mtso haber sayı 301

8
CMYK Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO), Büyükşehir Belediyesi ile birlikte Türk Kızılayı tarafından or- ganize edilen kan bağışı kampan- yasına destek oldu. “1 damla kan 3 hayat kurtarır” sloganıyla düzenle- nen organizasyon büyük ilgi gördü. Sponsorların katkısıyla ikram edilen cezeryeler, ayranlar, meyve sularıy- la, müzik organizasyonu, oluşturu- lan fotoğraf çekim alanıyla dağıtılan çeşitli hediyelerle panayır havasın- da gerçekleşen etkinliğin önümüz- deki süreçte gelenekselleştirilmesi hedefleniyor. Öncelikli hedef, özellikle kış ayla- rında kan stoklarının azalması ne- deniyle bu dönemde yapılan kan bağışının önemine dikkat çekmek ve farkındalık oluşturmak. Kampan- yaya MTSO Yönetim Kurulu Üyeleri, Meclis Üyeleri, Komite Üyeleri ve personeli büyük ilgi gösterdi. Kızılay Mersin Şubesi’nin hedefinde Ocak ayı sonunda 70 bin ünite kan topla- yabilmek var. Kampanya, “Bir Kan Bir Fidan” pro- jesiyle de desteklendi. Proje kap- samında Kızılay, her kan bağışına karşılık Toroslar Bölgesi’nde bir de fidan dikecek. Geçen yıl Türki- ye genelinde 2 milyon fidan diken Kızılay, Mersin’de ise 60 bin fidana ulaştı. Kan toplama konusunda da Türkiye genelinde iyi bir noktada olan Kızılay Mersin Şubesi, geçen yıl toplanan kanlar ile Türkiye ge- nelinde bu alanda 5’nci sırada yer aldı. Mersin genelindeki tüm kamu ve özel hastanelerinin kan ihtiyacı- nı yüzde 97’sini karşılayan Kızılay, düzenlenen organizasyonlarla bu rakamı daha üst sıralara taşımayı hedefliyor. B ir taraſtan Irak’a doğrudan ihra- cat yapan Türkiye, diğer taraſtan Irak’a yapılan transit ticaretin önem- li bir merkezi. Bu nedenle Habur Sı- nır Kapısı’nın kapatılmasının ardın- dan yaşanan sıkıntılar gün geçtikçe artıyor. Sektör temsilcileri bu sıkıntılı süreç- te maddi kayıpları yanında pazarı kaybetme endişesi de taşıyor. Alter- natif güzergah olarak Gürbulak Sınır Kapısı görülse de orada da olumsuz hava koşulları, araç yığılmaları ve İran’ın keyfi uygulamaları nedeniy- le bu kapıdan da beklenen düzeyde sonuç alınamıyor. Lojistik sektöründe faaliyet gösteren firmalardan Mersin Limanı’na, ihra- catçıdan taşımacılara kadar birçok sektör bu dönemde birlikte hareket ederek yaşanan olumsuz tablodan en az hasarla çıkmanın yollarını arı- yor. M ersin’in ulusal ve uluslara- rası alanda gerçekleştireceği tanıtım çalışmalarının tek elden yürütülmesi adına ilk adım atıldı. Kentteki 62 kurum, kuruluş ve iş dünyasının katkılarıyla Mersin Ta- nıtım Kalkınma ve Eğitim Vakfı ku- ruluyor. Kısa adı METKEV olan Vak- fın kurulum işlemlerinin 12 Şubat’ta tamamlanması hedefleniyor. Büyükşehir Belediyesi ev sahipli- ğinde düzenlenen toplantı ile Mer- sin Tanıtım Kalkınma ve Eğitim Vakfı Senedi sunumu gerçekleştiril- di. Mersin’in ulusal ve uluslararası boyutta her türlü tanıtım faaliyetini yürütmek, kentin kalkınmasına des- tek olmak, ilin eğitim ve öğretimine katkı sağlamak ilkelerini benimse- yen Vakfın ilk etaptaki geçici bütçesi 5 milyon 120 bin TL olarak belirlen- di. Toplantının açılış konuşmasını yapan Mersin Büyükşehir Beledi- ye Başkanı Burhanettin Kocamaz, Vakıf aracılığıyla kentte tanıtımda güç birliği sağlanacağına, bu sayede etkinliklerin etkisinin daha yüksek olacağına inandığını söyledi. Ko- camaz, “Daha büyük bir güçle olu- şacak bu faaliyetlerle Türkiye’nin hatta dünyanın gündemine oturaca- ğımıza inanıyorum” değerlendirme- sini yaptı. O tomotiv sektör temsilcileri Mer- sin’in batısında yeni bir oto galericileri sitesi kurulmasını isti- yor. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 13 No’lu Ulaşım Araçları İmalat, Satış ve Onarımı Meslek Ko- mitesi’nin de desteklediği bu yatırım için en az 100 bin metrekarelik yeni bir arazi talebi var. Sektör temsilcile- ri gerekli çalışmaları yürütmek adı- na kooperatif kurulumunu tamam- ladı. Bürokratik engellerin aşılması halinde çalışmalar başlayacak. Yeni site içinde bir muayene istasyonu kurulması da talepler arasında yer alıyor. MTSO 13 No’lu Ulaşım Araç- ları İmalat, Satış ve Onarımı Meslek Komitesi Başkanı Mehmet Kisin, mevcut oto galericiler sitesinin ih- tiyacı karşılamakta zorlandığını, bu nedenle sektör temsilcilerinin yeni bir galericiler sitesi talebinde bulun- duğunu söyledi. Daha büyük bir site planlanması gerektiğini anlatan Kisin, kurulacak yeni sitenin ulaşım sorununun bu- lunmaması, otoban bağlantısı olma- sı gerektiğini belirtip, “Bu nedenle de şehrin batısının tercih edilmesi gerektiğini düşünüyoruz” dedi. YAYIN ADI VE SAYFA NO ÇKA’dan mikro işletmelere 7 milyon TL’lik destek Mersinli işadamlarından Türk Kültürü’ne destek Hasan Kırdı’nın canlı performansı beğeni topladı Mersin Ulaşım Ana Planı hazırlandı Tarım-gıdada bir şeyler yanlış gidiyor… > 3’te Şerafettin AŞUT MTSO Yönetim Kurulu Başkanı > 2’de www.mtso.org.tr | YIL: 18 | SAYI: 301 | 17-30 OCAK 2016 > 4’te > 4’te > 7’de > 7’de > 5’te > 5’ te > 5’te > 8’de > 6’da Mustafa KABADAYI 16 No’lu İnşaat Malzemeleri Üretim ve Ticareti Meslek Komitesi Meclis Üyesi İnşaat malzemesi satıcıları güç birliğine gitme hedefinde Mehmet KİSİN 13 No’lu Ulaşım Araçları İmalat, Satış ve Onarımı Meslek Komitesi Başkanı >2’de >2’de > 2’de Suriyeliler çalışma izni alabiliyor Tehlikeli Maddelerin Karayoluyla Taşınması Yönetmeliği değişti Berdan Cıvata’ya ikinci kez İnovaLİG ödülü > 3’te Otomobilciler yeni galericiler sitesi istiyor K entin değişik bölgelerinde faali- yet gösteren inşaat malzemesi ti- careti yapan firmalar tek bir merkez- de toplanarak güç birliği sağlamak istiyor. İnşaat malzemesi satıcıları- nın tümünün aynı lokasyonda yer aldığı güçlü bir yapılanma talepleri bulunduğunu anlatan Mersin Tica- ret ve Sanayi Odası (MTSO)16 No’lu İnşaat Malzemeleri Üretim ve Ticare- ti Meslek Komitesi Meclis Üyesi Mus- tafa Kabadayı, bu sayede iyi bir si- nerji oluşacağına dikkat çekti. Böyle bir yapılanmada alıcıların aynı anda tüm ihtiyaçlarını kısa sürede temin edebileceğini vurgulayan Kabadayı, bu durumun alıcı için de satıcı için de avantaj sağlayacağını söyledi. Meslek komitesi üyelerinin hırda- vatçılar, cam ticareti yapan firmalar, penciler, inşaat malzemesi ticareti yapan firmalar, boya ve malzeme satıcılarından oluştuğunu MTSO 16 No’lu İnşaat Malzemeleri Üretim ve Ticareti Meslek Komitesi Meclis Üyesi Mustafa Kabadayı, inşaat mal- zemesi satışına yönelik bir sanayi si- tesi oluşturmak istediklerini bildirdi. kızılay Kuşların diyarı; Göksu Deltası Habur Sınır Kapısı MTSO’da masaya yatırıldı Mersin tanıtımı tek elden yürütülecek VERİLEN 1 ÜNİTE KAN 3 KİŞİYE CAN OLACAK Çin’de ara malı ithalatı arttı Ç in Halk Cumhuriyeti dünya ti- caretinde önemli bir yere sahip. Birçok ülkenin aradığı hemen her türlü ürünü uygun rakamlarla temin edilebildiği lokasyon olarak öne çı- kan Çin Halk Cumhuriyeti, son yıl- larda ithalat rakamlarındaki artışla da dikkat çekiyor. Çin, maruz kaldığı yatırım patlaması karşısında büyük miktarlarda ara malı ithalatına baş- ladı. Ara malı yanında ülkede ha- sadın kötü olduğu yıllarda yapılan gıda ithalatındaki artışlar da göze çarpıyor. Tüketim eğilimi hızla artan Çin’de fiyatlar yükselirken, yabancı yatı- rımlar ve şehirde kişi başına düşen gelir de artıyor. Bazı gözlemcilerin Çin’in resmi olarak açıklanandan çok daha hızlı büyüdüğünü öne sü- rümesi, bu ülke ile yapılabilecek ti- caret kalemlerinin çeşitlenebileceği ve ticaretin güçlenebileceği sinyalini veriyor. Önemli bir ham petrol itha- latçısı olan Çin uzay teknolojisi ve elektronik alanında kullanılan bazı ender bulunan madenlerin de artan orandaki üretici ve ihracatçısı. Sahip olduğu hidroelektrik güç potansiye- li ve kömür rezervleri açısından ise dünya birincisi. Rusya ve Kanada’dan sonra yüzölçü- mü en geniş ülke olan Çin Halk Cum- huriyeti Asya kıtasının doğusunda yer alıyor ve dünyanın en kalabalık ülkelerinden birisi olarak bilini- yor. Doğuda Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti; güneydoğuda Makao; güneyde Laos, Birmanya, Vietnam, Hindistan, Bhutan, Nepal; batıda Pakistan, Afganistan, Tacikistan, Kırgızistan, Kazakistan; kuzeyde Mo- ğolistan Halk Cumhuriyeti ve Rusya Federasyonu ile komşu. Tarım sektörünün özlemi MTSO’nun girişimleriyle sona erdi M ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 5 No’lu Tarımsal Destek Faaliyetleri Meslek Komitesi’nin 3 yıldır sürdürdüğü çalışma sonuç ver- di ve tarım sektörünün önemli girdi kalemleri arasında yer alan gübre- nin KDV oranı yüzde 18’den yüzde 1’e düşürüldü. Bu uygulama ile 64. Hükümet, Türk çiſtçisine yaklaşık 500 milyon dolarlık doğrudan des- tek verdi. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası uzun süredir sürdürdüğü kararlı ve takipçi tutumuyla, yürüttüğü lobi çalışmalarıyla Türk tarımına katkı sağlayan tek Oda oldu. Yeni uygula- ma ile çiſtçinin gübreyi daha uygun fiyatlarla temin edebilmesi ve dekar başına gübre kullanımını artırarak ürünlerinin verimini ve kalitesini, paralelinde de ihracatını artırması hedefleniyor. Konuyla ilgili açıklama yapan MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, 3 yıldır yürütülen lobi faaliyet- lerinin sonuç vermiş olmasının mut- luluğunu yaşadıklarını söyledi. > 5‘te

Upload: mersin-tso

Post on 25-Jul-2016

238 views

Category:

Documents


7 download

DESCRIPTION

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Haber Gazetesi Yıl: 18 Sayı: 301 / 17 - 30 Ocak 2016

TRANSCRIPT

Page 1: MTSO Haber Sayı 301

CMYK

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO), Büyükşehir Belediyesi ile birlikte Türk Kızılayı tarafından or-ganize edilen kan bağışı kampan-yasına destek oldu. “1 damla kan 3 hayat kurtarır” sloganıyla düzenle-nen organizasyon büyük ilgi gördü. Sponsorların katkısıyla ikram edilen cezeryeler, ayranlar, meyve sularıy-la, müzik organizasyonu, oluşturu-lan fotoğraf çekim alanıyla dağıtılan çeşitli hediyelerle panayır havasın-

da gerçekleşen etkinliğin önümüz-deki süreçte gelenekselleştirilmesi hedefleniyor.

Öncelikli hedef, özellikle kış ayla-rında kan stoklarının azalması ne-deniyle bu dönemde yapılan kan bağışının önemine dikkat çekmek ve farkındalık oluşturmak. Kampan-yaya MTSO Yönetim Kurulu Üyeleri, Meclis Üyeleri, Komite Üyeleri ve personeli büyük ilgi gösterdi. Kızılay

Mersin Şubesi’nin hedefinde Ocak ayı sonunda 70 bin ünite kan topla-yabilmek var.

Kampanya, “Bir Kan Bir Fidan” pro-jesiyle de desteklendi. Proje kap-samında Kızılay, her kan bağışına karşılık Toroslar Bölgesi’nde bir de fidan dikecek. Geçen yıl Türki-ye genelinde 2 milyon fidan diken Kızılay, Mersin’de ise 60 bin fidana ulaştı. Kan toplama konusunda da

Türkiye genelinde iyi bir noktada olan Kızılay Mersin Şubesi, geçen yıl toplanan kanlar ile Türkiye ge-nelinde bu alanda 5’nci sırada yer aldı. Mersin genelindeki tüm kamu ve özel hastanelerinin kan ihtiyacı-nı yüzde 97’sini karşılayan Kızılay, düzenlenen organizasyonlarla bu rakamı daha üst sıralara taşımayı hedefliyor.

Bir taraftan Irak’a doğrudan ihra-cat yapan Türkiye, diğer taraftan

Irak’a yapılan transit ticaretin önem-li bir merkezi. Bu nedenle Habur Sı-nır Kapısı’nın kapatılmasının ardın-dan yaşanan sıkıntılar gün geçtikçe artıyor.

Sektör temsilcileri bu sıkıntılı süreç-te maddi kayıpları yanında pazarı kaybetme endişesi de taşıyor. Alter-natif güzergah olarak Gürbulak Sınır Kapısı görülse de orada da olumsuz

hava koşulları, araç yığılmaları ve İran’ın keyfi uygulamaları nedeniy-le bu kapıdan da beklenen düzeyde sonuç alınamıyor.

Lojistik sektöründe faaliyet gösteren firmalardan Mersin Limanı’na, ihra-catçıdan taşımacılara kadar birçok sektör bu dönemde birlikte hareket ederek yaşanan olumsuz tablodan en az hasarla çıkmanın yollarını arı-yor.

Mersin’in ulusal ve uluslara-rası alanda gerçekleştireceği

tanıtım çalışmalarının tek elden yürütülmesi adına ilk adım atıldı. Kentteki 62 kurum, kuruluş ve iş dünyasının katkılarıyla Mersin Ta-nıtım Kalkınma ve Eğitim Vakfı ku-ruluyor. Kısa adı METKEV olan Vak-fın kurulum işlemlerinin 12 Şubat’ta tamamlanması hedefleniyor.

Büyükşehir Belediyesi ev sahipli-ğinde düzenlenen toplantı ile Mer-sin Tanıtım Kalkınma ve Eğitim Vakfı Senedi sunumu gerçekleştiril-di. Mersin’in ulusal ve uluslararası boyutta her türlü tanıtım faaliyetini yürütmek, kentin kalkınmasına des-

tek olmak, ilin eğitim ve öğretimine katkı sağlamak ilkelerini benimse-yen Vakfın ilk etaptaki geçici bütçesi 5 milyon 120 bin TL olarak belirlen-di.

