millî iradenin zaferi: 15 temmuz 2016 - tpb · temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire...

132
Eylül 2016 //// HAKİMİYET MİLLETİNDİR 9 772147 661000 39 ISSN 2147-6616 39 Meclis’in bombalandığı kara gece ... 36 Demokrasi nöbeti Yenikapı’da taçlandı ...112 TBMM tek yürek, tek vücut ... 44 Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 ...06

Upload: others

Post on 21-Mar-2021

2 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

Eylül 2016 //// HAKİMİYET MİLLETİNDİR

9 772147 661000

3 9ISSN 2147-6616

39

Meclis’in bombalandığı kara gece...36

Demokrasi nöbeti Yenikapı’da taçlandı...112

TBMM tek yürek, tek vücut...44

Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016...06

Page 2: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun
Page 3: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

YAPIM

Büyükharf Bas. Yay. Tan. Dan. ve Org. Ltd. Şti.Uğur Mumcu Cad. 89/8 Çankaya/ANKARAT: 0312 446 15 72 F: 0312 446 15 82www.buyukharf.com.tr

BASKI

Özel MatbaasıBasım Yeri: Matbaacılar Sanayi Sitesi 1514. Sokak No: 6İvedik/Ostim/ANKARAT: 0312 395 06 08Basım Tarihi: 01.09.2016

Eylül 2016 Sayı: 39Fiyatı: 20 TL/Kurum ve kuruluşlar için: 30 TL

Yerel süreli yayınISSN 2147-6616

Yayımlanan yazıların hukuki sorumluluğu yazarlarına aittir. Makul alıntılar dışında izinsiz iktibas yapılamaz.

Büyükharf Bas. Yay. Tan. Dan. ve Org. Ltd. Şti. adına TPB Parlamento Dergisi Sahibi ve Yazı İşleri Müdürü Eren Safi

Yayın Koordinatörü Erbay Kücet

Editör Songül Baş

Yazı İşleriBurçin ArmutluÇağla TaşkınElif ErdemEnver UygunGökçe DoruNehir ÖztürkNeşe SarıdoğanNil ÖzbenOrhan GülenayPınar ÇavuşoğluSena KılıçZeynep Yiğit

Katkıda BulunanlarDr. Ahmet TetikHakan ArslanbenzerDr. Polat Safi

TasarımEvrim UluçaySinan Günçiner

Genel Koordinatörİsmail Demir

YAYIN KURULU

Yahya AKMAN 21, 22, 23, 24. Dönem Şanlıurfa Milletvekili

Cahit BAĞCI23, 24, 25. Dönem Çorum Milletvekili

Kadir Ramazan COŞKUNGenel Sekreter19. Dönem İstanbul Milletvekili

İlknur İNCEÖZAksaray Milletvekili

Alpaslan KAVAKLIOĞLUNiğde Milletvekili

Ömer Faruk ÖZGenel Sayman23. ve 24. Dönem Malatya Milletvekili

Ramazan Kerim ÖZKAN22, 23, 24. Dönem Burdur Milletvekili

TÜRK PARLAMENTERLER BİRLİĞİ GENEL BAŞKANNevzat PAKDİL22, 23, 24. Dönem Kahramanmaraş Milletvekili

Page 4: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

İÇİNDEKİLEREYLÜL 2016

26 TBMM Başkanı Kahraman:15 Temmuz gecesi Meclisimizi açarak birlik ve beraberlik içinde demokrasiye sahip çıktık

20 Cumhurbaşkanı Erdoğan:Milletimizin dik duruşu nesiller boyunca takdirle anlatılacak

06

30 Başbakan Yıldırım:Bu aziz milletin bir ferdi olmaktan bir kez daha gurur duydum

36 MECLIS’IN BOMBALANDIĞI KARA GECE

MİLLÎ İRADENİN ZAFERİ15 TEMMUZ 2016

Page 5: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

4 BAŞKAN’IN MESAJI

62 SAAT SAAT MİLLÎ ZAFER

66 MİLLETVEKİLLERİNDEN 15 TEMMUZ DEĞERLENDİRMELERİ

70 DARBE GECESİNİ BÖYLE YAŞADILAR

77 VATANDAŞLAR NE DİYOR?

84 CAHİT BAĞCI: BÜTÜNLEŞTİK, MİLLET OLDUK

86 O GECEYE TANIKLIK EDEN HABERCİLER

93 VATANDAŞLAR NE DİYOR?

94 MİLLETVEKİLLERİNDEN 15 TEMMUZ DEĞERLENDİRMELERİ

104 YAŞAR KARAYEL: MİLLETİMİZ DEVLETİNE VE DEMOKRASİYE SAHİP ÇIKMIŞ, HALKIN GÜCÜ TANKIN GÜCÜNÜ YENMİŞTİR

122 SOSYAL MEDYA GÜNLÜKLERİ

54 TPB GENEL BAŞKANI NEVZAT PAKDİL: MİLLET İRADESİNE EL KOYMAK KİMSENİN HAKKI VE HADDİ DEĞİLDİR

78 SİYASİ PARTİ GRUPLARI DARBE GİRİŞİMİNİ KINADI100 TÜRK DEMOKRASİSİNE İNEN İLK DARBE: 27 MAYIS 1960

44 TBMM TEK YÜREK,TEK VÜCUT...

DEMOKRASİ NÖBETİ YENİKAPI’DATAÇLANDI

DİYANET İŞLERİ BAŞKANI PROF. DR. MEHMET GÖRMEZ İLE SÖYLEŞİ

112108

Page 6: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

4

15 Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire

atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-

zı emanet ettiğimiz ordumuzun içinde yuvalanmış

bir grup terörist, milletin alınteriyle alınmış silahları

milletin sinesine doğrulttu. Balkan Savaşları’nda,

Cihan Harbi’nde, Yunan işgalinde düşman ordularının

bile sivil halkımıza yapmadığı muameleyi Fetullahçı

Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY)

mensupları gözlerini kırpmadan gerçekleştirdi. Meşru

hükümeti devirerek Türkiye’yi dış güçlerin emrindeki

sözde liderlerine teslim etmek isteyen caniler, demok-

rasiye sahip çıkmak üzere meydanları dolduran silahsız

insanlara ateş etti, tankları üzerlerine sürdü, havadan

bomba yağdırdı. Darbeci askerlerin kanlı saldırılarını

sürdürdüğü kara gecede milletimiz ve onun iradesinin

DARBE KARANLIĞINDAN DEMOKRASİ AYDINLIĞINA

BAŞKAN’IN MESAJI

tecelligahı Gazi Meclisimiz ise asırlarca unutulmayacak bir destan yazdı.

Ne var ki yaşanan acılar akla Kurtuluş Savaşı’nın ardından İstiklal Marşı’nı

yeniden yazması teklif edilen merhum Mehmet Âkif’in şu sözünü getiriyor:

“Allah bir daha bu millete bir İstiklal Marşı yazdırmasın.”

Türkiye, ne yazık ki, caddelerde tankların yürüdüğünü, askerî uçakların alçak

uçuş yaptığını daha önce de gördü. 27 Mayıs 1960 sabahı çoğunluğunu düşük

rütbeli subayların oluşturduğu bir cuntanın ele geçirdiği tanklar sokağa çıkmış,

askerler seçimle gelmiş hükümeti devirmiş, TBMM’yi kapatmış, böylece ülke-

miz askerî darbelerle tanışmıştı. 27 Mayıs’ın sonuçları çok ağır oldu. Demokrasi

getirdiğini söyleyen ve Başbakan Adnan Menderes’i diktatörlükle suçlayan

darbeciler, Başbakan’la birlikte Maliye Bakanı Hasan Polatkan ve Dışişleri

Bakanı Fatin Rüştü Zorlu’yu idam etti. Demokrasimize çalınan bu kara lekeyi

unutmayan milletimiz darağacında can veren şehitlerini her zaman gönlün-

de yaşattı. 12 Mart 1971’de askerler bu kez silahlı müdahale tehdidiyle dikildi

demokrasinin karşısına. Meşru hükümeti istifaya zorlayan muhtıra maalesef

yüce Meclis’in kürsüsünde okundu. TBMM içinden hükümet kurulmasına

izin vermeyen askerlerin atadığı bakanlarla oluşmuş kabineler Türkiye’de

kalkınmanın ve istikrarın önüne set çekti. Bu süreçte ilan edilen sıkıyönetimle

binlerce kişi takibata uğradı, haksız cezalara çarptırıldı, işinden edildi, işkence

gördü. 12 Eylül 1980’deyse izleri yıllarca silinmeyecek acılara sebep olan darbe

yaşandı. Yine TBMM kapatıldı, insanların temel hak ve özgürlükleri kısıtlandı,

basın susturuldu, devlet mekanizması işlemez hale geldi. 2014 yılında yargı-

lanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nı ve TBMM’yi ortadan kaldırmaya,

Meclis’in görevini yapmasını engellemeye teşebbüs suçundan müebbet hapis

cezasına çarptırılan ve orgenerallik rütbesinin erliğe düşürülmesine karar ve-

rilen Kenan Evren’in hafızalardan çıkmayan “Asmayalım da besleyelim mi?”

söylemi ve “bir sağdan, bir soldan” prensibiyle onlarca mahkum idam edildi.

Gözaltında kaybolan, işkencede hayatını kaybeden yüzlerce vatandaşımızın

yanı sıra bir neslin travmalarla yetişmesine neden olan 12 Eylül’den 17 yıl sonra,

28 Şubat sürecinde tanklar tekrar sokağa çıktı. “Demokrasiye balans ayarı”

yapıldığı söylenerek dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan istifaya zorlandı.

27 Nisan 2007’ye gelindiğinde, kendilerini meşru hükümetin üzerinde gören

güçler, silahlar çekilmeden ama aba altından sopa göstererek yine demokrasiyi

gölgelemek istedi.

Nevzat Pakdil Türk Parlamenterler Birliği Genel Başkanı22, 23, 24. Dönem Kahramanmaraş Milletvekili

Page 7: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

15 TEMMUZ, MİLLETİMİZİN DEMOKRASİYE SAHİP ÇIKMASI AÇISINDAN BİR MİLAT OLMUŞTUR. DİRENİŞİMİZİN, BİRLİK VE BERABERLİĞİMİZİN SEMBOLÜ HALİNE GELEN BU GÜN, ASIRLAR BOYU UNUTULMAYACAKTIR.

5

Darbeye direnme kültürü

Demokrasi tarihimizde askerî vesayetin ortadan kaldırılamaz olduğuna ilişkin inanç 2000’li

yıllarla birlikte yıkılmıştır. Bu dönemdeki hükümetlerin çalışmaları, TBMM’de kabul edilen

kanunlar, sivil toplum örgütlerinin girişimleri, medya organlarının duyarlılıkları sayesinde

darbelere ve darbe girişimlerine karşı bir bilinç oluştuğunu söyleyebiliriz. 27 Mayıs’ta ve

12 Eylül’de siyasilerin darbe karşısında teslim olan, 12 Mart ve 28 Şubat’ta hükümetten

çekilen tavrının aksine 27 Nisan 2007 e-muhtırası karşısında o dönem Başbakanlık görevini

yürüten Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın dik duruşu bir kırılma noktası olmuş-

tur. Tehditten çekinmek yerine onun üstüne giden, Meclis’i ve meşru hükümeti yalnızca

millete hesap verme konumunda gördüğünü dile getiren Erdoğan’ın bu yaklaşımı siyaset

kültürümüzdeki yerini almıştır. Cumhurbaşkanımızın 15 Temmuz gecesindeki daveti üzerine

halkın meydanlara çıkıp canını düşünmeden tankların önüne dikilmesini hazırlayan sürecin

arka planında, son yılların demokratik kazanımlarıyla yerleşen yeni siyasi kültürün olduğu

da hatırlanmalıdır.

15 Temmuz akşamı yaşananları birkaç kelimeye sığdırmak gerekirse, FETÖ mensupları,

Türkiye’nin can damarlarını, TBMM’yi, Polis Özel Harekat’ı, Millî İstihbarat Teşkilatı’nı,

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ni uçaklardan bombaladılar. Adı artık 15 Temmuz Şehitler Köp-

rüsü olan Boğaziçi Köprüsü’nde halkın

üzerine ateş açtılar, darbe girişimini

engellemek isteyen masum insanları

şehit ettiler. Hiçbir düşman ordusunun

veya darbeci zihniyetin aklından geçir-

meye bile cesaret edemediği şekilde

Gazi Meclis’e Türk uçaklarından bomba

yağdırılması, TBMM’de temsil edilen

tüm partiler tarafından şiddetle kınan-

dı. Milletimizi ve devletimizi karanlığa

sürüklemek üzere yola çıkan hainler,

ilk silleyi milletten yedi. Meydanlarda

halk, TBMM çatısı altında başta Meclis

Başkanımız İsmail Kahraman olmak

üzere milletvekillerimiz o gece darbe-

cilere geçit verilmeyeceğini gösterdi.

15 Temmuz, milletimizin demokra-

siye sahip çıkması açısından bir milat

olmuştur; direnişimizin, kurtuluşumu-

zun, birlik ve beraberliğimizin sembolü

haline gelmiştir. 15 Temmuz, şehitler

günümüz olmuştur. 21. yüzyılda böyle-

si hain bir darbe girişimine kalkışanlar,

Meclisimizi devre dışı bırakarak dev-

leti ele geçirmeye çalışanlar lanetle

anılacaklardır. Darbe girişimini kanıyla

canıyla engelleyen sivil vatandaşları-

mız, Emniyet ve Silahlı Kuvvetler men-

suplarımız ebediyete kadar şükranla,

minnetle yâd edileceklerdir. Darbe

teşebbüsü sırasında hayatlarını kay-

beden şehitlerimize Allah’tan rahmet,

yaralılarımıza acil şifa diliyorum.

Page 8: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

6

MİLLÎ İRADENİN ZAFERİ15 TEMMUZ 2016

Page 9: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

7

TÜRKIYE’NIN 27 MAYIS, 12 MART, 12 EYLÜL VE 28 ŞUBAT’LA YARALANMIŞ DEMOKRASISI, ÜLKEMIZI GERI DÖNÜŞÜ OLMAYAN BIR KARANLIĞA SÜRÜKLEMEK ISTEYEN FETÖ/PDY TARAFINDAN BIR KEZ DAHA ASKIYA ALINMAK ISTENDI. 15 TEMMUZ 2016 GECESI CUMHURBAŞKANI, TBMM, HÜKÜMET, VATANSEVER ASKER VE EMNIYET GÜÇLERI ILE VATANDAŞLAR EL ELE VEREREK HAINDARBE PLANINI BOŞA ÇIKARDI. TÜRK MILLETI BIRLIK VEBERABERLIK IÇINDE BIR DEMOKRASI DESTANI YAZDI.

ENVER UYGUN

Page 10: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

8

Dünya demokrasi tarihi, derebeylerine, krallara, diktatörlere

karşı canını hiçe sayarak sokaklara dökülen insanların tarihi-

dir. O güne dek örgütlü halde bulunmasalar bile bıçağın kemiğe

dayandığı an hak ve özgürlükler için ayağa kalkan halk kitleleri,

bugün birer destan olarak okuduğumuz mücadeleleri koyar ortaya.

Antik Yunan’daki köle ayaklanmalarından İngiltere Kralı’na Magna

Carta’nın imzalatılmasına, Fransız İhtilali’nden Macar gençlerinin

Sovyet tanklarının önüne yatmasına kadar çeşitli olaylarda mil-

letlerin “yönetim”le ilgili son sözü söylediğine tanık oldu dünya.

Halkın meydanlara çıkarak sesini yükselttiği, millet iradesine

el koymak isteyenlere cesaretle karşı durduğu örnekler arasına

15 Temmuz 2016 gecesi, asırlar boyu unutulmayacak biri daha

katıldı. Bundan yaklaşık 100 yıl önce, vatanını düşmandan kurtar-

mak için canını ortaya koyan Türk milleti, bu kez bir iç düşmana

karşı birleşti.

Kamu kurumlarına sızarak devlet mekanizmasını ele geçir-

meyi hedefleyen, başını Amerika Birleşik Devletleri’nde yaşayan

Fetullah Gülen’in çektiği Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet

Yapılanması’na (FETÖ/PDY) yönelik tasfiye operasyonlarının bir

süredir gündemde geniş yer tuttuğu Türkiye’de örgütün zararlı

faaliyetleri hakkında bir kamuoyu kanaati oluşmuştu. 17-25 Aralık

sürecinin ardından Emniyet Teşkilatı’ndaki yuvalanmanın üzerine

giden siyasi irade, çok sayıda FETÖ mensubunu görevden alarak

adalete teslim etti. Yüksek yargı ile birinci derece mahkemelere

sızmış örgüt üyelerinin tespiti ve temizlenmesi sürerken araştır-

maların diğer kurum ve kuruluşlara uzanacağı da konuşuluyordu.

Özellikle Ağustos ayı sonunda gerçekleştirilecek Yüksek Askerî

Şura’da Türk Silahlı Kuvvetleri’nin komuta kademesine kadar

yükselmiş terör örgütü bağlantılı kimselerin görevlerine son

verilip haklarında soruşturma başlatılacağı biliniyordu. Bu ge-

lişmeler karşısında köşeye sıkıştığını anlayan FETÖ, 15 Temmuz

2016 tarihinde milletin parasıyla alınmış silahları milletin bağrına

doğrultarak bir darbe girişiminde bulundu.

Acı deneyimlerden ders almak

Türkiye, ne yazık ki, darbe kavramını bilen, geçmişte askerî mü-

dahalelerin acısını yaşamış bir ülke. Tankların caddelere çıktığını

en son 1997 yılında, 28 Şubat sürecinde görmüş, silah kullanma

tehdidiyle hükümet ve parlamento üzerinde baskı kurulduğuna

tanıklık etmiş halkın alçaktan uçan uçaklar ve asfaltta yürüyen

Page 11: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

9

paletlerle karşılaştığında en hafif ifadeyle tedirgin olması olağan-

dır. Türkiye’nin yakın geçmişi hakkında bilgi sahibi olanların veya o

dönemi yaşayanların her köşe başında bir askerin beklediği, kişisel

hak ve özgürlüklerin rafa kalktığı 12 Eylül günlerini düşünmesi

veya 27 Mayıs’tan sonra bir yandan basın yoluyla “demokrasi”

propagandası yapılırken öte yandan ülkenin seçilmiş başbakanının

idam edilmesini akla getirmesi de...

Atatürk’ün sağlığında iki kez denenmesine rağmen dönemin

şartlarından dolayı hayata geçirilemeyen çok partili sistem, ilk kez

1946 yılındaki milletvekili genel seçimiyle gerçekleşmiş, Demokrat

Parti muhalefet partisi olarak TBMM’de temsil hakkı kazanmıştı.

1950 seçimlerinde ise Cumhuriyet tarihinde ilk kez iktidar sandık

yoluyla değişmişti. Ne var ki, 27 yıllık Tek Parti Dönemi’nde asker

ve sivil bürokrasinin milletin ve vekillerinin hizmetinde bulundu-

ğu, devlet kurumlarının sahibi değil emanetçisi olduğu görüşü

tam olarak oturmamış, bu nedenle kimi çevreler kendilerini veya

bulundukları makamı devletin bizatihi kendisi saymayı alışkanlık

edinmişti. Halkın oylarıyla oluşmuş parlamentoyu hiçe sayan,

Türk Silahlı Kuvvetleri içinde örgütlenmiş, çoğu düşük rütbeli bir

grup subay 27 Mayıs 1960 tarihinde ülke yönetimine el koydu.

Kurtuluş Savaşı gazisi, İstiklal Madalyası sahibi Cumhurbaşkanı

Celal Bayar ve Bakanlar Kurulu üyeleri başta olmak üzere çok

sayıda yönetici tutuklandı. 14 Ekim 1960-15 Eylül 1961 tarihleri

arasında görülen, tarihe “Yassıada Duruşmaları” adıyla geçen 202

oturum sonunda Cumhurbaşkanı Celal Bayar, Başbakan Adnan

Menderes, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı

Hasan Polatkan oy birliğiyle; aralarında faaliyetleri durdurulan

TBMM’nin son başkanı Refik Koraltan ve darbe gerçekleştiği sı-

rada Genelkurmay Başkanı olan Rüştü Erdelhun’un da bulunduğu

11 kişi oy çokluğuyla idama mahkum edildi. Menderes, Zorlu ve

Polatkan’ın cezaları 16-17 Eylül 1961 tarihinde infaz edildi. Ülke-

nin demokratik rejime döndüğünü kanıtlamaya çalışan askerî

TÜRKİYE, NE YAZIK Kİ, DARBE KAVRAMINI BİLEN, GEÇMİŞTE PEK ÇOK KEZ ASKERÎ MÜDAHALEYLE KARŞI KARŞIYA KALMIŞ BİR ÜLKE. 27 MAYIS 1960’LA BAŞLAYAN DARBE VE MUHTIRA DÖNEMLERİ NİCE ACI OLAYLA DOLU.

Page 12: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

10

yönetimin belirlediği genel seçim tarihi bundan yalnızca bir ay

sonrasıydı. Türkiye’nin darağacı gölgesinde gittiği seçimde, De-

mokrat Parti geleneğini sürdüren Adalet Partisi ve Yeni Türkiye

Partisi, DP’nin 1957’de ulaştığı oy oranını yakaladı. Henüz çok

genç yaştaki Türk demokrasisinde askerî müdahale karşısında

milletin tepkisi maalesef darbe sırasında değil, normalleşme

sürecinde geldi.

27 Mayıs’ın Türk siyasi hayatına etkisi, demokrasiye indirdiği

darbe ve getirdiği kurumlarla sınırlı kalmadı. Silahlı gücün millet

iradesiyle oluşan Türkiye Büyük Millet Meclisi ve onun bünyesin-

den çıkan hükümet üstünde denetleyici, hatta buyurucu bir ko-

num alması bu darbeyle başladı. Açılan yol, 12 Mart 1971, 12 Eylül

1980 ve 28 Şubat 1997 tarihlerinde demokrasinin bir kez daha

ağır hasar görmesine neden olarak ülkemizin ekonomik ve sos-

yal gelişimini de derinden etkiledi. 2000’li yılların başına gelene

kadar siyasi görüşleri dolayısıyla darbelerden doğrudan etkilenen

kesimler dışında, askerî müdahaleleri engelleme yolunda bir siyasi

veya sivil iradenin varlık gösterdiğini söylemek oldukça zor. Yaşa-

nan acılardan dersler çıkaran siyaset kurumu ve halk kitleleri artık

seçilmiş hükümete karşı girişilecek bir silahlı hareketi engelleme

kudretine sahip olduğunu 2016 yılında gösterdi.

Silahlı Kuvvetler’in kalbinde çatışma

15 Temmuz 2016 Cuma akşamı başta Ankara ve İstanbul olmak

üzere birçok ilde hayatın olağan akışına aykırı bir hareketlilik baş

gösterdi. Saat 20:30 sularında Başkent semalarında alçak uçuş

yapan uçaklar vatandaşın dikkatini çekti. Yaklaşık bir saat içinde

uçuş sayısındaki artış insanları tedirgin etmiş, herkes elindeki

15 TEMMUZ AKŞAMI BAŞTA ANKARA VE İSTANBUL OLMAK ÜZERE BİRÇOK İLDE HAYATIN OLAĞAN AKIŞINA AYKIRI BİR HAREKETLİLİK BAŞ GÖSTERDİ. BAŞKENT SEMALARINDA ALÇAK UÇUŞ YAPAN UÇAKLAR DİKKAT ÇEKERKEN İSTANBUL’DA TANKLAR KÖPRÜLERİ TRAFİĞE KAPATTI.

Page 13: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

11

imkanları kullanarak olup biteni öğrenmeye

çalışmaya başlamıştı. Basın-yayın organları

ve sosyal medya üzerinden haberleşmeyi

deneyenler arasında “darbe” sözcüğünün

dolaşması gerginliği bir kat daha artırdı. Bu

sırada Silahlı Kuvvetler ve Emniyet mensup-

ları ile siyaset dünyasından kişilerin içeriden

aldığı, yakın çevrelerinden başlayarak halka

yaydığı bilgilerle, seçilmiş hükümete karşı bir

askerî darbe girişiminin söz konusu olduğu

ortaya çıktı. Saatler 22:00’yi gösterdiğinde

Genelkurmay Başkanlığı’nın önünde durumu

protesto etmek, ne pahasına olursa olsun

darbeyi engellemek için toplanan bir kala-

balık bulunuyordu. Daha önce benzeri görül-

memiş şekilde Genelkurmay Başkanlığı’ndan

silah sesleri yükselirken bir helikopter de

dışarıda toplanan insanların üzerine ateş

açtı. Görgü tanıklarının ifadelerine göre kimi

subaylar da Genelkurmay bahçesinden dışarı

ateş emri verdi, emre uymayan erleri darp

etti. O karanlık gecede Ankara’da en çok sivil

kaybının bu bölgede yaşandığı tespit edildi.

Genelkurmay Başkanlığı’nın dışındaki ha-

reketin, aslında içerideki son derece vahim

karmaşanın bir yansıması olduğu daha sonra

ortaya çıktı. Kalkışmayı yöneten generallerin

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’ı

hazırladıkları darbe bildirisine imza atması

için iknaya çalıştıkları, Akar’ın bu ihanetin

içinde yer almaya direnmesi sonucu onu

kelepçeleyerek rehin aldıkları saat 23:30

sularında öğrenildi. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin

emir-komuta zinciri içinde yönetime el koy-

duğu görüntüsünü yayabilmek için Orgeneral

Akar’ın ya zorla bildiriyi imzalaması ya da

devreden çıkarılması gerekiyordu. Darbeci

subaylar Akar’ın boynunu kemerle sıkmak

dahil fiziksel baskıyla amaçlarına ulaşama-

yınca Genelkurmay Başkanı’nı darbe girişi-

minin harekat merkezlerinden Akıncı 4. Ana

Jet Üssü’ne götürdüler.

Aynı saatlerde İstanbul’da da kaygı ve-

rici gelişmeler yaşandı. Bir grup asker zırhlı

araçlarla Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet

köprülerini trafiğe kapattı. Yalnız İstanbul’un değil Kafkas-Balkan hattının en önemli

noktalarından boğaz geçişinin kapatılması, darbe girişiminin geniş kitlelerce öğrenil-

mesinde etkin rol oynadı. Bir yandan köprülere bağlanan yollarda tankları engellemek

üzere evlerinden fırlayan vatandaşlar, bir yandan emir-komuta zincirinin hilafına hare-

ket eden sözde meslektaşlarını bu ihanetten döndürmek için silaha sarılan askerler, bir

yandan da emniyet güçleri olaya müdahale etmek için yoğun çaba harcadı. Tankların

üzerine çıkarak veya onları taşlayarak kalkışmanın karşısında duran vatandaşlara

zırhlı araçlardan ateş açıldı. Tanklar, önüne çıkanları genç-yaşlı, kadın-erkek demeden

paletlerinin altına alarak ilerlemeye devam etti. Buna rağmen Boğaziçi Köprüsü

darbe karşıtı vatandaşlarca terk edilmedi. 25 Temmuz 2016 günü toplanan Bakanlar

Kurulu’nda köprünün adının “15 Temmuz Şehitler Köprüsü” olarak değiştirildiği Baş-

bakan Binali Yıldırım’ın şu sözleriyle duyuruldu: “İstanbul ve Ankara'da birer şehitler

anıtı kurulması bugünkü Bakanlar Kurulu’nda kararlaştırdığımız diğer bir konudur.

Darbecilerin ilk hedefi olan ve vatandaşlarımızın şehit edildiği Boğaziçi Köprüsü’nün

adının 15 Temmuz Şehitler Köprüsü olarak değiştirilmesine de karar verilmiştir.”

Başbakan canlı yayında açıkladı

Ankara ve İstanbul’un kritik noktaları ile Anadolu’nun çeşitli yerlerinde görülen olağa-

nüstü hareketliliğin neden kaynaklandığı büyük merak konusuyken bu durumla ilgili

ilk açıklamayı Başbakan Binali Yıldırım yaptı. Yıldırım telefonla bağlandığı bir televiz-

Page 14: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

12

yon yayınında, özellikle Boğaz köprülerinin kapatılması üzerine

akla gelen PKK veya DAİŞ kaynaklı bir terör saldırısının olup

olmadığı sorusuna, “Bir kalkışma ihtimali üzerinde duruyoruz.

Bir kalkışma olduğu doğrudur. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti iş

başındadır. Bunun iş başından gitmesi ancak milletin kararıyla

olur. Bu çılgınlığı yapanlar da en ağır şekilde bedelini ödeyecektir.

Asla pabuç bırakmayacağız. Güvenlik güçleri harekete geçmiştir”

cevabını verdi. Saat 23:05’te gerçekleştirilen bu canlı yayının ar-

dından sokaklara çıkan vatandaş sayısında artış olduğu gözlendi.

Televizyonları başında olan biteni takip eden halk, Türkiye’nin

meşru güçlerine karşı illegal bir hareketin yürütüldüğünü, Türk

Silahlı Kuvvetleri’nin tamamının değil, suça bulaşmış küçük bir

bölümünün bu ihanete kalkıştığını öğrendi. Bu anlarda Genel-

kurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’ın darbeci bir grup asker

tarafından rehin alındığı duyuruldu.

Başbakan Binali Yıldırım’ın açıklamasını takip eden dakika-

larda Ankara Gölbaşı’nda bulunan Polis Özel Harekat Eğitim

Merkezi’nde patlama meydana geldi. Yenimahalle’deki Millî İstih-

barat Teşkilatı (MİT) yerleşkesine askerî helikopterden ateş açıldı.

MİT personeli saldırıya karşılık verdi. Kalkışmacıların Türkiye’nin

sinir uçları sayılan bu iki stratejik kurumu hedef alması, amaçla-

rının ülkemizi içte ve dışta zayıf düşürmek olduğunu ortaya ko-

yuyordu. Nitekim hainler ilerleyen saatlerde gerçekleştirecekleri

başka alçakça eylemlerle de niyetlerini gösterdiler.

TRT ekranlarında korsan bildiri

Güvenlik kaynakları 15 Temmuz’u 16 Temmuz’a bağlayan gece

yarısı askerî darbe girişiminin Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel

Devlet Yapılanması tarafından gerçekleştirildiğini duyurdu.

Yapılan açıklamalarda Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bütünüyle bu

kalkışmanın içinde olmadığının altı çizildi. Saatler 00:13’ü gös-

terdiğinde Ankara Or-An’da bulunan TRT Genel Müdürlüğü’nü ele

geçiren kalkışmacı askerler devlet televizyonunun yayın akışını

değiştirdi. “Yurtta Sulh Konseyi” adlı terörist yapının hazırladığı

bildiriyi spiker Tijen Karaş’ın, sesinin titremesine engel olmaya

çalışarak okumasına canlı yayında milyonlarca vatandaş şahit

oldu. Hainler sözde bildiride, kendi suçlarını itiraf edercesine

“Türk Silahlı Kuvvetleri dahil olmak üzere devletin tüm kurumları

GÜVENLİK KAYNAKLARI 15 TEMMUZ’U 16 TEMMUZ’A BAĞLAYAN GECE YARISI ASKERÎ DARBE GİRİŞİMİNİN FETULLAHÇI TERÖR ÖRGÜTÜ/PARALEL DEVLET YAPILANMASI TARAFINDAN GERÇEKLEŞTİRİLDİĞİNİ DUYURDU.

Page 15: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

13

ideolojik saiklerle dizayn edilmeye başlanmış ve dolayısıyla görev-

lerini yapamaz hale getirilmiştir” dedi. Halk tarafından seçilmiş

Cumhurbaşkanı ile meşru hükümet hakkında tahkir edici ifadelere

yer veren düzmece metnin, daha önceki darbelerde, özellikle 12

Eylül askerî müdahalesinde okunan bildiriye son derece benzediği

dikkat çekti.

Bildirinin okunmasından kısa bir süre sonra, Türkiye’de radyo

ve televizyon yayınlarının altyapısını sağlayan TÜRKSAT, dar-

becilerin kara propaganda yaparak halkta bezginlik yaratmasına

izin vermemek amacıyla TRT yayınını durdurdu. Darbeci askerler

tesise gelerek TRT dışındaki tüm kanalların yayınının durdurulma-

sını istedi. TÜRKSAT personelinin darbecileri oyalayarak milletin

olaylardan haberdar olmasını sağlaması, kalkışma gecesinin

önemli hadiselerindendi. Darbeciler yayınları durdurmak için uydu

antenlerini bombaladı, TÜRKSAT binasına girmek için silahlarına

sarıldı. Çıkan çatışmada hayatını kaybeden siviller oldu.

Türkiye’nin büyük acılar yaşamasına neden olan 27 Mayıs

ve 12 Eylül darbeleri, o tarihlerde tek yayıncı kuruluş olan TRT

mikrofonları ve ekranlarından halka duyurulmuştu. Kalkışmacı

askerler, TRT dışındaki yayınları engelleyerek tek kanal üzerinden

darbe girişiminin başarıya ulaştığı algısını yaratmak istedi. FETÖ

mensupları, propaganda üstünlüğüyle askerî harekatın başarıya

ulaşması arasındaki bağı doğru hesaplamışlardı, ancak milletin

iradesi ile vatanına bağlı asker ve polislerin bu çabayı boşa çıka-

racağını kestirememişlerdi. 1962 yılında, Kara Harp Okulu Komu-

tanı iken darbeye kalkışan, girişimi başarısızlıkla sonuçlandıktan

sonra emekliye sevk edilen Albay Talat Aydemir’in, 1963 yılında

tekrar denediği ve kendisini darağacına sürüklediği kalkışmada

yaşananların bir benzeri 15 Temmuz 2016 gecesi tekrarlandı.

Aydemir’e bağlı askerler TRT Ankara Radyosu’nda hakimiyet

kuramayıp mikrofonu darbe karşıtı subaylara kaptırınca girişi-

min emir-komuta zinciri içinde planlanmadığı anlaşılmış, sahte

emirlerle sokağa çıkan askerî birlikler harekata devam etmemişti.

Kalkışma bastırıldıktan sonra görülen davalar sonucu Aydemir ile

Binbaşı Fethi Gürcan idam edilmiş, yüzlerce genç subay ve Harp

Okulu öğrencisinin orduyla ilişiği kesilmişti.

Gecenin ilerleyen saatlerinde TRT yerleşkesi, emniyet güçlerinin

operasyonları ve Or-An’a akın eden halk kitlelerinin iradesiyle

darbeci askerlerden temizlendi. Kalkışmacı çemberini yararak

stüdyoların bulunduğu bölüme gelenler arasında Çalışma ve

Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu ile TRT Genel Müdürü

Şenol Göka da vardı. Saat 03:00 sularında olağan akışına dönen

TRT’nin ilk canlı yayınında Soylu ve Göka’nın mesajlarının yanı

sıra sözde bildiriyi okumak zorunda kalan Tijen Karaş’ın yaşadığı

korku dolu anlar da millete aktarıldı. Karaş, metni silah zoruyla

okuduğunu açıkladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Milletimizi meydanlara davet ediyorum

Darbeci askerlerin TRT’de korsan bildiri okuttuğu dakikalarda

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, tatilini geçirmek üzere

bulunduğu Marmaris’teki otelden ayrıldı. Ankara’ya gitmeyi

düşünen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, telefonla görüştüğü 1’inci

Ordu Komutanı Orgeneral Ümit Dündar’ın aktardığı bilgilerden

Page 16: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

14

hareketle İstanbul’a uçmaya karar verdiği öğrenildi. Orgeneral

Dündar’ın, 1’inci Ordu’da hakimiyet sağlandığını, Cumhurbaşkanı

Erdoğan’ın İstanbul’a inmesinin daha güvenli olacağını söylediği

kaydedildi.

Saat 00:26’da, darbe girişiminin seyrini değiştiren tarihî bir

gelişme yaşandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan özel bir

televizyon kanalının canlı yayınına sesli ve görüntülü bağlanarak

açıklamalarda bulundu. Yaşananların Türk Silahlı Kuvvetleri’nin

içindeki bir azınlığın kalkışması olduğunu belirten Erdoğan,

“Paralel yapılanmanın teşvik ettiği, üst akıl olarak onların kul-

landığı bir harekettir. Ülkemizin birliği, beraberliği, bütünlüğüne

yönelik bu harekete karşı, inanıyorum ki milletçe vereceğimiz

güzel bir cevapla bunlar gerekli olan cezayı alacaklardır” dedi.

Konuşmasına, kalkışmada bulunanların milletin imkanlarıyla

ortaya konmuş tankı, topu, uçağı, helikopteri kullanarak milletin

üzerine gelmesinin bedelinin ağır olacağını kaydederek devam

eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu konuda gerek Cumhurbaşkanı

olarak, gerek Başbakanımız, Hükümetimiz olarak bizler atılması

gereken adımlar neyse dik durmak suretiyle bu adımı atacağız.

Yani bunun bedelini asla bizler farklı bir şekilde yorumlamayız ve

meydanı da onlara bırakamayız. Şu anda yapmış oldukları işgali

de çok kısa zamanda ortadan kaldıracağımıza inanıyorum. Kararlı

bir şekilde de bu işin üzerine gideceğimizi özellikle bildirmek isti-

yorum. Ve bu konuda bu kararlılığımızı kimsenin test etmeye de

gücü yetmeyecek” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın mesajının can alıcı

noktası halkı darbe girişimine karşı meydanlara çağırmasıydı.

Erdoğan, “Milletimizi illerimizin meydanlarına davet ediyorum,

havalimanlarına davet ediyorum ve milletçe meydanlarda, ha-

valimanında toplanalım ve o azınlık grubu, tanklarıyla, toplarıyla

gelsinler, ne yapacaklarsa halka orada yapsınlar. Halkın gücünün

üstünde bir güç ben tanımadım bugüne kadar hayatımda, bundan

sonra da zaten böyle bir şey tanımamız söz konusu değil” ifadele-

rini kullandı. Darbe girişiminin kesinlikle emir-komuta zinciri içinde

işlemediğini vurgulayan Erdoğan, “Zaten bu ülkede cumhurun

başı olarak ben Cumhurbaşkanıyım ve Başkomutanım aynı za-

manda. Başkomutan olarak benim haberimin olmadığı böyle bir

adımı atanlara da yargı zaten hemen cevabını verdi, gereği neyse

bunu da zaten yapacağız, yapılacaktır, bundan kimsenin endişesi

olmasın” dedi. Erdoğan sözlerini şöyle sonlandırdı: “Ben kesinlikle

bu darbecilerin başarılı olacağına inanmıyorum. Tarih boyunca

darbeciler başarılı olamamıştır, er veya geç onlar yok olmuşlardır,

bunu da böyle bilmeniz lazım.”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın milleti darbeyi engel-

lemek üzere meydanlara çağırması ânında karşılık buldu. Nefesini

tutmuş, ekranlara kilitlenmiş vatandaşlar Erdoğan’ın kararlı ifa-

delerinden güç alarak sokaklara indi. Etnik köken, mezhep, siyasi

görüş ayrımı olmaksızın demokrasiye sahip çıkma iradesi göste-

ren millet karşısında darbeciler ihanetlerini bir kat daha artırdı.

Haksız olmaktan doğan baskın çıkma dürtüsü vatan hainlerinin

Page 17: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

15

vatan evlatlarının canına kastetmesine yol açtı. Gecenin ilerleyen

saatlerinde, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Marmaris’ten İstanbul’a

hareket etmeden önce kaldığı otele helikopterden ateş açıldığı

öğrenildi. Helikopterlerden inen yüzleri maskeli, ağır silahlarla

donanmış darbeci askerler oteli ablukaya aldı. Çıkan çatışmada 2

polis şehit oldu. Takip eden günlerde “Cumhurbaşkanı’na suikast

timi” olarak adlandırılan bu gruba mensup askerlerin 37 kişi oldu-

ğu belirlendi. Dağlık bölgelere kaçan darbeciler güvenlik güçlerinin

yürüttüğü operasyonlarla gruplar halinde yakalandı.

Milletin kalbine bomba

23 Nisan 1920’de, Son Osmanlı Mebuslar Meclisi’nin işgal güçle-

rinden kaçabilen üyeleri ile milletin yeni temsilcilerinden oluşan

Büyük Millet Meclisi, Türk milletinin kurtuluş mücadelesini yönet-

mesiyle dünyada eşi benzeri olmayan bir başarıya imza atmıştı.

Bin yıllık vatanını düşman askerine bırakmamaya kararlı olan

millet, I. Dünya Savaşı’ndan yenik ve yorgun çıkmış ordusunun

yaralarını sardı. Olağanüstü şartlarda yeniden bir ordu tesis et-

meyi, bu orduyla Anadolu’yu namahremden temizlemeyi başardı.

Milletin özgürlük ve bağımsızlığının kazanıldığı savaşı yöneten

parlamento Gazi Meclis olarak anıldı. Kurtuluş Savaşı’nda Yunan

ordusunun, 27 Mayıs ve 12 Eylül’de darbecilerin fiziki saldırıyı

akıllarından bile geçiremedikleri TBMM binası, 15 Temmuz kalkış-

masında askerî uçaklardan atılan bombaların hedefi oldu. Milletin

hafızasından asla silinmeyecek bu ihanetin yaşandığı dakika-

15 TEMMUZ GECESİ TARİHİNDE İLK KEZ BOMBALARA HEDEF OLAN TBMM BİNASINDA BÜYÜK HASAR MEYDANA GELDİ.

Page 18: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

16

larda milletvekilleri Genel Kurul Salonu’ndaydı.

Kalkışmayı haber alır almaz Meclis çatısı altında

olmayı görev bilen milletvekilleri can güvenliklerini

düşünmeden yola çıktı. TBMM Başkanı İsmail

Kahraman’ın açtığı Genel Kurul’da bazı bakanlar

ve çok sayıda milletvekili bir araya geldiğinde saat

01:39’u gösteriyordu. Bu dakikaya kadar helikop-

terden taciz atışına maruz kalan Gazi Meclis’e ilk

bomba saat 02:42’de atıldı. 02:49’da düşen ikinci

bombadan sonra milletvekilleri ve TBMM perso-

neli sığınağa inmek zorunda kaldı.

22 Nisan 1920 gecesi civardaki okul ve evler-

den getirilen malzemelerle inşaatı tamamlanıp

23 Nisan günü Hacıbayram Camii’nde okunan

duaların ardından törenle açılan Birinci Meclis,

1924 yılında hizmete giren İkinci Meclis ve yapı-

mına 1939’da başlanıp 1961 yılında açılışı yapılan

bugünkü TBMM binası aynı ruhu temsil eder.

15 Temmuz gecesi bomba yağdırılan yapı hem

bu ruhun taşıyıcısı hem de bir kültür varlığıdır.

Dünyaca ünlü mimar Prof. Dr. Clemens Holzmeister

tarafından, her unsuru Türk kültüründen bir ögeye,

demokrasi kavramının açılımlarına tekabül edecek

şekilde tasarlanan bu anıtsal bina milletin kutsalları

arasındadır. Böyle bir yapının saldırıya uğraması,

demokrasi açısından bir faciaya işaret etmenin yanı

sıra kültürel alanda da vandallık olarak tanımlanır.

Çatısında, bahçesinde, kulis bölümünde ve çeşitli

birimlerinde maddi hasar oluşan TBMM’ye saldırı,

darbecilerin asıl hedefinin milletin ta kendisi oldu-

ğunu ortaya koydu. Milletvekillerinin daha önceki

darbelerde görülmedik şekilde askerî müdahaleye karşı dik duran tavırları da

tarihe altın harflerle yazıldı.

Yeni güne demokrasi ışığıyla uyanmak

15 Temmuz’u 16 Temmuz’a bağlayan gece saat 02:00’den itibaren kalkışmacı

askerler gözaltına alınmaya başladı. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin komuta kademe-

sindeki çok sayıda generalin televizyon kanallarına bağlanarak açıklamalarda bu-

lunması, ortadaki bilgi kirliliğinin önüne geçti ve vatansever askerlerin darbeciler

tarafından kandırılmasını önledi. Ancak bu durum iki silahlı grubun çatışmasını

da gündeme getirdi. Bir yanda devletin silahlarını devlet aleyhine kullanan FETÖ

mensupları, diğer yanda, göreve başlarken ettiği yemine sadık kalan askerler

ile emniyet güçleri bulunuyordu. Darbeci askerler, amaçlarına ulaşmak için gece

yarısından sonra eylemlerinin şiddetini artırmaya yöneldi. Gölbaşı’nda bulunan

Özel Harekat Daire Başkanlığı havadan hedef alındı. Yıllardır terörle mücadelede

yüzlerce şehit vermiş, özel eğitimli personelden oluşan bu birimin vurulması,

Türkiye’nin zayıf düşürülmesi bakımından sinsice planlanmış bir hareketti. Yapılan

saldırıda çok sayıda Özel Harekat polisi hayatını kaybetti.

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi de darbecilerin hedefleri arasındaydı. Saat 02:30’da

Külliye’ye girmeye çalışan kalkışmacı askerlerden 13’ü gözaltına alındı. FETÖ

mensupları artık sonlarının yaklaştığını anladıkları 06:45 sularında Külliye yakın-

larına uçaklardan bomba attı. 07:00’de ise Külliye civarındaki Jandarma Kavşağı

bombalandı.

Sabaha karşı, Başbakan Binali Yıldırım, resmî sosyal medya hesabından darbe

girişimi içinde yer alan bir generalin öldürüldüğü bilgisinin geldiğini ve aralarında

albayların da bulunduğu 130 askerin gözaltına alındığını açıkladı. İlerleyen saat-

lerde söz konusu generalin Tuğgeneral Semih Terzi olduğu ve onun öldürülme-

sinin darbe girişiminin bastırılmasındaki önemi ortaya çıktı. Ankara Gölbaşı’nda

bulunan Özel Kuvvetler Komutanlığı’nı ele geçirmek üzere bir grup FETÖ men-

subu askerle birlikte Özel Kuvvetler Komutanlığı (ÖKK) karargahına gelen Terzi,

komutanın artık kendisinde olduğunu söyleyerek birliği teslim almak istedi.

Darbecilerin geldiğini Özel Kuvvetler Komutanı Tümgeneral Zekai Aksakallı’dan

Şehit Piyade Astsubay Kıdemli BaşçavuşÖmer Halisdemir

Page 19: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

17

telefonla öğrenen ve ne pahasına olursa olsun karargahı onlara teslim etmeme emri

alan, Aksakallı’nın emir astsubayı Kıdemli Başçavuş Ömer Halisdemir, tereddüt et-

meden Semih Terzi’yi alnından vurdu. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin strateji ve muharip

yetenek bakımından en donanımlı birliklerinden olan Özel Kuvvetler Komutanlığı’nın

darbecilerin emrine girmesi Türkiye’yi felakete sürükleyecek bir gelişme olacaktı.

Kahraman Astsubay Halisdemir’in eğitimi ve vatan sevgisi sayesinde saniyelerle ifade

edilecek bir zaman diliminde uygulamaya koyduğu karar 15 Temmuz gecesinin kırılma

noktalarından oldu. ÖKK gece boyu darbecileri etkisiz hale getirme görevini sürdürdü.

Bu birliğin ele geçmesi, kalkışmanın emir-komuta zinciri içinde olduğu algısını yarata-

cağı gibi darbenin önlenmesinde önemli paya sahip iyi yetişmiş çok sayıda askeri de

saf dışı bırakacaktı. Ömer Halisdemir ÖKK bahçesinde çıkan çatışmada, düne kadar

silah arkadaşı saydığı teröristlerce açılan ateş sonucu şehit oldu.

16 Temmuz sabahı saat 06:30’da Ankara ve

İstanbul sokaklarında büyük oranda hakimi-

yet sağlandı. Darbecilerin elindeki bir helikop-

terin düşürüldüğü ve çok sayıda kalkışmacı

askerin yakalandığı bilgisi de bu dakikalarda

paylaşıldı. Boğaziçi Köprüsü’nü işgal eden as-

kerlerin de teslim olmasıyla darbe girişiminin

bastırılmasındaki son aşamaya gelindi. Saat

06:52’de Genelkurmay Başkanlığı’na 1’inci

Ordu Komutanı Orgeneral Ümit Dündar’ın

atandığının açıklanmasından yaklaşık bir

buçuk saat sonra Orgeneral Hulusi Akar, rehin

tutulduğu Akıncı 4. Ana Jet Üssü’ne düzenle-

nen bir operasyonla kurtarıldı.

