lisans bitirme tezleri serisi - kimyasanal.com...metal alkoksitler veya metal alkoksit...
TRANSCRIPT
Kimyasanal.netLisans Bitirme Tezleri Serisi
-1-
“Üç Boyutlu Düzenlenmiş Makrogözenekli Malzemeler”
TEZİN YAZARI : Betül ERKUŞDANIŞMAN : Prof. Dr. Tülay ALEMDAROĞLUÜNİVERSİTE – BÖLÜM : Ankara Üniversitesi – Kimya BölümüÖZET : Üç boyutlu düzenlenmiş makrogözenekli malzemeler
(3DOM), mikrometre altı ile mikrometre boyutunda çapı olan polimer veya silika mikrokürelerinin düzenli dizgelerinden oluşmuş kolloidal kristallerin şablon olarak kullanılmasıyla hazırlanır. Kolloidal kristallerin, uygun yapı oluşturan öncüler ile birleşmesinin ardından, kolloidal kristal şablonun termal veya kimyasal metotlarla, katı kompozitten uzaklaştırılması yoluyla hazırlanırlar. Makrogözenekli malzemeler, üzerinde yapılan araştırmaların çoğu fotonik ve optik uygulamalara yönlendirilmiş olmasına rağmen, bu malzemeler geleneksel olarak zeolitler veya mezogözenekli malzemelerin kullanıldığı alanlarda kimyasal uygulama alanları bulabilirler.
ANAHTAR KELİMELER 3DOM, Malzeme kimyası, Makrogözenekli malzemeler, Sol-
Jel kimyası
Kimya tezlerine www.kimyasanal. net adresinden ulaşabilirsiniz.1
İÇİNDEKİLER
1.GİRİŞ.......................................................................................................................................3
2. HAZIRLAMA METOTLARI.................................................................................................62.1 Kolloidal Kristal Şablonlar...............................................................................................62.2 Sol-Jel Kimyası ...............................................................................................................72.3 Tuz – Çökelmesi ve Kimyasal Değişim.........................................................................122.4 Oksit İndirgemesi...........................................................................................................142.5 Nanoparçacık Bütünleşmesi...........................................................................................142.6 Solvotermal Sentez.........................................................................................................162.7 Emülsiyon Şablonlama...................................................................................................162.8 Elektrokimyasal Depolama............................................................................................172.9 Akımsız Depolama.........................................................................................................192.10 Kimyasal Buhar Depolama..........................................................................................192.11 Piroliz ve Püskürtme Teknikleri...................................................................................202.12 Eriyik Soğurulması.......................................................................................................212.13 Organik Polimerleşme..................................................................................................212.14 Koordinasyon Polimerleşmesi......................................................................................222.15 İç Kabuk Bütünleşmesi ve Yeniden Düzenleme..........................................................22
3. UYGULAMALAR...............................................................................................................233.1 Fotonik Kristaller...........................................................................................................233.2 Yüzeyde Güçlendirilmiş Raman Spektroskopisi ...........................................................263.3 Kimyasal Olarak İşlevsel Malzemeler...........................................................................263.4 Kolloid ve Boş Küre Sentezleri İçin Şablonlar..............................................................29
4. SONUÇ.................................................................................................................................30
KAYNAKLAR.........................................................................................................................31
Kimya tezlerine www.kimyasanal. net adresinden ulaşabilirsiniz.2
Üç boyutlu düzenlenmiş makrogözenekli malzemeler
1.GİRİŞ
Gözenekleri tek biçimli düzenlenme sergileyen malzemeler, hem katı yapının kimyasal
özelliklerine hem de gözenek boyutu ve düzenlenmesine özgü özelliklere dayanan çok çeşitli
uygulama alanları sunarlar. Uluslararası saf ve uygulamalı kimya birliği (IUPAC) gözenekli
malzemeleri gözenek çaplarına göre üç grupta sınıflandırmıştır. Çapları 2nm’den küçük
olanlara mikrogözenek, 2nm ile 50nm arasında olanlara mezogözenek, 50nm’den büyük
olanlara ise makrogözenek adı verilmiştir. Düzenli gözenekli malzemelerin sentetik olarak
yaratılmasına duyulan ilgi, doğal zeolitlerin mikrogözenekli kristal yapısından kaynaklanan
emsalsiz özelliklerin aynen üretilebilmesi veya geliştirilmesi arzusuyla başlamıştır. Zeolitler,
küçük gözenek boyutları, açık iskelet yapıları, yüksek özgül yüzey alanları ve son derece iyi
tanımlanmış yapılarıyla adsoplayıcı moleküler elek ve boyut veya biçim seçici katalizörler
olarak ticari uygulama alanları bulmuşlardır. Ancak, zeolitler küçük moleküllü substratları
kapsayan uygulamalarla sınırlıdırlar. Polimerler veya biyolojik bileşikler gibi daha geniş
konuk molekülleri kapsayan kimyasal uygulamalar için daha geniş gözenekli malzemeler
gereklidir.
Yapıları ve gözenek boyutları iyi tanımlanmış düzenli gözenekli malzemelerin hazırlanması
için laboratuar tekniklerinin gelişimi, ticari açıdan önem taşıyan sentetik zeolitlerin ilk kez
elde edilmesiyle 1950’lerde başlamış ve günümüze kadar devam etmiştir. Gözenekli
malzemelerin hazırlanması için genel yöntem, etrafında katı bir duvar yapısı oluşan kurban
şablonlar, boşluk doldurucular veya yapı yönlendiricilerin kullanılmasını kapsamaktadır.
Şablonun kimyasal veya termal metotlarla uzaklaştırılması sonucunda gözenekli malzemeler
üretilir. Zeolitler için bu kurban madde, genellikle alkilamin gibi tek moleküldür. Zeolitlerin
mikrogözenekleri, daha geniş moleküllü şablonlar kullanılarak yaklaşık olarak 2nm
maksimum gözenek boyutuna kadar artırılabilir. Düzenli mikrogözenekli malzemelerin
hazırlanma metotları 50 yılı aşkın süredir biliniyorken, daha geniş gözenekli düzenli
malzemelerin üretim teknikleri yalnızca 1990’ların başından beri geliştirilmektedir.
Kimya tezlerine www.kimyasanal. net adresinden ulaşabilirsiniz.3
Mezogözenekli malzemelerin üretimi için kurban şablon olarak tek moleküllerin yerine, kendi
kendine bir araya toplanmış moleküler dizgelerin kullanılmasına dayalı tekniklerin
gelişmesiyle gözenekli malzemelerin sentezinde yeni bir çağ başlamıştır. İnorganik öncüler ile
misel oluşturabilen yüzey etkin maddeler birleştirilerek, düzenli mezo yapılı malzemeler
müşterek olarak kendi kendine bir araya gelerek toplanma yoluyla üretilir. Yüzey etkin
maddelerin uzaklaştırılmasıyla, kübik veya hekzagonal simetrili ve gözenek boyutları 2nm ile
5nm arasında değişen mezogözenekli malzemeler üretilir. Daha uzun zincirli yüzey etkin
maddelerin, şişiricilerin ve büyük kopolimer şablonların kullanılması, ulaşılabilen gözenek
boyutu aralığını yaklaşık olarak 30nm’ye kadar genişletir. Mezogözenekli malzemeler son
derece yüksek özgül yüzey alanına sahip olma (1000m²gˉ¹ dan daha fazla) ve malzemenin
duvarlarına çeşitli fonksiyonlar aşılanmasıyla yüzey reaktivitesini ayarlayabilme gibi yararlar
sunmaktadır. Bununla birlikte, mezogözenekli malzemeler için bu tarihe kadar nispeten az
sayıda pratik ticari uygulama ortaya çıkmıştır. İlginç potansiyel uygulamalardan bazıları
toksik metal iyonları için adsorplayıcıları ve yüksek molekül kütleli kristal polimerlerin
üretimi için reaktörleri kapsamaktadır.
Sentezlenecek düzenli gözenekli katıların en son boyut sistemi ve bizim konumuz
makrogözenekli malzemeler sınıfıdır. Bu malzemeler mikrometre altı ile mikrometre
boyutunda çapı olan polimer veya silika mikrokürelerin düzenli dizgelerinden oluşmuş
kolloidal kristallerin şablon olarak kullanılmasıyla hazırlanır. Üç boyutlu düzenlenmiş
makrogözenekli malzemeler, kolloidal kristallerin uygun yapı oluşturan öncüler ile
birleşmesinin ardından, termal veya kimyasal metotlarla, katı kompozitten kolloidal kristal
şablonun uzaklaştırılmasıyla üretilir. Elde edilen ürünler mikroküre dizgelerin ters
kopyalarıdır. Kolloidal kristal şablonlar opal yapıyı anımsatan sıkışık istiflenmiş katı
kürelerden oluştuğu için makrogözenekli ürünlere ‘ters opaller’ (Şekil1-B) denilebilir. Ters
opalin yapısı, daha önce opal şablonda, tetrahedral veya oktahedral boşluk olan katı duvarlarla
çevrelenmiş katı küre şablonun önceki yerinde bulunan ‘hava kürelerinin’ sıkışık istiflenmiş
dizgesidir. Hava kürelerini veya makrogözenekleri bağlayan pencereler komşu kürelerin
aralarındaki temas noktalarının önceki yerlerinde bulunurlar. Sonuçta, ortaya üç boyutlu
düzenlenmiş, aralıklı, uzun sıra düzeninde birbirine bağlı makrogözeneklerden oluşan bir yapı
çıkar.
Kimya tezlerine www.kimyasanal. net adresinden ulaşabilirsiniz.4
Şekil 1.1 A’daki görüntü poli(metilmetakrilat)’ın (PMMA) koloidal kristalinin SEM (scanning elektron
microscope) görüntüsüdür. Tek dağılımlı polimer küreleri opallerin yapısını anımsatan yüzey merkezli kübik
yapıdadır. B’deki görüntü ters opal yapısında üç boyutlu düzenlenmiş makrogözenekli silikanın SEM
görüntüsüdür. Resimdeki aydınlık alanlar katı yapıyı, gri bölgeler ise önceden polimer küreleriyle dolu hava
kürelerini göstermektedir. Komşu polimer küreleri arasındaki temas noktaları makrogözenekler arasında karanlık
pencereler olarak görünmektedir.