Toplantının açılış konuşmasını yapan Mersin Büyükşehir Beledi-ye Başkanı Burhanettin Kocamaz, Vakıf aracılığıyla kentte tanıtımda güç birliği sağlanacağına, bu sayede etkinliklerin etkisinin daha yüksek olacağına inandığını söyledi. Ko-camaz, “Daha büyük bir güçle olu-şacak bu faaliyetlerle Türkiye’nin hatta dünyanın gündemine oturaca-ğımıza inanıyorum” değerlendirme-sini yaptı.

Otomotiv sektör temsilcileri Mer-sin’in batısında yeni bir oto

galericileri sitesi kurulmasını isti-yor. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 13 No’lu Ulaşım Araçları İmalat, Satış ve Onarımı Meslek Ko-mitesi’nin de desteklediği bu yatırım için en az 100 bin metrekarelik yeni bir arazi talebi var. Sektör temsilcile-ri gerekli çalışmaları yürütmek adı-na kooperatif kurulumunu tamam-ladı. Bürokratik engellerin aşılması halinde çalışmalar başlayacak. Yeni site içinde bir muayene istasyonu kurulması da talepler arasında yer alıyor. MTSO 13 No’lu Ulaşım Araç-

ları İmalat, Satış ve Onarımı Meslek Komitesi Başkanı Mehmet Kisin, mevcut oto galericiler sitesinin ih-tiyacı karşılamakta zorlandığını, bu nedenle sektör temsilcilerinin yeni bir galericiler sitesi talebinde bulun-duğunu söyledi.

Daha büyük bir site planlanması gerektiğini anlatan Kisin, kurulacak yeni sitenin ulaşım sorununun bu-lunmaması, otoban bağlantısı olma-sı gerektiğini belirtip, “Bu nedenle de şehrin batısının tercih edilmesi gerektiğini düşünüyoruz” dedi.

YAYIN ADI VE SAYFA NO

ÇKA’dan mikro işletmelere 7 milyon TL’lik destek

Mersinli işadamlarından Türk Kültürü’ne destek

Hasan Kırdı’nın canlı performansı beğeni topladı

Mersin Ulaşım Ana Planı hazırlandı

www.mtso.org.tr | YIL: 17 | SAYI: 298 | 6-19 ARALIK 2015> 3’te

Tarım-gıdada bir şeyler yanlış gidiyor…

> 3’te

Şerafettin AŞUTMTSO Yönetim Kurulu Başkanı

> 2’de

www.mtso.org.tr | YIL: 18 | SAYI: 301 | 17-30 OCAK 2016

> 4’te> 4’te

> 7’de

> 7’de

> 5’te

> 5’ te

> 5’te

> 8’de

> 6’da

Mustafa KABADAYI16 No’lu İnşaat Malzemeleri Üretim ve Ticareti Meslek Komitesi Meclis Üyesi

İnşaat malzemesi satıcıları güç birliğine gitme hedefinde

Mehmet KİSİN13 No’lu Ulaşım Araçları İmalat,

Satış ve Onarımı Meslek Komitesi Başkanı

>2’de >2’de > 2’de

Suriyeliler çalışma izni alabiliyor

Tehlikeli Maddelerin Karayoluyla Taşınması Yönetmeliği değişti

Berdan Cıvata’ya ikinci kez İnovaLİG ödülü

> 3’te

Otomobilciler yeni galericiler sitesi istiyor

Kentin değişik bölgelerinde faali-yet gösteren inşaat malzemesi ti-

careti yapan firmalar tek bir merkez-de toplanarak güç birliği sağlamak istiyor. İnşaat malzemesi satıcıları-nın tümünün aynı lokasyonda yer aldığı güçlü bir yapılanma talepleri bulunduğunu anlatan Mersin Tica-ret ve Sanayi Odası (MTSO)16 No’lu İnşaat Malzemeleri Üretim ve Ticare-ti Meslek Komitesi Meclis Üyesi Mus-tafa Kabadayı, bu sayede iyi bir si-nerji oluşacağına dikkat çekti. Böyle bir yapılanmada alıcıların aynı anda tüm ihtiyaçlarını kısa sürede temin

edebileceğini vurgulayan Kabadayı, bu durumun alıcı için de satıcı için de avantaj sağlayacağını söyledi.

Meslek komitesi üyelerinin hırda-vatçılar, cam ticareti yapan firmalar, penciler, inşaat malzemesi ticareti yapan firmalar, boya ve malzeme satıcılarından oluştuğunu MTSO 16 No’lu İnşaat Malzemeleri Üretim ve Ticareti Meslek Komitesi Meclis Üyesi Mustafa Kabadayı, inşaat mal-zemesi satışına yönelik bir sanayi si-tesi oluşturmak istediklerini bildirdi.

kızılay

Kuşların diyarı; Göksu Deltası

Habur Sınır Kapısı MTSO’da masaya yatırıldı

Mersin tanıtımı tek elden yürütülecek

VERİLEN 1 ÜNİTE KAN 3 KİŞİYE CAN OLACAK

Çin’de ara malı ithalatı arttı

Çin Halk Cumhuriyeti dünya ti-caretinde önemli bir yere sahip.

Birçok ülkenin aradığı hemen her türlü ürünü uygun rakamlarla temin edilebildiği lokasyon olarak öne çı-kan Çin Halk Cumhuriyeti, son yıl-larda ithalat rakamlarındaki artışla da dikkat çekiyor. Çin, maruz kaldığı yatırım patlaması karşısında büyük miktarlarda ara malı ithalatına baş-ladı. Ara malı yanında ülkede ha-sadın kötü olduğu yıllarda yapılan gıda ithalatındaki artışlar da göze çarpıyor.

Tüketim eğilimi hızla artan Çin’de fiyatlar yükselirken, yabancı yatı-rımlar ve şehirde kişi başına düşen gelir de artıyor. Bazı gözlemcilerin Çin’in resmi olarak açıklanandan çok daha hızlı büyüdüğünü öne sü-rümesi, bu ülke ile yapılabilecek ti-caret kalemlerinin çeşitlenebileceği

ve ticaretin güçlenebileceği sinyalini veriyor. Önemli bir ham petrol itha-latçısı olan Çin uzay teknolojisi ve elektronik alanında kullanılan bazı ender bulunan madenlerin de artan orandaki üretici ve ihracatçısı. Sahip olduğu hidroelektrik güç potansiye-li ve kömür rezervleri açısından ise dünya birincisi.

Rusya ve Kanada’dan sonra yüzölçü-mü en geniş ülke olan Çin Halk Cum-huriyeti Asya kıtasının doğusunda yer alıyor ve dünyanın en kalabalık ülkelerinden birisi olarak bilini-yor. Doğuda Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti; güneydoğuda Makao; güneyde Laos, Birmanya, Vietnam, Hindistan, Bhutan, Nepal; batıda Pakistan, Afganistan, Tacikistan, Kırgızistan, Kazakistan; kuzeyde Mo-ğolistan Halk Cumhuriyeti ve Rusya Federasyonu ile komşu.

Tarım sektörünün özlemi MTSO’nun girişimleriyle sona erdiMersin Ticaret ve Sanayi Odası

(MTSO) 5 No’lu Tarımsal Destek Faaliyetleri Meslek Komitesi’nin 3 yıldır sürdürdüğü çalışma sonuç ver-di ve tarım sektörünün önemli girdi kalemleri arasında yer alan gübre-nin KDV oranı yüzde 18’den yüzde 1’e düşürüldü. Bu uygulama ile 64. Hükümet, Türk çiftçisine yaklaşık 500 milyon dolarlık doğrudan des-tek verdi.

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası uzun süredir sürdürdüğü kararlı ve takipçi tutumuyla, yürüttüğü lobi

çalışmalarıyla Türk tarımına katkı sağlayan tek Oda oldu. Yeni uygula-ma ile çiftçinin gübreyi daha uygun fiyatlarla temin edebilmesi ve dekar başına gübre kullanımını artırarak ürünlerinin verimini ve kalitesini, paralelinde de ihracatını artırması hedefleniyor.

Konuyla ilgili açıklama yapan MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, 3 yıldır yürütülen lobi faaliyet-lerinin sonuç vermiş olmasının mut-luluğunu yaşadıklarını söyledi.

> 5‘te

Page 2: MTSO Haber Sayı 301

CMYK

5174 sayılı Kanunun 10.maddesi gereğince Odamızca her yıl Ocak ayı içinde üyelik kayıtlarının güncellenmesi işlemi yapılmaktadır. 2016 Ocak ayı içerisinde yapılacak kayıt güncelleme işlemi ile 2016 Yılı hariç olmak üzere geriye yönelik iki yıl içinde (2015–2014 Yılları) tahakkuk etmiş yıllık aidat ve munzam aidat borçlarından hiç bir taksitini ödemeyen ve adresleri tespit edilemeyen üyelerimizin kayıtları askıya alına-

rak meslek grupları ve seçmen listelerinden silinecektir.

Kaydı askıya alınan üyeler geçmiş dönem aidat borçlarının tamamı ödediği takdirde meslek grubu ve seçmen listelerine yeniden kaydedilecektir.

Üyelerimizin mağdur duruma düşmemeleri için geçmiş dönem borçlarını ödemeleri ve Oda kayıtlarının güncelliğini kontrol etmeleri rica olunur.

Detaylı bilgi için 0.324.238 95 00 nolu telefondan dahili 232 ile görüşebilirsiniz.

Sayın üyelerimize duyurulur.

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Üyesi Berdan Cıvata,

Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) düzenlediği İnovaLİG yarış-masında ikinci kez ödül aldı. İno-vasyona ve ihracata dayalı büyüyen üreticilerden 488’inin katıldığı, ilk elemede 50, ikinci elemede 15 kuruluşun finale kaldığı yarışma-da geçen yıl sıralamada 4’ncü olan Berdan Cıvata, bu yıl kendi grubun-da 2’nciliğe yükseldi. Böylece Türki-ye’de İstanbul-Ankara-İzmir üçgeni

dışında Anadolu’da bu ödülü 2’nci kez alan tek şehir, Mersin oldu.

Berdan Cıvata’ ya ödül getiren, bü-yümesine ve ihracatına katkı sağla-yan çalışmaların ilki Asrın Projesi olarak gösterilen Anamur Kıbrıs Ba-rış Suyu Projesi. Firma bu çalışma-da 80 kilometre boydaki boruların bütün cıvata-somun ve saplamala-rının üretimi yanında, bu ürünleri deniz içerisinde takriben 150 yıl paslanmaktan koruyacak özel bir

kaplama için inovasyon gerçekleş-tirdi. Ardından çelik yapılarda ve RES’lerde kullanılan yüksek muka-vemetli cıvata ve somunların sıcak galvanizle kaplanmasında meyda-na gelen hidrojen kırılganlığı riski-ni yok eden firma, bu çalışmasının patentini alındı. Bunların dışında Türkiye’nin ve Avrupa’nın en güçlü (500 ton) Kopma Dayanım Testi Ci-hazında devrim niteliğinde bir de-

ğişiklik yaptıklarını anlatan Berdan Cıvata Yönetim Kurulu Başkanı Ha-san Şemsi, kopma dayanım testini basma yoluyla yaptıklarını söyledi. Bu yöntemle İzmit Geçiş Köprüsü için ürettikleri 10 metre boyda 780 kilo ağırlıktaki ankeraj cıvatalarının diş sıyırma testlerini yapabilecek hale geldiklerini vurgulayan Şemsi, bu çalışmanın da patentini bekle-diklerini açıkladı.

Ülkemizde tehlikeli malların, 30 Kasım 2005 tarih ve 5434

Sayılı Kanun ile taraf olduğu Teh-likeli Malların Karayoluyla Ulusla-rarası Taşınmasına İlişkin Avrupa Anlaşması (ADR) çerçevesinde yü-rürlüğe giren Tehlikeli Maddelerin Karayoluyla Taşınması Hakkında Yönetmeliğe uygun olarak taşınma-

sı gerekiyor. Ancak 31 Aralık 2015 tarihi itibariyle Resmi Gazete’de yayınlanan Tehlikeli Maddelerin Karayoluyla Taşınması Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılma-sına Dair Yönetmelik ile Tehlikeli Maddelerin Karayolu ile Taşınması Hakkında Yönetmelikte bazı deği-şiklikler yapıldı. Buna göre tehlikeli

madde, tehlikeli madde taşımacı-lığında kullanılan ve yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihte trafik sici-line tescilli ve Taşıt Uygunluk Bel-gesi/ADR Uygunluk Belgesi bulun-mayan taşıt sahiplerinin 1 Temmuz 2016’ya kadar taşıtlarına uygunluk değerlendirmesi yaptırması ve Taşıt Durum Tespit Belgesi almaları zo-runlu hale geldi.

Ayrıca tehlikeli maddelerin yurt içindeki taşımasında kullanılan ve bu yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihte trafik siciline tescilli ve Taşıt Uygunluk Belgesi / ADR Uygunluk Belgesi bulunmayan ve Taşıt Durum Tespit Belgesi almamış olan taşıt sa-hipleri 2005 – 2014 model taşıtlar için 31 Aralık 2016 tarihine kadar Bakanlıktan veya Bakanlığın yetki-lendirdiği kurum ve kuruluştan Ta-şıt Uygunluk Belgesi/ADR Uygunluk

Belgesi alması gerekiyor. Aynı şekil-de 1996-2004 model taşıtlarda bu belgenin alınması için son tarih 31 Aralık 2017 iken 1995 model ve ön-cesi taşıtlar için son tarih 31 Aralık 2018. Taşıt Durum Belgesi almayan taşıtlara sözkonusu Yönetmeliğin 28’nci Maddesi 4’üncü Fıkrası (e) Bendi gereğince para cezası uygula-nacağı bildirildi.

TOBB’dan yapılan yazılı açıklama ile ayrıca 1 Temmuz 2016’ya kadar bahsi geçen Taşıt Durum Belgesi alınmayan araçların ve yukarıda belirtilen model yıllarına göre belir-tilen tarihlere kadar Taşıt Uygunluk Belgesi/ADR Uygunluk Belgesi alın-mayan taşıtların da tehlikeli madde taşımacılığında kullanılmayacağı ve dolum tesislerinde kabul edilme-yeceği bilgisinin şifahi olarak alın-dığı bildirildi.

YAYIN ADI VE SAYFA NO

2 YIL: 18 | SAYI: 301 | 17 - 30 OCAK 2016 | www.mtso.org.tr

MERSİN TİCARET VE SANAYİ ODASI’NDAN

ÜYELERE DUYURU

5174 Sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu’nun 24 ve 25. Maddelerine göre yıllık aidat ve munzam aidat Haziran ve Ekim ayları içinde iki eşit taksitte ödenmektedir. Süresi içinde öden-meyen aidat ve munzam aidatlara 6183 sayılı Amme Alacakları Tahsili Usulü Hakkında Kanun gereğince ay-lık %1,40 oranında gecikme cezası uygulanmaktadır.

Vadesi geçen aidat-munzam aidatlar Oda veznelerimize T.İş Bankası, Garanti Bankası ve Yapı Kredi Bankası kre-

di kartları ile 6 taksitte ödenebilir.

Ayrıca Odamız web sayfasından (www.mtso.org.tr.) ve www.vatandas.mtso.org.tr adresinden Garanti Bankası

kredi kartı ile 6 taksitte ödenebilmektedir.

Sayın üyelerimize duyurulur.

