kadin hareketi; halide'nin salih'i veacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4675/5191.pdf ·...
TRANSCRIPT
ELIF EKIN AKSIT
Kadin Hareketi;
Halide'nin Salih'i veHatiralar Kimin Tarihi?
Halide'nin Salih'iEdib, vatanseverlerin gözünde
Mustafa Kemal'e küskün, Amerikan
mandasi taraftari bir Bati hayraniy
ken; vatan kavramindan uzaklasmaya
çalistikça tam da içine batanlann gö-
de zaten kullanilagelen biçiminin
hangi özellikleriyle sürüncemelere
yol açtigini anlayarak, Hatiralara ta
rih yazimi olarak bakmamiz durumunda benzeri sürüncemeleri tekrar
lasak da, bunu yaparken nerede fark
yaratabilecegimizi anlayacagiz.
Hatiralarin yarattigi, temelde milli
yetçiligin içinden geçme olarak ta
nimlayabilecegimiz fark, bizi aslindaalternatifi olan Kadinlar Dünyasi'nin
bir Türk Ocagi dergisi olmasi göz ar
di edilerek ideallestirilmesinden öteye tasiyabilecek. Bunu da hiç kuskusuz, milliyetçiligi, zamaninin dislama
pOlitikalannin önemli bir parçasi
olarak tanimlayarak yapmis olacak.Bu cihette, öncelikle, Edib'in hatiralarindan ve bu hatiralarin inceleme
lerinden milliyetçiligi takip edip kirilma noktasinda duran bir tutku hi
kayesinin perdesini araladiktan son
ra, biraz mesafe alarak bu hikayeyi bir
de çaginin yapisina göre okuyacagiz.
nin bir hareket adina tanimlanmasi,
genelde sosyal tarih açisindan bir
bahtsizlik, özelde kadin tarihi açisin
dan kendi aktörlügünden yoksunluk
olarak tezahür ediyorsa da,5 bu üç kadini birbirine ve bizi her birine bag
layan sey, hatiralarini yazmis olmalaridir. Hatiralar bu kadinlarin elit
kimliklerinin hem tanimlanmasina
ve hem de muallakligin kalkmasiylakirilmasina sahne olurken, Edib ör
neginde, bir çokluga eklemlenme bi
çimi olarak tutku ortaya çikiyor.
Türkiye'de tek aktörlülügün alter
natifi olarak degerlendirilebilecek bir
çokluk denemesi düsünüldügünde,Serpil Çakir'in Osmanli Kadin Hare
keti'ni Kadinlar Dünyasi dergisinin bir
türevi olarak inceleyen çalismasi aklageliyor.6 Bunun yaninda tarihten sözedince 75 Yil.da Kadinlar ve Erkekler
kitabinda bir temsilini görebilecegi
miz, Çakir'in alaninda kamuya mal
olan isinden alinti yapan literatürle
karsilasiyoruz.? Biz burada Hatiralann
nasil bir tarih yazimi olarak tasavvuredilebilecegini tartisirken iki litera
türle de diyalog halinde olacagiz.
Böylece, bu türün genelde kadin tari- .
hi ve özelde Türkiyeli feministlerin
tarihinden-kopmus-tarihi örneklerin-
• New York Eyaleti Binghamton Üniversitesi,
Tarih Bölümünde doktora ögrencisi.
•• Tümay Arslan-Yegen'le konusmalarimizin bu
yaziya katkisi çoktur.
Türkiye'de feminizm, tek partilidönemde ortada seçimin nesnesi
yokken seçme ve seçilme hakki kendilerine takdim edilen kadinlann bir
edilgenligi1 ve devletin hiçbir zamanyerine oturmal'an bir türevi olarak
kamuoyu nezdinde bir sürünceme
olarak tecrübe edilegelmis görünmektedir. Durum aslinda Avrupa ül
keleri tarihinde de pek farkli olma
mis, kadinlarin mücadele sürecinden
sonra, yirminci yüzyilin biraz ilerle
mesiyle beraber palazlanan ulus-dev
letler bu mücadelenin meyvelerini
yemeye baslamistir.
