kudÜs - İnsamer · tinin yukarıda belirtilen eski Şehir kısımlarına ila - ve olarak önemli...

32
KUDÜS İşgal Altında Bir İslam Kenti Dr. Ahmet Emin Dağ Dünya Kriz Bölgeleri 4

Upload: others

Post on 19-Aug-2020

14 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: KUDÜS - İNSAMER · tinin yukarıda belirtilen Eski Şehir kısımlarına ila - ve olarak önemli mahalleleri Şufat, Şeyh Cerrah, Vadi el-Cevz ve Silvan’dır. Sakinlerinin tamamı

KUDÜSİşgal Altında Bir İslam Kenti

Dr. Ahmet Emin Dağ

Dünya Kriz Bölgeleri 4

Page 2: KUDÜS - İNSAMER · tinin yukarıda belirtilen Eski Şehir kısımlarına ila - ve olarak önemli mahalleleri Şufat, Şeyh Cerrah, Vadi el-Cevz ve Silvan’dır. Sakinlerinin tamamı

İNSAMER, İHH İnsani Yardım Vakfı’nın araştırma merkezidir.

Kudüsİşgal Altında Bir İslam Kenti

HazırlayanDr. Ahmet Emin DağGenel Yayın YönetmeniDr. Ahmet Emin DağEditörÜmmühan Özkan

Kapak ve Sayfa TasarımNuhun Gemisi

©İNSAMER 2018Bu yayının bütün hakları İNSAMER’e aittir. Herhangi bir formda çoğaltılamaz, ancak kaynak gösterilerek alıntılanabilir.

BaskıPelikan BasımMaltepe Mh. Gümüşsuyu Cd. Odin İş Merkezi No. 1/28 Topkapı-İSTANBUL

Dünya Kriz Bölgeleri 4

Page 3: KUDÜS - İNSAMER · tinin yukarıda belirtilen Eski Şehir kısımlarına ila - ve olarak önemli mahalleleri Şufat, Şeyh Cerrah, Vadi el-Cevz ve Silvan’dır. Sakinlerinin tamamı

İÇİNDEKİLER

Önsöz 1

Kudüs neresidir? 2

Şehrin Kısa Tarihi 4

İşgal Altında Kudüs 7

Kutsal Yerler ve İhlaller 10

İsrail’in Mescid-i Aksa’daki İhlalleri 11

İsrail’in Kudüs’teki Amacı ve Stratejisi 19

Çözüm İçin Somut Öneriler 25

Page 4: KUDÜS - İNSAMER · tinin yukarıda belirtilen Eski Şehir kısımlarına ila - ve olarak önemli mahalleleri Şufat, Şeyh Cerrah, Vadi el-Cevz ve Silvan’dır. Sakinlerinin tamamı
Page 5: KUDÜS - İNSAMER · tinin yukarıda belirtilen Eski Şehir kısımlarına ila - ve olarak önemli mahalleleri Şufat, Şeyh Cerrah, Vadi el-Cevz ve Silvan’dır. Sakinlerinin tamamı

Önsözİslam asırları boyunca Kudüs, bir barış ve kardeşlik şehri olarak bütün dünyaya ışık olmuştur. Önce İn-giliz işgali ve ardından gelen Siyonist işgal bu kut-sal ışığı söndürmüş, yerine son yüz yıldır karanlık bir dönem başlamıştır. Kudüs’ün işgali aslında bir dönemin kapanıp başka bir dönemin açılışını da gösteren sembolik bir değişimdir. Zira bu kenti elinde tutan güç, bir anlamda bütün bölge siya-setini yönlendirme kapasitesine sahip olmaktadır.

Bu açıdan Kudüs’ün işgali Müslümanların dün-ya siyasetindeki üstünlüğünün de sonu anlamına gelmiş ve Batı ile Siyonizm ortaklığından yeni bir düzen kurulmuştur. Bu yeni düzen, ne Kudüs’e ne de mübarek kılınmış olan çevre coğrafyalara hu-zur getirmiş, bilakis bölgeden gözyaşı ve kan hiç-bir zaman eksik olmamıştır. Kudüs şehri Filistin’de-ki sorunların, Filistin ise Ortadoğu’da Siyonist iş-

Page 6: KUDÜS - İNSAMER · tinin yukarıda belirtilen Eski Şehir kısımlarına ila - ve olarak önemli mahalleleri Şufat, Şeyh Cerrah, Vadi el-Cevz ve Silvan’dır. Sakinlerinin tamamı

Kudüs İşgal Altında Bir İslam Kenti

galden kaynaklı bütün sorunların anahtarıdır. Do-layısıyla çözüm kapılarının açılması bu anahtara bağlı olduğundan Kudüs’ü anlamak hayati önem arz etmektedir.

Kudüs, İslam’ın ilk kıblesi ve miracın mekânı olan Mescid-i Aksa’ya ev sahipliği yapmaktadır. Ne var ki Aksa, artan Siyonist saldırılar karşısında yok olma tehdidini her geçen gün biraz daha his-setmektedir. İşgal edildiği tarihten bu yana sayı-sız saldırıya maruz kalan, yakılan, temelleri oyu-lan, bir bölümü yıkılan ve çevresi boşaltılan Mes-cid-i Aksa, emsali görülmemiş sistematik bir yı-kım siyaseti ile karşı karşıyadır.

Bölgeyi ve uluslararası toplumu, “Gazze’den yük-selen terör tehlikesi” gibi suni gündemlerle meşgul edip Mescid-i Aksa’daki oldubittileri sinsi bir şekil-de yürüten Siyonist proje sahipleri, ne yazık ki İslam dünyasındaki sessizlikten de cesaret almaktadır.

Elinizdeki bu çalışma, Kudüs kentinin İsrail işga-li sürecini ve bu işgal sonrasında yaşananları anla-maya yönelik bir özet mahiyetindedir.

Kudüs neresidir?Kelime olarak Kudüs, Arapçada “temiz, arı, kut-sal, mukaddes” anlamlarına gelen “سدــق” (kaduse) kökünden gelmektedir. Akdeniz’in doğu sahille-rinden sadece 55 kilometre içeride bulunmasına rağmen deniz seviyesinden 720-800 metre yük-sekliğe sahip olduğundan karasal iklime daha ya-kın bir iklimi vardır.

Page 7: KUDÜS - İNSAMER · tinin yukarıda belirtilen Eski Şehir kısımlarına ila - ve olarak önemli mahalleleri Şufat, Şeyh Cerrah, Vadi el-Cevz ve Silvan’dır. Sakinlerinin tamamı

Dr. Ahmet Emin Dağ 2 3

Bilinen tarihi günümüzden 5.000 yıl kadar ge-riye giden şehir, tarihî olarak sırasıyla Yahudilik ve Hristiyanlığın en kutsal mekânlarına ev sahipliği yapmış ve en son olarak da İslam’ın gelişi ile yep-yeni bir kimliğe kavuşmuştur. Bu süreçle kutsallı-ğı perçinlenen kent, bugün dünyadaki insanların %80’den fazlasının inandığı üç semavi din açısın-dan en kutsal mekânlardan biridir. Bu özelliği, Ku-düs’ün paylaşılamayan bir beldeye dönüşmesine ve son 1.400 yıldır kentin sahipleri olan Müslüman-ların da hedef haline gelmesine sebep olmuştur.

Kudüs, tarih boyunca bütünlüklü yapıda bir şe-hir olsa da son yarım asırdır ikiye bölünmüş bir gö-rünümarz etmektedir. Doğu ve Batı Kudüs olarak ayrılan şehrin bütün dinî ve tarihî mirası ise doğu kısmında bulunan “Eski Şehir” (Old City) çevresin-de yoğunlaşmaktadır.

Mescid-i Aksa’nın da içinde yer aldığı Eski Şehir kısmı, tarihin erken dönemlerinden itibaren koru-ma amaçlı olarak surlarla çevrilmiştir. Bu surların farklı noktalarda açılmış olan sekiz kapısı vardır.

