kalİte yÖnetİm sİstemlerİnİn hastanelerİn ...nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/tez/48447.pdfjci,...
TRANSCRIPT
T.C.
HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ
SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
KALİTE YÖNETİM SİSTEMLERİNİN HASTANELERİN
PERFORMANSLARI ÜZERİNE ETKİLERİ: SAĞLIK
BAKANLIĞI HASTANELERİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA
Duygu KIRGIN
Sağlık Kurumları Yönetimi Programı
YÜKSEK LİSANS TEZİ
ANKARA
2011
T.C.
HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ
SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
KALİTE YÖNETİM SİSTEMLERİNİN HASTANELERİN
PERFORMANSLARI ÜZERİNE ETKİLERİ: SAĞLIK
BAKANLIĞI HASTANELERİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA
Duygu KIRGIN
Sağlık Kurumları Yönetimi Programı
YÜKSEK LİSANS TEZİ
TEZ DANIŞMANI
Doç. Dr. Bayram ŞAHİN
ANKARA
2011
iii
iv
TEŞEKKÜR
Araştırma süresince sınırsız yardım ve desteklerini esirgemeyen, engin bilgi ve
tecrübelerinden yararlandığım, yönlendirme ve bilgilendirmeleriyle çalışmamı
bilimsel temeller ışığında şekillendiren Sayın Hocam Doç. Dr. Bayram ŞAHİN’e
sonsuz teşekkürlerimi sunarım.
Verilerin toplanması sırasında yardımlarını esirgemeyen, Sağlık Bakanlığı Tedavi
Hizmetleri Genel Müdürü Doç. Dr. İrfan ŞENCAN’a, Tedavi Hizmetleri Genel
Müdür Yardımcısı Dr. Hasan GÜLER’e, Sağlık Bakanlığı Saha Koordinatörleri Dr.
Hakkı YEŞİLYURT ve Dr. Metin DİNÇER’e, Sağlık Bakanlığı Performans
Yönetimi ve Kalite Geliştirme Daire Başkanlığı’ndan Sayın Erdoğan YILMAZ ve
Dr. Menderes TARCAN’a, Hasta Hakları Şube Müdürlüğü’nden Sayın Mehmet
KAYMAKÇI’ya teşekkürü bir borç bilirim.
Yüksek lisans eğitimim boyunca ilgi ve bilgilerini benimle paylaşıp ufkumu
genişleten Hacettepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Sağlık İdaresi
Bölümü’nün değerli öğretim üyelerine ve bugünlere gelmemde büyük emekleri olan
anneme, babama, annenneme, dayıma ve bana her zaman destek olan kardeşim Salih
ile gelecekteki eşim Yasin’e tüm kalbimle teşekkür ederim.
v
ÖZET
Kırgın, D. Kalite Yönetim Sistemleri’nin hastanelerin performansları üzerine etkileri: Sağlık Bakanlığı hastaneleri üzerine bir araştırma. Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Sağlık Kurumları Yönetimi Programı Yüksek Lisans Tezi, Ankara, 2011. Günümüzde özel sağlık kuruluşlarında olduğu gibi kamu sağlık kurumları da maliyetleri düşürmenin ve çıktıları iyileştirmenin zorluğu ile yüz yüzedir. Kamu sağlık kurumlarının bir yandan klinik kalitenin geliştirilmesi ve hizmete erişimin artırılması konularında karşılaştıkları baskılar, diğer yandan maliyetlerin azaltılması ve rekabet gücünün artırılması konularında karşılaştıkları baskılar performansın izlenmesi ve ölçülmesini zorunlu hale gerektirmektedir. Bu nedenle, kamu sağlık kurumları da son yıllarda performanslarını sürekli geliştirme amacıyla çeşitli Kalite Yönetim Sistemlerinden (International Organization of Standardization-ISO, Joint Commission International-JCI, European Foundation for Quality Management-EFQM, vb.) yararlanmaktadırlar. Bu çalışma, Kalite Yönetim Sistemi (KYS)'ne sahip olmanın hastanelerin performansları üzerine etkisini ortaya koymayı amaçlamaktadır. Çalışma Türkiye genelinde, Sağlık Bakanlığı hastaneleri üzerine yapılmıştır ve KYS belgesine sahip olan (n=73) ve olmayan benzer hastanelerin (n=73) performansları Dengeli Puan Cetveli perspektiflerine dayalı olarak 11 performans göstergesi (kurumsal performans katsayısı, şikayet sayısı, toplam gelirin toplam gidere oranı, hekim başına düşen poliklinik sayısı, hekim başına düşen yatan hasta sayısı, yatak doluluk oranı (%), bir hastanın ortalama kalış günü, yatak devir hızı, yatak devir aralığı, yatan hasta oranı (%), kaba ölüm hızı (%)) ile değerlendirilmiştir. Çalışmada kullanılan performans göstergeleri 1) hastanelerin KYS belgesine sahip olma ya da olmama durumuna, 2) kalite belgesine sahip hastanelerin belge öncesi, belgeli ve belge sonrası dönemlerine göre ayrı ayrı incelenmiştir. Sonuçta, KYS belgesinin hastanelerin performansları üzerine anlamlı bir etkisi olduğu görülmüştür. Buna göre kalite belgesine sahip hastaneler ile kalite belgesine sahip olmayan hastanelerin performans göstergeleri birbirinden farklıdır (p<0,05). Ayrıca, kalite belgeli hastanelerin belgeye sahip olmadan önceki dönem ile belgeli olduğu dönemdeki performans göstergeleri arasında (p<0,05) ve belgeli olduğu dönem ile belge süresi dolduktan sonraki dönemdeki performans göstergeleri arasında anlamlı farklılık olduğu görülmüştür (p<0,05).
Anahtar Kelimeler: Kalite yönetim sistemleri, performans göstergeleri, dengeli puan cetveli, hastaneler, ISO
vi
ABSTRACT
Kırgın, D. The impacts of quality management systems on hospitals performance: The study on the Ministry of Health hospitals. Hacettepe University Institute of Health Sciences, Master Thesis in Health Institutions Administration, Ankara, 2011. Today, public health agencies as well as private health care facilities face with the difficulty of reducing costs and improving outputs. On the one hand public health institutions are confronted with pressures to develop clinical quality and improve service access, on the other hand, reduce costs and increase their competition power requires the monitoring and measurement of performance. Therefore, public health agencies have begun to implement one of the Quality Management Systems (International Organization of Standardization-ISO, Joint Commission International-JCI, European Foundation for Quality Management-EFQM, etc.) to continuously improve their performance. This study aims to explore the effect of the Quality Management Systems (QMS) on performance of hospitals. This study is based on Ministry of Health hospitals. The performance of hospitals with and without the Quality Management System certified was evaluated by 11 performance indicators (the coefficient of performance, the number of complaints, total income total expense ratio, the number of outpatients per physician, the number of inpatients per physician, day average length of stay, bed turnover rate, bed turnover period, inpatient rate, mortality rate) based on perspective of Balanced Score Card. Performance indicators used in this study were examined separately by 1) hospitals with the QMS and hospitals without QMS, 2) pre-certificated, certificated and post- certificated periods of the hospitals which have quality certificate. The results of the study showed that the QMS has a significant effect on the performance of hospitals. Accordingly, performance indicators of hospitals having and not having quality certificate are different from each other (p<0,05). In addition, significant differences between performance indicators regarding to both pre-certificated and certificated periods of the hospitals (p<0,05), and certificated and post- certificated periods of the hospitals were found (p<0,05).
Keywords: Quality management systems, performance indicators, balanced score card, hospitals, ISO
vii
İÇİNDEKİLER
Sayfa
ONAY SAYFASI........................................................................................................ İİİ
TEŞEKKÜR ....................................... ........................................................................ İV
ÖZET................................................................................................................................... V
ABSTRACT ............................................................................................................... Vİ
İÇİNDEKİLER..............................................................................................................Vİİ
SİMGELER VE KISALTMALAR ................................................................................... X
ŞEKİLLER DİZİNİ .......................................................................................................... Xİ
GRAFİKLER DİZİNİ ......................................................................................................Xİİ
TABLOLAR DİZİNİ .................................................................................................... Xİİİ
l. GİRİŞ ................................................................................................................................ 1
2.KALİTE VE KALİTE YÖNETİM SİSTEMLERİ ..................................................... 4
2.1. Kalite Kavramının Gelişimi.................................................................................. 4
2.2. Sağlık Hizmetlerinde Kalite ve Kalitenin Boyutlan .............................................. 12
2.2.1. Tarafların Sağlık Hizmetinin Kalitesine Bakış Açılan .......................................16
2.2.1.1. Klinisyenlere Göre Kalite...............................................................................16
2.2.1.2. Hastalara Göre Kalite...................................................................................... 17
2.2.1.3. Ödeme Yapanlara Göre Kalite........................................................................ 18
2.3. Kalite Yönetim Sistemleri, Belgelendirme ve Faydalan ...................................... 18
2.4. Sağlık Hizmetlerinde Kalite Yönetim Sistemleri ..................................................26
2.4.1. ISO 9000 Serisi..................................................................................................27
2.4.2. Uluslararası Akreditasyon Standarttan (JCI-Joint Commission
International) ...............................................................................................................33
2.4.3. EFQM Mükemmellik Ödülü .............................................................................. 35
2.4.4. Deming Mükemmellik Ödülü ............................................................................. 37
2.4.5. ABD Malcolm Baldrige Ulusal Kalite Ödülü.........................................................38
2.5. Türkiye Sağlık Sistemi'nde Kalite İyileştirme Çalışmaları ................................... 40
viii
2.5.1.Türkiye Sağlık Sektöründe Kalite Yönetim Uygulamalarında
Karşılaşılan Sorun Alanları ve Çözüm Yollan .............................................................45
3. SAĞLIK KURUMLARINDA PERFORMANS, PERFORMANS DEĞERLEME
VE YÖNETİMİ ...........................................................................................................48
3.1. Performans Kavramı Tanımı ................................................................................48
3.1.1. Bireysel Performans ..........................................................................................49
3.1.2. Örgütsel Performans..........................................................................................50
3.2. Sağlık Kurumlarında Performans Kavramı............................................................52
3.3. Sağlık Kurumlarında Performansın Boyutları........................................................54
3.4. Sağlık Kurumlarında Performans Değerlendirme ve Ölçümü................................56
3.5. Sağlık Kurumlarında Performans Değerlendirme Yöntemleri ...............................64
3.5.1. Dünya Sağlık Örgütü Performans Ölçüm Modeli (PATH) .................................66
3.5.2. Dengeli Puan Cetveli (Balanced Skorecard) ......................................................71
3.5.3. Dışsal Ölçümler.................................................................................................76
3.5.3.1. Maryland Kalite Göstergesi Projesi (The Maryland Hospital
Association Quality Indicator Project) ........................................................................77
3.5.3.2. HEDIS (Health Employer Data and Information Set-Sağlık
İşverenleri Veri ve Bilgi Seti) ....................................................................................... 77
3.5.3.3. CONOJJEST (Computerized Needs-Oriented Quality Measurement
Evaluation System-Bilgisayarlı İhtiyaç Odaklı Kalite Değerlendirme
Sistemi) ............................................................................................................................................. 77
3.5.4. Sağlık Bakanlığı Performans Değerlendirme Sistemi ........................................78
3.6. Sağlık Kurumlarında Performans Değerlendirmede Yaşanan
Zorluklar .....................................................................................................................83
3.6.1. Değerlendirmeyi Tanımlamadaki Sorunlar ........................................................83
3.6.2. Değerlendirmedeki Teknik Sorunlar ..................................................................84
3.6.3. Değerlendirilen Performansta Karşılaşılan İdari Sorunlar.................................85
4.GEREÇ VE YÖNTEM ............................................................................................87
4.1.Araştırmanın Amacı ve Önemi ..............................................................................87
4.2.Problem Cümlesi...................................................................................................88
4.3.Araştırma Hipotezleri ............................................................................................88
ix
4.4.Evren ve Örneklem.............................................................................................................................90
4.5. Veri Kaynaklan ve Veri Toplama Süreci.......................................................................................92
4.6.Araştırmanın Kısıtlılıkları......................................................................................99
4.7.Verilerin Analizi ...................................................................................................... 102
5.BULGULAR .......................................................................................................... 105
5.1.Kalite Belgeli Hastaneler ile Benzer Kalite Belgesiz Hastanelerin Performans
Göstergelerinin Karşılaştırılması ............................................................................... 112
5.2.Kalite Belgeli Hastanelerin Belgeli ve Belgesiz Dönemlerine İlişkin
Performans Göstergelerinin Karşılaştırılması ............................................................122
5.3.Hastanelerin Performans Göstergelerinin Hastane Türüne (Genel-Özel Dal),
Bulundukları Bölgeye, Yatak Sayısına Göre Karşılaştırılması.................................. 135
6.TARTIŞMA............................................................................................................ 148
7.SONUÇ VE ÖNERİLER........................................................................................ 162
KAYNAKLAR ......................................................................................................... 168
EK KAYNAKLAR ...................................................................................................184
EKLER
EK 1: KYS Belgesi Alan Hastanelerin Listesi, Belge Türü ve Belge Geçerlilik
Tarihi
EK2: Kalite Belgeli ve Belgesiz Benzer Hastanelerin Listesi
EK3: Yüksek Sağlık Şurası
x
SİMGELER VE KISALTMALAR
ABD : Amerika Birleşik Devletleri
ADSM : Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi
BH : Benzer Hastane
DPC : Dengeli Puan Cetveli
EA : Eğitim ve Araştırma
FTR : Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon
HBPS : Hekim Başına Poliklinik Sayısı
HBYHS :Hekim Başına Yatan Hasta Sayısı
ISO : International Organization of Standardization
JCI : Joint Commission International
KBH : Kalite Belgeli Hastane
KYS : Kalite Yönetim Sistemi
KÖH : Kaba Ölüm Hızı
MÖ : Milattan Önce
OKG : Bir Hastanın Ortalama Kalış Günü
PK : Performans Katsayısı
SB : Sağlık Bakanlığı
SGK : Sosyal Güvenlik Kurumu
SSK : Sosyal Sigortalar Kurumu
ŞS: Şikayet Sayısı
TDMS: Tek Düzen Muhasebe Sistemi
TKK : Toplam Kalite Kontrol
TKY : Toplam Kalite Yönetimi
YDA : Yatak Devir Aralığı
YDH : Yatak Devir Hızı
YDO : Yatak Doluluk Oranı
YHO : Yatan Hasta Oranı
YPTS : Yeni Performans Takip Sistemi
WHO : World Health Organization
xi
ŞEKİLLER
Şekil No. Sayfa
Şekil 2.1. Kalite Anlayışının Gelişimi ......................................................................... 6
Şekil 2.2. SİB İyileştirme Modeli .............................................................................. 10
Şekil 3.1. Performans Yönetimi Modeli .................................................................... 59
Şekil 3.2. Sağlık Sistemi Performans Ölçüm Çerçevesi ............................................ 63
Şekil 3.3. PATH’in Tanımlayıcı Modeli…….. ........................................................ ..66
Şekil 3.4. Dört Bakış Açısının Vizyon ve Stratejiye Dönüştürülmesi ....................... 72
xii
GRAFİKLER
Grafik No. Sayfa
Grafik 2.1. SB Hastanelerinin Yıllara Göre Kalite Belgesi Alma Durumu ............... 32
Grafik 5.1. Performans Katsayısı Göstergesine Ait Bilgiler .................................... 130
Grafik 5.2. Şikayet Sayısı Göstergesine Ait Bilgiler ............................................... 131
Grafik 5.3. Toplam Gelirin Toplam Gidere Oranı Göstergesine Ait Bilgiler .......... 131
Grafik 5.4. Hekim Başına Poliklinik Sayısı Göstergesine Ait Bilgiler .................... 132
Grafik 5.5. Hekim Başına Yatan Hasta Sayısı Göstergesine Ait Bilgiler ................ 132
Grafik 5.6. Yatak Doluluk Oranı Göstergesine Ait Bilgiler .................................... 133
Grafik 5.7. Bir Hastanın Ortalama Kalış Günü Göstergesine Ait Bilgiler............... 133
Grafik 5.8. Yatak Devir Hızı Göstergesine Ait Bilgiler .......................................... 134
Grafik 5.9. Yatak Devir Aralığı Göstergesine Ait Bilgiler ...................................... 134
Grafik 5.10. Yatan Hasta Oranı Göstergesine Ait Bilgiler ...................................... 135
Grafik 5.11. Kaba Ölüm Hızı Göstergesine Ait Bilgiler .......................................... 135
xiii
TABLOLAR
Tablo No: Sayfa No:
Tablo 2.1. Tarafların Hizmete Yönelik Bakışçılarındaki Farklılıklar. ....................... 16
Tablo 3.1. PATH Kapsamındaki Boyutlar ve Alt Boyutları ...................................... 68
Tablo 4.1. Evren ve Örnekleme Ait Bilgiler .............................................................. 91
Tablo 4.2. Belgeli ve Benzer Belgesiz Hastanelerin Yatak Sayısı Açısından
Karşılaştırılması ....................................................................................... 92
Tablo 5.1. Hastanelerin Performans Göstergelerinin Normal Dağılım Analiz
Sonuçları ................................................................................................ 106
Tablo 5.2. Hastane Performans Göstergeleri Arasındaki Korelasyon İlişki Matriksi ........ 109
Tablo 5.3. Kalite Belgeli Hastaneler (KBH) İle Kalite Belgesine Sahip Olmayan
Benzer Hastanelerin (BH) Kalite Belgesini Almadan Önceki Dönem
Performans Göstergelerinin Karşılaştırılması.. ...................................... 113
Tablo 5.4. Kalite Belgeli Hastaneler İle Kalite Belgesine Sahip Olmayan Benzer
Hastanelerin Kalite Belgesine Sahip Oldukları Dönem Performans
Göstergelerinin Karşılaştırılması ........................................................... 115
Tablo 5.5. Kalite Belgeli Hastaneler İle Benzer Kalite Belgesine Sahip Olmayan
Hastanelerin Kalite Belgesi Süresi Dolduktan Sonraki Dönem
Performans Göstergelerinin Karşılaştırılması ........................................ 117
Tablo 5.6. Kalite Belgeli Hastaneler İle Benzer Kalite Belgesine Sahip Olmayan
Hastanelerin Belgesiz Dönem (Belge Öncesi ve Sonrası Dönem)
Performans Göstergelerinin Karşılaştırılması ........................................ 119
Tablo 5.7. Kalite Belgeli Hastaneler İle Benzer Kalite Belgesine Sahip Olmayan
Hastanelerin Tüm Dönemlerine İlişkin Performans Göstergelerinin
Karşılaştırması ....................................................................................... 121
Tablo 5.8. Kalite Belgeli Hastanelerin Belge Öncesi ve Belgeli Dönemlerine İlişkin
Performans Göstergelerinin Karşılaştırması .......................................... 123
Tablo 5.9. Kalite Belgeli Hastanelerin Belgeli ve Belge Sonrası Dönemlerine
İlişkin Performans Göstergelerinin Karşılaştırması ............................... 126
xiv
Tablo 5.10. Kalite Belgeli Hastanelerin Belgeli ve Belgesiz Dönemlerine
(Belge Öncesi ve Belge Sonrası) İlişkin Performans Göstergelerinin
Karşılaştırması ....................................................................................... 128
Tablo 5.11. Hastanelerin (Kalite Belgeli+Kalite Belgesiz) Performans
Göstergelerinin Genel Hastane ve Özel Dal Hastanesi Olma
Durumuna Göre Karşılaştırması ............................................................ 137
Tablo 5.12. Hastanelerin (Kalite Belgeli ve Kalite Belgesiz ) Performans
Göstergelerinin Bölgelere Göre Karşılaştırılması .................................. 140
Tablo 5.13. Hastanelerin (Kalite Belgeli ve Kalite Belgesiz) Performans
Göstergelerinin Yatak Sayısına Göre Karşılaştırması ............................ 144
1
1. GİRİŞ
Sağlık hizmetlerinde, nitel ve nicel olarak artacağı tahmin edilen talebin
karşılanması, bu alana ayrılan kaynakların hızla artmasının yanı sıra, ayrılan
kaynaklardan yararlanma düzeyini, bu kaynakların etkin kullanımını ve
performansının artırılmasını gerekli kılmaktadır. Maliyet konusundaki paradoksa
rağmen sağlık endüstrisi, yüksek kalite talebi ile karşı karşıyadır. Müşterilerin sağlık
ihtiyaçları konusunda daha bilgili oldukları ve düzenleyici kuruluşların sağlık
hizmeti süreçlerinin içinde yer aldıkları bir ortamda sağlık işletmeleri, maliyetlerini
düşürmenin ve çıktıları iyileştirmenin zorluğu ile yüz yüzedirler. Bir yandan sağlık
sistemlerinde klinik kalitenin geliştirilmesi, ulaşılabilirliğin artırılması ve
maliyetlerin azaltılması konularında büyük bir baskıyla karşı karşıya olunması, diğer
yandan da rekabetin giderek artması, sağlık sistemlerinde performansın izlenmesini
ve ölçülmesini gerekli kılmaktadır.
Hizmet kalitesinin olguya, ortama ve sunana bağlı olan değişkenliğini
azaltmaya yönelik çabada, sağlık kuruluşları tarafından sıklıkla yararlanılan
uygulamaların başında kalite yönetim sistemleri gelmektedir. Kalite yönetim
sisteminin (KYS) amacı, tüm kurumu, kaliteyi doğrudan veya dolaylı etkileyen
süreçler zinciri olarak ele alıp kalitenin sürekliliğini sağlamak ve kurumun
hedeflenen kalite düzeyini asgari maliyetle elde edebilmesini sağlayacak çabaları
başlatmak, eş güdümü sağlamak ve sonuçları sürekli izleyerek gereken önlemleri
almaktır. Başka bir deyişle, KYS örgütlerin performanslarını sürekli geliştirmek
amacıyla bir dizi koordineli faaliyetin düzenlenmesi ve örgütün kontrolünün
sağlanmasıdır (Lai ve Cheng, 2005, s.446-454).
Kaliteyi belgelemenin amacı; işletmeleri sürekli iyileştirme konusunda
özendirmek, bu konuda ulaştıkları aşamaları tescil etmek ve müşteri tatmininin
sağlanmasına katkıda bulunmaktır. Kalitenin bir yönetim felsefesi ve yönetim
yaklaşımı haline gelmesi ile birlikte, uygulamada işletmelere bu konuda rehberlik
yapmak üzere bazı klavuzlar geliştirilmiştir. İşletmelerin bu standartlara ulaşıp
ulaşmadıkları bağımsız kuruluşlar tarafından verilen sertifikalarla belirlenmeye
çalışılmaktadır. Türkiye’de sağlık hizmetlerinde kalite belgelendirme çalışmaları ISO
9000-2000 (Uluslararası Standartlar Örgütü 9000-2000) ve ISO 9001-2000
2
(Uluslararası Standartlar Örgütü 9001-2000) kalite güvence çalışmaları yanısıra,
akreditasyon çalışmaları şeklinde sürdürülmektedir.
Kalite güvence belgesine sahip olan bir sağlık örgütünün toplumun güvenini
kazanmakla kalmayıp, hastanenin değişik birimleri arasında gelişen işbirliğini ve
bireysel ve kurumsal düzeyde hizmet performanslarını artırması da beklenmektedir.
Türkiye’de özellikle 1990'lı yılların sonlarından itibaren kamu hastanelerinde kalite
belgesi alma girişimlerine önem verilmiştir. Ancak, kalite belgesine sahip olmanın
hastanelerin performans göstergelerinde ne ölçüde iyileştirme sağladığı konusunda
tatmin edici düzeyde çalışmalar bulunmamaktadır. Ulusal ve uluslararası litetatürde
JCI (Joint Commission International) akreditasyonu, EFQM Mükemmellik Modeli
(European Foundation for Quality Management Excellence Model-Avrupa Kalite
Yönetimi Mükemmellik Modeli), MBNQA (Malcolm Baldrige National Quality
Award-Malcolm Baldrige Ulusal Kalite Ödülü), Deming Mükemmellik Ödülü ve
kuruldukları ülkede hizmet sunan çeşitli ulusal akreditasyon standartlarınının hastane
performansı üzerine etkilerini inceleyen pek çok araştırma mevcut olmasına rağmen,
ISO 9000 serisinin hastane performansı üzerine etksini inceleyen sınırlı sayıda yayın
mevcuttur. Bu çalışmalardan biri olarak, Bekaroğlu (2005) tarafından yapılan bir
araştırmada toplam kalite yönetimi (TKY) ve ISO 9000’in hastane performansı
üzerine etkisini incelemek için sadece İstanbul ilindeki özel hastaneler üzerine anket
çalışması yapılmıştır. Yine, bu yönde yapılan bir diğer çalışmada, Dalbay ve Biçer
(2002), İstanbul ilinde kalite belgesine sahip olan ve olmayan iki SSK hastanesi
seçerek kalite belgesine sahip olmanın hastane performansı üzerine etkisini
incelemişler, ancak sözkonusu hastanelerin sadece altı aylık dönemlerine ilişkin
sınırlı sayıda performans göstergesini ele almışlardır. Bir diğer çalışmada ise Öztürk
(2005) ISO 9000’in Sağlık Bakanlığı hastaneleri üzerine etkisini araştırmış, ancak
çalışmasında dokuz belgeli dokuz belgesiz hastanenin performansını yatak doluluk
oranı, ortalama kalış günü, hekim başına poliklinik sayısı ve kaba ölüm hızı olmak
üzere sadece dört gösterge ile değerlendirmiştir. Görüldüğü gibi ISO 9000’in Türkiye
hastaneleri üzerine etkisini araştıran çalışmalarda zaman faktörü göz ardı edilerek,
oldukça sınırlı sayıda gösterge kullanılmış ve örneklem sayısı oldukça düşük
tutulmuştur.
3
Bu çalışmada, kalite yönetim sistemlerinden en az birine sahip olmanın
hastanelerin performansları üzerine ne gibi bir etkisi olduğunu ortaya koymak
amaçlanmıştır. Bu amacı gerçekleştirmek için kalite yönetim sistem belgesine sahip
olan hastaneler ve bu hastanelere benzer seçilen kalite yönetim sistem belgesine
sahip olmayan hastanelerin performansları ile kalite yönetim sistem belgesine sahip
hastanelerin belgeli ve belgesiz dönem performansları karşılaştırılmıştır. Çalışmada
ayrıca, hastane performans göstergelerinde meydana gelen değişikliklerin KYS
uygulanmasından mı yoksa hastanelerin bölge, branş ve yatak kapasite
farklılıklarından mı kaynaklandığı araştırılmıştır.
Bu çalışma Türkiye genelindeki Sağlık Bakanlığı hastanelerinin tümünü KYS
uygulaması ve performans değerlendirme açısından inceleyen tek araştırmadır.
Çalışmada kullanılan performans göstergeleri Dengeli Puan Cetveli perspektiflerine
dayalı olarak tanımlanmıştır. Kalite belgeli hastanelerin hem belge öncesi ve sonrası,
hem de benzerleri ile karşılaştırılması ve verilerin bir iki yılla sınırlı kalmayıp yedi
yıllık bir süreyi kapsaması yapılan ölçümlerin doğruluğunu ve geçerliliğini artıran
güçlü bir tasarımdır. Ayrıca hastanelerin performanslarının değerlendirilmesinde
mevcut şartlar altında ulaşılabilecek en fazla performans göstergesi kullanılmıştır. Bu
sayede KYS’nin hastane performansı üzerine etkisinin performansın tüm boyutları
açısından incelenmesi mümkün olmuştur.
Çalışma, altı bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde; genel olarak kalite ve
sağlık hizmetlerinde kalite kavramı, gelişimi ve boyutları, kalite yönetim sistemleri,
belgelendirme ve faydaları ile Türkiye Sağlık Sistemi’nde kalite çalışmaları,
karşılaşılan sorun alanları ve çözüm yollarına yer verilmiştir. İkinci bölümde; sağlık
kurumlarında performans kavramı, boyutları, sağlık kurumlarında performans
değerlendirme yöntemleri ve bu konuda yaşanan zorluklar ele alınmıştır. Üçüncü
bölümde; gereç ve yöntem başlığı altında Sağlık Bakanlığı hastanelerinde kalite
yönetim sistemlerinin hastanelerin performansı üzerine etkisi konusunda yapılan
araştırmanın metodolojisine ilişkin açıklamalara yer verilirken, dördüncü bölümde
araştırmanın bulgularına yer verilmiştir. Çalışmanın beşinci bölümünde araştırma
bulgularının mevcut literatür çerçevesinde değerlendirildiği tartışma bölümü, son
bölümde ise sonuç ve öneriler sunulmuştur.
4
2. KALİTE VE KALİTE YÖNETİM SİSTEMLERİ
İlk uygarlıklardan başlayıp endüstri devrimine kadar kalite kavramı iyi olma
anlamına gelirken, 20. yüzyılda iş hacminin genişlemeye başlaması ile kalitenin
sadece iyi olma durumu olmadığı, bunu etkileyen pek çok başka boyut olduğu
görülmüştür. Bu dönemde Juran, Feigenbaum, Crosby, Deming gibi kalite gurusu
olarak sınıflandırılan araştırmacılar kalite kavramının gelişimine katkıda bulunmuş
ve sonuçta hangi sektörde olursa olsun örgütte sürekli iyileşmenin temel alınması
gerektiği sonucuna varılmış ve toplam kalite yönetimi (TKY) kavramı doğmuştur.
Bu temelde sağlık hizmetlerinde kalite yönetimi, değişen bir ortamda sağlık
kuruluşlarının mevcut sağlık süreçlerini iyileştirilebilmeleri için bir araçtır (Rodger
ve diğerleri, 1998, s.131-152).
Uluslararası Standartlar Örgütü (ISO)’nün yapmış olduğu tanıma göre kalite,
bir mal ya da hizmetin belirli bir gerekliliği karşılayabilme yeteneklerini ortaya
koyan karakteristiklerin tümüdür. Zaman içinde ortaya çıkan kalite iyileştirmeye
yönelik çabalar, öncelikle üretim sürecinde başlamış, sonraki dönemlerde ise tüm
işletme faaliyetlerini kapsayan bir boyut kazanmıştır ve sonuçta ürünün ve sürecin
karakteristiklerini ortaya koyan belli standartların geliştirilmesini zorunlu kılmıştır.
Bu da ürünün ve sürecin yeteneklerini garanti altına almak üzere eylemler
gerçekleştirilmesini vurgulayan Kalite Yönetim Sistemi (KYS) anlayışını
doğurmuştur.
Başka bir deyişle, KYS performansın, etkililiğinin (effectiveness) ve
etkinliğinin (efficiency) sürekli iyileştirilmesi için yapılan bir dizi koordineli
faaliyetler ile örgütün kontrol edilmesidir (Lai ve Cheng, 2005, s.446-454). Bu
bölümde örgütsel kontrolü sağlayan KYS kavramının doğuşu, faydaları ve sağlık
hizmetlerinde KYS uygulamaları tartışılacaktır.
2.1. Kalite Kavramının Gelişimi
Kalite kavramı, çok eskiden beri var olan ve bilinen bir kavramdır; insanların
ve sistemlerin hata yapmaması ve mükemmele ulaşma isteğinden ortaya çıkmıştır.
Latince “nasıl oluştu?” anlamına gelen “Qualis” kelimesinden türetilen “Qualitas”
kelimesiyle ifade edilmiştir.
5
Tarihte ilk olarak M.Ö. 2150 yıllında Babil’de Hammurabi Kanunları’nda
kaliteden bahsedildiği görülmüştür. Bu kanunlarda kalitenin olmazsa olmaz
olduğunu gösteren iki önemli hüküm vardır. Bu hükümlerden birincisi “Eğer bir
inşaat ustası bir ev yapar ve yapılan ev yeterince sağlam olmayıp sahibinin üstüne
çökerek ölümüne sebep olursa, o inşaat ustasının başı uçurulur” şeklindedir.
İkincisinde ise “Bir hekim bıçak ile derin bir yarık açarsa ve hastayı öldürürse ya da
bıçak ile hastanın gözündeki bir apseyi çıkarırken gözün kör olmasına sebep olursa
doktorun elleri kesilir” denilerek sağlıkta kalitenin şart olduğu hükmedilmektedir.
Fakat işletmelerde kalite olgusu yakın bir tarihte ortaya çıkmıştır.
Kalite, gelişim sürecinde çok farklı şekillerde algılanmış ve tanımlanmıştır.
Rekabet edebilirlik yeteneğine sahip olabilme, standartlara uygun ürün ya da hizmet
üretebilme ve en iyi olabilme özelliğini sürdürebilme kalite olarak tanımlanırken,
kaliteyi üreten örgüt açısından kalite, müşterilerin beklentilerini ve isteklerini sürekli
karşılayacak şekilde ürün ve hizmet üretmek olarak tanımlanmaktadır (Stephens,
1979; Güngör, 2008, s.9-10).
İlk uygarlıklardan başlayıp, endüstri devrimine kadar geçen süre boyunca ve
19. yüzyılın sonlarına kadar kalite, herhangi bir ürünü kendi tasarımına veya
müşterisinin tasarımına göre üreten ustanın sorumluluğunda idi. 20. yüzyılın
başlarında bu yetki üretimin farklılaşmasından ve iş hacminin genişlemeye
başlamasından dolayı ustabaşının denetimine geçti. Benzer işler icra eden
çalışanların bağlı olduğu ustabaşı onların faaliyetlerini ve ürünlerini kalite açısından
kontrol ediyordu. 1. Dünya Savaşı’nın akabinde gelişen karmaşık imalat sistemleri
ustabaşıların sorumlu oldukları çalışanların, ürettikleri ürünler ile ilgili bir üste bilgi
ve rapor vermesi gerekliliğini gündeme getirmiştir (Halis, 2000, s.38).
Şekil 2.1’de özetlendiği gibi kalite yönetimi gelişiminde 1900’lü yılların
başından 1940’lara kadar önce “denetleyici kalite kontrolü”, daha sonra “muayeneye
dayalı kalite kontrolü” ile “istatistiksel kalite kontrolü” metotları, 1940’lı ve 1950’li
yıllarda “kalite kontrol standartlarının” gelişimi ile “kalite güvencesi”, 1960’lı
yıllardan sonra da örgütlerde “toplam kalite sisteminin” kurulması ve uygulama
çabalarını görmek mümkün olmuştur. 1970’li yıllarda geliştirilen “kalite sistemleri”
ve “katılımcı kalite kontrolü” ile “toplam kalite yönetimi”ne ulaşılmış, böylece
6
1980’lerde kalite yeni bir anlam kazanmış ve “kalite bilinci” bilgisayar destek
programları ile ürün tasarımından üretime kadar örgütleri ilgilendiren her süreçte
yerini almıştır.
Şekil 2.1: Kalite Anlayışının Gelişimi
Kaynak: Türkmen, 1996, s.146.
1920’li yıllarda Bell Atlantic firmasında kalite geliştirme ve problem çözme
alanında çalışan Walter A. Shewhart, “ihtimal çizelgesi”ni ortaya koyarak
istatistiksel süreç kontrolü ve istatistiksel kalite kontrolünün temellerini atmıştır. Bu
çizelge ile seri üretimde kalitenin ekonomik bir şekilde kontrol edilmesi sağlanmıştır.
Shewhart (1980)’a göre kalite, kişiden kişiye değişir; yani subjektifdir. Bu
bakımdan, kaliteyi müşteri isteklerine uygunluk olarak tanımlamaktır. Alıcının
ödemeyi kabul edeceği bir fiyatla memnunluk verecek bir ürünün tasarlanması ve
üretilmesi için müşterinin gelecekteki ihtiyaçlarının ölçülebilir veriler haline
sokulması gerekmektedir. Shewhart, bir şirketin çabalarının ürünlerdeki problemi
bulup çözmeye değil, çalışma süreçlerindeki problemleri bulup çözmeye
yönlendirilmesi gerektiğini önermiştir. Ona göre kaliteyi güvence altına almada ve
iyileştirmede, üretim süreçlerinin uygun bir şekilde kontrolü, son noktadaki
muayeneden çok daha verimlidir (Berwick ve diğerleri, 1990; Kaya, 2005a, s.23).
Shewhart kontrol şeması, bugün sıklıkla kullanılan adıyla PUKO döngüsünü (Planla-
Uygula-Kontrol et- Önlem al / Plan-Do-Check-Act, PDCA) kurgulamıştır.
7
1930’lu yıllarda Waldo Wezlau ve Joseph V. Talacko kusurları büyükten
küçüğe doğru sıralayarak problemlerin çözümünde önceliklerin belirlenmesi ilkesini
getirmişlerdir. Diğer adıyla “Pareto İlkesi” olarak bilinen TKY’nin istatistiki
araçlarından biri olan bu yöntem hala etkin olarak kullanılmaktadır (Mitra 1993, s.5).
Juran da “Pareto İlkesi” olarak adlandırılan ilkeyi savunmaktadır. Pareto ilkesi, 80/20
kuralı olarak da bilinir. Juran, sorunların yüzde 80’inin, olası sebeplerin yüzde 20’si
tarafından oluştuğu ilkesini savunur. Özetle, sonuçların büyük bir çoğunluğu,
sebeplerin küçük bir yüzdesi tarafından ortaya çıkar (Aktan, 2000, s.25-30).
Juran kaliteyi, “kullanıma ve amaca uygunluk” olarak özetlemektedir (Halis,
2000, s.42). Juran “Kalite Kontrol El Kitabı” isimli kitabında bugün “Juran Üçlüsü”
(The Juran Trilogy) olarak bilinen birbiriyle ilişkili üç süreci tanımlamaktadır: kalite
planlama, kalite kontrol ve kalite iyileştirme.
2. Dünya Savaşı sırasında patlamayan torpil ve bombalar, ateş almayan
mermiler %100 muayene yönteminin kalite için çözüm olmadığını göstermiştir.
Bunlardan ders çıkaran Harold F. Dodge ve Harry G. Roming numune alma
çizelgelerini geliştirmişlerdir (Mitra, 1993, s.5).
Feigenbaum, 1951’de yayınladığı kitabında Toplam Kalite Kontrol-TKK
(Total Quality Control-TQC) kavramını ortaya koymuştur. Feigenbaum kaliteyi,
şirkette birileri tarafından bilinmesine ihtiyaç duyulan, aynı zamanda çoğu şirketin
gelirlerini ve maliyetini incelediği stratejik bir iş aracı olarak görmektedir. Ona göre
TKK, kusurların yönetiminden daha çok mükemmele ulaşma çabalarıdır (Ransom ve
diğerleri, 2005, s.66). Fiegenbaum standartların önemi üzerinde durarak; kalite
kontrolü için öncelikle kalite standartlarının belirlenmesi, ardından kalite
standartlarına uygunluğun sağlanması, kalite standartlarından sapmanın önceden
önlenmesi ve standartlarda sürekli iyileşme sağlanması gerektiğini vurgulamaktadır
(Aktan, 2000, s.25-30).
Aynı yıllarda kamunun tükettiği ürünlerin kalitesini belirleyen unsurların,
düzenlenmesi gerektiğinin anlaşılması ile “Kalite Güvencesi” kavramı
geliştirilmiştir. Dünyada ilk defa kalite kavramının bir sistem olarak ele alınması ve
sistemin belli standartlara dayandırılarak uygulamaya konması gerektiğini düşünen
Amerika Birleşik Devletleri (ABD), uzay çalışmaları esnasında uygulamaya koyduğu
8
“Hizmet Sektöründe Kalite Güvencesi” tanımı, kalitede standartlaşma yolunda atılan
ilk adımdır. Standartların uluslararası ticarette uyumunu sağlamak amacıyla 1947
yılında Uluslararası Standartlar Teşkilâtı (International Organization for
Standardization-ISO) kurulmuştur. Bu teşkilat, ürün standartlarının yanı sıra ürünü
üretecek sistemlerle ilgili standart geliştirme çalışmalarına 1987 yılında başlamış ve
bu çerçevede ISO 9000 adı altında “Kalite Güvence ve Yönetim Standartları”nı
yayınlamıştır (Enişte, 2002).
Kalite güvencesi, ürün veya hizmetin kalite konusunda belirlenen istekleri
karşılamak amacıyla yeterli güveni sağlaması için gereken planlı ve sistematik
faaliyetlerin bütünüdür. Kalite güvencesi, müşterinin hatalı hiçbir ürünü almamasını
amaçlar; fakat bunu ürün kontrolü yoluyla değil, süreç (proses) kontrolüyle yapar
(Küçük, 2004, s.75). Bu tanımdan anlaşılacağı gibi kalite güvencesi kalite
kontrolünden farklı bir kavramdır. Kalite güvencesi, kalitenin kontrolüne değil,
yaratılmasına yöneliktir. Kalite kontrol ürüne yönelik, kalite güvencesi ise sisteme
yönelik bir faaliyettir. Kalite kontrol işlem yapıldıktan sonraki sonuçlarla değil,
işlemin doğru yapılması ile ilgilenmektedir. Bu anlamda kalite güvencesi, kalite
kontrolünü de kapsayan geniş kapsamlı bir kalite sağlama yöntemidir (Hibbert, 2005,
s.412-416).
TKK kavramıyla, kalite örgütteki tüm birimlerin ortak çabası haline
dönüşmüş ve üretim sonrasında hata tespiti yerine, üretim esnasında süreç kontrolü
yapılması gerektiği anlaşılmıştır. Bu sayede üretimde sıfır hata fikri önem
kazanmaya başlamıştır. 1961’de “sıfır hata” fikrini ortaya atan Crosby için kalite
“şartlara uygunluk” anlamına gelmektedir. Buna göre, kaliteden söz edilince “düşük
kalite” ya da “yüksek kalite” ayrımı yapmak anlamsızdır; kalite ayrımı standartlara
“uygun” ya da “uygun olmama” şeklinde yapılmalıdır (Schneiderman, 1986, s.C1-
C4). Crosby, örgütlerin yapılan yanlış ve hataları gidermek için her yıl milyonlarca
dolar harcıdığını belirterek, hata önlemenin ürünün dizayn aşamasından başlamak
suretiyle yapılması gerektiğini ve bu sayede “Yaşam Boyu Başarılı Örgüt” (Eternally
Successful Organizaton) yaratılabilineceğini savunmuştur (Aktan, 2000, s.25-30).
Crosby ürün kalitesine ilişkin dört öneri saymaktadır. Bunlar şöyledir (Halis,
2000, s.43);
9
1. Tanımlama: Kalite gerekliliklerine uygun performansın
tanımlanmasıdır.
2. Sistem: Kusurları önleyen bir sistem geliştirilmelidir.
3. Performans Standardı: “Sıfır hata”ya sahip olmaktır.
4. Ölçüm: Hedeflenen kaliteye erişilip erişilmediği ölçülerek mükemmel
kaliteye sahip olmamanın bedeli değerlendirilmelidir.
1980’li yıllarda kalite, üretim departmanından çıkarak, yönetim hiyerarşisine
doğru bir hareket göstermiş ve “Stratejik Kalite Yönetimi” ve “Toplam Kalite
Yönetimi” kavramları ile farklı bir boyut kazanmıştır. Bu dönemde kalite etkin bir
pazarlama silahı haline gelmiş ve rekabete yeni bir boyut getirmiştir (Bounds ve
diğerleri, 1994, s.47).
1980’lerden sonra ise bir mal veya hizmetin kaliteli olma anlayışı değişmiştir.
Bu değişim ile artık bir mal veya hizmetin kalitesi, onun müşteri ihtiyaç ve
beklentilerini tatmin edebilme kabiliyeti göstermektedir. Mills (1989) kalite
kavramını doğru ürün ya da hizmeti müşterinin eline doğru zamanda ve doğru fiyatla
sunmak olarak tanımlamıştır. Mills’e göre kalite yönetimi ve kalite iyileştirme
programları kaliteyi denetlemenin yollarıdır ve kalitenin en önemli göstergelerinden
biri müşteri tatminidir. Bu dönemde kalite hem nicelik hem de nitelik yönünden ele
alınmıştır. Efil (1993) kaliteyi tatmin edici bir üretimin en düşük maliyet ile tüketici
gereksinimlerini hemen giderebilme yeteneği olarak tanımlarken, Doğan (1985) bir
mal ya da hizmetin tüketicinin istek ve ihtiyaçlarını en ekonomik düzeyde
karşılamayı amaçlayan tasarım, uygunluk ve kullanım niteliklerinin tümü olarak
tanımlamaktadır.
Örgütün hem iç hem de dış çevresindeki paydaşlarının istek ve ihtiyaçlarını
belirlemesini ve yöneticinin iyileşme fırsatlarını değerlendirmesini sağlayan,
Shewart’ın ardından da Deming’in geliştirdiği, PDCA döngüsü, Batalden’e de ilham
vermiş ve bu sayede Batalden (1992) Amerika’da ulusal çapta iyileşmenin
sağlanabilmesi için FOCUS-PDCA modelini geliştirmiştir. Bu modelin açılımı
şöyledir; F: Find (bul), O: Organize (organize et), C: Clarify (açıkla), U: Understand
(anla), S: Select (seç), P: Plan (planla), D: Do (yap), C: Check (kontrol et), A: Act
(önlem al) (Kaya, 2005a, s.128-129).
10
Süreç İyileştirme Birliği-SİB’nin (Associates for Process Improvement-API)
kurucuları olan Tom Nolan ve Lloyd Provost da, Deming’in PUKO döngüsünden
ilham alarak, iyileştirme için basitleştirilmiş bir model olan SİB İyileştirme
Modeli’ni geliştirmişlerdir. Şekil 2.2’de görüldüğü gibi bu model, “Neyi başarmayı
çalışıyoruz?, Bir değişimin iyileşme olduğunu nasıl anlayacağız?, İyileşme ile
sonuçlanacak hangi değişimi yapmalıyız?” sorularının cevaplanmasından sonra
yapılacak değişimin PUKO döngüsü ile test edilmesini önermektedir (Langley ve
diğerleri, 2009, s.97-99).
Şekil 2.2. SİB İyileşme Modeli
Kaynak: Langley ve diğerleri, 2009, s.97.
Buna göre öncelikle iyileşme için bir fırsat bulunmalı, neler yapılacağı
organize edilmeli, süreçlerin nasıl çalışacağını açıklanmalı, sürecin varyasyonlarının
ne olduğu ve ne gibi değişimler yapılabileceği belirlenmeli, iyileşme için bir strateji
seçilmeli, eğer iyileşme sağlanıyor ise karar vermek için PDCA/PUKÖ döngüsü ile
strateji test edilmelidir.
PDCA/PUKÖ döngüsünü temel prensip alarak geliştirilen başka bir model de
“Kaizen”dir. Aslında sürekli iyileşmenin Japonca karşılığı olan Kaizen bir modelden
çok bir felsefedir. Kaizen, belirli bir zaman diliminde müşteri memnuniyetinin ve
1. Neyi başarmayı çalışıyoruz? 2. Bir değişimin iyileşme olduğunu nasıl anlayacağız?
3. İyileşme ile sonuçlanacak hangi değişimi yapmalıyız?
4. Değişimi test et!
Önlem al (Act) Planla (Plan)
İncele (Study) Uygula (Do)
11
rekabet edebilme kabaliyetinin artırılması amacıyla süreçlere yönelik, çalışan, süreç,
zaman ve teknolojide yavaş yavaş fakat çok sayıda hızlı gelişmeyi ve maliyetlerde
düşmeyi ifade eden bir kavram olmakla birlikte günümüzde başarıyı yakalamayı
hedef alan örgütlere ilham veren bir felsefedir (Çetin ve diğerleri, 2001).
Temelinde Kaizen felsefesi olan TKY her ne kadar kalite gelişiminin son
basamağında yer alsa da sürekli iyileşmede bir son olamayacağı için kalitede hiçbir
zaman son basamağa gelinemeyecektir. Genel tanımı itibari ile kaynakların en iyi
şekilde kullanımı, israfın, duraklamaların ve ara stokların olmaması esasına dayalı
TKY anlayışı kıt kaynakların verimli kullanılarak sınırsız insan ihtiyaçlarının
karşılanması zorunluluğunun bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. TKY’de hedef bir
defada ve her defasında doğruyu yapmaktır (Küçük, 2004, s.80-81).
TKY ortak hedefi paylaşarak ekip halinde çalışmayı, müşterilere en üstün
değerleri sunmayı, değişikliği desteklemeyi, yenilikçiliği ödüllendirmeyi ilke
edinerek gücünü insanlardan alan ve mükemmelliğin sağlanmasının tüm çalışanların
sorumluluğu olduğunu savunan, tüm örgüt süreçlerinin sürekli geliştirilmesine,
iyileştirilmesine ve müşteri memnuniyetinin sağlanmasına yönelik çağdaş katılımcı
bir yönetim anlayışıdır. Bir yönetim anlayışı olarak TKY’nin unsurları şunlardır
(Charantimath, 2006, s.177-180):
Müşteri odaklılık
Sürekli iyileştirme
Tam katılım
Önce insan anlayışı
Üst yönetimin liderliği ve sorumluluğu
Süreç üzerinde yoğunlaşma
Hata bulma değil, hata önleme
Kalite kontrolünü sürecin bütününe yayma
Unsurlarından da anlaşılabileceği gibi TKY 20. yüzyılda kalitenin gelişimine
katkıda bulunan tüm kavramları kapsamaktadır. Buna göre, temel öğesi insan olan
TKY’nin başta gelen kurucularından ve öncülerinden birisi olarak kabul edilen
Deming’e göre kalite, çalışanın onuru ve çalışmanın zevkidir. Deming, özellikle
örgütsel değişimin önemi üzerinde durmuş ve bu konuda başarılı olabilmek için on
12
dört ilke tespit etmiştir (Hillmer ve Karney, 1997, s.171-186; Hales ve Chakravorty,
2006, s.131–147). Deming’in on dört ilkesi, güçlü liderlik, örgütün iç ve dış
çevresine olan uyumu, örgütsel öğrenme, süreç yönetimi, sürekli iyileştirme konuları
ile çalışan katılımının ve müşteri memnuniyetinin artırılmasına ilişkin yöneticilere
yol göstermektedir (Hillmer ve Karney, 2001, s.371-397). Bu nedenle günümüzde
hala geçerliliklerini korumaktadırlar.
Deming gibi Ishikawa da TKK üzerine çalışmalar yaparak “kalite çemberleri”
adı verilen kalite geliştirme ve problem çözme gruplarının oluşturulmasına çok
önemli katkılarda bulunmuştur. Ishikawa’ya göre, bir örgütte kalite sorunları kalite
geliştirme araçları ile çözülebilir. Bunun için örgütte neden-sonuç diyagramı,
dağılma diyagramı, pareto diyagramı, kalite çemberleri, histogram ve saire
istatistiksel araçların kullanımının önemli olduğunu savunmaktadır. Ishikawa’ya
göre, kalite sadece muayene yoluyla sağlanamayacağı için her bir tasarımın ve
sürecin içinde yer almalıdır (Aktan, 2000, s.25-30).
Kalite kavramı ile ilgili yapılan tüm bu açıklamalar, temelde tüm sektörler
için aynı olmakla birlikte kullanılan kaynakların farklılığı, paydaşların nitelikleri ve
müşteri beklentilerinin çeşitliliği gibi nedenlerle her sektör için öne çıkan ve farklılık
kazanan hususlar olabilmektedir. Bu çalışma sağlık hizmetlerinde KYS
uygulamalarının etkililiği üzerine olduğu için öncelikle sağlık hizmetlerinde kalite
nedir, boyutları nelerdir konusu üzerinde durulacaktır.
2.2. Sağlık Hizmetlerinde Kalite ve Kalitenin Boyutları
Kaliteli bir sağlık hizmetinden bahsedebilmek için gereken kaynakların
verimli bir şekilde dağıtılması ve kullanılması, hizmetin etkili biçimde verilmesi,
gerek kaynak dağıtımda gerekse hedef kitlenin hizmetlere ulaşımında hakkaniyete
özen gösterilmesi ve hizmet sunumu sırasında ve sonrasında hizmeti kullananların
memnuniyetinin sağlanması gerekmektedir (Hayran ve Uz, 1998, s.163). Klinik
hizmet kalitesi ile tanı ve tedavi için kanıta dayalı doğru kararların verilmesi, uygun
ilaç ve iyileştirici malzemelerin kullanılması, bilgili ve becerikli sağlık personelinin
görev yapması ve altyapı ile birlikte süreçte rol alan bütün girdileri etkili bir hizmete
dönüştürecek bir sistemin, yani örgütün varlığı anlaşılmaktadır (Aydın ve Demir,
13
2007, s.15). Ancak kalite, sağlık sektöründe farklı paydaşlar için farklı anlamlar
içermektedir. Dolayısı ile kalite konusunda bilgi ve algı asimetrisi belirgin
olmaktadır. Kaliteyi sisteme hakim kılmanın yolu, farklı paydaş beklentilerinin
dikkate alınması ve izlenmesidir. Tedarikçilerin, hastaların ve doktorların farklı
beklentileri arasında mutlaka denge kurulmalı ve hesap verebilir niteliklere sahip bir
sistem tasarlanmalıdır (McGlynn, 1997, s.7-21).
Bu yüzden öncelikle sağlık hizmetlerinin kalitesini oluşturan unsurları yani
sağlık hizmet kalitesinin boyutlarını açıklamakta fayda vardır. Garvin (1987) içinde
bulunduğu sektör ne olursa olsun kurumsal kaliteyi sekiz boyutta incelemiştir. Buna
göre;
1. Performans: Ürünün fonksiyonlarını yerine getirme özelliği
2. Uygunluk: Ürünün belirlenen özelliklere, belge ve standartlara
uygunluk derecesidir.
3. Güvenilirlik: Ürünün kullanım süresi içindeki performansının
sürekliliğidir.
4. Dayanıklılık: Ürünün kullanılabilir ömrünün uzunluğudur.
5. Hizmet Görme: Ürüne yönelik sorun ve şikayetlerin kolay
çözümlenmesidir.
6. Estetik: Ürünün albenisi ve duyulara seslenebilme yeteneğidir.
7. İtibar: Ürünün geçmişi marka ve moda değeridir.
8. Diğer unsurlar: Ürünün çekiciliğini sağlayan ikincil özelliklerdir.
Garvin’in performansı kalitenin bir boyutu olarak tanımlamasına rağmen
Feinstein (2002)’e göre, sağlık hizmetlerinde bakımın kalitesi sadece klinik karar
vermeyi ya da klinik uygulamalarını kapsamaz. Üstelik sağlık hizmetlerinde bakımın
kalitesi performansın teknik süreçleri ile ilgili bir boyuttur ve genel kanıya göre
kalite ölçülen performansın değerlendirilmiş halidir. Rodger ve diğerleri (1998) de
bu görüşü desteklemektedir; onlara göre bir örgüte kaliteli denebilmesi için süreç
performansının geliştirilmesi gerekmektedir.
Tıp enstitüsü (Institute of Medicine-IOM)’nün 2001 yılında yayınladığı
“Kalite Açıkları Raporu (Crossing the Quality Chasm)” bakımın kalitesini personelin
mesleki bilgi ve becerisine bağlı olarak ortaya çıkan sağlık hizmetinin sonuçlarının
14
bireyler ve toplumlar tarafından algılanma derecesi olarak tanımlamış ve bakımın
kalitesini aşağıdaki altı boyutta incelemiştir:
1. Güvenlik (Safe): Tıbbi hataların mümkün olduğunda azaltılması
2. Etkililik (Effective): Sağlığın çıktılarının iyileştirilmesi
3. Hasta merkezlilik (Patient-centered): Hasta ve yakınlarının hizmete
bakış açılarını anlamak
4. Zamanlılık (Timely): Hastalık ile tedaviye başlanma zamanı
arasındaki sürenin azaltılması
5. Etkinlik (Efficient): Maliyet etkililiği ve yüksek bakımın sağlanması
6. Eşitlik (Equitable): Cinsiyet, ırk, bölgesel fark, sosyo-ekonomik statü
ve sigorta kapsamı gözetilmeksizin herkese eşit hizmet sunulması olarak
tanımlamaktadır.
Ransom ve diğerleri (2005) ise Donebedian’ın yapı-süreç-sonuç üçlemesini
temel alarak kaliteyi tarafların bakış açılarını da kapsayacak şekilde altı boyutta
incelemişlerdir.
1. Teknik Performans: Teknik performansın kalitesi güncel bilimsel tıbbi
bilgi ve teknolojinin eldeki durumlara nasıl uygulandığına işaret eder. Bu da
genellikle tanının doğruluğu ve zamanlaması, tedavinin uygunluğu ile tıbbi girişim
ve uygulamaların yapılmasındaki beceri ile değerlendirilir (Donabedian, 1983).
2. Kişilerarası İlişkiler: Kişilerarası ilişkilerin kalitesi klinisyenlerin
hasta ile kurduğu insani ilişki ile belirlenir. Klinisyenin hasta ile bireysel ilişki
kurması yani hastayı hasta olmasından çok bir birey olarak görmesi ve bunu hastaya
gösteriş biçimi, hastalık ile ilgili açıklamaları, hastanın endişelerini ve ızdırabını
giderebilmesinin düzeyini belirler.
Kişilerarası ilişkinin kalitesi teknik performansı etkileyebilmesi nedeniyle de
önem taşır (Donabedian, 1980, s.24-26). Örneğin, hastası ile daha iyi ilişki kurabilen
bir hekim (özellikle yasadışı ilaçlar kullanımı gibi potansiyel hassas konularda)
hastasından daha doğru ve eksiksiz bir tıbbi öykü alabilir. Bunun sonucunda da daha
iyi tanı konulabilir. Benzer olarak, hasta ile iyi ilişki kurulması, hastanın ilaçlarını
önerildiği şekilde alması, yaşam tarzında değişiklikler yapabilmesi veya reçete
edilmiş tedavi yöntemlerine uyması ile ilgili gerekli motivasyonu sağlayacaktır.
15
3. Konfor ve Ulaşılabilirlik: Hizmetin konfor kalitesi, hekimin hasta ile
karşılaşma anında ne yaptığı ile değil, hasta ve hekimin arasında karşılaşmanın
olduğu ortamda konfor, rahatlık ve mahremiyet gibi özellikleri ile belirlenir
(Wyszevianski, 1988, s.13-20). Geniş ve rahat park yerleri, iyi yönlendirme
işaretleri, rahat bekleme odaları ve lezzetli hastane yemeklerinin hepsi bu boyut
dahilinde değerlendirilir (Crow ve diğerleri, 2002, s.35-52).
Bakımın konfor sağlayan yönleri kalitenin teknik performans ve kişilerarası
ilişkiler boyutlarına direk olarak fayda sağlamaktadır. Örneğin, daha rahat,
mahremiyete saygılı ve hastayı rahatlatıcı bir ortamda hastayla bireysel ilişkinin daha
kolay sağlanması sonucu daha eksiksiz bir hasta öyküsü ve bunun sonucunda da daha
doğru bir tanı elde edilebilinir. Son olarak, hizmetin kolaylaştırılması fikri, hizmetin
ulaşılabilirliğini, örneğin hastanın hekime kolayca ulaşabilmesi, hekimin kliniğinin
hastaya yakınlığı gibi, kapsayacak şekilde genişletilebilinir.
4. Hasta Tercihlerine Yanıt Verilebilme: Hastaların bakım gereksinimleri
birbirinden farklı olduğu gibi tercihleri ve beklentileri de farklıdır. Bu nedenle hasta
merkezli davranmalı, hastaların gereksinimleri ve tercihleri hesaba katılmalıdır
(Donabedian, 1980).
5. Etkinlik: Etkinlik belli bir sonucun elde edilmesinde kaynakların ne
kadar iyi kullanıldığını gösterir. Bu konu ile ilgili açıklama ileriki bölümlerde
performansın boyutlarından biri olarak sayılan etkinlik boyutunda yapılmıştır.
6. Maliyet Etkililik: Bu konu ödeyiciler kadar hastalar ve klinisyenler
için de önemli bir konudur. Hastalar mümkün olan en iyi sağlık hizmetini almak,
klinisyenler de en iyi hizmeti sunmak istemektedirler; ancak ödeyiciler sınırlı
kaynaklarla sınırsız insan ihtiyaçlarını karşılamaya çalışan grup oldukları için en
uygun maliyetle hastanın nasıl iyileştirileceği konusunu araştırmaktadırlar. Bu
araştırmalar sanılanın aksine sağlık hizmet kalitesini artırmaktadır.
Daha öncede bahsettiğimiz gibi sağlık hizmetlerinde kaliteyi farklı gruplar
(hekimler, hastalar, sağlık sigortacıları) gerek sosyal gerekse mesleki nedenlerle
farklı şekilde algılamaktadırlar. Tablo 2.1 sağlık hizmetlerinde kalitenin boyutları ile
tarafların sağlık hizmetine yönelik bakış açılarını açıklamaktadır.
16
Tablo 2.1: Tarafların Hizmete Yönelik Bakışçılarındaki Farklılıklar
Kaynak: Ransom ve diğerleri, 2005, s.27.
Taraflar Teknik
Performans Kişilerarası
İlişkiler Konfor ve
Ulaşılabilirlik Hasta
Tercihleri Etkinlik
Maliyet Etkililik
Klinisyen +++ + + + + -
Hasta ++ ++ ++ +++ + -
Ödeyiciler + + + + +++ +++
2.2.1. Tarafların Sağlık Hizmetinin Kalitesine Bakış Açıları
Kalite vasıflarını herkes az önce anlatıldığı şekliyle bir dereceye kadar
değerlendirse de, farklı gruplar bireysel niteliklere farklı derecede önem atfetme
eğiliminde olup, bu da klinisyenlerin, hastaların, ödeyicilerin ve toplumun hizmet
kalitesi tanımında farklılıklara yol açmaktadır. Tablo 2.1, bu grupların hizmet
kalitesini tanımlarken bireysel nitelikler nedeniyle aralarında oraya çıkan klişeleşmiş
farklılıkları göstermektedir.
2.2.1.1. Klinisyenlere Göre Kalite
Hekimler ve diğer sağlık hizmeti sağlayıcıları hizmet kalitesini daha çok
teknik performansa göre algılama eğilimindedirler. Klinisyenlere göre kalite, kişiler
ve toplumlara sunulan sağlık hizmetlerinde istenilen sağlık sonuçları ihtimalini
artırma derecesidir ve güncel profesyonel bilgiyle tutarlıdır. Klinisyenler için güncel
profesyonel bilgiye erişmek ve bu konuda gerek maddi gerekse manevi destek
görmek hastaya sundukları hizmetin kalitesini etkileyen önemli bir unsurdur (Albers
ve Sedler, 2004, s.47-49).