Ankara’nın Kazan ilçesinde bulunan Akıncı

4. Ana Jet Üssü, FETÖ mensubu askerlerin

darbe girişimini yönettiği merkez konu-

mundaydı. Millet iradesine darbe vurmak

isteyen uçakların buradan havalandığını

öğrenen Kazan halkı 15 Temmuz akşamı bu

ihanet şebekesini çökertmek üzere sokaklara

döküldü. Kazan Belediye Başkanı Lokman

Ertürk’ün girişimiyle üssün elektriği kesil-

di. Halk hoparlörlerden yapılan anonsların

ardından darbecilerin bulunduğu bölgeye

doğru harekete geçti. Bu sırada kalabalığa

ateş açıldı. Kazanlılar, uçakların kalkışını

engellemek üzere, tarlalarda henüz hasadı

yapılmamış ürünleri yakarak havada duman

bulutu oluşmasını sağladı. Belediye kamyon-

larıyla taşınan lastikler de aynı amaçla ateşe

verildi. Helikopterden ateş açılarak yıldırıl-

maya çalışılan halk, darbeye direnerek üsse

girmeyi başardı. Kalkışmanın ilk saatlerinde

25 uçağın havalandığı pistten saat 02:00’den

sonra ancak 1 uçak ile 3 helikopter kalkabildi.

Demokrasiye ve vatanına sahip çıkan Kazan

ÖZEL KUVVETLER KOMUTANI TÜMGENERAL ZEKAİ AKSAKALLI’NIN EMİR ASTSUBAYI KIDEMLİ BAŞÇAVUŞ ÖMER HALİSDEMİR, HİÇ TEREDDÜT ETMEDEN DARBECİ TUĞGENERAL SEMİH TERZİ’Yİ ALNINDAN VURARAK OLAYLARIN SEYRİNİ DEĞİŞTİRDİ.

Page 20: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

18

halkının kahramanlığı, FETÖ mensuplarının amaçlarına ulaşmasını

engelleyen önemli etkenler arasındaydı. Kalkışmayı bastırmaya

çalışan Kazanlılardan 8’i açılan ateş sonucu şehit olurken 82 kişi

de yaralandı.

16 Temmuz sabahı, Genelkurmay Başkanlığı’ndaki askerlerin

teslim olduğu ve kalkışmacıların elinde bulunan Jandarma Genel

Komutanlığı’nın Özel Harekat polislerince teslim alındığı bilgileri

art arda geldi. Hava Kuvvetleri eski Komutanı Orgeneral Akın Öz-

türk ile Kara Kuvvetleri Eğitim ve Doktrin Komutanlığı Muhabere

ve Destek Eğitim Komutanı Korgeneral Metin İyidil başta olmak

üzere çok sayıda yüksek rütbeli asker hakkında vatana ihanet

suçundan işlem başlatıldığı, tüm hakim ve savcıların izinlerinin

iptal edildiği ve yurt çapında çok sayıda gözaltı işlemi yapıldığı

duyuruldu. Saat 10:00’dan itibaren artık darbecilerin saldırıları

yerine bu ihanet hareketine katılanların tespiti ve yakalanması

söz konusuydu.

OHAL ilan edildi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı İsmail Kahraman, 16 Temmuz

2016 günü TBMM’yi olağanüstü toplantıya çağırdı. Genel Kurul

toplantısından önce Başbakan Binali Yıldırım, Çankaya Köşkü’nde

bir basın açıklaması yaparak 15 Temmuz kalkışmasıyla ilgili kamu-

oyunu bilgilendirdi. Başbakan Yıldırım’a Adalet Bakanı Bekir Boz-

dağ, İçişleri Bakanı Efkan Ala, Millî Savunma Bakanı Fikri Işık ve

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar eşlik etti. Başbakan

Yıldırım, basın mensuplarına “Bu kalkışma bastırılmıştır, toplam

161 şehidimiz, şu ana kadar 1440 yaralımız vardır” açıklamasını

yaptı. İlerleyen günlerde şehit sayısı 246’ya yükselirken yaralı

sayısı da arttı.

Başbakan Yıldırım, darbe girişiminde hayatını kaybeden gü-

venlik güçlerini ve sivil vatandaşları rahmetle, minnetle, şükranla

andığını, yaralılara Allah’tan şifa dilediğini belirterek başladığı

açıklamasında, “Vatanını, milletini seven, bayrağını seven ve bu

alçakça girişime asla prim vermeyen değerli komutanlarımızı,

subaylarımızı tebrik ediyorum” dedi. Olayların başladığı ilk andan

itibaren meydanları dolduran sivil toplum kuruluşlarına, vatandaş-

lara ve siyasi partileri destekleyenlere teşekkürlerini ileten Yıldırım

şunları söyledi: “Bu yaşadığımız olay bir şeyi ortaya koymuştur.

Türk milletinin demokrasi konusunda ne kadar engin bir tecrübeye

sahip olduğunu, demokrasinin ve millî iradenin ülkemizin bağım-

Page 21: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

19

sızlığı için ne kadar önemli olduğunu bir kez daha bütün dünya gördü. Hele hele köprüyü

kesen, yolları kesen, binalara girmeye çalışan tankların önüne yatan, o tankların üzerine

çıkan o aziz vatandaşlarımızı, canını bu uğurda veren o şehitlerimizi bu büyük millet asla

ve asla unutmayacak. Bu zor günümüzde bizi arayarak dayanışma isteklerini ortaya koyan

dost ülkelere de teşekkür ediyorum. Bu paralel çete mensupları artık yüce Türk adaletinin

elindedir. Müstahak oldukları her türlü cezayı, karşılığı göreceklerdir. Milletimiz bu olayda

çok büyük bir basiret göstermiştir ve bu basiret Türkiye’de millî iradenin kesintiye uğrama-

sının önüne geçmiştir. Dolayısıyla bu kalkışmayı yapanlar bir kez daha şu gerçeği anlama-

lıdır, hiç kimse bu büyük milletin iradesiyle oyun oynayamaz, demokrasi aşkıyla, özgürlük

umdesiyle asla ve asla boy ölçüşemez. Vatandaşlarımızın bugün normal hayata dönmüş

olması erdeminin bir göstergesidir. Devletin silahıyla, parasıyla, tankıyla, bombasıyla,

uçağıyla, helikopteriyle bu ülkenin vatandaşlarının üzerine ateş açanlar PKK teröründen

daha da aşağılık bir terör örgütüdür. Asla ve asla bu millet, bu hain çeteyi unutmayacaktır.”

20 Temmuz 2016 tarihinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında

art arda gerçekleştirilen Millî Güvenlik Kurulu ve Bakanlar Kurulu toplantılarında darbe

girişiminde bulunan terör örgütünün tüm unsurlarıyla bertaraf edilmesi amacıyla 3 ay

süreyle Olağanüstü Hal (OHAL) ilan edil-

mesi kararlaştırıldı. Kararı kamuoyuna

duyuran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu

uygulama kesinlikle demokrasiye, hukuka

ve özgürlüklere karşı değildir. Tam tersi-

ne bu değerleri koruma ve güçlendirme

amacına yöneliktir” dedi. OHAL kararı 21

Temmuz’da TBMM tarafından onaylandı.

İçişleri Bakanı Efkan Ala, 10 Ağustos

2016 tarihinde bir televizyon kanalına

yaptığı açıklamada Fetullahçı Terör Ör-

gütü ile mücadele kapsamında görevden

uzaklaştırılan kamu personeli sayısının

76 bin 100 civarında olduğunu belirterek,

“Gözaltına alınan ve şu anda gözaltı iş-

lemleri devam edenlerin sayısı 5 bin 171,

tutuklu sayısı ise 16 bin 899” dedi. Ala,

tutuklananların 3 bin 83’ünün polis, 7 bin

248’inin asker, 2 bin 288’inin hakim ve

savcı, 119’unun mülki idare amiri, 4 bin

161’inin ise sivil olduğu bilgisini aktardı.

Yükseköğretim Kurulu (YÖK) ise 12 Ağus-

tos 2016 tarihinde yaptığı açıklamada

devlet ve vakıf üniversitelerinde toplam

6 bin 792 akademik ve idari personel

hakkında işlem başlatıldığını, bunların 5

bin 342’si ile ilgili görevden uzaklaştırma

kararı alındığını belirtildi. Öte yandan,

Genelkurmay Başkanlığı’ndan yapılan

açıklamada darbe girişimine katılan FETÖ

üyesi askerî personel sayısının 8 bin 651

olduğu belirtildi. Kalkışmada 24’ü muha-

rip 35 uçak, 8’i taarruz tipi 37 helikopter,

74’ü tank 246 zırhlı araç, 3 gemi, 3 bin 992

hafif silah kullanıldığı tespit edildi.

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN, OHAL KARARINI “BU UYGULAMA KESİNLİKLE DEMOKRASİYE, HUKUKA VE ÖZGÜRLÜKLERE KARŞI DEĞİLDİR. TAM TERSİNE BU DEĞERLERİ KORUMA VE GÜÇLENDİRME AMACINA YÖNELİKTİR” SÖZLERİYLE DEĞERLENDİRDİ.

Page 22: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

20

MILLETIMIZIN DIK DURUŞU NESILLER BOYUNCA TAKDIRLE ANLATILACAK

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN:

Page 23: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

21

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYIP ERDOĞAN, GÖZLERINI KIRPMADAN MILLETIN ÜZERINE ATEŞ EDENLERIN HALKIN KORKACAĞINI VE EVLERINE ÇEKILECEĞINI SANDIĞINI IFADE EDEREK, “AMA MILLETIMIZ, ÜZERINE AÇILAN ATEŞLERE, ATILAN BOMBALARA, YÖNELTILEN TEHDITLERE, GÖZLERININ ÖNÜNDE VURULAN INSANLARA RAĞMEN ASLA GERI ADIM ATMAMIŞ, MEYDANI DARBECILERE BIRAKMAMIŞTIR” DEDI.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, FETÖ/PDY tarafından

gerçekleştirilen darbe girişiminin ardından bir video mesaj ya-

yımlayarak 15 Temmuz’da yaşananlarla ilgili değerlendirmelerde

bulundu. “Türkiye 15 Temmuz 2016 tarihinde saat 22:00 civarında

başlayan ve ertesi gün öğle saatlerine kadar devam eden bir darbe

teşebbüsüyle karşı karşıya kalmıştır” diyen Erdoğan, mesajına şu

sözlerle devam etti:

“Esasen ülkemiz yaklaşık üç yıldır, millete, millî iradeye rağmen

devleti ve hükümeti ele geçirmeye yönelik farklı biçimlerdeki teşeb-

büslerle karşı karşıya bulunuyordu. 15 Temmuz’da bu teşebbüsler

silahlı darbe girişimi halini alarak, hiçbir şüpheye yer bırakmaksızın

Türkiye’nin farklı mahiyette bir terör saldırısıyla karşı karşıya oldu-

ğunu ortaya koymuştur. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin emir-komuta

zinciri dışında, çeşitli sınıflardan ve rütbelerden, Fetullahçı Terör

Örgütü üyesi bir grup askerin başlattığı bu darbe girişimi, sınırlı ama

ellerindeki silahların gücü sebebiyle tehlikeli bir boyutta cereyan

etmiştir.

Boğaziçi Köprüsü’nün tanklarla kapatılması, savaş uçaklarının

Ankara ve İstanbul başta olmak üzere çeşitli şehirlerimizde alçak

uçuş yapmaya başlamaları ve bazı şehirlerimizde tankların sokak-

lara çıkması bu darbe girişiminin ilk işaretleri olmuştur. Ankara’da

Genelkurmay Başkanlığı karargahı ve Jandarma Genel Komutanlığı

binası bu grup tarafından ele geçirilmiş, MİT yerleşkesi, Emniyet

Teşkilatı’nın çeşitli binaları, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi, Türkiye Bü-

yük Millet Meclisi gibi stratejik yerlere hunharca ve alçakça saldırılar

düzenlenmiştir. Gölbaşı’ndaki Özel Harekat Daire Başkanlığı bina-

larına yönelik bombardımanda 47 polisimiz hayatını kaybetmiştir.

Boğaz köprülerinin girişini tutan tanklardaki üniformalı teröristlerin

açtıkları ateşler sebebiyle çok sayıda vatandaşımız hayatını kay-

betmiştir. Ankara’da, Genelkurmay Başkanlığı’nın önü başta olmak

üzere, çeşitli yerlerde, açılan ateşler ve yapılan bombardıman neti-

cesi yüzlerce vatandaşımız hayatını kaybetmiş veya yaralanmıştır.

TRT Genel Müdürlüğü binasını işgal eden bir grup, silah zoruyla

ekranlardan, eski darbelerin özentisiyle hazırlandığı anlaşılan korsan

bir bildiri okutmuştur. Genelkurmay Başkanlığı internet sitesinden

de benzer bir bildiri korsan olarak yayımlatılmıştır. Yine az sayıdaki

askerle İstanbul’daki bir medya grubunun binası, kısa bir süre de olsa

işgal edilmiştir. İstanbul Büyükşehir Belediyesi önündeki çatışmada

çok sayıda vatandaşımız ve belediye personeli hayatını kaybetmiş-

tir. Darbe girişiminin başlamasının ardından, Sayın Başbakanımız,

saat 23:00 civarında medya aracılığıyla kamuoyunu bilgilendirmiş

ve hükümetin iş başında olduğunu açıklamıştır. Türkiye Büyük Millet

Meclisi üyeleri de, tüm partilerden milletvekillerinin katılımıyla millî

iradenin tecelligahı olan Gazi Meclis’in darbe teşebbüsü karşısındaki

tavrını ortaya koymuşlardır. Bu toplantı devam ederken Meclis,

darbe teşebbüsü yapan grup tarafından savaş uçakları ve helikop-

terlerle bombalanmıştır.

Bu gelişmeler karşısında derhal harekete geçtik. İlgili birimlerimize

talimatlar verdik ve darbe girişimini durdurmak için gereken adımları

attık. Milletimizi, ülkesini, vatanını, milletini seven herkesi mey-

danlara çıkmaya, devletini ve demokrasisini sahiplenmeye davet

ettik. Hemen arkasından da, tüm tehditlere ve tehlikelere rağmen

İstanbul’a hareket ederek, milletimle birlikte darbecilere karşı kararlı

duruşumuzu ortaya koyduk. Milletimizin ülkesine ve iradesine kararlı

bir şekilde sahip çıkması karşısında, darbecilerin ne silahları, ne tank-

ları, ne helikopterleri, ne uçakları işe yaramamıştır. Onların tankları,

topları, uçakları varsa, sokaklardaki o milyonlarca vatandaşımın

imanı vardı. Emirleri komutanlarından almayan, millete ve devlete

hizmet etmek yerine iradelerini Fetullahçı Terör Örgütü’nün başına

teslim eden şer çetesi mensuplarının teşebbüsleri, milletin iradesi,

tüm kurumlarıyla devletin kararlılığı karşısında başarısız olmuştur.”

“Milletimiz, gece boyunca sayısız kahramanlık destanı yazmıştır”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, gözlerini kırpmadan milletin

üzerine ateş edenlerin halkın korkacağını ve evlerine çekileceğini

Page 24: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

22

sandığını ifade ederek, “Ama milletimiz, üzerine açılan ateşlere,

atılan bombalara, yöneltilen tehditlere, gözlerinin önünde vurulan

insanlara rağmen asla geri adım atmamış, meydanı darbecilere

bırakmamıştır” dedi. Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:

“Milletimiz, Emniyet Teşkilatımızın mensuplarıyla ve darbecilere

karşı harekete geçen Türk Silahlı Kuvvetleri unsurlarıyla el ele vere-

rek bu darbe girişimine karşı tarihî bir duruş sergilemiştir. Tankların

etkisiz hale getirilmesi başta olmak üzere, asker görünümlü terö-

ristler karşısındaki dik duruşlarıyla memleketine ve geleceğine sahip

çıkan milletimiz, gece boyunca sayısız kahramanlık destanı yazmış-

tır. Bıyıkları henüz terlememiş gençlerden 70 yaşındaki ihtiyarlara,

işçisinden patronuna, köylüsünden şehirlisine kadar milletimizin tüm

fertleri parti, meşrep, siyasi görüş farkı gözetmeksizin darbeciler

karşısında tek vücut olduk. Darbe teşebbüsünde bulunan hainlerin

karşısına dikilen vatandaşlarımız önlerinde, arkalarında, sağlarında,

sollarında onlarca kişi vurularak yaralanmasına, şehit olmasına rağ-

men sabaha kadar yerlerini terk etmemişlerdir.

15 Temmuz darbe girişimi, tüm milletimizle birlikte Türk Silahlı

Kuvvetlerimize karşı da yapılmış bir ihanettir. Genelkurmay Başka-

nımızı, Kuvvet Komutanlarımızı, pek çok subayımızı silah zoruyla

rehin alan ve görev yapamaz hale getiren bu örgüt mensupları,

üzerlerindeki üniformanın izzetine ve şerefine gölge düşüren terö-

ristlerdir. Üzerlerinde üniforma olması, bu teröristlerin gerçekten

bir ihanet çetesinin mensupları olduğu gerçeğini asla değiştirmez.

Tıpkı üzerlerindeki üniformaya ve cübbeye rağmen aynı ihanet

çetesine hizmet eden hakimler, savcılar, emniyet mensupları gibi,

diğer kurumlardaki benzer kişiler gibi, ordumuz içinden de hainler

çıkabilmiştir. Türk Silahlı Kuvvetleri ve Mehmetçiklerimiz bizim

gözbebeğimizdir. Bu darbe girişimi vesilesiyle, ülkemizin her kurumu

gibi, Türk Silahlı Kuvvetlerimize de sirayet etmiş olan bu kanser

hücreleri süratle temizlenecektir. Esasen, bu temizliğin hazırlıkları

zaten başlatılmıştı. Bugüne kadar, haksız yere kimseyi mağdur

etmeme anlayışıyla, hukuk devleti titizliğiyle yürütülen çalışmaları

zafiyet sanan terör örgütü üyeleri, bu girişimle kendilerini alenen

ortaya çıkarmışlar ve bir anlamda işimizi kolaylaştırmışlardır. Yargı

ve Emniyet Teşkilatı başta olmak üzere, diğer kurumlarda zaten

yürütülmekte olan çalışmalar, bu gelişmenin ardından hızlandırıl-

Page 25: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

23

mıştır. Bir örümcek ağı gibi, hepsi aynı merkeze bağlı pek çok kanaldan oluşan bu terör

örgütünün artık gizlenecek, saklanacak, takiye yapacak durumu kalmamıştır. Dolayısıyla

15 Temmuz darbe girişiminden hareketle Mehmetçiğimizi zan altında bırakacak, ona

zarar verecek hiçbir hareketi, hiçbir ithamı asla kabul etmiyoruz.

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin emir-komuta zinciri, bu darbe girişimine karşı çıkarak

demokrasi ve hukuk devletine olan bağlılığını ispat etmiştir. Çoğu da yalan-yanlış olan

birtakım görüntülerden hareketle, 15 Temmuz darbe girişimini meşrulaştırmaya, üni-

formalı teröristleri ve onların arkalarındaki güçleri mağdur göstermeye çalışanlar sadece

ve sadece darbe destekçileridir. Türkiye, 15 Temmuz’da, hiçbir istisnası, hiçbir izahı, hiçbir

farklı açıklaması olmayan bir yol ayrımıyla karşı karşıya kalmıştır. Bir tarafta, Fetullahçı

Terör Örgütü mensupları ve onları destekleyenlerin ülkemizi, milletimizi, geleceğimizi

teslim almaya yönelik girişimi vardır. Diğer ta-

rafta ise iradesine, demokrasisine, istiklaline ve

istikbaline canı pahasına sahip çıkan bir millet

vardır. Darbe teşebbüsçüleriyle millet arasında

gri bir alan oluşturmaya çalışanlar ise hükmen

terör örgütü mensubudur; çünkü ortada böyle

tereddütlü bir alan yoktur. Yapılan teşebbüsün

adı vatana ihanettir. Dünyanın her yerinde

vatana ihanetin cezası ne ise bu terör örgütü

mensupları da aynı cezaya maruz kalacaklardır.”

“Siyaset kurumu, 15 Temmuz’daki duruşuyla onuruna sahip çıkmıştır”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 15

Temmuz gecesinden itibaren her partiden, her

görüşten, her hayat biçiminden vatandaşın,

iradesine, demokrasisine ve geleceğine sahip

çıkmak için bir araya geldiğine işaret ederek şu

değerlendirmelerde bulundu:

“Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde, tüm siyasi

partilerin ortak imzasıyla, tek yürek, tek vücut

olarak darbe teşebbüsüne karşı millî iradeye

sahip çıkılmıştır. Kendisini bu ülkenin bir ferdi,

bu milletin bir evladı olarak hisseden herkes bu

darbe girişiminin karşısında yer almıştır. 1960

darbesinde Menderes ve arkadaşlarına, 1980

darbesinde ‘bir sağdan, bir soldan’ anlayışıyla

darağaçlarına gönderilen gençlerine sahip çı-

kamamanın yıllardır acısını yaşayan milletimiz,

15 Temmuz 2016’da bu gidişe ‘dur’ demiştir.

Ülkemiz tarihinde ilk defa, bu çapta bir silahlı

darbe teşebbüsü, bizzat millet tarafından

engellenmiştir. Türkiye, demokrasi ve hukuk

devletine olan bağlılığın, sadece yazıda, sadece

sözde kalmayan, gerektiğinde vatandaşlarının

canı pahasına bu değerlerin hayata geçirildiği

bir ülke olduğunu tüm dünyaya göstermiştir.

“TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ VE MEHMETÇİKLERİMİZ BİZİM GÖZBEBEĞİMİZDİR. BU DARBE GİRİŞİMİ VESİLESİYLE, ÜLKEMİZİN HER KURUMU GİBİ, TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİMİZE DE SİRAYET ETMİŞ OLAN BU KANSER HÜCRELERİ SÜRATLE TEMİZLENECEKTİR.”

Page 26: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

24

Bizim tarihimiz dışarıdan gelen saldırılara ve içeride yapılan ihanetlere rağmen milletin

vatanına ve devletine sahip çıkmasının örnekleriyle doludur. 15 Temmuz şanlı direnişi, bu

muhteşem tarihin en başında yerini alacaktır. Milletimizin, bu üniformalı teröristlerin elindeki

silah ve tank namlularının, uçak ve helikopter bombalarının karşısında gösterdiği dik duruşun

nesiller boyunca takdirle anlatılacağına inanıyorum. Yaptığım çağrıyla birlikte meydanlara,

sokaklara çıkan vatandaşlarımın her birine şükranlarımı sunuyorum. Tankların önüne kendini

siper edip hedeflerine ulaşmalarını engelleyen, bunun için hayatını riske atan, yaralanan, şe-

hit olan her bir vatandaşımız için ne desek minnettarlığımızı ifade edemeyiz. Sokağa çıkma

imkanı bulamayıp da sabaha kadar evinde duasıyla, yüreğiyle, gözyaşıyla darbe teşebbüs-

cülerine buğzeden vatandaşlarımın her birine teşekkür ediyorum. Geçmişteki darbelerin

ve darbe teşebbüslerinin aksine, 15 Temmuz darbe girişimine karşı tepkisini süratle ortaya

koyan, yayımladıkları bildiriyle temsil ettikleri milletin şerefine, onuruna, haysiyetine sahip

çıkan milletvekillerimizin her birini tebrik ediyorum. Siyasi partilerimizin genel başkanlarına,

olması gerektiği gibi, demokrasinin, millî iradenin safında güçlü bir duruş sergiledikleri için

şükranlarımı sunuyorum. Siyaset kurumu, 15 Temmuz’daki duruşuyla onuruna sahip çıkmıştır.

İş makinelerini, otobüslerini, ellerindeki tüm araç ve gereci darbe girişimini engellemek için

sahaya süren belediyelerimize, kurumlarımıza, şahsi araçlarını aynı amaçla kullanan vatan-

daşlarımıza teşekkür ediyorum.

15 Temmuz darbe girişiminin başarısızlığa uğramasında en çok katkısı olanların başında

hiç şüphesiz Emniyet Teşkilatımız ve polislerimiz geliyor. Darbe teşebbüsünde bulunan

ihanet çetesinin ilk hedefi, kendilerine müdahale etme potansiyeli gördükleri Emniyet

Teşkilatımızın kritik birimleriydi. Gölbaşı’ndaki Özel Harekat Daire Başkanlığımızı uçakla

bombalayıp kahraman polislerimizi şehit ettiler. Ankara Emniyet Müdürlüğü binasını

aynı şekilde bombaladılar. İstanbul Emniyet Müdürlüğümüze saldırmaya çalıştılar. Buna

rağmen polislerimiz büyük bir fedakarlıkla, Türkiye’nin her yerinde görevlerinin başından

bir an olsun ayrılmadılar. Ellerindeki tüm imkanları kullanarak, milletimizle birlikte ihanet

çetesi mensuplarının girişimini boşa

çıkarmak için çalıştılar. Bu darbe girişi-

minin başarısızlığa uğramasında büyük

katkısı olan Emniyet Teşkilatımızın her

bir mensubuna en kalbi şükranlarımı

sunuyorum.

15 Temmuz darbe girişiminin kahra-

manlarından biri de medyamızdır. Med-

yamızın neredeyse tamamı darbecilerin

karşısında yer almış, demokrasinin ve

millî iradenin safında net bir tavır sergi-

lemiştir. Silah tehdidine rağmen darbe

teşebbüsünde bulunan terör örgütü

mensupları karşısında son derece net

ve sağlam bir duruş sergileyen medya

mensuplarımızın her birini şahsım ve

milletim adına tebrik ediyorum.

Elbette en önemli teşekkürlerden bi-

rini, Türk Silahlı Kuvvetlerimizin, darbe

teşebbüsüne karşı çıkan, emirlerindeki

kuvvetleri bu alçak girişimin dışında

tutan komutanlarımız ile baskılara

rağmen bu ihanete ortak olmayan

askerlerimiz hak ediyor. Herhangi bir

örgütün veya şahsın esiri değil, milletin

ordusunun mensupları olduklarını gös-

teren tüm subaylarımıza, askerlerimize

şükranlarımı sunuyorum. Bu süreçte,

gerek bizzat arayarak, gerek mesaj

göndererek, gerek medyaya açıklama

yaparak Türkiye’deki meşru yönetime

destek veren ülkelere, devlet ve hü-

kümet başkanlarına, dost ve kardeş

toplumlara da teşekkürlerimi ifade

ediyorum.”

“Tüm terör örgütlerine, tüm yapılara karşı amansız bir mücadele yürütülecektir”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,

“Her gecenin nihayetinde bir sabah, her

zorluğun sonunda bir kolaylık olduğu gibi,

bu tür acı hadiselerin ardından da yeni im-

kanlar ortaya çıkar” ifadesine yer verdiği

mesajında sözlerine şöyle devam etti:

Page 27: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

25

“Millet olarak, Anadolu coğrafyasındaki bin yıllık varlığımız bo-

yunca bu tür sayısız tehditle, saldırıyla, teşebbüsle karşı karşıya

kaldık. 100 yıl önce, artık ayağa kalkamaz denilen milletimizin

Çanakkale’deki, Kutü’l-Amâre’deki şahlanışından aldığımız güçle

İstiklal Harbimizi verdik ve başarıya ulaştırdık. Cumhuriyet tarihi

boyunca da ülkemize ve milletimize yönelik saldırılar, tuzaklar,

ihanetler durmadı, hep devam etti. Türkiye ne zaman bir hamle

yapacak olsa, darbeyle, cuntayla, ekonomik, siyasi, sosyal krizler-

le önü, gücü, takati kesilmeye çalışıldı. Ülkemiz, geçtiğimiz 14 yıl-

da elde ettiği istikrar ve güven ortamı sayesinde ekonomik den-

gelerden yatırımlara, savunma sanayiinden ihracata kadar her

alanda yeni bir şahlanış dönemine girdi. Bölgesinde ve dünyada

söz sahibi olmaya başlayan, sesi gittikçe daha gür çıkan Türkiye

fotoğrafının birilerini çok rahatsız ettiğini biliyoruz. Şunu da çok

iyi biliyoruz ki, ülkemizde faaliyet gösteren tüm terör örgütleri, ki

buna Fetullahçı Terör Örgütü de dahildir, proje ürünüdür ve belli

amaçlarla üzerimize salınmıştır. Bu topraklarda, kendi milletinin

üzerine tankla, uçakla, helikopterle saldıracak alçaklar asla yetiş-

mez. Bunların hepsi, uzun yıllar boyunca, sinsi bir planın parçası

olarak özel olarak yetiştirilmiş, eğitilmiş, beyinleri iğfal edilmiş

mankurtlardır. Gözleri olup görmeyen, kulakları olup işitmeyen,

dilleri olup konuşmayan bu insanlara ne anlatsanız boş.

Demokrasi ve hukuk devleti ilkelerinden taviz vermeden, mil-

letimizin ve devletimizin geleceğini tehdit eden tüm terör örgüt-

lerine, tüm yapılara karşı amansız bir mücadele yürütülecektir.

Birliğini, beraberliğini, kardeşliğini güçlü tutan bir Türkiye’de

huzurun, istikrarın, kalkınmanın önünde hiçbir engel olamaz.

Geçmişte, millete rağmen milleti idare etme anlayışının bedelini

çok ağır şekilde ödedik. Artık kimsenin, hangi söylemle ve hangi

amaçla olursa olsun milletimize bedel ödetmeye hakkı yoktur.

Türkiye’nin sadece büyümeye, güçlenmeye, kalkınmaya,

refahını artırmaya, savunmasını tahkim etmeye, eğitimini,

sağlığını, adalet sistemini, altyapısını güçlendirmeye ihtiyacı

vardır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin doğrudan milletin oyuyla

iş başına gelmiş ilk Cumhurbaşkanı olarak tek amacım işte bu

Türkiye’yi inşa etmektir. Cumhurbaşkanı olarak, Meclisimizle,

Hükümetimizle, siyasi partilerimizle, sivil toplum kuruluşlarımız-

la, Türkiye’ye destek olan herkesle birlikte ülkemizi 2023 hedef-

lerimize ulaştırma kararlılığıyla yolumuza devam edeceğiz.”

“MECLİSİMİZLE, HÜKÜMETİMİZLE, SİYASİ PARTİLERİMİZLE, SİVİL TOPLUM KURULUŞLARIMIZLA, TÜRKİYE’YE DESTEK OLAN HERKESLE BİRLİKTE ÜLKEMİZİ 2023 HEDEFLERİMİZE ULAŞTIRMA KARARLILIĞIYLA YOLUMUZA DEVAM EDECEĞİZ.”

Page 28: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

26 SÖYLEŞI

15 TEMMUZ GECESI MECLISIMIZI AÇARAK BIRLIK VE BERABERLIK IÇINDE DEMOKRASIYE SAHIP ÇIKTIKSÖYLEŞİ VE FOTOĞRAFLAR: SONGÜL BAŞ-NEŞE SARIDOĞAN

TBMM BAŞKANI İSMAİL KAHRAMAN:

Page 29: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

27

DARBE TEŞEBBÜSÜ SIRASINDA KENDI KARARIYLA MECLIS’I AÇTIĞINI IFADE EDEN TBMM BAŞKANI ISMAIL KAHRAMAN, MECLIS’IN BOMBALANMASINI “ÇILGINLIK” OLARAK NITELENDIRIYOR. DARBE TEŞEBBÜSÜNDEN BIR GÜN SONRA, 16 TEMMUZ 2016 TARIHINDE TBMM’YI OLAĞANÜSTÜ TOPLANTIYA ÇAĞIRDIĞINI BELIRTEN KAHRAMAN, MECLIS’E YENI BIR SIĞINAK YAPILACAĞINI, BOMBANIN DÜŞTÜĞÜ ALANLARIN ISE MÜZE OLARAK DÜZENLENECEĞINI IFADE EDIYOR.

Darbe girişimi olduğunu ne zaman ve nasıl öğrendiniz?

15 Temmuz akşamı Meclis Konutu’nda yemek yiyordum. O sırada

alçak uçuş yapan bir F-16 sesi duydum. Hemen televizyonu açtım.

Baktım, Boğaziçi Köprüsü’ne tank giriyor. “Eyvah, yazık, bir darbe

hareketi bu” dedim. Yemekten kalktım, abdest aldım ve hemen

Meclis’e geldim. Dört siyasi parti grubuna birer yazı gönderdim;

“16 Temmuz Cumartesi günü saat 14:00’te Meclis’i olağanüstü

toplantıya çağırdığımı” bildirdim. Daha sonra Çankaya Köşkü’ne

Hükümet’le görüşmeye gittim; orada bazı bakanlar, mesela Ça-

lışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu, Aile ve Sosyal

Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, Millî Eğitim Bakanı İs-

met Yılmaz, Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan vardı. Çankaya Köşkü’nde

bazı milletvekilleri de bulunuyordu. Meclis’e gitmek üzere hareket

ettik. Meclis’e geldik, kapıyı açtık,

ana salona girdik, ışık ve ses ter-

tibatını açtırdık.

Herhangi bir yerden teklif, tel-

kin, talep olmaksızın Meclis’i aç-

tım. Tatil olmasına, milletvekilleri

seçim bölgelerinde bulunmasına

rağmen, Ankara’daki milletvekili

arkadaşlarımız Meclis’e geldi-

ler; hatta bazıları gittikleri yer-

den geri dönerek Genel Kurul’a

ulaştılar. O akşam Genel Kurul

Salonu’nda toplam 97 milletvekili

vardı. Üç partinin grup başkanvekilleri; AK Parti’den Mehmet Muş,

CHP’den Özgür Özel, MHP’den Erkan Akçay Başkanlık Divanı’nda

yer aldılar. HDP yoktu. HDP’den Mithat Sancar ve İdris Baluken

arayarak “Yolda ya da orada bir provokasyona sebep olmayalım

diye gelmiyoruz. Bizi orada sayın. Yarınki olağanüstü toplantıda

bulunacağız” dediler. Diğer üç parti ise parti rozetini bir tarafa

bırakıp ay yıldızlı rozetin altında çok güzel bir şekilde bir araya

geldiler. Milletvekilleri ve Bakanlar Genel Kurul’da konuştular. O

akşam kadınların cesaretinin çok yüksek olduğunu gördüm. Mesela

Balıkesir Milletvekili Sema Kırcı oğluyla birlikte geldi. İki rekat sefer

namazı kılıp helalleşerek Meclis’e gelmişler.

Milletvekilleri Genel Kurul’un açıldığını nasıl öğrendi? Birbirleri-

ne haber mi verdiler?

Evet, herkes birbirini çağırarak bir araya gelindi. CHP Genel Başkanı

Kemal Kılıçdaroğlu partili milletvekillerine Meclis’e gitmeleri için

davette bulundu. Ben inanıyorum ki, tatil nedeniyle milletvekilleri

seçim bölgelerinde olmasaydı bütün arkadaşlarımız Meclis’e gelirdi.

Yine de o akşam Genel Kurul’da bir arada olduğumuz milletvekil-

lerinin sayısı hiç de az değildi.

TBMM İdare Amiri Ahmet Gün-

doğdu beni arayıp “Başkanım,

darbe oluyor, ne yapacağız?”

dedi. “Meclis’teyim, bekliyorum,

gel” dedim. İlk gelenlerden biri

de odur. Ayrıca, yollar kesilince

Meclis’e gelemeyip Külliye’ye

gidenler de oldu.

Siz Genel Kurul Salonu’ndayken

Meclis’e bombalar atıldı. Sığına-

ğa inmeye nasıl karar verildi?

O gece Meclis’e üç büyük bomba ve ses bombası atıldı. Helikopter-

ler devamlı kurşun yağdırdılar. Genel Kurul Salonu’nda bulunduğu-

muz sırada düşen ikinci bomba nedeniyle salon sallandı, içeride toz

bulutu oluştu. Buna rağmen orada kalmaya ve konuşmalarımıza

devam ettik. Ancak tam anlamıyla hayati tehlike söz konusu olunca

sığınağa indik.

Page 30: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

28 SÖYLEŞI

Sığınak yeterli miydi?

Sığınağın birçok eksiği olduğunu gördük. Meclis’in

projesi Avusturyalı mimar Clemens Holzmeister tara-

fından 1954’te yapılmış. Bu sığınak, o günün şartlarına

uygun olabilir, ama bugün için aynı şeyi söylemek

mümkün değil. Su deposu, sağlık odası yok, çıkışlar so-

runlu. Sığınakta tek tuvalet var. 730 kişinin girebileceği

odalar ve yanlarda iki mekan daha bulunuyor. Geniş

mekanlardan bir bölümü mutfak deposu, bir bölümü

kütüphane arşivi yapılmış. Onların hepsini boşalttık.

Tuvalet eklentisi yapıyoruz. Fakat bize bugünün sivil

savunma normlarına uygun bir sığınak lazım. İnşallah

onu yapacağız. O gece sığınağa indiğimizde oturacak

yer olmadığını, tuvalet, su ve gıda yokluğunu gördük.

Sığınak illa darbelerde lazım değil. Allah korusun, harp,

sel, deprem olur, sığınağa ihtiyaç duyulur.

15 Temmuz gecesi Genel Kurul’un açılması ve Meclis’in tek yürek oluşu darbe

girişiminin önlenmesinde etkili oldu. Bu konuda neler söylemek istersiniz?

Darbe teşebbüsünün olduğu gece büyük bir badire atlattık. O süreçte parti farkı

gözetmeksizin milletvekili arkadaşlarımızla yan yana gelmemiz çok önemliydi.

Hepimiz Türkiye’nin mutluluğunu, refahını, huzurunu, iyi bir geleceğe sahip ol-

masını ve demokrasiden vazgeçilmemesini istiyoruz. O halde niye hasım olalım.

Fikirlerimizi söyleyeceğiz, birbirimize tahammül edeceğiz ki doğruyu bulalım.

O gece ve arkasından Yenikapı mitinginde bütün Türkiye bir araya geldi, birlik

ve bütünlük sağlandı.

Siz Genel Kurul’u açtığınız anlarda neler hissettiniz?

Kaptanlar gemilerini terk etmezler, gemiyi ilk terk edenler farelerdir, kaptanlar

sonuna kadar gemide kalırlar. O akşam hiçbir dünyevi düşünce, korku olmadan

hemen harekete geçerek Meclis’i açtım. Eski tecrübelerime dayanarak, darbe

karşısında tarihî sorumluluğumun ve manevi inancımın gereği Meclis’e gelmem

ve TBMM’yi açık tutmam gerekiyordu. Vazifemi yaptım.

1960’tan itibaren darbeleri biliyorum. Darbelerde paniğe kapılmamak, dik

durmak gerekir. Dik durduğunuzda ve milletin iradesini güçlü bir şekilde ortaya

koyduğunuzda, darbecilerin başarıya ulaşması mümkün olmaz.

O gece Meclisimiz tarihinde ilk kez bombalandı…

Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne bomba atıyorsunuz. Bu ne şuursuzluk, ne hain-

lik. Genel Kurul’da toplantı halindeyiz. Başkanlık kürsüsündeyim. O sırada atılan

bomba şayet 15 metre beriye düşmüş olsaydı hepimiz şehit olmuştuk. Meclis

bombalanmaz, harplerde bile böyledir. Bu ne çılgınlık! Biz şimdi Başbakan’ın

odasının bulunduğu, bomba atılmış o kısmı bir müze halinde saklayacağız. Bir

başka bombanın düştüğü bahçeye giden, “demokrasi yolu” dediğimiz yolun

kenarına ise camekan yapılacak. Gelenlere bunu gösteriyoruz. Şunu da ifade

etmek istiyorum; bizim büyümemizi istemeyen devletler hâlâ darbeyi kötüle-

miş, telin etmiş değiller.

Biraz önce belirttiğiniz gibi, geçmişteki darbe dönemlerini yaşamış birisiniz.

Bu darbe girişiminin diğerlerinden farkı nedir?

Türkiye’de 27 Mayıs 1960 darbesi, tabiri caizse bir sel yatağı meydana getirdi.

Ormanda ağaçlar suyu emerler, sele mâni olurlar. Şiddetli bir yağmur yağıp

sel yatağı oluştuktan sonra eski yağmurların çok daha azı da yağsa artık o

yataktan yeni seller başlar. 1960’tan günümüze 16 darbe vardır; neticelenmiş,

“15 TEMMUZ’DA MİLLET DARBEYE ‘DUR’ DEMİŞTİR.ARTIK HİÇ KİMSE ‘ELİMDE SİLAH VAR’ DİYE MİKROFONU ALIP, EKRANA ÇIKIP ‘BEN DARBE YAPTIM’ DİYEMEYECEKTİR.DARBELER TARİHİN ÇÖPLÜĞÜNE ATILMIŞTIR.”

Page 31: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

29

neticelenmemiş, gizli kalmış, açığa çıkmış… Me-

sela 27 Mayıs 1960 bir darbedir. 22 Şubat 1962’de

Talat Aydemir’in yaptığı bir darbe teşebbüsüdür.

O teşebbüs, anlaşma sağlanması üzerine sona

erdirilmiştir. Talat Aydemir 21 Mayıs 1963’te

yeniden darbeye kalkışmıştır. Bu sefer yeğeni

Fethi Gürcan’la beraber 1964’te idam edilmiştir.

Yine 1971’de bir darbe teşebbüsü vardır. Doğan

Avcıoğlu’nu Türkiye’nin başbakanı yapacaklardı.

Türkiye’de sistem değişikliği yani ihtilal olacaktı.

İhtilaller sosyal, siyasi, hukuki, ekonomik yapıyı

değiştiren hareketlerdir. 1789’da Fransız İhtila-

li, 1917’de Bolşevik İhtilali gibi, ihtilaller bütün

sistemi değiştiriyor. İdareyi değiştirip başkasını

idareye getirmeye ise darbe denir. Talat Aydemir

darbe yapmak istedi, kalıcı bir askerî idare geti-

recekti, 1962 ve 1963’te başarılı olamadı, darbe

teşebbüslerini hayatıyla ödedi. 9 Mart 1971’de

yapılacak olan bir ihtilaldi, ama önlendi, 12 Mart

1971 muhtırasına dönüştü. Süleyman Demirel’e

dediler ki, “Rusya’da Yeltsin tanka çıkıp darbeyi

önledi, sen şapkanı aldın gittin.” Süleyman Bey’in

şöyle bir cevabı var: “Tank vardı da mı çıkmadık?”

15 Temmuz’daki darbe teşebbüsünde Cumhur-

başkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan tanka

değil, uçağa bindi ve İstanbul’a indi. Kendisine

Marmaris’te kaldığı otelin sahibi tarafından “5 da-

kika sonra uluslararası alandayız, 10 dakika sonra

da Yunan adasındayız” diye teklif yapıldı. Cum-

hurbaşkanımız gereken cevabı verdi ve İstanbul’a

geldi. Halkın ona güvenmesi ve meydanlara çıkma

davetine karşılık vermesiyle Türkiye bir büyük ba-

direden kurtuldu. Bu darbe teşebbüsünün önlen-

mesindeki bir numara Cumhurbaşkanımız Sayın

Recep Tayyip Erdoğan’dır. Milletimiz ve basınımız

da bu süreçte çok güzel bir imtihan vermiştir.

Biraz önce ifade ettiğim gibi, 1960’tan günü-

müze neticelenmiş, neticelenmemiş, gizli kalmış,

açığa çıkmış 16 darbe vardı; bundan böyle 18’incisi

olmayacak. 15 Temmuz’da millet darbeye “dur”

dediği için, millete rağmen bir hareket olamaya-

cağı için artık hiç kimse “Elimde silah var” diye

mikrofonu eline alıp, ekrana çıkıp “Ben darbe

yaptım” diyemeyecek, buna inanıyorum. Darbeler

tarihin çöplüğüne atılmıştır.

Bu darbe girişimi şimdiye kadarkiler içinde en organize olanı idi. 27 Mayıs’ta

İstanbul’da darbeyi tek başına Davutpaşa’daki zırhlı tugay yapmıştı. Geçmişte

küçük kuvvetlerle harekete geçiyorlardı. Şimdi ise Hava Kuvvetleri, Zırhlı Birlikler,

Deniz Kuvvetleri, Jandarma… Bir büyük güç. Anlaşılıyor ki çok uzun zamana yayı-

lan bir hazırlık yapılmış. Bir diğer farklılığı da, darbelerin yapıldığı zamandan önce

harekete geçilmesidir. Darbeler saat 03:00’te, herkes uykudayken yapılırdı. Sabah

kalktığınızda bir bakardınız ki idare değişmiş. 15 Temmuz’da darbe teşebbüsünün

erken başlaması, “darbe yapılacağının haberi ulaştı” paniği ve korkusuyla oldu. O da

çok iyi oldu. Halk daha ayaktayken başladı. Millet “Darbeye hayır” dedi. Demokrasiyi

özümsediğini ortaya koydu. 15 Temmuz’un diğer darbelerden bir farkı da budur.

Geçmişte halk organize değildi; sayı çoktu ama bağ yoktu. Mesela 1960 darbesi

olduğunda Demokrat Parti’nin en az yüzde 70 taraftarı vardı. Karşı koyamadı, mey-

dana çıkmadı. Niye? Çünkü bugünkü iletişim ve bilgilendirme yok, organizasyon yok.

15 Temmuz’da halkımız demokrasiyi özümsediğini, birlik ve beraberlik içinde

olduğunu gösterdi. Dünya ve hepimiz şunu gördük; milletimizin mayası o kadar

sağlam ki, yeri geldiğinde kimliğini, şahsiyetini ortaya koyuyor. Tankın önüne çıkı-

yor, helikoptere uzanıyor; “indireceğim seni” diye. Önündeki düşüyor, o yine devam

ediyor. Şehit ailesinin evine gidiyorsunuz, ağlamak yok, “Vatan sağ olsun” diyor.

Yaralılar aynı durumda. Allah rahmete kavuşanlara rahmet eylesin, onlar ebediyete

şehit olarak gittiler, Peygamber Efendimize komşu olmuşlardır inşallah. Milletimi-

zin başı sağ olsun. Yaralılara acil şifa diliyorum. Cenab-ı Hak bir daha böyle günler

göstermesin. Milletimize, devletimize zeval vermesin.

Bu vesile ile bu şanlı mücadelede desteğini esirgemeyen ve eli kanlı darbecilere,

asker kıyafeti giymiş teröristlere, gülenizm taraftarlarına karşı ayağa kalkan, vakur

tavırlarıyla, tavizsiz davranış ve dik duruş sergileyen değerli milletvekillerimize bir

kez daha teşekkürlerimi sunuyorum.

Page 32: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

30

BU AZIZ MILLETIN BIR FERDI OLMAKTAN BIR KEZ DAHA GURUR DUYDUM

BAŞBAKAN YILDIRIM:

Page 33: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

31

BAŞBAKAN BINALI YILDIRIM, 15 TEMMUZ GECESITÜRKIYE’NIN BÜYÜK BIR FELAKETIN EŞIĞINDEN DÖNDÜĞÜNÜ BELIRTEREK, “SILAHLI, KANLI BIR DARBE GIRIŞIMI MILLETIMIZIN DIRENCIYLE, HÜKÜMETIMIZIN VE CUMHURBAŞKANIMIZIN DIRAYETIYLE BAŞARISIZ HALE GETIRILDI VE ÜLKEDE IŞLER NORMALE DÖNDÜ” DEDI.

Başbakan Binali Yıldırım, 15 Temmuz 2016 tarihindeki darbe gi-

rişiminin ardından ulusal ve uluslararası televizyon kanallarına

verdiği röportajlarda o geceyle ilgili değerlendirmelerde bulundu.

15 Temmuz’da Türk halkının darbe girişimine karşı dimdik durdu-

ğunu belirten Yıldırım, “Bu aziz milletin bir ferdi olmaktan bir kez

daha gurur duydum” dedi.

Başbakan Binali Yıldırım, 15 Temmuz gecesi uçakların alçak uçuş

yaptığı, köprülerin kapatıldığı saatlerde bir televizyon kanalının

yayınına bağlanarak “Bir

kalkışma ihtimali üzerinde

duruyoruz. Belli ki emir-

komuta zinciri olmadan

asker içerisindeki bazı kişi-

lerin kanunsuz bir eylemi

söz konusu. Vatandaşlar

şunu bilsin ki demokrasiye

zarar getirecek hiçbir fa-

aliyete izin verilmeyecek”

dedi. Türkiye Cumhuriyeti

Hükümeti’nin iş başında ol-

duğunu ifade eden Yıldırım,

“Bu kalkışmayı yapanlar,

bu çılgınlığı yapanlar, en ağır şekilde bedelini ödeyecektir. Asla bu

tip kalkışmalara pabuç bırakmayacağız. Asla bu ve buna benzer

çılgınlıklara müsaade etmeyeceğimizi bilsinler” diye konuştu. Baş-

bakan Yıldırım, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada ise

“Demokrasiye ve millî iradeye kalkışma var. Buna izin vermeyeceğiz.

Demokrasiden asla taviz verilmeyecek. Yapanlar en ağır bedeli öde-

yecek. Bunların kim olduğunu, hangi amaçla hareket ettiklerini kısa

sürede anlayacağız ve gereğini yapacağız. Milletimiz rahat olsun,

asla ve asla yasa dışı, demokrasiyi kesintiye uğratacak faaliyetlere

müsamaha göstermeyeceğiz. Bazı önemli binalara abluka gözlendi.

