kapak c - turuz · 2018. 3. 14. · "İ stifa ediyorum. usandım elinizden deyyuslar, istifa...

95

Upload: others

Post on 12-Mar-2021

4 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: KAPAK C - Turuz · 2018. 3. 14. · "İ stifa ediyorum. Usandım elinizden deyyuslar, istifa ediyorum. Canımdan usandırdınız." Biraz sonra da istifanamesini, istifasının sebeplerini
Page 2: KAPAK C - Turuz · 2018. 3. 14. · "İ stifa ediyorum. Usandım elinizden deyyuslar, istifa ediyorum. Canımdan usandırdınız." Biraz sonra da istifanamesini, istifasının sebeplerini

KAPAK CEMALETI'tN GöKÇE

Page 3: KAPAK C - Turuz · 2018. 3. 14. · "İ stifa ediyorum. Usandım elinizden deyyuslar, istifa ediyorum. Canımdan usandırdınız." Biraz sonra da istifanamesini, istifasının sebeplerini

TENEKE,

8

Page 4: KAPAK C - Turuz · 2018. 3. 14. · "İ stifa ediyorum. Usandım elinizden deyyuslar, istifa ediyorum. Canımdan usandırdınız." Biraz sonra da istifanamesini, istifasının sebeplerini
Page 5: KAPAK C - Turuz · 2018. 3. 14. · "İ stifa ediyorum. Usandım elinizden deyyuslar, istifa ediyorum. Canımdan usandırdınız." Biraz sonra da istifanamesini, istifasının sebeplerini

YAŞAR KEMAL

TENEKE

4. B A S K 1

ARARAT YAYINEVi

Page 6: KAPAK C - Turuz · 2018. 3. 14. · "İ stifa ediyorum. Usandım elinizden deyyuslar, istifa ediyorum. Canımdan usandırdınız." Biraz sonra da istifanamesini, istifasının sebeplerini

Ararat YAVINEVİ Kol l . Şti . Nuruosmaniye Cad. 24/2 P. K . 819 İstanbul Tel . : 27 04 71 Dizgi Baskı : Dilek Matbaası. Tel. : 26 63 78

Page 7: KAPAK C - Turuz · 2018. 3. 14. · "İ stifa ediyorum. Usandım elinizden deyyuslar, istifa ediyorum. Canımdan usandırdınız." Biraz sonra da istifanamesini, istifasının sebeplerini

Üç ayd ı r kasabada kaymakam yok. Tahr i rat katibi Re· su l Efendi veki l l i k ed iyor. Onun da ha var l ığı , ha yokluğu . . . Yaş l ı, sümsük b i r adam. Gölgesinden ürküyor. Bu adam­l a h iç b i r iş görülemez. N isan ela ge ld i çattı . Çelt ik ekmek için ruhsatiye müracaatları baş ladı. Tarla planları , tarla ki · ralamaları , su kavgaları , a l ı ş-ver iş ler, kazı klamalar, kaz ık· !anmalar g ı rl a g id iyor. İ l levelak in kaymakam yok. Kayma· kama vekal et eden Resul efend i de: «Çe ltik iş ine burnumu sokmam. Val i n in beni yer imden atacağını b i lsem, burnumu sokmam. Sokmam da sokmam• diyor. D iyor da başka bir şey demiyor.

Resul Efendi , bunca y ı l ı n Resul Efendis id ir . Kar ış ır m ı böyle iş lere! Altından ne ç ı kacağın ı b i lmez m i ? Çeltikçiy· l e , bu namussuzlar la aş ık atı lır mı, bu ı rzı k ı r ık lar la b i r i pte oynanı r m ı , b i lmez m i ? Çelti kten dolayı, bunca yıl başına o kadar çok iş ler ge lm iştir k i h esapsız . Mesela Saz l ıdere köyünün yan ındaki Okçuoğlunun çelt ik ekmek istediği sa­haya ruhsat verse, verse değ i l , çelt ik komisyonunun kara­r ı na b i r i mza bassa yirmi b in l i ra rüşvet alabi l i r . Su iç inde a l ı r . Al ı r ama, burnundan fiti l fiti l ge leceğ in i de b i l i r. Re­su l Efendi rahat yaşamak ister, mümkün m ertebe . . . Yaş tahtaya basmamak iç in e l i nden gelen gayreti geriye ko-

-maz. B i l i r ki çelt ikç i l er le iş görmek, it le b i r çuva la g i rmek demektir.

-7-

Page 8: KAPAK C - Turuz · 2018. 3. 14. · "İ stifa ediyorum. Usandım elinizden deyyuslar, istifa ediyorum. Canımdan usandırdınız." Biraz sonra da istifanamesini, istifasının sebeplerini

H i ç bir is i değ i l de şu Karadağ l ıoğlu Murtaza Ağa çe k i l mez. Başa bela . Deyyusun b it i . Resul Efendiyi nerede görse :

«Eee İrasul Efendi , İrasul Efendi, duyduk ki gumisyona i rest çekmişsin . Ruskatiyelere, i mzanı basmıyormuşsun. Olur mu, İrasul Efendi? B iz sen in len baba dostuyduk. Eee İ rasul Efendi . . . Kaymakam o lmayınca İrasul Efend i , s iz Ab­durrahman Çel�bi o luyormuşsunuz. Öyle duyduk İ rasul Efendi . "

Resul Efendi de Murtaza Ağanın karşısında boyun kı­rar, el oğuşturur, her zamanki, herkese karşı, her yerdeki candan gü lümsemesiyle g ü l ümser:

«Ne yapalım, Ağam, sayenizde . . . " d er, .şapkasını hür­metl ice çıkar ıp geçer g ider.

«Eee İrasul Efendi . . . Senin bu iyi l iğ i n yok mu? Bu ca­na yak ın l ı ğ ı n yok mu, adamın e l in i ayağ mı bağlayan bu değ i l mi , irasul Efendi !

Arkasından söylenen bu söz lere Resul Efend i döner tekrar hürmetl ice şapkasın ı ç ıkarır:

" Sayenizde ağa hazretler i . . . " der , yürür. Neredeyse N isan çıktı ç ıkacak. Çelt ik komisyonu top­

lantı üstüne top lantı yapıyor. Bir tek sahaya bile ruhsat ve­r i lmiş deği l . Sıtma Savaş Doktoru da Resul Efendi g i b i b ir bela . . . O da yanaşmıyor i mzaya . Korkuyor.

Bütün çelti kçi ler , Resul Efendin in başında dönüyorl ar , gece gündüz. Resul Efendi la diyor da il l a l lah dem iyor.

«Etmeyin eylemeyin,,, diyor, boynunu büküp gözlerin­de kocaman kocaman yaş taneler i . . . « Etmeyi n eylemey in Ağa hazretler i . S iz büyük ağalarsın ız . Ne i sters in iz ben im g i bi b ir Resulden? Emekl i l iğ i me bir buçuk y ı l kald ı . Güna­hına girmeyin çoluk çocuğumun. Sokmayın beni bu işe . . . "

Çc!tikçiler bir gün o kadar üstüne vardı lar k i , Resut Efendi , o ha l i m sel im adamcağız zivanadan ç ı ktı . Bar bar bağ ırd ı :

-8-

Page 9: KAPAK C - Turuz · 2018. 3. 14. · "İ stifa ediyorum. Usandım elinizden deyyuslar, istifa ediyorum. Canımdan usandırdınız." Biraz sonra da istifanamesini, istifasının sebeplerini

"İstifa ed iyoru m . Usandı m e l inizden deyyuslar, istifa ediyorum. Canımdan usandırd ın ız."

B i raz sonra da istifanames in i , ist ifas ın ın sebepler in i uzun uzun yazdı . Tam beş dakti l o sayfası yazdı. İ stifana­meyi o kuyanı n yüreği parça parça o l urdu . Bu beş ayl ı k kay­makam vekaletinde baş ı na ge len ler i , ne ler çekti k ler in i b i r b i r an latıyordu. Bereket vers in k i bazı memurlar, candar­ma kumandanı araya g i rd i de istifanameyi k imse okuya­madı.

Restıl Efendi , i st ifanamesini kendini seven memurla­r ın , candarma kumandanın ın önünde gözler ini kapatıp ke­ma l i c idd iyetle yırttı. Saatlerce kağ ıt ları küçük küçük, mer­c imek büyüklüğünde parçala ra ayırdı. Masanın üstüne b i r tepe g ib i yığd ı . Sonra da sol e l iyle sağ avucuna süpürd ü kağ ıt ları , ç ö p sepetine attı. B i rdenbire, ş imşek g i bi , i stifa etm iş o lduğu, istifas ın ın kabu l ed i ld iğ i, beş parasız , işs iz kald ığ ı ge ld i gözünün önüne . . . Yüreğ i dara ld ı. Gözler i ka­rard ı . Başı uzun zaman döndü . Sonra iç inde zehir g ibi acı bir boş luk çöreklendi kaldı.

Bir defacık olsun çelt ik komisyonuna götüremedi l er Resu l Efendiyi. Korkuyord u . Orada kendis in i çok büyük b i r felaketin beklediğinden korkuyordu. Çelt ik komisyonunun evraklar ın ı getiriyorlardı önüne, e l in i b i l e dokundurmuyor­du.

Önüne ge lene dert yanıyord u : .. şu kaymakam gelse de kurtulsam. Şu çeltikçi le r oca­

ğ ıma inc i r d i kmeden, sağlıcakla b i r kurtu lsam . . . "

«İstifa et, Resul Efendi» d iyorlard ı . «Kaymakam veka­l etinden istifa et de , candarma komutanı baks ın b i raz d a . . . •

·Edemem,» d iyord u boynunu bükere k. « Edemem , vazi­fed i r. D iyecekler ki arkamdan, bakı n şu sümsük Resula , bir kaymakam veki l l iğin in b i l e altından kalkamad ı . Edemem.

-9-

Page 10: KAPAK C - Turuz · 2018. 3. 14. · "İ stifa ediyorum. Usandım elinizden deyyuslar, istifa ediyorum. Canımdan usandırdınız." Biraz sonra da istifanamesini, istifasının sebeplerini

Vazifeden kaçmak yakış ı r m ı bana? Ben otuz senel i k dev­let memuruyum."

B ıçak kemiğe dayandı. Bu ha l böy le g iderse, ne çeltik eki leb i lecek, ne b ir şey. Ankaraya , Adanaya Resul Efendi a leyhine tel üstüne tef çeki ldi . Ne rüşvetç i l i ğ i , ne namus­suzluğu, ne ah laksızl ığ ı kaldı. Karıs ının orospu o lduğunu, k ız ın ı parayl a satt ığ ı n ı , Resul Efendin in gece gündüz içe­rek kaymaka m l ı k odas ı nda nara att ığ ın ı b i le yazdı lar. Bütün bu telgraflar, çeki ld iğ i andan it ibaren sat ı rı satır ına kasa· bada ezbere okunuyordu. P.T.T. M üdürü tel i çekmeden ön­ce bir örneğ in i de yan ı na a l ıyordu. Önüne gelene okuyor­du.

O gün lerde bu tel ler üstüne ne Ankaradan, ne de Ada­nadan b i r haber ç ıkmıyordu. Be l li ki oradaki ler böylesi tel· lere kan ı ksamış lard ı . Kös d in l iyorlardı .

Dai reden ç ık ınca Resul Efendi h iç b i r yere uğramadan doğru eve g iderd i . Bu otuz y ı l d ı r böyleyd i . Omuzları dü­şük , yüzü soluk . . . Kederinden göz kapaklar ın ı kald ır ıp da şöyle bir yanma yönüne bakamıyordu. Donmuş g ibi, put g ibi.

Sıcaklar n isandan başlar. Topraktan sar ı , k ı rm ız ı , mor, ak çiçekler f ışk ır ı rken , dünya yeş i l yeş i l , bir taze l i k iç inde yunmuş, ar ınmış parlarken, Çukurovan ın s ıcakları çöker ..

Resul Efendin in evi , yüksek duvarl ı bir avlunun için­deydi . Bahçede beş tane u l u okaliptüs dikiliydi . Karanlık yaprakl ı . Avlu kap ıs ından eve kadar, çakı l l a yapı lm ış bir mozayi k üstünde yürünürdü. Ev pembe boyal ıyd ı . Tam al­n ı nda, güneye gelen kap ın ı n üstünde b ir at kafası iske leti as ı l ıyd ı . İske let mavi boncuklarla, sarımsak, tavuk p is l iği, çam kozal ağ ı i l e donanmışt ı . Pencerelerinden sütbeyaz, sa­kız g ib i sütbeyaz perdeler sarkard ı .

Avl u kapı s ı kahverengine boyanm ıştı . H e r köşesine de kocaman b irer at na l ı çakı l m. ıştı . Resul Efendi kap ın ın tok-

-10-

Page 11: KAPAK C - Turuz · 2018. 3. 14. · "İ stifa ediyorum. Usandım elinizden deyyuslar, istifa ediyorum. Canımdan usandırdınız." Biraz sonra da istifanamesini, istifasının sebeplerini

mağına e l in i götürür götürmez, daha i ndi rmeğe vakit kal­madan kapı açı l ıverird i .

Resul Efendi en güzel , en çocuksu gü lümsemesiyle güler:

"Merhaba han ı m ! ,. derdi . Han ı m da Resu l Efendi gib i ufac ık tefecikti . Sütbeyaz.

ama görü l memiş b i r beyaz l ı kta başörtü bağ lardı. Büyük gözler i , kederl i gö lge l i dururdu. Ön üst i ki dişi çok büyük­tü, dudakların ın üstüne taşıyordu. Ama nedense bu, hanı­ma ç i rki n l i k vermiyor, aksine onu güze l leştiriyordu. Bu kazma dişler herhangi b ir erkekte, herhangi b ir kadında ol­saydı yüzüne bakı lmayacak kadar ç irk in leştir ird i .

Hanım h ürmetle , muhabbetle kapın ın b i r tarafında du­rur: « Hoş geldin Resul Efend i ," derdi .

Eve doğru , ağ ı r ağ ır , yumuşac ık yumuşacık yürüyen zevcin in peşine takı l ır , bir adım arkadan onu tak ip ederdi. Resul Efendi balkonun a ltında durur, taş l ı kta ayakkabı lar ın ı ç ı karır , iskeml ey i a lt ına çeker, ayaklar ın ı uzatı rd ı . Han ı m , Resul Efendin in ayaklar ın ı be lk i b i r saat ova ova y ıkard ı . B u arada yukardan k ız iner. on dokuzundadır. Kara kaşlı, kara g öz lü , son modaya göre g iyinen, uzun boylu bir kız­d ı r:

• Hoş ge ldiniz babac ığ ım , » der. Resul Efendi başın ı kaldır ıp gü lümser. Daha e l i n i tokmağa götürmeden kapı açı ldı . Gözü ka·

r ıs ın ı görmedi . Gözler in in önünde hayal meyal b ir beyaz­l ık sal lanıyordu. Kapsın ın ahoş geldin,. dediğini de duy­madı. Yürüdü . Taş l ı kta durmadan, ayakkabı !ar ın ı ç ıkarm8-dan yukarı yürüdü. Kendis in i hals iz sedire attı . Sigara sa­r ıs ı yüzü , daha sararmış , k ı r ış ık iç inde ka lmıştı . Hatları b ı ­çak g ib i keskin leşmiş , gü lümsemes i b ir daha açı lmaması­na yüzünde donup kalm ış g ibiyd i .

Han ım telaşla: « N'oldu ? N'oldu sana böy le , Resul Efend i? N 'oldu ? "

-11-

Page 12: KAPAK C - Turuz · 2018. 3. 14. · "İ stifa ediyorum. Usandım elinizden deyyuslar, istifa ediyorum. Canımdan usandırdınız." Biraz sonra da istifanamesini, istifasının sebeplerini

Resul Efendi gözlerin i kapamış, baı;;ın ı beyaz badanalı d uvara dayamıştı.

«N'oldu?" Dudakları usuldan aralandı . Beyaz saç l ı başı duvar­

dan ayrıldı: « Beni başka bir kazaya vereceklermiş . Aleyhi me çok

tel çekmiş l er . Yaa han ım! ,,

Hanım: « Uuy," d iye in ledi. · Uuuy! Ocağı mıza i ncir d ikti l er,

ocak ları sönesiceler, u uy! Kız da iş i öğrend i . Ora l ı b i l e o lmadı . Anası boyuna döğünüyordu : « Uuuy ocakları sönesiceler, uuuy ! Ne yaptı k siz lere?

Elden ge ld ikçe iyi l i k ettik . Uuuy!,,

Re.sul Efendin in başı duvarda, yüzü mermer gibi, mer­mer g ib i soğuk, harekets iz, Resul Efendiyi b i len l er, şimdi g örseler, bu adamın Resul Efendi olduğuna tövbeler olsun i nanmazlar. O çocuks u, şakacı, babacan yüz bu m u? Töv­beler o lsun kimseler i nanmaz.

"Uuuy! Körolasıcalar. Biz ne yaptı k size? Uuuy!" Gün batmı ştı ki Resul Efendi derin bir uykudan. uya­

n ı rcas ına baş ı nı duvardan ayırdı: « H iç bir şeye yanmıyorum da Han ım, evimde doğru

dürüst bir y ı lc ık oturamadı m ona yanıyoru m . İşte ona ya­n ıyorum. Sus hanı m sus! Al lah kerim."

d i .

Han ım: " Uuuy." d iyor .. uuuy! Böy le de iş o lur mu?» İki gözü ik i çeşme. Ertes i gün , daha ertesi gün evden çıkmadı Resul Efen-

On beş gündür, her Al l ahın günü böyle kara haberle gel iyorqu Resul Efendi . Evi b i rbir ine katıyordu. Günden gü­ne kara haberlerin ş iddeti daha da artıyord u . Günden gü·

-12--

Page 13: KAPAK C - Turuz · 2018. 3. 14. · "İ stifa ediyorum. Usandım elinizden deyyuslar, istifa ediyorum. Canımdan usandırdınız." Biraz sonra da istifanamesini, istifasının sebeplerini

n e Han ım ın uUuu uy,,ları b i r ç ığ l ık hal i n i a l ıyordu . « Uuuy uy gavurlar, yezid ler, d insiz ler, kan emici ler uuuy!"

Her gün, hanı m kapıda bir e l i yüreğ inde, bir e l i sürgü­de, t itr iye titr iye kocas ı n ı bekl iyor dışarda ayak sesi duy· d ukça yeni b i r felaket haberi a lacak diye ürperiyordu .

Bu arsayı on y ı l önce a lm ışt ı . Yı l lar y ı l ı o ev senin bu ev ben im , k ın k dökük evler, tahtakurulu, toz lu evl er canlarına tak demişti .

İ kinci yı l taş ı n ı getirtt i . Yığdı rdı arsan ın ortasına . . Üçüncü yıl keresteyi a ld ı, dördüncü y ı l çinkoyu . . . Beşinci y ı l duvarı n ın örü lmesine baş lan ı ld ı, altıncı y ı l üstü örtü l· dü. Tam onuncu y ı l , pembe badana vuru ldu . Resul Efendi yeni evine taşınd ı . . . M esuttu lar. Aylarca karı koca evle­r inden başka h iç b i r şey konuşmad ı lar. B i r pencere üze­r inde gün lerce konuşuyorlard ı . B i r saks ın ın nereye konaca­ğı büyük mesele oluyordu . . . İ şte böyle devam edip g ider­ken hayat, o lan lar o ldu . Resul Efendi kaymakam veki l i ol­du. İ l k gün lerde s evinçlerinden başları göğe değdi. Vakta k i çelt ik z ıkk ımı ç ıktı. O gün bugündür, güzel im evi n için­d e b i r yas havası . . .

İ ş ler sıkıştı, iş ler sarpa sard ı . Şimdiye kadar, Resul Efendiyi cidd iye a l mayan çeltikçi Ağalar, ondan c idd i c iddi, başlarına çökmüş, kurtu l unmaz b i r belaymış g ib i söz aç­maya baş ladı lar. Telgraflar b i r semere vermeyince açıktan açığa tehdit etmeğe başladıl ar .

Bir öğle üstü Resul Efendi daireden dönerken önüne M u rtaza Ağa ç ı kt ı . B i r h ış ım g i bi, gözler i dönmüş karş ısı­na d ikild i :

· İ rasu l Efendi , İrasu l Efendi , benim toprağa döktüğüm servetim senin g ib i yüz it in kan ına değer. Bu bok i mzan ı at

gayrı kağıtlar ın a lt ına . . . Olmaz mı? Sen i n yüzünden ben servetimi batı ramam. Şunu iy i b i l ki, İ rasu l Efendi, b i r kur­şunun bede l i e l l i kuruştur.»

Elli kuruştur'u d uyunca Resul Efendi olduğu yerde bir

-13-

Page 14: KAPAK C - Turuz · 2018. 3. 14. · "İ stifa ediyorum. Usandım elinizden deyyuslar, istifa ediyorum. Canımdan usandırdınız." Biraz sonra da istifanamesini, istifasının sebeplerini

kaç kere döndü. Gül ümsemek isted i , gü lümsiyemedi . Sen­de led i . Bu s ı rada Murtaza Ağa onu kol undan tuttu:

«El l i kuruştur ! " Baş dönmesi azıc ık g eçen Resul Efendi: « Sahiden mi söyl üyorsun Ağa hazret leri ? Sahiden m i':'

Ama ben sana ne yaptım ? » Ağa k ızd ı : «Daha ne yapacaksın yez id? Evi m i başıma y ıktı n .• Az kendine ge len Resul Efend i , her zamanki ha l i n i gü­

l ümsemesini takınd ı , hürmetle şapkasın ı ç ı kardı, Ağayı se· lamlad ı .

« Baş üstüne Ağa hazret leri . . . Sayenizde her şey . . . Ağel hazret ler i . . . ..

·

Murtaza Ağayı iy i b i l i rd i . B i r sürü adam ö ldürtmüş, na· s ı l yatmış bu kadar cinayetin üstüne, b i l i rd i . Candarma za­bit i Şükrü Beyi tuzağa nası l düşürtüp ö ldürtmüştü , b i l i rdi.

Başında, b i r kurşun h ız ıy la «El li kuruş . . . • lafı dönüyor-du.

Eve ö lü g ib i g i rd i . Ondan sonradı r k i geceleri kapıya ki l it üstüne ki l it vurdu. Pencerelere kum torbası doldurd u . Bacaya b i l e kum torbası koydurdu. Bacadan bomba atar­lar 'd iye korkuyordu . Gözler ine uyku g i rm iyordu sabah lara dek . . . Ha ş imdi ge ld i l er, ha ge lecekler d iye.

Bir deri bir kem i k kal d ı . Kald ı ama, bir iy i h aber de yü­reğ i n i hoplatt ı . Zarfı açt ığ ı zaman gözünün önünde b i r g ü­neş çağ ı lt ıs ı iç inde harf ler uçuştu . B i r okudu , b i r daha oku­d u . B i r daha, b i r daha okudu . . . Evi rd i , çevirdi okudu . Son­ra nüfus memuruna g itti . Ona da okuttu . . .

Kağ ıd ı güzelce dürd ü büktü cebine koydu, mesai saati dol madan, h ız la koşarcasına eve g itti. Otuz y ı lda i l k defa böyle o luyordu belk i . Mesai saatinde Resul Efendi d ışarda ha! Vay anas ın ı! Olacak iş değil. Kasaba l ı l ar bu saatte Re sul Efend in in böyle koşarcasına yürüdüği:inü görseydi l er, yahut d ikkat etseydi l er mutlak küçük d i l ler in i yutarlardı.

-14 -

Page 15: KAPAK C - Turuz · 2018. 3. 14. · "İ stifa ediyorum. Usandım elinizden deyyuslar, istifa ediyorum. Canımdan usandırdınız." Biraz sonra da istifanamesini, istifasının sebeplerini

Bunca yıl aynı ölçülü adımlarla, aynı kaldırımdan gidip gel­miş , ayn ı şekilde selam vermişti. Belk i de otuz y ı lda , her gün aşağı yukarı ayn ı izlere basmışt ı .

Bu sefer, be l ki de otuz yı lda i l k defa, e lini tokmağa değdirmeden kapı aç ı l madı . Tokmağı üç defa vurdu . İçer· den h uzursuz bir ses:

.. Kim o?» diye sordu . Resul Efendi: « Benim ," dedi ürperere k. Hanım, ayakları ayaklarına dolaşarak koşa koşa ge ldi: ·Aman Al lah ım, aman Al lahım . . . ,,

Kapıyı açıp da kocas ın ı görünce şaş ı rd ı . Resul Efendi gene o eski çocuksu gü lümsemesiyle p ırı l , p ı r ı l duruyordu . Aman Al lah ım, aman A l l a h ı m . . . Han ı m gene kapın ın yan tarafına durdu. Resul efendi gene eskisi gibi gü lümseye­rek önünden geçti. Taş l ı ğa gelince ayakkabı ları n ı ç ı kard ı , leğene uzatt ı . Karıs ı ge ld i , ova ova yıkamağa başladı . Gün­l erdir zevcinin ayakların ı ovamıyord u .

Sonra: « Han ım," dedi, «bak ne o ldu ." Han ı m meraktaydı. Cebinden kağıd ı ç ıkard ı ağ ı r ağ ı r , yumuşak yumuşak

gü lümseyerek açt ı . Okudu. Han ı m : .. çok şükür A l lahıma . . . Bu gününü de görecek miydim

Al lahım ? Çok şükür."

Sonra Resul Efendi bir türkü gibi tutturdu , boyuna kay­makamın ad ı n ı tekrar ediyordu:

«Fikret Irmaklı, Fikret Irmakl ı . . . Yeni ç ıkmış daha mektepten. İ l k memuriyeti bu. Fikret Irmakl ı . . . Fikret Bey . . . Daha genç . . . Fikret Irmak l ı . . . Fikret Bey . . . "

-15 -

Page 16: KAPAK C - Turuz · 2018. 3. 14. · "İ stifa ediyorum. Usandım elinizden deyyuslar, istifa ediyorum. Canımdan usandırdınız." Biraz sonra da istifanamesini, istifasının sebeplerini

il

Ev i şiy le b izzat Murtaza Ağa uğraşıyordu . Kasaban ı n en güzel evi çelt ikçi Uzun Rahmetindir . Uzun Rahmet evi g eçen yı l yaptırdı. Yapı lırken ev d i l lere destan o ldu. B itti­ğ i zaman s ı rf bu evi görmek iç in köylerden insan lar ge ld i. Bu evden başkası yakışmazdı genç kaymakama. Bu b i r h a­yat memat meselesidir .

Evin döşeme iş in i Kemal Taşan üzerine a ld ı. Kemal Taşan Ziraat O kulu mezunu, b irkaç yı l m emuriyet yapmış sonra ist ifa etmiş . İki y ı ld ı r da çeltikten çok kazanan, ka­sabada en ş ı k g iyinen, konuşmasın ı b i len, sözlerin in arasi­na ağır li.Jgat lar karıştıran b i r gençti r. Bu iş i b i l i r.

Kaymakam bekarmış. Nası l o lsa evlenecek. Karyol a i ki k i ş i l i k, yatak som kuş tüyü . . . Ha l ı lar İsparta o lmaz, Eği n o lacak . . .

Yani evi öyle döşed i ler dayadı lar ki, sorma! Duvarlar­da tablo lar b i l e eks ik değ i l d i . Duvarda on , on beş tablo var­d ı . Görenin ağzın ın suyu akar. He le b i r tane vardı b i r saz­l ı k . . . Saz l ığ ın kamışlar ın ın üstünden gün batıyordu. Suları k ı rmızıya boyanmışt ı . Kamış lar rüzgarda sa l lan ır g ib i . . . Tut kopar, öyl e can l ı . . . Bölü k bö lük turnalar dönüyordu göğünde.

«Ev b i tt i m i ? Her şey tamam m ı ? "

-16 -

Page 17: KAPAK C - Turuz · 2018. 3. 14. · "İ stifa ediyorum. Usandım elinizden deyyuslar, istifa ediyorum. Canımdan usandırdınız." Biraz sonra da istifanamesini, istifasının sebeplerini

« Tamam Ağam» Murtaza Ağa , Mustafa Patır Patı r , beş altı tane çelti k­

ç i ağası daha evi gezmeğe g ittiler. Ev gerçekten güzeld i, g üzel döşenmişti . Murtaza Ağa kal ın dudaklar ın ı yalayarak:

« Kaymakamıma da yak ışmış oğluma da lay ık , " ded i . Gelen genç olsun, b i r kasabaya o kadar kötü i ht imal­

leri göze alarak gelsi n , sonra da böyle güzel , Cennet par­çası g ib i b i r eve g i rs in . . . Onun iş i tamamd ır . Murtaza Ağa bunun başka türlü olamıyacağı n ı katiyetle b il ir . Tecrübeyle sabitti r . Böylesi genç, kim olursa olsun , al kullan , maşa yap. Dünyan ın en güzel maşaları böylesi

' genç idare adam­

larından yapılır.

