kültür yayınları dizisiisamveri.org/pdfdrg/d250901/2014/2014_gordebilo.pdfkisi genelinde bahsi...

10
^ ^

Upload: others

Post on 14-Feb-2020

5 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Kültür Yayınları Dizisiisamveri.org/pdfdrg/D250901/2014/2014_GORDEBILO.pdfkisi genelinde bahsi geçen mektup ile Ahmed Ziyâeddin Efendi’nin tavsiyeleri üzerinde dur-maya çalışacağız

^ ^

Page 2: Kültür Yayınları Dizisiisamveri.org/pdfdrg/D250901/2014/2014_GORDEBILO.pdfkisi genelinde bahsi geçen mektup ile Ahmed Ziyâeddin Efendi’nin tavsiyeleri üzerinde dur-maya çalışacağız

Kültür Yayınları Dizisi

Yayın YönetmeniLokman ÇAĞIRICI Yayın KoordinatörüKenan GÜLTÜRK EditörDoç. Dr. Hür Mahmut YÜCER ÇeviriProf. Dr. Süleyman DERİNProf. Dr. Halil İbrahim KAÇAR Tashih ve RedaksiyonDoç. Dr. Hür Mahmut YÜCEREkrem KIZILTAŞ DüzenleyenBağcılar BelediyesiGümüşhane Eğitim Kültür ve Sağlık VakfıBağcılar Gümüşhaneliler Kültür ve Yard. Derneği TasarımAsitane Organizasyon Dizgi ve Baskı Öncesi HazırlıkM. Fatih AKYÜZLÜ Baskı & Cilt Baskı TarihiŞubat 2014İstanbul

1996

RE

KL ÜL LE TN ÜA RH

VEÜ

YM AÜ RG D

.R

DA EL RI NC EAB

Page 3: Kültür Yayınları Dizisiisamveri.org/pdfdrg/D250901/2014/2014_GORDEBILO.pdfkisi genelinde bahsi geçen mektup ile Ahmed Ziyâeddin Efendi’nin tavsiyeleri üzerinde dur-maya çalışacağız

222

1996

RE KL ÜL LE TN ÜA RH VEÜ YM AÜ RG D .R DA EL RI NC EABbildirilerULUSLARARASI GÜMÜŞHÂNEVÎ SEMPOZYUMUDOĞUMUNUN 200. YILI HATIRASINA

OSMAN GÖRDEBİLBaşbakanlık Osmanlı Arşivi

Ahmed Ziyâeddin-i Gümüşhânevî’nin

Toplumsal Hayata Yönelik Padişaha Gönderdiği Mektubu

Giriş

Ahmed Ziyâeddin-i Gümüşhânevî top-lumsal dönüşümlerin yoğun şekilde yaşandığı bir dönemin ulemâsı arasında yer almaktadır. XIX. yüzyıl gibi Osmanlı Devleti’nin buhranlı bir devrinde yaşamış olan Ahmed Ziyâeddin Efendi’nin tarikat ve irşad anlayışı, onu döne-minin dikkat çeken isimlerinden biri haline ge-tirmiştir. Tekke hayatına yönelik faaliyetlerinin yanı sıra toplumsal hayatı yönlendiren üslup ve yöntemi devlet erkânının ilgisini çekmiştir.

Ahmed Ziyâeddin Efendi’nin tekkesinin Bâb-ı Âlî’ye yakın bir konumda olması tek-kenin ve Ziyâeddin Efendi’nin devlet erkânı-nın dikkatini çekmesine zemin oluşturmuştur. Ancak onun devlet erkânı arasındaki itibarının padişah nezdinde hissedildiği elde ettiğimiz belgeler yoluyla anlaşılmaktadır. Başbakanlık Osmanlı Arşivleri’nde tespit ettiğimiz belge, Gümüşhânevî’nin Padişah ile ilişkisinin derin boyutlar taşıdığını bize göstermektedir. Biz bu bildirimizde dönemin devlet-tasavvuf iliş-kisi genelinde bahsi geçen mektup ile Ahmed Ziyâeddin Efendi’nin tavsiyeleri üzerinde dur-maya çalışacağız.