Mikrogözenekli ve mezogözenekli malzemeler ile kıyaslandığında, makrogözenekli
malzemelerin birbirine bağlı geniş boşlukları, yapıda kütle taşınmasının daha kolay olmasına
ve aktif yerlere doğru difüzyonel direncin daha az olmasına olanak sağlar. Eğer
makrogözenekler, mikro ve mezogözeneklerin seçicilik ve yüksek özgül yüzey alanıyla
birleşik olarak kullanılıyorsa bu özellikler makrogözenekli malzemelerin kataliz, adsorpsiyon,
kromotografi ve hissetme gibi işlemlerde etkinliklerini artırabilir. Dahası, kolloidal kristal
şablonlama tekniğinin sentetik esnekliği, hayal edilebilen hemen hemen her kompozisyondaki
makrogözenekli malzemelerin hazırlanmasına izin verir.
Makrogözenekli malzemelerin kimyasal işlevselliği olan gözenekli malzemelerin potansiyel
uygulamalarının ötesinde, daha küçük gözenekli benzer malzemelerden farklı olarak ortaya
çıkan bir özelliği de fotonik kristaller olarak davranmalarıdır. Elektromagnetik radyasyonun
dielektrik duvarların düzenli aralıklarından kırınımı, belirli yönlerde, belirli dalga boyu
aralıklarındaki ışığın ilerlemesinin kısmen engellenmiş olduğu fotonik engelleme bantlarının
oluşumuna yol açar. Kırılma indeksi modulasyonu yeterince geniş olduğu zaman, ışığın belli
dalga boylarının malzemeden geçişinin tamamen yasaklandığı fotonik bant boşlukları
(photonic band gabs ‘PBG’) oluşur. PBG’li malzemelerin geliştirilmesi, yarıiletkenlerin
elektronik bant boşluğu ile elektronları kontrol etmelerine benzer şekilde ışığın ilerlemesinin
kontrol edilmesini sağlayacaktır. Sayısız teknolojik uygulamalar PBG’li malzemelerden, optik
Kimya tezlerine www.kimyasanal. net adresinden ulaşabilirsiniz.5
dalga güdümleri, optik daireler, düşük eşikli telekomünikasyon lazerleri gibi pek çok
teknolojik uygulama ortaya çıkabilir.
Bu bölümde, koloidal kristal şablonlama ile makrogözenekli malzemelerin hazırlanması için
geliştirilmiş olan çeşitli metotlar incelenecektir. Metal oksitler, metaller, polimerler, yarı
iletkenler ve daha bir sürü malzeme genel kolloidal şablonlama tekniğinde yapılan yenilikçi
modifikasyonlarla hazırlanmıştır. Tartışma, hazırlama metoduna göre düzenlenmiştir ve çoğu
zaman belirli bir bileşimin hazırlanması için birkaç metot mevcuttur. Literatürde,
makrogözenekli malzemeler için çok sayıda potansiyel uygulama alanı belirtilmiş olmasına
rağmen deneysel olarak kanıtlananların sayısı nispeten kısıtlıdır.
2. HAZIRLAMA METOTLARI
2.1 Kolloidal Kristal Şablonlar
Silika, polistiren, veya poli(metilmetakrilat) (PMMA) kürelerinden oluşan kolloidal kristaller
makrogözenekli malzemelerin düzenlenmesini yönlendirmek için en çok kullanılan
şablonlardır. Çünkü bu malzemelerin 10 nanometre ile birkaç mikrometre arasında değişen
boyutlarda tek dağılımlı küresel parçacıklarını hazırlamak mümkündür. Küresel koloidal
parçacıkları kolloidal kristal düzenine sokmak için, yerçekimiyle yerleşme, santrifüjleme,
konvektif toparlanma ve elektroforetik yığılma gibi pek çok yöntem kullanılabilir. Polimer
kolloidal kristaller cam geçiş sıcaklığının biraz üstündeki sıcaklıklarda yumuşatılarak ve silika
kolloidal kristaller yüksek sıcaklıklarda, küreler arasında boyun oluşturmak üzere
sinterleştirilerek kolloidal kristali güçlendirir ve öncülerin süzülmesi esnasında kürelerin
birbirinden ayrılmasını engelleyerek daha az kusurlu ve daha sağlam yapıların ortaya
çıkmasına yol açar. Buna ilaveten, boyunlar pencere oluşturarak gözeneklerin birbirine
bağlanmasını sağlar. Bu şekilde, şablonların tümüyle uzaklaşmasına, potansiyel konukların iç
yüzeylere girmesine olanak sağlanır.
Kimya tezlerine www.kimyasanal. net adresinden ulaşabilirsiniz.6
Şablon malzemenin seçimi, genellikle makrogözenekli katı duvarlarının oluşması için ve daha
sonra kompozit yapıdan aynı zamanda duvarların da yıkılmasını önleyerek, şablonun
uzaklaştırılması için gerekli işlem koşulları göz önünde bulundurularak yapılır. Polimer
şablonlar düşük sıcaklıkta süzme yöntemiyle süzülürler ve kompozit yapıdan, kalsinasyon
veya THF, aseton veya toluen gibi çözücüler ile ekstraksiyon yapılarak uzaklaştırılırlar.
Yüksek veya düşük sıcaklık süzmelerinde silika kolloidal kristalleri kullanılabilir ve kompozit
yapıdan sulu hidroflorik asit çözeltileri veya alkali metal hidroksit çözeltileri ile kimyasal
aşındırma yoluyla uzaklaştırılabilirler. Polimer veya silika kolloidal kristaller, duvar yapıları
şablonun uzaklaştırma tekniği ile uyumlu olmak koşuluyla, makrogözenekli malzemeler için
şablon olarak kullanılabilir.
2.2 Sol-Jel Kimyası
Metal alkoksitler veya metal alkoksit karışımları ve metal tuz çözeltileri hidroliz ve
kondenzasyon reaksiyonlarının geniş metal oksit ağının oluşumuna yol açtığı sol-jel kimyası
için tipik öncülerdir. Sol-jel işlemi kolloidal kristal şablonlama ile birleştirilerek çok çeşitli
elementlerin makrogözenekli oksitleri hazırlanabilir. Sol-jel metodu Si, Ti, Zr, Al, W, Fe, Sb,
Sn, Eu, Sm ile Zr/Y, Co/Ti, Ba/Ti, Pb/Ti, Pb/Ti/Zr’nin makrogözenekli oksitleri ve
hibridorganosilikalar, alüminofosfatlar ve vanadyumfosfatların hazırlanması için
kullanılmıştır. Farklı malzemelerin hazırlanması için kullanılan tekniklerin hepsi birbirine
benzemektedir. Her biri, kolloidal kristallerin aralarında bulunan boşlukların bir akışkan öncü
ile süzülmesi, öncünün katılaştırılması ve şablonun uzaklaştırılması basamaklarını kapsar. Bu
genel benzerliğe rağmen, her basamaktaki bir modifikasyon, gözeneklerin düzenlenmesi,
kalınlık, yapı ve duvarların fazlarına kadar çeşitli seviyelerde yapıyı etkileyebilir.
Makrogözenekli malzemelerin üretimindeki ilk adım sıkışık istiflenmiş küresel kolloidal
parçacıkların arasında bulunan boşluklara öncü akışkanın süzülmesidir. Süzme doğal biçimde
kılcal kuvvetlerle oluşabilir veya süzmeye vakum uygulamasıyla yardımcı olunabilir. Vakum
destekli süzme metodu Şekil 2.1’de şematik olarak gösterilmiştir. Bu teknikte büchner
hunisindeki filtre kağıdının üstüne polimer kolloidal kristalin katmanları yığılır. Daha sonra
polimer küreleri ıslatmak üzere sol-jel öncüler damla damla uygulanır. Bu sırada akışkan
Kimya tezlerine www.kimyasanal. net adresinden ulaşabilirsiniz.7
öncüyü şablondan çekmek için vakum uygulanır. Öncünün katılaşmasından ve katının
kurumasından sonra kompozit malzeme, polimer kolloidal kristal şablonun yakılması için
kalsine edilir, geriye gözenekli ters kopya kalır.
Şekil 2.1 Sol-jel öncüler ile kolloidal kristallerin vakum yardımı ile süzülmesi yoluyla makrogözenekli
malzemelerin hazırlanma yöntemi sol-jel öncü küreler arasındaki boşlukları katılaştırarak kolloidal kristale nüfuz
eder. Kurutulduktan sonra şablon yakılmak üzere kompozit malzeme kalsine edilir. Geride polimerin diziliminin
ters kopyası olan üç boyutlu düzenlenmiş makrogözenekli malzeme kalır.
Sol-jel öncülerin kolloidal kristal şablondan daha iyi bir şekilde geçmesi ve kürelerin daha iyi
ıslatılması, metal alkoksitlerin alkol gibi çözücülerle seyreltilmesiyle sağlanır. Alkoller,
öncünün viskozite ve reaktivitesini azalttığından ve polimer kürelerin üst yüzeylerinde katı bir
kabuğun oluşmasını önlediğinden, bu, özellikle viskoz ve neme duyarlı metal alkoksitler için
önemlidir. Öncülerin seyreltilmesi duvar yapısını da etkiler ve gözenekleri arasında daha
geniş pencereler olan ve daha ince duvarlı ürünler verir. Alkoksitlerin katılmasından önce
şablonların çözücüyle ıslatılması veya çeşitli organik gruplar ile polimer kolloidal
parçacıkların yüzeylerine fonksiyonel grupların eklenmesi, şablonla öncü çözelti arasındaki
etkileşimi geliştirmek için kullanılabilir. Bu prosesler, akışkan öncünün kolloidal kristal
şablona nüfuz etmesini devamında da sürekli bir örgünün oluşumunu kolaylaştırır.
Sol-jel öncünün küresel kolloidal parçacıklar arasındaki boşluklarda depolanmasından sonra
metal alkoksit bir katı örgü oluşturmak üzere hidroliz ve kondenzasyona uğrar. Alkoksidin
hidrolizini kolaylaştırmak üzere ya öncü çözeltiye su katılabilir ya da kompozit, havanın
Kimya tezlerine www.kimyasanal. net adresinden ulaşabilirsiniz.8
nemine maruz bırakılabilir. Hidroliz ve kondenzasyon reaksiyonları, bir asit veya yüzey etkin
madde eklenmesiyle veya mikrokürelerde bulunan asidik yüzey gruplarıyla katalizlenebilir.
