mayıs-temmuz 2014 - sayı: 176-177 (6832 kb)

69

Upload: hoangkhanh

Post on 28-Jan-2017

221 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

TMMOBİNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASIİZMİR ŞUBESİ

haber bülteniYıl: 29 - Sayı: 176-177 / Mayıs-Temmuz 2014

İki ayda bir yayınlanmaktadır.

İÇİNDEKİLER

Başyazı 2

Merhaba 5

ŞubedenMart-Temmuz 2014 Etkinliklerimiz 7

2014 Mesleğe Hazırlık Kursları 22

44. Dönem İlçe Temsilcilerimiz 24

44. Dönem İşyeri Temsilcilerimiz 25

İMO’dan 28

TMMOB’den 36

TMMOB İzmir İKK’dan 40

İncelemeHidroelektrik Enerjinin Türkiye’deki Öncelikli ÖnemiEm. Prof. Dr. Ünal ÖZİŞ 42

İş Güvenliği ve İşçi Sağlığı İş Kazalarının GölgesindeVII. Uluslararası İş Sağlığı ve Güvenliği Konferansı

İnş. Müh. Onur AÇIK 45

HukukHukuk KeenlemyekünAv. Baki OKAN 47

SağlıkSağlığın Metalaşma(ma)sı

Prof. Dr. Mustafa BAK 49

ÜyelerimizdenKarar Kolay Değişmezİnş. Müh. Ruhi Mehmet ÇİLEK 54

Geçmişten Gelen Kültürün Yansıması Karma Yapılar İnş. Müh. Murat BARIŞCAN 55

Köy Enstitüleri Destanı Etkinliği Üzerineİnş. Yük. Müh. Hüseyin KUZU 57

genç-İMOgenç-İMO Nisan-Haziran Etkinliklerimiz 58

Yapıcının Şimdiki Görevi: Yıkmak!Gökhan DOĞAN 62

Tarihte Bugün: 1986 Meksika Dünya Kupası 64

Kitaplar Arasında 65

Mizah 66

Bulmaca 68

Sahibi:İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi adınaİnş. Müh. Ayhan EMEKLİ

Sorumlu Yazı İşleri Yönetmeni:İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi adınaİnş. Müh. Jale ALEL

Yayın Kurulu

Aydın NOĞAYAyhan EMEKLİBaner SANDALCICeren NARİNFırat ÜMMETOĞLUGülşen IŞIK

Gürkan ERDOĞANHüseyin KUZUJale ALELOnur AÇIKRahmi ALPERSerap ÜNAL

Yayın Koşuları:Gönderilen yazıların yayınlanıp yayınlanma-masına Yayın Kurulu karar verir. Yazılardaki görüşler yazarlarına aittir. Yazılar kelime işlem programlarından birinde yazılmış olarak [email protected] adresine e-posta ekinde gönderilmelidir.

İyi bir baskı kalitesi için yazılarda kullanılan fotoğraf, şema, tablo gibi görsel malzemelerin yüksek çözünürlüklü olması gerekmektedir.Bültenimizin bir sayfasında görsel malzeme bulunmayan yazılar yaklaşık 580 kelime (4.500 boşluklu karakter) içermektedir.

Yazıların sayfa düzeni yeniden yapıldığı için ya-zar tarafından bültene uygun bir sayfa düzeni yapılmasına gerek yoktur.

Yönetim Yeri:Anadolu Cad. Tepekule İş Merkezi,No: 40, Kat: 1 Bayraklı/İZMİRTelefon : 232 462 56 55Faks: 232 462 11 67web: www.imoizmir.org.tre-posta: [email protected]

Tasarım ve Sayfa Düzenleme: Erkan Kara

Bu sayı 6500 adet basılmıştır.Şube üyelerine ücretsiz dağıtılır.Yayın Türü: Mesleki, Yerel, Süreli Yayın

Baskı: Altındağ Grafik Matbaacılık2839 Sokak No: 281. Sanayi Sitesi / İZMİRTel: 0 232 457 58 33Faks: 0 232 457 89 99

Basım Tarihi: 5 Ağustos 2014

Mayıs-Temmuz 20142

Başyazı

Ayhan EMEKLİİMO İzmir Şube Başkanı

BAŞYAZI

Değerli meslektaşlarım

Şube genel kurulumuzu gerçekleştirmemizin ardın-dan 44. dönemimizdeki ikinci bültenimizle sizlere ulaşıyoruz. Şube genel kurul ve seçimlerinden son-ra İMO Genel Merkez ile TMMOB genel kurulları ve seçimlerini tamamladık. Yine siyasi partilerin adaylarını belirleme yöntemlerinin çok tartışıldığı, siyasilerin belediye yönetimlerine ilişkin söylemleri, oy kullanma ve sayımında yaşananlar ile sonrasında yapılan itirazlar sonucu iki il ve birçok ilçe-belde-de tekrarlanmasına karar verilen yerel seçimleri 30 Martta geride bıraktık. Seçim sonuçlarını 17 Aralık süreci sonrasında ülkemiz açısından olduğu kadar seçilen belediye başkanları ve yeni oluşan belediye meclis yapılarıyla değerlendirdiğimizde kentlerimiz, halkımız, kamusal alanlar ve kamu yararı adına so-runların bilimsel yöntemlerle çözüleceğini ve karar süreçlerinde katılımcı demokrasinin kent yönetim-lerinde gerçekleşeceğini söylememiz zor görünüyor.

Son yıllarda kentlerimiz; yapılaşma, altyapı, ulaşım, afet riski ile bilimden uzak ve birbiriyle çelişkili mer-kezi-yerel yönetim karar ve uygulamaları nedenleriy-le sorunlarının büyüyerek ağırlaştığı yaşanamaz bir hale gelmiştir. Planlama ve uygulamalar sürdürüle-bilirlikten uzak, imar rantı odaklı, kentlere ve yaşa-yanlara bütüncül bakış açısıyla çözüm üretmeyen, belirli çıkar çevrelerinin insiyatifine yönelik yasal düzenlemeleri arkasına alarak halkın söz hakkını yok sayan yönetim anlayışlarıyla hayata geçirilmek istenmektedir.

Birçok Kent’te olduğu gibi İzmir’de de kamuya ait araziler en son Karayolları arazilerinde olduğu gibi özelleştirmeye kurban edilmektedir. Yerel seçimler sonrası Bütünşehir yasası gereği kapatılan İl Özel İdaresine ait taşınır-taşınmaz değerlerle ilgili karar geçtiğimiz günlerde alınmıştır. Özel idareye ait malların tümü Valilikçe kapalı kapılar ardında adeta kaçırılırcasına merkezi idareye devredilmiştir. Yerel yönetimin ve İzmir halkının görüşü sorulmaksızın böyle bir kararın alınması kent merkezinde bulunan Sümerbank Basma Fabrikası arazisi başta olmak üze-re Özel İdare mallarının akıbetinin de özelleştirilme yoluyla yüksek yoğunluklu imara açılan Karayolları arazileri örneğindeki gibi olacağını, belirli kişi ve gruplara verileceğini akla getirmektedir. İzmirlilerin

dişiyle tırnağıyla yarattığı, kent ölçeğinde İzmir’in kazanımı olan bu değerler halka açık olarak ve kent-lilerin nefes alacağı yaşam alanlarına dönüştürülerek kamuda kalmalı, kamu yararına uygun olarak kul-lanılacak şekilde düzenlenmelidir. İzmir halkının endişeleri ancak bu karar tekrar gözden geçirilip dü-zeltilerek giderilebilecektir.

Karabağlar’da 6306 sayılı yasaya dayanılarak Resmi Gazetede 31 Aralık 2012 tarihinde ilan edilen ve 540 hektar alandaki 15 mahallede 50.000 den fazla kişi-yi ilgilendiren Bakanlar Kurulu riskli alan kararına ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanlığının çalışmaları halkın bilgisi dışında sürdürülmektedir. Bu bölge-de oturanlara son günlerde Bakanlıkça gönderilen mektupla uzlaşma görüşmelerine esas olmak üzere hak sahiplerinin alanda yapılan hâlihazır tespitine yönelik belgelerinin (tapu, yapı kullanma izni, bele-diyeden alınan bir belge, elektrik-su faturaları gibi) bakanlık yetkililerinin bulunmadığı bir adrese; bir özel şirketin bürosuna getirmelerinin istenmesiyle ancak “bilgi” edinilebilmiştir. Bugüne kadar gelinen süreçte anlaşılan odur ki halkın talepleri sorulmamış, yaşam biçimi, gereksinimleri, yeniden inşa edilecek binalarının ve mahallelerinin nasıl bir çevrede olma-sını istedikleri araştırılmamıştır. Kimsenin yerinden olmayacağı dönüşüm uygulaması konusunda halkın endişeleri giderilmemiş, haklarının karşılığı olarak belirlenecek değer ile yeni durumun kendilerine geti-receği yükümlülüklere ilişkin temel ilkesel yaklaşım-lar hakkında hiçbir bilgi verilmemiştir.

Yaşayanların taleplerinin alınacağı; geleneklerinin, kültürünün ve yaşamlarının çok değişime uğramadan oluşturulacak çözüme ilişkin tespitlerin elde edilece-ği ve bilgilendirmelerin yapılacağı saha çalışmaları ile desteklenmeyen, bir gizlilik perdesi arkasında halk açısından ciddi belirsizlikler içeren ve şeffaflıktan uzak yürütülen bu çalışma planlamaya ve sonrasın-daki uygulamaya dair ciddi kuşkular ve güvensizlik yaratmaktadır. Merkezi idarenin yapacağı bu uygula-mayla yeniden yaratacağı değerin boyutunun ne olaca-ğı ve belirli müteahhit gruplarına çıkar sağlanabileceği endişesine karşı yaratılacak rantın kimler için kulla-nılacağı sorularını hak sahiplerinin ve kamuoyunun bilgilendirilme hakkı gereği yetkililer yanıtlamalıdır.

Mayıs-Temmuz 2014 3İMO İZMİR ŞUBESİ BÜLTENİ

Başyazı

Uygulama sırasında yeni yapılaşma ve yasanın amaç-ladığı afet riskine karşı depreme dayanıklı yapı üre-timi açısından meslek odalarının kamusal denetimi-nin sağlanması da mutlaka gereklidir. Ayrıca 6306 sayılı yasa kapsamındaki Kentsel Dönüşüm uygula-malarının Yerel Yönetimlerle birlikte yürütülmemesi imar, altyapı, ulaşım ve yasanın amacında belirtilen afet riskine karşı kentin bütününün planlanmasında uyumlu çözüm oluşturabileceği ya da toplumsal bo-yutlarda büyük sorunlara neden olacağı sorusu kent yönetimi açısından ele alınarak uygulama öncesinde yanıtını bulmalıdır.

Değerli meslektaşlarımİzmir’de son yıllarda Kentiçi ulaşıma ilişkin metro, konak tünelleri, tramvay, birer birer işletmeye alı-nan yeni deniz ulaşım araçları ve otobüs hatlarında-ki değişiklikle aktarmalı sistemin güçlendirilmesi olarak açıklanan çalışmalarla çok önemli ulaştırma projeleri ve düzenlemeleri hayata geçiriliyor. Basına yansıyan birçok aksama ve diğer sorunlarla ilgili ha-berler dahi göstermektedir ki Metro’nun Üçkuyular’a ve Bornova’ya uzatılması inşaatının onbir yıl süren yapım sürecinde teknik ve idari yönden proje safhası, inşaat yönetimi ve iş planlamasında oldukça başarısız bir çalışma yürütülmüştür. Tünel açma yöntemi, sert zeminin geçilememesi, yeraltı suyu, tüneldeki göçük-ler, müşavir firmanın yeterliliği vb. kaynaklı sorunlar ile istasyonlardan birinin iptal edilmesi ve çok sayıda müteahhidin işi bırakması sonucu son dönemlerde bitirilme tarihi açıklanmayan Üçyol-Üçkuyular hat-tındaki Metro inşaatı son günlerde basına yansıyan iki önemli haberle İzmir gündeminde yerini almıştır.

Test seferlerinin başladığı ve yakın süreçte hattın yol-cu taşıma ile işletmeye alınacağı yönündeki birinci habere karşın ikinci haberle kamuoyuna yansıyan ODTÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü öğretim üye-lerinden bir akademisyenin hazırladığı 6 Haziran 2012 tarihli tünelin güvenliğiyle ilgili çok ciddi olumsuz tespitler içeren rapor olmuştur. Bu teknik raporda belirtilen aşağıdaki tespitler Metronun iş-letme sürecinde ulaşımın güvenli sağlanacağına dair İzmir Büyükşehir Belediyesince zaman geçirmeden yanıtlanmalıdır:

» Tünelin tamamında ya da bir bölümünde proje değişikliğine gidilerek rayların altındaki balast ve traversler iptal edilmiş ve yerine invert betonu re-vizyonu yapılmış mıdır? Bu proje değişikliği hangi nedenle yapılmıştır?

» 2011 yılında tünelin tamamında ya da bir bölü-münde üzerine rayların montajının yapılacağı in-

vert betonunda meydana gelen kabarma sonucun-da 140 cm. kırılma meydana gelmiş midir?

» İnvert betonunda oluşan kabarma sonucunda kırıl-manın sebebi olarak çalışmayan drenaj sisteminin neden olduğu tahmin edilemeyen su basıncı mıdır?

» Drenaj sisteminin çalışmamasına tünel kesit de-ğişimlerindeki drenaj sistemindeki süreksizlikler midir? Bu soruna yol açan drenaj sistemi detayla-rının projelendirilmesi ve projenin bu şekilde onay-lanması mıdır?

» Eğer projeler kesintisiz ve sürekli tasarlanmış ise kontrol mekanizması drenajın hatalı yapılmasına nasıl izin vermiştir?

» Göçme sonrası invert güçlendirilmesi yapılmış mıdır? İnvert güçlendirmesinde hangi etkiler (su basıncı, statik-dinamik yükler, su yalıtımı vb.) ve kabul edilebilir yük değerleri esas alınarak mı yapılmıştır?

» Süreksizlik oluşacak şekilde yapılan drenaj siste-minde kalsiyum karbonat çözünmesi veya başka nedenlerle tıkanma meydana gelmiş midir? Eğer tıkanma meydana geldiyse drenaj sisteminin çö-zümü ve sürekliliği nasıl sağlanmıştır?

» Sistemin tıkanabileceği olasılığına karşı gerekli ye-dek drenaj sistemleri yapılmış mıdır?

» Raylar arası izin verilen rölatif deplasmanların 2 mm. mertebesini aşmaması ve dolayısıyla her gün binlerce yolcuyu taşıyacak trenlerin işletme sıra-sında can güvenliğini sağlaması açısından rijitliği şart olan invert betonarme güçlendirilmesi tüm hatta yapılmış mıdır?

» Yapılan projelendirme çalışmalarında deprem yük-lerinin alınmadığı ve tünel kemerinin çok yeter-siz kaldığı doğru mudur? Deprem yüklerine karşı Tünel kemerine betonarme, karbon lif li polimer elyaf vb. güçlendirme projesi ve uygulaması yapıl-mış mıdır?

Kentimizin ulaşımına yönelik Konak tünelleri, tram-vay, otobüs düzenlemesi, İzban ve yeni alınan ulaşım araçlarına ilişkin değerlendirmelerimizi sonraki bül-tenlerimizde sürdüreceğiz.

Mayıs ve Haziran aylarını yine oldukça yoğun gün-demli geçirdik. Tüm emekçilerin birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs’ı otoriter yönetimin baskı,

Mayıs-Temmuz 20144

Başyazı

şiddet ve yasaklamalarına rağmen kutladık. Manisa Soma da 13 Mayıs’ta meydana gelen kömür made-ninde iş kazası diyemeyeceğimiz katliamda resmi açıklamalara göre 301 işçi yaşamını yitirdi. Kömür madenlerini işletmesinin kiraya verilmesi yöntemiyle özelleştirmeyi alan Soma Holding daha ucuz kömür çıkartmayı vaat ederek işçi sağlığı ve güvenliğinin te-mel önlemlerini maliyet olarak gördüğü yatırımları-nı yapmayarak almamış, teknolojisini geliştirmemiş, gerekli denetimler kâğıt üzerinde yapılmış, siyasi ik-tidar konunun Meclis te görüşülmesini engellemiştir. Öfkemiz, kızgınlığımızın çok büyük, acımızın çok derin olduğu bu katliamda yakınlarını kaybeden aile-lere baş sağlığı ve sabır diliyoruz. Soma madenlerinin Meclis te görüşülmesini engelleyenler, gerekli dene-timi yapmayan ilgili Bakanlık yetkilileri ve Bakanlar istifa etmelidirler.

Haziran ayında Gezi direnişinin yıldönümünde Türkiye başta İstanbul, Ankara, İzmir olmak üzere birçok ilde düzenlenen barışçıl gösterilerin polis şid-detiyle dağıtıldığını ve çok sayıda haksız gözaltı ve yaralılarla siyasi iktidarın tahammülsüzlüğünü ve hukuksuzluğunu bir kez daha yaşadı. Başbakanın

“polisimiz destan yazdı” diyerek polis şiddetini adeta meşrulaştırdığı Ülkemiz en doğal demokratik hak-ların kullanılamadığı, barışçıl protesto gösterilerinin bile şiddet kullanılarak dağıtıldığı baskıcı, otoriter bir ülke haline gelmiştir.

Yasalaştırılan kanunlarla, tarafsızlığı giderek sorgu-lanan hukuk yoluyla hak ve adaletin sağlanması gide-rek imkânsızlaştığı bir dönemde İnşaat Mühendisliği hizmetinin uzmanlık gerektiren bir meslek olduğu-nu; Bilimi, aklı, kamu yararını, emeği, tam bağımsız-lığı ve demokrasiyi savunmaya devam edeceğiz.

Bu yıl da 2013-2014 döneminde lisans öğrenim-lerini tamamlayarak aramıza katılan genç mes-lektaşlarımızın Dokuz Eylül, Ege ve Celal Bayar Üniversitelerindeki mezuniyet törenlerine katıldık. Genç İnşaat Mühendisi meslektaşlarımıza aramıza, meslek örgütümüz İnşaat Mühendisi Odamıza hoş-geldiniz diyor, hepinizi kutluyorum.

Sevgi, Saygı ve Selamlarımla…

DUYURU

17 AĞUSTOS 1999 DEPREMİYILDÖNÜMÜ ETKİNLİKLERİ

17 Ağustos 1999 Gölcük Depreminin yıldönü-münde, Şubemiz tarafından depreme karşı du-yarlılık yaratmak amacıyla kentimizde ve çeşitli ilçelerinde geçen yıllarda olduğu gibi bu yıl da etkinlikler düzenlenecektir.

12-13 Ağustos 2014 tarihlerinde kent merkez-lerinde açılacak stantlarda görev alacak İnşaat Mühendisleri yapı stoğumuzun durumu ve vatandaşların farkındalığını ölçmek adına dü-zenlediğimiz anketlerin uygulamasını ve bilgi-lendirme çalışmasını yapacaklardır. Stantlarda Şubemiz ve İMO tarafından hazırlanan deprem broşürleri dağıtılacaktır.

14 Ağustos 2014 tarihinde Şubemiz tarafından İzmir Ticaret Odası ile birlikte “Gölcük Dep-remi’nin 15. Yılında Kentimizde Yapılaşma” konulu bir panel düzenlenecektir. Aynı günün akşamında Alsancak İskelesi önünde Deprem konulu bir forum gerçekleştirilecektir.

18 Ağustos 2014 tarihinde saat 21.00’de Al-sancak Kıbrıs Şehitleri Caddesi’nde depreme duyarlılığı vurgulayan meşaleli bir yürüyüş ya-pılacaktır.

Aynı zamanda kentimizde halkın yoğun olarak yaşadığı merkez cadde ve meydanlarda asaca-ğımız büyük boy afiş ve pankartlarımızla görsel olarak depreme karşı güvenli yapının önemi ve bütün yapıların İnşaat Mühendisliği hizmeti alı-narak inşa edilmesi gerekliliği vurgulanacaktır.

Ayrıca geçen yıllarda olduğu gibi bu yıl da ga-zetelerde depremle ilgili yazılarımızın yayın-lanması, özel ek çıkarılması çalışmaları yapıl-maktadır.

17 Ağustos depreminin 15. yıldönümünde mesleğimizin ve meslek odalarımızın önemini bir kez daha hatırlatıyor, depremde yaşamını yitiren yurttaşlarımızı saygıyla anıyoruz.

İMO İzmir Şubesi Yönetim Kurulu

Mayıs-Temmuz 2014 5İMO İZMİR ŞUBESİ BÜLTENİ 5

Yayın Kurulundan

Kendi seçimlerimiz, yerel yönetim seçimleri ve Soma faciasının ardından ardından sizlere merhaba diyoruz Bülten’in bu sayısında. Bülten’in bu sayısın-da yine dünya ve ülke gündeminin yoğun olduğu günlerde birlikteyiz aynı zamanda. Bu nedenledir ki, seçimlerin ardından yapmayı planladığımız de-ğerlendirme yazımızı bir başka sayımızda ele alma zorunluluğu doğmuştur.

Ülkemizin 17 Aralıktan bu yana yaşadıkları, siyasi iktidarın bu yaşananlar karşısında takındıkları ta-vır, ortaya koyduğu yönetim anlayışı ve yapageldik-leri bizi bir kez daha bu konulara değinme zorunda bırakmıştır. Kendisi gibi düşünmeyenlerin bulun-masına tahammülsüz, eleştiriye kapalı yapılanma, söylem ve eylemlerine devam eden siyasal iktidarın yıllar önce ikrar etmiş olduğu “demokrasi bizim için bir araçtır” zihniyetinin yansımalarını görmekteyiz ve yaşamaktayız son günlerde. Öte yandan siyasi ik-tidarın yine kavram kargaşası yaratan söylemlerin-de; toplumu ayrıştırıcı, ötekileştirici konuşmaları da son hızla devam etmektedir. Bu nedenle, bizim yıllar önce siyasi iktidar, bir korku imparatorluğu kurarak, kitleleri birbirinden soyutlamakta, insanları yalnız-laştırmakta, örgütsüzleştirme ve böylece emperya-lizm ve kendi siyasi iktidarı için dikensiz gül bah-çesi yaratmaya çalışmaktadır tespitimizdeki korku imparatorluğu terimini yine takiyye yaparak kurmuş olduğu bu korku imparatorluğunun ortaklarına karşı kendi lehine yine halkı kandırmak amacıyla diline dolamış olması hiç de şaşırtıcı olmasa gerektir.

Yaşamın tüm alanlarında adam kayırma, kendin-den olmayanın hakkını yeme ya da yok sayma hal ve durumlarının nasıl zirve yaptığını görsel ve yazılı basından canlı canlı izlerken kimi zaman herhangi birimiz de bu yapılanların muhatap öznesi olabil-mekteyiz. Çatışmacılık, ötekileştirme, hakaret ve saygısızlık siyasal iktidarın alametifarikası haline gelmiştir. Buradaki asıl amacın koşulsuz biat ve itaat olduğu da aşikardır.

Soma’da meydana gelen 301 maden işçisinin ölme-sine neden olan iş cinayeti sonucunda tavrının aynı olduğu da gözler önüne serilmiştir. Bu durumları bilerek bir kez daha siyasal iktidara çağdaş demok-rasilerin örgütlü toplumdan geçtiği, siyasal iktidar-ların toplumun yapısına ve örgütlü mücadelesine

ve dolayısıyla muhalefetine saygı duyması gerektiği, toplumun, toplumsal örgütlerin talep ve önerilerini dikkate aldığı oranda kendilerinin başarılarının ar-tacağını ve bir gün kendilerinin bu örgütlere ihtiyaç duyabileceklerini hatırlatmadan geçemeyeceğiz. Bu kapsamdan olmak üzere yıllardır İSG konusunda yaptığımız eleştiri ve önerileri hatırlatmak yarar-lı olacaktır. İş Sağlığı ve İş Güvenliği konusunda Türkiye’nin ölümlü iş kazalarında geldiği nokta va-him, üzücü ve asla kabul edilebilir bir durum değildir. Hem insan, hem yurttaş, hem de mühendis olarak siyasal iktidara iş sağlığı ve iş güvenliğinin insani bir sorumluluk olduğunu, temel bir hak olduğunu, her-kesin sağlıklı ve güvenli bir ortamda çalışma hakkına sahip olduğunu bir kez daha hatırlatmak isteriz. Bu konuda yapılacak her türlü düzenlemenin, geliştirile-cek teknolojilerin insanı yok sayan değil, insan odak-lı insana değer veren yaklaşımların kullanılması bir zorunluluktur. Siyasal iktidarın yaptığı gibi; deprem-lerden, Soma’daki ve benzeri maden kazalarından, ya da tüm iş kazalarından sonra kader, takdiri ilahi di-yerek geçiştirmeye hiç kimsenin hakkı bulunmamak-tadır. Depremden sonra toplanma yerlerine AVM ve rantiyeler dikerek, İSG yasasını çıkardıktan sonra uygulamaya bile fırsat verecek kadar zaman geçme-den yasayı işverenler lehine değiştirmek bu konuda da siyasal iktidarın vebalini artırmaktadır. Yani bu konularda yaşadıklarımız bir deprem ya da iş kazası değil düpedüz katliam ve iş cinayetidir.

Siyasal iktidarın; geldiğinden beri uyguladığı ve ha-len uygulamaya sokmaya devam ettiği, ekonomik, toplumsal, hukuk ve sosyal alandaki düzenlemeler sonucunda; elimizden alınanlar ve yerine ikame edilenleri hepimiz yaşayarak görmekteyiz. Bütün bu hususları önceki sayılarımızda sizlerle birlikte tespit ederek paylaşmıştık. Ancak; suyumuza, dereleri-mize, parklarımıza, meydanlarımıza, doğanın kat-line, özelleştirmelere, piyasalaştırmaya karşı, bilim, teknoloji ve mesleki birikimlerimizi halk yararına, emekten ve halktan yana, dolayısıyla kendimizden ve geleceğimizden yana kullanmayı esas almakla yükümlü olduğumuzu bir kez daha belirtmeliyiz. Ses çıkarmaya devam etmeliyiz. Bunu yaparken de TMMOB Başkanı Teoman Öztürk’ün belirttiği gibi

“Yüreğimizdeki insan sevgisini ve yurtseverliği, bas-kı ve zulüm yöntemlerinin söküp atamayacağının bilinci içinde, bilimi ve tekniği, emperyalizmin ve

Yayın Kurulu

MERHABA

Mayıs-Temmuz 20146

Yayın Kurulundan

sömürgenlerin değil, emekçi halkımızın hizmetine sunmak için her çabayı güçlendirerek sürdürme yo-lunda inançlı ve kararlıyız.” tespitini kendimize ala-cağımız düsturlardan biri yapmalıyız.

Siyasi iktidar tarafından yapılan ve yapılmak isteni-len dönüşüm, girişim ve oluşumlara karşı durmanın toplumun en geniş kesimini kapsayan emperyaliz-min yok etme hedefinde yer alan güçlerin ortak siya-si ekonomik ve toplumsal mücadelesi ile olanaklı ol-duğunu da unutmamak gerekmektedir. Önemli olan bizim ürettiklerimizin ve yanında yer aldıklarımızın ne olduğudur. Dünyayı ve yaşananları değiştirmek, hakim olan emperyalist küreselleşmenin karşısına başka bir küresel dünya oluşturmak mümkündür. Bu ise; değişimin ve gelişimin insandan ve toplumdan yana olduğu bir küreselleşme, eşitsizliğe karşı eşitliği, yoksulluğa karşı refahı, tüketimciliğe karşı üretken-liği, bireyciliğe karşı toplumsal dayanışma ile akıl ve bilimin yol göstericiliğini sahiplenerek olanaklıdır.

O halde her türlü gelişimi üretim ilişkileri açısından irdeleyip, yorumlayarak, yaşamın her alanını oldu-ğu gibi mesleğimizin uygulanabilirliğini de mesleki çalışma anlayışlarının dışında ve üstünde siyasetle ilişkilendirilerek duruş, davranış ve tercihlerimi-zi belirlemeliyiz her şeyden önce. Çünkü ülkeyi ve toplumu ilgilendiren bu sorunlar ve siyasal iktidarın çözüm/çözümsüzlük için uygulayacağı politikalar ve alacağı kararlar mesleğimizi doğrudan etkileyeceği için savunma ancak bu yolla yapılabilecektir. Çünkü İMO’nın ülke, halk, üye ve mesleğimizin çıkarlarını savunup koruyabilmesi için siyasetle iç içe olması ge-rekmektedir. Çünkü gittikçe işçileşen, yaşam şartla-rı zorlaşarak standartları düşen, işten atılan üyelerin hakları ancak bu yolla savunulabilecektir. Çünkü yukarıda sadece bir kısmını sıraladığımız sorunların çözümleri için verilecek mücadelede alacağımız yer, Odamızın ve üst Birliğimizin başarısını da belirleye-cektir. Çünkü çok geç olmadan ses çıkarmak ancak bu yolla yapılabilecektir.

Diğer taraftan çağdaş demokratik toplumun örgütlü toplum olduğunu, bağımsız olunmadan demokratik uygulamaların olamayacağını unutmamalıyız. Yine bir kez daha belirtmeliyiz ki, bizim gibi mesleki - demokratik kitle örgütü olan meslek örgütlerinin varlığı da çağdaş demokratik toplumların olmazsa olmazıdır. Ülkemizin yeraltı ve yerüstü kaynakları-nın talan edilmesine, bilime, tekniğe aykırı her türlü uygulama ve girişime karşı verilen mücadeleler de bu örgütlerin, toplumsal, ekonomik gelişim, kalkınma ve çağdaşlaşma adına yapılması gerekenlere işaret etmektedir.

İşte bu nedenle; 1 Mayıslarda emekten yana daya-nışma için, haklarımızı korumak için alanlardayız, çalışma yasaları, işçi sağlığı ve güvenliği mevzuatı ve çalışma yaşamındaki uygulamalarda düzenli ya-şanan gerilemelere karşıyız, mesleki haklarımıza ve örgütlülüğümüze yapılan saldırılara karşıyız, toplum içinde yapılan bizimkiler ve ötekiler ayrıştırılması-na karşıyız. Aslında şöyle bir düşünsek; bu liste ne kadar çok başlık kapsamakta. Siyasal iktidarlardan beklenen ise bu taleplere cevap verecek uygulamaları yaşama geçirmek olmalıdır.

Bir yandan ülke siyasi ve ekonomik yaşamda böyle karmaşık süreçleri yaşarken, kendi örgütsel çalışma-larımız da devam etmektedir. Bültenin diğer sayfa-larında, mühendislerin bilim adamı, aydın kimliği nedeniyle yaşamında, yaptığı işlerde, bilime olduğu kadar toplumsal sorumluluklarına da yer vermelidir bilinci içerisinde, kökleşmiş meslek odası ilkelerimi-zin ışığında çalışma, etkinlik, faaliyet, iş ve işlemler gibi örgütsel olarak yaptığımız çalışmaları görebi-lirsiniz. Ancak; İMO Genel Kurulunda İzmir Şube olarak, üyelerimize yönelik kararlar alınmasında gösterilen gayret ve başarıyı da buradan belirtmeden geçmemeliyiz. Bu çalışmalar, genç meslektaşlarımı-zın etkin gayreti; Şube Başkanımız Tahsin Vergin’in

“örgütlenme ve örgütlülük için ayrışma değil birlik-telik” bakış açısıyla yaptığı çalışmaların ve genç mes-lektaşlara verdiği önemin bir tezahürüydü aslında.

Her türlü engellere rağmen ödün vermeden, doğ-ruları savunmaktan geri durmayan, birikimlerini toplumun yararına kullanma şiarını yaşama geçir-me hedefinden sapmayan “demokrasi ve toplum için bir ses, mesleğimiz ve meslektaşımız için bir nefes” olmayı başarabilen bir örgüt için söz söylemeye, ses çıkarmaya devam etmeliyiz hep birlikte.

Sevgilerimizle.

Mayıs-Temmuz 2014 7İMO İZMİR ŞUBESİ BÜLTENİ

Şubeden

MART-TEMMUZ 2014 ETKİNLİKLERİMİZ

İşyeri Temsilcilik Seçimi26 Mart 2014Üyelerimiz ile Şubemiz arasındaki bağın oluşturul-ması ve iletişimin daha etkin bir şekilde sağlanması amacıyla işyerlerindeki üyelerimizin kararıyla be-lirlediğimiz işyeri temsilcilerimizin seçimine Ege Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümünde ve Ege Üniversitesi Yapı işleri Daire Başkanlığında başladık.

“Kıyı Yapıları Tasarım İlkelerine Yeni Bir Bakış ve İspanya Limanlarından Örnekler” Semineri Gerçekleşti3 Nisan 2014İnş. Müh. Sunay Akçaoğlu ve İnş. Yük. Müh. Veli Ak-çaoğlu tarafından sunulan “Kıyı Yapılarının Tasarım İlkelerine Yeni Bir Bakış ve İspanya Limanlarından Örnekler” başlıklı seminer Şubemiz Konferans Salo-nu nda gerçekleştirildi.Seminerde Kıyı Yapıları Tasarım İlkelerinin ülke-mizde göz önünde bulundurulan unsurları, bu proje-

ler için ayrılan ödeneklerle sadece güvenli, işlevsel ve ekonomik yapılar yapılmasının hedeflendiği belirti-lerek bundan böyle yapılması düşünülen kıyı yapıları ve liman tasarım ilkeleri arasına çevre ile uyum, yöre insanının gereksinimleri ve estetik unsurların katıl-ması gerektiği vurgulanmıştır. Seminer Sunay Ak-çaoğlu ve Veli Akçaoğlu’nun 25 Haziran-11 Temmuz 2009 tarihleri arasında İspanya ya yaptıkları gezide görüntüledikleri Valencia, Peñıscola, Benicarló, Vi-naròs, Tarragona, Barcelona, Garraf ve Les Botigues limanlarındaki kıyı yapılarından örnekler ve bu ya-pılar hakkında bilgi verilmesiyle devam etti.

“Projeci Üyelerle Toplantı Yapıldı”4 Nisan 2014Şube Yönetim Kurulumuz tarafından İMO Genel Kurulu öncesi projeci üyelerimizin görüş ve önerile-rini almak amacıyla bir toplantı gerçekleştirildi.

Mayıs-Temmuz 20148

Şubeden

İşyeri Temsilcilik Seçimi7 Nisan 2014Batıçim Batıbeton A.Ş. ve İzbeton AŞ de temsilci se-çimini tamamladık.

İşyeri Temsilcilik Seçimi8 Nisan 2014TCDD 3. Bölge Müdürlüğü ve Dokuz Eylül Üniversi-tesi Yapı İşleri Daire Başkanlığında temsilci seçimini tamamladık.

İMO 43. Dönem 4. Danışma Kurulu’na katıldık10 Nisan 2014İMO Teoman Öztürk Konferans Salonu nda “44. Olağan Genel Kurul hazırlık çalışmaları” gündemiy-le toplanan İMO 43. Dönem 4. Danışma Kuruluna Şubemiz Danışma Kurulu üyeleriyle katıldık. Danış-ma Kurulunda Şube Başkanımız Ayhan Emekli, Şube Sekreter Üyemiz Jale Alel, Danışma Kurulu üyeleri-miz Ali Fuat Günak ve Necati Atıcı gündemdeki ko-nularla ilgili görüşlerini dile getirdiler.

Liselerde Meslek Tanıtım Toplantıları10-25 Nisan 2014İzmir’deki çeşitli liselerin davetiyle katıldığımız meslek tanıtım toplantılarında meslek alanlarımızı tanıttık. Toplantı tarihleri ve katılan kişiler aşağıdaki tabloda yer almaktadır:10 Nisan 2014 - Tuğba Özbek Anadolu LisesiErhan Arslan (Şube Yönetim Kurulu Sayman Üyesi)

16 Nisan 2014 - Nevvar-Salih İşgören Anadolu Lisesi Erhan Arslan (Şube Yönetim Kurulu Sayman Üyesi)

24 Nisan 2014 - Övgü Terzibaşıoğlu Anadolu Lisesi Fırat Ümmetoğlu (Şube Yönetim Kurulu Üyesi)

25 Nisan 2014 - Büyükçiğli Anadolu LisesiOnur Açık (Şube Yönetim Kurulu Yedek Üyesi)

25 Nisan 2014 - Emlakbank Süleyman Demirel Anadolu L.Ceren Narin (Şube Yönetim Kurulu Yedek Üyesi)

İnşaat Mühendisleri Odası Genel Kurulu’na katıldık11-13 Nisan 2014Ankara’da yapılan İMO 44. Dönem Olağan Genel Kurulu’na İMO delegelerimizle birlikte katıldık. Ge-nel Kurul ve seçimlerle ilgili detaylı bilgi “İMO’dan” sayfalarımızda yer almaktadır.