Turkuvaz Matbaa Yayıncılık A.Ş.Ceyhan Yolu Üzeri 5.km

Yüreğir / ADANA0322 346 30 93

Atatürk Caddesi MTSO Hizmet BinasıKat: 2-3-4 / MERSİN

Derya GÜLEÇMüzeyyen AŞKAR

Şerafettin AŞUT

Tel: 0324 238 95 00 ( 10 Hat )238 56 56 ( 3 Hat ) - 238 98 00

A. Kadir DÖLEK

Ressam Hasan Kırdı, 57’nci kişisel resim sergisini Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Sanat Galeri-si’nde açtı. Sergi açılışı öncesinde Kırdı’nın gerçekleştirdiği canlı suluboya performansı ise Mersinli sanatseverlerden tam not aldı.

Yurtiçinde ve yurtdışında birçok resim sergisi açan Ressam Hasan Kırdı, 20 eserinin yer aldığı 57’nci kişisel resim sergisini 8 Ocak Cuma günü MTSO Sanat Galeri-si’nde açtı. Açılışa MTSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Kasım Tanrıöver, Genel Sekreter Yardım-cısı Ezgi Biçer Uçar, MTSO Hukuk Müşaviri Dilek Kurtuluş Zubaroğlu ve çok sayıda sanatsever katıldı.

“Ülkemizde resim sanatı öksüz durumda”

Resim yapmanın ve sanatın bir kültür olduğunu belirten Hasan Kırdı, Türkiye’de resim sanatının öksüz olduğunu ve sanatçılara ye-teri kadar saygı gösterilmediğini

söyledi. Yurtdışında sanata ve sa-natçıya verilen değerin çok daha fazla olduğuna dikkat çeken sanat-çı, bu nedenle sergilerinin birço-ğunu yurtdışında açtığını dile ge-tirdi. “Ülkemde bu saygıyı görsem Türkiye’deki sergi sayımı artırırım” diyen Ressam Kırdı, “Maalesef Tür-kiye’de gün geçtikçe galeri sayısı azalıyor. Ülkemizde yeni bir top-lum meydana geldi. Sürekli tüke-ten bir toplum olduk, üretmiyoruz. Teknoloji, genç nesli yaratıcılıktan uzaklaştırdı. Gelecek nesil sanatla ilgilenmeli. Fırçayı eline almalı ve emek vermeli” dedi.

2006 yılından bu yana Antalya’da açmış olduğu atölyesinde çalışma-larına devam ettiğini belirten Ha-san Kırdı’nın MTSO Sanal Galere-si’ndeki sergisi 21 Ocak Perşembe gününe kadar açık kalacak.

Sergi hafta içi 08.30-18.00, Cu-martesi günü ise 10.00-17.00 sa-atleri arasında ziyaret edilebilecek.

Hasan Kırdı’nın canlı performansı beğeni topladı

Tehlikeli Maddelerin Karayoluyla Taşınması Yönetmeliği değişti

Suriyeliler çalışma izni alabiliyor

TOBB Mersin İl Kadın Girişimciler Kurulu’nun Asistanım Olur mu-

sun?

Projesi eğitimlerine katılan Mer-sin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Şerafet-tin Aşut, asistan adaylarıyla soh-bet ederek deneyimlerini paylaştı. Asistan adaylarına ana felse-felerinin çok çalışmak olması

gerektiğini anlatan Aşut, aynı zamanda iyi bir sırdaş olmayı bil-meleri tavsiyesinde de bulundu. Eğitimin yaşı olmadığını hatırlata-rak her dönemde mutlaka eğitime önem vermeleri gerektiğine değinen Aşut, şirketlerin başarısı için asista-nın vereceği desteğin önemine dik-kat çekti.

Başkan Aşut, asistan adaylarıyla deneyim paylaştı

Berdan Cıvata’ya ikinci kez İnovaLİG ödülü

Bakanlar Kurulu’ndaki görüşme-lerin ardından Suriyeli göçmen-

lerin çalışma koşullarına dair yeni düzenlemeler açıklandı. Buna göre belli koşullar altında Suriyeliler de iş gücü piyasasına dahil edilebilecek. Kurulacak yeni sistemden iç savaş nedeniyle ülkesinden kaçıp Türki-ye’ye gelen yaklaşık 2,4 milyon Su-riyeli etkilenecek.

Geçici Koruma Sağlayan Yabancıla-rın Çalışma İzinlerine Dair Yönetme-lik’in yürürlüğe konulması, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın 4 Ocak 2016 tarihli ve 31 Sayılı yazısı üzerine 6458 Sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun 91’nci maddesi ile Geçici Koruma Yönetmeliği’nin 29’uncu maddesi-ne göre Bakanlar Kurulunca 11 Ocak 2016 tarihinde kararlaştırıldı. Geçici Koruma Sağlayan Yabancıların Ça-lışma İzinlerine Dair Yönetmelik 15 Ocak’ta yayınlanan Resmi Gazete ile yürürlüğe girdi.

Buna göre yeni uygulama şöyle:

- Geçici koruma sağlanan yabancılar geçici kimlik belgesi düzenleme tari-hinden 6 ay sonra çalışma izni için

başvurabilecek. Çalışma izni için yetkili kurum İçişleri Bakanlığı ola-cak. Çalışma izni başvuruları, geçici koruma sağlanan yabancıları çalış-tıracak işveren tarafından e-Devlet Kapısı üzerinden yapılabilecek.

-Mevsimlik tarım veya hayvancılık işlerinde çalışacak geçici koruma sağlanan yabancılar çalışma izni muafiyeti kapsamında tutulacak. Çalışma izni muafiyeti başvuruları geçici koruma sağlayan il valiliğine yapılacak.

-Kanunla yalnızca Türk vatandaşları tarafından icrasına izin verilen iş ve meslekler için yapılan başvurular değerlendirme yapılmaksızın işlem-den kaldırılacak.

-Suriyeliler yalnızca geçici koruma izni aldıkları illerde çalışabilecek.

-Bir işyerinde çalıştırılan Suriyeli sa-yısı işyerindeki toplam çalışan sayı-sının yüzde 10’ununu geçemeyecek. Toplam çalışan sayısı ondan az olan işyerlerinde en fazla bir geçici koru-ma sağlanan yabancının çalışması-na izin verilecek.

-Türkiye İş Kurumu tarafından aktif işgücü hizmetleri kapsamında dü-zenlenen kurs ve programlar kapsa-mında bir işyerinde mesleki eğitim ve işbaşı eğitimi görecekler ile bu kişilerin eğitim süresinin sonunda aynı işyerinde çalıştırılması için Ba-kanlığa başvuru yapılabilecek. Bu madde kapsamında yapılacak baş-vurularda Bakanlıkça İşyeri istih-dam kotası farklı uygulanabilecek.

-Geçici tarım işçisi olarak çalışan ya da tarım ve hayvancılık işleriyle uğ-raşan ya da uğraşacak olan Suriyeli mülteciler için kota uygulamasının kaldırılması için valiliklerin izni alı-nacak.

- Suriyeliler yasal mevzuat kapsa-mında istedikleri sektörde çalışabi-lecek.

-Suriyeliler de, Türkiye’deki çalış-ma mevzuatına bağlı olacak. Bu kapsamda Türkiye’de asgari ücretin altında çalışma yaptırılamayacağı hükmü Suriyeliler için de geçerli olacak.

-2 milyon 400 bin Suriyeli-nin yaklaşık yarısının çalış-ma hayatına katılabilecek du-rumda olduğu hesaplanıyor. Bu 1 milyon Suriyeliden 200 bine yakınının ilk aşamada kayıtlı istih-dama katılması bekleniyor.

MERSİN TİCARET VE SANAYİ ODASI’NDAN

Kanunen Üyeliği Askıya Alınacak Üyelerimizin Dikkatine

ÜYELERE DUYURU

Page 3: MTSO Haber Sayı 301

CMYKYAYIN ADI VE SAYFA NO

3 YIL: 18 | SAYI: 301 | 17 - 30 OCAK 2016 | www.mtso.org.tr

Şerafettin AŞUTMTSO Yönetim Kurulu Başkanı

Dünyanın en önemli kuş göç yol-ları üzerinde yer alan Anadolu,

500’e yakın kuş türüne ev sahipliği yapıyor. Mersin’de yer alan Göksu Deltası, dünyanın sayılı kuş göç yol-larından birisi olup, nadir görülen ve nesli yok olma tehlikesi altındaki kuş türlerinin yaşama, üreme, bes-lenme ve konaklamalarına imkân sağlayan önemli bir delta. Ulusla-rarası öneme sahip bu sulak alan, ilimizin Silifke ilçesinde yer alıyor. Toplam alanı 14 bin 800 hektar olan ve Türkiye’de yaşayan kuş türünün 334’üne evsahipliği yapan Göksu Deltası’nda, Türkiye’nin ulusal ve uluslararası öneme sahip 140 kuş türünden 106’sı, dünya çapında yok olma tehlikesi altında olan 24 kuş türünden de 12’si yaşıyor. Göçün en yoğun yaşandığı Nisan ve Eylül ay-ları, kuş gözlemciliği açısından en uygun zaman. Kuşları gözlemlemek için en uygun zaman ise sabahın er-ken saatleri. Sizleri kuşların diyarı olarak ta bilinen Göksu Deltası’na kuşların hareketli dünyasını keş-fetmeye, güzel fotoğraflar çekmeye çağırıyoruz.

Göksu Deltası, özel çevre koruma bölgesi

Göksu Deltası; Mersin’e bağlı Silifke İlçesi’nin güney kenarında, Göksu Irmağı’nın oluşturduğu kıyı ovası

üzerinde yer alır. Toplam alanı 14 bin 800 hektar olan deltanın, do-ğusunda Erdemli, batısında Gülnar, güneyinde Akdeniz ve kuzeyinde Konya vardır. İl merkezine 100 km uzaklıkta olup, 10 adet yerleşim yeri bulunmaktadır. 1994 yılında Ulus-lararası Öneme Sahip Sulak Alanlar (RAMSAR) Sözleşmesi’ne göre Ba-kanlar Kurulu Kararı ile Özel Çevre Koruma Bölgesi sayılarak ulusla-rarası koruma altına alınan Gök-su Deltası, 1996 yılında da Kültür Bakanlığı’nca 1’nci derece doğal sit alanı ilan edilmiş. Türkiye’nin diğer

bölgelerinde nadir görülen göçmen, kışlayan ve kuluçkaya yatan birçok kuş türü burada daha sık görüldü-ğünden, delta kuş gözlemciliği ve kuşbilimciler (Ornitolog) için çekim merkezi konumundadır. Kuş türleri-nin bazıları deltayı sadece göç yolu olarak kullanırken, bazıları deltada

ürüyor veya kışı burada geçiriyor. Dünya çapında nesli tehlikede olan küçük karabatak, tepeli pelikan, yaz ördeği, dikkuyruk, ak kuyruklu kar-tal, şah kartalı, küçük kerkenez ve ada martısı Göksu Deltası’nın ağırla-dığı kuş türlerinden bazıları.

Öte yandan Göksu Deltası, zengin bitki örtüsü, bereketli toprakları, hayvan varlığı ve birçok medeniyete yaptığı ev sahipliğiyle görenleri ken-disine hayran bırakıyor.

Göksu Deltası’nda karasal alanda; tarım arazileri, göller, sazlıklar, tuz-lu bataklılar, kumullar, kumsallar ve yerleşim merkezleri yer alırken, 5 bin 500 hektarlık sulak alanda; Ak-göl ve Paradeniz Lagünü, birçok irili ufaklı sığ ve çoğunlukla mevsimsel göller ile drenaj kanalları ve çeltik tarlalar bulunuyor.

Saz horozu, bölgenin simgesi

Kışlama ve kuluçka alanı olarak

çok sayıda kuş türünün kullandığı delta, yılın hemen her mevsiminde, ilginç ve canlı peyzajın oluşumuna katkı sağlayarak çekiciliğini daha da arttırıyor. Özellikle Akdeniz ku-şağında yalnızca belirli bölgelerde rastlanan ve sayıları gittikçe azalan Saz Horozu, bölgenin simgesi ola-

rak da nitelendiriliyor. Kış aylarında ve göç zamanında kuş popülasyo-nu ve tür sayısının önemli ölçüde arttığı deltada, Türkiye’deki 450 türden 328’ini görmek mümkün. Ayrıca, Türkiye’nin ulusal ve ulus-lararası öneme sahip 140 kuş tü-ründen 106’sı, dünya çapında yok olma tehlikesi altında olan 24 kuş türünden de 12’si Göksu Deltası’nda yaşıyor.

441 bitki türü var

Delta, kuş çeşitliliği yanında zengin bitki çeşitliliğine de sahip. Flora-sında 441 bitki türü tespit edilen deltada, Türkiye’de korunmaya ih-tiyacı olan türlerden 8 endemik ve 32 nadir tür olmak üzere, toplam 40 bitki türü bulunuyor. Delta, düzenli olarak kullandıkları için, büyük fla-mingolar açısından da ayrı bir önem taşıyor. Delta kuşlar tarafından ku-luçkalama mevsimi dışında, çiftleş-me öncesi ve sonrası göçte, kışlama-da da kullanılıyor.

Carettalara da ev sahipliği yapıyor

Göksu Deltası ziyaretçilerine fark-lı tecrübeler de yaşatıyor. Değişik kuş türleri ve bitki çeşitlerini in-celeme yanında yine nesli tüken-me tehlikesiyle karşı karşıya olan farklı canlıları da burada görmek mümkün. Göksu Deltası’nda, 4 tür kara ve su kurbağası, 6 tür kara ve

su kaplumbağası, 14 tür kerten-kele ve 10 yılan türü bulunuyor. ‘’CarettaCaretta’’ ve ‘’CheloniaMy-das’’ türü deniz kaplumbağalarının yumurtalarını bıraktığı, Akdeniz’de-ki en önemli ana yuvalama bölgele-rinden biri olarak nitelenen deltada, ayrıca yumuşak kabuklu Nil Kap-lumbağası’na da rastlanıyor.

Ekolojik değerleri de bünyesinde barındırıyor

Göksu Deltası ve yakın çevresi tarihi ve arkeolojik değerler açısından da önemli zenginliği bünyesinde ba-rındırıyor. Delta içerisinde bulunan 3 höyük kalıntısının Hitit dönemine ait olduğu tahmin ediliyor. Parade-niz Lagünü kenarındaki kumullarda Roma ve Bizans dönemlerine ait bü-yük yapı kalıntılarına rastlanırken, İncekum yakınlarında ve Akgöl’ün civarındaki kumullarda da bazı ka-lıntılar yer alıyor. Bölgeye yakın Ha-cıpaşalar çiftliğinde bulunan iki al-çak höyük, Roma, Bizans kalıntıları, Ulugöz su kovaları ve Atatürk Çiftliği tarihsel nitelik taşıyor. Ayrıca delta-nın batısında tarihi 13., 14. yüzyıla

kadar uzanan çeşitli tarihi kalıntılar bulunuyor.

Göksü Deltası’nda görülebilecek kuş türleri

Küçük karabatak ve tepeli pelikan, üreyen yaz ördeği (50 çift ile Tür-kiye’nin bilinen en büyük popü-lasyonu) ve pasbaş patka (30 çift), kışlayan büyük orman kartalı ve şah kartal gibi, nesilleri dünya ölçeğin-de risk altındaki bu türlerle, delta önemli kuş alanları arasında yer alıyor.

Ayrıca, küçük balaban (25 çift), gece balıkçılı (150 çift), alacabalıkçıl (70 çift), erguvani balıkçıl (50 çift), turaç (50 çift), saz horozu (300 çift), koca-göz (60 çift), bataklıkkırlangıcı (300 çift), akça cılıbıt (200 çift), mah-muzlu kızkuşu (300 çift) ve küçük sumru (150 çift) gibi türler bölgede önemli sayılarda ürüyor. Aralarında boz kaz (1450), fiyu (11.648), ça-murcun (14.952), kaşıkgaga (4325) ve sakarmekenin (36.240) bulundu-ğu büyük sayılarda sukuşu (91.097) alanda kışlarken, göç sırasında da çok sayıda çeltikçi (2500) ve leylek (22.000) burada konaklıyor.