Kaymakam Fi kret lrmakl ın ı n kasabaya tay in i haberi on gün önce kasabaya gelmesine rağmen, hakkı ndaki her şey b i l in iyordu . Nerde doğduğu , babası n ı n anas ın ı n k imler ol­duğu , mali durumu, okulda nasıl b i r talebe olduğu , k ızla­ra, kad ınlara düşkün olup olmad ı ğ ı , içerse ne kadar i çt iğ i , nelere düşkünlüğü her şeyi ama her şeyi b i l in iyordu .

B i r fotoğrafı b ile ele geçi rilm işt i . Elden ele dolaş ıyor-du .

Kasabada on dört otomobil vard ı . Yakın kasabalardan daha get irtildi. İk i de otobüs vard ı . Otomobiller, otobüsler, bayraklar, ç içeklerle süslend i . İ ki davul zurna get irtild i . Al este . . . Kaymakam, Ceyhan istasyonunda b ir heyet tara­f ından karş ılanacak, alıp geti rilecek.

Günü , saat i , dakkayı öğrendiler. B i r alayı vala ile cu­ma günü saat beşte yola ç ıkıld ı . Otomobillere en güzel el­b iselerini g iyi nmiş çelt ikç i ağaları , memurlar b inmişlerdi. Otobüslere kasaban ın deli kanlıları çığ ı rtkanlar ı , « yaşa, va· rol , " diye durmadan bağ ı racakları b ind irilm işt i . Otobüslerin en üstüne b inmiş davulcular boyuna durmadan çal ıyorlar· d ı . Kasabadan b i r hay-ü-huy i ç inde ç ık ı ld ı .

Otomobiller Ceyhan istasyonunun önüne s ı rasıyla, gü-

- 1 7 - F. : :?

Page 18: KAPAK C - Turuz · 2018. 3. 14. · "İ stifa ediyorum. Usandım elinizden deyyuslar, istifa ediyorum. Canımdan usandırdınız." Biraz sonra da istifanamesini, istifasının sebeplerini

zelce d izi l d i . En öndeki ç içekler iç inde kal mış otomobil. son model b i r Kayzerd i .

Derken , Kaymakamı get i ren Ekspres istasyona g i rd i . Kemal Taşan teti kteyd i . Hemen trene atladı . Arkasında i k i k iş i vardı. Kaymakamın fotoğrafı e l i ndeyd i . İk inci mevkide saçları düz, uzun saçları daima al nına, gözlerine düşen bir genç gördü . Uzun yüz lü , solgun ten l i , kara kaş l ıydı. Gözl eri kahvereng i , e laydı. Dudakları i ncecik , b i r çizgiydi. Del i kan­lı güç lük le yukardan, sepetler, heybeler arasına sık ışmış bavul ların ı ind i rmeğe çal ı ş ıyordu . Pantalonu k ı rışık iç in­deydi . Yüzü , beyaz gömleği tren dumanından tüm k i re kes· m işti . Kemal Taşan , b i r el indeki fotoğrafa, b i r de del i kan­l ıya baktı. An ladı. Başkası o lamaz. Yaklaştı:

"Müsaade buyurun beyefend i . Müsaade buyurun da adamlar a ls ın lar. »

lar.»

De l ikanlı şaşaladı , çabuk çabuk: • Ben ind i r i r im efendim. Ben , ben ind i r i r im.» « Estağfuru l lah , estağfuru l lah, efend im . Adamlar a lsın-

E l i n i uzattı: uBen kasabadan Kemal Taşan , efend im . Siz in iç in gel-

dik, efendi m ." Del i kan lıda şaşkınlık: uSizin için efendim . .. Adamlar bavul ları yüklendi ler. « M üşerref olduk efend im. Bendeniz Fi kret Irmakl ı . Te­

şekkür eder im. Ne zahmet ! Teşekkür . . . Çok çok teşekkür ederim . »

• Kemal Taşan . Eşraftan, Z i raatçi ." · Müşerref olduk efend i m . Ne zahmet . " İç inde korku vard ı . Anadolu kasabaları i ç i n kendis ine

neler an latmışlardı ! Uçsuz bucaksız bozkırların ortasında b i r tepeye sırtın ı dayamış, bi rkaç topra k dam. Susuz. Kı­ş ı n kar altında, yaz ın toz iç inde. Yaln ız . Sonra ağalarla h ı r-

- 1 8 -

Page 19: KAPAK C - Turuz · 2018. 3. 14. · "İ stifa ediyorum. Usandım elinizden deyyuslar, istifa ediyorum. Canımdan usandırdınız." Biraz sonra da istifanamesini, istifasının sebeplerini

sız lar la , eşkiya lar la cebel l eşmeler. Kasaba insanları dey in­ce gözünde potur lu , kangal bıyı k l ı , yanları tabanca l ı , sa ld ı r­mal ı . . . He le eşrafı b i r an latmış lard ı ki . . . Kemal Taşan ! . . . Eşraftan ! . . . Zi raatç i . . . Yüzü it imat te l ki n eden b i r yüz , Ke­mal Taşan ın . Kumral saçları gür , da lga l ı . . . Genç yüzünde­k i h atlar gerg in , c i ld cilalanmış g i b i . . . S iyasal B i lg iler O ku­l unda Sarıyerl i N üzhet . . . Nüzhet en candan arkadaş . . . Ke­mal Taşan ne kadar Nüzhete benziyor. Gü lüşü t ıpkı . . . Nüz­hetin dudaklarında daima b i r tango bul unurdu . Kemal Ta­şanda o eksik.

Vagonun kapıs ına ge ld iğ inde şaşkı n l ığ ı bir kat daha arttı . Yüreği dara lacak kadar heyecan land ı . Bir an durdu, tek s ı ra o lmuş, kendis in i istikbal e ç ıkmış insan l ar ı seyret­t i . Genç yaş l ı beş yüz kiş i , asker g ib i tek s ı ra o lmuş lar , göz­l eri vagonun karş ıs ında . . . Gözleri yaşardı. Kendis in i tut­masa, o lduğu yere vagonun basamağına oturup hüngür hün­gür ağ layacak. B i r coşkun luk iç inde başı döndü. Sarhoş gi­bi sendeledi.

Kemal Taşan : «Buyurun Beyefend i . Buyurun, buyurun , efend im . . . •

«Şu Anadol u insan ı , m isafi rperver , as i l , kahraman, yoksu l , yiğit . . . Şu Anadolunun kutsal insan ları . Bun lara h iz­met etmek büyük şeref, . . Ahı r larda hayvan lar ıy la on lar g i b i yatmak, on lar g i bi yemek . . . On lar g ib i s i neklere yen­mek . . . Onlar g i b i . . . On l ara h izmet etmek ne şeref . . . "

Kemal Taşan, s ı rasıyla takd im ediyordu . « Karadağ l ıoğ l u Murtaza Bey, eşraftan , ziraatç i . . . Ok­

çuoğ l u Mustafa Bey, eşraftan , zi raatçi . . . Mehmet Dal ke­sen, eşraftan zi raatçi. . . "

Göz ler in in iç ine minnet le bakarak titriyerek, var kuv­vetiyle e l ler in i sıkarak:

« Müşerref o lduk efend im. Çok çok şeref bahşettin iz . . . Çook çok efendim. Müşerref o lduk .»

«Mustafa Patı r Pat ır efend im. Z i raatçi , eşraftan .»

·- 19 -

Page 20: KAPAK C - Turuz · 2018. 3. 14. · "İ stifa ediyorum. Usandım elinizden deyyuslar, istifa ediyorum. Canımdan usandırdınız." Biraz sonra da istifanamesini, istifasının sebeplerini

«Müşerref o lduk ." « Emin Çelikdemir , eşraftan, bCıyük çiftç i lerim izden ..

Şeref Bey , Del i horoz l u Şeref Bey, büyü k ç iftç i l er imizden . . . "'

Kaymakam teker teker herkesin, karşı lamağa gelen her çocuÇ\un, del ikan l ı n ı n e l i n i sıkt ı . Ayn ı muhabbet, aynı heyecanla sıktı. H erkese , davulcu lara bil e , ayn ı heyecan l ı aynı s ıcak ses le , "müşerref o lduk, efendi m » ded i .

Kaymakam önde, aln ına düşen saçlar ı n ı habire e l l e­riyle arkaya ata ata , kalabal ık arkada, i stasyonu ç ı kıp oto­mobi l lere doğru ge ld i ler . Bu ka labahğa istasyon ha lk ı da bi rikm iş, ka laba l ı k ik i üç m is l i ne ç ı km ıştı .

Kemal Taşan , Murtaza Bey, Okçuoğ l u b i rb i r ler ine çar­pa çarpa ç içek l i otomobi l i n kapıs ın ı te laş l a açmağa seğ i rt­t i l er . Kap ıyı, o uzun boyuyla Murtaza Ağa, i k i bük lüm o la­rak açtı: « Buyurun Beğem, efend im . Gaymakam Beğemiz bi ­z im. Sevg i l i gaymakamımız .,,

« Estağfuru l lah efendi m . Estağfu ru l lah . " Kaymakamdan sonra herkes otomobi l ine b ind i . De li­

kan l ı lar , ç ı ğ ı rtkanlar, davu lcu lar otobüslere do ldu lar . « Ya­şa , varo( , ,, ses l eriyle i stasyon çınladı . « Çok yaşa kayma· kam. Ya ya ya şa şa şa Kaymakam çok yaşa . "

Kafi le yo la düştü . Çiçekl i otomobi l önde, öteki l er , iti­

bar s ı rasıy la arkada. Kaymakam ı n sağına Karadağ l:oğ l u Murtaza Ağa, so lu­

na da Kemal Taşan bey oturmuştu . Yarı m saat l i k b i r yol a lab i lm iş lerd i k i Kaymakam kend in i toparlayab i ldi . Gü l üm­s iyerek bir sağına bir so luna bakt ı . Al nına dökü len uzun saçlar ın ı , b i r baş çırpmasıyla arkaya attı :

«Kusura kalmay ın . Çok çok heyecan l ıyım . Çok çok . . . Şaşk ına döndüm . . . D i l i m tutu ldu . B ize Anadol uyu cehen­

neı;ı g i bi tanıtm ış lard ı . Ha lbuk i . . . Ş imdi şu i nsanlar ın her

b i r i kardeş l er im , babam g ibi . . . Eşraf m ı ?_ Ben eşrafı cana­var, haydut, eşkiya b i l i rd im . . . Şu beyler m i eşraf? Anado.

--20-

Page 21: KAPAK C - Turuz · 2018. 3. 14. · "İ stifa ediyorum. Usandım elinizden deyyuslar, istifa ediyorum. Canımdan usandırdınız." Biraz sonra da istifanamesini, istifasının sebeplerini

!unun eşrafı dedikleri bu efend i ler m i ? Allah aşkınıza bun· lar m ı ?,,

Kemal Taşan gü lerek : «Eşraf b iziz işte efendi m . " " İnanamıyorum, i nanamıyorum. Bun lar, bu ir.san ldr

iç in carnrn verir i nsan . H izmet etmek değ i l yalnız . Can bl le . . . "

" Bakmamışlar efend im , bakmıyorlar Anado!uya . . . Bak­mam ış lar . İşte bu aziz i nsan l ar ın yurdu geri l i k iç inde , p is­l i k iç inde ça lkanıyor . "

Kaymakam: « Ge l meden önce kasabanız hakkında epeyce tahki kat

yapt ım . Mütegal l ibe ler , yobazlar la do l uymu ş . Öyle müt13· gal l ibe ler varmış ki efend im , dağl arda yirmi otuz eşkiyası b u l unurmuş eskiden. Ha la da türlü melanetle ortalığı karış­tı rıyorlarmış . . . Her şeyi etüd ett im , her şeyi göze a ld ım da ge ld im efend im."

Murtaza Ağa gür led i : « Var efend im . Çok namussuz mütegal l i be var. Yok m u

yan i ? O eşkiya sah ip ler in in , o namussuzların hepsi duru­yor. C in Hoca namussuzu duruyor, Alaca l ı Veli Ağa duru­yor, Gümüşlüoğ l u namussuzu duruyor. Tür lü melaneti ya­pıyorlar . B i r fı rsat bu lsalar , yeniden y irmi otuz değ i l , yüz tane eşkiya çıkar ır lar . Yaa efendi Gaymakamım. Göze! efen­dim . Burda mütega l l ibe mi arars ı n . Bereket ki kasabaya ge­l emezler o kafir ler . Tüm köyler i p is ler ler . "

Kaymakam: " Mücadele edeceğiz , heps iyle , cümle kötülükler le mü­

cadele edeceğiz . D iyorlar k i , bu kasabada s ıtma çokmuş. Her yıl b in l erce k iş i sıtmadan ö lürmüş. Çocuklar yaşamaz­larmış . B ir mektup a ldım efend i m . "

Murtaza Ağa heyecan la atı ld ı : .. Q namussuz kör Cema l len , Pehl ivan U sta yazmıştır.

B ize düşman . »

-21-

Page 22: KAPAK C - Turuz · 2018. 3. 14. · "İ stifa ediyorum. Usandım elinizden deyyuslar, istifa ediyorum. Canımdan usandırdınız." Biraz sonra da istifanamesini, istifasının sebeplerini

Murtaza Ağanın bu ihtiyatsızca konuşmasını örtmek i ç i n, Kemal Taşan söze karıştı:

" Var efend im . Öl ü m var. Hayat seviyesi çok düşük. Görseniz yaşayış lar ın ı , bunlar bütün bütün niç in ö lmüyor· lar ders in iz . Yaşamalar ı mucize. Evleri batakl ı ğ ın üstüne, kamış lardan, saz lardan yapı lmışt ır . A l t ı ndan su lar kaynar. Hayvanlar ıy la b i r likte burada , yaln ız yağsız bu lgur yiyerek, yaşarlar efend im. Ya lnız bu lgur ve ekmek. B i r de baharda ot yerler. Kaynatıp yerler . En büyük g ıda lar ı ekşi ayran­dır. Yaşamalar ı mucize zaten . "

Kaymakam, şaşkın yüzünde hayretten açı l mış gözl e­r inde büyük b i r ac ıy la Kemal Taşana döndü:

« Demek öyl e Kemal Bey?» « Göreceks in iz efend im. Yüreğiniz parçalanacak. Göre­

ceksin iz . ,, « Hep sıtmadan ha?» Murtaza Ağa i rk i ld i . S in i rl er i geri l d i . Kend i kendine :

«O namussuz Kör Cemal, o Danacı Ha l i l in e l i galem tutan i rez i l i Peh l ivan Usda. Onun mekt ib i . . . ,,

Kemal Taşan: « Mübalağa etm iş ler Kaymakam bey. Sıtma yok değil ,

yok değ i l ama o kadar da değ i l. . . Eskiden çoktu . Aza lıyor . G ittikçe aza l ı yor. Yardı m ediyor köyl üye, korunmasını öğ­retiyoruz. Faydası o l uyor. Ş imdi daha iy i ler .»

Kasabaya ge ld ik lerinde neredeyse gün batacaktı. Ka­sabanın d ışına, köprünün üstüne, yüzlerce insan, kadın, er­kek, çol u k çocuk y ığı lm ışt ı . Arabalar o rtalar ından geçer­ken ç ıt ç ı karmad ı lar . Kaymakam şapkasını otomobi l in pencE:­res i nden ç ı kararak on lar ı teker teker selamlad ı . Onlar boş, h ayret dol u gözler iy le bu ç içekl i arabaya bakıyorlardı. Ge l i n arabası g i b i . Kaymakam buna b i r mana veremedi.

Köprüden doğru kasabaya g i r i l d i . Sol tarafta saz evl er vardı. Sağ tarafta büyük, b iç imsiz , beyaz badanalı eşraf ev­.ler i yüksel iyord u . Parkeler i bozuk çarşıdan g eçilerek şehir

- 22-

Page 23: KAPAK C - Turuz · 2018. 3. 14. · "İ stifa ediyorum. Usandım elinizden deyyuslar, istifa ediyorum. Canımdan usandırdınız." Biraz sonra da istifanamesini, istifasının sebeplerini

ku lübüne var ı ld ı . Kulüpte önce ba l şerbeti i kram edi l d i . Ya­ranmak için dalkavukluğun b in i b ir para . «Vakit ge ld i geçi­yor. Bir tek sahaya b i l e ruhsat a l ı nmış değ i l . Amanı b i l i n mi, huylanmasa ş u kaymakam, aks i l i k etmese . .. Keşiftir, ta­vadır diye oyun lar ç ıkarmasa . . . Aman ı b i l i n m i ? »

istasyondan beri beraber ge ldik leri i çin herkes M urtaza Ağan ın başına top lanmış , huyunu husunu soruyorlar Kay­makamın .

M urtaza Ağa coşmuş: « Sonradan görmüş dee l , o İrasu l teresi g ib i . . . Adam

evladı. Bana, « Ağa, dedi , seni heç bey le bel lemiyordu m. Sen adamın tekesiymişsin , dedi , sen i n hakkında kötü mek­d ip u laştırd ı l ar bana . » K im yetiştirir mekd ib i , o gumin ist Kör Cema l l en , Danac ın ın oğ l u Pehlivan U sd a . . . « Sen i gör­düm, derakap f ikrim i değiştird im » ded i . "Yarın g e l urus­katiyen i a l!" ded i . "Ben ku l o lana kötü l ü k edecek adam deel im" ded i . Çok eyi bir adam Gaymakam. Daha eyi o l­masın m ı baba , h er if istanbu lun G adıköyünde dünyaya ge l ­miş . Pad işahlar şeherinde. Bir datlı adam k i ... Gözümün bebeğini yesin , M urtaza Ağası onu zeng i n , l ord edecek . . . Sırtını M urtaza Ağasına dayanan zarar görmüş müdür ş im­diye gadar? H ı ı ı söy len , görmüş müdür? Gözümün çiçeğin i yes in Gaymakam. Çok eyi bir adam. Ası lzade. As ı l zadeden kemlik o l ur m u ? »

Nazifoğ lunun lokantası nda yüz k iş i l i k bir z iyafet için hazırlıklar yapı lmışt ı . Oraya g id i l di . İç i ld i . Kaymakamın ge­ne sağına Kemal Taşan Bey, so luna da M urtaza Ağa otur­muştu .

Masanın öteki başında da Tevfi k A l i Bey oturmuştu . Es­ki hukukçulardan, ş i mdiki çeltikçi ağalardand ı . İ k ide b irde, yan i h er dakikada bardak kal dır ı lıyordu . Kaymakamı n şere­fine. Bahtiyar, mesut, şirin , yeş i l kasabanın şerefi ne.

Tevf ik A l i Bey dayanamadı. Sandalyasının üstüne çık­tı. Çok h eyecan l ı bir nutka başl adı. Uzun uzun M i l li Müca-

-23-

Page 24: KAPAK C - Turuz · 2018. 3. 14. · "İ stifa ediyorum. Usandım elinizden deyyuslar, istifa ediyorum. Canımdan usandırdınız." Biraz sonra da istifanamesini, istifasının sebeplerini

deleden, o ve arkadaş ların ın M i l li M ücadelede ne kadar yararl ı klar yaptı k ları n ı , düşmanı kovup , bu mukaddes va­tan parças ı n ı nas ı l kurtard ıklar ın ı, Beled iye Reis l i ğ i zama­n ı nda kasabaya park yaptı rd ığ ın ı , kasabayı böyle yemyeşi l ha le kend is in in getird i ğ i n i , kasaban ı n yar ın genç Cumhuri­yet çocukların ı n idaresinde daha g üzel , daha müreffeh o la­cağ ı n ı söyled i . Sonra sözü Kaymakama geti rd i . Kasabala­r ı n ı n çok çok tal i h l i çok tal i h l i b ir kasaba o lduğun u , çün­kü böyle genç, d i nç , cesur. vatansever kutsal idareci lere düştüğünü an lattı. Sözleri n i b it ird i kten sonra geniş temen­nalarla Kaymakamı selam lad ı , sanda lyeden y ık ı l ı rcas ına i nd i .

Tevfi k A l i Beye Kaymakam cevap vermek zorunda kal­dı. Çakırkeyfti. O da bu kasabaya, bı.,ı güzel kasabaya , bu kardeş i nsanlar ı , bu sıcak kan l ı insan ları o lan kasabaya ta­y in ed i l miş bu lunduğundan sonsuz sevinç duyduğunu, e l i n­den gelen her türlü çal ışmay ı , kan ın ın son damlasına ka­dar yapacağ ı n ı . . . B i r batakl ı k , b i r sıtma yuvası o lan kasa­bayı bu beialardan kurtaracağı n ı , sıtman ın kökünü kurutup , kasabaya mutlu b i r yarın hazı rlayarak ödev in i yapacağı nı , heyecandan boğu la boğu la , kes i le kes i le söyled i . Bu kasa­ban ı n s ıcak kan l ı i nsanl ar ına kardeşçe duygular la bağ l ı o l ­duğunu, hemen bağland ığ ın ı, ömrünün sonuna kadar da bağ l ı kalacağ ın ı i l ave etmeyi de unutmad ı . Yerine oturdu .

O konuşurken, yarı sarhoş o lan M urtaza Ağa i kide b i r -0na dönüyor:

«Gözümün ç içeğini ye , Gaymakarnım," diyordu . «Gö· zümün yağ ın ı ye oğu l . .. "

·

Ziyafet büyük b ir muhabbet iç inde bitti . Kaymakamın başı dönüyord u . Tozlu yol , ç içekl i otomobi l , Hukuk mezu­n u , Zi raat Fakültesi mezunu, Avrupa görmüş eşraf . . . Can­dan karş ı l anma . . . Başı dönüyordu . Yolda uzun uzun kavak­lar görmüştü . Tozl u. . . Nerm i n kavak ları anlat ırd ı . Dol ma-

- 24 -

Page 25: KAPAK C - Turuz · 2018. 3. 14. · "İ stifa ediyorum. Usandım elinizden deyyuslar, istifa ediyorum. Canımdan usandırdınız." Biraz sonra da istifanamesini, istifasının sebeplerini

bahçeden Beş iktaşa g iden yolda an lat ı rd ı . Öğ leden akşama kadar, u l u ağaçlarla üstü örtülü yoldan g ider ge l i r lerdi. Nermin yol lar ın uzun , gar ip , toz lu , yal n ı z ka lm ış , mahzun sonsuz luğa sal l anan Anadolu bozkır ları n ı n kavaklar ın ı an­latırd ı . Dolmabahçen i n önündeki deniz koyu kül rengi b i r mav i . S i s iç inde kal ı r bazı baz ı . . . S isin alt ında, ötesi nde deniz köpürür. Kıyı lara çarpar. Turuncu boya l ıd ı r o mav­na . . . Hey kardeşim Temel Kaptan , can ım ın iç i Temel Kap­tan! Ell er i kocaman, tuzl u , k ı r ı ş ı k iç inde . . . Dol mabahçeyle Beşi ktaş arası gö lgeii yo l . . . Yaprak iç inde, yaprağa bat­m ış. Güvercin l i yol . . . P ı r ı l p ı rı l taks i ler geçer, a lt ın sarısı yapraklara konmuş g üverc in ler uçarlar. Bir tanesi vardı iç­lerinde, süt beyaz . Yola konmazdı . Yol üstünde uçarak do· !aşırdı . Alt ın sarısı ç ınar yapraklar ına p ı r ı l p ı rı! akan tak­s i ler in tekerlekleri gömü lü r . . . Dol mabahçe Beşi ktaş arasi asfa lt . Çınarlar uzun, hayat dol u . Sonbahar yapraklar ın ı dökmüş . Beşi ktaşta Barbaros Heyke l i . . . Ne güzel ! Palası· n ı çekmiş leventler. Sonsuz, sonsuz mavi ler. Del i dalgalar . Sar ı ç ınar yaprak lar ı , asfa lt kokusu . . . Ne temiz ev, sabun kokuyor çarşaflar . Üsküdar . . . Annesi beyaz başörtü l ü , ma­vi kocaman göz lü . Uzun beyaz parmakları , saçları n ı n ara­s ında do İanır , g ı d ı klan ır . Süzü len bir ı l ık l ı k. Süzü len sev­g i . . . Annen in çarşafları sakız g ib i . M i s g ib i sabun kokar. Üsküdarı n inc i rl eri, koyu, ağ ı r .gölge l i. S inan Cam i i . . . Bak­mağa doyamazs ı n . Avl usunda kayd ı rak oynan ı r . . .

Sabun kokusu . . . M is g ib i . . . Kaymakam yirmi dört yaşın heyecan ıyla sabaha ka­

dar düşündü durdu . G özüne uyku girmedi. Nerminin baba­s ı Defterdar Hüsnü Beyi düşünürken , günün i l k ış ık lar ı pen­cereden g i riyordu. « Oğ lum F ikret Bey , " d iyordu . Ne d iyor· du Hüsnü Bey? Uzun, k ı rç ı l b ıy ık ların ı burarak ne d iyordu? .. oğl u m , » d iyordu . « Sen sen ol, görünüşe a ldanma. İ nsan· lar iki yüzlüdür.»

«Ald ı rma," dedi kendi kendine. Uzun zaman yatakta

- 25 -

Page 26: KAPAK C - Turuz · 2018. 3. 14. · "İ stifa ediyorum. Usandım elinizden deyyuslar, istifa ediyorum. Canımdan usandırdınız." Biraz sonra da istifanamesini, istifasının sebeplerini

döndü durdu. Demek böyle . Demek eşraf dedikler i . . . İ n· sanları daima görmel i . Tanımal ı . Ondan sonradır ki hüküm vermel i . Daha sıhhatl i o lur .

Yataktan ağır ağ ı r kal ktı. Uzun uzun duvardaki res im­lerin önünde durdu. Saz l ı k, bataklık res imleri , resi mlere g ü lümsed i . Kasaba zevk i . P icassoyu asacak değ i l l er ya . Ne de g üzel ev. Banyo b i le var. Yeşi l fayanstan . . . Duşun al­tına g i rd i . . . Titredi .

Giyind i . Tam saat dokuza o n kala ç ı ktı. Kapıcı kahval­t ıyı masanın üstüne hazırlamıştı . Bakmadı bi le . Sabahları kahvaltı etmezdi .

B o l b i r g üneş dolduruyordu ortalığı. Zeytin ağaçları di­k i l i bahçelere . . . Yaş l ı zeytin ler . . . �aşı önünde doğru dai­reye g itti . Onu kapıda Resul Efendi karşı ladı. İ ki bük lüm­dü. Kaymakam merdivenlerden yukarı çıkarken, yukarda bekl iyordu. Eği lerek Kaymakam ı n e l i n i tuttu , öpecekt i , vaz­g eçti . Ne kadar da genç. Onuruna yed i remedi. Kaymakam bunun farkında o lmadı. Yoksa e l in i çekerdi utanarak. Bekle­miyordu.

« Buyurun efend im . Hoş ge ld in iz . Odanıza, odanız bu­rası . . . ,,

Odanı n mobi lyeleri , kurt yeyip de l i k deş i k o lmuş bir masa, k i rden sakız bağ lamış , yağ l ı yağ l ı parlayan b i r san­d alye, döşemesi yırt ı lıp somyaları dışarı fırl amış bir kol­tuktan i baretti . irki ld i . İç i nden i ğrenme, kusmak geçt i . Ha· fif de başı ağrıyordu zaten. Kaşların ı çattı:

" Kaymakam odası bu mu?,, « Bu efend im.» Geçti oturdu . Resu l Efendi kendis in i tutamadı, ge ld i karş ısında e l

pençe divan durdu: « S ize m innettarım Beyefendi ,,, ded i . .. çok çok minnet·

tarım efendim.»

- 25 -

Page 27: KAPAK C - Turuz · 2018. 3. 14. · "İ stifa ediyorum. Usandım elinizden deyyuslar, istifa ediyorum. Canımdan usandırdınız." Biraz sonra da istifanamesini, istifasının sebeplerini

Sormadı. Trenden beri öyle inanıl maz şeylerle , öyle it· tifatlarla karş ı laşmıştı k i , bunu da b i r i ltifat saydı , sebebini sormadı. Yal n ız gü lümsed i .