Kürelerin sıkışık istiflenmiş düzenlenmesinde boşlukların, hacmin %26 sını oluşturmasına
rağmen, sol-jel metoduyla oluşan makrogözenekli ürünlerde katının kapladığı hacim bu
değerden daha küçüktür. Bunun nedeni, hidroliz esnasında çözücü kaybı olması ve metal
alkoksidin kondenzasyonu sırasında yapının büzülmesidir. Duvar kalınlığını artırmak için
birkaç kez süzme ve kurutma döngüsü yapılabilir. Farklı çaplı şablonların kullanılmasıyla
makrogözenekli malzemelerin gözenek boyutu öngörülebilir bir şekilde 100nm ile 1μm
arasında değiştirilebilir. Ancak sol-jel metotlarında kürelerin çapına ve makrogözenekler
arasındaki mesafeye bağlı olarak %10-40 dolaylarında doğrusal büzülme gözlenmekte, bu da
yapıda hatalara ve kırıklara yol açmaktadır. Hacimde bu geniş azalmaya karşın büzülme çok
düzgün olma eğilimindedir ve hemen hemen tek dağılımlı gözenek boyutlarına sahip
malzemeler hazırlanabilir.
Küresel şablonların sol-jel öncüsüyle ıslatılma derecesi katılaşma şeklini ve küreler arasındaki
boşlukların doldurulmasını etkiler. Şablona yapışmayan akışkan öncüler, katılaşmadan önce,
öncünün tüm boşluk hacmini doldurduğu bir hacim-şablonlama davranışı sergiler. Şekil 2.2.A
da temsili bir malzemenin SEM görüntüsünde görüldüğü gibi katı duvarlar hava kürelerinin
kesişimlerinde bulunmaktadır. Alternatif olarak, şablona güçlü bir şekilde yapışan öncüler
için kondenzasyonun kürelerin yüzeyinde oluşarak, ilave bir öncü çözeltinin küreler arası
boşluklara girmesinin engellendiği bir yüzey şablonlama mekanizması gerçekleşir. Şekil
2.2.B deki temsili malzemenin SEM görüntüsünde açıkça görüldüğü gibi üç hava küresinin
üçgen kesişimlerinin merkezlerinde boşluklar görülmektedir.
Sol-jel metoduyla hazırlanan makrogözenekli metal oksitler için polimer kolloidal kristaller
tercih edilen şablonlardır ve şablonların uzaklaştırılması için en çok kullanılan yöntem
kalsinasyondur. Bu malzemeler için, termal işlem, şablonların uzaklaştırılması ve faza ve
çekirdek boyutuna bağlı olarak duvarların mikroyapılarını kontrol etme gibi işlevleri yerine
getirir. Kalsinasyon sıcaklığı ne olursa olsun, makrogözenekli silika amorf kalır. Ancak,
alümina, titanya, zirkonya gibi bileşimler ve diğer pek çok bileşim yüksek sıcaklıklarda
oluşan kristal fazlara sahiptirler. Amorf ve nanokristalli duvarları olan makrogözenekli
Kimya tezlerine www.kimyasanal. net adresinden ulaşabilirsiniz.9
malzemelerin TEM görüntüsü Şekil 2.3 de verilmiştir. Aşırı büyütülmüş görüntüler, amorf
duvarların düzgün ve sürekli yapısını ve nanokristal malzemelerin duvarlarını oluşturan bir
araya kaynamış tek çekirdekleri açıkca göstermektedir.
Şekil 2.2 Makrogözenekli malzemelerin SEM görüntüsünde A-hacim şablonlama ve B-yüzey şablonlama
örnekleri verilmiştir. Hacim şablonu, şablona çok kuvvetli yapışmayan öncülerle gerçekleşir ve sonucunda
küreler arasındaki boşluklar dolar. Yüzey şablonu, öncü akışkan kuvvetli bir şekilde küresel şablona yapıştığı
zaman oluşur ve her üç makrogözeneğin kesişim merkezinde (ok işaretiyle belirtilen) boşluklar oluşmasına yol
açar. A-3DOM silika, B-3DOM merkaptapropil silika örneğidir. Her ikisi de bir polistiren şablonuyla
hazırlanmıştır.
Şekil 2.3 Makrogözenekli malzemelerin TEM görüntüsü. A-amorf ve B-nanokristalli duvarlar. Görüntüde
karanlık alanlar duvarlardır. Amorf duvarlar düzgün ve süreklidir, oysa, nanokristalli duvarlar bir araya
kaynaşmış nanometre boyutlu çekirdeklerden oluşur, A-3DOM silika, B-3DOM nikel örneğidir.
Tanecik boyutları kontrol edilmiş nanokristalli duvarlar bulunduran makrogözenekli
malzemelerin hazırlanması için hayli çaba harcanmıştır. Bu, özellikle fotonik kristal
uygulamalar için önemlidir çünkü optik difraksiyon için gerekli düzenli periyodikliği
sağlamak için tanecik boyutunun boşluk boyutlarına oranla çok küçük olması gerekir. Küçük
Kimya tezlerine www.kimyasanal. net adresinden ulaşabilirsiniz.10
çekirdekli iyi düzenlenmiş makrogöznekli malzemeler bütün halinde beyaz olsalar dahi parlak
renkli yansımalar sergilerler oysa büyük tanecikliler beyaz kalırlar. Aşırı tanecik büyümesi
tanecik boyutlarını boşluk boyutlarına yaklaştırır, sonuç olarak periyodik zarar ve olası
gözenek ağ bağlantılarında yıkım gerçekleşir.
Derece derece düzenlenmiş gözenekli yapılı malzemeler, mezogözenekli veya
makrogözenekli malzemelerin sentezi için kullanılan metotların kolloidal kristal şablonlama
teknikleri ile birleştirilmesi yoluyla hazırlanabilir. Alkil amonyum veya üç blok kopolimer
yüzey etkin maddelerinin silika öncülerine katılması, kolloidal kristal şablonlama ile
birleştirilerek mezogözenekli duvarları olan makrogözenekli malzemeler hazırlanabilir.
Benzer şekilde, silika öncüye moleküler bir maddenin katılması mikrogözenekli zeolitik
duvarları olan makrogözenekli malzemeler hazırlanmasına olanak sağlar. Bu malzemelerin
dereceli gözenekli yapısı daha küçük gözeneklerin sağladığı seçicilik ve yüksek özgül yüzey
alan özellikleriyle, makrogözeneklerden daha iyi taşınma özelliklerini hep birlikte bünyesinde
taşır. Makrogözenekli parçacıkların geometrisini kontrol edebilmek amacıyla süspansiyon
damlacıklarının içinde şablonlama yapılarak da daha ileri seviyede gözenek derecelendirmesi
yapılabilir.
Yüksek kırılma indeksi, tam fotonik bant boşluğu bulunan fotonik kristallerin oluşması için
bir ön koşuldur. Titanya da, bu özelliğinden ötürü, sol-jel kimyasıyla hazırlanan
makrogözenekli metal oksitler arasında en çok çalışılan oksittir. Titanya gittikçe artan işlem
sıcaklıklarıyla amorftan anataz ve rutilin kristalli fazlarına geçiş gösterir, örneğin;
titan/kolloidal kristal kompozitten çözücü ekstraksiyonuyla polimer şablonun uzaklaştırılması,
amorf duvarlı, makrogözenekli titanya oluşmasına yol açar; oysa 450°C’da kalsinasyon
anataz fazlı makrogözenekli titanya üretir. Anataz fazı için 2,5 olan kırılma indeksiyle
kıyaslandığında 2,9’luk bir kırılma indeksine sahip olan rutil fazlı makrogözenekli titanyanın
hazırlanması için geniş çapta çalışılmaktadır. Bununla birlikte, makrogözenekli rutil
hazırlama girişimlerinin çoğu ya rutil üretememekle sonuçlanmış ya da geniş kristallerin
oluşmasına yol açarak periyodik yapının kaybına yol açmıştır. Örneğin; makrogözenekli
anatazın 1000°C’ye ısıtılması kristal rutil üretir, ama aşırı çekirdek büyümesi gözenekli yapıyı
tamamen tahrip eder. Makrogözenekli rutil hazırlanması için daha başka metotlar da
Kimya tezlerine www.kimyasanal. net adresinden ulaşabilirsiniz.11
kullanılmıştır. Örneğin; önceden oluşturulmuş nanoparçacıklı öncülerin şablonla
birleştirilmesi, emülsiyon şablonlama (2.7’de tartışıldı) ve kalsinasyon esnasında çekirdek
büyümesini kontrol eden sol-jel öncülere kimyasal katkı maddelerinin katılması gibi.
Bunlardan son yöntemle ilgili nispeten küçük tanecikli (~25nm) düzenli makrogözenekli
rutilin hazırlandığını gösteren ön sonuçlar elde edilmiştir.
2.3 Tuz – Çökelmesi ve Kimyasal Değişim
Makrogözenekli malzemelerin kolloidal kristal şablonlama ile üretiminde, sol-jel öncülerin
kullanılmasına alternatif olarak, insitu kimyasal tepkimelerle birlikte metal tuz öncüler
kullanılır. Bu metotta, bir metal tuzu, doygun bir çözeltiden çökeltilerek kolloidal kristalin
boşluklarına yığılır. Bu tuz, yüksek sıcaklıkta bozularak, yapı oluşturan bir katıya
dönüşebilme yeteneğine sahip bir şekile dönüştürülebilir. Bu yaklaşım, özellikle
makrogözenekli metal oksitlerin hazırlanmasında, viskoz, neme duyarlı veya uygun olmayan
metal alkoksit öncülerin yerine kullanılmak üzere uygundur. Metal tuz öncülerle hazırlanan
makrogözenekli metal oksitler, sol-jel öncülerle hazırlananlarla hemen hemen aynı düzeyde
büzülürler ancak ürünlerin çekirdek boyutları daha küçüktür ve daha düzgün gözenek yapısına
sahiptirler.