Doğu Kudüs dağlık ve ağaçlık alanlarla çevrili bu-lunduğundan İsrail yerleşim birimlerinin büyük bö-lümü bu bölgelere inşa edilmektedir. Kudüs ken-tinin yukarıda belirtilen Eski Şehir kısımlarına ila-ve olarak önemli mahalleleri Şufat, Şeyh Cerrah, Vadi el-Cevz ve Silvan’dır. Sakinlerinin tamamı-na yakını Müslümanlardan oluşan bu mahalleler, Yahudi yerleşimleri önünde büyük bir engel oluş-turarak Mescid-i Aksa için doğal bir tampon böl-ge meydana getirmektedirler. İsrail işgal rejimi-

Page 8: KUDÜS - İNSAMER · tinin yukarıda belirtilen Eski Şehir kısımlarına ila - ve olarak önemli mahalleleri Şufat, Şeyh Cerrah, Vadi el-Cevz ve Silvan’dır. Sakinlerinin tamamı

Kudüs İşgal Altında Bir İslam Kenti

nin bu mahallelerde yıkımlara öncelik vermesi de çok taktiksel bir adım olarak bu savunma duvarı-nı yok etmeye yönelik bir hamledir.

Eski Şehir bölümünün her yanı yerleşim yerle-riyle dolu olduğundan yeni iskânların büyük bölü-mü tepelik alanlar olan el-Meşarifi, el-Katamun ve el-Mukabber mahallelerine yapılmaktadır.

Kentin batısı ise 1948 yılında İsrail rejimi tara-fından işgal edilmiş olup çok erken dönemden iti-baren bölge Yahudilere ait bina ve mabetlerle dol-durulmuştur.

Şehrin Kısa TarihiKudüs şehrinin ilk defa MÖ 3000’li yıllarda Sami kökenli Kenanilerin bir kolu olan Yebuslular (Jebu-site) tarafından inşa edildiğine inanılmaktadır. İlk ismi bu nedenle Jebus ve Latince adıyla “Barış Şeh-ri” (Hierosolyma) anlamına gelen bir kökten türe-miştir. Şehrin kuruluşuna dair ikinci en güçlü tez ise; bölgenin ilk yerlileri olan putperest Kenanile-rin tanrılarından biri olan “Salem”in adının bu şeh-re verildiği ve bu kelimenin sonraki asırlarda -Ya-hudiler, eski Mısırlılar ve Yunanlılar zamanında- değişerek “Jerusalem” biçimini aldığı yönündedir.

Adı üzerine yapılan tartışmalar bir yana bıra-kıldığında kentin tarihine ilişkin verilerin daha az tartışmalı olduğu görülmektedir. MÖ 997 yılında kendi peygamberleri Hz. Davud’un liderliğinde Ya-hudilerce fethedilene kadar Kudüs kentinin Kena-nilerin elinde olduğu bilinmektedir. Hz. Davud za-manında fethedilen Kudüs, devletin başkenti ya-

Page 9: KUDÜS - İNSAMER · tinin yukarıda belirtilen Eski Şehir kısımlarına ila - ve olarak önemli mahalleleri Şufat, Şeyh Cerrah, Vadi el-Cevz ve Silvan’dır. Sakinlerinin tamamı

Dr. Ahmet Emin Dağ 4 5

pılmış, sonrasında gelen Hz. Süleyman dönemi-nin bitişiyle de ülke Samaria ve Judea olarak ikiye bölünmüştür. Kudüs kenti Judea’nın başkenti ola-rak MÖ 586 yılına kadar Yahudi krallığının idare-sinde kalmıştır. Bu tarihte Asur Kralı Nabukatne-zar bölgeyi ele geçirip binlerce Yahudi’yi köleleş-tirerek ülkesine götürmüştür. Bundan yaklaşık 50 yıl sonra bu kez Pers İmparatorluğu bölgeyi ele ge-çirip Yahudilerin yeniden kendi yönetimlerini kur-malarını sağlamıştır.

Bu şekilde farklı bölgesel imparatorlukların de-netimine giren kent, MÖ 37’den itibaren Roma İm-paratorluğu’nun kontrolüne geçmiştir. Bu dönem-de Yahudilerin Roma yönetimine birkaç defa baş-kaldırması üzerine Titus isimli yerel vali kentle bir-likte Süleyman Mabedi’ni yerle bir etmiştir. Ancak Roma İmparatoru Constantine’in Hristiyanlığı ka-bul etmesi ve Filistin’e ziyaret düzenlemesi ardın-dan Kudüs’te bugün Kıyamet Kilisesi olarak bili-nen büyük tapınak inşa edilmiş ve artık kent Hris-tiyan bir kimliğe bürünmüştür. Böylece Kudüs’te yaklaşık 1.000 yıl süren Yahudi yönetimi sona er-miş ve 300 yıla yakın sürecek olan Hristiyanlık dö-nemi başlamıştır. İslam’ın gelişi ile birlikte kentte-ki Hristiyan hâkimiyeti son bulmuş ve Kudüs şehri Halife Hz. Ömer döneminde Müslümanların eline geçmiştir. Böylece Kudüs’ün 1.400 yıllık İslam dö-nemi başlamıştır.

Bu el değiştirme, önceki asırlardaki kanlı sa-vaş ve katliamlardan tamamen farklı olarak Hali-fe Ömer ve kentin patriği arasında imzalanan ve Ömer Emannamesi olarak bilinen bir belgeyle sağ-

Page 10: KUDÜS - İNSAMER · tinin yukarıda belirtilen Eski Şehir kısımlarına ila - ve olarak önemli mahalleleri Şufat, Şeyh Cerrah, Vadi el-Cevz ve Silvan’dır. Sakinlerinin tamamı

Kudüs İşgal Altında Bir İslam Kenti

lanmıştır. Buna göre kentin Hristiyan sakinleri si-lahsız bir şekilde isterlerse kentte yaşama ve kut-sal mekânlarının bakımını devam ettirme hakkı elde etmiş; eski sakinleri olan Yahudiler de iba-detlerinde özgür bırakılmıştır.

Kudüs kenti Müslüman yönetim altındayken tam anlamıyla altın çağını yaşamıştır. Emevi ve Abbasi dönemlerinde kentte Altın Kubbe (Kubbetü’s-Sah-ra) başta olmak üzere dünyanın en güzel mimari şaheserleri yapılmıştır. Bu tarihten itibaren şeh-rin ismi de bugün kullanıldığı şekliyle Kudüs veya Beytü’l-Makdis olarak değiştirilmiştir.

Bundan sonra ardı ardına el değiştirmiş olsa da hep farklı İslam devletlerinin kontrolünde ka-lan Kudüs kenti, 1099 yılındaki haçlı işgali ile bü-yük bir trajedi yaşamıştır. Kentin haçlıların kont-rolüne geçmesi ile 70.000’den fazla Kudüslü kat-ledilmiş, Kubbetü’s-Sahra kiliseye dönüştürülmüş, Aksa Camii’nin bir bölümü haçlı askerleri için ahır haline getirilmiştir.

Yaklaşık bir asır süren bu durum, Selahaddin Ey-yubi komutasındaki Müslümanların 1187 yılında Hittin’deki savaşta haçlıları yenilgiye uğratması ve kenti yeniden alması ile sona ermiştir. Haçlı tehdi-dinin bertaraf edilmesi ardından bu kez 1260 yılın-dan itibaren Moğol saldırıları kenti tehdit etmiş, ancak Filistin’in kuzeyindeki Ayn Calut bölgesinde yaşanan savaş sonrasında bu tehlike de ortadan kalkmıştır. Moğolları yenen Memluk Devleti, ken-tin yeni idarecileri olarak 200 yılı aşkın süre Kudüs şehrini yönetmiştir.

