k a r d e l e n...nephelis: antik kente ulaþým, gazipaþa-anamur 12. km.'sinden sonra muzkent...

39
K A R D E L E N D Ü Þ Ü N C E V E K Ü L T Ü R S E Ç K Ý S Ý 2005 EKÝM 9

Upload: others

Post on 23-May-2020

3 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

K A R D E L E ND Ü Þ Ü N C E V E K Ü L T Ü R S E Ç K Ý S Ý

2005EKÝM 9

2 TARÝHTE KASIM AYI / ÝÇÝNDEKÝLER

KA

RD

ELE

N

TARÝHTE KASIM AYI

1 Kasým: Saltanat’ýn Kaldýrýlmasý 1922

10 Kasým: Osman Yüksel Serdengeçti’ninÖlümü 1983

12 Kasým: Düzce Depremi

13 Kasým: Mehmed Zahid Kotku’nunVefatý 1980

Tekirdað’ýn Kurtuluþu

16 Kasým: Muhyiddin-i ArabiHazretlerinin Vefatý 1240

18 Kasým: Kanije Müdafaasý ve Zaferi1601

24 Kasým: Öðretmenler Günü

30 Kasým: Tekke-Zaviye ve TürbelerinKapatýlmasý 1925

Kaynak: Erkam Takvimleri

ÝÇÝNDEKÝLER3 ANTALYA

11 ÖMER NASUHÝ BÝLMEN14 BEBEÐÝM DUYUYOR MU? ANLAYANA

CEVABI VERÝLESÝ SORULAR15 TEMEL’ÝN SAMÝMÝYETÝ

16 AHDE VEFA18 OSMANLI’DA KULLANILAN

FUTBOL TERÝMLERÝ20 NAMAZ ÝÇÝN AÐLANIR MI?

22 YÂRÝM ÝSTANBUL’U MESKEN MÝ TUTTUN?

24 ÞÂÝRLER25 ÝLGÝNÇ DEMOGRAFÝK VERÝLER

27 ÇEVRE KÝRLÝLÝÐÝ30 GENÇLÝÐÝM EYVAH!31 LEYLEÐÝN ÝNTÝKAMI

33 YEDÝÐÝMÝZ ETLERE DÝKKAT EDELÝM35 ÝÞE NEREDEN BAÞLAMALIYIZ?

36 HAKÝKAT38 ÝYÝ OLMAK ÜZERÝNE

BU SAYIMIZDAAntalya

Çok amaçlý program cdsiÖmer Nasuhi Bilmen, Ahde Vefa

www.ilkadimdergisi.comBebeðim Duyuyor mu?www.saglik-rehberi.com

Anlayanawww.tercuman.com.tr / Erdal GÜVEN

Cevabý Verilesi Sorular, Temel’in SamimiyetiMustafa Hakký ERTAN

Osmanlý’da Kullanýlan Futbol Terimleriwww.duzyayla.com

Namaz Ýçin Aðlanýr Mý?Sabah Namazýna Nasýl Kalkýlýr?

Yârim Ýstanbul’u Mesken mi Tuttun? Ýlginç Demografik Veriler

www.sevgi.netÞâirler

Eren MÝYASOÐLUGençliðim Eyvah!

www.tercuman.com.tr / Sýrrý Yüksel CEBECÝYediðimiz Etlere Dikkat Edelim

Mihriban POSMAHakikat

Hacý Bektaþ VELÝ - MakâlâtÝyi Olmak ÜzerineMustafa BOZKAYA

HAZIRLAYAN

Ahmet Bilgehan Arýkan

HER TÜRLÜ GÖRÜÞLERÝNÝZÝ

BÝZE ULAÞTIRABÝLÝRSÝNÝZ

0533 464 52 70

[email protected]

ANTALYA 3

KA

RD

ELE

N

Antalya sahip olduðu arkeolojik vedoðal güzellikler sayesinde "TürkRivierasý" adýný almýþtýr. Deniz, güneþ,

tarih ve doðanýn sihirli bir uyum içinde bütün-leþtiði Antalya, Akdeniz'in en güzel ve temizkýyýlarýna sahiptir. 630 km. uzunluðundakiAntalya kýyýlarý boyunca, antik kentler, antiklimanlar, anýt mezarlar, dantel gibi koylar, kum-sallar, yemyeþil ormanlar ve akarsular yer alýr.

Palmiyelerle sýralanmýþ bulvarlarý, uluslararasýödül sahibi marinasý, geleneksel mimarisi ile þirinbir köþe oluþturan Kaleiçi ve modern mekânlarýile Türkiye'nin en önemli Turizm Merkezi olanAntalya, Aspendos Opera ve Bale Festivali,Uluslararasý Plaj Voleybolu, Triathlon, GolfMüsabakalarý, Okçuluk, Tenis, Kayak yarýþmalarývb. etkinliklere, 1995 yýlýnda açýlan AntalyaKültür Merkezi ile de plastik sanatlar, müzik, ti-yatro, sergi gibi birçok kültürel ve sanatsal etkin-liðe ev sahipliði yapmaktadýr.

ÝLÇELER

Antalya ilinin ilçeleri; Akseki, Alanya, Elmalý,Finike, Gazipaþa, Gündoðmuþ, Ýbradý, Kale, Kaþ,Kemer, Korkuteli, Kumluca, Manavgat ve Serik'tir.

Akseki: Alanya'dan sonra Antalya ilinin eneski ilçesi olan Akseki Toroslarýn yapýsýna uygunengebeli ve daðlýk bir görünüme sahiptir.

Antalya ili ve çevresinde son yýllarda görülenturizm alanýndaki geliþmelere paralel olarak,Akseki ilçesinde turizm faaliyetleri geliþmektedir.Avcýlarýn ve turistlerin uðrak yeri olan Akseki,"KARDELEN ÇÝÇEÐÝ'NÝN ana yurdudur. Kýþaylarýnda Kardelen Çiçeðini görmek için yerli veyabancý turistler ilçeyi ziyaret eder. Giden GelmezDaðlarý, dað keçisi koruma ve av sahasý avcýlarýnücretli olarak devamlý avlanacaðý yer olup, Sinanhoca ve Gümüþ damla köylerinde kurulan ala-balýk üretme tesisleri avcýlarýn ve turistlerin uðrakyerleri arasýndadýr.

Göktepe Yaylasý, Çimi Yaylasý, Irmak Vadisison aylarda keþfedilen 340 metre derinliðindekiBucakalan Maðarasý, ilçe merkezindeki Ulu Camiive Medresesi görülmeye deðer diðer eserlerdir.

Elmalý: Likya bölgesi içerisinde yer alanElmalý'nýn kesin kuruluþ tarihi bilinmemektedir.Doðuda Semahöyük yakýnlarýnda Karataþ'ta, batý-da Beyler Köyü yakýnýndaki Beyler köyündeyapýlan kazýlar bölgenin bronz çaðýndan bu yanaiskân edildiðini göstermektedir.

Höyükler: Þehre baðlý köylerde üç höyükbulunmaktadýr. Bunlardan ilki þehrin batýsýndakiMüðren Köyü'ndeki höyüktür. Arkeolojik yüzeyaraþtýrmalarý burada çeþitli uygarlýklara ait izlerolduðunu göstermektedir. Yine batýda Sema-höyük Köyü'nde bulunan ikinci höyüðünüstünde Osmanlý ve Türk Mezarlýðý bulunduðuiçin bugüne kadar araþtýrma yapýlmamýþtýr.Üçüncü ve en büyük höyük ise þehrin güneyinde,Elmalý - Kaþ yolu üzerinde, Beyler KöyündekiBeyler Höyüðüdür. Bu höyükte yapýlan kazýlarda,bronz çaðýndan bu yana devamlý bir yerleþiminizleri görülmektedir. Kazýlarda çýkarýlan arkeolojikbuluntular Antalya Müzesi'nde sergilenmektedir.

Tümülüsler: Þehrin doðusunda, Elmalý'ya 6km. uzaklýktaki Bayýndýr Köyü yakýnlarýndadýr.Yan yana duran birkaç tümülüsten birindeyapýlan kazýlarda M.Ö. 7. yy.a ait buluntulararastlanmýþtýr. Antalya Müzesi'nin özel birbölümünde sergilenen bu buluntular bölgenin budönemdeki yaþamýndan kesitler vermektedir.

Anýt Mezarlar: Bilinen iki anýt mezar vardýr.Bunlardan ilki Karaburun diðeri ise Kýzýlbel'dedir.Antalya - Elmalý yolu üzerindeki Karaburun Kralmezarý odasýnýn duvarlarý av ve savaþ sah-nelerinden oluþan fresklerle süslüdür. Kýzýlbelmezar anýtý ise þehrin batýsýnda Elmalý - Yuvayolyolu üzerindedir. Kalker bloklardan oluþmuþ birodadan ibarettir.

ÝL Ý

L T

ÜR

KÝY

E

ANTALYA

Define: 1984 yýlýnda Antalya - Elmalý yolçizgisinin hemen kuzeyinde, Kral Mezarý ileGökpýnar Köyü arasýnda bulunmuþtur. 190 adetgümüþ antik sikkeden oluþan bu define antikakaçakçýlarý tarafýndan Amerika'ya kaçýrýlmýþtýr.Halen özel bir kiþinin malý olarak BostonMuseum Fine Arts'da bulunmaktadýr. Yeryüzününen kýymetli antik sikkesi olarak nitelenen AtinaDecadrachmeleri (14 adet, her biri 600.000$) bubüyük define yer almaktadýr.

Camiler: Ýlçede yer alan Selçuklu Camii, KütükCamii, Sinan-ý Ümmi Camii, Ömer Paþa Camii veKülliyesi kentin görülmeye deðer eserleridir.

Korkuteli: Antalya'ya 67 km. uzaklýktadýr.Korkuteli'nin 3 km batýsýnda, bugün yalnýz kapýsýayakta kalan Alaaddin Camii ve yine ayný yörede,1319'da Hamidoðullarý'ndan El Emin Sinaeddintarafýndan yaptýrýlan ve ayný adla anýlan SelçukluMedresesi görülebilir.

Gündoðmuþ: Antalya'ya 182 km. mesafedekiGündoðmuþ ilçesinde pek çok antik kent kalýntýsýbulunmaktadýr. Güzel Bað Bucaðý'nýn kuzeyinde 7km. mesafede ve halen kazý yapýlmamýþ olanAyasofya Þehri, Gündoðmuþ þehir merkeziningüney-batýsýnda ve þehre 7 km. mesafede Sumenemevkisinde, Asar Harabeleri, Senir Köyü'nündoðusunda 2 km. mesafedeki Kese Mevkiindekiharabeler, Gündoðmuþ Þehir merkezinin güney-batýsýnda ve þehre 11 km. mesafedeki GedfiHarabeleri önemli antik kent kalýntýlarýdýr.

Ýlçe merkezindeki Cem Paþa Camii, Gündoð-muþ/Pembelik Köyü arasýnda ilçe merkezinindoðusundaki, 15 km. mesafedeki Sinek Daðý'nýntepesindeki harabeler, Alanya/Konya Kervanyolu,Gündoðmuþ/ Antalya karayolu üzerinde Taþaðýrmevkisinde Kazayir Þehri Harabeleri diðergörülebilecek eserlerdir.

Gazipaþa: Antalya'ya 180 km. mesafedekiGazipaþa, 10 km. uzunluðundaki kumsalý, ormankaplý alanlarý, turkuaz mavisi koylarý, doðal güzel-likleriyle þirin bir ilçedir. Ýskele, Koru ve Kâhyalarplajlarýnýn bulunduðu kumsallar, Caretta Carettakaplumbaðalarýnýn önemli bir üreme merkezidir.Bugüne kadar bakir kalmýþ Gazipaþa, konaklama,dinlenme tesisleri, tarih ve doða güzellikleri,yapýmý süren havaalaný ve yat limaný ile gözde birturizm merkezi olma yolunda ilerlemektedir.

Antik Kentler

Antiocheia Adcragum: Gazipaþa ilçesinindoðusunda, 18 km. uzaklýktaki Güney Köy sýnýr-larý içerisindedir. Kentin adý Kommagene Kralý 4.Antiochus'dan gelmektedir. Kalesi, sütunlu cadde,agora, hamam, zafer taký, kilise, kentin nekropolalaný kalýntýlarý bulunmaktadýr. Kentin nekro-polünde bölgeye özgü beþik tonozlu, ön avluluanýtsal mezarlar oldukça iyi korunmuþtur.

Adanda-Lamos: Antik kent, Gazipaþa ilçesinin15 km. kuzeydoðusundadýr. Bugünkü Adandaköyünün 2 km. kuzeyinde, yüksek ve sarp birdaðýn zirvesinde kurulmuþtur. Kent surlarla çevri-lidir. Kentin giriþ kapýsýnýn güneyinde, büyük birkule bulunmaktadýr. Kentin diðer kalýntýlarýarasýnda doðal kayaya oyulmuþ çeþme ve iki adettapýnaðý sayabilir. Bu kentin nekropolünde deblok taþlarýn oyulmasý ile yapýlmýþ yekparelahitler önemli kalýntýlar arasýndadýr. Kalýntýlar,daðlýk Klikya bölgesinin kültürünü ve sanatýný eniyi þekilde yansýtmaktadýr.

Nephelis: Antik kente ulaþým, Gazipaþa-Anamur 12. km.'sinden sonra Muzkent Köyününiçinden geçerek güneye sapan yaklaþýk 5 km. sta-bilize bir yol ile saðlanmaktadýr. Kent, akropol vedoðu-batý boyunca uzanan kalýntýlardan oluþ-maktadýr. Kentin ayakta kalabilmiþ yapýlarý OrtaÇað Kalesi, Tapýnak Odeon Sulama sistemi venekropol alanlarýdýr.

Selinus: Gazipaþa Plajýnýn bulunduðuHacýmusa Çayýnýn güneybatýsýndaki yamaçlarýn-da yer alan antik Selinus kenti, daðlýk Klikya böl-gesinin en önemli kentlerinden biridir. Kentinakropolü tepeye kurulmuþtur. Tepe üzerindekiOrta Çað Kalesinin sur duvarlarý ve kulelerioldukça iyi korunmuþtur. Akropol, içerisindekikilise ve sarnýç günümüze kadar gelebilmiþ önem-li yapýlardandýr. Kentin diðer yapýlarý hamamlar,agora, Ýslami Yapý (Köþk), su kemerleri venekropol'dur. Alanya Müzesindeki ostoteklerinçoðunluðu Selinus Nekropolünden getirilmiþolup, burada ostotek atölyesinin varlýðýnýsürdürmektedir.

Kumluca: Alakýr Çayý ile Gâvur deresinindaðlardan sürükleyip getirdiði alüvyonlu birovada yeralan Kumluca Finike ve Elmalý Ýlçeleriile çevrelenmiþtir. Kumluca sahil boyunca plajlar,konaklama tesisleri ve koylara sahiptir. Kum-luca'nýn 27 km. kuzeyinde yer alan Altýnkaya yay-lasý, Alabalýk üretme çiftliði, Sedir Ormanlarý vebol sularý olan güzel bir yayladýr. Korydalla veOlympos Antik kentleri Kumluca ilçesi sýnýrlarýn-da yer almaktadýr.

4 ANTALYA

KA

RD

ELE

N

Alanya: Alanya, geniþ plajlarý, tarihi eserleri,modern otel ve motellerin sayýsýz balýk lokanta-larý, kafe ve barlarýyla mükemmel bir tatilmerkezidir. Gelenleri ilk karþýlayan, AlanyaYarýmadasý'nýn üzerinde bir taç gibi kurulmuþolan ve 13. yüzyýldan kalma þahane SelçukluKalesidir. Etkileyici kalenin yaný sýra eþi benzeriolmayan tersanesi ve anýtsal güzellikteki sekizgenKýzýl Kule görülmeye deðerdir.

Limaný çevreleyen kafeler ve barlar akþam saat-lerinde liman yolu boyunca el sanatlarý, deri,giysi, mücevherat, el çantalarý ve yöreye özgüilginç renklere bezeli su kabaklarýnýn satýldýðýbutikler yer alýr. Eðer maðaralarý keþfetmektenhoþlanýyorsanýz Damlataþ Maðarasý'ný gezmenizgerekir. Maðara yakýnýnda Etnografya Müzesi yeralmaktadýr. Tekneyle üç deniz maðarasýna ulaþa-bilirsiniz: fosforlu kayalarýyla Fosforlu Maðara,korsanlarýn kadýn esirleri tuttuklarý KýzlarMaðarasý ve Âþýklar Maðarasý.

Alanya'nýn 15 km. doðusunda yer alan DimÇaðý Vadisi gölgelerin serinliðinde dinlenmekiçin ideal bir yerdir. Tüm sahillerinden denize gir-ilebilen Alanya tam bir güneþ, deniz, kum cenne-tidir.

Finike: Finike, Antalya iline baðlýdýr. Porta-kallarý ile ünlü Finike tarihle, doða ve denizin bir-leþtiði bir turizm beldesidir. Portakallarý ile taný-nan kent, Limyra kenti kalýntýlarý ve Arykandaantik kenti kalýntýlarý ile ilgi görmektedir.

Kaþ: Likya'nin önemli kentlerinden olan Kaþ,ilçeyi çevreleyen Antik Döneme ait kentler ve tar-ihsel deðerlerle doyumsuz kültür seyahatleri;Akdeniz'in derinlerde yarattýðý heyecanlarý doruk-larda hissettiren sualtý dalýþlarý; nehirlerdeyapýlan macera dolu 'kano turlarý', ekolojik uyu-mun keþfedildiði 'doða yürüyüþleri'; derin vekaranlýk maðaralara teknik donanýmlý maðaradalýþlarý; yüksek daðlardan turkuaz rengli sularýnmanzarasýna süzülen 'yamaç paraþütü'; Akdeniz'-de deðerli taþlarý andýran adalar ile çevreye yapýla-cak 'Mavi Yolculuk ve tekne turlarý; damaktadýnýza uygun deniz ürünleri ve daðlarda yetiþenkokulu otlarla tatlandýrýlan yöresel yemeklerdenoluþan mönüsü; yüzlerce yýlýn mirasý, el sanat-larýnýn çeþit ve güzelliði; Kaþ'ýn baðlý olduðuAntalya ve ilçelerine ait turizm merkezleri ile tabi-at, tarih ve kültür zenginliðini, alternatif turizmimkanlarý ve çevresinde yer alan turizm merkez-lerinden oluþan renkli yelpazesi" ile düþsel birmekandýr.