Klinisyenlerin kalitenin teknik performans boyutunu hasta tercihlerinden ve
kişilerarası ilişkilerden daha fazla önemsemelerine rağmen, Ong ve diğerleri (2000)
kanserli hastalar üzerine yaptıkları araştırmada hasta merkezli bakımın ve sağlıklı
ilerleyen hekim-hasta iletişiminin hastaların sağlık kalitelerini ve memnuniyetlerini
artırdığını bulmuşlardır.
17
Jacobs ve diğerleri (2004) ise, Alman, İtalyan ve İngiliz klinisyenlerin
sağlığın maliyetlerine olan ilgisini değerlendirmişler ve klinisyenlerin gerek klinik
maliyetler, gerekse de klinik dışı maliyetler ile yakından ilgilendiklerini
görmüşlerdir; hatta İngiliz klinisyenler klinik dışı maliyetleri klinik maliyetlerinden
daha fazla önemsemektedirler. Marcon ve Ponozzo (1998)’ya göre, 1995’ten sonra
performans ölçüm sistemlerinin dünya çapında yaygınlaşması klinisyenlerin finansal
konulara ilgilerini artırmıştır.
2.2.1.2. Hastalara Göre Kalite
Hastaların penceresinden kalite değerlendirmesi yapıldığında öncelikle
klinisyenlerin hastaya yaklaşım biçimi, hemşirelik hizmetleri, sağlık hizmeti alma
sürecinde hastanın bilgilendirilmesi, yapılacak tetkik ve tedavilerde hastanın
görüşüne başvurulması ve tedavi süreci boyunca hasta şikayetlerine önem verilmesi
gelmektedir (Thi ve diğerleri, 2002, s.493–502). Yiyeceklerin, ortamın ve süreçte rol
alan eşyanın temizliği ve güzelliği gibi otelcilik hizmetleri ile birlikte hastanın
müdahil olduğu ulaşım, randevu alma ve bekleme işlemleri hastaların kalite
değerlendirmesinde önemli unsurlardır (State Services Authority Supporting
Government Serving Victorians, 2005). Ayrıca hastanın kişiliğine, duygularına ve
ihtiyaçlarına önem verilmesi ve saygı gösterilmesi de önemli bir kalite göstergesidir
(Health Strategy Implementation Project, 2003).
Birçok hasta bakımın teknik performans elementlerini değerlendirecek
donanıma sahip olmamalarına rağmen, klinisyenler kadar olmasa da bakımın teknik
yönlerinin ne kadar iyi olduğuyla ilgilidirler. Ancak, hastalar teknik kalitenin nasıl
olması gerektiği konusunu başkalarına bırakma eğilimindedirler. Aslında birçoğu,
gerekli uzmanlık ve bilgiye sahip olduğu kabul edilen akreditasyon kuruluşları,
ulusal lisans kuruluşları ve meslek odaları gibi toplumun yerine teknik kaliteyle
ilgilenen kuruluşların garantilerini kabul ederler. Bu nedenle hastalar, bireyler arası
bakış ve hizmetin kolaylaştırılması gibi en kolay değerlendirebilecekleri açıdan
bakım kalitesi hakkındaki görüşlerini oluşturma eğilimindedirler (Ransom ve
diğerleri, 2005, s.30).
18
2.1.1.3. Ödeme Yapanlara Göre Kalite
Üçüncü taraflar (sağlık sigorta şirketleri, ülkemizde mevcut olan Sosyal
Güvenlik Kurumu-SGK gibi kamu programları ve hasta adına ödeme yapanlar)
bakım kalitesini maliyet bağlamında değerlendirme eğilimindedirler. Onların bakış
açısına göre, verimsiz bakım düşük kaliteli bakımdır. Buna ek olarak, ödeyiciler tipik
olarak sınırlı bir kaynak havuzunu yönettikleri için genellikle potansiyel bir sonucun
maliyetini düşünmek zorundadırlar. Bu nedenle, ödeyiciler zaman zaman kimi
hekimlerle ters düşmektedirler. Çoğu hekim maliyet etkilik hesaplarını yüksek
kaliteli bakım sağlamaya karşıt olarak düşünürler ve hastaya yararı küçük olsa bile
yüksek maliyetli, olası her girişimi yapmakla sorumlu olduklarını inanırlar.
Bunun aksine, ödemeyi yapan kurumlar özellikle, kaynakların dağıtımda
birçok faktörü değerlendiren devlet kurumları, olumlu sonuç alma olasılığının düşük
olduğu durumlarda aşırı harcamalar yapmanın kaliteli hizmet vermek olmadığını
ancak bunun sınırlı kaynakların yanlış kullanımı olduğunu düşünme eğilimindedir.
Üçüncü tarafların bu bakış açısı teknik olarak uygulanabilir ve yarar sağlayabilecek
uygulamaları desteklemektedir (Ransom ve diğerleri, 2005, s.31).
Örneğin Amerika’da hizmet veren Medicare tanıya dayalı olarak ödeme
yapmaktadır, bu ileriye dönük prospektif bir ödeme şeklidir (McClellan, 1997, s.91-
126). Chalkley ve Khalil (2005) ise geriye dönük tedaviye dayalı ödeme veya
bakımın sonuçlarına dayalı ödeme şeklini önermektedirler. Buna göre tedaviye
dayalı ödeme şeklinde kalitenin teknik performans boyutu yani tedavinin uygunluğu,
tıbbi uygulamaların yapılmasındaki beceri önemli bir faktör olacaktır. Bakımın
sonuçlarına dayalı ödeme şeklinde ise hasta memnuniyeti önemli bir sonuç ölçütü
olacağı için kalitenin hasta tercihleri boyutu önem kazanacaktır. Bu açıdan
bakıldığında ödeme yapanların kaliteye bakış açısı zaman içinde ödeme şekline göre
değişecektir. Bu yüzden ödeyiciler için kalitenin tüm boyutları önem arz etmektedir.
2.3. Kalite Yönetim Sistemleri, Belgelendirme ve Faydaları
Sağlık kurumları, sağlık hizmetlerinde artan maliyetler ile birlikte sunulan
hizmetin etkin ve etkili olması konusunda artan baskılar ile karşı karşıyadır. Sağlık
hizmet örgütlerinin karmaşık bir yapıya sahip olması, sağlık hizmet sağlayıcılarının
19
kısmi özelleştirme çalışmaları, artan müşteri talepleri ve hasta güvenliğinin
sağlanması konusunda artan farkındalık, sağlık kurumları üzerindeki baskıları daha
da artırmaktadır (Lee ve diğerleri, 2002, s.383-390). KYS’leri, bu baskıların altından
kalkılabilmesi konusunda hastanelere yol gösterici olmaktadır (Wardhani ve
diğerleri, 2009, s.239-248).
Wardhani ve diğerleri (2009), yaptıkları literatür çalışmasında KYS
uygulamalarını etkileyen başta örgütsel kültür ve örgütsel dizayn olmak üzere kalite
için liderlik, hekim katılımı, kaliteli yapı ve teknik yeterlilik konularında altı önemli
faktör olduğunu tespit etmişlerdir. Kalite yönetim uygulamaları konusunda tüm
örgütün aynı inanç ve değeri taşımaları, aynı norm ve davranışları sergilemeleri
önemlidir. Hastanenin büyüklüğü (yatak kapasitesi, çalışan personel sayısı), statüsü
(genel hastane veya dal hastanesi olması, branşı), mülkiyetinin kime ait olduğu (özel
veya kamu hastanesi olması) konuları örgütsel dizaynın kapsamındadır ve KYS
uygulamalarını etkileyen önemli bir faktördür.
Örgütün kalite değerinin artırılması, kalite iyileştirme tekniklerinin neler
olacağı konularında yapılacak stratejik planlama sürecinde liderlik önemli bir
faktördür. Hastanelerde baskın olan meslek grubu hekimlerdir (Carman ve diğerleri,
1996, s.48–58); bu nedenle hekimlerin klinik başarısı ve hastane içindeki aktif
çalışmaları KYS uygulamalarının başarısını etkileyen belirleyici bir faktördür
(Weiner ve diğerleri, 1996, s.397–414; Balding, 2005, s.271-286). Öte yandan
hekimler veya hasta ile direk temas halinde olan diğer klinisyenler örneğin
hemşireler de KYS uygulamalarının başarısını etkileyebilirler (Wakefield ve
diğerleri, 2001, s.128-134).
KYS uygulamalarını etkileyen diğer bir faktör olan kaliteli yapı, KYS
uygulamalarına ayrılan bütçe ile bu konuda çalışacak personelden oluşmaktadır.
Teknik yeterlilik faktörü ise, örgütün kalite yönetim uygulama araçlarını kullanmada
gösterdiği yeterliliği ifade eder.
Kusur önleme ve kalite güvence faaliyetleri kötü kalitenin etkilerinin en aza
indirilmesi konusunda örgüte destek olur ve kötü kalitenin maliyetinden tasarruf
edilmesini sağlar. Öyleki kurumlar, kalite yönetim organizasyonlarına ve
faaliyetlerine yaptıkları ödemeden daha fazla kar ederler (Youngdahl ve Kellogg
20
1997, s.19-31). Juran (1951), hata önleme ve kalite izlemenin maliyetinin kötü
kalitenin doğurduğu hataların maliyeti ile başa baş olduğunu söylemektedir. Masser
(1957) maliyetleri hata önleme, kalite değerlendirme ve hataların maliyeti olarak
sınıflandırmış ve hataların maliyetinin kalite izleme ve değerlendirme
maliyetlerinden daha fazla olduğunu bulmuştur.
Youngdahl ve Kellogg (1997), Masser’ın kalitenin maliyeti ile ilgili yaptığı
bu sınıflandırmadan yola çıkarak kötü kalitenin içsel ve dışsal maliyetleri olduğuna
değinmişlerdir. Buna göre, kötü kalitenin içsel maliyetleri hem müşteri hem de
çalışan memnuniyetsizliğine yol açar, dışsal maliyeti ise hem müşterilerin hem de
ürün sağlayıcıların ve hizmet ödeyicilerin memnuniyetsizliğidir. Ayrıca kötü kalite,
kurumun dışsal çevresinde yanlış anlaşılmalara neden olarak, itibar kaybetmesine
neden olmaktadır (Feo, 2005, s.1-25). Shetty (1987)’ye göre de kalite yönetim
uygulamaları kurumun pazar payını kalite yönetim uygulamaları yapmadan önceki
döneme göre 5-6 kat, rakiplerine göre 3 kat artırmaktadır.
Filiz (2008)’e göre, kötü kalite örgüte direk ve indirek olmak üzere iki şekilde
zarar vermektedir. Kötü kalitenin direk etkileri, garanti kapsamında olan ürünlerin
değiştirilmek zorunda kalınması, onarılması, hurdaya çıkarılması veya bedelinin iade
edilmesi; indirek etkileri ise, gerek iç gerekse dış müşterilerin başvurabileceği
hukuksal işlemler, müşteri güvenini kaybetme, kötü reklam veya kampanya ve sektör
içinde fişlenmedir. Ancak sağlık hizmetlerinde kötü kalitenin etkisi bu kadarla sınırlı
kalmaz; çünkü sağlık hizmetleri geri döndürülemez işlemlerdir ve klinik hizmet
hataları insan hayatına malolabilir.
Nadzam ve Loeb (1998)’e göre, sağlık hizmetlerinde örgütsel ve klinik
uygulamaların performansının artırılabilmesi için belli standartlara uyulması
gerekmektedir. Buna göre sağlık hizmetlerinde kalite yönetim uygulamaları,
standartların ve standartlaştırılmış performans göstergelerinin ölçülmesini
destekleyerek örgütsel performansın değerlendirilmesini sağlamaktadır. Bu sayede
örgütler güçlü ve zayıf yönlerini anlayıp, sektör içinde var olma sürelerini
uzatabilirler. Nadzam ve Loeb’e göre standartlar örgütsel ve klinik fonksiyonların
yapı ve süreç aşamalarını tanımlamaktadır.
21
Sağlık kurumlarında iyi performans demek, müşteri, çalışan ve hizmet
sunucularının değişen istek ve gereksinimlerine göre mevcut kaynakların esneklik ve
adaptasyonunun sağlanabilmesidir (Minvielle ve diğerleri, 2008, s.8-16).
Kaynakların etkin kullanımın artırılması için içsel süreçlerin değerlendirilmesinin
yanında dışsal bir kontrol mekanizması olarak bağımsız bir kurum tarafından
belirlenen standartlara ihtiyaç vardır.
Kalite yönetim programları örgütsel performansın düzeyinin anlaşılmasını
sağlayan genellikle performans kavramı ile entegre olan yönetsel araçlardır. Kalite
yönetim teknikleri örgütsel performansı değerlemede örgütsel performansı süreçlere
ayırarak, her süreci tanımlayan performans göstergeleri kullanır (Azaranga ve
diğerleri, 1998, s.266-287).
KYS uygulamaları sonucunda başarılı sonuçlar elde eden sağlık kurumları
olduğu gibi başarısız sonuçlar ile karşılaşan kurumlar da bulunmaktadır. Claver ve
diğerleri (2003), başarısızlığın nedeninin KYS standartları olmadığını; asıl nedenin
KYS standartları aşamalarının veya stratejilerinin kurum tarafından etkili bir şekilde
uygulanmaması olduğunu söylemektedir. KYS uygulamalarının başarılı olması için
öncelikle sistemin nasıl oluşturulması gerektiğine bakılmalıdır.
Bir kuruluşta yeterli bir kalite güvence sisteminin oluşturulması oldukça
kapsamlı ve titiz bir çalışmayı gerektirir. KYS uygulamalarını düzenleyecek takımın
eğitimi ve bu konuda hizmet departmanlarının sorumluluğunun ne olacağının
belirlenmesi çok önemlidir; aksi halde KYS’nin başarısını olumsuz etkiler. Bu
nedenle her bir personelin iş tanımı ve KYS programının etkin bir şekilde yapılması
gerekmektedir. Ayrıca, hastane bilgi sistemi ve veri analizinin nasıl yapılacağı ile
ilgili olarak teknik ekibin eğitimine özen gösterilmelidir. Bu anlamda teknik
yeterlilik KYS uygulamaları için kritik bir gerekliliktir. Walley ve diğerleri (2004),
İngiltere Sağlık Sistemi’ndeki acil bakım hizmetlerinin iyileştirilmesi konusunda
yaptıkları araştırmada örgütün hem iç hem de dış çevresinden elde ettiği verilerin ve
bilgilerin örgütsel hizmet kalitesinde önemli olduğunu ve örgütün bilgi sistemi ile
KYS uygulamaları arasında anlamlı ilişki olduğunu bulmuşlardır.
22
KYS uygulamalarının başarısız olmaması için sistemin nasıl kurulacağının
doğru analiz edilmesi gerekmektedir. Bu nedenle etkili bir KYS oluşturulması için
dikkat edilecek unsurlar şunlardır;
1. Yönetim Eğitimi: Çalışmalara başlamadan önce, başta tepe yönetici
olmak üzere tüm yöneticilerin bir temel eğitimden geçmeleri gerekmektedir. İki veya
üç gün sürecek bu eğitimde, konu özlü biçimde anlatılıp temel öğeler ve uygulama
aşamaları açıklanmalıdır.
2. Organizasyon: Şirketin büyüklüğü ile işin kapsamına göre bir
organizasyon yapılmalıdır. Her departmanda en az bir kişinin kendi biriminde bu
konu ile ilgili olarak sorumlu tutulması gerekmektedir.
3. Ön Değerlendirme: KYS projesinde görev alan yönetici ve teknik
elemanların yapması gereken ilk faaliyet, bir iç denetim uygulayarak mevcut durumu
bir ön değerlendirme ile tespit etmektir. Böylece eksiklikler daha net anlaşılmış
olacaktır.
4. Planlama: KYS’nde tüm fonksiyonları ve bunların içereceği
faaliyetler bir bütün olarak ele alınıp birbirleri ile ilişkileri belirlenmeli ve neler
yapılması gerektiği ile ilgili aşamalar saptanmalıdır. Ön değerlendirmede ortaya
çıkan öncelikler ışığında kapsamlı bir plan yapılmalıdır. Planda safhalar ve yapılacak
işin mahiyetinin yanı sıra uygulamada görev alacak kişiler de belirtilmelidir.
5. Uygulamanın Değerlendirilmesi: Üst yönetimce onaylanan planın
uygulaması periyodik olarak değerlendirilmelidir. Bu değerlendirmenin nasıl
yapılacağı, kimlerin katılacağı ve değerlendirme sonuçlarının nasıl uygulamaya
dönüştürüleceği de ayrıca belirlenip ve ilgililere duyurulmalıdır.
6. İç Denetim: İç denetimin temel amacı kuruluşun dış denetime hazır
hale gelip gelmediğini sınamaktır. İç denetimin tüm birimleri kapsaması
hedeflenmektedir.
7. Dış Denetim: İç denetim sonucunda yapılan uygulamalar
değerlendirilerek, tespit edilen eksiklikler veya yanlışlar düzeltilir. Bu sayede örgüt
dış denetime hazır hale gelmiş olur. Dış denetim, denetçi bir kuruluş ya da sistemi
belgelendirme amacı ile gelecek bir denetçi tarafından gerçekleştirilmektedir.
8. Gelişme: KYS’ni tatminkar bir noktaya getirmiş olan bir kuruluş üç
ihtimalle karşı karşıyadır. Sistemi aynen koruyabilir, geliştirebilir veya geriye
23
döndürebilir. Geriye gitmese bile sistemi aynen korumak yeterli olmayacaktır,
rakipler sürekli olarak geliştiklerinden kuruluşun da kendini yenilemesi
gerekmektedir. Bu nedenle yönetimin belirli periyotlarla sistemi gözden geçirmesi ve
sürekli gelişme için planlar belirlemesi şarttır.
KYS’leri ile uygulamalardaki hataların düzeltilmesi yerine, hataların
nedenleri üzerine gidilerek, hata kaynaklarının ortadan kaldırılmasına
çalışılmaktadır. Örgütte sürekli iyileşmeyi hedefleyen KYS uygulamaları örgütün
etkinliğini, etkililiğini ve verimliliğini artırmaktadır. KYS uygulamaları ile sağlanan
faydaları kısaca şöyle sıralamak mümkündür (Woodruff, 2009; Turk, 2009; Phillips,
2010):
1. Kalitenin sürekliliğini destekler.
2. Kurumu iç ve dış ortamıyla ele alıp kalitenin tüm boyutlarında
iyileşme sağlar.
3. Yönetimin kontrolünün ve örgütsel süreçlerin toplam etkililiğinin
iyileştirilmesi sağlar.
4. Daha iyi ürün tasarımı yapılmasına olanak verir.
5. Sürecin kontrol altına alınmasını sağlayarak hurda/yeniden işleme ve
müşteri şikayetlerinin azalmasına neden olur.
6. Örgütün imaj ve itibarının iyileştirilmesini sağlar.
7. Piyasadaki rekabet şansını artırır.
8. Performansın izlenmesi ve değerlendirilmesine imkan verir.
9. Çalışanlara problemlerini çözme şansı verir ve sonuçta çalışanlarda
yüksek motivasyon gözlenir.
10. Maliyetlerin minimuma indirilmesine destek olur.
11. Kaynaklardan maksimum faydalanmayı sağlar.
Bunlara ek olarak KYS uygulamalarının belgelendirilmesi, örgütün kalite
düzeyinin bağımsız bir kurum tarafından onaylanması anlamını taşıdığı için
müşterinin güven duygusunu artırmaktadır. Ayrıca uluslararası KYS kuruluşlarından
alınan belgeler örgütün dış pazardaki yerini sağlamlaştırarak örgütlere maksimum
güvence sağlayıp, işletmeleri sürekli iyileşme konusunda özendirmektedir (Beşkese,
1995, s.119-121).
24
Kaliteye önem veren ve bu önemi sisteme döken işletmelerin, yerine
getirmesi önemli olan bir diğer görevi de; sistemlerini belgelendirmektir. Çünkü
kaliteyi ve sistemi, müşteriye anlatmanın en kolay ve güçlü yolu; sistem
belgelendirmesidir.
Kalite belgelendirme kuruluşlarının, örgütlerin kalite sistemlerini
belgelendirme yoluna başvurmalarının asıl nedeninin, örgütlerin sahip oldukları
kalite düzeyini iç ve dış çevrelerine ispatlamak olduğunu vurgulamalarına rağmen
belgelendirmenin izomorfizm ile alakalı olduğunu savunan yazarlar da vardır.
Sözlük anlamı olarak izomorfizm eş-biçimcilik, yani birebir örten
anlamındadır. Kurumsal izomorfizm ise aynı pazarda bulunan aynı dış çevreye, aynı
tedarikçi kaynağına sahip aynı hukuksal düzenlemelere tabi olan işletmelerin belirli
bir zaman sonra birbirinin aynı olacağını iddia eden bir felsefedir. DiMaggio ve
Powell (1983)’a göre kurumsal izomorfizm, aynı kaynağa sahip, aynı tür müşterilere
hitap eden ve aynı politik baskılara maruz kalan, sosyal ve ekonomik hedefleri
benzer olan örgütlerin birbirlerini taklit etmesidir. Hawley (1968) izomorfizmi
örgütün sektöre adaptasyon sürecini azaltan bir süreç olarak görmekte ve aynı
çevresel şartlara sahip örgütlerin diğerine benzemesi olarak tanımlamaktadır.
Selznick (1996)’e göre de belli bir çevrede faaliyet göstermekte olan örgütler
belli bir zaman sonra yapı ve işleyiş özellikleri ile çevrelerine benzemektedir. Aynı
dalda çalışan örgütler benzer çevresel baskılara maruz kalacakları için, çevrelerini
taklit ederek çevresel baskıdan kaçınabileceklerdir. Böylelikle kurumsal eş-yapılılık
ortaya çıkacaktır.
Erçen (2010)’e göre; örgütler sistem içinde daha kurumsallaşmış olarak
değerlendirdikleri örgütlerle benzeşme yoluna giderek meşruluk kazanmaya
çalışmakta, bu durum da beraberinde taklitçiliği getirmektedir. Yani örgütler
meşruluk adına taklitçiliğe giderken yenilikten ve etkinlikten uzaklaşmaktadırlar.
Ancak meşruluk ve sürdürülebilirlik uğruna girilen benzeşme süreci örgütleri kısır
bir döngüye itmektedir. Bu kısır döngü onları meşrulaştırırken rasyonellikten yavaş
yavaş uzaklaştırıp, örgütsel sorunlara karşı körleştirmekte ve sonunda örgütleri yok
olmaya itmektedir. Buna göre, sağlık kurumlarının sundukları hizmetlerin kalitesini
25
belgelendirme çalışmaları mevcut sağlık hizmetlerini geliştirmek amacıyla değil,
çevresel baskılara bağlı olarak yapılmaktadır.
Öte yandan KYS’leri müşteri algılarına ve müşteri memnuniyetinin yüksek
olmasına odaklanmaktadır. Buna göre bir örgütte belirli standartlara uyulması
müşteri gereksinimlerinin doğru değerlendirilmesini ve hataların giderilmesini
sağlamaktadır. Ayrıca standartlara dayandırılmış bir örgütte sürecin nasıl
değerlendirileceği bilinir ve süreç içinde çalışanların izlenmesi ile kişilerin güçlü ve
zayıf yönleri anlaşılıp doğru kişiye doğru iş vermek mümkün olmaktadır. Tüm
bunlar kurum performansına katkıda bulunmaktadır. Ayrıca iyileştirilmiş
performansın kanıtı olan kalite belgesi, ikinci taraf denetimleri (second-party audits)
ve müşteriler tarafından algılanan kalitenin yüksek olmasına da katkıda
bulunmaktadır (Singh ve Smith, 2006, s.494-509).
Larsen ve Haversjö (2001) ise KYS belgesinin içsel faydalarından çok dışsal
faydaları olduğu belirtmektedir. Onlara göre KYS belgelendirmesi müşterilerin ve
kamunun ürünün veya hizmetin kalitesine olan inancını artırır ve müşterilerin
tercihlerini belgeli ürün veya hizmetten yana kullanmasını sağlamaktadır. Ayrıca
kalite belgesi sağlayıcıların örgüte olan güvenini de artırmaktadır. Bu nedenle Larsen
ve Haversjö, kalite belgelendirmenin ürünün ve sürecin iyileştirilmesinden çok
kamunun belgeye verdiği önem nedeniyle örgüte fayda sağladığını, bu nedenle
belgelendirmenin günümüzün modası olduğunu düşünmektedir.
Gürol (2000)’nin yaptığı araştırmaya göre Türkiye’de 1990-1997 yılları
arasında elektronik sanayinden turizm ve otelcilik sektörüne kadar toplam 24 farklı
sektörde 982 örgüt ISO 9000 belgesi almış iken 2008 yılı verilerine göre sadece
sağlık hizmetleri sektörü içinde yer alan ISO 9000 belgesine sahip 112 Sağlık
Bakanlığı hastanesi bulunmaktadır. 1990’lardan 2000’lere gelindiğinde ISO 9000
uygulamasının yaygınlaşma hızı şaşılacak şekilde artmıştır. Saizarbitoria (2006),
KYS belgelendirmesine artan talebin temel nedeninin, belgelendirme sürecinde
yapılan uygulamaların yöneticilere örgütlerinin güçlü ve zayıf yönleri hakkında bilgi
vermesi olduğunu belirtmektedir.
Nedeni her ne olursa olsun dünyada ve Türkiye’de örgütler KYS’lerine önem
vermekte ve bunu KYS sertifikalarıyla belgelemektedir. ISO 9000 sertifikası
26
dünyanın her tarafında ticari işlemler esnasında aranmaya başlandığı gibi işletmelerin
gelişmesinde ve kalite güvencesinin devamlılığında etkili rol oynamaktadır. Ayrıca
herhangi bir sebepten ötürü örgütün kalite düzeyini tescil ettirmeye çalışması örgütte
sürekli iyileşme faaliyetlerinin devamlılığını artırmaktadır.
2.4. Sağlık Hizmetlerinde Kalite Yönetim Sistemleri
KYS, kalite iyileştirme çabalarının dizayn ve organize edilmesidir. Kalite
iyileştirme çabalarının dizayn edilmesi demek iyileştirmenin hizmetin hangi
aşamasında yapılması gerektiğinin tespiti ve nasıl yapılacağının planlanması, uygun
metodun seçilmesidir. Kalite iyileştirme çabalarının organize edilmesi ise, planlanan
iyileştirme amaçlarının hastane içindeki tüm çalışanlara anlatılması ile amaç
birliğinin oluşturulması ve iyileştirme çabalarının dizaynına uygun şekilde
çalışanların yönlendirilmesidir (Kunkel ve diğerleri, 2007, s.191-198).
Sağlık sektörü, tüm dünyada “sürekli iyileştirme” kavramı temel alınarak yeni
standartların, modellerin ve yöntemlerin hayata geçirildiği önemli bir sektördür.
TKY son yıllarda dünyada sağlık sektöründe yaşanan en önemli değişikliklerden
biridir. Sağlık kuruluşlarının sayısının ve sağlık hizmetleri harcamalarının artması,
ayrıca hizmeti alanların ve hizmeti sunanların mutsuzluğu sağlık kuruluşlarını da
KYS uygulanmalarına, uluslararası standartların kullanılmasına ve sürekli iyileştirme
mekanizmalarının kurulmasına sebep olmuştur (Öcal, 2005, s.30-32).
Sağlık hizmetlerinin kalitesini geliştirebilmek için kullanabileceğimiz birçok
model ve sistem bulunmaktadır. Sağlık kuruluşları, bu model ve sistemlerden
istediklerini seçerek KYS’lerini yapılandırabilirler. Burada dikkat edilecek nokta,
uygulanan KYS programının sağlık hizmetinin özellikli yönlerini kapsayacak
biçimde yapılandırılmasıdır (Wardhani ve diğerleri, 2009, s.240-248).
Sağlık hizmetlerinde kalite, sadece bakımın içeriği ile değil, hizmetin sunumu
ve yönetimi ile de ilgilidir. Kalite konusunda bilinçlenme artmakta, sağlık
hizmetlerinin finanse edilme şekli değişmekte ve sağlık hizmetlerini kullananlar daha
iyi sağlık hizmetleri beklemektedir. Tüketicilerin ve sağlık hizmetlerini finanse
edenlerin; hesap verme sorumluluğu, erişilebilirlik, kalitesi iyileştirilmiş sağlık
27
hizmetleri sunma ve daha iyi maliyet yönetimi konusundaki artan talepleri, dışsal
inceleme mekanizmalarının geliştirilmesine yol açmaktadır (Kaya, 2005b).
ISO 9000, JCI (Joint Commission International) akreditasyonu, EFQM
Mükemmellik Modeli (European Foundation for Quality Management Excellence
Model-Avrupa Kalite Yönetimi Mükemmellik Modeli), MBNQA (Malcolm Baldrige
National Quality Award-Malcolm Baldrige Kalite Ödülü) ve Deming Mükemmellik
Ödülü dünyada sağlık hizmetlerinde başvurulan ana dışsal kalite değerlendirme
mekanizmalarıdır. Aşağıda bu dışsal kalite değerlendirme sistemlerinin ne olduğu ve
örgüte sağladığı avantaj ve dezavantajların neler olduğu ile ilgili açıklamalar yer
almaktadır.
2.4.1. ISO 9000 Serisi
Sağlık kurumları ve hastanelerin performansları yaygın olarak Uluslararası
Standartlar Örgütü (International Organization for Standardization – ISO),
Uluslararası Akreditasyon Örgütü (Joint Commission on Accreditation of Healthcare
Organization - JCAHO) gibi bağımsız kuruluşlar tarafından değerlendirilmektedir.
Bağımsız kuruluşlar ziyaretler, anketler, değerlemeler veya denetimler yoluyla içsel
değerlemeyi dışsal görüşle birleştirecek açık ve nesnel standartlar kullanmaktadır.
Uluslararası Standardizasyon Örgütü (The International Organization for
Standardization – ISO), 1947 yılında 25 ülke tarafından ticarette uyumunu sağlamak
amacıyla teknik standartların gönüllü olarak geliştirilmesi için kurulan, devletle ilgili
olmayan bir kuruluştur. 1987 yılında ürün standartlarının yanı sıra, ürünü üretecek
sistemlerle ilgili Standart çalışmalarına da başlamıştır. Bu çerçevede ISO 9000 adı
altında ‘Kalite Güvence ve Yönetim Standartlarını’ yayınlamıştır. Zamanla oluşan
gelişmelere açık kalabilmek için oluşturulan standartlar revizyona uğramaktadır
(Enişte, 2002). ISO 9000 serisinin amacı, süreçlerin standardizasyonu ile birlikte
üretimde sürekliliği ve dünya pazarındaki bütün tüketicilerin ihtiyaçlarını
karşılayabilen hizmetleri sağlayabilecek, tüm üye ülkeler tarafından kabul edilebilen
yöntemler için fikir birliği sağlamaktır (Costa ve diğerleri, 2009, s.496-509; Ransom
ve diğerleri, 2005, s.69-70).
28
ISO 9000 KYS’nin kapsamı, 1994’te günün koşullarına uygun bir şekilde
revize edilmiş ve üç farklı standart oluşturulmuştur (ISO 9001, 9002 ve 9003). 2000
yılında yeniden revize edilen ISO 9000’in en son hali ISO 9001:2000’dir. ISO 9000
standartları başlangıçta hiçbir değişikliğe uğratılmadan 51 ülke tarafından kabul
edilmiştir; bugün bu sayı 176’ya çıkmıştır (www.iso.org).
ISO 9000 serisi içinde ISO 9001, ISO 9002, ISO 9003 belgelendirmeye esas
standartlardır. ISO 9001, tasarım, geliştirme, üretim, tesis ve hizmette kalite modeli
olup, belgelendirmeye esas standartlar içinde en kapsamlı olanıdır. ISO 9002, üretim,
tesis ve hizmette kalite modelidir. ISO 9001’den farkı, tasarım yapmayan firmalara
yönelik olmasıdır. ISO 9003, son muayene ve testte kalite modelidir. Süreçlerin çok
basit olduğu ve ürün kalitesinin nihai ürün üzerinde yapılan muayene ve testlerle
belirlendiği işletmeler için uygulanabilir. Bu standartların uygulanması işletme
büyüklüğüne değil, fonksiyonuna bağlı olup standartların birbirlerine karşı herhangi
bir üstünlükleri yoktur. ISO 9000 serisi standartların tümünde, KYS prensipleri,
müşteri gereksinimlerinin karşılanması, dış faktörler ve iç faktörler üzerinde kontrol
sağlanması, uygunluğun gösterilmesi, ürün/hizmet kalitesinin korunması ve eğitim
unsurları ve gereklilikleri vardır (Halis, 2000, s.235).
ISO 9000 serisi müşterilerin kalite gereksinimlerini kulak vererek örgütün
şartlarına göre uygulanabilir düzenlemeler önerir; bu sayede müşteri memnuniyetinin
sağlanmasını ve performansın sürekli iyileştirilmesini amaçlamaktadır
(www.iso.org). ISO 9000 kalite yönetim standartlarının 8 tane temel kalite yönetim
prensibi bulunmaktadır (Singhal ve Singhal, 2008, s.15-18).
1. Müşteri Odaklılık: Örgütler, müşterilerinin bugün mevcut olan ve
gelecekte doğabilecek ihtiyaçlarını ve beklentileri anlamak zorundadırlar. Bu amaçla
öncelikle müşteri memnuniyetini ölçerek, müşteri gereksinimlerini anlamalı ve neler
yapabileceklerine karar vermelidirler. Burada önemli olan müşterilerin memnuniyeti
kadar diğer tarafların (işletme sahipleri, çalışanlar, finanse eden kurumlar, sosyal
örgütler, vb.) da gereksinimlerini göz önüne almaktır.
2. Liderlik: Örgütler, herkesin aynı amaç ve hedefe hizmet etmesi için
kararlarını alırken müşterilerin, kurum sahiplerinin, çalışanların, sağlayıcıların,
finanse edenlerin ve sivil toplum kuruluşlarının gereksinimlerini göz önüne
29
almalıdırlar ve alınan kararlar konusunda herkesi bilgilendirmelidirler. Böylelikle
herkes örgütsel amaç ve hedefleri doğru bir şekilde algılayabilir ve yanlış
anlaşılmalar en aza indirilebilinir. Ayrıca örgütsel aktivitelerin değerlendirilerek,
uygulamalara yön vermesi ve çalışanlara sorumluluk alanları yaratarak motive
olmalarını sağlamak mümkündür.
3. İnsanların Katılımı: Örgütün ortak değerlerini artırabilmesi için
herkesin örgüt içindeki rolünün ve sorumluluk alanlarının belirlenmesi
gerekmektedir. Bireysel performansın örgütsel performansı etkileyebileceği göz
önüne alınarak çalışan performansı düzenli olarak değerlendirilmeli, kişisel hedefleri
anlaşılmalı ve yaşanan sorunlar hakkında fikirleri alınmalıdır.
4. Süreç Araştırmaları: Yapılan faaliyetlerin ve kullanılan kaynakların
etkinliğinin artırılması için sürecin doğru bir şekilde yönetilmesi gerekmektedir.
Faaliyetlerin sağlıklı bir şekilde gerçekleştirilebilmesi için kullanılan kaynakların,
yöntemlerin materyallerin doğru bir şekilde analiz edilmesi ve doğabilecek risklerin
değerlendirilmesi gerekmektedir.
5. Yönetim için Sistem Araştırmaları: Örgütsel amaçların başarılabilmesi
için örgütsel etkililiği ve etkinliği artıracak çalışmalar yapılmalıdır.
6. Sürekli İyileştirme: Örgütsel performansın artırılabilmesi için örgütün
her aşamasında üretimlerin, süreçlerin ve sistemlerin sürekli iyileştirilmesi
gerekmektedir. Bu amaçla sürekli iyileştirmeyi gerçekleştirmeye yardım edecek
yöntemlerin ve ekipmanların neler olması gerektiği araştırılmalı ve bulguları
denenmelidir.
7. Karar Vermede Somut Araştırmalar: Etkili kararların alınabilmesi
verilerin ve bilgilerin doğru bir şekilde analiz edilmesine bağlıdır. Yöneticiler, somut
araştırmaların sonuçları ile geçmiş deneyimleri ve sezgilerini dengede tutarak karar
vermelidirler.
8. Karşılıklı Yarar Sağlayan Tedarikçi İlişkileri: Bilgi ve gelecek
planlarının görüşülerek eldeki kaynaklar ve üretilen hizmetin maliyeti ile değişen
piyasa şartları, müşteri beklenti ve ihtiyaçlarına nasıl cevap verilebileceği
konularında ortak bir değer yaratılmalıdır.
Dick (2000)’e göre ISO standartlarının kuruma iki önemli faydası vardır.
Birincisi ISO standartlarına sahip olmak, kusurlu ürün üretiminde maliyet tasarrufu
30
ve kalite geliştirmeye yardımcı olur. İkincisi ise, örgütün algılanan kalitesinin
artması ile pazar payının artmasına ve/veya piyasada daha çok fırsat elde etmesine
neden olur. ISO başkanının 2000 yılında, işletmeler neden ISO belgesi almak için
başvurur sorusuna verdiği cevap da Dick’i destekler niteliktedir: “kuruluşlar ISO
9000 belgesini almak için gönüllü oluyorlar; çünkü ISO standartlarının, onlara daha
iyi şeyler yapmak ve gerçek fayda sağlamak konusunda yardımcı olacağına
inanıyorlar” (www.iso.org).
Naveh ve Marcus (2005), 924 örgütten 1150 kalite yöneticisine uyguladıkları
anket sonucunda ISO 9000 standartlarının operasyonel performansın
iyileştirilmesinde örgütte ivme kazandırdığını, operasyonel performansın artmasının
da örgütsel performansı artırdığını bulmuşlardır.
KYS’nin örgütsel performansın izlenmesi ve değerlendirilmesi konusunda
örgüte destek sağlaması beklenmekle birlikte, ISO 9000’in örgütsel performans
üzerine etkisini araştıran Terziovski ve diğerleri (1997), Avusturya ve Yeni Zelanda
üretici firmaları üzerine yaptıkları araştırmada ISO 9000’in örgütsel performans
üzerine anlamlı derecede etki etmediğini bulmuşlardır. Terziovski ve diğerleri
(1997)’ne göre örgütlerin ISO 9000 sertifikası almak için uğraşmalarının asıl sebebi,
firmanın piyasa değerini artırmaktır, buna göre sertifikalı olmak müşterilerin
güvenini kazanmak konusunda firmaya yardım etmektedir. Terziovski ve diğerleri
küçük ölçekli firmaların ISO belgesine başvuru maliyetlerini karşılayacak bütçeye
sahip olmadıkları için kaliteli olsalar bile bu firmaların piyasadaki avantajlarını
kaybettiklerini vurgulamaktadır.
ISO 9000 standartları, müşteri tatmini ve sonuçlarının değerlendirilmesi için,
2000 yılında, sağlık hizmetlerine kolayca uygulanabilecek şekilde uyarlanmıştır.
Avrupa ve ABD’de sağlık hizmetlerinde kalite standartlarının yorumlanması için
girişimler bulunmaktadır. Örneğin ISO 15189 klinik karar, süreç ve sonuçları içeren
tıbbi laboratuarlar için uluslararası standartları kapsamaktadır (WHO, 2003, s.8).
ISO 9000 kalite sistemi, hastane performansını hastane fonksiyonu ve
amaçlarına göre değil; kalite sistemlerinde uluslararası standartlara uygunluğuna
göre ölçmektedir; ancak değerlendirme sonuçları kamu ile paylaşılmamaktadır. ISO
9000 standartları, hastane performansına odaklanmaktan daha çok yönetsel
31
prosedürlerle ilgilidir. ISO standartlarının terminolojisini sağlık bakımıyla
ilişkilendirmek güç olmakta ve ulusal kurumlar arasında değişiklik
gösterebilmektedir. ISO denetim süreci, sadece standartlara uygunluğu test etmekte,
örgütsel gelişmeyle ilgilenmemektedir. WHO (2003), ISO sertifikasına sahip olan az
sayıda hastane olduğunu ve az sayıda ülkede de bu hastanelerin ulusal tescilleri
olduğunu belirtmektedir.
Sağlık kurum ve kuruluşlarının performansını değerlendiren diğer bir
bağımsız kuruluş olan Uluslararası Akreditasyon Örgütü (Joint Commission on
Accreditation of Healthcare Organization - JCAHO)’nün akreditasyon programı ile
ISO’nun en önemli farkı, akreditasyon programlarının hastane performansını örgütsel
süreç ve sonuçlara uygunluk açısından ölçmesi, ISO’nun ise daha çok yönetsel
süreçler ve dökümantasyonla ilgilenmesidir. Akreditasyon değerlendirme standartları
ISO’nun aksine özellikle sağlık hizmeti için geliştirilmiştir (WHO, 2003, s.8-9).
JCAHO akreditasyonu hastaneleri hasta hakları, insan kaynakları, örgütsel liderlik,
klinik etik, yönetim ve bilgi yönetimi sistemlerini değerlendirerek sağlık kuruluşunu
ISO’nun aksine tüm yönleriyle ele almaktadır (Lutfiyya ve diğerleri, 2009, 112-119).
ISO 9000 KYS belgelendirilmesi, kuruluşun kurmuş olduğu KYS’nin
bağımsız ve akredite bir sertifikasyon kuruluşunun denetiminden başarıyla geçmesi
ve bunun devamlılığını sağlaması ile mümkündür. KYS sertifikasyon sürecinin
başlaması için öncelikle tepe yöneticilerin kalite belgelendirme için bağımsız bir
kuruma başvurma kararı almaları ve mevcut kaynakların amaç doğrultusunda tahsis
edilmesi gerekmektedir. Organizasyon yapısının ilk değerlendirmesi yapıldıktan
sonra kuruluşun özniteliklerinin ve örgütsel süreçlerin analizi yapılır.
Dokümantasyon için tahsis edilen personel eğitimi verilir ve ardından sistemin nasıl
işleyeceğini görmek için örgüte kısa bir zaman tanınır. Son olarak örgütte bir iç
denetim sistemi kurularak kalite sertifikası verilir (Aggelogiannopoulos ve diğerleri,
2007, s.1077–1084). Ancak kurumun ISO belgesini almış olması ISO sürecinin sonu
değildir. Her üç yılda bir kaydın yenilenmesi gerekir; ayrıca her altı ayda bir teftiş
ziyaretleri yapılır. Bu nedenle kurumun kendini değerlendirmeye ve belgelerini
güncel tutmaya devam etmesi şarttır. Teftiş için gerekli kayıtların tutulması ile kendi
kendini değerleme süreci de sağlanmış olur.
32
Grafik 2.1: SB Hastanelerinin Yıllara Göre Kalite Belgesi Alma Durumu
Grafik 2.1’de görüldüğü gibi Türkiye’de 2006 yılı verilerine göre, ISO
9000:2000 ve ISO 9001:2000 belgesine sahip 68 tane Sağlık Bakanlığı hastanesi
varken 2008 yılı verilerine göre bu sayı 112’ye çıkmıştır. Bilindiği üzere Sağlıkta
Dönüşüm Programı çerçevesinde Sosyal Sigortalar Kurumu (SSK)’na ait
hastanelerin tamamı Sağlık Bakanlığı’na devredilmiştir. Burada önemli olan nokta
SSK hastanelerinin tamamına yakınının kalite belgesine sahip olmasıdır. Grafik
2.1’de görülen artışın temel nedeninin SSK hastanelerinin Sağlık Bakanlığı’na devri
olduğu iddia edilmektedir; ancak kalite belgesine sahip 112 tane SB hastanesinin
sadece 10 tanesi SSK’dan devreden hastanelerdendir. Bu durumda SB hastanelerinin
kalite belgesi alma girişimlerindeki artışın SSK’dan devreden hastaneler ile ilgili
olduğunu söylemek çok da doğru bir yaklaşım sayılmamaktadır. Son olarak
Türkiye’de hastanelere ISO sertifikasyonunu sağlayan kurumlar şunlardır; BVQI
(Bureau Veritas Certification- Bureau Veritas Sertifikasyonu), QS (Quality Service-
Kalite Hizmetleri), QS Zürich AG (Quality Service Zürich- Zürich Kalite
Hizmetleri), SMR, TSE (Türk Standartları Enstitüsü), TSE Kalder (Türkiye Kalite
Derneği’nin vermiş olduğu TSE belgesi), UKAS (The United Kingdom
Accreditation Service-İngiltere Akreditasyon Hizmeti), BSI (British Standards
Institution-İngiliz Standartları Enstitüsü), DAS (Uluslararası Sertifikasyon Gözetim
0
20
40
60
80
100
120
2001 2003 2004 2005 2006 2007 2008
Kalite Belgeli Hastaneler
kalite belgeli hastaneler
33
ve Teknik Kontrol Hizmetleri), AQA (American Quality Assessors-Amerikalı Kalite
Değerlendiricileri) ve DNV (Det Norske Veritas-Norveç Veritas)’dir (Etöz, 2008,
s.88-93).
2.4.2. Uluslararası Akreditasyon Standartları JCI (Joint Commission
International)
Sağlık Bakım Organizasyonları Birleşik Komisyonu (Joint Commission on
Accreditation of Healthcare Organizations-JCAHO), Amerikan hastanelerinin
%80’inin kalite değerlendirmesini yapmıştır. Temel görevi bakımın kalitesini ve
güvenliğini değerlendirerek, sağlık kuruluşlarına sürekli iyileşme konusunda yol
göstermektir. JCAHO akreditasyonu, bakımı hasta açısından değerlendirerek hasta
merkezli klinik bakımı desteklemektedir. Hasta hakları, insan kaynakları, örgütsel
liderlik, klinik etik, yönetim ve bilgi yönetimi sistemlerine ait standartlar geliştirerek
hastane performansını tüm boyutlarıyla değerlendirmektedir (Lutfiyya ve diğerleri,
2009, s.112-119).
Akreditasyon, bir sağlık kuruluşunun önceden belirlenmiş ve yayımlanmış
standartlara uygunluğunun, herkes tarafından kabul gören bir tüzel kişilik tarafından
değerlendirilip onaylandığı resmi bir süreçtir. Akreditasyon sağlık hizmetlerinin
özellikli yönlerini içeren bir dış değerlendirme süreci olması sebebiyle hizmet
kalitesinin artmasını sağlamaktadır. Akreditasyon süreci öz değerlendirme (self
assessment), alan incelemesi ve sonuçların raporlanması aşamalarından oluştuğu için
sağlıkta kalite için iyi bir yol haritası sunmaktadır (Pomey ve diğerleri, 2004, s.113-
122).
Akreditasyon sürecinin temeli olarak kabul edilen çalışmalar Amerikan
Cerrahlar Birliği’nin hastanelerdeki klinik süreci denetlemeyi amaçlayan standartlar
yayınlamasıyla başlamıştır. Gönüllülük esasına dayalı olan bu programa, 1949 yılına
gelindiğinde Amerika’daki hastanelerin neredeyse yarısı katılmıştır. 1951 yılında
Amerikan Cerrahlar Birliği sağlık sektöründeki diğer paydaşların da katılımıyla
Hastane Akreditasyonu Birleşik Komisyonu’nu oluşturmuş, komisyon daha sonra
Sağlık Bakım Organizasyonları Birleşik Komisyonu (Joint Commission on
Accreditation of Healthcare Organizations-JCAHO) adını alarak hastane dışındaki
34
süreçlere yönelik çalışmalara da başlamıştır. JCAHO Amerika dışındaki akreditasyon
faaliyetlerini yürütmek üzere Joint Commission International (JCI)’ı kurmuştur.
Bugün dünyada birçok ülkedeki sağlık kuruluşları JCI’nın standartlarını
kullanmaya başlamışlardır. JCI Standartları Türkçe dahil yedi dile çevrilmiştir. JCI
akreditasyon konusunda en çok deneyimi ve birikimi olan organizasyondur.
Akreditasyon programları, sağlık kuruluşlarının, hasta bakım kalitesinin
geliştirilmesini, güvenilir bir hasta bakım ortamının sağlanmasını, hasta ve
çalışanların risklerinin azaltılmasını, iyileştirme ve geliştirme çalışmalarının
sürekliliğini sağlamayı amaçlamaktadır. Akreditasyon risklerin yönetilmesi ve
azaltılmasıdır. Nicklin ve Dickson (2009, s.2) akreditasyonun faydalarını şu şekilde
özetlemektedirler;
1. Klinik risklerin tanımlanmasını sağlayarak hasta güvenliğini sağlar.
Hasta ve çalışan güvenliğini sağlayan etkili bir risk yönetimi sisteminin kurulmasını
teşvik eder.
2. Sağlık hizmeti sağlayıcılarının kabul edilebilir kalite anlayışlarını
artırır.
3. Kalite iyileştirme faaliyetleri ile sürekli iyileşmeyi destekler.
4. Bakımın sürekliliğine odaklanarak bakım sonuçlarının performansının
iyileştirilmesini sağlar.
5. Sunulan hizmetin hasta ve yakınları nazarındaki itibarını artırır.
6. Kapasite kullanım oranını artırır.
7. Örgütsel öğrenmeyi teşvik eder.
8. Operasyonel etkililiği iyileştiren sistemlerin ve süreçlerin uygulanması
yönünde hem yöneticilere hem de çalışanlara ilham verir.
9. Gereksiz maliyetlerin bulunması ve önlenmesini sağlar.
Akreditasyon programları, hastanın teşhis, tedavi ve bakımıyla ilgili oldukça
detaylı politika ve prosedürleri içermektedir. Hastanın teşhisi ile yapılan tetkikler
arasındaki tutarlılık, tedavi planları, ilaç kullanımı, beslenme şekli, ameliyat
endikasyonu ve sonuçları, invaziv müdahaleler, bunun yanı sıra tedavi sürecine etkisi
35
olan hasta ve ailesinin eğitimi, hasta hakları gibi pek çok konuyu kapsamaktadır.
Akreditasyon çalışmalarında teşhis-tedavi ortamlarındaki güvenliğe ve güvenirliliği
sağlayacak önlem ve uygulamalara büyük bir önem verilmektedir.
Bu bağlamda, JCI’ın 2011 Ocak ayında uygulamaya koyacağı hastaneler için
geliştirildiği standartları hasta odaklı standartlar ve sağlık kurumları yönetimi
standartları olmak üzere iki temel bölümde incelemektedir. Buna göre, hasta odaklı
bakım standartları şöyledir; hasta güvenliği, bakımın sürekliliği ve bakıma erişim,
hasta ve yakınlarının hakları, hasta değerlendirme kriterleri, hasta bakımı, anestezi ve
ameliyathane bakımı, ilaç kullanım yönetimi. Sağlık kurumları yönetimi standartları
ise kalite iyileştirme ve hasta güvenliği, enfeksiyon kontrolü ve korunma yolları,
yönetim, liderlik ve direktörlük, yerleşke yönetimi ve güvenliği, çalışan nitelikleri ve
eğitimi ve son olarak iletişim yönetimi ve bilgi sistemi olmak üzere altı başlıktan
oluşmaktadır. Her iki bölümde toplam 125 tane alt başlıklarıyla beraber ise 315 tane
standart tanımlanmıştır (Joint Commission Resources, 2010).
Bir kurumun akreditasyon belgesi alması için öncelikle eletronik ortamda ve
yazılı olarak JCI’a başvurması gerekir. Bu başvuru ile kurum tüm resmi kayıtlarını,
ilgili lisans ve düzenleyici kayıtlarını JCI’a açacağını kabul etmiş olur. Ardından
araştırmanın takvimi (çoğunlukla başvurunun alınmasından sonra 90 gün içinde) ve
araştırmanın gündemi belirlenmektedir. Araştırma gündemi, sağlık kuruluşunun
büyüklüğüne, tipine ve karmaşıklığına bağlı olarak hazırlanır ve buna göre kuruluşta
ziyaret edilecek yerler, görüşme tipleri, kiminle görüşüleceği ve araştırmacılara
sağlanması gereken belgeler belirlenir. Akreditasyon araştırmaları sonucunda ya
kurum akredite edilir ya da akreditasyonu reddedilir. Kurum üç yıllık akreditasyon
döngüsünün sonunda akreditasyon belgesinin yenilenmesi için yeniden başvurmalıdır
(Joint Commission Resources, 2003).
2.4.3. EFQM Mükemmellik Ödülü
Kısaca Avrupa Kalite Ödülü (European Foundation for Quality Management-
EFQM Quality Award) olarak bilinen ödül, Avrupa’dan pek çok uzmanın katkısıyla
geliştirilmiş ve hâlihazırda geliştirilmeye devam etmektedir. Avrupa Kalite Ödülü,
Avrupalıların ortak bir şekilde TKY’den ne anladıklarının da bir ifadesidir. Avrupa,
36
ödülünü 1992 yılında ortaya çıkarmış olup, geliştirilen ödül modeli hızla kabul
görmüş, birçok şirkette uygulanmaya başlanmış ve özellikle Avrupa’daki birçok
ulusal kalite ödülü bu sistemi kendine örnek almıştır.
EFQM kalite ödülü için model geliştirilmeden önce, var olan ödül modelleri
incelenmiştir. İlk olarak Deming Ödülü, daha sonra Malcolm Baldrige Amerikan
Ulusal Kalite Ödülü incelenmiş, son olarak da NASA Kalite ve Verimlilik için
Mükemmellik Ödülü hakkında bilgi toplanmıştır. 1990 yılında gerçekleştirilen
çalışma gurubu toplantılarından sonra modelin iskeleti oluşturulmuştur. Çalışmalar
esnasında taslaklar yüzlerce uzmanın katkısı ve önerisiyle devamlı olarak
geliştirilmiştir. Ödül modeli’nin en büyük özelliği, toplam kalite uygulayan
kuruluşların kendilerini değerlendirmeleri sonucu bir model oluşturmuş olmasıdır.
EFQM Avrupa Kalite Ödülü modeli bu yönetim modelleri içerisinde en
gelişmiş modellerden biridir. Mükemmelliği esas alarak dokuz kriteriyle kuruluş
faaliyetlerini değerlendirir (Gemoets, 2009, s.3-8). Bu faaliyetleri değerlendirme
yüzdesi ile beraber EFQM kriterleri şunlardır;
1. Liderlik %10
2. Politika ve strateji %8
3. Çalışanların yönetimi %9
4. Kaynaklar %9
5. Süreçler %14
6. Müşteri tatmini %20
7. Çalışanların tatmini %9
8. Toplum üzerindeki etki %6
9. İş sonuçları %15
Bu modele göre; uygun bir liderlik anlayışı, politika ve stratejilerin
belirlenmesi, çalışanların, kaynakların ve süreçlerin etkin bir şekilde yönetilmesi ve
sonuçta müşteri tatmini sağlamaktadır (Şimşek, 2007, s.122).
Saizarbitoria (2006), ISO 9000 ve EFQM’in operasyonel performans,
ekonomik performans ve çalışan performansı üzerine etkisini karşılaştırdığı
37
çalışmasında EFQM’in çalışanların motivasyonuna ve memnuniyetlerine pozitif
etkisi olduğunu, iş yerinde güvenliği artırdığını, ISO 9000’in ise çalışan performansı
üzerine etkisinin olmadığını bulmuştur. Ayrıca EFQM örgütün piyasa payını
artırmıştır; ancak ISO 9000’in piyasa payı üzerine bir etkisi yoktur. Her iki KYS de
hataları önlemede, süreci iyileştirmede, karlılık ve verimlilik sağlamada, satışların
artışında, örgüt imajının ve müşteri memnuniyetinin artırılmasında ve maliyetleri
minimalize etmede örgütü pozitif yönde etkilemiştir. Ayrıca ISO 9000, EFQM’e ek
olarak stokların kontrolünü artırmıştır. Bu çalışma ISO 9000’in sadece
dokümantasyona değil, örgütsel süreçlere de pozitif etki ettiğini göstermektedir.
Ancak ISO sertifikasyonunun çalışan performansına etkisi gözlenmemiştir. Bu
anlamda EFQM modeli içsel süreçlerin iyileştirilmesinde ISO 9000’den daha
etkilidir.
JCI’ın 2003 yılında yaptığı EFQM Mükemmellik Ödülü ve JCI kriterlerinin
karşılaştırılmasında kuruluş politikası ve stratejisinde ve bilgi yönetimde aynı anahtar
süreçleri tanımladıkları ve aralarında iyi bir korelasyon olduğunu; ancak JCI’ın
tüketici kriterleri ile ilgili daha spesifik konulara değindiğini bulmuşlardır. JCI,
EFQM’den farklı olarak tıbbi kayıtlar, enfeksiyon kontrolü, hastaların spesifik
bakımı, kullanılan materyaller ve tesislerin yönetimi ile ilgili detaylı standartlar
tanımlamaktadır (Joint Commission Resources, 2003).
2.4.4. Deming Mükemmellik Ödülü
Japonya’da 1946’da Japon Bilim Adamları ve Mühendisleri Birliği (Union of
Japanese Scientists and Engineers-JUSE)’un kurulması ile başlayan kalite iyileştirme
faaliyetleri, 1949’da kalite iyileştirme faaliyetleri ile ilgili standartların geliştirilmesi
amacıyla JUSE’un kalite kontrol araştırma grubu tarafından Japon Standartları
Birliği (Japanese Standards Association-JSA)’nin kurulması ile başlamıştır. JUSE’un
istatistiksel kalite kontrol metotlarının endüstride uygulanışını anlatması için
Japonya’ya davet ettiği Deming, Japonlara örgütsel gelişim konusunda yol gösterici
olmuştur. Deming’in fikirlerinden ilham alan Kenichi Koyanagi 1951’de JUSE’un
başkanlığı yaptığı dönemde Deming’in dostluğunu ve yardımlarını anmak için
Deming Ödülü programını başlatmıştır. Deming Ödülü, sıklıkla Japonya’da
38
başvurulan bir KYS programıdır; Batı dünyasında Deming Ödülüne pek
rastlanmamaktadır (Porter ve Tanner, 2004, s.65-66).
Günümüz Japon dünyasında bir şirketin ulaşabileceği en yüksek amaç
Deming Ödülü’dür. TKY için önemli bir motivasyon aracı olan bu ödül, Japon kalite
anlayışının gelişmesinde çok önemli bir faktör olarak kabul edilmektedir (Gamble,
1998).
Deming Ödülü yılda bir kere verilmektedir. JUSE tarafından 1996 yılında
deniz aşırı şirketler için hazırlanan Deming Ödülü kılavuzunda uygulanabilir politika
belirleme, bu politikaya göre kurumu organize etme, standartları uygulama, insan
kaynaklarını standartlar konusunda eğitme ve kalite güvencesi sertifikası alma
kriterleri vardır (Şimşek, 2007, s.32-34). Ancak, Deming için kalitede nihai bir son
yoktur; bu nedenle bu kriterlere süreklilik ve gelişim planlarını da dahil etmek
gerekmektedir (Porter ve Tanner, 2004, s.65-66).
Sağlık hizmetlerinde Deming Ödülü 1994’de verilmeye başlanmıştır. Ancak,
Deming Ödülü sağlık hizmetlerinde kalitenin performansı konusunda Baldridge
kadar etkili değildir (Rodger ve diğerleri, 1998, s.132-133).
2.4.5. ABD Malcolm Baldrige Ulusal Kalite Ödülü
1981’den 1987’de ölümüne kadar Ticaret Bakanlığı yapan Malcom Baldrige
adına bir kamu kanunu ile Malcolm Baldrige Ulusal Kalite Ödülü (Malcom Baldrige
National Quality Award-MBNQA) yaratıldı. Bu kanun Amerika’nın rekabet gücünü
artırmak için yeni bir kamu ve özel işbirliğinin oluşturulmasına izin vermektedir.
MBNQA, üretim, hizmet ve küçük işletme olmak üzere üç kategoride sınıflandırılan
işletmelere verilmektedir. Baldrige kriterleri 1995’te sağlık hizmetlerine uyumlu hale
getirildi ve 1999’da ödül olarak verilmesine karar verildi (NIST, 1995, s.4).
MBNQA temel yetkinlikler, yeni teknolojiler, maliyet azaltma, iletişim,
elektronik bilgi paylaşımı, yeni sigorta kuruluşları, pazar avantajlarının sağlanması
gibi odaklarda mücadele eden sağlık hizmetlerine özgü kriterler geliştirmiştir. Temel
göstergelerde performans değerlendirmede kullanılan kriterler; sağlık hizmetleri
çıktıları, hasta memnuniyeti ve işlemler, çalışanlar, finansal göstergelerdir.
39
Baldrige sağlık hizmetlerinde liderlik, hasta odaklı yönetim, örgütsel
öğrenme, çalışan ve iş arkadaşlarının değerlendirilmesi, yenilik yönetimi, sosyal
sorumluluk ve toplum sağlığı kavramlarını ve sistem yaklaşımını kullanarak yedi
kriter tanımlamıştır (Ransom ve diğerleri, 2005, s.67-69). Bu kriterler şöyledir
(Meyer ve Collier, 2001, s.403-418):
1. Liderlik: Kalite gelişiminin doğru ilerlemesi için, etkin liderlik ilk
basamaktır. Etkin bir lider toplumun ihtiyaç ve beklentilerini analiz ederek sağlık
personelini ve tüm örgütsel kaynakları verimli kullanır. Bu nedenle liderlik örgüt
performansı etkileyen en önemli kriterdir.
2. Bilgi ve Analiz: Performansın izlenebilmesi ve sonuçlarının
değerlendirilebilmesi için, aynı zamanda hastane içinde etkin iletişimi sağlayan bir
bilgi sistemi kurulmalıdır. Elde edilen bilgiler ile örgütsel seviye analiz edilmelidir.
3. Stratejik Planlama: Örgütün iç ve dış çevresini analiz ederek
gerekliliklere uygun stratejiler geliştirmesi ve uygulaması gerekmektedir.
4. İnsan Kaynakları Geliştirme ve Yönetimi: Mevcut insan kaynağının
değerlendirilmesi, gerektiğinde yeni personel alımı ve organize edilmesi ile
çalışanların gelişim hedefleri ve örgütsel gereklilikler doğrultusunda eğitiminin ve
gelişiminin sağlanarak motive edilmesi faaliyetlerini kapsamaktadır.