Memurlar, şef ler , ağalar, eşraf, doktorlar, avukatlar, muhtarlar i l eri gelen köylü ler akşama kadar Kaymakama «hoş geld in " ziyaretinde bulundular. Kaymakamlık dairesi arı kovanı g ibi. iş ledi akşama kadar. Kaymakam serseme dönd ü . Aptal l aştı . Sevinç m i , keder m i , acı mı , iç inde bir k ıp ı rdanma var. B i l miyor. Öğle yemeğ inde, akşam yemeğin­de de eşraf yakasın ı b ırakmadı. Bu böyle m i sürecek? Dü­şünemiyordu. Doğru eve g itti . Yattı. Hemen uyudu.

Ertesi sabah d inç , neşel i uyandı. B i r zaman kocaman evin iç inde g itti ge ld i . Dudaklarında b i r ıslık . . . Beethoven'in Dokuzuncu Senfonisinden bir parça . . .

Gün zeytin ağaçlarının pencereden görünen da l larını parlatıyordu. Karşıdak i , deniz misa l i dalga dalga ovadan sesler yüksel iyordu. Ovanın ortasında b i r gümüş kıvrımı parlaklığ ı nda akan çay uçacakmış g ib i koşuyordu. Yüksel i, yordu. S is ler in üstüne üstüne yüksel iyordu.

Dönüp dönüp aynı parçayı çalıyordu. Habire aynı par­çayı . . . İç inden b i r aydın lık su boşanmıştı. Sevinç, aydın lık aydınlık parlıyordu, akıyordu iç inden. Kainatı aşkla, muhab­betle kucaklayas ı gel iyordu. Taşı toprağı, da l lar ı ışılayan zeytin ağacını, cıvıl cıvı l serçeyi . . . Cümle yaratı ğı .

Traş o ldu. Yıkandı. Sokağa ç ıktı . Çarşıyı b i r uçtan b ir uca dudağında Dokuzuncu Senfoni i le geçti . Her dükkancı­ya selam verd i . Muhabbetle . Sevinçle makamına oturdu. Dünkü k irl i oda, kurt yeniğ i masa, sakızlı sandalya sanki kaybolup g itmişti . Ne sakız k ir in i , ne kurt yen iğ in i görd ü.

Az sonra Ziraat Teknisyeni koltuğunda b i r sürü dosya geld i:

«Efendim, .. ded i , «Sizi bekl iyorduk. Çelt ik ruhsat za­manı neredeyse geçecek. Müracaatlar yığ ı l dı . Bu gün çel-

- 27 -

Page 28: KAPAK C - Turuz · 2018. 3. 14. · "İ stifa ediyorum. Usandım elinizden deyyuslar, istifa ediyorum. Canımdan usandırdınız." Biraz sonra da istifanamesini, istifasının sebeplerini

t ik kom isyonu toplantısı var. Başkanlık edeceksiniz. Ruh­satiyeler verilecek . . . ,,,

B i r takım dosyalar planlar, kroki ler gösterd i . Kayma-kam b irşey anlamıyordu . Üstünkörü baktı geçti :

« Peki pek i , komisyonda ha l lederiz. » Öğ leden sonra, komisyon toplandı . Komi syon , Ma l M üdürü, Sağlık Doktoru, Z iraat Tekn is-

yen i , b i r çeltikçi üye ve Kaymakamdan müteşekk i l d i . ·

Birkaç gün iç inde Sağlık Doktoru yol a konmuştu . Zi­raat Teknisyen in i özel o larak zaten çelti kçi ler başka kasa­badan getirtm iş lerdi . Çeltikç i üye ise Kemal Taşan Beyd i .

Doktor Kom isyonda ağzını açmadı. Kararlar veri ld i . Kararlar a lındı. Kroki ler çıktı ortaya. Kemal Taşan kroki l e­r i , mahiyetlerin i, yerler in i an lattı Kaymakama. Ruhsatiyeler çoktan hazırlanmıştı. B i rkaç tanesi i mzalandı. Öteki ler de ik inci toplantıya kaldı . Bu arada Okçuoğl unun Sazlıdere kö­yü hudutları iç indeki büyük sahasına da iz in veri l d i. R uh­satiyesi i mzalandı.

Akşam üzeri Kaymakam komisyondan çıkarken kol un­da Kemal Taşan , dudaklarında Dokuzuncu Senfonin in aynı parçaları vardı. Hem neşel i neşe l i yürüyor, hem de uzun saçlarını i kide bir başıyl a arkaya atıyordu .

Akşam üstüydü ki kulübe Okçuoğl u ge ld i . Uzun boy lu , geniş omuz lu , çizme l i , bıyıklıydı. E l l is inde gösteri yordu . Kaymakamla Kemal Taşanın oturduğu masaya doğ­ru i lerled i . Onlar hararetl i hararet l i meml eket mesele leri konuşuyorlardı. Yurdun nasıl ka lkınacağını araştırıyorlardı. Hükümet doktoru da yanlarındaydı . Doktor gü lümsiyerek d i n l iyordu. Doktorla Kaymakam birb ir inden hoşlanmış lardı.

Okçuoğl u b i r okkalı, « Merhaba,» dedi. 9turdu . Uzun zaman sustu. Bu susmak derebey l ikten kalma b i r göre­nekt i . Ağır taş k ımıldamaz. Onun için bütün derebeyl ik ka­lıntıları, Okçuoylu gibi , nerede olurlarsa olsunlar, faz la hiç b i r l af etmezler. Kasılarak, kemali cidd iyetle, konuşu lanla-

-28 -

Page 29: KAPAK C - Turuz · 2018. 3. 14. · "İ stifa ediyorum. Usandım elinizden deyyuslar, istifa ediyorum. Canımdan usandırdınız." Biraz sonra da istifanamesini, istifasının sebeplerini

r ı d in ler, ağ ı r ağ ı r baş larını sallar!r.r. Okçuoğ l u oturdu otu­ralı başın ı sal l ıyor.

Neden sonra : « Kemal Bey, Kaymakam Bey, Doktor Bey, beni m Ada­

naya davetl i ler imsin iz . Şimdi g ideceğiz . Kapıda otomob i l haz ı r. »

Kaymakam Kemal Beye baktı . Kemal Bey Okçuoğluna : « Peki Okçuoğ lu , sen i reddedecek deği l i z . ,. Doktor: « Benim iş ler im var, teşekkür ederim," diye iti raz ett i . Okçuoğ l u kükred i : « Olmaz Doktor! » Kemal Taşan Doktorun kulağına eğ i l d i : « Gel » , dedi, « gel Doktor. Her zaman e le geçmez. Saz­

l ıdere sahas ın ın ruhsatiyesin i a ld ı . Domuzdan b i r k ı l çeke­riz.,.

Hemen otomobi le b ind i ler, düştü ler yola . Okçuoğl u otomobi lde açı lm ıştı:

« Bu memlekete, bu cennet yurda can feda . . . l ler l iye­cek. Ah Atatürk ö l meseydi . . . Tal ihsiz m i l l et. Efendim, b iz p i r inç ekmeyi icat etmeden önce ş u topraklar çö ldü , batak­l ı kt ı . . . Aaah Atatürk ö lmeseyd i . Köy lü ç ı r ı l ç ıp laktı . B i r lok­ma ekmeğe m uhtaç. Şimdi ya? Şimdi ı rgat olarak çal ış ıyor. b i r. Başak topl uyor, i k i . B iz Çukurovaya çelt ik icat etme­den bunlar ın kursağ ına b i r tek p ir inç tanesi g i rmemişti . Şimdi hangi eve g irsen, b i r kocaman p ir inç çuval ıy la karş ı ­laşırs ı n . Çelt ik ihya etti bu memleketi . Buralar c ib in l i k mi­binl ik görmem işti .»

Kahkahayla g üldü . « İlk zamanlar b i r köye g i tmiştim . Gece c ib in l iğ i ger­

d i m . B i r de baktım köyde k ıyamet koptu . Bütün köy lü ler, çoluk çocuk, ihtiyar hasta toplanmış lar dört bir yan ıma, ci­bi nliğe bakıyorlar. Onlara cibinl iğ in faydaları n ı an lattım.

- 29 -

Page 30: KAPAK C - Turuz · 2018. 3. 14. · "İ stifa ediyorum. Usandım elinizden deyyuslar, istifa ediyorum. Canımdan usandırdınız." Biraz sonra da istifanamesini, istifasının sebeplerini

Şimdi hepsi c ib in l i kte yatıyor, s ivris inekten korunuyorlar. Ah Atatü rk ö lmeseydi . »

Kaymakamın dudaklarında Dokuzuncu Senfon in in aynı parçası. Toz kokusu, rüzgar, kuru ot, bataklık kokusu gel i ­yordu burunlarına . . . Otomob i l ay ışığ ı nda, düz , gümüşlen­miş ovada uçarcasına g id iyordu. B iraz sonra Adananın en güzel barlarından birinde o lacaklardı . . .

- 30-

Page 31: KAPAK C - Turuz · 2018. 3. 14. · "İ stifa ediyorum. Usandım elinizden deyyuslar, istifa ediyorum. Canımdan usandırdınız." Biraz sonra da istifanamesini, istifasının sebeplerini

111

Sazlıdere köyü Okçuoğ lunun a ltı b i n dönümlük saha· sının tam ortasında kalıyordu . Krokide, bu sebepten, saha orta yerinden i kiye ayrılıyor, Okçuoğ l u bin beş yüz dönüm­lük bir tarlayı ekemediğ i g ib i kes i k sulama usuluyla ancak ruhsat a lab i l iyordu .

Genç Kaymakamı görür görmez, Okçuoğ lunun yüreğ i ne tıp etti . Hemen Z iraat memuruna telaşl a koştu:

« Amanı b i l i n mi memur Bey, amanı b i l i n mi kardaş, bu Kaymakamı gözüm tuttu. Hemen yen i b i r kroki yaptıralım . Köyü de iç ine alsın . Yırtalım eskisin i . . . Amanı b i l i n mi! Amanı b i l i n m i , kardaş!ıo

Memur, gü l ümsiyerek, yaltaklanarak: aSenin gibi var mı ağa," dedi, «Sen yok musun? Gö-

zünden an ladın deği l m i?,. « Gözünden bel l i ne aslan olduğu . . . " «Gözünden ha?» B i ld iğ in iz g i bi de son krokiye göre Okçuoğl una ruhsat

veri l d i . Veri l d i , veri ld i ama, i ş in iç inde iş vardı. Yen iden tarla kira lamak, pamukları , susamları, bostanları satın al­mak köyl üyü susturmak vardı. Gün de az kal mıştı. E l i ku­l ağındaydı vakt in .

Okçuoğ l u üç dört günden beri Sazlıderede. B i r köyde

- 31 -

Page 32: KAPAK C - Turuz · 2018. 3. 14. · "İ stifa ediyorum. Usandım elinizden deyyuslar, istifa ediyorum. Canımdan usandırdınız." Biraz sonra da istifanamesini, istifasının sebeplerini

milyon versel er , Okçuoğ l u bir saattan fazla kalmazdı . De­rnek ki durum müşkü l . . .

Köyün tümü Osman Ağan ı n . . . Osman Ağa halim selim bir adam. Korkak da. Höt desen ödü kopar. Altmış evlik köy onun yarıc ı s ı . Osman Ağa iyi has adam ama köy lü ler berbat, Alfah ın belalar ı , he le Kürtler!. . . Bir la demesin ler. Kes. boğazla . . . La. Okçuoğl u on larla cebeli eşmede.

Köyün ortası ndaki üstü cilpirti çal ı larıyla örtü l ü çar­dak l ı kahvede köy lü leri başımı toplam ış Okçuoğ l u köpürü­yord u . G ümüşl ü kırbacı elinde, habire çizmelerini döğüyor, ter liyor, uzun b ıy ığ ın ın bir ucunu ağzına a lm ış geviyordu .

Hiç bir şey değil de , Kürt Memed A linin lafları deli ediyor . . . Bu dil bilmez Kürt de bir Al lah ın belası . . . Bil mem t5 nereden gel de söz sahibi o! Çukurovada . . . Aaah hükü­met! Kürt, ayağ ın ı mercimek kütüğüne dayamış , o l maz da o l maz diyor.

Okçuoğlu bazı köpürüyor, bazı yum uşuyor, bazı gü­l ümsüyor. Bazı da kendisini tutamıyor, ağız dolusu küfre­diyor, k ıvran ıyor. Eli tabancasına gidiyor, dört dönüyor. Tek tutunduğu dal Kaymakam. Durmadan Kaymakam hakkında, kaymakam üstüne laf ediyor. S ık ış ınca , tehdit etmek ge­rekince: Kaymakam . «Bu Kaymakam m ı ? » diyor. Duruyor, tekrar dudağ ın ı tat l ı tat l ı yalarcasına :

« B u Kaymakam m ı ? Babayiğit . . . Gözü kan l ı bir adam. Gençler hep böy le o lur zaten . Daha yirmi altı yaş ında . . . Fi­dan gibi, A l lah bağışlasın . Bana barda dedi ki , bu vatan için, dedi, bu topraklar için dedi, can feda ! Ben bu kasa­bay ı , dedi, cennet edeceğim. E limizde, dedi, pirinç gibi bir mahsu l o lduktan sonra neden cennet o lmasın bu kasaba? Bire seksen bire yüz veren b i r mahsu l o lduktan sonra . . Sayesinde kasabaya milyon lar girdikten sonra . . . Neden o l· mas ın? Bu bir memleket malısu ludur. Şerefli mahsul . Mil li mahsu ldur. Harbetmek ne kadar vatanca bir işse çeltik ek mek de öy le vatanca bir iştir. Kaymakam dedi ki, siz ler pi-

-32 -

Page 33: KAPAK C - Turuz · 2018. 3. 14. · "İ stifa ediyorum. Usandım elinizden deyyuslar, istifa ediyorum. Canımdan usandırdınız." Biraz sonra da istifanamesini, istifasının sebeplerini

r inç ekmezseniz, hudut boylarında kan döken asker ler imiz ne yiyecek? Siz ler ne y iyeceksin iz? Vatandaşlar ne y iye­cek? Sizler olmasaydı n ız , ta Japonyadan vapur vapur p i r inç geti rtmek zorunda kalacaktı hükümet. Paramız su g i bi d ı· şarı akacakt ı . Köy lü m i l l eti bunu idrak edemez. Vay beni sivris inek ıs ı rd ı , vay evim su iç inde ka l d ı , vay hava zeh ir­lendi, vay s ıtma k ı r ıp geç i riyor biz i . . . Vay! vay! vay ! Ba lta­lamağa çabalarlar bu m i l li mahsulu . . . Kaymakam dedi ki, ben de köylüyürn. Ben de istanbu lun b i r köy lüğünden i m. !<öylü millet in in ne melun olduğunu bil i r im. Onlar, d iyor du, yaniış yapılmış bir kanuna dayayıp sı rtları n ı , b i r m il· li mahsulu yok etmeğe ça l ı ş ıyorl ar . Akı l lar ı ermez on lar ın milli iş lere . İnce işlere ermez akı l lar ı . Onun iç in, d iyor Kay­makam, ben kanun falan d in lemem . Ben kes ik sulama, dai­m i sulama d i n lemem. Hele ben, yanlış yap ı lm ış kanun ları hiç din lemem. Bu mil l i , vatan i mahsul uğruna kanun d in l e, mem ... Bu genç amirlerin gözünü sevey im. Bunlar çok va· tancı , m i l letç i . Bana dedi ki Adanada, sahan ı n ortas ında on tane b i le köy o lsa kald ı r ı r ım. Yeter ki bu m i l l i , vatani mah­su l zarar görmesi n . Büyük amirler böyle söylerler, k ıyme· t in i b i l i r ler m i l l i mahsu l l er in . Ama beş para l ı k köylü gel i r . . . S inek , sıtma . . . Kan ımız ı emiyor, ö ldürüyor b iz i , der. M ah­vetmeğe ça l ış ı yor m i l ll mahsu l ü . S inek o lacak . . . Sıtma o la· cak . . . Mademki m i l l i mahsul dur ! Mecburen o lacak. Ola· cak . . . Her şey o lacak. Gü l d i kensiz o l maz. Çorbayı b i l e üf-lemeden içemezsin . "

Köy zaten gün lerden beri ça l kan ıyordu . Okçuoğl unun Kaymakamı Adanaya , barlara götürdüğünü , e l l i b in l i ra rüş­vet verd iğ ini , öylece de, köyü iç ine a lan sahan ı n ruhsat ın ı alab i l d iğ in i, Kaymakama « Oğ lum Kaymakam ,,, d iye h itap et· tiğ i n i duymuşlard ı . Duymasalar b i l e Okçuoğlunu b i l i r lerdi. Neler yapabi leceğine kasabayı, memurları ik i parmağı üs­tünde oynatt ığ ına çok şahit o lmuşlard ı . Ama ne çare, Ok­çuoğ l u on lardan imkansızı yapmalar ını istiyordu .

-33- F.: 3

Page 34: KAPAK C - Turuz · 2018. 3. 14. · "İ stifa ediyorum. Usandım elinizden deyyuslar, istifa ediyorum. Canımdan usandırdınız." Biraz sonra da istifanamesini, istifasının sebeplerini

Osman Ağa kısa boylu , kırmızı, benek l i yüzlü, sütbeyaz saç l ı, çe l i msiz b i r adamdı . Ayağ ı nda M araş derisinden, yağ­l ı b i r ayakkabı bacaklarında siyah pamukludan bol. günde solmuş b ir şa lvar, sırtında yine pamukludan ç izg i l i b i r ce­ket vard ı . Şapkası yağ bağ lamışt ı . Kapkara, tabaka taba­ka . . .

«Ağa, " d iyordu, kırmız ı , zayıf boynunu uzatara k .. Ağa," diyordu . « Sen b i l i rs in ama, köy su iç inde kal ı r m ı ? Sen söyle . Yeri çukur zaten. Bana kal ınca, ben kal kar yaylaya giderim. Köy batakl ı k o lur.•

Okçuoğl u : « Sen bana tar lanı k i rayla verd i n m i ?• « Verd i m . » «El imizde mukavele var m ı ?• «Var ... aÖyleyse ?» Osman Ağa boynunu büktü: « Sen b i l i rs in Ağa. " Ağa çizmelerini k ı rbaçlamağa, g id ip gelm eğe başladı: « Ben b i l i r im , ben b i l i r im. Amma vicdan var i nsanda,

merhamet de var.• Köylü ler: « Var Ağa," dedi ler. «Efendim biz ya ln ız kendimiz kazanmak istemiyoruz.

Vata ndaşlar da, köylü ler imiz de b iz le b i r l i kte kazanmal ıd ı r­l ar . M akbu l o lan budur. Bunu büyük idari amir ler imiz tak­d i r ediyorlar. Ben bütün servet imi işte bu toprağa döktüm . Yal n ız ben kazanmak istemiyorum. Köylüler imiz de kazan­s ın lar. İ ktisat meml eketin temel taş ıd ı r. Genç idare amir­ler imiz bunu çok iy i takdi r ed iyorlar. M i l l i mahsul ler i h ima­ye, teşv ik, genç, i manl ı , d inam i k idare amir leri n i n vazifeleri icabı d ı r ...

« Ne edek ya Ağam?• « Bakın, güzel köyl ü leri m . Yarı n öbür gün sahaya su

-34-

Page 35: KAPAK C - Turuz · 2018. 3. 14. · "İ stifa ediyorum. Usandım elinizden deyyuslar, istifa ediyorum. Canımdan usandırdınız." Biraz sonra da istifanamesini, istifasının sebeplerini

bırakı lacak. Pamuklarınızı , susamlarınızı satın a layım . Siz de kazanın, ben de . . . Toprak zaten Osman Ağanın, bana verd i . Vermedin mi Osman Ağa? "

«Verd im , verd i m.» «Demek k i tar la Osman Ağanın, bana ki rasıy la verd i .

Sizin üstünde mahsu l leriniz var. H er zaman olduğu g ibi bana bunları satacaksınız. Evet satacaksınız. ,,

Kürt Memed A l i: «Ya satmazsak?,, Ağa o lduğu yerde zınk d iye durdu. Kırbacını ç izmes ine

ş ı rrak diye vurdu. Tozuttu . «Satacaksınız. Tarlayı k i ra ladım. Zaten mahsulun yarısı

da Osman Ağanın. B i r etek para döktüm. Söyle Osman!" «Kira ladı ! " M emed Ali , gözü kanlı b i r iydi . B in dokuz yüz otuz üç­

ten önce Torosların en ünlü eşkiyalarındandı. Onuncu yıl affıumumisinden faydalanarak, dağdan inmiş , Sazlıderede ç i ftç i l i ğe başlamıştı. O gün bugündür, karıncayı b i l e incit­memişt i . Ne de o lsa dağların eski Memosuydu bu!

B i r an Okçuoğl unun kafasından eski Memed A l i geç­t i . B i raz kendini toparladı. Gülümsed i kendi kendine:

«Bire M emed Al i , sen de verme tarlanı . . . Ne çıkar. Senin tarlan da sahanın ortasında ç içek kal sın.»

M emed A l i: «Satmanem." Okçuoğl u , öteki lere döndü: .. Pamukların dönümüne otuz, susamlarınk ine de otuz.

Bostanlar e l l i . . . Tamam mı? Ne çapalatmak. ne toplamak h i ç b i r emek vermek yok.•

B irkaç köylü: « Eyisin, hassın, can adamsın Ağa, amma velakin köy"

de nasıl dururuz? Köy çukurunda , her yer bataklığa keser. Amma velakin . . . Eyisin hassın Ağa, çok da para veriyor­sun, amma bataklık, sıtma . . . Tam a ltı ay bataklık, sıcak ça-

-35-

Page 36: KAPAK C - Turuz · 2018. 3. 14. · "İ stifa ediyorum. Usandım elinizden deyyuslar, istifa ediyorum. Canımdan usandırdınız." Biraz sonra da istifanamesini, istifasının sebeplerini

mur iç inde. B i l mez değ i ls in Ağa! Ne edel i m ? » ded i . Ağa : « Her dönümüne tam otuz l i ra . Otuz . . . Taş atıp da ko­

l unuz mu yoru ldu . Osmanın tarl asına atıverd i n iz tohumu. Tam otuz l i rayı dönüm baş ına baban ız ın hayrına m ı veri­yorum. Batakl ı k, s inek, çamur diye veriyorum . Aklı o lan daha topraktan yeni fi l i z l enmemiş pamuğa otuz l i ra verir m i . Sıtma, batakl ık d iye veriyorum . "

« Bir g ü n değ i l , iki g ü n deği l , tam a l tı a y çamur iç inde nası l yaşanır. Sen b i l i rs in Ağa. "

« B i l mem. Ben k i ra lad ım . Ç ı kacaksı nız . Ben imk i b i r in ­saniyet l ik size . . . Baba l ık . Ben kira ladım. Yoksa basarım su­yu . Basarım köyün gözüne. Basamam mı Osman ? ..

Osm<.'n Ağa , köy lü lere dönerek : « Kira ladı kardas lar. " Kürt M emed /\ l i : « Ganun vard ı r , hökürnet vard ı r . Ganun de vard ı r , ke­

s i k su lama da vard ı r . Kes i k su lama şudur kim , on gün s u verecektir , sen, gırk sekiz saat kesecekt i r . Sahayı gurude­cekt ir . Köyde beş yüz metre uzak tarl a . Her zaman su !a · ma . . . Onda kesik yok . Ama o l acak ü ç b i n metred ir uzak köyde . "

Okçuoğl u durdu . M emed Al iye a laycı a laycı bakt ı . Gel­d i çardağ ı n a ltına oturdu. Kan tere batmışt ı .

« Kürt a kl ı , " dedi, ce bir kere takmasın ak l ı n ı b i r şeye . . . Kes i k su lama, da imi su lama! "

Sonra köyl ü l ere döndü: «Al lah aşkın a , Habib aşkına söyleyin, üç b in m etreden

ge lemez mi s inek? Ge lmedi m i ? Öteki y ı l Öksüzlüğün al tına ekt iğ im sahadan s inek ge lmedi m i ? Üç bin metre de­ğ i l , on bin metre yok muydu ara? Bir garbi yeli esmesin , tor­l a r toplar geti r i r . Su k ırk sekiz saat kes i l ecek de , saha ku­ruyacak, s inek ler ö lecek! Sahan ı n iç inde öyle çukur lar var ki , b i r y ı lda kurumaz. Akı l mı b u ? Kürt akl ı i şte ! "

- 36 -

Page 37: KAPAK C - Turuz · 2018. 3. 14. · "İ stifa ediyorum. Usandım elinizden deyyuslar, istifa ediyorum. Canımdan usandırdınız." Biraz sonra da istifanamesini, istifasının sebeplerini

Memed Al iye döndü : « Söyl e d e hükümete yarından tezi yok, b i r istida ver

de z inc ir vursun sineklerine . . . Kürt ak lı ! " Memed Al i k ıpkırmız ı kesil di : «Aleyid i r etme . Ağa sane direm işte. Men san e pamu­

ğimi de vermenem. Köyün içine çe ltik ektirrnenern. Madem vard i r kanun, o lm işd i r hökümet . »

Ağa hış ı mla sanda lyasından ka l ktı : « N e yaparsın Memed Ali? Gene tüfeği a l ı r dağa mı

ç ı kars ı n ? Al ıştı n . Geçti o günler . B i r daha af ç ıkmaz. Ada­mı kek l i k gib i avlar lar . "

Merned Ali yumrukları nı s ı kt ı , dudaklarını kemirmeğe başladı . Sandalyada bir iki döndü.

Yüzü gözü k ı l ç ığa batmıştı . Diken d i ke n bıyıklan da toz l uydu. Gözleri kan t,.cınağ ına dönmüştü. Başında sar ı toz­lu bir mendil sar ı l ıydı Mendi li baş ı ndan s ıy ı rd ı . Önündeki masan ın üstüne koyd1 ,. Kalın, kıl lı , kıl ları güneşten sarar­m ış ko l lar ını masanın üstüne kütük gibi yat ırd ı :

« Köye beş yüz m ctiro o lacak. O n günde gırk sekiz sa­at kesi lecek su. Ben buni bilmişem, Okçi Ağa . ..

Bir köpüren bir .nen Okçuoğl u gene a l ttan a l d ı : « An lamaz k i bu herif ler. U lan mil li mahsu l dedik. O

senin dediğin kanun dski . O kanun bu Kaymakam gelmeden önceydi. An lamaz ki herif ler . . . E lbette sinek o lacak, sıtma o lacak. Genç Kaymıı ı<am ne diyordu? Bu meml ekete siz ler büyük hizmet ediyo rsunuz diyordu. Sizler an lamazs ı n ı z bu­nu. Hükümet, koskoca hükümet b i l mez mi bunu? Sivrisineği . s ıtmayı b i l mez mi? Bilir. Yoksa yasak ederdi çe ltiği. . . ,,

Birkaç köy lü uirden, yavaşça: « Doğrusun , doğrusun ama, tam a l tı ay da çamurun ,

batcıkl ığ ın içinde yaşan ı r m ı ? Vatan mahsulu . . . O kadarlı· ğ ı na bizim de ak1. mıız eriyor, eriyor ama, bir koca köy ne­reye kal kar?»

-3 7 -

Page 38: KAPAK C - Turuz · 2018. 3. 14. · "İ stifa ediyorum. Usandım elinizden deyyuslar, istifa ediyorum. Canımdan usandırdınız." Biraz sonra da istifanamesini, istifasının sebeplerini

Köylü ler başlarını yere eğdi l er , sustu lar . .. o kadarcığ ına b iz im de ak l ımız erer." Okçuoğ l u : « Yarın adamlarım g e l i p tar la larınızı ö l çecek. E l inize

kağıt verecek. Paranızı ge lecek yazı haneden a lacaksınız. Ça l ışmadan, b i r tohum parasına, b i r mahsu l parası a lacak­sınız. Daha ne i sters iniz? Batak l ık , çamur . . . Çamur da ney­m i ş yani ! Saraylarda mı doğduk hep? »

Köylü ler hep bi rden m ı rı ltı ha l inde: «Bi r koca köy . . . , , ded i ler . « Çoluk var, çocuk var. • Bunun üstüne Okçuoğl u del iye döndü: «Nankörler! Nankörler ! " diye basbas bağ ı rd ı . « Osman

Ağa, söyle de atım ı getirsinler. Hemen, hemen , hemen g e­t i rsinler . . . Ben sizlere yapacağ ımı b i l i r im . Bu mahsu l e yap­t ığ ın ız hakareti sorarım size. Al lah ın aziz nimetine . . . Çel­tik icat olduğunda sizin götünüzde don yoktu. Adam oldu­nuz. Daha çapasını vurmadığ ın ız pamuğunuzun dönümüne otuz l i ra veriyorum. B i r de be l l em iş ler , d i l b i l mez Kürt ler , ganin ganin ! Baba lar ı yapmış kanunu. Kanunla b ir l i kte kes­miş ler göbeklerini deyyusların . . . "

E l i a rkasında, oradan oraya g id ip ge l iyor, terleyen al­nını habire mend i l iy le s i l iyordu .

