kissadir hayat - m.Şehmus gÜzel
DESCRIPTION
ŞİİRLER-3 M.SEHMUS GüZELTRANSCRIPT
1
2
3
M. ŞEHMUS GÜZEL
KISSADIR HAYAT
ŞİİRLER: : ÜÇ
Emegin Sanatı E-Yayınları
Emeğin Sanatı E-Kitaplığı Şiir Dizisi - 27 Ocak / 2013
4
Aralık 2012, Paris. Yapıt : M. Şehmus Güzel Teknik Yönetmen : MŞG Dizgi : MŞG Sayfa Düzeni : MŞG Kapaktaki Yapıt : M. Ş. Güzel’in bir şiirinden Françoise Giannesini tarafından gerçekleştirildi. Kapak Tasarım : MŞG ĐSBN : Belki gelecek. Belki gelmeyecek. Bu yapıtın yayın hakları yazarına aittir. Olmayabilir de. Birinci Baskı : Aralık 2012 Baskı ve cilt : Özel, evde. Kitaptan edinmek için iletişim : Gerekirse.
KISSADIR HAYAT ŞĐĐRLER 3 M. Şehmus Güzel Kapak Fotoğrafı: Françoise Giannesini Kapak Düzeni: M. Şehmus Güzel Yayın, Tasarım ve Düzenleme: A. Z. ÇAMUR Emeğin Sanatı E-Yayınları Emeğin Sanatı E-Kitaplığı Şiirı Dizisi:27 Ocak 2013
Emeğin Sanatı E-Yayınları Emeğin Sanatı E-Dergisinin yan kuruluşudur. Đlgili web adresleri: http://emeginsanatie-yayinevi.blogspot.com http://emeginsanati.blogspot.com http://issuu.com/emeginsanati Emeğin Sanatı E-Yayınları e-posta adresi: [email protected]
© Bu e-kitabın tüm hakları M. Şehmus Güzel’e aittir. M. Şehmus Güzel’in izni olmadan hiçbir biçimde taklit edilemez, kopyalanamaz, çoğaltılamaz. Ancak kaynak belirtilerek alıntı yapılabilir.
5
YENİ YIL İÇİN BİR KİTAP
Geçmişte, yeni yıl yaklaşırken tebrik kartları satın alınır, özel zarflar hazırlanır, kartlar özenle ve bezenle yazılır, incelikle zarfına yerleştirilir ve, birçoğu birarada, aynı sepette binbir renkle boyalı seçkin yumurtalar gibi, postanaye götürülür ve postalanırdı. Yine böylesi ritüel sürüyor mutlaka kimi mekanlarda. Bunun tadı da başkadır.
Zamanla yeni yıl kartı yerine, bir parça farklılık, iki dirhem yenilik ve birazcık da keyif olsun diye yaşanmış yılda, geçmiş yılda diyemiyorum yaşanan hiçbir şey geçmiyor kalıyor çünkü, yazdığım hayatla şakaları, tırnak içinde ama tırnakla yazılmayan «şiirlerimi» derleyip minik bir kitap biçiminde bastırıp, bilhassa kapağına özel özen göstererek, tebrik niyetine gönderdim. Bu işi iki kez denedim : 2004 için 2003’te Aşk-Olsun ! ile. 2006 için 2005’te Đkinci Şiirler ile.
Sessizce ama emin adımlarla yaklaşan 2013 için yine böyle bir öznellik yapayım dedim. Son yıllardaki « şakalarımı » derlemek ve Đstanbul’da bizzat kitap olarak bastırmak, sonra o kitapları Paris’e kadar getirtip buradan yazacağım iyi dileklerimle, tebriklerimle göndermek üzere kolları sıvadım. Birkaç dosta danıştım. Birkaç yayınevi böylesi minik bir kitabın mali yükünü de bildirdi. O sırada danıştıklarımdan Diyarbekir Grubu kurucusu, dostum, hemşerim yazar Ergün Eşsizoğlu « Hocam, bu işin zahmeti yerine kitabını pdf olarak düzenle ve gönder » önerisini yaptı. Pırtttt ! Çıtırrrrrttttt ! Kafamdaki ampül birden parladı. Flaşşşşş ! Trakkkkk ! Hem de kalıcı cinsinden parladı. Öyle pır pır yanıp sönmedi. O ampül ve o ışıkla birkaç gün, birkaç hafta dolaştım. Kitap olarak mı göndermeli pdf olarak mı ? Kitap olunca kalıcı da oluyor, hem de somut bir şey, yani elle tutulabilen gözle görülebilen bir « objet » biçiminde kitaplığınızda, büronuzda bir yerde arada bir bile olsa size bakıp gülümsüyor veya gülümsetiyor. Doğru. Ama Đstanbul’da bastırılan kitapların buraya kadar gönderilmesi de epey dertli ve dahası acil olarak yetişmesi de bazen maalesef « hava şartlarına çok bağlı ». Ve her zaman da bir Timur veya bir Arif bulmak ta kolay değil. Hani bir rastlantı sonucu uçakla gelen de yok. Neyse uzun sözün kısası pdf kararını verdim. Kapağını bile bizzat kotardım. Bana kalırsa pek fena olmadı. Umarım ilginizi çeker, hoşunuza gider, belki bir, iki veya kimbilir belki üç şiir/şakayı beğenirsiniz. Bu da bana yeter : Yeni yılınız kutlu, mutlu ve barış yılı olsun demek için.
