kadin hareketi; halide'nin salih'i veacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4675/5191.pdf ·...

4
ELIF EKIN AKSIT Kadin Hareketi; Halide'nin Salih'i ve Hatiralar Kimin Tarihi? Halide'nin Salih'i Edib, vatanseverlerin gözünde Mustafa Kemal'e küskün, Amerikan mandasi taraftari bir Bati hayraniy- ken; vatan kavramindan uzaklasmaya çalistikça tam da içine batanlann gö- de zaten kullanilagelen biçiminin hangi özellikleriyle sürüncemelere yol açtigini anlayarak, Hatiralara ta- rih yazimi olarak bakmamiz duru- munda benzeri sürüncemeleri tekrar- lasak da, bunu yaparken nerede fark yaratabilecegimizi anlayacagiz. Hatiralarin yarattigi, temelde milli- yetçiligin içinden geçme olarak ta- nimlayabilecegimiz fark, bizi aslinda alternatifi olan Kadinlar Dünyasi'nin bir Türk Ocagi dergisi olmasi göz ar- di edilerek ideallestirilmesinden öte- ye tasiyabilecek. Bunu da hiç kusku- suz, milliyetçiligi, zamaninin dislama pOlitikalannin önemli bir parçasi olarak tanimlayarak yapmis olacak. Bu cihette, öncelikle, Edib'in hatira- larindan ve bu hatiralarin inceleme- lerinden milliyetçiligi takip edip ki- rilma noktasinda duran bir tutku hi- kayesinin perdesini araladiktan son- ra, biraz mesafe alarak bu hikayeyi bir de çaginin yapisina göre okuyacagiz. nin bir hareket adina tanimlanmasi, genelde sosyal tarih açisindan bir bahtsizlik, özelde kadin tarihi açisin- dan kendi aktörlügünden yoksunluk olarak tezahür ediyorsa da,5 bu üç ka- dini birbirine ve bizi her birine bag- layan sey, hatiralarini yazmis olmala- ridir. Hatiralar bu kadinlarin elit kimliklerinin hem tanimlanmasina ve hem de muallakligin kalkmasiyla kirilmasina sahne olurken, Edib ör- neginde, bir çokluga eklemlenme bi- çimi olarak tutku ortaya çikiyor. Türkiye'de tek aktörlülügün alter- natifi olarak degerlendirilebilecek bir çokluk denemesi düsünüldügünde, Serpil Çakir'in Osmanli Kadin Hare- keti'ni Kadinlar Dünyasi dergisinin bir türevi olarak inceleyen çalismasi akla geliyor.6 Bunun yaninda tarihten söz edince 75 Yil.da Kadinlar ve Erkekler kitabinda bir temsilini görebilecegi- miz, Çakir'in alaninda kamuya mal olan isinden alinti yapan literatürle karsilasiyoruz.? Biz burada Hatiralann nasil bir tarih yazimi olarak tasavvur edilebilecegini tartisirken iki litera- türle de diyalog halinde olacagiz. Böylece, bu türün genelde kadin tari- . hi ve özelde Türkiyeli feministlerin tarihinden-kopmus-tarihi örneklerin- New York Eyaleti Binghamton Üniversitesi, Tarih Bölümünde doktora ögrencisi. •• Tümay Arslan-Yegen'le konusmalarimizin bu yaziya katkisi çoktur. Türkiye'de feminizm, tek partili dönemde ortada seçimin nesnesi yokken seçme ve seçilme hakki ken- dilerine takdim edilen kadinlann bir edilgenligi1 ve devletin hiçbir zaman yerine oturmal'an bir türevi olarak kamuoyu nezdinde bir sürünceme olarak tecrübe edilegelmis görün- mektedir. Durum aslinda Avrupa ül- keleri tarihinde de pek farkli olma- mis, kadinlarin mücadele sürecinden sonra, yirminci yüzyilin biraz ilerle- mesiyle beraber palazlanan ulus-dev- letler bu mücadelenin meyvelerini yemeye baslamistir. Öte yandan, bir mücadeleden söz etmeye basladigimiz zaman, yani geç- misi sorgulayip, devletten öteye bir adim attigimizda aklimiza halk kavra- mina alternatif, açik bir iliskiler kü- mesi olarak tanimlayabilecegimiz bir çokluP degil tek tek isimler geliyor. Ingiltere'de bu isim Margaret McMillan,3 Fransa'da Olympe de Gauge'ken4 Türkiye'de ilk akla gelen isim Halide Edib oluyor. Elit bir kadi- 10' 138 Tarih ve Toplum / MART 2002 / SAYi 219