5. Süreç Yönetimi: Hasta odaklı bakımı, bakımın teslim sürecinin
iyileştirilmesi çalışmaları ile destek hizmetlerin, idari ve operasyonel planların buna
uygun hale getirilmesi ile ilgili kriterlerdir.
6. Örgütsel Performans Sonuçları: Hasta bakımının, destek hizmetlerin,
yönetsel faaliyetlerin ve akreditasyon ve performans değerleme yöntemlerinin
performansının analiz edilmesi ile ilgili kritelerdir.
7. Hasta ve Diğer Paydaşların Memnuniyeti: Yapılacak çeşitli analizler
ile hastaların ve hizmetin diğer paydaşlarının memnuniyet düzeyinin anlaşılmasıdır.
Meyer ve Collier (2001), MBNQA kriterlerinin örgütsel performansa etkisini
ve birbirleriyle olan ilişkisini analiz etmişler, bu yedi kriterin örgütsel performansı
pozitif yönde etkilediğini bulmuşlardır. Yapılan araştırmaya göre liderlik bilgi ve
analiz, stratejik planlama, insan kaynakları geliştirme ve yönetimi, süreç yönetimi
kriterlerini etkilemekte, bu kriterler de örgütsel performans sonuçları ve hasta ve
diğer paydaşların memnuniyetini etkilemektedir. Aynı zamanda örgütsel performans
40
ve hasta ve diğer paydaşların memnuniyeti ile ilgili sonuçlar, bilgi ve analiz, stratejik
planlama, insan kaynakları geliştirme ve yönetimi, süreç yönetimi kriterlerini
etkilemektedir.
JCI’ın 2003 yılında yaptığı MBNQA ile JCI kriterleri karşılaştırmasında,
Baldrige ile JCI kriterleri arasında iyi bir korelasyon bulmuştur. JCI standartları ve
Baldrige kriterleri özellikle kuruluş fonksiyonları açısından; kalite yönetimi ve
iyileştirilmesi, yönetim, liderlik, personel nitelikleri ve eğitimi, bilgi yönetimi
konularında benzerdir. Ancak JCI standartları hasta bakımı ve sağlık hizmetlerinin
iyileştirmesi ile ilgili daha ayrıntılıdır ve bu anlamda sağlık kuruluşuna Baldrige
kriterlerinden daha fazla olumlu etkide bulunur (Joint Commission Resources, 2003).
Sağlık hizmetlerinde 1992’den itibaren EFQM Mükemmellik ödülü
verilmektedir; ancak sağlık hizmetlerinde, Baldrige ve EFQM karşılaştırmasında
EFQM’in örgütün finansal performansını Baldridge ödülünden daha fazla
desteklediği görülmüştür (Rodger ve diğerleri, 1998, s.132-133).
2.5. Türkiye Sağlık Sistemi’nde Kalite İyileştirme Çalışmaları
Sağlık hizmetlerine olan talebin artması ve buna karşın kaynakların kısıtlı
olması ülkeleri artan talebi etkili bir şekilde karşılamak üzere sistemlerini
geliştirmeye yönlendirmektedir. Hasta olsun ya da olmasın bireylerin sağlık
hizmetlerinde kalite konusunda ilgileri, bilgileri ve beklentileri giderek artmaktadır.
Artan kalite beklentisi, hizmet sunumundan kaynaklanan yetersizlik ve hataların
doğurabileceği insan yaşamı ile ilgili ciddi sonuçlar, sağlık hizmetlerinde kalite
kavramının önemini artırmaktadır. Bugün gelişmiş ülkelerde sağlık hizmetlerinde
kalite yönetimi kavramı, hizmetle iç içe değerlendirilir hale gelmiştir. Sağlık
hizmetlerinde kalite, bu hizmetler için ayrılan kaynakların ve verilen hizmetlerin
özelliklerinin belirlenmiş standartlara ne ölçüde uyulduğunun göz önünde
bulundurulmasını gerektirmektedir. Bir başka deyişle, sağlık hizmetlerinde kalitenin
amacı sağlık sisteminin yararlılığını ve maliyet etkililiğini artırmaktır (Sağlık
Bakanlığı, 2003b).
Sağlık sektöründe hizmetin kabul edilebilirliği ve standardı, en az kullanılan
ilaç, sarf malzemesi ile tanı ve tedavi araçlarının kalitesi kadar önemlidir. Hizmet
41
biriminin belli standartlara uygunluğu tek başına yeterli değildir. Hizmet sunum
süreci ve elde edilen çıktıların değerlendirildiği bir mekanizmanın kurulması
gerekmektedir. Son zamanlara kadar kalite kavramı ihmal edilmiş bir konu olmasına
rağmen, bugün hizmet sunucuları, finansal kaynak sağlayıcıları ve sosyal güvenlik
kuruluşları tarafından daha fazla önemsenmeye başlamıştır (Sağlık Bakanlığı,
2003a).
Türkiye’de sağlık sektöründe 1990’lı yıllardan itibaren ISO 9000 KYS
kullanılmaya başlanmış, 2000’li yıllardan itibaren de bu yönetim sistemine göre
yapılanma çalışmaları yaygınlaşmıştır. Ağustos 2009 tarihi itibariyle Sağlık
Bakanlığı’na ait 112 hastane ISO 9000 KYS belgesine sahiptir. Bununla birlikte
Avrupa Kalite Yönetimi Vakfı (EFQM) Mükemmellik Modeli konusunda da çalışan
az sayıda sağlık kuruluşu bulunmaktadır. Bunların başında Sağlık Bakanlığı’na bağlı
Ankara Dr. Zekai Tahir Burak Kadın Sağlığı Eğitim ve Araştırma Hastanesi,
Eskişehir Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi gelmektedir. Bu konudaki
çalışmaları Türkiye Kalite Derneği Kalder yürütmektedir.
Türkiye’ de özel sağlık hizmetlerinde kalite iyileştirme çalışmaları 1990’lı
yıllarda başlamıştır. Bu dönemde üniversite hastanelerinde TKY çalışmaları hastane
düzeyinde uygulanmamış, ancak TKY ile ilgili akademik çalışmalar yapılmıştır.
Sağlık Bakanlığı’na bağlı hastanelerde ise kalite çalışmaları 1998 yılında Tedavi
Hizmetleri Genel Müdürlüğü bünyesinde Yönetim Hizmetleri Daire Başkanlığı’na
bağlı olarak Kalite Yönetimi Şube Müdürlüğü kurulması ile başlamıştır. Kalite
Yönetimi Şube Müdürlüğü; kalite yönetimi uygulamaları konusunda kurumlara
destek sağlama, kurumların kalite yönetimi çalışmaları konusundaki gelişmelerini
izleyerek veri tabanı oluşturma faaliyetlerini yerine getirmekle görevlendirilmiştir.
Bu kapsamda Kalite Şubesi tarafından Sağlık Bakanlığı’na bağlı yataklı
tedavi kurumlarında sunulan bütün hizmetlerin toplam kalite yönetimi anlayışı ile
yürütülmesine ilişkin usul ve esasları belirlemek amacıyla 30.10.2001 tarihinde
“Yataklı Tedavi Kurumları Kalite Yönetimi Hizmet Yönergesi” yayımlanmıştır.
Ardından Sağlık Bakanlığı yataklı tedavi kurumlarında KYS’nin ilke, yöntem, plan
ve program çerçevesinde yürütülmesine ilişkin kaynak oluşturması amacıyla 2001
yılında “Sağlık Hizmetlerinde Kalite Yönetimi”, 2003 yılında “ISO 9001:2000 KYS
42
Uygulama Kılavuzu” hazırlanmıştır. Sistemi değerlendirmeye yönelik üst düzey
yönetiminin TKY konusunda bilgilendirilmesi ve kalite anlayışının geliştirilmesi için
de tüm bölgeleri kapsayacak bölgesel eğitim toplantıları başlatılmıştır.
2002 yılında ISO belgesine sahip 7 Sağlık Bakanlığı hastanesi varken
geçtiğimiz 7 yıl içinde tespit edilen ISO belgeli hastane sayısı 112’ye çıkmıştır
(Sağlık Bakanlığı Yayınları, 2002). Hali hazırda ISO belgesi almak için başvuran
hastanelerin olduğu da bilinmektedir. 2001 yılında “Sağlık Hizmetlerinde Kalite
Yönetimi” kitapçığında KYS olarak sadece ISO 9000’den bahsedilmiş olması dikkat
çekicidir. Bu durum ve Sağlık Bakanlığı’nın ISO 9000 uygulama kılavuzu
yayınlaması ve bu çalışmalarını bölge toplantıları ile yaygınlaştırması ülkemizde ISO
belgesi alma girişimlerinin bu denli artmasının asıl nedeninin kurumsal eş
yapılılıktan çok Sağlık Bakanlığı’nın ISO 9001:2000 KYS uygulamalarını özendirme
çalışmaları olduğu görülmektedir.
Her ne kadar ISO 9000 KYS uygulaması ile sınırlanmış gibi görünse de kamu
sağlık hizmetlerinde bir KYS uygulamasının başlatılması yöneticilerin kaliteli sağlık
hizmeti girişimlerini artırmış ve sağlık kuruluşlarında olumlu değişikliklerin
gerçekleşmesini sağlamıştır.
2003 yılında ise kalite, Sağlıkta Dönüşüm Programı kapsamına alınmıştır.
Sağlıkta dönüşüm programının temel ilkelerinden biri “Sürekli kalite gelişimi” dir.
Burada sürekli kalite gelişimi ile sunulan hizmetlerde ve elde edilen sonuçlarda
ulaşılan noktayı yeterli görmeyerek, hep daha iyiyi aramayı, sistemin kendi kendisini
değerlendirerek hatalarından öğrenmeyi sağlayacak bir geribildirim mekanizmasının
oluşturulması ifade edilmektedir.
Ayrıca Sağlıkta Dönüşüm Programının sekiz bileşeninden biri de “Nitelikli ve
Etkili Sağlık Hizmetleri İçin Kalite ve Akreditasyon” dur. Bu kapsamdaki çalışmaları
yönlendirmek üzere Kalite Koordinatörlüğü kurulmuştur. Bu anlamda Sağlıkta
Dönüşüm Programı, ülkemizin şimdiye kadar gündeminde yeterince yer almamış bir
ihtiyaca öncelik vermektedir. Kurulacak olan "Ulusal Kalite ve Akreditasyon
Kurumu", bugün bir kavram kargaşası içinde bulunan ruhsatlandırma, sertifikasyon ve
akreditasyon konularını olması gerektiği gibi düzenleyecektir. Bu kurumun özerk bir
yapıda, sektörün tüm taraflarının yönetiminde söz sahibi olduğu bir şekilde
43
kurulması, gelişmiş ülkelerdeki örneklere benzer şekilde faaliyete geçmesi
amaçlanmaktadır. Kurum, sağlık sonuçlarını ölçmek için sistemler geliştirecek ve bu
sonuç ölçümlerini sağlık hizmet sunucularına performans göstergeleri oluşturmak
amacıyla kullanacaktır. Böylece hizmet sunucuların performanslarını içeren veri
tabanları oluşturulacak ve iyi uygulamaların tanımlanması ile uygulanabilir
performans göstergelerinin belirlenmesi sağlanacaktır. Bu bağlamda, Ulusal Sağlık
Akreditasyon sisteminin yapılandırılması sürecinde Sağlık Bakanlığı’nın iki temel
sorumluluğu bulunmaktadır. Bunlar; Ulusal Sağlık Akreditasyon Sistemi’nin
yapılandırılması sürecinde sağlık sektöründeki paydaşların katılımını sağlayarak
önderlik etmek ve Ulusal Sağlık Akreditasyon Sistemi ve sağlık hizmetlerinde kalite
süreci için kamu sağlık kuruluşlarının hazırlanmasını sağlamaktır (Sağlık Bakanlığı,
2003a).
Sağlık Bakanlığı’na bağlı hastanelerin Ulusal Sağlık Akreditasyon Sistemi’ne
hazırlanması, hastanelerde sunulan hizmetlerinin iyileştirilmesi, kaliteli, verimli
hizmet sunumunun sağlanması için ölçülebilir, karşılaştırılabilir hizmet sunum
kriterlerinin belirlenmesi ve halkın görüşlerinin bu sürece yansıtılması amacıyla 2005
yılında “Sağlık Bakanlığı Kurumsal Kaliteyi Geliştirme ve Performans
Değerlendirme Yönergesi” hazırlanmıştır. Bu yönerge kapsamında değerlendirilen
dört ana kriterden biri olan “Kalite Geliştirme Kriterleri” JCI Akreditasyon
Standartları esas alınarak hazırlanmıştır. Bu yönerge birinci basamak sağlık
hizmetlerini de içine alacak şekilde revize edilerek “Sağlık Bakanlığına Bağlı Kurum
ve Kuruluşlarda Kaliteyi Geliştirme ve Performans Değerlendirme Yönergesi” adı ile
Aralık 2006’da yeniden yayınlanmıştır.
Bu dönemde Bakanlıkça akreditasyon konusunda paydaşlar arasında görüş
birliği oluşturmak amacıyla toplantılar düzenlenmiştir. Sağlık sektörünün tüm
temsilcilerinin de katılımıyla gerçekleştirilen toplantılar sonucunda Türkiye’de
Sağlık Akreditasyon Sistemi’nin kurulması konusunda tüm taraflar arasında
mutabakat sağlanmıştır. Sağlık Akreditasyon Sistemi’nin yapılandırılması
çalışmalarını sektör temsilcileri ile birlikte gerçekleştirmek amacıyla; Yönlendirme
Komitesi ve çalışma grupları oluşturulmuştur. Akreditasyon Yönlendirme Komitesi
ve çalışma gruplarının gerçekleştirdiği faaliyetler sonucu kurulacak sistemin
stratejileri, teşvik mekanizmaları ve gerekli mevzuat altyapısı hazırlanmıştır.
44
2007 yılında “Sağlık Bakanlığı’na Bağlı Kurum ve Kuruluşlarda Kaliteyi
Geliştirme ve Performans Değerlendirme Yönergesi”si güncellenerek Performans
Yönetimi ve Kalite Ölçütleri Geliştirme Daire Başkanlığı tarafından sadece bakanlık
hastanelerini kapsayan “Sağlık Bakanlığı’na Bağlı Sağlık Kurum ve Kuruluşlarında
Kaliteyi Geliştirme ve Performans Değerlendirme Yönergesi” yayınlanmıştır. Sağlık
Bakanlığı bu yönerge ile kamu hastanelerinde kalite çalışmalarına sistematik bir
yaklaşım getirmiştir ve bu konudaki çalışmaları teşvik etmiştir.
Performans Yönetimi ve Kalite Ölçütleri Geliştirme Daire Başkanlığı 2009
yılında Hizmet Kalite Standartları rehberini yayınlamıştır. Bu rehberde poliklinik
laboratuar, görüntüleme, ameliyathane hizmetleri, klinikler, yoğun bakım üniteleri,
diyaliz, acil servis, ambulans, eczane hizmetleri, enfeksiyon kontrolü, hasta ve
çalışan güvenliği, kurumsal hizmet yönetimi, hastane bilgi sistemi, hasta kayıtları,
arşiv, tesis yönetimi ve güvenlik ve depolar, mutfak çamaşırhane, morg gibi yapısal
süreçlerle ilgili genel olarak 79 tane standart belirlenmiştir. Her bir standardın kendi
içinde alt başlıkları da bulunmaktadır. Bu rehberin kapsamından anlaşılabileceği gibi
Sağlık Bakanlığı kendi KYS uygulamasını başlatmıştır.
Sağlık hizmetlerinde kalite geliştirme ve performans değerlendirme
çalışmalarının etkililiğini artırmak ve koordinasyonunu sağlamak ve ülkemizdeki
sağlık akreditasyon sürecinin oluşumu için çalışmaları koordine etmek amacıyla,
sağlık hizmetlerinde performans yönetimi, kalite geliştirme, hasta ve çalışan
güvenliği alanlarında gerçekleştirilecek plan, program ve faaliyetleri yürütmek üzere
Mayıs 2007 tarihinde Sağlık Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığı bünyesinde
Performans Yönetimi ve Kalite Geliştirme Daire Başkanlığı kurulmuştur. Kasım
2007 tarihinden itibaren müstakil Daire Başkanlığı olarak hizmetini sürdüren
Performans Yönetimi ve Kalite Geliştirme Daire Başkanlığı, Eylül 2009 tarihinde
Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğü bünyesine alınmıştır. 2010 yılına gelindiğinde
Performans Yönetimi ve Kalite Geliştirme Daire Başkanlığı bünyesinde;
1) Kalite Standartları Geliştirme Şube Müdürlüğü
2) Performans Yönetimi Şube Müdürlüğü
3) Analiz ve Verimlilik Şube Müdürlüğü
4) Performans ve Kalite Eğitimleri Şube Müdürlüğü
45
5) Uluslararası Sağlıkta Performans Esaslı Uygulamalar Merkezi
6) Tanı İlişkili Gruplar Şube Müdürlüğü
olmak üzere 6 şube müdürlüğü yer almakta olup ayrıca Hukuk Müşaviri ile
Kalite Koordinatörü ve Performans Koordinatörü de görev almaktadır
(www.performans.saglik.gov.tr).
Performans Yönetimi ve Kalite Geliştirme Daire Başkanlığı, Sağlık
Bakanlığı’na bağlı sağlık kurum ve kuruluşlarında uygulanan performans
uygulamaları, sağlık hizmetlerinde kalite geliştirme çalışmaları, performansa dayalı
ek ödeme uygulaması, kurumsal performans değerlendirme çalışmaları, yönetici
performansı değerlendirme çalışmaları, klinik performans ölçümü çalışmaları, hasta
ve çalışan güvenliği alanlarında dünyada yaşanan gelişmeler konularında çalışmalar
yapmaktadır.
2.5.1. Türkiye Sağlık Sektöründe Kalite Yönetimi Uygulamalarında
Karşılaşılan Sorun Alanları ve Çözüm Yolları
Türkiye’de sağlık sektöründe kalite yönetimi uygulamalarında yaşanan
sorunlar farklı düzlemlerde ele alınmalıdır. Sağlık sektörünün yapısal özellikleri,
kamu ve özel sektör kuruluşlarının sektör içindeki konumları ve kendi iç dinamikleri,
dünyada yaşanan gelişmeler ve Türkiye’de kamu yönetiminin kendine özgü
sorunlarının sağlık sektörüne olan yansımaları gibi pek çok konu, kalite
uygulamalarını da olumsuz yönde etkilemektedir. Türkiye’de kalite yönetimi ile ilgili
uygulamaların bu farkındalıklarla yaşama geçirilmesi gerekmektedir.
Sağlık Bakanlığı’na bağlı kuruluşlarda kalite uygulamaları açısından yaşanan
sorunları genel olarak ifade etmek gerektiğinde şunları söyleyebiliriz:
• Sağlık kuruluşlarında, planlama kültürünün yeterince gelişmemiş
olması.
• Kuruluş yöneticilerinin, kalite yönetimini yeterince benimsememiş
olmaları, bu çalışmalarda aktif bir rol üstlenmemeleri,
46
• Sağlık yöneticilerinin, kalite yönetimi çalışmalarında belgelendirmeyi
hedef almaları,
• Kalite yönetiminin, yeni bir yönetim anlayışı olduğunun, planlama,
karar verme, organize etme, uygulama, kontrol gibi yönetsel işlevlerin tüm
aşamalarının artık bu yeni anlayış doğrultusunda gerçekleştirileceğinin
anlaşılamamış olması,
• Kalite çalışmalarının, bizzat işin özünü ilgilendirdiğinin gözden
kaçırılması ve sadece yan bir uğraş, ilgi alanı gibi algılanması,
• Kalite yönetiminin, kuruluş yönetici ve çalışanlarının iş yapma
pratiklerine yansımaması,
• Başlatılan iyileştirme çalışmalarında sürekliliğin sağlanamaması,
• Hastanelerin gereksiz kullanımı ve iş yükünün fazla oluşu,
• Vatandaşların sağlığa ilişkin yanlış tutum ve davranışları,
alışkanlıkları,
• Sağlık kuruluşlarının altyapı ve fiziksel yetersizlikleri,
• Sağlık hizmetlerinin yapısının ve sağlık alanında yaşanan sorunların
multi-sektörel yaklaşım gerektirmesi.
Bu sorunlar, Türkiye’de sağlık sisteminin yıllardır devam eden sorunlarıdır.
Böylesi sorunların çözümü için; ulusal düzeyde gösterilecek kararlılık, yürütülecek
projeler, özellikle profesyonel sağlık yöneticisi yetişmeye yönelik kapasite oluşturma
çalışmaları, sağlık mesleklerine yönelik eğitim programlarının revizyonu gibi makro
düzeyde yaklaşımların sergilenmesi gereklidir.
Sağlık sisteminde yaşanan sorunlar çok boyutlu olup, aynı zamanda Çevre
Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı,
Belediyeler vb. pek çok sektörü ve bu sektörlerde faaliyet gösteren kurum ve
kuruluşları da ilgilendirmektedir. Bu nedenle sorunların çözümünde sektörler arası
işbirliklerine gerek duyulmaktadır.
Bütün bu sorunlara rağmen günümüz koşullarında kaliteden vazgeçmek
mümkün değildir. Ülkemizde gerçekleştirilen KYS uygulamalarının asıl hedefi
47
hastane performansını izleme, değerlendirme ve kurum performansını artırma
konusunda yol gösteri olmaktır.
Ancak, Türkiye’de kalite çalışmalarının ve KYS’nin önündeki engellerin
kaldırılması için uygulanmakta olan sistemlerin başta sağlık kuruluşları olmak üzere,
topluma ve diğer paydaşlara kazandırdıklarının ortaya konulması gerekmektedir. Bu
çalışmada KYS’lerden biri olan ISO 9000 uygulamasının hastanelerin performansları
üzerine etkisi incelendiği için bundan sonraki bölümde sağlık kurumlarında
performans değerlendirme konusuna yer verilmiştir.
48
3. SAĞLIK KURUMLARINDA PERFORMANS YÖNETİMİ VE
DEĞERLENDİRME
“İyi, çok iyinin düşmanıdır.” Çünkü iyi ile yetinenler daha iyiye ulaşmak için
çaba içine girmezler ve daha iyinin olabileceği varsayımı ya da olasılığı döngüyü
sonsuza dek uzatır. Böylelikle “sürekli iyileştirme” döngüsü ve kavramı oluşur (Filiz,
2008). Temelde sürekli iyileştirme süreci performansın değerlendirilmesi ve etkili bir
şekilde yönetilmesini ve akreditasyon programlarını kapsayan bir dizi faaliyettir
(Klassen ve diğerleri, 2010, s.44-50).
Bu bağlamda, performans yönetimi yeni bir kavram olmakla birlikte
yönetimin planlama ve denetim işlevlerinin daha geniş sınırlar ve performans
kavramındaki gelişmeler çerçevesinde uygulanmasına yönelik gelişmiş bir yönetim
anlayışıdır (Akal, 1998, s.1-5). Bu tanımdan hareketle öncelikle performans
kavramının tanımını yapmak gerekmektedir.
3.1. Performans Kavramı Tanımı
Performans kavramına ilişkin literatür incelendiğinde çeşitli tanımlamalar ve
özet genellemelerin olduğu görülmektedir.
Performans kavramı en geniş anlamıyla belli bir hedefe ulaşmak için önceden
belirlenmiş bir faaliyetin sonucunda ortaya çıkanı, sayısal olarak ve kalite açısından
betimleyen bir kavramdır (Bilgin, 2004, s.13). İngilizce “performance” kelimesinden
dilimize çevrilmiş olan performans kavramının Türkçe karşılığı “iş başarımı” ve
herhangi bir işte gösterilen başarı derecesidir.
Çalık (2003), performans sözcüğünün, belirli bir zaman birimi içerisinde
üretilen mal veya hizmet miktarı anlamında da kullanılabilineceğini ifade etmiştir.
Bu anlamda, performansı örgütün “etkinlik”, “verimlilik” veya “çıktı”sı olarak ele
alanların sayısı oldukça fazladır.
Baş ve Artar (1991), performans kavramını, bir işi yapan bir bireyin, bir
grubun ya da bir teşebbüsün o işle amaçlanan hedefe yönelik olarak, nereye
varabildiği, başka bir deyişle; neyi sağlayabildiğinin nicel (miktar) ve nitel (kalite)
olarak anlatımıdır şeklinde tanımlamaktadır.
49
Performans genel olarak, amaçlı ve planlı bir faaliyet sonucunda elde
edilenleri belirler (Bilgin, 2004, s.13). Bir iş sisteminin performansı, belirli bir zaman
sonucundaki çıktısı ya da çalışma sonucudur. Bu sonuç, işletme amacının ya da
görevinin yerine getirilme derecesi olarak algılanmalıdır. Bu durumda performans,
işletme amaçlarının gerçekleştirilmesi için gösterilen tüm çabaların değerlendirilmesi
olarak da tanımlanabilir (Kaya, 2008, s.10).
Ateş (2007)’e göre; performanstan bahsedebilmek için hedeflenen bir amaç
ve bu amaca ulaşmak için standartlara ihtiyaç vardır. Bu nedenle performans; amaca
yönelik tespit edilmiş standartlara uygun davranışların gösterilmesi ve hedefe
yakınlaşma seviyesi olarak anlaşılmalıdır.
Literatür incelendiğinde performans ile ilgili tek bir tanım bulunmadığı,
performans ile ilgili yapılan tanımların bazılarının işgören performansını yani
bireysel performansı, bazılarınınsa örgütsel performansı ifade ettiği görülmüştür.
Performans, yönetim biliminde bireysel ve kurumsal (örgütsel) olmak üzere iki
boyutta ele alınmaktadır:
3.1.1. Bireysel Performans
Örgütlerin kuruluş amacı, toplumun ihtiyaç duyduğu mal ve hizmetleri
üretmektir. Varlıklarını sürdürebilmeleri de buna bağlıdır. Bu amaçlarını
gerçekleştirebilmek için, maddi üretim unsurları yanında, nitelikli insan gücüne
ihtiyaç duyarlar. Yine örgütlerde karşılaşılan en önemli sorunlardan biri de
çalışanlara verilen görevlerin ne ölçüde gerçekleştirildiğinin ya da iş görme
yeteneklerinin ne olduğunun belirlenmesidir. Bu sorun, özellikle günümüz
örgütlerinde performans ve performans yönetim kavramlarının hızla önem
kazanmasına yol açmıştır.
Performanstan bahsedildiğinde öncelikle çalışan performansı yani bireysel
performans akla gelmektedir. Bu yüzden performans izleme ve değerleme
çalışmaları ilk önce insan kaynakları depatmanında başlamıştır. İnsan kaynakları
yönetimi açısından performans, bireyin bütünlüğü ile örgüt hedeflerinin etkileşiminin
sonucu olarak tanımlanabilir (Çalık, 2003, s.8-11).
50
Performans kavramını, “başarı” veya “başarım” terimleri ile ifade etmeye
çalışan Erdoğan (1991), performansı “çalışanın, kendisi için tanımlanan, özellik ve
yeteneklerine uygun olan işi, kabul edilebilir sınırlar içinde gerçekleştirmesidir”
biçiminde tanımlamaktadır. Tanımda ifade edilen kabul edilebilir sınırlar içinde sözü,
zaman, örgütsel amaçlar, görev, statü ve standartlar bağlamında ele alınmalıdır.
Performansın anlamı gerçekleşen başarı ya da belirli amaçları, hedefleri, ödev
ve sorumlulukları yerine getirebilmek için potansiyel kabiliyet, kapasite, bilgi, hüner
veya yetenekleri mükemmel olarak kullanabilmektir (Alptekin, 2007, s.58).
Bu tanımlardan hareketle çalışanların bilgi, hüner ve yeteneklerini ölçmek
için bireysel performans standartlarına dayalı yaklaşım, ortak performans kriter ve
standartlarına dayalı yaklaşım ve kişilerarası karşılaştırmalara dayalı yaklaşım olmak
üzere üç farklı bireysel performans değerlendirme yöntemi yaklaşımından
bahsedilmektedir. Bireysel performans standartlarına dayalı yaklaşımda bireyler
yarattıkları sonuç ve çıktılara göre oluşturulan bireysel standartlarla değerlendirilir.
Bu yaklaşımda doğrudan endeks yöntemi, metin değerlendirmesi, hedeflerle yönetim
başlıca değerleme yöntemidir. Ortak performans kriter ve standartlarına dayalı
yaklaşımda her çalışanın performansı diğer çalışanlardan bağımsız olarak, kendi iş
tanımlarının gerektirdiği kriterlere göre kritik olay değerlendirmesi, grafik
değerlendirme ölçekleri, kontrol listesi, zorunlu tercih sınıflaması ve davranışsal
temellere dayalı derecelendirme ölçekleri (BARS) ile değerlendirilir. Son olarak
kişilerarası karşılaştırmalara dayalı yaklaşımda çalışanlar birbirlerine göre
değerlendirilir. Bu yaklaşımda ise bireysel performansı ölçmek için alternatif
sıralama-birbirinin yerini alma, çiftli karşılaştırma ve zorunlu dağılım teknikleri
kullanılır (Barutçugil, 2002, s.187-195).
3.1.2. Örgütsel Performans
Akal (1998), örgütsel performansı, örgütün belirli bir zaman sonucundaki
çıktısı ya da çalışma sonucu olarak tanımlamıştır. Bu sonuç örgüt amacının ya da
görevinin yerine getirilme derecesi olarak algılanmalıdır. Bu durumda performans,
örgüt amaçlarının gerçekleştirilmesi için gösterilen tüm çabaların değerlendirilmesi
olarak da tanımlanabilir.
51
Literatürde örgütsel performans konusunda görüş birliğine ulaşılan konular
aşağıdaki gibi saptanmıştır (Sumanth, 1984):
• Örgütlerin tanımı değiştikçe performans kavramı da değişir.
• En iyi, yeterli, performans kriteri kümesi üzerine görüş birliği elde
etmek mümkün değildir. Kriterler bireysel tercihlere ve değerlere göre oluşur.
Performansı tanımlamak için belirli sınırlar yoktur.
• Farklı performans yaklaşımları farklı durumlardaki araştırmalar için
faydalıdır, yaklaşımların kullanışlı olup olmaması araştırmada belirlenmiş amaç ve
sınırlara bağlıdır.
• Örgütsel performans problem temellidir. Örgütsel performans için tek
bir yaklaşım veya kriter kümesi olmadığı için performans ile ilgili tek bir teori de
yoktur.
Örgütsel yapı örgütsel performansın tanımının farklılaşmasına neden
olmaktadır. Buna göre örgütlerin hedefleri, stratejileri, var olma nedenleri, çevreleri,
ve sahip oldukları bilgi sistemi örgütsel performans algıları farklılaşmaktadır. Lewin
ve Minton (1986) yönetim okullarının farklı performans felsefesi olduğunu ifade
ederek, farklı örgüt yapısının farklı performans tanımına neden olduğu savını
desteklemektedir.
Örgütün performansından bahsederken, performans kavramının pek çok
değişkenden etkilendiğinin de görülmesi gerekir. Örgütsel amaçlar gerçekçi değilse,
amaçlar çalışanlara anlatılmamışsa, bireysel amaçlarla örgütsel amaçlar
örtüşmüyorsa, çalışan kalitesi artırılmadan performans kavramı ileri sürülmüşse,
görevlendirilmelerde objektiflik yoksa, örgütte öğrenen örgüt kavramı ütopya olarak
algılanıyorsa, kolektif zeka örgütsel ortamda işe koşulamamışsa, performans kavramı
akademik bir egzersiz olarak kalacaktır. Bu bakımdan performans kavramı bütün
olarak ele alınmalı, performansı artıran ve düşüren bütün değişkenler tek tek analiz
edilmelidir (Çalık, 2003, s.10-11).
Bu bağlamda Carton ve Hofer (2006), örgütsel performansı değerlendirirken
performansın uygunluk, verimlilik, müşteri memnuniyeti, karlılık, kaynak kullanımı,
çevre kontrolü, etkinlik ve çalışanlar açısından bakılması gerektiğini belirtmektedir.
Örgütsel performans tanımlanırken performans kavramının bütün boyutlarının göz
52
önüne alınması gerekmektedir. Performansın boyutları daha sonraki bölümlerde
detaylı bir şekilde ele alınacaktır.
3.2. Sağlık Kurumlarında Performans Kavramı
II. Dünya savaşından sonra İngiliz ve ABD hükümetleri sağlık hizmetlerine
büyük paralar harcamaya başladılar. 1970’lere gelindiğinde sağlık hizmetlerinin
artan maliyetleri araştırmacılarının dikkatini çekti ve sağlık hizmetlerinin maliyeti ve
bakımın kalitesi ile ilgilenmeye başladılar. 1980’lere gelindiğinde ise Donebedian
sağlık hizmetlerinin üç ana bileşene ayırarak sınıflandırdı; yapı (kurumun ve çalışan
personelin karakteristik özellikleri, süreç (planlanan uygulamalar veya yapılan
uygulamalar), sonuç (sonuçta ne ortaya çıktı?). İzleyen yıllarda bakımın sürekliliği,
erişimi ve uygunluğu, maliyeti, hasta deneyimleri ve memnuniyeti konuları
araştırılırken Donebedian’ın bu üçlemesi temel alınmıştır. Hastaneler süreç ve sonuç
ölçütlerini değerlendirirken; akredite olma, lisans veya sertifika alma çalışmaları
gündeme gelene kadar yapısal özelliklerini önemsememişlerdir. Bugünse bazı sağlık
kuruluşları kalite belgesine sahip olmayı yapısal bir özellik olarak görmektedir
(Feinstein, 2002, s.472-477).
Cooperberg ve diğerleri (2009)’e göre, yapı ölçümleri fiziksel şartlar, insan
kaynakları gibi sağlık hizmetlerinin nispeten sabit olan yönlerini kapsamaktadır.
Süreç ölçümleri, klinisyen- hasta ilişkileri, klinik işlemler ve hasta güvenliği ve
sağlık hizmetlerinin çıktılarının iyileştirilmesine yönelik kalite iyileştirme çabalarını;
sonuç ölçümleri ise morbidite veya mortalite gibi sunulan sağlık hizmetinin olası
sonuçlarını kapsamaktadır. Ancak sonuç ölçümleri hastanın sağlığa bakış açısından
ve çevresel şartlardan da etkilenebilir.
Bu gelişmeler ışığında performans kavramına sağlık işletmeleri açısından
bakıldığında, konuya büyük bir çoğunlukla “hizmetin kalitesi” yönüyle
yaklaşılmakta ve kalite ve performans kavramları benzer tutulmaktadır. Bu bakış
açısı içinde JCAHO’ya göre performans, doğru işi iyi yapmaktır.
Türkiye’de, kamu hastaneleri performansı, Sağlık Bakanlığı’nın belirlediği
stratejik amaçları gerçekleştirmek üzere giriştikleri faaliyetlerin ve personelin iş ve
işlemlerinin sonucunun nicel ya da nitel olarak belirlenmesi, böylece sağlık
53
kuruluşlarının genel olarak başarısının tespit edilmesi olarak algılamaktadırlar. Bu
bakış açısı nedeniyle Türkiye kamu hastanelerinde performans iyileştirme çalışmaları
Sağlık Bakanlığı’nın konu ile ilgili belirlediği mevzuat çalışmaları ile sınırlı
kalmaktadır.
Kurumun performansının belirlenebilmesi için, faaliyetlerin sonucunun
değerlendirilmesi gerekmektedir. Performans ölçüldükten sonra kabul edilen
değerler, performans göstergelerini oluşturmaktadır (Alptekin, 2007, s.2). Ancak,
sağlık kurumlarının performansı, çok boyutlu bir yapıdır. Bu yüzden hastane
performansını tanımlayan tek bir ölçüt yoktur. Geçmişte yapılan çalışmalarda
hastane performansını tanımlamak için maliyet göstergeleri, çıktı oranları ve çok
sayıda finansal ölçüt kullanılmıştır (Gruca ve Nath, 1994, s.87-110).
Gruca ve Nath (1994), yaptıkları çalışmalarda hastane performansını üç
ölçütle tanımlamışlardır;
1) Finansal Performans (Financial Performance): Finansal performans,
hastanelerin harcamalarını karşılayabilme ve faaliyetlerini sürdürebilme yeteneği
olarak tanımlanmaktadır. Yapılan çalışmalarda “aktiflerin getirisi” finansal
performans göstergesi olarak kullanılmıştır.
2) Faaliyet/İşletme Performansı (Operating Performance): Hastaneler
aracılığıyla tıbbi bakım sağlamak için geniş bir sermaye yatırımı, sabit alan ve
ekipman gerekmektedir. Hastane performansının önemli bir yönü de bu varlıkların
verimli kullanımını sağlamaktır. Hastane verimliliğini göstermek amacıyla en yaygın
kullanılan ölçüt yatak doluluk oranıdır.
3) Pazarlama Performansı (Market Performance): Pazarlama
performansı, hastanenin rakiplerin karşısındaki duruşunu yansıtır. Pazar payı,
rakipleriyle başa çıkmak amacıyla hastanenin hastaları için aldığı stratejik kararları
ölçer.
Tengilimoğlu ve diğerleri de (2009), hastane performansını hizmet
performansı, personel performansı ve finansal performans olarak gruplandırmışlardır.
Tengilimoğlu ve diğerleri, personel performansını ölçmek için personel sayısı/fiili
yatak sayısı, personel sayısı/dolu yatak sayısı, personel sayısı/yatan hasta sayısı,
personel sayısı/fiili hasta günü sayısı, personel sayısı/ teorik hasta günü, personel
54
sayısı/poliklinik sayısı göstergelerini kullanmışlardır. Hizmet performansını ölçmek
için de poliklinik sayısı, taburcu edilen hasta sayısı, ölen hasta sayısı, ameliyat sayısı,
doğum sayısı, yatılan gün sayısı ve acil servis başvuru sayısı göstergelerini
kullanmışlardır. Buna göre, hizmet performans göstergeleri hastanenin hizmet sunum
kapasitesini ve hizmet kullanım kapasitesini anlamak açısından önemlidir.
Sağlık kurumlarının performansını değerlendirecek ölçütlerin doğru bir
şekilde belirlenebilmesi için öncelikle performansı oluşturan unsurların, yani
performansın boyutlarının tanımlanması gerekmektedir.
3.3. Sağlık Kurumlarında Performansın Boyutları
Shortell ve Kaluzny (2000), sağlık hizmetleri dağıtımında performansı
tanımlamak için performansı oluşturan boyutları şu şekilde sıralamıştır;
1. İstenen Sonucu Verebilme Yeteneği (Efficacy)
2. Etkililik (Effectiveness)
3. Uygunluk (Appropriateness)
4. Verimlilik (Productivity)
5. Etkinlik (Efficiency)
Bunlara ek olarak Joint Commission Resources (2004)’e göre sağlık
kurumlarının performansını oluşturan diğer boyutlar da şunlardır;
6. Devamlılık (Continuity)
7. Güvenlik (Safety)
8. Saygı ve Bakım (Respect and Caring)
O’Leary (1994)’e göre ise;
9. Zamanlılık (Timeliness)
10. Kullanılırlık (Availability) de sağlık hizmetlerinin boyutları arasında
sayılmalıdır.
Bu boyutlar; zaman zaman birbirlerinin yerine kullanılabilir veya örgütsel
performansı farklı şekillerde değerlendirebilirler. Örgütsel amaçlar doğrultusunda
yukarıda sayılan performans boyutlarına ait tanımların doğru yapılması
gerekmektedir. Bunların değişikliliği ve zaman zaman meydana gelen çelişkili
sonuçları, neden tek başlarına organizasyonun başarısını sağlayan kriter
55
olamayacaklarını göstermektedir (Shortell ve Kaluzny, 2000). Bu terimlerin Türkçe
karşılıklarında farklılıklar görülmektedir. Türkçe literatürde “efficacy, effectiveness,
productivity, efficiency” kavramlarının tanımlarındaki kafa karışıklığının
nedenlerinden biri budur.
Sunulan hizmetlerin potansiyel sağlık yararlarını tanımlamak için üç devre
kullanılır; istenen sonucu verebilme yeteneği (efficacy), uygunluk (appropriateness)
ve etkililik (effectiveness). İstenen sonucu verebilme yeteneği (efficacy), sağlık
hizmetlerinin yeteneğini tanımlar; ideal koşullar altında problemleri doğru bir şeklide
ele alınması ile arzu edilen sonucu üretmektir. Uygunluk (appropriateness), doğru
hastaya, doğru zamanda, doğru uygulamanın yapılması anlamını taşımaktadır. Yani
sunulan bakım ve hizmetin hastanın bireysel gereksinimlerine olan uyum derecesidir;
geçerli durumla ilgili bilgi verir. Bu nedenle O’Leary’nin tanımlamış olduğu
zamanlılık (timeliness) boyutu uygunluk boyutunun kapsamı içinde
değerlendirilebilmektedir. Etkililik (effectiveness) kavramı, servislerin sunduğu
soruşturulabilir kaliteyi kapsar. Etkililik, hizmetlerin hem uygun olma (appropriate),
hem de etkili olma durumunu (efficacious) içerir. Sumanth (1984)’a göre ise;
etkililik (effectiveness), bir hedefin tamamlanmışlık derecesidir. Başka bir ifade ile
sonuçların ne derece iyi gerçekleştirildiğinin bir göstergesidir. Bu boyutlar; sunulan
hizmetlerin ve tedavilerin özelliklerini veya bunları sağlayanların yeteneklerini
değerlendirirler. Fakat bunlar tek başlarına örgütsel performansı tanımlayamazlar.
Örgütsel performans genellikle birbiriyle ilişkili dört boyut kullanılarak
tanımlanır. İlk iki kavram, organizasyonun mal veya hizmet üretimini sağlayan
girdiler olarak tanımlanabilecek emek ve sermayedir. Diğer iki boyuttan birisi
verimlilik, diğeri de etkinlik boyutudur. Verimlilik (productivity), girdinin çıktıya
oranı olarak tanımlanır. Bir örnek vermek gerekirse, hastanenin emek verimliliği,
toplam hasta sayısının hemşirelerin toplam çalışma saatlerine bölümüdür veya evde
sağlık hizmetlerinde verimlilik ölçütü, günlük hemşire ziyaretlerinin sayısıdır.
Etkinlik (efficiency), sunulan bakımda çıktı ve kaynak kullanımı arasındaki ilişkidir;
diğer bir deyişle hedefi başarma maliyeti ile hedefin faydası arasındaki orandır (Joint
Commission Resources, 2004). Dünya Sağlık Örgütü’nün 2000 yılında yayınlamış
olduğu raporuna (World Health Report, 2000) göre etkinlik mevcut kaynaklardan
elde edilen maksimum faydadır.
56
Sunulan hizmetlerin örgütsel performansa olan potansiyel katkısını anlamak
için tanımlanan diğer performans göstergeleri de şunlardır; devamlılık (continuity),
hasta bakımının hekimler arasında ve gelecekte düzenli sürdürülme derecesidir.
Güvenlik (safety), müdahale riskinin ve çevresel riskin hem hasta hem de diğerleri
için azaltılma derecesidir. Saygı ve bakım (respect and caring), hastaya sunulan
bakım ve hizmetin hastanın ihtiyaçları, beklentileri ve bireysel farklılıklarına göre
tasarlanma derecesidir. Kullanılırlık (availability) boyutu ise hastaya sunulan bakıma
teknik açıdan yaklaşır, buna göre tanı ve tedavi teknikleri sürekli gelişen teknoloji ve
bilgi sistemi nedeniyle sürekli yenilenmeli ve kullanıma hazır olmalıdır. Ayrıca bu
konuda klinisyenlere gerekli eğitim verilmelidir.
Verimlilik ve etkinliğin örgütsel performans üzerinde önemli etkisi olduğunu
söylemiştik. Yapılan çalışmalar verimliliği ve etkinliği artırmak ile ilgili aşağıdaki
faktörlerin kullanılmasını önermektedir (Shortell ve Kaluzny, 2000, s.360-361).
• Yüksek standartlar ve hedefler
• Bilgilendirme ve geribildirim
• Departmanlar arası koordinasyon ve kaynak paylaşımı
• Verimliliği ve üretkenliği ödüllendirmeye yönelik telafi sistemleri
• Karar verme ve yönlendirmede hekimlerin katılımı
• Personel işleri ve aktivitelerinde konsantrasyon
• Çevresel baskılar ile temas halinde olan aktif yönlendirme kurulları
• Mülkiyet tipi
• Mülkiyet zinciri ve yönetim sözleşmesi
3.4. Sağlık Kurumlarında Performans Değerlendirme ve Ölçümü
“Performans yönetimi” terimi, sağlık alanında son yıllarda kullanılmaya
başlayan bir terimdir. Ancak bu terim insan kaynakları literatüründe uzun zamandır
kullanılmakta olup, sağlık alanına da bu literatürden uyarlanmıştır. Performans
yönetimi ilk kez 1970’lerde kullanılmış, ancak 1980’lerin ilk yarısına kadar somut
57
bir biçimde tanımlanamamıştır. 1990’larda uygulama alanı hızla yayılmış ve değişik
tanımlamalarla literatürde yerini almıştır. Tanımlamalardan bazıları performans
yönetimini, personelin ödüllendirilmesi veya liyakat verilmesi ile eşdeğer olarak
göstermekte, bazıları ise yeni bir yönetim modeli olarak algılamaktadır (Ildır, 2008,
s.103).
Kamu sektörü açısından bakıldığında performans kamu yönetiminin topluma
sunmayı üstlenip amaçladığı mal ve hizmetleri yerine getirmesidir (Çevik, 2007,
s.24-26). Dünyada kamu yönetiminde performans yönetiminin üzerindeki ilgiyi
artıran gelişmelerden birisi 1960’lı yıllarda Planlama, Programlama, Bütçeleme
Sistemini (PPBS) içeren reformların yayılmasıdır. Bu konudaki ikinci gelişme Peter
Drucker tarafından öne sürülen “Amaçlara Göre Yönetim (Management by
Objectives)” yaklaşımıdır. Bu yaklaşım örgütsel ve bireysel düzeyde performans
ölçülerini kapsayan performans ölçüm sistemlerini teşvik etmektedir. Bu yaklaşım
katılımcı süreçler aracılığıyla, mali, teknik ve stratejik performans amaçları ile
çalışanların faaliyetleri ve hedeflerini birbirine bağlamayı, geri bildirim almayı ve
örgütsel gelişmeye bağlı olarak ödüllendirmeyi amaçlamaktadır (Heinrich, 2003;
Köseoğlu, 2007, s.44-45).
1980’lerde, özel sektörde verimlilik artışını sağlamak amacıyla kullanılmaya
başlayan TKY’nin de etkileriyle, hizmet kalitesi, müşteri memnuniyeti ve sonuçlara
dayalı yönetim kavramları performans ölçümü alanında kullanılmaya başlanmıştır
(Kopezynski ve Lombardo, 1999, s.125). Özetle PPBS, Amaçlara Göre Yönetim ve
TKY sonuç odaklı performans yönetiminin gelişmesine katkıda bulunmuştur.
Son yıllarda performans yönetimi anlayışı oldukça değişmiştir. Kavramsal
değişiklikler beraberinde uygulamada değişiklikleri de beraberinde getirmektedir. Bu
anlayış değişikliği 90’lı yılların başında başlamış ve sonlarına doğru olgunlaşmıştır.
Bu dönemde performans yönetiminde sadece çıktıların değil, hem girdi hem de
çıktılar aynı anda incelenmesi gerektiği anlaşılmış ve merkezi bir değerlendirme
yerine katılımcı bir değerlendirme anlayışı benimsenmiştir (Ildır, 2008, s.105-106).
Performans yönetimi sistemi, gerçekleşmesi beklenen örgütsel amaçlara ve bu
yönde çalışanların ortaya koyması gereken performansa ilişkin ortak bir anlayışın
örgütte yerleşmesi ve çalışanların bu amaçlara ulaşmak için gösterilen ortak çabalara
58
yapacağı katkıların düzeyini artırıcı bir biçimde yönetilmesi, değerlendirilmesi,
ücretlendirilmesi ya da ödüllendirilmesi ve geliştirilmesi sürecidir (Barutçugil, 2002,
s.125).
Performans yönetimi, yönetimin planlama ve denetim faaliyetlerinin daha
geniş bir çerçevede ve performans kavramındaki gelişmeler ışığında uygulanmasına
yönelik çağdaş bir yönetim anlayışıdır. Örgütün amaçlarını ve görevlerini mümkün
olabilecek en iyi ve en başarılı bir biçimde gerçekleştirmek için, örgüt kaynaklarını
performanslarına göre seçme ve değerlendirme sürecidir. Dolayısıyla performans
yönetimi verimliliğe, etkililiğe ve ekonomik olmaya odaklanmış örgüt yönetimi
anlayışı olup, tüm bunlara ulaşabilmek için ölçülebilir hedefler koymayı ve bu
hedeflere ilişkin olarak çıktıları (ürünleri) sürekli ölçmeyi gerekli kılmaktadır
(Bilgin, 2004, s.13-14).
2002 yılında ABD’de hizmet veren Ulusal Dönüm Noktası Programı Ofisi
(Turning Point Program National Office) tarafından yayınlanan sağlık hizmetlerinde
performans yönetimi ile ilgili literatür çalışmasında kamu sağlık performans
yönetiminin dört anahtar elemanından bahsedilmektedir. Buna göre performans
yönetimi yönetimsel kararların alınmasında performans verilerinin kullanılmasıdır.
Buna göre performansın anahtar elemanları şunlardır;
- Performans standartları
- Performans ölçümü
- Durum raporu
- Kalite iyileştirme süreci
Şekil 3.1 kamu sağlık programlarının, örgütlerinin ve sistemlerinin kolay
anlaşılması için oluşturulan kamu sağlık uygulamalarının elemanları ile özdeşleşen
performans yönetim modelini göstermektedir. Ayrıca çizilen bu çerçeve sorumluluk,
etkililik (effectiveness) ve benchmarking kavramları gibi kamu sağlık politikaları ile
ilgili konuları pratik ve uygulanabilir bir modelle bağlamaktadır. Bu yeni performans
yönetim modelinin odağı performans ölçümüdür.
59
PERFORMANS STANDARTLARI PERFORMANS ÖLÇÜMÜ
İlgili standartların tanımlanması Göstergeleri netleştirmek Göstergelerin seçilmesi Ölçüm yöntemini tanımlamak Amaç ve hedeflerin seçilmesi Veri sistemlerini geliştirmek Beklentilerin belirlenmesi Veri toplamak
İLERLEME RAPORU KALİTE İYİLEŞTİRME SÜRECİ Verilerin analizi Çıktıları iyileştiren kararlar Sağlayıcıları bilgilendirmek Değişimi yönetmek
Düzenli raporlama döngüsünü geliştirmek Öğrenen örgüt yaratmak
Şekil 3.1: Performans Yönetimi Modeli
Kaynak: Turning Point Program National Office, 2003, s.12
Yukarıdaki şekilde görüldüğü gibi performans yönetim sürecinde öncelikle
örgütün amaç ve hedefleri belirlenmeli, gelecekle ilgili beklentileri ortaya
konulmalıdır. Ardından hastanenin yapısına uygun performans göstergeleri seçilmeli
ve bu performans göstergeleri ışığında belirlenen genel kabul görmüş performans
standartları netleştirilmelidir. İkinci olarak performans ölçümünün yapılması gerekir.
Performans ölçümünde önemli nokta ölçüm yönteminin tanımlanması ve belirlenen
performans göstergeleri ile ilgili verilerin toplanmasıdır. Verilerin analizi ve analiz
edilen verilerin sonuçları ile ilgili yöneticilere, personele, politika belirleyicilere,
kuruculara geri dönüş yapmak performans yönetiminin üçüncü anahtarı olan durum
raporlarının hazırlanması sürecidir. Örgütün performans ölçüm sonuçlarına göre
örgütün performansının ve kalitesinin iyileştirilmesi süreci başlar.
Bu bağlamda, Novick ve diğerleri de (2008), performans yönetimini
yapılan işlerle ilgili detaylı verilerin raporlanması ve düzenli bir şekilde toplanması
şeklinde tanımlamışlardır. Performans yönetimi, örgütlerin kurumsal kapasitelerini,
PERFORMANS YÖNETİM SİSTEMİ
60
süreçlerini ve önceliklerini doğru bir şekilde tespit etmeleri ve hizmet sundukları
toplulukların ihtiyaçlarına etkili bir şekilde karşılık vermelerini sağlayan örgüt
standartlarının belirlenmesi, ölçümü ve ölçülen performansı iyileştirme çabaları ile
bütünleşmiştir.
Performans ölçümü, kapasite, süreç ve sonucun nicel temsili olup
performansı değerlendirmeye uygun hale getirmektedir (Novick ve diğerleri, 2008,
s.459-462). Performans ölçümü örgütte nelerin olduğunu gösterir; neden ve nasıl
olduğunu göstermez. Neden ve nasıl sorularına yanıt veren performans
değerlendirme araştırmalarıdır. Performans değerlendirme araştırmaları (bazen
program değerlendirme de denir), sosyal müdahalelerin faydaları, uygulamaları,
tasarımı ve kavramsallaştırılması konularının derinlemesine değerlendirilmelerini
sağlamaktadır. Performans ölçümü ise kapsamlı değerlendirme bileşenlerinden
sadece birini gösterir; ancak temel amacı faaliyetler kümesi döngüsünü başlatan
değişiklikler hakkında yöneticilere bilgi vermektir.
Nadzam ve Loeb (1998)’e göre de performans ölçümü kurumun bakım
sürecinin güçlü ve zayıf yönlerini keşfederek sürecin mevcut durumunun gerek
yöneticiler gerekse de çalışanlar tarafından anlaşılmasını, aksayan yönlerin
iyileştirilmesini, güçlü yönlerin motive aracı olarak kullanılabilmesini sağlamaktadır.
Performans denetimi ise, (operational audit, performance audit) bir örgütün
faaliyetlerinin verimliliği ve etkinliğini değerlemek amacıyla bu faaliyetlerle ilişkili
usul ve yöntemlerin uygulanışının gözden geçirilmesini kapsamaktadır. Hem
performans denetiminin hem de performans değerlendirmenin yapılabilmesi için
öncelikle (önceden belirlenen standartlar ve bu standartları oluşturan göstergeler
ışığında) performans ölçülmelidir (Novick ve diğerleri, 2008, s.459-481).
Ayakta Sağlık Bakımı Akreditasyon Birliği (Accreditation Association for
Ambulatory Health Care – AAAHC)’ne göre, klinik performansın ölçümü, sağlık
bakım hizmetlerine ilişkin hasta deneyimlerinin sonuçlarının değerlendirilmesi
sürecidir ve klinik kalite iyileştirme programlarının önemli bir parçasıdır. Burada
önemli olan sağlık hizmetinin nasıl sunulduğu ve hastaları nasıl etkilediğidir.
Ildır (2008)’a göre, bir sağlık işletmesinde etkin bir performans yönetiminin
sağlanması için ölçülecek performans göstergesinin ne derece etkin ve anlamlı
61
olduğu iyi analiz edilmelidir. Nadzam ve Loeb (1998)’e göre ölçülecek performans
göstergeleri sağlayıcılara, sigorta kuruluşlarına, müşterilere, yöneticilere, sağlık
profesyonellerine, sağlık hizmeti araştırmacılarına sunulan sağlık hizmetinin, mevcut
durumunu net bir şekilde ortaya koyacak göstergelerden seçilmelidir.
Sağlık kurumlarında, performans ölçüm faaliyetleri, üretilen iş ile ilgili
örgütlerin içsel çabalarını ve de örgütler arası çabaları takip etmede kullanılmaktadır.
Örgütler, hem içsel kalite iyileştirme hedeflerini başarmak hem de harici
paydaşlarına karşı sorumluluklarını yerine getirmek için performans ölçüm
faaliyetlerine güvenmektedirler. Kamu sağlık kurumları da kompleks kamu sağlık
süreçlerini doğru bir şekilde yönetebilmek için performans ölçümüne odaklanmaya
başlamışlardır (Çevik, 2007, s.24-39).
Performans ölçümü hem kamu hem de özel sektör için performansın
iyileştirilmesinde kullanılacak etkili faaliyetlerdir ve bu yüzden önemli bir yönetim
aracıdır. Bu araç şu temel ilkeden çıkmıştır: bir şeyleri iyileştirmek için onu kontrol
edebiliyor olmalıyız; kontrol etmek için onu anlayabiliyor olmalıyız; ve anlamak için
onu ölçebiliyor olmalıyız. Performans ölçümü ve performans iyileştirme arasındaki
bağ, 1900’lerden beri süren performans ölçüm çabalarının etkilerinin ve bu
çabalardan alınan derslerin anlaşılması için kaynak olmaktadır (Novick ve diğerleri,
2008, s.459-481).
Performans ölçümü, performans görüntüleme ve performans iyileştirme
literatürde geçen başlıklardır. Temelde, performans ölçümü bir seçimdir; hem
kamuyu hem de diğer müşterileri etkileyen faaliyetlerin kritik yönlerinin nicel
ölçümüdür. Daha basite indirgemek gerekirse, performans ölçümü elde edilen
sonuçlar ve üretilen iş ile ilgili detaylı verilerin toplanması ve raporlanmasıdır.
Etkili performans ölçümü süreci paydaşların girdilerini birleştirerek, üst
liderliğin desteğini teşvik eder; görevlerin açıkça tanımlanabilmesini sağlayarak,
uzun vadeli hedeflerin ve amaçların belirlenmesine yardımcı olur ve kısa vadeli
hedeflerin hazırlanmasını sağlar; basit ve yönetilebilir girişimlerin tasarlanmasını
sağlayıp, sürecin gerektirdiği teknik yardım ve desteğin ne olduğunun anlaşılmasını
sağlamaktadır. Bu nedenle performans ölçümü pek çok önemli amaca hizmet eder,
62
performansın etkililiğini artırmak için yapılan çabaların sonuçları ve kullanım
kapasitesi hakkında bilgi vermektedir.
Performans ölçümünün potansiyel faydaları şunlardır (Chumpong, 2003, s.6;
Novick ve diğerleri, 2008, s.461);
- Daha anlamlı hedeflerin ve amaçların belirlenmesi
- Güçlü ve zayıf yönlerin anlaşılması
- İşbirliği fırsatlarının yakalanabilmesi
- Sorumluluk alanlarının netleştirilmesi
- Kalitenin iyileştirilmesi
- Örgütün gelişiminin takip edilebilmesi
- Etkili iletişim
- Doğru kaynak tahsisi
Performans ölçümünün farklı biçimleri vardır. Genel kabul görmüş, objektif
standartlarla ölçüm ki bunlara performans standartları denir. Performans standartları
ne yapılacağı veya başarılacağı hakkındaki beklentilerdir. Performans standartlarını
oluşturan unsurlara da performans göstergeleri denir (Novick ve diğerleri, 2008,
s.462).
Şekil 3.2 sağlık sisteminde performans ölçümünün çerçevesini
göstermektedir. Buna göre, performans ölçümünü gerçekleştirmek için kapasite,
süreç ve sonucu içeren performans boyutlarını tanımlamak gerekmektedir. Kapasite,
sağlığın önemli süreçlerinin gerçekleşmesi için gereken kaynaklardır; bakım
hizmetlerinin temel altyapısını oluşturmaktadır. Süreç, sağlık problemleri ve
uygulamalarıyla ilgili neler yapıldığını ifade eder. Bu yapılanları gösteren sağlığın
çıktılarıdır. Sonuç, süreç sonucunda bireyler ve nüfus üzerinde kısa ve uzun
dönemdeki değişikliklerdir. Sonucun ölçümü, sürecin müşteri memnuniyeti, risklerde
azalma, sağlık statüsü üzerindeki etkisinin anlaşılmasıdır. Sonuç sağlık hizmetlerinde
ne yapıldığını, süreç ise bu yapılanların nasıl yapıldığını göstermektedir.
63
KAPASİTE SÜREÇ SONUÇLAR
SİSTEMİN GİRDİLERİ
ANAHTAR SÜREÇLER ÇIKTILAR
-İşgücü
-Bilgi
-Örgüt ilişkileri
-Tesisler
-Finansman
Toplumun öncelikleri ile uyumlu programlar
ve hizmetler
-İyileşmiş örgütsel
performans
-İyileşmiş program
performansı
İyileşmiş Sonuçlar
Şekil 3.2: Sağlık Sistemi Performans Ölçüm Çerçevesi
Kaynak: Novick ve diğerleri, 2008, s.473.
Şu halde, performans ölçümü uygulamaları kapasite, süreç ve nihai sonuçlara
ait bilginin sağlanmasını içermektedir. Performans ölçümü performansın boyutları
hakkında da bilgi vermektedir. Örneğin, sonuç ile kapasite arasındaki bağın
değerlendirilmesi, maliyet etkilik veya hastalık başına maliyet gibi, etkililiğin
(effectiveness) değerlendirilmesini sağlamaktadır. Bunun gibi sürecin kapasite ile
olan bağının değerlendirilmesi ise hizmet birimi başına maliyet hakkında bilgi
vermektedir.
Proctor ve Campbell (1999)’e göre, sağlık hizmetlerinin performansının doğru
ölçülebilmesi doğru göstergelerin tanımlanması ile mümkündür. Doğru
göstergelerin tanımlanabilmesi için de hasta deneyimlerinin, klinik aktivitelerinin,
bakımın hizmetinin geliştirilebilmesi için yeniliklerin takip edilmesinin, kurumun
sağlık algısının ve buna paralel yaptıkları reklamların, hizmete erişimin, maliyet
etkinliğinin ve sunulan hizmet sonucunda hastaların hayat kalitesinin ne kadar
yükseldiğinin göz önüne alınması gerekmektedir. Doğru performans göstergeleri ile
Sağlamak Politika geliştirmek
Belirlemek
64
yapılan performans ölçüm sonuçlarının neden ve nasıl olduğunu anlayabilmek için
performans değerlendirme yöntemleri kullanılmaktadır.
3.5. Sağlık Kurumlarında Performans Değerlendirme Yöntemleri
Performans değerlendirme gelecekteki kararlara ve işlemlere dayanak olmak
üzere çalışmada gösterilen başarıya ya da başarısızlığa periyodik ve biçimsel bir
değer biçme işlemidir (Canman, 1993, s.2). Yöneticilerin örgütlerin performansını
geliştirebilmek için girişimde bulunmalarında değerlendirme sistemleri başlıca
yöntemdir (Shortell ve Kaluzny, 2000, s.361).