Bu metot ile makrogözenekli malzemelerin üretimi, bir polimer kolloidal kristalin metal tuz
çözeltisinde bekletilmesiyle başlar. Metal tuz, bir asetat, oksit, okzalat veya nitrat ve çözücü
bir alkol, alkol/su çözeltisi veya seyreltik asetik asit olabilir. İstenilen çözücülerde
çözünürlüklerinin yüksek olması nedeniyle asetatlar en çok kullanılan tuzlardır. Birkaç dakika
bekletildikten sonra, polimer kolloidal kristal tuz çözeltisinden uzaklaştırılır, akışkan fazlası
vakum süzmesiyle ayrılır ve numune kurumaya bırakılır. Çözücünün buharlaştırılması metal
tuzunun kolloidal kristal boşluklarda çökelmesine yol açar. Çoğu metal asetat hidratların
erime noktaları düşük olduğundan bu kompozitlerin direkt kalsinasyonları faz ayrımına neden
olabilir. Faz ayrımını önlemek için kompozitler okzalik asitin etanolik çözeltilerinde
bekletildikten sonra vakumla süzülür ve kurumaya bırakılır. Bu işlem kolloidal kristal
boşluklarda bulunan metal tuzları, metal okzalatlara dönüştürür. Bunlar arzu edilen öncülerdir
Kimya tezlerine www.kimyasanal. net adresinden ulaşabilirsiniz.12
zira, yüksek sıcaklıklarda, erime yerine bozunurlar. Bu kompozitlerin kalsinasyonu ile
polimer kolloidal kristali yakılarak uzaklaştırılır ve makrogözenekli malzemeler üretilir.
Kalsinasyon atmosferi, metal tuz öncülerden hazırlanan makrogözenekli malzemelerin
bileşimini belirler. Metal okzalat / polimer kolloidal kristal kompozitlerin havada
kalsinasyonu Mg, V, Cr, Mn, Fe, Co, Ni, Zn ve Zr’un ve makrogözenekli oksitlerinin ve
kalsiyum karbonatın üretimine olanak sağlamıştır. İnert veya indirgen atmosferde kalsinasyon
metal tuz öncü karışımlarından, Fe, Co ve Ni’in ve Niـ xCox ve Mn2Co7 alaşımlarının
makrogözenekli metallerinin üretimini sağlanmıştır. Benzer şekilde, silika kolloidal
kristallerin boşluklarında bulunan metal klorür tuzlarının hidrojende ısıtılarak indirgenmesi
daha sonra da silika şablonun HF içinde eritilmesi yoluyla makrogözenekli Au ve Pt metalleri
hazırlanabilir. Tuz öncülerden makrogözenekli metallerin hazırlanması için kalsinasyon
atmosferi seçilirken, metalin elektrokimyasal gücü hesaba katılmalıdır. Örneğin; kobalt ve
nikel okzalatların her ikisi de azot içinde metallere ayrışır, oysa demir okzalat bu atmosferde
demir okside ayrışır. Ancak, hidrojenin indirgen atmosferinde kalsinasyon yoluyla
makrogözenekli demir metali hazırlanabilir. Azot atmosferinde hazırlanan makrogözenekli
metallerde, metal çekirdekleri saran ince katmanlar halinde ağırlıkça %10’dan fazla artık
karbon bulunur. Buna karşın hidrojende hazırlanan makrogözenekli metallerde nispeten daha
az (ağırlıkça %2’den daha az) artık karbon bulunur.
Makrogözenekli malzemeler, şablonun uzaklaştırılması esnasında, bileşim değişimine
uğramayan metal tuz çözeltileriyle hazırlanabilir. Örneğin; bir polimer kolloidal kristalin
ısıtılmış doymuş bir sodyum klorür çözeltisiyle birlikte suda bekletilmesi, çözücünün
buharlaştırılmasıyla birlikte tuzun, şablonun boşluklarında çökelmesine yol açar. Kompozitin
kalsinasyonuyla polimer yanarak uzaklaşır geride makrogözenekli sodyum klorür ürünü kalır.
Bu malzemede küçülme meydana gelmez çünkü sodyum klorür son yapı ve yoğunluğu ile
çözeltiden çöker.
Kimya tezlerine www.kimyasanal. net adresinden ulaşabilirsiniz.13
2.4 Oksit İndirgemesi
Bazı makrogözenekli metaller ve yarı iletkenler kendilerine karşılık gelen makrogözenekli
oksitlerden, hidrojen atmosferinde, yüksek sıcaklıkta indirgenme yoluyla hazırlanabilir.
Makrogözenekli Fe, Co ve Ni karşılık gelen makrogözenekli oksitlerinin, hidrojen içinde, 2
saat, 300°C’da ısıtılmasından sonra oluşurlar. İndirgenme sırasında %30’dan fazla küçülme
meydana gelir, bu metotla hazırlanan makrogözenekli metallerin tanecik boyutları, metal
okzalatların metallere doğrudan dönüşümüyle hazırlanan metallerinkinden daha büyüktür ve
daha az düzenlidir. Benzer şekilde, makrogözenekli Ge, oksidinin yüksek sıcaklıkta
indirgemesi yoluyla hazırlanır. Bu teknikte, ilk olarak germanyum oksit sol-jel metoduyla
silika kolloidal kristalin boşluklarında oluşur, bunu 500°C’da ısıtılmayla, hidrojen içinde
oksidin Ge’a indirgenmesi takip eder. Boşlukları tamamen doldurmak için, birkaç kez süzme
ve indirgeme çevrimi yapılması gereklidir. HF asitle eritme kompozitten silikayı
uzaklaştırarak geride makrogözenekli yarı iletkeni bırakır.
2.5 Nanoparçacık Bütünleşmesi
Kolloidal kristallerin boşluklarında katılaşan sıvı yapı oluşturucu öncülere alternatif olarak
küre şablonlardan belirgin bir şekilde küçük olan katı parçacıklar öncü olarak kullanılabilir.
Makrogözenekli malzemeler, nanoparçacıklı öncülerin (10nm boyutlu) kolloidal kristallerin
(küre boyutları yüzlerce nanometre) boşluklarına yerleştirilmesi daha sonra da kolloidal
kristal şablonun uzaklaştırılması yoluyla hazırlanabilir. Bu, oldukça esnek bir tekniktir ve
nanoparçacıkların sentezlenebileceği herhangi bir bileşime uygulanabilir. Ayrıca, bu teknikte,
büzülme de en aza indirilmiştir çünkü nanoparçacıklar zaten son kimyasal şekillerindedirler.
Bununla birlikte bu metotla üretilen makrogözenekli malzemeler genellikle ince filmlerle
sınırlıdır. Bugüne kadar nanoparçacık bütünleşme metodu makrogözenekli metaller, metal
oksitler, dereceli düzenlenmiş gözenekli silikatlar ve Au, TiO2, SiO2, TiO2/SiO2 kompozitlerini
de kapsayan magnetit ( Fe3O4 ), zeolitler ve CdSe hazırlanmasında kullanılmıştır.
Kimya tezlerine www.kimyasanal. net adresinden ulaşabilirsiniz.14
Şekil.2.4 Dikey istiflenme metoduyla nanoparçacık öncülerden makrogözenekli malzemelerin hazırlanması için
yöntem. Nanoparçacık öncüler ve silika veya polimer kürelerden oluşmuş karışım nanoparçacıklar ile
doldurulmuş kürelerin kolloidal bir kristalini oluşturmak üzere birlikte bütünleşirler. Dikey istiflenme, çözücü
buharlaştıkça menisküste büyümeye olanak sağlar. Küre şablonların termal veya kimyasal metotlarla
uzaklaştırılması, nanoparçacık duvarlı makrogözenekli malzemelerin oluşumuna yol açar.
Nanoparçacıklı öncülerden makrogözenekli malzemeler hazırlanması için iki genel metot
kullanılabilir. Birinci metotta, önceden oluşmuş kolloidal kristaller, nanoparçacıkların bir
süspansiyonu ile süzülür. Ya çözücünün yavaş buharlaşmasıyla, nanoparçacıkların kolloidal
kristalin boşluklarına yerleşmesine izin verilir ya da bu parçacıklar geçirgen bir zardan
süzülerek su akıntısıyla kolloidal kristalin boşluklarına çekilebilir. Alternatif bir metotta da
(Şekil 2.4’te şematik olarak gösterilmiştir) kürelerin düzenlenmesi, ortak süspansiyondan iki
bileşenin birlikte bütünleşmesi ile gerçekleşirken nanoparçacıklar kompozite katılabilir.
Yüksek bağıl nem bulunduran bir haznedeki çözücünün örneğin, kontrollü buharlaştırılması
yoluyla karışımın kurutulması, boşluklarda nanoparçacıklar bulunduran kürelerden oluşmuş
bir kolloidal kristalin oluşmasına yol açar. Her iki bütünleşme metodunun sonunda, şablonun
uzaklaştırılmasından sonra nanoparçacıklı öncüden oluşmuş makrogözenekli bir malzeme
üretilir. Bu makrogözenekli malzemelerin fiziksel özelliklerini değiştirmek için çeşitli işlem
metotları kullanılabilir. Örneğin; şablonun uzaklaştırılmasından önce CdSe/silika küre
kompozitlerinin termal olarak işlenmesi sinterlenmiş kristal çekirdekli makrogözenekli CdSe
üretir. Oysa, termal işlem olmaksızın şablonun uzaklaştırılması neticesinde yalnızca van der
Waals kuvvetleriyle bir arada tutulan CdSe nanoparçacıkların makrogözenekli ağı üretilir.
Kimya tezlerine www.kimyasanal. net adresinden ulaşabilirsiniz.15
Ayrıca, 850°C civarlarında anataz nanoparçacıklardan hazırlanmış makrogözenekli titanyanın
ısıtılması sonucunda kristal rutil üretilir. Ancak, aşırı çekirdek büyümesi makrogözenekli
düzeni bozar.
2.6 Solvotermal Sentez
Makrogözenekli CdS’nin hazırlanması için bir solvotermal sentez tekniği geliştirilmiştir.
