backed up by customer portfolio applications in this paper serves as a key decision tool by bringing such questions to companies’ agenda.

• Which of your customers are unprofitable and why in customer-centric profitability terms?

• Should revenues and gross margins be taken seriously as reliable indicators of profitability?

• Does it make reason to treat all customers equally, which is of most value to the company?

• What is the optimal customer portfolio mix for existing product lines?

Moreover, customer driven profitability analysis argues whether customers’ level of attentions from company is excessive or insufficient. By determining operating margins on customer basis it allows true assessment of marketing, sales, service investments and proper allocation of business resources. To designate an overall business strategy customer profitability works to point out which customers or segments are worth retaining, which are to abandon and which are to rush into. Since customers are main addressees or consumers of added corporate values in nowadays’ business environment approaching profitability within customer driven context gives rise to rational insight for information production and decision taking.

DA

V 20

13/1

71

Customer-Driven Profitability Analysis: A Management Accounting Approach Through Customer Portfolio Applications

7. REFERENCES

Brown, L. 2007. Customer Profitability Analysis: Profit Analytics

Horngren, C., Datar, S., and Rajan, M. 2011. Cost Accounting: A Managerial Emphasis. Pearson Prentice Hall

Kotler, P., and Armstrong, G. 2007. Principles of Marketing. Pearson Prentice Hall

Scarlett, B. 2003. Are they always right?. CIMA Insider

Selden, L., and Colvin, G. 2004. Killer customers: tell the good from the bad and crush your competitors. Portfolio Publishers

Van Raaij, E., Vernooij, M., and Van Triest, S. 2003. The implementation of customer profitability analysis: A case study. Industrial Marketing Management, 32, 573-583.

Yükçü, S. 2007. Yöneticiler İçin Muhasebe: Yönetim Muhasebesi. Birleşik Matbaacılık

PwC – Spotlight customer profitability. from http://www.pwc.com/us/. (04.09.2012)

Valkre Solutions – Customer Profitability Analysis. from http://valkre.com/papers/. (05.09.2012)

DA

V 20

13/1

73

THE STATUS OF AUDIT COMMITTEES: A COMPARATIVE

STUDY OF U.S.A., E.U., AND TURKEY

Associate Professor Nur İrem NUHOĞLU*

Onuralp ARMAĞAN**

ABSTRACT

This study examines to what extend Blue Ribbon Committee (BRC) recommendations are taken as a reference set in the last decade by U.S., EU and Turkish market regulators in terms of setting the structure and the responsibility of audit committees (AC). This study also reviews and compares the relative regulations in these three body politics in detail through the aspect of each BRC recommendation and suggests on points to improve in the realm of AC regulations.

Overall, the study documents that BRC recommendations has been widely adopted by U.S., EU and Turkish regulators for specifying AC independence/membership and AC communication procedures albeit some nuances exists in details. However, the findings also indicate that BRC recommendation for establishing an AC charter in order to detail the functions and responsibilities of ACs is widely maintained in U.S. whereas EU and Turkey appears to lack the mandate for AC Charter and broad and detailed specification of AC functions.

Keywords: Audit Committee, Corporate Governance, European Union, Turkey.

JEL Classification: G34, K22, M42, M48.

DENETİM KOMİTELERİNİN STATÜSÜ: A.B.D, A.B. VE TÜRKİ-YE ÜZERİNE KARŞILAŞTIRMALI BİR ÇALIŞMA

ÖZ

Bu çalışma, ABD, AB ve Türkiye’de düzenleyici kurumların denetim ko-mitesinin yapısı ve sorumluluklarını belirlemek için yaptıkları çalışmalarda

* Boğaziçi University, [email protected] ** Ph.D. Candidate, Boğaziçi University. [email protected]

DA

V 20

13/1

74

Associate Professor Nur İrem NUHOĞLU - Onuralp ARMAĞAN

Blue Ribbon Komitesi’nin (BRC) önerilerini ne derece referans olarak aldık-larını incelemektedir. Aynı zamanda bu üç ayrı coğrafyadaki denetim komitesi düzenlemelerini her BRC önerisi bazında detaylı bir şekilde değerlendirmekte ve karşılaştırmakta, bu düzenlemelerde geliştirilmeye açık noktalar doğrultu-sunda öneriler sunmaktadır.

Genel olarak sonuçlar, BRC önerilerinin ABD, AB ve Türkiye’deki dene-tim komitesi düzenlemelerinde geniş bir şekilde benimsendiğini, detaylarda bazı farklar olsa da genel olarak özellikle denetim komitesinin bağımsızlığı, üye yapısı ve denetim komitesinin kurumsal iletişim fonksiyonları noktasın-da bu önerilerin referans alındığını ortaya koymaktadır. Diğer taraftan ise, özellikle denetim komitesi tüzüğünün hazırlanması ve bu tüzükte BRC’nin önerdiği denetim komitesi sorumluluklarının yer alması konusundaki BRC önerilerinin ABD düzenleyici kurumları tarafından dikkate alındığını, ancak AB ve Türkiye’nin denetim komitesi tüzüğünün zorunlu kılınması ve denetim komitesi fonksiyonlarının detaylı bir şekilde ortaya koyulması noktasında dü-zenleme yapmamış olduğunu ortaya koymuştur.

Anahtar Kelimeler: Denetim Komitesi, Kurumsal Yönetim, Avrupa Bir-liği, Türkiye.

JEL Sınıflandırması: G34, K22, M42, M48.

1. INTRODUCTION AND HISTORICAL BACKGROUND

Audit Committee (AC) is appointed by the board of directors with the objective of protecting best interest of shareholders. Management and shareholders rarely interact with each other, resulting in lack of trust especially in the eyes of shareholders. In such circumstances, by its neutral views and reviews on different corporate issues, AC plays the role as a bridge among board, management and auditor while functions also as a safeguard for the stakeholders (Mohiuddin & Karbhari, 2010).

Beside having the traditional responsibility of overseeing auditing matters throughout the financial reporting process of the firm, AC has contemporarily become responsible for improving internal control and legal compliance in the firm (Lin et al., 2008). Therefore, the contemporary responsibility of AC could be briefly summarized as (1) advising board on the reliability of financial information, (2) advising the board on the risk management and internal control system, (3) overseeing the independent audit process, and (4) controlling and reviewing the internal audit division (Chambers, 2005).

Empirical studies suggest that AC contributes to corporate

DA

V 20

13/1

75

The Status of Audit Committees: A Comparative Study of U.S.A., E.U., and TURKEY

governance and better quality of financial reporting in firms. Business entities with well functioning ACs are associated with reduced earnings management and frauds, and are more likely to receive clear auditor opinions (Bedard et al., 2004; Xie et al., 2003; Klein, 2002; Carcello and Neal, 2000). High performing AC is also likely to minimize errors in financial statements, and thus improve the credibility of financial reporting (McMullen, 1996; Garcia-Meca and Sanchez-Ballesta; 2009).

For better coordination of corporate financial information, formation of AC was initially recommended by the United States (U.S.) Securities Exchange Commission (SEC) for publicly traded companies after McKesson and Robbins, Inc. fraud in the 1937. However, it was in 1960s that AC became an issue of debate in United States, resulting from increased demand for better corporate governance and accountability (HassabElnaby et al., 2007).

The New York Stock Exchange (NYSE) enforced ACs for publicly traded companies in 1978, followed by The American Stock Exchange (AMEX) in 1979 recommending ACs for the listed companies. The National Association of Securities Dealers Automated Quotation (NASDAQ) acted accordingly by mandating ACs in 1989 (DeZoort, 1997).

In 1988, American Institute of Certified Public Accountants (AICPA) amended Statement on Auditing Standards (SAS) 61 and adopted a requirement for auditors to communicate officially the scope and results of the audit with ACs. The amendment ensures the objective that “AC receives additional information regarding the scope and results of the audit that may assist AC in overseeing the financial reporting and disclosure process for which management is responsible” (AICPA, 1988).

In 1998, Blue Ribbon Committee (BRC) was formed accordingly by NYSE and The National Association of Securities Dealers (NASD) to make recommendations to publicly traded companies on structuring and functioning of their AC. The results comprised ten recommendations that are grouped under three major areas: (1) AC membership requirements, (2) AC structure and function, (3) AC communications (BRC, 1999).

The wave of corporate scandals in the beginning of 21st century enforced regulators to revisit the financial reporting process, resulting in the Sarbanes-Oxley Act (SOX) in 2002. SOX brought forth more responsibility for ACs, and revised section 10A of the Securities Exchange Act (SEA) of 1934 as to make AC a significant rotary of financial reporting process of publicly traded companies (Pandit et al., 2005). In 2003, the SEC promulgated the standards relating to

DA

V 20

13/1

76

Associate Professor Nur İrem NUHOĞLU - Onuralp ARMAĞAN

listed company ACs for detailing SOX requirements. Especially, SOX sections 202, 301, and 407 require specific attention in detail that is given in following sections of this article.

Corporate governance standards have also been a priority in the agenda of the European Union (EU). The importance and scope of AC has become greater as expectations of stakeholders become higher and inspections of regulators become more compelling (European Confederation of Directors’ Associations, 2011). Notwithstanding, ACs were not involved as a key factor in corporate governance framework until 8th Company Law Directive of EU (Directive 2006/43/EC) that set the standards for AC and requires each Member State to adopt legislation requiring publicly traded companies to have an AC consist of non-executive or supervisory directors and/or members that are elected in general meeting.

The Capital Markets Board of Turkey (CMB) has put corporate governance on the top of its agenda for the last decade and Turkey has taken an earlier step than EU, and CMB has issued Corporate Governance Principles (CGP) in 2003 that set the principle framework for responsibility and functioning of AC although establishment of ACs had not been mandatory until 2006 with promulgation of Communiqué Serial: X No: 22. Aftermath of global mortgage crisis in 2008, corporate governance has become an increasing topic for regulations and CMB has released Communiqué Serial IV No 54 in 2011 that revisits CGP of 2003 for all publicly-traded companies. CMB further reorganize the structure and enhance independence of AC in 2012 by Communiqué Serial IV No 57 that replaces No 54.

The establishment of AC in U.S., EU and Turkey appears to be a significant topic on the agenda of regulators if one considers the frequency of new regulations following BRC and the ongoing amendments in the last decade to the structure and role of AC. On the other hand, to what extend and with what modifications do BRC recommendations are adopted in U.S., EU and Turkey is a question requiring specific attention that could assist readers to understand what has been done and what could be done in the future for enhancing the position and potential of AC in Istanbul Stock Exchange.

In connection; this article takes BRC recommendations as a reference set providing a framework for the market regulators in terms of evaluating their current and future regulations on the establishment and functioning of AC, and it compares U.S., EU and Turkish regulations one by one on the basis of each BRC recommendation. The results

DA

V 20

13/1

77

The Status of Audit Committees: A Comparative Study of U.S.A., E.U., and TURKEY

document that most of BRC recommendations for AC independence/membership and AC communication procedures are adopted with similar contents in U.S., EU and Turkey although some certain nuances exists in details. Notwithstanding, BRC recommendations for AC charter are followed and the suggested AC functions are maintained widely in U.S. whereas EU and Turkey still lacks the mandate and specifications for AC charter.

2. REGULATIONS IN COMPARISON

According to Smith (2006), the areas covered by 10 BRC recommendations could be arranged as AC membership requirements (BRC Recommendations 1 to 3), AC charter and function (BRC Recommendation 4 & 5), and AC communications with the outside auditor, management and shareholders (BRC Recommendations 6 to 10). This article employs the same threefold approach and breakdown for analyzing and comparing AC regulations in U.S., EU and Turkey.

2.1. Audit Committee Membership Requirements

Calling for majority of independent members on AC is critical to providing that AC accomplishes its objective oversight role and holds management and establishes accountability of management to shareholders (Garcia-Meca and Sanchez-Ballesta, 2009; Gendron et al., 2004; Cohen and Hanno, 2000; Dechow et al., 1996). Financial, family, or any other material personal relations with management could jeopardize a director’s ability to assess objectively the decorum of accounting, controlling and reporting activities of the management. In relation, BRC calls for each member of AC to be an independent director since AC independence is likely to result in a higher degree of active oversight and a lower incidence of financial statement fraud (BRC, 1999, 22).

According to SOX Section 301, AC members cannot accept any consulting, advisory, or other compensatory fee from the issuer or cannot be an affiliated person of the issuer or any subsidiary thereof. However AC gives the SEC the right to exempt from the foregoing requirements a particular relationship with respect to AC members. The SEC (2003) detailed this regulation by the release 2003-43 stating that “AC members must be barred from accepting any consulting, advisory or compensatory fee from the issuer or any subsidiary, other than in the member’s capacity as a member of the board or any board committee”.

BRC believed that criteria for independence should be fortified and has set the framework considered successively by the regulators. Accordingly, members of AC should not have any relationship to the

DA

V 20

13/1

78

Associate Professor Nur İrem NUHOĞLU - Onuralp ARMAĞAN

corporation that may challenge with the exercise of independence needed for their mission. The criteria proposed by BRC and how they have been adopted by U.S., EU and Turkish regulators are comparatively presented in panels of Table 1.

BRC Recommendation 1 sets the framework for AC members as to be considered independent. Concisely, the members must be forbidden to accept any consulting or compensatory fee from the company or subsidiary, other than fees for seating as a member of the board or any board committee. In addition an AC member must not be an affiliated person of the company or any subsidiary other than being a member of the board or any board committee.

As exhibited in Panel A of Table 1, market regulators could enforce stricter conditions for applying BRC proposals, therefore it is significant for boards to be familiar with new rules of particular market that their share are traded in. Firstly, first two requirements of BRC for not accepting any compensation as a director from the company and/or its affiliates appear to be more strictly regulated in Turkey since it is checked for the last seven years without any exception in contrast to U.S. regulation permitting a member to receive other compensation below $120.000 during any twelve month period in last three years. Secondly, we see that the checking period for the third requirement, which bares a director being a member of the immediate family of an individual employed by the corporation or any of its affiliates as an executive office, has been curtailed from five years to three years and two years in U.S./EU and Turkey, respectively.

In terms of regulating the association of members with third party companies, BRC recommends that an AC member; (1) should not to be a director being a partner in, or a controlling shareholder or an executive officer of any for-profit business organization to (from) which the corporation made (received) significant payments in past five years, and (2) should not to be a director being employed as an executive of another company where any of the corporation’s executives serves on that company’s compensation committee. As Panel A presents, certain thresholds for amounts and percentage of gross consolidated revenue are instrumented by U.S. regulators for defining the term “significant”, however, similar criteria have not been spelled by EU and Turkish regulations. Moreover, we see that the recommended checking period of five years is adopted as three years and two years in U.S./EU and Turkey, respectively. Lastly, for the foregoing second criterion, we see that only U.S. appears to follow and adopt the recommendation of BRC in comparison to EU and Turkish regulations lacking such a limitation.

DA

V 20

13/1

79

The Status of Audit Committees: A Comparative Study of U.S.A., E.U., and TURKEY

Table 1. Comparative Regulations on Requirements for Audit Committee Membership

Tabl

e 1.

Com

para

tive

Reg

ulat

ions

on

Req

uire

men

ts fo

r Aud

it C

omm

ittee

Mem

bers

hip

Req

uire

men

tE

urop

ean

Uni

onTu

rkey

Blu

e R

ibbo

n Pa

nel R

ecom

men

datio

n 1

(199

9)

SOX

Sec

tion

301(

2002

)

SEC

Rel

ease

200

3-43

(200

3)

NY

SE L

iste

d C

ompa

ny M

anua

l 303

A (2

003)

N

ASD

AQ

Rul

e 56

05c

(200

9)

EC

Rec

omm

enda

tion

2005

/162

- A

nnex

2-1

C

MB

Com

mun

ique

Ser

ial:

X N

umbe

r: 2

2 (2

006)

Not

to b

e a

dire

ctor

bei

ng e

mpl

oyed

by

the

corp

orat

ion

or a

ny o

f its

aff

iliat

es fo

r th

e cu

rren

t yea

r or a

ny o

f the

pas

t fiv

e ye

ars;

Sim

ilar c

onte

nt w

ith B

RC

exc

ept t

ime

perio

d is

lim

ited

for p

ast t

hree

yea

rs.

Sim

ilar c

onte

nt w

ith B

RC

.Si

mila

r con

tent

with

BR

C e

xcep

t tim

e pe

riod

is

limite

d fo

r pas

t sev

en y

ears

.N

ot to

be

a di

rect

or a

ccep

ting

any

com

pens

atio

n fr

om th

e co

rpor

atio

n or

any

of

its a

ffili

ates

oth

er th

an c

ompe

nsat

ion

for b

oard

serv

ice

or b

enef

its u

nder

a ta

x-qu

alifi

ed re

tirem

ent p

lan;

Sim

ilar c

onte

nt w

ith B

RC

exc

ept t

he d

irect

or

shou

ld n

ot re

ceiv

e ot

her c

ompe

nsat

ion

durin

g an

y tw

elve

mon

th p

erio

d in

last

thre

e ye

ars a

nd li

mite

d to

120

.000

USD

.

Sim

ilar c

onte

nt w

ith B

RC

exc

ept t

ime

perio

d is

lim

ited

for p

ast t

hree

yea

rs.

Sim

ilar c

onte

nt w

ith B

RC

.

Not

to b

e a

dire

ctor

bei

ng a

mem

ber o

f the

imm

edia

te fa

mily

of a

n in

divi

dual

w

ho is

, or h

as b

een

in a

ny o

f the

pas

t fiv

e ye

ars,

empl

oyed

by

the

corp

orat

ion

or

any

of it

s aff

iliat

es a

s an

exec

utiv

e of

ficer

;

Sim

ilar c

onte

nt w

ith B

RC

exc

ept t

ime

perio

d is

lim

ited

for p

ast t

hree

yea

rs.

Sim

ilar c

onte

nt w

ith B

RC

exc

ept t

ime

perio

d is

lim

ited

for p

ast t

hree

yea

rs.

Sim

ilar c

onte

nt w

ith B

RC

con

tent

exc

ept t

ime

perio

d is

lim

ited

for p

ast t

wo

year

s.

Not

to b

e a

dire

ctor

bei

ng a

par

tner

in, o

r a c

ontro

lling

shar

ehol

der o

r an

exec

utiv

e of

ficer

of,

any

for-

prof

it bu

sine

ss o

rgan

izat

ion

to w

hich

the

corp

orat

ion

mad

e, o

r fro

m w

hich

the

corp

orat

ion

rece

ived

, pay

men

ts th

at a

re o

r ha

ve b

een

sign

ifica

nt to

the

corp

orat

ion

or b

usin

ess o

rgan

izat

ion

in a

ny o

f the

past

five

yea

rs;

Sim

ilar c

onte

nt w

ith B

RC

exc

ept t

ime

perio

d is

lim

ited

to p

ast 3

yea

rs, a

nd p

aym

ents

rece

ived

can

no

t be

mor

e th

an 1

mill

ion

USD

, and

%2

of g

ross

co

nsol

idat

ed re

venu

e (I

n N

ASD

AQ

, 200

.000

USD

an

d %

5, re

spec

tivel

y).

Sim

ilar c

onte

nt w

ith B

RC

exc

ept t

ime

perio

d is

lim

ited

for p

ast t

hree

yea

rs.

Sim

ilar c

onte

nt w

ith B

RC

exc

ept t

ime

perio

d is

lim

ited

for p

ast t

wo

year

s.

Not

to b

e a

dire

ctor

bei

ng e

mpl

oyed

as a

n ex

ecut

ive

of a

noth

er c

ompa

ny w

here

an

y of

the

corp

orat

ion’

s exe

cutiv

es se

rves

on

that

com

pany

’s c

ompe

nsat

ion

com

mitt

ee.

Sim

ilar c

onte

nt w

ith B

RC

exc

ept t

ime

perio

d is

lim

ited

for p

ast t

hree

yea

rs.

Not

regu

late

d.N

ot re

gula

ted.

Not

reco

mm

ende

d

Not

to b

e (in

clud

ing

fam

ily m

embe

rs),

or h

ave

been

w

ithin

the

last

thre

e ye

ars,

partn

er o

r em

ploy

ee o

f th

e cu

rren

t or f

orm

er in

depe

nden

t aud

itor o

f the

is

suer

or a

n as

soci

ated

com

pany

.

Sim

ilar c

onte

nt w

ith B

RC

exc

ept c

laus

e fo

r fam

ily

mem

bers

.Si

mila

r con

tent

with

BR

C e

xcep

t cla

use

for f

amily

m

embe

rs, a

nd ti

me

perio

d is

lim

ited

for p

ast t

wo

year

s (Th

ree

year

s in

New

Tur

kish

Com

mer

cial

C

ode)

.

Blu

e R

ibbo

n Pa

nel R

ecom

men

datio

n 2

(199

9)SE

A A

rtic

le 1

0/A

(200

3)

N

YSE

Lis

ted

Com

pany

Man

ual 3

03A

(200

3)

NA

SDA

Q R

ule

5605

(200

9)D

irec

tive

2006

/43

- 41(

1)

CM

B C

omm

uniq

ue S

eria

l:IV

Num

ber:

57 (2

012)

C

MB

Cor

pora

te G

over

nanc

e Pr

inci

ples

PAR

T IV

(200

5)

List

ed c

ompa

nies

with

a m

arke

t cap

italiz

atio

n ab

ove

$200

mill

ion

have

an

audi

t co

mm

ittee

com

pris

ed e

ntire

ly o

f min

imum

thre

e in

depe

nden

t dire

ctor

s.Ea

ch m

embe

r of t

he a

udit

com

mitt

ee o

f the

issu

er

mus

t be

inde

pend

ent a

ccor

ding

to th

e sp

ecifi

ed

crite

ria a

bove

.

The

Mem

ber S

tate

shal

l det

erm

ine

whe

ther

aud

it co

mm

ittee

s are

to b

e co

mpo

sed

of n

on-e

xecu

tive

mem

bers

of t

he a

dmin

istra

tive

body

and

/or

mem

bers

of t

he su

perv

isor

y bo

dy o

f the

aud

ited

entit

y an

d/or

mem

bers

app

oint

ed b

y th

e ge

nera

l m

eetin

g of

shar

ehol

ders

of t

he a

udite

d en

tity.

At

leas

t one

mem

ber o

f the

aud

it co

mm

ittee

shal

l be

inde

pend

ent a

nd sh

all h

ave

com

pete

nce

in

acco

untin

g an

d/or

aud

iting

.

Aud

it co

mm

ittee

com

pris

es o

f ind

epen

dent

m

embe

rs o

f the

boa

rd.

In

prin

cipl

e, m

embe

rs o

f the

boa

rd o

f dire

ctor

s ca

nnot

be

assi

gned

to m

ore

than

two

com

mitt

ees.

Blu

e R

ibbo

n Pa

nel R

ecom

men

datio

n 3

(199

9)SO

X S

ectio

n 40

7 (2

002)

SE

A R

egul

atio

n S-

K It

em 4

01(2

003)

N

YSE

Lis

ted

Com

pany

Man

ual -

303A

(200

3)

Dir

ectiv

e 20

06/4

3 - 4

1(1)

C

MB

Com

mun

ique

Ser

ial:I

V N

umbe

r:57

(201

2)

CM

B C

orpo

rate

Gov

erna

nce

Prin

cipl

es

PA

RT

IV (2

005)

"Exp

ertis

e” si

gnifi

es p

ast e

mpl

oym

ent e

xper

ienc

e in

finan

ce o

r acc

ount

ing,

requ

isite

pro

fess

iona

l cer

tific

atio

n in

acc

ount

ing,

or a

ny o

ther

com

para

ble

expe

rienc

e or

bac

kgro

und

whi

ch re

sults

in th

ein

divi

dual

’s fi

nanc

ial s

ophi

stic

atio

n, in

clud

ing

bein

g or

hav

ing

been

aC

EO o

r oth

er se

nior

off

icer

with

fina

ncia

l ove

rsig

ht re

spon

sibi

litie

s.

The

com

pany

's bo

ard

has d

eter

min

ed th

at: (

i) its

au

dit c

omm

ittee

has

a "

finan

cial

exp

ert"

and

the

nam

e an

d w

heth

er th

e in

divi

dual

is "

inde

pend

ent"

or

(ii)

its a

udit

com

mitt

ee d

oes n

ot h

ave

a fin

anci

al

expe

rt an

d w

hy n

ot.

Th

e au

dit c

omm

ittee

mus

t hav

e a

min

imum

of t

hree

m

embe

rs.

At l

east

one

mem

ber o

f the

aud

it co

mm

ittee

shal

l be

inde

pend

ent a

nd sh

all h

ave

com

pete

nce

in

acco

untin

g an

d/or

aud

iting

.

The

regu

latio

n on

size

of a

udit

com

mitt

ee is

re

serv

ed fo

r loc

al re

gula

tions

.

Each

com

mitt

ee sh

ould

com

pris

e of

at l

east

two

mem

bers

.

N

o re

gula

tion

for f

inan

cial

exp

ertis

e re

quire

men

t fo

r the

aud

it co

mm

ittee

mem

bers

.

Revising the definition of independent director Requiring a completely independent audit committee

Requiring three financially literate members and one

member with financial management expertise

Uni

ted

Stat

es

DA

V 20

13/1

80

Associate Professor Nur İrem NUHOĞLU - Onuralp ARMAĞAN

Other than BRC recommendations, the regulators have adopted another limitation regarding the association of AC members with the external auditors. According to NYSE Listed Company Manual (2003) and NASDAQ Rule 5605 (2009), an AC member should “not to be (including family members), or have been within the last three years, partner or employee of the present or former external auditor of the company or an associated company”. The same clause successively employed by EU and Turkish regulators although cease of relative relations is not included as a limitation to AC member independence.

BRC recommends that listed companies with a market capitalization above $200 million to have an AC that is composed entirely of independent directors. Other than EU regulations, U.S. and Turkish regulators appear to assent in a stricter sense requiring each member of AC of the firm to be independent. Moreover, in order to avoid conflict of interest between executive and controlling committees of the board, Capital Market Board of Turkey recommends by its latest Communiqué Serial: IV No: 57 that, in principle, members of AC cannot be assigned to more than one other committee. On the other hand, EU Directive 2006/43 appears to leave the determination of the structure of AC to the authority of each member state, reserving that at least one member of AC shall be independent and shall have competence in accounting and/or auditing.

In connection with the size of AC, the SEC appears to follow BRC recommendation for AC to be composed of three members. EU seems to adopt a resilient approach by leaving the decision to local regulators whereas CMB of Turkey requires AC to have two members.

Assigning financially literate and/or expert members is recommended as a further criterion for the composition of AC. BRC (1999, 25) defines financial expertise as “past employment experience in finance or accounting, requisite professional certification in accounting, or any other comparable experience or background which results in the individual’s financial sophistication, including being or having been a chief executive officer or other senior officer with financial oversight responsibilities” and sets the tone in the strictest sense by requiring election of three financially literate members and one member with financial management expertise.

U.S. regulations recommend that AC should have at least one financial expert. The issuer shares the information on AC structure in 10-K release and it should explain the reasons for if any of the members is not a financial expert. The EU Directive 2006/43 requires

DA

V 20

13/1

81

The Status of Audit Committees: A Comparative Study of U.S.A., E.U., and TURKEY

at least one member of AC to be independent and have competence in accounting and/or auditing. Lastly, Turkish regulations do not include any recommendation and/or regulation that call ACs for comprising any financially literate/expert member.

Assigning expert members to ACs has received not only conceptual but also empirical support from different studies, as well. AC effectiveness is found to increase with existence of expert members, resulting lower litigation risk, good quality financial reporting process and a better rule compliance (Krishnan and Lee, 2009; DeFond et al., 2005; Gendron et al., 2004; DeZoort and Salterio, 2001, Tan and Kao, 1999).

2.2. Audit Committee Charter and the Function

A corporate written framework that encompasses best practices and complies with contemporary standards and regulations might assist ACs in fulfilling their responsibilities. In this regard, BRC calls for each listed company to have an AC charter. As table 4 presents, the recommendations 4 and 5 necessitate that AC should have a written charter and disclose the charter as a part of proxy statement period. Basing on this charter, AC is also required to make an evaluation on whether it could fulfill its responsibilities during the period (BRC 1999, 13). Moreover, BRC recommends that external auditor’s accountability to the board of directors and AC should be explicitly stated in AC charter. It should also be documented in the charter that AC has the ultimate authority to select, evaluate, and where appropriate, replace the outside auditor (Abbott et al., 2002).

The SEC Release No: 34-42266 (2000) comments that ACs that have their responsibilities documented in a written charter are more likely to effectively oversee the company’s financial documents and disclosures. However, the release does not require companies to adopt AC charters, or mandate the content of the charter if one is adopted.

Nevertheless, we see in the post-SOX period that market regulators have adopted stricter regulations for enforcing listed companies to have AC charters. Companies listed on the NYSE and NASDAQ are not only required to adopt their AC charters, but also attach it in their annual proxy statement. The listed companies are also required to make AC charter available on company’s website.

DA

V 20

13/1

82

Associate Professor Nur İrem NUHOĞLU - Onuralp ARMAĞAN

Table 2. Comparative Regulations on Audit Committee Charter and The Function

Tabl

e 2.

Com

para

tive

Reg

ulat

ions

on

Aud

it C

omm

ittee

Cha

rter

and

The

Fun

ctio

nR

equi

rem

ent

Eur

opea

n U

nion

Turk

ey

Blu

e R

ibbo

n Pa

nel R

ecom

men

datio

n 4

& 5

(199

9)SE

C R

elea

se 3

4-42

266

(200

0)

N

YSE

Lis

ted

Com

pany

Man

ual 3

03A

(200

3)

NA

SDA

Q R

ule

5605

(c) (

2009

)C

MB

Com

mun

ique

Ser

ial:

X N

umbe

r: 2

2 (2

006)

the

audi

t com

mitt

ee o

f eac

h lis

ted

com

pany

to:

(1) a

dopt

a fo

rmal

writ

ten

char

ter t

hat i

s app

rove

d by

the

full

boar

d of

dire

ctor

s an

d th

at sp

ecifi

es th

e sc

ope

of th

e co

mm

ittee

’s re

spon

sibi

litie

s, an

d ho

w it

ca

rrie

s out

thos

e re

spon

sibi

litie

s, in

clud

ing

stru

ctur

e, p

roce

sses

, and

m

embe

rshi

p re

quire

men

ts a

nd;

(2) r

evie

w a

nd re

asse

ss th

e ad

equa

cy o

f the

aud

it co

mm

ittee

cha

rter o

n an

an

nual

bas

is.

(3) d

iscl

ose

in th

e co

mpa

ny’s

pro

xy st

atem

ent f

or it

s ann

ual m

eetin

g of

sh

areh

olde

rs w

heth

er th

e au

dit c

omm

ittee

has

ado

pted

a fo

rmal

writ

ten

char

ter,

and,

if so

, whe

ther

the

audi

t com

mitt

ee sa

tisfie

d its

resp

onsi

bilit

ies d

urin

g th

e pr

ior y

ear i

n co

mpl

ianc

e w

ith it

s cha

rter,

whi

ch c

harte

r sha

ll be

dis

clos

ed a

t le

ast t

rienn

ially

in th

e an

nual

repo

rt to

shar

ehol

ders

or p

roxy

stat

emen

t and

in

the

next

ann

ual r

epor

t to

shar

ehol

ders

or p

roxy

stat

emen

t afte

r any

sign

ifica

nt

amen

dmen

t to

that

cha

rter.

Sim

ilar c

onte

nt w

ith B

RC

. Add

ition

ally

, aud

it co

mm

itte

char

ter m

ust b

e av

aila

ble

on th

e fir

m's

web

site

.

Not

regu

late

d.N

ot re

gula

ted.

Requiring a written charter of duties and responsibilities; and require annual disclosure of

audit committee activities.

Uni

ted

Stat

es

DA

V 20

13/1

83

The Status of Audit Committees: A Comparative Study of U.S.A., E.U., and TURKEY

In comparison, EU appears to reserve the decision for mandating AC charter to national domain of the member states, whereas Turkish regulations have not brought forth any conditions related to AC charter. Besides codes and communiqués, even the guidance materials by European Confederation of Institutes of Internal Auditing (ECIIA) (2011) and CMB (2006) appear not the include recommendations for preparing AC charter and how the structure and content of the charter could be formalized. On the other hand, we came across charters of some Turkish firms on their websites, implying that some companies might benchmark U.S. regulations in practices related to AC and fulfill regulatory imperfections by their own initiatives (The Coca-Cola-Turkey, 2006; Sinpaş GYO, 2012; Yazıcılar Holding, 2012).

2.3. Audit Committee Communication

Internal auditors in linkage with management and AC within board composition, and with the external auditors have different corporate responsibilities related to accounting and reporting practices. A good functioning corporate system requires all these mechanisms to work accordingly and responsibly. In the corporate structure, it is the responsibility of external auditor to audit firm’s financial statement while assessing firm’s the internal control system. Delegated by the board, AC is responsible for oversight of the whole course of reporting. On the other hand, internal audit function works in connection with management, external auditor and AC, providing the effectiveness of internal controls and reporting shortcomings to the appropriate mechanisms (BRC, 1999, 29).

The integrity of functions and responsibilities among these bodies creates a necessity to determine the direction of reporting relationships and levels of accountability. Especially, the relationship of the external auditor with AC must be specified. Over the successive periods of service, there could develop close relationships between external auditors and the management due to manager’s need to consult with the external auditors over issues throughout the financial reporting process (BRC, 1999, 29). Relatedly, it is indispensible to the efficacy of AC that all bodies in the reporting process determinate that, representing shareholders, AC and the board of directors are the decisive bodies to which external auditors are accountable. Therefore it is the responsibility of AC to inspect ordinarily the relationship among managers, internal and external auditors (BRC, 1999, 30).

DA

V 20

13/1

84

Associate Professor Nur İrem NUHOĞLU - Onuralp ARMAĞAN

2.3.1. Pre-approval and Evaluation of External Auditor (BRC Recommendations 6-7-8-10)

Following BRC Recommendation 6, the SOX delegated AC the responsibility to assign and oversee the independent auditor, including the particular requirement that AC evaluate and pre-approve all audit and non-audit services provided by the independent auditor. According to SOX Section 202 (2002), which has amended SEA Article 10, AC charter for every listed company should specify that “(1) the outside auditor is ultimately accountable to the board of directors and AC, as representatives of shareholders”, and “(2) these shareholder representatives have the ultimate authority and responsibility to select, evaluate, and, where appropriate, replace the outside auditor (or to nominate the outside auditor to be proposed for shareholder approval in any proxy statement)”. This approach appears to be adopted without reservations by EU (Directive 2006/43) and Turkey (CMB, 2003 and 2012) that seeks the pre-approval of AC before the external auditor is voted in board or general meeting. The details are given in Table 3.

In fulfilling this responsibility, BRC Recommendation 7 suggests that AC should preeminently consider whether the engagement with the independent auditor to provide the proposed services is likely to pose a risk that the independent auditor’s independence may be jeopardized. Amendment to SEA Article 10 by SOX Section 202 (2002) reflects this consideration by requiring pre-approval of AC for non-audit services other than those that (1) are not more than 5 percent of the total amount of revenues paid by the issuer to its auditor during the fiscal year, and (2) “were not recognized by the issuer at the time of the engagement to be non-audit service”. Accordingly, the EU Directive 2006/43 requires auditors to “disclose annually to AC any additional services provided to the audited entity and discuss with AC the threats to their independence and the safeguards applied”. In comparison to U.S. and EU regulation, related Turkish CMB (2006) seems to lack AC’s responsibility for evaluating the impact of non-audit services in verification of external auditor’s independence.

For documenting its examination of auditor’s independence, BRC Recommendation 7 further calls for AC to receive “from the external auditors a formal written statement delineating all relationships between the auditor and the company, consistent with Independence Standards Board Standard 1 (ISBS 1)”. ISBS (1999) also requires the written statement of external auditor for its status of independence while setting its content to include the declaration of “(1) the processes the audit

DA

V 20

13/1

85

The Status of Audit Committees: A Comparative Study of U.S.A., E.U., and TURKEY

firm uses to ensure complete disclosure of all relationships with the company and its affiliates, (2) the relationships the audit firm may have with officers, board members and significant shareholders, and (3) the relationships not included in the communication because they were deemed immaterial”.

Table 3 shows that EU and Turkish regulations has adopted a similar approach for disclosure of auditor independence. EU Directive 2006/43 requires that “Member States shall ensure that statutory auditors or audit firms that carry out the statutory audit of a public-interest entity confirm annually in writing to AC their independence from the audited public-interest entity”. As explained in the previous paragraph, the content of the disclosure must include additional services and their potential threats to auditor’s independence. Finally, although not regulating the content of the declaration, CMB (2006) requires the independent auditor to “present a written declaration to the customer’s committee responsible for audit that verifies the auditor’s independence during the independent audits”.

AC should assess external auditor’s performance and discuss the results with the board. In practice, AC may lack enough time to conduct a detailed analysis, and thus the management will provide the relative information, posing a risk for management bias. In order to remove any potential management bias and ensuring that audit process is performed objectively and fairly, BRC recommendation 8 calls for AC to obtain information from the external auditor, including such issues as:

“(1) the clarity of the company’s financial disclosures and degree of aggressiveness or conservatism of the company’s accounting principles, and (2) underlying estimates and other significant decisions made by management in preparing the financial disclosure and reviewed by the outside auditors. This requirement should be written in a way to encourage open, frank discussion and to avoid boilerplate.”

The requirement of written communications for AC’s meetings with external auditor seems not to be required by succeeding U.S., EU and Turkish regulations. However, U.S. and EU appear to adopt the recommended content for those meeting while emphasizing other issues of evaluation such as unadjusted differences (SOX Section 204 – SEA 10/A) and weaknesses in internal control system (EC Directive 2006/43 Article 41). Although, in comparison with U.S. and EU, the content of discussion is not regulated in Turkey, the external auditor is required to participate in the meetings regarding the evaluation of the financial statements and should provide information to AC about its work (CMB, 2003 and 2012).