Emniyet güçlerimiz harekete geçti. Misliyle karşılık verilecek. Ucun-

da ölüm dahi olsa gereken yapılacak” değerlendirmesinde bulundu.

Başbakan Yıldırım, darbe girişiminden sonra bir televizyon kana-

lına verdiği röportajda o gece bir kalkışma olduğu kanaatine nasıl

vardığını şöyle anlattı: “Biz köprüden geçtikten kısa bir süre sonra

köprüyü tuttular. Yani bizim oradan geçeceğimiz hesap edilerek köp-

rüye inilmiş, yoksa köprünün ilk anda tutulması gereken bir stratejik

hedef olması çok anlamlı değil. Ama orada o zamanlamayı tuttura-

madılar, Cenab-ı Hak yardım etti ve biz geçmiş olduk. Tuzla’da konu-

ta varınca, zaten varmadan

öğrendik bir gariplik oldu-

ğunu, hemen Genelkurmay

Başkanı’nı aradık, telefo-

nu çalıyor, cevap vermiyor.

İçişleri Bakanı’nı arıyoruz,

telefonu kapalı; daha sonra

öğrendik, uçaktaymış o

anda, Erzurum’dan geliyor-

muş. Kimi arasak ses yok.

Bu sefer tabii biraz daha

işin ciddi olduğu kanaati

bizde hasıl oldu ve hemen

orada şunu yaptık; Ankara

Valisi’ni, Ankara Emniyet Müdürü’nü, İstanbul Valisi’ni, İstanbul

Emniyet Müdürü’nü aradım, oralardan aldığım bilgilerden sonra

şöyle bir sonuca vardım: Bu bir kalkışma ve bu kalkışma Silahlı

Kuvvetler içerisinde bir grubun işidir, bunun Silahlı Kuvvetler ko-

muta kademesiyle, onların iradesiyle bir ilgisi yok, o iradenin dışında

gelişen bir iştir.”

“Türk demokrasisi adına karanlık bir gece yaşadık”

Başbakan Binali Yıldırım, 15 Temmuz gecesinde vatandaşların mey-

danlara çıkmaya davet edilmesiyle ilgili olarak şu bilgileri paylaştı:

“15 Temmuz gecesi çok uzun bir gece oldu, aynı zamanda da çok

Page 34: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

32

karanlık bir geceydi. Türk demokrasisi adına, millî irade adına, mil-

letin geleceği adına uzun ve karanlık bir gece yaşadık. O gece olay

meydana geldiği anda eşim, ben, yakın çalışma arkadaşlarım hemen

kısa bir istişare ettik. Dedik ki, bu milletin emanetini yere düşürme-

yeceğiz, gerekirse canımızla ödeyeceğiz, ama asla ve asla bunlara

pabuç bırakmayacağız. Daha sonra Cumhurbaşkanımızı aradık,

kendisiyle görüştüğümüzde aynı kanaatte olduğunu gördük. Ve bir

karar verdik Sayın Cumhurbaşkanımızla, bu işle biz mücadele ederiz,

ama şu anda güçlerimiz orantılı değil, onlar devletin tankını, tüfeği-

ni, uçağını gasp etmişler ve milletin üzerine acımasızca saldırıyorlar.

Bizim elimizde ne var? Bizim elimizde tank yok, uçak yok, tüfek yok,

bizim elimizde Polis Teşkilatımız var, Özel Harekatçılarımız var, bu

kadar, ama onların göremediği bir güç daha var, o da millet. Milletle

savaş yapılmaz. Milletle savaş yapıp da galip olan dünyada hiçbir

ülke görülmemiştir. Dedik ki, biz mücadelemizi vereceğiz, ama işin

sahibini de haberdar edeceğiz, meydanlara davet edeceğiz. Ve ora-

dan çağrımızı yaptık, Cumhurbaşkanımız da, biz de; ‘Türkiye büyük

bir silahlı darbe girişimiyle karşı karşıyadır, iş başa düşmüştür, lütfen

herkes üzerine düşeni yapsın.’ Bu yetti zaten, akın akın insanlar o

bombalara, o mermilere, o tanklara meydan okuyarak, önüne du-

rarak, üstüne çıkarak, ‘Benim bedenimden geçmeden geçemezsin’

diyerek meydanlara indi.”

Başbakan Yıldırım, o gece yaşadığı ve kendisini oldukça sinir-

lendirdiğini ifade ettiği bir olayı ise şöyle anlattı: “Şimdi, tabii

havadan taarruz var, Ankara, İstanbul ağırlıklı, helikopterler so-

kakları tarıyor, uçaklar bombalar bırakıyor, tanklar önüne geleni

ezip sürükleyip götürüyor. Yani tanklara karşı vatandaş göğsünü

siper ediyor da, yukarıdaki uçak ve helikoptere bir şey yapamıyor.

Tabii Hava Kuvvetleri Komutanı’nı da derdest ettikleri için kendi-

sine ulaşamıyoruz. Ne yapalım? Hava Savunma Komutanlığı var

Eskişehir’de, orayı aradık, dedik ki, ‘Kardeşim, bir şeyler yapın, şu

“15 TEMMUZ GECESİ ÇOK UZUN BİR GECE OLDU,AYNI ZAMANDA DA ÇOK KARANLIK BİR GECEYDİ. TÜRK DEMOKRASİSİ ADINA, MİLLÎ İRADE ADINA, MİLLETİN GELECEĞİ ADINA UZUN VE KARANLIK BİR GECE YAŞADIK.”

Page 35: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

33

uçakları durdurun, şu helikopterleri durdurun, bunlar insanların

üzerine ateş açıyorlar, bu vahşete seyirci kalmayın.’ ‘Efendim,

işte Erzurum’dan gelecek uçaklar, yüklü değil, yüklenmesi 2 saat

alır...’ Bir sürü böyle mazeret, mazeret. Tabii bizim de canımız

sıkılmış, bağırıyoruz çağırıyoruz. Ondan sonra, ‘Efendim, yazılı

emir verin.’ Öyle deyince benim tepem attı, ağzıma geleni söyle-

meye başladım. ‘Bak dedim, kardeşim, bu telefonda konuştukla-

rımız yazılı emirdir, bunu ya şu anda uygularsınız yahut da sonra

bunun hesabını verirsiniz. Vurun kardeşim, vur emri veriyorum ve

mazeret istemiyorum.’ ‘Efendim, işte şehrin üzerinde uçuyorlar,

vurursak şöyle olur...’ ‘Ya, onlar insanları vuruyorlar, öldürüyorlar

insanları. Orada vurmayın, önüne çıkın, taciz edin, dışarı çıkarın,

orada vurun, onu da ben mi öğreteceğim?’ ‘Yani artık çok sinir-

lenmişim, her şeyi söylüyorum. Gecikmeler oldu, ama yaptılar,

emri yerine getirdiler.”

“Büyük bir felaketin eşiğinden dönüldü”

Başbakan Binali Yıldırım, 15 Temmuz gecesi Türkiye’nin büyük

bir felaketin eşiğinden döndüğünü belirterek, “Maalesef silahlı,

kanlı bir darbe girişimi milletimizin direnciyle, Hükümetimizin ve

Cumhurbaşkanımızın dirayetiyle başarısız hale getirildi ve ülkede

işler normale döndü” diye konuştu. Bütün gece boyunca büyük

bir mücadele verildiğini kaydeden Yıldırım, “O alçakça darbe giri-

şimine karşı dimdik duran, başta milletimiz olmak üzere herkese

şükranlarımı ifade etmek istiyorum. Bu aziz milletin, aziz Türk

milletinin bir ferdi olmaktan bir kez daha gurur duydum. Bütün

medya kuruluşlarımıza, yargıçlarımıza, savcılarımıza, valilerimi-

ze, kaymakamlarımıza, kahraman polisimize, yurtsever asker-

lerimize, subaylarımıza teşekkür ediyorum. Velhasıl bu belanın

defedilmesinde emeği geçen herkese şükranlarımızı sunuyorum”

dedi. Yıldırım, “Milletimizin yanında olduklarını açık ve seçik

ortaya koydular. Bütün vatandaşlarımızı demokrasiye, ülkeye

sahip çıkmaya davet ettiler” sözleriyle muhalefet partilerinin

liderlerine de teşekkür etti.

Darbe girişimine sebep olanların bu işten kolay kurtulmala-

rını kimsenin beklememesi gerektiğine işaret eden Başbakan

Yıldırım, “Çünkü 246 şehidimiz, binlerce yaralımız var, bunların

hesabı sorulacak. Hesap sorarken intikam duygusuyla hareket

etmeyeceğiz, adaletle hareket edeceğiz. Türkiye bir hukuk

devleti. Hukuk devletinin gereği neyse o yapılacak. Burada ne

kadar derine gider, hangi düzeyde olur, bunu yargı belirler, bizim

belirlememiz söz konusu değil. Biz sadece yargının işini yapması

için gerekli desteği vereceğiz” değerlendirmesinde bulundu.

Page 36: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

34

Türk milleti 15 Temmuz’u 16 Temmuz’a bağlayan gece şanlı

geçmişindeki destanlara bir yenisini daha ekledi. FETÖ men-

subu askerler tarafından gerçekleştirilen darbe girişimini canı

pahasına önleyen Türk halkı, türlü yiğitlikler göstererek vatanına

sahip çıktı ve toplum hafızasında yer edecek bir kahramanlık

öyküsüne imza attı.

Darbeci Tuğgeneral Semih Terzi’yi alnından vurarak öldürdük-

ten sonra şehit düşen Piyade Astsubay Kıdemli Başçavuş Ömer

Halisdemir, Atatürk Havalimanı’nda tankın önüne yatarak cunta-

cı askerlere geçit vermeyen Metin Doğan, tankları durdurmak için

kendi kullandığı kamyonla Taksim’e çıkan Şerife Boz, Malatya’da

darbecilerin bıraktığı zırhlı aracı kullanarak operasyona destek

veren Mustafa Özbey, İstanbul’da darbecilerin açtığı ateş sonucu

yaralanan Orçun Şekercioğlu ve daha nicesi… O gece milyonlar ce-

saretleriyle adlarını demokrasi tarihimize altın harflerle yazdırdı.

15 Temmuz’un kahramanlarından Metin Doğan o gece yaşadık-

larını şu sözlerle anlatıyor: “Araçlar ilerlemiyordu, hayat durmuş

gibiydi. Bir motosiklet sürücüsüne rica ettim, beni havalimanına

götürdü. Tankların ilerlediğini gördüğüm ilk anda kendimi hemen

paletin önüne attım. Asker şaşırdı, benim yattığımı görünce

durmak zorunda kaldı.”

Darbeci askerlerin vurma tehdidinde bulunarak etkisiz hale

getirmeye çalıştığı Doğan, o gece hiç korkmadan “Ben Türk

askeriyim, siz kimsiniz?” tepkisini veriyor. Bu ülkeye gönülden

bağlı olanların 15 Temmuz gecesi Vatan Caddesi, Genelkurmay

Başkanlığı, Özel Kuvvetler Komutanlığı gibi yerlerde kahramanlık

hikayeleri yazdığını ifade eden vatansever, bu milletin baskı ve

zorbalığa her zaman karşı çıktığını vurguluyor.

BURÇİN ARMUTLU

BAŞBAKAN YILDIRIMDESTAN YAZANKAHRAMANLARLA BULUŞTU

Page 37: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

35

15 TEMMUZ, DAHA ÖNCE PEK ÇOK KEZ DARBE TALİHSİZLİĞİ YAŞAMIŞ MİLLETİMİZİN YENİ BİR DARBEYİ BÜYÜK BİR CESARETLE ÖNLEDİĞİ GÜN OLARAK TARİH SAYFALARINDAKİ YERİNİ ALDI. O GECE ÇOK BÜYÜK BİR DESTAN YAZILDI VE HER DESTANDA OLDUĞU GİBİ BU OLAĞANÜSTÜ HİKAYENİN DE BİR KAHRAMANI VARDI: “TÜRK MİLLETİ”

“Vatan, millet için seferber olduk”

Türk halkı ülkenin dört bir yanında meydanlara çıkıp demokrasi nöbeti tutar-

ken, Malatya’da Mustafa Özbey adlı bir vatandaş da gecenin kahramanları

arasındaki yerini alıyor. 15 Temmuz’da, darbecilerin bıraktığı ve polis tarafın-

dan el konulan ZPT’yi (Zırhlı Personel Taşıyıcıları) kullanan ve gönüllü olarak

operasyonda yer almayı isteyen Özbey, polislerin “Vatan, millet için seferber

olduk. Sen de geldin seferber oldun. Allah razı olsun. Biz bu araçla içeri gi-

receğiz. Sen bu olayda şehit ya da gazi olabilirsin. Ne diyorsun?” şeklindeki

sözlerine “Vatan ve millet için ölümü bile göze alırım, siz yeter ki bana ne

yapacağımı söyleyin” karşılığını veriyor. Aracı Malatya Emniyet Müdürlüğü’ne

götüren Özbey, o geceyle ilgili olarak şunları ifade ediyor: “Bu ülkede hedef-

lerine ulaşamayacaklar. 1980 darbesini, sokağa çıkma yasağını, insanların

ekmek, su bulamadığı günleri bize anlattılar. Biz Allah’ın izniyle o dönemlere

geri dönmeyeceğiz.”

O gecenin simge isimlerinden biri de darbe girişiminin önlenmesinde Türk

kadınının gücünü ortaya koyan Şerife Boz. Kendi kullandığı kamyonla Taksim’e

çıkarak komşusu ile birlikte darbecilere karşı duran Boz, o geceyi şöyle anla-

tıyor: “Eşim gittikten sonra kamyonu alarak ‘Acaba götürebilir miyim?’ endi-

şesiyle, iman gücüyle aracı oraya götürdüm. Komşumu, kızlarımı, torunlarımı

yanıma alarak yola çıktım. Zaten ondan sonra herkes araca bindi, herkes bana

yardım etti ve Taksim Meydanı’na indim. Orada bir

kargaşa oldu. Ne yaptığımın hiç farkında değilim.

O kadar duyguluydum ki hiç kimseyi ve hiçbir şeyi

fark etmedim. Vatanımı, toprağımı düşündüm.

Gençlerin geleceği için, toprağım için oradaydım.

Onun için gözüm hiçbir şey görmedi.”

Başbakan Yıldırım: Sizler adınızı

tarihe altın harflerle yazdırdınız

Başbakan Binali Yıldırım, o kara bulutlarla kaplı

gecede ortaya koydukları cesaretle adlarından söz

ettiren kahramanlardan üçünü Çankaya Köşkü’nde

kabul etti. Metin Doğan, Mustafa Özbey ve Şerife

Boz ile görüşen Yıldırım, “O gece her bir vatanda-

şımız birer kahramandı. Direnişin simgesi haline

gelmiş kahramanlarımızla bir arada olmaktan

büyük mutluluk ve onur duyuyorum. Sizler adınızı

tarihe altın harflerle yazdırdınız. Her biriniz Anado-

lu kadınının ruhunu, Anadolu insanımızın asilliğini

ölümsüz hale getirdiniz” diye konuştu.

Page 38: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

36

MECLIS’IN BOMBALANDIĞI KARA GECE

Page 39: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

37

BUNDAN 96 YIL ÖNCE BINBIR EMEKLE, AZIMLE VE NICE ZORLUKLA KURULAN TBMM, TARIHINDE ILK KEZ 15 TEMMUZ 2016’DA BOMBALARIN HEDEFI OLDU. DARBECILERIN TÜM SALDIRILARINA, BASKILARINA VE TACIZLERINE RAĞMEN ÇALIŞMASINI SÜRDÜREN GAZI MECLIS, GÖSTERDIĞI CESARETLE MILLÎ DIRENIŞE EN BÜYÜK DESTEĞI VERDI.

PINAR ÇAVUŞOĞLU

Page 40: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

38

1920’lerin başında en taze umutları yeşerten, en büyük güveni

hak eden, tek kurtuluş yolu olarak görülen bir oluşumdu Büyük

Millet Meclisi. I. Dünya Savaşı sonrası işgalci devletlerin toprakla-

rımıza göz diktiği dönemde, tam bağımsızlık için belirlenen yolun

dayandığı temel “millî irade”ydi. Meclis, I. ve II. İnönü Savaşları,

Kütahya-Eskişehir Muharebeleri, Sakarya Meydan Muharebesi,

Başkomutanlık Meydan Muharebesi gibi pek çok kritik savaşı

başarıyla yönetmiş, millî irade şanlı Türk ordusuyla el ele vererek

ülkemizi düşmanlardan temizleyen çok önemli bir güç olmuştu.

Oldukça zor şartlarda kurulan Türkiye Büyük Millet Meclisi,

Batı’yı gücü ve kararlı duruşuyla susturmuştu. Ancak demokra-

sinin ve millî egemenliğin simgesi TBMM’ye, kuruluşundan 40 yıl

sonra indirilen darbe bir yabancı gücün ordusunun değil, bizzat

bu ülkenin sözümona “devrim”cilerinin eseriydi. 1960 ve 1980

darbeleri seçilmiş hükümetlerin görevine son vererek Türkiye’yi

askerî idareye teslim etti. Bu zor günlerin olumsuz sonuçları ve

ülkemizi sürüklediği kötü koşullar ortadayken, darbelerin yaraları

aradan yıllar geçmesine rağmen tam olarak sarılabilmiş değilken,

yeni bir askerî müdahaleye kalkışmak ancak vatan hainliği olurdu.

Tıpkı 15 Temmuz gecesindeki gibi...

12 Eylül askerî darbesinden 30 küsur yıl sonra, 15 Temmuz 2016’da

Türk Silahlı Kuvvetleri içinde yuvalanmış bir grup terörist darbe

teşebbüsünde bulundu. Kendilerine eylemleriyle tezat oluşturan

bir isim seçen “Yurtta Sulh Konseyi” halka ateş açmış, TBMM’yi

bombalayarak aslında millî iradeyi hedef almıştı. O gece milletin

seçtiği mebuslar direndi, dolayısıyla halk direndi. 96 yıl sonra TBMM

yine yalnızca millî iradenin değil, millî direnişin de sembolü oldu.

Milletin vekili görevinin başında

Türkiye en uzun gecelerinden birini 15 Temmuz’da yaşadı. Ço-

ğunlukla 30 Ağustos, 29 Ekim gibi millî günlerde, bir kutlamanın

parçası olarak görmeye alışık olduğumuz jet uçakları gökyüzünde

tur atıyordu. Asabi uçuşları, bunun bir gösterinin parçası olma-

dığını apaçık ortaya koyuyordu. Jet uçaklarının alçak geçişleri ve

adeta sağır eden sesleri Ankaralıları tedirgin ediyordu. İstanbul’da

Boğaz köprülerinin tanklar tarafından kapatılması ortada bir terör

saldırısı olabileceği ihtimalini düşündürüyordu.

Herkes gibi milletvekilleri de olaylardan habersizdi. Başbakan

Binali Yıldırım’ın “Kalkışma ihtimali üzerinde duruyoruz” şek-

lindeki beyanatının ardından kafalardaki sorular yanıt bulmaya

başladı ve milletvekilleri ülkenin bu en zor gecelerinden birinde

millî iradeye sahip çıkma adına TBMM’ye doğru yol aldı.

MİLLETVEKİLLERİ ÜLKENİN EN ZOR GECELERİNDEN BİRİNDEMİLLÎ İRADEYE VE DEMOKRASİYE SAHİP ÇIKMAK İÇİNTÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ’NDE BİR ARAYA GELDİ.

Page 41: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

39

Milletvekillerinin Meclis’e girebilmesi kolay olmamıştı. Dikmen

ve Çankaya kapıları güvenlik gerekçesiyle önüne otobüsler yığ-

mak suretiyle kapatılmıştı. Zira tankların Meclis’e girme çaba-

ları olmuştu. Araçlarından kapı girişlerinde inmek zorunda kalan

milletvekilleri Ana Bina’daki Genel Kurul Salonu’na yaya olarak

geldiler. Bu esnada helikopterlerden açılan ateşlere maruz kalan

milletvekilleri oldu.

TBMM Başkanı İsmail Kahraman, bazı bakanlar ve milletve-

killeri Genel Kurul Salonu’nda bir araya geldi. Farklı partilerden

milletvekilleri kucaklaşarak birbirlerine destek verdi. Herkes bir

diğerini orada görmekten memnundu. Milletvekilleri darbeyi

kınayan konuşmalarını gerçekleştirirken Türkiye’nin darbeler,

hatta savaş tarihinde daha önce görülmemiş bir olay yaşandı ve

bağımsızlığın sembolü, millî iradenin tecelligahı TBMM cuntacıla-

rın elindeki uçaklardan biri tarafından bombalandı. Bombardıman

sürerken Genel Kurul’da bir hareketlilik yaşandı. Bazı milletvekil-

leri sığınağa inilmesi gerektiğini dile getiriyordu. Adalet Bakanı

Bekir Bozdağ, TBMM Başkanı İsmail Kahraman’ın yanına giderek,

“Genel Kurul’u kapatıp aşağı inersek bu millet meydana çıkmaz.

‘Meclis, darbecilerden korktu’ der. Bizim yapacağımız şey bura-

da ölmektir” dedi. Daha sonra kürsüye çıkarak milletvekillerine

hitaben konuşan Bozdağ, “Darbeciler bu halka hesap verecek”

dedi. Eliyle yukarıyı işaret ederek cuntacılara seslenen Bozdağ,

MİLLETVEKİLLERİ DARBEYİ KINAYAN KONUŞMALARINI GERÇEKLEŞTİRİRKEN TÜRKİYE’NİN DARBELER, HATTA SAVAŞ TARİHİNDE DAHA ÖNCE GÖRÜLMEMİŞ BİR OLAY YAŞANDIVE TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BOMBALANDI.

Page 42: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

40

“Bomba da atsanız buradayız. Sizi yargının önüne çıkaracağız,

millete hesap vermenizi sağlayacağız” diye haykırdı. O sırada

TBMM’yi vuran uçağın düşürüldüğü bilgisinin gelmesi üzerine

milletvekilleri hep bir ağızdan “Darbeciler halka hesap verecek”

nidasını tekrarladı.

TBMM’nin güvenlik bürokrasisi, bombaların hayati tehlike arz

ettiğini belirterek Genel Kurul Salonu’ndakileri sığınağa yönlendir-

di. Saat 03:00 sularıydı. Sığınaktan çeşitli televizyon kanallarına

telefonla bağlanarak edindikleri bilgileri aktaran, bunun yanı sıra

milletin yalnız olmadığı yönünde mesaj veren milletvekilleri halkı

da yüreklendirdi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Marmaris’te kaldığı

otelden ayrılarak İstanbul’a ulaştığı sıralarda sığınaktaki mil-

letvekillerine moral verdi. Erdoğan, AK Parti Grup Başkanvekili

İlknur İnceöz’ü telefonla arayarak milletvekillerine, “Hiçbir endi-

şeniz olmasın, bu darbe girişimi başarısızlıkla sonuçlanacaktır.

Size buradan sesleniyor olmaktan duyduğum derin üzüntüyü

iletiyorum. Meclis’in hedef olmasından duyduğum üzüntüyü

dile getiriyorum. Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, Türkiye

bundan çok güçlü şekilde çıkacaktır” şeklinde seslendi.

O gece TBMM Başkanı, bazı bakanlar ve milletvekilleri sığınak-

ta sabahladılar. Ertesi gün ise Meclis olağanüstü toplandı.

Page 43: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

41

Millet iradesine hain saldırı

O geceyle ilgili olarak daha sonra yapılan açıklamalarda Meclis’e

pek çok kez saldırı gerçekleştirildiği, atılan üç bombanın ağır

tahribata neden olduğu bilgisi verildi. Meclis’in üzerinde tur atan

ancak uzun bir süre müdahalede bulunmayan jet uçakları ve he-

likopterler ilk saldırılarını milletvekillerinin televizyon kanallarına

bağlanarak tüm partilerin darbeye karşı ortak hareket ettiğini

vurguladıkları konuşmalarından sonra gerçekleştirdi. Belli ki

birlik ve beraberlik sergilenmesi FETÖ mensuplarını rahatsız

etti. Darbecilerin saat 02:42’de Meclis’e attığı ilk bomba Basın,

Yayın ve Halkla İlişkiler Başkanlığı ile Ziyaretçi Kabul Salonu’nun

bulunduğu binanın bahçesine düştü. Sivil ve polis pek çok kişi

yaralanırken binanın tavan ve duvarlarında çökme meydana geldi.

Dikmen Kapısı’nın yakınındaki bahçede yaklaşık iki metrelik bir

çukur oluşturan bomba, çevredeki ağaçları devirdi, civar evlerin

camlarını kırdı ve pek çok araca zarar verdi. Bu sırada Ana Bina’nın

lokantanın bulunduğu cephesindeki camlar parçalandı.

İlk bombanın ardından ön bahçeye inmek isteyen helikopterle

Meclis’in güvenlik güçleri arasında silahlı çatışma yaşandı. Meclis

polislerinin canlarını hiçe sayarak darbecilere karşı verdikleri mü-

cadele sonucu helikopteri püskürtmesi, millî iradenin tecelligahına

asker postalı bastırmaması, şüphesiz olayların gidişatını FETÖ

mensuplarının aleyhine değiştirdi.

Kısa bir süre sonra, saat 02:49’da TBMM hedef alınarak bir bom-

ba daha atıldı. Başbakanlık makamının yakınına isabet eden bu

bomba çevredeki yapılara ve iç bahçeye de büyük zarar verdi. Bom-

banın isabet ettiği noktadaki koridorların kolonları büküldü, tavanı

çöktü. Başbakanlık makamındaki kapı ve camların kırılmasının yanı

sıra neredeyse tüm eşyalar kullanılamaz hale geldi. Oluşan yüksek

basınç kulis koridorlarını, iç bahçeye açılan mekanlardaki kapı ve

pencereleri patlattı; bu mekanların tavan ve duvar kaplamaları

da döküldü. Yaklaşık 1 saat sonra darbeciler TBMM’ye üçüncü bir

bomba attı. Muhalefet kulisi üzerinde yer alan çatıya isabet eden

bomba tavan betonunu çökertti, kiriş ve kolonları tahrip etti.

TBMM HEDEF ALINARAK ATILAN BOMBALARDAN BİRİ BAŞBAKANLIK MAKAMININ YAKININA İSABET ETTİ. BOMBA NEDENİYLE BİNADA AĞIR HASAR MEYDANA GELDİ.

Page 44: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

42

FETÖ mensupları eylemlerini yalnızca bomba atmak suretiyle

gerçekleştirmiyordu. TBMM yerleşkesi üzerinde uçan, zaman

zaman alçalarak Meclis’i tarayan helikopterler Ana Bina ve Yeni

Halkla İlişkiler Binası ile Ziyaretçi Kabul Salonu’nun bulunduğu

binaya zarar verdi.

TBMM Başkanı İsmail Kahraman sonraki günlerde yaptığı

açıklamalarda Meclis’in zarar gören yerlerinin onarılmayacağı, bir

demokrasi müzesi olarak korunacağı bilgisini verdi. Kahraman,

darbe girişiminin ardından TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ve

beraberindeki heyeti kabulünde konuyla ilgili olarak şunları söyledi:

“O bombanın düştüğü yeri göreceksiniz. Başbakanımızın ofisinin

bulunduğu yer. Orayı saklayacağız. Bir ‘demokrasi müzesi’ diye

muhafaza edeceğiz. İlanihaye kalsın, bir ders versin diye. Ezilen

arabamız var, bir de çukur var, bunu oraya taşıyacağız, camekan-

layacağız. Müzeci arkadaşlarımız bu çalışmayı yapacaklar. ‘Hafıza

çabuk unutur’ derler... Maziyi unutmayacaksınız.”

TBMM’ye ziyaretçi akını

Millî iradenin tecelligahına bomba atılması tüm yurtta büyük

tepkiyle karşılandı. Meclis, bu tepkilerini dile getirmek isteyen zi-

yaretçilerin akınına uğradı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,

11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, rektörler, sendika konfederas-

yonu, vakıf, meslek kuruluşu ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri

de TBMM’yi ziyaret ederek bomba atılan yerlerde incelemelerde

bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Meclis’in bombalanmış halini

görünce büyük bir hüsran yaşadığını belirterek, “Bu teşebbüste

bulunanların bu milletin evladı olması mümkün değil. Bunlar

sadece askerî kılık kıyafet içerisinde, buna bürünmüş çok açık ve

net teröristlerdir” dedi. Başbakan Binali Yıldırım ise 16 Temmuz’da

gerçekleşen Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı’nda TBMM’nin

bombalanmasıyla ilgili olarak, “Türkiye Büyük Millet Meclisimiz,

Gazi Meclis 23 Nisan 1920 sonrasındaki en zor, en uzun, en sıkıntılı

gecesini yaşadı. İşgal kuvvetleri Polatlı’ya kadar gelmişlerdi ama

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN, MECLİS’İN BOMBALANMIŞ HALİNİ GÖRÜNCE BÜYÜK BİR HÜSRAN YAŞADIĞINI BELİRTEREK,“BU TEŞEBBÜSTE BULUNANLARIN BU MİLLETİN EVLADI OLMASI MÜMKÜN DEĞİL. BUNLAR SADECE ASKERÎ KILIK KIYAFET İÇERİSİNDE, BUNA BÜRÜNMÜŞ ÇOK AÇIK VE NET TERÖRİSTLERDİR” DEDİ.

Page 45: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

43

bu Meclis’e dokunamadılar, dokunmadılar. 1960’ta darbe yapanlar millî iradeye, Meclis

ruhuna saldırsalar bile Meclis’in bedenine saldıramadılar. 12 Eylül cuntacıları Meclis’i

bombalamadılar. 28 Şubat darbecileri Meclis’e dokunmadılar. Ancak dün gece öyle ca-

nice, öyle alçakça, öyle pervasızca bir saldırı gerçekleşti ki millet iradesinin tecelli ettiği

Meclis’in hem ruhunu hem de bedenini hedef aldılar. Bunlar asker değil, bunlar asker

kılığında teröristlerdir, canilerdir!” dedi. Milletin evine dokunanın evinin yanacağını,

ocağının söneceğini ifade eden Başbakan Yıldırım, “Bugün burada tarihe bir not düş-

mek isterim. Bundan sonra elli yıl, yüz yıl, bin yıl bu milletin evine, millî iradenin tecelli

ettiği bu Meclis’e kim el uzatırsa akıbeti aynı olacaktır. Hiçbir darbe, hiçbir darbe girişimi

yapanların yanına kâr kalmadı, bundan sonra da kalmayacak” diye konuştu.

Saldırının ardından TBMM’yi ziyaret eden

538 sendika konfederasyonu, vakıf, meslek

kuruluşu ve sivil toplum kuruluşu temsilcisi

ortak bir bildiriyle darbe teşebbüsünü kına-

dı. TBMM Tören Salonu’nda okunan bildiride

“Meclisimiz, geçen Cuma demokrasiye kas-

teden alçakça saldırıların hedefi oldu. Vatan

hainleri tarafından tarihinde ilk defa bom-

balandı. Kahramanca direndi. Gazi unvanını

bir kez daha hak etti. Açıktır ki, demokrasi

ve hukuk devleti yoksa sivil toplum kuruluş-

ları da yoktur. Bugün burada bir araya gelen

bizler, ülkemizin geleceği için demokrasi

dışında bir seçenek görmüyoruz” sözlerine

yer verildi. Türkiye’nin demokrasi sınavını

başarıyla geçtiği belirtilen bildiri, “Geleceğe

ve çocuklarımıza daha güçlü, daha huzurlu,

daha müreffeh, daha demokratik bir ülke

bırakmak hepimizin görevidir. Bu nedenle

hızla, hep birlikte çalışmaya odaklanmalıyız”

ifadeleriyle sonlandı.

Bombaların yıkamadığı cesur yürekler

15 Temmuz gecesi yaşanan darbe girişimin-

de 246 kişi hayatını kaybetti, binlerce kişi

yaralandı. Yaralananlardan biri, AK Parti Ha-

tay Milletvekili Hacı Bayram Türkoğlu’ydu.

Kızı ve eşiyle birlikte o gece Meclis’e gelen

Türkoğlu Ana Bina’ya birkaç metre kala

saldırıya uğradıklarını, atılan bombanın

etkisiyle yaralandıklarını ifade etti.

Cuntacıların darbe girişimi sırasında ger-

çekleştirdiği tüm saldırılara rağmen millet-

vekili olarak yalnızca bir kişinin yaralanması

büyük bir şanstı. Ancak bu kara gün pek çok

insanın kalbinde görünmez yaralar açtı. Tüm

Türkiye gibi milletvekilleri de yaşam ile ölüm

arasındaki belki de en kritik günlerinde Tür-

kiye Büyük Millet Meclisi’nin şanına yaraşır

bir duruş sergileyerek hem meydanlardaki

halkı yüreklendirdi hem de dünyanın hiçbir

parlamentosunda daha önce görülmemiş

bir cesarete imza atarak adlarını tarihe

yazdırdı.

Page 46: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

44

TBMM TEK YÜREK,TEK VÜCUT...

Page 47: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

45

TBMM BAŞKANI İSMAİL KAHRAMAN’IN ÇAĞRISIYLA DARBE GİRİŞİMİNİN ERTESİ GÜNÜ OLAĞANÜSTÜ TOPLANARAK BU HAİN TEŞEBBÜSÜ KINAYAN MİLLETVEKİLLERİ, SİYASİ GÖRÜŞ AYRIMI YAPMAKSIZIN ADETA KENETLENDİ. MECLİS’TE TEMSİL EDİLEN DÖRT SİYASİ PARTİNİN ORTAK HAZIRLADIĞI BİLDİRİYLE DE BİRLİK VE BERABERLİK MESAJI VERİLDİ.

Page 48: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

46

Darbe girişimi sırasında tarihinde ilk kez bombalara hedef olan

Türkiye Büyük Millet Meclisi, 16 Temmuz 2016 günü saat

17:00’de olağanüstü toplandı. TBMM Başkanı İsmail Kahraman’ın

çağrısıyla gerçekleşen toplantı başlamadan evvel darbe girişimini

engellemek isterken şehit düşenler için bir dakikalık saygı duru-

şunda bulunuldu ve İstiklal Marşı okundu.

TBMM Başkanı İsmail Kahraman konuşmasına İstiklal Marşı’nın

on kıtasını okuyarak başladı. Millî şairimiz Mehmet Âkif Ersoy’un

yazdığı bu şiirin bir manifesto olduğunu; toplumun ruhunu, işti-

yakını, düşüncesini ve kanaatini haykırdığını belirten Kahraman,

milletvekillerinden büyük alkış aldı.

Konuşmasında bu darbe teşebbüsünün Türkiye’de ve dünyada

yaşanan gelişmelerden kopuk bir hareket olarak değerlendiril-

memesi gerektiğini vurgulayan Kahraman, “Türkiyemizin iç me-

selelerinde, kendi halkına, manevi ve millî değerlerine, tarihine,

medeniyetine ve kültürüne sadık kalmaya çalışması, Türkiye’yi

güdülecek, yönlendirilecek, politikalar dikte edilecek bir kukla ülke

olarak görmek isteyen birtakım dış güçleri rahatsız etmektedir”

dedi. Türkiye’nin dış politikaya ilişkin meselelerde tarihine, manevi

ve millî değerlerine yakışan bir duruş sergileme çabası içinde oldu-

ğunu söyleyen Kahraman, bu çabadan da bazı güçlerin rahatsızlık

duyduğunu belirtti.

İsmail Kahraman, Türkiye’nin ilerleme, kalkınma ve güçlenme

yolunda harcayacağı insan kaynaklarını, maddi-manevi güç ve

birikimini, potansiyelini ve müktesebatını iç çekişmeler, iç kavga-

lar ve güvenlik sorunlarıyla heba etmesini sağlamak isteyenlerin

hedefine yönelik bu darbe girişiminin siyasi partiler, sivil toplum

kuruluşları, devlet kurumları, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin darbeye

prim vermeyen millî ruh sahibi büyük çoğunluğu, Türk milleti, Gazi

Meclis ve milletvekillerinin onurlu direnişi sayesinde başarısızlıkla

sonuçlandığını söyledi.

TBMM’nin bombalanmasına da değinen Kahraman, bunun çok

üzücü bir hadise olduğunu dile getirdi. Darbecilerle ilgili, “Devle-

timizin ve milletimizin korunması, güvenliğin, hak ve hukukun

payidar kılınması için ellerine verilmiş olan silahları devlete ve

millete yöneltmişlerdir. Milletin büyüttüğü, beslediği, eline silah

verdiği unsurlar milletin bağrına silahlarını dayamışlardır. Bir

yabancı güce, bir işgalciye saldırıyormuş gibi halka saldırılmıştır”

değerlendirmesinde bulunan Kahraman, bunun bir tür terör oldu-

ğunu, darbe teşebbüsünde bulunanların hukuk kuralları dahilinde

cezalandırılacağını kaydetti.

Konuşmasında bu olumsuz koşullarda birlik ve beraberliğin öne-

mine vurgu yapan Kahraman, “Şimdi metanetimizi, sükûnetimizi,

sağduyumuzu koruyarak, kararlılığımızdan hiçbir şey yitirmeden

bu meseleyi kökünden etmek için çalışma zamanıdır, birlik ve be-

raberlik zamanıdır, yaraları sarma zamanıdır. Bu millet tarihinde

pek çok kötü badire atlatmış ve feci nitelikteki muhataralı günler

yaşamıştır. Bu günler de geçecektir. Biliyoruz ki zorlukla birlikte

kolaylık vardır. Hoşumuza gitmeyen bazı şeyler hakkımızda hayır

da olabilir. Dün akşam Büyük Millet Meclisi burada bir demokrasi

nöbetinde bulundu. Hiçbir parti farkı gözetmeksizin, aynı ruh, aynı

duyguyla bir arada olundu” dedi.

Kalkışma sırasında hayatını kaybeden resmî görevli ve sivil

tüm vatandaşlara rahmet dileyerek konuşmasını sonlandıran

Page 49: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

47

Kahraman, Cumhurbaşkanı’na, parlamenterlere, sivil toplum

kuruluşlarına, güvenlik güçlerine, her ilde meydanları doldurarak

demokrasi nöbeti tutan vatandaşlara teşekkür etti.

“Milletimizden sonra en büyük övgüyü Gazi Meclis hak ediyor”

Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı’nda TBMM’de temsil edilen

siyasi partilerin genel başkanları da birer konuşma yaptı. İlk konuş-

mayı Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı ve Başbakan Binali

Yıldırım gerçekleştirdi. Konuşmasına darbe teşebbüsü sırasında

hayatını kaybedenlere rahmet dileyerek başlayan Yıldırım, “Dün

gece milletin bağımsızlığını, namusunu korumak için sokağa çıkan,

tankların önünde birer kahraman olarak dikilen, o mübarek kan-

larıyla bayrağının hürriyetini, milletinin istiklalini muhafaza eden

şehitlerimizi rahmetle, minnetle anıyor, mekanları cennet olsun di-

yorum. Hepsini bu yüce Meclis’in çatısı altından saygıyla, şükranla

selamlıyorum. O kahramanların ailelerine özellikle sesleniyorum:

Üzülmeyin, hüzünlenmeyin, onlar peygamberlikten sonraki en

büyük rütbeye, en büyük payeye, şehitlik mertebesine ulaştılar.

O kahramanlar düne kadar sizin evlatlarınızdı ancak bugün mille-

tin, hepimizin evlatları oldular. Türkiye Cumhuriyeti var oldukça

o kahramanların isimleri de yaşayacak. Kabirleri nur, mekanları

cennet olsun” dedi. Yıldırım, 15 Temmuz gecesi demokrasiye sahip

çıkmak adına canlarını hiçe sayarak Meclis’e gelen milletvekilleri-

ne hitaben şunları söyledi: “Dün gece barikatları aşarak, tankları

geçerek, kurşunları savuşturarak Büyük Millet Meclisi’ne geldiniz,

ışıkları yaktınız, Genel Kurul’u açtınız, ‘Ya demokrasi ya ölüm’

diyerek bu salonda dimdik durdunuz. Milletin Meclisi’nin üzerine

bombalar yağdırmaya başladılar, silahlarla taradılar, bir tek geri

adım atmadınız. Her birinizin ölümü yanı başınızda hissettiğinizi

biliyorum. Dünya parlamentolarına, dünya demokrasilerine örnek

bir duruş sergilediniz. Millet sokakta istiklaline sahip çıkarken siz

de milletin vekilleri olarak burada istiklalinize, demokrasiye, millî

iradeye sımsıkı sarıldınız. Bu tavrınızla tarih bu yüce Meclis’i bir

daha yazdı. Bu tavrınızla Türkiye’nin talihini değiştirdiniz. Yüzlerce

yıl unutulmayacak bir dayanışma, bir kardeşlik, bir işbirliği sergile-

diniz. Milletimizden sonra en büyük övgüyü tabii ki bu Gazi Meclis

hak ediyor, sizler hak ediyorsunuz değerli kardeşlerim.”

Page 50: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

48

Başbakan Yıldırım, TBMM’nin kurulduğu tarihten bu yana

geçirdiği en zor, en uzun ve en sıkıntılı gecenin 15 Temmuz oldu-

ğunu belirterek Türkiye’de daha önce yaşanan darbeler ve darbe

girişimlerinde TBMM’ye bir saldırı olmadığının altını çizdi. “İşgal

kuvvetleri Polatlı’ya kadar gelmişlerdi, ama bu Meclis’e dokuna-

madılar, dokunmadılar. 1960’ta darbe yapanlar millî iradeye, Meclis

ruhuna saldırsalar bile Meclis’in bedenine saldıramadılar. 12 Eylül

cuntacıları Meclis’i bombalamadılar. 28 Şubat darbecileri Meclis’e

dokunmadılar, ancak dün gece öyle canice, öyle alçakça, öyle

pervasızca bir saldırı gerçekleşti ki millet iradesinin tecelli ettiği

Meclis’in hem ruhunu hem de bedenini hedef aldılar” diyen Yıldırım

bunu yapanların asker değil, terörist olduğunu söyledi. Hiçbir dar-

benin ve darbe teşebbüsünün, yapanların yanına kâr kalmadığını

sözlerine ekleyen Yıldırım, “Bugünden itibaren hiç kimse milletin

evine ve milletin iradesine el uzatmayı aklından geçiremeyecektir.

Ama geçiren de olursa gözünün önüne bugün hayatları sönmüş

darbeciler gelecek ve buna asla yeltenemeyeceklerdir” dedi.

79 milyonun tek yürek olduğu, Meclis içindeki ve dışındaki tüm

siyasi partilerin “Darbeye hayır” dediği 15 Temmuz 2016 gününün

bir milat olduğunu söyleyen Yıldırım, “Gece boyunca sergilenen,

bugün burada sergilenen dayanışma, inanıyorum ki yeni bir sürecin

de başlangıcıdır. Bu ruhla biz terörü de yeneriz, bu ruhla yaralarımı-

zı da sararız. Bu birliktelik ruhuyla, Allah’ın izniyle, Türkiye’yi Gazi

Mustafa Kemal’in işaret ettiği muasır medeniyetler seviyesine de

çıkarırız. Bugün, acı bir hadisenin arkasından çoğalan umutların

günüdür. AK Parti Genel Başkanı, Türkiye Cumhuriyeti’nin Başba-

kanı olarak Meclisimizde bugün oluşan birliktelik ruhuna sımsıkı

sahip çıkacağımızın sözünü milletimin huzurunda veriyorum” diye

konuştu.

“Darbe girişimini parlamenter demokratik sistemimiz önledi”

Başbakan Binali Yıldırım’ın ardından kürsüye Cumhuriyet Halk

Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu çıktı. Demokrasiyi, hu-

kukun üstünlüğünü ve laikliği savunmanın herkesin ortak görevi

olması gerektiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, demokrasiye bir saldırı

niteliğindeki darbe teşebbüsünü lanetlediğini ifade etti. TBMM’nin

BAŞBAKAN BİNALİ YILDIRIM, “BUGÜN BURADA SERGİLENEN DAYANIŞMA, İNANIYORUM Kİ YENİ BİR SÜRECİN DE BAŞLANGICIDIR. BU RUHLA BİZ TERÖRÜ DE YENERİZ,BU RUHLA YARALARIMIZI DA SARARIZ” DEDİ.

Page 51: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

49

demokrasiyi ve Cumhuriyet değerlerini sonuna kadar savunacağını

belirten Kılıçdaroğlu, “Bu Meclis’e düşen tarihî bir sorumluluk var.

Hep birlikte, Cumhuriyet ve özgürlükçü demokrasi bağlamında

cepheyi genişletmek zorundayız. Benzer olayların tekrarlanma-

ması için herkes bu tarihî sorumluluğun gereğini yerine getirmek

zorundadır. Öte yandan, bu darbe girişimi bize şunu açık ve net

gösterdi: Bu darbe girişimini parlamenter demokratik sistemi-

mizin önlediğini de unutmamamız gerekiyor. Bu, parlamenter

demokratik geleneğimizin bize kazandırdığı bir mirastır, bu mirasa

sahip çıkmak da hepimizin ortak görevidir. Darbenin bastırılması

ayrıca parlamenter demokratik sistemimizin ulaştığı olgunluğu

da göstermektedir. Ayrılık yok, gayrılık yok; demokrasi konusunda

sonuna kadar birlikte mücadele var” diye konuştu.

15 Temmuz gecesi yaşananları tüm çıplaklığıyla yansıtması ne-

deniyle medyanın başarısına da vurgu yapan Kılıçdaroğlu, “İleride

‘Bu darbe girişimi nasıl önlendi?’ diye tarihçiler oturup araştıra-

caklar. Bu ülkede korkusuz, demokrat ve özgürlükçü kalmış bir

medyamız var. Her türlü eziyet ve yasağa rağmen özgürlüğünü

korumaya çalışan medya, darbecilerin yolunu kapattı, özgürlüğün

yolunu gösterdi. Dün televizyonlarımızın başında otururken bu

gerçeği hep beraber gördük, hem de hepimizin gözleri önünde,

canlı yayında medya dün halkın doğru bilgilendirilmesini sağladı,

halka direnme hakkını kullanma konusunda cesaret verdi” dedi.

CHP GENEL BAŞKANI KEMAL KILIÇDAROĞLU, DEMOKRASİYİ SAVUNMANIN HERKESİN ORTAK GÖREVİ OLMASI GEREKTİĞİNİ BELİRTEREK, “AYRILIK YOK, GAYRILIK YOK; DEMOKRASİ KONUSUNDA SONUNA KADAR BİRLİKTE MÜCADELE VAR” DİYE KONUŞTU.

Page 52: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

50

Konuşmasında farklı partilerden milletvekillerinin

el ele vererek birlik olmasının demokrasi için önemine

de vurgu yapan Kılıçdaroğlu sözlerini şöyle sürdürdü:

“Korumaya yemin ettiğimiz demokratik, laik, sosyal

hukuk devleti bütün bu sorunlarımızın aslında çözüm

anahtarıdır. Dün burada her partiden milletvekilleri el

ele, yan yana mücadele ettiler, büyük saldırılara karşı

birlikte göğüs gerdiler, patlayan bombalar altında de-

mokrasiye sahip çıktılar. Yarın da hepimiz ortak akılla,

uzlaşı kültürü içinde Türkiye’nin sorunlarını çözmek

için birlikte çalışmak zorundayız. Bu, bizim, halkımıza

vereceğimiz, vadedeceğimiz güzel bir olaydır.”

“TBMM’nin bombalanması korkunç ve hepimizi dehşete düşüren bir hainliktir”

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bah-

çeli, Türk demokrasisinin çok çetin bir imtihandan

geçtiğini belirterek, “Dün gece demokrasiye pranga

vurulmak, darbe indirilmek istenmiştir. Göz göre göre

millet iradesi çok açık saldırı ve suikasta uğramıştır.