Öte yandan, bir mücadeleden söz
etmeye basladigimiz zaman, yani geçmisi sorgulayip, devletten öteye bir
adim attigimizda aklimiza halk kavra
mina alternatif, açik bir iliskiler kü
mesi olarak tanimlayabilecegimiz bir
çokluP degil tek tek isimler geliyor.
Ingiltere'de bu isim Margaret
McMillan,3 Fransa'da Olympe de
Gauge'ken4 Türkiye'de ilk akla gelenisim Halide Edib oluyor. Elit bir kadi-
10' 138 Tarih ve Toplum / MART 2002 / SAYi 219
Halide'nin Saiih'i ve Hatiralar Kimin Tarihi?
1e
k
a
1
a
r
1
9
Halide Edip ordii saflarma katilmadan önce.
zünde bir milliyetçi, merkez! devletinbir unsuru olmak isteyip de bu istegin
gerçeklesememesi yüzünden o 'egemen kadinlik dürtüsü' tatminsiz kal
mis bir mutsuz kadindir. Neyse kiErendiz Atasü'nün deyimiyle ideolo
jisinin ötesinde,8 -her ne kadar Ata
sü, Edib'i ideolojisinin ötesinde gör
mese de- karakterleriyle bize nüfuz et
mis bir yazardir ve son tahlilde her ne
kadar zamaninda onmaz elestirilerle
karsilastiysa9 da son zamanlarda yeni
den popülerlik kazanmaktadir.
Edip'teki anahtar çok dilliligidir:Hatiralarim Ingilizce, adini hatiralar
koymadigi çocukluk amlari olan Mor
Salkimli Evi Türkçe yazar, ama daha
da önemli bir baska çokluk, dilinin
duygularin diliyle olan geçiskenligin
de yatar. Önceki paragrafta sözünü et
tigim sürüncemenin ötesinde duran,durabilen, feminist oldugunu söyleyen
ve çoklu bir dille bu çalismalarini sürdüren kadinlarin Halide Edib'e olan
tutkusu onunla bu noktada örtüsür.10
Tarih ve Topium / MART 2002 / SAYi 219
75 Yilda Kadinlar ve
Erkekler kitabinda
örneklenen iki ucuy
la bu örtüsme, Fat
magül Berktay veErendiz Atasü ör
nekleriyle izlenebilir.
Berktay baba-kiz iliskisini perçinleyen
Kemalist süreçte anne- kiz iliskisinin la
finin edilmedigini
söyledigi giris maka
lesinde, Edib'le bag
lantiyi sosyal bilimlerde kadinlarin ve
erkeklerin anneyle
baba arasinda bir ye
re koydugu NerminAbadan Unat'in
1918 Sultanahmet
mitinginde Edib'in
çikisiyla kadin hare-
ketinin kranolo] isini
baslatmasi üzerindenkurarken, Atasü SinekU Bakkal'dan
Edib'in ideolojisinin bir ürünü olarak
söz ediyor. Halide Edib'inilk esi olanSalih Zeki'ye tutkusu ise bu noktada
bir çoklugun parçasi olarak kendin
den ve ideoloj iden geçmekten ve
bundan da geçip objektif olabilme çabasindan söz ediyor. Bu sözde feminiz
min baranesleriyle isçileri arasindaki
fark, tekme yiyenin caninin acimasi
baglaminda ufak bir an da olsa orta
dan kayboluyor.Halide Edib'in yedigi tekme, bir
çok diger tekme gibi iki arada: bir de
rededir. Ilk esi, iki çocugunun babasiolan Salih Zeki'nin, Tevfik Fikret'in
yerine müdür oldugu Robert Ko
lej'deki muallimelerden birisine ilgi
duymaya baslamasi, muhabbetlerinin
artip bunun farkina varan Edib'inhayatinda çok önemli yer tutan an
neannesinin evine çekilmesi ve Sa
lih Bey'in ikinci hammini almasi Ed
ib'e göre çok eslilik pratiginin kabul
gördügü bir toplumda ille de bir suç
degildirY Halide Hamm Salih
Bey'den ayrilmayi istemese de, uluslararasi feminist hareketin, liberal
düsüncenin bir parçasi olacak bir kadin olarak, ama özellikle mor salkimli evde ikinci evlenmelerin sadece
mutsuzluk getirdigini görmüs bir ço
cuk oldugunu yazarakl2 böyle bir hi
kayenin parçasi olmamayi seçecek ve