Upload: others

Post on 19-Jan-2020

10 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Kadin Hareketi; Halide'nin Salih'i veacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4675/5191.pdf · Halide'nin Saiih'i ve Hatiralar Kimin Tarihi? 1 e k a 1 a r 1 9 Halide Edip ordii saflarma katilmadan

ELIF EKIN AKSIT

Kadin Hareketi;

Halide'nin Salih'i veHatiralar Kimin Tarihi?

Halide'nin Salih'iEdib, vatanseverlerin gözünde

Mustafa Kemal'e küskün, Amerikan

mandasi taraftari bir Bati hayraniy­

ken; vatan kavramindan uzaklasmaya

çalistikça tam da içine batanlann gö-

de zaten kullanilagelen biçiminin

hangi özellikleriyle sürüncemelere

yol açtigini anlayarak, Hatiralara ta­

rih yazimi olarak bakmamiz duru­munda benzeri sürüncemeleri tekrar­

lasak da, bunu yaparken nerede fark

yaratabilecegimizi anlayacagiz.

Hatiralarin yarattigi, temelde milli­

yetçiligin içinden geçme olarak ta­

nimlayabilecegimiz fark, bizi aslindaalternatifi olan Kadinlar Dünyasi'nin

bir Türk Ocagi dergisi olmasi göz ar­

di edilerek ideallestirilmesinden öte­ye tasiyabilecek. Bunu da hiç kusku­suz, milliyetçiligi, zamaninin dislama

pOlitikalannin önemli bir parçasi

olarak tanimlayarak yapmis olacak.Bu cihette, öncelikle, Edib'in hatira­larindan ve bu hatiralarin inceleme­

lerinden milliyetçiligi takip edip ki­rilma noktasinda duran bir tutku hi­

kayesinin perdesini araladiktan son­

ra, biraz mesafe alarak bu hikayeyi bir

de çaginin yapisina göre okuyacagiz.

nin bir hareket adina tanimlanmasi,

genelde sosyal tarih açisindan bir

bahtsizlik, özelde kadin tarihi açisin­

dan kendi aktörlügünden yoksunluk

olarak tezahür ediyorsa da,5 bu üç ka­dini birbirine ve bizi her birine bag­

layan sey, hatiralarini yazmis olmala­ridir. Hatiralar bu kadinlarin elit

kimliklerinin hem tanimlanmasina

ve hem de muallakligin kalkmasiylakirilmasina sahne olurken, Edib ör­

neginde, bir çokluga eklemlenme bi­

çimi olarak tutku ortaya çikiyor.

Türkiye'de tek aktörlülügün alter­

natifi olarak degerlendirilebilecek bir

çokluk denemesi düsünüldügünde,Serpil Çakir'in Osmanli Kadin Hare­

keti'ni Kadinlar Dünyasi dergisinin bir

türevi olarak inceleyen çalismasi aklageliyor.6 Bunun yaninda tarihten sözedince 75 Yil.da Kadinlar ve Erkekler

kitabinda bir temsilini görebilecegi­

miz, Çakir'in alaninda kamuya mal

olan isinden alinti yapan literatürle

karsilasiyoruz.? Biz burada Hatiralann

nasil bir tarih yazimi olarak tasavvuredilebilecegini tartisirken iki litera­

türle de diyalog halinde olacagiz.

Böylece, bu türün genelde kadin tari- .

hi ve özelde Türkiyeli feministlerin

tarihinden-kopmus-tarihi örneklerin-

• New York Eyaleti Binghamton Üniversitesi,

Tarih Bölümünde doktora ögrencisi.

•• Tümay Arslan-Yegen'le konusmalarimizin bu

yaziya katkisi çoktur.