Dönemin Devlet-Tarikat İlişkisi

Ahmed Ziyâeddin-i Gümüşhânevî 1228/1813 tarihinde doğmuş ve 1311/1893 ta-rihinde vefat etmiştir. Yaşadığı dönem Osmanlı Devletinin içte ve dışta birçok sorununun ol-duğu bir zaman dilimini kapsamaktadır. Bu süre içerisinde devlet girdiği savaşlarda aldığı başarısız sonuçlarla günden güne küçülmekte iken, bir de içeride meşrutiyet, azınlık hakları gibi bir takım sorunlarla uğraşmakta ve siyasî yönden yaşanan bu olumsuzluklar ülke içeri-sinde bütün kitleleri etkilemekteydi.

Osmanlı Devleti kurulduğu zamandan beri tasavvufî hayat ile hep iç içe olmuştur. Bu du-rum devletin tasavvuf hayatını dâimâ destek-lemesinden güç almıştır. Osmanlı’da padişah-ların tasavvuf yollarına ve büyüklerine hürmet ettikleri ve çoğu zaman onları korudukları bi-linmektedir. Yine padişahların ve devlet erkâ-nının kendi dönemlerindeki mürşidlerinin sohbetlerine katıldıkları ve hatta onlara intisâb ettikleri de mâlumdur. Nitekim III. Selim’in Mevlevî tarikatına mensûb olması, III. Mu-rad’ın Ahmed Sadık Efendi ve Şaban Efendi gibi şeyhlere yakınlık göstermesi, III. Musta-

Page 4: Kültür Yayınları Dizisiisamveri.org/pdfdrg/D250901/2014/2014_GORDEBILO.pdfkisi genelinde bahsi geçen mektup ile Ahmed Ziyâeddin Efendi’nin tavsiyeleri üzerinde dur-maya çalışacağız

223

1996

RE KL ÜL LE TN ÜA RH VEÜ YM AÜ RG D .R DA EL RI NC EABbildirilerULUSLARARASI GÜMÜŞHÂNEVÎ SEMPOZYUMUDOĞUMUNUN 200. YILI HATIRASINA

fa’nın Nemçe Seferine yine bir tasavvuf büyüğü olan Esirî Damadı Mustafa Efendi ile çıkması bu durumun örnekleri arasındadır.1 Rufâî şeyhi Ebu’l-Hudâ’nın hilâfet karşıtlarının devlet ka-demelerinde görev almasını eleştiren mektubu padişaha yazabilmesi de padişah ile yakınlığı-nın ve üzerindeki nüfûzunun bir göstergesidir.2

Devletin tasavvuf büyüklerine verdiği değer sadece birkaç kişi ile sınırlı kalmamış aksine ül-kenin çeşitli yerlerinde devlet tarafından itibar görmüştür. XIX. yüzyılda yaşamış olan İzmir Tireli Hâlidiyye Dergâhı Postnişini Şeyh Hacı Ahmed Efendi’ye işlerinde yardımcı olunma-sı3, Hâlidiyye Tarikatı Hulefası ve Humus Ca-mii İmamı Şeyh Mehmed Efendi’ye kolaylık ve hürmet gösterilmesi,4 Musul’daki Nakşiben-diye-i Hâlidiyye Zaviyesi Postnişini Haydar

Efendi’ye muavenet olunması5 gibi devlet tari-kat ilişkisinin sıcaklığını gösteren birçok olayın vakî olduğu belgelerle sabittir. Belgelerde ge-çen yer ve kişilerin çeşitliliği bize devletin belli kimseleri değil tarikat yolunun büyüğü olan herkesi desteklediğini göstermektedir.