DA

V 20

13/1

86

Associate Professor Nur İrem NUHOĞLU - Onuralp ARMAĞAN

Table 3. Comparative Regulations on Audit Committee Communications

Tabl

e 3. C

ompa

rativ

e Reg

ulat

ions

on

Audi

t Com

mitt

ee C

omm

unica

tions

Requ

irem

ent

Euro

pean

Uni

onTu

rkey

Blue

Rib

bon

Pane

l Rec

omm

enda

tion

6 (1

999)

SOX

Sect

ion

202

(200

3)

SE

A Ar

ticle

10-A

(200

3)Di

rect

ive 2

006/

43 -

37 -

41(3

) CM

B Co

rpor

ate G

over

nanc

e Prin

ciples

PART

IV (2

005)

CMB

Com

mun

ique

Ser

ial:I

V Nu

mbe

r:57

(201

2)

The a

udit

com

mitt

ee ch

arte

r for

ever

y lis

ted

com

pany

shou

ld sp

ecify

that

:

(1

) the

out

side a

udito

r is u

ltim

atel

y ac

coun

tabl

e to

the b

oard

of d

irect

ors a

nd th

e au

dit c

omm

ittee

, as r

epre

sent

ativ

es o

f sha

reho

lder

s, an

d

(2) t

hese

shar

ehol

der r

epre

sent

ativ

es h

ave t

he u

ltim

ate a

utho

rity

and

resp

onsib

ility

to se

lect

, eva

luat

e, an

d, w

here

appr

opria

te, r

epla

ce th

e out

side

audi

tor (

or to

nom

inat

e the

out

side a

udito

r to

be p

ropo

sed

for s

hare

hold

er

appr

oval

in an

y pr

oxy

state

men

t).

Sim

ilar c

onte

nt w

ith B

RC, p

lus n

on-a

udit

serv

ices

ot

her t

han

the f

ollo

win

g se

rvic

es sh

ould

be

prea

appr

oved

by

the a

udit

com

mitt

ee.

(1

) the

aggr

egat

e am

ount

of a

ll su

ch n

on-a

udit

serv

ices

pro

vide

d to

the i

ssue

r con

stitu

tes n

ot m

ore

than

5 p

erce

nt o

f the

tota

l am

ount

of r

even

ues p

aid

by th

e iss

uer t

o its

audi

tor d

urin

g th

e fisc

al y

ear i

n w

hich

the n

onau

dit s

ervi

ces a

re p

rovi

ded;

(2

) suc

h se

rvic

es w

ere n

ot re

cogn

ized

by

the i

ssue

r at

the t

ime o

f the

enga

gem

ent t

o be

non

-aud

it

In a

publ

ic-in

tere

st en

tity,

the p

ropo

sal o

f the

ad

min

istra

tive o

r sup

ervi

sory

bod

y fo

r the

ap

poin

tmen

t of a

stat

utor

y au

dito

r or a

udit

firm

sh

all b

e bas

ed o

n a r

ecom

men

datio

n m

ade b

y th

e au

dit c

omm

ittee

.

The s

tatu

tory

audi

tor o

r aud

it fir

m sh

all b

e ap

poin

ted

by th

e gen

eral

mee

ting

of sh

areh

olde

rs o

r m

embe

rs o

f the

audi

ted

entit

y.

App

oint

men

t of t

he ex

tern

al au

dit c

ompa

ny an

d th

e se

rvic

es to

be p

rovi

ded

ther

eby

shou

ld o

nly

be

subm

itted

to th

e boa

rd u

pon

the p

relim

inar

y ap

prov

al b

y th

e aud

it co

mm

ittee

.

Blue

Rib

bon

Pane

l Rec

omm

enda

tion

7 (1

999)

Inde

pend

ence

Sta

ndar

ds B

oard

Sta

ndar

d No

. 1

(199

9)

Dire

ctiv

e 200

6/43

- 42

CMB

Com

mun

ique

Ser

ial:

X No

: 22

(200

6)

The a

udit

com

mitt

ee ch

arte

r for

ever

y lis

ted

com

pany

shou

ld sp

ecify

that

:(1

) the

audi

t com

mitt

ee is

resp

onsib

le fo

r ens

urin

g its

rece

ipt f

rom

the o

utsid

e au

dito

rs o

f a fo

rmal

writ

ten

state

men

t del

inea

ting

all r

elat

ions

hips

bet

wee

n th

e au

dito

r and

the c

ompa

ny, c

onsis

tent

with

Inde

pend

ence

Sta

ndar

ds B

oard

St

anda

rd 1

, and

,

(2

) the

audi

t com

mitt

ee is

also

resp

onsib

le fo

r act

ivel

y en

gagi

ng in

a di

alog

ue

with

the a

udito

r with

resp

ect t

o an

y di

sclo

sed

rela

tions

hips

or s

ervi

ces w

hich

m

ay im

pact

the o

bjec

tivity

and

inde

pend

ence

of t

he au

dito

r and

for t

akin

g, o

r re

com

men

ding

that

the f

ull b

oard

take

, app

ropr

iate

actio

n to

ensu

re th

e in

depe

nden

ce o

f the

out

side a

udito

r.

Sim

ilar c

onte

nt w

ith B

RC, p

lus t

he co

nten

t of

inde

pend

ence

disc

losu

re ar

e rec

omm

ende

d as

fo

llow

s:

(1) P

roce

sses

the a

udit

firm

use

s to

ensu

re co

mpl

ete

disc

losu

re o

f all

rela

tions

hips

with

the c

ompa

ny

and

its af

filia

tes

(2) R

elat

ions

hips

the a

udit

firm

may

hav

e with

of

ficer

s, bo

ard

mem

bers

and

signi

fican

t sh

areh

olde

rs(3

) Rel

atio

nshi

ps n

ot in

clud

ed in

the

com

mun

icat

ion

beca

use t

hey

wer

e dee

med

im

mat

eria

l

Sim

ilar c

onte

nt w

ith B

RC.

Not

regu

late

d in

det

ail:

the i

ndep

ende

nt au

dito

r m

ust p

rese

nt a

writ

ten

decl

arat

ion

to th

e cus

tom

er’s

com

mitt

ee re

spon

sible

for a

udit

that

ver

ifies

the

audi

tor’s

inde

pend

ence

dur

ing

the i

ndep

ende

nt

audi

ts.

Blue

Rib

bon

Pane

l Rec

omm

enda

tion

8 (1

999)

SOX

Sect

ion

204

(200

2)

SE

A Ar

ticle

10/A

(200

3)Di

rect

ive 2

006/

43 -

41(4

)CM

B Co

rpor

ate G

over

nanc

e Prin

ciples

PA

RT IV

(200

5)

CM

B Co

mm

uniq

ue S

eria

l:IV

Num

ber:

57 (2

012)

A co

mpa

ny’s

outsi

de au

dito

r sho

uld

disc

uss w

ith th

e aud

it co

mm

ittee

the

audi

tor’s

judg

men

ts ab

out t

he q

ualit

y, no

t jus

t the

acce

ptab

ility,

of t

he

com

pany

’s ac

coun

ting

prin

cipl

es as

appl

ied

in it

s fin

anci

al re

porti

ng; t

he d

iscus

sion

shou

ld in

clud

e suc

h iss

ues a

s:

(1

) the

clar

ity o

f the

com

pany

’s fin

anci

al d

isclo

sure

s and

deg

ree o

f ag

gres

siven

ess o

r con

serv

atism

of t

he co

mpa

ny’s

acco

untin

g pr

inci

ples

(2

) und

erly

ing

estim

ates

and

othe

r sig

nific

ant d

ecisi

ons m

ade b

y m

anag

emen

t in

prep

arin

g th

e fin

anci

al d

isclo

sure

and

revi

ewed

by

the o

utsid

e aud

itors

.

This

requ

irem

ent s

houl

d be

writ

ten

in a

way

to en

cour

age o

pen,

fran

k di

scus

sion

and

to av

oid

boile

rpla

te.

Sim

ilar c

onte

nt w

ith B

RC w

ith an

emph

asis

on

disc

ussio

n of

the u

se o

f suc

h al

tern

ativ

e disc

losu

res

and

treat

men

ts an

d ot

her m

ater

ial w

ritte

n co

mm

unic

atio

ns b

etw

een

the r

egist

ered

pub

lic

acco

untin

g fir

m an

d th

e man

agem

ent o

f the

issu

er,

such

as an

y m

anag

emen

t let

ter o

r sch

edul

e of

unad

juste

d di

ffere

nces

.

Requ

irem

ent o

f writ

ten

com

mun

icat

ion

is no

t in

clud

ed.

Sim

ilar c

onte

nt w

ith B

RC in

clud

ing

a les

s det

aile

d w

ordi

ng. A

lso m

ater

ial w

eakn

esse

s in

inte

rnal

co

ntro

l in

rela

tion

to th

e fin

anci

al re

porti

ng p

roce

ss

is re

quire

d to

be d

iscus

sed

betw

een

audi

t co

mm

ittee

and

the o

utsid

e aud

itor.

Re

quire

men

t of w

ritte

n co

mm

unic

atio

n is

not

incl

uded

.

The c

onte

nt o

f disc

ussio

n is

not r

egul

ated

. The

ex

tern

al au

dito

r is r

equi

red

to p

artic

ipat

e in

the

mee

tings

rega

rdin

g th

e eva

luat

ion

of th

e fin

anci

al

state

men

ts an

d sh

ould

pro

vide

info

rmat

ion

abou

t its

wor

k.

Requ

irem

ent o

f writ

ten

com

mun

icat

ion

is no

t in

clud

ed.

Unite

d St

ates

The outside audit engagement is the responsibility of the audit committee

Requiring discussion of outside auditor independence by written statement

Requiring discussion of the Quality of Financial Reporting with outside

auditor

DA

V 20

13/1

87

The Status of Audit Committees: A Comparative Study of U.S.A., E.U., and TURKEY

Table

3. C

ompa

rativ

e Reg

ulatio

ns on

Aud

it Co

mmitt

ee C

ommu

nicati

ons(C

ontin

ued)

Requ

ireme

ntEu

rope

an U

nion

Turk

ey

Blue

Ribb

on P

anel

Reco

mmen

datio

n 9 (1

999)

SEC

Relea

se No

. 34-4

2266

(200

0)CM

B Co

rpor

ate G

over

nanc

e Prin

ciples

PA

RT IV

(200

5)

CMB

Comm

uniqu

e Ser

ial:IV

Num

ber:5

7 (20

12)

It is

recom

mend

ed th

at all

repo

rting

comp

anies

to in

clude

a let

ter fr

om th

e aud

it co

mmitte

e in t

he co

mpan

y’s an

nual

report

to sh

areho

lders

and F

orm 10

-K

Annu

al Re

port

disclo

sing w

hethe

r or n

ot, w

ith re

spec

t to th

e prio

r fisc

al ye

ar:

(1) m

anag

emen

t has

review

ed th

e aud

ited f

inanc

ial st

ateme

nts w

ith th

e aud

it co

mmitte

e, inc

luding

a dis

cussi

on of

the q

uality

of th

e acc

ounti

ng pr

incipl

es as

appli

ed an

d sign

ifica

nt jud

gmen

ts aff

ectin

g the

comp

any’s

fina

ncial

state

ments

;

(2)

the o

utside

audit

ors ha

ve di

scusse

d with

the a

udit c

ommi

ttee t

he ou

tside

au

ditors

’ judg

ments

of th

e qua

lity of

thos

e prin

ciples

as ap

plied

and j

udgm

ents

(3)

the m

embe

rs of

the au

dit co

mmitte

e hav

e disc

ussed

amon

gthe

mselv

es, w

ithou

t man

agem

ent o

r the

outsi

de au

ditors

prese

nt, th

e inf

ormati

on di

sclos

ed to

the a

udit c

ommi

ttee d

escrib

ed in

(i) a

nd (i

i) ab

ove;

and

(4)

the a

udit c

ommi

ttee,

in rel

iance

on th

e rev

iew an

d disc

ussio

ns co

nduc

ted

with

mana

geme

nt an

d the

outsi

de au

ditors

pursu

ant to

(i) a

nd (i

i) ab

ove,

belie

ves t

hat th

e com

pany

’s fin

ancia

l stat

emen

ts are

fairl

y pres

ented

in

confo

rmity

with

Gen

erally

Acc

epted

Acc

ounti

ng Pr

incipl

es (G

AAP)

in al

l ma

terial

resp

ects.

Simila

r con

tent w

ith B

RC, p

lus th

e com

pany

mus

t dis

close

that:

(1)

Whe

ther o

r not

the au

dit co

mmitte

e rec

eived

the

exter

nal a

udito

r’s di

sclos

ure re

gardi

ng

indep

ende

nce.

(2)

Whe

ther o

r not

the au

dit co

mmitte

e has

a ch

arter

(they

are n

ot req

uired

to ha

ve a

chart

er,

howe

ver).

If th

ey ha

ve a

chart

er, th

ey ar

e req

uired

to

provid

e a co

py of

the c

harte

r in t

he pr

oxy.

Not R

egula

tedTh

e aud

it com

mitte

e sho

uld de

clare

its op

inion

to

the bo

ard of

direc

tors i

n writ

ing up

on re

ceivi

ng th

e op

inion

of th

e ind

epen

dent

audit

firm

.

Blue

Ribb

on P

anel

Reco

mmen

datio

n 10 (

1999

)NY

SE L

isted

Com

pany

Man

ual -

303A

(200

3)CM

B Co

rpor

ate G

over

nanc

e Prin

ciples

PA

RT IV

(200

5)

CMB

Comm

uniqu

e Ser

ial:IV

Num

ber:5

7 (20

12)

It is

recom

mend

ed th

at:

(1) a

report

ing co

mpan

y’s ou

tside

audit

or co

nduc

t an i

nterim

fina

ncial

revie

w pri

or to

the co

mpan

y ’s f

iling o

f its

annu

al pro

xy.

(2) a

report

ing co

mpan

y’s ou

tside

audit

or dis

cuss

with

the au

dit co

mmitte

e, or

at lea

st its

chair

man,

and a

repre

sentat

ive of

fina

ncial

man

agem

ent, i

n pers

on, o

r by

telep

hone

confe

rence

call,

the m

atters

inclu

ding s

ignifi

cant

adjus

tmen

ts,

mana

geme

nt jud

gmen

ts an

d acc

ounti

ng es

timate

s, sig

nifica

nt ne

w ac

coun

ting

polic

ies an

d disa

greem

ents

with

mana

geme

nt.

Simila

r con

tent w

ith B

RC, h

owev

er wi

thout

the

spec

ific e

mpha

sis on

sign

ifica

nt ad

justm

ents,

ma

nage

ment

judgm

ents

and a

ccou

nting

estim

ates,

signif

icant

new

acco

untin

g poli

cies a

nd

disag

reeme

nts w

ith m

anag

emen

t.

Not R

egula

tedTh

e con

tent o

f the

discu

ssion

is ke

pt les

s deta

iled.

Audit

comm

ittee d

iscus

ses w

ith an

d rec

eives

opini

on of

outsi

de au

ditor

on w

hethe

r or n

ot pe

riodic

fina

ncial

state

ments

inclu

ding f

ootno

tes

are pr

epare

d in a

ccord

ance

with

the c

urren

t leg

islati

on an

d inte

rnatio

nal a

ccou

nting

stan

dard.

Requiring annual letter to stockholders from the audit committee

Requiring Interim Financial Reviews at each quarter.

Unite

d Stat

es

DA

V 20

13/1

88

Associate Professor Nur İrem NUHOĞLU - Onuralp ARMAĞAN

However, in reality, audit appointments are mostly re-appointments. Evaluating audits might be time-consuming and frequent switching of auditors could be costly in terms of company-auditor harmonization. Therefore, the annual review by AC is usually about enhancing audit quality and the communication between the company and the external auditor. It could assist to determine the means by which the company and external auditor respond to alterations in the next period, and thus this review process should be an exercise that both parties learn from (The Institute of Chartered Accountants in England and Wales, 2003).

AC and representatives of the external auditors may meet in specific periods throughout the year so that AC gains an insight about the performance of the auditor. The meetings may take place irregularly on demand from both sides and/or a meeting schedule could be a priori formed and stated in the charter. As it is summarized in last raw of Table 3, BRC Recommendation 10 emphasizes that AC should conduct interim reviews with the external auditor prior to company’s annual proxy is settled. These reviews should include the matters including significant adjustments, management judgments and accounting estimates, significant new accounting policies and disagreements with management (BRC, 1999, 36). Accordingly, SAS No. 90 has amended SAS No. 71 to implement this BRC recommendation to address the review engagement for registrants’ interim financial statements (Rouse and Borrelli, 2000).

In terms of impact of this recommendation on regulations; EU did not regulate interim reviews of ACs, and U.S. and Turkish regulations do not appear to specify the issues to be considered in interim reviews held by AC. The general emphasis is reviewing whether the financial statements are prepared in accordance with the current legislation and international accounting standards. The specific periods for AC meetings with external auditors could be planned as quarterly (Abbott et al., 2007), e.g., Turkish ACs should convene at least once in three months and submit the outcome of such meeting to the board of directors (CMB, 2012).

2.3.2. Audit Committee - Shareholder Relations (BRC Recommendation 9)

Shareholders’ perceptions about auditor independence and performance might influence shareholder voting and investment decisions. There are several auditor-related indicators that might be relevant to shareholders such as relative magnitude of non-audit fees, the auditor’s diligence in performing the audit procedures, the extent of

DA

V 20

13/1

89

The Status of Audit Committees: A Comparative Study of U.S.A., E.U., and TURKEY

the auditor’s communication with AC, and the independence in judging compliance with legislation and standards (Raghunandan & Rama, 2003).

BRC recommends that all reporting companies should include a letter from AC in the company’s annual report to shareholders and Form 10-K Annual Report. The letter should disclose whether AC discusses in itself and with management and the auditor the quality of accounting principles as applied and significant judgments affecting the company’s financial statements. AC should also state in the letter that it believes that the company’s financial statements are fairly presented in conformity with Generally Accepted Accounting Principles (GAAP) in all material respects (BRC, 1999, 36).

In relation, the SEC (2000) has taken additional steps and included that the company must disclose that (1) whether or not AC received the external auditor’s disclosure regarding independence, and (2) whether or not AC has a charter. Another requirement by the SEC (2003) also requires the disclosure of audit fees as to provide investors related information to enable their evaluation of auditor’s independence.

In contrast, EU and Turkey have not regulated the responsibility of AC to communicate to shareholders its evaluations on external auditor’s independence and performance. The EU Directive does not include any specification for this responsibility whereas CMB holds AC responsible for declaring its opinion to the board of directors in writing upon receiving the opinion of the independent audit firm. Comprising independent members, a third sight opinion declared by AC on quality and independence of the audit services could be valuable to shareholders in making their decision, thereby increasing credibility of the information that is significant for increasing the integrity of the capital markets.

3. CONCLUSION

Although regulators have always critically considered concerns over the quality of financial reporting, it is mostly after corporate scandals that the emphasis and concentration on ACs and their relationship with external auditors has resulted in frequent and new legislative amendments. While AC has not generated too much media attention, the sensitive role of AC has produced new reporting practices in both the public and private sectors (Rouse and Borrelli, 2000). In connection, globally considered as a conceptual and practical framework for legally shaping the AC practices, BRC recommendations appear to be adopted to a large extent among U.S., EU and Turkey whilst frequently minor

tweaks and a few major differences exist in the way they are internalized.

Financial, family or any other personal relations with management or the external auditor might imperil AC’s objectivity in performing its duties. In terms of membership requirements for checking independence and qualifications of AC members, we see that all regulators in our study largely adopt the restrictions posed by BRC. A notable difference is that time periods for detection of these critical relationships are recommended by BRC as prior 5 years while it is shortened and accepted as 3 years in general practice (even 2 years in Turkey). Theoretically, the longer is the checking period, the more likely the dependence bonds are loosen as time passes and the more objectively the members could perform AC tasks. Therefore it could be recommended that membership requirements include at least 5 years of independence as a condition for nomination. Moreover, the restriction for not being as “an executive of another company where any of the corporation’s executives serves on that company’s compensation committee” could be integrated to the requirements in EU and Turkish regulations since any compensation relation could significantly jeopardize independence of AC members.

U.S. and Turkish regulations require all members of AC to be independent whereas the EU Directive requires at least one independent member in each AC. As an enhancement, other regulators could also consider to adopt the restriction in Turkey that each board member not to serve in more than two committees as to reduce potential conflict of interests.

Having financially expert members is likely to add value to accomplishments of AC. However, the requirement for including an expert in the committee appears to be fully employed only in EU. U.S. regulations recommend having at least one expert while giving the company an option not to have if it has explanatory reasons. In contrast, Turkish regulations lack any clause recommending nomination of financial experts to ACs, being a critical input for the well performance of AC.

To guide AC in fulfilling its oversight responsibilities, BRC recommends preparing an audit charter that includes best practices and complies with the requirements of cutting-edge AC regulations although no sample charter comprises all practices that might be appropriate to a singular AC. U.S. markets appear to adopted the recommendations of BRC to mandate an audit charter that is available online and specifies AC’s responsibilities, structure, review processes and membership requirements.

On the other hand, EU and Turkey have not brought forth any clauses recommending or enforcing the firms to employ a charter to form and guide activities of AC although, in practice, there are firms having AC charter available on their websites. Thus, if EU and Turkish regulators requires acceptance of an audit charter by the board of directors and deliver a sample charter, it might be constructive to firms for creating and regulating their AC activities. Nevertheless, the sample charter should be customized and updated according to each committee’s needs and governing rules.

In terms of auditor’s accountability and audit engagement, all regulators require review and pre-approval of AC in consistence with BRC recommendations. Even, since fees over a certain amount for non-audit services could impair auditor’s independence, SEA requires pre-approval of AC for non-audit services. Moreover, following BRC’s call for written independence statement of the external auditor, SEA also mandates a comprehensive framework for the documental content that is lacked by EU and Turkey. Keeping the content detailed and multi-perspective could be beneficial since there might be various relational threats on auditor’s independence as ISBS No: 1 documents. Conclusively, in order to enhance their independence requirements, it could be recommended that EU and Turkey could include pre-approval of AC for tax certification engagements, and could take ISBS No: 1 as a template to determine a more detailed content for the compulsory independence statements.

Furthermore, all regulators appear to follow and adopt BRC recommendation that AC should discuss with the external auditor the quality of financial statements, implementation of accounting policies and estimates although the requirement for written minutes is not specified in any of the regulations. As an addition to BRC, EU requires a review of internal control system to be included in agenda of these meetings – a recommended clause to be included in U.S. and Turkish regulations. In comparison with U.S. and EU regulations, Turkish regulations lack specifications for the agenda of the meetings between AC and the external auditor. Such a specification could facilitate the organization and increase the productivity of the meetings, benefiting both the Turkish ACs and auditors.

Finally, we see that the BRC recommendation to include in the annual report an AC letter, which briefly reviews the independence and quality of audit services received, appear to be adopted only by the SEC. The related CMB Communiqué Serial IV No: 54 require AC to declare

DA

V 20

13/1

92

Associate Professor Nur İrem NUHOĞLU - Onuralp ARMAĞAN

its opinion to board of directors, and thus it bypasses shareholder - AC communication whilst the EU Directive has no provision on the matter. Considering the fact that perceptions about auditor independence and performance might influence shareholder’s decisions, a review including information on magnitude of non-audit fees, auditor’s independence and due diligence, and efficiency of communication might be beneficial to shareholders provided that it is disclosed by an AC comprised of independent members.

4. REFERENCES

Abbott, L. J., Parker, S. and Peters G.F. 2002. “Audit Committee Characteristics and Financial Misstatement: A Study of the Efficacy of Certain Blue Ribbon Committee Recommendations”, Working Paper, electronic version available at: http://papers.ssrn.com/sol3/papers.cfm?abstract_id=319125

Abbott, L. J., Parker, S. and Peters G.F. 2007. “Corporate Governance, Audit Quality, and the Sarbanes-Oxley Act: Evidence from Internal Audit Outsourcing”, The Accounting Review, 82(4), 803-835.

American Institute of Certified Public Accountants. 1988. Statement on Auditing Standards: Communication with Audit Committees, electronic version available at: http://umiss.lib.olemiss.edu:82/articles/1038084.6644/1.PDF

Bedard, J., Chtourou, S.M. and Courteau, L. 2004. “The Effect of Audit Committee Expertise, Independence and Activity on Aggressive Earning Management”, Auditing: A Journal of Practice and Theory, 23(2): 13-35.

Blue Ribbon Committee. 1999. Report and Recommendations of the Blue Ribbon Committee on Improving the Effectiveness of Corporate Audit Committees, electronic version available at: http://www.nasdaq.com/about/Blue_Ribbon_Panel.pdf

Carcello, J.V. and Neal, T.L. 2000. “Audit Committee Composition and Auditor Reporting”, The Accounting Review, 75(4): 453-467.

Chambers, D.C. 2005. “Audit Committees: Practice, Rules and Enforcement in UK and China”, Corporate Governance 13: 92-100.

Cohen, J.R. and Hanno, D. M. 2000. “Auditor’s Consideration of Corporate Governance and Management Control Philosophy in Preplanning Judgments”, Auditing: A Journal of Practice and Theory, 19(2): 133-146.

Dechow, P. M., Richard G.S. and Sweeney, A. P. 1996. “Causes and Consequences of Earnings Manipulations: An analysis of Firms Subject to SEC Enforcements”, Contemporary Accounting Research, 13(1): 1-36.

DA

V 20

13/1

93

The Status of Audit Committees: A Comparative Study of U.S.A., E.U., and TURKEY

DeFond, M. L., Hann, R. and Hu, Xuesong. 2005. “Does the Market Value Financial Expertise on Audit Committees of Boards of Directors?”, Journal of Accounting Research, 43(2): 153-193.

DeZoort, F.D. 1997. “An Investigation of Audit Committees’ Oversight Responsibilities”, ABACUS, 33(2): 208-227.

DeZoort, F.T. and Salterio, S. E. 2001. “The Effects Of Corporate Governance Experience And Financial-Reporting And Audit Knowledge On Audit Committee Members’ Judgments”, Auditing: A Journal of Practice and Theory, 20(2): 31-47.

European Confederation of Directors’ Associations. 2011. Audit Committee Guidance for Audit Committee Companies, electronic version available at: http://www.ecoda.org/docs/Publications/ecoDa%20guidance%20FINAL.pdf

European Confederation of Institutes of Internal Auditing. 2011. Guidance on the 8th EU Company Law Directive - Article 41, electronic version available at: http://www.eciia.eu/system/files/eciia-ferma-guidance-on-the-8th-eu-company-law-directive-part-2.pdf

Garcia-Meca, E. and Sanchez-Ballesta, J.P. 2009. “Corporate Governance and Earnings Management: A Meta Analysis”, Corporate Governance: An International Review, 17(5): 594-610.

Gendron, T., Bedard, J. and Gosselin, M. 2004. “Getting Inside the Black Box: A Field Study of Practices in ‘Effective’ Audit Committees”, Auditing: A Journal of Practice and Theory, 23(1): 9-171.

HassabElnaby, H., Said, A. and Wolfe, Glen. 2007. “Audit Committees Oversight Responsibilities Post Sarbanes-Oxley Act”, American Journal of Business, 22(2): 19-32.

Independence Standards Board. 1999. Independence Standard No:1: Independence Discussions with Audit Committees, electronic version available at: http://pcaobus.org/standards/ei/documents/isb1.pdf

Klein, A. 2002. “Audit Committee, Board of Director Characteristics, and Earning Management”, Journal of Accounting and Economics”, 33(3): 375-400.

Krishnan, J. and Lee, J. E. 2009, “Audit Committee Financial Expertise, Litigation Risk, and Corporate Governance”, Auditing: A Journal of Practice and Theory, 28(1): 241-261.

McMullen, D. A. (1996). “Audit Committee Performance: An Investigation of the Consequences Associated with Audit Committees”, Auditing: Journal of Practice and Theory, 15: 87-103.

DA

V 20

13/1

94

Associate Professor Nur İrem NUHOĞLU - Onuralp ARMAĞAN

Lin, Z.J., Xiao, J.Z. and Tang, Q. 2008. “The Roles, Responsibilities and Characteristics of Audit Committee in China”, Accounting, Auditing & Accountability Journal, 21(5): 721-751.

Mohiuddin, M. and Karbhari, Y. 2010. “Audit Committee Effectiveness: A Critical Literature Review”, AIUB Journal of Business and Economics 9(1): 97-125.

Pandit, G. M., Subrahmanyam, V., Conway, G. M. 2005. “Audit Committee Reports Before and After Sarbanes-Oxley: A Study of Companies Listed on the NYSE”, The CPA Journal 25 (10), electronic version available at: http://www.nysscpa.org/cpajournal/2005/1005/essentials/p42.htm

Raghunandan K. and Rama, D. V. 2003. “Audit Committee Composition and Shareholder Actions: Evidence from Voting on Auditor Ratification”, Auditing: A Journal of Practice and Theory, 22(2): 253-263.

Rouse, R.W. and Borrelli, M.R. 2000. “Audit Committees in an Era of Increased Scrunity”,

The CPA Journal, 70(6): 26-32.

Sinpaş GYO. 2012. Bylaw of Audit Committee (Denetim Komitesi Yönetmeliği) electronic version available at: http://www.sinpasgyo.com/trTR/DenetimKomitesiCalismaEsaslari.aspx

Smith, L. M. 2006. “Audit Committee Effectiveness: Did the Blue Ribbon Committee Recommendations make a Difference?”, International Journal of Accounting, Auditing and Performance Evaluation, 3(2): 240-251.

Tan, H. and Kao, Alison. 1999. “Accountability Effects on Auditors’ Performance: The Influence of Knowledge, Problem-Solving Ability, and Task Complexity”, Journal of Accounting Research, 37(1): 209-223.

The Capital Markets Board of Turkey. 2003. Corporate Governance Principles, electronic version available at: http://www.cmb.gov.tr/displayfile.aspx?action=displayfile&pageid=84&fn=84.pdf&submenuheader=-1

The Capital Markets Board of Turkey 2006. Communique on Independent Audit Standards on Capital Markets - Serial: X No: 22 (Sermaye Piyasasında Bağımsız Denetim Standardları Hakkında Tebliğ - Seri: X No: 22), electronic version available at: http://www.spk.gov.tr/apps/teblig/displayteblig.aspx?id=295&ct=f&action=displayfile

The Capital Markets Board of Turkey 2011. Communique on Specification and Application of Corporate Governance Principles - Serial: IV No: 54 (Kurumsal Yönetim İlkelerinin Belirlenmesine ve Uygulanmasına İlişkin

DA

V 20

13/1

95

The Status of Audit Committees: A Comparative Study of U.S.A., E.U., and TURKEY

Tebliğ - Seri: IV No: 54), electronic version available at: http://www.spk.gov.tr/apps/teblig/displayteblig.aspx?id=435&ct=f&action=displayfile

The Capital Markets Board of Turkey.2012. Communique on Amendments for Communique on Specification and Application of Corporate Governance Principles - Serial: IV No: 57 (Kurumsal Yönetim İlkelerinin Belirlenmesine ve Uygulanmasına İlişkin Tebliğ’de Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ- Seri: IV No: 57), electronic version available at: http://www.spk.gov.tr/apps/teblig/displayteblig.aspx?id=437&ct=f&action=displayfile

The Commission of European Communities. 2005. Commission Recommendation 2005/162/EC, electronic version available at: http://eur-lex.europa.eu/LexUriServ/LexUriServ.do?uri=OJ:L:2005:052:0051:0063:EN:PDF

The Coca Cola Company-Turkey. 2006. Bylaw of Audit Committee in Board of Directors (Yönetim Kurulu Denetim Komitesi Yönetmeliği), electronic version available at: http://www.cci.com.tr/userfiles/pdf/Denetim_Komitesi_Tuzugu.pdf

The European Parliament and The Council of European Union. 2006. Directive 2006/43/EC of The European Parliament and of The Council, electronic version available at: http://www.esma.europa.eu/system/files/dir_2006_43_EN.pdf

The Institute of Chartered Accountants in England and Wales. 2003. Guidance for Audit Committees: Evaluating Your Auditors, electronic version available at: http://www.icaew.com/~/media/Files/Technical/Audit-and-assurance/audit/guidance-for-audit-committees/evaluating-your-auditors.pdf

The New York Stock Exchange. 2003. Listed Company Manual, electronic version available at: http://nysemanual.nyse.com/LCM/Sections/

The National Association of Securities Dealers Automated Quotation, The Listing Rules, electronic version available at: http://nasdaq.cchwallstreet.com/NASDAQTools/PlatformViewer.asp?selectednode=chp%5F1%5F1%5F4%5F2&manual=%2Fnasdaq%2Fmain%2Fnasdaq%2Dequityrules%2F

United States Securities and Exchange Commission, Securities Exchange Act of 1934, electronic version available at: http://www.sec.gov/about/laws/sea34.pdf

United States Securities and Exchange Commission, 2000. Final Rule: Audit Committee Disclosure – Release No: 34-42266, electronic version available at: http://www.sec.gov/rules/final/34-42266.htm

DA

V 20

13/1

96

Associate Professor Nur İrem NUHOĞLU - Onuralp ARMAĞAN

United States Securities and Exchange Commission, 2002. Sarbanes-Oxley Act of 2002 Corporate Responsibility, electronic version available at: http://www.sec.gov/about/laws/soa2002.pdf

United States Securities and Exchange Commission, 2003. Press Release 2003-43, electronic version available at: http://www.sec.gov/news/press/2003-43.htm

United States Securities and Exchange Commission, 2003. Strengthening the Commission’s Requirements Regarding Audito Independence – Release No: 33-8183, electronic version available at: http://www.sec.gov/rules/final/33-8183.htm

Xie, B., Davidson, W.N., and DaDalt, P.J. 2003. “Earnings Management and Corporate Governance: The Role of Board and The Audit Committee”, Journal of Corporate Finance, 9, 295-316.

Yazıcılar Holding. 2012. Bylaw of Audit Committee (Denetim Komitesi Yönetmeliği), electronic version available at: http://www.yazicilarholding.com.tr/images/pdf/Bilgilendirme_Politikasi/Denetim%20Komitesi%20Yon.%20280612.pdf

DA

V 20

13/1

97

BAĞIMSIZ DENETİMİN VEKALET

TEORİSİNDEKİ YERİ

Öğr. Gör. Dr. Banu TARHAN MENGİ*

ÖZ

Ekonomi, finans, pazarlama, siyaset bilimleri, örgütsel davranış ve sosyo-loji gibi birbirinden çok farklı bilim dalları içerisinde uygulama alanı bulan vekalet teorisi, bağımsız denetimin ortaya çıkış nedenlerinin açıklanması ko-nusunda da kullanılabilir bir teori olma özelliğini taşımaktadır. Globalleşme süreci, işletmelerin yapısal olarak büyümesine neden olmuş, işletme sahiple-rinin işletmenin başında bulunabilmesi ve işletmeyi aynı zamanda yönetebil-mesi ihtimallerini ise ortadan kaldırmıştır. Bu durum ile birlikte işletmelerde, işletme sahiplerince vekil tayin edilen profesyonel yöneticiler çalışmaya başla-mıştır. Profesyonel yöneticiler ile işletme sahipleri arasındaki ilişki içerisinde işletme sahiplerinin her zaman doğru ve dürüst bilgiye ulaşamaması ihtimali de ortaya çıkmıştır. Bağımsız denetim, doğru ve dürüst olmayan bilgilerin iş-letme sahiplerine ulaşabilmesinin engellenebilmesi için iyi bir alternatif yön-tem olarak karşımıza çıkmaktadır.

Anahtar Kelimeler: Vekalet Teorisi, Bağımsız Denetim

JEL Sınıflandırması: M42

AGENCY THEORY AND THE ROLE OF AUDITING

ABSTRACT

Agency theory which is applicable to social sciences like economics, political science, organizational behavior and sociology, is useful in explaining the reasons why auditing has arose. In the process of globalization, the expansion of enterprises made it impossible for the owners to be in complete control of their businesses. As a result, business owners chose agents to manage the enterprise on their behalf. This owner-agency relationship caused the possibility that owners of the enterprises have incorrect and disingenuous

* Marmara Üniversitesi, [email protected].

DA

V 20

13/1

98

Öğr. Gör. Dr. Banu TARHAN MENGİ

information. Auditing is an alternative way in preventing business owners from having incorrect and disingenuous information.

Keywords: Agency Theory, Auditing

JEL Classification: M42

1. GİRİŞ

2002 yılında ortaya çıkan Enron krizi, pek çok işletme ilgilisini bü-yük finansal kayıplara uğratmıştır. Kriz sebep olduğu finansal kayıp-ların yanı sıra aslında bağımsız denetim sürecinin ortaya çıkışındaki en önemli nedenlerden birine bir kez daha dikkat çekmiştir. Vekalet Teorisi. Endüstriyel gelişmeler doğrultusunda, değişen işletme yapıla-rı ile birlikte, işletmenin sahibi olan kişiler, işletmelerinin yönetimini, profesyonel yöneticilere devretmişler, yöneticileri işletme yönetimi ko-nusunda vekil tayin etmişlerdir. Bu devir işlemi doğal olarak işletme sa-hiplerinin işletmeden uzak bir konuma yerleşmelerine neden olmuş ve profesyonel yöneticiler tarafından kendilerine sunulan bilgilerin doğ-ruluğuna güvenme gerekliliğini ortaya çıkarmıştır. Ancak burada işlet-me sahiplerinin ve yöneticilerinin amaçlarının birbirinden farklı oluşu ve bilgide oluşabilecek asimetri, işletme yöneticilerinden yansıyacak bilgilerin doğruluğu konusunda bir bilgi riski meydana getirmektedir. Bilgi riskinin ortadan kaldırılabilmesi için gerçekleştirilebilecek en uy-gun faaliyet ise bağımsız denetimdir. Vekil olarak tayin edilmiş kişiler, sunmuş oldukları bilgilerin güvenilirliğini ve inandırıcılığını arttırmak için bağımsız denetim talebinde bulunurlar. Bu süreç ile birlikte vekil tayin edilmiş yöneticiler işletmenin lehine doğru çalışmalar gerçekleş-tirdiklerini, başta işletme sahipleri olmak üzere tüm işletme ilgililerine bildirme fırsatı bulurlar.

Çalışma içerisinde işletme sahiplerinin yöneticileri vekil tayin etme-si, vekalet konusunda ortaya çıkabilecek problemler ve bu problemlerin ortadan mümkün olduğunca kaldırılabilmesi için bağımsız denetimin rolünün açıklanması çalışmanın temelini oluşturmaktadır. Bu neden-le çalışma içerisinde yalnızca yönetim ile işletme sahipleri arasındaki vekalet sorunları incelenecektir. Vekalet problemlerinin azaltılabilmesi için gerçekleştirilebilecek çalışmalardan da yalnızca bağımsız denetim ile ilgili olanlar incelenecektir.