Page 11: KUDÜS - İNSAMER · tinin yukarıda belirtilen Eski Şehir kısımlarına ila - ve olarak önemli mahalleleri Şufat, Şeyh Cerrah, Vadi el-Cevz ve Silvan’dır. Sakinlerinin tamamı

Dr. Ahmet Emin Dağ 6 7

Bu tarihten itibaren Türk kökenli çeşitli hanedan-lıkların kontrolüne girmiş olan Kudüs kenti 1516 yı-lına kadar Memluk, 1917 yılına kadar da Osmanlı hâkimiyetinde kalmıştır. Memluk ve Osmanlı dö-nemi toplamda yaklaşık 660 yıllık bir süreye teka-bül etmektedir ki, bu da İslam asırları döneminin yarısında Kudüs’ün Türklerin yönetiminde oldu-ğunu göstermektedir. Tek başına bu tarihsel veri bile, Türkiye’ye ve Türklere bugün dahi Kudüs ko-nusunda birtakım sorumluluklar yüklemektedir.

1. Dünya Savaşı ile birlikte Kudüs kenti İngiliz iş-galine girmiştir. İngiliz sömürge yönetiminin hima-yesinde yürütülen etnik temizliğin ardından 1948 yılında kentin batı kesimi yeni kurulan İsrail işgal rejiminin kontrolüne geçerken, o tarihte kentin çevresindeki 41 Filistin Arap köyünden 39’u yerle bir edilmiş; şehir merkezinden de kademeli olarak binlerce kişi sürülmüştür. Kudüs kentinin doğu ke-simleri 1967 yılından itibaren İsrail işgal rejiminin eline geçmiştir.

İşgal devleti İsrail, 1980 yılında Kudüs’ü tama-men ilhak ederek kenti kendi işgalci devletinin tek ve ebedi başkenti ilan etmiştir.

İşgal Altında KudüsYukarıda da belirtildiği gibi Kudüs’ün işgali iki aşa-mada olmuştur: Birincisi 1948 yılında Siyonistle-rin İsrail devletini ilan etmelerinin ardından ya-şanan kısa savaşla kentin Batı kesimlerinin işgal edilmesidir. Bu işgal, çevresindeki 40 köyle birlikte düşünüldüğünde aslında Kudüs şehrinin %84’üne

Page 12: KUDÜS - İNSAMER · tinin yukarıda belirtilen Eski Şehir kısımlarına ila - ve olarak önemli mahalleleri Şufat, Şeyh Cerrah, Vadi el-Cevz ve Silvan’dır. Sakinlerinin tamamı

Kudüs İşgal Altında Bir İslam Kenti

tekabül etmektedir. Bu köylerden 37’si işgal edilir edilmez Siyonist çeteler tarafından katliam, sür-gün ve boşaltma yoluyla imha edilmiştir. Bu kat-liamlardan en bilineni 9 Nisan 1948 tarihinde 254 kişiye mezar olan Deir Yasin köyündeki katliamdır.

Bu tür katliamlar sonucu Kudüs kentinin batı bölgelerinden 80.000 Arap Müslüman çıkarılmış ve bu yerleşim yerleri Müslüman nüfustan tama-men arındırılmıştır. O tarihte Batı Kudüs toprak-larının %85’i Arap Müslümanlara ait idi. İşgalden sonra çıkarılan Namevcut Mal Sahipleri Yasası (Absentee’s Property Law) ile mevcut topraklar sahipsiz kabul edilerek kamulaştırılmış ve son-raki dönemde de parça parça Yahudi yerleşimci-lere dağıtılmıştır.

İşgalin ikinci aşaması 1967 yılında gerçekleşmiş-tir. 6 Gün Savaşı olarak bilinen savaş sonrasın-da, Mescid-i Aksa’nın da içinde bulunduğu Doğu Kudüs, Siyonist rejim tarafından işgal edilmiştir. Tüm dinî yapıların bulunduğu Doğu Kudüs’ün de işgal sınırlarına katılmasıyla birlikte bütün Ku-düs kenti doğrudan İsrail kontrolüne geçmiştir. İşgalin daha birinci haftasından itibaren, yani 11 Haziran 1967 tarihinden sonra Mescid-i Aksa’nın altında kazılara başlayan Yahudiler, bölgede hızlı bir müsadere ve değişime girişmiştir.

Ancak kentin doğu kesimi küçük olduğundan ve yeni yapılaşmaya çok uygun olmadığından İs-rail, Batı Şeria’nın işgal ettiği bazı kesimlerini Ku-düs kent sınırlarına katarak bu alanlarda hızlı bir Yahudi yerleşimi gerçekleştirmiştir. İşgal edildiği

Page 13: KUDÜS - İNSAMER · tinin yukarıda belirtilen Eski Şehir kısımlarına ila - ve olarak önemli mahalleleri Şufat, Şeyh Cerrah, Vadi el-Cevz ve Silvan’dır. Sakinlerinin tamamı

Dr. Ahmet Emin Dağ 8 9

1967 yılında Doğu Kudüs’ün belediye sınırları 6,5 kilometrekare idi. Bu oran 20 yıl içinde 123 kilo-metrekareye yükseltilmiştir. “Büyük Kudüs” proje-si çerçevesinde kentin sınırları genişletilirken yeni eklenen semtlere Yahudiler yerleştirilerek şehir-deki nüfus yapısı da değiştirilmiştir. İşgal önce-si dönemde neredeyse tamamı Müslüman Arap-ların mülkiyetinde bulunan Doğu Kudüs’te işgal sonrası Yahudilerin mülkiyet oranı %86’ya yük-selmiştir. Kalan oranın %10’u kamu arazisi ilan edilirken Müslüman Arapların elindeki mülkiyet oranı %4’e düşmüştür.

İşgalin ardından Kudüs kentinde Arapların bir-birlerine toprak yahut ev satışı tamamen yasak-lanmıştır. Yapılan işlemler geçersiz sayıldığı gibi, miras kalan mülklerle ilgili olarak “eğer miras-çı olan kişi hâlâ o mülkte oturuyor ise mirastan pay alabilir” hükmü getirilmiştir. Böylece babası Kudüs’te olsa bile kendisi örneğin Ürdün’de ya-şayan biri, kendisine miras kalan Kudüs’teki bir mülk üzerinde kesinlikle hak iddia edemeyecektir.

İşgal sonrasında getirilen hükümlerden biri de her ne sebeple olursa olsun kent dışında ikamet almış olanların, Kudüs ikametini ve otomatik ola-rak Kudüs’teki mülkünü kaybedeceği yönündeki hükümdür. İşgal sonrasında eğitim ve geçim im-kânları kısıtlanan Müslüman Arapların bir bölü-mü çocuklarını diğer Arap ülkelerine okumaya gönderdiğinden, gençler o ülkelerde ikamet al-mış ve bu şekilde Kudüs’teki mülkler üzerindeki haklarını kaybetmişlerdir.

Page 14: KUDÜS - İNSAMER · tinin yukarıda belirtilen Eski Şehir kısımlarına ila - ve olarak önemli mahalleleri Şufat, Şeyh Cerrah, Vadi el-Cevz ve Silvan’dır. Sakinlerinin tamamı

Kudüs İşgal Altında Bir İslam Kenti

Kutsal Yerler ve İhlaller

Kuşkusuz Mescid-i Aksa sadece Kudüs’teki değil bütün Filistin’deki en önemli İslam eseridir. Müs-lümanların ilk kıblesi olan cami, Mekke’deki Mes-cid-i Haram ve Medine’deki Mescid-i Nebevi’den sonra İslam’ın üçüncü en kutsal mekânıdır. Pey-gamberimiz bir gece yolculuğu (İsra) ile buraya ge-tirilmiş ve göklere buradan yükseltilmiştir (Miraç).

İsmini bizzat Kur’an’dan alan Mescid-i Aksa, Arapçada “Uzak Mescid” anlamına gelmektedir. Mescid-i Aksa’nın içinde bulunduğu duvarlarla çev-rili alanın tümü “Harem bölgesi” olarak nitelendi-rilmiştir. Harem bölgesinde üç temel yapı bulun-maktadır: Birincisi bizzat Mescid-i Aksa, ikincisi Mervan Mescidi, üçüncüsü de Kubbetü’s-Sahra’dır.

Mescid-i Aksa’nın ne zaman inşa edildiği tam olarak bilinmemektedir. Ancak en güçlü görüş, bu-günkü caminin bulunduğu alana Halife Hz. Ömer döneminde bir mescidin inşa edildiği ve sonrasın-da Emevi Halifesi Velid bin Abdülmelik zamanında (705-714) o eski mescidin yerine şimdiki ihtişamlı yapının tamamlandığı şeklindedir.