Sinterlenmiş silika kolloidal kristaller ilk önce sıvı faz reaksiyonundan CdS’nin daha fazla
büyümesi için tohum görevini yapan CdS nanopartikülleri ile yüklenirler. Tohumlanmış
kolloidal kristal, kadmiyum klorür ve tiyoüre öncüleri ve karbon disülfür çözücüsü ile birlikte
bir otoklava konur. Numune 24 saat 160°C’ye ısıtıldıktan sonra HF asitle eritiş yoluyla şablon
uzaklaştırılarak, makrogözenekli CdS üretilir.
2.7 Emülsiyon Şablonlama
Makrogözenekli malzemelerin hazırlanması için pek çok metot, katı kolloidal parçacıkların
şablon olarak kullanılmasına dayanırken emülsiyon şablonlama tek dağılımlı sıvı damlacıkları
şablon olarak kullanır. Karışmayan polar bir sıvı formamit içinde yüzey etkin maddelerle
kararlaştırılmış sıvı yağ damlaları (izooktan) süspansiyonundan oluşmuş hemen hemen tek
dağılımlı süspansiyonlar, bölme veya kayma metotlarıyla hazırlanabilir. Bu teknikle
makrogözenekli malzemelerin sentezlenmesi için çeşitli sol-jel öncüler önce polar faza
eklenir, sonra, damla hacim kesrini %50’nin üzerine çıkarmak ve damlacıkların kendiliğinden
sıkışık istiflenme yapısında düzenlenmesini sağlamak için, emülsiyon santrifüjlenir.
Amonyağın eklenmesi emülsiyonun jelleşmesine neden olur ondan sonra etanolde yıkanarak
yağ-damlası şablonu uzaklaştırılır ve artakalan organik maddeleri uzaklaştırmak ve duvarları
katılaştırmak için jel kurutulur. Formamit içinde yağ emülsiyon şablonlama tekniği ZrO2, SiO2
ve TiO2’nin bileşimli makrogözenekli malzemelerin hazırlanmasında kullanılmıştır.
Makrogözenekli poliakrilamit ve SiO2 hazırlanmasında su içinde yağ emülsiyon şablonlama
da kullanılabilir.
Kimya tezlerine www.kimyasanal. net adresinden ulaşabilirsiniz.16
Emülsiyon şablonlama tekniğinin başlıca avantajları, kolloidal kristal yağ damlacıklarının
basit etanol yıkanması ile kompozitten kolay taşınabilir olması ve kolayca deforme olmasıdır.
Damlacıkların şekil değiştirebilme özelliği, jelleşme esnasında çatlamaksızın büzülmeye
maruz kalmasına izin verir ve kuruma ve ısıtmadan önce şablonun uzaklaştırılabilmesi
gözenekli yapı değişmeden yapının kalsinasyon esnasında faz değişimlerinin gerginliğine
dayanmasını sağlar. Bu özellikler jellerin 1000°C’da kalsinasyonuyla makrogözenekli rutil
titanyanın hazırlanmasına imkan vermiştir. Bu metotla üretilen optik makrogözenekli rutil
yansımalar gösterir. Bununla birlikte büyük çekirdek boyutu (70nm) emülsiyon taneciklerin
optimal boyuttan daha düşük tek dağılımlılığı tam bir fotonik bant boşluğunun oluşumunu
engeller.
Bununla ilgili bir yaklaşımda, makrogözenekli polimerlerin hazırlanması için su tanecikleri
şablonlar olarak kullanılabilir. Uçucu çözücü içinde seyreltik bir polistiren çözeltisinin
yüzeyinden nemli havanın akışı, çözücünün buharlaşarak soğuması nedeniyle çözücü
yüzeyinde su damlacıklarının oluşmasıyla sonuçlanır. Hekzagonal istiflenmiş su damlacıkları
daha düşük yoğunluklu çözücülerin (benzen veya toluen) dibine batar. Ardışık tanecik
tabakaları birbiri üstüne istiflenir 3 boyutlu sıkışık istiflenmiş bir ürün oluşur. Çözücü ve su
tanecikleri buharlaştıkça, bir 3DOM polistiren film oluşur. Bu makrogözenekli polimerlerin
gözenek boyutları hava akış hızı değiştirilerek öngörülebilir bir şekilde 0,20 ile 20μm arasında
değiştirilebilir. Akış hızı hızlandıkça gözenek boyutu küçülür.
2.8 Elektrokimyasal Depolama
Daha önce anlatılan metotların çoğunda, sol-jel işlemi esnasında, çözücü kaybı, öncünün daha
küçük yapı oluşturucu maddelere parçalanması veya nanoparçacıkların arasında boşlukların
bulunması gibi etkilerden dolayı kolloidal kristalin içinde bulunan boşlukların tam olarak
dolması sağlanamamıştır. Bu problemi çözen bir metot şablonla yönlendirilen elektrokimyasal
depolamadır. (Şekil 2.5’te gösterilmiştir.) Bu teknik, tipik olarak iletken bir substrat üzerinde
kolloidal kristalin büyümesi ile başlar, bunu şablonun mekanik kararlılığını artırmak için
sinterleme takip eder. Substrat, bir karşıt elektrot ile birlikte elektro banyonun içine daldırılır
ve bir potansiyel uygulanır. Elektrodepolama, alttan üste doğru ardışık olarak kolloidal kristali
Kimya tezlerine www.kimyasanal. net adresinden ulaşabilirsiniz.17
doldurur. Elektrodepolama zamanı değiştirilerek film kalınlığı istenildiği gibi ayarlanabilir.
Doldurulmuş kolloidal kristal daha sonra şablonun uzaklaştırılması için işleme tabi tutularak
makrogözenekli malzeme elde edilir. Elektrokimyasal depolama makrogözenekli
kalkojenidler olan CdS ve CdSe; metaller: Au, Ni, Co, Pt, Pd; alaşım: SnCo; metal oksitler:
ZnO, WO3 ve iletken polimerler: polipirol, polianilin, polibiyofen, polianilin/karbon
kompozitlerin hazırlanmasında kullanılmıştır.
Elektrokimyasal depolama tipik olarak, duvar malzemesinin küreler arasındaki boşluklarda
büyüdüğü ve şablonda olabilecek herhangi bir boşluğun da doldurulduğu, hacimsel olarak
şablonlanmış yapılar üretir. Bu davranış, zaten son kimyasal şeklini almış duvarlarla birlikte
boşlukların hemen hemen tam olarak doldurulmasını sağlar. Sonunda şablonun
uzaklaştırılması yapısal büzülmeye neden olmaz. Duvarların yoğun ve sürekli niteliği de
malzemenin mekanik kararlılığını artırır ve kırınım indeksini maksimuma ulaştırır.
Elektrokimyasal depolamayla tam doldurmanın gözlenmediği bir istisna olmuştur. Bu
durumda iletken polimerler, polistiren küreler etrafında büyütülürken yüzey şablonlama
meydana gelmiştir. Polipirol ve polianilindeki hava kürelerinin kesişimlerinde üçgen şeklinde
boşluklar gözlenmiştir, oysa polibitiyofen o kadar güçlü yüzey-şablonlama yapmıştır ki
makrogözenekli katının yerine boş küreler oluşmuştur.
Şekil 2.5: Elektrokimyasal depolamayla makrogözenekli malzemelerin hazırlanması için genel şema. Kolloidal
kristaller bir elektrot üzerinde büyütülür ve sonra karşıt elektrot ile birlikte elektrobanyoya daldırılır. Aşağıdan
yukarı doğru elektrodepolamaya neden olan bir potansiyel uygulanır. Boşlukların tam olarak dolmasından sonra
örnek elektrobanyodan çıkarılır ve şablon uzaklaştırılarak makrogözenekli malzeme üretilir.
Kimya tezlerine www.kimyasanal. net adresinden ulaşabilirsiniz.18
2.9 Akımsız Depolama
Ni, Cu, Ag, Au ve Pt’i kapsayan bazı makrogözenekli metaller, katalitik parçacıklar ile
değiştirilmiş kolloidal kristaller etrafında akımsız depolama yoluyla hazırlanabilir. Kolloidal
silika kürelere, önce, silokzan eşleştirici maddeler aracılığıyla fonksiyonel gruplar eklenir,
sonra, bunlar konvektif kendi kendine birleşme yoluyla kolloidal kristal şeklinde düzenlenir.
Kolloidal kristal daha sonra nanoparçacıklar bulunduran toluen çözeltisi içine daldırılır, daha
sonra malzemenin uzaklaştırılması ve kürelerin sinterleşmesi için kurutulur ve ısıl işleme tabi
tutulur. Elde edilen kolloidal kristal akımsız depolama için katalizör görevi yapan yüzeye
tutunmuş nanokristalli altın parçacıklar taşıyan sıkışık istiflenmiş silika kürelerinden meydana
gelmiştir. Bu şablonların akımsız depolama banyolarına dolması üzerine metal, kürelerin
etrafına depolanır. Silika kürelerin sulu HF içinde asitle eritişi yoluyla uzaklaştırılması
sonucunda makrogözenekli metaller üretilir.
2.10 Kimyasal Buhar Depolama
Tam fotonik bant boşluğu (PBG) bulunan malzemelerin yaratılması için en ümit var metot
şablonla yönlendirilmiş kimyasal buhar depolama (CVD) metodudur. PBG oluşumu için
gereken son derece yüksek kırınım indeksine sahip malzemeler olan Si, Ge, SnS2
makrogözenekli yarı iletkenlerin sentezi için kullanılır. Ancak, görünür bölgede yarı
iletkenlerin adsorpsiyonu, fotonik bant genişliğini (PBG) infrared dalga boylarına sınırlar.
Yarı iletkene ek olarak CVD de makrogözenekli karbon allotropları olan grafit ve elmasın
hazırlanması için kullanılabilir. Disilan gazı da yüksek sıcaklıkta CVD ile sinterleşmiş silika
kolloidal kristaller etrafında Si depolamak için öncü olarak kullanılır. Depolanmadan önce
silika kürelerinin sinterleşmesi küreler arasında mekanik kararlılığı sağlayan ve sürekli bir
oluşuma izin veren küçük boyunlar oluşturur. CVD ile depolanmış amorf Si kafesi 600°C’da
tavlanarak polikristal Si’a dönüştürülür; bunu takiben silika şablonu uzaklaştırmak için HF
eritişi yapılır, geride makrogözenekli Si kalır. Aynı yaklaşımla digerman gazı öncü olarak
kullanılarak makrogözenekli Ge hazırlanır.