“Köy Enstitüleri Destanı” Belgesel Gösterimi ve Söyleşisi Gerçekleşti16 Nisan 2014Üyemiz Ahmet Gürel in hazırlamış olduğu “Köy Enstitüleri Destanı” belgeseli Şubemizde gösteril-di. Etkinlikte ayrıca Köy Enstitüsü mezunu Osman

Mayıs-Temmuz 2014 9İMO İZMİR ŞUBESİ BÜLTENİ

Şubeden

Atıcı ve Mustafa Tüzen in katılımlarıyla bir söyleşi gerçekleşti.Söyleşide Osman Atıcı ile Mustafa Tüzen, eğitim dö-nemlerinde yaşadıkları koşulları ve ilginç anılarını paylaştılar.Etkinlik sonunda Ahmet Gürel, Osman Atıcı ve Mus-tafa Tüzen’e teşekkür plaketi sunuldu.

İlçe Temsilcilik Ziyaretleri ve Eğilim Yoklamaları 18 Nisan 2014 Selçuk, Tire ve Ödemiş temsilciliklerimizde üyele-rimizle bir araya gelerek 44. dönem temsilcilerimizi belirlemek amacıyla eğilim yoklaması yaptık. Top-lantılarda yeni dönem programı başta olmak üzere düzenlenecek eğitim ve seminerler konusunda üye-lerimizin görüş ve önerilerini aldık.

genç-İMO Temsilcileriyle Toplantı19 Nisan 2014 genç-İMO üniversite ve sınıf temsilci le-ri ve Yönetim Kurulu üyelerimizin katılı-mıyla Şubemizde kahvaltılı bir toplantı ger-çekleştirdik. Toplantıyla ilgili detaylı bilgi bültenimizin genç-İMO sayfalarında yer almaktadır.

Doğa Yürüyüşü20 Nisan 2014Kordelya Dağcılık Kulübü ile birlikte Tire’de bir doğa yürüyüşü gerçekleştirdik.

İşyeri Temsilcilik Seçimi22 Nisan 2014İZSU Genel Müdürlüğünde temsilci seçimini tamamladık.

Mayıs-Temmuz 201410

Şubeden

“Adnan Menderes Havalimanı İç Hatlar Terminali İnşaatı Tanıtımı” Semineri Gerçekleşti24 Nisan 2014Şubemiz Konferans Salonunda gerçekleşen semi-nerde İzmir Adnan Menderes Havalimanı İç Hatlar Terminali inşaatında görev alan Proje Müdürü İnş. Y. Müh. Fatih KAN, Teknik Ofis Şefi İnş. Müh. Kerem KURUM, Teknik Ofis Mühendisi İnş. Y. Müh. Ay-nur Hürriyet ŞEŞEN tarafından inşaatın planlama ve organizasyon aşaması; eski yapıların yıkımı ve geri dönüşüm süreci; iş organizasyonu; iş güvenliği ön-lemleri; inşaatın bir kısmında uygulanan üç boyutlu tasarıma, planlama ve bütçe boyutlarının eklenmesi uygulaması; yeşil bina uygulaması ile havalimanının işletmesi gibi konularda detaylı bilgiler verildi. So-ru-cevap bölümüyle biten seminerin sonunda sunum yapan meslektaşlarımıza plaket verilerek teşekkür edildi.

TCK 2. Bölge Müdürü ziyareti25 Nisan 2014 TCK 2. Bölge Müdürü İnş. Müh. Abdülkadir Ura-loğlu Şube Başkanımız Ayhan Emekli’yi ziyaret etti. Görüşmede Karayolları 2. Bölge Müdürlüğünün yap-makta olduğu yatırımlar ve bu çalışmalara yapabile-ceğimiz teknik geziler hakkında görüş alışverişinde bulunuldu.

Yüksek Binaların Performansa Göre Tasarımına Giriş26 Nisan – 11 Mayıs 2014Toplam 4 hafta süren ve 24 üyemizin katıldığı kursa eğitmen olarak Prof. Dr. M. Nuray Aydınoğlu, Prof. Dr. Sinan Akkar, Dr. Şeref Polat, Dr. Cüneyt Tüzün, Dr. Utku Celep katıldılar.

1 Mayıs Mitingi1 Mayıs 20141 Mayıs Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü`nde Gündoğdu Meydanı’nda yapılan mitinge TMMOB

İzmir İl Koordinasyon Kurulu bileşenleriyle birlikte TMMOB pankartı arkasında katıldık.

Bilgisayar Destekli İş Planı Hazırlama Kursu2-27 Mayıs 20144 hafta süren Bilgisayar Destekli İş Planlama hazırla-ma kursumuza 24 üye ve öğrenci üyemiz katıldı.

Doğa Yürüyüşü4 Mayıs 2014Kordelya Dağcılık Kulübü ile birlikte Değirmende-re-Özdere doğa yürüyüşünü gerçekleştirdik.

Komisyonlar Ortak Toplantısı5 Mayıs 2014Şubemiz çalışma komisyonlarına katılmak isteyen üyelerimizle Şubemiz Konferans Salonunda ortak bir toplantı gerçekleştirdik. Toplantıda Şube Başkanımız Ayhan Emekli’nin komisyonlardan beklentilerimizi aktardığı açılış konuşmasının ardından Komisyonlar Sekreteryası üyeleri Hüseyin Mumcuoğlu “Motivas-yon ve Genel Hedefler”, Abdullah İncir “Komisyon-ların Çalışma Prensipleri” konularında sunumlar yaptılar.

Mayıs-Temmuz 2014 11İMO İZMİR ŞUBESİ BÜLTENİ

Şubeden

IdeCad Kursu5-28 Mayıs 20145-28 Mayıs 2014 tarihleri arasında süren “Betonarme Yapıların Bilgisayar Ortamında Projelendirilmesi ve Çizimi - IdeCad” kursumuza 26 üye ve öğrenci üye-miz katıldı.

Deniz Gezmiş Anması6 Mayıs 2014Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idam edilmelerinin yıldönümünde DİSK, KESK ve TMMOB İzmir İKK tarafından Kıbrıs Şehitleri caddesinde düzenlenen anma etkinliğine katıldık.

Çiğli Belediye Başkanını ziyaret8 Mayıs 2014Son yerel seçimlerde seçilerek göreve başlayan Çiğli Belediye Başkanı meslektaşımız İnşaat Mühendisi Hasan Arslan’ı makamında ziyaret ettik. Hasan Ars-lan’a yeni görevinde başarılar diledik ve meslek alanı-mızla ilgili konularda ortak çalışma dileğimizi ilettik.

İşyeri Temsilcilik Seçimi8 Mayıs 2014Çiğli Belediyesinde işyeri temsilci seçimini tamamladık.

Türk Sanat Müziği Korosu Konseri8 Mayıs 2014Üyemiz İnşaat Mühendisi Selim ÖZTAŞ yönetimin-deki Şubemiz Türk Sanat Müziği Korosu nun Dokuz Eylül Üniversitesi Mûsıkî Günleri kapsamında dü-zenlenen konseri 8 Mayıs 2014 Perşembe günü üyele-rimiz ve yakınlarının yoğun katılımıyla DEÜ Saban-cı Kültür Sarayı nda gerçekleşti. Sunuculuğunu TRT Sanatçısı Neşe Öztaş ın yaptığı konsere solist olarak üyemiz İnşaat Mühendisi Semih BAYRAKTAR ka-tıldı. Konserimize katkıda bulunan Nida İnşaat ve A Yapı firmalarına teşekkür ederiz.

Doğa Yürüyüşü11 Mayıs 2014Kordelya Dağcılık Kulübü ile birlikte düzenlenen Sel-çuk-Şirince Doğa Yürüyüşünü gerçekleştirdik.

37. Yapı Fuarına katıldık9-10 Mayıs 20146-10 Mayıs 2014 tarihlerinde YEM tarafından İstan-bul Büyükçekmece’de düzenlenen 37. Yapı Fuarına katıldık. 40 inşaat mühendisi, 45 genç-İMO üyesi ile 2 gün katılım gösterdiğimiz gezimizin 2. günü genç-İ-MO üyelerimize İnönü Stadyumu inşaatına teknik gezi düzenlendi.

Mayıs-Temmuz 201412

Şubeden

Komisyon Toplantıları Başladı12 Mayıs 2014Şubemiz 44. Dönem Komisyon çalışmalarına Afet ve Deprem Bilincini Yaygınlaştırma ve Yapı Stoğu-nu İyileştirme, Kamu Çalışanları ve Yüklenici İn-şaat Mühendisleri komisyonlarının toplantılarıyla başlandı.

Soma Maden Kazasıyla ilgili Yürüyüş ve Basın Açıklaması14 Mayıs 201413 Mayıs 2014 günü Soma Eynez Maden Ocağında meydana gelen ve 301 maden işçisinin hayatını kay-bettiği kazayla ilgili olarak Sendikalar ve demokratik kitle örgütleriyle birlikte Basmane Meydanında top-lanarak Konak Meydanına kadar yürüdük. Gerekli önlemlerin alınarak iş cinayetlerinin son bulması konusundaki duyarlılığımızı ve taleplerimizi dile getirdik.

Soma’daki Toplu İş Cinayetini Protesto15 Mayıs 2014Soma’da meydana gelen ve 301 maden işçisinin ha-yatını kaybettiği iş cinayetine karşı Sendikalar ve demokratik kitle örgütleriyle birlikte Basmane Mey-danında toplandık.

Ege Üniversitesi Kariyer Günleri 15 Mayıs 2014EÜ İnşaat Mühendisliği Bölümünün düzenlediği Ka-riyer Günleri etkinliğine katılarak inşaat mühendisi olacak gençlerimize meslek alanlarımızla ilgili bil-giler verdik. Düzenlemesini üyemiz Gülben Çalış’ın, moderatörlüğünü Prof. Orhan Yüksel ve Prof. Dr. Kambiz Ramyar’ın yaptığı etkinlikte Yönetim Kuru-lu üyemiz Fırat Ümmetoğlu Odamızı ve genç-İMO örgütlüğünü anlattı. Yönetim Kurulu yedek üyemiz Ceren Narin, üyelerimiz Hakan Özel, Mine Çaçtaş, Sonay Perçin, Dr. Bülent Kaçmaz, Erdal Yüksel ve Erhan Yoğurtçu çalıştıkları alanlar ve kurumların yaptıkları işlerle ilgili bilgiler verdiler.

İlçe Temsilcilik Ziyaretleri ve Eğilim Yoklamaları 16 Mayıs 2014 Menemen ve Bergama temsilciliklerimizde üyeleri-mizle bir araya gelerek 44. dönem temsilcilerimizi belirlemek amacıyla eğilim yoklaması yaptık. Top-lantılarda yeni dönem programı başta olmak üzere düzenlenecek eğitim ve seminerler konusunda üye-lerimizin görüş ve önerilerini aldık.

Soma İncelemesi16 Mayıs 2014Soma’da meydana gelen maden faciasının yaşandığı yere gidilerek yapılan çalışmalarla ilgili incelemeler-de bulunduk.

Taşeronlaşmaya Karşı Miting21 Mayıs 2014DİSK, Türk-İş, KESK ve TMMOB’un çağrısıyla Ta-şeron Sistemine karşı duruşumuzu göstermek, başka ölümler yaşanmamasını istemek amacıyla Basmane Meydanında toplanarak Konak’ta bulunan Merkez Bankası İzmir Şubesi’ne kadar yürüdük.

Mayıs-Temmuz 2014 13İMO İZMİR ŞUBESİ BÜLTENİ

Şubeden

Karabağlar Belediye Başkanını ziyaret20 Mayıs 2014Son yerel seçimlerde seçilerek göreve başlayan Kara-bağlar Belediye Başkanı Harita Mühendisi Muhittin Selvitopu’nu makamında ziyaret ettik. Muhittin Sel-vitopu’na yeni görevinde başarılar diledik ve meslek alanımızla ilgili konularda ortak çalışma dileğimizi ilettik.

Sualtı Boru Hatları Semineri22 Mayıs 2014DEÜ İnş. Müh. Böl. Hidrolik Anabilim Dalı Öğr. Üyesi Dr. Mustafa Doğan tarafından sunulan `Sualtı Boru Hatları - Tasarım ve Stabilite konulu seminer 22 Mayıs 2014 Perşembe günü Şube Konferans Salo-numuzda gerçekleştirildi.Seminerde sualtı boru hat-larıyla ilgili dünyadan çeşitli örnekler ve bu hatların tasarımı ile ilgili teknik bilgiler verildi.

Soma İçin Adalet ve Vicdan Nöbeti26, 27, 30 Mayıs 2014TMMOB İzmir İKK, İzmir Barosu ve İzmir Tabip Odası tarafından 26-29 Mayıs tarihleri arasında İzmir’in çeşitli yerlerinde düzenlenen “Soma İçin Adalet ve Vicdan Nöbeti” 30 Mayıs 2014 tarihinde Alsancak Kıbrıs Şehitleri Caddesi’nde yapılan basın açıklamasıyla sona erdi.

Karşıyaka Belediye Başkanını ziyaret26 Mayıs 2014Son yerel seçimlerde seçilerek göreve başlayan Kar-şıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar’ı makamında ziyaret ederek yeni görevinde başarılar diledik. Meslek alanımızla ilgili konularda ortak ça-lışma dileğimizi ilettik.

DEÜ Meslek Tanıtımı27 Mayıs 2014Dokuz Eylül Üniversitesi son sınıf öğrencilerine meslek alanımızıın tanıtılması amacıyla düzenle-nen söyleşiye katıldık. Etkinlikle ilgili ayrıntılı bilgi genç-İMO sayfalarımızda yer almaktadır.

TMMOB İzmir İKK’dan Soma Açıklaması28 Mayıs 2014TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu tarafından Soma’da yaşanan maden faciasına yönelik bir basın açıklaması yapıldı. Açıklamada faciasının sorumlu-sunun, ‘işçi sağlığı ve iş güvenliğini patronların in-safına bırakan’ siyasi iktidar olduğuna işaret edildi. Basın açıklamasıyla ilgili detaylı bilgi Bültenimizin TMMOB İzmir İKK’dan bölümünde yer almaktadır.

Mayıs-Temmuz 201414

Şubeden

Ürün Tanıtımı: Layher İskele Sistemleri28 Mayıs 2014Layher firması tarafından sunulan “Layher İskele Sis-temleri - İnşaat ve Endüstriyel Sektörlerde Güvenlikli İskele Kullanımı” semineri Şube Konferans Salonu-muzda gerçekleşti.

Ege Üniversitesi Poster Sunumu28 Mayıs 2014Ege Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümünde Bitirme Projelerinin sergilendiği poster sergisine katıldık. Detaylı bilgi genç-İMO sayfalarımızda yer almaktadır.

Üyemiz Mukadder Özakman’ın 50. Sanat Yılı28 Mayıs 2014İzmirli Mizah/Taşlama Yazarı üyemiz İnşaat Mühen-disi Mukadder Özakman’ın 50. Sanat yılı Karşıyaka Belediyesi Çarşı Kültür Merkezinde yapılan etkinlik-le kutlandı. Sanatçı dostları ve meslektaşlarının yal-nız bırakmadığı etkinliği, Şair Atilla Er yönetirken, konuşmacı olarak; İnş. Yük. Müh. Abdullah Bizden, İnş. Müh. Osman Akbaşak, Selçuk Oğuz, İnş. Müh. Samim Güner, İnş. Yük. Müh. Uğur Belger katıldı. Yazar ile anılarını paylaşan konuşmacılar, 1965 yı-lında Pardon Mizah Dergisinde başlayan “Taşlama Şiir”lerini daha sonra Akbaba, Ustura, Çivi, Gırgır, Gıcık, Maydanoz ve Neşeli dergilerinde gördüklerini söylediler. Karikatürist dostu İnş. Müh. Halit Şekerci günün anısına plaket takdim etti.

TMMOB Genel Kurulu29 Mayıs - 1 Haziran 201429-30-31 Mayıs - 1 Haziran 2014 tarihlerinde Anka-ra’da yapılan TMMOB 43. Olağan Genel Kurulu’na katıldık. Genel Kurul ile ilgili detaylı bilgiler Bülteni-mizin TMMOB’den bölümünde yer almaktadır.

Ege Üniversitesi Meslek Tanıtımı30 Mayıs 2014Ege Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü son sınıf öğrencilerine meslek alanımızın tanıtılması amacıyla düzenlenen söyleşiye katıldık. Etkinlik-le ilgili ayıntılı bilgi genç-İMO sayfalarımızda yer almaktadır.

Ürün Tanıtımı: “Yeni Nesil Su Yalıtımı”4 Haziran 2014SİKA firması tarafından sunulan “Yeni Nesil Su Yalı-tımı ve Güçlendirme Teknikleri” semineri Şube Kon-ferans Salonumuzda gerçekleşti.

İl Özel İdaresinin Mal Varlıkları Hakkında Toplantı4 Haziran 2014İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin davetiyle İl Özel İdaresine ait mal varlıklarının Belediyeye devredil-memesi konusunu görüşmek üzere Havagazı Fabri-kası’nda yapılan toplantıya katıldık. Toplantı sonrası oluşturulan heyetin İzmir Valisi ile görüşmesi kararı alındı. Heyette TMMOB İzmir İl Koordinasyon Ku-rulu Sekreterimiz Melih Yalçın yer aldı.

CBÜ Mezunlar Toplantısı4 Haziran 2014Celal Bayar Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İn-şaat Mühendisliği Bölümü VII. Endüstri Danışma Kurulu ve V. Mezunlar toplantısı 4 Haziran 2014 Çarşamba günü yemekli bir davetle gerçekleştirildi. Toplantıya odamızndan İMO Yönetim Kurulu Üyesi Necati Atıcı, Şube Yönetim Kurulu üyemiz Ayhan

Mayıs-Temmuz 2014 15İMO İZMİR ŞUBESİ BÜLTENİ

Şubeden

Emekli ve İnşaat Mühendisleri Odası Manisa Şubesi Başkanı Cemil Kora katıldılar.

Söyleşi: “Soma: İş Kazası Değil, Katliam”6 Haziran 201413 Mayıs 2014 tarihinde 301 madencinin hayatı-nı kaybettiği Soma daki maden kazası nedeniyle, genç-İMO İzmir tarafından bu yıl onbirincisi yapı-lacak olan Kısır Mısır Şenlikleri yerine sadece bu ko-nuyla ilgili bir söyleşi gerçekleştirildi.6 Haziran 2014 tarihinde Şube Konferans Salonu-muzda gerçekleşen söyleşinin ilk konuşmacısı Maden Müh. Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu 2. Başkanı Aykut Akdemir, kazadan hemen sonra gittiği Soma -daki maden kazasıyla ilgili inceleme ve izlenimlerini aktardı. Kaza konusundaki bilgi kirliliğine dikkat çekti. Akut gönüllüsü İnşaat Mühendisi Serhat Öz-van ise kaza sonrası yapılan kurtarma çalışmalarıyla ilgili bilgi verdi. Söyleşinin son konuşmacısı Sanatçı Murat Cengiz Gezenoğlu ise kaza sonrası madenci yakınlarının durumu ve oraya dayanışma için yapı-lan ziyaretler hakkındaki izlenimlerini anlattı.

İMO Kurum İçi Eğitimine katıldık7-8 Haziran 2014Kurumsal yapısını geliştirmek, hizmet anlayışını daha sağlıklı bir yapıya kavuşturmak isteyen Oda-

mız, 7-8 Haziran 2014 tarihlerinde Ankara da iki günlük Kurum İçi Eğitim düzenledi. Odamızın 26 şubesinden Yönetim Kurulu Sekreter Üyeleri, Şube Yönetim Kurulu Sayman Üyeleri, Şube Sekreter ve Sekreter Yardımcıları ile çalışanların katıldığı eğiti-me Şube çalışanlarımızla birlikte katıldık. Eğitimde İMO Yönetim Kurulu üyemiz Necati Atıcı, Meslek İçi Eğitim konusunda; Şube Sekreterimiz Eylem Ulutaş Ayatar ise İMO`nun yazışma usul ve esasları, İMO Yönetim Kurulu’ndan onay talep edilmesi gereken konular, Yönetim Kurulu toplantı kararlarının yazı-mı ve Genel Kurullar konularında bir sunum yaptılar.

İlçe Temsilcilik Seçimleri11-12 Haziran 201411 Haziran’da Kemalpaşa, 12 Haziran’da Urla ve Çeş-me temsilciliklerimizde üyelerimizle bir araya gele-rek 44. dönem temsilcilerimizi belirlemek amacıyla eğilim yoklaması yaptık. Toplantılarda yeni dönem programı başta olmak üzere düzenlenecek eğitim ve seminerler konusunda üyelerimizin görüş ve öneri-lerini aldık.

Mayıs-Temmuz 201416

Şubeden

Karşıyaka Belediyesi Afet Eğitim Merkezini Ziyaret12 Haziran 2014Afet ve Deprem Bilincini Yaygınlaştırma ve Yapı Stoğunu İyileştirme Komisyonumuzun organizasyo-nu ile Karşıyaka Belediyesi’nin Örnekköy’de bulunan Afet Eğitim Merkezini ziyaret ederek, bilgi aldık.

Xypex Ürün Tanıtım Semineri12 Haziran 2014Betonex firması tarafından Şubemiz Konferans Salo-nunda düzenlenen Xypex ürün tanıtım seminerinde su geçirimsizliğini kesin olarak sağladığı belirtilen Kanada menşeli ürünün kullanım alanları ve yerle-rinden örnekler verildi.

Celal Bayar Üniversitesi Mezuniyet Töreni12 Haziran 201412 Haziran 2014 tarihinde CBÜ Muradiye Kampü-sü`nde yapılan Mühendislik Fakültesi mezuniyet töreninde İnşaat Mühendisliği Bölümünden mezun olan 180 öğrenci diplomalarını aldı.Törende, İnşaat Mühendisliği öğrencileri kutlanarak,

artık meslektaşlarımız olan mezunlara Şube Başka-nımız Ayhan Emekli tarafından Şube yayını olan kitaplar hediye edildi. Ayrıca İnşaat Mühendisliği Bölüm Birincisi Melis Özkul a, Bölüm ikincisi Mus-tafa Can Özkan a ve Bölüm üçüncüsü Pelin Kiremit e hediyeleri verildi. Mezun olan tüm öğrencilerimizi tebrik eder, meslek hayatınlarında başarılar dileriz.

İMO 44. Dönem 1. Danışma Kurulu’na katıldık14 Haziran 2014Odamız, 44. Dönem 1. Danışma Kurulu Toplantısı, 14 Haziran 2014 tarihinde Teoman Öztürk Konferans Salonu nda “44. Dönem Çalışma Programı Taslağına Dair Görüşme” gündemiyle toplandı.92 üyenin katılımıyla yapılan toplantı Divan Kuru-lu seçimiyle başladı. Işıkhan Güler Danışma Kurulu Divan Başkanlığına, Şube Yönetim Kurulu Sekreter Üyemiz Jale Alel Başkan Yardımcılığına, Ferhat De-mir ve Kamuran Turgut ise Yazman üyeliğe getirildi. Şubemizden Danışma Kurulu toplantısına katılan A. Fuat Günak, Ayhan Emekli, Jale Alel ve Galip Kılınç söz alarak çalışma programı taslağı hakkında görüş ve önerilerini dile getirdiler.

Mayıs-Temmuz 2014 17İMO İZMİR ŞUBESİ BÜLTENİ

Şubeden

Soma’da Basın Açıklaması15 Haziran 201413 Mayıs’ta meydana gelen maden faciasına dikkat çekmek için TMMOB bileşenleriyle birlikte Soma’da yapılan basın açıklamasına üyelerimizle birlikte katıldık.

Şube THM Koromuzdan “Ruhi Su Türküleri” Konseri16 Haziran 2014Şubemizin Yrd. Doç. Dr. Gökhan Ekim yönetiminde-ki Türk Halk Müziği Korosu nun “Ruhi Su Türküleri” konseri 16 Haziran 2014 tarihinde Tepekule Kongre Merkezi nde gerçekleşti. Ruhi Su nun seslendirmiş olduğu 24 türkünün koro ve solistler tarafından söylendiği konserde bir fotoğraf sunumu ve Ruhi Su nun kendi sesinden konuşma ve türküleri de yer aldı. Konserde ayrıca Soma da hayatını kaybeden madenciler anısına hazırlanan dekora koro üyeleri tarafından kırmızı karanfil bırakıldı. Konserimize katkıda bulunan Adnan Kılıçoğlu, Katal ve Teka Te-mel firmalarına teşekkür ederiz.

İlçe Temsilcilik Ziyaretleri ve Eğilim Yoklamaları 20 Haziran 2014 Aliağa ve Dikili temsilciliklerimizde üyelerimizle bir araya gelerek 44. dönem temsilcilerimizi belirlemek

amacıyla eğilim yoklaması yaptık. Toplantılarda yeni dönem programı başta olmak üzere düzenlenecek eğitim ve seminerler konusunda üyelerimizin görüş ve önerilerini aldık.

DEÜ Bitirme Projeleri Sergisi23 Haziran 2014Dokuz Eylül Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Bitirme Projelerinin sergilendiği poster ser-gisine katıldık. Detaylı bilgi genç-İMO sayfalarımız-da yer almaktadır.

Ödemiş’te Kentsel Dönüşüm Semineri 24 Haziran 2014 Ödemiş Temsilciliğimiz tarafından “Kentsel Dönüşüm” konulu bir panel gerçekleştirildi. Ödemiş Belediyesi Nikah Salonu’nda yapılan panele Şube Başkanımız Ayhan Emekli, Ödemiş Temsilcimiz Ufuk Aykol, Üyelerimiz Rahmi Alper, Abdullah İncir, Hüseyin Mumcuoğlu ile Ödemiş Belediye Başkanı İnş. Müh. Mahmut Badem ve Ödemişli mimar ve mühendisler katıldılar.

Mayıs-Temmuz 201418

Şubeden

İzmir ili ölçeğinde gerek Büyükşehir Belediyesi gerek Bakanlık tarafından belirlenen alanlarda yapılan ve yapılması planlanan Kentsel Dönüşüm çalışmaları ve Kentsel Dönüşümün hangi ilkeler doğrultusunda yapılması gerektiğine ilişkin Ayhan Emekli ve Rahmi Alper birer sunum gerçekleştirdiler. Sunumların ar-dından soru-cevap bölümüyle panel sonlandırıldı.

TMMOB İKK Toplu Ulaşım Düzenlemesi Açıklaması 25 Haziran 2014 İzmir Büyükşehir Belediyesi ESHOT Genel Müdürlü-ğü’nün kentte otobüs hat güzergâhları ve seferlerinin yeniden düzenlendiğini ve 29 Haziran 2014 tarihi iti-bariyle uygulamaya geçileceğini duyurması üzerine TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu tarafından yazılı bir açıklama yapıldı. Açıklama metni bülteni-mizin TMMOB İKK’dan bölümünde yer almaktadır.

Menemen Kentsel Dönüşüm Paneli 25 Haziran 2014 Menemen Ticaret Odası tarafından düzenlenen “Me-nemen’de Kentsel Dönüşüm Projelendirilmesi” ko-nulu panele Şube Yönetim Kurulu Başkanımız Ayhan Emekli katıldı.

Karşıyaka Kent Konseyi 25 Haziran 2014 Karşıyaka Kent Konseyinin yerel seçimler sonrası yapılan ilk genel kuruluna katıldık. Şube Yönetim Kurulu Sekreter Üyemiz Jale Alel Karşıyaka Kent Konseyi Yürütme Kuruluna seçildi.

Gaziemir Belediye Başkanını ziyaret26 Haziran 2014Son yerel seçimlerde seçilerek göreve başlayan Gaziemir Belediye Başkanı Halil İbrahim Şenol’u makamında ziyaret ederek yeni görevinde başarılar diledik. Meslek alanımızla ilgili konularda ortak ça-lışma dileğimizi ilettik.

KPSS Sınavına Girecek Olan Üyelerimize Yönelik Seminer Düzenlendi26 Haziran 2014Şubemiz tarafından bu yıl 2014/1 atama döneminde tercih yapacak ve bu yıl yapılacak olan KPSS`ye gire-cek olan üyelerimize yönelik olarak “Kamuda Çalış-ma Alanları ve KPSS” konulu bir seminer düzenlendi. Şubemiz Konferans Salonu nda gerçekleşen seminere konuşmacı olarak Şube Yönetim Kurulu Üyemiz İnş. Yük. Müh. Hüseyin Kuzu ve İnş. Müh. Hüseyin Dur-du katıldı.Hüseyin Kuzu, 5-6 Temmuz 2014 tarihlerinde ya-pılacak olan KPSS hakkında bilgilendirme yaparak 2014-1 atama döneminde İzmir ve çevresinde inşaat mühendisi alacak olan kurumların bilgisini verdi. İnşaat mühendisi alan kurumların içerisinde TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü`nün de olması sebebiy-le seminerimize katılan TCDD 3. Bölge Müdürlüğü Emlak ve İnşaat Müdür Yardımcısı Hüseyin Durdu, tercih yapacak olan üyelerimize kurum hakkında bil-giler verdi. Seminer soru-cevap bölümüyle sona erdi.

Mayıs-Temmuz 2014 19İMO İZMİR ŞUBESİ BÜLTENİ

Şubeden

Ege Mahallesi Kentsel Dönüşüm Projesi26 Haziran 2014İzmir Büyükşehir Belediyesince yürütülen Ege Mahallesi Kentsel Dönüşüm Projesinin Kültürpark İsmet İnönü Sanat Merkezinde yapılan tanıtım top-lantısına katıldık.

Kanal35 TV de röportaj27 Haziran 2014Şube Başkanımız Ayhan Emekli Kanal35 TV’de ESHOT Genel Müdürlüğü’nce 29 Haziran tarihinde yürürlüğe gireceği bildirilen aktarmalı yeni ulaşım hatları ile ilgili görüşlerini aktardı.

İMO Denetleme Kurulu Şubemizi denetledi27-28 Haziran 2014İMO Denetleme Kurulu rutin denetleme progra-mı çerçevesinde 27-28 Haziran 2014 tarihlerinde Şubemize gelerek denetlemelerde bulundu.

Sivas Katliamı’nın yıldönümünde “Tanıklarıyla Sivas Katliamı” Söyleşisi30 Haziran 20141993 yılında yaşanan Sivas Katliamı nın yıldönümü dolayısıyla 30 Haziran 2014 tarihinde Şubemizde ger-çekleştirilen “Tanıklarıyla Sivas Katliamı” söyleşisine Yazar Ali Balkız ile Hukukçu, Akademisyen Neval Ogan Balkız konuşmacı olarak katıldılar. Konuşma-cılar tanık oldukları katliamı anlatarak, sonrasındaki hukuki süreçle ilgili bilgi verdiler.

Karton Tekneler Yarışması1 Temmuz 2014TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu tarafından her yıl 1 Temmuz Denizcilik ve Kabotaj Bayramı do-layısıyla düzenlenen Karton Tekneler Yarışması na genç-İMO üyelerimizden oluşan ekibimizle katıldık.Yarışma öncesinde tekneler, Türk Mühendis ve Mi-mar Odaları Birliği ne (TMMOB) bağlı odaların İz-mir şubelerinin öğrenci üyeleri tarafından Alsancak Cumhuriyet Meydanı nda yapıldı. Tekneler, yaklaşık 3 saatlik çalışma ile sadece karton ve koli bandı kulla-

nılarak yapılırken, bu yılki yarışmaya Soma da mey-dana gelen maden faciası damgasını vurdu ve tüm teknelere “Soma” ismi verildi. Teknelerin yapımının tamamlanmasının ardından yarışmacılar kortej oluşturarak teknelerini yarışmanın gerçekleşeceği Pasaport İskelesi ile Konak Pier arasındaki kıyı ban-dına taşıdılar.Yarışmanın ardından Cumhuriyet Meydanı nda gerçekleşen ödül töreninde bir konuşma yapan TM-MOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı, bu etkinlikte Soma da yaşanan facianın öne çıkarılma-sının önemli olduğunu ifade ederek, “Bunun yanın-da her yıl gerçekleştirdiğimiz bu yarışmayla, deniz ulaşımındaki sorunlara da dikkat çekmek istiyoruz. Umarım bu sorunlar bir an önce giderilir. Biz TM-MOB olarak, güzel günlere olan inancımızın bir gere-ği olarak böylesi işleri yapıyoruz. Çocuklarımıza eşit, özgür, demokratik bir Türkiye borcumuz olduğunu biliyoruz” şeklinde konuştu. Soğancı nın konuşma-sının ardından yarışmada dereceye girenlere verildi.

YARIŞMA SONUÇLARI:En İyi Kostüm Ödülü: Maden Mühendisleri OdasıProf. Dr. Yücel Odabaşı En İyi Tasarım Ödülü: Gemi Makineleri İşletme Mühendisleri OdasıTahsin Vergin Centilmenlik Ödülü: Maden Mühendisleri OdasıKaptan Engin Tansel Mavi Bayrak Ödülü: Makina Mühendisleri OdasıTitanik Ödülü: Jeofizik Mühendisleri OdasıBirinci: Şehir Plancıları Odasıİkinci: Ziraat Mühendisleri OdasıÜçüncü: Tekstil Mühendisleri Odası

2 Temmuz Sivas Katliamı Basın Açıklaması2 Temmuz 2014Sivas Katliamının 21. yılında, “İnsanlık suçu zaman aşımına uğramaz, unutmadık, unutturmayacağız” sloganıyla Basmane Meydanında yapılan basın açık-lamasına katıldık. Etkinliği engellemek isteyen polis güçleri tarafından kalabalığa biber gazı ve coplarla şiddet uygulandı.

Mayıs-Temmuz 201420

Şubeden

İMO Çanakkale Şubesinde Kentsel Dönüşüm toplantısı2 Temmuz 2014Şube Başkanımız Ayhan Emekli, İstanbul Şube Başkanı Cemal Gökçe ile birlikte İMO Çanakkale Şubesince düzenlenen “Kentsel Dönüşüm” konulu seminere katıldı.

2 Temmuz’da yaşanan polis şiddeti protesto edildi3 Temmuz 20142 Temmuz’da Sivas Katliamının yıldönümünde ger-çekleştirilen etkinlikte yaşanan polis şiddeti ile ilgili olarak İzmir Vali Yardımcısı Adem Karahasanoğlu ile yapılan görüşmeden sonra TMMOB İzmir İKK Sekreteri Melih Yalçın tarafından yapılan açıklama-da, Vali Yardımcısının yaşananlardan dolayı özür dileyerek, demokratik hak talepli eylemlerin şiddet-le bastırılamayacağını belirttiğini söylendi. Yapılan açıklamada “İzmir emek ve demokrasi güçleri ola-rak tüm baskılara rağmen bundan sonra da sokakta olacağız ve hak arama mücadelesine devam edeceğiz” denildi.

Konak Kent Konseyi3 Temmuz 2014Konak Kent Konseyi’nin yerel seçimler sonra-sı yapılan ilk genel kurulunda Şube Küçük Kurul Başkanımız Ertan Parlar Konak Kent Konseyi Yürütme Kuruluna seçildi.

TMMOB İzmir İKK Damlacık Mahallesi Basın Açıklaması4 Temmuz 2014TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulunca TCK 2. Bölge Müdürlüğü’nün Konak Tünellerinin Konak ağzında yer alan Damlacık Mahallesindeki evlerini kamulaştırılması ve yürütülen hukuki süreçle ilgili olarak bir basın açıklaması yapıldı.