Çoğu zaman Mescid-i Aksa ile karıştırılan Kubbe-tü’s-Sahra, Kudüs’teki harem bölgesinin en önem-li ikinci yapısıdır. Kudüs’ün fethedilmesinden son-ra Peygamberimizin miraca yükseldiği kayanın yeri tespit edilmiş ve çevresi koruma altına alınmıştır. Bugün sekizgen şekli ve altın renkli kubbesi ile dik-kat çeken yapı, Emevi halifelerinden Abdülmelik bin Mervan zamanında (685-705) inşa edilmiştir.

Page 15: KUDÜS - İNSAMER · tinin yukarıda belirtilen Eski Şehir kısımlarına ila - ve olarak önemli mahalleleri Şufat, Şeyh Cerrah, Vadi el-Cevz ve Silvan’dır. Sakinlerinin tamamı

Dr. Ahmet Emin Dağ 10 11

1967 yılında Kudüs’ün doğu kesimleri İsrail iş-galine girdikten sonra Mescid-i Aksa Siyonistle-rin kontrolüne geçmiştir. Aksa, o tarihten itiba-ren varlığını tehdit eden birçok saldırıya maruz kalmıştır. Aslında İsrail işgal yönetimi resmî ola-rak Mescid-i Aksa’nın bakım, onarım ve idaresini bir anlamda Diyanet İşleri Başkanlığı gibi görev ya-pan Ürdün Vakıflar İdaresi’ne vermiştir. Ancak kâ-ğıt üzerinde kalan bu karar, hiçbir zaman tam an-lamıyla uygulanmamış ve İsrail keyfî olarak Mes-cid-i Aksa üzerinde her türlü ihlali gerçekleştir-mekten çekinmemiştir.

İsrail’in Mescid-i Aksa’daki İhlalleri1. Caminin yakılması ve bombalanması

İsrail işgaline girmesi ardından çeşitli saldırılara maruz kalan Mescid-i Aksa ilk olarak 21 Ağustos 1969 tarihinde kundaklanmıştır. Bu saldırıda cami-nin üçte birlik bölümü kullanılmaz hale gelmiş ve 1.500 metrekarelik bir alan enkaza dönüşmüştür. Michael Rohan adlı Avustralyalı bir Hristiyan fa-natik tarafından yapılan bu saldırı, ilk bakışta bi-reysel bir kin gösterisi gibi görünmektedir. Ancak bölgedeki suların kesilmesi ve itfaiyenin yangına müdahalesinin engellenmesi gibi detayların orta-ya çıkmasından sonra, saldırının İsrail tarafından düzenlenen planlı bir eylem olduğu anlaşılmakta-dır. Bu olaydan sonraki en büyük tehdit ise 1980 yılında yaşanmıştır. Mescid-i Aksa’nın hemen ya-kınında Meair Kahana örgütü tarafından yerleşti-rildiği anlaşılan büyük miktarda patlayıcı, infilak

Page 16: KUDÜS - İNSAMER · tinin yukarıda belirtilen Eski Şehir kısımlarına ila - ve olarak önemli mahalleleri Şufat, Şeyh Cerrah, Vadi el-Cevz ve Silvan’dır. Sakinlerinin tamamı

Kudüs İşgal Altında Bir İslam Kenti

etmeden ele geçirilmiştir. Bu olaydan kısa bir süre sonra, 11 Mart 1983 tarihinde, bu kez sayıları 50’ye ulaşan ve bazılarının üzerinde patlayıcılar da ele geçirilen bir grup Yahudi, mescidin çevresindeki Arap muhafızlarca durdurulup polise teslim edil-miştir. Bomba ile yakalanan bu fanatiklerin daha sonra serbest bırakılması ise kimseyi şaşırtmamış-tır. Benzer bir diğer girişim, 30 Ocak 1984 tarihin-de yaşanmış ve Mescid-i Aksa yakınında, bir bal-kabağı içine saklanmış patlayıcılar -ki bunlar İs-rail işgal ordusunun kullandığı bombalarla aynı sınıfa ait patlayıcılardı- ele geçirilmiştir. Bundan bir yıl sonra da harem bölgesinde dönemin Al-man Başbakanı Helmut Kohl’ün bölgeye yapaca-ğı ziyaret saatine ayarlanmış bir saatli bomba or-taya çıkarılmıştır.

2. Yahudilerin Mescid-i Aksa’da ibadet girişimleri

Bu yöndeki ilk girişim caminin kundaklandığı tarih-ten kısa süre önce, 18 Ağustos 1969 tarihinde yaşan-mıştır. 25 kadar Yahudi, kendilerince kutsal saydık-ları ilahi ve ayetleri okuyarak Mescid-i Aksa’ya gir-miştir. Bu ilk adımından sonra bu yöndeki ikinci bü-yük hamle 28 Aralık 1976 tarihinde İsrail mahkeme-sinin bazı Yahudi gruplar için aldığı bir kararla gel-miştir. Bu karara göre, Yahudiler Mescid-i Aksa içinde ibadet edebilecekti. Bir grup parlamenterle birlikte Aksa’ya gelen fanatikler, işgal askerlerinin gözetimi altında ibadetlerini gerçekleştirmiştir.

Birkaç yıl sonra el-Halil kentindeki Kiryat Arba Yahudi yerleşim biriminden bazı fanatikler, dua

Page 17: KUDÜS - İNSAMER · tinin yukarıda belirtilen Eski Şehir kısımlarına ila - ve olarak önemli mahalleleri Şufat, Şeyh Cerrah, Vadi el-Cevz ve Silvan’dır. Sakinlerinin tamamı

Dr. Ahmet Emin Dağ 12 13

bahanesiyle zorla mescide girerek ortalığı karış-tırmıştır. Bu olaydan sonra, 8 Ekim 1990 tarihin-de, Aksa’nın içinde büyük bir katliam yaşanmıştır. “Tapınağın Emanetçileri” (Trustees of the Temple) adlı fanatik bir grubun üçüncü mabedin temelle-rini atma bahanesiyle harem bölgesinde yaptığı tören sırasında, Yahudi bir asker, ibadet için ca-mide bulunan Müslümanlara ateş açarak 20 kişi-yi katletmiştir.

Diğer bir büyük hamle ise, 2000 yılında eski baş-bakanlardan Ariel Şaron’un beraberinde asker ve fanatiklerden oluşan bir grupla Aksa’ya girme te-şebbüsüdür. Aksa İntifadası’nın başladığı bu tarih-ten sonra yaşanan olaylarda yüzlerce Filistinli ha-yatını kaybetmiştir. İsrail işgal yönetimi bu üç ham-lenin ardından 2010 yılından itibaren Aksa’nın çif-te kullanımı, yani günün belirli saatlerinde Müslü-manlar ve Yahudilerin ortaklaşa kullanımı kararı-nı almıştır. Böylece Yahudi gruplar, belirlenmiş va-kitlerde harem bölgesine girip en azından cami-nin yakınlarında ibadet etme imkânı bulmuştur.

3. Harem’deki kazılar ve yıkımlar

Kudüs kentini ve Mescid-i Aksa’yı tümüyle ele ge-çirmek için işgalci yönetimin peşine düştüğü en önemli koz, buranın aslında Yahudilere ait antik bir kent olduğu tezini ispatlamaktan geçmekte-dir. Bu amaçla işgalin daha ilk haftasında, 11 Ha-ziran 1967 tarihinden itibaren harem bölgesinde “arkeolojik kazı” adı altında çalışmalar başlatıl-mıştır. Aradıkları Yahudi izleri yerine bin yıllık İs-lam tarihinin sayısız kalıntısına ulaşan Yahudiler,

Page 18: KUDÜS - İNSAMER · tinin yukarıda belirtilen Eski Şehir kısımlarına ila - ve olarak önemli mahalleleri Şufat, Şeyh Cerrah, Vadi el-Cevz ve Silvan’dır. Sakinlerinin tamamı

Kudüs İşgal Altında Bir İslam Kenti

bunun üzerine caminin altında kazdıkları tünel-leri havraya dönüştürmüştür. Bu kazı süreci bir-kaç aşamadan geçerek günümüze kadar gelmiştir.