Ancak bunun yanı sıra devletin desteği dışında cezalandırılmış tarikat büyükleri de zaman zaman göze çarpmaktadır. Sözgelimi XVII. yüzyılda IV. Murad’ın Rumiye Şeyhi-ni idâm ettirmesi, Nakşîbendiliğin Müceddi-diyye kolunun büyük temsilcilerinden Murad Buhârî’nin Çorlulu Ali Paşa tarafından şehir-den çıkartılıp yalnızlığa terk edilmesi6 ve 1828 yılında Hâlidiyye koluna mensûb olanların topluca İstanbul’dan Sivas’a sürgün edilmesi gibi olaylar devletin otoritesini tarikatler üze-rinde hissettirdiğinin de göstergesi olmuştur.7

1- Hakan Kaya, “XVII. yy’da Nakşîbendî Tarîkatının Devlet ve Toplumla İlişkisi”, Batman Ünv. Yaşam Bilim-leri Dergisi, c:1, s:1, Batman, 2012, s. 592.2- Gündüz, age. s. 68.3- BOA, HR.MKT. 65/16.4- BOA, A.MKT.UM 165/15.5- BOA, MVL 756/90.6- Kaya, age. s.595.7- Rüya Kılıç, “Osmanlı Devleti’nde Yönetim-Nakşbendi İlişkisine Farklı Bir Bakış: Hâlidî Sürgünleri” , Tasavvuf: İlmî ve Akademik Araştırma Dergisi, sayı:17, yıl:7, İstanbul, 2006, s. 109.

Page 5: Kültür Yayınları Dizisiisamveri.org/pdfdrg/D250901/2014/2014_GORDEBILO.pdfkisi genelinde bahsi geçen mektup ile Ahmed Ziyâeddin Efendi’nin tavsiyeleri üzerinde dur-maya çalışacağız

224

1996

RE KL ÜL LE TN ÜA RH VEÜ YM AÜ RG D .R DA EL RI NC EABbildirilerULUSLARARASI GÜMÜŞHÂNEVÎ SEMPOZYUMUDOĞUMUNUN 200. YILI HATIRASINA

Ahmed Ziyâeddin-i Gümüşhânevî’nin Devlet ile İlişkisi

Osmanlı devletinin eğitim müessesele-rinden olan tekkeler üstlendikleri görev îcâbı toplumu mânevî anlamda yüceltmeye çalışmış-lardır. Tekkeler bu misyonu yerine getirirken bazıları çeşitli zamanlarda fazlaca itibar gör-müştür. Bu durumun birçok sebebi olmasına karşın sebeplerden en önemlisi bu tekkelerin devlet tarafından hürmet görmüş olmasıdır.

Ahmed Ziyaeddin Efendi yaşadığı dönem itibâriyle devlet ile ilişkisi devam etmiş bir şey-htir. Mahmud Paşa Medresesi’ndeki hücre-sine sığmayacak kadar büyük bir kitleyi irşâd etmesi, tekke içerisinde kurduğu yardım san-dığı ile Müslümanları banka ve fâiz yolundan uzak tutmaya çalışması, tekkesini Bâb-ı Âlî’nin karşısında bir yer olan Fatma Sultan Camii’ne taşıması gibi sebepler Gümüşhânevî’yi devlet nazarında fark edilir kılmıştır. 8

Tekkenin Fatma Sultan Camiine taşındığı ilk yıllarda Ahmed Ziyaeddin Efendi devlet nazarında bir takım olumsuz durumla karşılaş-mış ve hatta İstanbul’dan çıkarılıp şeyhlikten el çektirilmesi dâhi teklif edilmiştir.9 Ancak daha sonraları ilmî yönü ile tebliğ metodu onu dev-rin padişâhı II. Abdülhamid Hân’ın gözünde farklı bir konuma oturtmuş ve bu durum daha ileri boyuta taşınarak karşılıklı özel görüşmele-

re kadar ilerlemiştir. 10

Aralarındaki bu yakınlık sebebiyle Abdül-hamid Han onun İstanbul’dan uzaklaştırılma isteğini uygulamamış aksine ortaya koyduğu İslâm birliği ve Hilâfetin tesirini artırma poli-tikasında kendisinden destek almıştır. Nitekim bu politika gereği Komor Adaları’na tebliğ gö-revlisi olarak Gümüşhânevî dervişleri gönde-rilmiştir.11 Yine Ahmed Ziyaeddin Efendi’nin vefatı sırasında II. Abdülhamid’in ilgi ve alaka göstermesi aralarında var olan rabıtayı açıkça ortaya koymaktadır.12