Bu kapsamda çalışmanın ikinci bölümünde öncelikle vekalet teori-si ve teorinin bağımsız denetim ile ilişkisi açıklanacaktır. Çalışmanın üçüncü bölümünde vekalet konusunda yöneticilerle ilgili ortaya çıkabi-lecek sorunlar üzerinde durulmuştur. Çalışmanın dördüncü ve son bölü-

DA

V 20

13/1

99

Bağımsız Denetimin Vekalet Teorisindeki Yeri

münde vekalet problemlerini azaltma yöntemi olarak bağımsız denetim çalışmasının rolü ve önemi açıklanmıştır.

2. VEKALET TEORİSİ VE BAĞIMSIZ DENETİM İLE İLİŞ-KİSİ

Vekalet teorisi farklı bilim dallarında geniş uygulama alanı bulan bir teori olarak karşımıza çıkmaktadır. Teori, muhasebe, ekonomi, finans, pazarlama, siyaset bilimleri, örgütsel davranış ve sosyoloji alanlarında kullanılmaktadır (Eisenhardt, 1989, 57).

Vekalet teorisi taraflardan birinin görevini, gerçekleştirmesi için bir başka kişiye delege edebildiği her durumda uygulanabilmektedir (Ross, 1973, 134).

Bu ilişki içerisinde görevini delege eden kişi asil (İngilizcesi: Prin-ciple), görevi devralan kişi ise vekil (İngilizcesi: Agent) rolünü üstlen-mektedir.( O’ Regan, 2004, 13)Vekalet teorisinde amaç, asil ile vekil arasında en uygun anlaşmanın gerçekleştirilmesidir. Vekil konumun-daki yönetici ve/veya çalışan, asil konumundaki kişi veya kişilerin ekonomik hedeflerini gerçekleştirirken, kendi kişisel kazanımlarını da maksimuma çıkarmaya çalışır. Teori asil ile vekilin hedeflerinin birbi-rinden farklı olması, bilgiye erişim şekillerinin farklı olması ve riske karşı eğilimlerinin farklılık göstermesi gibi nedenlerden ötürü asilin kazanımlarının maksimize edilemeyeceğini savunmaktadır (Podrug ve diğerleri, 2010, 1227).

Vekalet teorisinde yöneticilerin, kendilerinin maliki olmadıkları varlıkları yönetmeleri, pay sahiplerinin aleyhine hareket edebilmeleri ihtimalini ortaya çıkarabilmektedir. Bunun dışında, işletme içerisindeki menfaat çatışmalarına bağlı olarak yönetim kurulu üyeleriyle pay sa-hipleri arasında da ikinci bir tür vekalet problemi olduğu kabul edilir. Pay sahipleri ile yöneticiler arasındaki problemin mali haklar paketleri ile çözülebileceği kabul edilmektedir. Yönetim kurulu üyeleri ile pay sahipleri arasındaki vekalet sorunlarının ise iyi düzenlenmiş kurumsal yönetim politikaları ve uygulamaları ile çözülebileceği kabul edilmek-tedir (Özdoğan Yılmaz, 2009, 6).

Yöneticilerin kişisel çıkarlarının peşine düşmeleri olasılığı, işletme-yi yönetmekle sorumlu bu kişilerin daha dikkatli bir şekilde gözetim altında tutulmalarını gerektirir. Yönetim yetkilerinin devredildiği bu vekillerin gözetim altında tutulmasından doğan ek maliyet ise “veka-let maliyeti” olarak adlandırılmaktadır (Dil ve Eren Gümüştekin, 2008, 164 ; Easterbrook, 1984, 653). İşletmenin sahiplerinin aynı zaman-da işletmenin yöneticilik işlerini de üstlenmeleri durumunda böyle bir

DA

V 20

13/1

100

Öğr. Gör. Dr. Banu TARHAN MENGİ

maliyet ortaya çıkmamaktadır ancak belirtildiği gibi günümüz koşul-larında bu ayırıma gidilmesi artık bir zorunluluk halini almıştır (İşeri, 2002, 79). Bağımsız denetim ise ortaya çıkan vekalet maliyetlerinin azaltılması için iyi bir çözüm olarak ortaya çıkmaktadır (Francis ve Wilson, 1988, 663 ; Jensenve Meckling, 1976, 26).

Asiller ile vekillerin amaçlarının birbirinden farklı oluşu ve işletme-ye vekil olarak atanmış kişilerin gerçek bilgiye işletme sahiplerinden daha yakın bulunması -bilgi asimetrisi- bilgi riskinin ortaya çıkışına ne-den olur. Bilgi riski, finansal tablolarda yer alan bilgilerin hatalı, eksik ve yanıltıcı olması ihtimalidir (Güredin, 2010, 9). Oysa işletme ile ilgili kararlar almak durumunda olan menfaat grupları için finansal tabloların doğru, tam ve tarafsız bilgiler sunuyor olması önemlidir. Yanlış bilgiler içeren mali tabloların güvenilirlikleri azalmaktadır (Kaval, 2008, 7).

Bilgi riskinin azaltılabilmesi için en uygun yöntem mali tabloların bağımsız denetimden geçirilmesidir. Bağımsız denetim sürecinden ge-çirilmiş mali tablolar bu bilgileri kullanan kişilere doğru, tam ve taraf-sız bilgi sunmaktadır (Alvin ve diğerleri, 2012,6).

18. yüzyıl sonları, 19. yüzyıl başlarına işletmeler küçük ölçekli ol-manın yanında şahıs işletmesi ya da ortaklık biçimde kurulmakta idi. İş-letmelerin yönetiminin de sahipleri tarafından gerçekleştiriliyor olması işletme dışında hesap verilmesi gereken tarafların sayısını azaltmaktay-dı. Denetim talebi ise Sanayi Devrimi ile birlikte modern toplumlarda ortaya çıkmıştır. İşletme sahiplerinin, işletmeyi yönetmeleri için pro-fesyonel yöneticileri işe almaları ile sorumluluk ve hesap verebilirlik konuları önem kazanmış, bu durum da denetime olan talebi arttırmıştır (Eilifsen ve diğerleri, 2010,6 ; Bozkurt, 2000, 17-18).

Finansal tablolar ve kurumsal raporlama, yönetimin başlıca görevi olarak kabul edilmektedir. Bu nedenle yönetim finansal tablolarının ba-ğımsız bir tarafça gözlemlenmesi ve finansal tablolar hakkında güvence verilmesini – yani bağımsız denetim çalışmasını- talep etmelidir (Sol-tani, 2007, 46).

İşletmenin ortaklarının finansal tablolar için gerçekleştirilecek de-netim veya gözden geçirme çalışmasından çeşitli beklentileri bulun-maktadır. Bu beklentilerden ilki işletmenin faaliyetleri ve hesapları hakkında bilgi sahibi olmaktır. İşletme hakkında bilgi sahibi olmak için gerçekleştirilecek değerlendirme sürecinin tarafsız bir kişi –denetçi- tarafından yürütülmesi esastır. Denetçi dışında işletmeye kredi veren kuruluşlar ve vergi daireleri de işletmenin hesapları ile ilgilenirler. İş-letme ile çeşitli şekillerde alakadar olan taraflara kısaca işletme ilgilisi denilmektedir. Yönetim, ortaklar, işletmenin çalışanları, işletmeye kre-

DA

V 20

13/1

101

Bağımsız Denetimin Vekalet Teorisindeki Yeri

di veren kuruluşlar, kamuoyu ve vergi daireleri işletme ilgilisi olarak kabul edilmektedir. İşletme ilgililerinden her birinin işletmeye ilişkin yapacağı değerlendirmede kullanacağı ölçütler birbirinden farklıdır. Bu farklılığa rağmen, işletmenin hesaplarının bağımsız bir denetim çalış-masından geçirilmiş olması tüm işletme ilgililerine bir güvence sağla-yacaktır (ACCA, 2009,6).

Denetçi ile temsilciler ve asiller arasındaki ilişki aşağıdaki şekil ile de gösterilebilir (Eilifsen ve diğerleri, 2010, 7).

4

hesapları ile ilgilenirler. İşletme ile çeşitli şekillerde alakadar olan taraflara kısaca işletme

ilgilisi denilmektedir. Yönetim, ortaklar, işletmenin çalışanları, işletmeye kredi veren

kuruluşlar, kamuoyu ve vergi daireleri işletme ilgilisi olarak kabul edilmektedir. İşletme

ilgililerinden her birinin işletmeye ilişkin yapacağı değerlendirmede kullanacağı ölçütler

birbirinden farklıdır. Bu farklılığa rağmen, işletmenin hesaplarının bağımsız bir denetim

çalışmasından geçirilmiş olması tüm işletme ilgililerine bir güvence sağlayacaktır (ACCA,

2009,6).

Denetçi ile temsilciler ve asiller arasındaki ilişki aşağıdaki şekil ile de gösterilebilir (Eilifsen

ve diğerleri, 2010, 7).

Asil sermaye koyar ve temsilcileri işe alır.

Denetçi bir görüş Temsilci asile karşı sorumludur.

bildirir ve işletmenin

ve bilgi riskini azaltır. Denetçi kanıt toplayarak

değerlendirme yapar.

Şekil 1. Denetçi ile Temsilciler ve Asiller Arasındaki İlişki

Teori, yönetimin hazırlamış olduğu finansal tabloların doğruluğu ve kesinliği hakkında görüş

bildirmeleri için denetçilere neden ihtiyaç duyulduğunu açık olarak ortaya koymaktadır (Jensen

ve Meckling, 1976,2).

SAS No.54 ile birlikte bağımsız denetçinin işletme içerisinde meydana gelmesi ve finansal

tabloları etkilemesi ihtimali bulunan kanun dışı faaliyetleri de – hile- dikkate alması gerekliliği

ortaya çıkmış, SAS No.82 ve SAS No.99 ile birlikte denetçinin işletmedeki hileli işlemlere

ilişkin rolü netleşmiştir (AICPA, 1988; AICPA, 1997; AICPA, 2002).

Denetçiler işletmelerin finansal tabloları ile ilgili olarak ortaya koydukları iddialarını hatalar

ve hileler içermesi ihtimalleri doğrultusunda denetleyerek ilgili taraflara güvence verme

görevini üstlenirler. Bu çalışmayı yaparken vekillerce kendilerine sunulan finansal tablolar için

işletme içerisinde kanıtlar toplar, değerlendirir ve bir denetim raporu aracılığı ile işletme için

görüşlerini sunarlar. İşte gerçekleştirilen bu çalışma sonucunda ortaya çıkan denetim raporu

işletmenin finansal tablolarına güvence katar ve bilgi riskini azaltır.

Vekalet teorisinin bir diğer varsayımı, bağımsız denetimin en uygun maliyetli kontrol

mekanizması olmasına dayanır. Bağımsız denetim çalışmalarının da belirli bir maliyeti olduğu

TEMSİLCİ

DENETÇİ

Bilgi Riski ASİL

Şekil 1. Denetçi ile Temsilciler ve Asiller Arasındaki İlişki.

Teori, yönetimin hazırlamış olduğu finansal tabloların doğruluğu ve kesinliği hakkında görüş bildirmeleri için denetçilere neden ihtiyaç duyulduğunu açık olarak ortaya koymaktadır (Jensen ve Meckling, 1976,2).

SAS No.54 ile birlikte bağımsız denetçinin işletme içerisinde mey-dana gelmesi ve finansal tabloları etkilemesi ihtimali bulunan kanun dışı faaliyetleri de – hile- dikkate alması gerekliliği ortaya çıkmış, SAS No.82 ve SAS No.99 ile birlikte denetçinin işletmedeki hileli işlemlere ilişkin rolü netleşmiştir (AICPA, 1988; AICPA, 1997; AICPA, 2002).

Denetçiler işletmelerin finansal tabloları ile ilgili olarak ortaya koy-dukları iddialarını hatalar ve hileler içermesi ihtimalleri doğrultusunda denetleyerek ilgili taraflara güvence verme görevini üstlenirler. Bu ça-lışmayı yaparken vekillerce kendilerine sunulan finansal tablolar için işletme içerisinde kanıtlar toplar, değerlendirir ve bir denetim raporu aracılığı ile işletme için görüşlerini sunarlar. İşte gerçekleştirilen bu çalışma sonucunda ortaya çıkan denetim raporu işletmenin finan-

DA

V 20

13/1

102

Öğr. Gör. Dr. Banu TARHAN MENGİ

sal tablolarına güvence katar ve bilgi riskini azaltır.

Vekalet teorisinin bir diğer varsayımı, bağımsız denetimin en uygun maliyetli kontrol mekanizması olmasına dayanır. Bağımsız denetim ça-lışmalarının da belirli bir maliyeti olduğu kesindir ancak profesyonel çalışabilen bir denetçinin denetimin maliyeti ile denetimden sağlanan fayda arasında denge kurmayı başarabileceği düşünülmektedir (Esen-demir, 2011, 3894).

3. VEKALET KONUSUNDA YÖNETİCİLER İLE İLGİLİ ORTAYA ÇIKABİLEN PROBLEMLER

Yöneticilerin işletmenin mali tablolarını olduğundan farklı göster-mek suretiyle tüm işletme ilgililerini yanıltmaları hileli mali raporlama olarak adlandırılmaktadır. Hileli mali raporlamada işletmenin olduğun-dan iyi gösterilmesi ve olduğundan kötü gösterilmesi şekillerinde ger-çekleştirilebilir (Bozkurt, 2009, 9).

İşletme yöneticilerinin kendilerinin bilgiye olan yakınlıklarını kul-lanarak bu tarz hileli eylemler içerisine girmeleri vekalet hakkında bir problem olduğunu ortaya koymaktadır. İşletme yönetimlerinin, işlet-menin durumunu olduğundan daha iyi gösterme yönünde gerçekleştir-dikleri finansal raporlamada temel amaçları, yeterli performansı sağla-yamamış olmaları ve bu durum karşısında işlerini kaybetme ihtimalini bulunmasıdır. İşletme yönetimleri bir kredi talebi sırasında krediyi sağ-layabilmek adına da, işletmeyi olduğundan iyi gösterme yoluna gitmeyi tercih edebilmektedirler. Durumun tam tersi yani işletmeyi olduğundan kötü gösterme yönündeki hileli finansal raporlama ise yöneticiler ta-rafından kendi yararlarına olacak firma ele geçirme süreçlerinde ger-çekleştirilebilmektedir. Bu durumda işletme yöneticileri işletmenin ele geçirilmesindeki maliyetleri düşük tutmaya çalışırlar (Turaboğlu, 2002, 39-40).

Bunun dışında işletme için gerçekleştirilebilecek yatırımlar konu-sunda da işletme yöneticileri kendilerine verilmiş olan vekaleti kötüy-le kullanabilirler. İşletmenin hisse senetlerinin değerini arttırabilecek ancak çeşitli riskler de barındıran bir yatırım projesine yöneticilerin ve işletme sahiplerinin yaklaşımları farklı olabilir. İşletme sahipleri böyle bir yatırımın işletmenin hisse senetlerinin değerlerini arttıracağını dü-şünerek yatırımın gerçekleştirilmesini isteyebilirler. Buna karşılık ve-kil olarak tayin ettikleri yöneticiler yatırımlardan beklenilen getirilerin elde edilemeyerek işlerin kötüye gitmesi yönünde kaygı duyabilirler ve işlerini kaybetme korkusu ile böyle bir yatırım fırsatını değerlendirme-me yönünde karar alabilirler. İşletme sahiplerinin bu noktada yatırımın gerçekleştirilmemesi nedeniyle katlanmak zorunda kaldıkları maliyete

DA

V 20

13/1

103

Bağımsız Denetimin Vekalet Teorisindeki Yeri

“vekalet maliyeti” denilir (Tripathi, 2008, 16-19).

Vekil olarak tayin edilmiş yöneticilerin işle ilgili kaygıları, işletmeyi uygun olmayan ikame yatırımlara yönlendirmelerine de neden olabilir. Bu yatırımlar, düşük getirili ancak güvenli projeler olacaktır. Daha az riski varlıklara yönelen işletme, iyi yatırım seçeneklerini bir tarafa ko-yarak işletme varlıklarının değerinin düşmesine neden olur (Turaboğlu, 2004, 114; Kahveci, 2008, 43).

Yöneticiler vekillik sıfatlarını kullanarak işletmenin finansal duru-munu yeterince iyi değerlendirmeden hisse senedi sahiplerine kar payı dağıtımı gerçekleştirmişler ise yapılacak yatırımlar için gerekli olan finansmanı sağlayabilmek adına farklı finansman kaynakları aranması bir zorunluluk olur. İşletmeler bu noktada yeni hisse senedi ihracında bulunabilirler. Böyle bir durum piyasada işletme hakkında yanlış değer-lendirmelere yol açmasının yanı sıra sermaye maliyeti yüklenilmesi ile sonuçlanır (Turaboğlu,2004, 114; Kahveci, 2008, 43).

Yöneticilerin işletmenin gücünü ve varlıklarını arttırma yönünde çaba sarf ettikleri, bunu bir hedef edindikleri hep tartışılan bir konudur. Bu hedef işletmenin büyüklüğü ve iş hacmi konularına çok fazla önem verilmesine neden olur. Yönetimin iş hacmini arttırabilmek için bir baş-ka işletmeyi değerinin üzerinde satın alması rastlanılan bir durumdur. Bu şekilde gerçekleşen bir satın almanın işletme sahipleri için fayda sağlamayacağı oldukça açıktır ( Tripathi, 2008,16-19).

İşletme yöneticileri, işten atılma ihtimallerini ortadan kaldırabilmek adına, işletmenin hisse senedi sahipleri ve borç verenleri açısından ya-rarlı olabilecek el değiştirme olanaklarını ortadan kaldırmak için farklı taktikler uygulayabilirler. Ancak işletmenin ele geçirilmesini engelle-mek için yöneticiler tarafından uygulayacak taktiklerin her zaman iyi birer yol oldukları söylenemez (Turaboğlu, 2004, 114-115). Yöneticiler, işletme sahipleri ile herhangi bir el değiştirme sırasında işten çıkarılma-ları durumunda çok yüksek tazminatlar almalarını sağlayacak nitelikte anlaşmalar imzalatabilirler. Yöneticiler ayrıca işletmenin devralınması sırasında maliyetleri arttırıcı uygulamalara giderek işletmeyi devralma-ya çalışan taraflarda bu işlemin cazip olmadığı kanaatini uyandırmak, sınıflandırılmış hisse senedi çıkararak ve işletme sahiplerinin vekaletini alarak işletmenin el değiştirmesine karşı çıkabilirler. Tüm bunların dı-şında, yöneticiler bazı önemli bilgileri piyasadan saklayarak hisse se-netlerinin değerini düşürüp kasıtlı biçimde firmanın daha düşük bir ma-liyet ile ele geçirilmesine de neden olabilirler (Kahveci, 2008, 45-46).

Yöneticilerin işletme kaynaklarını kendi lehlerine olacak biçimde kullanabilmeleri de yöneticiler ile ilgili önemli vekalet problemlerden

DA

V 20

13/1

104

Öğr. Gör. Dr. Banu TARHAN MENGİ

birisidir. Bu tarz işlemler hırsızlık, zimmet ve dolandırıcılık kapsamın-da yer almakta ve Ceza Kanunları açısından suç sınıflandırmasına dahil olmaktadır. Bu yöntemlerin dışında içerden öğrenenlerin ticareti de yö-neticilerin işletmenin kaynaklarını kendi lehlerine kullanmalarının bir şekli olarak karşımıza çıkmaktadır (Güvençer, 2008, 44).

4. VEKALET PROBLEMLERİNİ AZALTMA YÖNTEMİ OLARAK BAĞIMSIZ DENETİM

Literatür, denetçileri vekaletle ilgili ortaya çıkabilecek problemlerin çözümü konusunda potansiyel bir mekanizma olarak görmektedir (Ba-iman ve diğerleri, 1987, 217). Denetim çalışması gerçekleştirilirken ise bir yönetici hakkında yapılabilecek en iyi denetim çalışmasının, idaresi altında bulunan alanlara göre gerçekleştirebileceği belirtilmektedir. Bu durum aslında sorumluluk muhasebesinin de temellerini oluşturan gö-rüşlerdendir (Demski ve Sappington, 1989, 40).

Yöneticiler tarafından gerçekleştirilen finansal tablo hilelerinin or-taya çıkartılmasında, denetçi tarafından finansal tabloların incelenmesi ve işletmenin varlıklarındaki, kaynaklarındaki, gelir ve giderlerindeki değişimlerin dönemsel olarak analizinin yapılması önemli bir yer teşkil eder. Ancak finansal tablo hilelerinin ortaya çıkarılmasında bu yöntem çoğu zaman tek başına yeterli olmayacaktır. Bu türdeki hilelerin ortaya çıkarılabilmesi için denetçinin finansal tablolarda yer alan verileri sek-tör verileri ile karşılaştırması gereklidir (Albrecht ve Albrecht, 2003, 340-341; Fanning ve diğerleri, 1995,220).

Denetçi tarafından uygulanacak denetim prosedürleri, yönetim ta-rafından gerçekleştirilme ihtimali bulunan hileli hareketleri hatalardan ayırt etme konusunda yeterli olamayabilir. Denetçinin, gerçekleşmiş hareketin yönetimce kasıtlı biçimde gerçekleştirildiğini belirtebilmesi için denetim prosedürlerinin uygulanması sonucu elde edilen bulgular dışında da çeşitli delillere sahip olması gereklidir (Caplan, 1999, 104).

Bu noktada ek incelemeler, gerçekleştirilen eylem sonucunda yöne-timin kendisine herhangi bir konuda bir çıkar sağlayıp sağlamadığının belirlenebilmesine yönelik yapılmalıdır.

Denetçinin işletmede gerçekleşebilecek hileli finansal raporlama hakkında fikir sahibi olabilmek için işletme yöneticilerinin yaşamla-rının ve başarılarının işletme ile sıkı sıkıya bağlı olup olmadığını, yö-neticilerin, işletme ile ilgili finansal beklentileri karşılama konusunda baskı altında bulunup bulunmadığını, prime dayalı bir sistem uygulanıp uygulanmadığını algılaması gereklidir. Denetçi bunların dışında, yöne-timin varsa borç yükü, tabi olduğu finansal kısıtlamalar hakkında bilgi

DA

V 20

13/1

105

Bağımsız Denetimin Vekalet Teorisindeki Yeri

almalı, işletmenin performansının azalıp azalmadığını dikkate almalı-dır. Yönetimin hisse senedi fiyatlarında değişiklik yaratma eğilimleri bulunup bulunmadığını incelemelidir. Tüm bunların dışında yönetimin iş güvencesini tehlikeye atabilecek bir durumun mevcudiyeti de hileli finansal raporlamanın ortaya çıkmasına neden olabilecek nedenlerden biri olduğundan denetçi tarafından göz ardı edilmemelidir (Albrecht ve Albrecht, 2003, 342-343).

İşletmenin yöneticileri hileli finansal raporlamayı, işletmenin finan-sal tablolarını olduğundan iyi göstermek için, gerçekleşen işlemleri zamanında kayıt altına almayarak, gerçek olmayan gelirler yaratarak, çeşitli gider ve yükümlülükleri gizleyerek, varlıkları uygun olmayan biçimde değerleyerek ve doğru açıklayıcı bilgiler vermeyerek gerçek-leştirebilirler. İşletmeyi olduğundan kötü gösterme ise, işlemleri doğru zamanda kayıt altına almayarak, gerçek olmayan giderler yaratarak, çe-şitli gelir ve varlıkları gizleyerek ve varlıkları uygun olmayan biçimde değerleyerek gerçekleştirilebilir (ACFE, 2012, 7).

Denetçinin diğer tüm denetim çalışmalarında dikkat etmesi gereken unsurlardan biri olan mesleki özenin gösterilebilmesi, denetçinin ba-ğımsız davranabilmesinin sağlanabilmesi ve gerçekleştirdiği denetim çalışmalarında incelemelerini gerçekleştirebilecek ve bulgularını de-ğerlendirebilecek ve anlamlandırabilecek mesleki bilgi ve tecrübesinin bulunması gerekliliği bu konudaki temel taşları oluşturur.

5. SONUÇ

Çok çeşitli bilim dallarınca tartışılan ve farklı açılardan incele-nen “Vekalet Teorisi”, bağımsız denetimin ortaya çıkmasını gerektiren temel nedenlerden birini de açıklamaktadır.

Gerek yöneticiler kendi gerçekleştirdikleri faaliyetlere olan inandı-rıcılığı sağlamak, gerekse işletme sahipleri vekil tayin ettikleri kişilerin doğru ve dürüst çalışıp çalışmadıklarını anlayabilmek için arada bir ara-cıya ihtiyaç duymaktadır. Bu aracı ise bağımsız denetimdir.

Bağımsız denetim asil ile vekil arasında bir konumda bulunmakta ve taraflar arasında hata ve hile kaynaklı ortaya çıkabilecek zararları azaltıcı bir statüde yer almaktadır. Bunun bir maliyet olduğu düşünül-se de, ortaya çıkabilecek zararların boyutları ile karşılaştırıldığında bu maliyet söz konusu dahi edilemeyecek kadar azdır. Ayrıca mesleki bilgi ve tecrübesi yeterli bir denetçi çalışmalarını zaten uygun bir maliyet ile sürdürmeyi hedefler ve çalışmalarını önemli olanı bulmayı başarabi-lecek şekilde tasarlar.

Denetçiler asiller ile vekiller arasındaki ilişkilerdeki hata ve hile

DA

V 20

13/1

106

Öğr. Gör. Dr. Banu TARHAN MENGİ

olaylarını araştırırken, öncelikle analitik inceleme prosedürlerini kul-lanarak mali tablolarda ortaya çıkmış anormallikleri bulmayı hedef-leyeceklerdir. Sonrasında belirlemiş oldukları anormallikleri işletme gerçekleri ve sektör gerçekleri ile karşılaştıracaklardır. Bunun dışında gerçekleştirildiği düşünülen eylemin hangi tarafa nasıl bir çıkar sağla-yacağı ve bu tarafın böyle bir çıkara ihtiyacı olup olmadığının değer-lendirilmesi gereklidir.

6. KAYNAKÇA

ACCA Paper F8, BPP Learning Media Ltd. London, 2009.

ACFE (2012) Report to the Nation on Occupational Fraud and Abuse. USA: ACFE.

AICPA (1988) SAS No.54 Illegal Acts by Clients, New York: AICPA.

AICPA (1997) SAS No.82 Consideration of Fraud in a Financial Statement Audit, New York: AICPA.

AICPA (2002) SAS No.99 Consideration of Fraud in a Financial Statement Audit, New York: AICPA.

Albrecht, W.S. ve C.O.Albrecht.2003. Fraud Examination. USA: Thomson South – Western.

AlvinA.A. veJ. E.Randal veM.S.Beasley.2012.Auditing and Assurance Services.

New Jersey: Pearson Prentice Hall.

Baiman, S. ve J.H. Evans ve J. Noel. 1987.“Optimal Contracts with a Utility- Maximizing Auditor”.Journal of Accounting Research. 25(Autumn): 217-244.

Bozkurt, N. Muhasebe Denetimi.2000. İstanbul: Alfa Basım Yayım Dağıtım.

Bozkurt, N. İşletmelerin Kara Deliği Hile Çalışan Hileleri. 2009. İstanbul: Alfa Basım Yayım Dağıtım.

Caplan, D.1999 “Internal Controls and the Detection of Management Fraud”. Journal of Accounting Research, 37 (Spring):101-117.

Demski, J.S. ve D.E.M. Sappington. 1989. “Hierarchical Structure and Responsibility Accounting”. Journal of Accounting Research.27 (Spring): 40-58.

Dil, M. ve G. Eren Gümüştekin. 2008. Vekalet Teorisinin Aile İşletmelerine Katkıları ve Model Önerisi. İstanbul: İstanbul Kültür Üniversitesi Yayınları

DA

V 20

13/1

107

Bağımsız Denetimin Vekalet Teorisindeki Yeri

Yayın No: 78. (AİK, 3. Aile işletmeleri Kongresi, Kongre Kitabı, Editör Prof. Dr. Tamer KOÇEL, Kitabı Yayına Hazırlayan: Öğr. Gör. Mehtap Eliaçık Gülaçtı.)

Easterbrook,F.H.1984. “Two Agency-Cost Explanations of Dividends”. The American EconomicReview.74 (September): 650-659.

Eilifsen, A. ve W. F. Messier ve S.M. Gloverve D. F. Prawitt. 2010. Auditing & Assurance Services: A Systematic Approach. 2nd International edition. New York: McGraw-Hill, Irwin.

Eisenhardt, K.1989. “Agency Theory: An Assessment and Review”. The Academy of Management Review. 14 (1): 57-74.

Esendemir, E.2011. “Finansal Bilginin Güvenilirliği ile İlgili Bağımsız Denetimin Amacı ve Bağımsız Denetim Süreci ile İlgili Son Gelişmeler” Journal of Yasar University, 23(6): 3890-3903.

Fanning, K. ve K. 0.Cogge ve R. Srivastava.1995. “Detection of Management Fraud: A Neural Network Approach”.11th Conference on Artificial Intelligence for Applications, 20-23 February 1995: 220-223.

Francis, J. R. ve Wilson, E.R.1988. “Auditor Changes:A Joint Test of Theories Relating to Agency Costs and Auditor Differentiation”, The Accounting Review, 63 (October):663-682.

Güredin, E.2010. Denetim ve Güvence Hizmetleri. 13.Baskı. İstanbul: Türkmen Kitabevi.

Güvençer, Ü. C.2008. Vekalet Teorisi: Firma Performansına Etkisi. Bursa, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi.

İşeri,M.2002. “Anonim Şirketlerde Vekalet Sorunu ve bu Sorunun Çözümlenmesinde Kullanılan Teknikler”, Journal of Istanbul Kultur University, 2002/2 : 77-86.

Jensen, M. C. ve W.H. Meckling. 1976.“Theory of the Firm: Managerial Behavior, Agency Costs and Ownership Structure” Journal of Financial Economics, 3 (October): 305-360.

Kahveci, C. 2008. İç Denetimin Vekalet Teorisindeki Yeri ve Önemi Bir Bankada Yapılan Araştırma. İstanbul. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi.

Kaval, H. 2008. Muhasebe Denetimi. Ankara: Gazi Kitabevi.

O’Regan, D.Auditor’s Dictionary : Terms, Concepts, Processes, and Regulations, New Jersey: John Wiley&Sons, Inc.,Hoboken.

Özdoğan Yılmaz, A.2009. Halka Açık Anonim Ortaklıklarda Yöneticilerin Mali Hakları, Ankara: Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi.

DA

V 20

13/1

108

Öğr. Gör. Dr. Banu TARHAN MENGİ

Podrug, N. ve D. Filipovic ve S. Milic. 2010. “Critical Overview of AgencyTheory” Annals of DAAAM for 2010 &Proceedings of the 21th International DAAAM Symposium 1(1).

Ross, S. A.,1973. ”TheEconomicTheory of Agency: The Principle’s Problem”. The American Economic Review, Papers and Proceedings of the Eighty fifth Annual Meeting of the American Economic Association 63 (May): 134-139.

Soltani, B. 2007. Auditing An International Approach. London: Prentice Hall.

Turaboğlu, T.T.2002. Vekalet Teorisi: Firma Sahiplik Yapısı ve Performans İlişkisi Türkiye Uygulaması. Adana. Yayınlanmamış Doktora Tezi.

Turaboğlu, T.2004. “Vekalet-Temsil-Problem ve Maliyetler”. Ekonomik Yaklaşım Dergisi. 15 (51):109-124.

Tripathi, M. 2008. Auditing and Finance Management. Delhi: Navyug Publishers & Distributers.

DA

V 20

13/1

109

KONAKLAMA SEKTÖRÜNDE FİNANSAL BOYUTUYLA BİR

KURUMSAL KARNE UYGULAMASI

Yrd. Doç. Dr. Ahmet AKTÜRK*

Yrd. Doç. Dr. Ercüment OKUTMUŞ**

Öğr. Gör. Şevket YİRİK***

ÖZ

Günümüzde işletmelerin faaliyet denetiminde çok boyutlu performans öl-çüm sistemlerinin öneminin daha belirgin hale geldiği görülmektedir. İşlet-meler faaliyet denetiminde güncel yaklaşımlar olarak başlıca kurumsal karne, paydaş temelli performans değerleme, Lynch-Cross performans piramidi ve performans prizması gibi yöntemleri kullanabilmektedirler. Bu yöntemlerden biri olan kurumsal karne de gelenekselin ötesinden işletme performansını dört boyutlu olarak değerlendiren bir yöntemdir. Kurumsal karne işletmeyi finan-sal, müşteri, iç süreçler ve öğrenme-gelişme boyutlarıyla değerlendirmektedir. Bugüne kadar kurumsal karnenin Türkiye’de sağlık, perakende, üretim, kar amacı gütmeyen kuruluşlar gibi birçok sektörde uygulanabilirliğine ilişkin ça-lışmalar literatüre katılmıştır. Bu çalışmada bir otel işletmesinde finansal bo-yutuyla kurumsal karne uygulaması yapılmış ve sonuçlarına yer verilmiştir. Buna göre, kurumsal karneyi uygulamak isteyen bir otel işletmesinin, alanında uzman kişilerle geniş kapsamlı ve sektörün kendine has yapısını dikkate alarak bir hazırlık yapması gerektiği görülmüştür. Aksi takdirde uygulamanın başarısı sınırlı kalabilir. Ayrıca çalışmada ortaya konulan önerinin kurumsal karnenin diğer boyutlarını çalışan araştırmacılara yardımcı olacağı da tahmin edilmek-tedir.

Anahtar Kelimeler: Faaliyet Denetimi, Kurumsal Karne, Otel İşletmeleri

JEL Sınıflandırması: M41

* Akdeniz Üniversitesi, Alanya İşletme Fakültesi, [email protected] ** Akdeniz Üniversitesi, Alanya İşletme Fakültesi, [email protected] *** Akdeniz Üniversitesi, Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksekokulu, [email protected]

DA

V 20

13/1

110

Yrd. Doç. Dr. Ahmet AKTÜRK - Yrd. Doç. Dr. Ercüment OKUTMUŞÖğr. Gör. Şevket YİRİK

A BALANCED SCORECARD APPLICATION IN ACCOMMODA-TION SECTOR WITH A FINANCIAL PERSPECTIVE

ABSTRACT

Nowadays it’s seen that multidimensional performance measurements that can be used for operational audit in firms are becoming more important. As contemporary and main operational audit tools, balanced scorecard, shareholder based approach, Lynch-Cross performance pyramid and performance prism can be employed by firms. The Balanced scorecard is a method that is beyond the traditional and that can assesses firms in 4 dimensions. This dimensions can be defined as financial, costumer, internal process and learning-growth perspective. Up to date, some research results are added to literature about the practice of the balanced scorecard in non-profit organizations, health, retail and production sectors in Turkey. In this research, a practice that’s about the financial aspect of the balanced scorecard is performed in accommodation sector. After that, it’s results are placed. According to this study, firms which want to practice balanced scorecard, should make a serious preparation by professional employees as they consider the structure of the sector. Otherwise, the success of the practice may be limited. It’s hoped that, the recommended model in the research will help the researchers who work on the other dimensions of the balanced scorecard.

Keywords: Operational Audit, Balanced Scorecard, Hotels

JEL Classification: M41

1. GİRİŞ

Özellikle son otuz yılda işletmeler arası rekabetin yerel olmaktan çok, uluslararası boyuta taşınması, işletmelerin kendilerini bu koşulla-ra göre geliştirmelerini zorunlu hale getirmiştir. Günümüze kadar ge-leneksel yaklaşımlar ile sadece göreceli üstünlüğü olan sektörlerdeki işletmeler rekabet edebiliyorken şu anda birçok sektörde işletmeler, yö-netim, üretim, pazarlama, finans ve muhasebe gibi alanlarda uygulan-dıkları güncel yaklaşımlar ile küresel aktörler ile rekabet eder konuma gelmişlerdir. Fakat amaç işletmeyi uzun vadede hem hayatta hem de başarılı kılmak olduğuna göre mevcut performansın arttırılması ve bu çabanın sürekli olması gerekmektedir. Ancak bu şekilde işletmeler var-lıklarını devam ettirebileceklerdir (Aktürk ve Özgür 2011, 18).

Gelinen bu noktada işletmelerin sadece finansal oranlara odaklan-mış geleneksel yaklaşımlardan sıyrılarak, güncel performans ölçüm

DA

V 20

13/1

111

Konaklama Sektöründe Finansal Boyutuyla Bir Kurumsal Karne Uygulaması

sistemlerinden istifade etmeleri daha rasyonel bir karar olacaktır. İşlet-me performansı ortaya konurken müşterilerin, işletme çalışanlarının ve organizasyon yapısının da değerlemeye alındığı, bütünü dikkate alan bir sisteme ihtiyaç duyulmaktadır. Kurumsal karne bu ihtiyaçlara cevap verebilecek yaklaşımlardan biri olarak değerlendirilebilir.

Bu doğrultuda çalışmada ilk aşamada kurumsal karne hakkında ge-nel bilgilere daha sonra otel sektöründeki kurumsal karne uygulamala-rına ilişkin bir literatür taramasına yer verilecektir. Son olarak ise beş yıldızlı bir otel işletmesinde gerçekleştirilen finansal boyutuyla kurum-sal karne uygulaması ve sonuçlarına yer verilecektir.

2. KURUMSAL KARNE

1980’lerde işletmeler performanslarını ölçmek için sermaye getirisi, net kar oranı gibi finansal nitelikteki oranları kullanmaktaydı. Ancak iş dünyasında yaşanan değişimler sonucunda geçmişe yönelik finansal verilerin işletmelerin gerçek değerini ve performansını göstermekte ye-tersiz kaldığı görüldü. Finansal verilere dayanan geleneksel performans ölçüm sistemlerinin geçmişe yönelik olması, kısa dönemleri gösterme-si ve işletmeyle ilgili sadece sayısal verileri yansıtması bu yöntemlere yöneltilen başlıca eleştiriler olarak sıralanmaktaydı (Güner 2008, 247).

1990’lardan sonra finansal verilerin yanı sıra finansal olmayan ve-rileri de içeren performans ölçüm modelleri geliştirilmeye ve uygulan-maya başlandı. Günümüzde ise bu bağlamda ortaya çıkan kurumsal karne, işletmenin stratejileri ile bağlantılı finansal ve finansal olmayan boyutları bir araya getiren bir yöntem olarak karşımıza çıkmaktadır.

Kurumsal karne literatüre 1992 yılında Robert S. Kaplan ve David P. Norton’un Harvard Busines Review’de yayınlanan “The Balanced Scorecard – Measures That Drive Performance” adlı makale çalışması ile girmiştir. 1996 yılında “Using Balanced Scorecard as a Strategic Management System” adlı makaleleri ile bir yöntem sunmuşlardır.