Birinci aşama: 1967-1968 yıllarında İbrani Üni-versitesi’nden Prof. Benjamin Meizar önderliğin-de bir ekip tarafından yürütülen kazılardır. Bu çalışmalar sırasında Emevi, Roma ve Bizans dö-nemine ait kalıntılar bulunmuştur.

İkinci aşama: 1968 yılında Mağripliler Kapısı (Babü’l-Magaribe) olarak bilinen bölgeyi içine alan kazılardır. Bu kazılar nedeniyle bölgedeki birçok İslam eserinde çatlaklar oluşmuş ancak sonuçta Emeviler döneminden kalma saray ka-lıntılarından başka bir şey bulunamamıştır.

Üçüncü aşama: İlk olarak 1970-1974 yılları arasın-da yürütülen, ardından kısa bir ara verilip 1975-1988 yıllarında devam ettirilen kazılardır. Kudüs kentinin eski kesimleri ve özellikle de harem bölgesi altında 15 metre derinlikte yapılan bu kazılar, bölgedeki bir-çok tarihî cami, okul ve evde çatlaklar oluşmasına sebep olmuştur. Bu süreçte Osmanlı döneminden kalma eserler de zarar görmüştür. Bölgede el-Cev-heriye isimli bir okul da Sinegog’a dönüştürülmüş-tür. Bu kazıların 1974 yılındaki aşamasında Mescid-i Aksa’nın altındaki oyuklar genişlemiş ve camide çatlaklar oluşmaya başlamıştır. 1977’deki kazılar-da doğu yönüne ağırlık verilmiş ve bu dönemde de Müslüman mezarlığı zarar görmüştür.

Dördüncü aşama: Bu aşama, önceki dönemle aynı yıllarda ama mekân olarak stratejik bir alan-

Page 19: KUDÜS - İNSAMER · tinin yukarıda belirtilen Eski Şehir kısımlarına ila - ve olarak önemli mahalleleri Şufat, Şeyh Cerrah, Vadi el-Cevz ve Silvan’dır. Sakinlerinin tamamı

Dr. Ahmet Emin Dağ 14 15

da yürütülen kazıları ifade etmektedir. Bu süreç-te Yahudilerin “Ağlama Duvarı” ismini verdikleri Burak Duvarı yönündeki Müslüman mahallesin-de yıkımlar yapılmıştır. Bu çerçevede eski İslam Mahkemesi binası, Tenkiziye Medresesi, Halidiye Kütüphanesi ve 35 müstakil ev gasp edilmiştir. 1976 yılından itibaren Davud peygamber zama-nından kalma kalıntıları bulma gerekçesiyle gü-ney yönünde yürütülen kazılar sebebiyle Aksa Camii’nin duvarları zarar görmüştür.

Beşinci aşama: 1977 yılından itibaren Süley-man Mabedi’nin kalıntılarını arama bahanesiyle yürütülen kazılarda Aksa’nın içindeki Kadınlar Bölümü’nün tam altına ulaşılmıştır. Ağlama Duvarı yönünden kazılarını sürdüren Siyonist-ler, 1979 yılında Mescid-i Aksa’yı zemin altından doğu-batı yönünde ikiyi bölmüştür. Yine aynı yıl yapılan resmî açılışla tünel içinde küçük bir Ya-hudi ibadethanesi de geçici olarak kullanılmaya başlanmıştır.

Altıncı aşama: Daha önceki kazılarda açılıp sonradan kapısı betonla kapatılan 25 metrelik bir tünelin 1996 yılından itibaren yeniden açılması ile başlayan çalışmalardır. Bu tünelin açılışına tepki olarak çıkan olaylarda 62 Filistinli hayatını kay-betmiştir.

1982 yılından sonra başlayan yeni kazı ve yıkım çalışmalarında, çevredeki bazı Arap sakinlerin ev-leri kamulaştırılmış yahut doğrudan doğruya Ya-hudi yerleşimcilere verilmiştir. (Bu dönemde be-dava ev sahibi olan Yahudiler arasında eski baş-bakanlardan Ariel Şaron da vardır.)

Page 20: KUDÜS - İNSAMER · tinin yukarıda belirtilen Eski Şehir kısımlarına ila - ve olarak önemli mahalleleri Şufat, Şeyh Cerrah, Vadi el-Cevz ve Silvan’dır. Sakinlerinin tamamı

Kudüs İşgal Altında Bir İslam Kenti

Yedinci aşama: 1994 yılında Siyonist Kudüs Belediyesi “Kudüs 2020” projesini kabul ederek Aksa’nın çevresindeki Müslüman nüfusun tahli-yesi sürecini hızlandırmıştır.

Ocak 1999’da Mescid-i Aksa’yı Süleyman Ma-bedi’ne dönüştürme yolunda İsrail kamuoyunda resmî tartışmalar başlatılmış ve sonraki günlerde yapılacak provokasyonlara ortam hazırlanmıştır. Çok geçmeden, Temmuz 2000’de toplanan İsrail parlamentosu, Kudüs’ün “İsrail’in ebedi başken-ti” olduğunu yasa maddesi haline getirmiştir. Çok geçmeden de Kudüs Belediye Başkanlığı, harem bölgesinde Yahudilere de ibadet izni verilmesi ko-nusunda lobicilik çalışmalarını yoğunlaştırmıştır.

Sekizinci aşama: 2007 yılında bu kez Mağrip-liler Kapısı’nın olduğu kısmı hedef alan kazılar ya-pılmıştır. Kazıların amacı Ağlama Duvarı’na gelen-lerin güvenliğini sağlamak gibi masum bir gerekçe ile açıklansa da asıl amacın Ağlama Duvarı’nı Mes-cid-i Aksa’nın tüm batı kesimini kapsayacak şekil-de genişletmek olduğu çok açıktır. İslam dünya-sından yükselen tepkiler üzerine kazı çalışmaları ertelenmiş olmakla birlikte Müslümanların da bu kapıyı kullanması engellenmiştir.

2008 yılı sonundan itibaren Aksa Camii’nin çev-resindeki mahalleleri boşaltmaya başlayan Siyo-nist yönetim, Silvan, Şeyh Cerrah ve Butsan ma-hallelerinde Müslümanlara ait çok sayıda evi tah-liye ettirmiştir.

2009 yılında ise Kudüs Belediyesi Doğu Kudüs’te ruhsatsız oldukları gerekçesiyle Filistinlilere ait ev-

Page 21: KUDÜS - İNSAMER · tinin yukarıda belirtilen Eski Şehir kısımlarına ila - ve olarak önemli mahalleleri Şufat, Şeyh Cerrah, Vadi el-Cevz ve Silvan’dır. Sakinlerinin tamamı

Dr. Ahmet Emin Dağ 16 17

lerin %25’inin yıkılacağını açıklamıştır. Bu yıkım-lara Aksa çevresindeki mahallelerden başlanması ihtimali üzerine durumu fırsat bilen fanatik Yahu-diler de Süleyman Mabedi maketleri ile provoka-tif faaliyetlerine hız vermiştir. Nitekim Yahudiler o tarihten itibaren harem bölgesine yönelik gün-lük rutin turlar başlatmıştır.

Dokuzuncu aşama: 2011 yılındaki Arap Baha-rı süreci işgalcilere adeta altın bir fırsat sunmuş-tur. Olayların trajik boyutlara ulaşması nedeniy-le dünya kamuoyunun dikkati farklı önceliklere yönelirken, İslam dünyası da kendi içindeki ça-tışmaları nasıl önleyeceğine odaklanmıştır. Bu ortam, Siyonist işgalcileri cesaretlendirerek Ku-düs’e yönelik eylemlerini arttırmalarına sebep olmuştur. Sistemli biçimde yürüttüğü fizikî yıkım ve insan yerleştirme politikalarını artıran Siyonist yönetim için ABD Başkanı Donald Trump’ın Mayıs 2017’deki ziyareti, Benyamin Netanyahu kabine-sine adeta bir onay olarak kabul edilmiştir. Bu ziyaretin üzerinden çok geçmeden de kabine top-lantısını Aksa Camii altında yapan işgal devleti hükümeti, bu konudaki pervasızlığını iyice ortaya koymuştur.