Manavgat: Antalya Ýline baðlý olan Manavgattarih ve doðanýn içiçe girdiði her türlü turizmaktivitesinin yapýlabildiði bir turizm merkezidir.

Serik: Antalya'nýn ilçesi olan Serik, önemliPamfilya kenti olan Aspendos'u barýndýrmaktadýr.Günümüze kadar bozulmadan ulaþan, mükem-mel akustiðe sahip Aspendos Tiyatosu, bugünönemli sanat etkinliklerine ev sahipliði yapmak-tadýr.

Kale (Demre): Antalya, iline baðlý olan KaleNoel Baba'nýn yaþadýðý yer olarak önemli birinanç turizmi beldesidir.

NASIL GÝDÝLÝR

Karayolu Antalya Türkiye'nin her yöresi ilekarayolu baðlantýsýna sahiptir. Ýstanbul ve Ankaragibi büyük merkezlerden karayoluyla bölgeyegeliþ için en uygun yol, Afyon - Burdur - Antalyayoludur.

Demiryolu Antalya'da tren istasyonu yoktur.En yakýn tren istasyonu Burdur'dadýr.

Havayolu Antalya Havalimaný hizmet vermek-tedir.

Denizyolu Antalya Limaný Türkiye'nin önemlideniz kapýsýdýr.

GEZÝLECEK YERLER

Tarihi ve Kültürel Çevre

Surlar Bu surlardan günümüze þehrin içindekibirkaç burç ile Hadrian Kapýsý ve yanýndaki kule-ler, limana bakan büyük kule ve liman surlarýnýnbazý parçalarý kalabilmiþtir. Ýki surdan biri yatlimanýný, diðeri þehri at nalý gibi kuþatýr. KaleKapýsý Meydanýnda ayakta kalan kulelerden birisisaat kulesi olarak kullanýlmaktadýr. Surlarýn kentegiriþi saðlayan dört kapýsý vardýr.

Kaleiçi Bugün Antalya'nýn "Tarihi ÇekirdekKenti" olan ve "Kaleiçi" adýyla tanýnan semtibüyük bir kýsmý yýkýlmýþ ve yok olmuþ iki surlaçevrilidir. Ýç sur, yarým daire þeklinde yat limanýnýkuþatýr. Restorasyon çalýþmalarý sonucundaKaleiçi, pansiyonlarý, barlarý, çarþýsý ile turizmmerkezi haline gelmiþtir. Liman ise yat limanýolarak düzenlenmiþtir. Kaleiçi restorasyon çalýþ-malarýndan dolayý Turizm Bakanlýðý'na 28 Nisan1984 de FÝJET tarafýndan Altýn Elma (TurizmOskarý) ödülü verilmiþtir.

Hadrianus Kapýsý Zamanýmýza kadar yanlarýn-daki iki kule ile saðlam kalan tek kapý Üçkapýlarveya diðer adý ile Hadrianus Kapýsý olup,Pamphylia'nýn en güzel kapýsýdýr. M.S. 130 yýlýn-da imparator Hadrianus'un Antalya'ya geliþi onu-runa yapýlan kapý, sütunlarý hariç, tamamenbeyaz mermerden yapýlmýþtýr. Oyma ve kabart-malarý olaðanüstüdür.

ANTALYA 5

KA

RD

ELE

N

Eski Antalya Evleri Yazlarýn çok sýcak vekýþlarýn ýlýk geçtiði Antalya'da evlerin yapýmýndasoðuktan çok, güneþi önlemeye ve serinlik saðla-maya önem verilmiþtir. Gölgeli taþlýklar ve avlularhava akýmýný kolaylaþtýran özelliklerdir. Depo vehol görevi yapan giriþi ile üç kat üzerine kurul-muþtur.

Müzeler ve Örenyerleri

Antalya Müzesi

Side Müzesi

Alanya Müzesi

Perge Müzesi

Noel Baba Kilisesi

Dim Maðarasý

Perge

Antalya'nýn 18 km doðusunda, Aksu Bucaðý'-nýn sýnýrlarý içindedir. Kilikya - Pisidya ticaret yo-lunun üstünde yer aldýðý için önemli birPamphylia þehridir. Þehrin kuruluþu diðerPamphylia þehirleriyle ayný zamana rastlar (M.Ö.7 yy.). Ana tanrýçasý Perge Artemisi olan Pergehristiyanlar için önemli bir kent idi. M.S. AzizPaulos ve Barnabas Perge'ye gelmiþtir. MagnaPlancia gibi kimi zenginler Perge'ye önemli anýt-lar kazandýrmýþlardýr.

Ýlk kazýlarýn 1946 yýlýnda Ýstanbul Üniversitesitarafýndan baþlatýldýðý Perge'de önemli kalýntýlarþunlardýr:

Tiyatro: Cavea, orkestra ve scene olmak üzereüç ana bölümden oluþur. 12,000 seyirci kapasite-lidir. Alt tarafta 19, üstte 23 oturma sýrasý vardýr.

Stadion: 34 x 34 m. boyutlarýndadýr. Tonozlarüzerinde onüç oturma sýrasý vardýr. Doðu ve batýtarafýnda otuzar, kuzeyde ise on tonoz bulunmak-tadýr. Her üç tonozdan biri Stadion'a giriþ, diðerikisi ise dükkân olarak kullanýlmaktadýr.

Agora: Þehrin ticari ve politik merkezidir.Ortadaki avlunun etrafýnda çepeçevre dükkânlarvardýr. Bazý dükkânlarýn tabaný mozaikle kaplýdýr.Meydanýn ortasýnda 13.40 m. Çapýnda yuvarlakbir yapýsý olan agora 76 x 76 m. boyutlarýndadýr.

Sütunlu Cadde: Aropol eteðinde nympheumarasýnda uzanýr. Ortasýnda 2 m. geniþliðinde birsu kanalý caddeyi ikiye ayýrýr.

Perge'deki diðer yapýlar, nekropol, surlar, gym-nasium, hamam, anýtsal çeþme ve kapýlardýr.

Sillyon

Aksu'nun 13 km kuzeydoðusunda Yanköyyakýnlarýndadýr. Kent, Aspendos ve Pergeyönünde, yüksekte duran bir plato üzerine, M.Ö.14.yy.da kurulmuþtur. Çeþitli uygarlýklarý yaþayankentten Selçuklular da yararlanmýþtýr. Stadyum,cimnazyum, kuleler, Selçuklu Mescidi ve sahnekýsmý yok olan bir tiyatro geriye kalan kalýn-týlardýr.

Termessos

Termesos Antalya'ya 34 kilometre mesafedekibir Doðal Park olan Güllük Daðý içerisinde batýtarafýnda 1050 metre yükseklikte bir platoüzerindedir. Termesos Anadolu'nun içlerindengelen Solymler tarafýndan kurulmuþtur.

Önemli kalýntýlardan olan 4200 kiþi kapasitelitiyatro, Ýmparator Augustus tarafýndan M.S. 1.yy.ýn hemen baþlarýnda yaptýrýlmýþtýr. Üstü örtülümeclis toplantý binasý olan Odeon'un 600 kiþilikoturma yeri bulunmaktadýr. Birbirine baðlý beþsarnýçtan oluþan yeraltý sarnýcý su depolamak vezeytinyaðý saklamak için kullanýlmýþtýr.

Batý tarafý açýk, diðer taraflarý sütunlu galeriler-le çevrili Agora; 6 m. yükseklikteki platformüstünde oturan kahramanlýk anýtý Hereon, Korintdüzenli tapýnak, Zeus Solymeus Tapýnaðý, Küçükve Büyük Artemis Tapýnaklarý, Gymnasium,gözetleme kuleleri diðer önemli kalýntýlarýdýr.Bunlarýn dýþýnda pek çok anýt ve 1200’ünüzerinde kaya mezarý bulunmaktadýr.

Olympos

Antik Likya'nýn en önemli liman kentlerindenolan Olympos, tarih boyunca mitolojiyeye konuolmuþtur. Konumunun elveriþliliði nedeniyle kor-sanlarýn barýnaðý olan Olympos, bugün sahipolduðu tarihsel deðerleri, 3200 m'lik muhteþemsahili, endemik bitkileri, Caretta caretta'larýKhimaira'sý, tüm sportif etkinliklere olanak verenmuhteþem doðasý ve pansiyon olarak kullanýlanmeþhur aðaç evleri ile tüm dünyaca bilinmektedir.

Ariassos

Antikite'den kalma Ariassos, Antalya-Burdurotoyolu'nun 48. kilometresinde, sola dönülen birsapaktan bir kilometre mesafededir. Bir daðýnyamacýnda kurulmuþ olan þehir hamamlarý, kayamezarlarý açýsýndan görülmeye deðerdir.

Phaselis

Phaselis'e Antalya-Kemer otoyolu'nun 57. kilo-metresinde sola bir kilometre döndükten sonraulaþýlýr. Rodoslular tarafýndan milattan önce 7.yüzyýlda kurulan kent Doðu Likya'nýn en önemliliman kenti olarak bilinir.

6 ANTALYA

KA

RD

ELE

N

Üç iskelesi bulunan antik kentin içinde 20-24geniþliðinde bir cadde bulunmaktadýr. Caddeninbatý ucundan Hadrian geçidi, sað ve sol yanlarýn-dan ise dükkânlar ve hamamlar bulunmaktadýr.Kente kara ve denizyolu ile ulaþmak mümkündür.

Limyra

Milattan önce 5. yüzyýldan beri var olduðunainanýlan kent Kumluca-Finike Karayolu'nun 11.kilometresindedir. 141 yýlýnda yaþanan depremdeönemli bir hasar görmüþ kent ayakta kalmayýbaþarmýþ fakat 7. ve 9. yüzyýlda Arap iþgalineuðramasýnýn ardýndan boþalmýþtýr. Kent üçparçadan oluþmuþtur. Acropolis, yerleþim birim-leri ve necropolis.

Arycanda

Kumluca-Finike otoyolunun Turunçova mev-kiine 26 kilometre uzaklýktadýr. Akarçay vadisinikontrol eden kentin tam olarak ne zaman kurul-duðu bilinmemektedir. Buluntulara göre kentinmilattan önce 5. yüzyýlda var olduðu düþünül-mektedir. M.S. 240 yýlýnda yaþanan depremdeönemli ölçüde zarar gören kent 11. yüzyýla kadarcanlýlýðýný sürdürmüþtür. Bizans dönemindeAalanda olarak bilinen kentin birçok binasý iyikorunmuþ durumdadýr.

Demre (Myra)

Finike'ye 25 km. Kaþ'a 48 km. uzaklýktakiDemre, Likya uygarlýðýnýn 6 büyük þehrindenbiridir. Ýlk kez M.Ö. 5. yüzyýlda yerleþim merkezihaline gelen Demre, önceleri deniz kýyýsýn-dayken, Demre çayýnýn getirdiði alüvyonlar sonu-cunda denizle olan baðlantýsý kesilmiþtir. ÞehirM.S. 9. yüzyýldaki Arap istilalarý sonrasýndaterkedilmiþtir. Kaya mezarlarý, tiyatro ve St.Nicholas kilisesi görülmeye deðer yapýlardýr.Hadrian tarafýndan yaptýrýlan içinde tahýl ambarýda bulunan Andriake limanýnýn Demre ilebaðlantýsý vardýr.

St. Nicholas Kilisesi

Yaygýn olarak Noel Baba olarak bilinen St.Nicholas M.S. 245'te Fethiye yakýnlarýndaPatara'da doðmuþ ve M.S. 363'de ölmüþtür.Zengin bir ailenin iyi eðitilmiþ oðlu olanSt.Nicholas hayatýný insanlara özellikle de çocuk-lara ve denizcilere yardýma adamýþtýr. Bu yardým-larýnýn saðladýðý ünü bugüne dek Noel Babaefsanesi olarak gelmiþ ve güncelliðini korumuþtur.

Demre rahibi olarak insanlara dini ve sosyalyardýmlarda bulunan St. Nicholas ölünceDemre'ye gömüldü ve mezarýnýn yanýna adýna birkilise inþaa edildi. 1080'de Ýtalyan korsanlar bazýkemikleri Bari'ye kaçýrdýlar. Ancak kalan bazýkemik parçalarý bugün Antalya Müzesindedir.

Ýlki 5-7 Aralýk 1983 yýlýnda yapýlan Noel Babasempozyumu, o günden beri deðiþik din veeðitimlerden gelen insanlarýn katýlýmýyla her yýltekrarlanýyor. Bu sempozyumda St. Nicholas'ýnçizgisinden gidilerek deðiþik din ve inançlardanolan insanlara barýþ, dostluk ve kardeþlik çaðrýsýyapýlýyor.

Simena (Kale)

Güzelliðini, tarihi, denizi ve güneþinden alanSimena'ya Üçaðýz'dan deniz yoluyla da ulaþýla-bilir. Karþýsýndaki Kekova adasýnda bulunan veAkdeniz'in büyüleyici mavisinin altýnda yer alanbatýk þehri ve antik kalýntýlar görülmeye deðerdir.Tarihi Likya uygarlýðýna kadar uzanan Simena'dapek çok uygarlýk kalýntýlarýna rastlamakmümkün. Kayalara oyulmuþ tiyatro ve surlar bun-lardan yalnýzca birkaçýdýr.

Kekova

Kaþ-Demre arasýndadýr. Akdeniz'de ÜçaðýzKöyü karþýsýnda kýyýya 500 m olan adada bulunanbatýk Antik Kenttir.

Patara

Kalkan-Fethiye yolunda, Kalkan'dan yaklaþýk10 km. önce ve güneyde yer alýr Patara. Þehrinmerkezinde bulunan renkli seramikler, þehrin ta-rihinin M.Ö. 5. yüzyýla dek uzandýðýný göster-mektedir. St. Nicholas'ýn doðum yeri olmasýnýnyaný sýra, Büyük Ýskender zamanýnýn önemli birliman þehriydi. Biri Patara'ya giden üç kapýlýsurlar M.S. 110'da Vali Modestus tarafýndan yap-týrýlmýþtýr. En önemli kalýntýlarýndan biri antikPatara Tiyatrosudur.

Xanthos

Xanthos nehrinin vadisine kurulan þehir Likyauygarlýðýnýn en eski ve en büyük þehridir. M.Ö.4292'daki Pers istilalarýna kadar baðýmsýz olanXanthos, þehirlerini istilacýlara karþý cesurcasavunmuþ ancak baþarýlý olmayacaklarýnýanlayýnca önce kadýnlarýný öldürmüþler ve kendi-lerini ateþe atarak topluca intihar etmiþler. Dahasonra Bölgeye göç eden 80 aile þehri yeniden kur-muþ fakat yaklaþýk 100 yýl sonra þehir bir yangýn-la yerle bir olmuþtur. Yeniden inþaa edilen þehirbatý ile iliþkilerini güçlendirerek, önemli birmerkez haline gelmiþ ancak þansýzlýklarýndan kur-tulamamýþtýr. Brutus'un vergilerine direnince,þehir tahrip edilmiþ ve halk savaþa sürüklenmiþ veXanthos felaketler þehrine dönüþmüþtür.

Þehir Likya merkezi etrafýnda oluþmuþtur vedýþýnda da kalýntýlar vardýr. Tiyatronun batýsýnda-ki kalýntýlar bugün de ilgi çekmektedir. Kayalarüzerindeki Harpy heykeli en önemli eserlerdenbiridir. Orijinali Ýngiltere'de British Museum'dabulunan eserin yerinde yalnýzca kopyasý vardýr.

ANTALYA 7

KA

RD

ELE

N

Kaþ (Antiphellos)

Likya þehirlerinden biri olan Kaþ'ýn adý taþlýkyer anlamýna gelen "Phellos" tan gelir. Kaþ bugüniyi korunmuþ kaya mezarlarý ve tiyatrosuylagörülmeye deðer bir sahil kasabasýdýr.

Side

Manavgat-Side

Aspendos

Antalya'nýn 48 km doðusunda, Serik ilçesindeyer alan antik kentin kalýntýlarý büyük ölçüdeayaktadýr.

Serik Ýlçesi-Aspendos

CAMÝLER VE KÝLÝSELER

Yivli Minare ve Külliyesi, Kesik Minare Camii,Bali Bey Camii, Muratpaþa Camii, Ýskele Camii,Karatay Medresesi, Ahi Yusuf Mescidi ve Türbesiönemli olanlardýr.

HANLAR

Evdir Han Antalya'dan kuzeye giden yolda ilkdurak yeri Evdir Handýr. Bugünkü Antalya-Korkuteli karayolunun 1 km. doðusunda veAntalya'ya 18 km. uzaklýktadýr. En fazla dikkatiçeken kýsmý sivri kemerli portalý olan Evdir Han1210-1219 tarihleri arasýnda Ý. Keykavus tarafýn-dan yaptýrýlmýþtýr.

Kýrkgöz Han Antalya - Afyon arasýndaki ikincidurak yeri Kýrkgöz Han'dýr. Kýrkgöz HanAntalya'ya 30 km. uzaklýkta bulunan Kýrkgöz'dePýnarbaþý mevkiindedir. Çok saðlam bir durum-dadýr.

MÝLLÝ PARKLAR VE KORUNANALANLAR

Düden Þelaleleri Þehir merkezine yaklaþýk 10km. uzaklýktadýr. 20 m. yükseklikten dökülenþelalenin ana kaynaðý "Kýrkgöz Mevkii"ndedir.Aþaðý Düden Þelalesi ise Lara yolu üzerindemerkeze 8 km. uzaklýktadýr. Yaklaþýk 40 m.lik birfalezden denize dökülür.

Altýnbeþik Maðarasý Milli Parký

Beydaðlarý Milli Parký

Güllük Daðý Milli Parký

Köprülü Kanyon Milli Parký

Kurþunlu Þelalesi Tabiat Parký

Alacadað Tabiatý Koruma Alaný

Çýðlýkara Tabiatý Koruma Alaný

Dibek Tabiatý Koruma Alaný

MAÐARALAR

Antalya ili sýnýrlarýnda turizme açýlmýþ pek çokmaðara bulunmaktadýr.