Mesleğe Hazırlık Kursları Başladı7-24 Temmuz 2014Yeni mezun meslektaşlarımıza yönelik toplam üç haf-ta 12 gün sürecek olan mesleğe hazırlık kurslarımız başladı. 60 genç meslektaşımızın katıldığı kurslarla ilgili detaylı bilgi bültenimizin Şubemizden bölü-münde yer almaktadır.

İzmir Büyükşehir Belediyesi ile İmar Sorunları hakkında toplantı10 Temmuz 2014TMMOB İKK’nın talebiyle düzenlenen imar uygula-malarında karşılaşılan sorunları gidermeye yönelik toplantı Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyelerin bürokratları ve ilgili odaların katılımıyla Havagazı Fabrikasında gerçekleşti.

Dokuz Eylül Üniversitesi Mezuniyet Töreni10 Temmuz 201410 Temmuz 2014 tarihinde DEÜ Tınaztepe Kampü-sü Açıkhava Tiyatrosu nda gerçekleştirilen Dokuz Eylül Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Mezuniyet Törenine katıldık. Yaklaşık 150 İnşaat mühendisliği öğrencisinin diplomalarını aldıkları törende İnşaat mühendisliği bölüm birincisi Seda Konor, bölüm ikincisi İnci Develioğlu, bölüm üçüncüsü Fatma Ya-vuz oldu. Dereceye giren öğrencilere Şube Yönetim Kurulu Başkanımız Ayhan Emekli tarafından he-diyeleri verildi. Ayrıca mezun olan tüm öğrencilere şube yayınlarımız ve baret hediye edildi. Baretleriyle sahneye çıkan öğrenciler “Onlara Söz! Toplum için mühendislik yapacağız.” “unutMADIMAKlımda / Soma Lice Roboski” , “Kaza değil cinayet”, “Kar için değil Somalar olmasın diye mühendis olduk” pan-kartları açtılar. Mezun olan tüm öğrencilerimizi teb-rik eder, meslek hayatlarında başarılar dileriz.

İzmir Büyükşehir Belediyesi Tramvay Hatları toplantısı11 Temmuz 2014İzmir Büyükşehir Belediyesinin çağrısıyla Konak ve

Mayıs-Temmuz 2014 21İMO İZMİR ŞUBESİ BÜLTENİ

Şubeden

Karşıyaka bölgelerinde yapılacak tramvay hatlarıyla ilgili bilgilendirme toplantısına katıldık. Havagazı Fabrikasında yapılan toplantıda Büyükşehir Belediyesince tramvay hatlarıyla ilgili vatandaş gö-rüşlerinin aktarıldığı anket çalışması hakkında bilgi verildi.

Kanal35 TV de röpörtaj11 Temmuz 2014Şube Başkanımız Ayhan Emekli Kanal35 TV’de Göztepe Fahrettin Altay metro tünelinde oluştuğu söylenen problemlerle ilgili görüşlerini aktardı.

Ege Üniversitesi Mezuniyet Töreni11 Temmuz 20142013-2014 yılı Ege Üniversitesi Mezuniyet Töreni 11 Temmuz 2014 tarihinde Ege Üniversitesi MÖTBE Sa-lonunda ve İnşaat Mühendisliği Bölümünde yapıldı. Mezun olan meslektaşlarımıza tören sırasında oda yayınlarımızı içeren kitap seti ve baret armağan et-tik. Ege Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümünde dereceye giren bölüm birincisi Vedat Şenol, ikincisi Erol Gümüşsoy, üçüncüsü Ethem Alikulov ve tüm mezun meslaktaşlarımıza meslek yaşamları boyun-ca başarılar dileriz.

Damlacık Forumu11 Temmuz 2014Konak Tünelleri nedeniyle kamulaştırılacak olan Damlacık mahallesinde gerçekleştirilen foruma Şube Yönetim Kurulu Başkanımız Ayhan Emekli katıldı.

Mesleğe Hazırlık Kursları Söyleşisi: “Bu Belgeler Ne İşe Yarıyor?”14 Temmuz 2014Mesleğe Hazırlık Kursları kapsamında 14 Temmuz 2014 tarihinde Şubemizde düzenlenen “Bu Belge-ler Ne İşe Yarıyor?” konulu seminer geniş katılımla gerçekleşti. Seminerde üyelerimiz Ceren Narin Ser-best İnşaat Mühendisi (SİM) Belgesi ve İşyeri Tescil

Belgesi (İTB); Hakan Özel Gayrimenkul Değerleme Uzmanlığı Lisans Belgesi, Alper Murat Özdağ İş Gü-venliği Uzmanlığı Belgesi; Fırat Ümmetoğlu Enerji Kimlik Belgesi ve Riskli Yapı Tespiti Lisans Belgesi; Çağdaş Gürbüz Denetçi Belgeleri konularında bilgi verdiler.

SAP 2000’e Giriş Kursu14 Temmuz 2014Eğitmenliğini üyemiz Mustafa Şahin’in yaptığı “SAP 2000’e Giriş” kursu 28 üyemizin katılımıyla Şubemiz bilgisayar laboratuvarında başladı.

Uzundere Forumu16 Temmuz 2014Şube Başkanımız Ayhan Emekli Uzundere’de düzen-lenen halk forumuna katılarak Kentsel Dönüşümle ilgili görüşlerini aktardı.

Mesleğe Hazırlık Kurslarımız “Mühendislik Söyleşisi”yle sona erdi24 Temmuz 2014Mesleğe Hazırlık Kurslarımız Prof. Dr. Beno Kuryel`in konuşmacı olarak katıldığı “Bilim, Teknoloji ve Toplum Bağlamında Mühendislik” söy-leşisiyle tamamlandı.

Mayıs-Temmuz 201422

Şubeden

Her yıl yeni mezun meslektaşlarımıza yönelik ola-rak düzenlediğimiz Mesleğe Hazırlık Kursları, 7 Temmuz 2014 tarihinde Şube Başkanımız Ayhan Emekli’nin açılış konuşmasıyla başladı.

Proje Ortak Seminerleri7 Temmuz 2014 Pazartesi günü gerçekleşen Proje Ortak Semineri’nde İnş. Yük. Müh. Soner Bilge, İnş. Yük. Müh. Deniz Alkan, İnş. Yük. Müh. Onur Kutlukaya Proje Okuma ve Düzenleme ile ilgili genel konulara değindiler.

8 Temmuz 2014 tarihinde gerçekleşen Geoteknik Proje Tasarlanması ve Malzeme (Beton) konulu ortak seminerde İnş. Yük. Müh. Şahin Çağlar Tuna ile İnş. Yük. Müh. Bülent Halis Bozkurt Geoteknik Proje uygulamaları, Şube Mesleki Denetim Görevlimiz İnş. Müh. Tuğrul Baştan ise Beton konusunda sunum yaptılar.

Her yıl yeni mezun meslektaşlarımıza yönelik olarak düzenlediğimiz Mesleğe Hazırlık Kursları60 yeni mezun üyemizin katılımıyla devam ediyor.

2014 MESLEĞE HAZIRLIK KURSLARI

Proje Çalışma Grubu Eğitimleri

Proje Çalışma Grubu Eğitimleri 9 Temmuz 2014 Çarşamba günü ilk gruplarla başladı. Çalışma gru-bunda “Proje Ortak Seminerleri”nde işlenen konu-lar önceden düzenlenmiş projeler üzerinden detaylı olarak incelendi. 15 er kişilik çalışma gruplarında eğitmen olarak İnş. Yük. Müh. Soner Bilge, İnş. Yük. Müh. Deniz Alkan, İnş. Yük. Müh. Onur Kutlukaya, İnş. Müh. B. Ufuk Yıldırımer ve Şube Mesleki Denetim Görevlimiz İnş. Müh. Tuğrul Baştan görev aldılar.

“Bu Belgeler Ne İşe Yarıyor?”Kurslar kapsamında 14 Temmuz 2014 tarihinde dü-zenlenen “Bu Belgeler Ne İşe Yarıyor?” konulu semi-ner ise kursiyerler dışındaki üyelerimizin de geniş katılımıyla gerçekleşti.Seminerde üyelerimiz Ceren Narin Serbest İnşaat Mühendisi (SİM) Belgesi ve İşyeri Tescil Belgesi (İTB); Hakan Özel Gayrimenkul Değerleme Uzmanlığı Lisans Belgesi, Alper Murat Özdağ İş Güvenliği Uzmanlığı Belgesi; Fırat Ümmetoğlu Enerji Kimlik

Mayıs-Temmuz 2014 23İMO İZMİR ŞUBESİ BÜLTENİ

Şubeden

Belgesi ve Riskli Yapı Tespiti Lisans Belgesi; Çağdaş Gürbüz Denetçi Belgeleri konularında bilgi verdiler.

Metraj Çalışma Grubu EğitimleriÇalışma grubunda metraj konusunda dikkat edile-cek konular işlenerek proje üzerinden beton, demir ve kalıp metrajı çıkarıldı. Çalışma gruplarına eğitmen olarak İnş. Müh. Erkin Özer, İnş. Yük. Müh. Cemal Coşak ve İnş. Müh. Cevdet Göçük katıldılar.

Kapanış SöyleşisiMesleğe Hazırlık Kurslarımız 24 Temmuz 2014 ta-rihinde Prof. Dr. Beno Kuryel in konuşmacı olarak katıldığı `Bilim, Teknoloji ve Toplum Bağlamında Mühendislik` söyleşisiyle tamamlandı.

TeşekkürYeni mezun meslektaşlarımızın meslek yaşamlarının başında karşı karşıya kalacakları konularda genel bil-giler vermek, çalışma grupları aracılığıyla proje ve metraj konularında birebir uygulama yaparak pra-tik yapmalarını sağlamak amacıyla düzenlediğimiz kursa eğitmen olarak katılarak bilgi ve deneyimlerini aktaran meslektaşlarımıza teşekkür ediyoruz.

DOĞUM

Üyemiz Erkan Atik’in torunuBora Tibet

8 Nisan 2014 tarihinde dünyaya geldi.

Üyemiz Hakkı Nedim Aktaş’ın torunuDiren Sarp

10 Nisan 2014 tarihinde dünyaya geldi

Üyemiz Abdurrahim Kılık’ın oğluAybars

22 Nisan 2014 tarihinde dünyaya geldi

Üyemiz Soner Bilge’nin kızıEce

24 Nisan 2014 tarihinde dünyaya geldi

Üyemiz Halil Ertem’in torunuMehmet Ali Emir

28 Nisan 2014 tarihinde dünyaya geldi

Üyemiz Taylan Özgür Tekin’in oğluNazım Ozan

20 Haziran 2014 tarihinde dünyaya geldi

Üyemiz Prof. Dr. Serap Kahraman’ın torunuCan

5 Temmuz 2014 tarihinde dünyaya geldi.

Bebeklerimize hoşgeldin diyor,sağlıklı yarınlar diliyoruz.

Mayıs-Temmuz 201424

Şubeden

44. DÖNEM İLÇE TEMSİLCİLERİMİZ

İLÇE İLÇE TEMSİLCİSİ İLÇE TEMSİLCİ YARDIMCISI

Çağatay GÜÇ

Musa ÖZCAN

Özge KARATAŞ KILIÇOĞLU

Hüseyin DAMCIDAĞ

İsmail Halil AKAY

Çağlar GÜMÜRÇİNLER

Yıldıray SÖNMEZ

Ruhi ÇİLEK

Tuba ALAN

Evren ÖZGÜVEN

Ebru ÇELİK KAVAL

Güngör YENGİN

Fetullah PEHLİVAN

Orhan Rıfat ARMAĞAN

Orhan EVREN

Hacer HASIRCI

Emin VURUŞANER

Hasan GÜRGEN

Mustafa Bülent AKCA

Şevket HASIRCI

Volkan TABAK

Sezaver ALBEYOĞLU

Ali Rıza BÖLÜK

Nesimi Eyüp CENGİZ

Halil ELPEZE

Burak Alp ERSEN

Hakkı KIRLI

Durmuş Galip KILINÇ

Can GÜLER

Raşit DUR

Gökhan TURUNÇCULAR

Mehmet ÖZBAY

TİRE Türker PEŞTEMALCIOĞLU

MENEMEN

DİKİLİ Azam Ziya GÜÇ

Mustafa GÜLENÇBERGAMA

Ziya İlker ÖNCÜ

ÇEŞME Ali Murat PEKER

SELÇUK Halil DÜZTAŞ

URLA Barış SABANCI

ALİAĞA İlhan Yücel TAŞDEMİR

ÖDEMİŞ Ufuk AYKOL

KEMALPAŞA Gökhan DEMİR

Mayıs-Temmuz 2014 25İMO İZMİR ŞUBESİ BÜLTENİ

Şubeden

44. DÖNEM İŞYERİ TEMSİLCİLERİMİZ *

KURUM ADI TEMSİLCİ TEMSİLCİ YARDIMCILARI

TCDD 3. BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ Anday AKDEMİR Durkan ÇINAR

İZBETON A.Ş. Alper Murat ÖZDAĞ Çağrı ŞIRLANCI

DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ YAPI İŞLERİ DAİRE BAŞKANLIĞI Ferruh SEVAL Çağdaş CAMCI

Önder ARSLANDidem ERSEZENÖmür DEMİRCİMehmet Ali SABUNCUOĞLU

BATI ANADOLU ÇİMENTO SAN. A.Ş Sercan AÇAN Can OTUZBİR

EGE ÜNİVERSİTESİ İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ Taylan GÜNAY

Nermin ÖZTORUNÖzlem GÜRSOY

İZSU GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Deniz Yoldaş ÇEVİK

EGE ÜNİVERSİTESİ YAPI İŞLERİ VE TEKNİK DAİRE BAŞKANLIĞI Serpil AKÇAY

* Mart-Nisan 2014 tarihlerinde yapılan seçim sonuçları

YASA VE YÖNETMELİKLER

• Kültür Ve Turizm Bakanlığından:Toplantı No. Ve Tarihi : 20 - 16.01.2014 Toplantı Yeri, Karar No. Ve Tarihi : 271 - 16.01.2014 AnkaraTarihi Sitler, Koruma Ve Kullanma Koşulları İlke Kararı (18 Şubat 2014 Tarih, 28917 S. R.G.)

• Sağlık Bakanlığından:Ayakta Teşhis Ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuru-luşları hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılma-sına Dair Yönetmelik (21 Mart 2014 Tarih, 28948 S. R.G.)

• Sağlık Bakanlığından:Özel Hastaneler Yönetmeliğinde Değişiklik Ya-pılmasına Dair Yönetmelik (21 Mart 2014 Tarih, 28948 S. R.G.)

• İçişleri Bakanlığından:Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı Gö-rev, Yetki Ve Sorumlulukları İle Çalışma Usul Ve Esaslarına Dair Yönetmelik (4 Nisan 2014 Tarih, 28962 S. R.G.)

• Orman ve Su İşleri Bakanlığından:Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği (4 Nisan 2014, 28962 S. R.G.)

• Bakanlar Kurulu Kararıİzmir İli, Karşıyaka İlçesi, Şemikler Mahallesinde bulunan ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca re-zerv yapı alanı ilan edilen alan sınırları içerisinde kalan ve mülkiyeti Hazinece İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanlığına tahsis edilen taşınmazla-rın Çevre ve Şehircilik Bakanlığına tahsis edilmesi hakkında karar (19 Nisan 2014 tarih, 28977 sayılı R.G.)

• İçişleri Bakanlığından:Büyükşehir Belediyeleri Koordinasyon Merkezleri Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yö-netmelik (25 Nisan 2014 Tarih, 28982 S. R.G.)

• Çevre ve Şehircilik Bakanlığından:Mimarlık Ve Mühendislik Hizmet Bedellerinin Hesabında Kullanılacak 2014 Yılı Yapı Yaklaşık

Mayıs-Temmuz 201426

Şubeden

Birim Maliyetleri Hakkında Tebliğ (6 Mayıs 2014 Tarih, 28992 S. R.G.)

• Orman ve Su İşleri Bakanlığından:İçme Suyu Temin Ve Dağıtım Sistemlerindeki Su Kayıplarının Kontrolü Yönetmeliği(8 Mayıs 2014 Tarih, 28994 S. R.G.)

• Çevre Ve Şehircilik Bakanlığından:Plânlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinde Değişik-lik Yapılmasına Dair Yönetmelik (22 Mayıs 2014 Tarih, 29007 S. R.G.)

• Çevre Ve Şehircilik Bakanlığından:Mesleki Hizmetler Genel Müdürlüğü22.05.2014 tarih ve 29007 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği Geçici 6. Madde Değişikliği Uy-gulama Usul ve Esasları (23 Mayıs 2014 Tarih ve 6522 sayılı Bakanlık Makamı Olur’u tüm idarelere dağıtılmak üzere Valiliklere iletilmiştir.)

• KAMU İHALE KANUNU YÖNETMELİK VE TEBLİGİNDE YAPILAN ÖNEMLİ DEĞİŞİKLİKLER HK.6518 sayılı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmün-de Kararname İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmün-de Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile 4734 sayılı Kamu İhale Kanununda ya-pılan değişikliklere uyum sağlanması ve yargı ka-rarlarının gereklerinin yerine getirilmesi amacıyla çeşitli Yönetmelik ve Tebliğ değişiklikleri yapılmış, bu değişiklikler 7/6/2014 tarih, 29023 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır.

Yönetmelikler:1) Danışmanlık Hizmet Alımı İhaleleri Uygulama Yönetmeliğinde değişiklik yapılmasına dair yönet-melik (07.06.2014 tarih, 29023 sayılı RG)

2) Hizmet Alımı İhaleleri Uygulama Yönetme-liğinde değişiklik yapılmasına dair yönetmelik (07.06.2014 tarih, 29023 sayılı RG)

3) Mal Alımı İhaleleri Uygulama Yönetmeli-ğinde değişiklik yapılmasına dair yönetmelik (07.06.2014 tarih, 29023 sayılı RG)

4) Yapım İşleri İhaleleri Uygulama Yönetmeli-ğinde değişiklik yapılmasına dair yönetmelik (07.06.2014 tarih, 29023 sayılı RG)

5) Çerçeve Anlaşma İhaleleri Uygulama Yönet-meliğinde değişiklik yapılmasına dair yönetmelik (07.06.2014 tarih, 29023 sayılı RG)

6) Elektronik İhale Uygulama Yönetmeliğinde de-ğişiklik yapılmasına dair yönetmelik (07.06.2014 tarih, 29023 sayılı RG)

7) İhalelere yönelik başvurular hakkında yönet-melikte değişiklik yapılmasına dair yönetmelik (07.06.2014 tarih, 29023 sayılı RG)

Tebliğler:1) İhalelere yönelik başvurular hakkında tebliğde değişiklik yapılmasına dair tebliğ (07.06.2014 ta-rih, 29023 sayılı RG)

2) Kamu İhale Genel Tebliğinde değişiklik yapıl-masına dair tebliğ (07.06.2014 tarih, 29023 sayılı RG)

• Çevre ve Şehircilik Bakanlığından:Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik (25.07.2014 tarih, 29071 sayılı RG)

Mayıs-Temmuz 2014 27İMO İZMİR ŞUBESİ BÜLTENİ

Şubeden

KAYBETTİKLERİMİZ

ÜyemizŞahin Sercan Kulaksızoğulları’nın babası

Üyemizİbrahim Serdar Kulaksızoğulları

30 Mart 2014 tarihinde vefat etmiştir.

ÜyemizOktay Erokay

27 Nisan 2014 tarihinde vefat etmiştir.

ÜyemizSedat Soner

11 Haziran 2014 tarihinde vefat etmiştir.

ÜyemizNurettin Yılmaz

25 Haziran 2014 tarihinde vefat etmiştir.

ÜyemizFatih Taylan

25 Temmuz 2014 tarihinde vefat etmiştir.

ÜyemizHüseyin Mahir Hamza Erbuğ

31 Temmuz 2014 tarihinde vefat etmiştir.

Üyelerimizin ailelerine,dostlarına ve meslektaşlarımıza başsağlığı

diliyoruz.

Üyemiz Hilmi Özşahin’in annesiNermin Özşahin

7 Nisan 2014 tarihinde vefat etmiştir.

Üyemiz Hülya Altun’un annesiMenci Altun

15 Nisan 2014 tarihinde vefat etmiştir.

Üyemiz Hüseyin Zerman’ın annesiZeynep Zerman

15 Nisan 2014 tarihinde vefat etmiştir.

Üyemiz Şevket Altıniş’in babasıİbrahim Altıniş

15 Mayıs 2014 tarihinde vefat etmiştir.

Üyemiz Gül Sultan Altürk’ün babasıGültekin Tümer

22 Mayıs 2014 tarihinde vefat etmiştir.

Üyemiz Fatih Taylan’ın babasıHulki Taylan

22 Mayıs 2014 tarihinde vefat etmiştir.

Üyemiz Eyüp Kavuncubaşı’nın annesiÜmmü Kavuncubaşı

27 Mayıs 2014 tarihinde vefat etmiştir.

Üyemiz Tahsin Ar’ın annesiAyşe Ar

29 Mayıs 2014 tarihinde vefat etmiştir.

Üyemiz Devrim Günak’ın annesi,Üyemiz Elif Günak’ın kayınvalidesi

Zühal Günak24 Haziran 2014 tarihinde vefat etmiştir.

Üyemiz Musa Borca’nın babasıÖmer Borca

22 Temmuz 2014 tarihinde vefat etmiştir.

Üyelerimizin acısını paylaşır, kendilerine ve yakınlarına başsağlığı dileriz.

Mayıs-Temmuz 201428

İMO’dan

Odamız 44. Olağan Genel Kurulu nu 11-12 ve 13 Nisan 2014 tarihlerinde Ankara da gerçekleştirdi. İMO Teoman Öztürk Konferans Salonu nda düzen-lenen Genel Kurula 26 Şube ve 119 temsilcilikten yüz-lerce delege katıldı.

Genel Kurul Divan Kurulu Başkanlığı na Abdullah Bakır, başkan yardımcılıklarına Temel Pirli ve İrfan Balçık, yazmanlıklarda ise Özge Gürses ve Fatma Gizem Çaldağı seçildi.

Genel Kurul`da İMO 43. Dönem Yönetim Kurulu Üyeleri, TMMOB II. Başkanı Züber Akgöl, TMMOB Gözlemcisi Ali Fahri Özten nin yanı sıra Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı Yakup Akkaya, Özgürlük ve Dayanışma Partisi MYK Üyesi Önder İşleyen, Demokratik Sol Parti Genel Başkan Yardımcısı Uğur Gürel, Makine Mühendisleri Odası Sekreter Üyesi Ercüment Çervatoğlu ve Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası Genel Başkanı Nazım Karakurt da hazır bulundu.

TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı

Odamız 44. Olağan Genel Kurulu’nu 11-12-13 Nisan 2014 tarihlerinde Ankara’da gerçekleştirdi. İMO Teoman Öztürk Konferans Salonu’nda düzenlenen Genel Kurula 26 Şube ve 119 temsilcilikten yüzlerce delege katıldı.

İMO 44. OLAĞAN GENEL KURULUTAMAMLANDI

Genel Kurulu selamlayan ve başarılar dileyen bir me-saj gönderdi. Kıbrıs İnşaat Mühendisleri Odası tara-fından gönderilen mesajda ise İMO çalışmalarının kendilerine büyük katkı sağladığı vurgulandı. Genel Kurula ayrıca çok sayıda Bakanlıkdan, milletvekili ve sivil toplum kuruluşundan mesaj geldi.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı nın ardından İMO 43. Dönem Yönetim Kurulu Başkanı Taner Yüzgeç açılış konuşmasını yaptı. Yüzgeç konuşmasında İnşaat Mühendisleri Odası nın 60 yıllık geleneğine, siyasi iktidarın meslek odalarına yönelik saldırıları-na, siyasi iktidar ile sermaye gruplarının ilişkilerine, Gezi Parkı na AVM yapılma girişimlerine, 3. Boğaz Köprüsü`ne, HES`lere, TOKİ`ye, iş cinayetlerine, Yapı Denetim Sistemi`ne, mühendislik eğitimine, teknik öğretmenlere mühendislik yolu açılmasına ve Kamu İhale Kanunu na değindi.

Açılış konuşmasının ardından konuk katılımcılar söz aldı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Yakup Akkaya, genel kurula başarı diledi ve alınacak kararların İMO`nun yol göstericisi olacağını kaydetti. ÖDP

Mayıs-Temmuz 2014 29İMO İZMİR ŞUBESİ BÜLTENİ

İMO’dan

Genel Başkan Yardımcısı Önder İşleyen, Türkiye nin iki tane haritası olduğunu, ilkinin seçim sonuçla-rını yansıtan sarı harita olduğunu, ikincisinin ise Haziran da hemen bütün illerde filizlenen direnişi gösterdiğini vurguladı. DSP Genel Başkan Yardımcısı Uğur Gürel, ülkenin yönetilemediğini, ülkede huku-kun, devletin ve toplumsal muhalefetin olmadığını, meslek odalarının ellerinin, kollarının bağlı olduğu-nu ifade etti. Makine Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Sekreter Üyesi Ercüment Cervatoğlu, mü-hendisliğin, ülkenin üzerinde karanlık bulutlar olsa da, bir mum ışığıyla aydınlık getirmeye muktedir bir meslek olduğunu, mücadeleye devam edeceklerini söyledi.

Konuk konuşmacıların ardından komisyonlarda yer alacak üyelerin belirlenmesine geçildi. Yönetmelikler Komisyonu Necati Atıcı, Ahmet Kaşan, Mustafa Selmanpakoğlu, Berdan Dinçyürek, Murat Serdar Kırçıl`dan; Ana Sorunlar Komisyonu Jale Alel, Ali Hoca, Özer Akkuş, Serhat Baran Özaydın ve İsmail Uzunoğlu`dan; Örgütlenme Komisyonu Hasan Aksungur, Sadık Duman, Ramazan Armağan, Özgür Topçu, İbrahim Akgün den; Bütçe Komisyonu ise Nusret Suna, Mustafa Yaylalı, Lezgin Aras, Erhan Arslan ve Şahin Kaya dan oluştu.

Komisyon seçimlerini takiben İMO 43. Dönem Yönetim Kurulu Sekreter Üyesi Levent Darı 43. Dönem Çalışma Raporu yla ilgili bir sunum yaptı.

Sunumun ardından delegeler Çalışma Raporu üzeri-ne görüş bildirdi. Çalışma Raporu üzerine 17 delege söz aldı. Konuşmacılar Çalışma Raporu bağlamında 43. Çalışma Dönemini değerlendirdi; ülke sorunları ile mesleki ve örgütsel sorunlara ilişkin görüş ve öne-rilerini genel kurulla paylaştı.

İMO Ana Yönetmeliği`nde köklü değişiklikler

Genel Kurulun ikinci gününde komisyon raporları görüşüldü. Komisyonların ilgi alanına giren konu-lardaki değişik önerileri ile komisyon kararları dele-gasyonun tartışmasına açıldı. Komisyon raporları ve öneriler oylanarak karara bağlandı.

44. Genel Kurul, İMO tarihi açısından önemli deği-şikliklere tanık oldu. Yönetmelik Komisyonu nun raporu doğrultusunda İMO Ana Yönetmeliği nde köklü değişiklikler gerçekleştirildi.

Buna göre;

İMO Ana Yönetmeliği nin, “Şube Genel Kurulunun Görev ve Yetkileri” başlıklı 44. maddesinde değişik-lik yapılarak, Oda Genel Kuruluna katılmak üzere Şube Genel Kurullarında seçilecek delegelerin oranı % 0,7`den, % 0,5 e düşürüldü.

Değişiklik sonrası madde şöyle belirlendi:

“Mesleki gelişme ve etkinlik alanlarının genişletilmesi için yapılması gereken çalışmaların ilkelerini sapta-mak, şube yönetim kurulu asil ve yedekleriyle, şubele-rine kayıtlı üyenin %0.5i oranında oda genel kuruluna katılacak asil ve aynı sayıda yedek delegeleri 2 yıl süre için seçer. Delege sayısının tespitinde kesirli sayılar bir üst sayıya tamamlanır. Delege sayısı beşden az ise beşe tamamlanır.”

İMO Ana Yönetmeliği nin “Kurullara Seçilebilme” başlıklı 66. maddesinde değişikliğe gidilerek, Oda ve şube yetkili kurullarında en fazla üst üste üç dönem görev alınabileceği hükmü getirildi.

İlgili madde şu şekilde değiştirildi:

“Oda ve Şube Genel Kurullarında yapılacak seçimler için her üye, kendisini ya da onayını almak şartıyla başka bir üyeyi aday gösterebilir. Görev süresi biten her üye aynı göreve üst üste en fazla üç seçim döne-mi görev yapmak üzere yeniden seçilebilir. Danışma Kurulu üyeliği için yapılan seçimlerde, üst üste en faz-la üç dönem görev yapma koşulu aranmaz. Oda üyele-ri; Oda Yönetim Kurulu, Oda Denetleme Kurulu, Oda Onur Kurulu ve Şube Yönetim Kurulu üyeliklerinden yalnız birine seçilebilirler. Aynı kurula aday olan üye-lerin aldıkları oylarda eşitlik olması halinde Oda sicil numarası küçük olan üye seçilmiş sayılır.”

Yine, aynı maddede, Oda Onur Kurulu ndan ağır para cezası ve serbest meslek uygulamasından men cezası alanlar ile yüz kızartıcı suçlardan hüküm gi-yenlerin yetkili kurullarda yer alamayacağı koşulu getirildi.

Madde şöyle belirlendi:

“Oda ve şube organları ile temsilcilik yönetimlerinde ve genel kurullarca ya da yönetim kurullarınca oluş-turulacak yardımcı organlarda görev alabilmek ve bu organların seçimlerinde aday olabilmek için; oda onur kurulunda “Serbest meslek uygulamasından men ce-zası” almamış olmak, zimmet, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, emniyeti suistimal ve hileli iflas gibi yüz kızartıcı veya şeref ve haysiyeti kırıcı suç-tan veya resmi ihale ve alım satımlara fesat karıştırma suçundan hüküm giymemiş olmak gerekir.”

“Vesayet ilişkisinden uzak durulmalı”

Örgütlenme Komisyonu tarafından hazırlanan rapor Genel Kurulun tartışmasına sunuldu. Tartışmalardan sonra yapılan oylamada rapor kabul edildi.

Örgütlenme Komisyonu metninde; ülkenin bağım-sızlığına, ülke kaynakları ve toplum çıkarlarının gözetilmesine demokrasi talebine, insan hak ve öz-

Mayıs-Temmuz 201430

İMO’dan

gürlüklerinin savunulmasına, bilimin yol gösterici-liğine önem ve özen gösterilmesine, İMO`yu vesayet altında bırakabilecek yaklaşımlardan ve ilişkilerden uzak durulmasına, başta TMMOB ve bağlı odaları olmak üzere, diğer meslek kuruluşları, sendikalar ve demokratik kitle örgütleriyle iş birliği ve güç birli-ğini arttırılmasına, üyeleşme oranının artırılması doğrultusunda çalışmalar yapılmasına, üye-Oda iliş-kilerinde, üyenin işlerini kolaylaştırmasına, bugüne kadar olduğu gibi, üyelere eşit mesafede durma gele-neğinin devam etmesine, kolektif, üretken ve uyumlu bir tarzın hayata geçirilmesine, merkezi-demokratik yapının korumasını ve geliştirmesine, yeni mezun genç inşaat mühendislerinin çalışma yaşamında kar-şılaştığı mesleki, ekonomik ve demokratik sorunla-rın tespiti ve çözüm yollarının bulunması için tüm şubelerde “Genç İnşaat Mühendisleri Kurulunun” oluşturulmasına, TMMOB ile SGK arasında imzala-nan Asgari Ücret protokolünün realize edilmesi için komisyon kurulması ve komisyonun ilgili kurum-lar nezdinde girişimlerde bulunmasına, 44. Dönem Yönetim Kurulu na Şube Danışma Kurullarının oluşturulması doğrultusunda çalışma yapmak için yetki verilmesine, üyelerin online hizmet almasını sağlamak doğrultusunda çalışma yapmak üzere 44. Dönem Yönetim Kurulu nun yetkilendirilmesine, Oda- Üye ilişkisinin güçlendirilmesi ve meslek ala-nının denetlenmesinin daha aktif yapılması amacıyla Odamıza üye meslektaşların mesleki faaliyet ve mes-lek içi eğitim sicil kayıtlarının tutulabilmesi husu-sunda çalışma yapılabilmesi için 44. Dönem Yönetim Kuruluna yetki verilmesine vurgu yapıldı.

Oda Yönetim Kuruluna yetki

Bütçe Komisyonu tarafından hazırlanan rapor Genel Kurulun onayına sunuldu. Alınan karara göre;

“TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Bütçe Uygulama Esasları” kapsamında “İMO Personel Ücretlendirme Yönergesinde” değişiklik yapmak üzere 44. Dönem Oda Yönetim Kurulu na yetki verildi.

Ayrıca, yabancı uyruklu fakat resmi literatürde “Türk soylu” olarak tanımlanan mühendis ve yüksek mü-hendislere Odaya kayıtları ve üyelikleri sırasında Türk vatandaşlarına uygulanan koşulların geçerli olup olmayacağı ile ilgili hukuki araştırmanın yapıl-ması için 44. Dönem Oda Yönetim Kuruluna yetki verilmesi kararlaştırıldı.

Bilim ve teknik rantın değil, halkın hizmetinde

Aynı zamanda 44. Genel Kurul Sonuç Bildirgesi yeri-ne geçen Ana Sorunlar Komisyonu Raporu ülkenin, mesleğin, meslektaşların ve meslek örgütünün temel

sorunları bağlamında hazırlandı ve Genel Kurulun tartışmasına açıldı.

İMO`nun 60 yıllık geleneğinden beslenen ideolojik-il-kesel yaklaşımına uygun bir perspektifle hazırlanan metin, İMO`nun önümüzdeki dönem yol haritası olacak netliğe sahip. Sorunlar, sorunlara kaynaklık eden nedenler, mücadele konusunda ısrar, mesleğe ve meslek odasına sahip çıkmada kararlılık, demokrasi, insan hakları ve barış noktasında hassasiyet metnin temel argümanları arasında yer aldı.

Metinde acil ve temel sorunlara ilişkin şu ifadeler yer aldı:

“44. Dönem Ana Sorunlar Komisyonu olarak mes-lek örgütümüzün, Ülkemizde demokrasi ve özgür-lük mücadeleleri, Eğitim Politikaları Yapı Denetim Yasası ve Yönetmelikleri, İmar Yasası ve yönetme-likleri, Kentsel Dönüşüm Yasası, Enerji Politikaları, Meslektaşlarımızın Özlük Haklarına Yönelik Yasal Düzenlemeler gibi gündeminde olan konularda bil-gilendirme ve mücadelesini sürdürme konusundaki çabalarının devam etmesi gerektiğini,

Gücünü aldığı örgütlülüğünü güçlendirmek adına Genç-İMO ve Genç Mühendisler çalışmalarını yoğun-laştırarak sürdürmesini,

Taşeronlaştırma, özelleştirme vb. alanlarda kamu ya-rarını hiçe sayan uygulamalara karşı savunduğu emek eksenli hattı korumasını ve geliştirmesini,

Mühendislerin de aralarında bulunduğu kamu çalı-şanları özelinde yaşanan sendikasızlaştırma, görev alanı dışında çalıştırılma, keyfi sürgünler vb. alanlar-da mücadeleyi sürdürmesini ve sendikal alanda faali-yet yürütülmesini desteklemesini,

Acil ve temel sorunlar kapsamında değerlendirmekteyiz.

Meslek örgütlülüğümüz; temel şiarı olan “Bilimi ve tekniği rantın değil, emeğin hizmetine sunma” ilke-sinden taviz vermeden, ilerici, yurtsever, devrimci bir yön göstericilikle mücadele ve örgütlüğünü gündemin-de tutmaya devam edecektir”

Mühendisler sandık başında

İMO 44. Olağan Genel Kurulu nun son gününde yet-kili kurullar için seçimler yapıldı. 537 Genel Kurul delegesi, 44. Dönem yetkili kurullarını belirlemek için sandığa gitti. Oy verme işlemi saat 09.00`da baş-ladı ve saat 17.00`de sona erdi. Hemen her organ için çok sayıda aday olması nedeniyle oyların tasnifi geç saatlere kadar sürdü.