Adres

Mersin’in Silifke İlçesinde Taşucu beldesinde yer alır. İl merkezine 100 km uzaklıktadır.

Kaynak: Mehmet Miras

Kuşların diyarı; Göksu Deltası

Gerek Mersin gerekse Türkiye ola-rak ekonomik büyümede temel

strateji olarak ihracata dayalı bir büyüme modelini seçtik. Üreteceğiz ve bu ürünleri yurt dışına satabilen bir ülke olacağız. Bunu da kısmen başardık. Ancak, ihracata dayalı bü-yüme modelimiz ithalatın bozduğu cari açık sorunumuzu hala çözebil-miş değil. Dahası, 2023 yılı 500 mil-yar dolar ihracat hedefine rağmen, son bir kaç yıldır ihracatımız 150 milyar dolar eşiğine takıldı kaldı. Bu anlamda gerek özel sektör gerekse devletimiz alternatif ürünler, yeni alanlar yaratarak, ar-ge tabanlı yeni-likçi ve yüksek teknolojili bir üretimi hedefleyen açılımla ihracata bizim de destek verdiğimiz bir ivme ka-zandırmaya çalışıyorlar. Ar-Ge des-tekleri gerçekten taktire şayan. Bu açılımlar gelecek vizyonunda orta gelir tuzağından kurtulmak isteyen ülke ekonomimiz için hayatidir ve önemlidir.

Peki ya bu gün? Elbette gelecek için hazırlanacağız ama bu gün elimizde-ki var olan potansiyelleri yeterince değerlendirebiliyor muyuz? Ar-Ge elbette önemli, yüksek teknolojili üretime geçmek, ekonomiyi bilgi ve iletişim teknolojilerine entegre et-meye çalışmak elbette vazgeçilmez şeyler. Ancak, sıkıntımız şu anda ve şimdi… Biz bir yandan ekonomimi-zi geleceğe hazırlarken, eldeki kuşu kaçırmamalı ve var olan potansiyel-lerimizi harekete geçirmeliyiz. Sa-dece bunu başarabilsek ihracatımız olağanüstü artar.

Tarım-gıda ihracatında neden sıçrama yapamıyoruz?

En basiti; ülke olarak bir tarım ül-kesiyiz diyoruz. Mersin olarak tarım ekonomimizin omurgası. Ancak, uzun süredir ne Mersin olarak ne de ülke olarak tarım-gıda ihracatında dikkate değer bir sıçrama yapama-dık. İklimi, su kaynakları, toprağı

mükemmel olan, pazarlara yakın olan bir ülkenin tarım-gıda ihra-catında dünyada söz sahibi olması gerekmez mi? Demek ki Türkiye’de tarımla ilgili bir sıkıntı mevcut. Ta-rımda bozuk olan bir şeyler var. Türkiye’nin aslında tarım politikala-rı ile ilgili bir problemi var. Dünya tarımı değişiyor. Gıda üretimi ve arzı değişiyor. Dünya demografisi, kent-te yaşama oranları ve tüketim şekli değişiyor ama bizim bu konulardaki politikalarımız nedense pek değiş-miyor. Bu da, gıda sanayimizin re-kabet gücünü olumsuz etkiliyor.

Aşağıda ki tabloya baktığımızda; Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkeleri-nin toplam gıda sanayi ithalatının hangi ülkelerden yapıldığını görü-

yoruz. Çoğunluğu Müslümanlardan oluşan bir coğrafyadan söz ediyoruz. Doğal olarak Türkiye gibi güçlü bir gıda sanayine sahip ve Müslüman-ların çoğunlukta olduğu bir ülkenin gıda sanayinin böyle bir bölgede do-ğal üstünlüğü olması gerekmez mi? Bölgesinde sanayi devi olduğunu iddia ettiğimiz Türkiye’nin gıda sanayi, Orta Doğu ve Kuzey Afrika gıda sanayi mamulleri pazarının ancak yirmide birine hükmedebili-yor. Türkiye, bölgenin toplam itha-latında 5’inci sırada diyebilirsiniz. Peki, ilk sıralara kimler hakim? Bir numarada Brezilya var. Bi-zim bölgeye uzaklığı neredeyse 10 bin kilometre olan Brezilya… Türkiye’nin bu pazara uzaklığı ise sadece ortalama 1000 kilometre ci-

varında. Evet, Brezilya’nın çok geniş tarım arazileri olduğu doğru. Peki ya Fransa? Bizden daha mı geniş tarım arazileri var. İkinci sıradaki Fransa’nın bizden kat kat büyük bir gıda sanayisi mi var? Bizim bir ilimiz büyüklüğündeki, toprağı olmayan Hollanda’nın gıda sanayi ihracatı bizden fazla. Bu noktada şu iddia edilebilir; bu ülkelerdeki kalite an-layışı çok yüksek… O zaman kalite anlayışı bizden kat kat aşağıda olan Hindistan nasıl oluyor da bu pazara ihracat yapan en büyük ikinci ülke oluyor. Gerçekleri kabul etmek ak-lın gereğidir. Belli ki tarım-gıdada bir sorunumuz var. Birçok uzmanın hem fikir olduğu bir şey var ki bu sorunun temel nedenin büyük bir bölümü tarım politikalarımızın yan-

lışlığından kaynaklanıyor.

Önemsediğimiz diğer bir gra-fik ise Orta Doğu ve Kuzey Afrika pazarına olan kümes hayvanla-rı ihracatımızı gösteren grafik.

Bu grafik olayı biraz daha spesifik ele alıyor ve somut örnek üzerinde gidiyor.

Türkiye’nin kanatlı hayvan eti ih-racatı 650 milyon dolar civarında. Bölgenin en büyük kanatlı hayvan eti pazarı Birleşik Arap Emirlikleri (BAE). Toplam ithalatı 750 milyon dolar civarında. Yani, Türkiye’nin toplam ihracat tutarını aşan bir tü-ketim var BAE’de.

Üstüne üstlük son 10 yılda ithalatı hızla büyüyor. Bu arada bizim BAE yönetimi ile bir sorunumuz yok. Aynen iki numaralı kanatlı hayvan eti tüketicisi olan Katar’la bir soru-numuz olmadığı gibi. Orada da 300 milyon dolarlık bir pazar var. Peki,

problem ne? BAE, Katar gibi ülke-ler kanatlı hayvan eti ihtiyaçlarını 958 kilometre ötedeki Müslüman kardeşi Türkiye’den değil, 9500 kilometre ötedeki Brezilya’dan kar-şılıyorlar. Bölgeye mal temininde

fiyatlarımıza baktığımızda, Brezil-ya ortalama 1931 dolara mal temin ederken biz ortalama 2217 dolara malı ancak teslim edebiliyoruz. Fiyatımızın, tablodaki mal tedarik-çisi ülke ile karşılaştırıldığında re-kabetçi olmadığı durumlar özellikle işaretlenmiş tabloda.

Türkiye’nin gıda sanayinin bir re-kabet gücü sorunu var. Binlerce iş adamı ve devlet görevlisi sürekli bu pazarlarda dolaşıyor ve bu konuda bir adım atabilmiş değiliz, neden? Yoksa sorun bununda ötesinde ta-rım politikalarımızda mı? Biz tarım-da fiyatları bir biçimde bozup yanlış sinyaller mi veriyoruz? Tarım poli-tikalarımızın özellikle bu bölgede gıda sanayimizin rekabet gücünü or-tadan kaldırdığı rakamlarla ortada.

Tarım sektörü sanayi gibi serbestleşmelidir

Türkiye, 1996’dan sonra Avrupa Birliği ile gümrük birliğine gir-di. Gümrük Birliği esas olarak sanayi mallarını kapsıyor. İma-lat sanayimizi serbestleştirdik. Sanayimizin rekabet gücü arttı. Avrupa’ya imalat sanayi ürünleri ihracatımız üçe katlandı. Türkiye, orta teknolojili bir sanayi ülkesine dönüştü. Gümrük Birliği sanayimize iyi geldi. Ama Türkiye daha tarım sektörünü serbestleştirmedi.

Tarımda piyasadan çok, bürokratla-rın aldığı kararlar belirleyici önem-de. İmalat sanayinde bir problem ortaya çıktığında, piyasaların işleyi-şini suçlayabilirsiniz.

Ancak tarım politikaları söz ko-nusu olduğunda, oradaki hatalar için doğrudan idare öne çıkıyor. Ortaya çıkan sonucun ağırlıklı nede-ni idarenin aldığı kararlardır çünkü. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakan-

lığı’nın Türkiye için tarım politikası tasarlarken gıda sanayinde daha fazla istihdam yaratmaya ve katma değeri artırmaya öncelik vermesi ge-rektiğini düşünüyoruz. Gıda tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın kentlerde gıda faturasını ucuzlatarak yaşamı kolaylaştırmaya daha fazla ağırlık vermesi gerektiğini düşünüyoruz. Gıda fiyatlarının sosyal yardım aracı olarak kullanılmasına artık son ver-memiz gerekiyor. Bu sosyal yardım yapmayalım demek değil. Yapalım ama bu amaç için fiyatlarla oynama-yalım.

O vakit, pazarımız olan ülke-ler, yanı başında Türkiye’nin gıda sanayi dururken gidip dün-yanın öteki kıyısından mal alı-yor. Nakliyesine de katlanıyor. Türkiye’nin tarım sektöründe neyi neden yaptığı, yaptıklarının neye yol açtığını bir düşünmesi gerekiyor.

Tarım sektörü kırsaldan ibaret de-ğildir.Kentlerde işgücü maliyetini ucuzlatmanın yolu tarım sektörüdür. Türkiye’nin tarım politikalarının amaç fonksiyonunu artık değiştir-mesi gerekiyor. 1950’lerde kırsalda yaşayanların oranı yüzde 80’lerdey-ken tasarlanan bir politika çerçevesi, kırda yaşayanların oranı yüzde 25’in altına indiğinde aynen devam ettiri-lemez.

Tarım-gıda da kurumsallaşma, Ta-rım-Gıda Teknoparklarının açılma-sı ve sanayi-tarım entegrasyonu, doğru devlet teşvikleri ve tarım-gı da da sanayide olduğu gibi özel sek-töre daha çok kulak verme; tarım politikalarının hazırlanmasında, strateji belgelerinin oluşturulma-sında özel sektör ile teması koru-mak bu işin temel payandalarıdır. Aksi halde bir zamanlar kendine ye-ten Türkiye, dünyanın en büyük ta-rım-gıda ithalatçısı konumuna gelir.

Tarım-gıdada bir şeyler yanlış gidiyor…

Kaynak : Birleşmiş Milletler COMTRADE, TEPAV hesaplamaları

Kaynak : Birleşmiş Milletler COMTRADE, TEPAV hesaplamaları

Fotoğraf: Mehmet Miras

Fotoğraf: Mehmet Miras

Fotoğraf: Mehmet Miras

Fotoğraf: Mehmet Miras

Orta Doğu ve Kuzey Afrika gıda, tarım ve hayvancılık ithalatının ülkelere göre dağılımı, 2013

Kümes hayvanları ihracatında Orta Doğu ve Kuzey Afrika pazarında Türkiye’nin rekabet pozisyonu, 2013

Page 4: MTSO Haber Sayı 301

CMYKYAYIN ADI VE SAYFA NO

4 YIL: 18 | SAYI: 301 | 17 - 30 OCAK 2016 | www.mtso.org.tr

Çukurova Kalkınma Ajansı (ÇKA) 2016 yılı Mikro İşletmelerde

Kurumsallaşma ve Rekabetçiliğin Geliştirilmesi Mali Destek Progra-mını açıklandı. Desteğin önceliği mikro işletmelerin kurumsallaş-ma düzeyi, ihracat, pazarlama ve kalite standartlarını artırmak. İkinci öncelik ise mikro işletme-lerin ürün, süreç ya da pazarlama yeniliği, ürün geliştirme, ürün çe-şitlendirme olanaklarını artırmak. Bu yıl gıda, içecek, kimya, plastik, tekstil, hazır giyim, makine, me-tal işleri, metalik olmayan mineral ürünler, ayakkabıcılık, materyalle-rin geri kazanımı, mobilya imalatı, lojistik, turizm amaçlı asli konakla-ma tesisleri ve bilişim sektörleri des-teklenecek.

Sektör ve öncelik alanlarında ha-zırlanan projelere toplam 7 mil-yon TL kaynak kullandırılacak. Asgari tutar 25 bin TL, azami tutar ise 250 bin TL olarak belirlendi. Des-teklerden faydalanmak işletmelerin elektronik olarak son başvuru tarihi 8 Nisan 2016, matbu başvurularda ise son başvuru 15 Nisan 2016.

Toplantının açılış konuşmasını ger-çekleştiren ÇKA Genel Sekreteri Lut

fi Altunsu, 2008’den bu yana farklı alanları içeren 22 Mali Destek Prog-ramı uygulandığını bildirdi. Proje teklif çağrısı yöntemiyle uygulanan mali destek programları kapsamın-da ajans tarafından bölgeye 216 milyon TL tutarında kaynak tahsis edildiğini bildiren Altunsu, bugü-ne kadar 3 bin 121 proje başvurusu alındığını ve bu projeler arasından başarılı bulunan 691’i ile sözleşme imzalandığını açıkladı. Bugüne ka-dar uygulanan Mali Destek Programı ile 5 bin kişinin üzerinde istihdam sağlandığını, yüzlerce yeni ürünün üretimine başlandığını ifade eden Altunsu, “Ajans desteklerinden ya-rarlanan KOBİ’lerde ortalama yüzde 25 gelir, yüzde 22 istihdam, yüzde 15 pazar payı, yüzde 17 ihracat ve yüzde 60 kapasite artışı yaşanmıştır” dedi.

Bölgenin imalat sanayi yapısı içinde mikro işletmelerin ÇKA’nın KOBİ’le-re yönelik mali destek programla-rından en az yararlanan grubu oluş-turduğuna dikkat çeken Altunsu, sözlerini şöyle tamamladı:

“Mali destek programlarında mikro işletmelerin küçük ve orta ölçekli iş-letmelerle aynı koşullarda yarışması mikro işletmelerin dezavantaj yaşa-

masına neden oluyordu. Bu nedenle bu yıl mikro işletmelere yönelik ayrı bir program tasarladık.”

Çakacak: “Küçük ölçekli işletmelerden çok sayıda başvuru bekliyoruz”

Mersin Valisi Özdemir Çakacak ise toplantıdaki konuşmasında kaynak bulmakta zorlanan küçük ölçekli işletmeleri desteklemeye önem ver-diklerini belirtti.

Çok sayıda küçük ölçekli işletmenin başvuru yapmasını beklediklerini kaydeden Çakacak, “Bu destekler-den faydalanacak küçük işletmele-rin neleri başardıklarını meslektaş-ları ile paylaşıp örnek olmaları en büyük beklentimiz. Bu durum bizim gelecekteki mali destek programları-mızın da belirleyicisi olacaktır” dedi.

“Doğrudan Destek Programları da açıklandı”

Öte yandan 2016 yılı Doğrudan Faaliyet Desteği ve Teknik Destek Programları da açıklandı. Buna göre 2016’da Doğrudan Faaliyet Destek-leri için 750 bin TL, Teknik Destek Programı için ise 500 bin TL kaynak tutarı belirlendi.

Her faaliyet için verilecek destek mik-tarı asgari 25 bin TL, azami 90 bin TL. Bu program kapsamında uygun başvuru sahipleri ise Adana, Mersin bölgesinde yer alan; yerel yönetim-ler, üniversiteler, sivil toplum ku-ruluşları, organize sanayi bölgeleri, küçük sanayi siteleri, teknoparklar, endüstri bölgeleri, birlikler ve kar amacı gütmeyen kooperatifler ola-rak açıklandı.