Literatüre bakıldığında birçok kurumsal karne tanımı bulunmakta-dır.

Kaplan ve Norton’a göre kurumsal karne, işletmelerin misyonunu ve stratejilerini kapsamlı bir performans ölçütleri setine dönüştürerek stratejik performans ölçümü ve yönetimi için bir çerçeve oluşturan, ölç-me esasına dayalı bir stratejik performans yönetim sistemidir (Kaplan ve Norton 1996b, 7-8).

Bir başka tanıma göre kurumsal karne, finansal veriler ile birlikte finansal olmayan verileri de dikkate alan ve ölçen, bu boyutlar arasın-

DA

V 20

13/1

112

Yrd. Doç. Dr. Ahmet AKTÜRK - Yrd. Doç. Dr. Ercüment OKUTMUŞÖğr. Gör. Şevket YİRİK

da dengenin kurulabilmesi için stratejik geribildirim sağlayan ve elde ettiği verilerle stratejiye ulaşmayı ve uygulamayı amaçlayan bir perfor-mans ölçüm yöntemi olarak tanımlamaktadır (Utkutuğ 2008, 56).

Bu yenilikçi yaklaşımın temel amacı eskiden ölçülemeyen değerle-ri dikkate alarak, bu maddi olmayan değerleri kurumsal karne ile göz önünde bulundurarak bir kurumun kısa ve uzun dönemli hedeflere, fi-nansal ve finansal olmayan ölçülere, öncül ve ardıl göstergeler ilave edilerek içsel ve dışsal performans boyutları arasında bir denge oluş-turmaya çalışmaktır. Kurumsal karnenin bir örgüte ilave ettiği değer, bütün anahtar iş alanlarının birbirine bağlanması ve bir arada kullanıl-masıyla oluşur. Daha fazla bilgilendirilen yönetim, daha iyi kararlar ve-rerek, örgütün daha iyi performans göstermesini sağlar (Ecevit ve İşçi 2007, 123).

Kurumsal karne yönteminde, işletmenin vizyon ve stratejisine bağlı hedeflerine ulaşılabilmesi ve işletmede değer yaratan her faktörün öl-çümlenebilmesi için performans ölçümlerini kapsayan dört boyut oluş-turulmuştur (Kaplan ve Norton 1996a, 75). Her boyut firmanın uzun vadeli stratejilerini yansıtan bir dizi performans ölçütleri, hedefleri ve amaçları içerir. Şekilde kurumsal karnenin dört boyutu gösterilmekte-dir.

4    

Şekil 1. Kurumsal Karnenin Dört Boyutu

Kaynak: Kaplan ve Norton 2009, 10

Kurumsal karne, finansal ölçüm sonuçlarını performansın önemli bir göstergesi olarak

korurken; müşteri, iç süreçler ve öğrenme gelişme boyutları ile finansal boyutu ilişkilendirerek

çok boyutlu bir ölçüm sistemi geliştirmeyi amaçlamaktadır (Ecevit ve İşçi 2007, 128).

3. LİTERATÜR TARAMASI

Kurumsal karneye ilişkin otel işletmelerine dönük aşağıdaki çalışmaların yapıldığı

görülmüştür.

Denton ve White (2000), çalışmalarında bir otel işletmesinde kurumsal karne uygulaması

yapmışlardır. Buna göre kurumsal karneden hem işletme sahipleri hem de yöneticilerin

amaçlarını göz önünde bulundurarak işletmeyi değerlemeye tabi tutan bir yöntem olarak

bahsetmişlerdir. Çalışmada, otel işletmelerinde sadece finansal boyutların değil diğer

boyutlarında etkin bir şekilde takip edilebildiği belirtilmiştir. Uygulama sonucunda ise

çalışmaya konu olan işletmenin kurumsal karnesi ortaya konulmuş ve yorumlara yer verilmiştir.

Evans (2005), çalışmasında stratejik bir uygulama olarak kurumsal karnenin uluslar arası

otel işletmelerinde uygulanabilirliği ve yararları üzerine bir araştırma yapmıştır. Evans, geniş bir

literatür taramasına yer vermiş ve kuzeydoğu İngiltere’deki otel işletmeleri üzerinde bir

araştırma gerçekleştirmiştir. Sonuç olarak bazı aksamaların yaşanması rağmen kurumsal

karnenin otel işletmelerinde yararlı bir yönetimsel araç olarak kullanılabileceği belirtilmiştir.

Quintano (2009), çalışmasında otel işletmelerinde kullanılabilecek kurumsal karnenin 4

boyutuna ilişkin, stratejik amaç ve ölçütleri hazırlamış ve gruplandırmıştır. Fakat bu öneriye

ilişkin henüz bir uygulama yapılmadığını da çalışmasında belirtmiştir.

Bertan (2009), çalışmasında ilk zamanlarda ölçü sistemi olarak ele alınan ancak zamanla bir

ölçü sistemi olmaktan çıkarak yönetim sistemi haline gelen kurumsal karnenin ortaya çıkışı,

Şekil 1. Kurumsal Karnenin Dört Boyutu

Kaynak: Kaplan ve Norton 2009, 10

Kurumsal karne, finansal ölçüm sonuçlarını performansın önemli bir göstergesi olarak korurken; müşteri, iç süreçler ve öğrenme gelişme boyutları ile finansal boyutu ilişkilendirerek çok boyutlu bir ölçüm sis-temi geliştirmeyi amaçlamaktadır (Ecevit ve İşçi 2007, 128).

DA

V 20

13/1

113

Konaklama Sektöründe Finansal Boyutuyla Bir Kurumsal Karne Uygulaması

3. LİTERATÜR TARAMASI

Kurumsal karneye ilişkin otel işletmelerine dönük aşağıdaki çalış-maların yapıldığı görülmüştür.

Denton ve White (2000), çalışmalarında bir otel işletmesinde ku-rumsal karne uygulaması yapmışlardır. Buna göre kurumsal karneden hem işletme sahipleri hem de yöneticilerin amaçlarını göz önünde bu-lundurarak işletmeyi değerlemeye tabi tutan bir yöntem olarak bah-setmişlerdir. Çalışmada, otel işletmelerinde sadece finansal boyutların değil diğer boyutlarında etkin bir şekilde takip edilebildiği belirtilmiş-tir. Uygulama sonucunda ise çalışmaya konu olan işletmenin kurumsal karnesi ortaya konulmuş ve yorumlara yer verilmiştir.

Evans (2005), çalışmasında stratejik bir uygulama olarak kurumsal karnenin uluslar arası otel işletmelerinde uygulanabilirliği ve yararları üzerine bir araştırma yapmıştır. Evans, geniş bir literatür taramasına yer vermiş ve kuzeydoğu İngiltere’deki otel işletmeleri üzerinde bir araş-tırma gerçekleştirmiştir. Sonuç olarak bazı aksamaların yaşanması rağ-men kurumsal karnenin otel işletmelerinde yararlı bir yönetimsel araç olarak kullanılabileceği belirtilmiştir.

Quintano (2009), çalışmasında otel işletmelerinde kullanılabilecek kurumsal karnenin 4 boyutuna ilişkin, stratejik amaç ve ölçütleri hazır-lamış ve gruplandırmıştır. Fakat bu öneriye ilişkin henüz bir uygulama yapılmadığını da çalışmasında belirtmiştir.

Bertan (2009), çalışmasında ilk zamanlarda ölçü sistemi olarak ele alınan ancak zamanla bir ölçü sistemi olmaktan çıkarak yönetim siste-mi haline gelen kurumsal karnenin ortaya çıkışı, gelişimi, kapsamı ve otel işletmelerindeki yerini incelemiştir. Daha sonra, otel işletmelerinde kurumsal karnenin yönetim stratejilerini harekete geçirme etkisinden bahsedilerek, kurumsal karnenin bileşenleri arasındaki nedensellik iliş-kileri açıklanmıştır.

Aktürk ve Özgür (2011), çalışmalarında faaliyet denetiminde güncel yöntemlerin kullanılmasıyla geleneksel yapının dışına çıkıldığı, gele-neksel yöntemlerin faaliyetler üzerinde yoğunlaşırken, kurumsal karne gibi güncel yöntemlerin işletmeyi çok boyutlu olarak değerlendirdiği üzerinde durulmuştur. Yine çalışmada kurumsal karnenin otel işletme-lerinde bir faaliyet denetim aracı olarak uygulanması durumunda başa-rısını etkileyebilecek unsurların neler olabileceği ve çözüm önerilerine yer vermişlerdir.

DA

V 20

13/1

114

Yrd. Doç. Dr. Ahmet AKTÜRK - Yrd. Doç. Dr. Ercüment OKUTMUŞÖğr. Gör. Şevket YİRİK

4. KONAKLAMA SEKTÖRÜNDE FİNANSAL BOYUTUYLA BİR KURUMSAL KARNE UYGULAMASI

4.1. Amaç ve Kapsam

Yapılan literatür taramalarında Türkiye’de üretim, perakende, ha-vacılık, sivil toplum kuruluşları ve sağlık sektöründe çeşitli kurumsal karne uygulamaları görülmüş fakat turizm sektöründe bir uygulamaya rastlanılmamıştır. Bu noktadan hareketle Alanya’da beş yıldızlı bir otel işletmesinde sadece finansal boyutuyla olmak kaydıyla bir kurumsal karne uygulaması amaçlanmıştır. Çalışmada, sektörün kendine has ya-pısı dikkate alınarak kurumsal karne uygulamalarının finansal boyutuna bir öneri sunmak amaçlanmıştır. Bu önerinin kurumsal karnenin diğer boyutlarını çalışan araştırmacılara da yardımcı olacağı tahmin edilmek-tedir.

Çalışma, Utopya Turizm İnşaat İşletmecilik Ticaret Anonim Şirketi’nin bir yatırımı olan Utopya World Hotel’de yürütülmüştür. Utopya World Hotel, 1980 yılında şahıs işletmesi olarak kurulan, 1990 yılında ise anonim şirkete dönüşen, şu an itibariyle başlıca turizm ve taahhüt alanlarında faaliyetlerini devam ettiren Utopya Turizm İnşaat İşletmecilik Ticaret Anonim Şirketi’nin Alanya’daki bir yatırımıdır. Utopya World Hotel 2007 yılında faaliyete geçmiştir. Beş yıldızlı otelin 1118 yatak ve 559 odası bulunmaktadır. Ortalama 300 personelle çalış-malarını sürdürmektedir. Otel her yıl ortalama 40 bin müşteriye hizmet vermektedir. İşletme 2011 yılını % 70 doluluk oranıyla geçirmiştir. İş-letme 2011 yılında % 22’sini halka açmış ve ikinci ulusal pazarda işlem görmeye başlamıştır. 2012 yılı itibariyle de aynı pazarda işlem görmeye devam etmektedir.

4.2. Yöntem

Çalışma 01.01.2011-31.12.2012 tarihleri arasına yöneliktir. He-saplamalarda ulusal para birimi dikkate alınmıştır. Çalışma süresince ihtiyaç duyulan bilgiler; işletmenin web sitelerinden, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’na kayıtlı olduğu için kamuyu aydınlatma platformu ve İMKB’nin ilgili diğer internet sitelerinden ve işletme yönetiminden yazılı ve sözlü olarak alınmıştır. Uygulama sürecinde aşağıda gösterilen aşamalar takip edilecektir.

DA

V 20

13/1

115

Konaklama Sektöründe Finansal Boyutuyla Bir Kurumsal Karne Uygulaması

6    

Şekil 2. Kurumsal Karne Uygulama Süreci

4.3. Bilgisayar Paket Program İle Kurumsal Karne

Yöneticilerin kurumsal karneyi uygulama aşamasında, işleyişi daha somut ve kolay hale

getirmek için bilgisayar paket programlarından istifade etmeleri mümkündür. Bu programlara

örnek olarak Netsis Redcode Enterprise” ve Türkiye'de satılmasa da “Microsoft Performance

Point Server” “gösterilebilir. Bu konuda ürünleri bulunan "Netsis Yazılım" ile yapılan

görüşmelerde, konaklama işletmelerinde de paket programlardan istifade edilerek kurumsal

karnenin uygulanabileceğini öğrenilmiştir (Aktürk ve Özgür 2011, 30).

4.4. Uygulamanın Kısıtları

Çalışma aşağıdaki kısıtlar çerçevesinde yürütülmüştür.

• Uygulamaya konu olan işletmede, hali hazırda kurumsal karne uygulama söz konusu

değildir. Uygulama çerçevesinde oluşturulan karne bir öneri niteliği taşımaktadır.

Karnedeki bazı stratejik amaç ve ölçütler işletmenin zaten gündeminde ve takibinde

iken bazıları da çalışmanın önerisi olarak eklenmiştir.

• Kurumsal karnenin sadece finansal boyutu ele alınması nedeni diğer boyutların insan

kaynakları, turizm, pazarlama gibi işletme biliminin diğer alanlarıyla ilgili olmasıdır.

• Çalışmada mutlak rakamlar yer verilmemiştir. İşletme ile ilgili daha detaylı finansal

bilgilere www.imkb.gov.tr ve kamuyu aydınlatma platformundan ulaşılabilir.

4.5. İşletmenin Misyon ve Vizyonu

İşletmenin misyonu; mükemmellik, yenilik, hız, güvenlik ve takım ruhu ilkelerini

özümsemiş bir işletme olmaktır.

İşletmenin vizyonu ise;

• Kalite standartlarında ve yönetimsel öngörülerle en son gelişmeler takip edilerek daima

yüksek kaliteyi sağlamak, tüm detayları titizlikle inceleyerek gerekli kurallara uymak,

• Esas sözleşmesinde tanımlanan ana faaliyet konularını devam ettirebilmek ve hep bir

adım önde olabilmek için personelin eğitimi dâhil her türlü alternatifi araştırmak,

• Sistemsel sorunları bertaraf etmek ve müşteri memnuniyetini ön planda tutarak uzun

vadeli hedeflerine ulaşabilmek amacıyla gerekli yatırımları yapmak,

• Tüm birimlerde, en yeni iş politikalarını ve güncel çalışma koşullarını benimsemek.

Personelinin şirketin hedeflerine ulaşmasında karşılaşabilecekleri sorunları görerek bu

Karşılaştırma ve

Değerlendirme Ulaşılmak İstenen

Hedefler Ölçütlerin Tespiti

Finansal Boyutta Stratejik Amaçların

Tespiti

Misyon

Vizyon

Şekil 2. Kurumsal Karne Uygulama Süreci

4.3. Bilgisayar Paket Program İle Kurumsal Karne

Yöneticilerin kurumsal karneyi uygulama aşamasında, işleyişi daha somut ve kolay hale getirmek için bilgisayar paket programlarından is-tifade etmeleri mümkündür. Bu programlara örnek olarak Netsis Red-code Enterprise” ve Türkiye’de satılmasa da “Microsoft Performance Point Server” “gösterilebilir. Bu konuda ürünleri bulunan “Netsis Ya-zılım” ile yapılan görüşmelerde, konaklama işletmelerinde de paket programlardan istifade edilerek kurumsal karnenin uygulanabileceğini öğrenilmiştir (Aktürk ve Özgür 2011, 30).

4.4. Uygulamanın Kısıtları

Çalışma aşağıdaki kısıtlar çerçevesinde yürütülmüştür.

• Uygulamaya konu olan işletmede, hali hazırda kurumsal karne uygulama söz konusu değildir. Uygulama çerçevesinde oluşturulan karne bir öneri niteliği taşımaktadır. Karnedeki bazı stratejik amaç ve ölçütler işletmenin zaten gündeminde ve takibinde iken bazıları da ça-lışmanın önerisi olarak eklenmiştir.

• Kurumsal karnenin sadece finansal boyutu ele alınması nedeni diğer boyutların insan kaynakları, turizm, pazarlama gibi işletme bili-minin diğer alanlarıyla ilgili olmasıdır.

• Çalışmada mutlak rakamlar yer verilmemiştir. İşletme ile ilgili daha detaylı finansal bilgilere www.imkb.gov.tr ve kamuyu aydınlatma platformundan ulaşılabilir.

4.5. İşletmenin Misyon ve Vizyonu

İşletmenin misyonu; mükemmellik, yenilik, hız, güvenlik ve takım ruhu ilkelerini özümsemiş bir işletme olmaktır.

İşletmenin vizyonu ise;

• Kalite standartlarında ve yönetimsel öngörülerle en son gelişme-ler takip edilerek daima yüksek kaliteyi sağlamak, tüm detayları titiz-likle inceleyerek gerekli kurallara uymak,

DA

V 20

13/1

116

Yrd. Doç. Dr. Ahmet AKTÜRK - Yrd. Doç. Dr. Ercüment OKUTMUŞÖğr. Gör. Şevket YİRİK

• Esas sözleşmesinde tanımlanan ana faaliyet konularını devam et-tirebilmek ve hep bir adım önde olabilmek için personelin eğitimi dâhil her türlü alternatifi araştırmak,

• Sistemsel sorunları bertaraf etmek ve müşteri memnuniyetini ön planda tutarak uzun vadeli hedeflerine ulaşabilmek amacıyla gerekli yatırımları yapmak,

• Tüm birimlerde, en yeni iş politikalarını ve güncel çalışma ko-şullarını benimsemek. Personelinin şirketin hedeflerine ulaşmasında karşılaşabilecekleri sorunları görerek bu süreci personeli ile birlikte aş-mak. Personel kalitesini koruyarak şirketin rekabet gücünü hep yüksek tutmaktır.

4.6. Stratejik Amaç ve Ölçütlerin Tespiti

İşletmenin misyon ve vizyonu, yapılmış çalışmalar, işletme yöneti-cilerinin ve yazarların görüşleri doğrultusunda aşağıdaki tablo hazırlan-mıştır. Bu tabloda stratejik amaçlar ve bunları değerlemede kullanıla-cak ölçütlere yer verilmiştir. (Ağca ve Tunçer 2006, 187, Uygur 2009, 154-155)

Tablo 1. Finansal Boyutta Stratejik Amaç ve Ölçütler

Stratejik Amaç Ölçüt İstenen

FİN

AN

SAL

BO

YU

T

Karlılığı Arttırmak(1)Net kar

Misafir Sayısı↑

Alacakları Etkin Yönetmek(2) ∆Temerrüde Düşen Alacak

Miktarı↓

Oda Satış Fiyatını Yükseltmek(3)Oda Satış Gelirleri

Misafir Sayısı↑

Doluluk Oranlarını Arttırmak Doluluk Oranı ↑

Yeni Gelir Kalemleri Oluşturmak(4)

∆ Oda Satışı Dışındaki Gelirler ↑

Toplam Maliyeti Azaltmak(5)Toplam MaliyetMisafir Sayısı

Yiyecek ve İçecek Maliyetlerini Azaltmak(5)

Yiyecek İçecek MaliyetleriMisafir Sayısı

Kat Hizmetleri Maliyetlerini Azaltmak(5)

Kat Hizmetleri MaliyetleriMisafir Sayısı

Sabit Maliyetleri AzaltmakSabit MaliyetlerMisafir Sayısı

Personel Maliyetlerini Azaltmak(6)

Personel Ücret GiderleriMisafir Sayısı

(1) Karlılığı ölçmek amacıyla başka finansal oranların kullanılması da mümkündür.

DA

V 20

13/1

117

Konaklama Sektöründe Finansal Boyutuyla Bir Kurumsal Karne Uygulaması

Otel işletmelerinin gelirleri ve giderlerin oluşmasını sağlayan temel etmen ağırlanan müşteri sayısıdır. Bu nedenle net kar misafir sayısına oranlanmış ve “kişi başı” değer-ler ortaya konulmuştur.

(2) Otel işletmelerinde satış büyük ölçüde acenteler üzerinden ve anlaşmalar belirli bir vade üzerinden yapılmaktadır. Bu vadeyi kısaltmak bir amaç olarak almak uygun değildir. Çünkü bu piyasa şartlarının gereğidir. Bunun yerine anlaşma yapılan acen-telerdeki alacağın temerrüde düşmemesini sağlamak bir amaç olarak alınabilir. Orta-lama tahsil süresi veya alacakların devir hızı gibi finansal oranların kurumsal karne içinde piyasa koşulları nedeniyle anlamlı bir değerlendirmeye imkân sağlamayacağı düşünülmektedir. Diğer bir noktada, temerrüde düşmüş alacakların, şüpheli halde veya değil şeklinde iki grup halinde takip edilmesi de tavsiye edilebilir.

(3) İşletme hizmet kalitesini yükselterek müşteri memnuniyetini sağlamak ve dola-yısıyla daha yüksek bir fiyattan oda satışı yapabilmeyi amaçlamaktadır. Her şey dâhil sisteminin uygulandığı ve yoğun rekabetin yaşandığı bir sektörde daha yüksek bir fiyat-tan oda satışı yapabilmek için hizmet kalitesini ve müşteri memnuniyetini yükseltmek mecburidir. Aksi takdirde acentalar odaları satamayacak ve istenilen doluluk oranla-rına ulaşılamayacaktır.

(4) Oda satışı dışındaki gelirlerin hesaplanmasında kambiyo gelirleri göz ardı edil-miştir.

(5) Bu stratejik amaçlar değerlendirilirken, müşteri boyutunda yer alması uygun olabilecek, pazar payını arttırmak, müşteri memnuniyetini arttırmak, marka tanınırlı-ğını arttırmak gibi stratejik amaçlarla beraber değerlendirilmesi daha uygun olacaktır.

(6) Bu stratejik amaç değerlendirilirken, öğrenme ve gelişme boyutunda yer alması uygun olabilecek çalışan memnuniyetini arttırmak, işgücü performansını arttırmak ve çalışanların kariyer olanaklarını arttırmak gibi stratejik amaçlarla beraber değerlen-dirilmesi daha uygun olacaktır.

4.7. Sonuçların Değerlendirilmesi

İşletmenin finansal boyuttaki kurumsal karnesi hedef ve gerçekle-şenlere bakılarak analiz edilmiştir.

DA

V 20

13/1

118

Yrd. Doç. Dr. Ahmet AKTÜRK - Yrd. Doç. Dr. Ercüment OKUTMUŞÖğr. Gör. Şevket YİRİK

Tablo 2. Finansal Boyutla Kurumsal Karne

Stratejik Amaç Ölçüt Hedef İstenen Sonuç

FİN

AN

SAL

BO

YU

T

Karlılığı Arttırmak(1)Net kar

Misafir Sayısı% 27 ↑ % 40

Alacakları Etkin Yönetmek(2) ∆Temerrüde Düşen Alacak

Miktarı- ↓ - % 60

Oda Satış Fiyatını Yükseltmek(3)

Oda Satış GelirleriMisafir Sayısı

% 10 ↑ % 34

Doluluk Oranlarını Arttırmak(4)

Yatak Doluluk Oranı - ↑ % 13

Yeni Gelir Kalemleri Oluşturmak(5)

∆Oda Satışı Dışındaki

Gelirler- ↑ % 11

Toplam Maliyeti Azaltmak(6)Toplam MaliyetMisafir Sayısı

- ↓ - % 17

Yiyecek ve İçecek Giderlerini Azaltmak(7)

Yiyecek İçecek GiderleriMisafir Sayısı

- ↓ - % 27

Kat Hizmetleri Giderlerini Azaltmak(8)

Kat Hizmetleri GiderleriMisafir Sayısı

- ↓ - % 20

Sabit Giderlerini Azaltmak(9)Sabit GiderleriMisafir Sayısı

- ↓ - % 23

Personel Giderlerini Azaltmak(10)

Personel Ücret GiderleriMisafir Sayısı

- ↓ - % 8

(1) Karlılığı arttırmak; işletme 2011 yılı başında karlılığını % 27 arttırmayı kendisine bir amaç olarak benimsemiştir. 2011 yılı sonuna gelindiğinde işletmenin % 40 karlılığını arttırdığı görülmektedir. İşlet-me hedeflediğinin üstünde bir başarı ortaya koymuştur. Bu sonuç bir yönüyle iyi olsa da başka bir açıdan, hedefin daha dikkatli tespit edil-mesi gerekliliğini de ortaya koymaktadır.

(2) Alacakları etkin yönetmek; otel işletmeleri de dâhil olmak üzere tüm işletmelerde alacakları etkin yönetmek önemli bir amaçtır. Uygulamaya konu işletmede bu amacın güdüldüğü fakat somut olarak ortaya konulmadığı görülmüştür. İşletmenin 2011 yılında bir önceki yıl temerrüde düşen alacaklarının % 60 azaldığı tespit edilmiştir. İşletme-nin bu konuda güvenilir acentalar ile çalışma ilkesi bu sonucun elde edilmesinin en önemli sebebidir.

(3) Oda satış fiyatını yükseltmek; işletme 2011 yılı başında oda satış fiyatını % 10 arttırmayı kendisine bir amaç olarak benimsemiştir. 2011 yılı sonuna gelindiğinde işletmenin % 34 oda satış fiyatını art-tırdığı görülmektedir. İşletme hedeflediğinin üstünde bir başarı ortaya koymuştur. Bu sonuç bir yönüyle iyi olsa da başka bir açıdan, hedefin daha dikkatli tespit edilmesi gerekliliğini de ortaya koymaktadır.

DA

V 20

13/1

119

Konaklama Sektöründe Finansal Boyutuyla Bir Kurumsal Karne Uygulaması

(4) Doluluk oranlarını arttırmak; otel işletmelerinde doluluk ora-nını arttırmak önemli bir amaçtır. Her zaman yöneticilerin arzu ettiği bir durumdur. Fakat uygulamaya konu olan işletmede bu amacın somut olarak ortaya konulmadığı görülmektedir. Ayrıca bu amaç ortaya konu-lurken yıllık değil de iki veya üç döneme göre ayrı değerlendirilmesi daha uygun olacaktır. Çünkü özellikle yaz döneminde doluluk oranını yükseltmek değil kişi başı elde edilen geliri yükseltmek önemlidir. Ya-zın istenilirse zaten doluluk oranı kolaylıkla % 100 seviyesine çıkarı-labilir. Doluluk oranını arttırmak işletmenin sabit maliyetlerini karşıla-ması anlamında kış döneminde daha ön planda tutulabilir. Uygulamaya konu işletmenin doluluk oranlarını bir önceki yıla göre % 13 arttırdığı görülmektedir. Bunda Alanya bölgesindeki otellerin kış sezonunda ge-nelde kapalı olmasına rağmen Utopya World Otel’in kış mevsiminde sürekli açık olmasının etkisi bulunmaktadır.

(5) Yeni gelir kalemleri oluşturmak; otel işletmelerinde yeni gelir kalemleri bulmak önemli bir amaçtır. Yöneticilerin arzu ettiği bir du-rumdur. Uygulamaya konu işletme yönetiminin de son dönemde bazı projeleri hayata geçirerek yeni gelir kalemleri bulduğu ve yeni dönem-lerde de bazı projelerinin olduğu öğrenilmiştir. Bu amaç yukarıda belir-tildiği gibi ölçülebileceği gibi “hayata geçirilen proje sayısı” şeklinde de düzenlenebilir. İşletmenin oda satışı dışındaki gelirlerini bir önceki yıla göre % 11 arttırdığı görülmektedir. Hayata geçirilen proje sayısı olarak düşünüldüğünde ise işletmenin 2 projeyi uygulamaya soktuğu görülmektedir.

(6) Toplam maliyeti azaltmak; maliyetleri azaltmak tüm işletme-lerde önemli bir amaçtır ve yöneticilerin arzu ettiği bir durumdur. Uy-gulamaya konu işletmede de bu amacın güdüldüğü fakat somut olarak ortaya konulmadığı görülmüştür. İşletmenin özellikle müşterilerine sunduğu hizmet kalitesini her açıdan arttırarak müşteri memnuniyetini yükseltmek amacını ön planda tutuğu görülmektedir. Bu amaç nedeniy-le işletmenin maliyetlerinin bir önceki yıla göre % 17 arttığı görülmek-tedir. Kişi başı maliyetlerdeki bu artış, karlılıktaki kişi başı % 40 artış ile beraber değerlendirildiğinde işletmenin iyiye gittiği söylenebilir. Fakat başka bir açıdan bakıldığında ise bu durum maliyetlerin azaltıl-ması amacını da gölgeleyebilir. İşletme müşteri memnuniyetini arttır-mak noktasında değer analizi gibi yöntemlerden istifade ederek dengeli bir şeklide hem müşteri memnuniyetini yükseltmek hem de maliyetleri azaltmak amacını daha rahat güdebilir.

(7) Yiyecek içecek giderlerini azaltmak; uygulamaya konu işlet-mede de bu amacın güdüldüğü fakat somut olarak ortaya konulmadığı

DA

V 20

13/1

120

Yrd. Doç. Dr. Ahmet AKTÜRK - Yrd. Doç. Dr. Ercüment OKUTMUŞÖğr. Gör. Şevket YİRİK

görülmüştür. İşletmede hizmet kalitesini yükseltmek amacıyla özellikle yiyecek içecek giderlerinin bir önceki yıla göre % 27 arttığı görülmek-tedir. İşletmenin toplam maliyetlerindeki artışta yiyecek içecek gider-lerinin başı çektiği de görülmektedir. Yukarıda belirtilen iyi durum ve çekince bu amaçta da geçerlidir.

(8) Kat hizmetleri giderlerini azaltmak; uygulamaya konu işlet-mede de bu amacın güdüldüğü fakat somut olarak ortaya konulmadı-ğı görülmüştür. İşletmede hizmet kalitesini yükseltmek amacıyla kat hizmetleri giderlerinin bir önceki yıla göre % 20 arttığı görülmektedir. Yukarıda belirtilen iyi durum ve çekince bu amaçta da geçerlidir.

(9) Sabit giderlerini azaltmak; uygulamaya konu işletmede de bu amacın güdüldüğü fakat somut olarak ortaya konulmadığı görülmüştür. İşletmede hizmet kalitesini yükseltmek amacıyla sabit giderlerin bir ön-ceki yıla göre % 23 arttığı görülmektedir. Yukarıda belirtilen iyi durum ve çekince bu amaçta da geçerlidir.

(10) Personel giderlerini azaltmak; uygulamaya konu işletmede de bu amacın güdüldüğü fakat somut olarak ortaya konulmadığı gö-rülmüştür. İşletmede hizmet kalitesini yükseltmek amacıyla personel giderlerinin bir önceki yıla göre % 8 arttığı görülmektedir. Yukarıda belirtilen iyi durum ve çekince bu amaçta da geçerlidir. Ayrıca işletme-nin doluluk oranının % 13 artmasında rağmen personel giderlerinin % 8 arttığı ve dolayısıyla insan kaynaklarının etkin yönetildiği de söyle-nebilir.

5. SONUÇ VE ÖNERİLER

Günümüzde işletmeler hem ulusal hem de uluslararası alanda yoğun rekabet altında faaliyetlerini sürdürmektedir. Bu yoğun rekabet ortamı-nın getirdiği baskı ile işletmeler klasik bilgi sistemi verilerinin dışında hedeflerine yönelik performanslarını ölçmek için yeni yöntemler kul-lanma arayışına girmişlerdir. Bu yöntemlerden biri olan kurumsal kar-ne işletmelerin daha önce belirlediği hedeflere yönelik esnek bir bilgi üretme, performans ölçme imkânı sağlamaktadır.

Halen birçok alanda uygulanan kurumsal karnenin konaklama sek-töründe de etkin olarak kullanılabileceği çalışmada görülmüştür. Ça-lışma kısıtlar nedeniyle işletmeyi sadece finansal açıdan ele almıştır. Çalışmada sektörün ve işletmenin kendine has yapısı, stratejik amaç ve ölçütler hazırlanırken dikkate alınmış ve işletme, klasik oranların hâkim olduğu finansal boyutta bile gelenekselin ötesine geçilerek ele alınabilmiştir.

Fakat yapılan uygulama göstermiştir ki, kurumsal karnenin konak-

DA

V 20

13/1

121

Konaklama Sektöründe Finansal Boyutuyla Bir Kurumsal Karne Uygulaması

lama sektöründe faaliyet gösteren işletmelerde başarıya ulaşması şu un-surların göz önünde bulundurulması gerekmektedir.

• Konaklama sektörün kendine has özellikleri uygulama sürecinde göz önünde bulundurulmalıdır.

• İşletme sahiplerinin ve yöneticilerin amaçları arasındaki farklı-lıklar mümkün olduğunca azaltılmalıdır.

• İşletmenin misyon, vizyonu ve stratejik amaçları netleşmiş olma-lıdır. Bu bilgiler süreçte göz önünde bulundurulmalıdır.

• İşletme yönetiminin çok boyutlu performans ölçüm sistemlerinin geleneksel yöntemlerden farklılığı hakkında yeterli bilgi düzeyine sa-hip olması gerekmektedir.

• İşletme biliminin tüm dallarında kendini geliştirmiş ve işletmeyi tanıyan kişilerin uygulamayı yürütmesi gerekmektedir.

• Emredici bir yaklaşım yerine katılımcı bir yaklaşım takip edil-melidir.

• Bilgisayar paket programlarından istifade edilmesi işleyişi ko-laylaştıracaktır.

Çalışmada ortaya konulan önerinin diğer boyutları çalışan araştır-macılara da yardımcı olacağı tahmin edilmektedir. Çünkü kurumsal karne uygulaması işletme bilimi içindeki muhasebe ve finans dışındaki diğer uzmanlık alanlarını da kapsamaktadır.

6. KAYNAKÇA

Ağca, V. ve E. Tunçer. 2006. “Çok Boyutlu Performans Değerleme Modelleri ve Bir Balanced Scorecard Uygulaması”. Afyon Kocatepe Üniversitesi. İ.İ.B.F. Dergisi. Cilt VIII. S:1. 173-193.

Aktürk, A. ve E. Özgür. 2011. “Otel İşletmelerinde Bir Faaliyet Denetim Aracı Olarak Kurumsal Karnenin Uygulanabilirliği”. Muhasebe Finansman Dergisi. Nisan 2011. 17-32.

Bertan, S., 2009. “Otel İşletmelerinde Yönetim Aracı Olarak Kurumsal Karne”. Journal of Yaşar University. 4(16), 2525-2538.

Denton, G.A. ve B. White. 2000. “Implementing A Balanced Scorecard Approach To Managing Hotel Operations: The Case Of White Lodging Services”. Cornell Hotel and Restaurant Administration Quarterly. Şubat, 16-26.

DA

V 20

13/1

122

Yrd. Doç. Dr. Ahmet AKTÜRK - Yrd. Doç. Dr. Ercüment OKUTMUŞÖğr. Gör. Şevket YİRİK

Ecevit, Z. ve Ö. İşci, 2007. “Kurumsal Karne Gelişiminde Stratejik Yönetimi Etkinleştirme”. Öneri Dergisi. 7 (28). 121-134.

Evans, N. 2005. “Assessing The Balanced Scorecard As A Management Tool For Hotels”. International Journal of Contemporary Hospitality Management. Sayı:17. No:5. 376-390.

Güner, M.F. 2008. “Bir Stratejik Yönetim Modeli Olarak Balanced Scorecard”. Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi Sayı:10-1. 247-265.

Kaplan, R. S.ve D. P. Norton. 1996a. “Using The Balanced Scorecard As A Strategic Management Systems”. Harvard Business Review. January-February. Vol:74. Issue:1. 75-85.

Kaplan, R. S. ve D. P. Norton. 1996b. The Balanced Scorecard: Translating Strategy Into Action. Harvard Business School Press. Boston.

Kaplan, R. ve D.P. Norton. 2009. Balanced Scorecard. Şirket Stratejisini Eyleme Dönüştürmek, Sistem Yayıncılık. İstanbul.

Quintano, A., 2009. “Performance Evaluation In The Hospitality Industry: The Balanced Scorecard And Beyond”. www.icabr.com/fullpapers/Quintano%20Alfred.pdf. Erişim Tarihi:10.07.2012.

Uygur, A., 2009. “Çok Boyutlu Performans Değerleme Modeli Olarak Dengeli Başarı Gostergesi Uygulaması”. Doğuş Üniversitesi Dergisi. 10 (1): 148-159.

Utkutuğ, P.Ç. 2008. “Kurumsal Performans Değerlendirme Yöntemi Olarak Toplam Başarı Göstergesi Yöntemi”. Gazi Üniversitesi Endüstriyel Sanatlar Eğitim Fakültesi Dergisi. Sayı:23. 55-78.

DA

V 20

13/1

123

TFRS 8 FAALİYET BÖLÜMLERİ STANDARDI VE İNŞAAT

SEKTÖRÜNDE BİR UYGULAMA

Doç. Dr. İsmail BEKÇİ*

Ömer TEKŞEN**

Reyhan ÇİL***

ÖZ

İşletmelerin uluslar arası boyut kazanmasıyla birlikte muhasebe uygulama-larında ülkeler arasında var olan ve giderilmesi ihtiyaç haline gelen birtakım farklılıklar meydana gelmiştir. Bu farklılıkların ortadan kaldırılması ve muha-sebe uygulamalarında ortak bir dil kullanılması amacıyla finansal raporlama standartları oluşturulmuştur. Bu çalışmada, finansal raporlama standartlardan TFRS 8 Faaliyet Bölümleri Standardı’na göre hazırlanmış ve teoride kalan bilgilerin uygulanabilirliğinin araştırılması amaçlanılmıştır. Çalışmada, TFRS 8 Faaliyet Bölümleri Standardı’nda yer alan maddelerin uygulamada nasıl yo-rumlanabileceğini belirlemek için bir inşaat işletmesinden elde edilen veriler test edilmiştir.

Anahtar Kelimeler: Türkiye Finansal Raporlama Standartları, Faaliyet Bölümleri Standardı, İnşaat Sektörü

JEL Sınıflandırması: M41, M49

TFRS 8 STANDARS OF OPERATING SEGMENTS AND AN APPLICATION ON CONSTRUCTION SECTOR

ABSTRACT

With the internationalization of the businesses about the accounting applications between the countries some differences that must be eliminated occured. To dispose these differences and to use a common language on accounting applications the financial reporting standarts constituted. In this

* Süleyman Demirel Üniversitesi, İİBF, İşletme Bölümü ** Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi, İİBF, İşletme Bölümü *** Süleyman Demirel Üniversitesi, SBE.

DA

V 20

13/1

124

Doç. Dr. İsmail BEKÇİ - Ömer TEKŞEN - Reyhan ÇİL

study, the aim is to research the applicability of data that is only theoritical and prepared according to the TFRS 8 standarts of operating segments from the financial reporting standarts. In this paper, the data obtained from a construction business tested to determine how can the clauses in TFRS 8 Standarts of Operating Segments be interpreted in practice.