Yedi kişilik Oda Yönetim Kurulu üyeliği için 17; yedi kişilik Oda Yönetim Kurulu yedek üyeliği için 12; beş kişilik Oda Onur Kurulu üyeliği için 12; beş kişilik

Mayıs-Temmuz 2014 31İMO İZMİR ŞUBESİ BÜLTENİ

İMO’dan

Oda Onur Kurulu yedek üyeliği için yedi; dokuz ki-şilik Oda Denetleme Kurulu üyeliği için 18; dokuz kişilik Oda Denetleme Kurulu yedek üyeliği için 10; üç kişilik TMMOB Yönetim Kurulu üyeliği için üç; bir kişilik TMMOB Yüksek Onur Kurulu üyeliği için bir; bir kişilik TMOOB Denetleme Kurulu üyeliği için bir; 15 kişilik Oda Danışma Kurulu üyeliği için 29 aday çıktı.

Seçim sonucunda 44. Dönem Yönetim Kurulu Asıl Üyeliklerine Nevzat Ersan, Şükrü Erdem, Cihat Mazmanoğlu, Tansel Önal, Bülent Tatlı, Ayşegül Bildirici Suna, Necati Atıcı; Yedek Üyelere ise Haluk Ekinci, Akif Ciyer, Halit Cenan Mertol, Abdullah Bayram, Ali Rıza Güler, Okan Çağrı Bozkurt Selahattin Selçuk Çıplak seçildi.

44. Dönem İMO Organlarına Şubemizden Seçilen ÜyelerOda Yönetim Kurulu Necati ATICIOda Onur Kurulu Prof. Dr. Ömer Zafer ALKUOda Denetleme Kurulu Ergin TATAR, Sahit ÇAĞLAR Umut Yılmaz DEVECİOda Danışma Kurulu Ali Fuat GÜNAK

TMMOB Delegeleri:Ayhan EMEKLİ, Ömer Zafer ALKU, Galip KLINÇ, Aydın NOĞAY, Levent ÇELİK, Şükrü HAMARAT, Hüseyin DAMCIDAĞ, İsmail PAYAMCI, Şahin TÜZEN

İMO 44. DÖNEM YÖNETİM KURULUGÖREV DAĞILIMI BELİRLENDİ

İMO Yönetim Kurulu’nun 25 Nisan 2014 tarihli toplantısında 44. Dönem Yönetim Kurulu görev dağılımı aşağıdaki şekilde belirlendi.

Nevzat Ersan Başkan,Şükrü Erdem II. Başkan,Bülent Tatlı Sekreter Üye, Cihat Mazmanoğlu Sayman ÜyeAyşegül Bildirici Suna ÜyeTansel Önal ÜyeNecati Atıcı Üye

İMO 44. Dönem Yönetim Kurulu’na başarılar diliyoruz.

Mayıs-Temmuz 201432

İMO’dan

İnşaat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu’nun, Orman Kanunu Uygulama Yönetmeliği ile ilgili yaptığı açıklama. 19 Nisan 2014

ORMANLARIMIZ TEHLİKE ALTINDA

AKP Hükümeti ormanları haritadan silmeye hazır-lanıyor. Resmi Gazete nin 18 Nisan 2014 tarihli sayı-sında yayımlanan Orman Kanunu nun 16. maddesi-nin Uygulama Yönetmeliği ile 17. ve 18. maddesinin Uygulama Yönetmeliği hükümlerinden siyasi iktida-rın rant uğruna ülkenin yeşil alanlarını yok etmeyi göze aldığı anlaşılıyor.

Yönetmelik hükümlerine göre; ormanlık alanlarda enerji üretim santralleri, petrol ve doğalgaz boru hat-tı, petrol ve doğalgaz arama tesislerinin kurulmasına izin veriliyor, ayrıca haberleşme tesisleri, işletilme ve yeraltı doğalgaz depolanmasına ilişkin tesisler ile eği-tim ve spor tesisleri, yol, liman geri hizmet alanı, ha-vaalanı, demiryolu, teleferik hattı, tünel gibi ulaşım tesislerinin inşa edilebilmesinin önü açılıyor.

Özel yükseköğretim kurumları hariç olmak üzere, yükseköğretim kurumlarının ormanlık alan içerisin-de eğitim ve araştırma amaçlı tesis kurmasına, Kredi Yurtlar Kurumu nun öğrenci yurdu inşa etmesine izin veren Yönetmelikler, ormanlık alan içerisinde balık üretme çiftlikleri kurulmasına, define aranma-sına, arkeolojik kazı yapılmasına da olanak tanıyor. Bu hüküm, bir başka yoruma hacet bırakmayacak ka-dar açık ve nettir. Ormanlık alanlar yer yer köstebek yuvasına dönecek, yer yer betona teslim edilecektir.

İşin ilginç yanı, ormanlık alan içerisinde inşa edile-cek tesislerde patlayıcı madde bulundurulması bile Yönetmeliklerle serbest bırakılıyor.Ormanların top-yekûnyok olmasıyla sonuçlanacak herhangi bir olum-suzluğun değerlendirilmeye alınmaması ve sadece ormanlık alanda yerüstünde patlayıcı madde bulundu-rulmasının yasaklanması, ağaçların yeraltından yani topraktan beslendiği gerçekliği ile örtüşmüyor.Belli ki Hükümet, “ağaçların kökünü kazımak” istemektedir.

Yönetmelikler, orman arazilerine yapılacak tesislerin özel şirketler marifetiyle denetlenebilmesine olanak tanıyan hükümlerle dikkat çekiyor. Kamunun yani toplumun ortak değeri olan ormanlık alanları önce yapılaşmaya açılacak, sonra bu yapılar ve işletilmesi kamu tarafından değil, “Serbest Yeminli Ormancılık Büroları” tarafından denetlenecek. Kamusal alanı, kamusal hizmetleri hızla özelleştiren siyasi iktidar açıkçası kendi anlayışına uygun bir adım atmış, de-netlenme işini özelleştirmiştir.

Bu hüküm Yönetmelikte şu şekilde yer alıyor: “Ancak su isale hattı, baraj, gölet, doğalgaz boru hattı, petrol boru hattı, elektronik haberleşme sistemlerine ait baz istasyonu, enerji nakil hattı, yol, telefon iletim hattı izinlerinde saha kontrolleri yatırım tamamlanınca-ya kadar her yıl, yatırımın tamamlanmasını takiben sonu sıfır ve beş ile biten yıllarda yapılır.”

Denetimin işlevselliği bir tarafa bu hükmün, dene-timsizliği teşvik edecek içeriğe sahip olduğu açıktır.Maddenin içeriği kafa karıştırıcı olsa da, beş senede bir denetleneceği belirtilmektedir ki, asli amacı kar olan işletmelerin denetimsiz geçireceği beş yıl zarfın-da ormanlık alanlarda ne gibi hasarlara yol açacağı muamma olarak kalacaktır. Denetim, özel şirketler eliyle yürütülse de öz itibariyle kamusal bir iştir ve piyasanın rekabetçi koşullarına terk edilmeyecek önemdedir. Denetim kesintisiz ve işlevsel olmak durumundadır. Beş senede bir yapılacak denetim,

“dostlar alışverişte görsün”den öte geçemeyecektir.

Açık olan şu ki, ilgili Yönetmelik hükümleri uygula-maya alındığında ormanlar yapılaşmaya açılacak ve hızla doğal vasfını kaybedecektir.

Siyasi iktidarın ne yapmak istediğini anlamak müm-kün değildir. Net olan, ormanların bu oranda yapı-laşmaya açılması ülkemiz için vahamet olacağıdır.

Anlaşılan o ki HES`lerle yok edilen ormanlar, Üçüncü Boğaz Köprüsü ile katledilen yeşil alanlar, Atatürk Orman Çiftliği`nde kesilen ağaçlar siyasi iktidarı ikna etmemiş, topyekûn bir “orman temizliği” için start verilmiştir.

Hükümet tez elden Yönetmelikleri geri çekmeli, top-lumun tüm örgütlü kurumlarını çalışmalara katarak ormanları çoğaltacak, doğanın dengesini koruyacak uygulamalar için çalışma başlatılmalıdır.

İnşaat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu

Mayıs-Temmuz 2014 33İMO İZMİR ŞUBESİ BÜLTENİ

İMO’dan

İnşaat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu’nun 1 Mayıs dolayısıyla yaptığı açıklama. 29 Nisan 2014

1 MAYIS ÖZGÜRLÜĞÜN VEDEMOKRASİNİN SİMGESİDİR

Türkiye yine 1 Mayıs öncesi gergin günlerden geçi-yor. Siyasi iktidar anlaşılmaz bir biçimde 1 Mayıs kutlamalarını yasaklamak istiyor. 1 Mayıs için sim-gesel öneme sahip Taksim Meydanı kutlamalara kapatılıyor.

Başta İstanbul olmak üzere, 1 Mayıs ın nasıl ve hangi alanda kutlanacağına dair tartışmanın, salt bir yer tartışması olmadığı bilinmektedir. Siyasi iktidarın uzlaşmaz tutumunun arkasında, ne güvenlik sorunu vardır ne de kent içi ulaşımın aksayacağına dair ge-rekçe inandırıcıdır.

Açıktır ki siyasi iktidar, 1 Mayıs tan rahatsızdır; 1 Mayıs ın özgürce kutlanacak olması rahatsızlığı ar-tırmakta, işçilerin, emekçilerin özgür iradeleriyle karar almasına taham-mül edilmemektedir.

Ülkemiz 1 Mayıs ın nerede ve ne şekilde kutlanacağına ve yaşanacak olası olaylara kilitlenmiş durumdadır.

Bu k i l it lenmenin özünde özgürlük ve demokrasi algısıyla doğrudan ilintili olduğu bilinmeli-dir. Karşımızda yasaklardan me-det uman ve ikti-darının bekasını yasaklarla sağla-maya çalışan bir güç vardır. Gezi olayları döne-minde görülmüş-tür ki bu güç, en sıradan demok-ratik hakkın kul-lanılmasına bile izin vermemiş, barışçı gös-terileri kanla bastırmıştır.

1 Mayıs ın asıl sahipleri; işçiler,

emekçiler, mühendisler, kadınlar, işsizler, emekliler, gençler, güvencesizliğe mahkûm edilenler 1 Mayıs ı gerçek anlamına uygun olarak özgürce kutlamak istemektedir. Çünkü 1 Mayıs, emek ve demokrasi güçleri açısından sorunların çözümü doğrultusunda itekleyici bir unsurdur ve yasaklanmasının mümkün olamayacağı tarihsel meşruiyete sahiptir.

Yüzyılı aşkın süredir tüm ezilenlerin mücadele ve da-yanışma günü olarak kabul edilen 1 Mayıs, 2014`te de tarihsel anlamına uygun olarak kutlanacaktır. Bütün demokratik ülkelerde bayram havasında geçen ve tek bir insanının bile burnunun kanamadığı 1 Mayıs, Türkiye gibi otoriter ülkelerde ne yazık ki toplumsal gerginliğe vesile olmaktadır.

İnşaat Mühendisleri Odası olarak, siyasi iktidara 1 Mayıs üzerinde-

ki bütün yasakları kaldırması çağrısında bulunuyoruz.

Geçtiğimiz yıllarda ol-duğu gibi üyelerimiz, üst birliğimiz olan TMMOB`nin tüm ülke

sathında göstermiş olduğu yerlerde ve İstanbul`da tarihi anlamı olan Taksim Meydanı`nda ye-rini alacak, inşa-at mühendisleri 1 Mayıs`ı coşkuyla kutlayacaktır.

İnşaatMühendisleri

OdasıYönetim Kurulu

Mayıs-Temmuz 201434

İMO’dan

“İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası” dolayısıyla İnşaat Mühendisleri Odası tarafından yapılan açıklama. 7 Mayıs 2014

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ HAFTASI’NDA YİNE YASAK SAVILIYOR

Bu yıl İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası nın 27. si dü-zenleniyor. 27 yıldır siyasi iktidarlar konu ile ilgili paneller, sempozyumlar düzenliyor, kentlerin görü-nür noktalarına uyarıcı pankartlar asılıyor; haftanın hakkını vermek için yoğun çaba harcanıyor.

Siyasi iktidarların bu “takdire şayan” davranışı iş ka-zalarını azaltmaya, önlemeye yetiyor mu? Yetmediği açık, çözümü ise ötelediği biliniyor.

27 yıldır İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası düzenleniyor ancak Türkiye nin iş kazalarındaki gerçeği ne yazık ki değişmiyor.

İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası nda siyasi iktidar temsilcilerinin yaptığı hamasete rağmen gerçeği tüm yalınlığı ile paylaşmak, iktidar sahiplerine so-rumluluğunu hatırlatmak, çözüm önerilerimizi ka-muoyuyla paylaşmak mevzuat hazırlama sürecinde katkı koymak İnşaat Mühendisleri Odası nın vazgeçilmez toplumsal sorumluluğudur.

Türkiye iş kazaları diyarıdır

İnşaat Mühendisleri Odası, işçi sağlığı ve iş güvenliği ile defa-larca rapor hazırlamış, sayısız etkinlik düzenlemiş, bilim insanları ile uygulayıcı-ları ortak zeminlerde buluşturmuş, sistemi eleştirmekle yetin-memiş, uygulanabi-lir çözüm önerileri geliştirmiştir.

Kamuoyunun bil-gisi dahilindedir; Türkiye iş kaza-ları sıralamasında Dünyada üçüncü, Avrupa`da ise bi-rincidir. Türkiye`de meydana gelen iş kazala-rı Avrupa ortalamasının yedi

katından fazladır. Açıkçası ülkemizin iş kazaları si-cili hayli bozuktur.

2013 yılında iş kazalarında 1235 insan yaşamını yi-tirmiştir. 2014 yılının Nisan ayında kadar geçen za-man zarfında iş cinayetlerine 369 çalışanımız kurban verilmiştir. Türkiye her yıl, Van depreminde kaybe-dilen insanların iki katına yakın insanını iş kazala-rında canlarını yitirmektedir.

İnşaat sektörüne iş kazaları bağlamında ayrıca vurgu yapmak gerekmektedir. Yapı üretim sürecindeki ge-nel anlamdaki denetimsizlik, TOKİ gibi sayısız bina üreten devasa kurumların denetimden muaf tutul-ması, kamu idaresinin popülist yaklaşımla bazı işleri hızla tamamlamaya çalışması nedeniyle inşaat işkolu, son dönemler diğer işkollarını iş kazaları bağlamında geride bırakmış, ölümle ve yaralanmayla sonuçlanan kazalarda ilk sıraya yerleşmiştir. 2012 yılı verilerine

bakıldığında iş kazalarının yüzde 12 sinin inşaatta, yüzde 11 inin madencilikte,

yüzde 7 sinin ise metal iş kolunda meydana geldiği görülecektir.

Bütün bunlara ilaveten, iş kazalarıyla ilgili kaderci

yaklaşım, yara sarma ile sınırlı göstermelik uy-gulamalar iş kazalarını toplumsal travma hali-ne getirmiştir.

“İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası” dolayısıyla bir

kez daha vurgulamak isteriz ki, üretim süreci

bileşenleri ve ülke kamuo-yu artık hamaset duymak is-

tememekte, önlem alınmasını, köklü kalıcı çözümler üretilme-

sini ve iş kazalarının sorumlula-rının yargı önünde hesap vermesi-

ni talep etmektedir.

İnşaat Mühendisleri OdasıYönetim Kurulu

Mayıs-Temmuz 2014 35İMO İZMİR ŞUBESİ BÜLTENİ

İMO’dan

Odamız onursal üyesi Yasser Arafat’ın anısı önünde saygıyla eğilerek Filistin halkının onurlu mücadelesinin yanında olduğumuzu kamuoyuyla paylaşıyoruz. 1 Ağustos 2014

Çocuklar Öldürülüyorsa İnsanlık Duyarsız Kalamaz!

FİLİSTİN HALKININ BU ONURLU MÜCADELESİNİN YANINDAYIZ!

İsrail devletinin hava saldırıları ile başlayan ve kara harekâtının da eklenmesi ile birlikte Filistin de top-yekûn bir katliama dönüşen insanlık dışı bir kıyım yaşanmaktadır. Üç İsrail`li gencin kaçırılması ve öldürülmesi, bir Filistinli gencin yakılması gibi bir-birini takip eden vahim olaylar milat kabul edilmiş, yine stratejistlerin oyalanacağı gerekçeler dolaşıma sokulmuştur.

Tarih bir kez daha ambargonun aç-lığın ve savaşın gölgesinde yaşam mücadelesi veren Filistinlilerin kendi yurtlarında “işgal-ci” ilan edilmesine sahne olmaktadır. Oysa asıl işgalci olan İsrail devle-tinin ta kendisidir ve sivillere yöne-lik katliamı ise bunun en önemli göstergesidir.

Emperyalist güçle-rin Ortadoğu ya ilişkin planları artık çok daha açık-tır. Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) gibi eli kanlı çeteler ve sivil halka yönelik saldırıları ile insanlık suçu işle-yen İsrail devleti gerek el altından gerekse de ekono-mik anlaşmalar ile desteklenmektedir. Ortadoğu ya biçilen sürekli savaş ve istikrarsızlıktır. Zira ancak bu şekilde egemenler bölge kaynaklarını kendi çıkar-larının hizmetine sunabilecektir. Dış politikayı yeni Osmanlıcı emellerle dizayn etme çabası tarihe gömü-len Türkiye siyasi iktidarının bu tablo karşısındaki tutumu; uluslararası diplomatik toplantılarda yapı-lan şovlardan ve artık dillere pelesenk olmuş “bizi test etmeyin” yönlü lafazanlıklardan ibarettir.

Şimdiye kadar İsrail devletinin saldırıları sonucu 508 kişi hayatını kaybetmiştir. Dış politikada artık bir

karar noktasına gelinmiştir. Zorbalık ve vahşetten yana bir dış politika mı, yoksa insanlık ve barıştan yana bir dış politika mı izlenecektir? Eğer gerçekten İsrail devletinin imza attığı katliamlara sessiz ka-lınmayacaksa yapılması gereken bellidir. Filistin e yönelik saldırıları durdurmak için atılması gereken somut adımlar askeri ve ticari anlaşmaların acilen askıya alınmasından geçmektedir.

Onlarca yıldır gök-yüzünden bomba yağan bu topraklar-da artık barış şarkı-ları söylenmesinden yana olan bizler, bir halkın özgür-lük çığlığını hiçbir bombanın, silah sesinin bastırama-yacağını biliyoruz…

Od a m ı z onu r-sal üyesi Yasser Arafat`ın Filistin halkı için yıllarca verdiği özgürlük mücadelesinin bu-

gün gene Filistin halkı tarafından aynı kararlılıkla verilmesini takdirle karşılıyoruz. Emperyalist güçle-rin bu katliamına dünya ülkelerinin duyarsız kalma-sını esefle kınıyoruz.

Egemen güçlerin seyirci kalıp izlediği bu insanlık suçu karşısında umut yine zulme hayır diyende ve başkaldıran halkların mücadelesindedir. Odamız onursal üyesi Yasser Arafat ın anısı önünde say-gıyla eğilerek Filistin halkının onurlu mücadelesi-nin yanında olduğumuzu kamuoyuyla paylaşıyo-ruz. Biliyoruz ki çocuklar öldürülüyorsa devletler günahkardır!!!

İnşaat Mühendisleri OdasıYönetim Kurulu

Mayıs-Temmuz 201436

TMMOB’den

TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı, Kamu İhale Yasası`nda yapılan değişiklikler üzerine 25 Nisan 2014 tarihinde bir basın açıklaması yaptı.

İKTİDAR, KAMU İHALE YASASI’NDANELİNİ ÇEKMİYOR

Siyasi İktidar, Kamu İhale Yasası nda 12 yılda yaptığı değişikliklerle kamu alım ve satımlarında yolsuzluğu önleme, sağlıklı ve kaliteli yapılar inşa etmek amacıy-la kabul edilen yasayı işi istenilene ihale etme aracına çevirmiştir.

Kamu İhale Yasası nda, 06.02.2014 tarih 6518 sayılı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında KHK ile bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile bir dizi değişiklik yapılmıştır. Kamu İhale Kanunu nun 3, 10, 38, 43, 53, 54, 63. maddele-rinde değişiklikler yapılmış, Geçici-4. maddeye bir fıkra eklenmiş ve 3 yeni ek madde ihdas edilmiştir. 10. maddede yapılan değişiklik ile mühendis ve mi-marların denetleme belgelerindeki oran düşülerek kamu ihalelerine katılmaları olanaksız hale geti-rilmiş, 38. madde ile ihale komisyonlarının düşük teklif lerin değerlendirilmesinde belgelendirme kri-teri kaldırılmış ve komisyona ucu açık takdir yetkisi tanınmış, 43. madde ile düşük teklif verenlerin kesin teminat miktarları idarenin takdir edeceği %6-%15 aralığında artırılmış, Ek-3 maddeyle de “paket ihale” yöntemi geliştirilmiştir.

Kamuya ait yapılar 1999 depreminde başarılı bir sı-nav verememiştir. Dönemin siyasal iktidarı, bu başa-rısızlığın başlıca nedenlerinden biri olarak gördüğü Kamu İhale Kanunu nun değiştirilmesi yönünde bir irade ortaya koymuş, konuyu tüm toplum kesimleri-ni de işin içine katarak tartışmaya açmış ve tartışma-lar belli bir olgunluğa ulaştıktan sonra tasarı haline getirilip, 22.01.2002 tarihinde yasalaştırılmıştır.

Geniş bir mutabakatı yansıtan söz konusu yasa, AKP iktidarı döneminde aşama aşama niteliksel bir dönü-şüme uğratılarak, ilk haliyle ilişkisini ve mantıksal tutarlılığını tümüyle kaybetmiştir. 4734 Sayılı Kamu İhale Yasası ilk haliyle 70 maddeden oluşmaktaydı. Ancak bu maddelerin neredeyse değişmeyen hükmü kalmamıştır. Kanunun 2. ve 3. maddesi neredeyse her yıl değişmiştir (2002, 2003, 2005, 2007, 2008, 2009, 2011 ve 2012). Tanımlar değiştirilmiş, kimi tanımlar atılmış, 3. madde ile de yasanın kapsamı daraltılmıştır.

Yasa nın 4. maddesi 2003 ve 2008 yıllarında değişik-liğe uğramış, 5 ve 6. maddeler birer kez, 8. madde iki kez, 10. madde 4 kez değişikliğe uğramış ve ek fıkra-lar eklenmiştir. 11. madde iki kez, 13, 14 ve 18. madde birer kez, 20, 21 ve 22. madde ikişer kez değişikliğe uğramıştır. 24, 25, 26, 27, 28, 33 ve 34. maddeler de birer kez değiştirilmiştir. 35. madde iki kez, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 46, 47. maddeler birer kez, 48. madde iki kez, 52. madde bir kez, 53. maddede ise tam beş kez değişiklik yapılmıştır. 54. madde iki kez, 55, 56, 58, 60, 61 bir kez, 62. madde üç kez, 63 ve 65. maddeler bir kez değişikliğe uğramıştır. Bu değişik-liklerle de kalınmamış, Ek-1, 2, 3, 4, 5, 6 ve 7. madde-ler eklenmiş, istisnalar bu hükümlerle genişletilmiş, geçici maddeler çoğaltılmış, geçici 4. maddeye 5 fıkra eklenmiş, geçici 7, 8, 9, 10,11, 12, 13 14, 15. maddeler eklenmiştir. Tüm bu değişiklikler, eklemeler ya torba yasa ya da KHK ile yapılmıştır.

Yasa 2003-2014 yılları arasında (30.07.2003, 27.4.2004, 03.03.2005, 27.12.2007, 20.11.2008, 25.06.2009, 13.02.2011, 31.03.2012, 04.07.2012, 06.02.2014) 9 yasal değişiklik, bir kez de 24.10.2011 tarih 611 sayılı KHK ile değişikliğe uğramıştır. Artık bu yasaya Kamu İhale Yasası demek yanlış olacaktır. Kamu alım ve satımlarında yolsuzluğu önleme, sağlıklı ve kaliteli yapılar inşa etmek amacıyla kabul edilen yasa, tersi bir amaca hizmet etmektedir.

Kamu İhale Yasası kapsamında bulunan yapım ve danışmanlık hizmetleri mühendis ve mimarları ya-kından ilgilendirmektedir. Yasa koyucu, müteahhit-lik için yalnızca ekonomik kriterin yeterli olmadığını yaşanan depremlerde test etmiş olduğundan müte-ahhitlik alanına mühendis ve mimarları çekmek için mesleki yeterliliği ön plana almak istemiştir. Bu nedenle, bizzat işin başında işi yapan ve denetleyen mühendis ve mimarların iş denetleme belgelerinin ihale başvurularında tam olarak değerlendirilmesini düzenlemiş iken, yıllar içinde yapılan değişiklikler ile hem bu belgelerin oranı azaltılmış hem de işi alan firmalarda çalışanların niteliği yönetmelik ya da yasa değişikliği ile düşürülmüştür. Anahtar teknik perso-nel için aranan koşullar kaldırılmış, dolayısıyla böyle bir personel istihdam etme yükümlülüğü kaldırıl-mıştır. Mühendis ve mimarların üzerine yıkılmış

Mayıs-Temmuz 2014 37İMO İZMİR ŞUBESİ BÜLTENİ

TMMOB’den

tüm teknik ve güvenlik riskleri bir yana bırakılmış ve ellerindeki belgelerle ihalelere katılmaları olanaksız hale getirilmiştir. Alınan teminatlar ağırlaştırılmış, itirazen şikayet yolu ağır mali yükle caydırıcı hale getirilmiş, düşük fiyat tekliflerinde aranan belgeler ortadan kaldırılmış, her hizmet için ayrı ihale açmak gerekirken son getirilen ek madde ile farklı idarelerin

“paket ihale” yöntemiyle birlikte ihale açmasının önü açılmıştır. Objektif mali-mesleki yeterlilik kriterleri olmayan, ihale komisyon kararları ağır mali yük ne-deniyle itiraza uğramayan, farklı teminat miktarları, idareye keyfi karar verdirecek belge istenmeden açık-lamalarla yetinme, ortak ihale kararları gibi hususlar kamu alım ve satımlarında şeffaflığı, tarafsızlığı, eşit

TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı, Soma`da yaşanan ve 200`ün üzerinde maden emekçisinin ölü-müne yol açan iş cinayeti üzerine 14 Mayıs 2014 tarihinde bir basın açıklaması yaptı.

BUGÜN MADEN EMEKÇİLERİNİN VE HEPİMİZİN KARA GÜNÜDÜR

Ruhsat hukuku Türkiye Kömür İşletmelerine (TKİ) ait olan Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. tarafından iş-letilen Manisa İli Soma İlçesi Eynez mevkiinde bulu-nan yeraltı kömür ocağında, 13 Mayıs 2014 Salı günü saat 15:00 civarında meydana gelen ocak yangını so-nucu açığa çıkan karbon monoksit gazıyla zehirlenen, aralarında maden mühendisi meslektaşlarımızın da bulunduğu yüzlerce maden emekçisi yaşamını yitirmiştir.

Nasıl gerçekleştiği henüz bilinmemekle birlikte, böyle bir facianın bu havzada yaşanabileceği gerek Maden Mühendisleri Odası’nca ve gerekse Birliğimiz tarafından daha önce kamuoyuyla paylaşılmıştır. Yine havzada yaşanan iş kazalarıyla ilgili Meclis’e verilen araştırma önergesi geçtiğimiz ay AKP millet-vekillerinin oylarıyla reddedilmiştir.

80’li yılların başından itibaren uygulamaya konulan özelleştirme, taşeronlaşma, rodövans vb neoliberal politikalar ve uygulamaları; kamu madenciliğini kü-çültmüş, kamu kurum ve kuruluşlarında uzun yıllar sonucu elde edilmiş olan madencilik bilgi ve deneyim birikimini dağıtmıştır. Yoğun birikim ve deneyime sahip olan kurum ve kuruluşlar yerine üretimin, tek-nik ve alt yapı olarak yetersiz, deneyim ve uzmanlaş-manın olmadığı kişi ve şirketlere bırakılması, buna ek olarak kamusal denetimin de yeterli ve etkin bir biçimde yapılamaması, iş cinayetlerinin ve ölümlerin

muamele ve rekabet ortamını ortadan kaldırmıştır. Yaz-boz tahtasına çevrilen Kamu İhale Yasası, işi is-tenilene ihale etme aracına çevrilmiştir. Kamu İhale Yasası na bu kadar müdahale eden iktidarın eli bir türlü müteahhitlik alanını düzenlemeye gitmemiştir.

Sayıştay raporları ve kamudan alım ve satın alan fir-maların dokümanları bir gün elbette ortaya döküle-cek ve kamunun zararını hep birlikte göreceğiz.

Mehmet SoğancıTMMOB Yönetim Kurulu Başkanı

misli olarak artmasına neden olmuştur. Yaşadığımız son olay bunu bize bir kez daha göstermiştir. Facia sonrası kurtarma operasyonunda ciddi bir organizas-yon bozukluğu yaşanmış ve devlet sınıfta kalmıştır.

Karadon, Kozlu, Elbistan ve son olarak Soma‘da madende yaşanan iş cinayetleri, emekçilerin yaşa-mının piyasanın insafına bırakıldığının açık bir göstergesidir.

AKP Hükümeti, bugünlerde Meclis‘e sunacağı taşe-ron ve istihdam yasasıyla emeği daha da köleleştirme-ye çalışmaktadır. Buradan bir kez daha uyarıyoruz.

İş cinayetlerini artıracak bu uygulamadan bir an önce vazgeçilmeli ve yasa Meclis‘e getirilmemelidir.

-Özelleştirmeler durdurulmalı, taşeronlaşma uygula-malarına son verilmelidir.

Bu faciada yaşamını yitiren tüm maden emekçilerini saygıyla anıyoruz.

Mehmet SoğancıTMMOB Yönetim Kurulu Başkanı

Mayıs-Temmuz 201438

TMMOB’den

DİSK, KESK, TMMOB ve TTB`nin çağrısıyla on binlerce kişinin 15 Mayıs Perşembe günü Türkiye genelinde iş bıraka-rak alanlara çıkmasıyla ilgili yapılan basın açıklaması.

KAZA VE KADER DEĞİL KATLİAM! UNUTMAYACAĞIZ, AFFETMEYECEĞİZ!

Yüreğimiz yanıyor! Türkiye işçi sınıfı Soma‘da yitir-diği arkadaşlarının anısı önünde ayağa kalkıyor.

Sadece işçiler değil tüm Türkiye halkları, onların anısını yaşatmak, yakınlarına başsağlığı dilemek, Soma‘nın acısını paylaşmak ve sorumlulardan hesap sormak için bugün işyerlerinde, sokaklarda, mey-danlarda bir araya geliyor.

Soma‘da yüzlerce işçinin can verdiği katliam bu ül-kede biraz olsun vicdanı olan, biraz olsun onuru olan herkes için bir milat olacaktır. Türkiye işçi sınıfının iş cinayetlerine, güvencesiz çalıştırmaya karşı sabrı kalmamıştır.

Çünkü biz biliyoruz ki bu katliam “kaza” ile olma-mıştır. Ve yine çok iyi biliyoruz ki, önceki cinayet-lerde olduğu gibi işçi kardeşlerimizin ölümü kader değildir. Özelleştirme ve taşeronlaştırma politikala-rını hayata geçirenler Soma‘da yaşananların başlıca sorumlularıdır.

Yıllarca kamu eliyle üretimin yapıldığı madenler, özel sektöre devredildikten sonra iş kazalarında patlama yaşanmıştır. 2002 yılından 2011 yılına kadar kömür madenlerindeki iş cinayetleri yüzde 40 artmıştır. Bunun nedeni özelleştirmedir, taşeronlaştırmadır, maliyetleri düşürmek için işçi sağlığı ve iş güvenli-ği önlemlerinin savsaklanmasıdır, TTK bünyesinde çalışan işçi sayısının üçte bir oranında azaltılmasıdır.

DİSK, KESK, TMMOB ve TTB`nin çağrısıyla yapılan iş bırakma eylemi, İzmir, 15 Mayıs 2014

Mayıs-Temmuz 2014 39İMO İZMİR ŞUBESİ BÜLTENİ

TMMOB’den

Bu dönüşüm sayesinde Soma‘da katliamın yaşandı-ğı işletmenin patronun övündüğü rakamlar ortaya çıkmış, kömürün tonunun maliyetini 130 dolardan 23 dolara düşmüştür. Bunun tasarrufun bedeli de yüzlerce işçinin ölümüyle ödenmiştir.

Özelleştirme ve taşeronlaştırma politikaları sonrası Türkiye ölümlü maden kazalarında Avrupa‘da birin-ci sıraya yükselmiştir. Dünyada ise bu alanda ilk üç sırada yer alan Türkiye maalesef bu sene birinciliği kimseye kaptırmayacaktır.

Tüm bu gerçeklere rağmen AKP, Soma‘daki iş cina-yetlerinin araştırılması için 6 ay önce verilen bir öner-geyi ısrarla gündeme almamış, alınca da reddetmiştir. Bu önergeyi 2 hafta önce reddedenler Soma‘da ölenler için TBMM‘de saygı duruşunda bulunmuşlardır.

Daha da acı tarafı, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Soma‘yı ziyareti sırasında yazılı olarak herkesin bula-bileceği bu önergenin Soma ile ilgili olmadığını söy-leyebilmiştir. Bu ülkeyi yöneten bir insanın bu kadar acıdan sonra doğru söylemesini beklemek yurttaşla-rın en temel hakkı değil midir?

Yapılan uyarılara rağmen Soma‘da bu tür iş kazala-rından kurtarılan işçilerin tedavisine dönük devlet tarafından yapılmış özel bir sağlık birimi kurma-yanlar, hastanelerde yanık ünitesi açmayanlar hiçbir sorumluluk duygusu hissetmemektedir.

İş sağlığı ve iş güvenliği yasasıyla bu alanı da piyasaya devreden, denetimi yapanın işverenden maaş aldığı bir sistem kuran, yine tüm uyarılarımıza rağmen bu alandaki denetim yetkisini bağımsız emek ve meslek örgütlerine vermeyi reddedenler, hiç mi vicdan azabı çekmemektedir?

Görünen o ki, vicdan ve sorumluluk gibi paraya çev-rilemeyecek duyguların bu ülkeyi yönetenler için bir anlamı kalmamıştır. Bu nedenle sadece üzgün değil öfkeliyiz. AKP iktidarının katliam sonrası yaptığı açıklamaların yaramıza tuz basmaktan farkı yoktur.

Madende çalışan işçi sayısını bilmeyen iktidar sözcü-lerinin alelacele “işletmede her türlü önlem alınmıştı” diye açıklama yapması öfkemizi büyütmüştür.

İşçi sayısının bile belli olmadığı, kaçak işçi çalıştırıl-dığı iddialarının olduğu madenle ilgili “mevzuata ay-kırı durum” olmadığını açıklayan Çalışma Bakanlığı, basitçe bir “gaf” yapmamış, fiilen o görevin gereğini yapmayacağını ilan etmiştir.

Daha önceki cinayetlerin ardından “Bu mesleğin fıt-ratında ölüm vardır” diyerek yeni katliamları meş-rulaştıran hükümet üyelerine, Soma‘da Başbakan da katılmıştır. 19‘uncu yüzyıldan, 20‘inci yüzyıl başın-dan örnekler vererek zihniyetinin 150 yıl öncesinde kaldığını gösteren Başbakan‘a 21. yüzyılda olduğu-muzu hatırlatmayı bir borç biliriz. “Hedef 2023” diye yola çıkanların 1862‘deki bir kazayı örnek göstererek

“Bu işin fıtratında var” demesi ülkemizin içinde bu-lunduğu tabloyu gayet net özetlemektedir. Bu ülke-nin 70 milyon insanı, teknoloji bu kadar gelişirken insana değil ölüme yatırım yapan bir anlayışı hak etmemektedir.