YAYLALAR

Genel olarak 1000 m. ve daha fazla yüksekliðiolan, yaz aylarý oldukça serin geçen, TorosDaðlarý'ndaki yaylalarda, Antalyalýlar ve Yörükleryaz mevsimini geçirirler. Bölgedeki baþlýca yay-lalar Bakýrlý, Fesleðen, Yeþil Yayla, Saklýkenttir.

SPORTÝF AKTÝVÝTELER

Kayak Merkezi

Coðrafi konumu nedeni ile 4 mevsimin aynýanda yaþanabildiði Antalya'da, sahilde denize gi-rerken, Antalya'ya 50 km uzaklýktaki Saklýken'tekayak yapmak mümkün olmaktadýr.

Daðcýlýk ve Týrmanma

Toros Daðlarýnýn uzantýlarýndan BeydaðlarýAntalya il sýnýrlarý içindedir. 600-3086 m. yüksek-likleri arasýnda yer alan daðlar jeologlar vecoðrafya bilimciler için deðiþik olanaklar sunar.Tekedoruðu, Bakýrlý Dað, Tahtalýdað ve KýzlarSivrisi önemli doruklardýr. En yüksek doruðu3086 m. ile Kýzlar Sivrisi'dir. Daðcýlar bu doruðasedir ormanlarý ile kaplý Çamkuru Vadisi'ndenulaþýlýr. Daða týrmanýþ bir gün içinde tamamla-nabilir.

Beydaðlarý

Rafting

Köprülü Kanyon Milli Parký sýnýrlarýndakiKöprüçay, ülkenin en ilgi çekici rafting merkez-lerindendir. Antalya'nýn önemli turizm merkez-lerinden olan Manavgat ilçesi sýnýrlarýnda akanManavgat Çayý, rafting için elveriþli parkurlarasahiptir.

Köprüçay

Manavgat Çayý

Sualtý Dalýþ

Antalya kýyýlarýndaki pek çok noktadan sualtýdalýþ yapmak mümkündür.

Avcýlýk

Kýyý boyunda ve yaylalarda bol miktarda kek-lik, sülün, aðaç güvercini, býldýrcýn, üveyik, ka-yalýk kesimlerdi ve ovalarda yaban güvercinleri,çulluk, turaç, karatavuk vardýr.

8 ANTALYA

KA

RD

ELE

N

Göller ve gölcüklerde yaþayan çok sayýdayaban ördeði ve yaban kazý kýþ aylarýnda kýyýlarainerler. Sahilin ormanlýk kesiminde geyik, tilki,sansar, alageyik, sincap, yaban keçisi, daðlarda iseayý, kurt türleri bulunur.

Balýkçýlýk

Görmek isteyeceðiniz her türlü balýðý Antalyasularýnda bulabilirsiniz. Akay, avcý, çipura, fangri,iskarmaç, iskorpit, isparit, istavrit, kýlýç, kýrlangýçgibi balýklar ve Akdeniz'e özgü girida balýðý çoklezzetlidir. Akarsularýn denizle birleþtiði yerdeözellikle levrek ve kefal bulunur. Turna, pisi,izmarit, böcek, istakoz ve kerevit de yakalanabilir.

Antalya bir alabalýk cennetidir. Bölge çaylarýn-da bol miktarda bulunan alabalýklarýn yanýsýrakefal, levrek, sazan ve yýlan balýklarýný da çeþitliakarsu ve göletlerde görmek mümkündür.

Gençlik Kamplarý

Antalya Kemer ilçesinde gençlerin faydala-nabileceði Orman kamplarý bulunmaktadýr.

COÐRAFYA

Akdeniz Bölgesinin en önemli kentlerindenolan Antalya'nýn kara sýnýrýný Toros sýradaðlarýoluþturur. Ýl bu kesimde, batýdan doðuya doðruMuðla, Burdur, Isparta, Konya ve Ýçel illeri,güneyde Akdeniz ile çevrelenmektedir.

Ýl topraklarýnýn üç tarafý yüksek daðlarla çevri-lidir. En yüksek daðý Beydaðý (3085m.) ve Akdað(3075m.) dýr. Bu daðlarýn tümüne Güney Toroslardenilmektedir. Batýdan Eþen Çayý'ndan doðudaKaledron (Kaldýran) Çayý'na kadar uzanan kýyýbandýndan kuzeyinde ovalar yer alýr. Ýl sýnýrlarýiçinde belli baþlý akarsularý ise Alara Çayý,Dimçay, Manavgat Irmaðý, Köprüçay, Eþençay veDevrense Çayý'dýr. Yörenin bitki örtüsünü oluþtu-ran maki türleri Toroslar'ýn etekleri boyunca veyamaçlarýnda 300 m.ye kadar görülürler. Bu türlerarasýnda ladin, katran ardýcý, mersin vekocayemiþ sayýlabilir.

Antalya ilinde iki iklim hüküm sürer. Sahil böl-gesinde tipik Akdeniz iklimi: yazlar sýcak vekurak, kýþlar ýlýk ve yaðýþlýdýr. Yukarý bölgedeAkdeniz iklimi ile Ýç Anadolu iklimi arasýnda geçiþteþkil eden kara iklimi hakimdir.

TARÝHÇE

Antalya adýný kurucusu, Bergama Kralý II.Attalos'dan alýr. Attalos'a atfen Attalia adýný alankente Türkler önce Adalya daha sonra da Antalyaadýný verirler.

Yapýlan arkeolojik kazýlarla Antalya ve böl-gesinde günümüzde 40 bin yýl önce insanlarýnyaþadýðý kanýtlanmýþtýr. Antalya'nýn 27 km.kuzeybatýsýnda, Yaðcýlar sýnýrlarý içindeki KarainMaðarasýnda bulunan kalýntýlar Paleolitik,Mezolitik, Neolitik ve bronz çaðlarýna aittir.

M.Ö. 2000 yýlýndan bu yana bölge, sýrasý ileHitit, Pamphylia, Lykia, Kilikya gibi kent devlet-leri, Pers, Ýskender, Antigonos, Ptolemais,Selevko, Bergama Krallýðý egemenliklerini taný-mýþtýr. M.S. 7. yüzyýldan sonra bölge Selçuklularile Bizanslýlar arasýnda sýk sýk el deðiþtirmiþ, 1207yýlýnda Selçuklularýn eline geçmiþtir. BunuTekelioðullarý, Osmanlýlar, Karamanoðullarý,sonra tekrar, Osmanlý egemenlikleri izlemiþtir.

NE YENÝR

Kýrsal alanda yaþayan yörüklerin beslenmebiçiminin temelini hayvancýlýk ve buðdaydanelde edilen besinler belirler. Kýyý þeridinde az daolsa yaþ sebze üretilmesine karþýn iç bölgeleregidildikçe buðday ve kuru sebze aðýrlýk kazanýr.

Günümüz beslenme düzeninde yerlerinikoruyan yerel yemeklerin baþlýcalarý þunlardýr:Kölle (buðday, fasulye, nohut ve bakla haþlamasý),saç kavurmasý, domates civesi, hibeþ, arapaþý,tandýr kebabý, tatlýlardan isa patlýcan, bergamutve turunç reçeli sayýlabilir.

Antalya'dan Yemek Tarifleri

Kulaklý Çorba

Malzemeler:

1 su bardaðý nohut

6 su bardaðý su

250 gr. kuþbaþý et

2 yemek kaþýðý margarin

tuz, karabiber

Terbiyesi için:

2 adet yumurta

2 diþ sarýmsak

2 yemek kaþýðý un

1 adet limonun suyu

2 yemek kaþýðý yoðurt

Hamuru için:

1 adet yumurta

2 su bardaðý un

1 çay bardaðý su tuz

ANTALYA 9

KA

RD

ELE

N

Hazýrlanýþý:

Hamur malzemesi kulak memesi kývamýndayoðrulur. Yarým saat dinlendirdikten sonra eriþte-den biraz büyük boyutta þeritler kesilir ve bir tep-siye konup nemini atmasý saðlanýr. Gecedenýslatýlan nohut ile kuþbaþý et birlikte haþlanýr.Yeterince piþtikten sonra kestiðiniz hamurlar, tuzve karabiber ilave edilir. Diðer tarafta un kavrulur.Sarýmsak eklenir. Ayrý bir kapta yumurta, limonsuyu, yoðurt çýrpýlýr. Bu karýþýma unlu karýþým dailave edilir ve haþladýðýnýz etli nohutlarýn üzerineyavaþ yavaþ dökülür, iyice karýþtýrýlýr. Tavada çokaz bir yaðda nane kýzdýrýlýp çorbanýn üzerinedökülerek servis edilir.

Antalya Piyazý

Malzemeler:

2 su bardaðý kuru fasulye

1 su bardaðý tahin

3-4 yemek kaþýðý sirke

2 adet soðan

2 adet yeþilbiber

1 adet limonun suyu

tuz, pul biber

Hazýrlanýþý:

Akþamdan ýslatýlan fasulyeler haþlanýr. Soðan,yeþilbiber ince ince kýyýlýr. Tüm malzemelerkarýþtýrýlýr ve servis tabaðýna alýnýr. Üzeri may-danoz yapraklarý ile süslenerek servis edilir.

Çökelekli Biber Dolmasý

Malzemeler:

10 adet dolmalýk biber

15 yemek kaþýðý tepeleme çökelek

1/2 demet maydanoz

4 adet domates

2 adet soðan

2 yemek kaþýðý sývýyað

1 çay kaþýðý kimyon

1 çay kaþýðý karabiber

tuz

Hazýrlanýþý:

Soðanlar yemeklik doðranýr ve yaðda pem-beleþene kadar kavrulur. Domatesler küçük küçükdoðranýr ve soðana katýlýr. Domatesler piþene dekkavurma iþlemine devam edilir. Domateslerpiþince ateþten alýnýr ve soðumaya býrakýlýr. Bukarýþýma kýyýlmýþ maydanoz, çökelek, kimyon,tuz ve karabiber ilave edilir. Dolmalýk biberlerin

içleri temizlenir ve hazýrlanan karýþým ile doldu-rulur. Bir fýrýn tepsisine dizilir çok az su ilave edi-lerek fýrýnda yaklaþýk 30 dakika piþirilir.

Hibeþ

Malzemeler:

1 su bardaðý tahin

1 su bardaðý su

1 adet limonun suyu

kimyon, kýrmýzýbiber

Hazýrlanýþý:

Bir kapta tahin ile limon suyu karýþtýrýlýr. Suilave edilerek iyice karýþtýrmaya devam edilir.Kimyon ve kýrmýzý toz biber eklenir, servis tabaðý-na alýnýr. Üzeri kimyon ve kýrmýzý toz biber ilesüslenerek servis edilir.

NE ALINIR

Antalya'da yerli ve yabancý turistlerin her çeþitihtiyacýný karþýlayabilecek satýþ maðazasý vardýr.Antalya hemen her türlü meyve ve sebzedenyapýlan reçelleri ile ünlüdür. Antalya'ya özgüturunç, bergamut, patlýcan, karpuz reçelleri enönemlileridir. Ayrýca Kültür ve Turizm Bakanlýðýsatýþ maðazalarýnda ve Kale içindeki dükkânlardaTürkiye'ye özgü hediyelikler bulunabilir. Yöreninkökboyasý ile boyanan "Döþemealtý Halýlarý" daçok ünlüdür.

YAPMADAN DÖNME

Antalya'nýn her köþesine daðýlmýþ antik kent-lerini gezmeden,

Antalya Müzesini görmeden,

Saklýkent'e gitmeden,

Kaleiçi ve Eski Antalya Evlerini görmeden,

Akseki Ýlçesinde Kardelen çiçeðinin fotoðrafýnýçekmeden,

Döþemaltý halýsý almadan,

Yöre reçellerini tatmadan,

...Dönmeyin..

10 ANTALYA

KA

RD

ELE

N

Hacý Ahmet Efendi ve Mühibe Haným’ýnmahdumu olan Ömer Nasuhi Bilmen1883 yýlýnda Erzurum’un Salasar

köyünde dünyaya geldi. Küçük yaþtaykenbabasýný kaybettiðinden, Nakibül’l-Eþraf kay-makamlýðý yapan amcasý Abdürrezzak ÝlmîEfendi’nin himayesinde yetiþti.

Amcasý ve Erzurum müftüsünden derslerokudu. Yakýn aralýklarla kaybettiði hocalarýndansonra, Ýstanbul’a giderek Fatih DersiamlarýndanTokatlý Þakir Efendi’nin derslerine devam etti. Birmüddet sonra girdiði imtihaný kazanarak dersi-amlýk (üniversite hocalýðý) þehadetnamelerinialdý.

Türkçe’nin yaný sýra çok iyi derecede Arapça veFarsça’yý, aðdalý bir kitabý tercüme edecek kadarda Fransýzca’yý bilen Hoca Efendi, okumaktaolduðu Medresetü’l-Kudat’ý da bitirdi.

YAPTIÐI GÖREVLER

1912’de Beyazýt dersiamý olarak görevebaþlayan Bilmen Hoca bir yýl sonra Fetvahane-iÂli müsevvid mülazýmlýðýna tayin edildi. 1923yýlýna kadar þu anda muadili bulunmayanmuhtelif görevleri îfâ eden Hoca Efendi Müder-risliðe tekrar geri döndü. 1926’da Ýstanbul MüftüMuavinliðine, 1943’te Ýstanbul Müftülüðüne,1960 tarihinde ise Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý’nagetirilen Nasuhi Efendi, 6 Nisan 1961 yýlýndaemekliliðe ayrýldý.

Uzun memuriyet hayatý boyunca muallimliðihiç býrakmadý. Darüþþafaka Lisesi’nde yirmi yýlayakýn bir süre Ahlak ve Yurttaþlýk (sosyal bilgiler)dersleri okuttu. Ýstanbul Ýmam Hatip Lisesi’nde veYüksek Ýslam Enstitüsü’nde Fýkýh-Kelam ve Usul-iFýkýh dersleri okuttu. Hayatýnýn sonuna kadarilmi çalýþmalarýný sürdüren, 8 ciltlik tefsiriniemekli olduktan sonra yazan, yaþadýðý devrin enmümtaz þahsiyetlerinden biri olan Ömer NasuhiBilmen 12 Ekim 1971’de Ýstanbul’da vefat etti.Ýstanbul’da Edirnekapý Sakýzaða Þehitliði’nedefnedildi.

KARÝYERÝ VE TAVRI

Ýstanbul Müftülüðü’ne tayin edildiði tarihten,vefat ettiði tarihe kadar, gerek ilmî ve ahlakîotoritesi, gerekse samimi dindarlýðý ve tevazû iledini konularda Türkiye müslümanlarýnýn baþlýcagüven kaynaðý olmuþtur. Ýnançta, ibadet veahlakta Ehli Sünnet mezhebini þahsýnda tam birliyakatle temsil ettiði için herkesin sevgi vesaygýsýný kazanmýþtýr. Bu sevgi ve saygýda aktifpolitikanýn dýþýnda kalmasýnýn da önemli rolüvardýr. Diyanet Ýþleri Baþkanlýðýndan kýsa süredeayrýlmasýnýn sebebi o günkü yönetimin (1961)Türkçe ezan ve benzeri konularda Hoca Efendi’yikendi politikalarýna çekmeye, alet etmeye çalýþ-malarýdýr. Zira Bilmen Hoca Efendi de kendindenönceki ilim erbabý hocalar gibi, dini meseleler sözkonusu olduðunda asla taviz vermeyen bir yapýyasahipti. Öyle ki 1960’lý yýllarda dinde reform ter-anesini Türkiye’nin gündeminde tutmak içinbüyük çaba gösteren çevrelere karþý “Bozulmayanbir dinde reform mu olur?” diyerek Ýslam’ýnortaya koyduðu, iman, ahlak ve hukuk ilkelerininorijinalliðini, evrenselliðini, kendinden beklenenliyâkat ve cesaretle savunmuþtur.

ESERLERÝ

Yazdýðý sekiz ciltlik “Hukuk-i Ýslamiyye veIstýlahat-ý Fýkhýyye Kamusu” adlý eserineþredildiðinde yanký uyandýrdý. Fakat tüm bun-larýn ötesinde Hoca Efendi’nin Türkiye’de tanýn-masýna sebep olan eser, þimdiye kadar hiçbir kita-ba da (Kuran dýþýnda) nasip olmayan (yaklaþýk 3milyon) bir baskýyla neþredilen “Büyük ÝslamÝlmihali”dir. Cumhuriyet döneminde eseryazýmýyla meþgul olan birkaç zattan biri olanÖmer Nasuhi’nin kendisi, memleketi olanErzurum aðzýyla konuþmasýna raðmen, eser-lerinde kullandýðý üslup aðdalý fakat mükemmeldenecek kadar saðlamdýr. Arapça ve Farsça þiirlerde yazan Hoca’nýn diðer eserleri þöyle.

“Kuran-ý Kerim’in Türkçe Meal-i Âlîsi veTefsiri” -8 cilt-, Büyük Tefsir Tarihi -2 cilt- bu eseride Türkiye’de tek sayýlacak nadide bir kitaptýr.

ÖMER NASUHÝ BÝLMEN 11

KA

RD

ELE

N

ÂL

ÝML

ER

ÖMER NASUHÝ BÝLMEN

Bu eser tefsircilerin tabakalarýný da veren kýymetlibir eserdir. “Kuran-ý Kerim’den Dersler veÖðütler”, “Muvazzah Ýlm-i Kelam”, “MülahhasÝlm-i Tevhit”, “Akaid-i Ýslamiyye”, “Yüksek ÝslamAhlaký” ve “Dini Bilgiler”in yaný sýra Beyanü’lHak, Sýrat-ý Müstakim ve Sebilürreþad mec-mualarýnda çeþitli makaleleri yayýnlananHocaefendi’nin iki de romaný bulunmaktadýr.

BÝR DEVRÝN ANATOMÝSÝ (TAHLÝLÝ) -1939-

Ýstanbul müftü muavini olduðu dönemdebasýlan Elmalý Hamdi Yazýr’ýn “Hak Dini Kur’anDili” isimli Tefsir kitabý için þöyle bir ilan verilir.“... Kur’an’ý yüzünden okuyabilen üniversiteöðrencilerine tam takým olarak hediye edilecek-tir.” Ýlana istinaden gelen gençlerin biri de Ýstan-bul Yýldýz Teknik Üniversitesi’nden FarukÖzerengin’dir.