Keywords: Turkish Financial Reporting Standarts, Standarts of Operating Segments, Construction Sector

JEL Classification: M41, M 49

1. GİRİŞ

İşletmelerin faaliyetlerinin uluslararası düzeyde yoğunlaşması, fi-nansal piyasaların bütünleşmesi ve denetimin gelişimi ile finansal ra-porların hazırlanmasını düzenleyen kuralların gözden geçirilmesi zo-runluluğunu ortaya çıkarmıştır. Bunun bir sonucu olarak Uluslararası Muhasebe Standartları Kurulu (IASB), OECD, Muhasebe Standartları Çalışma Grubu, Birleşmiş Milletler Hükümetler Arası Çalışma Grubu, Avrupa Birliği Muhasebe Danışma Grubu gibi kuruluşlar finansal ra-porların tekdüzeliği konusunda bir takım çalışmalarda bulunmuşlardır (Özgür Özmen UYSAL 2006, 88-91).

Ülkemizde, muhasebe standartları konusunda Sermaye Piyasası Ku-rulu başta olmak üzere Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu, Türkiye Muhasebe ve Denetim Standartları Kurulu gibi birçok kurum ve kuruluş faaliyet göstermiş, standartların benimsenmesine destek ver-miştir. Son olarak Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu 9 adet Türki-ye Finansal Raporlama Standardı ve 29 adet Türkiye Muhasebe Stan-dardı yayımlamıştır.

TFRS 8 Faaliyet Bölümleri Standardı, Türkiye Muhasebe Standart-ları Kurulu’nun yayımladığı standartlardan birisi olup, eski “TMS 14 Bölümlere Göre Raporlama” standardının revize edilmesiyle oluşturul-muştur. Standart, ürün veya hizmet çeşitlendirmesine giden ya da hacim olarak geniş coğrafi alanlara yayılan işletmelerin hasılat ve giderlerinin kontrol ve yönetimini etkili kılmayı amaçlamaktadır.

2. FAALİYET BÖLÜMLERİ STANDARDI

Geçmişte, işletmeler tek bir alanda faaliyet göstermesi, küçük gruplar halinde organize olması ve farklı iş kollarında faaliyette bu-lunmaması gibi nedenlerle finansal raporların sunumunda herhangi bir zorlukla karşılaşmamışlardır (Öztürk 2008, 171). Ancak son yıllarda karmaşıklaşan işletme yapıları ve işletme gruplaşmalarında meydana

DA

V 20

13/1

125

TFRS 8 Faaliyet Bölümleri Standardı ve İnşaat Sektöründe Bir Uygulama

gelen artış, işletmelerin tüm faaliyetleri hakkında bilgi edinme ihtiya-cını ortaya koymuştur (Ömürbek ve Özdemir 2009, 201). Bu durum, finansal raporlamayı etkilemiş ve faaliyetlerin bölümler itibariyle ra-porlanmasını gerekli kılmıştır.

Faaliyet bölümleri hakkında ilk standart IAS 14 Reporting Financi-al Information By Segment - “Mali Bilgilerin Bölümlere Göre Rapor-lanması” 1983 yılında yayımlanmıştır (Çiftçioğlu ve Poroy 2010, 89). Daha sonra standartta yapılan değişikliklerle birlikte Ağustos 1997’de IAS 14 Segment Reporting - “Bölümlere Göre Raporlama” standar-dı yayımlanmıştır (Güngörmüş ve Uyar 2009, 82). Ocak 2006’da ya-yınlanan taslak metin ile birlikte IAS 14’ün yerini 01.01.2009 tarihin-den sonra başlayan hesap dönemlerinde uygulanmak üzere yürürlüğe giren IFRS 8 “Operating Segments” - “Faaliyet Bölümleri” standardı almıştır (Deloitte http://www.iasplus.com/iasplus/0612ifrs8.pdf,2011). Türkiye’de de süreç aynı şekilde işleyerek TFRS 8 “Faaliyet Bölüm-leri” standardı, 01.01.2009 tarihinde itibaren yürürlüğe girmiştir (Gün-görmüş ve Uyar 2009, 82).

2.1. Standardın Amacı

TFRS 8 Faaliyet Bölümleri Standardının temel ilkesi; “Bir işletme, finansal tablo kullanıcılarının, işletmenin gerçekleştirdiği faaliyetler ile faaliyette bulunduğu ekonomik ortamın niteliğini ve finansal etkilerini değerlendirmelerini mümkün kılar” şeklinde açıklanmıştır. (TFRS 8, Madde: 5)

2.2. Standardın Kapsamı

TFRS 8 Faaliyet Bölümleri Standardı’nı hangi işletmelerin uygula-yacağı standardın kapsamında belirtilmiştir. Buna göre standart;

- Borçlanma araçları veya özkaynağa dayalı finansal araçları borsa veya teşkilatlanmış diğer piyasalarda işlem gören ve finansal araçları halka arz edilmek üzere, ilgili düzenleyici kurum kaydına alınan ya da kayda alınma süreci kapsamında finansal tablolarını düzenleyen bir iş-letmenin ayrı veya bireysel finansal tablolarını,

- Borçlanma araçları veya özkaynağa dayalı finansal araçları borsa ve teşkilatlanmış diğer piyasalarda işlem gören veya borsa veya teşki-latlanmış diğer piyasalarda herhangi bir finansal aracının işlem görme-sini teminen, ilgili düzenleyici kurum kaydına alınma süreci kapsamın-da konsolide finansal tablolarını düzenleyen bir grubun ana ortaklığı ile konsolide edilmiş finansal tablolarını, kapsamına almıştır (TFRS 8, Madde: 2).

DA

V 20

13/1

126

Doç. Dr. İsmail BEKÇİ - Ömer TEKŞEN - Reyhan ÇİL

2.3. Faaliyet Bölümleri

TFRS 8 Faaliyet Bölümleri Standardı’nda faaliyet bölümleri; ha-sılatın elde edildiği, harcamaların yapılabildiği, işletme faaliyetlerine dahil olan (aynı işletmenin diğer kısımlarıyla yapılan işlemlerle ilişkili olan gelir ve harcamalar da dahil olmak üzere), bölüme pay ayrılacak kaynaklara ilişkin kararların alınması ve bölüm performansının değer-lendirilmesi için işletmenin faaliyetlerine ilişkin birimin ana faaliyet karar mercii tarafından düzenli olarak gözden geçirilen ve hakkında ayrı finansal bilgileri mevcut olan birimin bir parçası olarak tanımlanır (Ernst & Young 2009, 7).

2.3.1. Faaliyetler İtibariyle Bölümlerin Raporlanmasında Bir-leştirme Kriterleri

TFRS 8’e göre eğer faaliyet bölümleri benzer ekonomik özellikler gösteriyorsa, genellikle uzun vadede benzer performans gösterirler. Bu nedenle benzer ekonomik özelliklere sahip iki veya daha fazla bölümün standartta sayılan kriterler çerçevesinde birleştirilmesi mümkündür (TFRS 8, Madde: 12).

Faaliyet bölümleri; ekonomik özellikler, ürün ve hizmetler, üretim süreçlerinin niteliği, müşterilerin niteliği, ürün veya hizmetlerin dağı-tımında kullanılan yöntemlerin niteliği ve düzenleyici çevrenin niteliği yönünden benzer olduğu takdirde birleştirilebilir (http://www.bdo-international.com, 2011). Ayrıca faaliyet bölümleri tarafından raporla-nan toplam dış hasılatın, işletmenin hasılatının yüzde 75’inden düşük olması durumunda işletme hasılatının en az yüzde 75’i raporlanabilir bölümlere dahil oluncaya kadar ek faaliyet bölümleri, standartta geçen birleştirme kriterlerini taşımasa dahi raporlanabilir faaliyet bölümü ola-rak tanımlanabilir (TFRS 8, Madde: 15).

2.3.2. Faaliyetler İtibariyle Bölümlerin Raporlanmasında Sayı-sal Alt Sınırlar

Standarda göre faaliyetlerin bölümler itibariyle belirlenmesine iliş-kin sayısal alt sınırlardan herhangi birini sağlayan faaliyet bölümü, raporlanabilir faaliyet bölümü olarak değerlendirilir ve bu bölümlere ilişkin finansal bilgiler ayrı bir şekilde raporlanır. Sözü edilen sayısal alt sınırlar şu şekilde belirtilmiştir (TFRS 8, Madde: 13).

- İşletme dışı müşterilere yapılan satışlar ve bölümler arası satış-lar veya transferler de dahil olmak üzere raporlanan hasılatın, işletme içi ve dışı tüm faaliyet bölümlerinin toplam hasılatının yüzde 10’unu veya daha fazlasını oluşturması,

DA

V 20

13/1

127

TFRS 8 Faaliyet Bölümleri Standardı ve İnşaat Sektöründe Bir Uygulama

- Raporlanan kârın veya zararının mutlak tutarının, kâr bildirmiş olan tüm faaliyet bölümlerinin raporlanmış kârının ve zarar bildirmiş olan tüm bölümlerin raporlanmış zararının mutlak rakamlarla yüzde 10’u veya daha fazlası olması,

- Varlıklarının, tüm faaliyet bölümlerinin toplam varlıklarının yüzde 10’u veya daha fazlası olması.

2.4. Faaliyetler İtibariyle Raporlanan Bölüm Bilgilerinin Sunu-mu

Faaliyetler itibariyle raporlanabilir bölümlerin belirlenmesinin ar-dından her bir bölüm için raporlanabilir faaliyet bölümü bilgilerinin tespiti gereklidir. Bunun için öncelikle faaliyetler itibariyle raporlanan bölümlere ait bölüm hasılatı, bölüm gideri, bölüm sonucu, bölüm var-lığı ve bölüm yükümlülüğü gibi bilgilerin ölçümü gereklidir (Örten ve diğerleri 2011, 190). Faaliyetler itibariyle raporlanabilir bölüm bilgile-rinin sunumundaki temel amaç, bölüm gelir tablosu ve bilanço bilgile-rinin düzenlenerek sunumunun yapılmasıdır.

2.5. Faaliyetler İtibariyle Raporlanan Bölüm Bilgilerinin Ölçül-mesi

Bölüm ile ilgili raporlanan her bir kalemdeki tutar, bölüme ilişkin kaynak tahsisi kararlarının alınması ve bölümün performansının değer-lendirilmesi amacıyla işletmenin faaliyetlere ilişkin karar almaya yet-kili merciine raporlanan tutardır (TFRS 8, Madde: 25). İşletme, her bir raporlanan faaliyet bölümü için bölüm kâr veya zararının varlık veya borçlarının ölçümlerinin açıklanmasını sağlamalıdır. Buna göre işlet-menin asgari ölçüde açıklaması gereken bir takım bilgiler mevcuttur. Bu bilgiler (Güngörmüş ve Uyar 2009, 92);

- Faaliyetler itibariyle raporlanan bölümler arasında gerçekleşen herhangi bir işlem için muhasebeleştirme esası,

- Faaliyetler itibariyle raporlanan bölümlerin kâr veya zararlarının, varlıklarının, borçlarının ölçümü ile işletmenin kâr veya zararlarının, varlıklarının ve borçlarının arasında oluşan farkların niteliği, (eğer mu-tabakatlarda açık değilse)

- Faaliyetler itibariyle raporlanan bölümün kâr veya zararının tespi-tinde kullanılan ölçüm yöntemlerinde geçmiş dönemlere göre gerçekle-şen herhangi bir değişikliğin niteliği,

- Faaliyetler itibariyle raporlanabilir bölümlere yapılan asimetrik tahsislerin niteliği.

DA

V 20

13/1

128

Doç. Dr. İsmail BEKÇİ - Ömer TEKŞEN - Reyhan ÇİL

2.6. Mutabakatlar

TFRS 8 Faaliyet Bölümleri Standardı’na göre raporlanabilir bölüm-ler ile işletmenin finansal bilgileri arasındaki birtakım bilgilerin mu-tabakatının sağlanması gerekmektedir. İşletmenin sağlaması gereken mutabakatlar (TFRS 8, Madde: 28);

- Faaliyetler itibariyle raporlanabilir bölümlerin hasılatının işletme hasılatı ile mutabakatı,

- Faaliyetler itibariyle raporlanabilir bölümlerin kâr veya zarar tu-tarlarının toplamının, vergi gideri veya vergi gelirinden ve durdurulan faaliyetlerden önceki işletme kâr veya zararı ile mutabakatı,

- Faaliyetler itibariyle raporlanabilir bölümlerin varlıkları toplamı-nın işletme varlıkları ile mutabakatı şeklinde ifade edilmektedir.

Eğer bölüm borçları, işletmenin faaliyetlerine ilişkin karar almaya yetkili merciine düzenli olarak sunuluyorsa işletmenin borçlarının, faa-liyetler itibariyle bölümlerinin toplam borçları ile mutabakatının yapıl-ması gerekir. Açıklanan bilginin her bir önemli kalemi için faaliyetler itibariyle bölümlerin raporlanan tutarlarının toplamının, işletme için bu tutarlara karşılık gelen tutar ile mutabakatı şekilde düzenlenmiştir. Ra-porlanabilir olmayan diğer faaliyetlere ilişkin bilgiler bir araya getiri-lerek, diğer mutabakat kalemlerinden ayrı olarak “diğer tüm bölümler” kategorisi altında açıklanır (TFRS 8, Madde: 16).

2.7. Geçmişte Faaliyetler İtibariyle Raporlanan Bölüm Bilgileri-nin Yeniden Düzenlenmesi

Bir işletmenin, faaliyetler itibariyle raporlanabilir bölümlerin deği-şimini sağlayacak şekilde işletme içi organizasyon yapısını değiştirmesi durumunda ara dönemler de dahil olmak üzere geçmiş dönemlere iliş-kin bilgiler, gerekli bilginin mevcut olmaması ve bilginin hazırlanma-sının aşırı maliyetli olması gibi durumlar söz konusu olmadığı sürece yeniden düzenlenir. Bilginin mevcut olmaması ya da hazırlanmasının aşırı maliyetli olması durumu her bir kalem için ayrı ayrı yapılır (TFRS 8, Madde: 29).

2.8. Faaliyetler İtibariyle Raporlanabilir Bölümlere İlişkin Açıklamalar

Bir işletme, finansal tablo kullanıcılarının işletmenin faaliyette bu-lunduğu ekonomik ortamın niteliğini ve finansal durumunun etkilerini değerlendirmelerini mümkün kılan bilgileri açıklar (TFRS 8, Madde: 20). İşletme, bu ilke doğrultusunda önce standart kapsamında teşkilat-lanma esası ile birlikte işletmenin faaliyetler itibariyle raporlanabilir

DA

V 20

13/1

129

TFRS 8 Faaliyet Bölümleri Standardı ve İnşaat Sektöründe Bir Uygulama

bölümlerinin belirlenmesinde kullanılan faktörleri ve her bir raporlana-bilir faaliyet bölümlerine ilişkin hasılatın elde edildiği ürün veya hiz-metlerin türünü açıklar (TFRS 8, Madde: 21).

TFRS 8 Faaliyet Bölümleri Standardı’na göre işletme, her bir rapor-lanabilir faaliyet bölümüne ilişkin kâr ve zarar tutarını açıklamalıdır. Ayrıca, eğer varlık ve borç tutarları işletme faaliyetlerine ilişkin karar almaya yetkili mercii tarafından düzenli olarak sunuluyorsa, faaliyet-ler itibariyle bölümlerin raporlanmasına ilişkin varlık ve borç tutarları açıklanır ifadesi yer almaktadır.

İşletme, her bir raporlanabilir faaliyet bölümü için; işletme dışı müş-terilerden elde edilen hasılatlar, aynı işletmenin diğer faaliyet bölümleri ile işlemlerinden elde edilen hasılatlar, faiz geliri, faiz gideri, amortis-man ve itfa payları, TMS 1 Finansal Tabloların Sunuluşu Standardı’na göre önemli sayılan gelir ve gider kalemleri, işletmenin özkaynak yön-temine göre muhasebeleştirilen iştirak ve iş ortaklıklarının kâr veya za-rar payları, vergi geliri veya vergi gideri ve amortisman ve itfa payları dışında kalan önemli nakit dışı kalemler gibi bilgileri açıklar (TFRS 8, Madde: 23).

2.9. Tüm İşletmeyi Kapsayan Açıklamalar

TFRS 8 Faaliyet Bölümleri Standardı’na göre işletmenin, ayrıca bü-tün işletmeyi kapsayan bir takım bilgileri de açıklaması gerekmektedir. Bu durum, tek bir raporlanabilir faaliyet bölümü olan işletmeler de da-hil olmak üzere TFRS hükümlerine tabii tüm işletmeler için geçerlidir (TFRS 8, Madde: 31). Bütün işletmeyi kapsayan bilgileri; ürün ve hiz-metlere ilişkin bilgi, coğrafi bölgelere ilişkin bilgi ve büyük müşterilere ilişkin bilgi şeklinde sıralamak mümkündür.

3. FAALİYET BÖLÜMLERİ STANDARDI’NIN İNŞAAT SEK-TÖRÜNDE UYGULANMASI

Uygulama için inşaat sektöründe faaliyet gösteren X A. Ş.1’den 2009 ve 2010 yılına ait finansal tablolar alınmış ve ana faaliyete ilişkin karar almaya yetkili mercii ile birlikte işletmenin hasılat elde eden ve aynı zamanda harcama yapabilen bölümleri tespit edilmiştir. Daha sonra her bir bölüm için faaliyet gösterilen coğrafi bölgeler tespit edilmiş ve her bir bölüm için raporlanabilirlik testinde gerekli olabilecek toplam hası-lat, toplam kâr veya zarar ve toplam varlıklar hesaplanmıştır. Hesapla-malar sonucu elde edilen verilerle birlikte raporlanabilirlik testi, her bir faaliyet bölümü için ayrı ayrı yapılmış ve aynı zamanda her bir bölüm coğrafi bölgede teste tabi tutulmuştur.

1 X A.Ş. adının zikredilmesini istemediği için isim açıklanmamıştır.

DA

V 20

13/1

130

Doç. Dr. İsmail BEKÇİ - Ömer TEKŞEN - Reyhan ÇİL

3.1. Uygulamaya İlişkin Finansal Bilgiler

Uygulamada verileri kullanılan X A.Ş.’nin bireysel finansal tablo-ları, TFRS 8 Faaliyet Bölümleri Standardı kapsamında belirtilen borç-lanma araçları veya özkaynağa dayalı finansal araçları borsa veya teş-kilatlanmış diğer piyasalarda işlem gören ve finansal araçları halka arz edilmek üzere kurum kaydına alınan ya da alınma sürecinde olan bir işletme değildir. Ancak, standarda göre, standardın kapsamında olma-yan bir işletmenin ihtiyari olarak faaliyetlerini bölümler itibariyle ra-porlayabileceği belirtildiğinden, uygulamada verileri kullanılan işletme için standart ihtiyari olarak gerçekleştirilmiştir.

Tablo 1. İşletmenin Finansal Bilgileri (2009 Yılı)

AKTİF HESAPLAR PASİF HESAPLAR

HESAP ADI BORÇ ALACAK HESAP ADI BORÇ ALACAK

100 KASA 714.501,80 300 BANKA KRE. 100.454,68

102 BANKA. 2.109.708.85 320 SATICILAR 3.377.745,16

120 ALICILAR 2.467.777,29 321BORÇ SEN. 1.128.401,00

126 V. DEP. VE TEM. 108.513,43 340 AL.SİP .AVANS. 303.000,00

136 DİĞ. ÇEŞ. AL. 1.231.690,27 356Y.Y. İ.O. HAK. 6.624.725,68

150 İLK MAD. VE MLZ. 136.506,51 360 ÖD. VER. VE FON. 62.998,61

151 Y. MAM. – ÜRET. 3.035.515,80 361 Ö. S. G. KES. 49.182,15

152 MAM. 147.866,56 370 D.K.V.D.Y.K.K 801.192,32

159VER.SİP.AVANS. 580.342,11 371 D.K.P.Ö.V.D.Y. (-) 801.192,32

172 YIL. YAY. İNŞ. MAL. 6.410.113,28 380 G. AYL. AİT GEL. 7.719,79

180 GEL. AYL. AİT GİD. 2.187,06 392 DİĞER KDV 704,71

192 DİĞ. KDV 1.879,48 400 BANK. KRED. 93.375,30

193PEŞ. ÖD. VER. VE FON. 213.214,21 500 SERMAYE 30.000,00

195 İŞ AVANS. 3.860,00 502 S. DÜZ. OL. FARK 71.529,92

226 VER. DEP. VE TEM. 104,38 540 YAS. YEDEK. 30.846,15

250 AR. VE ARSA. 254.237,29 541 STA. YEDEK. A 178.791,07

252 BİNALAR 266.088,04 542 O.ÜST.YED. 2.829.976,65

254 TAŞITLAR 724.798,15 549 ÖZEL FON. 375.000,00

255 D. BAŞLAR 444.132,94 570 GEÇ. YIL. KÂR 62.747,40

257B. AMORT. (-) 367.943,61 590 DÖN. NET KÂRI 3.177.480,87

267 D. M. O. D. V. 1.365,00

280 GEL. YIL. AİT GİD. 18.220,30

TOPLAM AKTİF 18.504.679,14 TOPLAM PASİF 18.504.679,14

DA

V 20

13/1

131

TFRS 8 Faaliyet Bölümleri Standardı ve İnşaat Sektöründe Bir Uygulama

Tablo 2. İşletmenin Finansal Bilgileri (2010 Yılı)

AKTİF HESAPLAR PASİF HESAPLAR

HESAP ADI BORÇ ALACAK HESAP ADI BORÇ ALACAK

100 KASA 5.220.038,92 300 BANKA KRE. 119.204,1

102 BANKALAR 2.523.371,80 320 SATICILAR 2.103.991,02

120 ALICILAR 4.393.486,60 321BORÇ SENTLERİ 3.107.763,30

126 VER. DEP. VE TEM. 728.060,06 335 PER. BORÇ. 16.344,89

131 ORT. ALAC. 117.467,02 340 AL. SİP. AV. 1.476.000,00

132 İŞT. ALAC. 6.600,94 350 Y. Y. İ.O. HAK. 24.267.963,84

136 DİĞ. ÇEŞ. ALAC. 2.080.570,15 360 ÖD. VER. VE FON. 186.664,90

150 İLK MAD. VE MLZ. 317.048,92 361 Ö. S. G. K. 69.413,12

151 Y. MAM. – ÜRETİM 2.741.332,55 370 D. K. V. D.Y.K. 93.111,21

152 MAMULLER 952.542,32371 D. K. P. Ö. V. D. Y. (-)

93.111,21

159 VER. SİP. AVANS. 1.137.843,73380 GEL. AYL. AİT GEL.

45.890,82

170 YIL. YAY.İNŞ MAL. 15.861.250,40 400 BAN. KRED. 172.309,15

190 DEV. KDV 48.493,74 500 SERMAYE 2.000.000,00

191 İND. KDV 4.933,13 502 SER. DÜZ. OL. F. 71.529,92

193 PEŞ. ÖD. VER. FON. 741.085,92 540 YASAL YEDEKLER 30.846,15

226 VER. DEP. VE TEM. 104,38541 STATÜ YEDEKLERİ

6.830,40

250 ARAZİ VE ARS. 374.237,29542 O.ÜSTÜ YEDEKLER

2.829.976,65

252 BİNALAR 269.927,75 570 GEÇ. YILLÂR KÂR 1.645.228,27

253 T. M. CİH. 123.804,33 590 DÖNEM NET KÂRI 358.945,22

254 TAŞITLAR 897.891,34

255 D. BAŞLAR 502.765,27

257 BİR. AMOR. (-) 543.019,74

267 D. M. O. D. V. 1.365,00

280 GEL. YIL. AİT GİD. 7.699,93

TOPLAM AKTİF 38.508.901,75 TOPLAM PASİF 38.508.901,75

3.2. Uygulamada Kullanılan Verilerin Değerlendirilmesi

TFRS 8 Faaliyet Bölümleri Standardı’na yönelik uygulama için in-şaat sektöründe faaliyet gösteren X A.Ş.’den alınan finansal bilgilerden oluşturulan faaliyet bölümleri, hasılat ve giderler itibariyle belirlenerek, raporlanabilirlik testi için uygun hale getirilmiştir.

X A. Ş., taahhüt ve yap – sat usulü konut faaliyetlerinde bulunmak-

DA

V 20

13/1

132

Doç. Dr. İsmail BEKÇİ - Ömer TEKŞEN - Reyhan ÇİL

ta olup, bu faaliyetlerini ayrıca farklı bölgelerde gerçekleştirmektedir. Buna göre işletme, taahhüt faaliyetini Isparta, Afyon ve Burdur böl-gelerinde gerçekleştirirken, konut faaliyetini sadece Isparta bölgesinde gerçekleştirmektedir. İşletmenin 2009 ve 2010 yıllarında bitirdiği her-hangi bir inşaatı yoktur.

Tablo 3. X A. Ş.’nin Faaliyet Bölümleri ve Coğrafi Bölgeleri

FAALİYETLER COĞRAFİ BÖLGELER

Taahhüt Isparta

Afyon

Burdur

Konut Isparta

İşletmeden elde edilen veriler, önce 2010 yılı finansal bilgilerine uygulanmış, daha sonra 2009 yılı verilerine uygulanarak 2009 yılı veri-leri, standartta geçen geçmiş bilgilerin yeniden düzenlenmesi maddesi gereği 2010 yılı verilerinin hesaplanmasından sonra verilmiştir (TFRS 8, Madde: 16).

Tablo 4. İşletmenin Faaliyet Bölümleri (2010 Yılı)

Toplam Hasılat

Harcama Faaliyet

BölümününKâr/Zarar

Toplam Varlıklar

FAALİYETLER

Taahhüt 23.169.544,69 (16.936.107,73)1 6.233.436,962 30.141.071,511

Konut 3.631.987,97 (6.392.176,87)3 (2.760.188,9)4 8.367.830,2512

Toplam 26.801.532,66 (23.328.284,59) 3.473.248,06 38.508.901,75

COĞRAFİ BÖLGELER

Taahhüt 23.169.544,69 (16.936.107,72) 6.233.436,96 30.141.071,5

Isparta 7.360.529,91 (5.049.749,37)5 2.310.780,546 11.793.076,025

Afyon 5.526.306,53 (5.302.508,67)7 223.797,868 2.549.372,781

Burdur 10.282.708,25 (6.583.849,69)9 3.698.858,5610 15.798.622,694

Konut 3.631.987,97 (6.392.176,87) (2.760.188,9) 8.367.830,25

Isparta 3.631.987,97 (6.392.176,87) (2.760.188,9) 8.367.830,25

Toplam 26.801.532,66 (23.328.284,59) 3.473.248,06 38.508.901,75

DA

V 20

13/1

133

TFRS 8 Faaliyet Bölümleri Standardı ve İnşaat Sektöründe Bir Uygulama

Tablo 5. İşletmenin Kâr / Zararının Hesaplanması (2010 Yılı)

FAALİYETLER

A.TAAHHÜT FAALİYETİ

TAAHHÜT HASILATI 23.169.544,69

D İNŞAATI ÜRETİM MALİYETİ +

(4.880.605,57)

B İNŞAATI ÜRETİM MALİYETİ +

(6.347.554,69)

A İNŞAATI ÜRETİM MALİYETİ +

(2.750.541,87)

C İNŞAATI ÜRETİM MALİYETİ +

(2.424.973,16)

TOPLAM ÜRETİM MALİYETİ =

(16.403.675,29)

GENEL YÖNETİM GİDERLERİNDEN ALDIĞI PAY1 (532.432,44)

1TOPLAM MALİYET (16.936.107,73)

2TAAHHÜT FAALİYETİ KÂRI (Taahhüt Hasılatı – Toplam Maliyet)

6.233.436,96

B. KONUT FAALİYETİ

KONUT HASILATI 3.631.987,97

R SİTESİ ÜRETİM MALİYETİ +

(6.096.966,07)

Y İNŞAATI ÜRETİM MALİYETİ +

(211.748,3)

TOPLAM ÜRETİM MALİYETİ =

(6.308.714,37)

GENEL YÖNETİM GİDERLERİNDEN ALDIĞI PAY (83.462,50)

3TOPLAM MALİYET (6.392.176,87)

4KONUT FAALİYETİ ZARARI (Konut Hasılatı – Toplam Maliyet)

(2.760.188,9)

COĞRAFİ BÖLGELER

A.TAAHHÜT

ISPARTA BÖLGESİ

ISPARTA BÖLGESİ TAAHHÜT HASILATI 7.360.529,91

TOPLAM ÜRETİM MAL. (D İNŞAATI) (4.880.605,57)

GENEL YÖN. GİDERLERİNDEN ALDIĞI PAY (169.143,80)

5TOPLAM MALİYET (5.049.749,37)

6 ISPARTA BÖLGESİ TAAHHÜT KÂRI (Ispar. Böl. Hasılatı – Top. Maliyet)

2.310.780,54

DA

V 20

13/1

134

Doç. Dr. İsmail BEKÇİ - Ömer TEKŞEN - Reyhan ÇİL

AFYON BÖLGESİ

AFYON BÖLGESİ TAAHHÜT HASILATI 5.526.306, 53

A İNŞAATI ÜRETİM MALİYETİ +

(2.750.541,87)

C İNŞAATI ÜRETİM MALİYETİ +

(2.424.973,16)

TOPLAM ÜRETİM MALİYETİ =

(5.175.515,03)

GENEL YÖNETİM GİDERLERİNDEN ALDIĞI PAY (126.993,64)

7TOPLAM MALİYET (5.302.508,67)

8AFYON BÖLGESİ TAAHHÜT KÂRI (Afyon Böl. Hasılatı – Top. Maliyet)

223.797,86

BURDUR BÖLGESİ

BURDUR BÖLGESİ TAAHHÜT HASILATI 10.282.708,25

B İNŞAATI ÜRETİM MALİYETİ (6.347.554,69)

GENEL YÖNETİM GİDERLERİNDEN ALDIĞI PAY (236.295,00)

9TOPLAM MALİYET (6.583.849,69)

10BURDUR BÖLGESİ TAAHHÜT KÂRI 3.698.858,56

B. KONUT

ISPARTA BÖLGESİ (2.760.188,9)

Tablo 6. İşletmenin Faaliyet Bölümleri Varlıklarının Hesaplan-ması (2010 Yılı)

TAAHHÜT2 KONUT

KASA 4.512.649,58 707.389,34

BANKALAR 2.181.419,12 341.952,68

ALICILAR 3.825.461,6 568.025

- D İNŞAAT ORTAKLIĞI (Taahhüt) (2.094.850,11)

- G İNŞAAT ORTAKLIĞI (1.500.000,00) (Taahhüt)

VERİLEN DEP. VE TEMİNATLAR 726.140,06 1.920,00

ORTAKLARDAN ALACAKLAR - 117.467,02

İŞTİRAKLERDEN ALACAKLAR 6.600,94 -

DİĞER ÇEŞİTLİ ALACAKLAR - 2.080.570,15

İLK MADDE VE MALZEME 274.084,29 42.964,63

YARI MAMULLER – ÜRETİM - 2.741.332,55

MAMULLER - 952.542,32

VERİLEN SİPARİŞ AVANSLARI 983.649,76 154.193,97

DA

V 20

13/1

135

TFRS 8 Faaliyet Bölümleri Standardı ve İnşaat Sektöründe Bir Uygulama

YILLARA SARİ İNŞAAT MALİYETLERİ 15.861.250,40 -

DEVREDEN KDV 41.922,15 6.571,59

İNDİRİLECEK KDV 4.264,62 668,51

PEŞİN ÖDENEN VERGİ VE FONLAR 640.658,26 100.427,66

VERİLEN DEPOZİTO VE TEMİNATLAR - 104,38

ARAZİ VE ARSALAR - 374.237,29

BİNALAR 233.348,71 36.579,04

TESİS MAKİNE VE CİHAZLAR 107.027,09 16.777,24

TAŞITLAR 776.214,32 121.677,02

DEMİRBAŞLAR 434.633,44 68.131,83

BİRİKMİŞ AMORTİSMANLAR (-) (469.432,86) (73.586,88)

DİĞER MADDİ OLMAYAN DURAN VARLIKLAR 1.180,02 184,98

GELECEK AYLARA AİT GİDERLER - 7.699,93

TOPLAM 30.141.071,512 8.367.830,2513

KASA

Taahhüt: (23.169.544,69 / 26.801.532,66) × 5.220.038,92 = 4.512.649,58-TL

Konut: (3.631.987,97 / 26.801.532,66) × 5.220.038,92 = 707.389,34-TL

Not: Bankalar, ilk madde ve malzeme, verilen sipariş avansları, devreden KDV, indirilecek KDV, peşin ödenen vergi ve fonlar, binalar, tesis makine ve cihazlar, taşıtlar, demirbaşlar, birikmiş amortismanlar ve diğer maddi olmayan duran varlıklar da yukarıdaki formül ile he-saplanmıştır.

Tablo 7. İşletmenin Coğrafi Bölgelere Göre Varlıkların Hesap-lanması (Taahhüt Faaliyeti - 2010 Yılı)

TAAHHÜT FAALİYETİ

ISPARTA AFYON BURDUR TOPLAM

KASA 1.433.584,16 1.076.339,01 2.002.726,41 4.512.649,58

BANKALAR 692.995,95 520.303,31 968.119,86 2.181.419,12

ALICILAR 1.500.000,00 230.611,49 2.094.850,11 3.825.461,6

VERİLEN DEP. VE TEM.

291.720,00 - 434.420,06 726.140,06

İŞTİRAKLER. ALACAK.

- - 6.600,94 6.600,94

İLK MADDE VE MLZ.

87.071,44 65.373,48 121.639,37 274.084,29

DA

V 20

13/1

136

Doç. Dr. İsmail BEKÇİ - Ömer TEKŞEN - Reyhan ÇİL

VERİLEN SİP. AVANS. 312.487,085 234.616,181 436.546,494 983.649,76

YIL. SARİ İNŞ. MAL. 6.912.980,11 - 8.948.270,29 15.861.250,40

DEVREDEN KDV 13.317,88 9.999,10 18.605,17 41.922,15

İNDİRİLECEK KDV 1.354,79 1.017,18 1.892,65 4.264,62

PEŞİN ÖD. VER. FON. 203.525,12 152.807,23 284.325,91 640.658,26

BİNALAR 74.130,51 55.657,39 103.560,81 233.348,71

TESİS MAKİNE CİHAZ.

34.000,50 25.527,67 47.498,92 107.027,09

TAŞITLAR 246.588,74 185.139,51 344.486,07 776.214,32

DEMİRBAŞLAR 138.074,89 103.667,02 192.891,53 434.633,44

BİRİKMİŞ AMORT. (-) (149.130,02) (111.967,24) (208.335,6) (469.432,86)

DİĞ. MAD. O. D. VAR. 374,87 281,45 523,70 1.180,02

TOPLAM 11.793.076,025 2.549.372,781 15.798.622,694 30.141.071,5

Tablo 8. İşletmenin Coğrafi Bölgelere Göre Varlıkların Hesap-lanması (Konut Faaliyeti - 2010 Yılı)

KONUT FAALİYETİ ISPARTA

KASA 707.389,34

BANKALAR 341.952,68

ALICILAR 568.025

VERİLEN DEP. VE TEMİNATLAR 1.920,00

ORTAKLARDAN ALACAKLAR 117.467,02

İŞTİRAKLERDEN ALACAKLAR -

DİĞER ÇEŞİTLİ ALACAKLAR 2.080.570,15

İLK MADDE VE MALZEME 42.964,63

YARI MAMULLER – ÜRETİM 2.741.332,55

MAMULLER 952.542,32

VERİLEN SİPARİŞ AVANSLARI 154.193,97

YILLARA SARİ İNŞAAT MALİYETLERİ -

DEVREDEN KDV 6.571,59

İNDİRİLECEK KDV 668,51

PEŞİN ÖDENEN VERGİ VE FONLAR 100.427,66

VERİLEN DEPOZİTO VE TEMİNATLAR 104,38

ARAZİ VE ARSALAR 374.237,29

BİNALAR 36.579,04

TESİS MAKİNE VE CİHAZLAR 16.777,24

TAŞITLAR 121.677,02

DA

V 20

13/1

137

TFRS 8 Faaliyet Bölümleri Standardı ve İnşaat Sektöründe Bir Uygulama

DEMİRBAŞLAR 68.131,83

BİRİKMİŞ AMORTİSMANLAR (-) (73.586,88)

DİĞER MADDİ OLMAYAN DURAN VARLIKLAR 184,98

GELECEK AYLARA AİT GİDERLER 7.699,93

TOPLAM 8.367.830,2513

KASA

Isparta Taahhüt: (7.360.529,91 / 26.801.532,66) × 5.220.038,92 = 1.433.584,16-TL

Afyon Taahhüt: (5.526.306,53 / 26.801.532,66) × 5.220.038,92 = 1.076.339,01-TL

Burdur Taahhüt: (10.282.708,25 / 26.801.532,66) × 5.220.038,92 = 2.002.726,41-TL

Not: Taahhüt faaliyetine ait tüm coğrafi bölgelerde yukarıdaki hesap-ların yanında bankalar, ilk madde ve malzeme, verilen sipariş avansları, devreden KDV, indirilecek KDV, peşin ödenen vergi ve fonlar, binalar, tesis makine ve cihazlar, taşıtlar, demirbaşlar, birikmiş amortismanlar ve diğer maddi olmayan duran varlıklar yukarıdaki formül ile hesap-lanmıştır. Ayrıca konut faaliyetinde sadece Isparta Bölgesi olduğundan konut için hesaplanan tutarlar Isparta Bölgesine aittir.