Soma‘da yitirdiğimiz işçilerden bize kalan sadece acı değil böylesi katliamların yaşanmaması için müca-dele görevleridir. “Kader”, “fıtrat” diyerek sorumlu-luklarını unutturmaya çalışanlara ilan ediyoruz ki unutmayacak, güvenceli iş ve insanca yaşam hakkı-mız için mücadeleyi büyüteceğiz.

Siyasi iktidar sorumluluktan kaçamayacak ve şu ta-leplerimizi karşılamadığı müddetçe yeni katliamla-rın da sorumluluğunu üstlenecektir:

1. İş cinayetlerinin artışına neden olan taşeron çalış-tırma derhal yasaklamalıdır.

2. Özelleştirildikten sonra seri cinayetlerle gündeme gelen tüm madenler derhal yeniden kamulaştırmalıdır.3. İşçi sağlığı ve iş güvenliğini piyasaya devreden iş güvenliği yasası kaldırılmalı, tüm denetim yetkisi emek ve meslek örgütlerine verilmelidir.

4. Başta Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı ile Enerji ve Sanayi Bakanı olmak üzere hükümet derhal istifa etmelidir.

Bizler DİSK-KESK-TMMOB-TTB-TDB olarak tüm işçi sınıfını, emekçileri ve emek dostlarını, Soma‘daki işçi kardeşlerimiz için, güvenceli iş ve insanca yaşam hakkımız için ayağa kalkmaya çağırıyoruz.

Unutmayın ki bugünkü eylemimiz sadece bir baş-langıçtır! Yukarıdaki taleplerimizin karşılanması Soma‘da yitirdiğimiz işçi kardeşlerimize ve gelecek nesillere borcumuzdur.

DİSK-KESK-TMMOB-TTB-TDB

Mayıs-Temmuz 201440

TMMOB İKK’dan

TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu, Soma’da yaşanan maden faciasıyla ilgili bir basın toplantısı yaptı.28 Mayıs 2014

TMMOB İZMİR İKK:

SOMA’NIN FAİLİ SİYASİ İKTİDARDIR

Mimarlar Odası İzmir Şubesi’nde düzenlenen ba-sın toplantısında TMMOB İzmir İKK adına Maden Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Muhammet Yıldız yaptı. Yıldız, 80‘li yılların başından itibaren uygulamaya konulan özelleştirme, taşeronlaşma, rödövans gibi yanlış uygulamaların; kamu madenciliğini küçülttüğünü ve kamu kurum-larında uzun yıllar sonucu elde edilmiş olan maden-cilik bilgi ve deneyim birikimini dağıttığını söylerken,

“Üretimin; bu kurumlar yerine, teknik ve alt yapı ola-rak yetersiz olan, deneyim ve uzmanlaşması bulun-mayan kişi ve şirketlere bırakılması, buna ek olarak, kamusal denetimin de yeterli ve etkin bir biçimde yapılamaması iş kazalarının artmasına neden olmak-tadır. Yaşadığımız son olay bunu bize bir kez daha göstermiştir” diye konuştu. Bu gidişatın değişmesi için özelleştirmelerin durdurulması, taşeronlaştırma uygulamalarının kaldırılması ve mecliste bulunan ta-şeron yasa tasarısının derhal geri çekilmesi gerektiğini ifade eden Yıldız, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ülkemizde; yüksek risk taşıyan, kuralsız ve denetim-siz çalışan, mühendislik bilim ve tekniğinden uzak, teknik elemanın gözetim ve denetimi olmaksızın, tamamen ilkel koşullarda çalışan pek çok maden iş-letmesi bulunmaktadır. İşletmelerin, bilim ve tekno-lojinin ışığında hareket eden mühendisin denetimine açılabilmesi için, mesleki güvencelerinin sağlanabil-mesi amacıyla, maden kanununda teknik nezaretçi-nin, iş sağlığı ve güvenliği yasasında ise iş güvenliği uzmanının mesleki sorumluluğu, iş ve ücreti devlet tarafından güvence altına alınmalıdır.

6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun, işçi ölümlerinin, meslek hastalıklarının önlenmesinde tek başına yeterli olmadığı, bu facia ile bir kez daha açığa çıkmış ve bu facia fiilen yasanın iflasının kanıtı olmuştur.

Bu nedenle, anılan yasa geri çekilerek Odaların, Sendikaların ve meslek örgütlerinin görüşleri doğ-rultusunda yeniden düzenlenmelidir.

İş güvenliği denetiminden birinci derecede sorumlu olan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, yaşanan iş kazaları-

nın önlenebilmesi için görevlerini tam olarak yerine getirmelidir. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, denetim elemanı olarak yararlanacağı mühendis ve mimar kadrolarını çoğaltarak denetimlerini artırmalıdır.

Başbakan’ın hazırladığı eylem planına göre, tüm ma-denlerde olağanüstü hal ilan edilecek olması, kendi-lerinin hazırladığı ve icra ettiği mevzuatın eksik ve yetersiz olduğunun bir itirafıdır. Bugüne kadar söz konusu mevzuata ve uygulamalara ilişkin uyarıla-rımızın hiçbirini dikkate almayan hükümet, henüz ocakta devam eden yangın söndürülmeden ve arama kurtarma çalışmaları sürerken, ‘…. bu işin fıtratında var…’ gibi, bilim ve teknikle bağdaşmayan söylemler-le, yaşanan katliamı normalleştirmeye, sıradanlaştır-maya, sorumluluklarını gizlemeye çalışmıştır.

Yaşanan işçi katliamının nedeni: işçi sağlığı ve gü-venliğini hiçe sayan, gözünü kâr hırsı bürümüş ser-mayenin uşaklığını yapan siyasi iktidarın politikala-rıdır. Durum ne bilgisizlik, ne ihmal, ne de kazadır. Bilerek ve tasarlanarak işlenmiş bir cinayettir.

Bu bakımdan; siyasi iktidar, sorumluluk ilkeleri ge-reği derhal istifa etmelidir.”

Yıldız’ın ardından söz alan Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Alim Murathan, Soma’daki diğer madenlerin de işçi sağlığı ve iş güvenliği açısından büyük riskler taşıdığını be-lirterek, “1500’den fazla işçinin çalıştığı Işıklar ma-deni de risk taşımakta. Söz konusu işletmede gerekli kontroller yapılıp önlemler alınmadan madenin ça-lışmaması gerektiğini düşünüyoruz” dedi.

TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu Dönem Sekreteri Melih Yalçın ise iktidarın önceliğinin insan yaşamı değil, sermayenin kâr oranının arttırılması olduğunu belirtti. Yalçın, TMMOB olarak yaptıkları incelemeler ve üyeleri vasıtasıyla bölgede gerçekleştir-dikleri görüşmelere göre facianın yaşandığı madende Suriyeli işçilerin çalıştığına ve madende çıkarılmamış yüzlerce ceset bulunduğuna ilişkin iddiaların doğru olmadığını tespit ettiklerini ifade etti.

Mayıs-Temmuz 2014 41İMO İZMİR ŞUBESİ BÜLTENİ

TMMOB İKK’dan

İzmir Büyükşehir Belediyesi ESHOT Genel Müdürlüğü’nün 24 Haziran 2014 tarihinde bir açıklama yaparak kentte otobüs hat güzergâhları ve seferlerinin yeniden düzenlendiğini ve 29 Haziran 2014 tarihi itibariyle uygulamaya geçi-leceğini duyurması üzerine TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu tarafından yapılan açıklama.25 Haziran 2014

TMMOB İZMİR İKK:ESHOT GENEL MÜDÜRLÜĞÜ’NÜN YENİ ULAŞIM PLANLAMASI DURDURULMALIDIR

İzmir Büyükşehir Belediyesi ESHOT Genel Müdürlüğü, 24 Haziran 2014 tarihinde (dün) bir açıklama yaparak kentte otobüs hat güzergâhları ve seferlerinin yeniden düzenlendiğini ve 29 Haziran 2014 tarihi itibariyle uy-gulamaya geçileceğini duyurmuştur. Açıklamada ge-rekçe olarak, bu yolla kentin merkezi yerlerine daha az toplu taşım aracı gireceği, tek uzun hatlar yerine kısa aktarmalı hatlarla ulaşımın sağlanacağı, bu sayede trafik sıkışıklığının önleneceği, yolculuk süresinin kı-salacağı, enerji tasarrufu sağlanacağı belirtilmektedir.

“Ezberimizi Bozuyoruz” cümlesiyle duyurulan bu uy-gulamaya dair kentliden, meslek odalarından, sivil toplum kuruluşlarından bırakın görüş almayı, uygula-mayı bu çevrelere tanıtma gereği bile görülmeden yeni düzenlemenin hayata geçirilmesi ne sosyallikle, ne de demokratlıkla bağdaşmaktadır. Bu tür kararların hal-kın geniş katılımıyla alınması, sorunsuz uygulanması açısından çok önemlidir.

Bilindiği gibi kentimizde toplu ulaşımda karayolu, raylı sistem ve deniz yolu farklı bölgelerde, farklı yo-ğunlukta kullanılmaktadır ve birbirinin tamamlayı-cısı durumundadır. Yeniden düzenlenen sistemle ilgili görüşlerimizi şöyle özetleyebiliriz:

1) Ulaşım Ana Planının, İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından tartışmaya açılması ve kamuoyunda duyu-rulması, ilgili kurumlarla paylaşılması gerekmektedir.

2) Kent içinde yapımı planlandığı bilinen çeşitli ray-lı (tramvay) sistemlerin ne zaman hayata geçeceğiyle ilgili bilgi hakkında kamuoyuyla herhangi bir detaylı bilgi paylaşılmamıştır.

3) Sinyalizasyon sistemindeki yetersizlikler nedeniy-le İZBAN ek seferleri devreye alınamamıştır, sinya-lizasyon sisteminin tümden değiştirilmesi gerektiği tartışılmaktadır. Sinyalizasyon sistemindeki eksiklik ve yeni vagonların gelmemiş olması nedenleriyle is-tasyonlarda yığılmalar olması kaçınılmazdır. Uzun

mesafeli otobüslerin kaldırılıp İZBAN ve metronun kullanılması olumlu bir gelişme olarak görülebilir ancak İZBAN ve metronun kapasitesinin buna ne kadar uygun olduğu belirsizdir. Mevcut sefer sıklığı ve katar sayısı dikkate alındığında yeterli olmayacağı düşünülmektedir.

4) Yeni vapur yatırımları sonuçlandırılmamış, isimleri hakkında internet ortamında öneri toplanan vapurlar henüz körfeze ulaşmamıştır. Mevcut vapurların iş-letme saatlerinin düzenlendiğine dair bir düzenleme hayata geçmemiştir.Tek başına otobüs seferlerinde yapılacak düzenleme-lerin trafik sorununa çare olmayacağı ve kamuoyuyla paylaşılmadan, kamuoyu bilgilendirilmeden hayata geçirilecek böyle bir uygulamanın kentlinin ulaşım konforunu sağlamayacağı açıktır.

Son olarak, Büyükşehir Belediye Başkanı ve ulaşım-dan sorumlu bütün Genel Müdürler, yardımcıları, daire başkanları ve amirlerinin bir ay süreyle makam aracı kullanmadan bu sistemle gereksinmelerini karşı-lamalarını öneriyoruz. Ancak bu şekilde kentliyi daha iyi anlayacaklarını ve sorunu akılcı, bilimsel yöntem-lerle çözeceklerini düşünüyoruz.

TMMOB İZMİR İL KOORDİNASYON KURULU

Mayıs-Temmuz 201442

İncelemeler

ÖZET

Bir birincil enerji kaynağı olan su kuvvetinden en yaygın biçimde yararlanmanın yolu, ikincil enerji kaynağı niteliğindeki elektrik enerjisine dönüştür-mektir. Hidroelektrik santral (HES) olarak tanımla-nan su kuvveti tesisleri Türkiye’nin elektrik enerjisi ihtiyacının karşılanmasında öncelikle geliştirilmesi gereken tesislerdir.

Türkiye günümüzde enerji kaynakları kısıtlı, başka ülkelerden ithal eden bir konumdadır. Petrol, gaz, kö-mür gibi fosil yakıtlar, uranium, torium gibi çekirdek enerjisi kaynakları, tüketildiğinde yenilenemeyen, ayrıca doğa kirliliğine yolaçan niteliktedir.

Güneş enerjisi, rüzgar enerjisi, su kuvveti yenilenebi-lir ve doğayı pek kirletmeyen kaynaklardır. Türkiye yenilenebilir enerji kaynaklarına öncelik vermek zo-rundadır. Bu bağlamda, günümüz teknolojisiyle en kapsamlı ölçüde yararlanılabilecek enerji kaynağı su kuvvetidir.

Türkiye akarsularının akışları mevsimler arası, yıl-lar arası çok büyük değişiklikler gösterdiğinden, bu akışların barajlarla düzenlenmesi gerekli olmaktadır.

Em.Prof.Dr. Ünal ÖZİŞDokuz Eylül Üniversitesi, Mühendislik Fakültesiİnşaat Mühendisliği Bölümü

HİDROELEKTRİK ENERJİNİNTÜRKİYE’DEKİ ÖNCELİKLİ ÖNEMİ

Baraj haznelerinden olacak ek buharlaşma miktarları gereksiz bir kayıp olmayıp, bir tür aynî işletme gideri niteliğinde görülmelidir.

Baraj hazneleri dolaylı veya dolaysız olarak taşkın-ların sönümlenmesinde de etkin oldukları gibi, pek çok su kuvveti tesisinde, barajlar sulama sistem-leri için gerekli suyun düzenlenmesine de katkıda bulunmaktadır.

Elektrik enerjisi ihtiyacı, dolayısıyla sistemden çeki-lecek güç, mevsimlere göre değiştiği gibi, gün içinde de önemli değişiklikler göstermektedir. Zirve güç ihtiyacının karşılanması için kurulmuş olan sant-rallardan bir bölümü, bu durumda gün içinde belli saatlarda devre dışı kalacaktır.

Nükleer santralların sürekli çalışması gereği, termik santralların devreye giriş ve çıkışlarda saat mertebe-sinde süre ihtiyaçları ve ısı kayıpları dikkate alındı-ğında, hidroelektrik santralların dakikalar merte-besindeki süre ihtiyaçları ve pek küçük su kayıpları, zirve güç ihtiyaçlarının karşılanmasında su kuvveti tesislerine özel bir konum getirmektedir.

Atatürk barajı ve santralı (N= 2400 MW)

Mayıs-Temmuz 2014 43İMO İZMİR ŞUBESİ BÜLTENİ

İncelemeler

Türkiye’nin elektrik enerjisi ihtiyacının ağırlık mer-kezi ülkenin batısında, su kuvveti potansiyelinin ağırlık merkezi ülkenin doğusundadır. Zirve güç ihtiyacının kolaylıkla karşılanabilmesi açısından ba-rajlı santralların, özellikle büyük tüketim merkez-lerine yakın havzalarda olanların, küçük yük fak-törüyle, dolayısıyla büyük güçle kurulmaları önem taşımaktadır.

Türkiye’nin su kuvveti brüt potansiyeli 440 TWh/y, bunun teknik olarak değerlendirilebilir kısmı 220 TWh/y, ekonomik olarak yararlanılabilir kısmı 150 TWh/y mertebesindedir.

Türkiye’de ilk hidroelektrik santral 1902’de Tarsus’ta kurulmuş olup, 1935’te Elektrik İşleri Etüd İdaresinin kurulmasıyla akarsularda düzenli ölçümlere başlan-mış, 1954’te Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün kurulmasıyla baraj ve hidroelektrik santral yapımı ivme kazanmıştır.

Türkiye’deki orta ve büyük güçte su kuvveti tesisle-rinin üçte ikisi barajlı santral niteliğindedir. Bu ba-rajların yaklaşık beşte dördü dolgu baraj, beşte biri beton (kemer, ağırlık, silindirle sıkılanmış beton) baraj türündedir.

Bu su kuvveti tesislerinin üçte biri ise suyun bağlama ile derlendiği, yüksek düşülü çevirme santralı niteli-ğindedir. Çevirme iletimi genellikle serbest yüzeyli akışlı veya düşük basınçlı mecralarla sağlanmaktadır.

Günümüzde 60 TWh/y mertebesindeki ortalama üretim kapasitesiyle, ekonomik olarak yararlanılabi-lir su kuvveti potansiyelinin ancak % 40 kadarı geliş-tirilebilmiş durumdadır.

Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. kuruluş yıldönümü 2023 yılında, ekonomik olarak yararlanılabilir po-tansiyelin tamamına yakın kısmını geliştirmiş du-ruma gelmek için, kalan 11 yıllık sürede yıllık % 9 oranında bir artış hızının sağlanması gerekmektedir. Bu hedefe ulaşmak güç görünse de, olanaksız değildir.

Ü. Öziş ve çalışma arkadaşlarınınsu kuvveti konusundaki bazı yayınları

ÖZİŞ, Ü. (1961): “Die Hydroenergie in der Entwicklung der Türkei”. München, Technische Hochschule, Lehrstuhl für Wasserbau, Dissertation, 120 S. ÖZİŞ, Ü.; KARGI, Y.; AKINCI, V. (1965): “DSİ Hidroelektrik yıllığı 1963”. Ankara, Devlet Su İşleri, N.502-III-15-0/3, 174 s.

ÖZİŞ, Ü. (1973) : Hydroelectric schemes in Turkey. London, “Water Power”, Y.25, N.9, p.325-329. - ÖZİŞ, Ü. (1974): Der Ausbau der Wasserkräfte in der Türkei. Stuttgart, “Die Wasserwirtschaft”, J.64, H.4, S.102-106.

- ÖZİŞ, Ü. (1974): Considérations analytiques sur les amé-nagements hydroélectriques en Turquie. Paris, “Travaux”, N.470, p.34-39.ÖZİŞ, Ü.; KOÇAK, Y. (1977): The first arch dam in Turkey. London, “Int. Water Power and Dam Construction”, V.29, N.4, p.30-36.ÖZİŞ, Ü. (1977): Maximal development of water power resources. İstanbul, World Energy Council, “X. World Energy Conference”, R.3.1-7, 23 p.HARMANCIOĞLU, N. : TURAN, T. : ÖZİŞ, Ü.: (1978): Türkiye’deki hidroelektrik enerji üretiminin ağırlık merkezi. Ankara, İnşaat Mühendisleri Odası, “İnşaat Mühendisliği VII. Teknik Kongresi”, R.21, s.313-330.ÖZİŞ, Ü.; HARMANCIOĞLU, N.; BENZEDEN, E.; ALPASLAN, N. (1978): Hidroelektrik enerji üretiminin gelişme olanakları. Ankara, Dünya Enerji Konferansı Türk Milli Komitesi, “Türkiye III. Genel Enerji Kongresi”, C.1, s.280-291.ÖZİŞ, Ü.; HARMANCIOĞLU, N. (1982): Su kuvveti kaynaklarının geliştirilme süreci. Kuşadası, Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu, Mühendislik Araştırma Grubu, “VII. Bilim Kongresi”, MAG 65, s.245 264.ÖZİŞ, Ü. (1982): Aménagement de la basse Euphrate en Turquie. Paris, “Travaux”, N.565, p.68 72. - ÖZİŞ, Ü. (1982): Ausbau des unteren Euphrat-Beckens in der Türkei. Stuttgart, “Die Wasserwirtschaft”, J.72, H.5, S.207 210. - ÖZİŞ, Ü. (1982): The development plan for the Lower Euphrates Basin in Turkey. Tübingen, “Natural Resources and Development”, V.16, p.73 82.ÖZİŞ, Ü.; BENZEDEN, E.; HARMANCIOĞLU, N.; TÜRKMAN, F. (1983): Opportunities in water power development. Washington, Hemisphere, “Alternative Energy Sources III” (Ed.: T.N. VEZİROĞLU), V.4, p.437 452. ÖZİŞ, Ü. (1983): Ausbau des Westlichen Tigris Beckens in der Türkei. Stuttgart, “Die Wasserwirtschaft”, J.73, H.4, S.109 112. - ÖZİŞ, Ü. (1983): Development plan of the Western Tigris Basin in Turkey. Dublin, “International Journal of Water Resources Development”, V.1, N.4, p.343 352.HARMANCIOĞLU, N.; ÖZİŞ, Ü. (1983): Dynamics of water resources development: Lower Euphrates case in Turkey. İstanbul, NATO Workshop, “Application of System Analysis on Water Resources Development” (Ed.: M. BAYAZIT), R.8, 12 p.ÖZİŞ, Ü. (1983): “Su yapıları”. İzmir, Dokuz Eylül Üniversitesi, Mühendislik Mimarlık Fakültesi, N.54, 608 s.ÖZİŞ, Ü.; YANAR, H. (1984): Turkish dam impounds

Mayıs-Temmuz 201444

İncelemeler

world’s largest karst spring. London, “Int. Water Power & Dam Construction”, V.36, N.12, p.44 49.ÖZİŞ, Ü. (1985): Türkiye’nin hidroelektrik potansiyeli ve enerji üretimi. Ankara, Elektrik İşleri Etüd İdaresi, “50. Kuruluş Yıldönümü, Hidroelektrik Enerji Sempozyumu Tebliğleri”, s.1 30.ÖZİŞ, Ü. (1986): Hydro-power development in Turkey. Calcutta, “Indian Journal of Power and River Valley Development”, V.XXXVI, N.11/12, p.297-304.BARAN, T.; DURNABAS, I.; ÖZİŞ, Ü. (1987): Türkiye’nin su kuvveti potansiyeli. Ankara, İnşaat Mühendisleri Odası, “IX. Teknik Kongre Bildiriler Kitabı, c.II: Su Kaynakları Mühendisliği”, s.49-63.ÖZİŞ, Ü.; ÖZEL, İ. (1989): Karakaya dam and power plant. London, “Int. Water Power and Dam Construction”, V.41, N.7, p.20-24.ÖZİŞ, Ü.; BASMACI, E.; HARMANCIOĞLU, N. (1990): Atatürk nears completion. London, “Int. Water Power & Dam Construction”, V.42, N.9, p.12 16.ÖZİŞ, Ü.; YANAR, H.; ERDEM M. (1990): Sır dam and powerplant. London, “Int. Water Power & Dam Construction”, V.42, N.9, p.17 18 & 20 21.ÖZİŞ, Ü. (1991): “Su kuvveti tesislerinin planlama esas-ları”. İzmir, Dokuz Eylül Üniversitesi, Mühendislik Mimarlık Fakültesi, N.197, 317 s.ÖZİŞ, Ü. (1992): “G.A.P. I : Güneydoğu Anadolu Projesi gelişme planı Karakaya barajı ve santralı Atatürk ba-rajı ve santralı”. Dokuz Eylül Üniversitesi, Mühendislik Mimarlık Fakültesi, N.224, 64 s.ÖZİŞ, Ü.; BASMACI, E.; HARMANCIOĞLU, N. (1992): Wasserkraftanlage Atatürk am Euphrat. Wien, Technische Universität, “7.Internationales Seminar - Wasserkraftanlagen”, (Red.: A.KÖNİGSBERGER, H. B. MATTHIAS, T. VARGA), S.17 31. & (English version: p.15-29).ÖZİŞ, Ü. (1994): La gestion des besoins et d’approvisi-onnements en eau dans le bassin Euphrate Tigre. Cairo, International Water Resources Association, “IWRA VIII. World Congress on Water Resources”, V.2, p.(T5 S2)1.1 1.13.ÖZİŞ, Ü. (1998): Türkiye’de su kuvvetinin gelişi-mi. İstanbul, İstanbul Teknik Üniversitesi, İnşaat Fakültesi, “Prof.Dr. Kazım ÇEÇEN Anısına - Türkiye’nin Hidroelektrik Potansiyelinin Geliştirilmesi Sempozyumu”, s.47-64.ÖZİŞ, Ü.; BARAN, T.; HARMANCIOĞLU, N.; BENZEDEN, E.; TÜRKMAN, F.; DALKILIÇ, Y.; ŞEKER, Ş.; ÖZDEMİR, Y. (1999): Türkiye’de su kuvvetinden ener-ji üretimi. İzmir, Mühendislik ve Diğer Meslek Odaları İzmir Şubeleri, “İzmir Su Kongresi”, s.425-441.ÖZİŞ, Ü.; BARAN, T.; DALKILIÇ, Y.; ZIRIH, F.; ŞEKER, Ş.; ÖZDEMİR, Y. (2003): Türkiye açısından hidroelektrik enerjinin gelişimi. İstanbul, Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi, “Türkiye 9. Enerji Kongresi”, C.II, s.79-88.

ÖZİŞ, Ü.; ÖZDEMİR, Y.; DALKILIÇ, Y.; TÜRKMAN, F.; BARAN, T. (2004): Development of the Euphrates-Tigris basin. İzmir, European Water Resources Association & Dokuz Eylül University - SUMER, “EWRA Symposium on Water resources management”, (Eds.: N.B. HARMANCIOĞLU; O. FISTIKOĞLU;. Y. DALKILIÇ; A. GÜL), V.I, p.85-95.ÖZİŞ, Ü.; KELOĞLU, N.; ALKAN, A. (Ed.) (2006, 2.b.: 2009): “Su kuvveti”. İzmir, Dokuz Eylül Üniversitesi, SUMER, Su Yapıları, C.IX, 240 s.BARAN, T.; DALKILIÇ, Y.; ÖZDEMİR, Y.; ÖZİŞ, Ü. (2006): Türkiye’nin su kuvveti potansiyelinin belir-lenmesindeki aşamalar ve gelişmeler. İstanbul, Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi, “Türkiye 10. Enerji Kongresi”, s.211-222.ÖZİŞ, Ü.; BARAN, T.; DALKILIÇ, Y. (2008): Hidroelektrik enerjinin geliştirilme hızı. İzmir, Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şubesi, “Ülkemizdeki doğal kaynakların enerji üretimindeki önemi ve geleceği - Tebliğler” (Ed.: E.NAKOMAN), s.3-17.ÖZİŞ, Ü.; BARAN, T.; DALKILIÇ, Y. (2008): Hidroelektrik enerjiyi geliştirme hızları. Artvin, Devlet Su İşleri XXVI.Bölge Müdürlüğü, “Su ve enerji konferan-sı, Bildiriler kitabı”, s.1-14.ÖZİŞ, Ü.; ÖZDEMİR, Y. (2009): Turkey’s transboundary watercourses and the Euphrates-Tigris basin. Gebze, Institute of Technology, Department of Environmental Engineering, “Transboundary waters and Turkey” (Eds.: M. KARPUZCU; M.D. GÜROL; S. BAYAR), p.21-57. & (Türkçe biçimi: s.23-59).ÖZİŞ, Ü. (2011): “Ausbau der Wasserkräfte in der Türkei”. München, Technische Universität, Lehrstuhl für Wasserbau und Wasserwirtschaft, Sondervortrag, 16 S.ÖZİŞ, Ü. (2012): Su kuvvetinin Türkiye’deki gelişimi. İzmir, “İ.M.O. Bülten”, Y.27, N.164, s.46-48.ÖZİŞ, Ü.; ALKAN, A.; ÖZDEMİR, Y. (2012): Ausbau der Wasserkraft in der Türkei. “Wasserwirtschaft”, J..., H.7-8, S.53-58.ÖZDEMİR, Y.; ÖZİŞ, Ü.; BARAN, T. (2013): Water resources development in the Euphrates-Tigris ba-sin. İzmir, Dokuz Eylül University, Environmental Engineering Department & American Society of Civil Engineers, Environmental and Water Resources Institute,

“International Perspective on Water Resources & the Environment, 2013”, R.000153, 10 p.ÖZİŞ, Ü.; ALKAN, A.; ÖZDEMİR, Y. (2013): Ausbau der Wasserkraft in der Türkei. Wiesbaden, Springer-Viehweg, “Wasserkraftprojekte – Ausgewählte Beiträge aus der Fachzeitschrift Wasserwirtschaft”, (Hrsg.: S. HEIMERL), s.176-184. ÖZİŞ, Ü.; ÖZDEMİR, Y.; BARAN, T. (2013): Das grenzüberschreitende Euphrat-Tigris Becken.

“Wasserwirtschaft”, H.7/8, S.74-78.

Mayıs-Temmuz 2014 45İMO İZMİR ŞUBESİ BÜLTENİ

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından düzenlenen VII. Uluslararası İş Sağlığı ve Güvenliği Konferansı 4 binin üzerinde kişinin katılımıyla 5-7 Mayıs 2014 tarihlerinde Haliç Kongre Merkezi İstanbul’da gerçekleştirildi. 30’dan fazla ülkeden gelen, içerisinde akademisyenlerin de bulunduğu katılım-cılar, üç gün boyunca iş sağlığı ve güvenliği, risk de-ğerlendirmesi ve İSG etkileri, iş kazalarının önlenmesi, meslek hastalıkları ve tespiti, İSG kültürü konularını masaya yatırdı. Avrupa Birliği uyum süreci gereği 30 Haziran 2012’de yürürlüğe giren 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası ile  iş sağlığı ve güvenliğinin ku-rumsal ve örgütsel yapılanması konuları ülkemiz öze-linde ve uluslararası boyutta tartışılarak yeni öneriler üzerinde duruldu. 6331 sayılı yasanın yürürlükte oldu-ğu ama uygulama açısından pek çok sorun yaşandığı-na işaret edildi. İş sağlığı ve güvenliğine yönelik müs-takil bir kanunun çıkarılmasının ilk adımın atılması anlamında önemli olduğu vurgusu yapıldı.

Herşey oldukça güzel gibi görünse de, aslında irdele-memiz gereken konunun; konferansı düzenleyenlerin, işçilerin, emekçilerin, halkın sağlığını ve güvenliğini gerçekten ne kadar düşündüğü üzerine olması gere-kir. Örneğin, konferanstan birkaç gün önce, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma gününde yüzlerce insanın ya-ralanmasına yol açabilecek derecede yapılan baskıcı uygulamalar neyle açıklanabilir ?

İş kazaları artıyorİşçi Sağlığı ve Güvenliği Meclisi’nin verilerine göre; 2012’de 878, 2013’te 1235 işçi iş kazasında hayatını kaybetti. 2014’ün ilk üç ayında ise 276 işçiyi iş kaza-larında kaybettik. İlk üç ayda iş kazaları ve meslek hastaları sonucu hayatını kaybeden 276 işçiden 3’ü 18 yaş altındaki çocuklardan oluşuyor.

İş kazaları, çocuk yetişkin ayırt etmeden hayatları karartmaya devam ediyor. Tedbir almak, yasa çıkarmak çözüm değil. Yapılması gereken, taşeron işçi kullanımını azaltmak, kayıtdışılığı ortadan kaldır-mak, kötü çalışma şartlarında, ağır ve tehlikeli işlerde kadınların ve çocukların çalıştırılmasını engellemek. Bunlar yapılmadan yasa çıkarmışsınız neye yarar?

İŞ KAZALARININ GÖLGESİNDEVII. ULUSLARARASI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KONFERANSI

Taşeron işçileri, iş kazalarına daha fazla muhatap olu-yor. 30 işçinin altındaki iş yerlerinde örgütlenme ve sendika yasağı uygulaması yüzünden taşeronlaşma geliştiriliyor. İşte bu gibi sebeplerden dolayı taşeron şirketlere yönelik yeni bir düzenleme yapılması şarttır. Bu düzenlemenin özellikle inşaat sektöründe hayata geçirilmesi gerekiyor. Yoksa işçi ölümlerinin önü alınamaz.

15 saniyede 160 kazaKonferansa katılan, Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) Baş Danışmanı Seiji MACHIDA’nın verdiği bil-gilere göre; dünyada her 15 saniyede 160 işçi iş kazası geçiriyor. Yine her 15 saniyede, bir işçi bu yüzden hayatını kaybediyor. İş kazaları ve meslek hastalık-ları nedeniyle ortaya çıkan ekonomik yük ise küresel GSYH’nın yüzde 4›üne eşit olmaktadır.

Yine Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) verile-rine göre, dünyada her yıl 337 milyon iş kazası oluyor. Kazalar, meslek hastalıklarıyla 2.3 milyon kişi haya-tını kaybediyor. Yani dünyada her gün 6 bin 300 kişi, iş kazası veya meslek hastalığı nedeniyle yaşamını yitiriyor. 2012-2013 arasında ise en çok ölümcül kaza inşaat sektöründe kaydedildi.Asıl işveren-Alt İşveren Alt işveren asıl işveren ilişkisinde iş sağlığı ve güven-liği hizmetlerinin nasıl yürütüleceği konusundadır. Herhangi bir iş kazasında sorumluluğun kimde ola-cağı gibi konularda uygulamadan kaynaklanan belir-sizlikler bulunmaktadır.

Asıl işverenin işyerinde ortaya çıkan bir kaza sonucu asıl işverenin sorumluluğunun ne olacağı ve alt iş-verenin bu tehlikeye yönelik olarak nasıl bir önlem alabileceği konusu tartışmaya açıktır. Alt işveren kazanın önlenmesine ilişkin düzenlemeyi asıl işve-rene iletse bile, asıl işveren maliyet gerektiren bu tür düzenlemeleri yapmayabilir.

Kamuda Zorunluluk 1 Temmuz 2016’daUygulamada tespit edilen vahim sonuç doğurabile-cek en büyük sorunlardan biri, 6331 sayılı kanunun kamu kuruluşları ile ilgili maddesinin uygulaması-

Onur AÇIKİnşaat Mühendisi

Mayıs-Temmuz 201446

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği

nın 1 Temmuz 2016 tarihine kadar ertelenmesinden kaynaklanıyor. Yeni düzenlemeyle, kamu kurumları 50 işçi ve üzeri personel çalıştırması halinde ve 6 ay-dan uzun işler için İSG uzmanı çalıştırmak zorun-da tutulurken , 50 işçi ve altında personel çalıştıran kamu kurumları 2016’ya kadar İSG uzmanı çalıştır-mak zorunda değil.

Bu durumdaki kamu kurumlarında görevlendirme ile çalışan İSG uzmanları ise hiçbir ücret almadan tamamen gönüllülük esasına göre çalışmak zorunda kalıyor. İşin ilginç tarafı ise, 50’ nin üzerinde perso-nel çalıştırma durumundan dolayı İSG uzmanı çalış-tırmaları zorunlu olan bazı kamu kurumları, maaş ödememek adına kendi bünyelerinde İSG personeli görevlendirmesi yapmıyor. Aksine, problemi çözmek için Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimlerinden (OSGM) hizmet alımı yoluna gidiyor. Peki yapılan bu işlem, kamu zararına yol açmıyor mu? Bunu sorgulamak gerekiyor.

Seri Üretim A sınıfı İş Güvenliği Uzmanı

İSG yönetmeliğinin ilgili maddesine göre 3 yıl ilgili sektörde çalışan kişi o sektöre 1 yıl boyunca İSG uzmanı olarak çalışabilmekteydi. Örneğin, inşaat sektöründe 3 yıl deneyimi olan bir kimse C belgesi varsa, tehlike grubu anlamında A sınıfı olan bir yere hizmet verebilecekti. Bu uygulama başlamasına mü-teakip Danıştay bu maddenin yürütmesini durdurdu. Bunun üzerine Bakanlık İSG uzmanlığı konusunda yeteri kadar personel olmadığı için tabiri caizse seri üretim niteliğinde bir uygulama başlatmış ve 6331 sayılı kanunda değişiklik yaparak prim günü esas alınarak sınav hakkı tanımıştır.

Örneğin C sınıfı iş güvenliği uzmanı olan bir kişi normalde 7 yıllık zaman zarfında yetişerek kademeli olarak A sınıfı uzman olma hakkına kavuşuyordu. Ancak son yapılan geçici düzenlemeyle, C sınıfı olarak 3000 prim günü var olanlar, direkt olarak sı-nava girerek A sınıfı uzman olabiliyor.

Bu şekilde gereken tecrübe edinilmeden A sınıfı iş güveni uzmanı olan kişiler, denetim sırasında res-me baktıklarında görmeleri gereken aksaklıkları göremeyeceklerdir. Bu gibi sebeplerden dolayı, Ben ne yapacağım? Nasıl yapacağım? soruları ortaya çıkıyor.