Türkiye'de feminizm, tek partilidönemde ortada seçimin nesnesi

yokken seçme ve seçilme hakki ken­dilerine takdim edilen kadinlann bir

edilgenligi1 ve devletin hiçbir zamanyerine oturmal'an bir türevi olarak

kamuoyu nezdinde bir sürünceme

olarak tecrübe edilegelmis görün­mektedir. Durum aslinda Avrupa ül­

keleri tarihinde de pek farkli olma­

mis, kadinlarin mücadele sürecinden

sonra, yirminci yüzyilin biraz ilerle­

mesiyle beraber palazlanan ulus-dev­

letler bu mücadelenin meyvelerini

yemeye baslamistir.

Öte yandan, bir mücadeleden söz

etmeye basladigimiz zaman, yani geç­misi sorgulayip, devletten öteye bir

adim attigimizda aklimiza halk kavra­

mina alternatif, açik bir iliskiler kü­

mesi olarak tanimlayabilecegimiz bir

çokluP degil tek tek isimler geliyor.

Ingiltere'de bu isim Margaret

McMillan,3 Fransa'da Olympe de

Gauge'ken4 Türkiye'de ilk akla gelenisim Halide Edib oluyor. Elit bir kadi-

10' 138 Tarih ve Toplum / MART 2002 / SAYi 219

Page 2: Kadin Hareketi; Halide'nin Salih'i veacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4675/5191.pdf · Halide'nin Saiih'i ve Hatiralar Kimin Tarihi? 1 e k a 1 a r 1 9 Halide Edip ordii saflarma katilmadan

Halide'nin Saiih'i ve Hatiralar Kimin Tarihi?

1e

k

a

1

a

r

1

9

Halide Edip ordii saflarma katilmadan önce.

zünde bir milliyetçi, merkez! devletinbir unsuru olmak isteyip de bu istegin

gerçeklesememesi yüzünden o 'ege­men kadinlik dürtüsü' tatminsiz kal­

mis bir mutsuz kadindir. Neyse kiErendiz Atasü'nün deyimiyle ideolo­

jisinin ötesinde,8 -her ne kadar Ata­

sü, Edib'i ideolojisinin ötesinde gör­

mese de- karakterleriyle bize nüfuz et­

mis bir yazardir ve son tahlilde her ne

kadar zamaninda onmaz elestirilerle

karsilastiysa9 da son zamanlarda yeni­

den popülerlik kazanmaktadir.

Edip'teki anahtar çok dilliligidir:Hatiralarim Ingilizce, adini hatiralar

koymadigi çocukluk amlari olan Mor

Salkimli Evi Türkçe yazar, ama daha

da önemli bir baska çokluk, dilinin

duygularin diliyle olan geçiskenligin­

de yatar. Önceki paragrafta sözünü et­

tigim sürüncemenin ötesinde duran,durabilen, feminist oldugunu söyleyen

ve çoklu bir dille bu çalismalarini sür­düren kadinlarin Halide Edib'e olan

tutkusu onunla bu noktada örtüsür.10

Tarih ve Topium / MART 2002 / SAYi 219

75 Yilda Kadinlar ve

Erkekler kitabinda

örneklenen iki ucuy­

la bu örtüsme, Fat­

magül Berktay veErendiz Atasü ör­

nekleriyle izlenebilir.