Tablo 9. İşletmenin Faaliyet Bölümleri (2009 Yılı)

Toplam Hasılat

HarcamaFaaliyet

BölümününKâr / Zararı

Toplam Varlıklar

FAALİYETLER

Taahhüt 36.475.620,15 (19.018.845,43)1 17.456.774,722 13.447.501,3211

Konut 1.604.320,04 (2.073.117,99)3 (468.797,95)4 5.057.177,8212

Toplam 38.079.940,19 (21.091.963,42) 16.987.976,77 18.504.679,14

COĞRAFİ BÖLGELER

Taahhüt 36.475.620,15 (19.018.845,43) 17.456.774,72 13.447.501,31

Isparta 23.271.464,64 (16.199.582,92)5 7.071.881,726 4.756.647,78

Afyon 9.683.158,64 (170.052,55)7 9.513.106,098 1.232.867,64

Burdur 3.520.996,87 (2.649.209,96)9 871.786,9110 7.457.985,9

Konut 1.604.320,04 (2.073.117,99) (468.797,95) 5.057.177,82

Isparta 1.604.320,04 (2.073.117,99) (468.797,95) 5.057.177,82

Toplam 38.079.940,19 (21.091.963,42) 16.987.976,77 18.504.679,14

DA

V 20

13/1

138

Doç. Dr. İsmail BEKÇİ - Ömer TEKŞEN - Reyhan ÇİL

Tablo 10. İşletmenin Kâr / Zararının Hesaplanması (2009 Yılı)

A.TAAHHÜT FAALİYETİ

TAAHHÜT HASILATI 36.475.620,15

O İNŞ. ÜRETİM MALİYETİ +

(4.850.450,74)

D İNŞ. ÜRETİM MALİYETİ +

(1.746.435,39)

E İNŞ. ÜRETİM MALİYETİ +

(9.391.555,68)

B İNŞ. ÜRETİM MALİYETİ +

(2.617.264,09)

A İNŞ. ÜRETİM MALİYETİ +

(82.197,62)

TOPLAM ÜRETİM MALİYETİ =

(18.687.903,52)

GENEL YÖN. GİDER. ALD. PAY3 (330.941,91)

1TOPLAM MALİYET (19.018.845,43)

2TAAHHÜT FAAL. KÂRI (Taahhüt Hasılatı – Top. Maliyet)

17.456.774,72

B. KONUT FAALİYETİ

KONUT HASILATI 1.604.320,04

İ İNŞAATI 84.158,42

G İNŞAATI 168.316,84

M İNŞAATI 1.298.019,801

L İNŞAATI 53.824,98

İ İNŞAATI ÜRETİM MAL. +

(81.358,58)

G İNŞAATI ÜRETİM MAL. +

(153.601,13)

M İNŞAATI ÜRETİM MAL. +

(1.781.384,18)

L İNŞAATI ÜRETİM MAL. +

(42.218,17)

TOPLAM ÜRETİM MAL. =

(2.058.562,06)

GENEL YÖN. GİDER. ALD. PAY (14.555,93)

3TOPLAM MALİYET (2.073.117,99)

4KONUT FAAL. ZARARI (Konut Hasılatı – Toplam Maliyet)

(468.797,95)

COĞRAFİ BÖLGELER

A.TAAHHÜT FAALİYETİ

DA

V 20

13/1

139

TFRS 8 Faaliyet Bölümleri Standardı ve İnşaat Sektöründe Bir Uygulama

ISPARTA BÖLGESİ

ISPARTA BÖL. HASILATI 23.271.464,64

ISPARTA BÖLGESİ MALİYETİ (15.988.441,81)

GENEL YÖN. GİDER. ALD. PAY (211.141,11)

5TOPLAM MALİYET (16.199.582,92)

6ISPARTA BÖLGESİ FAAL. KÂRI (Isparta Böl. Has. – Top. Maliyet)

7.071.881,72

AFYON BÖLGESİ

AFYON BÖLGESİ HASILATI 9.683.158,64

AFYON BÖLGESİ MALİYETİ (82.197,62)

GENEL YÖN. GİDER. ALD. PAY (87.854,93)

7TOPLAM MALİYET (170.052,55)

8 AFYON BÖLGESİ FAAL. KÂRI (Afyon Böl. Has. – Top. Maliyet)

9.513.106,09

BURDUR BÖLGESİ

BURDUR BÖLGESİ HASILATI 3.520.996,87

BURDUR BÖLGESİ MALİYETİ (2.617.264,09)

GENEL YÖN. GİDERLERİNDEN ALDIĞI PAY (31.945,87)

9 TOPLAM MALİYET (2.649.209,96)

10 BURDUR BÖLGESİ FAAL. KÂRI 871.786,91

KONUT (ISPARTA BÖLGESİ) (468.797,95)

Tablo 11. İşletmenin Faaliyet Bölümleri Varlıklarının Hesaplan-ması (2009 Yılı)

TAAHHÜT4 KONUT

KASA 684.399,61 30.102,19

BANKALAR 2.020.826,14 88.882,71

ALICILAR 2.290.252,29 177.525

- D İNŞAAT ORTAKLIĞI (Taahhüt) (1.520.809,12)

- G İNŞAAT ORTAKLIĞI (Taahhüt) (769.443,17)

VERİLEN DEPOZİTO VE TEMİNATLAR 108.351,26 162,17

DİĞER ÇEŞ. ALACAKLAR - 1.231.690,27

İLK MADDE VE MALZEME 130.755,45 5.751,06

YARI MAMULLER ÜRETİM - 3.035.515,80

MAMULLER - 147.866,56

DA

V 20

13/1

140

Doç. Dr. İsmail BEKÇİ - Ömer TEKŞEN - Reyhan ÇİL

VERİLEN SİP. AVANSLARI 555.892,11 24.450

YILLARA SARİ İNŞ. MALİYETLERİ 6.410.113,28 -

GELECEK AYL. AİT GİDERLER - 2.187,06

DİĞER KDV 1.800,30 79,18

PEŞİN ÖD. VERGİ VE FON. 204.231,43 8.982,78

İŞ AVANSLARI - 3.860,00

VERİLEN DEP. VE TEM. - 104,38

ARAZİ VE ARSALAR - 254.237,29

BİNALAR 254.877,67 11.210,37

TAŞITLAR 694.262,17 30.535,98

DEMİRBAŞLAR 425.421,48 18.711,46

BİRİKMİŞ AMORT. (-) (352.442,03) (15.501,58)

DİĞ. MAD. OLM. DUR. VAR. 1.307,49 57,51

GEL. YIL. AİT GİDERLER 17.452,67 767,63

TOPLAM 13.447.501,32 5.057.177,82

KASA

Taahhüt: (36.475.620,15 / 38.079.940,19) × 714.501,80 = 684.399,61-TL

Konut: (1.604.320,04 / 38.079.940,19) × 714.501,80 = 30.102,19-TL

Not: Bankalar, ilk madde ve malzeme, verilen sipariş avansları, di-ğer KDV, peşin ödenen vergi ve fonlar, binalar, taşıtlar, demirbaşlar, bi-rikmiş amortismanlar, diğer maddi olmayan duran varlıklar ve gelecek yıllara ait giderler yukarıdaki formül ile hesaplanmıştır.

Tablo 12. İşletmenin Coğrafi Bölgelere Göre Varlıkların Hesap-lanması (Taahhüt Faaliyeti - 2009 Yılı)

TAAHHÜT FAALİYETİ

ISPARTA AFYON BURDUR TOPLAM

KASA 436.647,31 181.687,11 66.065,19 684.399,61

BANKALAR 1.289.288,13 536.467,37 195.070,64 2.020.826,14

ALICILAR 1.110,87 1.412,59 2.287.728,83 2.290.252,29

VER. DEP. VE TEM. 202,00 - 108.149,26 108.351,26

İLK MAD. VE MLZ. 83.422,04 34.711,57 12.621,84 130.755,45

VER. SİP. AVANS. 354.659,46 147.572,31 53.660,34 555.892,11

YIL. SARİ İNŞ. MAL. 1.795.788,00 - 4.614.325,28 6.410.113,28

DA

V 20

13/1

141

TFRS 8 Faaliyet Bölümleri Standardı ve İnşaat Sektöründe Bir Uygulama

DİĞER KDV 1.148,59 477,93 173,78 1.800,30

PEŞ. ÖD. VER. FON. 130.299,76 54.217,18 19.714,49 204.231,43

BİNALAR 162.612,08 67.662,21 24.603,38 254.877,67

TAŞITLAR 442.939,63 184.305,31 67.017,23 694.262,17

DEMİRBAŞLAR 271.419,12 112.936,36 41.066,00 425.421,48

BİR. AMORT. (-) (224.858,20) (93.562,55) (34.021,28) (352.442,03)

D. MAD. O. DUR. V. 834,18 347,10 126,21 1.307,49

GEL. YIL. AİT GİD. 11.134,81 4.633,15 1.684,71 17.452,67

TOPLAM 4.756.647,78 1.232.867,64 7.457.985,9 13.447.501,32

Tablo 13. İşletmenin Coğrafi Bölgelere Göre Varlıkların Hesap-lanması (Konut Faaliyeti - 2010 Yılı)

KONUT FAALİYETİ ISPARTA

KASA 30.102,19

BANKALAR 88.882,71

ALICILAR 177.525

VERİLEN DEPOZİTO VE TEMİNATLAR 162,17

DİĞER ÇEŞ. ALACAKLAR 1.231.690,27

İLK MADDE VE MALZEME 5.751,06

YARI MAMULLER ÜRETİM 3.035.515,80

MAMULLER 147.866,56

VERİLEN SİP. AVANSLARI 24.450

YILLARA SARİ İNŞ. MALİYETLERİ -

GELECEK AYL. AİT GİDERLER 2.187,06

DİĞER KDV 79,18

PEŞİN ÖD. VERGİ VE FON. 8.982,78

İŞ AVANSLARI 3.860,00

VERİLEN DEP. VE TEM. 104,38

ARAZİ VE ARSALAR 254.237,29

BİNALAR 11.210,37

TAŞITLAR 30.535,98

DEMİRBAŞLAR 18.711,46

BİRİKMİŞ AMORT. (-) (15.501,58)

DİĞ. MAD. OLM. DUR. VAR. 57,51

GEL. YIL. AİT GİDERLER 767,63

TOPLAM 5.057.177,82

DA

V 20

13/1

142

Doç. Dr. İsmail BEKÇİ - Ömer TEKŞEN - Reyhan ÇİL

KASA

Isparta Taahhüt: (23.271.464,64 / 38.079.940,19) × 714.501,80 = 436.647,31-TL

Afyon Taahhüt: (9.683.158,64 / 38.079.940,19) × 714.501,80 = 181.687,11-TL

Burdur Taahhüt: (3.520.996,87 / 38.079.940,19) × 714.501,80 = 66.065,19-TL

Not: Taahhüt faaliyetine ait tüm coğrafi bölgelerde yukarıdaki he-sapların yanında bankalar, ilk madde ve malzeme, verilen sipariş avans-ları, diğer kdv, peşin ödenen vergi ve fonlar, binalar, taşıtlar, demirbaş-lar, birikmiş amortismanlar ve diğer maddi olmayan duran varlıklar ve gelecek yıllara ait giderler yukarıdaki formül ile hesaplanmıştır. Ayrıca konut faaliyetinde sadece Isparta Bölgesi olduğundan konut için hesap-lanan tutarlar Isparta Bölgesine aittir.

DA

V 20

13/1

143

TFRS 8 Faaliyet Bölümleri Standardı ve İnşaat Sektöründe Bir Uygulama

Tablo 14. Faaliyet Bölümleri İtibariyle Raporlanabilirlik Testi (2010 Yılı)

Bölüm hasılatı

Bölüm hasılatının toplam hasılata oranı

Bölüm hasılatı %10 alt sınırı aşıyor mu?

Faaliyet Bölümünün kâr / zararı

Bölüm kârının/ zararının mutlak tutarının, kâr bildirmiş olan bölümlerin toplam kârına oranı

Oran %10 alt sınırı aşıyor mu?(A)

Bölüm kârının veya zararının mutlak tutarının, zarar bildirmiş olan bölümlerin toplam zararına, mutlak rakamlarla oranı

Oran %10 alt sınırı aşıyor mu?(B)

Hem A hem B % 10 alt sınmırnın aşıyor mu?

Bölüm varlıkları

Bölüm varlıklarının toplam varlıklara oranı

Bölüm varlıkları %10 alt sınırı aşıyor mu?

Bölüm raporlanabilir bir bölüm mü?

FAALİYETLER

Taahhüt23.169.544,69

%86,45

Evet6.233.436,96

%100

Evet%

225,83Evet

Evet30.141.071,5

%78,27

EvetEvet

Konut

3.631.987,97%

13,55Evet

(2.760.188,9)%

44,28Evet

%100

EvetEvet

8.367.830,25%

21,73Evet

Evet

Toplam26.801.532,66

% 100

3.473.248,0638.508.901,75

%100

COĞ

RAFİ BÖ

LGELER

Taahhüt23.169.544,69

%86,45

6.233.436,96%

100%

225,8330.141.071,5

%78,27

Isparta 7.360.529,91

%27,46

Evet2.310.780,54

%37,07

Evet%

83,72Evet

Evet11.793.076,025

%30,62

EvetEvet

Afyon 5.526.306,53

%20,62

Evet223.797,86

% 3,59

Hayır%

8,11Hayır

Hayır2.549.372,781

%6,62

HayırEvet

Burdur 10.282.708,25

%38,37

Evet3.698.858,56

%59,34

Evet%

134,00Evet

Evet15.798.622,694

%41,03

EvetEvet

Konut

3.631.987,97%

13,55(2.760.188,9)

%44,28

%100

8.367.830,25%

21,73

Isparta 3.631.987,97

%13,55

Evet(2.760.188,9)

%44,28

Evet%

100Evet

Evet8.367.830,25

%21,73

EvetEvet

Toplam

26.801.532,66%

1003.473.248,06

38.508.901,75%

100

DA

V 20

13/1

144

Doç. Dr. İsmail BEKÇİ - Ömer TEKŞEN - Reyhan ÇİL

Standarda göre; faaliyetler itibariyle raporlanabilir bölümlere ilişkin sayısal alt sınırlardan herhangi birini sağlayan faaliyet bölümü, rapor-lanabilir faaliyet bölümü olarak değerlendirilir ve bu bölümlere iliş-kin finansal bilgiler ayrı bir şekilde raporlanır. TFRS 8, Madde: 13’te bahsedilen bu sayısal alt sınırlar dikkate alınarak tablo incelendiğinde, taahhüt ve konut faaliyetlerinin tüm oranlarda % 10’luk sayısal alt sınırı aştığı gözlemlenmiştir ki bu durumda, hem taahhüt hem de konut faa-liyet bölümlerinin finansal bilgileri raporlanabilir faaliyet bölümü ola-rak ayrı bir şekilde raporlanabilir. Aynı şekilde coğrafi bölgelere göre yapılan ayrımda Isparta’nın (konut ve taahhüt) ve Burdur’un hasılat, kâr/zarar ve varlıklar açısından aldığı oran %10’luk sayısal alt sınırın üstünde olduğu için bu bölümler faaliyetler itibariyle raporlanabilir bö-lüm olarak değerlendirilmiştir.

Tablo 14’de dikkat çeken bir başka nokta, Afyon bölgesindeki kâr/zarar oranıyla varlıkların karşılaştırılmasından elde edilen oranın bölü-mün %10’luk sayısal alt sınırı sağlamamış olmasıdır. Ancak, %20,62 olarak hesaplanan bölüm hasılatının toplam hasılata oranı, %10’luk sa-yısal alt sınırı aştığı için faaliyetler itibariyle raporlanabilir bölüm ola-rak değerlendirilebilecektir. Bölümün raporlanabilir olmasında önemli olan %10 sayısal alt sınırı sağlamış olmasıdır.

Sonuç olarak 2010 yılı verilerinden elde dilen faaliyet bölümleri için yapılan raporlanabilirlik testinde tüm faaliyet bölümleri %10 sayısal alt sınırı sağladığı için faaliyetler itibariyle raporlanabilir bölüm olarak değerlendirilmiş, birleştirme kriteri kullanılmamıştır.

DA

V 20

13/1

145

TFRS 8 Faaliyet Bölümleri Standardı ve İnşaat Sektöründe Bir Uygulama

Tablo 15. Faaliyet Bölümleri İtibariyle Raporlanabilirlik Testi (2009 Yılı)

Bölüm hasılatı

Bölüm hasılatının toplam hasılata oranı

Bölüm hasılatı %10 alt sınırı aşıyor mu?

Faaliyet Bölümünün kâr / zararı

Bölüm kârının/ zararının mutlak tutarının, kâr bildirmiş olan bölümlerin toplam kârına oranı

Oran %10 alt sınırı aşıyor mu?(A)

Bölüm kârının veya zararının mutlak tutarının, zarar bildirmiş olan bölümlerin toplam zararına, mutlak rakamlarla oranı

Oran %10 alt sınırı aşıyor mu?(B)

Hem A hem B % 10 alt sınmırnın aşıyor mu?

Bölüm varlıkları

Bölüm varlıklarının toplam varlıklara oranı

Bölüm varlıkları %10 alt sınırı aşıyor mu?

Bölüm raporlanabilir bir bölüm mü?

FAALİYETLER

Taahhüt36.475.620,15

% 95,79

Evet17.456.774,72

% 100

Evet%

3723,73Evet

Evet13.447.501,32

% 72,67

EvetEvet

Konut

1.604.320,04%

4,21Hayır

(468.797,95)%

2,69Hayır

% 100

EvetHayır

5.057.177,82%

27,33Evet

Evet

Toplam38.079.940,19

% 100

16.987.976,7718.504.679,14

% 100

COĞ

RAFİ BÖ

LGELER

Taahhüt36.475.620,15

% 95,79

Evet17.456.774,72

%3 723,73

13.447.501,32%

72,67Evet

Isparta23.271.464,64

% 61,11

Evet7.071.881,72

% 40,51

Evet%

1508,51Evet

Evet4.756.647,78

% 25,71

EvetEvet

Afyon9.683.158,64

% 25,43

Evet9.513.106,09

% 54,50

Evet%

2029,26Evet

Evet1.232.867,64

% 6,66

HayırEvet

Burdur3.520.996,87

% 9,25

Hayır871.786,91

% 4,99

Hayır%

185,96Evet

Hayır7.457.985,9

% 40,30

EvetEvet

Konut

1.604.320,04%

4,21H

ayır(468.797,95)

% 2,69

Hayır

% 100

EvetH

ayır5.057.177,82

% 27,33

EvetEvet

Isparta1.604.320,04

% 4,21

Hayır(468.797,95)

% 2,69

Hayır%

100Evet

Hayır5.057.177,82

% 27,33

EvetEvet

Toplam38.079.940,19

16.987.976,7718.504.679,14

DA

V 20

13/1

146

Doç. Dr. İsmail BEKÇİ - Ömer TEKŞEN - Reyhan ÇİL

2009 yılı verilerine bakıldığında taahhüt faaliyetinin %10 sayısal alt sınırlarının her birini sağladığı görülmüştür. Bu nedenle taahhüt faali-yeti raporlanabilir faaliyet bölümü olarak değerlendirilir ve taahhüt faa-liyetine ilişkin finansal bilgiler ayrı olarak sunulabilir. Konut faaliyetine ilişkin tablo verilerine bakıldığında ise, bölüm hasılatının % 10 sayısal alt sınırı sağlamadığı görülmüştür. Sadece bölüm zararı ve bölüm var-lıklarının %10 sayısal alt sınırını sağladığı görülmüştür. Standarda göre faaliyet bölümünün raporlanabilir olması için %10 sayısal sınırlarından sadece birini sağlaması yeterli olduğundan bölüm, faaliyetler itibariyle raporlanabilir bölüm olarak sunulmuş, %75 sayısal sınır gereği başka bir bölümle birleştirilmemiştir.

Tablo 15 verileri coğrafi bölüm bazında değerlendirildiğinde Isparta bölgesinin tüm oranlarda %10 sayısal alt sınırını sağladığı görülmüş-tür. Ayrıca taahhüt faaliyeti hasılat oranının %61,11’i Isparta bölgesine ait olup, işletme hasılatının büyük bir kısmının bu bölgeden sağlandığı tespit edilmiştir. Afyon bölgesinin tablo verileri incelendiğinde, sadece bölüm varlıklarının oranlamasında %10 sayısal alt sınırının altında kal-dığı görülmüştür. Bunun sebebi işletme hasılatının %25,43’ünün Afyon bölgesinden sağlanması ve buna bağlı olarak işletmenin ana faaliyet ka-rar mercii ile birlikte verilen karar neticesinde bölümlerin varlıklarının işletme hasılatından aldığı pay dikkate alınarak hesaplanmış olmasıdır. Tablo 15 verilerinden yola çıkarak Burdur bölgesine bakıldığında, böl-genin %10 sayısal alt sınırını sadece bölüm zararının ve bölüm varlıkla-rının oranlamasında sağladığı görülmüş ve standartta geçen 13. Madde gereği, Burdur bölgesinin raporlanabilir faaliyet bölümü olarak değer-lendirilebileceği kabul edilmiştir. Bu yüzden hasılat oranlamasında he-saplanan %9,25 ile standart’ta geçen %10 sayısal alt sınırının altında kalmış olsa dahi Burdur bölgesi, varlık ve zarar oranlamasında %10’u sağladığı için %75 kriteri uygulanmamıştır.

3.3. Faaliyetler İtibariyle Bölümlerin Raporlanmasında Hasılat Ve Giderlerin Sunumu

Faaliyet Bölümleri Standardı’na göre faaliyetler itibariyle raporla-nabilir bölümler belirlendikten sonra bu bölümlere ait hasılat ve gider bilgileri ayrı bir şekilde sunulur. Buna göre faaliyetler itibariyle bölüm-lerin raporlanmasında hasılat ve gider bilgileri şöyledir:

DA

V 20

13/1

147

TFRS 8 Faaliyet Bölümleri Standardı ve İnşaat Sektöründe Bir Uygulama

Tablo 16. 2010 Yılı Raporlanabilir Bölümlerine Ait Hasılat ve Gider Bilgileri

TAAHHÜT KONUTTOPLAMISPARTA AFYON BURDUR ISPARTA

GELİRLERSatışlar 7.360.529,91 5.526.306,53 10.282.708,25 3.631.987,97 26.801.532,66SONUÇLARBölüm SonucuTemettü GeliriDiğer Ol. G. K.Komisyon Gid.Diğer O. G. Z.Finansman Gid.5Vergi KarşılığıDönem Net Kârı

2.310.780,54

(23.883,32)(20.008,42)

223.797,86

(25.326,46)(21.217,43)

3.698.858,56

(31.061,86)(26.022,29)

(2.760.188,9)

(30.871,79)(25.863,07)

3.473.248,067.767,69

17.913,50(1.565.232,00)(1.370.497,39)

(111.143,43) (93.111,21)358.945,22

DİĞ. BİLGİLERBölüm Var. (Net)-Ticari ve Diğer Al.-Stoklar-Maddi Duran Var.-Amortisman Gid.- D. M. Olm. D. V.Bölüm Borçları

11.793.076,0251.791.720,00399.558,525

492.794,64(149.130,02)

374,8712.032.416,75

2.549.372,781230.611,49

299.989,661369.991,59

(111.967,24)281,45

1.662.913,59

15.798.622,694441.021,00

558.185,864688.437,33(208.335,6)

523,7015.843.199,73

8.367.830,252.767.982,173.891.033,47

617.402,02(73.586,88)

184,982.027.015,07

38.508.901,755.231.334,665.148.767,522.168.625,58(543.019,74)

1.365,0031.565.545,14

Tablo 17. 2009 Yılı Raporlanabilir Bölümlerine Ait Hasılat ve Gider Bilgileri

TAAHHÜT KONUTTOPLAM

ISPARTA AFYON BURDUR ISPARTA

GELİRLERSatışlar 23.271.464,64 9.683.158,64 3.520.996,87 1.604.320,04 38.079.940,19

SONUÇLARBölüm SonucuTemettü GeliriFaiz GeliriKomisyon Gid.Diğer O. G. Zar.Finansman Gid.Vergi KarşılığıDönem Net Kârı

7.071.881,72-

36.316,65--

(5.790,51) (617.445,74)

9.513.106,09-

15.111,20--

(29,77)(3.174,33)

871.786,91-

5.494,75--

(947,89)(101.074,17)

(468.797,95)-

2.503,65--

(745,54)(79.498,08)

16.987.976,87-

59.426,25(3.416.276,26)(9.644.939,96)

(7.513,71)(801.192,32)3.177.480,87

DİĞ. BİLGİLERBölüm Var. (Net)-Ticari ve Diğ. Al.-Stoklar-Maddi Dur. Var.-Amortisman gid. - D. M. Ol. D. V.Bölüm Borçları

4.756.647,781.312,87

438.081,5876.970,83

(224.858,20)834,18

7.052.260,81

1.232.867,641.412,59

182.283,88364.903,88(93.562,55)

347,1020.299,65

7.457.985,92.395.878,09

66.282,18132.686,61(34.021,28)

126,214.167.360,73

5.057.177,821.409.104,443.213.583,42

314.695,1(15.501,58)

57,51508.385,89

18.504.679,143.807.707,993.900.230,981.689.256,42(367.943,61)

1.365,0011.748.307,08

DA

V 20

13/1

148

Doç. Dr. İsmail BEKÇİ - Ömer TEKŞEN - Reyhan ÇİL

Tablo 18. 2010 Yılı Verileri Bölüm Borçlarının Hesaplanması2

TAAHHÜT KONUTTOPLAM

ISPARTA AFYON BURDUR ISPARTA

BANKA KREDİLERİ 25.593.97 27.140,47 33.286,67 33.082,99 119.104,1

SATICILAR 452.121,09 479.440,39 588.013,78 584.415,76 2.103.991,02

BORÇ SENETLERİ 667.819,07 708.171,88 868.543,46 863.228,89 3.107.763,30

PERSONELE BORÇ. 3.533,8 3.747,33 4.595,94 4.567,82 16.444,89

ALINAN SİP. AVANS. 317.173,75 336.338,90 412.505,72 409.981,63 1.476.000,00

YIL. YAY. İNŞ. O. HA. 10.464.258,72 - 13.803.705,12 - 24.267.963,84

ÖD. VERGİ VE FON. 40.111,93 42.535,68 52.168,25 51.849,04 186.664,90

ÖD. SOS. GÜV. KES. 14.916,00 15.817,3 19.399,26 19.280,56 69.413,12

GEL. AYL. AİT GEL. 9.861,36 10.457,23 12.825,36 12.746,87 45.890,82

BANKA KREDİLERİ 37.027,06 39.264,41 48.156,17 47.861,51 172.309,15

TOPLAM 12.032.416,75 1.662.913,59 15.843.199,73 2.027.015,07 31.565.545,14

BANKA KREDİLERİ

Isparta Taahhüt: (4.880.605,57 / 22.712.389,66) × 119.104,1 = 25.593,97-TL

Afyon Taahhüt: (5.175.515,03 / 22.712.389,66) × 119.104,1 = 27.140,47-TL

Burdur Taahhüt: (6.347.554,69 / 22.712.389,66) × 119.104,1 = 33.286,67-TL

Isparta Konut: (6.308.714,37 / 22.712.389,66) × 119.104,1 = 33.082,99-TL

Not: Taahhüt faaliyetine ait coğrafi bölgelerde satıcılar, borç se-netleri, personele borçlar, alınan sipariş avansları, ödenecek vergi ve fonlar, ödenecek sosyal güvenlik kesintileri, gelecek aylara ait gelirler ve banka kredileri yukarıdaki formül ile hesaplanmıştır. Yıllara yaygın inşaat onarım hak edişleri ise ana faaliyet karar merciinin verdiği bilgi doğrultusunda direkt olarak yazılmıştır. Ayrıca, konut faaliyetinde sa-dece Isparta Bölgesi olduğundan konut için hesaplanan tutarlar Isparta Bölgesine aittir.

2 Bölüm borçları işletme faaliyetlerinin toplam üretim maliyetinden aldıkları pay baz alınarak hesaplan-mıştır. [(Bölüm Üretim Maliyeti / Toplam Üretim Maliyeti) × İlgili Borç]

DA

V 20

13/1

149

TFRS 8 Faaliyet Bölümleri Standardı ve İnşaat Sektöründe Bir Uygulama

Tablo 19. 2009 Yılı Verileri Bölüm Borçlarının Hesaplanması

TAAHHÜT KONUTTOPLAM

ISPARTA AFYON BURDUR ISPARTA

BANKA KREDİLERİ 77.416,26 398,00 12.672,83 9.967,59 100.454,68

SATICILAR 2.603.088,31 13.382,64 426.118,42 335.155,79 3.377.745,16

BORÇ SENETLERİ 869.611,92 4.470,73 142.353,09 111.965,26 1.128.401,00

ALINAN SİP. AVAN. 233.509,55 1.200,49 38.224,87 30.065,09 303.000,00

YIL. YAY. İNŞ. HAK. 3.103.728,81 - 3.520.996,87 - 6.624.725,68

ÖD. VERGİ VE FON. 48.550,42 249,60 7.947,57 6.251,02 62.998,61

ÖD. SOS. GÜV. KES. 37.902,65 194,86 6.204,56 4.880,08 49.182,15

GEL. AYL. AİT GELİR. 5.949,32 30,59 973,89 765,99 7.719,79

DİĞER KDV 543,09 2,79 88,90 69,93 704,71

BANKA KREDİLERİ 71.960,48 369,95 11.779,73 9.265,14 93.375,30

TOPLAM 7.052.260,81 20.299,65 4.167.360,73 508.385,89 11.748.307,08

BANKA KREDİLERİ

Isparta Taahhüt: (15.988.441,81 / 20.746.465,58) × 100.454,68 = 77.416,26-TL

Afyon Taahhüt: (82.197,62 / 20.746.465,58) × 100.454,68 = 398,00-TL

Burdur Taahhüt: (2.617.264,09 / 20.746.465,58) × 100.454,68 = 12.672,83-TL

Isparta Konut: (2.058.562,06 / 20.746.465,58) × 100.454,68 = 9.967,59-TL

Not: Taahhüt faaliyetine ait coğrafi bölgelerde satıcılar, borç senet-leri, alınan sipariş avansları, ödenecek vergi ve fonlar, ödenecek sosyal güvenlik kesintileri, gelecek aylara ait gelirler, diğer KDV ve banka kredileri yukarıdaki formül ile hesaplanmıştır. Yıllara yaygın inşaat onarım hak edişleri ise ana faaliyet karar merciinin verdiği bilgi doğ-rultusunda direkt olarak yazılmıştır. Ayrıca, konut faaliyetinde sadece Isparta Bölgesi olduğundan konut için hesaplanan tutarlar Isparta Böl-gesine aittir.

4. SONUÇ

Faaliyet Bölümleri Standardı’nda yer alan faaliyet bölümü, tanımı gereği hasılat elde edilen ve harcama yapabilen ayrıca ana faaliyet karar mercii tarafından düzenli olarak gözden geçirilen faaliyet bölümleri, konut ve taahhüt olarak ayrılmış ve bu faaliyetler ayrıca coğrafi bölüm

DA

V 20

13/1

150

Doç. Dr. İsmail BEKÇİ - Ömer TEKŞEN - Reyhan ÇİL

olarak da değerlendirilmiştir. Bölümler için standartta geçen ürün veya hizmet türü, üretim süreçlerinin niteliği, büyük müşteriler, ürün veya hizmetlerin dağıtımında kullanılan yöntemler ya da bankacılık, sigor-ta veya kamu hizmetleri gibi düzenleyici çevrenin niteliği yönünden herhangi bir birleştirme kriteri kullanılmamıştır. Faaliyet bölümlerinde %10 sayısal alt sınırını sağlayan bölümler faaliyetler itibariyle raporla-nabilir bölüm olarak sunulmuş, bu bölümlere ait finansal bilgiler ayrıca gösterilmiştir.

İşletmenin faaliyet bölümlerine ait olan varlıklar, genel yönetim gi-derleri ve borçlar işletmenin ana faaliyet karar mercii ile birlikte verilen karara göre bölümlerin işletme hasılatından aldığı pay dikkate alınarak dağıtılmış, işletmenin hasılatı ile faaliyetler itibariyle raporlanabilir bö-lümlerin hasılatı, işletmenin varlıkları ile faaliyetler itibariyle raporla-nabilir bölümlerin varlıkları, işletmenin kâr veya zarar tutarı ile faali-yetler itibariyle raporlanabilir bölümlerin kâr veya zarar tutarı arasında mutabakat sağlanmıştır. Toplam işletme tutarları ile faaliyetler itibariy-le raporlanabilir bölümlerin tutarları arasında eşitlik sağlanmıştır.

İşletmenin faaliyetler itibariyle raporlanabilir bölümlerinin belirlen-mesinde işletmenin vermiş olduğu hizmet türü ve coğrafi bölgeler esas alınmıştır. Bununla, bölümlerin hasılat tutarlarının her biri işletme dı-şından elde edilmiş, aynı işletmenin diğer faaliyet bölümleri ile işlem-lerinden herhangi bir hasılat elde edilmemiştir.

Faaliyetler itibariyle raporlanabilir bölümlere ilişkin açıklanması gereken hususlar içinde yer alan amortisman ve itfa payları dışında ka-lan önemli nakit dışı kalemler, özkaynak yöntemine göre muhasebeleş-tirilen iştiraklerdeki yatırım tutarı ve finansal araçlar, ertelenmiş vergi varlıkları ve işten ayrılma sonrasında çalışanlara sağlanan faydalara ilişkin varlıklar gibi kalemlerin uygulamasını yaptığımız işletmede kar-şılığı olmadığından açıklanmamıştır. Ayrıca hizmetlere ilişkin yapılan bölümlemede ürün veya hizmetin yapısı esas alınmıştır. Bunun yanı sıra yapılan uygulama ile ulaşılan sonuçlar aşağıdaki gibi özetlenebilir.

İşletmenin kârlılığı açısından; 2009 yılının 2010 yılına oranla daha başarılı olduğu görülmesine rağmen, faaliyet bölümleri standardını uy-gulayan işletmenin konut faaliyetinden zarar ettiği tespit edilmiştir. Ay-rıca konut hasılatının 2010 yılında daha fazla olmasına rağmen zararın yine aynı yılda daha fazla olduğu da tespit edilen unsurlar arasındadır. Bir bütün olarak işletme kârlı görülmüş ancak faaliyetler itibariyle bö-lümlerin raporlanması sonucu bu kârın taahhüt faaliyetine dayandığı, konut faaliyetinin zarar etmesinin var olan toplam kârı azalttığı belir-lenmiş ve faaliyet bölümleri işletmenin bütünü hakkında daha kesin

DA

V 20

13/1

151

TFRS 8 Faaliyet Bölümleri Standardı ve İnşaat Sektöründe Bir Uygulama

yargıda bulunulmasını sağlamıştır.

İşletmenin varlıkları açısından; toplam varlıklar 2009 yılına göre artış göstermiştir. Ancak faaliyet itibariyle bölümlerin varlıkları de-ğerlendirildiğinde, 2009 yılında daha az zarar eden konut faaliyetine 2010 yılında daha fazla varlık tahsis edilmiştir. Ayrıca, 2009 yılında daha fazla hasılat elde eden taahhüt faaliyetinin varlıklarının 2010 yılı-na göre 2009 yılında daha az olduğu tespit edilmiştir. Bölgeler bazında değerlendirildiğinde ana faaliyet karar mercii ile yapılan görüşmede Isparta’ya daha fazla varlık ayrıldığı tarafımıza bildirilmiş, yapmış ol-duğumuz uygulamada bu varlıkların 2009 yılında %25,71’inin 2010 yı-lında ise %30,62’sinin taahhüt faaliyetinden kaynaklandığı belirlenmiş-tir. Üstelik 2009 yılında daha fazla olan taahhüt faaliyeti Isparta Bölgesi için ayrılan varlık tutarı, 2010 yılına oranla daha az olmuştur. Bunun sebebinin ise kasadaki nakit ve ödenen vergilerden kaynaklandığı tespit edilmiştir.

Sonuçta işletmenin bütünüyle ilgili bu derece tahminlerde bulunma, işletmenin faaliyetlerini, bölümler itibariyle raporlamasından kaynak-lanmıştır. Ayrıca, faaliyet bölümleri standardı gereği geçmiş verilerin yeniden raporlanması, işletmenin son iki yılda faaliyetlerinde ne derece bir değişim olduğunu göstermektedir. Böylece işletmenin geçmiş per-formansı hakkında bilgi sahibi olunmaktadır.

5. KAYNAKÇA

Balakrıshnan, R., Harris, T. S. Ve Sen P. K. 1990. The Predictive Ability of Geographic Segment Disclosures, Journal of Accounting Research, Autumn.

Bdo International IFRS 8 Operating Segments, International Financial Reporting Bulletin, Issue 1, 2007, http://www.bdointernational.Com, Erişim Tarihi: 09.08.2011.

Çiftçioğlu, A. ve Poroy, N. 2010. Sosyal Sorumluluk Ve Bölümlere Göre Raporlama İlişkisini Anlamaya Yönelik Bir Araştırma, İşletme Ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi, Cilt; 1, Sayı:1.

Deloitte, IAS Plus IFRS 8 Operating Segments, December, 2006, http://www.iasplus.com/iasplus/0 612ifrs8.Pdf, Erişim Tarihi: Ağustos, 2011.

Güngörmüş, A. H. ve Uyar, A. 2009. İşletmelerde Bölümsel Raporlamanın “TFRS 8 Faaliyet Bölümleri” Standardı Çerçevesinde Uygulanması, Mali Çözüm Dergisi, Sayı: 94 (Temmuz – Ağustos).

IFRS 8 Operating Segments Implementation Guidance. 2009, Ernst & Young.

DA

V 20

13/1

152

Doç. Dr. İsmail BEKÇİ - Ömer TEKŞEN - Reyhan ÇİL

Ömürbek, V. ve Özdemir, O. 2009. Tfrs 8 Faaliyet Bölümleri Standardı Çerçevesinde Coğrafi Bölümlere Göre Finansal Raporlama: İmkb-100 Şirketlerinde Uygulanma Düzeyi, Muhasebe ve Finansman Dergisi, (Ekim) Sayı: 44.

Örten, R., Kaval, H. ve Karapınar, A. 2011. Türkiye Muhasebe – Finansal Raporlama Standartları, Gazi Kitabevi, Ankara, (Ekim).

Öztürk, C. 2008. “Faaliyet Bölümleri” Konulu Ufrs 8 Standardı: Eski Ums 14 “Bölümlere Göre Raporlama” Standardı İle Karşılaştırmalı Bir Çalışma, Muhasebe Bilim Dünyası Dergisi, Cilt:10, Sayı:1, (Mart).

TFRS 8, Faaliyet Bölümleri Standardı.

Uysal, Ö., Ö. 2006. “Uluslararası Muhasebe Standartlarının Oluşum Süreci: IASC ve Önde Gelen Ulusal ve Uluslar Arası Örgütler”, Muhasebe ve Denetime Bakış Dergisi, Yıl:5, Sayı:17, (Ocak).