Bu sorunları gidermek anlamında, devletin A sınıfı uzman olma şansı verdiği bu kişilere, rehberlik ve danışmanlık hizmeti vermesi gerekiyor.

Naylon stajYeminli mali müşavir olmak isteyen bir kişi önce bir sınava giriyor ardından 3 yıl staj yapıyor. İSG uzmanı olmak için 40 saatlik staj var. Tırnak içerisinde nay-lon staj diyorum. Sınav kesinlikle ölçme değerlendir-meye uygun değildir.İşinin ehli olmayan mali müşavir paradan, işinin ehli olmayan iş güvenliği uzmanı ise candan edebilir.

Güvenceler yokİşverene bağlı olarak emir ve talimat altında çalışan iş güvenliği uzmanının kendi işverenini Bakanlığa şikayet etmesini bekleyebilir misiniz?

İş güvencesi sistemi için, tüm çalışanları kapasayacak şekilde, işverenin karşısında durabileceği, doğrudan iş güvencesi sistemine tabi tutularak İSG uzmanlarını güvenceye alacak hükümlerin getirilmesi gerekiyor.

İş Güvenliği ve Sağlığı KültürüÖnümüzdeki süreçte,  mühendislerin ve doktorla-rın lisans sonrası işçi sağlığı ve iş güvenliği eğitim-lerinin  üniversiteler, kamu kurumu niteliğindeki TMMOB`ye bağlı ilgili meslek odaları ve TTB tara-fından verilmesi, sertifikalandırılmasıyla, nitekli iş güvenliği uzmanlığı eğitimi hedeflenmelidir.

6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği yasası ile devletin kanun koyucu olmaktan çok, İş Sağlığı ve Güvenliği kültürünü ülke çapına temelden yayabilecek şekilde içselleştirmesi gerekir. Örneğin, yeni nesillere bakış açısı kazandırma anlamında, ilkokuldan itibaren görsel eğitimler ve forum tiyatro etkinlikleri, eğitim müfredatındaki değişiklikler ile iş sağlığı ve güvenli-ği konusunda uzun vadede toplum nezdinde duyar-lılık kazandırabilinir.

Mayıs-Temmuz 2014 47İMO İZMİR ŞUBESİ BÜLTENİ

Hukuk

“Kral olmasina kralım, bunda kuşku yok;ama her aklıma eseni de yapamam ya...” Aragonlu Ferdinand II, nam-ı diğer «Katolik»(1452-1516)

Son günlerde hukuk devletinde yaşadığımı sanıp hukukçu olmanın dayanılmaz ağırlığı altında ezildi-ğimi hissediyorum. Bazen yaşadıklarınızın gerçekle ilgisi olmayan sanal bir dünyaya ait olduğu sanısına kapıldığınız olur mu bilmem. Ama son yıllarda ben bu düşünceleri sıklıkla yaşıyor gibiyim. Düşünsenize, insanlar haklarında oluşturulan düzmece deliller, diji-tal kayıtlar ve gizli tanık anlatımlarıyla tutuklanmakta ve yıllarca süren yargılamalardan sonra cezalandırıl-maktadır. Sonra bir gün birileri çıkıp bunların tümü-nün birer kumpas olduğunu ileri sürebilmekte ve hiç-bir şey olmamış gibi tutuklananlar salıverilmektedir. Öte yandan, yasal dinleme kayıtlarına, aramalarda tu-tanaklarla tespit edilerek ele geçirilen yabancı paralar ve diğer somut delillere dayanan yolsuzluk ve rüşvet dosyalarında soruşturmaları yürüten güvenlik güçle-rinin ve yargı mensuplarının görevlerinden alınması, dahası bu kişiler hakkında soruşturma açılması, bit-medi yerlerine atananların delillerin yokedilmesine gözyumarak kısa sürede kovuşturmasızlık kararlarına imza atmaları. İnanması zor ama, yargı mensupları-nın özlük haklarını ve haklarındaki yakınmalardan sorumlu kurumun tüm üyelerinin görevden alınması ve yerine yenilerinin atanması için bir geceyarısı yasa çıkarılması. Sonunda bütün bunların iktidarın devril-mesini hedefleyen bir sivil darbe olarak nitelenmesi.

Sizce de gerçeküstü ya da sanal bir öykü gibi değil mi?

Çağdaş ve uygar düzenlerde çoğulcu demokrasinin ayrılmaz parçası ve temeli sayılan seçimlerin ve seçil-mişlerin de yargının denetimi altında olması gerekir. Hukuk devletinde egemenliğin paylaşıldığı erkler/or-ganlar arasında bunlardan birinin diğerlerine üstün-lüğünden söz edilmemekle birlikte yetkilerin işlevsel bir işbölümüne göre kullanılması ilkesi geçerlidir. Böyle bir düzende, yargının hukukla özdeşleşmesi ve onun simgesi sayılması nedeniyle eşitler arasında önde gelen/primus inter pares konumundadır.

Bir zamanlar ‘polis’ deyimi hiçbir sınır tanımayan ve denetlenmeyen kamu gücünün simgesi sayılıyor-du. Bugün de hukuka bağlı olmayan, yurttaşlarına

Av. Baki OKAN

HUKUK KEENLEMYEKÜN

hukuksal güvenlik sağlamayan devlet tipi için ‘polis devleti’ deyimi kullanılmaktadır.

Demokrasinin, dünyanın hiçbir yerinde, dört ya da beş yılda bir gidilebilen sandıklarla ve oradan çıkan sonuçlarla istenilen düzeyde gerçekleşmediği, özellik-le ülkemiz pratiği açısından kesin bir gerçektir. Buna bir de çoğulcu nitelemesini eklediğimiz zaman, milli iradenin sadece seçimle oluşan tek bir yasama mecli-sinin tekelinde olmayacağını da kabul etmek zorun-luluğu vardır.

Dolayısıyla çağdaş toplum içinde yer alan, meslek kuruluşları, bilimsel ve kültürel kurumları/üniver-siteleri, çalışanların özgürce kurdukları sendikal ör-gütler, basın ve kamuya yararlı dernek ve vakıfların da, en azından siyasal partiler kadar demokrasinin vazgeçilmez unsurları olduğunun bilincine varmamız gerekir. Çağdaş, uygar ve demokratik toplumlarda bu sayılanların tümü gerçek anlamı ve işlevi ile demokra-tik baskı grubu iken, ülkemizde ise, üzülerek vurgu-lamak gerekir ki, sadece çok sınırlı bir ölçüde meslek kuruluşlarının bu işleve sahip olduğunu söyleyebili-riz. Son dönemde sosyal medya olarak bilinen mecra-lardan öğrendiğimiz, ağlayıp sızlayan basın patronları ile basının düşürüldüğü acıklı durumla baskı grubu olamayacağı açıktır. Keza, sendikaların bölünmüş,1 Mayıs’larda bile birlik olmayı beceremeyen dağınıklı-ğına ne demeli. Üniversitelerin durumuna hiç girme-yelim. O halde, sadece ve bizim ülkemizdeki şekliyle basının değil, tüm diğerlerinin de görüş ve düşünce-lerinin meşru ve etkili yollardan açıklanmasını yeterli sayamayız. Yasama işlemlerini hem etkileyen hem de bu ‘milli irade’nin ayrılmaz parçası olma yeteneğini onlara da tanıyan bir sistemin gerçekleştirilmesi ka-çınılmazdır.

Geleneksel siyasamızda güçlü lider arama, bulma ve onun tarafından hakarete uğrama, itilip kakılma ve ezilme halkımızın çoğunluğunun sado-mazoşist arzu-larına hitap ediyor sanırım.

Paketler halinde tepemize inmekte olan demokrasi paketlerine rağmen, her nasılsa iktidar, bırakınız de-mokratlaşmayı giderek otoriterleşiyor ve kişiselleşiyor. Bu konuda geniş bir görüş birliği hakim. Aslında top-lum olarak tam bir karabasanın derinliklerine gömül-mekte olduğumuzun ayırdındamıyız acaba. Devletin

Mayıs-Temmuz 201448

Hukuk

TMMOB TEOMAN ÖZTÜRK ÖĞRENCİ EVİ’NE KAYIT İÇİN BAŞVURULAR ALINMAYA BAŞLADI

gücünün sınırlanması, yasama, yargı ve yürütmenin ayrıştırılması, anayasa yoluyla bireylerin haklarının güvence altına alınması gibi toplumun tümü için iyi ve doğru olan ortak ilkeleri sahiplenmek gerekmez mi?

Karşılıklı güven ilişkilerinin kalmadığı bir toplumda kaos engellenebilir mi? O halde bozulan mutabakat, toplumsal sözleşme yeniden nasıl kurulabilir? Bunu hepimiz düşünmek zorundayız. Aslolan, her ne olur-sa olsun hukuku egemen kılmak, demokratik hak ve özgürlüklerin güvence altına alınmasını sağlayarak ülkenin tümüne yayılan korkuyu dağıtmaktır.

TMMOB Teoman Öztürk Öğrenci Evi`ne kayıt için başvurular alınmaya başladı.

TMMOB Teoman Öztürk Öğrenci Evi`ne kayıt için başvurular alınmaya başladı.

1 aylık oda katkı payı 350 TL olan Öğrenci Evinde ko-naklama için başvurular http://ogrencievi.tmmob.org.tr/form/basvuru adresinden yapılabilecek.

TMMOB Teoman Öztürk Öğrenci Evi`nde üniversi-telerin mühendislik, mimarlık ve şehir plancılığı bö-lümlerinde lisans ya da yüksek lisans öğrenimi gören öğrenciler ile TMMOB üyesi mühendis, mimar, şehir plancılarının yükseköğrenim gören çocukları konak-layabilecek. Öğrenci evinde 2 kişilik odalarda kişi başı 1 aylık oda katkı payı 350 TL olarak belirlendi.

Yalnızca internet üzerinden yapılabilecek başvurular değerlendirilerek başvuru sahiplerine bilgi verilecek.

DUYURU

Şubemizin 2014 Sonbahar-Kış Etkinlik Progra-mımız hazırlanması aşamasında, üyelerimizin yapılmasını önerdikleri veya katkıda bulunabi-lecekleri etkinlikleri Şubemize iletmesini bek-lemekteyiz.

İMO İzmir ŞubesiYönetim Kurulu

Mayıs-Temmuz 2014 49İMO İZMİR ŞUBESİ BÜLTENİ

Sağlık

İkinci Dünya Savaşı sonrası gelişmiş kapitalist de-mokrasiler, serbest pazar ekonomisine bekçilik yapan devlet anlayışını terk edip; devlet, sermaye ve örgütlü emek arasında barışı sağlama ve uzlaşma amacıyla, refah devlet formülünü geliştirmişlerdir. Refah dev-letin kuramsal temellerini İngiliz iktisatçı Keynes at-mıştır. Keynes’e göre, serbest pazar ekonomisinde aşı-rı üretim eğilimini sağlayacak gerekli talebin olmayışı en büyük eksiklik ve sorundur. Keynes, artan gelir ve birikimlerin oluşturduğu yatırımlar, artan tüketim-le karşılanmadığı durumlarda krizlerin oluştuğunu ve gelir dağılımın eşitsiz olduğu toplumlarda gerekli talebin olmayışı nedeniyle sürekli krizler yaşandığını savunur.

Refah devlet “piyasa güçlerinin rolünü azaltmak ama-cıyla bilinçli bir şekilde örgütlü kamu gücünün kulla-nıldığı bir devlet türüdür”. Refah devlette bireylere ve ailelere asgari düzeyde bir gelir garantisi sağlanması; kişilerin belirli sosyal risklerin (hastalık, yaşlılık, iş-sizlik, vb.) üstesinden gelmelerinde onlara yardımcı olunması ve sosyal koruma sağlanması; tüm vatan-daşlara sosyal refah hizmetlerinin mümkün olan en iyi düzeyde ve en iyi yaşam standardında sunulması amaçlanır. Bu refah devlet formülünde kamu politika-ları, çatışan çıkar ve değerler arasında denge sağlama üzerine oluşturulmuştur. Devletin ekonomiye planlı müdahalesi ile istihdam ve fiyat istikrarının sağlan-ması, kamusal mal ve hizmetlerin devlet tarafından karşılanması, örgütlü emeğe toplu pazarlık hakkı ve kamu politikalarının yönlendirilebilme şansı, sosyal devletin temel kamu politikalarıdır.

Refah devlet müdahaleci, düzenleyici ve geliri yeni-den bölüştürücü bir devlettir. Devlet ekonomik yaşa-ma müdahale eder. Toplumsal gelişme ve refah için gerekli koşulları sağlar ve tedbirleri alır. Refah dev-letinin temel unsurları; sosyal refah, sosyal adalet ve sosyal güvenlik olarak tanımlanır. Piyasa güçlerinin rolü azaltılarak bilinçli bir şekilde kamu gücünün kullanıldığı bir devlet türüdür. Refah devlet toplumda eşitsizliği ve yoksulluğu azaltmak üzere gelirin yeni-den dağıtımına çeşitli yöntemlerle müdahalede bu-lunmaktadır. Sosyoekonomik önlemlerle toplumsal eşitsizlikler azaltılmaya çalışılır. Refah devleti uygula-malarında eğitim, sağlık, sosyal hizmetler, konut gibi bazı mal ve hizmetler serbest piyasa pazarının dışına çıkartılmış ve bu hizmetlerin piyasa dışındaki diğer

Prof. Dr. Mustafa BAKÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları - Çocuk Nefrolojisi Uzmanı

SAĞLIĞIN METALAŞMA(MA)SI

mekanizmalar yoluyla, kamu kuruluşları aracılığıyla yeniden dağıtımı sağlanmıştır.

Refah düzeyi açısından çok önemli olan sağlık hiz-metleri, refah önlemlerinin önemli bir parçasıdır. Özel sektörü ortadan kaldırmaksızın devlet, herkese asgari sağlık hizmetini garantileyerek, sağlık hizme-ti sunumunu organize edip, büyük ölçüde kontrolü-nü sağlamaktadır. Refah devlet, sağlık hizmetleriyle, hem toplumdaki bireyler için belirli bir fırsat eşitliği sağlamakta, hem de emeğin niteliğini yükselterek ve-rimliliğini artırmaktadır. Her toplumda yeterli sağlık hizmetinin üretilebilmesi ve tüm toplum üyelerine eşit ölçüde sunulabilmesi gerekmektedir. Sağlık hiz-metlerinin, eşit, etkili ve sürekli bir şekilde her bireye ve bölgeye ulaştırılması ve toplumun sağlık düzeyinin yükseltilmesi gerekmektedir. Sağlık hizmetleri ya si-gorta kapsamında (karşılıklılık) ya da ulusal sağlık hizmetleri (evrensellik) kapsamında sunulmaktadır. Sağlık harcamaları modern refah devletlerinin har-camalarında önemli bir yer tutmaktadır. Genellikle sağlık sistemi, genel vergilerle finanse edilmektedir.

Dünyada 1974 yılında ciddi bir ekonomik kriz ya-şanmıştır. Oluşan krizlerin nedenleri kapitalizmin iç çelişkileri olmasına karşın, kapitalist ekonomiyi savu-

ÇOCUK SAĞLIĞI KÖŞESİ HAKKINDA

Bültenimizin önümüzdeki sayısından itiba-ren bu sayfalarda “Çocuk Sağlığı Köşesi” yer alacaktır. Bu köşede çocuk sağlığı bilincinin oluşturulması, farkındalık yaratma amacıy-la bilimsel, kanıta dayalı, çocuk sağlığı bilgisi aktarılacaktır.

Bunun dışında, Bülten okurlarımızın Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları konusundaki e-posta ile göndereceği sorular köşemizi hazırlayan Sayın Prof. Dr. Mustafa BAK tarafından cevaplanarak, soru sahibine e-posta ile iletilecektir.

e-posta: [email protected]

Mayıs-Temmuz 201450

Sağlık

nan neoliberal ekonomistler, krizi bu şekilde değer-lendirmemişlerdir. Neoliberal ekonomistler, Keynesçi sosyal politikaları ve refah devleti şiddetle eleştirmiş; oluşan krizlerin nedeni olarak, devletin ekonomiye aşırı müdahalesi ve “sosyal devlet” uygulamaların-dan kaynaklandığını savunmuşlardır. Kapitalizim, 1970’lerin ortasında yaşadığı yapısal krizi aşabilmek için; liberalizmin yeni bir versiyonu olan, finans piya-salarında sınırlama ve devlet kontrolünün kaldırılma-sı gibi uygulamalarla, kar oranının tekrar yükseltil-mesini hedefleyen neoliberal ekonomi politikalarını ortaya atmış ve uygulamaya koymuştur. Sonuçta batı toplumlarında otuz yıl boyunca yürürlükte olan refah devleti rejimi etrafında oluşan toplumsal konsensus dağıtılmış, tam istihdam ve sosyal güvenliği sağlama-ya yönelik Keynesyen ekonomi politikaları da (sosyal politikalar ve refah devlet) terk edilmiştir.

Dünyanın hakimi büyük devletlerin oluşturduğu G7 grubu tarafından 1970’lerin sonunda ortaya konan ve

“Washington Uzlaşması” olarak adlandırılan bir iktisat ve politika paketinde belirtilenler, neoliberal küresel ekonomik düzenin ana ilkeleri olmuştur (Washin-gton Uzlaşması; 1) bütçe denkliği ve vergi yükünün azalması; 2) faiz hadlerinin bütünüyle serbest bıra-kılmasına dayanan mali serbestlik; 3) sermaye hare-ketlerinin önündeki tüm engellerin kaldırılması; 4) bütün gümrük duvarlarının kaldırılmasıyla oluşacak eksiksiz dış ticaretserbestisi; 5) eksiksiz bir özelleştirme; 6) rekabeti en-gelleyen tüm önlemlerin kaldırılması ve 7) mülkiyet haklarının eksiksiz tesis edilmesi.) Neoliberal eko-nominin savunucularının azgelişmiş ülkelere temel mesajı ise şunlar olmuştur: serbest pazarın tüm eko-nomik faaliyetlerin işleyişini düzenlemesi, devletlerin sadece mali disiplini sürdürmek için müdahale etme-si, dengeli bir döviz kuru oluşturulması, ekonomik ve sosyal politikaların liberalleştirilmesi, serbestleştiril-mesi, özelleştirilmesi, yeni düzenlemeler yapılması (deregülasyon) ve ayrıca krediye ulaşmak ve yabancı yatırımcıların ilgisini çekmek için işgücünün esnek hale getirilmesi.

Neoliberal ekonomi politikaları, kapitalizmin küre-selleşme dinamiğini hızlandırmıştır. O güne kadar ulusal ekonomilerin uluslararası ticarete açılmaları yönünde gerçekleşen küreselleşme, özellikle sermaye hareketlerinin hızlanması ve serbestleşmesiyle, mali sermaye merkezli mülkiyetin egemenliğinin tesisine yönelen yeni bir ivme kazanmıştır.1980’li yıllarda da neoliberal politikacılar, istediklerini ideolojik bir içerikle “küreselleşme” adı altında tanımlayıp, popü-lerleştirerek tüm dünyaya sunmuşlardır: Sermayenin kontrolüne son verilmesi, sermaye hareketlerin ser-

best bırakılması, dış ticaretin serbestleşmesi, iç finan-sal sektörün liberalize edilişi, uluslararası ticarete en-tegre olma, yatırımlara açık olma savunulmuş ve oluş-turulmuştur. Tüm dünya devletlerinde mal, hizmet, sermaye piyasalarının çok uluslu sermayeye açılması ve dünyanın tek bir pazar haline gelmesi sağlanmıştır.

Sermayenin yeniden yapılanmasını simgeleyen ve ideolojik içeriği olan “küreselleşme süreci”, “devlet” anlayışının değişmesini, sosyal devlet anlayışından uzaklaşmayı, devletin toplumsal fayda sağlayan kamu yatırımlarından ve kamu hizmetlerinden geri çekile-rek bunların serbest piyasa ekonomisine bırakılması-nı; eğitim, sağlık, sosyal güvenlik gibi kamusal nite-likli hizmetlerinin özelleştirilmesini ve bu alanların sermayeye yeni pazarlar olarak açılmasını; sermayeye çeşitli “teşvikler” verilmesini, emek- sermaye denge-sinin emek aleyhine bir dengesizliğe dönüşümünü, kamu girişimciliği yerine özelleştirme politikalarının oluşumunu; kamu hizmetinin daraltılmasını oluştur-muştur. Özelleştirme ilkesi İMF ve Dünya Bankası gibi uluslararası finansal kuruluşların ekonomik pa-ketlerinde yer almış ve bu kuruluşlarca verilen kredi-ler, ekonomik boyuttan ötede kredi verilen ülkelerin kamu yönetimini ve kamu hizmet anlayışını değiştir-meye bağlanmış ve bu şekilde kredi verilen ülkelerin kamu yönetimini ve kamu hizmet anlayışları değişti-rilmiştir.

Türkiye ise 24 Ocak 1980 “İstikrar Kararları” ve 12 Ey-lül 1980 askeri darbesi sonrası “küreselleşme süreci” içine sokulmuştur. Türkiye’nin “serbest piyasa ekono-misine” geçmesi ve uluslararası sermaye ile entegras-yonun sağlanması amaçlanmıştır. Dışa kapalı devletçi politikalardan vazgeçilmiş, devletin ekonomideki payı küçültülmüş, ihracatta serbestlik tanınmış, ih-racat yapanlar teşvik edilmiş, vergi indirimine gidil-miş, yabancı sermaye girişi kolaylaştırılmış, yabancı sermaye yatırımları teşvik edilmiş, kâr transferlerine kolaylık sağlanmıştır.

Dünyadaki ve Türkiye’deki küreselleşme süreci (=ka-pitalizmin sermayeyi yeniden yapılandırması ve ide-olojisi), neoliberal ekonomik ilkelerin uygulanması ve buna bağlı sosyal devlet anlayışında uzaklaşma, Türkiye’de sağlık hizmetlerinin değişmesine neden ol-muştur. Sağlık metalaştırılmaya çalışılmış ve önemli ölçüde metalaştırılmıştır. Türkiye’de Sağlıkta Reform ve Sağlıkta Dönüşüm adı altında sağlığın serbest pa-zar ekonomisi kurallarına bırakılması, aile hekimliği-nin ve tüm hastanelerin işletmeye döndürülmesi, tüm hastanelerde performans sistemine geçilmesi, hasta-nelerin taşeronlaşma hizmeti ile döndürülmesi, özel hastane hizmetlerinin artırılması, emeklilik ve sağlık

Mayıs-Temmuz 2014 51İMO İZMİR ŞUBESİ BÜLTENİ

Sağlık

sigortası hizmetlerinin ayrılması, genel sağlık sigorta-sı uygulaması ve katılımın zorunlu olduğu prim sis-temi, katkı payı (başka bir ifadeyle, sağlık hizmetinin devletin belirlemiş olduğu fiyatların üzerinde kalan kısmını kişinin doğrudan kendi cebinden finanse et-mesi), sağlık çalışanlarının yükünün arttırılması, söz-leşmeli sağlık çalışanlarının artması, sigorta adı altın-da verdiği vergilerin dışında kişilerin sağlık için daha fazla para vermeleri ile hastaların müşteriye dönüşü sağlanmıştır. Sonuç olarak sağlık metalaştırılmaya ça-lışılmıştır.

Sağlık hakkı Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Ev-rensel Bildirgesi (1948) Madde 25 ile tanımlanmıştır. (Madde 25: 1.Herkesin, kendisinin ve ailesinin sağlığı ve iyi yaşaması için yeterli yaşama standartlarına hak-kı vardır; bu hak, beslenme, giyim, konut, tıbbi bakım ile gerekli toplumsal hizmetleri ve işsizlik, hastalık, sakatlık, dulluk, yaşlılık ya da kendi denetiminin dı-şındaki koşullardan kaynaklanan başka geçimini sağ-layamama durumlarında güvenlik hakkını da kapsar. 2. Anne ve çocukların özel bakım ve yardıma hakla-rı vardır. Tüm çocuklar, evlilik içi ya da dışı doğmuş olmalarına bakılmaksızın, aynı toplumsal koruma-dan yararlanır.) Ayrıca 1966 tarihli BM Uluslararası Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesi‘nde ise sağlık hakkı “Herkesin var olan en yüksek fizik-sel ve ruhsal standartlardan yararlanma hakkı” kabul edilmesi “bu hakkın tam anlamıyla gerçekleştirilebil-mesi için alınması gereken önlemler”, “hastalanma durumunda tüm hizmetlerin ve ilginin sağlanabile-ceği koşulların yaratılabilmesi için gerekli olan ön-lemler” olarak belirtilmiştir. İnsan haklarından olan sağlık hakkı, doğuştan kazanılmış en temel bireysel ve toplumsal bir haktır. Yaşamın en temel unsuru olan sağlık hakkı satılamaz, devredilemez ve tasarruf edilemez. Devletler bireylerin sağlık haklarını sağla-makla yükümlüdür. Sağlığın temel insan hakkı olması nedeniyle sağlık metalaştırılmamalıdır.

Meta alınıp satılabilen mal ve hizmet olarak tanım-lanır. Tüketiciler serbest piyasaya sunulan bir metayı tüketme ya da tüketmeme hakkına sahiptirler. İnsan-lar ne zaman ve ne sebeple hastalanacaklarını bile-mezler. Hasta olmamak şeklinde bir tercih seçenekleri de yoktur. İnsanın sağlık konusunda tehditleri, özel-likle de toplumsal, doğasal tehditleri de kendi başına yönlendirmesi ve engellemesi de pek olanaklı değil-dir. Ayrıca hastalandığında alacağı tedavi hizmetinin zamanını, kapsamını ve türünü kendisinin belirleye-bilme olanağı yoktur. Kişiler hastalandığında zorunlu olarak sağlık hizmeti almak zorundadır. Enfeksiyon hastalıklarında olduğu gibi başkasının almadığı, ala-madığı sağlık hizmeti, diğerlerinin sağlığını tehdit

edip, planladığı sağlık hizmetinin dışında bir durum yaratır. Sağlığın gerçek bir meta olması mümkün ol-madığından metalaştırılmamalıdır.

Serbest piyasaya sunulan metada kişiler taleplerini de ortaya koyarlar. Serbest piyasa da taleplere göre arz sunulur. Metanın fiyatı talep (istek) ve sunulan (arz) ürün miktarına göre belirlenir. Kişilerin sağlık ve has-talıkta uygun talepte bulunabilmesi için uzman kişi-lerin mutlak bilgilerine ihtiyaçları vardır. Sağlık talep arz dengesine bırakılamaz. Sağlık hizmeti ücretlerini, talep arz dengesi oluşturamaz. Sağlık ve hastalıkta, kişilerin bireysel olarak karar verdikleri talebin, ken-disi için gerekli ve uygun talep olması çok mümkün olamaz. Kullanıcının yönlendirici bir seçimi olmadı-ğından arz-talep ilişkisi sağlık alanında yoktur. Sağlık talep arz ilişkisine uygun olmadığı için sağlık meta-laştırılmamalıdır.

Sağlık metalaştırılır ve kamu alanının sorumlulu-ğundan çıkartılır ise özelleştirmeye ve serbest piyasa ekonomisi dinamiklerine bırakılır. Özelleştirmede ve serbest piyasa ekonomisinde rekabet vardır. Rekabet-te kazanan ve kaybedenler olur. Rekabete dayalı özel sermaye hizmetleri kar maksimumu ilkesiyle çalışır. Kapitalist ekonomide bireysel yatırımcının amacı ve arzusu, insanların ve toplumun ortak çıkarına hizmet etmek değil, yatırdığı paranın en karlı şekilde kendi-ne geri dönmesidir. Kar odaklı sunumlarda maliyet düşürülmesi, kazancın artırılması gereklidir. Sağlık metalaştırılır ise maliyet düşürme için uygun, yeter-li, deneyimli, bilgili olmayan kişilerin çalıştırılması, çalışanların uzun süre ve yoğun çalıştırılması, düşük ücret ile çalıştırılması, kullanılan tıbbi malzeme ve aletlerin kalitesiz oluşu gibi yöntemler devreye soku-lur. Kazanç artırmak için gereksiz tetkikler, tedaviler, girişimler söz konusu olabilir. Kar getirmeyen sağlık hizmetleri geçiştirilir ve ötelenir. Sağlık kar odaklı su-nulamayacağı için metalaştırılmamalıdır.

Sağlık kamusal hizmet alanından çıkarıldığında ve devlet, bireylerin sağlık haklarını sağlamakla yüküm-lü olmadığında, sağlık ve sağlık hizmetleri “ kişinin bireysel sorunu” hale gelir ve getirilir. Bireylerin “ken-di kendinin doktoru olmaları” beklentileri yaratılır ve sağlanır. Birey sağlık seçenek ve hizmet olanaklarını takip eden, kendi hizmetleri satın alan bir tüketici du-rumuna sokulur ve oluşturulur. Bireyler “hasta” ko-numundan “tüketici” konuma taşınır ve sağlanır. Bi-rey sağlığı sadece sağlık sektörünün değil birçok ticari işletmenin ve medyanın yararlanabileceği bir meta ve pazar haline getirilir. Medya ve sağlık sektörü alanın-daki ticari kuruluşlar sağlıklı olmanın koşul ve biçim-lerini, sağlıklı yaşam biçimlerini belirler. Topluma ve

Mayıs-Temmuz 201452

Sağlık

bireylere medya kanalıyla istedikleri şekilde sağlıklı yaşamı empoze ederler. Sağlıklı olma ve yaşam, kar maksimumu da göz önünde bulundurularak, ihtiyaç haline getirilir. Sağlıklı yaşam endüstrisi ihtiyacı ya-ratıldığında sağlıklı yaşam talebini karşılayacak sağlık endüstrisi oluşturulur. Medya kanalıyla sağlık sorun-salı bireyselleştirilir ve gündelik yaşam tıbbileştirilir, kozmetikleştirilir. Medyada sağlık/hastalık konula-rı ve de kozmetize edilmiş sağlık konuları saatlerce, günlerce, sayfalarca uzmanları tarafından tartışılır ve işlenir. Hastalık olmayan konular tıbbileştirilir. Yaşam kalitesini artırmak için hasta olmayan kitle, yeni has-talar şekline getirilir. Sağlık giderek daha fazla kozme-tikleştirilir. Kozmetik endüstrisi, teknolojisi ve ürün-leri büyütülür. Sağlık bireysel sorun haline daha fazla getirilir. Kar getirecek türde sağlıklı yaşam ve görüntü ihtiyacı oluşturulur. Bu ihtiyacı karşılayacak sağlık, sağlıklı yaşam ve görüntüyü sağlayacak sağlık ve buna bağıntılı kar maksimumu ile çalışan işletmeler oluşturulup, yönlendirmiş sağlık ihtiyaçları karşılanır. Biyoteknoloji sektörleri, ilaç endüstrisi ve kozmetik endüstrisi büyür ve gerçek sağlıkla bağıntısı olmayan karlar elde edilir. Sağlığın çevre koşullarına bağlı özel-likleri nedeniyle, sağlığın kozmetikleştirilmemesi için ve sağlık sadece “bireysel bir sorun” olamayacağı için sağlık metalaştırılmamalıdır.

Sağlık kamusal hizmet alanından çıkarıldığında ve devlet, bireylerin sağlık haklarını sağlamakla yüküm-lü olmadığında sağlık sigortaları devreye girer. Kişiler devlete dolaylı ve dolaysız vergi verirler. Devlet sağlık sistemini genel vergiler ile finanse etmelidir. Sağlık bu şekilde finanse edilmeyince, kişilerin verdiği vergiler de azaltılmadığından sağlık güvencesi için kişilerin özel sağlık sigortası yapan şirketlere, fazladan prim (para) ödemesi gerekir. Ayrıca kişilerin katkı payı adı altında sağlık hizmetinin devletin belirlemiş olduğu fiyatların üzerinde kalan kısımları için kendi ceple-rinden finanse etmesi (para ödemesi) söz konusu olur. Sağlık sigortaları sağlık hizmetlerinin kapsamını iste-dikleri gibi belirler. Katkı payları giderek artar, tedavi masrafları yüksek olan kronik ve ölümcül hastalıklar ise sağlık sigortası paketleri dışında bırakılır. Temel sağlık teminat paketinin içeriği her yıl yüksek şekil-de belirlenir. Kişiler eşit, erişilebilir, kaliteli, eşitçi bir sağlık hizmeti alamazlar. Ödediğin sağlık primi kadar (parası kadar) sağlık hizmeti alınır. Sağlık vergilerle değil kişilerin verdiği primler ile (paralarla) finanse edilince, devletler kapitalist şirketlerden daha az ver-gi alır. Yoksulların sağlık hizmetine ulaşması zorlaşır. Halk sağlığına yatırılan sağlık yatırımları azalır. Sağlık ihtiyacının boyutunun, kapsamının, zamanının, süre-sinin, yerinin kestirilmesi çok mümkün olamadığın-dan özel sigorta ve özel paketlerle uygun ekonomide

almak mümkün değildir. Sağlık özel sigorta kapsa-mında alınır ise bazı hizmetler ve ürünler, özellikle de nadir ve önemli hizmetler hiç üretilmez ve/veya bazıları da uygun olmayan miktarlarda, ücretlerdeüretilir. Paran kadar sağlık hizmeti almamak ve eşit, erişilebilir, kaliteli, eşitçi sağlık hizmeti için sağlık me-talaştırılmamalıdır.

Sağlık hizmeti serbest piyasa ekonomisi dinamikleri-ne bırakılınca verimlilik ilkeleri ile sağlık hizmeti ver-me söz konusu olur. Verimlilik, ekonomide üretilen malın veya elde edilen faydalı işin onu üretmek için kullanılan girdilere veya elde etmek için harcanan/tü-ketilen işe oranı olarak hesaplanır. Kar amacıyla mal üreten ticari kuruluşlarda verim “Çıktı + Kar / Girdi” şeklinde formüle edilir. Kaynakların zarar etmeden, en uygun ve faydalı kullanımı ekonomik yönden işlet-menin verimliliğidir. Sağlıkta verimlilik “maliyet bi-rimi başına sağlık hizmeti kalitesi” olarak tanımlanır. Sağlıkta verimlilikte birim zamanda hastaya ne kadar zaman ayrılacağı, ne kadar ilaç-malzeme harcanaca-ğı hesaplanır. Verimlilik elde etmek için maliyet dü-şürme teknikleri uygulanır. Hekimden birim zaman içinde daha çok hastaya bakması ve bunu yaparken en az araç-gereç, ilaç harcaması, en ucuz maliyet oluş-turması istenir. Bunlar kanıta dayalı tıp temelinde değil, işletme karı düşünülerek planlanır. Gerekli has-tada yeteri vakit ayrılamaz, detaylı tetkik, uygun ilaç ve tedavi yapılamaz. Verimlilik adı altında masrafları azaltmak için hekimlere, hastaya ne yapılacağı, nasıl yapılacağı, ne kadar sürede yapılacağı dikte edilir. He-kim kendi dışında belirlenmiş süreçlerin pasif teknik uygulayıcı durumuna getirilir. Verimlilik planları ve baskısı ile hekim çalıştırılamaz. Çalıştırılır ise hastala-rın ihtiyaçlarına uygun ve bilimsel sağlık hizmeti üre-tilemez. Sağlık hizmetlerindeki verim ekonomik para kazancı değildir. Koruyucu sağlık hizmetleri, hasta ile sağlık sistemi arasında en yüksek verimin elde edil-mesini sağlayacak alandır. Koruyucu sağlık hizmetle-ri arttırılmalıdır. Sağlık hizmetlerinde, hastanelerde işletmede uygulanan verimlilik ilkeleri uygulanama-yacağından sağlık metalaştırılamaz.

Sağlık metalaştırılırsa, bunun tek bir yararı vardır: Sağlık, sermayenin para kazanacağı (artı değer oluş-turacağı) bir pazar olur.

Sağlık hizmetleri kaliteli, bilimsel temelde, hasta ih-tiyaçlarına özgü, eşit, etkili ve sürekli, her bireye ve bölgeye ulaştırılmış, ulusal bir plan çerçevesinde su-nulmalıdır. Koruyucu sağlık hizmetleri artırılmalı, yaygınlaştırılmalı, toplumun sağlık düzeyi devamlı yükseltilmelidir.