Teknik Destek Programı içinse; top-lam bütçe 500 bin TL. Azami tutar 15 bin TL.

ÇKA’dan mikro işletmelere 7 milyon TL’lik destek

Bir taraftan Irak’a doğrudan ihra-cat yapan Türkiye, diğer taraftan

Irak’a yapılan transit ticaretin önem-li bir merkezi. Bu nedenle Habur Sı-nır Kapısı’nın kapatılmasının ardın-dan yaşanan sıkıntılar gün geçtikçe artıyor.

Sektör temsilcileri bu sıkıntılı süreç-te maddi kayıpları yanında pazarı kaybetme endişesi de taşıyor. Alter-natif güzergah olarak Gürbulak Sınır Kapısı görülse de orada da olumsuz hava koşulları, araç yığılmaları ve İran’ın keyfi uygulamaları nedeniyle bu kapıdan da beklenen düzeyde so-nuç alınamıyor.

Lojistik sektöründe faaliyet gösteren firmalardan Mersin Limanı’na, ihra-catçıdan taşımacılara kadar birçok sektör bu dönemde birlikte hareket ederek yaşanan olumsuz tablodan en az hasarla çıkmanın yollarını arı-yor.

Habur Sınır Kapısı’nda bekleyen araç sayısının 10 binleri aşması

endişeleri artırıyor. Sorunun çözü-mü için Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’nda (MTSO) bir araya gelen konunun tarafları çözüm için fikir alışverişinde bulundu. MTSO Yöne-tim Kurulu Üyesi Ufuk Maya baş-kanlığında MTSO’da toplanan UND, Deniz Ticaret Odası, Mersin Limanı, Akdeniz İhracatçı Birlikleri (AKİB), Mersin Antrepocular Derneği, Mer-sin Üniversitesi ve konuyla ilgili MTSO Meslek Komiteleri temsilcileri sıkıntıları masaya yatırıp çare aradı. Hedef, bu dönemde yaşanan sıkın-tıları daha yüksek sesle duyurabil-mek adına birlikte hareket etmek ve sıkıntılar geçinceye kadar konunun taraflarının birbirine olan desteği-nin artırılmasını sağlamak.

Sektör temsilcilerinin yaralarının sa-rılması adına ilgili bakanlıklardan, bankalara, armatörlerden, acentele-re kadar konunun tüm paydaşların-dan çeşitli talepler var.

Toplantı sonunda hazırlanan rapor-da bu talepler şöyle belirlendi:

Habur Sınır Kapısı’nda yaşanan sı-kıntılar ve çözüm önerileri

SORUN-1: Habur Sınır Kapısı açılmasına rağmen günde 50-70 araç giriş çıkış yapabilmektedir. Şu anda Habur Sınır Kapısı’nda Ha-bur Kapı – Katran mevkii arasında ciddi bir güvenlik sorunu bulunmak-tadır. Bu nedenle kapı açılmış olsa bile randımanlı çalışamamaktadır.

ÇÖZÜM-1:Kapının randımanlı çalış-ması için tedbirler arttırılmalıdır.

SORUN-2: İhracatçıların anlaşma ve taahhütleri vardır. Birçok ürün elde kalmıştır. İade olmuştur.

ÇÖZÜM-2: Transit ticaret yapan ih-racatlara gerekli destekler devlet ta-rafından sağlanmalıdır.

SORUN-3: Eximbank’a olan kredi ve ihracat taahhütleri sipariş iptalleri ve mal iadeleri sebebiyle ihracatçı firmalar büyük sıkıntı yaşamaktadır. İlerleyen günlerde yaşamaya da de-vam edeceklerdir.

ÇÖZÜM-3: Eximbank kredileri ve ihracat taahhütleri ertelenmeli ve özellikle iptal ve iade olan ürünlerde taahhüt aranmaması sağlanmalıdır.

SORUN–4: Transit yükler Mersin Limanı’nda yığılmaya başlamış olup Mersin Liman İşletmesi sıkıntı ya-şamakta, mevcut sahalar yetersiz

kalmaktadır. Gelen bu transit yük-ler genellikle Gümrük Bakanlığı’nın antrepoya alınmasını yasakladığı yüklerdir.

ÇÖZÜM-4: Gümrük Bakanlığı’nın acilen bu yüklerle ilgili antrepolarda depolama izni vermesi gerekmekte-dir.

SORUN-5: Transit konteynerlerde büyük demorajlar, ardiyeler ile fu-zuli işgaliyeler oluşmaktadır. Bu du-rum sıkıntı yaratmaktadır.

ÇÖZÜM-5: Armatör acenteleri ve Mersin Liman İşletmesi mücbir se-bep göz önünde bulundurarak de-moraj, ardiye ve fuzuli işgaliye be-dellerinde indirim yapmalıdır.

SORUN-6: Transit taşımacılara veri-len 72 saatlik yol geçiş süresi mücbir sebepten dolayı yetersiz kalmakta ve Gümrük Kanunu gereği nakliyeciler usulsüzlük cezalarına maruz kal-maktadır.

ÇÖZÜM-6: Gümrük Bakanlığı tara-fından 72 saat olan sürenin uzatıl-ması veya tolere edilmesi gerekmek-tedir.

SORUN-7: Ağır ve gabari taşımalar-da alınan yol izin belgeleri mücbir sebepten dolayı sürelerini geçirmiş olup tekrar alınması gerekmemekte-dir. Bu durum taşımacılara ek mali-yet getirmiştir.

ÇÖZÜM-7: Mücbir sebeplere takılan bu taşımacıların yol izin belgelerinin süreleri Ulaştırma Bakanlığı tarafın-dan ya uzatılmalı ya da süre şartı aranmamalıdır.

SORUN-8: Mücbir sebep nedeniyle transit taşıma yapan nakliyeciler araç kredilerini, motorlu taşıtlar vergilerini, SSK primlerini ödeyeme-mektedirler.

ÇÖZÜM-8: Acilen MTV, SSK ödeme-lerinin kriz bitene kadar alınmaması sağlanmalı ve bankalar ile finans

kuruluşlarına olan borçların ertelen-mesi sağlanmalıdır.

SORUN-9: Mücbir sebep nedeniyle lojistik sektör zarar görmüştür.

ÇÖZÜM-9: Zararların kalıcı etki bı-rakmaması sebebiyle lojistik sektöre destek verilmelidir.

SORUN-10: Transit taşıma yapan taşımalar mücbir sebep nedeniyle iç

piyasaya yönelmiş olup bu durum iç taşıma yapan nakliye sektöründe de dengeleri bozmuştur.

ÇÖZÜM-10: Habur Sınır Kapısı bi-ran önce eski performansına kavuş-malıdır.

KURUMLAR TARAFINDAN YAPILMASI GEREKENLER

1 – Kriz Koordinasyon Kurulu kurul-malı. Bu kurul bölgenin sivil toplum örgütleri ve ilgili kurum ve kuruluş-lardan oluşmalı.

2 – Gelişmeler yakından takip edil-meli, bürokrasi üstü acil çözümler üretilmeli.

3 – Kurul katılımcılarına görev dağı-lımı yapılmalı.

4 – Bölgemiz milletvekili, Baş-bakan Yardımcısı Sayın Lütfü El-van’la direk istişare yapılmalı. Acil yapılabilecek önlemler hızlan-dırılmalı.

Habur Sınır Kapısı MTSO’da masaya yatırıldı

Kültür ve Turizm Bakanlığı, Devlet Opera ve Balesi Genel

Müdürlüğü, Uluslararası Türk Kül-türü Teşkilatı (TÜRKSOY) Genel Sekreterliği, Azerbaycan Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Azerbaycan Ankara Büyükelçiliği’nin katkıla-rıyla Mersin’de sahnelenen Köroğ-lu Operası’na Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Meclisi ile Yönetim Kurulu Üyeleri de destek verdi. Köroğlu Operası Türk dünya-sının ilk milli operası olma özelliği taşıyor.

Mersin’de 9, 12 ve 16 Ocak tarihle-rinde olmak üzere 3 kez sahnele-nen opera, 7 ülkeden 250 sanatçı-nın katılımıyla icra edildi. Geçmiş yıllarda Bişkek, Almatı, Bakü, An-kara ve İstanbul’da da sanatsever-lerle buluşan Köroğlu Opera’sı Mer-sin’de de büyük bir ilgiyle izlendi.

Opera’nın önemli bir özelliği daha var. Bestecisi Üzeyir Hacıbeyli’nin doğumunun 130. yıldönümü anı-sına sahneleniyor. Bu yıl aynı za-manda Mersin Ticaret ve Sanayi Odası da kuruluşunun 130. yılını kutluyor.

Eflatun Neimetzade’nin Türkçe’ye uyarladığı Operanın sponsorları arasında MTSO’nun yanı sıra Arbel A.Ş, Aşut Fiberglass, Doğuş Hasta-nesi, Sinan İnşaat, Bumer Tur ve Gürsoy Otomotiv de yer aldı.

Azerbaycan Cumhuriyeti Türkiye Büyükelçisi Faik Bağırov, Azerbay-can Cumhuriyeti Türkiye Büyükel-çiliği Müsteşarı Ramil Gurbanov, Azerbaycan Cumhuriyeti Kültür ve

Turizm Bakanlığı Temsilcisi Elçin Gafarlı, Kazakistan Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı Tem-silcisi Malik Otarbayev, TÜRKSOY Kırgızistan Temsilcisi Kojageldi Kuluev, Türksoy Genel Sekreteri Düsen Kaseinov ile çok sayıda da-vetli katıldı.

Opera öncesinde kısa bir konuş-ma yapan Azerbaycan Büyükelçisi Bağırov, Türkiye ve Azerbaycan’ın kardeş ülkeler olduğuna değine-rek, her iki ülkenin de zengin bir tarihe sahip olduğunu anlattı. İki ülke arası diplomasi, kültür, askeri ve eğitim alanlarında ilişkilerinin her geçen yıl daha ileri taşındığını belirten Bağırov, iki kardeş halkın

duygu ve düşünce bütünlüğünün pekiştirilmesinde kültür ve sanat alanındaki işbirliğinin de önemli bir yer tuttuğunu söyledi.

Bu işbirliğinin ilk somut örneğinin Köroğlu Operası olduğunu dile ge-tiren Bağırov, “Bu proje Türk Dün-yası’nın ortak projesine dönüşmüş-tür” dedi.

Operayı 250 kişilik dev bir kad-ronun sahneleyeceğini kaydeden TÜRKSOY Genel Sekreteri Düsen Kaseinov ise Mersin’i Türk dünya-sının opera merkezi olduğunu be-lirtip, Mersinli işadamlarına sanata verdikleri destekten ötürü teşekkür etti.

Mersinli işadamlarından Türk Kültürü’ne destek

Köroğlu Operası

Page 5: MTSO Haber Sayı 301

CMYKYAYIN ADI VE SAYFA NO

5 YIL: 18 | SAYI: 301 | 17 - 30 OCAK 2016 | www.mtso.org.tr

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 5 No’lu Tarımsal Des-

tek Faaliyetleri Meslek Komitesi’nin 3 yıldır sürdürdüğü çalışma sonuç verdi ve tarım sektörünün önemli girdi kalemleri arasında yer alan gübrenin KDV oranı yüzde 18’den yüzde 1’e düşürüldü. Bu uygulama ile 64. Hükümet, Türk çiftçisine yak-laşık 500 milyon dolarlık doğrudan destek verdi.

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası uzun süredir sürdürdüğü kararlı ve takipçi tutumuyla, yürüttüğü lobi çalışmalarıyla Türk tarımına katkı sağlayan tek Oda oldu. Yeni uygula-ma ile çiftçinin gübreyi daha uygun fiyatlarla temin edebilmesi ve dekar başına gübre kullanımını artırarak ürünlerinin verimini ve kalitesini, paralelinde de ihracatını artırması hedefleniyor.

Konuyla ilgili açıklama yapan MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, 3 yıldır yürütülen lobi faaliyet-lerinin sonuç vermiş olmasının mut-luluğunu yaşadıklarını söyledi. Ya-pılan çalışmanın yalnızca Mersin’i

değil, Türk tarımını ilgilendirdiğini vurgulayan Aşut şöyle konuştu:

“Her zaman söylediğim gibi Meslek Komitelerimiz Oda’mızın mutfa-ğını oluşturuyor. Komitelerimizin çalışmaları bizlere yön veriyor. Bu bağlamda 5 No’lu Tarımsal Destek Faaliyetleri Meslek Komitemizin çalışması da örnek niteliğindedir. Komitemizin çalışması bizlere reh-ber oldu. Bizim girişimlerimiz, Tür-kiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) desteği, Gıda Tarım ve Hay-vancılık Bakanlığı ile Maliye Bakan-lığı nezdinde yürütülen çalışmalar sonuç verdi. Gıda Tarım ve Hayvan-cılık Bakanı Faruk Çelik ile Maliye Bakanımız Naci Ağbal’a da buradan sektör adına bir kez daha teşekkür etmek isterim.”

Hekimoğlu: “Emeğimizin karşılığını hep birlikte aldık”

5 No’lu Meslek Komitesi Meclis Üye-si ve MTSO Yönetim Kurulu Üyesi Enis Hekimoğlu ise Türk tarım sek-törü için önemli bir girdi kalemi olan gübrede yaşanan gelişmenin

rekabetçi yapıya olumlu katkı sağla-yacağını söyledi. “2008’den bu yana Türkiye’de hiçbir sivil toplum örgütü Türk tarımını etkileyecek bu denli önemli bir konu için bu kadar uğ-raşmamıştı” diyen Hekimoğlu, “Ko-mitemiz bu konunun takipçisi oldu. Komitemizin çalışmaları, MTSO Yö-netim Kurulumuz ve TOBB’un aracı-lığıyla yürütülen çalışmalar, bakan-lıklar nezdinde sürdürülen takip ve lobi çalışmaları sonuç verdi” dedi.

64. Hükümetin yeni uygulamasıy-la Türk tarımına rekabetçi bir yapı sağladığını vurgulayan Hekimoğlu, “Kullandığımız gübrenin yüzde 85’i ithal ediliyor yüzde 15’i üretiliyor. Umut ediyoruz ki üretici ve ithalat-çı firmalar yeni uygulama ile Türk çiftçisine doğru fiyatları yansıtmaya devam eder. KDV oranındaki düşüş çiftçi ve bayi satışlarında fiyatlara yansıtılır” dedi. Tarım sektörünün yıllardır beklediği bir uygulamanın MTSO’nun girişimiyle hayata geçi-rildiğini kaydeden Hekimoğlu, bu uygulamanın yaratacağı avantaj ile Türkiye’nin bitkisel üretimde, ihra-catta söz sahibi olabileceğini anlattı.

Tarım sektörünün özlemi MTSO’nun girişimleriyle sona erdi

Mersin’in ulusal ve uluslara-rası alanda gerçekleştireceği

tanıtım çalışmalarının tek elden yürütülmesi adına ilk adım atıldı. Kentteki 62 kurum, kuruluş ve iş dünyasının katkılarıyla Mersin Tanıtım Kalkınma ve Eğitim Vakfı kuruluyor. Kısa adı METKEV olan Vakfın kurulum işlemlerinin 12 Şubat’ta tamamlanması hedefle-niyor.

Büyükşehir Belediyesi ev sa-hipliğinde düzenlenen toplantı ile Mersin Tanıtım Kalkınma ve Eğitim Vakfı Senedi sunumu ger-çekleştirildi. Mersin’in ulusal ve uluslararası boyutta her türlü ta-nıtım faaliyetini yürütmek, kentin kalkınmasına destek olmak, ilin eğitim ve öğretimine katkı sağla-mak ilkelerini benimseyen Vakfın ilk etaptaki geçici bütçesi 5 milyon 120 bin TL olarak belirlendi.