«Benim yaptığ ı m iyi l iğ i size babanız yapmaz . Gözü ç ı ­kasıca lar , çelt ik sonu her b irinizin evinde ik i çuval p irinç olur . Siz pi rinç yüzü görd ünüz müydü? D i l b i lmezler , s ı rtı­n ızda keçi derisiyle geld inizd i Çukurovaya. Giyd iğ in iz s ı rf deriyd i . Ş imdi adam oldunuz. Mağaradan ç ık ıp evde otur­dunuz. Daha ne istersiniz? Size yapt ığ ım iyi l i kler gözünü­ze d izinize dursun. Nankörler.»

Köylü ler taş gibi donup kalmış lard ı . Hiç b irisinden ses. soluk ç ıkmıyordu . Köyün öteki ucundan b ir köpek hav la­ması geld i. Başkaca köyde çıt ırtı yoktu. Okçuoğ l unun ka­l ın sesi köyün üstünde güm güm ötüyordu . Kadınlar, çocu k­lar evler in kapı larına dökülmüşlerdi .

- 38 -

Page 39: KAPAK C - Turuz · 2018. 3. 14. · "İ stifa ediyorum. Usandım elinizden deyyuslar, istifa ediyorum. Canımdan usandırdınız." Biraz sonra da istifanamesini, istifasının sebeplerini

« Ben s ize göster ir im. Ben Okçuoğ luysam size göste-riri m . »

B u s ı rada atı geld i . O h ı z l a ata atladı : « Anlad ın ız mı ? Ben size gösteri r im.» Atı mahmuzladı. Dolud izgin köyden ç ı kt ı . Ardında b i r

top duman . . . Köy lü ler öyle taş gibi donup kal d ı l ar .

- 39 _:._

Page 40: KAPAK C - Turuz · 2018. 3. 14. · "İ stifa ediyorum. Usandım elinizden deyyuslar, istifa ediyorum. Canımdan usandırdınız." Biraz sonra da istifanamesini, istifasının sebeplerini

iV

Resu l Efendi sedir in üstüne oturmuş, ayaklarını km­nın kucağına uzatmıştı . Kız, ayaklarını oğuyordu. Hanım öte yanda d i kiş d i kiyordu. Gözlüklerini takmı ş , iğnenin üstüne eği l m işti . Tavana ası lm ış l üks lambası h ış ı lt ıyla yanıyordu .

Resu l Efendi usuldan usuldan : « Hanı m ," ded i . Han ım, başını b i r a n d i kişten kald ı rdı .

« Söyleme, karışma bu iş lere d iyorsun ama nah burama geld i . Ne iyi çocuk bu Kaymakam b ir görsen Hanım ! Nur g ib i. . . Tertemiz. Acemi l i ğ inden düştü ağlarına. H iç bir şey b i l miyor. Ona, b i r anl atsam bunların çev i rd i kleri dolapları . _ _

B i r anl atsam, a l imal lah duman attır ır .» Dudaklarını yala­dı. « B i r anlatıversem. B i r çıtlatıversem. Doktor var ya sarı Doktor dönüp duruyor etrafında ya, o b i r çıt latsa . . . Azıc ı!< b i r çıt latsa . . . Çıt latmıyor. Adı beş para l ı k o ldu fıkaranın. Yok yere beş para l ı k . Hiç b ir günah ı yok. Öyle sahalara ruh· sat verdi k i akl ı baş ında o lan , bunl ara izin ver ir m i ? B i r okusa Çelti k Kanununu . . . Baştan aşağ ı b i r okusa ! Aaah, b i r okusa! Hakkında ç ıkarı l anlar ı duyuyorum da . gözlerimden yaş geliyor."

Han ım başını d ik işten ka ld ı rd ı , Resul Efendiye uzun uzun baktı. Kızdığı, d ik iş i tutan el lerinin titremesinden bel­l iydi :

- 40 -

Page 41: KAPAK C - Turuz · 2018. 3. 14. · "İ stifa ediyorum. Usandım elinizden deyyuslar, istifa ediyorum. Canımdan usandırdınız." Biraz sonra da istifanamesini, istifasının sebeplerini

"Sen de , " ded i , u herkes iç in ağ lars ı n . Herkes iç in yü­rek tüketirs in . Gitmiyeydi barlara, atmıyaydı gözü kapal ı i mza . . . Hatçe han ım söyledi , Ağalar ın boynuna sarı l ıyor-muş . . . Bir dedik ler in i ik i etmiyormuş. Etmez ya, eder m i ? Yatar Uzun Rahmetin konağında, kuş tüyü yataklarda . . . "

Resu l Efendi : .. öyle deme Hanım, b i lm iyor. Çok genç. Kötü lük, da­

lavere b i lm iyor. Onun kulağın ı çekmel i . Aaah! çekme l i . Ben ona, işi bir ç ıt ırdad ıy ım. O zaman gör dünyayı . Al lak bu l lak o lacak orta l ı k . Tozdan dumandan ferman okunmıyacak . »

Han ı m : u Sana der im k i , Resu l Efend i , burnunu sokma b u iş le ·

re. Hepsi senden b i l ir ler . O zaman ha l imiz neye varır? B i r düşün , b i r düşün . . . Ya b ir daha Kaymakam veki l i o lursan . . . Çelt ikç i ler sana musal lat o lur larsa . . . Bir düşün. B ir buçuk yı l ka ld ı . Yüze yüze kuyruğuna g etird ik . Amanı b i l i n m i , başım ıza iş açma. E l i n i ayağ ı n ı , taban l ar ın ın alt ın ı öpeyim başım ıza iş açma . ..

Günlerce bu konuşmalar Resul Efendiyle Hanı m ara­s ında sürdü g itti . Resul Efend i arada kal mış , do luya koysa o l muyor, boşa koysa a lmıyor . B ir kurt düşmüş iç ine yiyip bit iriyor.

Karar üstüne karar veriyor. Yar ın sabah da ireye varır varmaz, i lk iş mutlak söyl iyecek dedi kodular ı . İç ine düştü­ğü uçurumu bir bir anlatacak . Bir de çelt ik kanunu verecek e l i ne . Kanun gün lerd ir cebinde. Buruş buruş o l muş . Sabah­leyin dairede vazgeçiyor. Söylese, bu Kaymakamda öyle durup da boyun eğecek göz yok. Çelt ikç i ler le amansız b ir­mücadeleye g ir işecek . . . Ne o lur? Sonra, sonra Kaymaka­m ın sonu malum. Bir buçuk y ı l ı kalmış . . . Al lah bir daha Kaymakam veki l l i ğ i göstermesin . Dişi d iş in i yiyor. İç indeki kurt habire kemiriyor. " Oğ l um g ib i seviyorum. Oğlumdan da i leri . . . Kibar . "

Her zamanki g i b i sabahleyin erkenden ka lktı . Tevfiğin

- 41 -

Page 42: KAPAK C - Turuz · 2018. 3. 14. · "İ stifa ediyorum. Usandım elinizden deyyuslar, istifa ediyorum. Canımdan usandırdınız." Biraz sonra da istifanamesini, istifasının sebeplerini

kahvesinde b i r çay içti . Sabahleyin daireye g itmeden önce Tevf iğ in kahvesine g itmeyi de son gün lerde adet edinmiş· ti . Toplanıp ded i kodu ediyorlardı. Gene top landı lar. Kahve­n in önü Pazaryeridir . Pazaryeri adamdan taşıyordu . Yırtık kı lıklı , yalınayak adamlar kalaba lığı a lmıştı orta lığı. . .

Hacı A l i Çavuş, Resul Efendin in eski ahbabıydı. H er zaman , o ldu b itti b ir ib ir ler ine takı lırlardı.

Çavuş gü lerek gene başladı: « İ rasuf , ,, ded i , «gördün mü dünkü çocuğu? Nasıl koy­

du çelt ikç i leri kafese! Pardon val la lıa. Abooov! ne adam­mış be! Vay anasını! El kadar çocuk. Soydu soğana çevirdi kasabayı . Yüz bin l i ra rüşvet a lmış ruhsat vermek iç in . On para da h isse . . . Sen bir i mza atmaya korktun İ rasuL. He­rifç ioğ l u b i r günde beş yüz imza atıvermiş . Akı lsız İ rasu l . . . Kuru kafa .. . ,,

Resul Efendi bu ifti ralara müth iş kızıyor. Kızdığını bel l i etmemek iç in çırpınıyor. Kendis in i tutamıyor:

· İftira etmeyin , ift ira etmeyin . O nur g ib i b ir adamdır . Anasından nası l doğmuşsa öyle temiz duruyor. Günahtır iftira etmeyin , » d iye boynunu büküp söy len iyor.

« Kundağa yatır İ rasu l , " d iye gü lüyorlardı. « Kundakta b i le rüşvet alır. Bir kere bellemiş. Anasının karnında bel­lemiş . Yoksa daha genç. Anasının karnında bel lemese bu kadar iş i nasıl çevirirdi yoksa ! " Gene gü ldü ler.

Resul Efendi faz la dayanamıyor, ayağa kalkıyor, on lar­dan uzaklaşt ıktan sonra kendi kendine: «Al lahtan korkun , Al lahtan korkun . » diye hışım la söylen iyor, daireye kadar ayni homurtuyl a yürüyor, bir saat kadar da irede dolaştık­tan sonradır k i , s in i rleri yatışıyor. Tam bu sırada da mesai baş lıyordu.

Akşam Hanımla iyice bir çekişmişti . · Dayanamıyoru m , • demişti Hanıma. Sabahleyin kahvede gene kızdırdı lar. Ho­murdanarak daireye geld i . Daha kimsecik ler yoktu. Odasına

- 42 -

Page 43: KAPAK C - Turuz · 2018. 3. 14. · "İ stifa ediyorum. Usandım elinizden deyyuslar, istifa ediyorum. Canımdan usandırdınız." Biraz sonra da istifanamesini, istifasının sebeplerini

ver i lm iş kararlarla g i rd i . Ölüm var, dönüm yok. Yüzü kül g ib i olmuş , dudaklar ı titriyordu . Saat dokuza kadar odayı bir uçtan bir uca ad ımladı durdu. Söyleniyordu habi re. Ağ­z ında tükrükler kurumuştu. a Bugün , • d iyordu , « bugün mut­lak söyl iyeceğ i m. Mutlak. Ö leceğ im i , ipe çeki l eceğimi b i l­sem söyl iyeceğ im. Kimseye duyurmaz ben im söyled iğ im i. Kimseye . . . K im ne b i lecek! B i lmezler . . . »

Kaymakam tam dokuzda gel ird i odasına. D ışarda, kah· valtısını doktorla b i rl i kte yapard ı . M erdivenleri çocuklar gi­bi koşa koşa ç ı kard ı .

Ayak seslerinden tanıd ı . Yüreği gümbürtüyl e atmağa başladı. Az b i r zaman iç inde s ı r ı l s ıklam tere batt ı . Ateş ler iç inde ka ld ı. E l leri uçarças ına t itriyerek önünü i l i kled i. Üs­tüne baş ına çeki düzen verd i. Cebindeki buruşuk kanunu ç ı karıp el ine a ld ı . Kaymakamın odasına doğru yürüdü. Kay­makam, masasına oturmuş, b i r şeyler okuyordu. G i rd iğ ini d uyunca, başını ka ld ı rd ı . Gülümsüyordu.

«Merhaba Resul Bey, ne var, ne yok?" Resu l Efendi b i r ik i ad ım daha i leri attı. Tam masanın

önünde durdu . Gözleri karard ı . Düştü düşecek. Dünya kap­karan l ı k kes i ld i. Sa l l and ı .

Kaymakam tel aşlandı : aN'o ldu Resul Efendi? Ne var? • Usul usul, buruşuk kanunu Kaymakama doğru uzatı­

yordu. Kaymakam kanunu ald ı . Üstünü okudu. Koltuğu gösterd i : «Buyurun, buyurun oturun Resul Bey. Teşekkür ede­

r im. »

B i raz kend ine gelen Resul Efendi gitti koltuğa i l işti : «Size söyl iyecekler im var. Var, var efendim . Siz bana

çok iyi l i k ettiniz. Hayatımı kurtard ınız. Onun ... evet onun .. . Onun için s ize. . . Ha s ize her şeyi olduğu gibi söylemek zorundayım. Amanın elinizi ayağınızı öpeyi m .. . E l inizi aya-

- 43 -

Page 44: KAPAK C - Turuz · 2018. 3. 14. · "İ stifa ediyorum. Usandım elinizden deyyuslar, istifa ediyorum. Canımdan usandırdınız." Biraz sonra da istifanamesini, istifasının sebeplerini

ğ ı n ızı . . . Resul söyledi demeyin . Sonra bunlar beni havada yerler . . . Havada kebap ederler. Ederler efendim. Resul l afı ağzın ızdan ç ı kmas ın . Beni düşman g i bi gösterin kendin i­ze . . . Benim çoluk çocuğum var. Evi m var. Söyley in . Bunu benden duymadın ız. "

Kaymakam merakla : «Tab i i tab i i efend im . O lur mu h iç . " Resul Efendi :

m i ? » " Ben s iz in düşmanın ız ım. Kuyunuzu kazıyorum. Öyle

« Kuyumu kazıyorsunuz Resul Bey. Söyley in . Tamam.,, « Öyleyse müsaadeniz le efendi m . " E l ler in i saklarcasına bacak lar ın ın arasında kavuşturdu . .. çok çok . . . Çok dedi kodu var. Hakkın ızda ağza a l ın-

madı k şeyler söy lüyorlar . Ben yerin d ib ine geçiyorum . " Gözi eri büyüyen Kaymakam heyecanla : « Ne g i bi ?» d iye sordu . « Ne g ib i ? » « Efend im . . . Yalan yalan . . . İfti ra tabi i . . . Yerden goge

kadar ift i ra . . . Güya siz çeltikçi lerden yüz bin l i ra rüşvet a lmışs ın ız . Kasaba günlerd i r çal kan ıyor. Şöhretin iz Anka­raya b i le u laştı ş i md iye . . . İfti ra . . . Kötü iftira . . . "

Kaymakam yerinden f ır ladı : « Doğru mu bun lar?» .. Daha ne ler , neler efendim ! " " İnan ıyor mu ha lk?» Resul Efend i zeh i r g ib i gü lümsedi : .. inan ır Efendim. Ha lk böyl e iftiralara i nanmak iç in can

atar. Bu da o lmasa, s iz in verd iğ in iz şeki ldeki ruhsatiyeler yüz bin l i radan aşağıya veri lmemiştir efendi m . Yüz bin bi­raz mübalağa ama, çok para döner ruhsatiye iş inde. Kanu­nu okur, okursanız hakl ı o lduğumu anlars ın ız . Ded ikodunun sebeb in i anlars ın ız . "

« Demek kanun ? • « Evet kanun . "

- 44 -

Page 45: KAPAK C - Turuz · 2018. 3. 14. · "İ stifa ediyorum. Usandım elinizden deyyuslar, istifa ediyorum. Canımdan usandırdınız." Biraz sonra da istifanamesini, istifasının sebeplerini

« Ziraat memuru bana okudu . " .. İş ine gelen yerleri okumuştur Efend im. Çünkü efen­

dim, Zi raat memuru Bahçe kazas ı ndan, çelt ikçi ler taraf ın­dan sureti mahsusada getiri lm iştir . Bütün sahalarda b i­rer para h issesi vard ı r . "

«Yaaaa ! " « Evet efendim." " Teşekkür ederim Resu l Bey. " Resul Efendi ç ı ktı . Kaymakam, masanın başına geçti .

Çoktandır bir şeyler sezin lemeğe, işin iç inde b i r dalavere o lduğunu kavramağa baş lam ıştı. G ünlerdir Doktorun d i l i­n i n a lt ında b i r şeyler o lduğunun farkı ndayd ı . Öğrenmek iç in çok çabalam ıştı . Demek k i . . .

« Öğ leye kadar k imseyi içeriye a lmasın lar ." d iye kapı­ya emir verd i . Kanunu hemen okumağa koyu ldu . B i r saat sonra da bitird i .

.. vay namussuz lar . vay! Vay ! , sahtekarlar vay! ,, Oda­n ı n iç inde dört dönüyor, uzun saç lar ın ı parmakları na dola­mış çekiyordu . Avurdunu d iş in in aras ı na a lmış kemi riyor­du .

" Toprak ik i kere sürü lecek . . . Sahada h i ç bir çukur kal­m ıyacak. Dümdüz. Kana l lar çimento i le yapıl acak. Çelti k komisyonu bizzat görüp karar verecek. Saha , su lar tama­men çeki ld ikten sonra, k ırk sekiz saat susuz kalacak. Bu· na kesik su lama derler. Köye uzakl ı k üç bin metre . Sonra su lar ın ayaklar ı ak ınt ıs ı o l mayan gö l lere dökü lm iyecek . Çelt ik komisyonu bunun d ı ş ındaki l ere izin veremez. Ya ve­r i len ler?"

Hiç haberi yoktu. Şi mdiye kadar verdiği ruhsat lardan hiç haberi yoktu. Göz aç ıp kapayıncaya kadar o luvermişti her şey. Gözl eri yaşla doldu . Öyle b içare sayd ı ki kendi­s ın ı . . . Baş ın ı masaya koydu . Bir zaman hareketsiz kaldı Sonra zile bastı . Hademe geldi.

- 45 -

Page 46: KAPAK C - Turuz · 2018. 3. 14. · "İ stifa ediyorum. Usandım elinizden deyyuslar, istifa ediyorum. Canımdan usandırdınız." Biraz sonra da istifanamesini, istifasının sebeplerini

" Resul Beyi . . . "

Resul Efend i koşarak gel d i . «İ ki jandarma a l ı n ız yan ı n ıza . A l ın ız şu anahtar ı d a.

G id in iz yattığ ı m eve. Orada ben im bavul lar, eşyalar, b i r de açı lmamış yatak var. Hepsin i alıp yandaki odaya getir in iz . Ben burada yatacağım . Anahtarı da götürüp Kemal Taşana veriniz. Kendi e l i n iz le veriniz. Demek böyle Resul Bey? »

«Böyle efend im. Sizi oğlum g ib i severim . Siz ben i m hayat ımı kurtard ı n ız . ,,

Resul Efendi ç ık ıp g i tt ikten sonra kap ıdaki jandarmayı çağ ı rd ı :

« Siz çelti kç i leri tan ı r mıs ın ız oğ l um ? ,. "Tan ır ım gumutan ı m . » « G i t kapıcıyı da çağ ı r! .. Kapıc ı Hacı da gel d i . «Siz çeltikçi ler in heps in i tan ı r m ıs ın ız ? ,, «Hepic iğ in i tan ı r ım . • « H iç b ir is in i içeri a lmıyacaksınız , öyle eskisi g i bi , ba­

na haber vermeden. " " Başüstüne gumutanı m . "

- 46 -

Page 47: KAPAK C - Turuz · 2018. 3. 14. · "İ stifa ediyorum. Usandım elinizden deyyuslar, istifa ediyorum. Canımdan usandırdınız." Biraz sonra da istifanamesini, istifasının sebeplerini

v

Aziz Ağa arkı on beş yirmi p ı narı n, b i r o kadar da çağl ı­yan ı n b i rleşmesiyle meydana ge l i r . Toros etekler inden, Sav· run çayın ı n üstbaş ı ndan kıvrı l a kıvrı l a , Çukurovaya doğru h ız la akar. Hemen hemen Savrun çayı büyük lüğündedi r. Bu ark baş l ı baş ına b i r servettir . Savrun çayın ı n suyu aza l ı p da yaz ayların ı n s ıcak gün leri nde çelt ikç i ler su d iye b i ri­b i rler ine düştük ler inde, susuz luktan çelti k ler kuruduğun­da , Aziz Ağa ark ın ı k i ra layan yan gel i r keyfine bakar. Öteki çelti kçi ler in bir damla su iç in g ı rt laklaşmaları n ı seyreder. Aziz Ağa ark ın ın su ları ne kadar aza l ı rsa aza ls ın sahas ın ı su lar. Bu yüzdendir k i , Aziz Ağa ark ın ı k i ra layan o y ı l on b in dönümden aşağı çelti k ekmez. Ne kadar aşağı ekerse on b in dönümden, o kadar z iyandır . B i l e b i l e z iyandır . Su­yun a ltında, mümkün mertebe bol toprak bul mak i ster. Gö­zü köy, ev, ç iftl i k görmez. Ver ir suyu . Üç y ı ld ı r da Aziz Ağa ark ın ı Okçuoğl u k i ra l ıyordu . Saz l ıdereden a lacağ ı b in beş yüz dönümden ne pahasına o lursa o lsun , vazgeçemez. Bu , bin beş yüz dönümün su iç inde üç yüz bin l i rası var . . . Göz göre göre de üç yüz b in l i rayı k imse suya atmaz.

Okçuoğ lu, beş gün önce, köylüyle çekiştiğ in in akşa m ı , sahaya su b ı rakmıştı . Tarla lar suyu geç yutar. Hele ku­rak o lursa, yukardan b ırak ı lan su ne kadar bol o lursa o l ·

- 47 -

Page 48: KAPAK C - Turuz · 2018. 3. 14. · "İ stifa ediyorum. Usandım elinizden deyyuslar, istifa ediyorum. Canımdan usandırdınız." Biraz sonra da istifanamesini, istifasının sebeplerini

sun , toprağm yarıklar ına dolar , su zor i l er ler . Saha, ova­ya doğru ind ikçe kuraklığı aza l ı yor, b ı rakı lm ış suyun h ız ı da g i tt ikçe artıyordu . Köyün dört b i r yan ı esk i batakl ı kt ı . Altı kaym ıyordu toprağ ı n . Alt ıncı günün gecesi su büyük b ir h ız la dört b ir yana köyü sardı. B i r anda köyü bastı .

Gece yarısı köyde b i r k ıyametti r koptu. Köpekler ürü­şüyor, eşekler an ı rıyor, atlar k işn iyor, s ığ ı r lar böğürüyor , i nsan lar bağrışıyorlard ı . B i r zelze le sonu g ib i . . .

Gece sabaha kadar bağrıştı l ar. G itti l er ge ld i l er. İ çer­deki eşyalarını çardakl ara taş ıd ı l ar . Çardaklar ı ol mayanlar komşu ları n ı n çardaklar ına taşıd ı . Onu da yapamıyanlar ın eşya lar ı su iç i nde kald ı . Bütün köy, sabaha kadar su iç inde, çamur içinde dört döndü. Karan l ı kta, e l yordamıyla yapıyor lardı iş leri n i . Bütün odun ları ı s l anmıştı. l s lanmasa b i l e su iç inde odun yakı l amazdı.

Bir iki evde ancak, ış ı k vard ı . Çukurova köylük lerinde yaz aylarında ı ş ı k yakı lmaz. Onun için hiç b ir evde de he­men hemen gaz yoktu .

Ya l n ız Kürt Dursunun ış ı k ları yan ıyordu. Kad ın lar, er­kekler del i kan l ı lar , yaş lı lar , çocuklar Dursunun evi n in önü­ne y ığ ı lmışlardı. Konuşmuyor, susuyorlard ı . Yoru lmuşlar­d ı . Sarı ı ş ı ğ ı n a lt ında çamurlu üstleri baş lar ı , yüzl eri , saç­ları parlak balrnumundanmış g ib i görünüyord u . Köy, derin bir sessiz l i k iç inde gömülmüştü . Kahrolan.

Sabaha karş ıyd ı . Neredeyse tan yerler i ış ıyacaktı . Dağ­lar ın tepesi nde bir ı ş ı k ç izgisi görünür g ib i o ldu. Sonra geç­ti . Bu güne alamettir.

Kürt Memed Ali s ı rt ını dut ağac ına dayamı ştı . Başı önüne düşmüştü. E l ler i , ölü e l l eri g ib i sarkıyordu .

Zeyno Karı yan ındaki kad ın lara yavaşça : « Kürt b i r bok yiyecek . » ded i . «Öyle görünüyor. Ben

onu iyi b i l i r im . Ne zaman onu böy le gördümse, çocukluğun­da b i l e, orta i ı ğ ı karıştı rmıştır . Ş imdi g it b ıçak sok Kürde haberi o l maz . Ben , Kürdü iyi b i l i r im. »

- 48 -

Page 49: KAPAK C - Turuz · 2018. 3. 14. · "İ stifa ediyorum. Usandım elinizden deyyuslar, istifa ediyorum. Canımdan usandırdınız." Biraz sonra da istifanamesini, istifasının sebeplerini

Kad ı n lar : « Keşkeee ç ıkarsa," d iye iç çekti ler . « Ç ı karsa da şu

Okçuoğ lunun burnundan f it i l f i t i l geti rse . Nerde o gün ler . Nerdee öyl e erkek! "

B i r kad ın ars ız arsız : « Zeyno ana , " dedi, " o eskidendi . Memed A l i ş imdi iğ­

d iş oldu . O gün Okçuoğ lu söğdü söğdü de ağzı n ı b i l e aç­mad ı . Eski çamlar bardak o lmuş."

Zeyno Karı iç in i çekerek : « Erkek ka lmad ı , ,, ded i . « Eskiden olsa gökte yerl erd i

O kçuoğ lu g i b i adam ı . Erkekler de avrat o lmuş . Kürt g i bi b i r adam eskiden o lsa kendis ine laf m ı söyleti rd i . Hep erkek­ler iğd iş o lmuş . "

B i rkaç ses, gü l meyle kar ış ı k : « Şu ha l im ize bakın . Herif orta l ığ ı göl etti . İğd iş ler in

köyünü . »

« Herif köyü gö l ett i . " Zeyno Karı : « Herif köyü göl etti . Bizi sürgün etmek i ç i n . Köyde

iğd iş o lmamış b i r tek erkek ol sayd ı . . . " « B i r tek erkek . . . " « erkeğe benzer b i r tek erkek . . . )) « Böyle o l mazd ık . Su alt ında ka lmazd ı k . " Zeyno köpürdü . Sesi köyün üstünde, gecen i n karan i ı­

ğ ı nda dalgaland ı . Böyle o lurdu her zaman. Durur durur , sonra ateş kes i l i rd i .

« Bana d a Zeyno derlerse, eğer ben Zeyno kar ıysam . . O Okçuoğ!u deyyusuna, orospu avratl ıya, par lak ç izmel iye, ağzı sakızl ıya yapacağım ı b i l i r i m . Baş ın ı avrad ın ınk i g ibi açmazsam , bana da Zeyno Karı demes in ler . Ben de Zeyno Karıysam . . . Şu iğd iş ler erkekl i kler inden utans ı n lar . Utan­s ın lar da başlar ın ı toprağa eğ ip , Okçuoğ lunun gönderd iğ i suya baks ın lar . . . "

- 49 - F. : 4

Page 50: KAPAK C - Turuz · 2018. 3. 14. · "İ stifa ediyorum. Usandım elinizden deyyuslar, istifa ediyorum. Canımdan usandırdınız." Biraz sonra da istifanamesini, istifasının sebeplerini

Önce kad ın lar , sonra erkekler k ısmında b i r hareket o ldu . Orta l ı k kaynaşmağa baş lad ı . Söğen söğene . . . Gürü l ­tü pat ırd ı . At ıp tutmalar, g id ip gelmeler .. .

Tan yerl eri usul usul ış ıyordu artı k . Dağların s ı rtr ağarıyordu . Gökyüzündeki b i r iki bul utun kenarları s ı rma­lanmışt ı . Tar la lara gün vurdu.

Tar la lar tüm su alt ında ka lm ıştı . Pamuklar , susamlar , bostan lar , yeş i l harman yer ler i su alt ında kal mıştı . Tar­la lar b i r göl g i b i . B i r ayna g i b i . l ş ı ltı l ı .

Köy, köylü ler g ü n ış ığ ında daha b i r perişand ı . H erkes tepeden t ı rnağa çamur iç indeydi. Yataklar , arabalar , ta­vuklar , tavuklar ın çoğu boğu lmuştu ya , bütün hayvanlar çamur iç indeyd i ler . Köy tüm çamura bat ıp ç ı kmıştı .

Kürt Memed A l i gene olduğu g i b i . Gece nası lsa gene öyle . Kimse dokunam ıyor. Neler ine gerek. Ters cenabet in b i r i d i r Kürt . B i r ağ ı r l af eder.