Örgütlerde performans değerlendirme yöntemleri, örgütler gibi sürekli
değişim ve gelişim içindedirler. Ancak hangi yöntem kullanılırsa kullanılsın
performans değerlendirme sürecinin başarıya ulaşabilmesi için öncelikle şu soruların
cevaplanması gerekmektedir (Tengilimoğlu ve diğerleri, 2009, s.326-327);
- Değerlendirme kriterleri neler olacak?
- Hangi standartlarla değerlendirilecek?
- Değerlendirme ne sıklıkla gerçekleşecek?
- Değerlendirmeyi kim ve kimler yapacak?
- Değerlendirme yapacak kişilerin eğitimi nasıl olmalı?
Değerlendirme kriterlerinin seçiminde ölçümü yapılacak işin özelliği göz
önünde bulundurularak açık ve anlaşılır kriterler belirlenmelidir. Standartlar ise bir
bakıma değerlendirme hedeflerinin belirlenmesini ifade eder. Performans
değerlendirmede kullanılacak standartların başarılı olabilmesi için spesifiklik,
ölçülebilirlik, ulaşılabilirlik ve gerçeklik ölçütlerini taşımaları gerekmektedir.
Performans değerlendirmesi genellikle zaman alıcı ve zor bir süreçtir. Bu
nedenle değerlendirme çalışmalarının çok sık yapılması pek verimli olmaz.
Performans değerlendirmede zaman aralıkları, örgütün yapısına ve örgüt hedeflerine
uygun olarak belirlenmelidir.
Değerlendirmenin kim ya da kimler tarafından yapılacağı konusu da örgütün
yönetim politikasına ve örgüt amaçlarına bağlı olarak seçilecek değerlendirme
yöntemine göre değişmektedir.
65
Örgütlerde, performans değerlendirmeye ilişkin birçok farklı sınıflandırma
bulunmaktadır. Harbour (1997)’a göre performans değerlendirmede kullanılacak
yöntemler şöyledir;
- Tanımlayıcı Ölçümler (Descriptive Measures): Ölçüm tipi örgüt
içinde ne olmuş ve ne oluyor sorularına cevap verir. Tanımlayıcı ölçümler Temel
Performans Ölçümü (Baseline Performance Measures) ve Yönelim Performans
Ölçümü (Trending Performance Measures) olmak üzere ikiye ayrılır. Temel
Performans Ölçümü, örgütün, sürecin ve fonksiyonun güncel seviyesini gösterir.
Yönelim Performans ölçümü ise önceden belirlenen standartlara göre belli bir zaman
dilimindeki örgütsel faaliyetlerin, çıktılarının ve başarılarının karşılaştırılmasıdır.
Örneğin 2008 yılı aralık ayı çıktıları 2008 yılı ocak ayı çıktıları ile karşılaştırılır.
- Tanısal Ölçümler (Diagnostic Performance Measures): Örgüt içinde
olanların neden olduğunu sorgular. Tanısal ölçüm sonuçlarına göre performansa
bağlı problemlerin nasıl iyileştirilebileceği anlaşılabilir.
- Kontrol Performans Ölçümleri (Control Performance Measures):
Hataların tespit edilmesi ve bir sonraki sefere aynı hatanın tekrar edilmemesi
amacıyla kullanılır. Asıl hedefi hata tespitidir. Bu ölçümde sıklıkla kontrol grafikleri
kullanılmaktadır.
Sağlık kurumları ve hastanelerin performans değerlendirmesinde ise
birbirinden çok farklı analizler, modeller ve ölçüm sistemleri olduğu için standart bir
ölçüm yöntemi sınıflandırması yapılması çok zordur (Shortell ve Kaluzny, 2000).
Sağlık hizmetlerinde kullanılan performans ölçüm yöntemleri şöyledir; Dünya
Sağlık Örgütü Performans Ölçüm Modeli (PATH), Dengeli Puan Cetveli (Balance
Scorecard-BSC), dışsal ölçümler (JCAHO ve MBNQA kriterleri, Maryland Kalite
Göstergesi Projesi, Sağlık İşverenleri Veri ve Bilgi Seti [Health Employer Data and
Information Set- HEDIS], Bilgisayarlı İhtiyaç Odaklı Kalite Değerlendirme Sistemi
[Computerized Needs-Oriented Quality Measurement Evaluation System-
CONQUEST]) ve Türkiye’de kullanılan Sağlık Bakanlığı Performans Değerlendirme
Sistemi’dir.
66
3.5.1. Dünya Sağlık Örgütü Performans Ölçüm Modeli (PATH)
WHO Avrupa Bölge Ofisi, sorumluluk, maliyet etkililik, sürdürülebilirlik,
kalite iyileştirme ve bunların hasta tatmini üzerinde etkilerini göstermek amacıyla
yeniden yapılanma adı altında bir dizi reforma girişmiştir. Reformlar, hastanelerde
performans değerlendirme için kanıta dayalı yönetim stratejileri ve politika
belirlemeyi hedef almışlardır. Bu amaçla WHO Avrupa Bölge Ofisi 2003 yılında
Hastanelerde Kalite İyileştirilmesi İçin Performans Değerlendirme Araçları –PATH
(Performance Assessment Tool for Quality Improvement in Hospitals) projesini
başlatmıştır.
PATH çerçevesinde toplam altı boyut ele alınmıştır. Bunlardan dördü temel
alanlar olan klinik etkililik, verimlilik, personel oryantasyonu, duyarlı yönetimdir.
Diğer iki boyut ise bu dört boyutu açıklayıcı perspektif oluşturan güvenlik ve hasta
merkezliliktir (Şekil 3.3).
Klin
ik E
tkili
lik
Ver
imlil
ik
Pers
onel
Ory
anta
syon
u
Duy
arlı
Yön
etim
Güvenlik
Hasta Merkezlilik
Şekil 3.3. PATH’in Tanımlayıcı Modeli Kaynak: WHO, 2007, s.7.
Klinik Etkililik: Her hastanenin kendine has mevcut bilgi durumu ile
hastanede sunulan klinik bakım veya hizmetlerin dağıtılması ve bütün hastalara en
büyük yararı sağlamak için arzulanan çıktılara ulaşılmasını sağlayan performans
67
boyutudur. Bakım sürecinin sonuçlarını ve bakımın uygunluğunu içermektedir
(WHO, 2007, s.6).
Verimlilik: Belirlenmiş elde edilebilir kaynaklardan maksimal çıktı sağlamak
için hastanenin girdilerinin optimal kullanılmasıdır. Hastane kaynaklarını, mali
oranlarını (finansal sistemler, devamlı boşa harcanan kaynaklar), personel oranlarını
ve kullanılan sağlık teknolojisini içermektedir (WHO, 2007, s.6).
Personel Oryantasyonu: Hastane çalışanlarının sunulan hasta bakımı için
gerekli vasıfta gelişimlerini sürdürmeleri için olumlu koşullarda sahip oldukları, iş
öğrenme ve eğitimlerini sürdürme fırsatları ve işlerinden memnuniyet düzeyleridir.
Personelin örgüte ve yaptıkları işe bakış açılarının ve bireysel ihtiyaçların
belirlenmesi ile ilgili çalışmalar, çalışan sağlığını destekleyici uygulamalar ve çalışan
güvenliğin sağlanması için alınan önlemler ile ilgili göstergeleri içermektedir. Bu
göstergeler yönetime personelin sağlığı, motivasyonu, devir oranları, işe
devamsızlıkları ve örgüte bağlılıkları hakkında bilgi vermektedir (WHO, 2007, s.6).
Duyarlı Yönetim: Hastanenin toplumun ihtiyaçlarına göre yenilikçi bir
anlayışla ve bütün vatandaşlara ırksal, fiziksel, kültürel, sosyal, demografik veya
ekonomik karakteristiklerine bakılmaksızın hizmet sağlayarak sağlığın
geliştirilmesine yardımcı olması için güvenli bakımı sürdürmesi ve koordine etme
derecesidir. Alt boyutları sistem/toplum entegrasyonu ve hastanenin toplum sağlığına
oryantasyonudur. Duyarlı yönetim kavramı, toplum oryantasyonunu (talepler ve
ihtiyaca cevap), ulaşılabilirliliği, devamlılığı, eşitliği, nüfusun taleplerindeki
değişikliklere uyum kabiliyetini (strateji uyumu) içermektedir.
Güvenlik: Güvenlik hastaları, hizmet sunucuları, yapı ve süreci içine alan bir
kavramdır. Hastanenin hastalara, sağlık hizmeti sunucularına ve çevreye zarar veren
veya risk altına sokan unsurları ölçülebilir bir şekilde azaltmaya veya önlemeye
çalışan ve farklı görüşleri de alarak uygun bir yapı ve hizmet sunum süreci
kurgulamayı amaçlayan bir performans boyutudur. Sadece hasta güvenliğini değil;
çalışan güvenliği ve çevre güvenliğini de kapsamaktadır (WHO, 2007, s.7).
Hasta Merkezlilik: Hastaların bakımın merkezine yerleştirilmesini sağlayan
bir performans boyutudur. Bu performans boyutu ile hastalara karşı duyarlı olmaya
vurgu yapılmaktadır. Hasta duyarlılığı kavramı içerisinde müşteri oryantasyonu
68
(sosyal desteğe ulaşım, iletilerin dikkate alınması, temel ihtiyaçlarda kalite, hizmet
sunucusunu seçim hakkı), hasta tatmini ve hasta beklentileri (kıymet verme, gizlilik,
otonomi, iletişim) yer almaktadır (WHO; 2003, s.10-12).
WHO hastane performansını çok boyutlu bir yaklaşımla savunmaktadır;
PATH’i oluşturan bütün boyutlar birbirine bağımlı ve eşzamanlı değerlendirme
yapılacak şekilde ilişkilendirilmiştir. Bu çok boyutlu yaklaşım PATH projesi
çerçevesinde temel hastane performansının tanımlanması temelinde
biçimlendirilmiştir. PATH kapsamındaki altı boyut ve içerdiği alt boyutlar aşağıdaki
Tablo 3.1’de gösterilmektedir.
Tablo 3.1: PATH Kapsamındaki Boyutlar ve Alt Boyutları Kaynak: WHO, 2004, s.5.
WHO Avrupa Ofisi, hastanelerde performans ölçümü konusunda İrlanda,
Danimarka, İngiltere ve Almanya’nın başını çektiği tüm üye ülkelerde performansın
değerlendirilmesi ve iyileştirilmesi konusunda ortak bir yöntem kullanılması amacı
Boyutlar Alt Boyutlar
Klinik Etkililik - Bakım sürecinin standartlara uygunluğu
- Bakım sürecinin sonuçları - Bakımın uygunluğu
Verimlilik - Uygunluk
- Bakım çıktılarına ilişkin girdiler - Olabilecek en iyi bakım için elde edilebilir teknoloji kullanımı
Personel Oryantasyonu
- Çalışma çevresi - Bireysel ihtiyaçların tanınması ve perspektifi
- Güvenlik insiyatifleri ve sağlık eğitimi aktiviteleri - Sağlık statüsü ve davranışsal tepkiler
Duyarlı Yönetim
- Sistem toplum bütünleşmesi - Halk sağlığı oryantasyonu
Güvenlik - Hasta güvenliği, personel güvenliği, çevre güvenliği
Hasta Merkezlilik
- Müşteri oryantasyonu - Hastaya saygı
69
ile bir rapor yayınlamıştır. Bu rapora göre bir hastanede performans nasıl ölçüleceği
ve nasıl izleneceği beş temel sınıflama ile belirlenmiştir (WHO, 2003, s.5).
- Düzenleyici Denetim (Regulatory Inspection): Çoğu ülkede, hastanelerin
yangın, hijyen, radyasyon, enfeksiyon kontrolü, kan nakli, tıbbi alet ve ilaç
denetimleri ve diğer konularda genel olarak yayınlanmış düzenlemelere uygunluğunu
izlemek için yasalarla belirlenmiş inceleme mekanizmaları bulunmaktadır. WHO,
(2003), denetimin ülkelerde hem var olan mevzuata göre hem de standartlara göre
yapıldığını belirterek denetim standartlarının, yaptırım gücüne ve şeffaflığa sahip
olmasını ve zamanında güncellenmesi gerektiğini ifade etmektedir. Ayrıca
standartların, hastanenin çalışması ve hastalara yeterli hizmeti sunmaları için asgari
düzeyi gösterdiği, aslında hastane performansı konusunda yeterince yol göstermediği
de bir başka durum olarak belirtilmektedir.
WHO’nun yapmış olduğu incelemeler sonucunda; mevzuatlar çerçevesinde
yapılan denetimler ve inceleme sonuçlarının, yerel olarak bir hükümet kuruluşu
tarafından yapıldığında personel ve hastalarla paylaşıldığı; denetimler ve incelemeler
merkezileştirildiğinde ise sonuçların genelde personel veya hastalarla paylaşılmadığı
görülmüştür. Mevzuatlar çerçevesinde yapılan hastane denetimi ve incelemeleri
standartlara uygunluğu aramakta ve yeterlilikler için asgari gereklilikler cinsinden
performansı ölçmektedir. Bu tür bir denetim biçimsel yenilikleri teşvik etmemekte,
hasta ve hastanenin bilgilerini de geliştirememektedir. Tüm bu yönleri ile aslında
mevzuata göre düzenleyici denetimin performans değerleme için eksik bir yöntem
olduğu; ancak rutin olarak yapılması nedeni ile de kullanılabilecek diğer yöntemleri
uygun şekilde tamamlayabileceği söylenebilir (Esatoğlu, 2007b, s.375).
- Müşteri Beklentilerine Yönelik Araştırmalar (Surveys of Consumers’
Experiences): WHO (2003), hastane performansının özellikle sağlık eğitimi, hastanın
yetkilendirilmesi, güçlendirilmesi, konfor, şikayet mekanizmaları, bakımın
sürekliliği gibi konulara odaklı hale getirilmesinin gerekliliğine vurgu yapmaktadır.
Müşteri anketleri, müşteriler ile kurulması önerilen bilgi ağının sağlanmasında temel
olabilmektedir (Esatoğlu, 2007b, s.376). Müşteri tatmini anketleri, daha önceleri
sağlık kurumu düzeyinde veya bölgesel düzeyde manuel olarak doldurulmakta idi;
ancak bugün bazı ülkelerde ulusal düzeyde kapsamlı dijital anketler
yapılabilmektedir. Bu ülkelerde ulusal anketler standart tekniklerle, bağımsız
70
kuruluşlar tarafından yürütülmekte ve yayınlanan sonuçlar da, hastanelerin
performansını belirlemede etkili olmaktadır.
- Bağımsız Kuruluşlar Tarafından Yapılan Değerlendirmeler (Third-party
Assessments): Sağlık kurumları ve hastanelerin performansları yaygın olarak Uluslar
arası Standartlar Örgütü (International Organization for Standardization – ISO),
Uluslararası Akreditasyon Örgütü (Joint Commission on Accreditation of Healthcare
Organization - JCAHO) gibi bağımsız kuruluşlar tarafından değerlendirilmektedir.
Bağımsız kuruluşlar ziyaretler, anketler, değerlemeler veya denetimler yoluyla içsel
değerlemeyi dışsal görüşle birleştirmek için açık ve nesnel standartlar
kullanmaktadırlar.
- İstatistiksel Ölçütler Kullanılması (Statistical Indicators): İstatistiksel
ölçütler, hastanelere performans yönetimi, kalite geliştirilmesi ve daha ileride
yapılabilecek yeni incelemeler için fikir verebilmektedir. İstatistikler mutlak
mesajlardan çok göreceli mesajlar vermektedir. İstatistiksel ölçütler, kullanılan
tanımlar ve dayandıkları verilerin kalitesiyle orantılı olarak dikkatli yorumlanmalıdır.
İstatistiksel ölçütler, hastane performansını içsel veya dışsal olarak değerlemek için
kullanılan araçlardır. Uygulamada genellikle rutin biçimde sağlanacak her veriyi
temel alacak şekilde seçilerek önceden belirlenmiş hedeflere uygunluğu ölçmek için
tasarlanmışlardır.
İstatistiksel ölçütlerin performans ölçümünün erişilebilir, oldukça ekonomik
ve potansiyel olarak standart yollarını gösterdiği kabul edilmekle birlikte
kullanımlarıyla ilgili birçok uyarı da hatırlatılmaktadır. WHO’nun performans
ölçümünde istatistiklerin kullanılması ile ilgili uyarısı, hastane performansı ile ilgili
ham verilerin yorumlanmasının hastanenin kontrolünün dışında birçok sosyal ve
ekonomik değişkene dayanabileceği için istatistik yorumlarına dikkat edilmesine
ilişkindir.
Öz Değerlendirme (Internal Assessments): Hastanelerin örgüt içinde önem
verdikleri konulara göre kendilerinin belirlediği değerlendirme şeklidir.
71
3.5.2. Dengeli Puan Cetveli (Balanced Scorecard)
Robert S. Kaplan ve David P. Norton tarafından geliştirilen Dengeli Puan
Cetveli-DPC (Balanced Scorecard) performansı tüm boyutlarıyla inceleyen kapsamlı
bir performans değerlendirme aracıdır (Chumpong, 2003, s.11). Kaplan ve Norton
(2007) geliştirdikleri DPC’i şu şekilde tanımlamışlardır: DPC örgütün misyonu ve
stratejisini ayrıntılı bir performans ölçüm setine çevirerek stratejik ölçüm ve yönetim
için bir çerçeve oluşturan ve her büyüklükteki organizasyonda kullanılabilecek bir
performans yönetim sistemidir.
Chang (2007)’nin İngiltere’de sağlık hizmetlerinde performans
değerlendirmenin kapsamını belirlemek için yerel sağlık kurumları yöneticilerine
yaptığı anket çalışması sonucuna göre, DPC örgütsel performansı tüm yönleriyle
ölçen, yapılan uygulamalar sonucunda performans göstergelerinde meydana gelen
değişiklikleri ve göstergelerin birbirlerini ne yönde etkilediğini ortaya koyan
kapsamlı bir performans değerlendirme aracıdır. Buna göre, DPC süreç ve sonuçların
hem iç hem de dış çevredeki etkilerinin belirlenmesine katkıda bulunarak, örgütün
strateji haritasının çizilmesine yardımcı olmaktadır. Ayrıca DPC kısa ve uzun vadeli
örgütsel hedeflere ulaşılıp ulaşılamayacağı konusunda da yol göstericidir. DPC
sayesinde örgütün hedeflerine ne kadar yakın olduğu anlaşılıp, elde edilen sonuçlara
göre örgütsel hedefler yeniden revize edilebilinir (Kaplan ve Norton, 2001, s.87-90).
Kaplan ve Norton yaptıkları araştırmalar sonucunda ortaya koydukları DPC
sistemi ile performansı; finansal, müşteri, iç iş süreçleri, öğrenme ve gelişme olmak
üzere dört boyuta indirgemişlerdir (Şekil 3.4). Dört boyutta performans ölçütlerinin
tespiti için şu soruların cevaplandırılması önerilmektedir: Şirketimiz hangi finansal
hedeflere ulaşırsa ortaklarımız tarafından başarılı olarak kabul edilecektir?
Vizyonumuza ulaşmak için müşterilerimiz tarafından nasıl algılanmalıyız?
Müşterilerimizi tatmin etmek için hangi iş süreçlerimizde mükemmelliği
hedeflemeliyiz? Vizyonumuza ulaşmak için nasıl bir kurumsal öğrenme ve gelişme
modelimiz olmalı? Bu sorulara verilecek cevaplar çerçevesinde, işletmelerin strateji
ve vizyonları finansal, müşteri, iç iş süreçleri ve öğrenme ve gelişme perspektifleri
ile ilişkilendirilmiştir. Bu anlamda DPC stratejiyi aksiyona dönüştürmeye yardım
eden, vizyon ve stratejiden kökenini alan bir ölçüm sistemidir (Tarım, 2004, s.235).
72
Şekil 3.4. Dört Bakış Açısının Vizyon ve Stratejiye Dönüştürülmesi
Kaynak: Kaplan ve Norton, 2007, s. 13
Amaratunga ve diğerleri (2002)’ne göre DPC, sağlıklı, dengeli, etkin ve etkili
bir örgüt yaratmada sadece finansal göstergeleri değil hizmet sağlayıcıları kadar
müşteri ihtiyaç ve beklentilerini göz önünde bulunduran ve çıktıların değerini artıran
stratejik performans yönetim aracıdır. Buna göre DPC, örgütün potensiyelini
artırmada ve hedeflerine ulaşmasını sağlamada etkin ve etkili bir yol göstericidir.
Şekil 3.4’de görüldüğü gibi DPC’nin finansal perspektifi, hem iç iş
süreçlerini hem de müşteri perspektifini etkileyen örgütün finansal karlılığını ve
finansal faaliyetlerini tanımlayan göstergeleri içermektedir. Bu göstergeler, örgütün
finansal performansını göstermektedir. Müşteri perspektifi, gerek klinik gerekse de
destek hizmetler ile ilgili müşteri ihtiyaç ve beklentilerine göre belirlenen
göstergeleri içermektedir. İçsel iç süreçleri perspektifi ise, müşteri beklentileri ile
73
hizmet sağlayıcılarının beklentilerini karşılamak için yapılması gereken örgüt içi
düzenlemeler ile içsel iş süreçlerinde gerçekleştirilmesi gereken iyileştirmelere ait
göstergeleri içermektedir. Bu göstergeler tespit edilen müşteri ihtiyaçlarının hangi
hizmetlerle ve nasıl karşılanabileceğini tanımlamayı ve sonuçta müşteri
memnuniyetini artırmayı hedeflemelidir. Öğrenme ve gelişim perspektifi ile müşteri
ve içsel iş süreçleri perspektifi karşılıklı olarak birbirlerini etkilemektedir. Buna göre
öğrenme ve gelişim perspektifi, müşteri ve içsel iş süreçleri ölçmek için belirlenen
göstergelerinin başarısını artırmak adına yapılması gereken yenilikler ile üretilen
ürün veye hizmetin kalitesinin artırmak için dünyada yaşanan değişimler takip
edilerek örgütsel adaptasyonun sağlanması amacıyla çalışanların yeterliliğini, bilgi
sistemini ve örgütsel hedefleri geliştirecek faaliyetleri tanımlayan göstergeleri
içermektedir (Kaplan ve Norton, 1996).
Gao ve Gurd (2006) DPC’yi örgütler için mucizevi tedavi olarak
adlandırmakta ve DPC’deki denge ifadesinin önemine dikkat çekerek, potansiyel
faydalarını şu şekilde sıralamıştır;
1) Örgütün kısa ve uzun vadeli hedeflerinin belirlenmesinde yol göstericidir.
2) Örgütün finansal ve finansal olmayan performansının ölçülmesini teşvik
eder.
3) Örgütün içsel ve dışsal bileşenlerini göz önünde tutulmasını sağlar.
4) DPC perspektiflerine uygun olarak seçilen performans göstergeleri
sayesinde örgütün geçmiş durumu ölçerek gelecekteki olması muhtemel performans
düzeyi hakkında yöneticilere bilgi verir.
Chumpong (2003)’ e göre DPC hizmet sağlayıcıların ve müşterilerin ihtiyaç
ve beklentilerinin tanımlanarak, bu beklenti ve ihtiyaçlar ışığında içsel iş
süreçlerinin, yeniliklerin, öğrenme ve gelişim aşamalarının düzenlenmesi ile
gelecekteki performansın yönetilebilmesini tanımlamaktadır.
DPC finansal ve finansal olmayan performans ölçüm sistemlerini birleştiren
ve örgütün her düzeyindeki çalışanlara, örgütün, performansı hakkında geri dönüş
sağlayan bir yönetim yaklaşımıdır. Günümüz sağlık kuruluşları da bu programı
uygulamaya başlamışlardır (Shutt, 2003, s.42-45). Çünkü DPC yapısı gereği sağlık
74
hizmetlerinin çıktılarını değerlendirmek için en uygun metottur (Fryzlewicz, 2000,
s.7). Klassen ve diğerleri (2010), sağlık ve sosyal hizmetlerde performansın
ölçümünün çerçevesini çizmek için yaptıkları literatür çalışmasında DPC’nin, sağılık
hizmet performansını tüm boyutlarını ile ele alan kapsamlı bir performans
değerlendirme yöntemi olduğunu ve bu nedenle örgütsel performansın
değerlendirilmesinde sıklıkla tercih edildiğini belirtmektedir.
Olve ve diğerleri (1999)’ne göre bir örgütte DPC’ni kurmak için uygulanması
gereken aşamaları şu şekilde sıralamışlardır;
1. Örgütsel vizyonu belirlemek
2. Örgütsel vizyona dayalı performans perspektiflerini belirlemek
3. Her bir performans perspektifinin stratejik hedefini belirlemek
4. Kritik başarı faktörlerini tanımlamak
5. Kritik başarı faktörlerinin neden ve sonuçlarını açıklayan anahtar
performans göstergeleri belirlemek
6. Kapsamlı bir puan cetveli oluşturmak
7. Ölçülecek performans göstergelerinin örgütteki hangi departmanı veya
üniteyi ilgilendirdiğini belirlemek ve çalışanlara bu konuda eğitim vermek
8. Performans göstergelerinin ne sıklıkta ölçüleceğini tayin etmek
9. Puan cetvelini uygulamak
Kunz ve Schaaf (2011), klinik hizmet performansını ölçmede kimi
göstergelerin düşmesini kimi göstergelerin yükselmesini, istenilen düzeyde olan
performans göstergelerinin ise sabit kalmasının beklendiğini; bu yüzden hastane
performansını ölçmede DPC yöntemi kullanılırken, her gösterge için hedef bir değer
belirlenmesi gerektiğine dikkat çekmektedirler.
Stratejik ve işlevsel karar almanın risklerini ve faydalarını yükselten bir bakış
açısı sağlayan DPC değişim ve kalite iyileştirme sürecini kolaylaştırabilir, bir
sorumluluk mekanizması sağlayabilir ve sağlık planlama sürecini destekleyebilir.
(Woodward ve diğerleri, 2004, s.6-12). 2004 yılında Afganistan Kamu Sağlık
Bakanlığı’nın, ülkedeki temel sağlık hizmetlerini yapılandırmak, performansını
izlemek ve yönetmek amacıyla yaptığı çalışma Woodward ve diğerlerinin bu
söylemini destekler niteliktedir. Yapılan çalışmada DPC perspektifleri ülke
75
ihtiyaçlarına göre revize edilerek, altı perspektif (hasta ve toplum, çalışan, hizmet
sunum kapasitesi, hizmet sunumu, finansal sistemler ve genel vizyon) belirlenmiştir.
Belirlenen altı perspektife dayalı olarak ülke genelinde toplam 600 sağlık
yerleşkesinin performansını ölçmek için hasta ve çalışan memnuniyeti ve
beklentileri, tıbbi malzeme miktarı, sunulabilen klinik hizmet kapasitesi, hastaların
ve yapılan faaliyetlerin kayıt altına alınması, aile planlaması ve ana-çocuk sağlığı
gibi konuları kapsayan 29 performans göstergesi belirlenmiştir. 2006 yılının sonuna
gelindiğinde belirlenen 29 performans göstgergesinin tamamında iyileşme
gözlenmesine rağmen, yapılan analizler sonucu 16 performans göstergesinde
istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmuştur (Hansen ve diğerleri, 2008, s.108-116).
Lin ve Durbin (2008) ruh sağlığı ve madde bağımlılığı birimlerinde sunulan
hizmetin performansını belirlemek için DPC’nin 4 kriterini revize ederek finansal
performans ve durum, hastaların bakım ile ilgili beklentileri, klinik kullanım
kapasitesi ve sonuçları, sistem entegrasyonu ve değişim olarak adlandırmışlardır.
Görüldüğü gibi Kaplan ve Norton’nun belirlediği 4 perspektif, performansı
değerlendirilecek örgütün, sistemin veya hizmetin gereksinimlerine göre
değiştirilebilinir. DPC ile performans değerlendirmede aslolan performansın tüm
boyutlarını ele alan dengeli, etkili ve etkin değerlendirme kriterleri belirlemektir. Bu
açıdan DPC sadece örgütsel performansı değil, sistemlerin veya hizmetlerin
performansını değerlendirmede de kullanılmaktadır.
Chen ve diğerleri (2006) DPC yöntemini kullanarak Çin ve Japon
hastanelerinin performansını karşılaştırmışlardır. Bu çalışmada iki ülkeden klinik
departman sayısı, hekim sayısı, yatak sayısı aynı olan birer tane eğitim ve araştırma
hastanesi seçilmiştir. DPC’nin finansal perspektifi kapsamında, toplam gelirin
toplam gidere oranı, varlıkları devir hızı, vaka başına maliyet, toplam hasta
gelirlerini personel harcamalarına oranı ve toplam hasta gelirlerinin tıbbi malzeme
maliyeti başına oranı; müşteri perspektifi kapsamında, hasta memnuniyeti ve
poliklinik bekleme süresi; içsel iş süreçleri kapsamında, personel memnuniyeti,
personel devir oranı, ortalama kalış günü, hekim başına poliklinik sayısı, hekim
başına acil hasta sayısı, hekim başına yatan hasta sayısı, mortalite oranı, hukuksal
statü kazanmış tıbbi kazalar ve son olarak öğrenme ve gelişim perspektifinde, tıbbi
76
araştırmalara yapılan harcamalar ve bir yılda tıbbi personel başına yapılan akademik
yayın sayısı göstergeleri kullanılmıştır.
Chumpong (2003) Tayland’da Phattalung ilindeki 3 hastanenin 2002 yılı
performansını DPC ile ölçmüş ve finansal perspektif kapsamında gelir-gider oranı,
ayakta hasta başına operasyonel harcamalar, yatan hasta başına operasyonel
harcamalar, personel başına yönetsel harcamalar, müşteri perspektifi kapsamında,
poliklinik sayısı başına hasta şikayetleri, hasta ve çalışan memnuniyeti, içsel iş
süreçleri perspektifinde, muayene süresi, tıbbi hata oranı, personel başıan poliklinik
sayısı, öğrenme ve gelişim perspektifi kapsamında bir personelin aldığı ortalama
eğitim süresi, yıllık eğitim alan personel sayısı, eğitim için yapılan harcamalar
kullanmıştır.
Yapılan bu çalışmalarda sağlık hizmetlerinin performansının
değerlendirilmesinde DPC’nin tercih edilmesinin temel nedeni Klassen ve
diğerlerinin tespitini destekler nitelikte olup, DPC’nin sağlık hizmetlerinin
performansını tüm boyutlarıyla ele alan kapsamlı bir değerlendirme yöntemi olduğu
vurgulanmaktadır.
3.5.3. Dışsal Ölçümler
Dışsal değerlendirme standartlaştırılmış ölçümlerle performansın
belirlenmesini ve izlenmesini sağlamaktadır. Dışsal değerlendirme ile elde edilen
bilgi ve hesap verebilirlik fonksiyonu hastaların ve hizmet sunucuların sunulan
hizmetin kalitesine olan güveni artırmaktadır. Veri tabanları, kullanıcı raporları,
profesyonellerin röportajları ve bağımsız bir kurum tarafından belirlenen standartlar
dışsal performans değerlendirme metotlarıdır (Hilarion ve diğerleri, 2009, s.94-100).
Ölçümler hastanelerin performansları ve iyileştirilmesi üzerine odaklanmakta,
bunu yaparken de vizyona odaklı stratejilerin geliştirilmesini, stratejilerin performans
göstergeleri ile ölçülebilir hale getirilmesini ve uzun döneme odaklı bir yaklaşımla
performansın iyileştirilmesi ve yönetilmesini vurgulamaktadır (Esatoğlu, 2007a).
JCAHO ve MBNQA kriterleri, Maryland Kalite Göstergesi Projesi, HEDIS
ve CONQUEST sağlık hizmetlerinde kullanılan başlıca dışsal değerlendirme
77
şekilleridir. JCAHO ve MBNQA’yi sağlık hizmetlerinde kalite yönetim sistemleri
bölümünde açıklamıştık. Bu bölümde Maryland Kalite Göstergesi Projesi, HEDIS ve
CONQUEST performans değerlendirme şekillerini açıklayacağız.
3.6.3.1. Maryland Kalite Göstergesi Projesi (The Maryland Hospital
Association Quality Indicator Project)
Johns Hopkins University’de oluşturulan Maryland Kalite Göstergesi Projesi
12 yıllık bir çalışma sonucu oluşturulmuş, tıbbın belirli alanları ile ilgili, bu
süreçlerin çıktılarına ait performansı ölçen gösterge setleridir. Model içinde yer alan
gösterge grupları yatan hasta, acil bakım, psikiyatri, pediatri, uzun dönemli hasta
bakımı ve süreç göstergeleri olarak belirlenmiştir. Proje’deki göstergeler sürekli
olarak genişletilmekte ve yeni tıbbi alanlar üzerinde çalışılmaktadır (Esatoğlu,
2007a).
3.6.3.2. HEDIS (Health Employer Data and Information Set-Sağlık
İşverenleri Veri ve Bilgi Seti)
HEDIS, içerdiği gösterge gruplarıyla, çıktıların performansının
ölçülebileceğini savunmaktadır. Örgütsel yönetim, bakım kalitesi, bakımdan
memnun kalma, kaynak kullanımı ve finans alanında 60’dan fazla performans
göstergesi belirlenmiştir (Tengilimoğlu ve diğerleri, 2009). HEDIS kamu ve özel
hizmet sağlayıcılarından elde ettiği hasta memnuniyeti ile ilgili verileri hastane
performansının ölçümünde standart kabul etmektedir. Amerika’da kar amacı
gütmeden hizmet veren Ulusal Kalite Güvence Komitesi (National Committee of
Quality Assurance –NCQA) hastaneleri akredite ederken HEDIS verilerini temel
almaktadır (Feinstein, 2002, s.473-475).
3.6.3.3. CONQUEST (Computerized Needs-Oriented Quality
Measurement Evaluation System-Bilgisayarlı İhtiyaç Odaklı Kalite
Değerlendirme Sistemi)
Sağlık Hizmetleri Politika ve Araştırma Ajansı (AHCPR-Agency for Health
Care Policy and Research) tarafından finanse edilen CONQUEST, Microsoft Access
tabanlı 1197 klinik performans göstergesine ait veri tabanı içermekte ve 57 yaygın,
maliyetli ve toplum sağlığını etkileyen hastalık gruplarına yönelik olarak
78
çalışmaktadır. Veri tabanı kullanıcının ihtiyaçlarına göre oluşturulabilmektedir
(www.ahrq.gov).
3.6.4. Sağlık Bakanlığı Performans Değerlendirme Sistemi
Performans göstergelerini olumlu yöne doğru geliştirecek olan sistemi
oluşturan organizasyonlar, kurumlar, kişiler ve bunların ortaya koydukları
uygulamalarıdır. Dolayısıyla uygulama boyutunda yer alan detaylar sistemin
performansına önemli derecede etki edecektir. İyi bir sistem performansı elde etmek
için uygulamada verimlilik, sağlık hizmetlerine erişim ve kaliteli hizmet sunumu
önemli araçlar olarak karşımıza çıkmaktadır.
Performans ölçüm kavram ve metotlarından bazılarının kamu hastaneleri
tarafından uygulanması için “Sağlık Bakanlığı Yataklı Tedavi Kurumları Kurumsal
Kaliteyi Geliştirme Ve Performans Değerlendirme Yönergesi” hazırlanarak
17/03/2005 tarihinde yürürlüğe konmuştur. Bu Yönergenin amacı, sağlık
hizmetlerinin iyileştirilmesi, kaliteli, verimli hizmet sunumunun sağlanması ve sağlık
kurumlarının bu hedeflere ulaşmaları için ölçülebilir, karşılaştırılabilir hizmet sunum
kriterlerinin belirlenmesi ve halkın görüşlerinin bu sürece yansıtılması ile buna
katkısı olan personelin teşvik edilmesidir.
Kurumsal kaliteyi geliştirme ve performans değerlendirme ile ilgili ilk
adımlar 2004 yılında Sağlık Bakanlığı’nın JCI ile yaptığı işbirliği anlaşması ile
atılmıştır. Bu anlaşma sonucunda, ilk fazda 100 ikinci fazda 150 kriter belirlenmiş ve
sağlık kurumlarının bu kriterler ile denetleneceği duyurulmuştur. İlk olarak eğitim ve
araştırma hastanelerinde uygulanan bu denetim çıktıları, performans kriteri olarak
kabul edilmiş ve yapılan değerlendirmeden (“KPK= Kurum performans katsayısı”,
“KMEK= Kurum muayene erişim katsayısı”, “HMAK= Hasta yakınları memnuniyet
anket katsayısı”, “KASDK=Kurum Altyapı ve Süreç Değerlendirme Katsayısı”,
“KVK=Kurum Verimlilik katsayısı” ve “KHK=Kurum Hedef katsayısı” ortalamaları
ile) alınan notlar ölçüsünde döner sermaye dağıtılacağı belirtilmiştir.
17/03/2005 tarihinde yürürlüğe giren “Sağlık Bakanlığı Yataklı Tedavi
Kurumları Kurumsal Kaliteyi Geliştirme Ve Performans Değerlendirme
79
Yönergesi”nde kurumsal performans ölçüm yöntemleri dört başlık altında
toplanmıştır. Bunlar ;
1- Poliklinik Hizmetleri: Hasta muayene hizmetlerine ilişkin olarak her
hekime bir oda tahsisi her ne kadar hastane performans ölçüm yöntemi olarak Dünya
Sağlık Örgütü tarafından önerilmemiş olsa da, başlangıçta ülkemiz için uygun bir
gösterge olarak kabul edilmiştir. Hastaların sağlık hizmetine erişimini kolaylaştıracak
adımların öncelikli hedeflerdir. Ülkedeki bütün hekimlerin sistemde aktif olarak yer
aldığı ve talebi karşılamak için yükün olabildiğince eşit paylaşıldığı bir yapı
oluşturulması, hastaların hekimlere yaygın dağılımını ve böylece hasta başına daha
fazla zaman ayırma imkânını sağlayacaktır. Ayrıca hastaların doktor seçme
özgürlüğü elde etmesini de kolaylaştıracaktır. Bu yüzden özellikle doktorların vaktini
en iyi şekilde değerlendireceği, hemen her doktorun sistemde eş zamanlı görevine
aktif olarak sahip çıkacağı ve hizmet sunacağı bir ortamı oluşturmak için böyle bir
ölçüt kullanılmıştır.
2- Kurum Kalite Kriterleri: Hastanenin sağlık hizmetlerine ilişkin kalite
ölçümü için uluslararası akreditasyon standartlarından (Joint Commision
International Accreditation) kamu hastanelerimizde test edilerek seçilmiş 100 kriter
alınarak bir öz değerlendirme öngörülmüştür. Bu kriterler, hastaların
değerlendirilmesi, hasta bakımı, bakıma ulaşım ve bakımın sürekliliği, hasta ve
yakınlarının eğitimi, hasta ve ailesinin hakları, yönetişim, yöneticilik, yönlendirme,
çalışanların nitelikleri ve eğitimleri, kalite iyileştirme ve hasta güvenliği, bilgi
yönetimi, tesis yönetimi ve güvenlik, enfeksiyonların kontrolü ve önlenmesi gibi
hususlara odaklanmaktadır. Her ne kadar başlangıçta bir dış değerlendirme koşulu
getirilmemişse de, kurumda kalite bilincini oluşturması açısından bu uygulama çok
önemlidir. Bu kriterlerin test edilerek artırılması ve bağımsız dış denetçilerle
denetlenir olması, bu süreci daha ileriye götürecektir. Kalite kriterlerinin kapsamı
dikkate alındığında kısmen hizmet sunum sürecinin ödüllendirilmeye çalışıldığı
düşünülebilir. Ancak, süreç ölçümü, sağlık bakım hizmetinin verilmesi sürecine
odaklanarak kanıta dayalı, iyi klinik uygulamalarını ödüllendirmeyi hedefler. Yani
daha geniş kapsayıcılığa sahiptir. Ne var ki üzerinde çok tartışılan ve pratik olmaktan
çok kuramsal planda kalan bir konu olduğu da unutulmamalıdır.
80
3- Hastane Alt Yapısının ve Bazı Süreçlerin Denetimi: Hastane alt
yapısının denetimi il düzeyinde yöneticilerin sorumluluğuna verilmiştir. Bu denetim,
bir kontrol çizelgesi çerçevesinde yapılmaktadır. Katkı payı ödemesi bu göstergelerin
sonucuna bağlı olduğu için, bugüne kadar kuramsal olmaktan öteye geçemeyen
denetimler, bizzat hastane çalışanları ve yöneticilerince talep edilir hale gelmiştir.
Hastanenin fiziki, personel, yönetim, cihaz, bilgi işlem alt yapısı ve çevre düzeni gibi
hususları içeren bir değerlendirme yapılmaktadır. Bu suretle hastanenin sürekli
denetlenir olmasını sağlamanın yanı sıra, il yöneticilerinin hastane sorunlarına vâkıf
olmalarına ve bunun çözümü için sorumluluk almalarına da fırsat tanınmaktadır.
Sağlık hizmeti performans ölçütlerinden alt yapının ve girdilerin kalitesinin ölçümü,
bu denetimle büyük oranda sağlanmaya çalışılmıştır. Yeterli sayıda ve eğitimli
personel gibi insan kaynaklarına ilişkin girdilerin olmayışı, bilgi sistemlerinin çok
yüzeysel ele alınması eleştirilebilir. Ancak, kamu hastane koşullarında uygulanabilir
bir performans değerlendirilmesi yapılmaya çalışıldığı unutulmamalıdır.
4- Hasta ve Hasta Yakınları Memnuniyetinin Ölçümü: Hasta
memnuniyetinin ölçümü için hasta ve hasta yakınları memnuniyet anketleri
tasarlanmıştır. Yatan ve ayakta hastalara yönelik iki anket seti ve anket uygulama
ilkeleri belirlenmiştir. Böylece hasta ve hasta yakınları sağlık hizmeti performans
ölçüm sürecine dâhil edilmiştir. Bilindiği gibi, insanın mutluluğunun sağlanması
rekabetçi sistemlerin en önemli araçlarından biridir. Sağlık hizmeti alanında bunun
somut uygulaması da hasta memnuniyetinin sağlanmasıdır. Performansı
ödüllendirme ölçütlerinin içinde hasta memnuniyetinin mutlaka dikkate alınması
gerektiği, üzerinde uzlaşılan bir husustur. Bu anketlerin başlangıçta hastanelerin
bizzat kendileri tarafından yapılması teşvik edilmiştir. Böylece kurumsal kapasite
geliştirilmektedir. Kurum dışından bağımsız kuruluşlarca yapılıp değerlendirilmesi
ile asıl amaca ulaşılmış olacaktır. Bu uygulamalarla birlikte her hastanede kalite
kriterleri değerlendirme ve anket uygulama birimleri kurulmuş ve sağlık
hizmetlerinde kalite kavramı bütün kamu hastane yöneticilerinin gündemine
oturmuştur.
Bu şekilde her başlık altındaki süreç ölçülüp, değerlendirilerek bir hedef
katsayı tespit edilmiştir. Dört başlığın katsayılarının aritmetik ortalaması ile kurumun
o dönem “kurumsal performans katsayısı” ortaya konmaktadır. Bu şekilde
81
sınıflandırılmış hastanelerin birbirleriyle sayısal olarak karşılaştırılması ve
hastanelerin belirlenmiş hedeflere olan uzaklıklarını bilmek mümkündür.
Ulusal akreditasyon kurumlarının kurulması ile harici bir değerlendirme
süreci de başlamış olacaktır. Bir başlangıç olarak belirlenen bu kriterler ile Sağlık
Bakanlığı’na bağlı bütün hastanelerin bulundukları sınıflara göre karşılaştırılması ve
ülke ortalamasının altında kalan hastanelerin objektif ölçülerle tespit edilmesi ve
böylece sorunların doğru tespit ve çözümüne katkıda bulunulması hedeflenmiştir.
Ayrıca “Sağlıkta Dönüşüm Programı” ile 2003 yılı başından itibaren artarak devam
eden hasta başvuru talebini karşılayan sağlık personelinin “kurumsal kaliteyi
geliştirme ve kurumsal performans” uygulaması ile mevcut talebi daha nitelikli
karşılar hale gelmesi amaçlanmıştır.
23/03/2007 tarihli ve 2542 sayılı “Sağlık Bakanlığına Bağlı Sağlık Kurum ve
Kuruluşlarında Kaliteyi Geliştirme ve Performans Değerlendirme Yönergesi” ile
kalitenin iyileştirilmesi ve performans değerlendirme çalışmaları sadece yataklı
tedavi kurumlarını kapsamaktan çıkmış ve tüm sağlık kurum ve kuruluşlarını kapsar
hale gelmiştir. Bu yönerge üzerinde bazı değişiklikler yapılarak 06/05/2009 tarihinde
“Sağlıkta Performans ve Kalite” yönergesi yeniden yayınlanmıştır.
06/05/2009 tarihinde yayınlanan ve bugün itibariyle de kullanılan “Sağlıkta
Performans ve Kalite” yönergesinde geçen kurumsal performans değerlendirmesinde
kurumsal performans katsayısı tanımı şöyledir;
- Kurumsal performans katsayısı: Bu Yönerge usul ve esaslarına göre
hesaplanan katsayıyı ifade eder ve şu şekilde hesaplanır;
“Kurumsal performans katsayısı = [(Muayeneye Erişim Katsayısı + Hizmet
Kalite Katsayısı + Memnuniyet Katsayısı + Kurum Verimlilik Katsayısı ) /4]”
Bu hesaplamada kullanılan katsayılar temelde 17/03/2005 tarihinde yürürlüğe
giren “Sağlık Bakanlığı Yataklı Tedavi Kurumları Kurumsal Kaliteyi Geliştirme Ve
Performans Değerlendirme Yönergesi”nde hesaplanan poliklinik hizmetleri, kurum
kalite kriterleri, hasta altyapısının ve bazı süreçlerin denetimi, hasta ve hasta
yakınları memnuniyetinin ölçümü ile aynı kapsamdadır.
82
Sonuçta performans katsayısı yüksek kurumlara Sağlık Bakanlığı’nca
belirlenecek usul ve esaslara göre Sağlık Bakanlığı’na bağlı sağlık kurum ve
kuruluşları ile diğer kamu, üniversite ve özel sağlık kurumlarına hizmet kalite belgesi
verilmesi planlanmaktadır. “Sağlıkta Performans ve Kalite” hizmet kalite belgesinin
tanımı yapılmış olmasına rağmen, belgelendirme çalışmalarına henüz
başlanamamıştır.
Bu yönerge kapsamında sağlık hizmeti sunumuna yeni başlayan kurumlar ile
aile hekimliği uygulamasının ilk defa başladığı kuruluşlarda, içinde bulunulan dönem
ve sonraki iki dönem için kurumsal performans katsayısı (1) olarak kabul edilir.
Ayrıca dönem içinde kurum tarafından verilen sağlık hizmetlerinin bir başka hizmet
binasında veya yerleşkede verilmeye başlanması durumunda ilgili kurumlarda ve
hizmet niteliği Bakanlıkça değiştirilen hastanelerde (genel hastane iken eğitim ve
araştırma hastanesi olanlar, genel hastane iken entegre ilçe hastanesi olanlar gibi) bir
sonraki dönem için kurumsal performans katsayısı (1) olarak kabul edilir. Bu durum
kamu hastaneleri arasında eşitsizliğe neden olmaktadır.
23/03/2007 tarihli ve 2542 sayılı “Sağlık Bakanlığına Bağlı Sağlık Kurum ve
Kuruluşlarında Kaliteyi Geliştirme ve Performans Değerlendirme Yönergesi”ne
göre; il genelindeki kurum ve kuruluşlarda performans ve kalite yönetimi
uygulamalarını koordine etmek, izlemek ve değerlendirmek amacıyla müdürlük
bünyesinde il performans ve kalite koordinatörlüğü kurulmuştur. Ayrıca kurumlarda
performans ve kalite yönetimi uygulamalarını sağlamaları için kurum performans ve
kalite birimleri kurulmuştur. Yine bu yönergeye göre kurumların muayene erişim
katsayısı, hizmet kalite katsayısı, memnuniyet katsayısı ve kurum verimlilik katsayısı
hesaplanarak kurumlar, muayene erişim katsayısı, 112 hizmet kalite katsayısı, 112
verimlilik katsayısı ve koruyucu hizmet katsayısı hesaplanarak kuruluşların
performanslarının değerlendirilmesi sağlanmıştır. Bu katsayılar ile performansa
dayalı ek ücretlendirme yapılmaktadır.
Sağlık Bakanlığı’nın Alt Yapı ve Süreç Değerlendirme Rehberinde,
Performansa Dayalı Ek Ücretlendirme Sistemi şu şekilde tanımlanmıştır; “Ülkemize
özgü bir model olarak geliştirilen performans ölçümü ve buna dayalı ek ödeme
sistemi, bireysel performansı ölçerek sağlık hizmetlerinin iyileştirilmesi, kaliteli,
83
verimli hizmet sunumunun teşvik edilmesi ve sağlık çalışanlarının motive edilmesi
amacıyla 2003 yılından bu yana uygulanmaktadır. 2004 yılı başından itibaren ise
Sağlık Bakanlığı’na bağlı tüm sağlık kurum ve kuruluşlarımızda uygulamaya
konulmuştur. Kurumsal performans ve kalite geliştirme ölçütleri hayata geçirilerek
entegre bir denetim modeli oluşturulmaya çalışılmaktadır.”
3.7. Sağlık Kurumlarında Performans Değerlemede Yaşanan Zorluklar
Performans değerlendirme bir sistem bütünlüğü içinde ele alınmadığı takdirde
bazı sorunlara yol açabilir. Shortell ve Kaluzny (2000)’e göre performansı
değerlendirmede ortaya çıkabilecek problemleri tanımlama, teknik ve idari sorunlar
olarak sınıflandırabiliriz.
3.7.4. Değerlendirmeyi Tanımlamadaki Sorunlar
Örgütsel performansın ölçümünde en önemli tanımlama sorunu, örgütün
doğasına ve temel amaca bakış açısına bağlıdır. Çünkü bu bakış açıları en kritik
değerlendirme sorularını etkiler. Bu sorular; “Ne ölçülecek?” ve “Bu neden
değerlendiriliyor?” şeklindedir. “Ne ölçülecek?” sorusunun cevaplanabilmesi için
öncelikle örgütlerin spesifik hedefleri belirlemeleri gerekmektedir. Tabi ki, bu
konuda öncelik; kendi öz varlığını sürdürmek olmalıdır – bu hedefine ulaşmak için
de dikkatini çalışanların memnuniyetine veya morallerine veya daha genel anlamda
örgütü ayakta tutan kaynaklara vermelidir.
Eğer örgüt çevresine son derece bağlı bir açık sistem olmayı planlıyorsa, bazı
anahtar stratejileri uygulamalıdır. Bu anahtar stratejiler etkili bir örgüt olmada
rehberdirler. Bu görüşe göre; örgütün hem dış hem de iç gerçekliğini tanımlamak, iç
tüketim (örneğin, problemleri kaliteli bir şekilde çözmede doğru tutumu almak) veya
dış tüketimde (örneğin, akreditasyon standartlarını sağlamak için harici bir grup
kurmak) performansı değerlendirmenin neden önemli olduğunun altını çizmektedir.
“Ne ölçülecek?” sorusunu tanımlamada en önemli sorun ölçütlerin karşılıklı
uyum içinde olmaması sorunudur. Örneğin, eğitim hastaneleri, öğrenciler için pratik
yapma fırsatlarını artırmayı organize ediyor, fakat bu hasta memnuniyetsizliğine
84
neden olabiliyor. Hastalar öğrencilerle olan iletişimlerini kesebilir. Karşılığında,
stajer hemşirelerde deneyimsiz olmaları nedeni ile üzerlerine düşen görevi
yapmaktan vazgeçebilirler. Bu noktada kurumun verimliliğini gösteren ölçüt hasta
memnuniyeti midir? Yoksa stajerlerin pratik yapma imkanı buldukları hasta sayısı
mıdır? (Shortell ve Kaluzny 2000, s.362-365).
3.7.5. Değerlendirmedeki Teknik Sorunlar
Tanımlamadaki sorun, ölçütün ne olması gerektiği idi. Değerlendirmedeki
teknik sorunlar ise performans ölçümünün nasıl olması gerektiği konusundadır. Bu
konu, genel ve iş performansı ölçümündeki süreçler boyunca ortaya çıkan
problemlere odaklanmaktadır.
Feinstein (2002)’e göre yetersiz veri bir sorundur. Hastaların tıbbi kayıtlarının
ve hastanenin arşiv kayıtlarının düzenli tutulmaması veya gerekli ayrıntılara yer
verilmemesi performans ölçütünün ne olacağına karar verilse bile verilerin
yetersizliği nedeniyle hastanenin hem finansal hem de operasyonel performansının
izlenmesini imkansız kılmaktadır.
Hasta merkezli bakımın temelini oluşturan hasta memnuniyetinin ölçümünde
sıklıkla kullanılan yöntem hasta memnuniyet anketleridir. Anketlerde sorulan
soruların hastalar tarafından doğru anlaşılamaması veya gereksiz sorular sorulması
anket sonuçlarını olumsuz yönde etkileyebilmektedir (Cohen ve diğerleri, 1996,
s.841-843). Ayrıca hastaların anket formunu doldurmak konusundaki isteksizlikleri
de tutarsız cevaplar verilmesine neden olabilmektedir. Bu yüzden gerek anket
formunu hazırlayanların gerekse de anket sonuçlarını değerlendirecek kişilerin konu
ile ilgili yeterli eğitime sahip olması gerekmektedir.
Ayrıca, insanların anlama kabiliyetine göre değişen kalitenin hedeflenen
ölçütlerini ayırt etmek de oldukça önemlidir. Bu noktada, halkın sunulan hizmetlere
bakış açısı ile hekimlerin ve diğer hizmet sunucularının bakış açısının çok farklı
olabileceğini anlamak gerekmektedir. Örneğin, halk kullanma hakkına, elverişliliğe,
konfora ve insanlar arası ilişkilere fazlasıyla önem verirken, profesyonel hizmet
sunanlar daha çok teknik becerilere önem verirler. Bunun nedeni halkın teknik
uzmanlığı değerlendirebilecek bilgisinin olmamasıdır. Bu nedenle hasta memnuniyet
85
anketleri ile hastaların klinisyenler ile ilgili memnuniyet düzeylerini saptamada
yanlış sonuçlar elde edilebilinir. Bu yüzden, sağlık bakım örgütlerinde arzı ve talebi
oluşturanların performansı değerlendirme perspektiflerinin doğru analiz edilmesi
gerekmektedir (Shortell ve Kaluzny 2000, 365-369).
Klinik yapının (tıbbi malzeme ve ekipman miktarı, tipi, personel sayısı,
personelin yeterliliği gibi) doğru organize edilememesi, belirlenen performans
göstergelerinin ölçümünü zorlaştırmaktadır. Örneğin, uzmanlık gerektiren
ekipmanların sayısal yetersizliği veya bu ekipmanları kullanacak personele gerekli
eğitimin verilmemesi personelin kurum içindeki aktif çalışmaları etkileyerek, çalışan
performansı ile ilgili yanlış bilgilerin elde edilmesine neden olabilmektedir.
Hangi performans göstergelerinin ne sıklıkla ölçüleceğinin doğru tespit
edilmesi gerekmektedir. Sık yapılan ölçümler örgüte zaman ve para kaybettirir.
Ayrıca çok fazla ölçülecek göstergenin olması, birbirini destekleyen gösterlerde
farklı yönde sonuçlar çıkması halinde, yöneticilerin doğru stratejik kararı almasını
zorlaştırmaktadır (Eddy, 1998, s.8-25).
Klinik süreçlerde hizmet sağlayıcıların kontrolünün dışında gelişen bazı
tesadüfi faktörler de vardır. Bunlar; hasta iyileşmesi, öğrenci başarısı, karlılık ile
ilgili olabilir. Örneğin; daha çabuk ve kolay iyileşebilir hastaları kabul etmek veya
parlak öğrencileri staja seçmek örgütün performansını artıracaktır; ancak bu tam
olarak objektif bir başarı olmayacaktır. Bu durumun aksine tıbbi bakım konusunda
gösterilen yüksek performansa rağmen zayıf sonuçlar ortaya çıkabilir. Örneğin,
mental hastalıklar veya kronik hastalıklar gibi bazı hastalıklarda veya ölmek üzere
olan hastalarda tam iyileşme beklenemez. Tam iyileşme beklenen hastalarda kötüye
gidiş varsa veya bazı hastalar beklenenden daha çabuk iyileşiyorsa bunların
nedenlerini aktüel bir şekilde karşılaştıracak etkili performans göstergeleri
seçilmelidir (Shortell ve Kaluzny 2000, s.365-369).
3.7.6. Değerlendirilen Performansta Karşılaşılan İdari Sorunlar
Değerlendirilen performansta karşılaşılan en önemli sorun yönetimin kalite
ve performans değerlendirme sistemine bakış açılarıdır. Günümüzde yönetilen kalite
ihtiyacı bütün örgütlerin merkezindedir. Sağlık kurumları maliyetlerin artan baskıları
86
ile karşı karşıya oldukları için eski güvenilir kalite modelinden yeni model kalite
iyileştirme yöntemine geçmişlerdir. Yeni model kalite iyileştirme, kurumların
ürünlerini ve hizmetlerini dünya çapında geliştirmek konusunda etkilidir. Sağlık
hizmetinin eski modeli; kaliteyi, kalite güvencesi departmanlarının işi olarak
görürken, yeni model kalite iyileştirme takımlarına önem vermektedir. Etkili bir
performans değerlendirme sisteminin kurulabilmesi için bu iki model arasındaki
farkların doğru anlaşılması gerekmektedir.
Buna göre, kalite iyileştirme takımları, fonksiyonlara yatay olarak kısa yoldan
gitmektedirler ve dikey olarak da yönetimi ve personeli kapsayan hiyerarşik düzeni
getirmektedir. Eski model problemleri çözerdi ve hatalardan sorumlu olanları geri
planda tutardı. Yeni model ise kusurlu davranışların sürekli tekrarlanması ile oluşan
problemleri engellemeye çalışmaktadır. Eski model hizmetin kabul edilebilir
standartlarını minimal derecede yükseltirken, yeni model, her endüstri için
uygulanabilir prensipleri belirleyerek mükemmeliyete ulaşmak için çabalamayı
desteklemektedir. Eski modelin hizmetin kalitesi için var olan fonksiyonu ve şekli
dış yetkililer (external accreditors) ve sağlık sigorta kuruluşları tarafından talep
edilmektedir. Yeni modelde ise dış etkilerin yanında örgüt içi süreçler de bunu
destekler. Bu farklılıklar, temel paradigmanın değişmesi gerektiğini anlatmak için
yeteri kadar etkilidir. Etkili performans değerlendirme sistemin oluşturulabilmesi için
kalite güvencesinin gereksiz faaliyetlerinin saf dışı bırakılması gerekirken, yönetilen
kalitenin pek çok yönünün yeniden yapılandırılması gerekmektedir (Shortell ve
Kaluzny 2000, s.369-372).
Ayrıca sağlık örgütlerinin farklı örgüt yapısına sahip olması, aynı zamanda
farklı meslek gruplarından oluşan personelleri çalıştırması, çalışanların örgütün
amaçlarına yönlendirilmesi ve başarılarının artırılması konularında belirsizliklere ve
zorluklara neden olmaktadır (Nas, 2006). Bu nedenle çalışanlar arasında doğabilecek
çatışmaları önlemek ve her bir çalışanı örgütsel amaçlar doğrultusunda yönlendirmek
için iş analizlerinin doğru yapılması ve örgütsel hedeflerin çalışanlara doğru
anlatılması gerekmektedir.
87
4. GEREÇ VE YÖNTEM
4.1. Araştırmanın Amacı ve Kapsamı
Kalite Yönetim Sistemlerinin (ISO, JCI, EFQM, vb.) temel amacı, bir dizi
koordineli faaliyetlerin düzenlenmesini sağlayarak örgütlerin performanslarını
sürekli geliştirmek ve kontrol etmektir (Lai ve Cheng, 2005, s.446-454). Bahsi geçen
koordineli faaliyetlere KYS’nin standartları denmektedir. Bir yönetim sistemi
uygulamaya konduktan sonra uzun vadede etkinliğini sürdürmesi için üçüncü bir
taraf tarafından mevcut standartlara uymak konusunda çaba gösterip göstermediğini
değerlendirmek amacıyla da KYS belgelendirmesine başvurulmaktadır.
Bu çalışma ile KYS’lerinden birine sahip olmanın hastanelerin performansları
üzerine etkisini ortaya koymak amaçlanmıştır. Bu amaçla yapılan araştırmanın üç alt
amacı daha bulunmaktadır. Birincisi kalite belgesine sahip bir hastane ve bu hastane
ile benzer kabul edilen kalite belgesine sahip olmayan bir hastanenin performansları
arasındaki farkı ortaya koymaktır. İkinci alt amaç, hastanelerin kalite belgesine sahip
oldukları dönem ile kalite belgesine sahip olmadıkları dönem performanslarında
meydana gelen değişiklikleri ortaya koymaktır. Bu amacı gerçekleştirmek için
hastanelerin kalite belgesine sahip olmadan önceki belge öncesi dönemleri, kalite
belgesine sahip oldukları belgeli dönemleri ve kalite belge süresi dolduktan sonraki
belge sonrası dönemleri performans göstergeleri arasındaki farklar incelenmiştir.
Ayrıca, hastanelerin belge almadan önceki dönemleri ile belge süresi dolduktan
sonraki dönemlerini kapsayan genel belgesiz dönemleri ve hastanelerin belgeye sahip
oldukları dönemler ile belgesiz oldukları dönemlerin tamamını kapsayan tüm dönem
performans göstergeleri arasındaki farklar incelenmiştir. Üçüncü alt amaç ise
“hastanelerin performans göstergelerinde meydana gelen değişiklikler kalite
belgesine sahip olunduğu için mi meydana geliyor yoksa hastane performansını
etkileyen hastanelerin genel hastane veya özel dal hastanesi olması mı, bulundukları
bölge farklılıkları mı veya yatak kapasitesine göre hastane büyüklükleri mi?”
sorusunu yanıtlamaktır.