Ahmed Ziyaeddin Efendi ile padişahın yakınlığını ortaya koyan önemli bir olay da Gümüşhânevî’nin hac yolculuğudur. Kaynak-larımızda onun 1280/1863 tarihinde devlet tarafından özel bir vapurla hacca gönderildiği bildirilmektedir.13 Osmanlı Arşivinde yer alan 1279/1862 tarihli bir belgede bu duruma işa-ret edilmiştir.14 Devletin hemen herkes için bir özel vapur tahsisinde bulunmadığı ve bugün bile hac hazırlıklarının aylar öncesinde başladı-ğı düşünülerek bir yıllık farkın yolculuk öncesi hazırlık zamanı olduğu düşünülürse belgenin Gümüşhânevî’ye tahsis edilen vapur ile alaka-lı olduğu anlaşılacaktır. Bu durum; yönetimin Ahmed Ziyaeddin Efendi’ye gösterdiği saygı-nın devlet kayıtlarına geçmiş olması bakımın-dan ayrı bir önem arz etmektedir.

8- İrfan Gündüz, “GümüşhânevîAhmed Ziyâeddin”, D. İ. A. , İstanbul, 1996, c. 4, s. 276.9- BOA, Y. EE, 14/174.10- Kılıç, agm. s. 109.11- Gündüz, age. s.304.12- Gündüz, age. s.79.13- Gündüz, age. s.71.14- BOA, A.MKT. NZD 382/95. Ayrıca bkz. EK-1.

Page 6: Kültür Yayınları Dizisiisamveri.org/pdfdrg/D250901/2014/2014_GORDEBILO.pdfkisi genelinde bahsi geçen mektup ile Ahmed Ziyâeddin Efendi’nin tavsiyeleri üzerinde dur-maya çalışacağız

225

1996

RE KL ÜL LE TN ÜA RH VEÜ YM AÜ RG D .R DA EL RI NC EABbildirilerULUSLARARASI GÜMÜŞHÂNEVÎ SEMPOZYUMUDOĞUMUNUN 200. YILI HATIRASINA

Ahmed Ziyaeddin-i Gümüşhânevî’nin Mektubu15

İslâm Tarihi boyunca dinin ilme verdiği değere bağlı olarak ilim adamları genel olarak itibar görmüştür. Onların bu saygınlığı neti-cesinde yöneticiler de âdetâ kendilerini kont-rol altında tutan bu kitleyi desteklemiştir. Bu bağlamda yöneticiler kimi zaman onların tav-siyeleriyle yönetim sistemlerini tekrar gözden geçirdikleri gibi kimi zaman da bu denetim mekanizmasından rahatsızlık duymuşlardır. Tarih boyunca; devletlerin yönetim sistemi, adalet, malî yapı gibi birçok meselede ilim er-bâbının hükümdarlara tavsiyeleri olmuş ve bu tavsiyeler edebiyatımızda “siyâsetnâme” litera-türünü doğurmuştur.

Siyâsetnâmelerin kaleme alınması İslâm ta-rihinin ilk dönemlerine kadar gitmektedir. İlim adamlarının bu çalışmaları devletlerin parlak dönemlerinde artış göstermiştir. Bunun en önemli sebebi olarak devletin büyümesi ile iç ve dış tehditlerinin artması, önlem alınması talebi gösterilebilir.16

Osmanlılarda devlet yapısı içerisinde var olan ilmiye sınıfı yönetim ile her zaman dir-sek teması içerisinde bulunmuştur. Nitekim Şeyhülislâmlık müessesesi bu durumu biraz da zorunlu kılmıştır. Bu bağlamda padişahlar ilim erbâbıyla dâimâ diyalog içerisinde bulunmuş-lardır.