Mayıs-Temmuz 2014 53İMO İZMİR ŞUBESİ BÜLTENİ

Sağlık

Sağlık kamusal nitelikli hizmetlerden çıkartılıp, bi-reysel bir sorumluluk haline getirilirse ve özelleştirilir, serbest piyasa ekonomisi dinamiklerine bırakılır, has-taneler işletmeleştirilir, kar maksimumu ilkeleri ile sunulur, sağlık metalaştırılırsa; sağlık hizmeti erişme-si zor, kalitesi tartışılır, bireysel ve bölgesel farklılıklı, ekonomik duruma bağıntılı, pahalı, kısacası sağlık sağlıksız bir hale gelir.

-------------------------------------------------------------

TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi “haber bülteni” yayın kurulu Bülten’de “Çocuk Sağlığı Köşesi” oluşturmaya karar verip ve bu köşenin yöne-timi bana teklif edildiğinde onur duyarak ve büyük bir memnuniyet ile kabul ettim. Son on yıldır medyanın her alanında, her köşesinde sağlık konuları işlendiği, sağlık bilgisi enflasyonunun olduğu, ortamın bilgi kir-liliğine döndüğü koşullarda Çocuk Sağlığı ile ilgili bir köşe kurma ayrı bir sorumluluk ve zorluk taşımaktadır. Bu sorumluluğu almamdan dolayı, siz “Bülten” okur-larına sağlığa bakış açımı “Sağlığın Metalaşma(ma)sı” yazımla anlatmaya çalıştım. Bülten’e bu yazı dışında siyasi-politik yazı yazmayacağım. “Çocuk Sağlığı Kö-şesi” nde çocuk sağlığı ile ilgili konularda bilgi ihtiyacı-nın giderilmesi, çocuk sağlığı bilincinin oluşturulması, farkındalık yaratma amacıyla bilimsel, kanıta dayalı, çocuk sağlığı bilgisi aktaracağım. Ayrıca siz okurların e-posta ile gönderdiğiniz Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları konusundaki sorulara, sadece soru sahibine e-mail ile cevaplar vermeye çalışacağım.

TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Bül-teni okurlarına merhaba.

Prof. Dr. Mustafa BakÇocuk Sağlığı ve HastalıklarıÇocuk Nefrolojisi Uzmanıe-posta: [email protected]

BULMACA ÇÖZÜMLERİ

KARE BULMACA ÇÖZÜMÜ

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10

1 T E M E L L E Ş M E

2 E K T E A T İ L

3 L E K E N İ A D E

4 E İ N F A K E M

5 P İ L E P E M B E

6 A L İ N O T E R

7 T E M H İ R R E N

8 İ T A R T A M A

9 K U R A R İ C A

10 N İ R E N G İ A T

SUDOKU (Kolay)

6 2 8 7 3 9 5 4 1

3 1 4 5 6 8 9 7 2

9 7 5 2 4 1 8 6 3

2 3 9 1 7 6 4 8 5

4 8 6 3 9 5 2 1 7

7 5 1 8 2 4 3 9 6

5 6 7 9 8 2 1 3 4

1 9 3 4 5 7 6 2 8

8 4 2 6 1 3 7 5 9 SUDOKU ( orta )

7 4 9 8 1 3 2 6 5

8 2 5 9 6 4 3 7 1

1 6 3 7 2 5 8 4 9

9 5 2 3 7 6 4 1 8

3 1 7 4 8 2 5 9 6

4 8 6 5 9 1 7 3 2

5 7 1 6 3 8 9 2 4

2 9 8 1 4 7 6 5 3

6 3 4 2 5 9 1 8 7 SUDOKU ( zor )

2 4 9 1 3 5 6 8 7

6 8 1 2 4 7 5 3 9

5 3 7 6 9 8 4 2 1

3 6 4 7 5 2 1 9 8

1 2 5 9 8 6 7 4 3

9 7 8 4 1 3 2 6 5

8 1 3 5 6 4 9 7 2

4 9 2 8 7 1 3 5 6

7 5 6 3 2 9 8 1 4

KARE BULMACA ÇÖZÜMÜ

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10

1 T E M E L L E Ş M E

2 E K T E A T İ L

3 L E K E N İ A D E

4 E İ N F A K E M

5 P İ L E P E M B E

6 A L İ N O T E R

7 T E M H İ R R E N

8 İ T A R T A M A

9 K U R A R İ C A

10 N İ R E N G İ A T

SUDOKU (Kolay)

6 2 8 7 3 9 5 4 1

3 1 4 5 6 8 9 7 2

9 7 5 2 4 1 8 6 3

2 3 9 1 7 6 4 8 5

4 8 6 3 9 5 2 1 7

7 5 1 8 2 4 3 9 6

5 6 7 9 8 2 1 3 4

1 9 3 4 5 7 6 2 8

8 4 2 6 1 3 7 5 9 SUDOKU ( orta )

7 4 9 8 1 3 2 6 5

8 2 5 9 6 4 3 7 1

1 6 3 7 2 5 8 4 9

9 5 2 3 7 6 4 1 8

3 1 7 4 8 2 5 9 6

4 8 6 5 9 1 7 3 2

5 7 1 6 3 8 9 2 4

2 9 8 1 4 7 6 5 3

6 3 4 2 5 9 1 8 7 SUDOKU ( zor )

2 4 9 1 3 5 6 8 7

6 8 1 2 4 7 5 3 9

5 3 7 6 9 8 4 2 1

3 6 4 7 5 2 1 9 8

1 2 5 9 8 6 7 4 3

9 7 8 4 1 3 2 6 5

8 1 3 5 6 4 9 7 2

4 9 2 8 7 1 3 5 6

7 5 6 3 2 9 8 1 4

KARE BULMACA ÇÖZÜMÜ

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10

1 T E M E L L E Ş M E

2 E K T E A T İ L

3 L E K E N İ A D E

4 E İ N F A K E M

5 P İ L E P E M B E

6 A L İ N O T E R

7 T E M H İ R R E N

8 İ T A R T A M A

9 K U R A R İ C A

10 N İ R E N G İ A T

SUDOKU (Kolay)

6 2 8 7 3 9 5 4 1

3 1 4 5 6 8 9 7 2

9 7 5 2 4 1 8 6 3

2 3 9 1 7 6 4 8 5

4 8 6 3 9 5 2 1 7

7 5 1 8 2 4 3 9 6

5 6 7 9 8 2 1 3 4

1 9 3 4 5 7 6 2 8

8 4 2 6 1 3 7 5 9 SUDOKU ( orta )

7 4 9 8 1 3 2 6 5

8 2 5 9 6 4 3 7 1

1 6 3 7 2 5 8 4 9

9 5 2 3 7 6 4 1 8

3 1 7 4 8 2 5 9 6

4 8 6 5 9 1 7 3 2

5 7 1 6 3 8 9 2 4

2 9 8 1 4 7 6 5 3

6 3 4 2 5 9 1 8 7 SUDOKU ( zor )

2 4 9 1 3 5 6 8 7

6 8 1 2 4 7 5 3 9

5 3 7 6 9 8 4 2 1

3 6 4 7 5 2 1 9 8

1 2 5 9 8 6 7 4 3

9 7 8 4 1 3 2 6 5

8 1 3 5 6 4 9 7 2

4 9 2 8 7 1 3 5 6

7 5 6 3 2 9 8 1 4

KARE BULMACA ÇÖZÜMÜ

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10

1 T E M E L L E Ş M E

2 E K T E A T İ L

3 L E K E N İ A D E

4 E İ N F A K E M

5 P İ L E P E M B E

6 A L İ N O T E R

7 T E M H İ R R E N

8 İ T A R T A M A

9 K U R A R İ C A

10 N İ R E N G İ A T

SUDOKU (Kolay)

6 2 8 7 3 9 5 4 1

3 1 4 5 6 8 9 7 2

9 7 5 2 4 1 8 6 3

2 3 9 1 7 6 4 8 5

4 8 6 3 9 5 2 1 7

7 5 1 8 2 4 3 9 6

5 6 7 9 8 2 1 3 4

1 9 3 4 5 7 6 2 8

8 4 2 6 1 3 7 5 9 SUDOKU ( orta )

7 4 9 8 1 3 2 6 5

8 2 5 9 6 4 3 7 1

1 6 3 7 2 5 8 4 9

9 5 2 3 7 6 4 1 8

3 1 7 4 8 2 5 9 6

4 8 6 5 9 1 7 3 2

5 7 1 6 3 8 9 2 4

2 9 8 1 4 7 6 5 3

6 3 4 2 5 9 1 8 7 SUDOKU ( zor )

2 4 9 1 3 5 6 8 7

6 8 1 2 4 7 5 3 9

5 3 7 6 9 8 4 2 1

3 6 4 7 5 2 1 9 8

1 2 5 9 8 6 7 4 3

9 7 8 4 1 3 2 6 5

8 1 3 5 6 4 9 7 2

4 9 2 8 7 1 3 5 6

7 5 6 3 2 9 8 1 4

KARE

BU

LMAC

A

SUDO

KU (K

OLA

Y)

SUDO

KU (O

RTA)

SUDO

KU (Z

OR)

Mayıs-Temmuz 201454

Üyelerimizden

Mesleğe başladığımız yıllarda; çalışmaktan büyük onur duyduğum, mesleki ve sosyal yaşamıma büyük katkıları olması nedeniyle müteşekkir olduğum ve her zaman olacağım, mesleğimizin adeta yegâne okulu sayılan STFA bünyesinde çalışanların teknik ve idari gelişimleri için yoğun yürütülen eğitim çalışmaları kapsamında “Beşeri ilişkiler semineri”ne katılmış ve seminer çerçevesinde bir dolu konu başlığı içinde karar oluşumu üstüne bir çalışmadan bahsetmek isti-yorum bu yazımda…

İnsan karar oluşturma sürecinde, ilk verdiği kararı tekzip etmeye yönelik ilave olarak kaç veri değişirse değişsin, asla değiştirmediğine tanık olunan bir konuda; semineri veren kişinin “bir şirkette bir bölüm şefinin iş akdinin feshi” üzerine, iş akdinin feshini gerçekleştiren yetkilinin kararını açıklayan ve “Bölüm şefi, tüm uyarılara rağ-men iş disiplinini bir türlü tesis edememiş olup birlikte çalıştığı kişilere liderlik yapamadığı, ya-pılan çalışmaların değerlendir-meleri sonucunda kendisinden beklenen performansı bir türlü gösteremediği tespit edildiğinden iş akdi feshedilmiştir” biçimiyle özeti verilebilecek uzun bir ge-rekçe yazısı okur.

Bilahare; saha mühendislerinden Genel Müdür Yardımcılarına ka-dar değişik yetkililerden oluşan 21 kişilik katılımcı grubundan, “a-karar doğru, b-karar yanlış ve c-çekimser” cevap şıkların-dan uygun görülen birini oylama-larını ister, cevaplar “a–17, b–1 ve c–3” şeklinde oluşur.

Çalışmanın ilerleyen bölümünde de; semineri veren kişi iş akdi fesh edilen bölüm şefinin birlikte çalıştı-ğı personelden birkaç kişinin konuyla ilgili görüşünü aktaran;

“Bölüm Şefimiz, son derece başarılı idi, mesai başla-ma saatinden önce mutlaka işinin başında olur, bir gün önceden yapılan günlük planın detaylarını bizler gelmeden bir kez daha gözden geçirir, bizler işe baş-layınca güncellenmiş plan bilgisi, bizleri müşfik ve

Ruhi Mehmet ÇİLEKİnşaat Mühendisi

KARAR KOLAY DEĞİŞMEZ

pozitif enerji dağıtan görünüşü ile işe dört elle sarıl-ma konusunda teşvik ederdi. Bir önceki döneme göre bölümün üretimi artmış olmasına rağmen iş akdinin fesh edilmiş olmasını kesinlikle anlayamadık” biçi-minde kaleme alınmış yazılı metinler okur ve yeniden aynı şıklar kapsamında bir oylama yapılır.

“a–17, b–3 ve c–1”

Semineri veren kişi; Şirketin ölçme, değerlendirme bölümünden gelen ve iş akdi fesh edilen kişinin bö-lümünü değerlendiren; “mezkûr bölüm bir önceki dö-neme göre üretim performansını master planda %20 lik bir artış planlanmasına rağmen %35 lik bir artış-la tamamlamıştır. Ayrıca bölümler arası ilişkilerde ve bilgi akışında bir önceki döneme göre ciddi bir hız ve kalite temin edilmiştir.” mealinde bir raporu oku-

yarak, aslında iş feshi kararını veren kişiyi tekzip eden bir tespit gerçekleştirir. Yine bir ara oyla-ma; sonuç;

“a–17, b–3 ve c–1”

Semineri veren kişi; iş akdi fesh edilen bölüm şefinin işe alın-masında aracılık yapan insan kaynakları şirketinin mezkûr kişi ile ilgili işe alınması aşa-masında hazırladığı sunumu da; “münhal kadro için yapılan başvuruların değerlendirilmesi sırasında tarafınızca verilen tüm kriterler açısından bakıldığında en uygun başvurunun bu olduğu kanaatindeyiz. Geçmiş çalışmalarının performans değerlendirmeleri ile başarılı plan uygulamalarının ve iş

disiplininin gereklerine göre sıralamada en önde değerlendirilmesi gerekmektedir” gibi bir özeti içer-mektedir. Yine bir ara oylama; sonuç;

“a–17, b–3 ve c–1”

Görüldüğü üzere; seminere katılanların çok önemli bir bölümü değerlendirme ve karar için kendilerinin önüne konulan ilk veri ile yetinmişler, artık ilk veri-nin tam tersi olarak gelen diğer bilgileri göz önünde

Mayıs-Temmuz 2014 55İMO İZMİR ŞUBESİ BÜLTENİ

Üyelerimizden

Ülkelerin gelirleri içinde büyük paya sahip olan sektörler, değişen dünyada gelişen teknolojilere ayak uydurmak ve dinamik olmak zorundadırlar. Bu sek-törlerin gelişmesi için gerekli şartların oluşturulması, sorunlarının tespiti ve çözüm yollarının bulunması zorunluluk haline gelmiştir.

Günümüzde ülkelerin hemen hemen tamamı ulus-lararası ticari malların yanı sıra hizmet sektörünün de öneminin farkına varmıştır. Bu çerçevede ülkeler;

Murat BARIŞCANİnşaat Mühendisi, Değerleme Uzmanı

GEÇMİŞTEN GELEN KÜLTÜRÜN YANSIMASI

KARMA YAPILAR

sahip oldukları maliyet avantajlarından faydalanarak kazançlarını artırmak yoluna gitmelidirler. Ülkemizin ekonomisini ayakta tutan sektörler, İnşaat, Tarım ve Sanayi sektörleridir. Hizmet sektörü içinde anılan İnşaat Sektörü GSMH içinde oldukça yüksek bir paya sahiptir. Bu sektör ülkemizin sadece ekonomisini geliştiren bir sektör değil, sosyal yapısını da etkileyen, vasıfsız işçilerin de istihdam edilebildiği önemli bir sektördür.

Dönem, Mega yapılar dönemidir. Gerek ulusal, ge-

tutmaksızın ve ilave hiçbir değerlendirme yapmak-sızın karar sahibidirler ve karar değişikliğini asla düşünmemişlerdir. Tek bilgi ile karar vermekte beis görmeyen bir toplum olduğumuzun şahane görün-tüsü olabilecek bu yaşanmışlıktan hareketle, insan-ların ve toplumların yaptıkları seçimleri, aldıkları kararları cansiperane savunduklarını ve kolay kolay değiştirmedikleri bilim çevrelerinin de tespit ve tes-lim ettiği bir gerçektir bilineceği üzere… Kararın-da ısrar edenlerin durumunu izah ederken, durumu “kalp gözleri kapalı”, “akılları sağır” gibi tılsımlı ve uhrevi tanımlamalarla açıklamaya çalışan yaklaşım-lar konuyu hafife almaktan başka bir şey olmamakla birlikte muktedirlerin değirmenine su taşımaktır aynı zamanda da… Kafamızda, bebeklikten çocukluğa, çocukluktan büyüklüğe evrilirken, ebeveynlerimizin, öğretmenlerimizin, siyasi partilerin, devlet büyükle-rinin ya da takip ettiğimiz gazetelerin ya da yayınla-rın sürekli aynı şeyleri tekrarlayarak ve tekrarlatarak, ezberleterek; oluşturduğu algılama düzeneği ya da filtresi, hülasa neyi nasıl algılamamıza, neyi kendi-mize daha yakın hissetmemize, benimsememize ya da reddetmemize yol açan “bakış açısı”dır bu. Bu bakış açısına “paradigma” da denilmekte ve insanın, bir olayı ve durumu ya da kavramı, anlaması ve yo-rumlaması esnasında kendine özgü olan akli ve ahlaki değerler dizisidir… Ahlak, özgürlük, eşitlik ve sevgi üstüne oluşturduğumuz tüm yaklaşımlar sahip oldu-ğumuz bu akli filtrelerin eseri olup tüm hayatımız buna uygun bir biçimde sürmektedir…

Gerçeğin ne olduğu ve ne olmadığı ile nelerin nasıl olması ya da olmaması gerektiği konusunda sahip olduğumuz algılama filtrelerimiz yani paradigmaları-mız; neyin iyi, neyin kötü, neyin önemli, neyin önem-

siz olduğunu tayin etmemizi temin eden süreçte öne çıkar günlük hayatımızı şekillendirir ve genel tutum ve davranışlarımız ile beşeri ilişkilerimizin temelini oluşturur. Çevremizi, olayları ve dünyamızı olduğu gibi değil “ayaklarımızın dibi dünyanın merkezidir” yorumuyla-algılamasıyla, kendi bakış açımızla ve görebildiğimiz kadarıyla anlayabilir, anlayabildiği-miz kadarıyla yorumlar ve anlatır ve aktarırız. Bir bakıma da; “medeniyetler beşiği Anadolunun” ya-rattığı ve durumu anlatmak üzere kullandığı “at göz-lüğü takma” sözü durumun tercümanıdır. Tüm bu bilimsel yaklaşımlar ve hayatın içinden imbiklenen atasözlerinin bize verdiği yegâne ders ise; insan hep nakıstır ve çaba göstermediği sürece bunun katmerleşeceğidir. Cehaletin katmerleşmesinin yaratacağı sonucun ne olduğu konusu ise herkesin malumudur.

Dünya gerçeğinin; bizim algılama düzeneğimizdeki defolar neticesinde, tam tersine varacak bir biçimde algılanıyor olmasının en canlı, en güncel ve en muhte-şem örneği ise; “Abi çalıyor ama Allah var çalışıyor”, yaklaşımıdır, Allah selamet versin… Şu günlerde en çok ihtiyaç duyulan şeyin, özgür kafa, özgür vicdan ile merhamet ve sevgi duyguları olduğunu zinhar unutmadan, herkeste bulunan bu duyguların üstüne çöreklenen sevgisizliğin, merhametsizliğin, akıl ve vicdan esaretinin son bulması dileğiyle, bugünlerde bir dostumdan öğrendiğim güzel bir sözle yazımı sonlandırıyorum: “cahilleri çok seviyorum çünkü onlar her şeyi biliyorlar”…

Bilmem tam anlatabildin mi; yoksa kararlar kolay değişmez…

Mayıs-Temmuz 201456

Üyelerimizden

rekse uluslararası düzeyde mega yapılar dönemine de hazırlıklı olunmalıdır. Mega Yapıların en büyük özel-likleri “Karma Kullanımlı Yapılar” olmasıdır. Bu an-lamda karma yapıların ne olduğunu ve nasıl olması gerektiğini iyi analiz etmek gerekmektedir.

Karma kullanımlı yapılar denince; tek bir parsel ya da yan yana parsellerde, her türlü ihtiyacın karşılana-bileceği yapıların inşa edilmesi akla gelmektedir. Bu tür binaların yapılabilmesi, Kullanım Kararlarının uygun olması ile mümkündür. Kullanım kararları belirlenirken, yapılacak fizibilite çalışmaları ciddiyetle ve hassasiyetle yapılmalıdır. Kullanım kararlarında be-lirlenecek oranların hatalı olması, yapılacak projelerde artı değer yaratmayacağı gibi, projelerin zarar etmesi anlamına da gelir.

Karma kullanımlı yapılarda, Konut, Otel, İşyerle-ri, Hastane, Okul, Spor, Alışveriş, Eğlence ve Kültür Merkezleri gibi birçok ihtiyacın karşılanabildiği ma-haller bulunabilmektedir. Aslında karma yapılı alan-lar yeni bir kavram gibi görünse de, geçmişimizden gelen bir kültür olduğu da bilinmelidir. Günümüzdeki karma yapılar, geçmişten gelen kültürün, çağın gerek-tirdiği yaşam standartlarında sunulmasıdır aslında. İzmir‘de Kemeraltı, Alsancak ve benzeri bölgeler kar-ma yapı alanlarına uygun örneklerdir.

Karma yapının, yüksek yapı olma zorunluluğu yok-tur. Büyükşehirlerimizde, yakın zamanda yüksek binalardan oluşan karma yapılar bu algıyı yaratmıştır. Ancak Bölgenin tarihi dokusu, doğal yaşam alanla-rı, geleneksel yapı ve yaşam tarzları dikkate alınmalı, buna uygun yapı modelleri seçilmelidir. Burada asıl belirleyici olan yine Kullanım Kararlarını alan Yerel Yönetimler ve Yatırımcılardır.

Karma kullanım, birbiriyle ilişkili kullanımların (ba-rınma, iş, eğlence, sosyal, kültürel, spor etkinlikleri v.b.) birbirlerine yakın yerlerde konumlandırılması, ulaşım mesafelerinin ve maliyetlerinin azaltılmasını, zamanın en olumlu şekilde kullanılmasını amaçla-maktadır. Bu sayede pahalı bir yatırım olan Alt Yapı Hizmetleri de ( yol, kanal, toplu ulaşım v.b. ) çok zorlanmamış olacaktır. Doğal yaşam alanlarını yok etmeden, hem şehir merkezlerinde hem de şehir dış-larında yapılabilmektedir. Ülkemizde çok konuşulan Kentsel Dönüşüm veya Kentsel Yenileme bu amaçlarla yasal düzenlemelere girmiştir.

İzmir’de MİA (Merkezi iş Alanları) diye adlandırılan yeni kent merkezinde birçok karma kullanımlı proje başlamıştır. Bunların bir kısmı proje aşamasında bir kısmı da yapım aşamasındadır. İzmir’deki karma ya-

pılar arasında Folkart, Mistral İzmir, Point Bornova, Ege Perla gibi örnekler gösterilebilir.

Aşağıda 2 ayrı Karma Yapının Kullanım amaçlarına göre alan dağılım bilgileri bulunmaktadır.

POİNT BORNOVA

Kullanım amacı Alan (m2)

Alan/Top. Alan

Avm alanı (171 adet dükkan) 55.000 18,02%

Avm ortak alanı 50.300 16,48%

Avm otopark alanı 57.950 18,99%

Konut alanı (809 adet konut) 112.570 36,89%

Konut otopark alanı 13.460 4,41%

Sığınak+ teshin merkezi v.b. 15.857 5,20%

Toplam inşaat alanı 305.137 100,00%

MİSTRAL İZMİR

Kullanım amacı Alan (m2)

Alan/Top. Alan

Avm alanı (36 adet dükkan) 9.000 7,44%

İşyeri (153 adet ofis) 40.000 33,06%

Konut alanı (110 adet konut ) 21.500 17,77%

Otel alanı 6.000 4,96%

Sığınak otopark v.b. 44.500 36,78%

Toplam inşaat alanı 121.000 100,00%

Örnekleme yaptığımız bu iki proje yapım aşamasın-dadır. Yatırımcılar her zaman maksimum faydayı, minimum maliyetle karşılamayı hedefler. Bu sebeple Fizibilite çalışmalarının Evrensel Değerlere ve Bilim-sel Verilere göre yapılması ve yerel ihtiyaçların doğru belirlenmesi en önemli unsurlardır. İzmir’de yapılan karma yapılarda, kullanım amaçlarına göre seçilmiş alanların doğru olup olmadığını, artı değer oluşturup oluşturmadığını zaman gösterecektir.

İsteğimiz ve beklentimiz hem yatırımcının hem de ka-munun optimum faydayı sağlamasıdır.

Mayıs-Temmuz 2014 57İMO İZMİR ŞUBESİ BÜLTENİ

Üyelerimizden

Şubemizde 16 Nisan Çarşamba günü “Köy Enstitü-leri Destanı” isimli gerçekleşen etkinlikte dikkatimi çeken birkaç noktayı sizlerle paylaşmak istedim.

Etkinlik üyemiz Ahmet GÜREL’in hazırlamış olduğu `Köy Enstitüleri Destanı` belgeseli ile başladı. Belge-selde köy enstitülerinin kuruluş aşamaları ve yaptığı çalışmalar hakkında bilgi verildi ve köy enstitüsü me-zunlarının anlatımıyla belgesel sona erdi. Daha sonra Köy Enstitüsü mezunu Sayın Osman ATICI ve Sayın Mustafa TÜZEN tarafından köy enstitülerinde yaşa-dıkları anlatıldı.

Çok değerli iki büyüğümüzün kelimeleri seçmeleri, cümle kurmaları, kendilerini ifade etmeleri bende bü-yük bir hayranlık uyandırdı. Kurdukları cümlelerde hiçbir anlam ve anlatım bozukluğu yoktu, cümleler son derece kurallıydı. Seçtikleri kelimelerse anlatmak istedikleri ile uyumlu, ne çok abartılı ne de çok ya-vandı. Eskilerin deyimiyle meramlarını çok iyi anlat-tıklarını gördüm. Özellikle gençlerin birbirlerine bir “Merhaba, Nasılsın?” bile demeden “Slm, Nbr” gibi ifadeleri kullanmalarını, kafalarından geçenleri çok iyi dile getirememelerini, yan yana olduklarında bile ellerindeki telefonlarla iletişim kurma yöntemlerini düşündüğümüzde, köy enstitüsü mezunu iki büyüğü-müzün ne kadar güzel bir yöntemle iletişime geçebil-diklerini açıkça göstermektedir.

Hüseyin KUZUİnşaat Yüksek Mühendisi

KÖY ENSTİTÜLERİ DESTANI ETKİNLİĞİ ÜZERİNE

Bunun yanında köy enstitülerinin amacı sadece öğret-men yetiştirmek de değildi. Köy enstitülerinden me-zun olanlar sadece öğretmen olmuyor aynı zamanda ziraatçilik, sağlıkçılık, duvarcılık, demircilik, terzilik, balıkçılık, arıcılık, bağcılık ve marangozluk konula-rını da uygulamalı olarak öğreniyordu. Kısaca köy enstitülerinde öğrencilere hayatın ta kendisi hem de uygulamalı öğretiliyordu. Bugün bile ilkokuldan baş-layarak üniversiteye kadar yapılan eğitimin içeriğinin, niteliğinin, yönteminin ve yeterliliğinin tartışıldığı bir ortamda hayatın kendisinin öğretildiği, pratiğe ve uy-gulamaya dayanan eğitim ve öğretimin ne kadar ge-rekli olduğu görülmektedir.

İlginç bir ayrıntı ise Mustafa TÜZEN büyüğümüzün yanında getirdiği elleriyle yapmış olduğu askının yıl-lara meydan okuması ve yine bizlere göstermiş oldu-ğu “mandolin kursu açabilir” belgesiydi.

Hayatın gerçeklerinin uygulamalı olarak öğretildiği ve bir aydınlanma projesi olan “Köy Enstitüleri” nin planlanma, kurulma ve faaliyet gösterme aşamala-rında emek verenlere teşekkürlerimi bildirirken, Köy Enstitüsünden mezun olmuş çok değerli büyükleri-mizle buluşmanın bizlere onur verdiğini belirtmek istiyorum.

Mayıs-Temmuz 201458

genç-İMO

EGE PERLA ŞANTİYESİ TEKNİK GEZİSİ

5 Nisan 2014Cumartesi günü yaklaşık 150 genç-İMO üyesi ile İŞ GYO Ege Perla yüksek yapı şantiyesine teknik gezi düzenlendi. Teknik geziye başlamadan önce iş güven-liği ile ilgili bilgilendirme şantiyedeki iş Güvenliği Uzmanları tarafından yapıldı. Bilgilendirme sonrası 30 kişilik gruplar ile şantiye alanına yönelen genç-İ-MO üyeleri sorumlu İnşaat Mühendislerinin anlatı-mıyla şantiye alanını gezdiler. İş güvenliği, Şantiye işleyişi, İş programı, Kullanılan malzemeler ayrı ayrı genç-İMO üyelerine anlatıldı. Gezi sonrası karşılıklı soru cevap ile projeyle ilgili sorulara cevap verildi.

Teknik gezimizin oluşumuna katkıda bulunan İŞ GYO Proje Müdürü Behçet ÇAYKARA’ya, Proplan Proje Yönetimi Proje Müdürü Ahmet PEKMEZCİ’ye, Teknik Ofis Müdürü Yalçın KINIK’a, Yapım Müdürü Akın İNAN’a, Yapım Şefi Atıl TURGUT’a Kalite Kontrol Şefi Eren ÖZİNAN’a Nida & A Yapı Ort. Proje Müdürü Özgür YILDIRIMÖZ’e, Proje Müd. Yard. Gürer ÜRGEN’e, Yapım Saha Şefi Erol CANDAN’a, Yapım Saha Mühendisi İlker İNAL’a, İSG Uzmanı Dila GARİP’e İSG Uzmanı Burcu ÖNEM’e Tepekule Yapı Denetim Mühendisleri Ortaç MORALIOĞLU ve Tarık DANACI’ya teşekkür ederiz.

ŞUBE YÖNETİM KURULU İLE KAHVALTI

19 Nisan 2014Cumartesi günü 44. Dönem Yönetim Kurulumuz ile genç-İMO temsilcilerinin kolektif bir çalışmayla hazır-ladığı, Şube Yönetim Kurulu ile öğrenciler arasındaki bağı güçlendirmek amacıyla yapılan kahvaltı herke-sin kendini tanıtmasıyla başladı. Kahvaltıda özellikle 17-21 Mart 2014 tarihleri arasında yapılan Toplumcu Mühendislik ve Mimarlık Haftası başta olmak üzere genç-İMO’nun yaptığı çalışmalar değerlendirildi ve çalışmaların tek tek çok değerli olduğu konuşuldu.

Kahvaltıda söz alan Yönetim Kurulu üyemiz Jale Alel mesleki örgütlülüğünün önemini vurgulayarak mesleğimizin bize verdiği sorumluluklar üzerine ko-nuştu. Daha sonra söz alan Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Necati Atıcı örgütlülük adına yapılan her çalış-manın bizleri daha da güçlendireceğini ve kesinlikle yılmamamız gerektiğinin altını çizdi. Daha sonra söz alan öğrenciler sorunlarını ve önerilerini yöne-tim kuruluna ilettiler. Etkinliğimiz, en kısa zamanda kahvaltının tekrar edilmesi temennisi ile son buldu.

2014 YAZ DÖNEMİ STAJ YERLEŞTİRMELERİ

17 Nisan 2 Mayıs 2014 tarihleri arasında genç-İ-MO 2014 Yaz Dönemi stajı için Şubemize başvu-ran 160 genç-İMO üyemize büro ve şantiye staj yeri bulduk. Staj yeri ayarlanması konusunda emeği geçen temsilcilerimizden Ege Üniversitesi 2. Sınıf temsilcimiz Muhammet KART’a, Dokuz Eylül Üniversitesi 3. Sınıf temsilcimiz Oğuz KIR’a ve Şubemizin başvurusu üzerine stajer kabul eden kurum ve işletme yöneticilerine te-şekkür ederiz.

genç-İMO NİSAN-HAZİRAN ETKİNLİKLERİMİZ

Mayıs-Temmuz 2014 59İMO İZMİR ŞUBESİ BÜLTENİ

genç-İMO

1 MAYIS MİTİNGİ

1 Mayıs Uluslararası Birlik Mücadele ve Dayanışma Gününde, geçen sene olduğu gibi bu sene de TMMOB ye bağlı odaların öğrenci üyeleriyle birlikte TMMOB Öğrenci kortejinde yürüdük. Toplumun geleceğine yön verecek olan öğrenciler olarak üniversitedeki ta-leplerimizi, iş cinayetlerinin son bulması gerektiğini, eşit özgür ve adaletten yana olan ülke talebimizi hay-kırdık. Aynı zamanda “Gençliğin ateşi sermayeyi ya-kacak” yazılı büyük pankartımız ve gezi şehitlerinin fotoğraflarının olduğu pankartımızla ülkemizdeki demokrasi şehitlerini andık. Yürüyüşümüz 12.00 de Cumhuriyet Meydanı’ndan başlayarak Gündoğdu Meydanına kadar devam etti. Ardından Gündoğdu Meydanında İzmir Müzisyenler Derneği’nin üyele-rinden oluşan müzik grubunun konseri ile son buldu.

37. YAPI FUARI ve İNÖNÜ STADYUMU TEKNİK GEZİSİ

9-10 Mayıs 2014 tarihlerinde düzenlediğimiz etkinli-ğimize 50 genç-İMO üyesi ile katıldık. İstanbul’daki ilk günümüzde YEM tarafından düzenlenen 37. Yapı fuarını gezdik. Büyükçekmece’de gerçekleşen fuarda çeşitli inşaat firmalarının stantlarını gezme, ürünler hakkında bilgi edinme imkânı bulduk.

Etkinliğimizin ikinci gününde Vodafone Arena (İnönü stadyumu) şantiyesine teknik gezi düzenle-dik. 1947 yılında inşa edilen İnönü Stadyumunun yıkılarak yerine yapılan Türkiye’nin ilk akıllı stad-yumu olacak Vodafone Arena şantiyesini gezme imkânı bulduk. Yaklaşık 40.000 kişi kapasiteye sahip olacak Stadyumda 350 araç-lık otopark, konser arenası, yaşam alanı ve moda mer-kezi de olacak. Stadyumun en önemli özelliği ise pasif yapı özelliği taşıyacak olma-sı. Stadyum; yapılacak olan güneş panelleri ile kendi elektriğini kendi üretecek, atık sularını değerlendirecek.

Teknik gezimizi gerçekleş-tirmemizde bizlere yardımcı olan, şantiyeyi gezdirip pro-jeyi tanıtan İnş. Müh. Yusuf Zafer Eren’e teşekkürlerimi-zi sunarız.

Mayıs-Temmuz 201460

genç-İMO

EGE ÜNİVERSİTESİ POSTER SUNUMU

Ege Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü öğren-cilerinin bitirme projelerinin sergilendiği poster ser-gisi 28 Mayıs 2014 tarihinde gerçekleşti. Geçen sene-lerde olduğu gibi bu sene de İMO İzmir Şubesi olarak poster sergisine katılarak öğrencilerimizin projeleri dinlenildi ve dereceye girenler tebrik edilerek hediye-leri verildi. Kısa bir süre sonra meslek hayatına atıla-cak olan arkadaşlarımıza başarılar diliyoruz.

ÜNİVERSİTE SON SINIF ÖĞRENCİLERİNE YÖNELİK MESLEK TANITIMI

Şubemiz Genç İnşaat Mühendisleri Komisyonunun üniversitelerde düzenlediği son sınıf lara meslek alanlarımızın tanıtılmasını amaçlayan söyleşiler dizisinin ilki 27 Mayıs 2014 tarihinde Dokuz Eylül Üniversitesi’nde yapıldı. Farklı alanlarda çalışan üyelerimiz ile düzenlenen söyleşide Şantiye ala-nından Erdal Yüksel, Projecilik alanından Bekir Ufuk Yıldırımer, Yapı Denetim alanından Tayfun Gücenmez, Kamu alanından Çağlayan Sarıtaş dene-yimlerini aktardılar. Soru cevap kısmıyla söyleşi sona erdi.

Ege Üniversitesi’nde ise 30 Mayıs 2014 tarihinde çe-şitli alanlarda çalışan üyelerimizin katılımıyla söyle-şimizi gerçekleştirdik. Şantiye alanından Erkin Özer, yapı denetim alanından Atilla Zağpus, proje alanın-dan Emre Aldinç Şen, kamu alanından Çağlayan Sarıtaş kısa bir sürenin sonunda mezun olacak öğ-rencilerimize mesleğimizi anlattı.