(Footnotes)

1 Genel Yönetim Giderlerinden alınan pay işletme faaliyetlerinin toplam hasılat-tan aldıkları pay baz alınarak hesaplanmıştır. Genel Yönetim Giderleri Toplam tutarı: 615.894,94. [(Bölüm Hasılatı / Toplam Hasılat) / Genel Yönetim Giderleri]

2 Bölüm varlıkları (kasa, bankalar, ilk madde ve malzeme, verilen sipariş avans-ları, devreden kdv, indirilecek kdv, peşin ödenen vergi ve fonlar, binalar, tesis makine ve cihazlar, taşıtlar, demirbaşlar, birikmiş amortismanlar ve diğer maddi olmayan duran varlıklar) işletme faaliyetlerinin toplam hasılattan aldıkları pay baz alınarak hesaplan-mıştır. [(Bölüm Hasılatı × Toplam Hasılat) / İlgili Varlık] Bunun haricinde yer alan varlıklar işletmenin ana faaliyet karar merciinden verilen bilgilerle dağıtılmıştır.

3 Genel Yönetim Giderlerinden alınan pay işletme faaliyetlerinin toplam hasılat-tan aldıkları pay baz

alınarak hesaplanmıştır. Genel Yönetim Giderleri Toplam Tutarı: 345.497,85 [(Bö-lüm Hasılatı / Toplam Hasılat) × Genel Yönetim Giderleri]

4 Bölüm varlıkları (kasa, bankalar, ilk madde ve malzeme, verilen sipariş avans-ları, diğer KDV, peşin ödenen vergi ve fonlar, binalar, taşıtlar, demirbaşlar, birikmiş amortismanlar, diğer maddi olmayan duran varlıklar ve gelecek yıllara ait giderler) iş-letme faaliyetlerinin toplam hasılattan aldıkları pay baz alınarak hesaplanmıştır. [(Bö-lüm Hasılatı × Toplam Hasılat) / İlgili Varlık] Bunun haricindeki varlıklar işletmenin ana faaliyet karar merciinden alınan bilgilerle dağıtılmıştır.

5 Finansman Giderleri, vergi karşılığı bölümlerin toplam üretim maliyetinden al-dığı pay dikkate alınarak hesaplanmıştır. [(Bölüm Üretim Maliyeti / Toplam Üretim Maliyeti) x Finansman Giderleri]. Ayrıca faiz gelirleri bölümlerin hasılattan aldığı pay dikkate alınarak hesaplanmıştır. [(Bölüm Hasılatı/ Toplam Hasılat) × Faiz Gelirleri]

DA

V 20

13/1

153

VARLIK YÖNETİM ŞİRKETLERİNE SATILACAK

TAKİPTEKİ KREDİLER İÇİN DEĞERLEME: VARSAYIMSAL

BİR YAKLAŞIM

Dr. Şenol BABUŞCU*

Dr. Adalet HAZAR**

ÖZ

Ülkemizde Varlık Yönetim Şirketleri ilk olarak 2004 yılında takipteki kre-dilerin satın alınmasında rol oynamıştır. Daha sonrasında gerek Tasarruf Mev-duatı Sigorta Fonu gerekse çeşitli bankalar tarafından yapılan satışlarda alıcı olarak fonksiyonunu sürdürmüştür.

Bu çalışmada varlık yönetim şirketlerine yapılacak alacak satışlarında, ala-cak portföyünün net bugünkü değerlerinin hesaplanmasına ilişkin bir yöntem önerilmektedir. Bankaların organizasyonel yapıları, iş süreçleri ve finansal ya-pılarına bağlı olarak olası gelir ve gider kalemlerinde farklılıkların gündeme gelmesi söz konusu olabilecektir.

Bu çalışmada alacakların net bugünkü değerinin hesaplamasında bankalar tarafından dikkate alınması önerilen temel gelir ve kayıpların belirli bir sırala-ma ile ilişkilendirmesi yapılarak olası değer hesaplaması yer almaktadır.

Anahtar Kelimeler: Varlık Yönetim Şirketi, Alacak Satışı, Değerleme.

Jel Sınıflandırması: G11, G12, G19

VALUATION FOR SALE NON-PERFORMING LOANS ASSET MANAGEMENT COMPANIES: HYPOTHETICAL APPROACH

ABSTRACT

In our country,Asset Management Companies played a role inthe purchase of non-performing loans in 2004 firstly. Later, Asset Management Companies continued to function as a receiver sales made by various banks and Savings Deposit Insurance Fund.

* Başkent Üniversitesi Öğretim Görevlisi, [email protected] ** Bankacılık Uzmanı, [email protected]

DA

V 20

13/1

154

Doç. Dr. İsmail BEKÇİ - Ömer TEKŞEN - Reyhan ÇİL

In this study, a method is proposed for the calculation of the net present va-lue of the receivable portfolio sales of asset to Asset Management Companies.

Banks’ organizational structures, business processes, and possible diffe-rences in income and expense items depending on financial structures may be concerned.

In this study, the possible value calculationare described association with a certain sort of basic income and losses suggested to be taken into account by the banks calculations of the net present value of receivables.

Keywords: Asset Management Company, Asset Sale, Valuation.

Jel Classification: G11, G12, G19

1. GİRİŞ

Ülkemizde bankacılık sektörünün finansal kesimin önemli bölümü-nü oluşturması nedeniyle, fon transferindeki aracılık fonksiyonu daha da önem kazanmaktadır.

Bankaların faaliyetlerine ilişkin taşıdıkları çeşitli risklerin içinde kuşkusuz kredi riski en büyük ağırlığa sahiptir.

Kredilerin geri dönüşünde yaşanan sorunlar bankaların finansal bünyelerini çeşitli açılardan olumsuz etkilemektedir. Sorunlu kredilere ilişkin bankalar tarafından üretilen çözümlerden birisi de bu kredilerin belirli bir fiyat üzerinden bilanço dışına çıkarılması, yani başka bir fi-nansal kuruma satışı oluşturmaktadır.

Bu çalışmada ülkemizde bankaların kredi portföylerini belirli bir be-del ile satın alan Varlık Yönetim Şirketlerine yapılan bu satış işleminde satışa esas oluşturan özellikle takipteki kredilerin fiyatlamasına ilişkin bir yaklaşım sunulması amaçlanmıştır.

2. LİTERATÜR

Selimler (2006) tarafından yapılan çalışmada Türk Bankacılık Sek-töründe sorunlu kredilerin varlık yönetim şirketlerince tasfiyesi konusu incelenmiş, Varlık Yönetim Şirketlerinin seçilmiş ülkelerde ve Türki-ye’deki uygulaması değerlendirilmiştir. İncelenen ülkelerin, genel ola-rak VYS’leri ile amaçlarına ulaşmada başarılı oldukları, varlıkların tas-fiyesinde, sorunlu varlıkları bankalardan aldıkları bedeller ile sattıkları bedel arasında bir değer yarattıkları sonucuna ulaşılmıştır. Türkiye’deki varlık yönetim şirketlerinin yapılanma konusunda ise bazı öneriler ileri sürülmüştür.

DA

V 20

13/1

155

TFRS 8 Faaliyet Bölümleri Standardı ve İnşaat Sektöründe Bir Uygulama

Hagiwara ve Pasadilla (2004) tarafından yapılan çalışmada Asya ül-kelerindeki Varlık Yönetim Şirketlerinin performansları üzerinde çalı-şılmıştır. Çalışmada geri dönmeyen kredilerin varlık yönetim şirketleri-ne devredilmesinin bankaya maliyetinin düşüklüğüne bağlı olarak ban-kaların kredilendirmelerinde daha rahat hareket etmelerine yol açmakta olduğu öne sürülmektedir. Çalışmada bu duruma örnek olarak Tayland gösterilmekte, Tayland’daki kamu nitelikli varlık yönetim şirketlerinin böyle bir zaafiyet yarattığı anlatılmaktadır.

Fung, George, Hohl ve Ma (2004) tarafından yapılan çalışmada Asya’da devletin sahip olduğu varlık yönetim şirketlerinin ortak özel-likleri ve farklılıkları incelenmektedir. Bu çerçevede her bir ülkede varlık yönetim şirketlerinin kuruluşu, varlıkların bu şirketlere transfer edilmeleri, varlıklara ilişkin çözümler ve finansman konuları ele alın-maktadır. Çalışmada nihai sonuç olarak varlık yönetim şirketlerinin fi-nansal sistemin istikrarı ve bankacılık sektörünün sorunlarının çözümü açısından önemli olduğu vurgulanmaktadır.

Ingves, Seelig ve He (2004) tarafından yapılan çalışmada banka yeniden yapılandırmalarında varlık yönetim şirketlerinin rolü ve bazı uluslararası deneyimlerden söz edilmektedir. Çalışmanın sonunda ele alınan örnekler itibariyle uygulamada ülkelerde tek bir yöntemin bulun-madığı, ülkeden ülkeye değişen çalışmalar yürütüldüğü belirtilmekte-dir. Bununla birlikte bütün ülkelerde varlık yönetim şirketlerinin banka yeniden yapılandırmalarında önemli rol oynadığı konusuna vurgu ya-pılmaktadır.

Mu (2002) tarafından yapılan çalışmada Endonezya, Kore, Tayland, Çin ve Malezya ülkeleri ele alınarak, bu ülkelerdeki varlık yönetim şirketi politikaları, kredilerin satışları vb. konulardaki uygulamalar ele alınarak karşılaştırmalar yapılmıştır.

Berk (2001) tarafından yapılan çalışmada çeşitli ülke deneyimleri özetlenerek bu ülkelerde “varlık yönetimi ve tasfiyesi sistemleri” ku-rulurken ve işletilirken göz önünde tutulan amaç ve ilkeler ile uygula-nan yöntemlere dikkat çekilmekte, sistemlerin başarı şansını etkileyen faktörler ortaya konulmaktadır. Düşük kaliteli banka aktiflerinin devra-lınmasından, yönetiminden, elden çıkarılmasından sorumlu kuruluşlar üzerinde durulmakta ve 14 adet ülke örneği özetlenmektedir.

3. TÜRKİYE’DE VARLIK YÖNETİM ŞİRKETLERİNİN HUKUKİ YAPISI

Özellikle ekonomik kriz dönemlerinde tasfiye olacak alacak (TOA) statüsüne sahip bilanço kalemlerinin banka bilançolarında artması ile

DA

V 20

13/1

156

Doç. Dr. İsmail BEKÇİ - Ömer TEKŞEN - Reyhan ÇİL

beraber, bankalar çeşitli dönemlerde aşağıda belirtilen nedenlerden do-layı bu tür alacaklarını varlık yönetim şirketlerine satmaktadırlar.

• Özkaynak ve aktif verimliliğini artırmak, aktif kalitesini yükselt-mek,

• Karşılıkları gelir tablosuna aktarmak,

• Tahsilat giderlerinden tasarruf etmek, TOA yönetimine ayrılan zaman ve kaynağı yeni ve karlı işlerde kullanmak,

• Satış bedellerinden sağlanan nakit akışını gelir getirici aktiflere yatırmak,

• Avukatlık ücretleri, karşı taraf avukatlık ücretleri ve teminatların bakım, destek ve sigortası gibi yüksek maliyetli giderlerden kurtulmak,

• Yasal takip süreçlerinin ve sonuçlarının bankanın piyasa imajına getireceği olası aşınmalardan korunmak.

Varlık yönetim şirketleri; Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF), bankalar ve diğer mali kurumların alacakları ile diğer varlıklarının satın alınması, tahsili, yeniden yapılandırılması ve satılması amacına yönelik olarak faaliyet göstermek üzere izin alarak kurulan şirketlerdir. Varlık yönetim şirketleri bankaların (ya da fonların) tasfiye olacak alacaklarını gerçek değerinin altında satın almakta ve sonra bu alacaklara ilişkin tahsilatları yapmakta, bankalar ise kalitesiz aktiflerini nakde çevirmiş olmaktadırlar.

2000 Kasım 2001 Şubat krizlerinin ardında hem ekonomide hem de finansal sektöre yönelik gerçekleştirilen çok sayıda yapılanma faali-yetleri kapsamında 30 Ocak 2002 tarihli 4743 sayılı Malî Sektöre Olan Borçların Yeniden Yapılandırılması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Ya-pılması Hakkında Kanun’un 7. maddesinde yer verilen varlık yönetim şirketlerine ilişkin ilk düzenleme bu alanda faaliyette bulunmak isteye-cek şirketlerin yasal alt yapısını oluşturmuştur.

Nitekim sözkonusu Kanun’un aşağıda yer alan bölümünde konu ilk düzenlemesini bulmuştur:

“Bankalar, özel finans kurumları ve diğer malî kurumların alacak-ları ile diğer varlıklarının satın alınması ve yeniden yapılandırılarak satılması amacıyla, kuruluş ve faaliyet esasları Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu tarafından belirlenecek varlık yönetim şirketleri-nin. . . . . . . . “ şeklinde devam eden düzenlemeye bağlı olarak BDDK tarafından konuya ilişkin ayrıntılı düzenleme 01 Ekim 2002 tarihinde gerçekleştirilmiştir. BDDK tarafından yayımlanan toplam 17 maddeyi

DA

V 20

13/1

157

TFRS 8 Faaliyet Bölümleri Standardı ve İnşaat Sektöründe Bir Uygulama

kapsayan “Varlık Yönetim Şirketlerinin Kuruluş ve Faaliyet Esasları Hakkında Yönetmelik” ihtiyaç duyulan detaylara bünyesinde yer ver-miştir.

Bankacılık sektörüne ilişkin sürdürülen temel yasal düzenleme ça-lışmalarının tamamlanmasını takiben 19 Ekim 2005 tarihinde 5411 sa-yılı Bankacılık Kanunu yürürlüğe girmiştir. Bankacılık sektörüne iliş-kin önemli değişikliklerin hayata geçirilmesine olanak sağlayan yeni Bankacılık Kanunu’nun 143. maddesi varlık yönetim şirketlerine iliş-kin düzenlemeleri kapsamaktadır. Yeni çıkan yasada yer alan maddeye açıklık getirilmesi amacıyla BDDK tarafından 04 Kasım 2006 tarihin-de Varlık Yönetim Şirketlerinin Kuruluş ve Faaliyet Esasları Hakkında Yönetmelik hazırlanmış ve yürürlüğe konulmuştur.

4. TÜRKİYE’DE VARLIK YÖNETİM ŞİRKETLERİNİN GELİŞİMİ

Bu alanda ilk kurulan şirket Deutsche Bank tarafından 2004’te ku-rulan Bebek Varlık Yönetim Şirketi’dir. sonrasında çeşitli tarihlerde ku-rulan şirketler faaliyete geçmiştir.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu listesinde yer alan ülkemizdeki varlık yönetim şirketlerinin isimleri aşağıda yer almakta olup, Kasım 2012 tarihi itibariyle 8 adettir.

• Anadolu Varlık Yönetim A.Ş.

• Bebek Varlık Yönetim A.Ş.

• Efes Varlık Yönetim A.Ş.

• Final Varlık Yönetim A.Ş.

• Girişim Varlık Yönetimi A.Ş.

• LBT Varlık Yönetim A.Ş.

• RCT Varlık Yönetim A.Ş.

• Standard Varlık Yönetim A.Ş.

Varlık yönetim şirketlerinin aktif toplamı 2007 yılında 200 milyon TL, 2008 yılında 400 milyon TL, 2009 yılında 400 milyon TL, 2010 yılında 700 milyon TL, 2011 yılında 900 milyon TL ve Haziran 2012 tarihinde de bu rakam 900 milyon TL olarak gerçekleşmiştir.

Finansal kurumların özkaynak ve aktif karlılıkları toplu olarak yıllar itibariyle aşağıdaki 2 tabloda yer almaktadır:

DA

V 20

13/1

158

Doç. Dr. İsmail BEKÇİ - Ömer TEKŞEN - Reyhan ÇİL

Tablo 1. Finansal Kurumların Özkaynak Karlılığı %

2008 2009 2010 2011 06.2012

Bankalar 16,8 20,2 18,1 14,3 14,3

Finansal Kiralama Şirketleri 19,8 16,5 12 12,4 5,3

Faktoring Şirketleri 18,5 13,1 13,1 14,9 9,2

Tüketici Finansman Şirketleri 2,5 3,2 9,1 17,6 11,4

Varlık Yönetim Şirketleri -73,1 19,1 30,3 26,5 17,0

Kaynak: BDDK Finansal Piyasalar Raporu, Haziran 2012

Tablo 2. Finansal Kurumların Aktif Karlılığı %

2008 2009 2010 2011 06.2012

Bankalar 2,0 2,6 2,5 2 1,7

Finansal Kiralama Şirketleri 3,4 3,9 2,9 2,8 1,2

Faktoring Şirketleri 5,6 3,1 2,7 3,2 1,9

Tüketici Finansman Şirketleri 0,2 0,3 0,7 1,2 0,8

Varlık Yönetim Şirketleri -14,8 6,8 8,2 8,5 5,5

Kaynak: BDDK Finansal Piyasalar Raporu, Haziran 2012

Varlık yönetim şirketlerinin toplulaştırılmış finansal tablolarına iliş-kin 2008 sonrasına ilişkin bilgiler aşağıdaki tabloda yer almaktadır.

Tablo 3. Varlık Yönetim Şirketleri Temel Bilanço Büyüklükleri

Milyon TL 2008 2009 2010 2011 06.2012

Bankalar ve Diğer Mali Krl. 40,9 39,6 103,5 166,9 170

Devralınan Krediler 17,9 190 344,3 0,0 0,0

Devralınan Takipteki Krediler 311 199 277,9 774,9 1063

Karşılıklar -7,8 -96,2 -108,9 -130,2 -336,3

Diğer Aktifler 7,8 23,6 40,9 57,4 82,9

Toplam Aktifler 369,8 356 657,7 869 979,6

Alınan Krediler 287,1 218 466,7 569,5 623,3

Özkaynaklar 74,8 126,7 178,6 280,2 315,2

Diğer Pasifler 7,9 11,3 12,4 19,3 41,1

Nazım Hesaplar 188,5 119 214 97,6 155,3

Kaynak: BDDK Finansal Piyasalar Raporu, Haziran 2012

DA

V 20

13/1

159

TFRS 8 Faaliyet Bölümleri Standardı ve İnşaat Sektöründe Bir Uygulama

Tablo 4. Varlık Yönetim Şirketleri Seçilmiş Gelir Tablosu Ka-lemleri

Milyon TL 2008 2009 2010 2011 06.2012

Faiz Geliri 2,4 130 179,4 275,8 167,6

Faiz Gideri -15,5 -27,3 -35,8 -52,8 -28

Diğer Faal. Geliri 24,2 61,4 79,4 107,8 76,8

Diğer Faal. Gideri -36,5 -38 -139,3 -170,6 -112,9

Net K/Z -54,7 24,1 54,2 74,3 53,5

Kaynak: BDDK Finansal Piyasalar Raporu, Haziran 2012

5. VARLIK YÖNETİM ŞİRKETLERİNE BANKALAR TA-RAFINDAN YAPILAN ÇEŞİTLİ SATIŞLAR

Varlık yönetim şirketlerinin bankalarla yapmış oldukları işlemler ve işlemlere ilişkin detaylar, eğer işlemin tarafları arasında yapılan sözleş-mede bir gizlilik maddesi bulunmuyorsa kamuya açıklanmaktadır. Bazı işlemlere ilişkin sözleşmelerde bu tür gizlilik maddelerinin bulunması nedeniyle bankaların varlık yönetim şirketleri ile yaptıkları tüm işlem-ler kamuoyu ile paylaşılmamaktadır. Türk Finans Sisteminde faaliyet gösteren bankaların ve TMSF’nin yaptığı TOA satış işlemleri aşağıda belirtilmiştir. Bilgiler, basına yansıyan bilgilerden ve Türkiye Bankalar Birliği’nin sitesinde yer alan bankaların kamuya duyurmak zorunda ol-dukları mali tablolarına ilişkin açıklamalardan derlenmiştir.

Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF), hisselerini ve / veya yö-netimlerini ve denetimlerini bünyesinde bulundurduğu bankalardan in-tikal eden kurumsal kredi alacakları (hakim ortaklar dışındaki borçlu firma ve gruplardan olan alacakları) en kısa sürede ve en yüksek net bugünkü değerle tahsil etme politikasının bir parçası olarak uygulama-ya karar verdiği alacak satış projesinin en önemli adımlarından biri olan ilk “Alacak Satışı İhalesi”ni 31 Ağustos 2004 tarihinde sonuçlandırmış-tır. TMSF 222.8 milyon dolarlık (38 adet borçlu firmaya ait) tahsili ge-cikmiş alacağını Bebek Varlık Yönetimi Şirketi’ne 22.5 milyon dolara satmıştır1

Aşağıdaki tabloda çeşitli tarihlerde TMSF ve bankalar tarafından varlık yönetim şirketlerine yapılan satışlara ilişkin bilgiler yer almak-tadır.

1 Basın Açıklamaları 2004, www.tmsf.org.tr, 2012.

DA

V 20

13/1

160

Doç. Dr. İsmail BEKÇİ - Ömer TEKŞEN - Reyhan ÇİL

Tablo 6. Varlık Yönetim Şirketlerine Bankalar Tarafından Yapı-lan Çeşitli Satışlar*

Banka Yıl Alacak Portföyü Satış Tutarı

TMSF 2004 222,8 milyon $ 22,5 milyon $

TMSF 2004 934 milyon $ 161 milyon $ + %43 tahsilat paylaşımı

Akbank 2008 94 milyon TL

Akbank 2008 337,4 milyon TL 86,5 milyon TL

Akbank 2008 248 milyon TL 42 milyon TL

TEB 2008 75,6 milyon TL 10,8 milyon TL

Şekerbank 2008 243,7 milyon TL 61 milyon TL

YKB 2008 532 milyon TL 60,5 milyon TL

YKB 2008 77,4 milyon TL 26,5 milyon TL

Garanti 2008 98.221 28.898

TEB 2009 29,5 milyon TL 1,9 milyon TL

İş Bankası 2009 186,1 milyon TL 8,5 milyon TL

Akbank 2010 326 milyon TL

Denizbank 2010 50,2 milyon TL 4,9 milyon TL

YKB 2010 381,9 milyon TL

YKB 2010 74,6 milyon TL 6,5 milyon TL

YKB 2010 224,4 milyon TL 31,2 milyon TL

Fortis 2010 54,5 milyon TL 2,1 milyon TL

YKB 2010 298,7 milyon TL 7,5 milyon TL

Eurotekfenbank 2010 46 milyon TL

Denizbank 2010 81,6 milyon TL 7,4 milyon TL

Citibank 2010 89,2 milyon TL

Turkland 2010 17,8 milyon TL

YKB 427,8 milyon TL 56,1 milyon TL

* Bilgiler Kamuyu Aydınlatma Platformuna ilgili bankaların gönderdiği açıklamalardan, ilgili bankaların Bağımsız Denetim Raporunda yer alan verilerden tarafımızca derlenmiştir.

Tabloda yer alan alacak portföyü büyüklüğü ile satış tutarları kar-şılaştırıldığında iskonto oranlarında çok ciddi farklılıklar olduğu göze çarpmaktadır.

6. TAKİPTEKİ KREDİ PORTFÖYÜNÜN SATIŞ DEĞERİ-NİN BELİRLENMESİNE İLİŞKİN YAKLAŞIM

Bankaların takibe düşen kredilerini kendi bünyelerinde tahsil etme süreci içinde karşılaştıkları çeşitli maliyetler bulunmaktadır. Bu mali-yetlerin büyüklükleri ve bankaların performansları bankadan bankaya

DA

V 20

13/1

161

TFRS 8 Faaliyet Bölümleri Standardı ve İnşaat Sektöründe Bir Uygulama

değişmektedir. Ancak, maliyete ilişkin her bankanın ana bileşenleri he-men hemen tüm bankalarda aynıdır. Bu çerçevede bankaların takipteki kredilerini kendi bünyelerinde tahsil etme çalışmalarını sürdürdüğü dö-nemde aynı zamanda bu kredilere ilişkin katlanılan maliyetlerin bugün-kü değerleri hesaplandığında, Varlık Yönetim Şirketi’ne satılabilecek takipteki kredinin yaklaşık başabaş noktasına ulaşmak mümkün olabi-lecektir.

Bu çalışmada temel amaç bir bankanın verilerini esas alarak varlık yönetim şirketlerine yapılacak alacak satışının değerini hesaplamaktan çok, hesaplamaya ilişkin yöntem ileri sürmektir. Çünkü yapılan litera-tür araştırmasında bu konuda yapılmış detaylı bir çalışmaya rastlanıl-mamıştır. Dolayısı ile çalışmanın amacı bu konuya ilişkin yöntem ileri sürmek ve bunu tartışmaya açmaktır.

İlk aşamada değer hesaplamasında gerekli olan getiri ve maliyet kalemlerine gerekçeleri ile yer verilmektedir. Devamında her getiri ve maliyet kalemi çeşitli varsayımlarla rakamsallaştırılarak, takipteki kre-dinin net bugünkü değer rakamına ulaşılmaktadır

- Takipteki Kredi Tutarı

Bankanın takipteki kredi rakamı finansal verilerinden doğrudan elde edilebilmektedir. Bu çalışma için ise aktif toplamı başlangıç olarak var-sayılmakta, sonrasında bankacılık sektörünün en büyük 5 bankasının kredi toplamı / aktif toplamı oranlarının ortalaması dikkate alınarak toplam kredi rakamı elde edilmektedir. 5 büyük bankanın 2008-2011 dönemine ilişkin kredi /aktif toplamı verileri aşağıdaki tabloda yer al-maktadır:

Tablo 7. En Büyük 5 Bankanın Kredilerinin Aktif Payı % (2008-2011)

2008 2009 2010 2011 Ortalama

Ziraat Bankası 0,295 0,295 0,567 0,445 0,400

Akbank 0,518 0,417 0,567 0,526 0,507

Garanti 0,561 0,472 0,567 0,572 0,543

İş Bankası 0,488 0,427 0,567 0,567 0,512

YKB 0,607 0,586 0,567 0,627 0,597

5 Banka Ortalaması 0,512

Kaynak: TBB İstatistiki Veriler, www.tbb.org.tr (Sayfada yer alan verilerden tara-

fımızca derlenmiştir.)

DA

V 20

13/1

162

Doç. Dr. İsmail BEKÇİ - Ömer TEKŞEN - Reyhan ÇİL

Kredi Tutarı = Aktif Toplamı x (Kredi Toplamı/Aktif Oranı)

= 785.500 x 0,512 = 402.176 TL

Takipteki kredi rakamını elde edebilmek için ise,

Takipteki Kredi Tutarı = Toplam Kredi x (Takipteki Kredi / Toplam Kredi)

ilişkilendirmesi yapılmaktadır. Bankacılık sektörünün en büyük 5 bankasının 2008-2011 yıllarına ait takipteki kredi / toplam kredi verileri aşağıdaki tabloda yer almaktadır:

Tablo 8. En Büyük 5 Bankanın Takipteki Kredi / Toplam Kredi Oranı % (2008-2011)

2008 2009 2010 2011 Ortalama

Ziraat Bankası 0,020 0,023 0,015 0,012 0,018

Akbank 0,026 0,045 0,024 0,018 0,028

Garanti 0,025 0,045 0,030 0,018 0,030

İş Bankası 0,046 0,057 0,037 0,022 0,041

Yapı ve Kredi 0,044 0,068 0,035 0,031 0,045

5 Banka Genel Ortalama 0,032

Kaynak: TBB İstatistiki Veriler, www.tbb.org.tr (Sayfada yer alan verilerden tara-

fımızca derlenmiştir.)

Takipteki Kredi Tutarı = Toplam Kredi x (Takipteki Kredi / Toplam Kredi)

= 402.176 TL x 0,032 = 12.870 TL

- Ortalama Tahsilat Oranı

Takibe düşen kredilerin bankalar tarafından tahsil edilme süreci içinde her zaman alacakların tamamını tahsil etme olanağı bulunma-maktadır. Bankalar genellikle takibe düşen alacaklarının belirli bir kıs-mını tahsil etmekte, kalan tutarı zarar olarak yazmaktadır.

Bu konuda her bankanın işleyiş sistemi ile ilgili olarak farklı oran-larda tahsilat gerçekleşmektedir. Bununla birlikte bankaların tahsilat oranlarının %50 civarında olduğu tahmin edilmektedir. Nitekim aktif büyüklüğü açısından bankacılık sektörünün en büyük 5 bankasının ba-ğımsız denetim raporlarının dipnotlarından alınan veriler çerçevesinde son 4 yılda zarar niteliğindeki kredi grubunda yer alan kredileri ile yıl içi yapılan tahsilat rakamları ilişkilendirilerek yapılan hesaplamada bu oranın % 64 olduğu görülmektedir (Ek:1).

DA

V 20

13/1

163

TFRS 8 Faaliyet Bölümleri Standardı ve İnşaat Sektöründe Bir Uygulama

Bu konudaki varsayım oranı hesaplamada % 64 olarak dikkate alın-maktadır.

Takipteki Krediden Yapılan Tahsilat Tutarı = Takipteki Kredi x Or-talama Tahsilat Oranı

= 12.870 TL x 0,64

Takipteki Krediden Yapılan Tahsilat Tutarı = 8.237 TL

- Ortalama Tahsilat Süresi

Sorunlu varlıkların elden çıkarılma hızı belirlenirken varlıkların tü-rüne, nitelik ve niceliğine, bu varlıklar için bir piyasa talebinin olup olmadığına, varlıkların ait olduğu bankanın faaliyetlerine devam edip etmediğine bakılması gerekmektedir. Aynı zamanda, varlıkların uzun yıllar tutulması da maliyetleri artırıcı unsur olmaktadır. Bu zaman için-de varlıkların iyi yönetilememesinin sonucu olarak değer kayıpları gün-deme geldiğinden maliyetleri artabilmektedir (Berk, 2001:5).

Bankaların takipteki kredilerini tahsil çalışmaları belirli bir süre al-makta olup, bu sürenin sonunda ya tamamen tahsilat, ya kısmi tahsilat gerçekleşmekte ya da hiç tahsilat yapılamayacağı görüldüğünde zarar yazılmaktadır. Bu süreç her bankada farklı zaman almakla birlikte ya-pılan araştırmalarda özel sermayeli bankalarda 2 yılın altında olduğu, kamu sermayeli bankalarda ise bu sürenin 2 -3 yıl arasında değiştiği bilgisi konunun uzmanlarından edinilmiştir.

Bu konudaki varsayım oranı hesaplamada ortalama 2 yıl olarak alın-maktadır.

- Ortalama Tahsilat Takip Süreci Giderleri

Bankaların takipteki kredilerini tahsil etme süreci içinde katlandık-ları çeşitli giderler bulunmaktadır. Bu giderler arasında: bu konuda ça-lışan personel giderleri, avukatlık giderleri, mahkeme vb. hukuki takip sürecine ilişkin giderler, alınan teminat varsa bu teminatın sigorta gi-derleri, alınan teminat varsa teminatın nakde dönüştürme süreci içinde katlanılan masraflar vb. giderler yer almaktadır. Yapılacak hesaplamada bu giderlerin dikkate alınması gerekmektedir.

Katlanılan bu tür giderlerin ortalama tahsilat ile ilişkilendirilmesi durumunda bir oran elde edilmektedir.

Bu konudaki varsayım oranı hesaplamada takipteki kredilerden tah-sil edilen tutarın %1’i olarak varsayılmaktadır.

DA

V 20

13/1

164

Doç. Dr. İsmail BEKÇİ - Ömer TEKŞEN - Reyhan ÇİL

- Fonlama Maliyeti

Fonlama maliyeti bankadan bankaya değişmekte olup, bankaların piyasa payı, organizasyon büyüklüğüne göre sahip olduğu müşteri port-föyü, bankaların kaynak yapısındaki dağılım vb. konular bu konuda az da olsa bankalar arasında bir farklılaşmaya yol açmaktadır.

Bankacılık sektörünün en büyük 5 bankasının 2008-2011 yılları ara-sındaki fonlama maliyeti aşağıdaki tabloda yer almaktadır:

Tablo 9. En Büyük 5 Bankanın Ortalama Yıllık Mevduat Faizi (2008-2011)

2008 2009 2010 2011 Ortalama

Ziraat Bankası 18,14 8,74 6,95 6,87 10,18

Akbank 17,15 8,18 7,14 8,84 10,33

Garanti Bankası 17,55 7,78 7,28 8,41 10,26

İş Bankası 16,83 7,67 7,13 8,45 10,02

Yapı ve Kredi Bankası 20,30 7,83 8,71 10,91 11,94

5 Banka Genel Ortalama 10,55

Kaynak: TBB İstatistiki Veriler, www.tbb.org.tr (Sayfada yer alan verilerden tara-fımızca derlenmiştir.)

Bu kapsamda mevcut piyasa koşulları ve faiz oranlarının trendi de dikkate alınarak fonlama maliyeti %10 olarak varsayılmaktadır.

- Takipteki Kredilerden Yapılan Tahsilatın Bugünkü Değeri

Takipteki kredilerden yapılan tahsilatı tutarı zamana yaygın olarak 8.237 TL’dir. Bu tahsilatın bugünkü değerinin hesaplanması gerekmek-tedir.

İskonto faktörü olarak, ortalama mevduat faizi ile tahsilat takip süre-si giderleri / takipteki kredi oranı olarak varsayılan oranın toplamı (0,10 + 0,01=0,11) ortalama tahsilat süresi olarak varsayılan 2 yıl üzerinden dikkate alınmaktadır.

Tahsilatın Bugünkü Değeri = Yıllara Yaygın Tahsilat Tutarı / (1+r)n

Tahsilatın Bugünkü Değeri = 8.237 TL / (1+ 0,11)2

Tahsilatın Bugünkü Değeri = 6.685 TL

- Mahrum Kalınan Gelir

Bankanın takipteki alacak tutarı nedeniyle mahrum kaldığı bir gelir seviyesi bulunmaktadır. Çünkü banka takipteki kredi nedeniyle Ban-kacılık Kanunu’ndaki genel düzenleme ve buna bağlı olarak Bankacı-

DA

V 20

13/1

165

TFRS 8 Faaliyet Bölümleri Standardı ve İnşaat Sektöründe Bir Uygulama

lık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun konuya ilişkin düzenlemesi kapsamında karşılık ayırmaktadır. Ayırmış olduğu karşılık nedeniyle yazılan gider rakamı bankanın dönem karını azaltmakta, dolayısı ile özkaynak toplamı azalmaktadır. Bankaların sermaye düzeylerine iliş-kin olarak tutturmak zorunda oldukları minimum bir sermaye yeterliliği seviyesi bulunmaktadır. Bu seviye düzeyi Sermaye Yeterliliği Rasyosu olarak adlandırılmaktadır.

Sermaye Yeterliliği Rasyosu: Özkaynaklar / Risk Ağırlıklı Varlıklar

olarak belirlenmiştir. Bu çerçevede banka azalan bu özkaynak tuta-rı nedeniyle daha az risk üstlenebilmekte, üstlenemediği risk tutarına karşılık gelen seviye ile Net Faiz Marjının ilişkilendirilmesi ile elde edilecek tutar kadar net gelirden mahrum kalmaktadır.

Bu konulardaki varsayımların elde edilmesi amacıyla bankacılık sektörünün en büyük 5 bankasının 2008-2011 dönemine ilişkin verile-rinin ortalaması dikkate alınmıştır

Bankacılık sektöründe en büyük 5 bankanın 2008-2011 döneminde takipteki kredilerine ayırdıkları karşılık oranları aşağıdaki tabloda yer almaktadır.

Tablo 10. En Büyük 5 Bankanın Takipteki Kredilerine Ayırdık-ları Karşılık Oranı % (2008-2011)

2008 2009 2010 2011 Ortalama

Ziraat 81,1 79,9 67,0 70,3 74,6

Akbank 100,0 100,0 100,0 92,6 98,2

Garanti 63,7 81,0 81,9 81,7 77,1

İş 100,0 100,0 100,0 100,0 100,0

YKB 62,4 84,4 77,1 64,7 72,2

5 Banka Ortalaması 84,4

Kaynak: TBB İstatistiki Veriler, www.tbb.org.tr (Sayfada yer alan verilerden tara-fımızca derlenmiştir.)

Takipteki kredilerin %84,4’üne karşılık ayrıldığı varsayımı hesapla-mada dikkate alınmıştır.

Bankacılık sektöründe en büyük 5 bankanın 2008-2011 döneminde-ki sermaye yeterliliği rasyoları aşağıda tabloda yer almaktadır:

DA

V 20

13/1

166

Doç. Dr. İsmail BEKÇİ - Ömer TEKŞEN - Reyhan ÇİL

Tablo 11. En Büyük 5 Bankanın Sermaye Yeterlilik Rasyosu % (2008-2011)

2008 2009 2010 2011 Ortalama

Ziraat Bankası 20,1 23,2 19,2 15,6 19,53

Akbank 18,2 22,5 20,6 17,0 19,58

Garanti Bankası 16,1 21,2 19,6 16,9 18,45

İş Bankası 15,2 18,3 17,5 14,1 16,28

Yapı ve Kredi Bankası 15,7 17,8 16,1 14,7 16,08

5 Banka Ortalaması 17,98

Kaynak: TBB İstatistiki Veriler, www.tbb.org.tr (Sayfada yer alan verilerden tara-fımızca derlenmiştir.)

Sermaye yeterliliği rasyosu hesaplamada %17,98 olarak varsayıl-maktadır.

Sermaye Yeterliliği Rasyosu: Özkaynaklar / Risk Ağırlıklı Varlıklar

Sermaye yeterliliği rasyosu hesaplamasında kullanılan risk ağırlıklı varlıklar içinde kredi riski tutarının payı bankacılık sektörünün en bü-yük 5 bankasının 2008-2011 dönemi verileri kullanılarak elde edilmiş olup, ortalama oran %84,4’tür (Ek:2).

Bu eşitlikten hareket edildiğinde takipteki kredilere karşılık ayrıl-ması nedeni ile üstlenemeyen risk katsayısı aşağıdaki şekilde hesapla-nabilmektedir:

Üstlenemeyen risk katsayısı= (Kredi Riskinin Risk Ağırlıklı Aktifler içindeki Payı x Takipteki Kredilere Ayrılan Karşılık Oranı) / SYR

Üstlenemeyen risk katsayısı= (0,844 x 0,844) /0,1798 = 3,96

Takipteki krediler büyüklüğü dikkate alındığında TL olarak üstlene-meyen risk büyüklüğü = 3,96 x 12.870 TL = 50.965 TL

Bankacılık sektörünün en büyük 5 bankasının 4 yıllık faiz marjı ve ortalamaları aşağıdaki tabloda yer almaktadır.