Bu amaçla yapılan araştırmada KYS’ne sahip olmanın ya da olmamanın
hastane performansına etkisini görebilmek için performans katsayısı, şikayet sayısı,
toplam gelirin toplam gidere oranı, hekim başına düşen poliklinik sayısı, hekim
88
başına düşen yatan hasta sayısı, yatak doluluk oranı, bir hastanın ortalama kalış günü,
yatak devir hızı, yatak devir aralığı, yatan hasta oranı, kaba ölüm hızı olmak üzere
toplam on bir tane performans göstergesi kullanılmıştır.
4.2. Problem Cümlesi
KYS’ne sahip olmak hastanelerin performanslarını ne şekilde etkilemektedir?
sorusu araştırmanın problem cümlesini oluşturmakta olup bu problem cümlesine
aşağıdaki alt problem cümleleri ile cevap aranmaktadır:
1. Kalite belgesi olan ve kalite belgesi olmayan hastanelerin performans
göstergeleri arasında fark var mıdır?
2. Kalite belgesi olan hastanelerin kalite belgesi öncesi ile kalite belgeli
dönemi performans göstergeleri arasında fark var mıdır?
3. Kalite belgesi olan hastanelerin kalite belgeli dönemi ile kalite belgesi
sonrası dönemi performans göstergeleri arasında fark var mıdır?
4. Hastanelerin genel hastane veya özel dal hastanesi olmasının hastane
performans göstergeleri üzerinde etkisi var mıdır?
5. Bölge farklılıklarının hastane performans göstergeleri üzerine etkisi
var mıdır?
6. Hastane yatak sayısı değişikliklerinin hastane performans göstergeleri
üzerine etkisi var mıdır?
4.3. Hipotezler
Yukarıdaki araştırma amacına ulaşmak ve bu amaç doğrultusunda
geliştirilmiş problem cümlesine yanıt bulmak için test edilecek hipotezler aşağıdaki
gibidir;
Hipotez 1. Kalite belgesine sahip Sağlık Bakanlığı hastanelerinin kalite
belgesi almadan önceki performans göstergeleri, kalite belgesine sahip olmayan
benzer hastanelerin aynı dönem performans göstergelerinden farklılık
göstermektedir.
89
Hipotez 2. Kalite belgesine sahip Sağlık Bakanlığı hastanelerinin kalite
belgesine sahip oldukları dönem performans göstergeleri, kalite belgesine sahip
olmayan benzer hastanelerin aynı dönem performans göstergelerinden farklılık
göstermektedir.
Hipotez 3. Kalite belgesine sahip Sağlık Bakanlığı hastanelerinin kalite belge
süresi dolduktan sonraki dönem performans göstergeleri, kalite belgesine sahip
olmayan benzer hastanelerin aynı dönem performans göstergelerinden farklılık
göstermektedir.
Hipotez 4. Kalite belgesine sahip Sağlık Bakanlığı hastanelerinin belgesiz
oldukları dönem (kalite belgesi öncesi ve kalite belge süresi dolduktan sonraki
dönemler) performans göstergeleri, kalite belgesine sahip olmayan benzer
hastanelerin aynı dönem performans göstergelerinden farklılık göstermektedir.
Hipotez 5. Kalite belgesine sahip Sağlık Bakanlığı hastanelerinin belgeli
dönem performans göstergeleri, kalite belgesine sahip olmayan benzer hastanelerin
tüm dönemlerindeki (belge öncesi, belgeli ve belge sonrası dönemler) performans
göstergelerinden farklılık göstermektedir.
Hipotez 6. Kalite belgesine sahip Sağlık Bakanlığı hastanelerinin belge öncesi
performans göstergeleri, belgeli dönem performans göstergelerinden farklılık
göstermektedir.
Hipotez 7. Kalite belgesine sahip Sağlık Bakanlığı hastanelerinin belgeli
dönem performans göstergeleri, belge süresi dolduktan sonraki dönem performans
göstergelerinden farklılık göstermektedir.
Hipotez 8. Kalite belgesine sahip Sağlık Bakanlığı hastanelerinin belgeli
dönem performans göstergeleri, belgesiz dönem (belge öncesi ve belge süresi
dolduktan sonraki dönemler) performans göstergelerinden farklılık göstermektedir.
Hipotez 9. Sağlık Bakanlığı’na bağlı genel hastanelerin performans
göstergeleri, özel dal hastanelerinin performans göstergelerinden farklılık
göstermektedir.
Hipotez 10. Sağlık Bakanlığı’na bağlı hastanelerin performans göstergeleri
bölgelere göre farklılık göstermektedir.
90
Hipotez 11. Sağlık Bakanlığı’na bağlı hastanelerin performans göstergeleri
hastane yatak sayısına göre farklılık göstermektedir.
4.4. Evren ve Örneklem
Araştırmanın evrenini Türkiye’deki Sağlık Bakanlığı hastaneleri
oluşturmaktadır. 2010 Şubat tarihi itibari ile, Sağlık Bakanlığı Tedavi Hizmetleri
Genel Müdürlüğü’ne bağlı Performans ve Kalite Geliştirme Daire Başkanlığı’ndan
elde edilen bilgilere göre 950 tane Sağlık Bakanlığı hastanesinden KYS belgesi alan
112 hastane vardır. KYS belgesine sahip hastanelerin listesi, sahip oldukları belge
türü ve belge geçerlilik tarihlerine ilişkin bilgiler Ek-1’de sunulmuştur. Bu 112
hastanenin içinde 8 birleşen hastane, 18 entegre hastane, 5 ağız ve diş sağlığı merkezi
(ADSM) olduğu için geriye 81 hastane kalmıştır. Ancak; 81 hastanenin 8’inin kalite
belgesine sahip olduğu tarihler net olmadığı için; bu hastaneler de çalışma
kapsamından çıkarılmıştır. Çalışma, 73 kalite belgesine sahip hastane ve bu
hastanelere benzer olarak seçilen kalite belgesine sahip olmayan 73 hastane olmak
üzere toplam 146 hastanenin performans göstergeleri kullanılarak
gerçekleştirilmiştir.
Kalite belgesi olan hastanelere benzer kalite belgesine sahip olmayan
hastaneler seçilirken; 1) aynı ilde olmaları değilse aynı bölgede olmaları, 2) aynı
branş hastaneleri olmaları ve 3) yatak sayılarının birbirine yakın olması dikkate
alınmış ve sonuçta Ek-2’deki örneklem listesine ulaşılmıştır. Ancak yapılan
eşleştirmede kalite belgesine sahip Marmara bölgesinde bulunan Bursa Ali Osman
Sönmez Onkoloji Hastanesi ile buna benzer seçilen kalite belgesine sahip olmayan
ve İç Anadolu bölgesinde bulunan Ankara Dr. Abdurrahman Yurtaslan Onkoloji
Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin bölgeleri uyuşmamaktadır. Çünkü Türkiye
genelinde bu iki hastane dışında Sağlık Bakanlığı’na bağlı onkoloji branş hastanesi
bulunmamaktadır.
2010 Şubat tarihi itibari ile elde edilen verilere göre Sağlık Bakanlığı
hastanelerinin %12’si KYS’ne sahiptir. Çalışmaya alınan kalite belgeli ve belgesiz
hastaneler Sağlık Bakanlığı hastanelerinin %16’sını temsil etmektedir. Tablo 4.1
çalışmanın evren ve örneklemine ait bilgileri özetlemektedir.
91
Tablo 4.1. Evren ve Örnekleme Ait Bilgiler
Sağlık Bakanlığı
Hastane Sayısı
Kalite Belgeli
Hastane Sayısı
Çalışmaya Alınan
Kalite Belgeli
Hastane Sayısı
Kalite Belgesiz
Benzer Hastane
Sayısı
Toplam 950 (%100) 112 (%12) 73 (%8) 73 (%8)
Yatak Sayısına Göre
≤ 100 627 (%100) 42 (%7) 10 (%2) 15 (%2)
101-200 122 (%100) 20 (%16) 19 (%16) 21 (%17)
201-400 114 (%100) 30 (%26) 27 (%24) 23 (%20)
401-600 54 (%100) 15 (%28) 13 (%24) 9 (%17)
≥ 601 33 (%100) 5 (%15) 4 (%12) 5 (%15)
Hastane Türüne Göre
Genel Hastane 719 (%100) 81 (%11) 54 (%8) 54 (%8)
Özel Dal Hastanesi 114 (%100) 26 (%23) 19 (%17) 19 (%17)
ADSM 117 (%100) 5 (%4) - -
Yerleşim Bölgesine Göre
Marmara 172 (%100) 14 (%8) 6 (%3) 5 (%3)
İç Anadolu 175 (%100) 22 (%13) 15 (%9) 16 (%9)
Ege 126 (%100) 29 (%23) 18 (%14) 18 (%14)
Akdeniz 94 (%100) 7 (%7) 5 (%5) 5 (%5)
Karadeniz 179 (%100) 26 (%15) 18 (%10) 18 (%10)
Doğu Anadolu 125 (%100) 5 (%4) 3 (%2) 3 (%2)
G. Doğu Anadolu 79 (%100) 9 (%11) 8 (%10) 8 (%10)
Daha önce de belirtildiği gibi kalite belgeli hastanelerin benzerleri seçilirken
mümkünse aynı ilde ya da bölgede olması, aynı branşta olması ve yatak sayılarının
aynı olmasına dikkat edilmiş; ancak Tablo 4.1’de görüldüğü gibi kalite belgeli ve
belgesiz hastaneler, hastane türü ve bölge açısından aynı olmakla birlikte yatak sayısı
açısından birebir benzer hastane bulunamamıştır. Dolayısıyla kalite belgeli hastaneler
ile bunlara benzer seçilen kalite belgesine sahip olmayan hastaneler, yatak sayısı
açısından farklı bir dağılım gösterdiği için bu farkın istatistiksel olarak anlamlı olup
olmadığının kontrol edilmesi gerekmektedir.
Tablo 4.2 çalışmaya alınan belgeli ve benzer kalite belgesiz hastanelerin
yatak sayısı açısından karşılaştırılmasını göstermektedir. Buna göre, belgeli
hastanelerin yatak sayısı ortalaması 308,40, belgesiz hastanelerin yatak sayısı
92
ortalaması 287,88 olmasına rağmen; kalite belgeli ve belgesiz hastanelerin yatak
sayısını kıyaslamak için yapılan iki bağımsız grup arasındaki farkın önemlilik testi
sonucuna göre, belgeli ve belgesiz hastanelerin yatak sayıları arasında istatistiksel
olarak anlamlı fark bulunmamaktadır (p>0,05).
Tablo 4.2. Belgeli ve Benzer Belgesiz Hastanelerin Yatak Sayısı Açısından
Karşılaştırılması N Ort. Ss. t p
Belgeli Hastane 73 308,40 203,56 0,593 0,554
Benzer Belgesiz Hastane 73 287,88 214,16
4.5. Veri Kaynakları ve Veri Toplama Süreci
Bu çalışma analitik nitelikte bir araştırmadır. Araştırmanın başlangıcında,
KYS belgesine sahip olan ve olmayan hastanelerin performans değerlendirmesinin
Dengeli Puan Cetveli (Balanced Skorecard) perspektiflerine dayalı olarak yapılması
planlanmıştır. Kaplan ve Norton’un (1999) örgütün misyonu ve stratejisini ayrıntılı
bir performans ölçüm setine çevirerek stratejik ölçüm ve yönetim için bir çerçeve
oluşturması amacıyla geliştirdikleri Dengeli Puan Cetveli, performans kriterlerini
finansal, müşteri, içsel süreçler, öğrenme ve gelişme olmak üzere dört boyutta
incelemektedir. Bu çerçevede literatür taranmış ve sağlık kurumlarının performansı
değerlendirilirken kullanılabilecek performans göstergeleri aşağıdaki gibi
belirlenmiştir:
- Finansal Boyutta İncelenmesi Planlanan Performans Göstergeleri: Tıbbi
malzeme maliyeti, hasta bakım hizmetinin direk maliyeti, vaka başına
maliyet, yatan hastanın ortalama günlük maliyeti, toplam gelirin toplam
gidere oranı, hasta günü başına tıbbi giderler, hasta günü başına toplam
giderler, tıbbi personel başına düşen kar.
- Müşteri Boyutunda İncelenmesi Planlanan Performans Göstergeleri: Yatan
hasta memnuniyeti, ayakta hasta memnuniyeti, personel memnuniyeti.
- İçsel Süreçler Boyutunda İncelenmesi Planlanan Performans Göstergeleri: Bir
hastanın ortalama kalış günü, yatak doluluk oranı, yıllık hekim başına düşen
93
poliklinik sayısı, yıllık hekim başına düşen acil hasta sayısı, yıllık hekim
başına düşen yatan hasta sayısı, kaba ölüm hızı, hastane enfeksiyon hızı,
yıllık malpraktis ve tıbbi hata sayısı, hasta şikayetleri, yeniden yatış oranı,
ameliyat sonrası yatış süresi, günlük cerrah başına düşen ortalama ameliyat
puanı, günlük ameliyat masası başına düşen ortalama ameliyat puanı,
sezeryan oranı, poliklinik oda sayısı/poliklinik doktor sayısı, ameliyat tarihi
için bekleme süresi, laboratuar tetkik sayısı, yatan hasta oranı, yatak devir
hızı, yatak devir aralığı.
- Öğrenme ve Gelişim Boyutunda İncelenmesi Planlanan Performans
Göstergeleri: Tıbbi araştırma giderleri, tıbbi personel başına bir yıl içinde
yayınlanmış akademik yayın sayısı, yıllık kongre/konferansa katılmış
personel sayısı (hastanenin gönderdiği), kalite iyileştirme takımları sayısı
(veya hastane içinde kurulan komite ve komisyonların sayısı), hizmet içi
eğitim giderleridir.
Ancak çalışmada kullanılması planlanan bu otuz altı performans
göstergesinden yirmi altı tanesine ulaşılamamıştır. Ulaşılan veriler ışığında
planladığımız performans göstergeleri üzerinde bazı değişiklikler yapılarak
araştırmada kullanılmak üzere on bir tane performans göstergesi tanımlanmıştır. Bu
on bir performans göstergesinden on tanesi başlangıçta kullanılması planlanan
göstergelerdendir; ancak on birinci performans göstergesi olarak yatan hasta
memnuniyeti, ayakta hasta memnuniyeti, personel memnuniyeti, yıllık hekim başına
düşen acil hasta sayısı, günlük cerrah başına düşen ortalama ameliyat puanı, günlük
ameliyat masası başına düşen ortalama ameliyat puanı, sezeryan oranı olmak üzere
yedi göstergeyi kapsayan kurumsal hastane performans katsayısının kullanılması
kararlaştırılmıştır.
İncelenmesi planlanan performans göstergeleri ile ilgili olarak araştırmaya
başlanmadan önce konu ile ilgili makamlarla bireysel görüşmeler yapılmış ve olumlu
cevap alınmıştır. Finansal performans göstergeleri ile ilgili veriler için Sağlık
Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığı'na bağlı Döner Sermayeli İşletmeler Bütçe
ve Muhasebe Daire Başkanlığı ile irtibata geçilmiş ve 2002- 2005 yıllarına ait tüm
hastanelerin toplam gelir ve toplam gider verilerine, 2006- 2009 yıllarına ait ise
hastane gelir ve giderlerine ayrıntılı olarak ulaşılmıştır. Ancak hastane gelir ve gider
94
kalemleri hesaplanırken poliklinik hizmetleri ile yatan hasta bakım hizmetlerine ait
gelir ve giderler ayrı tutulmamıştır. Yani tıbbi malzeme gelir ve giderlerinin ne
kadarı poliklinik hizmetlerine veya yatan hastanın bakım hizmetlerine ayrılmış net
değildir. Bu nedenle başlangıçta planlanan finansal performans göstergelerinden
sadece hastanenin toplam gelirin toplam gidere oranı kullanılmıştır.
DPC’nin müşteri boyutuna ilişkin olarak yatan hasta memnuniyeti ve ayakta
hasta memnuniyetine ilişkin verilere Sağlık Bakanlığı Tedavi Hizmetleri Genel
Müdürlüğü Performans Yönetimi ve Kalite Geliştirme Daire Başkanlığı’ndan
ulaşılması planlanmış; ancak 2009 yılının ikinci yarısına kadar hasta memnuniyeti
ölçümleri yatan ve ayakta hasta ayrımı yapılmaksızın hasta ve yakınlarının
memnuniyetine dayalı olarak ölçülmüştür. Bu nedenle çalışmada bu göstergelere ait
veriler kullanılamamıştır.
İçsel süreçler boyutunda incelenmesi planlanan performans göstergelerinden
sezaryan oranı, günlük cerrah başına düşen ortalama ameliyat puanı, günlük ameliyat
masası başına düşen ortalama ameliyat puanı 02.07.2008 tarihli ve 2011 sayılı
makam onayı ile yürürlüğe konulan “Sağlıkta Performans ve Kalite Yönergesi"nde
geçen kurum verimlilik katsayısının hesaplanması için gerekli verilerdendir ve bu
verilerin hesaplanması hastaneler tarafından yapılmıştır. Ancak hastanelerin bahsi
geçen verileri gerek hesaplamakla ilgili problemleri, gerekse de hesapladıkları
verileri Yeni Performans Takip Sistemine (YPTS) girmekte yaşadıkları sıkıntılar
nedeniyle sisteme veri akışı sağlıklı olmamıştır. Sadece hastane performans
katsayısına ait veriler net olarak sisteme girilmiştir. Yıllık hekim başına acil hasta
sayısı ve müşteri boyutunda incelenmesi planlanan personel memnuniyetine ilişkin
göstergelere de yine aynı nedenlerle ulaşılamamıştır.
İçsel süreç boyutunda yer alan hastane enfeksiyon hızına ait verilere ulaşmak
içinse 20.07.2009 tarihinde Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanlığı’na resmi
yazı yazılmış ve kalite belgesi olan ve olmayan hastanelerde enfeksiyon hızlarının ne
düzeyde olduğunu ortaya koymak amacıyla hastane enfeksiyon hızlarına ait verilere
ihtiyaç duyulduğu belirtilmiştir. Ancak, Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi
Başkanlığı tarafından hastane enfeksiyon hızlarına ait verilerin, hastanelerin kuruma
95
olan güvenini sarsmamak adına gizli tutulduğu sözlü olarak ifade edilmiş ve bu
nedenle hastane enfeksiyon hızı göstergesi çalışmaya dahil edilememiştir.
Hastanelerin yıllık malpraktis ve tıbbi hata sayısına ulaşabilmek için
30.07.2009 tarihinde Yüksek Sağlık Şurası’na resmi yazı yazılmış ve çalışmamız
2009 Eylül ayında toplanan Şura’da tartışılmıştır. Ancak, Ek-3’de sunulan şura
sonunda alınan karar nedeniyle yıllık malpraktis ve tıbbi hata sayısına ilişkin
verilerin verilemeyeceği belirtilmiş ve bu göstergelerin de çalışma kapsamından
çıkarılmasına karar verilmiştir.
Veri toplama sürecinde poliklinik oda sayısı/poliklinik doktor sayısı, ameliyat
tarihi için bekleme süresi, laboratuar tetkik sayısı, yeniden yatış oranı, ameliyat
sonrası yatış süresi ile ilgili verilerin Sağlık Bakanlığı’nda hiçbir birimde olmadığı ve
hastanelere bu kayıtların tutulması ile ilgili hiçbir zorunluluk getirilmediği
görülmüştür.
Son olarak yapılan incelemeler sonucunda DPC’nin öğrenme ve gelişim
boyutu ile ilgili kullanılması planlanan göstergelerden tıbbi araştırma giderleri ve
hizmet içi eğitim giderlerine ilişkin ayrı bir muhasebe kaydının tutulmadığı
belirlenmiştir. Hastanenin masrafını karşıladığı yıllık kongre/konferansa katılmış
personel sayısına ulaşmak için hastanelerin personel giderleri ve harcırah giderleri
araştırılmış; ancak TDMS’ye göre tutulan kayıtlarda personel gideri diye bir kalem
mevcut değildir ve harcırah giderlerinin içinde geçici görevle giden personele
yapılan ödemeler de bulunduğu için planlanan bu göstergeye ait hiçbir veri
bulunamamıştır. Kalite iyileştirme takımları sayısı veya enfeksiyon komitesi gibi
hastane içinde kaç tane komite veya komisyon kurulduğuna dair bilgilere
ulaşabilmek için tüm hastanelerle tek tek irtibata geçilmesi gerekmiştir. Bu gösterge
ile ilgili olarak Türkiye genelinde rastgele seçilen on hastane ile telefon yolu ile
görüşülmüş; ancak hastanelerden kalite iyileştirme takımları, komite ve komisyon
sayısı ile ilgili net cevap alınamadığı için bu gösterge çalışmadan çıkarılmıştır. Tıbbi
personel başına bir yıl içinde yayınlanmış akademik yayın sayısı ile ilgili olarak
öncelikle Ankara ilinde bulunan eğitim ve araştırma hastaneleri ile görüşülmüş ve
hastane yönetimlerinin tıbbi personelin yaptığı akademik yayınlar ile ilgilenmedikleri
ve bu konuda veri toplanmadığı görülmüştür.
96
Sonuç itibari ile araştırmada KYS belgesine sahip olmanın hastane
performansı üzerine etkisini anlayabilmek için on bir tane performans göstergesi
incelenmiştir. Çalışmada kullanılan performans göstergeleri şunlardır; hastane
performans katsayısı, hastaneye yapılan şikayet sayısı, toplam gelirin toplam gidere
oranı, hekim başına düşen poliklinik sayısı, hekim başına düşen yatan hasta sayısı,
yatak doluluk oranı, bir hastanın ortalama kalış günü, yatak devir hızı, yatak devir
aralığı, yatan hasta oranı, kaba ölüm hızı.
Çalışmada kullanılan performans göstergelerinin hesaplanma şekilleri,
hastane için ne anlam ifade ettikleri ve verinin kaynağına ilişkin açıklamalar aşağıda
yer almaktadır:
1. Performans Katsayısı (PK): Hastanelerin kurumsal performanslarını
gösterir. 1’yakın olması beklenir. Aşağıdaki formül ile hesaplanır:
“Kurumsal Performans Katsayısı = [(Muayeneye Erişim Katsayısı + Hizmet
Kalite Katsayısı + Memnuniyet Katsayısı + Kurum Verimlilik Katsayısı) /4]”
Hastanelerin performans katsayısına ait veriler, Sağlık Bakanlığı Tedavi
Hizmetleri Genel Müdürlüğü Performans Yönetimi ve Kalite Geliştirme Daire
Başkanlığı’ndan elde edilmiştir. Çalışmada 2007-2009 yıllarına ait performans
katsayısı verileri kullanılmıştır.
2. Şikayet Sayısı (ŞS): Bir hastaneye bir yılda yapılan şikayetlerin
toplam sayısıdır. 0’a yakın olması beklenir. Hasta ve hasta yakınları, başvuru ve dava
edememe, bilgilendirilmeme, bilgilendirilmiş rızanın alınmaması, dini vecibelerini
yerine getirememe, güvenliğin sağlanmaması, hizmetten genel olarak
faydalanamama, mahremiyeti saygı duyulmaması, sağlık kuruluşu ve personelini
seçememe ve değiştirememe, saygınlık ve rahatlık görememe, ziyaretçi kabul
edememe ve refakatçi bulunduramama konuları ile ilgili hastanelerin çeşitli
birimlerinde (acil ve ilk yardım hizmetleri, ameliyathane hizmetleri, halkla ilişkiler
ve iletişim hizmetleri, klinik hizmetler, laboratuar ve görüntüleme, otelcilik
hizmetleri, poliklinik hizmetleri, sosyal hizmetler ve yoğun bakım hizmetleri)
yaşadıkları memnuniyetsizlikleri her hastanede bulunması mecburi olan hasta hakları
birimine şikayet edebilirler.
97
Hastane şikayet sayısına ait veriler Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğü’ne
bağlı Hasta Hakları Şube’sinden elde edilmiştir. Çalışmada 2006-2009 yıllarına ait
şikayet sayısı verileri kullanılmıştır.
3. Toplam Gelirin Toplam Gidere Oranı (TGE/TGİ): Hastanelerin
verimlilik göstergelerindendir. Yüksek olması beklenir. Bu oran 1’e eşitse gelir gider
dengede, 1’den küçükse gelir giderden az ve 1’den büyükse gelir giderden fazla
demektir.
“Toplam Gelirin Toplam Gidere Oranı = Toplam Gelir / Toplam Gider” formülü
ile hesaplanır.
Toplam gelirin toplam gidere oranına ait veriler, Sağlık Bakanlığı Strateji
Geliştirme Başkanlığı'na bağlı Döner Sermayeli İşletmeler Bütçe ve Muhasebe Daire
Başkanlığı’ndan elde edilmiştir. Çalışmada 2003-2009 yıllarına ait toplam
gelir/toplam gider verileri kullanılmıştır.
4. Hekim Başına Düşen Poliklinik Sayısı (HBPS): Bir yıl içinde bir
hekimin kaç tane ayakta hasta muayene ettiğini gösterir. Hekim başına poliklinik
sayısı hekimlerin hastane içindeki aktif çalışmalarını gösteren bir performans
göstergesidir ve yüksek çıkması beklenir.
“Hekim Başına Düşen Poliklinik Sayısı = Poliklinik Sayısı / Hekim Sayısı”
hesaplanarak bulunur.
Hastanelerin hekim başına düşen poliklinik sayısına ait veriler, Sağlık
Bakanlığı Yataklı Tedavi Kurumları İstatistik Yıllıkları’ndan elde edilmiştir.
Çalışmada 2003-2008 yıllarına ait hekim başına poliklinik sayısı verileri
kullanılmıştır.
5. Hekim Başına Düşen Yatan Hasta Sayısı (HBYHS): Bir yıl içinde
bir hekimin kaç hastayı yatırarak tedavi ettiğini gösterir. Hekim başına yatan hasta
sayısı da hekimlerin hastane içindeki aktif çalışmalarını gösteren bir performans
göstergesidir ve yüksek çıkması beklenir. Hekim başına poliklinik sayısı aynı
zamanda bir verimlilik göstergesidir, bu açıdan da yüksek çıkması beklenir.
“Hekim Başına Düşen Yatan Hasta Sayısı = (Taburcu+Ölen) / Hekim Sayısı”
hesaplanarak bulunur.
98
Hastanelerin hekim başına düşen yatan hasta sayısına ait veriler, Sağlık
Bakanlığı Yataklı Tedavi Kurumları İstatistik Yıllıkları’ndan elde edilmiştir.
Çalışmada 2003-2008 yıllarına ait hekim başına yatan hasta sayısı verileri
kullanılmıştır.
6. Yatak Doluluk Oranı (YDO) (%): Hasta yataklarının yeterli kullanılıp
kullanılmadığını gösterir. Bu durumda hastane yataklarının etkili kullanılıp
kullanılmadığını anlamak için yatak doluluk oranına bakılır. Yatak doluluk oranının
yüksek olması beklenir. Belirli bir zaman dilimi içerisinde hasta yataklarının ne
oranda hasta tarafından kullanıldığını gösteren yatak doluluk oranı göstergesini
hesaplama formülü aşağıdaki gibidir:
“Yatak Doluluk Oranı = [Yatılan Gün Sayısı / (Süre (yıllık ise 365 gün) X Hasta
Yatak Sayısı)] X 100”
Hastanelerin yatak doluluk oranına ait veriler, Sağlık Bakanlığı Yataklı
Tedavi Kurumları İstatistik Yıllıkları’ndan elde edilmiştir. Çalışmada 2003-2008
yıllarına ait yatak doluluk oranı verileri kullanılmıştır.
7. Bir Hastanın Ortalama Kalış Günü (OKG): Hastanelerin
özelliklerine göre değişmekle birlikte genellikle bir hastanın ortalama kalış gününün
düşük olması istenir.
“Bir Hastanın Ortalama Kalış Günü = Yatılan Gün Sayısı / (Taburcu+Ölen)” formülü
ile hesaplanır.
Bir hastanın ortalama kalış gününe ait veriler, Sağlık Bakanlığı Yataklı
Tedavi Kurumları İstatistik Yıllıkları’ndan elde edilmiştir. Çalışmada 2003-2008
yıllarına ait bir hastanın ortalama kalış günü verileri kullanılmıştır.
8. Yatak Devir Hızı (YDH): Bir yatağın bir yılda kaç hasta tarafından
kullanıldığını gösterir ve yüksek çıkması istenir.
“Yatak Devir Hızı = Yatan Hasta Sayısı / Fiili Yatak Sayısı” formülü ile hesaplanır.
Hastane yatak devir hızına ait veriler, Sağlık Bakanlığı Yataklı Tedavi
Kurumları İstatistik Yıllıkları’ndan elde edilmiştir. Çalışmada 2003-2008 yıllarına ait
yatak devir hızı verileri kullanılmıştır.
99
9. Yatak Devir Aralığı (YDA) (gün): Bir hasta yatağının kaç gün boş
kaldığını gösterir ve düşük olması istenir. Hastane yatak devir aralığını hesaplama
formülü aşağıdaki gibidir:
“Yatak Devir Aralığı = [(Hasta Yatak Sayısı X Süre) –Yatılan Gün Sayısı] /
(Taburcu+Ölen)”
Hastane yatak devir aralığına ait veriler, Sağlık Bakanlığı Yataklı Tedavi
Kurumları İstatistik Yıllıkları’ndan elde edilmiştir. Çalışmada 2003-2008 yıllarına ait
yatak devir aralığı verileri kullanılmıştır.
10. Yatan Hasta Oranı (YHO) (%): Bir yılda hastane polikliniğine
başvuran hastaların ne kadarının yatırılarak tedavi edildiğini gösterir ve düşük
çıkması beklenir.
“Yatan Hasta Oranı = [Yatan Hasta Sayısı / Poliklinik Sayısı] X100” formülü ile
hesaplanır.
Hastane yatan hasta oranına ait veriler, Sağlık Bakanlığı Yataklı Tedavi
Kurumları İstatistik Yıllıkları’ndan elde edilmiştir. Çalışmada 2003-2008 yıllarına ait
yatan hasta oranı verileri kullanılmıştır.
11. Kaba Ölüm Hızı (KÖH) (%): İlgili yıl içinde hastanede yatan
hastaların ölüm oranıdır ve düşük olması beklenir. Aşağıdaki formül ile hesaplanır:
“Kaba Ölüm Hızı = [Ölen Hasta Sayısı / Yatan Hasta Sayısı] X 100”
Hastanelerin kaba ölüm hızına ait veriler, Sağlık Bakanlığı Yataklı Tedavi
Kurumları İstatistik Yıllıkları’ndan elde edilmiştir. Çalışmada 2003-2008 yıllarına ait
kaba ölüm hızı verileri kullanılmıştır.
4.6. Araştırmanın Kısıtlılıkları
Araştırmanın örneklemini oluşturması planlanan Kalite Yönetim Sistemi
belgesine sahip hastanelerin listesi Sağlık Bakanlığı Tedavi Hizmetleri Genel
Müdürlüğü Performans Yönetimi ve Kalite Geliştirme Daire Başkanlığı’ndan elde
edilmiştir. Ancak, bu liste 2008 yılı itibari ile KYS belgesine sahip hastaneleri
içermektedir. 2009 yılında KYS belgesi almış hastanelere ait bilgiler ilgili birime
100
ulaşmadığı için son dönemde kalite belgesi almış olan hastaneler çalışmaya
katılamamıştır.
Sağlık Hizmetleri’nde KYS’leri JCI, EFQM Mükemmellik Ödülü, Deming
Mükemmellik Ödülü, ABD Malcolm Baldrige Ulusal Kalite Ödülü ve ISO
9000:2000 ve ISO 9001:2000’dir; ancak elimizdeki listede Türkiye genelinde Sağlık
Bakanlığı hastanelerinde alınan KYS belgesinin tamamına yakını ISO 9000:2000
veya ISO 9001:2000 belgesidir. Yalnızca Eskişehir Doğum ve Çocuk Hastalıkları
Hastanesi hem ISO 9001:2000 hem de EFQM Mükemmellik Ödülüne sahiptir.
Araştırmada kullanılan performans göstergeleri Sağlık Bakanlığı’na bağlı
çeşitli birimlerin verilerinden elde edilmiştir. Çalışmada 2003-2009 yıllarına ait
veriler kullanılmış olmakla birlikte bazı performans göstergelerine ait veriler tam
değildir. Bunun nedeni, bu verilere ilişkin kayıtların 2006 ve 2007 yıllarından sonra
tutulmaya başlanmasıdır.
Kurumsal Performans Katsayısı tanımı ilk defa 12.05.2006 tarihli 26166
sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak 01.04.2006 tarihinden itibaren geçerli olmak
üzere yürürlüğe girmiş “Sağlık Bakanlığına Bağlı Sağlık Kurum ve Kuruluşlarında
Görevli Personele Döner Sermaye Gelirlerinden Ek Ödeme Yapılmasına Dair
Yönetmelik” in 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (öö) bendine istinaden hazırlanan
ve 01.07.2006 tarihinden geçerli olmak üzere 05.12.2006 tarih ve 9414 sayılı makam
onayıyla yürürlüğe giren “Sağlık Bakanlığına Bağlı Sağlık Kurum ve Kuruluşlarında
Kaliteyi Geliştirme ve Performans Değerlendirme Yönergesi” nde kullanılmıştır. Bu
nedenle kurumsal performans katsayısına ait ilk kayıtlar 2007 yılında tutulmaya
başlanmıştır.
Hastane performans katsayısı hesaplamalarını her hastane kendisi
yapmaktadır. Bu nedenle hastanelerin yaptıkları hesapların ne derece güvenilir
olduğu bilinmemektedir. Ayrıca hastanelerin hesapladıkları verileri Yeni Performans
Takip Sistemine (YPTS) girmekte yaşadıkları sıkıntılar nedeniyle sisteme veri
akışının sağlıklı olmadığı bilinmektedir. Elimizdeki kayıtlarda performans
katsayısına ait veriler aylık olarak tutulmuştur; ancak bazı aylarda veri girişi
yapılmadığı görülmüştür. Bu nedenle ilgili yıl hastane performans katsayısı
101
hesaplanırken verisi bulunmayan aylar hesaplamaya dahil edilmezken, verisi olan
ayların ortalaması alınarak yıllık performans katsayısına ulaşılmıştır.
Sağlıkta Dönüşüm Programı çerçevesinde yürütülen çalışmalardan olan hasta
hakları uygulamaları 15.10.2003 tarihinde yayımlanan “Sağlık Tesislerinde Hasta
Hakları Uygulamalarına İlişkin Yönerge” doğrultusunda başlatılmıştır. Bu uygulama
ile hasta ve yakınlarının, mevzuatla belirlenmiş haklarını kullanabilmeleri, her
aşamada bilgilendirilmeleri, hastaların hak ihlallerinden korunabilmeleri ve
gerektiğinde hukuki korunma yollarını fiilen kullanabilmeleri amaçlanmıştır. İlk
olarak 60 hastanede başlatılan Hasta Hakları Uygulamaları, 2004 yılı içerisinde ülke
genelinde yaygınlaştırılarak 81 ilde uygulanmaktadır. Uygulamaların başladığı
hastanelerde uygulamalar sırasında karşılaşılan güçlüklerin, sorunların ve eksiklerin
giderilmesi; uygulamanın 2005 yılında Sağlık Bakanlığı’na bağlı tüm sağlık kurum
ve kuruluşlarında başlatılması amacıyla yeniden hazırlanan “Hasta Hakları
Uygulama Yönergesi” 26.04.2005 tarih ve 3077 sayılı makam onayı ile yürürlüğe
girmiştir. Hasta şikayetlerine ait ilk düzenli kayıtlar 2006 yılının ikinci yarısında
tutulmaya başlanmıştır. Ayrıca 2009 yılının ikinci yarısına ait kayıtlar, veri
toplamaya başladığımız dönemde henüz düzenlenmediği için elde edilememiştir.
2002 yılından itibaren Sağlık Bakanlığı’na bağlı tüm hastanelerin toplam
gelir ve toplam gider kayıtları bulunmaktadır, ancak 2005 yılı ve öncesine ait gelir-
gider kalemlerine ilişkin kayıtlar ayrıntılı bir şekilde tutulmadığından 2005 yılı ve
öncesine ait kayıtların güvenilirliği net değildir.
Hekim başına düşen poliklinik sayısı, hekim başına yatan hasta sayısı, yatak
doluluk oranı, bir hastanın ortalama kalış günü, yatak devir hızı, yatak devir aralığı,
yatan hasta oranı, kaba ölüm hızı göstergelerine ait kayıtlara Sağlık Bakanlığı
Yataklı Tedavi Kurumları İstatistik Yıllıklarından ulaşılmıştır. Bu göstergelere ait
2003-2008 yılları arasındaki verilere ulaşılmış, ancak 2009 yılına ait hastane istatistik
verilerine ulaşılamamıştır. 2008 yılından sonra hastanelere ait istatistiklerin
değerlendirmesi Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanlığı tarafından yapılmaya
başlanmış olup Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanlığı yataklı tedavi
kurumlarının 2009 yılına ait hastane bazlı istatistiklerinin kullanılmasına izin
vermemektedir.
102
Dolayısıyla bu çalışmanın veri kaynağı ikincil verilerden oluştuğu için
çalışma sonuçları yorumlanırken, çalışmada kullanılan verilerin kalite kontrolünün
yapılamadığı ve geçerlilik ve güvenilirliğin test edilemediğinin dikkate alınması
gerekir. Ayrıca çalışmada benzer hastaneler seçilirken sadece bölge, hastane türü ve
yatak sayısı kriterlerinin kullanılıp, bunun dışında hastane performansı üzerinde
etkili olabilecek tıbbi teknoloji ve personel yapısındaki değişiklik gibi diğer
kriterlerin dikkate alınamamış ve kontrol edilmemiş olması da araştırmanın bir diğer
önemli kısıtlılığını oluşturmaktadır.
4.7. Verilerin Analizi
Araştırmadan elde edilen verilerin değerlendirilmesinde, SPSS 14.0 paket
programı ve Microsoft Office Excel 2007 programı kullanılmıştır. Araştırmada
kullanılan performans göstergelerinden yatak doluluk oranı, bir hastanın ortalama
kalış günü, yatak devir hızı, yatak devir aralığı, yatan hasta oranı veri kaynaklarından
elde edildikleri haliyle kullanılırken, performans katsayısı, şikayet sayısı, toplam
gelirin toplam gidere oranı, hekim başına poliklinik sayısı, hekim başına yatan hasta
sayısı, kaba ölüm hızı göstergelerine ait veriler ilgili göstergenin formülleri
çerçevesinde Microsoft Office Excel 2007 programı kullanılarak hesaplanmıştır.
Çalışmada kullanılan on bir performans göstergesi analiz edilirken farklı
dönemlerden kaynaklanabilecek farkların kaldırılması amacıyla, karşılaştırılan
dönemler eşitlenmiş ve veriler, hastanelerin belgeli olma durumuna göre belge
öncesi, belgeli dönem, belge sonrası ve belgesiz dönem (belge öncesi ve belge
sonrası dönem toplamı) ve mevcut tüm dönemler (belge öncesi, belgeli ve belge
sonrası dönem toplamı) için ayrı ayrı hesaplanmıştır. Bu sayede hastane
performansında zaman faktörünün etkisi kontrol altına alınmıştır.
Araştırmada incelenen performans göstergelerini değerlendirmek için
tanımlayıcı istatistiklerin (ortalama, frekans, standart sapma vb.) yanı sıra verilerin
normal dağılıp dağılmadığını test etmek için Kolmogorov-Smirnov testi
kullanılmıştır. Araştırma hipotezlerine geçmeden önce performans göstergeleri
arasındaki ilişkileri incelemek amacıyla normal dağılımın olduğu değişkenler için
Pearson Korelasyon Analizi, normal dağılımın olmadığı değişkenler için Sperman
103
Korelasyon Analizi kullanılmıştır. Araştırma hipotezlerini test etmek içinse; kalite
belgesine sahip olan hastanelerin performans göstergeleri ile kalite belgesine sahip
olmayan benzer hastanelerin performans göstergelerini karşılaştırmak amacıyla,
parametrik test varsayımlarını karşılayan 16 değişken için (belge öncesi dönem PK,
belge öncesi ve sonrası dönem ŞS, belgeli dönem ve belge sonrası dönem TGE/TGİ,
belge öncesi, belgeli, belge sonrası ve belgesiz dönem HBPS, belge öncesi, belgeli,
belge sonrası ve belgesiz dönem YDO, belge öncesi dönem YDH, belge sonrası
dönem YDA ve belge sonrası dönem KÖH) bağımsız iki grup arasındaki farkın
önemlilik testi (t test); parametrik test varsayımlarını karşılamayan 28 değişken
içinse (belgeli, belge sonrası ve belgesiz dönem PK, belgeli ve belgesiz dönem ŞS,
belge öncesi ve belgesiz dönem TGE/TGİ, belge öncesi, belgeli, belge sonrası ve
belgesiz dönem HBYHS, belge öncesi, belgeli, belge sonrası ve belgesiz dönem
OKG, belgeli, belge sonrası ve belgesiz dönem YDH, belge öncesi, belgeli ve
belgesiz dönem YDA, belge öncesi, belgeli, belge sonrası ve belgesiz dönem YHO,
belge öncesi, belgeli ve belgesiz dönem KÖH) bağımsız iki grup arasındaki farkın
önemlilik testi yerine Mann-Whitney U testleri kullanılmıştır.
Kalite belgesi alan hastanelerin kalite belgesi öncesi ve belgeli dönem, belgeli
dönem ve belge sonrası dönem ve son olarak belgeli dönem ve belgesiz (belge öncesi
ve sonrası toplamı) tüm dönemlerini karşılaştırmak amacıyla verinin yapısı gereği
parametrik test varsayımlarını karşılayan değişkenler için (belge öncesi dönem PK,
belge öncesi ve sonrası dönem ŞS, belgeli dönem ve belge sonrası dönem TGE/TGİ,
belge öncesi, belgeli, belge sonrası ve belgesiz dönem HBPS, belge öncesi, belgeli,
belge sonrası ve belgesiz dönem YDO, belge öncesi dönem YDH, belge sonrası
dönem YDA ve belge sonrası dönem KÖH) bağımlı iki eş arasındaki farkın
önemlilik testi (paired t test); verinin yapısı gereği parametrik test varsayımlarını
karşılamayan değişkenler (belgeli, belge sonrası ve belgesiz dönem PK, belgeli ve
belgesiz dönem ŞS, belge öncesi ve belgesiz dönem TGE/TGİ, belge öncesi, belgeli,
belge sonrası ve belgesiz dönem HBYHS, belge öncesi, belgeli, belge sonrası ve
belgesiz dönem OKG, belgeli, belge sonrası ve belgesiz dönem YDH, belge öncesi,
belgeli ve belgesiz dönem YDA, belge öncesi, belgeli, belge sonrası ve belgesiz
dönem YHO, belge öncesi, belgeli ve belgesiz dönem KÖH) içinse iki eş arasındaki
104
farkın önemlilik testi yerine Wilcoxon iki eş arasındaki farkın önemlilik testleri
kullanılmıştır.
Çalışmaya katılan hastanelerden genel hastanelerin performans göstergeleri
ile özel dal hastanelerinin performans göstergelerini karşılaştırmak için de Mann-
Whitney U testleri kullanılmıştır. Hastanelerin performans göstergelerinin bölgelere
ve yatak kapasitesine göre farklılık gösterip göstermediğini ortaya koymada değer
sayısı 30’un altında olan (n<30) değişkenler olduğu için non-parametrik test
varsayımları kullanılmış (Akgül, 2005) ve Kruskal Wallis varyans analizi yapılmıştır.
Hastane performans göstergelerinin genel hastane-özel dal hastanesi, bölge ve yatak
kapasitesine göre farklılık gösterip göstermediğini ortaya koymak için yapılan
analizlerde mevcut tüm dönem içindeki hastane verileri kullanılmıştır.
Ayrıca araştırmanın güvenilirliğini artırmak adına mevcut tüm dönemlerdeki
(belge öncesi, belgeli ve belge sonrası dönem toplamı) performans göstergelerini
karşılaştırmadan önce mevcut tüm dönemler dahilinde performans göstergelerinin
normal dağılıp dağılmadığına yeniden bakılmış ve 3 değişkenin (TGE/TGİ, HBPS ve
YDO) normal dağıldığı görülmüştür. Bu sebeple kalite belgeli hastanelerin benzerleri
ile tüm dönemlerine ilişkin performans göstergelerinin kıyaslamasında ve hastane
türüne göre performans göstergelerinin kıyaslamasında bu üç değişken için
TGE/TGİ, HBPS ve YDO) bağımsız iki grup arasındaki farkın önemlilik testi (t test)
kullanılmıştır.
105
5. BULGULAR
İstatistiksel analiz yapılırken, dağılımın özelliği çok önemlidir. Çünkü
parametrik testlerin uygulanabilmesi için, dağılımın normal veya normale yakın
olması gerekir (Akgül, 2005, s.108). Eğer dağılım normal değil ise non-parametrik
testler uygulanır. Kolmogorov-Smirnov analizine dayalı olarak yapılan normallik
analizi sonucu Tablo 5.1’deki gibidir.
106
Tablo 5.1: Hastanelerin Performans Göstergelerinin Normal Dağılım Analiz Sonuçları
N Min. Max. Ort. Ss. Kolmogorov- Smirnov Z p
Performans Katsayısı (PK) Belge öncesi dönem 12 0,74 0,96 0,88 0,06 0,60 0,861
Belgeli dönem 134 0,3 0,96 0,86 0,11 3,37 0,000 Belge sonrası dönem 68 0,48 0,97 0,87 0,08 1,74 0,005
Belgesiz (belge öncesi ve sonrası ort.) dönem 79 0,46 0,97 0,87 0,09 2,13 0,000
Mevcut tüm dönemler (belge öncesi, belgeli,
belge sonrası ort.) 143 0,30 0,96 0,87 0,09 3,16 0,000
Şikayet Sayısı (ŞS) Belge öncesi dönem 53 1 81 21,99 18,67 1,06 0,215
Belgeli dönem 140 0,33 83,33 24,33 19,09 1,77 0,004 Belge sonrası dönem 70 0 85 20,57 17,44 1,35 0,052
Belgesiz dönem 112 1 85 21,09 17,76 1,36 0,048 Mevcut tüm dönemler 144 0,00 79,00 22,10 17,42 1,43 0,033
Toplam Gelirin Toplam Gidere Oranı (TGE/TGİ) Belge öncesi dönem 133 0,35 2 1,12 0,25 2,41 0,000
Belgeli dönem 146 0,72 1,62 1,12 0,13 1,03 0,243 Belge sonrası dönem 72 0,86 1,37 1,08 0,08 0,98 0,295
Belgesiz dönem 144 0,35 1,46 1,09 0,21 2,69 0,000 Mevcut tüm dönemler 146 0,74 1,44 1,11 0,13 1,32 0,062
Hekim Başına Poliklinik Sayısı (HBPS) Belge öncesi dönem 133 799,39 10402,59 4445,54 1854,44 0,53 0,938
Belgeli dönem 146 1578,25 14729,45 6833,53 2378,67 0,77 0,591 Belge sonrası dönem 38 3833,21 14509,75 7570,53 2408,15 0,63 0,828
Belgesiz dönem 141 799,39 11159,22 4819,87 1944,40 0,73 0,656 Mevcut tüm dönemler 146 1357,14 11393,37 5911,60 1982,28 0,73 0,654
Hekim Başına Yatan Hasta Sayısı (HBYHS) Belge öncesi dönem 133 15,51 625,72 188,23 112,94 1,61 0,011
Belgeli dönem 146 56,26 790,99 236,64 150,12 2,37 0,000 Belge sonrası dönem 35 38,24 1319,06 299,23 245,20 1,62 0,011
Belgesiz dönem 141 16 737,93 196,87 126,28 2,01 0,001 Mevcut tüm dönemler 146 49,91 820,14 219,27 136,32 2,16 0,000
Yatak Doluluk Oranı (YDO) Belge öncesi dönem 133 12,01 118,51 59,39 20,43 0,67 0,755
Belgeli dönem 146 10,77 124,61 63,06 18,12 0,71 0,694 Belge sonrası dönem 38 36,14 99,67 66,24 16,89 0,70 0,706
Belgesiz dönem 141 12,01 112,23 58,99 19,96 0,60 0,866 Mevcut tüm dönemler 146 17,52 114,26 61,07 16,77 0,54 0,932
Bir Hastanın Ortalama Kalış Günü (OKG) Belge öncesi dönem 133 1,41 21,84 5,04 2,81 2,17 0,000
Belgeli dönem 146 1,65 20,26 4,80 2,70 2,39 0,000 Belge sonrası dönem 38 1,06 17,94 4,92 3,34 1,66 0,008
Belgesiz dönem 141 1,41 21,84 4,91 2,79 2,26 0,000 Mevcut tüm dönemler 146 1,76 21,05 4,86 2,62 2,40 0,000
107
Tablo 5.1: Hastanelerin Performans Göstergelerinin Normal Dağılım Analiz Sonuçları (Devamı)
Yatak Devir Hızı (YDH) Belge öncesi dönem 125 7,98 163,21 48,20 27,57 1,34 0,055
Belgeli dönem 137 15,3 186,2 56,26 31,21 2,03 0,001 Belge sonrası dönem 37 15,22 332,21 64,15 51,51 1,51 0,020
Belgesiz dönem 132 8 171,17 48,83 28,51 1,53 0,019 Mevcut tüm dönemler 137 15,30 201,34 52,96 29,17 2,01 0,001
Yatak Devir Aralığı (YDA) Belge öncesi dönem 125 -0,52 430,52 8,37 40,40 4,64 0,000
Belgeli dönem 137 -0,4 25,74 3,48 3,79 2,19 0,000 Belge sonrası dönem 37 0,01 9,13 2,70 2,04 1,12 0,162
Belgesiz dönem 132 -0,34 430,52 8,00 39,34 4,78 0,000 Mevcut tüm dönemler 137 -0,30 217,14 5,69 19,60 4,70 0,000
Yatan Hasta Oranı (YHO) Belge öncesi dönem 133 0,56 30,18 5,01 4,45 2,77 0,000
Belgeli dönem 146 0,94 22,38 3,89 3,16 2,90 0,000 Belge sonrası dönem 38 0,8 24,57 4,26 4,40 1,68 0,007
Belgesiz dönem 141 0,6 25,13 4,77 4,21 2,98 0,000 Mevcut tüm dönemler 146 0,97 20,63 4,34 3,55 2,92 0,000
Kaba Ölüm Hızı (KÖH) Belge öncesi dönem 123 0,01 4,95 1,04 0,99 1,82 0,003
Belgeli dönem 134 0,03 7,03 1,13 1,06 1,72 0,005 Belge sonrası dönem 31 0,03 3,93 1,23 0,99 0,67 0,757
Belgesiz dönem 130 0,01 4,95 1,03 0,97 1,71 0,006 Mevcut tüm dönemler 137 0,01 5,99 1,07 0,96 1,59 0,013
Tablo 5.1’de görüldüğü gibi belge öncesi dönem şikayet sayısı (KS=1,06,
p>0,05), belge sonrası dönem şikayet sayısı (KS=1,35, p>0,05), belgeli dönem
toplam gelirin toplam gidere oranı (KS=1,03, p>0,05), belge sonrası dönem toplam
gelirin toplam gidere oranı (KS=0,98, p>0,05), mevcut dönemlerdeki toplam gelirin
toplam gidere oranı (KS=1,32, p>0,05), belge öncesi dönem hekim başına poliklinik
sayısı (KS=0,53, p>0,05), belgeli dönem hekim başına poliklinik sayısı (KS=0,77,
p>0,05), belge sonrası dönem hekim başına poliklinik sayısı (KS=0,63, p>0,05),
belgesiz dönem (belge öncesi ve sonrası dönem ortalaması) hekim başına poliklinik
sayısı (KS=0,73, p>0,05), mevcut tüm dönemlerdeki hekim başına poliklinik sayısı
(KS=0,73, p>0,05), belge öncesi dönem yatak doluluk oranı (KS=0,67, p>0,05),
belgeli dönem yatak doluluk oranı (KS=0,71, p>0,05), belge sonrası dönem yatak
doluluk oranı (KS=0,70, p>0,05), belgesiz dönem yatak doluluk oranı (KS=0,60,
p>0,05) ve mevcut tüm dönemlerdeki yatak doluluk oranı (KS=0,54, p>0,05), belge
öncesi dönem yatak devir hızı (KS=1,34, p>0,05), belge sonrası dönem yatak devir
108
aralığı (KS=1,12, p>0,05) ve belge sonrası dönem kaba ölüm hızı (KS=0,67, p>0,05)
değişkenleri normal dağılım gösterdiği için bu değişkenlere parametrik testler
uygulanmıştır. Belge öncesi dönem performans katsayısı (KS=0,60, p>0,05), verinin
yapısı gereği parametrik test varsayımlarını karşılamasına rağmen değer sayısı 30’un
altında olduğu için (n<30) non-parametrik testler kullanarak incelenmiştir.
Hastanelerin performans göstergelerinin normal dağılım analiz sonuçlarına
göre (Tablo 5.1) parametrik test varsayımlarını sağlamayan belgeli, belge sonrası,
belgesiz dönem ve mevcut tüm dönemler performans katsayısı (PK), belgeli, belgesiz
dönem ve mevcut tüm dönemlerdeki şikayet sayısı (ŞS), belge öncesi ve belgesiz
dönem toplam gelirin toplam gidere oranı (TGE/TGİ), belge öncesi, belgeli, belge
sonrası, belgesiz dönem ve mevcut tüm dönemlerdeki hekim başına yatan hasta
sayısı (HBYHS), belge öncesi, belgeli, belge sonrası, belgesiz dönem ve mevcut tüm
dönemlerdeki bir hastanın ortalama kalış günü (OKG), belgeli, belge sonrası,
belgesiz dönem ve mevcut tüm dönemlerdeki yatak devir hızı (YDH), belge öncesi,
belgeli, belgesiz dönem ve mevcut tüm dönemlerdeki yatak devir aralığı (YDA),
belge öncesi, belgeli, belge sonrası, belgesiz dönem ve mevcut tüm dönemlerdeki
yatan hasta oranı (YHO), belge öncesi, belgeli, belgesiz dönem ve mevcut tüm
dönemlerdeki kaba ölüm hızı (KÖH) değişkenleri ise non-parametrik testler
kullanılarak incelenmiştir (p<0,05).
Non-parametrik test uygulamasına karar verdikten sonra değişkenlerin birbiri
ile olan ilişkisinin anlamlı olup olmadığını anlamak için korelasyon analizi
yapılmıştır. Kalite belgeli ve kalite belgesiz hastanelerin belge öncesi, belgeli dönem
ve belge süresi dolduktan sonraki dönem performans göstergeleri arasındaki ilişkiyi
anlamak için bu üç dönemin ortalaması alınarak mevcut tüm dönemler için normallik
analizi yeniden yapılmış ve normal dağılım gösteren değişkenler (toplam gelirin
toplam gidere oranı, hekim başına poliklinik sayısı, yatak doluluk oranı [Tablo 5.1])
için Pearson Korelasyon Analizi, normal dağılım göstermeyen değişkenler için
Spearman Korelasyon Analizi yapılmıştır (Tablo 5.2). Yapılan korelasyon analizi
sonuçlarının ilişki gücünü tanımlarken, korelayon katsayısı 0,00-0,49 değerleri
arasında ise değişkenler arasında zayıf ilişki, 0,50-0,69 değerleri arasında ise
değişkenler arasında orta derecede ilişki, 0,70-1,00 değerleri arasında ise değişkenler
arasında güçlü ilişkinin varlığından söz edilebilinir (Akgül, 2005, s.384).
109
Tablo 5.2: Hastane Performans Göstergeleri Arasındaki Korelasyon İlişki Matriksi
PK ŞS TGE/TGİ HBPS HBYHS YDO OKG YDH YDA YHO KÖH PK r 1
p . ŞS r -0,08 1
p 0,363 . TGE/TGİ r 0,06 -0,07 1
p 0,489 0,418 . HBPS r -0,02 -0,10 0,22* 1
p 0,816 0,249 0,008 . HBYHS r -0,01 -0,12 0,20 0,23 1
p 0,859 0,157 0,017 0,005 . YDO r -0,14 0,23 0,20* -0,20* 0,39 1
p 0,091 0,006 0,018 0,016 0,000 . OKG r -0,09 0,16 -0,03 -0,11 -0,24 0,33 1
p 0,304 0,052 0,714 0,179 0,003 0,000 . YDH r -0,18 0,16 0,19 0,02 0,55 0,49 -0,53 1
p 0,035 0,064 0,023 0,861 0,000 0,000 0,000 . YDA r 0,21 -0,33 0,01 0,21 -0,38 -0,75 0,20 -0,72 1
p 0,017 0,000 0,945 0,014 0,000 0,000 0,019 0,000 . YHO r -0,03 -0,01 0,19 -0,34 0,74 0,60 -0,04 0,53 -0,46 1
p 0,713 0,889 0,020 0,000 0,000 0,000 0,605 0,000 0,000 . KÖH r -0,04 0,42 -0,10 -0,16 -0,20 0,38 0,48 -0,03 -0,24 0,03 1
p 0,638 0,000 0,254 0,055 0,018 0,000 0,000 0,726 0,006 0,714 . *: Pearson Korelasyon Analizi
Tablo 5.2’de görüldüğü gibi on bir performans göstergesinin birbiriyle
ilişkisini anlamak için yapılan korelasyon analizi sonucu 55 ilişki katsayısından 12’si
negatif yönde, 20’si pozitif yönde olmak üzere toplam 32 ilişki katsayısı anlamlı
bulunmuştur. Çalışmada kullanılan performans göstergelerinden hekim başına düşen
poliklinik sayısı ile toplam gelirin toplam gidere oranı arasında (r=0,22, p<0,05) ve
yine hekim başına poliklinik sayısı ile yatak devir aralığı arasında (r=0,21, p<0,05)
hekim başına düşen yatan hasta sayısı ile toplam gelirin toplam gidere oranı arasında
(r=0,20, p<0,05), yine hekim başına düşen yatan hasta sayısı ile hekim başına düşen
poliklinik sayısı arasında (r=0,23, p<0,05), yatak doluluk oranı ile şikayet sayısı
arasında (r=0,23, p<0,05), yatak doluluk oranı ile toplam gelirin toplam gidere oranı
110
arasında (r=0,20, p<0,05), yatak doluluk oranı ile hekim başına düşen yatan hasta
sayısı arasında (r=0,39, p<0,05), yatak doluluk oranı ile bir hastanın ortalama kalış
günü arasında (r=0,33, p<0,05), yatak doluluk oranı ile yatak devir hızı arasında
(r=0,49, p<0,05) ve yine yatak doluluk oranı ile kaba ölüm hızı arasında (r=0,38,
p<0,05), yatak devir hızı ile toplam gelirin toplam gidere oranı arasında (r=0,19,
p<0,05), yatan hasta oranı ile toplam gelirin toplam gidere oranı arasında (r=0,19,
p<0,05), yatak devir aralığı ile performans katsayısı arasında (r=0,21, p<0,05) ve
yine yatak devir aralığı ile bir hastanın ortalama kalış günü arasında (r=0,20,
p<0,05), kaba ölüm hızı ile şikayet sayısı arasında (r=0,42, p<0,05) ve yine kaba
ölüm hızı ile bir hastanın ortalama kalış günü arasında (r=0,48, p<0,05) pozitif
yönde, anlamlı fakat zayıf bir ilişkiler mevcuttur.
Yatak devir hızı ile hekim başına yatan hasta sayısı arasında (r=0,55, p<0,05),
yatak doluluk oranı ile yatak hasta oranı arasında (r=0,60, p<0,05) ve yatak devir hızı
ile yatak hasta oranı arasında (r=0,53, p<0,05) pozitif yönde, anlamlı ve orta
derecede ilişkiler bulunmuştur. Yalnızca yatan hasta oranı ile hekim başına yatan
hasta sayısı arasında (r=0,74, p<0,05) pozitif yönde ve yüksek derecede anlamlı ilişki
vardır.
Yatak doluluk oranı hekim başına poliklinik sayısı arasında (r=-0,20, p<0,05),
bir hastanın ortalama kalış günü ile hekim başına yatan hasta sayısı arasında
(r=-0,24, p<0,05), yatak devir hızı ile performans katsayısı arasında (r=-0,18,
p<0,05), yatak devir aralığı ile şikayet sayısı arasında (r=-0,33, p<0,05), yine yatak
devir aralığı ile hekim başına yatan hasta sayısı arasında (r=-0,38, p<0,05), yatan
hasta oranı ile hekim başına poliklinik sayısı arasında (r=-0,34, p<0,05), yine yatan
hasta oranı ile yatak devir aralığı arasında (r=-0,46, p<0,05), kaba ölüm hızı ile
hekim başına yatan hasta sayısı arasında (r=-0,20, p<0,05) ve yine kaba ölüm hızı ile
yatak devir aralığı arasında (r=-0,24, p<0,05) negatif yönde ve zayıf derecede
anlamlı ilişkiler tespit edilmiştir.
Yatak devir hızı ile bir hastanın ortalama kalış günü arasında (r=-0,53,
p<0,05) negatif yönde ve orta derecede anlamlı ilişki; yatak devir aralığı ve yatak
doluluk oranı arasında (r=-0,75, p<0,05), yine yatak devir aralığı ve yatak devir hızı
111
arasında (r=-0,72, p<0,05) negatif yönde ve yüksek düzeyde anlamlı ilişkiler
bulunmuştur.
Özetle, yatak doluluk oranı sadece performans katsayısı hariç şikayet sayısı,
toplam gelirin toplam gidere oranı, hekim başına yatan hasta sayısı, bir hastanın
ortalama kalış günü, yatak devir hızı, yatan hasta oranı ve kaba ölüm hızı olmak
üzere 7 gösterge ile pozitif yönde, hekim başına poliklinik sayısı ve yatak devir
aralığı ile negatif yönde olmak üzere toplam 9 gösterge ile anlamlı ilişki içindedir.