Bilahare Kazým Karabekir’in damadý olacak buzât, Süleymaniye’deki tarihî müftülük binasýnagider ve binanýn sakin ve tenha bir köþesindegördüðü ihtiyara geliþ sebebini söyler. Bulunduðufarklý ortam sebebiyle kýsmen sýkýlan genç, birbaþka odadaki sevimli ihtiyarýn karþýsýnda Kur’anokumaya baþlar. Annesinden öðrendiði yarýmyamalak Kur’an’ý okurken biraz da heyecandaniyiden iyiye þaþýrýr. Yeteri derecede okuyamadýðýnýdüþünerek özür dilemeyi düþünen Özerengin, negörsün? Sevimli ihtiyar zât aðlayarak onun bir þeydemesine fýrsat býrakmadan “-Aferin evladým,aferin… Biraz daha çalýþýp geliþtirirsin. Haydi,karþýdaki odadan tefsirini versinler de al git…Hayýrlý olsun evladým…”

Aðlayan bu sevimli ihtiyar Ömer NasuhiBilmen’dir. Bakkallarda paket kâðýdý olarak kul-lanýlan tefsir kitabýný hiç olmazsa böyle daðýtalýmdiye düþünen bu insanlar, sürekli öðretici yollardenemektedirler.

EZAN VE KUR’AN

Öyle ki, yýllarca ezan-ý Muhammedî Ýslamkarþýtlýðýndan dolayý “Tanrý uludur…” diyeTürkçe okutulmuþtur. Birçok yönden psikolojikve sözlü, ayný zamanda fiili hakaretlere maruzkalan müslümanlar, sabýrla metanetle çýkýþ yollarýaramaktadýr. Nitekim 1950 yýlýnda ÝstanbulMüftülüðü yaptýðý yýllarda sabaha doðru motosik-letli bir polis memuru kapýsýný çaldý. Elindekiresmi evraký imza karþýlýðý teslim ettikten sonragitti. Bu evrak yýllar sonra tekrar “Ezan-ýMuhammedî’nin Arapça okunacaðý kararýnýnmecliste kabul edildiðini bildiriyordu.”

Ziyadesiyle sevinen Ömer Nasuhi Bilmen Hocahemencecik yetiþebildiði camilere haber gönde-rerek ezanýn Arapça okunmasýný ister. Kendisi deFatih Camii’nde sabah namazýný Arapça okunanezandan sonra kýlar.

Belirli dönemlerde Türkçe Kur’an okunmasý veyazýlmasý konusunda ýsrar edilmiþtir. “Kuran’ý bizindirdik biz koruyacaðýz…” emri ilahisinden ola-cak ki, Allah Teâlâ dinin muhafazasýný dirayetli veyürekli âlimleri vasýtasýyla saðlamýþtýr. Tarihboyunca bu alandaki olumsuz giriþimler hep ne-ticesiz kalmýþtýr. Ýþte böyle kaos ortamýndamüftülük ve Diyanet reisliði yapan merhumBilmen Hoca da tavizsiz ve kararlý tutumuyla dinitahrip noktasýndaki çalýþmalarý durdurmak içinelinden geleni yapmýþtýr.

DEÐERLENDÝRME

Dikkat edecek olursak, Ömer Nasuhi BilmenHoca geçiþ dönemi âlimlerinden biridir.Osmanlýdan Cumhuriyet’e geçerken çok þe-yimizin erozyona uðradýðý dönemde o kendisinimuhafaza etmenin yaný sýra, çevresindeki insan-larýn da ayaðýnýn kaymamasý için yoðun çabagöstermiþtir.

Her yönüyle geçmiþten intikam alma yarýþýnagiren yönetici kadroya karþý aslî unsurlarýmýzýkorumak için gecesini gündüzüne katan büyük-lerimizdendir.

Her þeyin sütliman olduðu dönemde hakkýifade etmenin kolaylýðý malum. Ama zulüm veistibdadýn hüküm sürdüðü zamanda sarsýlmadan,yýkýlmadan, kýrýlmadan, küsmeden gerçeðinsavunucusu olmak, zor olsa gerek. Ýþte ÖmerNasuhi Bilmen Hocaefendi de týpký Ýmam-ý Azam,Ýmam-ý Malik, Ýmam-ý Þâfî ve Ahmed bin Hanbelgibi ayakta kalmayý baþarabilmiþ ender þah-siyetlerdendir.

Günümüzde de böyle yürekli ilim adamlarýnane kadar ihtiyacýmýz var.

KAYNAKLAR

1. Türkiye Diyanet Vakfý Ýslam Ansiklopedisi,cilt:6

2. Osmanlýlardan Cumhuriyete Ýslam Alimleri,V. Vakkasoðlu

12 ÖMER NASUHÝ BÝLMEN

KA

RD

ELE

N

TANIM: Çocuðunuzun iþitme kaybýolduðunu düþünüyorsanýz haklý ola-bilirsiniz. Aþaðýdaki kontrol listesi,

çocuðunuzun bir iþitme kaybý olduðunun belir-lenmesinde yardýmcý olacaktýr. Her maddeyidikkatlice okuyun ve sadece size, ailenize veyaçocuðunuza uyan faktörleri dikkate alýn.

Ýþitme kaybý için göstergeler:Uyan her maddeyi kontrol edin.

Anne hamilelik sýrasýnda

Kýzamýkçýk, viral bir enfeksiyon ve grip geçir-miþ

Alkollü içecek tüketmiþ

Yenidoðan (doðumdan ilk 28 güne kadar)

Doðumdaki kilosu 1600 gramdan düþük

Yüz ve kulaklarýnýn görüntüsü farklý

Doðumda sarýlýk oldu ve kan deðiþimi uygu-landý

Yenidoðan yoðun bakým ünitesinde beþ gün-den fazla kaldý

Damardan iðne ile antibiyotik aldý

Menenjit geçirdi

Ailemde

Erken yaþlarda olan veya geliþmiþ, kalýcý veyailerleyen iþitme kaybý olan, bir veya daha fazlabirey var

Bebeðim(29 gün ile 2 yaþ arasý)

Damardan antibiyotik aldý.

Menenjit oldu

Nörolojik bir bozukluðu var

Kulaktan kanamanýn olduðu veya olmadýðýkafatasý kýrýðý olan ciddi bir yaralanma geçirdi

3 aydan fazla süren, kulakta sývýnýn olduðutekrarlayan kulak enfeksiyonu var.

Çevreye Cevap Verme (konuþma ve lisan geliþi-mi)

Yenidoðan (doðumdan 6 aya kadar)

Beklenmedik yüksek sesli gürültülerle irkilmi-yor, hareket etmiyor, aðlamýyor veya her hangibir þekilde tepki vermiyor.

Yüksek sesli gürültülerle uyanmýyor

Kendiliðinden sesleri taklit etmiyor

Sadece sesle sakinleþtirilemiyor

Baþýný sesime doðru çevirmiyor

Küçük bebeðim (6 ay-12 aya kadar)

Sorulduðunda tanýdýk kiþi veya eþyalarýgösteremiyor

Konuþma sesi çýkarmýyor yada konuþma sesiçýkarmayý býraktý

12 aylýkken, "el salla" ,"elini çýrp" gibi basit söz-leri yalnýz dinlemekle anlamýyor

Büyük bebeðim (13 ay-2 yaþ )

Hafif bir sesle ilk sesleniþte doðru yöne dön-müyor

Çevreden gelen seslere duyarsýz

Ýlk sesleniþte cevap vermiyor

Sese cevap vermiyor veya sesin neredengeldiðini anlayamýyor

Tanýdýk insanlar ve evde çevresindekiler içinbasit kelimeleri kullanmaya ya da taklit etmeyebaþlamadý.

Benzer yaþtaki diðer çocuklar gibi ses çýkarmý-yor ve konuþamýyor

Normal ses yüksekliðinde televizyon seyret-miyor

Anlama ve iletiþim için kelimelerin kul-lanýmýnda yeterli geliþmeyi göstermiyor

Ne Yapmanýz Gerekir?

Bu göstergelerden bir veya daha fazlasýný tespitettiyseniz, çocuðunuzun iþitme kaybý olmasý ihti-mali olabilir.

BEBEÐÝM DUYUYOR MU? 13

KA

RD

ELE

N

SAÐ

LIK

BEBEÐÝM DUYUYOR MU?

Çocuðunuzda bu göstergelerden bir veya dahafazlasý varsa, çocuðunuzu kulak muayenesi veiþitme testine götürmeniz gerekir. Bu herhangi biryaþta, doðumdan hemen sonra bile yapýlabilir.

Bu faktörlerden hiçbirini belirlemediniz, fakatçocuðunuzun normal duymadýðýndan þüphe-leniyorsanýz, çocuðunuzun doktoru endiþelen-miyorsa bile çocuðunuzun iþitmesini ölçtürün.

Ýþitme kaybý olmasa bile testin ona bir zararýolmaz. Ne var ki, çocuðunuzda iþitme kaybý varsa,geç teþhis konuþma ve lisan geliþimini etkileye-bilir.

Bu kontrol listesi maddelerinin hiçbiri bulun-masa bile iþitme kaybý mevcut olabilir.

18 yaþýn altýndaki birçok çocukta farklý derece-lerde iþitme kaybý vardýr. Siz ebeveynler veonlarýn ana babalarý bebeklerinizdeki iþitme kay-býný keþfedecek kiþilersiniz. Çünkü onlarla enfazla vakit geçiren sizsiniz. Eðer herhangi birzaman bebeðinizin iþitme kaybý olduðunudüþünürseniz bunu doktorunuzla görüþün.

Bebeðinizin duymasý profesyonel olarak her-hangi bir yaþta test edilebilir. Bilgisayarlý iþitmetestleri yenidoðanlarý taramayý mümkün kýlar.Bazý bebeklerin diðerlerine göre ortalamadandaha fazla iþitme kaybý olasýlýðý vardýr. Bu listede-ki herhangi bir maddeyi belirlerseniz, mümkünolan en kýsa zamanda çocuðunuza iþitme testiyaptýrmalýsýnýz.

Okula baþlamadan önce tüm çocuklara iþitmetesti yapýlmalýdýr. Bu anne, baba veya çocuðunfark etmediði hafif iþitme kayýplarýný ortaya koya-bilir. Tek kulaktaki bir kayýp bu yolla saptanabilir.Böyle bir kayýp, belirgin olmasa da konuþma velisaný etkileyebilir.

Ýþitme kaybý kulak kiri veya kulakta sývýbirikmesinden bile kaynaklanabilir. Bu tipte geçi-ci iþitme kaybý olan birçok çocuðun, ilaç tedavisiveya küçük bir cerrahiyle iþitmesi düzeltilebilir.

Geçici iþitme kaybýnýn tersine bazý çocuklarýnkalýcý olan sinir kaynaklý saðýrlýðý vardýr. Buçocuklarýn çoðunluðunun bir miktar kullanýla-bilir iþitmesi olur. Çok azý tamamen saðýrdýr.Erken teþhis, erken iþitme cihazý uygulanmasý veözel eðitim programlarýna erken baþlamak,çocuðun mevcut iþitmesini en yüksek seviyeyegetirmeye yardýmcý olabilir.

Anlayana!ÞÝMDÝ size bir fýkra anlatacaðým. Þemdinli

olaylarýyla bir iliþkisi yok gibi görünüyor amafýkrayý bir dinleyin sonra da yorumlayýn. Bakýnbakalým insanlar kendilerini nasýl görüyorlar.

'Bir serçe bahar günü dalgýn dalgýn uçuyormuþ.Bir anda fark etmiþ ki, alçaktan uçuyor... Tam osýrada karþýdan da motosikletli bir adam geliyor-muþ. Her ikisi de çarpýþmayý engellemek içinellerinden geleni yapmýþlar ama nafile... Serçetaaak diye kaska çarpýp düþmüþ. Motorcu sýký birhayvansever... Doðal olarak hemen atlamýþmotordan, koþmuþ serçenin yanýna. Serçe baygýnyatýyor. Kýyamamýþ, býrakamamýþ yolda; almýþgetirmiþ eve. Eskiden kalma bir de kafesi varmýþevde... Baygýn serçeyi kafesin içine güzelce yer-leþtirmiþ. Yanýna da biraz su, biraz ekmek koy-muþ, vurmuþ kafayý yatmýþ... Bizim serçe bir müd-det sonra ayýlmaya baþlamýþ. Daha tam seçemi-yor ortalýðý. Hafif bulanýklýk var yani... Bir bakmýþparmaklýk ve ekmek, su falan var bulunduðuyerde... Birden dank etmiþ vaziyet, kendi kendinehaykýrmýþ: Motorcuyu öldürmüþüz beaaa!

Ýþte PKK'nýn þu an geldiði nokta da bizimküçük serçenin durumundan çok farklý deðil.Ama olaylar sonucu kendisini olduðundan dahagüçlü görmeye baþladý. Ne yapalým sebep olanlarutansýn.

Cevabý VerilesiSorular

Bu sorulara sizin cevabýnýz nedir?

-Yüzmek zayýflatýyorsa balinalar neyi yanlýþyapýyorlar?

- Mýsýr yaðý mýsýrdan, ayçiçek yaðý ayçiçeðin-den elde ediliyorsa; bebek yaðý nereden eldeedilmektedir?

- Süper yapýþtýrýcý her þeyi yapýþtýrdýðý haldeniçin içinde bulunduðu tüpün iç cidarlarýnýyapýþtýrmamaktadýr?

- Niçin yanlýþ çevrilen telefon numarasý hiçbirzaman meþgul çalmaz?

- Niçin falcýya gitmeden evvel randevu almakgereklidir?

- Eðer bugün hava sýcaklýðý 0 derece ise ve yarýniki kat daha soðuk olacaksa, yarýn hava kaç dereceolacaktýr?

14 BEBEÐÝM DUYUYOR MU? / ANLAYANA / CEVABI VERÝLESÝ SORULAR

KA

RD

ELE

N

- Niçin "tek heceli" kelimesi diyebilmek içindört hece kullanmaktayýz?

- Neden insanlar gökyüzünde 400 Milyonyýldýz var denildiðinde inandýklarý halde, yeniboyalý yazan yüzeyi elleriyle yoklarlar?

- Niçin limonlu gazozlarýn içerisinde bir sürüsuni tatlandýrýcý varken bulaþýk deterjanýndagerçek limon suyu kullanýlmaktadýr?

- Evli insanlar gerçekten daha mý uzun yaþa-maktadýrlar yoksa öyle mi hissetmektedirler?

- Iþýk 300.000 km/sn hýzla yayýldýðýna görekaranlýk hangi hýzla çökmektedir?

- Iþýk hýzýnda giden bir arabada oturduðumuzuvarsayarsak, farlarý yakýnca ne olur?

- Bir þizofren intihar etmekle tehdit ediyorsa,rehin alma suçundan yargýlanabilir mi? AhmetNecdet Sezer bu iþe ne der?

- Niçin fare kokulu kedi mamasý yok?

- Kadýnlar niçin tuvalete yalnýz gidemezler?

- Teflona hiçbir þey yapýþmadýðý halde teflontavaya nasýl yapýþmýþtýr?

- 24 saat açýk benzin istasyonlarýnýn kapýlarýn-da neden kilit vardýr?

- Kör bir eskimonun kýzak köpeði kör müdür?

- Niçin uçaklarda paraþüt yerine can yeleðivardýr?

- Kar küreyicisinin þöförü sabah iþine neylegelmektedir?

- Birçok tüketim maddesinde "Buradan açýnýz"yazmaktadýr, eðer "Baþka bir yerden açýnýz"yazsaydý ne yapmamýz gerekirdi?

- Eðer uçaðýn kara kutusu kaza anýndaparçalanmýyorsa neden bütün uçak bu kutununüretildiði maddeden yapýlmamaktadýr?

Temel'in SamimiyetiFBI, eleman alýmý için duyuru yapar. Üç kiþi

baþvurur. FBI binasýnda adaylarýn hepsiyle tek tekgörüþmeler yapýlmaktadýr.

Ýlk adam içeri alýnýr ve þu sorular sorulur :

- Karýný seviyor musun?

- Evet, efendim.

- Ülkeni seviyor musun?

- Evet, efendim.

Pekâlâ, biz karýný da getirdik. Þu an yan odada.Ve masanýn üzerine bir tabanca koyar.

- Þimdi odaya gir ve karýný öldür!

Adam silahý alýr, yan odaya geçer. 5 dakika hiçses duyulmaz. Adam, ilk odaya geri döner. Kravatýgevþemiþ, ter içinde kalmýþtýr.

- Yapamayacaðým efendim, der ve orayý hementerk eder.

Ýkinci adam içeri alýnýr.

Ayný sorular, ayný yanýtlar. Ve ona da içeri giripkarýsýný öldürmesi söylenir. Adam da yapamaya-caðýný söyler ve ayrýlýr.

Son olarak Temel içeri girer. Ona da içeri giripkarýsýný öldürmesi söylenir.

Temel içeri girer. 5-10 saniye sonra içerdensilah sesleri gelmeye baslar. "Bam, Bam, Bam,Bam, Bam, Bam!" Derken kýsa bir sessizlik veardýndan bir cam kýrýlma sesi duyulur. Adamlariçeri girer, Temel biraz terlemiþtir. FBI personelisorar :

- Ne oldu?

Temel yanýtlar :

- Efendum bana verdiðunuz silah kurusikuçiktu, o yüzden kariyi camdan aþaði atmak zorun-da kaldim.

CEVABI VERÝLESÝ SORULAR / TEMEL’ÝN SAMÝMÝYETÝ 15

KA

RD

ELE

N

Ahid ve akit sözlü ve yazýlý olarak tespit edilenanlaþma demektir. Vefa da yapýlan anlaþmanýnicaplarýný bütünüyle yerine getirmektir.

Ýslam dini yapýlan ahid ve akitlere çok önemverir ve taraflarýn yapýlan bu akitlere sadýkkalmalarýný ve icaplarýný yerine getirmeleriniister.

Çünkü yapýlan akitler ve ahidlerin icaplarý ye-rine getirilmez ise böyle ortamlarda kiþilerin bir-birlerine karþý itimatlarý kalmaz ve düzen bozulur.