4. Ağlama Duvarı

Yahudiler Mescid-i Aksa’nın batı yönündeki duva-rın Süleyman Mabedi’nin bir parçası olduğunu söy-leyerek 16. yüzyıldan bu yana bu duvarın dibinde dua etmektedir. Ancak tıpkı Osmanlı sonrası dö-nemde İngiliz işgali ile birlikte olduğu gibi, 1928 yılında da Yahudiler bu duvarın önünde dua etme

Page 22: KUDÜS - İNSAMER · tinin yukarıda belirtilen Eski Şehir kısımlarına ila - ve olarak önemli mahalleleri Şufat, Şeyh Cerrah, Vadi el-Cevz ve Silvan’dır. Sakinlerinin tamamı

Kudüs İşgal Altında Bir İslam Kenti

dışında kendilerine özgü gürültülü diğer ritüelleri de yapmaya başlamıştır. Örneğin hayvan boynu-zundan yapılan bir aletle sesler çıkarıp bağrışmala-rı, içeride ibadet eden Müslümanlar için büyük bir rahatsızlık konusu olmuştur. Bu tür kışkırtmalar Müslümanların tepkisine sebep olmuş ve 1929 yı-lında Burak Ayaklanması adıyla bilinen olaylar ya-şanmıştır. Duvar tartışması, aslında bölgede Mes-cid-i Aksa’yı yıkıp yerine Yahudi mabedi dikilmesi konusunda en önemli dönüm noktalarından biri-ni oluşturmaktadır. Zira Süleyman Mabedi’nin bir parçası olduğuna inanılan bu duvarın çevresindeki her şeyin yıkılması (Mescid-i Aksa dâhil) Siyonist Yahudilerin en önemli hedef haline gelmiş durum-dadır. Bu çerçevede Mabed’in Bekçileri (The Guards of the Temple), Tapınak Dağı’nın Müminleri (Faith-ful of the Temple Mount) ve bazı Hristiyan fanatik gruplarca finanse edilen faaliyetlerle her üç yılda bir harem bölgesi içinde “temel taşı koyma” tö-reni icra edilmektedir. Bu tür kışkırtmalar her se-ferinde Filistinlilerin tepkisine sebep olmaktadır.

Ağlama Duvarı ile ilgili önemli girişimlerden biri 2007 yılında Mağripliler Kapısı’nda restorasyon ça-lışmaları bahanesiyle yapılan yıkımla başlamıştır. Ağlama Duvarı’nı Mescid-i Aksa yönünde geniş-letmek ve bu alana daha fazla Yahudi’nin girmesi-ni sağlamak amacıyla başlatılan inşaat, dünyadan gelen tepkiler üzerine şimdilik durdurulmuş görün-mektedir. Ancak Ağlama Duvarı için gelen kişilerin güvenliğini sağlama bahanesiyle duvarın üst tara-fındaki harem duvarları Siyonist askerlerin sürek-li kontrolü altında tutulmaya devam etmektedir.

Page 23: KUDÜS - İNSAMER · tinin yukarıda belirtilen Eski Şehir kısımlarına ila - ve olarak önemli mahalleleri Şufat, Şeyh Cerrah, Vadi el-Cevz ve Silvan’dır. Sakinlerinin tamamı

Dr. Ahmet Emin Dağ 18 19

5. Müslümanların camiye girişine yasak getirilmesiİslam tarihi boyunca Mescid-i Aksa, hac yolculukla-rında Hicaz bölgesinden sonra hep ikinci durak ol-muştur. Bu gelenek İsrail işgali ile birlikte sona er-miş ve Müslümanların kente girişine sınırlama ge-tirilmiştir. İşgalin ilk yıllarından itibaren değişik sü-reçlerden geçen bu kısıtlamayı üç aşamada değer-lendirmek mümkündür:

Birinci aşama kentin batı kesiminin işgal edilmesi sonrasında Müslüman Arapların bölgeye girişlerinin tamamen yasaklanması ile yaşanan 1948-1967 arası dönemdir. Bu yıllar arasında Kudüs kentinin batı ke-simleri Müslüman Araplardan bütünüyle arındırıl-mıştır. Kentin doğu kesimlerinde ise 1967 Savaşı’yla gelen işgalden sonra benzer uygulamalar söz konusu olmuştur. Mescid-i Aksa dâhil İslam’a ait bütün kut-sal yerlerin şehrin doğu kesiminde yoğunlaşmış olma-sı nedeniyle bu tarihten itibaren kutsal yerlere giriş-lere kademeli kısıtlamalar getirilmiştir. Kısıtlamaların üçüncü ve en kapsamlı aşaması ise 2000 yılından iti-baren yürürlüğe konulmuştur. Aksa İntifadası ardın-dan güvenlik endişesi artan Siyonist yönetim, 45 yaş altı Müslümanların özellikle cuma günleri camiye yak-laşmasına dahi izin vermemeye başlamıştır. Bu uygu-lama bugün keyfî olarak halen devam ettirilmektedir.

İsrail’in Kudüs’teki Amacı ve StratejisiSiyonist rejim, Filistin’de işgale başladığı günden bu yana sürekli bir genişleme politikası izlemektedir.

Page 24: KUDÜS - İNSAMER · tinin yukarıda belirtilen Eski Şehir kısımlarına ila - ve olarak önemli mahalleleri Şufat, Şeyh Cerrah, Vadi el-Cevz ve Silvan’dır. Sakinlerinin tamamı

Kudüs İşgal Altında Bir İslam Kenti

Yerleşik uluslararası hukuka aykırı biçimde yürütü-len bu ilhak siyasetinin en önemli destek ve dayana-ğını da ironik biçimde bu uluslararası hukuku yazmış olan Batılı ülkeler oluşturmaktadır. Küresel sistem-den yana eli rahat görünen İsrail, kendi yerleşimci-lerine yaşam alanı açmak üzere ilhak politikalarını sadece Batı Şeria ve Gazze ile sınırlandırmamış, Bir-leşmiş Milletler’in (BM) 181, 242 ve 338 numaralı ka-rarlarına aykırı bir şekilde Kudüs’ü de bu uygulama-larına katarak İslam’ın en kutsal mekânlarından bi-rine gözünü dikmiştir.

Siyonistler; dinî, tarihî ve kültürel tezler öne süre-rek kentin binlerce yıllık İslam (ve kısmen Hristiyan-lık) geleneğini silmek üzere yukarıda bazılarına işa-ret edilen sistemli bir politika yürütmektedir. Uygu-lamaya koyduğu idari ve sosyal değişikliklerle kenti tamamen bir Yahudi kimliğine dönüştürmeyi hedef-leyen işgal devleti İsrail, Lahey Düzenlemeleri (Md. 43) ve Cenevre Konvansiyonu’na (Md. 64) göre, Doğu Kudüs’te egemen yasa koyucu gibi davranamayaca-ğı ve kendi hukukunu zorlayamayacağı halde, bütün kent sakinlerine karşı bunu zorla uygulamaktadır.

1. Adım adım Yahudileştirme

1948 yılında Kudüs’ün batı kesimini, 1967 yılında ise doğu kesimini işgal eden Siyonist rejim için kentin tam bir Yahudi yerleşimine dönüşmesinde fizikî gö-rünümü büyük önem arz etmektedir. Bu fizikî yı-kım ve yeniden inşa politikaları ile Siyonist rejim, Kudüs’ü İslami kimliğinden tamamen soyutlayıp görünüm olarak tam bir Yahudi kenti haline getir-meye çalışmaktadır.