En sonunda Zeyno Karı vardı ko l undan tutup sal l ad ı : « De l i Kürt, d e l i Kürt!» Memed A l i gözl er in i açtı : • Nedi r o? Ne d iyersen Zeyno Ane?• Zeyno Ana gü l ümsed i : « Siz in d e erkekl iğ i n iz bats ı n iğd iş ler . Köy göl o ldu.

Sürgüne g id iyoruz. Sürgün ed iyor biz i . Sürgün ediyor götü boklu Okçu .. . H i ç erkek ka lmadı mı bu köyde? Sana bunu sormağa geld i m . "

Memed A l i s ı rtı n ı dut ağacından ayı rd ı . Gözleri kan çanağ ına dönmüştü. Kal ı n kaş ları çatı lm ış , a ln ı k ır ışmıştı. Yüzü, maviye çalan b i r karan l ı ktaydı. Öyle kararmıştı.

Zeyno Kar ı , Memed A l in in yüzünü görünce bir ürperti

geç i rd i . Memed A l i yumruklar ın ı s ı kt ı , acıy la gerind i . De­

rinden, c iğeri sökü lü rcesine, b i r « Aaah! ,, çekti . «Aaaaah• Zeyno Ane! Aaaaah! derem.»

Zeyno Kar ı , Memed A l i n i n bu hal i ne acıdı:

- 50 -

Page 51: KAPAK C - Turuz · 2018. 3. 14. · "İ stifa ediyorum. Usandım elinizden deyyuslar, istifa ediyorum. Canımdan usandırdınız." Biraz sonra da istifanamesini, istifasının sebeplerini

« Yeme kend in i böyle. Yeme kendin i Kürdüm , " dedi . -«Yiğ id im, » ded i . « Seni b i l en b i l i r . »

Memed Al i k ıvrandı : « N e gelmişdir eli mden Ane! N e ge lmişd ir ! Öld i r Ok­

ç i 'yi, ç ı kmişd i r dağe. Okçi b i r adem değ i ld i rk im . Okçi çoook! Şaş i rmiş im Ane, Ben çatlayacak. Hers imden çat­Jayacak ben. İğdiş o lmuş biz Ane. İğdiş . . . ,,

Zeyno Karı , uzun uzun Memed Al in in s ırtın ı okşad ı : «Yeme kendin i Kürdüm. Yeme, yeme kendi n i . . . Yeme

yeme oğ lum! » Zeyno Kar ın ın ı ş ı ltı l ı gözleri keder l i , şefkatl i, tatl ıy­

d ı . Sonra yan larına Dursun ge ld i . Sonra öteki köylüler de ge ld i ler. Çamurdan hiç bir yerleri gözükmüyordu . D ize kadar çemrenmiş lerd i .

Köyün iç inden, gübrelerin üstünden sapsarı b i r saman , gübre suyu akıyordu. Yaş gübre kokusu yay ı l ıyordu orta­l ığa. Gün vurmuş su lar buğulan ıyordu . Memed A l in in· yü­zünü her gören bi r ürperiyor, Okçuoğlunun sonu geld iğ i ne hükmediyordu . Zeyno Karı da b u kadar ş iş i rd i kten son-ra . . .

Memed Al in in on dokuz yaş ı ndaki büyük oğ l u man­.zarayı çaktı. Babas ın ın yan ına ge ld i . Yüzünü görünce don­du kald ı . « Baba!" ded i , ko l undan tuttu. « Baba! baba! Hay­d i eve Qidel i m . Baba! baba! baba!. . . ,,

Memed Al i kızdı : aDefo lmişd ir it oğ l i it! Defolmişdir! Yüri! " d iye ba-

ğırdı. Çocuk adam lar ın arkas ına s indi . Zeyno ortaya atı l d ı : « U lan Kürt,« dedi . « Bok yeme öyle . Ne bağırıyor kı­

zıyorsu n? Bağırmakla iş b itmez. Oturun da konuşun. Altı ay su iç inde yaşanmaz. Onu konuşun. B i r ay iç inde evler çöküverir. Onu konuşun. Hep aç ıkta kal ı rız. Onu düşünün. Del i Kürdüm. Akl ı n ı başına top la d a . . . ,.

- 5 1 -

Page 52: KAPAK C - Turuz · 2018. 3. 14. · "İ stifa ediyorum. Usandım elinizden deyyuslar, istifa ediyorum. Canımdan usandırdınız." Biraz sonra da istifanamesini, istifasının sebeplerini

Memed A l i acı acı gü l ümsed i : « Doğri , nded i . « Ane doğri söyl i r . " Dursun " Hökümata g idak. " M Kaymakam onun adam ı . ,, Zeyno Karı : « Olsun . " d iye ç ı kıştı . « Olsun . İsterse babası o lsun.

Bu ha l i miz i her gören . . . "

Memed A l i baş ın ı ağ ı r ağ ı r sal l ıyarak : · Doğr i ," d iye tasd i k ett i . Herkes : « Doğru , " ded i . « H ükümete g itmel i . Keş if geti rme l i . » B i r araban ın üstüne ç ık ıp oturdular . Uzun uzun müza-

kere etti ler. Neden sonrad ı r k i , b i r karara varab i l d i ler . Kö­yün heps i , kad ı n erkek, çoluk çocuk, genç i htiyar hepsi yola düşüp böylecene kasabaya Kaymakama g ideceklerd i . Çamur iç inde g ideceklerd i .

Zeyno, kararı köye i lan ed iyordu : « Herkes kap ıs ın ı k i l it les in . Avrat lar ! Herkes kapı s ı n ı

k i l i tles i n . Duyduk duyma•J ı k demeyi n . Esvap değ i şti rmek yok. Böyle çamur lu , Çocukları iy icene çamura sokup ku­cağ ın ıza a l ı n . Çamu ru az o lan lar çamur sürünsünler. Kasaba­ya g id iyoruz . Doğru Kaymakama. O da o lmazsa böyle ça­mur lu çamu rlu An karaya . Kanun var . . . Kanun da var, hü kümet de var. Duyduk duymadı k demeyin haaa ! "

B i r saat sonrayd ı ki , bütün köy başta Zeyno Karı yo­la düştü . D izlerine kadar gelen su ları geç i p kasaba yoluna ç ıkt ı lar . Kad ın lar kucaklar ında bebekler, etekler ine yapış­mış çocuklar . . . Tepeden tı rnağa , yüz göz tüm çamur.

S ıcaklar bastı rd ı . Kalabal ı k bu lut misa l i toz ç ı karıyordu . Toz bu lutu.

koşan, yuvarlanan toz bu lutu iç inden , yol boyunca bir uğu l­tu ovaya dağ ı l ıyordu .

- 52 -

Page 53: KAPAK C - Turuz · 2018. 3. 14. · "İ stifa ediyorum. Usandım elinizden deyyuslar, istifa ediyorum. Canımdan usandırdınız." Biraz sonra da istifanamesini, istifasının sebeplerini

Kasabaya yak laştı klarında h i ç b i r is in in insana benzer b i r tarafı ka lmam ı şt ı . Üstleri ndeki çamurlara toz yap ışmış , kaş ları k irp ik leri bembeyaz o lmuştu . Yarı kurumuş çamur­lar da beyaz laşmı şt ı .

Böylece, kalaba l ı k ayaklar ın ı sürük l iyerek ge ld i Kay­makaml ı k Dai res in in önünde durdu. Bu , kasabada görül­memiş bir şey o ldu . Tepeden tı rnağa çamura, toza batmış , d ize kadar çemrek kalaba l ı ğ ı gören ler bunda b i r i ş , müh i m b i r i ş o lduğunu anlamakta geci kmedi ler . Dükkancı lar gü­rü ltüyle dükkanların ı n kepenkler in i ind i rd i ler . Kahvedeki ler oyun lar ın ı b ı rak ıp Kaymakam l ı k b inas ın ı n oraya toplandı­lar. Sinek v ız ı l damaz kasabada, doyu l maz bir seyirdi bu ! Az sonra bütün kasaba oraya yığ ı ld ı .

Zeyno Karı bas bas bağ ır ıyordu : « Kaymakam, Kaymakam! Ç ık d ışar ı . Ç ık da gör ha­

l imiz i . Ne haldey ik gör b iz i . ,,

Kalaba l ı ğ ı gördükçe de coşuyordu « Bakı n , bak ın , Muhammed ümmetl eri , bak ın hal im ize.

Ne haldey ik görün bizi . Okçuoğ l u neler geti rdi baş ım ıza. Müs lüman olana bu zu lüm yap ı l ı r mı? Söyley in yap ı l ı r m ı '! B i r koca köy su alt ı nda koyul u r mu? Bak ın hal i mize . Kay­makam da baks ın . Baks ın da o taş yüreğ i azıc ı k yumuşa­s ı n . "

Dursunla Memed Al i , Zeyno Kar ıy ı susturup Kaymaka­ma ç ı ktı lar.

Dursun : « Okçuoğ l u su b ı raktı köye. Pambukları mız , ekin leri­

miz su altında gald ı . Köyün iç inde oturul maz oldu. Val la­ha göbeğe kadar su . B i l lah su . Tüm köy lü ge ld ik k i göre­sin hal im izi de Okçuoğ l una b i r şey söyl iyesi n . "

Kaymakam baş ı n ı pencereden uzat ıp kalaba l ı ğ ı gör­müş. Zeynonun bağ ı rt ı lar ın ı duymuştu, ama b i r şey anl ı ­yamamı şt ı .

- 53 -

Page 54: KAPAK C - Turuz · 2018. 3. 14. · "İ stifa ediyorum. Usandım elinizden deyyuslar, istifa ediyorum. Canımdan usandırdınız." Biraz sonra da istifanamesini, istifasının sebeplerini

" Köyün iç ine de m i çelt ik ekecek? .. «Ekecek. Su b ı raktı bu gece. Köyü göl etti . » «Al lah Allah ! . . . ,,

Ağır ağ ı r sanda lyesi nden ka l ktı . D ışarıya ç ı ktı. Bütün ,gözler ona çevri l d i . Kaymakam bir şeyler söylemek; bu perişan hal l i köy lü lerden özür d i lemek isted i . Yutkundu. Boğazı nda b i r şeyler t ı kandı kald ı . B i r tür lü d i l i dönmed i . Öylecene, orada ka lakald ı . Kurumuş kald ı .

Zeyno Karı : «Ne durmuş süzüyorsu n öyle yavrum? Bana bak!

İyice bak! İşte s iz in marifetin iz bu. Ne güzel marifet! Kö­yün iç ine de çelt ik eki l i r miymiş ! Her şeyi gördüysek de bunu görmediyd i k. Köyün iç ine de ruhsatiye veri l i r m i ? Bu d a sen i n icad ı n yavrum . Ha eki l i r m i? Bak, bak d a taş yüreğ in iz yumşas ı n azıc ı k. Sen d iyormuşsun k i , çelt ik d i­yormuşsun vatandır d iyormuşsun. Adanada öyle demişs in . Köyün i ç i ne de ek i lecek, evler in i ç i ne de ek i lecek demiş­s in . H i ç Al l ahtan korkmamışs ın. Gördün ya ha l im iz i . B iz de vatan ız . Bak, bak. . . Bakmazsan ha l im ize, b in ip trene, Ankaraya böylecene Baş Kumandara g ideceğiz . Doğru­cana Baş Kumandara . . . Bak şu çoluk çocuğun hal i ne. İn­san o lan ın buna yüreği dayan ı r mı? İyi bak! Sen Okçuoğ­lunun adamıymışs ın. Ben de a l ı r bun ları doğru Baş Ku­mandara götürürüm. B ind ir i r trene götürürüm. Al derim köylünü . İ şte böy le suya, çamura boğdular . Al der im, al ! ,,

Kaymakam kend in i zorladı zorladı b i r tek kel ime b i le söy l iyemedi. Geri döndü h ız la odas ına g i rd i , kapand ı .

D ışarda Zeynep Kar ın ın bağ ı rt ıs ı devam ed ip g i diyordu . . Ku lağ ı na b i r uğu ltu g ib i ge l iyordu .

Neden sonrad ır k i : «Adamları çağ ı rın.» ded i . M emed Al iy le Dursun gel d i l er. Önce :

- 54 -

Page 55: KAPAK C - Turuz · 2018. 3. 14. · "İ stifa ediyorum. Usandım elinizden deyyuslar, istifa ediyorum. Canımdan usandırdınız." Biraz sonra da istifanamesini, istifasının sebeplerini

« Muhtar hang in iz? ,, sordu . Dursun : « Muhtar, Seyfi Al id ir . Okçunun adam ıdır . Gelmed i . » « Söyleyin kalabal ığa , g its in ler köye. Ben de hemen ge-

l iyorum. " Hemen Ziraat Memurunu çağırttı : « Memur Bey, toplayın kom isyonu , Sazl ıdere köyüne

g id iyoruz. Okçuoğ lunun yaptı kları n ı gördünüz ya! ,, . Memur : « Aaaah bunlar efend im! Aaaah bunlar! Doymazlar . . . " Komisyon azaları top land ı . B i r cip geti ri ldi. Doğru kö-

ye g id i ld i . Köy su altındaydı . C ip köyün iç ine varamad ı . İk i k i lometre uzak�a durmak zorunda kald ı . Sular taşıyor­du . Komisyon aza ları bacaklarını çemrel iyerek köye yürü­dü ler. Köy ıpızssızd ı . B i r araban ın üstüne ç ık ıp oturdu l ar. Sular habire aşağı aşağı akıyordu. Birbir lerin in yüzler ine bakıp ka ld ı lar.

Kasabadan gelen kalaba l ığ ın uğu ltusu g itti kçe yakla­ş ıyordu.

- 55 -

Page 56: KAPAK C - Turuz · 2018. 3. 14. · "İ stifa ediyorum. Usandım elinizden deyyuslar, istifa ediyorum. Canımdan usandırdınız." Biraz sonra da istifanamesini, istifasının sebeplerini

Böyle üstüste gelen o laylar, Kaymakamı iyice sars­m ı ş , zayıflatmı ştı . Yüzü sapsarı, her zaman düşünce l i, yor­gun, k ı r ı lm ış , keder l iyd i . İ nce dudakları , daha da i ncelm iş keskin b i r b ıçağ ın ağzı na dönmüştü . Gözleri p ı r ı lt ı iç indey­d i . l ş ı lt ı l ı . Saçlar ı n ı s in i r l i s in i r l i arkaya doğru atıyordu . Tek inand ığ ı i nsan ş i md i Resu l Efendiyd i . Baba g i bi sevi­yordu . O da onu koruyordu . Kasabadaki dedikodu lar ı , hak­k ı ndaki iğrenç şayia lar ı , p lanlar ı günü gününe duyuruyor­du . B i r ay iç inde b i r ömürde öğren i lebi!ecekler in heps in i öğrenmiş g ib iyd i . Hele şu son günler ! . . . Köyl erde köyl ü­ler le yatm ışt ı . B it lenmişti . Doktorun muayenehanesi önün­de kuyruk olmuş hastalarla konuşuyordu her sabah, da ireye g itmeden önce. Nas ı l yalan söylen i r , dalavere yap ı l ı r , ruh­sat a lmak iç in nas ı l dolaplar çevri l i r , heps in i , heps in i öğ­renmişti .

Her gün yan ına çeltik komisyonunu a l ıyor, i k i , üç , beş sahayı geziyordu . Sahal arın h i ç b i ri kanunun istediğ i şe­k i lde hazırlanmamıştı . H iç b i ris ine ruhsat verm iyordu. Ka radağ l ıoğlu M u rtaza Ağan ın beşer bin dönümlük iki saha­s ına da iz in vermed i . Her ik i saha da planda kesi k su la­mayla su lanacak gösteri l iyordu . Köylere beş yüz metre gösteri l iyordu . Her i k i saha da köy evl er in in uçtaki l er i n i

- 56 -

Page 57: KAPAK C - Turuz · 2018. 3. 14. · "İ stifa ediyorum. Usandım elinizden deyyuslar, istifa ediyorum. Canımdan usandırdınız." Biraz sonra da istifanamesini, istifasının sebeplerini

ıç ıne a lıyordu . H iç b i ris i de sürü l memişti . Kanu n b i l hassa şart koşuyordu . Çi mento kanal deği l , doğru dürüst kanal­lar b i l e yapı lmamıştı .

Mustafa Patır Patırın sahasına d a izin veri lmedi . O da hazırlanmamıştı. Tevf ik A l i , Kemal Taşan, Durmuş Taş­kesenin de sahalarına iz in veri lmedi. Daha ufak tefek sa· hal ara da izin verif med i .

Çe lti kçi ler te laştaydı lar. Mayısı geçiri r lerse , çelt ik ekemezl erd i . Ekseler de veri m l i o lmazdı çelti k . B i re seksen vereceğ ine , kırk veri rd i , çok çok e l l i veri rd i . Bu durum karşıs ı nda önce Kaymakamı tecrübe etmeğe karar ver­d i ler. Önce aşağ ıdan a ldı lar . R icacı gönderd i l er. R icacı , yaş­l ı , kambur, küçücü k, kasabanın müftüsüydü.

Müftü Efendi : « Efendi oğ l u m , " diye başlad ı . « Bu pir inç ekimi her

yı l böyl e o l muştur. Hiç b ir yı l kanuna göre eki l rnemiştir . Başınızı derde sokmayınız. Sinek nasıl o lsa o lacaktır . Bura­sı Çukurovadır . Sinek o l maz o lur mu? Çelt ik eki lmese de o lur . Vazgeç in bu sertl ik lerden . . . "

Kaymakam : " Ne demek istiyorsunuz? " diye sertçe sordu . " Ne de­

mek istiyorsunuz?" Kapıyı gösterd i . " Buyurun . Lütfen böyle iş lere bir daha karışmayın . Bir daha da yanıma gelmeyi n . »

M üftü Kaymakamlık dairesinden dualar okuyarak çık-tı . « Süphana l l ah ! Süphana l l ah ! . .. Bu kaymakam deği l , bir narı beyza . . . Süphana l l ah ! Süphanal lah ! ,.

Çelti kçi l er , M üftüye : «Ne yaptın M üftü Efend i ?» diyt1 her soruş l arında, M üftü gözleri ni kapatıyor, tesbih in i çe· kiyor, « Süphanal lah ! Süphanal lah ! ,, diyor, başka cevap ver­miyordu.

Rıza Değnek, A l i Duran Ağanın oğludur. A l i Duran öldüğünde, Rıza Değneke b i r ç iftl i k , on kadar ev, otuz kadar dükkan, iki de han bıraktı . B i rkaç yıl iç inde Rıza Değnek bunca servetin a ltından gird i üstünden çıktı. Bir

- 57 -

Page 58: KAPAK C - Turuz · 2018. 3. 14. · "İ stifa ediyorum. Usandım elinizden deyyuslar, istifa ediyorum. Canımdan usandırdınız." Biraz sonra da istifanamesini, istifasının sebeplerini

kuruşu b i le ka lmadı. Kalmadı kalmadı ama, Rıza Değne­ğ i n yaşayışında da b i r değişikl i k olmad ı . Kasabada , son mo· da Rıza Değnek g iy in i rd i eskiden, gene öyle devam etti . Kasabaya kumarı Rıza Değnek i cat etmişt i . Gene en çok kumar oynayan Rıza Değnekti . Her gün s inek kaydı traş o lurd u . E lb ises in in ütüsüz olduğu görü l müş değ i ld i . Bü­yükle büyük , küçükle küçüktü . Bu yüzden de sevi l i rd i . Kasa­baya her gelen memurla mutlak i kinci gün canci ğer olu r · du . Onun e l inden kurtu lmuş memur yoktu. H e r memura d a her isted iğ in i yapt ırırdı. « Bu Rıza Değnekte şeytan tüyü var .. derlerd i . Kasabada ne kadar rüşvet ver i lm işse, mut· l a k yüzde doksan sekizi R ıza Değnek e l iy le veri l miştir. D ünyanın en namuslu , en temiz adamı bil e o lsa memur, Rıza Değnek en çok bir hafta iç inde baştan ç ıkarırdı onu . Çelt ikç i ler bu sefer d e Rıza Değneği memur ett i ler Kay makama. · İk i bine kadar yol u var. " dedi ler. Rıza Değnek gülümsedi . «On beş binle hal lederim » dedi . uYalnız on beş bin. Aşağı a lmam . ..

M u rtaza Ağa : «Gözümüzün çiçeğ in i ye l raza. M u rtaza Ağan d aşşağını

yesin senin. Göster gendini l razam . Göster gendini . Bun· dan sonra senin iç in yok, yok! ,,

Bütün çeltikçi ler : « Bi r umudumuz sende Rıza Bey , • ded i ler . «Yoksa ö l-

·dük .» Rıza : « Evela l lah , " d iyordu da başka b i r şey demiyordu . Bereket vers in Resul Efendiye, bütün kasabayı teker

teker söylemişti Kaymakama. Tab i i bu arada da Rıza Değ­neği de i hmal etmemiş , cemazüyü levve l i n i an lattıktan son­ra mesleğ i n i , ş i md i ki vazifesini de an latmış, yakında ken­d is in i ziyaret edeceğini de hatırlatmıştı.

Rıza Değnek, kır ıtarak, yılışarak, yaltaklanarak oda­ya g i rd i:

- 58 -

Page 59: KAPAK C - Turuz · 2018. 3. 14. · "İ stifa ediyorum. Usandım elinizden deyyuslar, istifa ediyorum. Canımdan usandırdınız." Biraz sonra da istifanamesini, istifasının sebeplerini

«Efendim, b i rkaç gündür sizi ziyaret edemedi m. Ba·· ğ ış lay ın efendim. Affedersin iz . İş ler efendim. Sizin de iş le­r in iz çoktu. B i r kere geld im, zatıdevletlerin in sahaya g itti· ğ i n i söyledi ler . Affeders in iz efend im. Siz i ihmal etmek büyük b i r suçtur. Siz in g ib i . . . Efendi m . »

Kaymakam sert sert bakıyordu : " Ne istiyorsunuz?" « Efend i m ? » Kaymakam bağ ı rd ı : « Ne istiyorsunuz Efendi ?,, « Zatıal i n iz i . . . Z iyaret . . . efendi miz? ,, « Ne istiyorsunuz? Onu söyleyin . " Titreyerek, sarara-

rak : " Ne is-ti-yor-su-nuz?,,

« Efend im . . . Ziyaret . . . M aksad . . . " Kapıyı gösterdi : " Lütfen . . . Derha l . . . Buyuru n . " R ıza Değnek şaşkın l ı k iç inde kapıya doğru k ı ç ı n k ıç ın

g itti . Yalvarı rcas ına Kaymakamın gözlerin in iç ine bakıyor­du . Kaymakam kaşların ı çatmıştı. B ıçak g ib i dudakları sıkı s ık ıya kapa l ıyd ı . Kaya parçası g ib iydi.

R ıza Değnek hızla döndü, kapıyı açıp d ışarı ç ı ktı . Ser­sem sersem merdivenlerden ind i . « Vay anas ın ı, vay ana­s ın ı , » d iyordu kendi kendine. «Vay anası n ı . . . Herif bizi kov­du be ! Vay anas ın ı . . . Resmen kovdu be!» Sonra gü lümse­d i . « Çocuğa bak be . Kaya parçası g ib i sert. Yaşasın u lan. Çelt ikç i l erin çekeceği var. Analar ın ı ağlatacak. Vay anası­n ı , resmen kovdu be! Resmen ! . . . "

Kulübe gü lerek g i rd i . Çelti kçi l er onu dört gözle bekl i­yorlard ı . Gü ldüğünü görünce mesele hal lo lundu sandı lar, yanına geld i ler, e l i n i s ıktı l ar.

« Eeee, nası l ? » R ıza Değnek gü l üyordu : .. iş yok. Böyles in i görm ed im . B i r parmak çocuk kaya .

- 59 -

Page 60: KAPAK C - Turuz · 2018. 3. 14. · "İ stifa ediyorum. Usandım elinizden deyyuslar, istifa ediyorum. Canımdan usandırdınız." Biraz sonra da istifanamesini, istifasının sebeplerini

gibi sert, M üftünün dediği gibi Süphana l l ah ! Süphanal l ah ! Süphanal lah! ,,

İşte bundan sonrad ı r ki i ş kar ıstı . Bütün umutlar suya düştü. Bu , beklenmed i k b i r ha ld i . Tedb i r namına ne kadar tedb ir varsa a l mamış lard ı . Nas ı l da tongasına düşmüşlerd i b i r karış çocuğun ! Öfke ler i g ittikçe büyüyordu . N e kad ar çe lt ikç i varsa , g ece sabah l ara kadar uyumuyorlar, hal ça­resi a rıyor lardı. Şöyle akla yatkın bir şey bu lamıyorlard ı .

Murtaza Ağa kızm ı ş , ateş saçıyord u . B u yüzden de ol­mad ı k çare l ere baş vurdu . Bi ı gece Kaymakamın pencere le­r in i taş lattı . Odas ına kurşun s ı kt ı rd ı . Ö lümüne s ı kt ırd ı ama kurşun lar değmed i . Kaymakam bütün bunl ardan korkacağ ı yerde , çelt ikç i l ere düşman l ı ğ ı daha da arttı .

Zi raat da i res in in c ip in i bozdu lar . Kaymakam atla g itti saha lara . . . Lokantacıya tenb ih ett i ler , kokmuş yemek gön­derd i . O da yemek yemekten vazgeçti. Ceza att ırdı l okan­tacıya. Peynir ekmeğe kal d ı .

Ankaraya, İ l e Kaymakam a leyhine günde e l l i te l çe­k i l iyord u . Te l l er i S iyasetçi Ahmet yaz ıyordu . Y ı l l ardan be­r i Kaymakamlara yüklenecek suçlar1 öyles ine ezber lemişti k i , te f leri gözü kapa l ı yaz ıyordu . Tel l er öy le berbattı k i , her okuyan Kaymakamdan iğrenir , kusacağ ı ge l i rd i . Te l leri b i r gün çelt ikçi ler , ik inc i gün bütün köyler in muhtar ları . . . Tam a ltmış muhtar, üçüncü gün Beled iye Reis i , parti reis l eri çekiyorlard ı . Sonra köyler s ı raya giriyord u . Ç ınar köyü na­m ı na yirmi beş k iş i , Çıyan l ı köyü namı na yetmiş k iş i , Çay­geçit köyü namına, Ke l i köyü namına . . . A l i ler köyü, Öksüz­le r köyü namına . . . Va l iye, Başbakana, Cumhurbaşkan ına , İç iş ler i , Zi raat, hatta M i l li Eğitim Bakan l ığ ı na çekiyor lardı .

P .T.T. Müdürü her akşam te l ler in b ir suretini Kaymaka­ma geti riyordu. Kaymakam ç i l eden çı kıyordu . Ç ı kıyordu ama ne ge l i rd i e lden! D iş in i s ı k ıyord u . En sonunda kan ı ksa­d ı . Birinci gün şaşı rmı ş , deliye dönmüştü . B i lm iyordu ki bu tel ler , Kaymakam lar , memurlar a l eyhine y irmi beş y ı l -

- 60 -

Page 61: KAPAK C - Turuz · 2018. 3. 14. · "İ stifa ediyorum. Usandım elinizden deyyuslar, istifa ediyorum. Canımdan usandırdınız." Biraz sonra da istifanamesini, istifasının sebeplerini

dan beri çeki len te l ler in müsveddesi nden başka b i r şey de­ğ i l d i . M ünasip bir dil l e Resul Efendi onu da söyled i . Kay­makam bu işe , te l l e rdeki i snatlardan da çok şaştı. K i m i n ka leme a l d ı ğ ı n ı da söyled i . S iyasetçi Ahmedi de an lattı . Bugünlerde Siyasetçi Ahmet akşamdan e l l i tane tel sureti yazıyor, gündüzleri gelenler in e l l er ine tutuştu ruyordu . Bü­tün isnatlar, yakıştırmalar , S iyasetçi Ahmed i n kafası ndan ç ı k ıyordu . Ç ı kıyordu değ i l , y i rmi beş y ı l önce uydurdukla­r ı n ı tekrar ediyordu . Tab i i bu tekrarl ara o laylar ın ge l iş i ye­ni yen i , tesir l i i snat lar da katıyordu. Orası başka. Mesela F i kret I rmakl ı i çin esk i i ere i l aveten yeni bi rkaç isnat ya­k ıştı rmıştı k i duyanı ürperti rd i . . .