Yatak devir aralığı da sadece toplam gelirin gidere oranı hariç performans katsayısı,
hekim başına poliklinik sayısı, bir hastanın ortalama kalış günü olmak üzere 3
gösterge ile pozitif yönde, şikayet sayısı, hekim başına yatan hasta sayısı, yatan hasta
oranı, kaba ölüm hızı, yatak doluluk oranı ve yatak devir hızı olmak üzere 6 gösterge
ile negatif yönde, toplam 9 performans göstergesi ile anlamlı ilişki içindedir.
Hekim başına yatan hasta sayısı, toplam gelirin toplam gidere oranı, hekim
başına poliklinik sayısı, yatak doluluk oranı, yatak devir hızı, yatan hasta oranı olmak
üzere 5 gösterge ile pozitif yönde, bir hastanın ortalama kalış günü, yatak devir
aralığı ve kaba ölüm hızı olmak üzere 3 gösterge ile negatif yönde, toplam 8 gösterge
ile anlamlı ilişkidedir.
Yatak devir hızı toplam gelirin toplam gidere oranı, hekim başına yatan hasta
sayısı, yatak doluluk oranı, yatan hasta oranı olmak üzere 4 gösterge ile pozitif
yönde, performans katsayısı, bir hastanın ortalama kalış günü ve yatak devir aralığı
olmak üzere 3 gösterge ile negatif yönde olmak üzere toplam 7 gösterge ile anlamlı
ilişkisi vardır.
Yatan hasta oranı, toplam gelirin gidere oranı, hekim başına yatan hasta
sayısı, yatak doluluk oranı, yatak devir hızı olmak üzere 4 gösterge ile pozitif yönde,
hekim başına poliklinik sayısı ve yatak devir aralığı olmak üzere 2 gösterge ile
negatif yönde, toplamda 6 gösterge ile anlamlı ilişkisi vardır.
Bir hastanın ortalama kalış günü, yatak doluluk oranı, yatak devir aralığı ve
kaba ölüm hızı ile pozitif yönde, hekim başına yatan hasta sayısı ve yatak devir hızı
ile negatif yönde olmak üzere 5 gösterge ile anlamlı ilişki içindedir. Toplam gelirin
toplam gidere oranı, hekim başına poliklinik sayısı, hekim başına yatan hasta sayısı,
yatak doluluk oranı, yatak devir hızı, yatan hasta oranı olmak üzere 5 gösterge ile
112
pozitif yönde anlamlı ilişkiye sahiptir. Hekim başına poliklinik sayısı, toplam gelirin
toplam gidere oranı, hekim başına yatan hasta sayısı, yatak devir aralığı olmak üzere
3 gösterge ile pozitif yönde, yatak doluluk oranı ve yatan hasta oranı ile negatif
yönde olmak üzere toplamda 5 gösterge ile anlamlı ilişkisi vardır. Kaba ölüm hızı
performans göstergesi de şikayet sayısı, yatak doluluk oranı, bir hastanın ortalama
kalış günü olmak üzere 3 gösterge ile pozitif yönde hekim başına yatan hasta sayısı
ve yatak devir aralığı olmak üzere 2 gösterge ile de negatif yönde toplamda ise 5
gösterge ile anlamlı ilişki içindedir.
Şikayet sayısı yatak doluluk oranı, kaba ölüm hızı ile pozitif yönde, yatak
devir aralığı ile negatif yönde olmak üzere 3 gösterge ile anlamlı ilişkisi içinde iken,
performans katsayısı yatak devir hızı ile negatif yönde yatak devir aralığı ile pozitif
yönde olmak üzere 2 gösterge ile ilişki içindedir.
5.1. Kalite Belgeli Hastaneler ile Benzer Kalite Belgesiz Hastanelerin
Performans Göstergelerinin Karşılaştırılması
Kalite belgeli hastaneler ile kalite belgeli hastanelere benzer seçilen
hastanelerin belge öncesi, belgeli dönem, belge süresi dolduktan sonraki dönem ve
belgesiz dönem (belge öncesi ve sonrası dönem) performans göstergelerini
karşılaştırmak için Mann-Whitney U testi ve t testi yapılmıştır.
113
Tablo 5.3: Kalite Belgeli Hastaneler (KBH) İle Kalite Belgesine Sahip
Olmayan Benzer Hastanelerin (BH) Kalite Belgesini Almadan Önceki Dönem
Performans Göstergelerinin Karşılaştırılması
N Ort. Ss. Z/t testi p
Performans Katsayısı KBH 6 0,88 0,07
-0,241 0,809 BH 6 0,89 0,05
Şikayet Sayısı KBH 27 22,02 22,47
0,010* 0,991 BH 26 21,96 14,14
Toplam Gelirin Toplam Gidere Oranı KBH 66 1,14 0,22
-0,628 0,530 BH 67 1,11 0,27
Hekim Başına Poliklinik Sayısı KBH 66 4427,53 1897,89
-0,111* 0,912 BH 67 4463,27 1824,79
Hekim Başına Yatan Hasta Sayısı KBH 66 205,34 122,16
-1,413 0,158 BH 67 171,38 101,16
Yatak Doluluk Oranı (%) KBH 66 65,51 19,18
3,573* 0,000 BH 67 53,37 19,96
Bir Hastanın Ortalama Kalış Günü KBH 66 5,17 2,63
-0,936 0,349 BH 67 4,91 3,00
Yatak Devir Hızı KBH 58 54,30 31,77
2,339* 0,021 BH 67 42,93 22,27
Yatak Devir Aralığı (Gün) KBH 58 5,38 19,48
-2,829 0,005 BH 67 10,96 52,20
Yatan Hasta Oranı (%) KBH 66 5,79 5,31
-1,667 0,095 BH 67 4,24 3,27
Kaba Ölüm Hızı (%) KBH 57 1,17 1,12
-1,481 0,139 BH 66 0,92 0,87
*: t testi
Tablo 5.3’de görüldüğü gibi kalite belgesi almadan önceki dönemde, kalite
belgeli hastaneler ile bunlara benzer seçilen kalite belgesine sahip olmayan
hastanelerin yatak doluluk oranı (t=3,573, p<0,05), yatak devir hızı (t=2,339, p<0,05)
ve yatak devir aralığı (z=-2,829, p<0,05) göstergelerinde anlamlı fark bulunmuştur.
Kalite belgeli hastanelerin belge öncesi dönem yatak doluluk oranı ortalaması
%65,51 iken benzer kalite belgesiz hastanelerin yatak doluluk oranı ortalaması
%53,77’dir. Başka bir deyişle kalite belgeli hastanelerin yatak doluluk oranı benzer
kalite belgesiz hastanelerden yaklaşık %12 daha yüksektir.
114
Belge öncesi dönemde kalite belgeli hastaneleri yatak devir hızı ortalaması
54,30 iken benzer kalite belgesiz hastanelerin yatak devir hızı ortalaması 42,93’tür.
Buna göre kalite belgeli hastanelerin yatak devir hızı benzerlerine göre yaklaşık 12
hasta daha fazladır.
Kalite belgeli hastanelerin belge öncesi dönem performans göstergeleri ile
kalite belgesine sahip olmayan benzer hastanelerin performans göstergeleri arasında
anlamlı fark bulunan bir diğer gösterge ise yatak devir aralığıdır. Kalite belgeli
hastanelerin belge öncesi dönem yatak devir aralığı ortalaması 5,38 iken benzer
belgesiz hastanelerin yatak devir aralığı ortalaması 10,96 gündür. Buna göre kalite
belgeli hastanelerin belge almadan önce dahi benzer belgesiz hastanelere göre bir
hastane yatağının boş kalma süresi yaklaşık 5 gün daha azdır.
Diğer yandan belge önceki dönem kalite belgeli hastaneler ile bunlara benzer
seçilen kalite belgesine sahip olmayan hastanelerin performans katsayısı, şikayet
sayısı, toplam gelirin toplam gidere oranı, hekim başına poliklinik sayısı, hekim
başına yatan hasta sayısı, bir hastanın ortalama kalış günü, yatan hasta oranı ve kaba
ölüm hızı performans göstergeleri arasında anlamlı fark bulunmamıştır (p>0,05).
Bu durumda hipotez 1 yatak doluluk oranı, yatak devir hızı ve yatak devir
aralığı olmak üzere toplam üç gösterge için kabul edilmiştir.
115
Tablo 5.4: Kalite Belgeli Hastaneler İle Kalite Belgesine Sahip Olmayan
Benzer Hastanelerin Kalite Belgesine Sahip Oldukları Dönem Performans
Göstergelerinin Karşılaştırılması
N Ort. Ss. Z/t testi P
Performans Katsayısı KBH 66 0,85 0,13
-0,346 0,729 BH 68 0,88 0,08
Şikayet Sayısı KBH 70 25,10 20,01
-0,227 0,820 BH 70 23,56 18,23
Toplam Gelirin Toplam Gidere Oranı KBH 73 1,13 0,15
0,973* 0,332 BH 73 1,11 0,12
Hekim Başına Poliklinik Sayısı KBH 73 6831,88 2572,01
-0,008* 0,993 BH 73 6835,18 2186,21
Hekim Başına Yatan Hasta Sayısı KBH 73 253,58 166,79
-1,004 0,315 BH 73 219,71 130,32
Yatak Doluluk Oranı (%) KBH 73 66,29 17,67
2,176* 0,031 BH 73 59,84 18,11
Bir Hastanın Ortalama Kalış Günü KBH 73 4,82 2,38
-0,591 0,555 BH 73 4,78 2,99
Yatak Devir Hızı KBH 64 59,24 33,05
-1,038 0,299 BH 73 53,64 29,47
Yatak Devir Aralığı (Gün) KBH 64 2,78 2,52
-2,384 0,017 BH 73 4,10 4,55
Yatan Hasta Oranı (%) KBH 73 4,31 3,77
-0,822 0,411 BH 73 3,48 2,36
Kaba Ölüm Hızı (%) KBH 63 1,31 1,19
-2,133 0,033 BH 71 0,98 0,91
*: t testi
Tablo 5.4’de görüldüğü gibi kalite belgeli hastaneler ile bunlara benzer
seçilen kalite belgesiz hastanelerin kalite belgesine sahip oldukları dönem
karşılaştırmasında, performans göstergelerinden yatak doluluk oranı (t=2,176,
p<0,05), yatak devir aralığı (z=-2,384, p<0,05) ve kaba ölüm hızında (z=-2,133,
p<0,05) anlamlı fark bulunmuştur. Kalite belgeli hastanelerin belgeli dönem yatak
doluluk oranı ortalaması %66,29, benzer kalite belgesiz hastanelerin yatak doluluk
oranı ortalaması %59,84’tür. Buna göre kalite belgeli hastanelerin belgeli oldukları
dönemlerdeki yatak doluluk oranı benzer hastanelere göre yaklaşık %6 daha iyidir.
116
Kalite belgeli hastanelerin belgeli dönem yatak devir aralığı ortalaması 2,78
gün iken kalite belgesi olmayan benzer hastanelerin yatak devir aralığı ortalaması
4,10 gündür. Yani kalite belgeli hastanelerin yatakları belgeli oldukları dönemlerde
benzerlerine göre yaklaşık 1,5 gün daha az boş kalmaktadır.
Kalite belgeli hastanelerin belgeli dönem kaba ölüm hızı ortalaması %1,31
iken benzer kalite belgesiz hastanelerin kaba ölüm hızı ortalaması %0,98’tir. Buna
göre, kalite belgeli hastanelerin belgeli dönemlerdeki kaba ölüm hızları benzerlerine
göre %0,33 daha yüksektir.
Diğer yandan kalite belgeli hastanelerin belgeli dönemleri ile benzer kalite
belgesiz hastanelerin performans katsayısı, şikayet sayısı, toplam gelirin toplam
gidere oranı, hekim başına poliklinik sayısı, hekim başına yatan hasta sayısı, bir
hastanın ortalama kalış günü, yatak devir hızı ve yatan hasta oranı performans
göstergeleri arasında anlamlı fark bulunmamıştır (p>0,05).
Bu durumda hipotez 2’nin yatak doluluk oranı, yatak devir aralığı ve kaba
ölüm hızı göstergeleri için geçerli olduğu bulunmuştur.
117
Tablo 5.5: Kalite Belgeli Hastaneler İle Benzer Kalite Belgesine Sahip
Olmayan Hastanelerin Kalite Belgesi Süresi Dolduktan Sonraki Dönem Performans
Göstergelerinin Karşılaştırılması
N Ort. Ss. Z/t testi p
Performans Katsayısı KBH 35 0,89 0,06
-1,175 0,240 BH 33 0,86 0,10
Şikayet Sayısı KBH 36 20,95 16,97
0,189* 0,851 BH 34 20,16 18,18
Toplam Gelirin Toplam Gidere Oranı KBH 36 1,09 0,09
0,590* 0,557 BH 36 1,08 0,08
Hekim Başına Poliklinik Sayısı KBH 19 7522,51 2770,46
-0,121* 0,904 BH 19 7618,54 2059,19
Hekim Başına Yatan Hasta Sayısı KBH 19 303,38 190,90
-0,927 0,354 BH 16 294,31 304,13
Yatak Doluluk Oranı (%) KBH 19 69,11 17,81
-1,212 0,226 BH 19 63,37 15,87
Bir Hastanın Ortalama Kalış Günü KBH 19 4,95 3,44
-0,044 0,965 BH 19 4,90 3,34
Yatak Devir Hızı KBH 18 61,58 28,76
-1,064 0,288 BH 19 66,59 67,17
Yatak Devir Aralığı (Gün) KBH 18 2,53 2,35
-1,322 0,186 BH 19 2,87 1,75
Yatan Hasta Oranı (%) KBH 19 4,49 3,48
-1,518 0,129 BH 19 4,04 5,26
Kaba Ölüm Hızı (%) KBH 14 1,03 0,64
-0,774 0,439 BH 17 1,39 1,20
*: t testi
Tablo 5.5’de görüldüğü gibi kalite belgeli hastanelerin performans katsayısı
0,89 iken benzer hastanelerin performans katsayısı 0,86’dır; kalite belgeli
hastanelerin belge sonrası performans katsayısı benzerlerine göre 0,03 daha fazla
olmasına rağmen; aradaki bu fark anlamlı değildir (p>0,05). Yine kalite belgeli
hastanelerin belge sonrası toplam gelirin toplam gidere oranı benzerlerine göre 0,01
daha yüksektir; ancak bu fark da anlamlı çıkmamıştır (p>0,05). Aynı şekilde kalite
belgeli hastanelerin hekim başına yatan hasta sayısı benzerlerine göre 9 hasta daha
fazla olmasına rağmen aradaki bu fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmamıştır
(p>0,05). Kalite belgeli hastanelerin yatak doluluk oranı benzerlerine göre yaklaşık
118
%6, yatak devir aralığı ise 0,34 daha iyidir. Aynı şekilde kalite belgeli hastanelerin
belge sonrası kaba ölüm hızı benzerlerine göre %0,36 daha iyidir; ancak tüm bu
farklar da istatistiksel olarak anlamlı bulunmamıştır (p>0,05). Yani kalite belge
süresi dolduktan sonraki dönemde, kalite belgeli hastanelerin performans katsayısı,
toplam gelirin toplam gidere oranı, hekim başına yatan hasta sayısı, yatak doluluk
oranı, yatak devir aralığı ve kaba ölüm hızı göstergeleri benzerlerine göre daha iyi
olmasına rağmen; çalışmada kullanılan performans göstergelerinden hiçbirinde kalite
belgeli ve benzer kalite belgesiz hastaneler arasında istatistiksel olarak anlamlı fark
bulunmamıştır (p>0,05).
Bu durumda hipotez 3 reddedilmiştir.
119
Tablo 5.6: Kalite Belgeli Hastaneler İle Benzer Kalite Belgesine Sahip
Olmayan Hastanelerin Belgesiz Dönem (Belge Öncesi ve Sonrası Dönem)
Performans Göstergelerinin Karşılaştırılması
N Ort. Ss. Z/t testi p
Performans Katsayısı KBH 41 0,87 0,09
-0,890 0,373 BH 38 0,86 0,09
Şikayet Sayısı KBH 57 21,22 18,84
-0,419 0,675 BH 55 20,96 16,74
Toplam Gelirin Toplam Gidere Oranı KBH 73 1,10 0,20
-0,444 0,657 BH 71 1,08 0,22
Hekim Başına Poliklinik Sayısı KBH 72 4723,18 1936,72
-0,602* 0,548 BH 69 4920,77 1961,43
Hekim Başına Yatan Hasta Sayısı KBH 72 212,75 132,00
-1,229 0,219 BH 69 180,30 118,72
Yatak Doluluk Oranı (%) KBH 72 64,47 19,08
3,464* 0,001 BH 69 53,26 19,36
Bir Hastanın Ortalama Kalış Günü KBH 72 4,96 2,62
-0,472 0,637 BH 69 4,86 2,99
Yatak Devir Hızı KBH 63 53,74 30,93
-1,904 0,057 BH 69 44,35 25,52
Yatak Devir Aralığı (Gün) KBH 63 5,03 18,72
-3,540 0,000 BH 69 10,72 51,44
Yatan Hasta Oranı (%) KBH 72 5,42 4,81
-1,809 0,071 BH 69 4,10 3,39
Kaba Ölüm Hızı (%) KBH 62 1,15 1,04
-1,741 0,082 BH 68 0,92 0,88
*: t testi
Tablo 5.6’da görüldüğü gibi belgesiz dönem (kalite belge öncesi ve belge
sonrası dönem) kalite belgeli hastaneler ile benzer hastaneler yatak doluluk oranı
(t=3,464, p<0,05) ve yatak devir aralığı (z=-3,540, p<0,05) performans göstergeleri
arasında anlamlı fark bulunmuştur. Belgesiz dönem (belge öncesi ve sonrası dönem)
kalite belgeli hastaneler yatak doluluk oranı ortalaması %64,47 iken, benzer
hastanelerin yatak doluluk oranı ortalaması %53,26’dır. Yani kalite belgeli
hastanelerin belgesiz oldukları dönemde dahi yatak doluluk oranları benzerlerinden
yaklaşık %11 daha yüksektir.
120
Belgesiz dönem (belge öncesi ve sonrası dönem) kalite belgeli hastaneler
yatak devir aralığı ortalaması 5,03 gün iken, benzer hastanelerin yatak devir aralığı
ortalaması 10,72 gündür. Buna göre kalite belgeli hastanelerin yatakları belgesiz
dönemde dahi benzer hastanelere göre yaklaşık 5 gün daha az boş kalmaktadır.
Diğer yandan belgesiz dönem (belge öncesi ve sonrası dönem) kalite
belgesine sahip hastaneler ile bu hastanelere benzer seçilen kalite belgesine sahip
olmayan hastanelerin performans katsayısı, şikayet sayısı, toplam gelirin toplam
gidere oranı, hekim başına poliklinik sayısı, hekim başına yatan hasta sayısı, bir
hastanın ortalama kalış günü, yatak devir hızı, yatan hasta oranı ve kaba ölüm hızı
performans göstergeleri arasında anlamlı bir fark bulunmamıştır (p>0,05).
Bu durumda hipotez 4’ün yatak doluluk oranı ve yatak devir aralığı
göstergeleri için geçerli olduğu bulunmuştur.
121
Tablo 5.7: Kalite Belgeli Hastaneler İle Benzer Kalite Belgesine Sahip Olmayan
Hastanelerin Tüm Dönemlerine İlişkin Performans Göstergelerinin Karşılaştırması
N Ort. Ss. Z/t testi p
Performans Katsayısı KBH 73 0,86 0,11
-0,067 0,947 BH 70 0,87 0,08
Şikayet Sayısı KBH 73 22,77 18,61
-0,052 0,959 BH 71 21,41 16,21
Toplam Gelirin Toplam Gidere Oranı KBH 73 1,12 0,12
1,424* 0,157 BH 73 1,09 0,13
Hekim Başına Poliklinik Sayısı KBH 73 5908,58 2103,06
-0,018* 0,985 BH 73 5914,62 1868,30
Hekim Başına Yatan Hasta Sayısı KBH 73 235,43 144,01
-1,286 0,199 BH 73 203,10 127,10
Yatak Doluluk Oranı (%) KBH 73 66,00 15,81
3,699* 0,000 BH 73 56,15 16,36
Bir Hastanın Ortalama Kalış Günü KBH 73 4,95 2,46
-1,018 0,309 BH 73 4,78 2,78
Yatak Devir Hızı KBH 64 57,01 30,21
-2,049 0,040 BH 73 49,41 27,94
Yatak Devir Aralığı (Gün) KBH 64 3,93 9,81
-3,177 0,001 BH 73 7,23 25,23
Yatan Hasta Oranı (%) KBH 73 4,87 4,08
-1,534 0,125 BH 73 3,80 2,87
Kaba Ölüm Hızı (%) KBH 64 1,23 1,07
-2,151 0,032 BH 73 0,92 0,83
*: t testi
Tablo 5.7’de görüldüğü gibi kalite belgeli hastaneler ile benzer hastanelerin
tüm dönemlerdeki (belge öncesi, belgeli dönem ve belge sonrası dönem) performans
göstergelerinden yatak doluluk oranı (t=3,699, p<0,05), yatak devir hızı (z=-2,049,
p<0,05), yatak devir aralığı (z=-3,177, p<0,05) ve kaba ölüm hızında (z=-2,151,
p<0,05) anlamlı fark bulunmuştur. Kalite belgeli hastanelerin tüm dönemlerdeki
(belge öncesi, belgeli ve belge sonrası dönem) yatak doluluk oranı ortalaması %66
iken, benzer hastanelerin yatak doluluk oranı ortalaması %56,15’tir. Buna göre kalite
belgeli hastanelerin yatak doluluk oranı benzerlerine göre yaklaşık %10 daha
yüksektir.
122
Kalite belgeli hastanelerin tüm dönemlerdeki yatak devir hızı ortalaması
57,01 hasta iken, benzer kalite belgesine sahip olmayan hastanelerin yatak devir hızı
ortalaması 49,41 hastadır. Bu sonuca göre kalite belgeli hastanelerde benzerlerine
göre bir hastane yatağında yaklaşık 8 hasta daha fazla yatmıştır.
Kalite belgeli hastanelerin tüm dönemlerdeki yatak devir aralığı ortalaması
3,93 gün iken, benzer kalite belgesine sahip olmayan hastanelerin yatak devir aralığı
ortalaması 7,23 gündür. Yani kalite belgeli hastanelerde bir hasta yatağının boş
kalma süresi benzerlerine göre 3,30 gün daha azdır.
Kalite belgeli hastanelerin tüm dönemlerdeki kaba ölüm hızı ortalaması
%1,23 iken, benzer kalite belgesine sahip olmayan hastanelerin kaba ölüm hızı
ortalaması %0,92’dir. Yani kalite belgeli hastanelerin kaba ölüm hızı ortalaması
beklenenin aksine benzerlerine göre %0,31 daha yüksektir.
Diğer yandan kalite belgeli hastaneler ile bu hastanelere benzer seçilen kalite
belgesiz hastanelerin tüm dönemlerindeki performans göstergelerinin
karşılaştırılmasında performans katsayısı, şikayet sayısı, toplam gelirin toplam gidere
oranı, hekim başına poliklinik sayısı, hekim başına yatan hasta sayısı, bir hastanın
ortalama kalış günü ve yatan hasta oranı göstergelerinde anlamlı fark bulunmamıştır
(p>0,05).
Bu durumda hipotez 5’in yatak doluluk oranı, yatak devir hızı, yatak devir
aralığı ve kaba ölüm hızı göstergeleri için geçerli olduğu görülmüştür.
5.2. Kalite Belgeli Hastanelerin Belgeli ve Belgesiz Dönemlerine İlişkin
Performans Göstergelerinin Karşılaştırılması
Kalite belgeli hastanelerin belge öncesi ve belge sonrası dönem, belgeli ve
belge sonrası dönem, belgeli dönem ve belgesiz dönem (belge öncesi ve sonrası)
performans göstergeleri arasında anlamlı bir fark olup olmadığını ortaya koymak için
iki eş arasındaki farkın önemlilik testi ve Wilcoxon iki eş arasındaki farkın önemlilik
testleri yapılmıştır.
123
Tablo 5.8: Kalite Belgeli Hastanelerin Belge Öncesi ve Belgeli Dönemlerine
İlişkin Performans Göstergelerinin Karşılaştırması
N
Belge Öncesi Dönem
Belgeli Dönem Ortalamalar Arasındaki
Fark
Z/t testi
p
Ort. Ss. Ort. Ss.
Performans Katsayısı 12 0,88 0,06 0,87 0,13 0,03 -0,157 0,875
Şikayet Sayısı 53 21,99 18,67 29,89 20,96 -7,90 -4,071 0,000
Toplam Gelirin Toplam Gidere Oranı
133 1,13 0,25 1,12 0,11 0,00 -2,072 0,038
Hekim Başına Poliklinik Sayısı
133 4445,54 1854,44 6984,02 2348,17 -2538,48 -17,246* 0,000
Hekim Başına Yatan Hasta Sayısı
133 188,23 112,94 237,58 150,38 -49,35 -7,111 0,000
Yatak Doluluk Oranı (%) 133 59,39 20,43 64,38 18,04 -4,98 -3,283* 0,001
Bir Hastanın Ortalama Kalış Günü
133 5,04 2,81 4,93 2,77 0,11 -3,446 0,001
Yatak Devir Hızı 125 48,20 27,57 57,20 31,88 -9,00 -5,646 0,000
Yatak Devir Aralığı (gün) 125 8,37 40,40 3,53 3,91 4,84 -2,025 0,043
Yatan Hasta Oranı (%) 133 5,01 4,45 3,82 2,86 1,19 -6,590 0,000
Kaba Ölüm Hızı (%) 121 1,05 0,99 1,19 1,09 -0,14 -2,062 0,039
*: t testi
Tablo 5.8’de görüldüğü gibi kalite belgeli hastanelerin belge öncesi ve belgeli
dönemlerine ait performans göstergeleri karşılaştırıldığında; performans katsayısı
hariç diğer göstergelerin tamamında şikayet sayısı (z=-4,071, p<0,05), toplam gelirin
toplam gidere oranı (z=-2,072, p<0,05), hekim başına poliklinik sayısı (z=-17,246,
p<0,05), hekim başına yatan hasta sayısı (z=-7,111, p<0,05), yatak doluluk oranı
(z=-3,283, p<0,05), bir hastanın ortalama kalış günü (z=-3,446, p<0,05), yatak devir
hızı (z=-5,646, p<0,05), yatak devir aralığı (z=-2,025, p<0,05) yatan hasta oranı
(z=-6,590, p<0,05) ve kaba ölüm hızı (z=-2,062, p<0,05) anlamlı fark bulunmuştur.
124
Belge öncesi şikayet sayısı ortalaması 21,99 tane iken belgeli dönem şikayet
sayısı ortalaması beklenenin aksine 29,89’a yükselmiştir. Yani bu iki dönem şikayet
sayısı farkı yaklaşık 8 bulunmuştur.
Belge öncesi dönem toplam gelirin toplam gidere oranı 1,13 iken belgeli
dönem toplam gelirin toplam gidere oranı 1,12’dir. Her iki dönemde de hastanelerin
gelirleri giderlerine göre fazladır. Buna göre hastaneler belge öncesi dönemde belgeli
döneme göre 0,01 daha fazla kar elde etmişlerdir.
Belge öncesi hekim başına düşen poliklinik sayısı 4445,54 iken belgeli
dönem hekim başına poliklinik sayısı 6984,02’dir. Yani belgeli dönemde hekim
başına poliklinik sayısı yaklaşık 2539 hasta artmıştır.
Belge öncesi hekim başına yatan hasta sayısı (taburcu+ölen/hekim) 188,23
iken belgeli dönem hekim başına yatan hasta sayısı beklendiği gibi 237,58’e
yükselmiştir. Yani belgeli dönem hekim başına yatan hasta sayısı yaklaşık 49 hasta
artmıştır.
Belge öncesi yatak doluluk oranı %59,39 iken belgeli dönem yatak doluluk
oranı beklendiği gibi %64,38’e yükselmiştir. Yani belgeli dönemde yatak doluluk
oranı yaklaşık %5 yükselmiştir.
Belge öncesi dönem bir hastanın ortalama kalış günü 5,04 iken belgeli
dönemde 4,93’e düşmüştür. Yani belgeli dönemde bir hastanın ortalama kalış günü
0,11 gün azalmıştır.
Belge öncesi yatak devir hızı 48,20 hasta iken belgeli dönem yatak devir hızı
58,20 hastaya yükselmiştir, bu iki dönem yatak devir hızı farkı 10 bulunmuştur.
Belge öncesi dönemde yatak devir aralığı 8,37 iken belgeli dönemde hızlı bir
iyileşme sağlanmış ve 3,53’e düşmüştür. Yani belgeli dönemde bir hasta yatağının
boş kalma süresi belge öncesi döneme göre 4,84 gün daha azdır.
Belge öncesi yatan hasta oranı (yatan hasta sayısı/poliklinik sayısı) %5,01
iken belgeli dönem yatan hasta oranı beklendiği gibi %3,82’ye gerilemiştir. Yani bu
iki dönem yatan hasta oranı arasındaki fark %1,19’dur.
Belge öncesi dönemde kaba ölüm hızı %1,05 iken belgeli dönemde kaba
ölüm hızı %0,14 artmış ve %1,19’a yükselmiştir.
125
Belge öncesi ve belgeli dönem performans katsayısı göstergesinin
ortalamaları arasında anlamlı bir fark bulunmamıştır (p>0,05).
Sonuçlara göre hipotez 6’in şikayet sayısı, toplam gelirin toplam gidere oranı,
hekim başına poliklinik sayısı, hekim başına yatan hasta sayısı, yatak doluluk oranı,
bir hastanın ortalama kalış günü, yatak devir hızı, yatak devir aralığı, yatan hasta
oranı ve kaba ölüm hızı göstergeleri için geçerli olduğu görülmüştür.
126
Tablo 5.9: Kalite Belgeli Hastanelerin Belgeli ve Belge Sonrası Dönemlerine İlişkin
Performans Göstergelerinin Karşılaştırması
N
Belgeli Dönem Belge Sonrası Dönem
Ortalamalar Arasındaki
Fark Z/t testi p
Ort. Ss. Ort. Ss.
Performans Katsayısı 59 0,87 0,11 0,88 0,07 -0,01 -0,443 0,657
Şikayet Sayısı 66 23,12 17,93 21,54 17,47 1,58 -1,164 0,244
Toplam Gelirin Toplam Gidere Oranı 72 1,15 0,16 1,08 0,08 0,07 3,890* 0,000
Hekim Başına Poliklinik Sayısı 38 6290,93 2113,38 7570,53 2408,15 -1279,59 -4,735* 0,000
Hekim Başına Yatan Hasta Sayısı 35 263,69 196,78 299,23 245,20 -35,54 -1,884 0,060
Yatak Doluluk Oranı (%) 38 66,59 18,84 66,24 16,89 0,35 0,132* 0,896
Bir Hastanın Ortalama Kalış Günü 38 4,70 2,34 4,92 3,34 -0,22 -0,747 0,455
Yatak Devir Hızı 37 60,36 38,47 64,15 51,51 -3,79 -0,792 0,428
Yatak Devir Aralığı (gün) 37 2,71 2,42 2,70 2,04 0,01 -0,596 0,551
Yatan Hasta Oranı (%) 38 4,52 4,34 4,26 4,40 0,26 -1,298 0,194
Kaba Ölüm Hızı (%) 30 1,10 0,78 1,27 0,98 -0,16 -1,749 0,080
*: t testi
Tablo 5.9’da görüldüğü gibi kalite belgeli hastanelerin kalite belgesine sahip
oldukları dönem ile belge süresi dolduktan sonraki dönem performans göstergeleri
karşılaştırıldığında toplam gelirin toplam gidere oranı (t=3,890, p<0,05) ile hekim
başına poliklinik sayısında (t=-4,735, p<0,05) anlamlı fark bulunmuştur.
Belgeli dönem toplam gelirin toplam gidere oranı 1,15 iken belge sonrası
dönem toplam gelirin topla gidere oranı 1,08’e düşmüştür. Yani belgeli dönemde
hastanelerin gelirleri giderlerine göre daha fazla iken belge sonrasında hastane
127
gelirlerinde düşüş olmuştur ve bu iki dönem toplam gelirin toplam gidere oranı farkı
0,07 bulunmuştur.
Belgeli dönem hekim başına düşen poliklinik sayısı 6290,93 iken belge
sonrası dönem hekim başına poliklinik sayısı 7570,53’tür. Buna göre belge sonrası
dönemde iyileşme devam etmiş ve hekim başına poliklinik sayısı belgeli döneme
göre yaklaşık 1280 hasta daha fazla bulunmuştur.
Bu sonuca göre hipotez 7 toplam gelirin toplam gidere oranı ve hekim başına
poliklinik sayısı göstergeleri için kabul edilmiştir.
128
Tablo 5.10: Kalite Belgeli Hastanelerin Belgeli ve Belgesiz Dönemlerine
(Belge Öncesi ve Belge Sonrası) İlişkin Performans Göstergelerinin Karşılaştırması
N
Belgeli Dönem Belgesiz Dönem Ortalamalar Arasındaki
Fark Z/t testi p
Ort. Ss. Ort. Ss.
Performans Katsayısı 70 0,87 0,11 0,88 0,07 -0,02 -0,320 0,749
Şikayet Sayısı 109 25,76 19,79 21,51 17,81 4,25 -3,489 0,000
Toplam Gelirin Toplam Gidere Oranı 144 1,12 0,13 1,09 0,21 0,03 -0,122 0,903
Hekim Başına Poliklinik Sayısı 141 6859,72 2374,17 4819,87 1944,40 2039,85 12,159* 0,000
Hekim Başına Yatan Hasta Sayısı 141 237,12 151,63 196,87 126,28 40,25 -6,494 0,000
Yatak Doluluk Oranı (%) 141 63,61 18,05 58,99 19,96 4,62 3,257* 0,001
Bir Hastanın Ortalama Kalış Günü 141 4,86 2,72 4,91 2,79 -0,06 -2,988 0,003
Yatak Devir Hızı 132 56,37 31,42 48,83 28,51 7,54 -5,203 0,000
Yatak Devir Aralığı (gün) 132 3,48 3,83 8,00 39,34 -4,52 -1,567 0,117
Yatan Hasta Oranı (%) 141 3,92 3,21 4,77 4,21 -0,85 -5,675 0,000
Kaba Ölüm Hızı (%) 127 1,18 1,07 1,05 0,97 0,12 -1,885 0,059
*: t testi
Tablo 5.10’da görüldüğü gibi kalite belgeli hastanelerin kalite belgesine sahip
oldukları dönem ile belgesiz dönem (belge öncesi ve sonrası dönem) performans
göstergeleri karşılaştırıldığında şikayet sayısı (z=-3,489, p<0,05), hekim başına
poliklinik sayısı (t=12,159, p<0,05), hekim başına yatan hasta sayısı (z=-6,494,
p<0,05), yatak doluluk oranı (t=3,257, p<0,05), bir hastanın ortalama kalış günü
(z=-2,988, p<0,05), yatak devir hızı (z=-5,203, p<0,05) ve yatan hasta oranı
(z=-5,675, p<0,05) göstergelerinde anlamlı fark bulunmuştur.
129
Belgeli dönem şikayet sayısı ortalaması 25,76 iken belgesiz dönem şikayet
sayısı ortalaması 21,51’dir. Buna göre belgeli dönem şikayet sayısı belgesiz döneme
göre beklenenin aksine 4,25 daha fazla bulunmuştur.
Belgeli dönem hekim başına düşen poliklinik sayısı 6859,72 iken belgesiz
dönem hekim başına poliklinik sayısı 4819,87’dir. Yani hekimlerin aktif
çalışmalarını gösteren hekim başına poliklinik sayısı göstergesi beklendiği gibi
belgeli dönemde belgesiz döneme göre 2039,85 hasta daha fazla bulunmuştur.
Belgeli dönem hekim başına yatan hasta sayısı 237,12 iken belgesiz dönem
hekim başına yatan hasta sayısı 196,87’dir, bu iki dönem hekim başına yatan hasta
sayısı farkı 40,25 bulunmuştur.
Belgeli dönem yatak doluluk oranı %63,61 iken belgesiz dönem yatak
doluluk oranı %58,99’dur. Buna göre belgeli dönemde hastanelerin yatak kapasite
kullanımı belgesiz döneme göre %4,62 daha fazladır.
Belgeli dönem bir hastanın ortalama kalış günü 4,86 iken belgesiz dönemde
4,91’dir. Buna göre belgeli dönemde bir hastanın ortalama kalış günü belgesiz
döneme göre 0,05 daha iyidir.
Belgeli dönem yatak devir hızı 56,37 iken belgesiz dönem yatak devir hızı
48,83’tür. Buna göre belgeli dönemde bir hastane yatağı belgesiz döneme göre 7,54
hasta daha fazla kullanılmıştır.
Belgeli dönem yatan hasta oranı %3,92 iken belgesiz dönem yatan hasta oranı
%4,77’dir. Yani belgeli dönemde yatırılarak tedavi edilen hasta sayısı belgesiz
döneme göre %0,85 daha düşük bulunmuştur.
Bu durumda hipotez 8 şikayet sayısı, hekim başına poliklinik sayısı, hekim
başına yatan hasta sayısı, yatak doluluk oranı, bir hastanın ortalama kalış günü, yatak
devir hızı ve yatan hasta oranı göstergeleri için kabul edilmiştir.
Yapılan analizler sonucu hastane performans göstergelerinin KYS
belgelendirmesi öncesi ve sonrası ile KYS belgesine sahip olan ve olmayan
130
hastanelerde ne şekilde değiştiğini gösteren araştırma bulgularını, her bir performans
göstergesi için ayrı olarak yapılan grafikler ile daha açıklayıcı hale getirmek
mümkündür. Buna göre araştırmanın bulgularına dayanarak, Grafik 5.1 performans
katsayısına, Grafik 5.2 şikayet sayısına, Grafik 5.3 toplam gelirin toplam gidere
oranına, Grafik 5.4 hekim başına poliklinik sayısına, Grafik 5.5 hekim başına yatan
hasta sayısına, Grafik 5.6 yatak doluluk oranına, Grafik 5.7 bir hastanın ortalama
kalış gününe, Grafik 5.8 yatak devir hızına, Grafik 5.9 yatak devir aralığına, Grafik
5.10 yatan hasta oranına ve Grafik 5.11 kaba ölüm hızına ait bilgileri özetlemektedir.
Grafik 5.1: Performans Katsayısı Göstergesine Ait Bilgiler
0,88
0,85
0,86
0,89
0,86 0,86
0,83
0,84
0,85
0,86
0,87
0,88
0,89
0,9
Belge öncesi dönem Belgeli dönem Belge sonrası dönem
KBH
BH
131
Grafik 5.2: Şikayet Sayısı Göstergesine Ait Bilgiler
Grafik 5.3: Toplam Gelirin Toplam Gidere Oranı Göstergesine Ait Bilgiler
20,50
24,40
20,39
20,3922,91
19,58
0,00
5,00
10,00
15,00
20,00
25,00
30,00
Belge öncesi dönem Belgeli dönem Belge sonrası dönem
KBH
BH
1,14
1,13
1,09
1,11 1,11
1,08
1,05
1,06
1,07
1,08
1,09
1,1
1,11
1,12
1,13
1,14
1,15
Belge öncesi dönem Belgeli dönem Belge sonrası dönem
KBH
BH
132
Grafik 5.4: Hekim Başına Poliklinik Sayısı Göstergesine Ait Bilgiler
Grafik 5.5: Hekim Başına Yatan Hasta Sayısı Göstergesine Ait Bilgiler
4427,53
6831,887522,51
4463,28
6835,187618,54
0
1000
2000
3000
4000
5000
6000
7000
8000
Belge öncesi dönem Belgeli dönem Belge sonrası dönem
KBH
BH
205,34
253,58
303,38
171,38
219,71
294,31
0,00
50,00
100,00
150,00
200,00
250,00
300,00
350,00
Belge öncesi dönem Belgeli dönem Belge sonrası dönem
KBH
BH
133
Grafik 5.6: Yatak Doluluk Oranı Göstergesine Ait Bilgiler
Grafik 5.7: Bir Hastanın Ortalama Kalış Günü Göstergesine Ait Bilgiler
65,51 66,29 69,11
53,4 59,8
63,4
0,00
10,00
20,00
30,00
40,00
50,00
60,00
70,00
80,00
Belge öncesi dönem Belgeli dönem Belge sonrası dönem
KBH
BH
5,17
4,82
4,954,91
4,78
4,90
4,50
4,60
4,70
4,80
4,90
5,00
5,10
5,20
Belge öncesi dönem Belgeli dönem Belge sonrası dönem
KBH
BH
134
Grafik 5.8: Yatak Devir Hızı Göstergesine Ait Bilgiler
Grafik 5.9: Yatak Devir Aralığı Göstergesine Ait Bilgiler
54,3059,24 61,58
42,93
53,64
66,59
0,00
10,00
20,00
30,00
40,00
50,00
60,00
70,00
Belge öncesi dönem Belgeli dönem Belge sonrası dönem
KBH
BH
5,38
2,78 2,53
10,96
4,10
2,87
0,00
2,00
4,00
6,00
8,00
10,00
12,00
Belge öncesi dönem Belgeli dönem Belge sonrası dönem
KBH
BH
135
Grafik 5.10: Yatan Hasta Oranı Göstergesine Ait Bilgiler
Grafik 5.11: Kaba Ölüm Hızı Göstergesine Ait Bilgiler
5.3. Hastanelerin Performans Göstergelerinin Hastane Türüne (Genel-Özel
Dal), Bulundukları Bölgeye, Yatak Sayısına Göre Karşılaştırılması
Buraya kadar kalite belgesine sahip olmanın ya da olmamanın hastanelerin
performans göstergeleri üzerine etkisi incelenirken bu bölümde çalışmaya alınan tüm
hastanelerin performans göstergeleri;
5,79
4,31 4,18
4,24
3,484,04
0,00
1,00
2,00
3,00
4,00
5,00
6,00
7,00
Belge öncesi dönem Belgeli dönem Belge sonrası dönem
KBH
BH
1,171,29
1,030,92 0,96
1,39
0,00
0,20
0,40
0,60
0,80
1,00
1,20
1,40
1,60
Belge öncesi dönem Belgeli dönem Belge sonrası dönem
KBH
BH
136
a) hastanelerin türüne (genel hastane veya özel dal hastanesi),
b) hastanelerin bulundukları bölgeye ve
c) yatak sayısına göre incelenmiştir.
Hastaneler türüne, bulunduğu bölgeye göre ve yatak sayısına göre
incelenirken hem kalite belgeli hastanelerin hem de kalite belgeli hastanelere benzer
seçilen kalite belgesine sahip olmayan hastanelerin mevcut tüm dönemler dahilindeki
performans göstergeleri dikkate alınmıştır. Burada amaç, hastanelerin performans
göstergelerini etkileyen sadece kalite belgesine sahip olmaları mı sorusunu
yanıtlamaktır. Bu soruyu yanıtlamak için hastane performans göstergelerini
muhtemel etkileyecek olan hastane türü, hastanelerin bulunduğu bölge ve yatak
kapasiteleri kullanılmıştır.
137
Tablo 5.11: Hastanelerin (Kalite Belgeli+Kalite Belgesiz) Performans
Göstergelerinin Genel Hastane ve Özel Dal Hastanesi Olma Durumuna Göre
Karşılaştırması
Performans Göstergesi Hastane Türü N Ort. Ss. Z/t testi p
Performans Katsayısı Genel Hastane 107 0,86 0,10
-1,891 0,059 Özel Dal Hastanesi 36 0,88 0,08
Şikayet Sayısı Genel Hastane 108 24,30 18,25
-2,648 0,008 Özel Dal Hastanesi 36 15,49 12,71
Toplam Gelirin Toplam Gidere Oranı Genel Hastane 108 1,10 0,12
-1,600* 0,112 Özel Dal Hastanesi 38 1,13 0,13
Hekim Başına Poliklinik Sayısı Genel Hastane 108 6378,94 1773,36
5,219* 0,000 Özel Dal Hastanesi 38 4583,35 1963,48
Hekim Başına Yatan Hasta Sayısı Genel Hastane 108 173,39 71,33
-5,343 0,000 Özel Dal Hastanesi 38 349,66 185,75
Yatak Doluluk Oranı Genel Hastane 108 57,99 15,80
-3,922* 0,000 Özel Dal Hastanesi 38 69,83 16,56
Bir Hastanın Ortalama Kalış Günü Genel Hastane 108 4,66 1,29
-2,324 0,020 Özel Dal Hastanesi 38 5,45 4,65
Yatak Devir Hızı
Genel Hastane 100 45,20 13,68 -3,306 0,001
Özel Dal Hastanesi 37 73,93 45,61
Yatak Devir Aralığı Genel Hastane 100 6,86 22,83
-2,722 0,006 Özel Dal Hastanesi 37 2,51 2,01
Yatan Hasta Oranı Genel Hastane 108 2,78 1,02
-8,137 0,000 Özel Dal Hastanesi 38 8,77 4,38
Kaba Ölüm Hızı Genel Hastane 101 1,10 0,80
-2,653 0,008 Özel Dal Hastanesi 36 0,96 1,32
*: t testi
Çalışmaya katılan hastanelerin 146 hastanenin 108 tanesi genel hastane 38
tanesi de özel dal hastanesidir. Tablo 5.11’de görüldüğü gibi hastaneleri genel
hastane ve özel dal hastanesi olarak iki gruba ayırdığımızda hastane performans
göstergelerinden şikayet sayısı (z=-2,648, p<0,05), hekim başına poliklinik sayısı
(t=5,219, p<0,05), hekim başına yatan hasta sayısı (z=-5,343, p<0,05), yatak doluluk
oranı (t=-3,922, p<0,05), bir hastanın ortalama kalış günü (z=-2,324, p<0,05), yatak
devir hızı (z=-3,306, p<0,05), yatak devir aralığı (z=-2,722, p<0,05), yatan hasta
oranı (z=-8,137, p<0,05) ve kaba ölüm hızı (z=-2,653, p<0,05) göstergelerinde
anlamlı fark bulunmuştur.
138
Genel hastanelerin şikayet sayısı 24,30 iken özel dal hastanelerinin şikayet
sayısı 15,49’dur. Bu durumda genel hastanelerin şikayet sayısı özel dal
hastanelerinin şikayet sayısından yaklaşık 9 şikayet daha fazladır.
Genel hastanelerin hekim başına poliklinik sayısı 6378,94 iken özel dal
hastanelerinde hekim başına poliklinik sayısı 4583,35’tir. Bu durumda genel
hastanelerde hekim başına düşen poliklinik sayısı özel dal hastanelerine göre 1795,59
daha yüksektir.
Genel hastanelerin hekim başına düşen yatan hasta sayısı 173,39 iken özel dal
hastanelerinde hekim başına düşen yatan hasta sayısı 349,66’dır. Bu durumda özel
dal hastanelerinde hekim başına düşen yatan hasta sayısı genel dal hastanelerine göre
176,27 daha yüksektir.
Genel hastanelerin yatak doluluk oranı %57,99 iken özel dal hastanelerinin
yatak doluluk oranı %69,83’tür. Bu durumda genel hastanelerin yatak doluluk oranı
özel dal hastanelerine göre yaklaşık %12 daha düşüktür.
Genel hastanelerde bir hastanın ortalama kalış günü 4,66 iken özel dal
hastanelerinde bir hastanın ortalama kalış günü 5,45’tir. Yani özel dal hastanelerinde
bir hastanın ortalama kalış günü sayısı genel hastanelere göre 0,79 daha yüksektir.
Genel hastanelerin yatak devir hızı 45,20 hasta iken özel dal hastanelerinin
yatak devir hızı 73,93 hastadır. Yani özel dal hastanelerinde yatak devir hızı genel
hastanelere göre yaklaşık 29 hasta daha yüksektir.
Genel hastanelerinde yatak devir aralığı 6,86 gün iken özel dal hastanelerinde
devir aralığı 2,51 gündür. Bu durumda özel dal hastanelerinde yatak devir aralığı
genel hastanelere göre 4,35 gün daha düşüktür.
Genel hastanelerinin yatan hasta oranı %2,78 iken özel dal hastanelerin yatan
hasta oranı %8,77’dir. Yani genel hastanelerin yatan hasta oranı özel hastanelere
göre yaklaşık %6 daha düşüktür.
Genel hastanelerinin kaba ölüm hızı %1,10 iken özel dal hastanelerinin kaba
ölüm hızı %0,96’dır. Bu durumda özel dal hastanelerinin kaba ölüm hızı genel
hastanelere göre %0,14 daha düşüktür.
139
Diğer yandan hastane türüne göre performans göstergelerinin
karşılaştırılmasında performans katsayısı ve toplam gelirin toplam gidere oranı
göstergelerinde anlamlı bir farka rastlanmamıştır (p>0,05).
Bu durumda hipotez 9 şikayet sayısı, hekim başına poliklinik sayısı, hekim
başına yatan hasta sayısı, yatak doluluk oranı, bir hastanın ortalama kalış günü, yatak
devir hızı, yatak devir aralığı, yatan hasta oranı ve kaba ölüm hızı göstergeleri için
geçerli kabul edilmiştir.
140
Tablo 5.12: Hastanelerin (Kalite Belgeli ve Kalite Belgesiz ) Performans Göstergelerinin Bölgelere Göre Karşılaştırılması
Marmara Orta Anadolu Ege & Akdeniz Karadeniz Doğu & Güneydoğu
Anadolu KW p N Ort. Ss. N Ort. Ss. N Ort. Ss. N Ort. Ss. N Ort. Ss.
PK 12 0,84 0,10 28 0,90 0,07 45 0,87 0,06 36 0,84 0,14 22 0,87 0,08 14,681 0,005 ŞS 12 33,68 15,36 28 24,77 19,99 46 24,55 17,16 36 17,04 16,00 22 15,54 13,50 17,007 0,002
TGE/TGİ 12 1,01 0,14 30 1,16 0,14 46 1,10 0,13 36 1,09 0,09 22 1,13 0,11 14,599 0,006 HBPS 12 4671,88 2007,71 30 5463,91 1993,13 46 5368,28 1833,36 36 6665,65 1543,40 22 7100,41 2023,67 22,043 0,000
HBYHS 12 164,67 88,72 30 222,82 156,03 46 184,60 94,51 36 242,04 115,22 22 279,41 200,68 10,714 0,030 YDO 12 63,09 17,49 30 55,15 13,56 46 64,82 12,90 36 60,69 18,21 22 60,82 23,14 7,782 0,100 OKG 12 4,49 1,84 30 4,61 1,92 46 4,74 1,85 36 6,12 4,05 22 3,62 1,14 11,722 0,020 YDH 12 51,14 22,32 28 50,03 29,13 43 56,54 25,44 34 41,63 17,39 20 69,71 45,50 11,457 0,022 YDA 12 2,79 2,46 28 6,99 14,63 43 7,47 32,76 34 4,59 3,58 20 3,64 5,09 10,390 0,034 YHO 12 3,60 1,96 30 5,17 4,67 46 3,92 2,62 36 4,15 2,76 22 4,77 5,08 0,783 0,941 KÖH 12 1,57 1,18 28 0,75 0,57 43 1,25 1,09 34 0,95 0,91 20 1,01 0,92 6,527 0,163
140
141
Çalışmaya katılan 146 hastane 5 bölgeye ayrılarak incelenmiştir. 146
hastanenin 12 tanesi Marmara, 30 tanesi Orta Anadolu, 46 tanesi Ege&Akdeniz, 36
tanesi Karadeniz ve 22 tanesi Doğu&Güneydoğu Anadolu bölgesinde bulunmaktadır.
Tablo 5.12’de görüldüğü gibi performans göstergelerinin bölgeler arası
karşılaştırmasında mevcut tüm dönemlerde performans katsayısı (KW=14,681,
p<0,05), şikayet sayısı (KW=17,007, p<0,05), toplam gelirin toplam gidere oranı
(KW=14,599, p<0,05), hekim başına poliklinik sayısı (KW=22,043, p<0,05), hekim
başına yatan hasta sayısı (KW=10,714, p<0,05), bir hastanın ortalama kalış günü
(KW=11,722, p<0,05), yatak devir hızı (KW=11,457, p<0,05), yatak devir aralığı
(KW=10,390, p<0,05) ve kaba ölüm hızı (KW=6,527, p<0,05) göstergelerinde
anlamlı fark bulunmuştur. Ancak yatak doluluk oranı ve yatan hasta oranı
performans göstergelerinde anlamlı fark bulunmamıştır (p>0,05).
Tüm dönemlerdeki performans katsayısı Marmara Bölgesi’nde 0,84, Orta
Anadolu Bölgesi’nde 0,90, Ege&Akdeniz Bölgesi’nde 0,87, Karadeniz Bölgesi’nde
0,84, Doğu&Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde 0,87’dir. Beş bölge performans
katsayısı ortalaması 0,86’dır. Bu durumda performans katsayısı en yüksek olan bölge
Orta Anadolu Bölgesi, en düşük olan bölge ise 0,84 ortalama ile Marmara ve
Karadeniz Bölgesi’dir.
Tüm dönemlerdeki şikayet sayısı Marmara Bölgesi’nde 33,68, Orta Anadolu
Bölgesi’nde 24,77, Ege&Akdeniz Bölgesi’nde 24,55, Karadeniz Bölgesi’nde 17,04,
Doğu&Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde 15,54’tür. Beş bölge şikayet sayısı
ortalaması 23,12’dir. Bu durumda şikayet sayısı en yüksek olan bölge Marmara
Bölgesi, en düşük olan bölge ise Doğu&Güneydoğu Anadolu Bölgesi’dir.
Tüm dönemlerdeki toplam gelirin toplam gidere oranı Marmara Bölgesi’nde
1,01, Orta Anadolu Bölgesi’nde 1,16, Ege&Akdeniz Bölgesi’nde 1,10, Karadeniz
Bölgesi’nde 1,09, Doğu&Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde 1,13’tür. Beş bölge
toplam gelirin toplam gidere oranı ortalaması 1,10’dur. Bu durumda toplam gelirin
toplam gidere oranı en yüksek olan bölge Orta Anadolu Bölgesi, en düşük olan bölge
ise Marmara Bölgesi’dir.
Tüm dönemlerdeki hekim başına poliklinik sayısı Marmara Bölgesi’nde
4671,88, Orta Anadolu Bölgesi’nde 5463,91, Ege&Akdeniz Bölgesi’nde 5368,28,
142
Karadeniz Bölgesi’nde 6665,65, Doğu&Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde
7100,41’dir. Beş bölge hekim başına poliklinik sayısı ortalaması 5854,03’tür. Bu
durumda hekim başına poliklinik sayısı en yüksek olan bölge Doğu&Güneydoğu
Anadolu Bölgesi, en düşük olan bölge ise Marmara Bölgesi’dir.
Tüm dönemlerdeki hekim başına yatan hasta sayısı Marmara Bölgesi’nde
164,67, Orta Anadolu Bölgesi’nde 222,82, Ege&Akdeniz Bölgesi’nde 184,60,
Karadeniz Bölgesi’nde 242,04, Doğu&Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde 279,41’dir.
Beş bölge hekim başına yatan hasta sayısı ortalaması 218,71’dir. Bu durumda hekim
başına yatan hasta sayısı en yüksek olan bölge Doğu&Güneydoğu Anadolu Bölgesi,
en düşük olan bölge ise Marmara Bölgesi’dir.
Tüm dönemlerdeki bir hastanın ortalama kalış günü Marmara Bölgesi’nde
4,49, Orta Anadolu Bölgesi’nde 4,61, Ege&Akdeniz Bölgesi’nde 4,74, Karadeniz
Bölgesi’nde 6,12, Doğu&Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde 3,62’dir. Beş bölge bir
hastanın ortalama kalış günü ortalaması 4,72’dir. Bu durumda bir hastanın ortalama
kalış günü en yüksek olan bölge Karadeniz Bölgesi, en düşük olan bölge ise
Doğu&Güneydoğu Anadolu Bölgesi’dir.
Tüm dönemlerdeki yatak devir hızı Marmara Bölgesi’nde 51,14, Orta
Anadolu Bölgesi’nde 50,03, Ege&Akdeniz Bölgesi’nde 56,54, Karadeniz
Bölgesi’nde 41,63, Doğu&Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde 69,71’dir. Beş bölge
yatak devir hızı ortalaması 53,81’dir. Bu durumda yatak devir hızı en yüksek olan
bölge Doğu&Güneydoğu Anadolu Bölgesi, en düşük olan bölge ise Karadeniz
Bölgesi’dir.
Tüm dönemlerdeki yatak devir aralığı Marmara Bölgesi’nde 2,79, Orta
Anadolu Bölgesi’nde 6,99, Ege&Akdeniz Bölgesi’nde 7,47, Karadeniz Bölgesi’nde
4,59, Doğu&Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde 3,64’tür. Beş bölge yatak devir aralığı
ortalaması 5,10’dur. Bu durumda yatak devir aralığı en yüksek olan bölge
Ege&Akdeniz Bölgesi, en düşük olan bölge ise Marmara Bölgesi’dir.
Tüm dönemlerdeki kaba ölüm hızı Marmara Bölgesi’nde 1,57, Orta Anadolu
Bölgesi’nde 0,75, Ege&Akdeniz Bölgesi’nde 1,25, Karadeniz Bölgesi’nde 0,95,
Doğu&Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde 1,01’dir. Beş bölge kaba ölüm hızı
143
ortalaması 1,10’dur. Bu durumda kaba ölüm hızı en yüksek olan bölge Marmara
Bölgesi, en düşük olan bölge ise Orta Anadolu Bölgesi’dir.
Bu durumda hipotez 10 performans katsayısı, şikayet sayısı, toplam gelirin
toplam gidere oranı, hekim başına poliklinik sayısı, hekim başına yatan hasta sayısı,
bir hastanın ortalama kalış günü, yatak devir hızı, yatak devir aralığı ve kaba ölüm
hızı göstergeleri için geçerli kabul edilmiştir.
144
Tablo 5.13: Hastanelerin (Kalite Belgeli ve Kalite Belgesiz) Performans Göstergelerinin Yatak Sayısına Göre Karşılaştırması
<100 yatak 101-200 yatak 201-400 yatak 401-600 yatak >601 yatak KW p
N Ort. Ss. N Ort. Ss. N Ort. Ss. N Ort. Ss. N Ort. Ss. PK 23 0,86 0,10 38 0,87 0,11 51 0,87 0,08 22 0,86 0,08 9 0,84 0,11 4,286 0,369 ŞS 24 7,74 6,00 38 14,48 9,34 51 22,38 14,12 22 35,92 17,14 9 57,18 9,75 68,576 0,000
TGE/TGİ 25 1,14 0,10 39 1,13 0,12 51 1,07 0,13 22 1,11 0,13 9 1,07 0,17 11,419 0,022 HBPS 25 6408,70 1978,17 39 6418,06 2234,14 51 5576,70 1714,13 22 5638,69 1843,34 9 4900,96 2096,93 6,811 0,146
HBYHS 25 216,01 142,67 39 268,45 168,53 51 213,21 131,03 22 175,59 54,04 9 156,27 64,02 6,972 0,137 YDO 25 51,80 19,18 39 58,78 18,14 51 62,89 14,94 22 69,50 10,76 9 65,88 14,07 14,315 0,006 OKG 25 4,71 3,36 39 4,27 3,18 51 5,19 2,25 22 5,43 1,57 9 4,64 0,99 22,492 0,000 YDH 24 53,10 34,69 37 63,92 41,42 47 47,95 19,20 20 45,83 8,19 9 49,49 12,54 3,747 0,441 YDA 24 8,81 15,85 37 9,68 35,27 47 3,15 1,90 20 2,23 1,11 9 1,86 0,96 13,782 0,008 YHO 25 3,99 3,31 39 5,54 5,14 51 4,22 2,96 22 3,37 1,11 9 3,13 0,90 2,940 0,568 KÖH 23 0,64 0,71 37 0,51 0,42 48 1,22 0,88 20 1,90 1,13 9 1,76 1,23 44,984 0,000
144
145
Çalışmaya katılan tüm hastaneler yatak sayılarına göre (<100 yatak, 101-200
yatak, 201-400 yatak, 401-600 yatak, >601 yatak olmak üzere) beş gruba
ayrılmışlardır. Hastanelerin performans göstergelerinin yatak sayısına göre
karşılaştırmasında Kruskal Wallis testi kullanılmıştır.
Çalışmaya katılan 146 hastanenin 25 tanesi <100 yatak, 39 tanesi 101-200
yatak, 51 tanesi 201-400 yatak, 22 tanesi 401-600 yatak ve 9 tanesi >601 yatak
kapasitelidir. Tablo 5.13’de görüldüğü gibi hastaneleri yatak sayısına göre
sınıflandırma yaparak karşılaştırdığımızda hastane performans göstergelerinden tüm
dönemlerdeki şikayet sayısı (KW=68,576, p<0,05), toplam gelirin toplam gidere
oranı (KW=11,419, p<0,05), yatak doluluk oranı (KW=14,315, p<0,05), bir hastanın
ortalama kalış günü (KW=22,492, p<0,05), yatak devir aralığı (KW=13,782, p<0,05)
ve kaba ölüm hızı (KW=44,984, p<0,05) göstergelerinde anlamlı fark bulunmuştur.
Ancak performans katsayısı, hekim başına poliklinik sayısı, hekim başına yatan hasta
sayısı, yatak devir hızı, yatan hasta oranı performans göstergelerinde anlamlı fark
bulunmamıştır (p>0,05).
Tüm dönemlerdeki şikayet sayısı ortalaması <100 yatak kapasiteli
hastanelerde 7,74, 101-200 yatak kapasiteli hastanelerde 14,48, 201-400 yatak
kapasiteli hastanelerde 22,38, 401-600 yatak kapasiteli hastanelerde 35,92 ve >601
yatak kapasiteli hastanelerde 57,18’dir. Yatak kapasitesine göre yapılan bu beş
sınıflandırmanın şikayet sayısı ortalaması 27,54’tür. Bu durumda şikayet sayısı en
yüksek olan yatak kapasitesi sınıfı >601 yatak kapasiteli hastaneler, en düşük olan
yatak kapasitesi sınıfı ise <100 yataklı hastanelerdir.