Bu girişi uzatmak niyetinde değilim hemen kitab.pdf’teki « sunu »yu takdim edeceğim, bir de seçtiğim bir şiiri, ama hemen şunu da eklemeliyim : kitap.pdf’yi yüzelli kadar akraba, arkadaş, dergidaş, grupdaş, dost ve yakınıma elektronik posta aracılığıyla göndermeye başladım. Ancak bu makaleyi okuyan ve şakalarımı/şiirlerimi merak eden ve onların tümünü okumayı arzulayanlar, meraklılar, olursa kitab.pdf’i gazetenin yazıhanesinden pardon sitenin veya grubun yöneticisinden isteyebilirler.
6
kitap.pdf mutlaka özenle ve bezenle iletilecek ve meraklılar arasında arzulayanlardan sadece izlenimlerini bildirmeleri müdüriyet tarafından rica edilecektir. Mecburiyet yoktur. Maksat karşılıklı bir etkileşimin yaratılmasına kaktıda bulunmak. Bakarsınız bu karşılıklı etkileşimden yeni bir enerji doğar ve kafamdaki ampül, yukarıda sözünü ettiğim ampül, parıl parıl parıldamasını sürdürür.
Đzninizle son bir söz de yayınevi sahibi ve/veya yöneticisi dost, arkadaş ve tanıdıklarıma:
Bu kitap.pdf hep pdf olarak kalmak zorunda değil. Yani benim en azından ondan böyle bir şeyi istemek hakkım olduğunu sanmıyorum. Bakarsınız aklına eser ve kalkar, «Ben artık kağıda ve kartona bürünmek, el alem içine çıkmak, dokunulmak, okşanmak (kötü anlamı yok, kışkırtmalara kapılmayın, nümayiş yapmayın lütfen !) istiyorum» diyebilir. Bildiğiniz gibi, bugünkü kitaplar artık konuşuyorlar da. O zaman işte yayınevi sahibi ve/veya yöneticisi dost, arkadaş ve tanıdıklardan bir ricam olacak : Bu pdf’i sigara kutusu büyüklüğünde minik minnacık bir kitap olarak basalım : Hani yıl içinde kullandıklarınızdan yıl sonunda elinizde ve bakın işte orada matbada tam köşede işte şurada beee dipte kalan o çok renkli ve çok benekli kağıtları ve kartonları bu iş için kullanalım. Sigaradan daha az zararlı hatta tamamen zararsız ve dahası SGK hastalık sigortası tarafından ödenecek giderleri. Giderler olursa. «Kendim için bi şey istiyosam nâ–merdim.»
Yeni yılda yeni kitaplarla halvet ve mest olmayı da ihmal etmeden.
Şimdi sırada « sunu » ve sonra seçilmiş şiir /şaka :
7
SUNU
Hayatımız en büyük « kıssa »dır mutlaka. Hayatımız ibretlik bir hikayedir kesinlikle. Hayatımız ibretlik hikayelerden oluşan bir yumaktır. Ahlaki, tarihi, kalıcı, aşksal, hüzünlü ve tebessümlü hikayeler demetidir hayatımız.
Hayatımız en büyük deneyimimiz.
Bu kıssadan kaç hisse çıkar. Çıkarılabilir?
Bir yaşama kaç ömür, kaç ülke, kaç aşk, kaç macera, kaç «diploma», kaç «firar», kaç «yolculuk» sığdırılabilir?
Üçüncü şiirler üçüncü yaşama mı bağlanır? Yeni bir kapının eşiğinde miyiz ? Üçüncü hayat nedir? Kendi ilişkilerinde azılı ve asılı!
Her ozan kendi şiirinden vurulur. Her şair kendi şiirinden sorulur! Şairi tanımlamak kendi işidir. Bize hariçten gazel okumak değil alkış tutmak yakışır. Şaire değil şiirine. Şair özgürdür. Sivildir. Sessizlik şairin çığlığıdır. Çığlık cinnet yerine geçmez. Onu siler. Silgi gibi.
Şiir gizildir. Anlamını gizler. Kendini ele vermez. Bir defada teslim olmaz. Önemliolanı arar. Öz olanı. Kimi zaman bulamayabilir de. Duyum bulur. Duygu bulur. Yazılanı, anlatılanı, aranılanı, eksikliği giderilemeyeni, boşluğu doldurulamayanı aktarır. Aktarmaya çalışır demek daha yerinde olacak burada.