Türkiyemizin diz çökmesi, omurgasının kırılması, millî

varlığın tümden yıkılması maksadıyla şerefli Türk

ordusunun içine sızmış bir avuç düşman işbirlikçisi

ortalığa çıkmıştır, Türk milleti tam kalbinden han-

çerlenmiştir. Şimdiye kadar hiç olmayan bir şey gerçekleşmiş, Genelkurmay

Başkanı ve Kuvvet Komutanlarından bazıları rehin alınmıştır. Genelkurmay

karargahı ise işgal edilmiştir. Türk Silahlı Kuvvetleri içine yuvalanmış vatan

ve millet hasımları dün gecemizi zehir etmiş, tarihimizde eşine az rastlanır bir

ihanetin taraf ve failleri olmuşlardır” dedi. Konuşmasında TBMM’nin bomba-

lanmasına da değinen, böyle bir çılgınlığı Millî Mücadele yıllarında yedi düvelin

bile yapmadığını ifade eden Bahçeli, “Şu kahredici hususa lütfen dikkat buyu-

runuz: Çatısı altında bulunduğumuz Gazi Meclis havadan bombalanmıştır. Bu,

sözün bittiği püf ve kırılma noktasıdır. Emniyet binaları, devlet televizyonu,

özel kanallar, istihbarat kuruluşları, yollar, köprüler, havalimanları, askerî üs ve

Page 53: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

51

bölgeler ablukaya alınmış, peş peşe saldırıya uğramıştır. Tanklar sokaklara çıkmıştır. Doksan

altı yıllık kutlu bir mazisi olan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin bombalanması korkunç ve

hepimizi dehşete düşüren bir hainliktir” diye konuştu. İhtilaller, muhtıralar ve cunta devir-

lerinin çoktan tarihin çöplüğüne atıldığını kaydeden Bahçeli, “Türk milletinin ortak geleceği

hukuk ve demokrasidir. Millî birlik ve kardeşliğimizin dayandığı zemin millî ve manevi ilkelere,

tartışılmaz esaslara bağlıdır. Hiçbir çete, hiçbir paralel yapı, hiçbir terör örgütü, hiçbir darbe

ve dağılma heveslisi mihrak bu zemini çatlatamayacak; nitekim, huzur cellatlarının sonu

her daim hüsran olacaktır” dedi. Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesine sirayet etmiş, kanser-

leşmiş hücreleri sökerek, keserek yok etmenin, bunu yaparken de askerimizi tümden zan

ve töhmet altında bırakmamanın herkesin millî sorumluluğu olduğunu dile getiren Bahçeli,

bugünkü ağır provokasyon ortamını

fırsata dönüştürmeye çalışanlara karşı

da son derece uyanık olunması gerekti-

ğinin altını çizdi. Bahçeli konuşmasında

masum vatandaşlara kurşun sıkan, millî

kurum ve kuruluşları bombalayan darbe-

cileri lanetledi.

“Darbenin panzehiri barış ve demokrasidir”

Halkların Demokratik Partisi Eş Genel

Başkanı Selahattin Demirtaş’ın Ankara

dışında olması nedeniyle parti adına

Grup Başkanvekili ve Diyarbakır Millet-

vekili İdris Baluken söz aldı.

Konuşmasına Türkiye demokrasisini

hedef alan ve amacı kaos yaratmak olan

darbe girişimini lanetleyerek başlayan

Baluken, askerî, bürokratik ve sivil hiçbir

darbenin tek bir meşru gerekçesinin ola-

mayacağını ifade etti. “Dün akşam on

sularında başlayan ve sabah saatlerine

kadar şiddetini artırarak devam eden;

halka, resmî ve özel kurumlara, siya-

setçilere, millet egemenliğinin temsil

edildiği Meclis’e, havaalanlarına, basın-

yayın kuruluşlarına ve ülkenin birçok

noktasına dönük olarak gerçekleştirilen

saldırılar ülkemiz siyaset tarihi açısından

bir kırılma noktası olarak tarihe geçecek-

tir” diyen Baluken, bu darbe girişiminin

daha öncekilerden farkı ve amacıyla

ilgili şu değerlendirmede bulundu: “1960

ve 1980 askerî darbeleri, 28 Şubat ve

e-muhtıra örnekleri tipik birer askerî dar-

beydi, ancak dün akşamki darbe girişimi

parlamentonun bombalanması, yüzlerce

sivil insanın sokak ortasında katledilme-

si, kurum ve kuruluşlara yönelik yapılan

baskınlar ve havadan yapılan bombar-

dımanlarla tipik bir askerî darbeyi aşan;

vahşet, katliam ve kaosu hedefleyen

çok komplike bir planlamayla karşı kar-

şıya olduğumuzu ortaya koymuştur.

Belli ki, bu saate kadar süren saldırılar

Page 54: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

52

Türkiye’de siyaset kurumunu ve kamu işleyişini ortadan kaldırıp

bir grup çıkar odağının Türkiye’de halka ve kurumlara tahakküm

etmesini amaçlamaktadır. Bu yönüyle, hedeflenenin, 78 milyonun

tamamının siyasi iradesi olduğunu bir kez daha altını çizerek ifade

etmek istiyorum.”

Darbenin panzehirinin barış ve demokrasi olduğunu vurgulayan

Baluken, “Karşı karşıya olduğumuz demokrasiye saldırı girişimi-

nin amaçlarından biri toplumdaki kutuplaşmayı artırmak, kaos

yaratarak iç savaşın kapılarını aralamaktır. Bu kapsamda, kaos

isteyenlerin amaçlarına hizmet etmemek için hiç kimse bir diğerine

şiddet ve zor yöntemlerini kullanmamalıdır. Demokratik tepkilerini

alabildiğince ortaya koyan halkımızın duruşu ne kadar önemliyse

bu şekilde ülkemize de yakışmayacak olan birtakım şiddet manza-

ralarının ortaya çıkması da o düzeyde yanlış ve tehlikeli olacaktır. O

nedenle, önümüzdeki dönem açısından her birimizin bu bilinçle, bu

sorumlulukla kendi söylemlerine ve kendi pratiklerine dikkat etmesi

gerekir” çağrısı yaptı.

Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı’nı izleyenler arasında Genel-

kurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, Anayasa Mahkemesi Baş-

kanı Zühtü Arslan, Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, Danıştay

Başkanı Zerrin Güngör, Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez,

bazı üniversitelerin rektörleri, yabancı misyon şefleri, bazı sendika

ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri de yer aldı.

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden ortak bildiri

Meclis’te temsil edilen Adalet ve Kalkınma Partisi, Cumhuriyet

Halk Partisi, Halkların Demokratik Partisi ve Milliyetçi Hareket

Partisi grupları, 15 Temmuz gecesinde vuku bulan darbe girişi-

mine karşı ortak bildiri hazırlayarak birlik mesajı verdi. Bildiride

şu ifadeler yer aldı:

“Bizler, Adalet ve Kalkınma Partisi, Cumhuriyet Halk Partisi,

Halkların Demokratik Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi grup-

ları olarak aziz milletimizin kendisine, millî iradeye, devletimize,

özellikle de millet iradesinin temsilcisi olan milletvekillerine ve

Gazi Meclis’e yönelik 15 Temmuz gecesi başlatılan ve 16 Temmuz

sabahı etkisiz hale getirilen darbe girişimini ve Meclis’e yönelik

saldırıları şiddetle kınıyoruz.

Milletimiz, bütün dünyaya örnek olacak şekilde darbenin

karşısında durmuş ve kanlı darbe girişimini engellemiştir. Tür-

kiye Cumhuriyeti’ni ve kurumlarını canı pahasına koruyan bu

aziz millet her türlü övgü ve takdiri ziyadesiyle hak etmektedir.

Bu uğurda canlarını veren şehitlerimize milletçe minnettarız

ve o kahramanlarımızı da asla unutmayacağız. Türkiye Büyük

Millet Meclisi, bu aziz ve kahraman milletin temsilcisi olarak

milletimizin verdiği yetkiyle bombaların ve kurşunların altında

görevini ifa etmiş, bir kez daha milletine layık bir Meclis olduğunu

göstermiştir.

Page 55: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

53

ORTAK BİLDİRİDE, “HERKES BİLMELİDİR Kİ, BUGÜN OLDUĞU GİBİ GELECEKTE DE MİLLETİMİZE, MİLLÎ İRADEYE, GAZİ MECLİS’E UZANACAK HER EL, KARŞISINDA TBMM’NİN ÇELİKTEN İRADESİNİ BULACAKTIR” DENİLDİ.

Unutulmamalıdır ki, TBMM, Kurtuluş Savaşı’nı yöneten,

Türkiye’nin demokrasiye geçişini gerçekleştiren, demokratik

parlamenter sistemi yıllar içinde geliştirmiş, bir milleti yokluk ve

yoksulluktan alıp muasır medeniyet seviyesine çıkarmanın müca-

delesini vermiş bir meclistir. Meclisimiz tek yürek, tek vücut olarak

büyük bir cesaretle darbeye karşı haysiyetli bir duruş sergilemiştir.

Darbecilere gereken cevabı, dünyaya da gereken mesajı vermiştir.

TBMM’nin, meşum darbe girişimine karşı sergilediği kararlılık,

Türkiye’de demokrasinin daha da yerleşmesi ve gelişmesi adına

da son derece değerlidir. Herkes bilmelidir ki, bugün olduğu gibi

gelecekte de milletimize, millî iradeye, Gazi Meclis’e uzanacak her

el, karşısında TBMM’nin çelikten iradesini bulacaktır. TBMM milletin

demokrasiye sarsılmaz inancını yansıtmayı sürdürecektir.

Meclisimizde bulunan tüm parti gruplarının darbe girişimine

ortak bir tavır ve ortak bir dille karşı durmaları değerlidir ve tarihe

geçecektir. Bu ortak tavır ve ortak dil, milletimizi ve millî iradeyi

daha da güçlendirecektir. Türkiye Büyük Millet Meclisi tek yürek

halinde görevinin başındadır. Milletin Meclisi, millete ve egemen-

liğine yönelik bu saldırıya girişenlere bedelini hukuk içinde en ağır

şekilde ödetecektir.

Türkiye’de hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağının en somut ispatı

da işte bu ortak bildiridir. Dört parti olarak farklı görüşlerimiz olsa

da hepimiz, tüm milletvekillerimizle, tüm teşkilatlarımızla, millî

iradenin yanındayız, millî iradeye hep birlikte sahip çıkıyoruz ve

ebediyen sahip çıkacağız. Milletimiz müsterih olsun. Milletin Meclisi

ve milletvekilleri, milletin emanetini yere düşürmemiştir ve düşür-

meyecektir. Bir kez daha demokrasimize, milletimize, millî iradenin

tecelligahı TBMM’ye saldırıyı şiddetle kınıyoruz. Demokratik tepki

sınırlarını aşan, ülkemize yakışmayan şiddet eylemlerinden uzak

durulmasını halkımızdan rica ediyoruz.

Darbeye direnirken vefat eden şehitlerimizi saygı, minnet ve

rahmetle anıyoruz. Yaralılarımıza acil şifalar diliyor, milletimize

geçmiş olsun diyoruz.

Bu zor ânımızda Türkiye’nin ve aziz milletimizin yanında duran,

destek mesajlarını ileten tüm dost ve kardeş ülkeleri de buradan

selamlıyoruz.”

Page 56: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

54 SÖYLEŞI

MILLET IRADESINE EL KOYMAKKIMSENIN HAKKI VE HADDI DEĞILDIRSÖYLEŞİ VE FOTOĞRAFLAR: NEŞE SARIDOĞAN

TÜRK PARLAMENTERLER BIRLIĞI GENEL BAŞKANI NEVZAT PAKDIL:

TÜRK PARLAMENTERLER BİRLİĞİ GENEL BAŞKANI NEVZAT PAKDİL, TÜRK MİLLETİNİN 15 TEMMUZ GECESİ TERÖR ÖRGÜTÜNÜN OYUNUNU BOZDUĞUNU BELİRTEREK, “BU HAİN DARBE GİRİŞİMİNE KALKIŞANLAR, MECLİSİMİZİ DEVRE DIŞI BIRAKARAK DEVLETİ ELE GEÇİRMEYE ÇALIŞANLAR LANETLE ANILACAKLARDIR. MİLLETİMİZ, TERÖRİSTLERİN İHANET PLANLARINI VE MEMLEKETİ ELE GEÇİRME SEVDALARINI KURSAKLARINDA BIRAKMIŞTIR” DEDİ.

Page 57: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

55

15 Temmuz darbe girişimi gecesinde neler

yaşadınız?

O akşam arkadaşlarımızla beraberdik. Tele-

vizyonda İstanbul’da Boğaziçi Köprüsü’nün

trafiğe kapatıldığı haberini izledik. İlk başta

aklımıza “Acaba bir DAİŞ, PKK saldırısı mı

var?” sorusu geldi. Bulunduğumuz yerden

AK Parti Genel Merkezi’ne geçtiğimizde or-

talık henüz sakindi. Yavaş yavaş duyumlar

şekillenmeye başlıyordu. Meclis Başkanımız

İsmail Kahraman’ı aradım. Sayın Meclis

Başkanı TBMM’yi açacağını, bu yönde çağrı

yaptığını söyledi. Bunun üzerine biz de en

hızlı biçimde TBMM’ye geldik. Uçaklar Ana

Bina’nın hemen üstünden alçak uçuş yapı-

yor ve sonik patlamalara neden oluyordu.

Milletvekili arkadaşlarımızla birlikte Genel

Kurul Salonu’na geçtik. Sayın Başkanımız

Meclis’i açmıştı. Kendisi tecrübesi itibarıy-

la 60 ihtilalini, 71 muhtırasını, 80 ihtilalini

yaşamış, 28 Şubat döneminde Kültür Ba-

kanlığı yapmış, 2007’deki e-muhtırayı bir

sivil toplum kuruluşunun başkanı olarak

yaşamıştı. Meclis Başkanımız dirayetli bir

duruş sergiledi, o gece hiçbir tereddüt gös-

termeden Meclis’i açtı ve yönetti. Kendisine

müteşekkirim. AK Parti, CHP ve MHP’den

milletvekili arkadaşlarımız geldi, hepsine

ayrı ayrı söz verdi. Meclis’te kararlı bir du-

ruş sergilendi. Bu arada özel bir televizyon

kanalı yayına geçti. Teknolojik olanaklarla

da Meclis’ten yayınlar yapılmaya, milletve-

killeri televizyon kanallarına bağlanmaya

başladı. Geçmişte düşman Polatlı’ya kadar

gelmişti fakat Meclis faaliyetlerine ara

vermemişti. Meclis’in açılması, Gazi Meclis

olarak bu işi yönetmesi, aynı kararlılıkla

çalışmasını sürdürmesi üzerine, alçaktan

uçan uçaklar Meclis’e bomba yağdırmaya

başladı. Bildiğim kadarıyla ilk bomba açık

alana, ikinci bomba Başbakan’ın kullandığı

makamla Genel Kurul arasındaki kısma düş-

tü. O bomba 5-6 metre daha ileri düşseydi

tam Genel Kurul’un tepesine isabet edecek-

ti. Orada toplanan yaklaşık 100 milletvekili

için belki bir facia, katliam olacaktı. Büyük bir gürültü koptu, ardından Genel Kurul

Salonu’nun içini bir toz bulutu kapladı. Tüm bu yaşananlara rağmen Meclis’in toplan-

ma sürecinde ve sonrasında milletvekillerinde tarihî bir görev yapmanın heyecanını

gördüm. Hiçbirinde korkudan eser yoktu. “Bugün burada değilsek ne zaman olacağız”

şeklinde bir yaklaşımları vardı. Bombalar atılmasına rağmen görüşmeler devam etti.

Meclis görüşmelerini tamamladıktan sonra da bombalama sürdürülünce, birtakım

istihbari bilgiler de gelince sığınağa inilmesi kararı alındı. Hep birlikte oraya gittik. Sı-

nırlı imkanları olan bir yer. Sığınakta Meclis Başkanımız, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ,

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, 24. Dönem TBMM Başkanı ve Ankara Milletvekili Cemil

Çiçek, Gıda, Tarım ve Hayvancılık eski Bakanı Mehdi Eker, AK Parti, CHP ve MHP’nin

grup başkanvekilleri, milletvekilleri, Meclis personeli ve gazeteciler de vardı. O süreç

içerisinde Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan bir televizyon kanalına

bağlanıp sokaklara ve meydanlara çıkılması çağrısı yaptı. Diğer yandan yükselen sala ve

ezan sesleri de milletimizin manevi motivasyonuna katkıda bulundu. Vatandaşlarımız

meydanları doldurmaya, canları pahasına darbeye karşı koymaya başladı. Aldığımız

bilgilere göre, Çankaya Kapısı’ndan bir tank Meclis’e girmek istemiş, fakat başarılı

olamamış. Ayrıca bir helikopterle önce Çankaya Kapısı’na, daha sonra Dikmen Kapısı’na

indirme yapmak istemişler. Ancak TBMM’de görevli emniyet güçlerimizin cansiperane

karşılık vermesi üzerine inememişler. İnseler gelecekleri yer sığınak olacaktı. Cuntacı

askerler, bir ara Meclis’in İçişleri Bakanlığı’na bakan merdivenlerinden TBMM’ye girmeyi

denemişler, yaşanan yoğun çatışmalar neticesinde oradan da bir sonuç alamamışlar.

Bu esnada Genelkurmay kavşağında ciddi çatışmalar yaşandığı, çok sayıda şehidimizin

olduğu haberleri de geldi. Sonrasında Başbakanımız televizyon kanallarına bağlandı.

O arada TRT’nin işgal edildiğini ve TRT ekranından bildiri okutulduğunu gördük. Özel

televizyon kanallarının açıklamalarıyla birlikte bunun askerî yapı içerisinde örgütlenmiş

bir cuntanın darbe girişimi olduğu artık iyice anlaşılmıştı. Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte

yaşananlar tüm çıplaklığıyla açığa çıktı.

Page 58: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

56 SÖYLEŞI

TBMM’nin o gece açık olması sizce nasıl bir etki yarattı?

Bu süreçte Meclis Başkanı’nın ve milletvekili arkadaşlarımızın

gösterdiği irade son derece mühimdir. Çünkü geçmişte biz

Meclis’i açık tutamadık. Hatta bazen Meclis’te darbe bildirileri

bile okundu. Acı bir olay. Ama Meclis bu dönem içerisinde milletin

kendisine verdiği iradeye sonuna kadar sahip çıktı. Meclis ile ilgili

önemli bir husus ise TBMM Muhafız ve Tören Taburu’nun, 24.

Yasama Dönemi’nde kanunla Meclis dışına çıkarılması oldu. Bu

kadar örgütlü bir yapı, bu darbeci ve işgalci güç, bu terör örgütü

Tabur’a çok rahat sızabilirdi. Bir de Tabur Meclis’te olduğu zaman

akşamdan sonra güvenlik askere aitti. Meclis’te AK Parti olarak

çoğunluğu elde ettiğimiz andan itibaren kafamızda hep “Burası

Meclis, burayı Emniyet güçlerimiz korusunlar” düşüncesi vardı.

Hatta bir ara Meclis’i özel güvenliğin koruması yönünde görüşler

dile getirilmişti. Ama sonuçta Tabur Meclis’ten çıktı. Şu anda

Muhafız Alayı’nın içine düştüğü durum ve orada görev yapan

askerlerle ilgili soruşturmalara bakıldığı zaman ne kadar doğru

bir karar verildiği aşikârdır. 1960 darbesi döneminde küçük yaş-

taydık, 71’de delikanlılık çağında muhtırayı gördük, 80 ihtilalini

bizzat yaşadık, 28 Şubat’ı, e-muhtıra’yı gördük. 15 Temmuz’da

ise bombalanan Meclis çatısı altındaydık.

Türk Parlamenterler Birliği olarak darbe girişimini duyduğunuz

anda neler yaptınız?

Türk Parlamenterler Birliği Genel Başkanı olarak o gece Meclis’in

içindeyken darbeye karşı konulması, millet iradesinin arkasında

durulmasıyla ilgili sürekli sosyal medya paylaşımlarında bulunduk.

Bütün milletvekillerimize Cumhurbaşkanımızın, Başbakanımızın

ve siyasi partilerin duruşlarıyla ilgili mesajlar gönderdik. Milletve-

killerimizin Meclis’te yapmış olduğu konuşmaları duyurmaya ça-

lıştık. Üzerimize düşen görev kapsamında “Bugün millî irade günü,

birlik-beraberlik günü, Meclisimize ve demokrasimize sahip çıkma

“O GECE MECLİS’İN İÇİNDEYKEN DARBEYE KARŞI KONULMASIVE MİLLET İRADESİNİN ARKASINDA DURULMASIYLA İLGİLİSÜREKLİ SOSYAL MEDYA PAYLAŞIMLARINDA BULUNDUK,BÜTÜN MİLLETVEKİLLERİMİZE MESAJLAR GÖNDERDİK.”

Page 59: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

57

günü” diyerek bu düşüncelerimizi arkadaşlarımıza duyurduk. Ertesi gün TBMM’nin

olağanüstü toplantısına da katıldık. Biz milletvekillerinin birliğini temsil ettiğimize

göre burada bize düşen görev demokrasinin ve milletin yanında olmaktı ve o irademizi

gösterdik. İnsanın aklına her şey geliyor, nihayetinde bu bir darbe. “Milletvekilleri karşı

çıksaydı bu muhtıralar olur muydu, Adnan Menderes idam edilirken şu kadar insan

sokakta olsaydı bu işler olur muydu” soruları hep zihinleri meşgul ediyordu. O akşam

evden çıkarken eşim ve çocuklarımla helalleştik. Aileme, “Vakur olun, Allah’ın dediği

olur. Bugün bizim için Meclis’te olma günüdür,

Meclis’te olma mecburiyetimiz vardır. Yoksa

bu süreçte siz yarın babalarınızın, nerede,

ne iş yaptığını kimseye izah edemezsiniz”

dedim.

Size göre Türkiye’nin darbeler tarihinde bu

darbe girişimi nerede yer alacak?

İlk karşılaştığımız darbe olan 27 Mayıs 1960

darbesi bir cuntanın eseriydi. 27 Mayıs’ın ar-

dından 1961’in 16-17 Eylül’ünde önce Dışişleri

Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı

Hasan Polatkan, bir gün sonra da Başbakanı-

mız Sayın Adnan Menderes idam edildi. Çok

acı günlerdi. Ekim’de seçim olacak, Eylül’de iki

bakan ve bir Başbakan idam ediliyor. Darbeci-

lerin şunu düşünmesi lazım; bu yaşananların

ardından millet kanaatinden vazgeçiyor mu?

Geçmişte görüldüğü gibi, vazgeçmiyor. Mil-

let iradesi ilk seçimde tekrar iktidar oluyor.

1971’de Silahlı Kuvvetler emir-komuta zinciri

içinde bir muhtıra veriyor. O zaman Sayın

Süleyman Demirel Başbakan olarak istifa

ediyor ve ara hükümetler kuruluyor. O da

bir millî irade gaspı. 1960 darbesinde Meclis

kapatılıyor. 1971’de Meclis açık, siyasi partiler

faaliyetlerini sürdürüyorlar. Ama hükümetler

millî iradeyi değil, cuntacıların iradesini temsil

ediyor. 1980 öncesinde sağ-sol çatışması had

safhaya çıkıyor. Yine emir-komuta zinciri için-

de Silahlı Kuvvetler olaya el koyuyor, Meclis

kapatılıyor. 1960’ta millî irade birtakım ku-

rumlarla vesayet altına alınıyor, bu kurumlar

12 Mart 1971’de restore ediliyor, 1980 darbe-

siyle de kökten kaldırılıp yerine daha katı bir

vesayet sistemi konuluyor. O süreç çok acı;

bu dönemde çocuk yaştaki insanlar yaşları

“O AKŞAM EVDEN ÇIKARKEN EŞİM VE ÇOCUKLARIMLA HELALLEŞTİK. AİLEME, ‘VAKUR OLUN, ALLAH’IN DEDİĞİ OLUR. BUGÜN BİZİM İÇİN MECLİS’TE OLMA GÜNÜDÜR’ DEDİM VE TBMM’YE GİTMEK ÜZERE YOLA ÇIKTIM.”

Page 60: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

58 SÖYLEŞI

büyütülerek idam ediliyor. Siyasi partiler kapatılıyor, vesayet

sistemi insanların üzerine tabiri caizse “karabasan” gibi çöküyor.

Yeni müesseseler oluşturuluyor. İhtilalciler istedikleri partiyi se-

çime sokuyorlar, üstelik adayları veto etme hakları var. 28 Şubat

1997’de “balans ayarı” diyerek tanklar yeniden sokağa çıkıyor.

Pekiştirilmiş vesayet dönemi yaşanıyor. 2007’de ise e-muhtıra

gündeme getiriliyor.

Biraz önce kısaca değindiğim gibi, 1960’tan başlayarak ülkemiz

çeşitli darbe ve muhtıra dönemleri yaşadı. 15 Temmuz 2016 ge-

cesi ise Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ), Türkiye’de yeni bir darbe

yapmaya kalkıştı. Darbe girişiminde bulunan bu cunta, bu terör

örgütü mensupları, Meclis’i, Özel Harekat’ı, Emniyet’i, MİT’i, Cum-

“BU SÜREÇTE MECLİS BAŞKANI’NIN VE MİLLETVEKİLİ ARKADAŞLARIMIZIN GÖSTERDİĞİ İRADE SON DERECE MÜHİMDİR. ÇÜNKÜ GEÇMİŞTE BİZ MECLİS’İ AÇIK TUTAMADIK. HATTA BAZEN MECLİS’TE DARBE BİLDİRİLERİ BİLE OKUNDU.”

hurbaşkanlığı Külliyesi’ni vurdular, Boğaziçi Köprüsü’nde halkın

üzerine ateş açtılar, darbe girişimini engellemek isteyen masum

insanları şehit ettiler.

Bu daha önce hiç görülmemiş bir durumdu...

Evet, bu durum ne mantığa ne vicdana sığar. Milletin üzerine

ateş açmanın hiçbir açıklaması olamaz. FETÖ mensupları insan-

larımızı öldürerek millet iradesine el koymaya çalıştılar. Millet

iradesine el koymak kimsenin hakkı ve haddi değildir. Herkes her

şeyi biliyor. Darbe girişiminin Pensilvanya veya başka bir yerden

idare edilmesi ayrı bir konu; bu, millet iradesinin kanlı bir şekilde

gasp edilmek istenmesidir. Milletimiz canı pahasına terör men-

Page 61: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

59

“BU CUNTACI EKİBİN, TERÖR ÖRGÜTÜNÜN DEVLETİ ELE GEÇİRMESİNE BAŞTA MİLLETİMİZ OLMAK ÜZERE CUMHURBAŞKANIMIZ, MECLİS BAŞKANIMIZ, BAŞBAKANIMIZVE SİYASİ PARTİLERİMİZ FIRSAT VERMEMİŞTİR.”

suplarının hain planlarına müsaade etmemiştir,

darbeye karşı direnmiştir. Millet kendi hakkını,

hukukunu korumuştur. Geçmişte hep “1960’ta

millet niye sokağa çıkmadı? Adnan Menderes

idam edildiyse bunda bizim bir payımız yok mu?

1971’de Meclis niye kendi hakkını gasp ettirdi?”

diye bir serzeniş vardı. 1980’de Meclis’i, partileri

kapattılar. 15 Temmuz, milletimizin demokrasiye

sahip çıkması açısından bir milat olmuştur; dire-

nişimizin, kurtuluşumuzun sembolü olmuştur. 15

Temmuz, şehitler günümüz olmuştur. 21. yüzyıl-

da böylesi hain bir darbe girişimine kalkışanlar,

Meclisimizi devre dışı bırakarak devleti ele geçir-

meye çalışanlar lanetle anılacaklardır. Milletimiz,

teröristlerin ihanet planlarını ve memleketi ele

geçirme sevdalarını kursaklarında bırakmıştır.

Türk milleti “Bu memlekette millî irade ve demokrasi hâkim olacaktır. Bunun için

gerekirse canımızı veririz” demiştir.

Allah korusun, terör mensupları darbe girişiminden netice alsaydı Türkiye’nin

hali ne olacaktı? Bu insanlar Türkiye’ye 50 yıl, 100 yıl kaybettirecek bir ihanetin

içindeydi. Çok şükür, onlar kaybettiler. Bu cuntacı ekibin, terör örgütünün devleti

ele geçirmesine başta milletimiz olmak üzere Cumhurbaşkanımız, Meclis Başka-

nımız, Başbakanımız ve siyasi partilerimiz fırsat vermemiştir. Cuntacıların darbe

girişimine karşı duran milletimize, millet iradesini temsil eden Türkiye Cumhuri-

yeti Hükümeti’nin yanında yer alan Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarımıza, Em-

niyet Genel Müdürlüğü personelimize, Özel Harekat polislerimize ve teknolojinin

bütün imkanlarını milletin iradesi ve demokrasi doğrultusunda kullanan basın

mensubu arkadaşlarımıza da teşekkürü bir borç biliyorum. Canla başla milletin,

demokrasinin yanında oldular. Milletimizi bir utançtan hep beraber kurtardık. “El

koydum” deyince millet iradesine el konulamayacağını herkesin gördüğünü ümit

ediyorum. Türkiye’de bir kısım güruhun kafasında zaman zaman şu olmuştur;

“Biz örgütleniriz, çıkarız ortalığa ve bu iktidarı alırız. Bunun için oy istemeye

filan gerek yoktur.” Milletimiz bu düşünceyi hafızalardan silmiştir. Millet kendi

iradesine sahip çıkmış, terör örgütünün oyununu bozmuştur. Hakimiyet kayıtsız

ve şartsız milletindir.

Page 62: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

60

TÜRK PARLAMENTERLER BİRLİĞİ’NDEN“GEÇMİŞ OLSUN” VE TAZİYE ZİYARETLERİ

TÜRK Parlamenterler Birliği (TPB) Genel Başkanı

Nevzat Pakdil ve Yönetim Kurulu üyeleri, 15 Tem-

muz’daki darbe teşebbüsünün ardından TBMM

Başkanı İsmail Kahraman’ı ziyaret ederek “geçmiş

olsun” dileklerini iletti. Nevzat Pakdil, darbe teşeb-

büsünün ilk anlarından itibaren sergilediği kararlı

duruşu ve o gece Meclis’i açarak millet iradesini

tam anlamıyla temsil etmesi dolayısıyla İsmail

Kahraman’a teşekkür etti.

Darbe teşebbüsünün ortaya çıkmasının ardın-

dan Kahraman’ı arayarak kendilerine düşen bir

görev olup olmadığını sorduğunu belirten Pakdil,

daha sonra Meclis’e geldiğini kaydetti. İsmail

Kahraman’ın “millet iradesini kimsenin gasp ede-

meyeceğini ve Meclis’i açık tutacağını” söyleyerek

kendilerine moral ve cesaret verdiğini dile getiren

Nevzat Pakdil, “Meclisimizin bombalar altında ça-

lışmaya devam etmesi, birlik ve beraberlik içinde

darbe teşebbüsüne karşı durması büyük önem

taşımaktadır. TBMM o gün açık olmasaydı, böyle

bir darbe girişimini zımnen de olsa kabul etmiş

görünseydi Türkiye çok farklı bir yere gidebilirdi” diye konuştu. Pakdil, Kahraman’a

“Bu süreçte asil ve vakur bir davranış sergilediğiniz, size yakışanı yaptığınız,

milletimizin hislerine tercüman olduğunuz için teşekkürlerimizi, şükranlarımızı

ifade ediyoruz” dedi.

TBMM Başkanı İsmail Kahraman ise 15 Temmuz gecesinde demokrasinin ve

milletin galip geldiğini belirterek Türkiye’nin büyük bir badireden kurtulduğunu

Page 63: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

61

MEHMET ALİ KUMBUZOĞLU’NAYENİ GÖREVİNDE BAŞARI DİLEĞİ

ifade etti. Konuşmasında geçmiş darbe dönemleriyle ilgili değer-

lendirmelerde bulunan Kahraman, “Hiçbir millet devletsiz, hiçbir

devlet ordusuz olmaz, ama ordunun yeri kışlasıdır. Dışarıya çıkma-

yacak. Talihsiz bir vaka yaşadık. Bir musibet bin nasihatten evladır.

Çok dersler çıkarmamız gereken bir hadiseyi yaşadık. Milletimize

geçmiş olsun” dedi. Şehit olanlara Allah’tan rahmet, yaralılara acil

şifa dileyen Kahraman, hakimiyetin ne bir silahlı güce, ne bir şahsa,

ne de bir gruba değil, millete ait olduğunu vurguladı.

Türk Parlamenterler Birliği Genel Başkanı Nevzat Pakdil ve Yö-

netim Kurulu üyeleri, darbe teşebbüsü sırasında tarihinde ilk kez

bombalı saldırıya maruz kalan Meclis’te incelemelerde bulundu.

Atılan bombalar nedeniyle hasar gören yerleri tetkik eden TPB

heyeti, millî iradenin tecelligahı Meclis’in hedef alınmış olmasına

yönelik tepkilerini dile getirdi.

Genel Başkan Nevzat Pakdil ve Yönetim Kurulu üyeleri,

15 Temmuz gecesi darbecilerin bombalı saldırıda bulunduğu Göl-

başı’ndaki Polis Özel Harekat Daire Başkanlığı ile Ankara Emniyet

Müdürlüğü’ne taziye ziyaretinde bulundu. Hain saldırı sırasında

şehit düşen polislere Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifa dileyen

Nevzat Pakdil, Polis Özel Harekat Dairesi Başkan Yardımcısı Mah-

mut Yenikalaycı’ya Türk Bayrağı ve Kuran-ı Kerim takdim etti.

TÜRK Parlamenterler Birliği (TPB) Genel Başkanı ve 22, 23,

24. Dönem Kahramanmaraş Milletvekili Nevzat Pakdil ile

TPB Genel Sekreteri ve 19. Dönem İstanbul Milletvekili Ka-

dir Ramazan Coşkun, TBMM Genel Sekreterliği’ne atanan

Mehmet Ali Kumbuzoğlu’nu ziyaret etti. Pakdil ve Coşkun,

Kumbuzoğlu’na yeni görevinde başarı diledi.

POLİS ÖZEL HAREKAT DAİRE BAŞKANLIĞI’NI ZİYARET EDEN TÜRK PARLAMENTERLER BİRLİĞİ HEYETİ, HAİN SALDIRI SIRASINDA ŞEHİT DÜŞENLERE ALLAH’TAN RAHMET, YARALILARA ACİL ŞİFA DİLEDİ.

Page 64: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

62

22:00 23:05 23:24 23:30 TEMMUZ

Başbakan Binali Yıldırım bir televizyon kanalının canlı yayınına bağlanarak

ülkedeki olağanüstü durumla ilgili açıklama yaptı. Yıldırım, ordu içeri-

sindeki bir grup askerin kalkışması ihtimali üzerinde durduklarını söyledi.

15 Temmuz 2016 - Genelkurmay Başkanlığı’nda silah sesleri duyulmaya başladı. Aynı saatlerde Ankara jet uçakları ve helikopterlerin alçak uçuşuna,İstanbul ise köprülerin tanklarla trafiğe kapatıldığına şahit oluyordu.

Bir grup asker Ankara Or-An’daki Türkiye Radyo Televizyon Kurumu (TRT) Genel Müdürlüğü’ne girdi.

Ankara Gölbaşı’ndaki Polis Özel Harekat Eğitim Merkezi’nde patlama meydana geldi.

Anadolu Ajansı, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’ın darbeci askerler tarafından rehin

alındığını açıkladı.

16 Temmuz 2016 -Güvenlik kaynakları, askerî kalkışmanın ordu içindeki

Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/

PDY) mensubu bir grup subay tarafından gerçekleştirildiği

bilgisini verdi.

62

23:53 00:00

SAAT SAAT MILLÎ ZAFER

Page 65: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

63

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Marmaris’ten İstanbul’a doğru hareket etti. Bundan kısa bir süre sonra darbeci askerler Erdoğan’ın Marmaris’teyken kaldığı otele saldırı düzenledi.

Darbecilerin elindeki askerî helikopterler, Ankara Yenimahalle’de yer alan Millî İstihbarat Teşkilatı (MİT) yerleşkesine ateş açtı. MİT saldırıya silahla karşılık verdi.

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın talimatıyla tüm illerde sala

okunarak birlik çağrısı yapıldı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bir televizyon kanalının canlı yayınına bağlanarak, “Malum yapıdan birtakım odaklar girişimde bulunmuştur. Bunun da üstesinden gelinecek. Bütün halkıhavalimanlarına, meydanlara, sokaklara bekliyorum” dedi.

TRT yayınını kesen TÜRKSAT’ın Gölbaşı’ndaki tesisleri cuntacı

askerler tarafından bombalandı. 4 dakika sonra Ankara Emniyet

Müdürlüğü, darbecilerin elindeki savaş uçağı ve helikopterlerin

saldırısına uğradı.

TRT’ye giren darbeci askerler, TRT spikeri Tijen Karaş’a canlı yayında “Yurtta

Sulh Konseyi” adına bildiri okuttu.

63

00:09 00:11 00:13 00:26 00:57

SAAT SAAT MILLÎ ZAFER

Page 66: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

Ankara Gölbaşı’nda bulunan Özel Harekat Daire

Başkanlığı darbeci askerlerin saldırısına uğradı.

TBMM Başkanı İsmail Kahraman ve milletvekilleri Meclis’e gelerek Genel Kurul Salonu’nda toplandı.

TÜRKSAT’ı bombalayan askerî helikopter

Gölbaşı’nda düşürüldü.

Hava Kuvvetleri eski Komutanı

Orgeneral Akın Öztürk hakkında

vatana ihanet suçundan

soruşturma başlatıldı.

TBMM bombalanmaya başladı. Helikopterlerin silahla taramalarına da maruz kalan Meclis’te büyük hasar meydana geldi.

Ankara Akıncı 4. Ana Jet Üs Komutanlığı’nda cuntacı askerler tarafından rehin tutulan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, düzenlenen operasyonla kurtarıldı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan İstanbul’a

indi. 04:17’de Atatürk Havalimanı’nda halka seslenen

Erdoğan yaşananların ihanet hareketi olduğunu dile getirdi.

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nin yakınlarına

bomba düştü. Kısa bir süre sonra Külliye

civarındaki Jandarma Genel Komutanlığı’nın bulunduğu

kavşağa da bomba atıldı.

64

01:39 02:20 02:42 03:20 06:30 06:43 08:32 09:46TEMMUZ

SAAT SAAT MILLÎ ZAFER

Page 67: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

19 Temmuz 2016 -AK Parti Grup Toplantısı’nda konuşan Başbakan Binali Yıldırım, Fetullah Gülen’in Amerika Birleşik Devletleri’nden (ABD) iadesi için hazırlanan dosyaların ABD’nin ilgili ve yetkili makamlarına iletildiğini açıkladı.

20 Temmuz 2016 -Millî Güvenlik Kurulu (MGK), Cumhurbaşkanı

Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde toplandı.

MGK ve saat 15:00’te düzenlenen Bakanlar Kurulu toplantısının ardından Türkiye’de üç

ay süreyle OHAL ilan edildiği açıklandı.

17 Temmuz 2016 -Genelkurmay Başkanlığı,

19 Temmuz 2016 tarihinde yaptığı basın açıklamasıyla,

darbe girişiminin yurt genelinde tam anlamıyla 17 Temmuz 2016 günü saat 16:00’da bastırıldığı

bilgisini verdi.

18 Temmuz 2016 -Daha önce gözaltına

alınan Hava Kuvvetleri eski Komutanı Orgeneral Akın

Öztürk’ün de aralarında bulunduğu 26 general ve

amiral tutuklandı.

Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras, Başbakan Binali Yıldırım’ı arayarak darbe girişimine katılan ve Yunanistan’a sığınma talebinde bulunan 8 askerin Türkiye’ye iadesi için işlemlerin başladığını bildirdi.

Başbakan Binali Yıldırım Çankaya Köşkü’nde açıklamalarda bulunarak şehit ve yaralı sayısı ile gözaltılar hakkında bilgi verdi.

65

12:57 16:00 22:12 18:00 11:15 12:00

SAAT SAAT MILLÎ ZAFER

Page 68: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

66

MİLLETVEKİLLERİNDEN15 TEMMUZDEĞERLENDİRMELERİSENA KILIÇ

Page 69: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

67

BURHAN KUZUAK PARTI ISTANBUL MILLETVEKILI

15 Temmuz gecesi tam bir kâbustu, hâlâ inanamıyorum. Hiçbir

darbede, savaşta bunlar olmadı. Kurtuluş Savaşı’nda bile Meclis

böyle bir şey yaşamadı. Böylesi bir dönemde, hepimizin değer

verdiği askerin rütbesini kirletenler, tanklarla milletin üzerine

yürüdü. Yaşananlar, bunların ne kadar vatan-millet düş-

manı, ne kadar gözü dönmüş, ne kadar aklını kiraya

vermiş insanlar olduklarını gösterdi. Amerika’daki

şahıs “Bu iş bitecek” diye bu cuntacılara talimatı

verdi. “Bunlar başarmış olsaydı Türkiye bitmişti”

diye düşündüm. Darbeciler 27 Mayıs ihtilalini tak-

lit etmişler. Çünkü orada da emir-komuta zinciri

dışında bir grup subay harekete geçmişti. Cemal

Gürsel Paşa’yı pijamasıyla İzmir’den alıp, ayarladık-

ları kıyafeti giydirerek Millî Birlik Komitesi’nin

başına getirdiler. Başlarında bir nevi orgene-

ral bulunmuş oluyordu. 15 Temmuz’daki de

bunun benzeri bir darbe girişimiydi. Ancak

şimdiki darbeciler bugünkü basının gücü ve

iletişim çağı faktörünü hesap edemedi. O zamanlar bir tek TRT

vardı. Üstelik sadece radyo kanalı bulunuyordu. Radyoda “Sayın

vatandaşlar yönetime el koyduk” deniyor ve olay bitiyordu. Köy-

deki vatandaş yaşananları nereden bilsin, lambasını söndürüp

uyuyordu. Sokağa çağıracak kimse de yoktu. “Ne yapalım kader”

diye kenara çekilen gruplar vardı. Darbe girişimcileri “TRT’yi ele

geçirip ekrandan bildiri okursak bu işi bitiririz” diye hesap ettiler.

Ancak özel televizyon kanallarının hesabını yapmadılar. Darbeci-

ler işin içine halkın gireceğini de hesap edemediler. Cumhur-

başkanımız “Herkes sokağa” deyince, darbe girişimini halk

sokakta bitirdi. Elbette polis ve asker darbecilere karşı

mücadele etti, ama halk olmasa bu çatışma belki günler-

ce sürerdi. 27 Mayıs’ta da, 12 Eylül’de de, 28 Şubat’ta da

halk sokağa dökülmemişti. Halkın bu darbelerden

sonra içinde ukde kalmıştı. Halk arasında

“Menderes döneminde keşke millet so-

kağa dökülseydi, bakalım asabiliyorlar

mıydı” türünden söylenen sözler vardı.

Halk şimdi sokağa dökülünce darbe-

ciler hesap edemedikleri bir tabloyla

karşılaştı ve girişimleri sonuçsuz kaldı.

SEZGIN TANRIKULUCHP ISTANBUL MILLETVEKILI

Türkiye’ye karşı ağır bir darbe girişimi oldu ama sonuç-

ta bu parlamentonun ve halkın iradesi darbeyi boşa

çıkardı. Ancak bizim üzerine düşmemiz gereken

konu şudur; darbeci zihniyeti ve ona elverişli ortamı

tamamen yok etmek. Bu darbe girişimi gösterdi ki,

darbeci zihniyet bu devletin kurumlarında zaman

zaman filizleniyor. Onların filizleneceği ortamı

ancak demokrasiyi güçlendirerek, ço-

ğulculuğu yayarak, özgürlük ve ada-

leti sağlayarak ortadan kaldırabiliriz.

Bize düşen görev bundan sonra bu

olmalıdır. Ordu veya Emniyet’te,

elinde silah gücü olan insanların

kafasından bunu silmeliyiz. Ordu mensubunun herhangi bir

devlet memurundan, bir doktordan, bir avukattan, bir mühen-

disten farklı olmadığını onlara iletmeliyiz. Bu millet görev

için onların eline silah veriyor. Onlar Türkiye’yi düşünü-

yor da doktorlar, avukatlar veya esnaf düşünmüyor

diye bir şey yok. Ellerindeki silahın onlara bir avantaj

kazandırdığı fikrini kafalarından silmeliyiz. Buna da

ordudaki eğitimden, askerî liseden, harp okulundan

başlamak lazım. Bu parlamento bütün siyasi par-

tilerle birlikte darbeye karşı bir tutum ortaya

koymuştur. O gün parlamentonun açık

olması, darbe girişiminin devam ettiği

saatlerde milletvekillerinin kürsüde

darbeye karşı birlikte tutum alması,

darbeyi boşa çıkaran en önemli öge-

lerden biri olmuştur.

Page 70: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

68

UTKU ÇAKIRÖZERCHP ESKIŞEHIR MILLETVEKILI

O gece Meclis’e gelen milletvekilleri arasındaydım. Çok tarihî bir

geceydi. Önce AKP ve CHP’den, daha sonra MHP’den milletvekilleri

geldi. Yanılmıyorsam 40-50 milletvekiliydik. HDP de desteğini Sa-

yın Meclis Başkanımıza ifade etmiş. Meclis’te demokrasiyi, hukuk

devletini, parlamenter sistemi hedef alan bu müdahaleye

karşı olduğumuzu söyledik. Meclis içinden yapılan canlı

yayın bağlantısıyla tüm milletvekillerinin darbeye

karşı olduğunun halka duyurulduğu an ise TBMM

hedef alındı. Bomba atıldığında biz Genel Kurul

Salonu’ndaydık. Ortalık toz duman oldu. Güvenlik

görevlileri dışarı çıkmamızın sakıncalı olduğunu

söyleyince sığınağa geçtik. Çok zor, kaygı

ve üzüntü verici bir geceydi. Yaklaşık

7 saat Meclis’te kaldık. Bunun 1 saati

Genel Kurul Salonu, kalan bölümü sı-

ğınakta geçti. Meclis Başkanı İsmail

Kahraman, Adalet Bakanı Bekir

Bozdağ bizimle birlikteydi. Grup

Başkanvekillerimiz, Genel Başkan Yardımcılarımız da vardı. Kimi

zaman bir masanın etrafında oturduk, kimi zaman holde ayakta

bekledik. O gece yaralanan polisler oldu. Onlara ilk müdahaleyi

doktor milletvekilleri yaptı. Demokrasiye, parlamenter sisteme bu

tür müdahaleler kabul edilemez. O gece birlikte darbeye nasıl karşı

çıktıysak, bundan sonra da hepimizin yani siyaset kurumunun,

parlamenterlerin, tüm siyasi aktörlerin ana hedefi demokrasinin

daha fazla güçlendirilmesi olmalıdır. Bundan sonra gideceğimiz

doğrultu, bu tür kalkışmaların olmayacağı bir hukuk devletinin

yaratılması, temel hak ve özgürlük ortamının genişletilmesi

olmalıdır. Şunu bilmek lazım; o gün hükümet, muhalefet,

polis ve askerin önemli bir bölümü yani tüm toplum

darbeye karşı çıktı. Bundan sonra da demokrasimizin

zarar görmemesi için askerî veya sivil her tür vesa-

yete, darbe girişimine karşı çıkmalıyız. Tek

idealimiz, hedefimiz, demokrasimizin,

hukuk devletinin güçlenmesi, hak ve

özgürlüklerin genişletilmesi olmalı-

dır. Darbe girişimi gerçekleşti diye

tüm orduya karşı olmamalıyız.

Tüm halkımıza sağduyu çağrısı

yapıyorum.

ALTAN TANHDP DIYARBAKIR MILLETVEKILI

15 Temmuz gecesi Diyarbakır’daydım. Türkiye’de-

ki gidişat benim açımdan şaşırtıcı olmadı. Çünkü

Türkiye’de darbe mekaniği birkaç yıldır işliyor. Toplum

aşırı derecede gerildi, kamplaştı, siyaset toplumdaki

bu kamplaşmayı giderecek demokratik adımları atmadı.

Özellikle siyasette kullanılan dil ve üslup daha da

çatışmacı ve gerginleştirici oldu. Memle-

kette meydana gelen şiddet, terör olay-

ları ve çatışmalar bazı kesimleri böyle

bir beklenti içine sokmuştu. Allah’a

şükür ucuz atlattık. 15 Temmuz darbe

girişimini de, Osmanlı’dan günümü-

ze tarihimizdeki bütün darbeleri

de şiddetle ve nefretle kınıyorum. Bundan sonra Türkiye’nin

önündeki tek yol daha fazla demokrasi, daha fazla şeffaflaşma

ve daha fazla hukuk devleti olma gayretidir. Bunlar ger-

çekleşmediği müddetçe bu yapılar her zaman harekete

geçebilir. Sistem yerine oturmazsa, rejim demokra-

tikleşmezse eline güç geçiren herkes ya askerî ya sivil

darbe yapar. Sivil darbe de en az askerî darbe kadar

tehlikelidir. Halk size bir yetki veriyor, ama bu yetki

“Ben istediğimi yaparım” anlamı taşımaz.

Onun için sivil darbelerin de, askerî dar-

belerin de önündeki en büyük engel

şeffaflıktır, adalettir, hukuktur ve

demokrasidir. Sistemi yerine oturt-

mak gerekir. Bugün Almanya’da,

İsveç’te, Japonya’da hiç kimsenin

aklına askerî veya sivil bir darbe

yapmak gelmiyor.

Page 71: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

69

EKMELEDDIN MEHMET IHSANOĞLUMHP ISTANBUL MILLETVEKILI

15 Temmuz gecesi Türkiye’nin tarihine kara bir leke ola-

rak geçecektir. Türk milletinin 2016 senesinde böyle

bir muameleye maruz kalması çok düşündürücüdür.