Toplantının açılış konuşmasını yapan Mersin Büyükşehir Beledi-ye Başkanı Burhanettin Kocamaz, Vakıf aracılığıyla kentte tanıtımda güç birliği sağlanacağına, bu sa-yede etkinliklerin etkisinin daha yüksek olacağına inandığını söy-ledi. Kocamaz, “Daha büyük bir güçle oluşacak bu faaliyetlerle Tür-kiye’nin hatta dünyanın gündemi-ne oturacağımıza inanıyorum” de-ğerlendirmesini yaptı. Vakfın kent

tanıtımına yönelik bugünkünden farklı etkinlikler oluşturması ge-rektiğine de değinen Kocamaz, bu çalışmaların bütçesinin de şeffaf olacağını ve katkı sağlayan tüm kurumların desteklerinin ne şekil-de değerlendirildiğini takip edebi-leceğini belirtti.

Mersin Vali Yardımcısı Cezmi Türk Göçer ise Türkiye’de vakıf anlayışı-nın çok eskilere dayandığını, artık vakıfların da kalkınma aracı olarak kullanıldığını, bu nedenle Mersin Tanıtım Kalkınma ve Eğitim Vakfı-nı önemsediklerini söyledi.

Aşut: “Toplanacak paralar cansuyu olacak”

Yıllardır düşünülen bir projenin hayata geçirildiğini kaydeden Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Yö-netim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, şöyle konuştu:

“Kentteki bir çok kurum ve kuru-luş bugüne kadar çeşitli tanıtım faaliyetlerine destek verdi. Her bir kurum ve kuruluş kent tanıtımla-rına yönelik çalışmalarda bugün kendilerinden talep edilen rakam-ların çok daha üzerinde harcama-lar yaptı.

Örneğin MTSO’dan beklenen bütçe 200 bin TL gözüküyor oysa biz yıl

içinde parça parça yaptığımız ta-nıtım harcamalarıyla bu rakamın üzerine çıkıyoruz.

Ya da bir Ticaret Borası’ndan beklenen 200 bin TL’lik bütçe ol-masına rağmen Borsamız geçmiş yıllarda yalnızca bir Narenciye Festivali’nin organizasyonuna 1 milyon TL’nin üzerinde harcama yapıyordu. Sonuç olarak burada belirlenen 5 milyon TL’lik Vakıf bütçesi sembolik bir bütçedir. He-nüz yeni kurulan bir vakfın cansu-yudur. Bundan sonrasında etkin-likler arttıkça verilecek destekler de artacaktır. Çünkü çalışmalar her geçen gün kentin tamamını kapsayan bir yapıya doğru gide-cektir.”

Vakfın geçici Yönetim Kurulu’nda yer alan isimler ise şöyle:

“Mersin Valiliği, Mersin Büyükşe-hir Belediyesi, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, Denizkızı Turizm A.Ş, Mersin Üniversitesi, Mersin Deniz Ticaret Odası ile Tarsus Be-lediye Başkanlığı.”

Geçici Yönetim Kurulu Vakfın tes-cil tarihinden itibaren en geç bir ay içinde mütevelli heyeti toplantıya çağıracak olup bu süre içinde se-nette belirtilen görev ve yetkileri yerine getirecek.

Mersin tanıtımı tek elden yürütülecek

Mersin Büyükşehir Belediyesi ta-rafından Boğaziçi Proje Mühen-

dislik firmasına hazırlatılan Mersin Ulaşım Ana Planı kamuoyu ile pay-laşıldı. Yeni plan ile yaya ve bisiklet yolları, toplu taşıma ile özel otomo-bil ve otopark sorununun aynı anda çözümü hedefleniyor. Toplu taşıma, bisiklet ve özel araç yollarının enteg-re olduğu bir ulaşım modeli planla-nıyor. Firmanın Mersin için önerdiği yüksek kapasiteli, konforlu ve hızlı toplu taşıma modeli ise monoray ya da hafif metro.

Şehir Plancısı Ulaşım Yüksek Mü-hendisi Yücel Erden, projenin detay-ları hakkında bilgi verdi. Projenin öncelikli amacının ulaşım altyapı-sının planlanması olduğunu kayde-den Erden, bunun için toplu taşıma sistemlerinin, karayolu sisteminin, yaya ve bisiklet altyapısının, otopark sisteminin planlanıp ulaşım türleri arasında bir entegrasyon oluşturul-ması gerektiğini söyledi. Ulaşım Ana Planı’nı 10 ay gibi kısa bir sürede tamamlamayı hedeflediklerini kay-deden Erden, çalışmanın üç etapta tamamlanacağını anlattı. Bugüne kadar mevcut bilgiler ile yeni bilgi-leri toparlayıp değerlendirdiklerini ifade eden Yücel Erden, model gir-

dileri hazırlayıp model oluşturma aşamasını da tamamlamak üzere olduklarını söyledi. Son aşamada ise planlamanın yapılacağını belir-ten Erden, projenin Tarsus’tan Ana-mur’a kadar ilçeleriyle birlikte tüm Mersin’i kapsadığını belirtti.

Bugüne kadar sürücüler, yayalar, yolcular, bisikletlilerden oluşan top-lam 23 bin 629 kişi ile anket yaptık-larını, yolcu taşıt ve kavşak sayım-ları gerçekleştirdiklerini açıklayan Erden, bu saha çalışmalarını 285 ki-şilik bir ekiple sürdürdüklerini dile getirdi.

“Otomobil sayısı hızla artıyor”

Yıllara göre karşılaştırmalar yaptık-larını anlatan Yücel Erden, 2009’da yapılan ulaşım ana planı ile karşılaş-tırıldığında 2015’te kent nüfusunun yüzde 12,5 artışla 908 bin 870 kişi-ye ulaştığını, otomobil sayısının ise yüzde 60,1’lik artışla 116 bin 946’ya yükseldiğini açıkladı. Ulaşım türle-ri kıyaslandığında ise 2009’a göre toplu taşıma araçlarında kullanım azalırken özel araç kullanımının art-tığının görüleceğini söyleyen Erden, yaya trafiğinin de artış eğiliminde olduğuna dikkat çekti. Kentte top-

lu taşıma araçlarını ya da bisiklet kullanırken yaşanan sıkıntıları tes-pit ettiklerini ifade eden Erden, bu çalışmalar sonunda kısa vadeli acil eylem planı hazırladıklarını açıkla-dı. 90 kavşakta trafik düzenlemesi projesi yaptıklarını, sinyal planlarını oluşturduklarını ve mikro simülas-yon yazılımları ile test etmeye başla-dıklarını ifade eden Erden, “Yol yatı-rımları maliyetlidir ve geri dönüşleri de oldukça zordur. Bu nedenle sıkın-tı yaşanmaması için ilk denemeleri simülasyon üzerinden gerçekleşti-riyoruz” dedi. Yeni bisiklet yolları, bisiklet park yerleri, kiralık bisiklet

uygulamaları üzerinde çalıştıklarını belirten Erden, uzun dönemde uy-gulanacak otopark politikalarının da bir diğer çalışma konuları olduğunu anlattı. Tüm kullanıcıları gözeten, standartlara uygun plan ve projelere yoğunlaştıklarına işaret eden Erden, toplu taşıma uygulamalarının reha-bilitasyon planları üzerinde çalışıl-dığını da söyledi.

“2030 yılı rakamlarını planlayarak çalışıyoruz”

2030 yılına yönelik tahminler doğ-rultusunda planlamalar yaptıklarını dile getiren Yücel Erden, 2030’da toplam kent nüfusunun 3 milyon 950 bin kişiye ulaşmasını bekle-diklerini anlattı. Ulaşım türlerin-de yaya ve bisiklet yolu kullanım oranının yüzde 42’den yüzde 31’e gerileyeceğini tahmin ettiklerini belirten Erden, özel araç kullanı-mının yüzde 22’den yüzde 29’a yükselmesini, servis aracı kullanı-mının yüzde 12’den 13’e çıkmasını, toplu taşıma araçlarının kullanı-mının ise yüzde 24’ten yüzde 27’ye ulaşmasını beklediklerini söyledi. Bütüncül bir kentsel ulaşım ana planı için 5’er yıllık yatırım planları düşündüklerini ifade eden Erden, Mersin’e en uygun toplu taşıma sis-teminin monoray ya da hafif raylı sistem olacağını vurguladı.

Sunumun ardından kısa bir değer-

lendirme yapan Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başka-nı Şerafettin Aşut, kentin acil olarak ulaşım ana planının uygulamalarına ihtiyaç duyduğunu anlattı. Projeyi

önemsediklerini ve beğendiklerini bildiren Aşut, kağıt üzerinde çalış-maların iyi gözüktüğünü, ancak asıl önemli bölümün uygulama aşaması olduğunu söyledi.

Mersin Ulaşım Ana Planı hazırlandı

Page 6: MTSO Haber Sayı 301

CMYKYAYIN ADI VE SAYFA NO

6 YIL: 18 | SAYI: 301 | 17 - 30 OCAK 2016 | www.mtso.org.tr

Çin Halk Cumhuriyeti dünya ti-caretinde önemli bir yere sahip.

Birçok ülkenin aradığı hemen her türlü ürünü uygun rakamlarla temin edilebildiği lokasyon olarak öne çı-kan Çin Halk Cumhuriyeti, son yıl-larda ithalat rakamlarındaki artışla da dikkat çekiyor. Çin, maruz kaldığı yatırım patlaması karşısında büyük miktarlarda ara malı ithalatına baş-ladı. Ara malı yanında ülkede ha-sadın kötü olduğu yıllarda yapılan gıda ithalatındaki artışlar da göze çarpıyor.

Tüketim eğilimi hızla artan Çin’de fiyatlar yükselirken, yabancı yatı-rımlar ve şehirde kişi başına düşen gelir de artıyor. Bazı gözlemcilerin Çin’in resmi olarak açıklanandan çok daha hızlı büyüdüğünü öne sü-rümesi, bu ülke ile yapılabilecek ti-caret kalemlerinin çeşitlenebileceği ve ticaretin güçlenebileceği sinyalini veriyor. Önemli bir ham petrol itha-latçısı olan Çin uzay teknolojisi ve elektronik alanında kullanılan bazı ender bulunan madenlerin de artan orandaki üretici ve ihracatçısı. Sahip olduğu hidroelektrik güç potansiye-li ve kömür rezervleri açısından ise dünya birincisi.

Rusya ve Kanada’dan sonra yüzölçü-mü en geniş ülke olan Çin Halk Cum-huriyeti Asya kıtasının doğusunda yer alıyor ve dünyanın en kalabalık ülkelerinden birisi olarak bilini-yor. Doğuda Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti; güneydoğuda Makao; güneyde Laos, Birmanya, Vietnam, Hindistan, Bhutan, Nepal; batıda Pakistan, Afganistan, Tacikistan, Kırgızistan, Kazakistan; kuzeyde Mo-ğolistan Halk Cumhuriyeti ve Rusya Federasyonu ile komşu. Çin’in top-lam kara sınırları uzunluğu 20 bin kilometreden fazla.

Nüfus ve işgücü yapısı

2014 yılı rakamlarına göre ülke nüfusu 1,37 milyara ulaştı. 21. yy ortalarına kadar nüfusun artmaya devam etmesi ve 1,6 milyar civarın-da dengelenmesi bekleniyor. Uygu-lanan politikalar sonucunda nüfus azalarak da olsa artma eğiliminde.

Nüfus içerisinde yaşlıların gençle-re oranı giderek artıyor. Nüfusun yüzde 91,6’sı Han kökenli Çinliler, yüzde 16,7’sini ise aralarında Uygur-ların da bulunduğu diğer azınlıklar oluşturuyor. Ailelerin tek çocuk sa-hibi olmaları teşvik ediliyor. Yüksek nüfus, Çin için bir taraftan en büyük sorunlardan birisini teşkil ederken diğer taraftan büyük bir ekonomik güç kaynağı olma özelliği taşıyor.

Gelecek 10 yılda yaklaşık 70 milyon kişinin iş gücüne katılacağı öngörü-lüyor.

Doğal kaynaklar ve çevre

Çin, maden ve mineraller yönünden

zengin bir ülke. Aralarında demir, demir alaşımlı metal cevherleri, fosfat, tungsten, molibden ve titan-yumun bulunduğu yaklaşık 17 ma-den ve mineral türünde dünya lideri konumunda. Bu arada Çin, uzay teknolojisi ve elektronik alanında kullanılan bazı ender bulunan ma-denlerin de artan orandaki üretici ve ihracatçısı. Sahip olduğu hidroelekt-rik güç potansiyeli ve kömür rezerv-leri açısından da dünya birincisi. Ancak üretilen kömürün kalitesinin düşük olduğu söylenebilir. Yer yer karşılaşılan enerji darboğazları ülke ekonomik gelişmesinin en önemli engellerinden biri. Hali hazırda top-lam enerji ihtiyacının yüzde 70’i kö-mürden elde ediliyor. Çin önemli bir ham petrol ithalatçısıdır.

Ekonomi politikaları

Çin son dönemde yabancı serma-yeyi çekme konusunda çok başarılı oldu. 1990’ların başından itibaren gelişmekte olan ülkelere yapılan ya-tırımların başında Çin yer alıyor. Çin hükümeti yabancı yatırımlara ayrı-calıklı muamele yerine ülkenin bu anlamda bir doyuma ulaştığı düşün-cesi ile yerli ve yabancı yatırımlara eşit muamele anlamına gelen ulus-lararası kabul görmüş, “Milli Mua-mele” ilkesini uyguluyor. Bununla birlikte altyapının zayıf olduğu batı ve iç bölgelerde özellikle uzun va-deli projeler için bazı özel teşvikler düşünülüyor.

Dış ticaret

Genel durum

ABD, Çin’in ihracattaki en büyük pazar. 2014’te ABD’ye ihracat 396,1 milyar dolar olarak gerçekleşti. ABD’nin yanı sıra Çin önemli miktar-daki ihracatını, Asya kıtasında Hong Kong, Japonya ve Güney Kore’ye gerçekleştiriyor. Diğer taraftan Ja-ponya, Güney Kore ve Tayvan Çin’in ithalatında ve karşılıklı ticarette gi-derek önemi artan ticari partnerleri. AB ülkeleri de Çin’in önemli ticari partnerleri arasında yer alıyor. Hong Kong özel durumu nedeniyle Çin için bir antrepo ve re-export merkezi durumunda.

İhracatında başlıca ürünler

Yabancı sermayeli şirketler Çin’in ihracat artışına önemli katkıda bu-lunuyor. Yerli özel sermayeye sahip şirketlerin ihracat içindeki oranı da giderek artıyor. Son yıllarda, özellik-le yabancı sermayeli şirketlerde üre-timde katma değer düzenli şekilde artıyor. Buna bağlı olarak da otoma-tik bilgi işlem makineleri gibi katma değeri yüksek ürünlerin ihracatı da artıyor.

İthalatında başlıca ürünler

İhracat artışına karşılık pek çok ih-raç ürününün ithal girdiler içerme-

si nedeniyle Çin’in ithalatında da önemli bir büyüme var.  Petrol ve maden cevherleri gibi hammadde ithalatında düzenli bir artış eğilimi görülüyor. Zira yerli üretim artık ihtiyacı karşılamıyor. Çin, maruz kaldığı yatırım patlaması karşısında büyük miktarlarda ara malı da ithal ediyor. Özellikle Çin’de hasadın kötü olduğu yıllarda gıda ithalatında da artışlar görülüyor.

Türkiye ile Ticaret

Genel durum

Türkiye ile Çin arasındaki ticari iliş-kiler, ilk kez 1 milyar Amerikan do-ları ticaret hacminin aşıldığı 2000 yılından bu yana düzenli bir gelişme gösteriyor.