Dış konuşmalar azalınca «iç konuşmalar» derinleşir üçüncü yaşamda. Đşte o zaman şiir girer devreye.
Ölümün kuşattığı kendi evlerimizde mahpus. Soyut bir mekanda besbelli somut bir tehdit dikilivermitehdit dikilivermiş karşımıza. Beyazlara bürünmüş.Işıklar içinde : Pırıl pırıl. «Beyaz Işık» bizi bekler biz de onu. Herkes sırasıyla. Her şey zamanı gelince.
Dış konuşmalar azalınca evet ve mutlaka «iç konuşmalar» yogunlaşır. Đç yolculuklar çünkü uzun sürerler. Uzun. Çokkkk uzun. Çok!
Sanatcı ve hele şair «gözlerini içine çevirmeyi en iyi bilen, en derine bakan insandır» diyor Bejan Matur : Şairdir bilir.
«Đçimdeki sesin arayıcısı oldum» : Bu da şair Hakan Savlı'dan. O da bilir : Çünkü O da şair.
8
Peki o zaman iç konuşmalarımız ne diyorlar? Bir kulak kabartsak mı? Đşte şimdi şiir(ler)imizi dinlememiz şart. Hiç geçikmeden. Çünkü kalkan şiir trenidir. Kaçırılmaması gereken.
Elbette ekmeğe ve tuza, özgürlüğe ve kardeşliğe, aşka ve sevgiye, sohbete ve muhabbete ihtiyacımız var üçüncü yaşamın başında, ortasında, diplerinde. Derinliklerinde.
Ve hepimizin ihtiyacı olan başka bir şey daha var : Kim olduğumuzu, nereden gelip nereye gittiğimizi ve neden yaşadığımızı bilmek arzusu. Anamızın elini bırakmamak.
Dön bak ara kendini iyi aynanın arkasında bilhassa. Đpekten saraylar yaptırdım sana kalır mısın bana ?
Şiir: Farklı bir anlatım biçimidir mutlaka.
Şiir: Farklı bir iletişim aracı, ilişki demetleri ağı da olabilir mi? Altmışlarında insanların?
Çiçek insanlar kendi bahçelerinde yalnız. Neden?
Bir zamanlar «The time is money» diyorlardı, deniyordu, diyorduk. Dün, Paris'te, bir duvarda şu yazıyı okudum : «The time is honey» : Bal yiyen parmaklarından tutsam : Bal yemek ve ballı konuşmak için.
«Bir şair, bir insan içine kapatılmış bir dünyadır.» diyordu Victor H.
Sartre, «Oyun, yaşamın/varlığın ilk şiiridir.» dedi. Sonra sustu. Ve uyudu.
Oyun oynamak : Düşünmek, aralıksız şaşırmak, yeniden şaşırmak ve yaşama daha farklı basamaklarından devam etmektir çünkü. « Büyüdükçe », yaşlandıkca neden oyun oynamaktan vazgeçiyoruz ? Neden vazgeçmemiz gerekiyor? Neden vazgeçmemiz gereksin? Oyun oynamaya, eğlenmeye son vermemek, yaşamın sırrı belki burada. Neden vazgeçmemiz gerekiyor? Neden vazgeçmemiz gereksin? Oyun oynamaya, eğlenmeye son vermemek, yaşamın sırrı belki burada.
Ütopya sadece Moskova'da bir «gece kulübünün», Paris’te bir dükkanın ismi değildir. Asla. Düşler(imiz) ve düş(meyen)lerimiz ile.
Anlaşılmak istiyorsan, başkalarının bakışında kendini ara. Başkalarının bakışındaki kendine bak.
9
En iyi şiiri şairler mi yazar? Veya sadece şairler mi (y)azar-azar? Giacomo Leopardi ne der bu meseleye? Umutsuz, melankolinin «siyah güneşi» ile aydınlatılmış ve görüntüleriyle bizi bizden sizi sizden alıkoyan «dünyanın» şairi : Felsefi sorgulamalarıyla yaşam ve ölüm, acı ve hüzün şiirini donatır : Sevilen kadın, ertelenen aşk, bütünlemeye kalan aşık(lar), görmemezlikten gelinen hayata dair rüya. Boşuna!
Şair şaire baka baka şairleşir. Şair şiir okuya okuya.
Şiir hem fikirle yazılabilir hem de bilhassa kelimelerle. Şiirin «ruhuna» yaklaşmak tutuşturabilir, yakabilir : Şiirin güvertesine şairle çıkmak başlıbaşına bir yolculuktur çünkü. Hele zor zamanların şafak vakitlerinde. Güneş ışığını göremedik ay ışığına çıkalım o zaman. Ama tedbiri elden bırakmamalı yine de : Şiirin ve şairin labirentlerinde yitmek tehlikesi her zaman var : Dikk-at(ah!).