Berktay baba-kiz ilis­kisini perçinleyen

Kemalist süreçte an­ne- kiz iliskisinin la­

finin edilmedigini

söyledigi giris maka­

lesinde, Edib'le bag­

lantiyi sosyal bilim­lerde kadinlarin ve

erkeklerin anneyle

baba arasinda bir ye­

re koydugu NerminAbadan Unat'in

1918 Sultanahmet

mitinginde Edib'in

çikisiyla kadin hare-

ketinin kranolo] isini

baslatmasi üzerindenkurarken, Atasü SinekU Bakkal'dan

Edib'in ideolojisinin bir ürünü olarak

söz ediyor. Halide Edib'inilk esi olanSalih Zeki'ye tutkusu ise bu noktada

bir çoklugun parçasi olarak kendin­

den ve ideoloj iden geçmekten ve

bundan da geçip objektif olabilme ça­basindan söz ediyor. Bu sözde feminiz­

min baranesleriyle isçileri arasindaki

fark, tekme yiyenin caninin acimasi

baglaminda ufak bir an da olsa orta­

dan kayboluyor.Halide Edib'in yedigi tekme, bir­

çok diger tekme gibi iki arada: bir de­

rededir. Ilk esi, iki çocugunun babasiolan Salih Zeki'nin, Tevfik Fikret'in

yerine müdür oldugu Robert Ko­

lej'deki muallimelerden birisine ilgi

duymaya baslamasi, muhabbetlerinin

artip bunun farkina varan Edib'inhayatinda çok önemli yer tutan an­

neannesinin evine çekilmesi ve Sa­

lih Bey'in ikinci hammini almasi Ed­

ib'e göre çok eslilik pratiginin kabul

gördügü bir toplumda ille de bir suç

degildirY Halide Hamm Salih

Bey'den ayrilmayi istemese de, ulus­lararasi feminist hareketin, liberal

düsüncenin bir parçasi olacak bir ka­din olarak, ama özellikle mor salkim­li evde ikinci evlenmelerin sadece

mutsuzluk getirdigini görmüs bir ço­

cuk oldugunu yazarakl2 böyle bir hi­

kayenin parçasi olmamayi seçecek ve

Salih Bey' i terk edecektir. N e var ki

ona olan tutkusu seneler içinde din­

meyecek ve asistani olan Mina Ur­

gan'a dedigine göre, Salih Bey'den

baskasini sevmeyecektir. Urgan bunu

bize söylemese, Hatiralar'daki olayi

takip eden travmalar zincirinden bu

tutkuyu sezmek mümkün olsa da an­lamak mümkün degildir. Kirk yasin­

da bu olayi anlatirken gençligini öl­

dürdügünü söyleyen Edib13 yillar

sonra Urgan'a "ölecegimi sandim, a­ma insan kolay kolay ölemiyor" diye­

rek bu infazin basarisizligindan dem

vurmus 0lacaktir14Bu tutkudan Edib'in hatiralarinda

yapmaya çalistigi bir bilinç akisi için­

de yapmaya niyet ettigi gibi belki bir

adim uzaklasmak ve objektif olarakbakmak, zamaninda bu ölümün nere­

ye oturduguna göz atmak mümkün:

Çocuklugun yetersizligine dair bir

söylem Avrupa'da gelismis ve egiti­

min yayginlasmasiyla kalici bir hal

almistir15 Kiz çocuklarinin egitimi

biraz geciktigi için bu söylemden al­

diklari pay da gecikir16 ve ulus-devletakimlarinin iyice vurguladigi dislama

politikalariyla alti iyice çizilerek izitakip edilebilir hale gelir. Bu pOliti­

kalarin yayildigi genis alani, tersin­den de olsa en iyi yine Edib Ingilizce

yazdigi hatiralarinda ifade eder. Mil­

liyetçiliginin baska milletlerdenolanlari dislamak anlamina gelip gel­

medigini sorgulayan Edib, ayni disla­

ma politikalarinin Sovyetler tarafin­dan da uygulanmasi örnegini verdi­

ginde, kendi milliyetçiligini akla­maktan ziyade, dislama politikalari­

nin sadece milliyetçilige özel olmadi-

139·11

Page 3: Kadin Hareketi; Halide'nin Salih'i veacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4675/5191.pdf · Halide'nin Saiih'i ve Hatiralar Kimin Tarihi? 1 e k a 1 a r 1 9 Halide Edip ordii saflarma katilmadan

Halide'nin Salih'i ve Hatiralar Kimin Tarihi?