Kimya tezlerine www.kimyasanal. net adresinden ulaşabilirsiniz.19
Makrogözenekli SnS2, SnCl4 buhar ve H2S gaz öncü olarak kullanılarak PMMA kolloidal
kristalleri çevresinde oda sıcaklığında CVD ile hazırlanır. Şablonun THF içinde eritilmesiyle
uzaklaştırılması sonucunda SnS2 oluşur. SnS2 iskeletinin kırınım indeksi, duvarların düşük
yoğunluğu nedeniyle malzemenin bütününden önemli ölçüde düşüktür.
Makrogözenekli grafit karbon, propilen gazından silika kolloidal kristaller etrafında CVD ve
sonrasında HF asitle oyularak hazırlanır. Makrogözenekli elmas plazmayla güçlendirilmiş
CVD tekniğiyle hazırlanır, burada önce silika kolloidal kristali elmas nanoparçacıklar ile
tohumlanır sonra karbon, bir metan ve hidrojen plazmasından depolanır. Silikanın asitle
oyulması neticesinde makrogözenekli ürün elde edilir.
2.11 Piroliz ve Püskürtme Teknikleri
Makrogözenekli karbonun hazırlanması için CVD metotlarına ek olarak çeşitli piroliz
teknikleri de kullanılabilir. Bu sentezler için ya bir fenolik reçine veya sükroz, karbon öncü
olarak kullanılabilir. İlk durumda silika kolloidal kristaller, düşük sıcaklıklarda termal olarak
kurutulan fenolik bir reçine ile doldurulur. Daha sonra HF eritişi ile şablon uzaklaştırılır ve
örnek 1000°C’da piroliz edilerek camsı makrogözenekli karbon oluşur. Diğer metotta silika
kolloidal kristalleri sulu sükroz çözeltisiyle doldurulur ve örnek kurutulur. Daha sonra piroliz
ve ardından HF eritişi yapılır, şablon uzaklaştırılır. Bu metotla üretilen makrogözenekli
karbonun özgül yüzey alanı 500m²gˉ¹’dan büyüktür.
Püskürtme piroliz tekniği ile makrogözenekli TiO2’nin ince filmleri hazırlanabilir, burada
etanol içinde titanil asetilasetonat 2D silika küre dizilişi üzerine püskürtülür, bunu 450°Cda
ısıtma ile öncüden TiO2’ye dönüşüm takip eder ve HF asitle oyulmuş silika şablon
uzaklaştırılır. Makroözenekli Au, polistiren kürelerin iyonik püskürtmesiyle, makrogözenekli
Si lazer püskürtmesiyle hazırlanabilir, takibinde kalsinasyon veya çözücü ekstraksiyonuyla
şablon uzaklaştırılır. Püskürtme tekniğiyle hazırlanan makrogözenekli malzemeler
püskürtülen malzemenin kolloidal kristalin içine sızmaması ve malzeme yığıldıkça ortaya
çıkan gözeneklilik nedeniyle ince filmlerle sınırlıdır.
Kimya tezlerine www.kimyasanal. net adresinden ulaşabilirsiniz.20
2.12 Eriyik Soğurulması
Sb ve Se de dahil olmak üzere az eriyen metaller makrogözenekli malzemelerin hazırlanması
için eriyik öncüler olarak kullanılabilirler. Silika kolloidal kristaller şablon olarak kullanılarak
boşluklardan süzülür, soğuyunca eriyik katılaşır. HF eritişi ile oluşan şablon uzaklaştırılır. Bu
teknik, genellikle son derece düzenli şablonların kullanıldığı makrogözenekli filmlerin
hazırlanmasıyla sınırlıdır, zira, malzeme kolloidal kristalin en ufak bir arızalı bölgesinde veya
boşluğunda bile katılaşır.
2.13 Organik Polimerleşme
Organik öncülerin kolloidal kristalin boşlukları içinde gerçekleşen içerdeki polimerleşmesi ile
çok çeşitli makrogözenekli polimerler hazırlanabilir. Makrogözenekli polimerin ekstrakt sıvı
içinde çözünmemesi koşuluyla hem silika hem de polimer kolloidal kristaller şablon olarak
kullanılabilir. Poliüretan, poli(akrilat-metakrilat), epoksi, PMMA, poli(metil metakrilat),
poli(allil metakrilat), poli(fenilen vinilen), polianilin ve epoksi-reçine/altın-nanoparçacık
kompozitleri bu metotla hazırlanan makrogözenekli polimerlerdir. Polimerleşmeler, termal
işlemler, uv ışınlama veya kataliz ile başlatılabilir veya kimyasal oksidasyon
polimerleşmesiyle de meydana gelebilir. Bu metotla hazırlanan makrogözenekli filmler,
polimerin camsı geçiş sıcaklığına (Tg) bağlı olarak sert veya esnek olabilir. Örneğin;
makrogözenekli polistiren ve PMMA ( her ikisinin de Tg’si 100°C ) serttir oysa poliüretan
( Tg’si yaklaşık oda sıcaklığında ) esnektir.
Benzer şekilde 35nm silika kürelerin kolloidal kristal bileşiklerinden yararlanılarak düzenli
makrogözenekli polimerler hazırlanabilir. Bu şablonlarla hazırlanmış mezogözenekli
poli(divinil benzen) serttir ve şablon uzaklaştırıldığında büzülmeye uğramaz, oysa
mezogözenekli poli(etilen glikol dimetakrilat) esnek ve pratikte %50 civarında büzülmektedir.
İki öncünün karışımları kullanılarak polimerin gözenek boyutu sürekli olarak 15-35nm
arasında değiştirilebilir. İçerde polimerleşmeye alternatif olarak, makrogözenekli polimerlerin
hazırlanması için yüksek sıcaklıkta çözelti süzmesi de kullanılabilir. Bu metotta, yüksek
sıcaklıklarda önceden oluşturulmuş polimerlerin derişik çözeltileri silika kolloidal kristaller
Kimya tezlerine www.kimyasanal. net adresinden ulaşabilirsiniz.21
içine süzülür, devamında çözücünün buharlaştırılmasıyla polimer çöktürülür ve kolloidal
kristal boşlukları dolar. HF eritişi ile şablonun uzaklaştırılması sonucunda sentez tamamlanır.
Polistiren, poli(alkil-tiyofen), poli(alkoksi-fenilen vinilen) ve poli(vinildien florür-
trifloroetilen) de dahil olmak üzere bazı makrogözenekli polimerlerin hazırlanmasında bu
metottan yararlanılmıştır.
2.14 Koordinasyon Polimerleşmesi
Çeşitli organik polimerleşme teknikleri ve sol-jel öncülerin inorganik polimerleşmesine ek
olarak, kolloidal kristal şablonlama, koordinasyon polimerleşmesiyle de gerçekleştirilebilir.
Bu metot, makrogözenekli kobalt hekzasiyanoferrat KxCO4[Fe(CN)]y ( X=Y= 4 stokiyometrik
bileşim ) hazırlanması için kullanılmıştır. Bu malzeme silika veya polistiren kolloidal
kristallerin kobalt II klorür ve potasyum ferrisiyanür sulu çözeltileri içine ardışık olarak
daldırılmasıyla hazırlanır. Dört daldırma döngüsünden sonra ve çözücü ekstraksiyonu veya
HF içinde eritiş yoluyla şablonun uzaklaştırılmasıyla makrogözenekli bir geçiş metali
koordinasyon polimeri üretilir.
2.15 İç Kabuk Bütünleşmesi ve Yeniden Düzenleme
İç kabuk bütünleşmesi, (Şekil 2.6’da gösteriliyor ) makrogözenekli malzemelerin
hazırlanması için, katman katman depolanmayla kolloidal kendi kendine birleşmeyi
bütünleştiren bir yaklaşımdır. Bu metotta, iç kabuk yapılar, ters yüklü polielektrolitlerin ve
nanoparçacıkların birkaç tabakasının, polimer kürelerin yüzeylerine ardışık adsorpsiyonuyla
oluşur ve kürelerin birleşerek kolloidal kristal oluşturması ile devam eder. Bunu takip eden
kalsinasyon sonucunda sinterlenmiş nanoparçacıklardan oluşan bir makrogözenekli malzeme
meydana gelir. Bu veya ilgili metotlar kullanılarak, zeolitler, TiO2, TiO2/SiO2 kompozitler ve
gümüşün makrogözenekli malzemeleri hazırlanmıştır. Bu tekniğin başlıca avantajı, bir
kolloidal kristal halinde bütünleşmeden önce, küreler üzerinde ek tabakaların depolanmasıyla
duvar kalınlığı artırılabilir.
Kimya tezlerine www.kimyasanal. net adresinden ulaşabilirsiniz.22
Makrogözenekli malzemeler için iç kabuk yapılarının öncüler gibi kullanıldığı diğer bir metot
da iç kabuğun yeniden düzenlenmesidir. Bu metotta polistirenle (PS) zengin kabuklar ve
poli(2-hidroksi etil metakrilat) ile zengin, kabuklu ( i.e poliHEMA ) lateks kürelerden
oluşmuş kolloidal kristaller stiren veya toluen buharına maruz bırakılır. Akışkanların PS için
iyi çözücü ve poliHEMA için kötü çözücü olmasından dolayı buharlar sızar ve PS kabuklarını
şişirir, bu nedenle PS poliHEMA kabuğunu içine çeker. Lateks küreler içten dışa etkin bir
biçimde dönerek gözenekli polimer bir ağ oluşturur.
Şekil 2.6 İç kabuk kürelerinden makrogözenekli malzemelerin hazırlanması için kullanılan genel metot. Lateks
küreler, ters yüklü maddelerin ardışık adsorpsiyonlarıyla polielektrolit ve nanoparçacıkların birkaç tabakasıyla
kaplanır. İç kabuk küreler kolloidal kristal oluşturmak üzere santrifüjlenir ve kalsine edilerek organikler yakılır,
geride sinterlenmiş nanoparçacıklardan oluşan makrogözenekli malzeme kalır.
3. UYGULAMALAR
3.1 Fotonik Kristaller
Tam fotonik bant boşluğu bulunan fotonik kristaller, 3DOM malzemeler için en değerli ve
muhtemelen en çok gelecek vaat eden uygulama alanıdır. Tam bir PBG’yi ortaya koyan
malzemelerin üretimi bilimsel ve teknolojik açıdan çok büyük bir önem arz edecektir.