Şarap ve rakı, votka ve bira, viski ve şampanya şişelerinin gölgelerine saklanıp, siyah gözlüklerin arkasında yitip «yüz kaçırmak» mümkün mü şairlikte? «Söz uçar, yazı kalır» : «Verba volant, seripta manent».
Ya sonra? Her yazılan şiir mi ola?
Kimi yazar. Kimi şiire ihtiyaç duyar.
Saati gelince, faturayı ödeme saati, her yaratık kendi kesesinden öğrenir. Her sözcük kendi macerasını yaratır.
Yaşamdır bunun adı. Kıssadır. Ve derslerle yüklüdür : Yarınlara gebe. Yaşam da bir tür şiirdir çünkü.
Genç Kurt. Yaşlı Tilki. Đhtiyar Aslan. Uyanık Horoz. Tek başına ve hep yapayalnız çakal. Sersem kelebek. Hızlı, korkak, can derdiyle kesintisiz içlidışlı sincap, kuyruğu kendinden büyük, kıçı bembeyaz.
Ve hepsi şair : Saati geldiği an. Her sözcük, her sevgi, her an kendi macerasını yaşar ve her sevgi kendi macerasını tanır. Şiirde. Şairle.
Cevapsız kalan, kalacak olan mektuplar yazmaktan usanmak şairliğe kurulmuş bir saattir mutlaka : tik tak tik tak tik tak.Tik.Tak.Tik.Tak.Tak şiir.Tik şiir.
Cemal Süreya boşuna mı «Şairin hayatı şiire dahil» dedi. O zaman «üstü kalsın» abem. Canım. Đki gözüm. Bir tanem. Babam. Kurbanın olam.
Tamam öyle olsun. Bunların tümü ve tamamı iyi ve güzel de yanıtlar mısınız lütfen? «Biz kimin, kimlerin düşüyüz?» «Biz kimin, kimlerin düşüyüz?»
Yaşam şiirle ne zaman kesişir?
Zor zamanlarda.
10
Yani?
«Hayata nişanlı, ölüme sözlü» zaman dilimlerinde.
Hayatı anlamak : Aramak ve beklemek midir?
«Karıncaların birliğinin dağları delik deşik ettiğini» unutmadan. Umudu yani elden bırakmadan. O günlerin umuduyla ölüme yatılsa bile.
Ve sonra kalkmak.
Acı çekmek, ama « yeterince acı çekmek » şiire yol verir mi?
Verir. Ama sıkıntıyı da es geçmemek şartıyla.
Đç sıkıntı. Đç konuşmalar. Đç yolculuklar : Son durak : Şiir.
ŞĐĐR BĐR TÜR PATLAMIŞ MISIR, PARDON BĐR TÜR PATLAMIŞ FĐKĐR OLMASIN? Helenistik dönemin şairlerini dinlersek.
Burada yazdıklarım şiirden çok şakadır. Hayatla şaka. Ciddi ama hınzır. Saf ama uyanık. Kısa ama kıssa.
Şiir madem ki bir anlık bir duygudur. Bir anlık bir tebessüm. Bir anlık bir güneş parıltısı. Bir ışık. Kısa bir anı. Derin ve henüz çözülememiş bir acı. Belli belirsiz bir hüzün. Bir düşüncedir. Belki. Kimbilir?
Her sözcük kendi tarihiyle yüklü. Ve her sözcük kendi doğuşundan, kendi yaratılışından ve kısacası kardeşlerim kendi yazıldığı ana kadar üstlendiği tanım, görüntü ve resimden sorumludur. Başka şeyden değil. Ve sözcükleri bütünlemeye bırakamazsınız. Bırakamayız. «Geçer not» alırlar her sınavda. Pespaye hocalara inat.
Ve (y)üzüm tadında şiirler(im/mi) yolunuzu gözler : Yeni nice yıllarda birlikte patlamış mısır, kabak çekirdeği, taze nohut, leblebi yemek ve bağlarda ve tarlalarda koşturmak : Derisini « unutmuş » kendini unutmamış bir yılanın peşinden ...
Kendi gençliğimizin, kendi çocukluğumuzun neşesiyle.
Eh bu da bize yeter.
Şiirle.
11
M. Şehmus Güzel, bir Paris sabahında, saat beş gibi
12
13
başlangıç
herşey şiirle başlar.
her şiir şairle sürer.
hayat yaşanır.
kül olan kötülerdir.
iyiler bizim.
iyiler bizimkiler.
iyiler biz.
herzaman
14
sabır
sabırlı olmayı öğrenmek için
haliç’te
veya seine’de
balık tutmak
tutmaya
çalışmak
15
sonbahar yaz
bir sonbahar havası
düşmüştür
temmuzda
ve ben şaşırmışımdır:
böyle paris’e
böyle yaz!