gi sonucuna varmis olur.H

Dislama pOlitikalarinin, duygula­

rin diliyle konusmayi bilenleri, kendi

kendilerini dislamaya geri getirdigibir noktada, Av~upa'daki Jön Türkler

her zaman matuh, her zaman çocuk

gibi olan Türklerden söz ederken,18Edib de 1918 Sultanahmet mitingi

öncesi genç Sabiha Sertel'i ufak gö­

revlerle oyalayarak bir anlamda dis­

layacaktir. Sertel'in kizi daha sonra

yazacagi hatiralarda, Sertel'in Edib'le

olan diyalogunun baslangiç asamala­

rinin hayal kirikltgiyla yüklü oldugu­nu ifade eder. Her ne kadar sonra

Sertel'e destek olacak olsa da Edib,

baslangiçta kendisinin katilip Ser­

tel'in kadin oldugu için katilamadigi

toplantilardan rahatsiz degildir.ig Ed­

ib, benzeri bir dislama biçimini de

kendi kendine, hatiralarini yazdigi

tarihi miladi kabul etmesiyle ve ya­

zarken öldürmeyi umdugu bir genç

kadini unutmaya çalismasiyla ve in­

sanin gençken bir sey yazmamasiningerektigini söylemesiyle uygulaya­caktir.20

Kadinlar Dünyasi veMilliyetçilik

Edib'in dislama pOlitikalari kapsa­

minda tartisilabilecek olan tereddüt­

lü milliyetçiligi, bizim için de ona

yaklasimimizda hala geçerli bir ton

tasiyor ve ayni zamanda Kadinlar

Dünyasi tartismasina bir geçis teskil

ediyor. Edib Hatiralarinda, entemas­

yonel arkadaslarmin, milliyetçiligini

hos karsilamadigini bildigini söylü­

YOr.2lMilliyetçiligiyle dürüstçe yüz­

lesme süreci ayni paradoks u paylasan

Kadinlar Dünyasi dergisinde fazla ön

planda degiL.Belki dergiye ayni isim­

le Türk Ocagi'nin birincisinin popü­

lerligine dayanarak ve model alarakçikardigi Çocuklar Dünyasi dergisi ile

paralel söylemlere bakmasak, bu yok­

luk böyle bir gerekliligin olmamasin­da aranabilir.

Yavuz Selim Karakisla'nin Çocuk-

12 • 140

(Üstte) Ha/ide Edib bir grup

edebiyatçiyla. (Iletisim Yayin­lari Arsivi). Ha/ide Edib

gençlik ydlannda(Yanda) .

lar Dünyasi analizinde de

belirttigi bu baglantinin22

Kadinlar Dünyasi dergisi­nin incelemelerinde olma­

masi sasirticidir. Dergininuzun süreliligine olan vur­

guda, toplumsalolanhiçbir seyin degismeden

durmayacagini akilda bu­

lundurarak, örnegin, bu fe­

minizmin derginin savasla

olan iliskisinin bir itiraz­

dan katilima geçisinde na­sil dönüsrügünü görmek

çok da ilginç 01abilir.23

Benzeri bir fayda çocuk

dergisinin incelemesi için

de geçerlidir: Bu çocuk

dergisinin neredeyse dogallikla, fe­

minist oldugunu söyleyen bir dergi­

nin gölgesi olmasina karsin, egemen

anlayislarin elestirel analizinin bir

türevi olarak feminist söylemle ala­

kasi olmamasi ille de gerekli midir?24Hele de benzeri bir türev mantigiyla

çikmis olmalarina karsin, Baha Tev­fik'in gerisinde yattigi Kadin Duygu­

su ve Çocuk Duygusu dergilerinin,

gelip giden vurgularla da olsa, böyle

bir girisimde bulundugu düsünülür­se...

Öte yandan Kadinlar Dünyasi dergi­

sinin feminizmi su götürmez bir ger­

çek; feministler milliyetçi olamaz diye

de bir kural yok elbet. Ama kadin ta­rihini bulaniklastirmamanin yolu, er­keklerle kadinlari degil, kavramlari

ayirt edib, tarihi çokluk arayisini yan­

sitacak sekilde ama ideallestirmekten

kaçmarak yazmaktadir diye düsünür­

sek, bu yazida sözünü ettigimiz ikilem-

Tarih ve Toplum / MART 2002 / SAYi 219

Page 4: Kadin Hareketi; Halide'nin Salih'i veacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4675/5191.pdf · Halide'nin Saiih'i ve Hatiralar Kimin Tarihi? 1 e k a 1 a r 1 9 Halide Edip ordii saflarma katilmadan

Halide'nin Salih'i ve Hatiralar Kimin Tarihi?

r-

i-

r-re1-r-ri1-nr-1-

19

ler sebebin bir kismini olusturmak

üzere, elbette Edib'in yerine bir kadinhareketinden söz etmek istemek ve bu

sözün haritasini çizmek gerekli ve ge­

çerli bir istek; bir çoklugu takip etmekise birinci istegin güçlülügüne mey­

dan okuyacak güçlükte bir istir. Bunu

yaparken de hiç kuskusuz çoklugu

özelde milliyetçiligin ama genelde dis­

lama politikalarinin karsisinda tamm­

layabilecegimizi hatirlamakta yarar, a­

ma tereddüt etmekle dislamak arasin­

da da daglar kadar fark vardir. ..