Bunu yapmaya yeltenenler bu milletin evladı, bu asil

ordunun sadık fertleri olamazlar. Bunlar gözü dönmüş

insanlardır. Meclis’te bombayla açılan büyük çukuru

görünce arkadaşlara dedim ki; “Artık bu çukurun büyü-

memesi ve kapatılması lazım. Tekrar normal hayat

seyrine dönmemiz lazım.” Bir musibet bin

nasihatten evladır. Şimdi bu bir musibet

olmuştur. Bizim bunu defetmemiz lazım.

Parlamento ve Türkiye’de siyaset ku-

rumları 15 Temmuz’da çok başarılı bir

imtihan vermiştir. Başta MHP ve Sa-

yın Devlet Bahçeli’nin bu konudaki tavrı herkesin takdirine mazhar

olmuştur. Ayrıca dört parti bir beyannamenin altına imza atmış ve

Sayın Meclis Başkanı bunu kürsüden okumuştur. Şimdi bizim bu

beyannamedeki esaslar etrafında kenetlenmemiz lazım.

Bu darbecilere karşı hukuk dairesi, kanun hakimiyeti

anlayışı ve anayasal düzenin sınırları içinde gereken

dersi vermemiz lazım. Eğer biz bu kanun hakimiyeti

sınırları, meşruiyet sınırları dışına çıkarsak, intikam

ruhuyla hareket edersek bu çukur büyüyecektir. Eğer

kanun, hukuk gereği ve Anayasa’nın çizdiği çerçeve

içinde davranırsak bu çukur kapanacaktır. Onun

için bu sözüm başta iktidaradır. Çünkü

bu konuda bu adımları atacak olan

iktidardır. Meclis’in dört partinin or-

tak imzasıyla ortaya koyduğu tavrı

devam ettirmesi, muhalefet ve

iktidarın da aynı tavrı göstermesi

gerekir.

ÖMER FARUK ÖZ23. VE 24. DÖNEM MALATYA MILLETVEKILI

Silahlı Kuvvetlerimizin içerisine sızmış dindar görünümlü istihbarat

ve ihanet çetesinin 15 Temmuz’daki hedefi, bu ülkede halk iradesiyle

seçilmiş hükümeti yıkmak ve bir iç savaş çıkarmaktı. Ancak mille-

timizin sağduyusu, millet olma bilincinin getirdiği vatanperverlik,

dayanışma, birlik-beraberlik ve dik duruş sayesinde bu hain planlar

bertaraf edilmiştir. Sayın Cumhurbaşkanımızın, Sayın Başba-

kanımızın ve siyasi parti liderlerinin dirayetli duruşları da darbe

girişiminin püskürtülmesinde belirleyici bir rol oynamıştır. Bu

musibetten elde edilmiş en önemli kazanç ise siyasi düşünce,

etnik köken, inanç yapısı gibi farklılıkları bir tarafa bırakarak

vatana aidiyet duygusuyla hareket ettiğimizde böyle büyük

bir meselenin bile üstesinden gelebileceğimizin görülmüş

olmasıdır. Milletimiz 15 Temmuz gecesi el ele vererek,

canını ortaya koyarak ülkemizin başındaki be-

layı defetmesini bilmiştir. Bundan sonra da

birlik ve beraberliğimizi devam ettirmemiz

büyük önem taşımaktadır.

Ülkemizdeki darbelerin veya darbe

girişimlerinin sebeplerinden biri, su-

bayların ekseriyetinin Türkiye’nin

yönetimi ve sahipliğini “kılıç hakları” olarak görmeleri, o bilinçle

yetiştirilmiş olmalarıdır. Bu mantık, kendi dışında gelişen sivil

yaklaşımları bir “karşı devrim” olarak ötekileştirmektedir. 1883

yılından başlayarak belli aralıklarla Osmanlı ordusunda görev ya-

pan Alman General Colmar Von Der Goltz Paşa’nın Türk halkına

yönelik “millet-i müsellaha” (silahlı millet) ifadesi ile “Her Türk

asker doğar” şeklindeki söylemler eğitim ve medya yoluyla millete

de ustaca benimsetilmiş, böylece militer bir toplum oluşturulmuş-

tur. Türkiye’deki darbelerin arkasında böyle bir psikoloji egemen

olmuştur. Bu psikoloji bilinmeden, ülkemizdeki darbelerin sebep-

lerinin sağlıklı bir şekilde anlaşılması zordur. Türkiye’nin

önündeki tek seçenek, tüm organlarıyla ivedi olarak

sivilleşmektir. Seçilmişlerin iktidara gelip militer bir

baskı yaşamadan yönetimi sürdürebilmesi, cebir

ve şiddet olmadan sadece halkın oyuyla iktidardan

gidebilmesi için tek çare sivilleşmenin tam manasıyla

özümsenmesi ve hayata geçirilmesidir. Silahlı Kuv-

vetlerimiz ise “düşmana korku, milletine gü-

ven” düsturu doğrultusunda, güçlü vatan

savunmasına hazır halde tutulmalıdır.

15 Temmuz’daki darbe girişimini

engellemek isterken hayatını kaybe-

den şehitlerimize Allah’tan rahmet,

yaralılara acil şifa diliyorum.

Page 72: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

70

DARBE GECESİNİ BÖYLE YAŞADILAR

Page 73: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

71

ELİF ERDEM

HACI BAYRAM TÜRKOĞLUAK PARTI HATAY MILLETVEKILI

O gece tüm milletvekillerinin TBMM’de çalışmaya davet edilmesi

üzerine hemen Meclis’e yöneldim. “TSK içine sızmış FETÖ men-

suplarının bu darbe kalkışmasına karşı bizim de millî iradenin

temsilcisi olarak Meclis’te çalışmamız lazım” diyerek yola çıktım.

Eşim ve kızım beni yalnız bırakmak istemediler. “Ne olacaksa hep

beraber olsun” dediler. Dikmen Kapısı güvenlik nedeniyle kapalı

olduğu için araçla giremedim, yol kenarına park ettim. Üçümüz

kapıdan yürüyerek geçtik. Ana Bina’ya 6-7 metre kala jet, Meclis

bahçesine ilk bombayı bıraktı. O esnada çıkan şarapnel parçaları

bize denk geldi. Eşim ve ben sağ kolumuzdan yaralandık. Bir şa-

rapnel parçası eşimin gözüne, kızımın da başına isabet etti. Kızım

üniversitede okuyor. “Hakkınızı helal edin” deyip yere düştü. Bu

arada helikopterden yağmur gibi kurşun yağıyor. Kurşunlardan

dördü eşimin koluna isabet etti, sağ kolunda parçalı kırık var. Sol

koluna isabet eden de omuz hizasından girip çıkmış. Gövdeye isa-

bet etmemesi bir mucize. Yaralı eşim ve kızımı Dikmen Kapısı’na

kadar götürdüm. Polisler bizi fark edince orada aracıyla duran bir

vatandaşı çağırdılar ve hastaneye ulaştık. O sırada Genelkurmay’ın

önünde de ateş açılmış, çok sayıda yaralı ve şehit olmuş. Oradaki

halk canhıraş çalışarak ambulansın gelmesini beklemeden yaralıları

hastaneye taşımış. O cehennemi yaşadık ama içimizde zerre kadar

korku yoktu. Yüreğinde Allah korkusu taşıyan insanın başka kor-

kuları yoktur. Biz de yüreğimizde Allah korkusu taşıyoruz. “Vatan

sevgisi imandandır” düşüncesiyle hareket ettiğimiz için de hepimiz

DARBE TEŞEBBÜSÜNÜN OLDUĞU GECE TARİHÎ ANLARA TANIKLIK EDEN MİLLETVEKİLLERİ YAŞADIKLARINI TPB PARLAMENTO’YA ANLATTI. MECLİS’E GELDİĞİ SIRADA ATILAN BOMBA NEDENİYLE YARALANAN HACI BAYRAM TÜRKOĞLU, “ŞEHADET RÜTBESİ NASİP OLMADI AMA İKİNCİ KEZ GAZİ OLAN GAZİ MECLİS’İNGAZİ MİLLETVEKİLİ OLMA ŞEREFİNE ERİŞTİK” DİYOR.

Page 74: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

72

bu vatanın bekçileriyiz. Millet bizi Meclis’e kendisini en iyi şekilde

temsil etmemiz için seçti. Ülkemizi dört-beş çapulcuya teslim

edecek halimiz yok. Bunlar ruhları ve beyinleri satılmış hainlerdir.

Bizim tarihimizde kendi masum halkını tankla ezen, helikopterle

kurşunlayan bir eşkıya sürüsüne rastlanmamıştır. Nefretle, lanetle

kınıyorum. Bunlarda zerre kadar iman, zerre kadar vatan sevgisi

yok. Allah’ın izniyle çapulculara meydan vermeyiz. Ülkemiz, vata-

nımız, bayrağımız için her şey feda olsun. Her şeyi kabullenerek

bu yola çıkmışız. Şehadet rütbesi nasip olmadı ama ikinci kez gazi

olan Gazi Meclis’in gazi milletvekili olma şerefine eriştik. O gün için

Meclis’in çalışması, o kararlılık çok önemliydi. Cumhurbaşkanımızın

kararlı ve dik duruşu, açıklamaları, Başbakanımızın kararlı duruşu,

siyasi partilerimizin dik duruşu, sivil toplum örgütlerinin meydanlara

dökülmesi, medya dünyasının tavrı önemliydi. Halkın iradesi tankın,

topun gücüne, helikopterlerden atılan mermilere, uçaklardan bırakı-

lan bombalara aldırış etmeden takdire şayan bir tarih yazmıştır. Yani

Türk milleti yeniden bir kurtuluş mücadelesi vermiştir. Bu aziz milleti

bir kez daha kutluyorum, şehitleri ve gazileri minnetle anıyorum.

AYŞE KEŞIRAK PARTI DÜZCE MILLETVEKILI

Darbe girişiminin sivil demokrasiye karşı yapılmış olması ve tüm

siyasi partilerin buna tepki göstermesi çok önemliydi. Parlamento-

nun açılması da aslında bu tepkinin devamıydı. Daha önce darbeler

olduğunda sivil siyasetin bir kısmı suskun kalabiliyordu. O gece,

tam tersi, tüm sivil siyaset bir araya geldi. Parlamentonun olaylar

başladıktan 1-1,5 saat sonra açılıyor olması, Genel Kurul Salonu’nda

bulunmamız çok önemliydi. Başta 20-30 milletvekiliydik, sonra

bu sayı 100’e çıktı. Çünkü arkadaşların büyük kısmı seçim bölge-

lerindeydi. Üç partinin orada hazır olduğunun kamuoyuyla payla-

şılmasını hem mesleki hem siyasi açıdan önemli buldum. Çünkü

vatandaş, Cumhurbaşkanımızın “sokağa çıkın” talimatını aldı, ama

diğer partilerin tepkileri henüz görüntülü olarak dile getirilmemişti.

Toplumun, muhalefet partilerine destek verenlerin Meclis’teki

ortamı görmelerini kendi adıma önemli buldum. O an, yayıncılık

açısından ilkel şartlara sahip olmamıza rağmen, cep telefonu

kamerasını kullanarak bir televizyon kanalına bağlandım ve sivil

siyasetin orada bir arada olduğunun, nöbet tutmaya devam etti-

ğinin ve milletten aldığı bu emanete sahip çıktığının gösterilmesini

istedim. Hem iktidar ve muhalefet milletvekilleri hem de Meclis

Başkanımız o telefon aracılığıyla mesaj verdiler. Bunun halktaki

yansımasının önemli bir kırılma noktası olduğunu düşünüyorum.

Bomba atılınca kadın, erkek, iktidar, muhalefet herkes aynı tepkiyi

verdi. “Ne oluyor, ne yapacağız” diyen olmadı. Herkes şiddetli bir

tepki gösterdi. Çünkü ne savaş tarihinde ne darbeler tarihinde

Meclis’in bedenine dokunulmadı; buranın bir kutsiyeti ve sembo-

lik değeri var. Bu sembol hiçbir zaman zedelenmedi. Meclis’ten

yayın yapılması ve bunun geniş kitlelere ulaşması da Meclis’i

bombalamayı cüret etmelerine sebep oldu. Meclis’e bomba atıl-

Page 75: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

73

ması protesto edildi ve bombaya rağmen “Nöbet tutmaya devam

edeceğiz, milletin emanetine sahip çıkacağız” anlayışı vurgulandı.

O anda Genel Kurul Salonu’nda bulunan milletvekillerinin hepsi

aynı ruhla hareket etti. Benim aklıma ölüm hiç gelmedi, eminim

hiçbir arkadaşımın aklına da gelmedi. Millet sivil siyasete sahip

çıkarak çok büyük bir kırılma noktası yarattı. Milletin 15 Temmuz

duruşu siyasi tarihimize altın harflerle yazılacak. Bu olayın çok

hazin ve çok derin mesajları var. Bunların asla unutturulmaması

lazım. Dün Düzce’deydim. Polis Özel Harekat’tan bir şehit cenazesi

vardı. Babası, “Benim oğlum aslanlar gibiydi, 1.90 boyundaydı,

çarpışarak ölmeyi hak ediyordu, kalleşçe havadan saldırdılar” dedi.

Vatandaşın böyle bir duruşu var. Şehitler, şehit yakınları, yaralılar

gerçekten bir tarih yazdılar. Tuğgeneral 20 kişilik ekibiyle geliyor,

Özel Kuvvetler Karargahı’na girmek istiyor. Ömer Astsubay “Bu

yaptığınız iş kanunsuz” deyip Tuğgenerali alnının ortasından vu-

ruyor. Bu kahraman asker ve polislerimizin, şehit ve gazilerimizin,

bu hikayelerin unutturulmaması gerekiyor.

NIHAT ÖZTÜRKAK PARTI MUĞLA MILLETVEKILI

O akşam Marmaris’te evimdeyken köprülerin kapatıldığı, Ankara

ve İstanbul’da uçakların alçak uçuş yaptığı haberleri gelmeye

başlayınca “Darbe oluyor” dedim. Sayın Cumhurbaşkanımızın

Marmaris’te otelde olduğunu biliyordum. Hemen otelin sahibi

arkadaşımızı aradım, otele gelmemi söyledi. “Darbe oluyor, Sayın

Cumhurbaşkanımızı yalnız bırakmayın” dedim. Ardından eşimle

beraber hemen otele geçtik. Polisler beni içeri aldı, Beyefendi’ye

haber verdiler. Sayın Cumhurbaşkanımız bana telefonda talimat

vererek herkesin meydanlara inmesini istedi. İl, ilçe başkanlarını ve

teşkilatları harekete geçirdik. Vali ve Emniyet Müdürümüz geldi.

O arada otelin önünde 500 kişi toplandı. Sayın Cumhurbaşkanı-

mız televizyon kanalına bağlandıktan sonra otelin önü hıncahınç

doldu. Otel yerleşkesi çok büyük. Üç otelin birleştiği 5 kilometrelik

bir alan. Milletin toplandığı yerle Cumhurbaşkanımızın kaldığı yer

arasında 3 kilometrelik yol var. Karadan saldırı gelmesi ihtimaline

karşı önlem aldık. Aksaz’da büyük bir deniz üssü var, oradan bir

taarruz olursa diye Aksaz yolunu kapattık. Tabii bir güven sorunu

var, Alay’dan bir şey gelecek mi, Aksaz’dan bir şey gelecek mi

bilmiyoruz. Emniyet’teki arkadaşlar son kurşunlarına kadar Sayın

Cumhurbaşkanı’nın yanında olduklarını söyleyince rahatladık.

Alay Komutanı’nın bizimle birlikte hareket ettiğini öğrenince jan-

darmadan da bir şey gelmeyeceğini anladık. Sayın Cumhurbaşka-

nımız bana halkın yanına gitmemi ve topluluğu organize etmemi

söyledi; ben bu konuyla ilgilenirken, o sırada yanımda olan eşimi

de İl Başkanımızla görüşmeye gönderdim. Marmaris’te olduğum

için olayın hemen başında Cumhurbaşkanımızın yakınındaydım.

Tarihe tanıklık ettim. Cumhurbaşkanımız otelden hareket edene

kadar yaklaşık 3 saat o anları bire bir yaşadık. O gece hep birlikte

Page 76: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

74

Sayın Cumhurbaşkanımıza siper olmaya gittik. Otelin önündeki

herkes, teşkilatlarımız ve vatandaşlar canını siper ederek Sayın

Cumhurbaşkanı’nı korumaya çalıştı. O gece her şey olabilirdi. Sayın

Cumhurbaşkanımızın ferasetli dik duruşu çok önemliydi. Biz “Hadi

çıkalım” dedikçe o canlı yayını önceledi, ne kadar doğru yaptığını

daha sonra anladık. Cumhurbaşkanımız canlı yayına bağlanmasaydı

belki de işimiz daha zor olacaktı. Canlı yayın bağlantısının ardından,

sokağa çıkanların sayısı üçe beşe katlandı. Cumhurbaşkanımızın

kaldığı yer ile helikopter pisti arasında bir otel var. Biz ön kapıday-

dık. Sayın Cumhurbaşkanımız arka kapıdan gizlilik içinde, karartıl-

mış bir şekilde, helikopterle çıktı. Yanında ailesi de vardı. Kendisi acil

bir şekilde Dalaman’a indi, daha sonra oradan ayrıldı. Bize verilen

bilgiye göre Dalaman’da kule desteği almadan kalktı uçak. Bence

o gecenin iki büyük kahramanı var; biri Sayın Cumhurbaşkanımız

Recep Tayyip Erdoğan, biri de canını hiçe sayarak kendini tankın

önüne atan aziz Türk milleti. Allah Sayın Cumhurbaşkanımızı mil-

letimize bağışladı. Önemli olan tarafı da budur.

AYHAN SEFER ÜSTÜNAK PARTI SAKARYA MILLETVEKILI

15 Temmuz günü akşam üzeri Ankara’dan Sakarya’ya gittik.

Akşam namazı için hazırlık yapıyordum. Manisa Milletvekilimiz

Selçuk Özdağ aradı ve “Evin üstünden uçak geçti, darbe oluyor”

bilgisini verdi. Bunun üzerine “Hemen harekete geçelim” dedim.

Büyükşehir Belediye Başkanımız Zeki Toçoğlu’nu arayarak, “Bir ha-

reket başlamış, bizim de karşı harekete geçmemiz lazım” diye ko-

nuştum. Kendisi birkaç milletvekili ve teşkilatla görüştükten sonra

bana “Arkadaşlar Valiliğe gidelim diyorlar” dedi. Ben de “Aman

ha, böyle bir hata yapmayalım, çünkü muhtemelen bunların ilk

basacağı yer Valilik olacak. Üst düzey yöneticiler orada yakalanırsa

Page 77: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

75

bu durum vatandaş için büyük moral çöküntüsü yaratır. Valilik

yerine partide buluşalım, kent meydanına yürüyelim” karşılığını

verdim. Saat 22:00 civarında 7-8 kişi yürümeye başladık. İnsanlar

bir yandan yemek yiyor, bir yandan da bize bakıyor; şehrin ileri

gelenleri telaşlı bir halde nereye yürüyor diye. “Darbe oluyor” di-

yoruz, anlamayıp tebessümle bakıyorlar. Süratle kent meydanına

indik. O sırada yaklaşık 60 kişiydik. Sakarya’da yerel bir gazeteciyle

konuştum. “Darbeci askerler şimdi Valiliğe geldi” dedi. 3 otobüs,

2 kamyon, 2 tank kullanıldığını söyleyince gelenlerin 150-200 kişi

olduğunu tahmin ettik. Sürekli mesaj ve telefonlarla meydanda

kalabalık oluşturmaya çalıştık. Valilik binamız şehrin 10 kilometre

açığında olduğundan oraya gidilebilmesi için belediyeden 10 oto-

büs geldi. Bu otobüslere insanları yönlendirdiğimiz dakikalarda

Valiliğin içinde iki polis ve bir muhtar rehin alınıyor. Fakat muhtar

arbede sırasında kaçmayı başarıyor. Dışarıda bir vali yardımcısını

görüyor. Vali yardımcısı, “Arabada anons sistemi var, git mahallele-

ri örgütle” diyor. Muhtar mahalleleri örgütlüyor. Biz de 10 otobüsün

8’ini Valiliğe yönlendirdik, 2’sini ise Sakarya Emniyet Müdürlüğü

önüne tank geldiğini öğrenince oraya gönderdik. Otobüslerden biri

Kadın Kolları Başkanlığımızı taşıyordu; eşim ve kızlarım da oraday-

dı. Sakarya’dan gelen otobüsler Valiliğin ön kapısını, üç mahalleden

gelen otobüsler de arka kapıyı tuttular. Bahçe kapılarındaki erler

çok kolay ekarte edilmiş, ama vatandaşlar binaya doğru yürürken

rütbeliler ateş edince 15-20 kişi yaralanmış. Bu olaylar yaşanırken

“Kadınlara ateş etmezler nasıl olsa, onlar öne geçsinler” önerisi

geliyor. O sırada Hacer Anne diye bilinen Kuran kursu öğretmeni,

erlere “Oğlum sizin silahınızı, elbisenizin parasını biz ödemiyor

muyuz, yazık değil mi, vatandaşa silah doğrultulur mu, niye böyle

yapıyorsunuz?” deyince askerler yumuşuyor. Böylece erler ekarte

ediliyor. Daha sonra kadınlar önde yürürken rütbeliler ateş ediyor.

Hacer Anne, lise çağındaki oğlu ve kızı ayaklarından vuruluyor.

Belediyenin hukuk başmüşaviri Mehmet Akyazıcı’yı ise bacakla-

rından tarıyorlar. Valilik’teki askerler internet üzerinden yazışarak

İzmit’ten hava desteği istiyorlar. “Hava desteği gönderemiyoruz,

kara desteği gönderiyoruz” karşılığını alıyorlar. İzmit’ten tanklar

yola çıkıyor. İl yönetimimizde vinç şirketi sahibi biri var. “Vinçleri

mi sokağa çıkaralım” diye düşünülürken, Sakarya ile İzmit arasın-

daki Eşme beldesinde insanlar tankların önünü kesiyorlar. O arada

Valilik’te rütbelilerden bir tanesi havaya ateş ederken mermi seki-

yor, kendi elini vuruyor. İnsanlar o sırada Valilik binasına giriyorlar

ve binayı ele geçiriyorlar. Bu gelişme üzerine desteğe gelen tanklar

geri dönüyor. Emniyet’e getirilen tankları da otobüslerle gelenler

ile Roman mahallesindeki vatandaşlar engelliyor. Darbecilerin

başındaki Albay Uğur Coşkun, Tugay Komutanlığı’na kaçıyor. Bu

sefer halk oraya yöneliyor. Tugay’dakiler direnmesin diye elektrik

ve suları kesiliyor. Büyükşehir’den iş makineleri Tugay’ın kapısına

çekiliyor. Darbecilerin başı oradan alınıp hastaneye götürülüyor.

Bildiğim kadarıyla darbeciler bir tek Sakarya’da Valiliği işgal

ettiler ama millet bu işgali sonlandırdı. Darbe girişimini çok ön-

ceden haber almamız, ilk başta Valiliğe değil meydana gitmemiz,

STK ve kanaat önderlerinin meydanda olması, farklı partilerin eski

yöneticilerinin ve sporcuların halkla kenetlenmesi çok etkili oldu.

En son o meydanda 100 bin kişi vardı. 2-3 gün Sakarya Valiliği’nde

nöbet tutuldu. Bir ilde darbeye karşı yapılması gereken ne varsa

yapıldı. Biz haberleri çok sonra izleyebildik. Gece boyunca mey-

danda koordinasyonu sağlayıp halkı bilgilendirerek onlara moral

ve motivasyon vermeye çalıştık. 21. yüzyıldayız, darbeler devrinin

kapandığını söylüyorduk, ama 15 Temmuz gecesi halkımız bunu

kanıyla, canıyla ispat etti. Bundan sonra hiçbir meczup böyle bir

şeye kalkışamaz. Çünkü bedelinin vatandaş tarafından ağır bir

şekilde ödettirildiği yakinen görüldü. Darbeler devri kapanmıştır.

Milletimize şükranlarımızı sunuyoruz ve bu milletin gönlüne vatan

sevgisini aşılayan Rabbimize sonsuz hamdediyoruz.

Page 78: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

76

SELÇUK ÖZDAĞAK PARTI MANISA MILLETVEKILI

Bütün darbeler kötüdür. Türkiye’de maalesef uzun süre “şu darbe

iyidir, bu kötüdür” diyerek meselelere ideolojik gözlükle bakan

insanlar ve zümreler vardı. Son dönemlerde özellikle Türkiye’nin

eğitim seviyesinin yükselmesi, siyasi kültürünün belli bir nokta-

ya gelmesi ve darbe girişimlerinin olumsuz sonuçlarının herkes

tarafından bilinmesi nedeniyle “darbeler kötüdür” denmeye

başladı. Darbelerle ilgili olarak hesap sorma noktasında 12 Eylül

2010 referandumu bir milattı. O zaman ben de “evet” kampan-

yası yürütmüştüm. Çünkü darbecilerden hesap sormalıyız diye

düşünüyordum. 1960’ın hesabını sorsaydık 1971 muhtırası olmazdı.

Onun hesabını sorsaydık 1980 darbesi olmazdı. Onun hesabını

sorsaydık 28 Şubat olmazdı, aradaki muhtıralar olmazdı. Maalesef

Türkiye’de hesabı sorulmayan her darbe bir başka darbenin davet-

çisi oldu. Bugün de 15 Temmuz’da bir darbe girişimi yaşandı. Böyle

bir girişimi şahsen bekliyordum. Fetullah Gülen cemaatinin 4+4’le

beraber Türkiye ile, AK Parti iktidarı ile hesaplaşmaya başladığını

gördüm. Ayrıca dershanelerle ilgili bir hesaplaşma vardı. Her ikisine

de direnç gösterdim. Radyo, televizyon ve gazeteleri ile ticari faa-

liyette bulundukları yerlere kayyum atanması onları rahatsız etti.

Yüksek Askerî Şura’nın gelmiş olması, Gülen’in iade dosyasının

hazırlanması ve yargıdaki temizlik de onları rahatsız etti. Ben bu

nedenlerle bir harakiri yapacaklarını tahmin ediyordum.

Darbe girişimini saat 21:30’da öğrendim. Hemen Sayın

Başbakan’ı aradım. Kendisi de bazı duyumlar aldığını söyledi.

“Siz bir açıklama yaparsanız televizyonlar kapatılmadan sokağa

çıkarız. Köşk’e gideyim, arkadaşlar da oraya gelsin, süreci ora-

dan yürütelim” dedim. Çankaya Köşkü’ne çıkmadan ilk tweeti

ben attım; “Vesayetçiler yeniden demokrasimize göz koydular,

müsaade etmeyeceğiz, üstesinden geleceğiz milletçe ve de-

mokrasiye inanmış olan kişi ve kurumlarla” diyerek. Ardından

Çankaya Köşkü’ne gittim. Sayın Süleyman Soylu ile beraber bir

değerlendirme yaptık. Üç-beş arkadaşımızla bu süreci yürüttük.

Haber vermek için aradığım bakanlar, milletvekilleri, gazeteciler

oldu. Manisa’daki danışmanımı aradım. Herkesi partiye davet

etmelerini istedim. Muğla’da eskiden birlikte üniversite hocalığı

ve siyaset yaptığım ne kadar milliyetçi kökenli arkadaşım varsa

onları arayarak “Marmaris’e hareket edin ve Sayın Cumhurbaşka-

nımızı koruyun” dedim. Engin Altay vasıtasıyla CHP Genel Başkanı

Kemal Kılıçdaroğlu’na, Ümit Özdağ vasıtasıyla MHP Genel Başkanı

Devlet Bahçeli’ye ulaşmaya çalıştım. Zaten o gece TSK içinde

sağduyu sahibi, demokrasiye ram olmuş insanlar bulunması; mil-

letin iradesi; Başbakan Sayın Yıldırım, Sayın Kılıçdaroğlu ve Sayın

Bahçeli’nin bildiri ve açıklamaları; Köşk’te birkaç arkadaşla bu süre-

ci yönetmemiz; ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın halkı sokağa

davet etmesi çok önemliydi. Halkımız asil bir duruş sergileyerek

Menderes tutuklandığında yapamadığını, Demirel şapkasını alıp

gittiğinde yapamadığını, 1980’de Kenan Evren’e yapamadığını,

28 Şubat’ta yapamadığını ilk defa şimdi yaptı. Bir noktada millet

bütün darbelerin hesabını gördü.

Bu darbe girişiminin hedefi Türkiye’nin geleceğine ket vurmaktı;

sadece Recep Tayyip Erdoğan’ın, AK Parti’nin şahsına yapılmış

olan bir şey değildi. Türkiye’nin geleceğine yönelik bir darbe girişi-

miydi. Cengiz Aytmatov’un romanı var Gün Olur Asra Bedel diye.

Bir gündü, asra bedeldi. Bir yandan yüzyılımızı alıp götürecekti,

bir yandan gelecek yüzyılımızı çöpe atacaktı. O nedenle darbe

girişiminden kurtulmuş olmanın bahtiyarlığını yaşıyoruz. Millet

asil ve asıl olduğunu gösterdi. Millet darbelerin hesabını sordu

ve şu mesajı verdi: Bütün gerçek demokrasilerde senaryoyu halk

yazar, rolleri halk dağıtır, kimin iktidar kimin muhalefet olacağına

halk karar verir. Ne cuntacılar, ne kirli ve şantajcı sermayedarlar,

medya patronları veya oligarşik bürokratlar, ne de terör örgütü,

cemaat… Türkiye’de kararı halk verir, sandık verir. Sandıkla gelenler

sandıkla gider.

Page 79: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

77

VATANDAŞLAR NE DIYOR?

BEŞIR YÜCE: Demokrasiye, halkın iradesine sahip çıkmak için meydanlara geldik. Yapılanı tasvip etmiyo-

ruz. Ülkede her şey dört dörtlük giderken, hiçbir sıkıntı yaşanmazken böyle bir kalkışmayı

kabul etmek mümkün değil. Benim dedelerim bu ülke uğruna şehit oldular. Biz de şehadet

şerbetini içmeye her zaman hazırız. Bu ülke bizim. Bizi içimizden seçtiklerimiz idare edecek.

Bunun dışında bir şey kabul etmiyoruz.

HATICE FILIZER: Devletimize, ülkemize, Cumhurbaşkanımıza destek olmak için buradayız. 15 Temmuz gecesi

sabaha kadar hiç uyumadan yaşananları takip ettik. Hiç korkmadım. O akşam da burada ol-

mayı çok istedim, ama bir bayan olarak gece çıkıp gelemedim. Şimdi devletimize ve ülkemize

sahip çıkmak için bu meydandayım.

Page 80: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

78

SİYASİ PARTİ GRUPLARIDARBE GİRİŞİMİNİ KINADI

Page 81: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

79

Darbe girişiminin ardından 16 Temmuz’da olağanüstü

toplanan TBMM Genel Kurulu, 19 Temmuz’da ise

26. Dönem’in 115’inci birleşimini gerçekleştirdi. Toplantı-

da söz alan grup başkanvekilleri ve milletvekilleri darbe

girişimini kınayarak milletimize geçmiş olsun dileklerini

iletti.

AK Parti Grup Başkanvekili Mehmet Naci Bostancı,

15 Temmuz darbe girişimini lanetleyerek ve kalkışma-

nın arkasında, önünde, sağında, solunda her kim varsa

hukuk önünde hesap vereceğini vurgulayarak başla-

dığı konuşmasında, “Askeriyenin içinde çöreklenmiş

bir eşkıya grubu bu girişimde bulunmuştur. Esasen

toplumumuzda travma yaratan önemli unsurlardan

biri, devletin tankıyla, devletin zırhlı aracıyla, devletin

uçağıyla millete karşı bu alçakça girişimde bulunulması

hadisesidir” dedi. Millet iradesine dayanmayan, hesabını

millete vermeyen her girişimin kirli olduğunu belirten

Bostancı, darbe girişimine en büyük itirazın partisi ne

olursa olsun, sokakları, meydanları dolduran milletten

geldiğini kaydederek şunları söyledi: “Her şerden hayır

çıkar. Bu girişim demokrasinin, millet iradesinin, medeni

kurallar içerisinde siyasi rekabeti sürdürmenin, farklı-

lıklar kadar yeri geldiğinde ortak değerler için mücadele

etmenin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha göster-

miştir. Darbeye karşı direnen halkımızı şükranla anarken

şehitlerimize rahmet, gazilerimize, yaralılarımıza şifa

diliyorum. Demokrasinin ruhunu yükselten herkese, bü-

tün siyasi partilere, her kesimden halkımıza, Alevi’sine,

Sünni’sine, Türk’üne, Kürt’üne teşekkür ediyorum. Millet

iradesi her şeyin üstündedir.”

CHP Grup Başkanvekili Levent Gök, 15 Temmuz gecesi

Türkiye’nin tarihî ve kritik bir süreçten geçtiğini ifade

etti. Yaşanan olaylar sırasında hayatını kaybedenlere

Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifa dileyen Gök, “Gazi

Meclis bombalar altında çalışmalarını sürdürmüş ve dar-

beye karşı olduğunu bütün partilerin yekvücut olmasıyla

dosta düşmana göstermiştir. Halkımızın da darbeye

direnmesiyle bu darbe girişimi önlenmiş ve Türkiye bü-

yük bir badireden kurtulmuştur” dedi. Yaşanan olayların,

siyasi partilerin ve parlamenter rejimin ne denli önemli

olduğunu bir kez daha ortaya koyduğunu vurgulayan

Gök, uzlaşma kültürünün bir an önce hayata geçirilerek

Türkiye’nin siyaset dilinin değişmesi gerektiğini söyledi.

Levent Gök sözlerini şu cümlelerle sonlandırdı: “Türki-

ye bir daha darbelerle karşılaşmayacaktır, çünkü Gazi

Meclis vardır. Bombalar altında çalışan Gazi Meclis o gün bir tarih yazmıştır.

Bütün partiler ve halkımız bütünleşmiş, darbeye geçit vermemiştir, bundan

sonra da vermeyecektir.”

“Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir”

HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, 15 Temmuz gecesi gerçekleştirilen

darbe girişiminin bugüne kadarki bütün darbelerden farklı bir niteliğe sahip

olduğunu vurguladı. Halk egemenliğinin tecelli ettiği Meclis’e yönelik saldı-

rıların ve sivil halkın hedef alınmasının darbecilerin nasıl bir kaos öngördük-

lerini gösterdiğini kaydeden Baluken, “Bu darbeyi planlayanları, gerçekleş-

tirenleri ve bu darbeyle bir şekilde destek içerisinde olan bütün çevreleri,

buradan şiddetle kınadığımızı, lanetlediğimizi ifade etmek istiyoruz” dedi.

Darbe girişiminde hayatını kaybedenlere rahmet, yaralılara acil şifa dileyen

Baluken şunları kaydetti: “15 Temmuz darbe girişimi boşa çıkarıldıktan sonra

artık söz Türkiye’de siyaset kurumundadır. Başta siyasi iktidar olmak üzere

muhalefet partileri, sivil toplum alanı bir bütün olarak demokrasi, insan

Page 82: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

80

hakları, hukuk devleti ve toplumsal barış temelinde yeni dönemin politikalarını

belirlemek durumundadır.”

MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay, 15 Temmuz gecesi ülkemizin büyük bir

badire atlattığını belirterek demokrasi ve hukuk dışı bu arayışa milletçe dur

dendiğini vurguladı. “Bu kalkışma yalnız seçilmiş iktidar ve milletvekillerini değil,

Türk milletinin tamamını, millî iradeyi, bütün kurumları hedef almıştır. Bu darbe

girişimiyle ülkemiz bir kaos ortamına sokulmak istenmiştir. Bu ortamda en çok

ihtiyaç duyduğumuz şey, ihanete karşı milletçe ve devletçe bütün demokrasi

kurumlarıyla bir arada olmamızdır” diyen Akçay, önümüzdeki süreçte Türk Silahlı

Kuvvetleri ile milleti karşı karşıya getirecek söylem ve eylemlerden özenle uzak

durulması gerektiğini ifade etti. Akçay sözlerini şöyle sonlandırdı: “Altını çizerek

belirtmek istiyorum ki hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir. Bütün silahlı-silah-

sız darbelere karşı çıkmak, demokrasiye sahip çıkmaktır. Darbenin karşısında

durmak, Türkiye Cumhuriyeti’ne, birlik ve dirliğimize, hukuka sahip çıkmaktır.”

Milletvekillerinden birer dakikalık konuşma

Genel Kurul’da birer dakikalık konuşma yapan milletvekilleri darbe girişimiyle ilgili

görüşlerini aktardı. Toplantıda söz alan bazı milletvekillerinin ifadeleri özetle şöyle:

Erkan Aydın (Bursa): Darbe girişimini ve

Türkiye’nin demokratik rejiminin değiştirilme çaba-

larını kınıyorum. Önümüzdeki süreçte darbecilerin

hesap vermesi, toplumsal normalleşmenin sağlan-

ması ve demokrasinin güçlendirilmesini temenni

ediyorum. Bununla birlikte, Türkiye’nin saygınlığı

açısından süreç sadece ve sadece hukuk sınırları

içinde yürütülmelidir.

Serkan Topal (Hatay): 15 Temmuz gecesi bir

azınlık tarafından gerçekleştirilmeye çalışılan askerî

darbe demokrasimize ve parlamenter sistemimize

olan inançla engellenmiş, fakat geride maalesef

yüzlerce şehit ve yaralı bırakmıştır. Buradan bir kez

daha darbelerin hiçbir soruna çözüm olmadığı gibi

birlikte yaşam olanaklarımızı da tahrip ettiğini be-

lirtmek istiyorum.

Nurhayat Altaca Kayışoğlu (Bursa): 15 Temmuz

gecesi gerçekleştirilen darbe girişimini lanetliyo-

rum. Çatısı altında bulunduğumuz Gazi Meclisimize

yönelik alçakça saldırıya karşı gerçekleştirilen ortak

mücadeleyi de selamlıyorum. Bundan sonraki sü-

reçte herkesin samimiyetle demokrasinin bütün

kurumlarına sahip çıkmasını temenni ediyor, laik,

demokratik Türkiye Cumhuriyeti’nin ve parlamenter

demokrasinin birlikteliğimizin teminatı olduğu bilin-

ciyle hareket edilmesini diliyorum.

Didem Engin (Istanbul): Ülkemizin tarihinde ilk

kez kendi Meclisini bombalayan ve parlamenter

sistemi hedef alan bir darbe girişimiyle karşılaştık.

Hepimiz bu darbe girişimini şiddetle kınadık. Şehit-

lerimize Allah’tan rahmet, yaralılara şifa diliyorum.

Bu tür girişimleri planlayanlar bilmeliler ki ülkemizde

darbelere asla geçit verilmeyecektir.

Çetin Arık (Kayseri): Milletimizin sağduyusuyla

başarısızlığa ulaşan darbe girişiminde şehit olan

yurttaşlarımıza Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil

şifalar diliyorum. Kendi milletine silah çeken darbeci-

leri lanetliyor, milletimize başsağlığı ve geçmiş olsun

dileklerimi iletiyorum.

Bülent Yener Bektaşoğlu (Giresun): 15 Temmuz

gecesi Türk Silahlı Kuvvetleri içinde örgütlenmiş bir

terör örgütünün silahlı güç kullanarak yönetimi ele

geçirme girişimine hep birlikte tanık olduk. Bu olay

sırasında şehit olanlara Allah’tan rahmet, yakınlarına

başsağlığı, yaralılara acil şifalar, vatandaşlarımıza

Page 83: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

81

geçmiş olsun dileklerimizi iletiyorum. Birdenbire ortaya çıkmadığı

anlaşılan bu teşebbüsün örgütlü yapısı içinde bulunanların kim ya

da kimler olduğunun, uzantılarının, arkasındaki güçlerin birlikte

ortaya çıkarılması en içten dileğimizdir.

Murat Emir (Ankara): 15 Temmuz gecesi Meclisimize ve parla-

menter demokrasimize karşı yapılan darbe girişimini şiddetle ve

nefretle kınıyorum, lanetliyorum. Bu darbenin savuşturulmasında

başta Millet Meclisi olmak üzere bütün anayasal kurumlarımızı

ve buna karşı duran siyasi partilerimizi ve tüm vatandaşlarımızı

tebrik ediyorum.

Mehmet Tüm (Balıkesir): 15 Temmuz gecesi yüce Meclisimize

karşı darbeciler tarafından yapılan bu çirkin saldırıyı şiddet ve

nefretle kınıyorum. Darbelerin ve darbecilerin önüne geçmenin

tek yolu daha çok demokrasi ve insan haklarıdır. Bugün her za-

mankinden daha çok laik, demokratik ve sosyal hukuk devletine

ihtiyacımız var. Bundan asla vazgeçmemeliyiz.

Meral Danış Beştaş (Adana): 15 Temmuz darbe girişimini lanet-

liyorum. Gerçekten Türkiye tarihine kara bir gün olarak geçecek.

Bundan sonra hepimizin önünde çok daha önemli görevler var;

daha fazla demokrasi, daha fazla hak, daha fazla özgürlük… Şu

anda Meclis’te de var olan ortamın, uzlaşı ortamının, görüş ve

diyalog ortamının devam etmesi gerektiğini düşünüyoruz.

Ahmet Yıldırım (Muş): Sivil iradeyi hedef alan bu darbe girişimi-

ni kınıyorum. Sadece bir kişiyi veya sadece bir partiyi değil, bütün

ülkeyi ve toplum yapısını hedefleyen bir darbe olarak algılıyoruz

bunu. Daha fazla güvenlikçi politikalarla değil, daha fazla demok-

rasi ve özgürlükle darbenin nedenlerini ortadan kaldıracak bir çalış-

mayı bu parlamentonun önüne koyması gerektiğini düşünüyorum.

Osman Baydemir (Şanlıurfa): Bir kez daha halkın hür iradesine,

demokrasiye, aslında insanlığa yöneltilmiş olan darbe, darbe suçu

ve girişimcilerini kınıyoruz. Özü itibarıyla, hedeflenen, hepimizin

birlikte yaşam arzusu, birlikte yaşam duygusudur.

Baki Şimşek (Mersin): Yüce milletimizin iradesine karşı dü-

zenlenen, demokrasi tarihimize kara leke olarak geçecek bu giri-

şimi şiddetle kınıyorum. Darbelerden ve işkencelerden en büyük

mağduriyeti yaşamış bir siyasi hareketin lideri Genel Başkanımız,

Page 84: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

82

uçaklar havada alçak uçuş yaparken tavrını her zaman olduğu gibi

milletten ve demokrasiden yana koymuş, darbecilerin umudunu

kırmış ve namlusunu millete çevirenlere selam durmayacağımızı

belirtmiştir.

Ruhi Ersoy (Osmaniye): “En kötü demokrasi en iyi darbeden

daha üstündür” diyen Kurucu Genel Başkanımız, Başbuğumuz

Alparslan Türkeş’i rahmetle anıyor, onun rahleitedrisinden geçerek

“Milliyetçilik ve demokrasi ikiz kardeşimiz” diyen Devlet Bahçeli

Beyefendi’nin milliyetçi, ülkücü iradeyi temsilen o gece göster-

diği tavra bir kez daha milletim adına teşekkür ediyorum. O gece

burada beraber mücadele verdiğimiz tüm milletvekili arkadaşları

tebrik ediyorum.

Kadir Koçdemir (Bursa): Türk milletinin irade ve kaderine

yapılan, ülkeye kabus yaşatan şerefsiz teşebbüsü lanetliyorum.

Vakar ve cesaretle demokrasiye sahip çıkan aziz milletimizi takdir

ve hürmetle selamlıyorum. Hayatını kaybeden vatandaşlarımıza

Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum. Bu olay, bir daha

böylesi acılar yaşanmaması için demokrasiye bütün kurum ve

kurallarıyla sahip çıkmanın önemini göstermiştir. Bir kere daha,

kuvvetler ayrılığı ve bilhassa hukuk devleti ilkesinin ne kadar ha-

yati olduğu görülmüştür.

Erhan Usta (Samsun): Türk milletine ve devletine karşı yapılan

darbe girişimini şiddetle kınıyorum. Bu girişim karşısında asil mil-

letimiz tek yumruk olmuş, demokrasiyi ne kadar özümsediğini ve

demokrasiden vazgeçmeyeceğini ortaya koymuştur. Bundan sonra

yapılacak iş, darbecileri hukuk kuralları içinde, intikam hırsına kapıl-

madan, en ağır şekilde cezalandırmak olmalıdır. Ayrıca, toplumda

sevgiyi, hoşgörüyü ve uzlaşıyı hâkim kılacak, demokrasimizin

standartlarını yükseltecek, hukuk sistemini tam ve kusursuz bir

şekilde işletecek adımlar atılmalıdır.

Murat Alparslan (Ankara): 15 Temmuz günü hain, kalleş bir

darbe teşebbüsüne maruz kalan milletimiz, bu çapulcuların ve

vatan hainlerinin kalkışmasına topyekûn karşı durarak verdiği

mücadeleyle tarihe demokrasi kahramanları olarak geçecektir.

Milletimiz Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır / Toprak, eğer

uğrunda ölen varsa vatandır şiarınca bayrağına, devletine, ülkesine

sahip çıkmıştır.

Mücahit Durmuşoğlu (Osmaniye): Tarihin her döneminde

imkansızı başaran şanlı ordumuzla aziz milletimizi karşı karşıya

getirmeye çalışan vatan hainlerini en güçlü şekilde lanetliyorum. 15

Temmuz’un kahramanı şüphesiz ki aziz milletimiz, kaybedeniyse

Pensilvanya’dan aldıkları talimatla vatana ihanet eden paralel çe-

tedir. Demokrasi şehitlerimizi rahmetle anıyor, yaralılara Allah’tan

acil şifalar diliyorum.

Ishak Gazel (Kütahya): 15 Temmuz gecesi, maalesef, alçakça

ve haince bir darbe girişimiyle karşı karşıya kaldık. Bu darbe

girişimi Sayın Cumhurbaşkanımızın ve Başbakanımızın yerinde

müdahalesi, milletimizi meydanlara çağırması ve cesareti; diğer

siyasi parti liderlerimizin ve milletvekillerimizin darbe karşısındaki

net duruşu; kefenlerini giyerek meydanları dolduran milletimizin

feraseti sayesinde ucuz atlatılmıştır. Darbe karşısında duran bütün

milletimizi saygıyla anıyorum.

Page 85: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

83

Ilyas Şeker (Kocaeli): 15 Temmuz darbe girişimini nefretle kını-

yorum. Demokrasi şehitlerimize Allah’tan rahmet, yaralılarımıza

acil şifalar diliyorum. Yaşlısıyla, genciyle sabahlara kadar sınırda

nöbet tutar gibi demokrasi nöbeti tutan tüm halkımıza teşekkür

ediyor ve diyorum ki: Tarih sizi, bu şanlı direnişinizi yazacak ve

gelecek nesiller sizlerle övünecektir.

Emine Yavuz Gözgeç (Bursa): 15 Temmuz’da milletimiz tarih

yazmıştır. İhanet içindeki paralel terör örgütü tarihte kapkara bir

leke olarak yer alacaktır. Çok şükür ki “Meydanlara gelin, meydan-

lardan bunlara gereken cevabı verelim” çağrısıyla hiç tereddüt et-

meden vatanına, iradesine, demokrasiye sahip çıkan bir milletimiz

var. Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri’nin dediği gibi Hak şerleri

hayr eyler/ Ârif anı seyreyler / Zannetme ki gayreyler / Mevlâ görelim

neyler/ Neylerse güzel eyler.

Abdullah Nejat Koçer (Gaziantep): Ülke olarak bir tarafta paralel

terör örgütüyle, diğer tarafta bölücü terör örgütüyle mücadele etti-

ğimiz zor bir süreçten geçiyoruz. Bu süreçte yaşanan hainliklerin en

alçakçası olan, vatan hainliğiyle yapılan darbe girişimini ve bu alçak

kalkışmayı tertip edenleri, onlara destek verenleri, işbirlikçileri ve

hain FETÖ üyelerini şiddetle, nefretle kınıyor, lanetliyorum.

Yılmaz Tunç (Bartın): 15 Temmuz gecesi paralel terör çete-

lerinin hain darbe girişimiyle karşı karşıya kaldık. Millî iradenin

tecelligahı bu kutsal çatıya bomba atacak kadar vatan haini,

Polis Özel Harekat’a bomba yağdıracak kadar aşağılık, MİT ve

Cumhurbaşkanlığı’na saldıracak kadar düşman, Cumhurbaşkanımı-

zı öldürebilecek kadar gözü dönmüş, halkımızı kurşun yağmuruna

tutup tanklarla ezecek kadar cani bu darbe girişimi, Sayın Cumhur-

başkanımız ve Başbakanımızın dirayetli duruşu, vatan sevgisiyle

dolu milletimizin kahramanca mücadelesi sonucu akamete uğra-

tılmıştır. Bu asil millet, 15 Temmuz’u demokrasi bayramı olarak

geleceğimize armağan etmiştir. Millî irade kahramanlarını kutluyor,

şehitlerimizi rahmetle anıyorum.