16
başlıksız
«köpekler
kedi
doğurmazlar!»
asla!
hele
burda!
17
paris güneşi
paris güneşi
nazlanır doğmak için
pazar sabahlarında
pazartesi sabahları
uyku sersemidir
başkent/başabelakent
yürüyüşünden belli
pazartesi akşamları
yalnızlık kokar
lokantaları
üzülürsünüz
18
ok
anlatacak.
kendine anlatacak
hiç bir şeyi olmayanlar
başkalarını izler
eleştirisel
bakışlarla
birer ok
19
ayna
suya yansır gökyüzü
insanlar,
kadın, erkek
ve çocuklar
aynaya
seçmesini bilmeli
aynalarımızı
mekan ve zaman
içinde
çocuklar anlar
20
mevsimler
bir saatte
dört paris mevsimi
sabah : ilkbahar
13.33 : yaz
sonbahar
kış
ama pariziyen
maalesef
21
kişkiş
köşebaşlarını tutmuş
danalara
etkisiz yetkili de olsalar
yetkili etkisiz de olsalar
kişkiş
kişkiş
kişkişlanoğlumkişkiş
bilinmezbirzamanınsabahında
22
iç
doğa
içeridedir
ta içimizde
iç derinliklerimizde
iç gezintilerimizdedir
(aix-en-provence'lı paul
cezanne'a güzelleme)
23
ah !
anadolu
ahha-a-donlu!
24
küf
küflü bir şairden
çıkar bir şiir
ama
giremez!
25
ece
"nostalji"
için
ece
(ayhan)
"yurtsama"
yı
önerir
önenir
önerdi
26
yatakta
yatakta
iki kişi
birbirine
biri
diğerine
yabancı
ikisi
de
biri buz
diğeri tuz
çünkü
27
yolda
bu kitabı bir yolda, bir yolculuk sırasında okumalısınız/okumalıyız
limanı, istasyonu, garı, duru ve durağı olmayan bir yolculukta
çünkü
limanımız onda ve orda
(kitabta yani)
garımız ve durağımız da
binerken bilet almayı unutmamalıyız yine de
çünkü
her an
denetleyiciyle burun buruna gelebiliriz:
ve
-şu satırı
şu paragrafı
şu sayfayı
şu öyküyü
şu şiiri
okudunuz mu
diye sorabilir
sorgudan geçenler bile
burada « sınıfta kalabilirler »
kaçamayız
kaçamazsınız
çünkü
kapı tünne
pencere tünne
yol tünne
çünkü
ama
yolcu
28
var
yolcu var
evet
he
lo
29
geliyor
ondokuz
mayıs
bindokuzyüzkırkbeşdeyiz
"demokrasi geliyor!"
dediler
sevindirdiler
ankara'dan
yola çıkarıldı
demokrasi
yirmidört kasım ikibin(i)yedi
saat altı kırksekiz :
bekliyoruz hla
ankara'da
hala
30
ekmek ve özgürlük
aç kaldım
evet
ama
özgürlüğümü
ipotek altına koymadım
21 ağustos 2009
31
hayalet
orman sınırında
üç hayalet
gibi
dizilmiş
üç kavak
yapyalnız
22 eylül 2009
32
çay
sohbet koyulaşırken
çaylar
deminde
içilmeli
derim
30 kasım 2009
33
tren
hızlı geçiyor
trenleri
günümüzün
-hızlandırılmış
değilne
duman
ne iz
ne yaman.
11 aralık 2009
34
duvar
duvarı aşarken
yazısını
götürüyorum :
« je t’aime »
« Zip »
« Fuck »
tak !
4 aralık 2009
35
ev
her kutu
bir ev
her evde
kibritler
tutuşmaya
hazır
(am-a-de)
24 Aralık 2009
36
yarış
gök ormana
«ağaçlarını
bırak da
öyle
gel !»
dedi
der
ben
ona
sosyolojini topla da öyle gel desem
desem mi
2 ocak 2010
37
yangın
yangın,
yangın
diyen
ağzımız,
yangın
diye yazan
kalemimiz
tutuşmadan
söndü
rül
dü
4 şubat 2010
38
sığınak
rüyalarımızın
son sığınağı
sanat
seyir
şiir
resim
sinema
şenlik
12 şubat 2010
39
kadınımbenimkadınım
sevdiğim kadın mı,
gölgede unuttuğum,
evdeki
demirbaş,
şeyler
arasında,
yanında,
«içinde»
terk ettiğim.
20 Şubat 2010
40
sergilerressamlar
sergiler geçer.
tablolar
ve ressamlar
kalır.
bizimle.
bizlerle.
22 Şubat 2010.
41
hamdullah için
kavgada
düştü hamdullah
avucunda güneş
hamdullah gitti
güneşi bize bıraktı
1 Mart 2010
42
Eş-(ben)im
eşim
kapalı kaldı
aklını çaldı.