Ahmed Ziyâeddin-i Gümüşhânevî’de yaşa-dığı dönemde ilmi ve irşâd anlayışı ile yöneti-min dikkatini çekmiş ve devrin padişahı olan II. Abdülhamid ile güçlü bir bağ kurmuştur. Ah-

med Ziyâeddin Efendi’nin yaşamındaki birçok olay bu durumu ayrıntısı ile ortaya koymakta-dır. Ancak Başbakanlık Osmanlı Arşivinde yer alan bu belge ile onun padişah nazarında âdetâ naz makamında olduğu ve ona tavsiyelerde bu-lunabilecek kadar da hükümdârın kendisine saygı gösterdiği anlaşılmaktadır. 1293 tarihli ve Ahmed Ziyâeddin adıyla temhîr edilmiş olan mektupta şu ifâdeler yer almaktadır.

Dîn-i Muhammediyye’nin kıvâm ve imâdı ve şe’âir-i İslâmiyyenin rükn-i a’zamı cemâatle salât-ı mefrûza olduğundan cevâmi’ ve mesâcid-i şerîfelerde cemâatle salât-ı hamse edâsına devâm edilmesi ve büyük câmilerde ehâdîs-i şerîfe ve sû-re-i feth vesâireden tefsîr okudulması ve namâzlar akîbinde mücerreb ve mü’essir da’avât-ı belîga ile tehlîl ve tevhîd edilmesi kat‘îyyü’l-müfâd irâde-i seniyye ile bi’l-umûm teblîg ve mütemâdiyen emr-i icrâsı hakkında hafî ve celî mütedeyyin me’mûrla-rın ta‘yîni.

İşbu beyân olunan tefsîr ve ehâdîs-i Nebevî ders ve va‘zı ve nasâyihinde hâce efendilerin beyân edecekleri ahkâm ve siyerin ifâdâtında serbest olup hiçbir tarafdan mümâna‘at olun-mamalıdır ve işbu dersleri tedrîs edecek zevât ulemâ-yı rüsûhdan olup râsihûndan olmak ve ifâdâtında hiçbir tarafdan çekinmeyüp emr-i bi’l-ma‘rûf ve nehyi ani’l-münker etmeğe mukte-dir zevâtdan olmak meşrût buyurulması.

İşte şu sûretle olan va‘zı nesâyihin te’sîrâtı görülmek içün mahallât arasında ve zükâklar-da ve çarşularda vukû‘a gelmekde olan muhar-remâtın men‘i ve fuhşiyyâtın dahî kat‘ı esbâbına ber-devâm dikkat olması.

15- BOA, Y.PRK. MŞ. 1/5. Ayrıca bkz. EK-2.16- Hasan Hüseyin Adalıoğlu, “Siyâsetnâme”, D. İ. A. , İstanbul, 2011, c. 41, s. 306.

Page 7: Kültür Yayınları Dizisiisamveri.org/pdfdrg/D250901/2014/2014_GORDEBILO.pdfkisi genelinde bahsi geçen mektup ile Ahmed Ziyâeddin Efendi’nin tavsiyeleri üzerinde dur-maya çalışacağız

226

1996

RE KL ÜL LE TN ÜA RH VEÜ YM AÜ RG D .R DA EL RI NC EABbildirilerULUSLARARASI GÜMÜŞHÂNEVÎ SEMPOZYUMUDOĞUMUNUN 200. YILI HATIRASINA

Salât-ı mefrûzayı evliyâ-yı umûr-ı Bâb-ı Âlî ve devâ’ir-i sâirede cemâ‘atle edâ edilmesi esbâbı.

İmâmet ve hitâbet ve meşîhat hidemât-ı celîleleri kâ‘ide-i kadîmden sarf-ı nazarla ehl-i fazl ve rüşd, vera‘ ashâbına tevdî’ ve vücûh-ı birre tahsîs olunmuş evkâfın şerâit-i vakfiyyesi üzre müstahikkîne i’tâsı.