İkili ticaret 2005’te 7,4 milyar, 2010’da ise 19,5 milyar Amerikan dolarına yükseldi. 2011 yılında ilk kez 24 milyar doların üzerine çıkan dış ticaret hacmi, 2012 yılında da aynı seviyeyi koruyarak 24,12 mil-yar dolar oldu. 2013 yılında ise dış ticaret hacmi 2012 yılında ara ver-diği artış ivmesine devam ederek 28,29 milyar dolara sıçradı.İkili ti-cari ilişkilerdeki memnuniyet verici gelişmeye rağmen, Çin ile ticarette Türkiye›nin karşılaştığı açık, yıllar

itibariyle artış göstermektedir. İkili ticarette, 2011 yılı itibariyle dış tica-ret açığı 19,2 milyar Amerikan dola-rıdır. 2012’de ise dış ticaret açığının 18,5 milyar doların altında olduğu gözlemlenir. 2013 yılına gelindi-ğinde dış ticaret açığının artışına devam ederek 21 milyar dolar aştığı görülmektedir.

İhracat

Türkiye’nin Çin’e ihracatı yıllar itiba-riyle artış göstermekle birlikte, gerek Çin’in ithalat potansiyeli gerek Tür-kiye’nin üretim ve ihracat kapasitesi dikkate alındığında yeterli görül-müyor. 2002’de sadece 268 milyon Amerikan doları olan Türkiye’nin Çin’e ihracatı, 2007’de 1,04 milyar Amerikan dolarına, 2013’te ise 3,60 milyar Amerikan dolarına yükseldi.İki trilyon Amerikan dolarına yakla-

şan ithalat potansiyeline sahip olan ve iç tüketime dayalı büyüme süre-cine geçmeye çalışan Çin’e yönelik Türkiye’nin ihracatının yeterli bir seviyeye ulaşamamasının temel ne-denleri olarak, bu ülkedeki tüketim eğilimleri ile pazar farklılığı gösteri-lebilir. Çin pazarının “kendine özgü” yapısı, bölge içi (Güneydoğu Asya ve Pasifik) ticaretin çok güçlü olması, Çin’in önemli küresel ticaret ülkeleri ve blokları tarafından çevrelenmesi, Türkiye ile Çin arasında özel ticaret anlaşmalarının bulunmaması da di-ğer etkenler arasında.

Ayrıca karşılıklı yatırım ilişkilerinin yeterince gelişmemiş olması ve ih-racatçılarımızın Çin ve Asya-Pasifik bölgesine yönelik sistematik çalış-malar yürütmemesi de önemli et-kenlerdendir.

Türkiye’nin Çin’e ihracatının yapı-sı incelediğinde, Çin ekonomisinin ihtiyaç duyduğu hammadde ve kimyasal ağırlıklı bir yapının oldu-ğu görülür. Bu kapsamda, mermer ve doğal taş, krom cevherleri, bakır cevherleri, kurşun cevherleri, çinko cevherleri, kimyasallar Türkiye’nin Çin’e temel ihraç ürünlerini oluştu-rur. Bununla birlikte, oto yedek par-çaları, çeşitli makineler (gaz türbini, dokuma makinesi vb.) deri, yün, pamuk ve halı gibi bazı ürün grupla-rının ihracatında da gelişmeler göz-lemlenmektedir.

İthalat

Çin ile Türkiye’nin ticari ilişkileri ithalat ağırlıklı bir gelişim sergi-ler. Türkiye’nin 2000’de 1,3 mil-yar Amerikan doları olan ithalatı, 2005’te 6,8 milyar, 2010’da ise bir önceki yıla göre yüzde 35 artarak, 17,18 milyar Amerikan doları olarak gerçekleşti. 2011’de yine aynı oran-da artarak 21,69 milyar Amerikan dolarına ulaştı. 2012’de ise Çin’den yapılan ithalatta -2009’dan bu yana- ilk kez düşüş yaşandı. 2013’te tekrar yükselişe geçen Türkiye’nin Çin’den ithalatı 24,6 milyar dolar olarak kay-

dedildi. Çin’den gerçekleştirilen it-halatın yapısı incelendiğinde, geniş bir ürün çeşitliliği olduğu görülür. İthalatın önemli bir bölümünü ya-tırım ve ara malları (3/4’ünü), geri kalanını ise tüketim malları oluştu-rur. 2013 yılı verilerine göre Türki-ye’nin Çin’den ithalatında öne çıkan kalemler, otomatik bilgi işlem maki-neleri ve aksamı, telli telefon-telgraf için elektrikli cihazlar, elektrikli ses/görüntülü işaret cihazlar, elektrik konvertisörleri, pamuk, oyuncak, te-levizyon alıcıları, iplik ve oto yedek ürünleridir.

İşadamlarının pazarda dikkat etmesi gereken hususlar

Ticareti etkileyen kültürel faktörler

Çin’deki iş gelenekleri arasında so-yadının önce kullanılması önemli-dir. İş toplantıları sırasında kart alı-nıp verilmesi doğal bir uygulamadır. Kartın bir yüzünün Çin harfleriyle yazılmasının uygun olacağı düşü-nülmektedir. 

İş toplantıları için, gerek kamu ku-rumlarında, gerekse büyük şirketler-de özel salonlar kullanılır. Büroların kullanılması adet değildir. Toplan-tılar resmi bir havada geçer ve otu-rulan yerler protokole göre belirle-nir. En üst düzey Çinli katılımcının, en üst düzey misafiri kendi sağına oturtması yaygın bir uygulamadır.

Dakik olmak önemlidir. Toplantı sı-rasında her iki taraf kısa bir tanışma ve açış konuşması yapar. Önemli olan ise, bundan sonraki kısımda Çinli taraf önce söze başlamışsa, so-nuna kadar müdahale etmemek ve kendi görüşlerini en sonda söz alın-dığında dile getirmektir.

İş toplantıları sırasında, Çinlilerin ev sahibi olduğu akşam yemekleri-nin erken saatte başladığını bilmek gerekir. İş yemekleri çoğu kez akşam saat 18.00’de başlatılır. Yemek, mey-velerden hemen sonra, aniden saat 20.00 gibi sona erdirilir. Bu şaşırtıcı gelse de yaygın bir durumdur.

Özellikle bir masaya sığılmayacak derecedeki büyük iş yemeklerin-de,  hiyerarşi sırasına göre konukla-rı masalarında elde kadehle tek tek ziyaret etmek önemli bir gelenektir. 

Pasaport ve vize işlemleri

Yeşil ve gri hizmet pasaportu taşı-yanlar dışındaki tüm Türk vatan-daşları ülkeye girmek için vize sa-hibi olmak zorundadır. Ankara için vize başvuruları Pazartesi, Salı ve Perşembe günleri saat 09.30-12.00 arası kabul edilmektedir. Başvuru sırasında 1 adet fotoğraf gerekmekte ayrıca bir form doldurulmaktadır. Vize verilmesi yaklaşık 10 gün sür-mektedir o nedenle Büyükelçiliğe mümkün olduğunca erken başvu-ru yapılması tavsiye edilir. Turistik çıkışlarda uçak gidiş dönüş konfir-masyonu ve banka hesap cüzdanı fotokopisi istenmektedir.  

Resmi tatiller ve çalışma saatleri

Mesai saatleri, pazartesiden cu-maya, sabah 08.00-12.00 ve ara sonrası 13.00-17.00’a kadar uzanır. Bankalar da saat 17.00’ye kadar hizmet verir. Ancak bazı bankalar pazartesi günleri kapalıdır. Alışve-riş yerleri akşam 20.30 civarlarında kapanır. Özel lokantalarda ise sabah 06.00’dan gece geç saatlere kadar yemek yenilebilir.

Kullanılan Lisan

Çin, etnik çeşitliliğe sahip bir ülke olarak 56 kadar etnik grubu barın-dırır. Resmi istatistiklere göre nüfu-sun yaklaşık yüzde 92’si Han etnik grubuna mensuptur. Çok sayıda bölge güçlü yerel yönetimlere sahip. Ülkede yaygın ve resmi dil Han dili olduğundan, ticari ilişkilerde Çin’ce olarak bu dil esas alınır. Azınlıklar kendi dillerini konuşsalar da yazılı olarak bu diller yaygın değildir.

Ulaşım

Çin’e giriş sırasında bulundurulma-sı gereken belgeler arasında geçerli bir pasaport ve vize yanında, sınır-da doldurulan “Giriş ve Çıkış Kayıt Formu” önemlidir. Ayrıca ülkede 6 aydan daha fazla kalacak kişilerden HIV negatif belgesi istenir.

Çin›de trafik sıkışıklığı özellikle bü-yük şehirlerde önemli bir problem. Örneğin, Pekin’de oldukça yoğun bir trafik olduğu görülür. Özellikle iş çı-kış saatlerinde (iş çıkış saati akşam saat 5.30) trafik sıkışıklıkları yaşa-nır. Bu trafik sıkışıklığının nedeni şehirdeki özel araç sayısının son yıl-larda olağanüstü bir yükseliş göster-miş olmasıdır.

Tüm tabelalar Çince yanında İngiliz-ce ile de yazılmıştır.

Duyurular da İngilizce olarak tekrar-

lanmaktadır. Minibüsler, özellikle başlıca ticaret ve turizm merkezleri arasında çokça bulunduklarından tavsiye edilir. Taksi, tüm merkez-lerde kolaylıkla bulunabilen ve çok pahalı olmayan bir alternatiftir. Türkiye’de olduğu gibi gidilen me-safeye ve gece-gündüz durumuna göre ücret alan taksilerde dikkat edilmesi gereken şey, inerken fiş ta-lep edilmesidir. Haksız yere yüksek ücret alınması sık rastlanan bir du-rumdur. Fişte yazılı taksi numarası ile herhangi bir konudaki rahatsız-lığın yetkililere iletilmesi mümkün olmaktadır. Ayrıca çoğu taksi şofö-rünün İngilizce bilmediği gerçe-ğinden yola çıkarak gidilecek yerin adresinin Çin harfleriyle yazılmış olarak elde tutulması gerekebilir. Özellikle şehirlerarası yolculuklarda kullanılabilecek trenler, pek tavsiye edilmezler. Genelde kalabalık olan trenler pek rahat bir yolculuk imka-nı vermezler. Suyolu taşımacılığı ter-cih edilen bir yol değildir ve bu yol kullanılacaksa önceden bir seyahat acentesi ile temas kurulması özellik-le önerilmektedir. Ülke içi havayolu taşımacılığı halen 42 kadar şirket tarafından yürütülmektedir.

Yerel saat

Çin, büyük bir ülke olduğundan Pe-kin saati tüm ülke için baz alınmıştır. İki ülke arasındaki saat dilimi farkı 6 saattir. Çin’de yaz saati uygulaması olmadığından bu fark yaz aylarında 5 saate inmektedir.

Konaklama

Otel rezervasyonlarının önceden yapılması gerektiği yoğun talep dö-nemlerinde özellikle hatırlanmalı-dır.

Halen sahip oldukları olanaklar ve hizmetleri açısından, Çin’in başlıca otelleri uluslararası standartları ya-kalamış durumdadır. Oteller, yük-sek, orta ve düşük kalite olmak üzere üç gruba ayrıldığında, yüksek kalite olanların Batı’daki otellerden çok

farklı olmadıkları söylenebilir. Orta kalite oteller genelde turistlere hiz-met verirler ve güvenle kalınabile-cek yerler durumundadırlar. Düşük kalite oteller daha ziyade motel nite-liğindedirler. Çin’de kalınan yerlerde çalışanlara bahşiş verilmez.

Sağlık

Çin’in belli başlı hastanelerinde ya-bancılara ayaküstü tedavi hizmeti sunan bölümler oluşturulmuştur. Herhangi bir sağlık sorunu duru-munda bu bölümlere başvurula-bilir. Daha ciddi durumlar için ise buralardaki doktorların referansı ile Hong Kong hastanelerine taşınmak gerekebilmektedir.

İklim

Çin, kış aylarının oldukça soğuk ve kuru geçtiği bir ülkedir. Örneğin, kı-şın Pekin›in havası Ankara›dan çok daha kurudur. Yağışlar yaz aylarında toplanmaktadır.

Özellikle kış aylarında ülkenin ku-zeyi ile güneyi arasındaki ısı farkına dikkat etmek gerekir. Kuzey, daha soğuk iken; güney, tropikal bir etki-dedir.

Nemlilik oranları da bölgeden böl-geye değişir ve özellikle güneydoğu bölgelerinde nem yüksektir.

Kaynak: Ekonomi Bakanlığı

Çin’de ara malı ithalatı arttı

Page 7: MTSO Haber Sayı 301

CMYKYAYIN ADI VE SAYFA NO

7 YIL: 18 | SAYI: 301 | 17 - 30 OCAK 2016 | www.mtso.org.tr

13 No’lu Ulaşım Araçları İmalat, Satış ve Onarımı Meslek Komitesi Başkanı

Mehmet KİSİN

Mustafa KABADAYI16 No’lu İnşaat Malzemeleri Üretim ve Ticareti Meslek Komitesi Meclis Üyesi

Otomobilciler yeni galericiler sitesi istiyorOtomotiv sektör temsilcileri Mer-

sin’in batısında yeni bir oto galericileri sitesi kurulmasını isti-yor. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 13 No’lu Ulaşım Araçları İmalat, Satış ve Onarımı Meslek Ko-mitesi’nin de desteklediği bu yatırım için en az 100 bin metrekarelik yeni bir arazi talebi var. Sektör temsilcile-ri gerekli çalışmaları yürütmek adı-na kooperatif kurulumunu tamam-ladı. Bürokratik engellerin aşılması halinde çalışmalar başlayacak. Yeni site içinde bir muayene istasyonu kurulması da talepler arasında yer alıyor.

MTSO 13 No’lu Ulaşım Araçları İma-lat, Satış ve Onarımı Meslek Komi-tesi Başkanı Mehmet Kisin, mevcut oto galericiler sitesinin ihtiyacı kar-şılamakta zorlandığını, bu nedenle sektör temsilcilerinin yeni bir gale-riciler sitesi talebinde bulunduğunu söyledi. Daha büyük bir site planlan-ması gerektiğini anlatan Kisin, kuru-lacak yeni sitenin ulaşım sorununun bulunmaması, otoban bağlantısı ol-ması gerektiğini belirtip, “Bu neden-le de şehrin batısının tercih edilmesi gerektiğini düşünüyoruz” dedi.

Mersin’de oto galericilerin otomo-bil, minibüs ile otobüs ve tır ile ağır ticari araç galerileri olarak üçe bö-lündüğünü kaydeden Kisin, bu alan-larda alım satım yapan 500’e yakın firma bulunduğunu anlattı. Mevcut galericiler sitesinin bu bağlamda bakıldığında yeterli gelmeyeceğini vurgulayan Mehmet Kisin, otomo-bil müşteri grubunun farklı ihtiyaç ve beklentileri bulunduğuna işaret etti. Bu nedenle eğer bir planlamaya gidilecekse her grup için ayrı bir site planlanabileceğini dile getiren Kisin, Mersin’in ikinci, hatta üçüncü siteye

ihtiyacı olduğunu anlattı. Önümüz-deki süreçte ihtiyaç doğrultusunda her üç segment için ayrı ayrı galeri-ci siteleri planlanabileceğini ifade eden Kisin, “Binek otomobil alıcıları araç almaya giderken ulaşım sorunu bulunmayan, daha konforlu bölge-leri tercih ediyorlar. Satışlarımızı ar-tırmak istiyorsak yer seçimine özen göstermeliyiz” ifadelerini kullandı.