8 Mart 2010
43
sur çiçekleri
sitemde bahar
çiçekleri
diyarbakır
surlarından
sur çiçekleri
sır çiçekleri
15 mart 2010
44
man-z-ara
trende, metroda, tramvayda, otobüste
geçer
bir pencere,
perdeli veya perdesiz,
aydınlık veya karanlık,
inen veya kalkan bir uçak,
hızlı
ama henüz « hızlandırılmamış»
bir tren,
bir bahçede gömülü bir bahçıvan, şapkasız,
köpeğini gezintiye çıkarmış
yaşlı ve yalnız bir kadın
veya erkek,
veya
bir çocuk, çorçocuk.
tek başına yürüyen, pantolonu siyah, gömleği beyaz, yalınayak yalnız adam
«firari »
belli.
bir ceviz. bir nar.
bir nehir, bir ırmak, bir çay,
çağlayan.
(ç)ağlayan.
bir genç. bir kadın : kavgalı çıkmış
evden
bu da
çok belli.
18 mart 2010, yolda
45
ayrılık
bir yıldız kaydı :
şirin,
mütevazi,
ince,
nazik,
sevimli,
güleryüz
bir yıldız kaydı.
13 nisan 2010
46
yapayal
ne balkonlarında
bir yaratık
ne teraslarında
ne pencerelerinde
ne kapılarında
yapayal-nızlık
ne ?
15 nisan 2010, yolda
47
şenlik
köprüler bizim bugün
köprüler, sokaklar,
cadde, bulvar ve meydanlar
bizim bugün
bayraklar, flamalar,
sloganlar
bizim bugün
bugün çünkü bir mayıs.
1 mayıs 2010
48
yolcu yolda
çıngıraklı
bir yılan
gibi
manzaramı
yeşilimi
ve
sarımı
ve
mavimi
ikilere bölen
a’dan z’ye parçalayan
didik didik didikleyen
hızlı çok hızlı tren geçiyor
penceremden
ey-vah!
6 mayıs 2010
49
sev
işe
önce
insanları
sevmekle
başla,
bulursun
nasıl olsa
nefret etmeye
zaman.
7 mayıs 2010
50
beyaz ışık
çocukluğum
bu
sabah sona erdi,
anamın
mübârek yüzü
hafızamda
canlanırken.
27 mayıs 2010
51
süs-le-mek
saklı
binlerce
not
ve
dipnot
altında
ve
bütün
beklentilere karşın
buldu
yine de
«pırlanta»yı.
31 mayıs 2010
52
hayat
gecenin bittiği yerde
başlar
paris :
hayat limanının
eşiğinde.
13 haziran 2010
53
sus
susmak da
bir tür konuşmaktır
aptalca sorulardan
sonra
12 temmuz 2010
54
öl-mek/ mölmek
ölmek uzun
sürer :
yaşamaktan daha çok.
hele
öleceğini bilerek yaşamak :
uzun
çok uzun.
17 temmuz 2010
55
ya(lnı)z(lık)
yaz
geldi,
üşüyoruz
yalnızlıktan
acıların
başkentinde.
19 temmuz 2010
56
yab-an-cı
«yabancısız»
paris
paris olamazdı.
23 temmuz 2010
57
cumartesi
24 temmuz ikibinon
saat beş.
geldin.
güneş
te seninle
birlikte girdi
odama.
58
çok kül-türlü-lük
ya
çok kül-türlü-lük
kabul edilecek
ya da
kül
olup
yitilecek.
28 temmuz 2010
59
güver-cin
bu harika
bir güvercin
bir seferde
dört takla atıyor
sonra
yan gelip yatıyor.
29 temmuz 2010
60
baş-kent
her sabah
yeniden
başlayan
bir maceradır
bu kent.
ikimiz için
bir kent :
baş-kent
31 temmuz 2010
61
adil ve adalet için
şiirden piyes.
piyesten seyir.
seyirden eylem.
eylemden direniş.
direnişten
zafer.
böyle kotarılır
iki gözüm.
2 ağustos 2010
62
açmalı
ilham gelince
ne yapmalı?
kapıyı
ve
pencereleri
açmalı!
27 ağustos 2010
63
ölü
ölülerimiz
duyurulmaya
değmez !
1 eylül 2010
64
sıkıntı
sıkıntısını,
iç ve dış
sıkıntısını,
bir başkentten
öbürüne
götüren
birseksensekizlik
yaşlı delikanlı
vitamin dede
yine de
sıkıntılı.
3 eylül 2010
65
gün ve gece
gün
bozbulanık
gece
keşmekeş.
10 ekim 2010
66
kilim
rüzgar
serer
yapraklarını
çimenlere
anadolu’dan
bir kilim sanırsın.
1 kasım 2010
67
üzme!
zayıflatır
üzer
sarsar
isyanlara gebe
tecrit devletleri
kendini beğenmiş.