Salih Bey' i terk edecektir. N e var ki
ona olan tutkusu seneler içinde din
meyecek ve asistani olan Mina Ur
gan'a dedigine göre, Salih Bey'den
baskasini sevmeyecektir. Urgan bunu
bize söylemese, Hatiralar'daki olayi
takip eden travmalar zincirinden bu
tutkuyu sezmek mümkün olsa da anlamak mümkün degildir. Kirk yasin
da bu olayi anlatirken gençligini öl
dürdügünü söyleyen Edib13 yillar
sonra Urgan'a "ölecegimi sandim, ama insan kolay kolay ölemiyor" diye
rek bu infazin basarisizligindan dem
vurmus 0lacaktir14Bu tutkudan Edib'in hatiralarinda
yapmaya çalistigi bir bilinç akisi için
de yapmaya niyet ettigi gibi belki bir
adim uzaklasmak ve objektif olarakbakmak, zamaninda bu ölümün nere
ye oturduguna göz atmak mümkün:
Çocuklugun yetersizligine dair bir
söylem Avrupa'da gelismis ve egiti
min yayginlasmasiyla kalici bir hal
almistir15 Kiz çocuklarinin egitimi
biraz geciktigi için bu söylemden al
diklari pay da gecikir16 ve ulus-devletakimlarinin iyice vurguladigi dislama
politikalariyla alti iyice çizilerek izitakip edilebilir hale gelir. Bu pOliti
kalarin yayildigi genis alani, tersinden de olsa en iyi yine Edib Ingilizce
yazdigi hatiralarinda ifade eder. Mil
liyetçiliginin baska milletlerdenolanlari dislamak anlamina gelip gel
medigini sorgulayan Edib, ayni disla
ma politikalarinin Sovyetler tarafindan da uygulanmasi örnegini verdi
ginde, kendi milliyetçiligini aklamaktan ziyade, dislama politikalari
nin sadece milliyetçilige özel olmadi-
139·11
Halide'nin Salih'i ve Hatiralar Kimin Tarihi?
gi sonucuna varmis olur.H
Dislama pOlitikalarinin, duygula
rin diliyle konusmayi bilenleri, kendi
kendilerini dislamaya geri getirdigibir noktada, Av~upa'daki Jön Türkler
her zaman matuh, her zaman çocuk
gibi olan Türklerden söz ederken,18Edib de 1918 Sultanahmet mitingi
öncesi genç Sabiha Sertel'i ufak gö
revlerle oyalayarak bir anlamda dis
layacaktir. Sertel'in kizi daha sonra
yazacagi hatiralarda, Sertel'in Edib'le
olan diyalogunun baslangiç asamala
rinin hayal kirikltgiyla yüklü oldugunu ifade eder. Her ne kadar sonra
Sertel'e destek olacak olsa da Edib,
baslangiçta kendisinin katilip Ser
tel'in kadin oldugu için katilamadigi
toplantilardan rahatsiz degildir.ig Ed
ib, benzeri bir dislama biçimini de
kendi kendine, hatiralarini yazdigi
tarihi miladi kabul etmesiyle ve ya
zarken öldürmeyi umdugu bir genç
kadini unutmaya çalismasiyla ve in
sanin gençken bir sey yazmamasiningerektigini söylemesiyle uygulayacaktir.20
Kadinlar Dünyasi veMilliyetçilik
Edib'in dislama pOlitikalari kapsa
minda tartisilabilecek olan tereddüt
lü milliyetçiligi, bizim için de ona
yaklasimimizda hala geçerli bir ton
tasiyor ve ayni zamanda Kadinlar
Dünyasi tartismasina bir geçis teskil
ediyor. Edib Hatiralarinda, entemas
yonel arkadaslarmin, milliyetçiligini
hos karsilamadigini bildigini söylü
YOr.2lMilliyetçiligiyle dürüstçe yüz
lesme süreci ayni paradoks u paylasan
Kadinlar Dünyasi dergisinde fazla ön
planda degiL.Belki dergiye ayni isim
le Türk Ocagi'nin birincisinin popü
lerligine dayanarak ve model alarakçikardigi Çocuklar Dünyasi dergisi ile
paralel söylemlere bakmasak, bu yok
luk böyle bir gerekliligin olmamasinda aranabilir.