İçerisinde galericilerin yanı sıra ban-ka, noter, restoran, çocuk oyun parkı gibi sosyal donatılar planladıklarını da açıklayan Mehmet Kisin şunları söyledi:

“Böyle bir sitenin yapımı için Oda-mıza üye olan sektör temsilcileri 5 yıldan fazla süredir çalışıyor. Biz de komite olarak hemen her toplantı-mızda bu konuyu görüşüyoruz. Bu konuyla ilgili çalışmaları yürütmek adına Odamız üyelerinden oluşan bir grup kooperatif kurdu ve gerek-li maddi olanak sağlanacak. Bize uygun bir yer gösterilerek imar izni verilmesi halinde derhal çalışmalara başlayabiliriz. En az 100 bin metre-karelik bir alana ihtiyacımız bulun-makta. Bu alanda minimum 200 iş-letmenin yer almasını planlıyoruz.”

“Sitede muayene istasyonu kurulabilir”

Mersin’de sektörde bir diğer soru-nun TÜV muayenelerinde yaşan-dığına dikkat çeken Mehmet Kisin, “Otomobillerde iki yılda bir, ticari araçlarda yılda bir kez muayene mecburiyeti bulunmakta. Kentimiz-deki tüm araç kullanıcılarının bu hizmeti alabilmek adına TÜV Türk İstasyonu’na gitmesi gerekiyor. Ancak araç sayısı her geçen gün artı-yor ve bu istasyon artık talebi karşı-

lamakta zorlanıyor” dedi.

Mersin merkezde yalnızca bir tane istasyon bulunması nedeniyle kul-lanıcıların mağdur olduğunu vurgu-layan Kisin, sayının mutlaka artması gerektiğini söyleyip yeni istasyon adresi olarak da yeni planladıkları oto galericiler sitesini gösterdi.

Teknolojinin her geçen gün geliştiği dünyada artık hiçbir yerde 5-10 gün-lük muayene bekleme sürelerinin bulunmadığını kaydeden Kisin, bu konuya acil çözüm beklediklerini söyledi.

“Personel bulmakta sıkıntı çekiyoruz”

Bir diğer sıkıntının kalifiye eleman bulunması noktasında yaşandığını ifade eden Mehmet Kisin, şöyle ko-nuştu:

“Komitemiz bünyesinde otomotiv yetkili bayileri, oto galericiler, oto ki-ralamacıları, otomotiv tamir, bakım ve yedek parça ticareti yapan firma-lar bulunuyor. 300’ün üzerinde üye-ye sahibiz. Hepimizin ortak sorunu ise kalifiye personel konusunda ya-şanıyor.”

Meslek liselerinin özellikle otomobil bakım ve tamiratına yönelik branş-larının yeniden gözden geçirilmesi gerektiğine dikkat çeken Kisin, mes-lek liselerini bu konuda yeterli bul-madığını söyledi.

“Bizim sıkıntımız, ülkemizdeki mesleksizlik sorununun en somut örneği” değerlendirmesini yapan Kisin, “Aslında ülkemizde işsizlik değil, mesleksizlik var. Bu konuda İŞKUR’a büyük görev düşüyor” dedi.

“Sigortada rekabetin önü açılmalı”

Yaşanan sıkıntılara bu yıl bir de trafik sigortalarının eklendiğine işaret eden Mehmet Kisin, 2015 yılı sonunda araç sahiplerini yakından ilgilendiren zorunlu trafik sigortası maliyetlerinin beklentinin çok üze-rinde arttığını söyledi. Bir yıl önce yaklaşık 300 TL’ye yapılan bir sigor-tanın bugün 700 TL’ye yapılabildiği-ni hatırlatan Kisin, bu noktada sigor-ta şirketleri arasında rekabetçiliğin önünün açılması gerektiğini anlattı. Makul seviyelerdeki bir sigortanın aracın maliyetinin belli bir yüzdesini geçmemesi gerektiğini vurgulayan Kisin, “Örneğin bir aracın bedeli 40 bin TL ise sigorta ödemesi 200 TL’yi geçmemeli” ifadelerini kullandı. Hükümetin bu konuda çalışmaları bulunduğunu hatırlatan Kisin, çözü-mün ivedilikle hayata geçirilmesini beklediklerini bildirdi. Kisin sigorta konusunda hem sigorta acenteleri ve sigorta firmalarının hem de kul-lanıcıların bilinçlenmesi gerektiğini de söyledi.

Yüksek maliyetler bizleri zorluyor

Seçim dönemlerinde çeşitli siyasi partilerin verdiği sözler nedeniyle 2016 yılının Ocak ayında asgari üc-rette artış yaşandığını da hatırlatan Mehmet Kisin sözlerini, şu değerlen-dirmelerle tamamladı:

“Asgari ücret artışı toplam maliye-timizin yüzde 30’a yakın artmasını da beraberinde getirdi. Üyelerimizin sıkıntısı her geçen gün artıyor. Önü-müzdeki süreç, işsizlik sıkıntısının artacağı endişesi veriyor. Bu durum gelecekte hepimizi sıkıntıya soka-caktır.”

Mersin’in ikinci, hatta üçüncü galericiler sitesine ihtiyacı var. Bu siteyi yapmaya sektör temsilcileri talip. Bunun için kooperatif kurulumu tamamlandı. Uygun bir yer gösterilip imar izni verilmesi, bürokratik engellerin kaldırılması halinde çalışmalar vakit kaybedilmeden başlayacak.

Kentin değişik bölgelerinde faa-liyet gösteren inşaat malzemesi

ticareti yapan firmalar tek bir mer-kezde toplanarak güç birliği sağla-mak istiyor. İnşaat malzemesi satı-cılarının tümünün aynı lokasyonda yer aldığı güçlü bir yapılanma talep-leri bulunduğunu anlatan Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO)16 No’lu İnşaat Malzemeleri Üretim ve Ticareti Meslek Komitesi Meclis Üyesi Mustafa Kabadayı, bu sayede iyi bir sinerji oluşacağına dikkat çek-ti. Böyle bir yapılanmada alıcıların aynı anda tüm ihtiyaçlarını kısa sü-rede temin edebileceğini vurgulayan Kabadayı, bu durumun alıcı için de satıcı için de avantaj sağlayacağını söyledi.

Meslek komitesi üyelerinin hırda-vatçılar, cam ticareti yapan firmalar, penciler, inşaat malzemesi ticareti yapan firmalar, boya ve malzeme satıcılarından oluştuğunu MTSO 16 No’lu İnşaat Malzemeleri Üretim ve Ticareti Meslek Komitesi Mec-lis Üyesi Mustafa Kabadayı, inşaat malzemesi satışına yönelik bir sa-nayi sitesi oluşturmak istediklerini bildirdi. Kısa adını MİMSU olarak düşündükleri Mersin İnşaat Malze-meleri Sanayicileri ve Üreticileri adı altında bir site oluşturma planları bulunduğunu kaydeden Kabadayı, bu konudaki çalışmaları sürdürdük-lerini anlattı. Büyükşehir Belediyesi

ile gerekli görüşmeleri yaptıklarını ve en az 200 dönümlük arazi talep-leri bulunduğunu bildiren Kabadayı, “Tüm sektörün bir arada olması gü-cümüzü artıracaktır. Ortak sarf mal-zemesi alımlarımızı birlikte gerçek-leştirip bu sayede maliyetlerimizi de düşürebiliriz” dedi. 200 dönümde yaklaşık 500 esnafın faaliyet gös-terebileceğini kaydeden Kabadayı, bu site içinde otel, restoran, banka gibi sosyal donatılar da planladık-larını dile getirdi. Kabadayı, buraya gelecek olan alıcıların aradıkları tüm ürünleri bir arada bulup temin etme fırsatı yakalayarak zamandan tasarruf edebileceğini vurguladı. Bu bölgede yalnızca satış yapılmayaca-ğına da değinen Kabadayı, arzu edil-mesi halinde küçük çaplı imalatlar gerçekleştirilebileceğine de dikkat çekti.

“2016 için umutluyuz”

Sektöre ilişkin değerlendirme de ya-pan Mustafa Kabadayı, Mersin’de in-şaat sektörünün 2015’te umduğunu bulamadığını anlattı. 2016’dan ise umutlu olduklarını belirten Kabada-yı, seçimlerin bitmesi ve hükümetin aldığı kararlarla daha iyi bir yıl ge-çireceklerine inandığını söyledi. Bu yıl hükümetin de kamu ve özel yatı-rımlara ağırlık vereceğini kaydeden Kabadayı, bu durumun inşaat mal-zemesi satışlarında hareketlenmeyi

de beraberinde getireceğini anlattı. Yatırımlarda Mersin özelinde sıkın-tının çözümü için imar planlarının tamamlanmasını beklediklerini ifade eden Kabadayı, “Bu yıl içinde 1/5.000 ve 1/1.000’lik planların ta-mamlanması halinde sektörümüzün önünün daha çok açılacağını düşü-nüyorum” değerlendirmesi yaptı. Planların bu yıl tamamlanmasını beklediklerini dile getiren Kabadayı şöyle konuştu:

“Şehir dışından bölgemize yatırım yapmak isteyen çok sayıda firma var. İmar planlarının tamamlanıp yatırımların açılması halinde hem kentimiz daha çok yatırım çekebile-cek hem de sektörümüzde ciddi bir hareketlenme yaşanacaktır, istih-dam artacaktır. Böylesi bir hareket piyasaları da canlandıracak ve tüm Mersin kazanacaktır.”

“Fiyat dalgalanmaları sektörü zorluyor”

Sektörün önemli sıkıntılarından bir tanesinin de dövizdeki dalgalan-malar olduğunu kaydeden Mustafa Kabadayı, bu dalgalanmalara bağlı olarak demir, çimento gibi inşaat sektörünün lokomotif kalemlerinin fiyatlarında da hareketlilik yaşan-dığını söyledi. Fiyat istikrarsızlıkla-rının son aylarda önemli bir sorun haline geldiğini vurgulayan Kabada-

yı, bu durumun bir süre daha devam edeceğini tahmin ettiğini anlattı. Sektörün hareketlenmesi için bek-lentilerine de değinen Kabadayı, özellikle banka kredilerinin düşme-sini istediklerini söyledi.

Mevcut durumda kredi faizlerinin 1,37 seviyesinde olduğunu anlatan Kabadayı, bu rakamın 1’in altına düşmesinin tüm kesimleri rahatla-tacağını bildirdi.

“Mersin için söz verilen yatırımlar hayata geçmeli”

Mersin’de son dönemlerde yatırım-larda bir hareketlenme yaşandığına da değinen Mustafa Kabadayı özel-likle sağlık turizmini de canlandı-racak olan hastane yatırımlarında hareket olduğunu bildirdi.

Turizm, lojistik, tarım sektöründe yaşanacak bir canlanmanın parale-linde inşaat sektörünü de hareket-lendirdiğine dikkat çeken Kabadayı, “Bu dönemde özellikle Sayın Baş-bakan Yardımcımız Lütfi Elvan’ın kentimiz için söz verdiği büyük ya-tırımları başlatmasını bekliyoruz. Bu yatırımların başlamasıyla ken-timizin ufku daha da çok açacaktır. Havaalanı, otoban yolları, duble yol yapımları, turizm yatırımları kenti-mize bir hareket getirecektir” diye konuştu.

İnşaat malzemesi satıcıları güç birliğine gitme hedefinde

Mersin İnşaat Malzemeleri Sanayicileri ve Üreticileri adı altında bir site kurulması halinde oluşacak sinerji alıcıyı da satıcıyı da mutlu edecektir

Page 8: MTSO Haber Sayı 301

CMYKYAYIN ADI VE SAYFA NO

8 YIL: 18 | SAYI: 301 | 17 - 30 OCAK 2016 | www.mtso.org.tr

Mesai Dışı: 0324 325 86 05Tel: 0324 231 25 25

MTSO Hizmet Binası önünde ger-çekleştirilen organizasyon şenlik havasında geçti. Kampanyaya katı-lan bağışçılara sponsor olan Şeker-ci Hasan Yozgat, Güney Süt ve Yum-my Meyvesuları da cezerye, ayran ile meyvesuyu ikram etti. Ayrıca katılımcılara Kızılay ve MTSO lo-golu polar atkılar hediye edildi. Or-ganizasyon sahasında oluşturulan fotoğraf çekim alanında bağışçılar fotoğraf çekerek sosyal medyada paylaşma imkanı da buldu.

Oldukça renkli geçen organizasyo-na MTSO Yönetim Kurulu Üyeleri, Meclis Üyeleri, Komite Üyeleri, per-soneli ile Büyükşehir Belediyesi yö-neticileri ve personeli, çevre esnafı ve halk katıldı.

Organizasyon sonrası MTSO Yöne-tim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, yaptığı açıklamada, “Bir damla kan hayat kurtarır. Bu nedenle kampan-yayı çok önemsiyoruz” dedi. Top-lum olarak kan bağışı konusunda duyarlı olmak gerektiğini kaydeden Aşut, Türk Kızılayı’nın bu duyarlı-lığın sağlanmasındaki etkinliğinin yadsınamayacağını söyledi. Kan toplama ve dağılımını sağlamada yalnızca ulusal değil Türk Kızıla-

yı’nın uluslararası bir marka oldu-ğuna değinen Aşut, “İstiklal Sava-şı’nda dahi önemli kan toplayıcı kurumlardan biriydi. Bu gücünü artırarak sürdürüyor” dedi.

Büyükşehir Belediye Başkanı Bur-hanettin Kocamaz ise insan vücu-du için en önemli maddenin kan olduğunu ve bunun tek kaynağının da insan olduğunu söyledi. Kanın öneminin kan anonsları yapıldığı dönemde daha iyi anlaşıldığını vur-gulayan Kocamaz, “Bir ünite kan için nasıl bir telaşa düşüldüğünü iyi biliyorum. Bu konuda herkesi daha duyarlı olmaya davet ediyo-rum” dedi. Kızılay’ın bu konuya büyük emek verdiğini dile getiren Kocamaz, “Bizler de destek olmaya çalışıyoruz. Umarım hedefe ulaşı-rız” diye konuştu.

“Kan vermek de organ bağışı kadar önemli”

Türk Kızılayı Orta Akdeniz Bölgesi Kan Merkezi Müdürü Dr. Tunçhan Demir, kış aylarında kan temininin zorlaşması nedeniyle bu dönem-lerde düzenlenen kampanyaların önemli olduğunu söyledi. “Destek olan Mersin Ticaret ve Sanayi Odası

ile Büyükşehir Belediyesi’ne teşek-kür ediyoruz” diyen Demir, şöyle konuştu:

“Ayrıca Bir Kan Bir Fidan Projemiz de bulunmakta. 2015 yılında Tür-kiye genelinde bu kapsamda 2 mil-yon fidan diktik ve bunun 60 bin adedi Mersin’e dikildi. Önemli olan bu konuda farkındalığı ve bilinci artırabilmemiz.”

Türk Kızılayı Mersin Şube Baş-kanı Necmi Erdem ise kan ver-menin de organ bağışı kadar önemli olduğuna dikkat çekti. Bilinçli bağışçılarla birlikte Mer-sin’in kan bağışı toplamada Türki-ye genelinde 5’inci sırada bulundu-ğunu anlatan Erdem, “Kan verip bir hayat kurtarmanın manevi değeri hiçbir şeyle ölçülemez” dedi. Geçen yıl Mersin olarak kan bağışı topla-ma hedeflerine ulaştıklarını belir-ten Erdem, “Ocak ayı hedefimiz ise 70 bin ünite kan toplamak. Burada bu hedefin startını verdik” ifadele-rini kullandı.

Türk Kızılay’ı tarafından organize edilen, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) ile Büyükşehir Belediyesi’nin desteklediği Kan Bağışı Kampanyası büyük ilgi gördü. Ayrıca kampanya, ‘Bir Kan, Bir Fidan’ projesi ile de destekleniyor. Bu kapsamda Kızılay tarafından Mersin Toroslar Bölgesi’nde her bağışçı adına bir fidan dikilecek.

Kan bağışı kampanyasına yoğun ilgi

Bağışa destek veren firmalarımızdan bazıları