Bu noktada durup, giriste Edib'in

kadin hareketinin adeta yegane ak­

törü olarak akla gelisine geri gidip,

bunu takip eden tereddütlü benimse­

yisin, tutkusuna eklemlenebildigimizyerde gerçeklestigini söyleyecegim.

Ayse Durakbasa'nin kitabini tam dabu noktada bitirmesi sans eseri degil

NOTLAR

1 Tekeli, 1935 ve 60 yillari arasinda mecliste­

ki kadinlarin yüzde altmisi kadinlara haklarini

verenin Atatürk oldugu konusunda hiçbir süp­

he tasimiyor, ancak yazisini bu verilen haklar

paradigmasini kabul ederek bitiriyor.

Sirin Tekeli; 1980'ler Türkiye'sinde Kadin

Bakis Açisindan Kadinlar, Anl<ara: iletisim

Yayinlari, 1993, 5.218.

2 Michael Hardt and Antoriio Negri; Empire.

Cambridge, Massachusetts: Harvard Univer­

sity Press, s.103.

3 19. yüzyil Ingiliz sosyalisti.

Carolyn Steedman; "La Theorie qui n'en est

pas une, or, Why Clio doesn't Care," History

and Theory, Vol. 31, No. 4, Beiheft 31: His­

tory and Feminist Theory. (Dec., 1992), s.33-50.

4 Joan Scott; Only Paradoxes to Offer, Camb­

ridge: Harvard University Press, 1996.

5 Bu yazida aktör kelimesini tarihçilikte structu­

re-agency (yapi-eyleyen) olarak bilinen proble­

me iliskin olarak kullandim.

6 Serpi i Çakir; Osmanli Kadin Hareketi. Istan·

bul: Metis Yayinlari, 1994.

7 75 Yilda Kadinlar ve Erkekler. Istanbul: Tarih

Vakfi, 1998.

8 Erendiz Atasü; "Edebiyattaki Kadin Imgelerin­

de Cumhuriyet'in Izdüsümleri," 75 Yilda Ka­dinlar ve Erkekler. 5.129.

9 Söz gelimi Varlik dergisinde: Muhtar Körükçü;

Tarih ve Toplum / MART2002 / SAYi219

gibi görünüyor.25 Böylece Halide Ed­ib'in ilk akla gelen sembololmasiyla

ilgili saglikli tereddüt ile ilk saf disibirakacaklarim liberal feminist ka­

dinlardan seçen devlet büyükleri bir

yana, ülkemizde solcularin bile tek­rarlamakta israrli olduklari "Halide

Edib erkekleri yönetmek isteyen bir

insandi, Mustafa Kemal'i yöneteme­

di o yüzden küskün ve kizgmdi"26 yo­

rumunun bagdasmazligi ikincisinin

aleyhine ortaya çikmis oluyor.

Sonuç olarak Edib'e olan tutku­

.muz, sagligin ötesinde bir çokluk ol­maya iliskinken, tereddütümüz ola­

bildigince sagliklidir. Milliyetçiligiy­le beraber hatiralarinda, hep impara­

torluga çeyrek kalada durmasma rag­men ne imparatoriçe olmus ne de

böyle bir olasilik olmus, Bizansli

prenses Anna Comnena'nin yüzyil-

"Halide Edib'in Son Romanlari," Varlik, 327,

1.10.1947.

10 Bunlarin disinda, temelolarak Ayse Durakba­

sa'nin kitabi, Deniz Kandiyoti'nin The TurkishOrdeara nadir birinci el anlatilardan birisi ola­

rak referansi, Fatmagül Berktay'in "Kendine

Ait Bir Tarih" olarak anlatiladigi kadin tarihi

özetine Edib'le son verisi var aklimda. Bura­

da Atasü'nün ikinci dili Ingilizce'den çok ro­

man dili olmus oluyor ve her halükarda bize

Halide Edib'in kendi çok dilliligi~i ancak daha

çok hatirlatmaya yariyor.