Ayşe Sula Köseoğlu (Trabzon): 15 Temmuz 2016 günü, darbe

girişimine karşı halkın iradesinin galip geldiği bir demokrasi bayra-

mının yıldönümü olarak tarihe geçecektir. Demokrasinin yaşaması,

halkın iradesine sahip çıkılması adına Türk halkı tüm dünyaya örnek

bir duruş sergilemiştir. Milletimiz sokaklara ve meydanlara, mil-

letvekillerimiz de millî iradenin tecelligahı Meclis’e sahip çıkmıştır.

Halis Dalkılıç (Istanbul): 15 Temmuz gecesinde bu ülkenin ba-

ğımsızlığına ve huzuruna yönelik yapılan alçak ve hain kalkışmada,

başta Başkomutanımız Cumhurbaşkanımızın bir sözüyle alanları,

sokakları dolduran yüz binlerce vatandaşımıza teşekkür ediyorum.

Gazi Meclis’i açık tutan Meclis Başkanımızı, kararlı tutumundan

dolayı Sayın Başbakanımızı, tüm partilerin liderlerini ve milletvekil-

lerini gönülden kutluyorum. Bu hain kalkışmada milleti, vatanı için

canını feda eden aziz şehitlerimizi rahmetle anıyor, yaralılarımıza

acil şifalar diliyorum.

Alpaslan Kavaklıoğlu (Niğde): Milletimiz 15 Temmuz gecesi

alnına sürülmek istenen kara lekeyi önlemiştir. Tüm dünya aziz

milletimizi hayranlıkla izlemiştir. Çok sayıda polisimiz, askerimiz ve

sivil vatandaşımız şehadet şerbetini içmiştir. Allah hepsine rahmet

eylesin, mekanları cennet olsun. Ben özellikle, buradan, Niğdeli kah-

raman hemşehrim Astsubay Ömer Halisdemir’i rahmetle, minnetle

anmak istiyorum. O gece Özel Kuvvetler Komutanlığı ele geçiril-

mek istendiğinde, yiğit astsubayımız hiç tereddüt etmeden hain

generali alnının ortasından vurarak olayın seyrini değiştirmiştir. O

cuntacı hain terörist general ölmeseydi, bugün çok farklı bir yerde

olabilecektik. Bu kahramanımızın tavrı FETÖ’cü darbeyi sekteye

uğratmıştır. Böyle yiğit bir evladı yetiştiren ana, baba, eşi, kızı Elif

ve oğlu Ertuğrul milletimizin emanetidir. Kahraman Ömer’imizin

ruhu şad olsun, mekanı cennet olsun.

Reşat Petek (Burdur): Fetullahçı Terör Örgütü’nün kamu ku-

rumlarında, yargıda, Silahlı Kuvvetler’de sinsi sinsi örgütlenmek

suretiyle 15 Temmuz günü kalkıştığı bu darbe girişimini lanetliyo-

rum. Darbe girişimi karşısındaki ortak tepkiyi, demokrasiye sahip

çıkma duygumuzu bundan böyle de millet olarak, siyasi partiler

olarak devam ettirmemiz milletimizin hayrına olacaktır. Kendi-

lerine tevdi edilen silahları milletimize döndüren bu alçakları, bu

şerefsizleri hep birlikte telin edelim, bundan sonra benzeri girişimde

bulunamasınlar.

Page 86: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

84 SÖYLEŞI

15 Temmuz darbe kalkışmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

15 Temmuz gecesi Fetullahçı Terör Örgütü ve Paralel Devlet

Yapılanması’nın (FETÖ/PDY) Türk Silahlı Kuvvetleri içinde yuva-

lanmış üniformalı teröristleri eliyle gerçekleştirilen askerî darbe

ve vesayet kalkışmasının, bu coğrafyada ayakta kalmış son vatan

Türkiye’nin ele geçirilmesi ve işgal edilmesi planının bir parçası ol-

duğundan hiç şüphemiz yok. Bu plan ne ilk ne de sondur ve bugüne

de ait değildir. Bu coğrafya üzerine çıkar ve gelecek hesapları yapan

ülkeler ve güçler her zaman güçlü Türk devletinden rahatsızlık

duymuşlar, Türkiye üzerinde de oyun ve planlar yaparak Türkiye’nin

kendi iç sorunları ile boğuşan bir ülke olmasını arzu etmişlerdir. Son

darbe kalkışmasının da dışarıda dünyaya yeni bir düzen kurma plan-

ları yapan egemenlerin uzun soluklu planlarının ve devleti içeriden

ele geçirme stratejisinin bir ürünü olduğunu görmek durumundayız.

Planı yapanlar içeriden piyonlar ve maşalar kullanmışlardır. Ancak,

bu hain kalkışma “Biz bu yola kefenimizle çıktık” diyen Cumhur-

BÜTÜNLEŞTIK, MILLET OLDUK

SÖYLEŞİ: NEHİR ÖZTÜRK

CAHIT BAĞCI:

başkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamaları, demokrasiye ve

millet iradesine sahip çıkmak için milleti meydanlara daveti, TBMM

Başkanımız İsmail Kahraman, Başbakanımız Binali Yıldırım, CHP

Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP Genel Başkanı Devlet

Bahçeli’nin darbe kalkışmasına karşı demokrasiye ve millet iradesi-

ne sahip çıkma yönündeki açık ve net açıklamaları, milletin tanklara

göğsünü siper etmesi ile tersine çevrilmiş ve bertaraf edilmiştir.

Anadolu bin yıldır sayısız ihanet, içten çökertme, kalkışma ve

darbelerle karşılaşmış, ancak hiçbirinde bu denli ihanet görül-

memiştir. Tarihinde ilk defa Milletin Meclisi ve Cumhurbaşkanlığı

kendi ordusunun uçakları ve helikopterlerini kullanan hain askerler

tarafından bombalanmış, terörle mücadelede polisle birlikte omuz

omuza savaşan rütbeli askerler Türk polisine bomba atmış, kurşun

sıkmıştır. Bu, darbenin demokrasiye ve millet iradesine karşı yapıl-

dığının açık göstergesidir. Türkiye’yi içten çökertmeye çalışan hain

kalkışma ve işgale karşı milletimiz demokrasi mücadelesi vermiş,

vatan sevgisi ile yoğrulmuş milletin bütün renkleri aynı duygularla

birlik olmuş ve bütünleşmiştir. Bu kalkışmaya karşı fert fert du-

ruşlarımız bizi tekrar “millet” yapmıştır. İktidarıyla muhalefetiyle

siyasi iradenin dik duruşu, milletimizin cesareti, feraseti, kararlılığı

ve kahramanlığı istiklal ve istikbal mücadelesine dönüşmüş, büyük

bir bela son anda atlatılmıştır. Bu karşı duruşun adı “demokrasi

destanı”dır.

Bu darbe kalkışmasına karşı milletin direncini nasıl değerlendiri-

yorsunuz?

Millet olduk demiştim. Gerçekten Anadolu coğrafyasında yaşayan

her fert ülkesi ve milleti için ayağa kalkmıştır. Türkiye üzerine plan

yapanlar milletin mayasındaki “vatan sevgisi”ni hesap edememiş-

lerdir. Millet, sırtını dünya egemenlerine dayamış FETÖ’nün bu

ihanet girişimine ikinci Kurtuluş Savaşı anlayışıyla karşı koymuş,

göğsünü siper etmiştir. Coğrafyamızı kasıp kavuran ve sınırlarına

dayanan yangının ülkesine sıçratılmasına müsaade etmemiştir.

Ayrıca bu darbe kalkışmasına karşı Türk milletinin gösterdiği kahra-

manlık ve bütünleşme mazlumlara yeni bir dünya kurulabileceğinin

umudu olmuştur.

Page 87: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

85

23, 24 VE 25. DÖNEM ÇORUM MİLLETVEKİLİ DR. CAHİT BAĞCI, “TÜRKİYE ÜZERİNE PLAN YAPANLAR MİLLETİN MAYASINDAKİ ‘VATAN SEVGİSİ’Nİ HESAP EDEMEMİŞLERDİR. MİLLET, SIRTINI DÜNYA EGEMENLERİNE DAYAMIŞ FETÖ’NÜN BU İHANET GİRİŞİMİNE İKİNCİ KURTULUŞ SAVAŞI ANLAYIŞIYLA KARŞI KOYMUŞTUR” DİYOR.

pimizin güveneceği bir devleti, vatanımızı koruyacak bir orduyu, kardeşlik

duygusu sapasağlam bir demokrasiyi ve hepimizin sığınacağı bir adaleti ve

hukuk sistemini yeniden inşa etmektir.

Hiç kuşkusuz Türkiye bundan sonra dış ilişkilerini yeniden sorgulayacak

ve gözden geçirecek, müttefiklik ve stratejik ortaklık gibi hayati konular

diplomasi temelinde yeniden ele alınacaktır. Artık hiçbir şey eskisi gibi ol-

mayacaktır. Yaşanan bu acı süreçten güçlü Türkiye’yi inşa edecek süreçleri

çıkarmak hepimizin görevidir. Bu durumun toplumun bütün kesimlerince açık

ve net bir şekilde anlaşıldığını düşünüyorum. Herkesin ülkemizi ve bütünlüğü-

müzü koruma ve geleceğimizi inşa etme adına “birlik zamanı” düşüncesinde

olduğundan hiç kuşkum yok. 25 gün boyunca her gece ülkemizin köy-kent

binlerce meydanında yaşlı-genç, çoluk-çocuk, kadın-erkek milyonların tuttuğu

“demokrasi nöbeti” bu kaynaşmanın ve bütünleşmenin fotoğrafıdır. Bu ruhla,

ümitlerimiz ve hayallerimizle daha güçlü Yeni Türkiye’yi inşallah hep birlikte

inşa edeceğiz.

Yenikapı Demokrasi ve Şehitler Mitingi’nin önemi konusunda neler söyle-

mek istersiniz?

15 Temmuz darbe kalkışması sonrasında Anadolu’nun yiğit analarının, babala-

rının ve kahraman evlatlarının çelik iradeleri ve tarih yazan yürekleri ile ortaya

koydukları tavır ve hareket en büyük kazanımımızdır. 7 Ağustos, milletin ade-

ta etle tırnak gibi bütünleşmesinin zirvesi olmuş, Yeni Türkiye’nin dirilişinin

destanı yazılmıştır. Türkiye tek ses, tek nefes ve tek yürek olmayı başararak

millî birliği sağlamış, yeniden millet olmuştur. Yenikapı, yarına açılan yeni

bir kapı olmuştur. Toplumun tüm kesimlerinin katılımıyla gerçekleşen bu

millet-devlet buluşması ve kaynaşması ile ülkemiz yeni bir dönemin eşiğine

gelmiştir. Türkiye birbirine kenetlenmiştir. Geleceğimiz adına en büyük ve

en değerli kazanımımız da budur. Buradan Türkiye’yi güçlü kılacak bir sinerji

yakalanacaktır.

Vatanımız, devletimiz ve ülkemiz için tanklara ve tüfeklere göğsünü siper

eden tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet, ailelerine sabır, gazilerimize şifa

diliyorum. İhanetin ilk dakikalarından itibaren kararlı ve sağlam duruşu ile mil-

leti adeta birbirine kilitleyen ve kenetleyen Cumhurbaşkanımız Sayın Recep

Tayyip Erdoğan’a, mücadelenin tüm bilinen ve bilinmeyen kahramanlarına,

meydanlarda şerefli “demokrasi nöbeti” tutan aziz milletimize minnet ve

şükranlarımı sunuyorum.

Bundan sonra bizi nasıl bir gelecek bekliyor?

Bu hain darbe kalkışmasında sağlanan birlikteliğin

ülkemizi aydınlık ve güzel ufuklara taşıyacağına

inancım tamdır. Bu süreçte siyasi iradeye ve devlete

düşen en önemli görev, bu tarz ihanetlerin nüks et-

mesini önleyecek tedbirleri almak ve düzenlemeleri

yapmaktır. Fetullahçı hainler, piyonlar ve maşalar

tek tek devlet içinden temizlenmeli ve ihanetlerinin

hesabını adalet önünde vermelidirler. 15 Temmuz,

ülkemizde yeni bir toplumsal barış ve bütünleşmenin

miladı olmuştur. Bölünme, parçalanma, cepheleş-

me, kutuplaşma, kavga, ayrışma yerine hoşgörü,

kaynaşma, bütünleşme, kardeşlik ve demokrasi

etrafında kenetlenme sağlanmıştır. Bu süreçte en

büyük kazanımımız budur. Bize düşen görev, he-

Page 88: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

86

O GECEYE TANIKLIK EDENHABERCİLER

Page 89: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

87

ELİF ERDEM

15 TEMMUZ 2016 GECESİ YAPTIKLARI HABERLER VE YAYINLARLA KAMUOYUNU BİLGİLENDİREN BASIN MENSUPLARI, DARBE TEŞEBBÜSÜNÜN EN YAKIN TANIKLARI ARASINDA YER ALDI. MEDYA, DARBE GİRİŞİMİNİN ENGELLENMESİNDE ÖNEMLİ ROL OYNAYARAK TÜM TÜRKİYE’NİN TAKDİRİNİ KAZANDI.

NAGEHAN AKBULUT24 TELEVIZYONU PARLAMENTO MUHABIRI

15 Temmuz akşamı olaylar çıkınca bizi haber merkezine çağır-

dılar. Görevlendirmeyle önce AK Parti Genel Merkezi’ne gittim.

En büyük gerilimi de burada parti binasının önünde yaşadım.

Çünkü ilk kez helikopterden izli mermi atılıyordu. Gördüğüm

manzara film sahnesini andırıyordu, insanlar panik halde sağa

sola kaçıyordu. Bu sırada Meclis’in açılacağı yönünde duyum

alınca Genel Merkez’den ayrılıp TBMM’ye yöneldik. Dikmen ve

Çankaya kapılarında çatışma olduğu bilgisinin gelmesi üzeri-

ne kameraman arkadaşımla Güvenlik Caddesi’ne geçtik. Ters

yönden girdiğimiz caddeden hızla Meclis’in Güvenlik Kapısı’na

ulaştık. O sırada Adalet Bakanı Bekir Bozdağ da gelmişti. Birlikte

Ana Bina’ya yürümeye başladık. Karartma yüzünden karanlık-

ta yürümek zordu. Üstelik zifiri karanlıkta kurşunun nereden

geleceğini de bilmiyorduk. F-16’lar neredeyse kulaklarımızı

patlatacak kadar alçaktan uçuyordu. Muhalefet kulisinin bah-

çesinden Genel Kurul Salonu’na ulaştık. Salon içinden ilk canlı

yayını bitiremeden bombalar yağmaya başladı. İlk bombada biraz

sarsıldık ama Salon’da herkes sakin görünüyordu. Başbakan’ın

makam odasının yakınına düşen ikinci bomba ise Genel Kurul

Salonu’nu salladı ve ortalığı bir anda toz bulutu kapladı. Millet-

vekilleri kürsüdeki Bekir Bozdağ’ın etrafında bir araya gelerek,

“Darbeye geçit vermeyeceğiz” diye slogan atmaya başladılar. Bir

süre sonra kulise çıktım, bombanın etkisiyle patlayan camlarla

yaralanan güvenlik görevlilerini götürüyorlardı. Sonra tekrar içeri

girdim. Arada ses bombası da atılıyordu. Bir süre sonra güvenlik

bürokrasisi milletvekillerini ve bizleri sığınağa indirdi. Sığınak-

tayken bir yandan haber geçiyor, bir yandan da beni merak eden

ailemle konuşuyordum. Oğlum metabolik hasta. Bir süre sonra

eşim aradı ve oğlumun beslenme tüpünün yerinden çıktığını

söyledi. Tüpü de benden başka kimse takamıyor. “Bombalama

var, dışarı nasıl çıkarım” diye düşündüm. Fiziki durumu tespit

Page 90: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

88

etmek için önce sığınaktan ayrıldım. Polisler dışarı göndermek

istemedi ama gitmem gerekiyordu. Karanlıkta yürümek zordu.

Kameraman arkadaşımla muhalefet kulisinden bahçeye çıktık.

Güvenlik Kapısı’na ulaşmak için koşmaya başladık. O sırada he-

likopterden tarama başladı. Kapıya gelince, “Buradaki polisler

bizim gazeteci olduğumuzu bilmeyebilir” düşüncesiyle panik

oldum. “Basın mensubuyuz” diye bağırmaya başladım. Ağaçların

arkasına siper alan polisler bir anda ortaya çıktı. Oradan bir araçla

televizyon binasına ulaştık. Sonra da hızla eve geçtim. Oğlum

çok gerilmişti. Beslenme tüpünü takıp onu sakinleştirdikten

sonra kısa bir süre daha evde kaldım. Sabah 07:00 civarında

tekrar Meclis’e döndüm. Maliye Bakanlığı’nın orada polis beni

durdurarak geçişin güvenli olmadığını söyledi. Genelkurmay

tarafından silah sesleri geliyordu. Ben ısrar edip Meclis kartımı

gösterince geçmeme izin verdi. Dikmen Kapısı’na geldiğimde

büyük otobüslerle kapıyı kapattıklarını gördüm. Kapıdaki polise

Meclis’ten çıktığımı söyleyince girmeme müsaade etti. Meclis’in

etrafını hızla dolaşıp sığınağa ulaştım. Sığınaktakiler önce inan-

mak istemediler. “Gerçekten dışarı çıktın mı, dışarıda ne oluyor?”

diye sordular. Bir süre sonra Meclis içinde dolaşmaya başladım.

Gece karanlıkta koşarak Meclis’ten ayrılırken hasarın boyutunu

anlayamamıştım. Gece nasıl bir cehennemden çıktığımı gündüz

tabloyu görünce anladım.

COŞKUN ERGÜLANADOLU AJANSIPARLAMENTO MUHABIRI

15 Temmuz akşamı evdeydim. Saat 21:00’de savaş uçaklarının

alçak uçuş seslerini duyunca “Ne oluyor acaba?” diye pencere-

lere koştuk. Ben “Herhalde tatbikat var, ondan uçuyorlardır”

diye düşündüm. Ancak alçak uçuşların devam etmesi üzerine

Page 91: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

89

bir şeylerin ters gittiğini anladım. Ne olduğunu öğrenmek

için birkaç telefon görüşmesi yaptım. Meclis Büromuzun

Whatsapp grubu var. Meclis’e geçmemiz istenince AK Parti

Grup Başkanvekili İlknur İnceöz’le konuştum. İlknur Hanım

Meclis’e geçtiklerini, Genel Kurul’u toplayacaklarını söyledi.

Hemen arabayla yola çıktım ve Dikmen Kapısı’na geldim.

Arabayı yolun kenarına park ederek polis noktasına koştum.

Polisler milletvekili dışında kimseyi içeri alamayacaklarını

söylediler. Polis noktasında beklerken, darbeci askerler Ge-

nelkurmay tarafından ateş etmeye başladı. Bir süre sonra

içeri geçmeme izin verilince koşarak Ana Bina’ya ulaşıp Genel

Kurul Salonu’na girdim. TBMM Başkanı İsmail Kahraman’ın

çağrısıyla AK Parti’den Mehmet Muş, CHP’den Özgür Özel,

MHP’den Erkan Akçay Başkanlık Divanı’na gelip konuştular.

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ kürsüde konuşma yaparken

bomba atıldı ve etrafı toz bulutu kapladı. İlk bomba atıldık-

tan sonra Genel Kurul çalışmalarına devam etti, ancak ikinci

bomba daha şiddetli olunca sığınağa inilmesi gündeme geldi.

O sırada muhalefet kulisine çıktım. Çünkü bomba o tarafa

doğru atılmıştı. Kuliste MHP’li Oktay Vural’ın ağlayan oğluna

sarıldığını ve “Allah büyüktür oğlum, korkma” diyerek onu

sakinleştirdiğini gördüm. Kafasından, kolundan yaralanan

polisler de çay ocağının olduğu tarafa doğru geliyordu. O

sırada Genel Kurul’da Bakan Bozdağ, “Burada kalalım, gitme-

yelim” diyordu. Ancak güvenlik görevlileri, “Sizin güvenliğinizi

sağlamamız için sığınağa inmeniz gerekiyor” diye ısrar edince

sığınağa inme kararı alındı.

Sığınakta beklerken emniyet kuvvetleri zaman zaman

Meclis Başkanı’na bilgi aktardı. Darbecilerin helikopterle

asker indirmeye çalıştıklarını ve Meclis polislerinin onları

püskürttüğünü öğrendik. Sığınaktaki polisler, arkadaşları

yukarıda çatışırken sığınağın giriş kapılarını tutmuş, elleri

tetikte bekliyordu. O anlar film sahnelerini andırıyordu. He-

likopterin tarama sesi ile çatışma seslerini duyabiliyorduk.

Sabaha doğru durumun biraz normale döndüğü, darbecilerin

teslim olmaya başladığı haberleri gelince, moraller giderek

düzeldi. Sığınakta korku değil endişe, belki de sevdiklerini bir

daha göremeyecek olma düşüncesi vardı. Sabah 07:00 civa-

rında yukarı çıktım. Ana Bina’nın halini, özellikle Başbakan’ın

makamının bulunduğu katı görünce büyük bir şok yaşadım.

Milletvekillerinin o gece Meclis’e gelmesi, iktidarıyla muhale-

fetiyle birlik görüntüsü vermesi çok güzel bir tabloydu. Meclis

o gece milletvekiliyle, personeliyle, basınıyla darbe girişiminin

karşısında dimdik durdu. Umarım, bir daha böyle geceler,

günler yaşamayız. Bütün millete geçmiş olsun.

HANDE FIRATDOĞAN TV ANKARA TEMSILCISI

15 Temmuz darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip

Erdoğan’ın açıklamalarını cep telefonundaki FaceTime üzerinden

görüntülü olarak tüm Türkiye’ye duyuran Doğan TV Ankara

Temsilcisi Hande Fırat, Erdoğan’ı canlı yayına nasıl çıkardığını

CNN Türk ekranlarında şöyle anlattı:

O akşam evden çıkarken bütün haber kaynaklarımı aramaya

başlamıştım. Daha haber kanalları aralıksız yayına geçmemişti.

Bir şey olduğunu biliyoruz, ama ne olduğunu anlamaya çalışı-

yoruz. O süreç boyunca Özel Kalem Müdürü Hasan Doğan dahil

olmak üzere Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yanındaki

isimlerin hepsini aradım. Sayın Erdoğan ile konuşmak ya da ne

yaptıklarını, nerede, nasıl olduklarını öğrenmek istedim. Benim

için o an öncelikli olan, haber anlamında elime ne geçerse ekrana

Page 92: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

90

yansıtmaktı. İlk etapta “Cumhurbaşkanı açıklama yapacak” denil-

di. Yanılmıyorsam, bu bağlantıdan bir saat önce “Cumhurbaşkanı

Erdoğan açıklama yapacak” diye son dakikayı ekrana yansıttık.

Daha sonra stüdyoda beklerken diğer haber kaynaklarımızı da

aramayı sürdürdük ki izleyicilere taze bilgi verebilelim. O sırada

Cumhurbaşkanlığı’nı bir kere daha aradım. Hasan Doğan’a “Açık-

lama yapacaktınız, bir saat geçti, ne oldu?” dedim. Tabii biz o iki

helikopter meselesini bilmiyoruz, hiçbir gazeteci de bilmiyor. Hasan

Doğan, “Hande biz Periscope’ta açıklama yaptık” dedi. “Perisco-

pe’taki bitmiş açıklamayı bizlerin verme ihtimali yok, hiçbirimiz

görmedik. Ben de o açıklamayı ekrana yansıtmak istiyorum”

dedim. “Beyefendi’ye sorayım” dedi. Hasan Doğan kendi araların-

daki değerlendirmeden sonra “Tamam, yapalım bu yayını” dedi.

Ben hâlâ burada oturuyorum, İstanbul haber merkezi ve içerideki

arkadaşlarım dahil olanlardan kimsenin haberi yok. “Canlı yayın

gönderme imkanı yok, nasıl yapacağız?” diye düşünürken Hasan

Doğan “Skype var mı?” diye sordu. “Yok, FaceTime var” dedim.

Beni FaceTime’dan aradı. Ben hâlâ kimseye bir şey söylemedim.

Önümde Hasan Doğan ve Sayın Cumhurbaşkanı aynı karede yer

alıyorlar. İstanbul’a ve içerideki arkadaşlara söyledik. Benim için

önemli olan o an elimizdeki malzemeyle teknolojiyi kullanarak o ilk

demeci alabilmekti açıkçası. Yaka mikrofonunu tutarak o röportajı

gerçekleştirdik.

TIJEN KARAŞTRT SPIKERI

Darbecilerin o gece TRT’yi basarak zorla bildiri okuttuğu spiker

Tijen Karaş, yaşadıklarını TRT ekranlarından özetle şöyle anlattı:

Emirlere itaat etmemiz gerektiğini, bu işin şakası olmadığını ifade

ettiler. Bizi yere yatırdılar, ellerimizi arkadan tutmamızı istediler.

“Asla hareket etmeyeceksiniz, bacaklar açık vaziyette olacak” de-

diler. Soru soramayacağımızı, kendi aramızda dahi konuşamayaca-

ğımızı söylediler. Başımızı kaldırmamıza bile müsaade etmediler. İki

asker ile bir de “komutan” diye hitap ettikleri kişi vardı. Soru soran

arkadaşımıza, bir daha soru sorulduğunda dipçikle müdahale etme

ve gerekirse vurma talimatı aldıklarını ifade ettiler. Bunun bir şaka

olmadığını yineleyip durdular. Bize ilk önce “Yere yatın” denince ne

olduğunu anlayamadık; “Savaş mı çıktı” diye düşündük. “Güven-

desiniz, korkmayın, TSK mensubuyuz, güvenliğiniz için buradayız”

sözünü sürekli tekrar ettiler. Bir süre sonra bizi yukarı çıkardılar. Kilitli

bir oda aradılar. Bir asker biraz insaflı davranıp su içmemize izin verdi.

Ama hiçbir şekilde yanlarından ayrılamadık. Bazı arkadaşlarımızın

tuvalet ihtiyacı vardı ama izin vermediler. Komutan diye ifade edi-

len kişi bildiriyi okumak için kamuflajını çıkardı, üniformasını giydi.

Önce nasıl okuyacağını bilemedi. Sonra Genelkurmay’dan istek gel-

diği söylendi. Spiker olarak kim varsa, ki o dakikalarda ben vardım,

DARBECİLERİN ZORLA BİLDİRİ OKUTTUĞU TRT SPİKERİ TİJEN KARAŞ, “MESLEK HAYATIMIN EN ZOR GECESİ VE YAYINIYDI. SABAHA ÇIKABİLECEK MİYİZ, EVLADIMI, SEVDİKLERİMİ TEKRAR GÖREBİLECEK MİYİM DİYE KORKTUM AÇIKÇASI” DİYOR.

Page 93: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

91

“Sizin okumanız gerekiyor” denildi. Cep telefonundaki yazı, önce

yazıcıya oradan promptere aktarıldı. Rejide yayın yapacak sadece

3-4 arkadaşım vardı. Silahlı kişiler yine rejideydi. Ben ve kameraman

arkadaşım buradaydık ama onlar rejiden bizi görüyorlardı. O bildiriyi

okumak zorunda kaldım. Elbette ne olduğunu bilemiyorduk. Kayıt

yapılana kadar defalarca okudum. Tansiyonumun düştüğünü ve

daha fazla devam edemeyeceğimi söylememe rağmen devam

etmem gerektiğini ifade ettiler. Birazdan diğer kanalların da yayına

gireceği, tüm Türkiye için böylesinin daha hayırlı olduğu yönünde

ifadede bulundular. Ben bildiriyi okurken yönetmen arkadaşımıza da

şu şekilde soruyorlarmış; “Özel kanallara nasıl müdahale edebiliriz,

onların yayınlarını nasıl kesebiliriz?” Rejideki arkadaşlarımıza da,

“Bu bildiriyi onlara da okutmak istiyoruz, nasıl yapabiliriz?” diye

sormuşlar.

Bildiriyi okuduğum dakikalarda zangır zangır titriyordum. O gece

yaşadığım o korku dolu dakikalar… Görüntülere sonradan bakabil-

dim; gözlerimde dehşet vardı. Bu yayını can güvenliğimiz olup olma-

dığını bilmeyerek yaptık. “Bundan sonra ne olacak, sabaha uyanabi-

lecek miyiz, kaç gün burada rehin tutulacağız, okurken acaba başka

bir silahlı grup gelip stüdyoyu mu basacak, çatışmanın ortasında mı

kalacağız?...” Kafamızda böyle sorular vardı. Neler olduğunu haber

de alamıyoruz. Meslek hayatımın en zor gecesi ve yayınıydı. “Sabaha

çıkabilecek miyiz, evladımı, sevdiklerimi tekrar görebilecek miyim”

diye korktum açıkçası. Bu olaylar bittikten sonra seyircilerimiz TRT

binasının içine, hatta stüdyoya girerek bize destek verdi.

PMD’DEN DARBE GIRIŞIMINE KINAMA

Parlamento Muhabirleri Derneği (PMD) yaptığı yazılı açıklama

ile 15 Temmuz darbe girişimini kınadı. Açıklamada, Atatürk ve

silah arkadaşlarının kurduğu TBMM’nin tarihinde ilk kez ateş

altına alındığı, bombalandığı, Başkent üzerinde alçaktan uçan

jetlerin Türkiye demokrasisini derinden tehdit ettiği kaydedildi.

15 Temmuz gecesi medya kuruluşlarının basıldığına, yayın ya-

sakları getirildiğine, gazetecilerin silahla tehdit edildiğine ve çok

sayıda insanın yaşamını yitirdiğine dikkat çekilen açıklamada

şu ifadeler yer aldı:

“Dün yaşanan darbe girişimi demokrasiyi askıya alma çaba-

sının bir başka yansımasıdır. Parlamento muhabirleri TBMM’nin

kurulduğu günden bu yana olduğu gibi dün gece de parlamento

çatısı altında görev yapmış, bombaların, silahların gölgesinde

toplumu bilgilendirme görevini eksiksiz yerine getirmiştir.

Bundan sonra da demokrasi ve basın özgürlüğüne sahip çı-

karak aynı görev bilinci ile hareket edeceğinden kimse kuşku

duymamalıdır. Parlamento Muhabirleri Derneği olarak Türk

demokrasisine, Gazi Meclis’e ve Türkiye halkına karşı yapılan

darbe girişimini şiddetle kınıyoruz. Allah’tan ölenlere rahmet,

yaralılara acil şifalar diliyoruz. Egemenlik kayıtsız şartsız mil-

letindir. Yaşasın demokrasi, yaşasın özgür basın.”

Page 94: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

92

DANIŞMANLARDARBE GECESINI ANLATTI

Darbe girişimi gecesi Meclis’e gelen bir grup siyasi danışmanın

yaşadıklarını AK Parti Grup Siyasi Danışmanı Cenk Sarıgöl şöyle

anlattı:

15 Temmuz akşamı Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal’ın

danışmanı Serhan Benk ve Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Kaçar’ın

danışmanı Önder Karakartal ile birlikteydik. Tankların Boğaziçi

Köprüsü’ne indiğiyle ilgili haber geldi. Arabaya bindik, ilk aklımıza

gelen Meclis’e ulaşmaktı. “Reisi size yedirmeyeceğiz” diye slogan

atarak Dikmen Kapısı’na ulaştık, ancak girişin yasak olduğu söy-

lendi. Oradan ayrıldığımızda Mamak askerî bölgesinde hareketlilik

olduğu haberi geldi. Sonra radyodan tankların Kızılay ve Genel-

kurmay önüne hareket ettiğini duyduk. Bunun üzerine tekrar

Meclis’e yöneldik. Sıhhiye’de Hitit Heykeli önünde bir tankın 6-7

vatandaş tarafından durdurulduğunu gördük. Otomobilimi tankın

önüne park edip Diyarbakır Gençlik Kolları’ndan İdris Aksakal ile

araçtan indik. İronik bir şey söyleyeyim; araçla tankın arasında

kalan vatandaşlarımız bize şöyle seslendi: “Ağabey aracı çek, tank

eziyor.” Tankın bizim arabayı ezmesi için önce o insanları ezmesi

gerekiyordu. Hiç kimse “Arabayı koydu, biz çekilelim” demiyordu.

Bagajdan fiberglas kaplamayı alıp “tank önünü göremesin” diye

üzerine örtmeye karar verdik. İple bağlamaya çalışırken tank

hareket etti ve aracımın tampon ve bagaj kısmını ezerek geçti.

Yürüyerek Çankaya Kapısı’na ulaştığımızda, polis uzaktan yere

yatmamızı istedi. Personel olduğumuzu belirtmemize rağmen

girişin yasak olduğunu söylediler. Bu arada Grup’tan bize “Meclis’i

olağanüstü toplayacağız, gelin” diye mesaj ulaşmıştı. Onlara bu

yasak emrini sözlü mü, yoksa yazılı mı aldıklarını sorduk, sözlü

olduğunu söylediler. “Biz de aynı emri aldık, Meclis’e gireceğiz”

dedik. Tartışma uzadı. Sonunda “Siz hangi tarafsınız?” diye bağır-

dım. Onlar da “Bizim hangi taraf olduğumuz belli değil mi? Meclis’i

koruyoruz” deyince, “Darbeciler Meclis’i kapatmaya geliyorlar.

Biz ise bu Meclis’i çalıştırmaya geliyoruz. Ölmek pahasına TBMM

çalışacak. Sizler bizim girişimizi engelleyerek darbecilere yardımcı

oluyorsunuz” karşılığını verdim. Sesimiz yükselince yanımıza bir

memur arkadaş vererek bizi Meclis’e aldılar. Meclis’in çalıştığının

millete yansıtılması gerekiyordu. Kendi grubumuzun ışıklarını ve

Ana Bina üst kat ışıklarını memur arkadaşımız Nihat Dereağzı ile

birlikte hızlıca yakıp aşağı indik. Aynı düşüncelerle kurşunların

altında bir haber kanalının canlı yayın aracını Meclis’e getiren kişi

Grup Danışmanımız Mustafa Hançerkıran oldu. Oradan danışman

arkadaşlarımla birlikte Genel Kurul Salonu’na geçtik. İlk bomba

ile etrafı toz bulutu kapladı. Sabaha kadar kulislerde bekledik.

İşin vahametini, hainliğin boyutunu ancak sabah Meclis’in halini

görünce anladık.

Allah bu milleti korudu. Şehit ve gazilerimiz kanları ve canlarıyla

bu milleti parçalatmadılar. Türkiye’nin bölünmesini engelleyip

işgal girişimini durdurdular. “Her şerde bir hayır vardır” dedikleri

gibi, bu darbe kalkışması milletimize tekrar birlik olma şansı verdi.

Ben inanıyorum ki, bu yaşadıklarımızdan sonra vatandaşlarımız

birbirine daha nazik olacak, haksızlığa karşı daha duyarlı hale

gelecek. Allah o gece korkuyu bizim kalbimizden kaldırdı. O gece

ruhumuzda başka bir pencere açtı. Biz artık eski Cenk Sarıgöl,

Mustafa Hançerkıran, Önder Karakartal, Mehmet Taşyürek, Ser-

han Benk, Mahmut Değirmenci olmayacağız.

Page 95: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

93

TOLGA TAN: Kırşehir’den Ankara'ya demokrasi mitingi için geldim. İki gündür de buradayım. Ülkemizi

kimse bölemez, bölmeye gücü yetmez. Her zaman Cumhurbaşkanı ve Başbakanımızın

arkasındayız.

EMINE TURAN: Ülkemizde savaş çıkmaması, her türlü terör eylemine ve teröriste karşı durmak için buradayız.

Bu olaylar daha da devam ederse canımızı da veririz, çocuklarımızı da feda ederiz. Vatan için

ölürüz. Ülkemizde tehlike geçene kadar meydanlara geleceğiz.

VATANDAŞLAR NE DIYOR?

Page 96: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

94

MİLLETVEKİLLERİNDEN15 TEMMUZDEĞERLENDİRMELERİSENA KILIÇ

Page 97: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

95

MUSTAFA ŞENTOPAK PARTI ISTANBUL MILLETVEKILI

15 Temmuz gecesi yaşananın darbe teşebbüsü değil, terör

hareketi ve işgal teşebbüsü olduğu kanaatindeyim. Türkiye

tarihinde pek çok darbe yaşadı. Darbelerin hepsi kötüdür, hepsi

alçakça hareketlerdir. Ama “Türkiye’de yapılan darbelerin en

alçağı budur” diyebiliriz. Dünya genelinde darbe olan

yerlerde darbecilerin en büyük problemi “meşruiyet”

olmuştur. Hükümetlerin meşruiyeti bellidir, onlar

seçimle meşruiyet kazanır. Ama silah zoruyla ikti-

darı ele geçirenler meşruiyet sıkıntısı içindedir ve

bunu mümkün olduğu kadar gidermeye, bu sıkıntının

etkilerini azaltmaya çalışırlar. O bakımdan halkı

değil, daha çok siyasetçileri ve yöneticileri

karşılarına alırlar. En azından halkın da

gönlünü kazanmaya çalışırlar. Dünya-

nın pek çok yerinde yaşanan budur.

Bu darbe girişiminde ise çok tuhaf

bir durum var. Darbecilerin halka

ateş açması, halkı karşısına alması darbeci mantığı bakımından

da çok yanlış. TBMM’nin, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nin bomba-

lanması da aynı şekilde değerlendirilebilir. Darbe yapınca yöneti-

mi ele geçirip ülkeyi yöneteceksiniz. Meclis ve Cumhurbaşkanlığı

Külliyesi size lazım. Bunları niye tahrip ediyorsunuz? Bu olayı

şöyle yorumlamak mümkün; bu bir darbe değil, bir işgal, tahrip

hareketidir. Belki bir ihtimal “Yönetimi ele geçiririz” diye düşün-

müş olabilirler ama bunun olmayacağını fark ettikleri an-

dan itibaren tahrip etmek, ülkeye, devlete, kurumlara

zarar vermek, intikam almak için yapılmış bir hareket

olarak gözüküyor. Bu girişimin ardından Türkiye çok

büyük bir beladan kurtulma olanağı bulabilir. Bu terör

örgütünün devlet içerisindeki uzantılarını temizleme

imkanı da karşımıza çıktı. Çünkü kendi-

lerini ortaya çıkardılar. Aksi halde belki

on yıllarca devam eden bir süreç ya-

şanacaktı. Böylece devletimizin bu

terör örgütü uzantılarını temizleme

işi kolaylaşmış oldu.

IDRIS ŞAHIN24. DÖNEM ÇANKIRI MILLETVEKILI

Bu ülkenin dış güvenliğini sağlamakla görevli olan Silahlı

Kuvvetler’in elindeki silahı, bombayı milletine çevirdiği ve

acımasızca kullandığı bir süreci yaşadık. Namlunun millete

çevrildiği bu anlara ülke adına tanıklık etmenin utan-

cını yaşıyoruz. Geçmişte de bu tür çirkin saldırılara

ve demokrasinin askıya alındığı dönemlere hep

birlikte tanıklık etmiştik. Ancak hiçbiri bu kadar

can alıcı ve millete bu kadar zarar verici bir şekilde

gerçekleşmemişti. Dolayısıyla bunu bir “vahşet”

olarak değerlendiriyoruz. Darbe teşebbüsünü, akıl-

larını bir kısım yerlere ipotek etmiş canilerin,

milletin iradesine karşı gerçekleştirdiği

bir eylem olarak değerlendirmek ge-

rekiyor. Elbette çok büyük acılarımız

var. Bu acıları müşterek yaşamak

ve millet olmanın gereklerini yerine

getirmek durumundayız. Olay anı

ve sonrasında ülkemizde siyasi partilerimizin, medyamızın, üni-

versitelerimizin, sivil toplum örgütlerimizin millet olma şuuruyla

hareket ettiğini görüyoruz. Geçmiş dönemdeki darbelerde Silahlı

Kuvvetler’in içerisindeki cuntacılara destek olan sivil toplum,

medya, üniversiteler, iş dünyası gibi çevrelerin, bu darbe girişimi

sonrasında milletimizle birlikte alanda olduğunu, milletin kendi

iradesine sahip çıktığını görmenin mutluluğunu yaşıyoruz.

Sonuç itibarıyla, cumhur kendi reisine de, parlamentosu-

na da sahip çıkmıştır. Olay günü TBMM’nin açık olması

gerçekten tarihe kazınmış çok önemli bir ayrıntıdır.

Çünkü geçmiş dönemlerde postallar ve silahlar altında

Meclis kuşatılmış ve milletin seçmiş olduğu milletvekil-

leri maalesef parlamentodan uzaklaştırılmıştır. Millet-

vekilleri, milletin kendilerine vermiş olduğu yetki

ve iradeye sahip çıkamamışlardır. Ancak 15

Temmuz gecesi TBMM tarihî bir direniş

göstermiştir, Gazi Meclis kendisine yakı-

şanı yapmıştır. Bombalar altında milletin

iradesini korumuş ve kollamıştır. Bu

gerçekten övünülecek bir davranıştır.

Page 98: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

96

YAHYA AKMAN21, 22, 23 VE 24. DÖNEM ŞANLIURFA MILLETVEKILI

Karanlığı aydınlığa çeviren milletimize ve Başkomutanımıza

minnet ve şükran borçluyuz. 15 Temmuz gecesi önce jetlerin ge-

çişini duyduk. TSK’nın “yönetime el koyduğu” yönündeki

açıklamanın ardından da Tijen Karaş’ın bütün milleti

iliklerine kadar titreten konuşması ve sokağa çıkma

yasağı geldi. O sırada arabayla eve dönmeye çalışıyor-

duk. Çocuklar korkuyor, telaşlanıyordu. İçimizi sinsi bir

tereddüt kapladı. Biz darbe görmüş milletiz. Bu ülkenin

darbe adı altında ne acılar yaşadığını biliriz.

27 Mayıs’ların, 12 Eylül’lerin yanına bir de

15 Temmuz’u koymak istediler. Fakat

hiçbir darbede bu kadar güçlü bir hü-

kümet, böyle cesur bir Başkomutan

yoktu; milleti cesaretlendirdi, soka-

ğa çağırdı. O gece vatandaşlarımız

tankın önüne yattı, üstüne çıktı,

üzerlerine silahla gelen askere koştu. Bir gecede bütün dünya bu

milletin ne kadar gözükara olabileceğine şahit oldu. Sala okun-

maya başladı, imamlar halkı meydanlara çağırdı. Dedik ki o za-

man, işte bugün ezanları bitiren darbelerin değil, darbeleri bitiren

ezanların vakti. Havaalanında Cumhurbaşkanımızın konuşmasını

dinlediğimizde bu işin artık son bulduğunu anlamıştık. Bu millet

o gece kefenini giyip kendini sokağa attı, tekbir getirerek

şehadet şerbetini içti. Yaşlılarımız evde secdelerde dua

ederken, gençlerimiz demokrasinin askerliğini yaptı.

Böylece 15 Temmuz sadece bir darbe girişimi olarak

kaldı. Şehit olan insanlarımız adına Demokrasi Bay-

ramı ilan edildi. Daha sonra kendini hoca sanan şahıs

çıktı ve bu millete ahmak deme gafletinde

bulundu. Bir gecede tank nasıl sürülür,

darbe nasıl durdurulur öğrenen halka

ahmak dedi. Eğer ahmaklık vatan ve

millet aşkıyla yanıp tutuşmaksa,

kefenini giyip sokaklara dökül-

mekse, Rabbim hepimize ah-

mak olmayı nasip etsin.

AYHAN BILGENHDP KARS MILLETVEKILI

Siyasi iradeye ve topluma yönelik her tür saldırı de-

mokrasi açısından tehdittir ve asla kabul edilemez.

Ama Türkiye’nin bu sürece nasıl geldiğini sadece son

birkaç saati ile değil, son aylarıyla bir bütün olarak ele

almak, darbe pratiğini genel değerlendirmek, darbe

sonrasında da insan hakları ve demok-

rasiyi güvenlik bürokrasisinin sivil

denetimini, parlamenter denetimini

önemseyerek bir yapısal reforma

vesile kılmak gerekiyor. Darbeleri

nihai olarak bitirmek, bir daha kim-

senin bu işe tenezzül ve tevessül etmeyeceği demokratik bir

anayasayı Türkiye’de egemen kılmak lazım. Toplumun

gösterdiği duyarlılığı siyasetin de bir yapısal dönü-

şüm için fırsata çevirmesi gerekiyor. 15 Temmuz

gecesi çoğu arkadaşımız Ankara’da yoktu. Gece

gelme imkanı bulamadık. Ankara’daki az sayıda

arkadaşımızın da Meclis’e ulaşma imkanı olmadı.

Ancak saat 23:00-24:00 civarında bildirimizi sa-

nal ortamda netleştirdik. Gece 01:00’de de

Merkez Yönetim Kurulu adına ortak

bildirimizi yayımladık, basına de-

meçlerimizi verdik. Bir sonraki gün

yapılacak ortak açıklamaya imza

vereceğimizi, oturuma katılaca-

ğımızı da beyan ettik.

Page 99: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

97

HALUK IPEKAK PARTI AMASYA MILLETVEKILI

15 Temmuz gecesi söz de, karar da büyük oranda milletin olmuş-

tur. 15 Temmuz’dan sonra artık yepyeni bir Türkiye vardır. Daha

demokratik, kurumların daha sağlıklı işlediği, halkın da bu kurum-

lara sahip çıktığı bir Türkiye olacaktır. Bundan sonra ülkemizin

önü çok daha aydınlıktır. 15 Temmuz hepimizi yaraladı,

ama dünyanın çeşitli yerlerinden tanıdığım insanlar

Türk milletine hayranlık duyduklarını ifade etti. Halkın

tankların üzerine çıkmasını, uçaktan bomba atıldı-

ğında bile meydanların hiç terk edilmemesini bütün

dünya hayranlıkla izledi. 15 Temmuz akşamı ben de

Meclis’teydim. Meclis’te tarihî bir gece yaşadık. Tüm

milletvekilleri çok kararlıydı. Hemen Meclis’i aç-

tık. Meclis Başkanımız oturumu yönetti.

CHP ve MHP’den arkadaşlarımız geldi.

Meydanları dolduran milletle, çalışan

bir parlamentodaki milletvekilleri

darbeye karşı bütünleştiler. O bü-

tünleşme zaten darbecilerin yaptığı

girişimin başarısız olmasına yol açtı. Meclis’in açık olması bu sü-

reçte tarihî bir öneme sahipti. Bu durum darbecileri rahatsız etti.

Meclis’in açık olması aynı zamanda bu darbenin engellenmesinde

hayati bir önem teşkil etti. Geçmişte de darbeler yaşandı ama

kurumlara, insanlara, özellikle TBMM’ye saldırı olmamıştı. İngil-

tere Parlamentosu’na gitmiştim. II. Dünya Savaşı’nda Almanya

tarafından atılan bomba sonucu yıkılan parlamento binasının

fotoğraflarını gördüm. Hitler savaştığı devletin parlamento-

suna saldırmıştı, ki zaten dünyaya birçok acı yaşattıktan

sonra onun da sonu hüsran oldu. Fakat burada, darbeciler

bu milletin verdiği kaynaklarla alınan uçakları, milletin

verdiği paralarla alınan bombaları milletin parlamentosuna

yönelttiler. Bunu bütün dünya gördü. Bu alçaklığın, vatan

hainliğinin en büyüğüdür. Ancak milletimizin, Cumhur-

başkanımızın, Başbakanımızın dirayetli du-

ruşu darbe girişiminin püskürtülmesin-

de belirleyici olmuştur. Yine muhalefet

liderlerinin açıklamaları, bu hainlerin,

terör eylemini yapanların amaçlarına

ulaşamamasında çok önemlidir. Bu

millet aziz ve büyük bir millettir.

RECEP YILDIRIM22. VE 23. DÖNEM SAKARYA MILLETVEKILI

15 Temmuz gecesi benim için büyük bir şok oldu.

Olayları vatana, millete, kendi insanına karşı yapılan

büyük bir darbe olarak nitelendiriyorum. Eski darbe-

lere hiç benzemiyor. 1960 darbesini çocukluğumdan

hatırlıyorum. 1980 darbesinin ise üniversite me-

zunu bir insan olarak canlı şahidi oldum.