Tablo 12. En Büyük 5 Bankanın Ortalama Faiz Marjı (2008-2011)

2008 Ziraat Akbank Garanti İş YKB

Kredi 22,87 21,76 24,53 23,40 24,22

Mevduat 18,14 17,15 17,55 16,83 20,30

Faiz Marjı 4,73 4,61 6,98 6,57 3,92

DA

V 20

13/1

167

TFRS 8 Faaliyet Bölümleri Standardı ve İnşaat Sektöründe Bir Uygulama

2009 Ziraat Akbank Garanti İş YKB

Kredi 16,45 14,62 18,37 16,45 17,90

Mevduat 8,74 8,18 7,78 7,67 7,83

Faiz Marjı 7,71 6,44 10,59 8,78 10,07

2010 Ziraat Akbank Garanti İş YKB

Kredi 14,90 11,85 14,94 12,95 12,87

Mevduat 6,95 7,14 7,28 7,13 8,71

Faiz Marjı 7,95 4,71 7,66 5,82 4,16

2011 Ziraat Akbank Garanti İş YKB

Kredi 17,04 13,04 15,47 13,97 13,74

Mevduat 6,87 8,84 8,41 8,45 10,91

Faiz Marjı 10,17 4,20 7,06 5,52 2,84

Yıllık Ortalama 7,64 4,99 8,07 6,67 5,25

5 Banka Genel Ortalama 6,52

Kaynak: TBB İstatistiki Veriler, www.tbb.org.tr (Sayfada yer alan verilerden tara-fımızca derlenmiştir.)

Bu konudaki varsayım oranı hesaplamada % 6,52 olarak varsayıl-maktadır.

Bankanın üstlenemediği 71.538 TL’den uğradığı net gelir kaybı= Üstlenemediği risk tutarı x Net Faiz Marjı

50.965 TL x 0,0652 = 3.323 TL

Kredi portföyünün risk kategorisinin %100 olduğu varsayılmıştır.

- Aktif Kalitesine Yansıyan Risk Primi Etkisi

Bankanın yabancı kaynak temini aşamasında önemli konulardan bi-risi aktif kalitesidir. Aktif kalitesine ilişkin değerlendirmeler arasında Takipteki Krediler (Brüt) / Toplam Krediler rasyosu ilk sıralarda gel-mektedir. Bankanın takipteki kredi rakamının büyük olması bankanın risk seviyesine ilişkin algıyı artırmakta, bu da yabancı kaynak temini aşamasında faiz maliyeti olarak kaynak fiyatlamasına yansımaktadır. Dolayısı ile banka portföyünde bulunan ve bilançoda yer alan takipteki krediler nedeniyle bankanın kaynak maliyetinde bir artış gündeme gel-mesi söz konusu olmaktadır.

Bu konudaki varsayım oranı 0,0005 olarak varsayılmıştır.

- Bankanın Kaynak Yapısının Dağılımı

Bankanın kaynak yapısını iki ana grup olarak; faiz maliyetli ve faiz

DA

V 20

13/1

168

Doç. Dr. İsmail BEKÇİ - Ömer TEKŞEN - Reyhan ÇİL

maliyetsiz kaynaklar şeklinde ayırmak mümkündür. Kaynağın kullanıl-ması karşılığında, ödünç alınan tarafa yapılan bir ödeme olması duru-munda faiz maliyeti bulunmakta, herhangi bir faiz ödemesinin yapılma-ması durumunda ise faiz maliyetsiz kaynak olarak adlandırılmaktadır. Bankacılık sektörünün en büyük 5 bankasının 2008-2011 dönemine ilişkin faiz maliyetli kaynaklarının pasif içindeki payı aşağıdaki tablo-da yer almaktadır.

Tablo 13. En Büyük 5 Bankanın Faiz Maliyetli Kaynakların Oranı % (2008-2011)

2008 2009 2010 2011 Ortalama

TC Ziraat Bankası A.Ş. 86,5 87,3 86,6 86,8 86,8

Akbank T.A.Ş. 83,6 81,2 80,6 83 82,1

Türkiye Garanti Bankası A.Ş. 84,4 82,7 82,4 81,8 82,8

Türkiye İş Bankası A.Ş. 83,6 82,1 82,1 80,8 82,2

YKB 79,2 76,4 78,0 79,3 78,2

5 Banka Ortalaması 82,4

Kaynak: TBB İstatistiki Veriler, www.tbb.org.tr (Sayfada yer alan verilerden tara-fımızca derlenmiştir.)

Bankanın finansal yapısı açısından pasiflerin %82,4’ünün faiz mali-yetli olduğu varsayılmıştır. Bu durumda takipteki kredilerin risk primi olarak yansıması sonucunda artan kaynak maliyeti tutarı =

(Toplam Pasifler x Faiz Maliyetli Pasiflerin Oranı) x Risk Primi

(785.500 x 0,824) x 0,0005 = 324 TL

- Takipteki Kredi Portföyü Değer Hesaplamasında Örnek Uygu-lama Sonuçlarının Toplulaştırılması

Bankanın takipteki kredilerden elde ettiği nakit akışları = 8.237 TL

Bankanın takipteki kredilerden elde ettiği nakit akışlarının bugünkü değeri 6.685 TL

Takipteki Kredilere Karşılık Ayrılması Nedeni İle Üstlenemeyen Risk ve Kaybedilen Gelir = 3.323TL

Aktif Kalitesinin Düşmesi Sonucu Kaynak Maliyetindeki Artış Tu-tarı = 324 TL

Takipteki kredilerden elde edilen nakit akışlarının Net Bugünkü De-ğeri = 6.685 TL – 3.323 TL – 324TL

Net Kazanç = 3.038 TL

Satış İçin Başabaş Noktası = 3.038 TL / 12.870 TL = % 23,6

DA

V 20

13/1

169

TFRS 8 Faaliyet Bölümleri Standardı ve İnşaat Sektöründe Bir Uygulama

7. SONUÇ VE TARTIŞMA

Bankaların takipteki kredilerinin tasfiye edilmesinde Varlık Yöne-tim Şirketleri farklı bir seçenek sunmaktadır. Dünyada çeşitli ülkelerde farklı şekillerde uygulaması bulunan varlık yönetim şirketleri ülke-mizde de 2001 krizinden sonra hem TMSF bünyesindeki alacakların tasfiyesinde, hem de bankaların takipteki kredilerinin devralınmasında önemli rol üstlenmeye başlamıştır.

Bankaların kredilerinin takibe düşmemesi şeklinde bir seçenek dü-şünülememektedir. Çünkü bankacılık faaliyetleri bünyesinde risk taşı-maktadır. Risksiz bir bankacılık işleminin varlığından söz etmek pek mümkün değildir. Önemli olan yönetilebilecek kadar bir riski almak ve gerçekleşmesi durumunda da en etkin şekilde bu riski tasfiye etmeye çalışmaktır. Bu tasfiye sürecinde varlık yönetim şirketleri de bankalar açısından ilave seçenek olmaktadır.

Takipteki kredilerin Varlık Yönetim Şirketlerinde satış sürecinde de-ğerinin gerçekçi hesaplanması ve satışının gerçekleştirilmesi, bankala-rın finansal yapıları açısından büyük önem taşımaktadır.

Banka varlıklarının gerçekçi olarak değerlendirmesinin zorluğu ifade edilmekle birlikte, sorunlu kredileri değerlemede kusursuz-tam bir metod olmadığı kabul edilmektedir. Bazı ülkelerde defter değerinin %100’ü üzerinden, bazı ülkelerde %33-46 arası bir değer üzerinden, bazı ülkelerde ise kazanç veya zarar paylaşımı metodlarının uygulan-dığı ifade edilmektedir. Firmanın faaliyette olup olmadığı, borçluların durumu, teminatların niteliği, firmanın öncelikli borçları gibi unsurlar firmadan olan alacağın tahsil edilebilme kabiliyetini etkilediği, tahsil edilebilme kabiliyetinin yüksek olmasının ise, sorunlu kredilerin ban-kalardan devir alınması fiyatını olumlu etkilediği yönündeki görüşler ön plana çıkmaktadır (Selimler 2006, 306).

Bu çerçevede, takipteki kredilerin değerleme çalışmalarında banka-nın fiili verileri ve uygulamaları dikkate alınarak:

- Ortalama Tahsilat Oranı

- Ortalama Tahsilat Süresi

- Ortalama Tahsilat Takip Süreci Giderleri

- Fonlama Maliyeti

- Takipteki Kredilere Ayrılan Karşılık Oranları

- Mahrum Kalınan Gelir

DA

V 20

13/1

170

Doç. Dr. İsmail BEKÇİ - Ömer TEKŞEN - Reyhan ÇİL

- Aktif Kalitesine Yansıyan Risk Primi Etkisi

- Bankanın Kaynak Yapısının Dağılımı

konularındaki verilerin belirli bir sıralama ve ilişkilendirme ile he-saplamaya dahil edilmesi, satılacak takipteki kredi değerinin gerçekçi hesaplanmasına katkı sağlayacaktır.

Çalışmanın amacı bu konuda yapılmış detaylı bir çalışmaya rastla-nılmadığı için yöntem önermek ve önerilen varsayımları ve yöntemi tartışmaya açmaktır. Kuşkusuz her bankanın iş süreçleri, organizasyon yapısı ve finansal yapısına bağlı olarak değerleme çalışmasında kullanı-lacak varsayımların rakamsal boyutu değişiklik arz edecektir.

8. KAYNAKÇA

5411 Sayılı Bankacılık Kanunu

Akbank 2008, 2009, 2010, 2011 Yılı Bağımsız Denetim Raporları

BDDK Finansal Piyasalar Raporu, Aralık 2008

BDDK Finansal Piyasalar Raporu, Aralık 2009

BDDK Finansal Piyasalar Raporu, Aralık 2010

BDDK Finansal Piyasalar Raporu, Aralık 2011

BDDK Finansal Piyasalar Raporu, Haziran 2012

BDDK, Bankalarca Kredilerin ve Diğer Alacakların Niteliklerinin Belirlenmesi ve Bunlar İçin Ayrılacak Karşılıklara İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik, 01 Kasım 2006

BDDK, Varlık Yönetim Şirketlerinin Kuruluş ve Faaliyet Esasları Hakkında Yönetmelik, 01 Ekim 2002.

BDDK, Varlık Yönetim Şirketlerinin Kuruluş ve Faaliyet Esasları Hakkında Yönetmelik, 01 Kasım 2006.

Fung, Ben.- George, Jason- Hohl, Stefan.- Ma, Guonan (2004), Public Asset Management Companies in East Asia: A Comparative Study. BIS Document.

Garanti Bankası 2008, 2009, 2010, 2011 Yılı Bağımsız Denetim Raporları

Ingves, Stefan.- Seelig, Steven A.- He, Dong (2004), Issues in the Establishment of Asset Management Companies, IMF Policy Discussion Paper.

İstatistiki Veriler, tbb.org.tr, 2008, 2009, 2010, 2011.

İş Bankası 2008, 2009, 2010, 2011 Yılı Bağımsız Denetim Raporları

DA

V 20

13/1

171

TFRS 8 Faaliyet Bölümleri Standardı ve İnşaat Sektöründe Bir Uygulama

Les, Clarke (2002), The Extraction of Value from Non Performing Loans: A Working Practitioner’s Perspective, BDDK Seminar, Ankara, 23.07.2002.

Mesutoğlu, Berk (2001), Sorunlu Varlıkların Varlık Yönetim Şirketlerince Tasfiyesi – Ülke Örnekleri, BDDK MSPD Çalışma Raporları, No:2001/3, Mayıs 2001.

Mu, Yibin (2002), Cross-Country Comparisons of Asset Management Companies on Loan Sales and Workouts , World Bank Working Papers Series.

Selimler, Hüseyin (2006), Türk Bankacılık Sektöründe Sorunlu Kredilerin Varlık Yönetim Şirketlerince Tasfiyesi, Seçilmiş Ülkeler ve Türkiye Uygulaması, Doktora Tezi, İstanbul.

Terada-Hagiwara, Akiko.- Pasadilla, Gloria O.(2004), Experience of Crisis-Hit Asian Countries: Do Asset Management Companies Increase Moral Hazard?, Philippine Institute for Development Studies, Discussion Paper Series No. 2004-17.

Basın Açıklamaları, www.tmsg.org.tr, 22.09.2012.

Yapı ve Kredi Bankası 2008, 2009, 2010, 2011 Yılı Bağımsız Denetim Raporları

Ziraat Bankası 2008, 2009, 2010, 2011 Yılı Bağımsız Denetim Raporları

DA

V 20

13/1

172

Doç. Dr. İsmail BEKÇİ - Ömer TEKŞEN - Reyhan ÇİL

Ek: 1 Takipteki Kredi Gruplarının Dağılımı ve Yıllık Yapılan Tahsilatlar

Garanti Bankası İş Bankası

2008 (000 TL) 2008 (000 TL)

Kredi Grubu*

Tahsilat Takip OranAğırlıklı

OranKredi

Grubu*Tahsilat Takip Oran

Ağırlıklı Oran

3 170.595 238.188 0,72 0,14 3 271.775 585.912 0,46 0,12

4 143.858 294.614 0,49 0,12 4 152.617 335.054 0,46 0,07

5 121.997 706.937 0,17 0,10 5 201.076 1.274.527 0,16 0,09

1.239.739 0,46 0,36 2.195.493 0,36 0,28

2009 (000 TL) 2009 (000 TL)

Kredi Grubu*

Tahsilat Takip OranAğırlıklı

OranKredi

Grubu*Tahsilat Takip Oran

Ağırlıklı Oran

3 279.883 317.665 0,88 0,13 3 455.217 1.370.825 0,33 0,16

4 260.139 724.054 0,36 0,12 4 213.620 474.859 0,45 0,08

5 218.646 1.195.386 0,18 0,10 5 314.188 922.512 0,34 0,11

2.237.105 0,47 0,35 2.768.196 0,37 0,35

2010 (000 TL) 2010 (000 TL)

Kredi Grubu*

Tahsilat Takip OranAğırlıklı

OranKredi

Grubu*Tahsilat Takip Oran

Ağırlıklı Oran

3 113.493 69.719 1,63 0,06 3 202.425 121.909 1,66 0,08

4 255.590 138.127 1,85 0,13 4 239.504 303.735 0,79 0,10

5 495.942 1.731.263 0,29 0,26 5 629.439 1.981.844 0,32 0,26

1.939.109 1,26 0,45 2.407.488 0,92 0,44

2011 (000 TL) 2011 (000 TL)

Kredi Grubu*

Tahsilat Takip OranAğırlıklı

OranKredi

Grubu*Tahsilat Takip Oran

Ağırlıklı Oran

3 45.886 78.176 0,59 0,02 3 363.174 172.457 2,11 0,18

4 58.514 191.288 0,31 0,03 4 133.547 198.775 0,67 0,07

5 362.328 1.626.623 0,22 0,19 5 621.335 1.612.688 0,39 0,32

1.896.087 0,37 0,24 1.983.920 1,06 0,57

Ağırlıklı Genel Ortalama 0,35 Ağırlıklı Genel Ortalama 0,41

DA

V 20

13/1

173

TFRS 8 Faaliyet Bölümleri Standardı ve İnşaat Sektöründe Bir Uygulama

Akbank Ziraat Bankası

2008 (000 TL) 2008 (000 TL)

Kredi Grubu*

Tahsilat Takip OranAğırlıklı

OranKredi

Grubu*Tahsilat Takip Oran

Ağırlıklı Oran

3 204.147 567.924 0,36 0,18 3 201.036 89.744 2,24 0,33

4 142.946 426.013 0,34 0,13 4 77.174 175.801 0,44 0,13

5 91.974 144.772 0,64 0,08 5 63.320 338.735 0,19 0,11

1.138.709 0,45 0,39 604.280 0,96 0,57

2009 (000 TL) 2009 (000 TL)

Kredi Grubu*

Tahsilat Takip OranAğırlıklı

OranKredi

Grubu*Tahsilat Takip Oran

Ağırlıklı Oran

3 257.988 181.886 1,42 0,14 3 163.077 82.742 1,97 0,19

4 284.799 452.410 0,63 0,16 4 135.494 235.689 0,57 0,16

5 148.808 1.150.224 0,13 0,08 5 146.639 536.478 0,27 0,17

1.784.520 0,73 0,38 854.909 0,94 0,52

2010 (000 TL) 2010 (000 TL)

Kredi Grubu*

Tahsilat Takip OranAğırlıklı

OranKredi

Grubu*Tahsilat Takip Oran

Ağırlıklı Oran

3 86.288 80.196 1,08 0,07 3 165.279 76.792 2,15 0,19

4 161.910 146.470 1,11 0,13 4 145.372 166.397 0,87 0,17

5 332.670 1.052.867 0,32 0,26 5 324.826 611.811 0,53 0,38

1.279.533 0,84 0,46 855.000 1,18 0,74

2011 (000 TL) 2011 (000 TL)

Kredi Grubu*

Tahsilat Takip OranAğırlıklı

OranKredi

Grubu*Tahsilat Takip Oran

Ağırlıklı Oran

3 48.061 223.876 0,21 0,04 3 155.127 63.697 2,44 0,18

4 65.802 107.978 0,61 0,05 4 102.004 166.178 0,61 0,12

5 245.731 930.685 0,26 0,19 5 565.896 633.166 0,89 0,65

1.262.539 0,36 0,28 863.041 1,31 0,95

Ağırlıklı Genel Ortalama 0,38 Ağırlıklı Genel Ortalama 0,70

DA

V 20

13/1

174

Doç. Dr. İsmail BEKÇİ - Ömer TEKŞEN - Reyhan ÇİL

Yapı ve Kredi Bankası

2008 (000 TL)

Kredi Grubu*

Tahsilat Takip OranAğırlıklı

Oran

3 378.960 401.249 0,94 0,22

4 134.359 424.195 0,32 0,08

5 324.283 887.586 0,37 0,19

1.713.030 0,54 0,49

2009 (000 TL)

Kredi Grubu*

Tahsilat Takip OranAğırlıklı

Oran

3 849.035 357.776 2,37 0,33

4 355.429 680.225 0,52 0,14

5 500.443 1.543.004 0,32 0,19

2.581.005 1,07 0,66

2010 (000 TL)

Kredi Grubu*

Tahsilat Takip OranAğırlıklı

Oran

3 625.223 186.253 3,36 1,47

4 368.554 33.398 11,04 0,87

5 591.257 206.570 2,86 1,39

426.221 5,75 3,73

2011 (000 TL)

Kredi Grubu*

Tahsilat Takip OranAğırlıklı

Oran

3 550.974 486.550 1,13 0,26

4 244.350 353.967 0,69 0,12

5 539.275 1.239.396 0,44 0,26

2.079.913 0,75 0,64

Ağırlıklı Genel Ortalama 1,38

5 Banka Ortalama 0,64

Kaynak: Her veri her bir bankanın yıllık Bağımsız Denetim Raporu Dipnotlarından tarafımızca derlenmiştir.

* BDDK’nın Bankalarca Kredilerin ve Diğer Alacakların Niteliklerinin Belirlen-mesi ve Bunlar İçin Ayrılacak Karşılıklara İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetme-lik kapsamında krediler 5 gruba ayrılmaktadır. Takipteki kredilerden 3. Grup 90-18 gün arası ödemede gecikmesi olanlar, 4. Grup 180-365 gün arası ödemede gecikmesi olanlar, 5. Grup ise 365 gün üzeri gecikmesi olanları içermektedir.

DA

V 20

13/1

175

TFRS 8 Faaliyet Bölümleri Standardı ve İnşaat Sektöründe Bir Uygulama

EK2. Kredi Riski Tutarının Risk Ağırlıklı Varlıklar İçindeki Payı

2008

(000 TL) KRET* RAV** Pay

Ziraat Bankası 28.451 37.739 0,75

Halk Bankası 25.693 29.844 0,86

Vakıflar Bankası 32.796 37.682 0,87

Akbank 54.171 62.927 0,86

Yapı ve Kredi Bankası 47.775 52.904 0,90

2009

(000 TL) KRET* RAV** Pay

Ziraat Bankası 34.086 45.078 0,76

Halk Bankası 30.393 35.600 0,85

Vakıflar Bankası 37.706 44.352 0,85

Akbank 52.063 63.634 0,82

Yapı ve Kredi Bankası 47.294 54.533 0,87

2010

(000 TL) KRET* RAV** Pay

Ziraat Bankası 53.999 69.535 0,78

Halk Bankası 39.765 46.436 0,86

Vakıflar Bankası 48.609 56.186 0,87

Akbank 68.374 83.035 0,82

Yapı ve Kredi Bankası 64.043 73.259 0,87

2011

(000 TL) KRET* RAV** Pay

Ziraat Bankası 73.683 91.010 0,81

Halk Bankası 57.336 65.408 0,88

Vakıflar Bankası 63.377 71.862 0,88

Akbank 92.052 108.079 0,85

Yapı ve Kredi Bankası 85.133 97.275 0,88

(000 TL)4 Yıllık

OrtalamaZiraat Bankası 0,775

Halk Bankası 0,8625

Vakıflar Bankası 0,8675

Akbank 0,8375

Yapı ve Kredi Bankası 0,8800

5 Banka Genel Ortalama 0,8445

*KRET= Kredi Riski Tutarı

**RAV= Risk Ağırlıklı Varlıklar (Aktifler)

Kaynak: TBB İstatistiki Veriler, www.tbb.org.tr (Sayfada yer alan verilerden tara-fımızca derlenmiştir.)

DA

V 20

13/1

176

Doç. Dr. İsmail BEKÇİ - Ömer TEKŞEN - Reyhan ÇİL

DA

V 20

12/4

177

YAYIN KOŞULLARI VE YAZIM KURALLARI

I. BİÇİM1. Bütünmetinler;TimesNewRoman, 11punto ile çift satır aralığı ile

yazılmalıdır.2. Metinler genellikle 7000 kelimeyi geçmeyecek şekilde ve konu ile

araştırmametodununizinverdiğiölçüdeözolmalıdır.Giriş,metin,sonuçvekaynakçadahilolmaküzeretüm başlıklar numaralandırılmalı ve koyu olmalıdır. Birinci derecedeki başlıkların “tümü büyük harf”, diğerlerinde“sadece ilk harf büyük”şeklindeolmalıdır.

3. Üst,altveher ikiyandakikenarboşluklarıdüzenlemeveçoğaltmayıkolaylaştıracakşekildeenaz3cm.olmalıdır.

4. Tarafsız bir değerlendirme yapılabilmesi için yazarlar metinde veyabaşvuru dahilindeki deneysel test araçlarında kendilerini doğrudanveya dolaylı biçimde belli edecek şekilde davranmamalıdırlar. Tekçalışmayapanlar“biz”şeklindevurguyapmamalıdır.

5. Çalışmanın başlığı, yazarın adı, ünvanı ve bağlı olduğu kuruluş vee-mailadresiniiçerenbirkapak sayfası oluşturulmalıdır.

Sayfa numaralandırma: Tablolar,eklervekaynakçadadahilolmaküzerebütünsayfalarsıralıbiçimdenumaralandırılmalıdır.

II. İÇERİK

ÖZ/ABSTRACTMakale Türkçe ve İngilizce başlığı taşımalıdır. Ortalama 100 kelimeden

oluşan Türkçe ve İngilizce öz ve abstract adı ilemetin öncesinde ayrı birsayfada yer almalıdır. Özet okuyucuyu metnin başlığı, metodu, kullanılanistatistik yöntem ve bulguları hakkında kısaca bilgilendirmelidir. Anahtarkelimelervejelsınıflandırmasıözütakipetmelidir.

1. GİRİŞ (11 punto) Çalışmanınamacı,metodolojisivebulgularıhakkındadahafazladetay

sağlayankısım.Literaüttaramasıburadadaolabilir.2. METİN KISMI (11 punto) Çalışma metni. Bu kısım literatür taraması da dahil olmak üzere

işlenenkonuhakkındaözveyeterlibilgivermelidir.Bukısımkonununişlenişinegörenümerikolaraksınıflandırılabilir.

Metin içinde ATIFTA BULUNMA Kaynakçadabelirtilençalışmalarabağlıolunmalıveatıftabulunulacak

çalışma için “yazar tarih” sistemikullanılmalıdır.Alınançalışmanınilgilisayfanumaralarınınbelirtilmesineçalışılmalıdır.

DA

V 20

12/4

178

o Metin içinde atıflar şu şekilde yapılmalıdır:yazarın soyadıve tarih,virgül konulmadan ve parantez içerisinde (Akdoğan 2005), sayfa novarsa(Akdoğan2005,145);ikiyazarolursa(AkdoğanveSevilengül2007,58),ikidenfazlayazarvarsa(Karacabeyvediğerleri2006,124).İkiçalışmadanalıntıyapılırsa(Karan2003,54;Karacabey2001,27);aynıyazarınikiveyadahafazlaçalışmasındanalıntıyapılırsa(Karatepe2003,2006).

o Kaynakçadaaynıyazarınaynıyıl içerisindeyayınlanmışbirdenfazlaçalışmasıolduğudurumlardaa,b,ekolarakyılınsonunayazılmalıdır.(Sayılgan2002a,37)

o Biryazarınadınınmetin içerisindegeçmesihalindeatıfta tekrar isimbelirtmeyegerekyoktur.Örneğin:“Çelik(1999,67)diyorki...”

o Kurumlaradınayapılançalışmalarda imkanvarsakısaltmaveyakısabaşlıklarkullanılmalıdır.(SPKAylıkBülteniOcak2007)

o Eğerhukukimevzuat,yasalanlaşmaveyamahkemekararlarınaatıftabulunulacaksa hukuk çalışmaları ile ilgili atıfta bulunma kurallarıkullanılmalıdır.

III. TABLO VE ŞEKİLLER (10 punto)o Hertablo,şekilvegrafikbirnumarayaveiçeriğitamolarakbelirtenbir

başlığasahipolmalıveçerçeveilesabitlenmelidir.o Tablo1.Tabloadıilkharfleribüyükolmaküzereyazılmalıdır.o Grafik adı grafiğin altında olmalı veGrafik 1.Grafik adı ilk harfleri

büyükolmaküzereyazılmalıdır.o ŞeklinadışeklinaltındaolmalıveŞekil1.Şekiladıilkharfleribüyük

olmaküzereyazılmalıdır.o Her tablo, şekil ve grafik eğer varsa kaynağı altında yer almalıdır.

Kaynaksatırvenotlarıgerektiğindeeklenmelidir.Metin Altında Dipnotlar: Dipnotlar atıf yapmak için kullanılmamalıdır.

Ancak metin içerisinde kullanıldığı takdirde metnin bütünlüğünü bozacaknitelikteki bilgiler dipnot olarak kullanılmalı ve metinden daha uzunolmamalıdır.Dipnotlarmetinboyuncaüstsimgeşeklindenumaralandırılarakilerlemelidir.Dipnotmetniteksatıraralığıylasayfaaltındayeralmalıdır.

1. SONUÇ Çalışmanın sonuçları ve öneriler / gelecek çalışmalar hakkında bilgi

vermelidir.

2. KAYNAKÇA Çalışmada sadece atıfta bulunulan çalışmaları içeren bir kaynak listesi

bulunmalıveaşağıdakibilgileriiçermelidir:o Kaynaklar ilk yazarın soyadı veya kurumun adına göre alfabetik

DA

V 20

12/4

179

biçimde sıraya konulmalıdır. Kaynağın ikinci satırı ve davamı girintiliolmalıdır.

o Yazarlarıntamadıyerineisminbaşharflerikullanılmalıdır.o Yazarınadınınhemenarkasındanyayınıntarihiyeralmalıdır.o Dergibaşlıklarıkısaltılmışolmamalıdır.o Aynıyazarların aynıyıl içerisindeki çalışmaları yılın arkasındanharf

verilecekşekildebelirtilmelidir.o Kaynakçadahiçbiryerdekoyurenkkullanılmamalıdır.

Örnek kaynak gösterimleri:Akdoğan, N. ve O. Sevilengül. 2007. Tekdüzen Muhasebe Sistemi

Uygulaması.YenilenmişveGenişletilmiş12.BaskıAnkara:GaziKitabeviDemsky, J.S. ve D.E.M. Sappington. 1989. “Hierarchical Structure and

ResponsibilityAccounting”JournalofAccountingResearch27(Spring):40-58.

İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) www.imkb.gov.tr (erişimtarihi)

BDDKÇalışmaRaporları. 2002.TürkBankacılıkSektöründeKarlılığınBelirleyicileri,no:2002/4,Haziran.

VI. METİNLERİN TESLİMİ1. Başka bir dergi tarafından değerlendirmede olan çalışmalar

gönderilmemelidir.Yazar,çalışmanınbaşkabiryerdeyayınlanmadığıveyadeğerlendirmealtındaolmadığınıvetelifhakkıtalepetmeyeceğiniaçıkça belirtmelidir. Yazar adları, çalıştığı kurum, cep telefonu vee-postaadreslerinibelirttiğiçalışmadanayrıbirdosyaoluşturmalıdır.Çalışmanınolduğukısımdayazarbilgileriyeralmamalıdır.

2. Sahaçalışmasıveyadeneyedayalıçalışmalardaçalışmanındayandığıaraç (anket, görüşme planı vs.) yazarın kimliğini belli etmeyecekşekilde çalışmada yer almalı ve çalışma [email protected] adresinegönderilmelidir.

3. Yazarmetninbirkopyasınıelindetutmalıdır.

DA

V 20

12/4

180

EDITORIAL POLICY AND STYLE INFORMATION MANUSCRIPT PREPARATION AND STYLE

I. FORMAT 1. Allmanuscriptsshouldbetypedin11-pointfontononesideof8

1/,X

11”goodqualitypaperandbedoublespaced,exceptforindentedquo-tations.

2. Manuscriptsshouldbeasconciseasthesubjectandresearchmethodpermit, generally not to exceed 7,000words.All titles including theintroduction, text,conclusion,andbibliographyhavetobenumberedandbebold.

3. Marginsofatleastoneinchfromtop,bottom,andsidesshouldfacili-tateeditingandduplication.

4. Topromoteanonymousreview,authorsshouldnotidentifythemselvesdirectlyorindirectlyintheirpapersorinexperimentaltestinstrumentsincludedwiththesubmission.Singleauthorsshouldnotusetheedito-rial“we.”

5. Acoverpageshouldshowthetitleofthepaper,theauthor’sname,titleand affiliation, email address, any acknowledgments, and a footnoteindicatingwhethertheauthorwouldbewillingtosharethedata.

Pagination: All pages, including tables, appendices and references, shouldbeseriallynumbered.Numbers: Spelloutnumbersfromonetoten,exceptwhenused in tablesand lists,andwhenusedwithmathematical, statistical,scientific,ortechnicalunitsandquantities,suchasdistances,weightsandmea-sures.Allothernumbersareexpressednumerically.Forexample:three days; 3 kilometers; 30 years

Percentages and Decimal Fractions: Innontechnicalcopyusethewordper-centinthetext.

Equations: Equations should be numbered in parentheses flush with theright-handmargin.

Hyphens: Use a hyphen to join unit modifiers or to clarify usage. Keywords: The abstract is to be followed by four keywords that will assistinindexingthepaper.

II. ABSTRACT/INTRODUCTION ThearticlehastoownTurkishandEnglishtitle.TheTurkishandEnglishab-stractofabout100wordsshouldbepresentedonaseparatepageimmediatelypreceding the text. TheAbstract should concisely inform the reader of the

DA

V 20

12/4

181

manuscript’s topic, itsmethods,anditsfindings.KeywordsjelclassificationandtheDataAvailabilitystatementsshouldfollowtheAbstract.

The text of the paper should start with a section labeled “I. Introduction,”whichprovidesmoredetailsaboutthepaper’spurpose,motivation,methodol-ogy,andfindings.BoththeAbstractandtheintroductionshouldberelativelynontechnical,yetclearenoughforaninformedreadertounderstandthemanu-script’scontribution.Themanuscript’stitle,butneithertheauthor’snamenorotheridentificationdesignations,shouldappearontheAbstractpage.

III. TABLES AND FIGURES Theauthorshouldnotethefollowinggeneralrequirements:

1. Eachtableandfigure(graphic)shouldbearanumberandacompletetitle indicating the exact contents of the table or figure. Tables andfigures should define eachvariable.The titles anddefinitions shouldbesufficientlydetailedtoenablethereadertointerpretthetablesandfigureswithoutreferencetothetext.

2. Areferencetoeachgraphicshouldbemadeinthetext.

3. Theauthor should indicatebymarginalnotationwhere eachgraphicshouldbeinsertedinthetext.

4. Graphicsshouldbereasonablyinterpretedwithoutreferencetothetext.

5. Sourcelinesandnotesshouldbeincludedasnecessary.

IV. CITATIONS Workcited shoulduse the“author-date system”keyed toa listofworks inthereferencelist.Authorsshouldmakeanefforttoincludetherelevantpagenumbersinthecitedworks.

1. In the text, works are cited as follows: authors’ last name anddate, without comma, in parentheses: for example, (Jones 1987); with two authors: (Jones and Freeman 1973); with more than two: (Jones et al. 1985); with more than one source cited together (Jones 1987; Freeman 1986); with two or more works byoneauthor:(Jones1985,1987).

2. Whenthereferencelistcontainsmorethanoneworkofanauthorpub-lishedinthesameyear,thesuffixa,b,etc.followsthedateinthetext

DA

V 20

12/4

182

citation:forexample,(Jones1987a)or(Jones1987a;Freeman1985b).

3. If an author’s name is mentioned in the text, it need not be re-peated in the citation; for example, “Jones (1987, 115) says....”

4. Citations to institutional works should use acronyms or short titleswherepracticable;forexample,(AAAASOBAT1966);(AICPACohenCommissionReport1977).Wherebrief,thefulltitleofaninstitutionalworkmightbeshowninacitation:forexample,(ICAEWThe Corpo-rate Report 1975).

5. Ifthemanuscriptreferstostatutes,legaltreatisesorcourtcases,cita-tionsacceptableinlawreviewsshouldbeused.

V. REFERENCEEverymanuscriptmustincludealistofreferencescontainingonlythoseworkscitedandmustincludetheinformationmentionedbelow:

1. Arrangecitationsinalphabeticalorderaccordingtosurnameofthefirstauthororthenameoftheinstitutionresponsibleforthecitation.

2. Useauthor’sinitialsinsteadofpropernames.

3. Dateofpublicationshouldbeplacedimmediatelyafterauthor’sname.

4. Titlesofjournalsshouldnotbeabbreviated.

5. Multipleworksbythesameauthor(s)inthesameyeararedistinguishedbylettersafterthedate.

Sample entries are as follows:

AmericanAccountingAssociation,CommitteeonConceptsandStandardsforExternalFinancialReports.1977.Statement on Account-ing Theory and Theory Acceptance. Sarasota,FL:AAA.

Demski,J.S.,andD.E.M.Sappington.1989.Hierarchicalstructureandre-sponsibilityaccounting.Journal of Accounting Research 27(Spring):40-58.

Cambridge,U.K.:CambridgeUniversityPress.

Footnotes: Footnotes are not used for documentation. Textual footnotesshouldbeusedonlyforextensionsandusefulexcursionsofinformationthatifincludedinthebodyofthetextmightdisruptitscontinuity.FootnotesshouldbeconsecutivelynumberedthroughoutthemanuscriptwithsuperscriptArabicnumerals.Footnotetextshouldbedoubled-spacedandplacedattheendofthearticle.

DA

V 20

12/4

183

VI. SUBMISSION OF MANUSCRIPTS

Authorsshouldnotethefollowingguidelinesforsubmittingmanuscripts:

1. Manuscriptscurrentlyunderconsiderationbyanotherjournalorpub-lishershouldnotbesubmitted.Theauthormuststatethattheworkisnotsubmittedorpublishedelsewhereandhe/shewillnotdemandcopy-right.

2. In the caseofmanuscripts reportingonfield surveysor experiments(questionnaire,case,interviewplanorthelike)withmanuscriptsshouldbesendedasbyemail

3. Theauthorshouldretainacopyofthepaper.

M U H A S E B E B İ L İ M D Ü N YA S I D E R G İ S İ Cilt / Volume: 15 Sayı / Issue: 1 Mart / March 2013

THE EFFECTS OF AUDIT FIRMS AND PARENT COMPANIES ON MATERIAL

HARMONIZATION: A PERSPECTIVE OF TURKEY

Doç. Dr. Figen ZAİF ..........................................................................................................................................1

MUHASEBE HATA VE HİLELERİNİN ORTAYA ÇIKARILMASINDA BAĞIMSIZ

DENETÇİLERİN SORUMLULUĞUNU ETKİLEYEN FAKTÖRLERE İLİŞKİN

ALGILAMALARI

Yrd. Doç. Dr. Canol KANDEMİR

Yrd. Doç. Dr. Şenol KANDEMİR ...................................................................................................................29

CUSTOMER-DRIVEN PROFITABILITY ANALYSIS: A MANAGEMENT

ACCOUNTING APPROACH THROUGH CUSTOMER PORTFOLIO APPLICATIONS

Prof. Dr. Süleyman YÜKÇÜ

Arş. Gör. İlker KARAKELLEOĞLU ..............................................................................................................55

THE STATUS OF AUDIT COMMITTEES: A COMPARATIVE STUDY OF U.S.A., E.U., AND TUR-

KEY

Associate Professor Nur İrem NUHOĞLU

Onuralp ARMAĞAN. ......................................................................................................................................73

BAĞIMSIZ DENETİMİN VEKALET TEORİSİNDEKİ YERİ

Öğr. Gör. Dr. Banu TARHAN MENGİ ...........................................................................................................97

KONAKLAMA SEKTÖRÜNDE FİNANSAL BOYUTUYLA BİR KURUMSAL KARNE UYGULA-

MASI

Yrd. Doç. Dr. Ahmet AKTÜRK

Yrd. Doç. Dr. Ercüment OKUTMUŞ

Öğr. Gör. Şevket YİRİK .................................................................................................................................109

TFRS 8 FAALİYET BÖLÜMLERİ STANDARDI VE İNŞAAT SEKTÖRÜNDE BİR UYGULAMA

Doç. Dr. İsmail BEKÇİ

Ömer TEKŞEN

Reyhan ÇİL ...................................................................................................................................................123

VARLIK YÖNETİM ŞİRKETLERİNE SATILACAK TAKİPTEKİ KREDİLER İÇİN DEĞERLE-

ME: VARSAYIMSAL BİR YAKLAŞIM

Dr. Şenol BABUŞCU

Dr. Adalet HAZAR ........................................................................................................................................153