Örneğin; ışığın akışının yönlendirilmesine veya sınırlandırılmasına kabiliyeti olan PBG
malzemeler optik dalga rehberlerinin ve optik devrelerin gelişmesine önayak olabilecektir.
Spontane emisyonları inhibe edebilecekleri için telekomünikasyon lazerlerinin eşiğini
Kimya tezlerine www.kimyasanal. net adresinden ulaşabilirsiniz.23
azaltmak için ve fotokatalitik reaksiyonların verimini artırmak için kullanılabilecektir.
Fotonik kristal alanlarında bu başlıklar ve diğerleri çeşitli araştırmaların konusu olmuştur.
Tam PBG olan malzemelerin geliştirilmesi için bazı koşulların yerine getirilmesi
gerekmektedir. Bunlar; katı kesrinin düşük olması (hacimce %20 katı) , 2,8’lik (yüzey
merkezli kübik yapıdaki malzemeler için) minimum kırınım indeksi kontrastı, ilgili spektral
bölgede ihmal edilebilir absorpsiyon ve istenen PBG dalga boylarıyla kıyaslanabilir bir örgü
aralığında düzgün periyodiklik şeklinde sıralanabilir. Kırınım indeksi kontrastı ne kadar geniş
olursa olsun katı kesrinin düşük olma koşulu kolloidal kristallerin opal yapısının tam bir PBG
göstermesini engeller. PBG malzemelerin hazırlanma hedefinde bu noktalar işi
karmaşıklaştırır çünkü hem hatasız kolloidal kristallerin üretimi çok zor hem de
makrogözenekli malzemelerin hazırlanma metotlarının çoğunda şablonun tam bir ters
kopyasının üretimi mümkün olamamaktadır. Bu sistemlere, bazı kaynaklardan, boşlukların
tam olarak doldurulamaması ve şablonun uzaklaştırılması sırasında büzülmenin neden olduğu
çatlaklar ve bozukluklar gibi istenmeyen düzensizlikler katılmaktadır. Bundan başka,
kolloidal kristallerin yüzeyleri üzerinde veya kristalli alanlar arasındaki çatlakların içinde
malzemenin oluşması da diğer istenmeyen düzensizliklerdir. Bu gibi bozukluklar tam bir PBG
oluşmasında bozucu rol oynarlar. Aslında teorik hesaplamalar RI kontrastı çok yüksek olan
malzemeler için örgü sabitinde %2’lik bir değişikliğin bile PBG’yi kapatabileceğini
göstermiştir.
Yöntemin optimizasyonu ile istenmeyen bozuklukların önemli ölçüde azaltılmasına rağmen,
şimdiye kadar hazırlanan makrogözenekli malzemelerin çoğu tam bir PBG olabilmesi için
gereken RI kontrastına sahip değildir. Buna rağmen bu malzemelerin çoğu, renkli yansımalar
şeklinde kendini gösteren optik stop bantları şeklinde fotonik kristal özellikler göstermektedir.
Bu stop bantların spektral pozisyonları ve dolayısıyla yansımaların renkleri öngörülebilir bir
şekilde çeşitli yöntemlerle değiştirilebilir. Bu yöntemler arasında, gözenek boyutunun
biçimlendirilmesini, duvar malzemesinin kırınım indeksinin değiştirilmesini ve çeşitli kırınım
indeksli akışkanlar ile gözeneklerin doldurulmasını sağlayabiliriz. Ayrıca stop bantları
makrogözenekli malzemenin içinde bulunan lüminesan türlerinin de emisyon özelliklerini
Kimya tezlerine www.kimyasanal. net adresinden ulaşabilirsiniz.24
değiştirebilir. Sadece kısmi bir PBG ile bile bu malzemeler aşırı yansıtıcı pigmentler, optik
filtreler veya kimyasal dedektörler gibi uygulamalar için çok yararlıdır.
Makrogözenekli titanya spektrumun görünür bölgesinde absorplama yapmayan buna rağmen
RI kontrastı eşik değerinin yakınında olan birkaç fotonik kristalden biridir. Anataz fazındaki
makrogözenekli titanya, yaklaşık 2,5 civarındaki kontrastı ile tam bir PBG’ye sahip değildir
ama geniş stop bantları vardır. Öte yanda, rutil fazlı makrogözenekli titanya, eşik RI kontrastı
gereksinimini karşılamaktadır. Sonuç olarak bu malzemenin hazırlanması için sol-jel,
nanoparçacık ve emülsiyon şablonlama metotlarını kapsayan çok sayıda girişim yapılmıştır.
Makrogözenekli rutilin hazırlanması için girişilen çabaların çoğu aşırı çekirdek büyümesine
ve düzenin kaybolmasına yol açmıştır. Bununla birlikte tanecik büyümesi kimyasal katkı
maddeleri ile kayda değer bir şekilde sınırlandırılmıştır ve emülsiyon şablonlama metoduyla
hazırlanan örneklerde stop bantları gözlenmiştir. Genel olarak geniş parçacık boyutları,
yapısal düzensizlik ve/veya rutil örneklerinin yetersiz duvar yoğunluğu tam bir PBG’nin
oluşumunu engellemiştir.
Tam PBG olan fotonik kristallerin geliştirilmesi için son derece yüksek RI kontrastı nedeni ile
makrogözenekli yarıiletkenler en büyük umudu vaat etmektedir. Bu malzemeler görünür
bölgede güçlü absorpsiyonları nedeni ile genellikle spektrumun yakın IR bölgesi ile sınırlıdır.
Buna rağmen makrogözenekli yarıiletkenler teknolojik yaşamsallıklarını korurlar çünkü optik
iletişimde kullanılan dalga boyu 1,5µm’dir. Si (CVD ile), Ge (CVD ve oksit redüksiyon ile),
CdS (Solvotermal sentez ve elektrokimyasal depolama ile), Se (eriyik soğurulması ile) ve
SnS2 (CVD ile)’yi kapsayan çeşitli makrogözenekli yarıiletkenler hazırlanmıştır. Bunlardan
sadece CVD ile hazırlanan makrogözenekli Si ve Ge tam PBG için gerekli olan yoğun ve
homojen duvarlara ve gerekli yüksek RI kontrastına sahiptir.
Makrogözenekli malzemelerden PBG teknolojisinin gelişiminde en büyük zorluk bu
malzemelerin cihazlara entegrasyonudur. Makrogözenekli malzemeler için kolloidal kristal
şablonların üretilmesi için kendi kendine bütünleşme yöntemi kullanıldığından özel
tasarımların yapılması güçtür.
Kimya tezlerine www.kimyasanal. net adresinden ulaşabilirsiniz.25
Hata türlerinin çoğunun fotonik kristallerde istenmemesine rağmen, ışığın yolu ve
güdümlendirilmesi için bazı hatalar gereklidir. Örneğin; nokta bozukluklar ışığı yerleştirmek
için optik boşluk görevini yapabilir. Çizgi halindeki hatalar da ışığı çizgi halinde yönlendiren
dalga güdücü görevi yapabilirler, düzlemsel hatalar da ayna görevini yapabilirler. PBG’lu
cihazların gelişimi için önemli gereksinimlerden biri de bant boşluğunun tersinir bir şekilde
açılır kapanır olmasıdır.
3.2 Yüzeyde Güçlendirilmiş Raman Spektroskopisi
Kolloidal kristal şablonlama ile hazırlanmış gözenekli metalik filmler, yüzeyde güçlendirilmiş
raman spektroskopisi (SERS)’nde substratlar olarak analitik uygulama alanı bulabilirler. İnce
makrogözenekli altın filmler için bu uygulama başarılı bir şekilde gösterilmiştir. Bu filmler
yassı substrat üstünde altın nanoparçacıklarının ve lateks kürelerinin birlikte bütünleşmesi ile
hazırlanmış ve akabinde örneğin toluene daldırılması ile polimer şablon çözülmüştür. Duvar
yapısını yapan altın nanoparçacıklar içinde yüzey plasmonlarının bağlaşımı bölgesel olarak
güçlü elektrik alanları oluşturur. Sonuç olarak, filmin yüzeyine yakın olan moleküller raman
spekturumlarında güçlü olarak görünürler. Model bileşiklerin altın film üzerinde alınan
spekturumlarının raman sinyali cam üzerinde alınanlara göre 104’lük bir artış göstermiştir. Bu
sonuç e-hüzmesi litografisiyle üretilen gümüş kafes ile elde edilen ile aynı düzeyde, cam
üzerinde gelişigüzel dağılmış altın nanoparçacıklarla elde edilen sonuçlardan bir mertebe daha
büyüktür. Bu malzemeler eser miktardaki kirliliklerin belirlenmesi için çok yararlı olabilirler.
3.3 Kimyasal Olarak İşlevsel Malzemeler
Makrogözenekli malzemeler üzerinde yapılan araştırmaların çoğu fotonik ve optik
uygulamalara yönlendirilmiş olmasına rağmen bu malzemeler, geleneksel olarak zeolitler
veya mezogözenekli malzemelerin kullanıldığı alanlarda kimyasal uygulama alanları
bulabilirler. Makrogözenekli malzemelerin geniş gözenekleri daha küçük gözenekli
malzemeler için çok büyük olan kimyasal maddelerin etkileşiminde yararlı olabilir. Ayrıca,
makrogözenekler yeterince geniş olduğunda kütle taşınması difüzyonla sınırlandırılmamıştır.
Dereceli gözenekli malzemeler makro, mezo ve mikrogözenekleri bir arada
Kimya tezlerine www.kimyasanal. net adresinden ulaşabilirsiniz.26
bulundurduğundan her gözenek boyutunun yararlarını bünyesinde barındırır. Mikro veya
mezogözenekler seçicilik ve yüksek spesifik yüzey alanı sağlar iken makrogözenekler de
konukların etkin bir şekilde transferini sağlayacaktır. Bu tür gözenekli malzemelerin henüz
kimyasal dönüşümlerde kullanılmamış olmasına rağmen bunların hazırlanması için çeşitli
metotlar geliştirilmiştir. Bu metotlar, moleküler veya yüzey etkin yapı yöneticileri ile
kolloidal kristallerin birleştiren sol-jel kimyası ve zeolitik öncüler kullanan nanoparçacık
bütünleşmesi veya iç kabuk metotlarını kapsamaktadır.