Tüm dönemlerdeki toplam gelirin toplam gidere oranı ortalaması <100 yatak
kapasiteli hastanelerde 1,14, 101-200 yatak kapasiteli hastanelerde 1,13, 201-400
yatak kapasiteli hastanelerde 1,07, 401-600 yatak kapasiteli hastanelerde 1,11 ve
>601 yatak kapasiteli hastanelerde 1,07’dir. Yatak kapasitesine göre yapılan bu beş
sınıflandırmanın toplam gelirin toplam gidere oranı ortalaması 1,10’dur. Bu durumda
toplam gelirin toplam gidere oranı en yüksek olan yatak kapasitesi sınıfı <100 yatak
kapasiteli hastaneler, en düşük olan yatak kapasitesi sınıfı ise 201-400 yatak
kapasiteli ve >601 yatak kapasiteli hastanelerdir.
146
Tüm dönemlerdeki yatak doluluk oranı <100 yatak kapasiteli hastanelerde
%51,80, 101-200 yatak kapasiteli hastanelerde %58,78, 201-400 yatak kapasiteli
hastanelerde %62,89, 401-600 yatak kapasiteli hastanelerde %69,50 ve >601 yatak
kapasiteli hastanelerde %65,88’dir. Yatak kapasitesine göre yapılan bu beş
sınıflandırmanın yatak doluluk oranı ortalaması %61,77’dir. Bu durumda yatak
doluluk oranı en yüksek olan yatak kapasitesi sınıfı 401-600 yataklı hastaneler, en
düşük olan yatak kapasitesi sınıfı ise <100 yataklı hastanelerdir.
Tüm dönemlerdeki bir hastanın ortalama kalış günü ortalaması <100 yatak
kapasiteli hastanelerde 4,71, 101-200 yatak kapasiteli hastanelerde 4,27, 201-400
yatak kapasiteli hastanelerde 5,19, 401-600 yatak kapasiteli hastanelerde 5,43 ve
>601 yatak kapasiteli hastanelerde 4,64’tür. Yatak kapasitesine göre yapılan bu beş
sınıflandırmanın bir hastanın ortalama kalış günü ortalaması 4,85’tir. Bu durumda bir
hastanın ortalama kalış günü en yüksek olan yatak kapasitesi sınıfı 401-600 yataklı
hastaneler, en düşük olan yatak kapasitesi sınıfı ise 101-200 yataklı hastanelerdir.
Tüm dönemlerdeki yatak devir aralığı ortalaması <100 yatak kapasiteli
hastanelerde 8,81 gün, 101-200 yatak kapasiteli hastanelerde 9,68 gün, 201-400
yatak kapasiteli hastanelerde 3,15 gün, 401-600 yatak kapasiteli hastanelerde 2,23
gün ve >601 yatak kapasiteli hastanelerde 1,86 gündür. Yatak kapasitesine göre
yapılan bu beş sınıflandırmanın yatak devir aralığı ortalaması 5,15 gündür. Bu
durumda yatak devir aralığı en yüksek olan yatak kapasitesi sınıfı 101-200 yataklı
hastaneler, en düşük olan yatak kapasitesi sınıfı ise >600 yataklı hastanelerdir.
Tüm dönemlerdeki kaba ölüm hızı ortalaması <100 yatak kapasiteli
hastanelerde %0,64, 101-200 yatak kapasiteli hastanelerde %0,51, 201-400 yatak
kapasiteli hastanelerde %1,22, 401-600 yatak kapasiteli hastanelerde %1,90 ve >601
yatak kapasiteli hastanelerde %1,76’dır. Yatak kapasitesine göre yapılan bu beş
sınıflandırmanın kaba ölüm hızı ortalaması %1,20’dir. Bu durumda kaba ölüm hızı
en yüksek olan yatak kapasitesi sınıfı 401-600 yataklı hastaneler, en düşük olan yatak
kapasitesi sınıfı ise 101-200 yataklı hastanelerdir.
147
Bu durumda hipotez 11 şikayet sayısı, toplam gelirin toplam gidere oranı,
yatak doluluk oranı, bir hastanın ortalama kalış günü, yatak devir aralığı ve kaba
ölüm hızı göstergeleri için geçerli kabul edilmiştir.
148
6. TARTIŞMA
Bu bölümde, yapılan analizler sonucu elde edilen bulgular mevcut literatür
çerçevesinde tartışılacaktır.
Araştırma bulgularına göre KYS uygulamaları sonucu kalitelerini
belgelendiren hastanelerin, uygulama öncesi ve sonrası dönem performans
göstergeleri temel alındığında, belgelendirmenin hastane performansında iyileşme
sağladığı görülmüştür. Yine araştırma bulgularına göre KYS’ne sahip hastanelerin
performansları, her hangi bir KYS’ne sahip olmayan hastanelere göre daha iyidir.
Çalışmada KYS’ne sahip olmanın hastane performansına hangi açılardan iyileşme
sağladığını ortaya koymak için DPC perspektiflerine dayalı olarak belirlenen
performans göstergeleri kullanılmıştır. Bu çerçevede öncelikle diğer ülkelerin
hastane performansını değerlendirmede kullandıkları göstergeler ile ilgili literatür
taraması yapılarak Türkiye kamu hastanelerinin performans göstergeleri diğer ülke
hastanelerinin performans göstergeleri ile kıyaslanmıştır.
Chen ve diğerleri (2006) DPC yöntemini kullanarak Çin ve Japon
hastanelerinin finansal performanslarını, hekimlerin hastane içindeki aktif
çalışmalarını, yıllık tıbbi hata ve tıbbi araştırma sayısını; Chumpong (2003) ise
Tayland’da Phattalung ilinde bulunan 3 hastanenin finansal performanslarını, hasta
memnuniyet düzeyini, personelin hastane içindeki aktif çalışmalarını ve personel
eğitim sürelerini kıyaslamıştır. Chang ve diğerleri (2011), Tayvan Kalite Geliştirme
Projesi sonucu, Tayvan hastanelerinin içsel iş süreçlerine ait performanslarında
yaşanan değişiklikleri incelemiştir. Naveh ve Stern (2005), İsrail hastanelerinin kalite
iyileştirme programları öncesi ve sonrası finansal ve operasyonel performanslarına
dair göstergeleri değerlendirmiştir. Buna göre, Tayland hastanelerinin toplam gelirin
toplam gidere oranı ortalaması 0,84’tür. Türkiye’de ise kalite belgeli hastanelerin
toplam gelirin toplam gidere oranı ortalaması belgeli dönemde 1,13, belgesiz
dönemde 1,10’dur, benzerlerinin tüm dönemlerdeki toplam gelirin toplam gidere
oranı ortalaması 1,09’dur. Görüldüğü gibi Türkiye’de KYS uygulamayan hastaneler
bile Tayland hastanelerine göre kardadır.
Hekimlerin hastane içindeki aktif çalışmalarını anlamak için sıklıkla tercih
edilen göstergeler, hekim başına poliklinik sayısı ve hekim başına yatan hasta
149
sayısıdır. Çin’de hekim başına poliklinik sayısı 1281 iken Japonya’da 906’dır.
Tavyan’da gerçekleştirilen kalite göstergeleri projesi öncesi hekim başına poliklinik
sayısı 2756,22 iken proje sonrasında gelişme görülmüş ve 2810,14’e yükselmiştir.
Türkiye’de ise mevcut tüm dönemler için hekim başına poliklinik sayısı kalite belgeli
hastanelerde 5908,58, aynı dönemde belgesiz hastanelerde 5914,62’dir. KYS
belgesine sahip olmayan hastanelerde bu gösterge yaklaşık 6 hasta fazla bulunmasına
rağmen aradaki bu fark anlamlı değildir. Kalite belgesi hastaneler ile benzerlerinin
hekim başına poliklinik sayısı göstergesi açısından kıyaslanmasında benzer
hastanelerin hekim başına poliklinik sayısı belgeli hastanelere göre, belge öncesi
dönemde yaklaşık 36 hasta, belgeli dönemde yaklaşık 4 hasta, belge sonrası dönemde
yaklaşık 96 hasta, belgesiz dönemde yaklaşık 197 hasta daha fazladır. Ancak bu
farklar istatistiksel olarak anlamlı değildir. Dolayısıyla Türkiye’de KYS uygulayan
ve uygulamayan hastaneler arasında hekim başına poliklinik sayısı açısından bir fark
yoktur. Ancak KYS belgesine sahip hastanelerde belgeli dönemde hekim başına
poliklinik sayısı, Tavyan hastanelerinde olduğu gibi KYS uygulaması sonucu
uygulama öncesi döneme göre yaklaşık 2538 hasta artmıştır; ancak bu artış Tavyan
hastanelerinden belirgin şekilde daha fazladır. Hekim başına yatan hasta sayısı
Çin’de 37 iken Japonya’da 26’dır. Türkiye’de ise mevcut tüm dönemlerde KYS
uygulayan hastanelerde 235,43, benzer hastanelerde ise 203,10 hastadır. Görüldüğü
gibi Uzak Doğu ülkelerine kıyasla Türkiye’de hekim başına yatan hasta sayısı ve
hekim başına poliklinik sayısı belirgin şekilde fazladır. Bu durum Türkiye’de
hekimlerin aktif çalışma düzeylerinin Uzak Doğu ülkelerine göre yüksek olduğu
anlamına gelebileceği gibi, Türkiye kamu hastanelerinde hekimlerin sayısının Uzak
Doğu ülkelerine göre daha az olduğu anlamına da gelebilir.
Hasta yataklarının ne kadar verimli kullanıldığını gösteren yatak doluluk
oranı göstergesi Çin’de %90,9, Japonya’da %82,8, Tayland’da %64,79’dir. İsrail’de
kalite iyileştirme programı uygulayan hastanelerde uygulama öncesi %101,8 iken
sonrasında %102 olmuştur. Kalite iyileştirme programı uygulamayan İsrail
hastanelerinde, KYS uygulayan hastaneler ile aynı dönem kıyaslamasında uygulama
öncesi yatak doluluk oranı %86,5, uygulama sonrası %90, 7’dir. Tayvan’da ise
Tayvan Kalite Projesi öncesinde %54,86, sonrasında ise %10,5 artarak %60,62
olmuştur. Türkiye’de kalite belgeli hastanelerde yatak doluluk oranı belge öncesinde
150
%59,39 iken belgeli dönemde %64,38’yükselmiştir, hatta iyileşme belge süresi
dolduktan sonra da devam etmiş %66,24 olmuştur. Mevcut tüm dönemlerde ise
belgeli hastanelerin yatak doluluk oranı benzerlerine göre yaklaşık %10 daha
yüksektir. Görüldüğü gibi tüm dünya ülkelerinde olduğu gibi Türkiye’de de KYS
uygulaması hastane yatak doluluk oranı düzeyini artırmıştır. Yatak doluluk
oranındaki iyileşmeye rağmen diğer ülkeler ile kıyaslandığında Türkiye kamu
hastanelerinde yatak doluluk oranı beklendiği kadar yüksek değildir.
Bir hastanın ortalama kalış günü Çin’de 18,5, Japonya’da 21,7, Tayland’da
3,05 gündür. İsrail’de ise kalite iyileştirme programı uygulayan hastanelerde
uygulama öncesi 4,9 iken uygulamadan 4 yıl sonra 4,6 güne düşmüştür; ancak kalite
iyileştirme programı uygulamayan İsrail hastanelerinde bir hastanın ortalama kalış
günü göstergesi daha düşüktür ve uygulama öncesi 4,1 gün iken uygulama sonrası
3,5 gündür. Türkiye’de ise belge öncesi dönemde 5,04 iken, belgeli dönemde 4,93
güne düşmüştür. Ancak aynı dönemlerde İsrail örneğine benzer bir şekilde kalite
belgesine sahip olmayan hastanelerde belge öncesi 4,91 iken, belgeli dönemde 4,78’e
düşmüştür. Yani KYS uygulamaları bir hastanın ortalama kalış günü göstergesinde
iyileşmeye sebep olmaktadır; ancak hem İsrail hem de Türkiye’de yapılan
çalışmaların bulgularına göre KYS uygulamayan hastanelerde bir hastanın ortalama
kalış günü daha iyi durumdadır. Genel kanıya göre bir hastanın ortalama kalış
gününün düşük olması beklenir; Hyer ve diğerleri (2009) bunun her zaman doğru
olmadığını iddia etmektedir ve hastanelerin hasta kalış gününü düşük tutmak için
hastaları erken taburcu edebileceklerini bu yüzden de bir hastanede ortalama kalış
günü çok düşük ise o hastanenin yeniden yatış oranına bakılması gerektiğini
belirtmektedir. Diğer ülkeler ile kıyaslandığında Türkiye kamu hastanelerinde bir
hastanın ortalama kalış günü Çin ve Japon hastanelerine göre daha iyi olmakla
birlikte İsrail ve Tayland’la kıyaslandığında çok da iyi bir düzeyde değildir.
İçsel süreçler kapsamında yer alan bir diğer gösterge de yatak devir hızıdır.
Yatak devir hızı İsrail’de kalite iyileştirme programı uygulayan hastanelerde
uygulama öncesi 76,4 iken uygulama sonrası 84,0’e çıkmıştır. Kalite iyileştirme
programı uygulamayan İsrail hastanelerinde ise aynı dönemlerde 55,3’ten 60,7’ye
yükselmiştir. Türkiye’de kalite belgesi öncesi belgeli hastanelerin yatak devir hızı
54,30 hasta iken, aynı dönemde benzer kalite belgesiz hastanelerde 42,93 hastadır.
151
Belgeli dönemde ise kalite belgeli hastanelerde bir hastane yatağını bir yılda kaç
hastanın kullandığı anlamına gelen yatak devir hızı göstergesi beklendiği gibi artmış
ve 59,24’e yükselmiştir. Aynı dönemde kalite belgesine sahip olmayan benzer
hastanelerde de bir artış olmuş ve 53,64’e yükselmiştir; ancak bu artışa rağmen kalite
belgesiz hastanelerin yatak devir hızı ortalaması belgeli hastaneler kadar iyi değildir.
Bir yılda hastane polikliniğine başvuran hastaların ne kadarının yatırılarak
tedavi edildiğini gösteren yatan hasta oranı, Tayland’da ortalama %15,33 iken
Türkiye’de belgesiz dönemde dahi kalite belgeli hastanelerde %5,42, benzer
hastanelerde ise %4,10’dur. Buna göre Türkiye’de yatırılarak tedavi etme oranı
Tayland’a göre düşüktür.
Son olarak kaba ölüm hızı Çin’de %2,3 iken Japonya’da %3,1’dir. Türkiye’de
ise belge öncesi dönemde belgeli hastanelerde %1,17 iken kalite belgesiz
hastanelerde %0,92’dir. Belgeli dönemde ise belgeli hastanelerde %1,31 iken kalite
belgesiz hastanelerde %0,98’dir. Görüldüğü gibi KYS belgelendirmesi kaba ölüm
hızında belgeli hastanelere, kalite belgesine sahip olmayan benzerlerine göre
üstünlük sağlamakta fakat belge öncesi döneme göre iyileşme sağlamamaktadır.
Uzak Doğu ülkeleri ile kıyaslandığında Türkiye’de kaba ölüm hızı göstergesi
istendiği gibi düşüktür.
Grafik 5.1 performans katsayısının hastanelerin belgeli olma durumuna ve
belgeli dönemlerine göre nasıl değiştiğini özetlemektedir. Buna göre hem kalite
belgeli hastanelerin hem de benzerlerinin performans göstergeleri belge öncesinde
yüksek olmasına rağmen beklenenin aksine belgeli dönemde düşmüştür. Hastanelerin
performans katsayısındaki bu düşüş istatistiksel olarak anlamlı olmamasına rağmen
düşündürücüdür. Bilindiği üzere kamu hastaneleri kurumsal performans katsayısı
hesaplamasına 2006 yılında Sağlık Bakanlığı’nın Yataklı Tedavi Kurumları
Kurumsal Kaliteyi Geliştirme ve Performans Değerlendirme Yönergesi ile
başlamıştır. Bu yönerge ile hastanelerin hesapladıkları verileri Yeni Performans
Takip Sistemi (YPTS)’ne girmeleri istenmiştir. Ancak kurumsal performans katsayısı
hesaplanmasına geçildiği ilk yıllarda pek çok kamu hastanesi gerek performans
katsayısı hesaplamalarını anlayamadıkları gerekse de teknik altyapısızlık nedeniyle
YPTS’ne veri girişi yapmakta zorlanmışlardır, bu nedenle araştırmanın
152
kısıtlılıklarında belirtildiği gibi bazı yılların bazı aylarına ait performans katsayısı
verileri bulunmamaktadır. Özetle, hastanelerin belgeli dönemde performans
katsayısında yaşanan düşüşün nedeni performans takip sistemine geçildiği ilk
yıllarda bazı hastanelerin hesaplamalarda ve YPTS’ne veri girişinde yaşadıkları
zorluklar olabilir. Yine Grafik 5.1’de görülebileceği gibi belgeli hastanelerin belge
sonrası performans katsayısı göstergesi hem benzerlerine hem de belge öncesi
döneme göre daha iyidir. Bu noktadan hareketle KYS belgelendirmesinin hastane
performans katsayısında uzun dönemde iyileşme sağladığını söyleyebiliriz.
Chang (2007)’ye göre, hasta şikayetleri hasta memnuniyetsizliğini, hasta
memnuniyetsizliği de hasta deneyimlerini gösteren etkinlik ölçütleridir ve hasta
memnuniyetsizliği kuruma para kaybettirir. Hasta memnuniyetsizliğinin kuruma para
kaybettireceği görüşünün aksine, yapılan korelasyon analizi sonucunda şikayet sayısı
ile toplam gelirin toplam gidere oranı arasında anlamlı bir ilişki bulunmamıştır
(Tablo 5.3). Grafik 5.2’de görülebileceği gibi belgeli hastanelerde şikayet sayısı
göstergesinde de performans katsayısı göstergesindeki gibi bir değişim söz
konusudur. Hasta şikayetlerinin kayıt altına alınmasına 2006 yılında hastanelerde
kurulan Hasta Hakları Birimleri ile başlanmıştır. Öyle ki aktif işleyen hasta hakları
biriminin varlığı 2007 yılında yayınlanan Sağlık Bakanlığı’na Bağlı Sağlık Kurum ve
Kuruluşlarında Kalite Geliştirme ve Performans Değerlendirme Yönergesi’nde
kurum verimlilik katsayısının belirlenmesinde kriter olarak yer almıştır. Hastaların
hasta hakları birimini aktif olarak kullanmaya başlaması da bu dönemden sonra
artmıştır. Dolayısıyla belgeli hastanelerde belgeli dönemde şikayet sayısının fazla
olmasının nedeni hastanelerde hasta şikayetlerinin kayıt altına alınması ve hasta
haklarına giderek daha fazla önem verilmesi sonucu gelişen hasta hakları
uygulamalarına bağlı olarak hastaların daha fazla şikayette bulunma davranışı
göstermeleri olabilir. Belgeli hastanelerin belge sonrası dönemi dikkate alındığında
hastanelerin şikayet sayısı göstergesinin belge sonrası dönemde belgeli döneme göre
iyileşme sağladığı görülmektedir. Buna göre KYS belgelendirmesinin uzun dönemde
hasta şikayetlerini azaltabileceğini söylemek mümkündür.
Grafik 5.3’te görülebileceği gibi belge öncesi, belgeli, belge sonrası, belgesiz
dönemler ile mevcut tüm dönemlerde kalite belgeli hastanelerin toplam gelirin
toplam gidere oranı benzerlerine göre daha yüksektir. Bu bulgulardan hareketle KYS
153
belgesine sahip olan hastanelerin finansal performanslarının rakiplerine göre çok
daha iyi olduğunu, dolayısıyla KYS belgelendirmesinin örgütün rakiplerine karşın
üstünlük sağlamasına katkıda bulunacağını söyleyebiliriz. Ayrıca hastanelerin
karlılık düzeyleri belgeli dönemlerinde belge sonrası dönemlerine göre iyidir. Belge
sonrası dönemde iyileşmenin devam etmesi beklenirken kalite belgeli hastanelerde
düşüş gözlenmiştir. Bunun nedeni hastanelerin belge süresi bittikten sonra finansal
harcamalarına dikkat etmemeleri olabileceği gibi KYS belgelendirmesinin dışsal
faydasından yoksun kalınması da olabilir. Larsen ve Haversjö (2001)’e göre bir
örgütün KYS’ni belgelendirmesi kamunun örgüte verdiği değeri artıracaktır. Bu
bakış açısına göre belge süresi dolduktan sonra kamunun o örgütü tercih etmemesi
doğal bir sonuçtur.
Hekim katılımı olmadan KYS uygulamalarının klinik başarısının sağlanması
imkansızdır (Weiner, 1996). Bu nedenle Grafik 5.4 ve Grafik 5.5 incelendiğinde,
KYS belgelendirmesinin hekimlerinin hastane içindeki aktif çalışmalarını artırdığını
göstermektedir. Araştırmanın bulgularına göre hekim başına poliklinik sayısı ve
hekim başına yatan hasta sayısı göstergeleri belgeli dönemde belge öncesine göre
anlamlı derecede yükselmiştir. Hatta bu yükselme belge sonrası dönemde de devam
etmektedir. Grafik 5.4’de hekim başına poliklinik sayısının hastanelerin belge sahibi
olmasına göre değişmediği görülmektedir. Ancak Grafik 5.5’de görüleceği gibi
hekim başına yatan hasta sayısı belgeli hastanelerde benzerlerine göre daha
yüksektir.
Araştırmanın bulgularına göre yatak doluluk oranı göstergesi belgeli
dönemde belge öncesine göre, belge sonrasında da belgeli döneme göre anlamlı
derecede daha iyidir. Ayrıca kalite belgeli hastanelerin yatak doluluk oranı göstergesi
belge öncesi, belgeli, belge sonrası, belgesiz dönemler ve mevcut tüm dönemlerde
kalite belgesiz hastanelere göre anlamlı derecede daha yüksektir (Grafik 5.6). Yatak
doluluk oranı hastanelerin hasta yataklarını etkili kullanıp kullanmadığını
göstermektedir. Buna göre KYS standartları hastanelerin yatak kapasitelerini etkili
kullanmalarında yol göstericidir.
Kalite belgeli hastanelerin bir hastanın ortalama kalış günü göstergesi belge
öncesi, belgeli, belge sonrası, belgesiz dönemler ve mevcut tüm dönemlerde kalite
154
belgesine sahip olmayan hastanelere göre beklenenin aksine daha yüksektir (Grafik
5.7). Ancak, kalite belgeli hastanelerde, belge öncesi ve belge sonrası dönemde bir
hastanın ortalama kalış günü belgeli döneme göre daha iyidir. Bu nedenle KYS
belgelendirmesinin bir hastanın ortalama kalış günü göstergesine anlamlı etki ettiğini
ve bu etkinin uzun dönemde de devam ettiğini söyleyebiliriz.
Bir yatağın bir yılda kaç hasta tarafından kullanıldığını gösteren yatak devir
hızı göstergesi KYS belgelendirmesi ile artış göstermiş ve bu artış belgelendirme
sonrasında da sürmüştür. Ayrıca kalite belgeli hastanelerde yatak devir hızı
göstergesi kalite belgesine sahip olmayan benzerlerine göre daha yüksektir. Grafik
5.8’de de görülebileceği gibi KYS belgelendirmesi hastanelerin yatak devir hızı
göstergesini hem benzerlerine karşı hem de kendi içsel iş süreçleri kapsamında
iyileştirilebilmelerinde yol göstericidir.
Bir hasta yatağının kaç gün boş kaldığını gösteren ve düşük olması beklenen
verimlilik göstergelerinden sayılan yatak devir aralığı Grafik 5.9’da görüldüğü gibi
kalite belgesine sahip olan hastanelerde benzerlerine kıyasla daha düşüktür. Ayrıca
belgeli dönemde belge öncesine göre belge sonrasında da belgeli döneme göre
anlamlı derecede daha iyidir. Bu bulgulara göre KYS belgelendirmesinin yatak devir
aralığının azaltılması ile ilgili iyileştirmeler sağladığı görülmüştür.
Grafik 5.10’da görüldüğü gibi yatan hasta oranı belgeli dönemde belge
öncesine göre anlamlı derecede daha iyidir. Buna göre KYS belgelendirmesi yatan
hasta oranında iyileşme sağlamaktadır. Tüm bu sonuçlardan hareketle Tablo 5.3’de
performans göstergeleri arasındaki korelasyon matriksinde görüldüğü gibi yatak
doluluk oranı, yatak devir aralığı, bir hastanın ortalama kalış günü, yatak devir hızı
ve yatan hasta oranı göstergeleri birbirleri ile bağlantılıdır. Buna göre, yatak doluluk
oranınındaki artış bir hastanın ortalama kalış günü, yatak devir hızı ve yatan hasta
oranının artması ile alakalıdır. Yine yatak devir aralığı azaltıldığında yatak devir
hızında ve yatan hasta oranında artışın olması beklenen bir sonuçtur. Ayrıca bir
hastanın ortalama kalış gününde yaşanan düşüş yatak devir aralığının da düşmesine
neden olacaktır. Görüldüğü gibi yatak devir aralığında iyileşme sağlanması, yatak
kapasite kullanımının verimliliğini gösteren diğer göstergelerde iyileşme
sağlayacaktır. Naveh ve Stern (2005) araştırmalarında kalite iyileştime programları
155
ile klinik kapasite kullanımı arasında ilişki olmadığını bulmuşlardır. Onların aksine
yaptığımız araştırma sonucunda KYS belgelendirmesinin hastane klinik kapasite
kullanımında anlamlı iyileşmeler sağladığı bulunmuştur.
Grafik 5.11’de görüldüğü gibi KYS belgesine sahip olmak benzerlerine göre
hastanelerin kaba ölüm hızlarında anlamlı değişiklikler meydana getirmemektedir.
Kaba ölüm hızı performans göstergesi hesaplanırken hastaneye giriş yapıldığı andan
itibaren ölen hastalar dahil edilmiştir. Oysa bu göstergenin hesaplanmasında ilk 48
saat içinde olan ölümler dahil edilmemelidir. Çünkü ilk 48 saat içinde meydana gelen
ölümler hastanenin kalitesinden çok hastalık nedenli olmaktadır. Buna rağmen
yapılan araştırma sonucuna göre belgeli hastanelerde kaba ölüm hızında belge
sonrasında belgeli ve belge öncesi döneme göre iyileşme sağlanmıştır. Bu durumda
KYS uygulamasının uzun dönemde, hastanenin içsel iş süreçlerine ait bir performans
göstergesi olan kaba ölüm hızında, iyileşme sağlayacağını söylemek mümkündür.
Radnor ve Lovell (2003), kaba ölüm hızının DPC’nin hangi perspektifinde
değerlendirileceği ile ilgili farklı bir görüşe sahiptir, onlara göre kaba ölüm hızı
müşteri tercihlerini belirleyen bir göstergedir ve müşteri perspektifinde
değerlendirilmelidir. Ancak kaba ölüm hızı göstergesi klinik bakımın kalitesini
gösteren bir ölçüt olduğu için, bu çalışmada içsel iş süreçleri kapsamında
değerlendirilmiştir.
Yapılan korelasyon analizi sonucunda kaba ölüm hızı arttıkça hasta şikayet
sayısını arttığı görülmüştür. Ayrıca Hyer ve diğerleri (2009)’nin çalışmasına paralel
olarak bir hastanede kaba ölüm hızı, bir hastanın ortalama kalış günü arttıkça
artmaktadır. Bu durumda bir hasta ne kadar erken taburcu edilirse kaba ölüm hızı o
kadar düşük çıkacaktır algısı oluşmaktadır. Bu noktada Hyer ve diğerlerinin belirttiği
gibi klinik hizmetlerin performansını değerlendirmede bir hastanın ortalama kalış
günü göstergesi ile birlikte yeniden yatış oranının da hesaplanması daha sağlıklı
sonuçlar elde edilmesini sağlamaktadır.
Gao ve Gurd (2006) yaptıkları çalışmada hastane performansında neden-
sonuç ilişkisinin önemli olduğunu belirterek hasta memnuniyetinin klinik kapasitenin
etkin kullanımını, klinik kapasitenin etkin kullanımının da hastane gelirlerini
artıracağını söylemektedir. Yapılan korelasyon analizi (Tablo 5.3) sonucu bu görüşü
156
destekler niteliktedir, buna göre hem karlılık hem de verimlilik ölçütü olan toplam
gelirin toplam gidere oranı hekim başına poliklinik sayısı, hekim başına yatan hasta
sayısı, yatak doluluk oranı, yatak devir hızı ve yatan hasta oranı ile doğru orantılı
olarak artmaktadır. Bu durumda hekimlerin hastanedeki aktif çalışmalarının
sağlanması ve hastane yatak kapasitesinin etkili kullanımı hastanenin gelirlerini
artıracaktır. Özetle, KYS felsefesinin bilincine varış ile hastanelerde hekimlerin
uygulamalara aktif katılımı sağlanmış ve mevcut şartlardan maksimum yarar
sağlanma seviyesini gösteren yatak kapasite kullanım oranlarında iyileşmeler olmuş
ve sonuçta finansal performans artmıştır.
KYS’leri hastanelerin performansının izlenmesini ve kalite ölçütlerinin
geliştirilmesini sağlamaktadır. Ancak KYS’nin belgelendirme ile sonuçlanamayacağı
ve sürdürülebilir olmasının daha önemli olduğuna dikkat edilmelidir. Bir kurumda
etkili bir KYS’den bahsedebilmek için kurumun temel kalite hedefinin sürekli
iyileşme olması gerekmektedir; iyileşme belgelendirme sonrasında da devam
etmelidir. Bu anlamda çalışmada kullanılan performans göstergelerinde hekim başına
poliklinik sayısında istatistiksel olarak anlamlı olmak üzere, performans katsayısı,
şikayet sayısı, hekim başına yatan hasta sayısı, yatak devir hızı, yatak devir aralığı,
yatan hasta oranı ile birlikte toplam 7 göstergede belge süresi dolduktan sonra da
iyileşmelerin devam ettiği görülmüştür.
DiRusso ve diğerleri (2001) ve DeBritz ve Pollak (2006) akreditasyon
standartlarının uygulanması ile hastane performansını etkileyen hasta sonuçları
arasındaki ilişkiyi anlamak için yaptıkları çalışmalarda Amerikalı Cerrahlar
Birliği’nin travma merkezleri için hazırladığı akreditasyon standartlarını
kullanmışlardır. Her iki çalışmada da KYS standartları uygulama öncesi ve sonrası
dönemde ortalama kalış gün sayısında ve mortalite oranında iyileşmeler olduğu
saptanmıştır. Buna paralel olarak Macinati (2008) de KYS uygulamalarının İtalyan
kamu sağlık hizmetlerinin performansını ne şekilde etkilediğini araştırmış ve KYS
uygulamalarının performansın sonuç ölçütleri olarak tanımladığı hasta memnuniyeti,
mortalite oranı ve taburcu olan hasta sayısı göstergelerinde iyileşmeler sağladığını
bulmuştur.
157
Türkiye’de KYS uygulamalarının hastane performansı üzerine etkisini
inceleyen çalışmalar gerek örneklem sayısının ve değerlendirilen performans
gösterge sayısının az olması, gerekse de zaman faktörünün hesaba katılmaması gibi
nedenlerle KYS uygulamalarının hastane performansı üzerine etkisini incelemede
yetersiz kalmıştır. Bu çalışmalardan biri Bekaroğlu (2005) tarafından yapılmış olup,
çalışmada İstanbul ilinden seçilen 60 özel hastanenin yöneticilerine TKY ve ISO
9000 uygulamalarına sahip olup olmadıkları, sahip iseler herhangi bir danışmanlık
alıp almadıkları konularını içeren bir anket uygulanmıştır. Bu çalışmada ikincil veri
kaynaklarından da yararlanılmış ve fiili yatak kapasitesi, hastanenin günlük yatak
fiyatı, küçük, orta ve büyük girişim fiyatları, yoğun bakım yatak fiyatı, yatak doluluk
oranı, bir hastanın ortalama kalış süresi, yatak devir hızı, yatak devir aralığı, ayakta
tedavide toplam kabul sayısı ve yatan hasta günü toplamı göstergeleri kullanılmıştır.
Görüldüğü gibi bu göstergeler sayıca fazla olmasına rağmen performansı tüm
boyutları ile tanımlamada yetersiz kalmaktadır. Çalışma sonunda ISO 9000’in ve
TKY’nin hastane kalite göstergelerine anlamlı etki ettiği bulunmuştur. Yatak doluluk
oranı, bir hastanın ortalama kalış süresi, yatak devir hızı ve yatak devir aralığı
göstergeleri yaptığımız çalışma kapsamında yer alan göstergelerdendir. Bu anlamda
ISO 9000 uygulamasının hem kamu hastanelerinin hem de özel hastanelerin yatak
doluluk oranı, bir hastanın ortalama kalış süresi, yatak devir hızı ve yatak devir
aralığı göstergelerinde iyileşmeler sağladığını söylemek mümkündür.
Öztürk (2005) de yaptığı çalışmada ISO 9001 belgesi alan ve almayan toplam
18 kamu hastanesinin bir hastanın ortalama kalış günü, yatak doluluk oranı, hekim
başına poliklinik sayısı ve kaba ölüm hızı göstergeleri açısından incelemiş ve bu
göstergelerin ISO 9001 belgesine sahip hastanelerde daha iyi olduğunu bulmuştur.
Öztürk’e göre bu iyilik durumu hastanelerin performansları arasında önemli bir fark
yaratmamaktadır; ancak özellikle belgelendirme sonrası daha çok hasta ve doktorun
belgeli hastaneleri tercih etmesine neden olmaktadır. Araştırmamızın bulgularına
göre de hastaların hastane tercihini gösterebilecek hekim başına poliklinik sayısı,
hekim başına yatan hasta sayısı ve yatak doluluk oranı göstergelerinin tamamında
belgeli dönemde ve belge sonrası dönemde artış gözlenmiştir. Bu sonuç, Öztürk’ün
hastaların daha çok belgeli hastaneleri tercih ettiği savını desteklemektedir.
158
Türkiye’de KYS uygulamalarının hastane performansı üzerine etkisini
inceleyen bir diğer çalışma da Dalbay ve Biçer (2002) tarafından yapılmıştır. Bu
çalışmada ISO 9002:1994 kalite belgesine sahip olan ve olmayan iki SSK hastanesi
ele alınarak, belgeli hastanenin belge öncesi ve sonrası performansı ile belgeli ve
belgesiz hastanelerin performansı incelenmiştir. Sonuçta belgeli hastanenin
performansının belgesiz hastaneye göre anlamlı derecede daha iyi olduğu, ancak
belgeli hastanelerde belge öncesi dönem ve belge sonrası dönemde anlamlı düzeyde
iyileşme olmadığı saptanmıştır. Bunun nedeni, belge sonrası dikkate alınan zamanın
çok kısa olması olabilir. Dalbay ve Biçer hastanenin belge sonrası performansını,
belge alındıktan sonraki 3-6 ay için ölçmüşlerdir. Bu süre örgütsel gelişimi görmek
için yeterli bir süre değildir. Ayrıca araştırmada klinik performans göstergesi olarak
ameliyat masası, laboratuar tetkik sayısı, ilaç sarfiyat adedi ve ayakta hasta
memnuniyet anket sonuçları kullanılmıştır. Ancak ameliyat masası, laboratuar tetkik
sayısı ve ilaç sarfiyat adedi klinik sürecin performansını ölçebilecek kapsamlı
göstergeler değildir.
Yaptığımız bu çalışma Bekaroğlu, Öztürk, Dalbay ve Biçer ile benzer
amaçlara sahip ise de performans göstergelerinin DPC perspektiflerine dayalı olarak
belirlenmesi, araştırmanın Türkiye genelindeki Sağlık Bakanlığı hastanelerini
kapsaması ve zaman faktörü göz önüne alınarak performans göstergelerinin belge
öncesi, belgeli, belge sonrası, belgesiz dönem ve mevcut tüm dönemler için ayrı
olarak değerlendirilmesi çalışmanın geçerliliğini ve güvenilirliğini artırmaktadır.
Araştırmanın son bölümünde hastane performans göstergeleri üzerinde
meydana gelen değişikliklerin KYS belgelendirmesinden mi yoksa hastane türü,
bölge farklılıkları veya yatak sayısına bağlı hastane büyüklüğünden mi etkilendiği
araştırılmıştır. Buna göre hastanelerin performans göstergeleri sadece KYS
belgelendirmesinden değil, hastanenin türüne, bulunduğu bölgeye ve yatak
kapasitesine göre de değişmektedir.
Wardhani ve diğerleri (2009)’nin KYS uygulamalarının belirleyici faktörleri
üzerine yaptığı literatür araştırmasına göre hastane büyüklüğü arttıkça hekimlerin
hastane içindeki aktif çalışmalarının artması gerekmektedir. Çalışma sonuçlarına bu
açıdan bakıldığında hastane yatak kapasitesinin artmasının hekim başına düşen
159
poliklinik sayısı ve hekim başına yatan hasta sayısı göstergelerinde anlamlı bir
değişiklik yapmadığı ve üstelik hastanelerin yatak kapasitesi arttıkça hekimlerin
hastane içindeki aktif çalışmalarının azaldığı tespit edilmiştir (Tablo 5.13).
Çalışmadan çıkan bu sonuç Wardhani ve diğerlerinin hastane büyüklüğü arttıkça
hekimlerin aktif çalışmalarının artacağı savını desteklememektedir.
Ancak çalışma sonuçlarına göre hastanelerin yatak kapasite büyüklüğü ile
şikayet sayısı, toplam gelirin toplam gidere oranı, yatak doluluk oranı, bir hastanın
ortalama kalış günü, yatak devir aralığı ve kaba ölüm hızı göstergeleri arasında
anlamlı bir ilişki vardır. Hastane büyüklüğü arttıkça şikayet sayısında ve kaba ölüm
hızında ciddi bir artış görülmektedir (Tablo 5.13). Daha çok kişi tarafından ziyaret
edilen kurumlarda şikayet sayısının ve kaba ölüm hızının artması beklenen bir
sonuçtur. Bu durum ile ilgili olarak, Wardhani ve diğerleri (2009) hastane büyüklüğü
arttıkça yönetimin kontrolünün azaldığını ve yöneticilerin hastane performans
göstergelerinde yapmaları gereken iyileştirmeleri gözden kaçırabildiğini
savunmaktadır. Çalışmanın bulgularına göre şikayet sayısı en yüksek olan yatak
kapasitesi sınıfı >601 yataklı hastaneler, en düşük olan yatak kapasitesi sınıfı ise
<100 yataklı hastanelerdir. Yine kaba ölüm hızı en yüksek olan yatak kapasitesi sınıfı
>601 yataklı hastaneler, en düşük olan yatak kapasitesi sınıfı ise 101-200 yataklı
hastanelerdir, çünkü <100 hastanelerde yatış gerekmedikçe verilmemektedir. Bu
sonuçlar hastane büyüklüğü arttıkça yönetimin kontrolünün zayıfladığı savını
desteklemektedir.
Cooperberg ve diğerleri (2009) ise sağlık hizmetlerinde yüksek kalitenin ne
olduğunu araştırmak için yaptıkları çalışmada, hastane kapasite büyüklüğü olarak
kullandıkları cerrahi işlem hacmi ile sağlık hizmetlerinin çıktısı olarak ele aldıkları
mortalite oranı arasında ilişki olup olmadığını incelemişler ve hastane büyüklüğü ile
mortalite oranı arasında bir ilişkinin olmadığı sonucuna varmışlardır.
Hastanelerin performans göstergeleri genel hastane ve özel dal hastanesi
olmasına göre de değişmektedir. Tablo 5.11’de bulunan sonuçlara göre özel dal
hastanelerinde şikayet sayısı, hekim başına yatan hasta sayısı, yatak doluluk oranı,
yatak devir hızı, yatak devir aralığı ve kaba ölüm hızı olmak üzere altı gösterge genel
hastanelere göre daha iyi durumdadır. Bunun nedeni özel dal hastanelerinin spesifik
160
hastalık gruplarıyla çalışmalarından dolayı hastane göstergelerini genel hastanelere
göre daha kolay kontrol edebiliyor olmaları olabilir. Hekim başına poliklinik
sayısının genel hastanelerde özel dal hastanelerine göre daha yüksek olması, özel dal
hastanelerinin genel hastanelere göre, polikinik hizmetlerinden çok yatan hasta
hizmetlerinde iyi olduğunu gösteren bir diğer ölçüt olabilir.
Çalışmada kullanılan performans göstergelerinden performans katsayısı,
şikayet sayısı, toplam gelirin toplam gidere oranı, hekim başına poliklinik sayısı,
hekim başına yatan hasta sayısı, bir hastanın ortalama kalış günü, yatak devir hızı,
yatak devir aralığı ve kaba ölüm hızı hastanelerin bulundukları bölgeye göre
farklılıklar göstermektedir (Tablo 5.12). Araştırmanın bulgularına göre şikayet sayısı
en yüksek olan bölge Marmara Bölgesi’dir. Şikayet sayısının çok olması hasta
memnuniyetsizliğini göstermenin yanında, hasta hakları biriminin aktif çalışıyor
olduğunu ve o bölge halkının hasta haklarına verdiği önemi de gösteren bir
göstergedir. Yine performans göstergelerinin bölgelere göre karşılaştırmasında
hekim başına poliklinik sayısının ve hekim başına yatan hasta sayısının en yüksek
olduğu bölgeler Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi iken en düşük olduğu bölge
Marmara Bölgesi’dir. Konuya ülkenin sağlık personeli istihdam politikası açısından
bakıldığında elde edilen bu sonuç hekimlerin Doğu ve Güneydoğu Anadolu
Bölgelerini tercih etmediğini göstermektedir. Macinati (2008)’e göre hastanelerin
performanslarındaki değişikliklerin nedeni mikro faktörlerden çok makro
faktörlerden yani ülkenin sağlık politikalarından kaynaklanmaktadır.
2008 yılı verilerine göre Sağlık Bakanlığı hastanelerinden 112 tanesinin ISO
9000 KYS belgesine sahip olduğu bilinmektedir. Grafik 2.1’de görüldüğü gibi ISO
9000 KYS belgesini alan Sağlık Bakanlığı hastanelerinin sayısı 2003-2007 yılları
arasında hızlı bir artış göstermiştir. Bunun artışın temel nedeni 2001 yılında
başlatılan ve 2002 ve 2003 yıllarında Sağlık Bakanlığı Tedavi Hizmetleri Genel
Müdürlüğü tarafından Kalite El Kitabı ve ISO 9001:2000 Kalite Yönetim Sistemi
Uygulama Klavuzu’nun il toplantıları yapılarak hastanelere dağıtılmasıdır. Erçen
(2010) ise Sağlık Bakanlığı uygulamalarındaki belirsizliğin kamu hastanelerini
kurumsal taklitçiliğe ittiğini ve KYS belgelendirmesinin kurumsal taklitçilik
kaynaklı olduğunu savunmaktadır. Erçen’in aksine kamu sağlık kurumlarının kalite
belgelendirmesinin temel nedeni Sağlık Bakanlığı’nın yönlendirmesidir. 2006 yılında
161
performansa dayalı ücretlendirme sistemine geçilmesi ile kamu kurumları
çalışmamızda da kullandığımız kurumsal performans katsayısı hesaplamasını
kullanmaktadır ve artık kamu hastaneleri kalitelerini bağımsız bir kuruluş tarafından
belgelendirmek yerine içsel denetimlerle yapma eğilimi göstermektedirler. Bu
nedenle 2008 yılına gelindiğinde ISO 9000 belgesi alan hastanelerin sayısı hızla
düşmüştür. Bu düşüş kamu hastanelerinin kalite belgelendirme çalışmalarının temel
nedeninin Sağlık Bakanlığı uygulamaları olduğunu ispatlamaktadır.
162
7. SONUÇ VE ÖNERİLER
KYS’lerinin amacı örgütlerin performanslarını sürekli geliştirmek amacıyla
bir dizi koordineli faaliyetin düzenlenmesi ve kontrolün sağlanmasıdır. Bahsi geçen
koordineli faaliyetlere KYS’nin standartları denmektedir. KYS uygulamaya
konduktan sonra uzun vadede etkinliğini sürdürebilmesi için üçüncü bir taraf
tarafından mevcut standartlara uymak konusunda çaba gösterip göstermediğini
değerlendirmek amacıyla KYS belgelendirmesine başvurulmaktadır. Bu temelde
sağlık hizmetlerinde KYS belgelendirmesi, değişen bir ortamda sağlık kuruluşlarının
mevcut sağlık süreçlerini iyileştirilebilmeleri için bir araçtır.
Söz konusunu araştırmada KYS belgelendirmesinin kamu hastaneleri üzerine
etkisi incelenmiştir. Araştırmanın evrenini tüm Sağlık Bakanlığı hastaneleri
oluşturmaktadır. Araştırmanın örneklemini ise Türkiye genelinde 2008 yılı itibari ile
kalite belgesi alan hastaneler ile bu hastaneler ile aynı türde olan, aynı bölgede
bulunan ve yatak sayıları birbirine yakın olan benzer nitelikte kalite belgesine sahip
olmayan Sağlık Bakanlığı hastaneleri oluşturmaktadır.
Araştırmada dengeli puan cetveli perspektiflerine dayalı olarak belirlenmeye
çalışılan onbir performans göstergesi (performans katsayısı, şikayet sayısı, hekim
başına poliklinik sayısı, hekim başına yatan hasta sayısı, yatak doluluk oranı, bir
hastanın ortalama kalış günü, yatak devir hızı, yatak devir aralığı, yatan hasta oranı
ve kaba ölüm hızı) kullanılmıştır. Araştırmanın veri kaynağını Sağlık Bakanlığı’na
bağlı birimlerden elde edilen 2003-2009 yıllarına ait veriler oluşturmaktadır.
Çalışma hipotezlerini test etmek amacıyla yapılan analizler önemli bulgular
ortaya koymaktadır. Araştırma kapsamında hastane performansında meydana gelen
değişikliklerin hastanenin türü, bulunduğu bölge ve yatak sayısından bağımsız olarak
KYS uygulamasından mı kaynaklandığı ve kalite belgesine sahip olmanın dengeli
puan cetveli perspektiflerine dayalı olarak belirlenmiş olan hastane performans
göstergeleri üzerindeki etkisi açıklanmaya çalışılmış ve aşağıdaki sonuçlara
ulaşılmıştır;
• Kalite belgesine sahip Sağlık Bakanlığı hastanelerinin kalite belgesi almadan
önceki dönem yatak doluluk oranı, yatak devir hızı ve yatak devir aralığı
163
performans göstergeleri, kalite belgesine sahip olmayan benzer hastanelere
göre anlamlı derecede daha iyidir.
• Kalite belgesine sahip Sağlık Bakanlığı hastanelerinin kalite belgesine sahip
oldukları dönem yatak doluluk oranı ve yatak devir aralığı performans
göstergeleri, kalite belgesine sahip olmayan benzer hastanelere göre anlamlı
derecede daha iyi iken, kaba ölüm hızı performans göstergesi anlamlı
derecede kötüdür.
• Kalite belgesine sahip Sağlık Bakanlığı hastanelerinin kalite belge süresi
dolduktan sonraki dönem performans göstergeleri, kalite belgesine sahip
olmayan benzer hastanelere göre anlamlı derecede farklı değildir.
• Kalite belgesine sahip Sağlık Bakanlığı hastanelerinin belgesiz oldukları
dönem (kalite belgesi öncesi ve kalite belge süresi dolduktan sonraki
dönemler) yatak doluluk oranı ve yatak devir aralığı performans göstergeleri,
kalite belgesine sahip olmayan benzer hastanelere göre anlamlı derecede daha
iyidir.
• Kalite belgesine sahip Sağlık Bakanlığı hastanelerinin mevcut tüm
dönemlerdeki (belge öncesi, belgeli ve belge sonrası dönemler) yatak doluluk
oranı, yatak devir hızı ve yatak devir aralığı performans göstergeleri, kalite
belgesine sahip olmayan benzer hastanelere göre anlamlı derecede daha iyi
iken, kaba ölüm hızı performans göstergesi anlamlı derecede daha kötüdür.
• Kalite belgesine sahip Sağlık Bakanlığı hastanelerinin belgeli dönem hekim
başına poliklinik sayısı, hekim başına yatan hasta sayısı, yatak doluluk oranı,
bir hastanın ortalama kalış günü, yatak devir hızı, yatak devir aralığı ve yatan
hasta oranı performans göstergeleri belge öncesi döneme göre anlamlı
derecede daha iyi iken, şikayet sayısı, toplam gelirin toplam gidere oranı ve
kaba ölüm hızı performans göstergeleri anlamlı derecede kötüdür.
• Kalite belgesine sahip Sağlık Bakanlığı hastanelerinin belgeli dönem toplam
gelirin toplam gidere oranı performans göstergesi belge süresi dolduktan
sonraki döneme göre anlamlı derecede daha iyi iken, hekim başına poliklinik
sayısı performans göstergesi, belge süresi dolduktan sonraki dönemde belgeli
döneme kıyasla anlamlı derecede daha iyidir.
164
• Kalite belgesine sahip Sağlık Bakanlığı hastanelerinin belgeli dönem hekim
başına poliklinik sayısı, hekim başına yatan hasta sayısı, yatak doluluk oranı,
bir hastanın ortalama kalış günü, yatak devir hızı ve yatan hasta oranı
performans göstergeleri, belgesiz dönem (belge öncesi ve belge süresi
dolduktan sonraki dönemler) performans göstergelerinden anlamlı derecede
daha iyi iken, şikayet sayısı performans göstergesi anlamlı derecede kötüdür.
• Sağlık Bakanlığı’na bağlı genel hastanelerin hekim başına poliklinik sayısı,
bir hastanın ortalama kalış günü ve yatan hasta oranı performans göstergeleri
özel dal hastanelerine göre anlamlı derecede daha iyi iken, şikayet sayısı,
hekim başına yatan hasta sayısı, yatak doluluk oranı, yatak devir hızı, yatak
devir aralığı ve kaba ölüm hızı performans göstergeleri özel dal
hastanelerinde genel hastanelere göre anlamlı derecede daha iyidir.
• Sağlık Bakanlığı’na bağlı hastanelerin performans katsayısı, şikayet sayısı,
toplam gelirin toplam gidere oranı, hekim başına poliklinik sayısı, hekim
başına yatan hasta sayısı, bir hastanın ortalama kalış günü, yatak devir hızı,
yatak devir aralığı ve kaba ölüm hızı performans göstergeleri bölgelere göre
farklılık göstermektedir.
• Sağlık Bakanlığı’na bağlı hastanelerin şikayet sayısı, toplam gelirin toplam
gidere oranı, yatak doluluk oranı, bir hastanın ortalama kalış günü, yatak
devir aralığı ve kaba ölüm hızı performans göstergeleri hastane yatak sayısına
göre farklılık göstermektedir.
Yapılan araştırmaya göre KYS uygulamaları gerek uygulama öncesi ve
sonrası dönemde gerekse de KYS uygulamayan hastanelere göre kuruma
performansını artırması konusunda yol göstermektedir. Bu anlamda ISO 9000 kalite
standartları her ne kadar klinik süreçler boyutunda sınırlı şekilde yol gösterici olsa da
kamu sağlık kurum ve kuruluşlarında, yöneticilerin ve çalışanların kalite algısını
iyileştirmiş ve hastane performans göstergelerinde anlamlı iyileşmeler sağlanmasına
katkıda bulunmuştur.
Ancak kamu sağlık kurum performansı etkileyen içsel süreçler kadar dışsal
süreçler de vardır. Sağlık Bakanlığı’nın politikaları hastaneleri en fazla etkileyen
dışsal faktördür. Buna göre performansa dayalı ek ödeme sistemi ile hastanelerin
performans ve kalite çalışmaları artmıştır. Performansa dayalı ek ödeme sistemi
165
özellikle döner sermayeden en yüksek payı alan hekimlerin hastanede aktif
çalışmalarını artırmıştır ve kalite uygulamalarına katılımları konusunda motive edici
olmuştur.
Kalite belgelendirmeye izomorfizm açısından yaklaşan araştırmacıların
aksine hastanelerin kalite belgelendirme sistemlerine başvuru nedeni Sağlık
Bakanlığı’nın özendirme çalışmalarıdır. Sağlıkta Dönüşüm Programı çerçevesinde
performansa dayalı ek ödeme sistemine geçilmesi kurum performans ve kalitesinin
önemini artırmış ve kamu kurumlarını kalitelerini belgelendirme konusunda teşvik
etmiştir. Ancak son yıllarda kamu sağlık kuruluşları kalite belgelendirme çalışmaları
yerine Sağlık Bakanlığı’nın belirlediği kurum performans kriterlerine uyma çabası
içindedirler.
Çalışma sonucunda elde edilen bilgiler ışığında hastanelerin performanslarını
artırmak, güçlü ve zayıf yönlerini görmek ve klinik hizmet kalitelerini iyileştirmek
için bir KYS’ni uygulamaları gerekmektedir. KYS uygulamaları ile gerekli
standartları sağlayan hastanelerin KYS’lerini belgelendirmesi kurumun hasta ve
çalışanlarının nezrinde itibarlarını artıracak ve yöneticileri sürekli iyileşmenin
sağlanması konusunda motive edecektir.
Kurum performansını artırabilmek için öncelikle kurumun mevcut
performansının doğru bir şekilde değerlendirilmesi gerekmektedir. Performansın
doğru değerlendirilebilmesi için de performansı tüm boyutları ile tanımlayan ve tüm
paydaşların kuruma bakış açılarını göz önünde bulunduran performans
göstergelerinin tanımlanması ve ölçülmesi gerekmektedir. Kurumsal performansı
tüm yönleriyle ele alan kapsamlı bir değerlendirme aracı olan dengeli puan cetveli
karmaşık örgüt yapısına sahip olan sağlık kurum ve kuruluşlarının performansının
değerlendirilmesinde etkili bir yoldur.
Çalışmada dengeli puan cetveli perspektiflerine dayalı olarak belirlenen pek
çok performans göstergesine ulaşılamamış ve çalışmanın öğrenme ve gelişim ayağı
eksik kalmıştır. Bundan sonra yapılacak çalışmalarda kurumun sahip olduğu
yenilikleri, araştırma ve eğitim çalışmalarının kurum performansını nasıl etkilediği
incelenmelidir.
166
Çalışmada hasta memnuniyeti performans katsayısı göstergesi içerisinde
hesaplanmıştır; ancak hasta ihtiyaç ve beklentilerinin ne yönde olduğunun
anlaşılabilmesi için ayakta ve yatan hasta memnuniyetinin ayrı ayrı hesaplanmasında
fayda vardır. Ayrıca çalışan memnuniyet düzeylerinin de hesaplanması işi en iyi
bilen işi yapandır mantığından yola çıkıldığında içsel iş süreçlerinin aksayan
yönlerinin tespit edilmesinde yöneticilere yol gösterici olacak ve içsel iş süreçlerinin
performansını artıracaktır.
Şikayet sayısı ve performans katsayısı göstergeleri 2006 yılından itibaren
hesaplanmaya başlamıştır, ilerleyen yıllarda Sağlık Bakanlığı’nın kurumsal
performansı geliştirme yaklaşımının hastaneler üzerinde ne gibi değişiklikler
yaptığının analiz edilmesi kamu hastanelerinin gelişimini göstermek için faydalı
olacaktır. Ayrıca hasta memnuniyetsizliğinin temel nedenlerini anlayabilmek için
hasta şikayet sayısı yerine şikayetlerin özellikleri analiz edilmelidir.
Hastane enfeksiyon hızı, tıbbi hata ve malpraktis sayısı, muayene için
bekleme süresi, yeniden yatış oranı ve ilk 48 saat sonra meydana gelen mortalite
oranları hastanelerin içsel iş süreçlerinin ne durumda olduğunu ve ne gibi
iyileştirmeler yapılması gerektiğini gösteren ölçütlerdir. Bundan sonra yapılacak
çalışmalarda bu göstergelerin ölçülmesi hastane performansını izleme ve
değerlendirmede daha sağlıklı sonuçlar doğuracaktır. Bunun için hastane kayıtlarının
düzenli tutulması gerekmektedir. Ayrıca vaka başına maliyet hesaplamaları
yapılmalıdır. Bu sayede hastanenin hem finansal kaynaklarını hem de içsel iş
süreçlerini daha sağlıklı bir şekilde organize etmesi sağlanabilir.
Yapılan bu çalışma Sağlık Bakanlığı hastanelerini kapsamaktadır. Bundan
sonra yapılacak çalışmalarda performans göstergelerinin mülkiyet tipine göre (kamu,
özel, üniversite hastanesi) nasıl değiştiğinin analiz edilmesi literatür için önemli bir
kaynak sağlayacaktır.
Bu çalışma, çalışma verileri açısından bazı kısıtlılıklara sahip olmasına
rağmen, literatüre önemli katkılar sağlamaktadır. Kamu hastanelerinin performansını
dengeli puan cetveli perspektiflerine göre değerlendirmeye çalışması, bu
perspektifler çerçevesinde planlanan performans göstergelerine ne şekilde ulaşılıp
ulaşılamayacağını ortaya koyması ve kurumsal performansı hem kurumun yıllar
167
içindeki değişimini hem de benzerlerinin değişimini göz önüne alarak
değerlendirmesi bu katkılardan bazılarıdır. Ayrıca kurumsal performans
göstergelerindeki değişikliklerin KYS belgesinden mi yoksa hastane türü, bölge
farklılıkları ve yatak kapasite farklılıklarından mı kaynaklandığını araştırması
KYS’nin örgütsel performans üzerine etkisinin farklı bir bakış açısıyla
değerlendirilmesine katkıda bulunmuştur. Son olarak sağlık kurumlarında
performans değerlendirmede ulusal standartların belirlenebilmesi için bu konu ile
ilgili çalışmaların yaygınlaştırılması gerekmektedir.
168
KAYNAKLAR
1. AAAHC. (t.y.). Erişim tarihi: 10 Kasım 2010,
www.aaahc.org/eweb/dynamicpage.aspx?site=aaahc_site&webcode=iqi_clinical_per
f
2. Aggelogiannopoulos, D., Drosinos, E.H. ve Athanasopoulos, P. (2007).
Implementation of a Quality Management System (QMS) According to the ISO 9000
Family in a Greek Small-sized Winery: A Case Study. Food Control, 18, 1077–1085.
3. Agency for Health Care Policy and Research (AHCPR). (t.y.). Erişim tarihi:
08 Ağustos 2010, www.ahrq.gov/qual/conquest/confact.html.
4. Akal, Z. (1998). İşletmelerde Performans Ölçüm ve Denetimi-Çok Yönlü
Performans Göstergeleri (6. bs.). Yayın No:473. Ankara: Milli Prodüktivite Merkezi
Yayınları.
5. Akgül, A. (2005). Tıbbi Araştırmalarda İstatistiksel Analiz Teknikleri-SPSS
Uygulamaları (3. bs.). Ankara: Seçkin Yayıncılık.
6. Aktan, C.C. (2000). Yönetimde Rönesans ve Kalite Devrimi. TOSYÖV
Yayınları, Yayın yeri: Ankara.
7. Albers, L.L. ve Sedler, K.D. (2004). Clinician Perspectives on Participation in
Research. Journal of Midwifery&Women’s Health, 49(1), 47-50.
8. Alptekin, C. (2007). Sağlık Kurumlarında Performans Yönetimi: İkinci
Basamağa İlişkin Bir Uygulama. Yüksek lisans tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi,
İzmir.
9. Amaratunga, D., Haigh, R., Sarshar, M. ve Baldry, D. (2002). Application of
the Balance Scorecard Concept to Develop a Conceptual Framework to Measure
Facilities Management Performance within NHS Facilities. International Journal of
Health Care Quality Assurance, 15(4), 141-151.
10. API. (t.y.). Erişim tarihi: 10 Kasım 2010, www.apiweb.org
11. Aydın, S. ve Demir, M. (2007). Sağlıkta Performans Yönetimi-Performansa
Dayalı Ek Ödeme Sistemi (Sağlık Bakanlığı Sağlıkta Dönüşüm Serisi-2). Ankara:
Sağlık Bakanlığı Yayınları.
169
12. Ateş, H. (2007). Kavramlar, Tartışmalar ve Genel Çerçeve. H. Ateş, H.
Kırılmaz ve S. Aydın (Haz.). Sağlık Sektöründe Performans Yönetimi – Türkiye
Örneği, (s.1-20). Ankara: Asil Yayın.
13. Azaranga, M.R., Gonzalez, G. ve Reavill, L. (1998). An Empirical
Investigation of the Relationship between Quality Improvement Techniques and
Performance-A Mexican Case. Journal of Quality Management, 3(2), 265-292.
14. Balding, C. (2005). Embedding Organisational Quality Improvement through
Middle Manager Ownership. International Journal of Healthcare Quality Assurance,
18(4-5), 271-288.
15. Barutçugil, İ. (2002). Performans Yönetimi (2. bs.). İstanbul: Kariyer
Yayınları.
16. Baş, M.I ve Artar, A. (1991). İşletmelerde Verimlilik Denetimi (Ölçme ve
Değerlendirme Modelleri). Yayın No: 435, Ankara: Milli Prodüktivite Merkezi
Yayınları.
17. Batalden, P.B. (1992). Building Knowledge for Improvement-An Introductory
Guide to the Use of FOCUS-PDCA. Nashville: Quality Resource Group, Hospital
Corporation of America.
18. Bekaroğlu, Ş.B. (2005). Toplam Kalite Yönetimi Uygulamalarının ve ISO
9000 Kalite Güvencesine Sahip Olmanın Hastane Performansına Etkileri:
İstanbul'daki Özel Hastaneler Üzerine Bir Uygulama. Akdeniz İ.İ.B.F. Dergisi, 9, 18-
32.
19. Beşkese, A. (1995). Toplam Kalite Yönetimi, Kalite Güvence Sistemleri ve
Türkiye’deki Uygulamaları. Yüksek lisans tezi, İstanbul Teknik Üniversitesi,
İstanbul.
20. Bilgin, K.U. (2004). Kamu Performans Yönetimi Memur Hak ve
Yükümlülüklerinin Performansa Etkisi (1. bs.). Yayın No: 323, Ankara: TODAİE
Türkiye ve Ortadoğu Amme İdaresi Enstitüsü Yayınları.
21. Bounds, G., Yorks, L. ve Adams M. (1994). Beyong Total Quality
Management: Toward the Emerging Pradigm. Singapore: McGraw Hill Publication.