Yavuz Selim Karakisla'nin Çocuk-
12 • 140
(Üstte) Ha/ide Edib bir grup
edebiyatçiyla. (Iletisim Yayinlari Arsivi). Ha/ide Edib
gençlik ydlannda(Yanda) .
lar Dünyasi analizinde de
belirttigi bu baglantinin22
Kadinlar Dünyasi dergisinin incelemelerinde olma
masi sasirticidir. Dergininuzun süreliligine olan vur
guda, toplumsalolanhiçbir seyin degismeden
durmayacagini akilda bu
lundurarak, örnegin, bu fe
minizmin derginin savasla
olan iliskisinin bir itiraz
dan katilima geçisinde nasil dönüsrügünü görmek
çok da ilginç 01abilir.23
Benzeri bir fayda çocuk
dergisinin incelemesi için
de geçerlidir: Bu çocuk
dergisinin neredeyse dogallikla, fe
minist oldugunu söyleyen bir dergi
nin gölgesi olmasina karsin, egemen
anlayislarin elestirel analizinin bir
türevi olarak feminist söylemle ala
kasi olmamasi ille de gerekli midir?24Hele de benzeri bir türev mantigiyla
çikmis olmalarina karsin, Baha Tevfik'in gerisinde yattigi Kadin Duygu
su ve Çocuk Duygusu dergilerinin,
gelip giden vurgularla da olsa, böyle
bir girisimde bulundugu düsünülürse...
Öte yandan Kadinlar Dünyasi dergi
sinin feminizmi su götürmez bir ger
çek; feministler milliyetçi olamaz diye
de bir kural yok elbet. Ama kadin tarihini bulaniklastirmamanin yolu, erkeklerle kadinlari degil, kavramlari
ayirt edib, tarihi çokluk arayisini yan
sitacak sekilde ama ideallestirmekten
kaçmarak yazmaktadir diye düsünür
sek, bu yazida sözünü ettigimiz ikilem-
Tarih ve Toplum / MART 2002 / SAYi 219
Halide'nin Salih'i ve Hatiralar Kimin Tarihi?
r-
i-
r-re1-r-ri1-nr-1-
19
ler sebebin bir kismini olusturmak
üzere, elbette Edib'in yerine bir kadinhareketinden söz etmek istemek ve bu
sözün haritasini çizmek gerekli ve ge
çerli bir istek; bir çoklugu takip etmekise birinci istegin güçlülügüne mey
dan okuyacak güçlükte bir istir. Bunu
yaparken de hiç kuskusuz çoklugu
özelde milliyetçiligin ama genelde dis
lama politikalarinin karsisinda tamm
layabilecegimizi hatirlamakta yarar, a
ma tereddüt etmekle dislamak arasin
da da daglar kadar fark vardir. ..