Her iki darbe öncesinde de belli olaylar,

bahaneler vardı. Oysa şu an Türkiye’de

darbelere gerekçe yapılan bahane-

lerden hiçbiri yok. Her şey düzgün

giderken, ekonomide, sanayide,

özgürlüklerde hiçbir sorun

yokken, halk arasında bir huzursuzluk yaşanmazken böyle bir

saçmalık olamayacağını düşündüğüm için darbe girişimi bende

şok etkisi yarattı. Bu insanlar aramıza katılarak hep iyi

niyetli olduklarını söylediler, tabiri caizse arkadan han-

çerlendik. Türkiye’deki terör unsurlarından her tür şey

beklenebilirdi ama bu insanlardan bunu beklemiyordum.

Milletimizin dinî duygularını, vatan, millet, töre yani

bir milleti meydana getiren unsurları istismar

edip, bunları vatan ve millet aleyhine

kullandılar. İnsanlarımızı sükûtu ha-

yale uğrattılar. Allah vicdan, izan ver-

sin. Sağduyulu askerimiz, polisimiz,

halkımız başta olmak üzere Allah

Cumhurbaşkanımıza da uzun ömür

nasip etsin.

Page 100: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

98

BARIŞ YARKADAŞCHP ISTANBUL MILLETVEKILI

Darbe girişimini “alçaklık” olarak nitelendiriyorum. Çünkü halkın

iradesiyle seçilmiş bir yönetimi, elinize geçirdiğiniz silahlarla

gayrimeşru bir şekilde yürütemezsiniz. Darbe girişiminin ortaya

çıkmasından yaklaşık 1 saat sonra sosyal medya hesaplarıma,

“AKP’yi halk getirdi, sandıkta da halk götürmelidir.

En kötü sivil yönetim bile en iyi askerî yönetim-

den iyidir. Bu darbe kesinlikle kabul edilemez”

diye yazarak tavır koydum. Parlamentonun

meşruiyetine inanıyorum ve bu parlamento-

nun üyesi olarak burayı korumam gerekiyor.

Siz bir yönetimi beğenmeyebilirsiniz. O yöne-

timle mahkemelik olabilirsiniz. Siyasi kavgala-

rınız da olabilir, ama bu hiçbir zaman o yönetimin

silah zoruyla gönderilmesini meşru kılmaz.

İktidarın kim olacağına asker ya da polis

değil, halk karar verir. Halk sandığa gi-

der, beğendiğini seçer, beğenmediğini

gönderir. O yüzden sahip çıkmamız

gereken üç şey var; parlamentomuz,

demokrasimiz ve cumhuriyetimiz. Bunların üçünün de ne denli

önemli olduğunu 15-16 Temmuz günü postalların gölgesinde

sanırım herkes bir kez daha anlama şansına kavuşmuştur.

15 Temmuz’da darbecilerin, cuntacıların doğrudan Meclis’i hedef

alması kafalarında nasıl bir yönetimin olduğunun da gösterge-

sidir. Belli ki darbe yapanlar eğer başarılı olabilseydi, Türkiye

Meclis’i olmayan, halkın iradesinin yönetime yansımadığı bir

idare şekliyle karşı karşıya kalacaktı. O gün Meclis’in bizzat he-

def alınması demokrasimizin nasıl bir tehditle, tehlikeyle karşı

karşıya kaldığının görülmesi açısından önemlidir. Cuntacılar en

başta dört yeri hedef seçmişler; Saray, Meclis, Genelkurmay ve

Özel Harekat. Belli ki devleti çökertmeye veya ele geçirmeye,

rejimi de değiştirmeye yönelik bir adımdı. O yüzden Meclis’in o

akşam koyduğu tavır Türkiye’ye nefes aldırdı. Meclis Başkanı

ve yanında muhalefet partilerinin grup başkanvekillerini gö-

ren toplum darbeye karşı daha kararlı bir tavır almış-

tır. Şu bir kez daha görüldü; bu Meclis eksiğine

gediğine, eleştirilere rağmen bu halkın Mec-

lisidir. Bu parlamento milletin toplanma

alanıdır. Parlamentomuzu gözbebeğimiz

gibi yaşatmamız, sahip çıkmamız ve

daha çok güçlendirmemiz gerekir.

YUSUF HALAÇOĞLUMHP KAYSERI MILLETVEKILI

15 Temmuz’da demokrasiye uymayan bir olay yaşandı, bir darbe

girişimi oldu. Açıkçası Türkiye’de bir darbe olabileceğine

hiç ihtimal vermiyordum. Türkiye’nin bu konuda ol-

gunlaştığını ve bugüne kadar yaşanmış darbelerin

verdiği zararın herkes tarafından görüldüğünü

düşünüyordum. Ancak maalesef böyle bir olay

yaşadık. Bu olay daha önceki darbelerden de çok

farklı bir nitelik taşıyordu. Zira TBMM başta olmak

üzere Ankara Emniyet Müdürlüğü ve diğer kurumlara

yönelik bombalı saldırılar, halk ve polisle yaşa-

nan çatışma gibi hadiseler çok üzücü

olaylardır. Allah’a şükür ki darbe

girişimi başarıya ulaşamadı. Darbe

girişiminin bir daha yaşanmaması

için Türkiye’nin hukuk devleti sta-

tüsünü muhafaza etmesi lazım.

Darbecilerin yapabilecekleri gayri hukuki olayların yapılmaması,

daha aklıselimle hareket edilen, hukuk içinde kalan bir tavır takı-

nılması gerektiğini düşünüyorum. Şayet biz Gülen cemaatinin bu

işi yaptığını düşünüyorsak, ki öyle olduğunu görüyoruz, o takdirde

bunların ordu, polis teşkilatı ve bürokrasi içindeki yerleşmelerini

ciddi olarak tekrar ele alıp, bu örgüt içerisinde yer alanları

hukukun karşısına çıkarmamız lazım. Hukuk devleti ol-

mak istiyorsak, 15 Temmuz gecesinde gerçekte sadece

komutanının emrini dinleyen Mehmetçiğe karşı yapılan

vahşice hareketlerin üzerine de aynı şekilde gitmemiz,

bunların sorumlularını yakalayıp onları da hukukun karşı-

sına çıkarmamız gerekir. Kaldı ki bu demokrasinin bir ge-

reğidir. Bunların bu kadar ordu, polis teşkilatı ve bü-

rokrasi içine yerleşmesine göz yuman kim

varsa onların da tespit edilip hukukun

karşısına çıkarılması gerekir. Böylece

yılanın başının kim olduğunun tespit

edilerek, bir daha bu tür hareketlere

girişilmemesi konusunda her türlü

tedbirin alınması gerekir.

Page 101: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

99

Page 102: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

100

TÜRK DEMOKRASİSİNE İNEN İLK DARBE:

27 MAYIS 1960

Page 103: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

101

“Sevgili vatandaşlar, bugün demokrasimizin içine düştüğü

buhran ve son müessif hadiseler dolayısıyla kardeş kav-

gasına meydan vermemek maksadıyla Türk Silahlı Kuvvetleri

memleketin idaresini ele almıştır”… Türkiye Cumhuriyeti askerî

darbeyle tanıştığında takvimler 27 Mayıs 1960’ı gösteriyordu.

Türk demokrasisine inen bu ilk darbe, sonrakilere de zemin hazır-

layacak, ülkede her on yılda bir askerin ayak sesleri duyulacaktı.

TBMM eski Başkanı Ferruh Bozbeyli, 27 Mayıs 1960 darbesi

döneminin yakın tanıkları arasında yer alıyor. Yassıada Yargı-

lamaları sırasında Demokrat Parti Trabzon Milletvekili Prof. Dr.

Osman Turan’ın avukatlığını üstlenen Bozbeyli, Yalnız Demok-

rat isimli hatıratında darbeyi nasıl öğrendiğini şöyle anlatıyor:

“Sultanahmet’te sabahleyin marşlarla uyandık. Radyoda marşlar

söyleniyor. Mızrak isim-

li yarı deli bir adam var.

Dolaşır durur sokaklarda.

‘Mızrak nedir bu?’ de-

dim. ‘İhtilal oldu. Marş-

ları da Balıkesir Talebe

Yurdu’nun çocukları söy-

lüyor’ dedi. Böyle öğren-

dim. Sultanahmet’ten

yürüye yürüye Babıali’ye

geldim. Ama nasıl? Kimse

yok, sokağa çıkma yasağı

var. Her köşe başında as-

kerler bekliyor. Fakat hiç-

bir asker de bana ‘Nereye

gidiyorsun?’ diye sormadı.

Yürüdüm, Son Havadis

gazetesine geldim. Kapısında bir üsteğmen duruyordu. Gazeteci

Hami Tezkan ve Gökhan Evliyaoğlu vardı içeride. Sordum, onlar

da fazla bir şey bilmiyordu. Kalktım, tekrar eve geldim.”

27 Mayıs’ın ardından 30’lu yaşlarındayken Demokrat Partili

Osman Turan’ın avukatlığını üstlenen Ferruh Bozbeyli, “Beni

siyasete yönlendiren Yassıada oldu” dediği o günlerle ilgili şun-

ları söylüyor: “Yassıada’da duruşmalar bittikten sonra iddiaya

yani savcılık makamına bir ay mühlet verdiler, müdafaaya ise on

gün… Üstelik bu on günün de bir günü müvekkillerle görüşmeye

ayrıldı. Fenerbahçe Vapuru her gün sabahleyin saat sekizi çeyrek

geçe Dolmabahçe Camii’nin önünden kalkıyor, saat dokuzda

Yassıada’da oluyor, saat dokuzu on geçe de duruşmalar başlıyor.

Her gün böyle. Müvekkillerle görüşeceğimiz o tek gün, bir çarşam-

baydı, bütün avukatlar

yine sekizi çeyrek geçe

geldiler Dolmabahçe rıhtı-

mına. Fenerbahçe Vapuru

da orada, fakat çalışmı-

yor. Dolmabahçe Camii’nin

bahçesine insan boyun-

dan yüksek bir tel örgü

çekmişler. Bakıyorsun,

hiç kimse görünmüyor

tel örgünün içinde. Bir

adam göreceksin ki ‘Ne

zaman bineceğiz?’ diye

soracaksın. Bekliyoruz.

Saat sekizi çeyrek geçe

oldu, sekiz buçuk oldu,

vapur kalkmıyor. Kime

ZEYNEP YİĞİT

TBMM ESKİ BAŞKANI FERRUH BOZBEYLİ, TÜRKİYE’NİN ASKERÎ DARBEYLE TANIŞTIĞI 27 MAYIS DÖNEMİNİN YAKIN TANIKLARI ARASINDA YER ALIYOR. YASSIADA YARGILAMALARI SIRASINDA AVUKATLIK YAPAN BOZBEYLİ, “YASSIADA’DA KARŞILAŞTIĞIM OLAYLAR BENİ SİYASETE YÖNLENDİRDİ, YAŞANANLARA SEYİRCİ KALAMAYACAĞIMI DÜŞÜNDÜM” DİYOR.

Page 104: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

102

şikayet edeceğimizi de bilmiyoruz. Çünkü kimse yok ortada. Bizi

götürmüyorlar. Bu arada saat on oldu. Ne zaman görüşeceğiz,

konuşacağız müvekkillerimizle? Nihayet içeriden bir yüzbaşı ge-

çiyordu. Bağırdılar, ‘Yüzbaşı, yüzbaşı’ diye. Adam geldi, ‘Benimle

ilgisi yok’ dedi, gitti. Neyse içeriden bir binbaşı çıktı. Fenerbahçe

Vapuru bozulmuşmuş. Biz kendimiz bir motor tutup öyle gidebi-

lirmişiz. Nasıl bir iş bu? Aylardır her gün bizi siz götürüyorsunuz

Fenerbahçe Vapuru’yla, şimdi ‘Motor bulun, kendiniz gidin’ diyor-

sunuz. Yani devletin Fenerbahçe Vapuru bozuksa başka düzgün

vapuru yok mu? Neyse sonunda bir motor bulundu. Biz oraya saat

yarımda vardık. Bundan daha âlâ zulüm olur mu?”

Saatler geçiyor, çile bitmiyor

Avukatlar güç bela Yassıada’ya ulaşıyor, fakat karşılarına yeni

zorluklar çıkıyor. Ferruh Bozbeyli, orada karşılaştıkları manzara-

yı şöyle anlatıyor: “Yassıada’da bir basketbol salonu var. Orada

olur zaten duruşmalar. Basketbol salonunun ortasına Demokrat

Parti’nin on yıllık grup zabıtlarını yığmışlar. Öbür yanına da on

yıllık Meclis müzakere zabıtlarını koymuşlar. Başında da bir üs-

teğmen. Biz hangi tarihin Meclis zabıtları veya grup zabıtlarının

işimize yaradığını söyleyeceğiz, üsteğmen de bulup verecek. Avu-

katlar yetmişin üstünde... Gözünüzle görmeseniz şu söylediğim

şeye inanamazsınız; üç aylık Anayasa’yı ihlal davasının zabıtları

tek kopya bir klasör. Şimdi bakın, bütün avukatlar ne yapacak?

Bir, müvekkili ile görüşecek. İki, vaktiyle bir gün duruşmaya gel-

memişse ve o gün de bir gelişme olmuşsa, zabıtlarda kendi sa-

vunmasına yarayan bir şey var mı diye arayıp bulacak. Üçüncüsü,

Demokrat Parti’nin on yıllık Meclis ve grup zabıtları içinde kendi

müdafaasına yarar bir şey var mı, yok mu, onu bulacak. Yerini ve

tarihini belirleyecek, üsteğmen de belgeyi bulup verecek. Üç aylık

zabıt kitabını alıp herhangi bir sayfasına baksanız, ikinci sayfayı

bir başkasının açması mümkün müdür? Bir kitabın başında üç-dört

avukat. Biri diyor ki ‘Dur, çekme’, biri diyor ki ‘İtme’…”

Yassıada’da avukatların çektiği sıkıntılar bunlarla da bitmiyor.

Ferruh Bozbeyli, müvekkillerle zor şartlar altında konuşulduğunu

belirterek, “Osman Bey ile görüştüğümüz yer nasıl biliyor musu-

nuz? Şimdi bir oda düşünün. Bu odanın ortasında bir oda daha

düşünün. Bu oda tel örgülü. Müvekkillerimiz iç odaya giriyorlar,

bizler dışarıdayız. İçeride yirmi mebus var. Biz de etrafta yirmi

avukat... Sen bir şey konuşsan, öteki duymuyor. Duymadıkça

daha çok bağırıyor insanlar. O gürültüde doğru düzgün anlaşmak

mümkün değil” diyor.

“12 MART OLMASA BELKİ DE TÜRKİYE’NİN SİYASİ TABLOSU DEĞİŞECEKTİ” DİYEN FERRUH BOZBEYLİ, DEMOKRASİ KÜLTÜRÜNÜN YERLEŞMESİNİN ÖNEMİNİ VURGULUYOR.

Page 105: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

103

Ferruh Bozbeyli’nin Yassıada ile ilgili unutamadıkları arasında duruşmaları takip

eden dinleyiciler de yer alıyor: “Yassıada’ya dinleyici olarak alınanlar belli insanlardı.

Öyle, ‘Ben de gideceğim’ diyen herkese izin vermiyorlar. Onların vazifesi Demokrat

Partilileri rahatsız etmek. Mesela Adnan Menderes’e bir şey soruluyor, ‘Hatırlayama-

dım’ derse bütün dinleyici localarında gülüşmeler oluyor. Kimseye de ‘Ne gülüyorsun?’

diyen yok. Bunları çoğaltmak istemiyorum. Geçmiş olayları tekrar hatırlamak da

istemiyorum. Hiç güzel değildi.”

Darbeden muhtıraya…

Başbakan Adnan Menderes, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı

Hasan Polatkan’ın idam edildiği, yüzlerce kişinin hapis cezasına çarptırıldığı 27 Mayıs

döneminden yaklaşık on yıl sonra Türkiye bu defa askerî muhtırayla karşı karşıya

kaldı. 12 Mart 1971 tarihinde saat 13:00’te TRT radyolarından şu cümlelerle başlayan

bildiri okundu: “Parlamento ve hükümet, süregelen tutum, görüş ve icraatıyla yur-

dumuzu anarşi, kardeş kavgası, sosyal ve ekonomik huzursuzluklar içine sokmuş,

Atatürk’ün bize hedef verdiği çağdaş uygarlık seviyesine ulaşmak ümidini kamuoyunda

yitirmiş ve anayasasının öngördüğü reformları tahakkuk ettirememiş olup, Türkiye

Cumhuriyeti’nin geleceği ağır bir tehlike içine düşürülmüştür”... Genelkurmay Başkanı

Orgeneral Memduh Tağmaç, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Faruk Gürler, Deniz

Kuvvetleri Komutanı Oramiral Celal Eyiceoğlu ve Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral

Muhsin Batur’un imzasını taşıyan bildirinin ardından Başbakan Süleyman Demirel istifa

etti, Nihat Erim Hükümeti kuruldu.

1965-1970 yılları arasında TBMM Başkanlığı yapan Ferruh Bozbeyli, 12 Mart 1971

Muhtırası verildiğinde Demokratik Parti Genel Başkanı olarak Meclis’te yer alıyor. “12

Mart bir cuma idi. Ben her zaman olduğu gibi Meclis’e gittim. Hiçbir şey hissetme-

dim. Hafızamda iz bırakan herhangi bir olay

yok” diyen Bozbeyli, “12 Mart olmasa belki

de Türkiye’nin siyasi tablosu değişecekti”

yorumunu yapıyor.

“Demokrasi kültürü yerleşmeli”

Ferruh Bozbeyli, 12 Mart döneminde asker-

lerin parti genel başkanlarıyla ayrı ayrı gö-

rüştüğünü ifade ederek şu bilgileri aktarıyor:

“Açık açık söylemiyorlar, ‘Faruk Gürler cum-

hurbaşkanı olacak’ demiyorlar da, ‘Efendim

bir geçitten geçiyoruz. Yeni cumhurbaşkanı

seçilecek. Türkiye’nin böyle çalkantılara

tahammülü yok. Bir an evvel cumhurbaş-

kanının seçilmesi gereklidir. Bunun için de

herkesin üzerinde ittifak edeceği bir isim

bulmak gerekir. Siz ne düşünüyorsunuz?’

diye soruyorlar. Komutanlar oturmuşlar, ikna

için siyasilerle konuşuyorlar. Ben de şöyle

söyledim: ‘Paşam, bakın. Şurada hepiniz

paşasınız. Aranızda bir kıdem, bir derece

farkı vardır. Bir tek paşanın Genelkurmay

Başkanı önünde bacak bacak üstüne attığını

görmedim. Askerlik böyledir. Ama ben sizin

karşınızda bacak bacak üstüne atmış oturu-

yorum. Sivillerin hayatı başkadır. Siz burada

bir emir verirsiniz, herkes kabul eder. Ama

ben genel başkanım diyerek burada bir söz

vermeye kalksam, bütün milletvekilleri beni

dinleyecek değiller. Ben herhangi bir konuda

bir meseleyi onlara götürmek, onlarla konuş-

mak, onların fikirlerini almak durumundayım.

Onun için size herhangi bir şey söyleyemem.

Sadece bir teklif ile karşı karşıyaysam bu

teklifi götürür arkadaşlarıma sunarım. On-

ların düşüncelerini alır size söylerim. Başka

bir şey söyleyecek durumda değilim.’ Bu

sözlerim üzerine ‘Peki’ dediler.”

27 Mayıs 1960, 22 Şubat 1962, 21 Mayıs

1963, 12 Mart 1971... Türk demokrasisinin

sancılı dönemlerinin yakın tanığı Ferruh

Bozbeyli, demokrasi kültürünün yerleşmesi-

nin ve insanların birbirlerine karşı saygılı ve

hoşgörülü olmasının önemini vurguluyor.

Page 106: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

104 SÖYLEŞI

FETÖ/PDY’nin 15 Temmuz’da gerçekleştirdiği darbe girişimini

nasıl değerlendiriyorsunuz?

Türkiye zor bir coğrafyada bulunmaktadır. Tarihi boyunca pek çok

medeniyetin geçiş güzergahında yer almış ülkemizde yaşamanın

daima bir bedeli olmuştur. Burayı vatan olarak elde tutmak ve

burada yaşamak tüm nesillere bedel ödetmiştir. Asya’yı Avrupa’ya

bağlayan ülkemiz aynı zamanda Ortadoğu, Rusya ve Avrasya

petrol ve doğalgaz kaynaklarının ticari geçiş güzergahındadır.

Dolayısıyla bu topraklar, ekonomik ve stratejik değeri nedeniyle

her zaman kritik öneme sahip olmuştur.

Türkiye’de yaşamak güçlü olmayı ve daima güçlü kalmayı gerek-

tirir. Bin yıl kesintisiz dünyaya hükmetmiş bir milletin tabii ki iç ve

dış düşmanları vardır ve olacaktır. Zor zamanlarda doğru kararlar

vermek, bunları uygulamak ve netice almak ülkeleri ve liderleri

büyütür, yüceltir.

Geçmişte yaşanmış darbe ve darbe girişimlerinden ders çıkar-

mayan, beyni yıkanmış, iradesi ve gayesini başkasının eline ve

kararlarına teslim etmiş, bir kısmı asker giyimli, vatan haini FETÖ/

PDY teröristlerinin 15 Temmuz’daki darbe kalkışması tarihimizin

en büyük yüz karasıdır. Bu kalkışmayı ve mevcut askerî yapıyı iyi

analiz etmek lazımdır. Öncelikle ülkemizdeki devlet kurumlarının

ve askerî yapının çağın gereklerine göre tüm unsurlarıyla birlikte

yenilenmesi şarttır. Bu düzenleme “Yeni Türkiye”, “Güçlü ve Büyük

Türkiye” anlayışı ve hedefiyle gerçekleşmelidir. Her on yılda bir

darbe yapmaya alışmış, dış güçlerin telkinine açık bu yapı mutlaka

millî bir anlayışla yenilenmelidir.

15 Temmuz’da canice yapılan darbe girişimi “vaka-i adiye’’ ve

“vaka-i şerriye”den “vaka-i hayriye” çıkarılması ve devletin yeni-

den yapılanması için bir fırsattır. Bu sebeple başta Cumhurbaş-

kanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere Başbakanımız

Sayın Binali Yıldırım, TBMM Başkanımız Sayın İsmail Kahraman,

siyasi partilerimizin genel başkanları ve mensupları bu darbenin

önlenmesinde öncü olmuşlardır. Yeniden yapılanmanın da mimar-

ları olacaklardır. Bu anlayış birlikteliği ülkemiz ve devletimiz için çok

önemlidir. Bu birliktelik her türlü siyasi rekabetin ve siyasi anlayışın

üzerindedir. İstanbul Yenikapı’daki “Demokrasi ve Şehitler Mitingi”

buna en iyi örnektir.

Hükümet, Olağanüstü Hal Kanunu’na dayanarak, FETÖ’nün

darbeci insan kaynağı haline gelen dershaneler, özel okullar,

harp akademileri, askerî liseler ve astsubay hazırlama okullarını

kapatmıştır. Millî Savunma Üniversitesi adıyla yeni bir üniversite

kurulmuştur. Kuvvet Komutanlıkları Millî Savunma Bakanlığı’na,

Jandarma ve Sahil Güvenlik Komutanlıkları İçişleri Bakanlığı’na,

askerî hastaneler Sağlık Bakanlığı’na, tersaneler ise Millî Savunma

Bakanlığı’na bağlanmıştır. Devlette yeni ve doğru yapılanmalar

gerçekleştirilirken, FETÖ’cü hainler hukuk içinde hesap verecek-

lerdir.

15 Temmuz gecesi milletin silahları millete yöneltildi, yüzlerce

şehit verildi, binlerce kişi yaralandı. Bu konudaki değerlendir-

meleriniz nelerdir?

Tarihimizde ilk defa Silahlı Kuvvetlerimiz içindeki asker giyimli bir

avuç terörist, kendi uçak, tank ve silahlarımızla kendi ordumuzu

ve milletimizi vurmuştur. Bu ne acı bir olaydır ki darbeciler toplu-

MILLETIMIZ DEVLETINE VE DEMOKRASIYE SAHIPÇIKMIŞ, HALKIN GÜCÜ TANKIN GÜCÜNÜ YENMIŞTIRSÖYLEŞİ: NEHİR ÖZTÜRK

YAŞAR KARAYEL:

Page 107: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

105

15 TEMMUZ GECESİ ATATÜRK HAVALİMANI’NDA TANKLARI DURDURAN VATANDAŞLAR ARASINDA YER ALAN 23, 24 VE 25. DÖNEM KAYSERİ MİLLETVEKİLİ YAŞAR KARAYEL, “DARBELERİN SUSTURDUĞU EZANLARDAN SALALARIN SUSTURDUĞU DARBELERE ULAŞTIK” DİYOR.

mumuzun peygamber ocağı olarak gördüğü kurumdan çıkmıştır.

Eskiden darbelere gerekçe olarak laiklik, Atatürkçülük ve devlet

yönetiminin paylaşılmasındaki anlaşmazlıklar gösterilirdi. Bu sefer

aklını ve şahsiyetini kiraya vermiş, hipnoz edilmiş, emperyalist-

lerin oyuncağı olmuş bir güruhun yandaşları bu adiliği yapmıştır.

İnsanlıktan nasibini almamış, devlet ve millet düşmanlığında

sınır tanımayan, itaatsiz, zalim, gözü dönmüş bu hainler kendi

komutanlarını işkenceyle alıkoymuş; TBMM’yi, Cumhurbaşkan-

lığı Külliyesi’ni, Emniyet Müdürlüğü’nü, MİT’i, Polis Özel Harekat

Merkezi’ni bombalamış; TRT, özel televizyon kanalları ve devlet

kurumlarını işgale kalkışmıştır. Rahmetli Turgut Özal zamanında

Polis Özel Harekat darbe ve teröre karşı güçlendirilmiş, 28 Şubat

döneminde ise Özel Harekat’ın bütün ağır silahları toplatılmıştır.

Bu silahların ne kadar elzem ve önemli olduğu 15 Temmuz’da

anlaşılmıştır. Meclis’i, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ni, Emniyet

Müdürlüğü’nü koruyacak füze savunma sistemleri ve ağır silah-

lar olmamasının acısı yaşanmıştır. Devlet kurumları, binaların

önüne ve yollara çöp kamyonları, otobüs ve araçlarla barikatlar

kurularak korunmaya çalışılmış, Zırhlı Birlikler’in kapıları tır ve

belediye araçlarıyla tutulmuştur. Devletin bu tip darbelere karşı

hem istihbarat hem de imkanlar bakımından ne kadar hazırlıksız

olduğu görülmüştür.

Size göre darbe girişiminin ardında yatan nedenler nelerdir?

15 Temmuz FETÖ/PDY darbe teşebbüsü Türkiye’yi siyasi ve

ekonomik olarak çökertme girişimidir. FETÖ, daha önce MİT

Müsteşarı'nın sorgulanması, MİT tırlarının durdurulması ve 17-25

Aralık’ta olduğu gibi çeşitli yollarla gücünü denemiş, fakat ikti-

darımızın kararlı duruşu ve erdemli davranışı sayesinde amacına

ulaşamamıştır. Söz konusu terör örgütü, bu yılki Yüksek Askerî

Şura’da tasfiye edileceğini anlayınca asker ve sivil ne kadar

yandaşı varsa bunları harekete geçirerek, iç ve dış düşmanlarla

işbirliği yaparak bu menfur darbe saldırısını gerçekleştirmiştir.

Bunlar devlet ve milletin kurumlarına yerleşmiş bir virüstür. Yok

edilmeleri ancak tasfiyeyle mümkündür. Uzun yıllardır her iktidar

döneminde içeri sızmış ve kendilerini gizlemişlerdir. Hedeflerine

ulaşmak için her yolu mübah saymışlardır. CHP ve MHP’de kaset

skandalları yaratarak siyaseti şekillendirmeye çalışmışlar, iktidarı

da tehdit etmişlerdir. Kendi çıkarları ve emrinde oldukları emper-

yalistlerin talepleri doğrultusunda ülkemizi Suriye ve Iraklaştırmak

istemişlerdir. Gayeleri Türkiye’de bir iç savaş çıkarmak ve kardeşi

kardeşe vurdurmaktır. Daha önce denenmiş Çorum, Maraş, Sivas

olayları gibi çatışmaların çıkması için propaganda yapmışlardır. Bu

sırada Türkiye düşmanları ve şer unsurlarının hepsiyle işbirliği içine

girmişlerdir. Bu darbe girişimi başta ABD olmak üzere AB, İsrail ve

uzantıları tarafından özel olarak desteklenmiştir. Bu ülkeyi bölme

ve parçalama planı yeni değildir. Yüz yıl önce yarım kalmış planın

yeni bir versiyonudur.

Bu planı biraz açar mısınız?

Bilindiği gibi, I. Dünya Savaşı sırasında, 29 Nisan 1916’da Osmanlı

ordusu, İngiliz kuvvetlerini Kutü'l-Amâre’de bozguna uğratmıştır.

Bu büyük zaferimizden 17 gün sonra, 16 Mayıs 1916’da İngiltere

ve Fransa arasında Osmanlı İmparatorluğu’nun Ortadoğu’daki

topraklarının paylaşımı konusunda Sykes-Picot Antlaşması yapıl-

mıştır. Fakat İngiltere, Osmanlı’ya karşı ayaklanan Şerif Hüseyin’i Sykes-Picot Antlaşması

Page 108: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

106 SÖYLEŞI

destekleyerek Arap Yarımadası’nda kendine bağlı

bir Arap devleti kurmak isteyince Fransa buna razı

olmamış ve yeni bir antlaşma yapılmasını talep

etmiştir. Bunun üzerine Rusya’nın da katılımıyla

Osmanlı İmparatorluğu’nun topraklarının paylaşı-

mına yönelik bir antlaşma imzalanmıştır. 1917’deki

Rus devriminden sonra Troçki bu gizli antlaşmayı

dünya kamuoyuna açıklamıştır. Batılı emper-

yalistlerin böl-yönet anlayışı hiç değişmemiştir.

15 Temmuz’daki darbe girişimi de bu anlayış ve

planın FETÖ tarafından çıkarılacak bir iç savaş

sonrasında uygulanmasına yöneliktir.

Bu menfur darbe girişimi Sayın Cumhurbaşka-

nımızın liderliği, Başbakanımız ve TBMM Başkanı-

mızın kararlı duruşu, aziz milletimizin devlete ve

demokrasiye sahip çıkmasıyla önlenmiştir. Şimdi

arınma ve temizlenme zamanıdır. İntikam alma

duygusu ile değil, devletin adalet anlayışı ile hare-

ket edilerek suçlu suçsuzdan ayrılmalı, devlete ve

millete silah doğrultan, bu terör örgütüne yardım

ve yataklık eden, devlet gücünü ve imkanlarını bu

hainler lehine kullanan kim varsa devlete hesabını

vermelidir.

Darbe girişiminin olduğu gece neler yaşadınız?

Kalkışmayı haber alır almaz oğlum ve yeğen-

lerimle birlikte arka yolları kullanarak Atatürk

Havalimanı’na ulaştık. Buraya geldiğimizde, alanı

kontrol vazifesi verilen tanklardan ikisi milletin

üzerine doğru hareket ediyordu. Önlerine geçip

tankları durdurduk. Araçlardan birinin komutanı, milletin kararlı duruşu sayesinde

tankın kapağını açmak zorunda kalınca vatandaşlarımızla birlikte harekete geçtik

ve üzerine çıkarak tankı teslim aldık. Araç komutanını ve askerleri havalimanındaki

polis karakoluna bizzat teslim ettik. Diğer tank ise bir minibüsü ezmiş, insanları

yaralamış olmasına rağmen vatansever insanlarımızla birlikte onu da durdurmayı

başardık ve içindeki darbecileri polise teslim ettik. O sırada bazı darbeciler kuleye

çıkmış, bir kısmı güvenlik kuvvetlerimiz tarafından yakalanmıştı. Biz de kuleye

çıkarak geri kalan darbecilerin ele geçirilmesi ve kulenin kontrolünün sağlanması

konusunda yardımcı olduk. Kule ve pistlerin emniyetinin sağlandığı saatlerde F-16

uçakları alçaktan uçuş yaparak milleti taciz ediyordu. Ses bombası gibi bir etkisi

bulunan bu alçak uçuşlar camların kırılmasına ve insanlarımızın yaralanmasına

sebep oluyordu.

Biz kuleden ayrılıp Devlet Konukevi’ne girdiğimiz sırada Sayın Cumhurbaşkanı-

mız aile fertleriyle birlikte ATA uçağından alana indiler. Devlet Konukevi’nde yara-

lılar vardı. Yaralılarla ilgilenen Cumhurbaşkanımız, daha sonra basın toplantısında

millete hitap ederek darbecilerin teslim olmaya başladığı, durumun kontrol altında

olduğu müjdesini verdi. 15 Temmuz gecesi bitmiş, güneş Türkiye’nin üzerine ye-

niden doğmuştu. Bu güneş demokrasinin ve ülkemizin geleceğini aydınlatıyordu.

Darbelerin susturduğu ezanlardan salaların susturduğu darbelere ulaştık.

Medya kuruluşlarımız tam bir vatanseverlik örneği göstererek devletine, milleti-

ne ve demokrasiye sahip çıktı. Siyasi partiler ve mensupları hep birlikte hareket

ederek devlet ve millet kaynaşmasına destek verdi. Bu anlayışın sürekli olması

millî menfaatlerin gereğidir. Zafer ve hakimiyet Allah’ın yardımıyla milletimizin

olmuştur. Bu zalim darbe girişimine karşı millet ayağa kalkmış; köken, mezhep,

meşrep, siyasi parti, ideolojik düşünce gözetmeden ülkesinin işgal girişimine

mani olmuştur. Savaş uçaklarına, bombalara, tanklara, makineli tüfeklere karşı

göğsünü siper etmiş, insanlarımızı ezerek şehit eden tankları ellerindeki şehit

kanıyla sulanmış bayrağımızla teslim almıştır. Şehitlerimiz, gazilerimiz ve tüm

milletimiz sayesinde halkın gücü tankın gücünü yenmiş ve demokrasi kazanmıştır.

Bundan sonra zalime ve darbecilere merhamet etmek milletimize zulümdür. Bize

Page 109: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

107

“KALKIŞMAYI HABER ALIR ALMAZ OĞLUM VE YEĞENLERİMLE BİRLİKTE ARKA YOLLARI KULLANARAK ATATÜRK HAVALİMANI’NA ULAŞTIK. BURAYA GELDİĞİMİZDE, ALANI KONTROL VAZİFESİ VERİLEN TANKLARDAN İKİSİ MİLLETİN ÜZERİNE DOĞRU HAREKET EDİYORDU.” güç veren 79 milyon insanımıza, 81 ilimize, meydanları boş bırakmayan kahramanla-

rımıza, gazilerimize şükran ve minnet borcumuz var. Tüm şehitlerimizi rahmetle yâd

ediyor, yaralı vatandaşlarımıza acil şifa diliyorum. Yenikapı'da ülkesine ve demokrasiye

sahip çıkmak için toplanan beş milyon vatan evladını saygıyla selamlıyorum. Allah

devletimize ve milletimize zeval vermesin. Darbe mi? Bir daha asla!

Türkiye 15 Temmuz öncesinde de darbe girişimleri ile darbe ve muhtıra dönemleri

yaşadı. Siz bu dönemleri nasıl değerlendiriyorsunuz?

Türkiye’deki darbe geleneğinin Osmanlı dönemine kadar uzandığını söylemek yanlış

olmayacaktır. Yeniçeri Ocağı’nın Sultan Murad, Sultan Selim, Sultan Mahmud; İttihat

ve Terakki mensubu ve subaylarının ise Sultan Abdülaziz ve Sultan Abdülhamid’e

karşı ayaklanmaları bildiğimiz tarihî hakikatlerdir.

Her darbe “vesayet düzeni”nin tahkim edilmesine, ordunun siyaset ve siyasetçiler

üzerindeki etkisinin artırılmasına sebep olmuştur. Seçilmiş, meşru, millet iradesini

hakkıyla temsil eden Demokrat Parti iktidarı ve Başbakan Adnan Menderes’e yönelik

27 Mayıs 1960 darbesi, “darbelerin anası” olarak tarihteki yerini almıştır. 27 Mayıs’ın

ardından Türkiye’de her on yılda bir darbe yapma geleneği hayata geçirilmiştir; 12

Mart 1971, 12 Eylül 1980, 28 Şubat 1997, 27 Nisan 2007 e-bildirisi… Ve 15 Temmuz.

Her darbe Türkiye’de demokratikleşmeyi, insan haklarını, fikir hürriyetini, sivil

siyaset anlayışını ve örgütlenmeyi engellemiş, ülkemizin kalkınmasına ve refahına

zarar vermiştir. Yüzüncü yılını kutlamaya hazırlandığımız Cumhuriyetimizin kırk altı

yılı askerî yönetimler altında sıkıyönetim ve olağanüstü hal uygulamalarıyla geçmiş-

tir. Darbelerin yapıldığı her dönemde TBMM’nin yetkileri askıya alınmış veya Meclis

kapatılmış, millet iradesi yok sayılmış, toplum

baskı altına alınarak temel hak ve hürriyetleri-

nin hepsi çiğnenmiştir.

Bu ay 36’ncı yıldönümü olması nedeniyle 12

Eylül darbesine de değinelim. 12 Eylül dö-

neminde Türkiye’de yaşananlarla ilgili neler

söylemek istersiniz?

12 Eylül, zulüm ve işkencenin yoğun bir biçimde

yapıldığı, faili meçhul cinayetlerin işlendiği bir

dönem olmuştur. Başta TBMM olmak üzere

siyasi partiler ve sivil toplum kuruluşları kapa-

tılmıştır. 12 Eylül döneminde resmî kayıtlara

göre 650 bin kişi gözaltına alınmış, 210 bin

kişi hakkında sıkıyönetim mahkemelerinde

dava açılmış, 65 bin kişi mahkum olmuş, 6 bin

353 kişi hakkında idam istenmiş, 500 kişi için

idam kararı verilmiş, 50 kişi idam edilmiştir.

388 bin kişiye yurt dışı yasağı konulmuş, 4 bin

891 kamu görevlisinin işine son verilmiş, 4 bin

509 kişi sürgün edilmiş, 20 bin kişi zorla emekli

yapılmış, 30 bin vatandaş yurt dışına kaçmış,

15 bin kişi vatandaşlıktan çıkarılmıştır. 23 bin

667 sivil toplum kuruluşu kapatılmıştır. 937

film yasaklanmış, bazıları imha edilmiştir.

Hatırlanacağı gibi, 2012 yılında Meclis’te

temsil edilen dört siyasi partinin ortak önerisiy-

le TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Ko-

misyonu kurulmuştur. Bu komisyon 12 Eylül’le

birlikte tüm darbe ve muhtıra dönemlerini de-

taylı bir şekilde inceleyerek hazırlanan raporları

iki cilt halinde TBMM Başkanlığı’na sunmuştur.

15 Temmuz'a yönelik olarak TBMM'de yeni ku-

rulan Meclis Araştırma Komisyonu da bu men-

fur işgal girişimini tüm detaylarıyla araştırarak

önerilerini Meclis'e sunacaktır. Talat Aydemir’in 21 Mayıs 1963 tarihindeki darbe girişimi.

Page 110: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

108 SÖYLEŞI

15 TEMMUZ GECESI SALA VE EZAN SESLERIF-16 UÇAKLARININ SESLERINI BASTIRDISÖYLEŞİ: ZEYNEP YİĞİT

DIYANET IŞLERI BAŞKANIPROF. DR. MEHMET GÖRMEZ:

DİYANET İŞLERİ BAŞKANI PROF. DR. MEHMET GÖRMEZ, DARBE TEŞEBBÜSÜNDEN HABERDAR OLUR OLMAZ BİR KRİZ MASASI OLUŞTURDUKLARINI BELİRTEREK, “TÜM DİN GÖNÜLLÜSÜ KARDEŞLERİMDEN SALA VE EZAN OKUYARAK MİLLETİMİZİN MANEVİYATINI AYAKTA TUTMALARINI İSTEDİM. MİLLETİMİZİN KAHİR EKSERİYETİ BUNDAN ÇOK BÜYÜK BİR MUTLULUK DUYDU, TELEFONLARIMIZ SUSMAK BİLMEDİ” DİYOR.

Page 111: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

109

Bir darbe girişimi olduğunun kamuoyuna açıklanmasının ardın-

dan Diyanet Işleri Başkanlığı olarak neler yaptınız?

Öncelikle milletimizin onurunu ve hukukunu korumak uğruna

canlarını siper ederek bu menfur ve meşum hadisede hayatlarını

kaybeden bütün kardeşlerimize Cenab-ı Hak’tan rahmet diliyorum.

Her bir şehidimizi rahmetle, minnetle, şükranla yâd ediyorum. Yüce

Mevla’dan ailelerine sabır ve metanet, lütuf ve merhamet niyaz

ediyorum. Yaralı olan gazilerimize acil şifalar diliyorum. Cumhurbaş-

kanımıza, Meclisimize, Silahlı Kuvvetlerimize, Emniyet güçlerimize

ve hassaten milletimizin her bir ferdine geçmiş olsun diliyorum.

Cenab-ı Hak, şanlı tarihi boyunca adaletin temsilcisi ve mazlumların

umudu olmuş bu milleti her türlü beladan muhafaza buyursun.

Sorunuza geldiğimizde, 15 Temmuz gecesinde Ankara’da binala-

rın hemen üstünden geçen savaş uçaklarını, helikopterleri, yolları

tutan tankları ve köprülerin kapatılmasını duyar duymaz özel bir

mekanda kriz masası oluşturduk. O menfur gecede bize düşen

görev, milletimizin yanında durmak, milletimizi hukukuna sahip

çıkmaya davet etmek ve kendi hukukunu savunurken maneviyatını

da ayakta tutmaya çalışmaktı.

Bu meşum olayın ilk saatlerinden itibaren 120 bin din görevlisine

hitaben “Değerli din gönüllüsü kardeşim!” diye başlayan ve hep

birlikte milletimizin yanında yer almamızı ifade eden bir metin

gönderdik. Bu mesajda milletin hukukunu korumamız gerektiğini,

bütün minarelerin ışıklarının yakılmasını ve vatanımızın bu zor

zamanında milletimizin maneviyatını ayakta tutmanın görevimiz

olduğunu ifade ettik.

Ayrıca ben çocukken Kıbrıs Harekâtı’nda bütün minarelerden

sala okunduğunu hatırlıyorum. Menfur olaylar başladığında bu-

lunduğum yerden bütün televizyon kanallarına ulaştım ve tüm

din gönüllüsü kardeşlerimden sala ve ezan okuyarak milletimizin

maneviyatını ayakta tutmalarını istedim.

Biz, özgürlüğümüzün simgeleri minarelerden yükselen ve Resul-i

Ekrem’e (sas) karşı muhabbetin en güzel ifadesi olan bu salaların

güven ve huzur aşılayacağını biliyorduk. Sala ve ezan sesleri F-16

uçaklarının seslerini bastırdı, tankların namlularından çok daha

güçlü bir şekilde bütün illerimizde, bütün kasabalarımızda, köyleri-

mizde yayıldı. Hamdolsun, milletimiz kendi hukukuna sahip çıkmak

için anında evlerinden çıktı. Ayrıca bu gibi zamanlarda kaos oluşa-

bileceğini de dikkate alarak her cümlede, her anonsta asla herhangi

bir şiddete başvurulmadan, herhangi bir taşkınlık yapılmadan ve

hiç kimseye zarar verilmeden hareket edilmesi gerektiğini; sadece

meşru olarak haklarımızı ve hukukumuzu müdafaa etmemiz lazım

geldiğini de ilave ettik.

Milletimizin kahir ekseriyeti bundan çok büyük bir mutluluk ve

heyecan duydu, telefonlarımız susmak bilmedi. Milletimiz adeta

salayla özdeşleşti, sala milletimizle özdeşleşti. Ezanları susturan

darbelerden, darbeleri susturan sala seslerini bize lütfettiği için

Allah’a hamdolsun dedik. Bizim tarihimizde darbelerin acı izleri var-

dır. Söz gelimi Diyanet İşleri Başkanlığımızın kayıtlarına göre 1960

ihtilalinde 7-8 gün ezan okunmamıştır bu ülkede. 12 Eylül sabahın-

da hiçbir imam gidip ezan okuyamamıştır. Üzülerek ifade edeyim

ki, yüzyıllar boyu dinmeyen ezanlarımızı darbeler susturmuştur.

Bundan dolayı halkımız Diyanet İşleri Başkanlığımızın bu sü-

reçte çok önemli bir vazife üstlendiğini ifade ediyor. Bizim sala-

mız kalbe inşirah vermek için okunmuş bir saladır. Salalarımızın

yankısı sınırlarımızı aşmış, Kerkük’ten Saraybosna’ya bütün İslam

coğrafyasında dolaşarak Müslüman kardeşlerimizin dualarını bize

ulaştırmıştır. Tekrar belirtmek isterim ki, böyle bir zamanda mille-

tin maneviyatını yükseltmek, birlik ve beraberliğine katkı sunmak

Diyanet İşleri teşkilatının hem yasal hem de manevi sorumlulu-

ğudur. Her türlü siyasetin dışında kalarak, toplumsal varlığımızı

ve birliğimizi, huzurumuzu ve kardeşliğimizi bütün menfaatlerin

üstünde tutarak hareket eden Başkanlığımız, “milletinin emrinde

ve din-i mübinin hizmetinde” olmaya devam edecektir.

Darbe girişimi sırasında öldürülen darbecilere yönelik din hiz-

metleri verilmeyeceğini açıkladınız. Bu uygulamayla ilgili neler

söylemek istersiniz?

Öncelikle ifade etmek isterim ki, söz konusu karar dinî bir karar

değil, kurumsal bir karardır. Prensip olarak bir insanın öldükten

sonra hükmü Allah’a aittir. Ancak Din İşleri Yüksek Kurulumuz,

milletin iradesini yok sayarak meşru yönetimi ortadan kaldırmak

isteyenlere ve millet üzerinde baskı kuranlara yönelik almış ol-

duğu kararı bir basın açıklamasıyla toplumumuza duyurmuştur.

Bu kararda belirtildiği üzere cenaze namazı, ölen bir mümin için

kardeşleri tarafından yerine getirilen bir tezkiye ve duadır. Darbe-

cilerin milletin üzerine uçakla, tankla ve ağır silahlarla ateş etmesi,

giriştikleri eylemler ile sadece bireylerin değil, bütün bir milletin

hukukunu ayaklar altına almış olduklarını göstermektedir; bu

meşum kalkışmayı millete reva görenler, müminlerin tezkiye ve

dualarını hak etmemektedir. Bu nedenle ülkemizin meşru yöne-

timine başkaldıran, milletimizin ve devletimizin bekasını hedef

alan, TBMM başta olmak üzere kamu kurumları üzerine bomba

yağdıran, acımasızca halka karşı silah kullanan ve bu sırada öldü-

rülen darbecilere karşı toplumun maşeri vicdanı dikkate alınarak

Başkanlığımızca sala, teçhiz, tekfin ve cenaze namazı kılınması

gibi din hizmetlerinin verilmeyeceği ifade edilmiştir. Bu kararımız

yer yer suistimal edilmek istenmiş ve darbecilere yönelik ayrı bir

mezarlık tartışması başlamıştır. Diyanet İşleri Başkanlığı olarak

bu olaya büyümeden engel olunmuştur.

Page 112: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

110 SÖYLEŞI

15 Temmuz’da darbe teşebbüsünde bulunan FETÖ/PDY hakkın-

daki görüşlerinizi öğrenebilir miyiz?

Bu örgütün 40 yıldır muhabbet fedaileri adı altında husumet

fedaileri yetiştirdiğine şahit olduk. 40 yıldır bu topraklarda ve

İslam coğrafyasının muhtelif bölgelerinde din görüntüsü altında

fitne-fesat tohumu ekenler, kanlı darbe girişimiyle gerçek yüzlerini

göstermiştir. Bu kalkışma ve altında yatan ihanet hareketi, sadece

ülkemize ve milletimize değil, en büyük zararı din-i mübin-i İslam’a

vermiştir.

Bu ihanet şebekesi, sadece milletin bütün varlığına suikast dü-

zenlemekle kalmayıp inancımızı, güvenimizi, şefkat, merhamet,

himmet ve izzetimizi, din ve medeniyetimizin bütün şeâir ve kıy-

metlerini, ümmetin ilim, irfan, marifet ve hikmet mirasını, feragat,

yardım ve dayanışmanın ulviyetini, dinimizi ve dindarlığımızı millet

evladı nezdinde olduğu kadar insanlık nezdinde de bir düşman

akçesine harcamıştır. Daha kahredici olanı ise bu örgüt küresel si-

yaset borsalarının muktedir müşterilerine kendi meşrebini yıllarca

“ılımlı İslam, protestan Müslümanlık, dinler arası diyalog, hoşgö-

rü, uzlaşmacı Müslüman” vb. ambalajlarla sunarken 15 Temmuz

gecesi giriştiği ihanet ile Meclisimizi, şehirlerimizi, caddelerimizi

bombalayıp aziz vatanımıza, mübarek Türkiyemize ve milletimize

karşı bir suikasta kalkışarak görünür meşrebini Irak ve Suriye’yi

kana bulayan DAİŞ vahşetine tercüme etmekten çekinmemiş ve

utanmamıştır. Bu menfur cinnet ve vahşet milletin silah ve tekno-

lojisiyle milletin şehirlerine bomba kusarak sadece maddi varlığımızı

tahrip etmekle kalmayıp dinimizin en temel değer ve şiarlarına,

milletimizin dayanışma ve güven duygusuna da darbe indirmiştir.