22. Camgöz, S.M. ve Alperten, N. (2006). 360 Derece Performans Değerlendirme
ve Geri Bildirim: Bir Üniversite Mediko-Sosyal Merkezi Birim Amirlerinin Yönetsel
170
Yetkinliklerinin Değerlendirilmesi Üzerine Pilot Uygulama Örneği. Yönetim ve
Ekonomi Dergisi, 13 (2), 191-212.
23. Canman, D. (1993). Personelin Değerlendirilmesinde Çağdaş Yaklaşımlar ve
Türkiye'de Kamu Personelinin Değerlendirilmesi. Ankara: TODAİE-Türkiye ve Orta
Doğu Amme İdaresi Enstitüsü Yayınları.
24. Carman, J.M., Shortell, S.M., Foster, R.W., Hughes, E.F., Boerstler, H.,
O’Brien, J. ve diğerleri. (1996). Keys for Successful Implementation of Total Quality
Management in Hospitals. Healthcare Management Review, 21(1), 48–60.
25. Carton, R.B. ve Hofer, C.W. (2006). Measuring Organizational Performance
Metrics for Entrepreneurship and Stratejic Management Research. UK: Published
by Edward Elgar.
26. Chalkley, M. ve Khalil, F. (2005). Third Party Purchasing of Health Services:
Patient Choice and Agency. Journal of Health Economics, 24, 1132–1153.
27. Chang, L.C. (2007). The NHS Performance Assessment Framework as a
Balanced Scorecard Approach Limitations and Implications. International Journal of
Public Sector Management, 20(2), 101-117.
28. Chang, S.J., Hsiao, H.C., Huang, L.H. ve Chang, H. (2011). Taiwan Quality
Indicator Project and Hospital Productivity Growth. Omega, 39, 14-22.
29. Charantimath, P.M. (2006). Total Quality Management (1. bs.). India:
Pearson Education.
30. Chen, X.Y., Yamauchi, K., Kato, K., Nishimura A. ve Ito, K. (2006). Using
the Balanced Scorecard to Measure Chinese and Japanese Hospital Performance.
International Journal of Health Care Quality Assurance, 19(4), 339-350.
31. Chumpong, S. (2003). Performance Measurement in the Hospitals by the
Balanced Scorecard. Master thesis, Mahidol University, Thailand.
32. Claver, E. ve Molina, T.E.J. (2003). Critical Factors and Results of Quality
Management: An Empirical Study. Total Quality Management, 14, 91–118.
33. Cohen, G., Forbes, J. ve Garraway, M. (1996). Can Different Patient
Satisfaction Survey Methods Yield Consistent Results? Comparison of Three
Surveys. BMJ, 313, 841-844.
171
34. Cooperberg, M.R., Birkmeyer, J.D. ve Litwin, M.S. (2009). Defining High
Quality Health Care. Urologic Oncology: Seminars and Original Investigations, 27,
411-416.
35. Costa, M.M., Choi, T.Y., Martı´nez, J.A. ve Martı´nez-Lorente, A.R. (2009).
ISO 9000/1994, ISO 9001/2000 and TQM: The Performance Debate Revisited.
Journal of Operations Management, 27, 495–511.
36. Crow, R., Kimber, A., Gage, H., Storey, L., Hampson, S., Thomas, H. ve
diğerleri. (2002). The Measurement of Satisfaction with Healthcare:Implications for
Practice from a Systematic Review of the Literature. Health Technology Assessment,
6(32).
37. Çalık, T. (2003). Performans Yönetimi Tanımlar, Kavramlar, İlkeler. Ankara:
Gündüz Eğitim ve Yayıncılık.
38. Çetin, C., Akın, B. ve Erol V. (2001). Toplam Kalite Yönetimi ve Kalite
Güvence Sistemi (ISO 9000-2000 Revizyonu) İlke, Süreç, Uygulama (2. bs.).
İstanbul: Beta Yayınevi.
39. Çevik, H.H. (2007). Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Performans Yönetimi,
Performansın Artırılması, Ölçülmesi ve Değerlendirilmesi. H. Ateş, H. Kırılmaz ve
S. Aydın (Haz.). Sağlık Sektöründe Performans Yönetimi – Türkiye Örneği, (s.24-
40). Ankara: Asil Yayın.
40. Dalbay, Ö. ve Biçer, İ.H. (2002). Bir Kamu Hastanesinde ISO-9002:1994
Kalite Güvence Yönetimi Uygulamasının Hasta Memnuniyeti ve Bazı Performans
Göstergelerine Etkisi. İTÜ Sosyal Bilimler Dergisi, 1(1), 11-19.
41. DeBritz, J.N. ve Pollak, A.N. (2006). The Impact of Trauma Centre
Accreditation on Patient Outcome. International Journal of The Care of The Injured,
37, 1166-1171.
42. Demirel Etöz S. (2008). Sağlık Hizmetlerinde Kalite Belgelendirme Sistemleri
ve Akreditasyon. Yüksek lisans tezi, Süleyman Demirel Üniversitesi, Isparta.
43. Departmant of Trade and Industry. (t.y.). Quality Management Systems.
Erişim tarihi: 10 Eylül 2010, www.dti.gov.uk/quality/qms
44. Dick, G.P.M. (2000). ISO 9000 Certification Benefits, Reality or Myth?. The
TQM Magazine, 12(6), 365-371.
172
45. DiMaggio, P.J. ve Powell, W.W. (1983). The Iron Cage Revisited:
Institutional Isomorphism and Collective Rationality in Organizational Fields.
American Sociological Review, 48, 147–160.
46. DiRusso, S., Holly, C., Kamath, R., Cuff, S., Sullivan, T., Scharf, H. ve
diğerleri. (2001). Preparation and Achievement of American College of Surgeons
Level I Verification Raises Hospital Performance and Improves Patient Outcome.
The Journal of Trauma, 51, 294-300.
47. Doğan, M. (1985). İşletme Ekonomisi ve Yönetimi. İzmir: Anadolu
Matbaacılık.
48. Donabedian, A. (1983). The Criteria and Standard of Quality. Ann Harbor:
Health Administration Press.
49. Donabedian, A. (1980). Explorations in Quality and Approaches to Its
Assessment, Volume:1: The Definition of Quality and Approaches to Its Assessment.
Ann Harbor: Health Administration Press.
50. E-Bilge. (t.y.). Erişim tarihi: 12 Temmuz 2010,
www.ebilge.com/77378/Hamurabi_yasalari_hangileridir.html
51. Eddy, D.M. (1998). Performance Measurement: Problems And Solutions.
Health Affairs, 17(4), 7-25.
52. Efil, İ. (1993). Yönetimde Kalite Kontrol Çemberleri. Bursa: Uludağ
Üniversitesi Yayınları.
53. Enişte, K. (2002). Kalite Yönetimi, Kalite Yolculuğunun Tarihçesi. Erişim
tarihi: 20 Nisan 2010, www.bsm.gov.tr/kalite/02.asp?sira=2
54. Esatoğlu, E. (2007a). Stratejik Kalite Yönetimi’nde Performans
Göstergelerinin Kullanımı. Erişim tarihi: 20 Nisan 2010,
www.asm.gov.tr/DOCUMENT/DOCUMENT/114_Document
55. Esatoğlu, E. (2007b). Hastanelerde Performans Ölçümü. H. Ateş, H. Kırılmaz
ve S. Aydın (Haz.). Sağlık Sektöründe Performans Yönetimi – Türkiye Örneği,
(s.358-409). Ankara: Asil Yayın.
56. Feinstein, A.R. (2002). Is “Quality of Care” Being Mislabeled or
Mismeasured?. The American Journal of Medicine, 112(15), 472-478.
57. Feo, M. (2005). The Juran Institute Research on Cost of Poor Quality. Erişim
tarihi: 05 Kasım 2010, http://www.juran.com/downloads/COPQ%20Research.pdf
173
58. Filiz, A. (2008). Kalitesizliğin Maliyeti. Erişim tarihi: 18 Ekim 2010,
www.turk-
ie.org/index.php?view=article&catid=45:kaliteyonetimi&id=96:kalitesizliinmaliyeti
&format=pdf
59. Fryzlewicz, J.M. (2000). Analysis of Measures of Performance and
Continuous Improvement at the Naval Dental Center Pearl Harbor Hawaii. Naval
Postgraduate School Thesis, Monterey, California.
60. Gamble, E. (1998). The Deming Prize. Erişim tarihi: 12 Aralık 2010,
www.csupomona.edu/~rosenkrantz/ime415/ime415demingprize.doc
61. Garvin, D.A. (1987). Competing on the Eight Dimension of Quality. Boston:
Harward Business Review.
62. Gao, T. ve Gurd, B. (2006). Lives in the Balance: Managing with the
Scorecard in Not-for-Profit Healthcare Settings. Australia and New Zealand Third
Sector Research, Eighth Biennial Conference: 26-28 November 2006, Navigating
New Waters. Erişim tarihi: 25 Kasım 2010, ScienceDirect.
63. Gemoets, P. (2009). EFQM The Transition Guide - How To Upgrade to the
EFQM Excellence Model 2010. Erişim tarihi: 05 Aralık 2010,
www.efqm.org/en/PdfResources/EFQMModel_Presentation.pdf
64. Gruca, T.S. ve Nath, D. (1994). The Impact of Marketing on Hospital
Performance. Journal of Hospital Marketing, 8(2), 87-112.
65. Güngör, J.F. (2008). Toplam Kalite Yönetimi İlkeleri ve Hastane
Performansına İlişkisi Üzerine Bir Araştırma. Yüksek lisans tezi, Kadir Has
Üniversitesi, İstanbul.
66. Gürol, Y. (2000). Türkiye’de ISO 9000 Uygulamasının Kurumsallaşması.
Erciyes Üniversitesi, 8. Ulusal Yönetim ve Organizasyon Kongresi Bildiler Kitabı
(s.287-302), Nevşehir.
67. Hales, D.N. ve Chakravorty, S.S. (2006). Implementation of Deming’s Style
of Quality Management: An Action Research Study in a Plastics Company.
International Journal of Production Economics, 103, 131–148.
68. Halis, M. (2000). Paradigmadan Uygulamaya Toplam Kalite Yönetimi ve ISO
9000 Kalite Güvence Sistemleri, ISO 9002 Kalite Belgesi Çalışmaları (1. bs.).
İstanbul: Beta Basım A.Ş., Yayın no: 1010, İşletme-ekonomi dizisi: 110.
174
69. Hamilton, K.E. (2007). Performance Assessment in Healthcare Providers: A
Critical Review of Evidence and Current Practice. Journal of Nursing Management,
15, 773–791.
70. Hansen, P.M, Peters, D.H, Niayesh H., Singh, L.P, Dwivedi, V. ve Burnham,
G. (2008). Measuring and Managing Progress in the Establishment of Basic Health
Services: The Afghanistan Health Sector Balanced Scorecard. International Journal
of Health Planning and Management, 23, 107–117.
71. Harbour Jerry, L. (1997). The Basics of Performance Measurement”, Quality
Resources, A Division of the Kraus Organization Limited. New York: Kraus
Organization Ltd.
72. Hays, R.B., Davies, H.A., Beard, J.D., Caldon, L.M., Farmer, E.A., Finucane,
P.M. ve diğerleri (2002). Selecting Performance Assessment Methods for
Experienced Physicians. Medical Education, 36(10), 910–917.
73. Hayran, O. ve Uz, H. (1998). Sağlık Hizmetlerinde TKY-Sağlık Hizmetleri El
Kitabı Örgütlenme-Finansman-Yönetim-Mevzuat. İstanbul: Yüce Yayımları.
74. Hawley, A. (1968). Human Ecology. International Encyclopedia of Social
Sciences, 328,337.
75. Health Strategy Implementation Project. (2003). “Measurement of Patient
Satisfaction Guidelines”,
http://www.dohc.ie/issues/health_strategy/action48.pdf?direct=1
76. Helvacı, M.A. (2002). Performans Yönetimi Sürecinde Performans
Değerlendirmenin Önemi. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Dergisi,
35(1-2).
77. Hibbert, D.B. (2005). “Quality Assurance/Quality Control”, Encyclopedia of
Analytical Science, 412-418.
78. Hilarion, P., Sunol, R., Groene, O., Vallejo, P, Herrera E. ve Saura, R.M.
(2009). Making Performance Indicators Work: The Experience of Using Consensus
Indicators for External Assessment of Health and Social Services at Regional Level
in Spain. Health Policy, 90, 94-103.
79. Hillmer, S. ve Karney, D. (1997). Towards Understanding the Foundations of
Deming’s Theory of Management. Journal of Quality Management, 2(2), 171-189.
175
80. Hillmer, S. ve Karney, D. (2001). In Support of The Assumptions at The
Foundation of Deming’s Management Theory. Journal of Quality Management, 6,
371-400.
81. Hyer, N.L., Wemmerlöv, U. ve Morris, J.A. (2009). Performance Analysis of
a Focused Hospital Unit: The Case of an Integrated Trauma Center. Journal of
Operations Management, 27, 203-219.
82. Ildır, A. (2008). Faaliyet Tabanlı Maliyetleme ile Sağlık İşletmelerinde
Maliyet Analizi ve Performans Yönetimi (1. bs.). Ankara: Seçkin Yayıncılık.
83. Institute of Medicine Committee on Quality of Health Care in America.
(2001). Crossing the Quality Chasm: A New Health System for the 21st Century.
Washington DC: National Academy Press.
84. ISO. (t.y.). ISO 9000 Quality Management. Erişim tarihi: 15 Kasım 2010,
www.iso.org/iso/iso_catalogue/management_and_leadership_standards/quality_man
agement.htm
85. ISO (t.y.). Erişim tarihi: 01 Ekim 2010, www.iso.org
86. Jacobs, K., Marcon, G. ve Witt, D. (2004). Cost and Performance Information
for Doctors: An International Comparison. Management Accounting Research, 15,
337-354.
87. Joint Commission Resources. (2004). Cost-Effective Performance
Improvement in Hospitals. Illinois: JRC Inc.
88. Joint Commission Resources. (2003). Hastaneler için Akreditasyon
Standartları. Oakbrook Terrace: JRC Inc.
89. Joint Commission Resources. (2010). Joint Commission International
Accreditation Standards for Hospitals-Standards Lists Version (4. bs.). Illinois: JRC
Inc.
90. Joint Commission İnternational. (2003). Uluslararası Birleşik Komisyon
Hastaneler İçin Akreditasyon Standartları. ABD: JCI yayınları.
91. Juran, J.M. (1951). Quality Control Handbook. New York: McGraw-Hill.
92. Kaplan, R.S. ve Norton D.P. (2007). Balanced Skorecard (4. bs.) (S. Egeli,
Çev.). İstanbul: Sistem Yayıncılık.
93. Kaplan, R.S. ve Norton, D.P. (1996). The Balanced Scorecard. Boston:
Harvard Business School Press.
176
94. Kaplan, R.S. ve Norton, D.P. (2001). Transforming the Balanced Scorecard
from Performance Measurement to Strategic Management. Accounting Horizons, 15,
87-104.
95. Kaya, S. (2005a). Sağlık Hizmetlerinde Sürekli Kalite İyileştirme. Ankara:
Pelikan Yayınları.
96. Kaya, S. (2005b). Sağlık Hizmetlerinde Dışsal Kalite Değerlendirme
Mekanizması: Akreditasyon. SB Diyalog Dergisi. 2(15).
97. Kaya, T. (2008). Temel Performans Göstergeleri ve İşgücü Performansının
Ölçülmesine Yönelik Olarak Geliştirilen Bir Model. Yüksek lisans tezi, İstanbul
Teknik Üniversitesi, İstanbul.
98. Kaynak, R. ve Bülbül, M. (2008). 360 Derece Geri Bildirim Sisteminde
Değerlendirme Farklılıkları. Süleyman Demirel Üniversitesi İktisadi ve İdari bilimler
Fakültesi, 13(1), 269-292.
99. Klassen, A., Miller, A., Anderson, N., Shen, J., Schiariti, V. ve O’Donnell
A.M. (2010). Performance Measurement and Improvement Frameworks in Health,
Education and Social Services Systems: A Systematic Review. International Journal
for Quality in Health Care, 22(1), 44–69.
100. Kopezynski, M. ve Lombardo, M. (1999). Comparative Performance
Measurement: Insights and Lessons Learned from a Consortium Effort. Public
Administration Review, 59(2), 124-134.
101. Köseoğlu, Ö. (2007). Performans Yönetimi Uygulamalarında Ülke
Deneyimleri. H. Ateş, H. Kırılmaz ve S. Aydın (Haz.). Sağlık Sektöründe
Performans Yönetimi – Türkiye Örneği, (s.42-83). Ankara: Asil Yayın.
102. Kunkel, S., Rosenqvist, U. ve Westerling, R. (2007). Quality Improvement
Designs are Related to the Degree of Organisation of Quality Systems: An Empirical
Study of Hospital Departments. Health Policy, 84, 191–199.
103. Kunz, H. ve Schaaf T. (2011). General and Specific Formalization Approach
for a Balanced Scorecard: An Expert System with Application in Health Care. Expert
Systems with Applications, 38, 1947–1955.
104. Küçük, O. (2004). Standardizasyon ve Kalite: ISO 9000:2000 Kalite Güvence
Sistemleri El Kitabı Uygulaması ve Örnek Meslek Standardı. Ankara: Seçkin
Yayıncılık.
177
105. Lai, K.H ve Cheng, T.C.E. (2005). Effects of Quality Management and
Marketing on Organizational Performance. Journal of Business Research, 58, 446-
456.
106. Langley, G.J., Moen, R.D., Nolan, K.M., Nolan, T.W., Norman C.L. ve
Provost L.P. (2009). The Improvement Guide: A Practical Approach to Enhancing
Organizational Performance. San Francisco: Published by Jossey-Bass.
107. Larsen, B. ve Haversjö, T. (2001). Management by Standards-Real Benefits
from Fashion. Scandinavian Journal of Management, 17, 457-480.
108. Lee, S.C.K., Kang, H.Y., Cho, W. ve Chae, Y.M. (2002). Assessing the
Factors Influencing Continuous Quality Improvement Implementation: Experience in
Korean Hospitals. International Journal for Quality in Healthcare, 14, 383-391.
109. Lewin, A.Y. ve Minton, J.W. (1986). Determining Organizational
Effectiveness: Another Look, and an Agenda for Research. Management Science,
32(5), 514-538.
110. Lin, E. ve Durbin, J. (2008). Adapting the Balanced Scorecard for Mental
Health and Addictions: An Inpatient Example. Healthcare Policy, 3(4), 160-174.
111. Lutfiyya, M.N, Sıkka, A., Mehta, S. ve Lipsky, M.S. (2009). Comparison of
US Accredited and Nonaccredited Rural Critical Access Hospitals. International
Journal for Quality in Healthcare, 21(2), 112–118.
112. Macinati, M.S. (2008). The Relationship Between Quality Management
Systems and Organizational Performance in the Italian Natonal Health Service.
Health Policy, 85, 228-241.
113. Marcon, G. ve Panozzo, F., Reforming The Reform: Changing Roles For
Accounting and Management in The Italian Health Care Sector. Eur. Acc. Rev., 7,
pp:185–208, 1998.
114. Masser, W.J. (1957). The Quality Manager and Quality Costs. Industrial
Quality Control. 14, 5-8.
115. Meyer, S.M. ve Collier, D.A. (2001). An Empirical Test of the Causal
Relationships in the Baldrige Health Care Pilot Criteria. Journal of Operations
Management, 19, 403-425.
116. McClellan, M. (1997). Hospital Reimbursement Incentives: An Empirical
Analysis. Journal of Economics and Management Strategy, 6(1), 91–128.
178
117. McGlynn, E.A. (1997). Six Chalenges in Measuring the Quality of Health
Care. Health Affairs, 16(3), 7-21.
118. Mills, C.A. (1989). Quality Audit: A Management Evoluation Tool. USA:
McGraw Hill Publishing Company.
119. Minvielle, E., Sicotte, C., Champagne, F., Contandriopoulos, A.P., Jeantet,
M., Preaubert, N. ve diğerleri. (2008). Hospital Performance: Competing or Shared
Values?. Health Policy, 87, 8–19.
120. Mitra, A. (1993). Fundamentals of Quality Control and Improvement. New
York: MacMillan Publishing Company.
121. Mucuk, İ. (2001). Modern İşletmecilik (13. bs.). İstanbul: Türkmen Kitabevi.
122. Nadzam, D.M. ve Loeb, J.M. (1998). Measuring and Improving the
Performance of Healthcare Providers: Accreditation in the 21st Century. American
Journal of Infection Control, 26(2), 126-135.
123. Nas, T. (2006). Sağlık Örgütlerinde Ödüllendirme Sistemlerinin Performans
Üzerindeki Etkisi ve Bir Uygulama. Yüksek lisans tezi, Gazi Üniversitesi, Ankara.
124. Naveh, E. ve Marcus, A. (2005). Achieving Competitive Advantage Through
Implementing a Replicable Management Standard: Installing and Using ISO 9000.
Journal of Operations Management, 24, 1–26.
125. Nicklin, W. ve Dickson, S. (2009). The Value and Impact of Accreditation in
Health Care: A Review of the Literature. Erişim tarihi: 01 Aralık 2010,
http://www.accreditation.ca/uploadedFiles/Value%20of%20Accreditation_EN.pdf
126. National Institute of Standards and Technology (NIST). 1995. Malcolm
Baldrige National Quality Award 1995 Health Care Pilot Criteria. Gaithersburg,
MD.
127. Novick, L.F., Morrow, C.B. ve Mays, G.P. (2008). Public Health
Administration Principles for Population- Based Management (2. bs.). London:
Jones and Bartlett Publishers.
128. O’Leary, D. (1994). The Measurement Mandate: On the Rood to
Performance Improvement in Healthcare. Joint Commission on Accreditation of
Healthcare Organizations, Oakbrook Terrace: Illinois.
129. Olve, N.G., Roy, J. ve Wetter, M. (1999). Performance Drivers: A Practical
Guide to Using the Balanced Scorecard. Chichester: Wiley Press.
179
130. Ong, L.M.L., Vissera, M.R.M., Lammes, F.B. ve Haes, J.C.J.M. (2000).
Doctor–Patient Communication and Cancer Patients’ Quality of Life and
Satisfaction. Patient Education and Counseling, 41, 145–156.
131. Overeem, K., Faber, M.J. ve Arah, O.A. (2007). Doctor Performance
Assessment in Daily Practise: Does it Help Doctors or Not?- A Systematic Review.
Medical Education, 41, 1039–1049.
132. Öcal, İ. (2005). JCI Standartları ve Uluslararası Kalite. SB Diyalog Dergisi,
30-32.
133. Özçelik, A. (2008). Sağlık İşletmelerinde Kalite Güvence Sistemi. Erişim
tarihi: 09 Mart 2009,
www.skid.org.tr/index2.php?option=com_docman&task=doc_view&gid=11&Itemid
=85
134. Öztürk, A.O. (2005). Improving Performance of Public Sector Hospitals:
Impacts of Quality Management Systems Applications in Turkey. Sosyal Siyaset
Konferansları Dergisi, 50, 1131-1157.
135. Pakdil, F. (2007). Sağlık Sektöründe Kurumsal Performans Yönetimi. H.
Ateş, H. Kırılmaz ve S. Aydın (Haz.). Sağlık Sektöründe Performans Yönetimi –
Türkiye Örneği, (s.114-150). Ankara: Asil Yayın.
136. Phillips, T. Top 10 Reasons to Get ISO 9001:2000 QMS. Erişim tarihi: 01
Aralık 2010, www.biotech.about.com/od/isocertification/tp/ISOQMS.htm
137. Proctor, S. ve Campbell, J. (1999). A Developmental Performance
Framework for Primary Care. International Journal of Health Care Quality
Assurance, 12(7), 279-286.
138. Pomey, M.P, Contandriopoulos, A.P, Francois, P. ve Bertrand, D. (2004).
Accreditation: A Tool for Organizational Change in Hospitals. International Journal
of Health Care Quality Assurance, 17, 113–124.
139. Porter, L.J. ve Tanner, S.J. (2004). Assessing Business Excellence:
A Guide to Business Excellence and Self-Assessment (2. bs.), Netherlands:
Butterworth-Heinemann Publications.
140. Radnor, Z. ve Lovell, B. (2003). Success Factors for Implementation of the
Balanced Scorecard in NHS Multi-Agency Setting. International Journal of Health
Care Quality Assurance, 16(2), 99-108.
180
141. Ransom, S.B., Joshi, M. ve Nash, D.B. (2005). The Healthcare Quality Book-
Vision, Strategy and Tools. Illinois: Health Administration Press.
142. Rodger, J.A., Paper, D.J. ve Pendharkar, P.C. (1998). An Empirical Study for
Measuring Operating Room Quality Performance Attributes. The Journal of High
Technology Management Research, 9(1), 131-156.
143. Sağlık Bakanlığı Yataklı Tedavi Kurumları Kurumsal Kaliteyi Geliştirme ve
Performans Değerlendirme Yönergesi. (2005).
144. Sağlık Bakanlığı’na Bağlı Sağlık Kurum ve Kuruluşlarında Kaliteyi
Geliştirme ve Performans Değerlendirme Yönergesi. (2007)
145. Sağlıkta Performans ve Kalite Yönergesi. (2009).
146. Sağlık Bakanlığı. (2002). Bakanlığımız Tarafından Gerçekleştirilen Hastane
Yönetimi Uygulamaları ve Sağlık Hizmetlerinde Toplam Kalite Yönetimi
Uygulamaları Bölgesel Eğitim Toplantıları. Erişim tarihi: 07 Kasım 2010,
www.saglik.gov.tr
147. Sağlık Bakanlığı. (2003a). Sağlıkta Dönüşüm Projesi Konsept Notu. Erişim
tarihi: 01 Aralık 2010,
http://www.burdur.saglik.gov.tr/aile/doc/SDP_konsept_notu.pdf
148. Sağlık Bakanlığı. (2003b). Sağlık Bakanlığı Kalite Koordinatörlüğü
Çalışmaları. Erişim tarihi: 07 Kasım 2010, www.saglik.gov.tr
149. Saizarbitoria, I.H. (2006). How Quality Management Models Influence
Company Results-Conclusions of an Empirical Study Based on the Delphi Method.
Total Quality Management, 17(6), 775–794.
150. SB Performans ve Kalite Geliştirme Daire Başkanlığı. (t.y.). Erişim tarihi: 01
Aralık 2010, www.performans.saglik.gov.tr
151. Schneiderman, A.M. (1986). Optimum Quality Costs and Zero Defects: Are
They Contradictory Concepts?. Erişim tarihi: 10 Kasım 2010,
http://www.schneiderman.com/AMS_publications/Optimum%20Quality%20Costs/o
ptimum.pdf
152. Selznick, P. (1996). Institutionalism "Old" And "New”. Administrative
Science Quarterly, 41, 270-277.
181
153. Seren, Ş. (2005). Değişime Karşı Tutum Ölçeğinin Geliştirilmesi ve Kalite
Belgesi Alan Hastanelerde Değişim İle Örgüt Kültürü Arasındaki İlişkinin
İncelenmesi. Doktora tezi, İstanbul Üniversitesi, İstanbul.
154. Shewhart, W.A. (1980). Ekonomic Control of Quality of Manufactured
Product. Milwaukee: ASQ Quality Press.
155. Shetty, Y.K. (1987). Product Quality and Competitive Strategy. Business
Horizons, 46-52.
156. Shortell, S.M. ve Kaluzny, A.D. (2000). HealthCare Management
Organization Design And Behavior (4. bs.). USA: Delmar Thomson Learning.
157. Shutt, J.A. (2003). Balancing The Healthcare Scorecard. Managed Care,
12(9), 42-46.
158. Singh, P.J. ve Smith, A. (2006). An Empirically Validated Quality
Management Measurement Instrument. Quality Management, 13(4), 493-522.
159. Singhal, D. ve Singhal, K.R. (2008). Implamenting ISO 9001:2000-Quality
Management System: A Reference Guide. NewDelhi: Published by Asoke K. Ghosh.
160. State Services Authority Supporting Government Serving Victorians. (2005).
Review of the Provision of Hospital Ancillary and Food Services. Erişim tarihi: 17
Kasım 2010, http://www.ssa.vic.gov.au
161. Sumanth, D.J. (1984). Productivity Engineering and Management. New
York: McGraw Hill.
162. Şimşek, A. (2007). Sağlık Hizmetlerinin EFQM Modeli ile Değerlendirilmesi
ve Gazi Üniversitesi Hastanesi Uygulaması. Yüksek lisans tezi. Gazi Üniversitesi,
Ankara.
163. Tarım, M. (2004). Sağlık Organizasyonlarında Performans Ölçme ve Dengeli
Puan Cetveli. Hacettepe Sağlık İdaresi Dergisi, 7(2), 233-248.
164. Tengilimoğlu, D., Işık, O. ve Akbolat, M. (2009). Sağlık İşletmeleri Yönetimi
(1. bs.). Ankara: Nobel Yayın.
165. Terziovski, M., Samson, D. ve Dow, D. (1997). The Business Value of
Quality Management Systems Certification: Evidence from Australia and New
Zealand. Journal of Operations Management, 15, 1–18.
182
166. Thi, P.L.N., Briancon, S., Empereur, F. ve Guillemin, F. (2002). Factors
Determining Inpatient Satisfaction With Care. Social Science&Medicine, 54, 493–
504.
167. Touati, N. ve Pomey, M.P. (2009). Accreditation at Crossroads: Are We on
the Right Direction?. Health Policy, 90, 156-165.
168. TSE. (t.y.). TS EN ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemi Belgelendirme Süreci
Yol Haritası. Erişim tarihi: 01 Aralık 2010,
www.tse.org.tr/Turkish/kaliteYonetimi/9000bilgi.asp
169. Turning Point Program National Office. (2003). From Silos to Systems: Using
Performance Management to Improve the Public’s Health. Seattle: Turning Point.
170. Turning Point Program National Office. (2002). Performance Management in
Public Health: A Literature Review. Seattle: Turning Point.
171. Türk, A.M. (2009). The Benefits Associated with ISO 14001 Certification for
Construction Firms: Turkish Case. Journal of Cleaner Production, 17, 559-569.
172. TÜRKAK. (t.y.). Erişim tarihi: 13 Ekim 2010, www.turkak.org.tr
173. Türkmen, İ. (1996). TKY Geçiş ve Uygulamada Başarıyı Engelleyen
Faktörler. Verimlilik Dergisi, Toplam Kalite Özel Sayısı, 146, 1996.
174. Wakefield, B.J., Blegen, M.A., Holman, T., Vaughn, T., Chrischilles, E. ve
Wakefield, D.S. (2001). Organizational Culture, Continuous Quality Improvement,
and Medication Administration Error Reporting. American Journal of Medical
Quality, 16(4), 128–134.
175. Walley, P. ve Gowland, B. (2004). Completing the Circle: From PD to
PDSA. International Journal Health Care Quality Assurance Incorporating
Leadership in Health Services, 17(6), 349–358..
176. Wardhani, V., Utarini, A., Dijk, J.P., Post, D. ve Groothoff, J.W. (2009).
Determinants of Quality Management Systems Implementation in Hospitals. Health
Policy, 89, 239-251.
177. Weiner, B.J., Alexander, J.A., Shortell, S.M. (1996). Leadership for Quality
Improvement in Healthcare: Empirical Evidence on Hospital Boards, Managers and
Physicians. Medical Care Research and Review, 55, 397–416.
183
178. WHO. (2003). How can Hospital Performance Be Measured and Monitored?.
Erişim tarihi: 05 Ekim 2010,
www.euro.who.int/__data/assets/pdf_file/0009/74718/E82975.pdf
179. WHO. (2004). Selection of Indicators for Hospital Performance Measurement.
Erişim tarihi: 19 Nisan 2010, www.euro.who.int/document/E84679.pdf
180. WHO. (2007). Performance Assessment Tool for Quality Improvement in
Hospitals. Erişim tarihi: 10 Ekim 2010,
www.euro.who.int/__data/assets/pdf_file/0003/103728/E89742.pdf
181. Woodruff, D. (2009). Quality Management - The Benefits of an Effective
ISO 9000 Quality Management System. Erişim tarihi: 03 Aralık 2010,
www.ezinearticles.com/?Quality-Management---The-Benefits-of-an-Effective-ISO-
9000-Quality-Management-System&id=2355358
182. Woodward, G., Manuel, D. ve Goel, V. (2004). Developing Developing a
Balanced Scorecard for Public Health (Institute for Clinical Evaluative Sciences
(ICES) Investigative Report). Toronto.
183. Wyszewianski, L. (1988). Quality of Care: Past Achievements and Future
Challenges. Inquiry, 25(1), 13-22.
184. Yamak, O. (1998). Kalite Odaklı Yönetim. İstanbul: Panel Matbaacılık.
185. Yenersoy, G. (1997). Toplam Kalite Yönetimi: Mükemmeli Arayış
Yolculuğuna İlk Adım. İstanbul: Rota Yayınları.
186. Yiğit, V. ve Ağırbaş, İ. (2004). Hastane İşletmelerinde Kapasite Kullanım
Oranının Maliyetlere Etkisi: Sağlık Bakanlığı Tokat Doğum ve Çocuk Bakımevi
Hastanesi’nde Bir Uygulama. Hacettepe Sağlık İdaresi Dergisi, 7(2), 141-162.
187. Yoğun Erçen, A.E. (2010). Kurumsal Taklitçilik-İzomorfizm: Türkiye’de
Sağlıkta Dönüşüm Program Hedeflerinin Uygulanabilirliği. Akademik Bakış Dergisi,
19, 1-11.
188. Youngdahl, W.E. ve Kellogg, D.L. (1997). The Relationship Between Service
Customer’s Quality Assurance Behaviors, Satisfaction and Effort: A Cost of Quality
Perspective. Journal of Operations Management, 15, 19-32.
184
EK KAYNAKLAR
1. Ateş, H. ve Engin, H. (2007). Performans Bilgisinin Kullanım Alanları. H. Ateş,
H. Kırılmaz ve S. Aydın (Haz.). Sağlık Sektöründe Performans Yönetimi –
Türkiye Örneği, (s.84-110). Ankara: Asil Yayın.
2. Aydemir, F.A. (2006). Toplam Kalite Yönetiminin İş Yaşamına Etkisi ve Sağlık
Sektöründe Uygulanması. Yüksek lisans tezi, Selçuk Üniversitesi, Konya.
3. Bernard, H.R. (2000). Social Research Methods: Qualitative and Quantitative
Approaches (1. bs.). California: Sage Publications.
4. Çoruh, M. (2009). Hastanelerde Kalite Belgesi Alma Girişimi ve Ötesi. Erişim
tarihi: 11 Ekim 2009, www.sabem.saglik.gov.tr/kaynaklar/525_12.pdf
5. Dadan, K. (2003). Üç Farklı Statüde Hizmet Veren Hastanede Hasta
Memnuniyetini Etkileyen Faktörlerin Değerlendirilmesi. Doktora tezi, İstanbul
Üniversitesi, İstanbul.
6. Gaucher, E.J. ve Coffey, R.J. (1993). Total Quality in Heathcare-From Theory
to Practice. SanFrancisco: Jossey-Bass Publishers.
7. Gökmen, C. (2001). Sağlık Hizmetlerinde Kalite Yönetimi. Ankara: Sağlık
Bakanlığı Yayınları.
8. İlleez, A.A. ve Güner, M. (2006). Personel Performans Değerlendirme ve 360
Derece Performans Değerlendirme Yönetimi. Erişim tarihi: 16 Kasım 2010,
http://www.tekstilvekonfeksiyon.com/personel-performans-degerlendirme-ve-
360-derece-performans-degerlendirme-yonetimi-49.html
9. Kavuncubaşı, Ş. (2000). Hastane ve Sağlık Kurumları Yönetimi. Ankara:
Siyasal Kitabevi.
10. Koçel, T. (2003). İşletme Yöneticiliği (9. bs.). İstanbul: Beta Yayınları.
11. Sağlık Bakanlığı. (2003). ISO 9001-2000 Kalite Yönetimi uygulama Kılavuzu.
Ankara: Sağlık Bakanlığı Yayınları
185
Ek-1: KYS Belgesi Alan Hastanelerin Listesi, Belge Türü ve Belge Geçerlilik Tarihi
Kurum Adı İli Alınan
Belgenin Adı
Belgenin Alınış Tarihi
Belgenin Geçerlilik
Süresi
Entegre
olanlar
Birleşenler
ADSM
1 Çukurova Kadın Doğum ve Çocuk
Hast. H. Adana ISO 9001:2000 07.07.2006 07.07.2009 0 1 0
2 82.Yıl Devlet H. Adıyaman ISO 9001:2000 12.01.2007 12.01.2010 0 0 0
3 Kadın Doğ.-Çocuk Hast. H. Adıyaman ISO 9001:2000 02.08.2005 02.08.2008 0 0 0
4 Merzifon Devlet H. Amasya ISO 9001:2000 16.02.2007 16.02.2010 0 0 0
5 Beypazarı Devlet H. Ankara ISO 9001:2000 23.12.2005 23.12.2008 0 0 0
6 Etlik İhtisas H. Ankara ISO 9001:2000 14.04.2005 14.04.2008 0 1 0
7 Güdül Devlet H. Ankara ISO 9001:2000 23.08.2005 23.08.2008 0 0 0
8 Polatlı Duatepe Devlet Hastanesi Ankara ISO 9001:2000 28.02.2006 28.02.2009 0 0 0
9 Ulus Devlet H. Ankara ISO 9001:2000 27.03.2007 27.03.2010 0 1 0
10 Antakya Doğum ve Çocuk Hastanesi Antakya ISO 9001:2000 31.01.2006 31.01.2009 0 0 0
11 Alanya Devlet H. Antalya ISO 9001:2000 24.08.2006 24.08.2009 0 0 0
12 Atatürk Devlet H. Antalya ISO 9001:2000 22.09.2006 22.09.2007 0 0 0
13 Artvin Devlet H. Artvin ISO 9001:2000 15.12.2004 15.12.2007 0 0 0
14 82. yıl Devlet H. Aydın ISO 9001:2000 30.12.2003 30.12.2006 0 0 0
15 Aydın Devlet H. Aydın ISO 9001:2000 17.12.2007 17.12.2010 0 0 0
16 Kuşadası Devlet H. Aydın ISO 9001:2000 27.02.2007 27.02.2010 1 0 0
17 Gerede Devlet H. Bolu ISO 9001:2000 22.06.2007 22.06.2010 0 0 0
18 Bolu FTR Hastanesi Bolu ISO 9001:2000 19.06.2006 19.06.2009 0 0 0
19 İ. Baysal Kadın Doğ.Çocuk Hast.H. Bolu ISO 9001:2000 09.05.2006 09.05.2009 0 0 0
20 Burdur Devlet H. Burdur ISO 9001:2000 19.09.2006 19.09.2009 0 0 0
21 A.O. Sönmez Onkoloji Hastanesi Bursa ISO 9001:2000 08.02.2007 08.02.2010 0 0 0
186
Kurum Adı İli Alınan
Belgenin Adı
Belgenin Alınış Tarihi
Belgenin Geçerlilik
Süresi
Entegre
olanlar
Birleşenler
ADSM
22 Çekirge Çocuk Hast. H. Bursa ISO 9001:2000 09.01.2004
-06.05.2004 09.01.2007 06.05.2007 0 1 0
23 Duaçınarı ADSM Bursa ISO 9001:2000 01.05.2007 01.05.2010 0 0 1
24 Orhaneli Devlet H. Bursa ISO 9001:2000 29.12.2005 29.12.2008 1 0 0
25 Şevket Yılmaz Devlet Hastanesi Bursa ISO 9001:2000 27.07.2006 27.07.2009 0 0 0
26 Çanakkale Devlet H Çanakkale ISO 9001:2000 23.01.2007 23.01.2010 0 0 0
27 Çankırı Devlet H. Çankırı ISO 9001:2000 19.07.2005 19.07.2008 0 0 0
29 Alaca Devlet H. Çorum ISO 9001:2000 - - 1 0 0
30 Çorum Devlet H. Çorum ISO 9001:2000 - - 0 0 0
31 İskilip Devlet H. Çorum ISO 9001:2000 - - 0 0 0
32 Mecitözü Devlet H. Çorum ISO 9001:2000 03.10.2007 03.10.2010 1 0 0
33 Denizli Devlet H. Denizli ISO 9001:2000 01.09.2006 01.09.2009 0 0 0
34 Edirne Devlet H. Edirne ISO 9001:2000 - - 0 0 0
35 Sarahatun Kadın Doğum Hastanesi Elazığ ISO 9001:2000 11.07.2006 11.07.2009 0 1 0
36 Eskişehir Devlet H. Eskişehir ISO 9001:2000 07.04.2004 07.04.2007 0 0 0
38 Doğ.ve Çocuk Hast. Hastanesi Eskişehir ISO 9001:2000 01.01.2006 01.01.2009 0 0 0
39 Yunus Emre Devlet Hastanesi Eskişehir ISO 9001:2000 24.03.2004 24.03.2007 0 0 0
40 75.Yıl Kad. Doğ. H. Gaziantep ISO 9001:2000 01.11.2004 01.11.2007 0 0 0
41 Av.Cengiz Gökçek Devlet Hastanesi Gaziantep ISO 9001:2000 15.09.2005 15.09.2008 0 0 0
42 Gaziantep Çocuk H. Gaziantep ISO 9001:2000 01.01.2005 01.01.2008 0 0 0
43 Islahiye Devlet H. Gaziantep ISO 9001:2000 03.01.2005 03.01.2008 0 0 0
44 Nizip Devlet H. Gaziantep ISO 9001:2000 24.12.2004 24.12.2007 0 0 0
45 Espiye Devlet H. Giresun ISO 9001:2000 01.11.2006 19.12.2010 1 0 0
46 Opr.E.Özdemir Görele Devlet H. Giresun ISO 9001:2000 04.01.2007 03.01.2010 0 0 0
187
Kurum Adı İli Alınan
Belgenin Adı
Belgenin Alınış Tarihi
Belgenin Geçerlilik
Süresi
Entegre
olanlar
Birleşenler
ADSM
47 Prof.Dr.İ.Özdemir Devlet Hastanesi Giresun ISO 9001:2000 12.05.2005 02.05.2008 0 0 0
48 Iğdır Devlet H. Iğdır ISO 9001:2000 13.06.2006 13.06.2009 0 0 0
49 Lütfiye Nuri Burat Devlet Hastanesi İstanbul ISO 9001:2000 12.12.2007 12.12.2010 1 0 0
50 Erenköy FTR H. İstanbul ISO 9001:2000 - - 0 0 0
51 İstinye Devlet H. İstanbul ISO 9001:2000 01.10.2007 01.10.2010 0 0 0
52 Yedikule Göğüs Hast.ve Cerr. EAH İstanbul ISO 9001:2000 - - 0 0 0
54 Alsancak ADSM İzmir ISO 9001:2000 09.04.2003 09.04.2006 0 0 1
55 Bayındır Devlet H. İzmir ISO 9001:2000 28.09.2007 28.09.2010 1 0 0
56 Buca S.Demirsoy Devlet Hastanesi İzmir ISO 9001:2000 05.10.2006 1 YIL 0 0 0
53 Dr.B.Uz Çocuk Hast.ve Cerr.EA H. İzmir ISO 9001:2000 18.05.2006 18.05.2009 0 0 0
57 Dr. E.H.Üstündağ
Kadın Hast.ve Doğum Hastanesi
İzmir ISO 9001:2000 06.07.2006 06.07.2009 0 0 0
59 Dr. S.Seren Göğüs Hast.ve Cerr EA H. İzmir ISO 9001:2000 12.01.2007 12.01.2010 0 0 0
61 Atatürk EAHastanes İzmir ISO 9001:2000 01.05.2007 01.05.2010 0 0 0
62 Karşıyaka Demirköprü ADSM İzmir ISO 9001:2000 07.11.2007 07.11.2010 0 0 1
63 Menemen Devlet H. İzmir ISO 9001:2000 06.02.2007 06.02.2010 0 0 0
64 Ödemiş Devlet H. İzmir ISO 9001:2000 09.11.2006 11.08.2009 0 0 0
65 Selçuk Devlet H. İzmir ISO 9001:2000 08.02.2007 08.02.2010 1 0 0
66 Şeferhisar N. Hepkon Devlet H. İzmir ISO 9001:2000 16.01.2007 16.01.2010 1 0 0
67 Tire Dr. E.Aker Devlet Hastanesi İzmir ISO 9001:2000 13.07.2006 13.07.2009 0 0 0
68 T.Özilhan Bornova
Acil Yardım ve Travmatoloji H.
İzmir ISO 9001:2000 10.09.2007 10.09.2010 1 0 0
69 Urla Devlet H. İzmir ISO 9001:2000 09.01.2007 1 YIL 0 0 0
188
Kurum Adı İli Alınan
Belgenin Adı
Belgenin Alınış Tarihi
Belgenin Geçerlilik
Süresi
Entegre
olanlar
Birleşenler
ADSM
70 Karabük Devlet H. Karabük ISO 9001:2000 25.08.2007 25.08.2008 0 0 0
71 Şirinevler Devlet H. Karabük ISO 9001:2000 06.05.2004 06.05.2007 0 0 0
72 Kayseri EA H. Kayseri ISO 9001:2000 01.01.2001 01.01.2009 0 0 0
74 Kayseri Kadın Doğ.Çocuk Hast.H. Kayseri ISO 9001:2000 21.06.2005 21.06.2008 0 0 0
75 N.N.Yazgan Göğüs Hast. H. Kayseri ISO 9001:2000 22.07.2005 22.07.2008 0 0 0
76 Mucur Devlet H. Kırşehir ISO 9001:2000 10.07.2007 10.07.2010 1 0 0
77 Derince Devlet H. Kocaeli ISO 9001:2000 10.06.2004 10.06.2007 0 0 0
78 Akşehir Devlet H. Konya ISO 9001:2000 - - 0 0 0
79 Dr. F. Sükan Doğ. ve Çocuk H. Konya ISO 9001:2000 16.11.2005 16.11.2006 0 0 0
80 Ereğli Devlet H. Konya ISO 9001:2000 24.09.2007 24.09.2010 0 0 0
81 Konya ADSM Konya ISO 9001:2000 18.03.2005 18.03.2008 0 0 1
82 Konya Numune H. Konya ISO 9001:2000 - - 0 0 0
83 Doç..Dr.İ.Karakuyu Simav Devlet H. Kütahya ISO 9001:2000 31.03.2007 31.03.2010 0 0 0
84 Doç.Dr.M.Kalemli Tavşanlı Devlet H. Kütahya ISO 9001:2000 29.08.2003 28.08.2006 0 0 0
85 Kütahya Devlet H. Kütahya ISO 9001:2000 09.07.2004 09.07.2007 0 0 0
86 Tavşanlı Develet H. Kütahya ISO 9001:2000 10.09.2006 10.09.2009 0 1 0
87 Evliya Çelebi Devlet H. Kütahya ISO 9000:2000 06.11.2006 06.11.2009 0 0 0
88 Beydağı Devlet H. Malatya ISO 9001:2000 08.02.2007 08.02.2010 0 1 0
89 Malatya Devlet H. Malatya ISO 9001:2000 01.06.2006 01.06.2009 0 0 0
90 Yeşilyurt Devlet H. Malatya ISO 9001:2000 20.09.2005 20.09.2008 0 0 0
91 Aksihar Devlet H. Manisa ISO 9001:2000 - - 0 0 0
92 Alaşehir Devlet H. Manisa ISO 9001:2000 30.06.2006 30.06.2009 0 0 0
93 Kırkağaç Devlet H. Manisa ISO 9001:2000 23.10.2007 23.10.2010 1 0 0
94 Saruhanlı Devlet H. Manisa ISO 9001:2000 14.03.2006 14.03.2009 1 0 0
189
Kurum Adı İli Alınan
Belgenin Adı
Belgenin Alınış Tarihi
Belgenin Geçerlilik
Süresi
Entegre
olanlar
Birleşenler
ADSM
95 Turgutlu Devlet H. Manisa ISO 9001:2000 20.09.2005 20.09.2008 0 0 0
96 Dr.Ş. Atasagun Devlet H. Nevşehir ISO 9001:2000 02.11.2006 02.11.2009 0 0 0
97 Dr. D. Baran Kadın ve Çocuk Hast. H. Niğde ISO 9000:2000 22.02.2001 22.02.2004 0 0 0
98 Ordu ADSM Ordu ISO 9001:2000 15.01.2008 15.01.2011 0 0 1
99 Fatsa Devlet H. Ordu ISO 9001:2000 31.12.2007 31.12.2010 0 0 0
100 Ordu Devlet H. Ordu ISO 9000:2000 19.04.2005 19.06.2008 0 0 0
101 Düziçi Devlet H. Osmaniye ISO 9001:2000 14.12.2006 14.12.2007 1 0 0
102 Osmaniye Devlet H. Osmaniye ISO 9001:2000 05.07.2005 05.07.2008 0 0 0
103 Sakarya Kadın Doğ. ve Çocuk H. Sakarya ISO 9001:2000 20.07.2006 20.07.2009 0 0 0
104 Havza Devlet H. Samsun ISO 9001:2000 23.10.2007 23.10.2010 0 0 0
105 Nafiz Kurt Bafra Devlet H. Samsun ISO 9001:2000 15.05.2007 15.05.2010 0 0 0
106 Samsun FTR H. Samsun ISO 9001:2000 28.07.2006 28.07.2007 0 0 0
107 Şanlıurfa Devlet H. Şanlıurfa ISO 9001:2000 01.11.2005 01.04.2006 01.04.2009 0 0 0
108 Viranşehir Devlet H Şanlıurfa ISO 9001:2000 - - 1 0 0
109 Saray Devlet H. Tekirdağ ISO 9001:2000 18.07.2006 18.07.2009 1 0 0
110 Reşadiye Devlet H. Tokat ISO 9000:2000 28.08.2006 28.08.2007 1 0 0
111 Vali R. Yazıcıoğlu Devlet H. Tokat ISO 9000:2000 18.01.2007 18.01.2010 0 1 0
112 Fatih Devlet H. Trabzon ISO 9001:2000 12.12.2006 12.12.2009 0 0 0
190
EK-2: Kalite Belgeli ve Belgesiz Benzer Hastanelerin Listesi
KALİTE BELGELİ HASTANELER BENZER HASTANELER
Hastane Adı Bölge Branş Yatak Sayısı
Hastane Adı Bölge Branş Yatak Sayısı
Adıyaman 82. Yıl Devlet Hastanesi
G.Doğu Anadolu Devlet 100
Diyarbakır Silvan Dr. Y.Azizoğlu
Devlet Hastanesi G. Doğu Anadolu Devlet 100
Adıyaman Kad.-Doğ.- Çocuk Hast. Hastanesi
G.Doğu Anadolu
Doğum-Çocuk 100
Batman Kad.-Doğ.- Çocuk Hast. H.
G. Doğu Anadolu
Doğum-Çocuk 125
Beypazarı Devlet Hastanesi İç Anadolu Devlet 100
Şereflikoçhisar Devlet Hastanesi
İç Anadolu Devlet 125
Güdül Devlet Hastanesi İç Anadolu Devlet 60
Kızılcahamam Devlet Hastanesi
İç Anadolu Devlet 75
Polatlı Duatepe Devlet Hastanesi İç Anadolu Devlet 300
Ank.Gazi M.Kemal Devlet Hastanesi
İç Anadolu Devlet 250
Artvin Devlet Hastanesi Karadeniz Devlet 300
Kastamonu Dr İslamoğlu Devlet H Karadeniz Devlet 250
Şanlıurfa Devlet Hastanesi
G.Doğu Anadolu Devlet 500
Adıyaman Devlet Hastanesi
G.Doğu Anadolu Devlet 450
Aydın Atatürk Dev. H Ege Devlet 392 Manisa Devlet H. Ege Devlet 300
Alanya Devlet H. Akdeniz Devlet 300 Tarsus Devlet H. Akdeniz Devlet 300
Antalya Atatürk Devlet Hastanesi Akdeniz Devlet 557
İskenderun Devlet Hastanesi Akdeniz Devlet 550
Bolu İ.Baysal Kadın Doğum ve Çocuk
Hastanesi Karadeniz
Kadın-Doğum-Çocuk 125
Zonguldak Kadın Doğum ve Çocuk Hast. Hastanesi Karadeniz
Kadın-Doğum-Çocuk 150
Bolu FTR Hastanesi Karadeniz Fizik 250 Kastamonu FTR H. Karadeniz Fizik 200
Bursa A.O.Sönmez Onkoloji Hastanesi Marmara Onkoloji 360
Dr. A.Yurtaslan Onkoloji EA H.
İç Anadolu
Eğitim (onklji) 550
Bursa Şevket Yılmaz Devlet Hastanesi Marmara Devlet 479
Bursa Çekirge Devlet Hastanesi Marmara Devlet 608
Çanakkale Devlet H. Marmara Devlet 565 Balıkesir Devlet H. Marmara Devlet 550
Çankırı Devlet H. İç Anadolu Devlet 350 Yozgat Devlet H. İç
Anadolu Devlet 400
E.şehir Y.Emre Dev.H İç Anadolu Devlet 625 Sivas Numune H. İç
Anadolu Devlet 900
Eskişehir Devlet H. İç Anadolu Devlet 600 Niğde Devlet H. İçAnadolu Devlet 460
191
KALİTE BELGELİ HASTANELER BENZER HASTANELER
Hastane Adı Bölge Branş Yatak Sayısı Hastane Adı Bölge Branş Yatak
Sayısı
Eskişehir Doğum ve Çocuk Hast.Hastanesi İç Anadolu
Doğum-Çocuk 250
Kırşehir Doğum ve Çocuk Bakımevi
İç Anadolu
Doğum-Çocuk 100
Av.C.Gökçek Gaziantep Devlet H.
G.Doğu Anadolu Devlet 750
Gaziantep 25 Aralık Devlet H.
G.Doğu Anadolu Devlet 599
Gaziantep Nizip Devlet Hastanesi
G.Doğu Anadolu Devlet 150
Şanlıurfa Birecik Devlet Hastanesi
G.Doğu Anadolu Devlet 150
Gaziantep Islahiye Devlet Hastanesi
G.Doğu Anadolu Devlet 75
Adıyaman Besni Devlet Hastanesi
G.Doğu Anadolu Devlet 75
Gaziantep Çocuk Hastanesi
G.Doğu Anadolu Çocuk 350
Diyarbakır Çocuk Hast. Hastanesi
G.Doğu Anadolu Çocuk 300
Gaziantep 75.Yıl Kadın Hast.ve Doğ.H.
G.Doğu Anadolu
Kadın-Doğum 150
Şanlıurfa Kadın Hast. ve Doğum H.
G.Doğu Anadolu
Kadın-Doğum 200
Giresun Prof.A.İ.Özdemir Dev
Hastanesi Karadeniz Devlet 350
Zonguldak Karadeniz Ereğli Devlet Hastanesi Karadeniz Devlet 400
Antakya Doğum ve Çocuk Hastanesi Akdeniz
Doğum-Çocuk 105
İskenderun Doğum ve Çocuk Bakımevi Akdeniz
Doğum-Çocuk 100
Menemen Devlet Hastanesi Ege Devlet 120
Torbalı E.Şenerdem Devlet H. Ege Devlet 100
İzmir Dr.B.Uz Çocuk Hast. ve Cerr. EAH. Ege
Eğitim (Çocuk) 420
Manisa M.Şinasi MilletlerarasıÇocuk
Hast.Hastanesi Ege Çocuk 75
İzmir Dr.S.Seren Göğüs Hast.ve
Cerr.EAH. Ege
Eğitim (Göğüs-Göğ.Cer
.) 450
Afyonkarahisar Göğüs Hast.
Hastanesi Ege Göğüs 200
Urla Devlet Hastanesi Ege Devlet 250 İzmir Alsancak
S.İşgören Devlet H. Ege Devlet 200
Dr. E.H.Üstündağ Kadın Hast.ve Doğ. H Ege
Kadın-Doğum 300
İzmir Ege Doğ. ve Kadın Hast. EAH Ege
Eğitim (Kad.Do
ğ) 275
Ödemiş Devlet Hastanesi Ege Devlet 250
Bergama Dr.F.İlker Devlet Hastanesi Ege Devlet 200
Buca S.Demirsoy Devlet Hastanesi Ege Devlet 460
Muğla Devlet Hastanesi Ege Devlet 560
Tire Dr.E. Aker Devlet Hastanesi Ege Devlet 150
Aliağa Devlet Hastanesi Ege Devlet 150
Kayseri EA Hastanesi İç Anadolu Eğitim 1045 Konya EA H. İç Anadolu Eğitim 1080
192
KALİTE BELGELİ HASTANELER BENZER HASTANELER
Hastane Adı Bölge Branş Yatak Sayısı Hastane Adı Bölge Branş Yatak
Sayısı
Kayseri Kadın Doğum ve Çocuk Hast.
Hastanesi İç Anadolu
Kadın-Doğum-Çocuk 200
Bozok Kadın Doğum ve Çocuk Hast. Hastanesi
İç Anadolu
Kadın-Doğum-Çocuk 100
Kayserei N.N. Yazgan Göğüs Hast. H. İç Anadolu Göğüs 125
Aksaray M.Yazıcı Göğüs Hast. H.
İç Anadolu Göğüs 100
Karabük Devlet H. Karadeniz Devlet 300 Sinop Atatürk
Devlet H. Karadeniz Devlet 300
Şirinevler Devlet H. Karadeniz Devlet 213 Bartın Devlet H. Karadeniz Devlet 200
Derince Devlet H. Marmara Devlet 550 Kocaeli Devlet H. Marmara Devlet 400
Dr. F.Sükan Doğum ve Çocuk Hastanesi İç Anadolu
Doğum-Çocuk 300
Aksaray V.Ekecik Kadın Doğum Çocuk Hast.H.
İç Anadolu
Kadın-Doğum-Çocuk 100
Doç.Dr.M.Kalemli Tavşanlı Devlet H. Ege Devlet 100
Gediz Devlet Hastanesi Ege Devlet 100
Doç.Dr.İ.Karakuyu Simav Devlet H. Ege Devlet 200
Söke Fehime Faik Kocagöz Devlet H. Ege Devlet 250
Kütahya Devlet H. Ege Devlet 400 Karşıyaka DevletH. Ege Devlet 300
Kütahya Evliya Çelebi Devlet Hastanesi Ege Devlet 325
Fethiye Devlet Hastanesi Ege Devlet 275
Yeşilyurt Devlet Hastanesi D.Anadolu Devlet 75
Darende Hulusi Efendi Devlet H.
D.Anadolu Devlet 100
Malatya Devlet H. D.Anadolu Devlet 455 Erzincan Devlet H. D.Anadol
u Devlet 450
Turgutlu Devlet H. Ege Devlet 270 Soma Devlet H. Ege Devlet 250
Nevşehir Dr.Ş. Atasagun Devlet H. İç Anadolu Devlet 250
Karaman Devlet Hastanesi
İç Anadolu Devlet 285
Dr. D. Baran Kadın ve Çocuk Hast. Hastanesi İç Anadolu
Kadın-Çocuk 125
K.kale H.Doğruer Kad.-Çocuk Hast.H
İç Anadolu
Kadın-Çocuk 103
Ordu Devlet Hastanesi Karadeniz Devlet 510 Tokat Devlet H. Karadeniz Devlet 500
Sakarya Kadın Doğum ve Çocuk H. Marmara
Kad.Doğ.Çocuk 160
İzmit Kadın Doğum ve Çocuk Hast. H. Marmara
Kad.Doğ.Çocuk 200
Burdur Devlet Hastanesi Akdeniz Devlet 300
Isparta Gülkent Devlet Hastanesi Akdeniz Devlet 300
Samsun FTR Hast. H. Karadeniz Fizik 100 Giresun FTR H. Karadeniz Fizik 35
Numune EA H. Karadeniz Eğitim 470 Rize EA Hastanesi Karadeniz Eğitim 400
193
KALİTE BELGELİ HASTANELER BENZER HASTANELER
Hastane Adı Bölge Branş Yatak Sayısı Hastane Adı Bölge Branş Yatak
Sayısı
Fatih Devlet Hastanesi Karadeniz Devlet 343 Rize 82.Yıl Devlt H Karadeniz Devlet 277
Trabzon Doğum ve Çocuk Hastanesi
Karadeniz Kadın-Doğum-Çocuk 200
Ordu Kadın Doğum ve Çocuk Hast.
Hastanesi
Karadeniz Kadın-Doğum-Çocuk 175
Trabzon Göğ. Hast. H. Karadeniz Göğüs 350 Çorum Göğ.Hast.H. Karadeniz Göğüs 250
Iğdır Devlet Hastanesi D.Anadolu Devlet 150 Hakkari Devlet H. D.Anadol
u Devlet 150
Osmaniye Devlet H. Akdeniz Devlet 329 Elbistan Devlet H. Akdeniz Devlet 350
Opr.Dr.E. Özdemir Görele Devlet H. Karadeniz Devlet 100
Bulancak Devlet Hastanesi Karadeniz Devlet 100
Gerede Devlet H. Karadeniz Devlet 100 Akçakoca Devlet H Karadeniz Devlet 100
Merzifon Devlet H. Karadeniz Devlet 200 Suluova Devlet H. Karadeniz Devlet 125
Aydın Devlet H. Ege Devlet 400 Nazilli Devlet H. Ege Devlet 400
Denizli Devlet H. Ege Devlet 600 Uşak Devlet H. Ege Devlet 750
Ereğli Devlet H. İç Anadolu Devlet 250 Seydişehir DevletH İç
Anadolu Devlet 200
İstinye Devlet H. Marmara Devlet 200 Üsküdar Devlet H. Marmara Devlet 230
Fatsa Devlet H. Karadeniz Devlet 300 Ünye Devlet H. Karadeniz Devlet 300
Alaşehir Devlet H. Ege Devlet 200 Manisa
Merkezefendi H. Ege Devlet 203
Sorgun Devlet Hastanesi İç Anadolu Devlet 200
Sincan Dr. N.Körez Devlet Hastanesi
İç Anadolu Devlet 200
İzmir Atatürk EA H Ege Eğitim 1100 İzmir Tepecik EAH Ege Eğitim 1000
Havza Devlet H Karadeniz Devlet 175 Çarşamba Devlet H Karadeniz Devlet 150
Nafiz Kurt Bafra H. Karadeniz Devlet 200 Vezirköprü Dev. H Karadeniz Devlet 200
194
EK-3: Yüksek Sağlık Şura’sı Kararı