Bu noktada durup, giriste Edib'in
kadin hareketinin adeta yegane ak
törü olarak akla gelisine geri gidip,
bunu takip eden tereddütlü benimse
yisin, tutkusuna eklemlenebildigimizyerde gerçeklestigini söyleyecegim.
Ayse Durakbasa'nin kitabini tam dabu noktada bitirmesi sans eseri degil
NOTLAR
1 Tekeli, 1935 ve 60 yillari arasinda mecliste
ki kadinlarin yüzde altmisi kadinlara haklarini
verenin Atatürk oldugu konusunda hiçbir süp
he tasimiyor, ancak yazisini bu verilen haklar
paradigmasini kabul ederek bitiriyor.
Sirin Tekeli; 1980'ler Türkiye'sinde Kadin
Bakis Açisindan Kadinlar, Anl<ara: iletisim
Yayinlari, 1993, 5.218.
2 Michael Hardt and Antoriio Negri; Empire.
Cambridge, Massachusetts: Harvard Univer
sity Press, s.103.
3 19. yüzyil Ingiliz sosyalisti.
Carolyn Steedman; "La Theorie qui n'en est
pas une, or, Why Clio doesn't Care," History
and Theory, Vol. 31, No. 4, Beiheft 31: His
tory and Feminist Theory. (Dec., 1992), s.33-50.
4 Joan Scott; Only Paradoxes to Offer, Camb
ridge: Harvard University Press, 1996.
5 Bu yazida aktör kelimesini tarihçilikte structu
re-agency (yapi-eyleyen) olarak bilinen proble
me iliskin olarak kullandim.
6 Serpi i Çakir; Osmanli Kadin Hareketi. Istan·
bul: Metis Yayinlari, 1994.
7 75 Yilda Kadinlar ve Erkekler. Istanbul: Tarih
Vakfi, 1998.
8 Erendiz Atasü; "Edebiyattaki Kadin Imgelerin
de Cumhuriyet'in Izdüsümleri," 75 Yilda Kadinlar ve Erkekler. 5.129.
9 Söz gelimi Varlik dergisinde: Muhtar Körükçü;
Tarih ve Toplum / MART2002 / SAYi219
gibi görünüyor.25 Böylece Halide Edib'in ilk akla gelen sembololmasiyla
ilgili saglikli tereddüt ile ilk saf disibirakacaklarim liberal feminist ka
dinlardan seçen devlet büyükleri bir
yana, ülkemizde solcularin bile tekrarlamakta israrli olduklari "Halide
Edib erkekleri yönetmek isteyen bir
insandi, Mustafa Kemal'i yöneteme
di o yüzden küskün ve kizgmdi"26 yo
rumunun bagdasmazligi ikincisinin
aleyhine ortaya çikmis oluyor.
Sonuç olarak Edib'e olan tutku
.muz, sagligin ötesinde bir çokluk olmaya iliskinken, tereddütümüz ola
bildigince sagliklidir. Milliyetçiligiyle beraber hatiralarinda, hep impara
torluga çeyrek kalada durmasma ragmen ne imparatoriçe olmus ne de
böyle bir olasilik olmus, Bizansli
prenses Anna Comnena'nin yüzyil-
"Halide Edib'in Son Romanlari," Varlik, 327,
1.10.1947.
10 Bunlarin disinda, temelolarak Ayse Durakba
sa'nin kitabi, Deniz Kandiyoti'nin The TurkishOrdeara nadir birinci el anlatilardan birisi ola
rak referansi, Fatmagül Berktay'in "Kendine
Ait Bir Tarih" olarak anlatiladigi kadin tarihi
özetine Edib'le son verisi var aklimda. Bura
da Atasü'nün ikinci dili Ingilizce'den çok ro
man dili olmus oluyor ve her halükarda bize
Halide Edib'in kendi çok dilliligi~i ancak daha
çok hatirlatmaya yariyor.
Atasü; "Edebiyattaki Kadin Imgeleri," s.130.