« Benim ka lemimden , " d iyordu , « kan damlar . .. « Amenna, sen i n ka leminden kan damlar , " d iyorlard ı . Bütün isnatlar , tel l er para etmed i . Kaymakam yerinde

durduğu gibi bir i htar da gelmedi . Bunun böyle olacağ ı n ı daha önceden çelt ikç i le r b i l i r lerd i . Ama işe yarard ı tel ler . Eninde sonunda yarard ı .

Vakit kal mad ı . B i r telaştaydı lar çelti kç i ler, etrafta b i r dol anıyor, b i r terliyor lardı k i , gören ha l ler ine acıyordu . Bun­ca serveti toprağa serpmiş lerd i . Çeltik a leyhta rı o lan lar b i le , Pehl ivan Usta, Kör Cemal b i le acıyordu. Çelti kçi ler , o burunl arı Kaf dağ ı nda çelti kçi ler , çarş ıya düşmüşler ön­ler ine gelene dert yan ıyorlar . . .

« Nas ı l vermez ruhsat ı ? Genç, çocuk . . . Baş ına geleceği b i l m iyor."

« İ l k görünüşü u s l u , efend iyd i . Meğersem karn ı nda k ı rk y ı lan yatıyormuş . . . »

« De l i . . . del i . . . B i lse meml ekete çok faydası var. B i l se çelti k s ıtma yapmaz. B i l see . . . "

« Ki m görmüş çeltiğ i n s ıtma yaptı ğ ı n ı ? " .. çukurova oldum olas ı s ıtmal ı . . . "

Dert yanma fas l ı da b itt i . Çeltikçi ler meydanl arda gö­rünmez oldular . Bölük bölük müzakerelerde bu lunuyorlardı .

- 61 -

Page 62: KAPAK C - Turuz · 2018. 3. 14. · "İ stifa ediyorum. Usandım elinizden deyyuslar, istifa ediyorum. Canımdan usandırdınız." Biraz sonra da istifanamesini, istifasının sebeplerini

M üzakereler le gün geçiyordu. Ekme zamanı geçiyordu. Çar­şamba gecesi bütün çelt ikç i ler toplanıp sabaha kadar müza­kere ett i ler. Karara vard ı lar . Yarından tezi yok bütün saha­lar eki lecek. Kaymakam, e l inden ne gel i rse yapsın. Asacak değ i l ya . . . Bu arada beş k iş i l i k b i r heyet de Kaymakamı att ı rmak üzere Ankaraya gid ip , onun çaresine bakacak.

Perşembe günü erkenden bütün sahalara su b ı rakıld ı . Sonra kes i l d i . Tohum atı l d ı . Gene su ver i ld i.

B i r hafta iç inde ruhsatsız bütün sahalar eki l ip , sular bırakılm ıştı . Suların iz ins iz b ı rakı ld ığ ı kasabada bomba g ib i . patladı. Ş imdiye kadar böyle b i r şey de o lmamıştı .

- 62 -

Page 63: KAPAK C - Turuz · 2018. 3. 14. · "İ stifa ediyorum. Usandım elinizden deyyuslar, istifa ediyorum. Canımdan usandırdınız." Biraz sonra da istifanamesini, istifasının sebeplerini

Vl l

Kaymakam mücadeles in in sarhoşl uğu iç indeydi . Gözü <lünyayı görmüyordu . Çelt ik a leyhine kasabada büyük b i r kampanya açı l mıştı . Kampanyayı böyle ş iddetli, programl ı yürüten ler, Kör Cemal le , M ustafa Pehl ivandı. Kör Cemal .arzuhalciyd i . İdd ia ed iyordu ki, « Beni m kardeşimi çelt ik öl­.dürdü. Ç-e lt ik o lmasaydı, s i nek o lmazdı. Sinek o l mayınca da s ıtma o l mazd ı . Kardeşim de sıtmadan ö lmewi." Y ı l lar y ı l ı d i l inde bu !

Bu sefer köylerden heyetler ge l iyordu. Acı k l ı , yürek ·parçalayıc ı sıtma h i kaye leriyle. Tatar l ı köyü muhtarı köy­deki k ı rk kadar dalakl ı , karn ı ş iş , bacaklar ı i ncecik , yüzler i ·kemik , gözleri kocaman kocaman çocuğu topl ay ıp, kasaba­ya, Kaymakama geti rd i . Kaymakam da çocukların fotoğra­fın ı çekti rip, Sağ l ı k Bakan l ığ ına yol lad ı . Çelti k düşmanları da tel üstüne tel çekmeğe baş lad ı lar Ankaraya. Bu arada çelti kçi ler Kör Cemal i kurşun lad ı lar. Hastahaneye kald ı rı l­d ı . Vuranlar e le geçmed i . Mustafa Pehl ivanın portakal bah­çes in i kökten kesti ler. Ağaçlar ın ı b i r gecede doğrad ı lar . Böyle l ik le mukabi l taarruz gevşedi . Yaln ız b i r i ki muhtar dayanıyordu . B i r de Kaymakam.

Resul Efendi korkuyordu . Sokakta, kahvede, evde, ka-

- 63 -

Page 64: KAPAK C - Turuz · 2018. 3. 14. · "İ stifa ediyorum. Usandım elinizden deyyuslar, istifa ediyorum. Canımdan usandırdınız." Biraz sonra da istifanamesini, istifasının sebeplerini

r ıs ına b i le , Kaymakamı çekiştir iyordu . İş i b ir sezerlerse çel­t ikçi l er, hal i dumdndı.

« Oğ lum, evlad ım , güzel Kaymakamım, gençs in , uğraş­ma, d iyorum . U ğraş ı l maz çelti kçi ler le. Bun larlan başa ç ı ­k ı l maz, d iyorum. Bu çelt ikç i m i lleti n in karş ıs ında hükümet b i le pes etm iş , d iyorum. D in lemiyor efendi m . D in lemez efendi m . İ l k gün ler ne iyiyd i , ne ha l imse l imd i . Ne o ldu b ir­denbire, ben i m de ak l ım ermed i . D in lemez efendim. Öğüt din lemez . Ben derim ki, efendi m , o Sazl ıderen in , öyle ça­mur iç inde, ço l u k çocuk, kad ı n erkek ge l iş i şok tes ir i b ı rak­tı üzeri nde . . . Zıvanadan ç ıkt ı . Ne güzel idare edip g id iyordu. Şu hale bak ın . Anlatıyorum an latıyorum , vazgeç bu ak ı ldan oğ lum Fi kret Bey diyorum. Susuyor, konuşmuyor. Düşünü­yor. Acıyorum. Daha çiçeği burnunda . . . Acıyorum. Acıyo­rum efendim . Elde değ i l ki acımamak. Ç içeği burnunda . . . "

Çelti kç i l er böy le l ik le Resul Efendiyi kend i l erinden bi · l iyorlar, her b i r s ı rlar ın ı ona açıyorlard ı . Ona danış ıyorlar· d ı . Hele Okçuoğ lu bütün umudunu Resul Efend iye bağ la· m ıştı .

.. söy le , " d iyordu . « Söyle Kaymakama, ben onun a ley­h inde çal ışanlar aras ı nda değ i l i m . Söyle de yakamı b ı ra k­s ın . Kürd Memed Al iye uymas ın . Eşkiya o. Del i Kürt.»

O günden beri Çeltik Komisyonu , Okçuoğ lunun saha· s ın ın suyunu kesti rm iş , bendin in ba�ına yed i candarma, b ir onbaşı nöbetçi koydurmuştu . Okçuoğ lunun sahası daha yeşermeden kuruyacaktı . Bu çok kötüdür. ıs lak tohumun suyunu kesmek yüzde yüz ö ldürmek demekti r. Ha lbuk i fi·· ! iz lese, kolay ko lay kurumaz. Ama Okçuoğ lu yolunu bu l­muştu . Candarmalar la işb i r l iğ i yapm ıştı . Su ya ln ız i l k gü­n ü kes i lmişti . Ondan sonra, gene olduğu g ib i b ı rakı lm ıştı. Memed Ali durumu ge l ip Kaymakama an latmış . Kaymakam da o candarmaları oradan a l ı p yerine başkalar ın ı gönder· mişt i . Onlar da b i r günlüktü . Kaymakam duramazdı ya ba­şında.

- 64 -

Page 65: KAPAK C - Turuz · 2018. 3. 14. · "İ stifa ediyorum. Usandım elinizden deyyuslar, istifa ediyorum. Canımdan usandırdınız." Biraz sonra da istifanamesini, istifasının sebeplerini

Candarmalar ın i ş göremediğ in i gören Memed Al i , Kay­makaml ı ktan ayrı lmıyor :

.. iz in vermişti r bene Gaymugamim. Kurutmiştir köyü . . . Kesmişdir suy i Okçi . . . İz in vermiştir bene. E l i n ayağen öpere m . İz in vermiştir . Biz im hakkid l r . M adem köy su al­tında gal miş . Bizim hakki . . . ,,

Kaymakam her d efas ı nd a : · Hele dur M emed A l i , durumu Candarma Alay Kuman­

danına bild i rd im . Hele dur, ,, d iyerek onun önüne geçiyor­du .

M emed Al i bekl iyordu . Ruhsatsız eki len üç sahan ı n bentleri kasabanın iç inde,

taş köprünün a lt ındaydı . On jandarma da onlar ın üstüne kondu. Kaymakam, herhangi b i r saatte b i r bakıyorsun , i ş i gücü , her şeyi b ı rak ıp atl ıyor c ipe , doğru bentlerin baş ına . . . Gece d e b i r bakıyorsun , sabaha karş ı , b i r bakıyorsun gece yar ıs ı şafaklaym, tabancası e l i nde bentlerde.

« Bu Kaymakam kan ına susam ış . " « Val lah i de susamış . " " Vu ruverir ler . . . "

En çok d a Resul Efendi korkuyor. Kasabadaki havayı b i l iyor da ondan bu kadar korkuyor. Bu gözü dönmüş adam­lar, b i r gece önüne pusu kurar, vurduruverir ler. Kim vurdu­ya g ider.

« H iç bir şeyden korkmuyorum da vururlarsa, kasaba­n ı n g ü l adı iyice kötüye ç ı kar . İyicene . . . Korkuyorum kar­deşler. Kasaban ı n istikba l i nden korkuyorum . Oğlum Fikret Bey, d iyorum, etme eyleme. Ç ı kma geceleri . Sen candarma mıs ın? Sen kanına mı susadı n? Sen kanına mı susad ı n ? Tınmıyor b i l e . . . Vuracaklar. Korkuyorum efendim . »

Vakit gece yarıs ına doğru. İnce b i r kara n l ı k var. Sav­run çayın ı n çağ ı lt ıs ı geceyi dolduruyor. Çakı ltaşl arı parı l ­d ıyor. Kaymakam , çakı ltaş larmdan ses ç ı kara ç ı kara bend­lere doğru yürüyor. Hava topraksı kokuyor. Karan l ı k suya

-· 65 - F . : 5

Page 66: KAPAK C - Turuz · 2018. 3. 14. · "İ stifa ediyorum. Usandım elinizden deyyuslar, istifa ediyorum. Canımdan usandırdınız." Biraz sonra da istifanamesini, istifasının sebeplerini

y ı l d ız ış ık lan vurmuş . Çağ ı l d ıyor. Köprü karan l ığa sütbeyaz yap ıştırı lmış . Kasabada ses seda yok. Uyuyor. Arada blr bekçi düdüğü . . . B i r iki vakitsiz horoz ötüp susuyor. Kafa­sında düşünceler . . . Sultanahmet Parkı , Beyazıt havuzu . . . Ne­dense gözünün önünde Beyazıt havuzu . Ne düşünüyorsa gö­zünün önüne Beyazıt havuzu geliyor. Tramvaylar, otobusler ,

dol muşlar . Genç Ü niversite ta lebe leri . . . " Hayat! • diyor

kendi kendine . Gül ümsüyor. « So lucan gibi yaşayan insan­l ar . . . Korkak, h i l ekar . . . Yalancı . Ama Zeyno Kadın . Kürt . . . Ad ı neydi ? Eşkiya . . . " B i r an mesut o luyor. " Değer. B i r eş­kiya, bir Zeyno Kadı n, gözleri kocaman çocuklar için de olsa �eğer . . . Mücadeleye değer . . . Bir hayat pahasına da olsa değer . . . ..

Tabancasın ın kabzasını var gücüy le s ıkıyor. B i r tuhafına g id iyor e l indeki tabanca . . . « Değer, • d iyor boyuna. • Değer. değer, değer . . . ,.

« Bunun sonu neye varacak? Neye varırsa varsın . De­ğer . . . Ankaraya heyet üstüne heyet. Ben hakl ıy ı m . Kanu­nen hak l ıy ım. Onlar kanuna karşı koyuyorlar . . . Yoksa i dare edemedi m mi? Kabahat onlar ın . Bu savaş nerede b itecek?

An karada ne yapacakl ar? E lbete bir bi l d ikleri . . . Ald ırma be anam ! Aldırma ciğerim. Nermin görse b u hal i m i , müt­hiş sev in i rd i . Bu d alavere kumkuması heriflerle tek başı­mayı m . Yok R esu l Efend i de . . . Rüzgar mavi mi? Su karan­l ı k . Korkuyor muyu m ? Bel k i . Mesele deği l . Nermin sevinir . Nerm i n i n gözlerin i n reng i , Resu l Efen d i , vay anam vay , n e pişmis heri f ! Ciğerl erini bi l iyor. Resul Efendi olmasayd ı . . . Ne kadar. d a düşman bunlara ! . . . Ama korkak . . . b i r kerten­kele kadar ürkek . "

Ça l ı l ık lara d üştü . Hayıt acı kokar . . . B i r hoş . Çakı l ta · şı eğer koksaydı , hayıt ça l ıs ı g ib i kokard ı . Savrun çayı ko­ku lu aksaydı yahut d a , hayıt çal ıs ı kokusunda akard ı . l l gı­nın da bir başka kokusu vardır . . . Sabah yeli gibi i ncecik bir koku. Yağmur sonu güzel kokuyor. Toprakl a b ir l i kte.

- 66 -

Page 67: KAPAK C - Turuz · 2018. 3. 14. · "İ stifa ediyorum. Usandım elinizden deyyuslar, istifa ediyorum. Canımdan usandırdınız." Biraz sonra da istifanamesini, istifasının sebeplerini

B i r ba l ık atlad ı . Ça l ı l ı klar ın arasından ik i baş, i ki ka­rartı kalktı . Bekl iyordu . Kendini o anda yere attı . « Kıpırda­mayı n ! "

« Gaymakam ı m , ,. d iye ağ ıd ımsı b i r ses geld i karanlık-

tan . « Ben Murtaza Ağayım Gayrnakarnım."

Kaymakama doğru geldi ler . Kaymakam ayağa kalktı . Murtaza Ağa : « El i n i ayağ ı nı öpüyüm Gaymakamrm. Bütün servetimi

buraya yatırdım , kurudu getd i . Etme eyleme. Oğlunu ö ldür­düm, ocağına düştüm. Neyim v;arsa yatı rdı m. İflas edersem bu yaşta, gülerler bana . Oğlunu öldürdüm , ocağ ına düştüm gaymakarnı m . "

Candarmalar ın yanına vard ı lar. Candarmanın biri nö· betteydi . Bendier kupkuruydu.

• B işey söy l e Gaymakam ı m . Öldürme ben i ! Kurudu get­d i . Acı bana. Ben kederimden ö lürüm . Çoluk çocuğum da ö lür. Sen i n okuduğun yüksek mekteplerde i ki tene okudu­yoru m . Bu çeltiği bırakdıyd ım. Sana hakigatın ı söleyim mi? Bizim gazancımız insan ganı . Biz gan ı emiyoruk . S inek gan emmiyor, b iz emiyoruk. Oğlunu öldürdüm. Gan . . . "

ıssız çarşıy ı geçti le r . Kaymakı:ıml ığ ın önüne vard ı lar. Murtaza Ağa hala yalvarıyordu :

.. B işey söyle Gaymakamım. B i r daha ekmeyeceğim. Bir daha . . . B i l iyorum kötü l üğünü . . . »

Kaymakam bentten beri , bir saattir ağzını açıp da bir laf etmemişti . Etmiyordu.

• Desene G aymakamı m ! ,, Kaymakam merdivenler i çıkmağa başladı . Murtaza Ağa arkasından : � sen b i l i rs in Gaymakam , " ded i . « Sen beni öldürüyor

sun. Hemi de çoluğum çocuğumlan b i le öldürüyorsun. Eyi -'üşün. Senin de g ençliğine yazık . •

Kaymakam cevap vermedi . Kapıyı şiddetle kapad ı .

- 67 -

Page 68: KAPAK C - Turuz · 2018. 3. 14. · "İ stifa ediyorum. Usandım elinizden deyyuslar, istifa ediyorum. Canımdan usandırdınız." Biraz sonra da istifanamesini, istifasının sebeplerini

Gece sabaha kadar Kaymakamın gözüne uyku girmedi . Yatakta döndü, durdu .

Murtaza Ağa, Mustafa Patı r Patır , sahalar ına su gön­der i lmeyen i k i k iş i daha hemen o gece otomobi le atlayıp An karan ın yolunu tuttu l ar .

Çelti kçi ler i ç i nde yalnı z Okçuoğlunun i ş i i şti . Gümüş­l ü k ırbacıyla, ç izmelerin i döğerek, çarşıyı b i r uçtan b i r uca dolaş ıyor, kabadayı kabadayı, kurularak laflar ed iyordu :

.. Kurutma emri vermiş b iz im çelt iğe Kaymakam ha! Vay ak ı l vay ! Candarma d ikmiş b iz im çe lt iğ in başına ha! Vay ak ı l vay! Sazl ıdere köyü çamura batm ı ş da gelm i ş Kaymakama. Onlar ın · üstüne öyle b i r s u gönderd i m k i , ş i m­d i su Saz ! ıdere l i !erin göbeklerinde . . . ,.

Böyle söyl üyor söylüyor ya, i ç inde de korku var. Re­su l Efendiden de ayr ı lmıyor. Kürt M emed Al iyle Zeyno Karı neler yapıyor, onu soruşturuyor . . .

« Resul Efend i , şu Kaymakam çocuğun akl ı da a kı l m ı Al lasen! Candarma d i kmiş ben im bend in baş ına . Teşekkür eder im. Bizim bendi bek l iyorlar. Ağzı var mı insanoğlunun? Var. Hepsi bunun g ib i del i ç ıkmaz ya . . . Ağzı o l andan kork· ma . . . "

Resul Efendi : " Su ç yok b u Kaymakamda. Geld iğ inde nası ld ı? Gü l gi­

b iyd i . Şu Sazlıdere yok mu! Onlar böyle yaptı l ar . B i r saban baktık , çamura batm ış , en az dört yüz k iş i , ço luk çocuk, be­beler de var. Gel miş ler hükümeti n önüne . . . İşte o zaman zı · vanadan ç ı ktı . •

Okçuoğl u : « Sazl ıdereye b i r su gönderiyorum. Bugün, su tam gö·

beklerindedir. Çamura nas ı l batar i nsan, görsün ler . . . Evleri başlar ına y ık ı l acak. O Kürdü sürgün etmezsem Çukurova­dan, bana da Okçuoğl u demesi n ler. O Sazl ıdereni n yer ine inc i r d i kmezsem , bana da O kçuoğ l u demesi n l er . •

- 68 -

Page 69: KAPAK C - Turuz · 2018. 3. 14. · "İ stifa ediyorum. Usandım elinizden deyyuslar, istifa ediyorum. Canımdan usandırdınız." Biraz sonra da istifanamesini, istifasının sebeplerini

Okçuoğlu bend baş ı ndaki candarmalara her gün b i r ko· yun kesiyordu.

Kaymakamsa İ lden candarma bekl iyordu. Telefon üs­tüne telefon ediyordu.

Okçuoğ lunun laf lar ın ı Saz l ıdere köylü leri de duyuyor· du . Duyuyor değil, Okçuoğ !u onlara da ayn ı şeki lde konuşu­yordu . Sazl ıdere l i l eri d inden i mandan çıkarıyordu.

Toza çamura batmış Memed Aliy le , Zeyno Karı son bir defa Kaymakama gene ge ld i ler .

« Su evleri y ı kmişd ir . Mahsus yapmişd ir Okç i . lnyad uç in . Yaa gurban. M üsade b ike mirı . . . Et yan i . . . Tarlası de su a!t ındedir , pamuk tarlasi . . . M ü sade babam . . . ,,

Zeyno Karı kükred i : « Oğ l um su içindeyiz. Tarlalar, pamuklar, bostan l ar, ev­

l er, tüm su alt ında . . . Çocuklar hasta oldu lar. Va bir çare. Yoksa b iz başı mız ın derdine bakarız. »

la :

Kaymakam mahzun mahzun boynunu büktü : « Candarma bekl iyorum, Ana. Eli mden başka n e gel i r?» Zeyno Karı M erned Al iyi e l i nden tutup çekti.. . H ışım·

« Ge l , » ded i , · biz kendi başımızın çaresine , kend im iz bakal ım.•

Ç ıktılar.

- 69 -

Page 70: KAPAK C - Turuz · 2018. 3. 14. · "İ stifa ediyorum. Usandım elinizden deyyuslar, istifa ediyorum. Canımdan usandırdınız." Biraz sonra da istifanamesini, istifasının sebeplerini

vı ı ı

Köyün evler in in hemen heps i huğdu. Başka köylerde huğun çit i ç i l pi rti çal ı lar ıy la örü lür . Burada ç it ler kamı ştan­d ı . Kam ı ş ç it ler in çok yerleri n i çamurla sıvamı ş lard ı . Evle­r in rengi yeş i l e çalan b i r boz renkteyd i . Üstü i nce sazlar­dand ı . Saz lar kat kat vuru l muştu . Ç inko g ib i sağ lamd ı . Saz­l ıderen in evl eri yağmurda bu yüzden a kmazdı . Sazlar bo­zarmıştı . Ka l ı n sazların ağır l ı ğ ı , he le su çekince, ince kamış çit ler i çökertmiş , köyün bütün huğ lar ın ı n çitleri ya sağdan ya soldan, ya önden ya arkadan b i r yeri nden bel vermişti .

Köyün i çi nden akan sular, azalacağ ına bo l l aş ıyordu. Akan sular evler in temel i n i y iyord u . B i r kerp iç ev y ı k ı lmak üzereydi . Okçuoğ lunun inadı inat.

Zeyno Karı : • Ü , Okçuoğl uysa , ben de Zeyno Karıyı m . Ben i m d e ina­

d ı m i nat. El m i yaman, bey mi yaman, görür Okçuoğl u . . . "

Zeyno Karı a l tm ı ş ı n ı geçkind i . Toparlak b i r yüzü , sivri, i nce bir çenesi vard ı . Kaş ları seyrek , i nceyd i . Gözleri kü­çücük, karaydı . H iç ak ı görünmezdi . Dudaklar ı n ı n yan ları büzü lmüştü . Küçücük ka lmıştı . Gözlerin i n yan ları da k ı rı­ş ı k içindeyd i . Her zaman, hep g ü l er, şaka laş ırd ı . Kocası se­ferberl iğe gitmiş dönmemişti . O gün bugündür du ldu . Yü-z e l l i dönüm tar lası vard ı . Bugüne kadar üç tane ö ksüz bü-

- 7 0 -

Page 71: KAPAK C - Turuz · 2018. 3. 14. · "İ stifa ediyorum. Usandım elinizden deyyuslar, istifa ediyorum. Canımdan usandırdınız." Biraz sonra da istifanamesini, istifasının sebeplerini

yütüp evermişti . Köy ha lkının yarısı Kürt o lduğundan, on­l a r ona Zeynebi k ısaltarak, Kürt is imleri g!bi «Zeyno .. d i ­yorlard ı . Köylü de al ış ıp Zeyno d iyordu artı k . Zeyno erkek g i biyd i . M i ll i M ücadelede savaşan çeteler arasında Zeyno da vard ı . Zeyno Ana Kürt olsun, Türk olsun, her k im yardı ­ma m uhtaçsa yard ım ederd i . K ızlara çeyizler, del i kanl ı lara güç verirdi . Bütün köyün tek anasıyd ı . Döğüşenleri yalnız o ayır ır, küsleri yalnız o barıştırırdı . Yumşaktı, gü leçti . Ama bazı öyle sertleşir . öyle k ızardı ki, herkes s inerdi . Köy •Ana kaplan kesilm iş gene, " derd i . Bağ ı r ı r küfrederdi . Kük­rerd i .

Günlerd i r , su iç inde evden eve taş ınıyor, gülüyor, has­talara bakıyor, konuşuyordu . Küfrediyordu gülümsiyere k . Evlerin kapılarını açıyor: «Nasılsınız Okçuoğlu'nun ördek­leri? " diyerek, i çeri g i riyordu .

İk i gündü rse ağzını b ıçak açmıyor. Konuşmuyor. Etek­lerini bel ine sokmuş b i r u çtan b i r uca g id ip gel iyor. Yüze kararmış, gözleri yumulmuş g ib i , öyle kıs ı lm ış . Köy lü de susup, Zeyno Karının hareketlerini takip ediyor. Kimsede çıt yok. Evler y ık ı lacak. Zeyno Karı arada bir g id iyor. Kürt Memed Al inin çardağı a ltında duruyor, çardakta türkü söy !emekte olan Memed Aliye b i r şeyler söyl iyecekm iş g ib i oluyor, sonra gerisin geri dönüyor.

Son defa Kaymakamdan geldikten sonra Memed Al i herşeyden elini eteğini çekmiş g ib i . . . Çardağına ç ık ıyor, bit ip tükenmeyen b ir türküye başlıyor. Söyl üyor babam söy­lüyor. Ne kesiyor ne b ir şey .. . Türkü , yan ı k b i r türkü . . . O türkü söyledikçe ta uzaklarda, gökyüzünde b i r turna katarı gel iyor göz önüne ... Ama her dinleyen b ir turna katarını hayal ediyor. Ses tok , gür . . . Dalga dalga. Arada s ı rada b i r iç çekiyor, M erned Ali . Türküde iç çekmek bu ! Otu r h ün­gür hüngür ağla . . . K imbil i r M emed Ali ne söylüyor türkü­lerinde. Böy le uzun uzun, böyle dertl i .

- 71 -

Page 72: KAPAK C - Turuz · 2018. 3. 14. · "İ stifa ediyorum. Usandım elinizden deyyuslar, istifa ediyorum. Canımdan usandırdınız." Biraz sonra da istifanamesini, istifasının sebeplerini

B i r i ki nd i üstüydü . Yol lar tozuyordu uzaklarda. Tepe le­r in gölgeleri doğuya yatm ı ştı . Koyu , karan l ı k .

Zeyno Karı evinden çıkmış, koşarcasına, suları sıçrata s ıçrata Memed Al in in evine doğru g idiyord u . H ız l ı esen garbi yel i , eteklerini uçuruyordu . Öteki köyde . f irezler ipi ­leşiyordu. Çardağın altına gel ince :

.. i n aşağ ı M emed A l i . Kes ağı d ı n ı . Ne bu ! Sabahtan a k · şama kadar, karı l ar g ib i ağıt ! Köyü a lm ış götürüyor ağıt. Avrattan ciğersizler s iz i . »

Öfke l i sesi köyün üstünde ç ın l ıyordu . Duya n lar : · Doğru söyl üyor ana , " dedi ler . .. su köyü götürüyor .» M u htar : «Boşalta l ım köyü , ,, diye ısrar ediyor. « Boşalta l ım bit·

s in . "

Zeyno Karı : .. Del i Kürt, u lan nerdeyse a lt ın ıza edeceksi niz . ..

'

Memed Al i b i r an türküsünü kesti . sonra geri baş lad ı.. Zeyno Karı kükredi :

« U lan Memed Al i , kes de in aşağ ı . Şimdi kar ıy ın yaz­ması n ı a l ı r baş ına bağ ları m . İğd iş . Avrat. Bütün köy lü av­rat o lmuş, sen de m i o ldun? ,,

Memed A l i , kend ine ge ld i , usu! usu l çardaktan ind i Durgun , yumuşak, uyku lu g ibi . . . Uykuda gezer g ib i . . .

Zeyno Karı öfke l i : « Git şu pezevenklerin içine . Okçuoğ lunun avrat lar ın ın

iç ine . Oturmuşlar Dursunun çardağ ın ın gölgesine, düşü nüyorlar . Başları n ı , kopasıca başlar ın ı yere d ikmiş ler. dü­şünüyorlar.»

Zeyno öne düştü , M eıned Al i arkaya. Dursunun çarda ğ ı na geld i ler. E l l iden fazl a erkek vard ı . Zeynoya bakma mamak için baş ların ı daha aşağı eğdi ler .