Atasü; "Edebiyattaki Kadin Imgeleri," s.130.

Fatmagül Berktay; "Cumhuriyet'in 75 Yillik

Serüvenine Kadinlar Açisindan Bakmak," 75Yilda Kadinlar ve Erkekler. s.1-11.

-; "Kendine Ait Bir Tarih," Tarih ve Toplum,

sayi 183, Mart 1999.

Ayse Durakbasa; Halide Edib: Türk Modern­

lesmesl ve Feminizm. Istanbul: Iletisim Yayin­lari, 2000.

Deniz Kandiyotl; Women, Islam and the Sta­

te. Houndmills, London: Macmillan Press,s.37.

11 Halide Edib Adivar; Memolrs of Halide Edib.

New York, London: The Century Co_, 1926,

5.306-309.

12 Halide Edib Adivar; Mor Salkimli Ev. Istanbul:

Özgür Yayiniari, 1998, 2000.

13 Adivar; Memolrs. s.319.

14 Urgan; Bir Dinozorun Anilari, s.204.

larca tarih kitabi olarak kabul gör­

müs hatiralarinda da okudugumuz gi­

bi,27 birinci elden devlet adamlarinin

onmaz elestirisiyle beraber kendiperspektifini takip edebiliriz. Tutku­suna eklemlenebilir, zaman zaman da

bir patates kadar kendimiz olabiliriz.Benzeri bir tereddütü, Kcu1.inlar Dün­

yasi'm buralarda feminizmin tarihini

baslatacak bir hareket sembolü ola­

rak görürken, yayin kaynagi olan

Türk Ocagi ile beraber düsünerektecrübe ederken de, bunu ikona kir­

mak için eskisinin modelinde yeniikonalar yaratmadan, eskisinde gelis­

tirdigimiz tereddütü yenisinde yeni

bir biçimde gerçeklestirebiliriz. Böy­lece kadin hareketi baglaminda dis­

lama politikalari hikayesinin bir par­

çasi olmak yerine, çokluktan söz e­

den bir hikayeye karisabiliriz.

15 Philippe Aries; Centuries of Childhood: A So­

cial History of Family Life. Robert Baldick

(Trans.), New York: Alfred A. Knopf, 1962,1970, s.253.

16 Aries; Centuries of Childhood, s.58, 331­332.

17 Adivar: Memolrs. 5.325-6.

18 Birol Emin; Jön Türklere Ait Vesikalar, i: Ede­

biyatçi Jön Türklerin Mektuplari (Ali Kemalve Süleyman Nazif'ten Mizanci Murad

Bey'e). Istanbul: Istanbul Üniversitesi Edebi­

yat Fakültesi Yayinlari, 1982, s.43.

19 Yildiz Sertel; Annem: Sabiha Sertel Kimdi ve

Neler Yazdi. Istanbul: Yapi Kredi Yayinlari,1993,5.95-7.

20 Vedat Günyol; "Halide Edib'le Bir Konusma,"Yücel, 15, 8, Mart-Mayis 1942, s.85-7.

21 Adivar; Memoirs. s.325-6.

22 Yavuz Selim Karakisla; "II. Mesrutiyet'ten

Cumhuriyet'e Çocuk Dünyasi Dergisi (1913­1914; 1918-1919; 1926-1927)," Müteferri­

ka, No13 Yaz 1998, s.120-122.

23 "Harbe Karsi: Türk Kadinlarina Açik Mektup,"

Kadinlar Dünyasi, n0121, 21 Muharrem1331,5.2.

24 Karakisla; "Çocuk Dünyasi," s.120-122.

25 Durakbasa; Halide Edib, s.248,

26 Urgan; Bir Dinozorun Anilari, 5.2.04.

27 Georgina Buckler; Anna Comnena. London,

Glasgow: Oxford at the Clarendon Press,1929,1968.

141 • :1.3

~.,._ ~-.- .~ ·.---o._ '__' >C '0---"'~--~"~~' '~=7-=-~~~ .------ ~ .~--- •.-----~. ~- -, --~. - '----,.',: .-' .,-- -- i'