Onun için bu hususta gerek Kuran-ý Kerim'deve gerekse hadis-i þeriflerde müslümanlar uyarýl-mýþ, güven ortamýna zarar verecek, kiþilerin bir-birlerine karþý olan itimatlarýný sarsacak davranýþ-lardan, verdikleri sözleri, yerine getirmemektenyaptýklarý akitleri bozmaktan men edilmiþlerdir.

Allah Teâlâ þöyle buyurmaktadýr:

"Onlar ahdini yerine getirenler ve verdiklerisözü bozmayanlardýr." (Rad 20)

Bu ayet-i kerimede muttakî müslümanlarýnvasýflarý bildirilmektedir.

Muttaki müslümanlar:

1- Yaptýklarý ahidleri ifa ederler.

2- Verdikleri sözü yerine getirirler.

Diðer bir ayet-i kerimede de þöyle buyurulmak-tadýr:

"Mü'minler emanetlerine, akitlerine riayetederler." (Mü'minun 8)

Sözünde durmamak, ahde vefasýzlýk bir nifakalâmetidir.

Nitekim bir hadis-i þerifte Peygamberimiz sal-lallahu aleyhi ve sellem þöyle buyurmaktadýr:

"Dört þey vardýr ki bunlar kimde bulunursa okimse halis münafýktýr. Kimde bunlardan birhaslet bulunursa onu býrakýncaya kadar, ken-disinde nifaktan bir haslet vardýr. (O hasletler):

Kendisine bir þey emanet olunursa hýyaneteder, konuþunca yalan söyler, söz verince sözündedurmaz kavga ederse baþtan çýkar (haktanayrýlýr.)" (Buharî)

Diðer bir hadis-i þerifte de þöyle buyurulmak-tadýr.

"Kýyamet gününde sözünde durmayan herhain için bir sancak (dikilecek) bu filanýn vefa-sýzlýðýdýr, hýyanetidir denilecektir." (Buhari)

Ahde vefa Ýslam ahlâkýnýn en mühimlerindenbiridir. Her hususta olduðu gibi bu hususta da bizmüslümanlara örnek, canýmýz efendimizRasûlullah sallallahu aleyhi ve sellemdir.

O hayatý boyunca, peygamberlikten önce vesonrasýnda, bütün akitlerine sadýk kalmýþ ve bizümmetine de ahidlerini ifa etmeleri, sözlerini ye-rine getirmelerini tavsiye buyurmuþtur.

Bakýnýz Peygamberimiz, efendimiz ahdinenasýl vefâ gösteriyor, verdiði sözde nasýl duruyorokuyalým, ibret alalým.

Abdullah bin Ebil Hamsa radýyallahu anhanlatýyor:

"Bi'setten (peygamberlikten) önce Rasûlullahsallallahu aleyhi ve sellemle bir alýþ veriþ yap-mýþtým. Kendisine borçlandým. Biraz beklerseparasýný hemen getireceðimi söyledim. Fakat buarada verdiðim sözü unutmuþtum. Nihayet üçgün sonra hatýrladým ve konuþtuðumuz yeregeldim. Bir de ne göreyim Rasûlullah sallallahualeyhi ve sellem sözleþtiðimiz yerde bekliyor.

Beni görünce:

-Ey delikanlý" Bana eziyet ettin. Burada üçgündür seni bekliyorum." buyurdu. (Ebu Davud)

Dikkat buyurulsun Peygamber efendimiz sal-lallahu aleyhi ve sellemin orada bekleyiþi ala-caðýný tahsil etmek için deðil, gence verdiði sözesadýk kalmak içindi. Sonra canýmýz efendimizRasûlullah sallallahu aleyhi ve sellemin beþerîmünasebetlerdeki hoþgörüsüne, müsamahasýnabir bakýnýz. Kendisini bir yerde üç gün bekletengence sadece:

-"Ey delikanlý! Bana eziyet ettin. Burada üçgündür seni bekliyorum." demekten ibarettir.

Bir müslümanýn evveliyetle yerine getirmesigereken ahid, Allah Teâlâ'ya verdiði ahiddir.

16 AHDE VEFA

KA

RD

ELE

N

AHDE VEFA

Müslüman, iman etmekle imanýn gerekleriniyerine getirmeye söz vermiþ olmaktadýr. Ýmanýnkemali de verdiði ahde sadýk kalýp kalmamaklaölçülür.

Müslüman gerektiðinde Allah yolunda, inancýuðrunda canýný bile feda eden kimsedir. Böylesimü'minleri Allah Teâlâ methüsenâ etmektedir.

"Mü'minler içinde öyle yiðitler vardýr ki,Allah'a verdikleri sözlerine sadâkat gösterdiler.Onlardan kimi ahdini yerine getirdi (çarpýþtý,þehid oldu) kimi de sýrasýný beklemektedir. Bunlarasla sözlerini deðiþtirmemiþlerdir." (Ahzab 23)

Böyle vefakâr, sözünün eri, yiðit müslümanlar-dan oluþan bir toplumun üstesinden gelemeye-ceði bir mesele olmaz.

Müslümanlar kendi aralarýnda yaptýklarý akit-leri, sözleþmeleri de yerine getirmekle mükelleftir-ler. Aslýnda bir müslüman Allah'a olan ahdini tamolarak yerine getirirse birbirlerine karþýda akitleri-ni yerine getirmiþ olurlar. Çünkü Allah Teâlâ müs-lümanlarýn akitlerini yerine getirmelerini emret-mektedir.

Günlük yaþantýmýzda, insanlarla olan iliþkile-rimizde en küçüðünden en büyüðüne kadar ahid-leþmelerimiz, söz vermelerimiz olur.

Meselâ, filan saatte, filan yerde buluþalým gibi.Bu bir sözleþmedir. Asla küçümsenmemelidir.Sözünü yerine getirmesine engel bir mani çýkarsao takdirde karþý tarafa, buluþma saatinden öncehaber verilip özür dilenmelidir.

Müslümanýn sözü karþý tarafa verilmiþ birsenet gibidir. O bakýmdan verilen söz küçüðüne,büyüðüne bakmadan mutlaka yerine getirilme-lidir.

Maalesef zamanýmýz müslümanlarý bir çokkonuda olduðu gibi ahde vefa konusunda dasýnýfta kalmaktadýr.

Ahde vefâ olmayýnca, verilen sözler yerinegetirilmeyince, insanlarýn da birbirlerine karþýgüven ve saygýsý kalmamaktadýr. Toplumunyardýmýyla yapýlacak bir çok hayýrlý hizmetlerdeaksama olmakta ya da tamamen yapýlamaz hâlegelmektedir.

Bir taraftan zaman israfý yapýlmaktadýr. Þöyleki: Bir kiþi, bir baþkasýna filan saatte sana gele-ceðim diye telefon ediyor. O da kabul ediyor.Fakat belirlenen saatte geleceðine söz veren kiþiverdiði sözü yerine getirmediði gibi karþýya duru-munu da bildirmiyor. Belki de saatlerce bekleti-yor. Böylece o kiþinin zamanýný alýyor. Yapacaðýbir kýsým iþlerine de mani oluyor. Üzerine kulhakký geçirmiþ oluyor.

Müslümanlar olarak en kötü, þartlarda bile ahidlerimize sadýk kalmalý, verdiðimiz sözlerimuhakkak yerine getirmeliyiz.

Anamýza, babamýza, hocamýza, dostlarýmýzahülasa birbirimize karþý da vefâlý olmalýyýz.

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellemin Hz.Hatice radýyallahu anha validemize karþý göster-diði vefa bu hususta ne büyük bir örnektir.

Hz. Aiþe radýyallahu anha validemiz þöylediyor.

"Hz. Hatice radýyallahu anhadan baþka hiçbirkadýna gýbta etmedim. O, Rasûlullah sallallahualeyhi ve sellemle olan nikahýmdan üç yýl öncevefat etmiþti. Fakat Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem her zaman onu hatýrlar, onun hatýrasýnýanar, onun için keçi keser, etini yakýnlarýna,hizmetçilerine hediye eder, daðýtýrdý." (Buharî)

Zamanýmýzda, deðil yýllarca önceki beraberlik-lere, dostluklara karþý vefalý olmak, en yeni, entaze hatýralara bile vefa gösterilmiyor, bir çýrpýdasilinip atýlýyor. Bu durum, toplumun ne kadarbencilleþtiðini, ne kadar ilkelleþtiðini ve ne kadaröz deðerlerinden uzaklaþtýðýný göstermektedir.

Ýnsanlýk Ýslam'a muhtaçtýr. Bütün olumsuzluk-lar, bütün kötülükler, zulümler, haksýzlýklar,onsuz bir hayat yaþandýðýndan kaynaklanmak-tadýr. Gel gör ki küfür, nifak ve cehaletinpençesinde kývranan insanlýk neye muhtaçolduðunun farkýnda deðildir. Devleti idare eden-ler, millete verdikleri sözü yerine getirmiyor, mil-leti aldatmayý bir beceriklilik, kabul ediyor.Halbuki bu insanlar Ýslam da söz vermenin nedemek olduðunu bilseler ve Ýslamsýz insanca yaþa-manýn mümkün olmadýðýný kabullenseleridarelerini vefasýzlýk, yalan, aldatma üzerine binaederler miydi?

Elbette hayýr.

Ancak idare edenler kadar, idare olunanlar dadürüst olmalýdýrlar. Onlar da hem kendi aralarýn-da hem de kendilerini idare edenlerle yaptýklarýsözleþmelere riayet etmelidirler.

Sözünü yerine getirenler, ahdine vefa gösteren-ler hem Allah indinde hem de kullar indindemakbuldürler, sevilirler, itibar görürler. Böyledürüst insanlar hem hayatlarýnda hem de öldük-ten sonra hayýrla yâd edilir, örnek gösterilirler.

Büyüklerimize, ana babalarýmýza vefalý olmaksadece onlar hayatta iken deðil, onlarýn vefatýn-dan sonra dostlarýna karþý da devam etmelidir.

Nitekim Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellemegelip:

AHDE VEFA 17

KA

RD

ELE

N

-Babam öldü, bundan sonra onun için neyapabilirim diye soranlara, Efendimiz,

-Babanýn dostlarý ile ilgilen, diye tavsiye eder-lerdi.

Hz. Hatice radýyallahu anha validemiz hayattaiken, yanýna gelip giden bir kadýn vardý. Bu kadýnHz. Hatice radýyallahu anhanýn vefatýndan yýllarsonra bir gün Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sel-lemi ziyarete geldi. Efendimiz, canýmýz Rasûlullahsallallahu aleyhi ve sellem ona çeþitli ikramlardailtifatlarda bulundu, o eski günleri beraberce yâdettiler.

Cenab-ý Mevlâ:

Ahdini yerine getirmeyen, ahdini bozanlarýnkötü âkýbetinden þöyle haber vermektedir.

"Allah'a verdikleri sözü kuvvetle pekiþtirdiktensonra bozanlar ve Allah'ýn riayet edilmesiniemrettiði þeyleri terk edenler ve yer yüzünde fesatçýkaranlar, iþte lânet onlar içindir ve kötü yurt(cehennem) onlar içindir." (Ra'd 25)

Osmanlý'da kullanýlan futbol

terimleri 1) Vaziyyetül velvele ve iþgali cemaatiyye:

Seyircinin sahayý iþgali

2) Kramponül belai þeytan:

Ýyi futbolcu (rakip takýmdan)

3) Kramponül kabiliyyei maaþallah:

Ýyi futbolcu (bizim takýmdan)

4) Mühendisi kürrei hümayun:

Teknik direktör

5) Gafletü dalaletiye:

Kendi kalesine atýlan gol

6) Hiyanetül vatanfir kayme:

Þike

7) Hakimiyyetül kürre:

Top kontrolü

8) Kramponül deccaluryanül kaybi kürre:

Futbolcunun topu kaybetmesi

9) Serdari kuvvaül kürre:

Takým kaptaný

10) Asakiri milliyei devleti Osmaniyye:

Türk milli takýmý

11) Vaziyetül madara:

Tarihi fark

12) Hezimetül yarabbi þükür:

Þerefli maðlubiyet

13) Þutul minare:

Havadan atýlan top

14) Zamanei yekunu kürrei cihad:

Topun oyunda kaldýðý süre

15) Zamanei fuzuliyye:

Boþa geçen zaman

16) Biþerefiyei tribünül sarih:

Açýk tribün

17) Cihadül kuvvai milliye:

Milli maç

18) Akibetül cihad ya seydi:

Uzatma dakikalarý

19) Vaziyyetül hararet:

Karambol

20) Seyhül divanül kürrei hümayun:

Futbol federasyonu baþkaný

21) Ulemai rezili rüsva:

Spor yazarý

22) Cihadül reisi cumhuriyye:

Cumhurbaþkanlýðý kupasý

23) Cihadül veziri azam:

Baþbakanlýk kupasý

24) Vaziyyetül kalaba ve istif ül balýki numerra:

Numaralý tribün

25) Muhafazzari kal'a:

Kaleci

26) Asakiri muhafazzaül satýh:

Defans oyuncusu

27) Veledi rüzigar:

Kanat oyuncusu

28) Asakiri sahaül merkeziyye:

Orta saha oyuncusu

29) Cihadi vallahül azim:

Kavga

18 AHDE VEFA / OSMANLI’DA KULLANILAN FUTBOL TERÝMLERÝ

KA

RD

ELE

N

30) Müfrezei kramponül bomba:

Golcüler

31) Reisül tekkeyi kurrei hümayuniyye:

Klüp baþkaný

32) Garibani umumiyye:

Taraftar

33) Garibani gurbet:

Gurbetçi taraftar

34) Mudri terbiyyei bedeniyye ya þehri Ýstan-bul:

Ýstanbul GSGM genel müdürü

35) Defterdari cihadül kürriye:

Hakem

36) Sancaktari hattül saha:

Yan hakem

37) Surül düttürü:

Hakem düdüðü

38) Sükunu mahþer:

Yenilen gol sonrasý sessizlik

39) Ýsyani garibaniyye:

Kötü tezahürat

40) Tezahürü cümlei cemaat:

Toplu tezahürat

41) Reisi imami cemaatiyye:

Amigo

42) Cezai þerriye aman yarabbi:

Penaltý

43) Vaziyyetül hüzzam velakin AllahümRabbena ve Ýnþallah vaziyeti zaferi kuvvai aliyeþehri Ýstanbuliyye:

1 gol Istanbul'da turu getirir mi ?

44) La havle ve la kuvveten:

Yenilen gol

45) Alllaaaaaahhhh:

Atýlan gol

46) Darbei müstehcen:

Faul

47) Taaruzu aleyküm selam:

Kontra atak

48) Cenazii meftai kürre:

Ölü top

49) Þutul hürriyet:

Frikik

50) Taaruzu fevkal beþer:

Mükemmel atak

51) Fermani kehribar:

Sarý kart

52) Fermani ahmer:

Kýrmýzý kart

53) Taaruzul hasbinallah:

Ofsayt

54) Kabei hürriyei hümayuniyyeh þahane:

Stadyum

55) Divani kramponül deccali üryanül mafiþkaabiliyet:

Yedek kulübesi

56) Hareketül rabiyail kusuriyye:

Kusurlu hareket

57) Darbei mabad:

Teknik direktörün kovulmasý

58) Ýblisi vesvese:

Basýn

59) Harabeti kürrei feza:

Hava topu

60) Cinsiyei defterdari cihatül kürriye namümkün:

Ýbne hakem

61) Kramponül deccalu uryan:

Futbolcu

62) Akibetül hüzzam:

Elenme

OSMANLI’DA KULLANILAN FUTBOL TERÝMLERÝ 19

KA

RD

ELE

N

20 NAMAZ ÝÇÝN AÐLANIR MI?

KA

RD

ELE

N

NAMAZ ÝÇÝNAÐLANIR MI?

Yaklaþýk on beþ sene önce, bir arkadaþýmýzýziyarete gidiyorduk.

Arkadaþlarýmýzla birlikte otobüsümüzde yolalýrken sabah namazýnýn vakti girmiþti. Açýkçasý,yolun ne kadar süreceðini, sabah namazýnayetiþip yetiþmeyeceðimizi bilmiyordum. Her yol-culukta yaþadýðým "namaz sancýsý" öylesinekaplamýþtý ki her yanýmý, uyuyamýyordum.

Bu güzergâhta ilk defa seyahat ettiðimden,nerede mola verileceðini ve gideceðimiz yere nezaman varýlacaðýný bilmiyordum. Tecrübeliarkadaþlarýmdan birine yaklaþtým:

"Namazý ne zaman kýlacaðýz? Ben buralarýbilmiyorum, namazý kýlacaðýmýz yere geldiði-mizde bana haber ver" dedim.

Uykulu gözlerle cevap verdi:

"Tamam kýlarýz, merak etme." Sonra da gözleri-ni kapayýp uyumaya devam etti.

Hem de namazýný kýlan, çok dindar birarkadaþýmýzdý o. "Merak etme" dedi, ama meraketmemem mümkün mü?

Ne zaman uyanacak, nasýl uyanacak, bellideðil. Hani dese ki, "Seni uyku tutmuyorsa, beniþu saatte uyandýr ki hazýrlýk yapalým." Tamam.Ama yok.

Dakikalar birbirini kovalýyor, sabýrsýzlýkiçerisinde sayýyorum saniyeleri. Güneþ ýþýðý doð-mak için saniyede 300 bin kilometre hýzla koþu-yor. Etrafta hiçbir çaba yok.

Keþke, güzergâhýn nasýl olduðunu bilipabdestli olsaydým, hiç deðilse arabada kýlardým.Þimdi bu da mümkün deðil.

Çaresiz, bir diðer arkadaþýmýza yöneldim:"Namaz geçmek üzere. Ben þoföre namaz içinricada bulunacaðým. Durmazsa ineceðim" dedim.Kaþlarýný çattý, alaycý bir ifadeyle:

"Ya sen aklýný mý kaçýrdýn?" dedi.

Þaþýrdým, üzüldüm, kýrýldým. Namazlarýnýkýldýðýný bildiðim bir kimseydi o.

Gerçekten ben aklýmý mý kaçýrmýþtým?Otobüste mýþýl mýþýl uyuyup, uslu uslu, ses çýkar-madan, Rabbimi düþünmeden oturmalý mýydým?