2 kasım 2010
68
saf
yalancı ilkbahar
aldatır
çiçekleri
böçekleri
saf.
5 kasım 2010
69
vişşş kele !
harb
harbe
harabe.
20 kasım 2010
70
iz
hafızamda
kalan
iz,
hafızama
bırakılan
iz:
ince uzun bir çocukluktur:
yaz,
sarı-kırmızı,
gazoz ve dondurma
ya da
dondurma ve gazoz
meşin yuvarlak
tommiksteksaskinova
drinaköprüsüdağlarıntaçsızkralıkoçero
avareyıllarcemilebabaevidünyaeviteneke
nar ve ceviz
bağ
ve yılan
ergani, tarmul, çermik ve diyarbakır
kavun ve karpuz tarlaları
kımıl
taze nohut
bul(a)maç, pekmez, pestil, sucuk
güveç, tarak, kebab
...
21 kasım 2010
71
takım
her keklik
takımının
kendi bağı
bahçesi var
hır çıkmasın
abiler.
13 ocak 2011
72
bugün/yarın
bugün böyle
nasıl olacak
yarın
nasıl olacak
22 ocak 2011
73
soyunuk
kapıda
kapı aralığında
eşikte
geçişte
soyunur
giyinirsin
bakınırsın :
yeterince görüldün mü ?
23 ocak 2011
74
kemik
somurtkan
ve kuşkulu
sürekli
kertenkele
güneşte
serili.
kemikler ısıtılıyor
bu yalan
ilkbaharda
11 şubat 2011
75
dağlar
dağlar
dağlar
bizim dağlar
dağlar
dağlar
bizim dağlar
ağaçlarına
konar
kuşlar
9 mart 2011, yolda
76
bahar
bahar geldi
hayattayız
ne güzel
mutluluk
bu
yeter
24 mart 2011
77
çan
çan
(kimin için)
çalıyor
çırçır böçeği çırçırladı
karganın biri gravkgravkladı
ve sonra hemen havalandı
çan öğleden sonrayı
altı kez vurdu
durdu
çırçır böçeği sustu
karga bir daha gravkladı
sonra o da sustu
köy uyudu
13 mayıs 2011
78
yine yolda
moruk
kokuşmuş
koruk
26 mayıs 2011
79
yılanlar
yılanlar
sabahtan geceye
geceden sabaha
tek başına
neden?
yılan oldukları
için
neden olacak?
15 haziran 2011
80
seine/sen
randevusuz
buluşmaların
buluşmasız ayrılıkların
kör şafaklarında
bir
ben
bir
de
Seine.
21 haziran 2011
81
flotting life
gökyüzünde
metal kuş
kanatları
ve
ağzı
açık
alçaktan
the doors
24 haziran 2011
82
çalınan
yalnız
-lık
önce
kapımı çaldı
sonra
insanlığımı
3 temmuz 2011
83
gece kelebeği
yatağıma benimle girdi
bir gece kelebeği
karakahverengi
sabaha kalmadı
6 temmuz 2011
84
dalga
bir anlık bir dalga geçmeli
bir saniye dalgaya düşmeli
serinlemeli
ağlamalı
zamansız
85
teori
teori belirlemeye çalışıyor
(du)
pratigi
ama
pratik
direniyor
(du)
buna
ne demeli
buna
yersiz
86
gidenler
kalanlar yaşatır
gidenlerin anılarını
çığlıklarında
ölüler
takım tutmazlar
çünkü
87
İçindekiler
yeni yıl için bir kitap, 5
sunu, 7
başlangıç, 13
sabır, 14
sonbahar yaz, 15
başlıksız, 16
paris güneşi, 17
ok, 18
ayna, 19
mevsimler, 20
kişkiş, 21
iç, 22
ah, 23
küf, 24
ece, 25
yatakta, 26
yolda, 27
geliyor, 29
ekmek ve özgürlük, 30
hayalet, 31
çay, 32
tren, 33
duvar, 34
ev, 35
yarış, 36
yangın, 37
sığınak, 38
kadınımbenimkadınım, 39
sergilerressamlar, 40
hamdullah için, 41
eş-(ben)im, 42
sur çiçekleri, 43
man-z-ara, 44
ayrılık, 45
yapayal, 46
şenlik, 47
yolcu yolda, 48
sev, 49
beyaz ışık, 50
süs-le-mek, 51
hayat, 52
sus, 53
öl-mek/mölmek, 54
ya(lnı)z(lık), 55
yab-an-cı, 56
cumartesi, 57
çok kül-türlü-lük, 58
güver-cin, 59
baş-kent, 60
adil ve adalet için, 61
açmalı, 62
ölü, 63
sıkıntı, 64
gün ve gece, 65
kilim, 66
üzme !, 67
saf, 68
vişşş kele!, 69
iz, 70
takım, 71
bugün/yarın, 72
soyunuk, 73
kemik, 74
dağlar, 75
bahar, 76
çan, 77
yine yolda, 78
yılanlar, 79
seine/sen, 80
flotting life, 81
çalınan, 82
gece kelebeği, 83
dalga,84
teori, 85
gidenler,86
içindekiler, 87
88
M. Şehmus Güzel’n Biyografisi
65 yaşındaki yazar 1982’den bu yana Fransa’da yaşıyor.