Akd-i nikâh mâddesinde tekerrür-i akd ve süd karışıklığı misillü bir takım sifâhın önü alınması içün mahalle imâmlarına tenbîhât-ı mukteziyye-nin îfâsı.

Esâs-ı millet ve bekâ-yı saltanat adâlete mübtenî olduğundan her bir dâireye müstakîm ve mücerrebü’l-etvâr bulunan zevâtı me’mûr idüb mesâlih-i vâkı‘ayı vakt ü zamânıyla rü’yet-birle erbâb-ı mesâlih senelerce sürünüp rahne-dâr ve müdde‘âsı bedelinde hatâ ve hasâr ve tûl-i müddet meksiyle târ u mâr olmakdan vâreste edilmek ve her sûretle herkes mazhar-ı adâlet olmak esbâbına i‘tinâ olunmak ve bunun hilâfında hareketde bulunanların kat‘iyyen cezâ-yı sezâlarını görmesi.

Merci‘-i adâlet ve ziyâdesiyle şâyân-ı dik-kat olan hükkâm-ı şer‘iyyenin ıslâh-ı ahvâlleri-dir. Her nasılsa bir vaktden berû bir tâkım fıska vechle tarîk-i kazâ ve niyâbete dâhil olmuşlar ve hasebü’t-tarîk terakkî idüp rütbe ve pâye-ler almışlar. Mücerred rütbesinin derecesine göre şer‘-i şerîfe me’mûr olup muktezâ-yı cehl ve fısk-ları üzre hukûk-ı şerî‘at-ı garrâyı pây-mâl ve memâlik-i mahrûsenin en büyük mahallerinde bir tâkım enîn? nazarlarında medâr-ı tavr ola-rak nâmûs-ı şerî‘ati ihlâl edegeldikleri meşhûd bir hâldır. Binâ’en-aleyh rütbe ve ruûs-ı hümâyûn ve me’mûrûnı şer‘iyye ehl-i fazl u ilmle ma‘rûf zevâta tefvîz olunması.

Sultân Süleymân tâbe serâhü hazretlerine ge-

linceye kadar deverân iden kâid[e]-i mehâsin[i]fâde-i selâtîn-i sâlife-i izâm hazarâtın eserine iktizâ-i cenâb-ı mülûkâneleri dahî aralık aralık nezâretlere teşrîfe rağbet buyurup istislâh-ı vâ-kı‘ât ve icrâât ile iktizâsına göre me’mûrînin taltîf ve tehdiyeleri kaziyyelerine atf-ı nazarına tek bî-dirîg buyurulması.

Ve ba’zan dahî tebdîl-i sûretle çıkılup ebvâb-ı devâirin seyr ve temâşâsıyla ashâb-ı mesâlihin ve me’mûrînin ahvâl-i vâkı‘alarına muttali‘ olmala-rı.

Pek ehemm ve elzem ve belki farz-ı ayn olan akâid-i dîniyyeye müteallik kütüb ve resâili mekâtib-i rüşdiyyede ve fıkh-ı şerîf ve usûlu dahî mekteb-i mülkiyye ve mekâtibi sâirede tertîb üzre tedrîs olunması.

Sonuç

Ahmed Ziyaeddin-i Gümüşhânevî yazdığı bu mektubunda önemli gördüğü sorunları hiç-bir çekince içerisine girmeden rahatlıkla beyân etmiştir. Onun bu mektubundan dönemin so-runları hakkında detaylı bir fikir sahibi olmak-tayız.

Mektupta geçen tavsiyeler maddeler halin-de şunlardır:

1. Namazların cemaatle kılınmasına önem ve-rilmesi, namazlardan sonra tefsir ve hadis dersleri işlenip zikir ve duâların yapılması gerektiğini bildirerek bu işlerde görev alacak kişilerin ehliyetli olmasına özen gösterilme-si. Ayrıca bu durumun padişâhın yayınlaya-cağı bir irâde ile herkese bildirilmesi.