Kendimi sorguladým. Sabah namazýný bu kadardüþünmekte haksýz mýydým?

Cevabýný, merhum babamdan dinlediðim þuhatýrada bulabilirsiniz:

Babam, 1950'lerde Emirdað'da, dayýsýna mi-safir oluyor. Onlarýn iþ yeri, büyük Ýslâm âlimiBediüzzaman Hazretlerinin kaldýðý evin tamkarþýsýnda.

Geceyi dayýsýgilde geçiren babam, sabahleyinbir aðlama sesiyle uyanýyor.

Þöyle anlatýyor babam: "Baktým ki, dayýmýnoðlu hýçkýra hýçkýra aðlýyor. Kocaman delikanlý,ama çocuk gibi gözyaþý döküyor."

Bu durum karþýsýnda, baþýna kötü bir olaygeldiðini veya acý bir haber aldýðýný sanýyor.

"Hayrola Ceylan, neyin var, niçin aðlýyorsun?"diye soruyor. Aldýðý cevap ilginç:

"Sabah namazýna kalkamadýk. Baksana, güneþdoðmuþ. Onun için aðlýyorum."

Ýþte ikinci bir örnek:

Olay, Mehmed Paksu Hocanýn dedesininbaþýndan geçiyor. Dedesi tarlaya ekin biçmeyegidiyor. Tabiî, uzun yaz günlerinde geç saatlerekadar çalýþýyor.

Yorgun ve bitkin bir þekilde uyuyor. Sabahkalktýðýnda bir de ne görsün? Güneþ doðmuþ vesabah namazý kaçmýþ.

Namazý kaçýrdýðýna o kadar üzülmüþ ki,hýçkýrýklara boðulmuþ. Beyaz sakalýný kýrmýzýtopraða sürerek, aðlýyor ve sürekli þöyle diyormuþ:

"Ben ne yaptým, ben ne yaptým da sabahnamazýný kaçýrdým?"

O kadar aðlamýþ ki, beyaz sakalý, topraðasürmekten dolayý kýrmýzýlaþmýþ.

Evet, namaz için aðlanýr, namaz için akýlkaçýrýlýr, ona can ve canan feda edilir.

Ama þimdi bu gerçek tam anlaþýlmýyor.

Öyle bir çaðda yaþýyoruz ki, sabah namazýnýdüþünmek "delilik", kalkamayýnca aðlamak"gariplik" olabiliyor!

Gerçekten sabah namazýný kaçýrýnca üzülme-miz gerekmez mi?

"Ýmandan sonra en büyük ve en mühim mese-le olan namaz"ýn bir vakti geçirilince hiçbir þeyolmamýþ gibi normal mi karþýlamalýyýz?

Bir vakit namazý kaçýrmak sýradan bir hadisemi?

Sabaha kadar dünya kupasý maçlarýný izlemekmantýklý, ama sabah namazýný düþünmek gerek-siz mi?

Oysa, uykusundan uyanamadýðý için üniver-site imtihanýný kaçýran bir genç, üzüntüsünden,kahrýndan, yeri göðü yýkabiliyor.

Peki, Peygamberimizin (a.s.m.), iki ayrýhadiste, "Dünya ve içindekilerden hayýrlýdýr"dediði sabah namazýnýn sünneti ve farzý, bir maçkadar önemli deðil mi?

Dünya ve içindeki tüm hazinelerden dahadeðerli olan sabah namazý, bir üniversite imtihanýkadar ehemmiyet taþýmýyor mu?

Namaz için aðlamak, üzülmek gerekmiyor mu?

Büyük velîlerden Beyazýd-ý Bestamî Hazretleribir gün sabah namazýna uyanamaz.

Sabah olduðunda o kadar üzülür, o kadar aðlar,nefsini suçlayýp yüreði yanarak öylesine bir istið-far eder ki, bu yüzden sabah namazýnýn sevabýn-dan daha fazla ecir kazanýr.

Bunu gören þeytan ertesi gün o zatý erkendensabah namazýna uyarýr. Çünkü, mü'minler sevapkazandýklarýnda þeytan kahrolur. Madem ki, ozatýn namaz kýlamamasý Allah'a daha çok yalvar-masýna sebep olmuþtur; þeytana düþen onun ikin-ci kez gözyaþý döküp yalvarmasýný engellemektir.

Acaba bu zamanda, sabah namazýný kaçýrdýðýn-da aðlayan, piþman olan, tövbe ve istiðfar eden,nasýl kalkabilirim diye çýrpýnan ne kadar mü'minvar dersiniz?

Elimizde çok saðlýklý bir istatistik yok. Ama þukadarýný söyleyebiliriz: Üç büyük ilimizdekiüniversiteli gençler arasýnda yapýlan bir anketegöre, beþ vakit muntazam namaz kýlanlarýn oranýyüzde 10. Bunlarýn da en çok kaçýrdýklarý namaz,hiç þüphesiz sabah namazý.

Beþ vakit namaz kýlan mü'minler içinde, hafta-da, ayda veya birkaç ayda bir sabah namazýkaçýranlarýn sayýsý oldukça fazla. Ýsterseniz, baþtakendi nefsinizde, sonra çevrenizde küçük biraraþtýrma yapýn. Bu acý gerçeði bütün çýplaklýðýy-la göreceksiniz.

Oysa sabah namazý ve tüm farz namazlar, baþtaPeygamberimiz (a.s.m.) ve onun güzide ashabýnýnüzerinde titrediði muhteþem bir ibâdettir. Birmü'min sabah namazýný kaçýrdýðýnda "aklýnýkaçýrmýþ gibi" deli divane olmalý, tepesi atmalý,dünyasý kararmalý, kahvaltý yapacak bir iþtahbulamamalý, akþama kadar kendini cezalandýr-malýdýr.

Sabah namazý kaçtýðý gün, yer yerinden oyna-malý, aklý baþýndan gitmeli, tövbe ve istiðfar içinAllah'a el açmalý, yalvarmalý, af dilemelidir.

Ve hepsinden önemlisi, sabah namazýný kaçýr-ma iþini kesinlikle "sýradan" görmemeli, "olabilir"kabul etmemeli; nefsine, gafletine, uykusunaisyan etmelidir.

Hemen, "Nerede hatâ ettim? Hangi tedbirialmalýyým ki, bir daha bu acýklý azaba düþmeye-yim?" diyerek çözüm arayýþýna girmeli, çözümübulmalý ve derhal uygulamalýdýr.

Çünkü, söz konusu olan çocuk oyuncaðý deðil,sýradan bir olay deðil, üç günlük dünya hayatýnýilgilendiren bir mesele deðil.

Sözünü ettiðimiz; bizim, kâinatýn ve her þeyinSahibi, Sultaný, Yaratýcýsý olan Allah'ýn huzurunagirme; Onun dergâhýnda secdeye kapanma;canýmýz, cananýmýz, biricik varlýðýmýz, sevenimiz,sevgilimiz olan Zât-ý Zülcelâle ibadet etme mese-lesidir.

Dünyada hiçbir þey bundan daha mühim,daha lüzumlu, daha sevimli, daha vazgeçilmezolamaz.

Eðer burada bir eksiðimiz varsa, hatâ bizdedir.

Bir mü'min, haftada bir, ayda bir sabah namazýkaçýrmayý normal göremez, kabullenemez!

Namazlarýmýzý kaçýrýyorsak, bu gidiþe durdemek, silkinmek, titremek, ihmalimize isyanetmek, "Artýk yeter" demek durumundayýz.

Kulu olmakla iftihar ettiðimiz Rabbimiz bizdenböyle bir umursamazlýk, böyle bir vurdumduy-mazlýk istemiyor.

Ümmeti olmakla þereflendiðimiz SevgiliPeygamberimiz (a.s.m.), bize ihmalkârlýðý dersvermiyor. Onun bütün ömründe kaçýrdýðý sabahnamazý sadece bir tanedir. O da, savaþ dönüþü,aþýrý yorgun ve uykusuz olduðu bir zamanda,nöbetçinin uyumasý yüzünden ve belki de ümme-tine böyle durumlarda nasýl davranmasý gerektiði-ni ders vermek hikmetiyle olmuþtur.

Gerçek bu iken sabah namazýna duyarsýz kala-mayýz.

Sabah namazý için nasýl bir durumda olursakolalým, ister onu haftada bir, ister yýlda bir, hattâbirkaç yýlda bir kaçýrýyor olalým; yeni bir ubudiyetþuuruyla donanmak, yeni bir cehd ve gayretkýlýcýný kuþanmak, yeni bir teblið ve ikaz harekâtýbaþlatmak durumundayýz.

Cemil Tokpýnar

Haziran 2002

NAMAZ ÝÇÝN AÐLANIR MI? 21

KA

RD

ELE

N

Güz güneþi sarý sarý devriliyordu o ikindiüzeri de uzaklardaki mor daðlarýn ardý-na. Elinde su testisi, köyün çeþme

baþýnda, sýraya girmiþti. Yedi yýl önce beþ altýyaþýndaki kýzlar þimdi varmýþlardý on iki, onüçlerine. Düðün davullarý ayný gün birliktedövülen Hatça'yla Zalha'nýn üçüncü çocuklarýkoþup oynuyorlardý.

Derin bir iç geçirdi.

Bir çocuðu olsaydý bari. Oðlan deðil, kýzý. Ozaman olsaydý þimdiye yedi yaþýnda. Çeþmedensu getirmese bile, evde aþa muþa el atar, ortalýðýtoplar, anasýna can yoldaþý olurdu. Ama Ýstanbulgurbetinde yedi yýldýr eylenen eri, istemezdi kýzevlât. Erkek olmalýydý çocuðu. Erkek olmalýbabasý gibi bilekli, kocaman kocaman elli, ayaklý,kaþý gözü kudretten sürmeli. On yaþýna var-madan, çifte çubuða el atmalýydý. Yedi yýldýrÝstanbul gurbetinde eyleþen böyle isterdi oðlunu.Babasýnýn soyunu sürdürmeli, köy çocuklarýyladere kýyýsýnda güreþ tutup, kendi akranlarýný yerekabak gibi vurmalýydý:

Gene derin bir iç geçirdi.

Yedi yýl, yedi koca yýldýr Ýstanbul dediklerigüzeli bol, seyraný renkli Ýstanbul'da ne bekliyorda gelmek bilmiyordu? Sakýn orda gül yüzlü, baldudaklý, karakaþ kara gözlü bir güvercingöðsütopukluya... Aðlayasý geldi birden. Düþünmekistemiyordu bunu. O pençeli, o tuttuðunukoparan, o boylu poslu erkeðinin bir Ýstanbulkýzýna tutulup ondan dolayý sýlasýný unuttuðunuöðrense öldürürdü kendini. "Vallaha öldürürüm!"dedi içinden sert sert. "Günahý, vebali varsa ona.Kaba sakal hoca tevatür günah dediydi vaazda.Hele böyle bir þey olsun...."

Yanýnda bir karaltý. Kendine gelerek gözlerininyaþardýðýna dikkat etti, sildi elinin tersiyle gözlerini.

Resullerin Emine anaydý gelen:

- Ne o kýnalý kekliðim benim? dedi. Öksüzüm,yavrum. Ne aðlýyon? Telâþlandý:

- Yoook, aðlamýyorum nene...

Güngörmüþ, umur sürmüþ kýrýþ kýrýþ neneinanmadý:

- Aðlýyon kýnalý kekliðim, sürmelim aðlýyon.Ben bilmem mi ne diye aðladýðýný? Vefasýzýn dik-tiði fidanlar meyveye geldi. Onunla gurbetegidenler yedinci sefer dönüyorlar sýlaya. O nerde?Hani?

"Kýnalý keklik" gene derinden bir çekti.Güneþin yarý yarýya derildiði mor daðlara baktý.Gözlerinden yuvarlananlara dur diyemiyordugayri. Varsýn aksýnlardý Nene'nin dediði gibi,öksüze bu dünyada gülmek yoktu. Keten yelekli,burma býyýklýsý Ýstanbul gurbetinde belki de bem-beyaz bir Ýstanbul kýzýyla unutmuþtu sýlasýný. Dilide varmýyordu ama unutmasa ne diye yedi yýldýrdönüp gelmesin? Dönüp gelmedi diyelim, insaniki satýr bir þeyler de mi yazamazdý? Ýlk gittiðiaylar nasýl yazýyordu? Demek unutmuþtu?Unutmuþtu demek ha? Hýçkýrdý. Genç, yaþlýkadýnlar, ellerinin kýnasýyla çiçeði burnundakýzlar toplandýlar baþýna. Sormadýlar hiçbir þey.Biliyorlardý. Sorup da ne diye yüreðini büstübünkaldýrsýnlar? Biri:

- Sus bacým, dedi. Sus! Bir baþkasý:

- Gözlerinden döktüðüne yazýk!

Saðdan soldan herkes bir þey söylüyordu:

- El oðlu deðil mi? En iyisinin köküne kibrit!

-Vallaha Amasya'nýn bardaðý, biri olmazsa biridaha bence.

- En doðrusu bu ama.

- Dinlemiyor ki!

- Bu gençlik, bu tâzelik...

- Yedi yýl, yedi yýl anam. Dile kolay. Ýnsan eksiketeðini yedi yýl sýlasýnda unutur mu?

22 YÂRÝM ÝSTANBUL’U MESKEN MÝ TUTTUN?

KA

RD

ELE

N

RK

ÜL

ER

VE

H

ÝKÂ

YE

LE

YÂRÝM ÝSTANBUL’U

MESKEN MÝ TUTTUN?

Sýkýldý, bunaldý. Aðlamýyordu artýk. Zamanzaman bu: Madem erkeði Ýstanbul gurbetindeyedi yýldýr unutmuþtu onu, o da varsýn istidayýboþansýn bir güzel, varsýndý bir baþkasýna. Elinisallasa ellisi, baþýný sallasa...

Duramadý karýlarýn arasýnda. Onüçünde bulupyitirdiði, yirmisine vardýðý halde bir türlü geridönemeyeni içinden bir sýzý bir geçti. Testisinikoydu çeþmenin iplik gibi akan suyunun altýna.Testi dola dursun, gittiyse keyfinden mi gitmiþti.Ýstanbul'a? Gözü kör olasýca yokluk. Düþmanýnaavuç açtýran yokluk yüzünden, birkaç parakazanýp öküzü ikileþtirmek, birkaç dönüm tarladaha alýp babadan kalan bir kaç dönümüne ekle-mek için. O gece, o gece iþte, nasýl yatýrmýþtý ko-luna! Nasýl okþamýþtý saçlarýný, neler demiþti?Ýstanbul gurbetine gidecek, çok deðil yazý ordageçirip, güze, olmazsa kýþa koynunda desteylepara, dönecek. O zamana kadar bir de oðlu olmuþolursa, eh gayri, keyfine son olmayacaktý!

Baþýndaki beyat örtüyü çenesinin altýndaçözüp yeniden baðladý.

Yedi yýl, yedi koca yýl!

Kocasýnýn isteðince bir oðlu olaydý bari.

Testisinin dolup taþmakta olduðunun farkýnabile varmadý: Bir oðlu olsa o zamandan buzamana, altý yaþýnda mý olurdu? Büsbüyük, palaz-lanmýþ delikanlý. Akranlarýyla dere kenarýndagüreþ mi tutardý? Babasý gibi pençeli olur daakranlarýný yere kapak gibi mi vururdu? Ekimdetarlaya birlikte mi giderler, hasat vakti düveni bir-likte mi sürerlerdi? Babasýnýn kokusunu mutaþýrdý?

- Kýnalý keklik kaldýn gene. Bak testin doldu,taþýyor!

Kendine geldi. Ýnsanoðlunun aklýna þaþtý.Gözleri testisindeydi güya. Testisinde olduðuhalde, görememiþti dolduðunu.

Çekti lülenin altýndan. Güldü acý acý.

Tuttu evinin yolunu. Tuttu ya, þimdi de aklýn-dan köyün yaþlýlarý, gençleri kaynaþmaðabaþlamýþtý. Her kafadan bir ses:

- Deli anam deli bu!

- Doðru bacým, deli..

- Beni yedi yýldýr sýlamda unutacak da..

- Ben de hâlâ yolunu bekleyeceðim onu ha?

Sonra kafa kafaya, fýsýl fýsýl bir konuþma. Ah bukonuþma, ah bu konuþmalar... Evden içeri gi-rerken, Dursunlarýn Hacý'yý hatýrladý elinde olma-yarak. Ýnce, kapkara kaþlarý yýkýldý sinirli sinirli.Testiyi býraktý kapýnýn yanýna, geçti pencereninönünde dayandý duvara sað omzuyla. Odada

kimse yoktu, tek baþýnaydý ya, deminki karýlar,kýzlar, orta yaþlýlarýn hayalleri doldurmuþtuodayý. Alev saçan bakýþlarýyla sanki topunahaykýrdý:

- Dursunlarýn Hacý, Kara Hacý baþýnýzdaparçalansýn. Atýn yerine eþeði baðlamayacaðýmiþte, baðlamayacaðým!

Kara Hacý da neydi ki sýrma býyýklý Ali'sininyanýnda? Deðil yedi yýl, on yýl dönmese sýlasýna,onu gene unutamazdý iþte!

Güz güneþi çoktaan devrilip gitmiþti mordaðlarýn ardýna. Gece iniyordu köye aðýr aðýr. Loþoda farkýna varýlmaksýzýn kararýyor, derinleþiyor-du. Derken bu yandaki kapkara daðlarýn ardýndanbakýr kýzýlý kocaman bir ayýn tekeri gözüktü.Sonra aðýr aðýr yükseldi göklere, ufaldý, bakýrkýzýlýný yitirdi, pýrýl pýrýl yanmaða, saz örtülüdumanlarýyla kerpiç evleri süslemeðe baþladý.

Caný ne yemek istiyordu, ne de su.

Gel desen gelmez miydim? Þu güzellerindoldurduðu elmastan kadehleri ben dolduramazmýydým?

Ali bakýyordu, sadece bakýyordu.

Oysa hem aðlýyor, hem söylüyordu:

- Ketenden yeleðini bile ben dikmedim miydi?Benim gibi bir öksüze dünyayý haram etmeðenasýl kýydýn? Yiðitliðine yakýþýr mýydý gurbettebeklemek dayanacak özümün tükendiðini anla-madýn mý?