Page 25: KUDÜS - İNSAMER · tinin yukarıda belirtilen Eski Şehir kısımlarına ila - ve olarak önemli mahalleleri Şufat, Şeyh Cerrah, Vadi el-Cevz ve Silvan’dır. Sakinlerinin tamamı

Dr. Ahmet Emin Dağ 20 21

Bunu yaparken gözüne kestirdiği en önemli hedef ise, kentin adeta sembolü durumundaki Mescid-i Aksa’yı yok ederek yerine kendi planlarını yerleş-tirmektedir. Bunu sistemli ve sinsi bir şekilde yürü-ten İsrail işgal rejimi, arkeolojik olduğu iddia edi-len kazılar sonucunda, Mescid-i Aksa bünyesinde ve çevresindeki tarihî eserleri (camiler, mezarlık-lar, medreseler, surlar, tekkeler ve hanlar) ya ta-mamen yok etmiş ya da bu eserlerde kalıcı hasar-lar oluşturmuştur. Örneğin, Mağribiler Mahalle-si’nin tamamen yıkılması ve Ağlama Duvarı önün-deki plazanın genişletilmesi; Mescid-i Aksa’nın al-tında havra inşa edilmesi; Aksa müştemilatından Tenkiziye Medresesi’nin ve Burak Namazgâhı’nın havraya dönüştürülmesi; Kutsal Havza olarak ad-landırılan bölgede 10’dan fazla kazı bölgesi açıl-ması; Aksa çevresindeki Selvan, Bustan ve Şeyh Cerrah mahallelerinde yıkım çalışmalarının sür-dürülmesi; Kudüs ve çevresinde 27 yerleşim mer-kezi, pek çok mahalle ve havra inşa edilmesi; Mes-cid-i Aksa yakınlarındaki tarihî “Hamamu’l-Ayn”ın yerine “Ohel İshak” adı verilen bir havra inşa edil-mesi bu yıkımlardan sadece birkaçıdır.

Mescid-i Aksa ve Kubbetü’s-Sahra var olduğu sü-rece Kudüs’ün İslami kimliğinden soyutlanamaya-cağını bilen İsrail için öncelikli tehdit bu yapılardır. İsrail, yıktığı Müslüman yerleşimlerinin yerine inşa edilmek üzere “Davut Sitesi”, “Tevrat Parkı” ve “Hoş-görü Müzesi” gibi kendi kitlesi açısından sempati toplayan projeler geliştirerek yıkım siyasetine des-tek toplamaktadır. Hedef; Aksa çevresinde küme-lenmiş ve adeta camiyi koruyan Müslüman mahal-

Page 26: KUDÜS - İNSAMER · tinin yukarıda belirtilen Eski Şehir kısımlarına ila - ve olarak önemli mahalleleri Şufat, Şeyh Cerrah, Vadi el-Cevz ve Silvan’dır. Sakinlerinin tamamı

Kudüs İşgal Altında Bir İslam Kenti

lelerin yıkılarak yerlerine Yahudilerin yerleştirilme-si ve Mescid-i Aksa’nın savunmasız bırakılmasıdır.

2. Müslüman nüfustan arındırma

Osmanlı’nın bölgeden çekilmesinden önceki dö-nemde Kudüs’ün nüfusu 40.000’den biraz fazlay-dı. Bu sayısının %75’ini yani 30.000 kadarını Müs-lümanlar, %25’ini yani 10.000’e yakın kısmını da Yahudiler oluşturuyordu. 1920’li yılların başında, İngiliz işgalinin başladığı dönemde yapılan nüfus sayımına göre ise, Kudüs’ün nüfusu 62.000’den biraz fazlaydı. İngilizlerin himayesinde yürütülen göçler sonucu Müslümanların nüfusu 30.000’in altına inerken, Yahudilerin nüfusu 33.000’i geç-ti. Böylece İngiliz işgali döneminde kentin nüfusu yarı yarıya dönüştürülmüş oldu.

İngilizlerin çekilme işareti verdiği 1945’te şeh-rin nüfusu 157.000’den biraz fazla görünüyordu. Bu rakamın neredeyse üçte ikisini yani 97.000 ka-darını Yahudiler oluşturuyordu. Müslüman nüfus ise 40.000’den biraz fazlaydı. Bu dönemde Yahudi-ler daha çok şehrin batı kesiminde yoğunlaşmıştı.

1948’de İsrail’in kurulması ve Batı Kudüs’ü tama-men kontrolü altına almasıyla bu kesimde yaşayan Arap asıllılar göçe zorlandı. Dolayısıyla bölgedeki Yahudi nüfus oranı kısa sürede %80’e çıktı. Mev-cut verilere göre bu tarihte nüfusu 200.000’den biraz fazla olan Kudüs’ün tamamındaki Müslü-man nüfus 25.000’e gerilemiş, Yahudi nüfus ise 180.000’in üzerine çıkmıştı.

1967’de Doğu Kudüs’ün de işgal edilmesi üze-rine bölgedeki Arap ve Müslüman nüfusun göçe

Page 27: KUDÜS - İNSAMER · tinin yukarıda belirtilen Eski Şehir kısımlarına ila - ve olarak önemli mahalleleri Şufat, Şeyh Cerrah, Vadi el-Cevz ve Silvan’dır. Sakinlerinin tamamı

Dr. Ahmet Emin Dağ 22 23

zorlanması ile Doğu Kudüs’te de hızlı bir nüfus kaybı yaşanmıştır. Bu tarihlerdeki nüfus verileri-ne göre, Kudüs’teki Yahudi sayısı 200.000’i bulur-ken, Müslümanların sayısı 60.000’den biraz faz-ladır. Bu dönemde Doğu Kudüs’ten zorla çıkarılan Arap ve Müslümanların sayısının 75.000 civarında olduğu tahmin edilmektedir.

1992’de Kudüs’ün nüfusu 544.200’ü bulmuştur. Bu nüfusun %27’sini Arap Müslümanlar, %72’sini Yahudiler oluşturmaktadır. Arap asıllı nüfusa Hris-tiyanlar da dâhil edilince oran %28’e ancak yük-selmektedir.

Aralık 2007’de Kudüs’ün nüfusu 747.600’dür. Bu nüfusun %64’ü Yahudi, %32’si Müslüman ve %2’si Hristiyan’dır. İşgalin ilk yıllarından itibaren ortaya konulan bu rakamlar, Kudüs’te Müslüman nüfusun nasıl azıldığını gösteren açık delillerdir.

Bu rakamların ardındaki nüfus politikaları ise burada oynanan oyunun ne kadar çirkin ve kural-sız yürütüldüğünü ortaya koymaktadır. Kudüs’teki Müslüman halk, işgalin birebir muhatabı ve mağ-durudur. Burada uzun yıllardır devam eden baskı siyaseti ağırlaştırılarak sürdürülmektedir. Filistin-lilerin topraklarının müsaderesi, evlerinin yıkılma-sı, Yahudi yerleşim yerlerinin inşası, ikamet ve ruh-sat işlemlerinde Müslümanlar aleyhine ayrımcılık yapılması sonucu Kudüs’te demografik yapı Yahu-di yerleşimciler lehine değişmektedir. Yukarıda işa-ret edildiği gibi, 100 yıl önce Kudüs’teki Müslüman nüfus toplam kent nüfusunun %85’ini oluşturur-ken, bu oran hâlihazırda %30’a gerilemiştir. Bu

Page 28: KUDÜS - İNSAMER · tinin yukarıda belirtilen Eski Şehir kısımlarına ila - ve olarak önemli mahalleleri Şufat, Şeyh Cerrah, Vadi el-Cevz ve Silvan’dır. Sakinlerinin tamamı

Kudüs İşgal Altında Bir İslam Kenti

azalmada ekonomik kısıtlamalar, Utanç Duvarı ve Müslüman halka yönelik baskı siyasetinin artma-sı sonucu yaşanan zorunlu göçler etkili olmuştur.

İşgal devleti İsrail, kentin asli unsurlarından ve yerlilerinden olan Filistinlilere “daimi ikamet” adı altında geçici belgeler vererek Müslümanların var-lığını “yerli” kavramı üzerinden değil “ikamet” kav-ramı üzerinden yorumlayıp her an sınır dışı et-meye müsait bir konumda tutmaktadır. İsrail’in 2020’ye kadar uygulamaya koyduğu “Nüfus Den-ge Politikası” çerçevesinde Yahudi yerleşimcilerin sayısının azami ölçüde arttırılması ve mevcut Fi-listinli sayısının sıkı ikamet politikalarıyla ve “ses-siz transfer” denilen yöntemle daha da azaltma-sı planlanmaktadır.