2. Bu dersleri verecek olanların hiç kimseden çekinmeyen kişiler olması ve bunlara hiçbir yerden baskı uygulanmaması.

Page 8: Kültür Yayınları Dizisiisamveri.org/pdfdrg/D250901/2014/2014_GORDEBILO.pdfkisi genelinde bahsi geçen mektup ile Ahmed Ziyâeddin Efendi’nin tavsiyeleri üzerinde dur-maya çalışacağız

227

1996

RE KL ÜL LE TN ÜA RH VEÜ YM AÜ RG D .R DA EL RI NC EABbildirilerULUSLARARASI GÜMÜŞHÂNEVÎ SEMPOZYUMUDOĞUMUNUN 200. YILI HATIRASINA

3. Yapılacak cami derslerinin tesirli olabilmesi için dışarıda işlenen haramların engellen-mesi için çalışılması.

4. Bâb-ı Âlî’de bulunan memurların beş vakit namazı cemaatle kılmaya özen göstermesi ve diğer devlet dâirelerinde de buna önem verilmesi.

5. İmam, hatip gibi toplumu irşâd yükümlülü-ğü olan görevlere ehil insanlar getirilmesi ve vakfedilmiş olan mal ve müesseselerin işleri-nin yine ehil kimselere tevdî edilmesi.

6. Nikah akdî sırasında süt kardeşliği ve boşan-mış çiftlerin yeniden evlendirilmesi gibi so-runlara dikkat edilmesi için mahalle imam-larının uyarılması.

7. Her dâireye alanında tecrübe sahibi kimseler tayin edilerek, bunların herkese karşı adaletli davranmasının sağlanması, buna uymayan-ların da cezâlandırılması.

8. Ehli olmadıkları halde şer’î hükümler veren kadılık makamına oturanların fesâda sebep

oldukları ve bunların yerine ilmi ma’rûf kişi-lerin tayin edilmesi.

9. Sultan Süleyman Hân’a kadar devam etmiş olan padişahların devlet dâirelerini ziyâre-ti işine tekrar başlanılması ve memurların durumlarına göre taftîl edilip hediyelendi-rilmesi.

10. Bazı zamanlarda tebdîl-i suret ile devlet dâirelerinin denetlenmesi.

11. Rüşdiye mekteplerinde Akâid kitaplarının ve mülkiye mekteplerinde de Fıkha dâir eserlerin okutulmasının farz-ı ayn derece-sinde olduğu.

Bu mektup bize Gümüşhânevî’nin top-lumun sorunlarından bî-haber olmadığını ve onun padişahın nazarında bu tavsiyeleri ver-meye muktedir olacak kadar büyük bir saygın-lığının olduğunu göstermektedir. Umarız gün yüzüne çıkartmaya çalıştığımız bu mektup Ah-med Ziyâeddin Efendi’nin daha iyi tanınması-na yardımcı olur.

Page 9: Kültür Yayınları Dizisiisamveri.org/pdfdrg/D250901/2014/2014_GORDEBILO.pdfkisi genelinde bahsi geçen mektup ile Ahmed Ziyâeddin Efendi’nin tavsiyeleri üzerinde dur-maya çalışacağız

228

1996

RE KL ÜL LE TN ÜA RH VEÜ YM AÜ RG D .R DA EL RI NC EABbildirilerULUSLARARASI GÜMÜŞHÂNEVÎ SEMPOZYUMUDOĞUMUNUN 200. YILI HATIRASINA

EK: 1

Page 10: Kültür Yayınları Dizisiisamveri.org/pdfdrg/D250901/2014/2014_GORDEBILO.pdfkisi genelinde bahsi geçen mektup ile Ahmed Ziyâeddin Efendi’nin tavsiyeleri üzerinde dur-maya çalışacağız

229

1996

RE KL ÜL LE TN ÜA RH VEÜ YM AÜ RG D .R DA EL RI NC EABbildirilerULUSLARARASI GÜMÜŞHÂNEVÎ SEMPOZYUMUDOĞUMUNUN 200. YILI HATIRASINA

EK: 2