Bu örgüt, siyasi ve iktisadi emellerine ulaşabilmek adına

Allah’ın kelamını ve Resul-i Ekrem’in mirasını dahi kullanmaktan

çekinmemiştir. Bu yapı, küresel bir fesat hareketinden başka bir

şey değildir. FETÖ terör örgütünün zararı sadece ülkemizle sınırlı

kalmamıştır. Zira Orta Asya’da zalim hegemonyadan kurtulan ve

yeniden yeşerecek olan İslam aklını yanlış yerlere kanalize etmiş,

mazlum Afrika kıtasında sömürge sonrası Müslüman zihinleri

teslim almıştır.

“BU ÖRGÜT, SİYASİ VE İKTİSADİ EMELLERİNE ULAŞABİLMEK ADINA ALLAH’IN KELAMINI VE RESUL-İ EKREM’İN MİRASINIDAHİ KULLANMAKTAN ÇEKİNMEMİŞTİR.”

Page 113: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

111

Altını çizerek belirtmek isterim ki, İslam, Allah’tan başka rabler

edinmeden, dini yalnız Allah’a has kılarak ibadet etmeyi ve O’nun

rızasına uygun olarak insanlığa hizmet etmeyi esas alır. Dinimiz

Hz. Peygamber’den (sas) başka masum ve tartışılmaz bir otorite,

yapı ve rehber kabul etmez. Hiçbir kimse ve hiçbir yapı kendisini

dinin yegâne temsilcisi olarak göremez ve insanları kendisine mut-

lak itaate çağıramaz. Zira İslam dininde mutlak bağlılık, çerçevesi

Kur’an ve Sünnet tarafından belirlenmiş olan ilkelerdir. İslam fıtrat

dinidir. İradesi elinden alınarak liderine, şeyhine, hocasına, imamına

mutlak manada teslim olan, adeta büyülenmiş bir şekilde onlar-

dan aldığı emir ve talimatları her şeyin üstünde gören insanlar

yetiştirmenin İslam’la bir alakası yoktur. Nitekim bu terör örgütü

mensuplarının giriştikleri cinnet ve vahşet, akletmeyenlerin, aklını

başkasına kiralayanların dindarlık adı altında sadece kendilerini

değil, koca bir milleti felakete sürükleyebileceğini göstermiştir.

Uzun yıllardır varlığı bilinen ve her türlü yolu kendi emelleri için

mübah gören, dini istismar eden, her türlü gayr-i İslami ve gayr-i

ahlaki tutum ve davranışlarla kendine insan ve imkan devşiren

FETÖ terör örgütünü dinî bir yapı olarak görmek mümkün değildir.

Bu örgütün elebaşı da din âlimi ve dinî rehber olarak kabul edile-

mez. Bizim hakikatlerimiz, değerlerimiz, iman ve ibadet esasla-

rımız bellidir. Kimse hakikatin sahibi değildir, kimse dinin sahibi

değildir. Dinin sahibi Allah’tır. Hakikatin kaynağı O’dur. Bizim böyle

kapalı, muğlak ifadelerle, hezeyanlarla, riya ve hileyle insanlarımızı

aldatanlara karşı çok daha uyanık olmamız, Diyanet ve ilahiyatçılar

olarak hep birlikte özeleştiri yapmamız gerekmektedir.

81 Il Müftüsü ile olağanüstü bir toplantı gerçekleştirdiniz. He-

men akabinde Olağanüstü Din Şûrası düzenlediniz. Bu toplan-

tılardan hangi sonuçlar çıkmıştır? FETÖ/PDY gibi yapıların bir

daha ortaya çıkmaması için ne gibi önlemler alınmalıdır?

Öncelikle bu süreci aşabilmek için el birliği ve gönül birliği etmemiz

gerekiyor. Puslu havalardan medet umanlara fırsat vermemeli,

millet olarak güçlenerek çıktığımız bu imtihanın ardından doğru

ve sağlıklı adımlarla yolumuza devam etmeliyiz.

İnsan yetiştirme mekanizmalarımızı gözden geçirmemiz

gerekmektedir. Bebeklikten çocukluğa, çocukluktan gençliğe,

okullarımızdan camilerimize, liselerimizden üniversitelerimize,

sokaklardan medyamıza kadar bütün alanlarda dinle ilişkimizi

çok iyi değerlendirip yeniden düşünmemiz gerekiyor. Ayrıca

milletimizin en zor zamanlarında ülkemizin ve milletimizin dinî

ve ilmî hayatına hizmet eden bütün sivil toplum kuruluşlarını,

dinî-sosyal teşekküllerini, İslam medeniyetinin irfan geleneğine

bağlı kalmış tasavvufi yapılarını aynı kategoriye dahil etmek

büyük bir yanlışlık olur.

Başkanlığımız bu ve benzeri yapıların ülkemize, milletimize,

İslam’a, Müslümanlara ve İslam algısına verdiği zararları tespit

etmek, örgüt tarafından kullanılan dinî argümanlar hakkında isti-

şarelerde bulunmak üzere olağanüstü bir Din Şûrası tertiplemiştir.

Başkanlığımızın tecrübesi ve ilahiyatın birikimi ile din hizmetleri,

din eğitimi ve öğretimi alanında başta hukuki düzenlemeler olmak

üzere mevcut eksiklikleri tespit etmeye ve buna göre atmamız

gereken adımları belirlemeye çalıştık.

Olağanüstü Din Şûrası’nda, Din İşleri Yüksek Kurulu bünyesin-

de, ilahiyat fakültelerindeki farklı branşlardan akademisyenlerin

de iştirakiyle FETÖ/PDY’nin dinî hayatımıza verdiği zararları

tespit etmek için ortak bir komisyon kurulması, her seviyede din

eğitim ve öğretim anlayışının gözden geçirilmesi ve benzer yapı-

ların oluşmaması için STK’larla ortak çalışmalar yapılması karar-

laştırıldı. Bu örgütün zarar verdiği en önemli kesimlerden birinin

gençler olması dolayısıyla gençlerin maruz kaldıkları manevi zararı

önlemek için özel çalışmalar yapılması karara bağlandı. Toplumu-

muzun zihninde dinî oluşum, yapılanma ve STK’lara karşı oluşan

olumsuz algıyı bertaraf etmek, ayrıca bu hain hareketin istismar

ettiği kavram ve değerlerimizi yeniden inşa etmek adına eserler

kaleme alınması, eğitim çalışmaları yapılması kararlaştırıldı.

İnşallah bu günler geçecek, milletimizin geleceği daha aydınlık,

daha güçlü ve huzurlu olacaktır. Cenab-ı Hak, aziz milletimizi böy-

le derin acılardan, ağır imtihanlardan, onulmaz yaralardan muha-

faza buyursun. Birliğimizi, dirliğimizi, kardeşliğimizi daim kılsın.

Page 114: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

112

DEMOKRASI NÖBETI YENIKAPI’DA TAÇLANDI

Page 115: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

113

DEMOKRASI NÖBETI YENIKAPI’DA TAÇLANDI

15 TEMMUZ DARBE GIRIŞIMININ ARDINDAN HEM SIYASETTEKI HEM DE MEYDANLARDAKI BIRLIK VE BERABERLIK YENIKAPI MITINGINDE DORUĞA ULAŞTI. FARKLI SIYASI GÖRÜŞLERDEN MILYONLARCA KIŞI 7 AĞUSTOS 2016 TARIHINDE ISTANBUL YENIKAPI MITING ALANI’NDA DÜZENLENEN DEMOKRASI VE ŞEHITLER MITINGI’NDE TEK YÜREK OLDU.

Page 116: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

114

Cumhurbaşkanlığı himayesinde, İstanbul Valiliği ve İstanbul

Büyükşehir Belediyesi’nin desteğiyle gerçekleştirilen Demok-

rasi ve Şehitler Mitingi’ne Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,

11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, TBMM Başkanı İsmail Kahraman,

Başbakan Binali Yıldırım, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu,

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Genelkurmay Başkanı Orge-

neral Hulusi Akar, Kuvvet Komutanları ve KKTC Başbakanı Hüse-

yin Özgürgün’ün yanı sıra siyasetçiler, sanatçılar ve sivil toplum

örgütü temsilcilerinin de aralarında bulunduğu yaklaşık 5 milyon

kişi katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, TBMM Başkanı Kahraman,

Başbakan Yıldırım, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ve MHP Genel

Başkanı Bahçeli miting öncesi bir araya gelip sohbet etti. Saygı du-

ruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan mitingde, Kuran-ı

Kerim tilavetinin ardından Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez

şehitler için dua etti.

Erdoğan: Bu millete kimse esareti asla getiremeyecektir

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, mitingde yaptığı konuş-

mada, 15 Temmuz gecesi sokak ve meydanları dolduran herkesin

vatanın, demokrasinin ve özgürlüğün korunmasına katkıda bulun-

duğunu belirterek, “79 milyon olarak hepimizin gazası mübarek

olsun” dedi. Türk milletinin bin yıl önce Malazgirt’te hangi inanç ve

kararlılıkla Anadolu’nun kapılarını açmışsa, 15 Temmuz’da da aynı

hissiyatla darbecilerin karşısına dikildiğini vurgulayan Erdoğan,

sözlerine şöyle devam etti: “Süleyman Şah 1075 yılında bu coğ-

rafyadaki ilk devletimizi hangi vizyonla kurmuşsa, 15 Temmuz’da

da ülkemize aynı vizyonla, aynı ufukla sahip çıktık. Osman Gazi,

1299’da tarihin en kudretli devletini hangi temeller üzerine bina

ettiyse, biz de o gece Türkiye’yi aynı ilkeler etrafında müdafaa

ettik. Ecdadımız 100 yıl önce hangi idrakle Çanakkale’de kanının

son damlasına kadar mücadele ettiyse, 15 Temmuz’da da aynı

iradeyle FETÖ’cü terör örgütünü, darbecileri geri püskürttük. Gazi

Mustafa Kemal’in İstiklal Harbi’ni başlatmasını ve zafere ulaştır-

masını sağlayan inancın bir benzeri, 15 Temmuz’da Türkiye’nin

Page 117: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

115

tüm şehirlerinde adeta kol geziyordu. 15 Temmuz, dostlarımıza

bu ülkenin sadece siyasi, ekonomik, diplomatik saldırılara değil,

aynı zamanda askerî sabotajlara karşı da güçlü olduğunu, yı-

kılmayacağını, rayından çıkmayacağını göstermiştir. Aynı gece

Türkiye’nin yerle yeksan olması için ellerini ovuşturarak bekleyen

düşmanlarımız ise ertesi güne, bundan sonra işlerinin çok daha

zor olduğunu görmenin kahrıyla uyandılar. Şimdi bugün burada,

Genelkurmay Başkanıyla, Cumhurbaşkanıyla, Başbakanıyla, CHP

ve MHP Genel Başkanlarıyla, 81 vilayetimizdeki her görüşten,

her meşrepten insanımızla verdiğimiz şu görüntü var ya, işte bu

görüntü inanın bana, ülkemizin düşmanlarını, en az 16 Temmuz

sabahı kadar üzmüştür, kahretmiştir. Onun için her zaman ne

diyoruz? Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız,

hep birlikte Türkiye olacağız.”

“Kardeşlerim, 15 Temmuz gecesinden beri atılan her adımda 79

milyon tek yürek oldunuz, tek ses oldunuz, demokrasi nöbetini

farklı yürüttünüz” diyen Erdoğan, “Yenikapı Meydanı’nda bugün

demokrasi nöbetini taçlandırıyorsunuz. Hepimiz ay yıldızlı al bayra-

ğımızın birleştiriciliği altında buluştuk. Daha güçlü, daha müreffeh

bir ülke içinde devletin yeniden yapılandırılması sürecini, bu yönde

bir siyaset inşasını inşallah hep birlikte gerçekleştireceğiz” ifadele-

rini kullandı. Gazi Mustafa Kemal’in 1920 yılında İstanbul ve İzmir

başta olmak üzere ülkenin büyük bölümünün işgal altında olduğu

günlerde “Milletimiz çok büyüktür, hiç korkmayalım. O esaret ve

zillet kabul etmez. Fakat onu bir araya toplamak ve kendisine ‘Ey

millet sen esaret ve zillet kabul eder misin?’ diye sormak lazımdır.

Ben milletimin vereceği cevabı biliyorum” dediğini hatırlatan Cum-

hurbaşkanı Erdoğan, “Gazi’den 96 yıl sonra Yenikapı Meydanı’ndan

aynı soruyu sizlere soruyorum, ey millet sen esaret ve zillet kabul

eder misin?” dedi. Meydandakilerin “Hayır” yanıtı üzerine Erdoğan,

“Mesele bu. Bu millete kimse bu esareti asla getiremeyecektir”

diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, idam cezasıyla ilgili

olarak ise “Şu anda siyasi partilerimizin genel başkanları burada.

Sizin zaten talebinizi biliyorlar. Egemenlik kayıtsız şartsız milletin

olduğuna göre, sizler de idam talebinde bulunduğunuza göre,

bunun kararını verecek olan merci Türkiye Büyük Millet Meclisi’dir.

Meclisimiz böyle bir kararı verdikten sonra atılacak adım bellidir.

Onamaksa, Meclis’ten gelen böyle bir kararı ben peşinen ifade

ediyorum; onarım” dedi.

Page 118: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

116

Kahraman: Darbeler tarihi sona ermiştir

TBMM Başkanı İsmail Kahraman, mitingdeki konuşmasında

“Bugün 15 Temmuz şehitlerimizi anmak ve darbeye karşı demok-

rasimizin kazandığı zaferi taçlandırmak için bir aradayız. Ay yıldızlı

bayrağımız altında, tek millet, tek vatan şuuru içinde olduğumuzu

haykırmak ve darbeleri tarihe gömdüğümüzü bütün dünyaya

duyurmak için bir aradayız” dedi. Vatansever güvenlik güçleriyle

milletin bir bütün olarak darbeyi önlediğini vurgulayan Kahraman,

“Demokrasi kazandı. Bundan sonra hiçbir güç darbeye teşebbüs

edemeyecektir. Darbeler tarihi sona ermiştir. Milletimiz demokratik

tecrübesi, azmi, cesareti, ferasetiyle bir büyük fitneyi defetti. Biz

milletimize inanıyor ve güveniyoruz. İnşallah akıl ve gönül birliğiyle

her zorluğu birlikte aşacağız. Bizler derken canlarını seve seve feda

eden şanlı insanlarımızı unutmadan yarınlara umutla bakacağız”

diye konuştu. Sırt sırta, omuz omuza vererek hep ileriye gidile-

ceğini kaydeden Kahraman, “Allah’tan başka kimsenin önünde

eğilmeyecek, niyazda bulunmayacağız. Millet devletsiz, devlet

ordusuz olmaz. Bizler ordumuzu peygamber ocağı olarak kabul

eden bir milletiz. Muazzez bir ordu olan ordumuzun yeri kışladır.

Ancak vatan müdafaası için çağrıldığında kışlasından çıkar. Bir daha

kışladan çıkmayacağına inanıyorum. Millet olarak tarih yazmaya

devam edeceğiz. Bu muhabbetimizi Cenab-ı Allah daim ettirsin”

dedi. TBMM Başkanı İsmail Kahraman, 15 Temmuz gecesi darbe

harekatının başlaması üzerine Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin

hemen açıldığını ve gece boyunca açık tutulduğunu hatırlatarak,

“Ertesi gün olağanüstü toplantı yaptık. Türkiye Büyük Millet

Meclisi’nde grubu bulunan dört siyasi partinin imzaladığı ortak

bir bildiri yayımladık” diye konuştu. Partilerin darbenin karşısında,

demokrasinin yanında durduklarını tüm dünyaya açıkladıklarını be-

lirten Kahraman, “İradeye konulmak istenen ipoteğe karşı koyarak

ikinci defa Meclisimiz gazilik payesini hak etti. Milletçe yaptığımız

şanlı direnişe tahammül edemeyen meczuplar milletin kalbini, bağ-

rını bombaladılar. Meclisimize bomba attılar” ifadelerini kullandı.

Yıldırım: 15 Temmuz ikinci Kurtuluş Savaşı’dır

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım, Çanakkale’de

ve Kurtuluş Savaşı’nda destan yazan milletin aynı ruhla 15 Tem-

“AY YILDIZLI BAYRAĞIMIZ ALTINDA, TEK MİLLET,TEK VATAN ŞUURU İÇİNDE OLDUĞUMUZU HAYKIRMAK VE DARBELERİ TARİHE GÖMDÜĞÜMÜZÜ BÜTÜN DÜNYAYA DUYURMAK İÇİN BİR ARADAYIZ.”

Page 119: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

117

muz destanını yazdığını söyledi. “15 Temmuz ikinci Kurtuluş

Savaşı’dır” değerlendirmesinde bulunan Yıldırım, “Allah’a ham-

dolsun, toprağın altında şerefiyle yatan şehitlerimiz sayesinde

bugün bu topraklarda şerefimizle, bağımsızlığımızla, kardeşli-

ğimizle bir olarak, beraber olarak yaşıyoruz. Güya Türk askeri

kılığına girip topraklarımızı işgal edeceklerdi. Sanki bu milletin

iradesini çalacaklardı. Allah şerleri hayra çevirir, bizi öldürmeyen

her darbe bizi daha da güçlendirir” dedi. Siyasette meydana

gelen birleştirici tabloyu bozmayacaklarını kaydeden Yıldırım,

uzlaşma ve işbirliğini güçlendireceklerini, Türkiye’yi milletle,

siyasi partilerle, sivil toplum örgütleriyle 2023 hedeflerine taşı-

yacaklarını ifade etti. Türk, Kürt, Alevi, Sünni arasındaki daya-

nışma ve kardeşliği daha da geliştireceklerini belirten Yıldırım,

“Aramıza giren bölücü terör örgütünü de milletimizin arasından

çıkaracağız. Hangi mezhepten, hangi meşrepten olursa olsun

bizi birbirimize düşürmeye çalışanlara asla fırsat vermeyeceğiz”

diye konuştu. Beraber olunduğunda aşılamayacak hiçbir engel

olamayacağına dikkat çeken Yıldırım, “İşte bugün buradaki tarihî

birlikteliği gözümüz gibi koruyacağız. İntikam duygusuyla değil,

adaletle, hukukla hareket edeceğiz. Bu terör örgütünün mensup-

larından şehitlerimizin, gazilerimizin hesabını soracağız. Demok-

rasiden taviz vermeyeceğiz. Özgürlükleri daha da geliştireceğiz,

ekonomimizi daha da büyüteceğiz, düşmanlarımızı azaltacak,

dostlarımızı çoğaltacağız. 15 Temmuz Türkiye’nin mikroplarından

temizlendiği gündür. Bugün Türkiye temizlik yapıyor. Devleti

kilitleyen, ekonomiyi daraltan, milleti rahatsız eden unsurları

teker teker ortadan kaldırıyoruz” ifadelerini kullandı. Başbakan

Yıldırım, gençler için “Bunlar memleket meselesiyle ilgilenmez”

diyenlerin 15 Temmuz gecesi ne kadar yanıldıklarını gördüklerine

işaret ederek, “Tankların önüne göğsünü siper eden, tankların

önüne yatan gençlerimizi, kadınlarımızı yürekten kutluyorum.

Allah sizden razı olsun. Millet size minnet borçludur” dedi.

Kılıçdaroğlu: Türkiye’yi düzlüğe çıkarmak hepimizin ortak görevi

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz akşamı Türk

Silahlı Kuvvetleri içinde yuvalanan bir çete grubunun Türk de-

mokrasisine, parlamentoya darbe yapmak istediğini belirterek,

“Özellikle buradan TBMM’yi 15 Temmuz akşamı sabaha kadar

açık tutan ve yöneten TBMM Başkanı’na yürekten teşekkür-

lerimi sunmak istiyorum” dedi. 15 Temmuz’un bir uzlaşma

Page 120: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

118

kapısı araladığına dikkat çeken Kılıçdaroğlu,

“15 Temmuz’da artık yeni bir Türkiye vardır.

Eğer biz bu gücü, bu uzlaşma kültürünü daha

da ileri taşıyabilirsek çocuklarımıza güzel bir

Türkiye’yi hep birlikte bırakmış olacağız” diye

konuştu. Bundan sonrasına ilişkin 12 maddelik

yol haritasını açıklayan Kılıçdaroğlu, “Eksiği

olabilir, fazlası olabilir, ama Türkiye’yi düzlüğe

çıkarmak hepimizin ortak görevidir. Benim

de görevim, iktidardakilerin de görevi, sivil

toplum örgütlerinin de görevi, vatandaşın da

görevi. Buradan söz veriyorum ve şunu söy-

lüyorum, hep birlikte mücadele edelim” diye

konuştu. Meydanda ön saflarda kadınların

bulunduğuna dikkat çeken Kılıçdaroğlu, “Tıpkı

darbe gecesi tankların önünde durdukları

gibi. Bundan büyük gurur duyuyorum” dedi.

Kılıçdaroğlu, “Hepimiz bu toprakların çocukla-

rıyız. Bu toprakların çiçekleriyle, türküleriyle,

annelerimizin duaları ve ninnileriyle büyüdük.

Birlikte kardeşçe yaşadık. Birlikte kardeşçe

yaşayacağız. Birlikte kardeşçe mücadele

edeceğiz. Bu topraklar bereketli topraklardır.

Bu topraklarda Yunuslar var, Mevlânalar var,

Hacı Bektaş-ı Veliler var, Neşet Ertaşlar var,

Erzurumlu Emrahlar var, Ferhatlar var, Şirinler var. Onlar bu topraklardan çıktı. Bu

topraklarda huzur içinde, barış içinde demokrasimizi güçlendirerek, farklılıklarımıza

saygı göstererek birlikte mücadele etmeliyiz” ifadelerini kullandı. Kılıçdaroğlu, hak-

sızlıklarla mücadele ederken hukukun dışına çıkılmaması gerektiğini de kaydetti.

Bahçeli: Vesayetçi odaklara şans tanımayalım

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Türk vatanını çekemeyen, üzerine çörek-

lenmek isteyen, milletimizin varlığından rahatsız olan ne kadar kanı bozuk çevre

Page 121: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

119

varsa FETÖ’nün sırtını sıvazladı, eline silah tutuşturdu” dedi. 15 Temmuz’da

TBMM’yi, emniyet ve istihbarat kuruluşlarını bombalayıp, sivil ve masum va-

tandaşlarımızı katledenlerle, 101 yıl önce Çanakkale kıyılarına gelip üzerimize

ateş saçanların aynı karanlık yolun yolcusu olduğunu ifade eden Bahçeli, “Ülke-

min neresinde doğarsanız doğunuz, kökünüz, kökeniniz, mezhebiniz ne olursa

olsun, vatanım, bayrağım, milletim, demokrasim, şehitlerim, kardeşliğim ve

mukaddesatım demek için Yenikapı’yı doldurdunuz. Bu ruh devam ettiği müd-

detçe hiçbir hain bize yanaşamayacaktır. Millî birlik ve kardeşliğimiz sağlam

kaldığı, hatta sürekli tahkim edildiği sürece hiçbir çıldırmış, hiçbir hayasız ve

vicdansız Türkiye’ye saldırmayı aklından bile geçiremeyecektir” diye konuştu.

“Yeni bir sayfa açalım, millî bir uzlaşmayla hukukun üstünlüğünü gözeterek,

insan hak ve özgürlüklerini muhafaza ederek geleceğin yol haritasını çizelim”

diyen Bahçeli, şöyle devam etti: “Türkiye’nin tarihsel haklarını lekelemeye

cüret edenleri şaşkına çevirelim. Bu arada Türk askeri topyekûn darbeci ve

suçlu görülmemelidir. Ordu-millet dayanışması canlandırılmalı, Mehmetçik

gözden ve gönülden çıkarılmamalıdır. Bu sisli ve tereddütlü ortamda, mazlum

vatandaşlarımız ve kamu görevlileri mağdur edilmemelidir. Suçsuzu suçludan

ayıracak adalet şuuru eksiksiz ve faal olmalıdır. Yani manda özlemlerine geçit

vermeyelim, bu milleti himayesi altına almaya kalkışan vesayetçi odaklara

şans tanımayalım.”

Akar: Terörist hainlerin TSK’nın ezici çoğunluktaki mensuplarıyla hiçbir alakası yoktur

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar da mitingde bir konuşma yapa-

rak, “15 Temmuz günü ülkemizin tüm kurum ve kuruluşları ile birlikte Türk

Silahlı Kuvvetleri’ne sızmış bulunan bir grup illegal

çete mensubu terörist hain (FETÖ), tarihimizde

görülmemiş bir şekilde vatanımıza, milletimize,

cumhuriyetimize bu zilleti ve rezaleti yaşatmış ve

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin şan ve şerefle dolu geç-

mişine kara bir leke sürmüşlerdir. Her yönüyle millî

ve yerli olan yüksek siyasi liderlikçe verilen direktif-

ler doğrultusunda, asil milletimiz ve onun bağrından

çıkan Türk Silahlı Kuvvetleri’nin gerçek evlatları ile

Emniyet mensupları kahramanca ve ferasetle bu

hain girişime karşı koymuşlardır” dedi. Bu rezaleti

devlete, TSK’ya ve millete yaşatanların en ağır şe-

kilde cezalandırılacağını vurgulayan Akar, “Burada

özellikle şunu da belirtmek isterim; 15 Temmuz ak-

şam saatlerinde Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde

yuvalanan illegal çete mensubu terörist hainlerin

(FETÖ) darbe girişiminin halkımızın ‘peygamber

ocağı’ olarak adlandırdığı Türk Silahlı Kuvvetleri’nin,

vatanını, milletini, bayrağını seven ezici çoğunluk-

taki mensuplarıyla kesinlikle hiçbir alakası yoktur”

ifadelerini kullandı. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün

işaret ettiği “Hakimiyet milletindir” düsturunun en

temel anlayışları olduğunu kaydeden Akar, “Mille-

timizin bağrından çıkan, bayrak, vatan, devlet ve

milleti için ‘ölürsem şehit, kalırsam gazi’ anlayışıyla,

ibadet vecdi ile görev yapan Türk Silahlı Kuvvetleri

tüm personeliyle demokratik hukuk sistemi içeri-

sinde devletimizin ve yüce milletimizin emrinde,

görevinin başındadır” dedi.

Gazi Orçun Şekercioğlu: Şahit olduğum

hadise yeni bir istiklal mücadelesiydi

15 Temmuz darbe girişimi sırasında Boğaziçi

Köprüsü’nde darbecilerin açtığı ateş sonucu yarala-

narak bir bacağını kaybeden gazi Orçun Şekercioğlu

ise mitingdeki konuşmasında kahraman milletin bir

parçası olmaktan gurur duyduğunu belirterek şun-

ları söyledi: “O gece şahit olduğum hadise yeni bir

Çanakkale’ydi, yeni bir istiklal mücadelesiydi. Tıpkı

o cephelerde olduğu gibi sağımda ve solumda vuru-

lanlar olmasına rağmen hiç kimse geriye kaçmadı,

hep bir adım ileriye attı. Vurulanın yerini diğer bir

kardeşim hemen tamamladı. O gece yollarda, köp-

rülerde, meydanlarda 79 milyonun özeti vardı.”

Page 122: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

120

ERBAY KÜCET

Arif Nihat Asya hafızalarımıza kazınan “Dua” şiirini bugünü dü-

şünerek yazmış olmalı... 1997 yılında milletvekili danışmanlığı

için adım attığım Gazi Meclisimizde daha sonra idareci olarak çeşitli

görevlerde bulundum. Bugün de yüce Meclis çatısı altında idarecilik

yapmanın onurunu taşımaya devam ediyorum.

Rabbimin bahşettiği ömürle hayat yolculuğumuz sürüyor. 61 yılı

geride bıraktığım yaşamımda acı-tatlı pek çok olay yaşadım. Birkaç

yıl önce doktorların cerrahi müdahale yapmak zorunda kaldığı kal-

bimin örselendiği zamanlar, kırıldığı anlar elbette oldu. Ancak hiçbir

olay, devletimize, milletimize ve “demokrasimizin kalbi”ne kaste-

den 15 Temmuz’daki hain darbe teşebbüsü kadar kalbimi acıtmadı.

Demokrasi tarihimizin kara lekeleri olan darbelerin bazıla-

rını hayal meyal, bazılarını ise tüm gerçekliğiyle hatırlıyorum.

“KAHRAMAN”SIZ KALMADIK

27 Mayıs 1960 darbesi çocukluk yıllarımda gerçekleştiği için o

günlere dair pek hatıram yok, ancak gençlik ve yetişkinlik dönem-

lerimdeki darbelerin ülkemize ve milletimize verdiği eziyetlerden

nasibini almış biriyim.

27 Mayıs 1960 darbesi yapıldığında 5 yaşındaydım. Annem ve

komşularının Ankara Aktaş Mahallesi Plevne Caddesi’nden konvoy

halinde geçen askerî araçlara bakarak “Menderes’i yakalamışlar,

asacaklarmış” diye birbirlerine fısıldamaları hafızamın bir köşesinde

durur. O çocuk yaşımda “asmak” kelimesi aklıma sadece “çamaşır”ı

getirdiği için annemlerin konuştuklarını anlamakta güçlük çekmiş-

tim. Ben ne olup bittiğini kavrayamasam da, 27 Mayıs döneminde

bu ülkenin seçilmiş başbakanını astılar, hem de millete rağmen…

İlk gençlik yıllarımda, aile büyüklerimin televizyonsuz sohbet-

Kahraman bekleyen yığınlarını,

Kahramansız bırakma Allah’ım!

Page 123: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

121

lerinde “Menderes haksız yere idam edildi” sözünü duyduğumda, “Madem bu kadar

seviyordunuz, neden sokağa çıkıp tepkinizi göstermediniz?” diye sorduğumu hatır-

lıyorum. 27 Mayıs 1960 darbesinin ardından 1962 ve 1963 yıllarında Talat Aydemir’in

darbe teşebbüslerini, 12 Mart 1971 muhtırasını, 12 Eylül 1980 darbesini gördü Türkiye.

28 Şubat 1997 tarihi ise “postmodern darbe” olarak kayıtlara geçti.

Rahmetli Necmettin Erbakan’ın başbakanlığında kurulan REFAHYOL Hükümeti’nin

Tarım Bakanı Sayın Musa Demirci’nin basın müşaviri olarak görev yaptığım dönemde

28 Şubat postmodern darbesini yaşadım. O günleri unutmam mümkün değil. İlikle-

rimize kadar hissettiğimiz 28 Şubat sürecindeki mağduriyetimizi burada ifade edip

kazandığımız sevapları boşa çıkarmayacağım. Yaşadık, geçti gitti. O dönemde ülkemiz

bir badireyi daha atlatırken biz de “Vatan sağ olsun” deyip yola devam ettik.

Ülkemizde siyasi hayatın darbeler ve muhtıralar sonrasında geldiği durumu be-

nim yaşımdakiler bilirler. Tam düzlüğe çıkacağımız zamanlarda yapılan bu baskıların

nereden, nasıl ve niye geldiğini bilmek için müneccim olmaya gerek yok. Türkiye’nin

yakın dostları (!), bizi çok sevdiklerinden olsa gerek içimizdeki işbirlikçileriyle kurdukları

temaslarla yurdum insanının daha rahat etmesi için (!) çabalıyorlar. İstemediğimiz

halde bizi kurtarmaya geldiklerini söylüyorlar. Halbuki biz kurtarılmaktan kurtulmak

istiyoruz. Bunu bir türlü anlamıyorlar.

Meclis’te tarihî anlar yaşandı

15 Temmuz 2016 Cuma akşamı Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet köprülerinin dar-

beci askerler tarafından kapatıldığı dakikalarda İstanbul’daydım. TRT ekranlarından

“Yurtta Sulh Konseyi” adına korsan bildirinin okutulması, Cumhurbaşkanımız Sayın

27 MAYIS 1960 DARBESİ ÇOCUKLUK YILLARIMDA GERÇEKLEŞTİĞİ İÇİN O GÜNLERE DAİR PEK HATIRAM YOK, ANCAK GENÇLİK VE YETİŞKİNLİK DÖNEMLERİMDEKİ DARBELERİN ÜLKEMİZE VE MİLLETİMİZE VERDİĞİ EZİYETLERDEN NASİBİNİ ALMIŞ BİRİYİM.

Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakanımız Sa-

yın Binali Yıldırım’ın halkı darbe teşebbüsüne

karşı meydanlara çağırması, vatandaşların

canlarını ortaya koyarak tanklara geçit ver-

memesi, Genelkurmay Başkanı Orgeneral

Hulusi Akar’ın rehin alınması gibi pek çok

olayın birbirini izlediği gece, Türkiye Büyük

Millet Meclisi’nde de tarihî anlar yaşandı.

TBMM Başkanımız Sayın İsmail Kahraman

başta olmak üzere bakanlar ve milletvekil-

leri Genel Kurul Salonu’nda bir araya gelerek

darbe teşebbüsüne karşı tek ses, tek yürek

oldu. Meclisimizde sergilenen dik duruş, dar-

becilerin yaptıkları hain planları boşa çıkaran

en önemli unsurlar arasında yer aldı.

TBMM’nin millî irade ve demokrasiye

kararlılıkla sahip çıkması üzerine darbeci as-

kerler Gazi Meclisimizi de hedef aldılar. Halka

ateş edecek, vatandaşları tankla ezip geçecek

kadar gözü dönmüş darbeciler, demokrasinin

kalbine bombalar attı, tarihî binaya büyük ha-

sar verdi. Millî iradenin tecelligahı TBMM’nin

bombalarla sarsıldığı dakikalarda, Meclis Baş-

kanımız Sayın İsmail Kahraman, bakanlar ve

milletvekilleri “Darbeye hayır” demeye, millet

iradesine sahip çıkmaya devam etti.

15 Temmuz’la ilgili yazılacak çok şey, ko-

nuşulacak nice kahramanlık öyküsü var. O

gece Meclisimizi açarak çalışmasını sağlayan

TBMM Başkanımız soyadıyla müsemma

olarak yaşamaya devam edecektir. Cumhur-

başkanımız, Başbakanımız, siyasi partilerin

genel başkanları darbe karşısında sergiledik-

leri dik duruşla daima hatırlanacaklardır. 15

Temmuz’da Türk milletinin yazdığı kahraman-

lık destanı ise nesilden nesile aktarılacaktır.

Page 124: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

122

Meral Danış Beştaş @meraldanisMeclis’in dışı ve içi...

Fatma Güldemet Sarı @fdemetsari Baba bildik devleti,Aziz bildik milleti,Biz şehadet şerbetiİçtik memleket için…

SOSYAL MEDYAGÜNLÜKLERİ

Erkan Haberal @erkan_haberal Demokrasi nöbetinden #TBMM

Tekin Bingöl @TekinBingolCHP Demokrasi tarihimizin en karanlık gece-lerinden birini yaşadık. Halkımıza geçmiş olsun diyor, sağduyuya davet ediyorum.

Mevlüt Dudu @MevlutDudu TBMM’deyiz. Meclisimiz maalesef büyük hasar aldı...

Didem Engin @_DidemEngin #Cumhuriyet ve #Demokrasi buluşma-mızda halkımızla #Taksim’de “Darbelere Hayır! Yaşasın Özgürlükçü Demokrasi!” dedik.

Fatih Şahin @_fatihsahin Milletimizin bizlere emanet etmiş olduğu aziz iradesine uzanan kirli elleri bir kez daha kıracağız.

Millet kazanacak,Demokrasi kazanacak.

İbrahim Halil Fırat @AvHalilFırat Halkımız meydanda, biz TBMM’deyiz. Hiç kimsenin şüphesi olmasın, milletimizle birlikte demokrasimize ve devletimize sahip çıkıyoruz.

Necdet Ünüvar @necdetunuvar Adana İstasyon Meydanı’nda #DemokrasiNöbeti’ne devam…

Mücahit Durmuşoğlu @mdurmusogluDemokrasi nöbetiyle gücünü gösteren mil-letimizin desteği sürdükçe Türkiye dosta güven, düşmana korku verecektir.

Page 125: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

123

Veysel Eroğlu @veyseleroglu Bu asil ve aziz millet Çanakkale ve İstiklal Harbi ruhunun ilelebet var olacağını bütün dünyaya haykırdı.

Veli Ağbaba @veliagbaba Halkımız cumhuriyet ve demokrasinin ka-zanımlarına sahip çıkmıştır. Türkiye’nin yolu tektir; demokrasidir...

Selina Doğan @_SelinaDogan TBMM’de tadilat sürüyor. Tarumar olmuş belli bir bölümün öylece bırakılmasını öneriyorum. Halkın iradesine yapılan saldırıyı unutturmamak için.

Edip Semih Yalçın @E_SemihYalcin 15 Temmuz darbe teşebbüsü karşısında dik duran, hangi makamda olursa olsun demokrasi sınavını verebilen her memle-ket evladına selam olsun.

Okan Gaytancıoğlu @gaytancioglu Cumhuriyete ve demokrasimize sahip çıkıyoruz. Parlamenter demokrasimizin vazgeçilmezi olan yurttaşlarımızın özgür iradesine bağlıyız.

Cevdet Yılmaz @_cevdetyilmaz Biriz, beraberiz, farklılıklarımızı zenginlik bilerek hep birlikte Türkiye’yiz. #15Tem-muzDayanışması

Berdan Öztürk @berdan_ozturk Demokratik siyaset tek çıkış yoludur!

Mustafa Serdengeçti @mserden Aziz milletimiz iradesine sahip çıktı. De-mokrasi şehitlerimize Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum. Millet olarak minnettarız.

Ahmet Gündoğdu @ahmetgundogdu01 Darbe teşebbüsüne karşı iktidar ile mu-halefet birlik olmuş, milletin hukukunu korumuştur.

Harun Karaca @harunkaraca1 Millet eğilmez, Türkiye yenilmez!

Aziz Babuşcu @ABabuscu Bu toprakların mayası kardeşliktir, birlik ve beraberliktir. Yenikapı'da kardeşlik, birlik, beraberlik, Türkiye var.

Page 126: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

124

Lütfiye Selva Çam @selvacam Geleceğimize güçlü ve temiz Türkiye bıra-kacağız inşallah. Millî irade devletine sahip çıkıyor.

Emrullah İşler @emrullahisler TBMM aslanlar gibi darbeye meydan okuyor ve şu anda darbeye karşı tavrını ortaya koyuyor.

Nuri Okutan @NuriOkutanMHP Türk milleti iktidarı ve muhalefeti ile el ele vererek demokrasiye sahip çıkacak ve darbecilere karşı duracaktır.

Ayşe Sula Köseoğlu @aysesula Millet, vekilleriyle nöbette buluşuyor... El ele, gönül gönüle...

Nükhet Hotar @hotarnukhet Aziz milletimiz destan yazmaya devam ediyor #TekMilletTekYürek

SOSYAL MEDYAGÜNLÜKLERİ

Oktay Vural @oktayvural Yaşasın Türk milleti. Yaşasın Türki-ye Cumhuriyeti Devleti. Yaşasın millî egemenlik. Yaşasın demokrasi. Yaşasın hukuk devleti.

Nurettin Canikli @canikliofficial Bu birlik ve dayanışma ruhu millet olmanın mayasıdır, omurgasıdır, korun-ması gerekir. Bütün renklerimizle birlikte meydanlarda olacağız.

Murat Emir @muratemirchp Meclis’te şiddetli patlama oldu, Genel Kurul’da duman dışında hasar yok.

Çiğdem Karaaslan @CK_Samsun Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde tek tek şehitlerimizin isimleri okunuyor ve demokrasi nöbetçilerinden tek bir ses yükseliyor: “BURADA”

Ayşe Acar Başaran @ayseacar_b HDP, her koşulda ve ilkesel olarak her tür darbeye karşıdır!

Page 127: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

125

Öznur Çalık @oznurcalik #15TemmuzDayanışması Aziz milletimizin Çanakkale ruhu ile yeni bir destan yazması-dır. #KardeşçeMeydanlardayız

Ahmet Kenan Tanrıkulu @kenantanrikuluMuzaffer Türk milletine hezimet yaşatma-ya hiçbir melunun nefesi yetmeyecektir. Demokrasiye sahip çıkarak büyüyeceğiz!

Jülide Sarıeroğlu @julidesarieroglu Millet iradesine sahip çıkmak için bom-balar altında TBMM'de sürdürdüğümüz demokrasi nöbetimize devam ediyoruz.

Ruhi Ersoy @ersoyruhi TBMM’deki durumun vahameti hava aydınlanınca daha net anlaşıldı.

Gürsel Tekin @gurseltekin34 Demokrasiye sahip çıkmak için Yenika-pı’dayız...

Vecdi Gündoğdu @VecdiGundogdu Az önce helikopter tarafından tarandık. Şu an Meclis’e girdik. Demokrasimize sahip çıkıyoruz, halkın evindeyiz.

Muharrem Erkek @MuharremErkek17 Demokrasinin ve millî iradenin mabedi Gazi Meclis’in hasar gören yerlerini ziya-ret ettiğimde üzüntüm ağırlaştı.

Ahmet İyimaya @ahmet_iyimaya O gece, bombalar altında Meclis’te saba-ha kadar millî iradeyi diri tutan Başkan ve milletvekillerinin asaletleri önünde saygı ile eğiliyorum.

Ziya Pir @ziyapir Her türlü darbe ve darbe girişimine karşıyız!Hiç kimse halkın iradesini yok sayamaz!

Tahsin Tarhan @tahsintarhan Yine tek yüreğiz... Laiklik ve demokrasi, başka yolumuz yok.

Hilmi Bilgin @avhilmibilgin Diz çökmedik diz çökmeyeceğiz. Milletin hukukunu korumak için hukuk içinde ne yapılması gerekiyorsa yapılacak. Milleti-mizin gönlü rahat olsun!

Page 128: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

126

Sema Kırcı @semakirci10 Muhteşemsin İstanbul, muhteşemsin Tür-kiyem. Yenikapı’da milletimiz tarihe yeni bir kapı araladı. Gelecek aydınlık günler bizi bekliyor. #TekMilletTekYürek

SOSYAL MEDYAGÜNLÜKLERİ

Erhan Usta @55erhanusta Türk milletine ve demokrasiye karşı yapılan darbeyi şiddetle kınıyorum. Tür-kiye sorunlarını daha fazla demokrasiyle çözmelidir.

Mihrimah Belma Satır @BelmaSatir Demokrasi nöbeti için meydanları doldu-ran vatandaşlarımıza selam olsun. Bir ve beraber oldukça bizi kimse yıkamaz. Allah yardımcımız olsun.

Selin Sayek Böke @selinsayekboke Demokratik düzen bizim için vazgeçil-mezdir.

Selim Dursun @selimdursun06 Kardeşi kardeşe kırdırmak isteyen bu hainleri yüce milletimiz asla affetmeye-cektir.

Mevlüt Karakaya @KarakayaMevlut Ülke ve Türk milleti olarak yakın tari-himizin en büyük tehdit ve tehlikesi ile karşı karşıyayız. Hepimiz bu sorumluluk bilincinde olmalıyız.

Ahmet Haluk Koç @CHPHALUKKOC Ne darbe, ne dikta. Türkiye;demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletidir.Bu vatan, bu değerler, hepimizin kutsalı...

Selma Irmak @selmairmakhdp Burası TBMM…

Akif Hamzaçebi @akif_hamzacebi TBMM’de 15 Temmuz darbeye teşebbüs gecesinden arta kalan bir görüntü.

Sezer Katırcıoğlu @sezerkatircioglu Başka söze hacet var mı? #TekMilletTek-Yürek

Page 129: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

127

Mustafa Elitaş@mustafaelitas İşte Türkiye’nin yeni profili! Birdik bin olduk, milyonlar olduk. Birliğimiz daim olsun... #TekMilletTekYürek

Müslüm Doğan @muslumdogan1959 Darbeye karşı halkların, inançların ortaya koyduğu ortak irade, yeni özgürlükçü bir sürece ve demokratik bir gelişmeye olanak vermektedir.

Mazlum Nurlu @MazlumNurlu Cumhuriyet’ten, laiklikten, adaletten ve demokrasiden yana olan bir milletvekili olarak darbe girişimini lanetliyorum.

Hülya Atçı Nergis @NergisAtci Bu millet Çanakkale’de, Sakarya’da, Kutü’l-Amâre’de nasıl destan yazdıysa bugün de 15 Temmuz kalkışmasına karşı destan yazıyor.

Aykut Erdoğdu @aykuterdogdu Şu melanetten... Daha eşit... Daha özgür... Daha zengin... Daha şeffaf... Bir ülke çıkarıp birlikte kardeşçe yaşayabilir miyiz? YAPARIZ...

Ümit Özdağ @umitozdag TBMM’nin bombalandığı söyleniyor. Yoldayım, TBMM’ye gidiyorum vebütün milletvekillerini TBMM’yedavet ediyorum.

Tufan Köse @avtufanKose TBMM bombalanmaya devam ediyor. Hep beraber sığınaktayız.

İsmail Ok @ismailok_ Demokrasiye, insan haklarına ve hukukun üstünlüğüne inanıyoruz. Hiçbir askerî darbe girişimini asla kabul etmiyoruz.

Mustafa Balbay @mustafabalbay Karşınızda Türkiye’nin bütünlüğünü bozma-ya yönelik hain bir güç var. Ancak böyle bir hain güç TBMM’yi bombalayabilir.

Atay Uslu @atayuslu 15 Temmuz Demokrasi Bayramı...Dün olduğu gibi bugün de demokrasi nöbetindeyiz.

Özgür Özel @eczozgurozel Gece boyunca Meclis’te ateş altındaydık.Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni bu hale getirdiler.

Page 130: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun

TBMM Yeni Halkla İlişkiler Binası Zemin Kat No: 49-50 Bakanlıklar/ANKARA Tel: 0312 420 66 21 Fax: 0312 420 66 24Türk Parlamenterler Birliği Ziraat Bankası TBMM Şubesi IBAN: TR 33 0001 0009 0303 296732 6001

TÜRKPARLAMENTERLERBİRLİĞİ’NDEN

TÜRK PARLAMENTERLER BİRLİĞİ

- ÜYE AIDATLARIMIZ 17. OLAĞAN GENEL KURUL KARARIYLA 2016 YILINDA YILLIK 120 TL’DIR.- BANKALAR TARAFINDAN MÜŞTERILERINE ULUSLARARASI BANKA HESAP NUMARASI (IBAN) VERILMEKTEDIR. ÜYELERIMIZIN AIDATLARINI YATIRIRKEN PROBLEM YAŞAMAMALARI IÇIN BIRLIĞIN IBAN NUMARASI AŞAĞIDA BELIRTILMIŞTIR.- BILINDIĞI GIBI 2002’DE YILLIK 30 TL OLAN ÜYE AIDATLARI 2004 YILINDAN ITIBAREN 60 TL VE 2013 YILINDAN BERI 120 TL’DIR. GERIYE DOĞRU AIDAT BORÇLARININ BUNA GÖRE HESAPLANMASI VE TÜRK PARLAMENTERLER BIRLIĞI ZIRAAT BANKASI TBMM ŞUBESI IBAN: TR 33 0001 0009 0303 296732 6001 HESAP NUMARASINA YATIRILMASI; 5253 SAYILI DERNEKLER KANUNU’NA GÖRE, ALINAN AIDATLARIN BELGESINE ÜYELERIN TC KIMLIK NUMARALARININ YAZILMASI GEREKMEKTEDIR.- ÜYELERIMIZIN TC KIMLIK NUMARALARINI MEKTUP VEYA TELEFONLA BIRLIĞE BILDIRMELERI RICA OLUNUR.

TPB HABER PORTALI www.tpb.org.tr

FAX HATTI: 0312 420 66 24

SAYIN ÜYELERİMİZ HER KONUDA BİZE ULAŞABİLİRSİNİZ.

TÜRK PARLAMENTERLER BİRLİĞİ ANKARA KONUKEVİ:ANKARA HOTEL PİNO BAYRAKTAR MAHALLESİ VEDAT DALOKAY CADDESİ BAYRAKLI SOKAK NO: 35 GOP/ANKARATEL: 0312 446 36 86

Page 131: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun
Page 132: Millî iradenin zaferi: 15 Temmuz 2016 - TPB · Temmuz 2016 gecesi ülkemiz bir büyük badire atlattı. “Peygamber ocağı” dediğimiz, canımı-zı emanet ettiğimiz ordumuzun