Ali susuyor, boyuna susuyordu. Taþtan sesçýkýyor, Ali'den çekiniyordu. Sözlerinin ardýnýgetirdi aðlýya aðlýya:

- Ýnsafsýz yedi yýl oldu sen gideli, diktiðinfidanlar meyveye geldi tekmil. Birlikte gittik-lerinizin tümü yediþer sefer geldiler sýlalarýna.Buralarýn güzelleri çoktur ama sana yaramaz.Durmadýn sözünde Ali'm. Sözünde durmayanaerkek demezler biliyor musun? Kavlimizde gidipde dönmemek varmýydý vefasýz?

Fakat Ali hiç ses vermeden bakmýþ bakmýþ,sonra çekip giderken duman olmuþtu âdeta.Baðýrmýþtý ardýndan, baðýrmýþ, baðýrmýþ... FakatAli...

Uyandý. Güneþ bir mýzrak boyu yükselmiþtikalktý yaslandýðý yerden:

- Hayýrdýr inþallah, dedi.

Kalktý usulcak, gitti kapýya, örttü, kalýn tahtasürgüsünü itti. Ne olur ne olmazdý. Kara, kuruHacý kötü dadanmýþtý çünkü. Köy bakkalýndakafayý çekip elinde saz, düþüyordu tek gözdenibaret evininin yakýnlarýna. Daha bir günden birgüne ne kapýsýna dayanýp böyle böyle demiþ, ne

YÂRÝM ÝSTANBUL’U MESKEN MÝ TUTTUN? 23

KA

RD

ELE

N

de çeþmeye giderken, yahut da tarlanýn yolunutek baþýna tuttuðunda yolunu kesmiþti.Kesmemiþ, lâf da atmamýþtý ama köyün cadýkarýlarý pek yakýþtýrmýþlar onu Kara Hacý'ya! Yediyýldýr Ýstanbul'u mesken tutan vefasýzýný düþünedüþüne uykuya varýverdi. Dünya çoktan silinmiþ,ay devrini tamamlayýp elini eteðini çekmiþtidünyanýn göklerinden.

Devrile kaldýðý yerde mýþýl mýþýl uyuyordu.

Uykusunda düþ.

Düþünde Ýstanbul gurbeti. Taþý topraðý altýn-dandý Ýstanbul gurbetinin. Ali'sini aramaða git-miþti düþünde. Bulmuþtu da. Güzellerin arasýn-daydý. Bir kýyýdan bakýyordu. Güzellerden biridizine baþýný koyup uzanmýþtý boylu boyunca. Birbaþkasý gümüþ bir kupayla þarap veriyor, daha birbaþkasý da dudaðýndan öpmeðe uzatýyordududaklarýný.

O zaman, o zaman iþte, gizlendiði kýyýdançýkývermiþti. Ali þaþýrmýþ, býrakýp güzellerini, koþ-muþtu yanýna. Açmýþtý aðzýný Ali'sine, yummuþtugözünü:

- Ýstanbul'u mesken mi tuttun? Bu güzellerigördün beni unuttun mu? Sýlasýna gelmeðeyemin mi ettin yoksa?

Yârim Ýstanbul'u mesken mi tuttun amanGördün güzelleri beni unuttun amanBeni evinize köle mi tuttun aman

Gayri dayanacak özüm kalmadý amanMektuba yazacak sözüm kalmadý aman

Yârim sen gideli yedi yýl oldu amanDiktiðin fidanlar meyveye döndü amanSeninle gidenler sýlacý oldu aman

Gayri dayanacak özüm kalmadý amanMektuba yazacak sözüm kalmadý aman

ÞâirlerKerem Dede

Kerem ile Aslý adlý ünlü aþk hikâyesinin kahra-manýdýr. 16. yüzyýlda mý, 17. yüzyýlda mý yaþadýðýkonusunda kesinlik yoktur, ama saz þairlerininaþk eksenli hayatlarýnýn ilk örneklerinden biriolmasý bakýmýndan hayat hikâyesi ve þiirleriönemli. Aþk hikâyesi kýsaca þöyle:

Ýsfahan Þahý'nýn oðlu Âþýk Kerem'in asýl adýAhmet Mirza'dýr. Babasýnýn hazinedarý ErmeniKeþiþi'nin kýzý Aslý'ya vurulmuþtur. Kýzýný birMüslümana vermek istemeyen Keþiþ, ailesini alýpgizlice ülkeyi terk eder. Âþýk Kerem arkadaþý Sofuile Aslý'nýn peþine düþer, gördüðü güzellikleriöver, Aslý'nýn hasretinden þiirler söyler. ÖnceKayseri'de Aslý'nýn izini bulur, diþçilik yapanAslý'nýn annesinin yanýnda durup sevdiðininyüzüne bakabilmek için saðlam diþlerini çektirir,ama yine kaybeder; durumu fark eden Keþiþ kýzýnýve karýsýný alýp kaçar. Ardýndan Kerem de yollaradüþer. Bu kez Halep'te karþýlaþýrlar. Âþýk Kerem'inþiirlerini dinleyip etkilenen Halep Paþasý birbirinisevenleri kavuþturmak için Keþiþ'i zorlar, düðünerâzý eder. Keþiþ bu kez kaçamaz, ama Aslý'yagerdek gecesi öyle sihirli bir elbise giydirir ki, birtürlü düðmeler çözüldükçe tekrar iliklenir. ÂþýkKerem'in muradýna erememesi aþk ateþinden yan-masýna yol açar. Kerem'in küllerini saçlarýylatoplamaya çalýþan Aslý da ayný ateþten yanar vekülleri birbirine karýþýr.

Bu hikâye Azerbaycan, Doðu Anadolu veErmenistan'ýn çeþitli bölgelerinde anlatýlýr ve dinayrýlýðýnýn doðurduðu faciayý anlatmasý bakýmýn-dan çok ilgi görmüþ, yaygýnlaþmýþtýr. Bu yüzdenbelki de Âþýk Kerem'in þiirlerinden bazýlarýbaþkalarý tarafýndan söylenmiþ, ona maledil-miþtir.

Acýlý, hasret kokan bu þiirlerin âþýk edebi-yatýmýzda önemli bir yeri olduðu muhakkaktýr.

Âþýk Garip

Asýl adý Resul'dür ve Tebrizli büyük bir tüccarolan Hoca Ahmed'in oðludur. Genç yaþta babasýölünce çevresine serseriler, dolandýrýcýlar toplanýrve bütün servetini tüketirler. Bir mirasyedi olarakpek çok iþe girip çýkar, bir sanat öðrenemez,sonunda bir âþýðýn yanýna çýrak olur. Þiirler söyler,Âþýk Garip adýný alýr.

Kazanç temin etmek için annesi ve kýzkardeþiyle Tiflis'e gider, orada zengin bir bezirgânolan Hoca Sinan'ýn kýzý Þah Sanem'e âþýk olur.Hoca Sinan'dan kýzýný ister, o da Âþýk Garip içinçok gelen "aðýrlýk" ister. O da bu parayý kazanmakiçin gurbete çýkar. Bir süre Erzurum'da kalýr,oradan Halep'e gider. Halep'te Paþa'ya kendinisevdirir. Ýyi para kazanýr.

Bu arada Þah Sanem'i, zengin akrabalarýndanÞah Veled'e niþanlarlar. Þah Veled, Halep'e ticaretiçin gittiðinde, Âþýk Garip kendine rakipolduðunu bilmeden onunla Þah Sanem'e mektupgönderir. Yolda mektubu okuyan Þah Veled, mek-tubu götürmek yerine, Âþýk Garip için yalanhaber uydurarak eþkýyalar tarafýndan öldürül-düðünü söyler. Þah Sanem buna inanmaz,

24 YÂRÝM ÝSTANBUL’U MESKEN MÝ TUTTUN? / ÞÂÝRLER

KA

RD

ELE

N

düðüne râzý olsa da uzun bir mühlet ister. Annesi,bir bezirganla oðlu Âþýk Garip'e haber gönderir, oda sevgilisine kavuþmak için yola çýkar. Hýzýr'ýnyardýmýyla düðünün son günü Tiflis'e gelir,halkýn yardýmýyla Þah Sanem'in ailesini râzý ederve Þah Sanem'le evlenir, kýz kardeþini de ÞahVeled'e verir. Ýki düðün bir yapýlýr, iþ tatlýyabaðlanýr.

Erciþli Emrah

Ahlat'tan Van'ýn Erciþ ilçesine gelip yerleþenÂþýk Ahmed'in oðludur. Genç yaþta âþýk olduðuSelvi Han'ýn peþinde dolaþarak þiirler söyler, ha-yatý efsanelere karýþýr. Þiirinin kaynaðý bütünüylebabasýndan öðrendikleri ve yaþadýðý aþk macerasýüzerine duyup söylediklerinden ibarettir. Yakýnzamana kadar onun þiirleri Erzurumlu Emrah'ýnzannedilirdi. Bu yüzden bazý halk þiiri ve edebi-yatý kitaplarýnda ayrýca anlatýlmaz. Bazýlarý daefsanevi bir aþk hikâyesinin kahramaný olaraktanýtýr.

Uzmanlarýn araþtýrmalarý sonucunda, onunþiirleriyle Erzurumlu Emrah'ýnkiler arasýndakitavýr ve üslûp farký ortaya çýkar ve farklý bir þairolarak dikkati çeker. Erciþli Emrah'ýn þiirlerindegörülen duygu yoðunluðu ile çaðdaþlarýnýn þiirleriarasýndaki fark hemen görülür. Þiirlerinde sadeceaþk var.

Hayat hikâyesi ve yaþadýðý aþk macerasý baþkahalk hikâyelerinden biraz farklýdýr, kýsaca þöyle:

Babasý Âþýk Ahmed'le Emrah, Erciþli MiroðluMahmut Bey'in hizmetinde bulunmuþlardýr.Mahmut Beyin kýzý Selvi Han'a âþýk olan Emrah,onun aþkýyla þiirler söylemeye baþlar. Önceleri buevliliðe karþý çýkan Miroðlu Mahmut Bey evlen-melerine izin verir ve düðün hazýrlýklarýnabaþlanýr. O sýrada Van'ý kuþatan Ýran Þah'ý Abbas,askerlerine þehirdeki bütün gençleri esiralmalarýný emreder. Askerlerin rehin aldýðýgençler arasýndaki Selvi Han'ý Þah'a eþ olarakhediye diye sunarlar. Selvi Han da onunla beraberolmak için yedi yýl izin ister.

Emrah, Selvi Han'ýn kaçýrýldýðýný duyunca Ýsfa-han'a doðru yola çýkar. Düðünün 40. günündeEmrah, Yagýp Han'ýn yardýmýyla Þah'a deyiþlerhalinde derdini anlatýr. Þah bir takým imtihanlar-dan geçirdikten sonra, Emrah'la Selvi Han'ýnkavuþmalarýna izin verir. Fakat sevdalýlarýn çilesibitmez…

Selvi Han'ýn Erciþ'teki kardeþleri, kýz kardeþleri-ni bir âþýk parçasýna vermek istemezler; baþkabirine vermek için kaçýrýrlar. Emrah, Selvi Han'ýnpeþinden Bitlis, Van ve Revan gibi þehirleridolaþýr. Rivâyete göre, bir gün türküyle yardýmýnýistediði bir turna ona kýlavuzluk eder ve babasý ileonu Hureyman denilen bir yere götürür. Selvi

Han'ý kardeþleri bu þehirdeki Emir Kul Han'ýnoðluna vermek için getirmiþlerdir. Selvi Han bura-da da yedi yýl mühlet istemiþtir. Bu mühletin bit-tiði günlerde Emrah babasýyla yetiþir. Fakat EmirKul Han'ýn adamlarý Emrah'ý yakalayýp zindanaatarlar. Babasý Âþýk Ahmed, Hýzýr'ýn yardýmýyla birgünde Þah Abbas'a gider ve ondan yardým ister.

Emrah'ýn boynu vurulacaðý sýrada Þah'ýnadamlarý yetiþir ve iki tarafýn askerleri savaþýrlar,savaþýn sonunda Emrah kurtulur. Þah böylelikleSelvi Han ile Emrah'ý ikinci kez kavuþturur vedüðünleri yapýlýr.

Bu hikâye, edebiyatýmýzda âþýklarýn kavuþtuðunadir hikâyelerdendir.

Ýlginç DemografikVeriler

EN ÇOK KULLANILAN ÝLK 5 ERKEK ADI

Adý MEHMET olan toplam kiþi sayýsý 2.826.306

Adý MUSTAFA olan toplam kiþi sayýsý 2.087.134

Adý AHMET olan toplam kiþi sayýsý 1.734.871

Adý ALÝ olan toplam kiþi sayýsý 1.674.448

Adý HÜSEYÝN olan toplam kiþi sayýsý 1.345.828

EN ÇOK KULLANILAN ÝLK 5 KADIN ADI

Adý FATMA olan toplam kiþi sayýsý 4.199.600

Adý AYÞE olan toplam kiþi sayýsý 3.184.045

Adý EMÝNE olan toplam kiþi sayýsý 2.509.480

Adý HATÝCE olan toplam kiþi sayýsý 2.154.569

Adý ZEYNEP olan toplam kiþi sayýsý 1.004.704

EN ÇOK KULLANILAN 5 SOYAD

Soyadý YILMAZ olan toplam kiþi sayýsý 1.508.846

Soyadý KAYA olan toplam kiþi sayýsý 1.038.538

Soyadý DEMÝR olan toplam kiþi sayýsý 973.133

Soyadý ÞAHÝN olan toplam kiþi sayýsý 875.848

Soyadý ÇELÝK olan toplam kiþi sayýsý 841.971

EN ÇOK KULLANILAN ORTAK ÝSÝMLER

Adý AYHAN olan erkek sayýsý: 128.903

Adý AYHAN olan kadýn sayýsý: 14.472

Adý CÝHAN olan erkek sayýsý: 59.908

Adý CÝHAN olan kadýn sayýsý: 8.823

ÞÂÝRLER / ÝLGÝNÇ DEMOGRAFÝK VERÝLER 25

KA

RD

ELE

N

Adý DENÝZ olan erkek sayýsý: 50.971

Adý DENÝZ olan kadýn sayýsý: 61.714

Adý DURDU olan erkek sayýsý: 11.775

Adý DURDU olan kadýn sayýsý: 28.910

Adý DURSUN olan erkek sayýsý: 119.946

Adý DURSUN olan kadýn sayýsý: 24.238

Adý ELVAN olan erkek sayýsý: 7.464

Adý ELVAN olan kadýn sayýsý: 17.878

Adý ERGÜL olan erkek sayýsý: 6.235

Adý ERGÜL olan kadýn sayýsý: 8.437

Adý FERHAN olan erkek sayýsý: 5.720

Adý FERHAN olan kadýn sayýsý: 7.441

Adý FÝKRET olan erkek sayýsý: 62.429

Adý FÝKRET olan kadýn sayýsý: 5.007

Adý GÜNAY olan erkek sayýsý: 10.363

Adý GÜNAY olan kadýn sayýsý: 22.361

Adý GÜNER olan erkek sayýsý: 6.639

Adý GÜNER olan kadýn sayýsý: 19.454

Adý GÜNGÖR olan erkek sayýsý: 13.548

Adý GÜNGÖR olan kadýn sayýsý: 8.341

Adý HÝDAYET olan erkek sayýsý: 28.369

Adý HÝDAYET olan kadýn sayýsý: 17.820

Adý HÝKMET olan erkek sayýsý: 70.807

Adý HÝKMET olan kadýn sayýsý: 32.165

Adý ÝLKAY olan erkek sayýsý: 9.529

Adý ÝLKAY olan kadýn sayýsý: 16.693

Adý ÝSMET olan erkek sayýsý: 117.350

Adý ÝSMET olan kadýn sayýsý: 23.655

Adý KAMURAN olan erkek sayýsý: 9.291

Adý KAMURAN olan kadýn sayýsý: 7.332

Adý MUKADDER olan erkek sayýsý: 10.194

Adý MUKADDER olan kadýn sayýsý: 5.549

Adý ÖZGÜR olan erkek sayýsý: 80.580

Adý ÖZGÜR olan kadýn sayýsý: 6.057

Adý PINAR olan erkek sayýsý: 5.685

Adý PINAR olan kadýn sayýsý: 5.430

Adý ÞAHÝN olan erkek sayýsý: 7.048

Adý ÞAHÝN olan kadýn sayýsý: 30.057

AYLARA GÖRE DOÐAN KÝÞÝ SAYISI(ÖLENLER DAHÝL):

OCAK ayýnda doðan toplam kiþi sayýsý:15.524.860

ÞUBAT ayýnda doðan toplam kiþi sayýsý:9.780.391

MART ayýnda doðan toplam kiþi sayýsý:11.331.846

NÝSAN ayýnda doðan toplam kiþi sayýsý:9.009.419

MAYIS ayýnda doðan toplam kiþi sayýsý:8.948.174

HAZÝRAN ayýnda doðan toplam kiþi sayýsý:7.454.605

TEMMUZ ayýnda doðan toplam kiþi sayýsý:6.931.875

AÐUSTOS ayýnda doðan toplam kiþi sayýsý:6.846.126

EYLÜL ayýnda doðan toplam kiþi sayýsý:7.316.960

EKÝM ayýnda doðan toplam kiþi sayýsý: 7.122.793

KASIM ayýnda doðan toplam kiþi sayýsý:6.091.183

ARALIK ayýnda doðan toplam kiþi sayýsý:5.884.339

26 ÝLGÝNÇ DEMOGRAFÝK VERÝLER

KA

RD

ELE

N

En geniþ anlamýyla çevre "ekosistemler" yada "biyosfer" þeklinde açýklanabilir. Dahaaçýk olarak çevre, insaný ve diðer canlý

varlýklarý doðrudan ya da dolaylý olarak etkileyenfiziksel, kimyasal, biyolojik ve toplumsal etmen-lerin tümüdür.

Ýnsanlarý çevre kirliliði konusunda duyarlý halegetirebilmek için 1997 yýlý çevre yýlý olarak kut-landý.