Paris-VII, Paris-VIII ve Niamey (Nijer’in başkenti) üniversitelerinde ve daha önce Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi ile Antalya, Isparta ve Ankara Meslek Yüksek okullarında öğretim üyeliği yaptı. Fransa, Almanya, İngiltere, Belçika, Hollanda ve Macaristan’da birçok kollokyuma katıldı.
İlgi alanları Türkiye’de İşçi Hareketi Tarihi, Kadınların Mücadelesi, Devlet-Ulus, Halklar, Çok Kültürlülük, Felsefe, Yılmaz Güney, Abidin Dino, Remzi Raşa, yazar ve sanatçılarımız.
Kitaplarından bazıları şunlardır:
İnsan Yılmaz Güney (Kaynak, 1994), Kadın, Aşk ve İktidar (Alan, 1996), Cezayir ve Berberiler (Doruk, 1997), Kürtler Kendilerini Anlatıyor (APEC, 1999), Avrupa Birliği’nde Devlet ve Fransa’da Korsika (Pêrî, 2006), Paris: Gösteri-Kent (Pêrî, 2006), İşçi Tarihine Bakmak (TÜSTAV, 2007), Abidin Dino 1913-1993, Üç Cilt, (Kitap Yayınevi, 2008), Söyleşiler: Vir-Gül-Üne Dokunmadan (Kaldıraç, 2008), Fahri Petek: Bir Hayat, Üç Can (TÜSTAV, 2009), Ergani Yürüyor. Anılar (TÜSTAV, 2010), Devlet-Ulustan Federasyona (Kardelen, 2010), Fransa Mayıs 68 (Kibele, 2010), Felsefe Üzerine (Kardelen, 2011).
89
EMEĞĐN SANATI E-KĐTAPLIĞI
Şiir Dizisi: 1- Kalp Örsünde Karanfil — ALĐ ZĐYA ÇAMUR 2- Arsız Akrostiş— SERKAN ENGĐN 3- Diplerin Zirvelere Uçurumlardır Yolu — ADNAN DURMAZ 4- Acının Ucu — HAMZA ĐNCE 5- Yıldızlı Gece Kanamaları — ĐRFAN SARĐ 6- Öfkeye Tutunmak — ERCAN CENGĐZ 7- Semahlar, Horonlar, Gowendler — YAŞAR DOĞAN 8- Militan Bir Ağrı – MELĐH COŞKUN 9- Söylenmemiş Sözdeyim — ABDULLAH KARABAĞ 10- Yaralı Ağaç — MEHMET RAYMAN 11- Bahara Gebe Düşlerim — SEVGĐNAZ ĐNAL 12- Dene Ve Yenil — UYSAL HĐMMET ASLAN 13- Mevsim Değirmeni — MEHMET GĐRGĐN 14- Seksen Kere Söyledim — ŞEREF ÖZTÜRK (Usta) 15- Dilbaz Şiirler — SERKAN ENGĐN 16- Naif Buğday Tarlaları — MEHMET GĐRGĐN 17- Yıldız Dalı Yasaklı Gönül — ABDULLAH KARABAĞ 18- Mavi Đğne — MEHMET GĐRGĐN 19- Her Şiirin Uyaksızı — SERKAN ENGĐN 20- Umut Her Şeydir — ABDULLAH ORAL 21- Gölgemi Sildin Gölgenden — DURAN AYDIN 22- Ah — GÖNÜL ÜLKÜ DĐLEK 23- Ceviz Düşü — MEHMET GĐRGĐN 24- Beynimdeki Meşale – ABDULLAH ORAL 25- Lirik Liman – MEHMET GĐRGĐN 26- Kalbim Irak-Gönlüm Đsyan — ADNAN DURMAZ 27- Kıssadır Hayat — M. Şehmus GÜZEL Anlatı Dizisi: 1-Ofir’e Yolculuk (Öykü) — MUHAMMET DEMĐR 2-Uysal Cinayetler (Roman) — SERKAN ENGĐN 3-Hayatın Sesleri ve Yüzleri (Öykü) — ERDOĞAN TEZGĐDEN 4-Cumartesi Anneleri (Oyun) — ADĐL OKAY 5-Sessiz Bir Yolculuk (Öykü) — YAVUZ AKÖZEL Düşünce Dizisi: 1.Gölge Boksu — SERKAN ENGĐN 2.Umut Sarkacında Yaşam — ALĐ ZĐYA ÇAMUR 3.Emeğin Sanatı Yazıları — ALĐ ZĐYA ÇAMUR
90