Söyleşilerimize konuşmacı olarak katılan üyelerimi-ze, Dokuz Eylül Üniversitesi’nden Prof. Dr Türkay Baran’a ve Ege Üniversitesi’nden Öğr. Grv. Emre Ercan, Dr. Ömer Arıöz’e teşekkür ederiz.

Mayıs-Temmuz 2014 61İMO İZMİR ŞUBESİ BÜLTENİ

genç-İMO

DOKUZ ÜNİVERSİTESİ POSTER SUNUMU

Dokuz Eylül Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü fuaye alanında 23 Haziran 2014 tarihinde gerçekleşen lisans tezi poster sergisine İMO İzmir Şubesi olarak katıldık. Poster sergisindeki bitirme projeleri incelenerek öğrenci arkadaşlarımız tebrik edildi. Poster Sergisinde Birinci olan proje; Selin Bolaman, Osman Melih Samancı, Ali Yönel, Gülşah Olgun ve Muhammed Törehan Peynircioğlu’ndan oluşan gru-bun Depreme Dayanıklı Bina Tasarımı Projesi oldu.Birinci olan grup ayrıca bu yıl DASK tarafından dü-zenlenen Türkiye’de inşaat mühendisliği bölümü lisans öğrencilerinin katıldığı ‘Depreme Dayanıklı

Bina Tasarımı Yarışması’na DEÜ Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümünü temsilen Prof. Mustafa Düzgün ve Öğr. Gör. Dr. Özgür Bozdağ teknik danışmanlığında katıldılar. Türkiye’de 26 üniversiteden 39 takımın katıldığı yarışmada DEÜ Grubu Türkiye 2.si oldu.Lisans Tezi Poster Sergisinde 2. Olan proje sahipleri Hasan Ceylan ve Yasin Çonkara , 3. olan proje sahibi ise Onur Altay oldu.Poster Sergisinde ilk üçe giren öğrencilerimize Şube Yönetim Kurulu Başkanımız Ayhan Emekli tarafın-dan hediyeleri verildi.

BİLGİSAYAR KURSLARIMIZ

Şubemizin bilgisayarlı eğitim çalışmaları kapsamında 26 kursiyer kapasiteli bilgisayar salonu-muzda, Bilgisayar Destekli Tasarım, Statik Hesap, Çizim ve İş Planı Hazırlama Programları kursları verilmektedir. Kurslarımız için sürekli ön kayıt alınmakta, yeterli sayıya ulaşıldığında kurslarımız açılmaktadır.

Ön kayıtlar Şubemizde veya telefonla yapılabilmektedir.

Tel: 0 232 462 56 55

Mayıs-Temmuz 201462

genç-İMO

Zor ve iddialı bir başlıkla başladım yazıma. “Yıkma” eyleminin güzellemesini bu söze atfedilen “anarşik”, “kötüye götüren” “mevcut standartları aşağı çeken” gibi yaftalara inat, yapıcının dergisinde yapmak da ayrı bir zorluk. Lakin bu zorluğu aşmam zor olmaya-cak. Çünkü yeryüzü cennetini nefes alınamaz bir zift yığınına çeviren sistemde öylesine somut örnekler var ki bunları bir an olsun aklınıza getirdiğinizde sizin de aklınızda şu belirecek. “Yıkmak mı? Daha iyi bir dünya olacaksa neden olmasın?”

Sevgili dostlar, bizler insanız. Çok uzun süredir, ta dinozorların tarih sahnesinden çekilmesinden bu yana yasak elmanın ısırılması mı dersin yoksa bir bonomodan türediğimiz o evrimden beri mi dersin - burası çok mühim değil - yeryüzüne biz şekil ver-mekteyiz. Bu şekil verme süreci hep doğaya karşı egemen olma, ben onunla baş edebilirim ben onun tek hakimiyim, ben insanım egosunu da beraberinde getirmiştir. Doğacı kültür anlayışlarına sahip toplum-lar dışında, doğa, hep olağan düzenin dışında horlan-mış, yeryüzünde yaşayan insan dışındaki diğer can-lıların hakları türlü şekillerde gasp edilmiştir. Fakat insan egosu kendi türü dışındaki canlıların haklarını elinden almakla yetinmemiş ve yeni bir sömürü alanı daha bulmuş. Kendini sömürmüş, yani insanın insanı sömürdüğü bir düzeni var etmeyi “başarmış”. Evet başarmış dedim bu bir dil sürçmesi değil, çünkü başa-rının kriterlerini değiştirmiş. Neyi başardığımıza bir bakalım isterseniz. Hatta en başta başarı kelimesinin mevcut düzendeki tariflemesine göz atalım. Sana yap demişlerdir sen de “onların” istediği gibi yapmışsın-dır başarılı sayılırsın. Hedeflenen bir işi yerine getir-mişizdir, böylece başarılı olmuş oluruz. Buraya kadar sorun yok. Fakat bu hedef ne? ve bu hedeflerin akılcı-lığını irdeleyen araç ne? ve bu araç kimler tarafından yönlendirilmekte?

Yazının buraya kadar olan bölümünde henüz hiçbir şeyi açıklamadığıma ve bolca soru işareti yarattığıma göre kendi nazarımda başarılı sayılırım. Çünkü “mo-dern” insan içinde bulunduğu mutantlaşmış halden çıkarıp alacak yegane şey kendine sorduğu sorular olacaktır.

Bize okuyacaksın dediler. Önce tamam dedik başla-dık okumaya bir iki üç derken bir bakmışsın fakül-tedesin. İnşaat mühendisi olmaya yakınsın. Çalış bak aklını kullanırsan mühendislikte iyi para var dedikçe

Gökhan DOĞANEge Üniversitesi 3. Sınıf Öğrencisi

YAPICININ ŞİMDİKİ GÖREVİ: YIKMAK!

yeni bir hedef koydular önümüze: Para. Aslında bize baştan beri okuyacaksın diyenlerin koydukları hedef-le sonradan bilinçaltımıza işlemeye çalışan ötekilerin anlattıkları şey aynıydı: Para. Yani onlar okuyacaksın derken öğrenimin metodunu öğreneceksin dememiş-ler, felsefi düşünme yöntemlerini öğrenmelisin deme-mişler sadece tek şey geçirmişler akıllarından para. İşte bizler o nesilleriz. Paranın metodolojisini eğitim müfredatı yapmış tektipleştirilmiş insan yığınları.

Bu aralar bize nasıl inşa edilir onu gösteriyorlar fa-kültede. İyi de öğretiyorlar ha haklarını yemeyelim. Bu bazen bir betonarme bazen bir baraj inşaatı oluyor. Tüm bu derslerde, karmaşık bir denklem ya da bir bilgisayar programı yardımıyla çözülemeyen hiç bir inşa problemimiz olmadı. Her şey becerilebiliyordu, insan zekası buna mahirdi. Peki inşaat mühendisli-ğinde asıl problem bir yapının nasıl inşa edileceğini bilmememizden mi kaynaklanıyor acaba? Yani dep-remde çöken binalarımızı nasıl inşa edileceğini bil-meyen mühendisler mi yaptı, Karadenizi sahilinden bir bıçak gibi ayıran otoyolun oraya inşa edilmesine sebep inşaat mühendislerinin daha iyi bir yöntem dü-şünmemelerinden mi kaynaklanıyor... Bunlar cevap bekleyen sorular değil tabi. Ben inanıyorum ki her yıl mezun olan binlerce mühendis asgari düzeyde bir inşa standardı nasıl tutturulur bu nosyona sahiptir. La-kin bizlere hiç anlatılmayan neden inşa etmemelisin neyi inşa etmemelisin meselesiydi. Doğaya zararlı olan inşaat nedir, ne çevreye, canlıya, dolayısıyla insana zarar verir? Bunlar bize anlatılmadı, zaten anlatılmak istenmez yoksa o hedeften, paradan şaşar-dık. Olası bir nükleer sızıntıyı önleyebilecek bir be-ton türünün var olmadığı (Var olduğunu iddia edenler olabilir. Olsa Japonlar kullanırdı ve son patlamada sı-zıntıyı önlerlerdi), burdan çıkan atıkların yüzlerce yıl saklama zorunluluğu olduğunu (bir nükleer santralin ömrü 40-50 yıl) ve ne zararları olacağı öğretilemezdi.

Mayıs-Temmuz 2014 63İMO İZMİR ŞUBESİ BÜLTENİ

genç-İMO

Çünkü nükleer santral demek para de-mek, kim hayır diyebilir ki! Öğrenciye de mühendise de uzaktan gösterilen bir motivasyon kaynağıydı bu. Öyle ya sen nükleer santralini inşa et paranı kazan, hedef buydu zaten. Bu hedefe ulaştığı-na göre başarılı sayılırsın. Seni mezun eden fakültenin başarısı da yadsınamaz. Yurt çapındaki nadir bir projede çalışa-bilecek bir mühendis yetiştirmiştir, onu tatmin eder bu. Sevinir, para kazanabi-lecek öğrenci yetiştirmiştir çünkü. Üni-versite olduğunu zannetmeye bir zaman daha devam eder ta ki o ana kadar. O nadir rastlanmayan nükleer patlamalar-dan biri, işi “yukarıya” havale etmiş ülkemde gerçekleşmiş ve sorumlu ara-nıyor. Düşünün biraz. Mersin-Akkuyu koca bir kratere dönüşmüş durumda. Kaçabilenler kaçmakta. Ama kaçmakta çare değil Konya’sından Balıkesir’ine kansere boyanmış bir yurt canlandır zihninde. Bu riski almaya hangi rasyonel akıl izin ve-rebilir. Birim fiyatı 14 sente mal olan bir elektriği 12 sente mal edeceksin diye tüm canlı yaşamı bu riskle baş başa bırakmaya hiç bir iradenin hakkı yok. Sant-ral, sızıntı yaptığı an bütün başarı bir anda toz bulutu gibi dağılacak ve başarılı saydığımız bürokratımız, müteahhidimiz, mühendisimiz kazandığı parayla ar-tık Antalya sahillerinde güneşlenemeyecek. Çünkü tüm Akdeniz ve Ege’de tüm canlılık insan eliyle kan-sere bulanmıştır artık. Bu durumun diğer sorumlusu üniversiteler ise, sermaye-üniversite ortaklığı arayış-larından ve “kutsal pozitivizminden” zaman ayırıp neyi inşa etmemeliyizi ve neden yapmamalıyızı gös-termediğinden bu işin suç ortaklarından. Doğayı kat-leden bir mühendisi mezun etmiştir çünkü. Felsefe-den uzaklaşmış katı dogmatik bir pozitivist anlayışın boyunduruğunda sermaye sınıfının emir eri komun-daki üniversiteler üzerine daha çok şey söylenebilir ama bu yazımızın konusu değil.

İşte bu noktada artık yapmayalım inşa etmeyelim demek geliyor içimden ama rüzgarların yönünü bile değiştiren gökdelenler gözüme çarptıkça bu da yet-mez artık diyorum. Ulaşım sağlayacağı hayaliyle inşa edilen karayolları yeşili baltalayıp asli menfaati olan ulaşım konusunda trafikte bizleri sinir hastası ediyor-sa yalnızca yapmayalım demek de yetmez diyorum. Mevcut düzende yapılmış olan o kadar çarpıklık var ki bunlar ancak yok edilerek düzeltilebilir nitelikte. Mesela sen İstanbul’a 3. Köprüyü yaparak 15 milyon nüfuslu şehri rahatlatamazsın ancak 20 milyonluk bir şehre davetiye çıkarırsın. Tıpkı diğer 2 köprünün İstanbul’da nüfus patlaması yaptığı gibi. Ama bir de

mevcut iki köprüyü de yıktığını hayal et. Bu insan-ların o kargaşadan sömürü düzeninden uzaklaştığını, kendi kentlerine dönüp artık oraları kalkındıklarını düşünsene bu çözüm daha akılcı gelmiyor mu?

Hani çılgın proje istiyorduk ya. Haydi en çılgınını sunuyorum size. Yıkalım diyorum. Bizi ulaştırmayan, trafiğe boğan karayollarından bahsediyorum, nükleer ihalesinden, paracı isteklerin körüklediği akılcılık-tan yoksun ormanları yok eden su yollarını tüketen köprülerden bahsediyorum. Başını kuma gömmüş dogmatizme hizmet eden üniversite eğitim zihniye-tinden bahsediyorum. Bunları yıkalım birer birer. Bir bardak suya, küçük bir ağaç gölgesine muhtaç kaldı-ğımız o günü beklemeden hemen şimdi harekete geç-meli. Çünkü ölüyoruz dostlar, farkında değiliz. Belki araç halinde cebimize giren para, düşüncelerimizi benliğimizi ele geçirmiş, bindiğimiz otomobillerin markalarında amaçlaşmıştı. Lakin susuz kaldığımız o gün geldiğinde inşa ettiğin yapının neyi yok etti-ğini anlamakta geç kalmayacağız. O Kızılderilinin* bahsettiği son ağaç da kesilmek üzere. Bu yüzden seslenişim sana ey yapıcı. Sana sesleniyorum çünkü sana inanır insanlar. Sen yapmayalım hatta yıkmalı-yız dersen diğerleri bunun bir bildiği var der ve o da sana katılır. Yıkmalısın çünkü ölüyorsun ey arkada-şım farkında değilsin. Evet her şeyi baştan kurabili-riz, güzelini, doğrusunu. Ama önce hor kullandığı-mız dünyamızı temizlemekten işe başlamalıyız. Önce yıkmalıyız, sonra yapmak kolay iş. Zor olan neden yıkmalıyıza karşı duran insan zihnindeki önyargıları yıkmak yoksa atomu parçalamak kolay iş.

*Bir Kızılderili atasözü: “Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde; beyaz adam paranın yenmeyen birşey olduğunu anlayacak.”

Mayıs-Temmuz 201464

TARİHTE BUGÜN

Bu dünya kupasının yapılacağı yer olarak başta Ko-lombiya’ya karar verilmiştir. Fakat daha sonra Ko-lombiya’nın yaşadığı ekonomik problemler nedeniy-le organizasyonu düzenleyemeyeceğini bildirmesi üzerine organizasyon Meksika’ya alınmıştır.

Turnuvaya katılan 24 takım 6 grupta yarışmıştır. Diego Armando Maradona’nın kaptanlığını yaptı-ğı Arjantin, İtalya’nın da olduğu A grubundan lider olarak çıkmıştır. Son 16 maçında ise Uruguay’ı 1-0 yenerek çeyrek finalde İngiltere ile eşleşmiştir.

İngiltere son maçında Paraguay’ı 3-0 gibi net bir skor ile geçerek çeyrek finale gelmiştir. Yıldız oyuncuları Gary Lineker ve Peter Beardsley’in bu zaferde payı büyüktür. Lineker İngiltere çeyrek finalde elenmiş olmasına rağmen turnuvanın gol kralı olmuştur.

Bu iki takım turnuvanın çeyrek finalinde eşleşmiştir. Bu maçı bir futbol maçı olmaktan çıkaran 1982 yı-lında İngiltere-Arjantin arasında yaşanan ‘Falkand Adaları’ savaşıdır. Bu savaşı İngiltere kazanmıştır. Maradona bu durumu şöyle anlatıyordu. ‘Soyun-ma odasında hepimiz futbol ile siyaseti birbirinden ayırmak gerektiğini konuşuyorduk. Fakat hepimiz biliyorduk ki bu bir futbol maçı değildi. İngiltere’nin öldürdüğü çocuklarımız için oynuyorduk’.

İngiltere-Arjantin arasındaki Azteka stadyumunda oynanan çeyrek final maçını 115 bin futbolsever izledi. Maçın 50. dakikasında Maradona elle bir gol atmıştı. Maradona’nın boyunun 1.65 olduğu düşü-nüldüğünde İngiltere kalecisi rahatlıkla alacağını düşündüğü bir hava topuna çıkmıştı. Burada Mara-dona’nın kalecinin elindeki topa kafa vurması için inanılmaz bir yükseliş göstermesi gerekiyordu. Ha-kem buna inandı ve golü verdi. Maradona’nın ‘be-nim değil Tanrı’nın eliydi o’ dediği gol işte bu goldü. Milyonlarca insanın gördüğü eli hakem görememişti.

Bu golden 5 dakika sonra ise Maradona tüm zaman-ların en güzel golünü atıyordu. İngiltere takımın-dan kaleci dahil 6 kişiyi geçerek Arjantin takımının ikinci golünü atmıştı. Bu ikinci golün ise, aslında bir hikayesi daha vardır. Bu maçtan tam 6 sene önce, 13

1986 MEKSİKA DÜNYA KUPASI“Tanrı’nın Eli” ile Dünya’nın En Güzel Golü

Mayıs 1980’de İngiltere ve son dünya şampiyonu Ar-jantin Wembley’de bir dostluk maçında karşı karşıya gelir. Maradona sahada altı sene sonra yapacakları-nın provasını yapıyor, bütün İngilizleri çalımlıyor-dur. Bir pozisyonda, Maradona herkesi orta saha civarından çalımlamaya başlar. Bir - iki - üç - dört çalım derken kaleci Shilton’la karşı karşıya kalır ve vuruşu yandan auta gider. Maç sonrası Maradona evine, Arjantin’e telefon açar. Karşısında küçük kar-deşi salak diye açar telefonu orada kaleciye çalımı basacaktın diye de devam eder. Maradona şaşırır ve uzun süre bu pozisyonun etkisi altında kalır.

Bu olaydan 6 sene sonra kaleciyi de geçerek attığı golle birlikte, 1986 Meksika Dünya Kupası, Tan-rı’nın Eli ve Dünya’nın En Güzel Golü ifadeleriyle anılacaktı.

İngiltere’nin golünden sonra santra yapıldıktan son-ra yine bir sürü İngiliz’i çalımladıktan sonra arka-daşına pas vermeyi tercih etmişti. Arkadaşı da topu direğe nişanlamıştı. Tarihin en önemli maçlarından birini Maradona adeta halı saha maçına çevirmişti.

Arjantin yarı finalde Belçika’yı, finalde de Alman-ya’yı eleyerek kupanın sahibi olmuştu. Ama bu kupa-dan akılda kalan en önemli maç İngiltere-Arjantin arasında oynanmış, Maradona ise bu kupanın süper starı olmuştu.

“İngiltere’nin öldürdüğü çocuklarımız için oynuyorduk”

Mayıs-Temmuz 2014 65İMO İZMİR ŞUBESİ BÜLTENİ

KİTAPLAR ARASINDA İnş. Müh. Alim ŞADAN

Yapı Dinamiği

Azer A. Kasımzade, Birsen Yayınevi, 2. Baskı

İÇİNDEKİLERGİRİŞDinamik Yüklerin SınıflandırılmasıSistemin Dinamik Serbestlik Derecesi ve Onun Sayı-laştırma YöntemleriSistemin Tepki KuvvetleriYer Değiştirmeyle Oranlı Kuvvetler (Yerdeğiştirme kuvvet bağlılığı)Hıza Oranlı Kuvvetler (Sönüm Kuvveti Tepkisi)İvmeye Oranlı Kuvvetler (Atalet Kuvveti)Sistemin Matematik Modeli Hakkında• Sistemin hareket denklemlerinin düzenleme

yöntemleri• Yapıların tek dinamik serbestlik dereceli sistem

olarak modellenmesi• Tek serbestlik dereceli sönümsüz sistemin titre-

şimi• Tek serbestlik dereceli sönümlü sistemin titreşi-

mi• Yapıların çok dinamik serbestlik dereceli ayrık

sistem olarak modellenmesi• Çok dinamik serbestlik dereceli ayrık sistemle-

rin hareket denklemleri ve boyutlarının küçül-tülmesi yöntemleri

• Klasik sönümlü sistemlerin modların süperpo-zisyonu yöntemi ile incelenmesi

• Çok dinamik serbestlik dereceli sistemlerin za-man- tanım alanında sayısal yöntemle incelen-mesi

• Deprem etkisine temel yalıtımlı binaların tep-kisi

• Yönetmeliklerde yapı dinamiği (deprem mü-hendisliği)

• Deprem, özellik-leri ve etkisine bi-naların tepkisinin değerlendirmeleri.

• Yönetmelik lerde deprem etkisine zaman tanım ala-nında inceleme özellikleri.

• Yönetmelik lerde deprem etkisine mod birleştirme yöntemi (mby) ile analiz özellikleri.

Türkiye Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hak-kında Yönetmeliğe göre MBY Dinamik Analiz Adımları.Mod Katkılarının Birleştirilmesi.ÖrneklerUBC-97 (Uniform Building Code-97) Yönetmeliği-ne Göre Mod Birleştirme Yöntemi ile Dinamik Ana-liz Adımları.• Yönetmeliklerde deprem etkisine eşdeğer dep-

rem yükü (edy) yöntem ile analiz özellikleri.Türkiye Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hak-kında Yönetmeliğe Göre Eşdeğer Deprem Yükü Yöntemi île İnceleme Adımları.ÖrneklerUBC 97 (Uniform Building code 1997) ile Eşdeğer Deprem Yükü Yöntemi ile İnceleme Adımlan.• Dinamik etkilere yapıların modellenmesiYapıların sonlu elemanlar metodu ile modellenmesi rijit katlı binaların deprem etkisine modellenmesi• EklerEğitim, Öğretim, Analiz ProgramlarıDeprem etkisine temel yalıtımlı çok katlı binaların zaman- tanım alanında sayısal yöntemle incelenme-sine ait örneğin ayrıntılı bilgileri.

Karma Taşımacılık Yaklaşımıyla Limanlar ve Terminaller

Prof. Dr. Reşat Baykal, Birsen Yayınevi, Şubat 2012

Bu kitapta; denizyolu ulaşımının, karayolu ve demiryolu ulaşımıyla bütünleştiği yer-ler olan limanların altyapısının tasarımı ve yapımı konusunda inşaat mühendisliği konularının ayrıntılarına girilmeden, okurların daha iyi anlaması için “Üstyapı, İşlet-mecilik ve Yükleme–Boşaltma” donanımlar konusuna ağırlık verilmiş olup, sade bir dil anlatımıyla ilgili okurların yararlanabileceği bir çalışma sunulmuştur.

Konu Başlıkları: Taşıma Türleri, Taşınan Yükler ve Yük Birimleri, Denizyolu Taşımacılığı, Taşıma Araçları, Inter-modal veya Karma Taşımacılık, Limanlar ve Terminaller, Liman ve Terminal Tasarımı, Liman Tesisleri, Limanlar-da Kullanılan Yükleme – Boşaltma Sistemleri

Mayıs-Temmuz 201466

MİZAH İnş. Müh. Tuğrul BAŞTAN

İŞ GÜVENLİĞİ

Mayıs-Temmuz 2014 67İMO İZMİR ŞUBESİ BÜLTENİ

EVLİLİK

Üyemiz Şerif Ali Tunusoğlu’nun kızıGözde Tunusoğlu ile Mert Tunçer

15 Şubat 2014 tarihinde evlendiler.

ÜyemizDidem Anuk ile Ferhat Özvan

26 Nisan 2014 tarihinde evlendiler.

ÜyemizDeniz Yoldaş Tunçay ile Murat Çevik

17 Nisan 2014 tarihinde evlendiler.

Üyemiz Ethem Bayraktargil’in kızıGamze Bayraktargil ile Kamer Pirselimoğlu

17 Mayıs 2014 tarihinde evlendiler.

İMO Denetleme Kurulu ÜyemizUmut Yılmaz Deveci ile Meral Çelik30 Mayıs 2014 tarihinde evlendiler

ÜyemizUmut Çelik ile Meral Deveci

30 Mayıs 2014 tarihinde evlendiler.

Üyelerimiz Ümran Dalyan ve Tayfun Dalyan’ın kızı,

Üyemiz Hüdaverdi Dalyan’ın torunuŞelale Dalyan ile Anıl Bayır

7 Haziran 2014 tarihinde evlendiler.

Üyemiz Necla Akbaşak’ın kızıBeste Nihan Delice ile Beyhan Kızıltaş

7 Haziran 2014 tarihinde evlendiler.

ÜyemizGöksenin Gökkaya ile Yunus Emre

7 Haziran 2014 tarihinde evlendiler.

ÜyemizMerve Uzunkaya ile Mehmet Cesur8 Haziran 2014 tarihinde evlendiler.

Üyemiz Mehmet Yeğen’in kızıHande Yeğen ile Çağdaş Özdemir

8 Haziran 2014 tarihinde evlendiler.

Üyemiz Ethem Bayraktargil’in oğluAli Bayraktargil ile Selen Sarı

21 Haziran 2014 tarihinde evlendiler.

Üyemiz Engin Sönmez ile Gamze Nehoş

23 Haziran 2014 tarihinde evlendiler.

ÜyemizAlp Sualp ile Gülin Buzcu

26 Haziran 2014 tarihinde evlendiler.

Üyemiz Nejat Gökhan Gürkaya’nın oğlu Balkan Gürkaya ile Tijen Sinem Ateş27 Haziran 2014 tarihinde evlendiler.

Üyemiz Kudret Kelek’in kardeşiNuray Kelek ile İrfan Gök

27 Haziran 2014 tarihinde evlendiler.

Kendilerini kutlar, ömür boyu mutluluklar dileriz.

Mayıs-Temmuz 201468

BULMACA İnş. Müh. Ali İhsan ARGIT

KARE BULMACASUDOKU (KOLAY)

SUDOKU (ORTA)

SUDOKU (ZOR)

KARE BULMACA

SOLDAN SAĞA 1– Temel tutma, yerleşme sürekli ve kalc bir durumuna girme. . 2– İlave – Karşlkl fikir alş-verişi. 3 – Kar ayaklğ, Hedik – Alnmş bir şeyi geri verme. 4 – Bir kimsenin nafaka ve bakmn sağlama – Emme emri. 5 – Kadnlarn eteğinde yaplan kumaş katlamas – Bir renk. 6 – Bulmacay hazrlayann ilk ad – Katibiadil. 7 – Mühürleme – Avrupa’da bir nehir. 8 – Köpek – Fayda, Meziyet, Yararl olan. 9 – Ad çekme – Dileyiş, dileme. 10 – Harita çkarmakta kullanlan sabit işaret, üçgenlere bölme – Bir hayvan. YUKARIDAN AŞAĞI 1– Birinin düşündüklerini veya uzakta geçen bir olay hiçbir bağlant olmadan alglama, uzaduyum. 2– Yaşl, kart – Minkale, Açölçer. 3 – Döşeme sergisi – Tümör. 4 – Anayla cenin arasnda kan alşverişini sağlayan ksm, plasenta – Kumaş üzerinde dalgal çizgiler. 5 – Sar renkte kan svs, ak kan – Ateşler veya Cehennem anlamnda bir Kadn ismi. 6 – Bir nota – Köpeğe verilen bir emir sözü. 7 – Mal üzerine konulan yafta – Arnmş, soyutlanmş, çplak. 8 – Taraftarlar topluluğu – Ateşli silah kurşunu. 9 – Türküsü ile meşhur Makedonya’da bir yerleşim yeri – Kalsiyum’un simgesi. 10 – Yarşmada rakibi saf dş brakma – Bir şeyin niteliklerini övme.

SUDOKU (Kolay)

6 8 7 1

4 5 8 9 7

9 2 3

2 1 8 5

4 3 9 7

7 5 2 6

5 2 4

9 3 4 7 6

8 3 7 9 SUDOKU ( orta )

9 3 6

6 1

3 2 4

5 6 8

3 2 6

4 9 1 3

7 3 9

2 4

3 2 1 SUDOKU ( zor )

9

6 4 3

7 6 2

3 2 1

5 9 7

8 5

1 4 9

9 7 6

8

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

SOLDAN SAĞA 1– Temel tutma, yerleşme sürekli ve kalıcı bir du-rumuna girme. . 2– İlave – Karşılıklı fikir alış-veri-şi. 3 – Kar ayaklığı, Hedik – Alınmış bir şeyi geri verme. 4 – Bir kimsenin nafaka ve bakımını sağ-lama – Emme emri. 5 – Kadınların eteğinde yapı-lan kumaş katlaması – Bir renk. 6 – Bulmacayı hazırlayanın ilk adı – Katibiadil. 7 – Mühürleme – Avrupa’da bir nehir. 8 – Köpek – Fayda, Meziyet, Yararlı olan. 9 – Ad çekme – Dileyiş, dileme. 10 – Harita çıkarmakta kullanılan sabit işaret, üçgenlere bölme – Bir hayvan.

YUKARIDAN AŞAĞI1– Birinin düşündüklerini veya uzakta geçen bir olayı hiçbir bağlantı olmadan algılama, uzaduyum. 2– Yaşlı, kart – Minkale, Açıölçer. 3 – Döşeme sergisi – Tümör. 4 – Anayla cenin arasında kan alışverişini sağlayan kısım, plasenta – Kumaş üze-rinde dalgalı çizgiler. 5 – Sarı renkte kan sıvısı, ak kan – Ateşler veya Cehennem anlamında bir Kadın ismi. 6 – Bir nota – Köpeğe verilen bir emir sözü. 7 – Mal üzerine konulan yafta – Arınmış, soyutlan-mış, çıplak. 8 – Taraftarlar topluluğu – Ateşli silah kurşunu. 9 – Türküsü ile meşhur Makedonya’da bir yerleşim yeri – Kalsiyum’un simgesi. 10 – Yarış-mada rakibi saf dışı bırakma – Bir şeyin nitelikle-rini övme.

KARE BULMACA

SOLDAN SAĞA 1– Temel tutma, yerleşme sürekli ve kalc bir durumuna girme. . 2– İlave – Karşlkl fikir alş-verişi. 3 – Kar ayaklğ, Hedik – Alnmş bir şeyi geri verme. 4 – Bir kimsenin nafaka ve bakmn sağlama – Emme emri. 5 – Kadnlarn eteğinde yaplan kumaş katlamas – Bir renk. 6 – Bulmacay hazrlayann ilk ad – Katibiadil. 7 – Mühürleme – Avrupa’da bir nehir. 8 – Köpek – Fayda, Meziyet, Yararl olan. 9 – Ad çekme – Dileyiş, dileme. 10 – Harita çkarmakta kullanlan sabit işaret, üçgenlere bölme – Bir hayvan. YUKARIDAN AŞAĞI 1– Birinin düşündüklerini veya uzakta geçen bir olay hiçbir bağlant olmadan alglama, uzaduyum. 2– Yaşl, kart – Minkale, Açölçer. 3 – Döşeme sergisi – Tümör. 4 – Anayla cenin arasnda kan alşverişini sağlayan ksm, plasenta – Kumaş üzerinde dalgal çizgiler. 5 – Sar renkte kan svs, ak kan – Ateşler veya Cehennem anlamnda bir Kadn ismi. 6 – Bir nota – Köpeğe verilen bir emir sözü. 7 – Mal üzerine konulan yafta – Arnmş, soyutlanmş, çplak. 8 – Taraftarlar topluluğu – Ateşli silah kurşunu. 9 – Türküsü ile meşhur Makedonya’da bir yerleşim yeri – Kalsiyum’un simgesi. 10 – Yarşmada rakibi saf dş brakma – Bir şeyin niteliklerini övme.

SUDOKU (Kolay)

6 8 7 1

4 5 8 9 7

9 2 3

2 1 8 5

4 3 9 7

7 5 2 6

5 2 4

9 3 4 7 6

8 3 7 9 SUDOKU ( orta )

9 3 6

6 1

3 2 4

5 6 8

3 2 6

4 9 1 3

7 3 9

2 4

3 2 1 SUDOKU ( zor )

9

6 4 3

7 6 2

3 2 1

5 9 7

8 5

1 4 9

9 7 6

8

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

KARE BULMACA

SOLDAN SAĞA 1– Temel tutma, yerleşme sürekli ve kalc bir durumuna girme. . 2– İlave – Karşlkl fikir alş-verişi. 3 – Kar ayaklğ, Hedik – Alnmş bir şeyi geri verme. 4 – Bir kimsenin nafaka ve bakmn sağlama – Emme emri. 5 – Kadnlarn eteğinde yaplan kumaş katlamas – Bir renk. 6 – Bulmacay hazrlayann ilk ad – Katibiadil. 7 – Mühürleme – Avrupa’da bir nehir. 8 – Köpek – Fayda, Meziyet, Yararl olan. 9 – Ad çekme – Dileyiş, dileme. 10 – Harita çkarmakta kullanlan sabit işaret, üçgenlere bölme – Bir hayvan. YUKARIDAN AŞAĞI 1– Birinin düşündüklerini veya uzakta geçen bir olay hiçbir bağlant olmadan alglama, uzaduyum. 2– Yaşl, kart – Minkale, Açölçer. 3 – Döşeme sergisi – Tümör. 4 – Anayla cenin arasnda kan alşverişini sağlayan ksm, plasenta – Kumaş üzerinde dalgal çizgiler. 5 – Sar renkte kan svs, ak kan – Ateşler veya Cehennem anlamnda bir Kadn ismi. 6 – Bir nota – Köpeğe verilen bir emir sözü. 7 – Mal üzerine konulan yafta – Arnmş, soyutlanmş, çplak. 8 – Taraftarlar topluluğu – Ateşli silah kurşunu. 9 – Türküsü ile meşhur Makedonya’da bir yerleşim yeri – Kalsiyum’un simgesi. 10 – Yarşmada rakibi saf dş brakma – Bir şeyin niteliklerini övme.

SUDOKU (Kolay)

6 8 7 1

4 5 8 9 7

9 2 3

2 1 8 5

4 3 9 7

7 5 2 6

5 2 4

9 3 4 7 6

8 3 7 9 SUDOKU ( orta )

9 3 6

6 1

3 2 4

5 6 8

3 2 6

4 9 1 3

7 3 9

2 4

3 2 1 SUDOKU ( zor )

9

6 4 3

7 6 2

3 2 1

5 9 7

8 5

1 4 9

9 7 6

8

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

KARE BULMACA

SOLDAN SAĞA 1– Temel tutma, yerleşme sürekli ve kalc bir durumuna girme. . 2– İlave – Karşlkl fikir alş-verişi. 3 – Kar ayaklğ, Hedik – Alnmş bir şeyi geri verme. 4 – Bir kimsenin nafaka ve bakmn sağlama – Emme emri. 5 – Kadnlarn eteğinde yaplan kumaş katlamas – Bir renk. 6 – Bulmacay hazrlayann ilk ad – Katibiadil. 7 – Mühürleme – Avrupa’da bir nehir. 8 – Köpek – Fayda, Meziyet, Yararl olan. 9 – Ad çekme – Dileyiş, dileme. 10 – Harita çkarmakta kullanlan sabit işaret, üçgenlere bölme – Bir hayvan. YUKARIDAN AŞAĞI 1– Birinin düşündüklerini veya uzakta geçen bir olay hiçbir bağlant olmadan alglama, uzaduyum. 2– Yaşl, kart – Minkale, Açölçer. 3 – Döşeme sergisi – Tümör. 4 – Anayla cenin arasnda kan alşverişini sağlayan ksm, plasenta – Kumaş üzerinde dalgal çizgiler. 5 – Sar renkte kan svs, ak kan – Ateşler veya Cehennem anlamnda bir Kadn ismi. 6 – Bir nota – Köpeğe verilen bir emir sözü. 7 – Mal üzerine konulan yafta – Arnmş, soyutlanmş, çplak. 8 – Taraftarlar topluluğu – Ateşli silah kurşunu. 9 – Türküsü ile meşhur Makedonya’da bir yerleşim yeri – Kalsiyum’un simgesi. 10 – Yarşmada rakibi saf dş brakma – Bir şeyin niteliklerini övme.

SUDOKU (Kolay)

6 8 7 1

4 5 8 9 7

9 2 3

2 1 8 5

4 3 9 7

7 5 2 6

5 2 4

9 3 4 7 6

8 3 7 9 SUDOKU ( orta )

9 3 6

6 1

3 2 4

5 6 8

3 2 6

4 9 1 3

7 3 9

2 4

3 2 1 SUDOKU ( zor )

9

6 4 3

7 6 2

3 2 1

5 9 7

8 5

1 4 9

9 7 6

8

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10