Adsorpsiyon veya katalitik aktiviteli hibrit makrogözenekli malzemelerin geliştirilmesi için
bağlayıcı gruplar aracılığı ile kimyasal olarak fonksiyonel grupların mezogözeneklere
bağlanması sağlanmıştır. Bir örnekte, siklohekzan veya sülfonat bağlayıcı gruplar
arayıcılığıyla tiyol fonksiyonel gruplarının makrogözenekli titanya ve zirkonya desteklerine
bağlanması için sol-jel öncülerle kolloidal kristal şablonlama birleştirilerek doğrudan sentez
yaklaşımı kullanılmıştır. Bu malzemeler daha sonra sulu çözeltilerden ağır metal iyonlarının
uzaklaştırılması için adsorban olarak kullanılmıştır. Tiyol gruplar metal iyonlar için bağlanma
bölgeleri sağlamış ve katı destek adsorbanın çözeltiden kolay taşınmasına olanak sağlamıştır.
Metal iyonlar asitle yıkanarak malzemenin tekrar kullanılması sağlanmıştır.
Bir başka doğrudan sentez yönteminde poliokzametalat (POM) kümeleri biyofonksiyonel
siklokzan bağlayıcı gruplar aracılığıyla makrogözenekli silikaya bağlanmıştır. Hibrit
malzemede, duvarlara hemen hemen baştanbaşa moleküler dağılmış olan fazla miktarda POM
bulunmaktaydı. POM/silikahibritinin katalitik aktivitesi siklooktanın epoksidasyonuyla
gösterilmiştir. Benzer bir yaklaşımda POM’lar sentez sonrası aşılama tekniği ile
makrogözenekli silikaya bağlanmıştır. Katalitik olarak aktif ince makrogözenekli titanya
filmleri de hazırlanmıştır. Bu malzemenin fotokatalitik aktivitesi, uv ışınlaması ile çözelti
içindeki gümüş iyonlarının film yüzeyinde metalik gümüşe dönüşmesiyle kanıtlanmıştır. Bazı
makrogözenekli malzemeler, kimyasal sensör olarak da uygulama alanı bulabilir.
Makrogözenekli SnO2’nin bu özelliği kanıtlanmıştır. Yarıiletken metal oksitlerin yüksek
sıcaklıklarda reaktif gazlara cevap verdiği bilinmektedir.
Kimya tezlerine www.kimyasanal. net adresinden ulaşabilirsiniz.27
Oksit, reaktif bir gazla karşılaştığında, gazın adsorplanmış oksijen türleriyle tepkimesi
sonucunda hapsolmuş elektronların serbest kalması neticesinde oksidin iletkenliği
artmaktadır. Makrogözenekli SnO2 ile yapılan testlerde örnek 400°C civarında çeşitli gazlarla
karşılaştığında hızlı ve ideale yakın bir hissetme davranışı gözlenmiştir.
Elektrokimyasal güç sistemleri, bileşenlerini içerden bağlantılı, ara yüzeyler arasında
difüzyonu kolaylaştırılabilen, makrogözenekli bir yapı şeklinde düzenleyerek bu
malzemelerden yararlanan bir teknoloji haline gelebilir. Katı oksit yakıt pili için katot olarak
makrogözenekle Sr0.5Sm0.5CoO3, metal tuz öncülerin stokiyometrik çözeltilerinin şablonlu
çöktürmesi ile hazırlanmış, ardından kalsinasyonla, şablon metal oksitten uzaklaştırılmıştır.
Makrogözenekli katot, gadolinya-doping serial (GDC) elektroliti ve GDC-NiO anot ile
birleştirildiğinde 600°C’da 267mW/cm² maksimum güç yoğunluğunda bir pil oluşmuştur.
Çeşitli iletken makrogözenekli metal oksitler (e.g LiCoO2, LiNiO2) lityum iyon bataryalarda
katotlar ve anotlar olarak kullanılmak üzere hazırlanmıştır.
Şekil 3.1 Vücut akışkanına benzeştirilen bir akışkan içinde makrogözenekli biyoaktif camdan hidroksikarbonat
apatitin (HCA) büyümesini gösteren SEM görüntüleri. A-orijinal makrogözenekli biyoaktif cam örneğinin
görüntüsü, B-örneğin benzeştirilmiş vücut akışkanına 3 saat daldırılmasından sonraki görüntüsü, C-örneğin
benzeştirilmiş vücut akışkanına 4 gün boyunca daldırılmasından sonraki görüntüsüdür. Makrogözenekli
biyoaktif cam HCA’nın büyümesi çekirdekleşmeyi sağlar ve sonunda tamamen onun yerini alır.
Makrogözenekli malzemelerin tıbbı veya biyolojik uygulamaları da olabilir. Buna bir örnek
biyoaktif camdır. Bu, biyolojik olarak uyumlu hidroksikarbonat apatitin (HCA) büyümesi ile
vücut akışkanına benzeştirilen bir akışkana batırıldığında kemiğe bağlanabilen bir
malzemedir. Bu davranış, biyoaktif camın kemiğe aşılanabilen bir ürün olarak kullanılmasına
imkan sağlayabilir. Sol-jel kimyası ve CaO/SiO2 kompoziti üreten kolloidal kristal şablonlama
kullanılarak makrogözenekli biyoaktif cam hazırlanmıştır. Malzeme benzeştirilmiş vücut
akışkanına daldırılarak HCA’nın büyümesini başlatma yeteneği test edilmiştir. (Şekil 3.1) 3
Kimya tezlerine www.kimyasanal. net adresinden ulaşabilirsiniz.28
saat sonra parçacık büyümesi bütün duvarları kaplamış ve 4 gün sonra malzeme tümüyle
HCA’yla kaplanmıştır. Şablonsuz örnekler üzerinde test yapıldığında HCA büyümesinin daha
yavaş olduğu gözlenmiştir. Makrogözenekli örnek üzerinde HCA büyümesinin daha iyi
gerçekleşmesi, akışkanın yüzeye ulaşımının daha kolay olmasına bağlanmıştır.
3.4 Kolloid ve Boş Küre Sentezleri İçin Şablonlar
Kolloidal kristal şablonlama yönteminin tersine makro gözenekli malzemeler kolloidlerin
oluşumunu şablonlamak için kullanılabilir. Bu metot, boyut ve şeklinin kontrolünü sağlamak
için kimyasal bir imkan yerine fiziksel bir imkan sağlar. Özellikle, kimyasal metotlarla
hazırlanması güç olan bileşimler için bu şablonlama metodu düzgün kolloidal parçacıkların
hazırlanması için değerli bir yöntemdir. SiO2, mezogözenekli SiO2, TiO2, ZrO2, SnO2, Al2O3,
Nd2O3, polipirol, PPV, CdS, AgCl, Au, Ni ve Au’nın kolloidal parçacıklarının veya boş
kürelerinin hazırlanması için kullanılmıştır. Öncüler şablonu hafif ıslattığı zaman boş küreler
oluşur. Makrogözenekli PS şablonları boş küreler üretirken PMMA, katı küreler üretir.
Kimya tezlerine www.kimyasanal. net adresinden ulaşabilirsiniz.29
4. SONUÇ
Çok kısa bir zaman zarfında düzenli gözenekli malzemelerin bileşimsel çeşitliliği açısından
kolloidal kristal şablonlama diğer şablonlama tekniklerinden çok daha ileri gitmiştir.
Tasavvur edilebilir hemen hemen her bileşimle makrogözenekli malzemeler bu bölümde
açıklanan metotlarla erişilebilir hale gelmiştir. Bunun da ötesinde, makrogözenekli
malzemeler PBG’li malzemelerin hazırlanması için yeni bir yol açmıştır. Makrogözenekli
malzemelerin sunduğu kimyasal ve optik özellikler bütünü kimya, fizik ve mühendislik gibi
çeşitli bilimlerin ilgisini çekmiştir.
Makrogözenekli malzemelerin hazırlanması için metotlar bulunmuş olmasına rağmen, bu
malzemelere geçerli uygulama alanları bulunması yolunda çok sayıda zorluklar vardır.
Kimyasal uygulamalar için ilk odak noktası olarak geniş gözenek boyutundan ve
makrogözenekli malzemeler tarafından sunulan aktif bölgelere erişim kolaylığından
yararlanmak gerekir. Eğer akışkanların makrogözeneklerden taşınma kolaylığı mikro veya
mezogözenekli duvarların yüksek spesifik yüzey alanı ve seçiciliği ile birleşirse kataliz
adsorpsiyon ve ayırma alanlarında bu malzemeler çok yararlı olabilirler. Batarya malzemeleri,
dedektörler ve hatta biyolojik veya tıbbi malzemelerde de üç boyutlu makrogözenekli
düzenlemeden yararlanılabilir. Makrogözenekli yarıiletkenlerin hazırlanması için metotların
geliştirilmiş olması nedeniyle ile PBG’li malzemelerin yaratılması için en önemli zorluk
malzemenin yapısı üzerinde daha fazla kontrol sağlanmasında yatmaktadır. Daha açıkça,
istenmeyen hataların oluşumunu önlenmesi ve kontrollü hataların katılması için metotların
geliştirilmesi gerekmektedir. 3 boyutlu düzenlenmiş malzemelerin bulunmasından bu yana
geçen kısa sürede bu kadar gelişme sağlandığına göre bundan sonra da bu alanda gelişmelerin
olacağı açıktır.
Kimya tezlerine www.kimyasanal. net adresinden ulaşabilirsiniz.30
KAYNAKLAR
1. R.C. Schroden, A. Stein 2004. Colloids and Colloid Assemblies. Ed. Frank Caruso
2. www.rsc.org
3. www.uni-saarland.de/sfb/sfb277/Hempelman20021.pdf
4. http://braungroup.beckman.uiuc.edu
5. www.ptfe.gatech.edu
6. http://crystal.che.ncsu.edu
7. www.paradigmatics.com
Siz de kimya tezlerinizi yayınlanmak üzere bize gönderebilirsiniz.
www.kimyasanal.net
Kimya tezlerine www.kimyasanal. net adresinden ulaşabilirsiniz.31