Zeyno :

- 72 -

Page 73: KAPAK C - Turuz · 2018. 3. 14. · "İ stifa ediyorum. Usandım elinizden deyyuslar, istifa ediyorum. Canımdan usandırdınız." Biraz sonra da istifanamesini, istifasının sebeplerini

« O kçuoğl unun avratlar ı , s ize Memed Al iy i de getir d im . Hep b i r l i kte boyuna düşünün . Köyü de su y ı ksı n . "

B i rkaç k i ş i baş ın ı ka ld ı rmadan :

« Hü kümet var, candarma var. Başkaca b iz ne yapa l ı m ? " Zeyno Karı e l l er in i kası k lar ına koyup h ı ş ı m l a üstler ine

yürüdü : "Tuuu s ize, utanmaz lar , utanmazlar . Çare mi yok ? Can­

darma para yemiş bakm ıyor. Suyu kesmiyor. Siz ne güne duruyorsunuz ? G id in de bendi s iz bekleyin . Hükümet karar verm iş . Kanun b iz im le b i rl i k . »

Bas bas bağı r ıyordu :

" Tu u s ize . . . Okçunun avratları. " Memed A l i : «Ane doğr i , çok doğr i söyl i r . " Bu arada, Zeynonun sesine köyde k im varsa, kad ın

erkek, çol u k çocuk, k im varsa topland ı . D ursunun çardağı­n ı n altına doldu .

Erkeklerde b i r k ımı ldama b i r homurdanma o ldu . Zeyno Karı : « O namussuz, hükümetin kanunu h içe sayıyor. Kay

makamın emir ler in i h içe sayıyor. Candarmasina rüşvet ve­rip, bizi su a lt ında b ırak ıyor. Kaymakam parmak kadar b i r çocuk. Kurutma emrini verd i . Başına da candarma d i kt i . Candarma suyu keseceği yerde, suyu bekl iyor. Hayd i yü­rüyün bende. Bendi y ık ıp b iz bek l iyel im . ..

Memed A l i bağ ı rd ı : «Ane, doğri, doğr i , doğri , söylir. Ben g id i rem.» Zeyno Kan kad ı n l ara döndü :

« Yürüyün avrat lar , kazma kürek a l ı p yürüyün . Bun lar burda suyu beklesin l er . "

" Yürüyün, yürüyün , yürüyü n ! ,. Kadın kalaba l ığa karıştı . Dağ ı l d ı . Herkes e l i nde b i r kaz­

ma kürek, g eri top landı beş dak ika sonra . Erkekler de aya­ğa kal ktı lar .

- 73 -

Page 74: KAPAK C - Turuz · 2018. 3. 14. · "İ stifa ediyorum. Usandım elinizden deyyuslar, istifa ediyorum. Canımdan usandırdınız." Biraz sonra da istifanamesini, istifasının sebeplerini

«Yü rüyün ! ., Zeyno Karı önde, kadı nlar onun arkasında, onları n ar­

kas ı nda da erkekler . . . Kalabal ık homurtuyla ilerliyordu . Ön­de Zeyno Karı koşar g i b i . . . Bütün kafi !e de öyle . . . Köyde yalnız i htiyar lar kal d ı . Gün batarken, değ i rmen i n ora­daki bende geld iler. Candarmalar şaş ı rmışlard ı . B i r şey söy­l iyemiyorlard ı . D illeri tutulmuştu sanki .

Zeyno Karı ilk kazmayı bende ind i rd i : • Vu ru n . " B i r anda ark ın sahaya g iden taraf ın ı doldu ruverdiler. Zeyno Karı candarmalar ın yanına g itti . Candarmalar

olan ı b iten i seyreyliyorlard ı . Gülerek : · Yavrular, s izi hükümet buraya suyu kessin diye m i ,

yoksa Okçuoğlunun bendin i beklesin d iye m i koydu? Vay ana kuzular ı vay! "

Dursunla b irkaç erkek: «Ana , " dediler, · biz bekl iyeceğiz. Otuz kişi bekl iyece­

ğ iz . Avratlar köye g itsi n de azık getirs in bize. Tüfekleri ge­tirsin . Şimdi Okçuoğl u nu n adamları ge l i r . "

Memed Ali h ı rsla ortaya atı ld ı kaputunun alt ındaki fi­l intas ınm d ipç iğ in i gösterd i . Tepeden t ı rnağa kurşun bağla­m ıştı her yerine. Çaprazlama çaprazlama.

·Siz merak etmektir yok. Deği l Okçioğl i adamları , Ok­çioğli babasi , sülalasi , b i n k iş i de gelmişti r . Yaklaşmiş yok­tur su . . . H iç k imse . . . Ya ölm iştir M emo Ali, ya da su yak­laşmiş yokd i r . "

H aberi alan O kçuoğlu deliye döndü . Önce atına atl a­d ı . Tabancas ın ı çekti . Bende doğru sürd ü . • Ne demek?• d i ­yordu. • Ne demek ola . Kôylü gel ip benim çelt iğ imin bendi­n i y ı ka ! Heps in i teker teker öldü rmeliyim.•

Narlı bahçede akl ı baş ına geldi, doludizg i n g iden atı n baş ın ı çekti . Şöyle, daha sakin düşünmeğe başladı. Atı n

- 74 -

Page 75: KAPAK C - Turuz · 2018. 3. 14. · "İ stifa ediyorum. Usandım elinizden deyyuslar, istifa ediyorum. Canımdan usandırdınız." Biraz sonra da istifanamesini, istifasının sebeplerini

baş ın ı kasabaya geri çevi rdi . Ge ld iğ i g ib i doludizg in kasa­baya g i rd i , doğru Resul Efend in in yan ı na g itti :

« Can ım kardeşim Resul Efendi . Ben sen in le o ldu b itti kardaş gi biyi m . Sen de b i l i rs i n , Resul Efend i ! »

israr la Resul Efend in i n gözleri n in iç ine bakıyordu . Resu l Efend i :

« Efendim ? " ded i . « Ben h iç ya lan söyler miy im, Resul Efendi ? " « Duymad ı m Ağa . " « Söylemem. Şu Kaymakama söyle de yakamdan düş­

sün . Ben onun hakkında uğraşmad ım . Etmesin . Yem in ede­rim uğraşmadı m . Ben severim onu. Resul Efendi ! "

« Efend i m ? . . . "

« B ir yolunu bulup, şu candarma ları çekeb i l i r m is in ora-d an ? •

" imkanı yok . .. • H iç , h iç m i yok ? · " H iç yok. � « H iç , h iç . h iç m i ? .. c H iç yok . • " Demek Resul Efend i ? . . . " · Öyle Ağa . .. « Ben d e Okçuoğl uysam . . . " « Ak l ı n ı baş ına getirmel i . . . »

" Ben de . . . Demek köyl üyü tahr ik eder de . . . Ben de . . . Onu, b ir götl.inün üstüne oturtacağ ı m . B i r . . . Bu y ı l zarar ede­ceğ im , if ias edeceğ im ama, ona da yapacağ ı m ı yapacağ ım . •

Kapıy ı h ı z l a çekerek ç ı ktı . Resul Efend i , aşk la , şevkle gü lümsed i . "Kendi kendine

m ırı ldand ı : «Aynen kapana k ı s ı l mış s ıçan . . . Aynen . »

Bu sefer h ı rs la , k in le atı na atladı O kçuoğlu . • Ü puşt yapı l ı , • d iyordu , • O puşt yapı l ı ben im le zar atacak . O oğ­l a n . . . •

- 75 -

Page 76: KAPAK C - Turuz · 2018. 3. 14. · "İ stifa ediyorum. Usandım elinizden deyyuslar, istifa ediyorum. Canımdan usandırdınız." Biraz sonra da istifanamesini, istifasının sebeplerini

Doludizg in köye g i rd i . Atın kantarması köpük iç inde ka l­m ıştı . Çamurda bi le baş ın ı çekmemişti atın . At da, kendi­s i de çamura belenmişti bu yüzden . . .

Doğru muhtara sürd ü . Köy b i r azc ık kurumuştu . Yani s u çeki l m işti . Kad ın lar , çocuklar seyrine ç ı ktı lar Okçuoğ­lunun . Kad ı n lar , başta Zeyno Karı gülüşüyorlard ı . Okçuoğ­lu bunu sezer g ib i o ldu . a Our he ıe ! Dur he le ' Ben gösteri­rim hep in ize . . . "

Atı huğun kapıs ına kadar sürdü , üstünden eği l d i , i çe-riye seslendi :

« Seyfi A l i , Seyfi Al i ! Muhtar ! » Muhtar, yorgun , be l i bükü l müş, d ışarıya ç ıktı . "Topla köyl üyü . . . Her eve üç yüz l i ra vereceğim . Pa­

mukları n ı n dönümüne e l l i l i ra vereceği m . İ l an et. Köyde kimse ka l mıyacak . Güze kadar . Y ık ı l an evleri n i de ödeye­ceö im.•

Muhtar : « Haşşöy le Ağam , " d iye sevind i . « Haşşöyl e . . . Ş imdi

köyde b i r tek k iş i kalmaz. Hepsi ç ı kar ."

Bende haber gönderi l d i . Oradaki ler de geld i l er. Okçu­oğ l u tekl if i yapt ı , k imse ses ç ıkarmad ı . Hemen oracı kta cüzdan ın ı ç ı kard ı . Ev para ları n ı verd i . «Yarın gel i n . � ded i , « pamuk para lar ın ı d a a l ı n . Köyde b i r tek k i ş i ka l mıyacak. Öyle m i ? "

« Ka lm ıyacak , » diye cevap verd i ler . B i rkaç k iş i it iraz edecek o ldu . · U lan de l i m is in iz ? Okçuoğ l u nası l olsa o Kaymakam ı n hakkından ge l i r . B iz gene su iç inde kal ı r ız. Hiç o lmazsa paramızı a l a l ım . Üç yüz l i ra az para m ı ? Su­sun, de l i ler , " d iye susturdu lar. Memed A l i h iç it i raz etme­d i . Para da a l madı . Kimse de farkında o lmadı onun. M emed Al i iti raz etmedi , çünkü burada kend is in in a ltta kalacağı n ı b i l iyordu . Zeyno Karı b i l e ağzın ı açamadı . Etraftan herkes: « G üvenmem Kaymakama. Okçuoğ l u bu. Kaymakam değ i l . . .

- 76 -

Page 77: KAPAK C - Turuz · 2018. 3. 14. · "İ stifa ediyorum. Usandım elinizden deyyuslar, istifa ediyorum. Canımdan usandırdınız." Biraz sonra da istifanamesini, istifasının sebeplerini

B i r çocuk değ i l , hükümet b i le başa ç ;kamaz onunla . Hazı� paramız ı ala l ım . Bir etek para . . . ,,

Okçuoğ l u atına atlarken : .. var ın kimse, b i r can l ı b i le ka lmıyacak köyde." Atma binerken ağzı kulaklar ına varıyordu . Kasabaya g i rer g irmez hemen attan i nd i , atı eve götür­

mesi iç i rı b ir çocuğa tes l im ed ip , doğru arzuhalc i S iyaset­çiye g itti . Siyasetçi , Okçuoğ !unu görür görmez , iş i an ladı

·Yaz , ,, dedi Okçuoğl u g ü lerek. « B i ld iğ in g ib i yaz." Siyasetç i : · Beş yi..iz b in mi yazay ım?» • Beş yüz b in . "

• Çelt ik Kom isyon u Başkan l ı ğ ı Yüce Kat ına,,, d iye baş­ladı. • Çelti k Komisyonu , " ded i , · benim beş yüz b in l i ral ı k çelti k sahamı n suyunu , iç inde b i r köy kald ığ ın ı bahane ede­rek, b i lasebep kesm iştir. Ha lbu ki sahan ı n iç inde h iç b i r za­man köy ka lmamışt ır . Köy, daha baharda sahan ı n p lanı ya­p ı l ı rken, bütün evleriy le b ir l i kte satın a l ı nm ıştır. Bu , düş­manlarnn ı n ve bazı çelt ik komisyonu aza ları n ı n kasten uy­durdukları b i r had ised i r. Bana zarar vermek iç in . Üç ayd ı r Saziıdere köyüne can l ı mah l u k basmamıştır . Sahama suyun b ı rakı l masmı d i ler, ş imdiye kadar ettiğ i m zarar lar için de çeltik komisyonunu Mahkemeye verd iğ imi arzeder im. Saz­hdere köyünde b i r tek can l ı mah luk bu lunmad ı ğ ı , yap ı l acak keşifle an laş ı l acaktır . Saygı l ar .• ded i . Götürdü Kaymakama verdi . Kaymakam okudu. Yüzü soldu . « Doğru mu?» diye sordu .

Okçuoğ l u : .. Ben s iz in a leyh in izde bu lunmadım efendim. Ben kö­

yü sat ın a l mı şt ım . Yan l ı ş l ı k 'o ldu , efend im,• d iye g ü lüm­

sedi.

Kaymakam " Yar ın keşfe gel iyoruz.,,

- 77 -

Page 78: KAPAK C - Turuz · 2018. 3. 14. · "İ stifa ediyorum. Usandım elinizden deyyuslar, istifa ediyorum. Canımdan usandırdınız." Biraz sonra da istifanamesini, istifasının sebeplerini

.. varın efendim? Şimdi emir veri n , sahaya su bırakı l · sın d a . . . ,.

« Görel i m de .. . ,.

« B ir gün daha kal ı rsa ümit yok sahamdan . Mesul iyeti kab u l ed iyor musunuz ? ,.

Kaymakam kızdı : « Ediyoru m . " Okçuoğ!u yüzü sapsarı , çı karken : « Bu memlekette mahkeme var. Bütün ziyanları m ı tes­

pit etti r ip , s iz in şahsınızdan a lacağ ım . "

G itti , zarar z iyan keşfi i ç in de mahkemeye b::ışvurdu Çeft ik Kom isyonu, ööü rsü gün öğ leden sonra , Sazl ıde­

re köyüne g i tt i . Köyde sin i l er s inek b i le yoktu . ıss ız lıktan t ın tın ötüyordu köy. Akan su lar ın ortas ında , virane köyde , parmaklar ı ağ ız lar ı nda ka laka ld ı l ar. Bu s ı rada köyün öbür ucundan b i r is in in ge ld iğ in i görd ü l er . Yak la�t ı . B u M emed Al iyd i . Boynunu iç ine çekm işti . Yüzü sapsarıyd ı . Kol ları öl­gün ö lgün i k i yan ı nda sa l lanıyordu .

•S iz hoş ge lm işsez. Baş ı m üstünde, gözüm üstünde ge lm işsez . ,.

Kaymakam sordu : • Bu ne hal Memed Al i ? • Memed Al i acı acı gülümsedi : « Hep satmişd ir evi g i tmişdir . Köy boşdir . İ şte ha l bu-

d i r. Okçi sat in a l mişt i r . "

Doktor : • Ya sen ne gez iyorsun burada? " � Ki:iyürndi r gez ircrn. Ben ç ıkmamişern . Pere a l maıni0em

Okçi peres i bende sökmezdir . Ben Memo Al iyem. Benim ö l i si çıkmişdir köyden . Tohdur beğ bene gu lak ver . S u bı­rakmiş evime O kç i , ç ı kmemişem. Üç oğul , i ki g ız ik , b i r av­rad i vard i r ben im, köyden çıkmamişem. Siz de hökümatdi r . Kesmişd i r Okçi suyi . "

- 78 -

Page 79: KAPAK C - Turuz · 2018. 3. 14. · "İ stifa ediyorum. Usandım elinizden deyyuslar, istifa ediyorum. Canımdan usandırdınız." Biraz sonra da istifanamesini, istifasının sebeplerini

Komisyon, Sazlrdere köyünde daha b i rkaç sakin bu lun­duğundan , Okçuoğ lunun arzuha l i n i n , doğru o lmad ığ ına , su­yun akıt ı lmamas ına karar verd i .

Bunu duyan Okçuoğ l u , ç ı l g ına döndü . « Vay, » ded i . «Vay namussuz herif . . . A lacağ ı n olsu n . Seni bu sahaya gömdür· rnezsem . . . " "

Böyle i ş ler i ç i n , gereki nce emrine hazır adam l ar ı vard ı . • G id i n b i r çares ine bakın o herif i n . • »ded i . « Mutlak

bir ha l edeceks in iz . Hiç o l mazsa yara lay ı n . Bir ha l ed i n de . . . "

M emed A l i zaten bunu bekl iyordu . F i l i ntas ı kucağ ında , huğun karan l ı k köşesine s inm i şti . u Gelen Okç i d i r, on in ana­s i n i . . . Aaah, ge lmiş Okç i . . . Tam i ki gözi n i n ortas i . . . Aaaah bavo! . . . »

Gece yarıyı geçmiş , beş karartı e l i n i kolunu sal l aya sal l aya ge l iyordu. M emed Al i : « Kimd i r o?,. d iye sordu . Öt'3-ki !er cevap vermeyip , ona kurşun l a karş ı l ı k verd i l er .

Tetikteydi. Beş karaltıyı hedef alıp, oldukları sahayı makirıa l ı g ib i taratt ı . Uzun uzun karan l ığa kurşun s ı kt ı . Öte­k i ler yat ıp kal m ı ş lard ı o lduklar ı yerde . . .

O lay ın sabahı Okçuoğ iu , yanında kasabadaki M emed /\ ! i n i n akrabası dükkancı Reşit Ağayla Sazl ıdereye, doğru Memed A l i n i n evine geld i .

Okçuoğl u : • Etme , " d iyordu . « Etme M emed A l i m . Söndürme oca­

ğ ı m ı . Koca köy ç ı kt ı . Sen de ç ı k . B i n l i ra verey im . Ne i s­tersen vereyi m de ç ı k. Servetim batıyor. Ç ı k ! ,,

M emed A l i cevap vermiyordu. Sonra Reşit Ağa onu b ir tarafa çekip be l ki i k i saat,

durmadan konuştu. B i r kere o lsun M emed A l i ona da ağzı­nı açmad ı . O b ı raktı , Okçuoğ lu a ld ı . O yoru ldu , Reşit Ağa a ld ı . M emed Ali ağz ı n ı açmad ı . Taştan g ib i duruyordu . Ak· şama doğru , yoru lmuş, b itk in atl ar ına b i n i p g itti l er .

- 79 -

Page 80: KAPAK C - Turuz · 2018. 3. 14. · "İ stifa ediyorum. Usandım elinizden deyyuslar, istifa ediyorum. Canımdan usandırdınız." Biraz sonra da istifanamesini, istifasının sebeplerini

Bu sefer Okçuoğ lunun iş i daha çok sarpa sarmıştı Candannalar değişmiş , yerlerine ge l enlerse, yaln ız geceleri b ı rakıyorlardı suyu . Böyle g iderse, çelti k zayıf ç ı kacak, b i re on b i l e vermiyecekti . Daha yenl yeni göğer iyordu . Fi l i zken çeltik çok su ister. Saka lar gündüz sular ak ıp g itmesin d iye kanal lar ın ağzın ı kapatıyor lard ı ya , para etm i yordu .

- 80 --

Page 81: KAPAK C - Turuz · 2018. 3. 14. · "İ stifa ediyorum. Usandım elinizden deyyuslar, istifa ediyorum. Canımdan usandırdınız." Biraz sonra da istifanamesini, istifasının sebeplerini

ıx

Bütün bu o lan lar b iten ler şaş ı rtıyordu onu. Bu i nsan­l ar , ne insanlar böyle? Faydaların ı n d ı ş ı nda göz ler i dünyayı görmüyor. Görmüyor değ i l , b i r kuruş iç in b i r insana k ıya­b i l iyorlar. Her .yı l , s ı rf çelti k yüzünden b in lerce k iş i , çocuk ö lüyor. On lara analar « Kati l ler , » d iye bağı r ıyorlar. On lar ge­ne t ınmıyorlar . . B i r kasaba ha lk ı e l l erinden zar ağ l ıyor. Onlara, yüzlerine karş ı değ i l ama, arkadan. arkaya düşman kes i lm iş . Çok zaman, yal ı nayak, baş ı kabak, imanına tak de­miş b i r köy lü , çarş ı n ı n orta yerinde b i r çelt ikçi a.ğas ı n ı n suratına bütün k i n i n i kusuveriyor. Zehi r g i b i . Öteki ora l ı bi­l e o lmuyor.

Çelt ikçi ler , y ı l lardan ber id i r ki, böyle b i r be laya i l k de­fa çatm ış l ard ı . Hem de ne püskü l l ü bela ! Gözünü taştan budaktan sak ınmıyor. Ş imd iye kadar gelen idare am i rler i­nin iy i kötü heps in in bir yolu bu lunmuştu . Buna h iç b i r ted­b i r kar eylemed i . Can ç ı kmayı nca umut ç ı kmaz. Bekl iyor !ard ı .

Köylü lerse memnundu lar. B i r ç o k saha, yarı eki lm iş , yar ı ek i lmemiş duru yordu. Çoğuna b i r gün su ver i l iyor, ik i gün ver i lemiyordu . Bu g id iş le nas ı l o lsa b ütün çelt ik ler ku­ruyacakt ı . S inek de o lm ıyacaktı . Daha ş imdiden inan ı lma-

- 81 - F. : 6

Page 82: KAPAK C - Turuz · 2018. 3. 14. · "İ stifa ediyorum. Usandım elinizden deyyuslar, istifa ediyorum. Canımdan usandırdınız." Biraz sonra da istifanamesini, istifasının sebeplerini

yacak kadar az s inek vard ı , ötek i y ı l lara bakarak . Bazı köy­lerde hiç yoktu b i le .

B i r de y ı l lard ı r o l mayan b i r şey o lmuştu : F ıkara köyl ü­ler her i stedik leri zaman Kaymakamı görebi l iyorlar, dertle­r in i uzun uzun an latab i l iyor lard ı . Eskiden tam bunun aks iy­d i . Eşraf, l<.aymakaml ı k Dairesine i kinci b i r ku lüpmüş g i bi oturup akşamlara dek sohbet ediyordu . B i r eşraf ın parmağı ol madan h iç fı kara köylünün iş i ç ıkm ıyordu buradan. Bu yüzden de köylerde eşrafın nüfuzu artt ıkça artıyordu . Ş im­d iyse haysiyetler i köy lü ler yan ı nda beş paral ı k o lmuştu . Bu yüzden de l i o luyorlard ı .

• Ne demek o lsun efend i m ! B i r Kaymakam, koskoca dev­l etin b i r temsi lc is i o lsun da a ls ın karş ısı na yal ı nayak, ba­ş ı kabak köyl ü leri çene ça l s ı n . Hükümetin itibarı beş para l ı k o ldu . B u iş çol u k çocu k i ş i deği l . Ç ı kar ıyorlar mektepten, yürü Kaymakams ı n . Ne demek efendi m ! Bu iş ler ko lay m ı ? İşte misa l i meydanda. Ge ld i ge le l i b i r çuva l incir i bok etti . •

• Kahve etmiş . Ayağı çarı k l ı lar ın kahvesi Kayma kaml ık Da ires i . . . "

· Bunun soyunda mutlak ç ingenel i k var. Yoksa . . . •

• Ayak tak ı m ı na bu kadar değer vermezdi . .. ·Orospu dö lü . . . "

· Kimbi l i r as l ı ne , c ib i l l iyeti ne ! Okumuş mektepte . . . Zurnacı Aptal Kör Vel in i n oğ l u da okusun Kaymakam o lur . ..

« Devi r o devi r . N e şaşk ın , n e gavur devir . " • Koskoca adamlar la uğraşır , ö lüm ler ine çal ı ş ı r da, çel ­

t ik ler in i kurutur da Vayvayl ı Osman ge l i nce ayağa kal kar. Vayvayl ı Osman da nedir k i , boşuna sakal büyütmüş.•

· Gidecek . " · Yakı nda te l ge l i r . " « El i boş dönmezler Ankaradan . " " Hiç b i r zaman dönmed i l er . • · Dönmezler .» · Yak ında yürür . •

- 82 -

Page 83: KAPAK C - Turuz · 2018. 3. 14. · "İ stifa ediyorum. Usandım elinizden deyyuslar, istifa ediyorum. Canımdan usandırdınız." Biraz sonra da istifanamesini, istifasının sebeplerini

• Nereye ? » «Van ın M uradiyesine . Bit l is in b i l mem ne kazasına . .

Belk i d e cehennP.m i n d ib ine . . . »

· Yürür. " « Bakır. .'">e !e it in oğluna ! . . . Vayvayl ı Osman g e l i nce . . . �

Vayvayl ı 0;-:ırnan k ısa boylu , ak saka l l ı , a l tmış yaş ı n-da , güleç yüzlü b i r adamdı . Yüz dönüm tarlas ı , b i r tek ka­rısı vard ı . Tarlas ı n ı , bu yaşına göre, kendis i eker, kendis i b içerd i . Tarla� ı en ver imsiz y ı l b i le b i re otuz, otuz beş ve r i rd i . « Ben t;:ıne tane topları m . Toprakta bir tek tane bi le b ı rakmam. S iz ink in in yar ıs ı toprakta ka l ı r da onun iç in ve­r imsiz o lur san ı rs ı n ız ,, derd i . Oldu b itti , ağa g i b i , memur­l a r g ib i g iyi n i rd i . Onu , çarş ıda her gören Vayvay! ı köy lü Osman değ i l de emek l i muhasebe müdürü Osman be l lerd i . Bastonu b i l e eks ik değ i l d i . Onur. b u ha l ine , şeh i r l i l er, ağa­la r gü ler lerd i . « Bak he le b i r köy lü parçasına bak! Yorganı­na göre . . . ,, Çok duymuştu . A ld ı rmazd ı . Köyde, ça l ı ş ı rken öteki köy lü lerden hiç farkı yoktu . Öy le uzamış, k i r l i , toz lu a k saka l lar , aç ı k , güneşte yanmış , k ı l l ı bağ ı r . . . Kocaman. yarı l m ı ş t ı rnaklarına k i r dolmuş e l l er . . . Kocaman bastıkça yay ı lan , yar ı k yarık ayakkabısız , ayaklar . . . Vayvayl ı Osman!

Vayvayl ı az bir günde Kaymakamın candan ahbabı ol­muştu. Daha önce R esu l Efendi Kaymakama onu iyice ta­n ıtmıştı . Her g ü n , h i ç o lmazsa b i r saat Kaymakama uğru­yordu . Konuşkan b i r adamdı . Odaya g i rer g i rmez, Kayma­kam onu mesut b i r gü l ümsemeyle karş ı l ıyordu .

Daha saat dokuz buçuktu . Osman Ağa içer i g i rd i . «Vay Osman Aüa! Ne var, n e yok? Nerelerdes in iz b i r

haftadır? " ·Sorma beyim. Kasabaya ge l emez o ldum. Seni göremez

o ldum. " « Sebep ? » « Sorma . . . " · Söyle , söyle . •

- 83 -

Page 84: KAPAK C - Turuz · 2018. 3. 14. · "İ stifa ediyorum. Usandım elinizden deyyuslar, istifa ediyorum. Canımdan usandırdınız." Biraz sonra da istifanamesini, istifasının sebeplerini

« Sebep, ben seni severim ya, ge l i r g iderim ya. Çe lti k­çi ler benim üstüme çok düştü ler . Söy le ded i ler Kaymaka­ma, vazgeç s i n . Ne i sterse vere l i m . N asd o lsa buradan ya­kı nda g idecek. Ankaraya g iden h iç b i r heyetin geri boş dön­düğünü görmedik . Benim de onlar ın bu tek l ifi zoruma g it­t i . Uğramam dedim kendi kend ime b i r daha Kaymakama. Sonra dedim k i , benim bu i şte suçum ne! Denize düşen yı­lana sarı l ı r . Boş ver d eyyus lara. Uğrar ım Kaymakamıma. Yiğ it oğluma . "

Kaymakam gü ldü . Osman Ağa da. her z-amanki g ib i an latmağa baş ladı . Kay­

makamı kaç defa görmüşse, her seferinde de ayni şeyleri an latmı ştı .

" Ben, ben ki yedi çocuk vermiş im kara toprağa. Stt­madan. S ı rf çelt ik yüzünden kör ocaklara oturmuşum. Ben n as ı l g ider de derim Kaymakama, Kaymakam, sana para ve­recekler, yoksa seni ö ldürecekler. B ı rak su ları n ı da s inek a ls ın ortal ı ğ ı . Ela.lemin çocukları sıtmadan öl sün. Kırı lsın.