Fatmagül Berktay; "Cumhuriyet'in 75 Yillik
Serüvenine Kadinlar Açisindan Bakmak," 75Yilda Kadinlar ve Erkekler. s.1-11.
-; "Kendine Ait Bir Tarih," Tarih ve Toplum,
sayi 183, Mart 1999.
Ayse Durakbasa; Halide Edib: Türk Modern
lesmesl ve Feminizm. Istanbul: Iletisim Yayinlari, 2000.
Deniz Kandiyotl; Women, Islam and the Sta
te. Houndmills, London: Macmillan Press,s.37.
11 Halide Edib Adivar; Memolrs of Halide Edib.
New York, London: The Century Co_, 1926,
5.306-309.
12 Halide Edib Adivar; Mor Salkimli Ev. Istanbul:
Özgür Yayiniari, 1998, 2000.
13 Adivar; Memolrs. s.319.
14 Urgan; Bir Dinozorun Anilari, s.204.
larca tarih kitabi olarak kabul gör
müs hatiralarinda da okudugumuz gi
bi,27 birinci elden devlet adamlarinin
onmaz elestirisiyle beraber kendiperspektifini takip edebiliriz. Tutkusuna eklemlenebilir, zaman zaman da
bir patates kadar kendimiz olabiliriz.Benzeri bir tereddütü, Kcu1.inlar Dün
yasi'm buralarda feminizmin tarihini
baslatacak bir hareket sembolü ola
rak görürken, yayin kaynagi olan
Türk Ocagi ile beraber düsünerektecrübe ederken de, bunu ikona kir
mak için eskisinin modelinde yeniikonalar yaratmadan, eskisinde gelis
tirdigimiz tereddütü yenisinde yeni
bir biçimde gerçeklestirebiliriz. Böylece kadin hareketi baglaminda dis
lama politikalari hikayesinin bir par
çasi olmak yerine, çokluktan söz e
den bir hikayeye karisabiliriz.
15 Philippe Aries; Centuries of Childhood: A So
cial History of Family Life. Robert Baldick
(Trans.), New York: Alfred A. Knopf, 1962,1970, s.253.
16 Aries; Centuries of Childhood, s.58, 331332.
17 Adivar: Memolrs. 5.325-6.
18 Birol Emin; Jön Türklere Ait Vesikalar, i: Ede
biyatçi Jön Türklerin Mektuplari (Ali Kemalve Süleyman Nazif'ten Mizanci Murad
Bey'e). Istanbul: Istanbul Üniversitesi Edebi
yat Fakültesi Yayinlari, 1982, s.43.
19 Yildiz Sertel; Annem: Sabiha Sertel Kimdi ve
Neler Yazdi. Istanbul: Yapi Kredi Yayinlari,1993,5.95-7.
20 Vedat Günyol; "Halide Edib'le Bir Konusma,"Yücel, 15, 8, Mart-Mayis 1942, s.85-7.
21 Adivar; Memoirs. s.325-6.
22 Yavuz Selim Karakisla; "II. Mesrutiyet'ten
Cumhuriyet'e Çocuk Dünyasi Dergisi (19131914; 1918-1919; 1926-1927)," Müteferri
ka, No13 Yaz 1998, s.120-122.
23 "Harbe Karsi: Türk Kadinlarina Açik Mektup,"
Kadinlar Dünyasi, n0121, 21 Muharrem1331,5.2.
24 Karakisla; "Çocuk Dünyasi," s.120-122.
25 Durakbasa; Halide Edib, s.248,
26 Urgan; Bir Dinozorun Anilari, 5.2.04.
27 Georgina Buckler; Anna Comnena. London,
Glasgow: Oxford at the Clarendon Press,1929,1968.
141 • :1.3
~.,._ ~-.- .~ ·.---o._ '__' >C '0---"'~--~"~~' '~=7-=-~~~ .------ ~ .~--- •.-----~. ~- -, --~. - '----,.',: .-' .,-- -- i'