Zorunlu Sürgün Politikaları ile Kudüs kentini Müslümanlardan arındırma hedefine sistematik bir şekilde ilerleyen Siyonistler, Filistinlilerin ev-lerinin yıkılması, oturma izni verilmemesi ve zo-runlu kamulaştırmalar gibi uygulamalara sıklıkla başvurmaktadır. Aynı şekilde, Filistinlilerin oturma izinlerinin keyfî biçimde iptal edilmesi, aile birle-şimlerinin ve çocukların nüfusa kayıt işlemlerinin ciddi şekilde zorlaştırılması da bu planın bir par-çasıdır. Bütün bu uygulamalar, yol açtıkları hu-kuki mağduriyete ilave olarak Filistinliler üzerin-de çok şiddetli psikolojik baskılara sebep olmak-ta ve kent sakini Müslümanlar için yaşam giderek zorlaşmaktadır.

İsrail’in sistemli işgal politikası sonucunda Doğu Kudüs’ün %35’i zorla istimlak edilmiştir. Bugün böl-

Page 29: KUDÜS - İNSAMER · tinin yukarıda belirtilen Eski Şehir kısımlarına ila - ve olarak önemli mahalleleri Şufat, Şeyh Cerrah, Vadi el-Cevz ve Silvan’dır. Sakinlerinin tamamı

Dr. Ahmet Emin Dağ 24 25

genin sadece %13’ünde Filistin yerleşimine izin ve-rilmektedir. %20 oranında olan ve yeşil alan olarak gösterilen araziler ise Siyonistlerin elinde ve kont-rolündedir. Buraların ileride küçük bir imar deği-şikliği ile Yahudi yerleşimine açılması hiç de uzak bir ihtimal değildir.

İşgalci İsrail’in ilhak siyasetinin bir parçası ola-rak ikamet işlemleri inanılmaz şekilde zorlaştırıl-mıştır. Kudüs’ün “Müslüman sürekli sakinleri” İs-rail kimliği alabilse de İsrail seçimlerinde oy kulla-namamakta, İsrail pasaportu alamamakta, huku-ki statülerini çocuklarına aktaramamakta ve mev-cut hukuki statüleri kolaylıkla geri alınabilmekte-dir. Ayrıca İsrail İçişleri Bakanlığı’nın Müslümanla-rın oturma belgelerini istediği zaman iptal etme hakkı bulunmaktadır. Nitekim 1967’den bu yana 14.500’den fazla oturma belgesi iptal edilmiştir.

Kudüs’te Müslüman Arapları kaçırma siyasetinin bir parçası olarak İsrail işgal rejimi Kudüs sakinleri için ağır vergiler getirmiştir. “Arnona” denilen bu emlak vergileri kimi zaman %67 gibi oranlara yük-seltilirken, Müslümanlara ait ticarethanelerin Ar-nona vergisi yıllık 6.000 dolara kadar ulaşmıştır.

Çözüm İçin Somut ÖnerilerAşamalı bir şekilde işgal edilen Kudüs’ün ve içinde-ki kutsal mekânların korunması bugün İslam dün-yasının en hayati sorunlarından biridir. 1969 yılın-da Mescid-i Aksa’ya yönelik kundaklama olayın-dan sonra harekete geçen İslam dünyası liderleri, kenti ve buradaki İslam eserlerini korumak üzere

Page 30: KUDÜS - İNSAMER · tinin yukarıda belirtilen Eski Şehir kısımlarına ila - ve olarak önemli mahalleleri Şufat, Şeyh Cerrah, Vadi el-Cevz ve Silvan’dır. Sakinlerinin tamamı

Kudüs İşgal Altında Bir İslam Kenti

İslam Konferansı Örgütü’nü (şimdiki adı İslam İş-birliği Teşkilatı/İİT=Organizaton of Islamic Coope-ration/OIC) kurmuş ancak bu mekanizma da çok geçmeden işlevsiz hale gelmiştir.

İslam dünyasının içinde bulunduğu parçalan-mışlık hali dikkate alındığında, Müslüman halk-ların kendi ülke yönetimlerini etkileyecek gerekli adımları atması ve İslam ümmetini birleştirici me-kanizmaların harekete geçirilmesi konusunda yö-netimlerine baskı yapması elzemdir. Ayrıca İsrail saldırganlığının durdurulması ve Kudüs’ün korun-ması hakkında mevcut uluslararası sistem içinde bulunan -sayıları az da olsa- onurlu ve duyarlı si-yasetçilerin harekete geçirilmesi gerekmektedir.

Kudüs’ün korunması için bugün İsrail ve Ame-rika’nın itibarsızlaştırmaya çalıştığı UNESCO (BM Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü) da önemli meka-nizmalardan biridir. İslam ülkeleri bu örgütü çalış-tırarak Kudüs’teki İslam tarihi mirasının korunma-sında ilerleme sağlayabilir.

Bunların yanı sıra Kudüs’ün korunması hakkın-da hâlihazırda var olan uluslararası düzenlemeler de işler hale getirilmelidir. Bu çerçevede 1904 ta-rihli Lahey Konvansiyonu’nun “kutsal mekânların insanlık tarihindeki yerleri dolayısıyla korunma-sı” ve 1907 tarihli Lahey Konvansiyonu’nun “iba-det yerlerinin kuşatma ve bombalanmasının ya-saklanması” hükümleri hukukçuların temel ala-cağı metinlerden bazılarıdır.

Page 31: KUDÜS - İNSAMER · tinin yukarıda belirtilen Eski Şehir kısımlarına ila - ve olarak önemli mahalleleri Şufat, Şeyh Cerrah, Vadi el-Cevz ve Silvan’dır. Sakinlerinin tamamı

Dr. Ahmet Emin Dağ 26 27

Bunlara ek olarak ayrıca, Kudüs’teki Osmanlı ve İslam eserlerinin korunması için, Türkiye’nin ba-şını çektiği bir uluslararası komite oluşturulması da faydalı olacaktır. Bu sayede en azından mevcut durumun daha kötüye gidişine engel olmak üzere adımların atılması ve Kudüs’teki kutsal mekânla-rın korunması ile ilgili diyalog geliştirilmesi müm-kün olabilecektir. Bu konuda kendisini tek yetkili olarak gördüğü için de mutlaka Ürdün yönetimi ile irtibat halinde olunması gerekmektedir.

Kudüs’ün korunmasının sadece bu kentte yaşa-yan Müslümanların omuzlarındaki bir sorumluluk olmadığı ve sadece onların gayretiyle bu mücade-lenin kazanılmayacağı artık anlaşılmıştır. Bu konu-da sivil inisiyatiflerin ve hukukçuların başını çek-tiği küresel bir mücadele yürütülmesi zorunlulu-ğu ortadadır. Hâlihazırda UNESCO ve BM nezdin-de yürütülen hukuki süreçlere ilave olarak İslam ülkeleri temsilcilerinin birlikte hareket ederek Si-yonistlerin oldubittilerini önleyecek girişimlerini arttırmaları gerekmektedir.

Yukarıdaki somut adımların yanı sıra ayrıca, si-vil toplum kuruluşları ve aydınlar da Kudüs bilin-cinin taze tutulması konusunda girişimlerde bu-lunmalıdır. Böylelikle hem Kudüs’ün içinde bulun-duğu riskler ve tehditler konusunda gerekli bilinç oluşturulabilir hem de şehrin Siyonist işgalden kurtarılması için etkili çözüm yolları geliştirilme-si mümkün olabilir.

Page 32: KUDÜS - İNSAMER · tinin yukarıda belirtilen Eski Şehir kısımlarına ila - ve olarak önemli mahalleleri Şufat, Şeyh Cerrah, Vadi el-Cevz ve Silvan’dır. Sakinlerinin tamamı