Şimdi bir sinek başlar Kaymakamım, gökyüzünde bu lut g i bi döner. B i r s inek başlar . . . Evlerde, c ib in l i kl erde duru lmaz. Yarar parça lar adamı . . . Bir yaz bütün köy uyku yüzü gör­mez. Sinekte n ev aralarında döner dururlar sabahlara dek. S inek ış ıktan kaçar. B iz köycek top lan ırız köyün meydanına her gün b i r harman batos sapı yakarız. Uyuyamayız. Atlar, s ığ ı rlar b i l e duramaz ol ur lar s inek e l i nden. Sabah bakars ın , atlar ın , i nekleri n s ı rtları k ıpkız ı l kana kesmiş .•

Konuştu , konuştu . . . B i r d e Kaymakamın yüzüne baktı : • Ne o ? Ne o Kaymakamı m ? Dudakların uçuklamış . Sıt-

ma m ı ? »

.. s ıtma, " dedi Kaymakam iç in i çekerek. • Vay oğ lum vay ! ,, Sonra kalktı .

- 8 4 -

Page 85: KAPAK C - Turuz · 2018. 3. 14. · "İ stifa ediyorum. Usandım elinizden deyyuslar, istifa ediyorum. Canımdan usandırdınız." Biraz sonra da istifanamesini, istifasının sebeplerini

.. Bu d ins iz çelt ikçi l er, seni d e sıtmal ı etti ler ha? Bun­l ardan korku lur . Amanı b i l i n m i , sağlam dur . Gözünü seve­yim sağlam dur. Amanı b i l i n mi oğ l u m , zayıf o lup da su l arı b ı rakma ! Ekti rme çelt iği bu d i ns iz lere . »

Kasabaya köylerden hasta a k ı n ı baş lamıştı . Sabah er­kenden ge len hasta lar Doktorun muayenehanesi önünde kuyruk oluyorlar, gece yarı l ar ı na kadar bekl iyorl ard ı . Doktor durmadan k in in iğnesi yapıyordu .

Araba lar ın i ç ine uzatı l m ı ş s ıtmadan t ir t i r titreyen , yü­züne gözüne karas inek çokuşmuş , boyun lar ı s ivris inek ye­n iğ i iç inde , k ıpk ız ı l yaraya kesmiş; çocuklar ı , d uvar d ip l eri­ne uzanmış , gözleri çukura batm ış kad ı n lar ı , i n l iyen , çubuk g ib i ka lm ış keder l i korkak de l i kan l ı lar ı görüyor, ak l ı başın-­dan g id iyor. D iş leri n i g ıc ı rdatıyor: « Nas ı l o lur? H ü kümet bu faciaya nas ı l müsaade eder? ,.

Gün lerd i r d i l i nde bu ! Gece gündüz tekrar edip duru­yor :

.. Nas ı l o lur? Nas ı l , n as ı l o lur? Ç ukurova b i r pamuk bö l­gesidir . Pamuğu söküp yerine p i r inç ekiyorlar. Pamuk ö lü­yor. B i rkaç adam kolay l ı kl a bo l kazanç sağl ıyor diye. Nas ı l , nası l , nas ı l o lur? Atacaklarmı ş ! . . . Kanun i ödevi mi yapm ı­şım diye nas ı l atarlar? . . . "

Derken, b i r sabah erkenden Ankaraya g iden çeltikçi heyeti ge ld i . P ı r ı l p ı r ı l arabalar ardı ard ı na d iz i lmiş , çarş ı­n ın ortas ı ndan ağır ağır geçti ler . Çelti kç i l er , baş lar ı n ı oto­mob i l l eri n pencerelerinden ç ı kar ıp sevinç le dükkanc ı lar ı se­laml ıyorlard ı . Sonra Pazaryeri nde durdular. Kucaklaşıyor, öpüşüyordular . Bu mesut o lay ı zurnacı Kör Vel i de duydu. Davu l u çekip Pazaryerin e geld i . Pazaryeri öyle dolmuştu ki, iğne atsan yere düşmezdi i nsandan . Çelt ikç i l er , çelt ik­ç i l er in akraba lar ı , çelt ik sakalar ı , e lç ibaş ı l ar ı , su sah ip le ri , tarla sahipl eri , dal kavukları , has ı l ı çelti kten en ufak b i r ç ı ­karlar ı o lan l arı n hepsi ge lmişti . Gü l üyorlard ı . Alay ediyor­lard ı .

- 85 -

Page 86: KAPAK C - Turuz · 2018. 3. 14. · "İ stifa ediyorum. Usandım elinizden deyyuslar, istifa ediyorum. Canımdan usandırdınız." Biraz sonra da istifanamesini, istifasının sebeplerini

Murtaza Ağanın başına büyük b i r kalabal ı k top lanmıştı . Murtaza Ağa hab i re yağ ı p gürlüyordu :

" Getdi-m Dah i l iye Veki l i ne efend i m ded i m , b iz , dedi m ,

b u vatan ın evlad ıy ık , ded i lT' . Zu l u m a lt ında yaşamağa mec b u r m uyuk? ded i m . Sordum. B iz zu ! u m a ltı nda, barrnak ga­dar b i r çocuğun zu !mu a lt ında, i n im i n i m i n l iyoruk ded im . S i z bize Gaymakam dee l derebeyi göndermişs in iz , ded i m . Ha lbuysayki m , ded i m , büyü k leri m iz i n , Cumhu riyet Hökü­meti n in sayas ında derebey l i k çoktan göçtü . Biz derebeyl i k zamanın ı unuttuk b i le . Var, derebeyi var anıa . onlar köy­ler i p is ler ler . Biz gasabam ıza onları sokup da , gnsabam ızm gül adını leke leyemek, ded i m . Bu m i l letin derebey l iğe ta hammüli.i ga l mamışd ı r . B iz mel meketi m izi Evrepan ı n yanı na, h izas ına ç ı karmış ık . Ben b i r köy lü parças ı , çiftç i parças ı · y ı m , bu vatan iç in bütün servet imi toprağa serpt im. Geld i derebeyi ga l ı nt ıs ı. zart zort ett i . Suyum uzu kest i . M i l letin candarması n ı da za l i m emel ler ine a l et eyled i , ded i m . Ey­ledi efend im . Bendler in başına candarma d i kti , dedi m . Ben ded i m , bu vatan iç in o l masa, ordumuzun i htiyacı iç 1n o lmasa b i r tane b i le çelti k e kmem . Pam u k .eker im efend i m . Dedim k i bu kadar fedakarl ı kda bu lunay ı m da ben barnak gadar oğlan ge ls in suyumu kess i n ! Ben Mu rtazay ı m . Garadağ l ı­oğ l u M urtazayım , bunu ona b ı rak ı r m ıy ım? ded im . Dedim k i efend im derebey l i k ö ldü . M i l l et ş imd i hür . Hür oğ lu hür . K imseye ş u radan ka lk da şuraya otur d iyemezs i n . İşte öy le o ldu orta l ı k . B i r çobana , kapıy ın it ine b i l e . Hep s iz in sa yenizde. Öyleyse ne demeye b i r derebeyin i baş ı mıza yol !ars ın ız? Sokakda, çarş ıda gamçıyla adam döver . Ürüşvet a l ı r , köy lü ler i soyup soğana çevi r i r . Day i res i , görsen efen­d i m paşam, ded i m , ayağı çarık l ı köylüylen dolar. . . Köy­l ü l e r ona yağ geti r i r ler , ekmek b i l e get i r i r ler . Ge ld i ge le­l i l okantadan yemek yemez , dedi m . Dedi m , dedi m , dedim oğ l u ded i m . Ağzıma ne ge ld iyse ded i m . Biz im ded i m , b iz im p artimiz var o lsun ded i m . Düşünd ü , düşündü , düşündü . . .

- 86 -

Page 87: KAPAK C - Turuz · 2018. 3. 14. · "İ stifa ediyorum. Usandım elinizden deyyuslar, istifa ediyorum. Canımdan usandırdınız." Biraz sonra da istifanamesini, istifasının sebeplerini

Dazlak gafasın ı , gaş ıd ı düşündü. Ga lemin ucunu ağzına sokdu düşündü. Yazdı yazd ı . . . Bana bakdı gene yazdı . . . Yazd ı babam yazd ı . . . Yazd ı da yazd ı . . . Sonra gözlerin i ba­na d ikd i , gözleri m in iç ine beni yiyecekm iş g ib i b i r zaman bakt ı . • Pekeyi Murtaza Beğefendi , " dedi . .. An lad ım ı ş ı . İcab ına bakar ım onun . " Ben de e l ine sarı l d ım , taşakkur ederim paşam, ded im . Çolumu çocuğumu , ordumuzun g ıda­s ı n ı gurtardı n zo lumdan , dedim . Ç ı kd ı m ge ld im. Ge ld i m . Sonra da arkadaş lar ç ı kd ı lar , gasabada huzur ga lmadı de­d i ler. B i r eyice berkitd i ler benim ded i kler imi . . . Gasaban ın da huzuru sahiden gaçtıyd ı . Bereket vers in . . . ,,

Sonra baş ı n ı göğe ka ld ı rd ı : « Şimdi Murtaza Ağas ı onu öyl e b ir uğurlasın ki , fe lek de maşa l lah Murtaza des in . Murtaza Ağası onu öy le b i r uğurl as ı n ki tüm Çukurovan ın parnağ ı ağzında kal s ı n . Ağzı n ı n iç i nde . . . Şan o lsun mel­mekete. Bir uğurlayacağ ı m ki onu . . . "

A�lamsı ağ lamsı b i r ha l a ld ı : .. Uğur luyacağ ı m ama, gene de ö ldürdü ben i . İf lah ımı kesdi . Gaç para eder. İf las ettird i . Çelt ik b i re on bi le vermez. Zarar , zarar, zarar . . . Ge ne de b i r uğurluyacağ ı m ki onu . . . ,.

· U ğur la , uğurl a , • ded i ler . « H akett i . " Murtaza Ağa , uzun boyuyl a ka l aba l ı ktan d ışarı yürüdü : .. He le ben g idey im de ·şu uğur lama haz ı r l ı ğ ın ı yapa-

y ım . Vakit ga lmad ı . » Resul Efendi o lan biten i dakikası dakikas ına haber a l ı­

yordu . Bütün konuşulan lar ı b i l iyordu . Haberi a l ı nca bel i k ı ­rı l d ı . Uzun zaman sandalyesi nden ka l kamad ı . Gözleri bir noktaya d ik i lm iş ka laka l d ı . Yüzün ü gören korkard ı . Bütün kanı çeki l m i ş , yüzü , suyu s ı k ı lm ış l i mona dönmüştü . Öğ l e­ye doğru kendin i ancak toparlayabi l d i . O lay Kaymakamın. da ku lağ ına ça l ı nm ıştı .

·Ö ldü m , » ded i , « öldüm Kaymakam evlad ı m . Emekl i l iğ i­me on alt ı ay kal m ı şt ı . H iç kimse değ i l de ben ö ldüm. H iç k imse . . . Aaah Fi kret Bey idare etseyd in iz . Şunl ar ı birazcık

- 87 --

Page 88: KAPAK C - Turuz · 2018. 3. 14. · "İ stifa ediyorum. Usandım elinizden deyyuslar, istifa ediyorum. Canımdan usandırdınız." Biraz sonra da istifanamesini, istifasının sebeplerini

idare etseydin iz . Baş ı ma bu iş le r ge lmezd i . Aaah F i kret Bey, genç l i k kan ı Fi kret Bey . . . "

« Ne var Ftesul Bey? » Yüzü solgun, keskind i . Gözleri inatçı i natç ı par l ıyordu : « Bu radan atı l d ı n ız ! ,, « Ne ? » « Bu radan başka yere nak led i id in iz . " « Nereden öğrendi n iz ? Öyle b i r yazı m ı geld i ? " « Ge lmedi efendi m , gelmedi ama, ben bi l ir im. Çeltikçi

ler ge lmiş ler, bayram ediyor lar ." « Eeee ? " « Boş yere bayram etmezler on lar . Nak led i ld in iz . Öldüm.

Emekl i l iğ ime de on a l t ı ay kalm ı şt ı . " Fikret Bey baş ı n ı e l ler i aras ı na a l d ı : « Nas ı l , nas ı l o l u r Resul Bey ! Bunu nas ı l yapab i l i rler

b u haydutlar?" Etraf ında her şey s i l i nd i . Koskoca , ı p ı ss ız b i r dünyada

tek baş ına kal d ı . Korkunç bir karan l ı ğa düştü. Yuvar lan ıyor­du . B ıçak g i b i kesk in , h issed i l i r b i r yal n ız l ı k duydu. Ta i l i k­l er i nde duydu . Akşama kadar k im ge ld i , k im g itti , ne i mza ett i , ne söy l ed i fark ında deği l d i .

B i rdenbire i çinde b i rşeyler duydu . T a yüreğ inde . . . B i r yer leri acıyordu . N eresi ama, h iç b i r yeri . . . Ama acıyordu . Yüreği s ı k ı l ıyordu . Şöy le b i r kend in i yok lad ı . Büzü ldü . Kor­kuyordu . B i r yerin i n acıd ı ğ ı , ac ır g ib i o lduğu be lk i de i çin­deki korku ! N eden korkuyord u ? Öldürül mekten m i ? Buna ihtimal yoktu . Bir Kaymakamı kolay kolay vuramazlard ı . İş inden d e edemezl erd i . O lsa o lsa başka b i r yere tayi n ederlerd i . Döğülecek miyd i ? Hayır . Ya n e ? Korkuyordu . Se­bepsiz korkuyordu . Korkmak iç in korkuyordu .

Sabaha kadar uyumadı . Yatakta büzü ldü ka ldı . Yüreği tetikteydi . B i r felaket bek l iyordu . Kal ktı , tabancas ı n ı dol­durdu. Yastığ ı n ı n a lt ına koydu . Tabanca b i r hoş yağ koku­yordu . Maki na yağ ı . . . Hab ire s i nek ler v ız ı ldıyordu .

- 88 -

Page 89: KAPAK C - Turuz · 2018. 3. 14. · "İ stifa ediyorum. Usandım elinizden deyyuslar, istifa ediyorum. Canımdan usandırdınız." Biraz sonra da istifanamesini, istifasının sebeplerini

Erkenden ka lktı . Savrun kenar ına g itti . Çay sapsarı , kehrübar sar ıs ı akıyord u . Yukarı l ara çelti k eki ld iğ in i ve çel­tiğin ayaklarını n , yan i tarlalardan geri ge len su lar ın Sav­runa dökü ldüğünü hatır lad ı . Bütün kasaba çelt ik tarla lar ın dan süzü lüp ge len bu sapsarı suyu i çiyordu .

Sabah durgundu . Ağ ı rd ı . Neredeyse güneş k ızd ıracak­t ı . İ lk ı ş ık lar kurşun g ib i ağ ı r , çökecekti . Tats ızd ı . Zaten çok ha ls izd i . B i rden korktu. B i rşeylerden korktu. Koşar ad ımla dai reye döndü. B i r çay i sted i . S i mit le içti . Nermin! , babas ı n ı , hatı r lad ı . Eskiden hayal gibi gel i rd i H üsnü Beyin anlatt ık lar ı .

Saat dokuzda Resul Efend i ge ld i . Ağlamak l ıyd ı . Onu an­lamıyord u . B u kadar çok mu seviyordu kendis in i? Zava l l ı adam! Bu canavarlarla y ı l larca cebe l leşmişti. Hala da ce­bel l eş iyordu .

Saat on b i re doğru Resul Efendi b ir tak ım kağ ıt lar g e­ti rdi ona. El leri uçacpkmış g ib i t i r ti r titriyordu. Kağ ıt lar karmakar ış o luyordu e l inde. Sarhoş gibi de sal laryıyordu. Göz ler in in akı ka lmamış, tüm karaya kesm işti . Ha ls iz , d u­yu lu r duyulmaz b i r sesle :

" Demedim m i ? " dedi e l indeki kağ ıtl a rı zorla uzattı . Kaymakam a ld ı okudu . B i r daha okudu . .. Doğru m u ? N as ı l yaparlar bunu ? N as ı ! ? Ha Resu l

Bey? Sizi de veki l etmişler yerime. İşte bu iyL İşte beni gJderken sevindi recek bir hadise o lmuşsa o da budur. Bu­na sev ind im. Ne iyi o ldu . Yerime siz veki l o ldunuz. Ama nas ı l yaparlar Resul Bey? Haa ? »

.. B i l mem . . . Yaparlar . "

.. Kağ ızman ha? Karsı n Kağızman kazas ı Kaymaka m l ı· ğ ına . . . Orada da çeltik ekiyorlar m ı ? Haa ne ders in Resul Bey ? »

« B i l mem . . . Be l k i . »

" Söyle Resul Efendi . Hademelere söy le de bavulumu , yatağ ımı hazır las ı n lar . B i r otomobi l bu lunur mu Resul Bey?

- 89 -

Page 90: KAPAK C - Turuz · 2018. 3. 14. · "İ stifa ediyorum. Usandım elinizden deyyuslar, istifa ediyorum. Canımdan usandırdınız." Biraz sonra da istifanamesini, istifasının sebeplerini

Haa? G idecek b i r vesait bulur muyuz? Vay anasını Resul Efend i ! Ded i kl er i nas ı l da ç ı ktı ! •

.. ç ıkar , ç ı kar . Ç ıkt ı ya ! • .. Resul Bey! • · Efend i m . • « S iz i d e veki l tay in etm iş ler Resul Bey . " · Evet efend im .• •Ş imd i bun lar bütün sahalara ruhsat a l ı rlar değ i l m i ? " ·A l ı r lar efendi m . » « l<öy leri n i ç i ne kadar çelt i k ekerler değ i l m i ? » " Ekerler efend i m . Eker ler ama . . . "

· Ekerler aması ne?» " Ekerler ama . . . "

Resul Efendi g ü l ümsedi : " Ekerler ama . . . " Kaymakam : • Evet ekerler ama . . . "

· Ekerler ama, b i re 011 b i l e a lamazlar . Atı a lan Üskü­darı geçti . Bu y ı l z iyanda lar . Masrafların ı b i l e ç ı karamaz l ar . Ekme zaman ı geçti . Ekerler ama . . . "

Resul Efend i , sev inç l i sevin ç l i gü lmeğe baş lad ı . · Oh olsun deyyuslara . . . Benim i sted i ğ i m d e buydu za-

ten . Ekerler , ekerler ama . . . "

« Demek Resul Efend i ? . . . " " Evet efen dim . » .. şu koskoca ova , bütün bütün batakl ı k o lur . Değ i l m i ? • • O l ur efen d i m . » · Bi r i k i adamı ıı kazancı i ç in bu kadar insan s ıtmadan

.ö lü r değ i l m i ? Keyfi i ç i n . . . " ·

· Ölür efendi m . " « Siz i ben i m yeri me vek i l tay in etm iş ler Resul Bey " · Evet efend im ." « Uğraşmak, mücadele etmek para etmez değ i l m i ? • « Etmez efendi m . "

-90 -

Page 91: KAPAK C - Turuz · 2018. 3. 14. · "İ stifa ediyorum. Usandım elinizden deyyuslar, istifa ediyorum. Canımdan usandırdınız." Biraz sonra da istifanamesini, istifasının sebeplerini

, Resul Bey! .. .. Evet efend i m . » .. sana b i r vesait-Resul Bey! Ne o lursa olsun . At, eşek,.

araba Resul Bey . . . Yarı n sabah erkenden Resul Bey . " « Size otomob i l vermezler efend i m . " « Başka b i r şey . At . Mesela a t arabas ı . . . "

Resul Bey yüzünü k ı r ışt ırd ı . Düşündü : « Durun durun Kaymakam Bey. Buldum. Hamza dayın ın

otomo b i l i var. Ford , eski b i r Ford . Yolda bozu la yapı l a i s­tasyona üç günde varırs ın ız . Bozu lmazsa. o da şansın ıza. 1 9 1 7 mode l i . Tamam. Ş imd i candarmayı gönder ir im. Gelsin Hamza Dayı . »

" Ge ls in gels in . Resul Bey! " « Efend i m ? » " Ben doğru Anka raya gideceğim Resul Bey. "

· G id in efend i m . » " Ben bun ları , bu facia ları gözl er imle gördüm . G özümle

gördüm. Orada an latacağ ı m . " Resul Efendi e l i nde o l madan b ıy ık a lt ından gü l ümsedi . · M ücadele . Sonuna kadar mücadel e . Değ i l m i Resul

Bey ? ,, · Mücade le efend i m . " Resul Efendi b u sefer bel l i edercesine gü lümsed i . Kay-

makam gördü . " Neden gü lümsed in iz Resul Bey? .. - M ücadele efend i m . • .. vaa Resul Bey. Yı lmamak gerek. M ücadele Resul

Bey. Sonuna kadar ." Az sonra Hamza Dayı ge ld i . Yaşl ı b i r şofördü . E l l er i ,

gömleği yağ lçindeydi . . .. G ötüre l i m efendi m , " ded i . « Götü re l i m ama, bunlar ba­

na düşman o lurlar . " R esu l Efendi at ı ld ı :

" Korkma Hamza Day ı . korkma. Ben hal l ederim . Kork-

- 91 -'-

Page 92: KAPAK C - Turuz · 2018. 3. 14. · "İ stifa ediyorum. Usandım elinizden deyyuslar, istifa ediyorum. Canımdan usandırdınız." Biraz sonra da istifanamesini, istifasının sebeplerini

.ma. Ben kal ıyorum. Buraday ım. Ben gönderd i m Hamza Da­yıy ı derim . Ben Veki l i m . Bey in veki l iy im . Yeni Kaymakam ge l i nceyedek . "

« Kefi lsen . . . " « Kefi l i m , kefi l im . " Ç ı kt ı lar. Gözleri hayretten kocaman kocaman açı lm ı şt ı . Saz l ı ­

deren in batakl ı ğ ı , Vayvay l ı n ı n Osmanı , bu lut misa l i s inek­ler . . . Nas ı l , nas ı l , nas ı l o lur?

Uykuda g ib iyd i . Bazan kendine gel iyor, k ızıyor, köpü­rüyor, kendi kendine . « yapacağ ı m ı b i l i rim on lara , • d iyor. « B i l i r im . "

B i raz sonra tekrar şaşır ıyor. Uykuda gezer g ib i o luyor, şaşi r ıyor.

Hükümetin önüne b irkaç merak l ı b i r ikmiş. Bi rkaç acı yüz lü köy lü . . . S ıcak bast ırmış kavuruyor.

Hademeler bavu l lar ı , portatif karyolayı , yatağ ı otomo­b i l e koydu lar . Otomobi l gürü ltüyl e çal ı ş ıyor, zang ı r zangı .­titriyordu . Her b i r tarafı dökülmüştü . Pas l ı demirl eri mey· dandayd ı . Farlardan bir is i hiç yok, bir isi de sarkıyordu . Tente ler parça parça , de l i k del i k . . . Toz iç inde ka lm ış . Yağ­l ı yağ l ı . . . Sa l k ım saçak . . . Tenteler otomob i l i n her b i r ye­rinden sark ıyor. Yan l ı ş l ı k o lmas ın . Model 1 9 1 7 deği l , 1 920 Ford.

Kaymakam, Resul Efendin in , memurları n , hademel eri n , oradaki b i rkaç köylünün e l l erini s ı ktı ktan sonra , baş ı yer­de , h iç b i r yanına bakmadan Hamza Dayı n ı n yan ına b ind i . Motör gürü ltüy le ça l ıştı . Otomob i l yürüdü.

Çarş ın ı n ortası ndan geçer lerken dükkanc ı lar kap ıya çı­k ıp seyretti ler . Çelti kçi ler Tevfiğ in kahvesin in önüne bir ik miş lerd i . On lar da kahkahayla , hep b i r ağ ızdan Kaymaka­ma gü ldü ler .

Murtaza Ağa : « Gözümün ç içeğin i ye , Gaymakamım," diye bağ ı rd ı .

- 92 -

Page 93: KAPAK C - Turuz · 2018. 3. 14. · "İ stifa ediyorum. Usandım elinizden deyyuslar, istifa ediyorum. Canımdan usandırdınız." Biraz sonra da istifanamesini, istifasının sebeplerini

Kaymakam bu sese baş ın ı çevi rd i . Çeltikçi leri kendisine gülerken gördü .

Köprünün üstüne müthiş b i r kalabal ı k toplanmıştı . Ham· za Dayı bunu anlad ı . Otomobi l i daha h ız l ı sürdü. Otomobi l , tam köprünün üstüne, kalabal ı ğ ı n ortas ına ge l ince, gök gür ler gibi b ir gürü ltü koptu . Kaymakam korkuyla kendine ge ld i . Yan ına yönüne bakın d ı . B i r sürü çocuk, her b i r in in e l i nde b i r teneke , bütün güçleriyle çal ıyorlard ı .

Tevf iğ in kahvesi önünden teneke sesi n i d uyan Murtaza .Ağa :

« Gözümün ç içeğ in i yesin Gaymakam ı m . Bakın onu na­s ı l uğurlad ı m ! Tam yüz e l l i tenekeyle. Gök g i bi gürlüyor orta l ı k bakın . "

Otomobi l geçti g i tti . Teneke sesleri kes i lmedi . M üthiş b i r gürültü Kaymakamın kulaklar ında uğu lduyordu.

Hamza Dayıya sordu : " Bu teneke sesleri de neyd i ? ,, « Seni uğur lad ı lar. Sen in g i bi g iden amirler i böyl e uğur­

lamak adett ir burada ,» d iye gü lümsed i . Kaymakam iş i an lad ı . Yüreğine zehir g ib i b i r acı otur­

du. Demek son ! . . . Baş ı önüne düştü .

Yol , Sazl ıderenin alt yan ı ndan b i r yerlerden geçiyor­du . Gürü ltüyle bağ ı rtıyla b i ri i n iyordu yola doğru. Düşüp

kalka kal ka koşuyordu . Kaymakamı n iç inden bir ürperti geç­

t i . iç indeki zeh i r g itti kçe tesir in i gösteriyordu . Bu da yeni b i r oyun olmas ınd ı .

Düşe kalka koşan adam , daha on lar yo lu geçmeden. yo l a ind i . Yolun ortas ına d ik i ld i . E l iy le, ko luyl a, tela:;; l ı te­laş l ı dur işareti vermeğe başladı . Otomob i l yaklaştı . Adam yolun ortasında b i r ağaç g i bi d imdik duruyordu. Az daha fren yapmasa Hamza Dayı , adam ezi lecekt i . Otomobi l d u­rur durmaz adam Kaymakama koştu . El ler ine sarı l d ı . So luk soluğayd ı . Terlemiş , terler s ı rtından f ışk ı rmıştı . H er b ir ya-

- 93 -

Page 94: KAPAK C - Turuz · 2018. 3. 14. · "İ stifa ediyorum. Usandım elinizden deyyuslar, istifa ediyorum. Canımdan usandırdınız." Biraz sonra da istifanamesini, istifasının sebeplerini

nı terden ıp ıs lakt ı . Belden aşağ ısında da çamur kuru muştu. Yüz.ü kapkara kes i lmiş , a ln ından terler süzü l üyordu .

Göz göze geld i ler. Adam, Kaymakama sevg iyle, mu­habbetle bakıyordu . Dostça gü lümsüyordu . Güneşten sol­ryıuş düşük bıyık ları nda bir şeyler, bir titreme vard ı . Aci acı :

.. Vay baş ı m üstünde gedesen, gözüm üstünde gedesen Gaymukaymı m . »

Kaymakam b ir şey söyl iyemedi . Gözleri do ldu. Boğa­z ına b irşeyler düğümlendi kal d ı . Adam, hala soluk soluğay­d ı . Nefesi kes i lecekmiş g ib i soluyor, göğsü körük g ib i i n ip i n ip kalkıyordu .

Hamza Dayı gaza bastı . Adam, yolu n ortas ı nda b i r toz bu lutu iç i nde kal d ı .

Neden sonrad ı r k i , Kaymakamın boğazı ndaki düğüm çözü ldü . Kend i kend ine gü lümsiyerek : « Me med A l i , Memed Al i ! " ded i . � Memed Al i , Memed Al i ! . . . "

Gülümsüyordu. Sonra b i r ı s l ı k tutturdu . Bu, çoktandır u nuttuğu , Doku

zuncu Senfon in in her zaman ça ld ığ ı b i r parçasıyd ı .

- 94 -

Page 95: KAPAK C - Turuz · 2018. 3. 14. · "İ stifa ediyorum. Usandım elinizden deyyuslar, istifa ediyorum. Canımdan usandırdınız." Biraz sonra da istifanamesini, istifasının sebeplerini