Çevrenin doðal yapýsýný ve bileþiminin bozul-masýný, deðiþmesini ve böylece insanlarýn olum-suz yönde etkilenmesini çevre kirlenmesi olaraktanýmlayabiliriz. Artýk hepimizin bildiði gibiçevreden, içindeki varlýklara göre en çok yarar-lanan bizleriz. Çevreyi en çok kirleten yine bizle-riz. Bu nedenle "Çevreyi kirletmek kendi var-lýðýmýzý yok etmeye çalýþmaktýr" denilebilir.

Bilinçsiz kullanýlan her þey gibi temiz ve saðlýk-lý tutulmayan çevre de bizlere zarar verir. Bunedenle çevre denince aklýmýza önce yaþamahakký gelmelidir. Ýnsanýn en temel hakký olanyaþama hakký, canlý ya da cansýz tüm varlýklarýsaðlýklý, temiz ve güzel tutarak dünyanýn ömrünüuzatmak, gelecek kuþaklara býrakýlacak en deðerlimirastýr.

1970'li yýllardan sonra bilincine vardýðýmýzçevre kirliliði dayanýlmaz boyutlara ulaþtý. Çünküartýk temiz hava soluyamaz olduk. Ruhsal rahat-lamamýzý saðlayacak yeþil alanlara hasret kalmayabaþladýk. Yüzmek için deniz kýyýsýnda bile yüzmehavuzlarýna girmek zorunda kaldýk gürültüsüz vesakin bir uyku uyuyamaz, midemiz bulanmadanbir akarsuya bakamaz olduk. Kýsaca artýk kirlete-ceðimiz çevre tükenmek üzeredir. 2000-3000 yýlönce bir doða cenneti ve büyük bir kýsmý otlaklar-la kaplý olan Anadolu'yu günümüzde bu durum-lara düþürdük.

Doðada kirlenmeye neden olan etmenleri,doðal etmenler ve insan faaliyetleri ile oluþanetmenler olmak üzere iki grupta inceleyebiliriz.

Doðal etmenler: depremler, volkanik patla-malar, seller gibi doðadan kaynaklanan etmen-lerdir.

Ýnsan faaliyetlerinden kaynaklanan etmenlerise aþaðýdaki gibi sýralanabilir.

* Evler, iþ yerleri ve taþýt araçlarýnda; petrol,kalitesiz kömür gibi fosil yakýtlarýn aþýrý ve bilinç-siz tüketilmesi.

* Sanayi atýklarý ve evsel atýklarýn çevreyegeliþigüzel býrakýlmasý.

* Nükleer silahlar, nükleer reaktörler ve nükleerdenemeler gibi etmenlerle radyasyon yayýlmasý.

* Kimyasal ve biyolojik silahlarýn kullanýlmasý.

* Bilinçsiz ve gereksiz tarým ilaçlarý, böceköldürücüler, soðutucu ve spreylerde zararlý gazlarüretilip kullanýlmasý.

* Orman yangýnlarý, aðaçlarýn kesilmesi, bilinç-siz ve zamansýz avlanmalardýr.

Yukarýda sayýlan olumsuzluklarýn önlen-mesiyle çevre kirliliði büyük ölçüde önlenebilir.

Çevre bilimcilere göre genelde, aþaðýda verileniki çeþit kirlenme vardýr.

Birinci tip kirlenme; biyolojik olarak ya dakendi kendine zararsýz hale dönüþebilen mad-delerin oluþturduðu kirliliktir. Hayvanlarýn besinartýklarý, dýþkýlarý, ölüleri, bitki kalýntýlarý gibimaddeler birinci tip kirlenmeye neden olur.Kolayca ve kýsa zamanda yok olan maddelerinmeydana getirdiði kirliliðe geçici kirlilik de denir.

Ýkinci tip kirlenme: biyolojik olarak veya kendikendisine yok olmayan ya da çok uzun yýllardayok olan maddelerin oluþturduðu kirliliktir.Plastik, deterjan, tarým ilaçlarý, böcek öldürücüler(DDT gibi), radyasyon vb. maddeler ikinci tip kir-lenmeye neden olur.

Kalýcý kirlenme de denilen ikinci tip kirlen-meye neden olan maddeler bitki ve hayvanlarýnvücutlarýna katýlýr. Sonra besin zincirinin sonhalkasýný oluþturan insana geçerek insanýnyaþamýný tehlikeye sokar. Örneðin; Marmaradenizine sanayi atýklarý ile cýva ve kadminyumiyonlarý býrakýlmaktadýr. Zararlý atýklar besin zin-cirinde alglere, balýklara ve sonunda insanageçerek önemli hastalýklara ve ani ölümlereneden olmaktadýr.

ÇEVRE KÝRLÝLÝÐÝ 27

KA

RD

ELE

N

ÇEVRE KÝRLÝLÝÐÝ

Köy gibi kýrsal yaþama birliklerindeki insanlargenellikle büyük kentlerde yaþayan insanlardandaha saðlýklý ve daha uzun ömürlüdür. Çünkü kýr-sal ekosistemler, çevre kirliliði yönünden kentselekosistemlerden daha iyi durumdadýr. Bunu bilenkent insaný fýrsat buldukça, çevre kirliliði en azolan kýrlara, köylere koþmaktadýr.

Günümüzde en yaygýn olan kirlilik su, hava,toprak, ses ve radyasyon kirliliðidir.

SU KÝRLÝLÝÐÝ

Yeryüzündeki içme ve kullanma suyunun mik-tarý sýnýrlýdýr. Zamanla su kaynaklarýnýn azalmasý,insan nüfusunun artmasý ve daha önemlisi,sularýn kirlenmesi yaþamý giderek zorlaþtýrmak-tadýr.

Su kirliliðini oluþturan etmenlerin baþýndalaðým sularýyla sanayi atýk sularý gelmektedir.Bunun yanýnda petrol atýklarý, nükleer atýklar,katý sanayi ve ev atýklarý da önemli kirleticilerdir.Bunlar deniz kenarýndaki bitki ve alg gibi kay-naklarý yok etmektedir. Kirlenme sonucu deniz-lerde hayvan soyu tükenmeye baþlamýþtýr.Örneðin; Marmara denizi, kirlilik nedeniyle balýk-larýn yaþamasýna uygun ortam olmaktan çýk-mýþtýr. Karadeniz'deki kirlenme nedeniyle hamsive diðer balýk türleri giderek azalmaktadýr.Istakozlarýn larva halindeyken temiz su bulama-malarý nedeniyle nesilleri tükenmektedir. Nehirve göllerimizde kirlilik nedeniyle canlýlar tüken-mek üzeredir.

Yeni yeni kurulmaya baþlanan arýtma tesisleri,laðým ve sanayi atýk sularýný hem kimyasal hemde biyolojik olarak temizlemektedir. Böylece hemsulama suyu gibi yeniden kullanýlabilir sukazanýlmakta hem de denizlerin kirlenmesiönlenmektedir. Bu nedenle sanayileþme mutlakaiþ yerleri planlanýrken arýtma tesisleri ile birliktedüþünülmelidir.

HAVA KÝRLÝLÝÐÝ

Hava, içinde yaþadýðýmýz gaz ortamý oluþtur-manýn yanýnda yaþam için temel bir gaz olanoksijeni tutar. Oksijen yanma olaylarýný dasaðlayan temel bir maddedir.

Temiz hava olarak nitelendirilen atmosferin altkatmaný; azot, oksijen, karbondioksit ve çok azmiktarda diðer gazlardan oluþur. Ayrýca atmos-ferin üst katmanýnda bir de ozon gazýnýn (O3)oluþturduðu tabaka vardýr. Ozon, güneþten gelenzararlý ýþýnlarýn çoðunu yansýtýp bir kýsmýnýtutarak yeryüzüne ulaþmasýný engeller.

Evler, iþ yerleri, sanayi kuruluþlarý ve otomobil-lerin çevreye verdikleri gaz atýklar havanýn bileþi-mini deðiþtirir. Havaya karýþan zararlý maddelerinbaþlýcalarý kükürt dioksit (SO3), karbon monoksit(CO), karbon dioksit (CO2), kurþun bileþikleri,karbon partikülleri (duman), toz vb. kirletici-lerdir. Ayrýca deodorant, saç spreyleri ve böceköldürücülerde kullanýlan azot oksitleri, freongazlarý ile süpersonik uçaklardan çýkan atýklar dahavayý kirletir.

Zararlý gazlarýn (özellikle kükürt bileþikleri);yaðmur, bulut, kar gibi ýslak ya da yarý ýslak mad-delerle karýþmalarý sonucunda asit yaðmurlarýoluþur. Asit yaðmurlarý da bir yandan orman alan-larý vb. yeþil alanlarý yok etmekte bir yandan dasularý kirletmektedir.

Aþýrý artan CO2, atmosferin üst katmanlarýndabirikerek ýsýnýn, atmosfer dýþýna çýkmasýnýengeller. Böylece yeryüzü giderek daha fazla ýsýnýr.Bu da buzullarýn eriyerek denizlerin yükselmesinekýyýlarýn sularla kaplanmasýna neden olabilecek-tir. "Sera etkisi" denilen bu olay sonucu denizlerin16 metre kadar yükselebileceði tahmin edilmekte-dir.

Freon, kloroflorokarbon (CFC) gibi gazlarýnetkisiyle ozon tabakasý incelmektedir. Bununsonunda güneþin zararlý ýþýnlarý yeryüzüneulaþarak cilt kanseri gibi hastalýklara ve ölümlereneden olmaktadýr. Sonuçta, biyosferin canlýkitlesini yok etme tehlikesi vardýr.

Büyük yangýnlar da önemli ölçüde hava kirli-liði yaratýr. Örneðin; orman yangýnlarý, körfezsavaþýnda olduðu gibi petrol yangýnlarý vb.

Hava kirliliði aþaðýda verilen uygulamalarlaönlenebilir:

* Hava kirliliðinin en önemli nedenlerindenolan fosil yakýtlar olabildiðince az kullanýlmalý.Bunun yerine doðalgaz, güneþ enerjisi, jeotermalenerji vb. enerjilerin kullanýmý yaygýnlaþtýrýl-malýdýr.

* Karayolu taþýmacýlýðý yerine demiryolu vedeniz taþýmacýlýðýna aðýrlýk verilmelidir. Büyükkentlerde toplu taþýma hizmetleri yaygýnlaþtýrýl-malýdýr. Böylece, otomobil egzozlarýnýn nedenolduðu kirlilik azaltýlabilir.

* Sanayi kuruluþlarýnýn atýklarýný havaya ver-meleri önlenmelidir.

* Yeþil alanlar artýrýlmalý, orman yangýnlarýönlenmelidir.

* Ozon tabakasýna zarar veren maddeler kul-lanýlmamalýdýr.

28 ÇEVRE KÝRLÝLÝÐÝ

KA

RD

ELE

N

TOPRAK KÝRLÝLÝÐÝ

Canlýlýðýn kaynaðý sayýlabilecek topraðýnyapýsýna katýlan ve doðal olmayan maddelertoprak kirliliðine neden olur. Böyle topraklardabitkiler yetiþmez ve topraðý havalandýrarak yararsaðlayan solucan vb. hayvanlar yaþayamaz duru-ma gelir. Topraktan bitkilere geçen kirletici mad-deler, besin zinciri yoluyla insana kadar ulaþýr.Hastane atýklarý gibi mikroplu atýklar, hastalýk-larýn yayýlmasýna neden olur.

Toprak kirliliðine neden olan baþlýca etmenler:

* Ev, iþ yeri, hastane ve sanayi atýklarý.

* Radyoaktif atýklar.

* Hava kirliliði sonucu oluþan asit yaðmurlarý.

* Gereksiz yere ve aþýrý miktarda yapay gübre,tarým ilacý vb. kullanýlmasý.

* Tarýmda gereksiz ya da aþýrý hormon kul-lanýmý.

* Sularýn kirlenmesi. Su kirliliði toprak kirli-liðine neden olurken, toprak kirliliði de özellikleyer altý sularýnýn kirlenmesine neden olur.

Toprak kirliliðinin önlenmesi için aþaðýdakiuygulamalar yapýlmalýdýr.

* Verimli tarým topraklarýnda yerleþim vesanayi alanlarý kurulmamalý, yeþil alanlar artýrýl-malýdýr.

* Ev ve sanayi atýklarý, topraða zarar vermeye-cek þekilde toplanýp depolanmalý ve toplan-malýdýr.

* Yapay gübre ve tarým ilaçlarýnýn kullanýl-masýnda yanlýþ uygulamalar önlenmelidir.

* Nükleer enerji kullanýmý bilinçli þekildeyapýlmalýdýr.

SES KÝRLÝLÝÐÝ

Sanayileþme ve modern teknolojinin geliþme-siyle ortaya çýkan çevre sorunlarýndan biri de seskirliliðidir. Gürültü de denilen ses kirliliði, isten-meyen ve dinleyene bir anlam ifade etmeyensesler ya da insaný rahatsýz eden düzensiz ve yük-sek seslerdir. Ses kirliliðini yaratan önemli etmen-ler;

* Sanayileþme

* Plansýz kentleþme

* Hýzlý nüfus artýþý

* Ekonomik yetersizlikler

* Ýnsanlara, gürültü ve gürültünün yaratacaðýsonuçlarý konusunda yeterli ve etkili eðitimin ve-rilmemiþ olmasýdýr.

Ses kirliliði, insan üzerinde çok önemli olum-suz etkiler yaratýr. Bu etkileri aþaðýdaki gibisýralayabiliriz.

Ýþitme sistemine etkileri: Ses kirliliði iþitme sis-temi üzerinde, geçici ve kalýcý etkiler olmak üzereiki çeþit etki yapar. Ses kirliliðinin geçici etkisi,duyma yorulmasý olarak da bilinen iþitmeduyarlýlýðýndaki geçici kayýplar þeklinde olur.Duyma yorulmasý düzelmeden tekrar gürültüdenetkilenilmesi ve etkileþmenin çok fazla olmasýdurumunda iþitme kaybý kalýcý olur.

Fizyolojik etkileri: Ýnsanlarda görülen stresinönemli bir kaynaðý ses kirliliðidir. Ani olarakoluþan gürültü insanýn kalp atýþlarýnda (nabzýn-da), kan basýncýnda (tansiyonunda), solunumhýzýnda, metabolizmasýnda, görme olayýndabozulmalar yaratýr. Bunlarýn sonucunda uyku-suzluk, migren, ülser, kalp krizi gibi olumsuzdurumlar ortaya çýkar. Ancak en önemli olum-suzluk kulakta yaptýðý tahribattýr.

Psikolojik etkileri: Belirli bir sýnýrý aþangürültünün etkisinde kalan kiþiler, sinirli, rahatsýzve tedirgin olmaktadýr. Bu olumsuzluklar,gürültünün etkisi ortadan kalktýktan sonra dasürebilmektedir.

Ýþ yapabilme yeteneðine etkileri: Özellikle bek-lenmeyen zamanlarda ortaya çýkan ses kirliliði, iþveriminin düþmesi, kendini iþine verememe vehareketlerin engellenmesi þeklinde performansýdüþürücü etkiler yapar. Gürültünün öðrenmeyi vesaðlýklý düþünmeyi de engellediði deneylerle sap-tanmýþtýr.

Ülkemizde, insanlarý gürültünün zararlý etki-lerinden korumak için gerekli önlemleri içeren veçevre yasasýna göre hazýrlanmýþ olan "Gürültükontrol yönetmeliði" uygulanmaktadýr. Ancakyönetmeliðin hedeflerine ulaþabilmesi için insan-larýn bu konuda eðitilmeleri ve bilinçlen-dirilmeleri gerekir.

Ses kirliliðinin saptanmasýnda ses þiddetiniölçmek için birim olarak desibel (dB) kullanýlýr.Ýnsan için 35-65 dB sesler normaldir. 65-90 dBsesler, sürekli iþitildiðinde zarar verebilecek kadarrisklidir. 90 dB'in üzerindeki sesler tehlikelidir.

Ses kirliliði aþaðýdaki uygulamalarla önlene-bilir:

* Otomobil kullanýmýný azaltacak önlemleralýnmalýdýr.

* Ev ve iþ yerlerinde ses geçirmeyen camlar (ýsý-cam gibi) kullanýlmalýdýr.

* Eðlence yerleri vb. ortamlarda yüksek seslemüzik çalýnmasý engellenmelidir.

* Gürültü yapan kuruluþlar, þehirlerin dýþýndakurulmalýdýr.

ÇEVRE KÝRLÝLÝÐÝ 29

KA

RD

ELE

N

RADYASYON

Radyoaktif element denilen bazý elementlerinatom çekirdeðinin kendiliðinden parçalanaraketrafa yaydýðý alfa, beta ve gama gibi ýþýnlararadyasyon denir. Çevreye yayýlan bu ýþýnlar, canlýhücreleri doðrudan etkileyerek mutasyon denilengenlerdeki bozulmaya neden olur. Çok yoðunolmayan radyasyon, canlýnýn bazý özelliklerinindeðiþmesine neden olurken yoðun radyasyon,canlýnýn ölümüne neden olabilir. Örneðin;1945'te Japonya'ya atýlan atom bombasý, atýldýk-tan sonraki 7 gün içinde, vücutlarýnýn tamamý 10saniye radyasyon almýþ insanlarýn % 90'ý hiç biryara ve yanýk izi olmadan öldü. 26 Nisan 1986'daÇernobil'deki nükleer kazanýn; ani ölümler, gebekadýnlarda düþük olaylarý, kan kanseri, sakatdoðumlar gibi olumsuz etkileri oldu.

Bir çevredeki belli bir dozun üzerinde olanradyasyon, canlýnýn vücut hücrelerini etkileyerekdoku ve organlarda bozulmalara, anormalliklere,üreme hücrelerini etkileyerek doðacak yavrulardasakatlýklara neden olur. Uzun süre radyasyon et-kisinde kalmanýn yaratacaðý sonuçlar aþaðýdakigibi sýralanabilir:

* Kanser oluþmasý,

* Ömrün kýsalmasý (erken ölümler),

* Katarakt oluþmasý,

* Sakat ve ölü doðumlar þeklinde sýralanabilir

Radyasyonun zararlý etkilerinden korunmakiçin, alýnabilecek baþlýca önlemler þunlardýr:

* Özel giysiler (kurþun önlük, özel maske) kul-lanýlmalýdýr.

* Radyasyon kaynaðýndan uzak durulmalý, enkýsa sürede radyasyonlu ortam terk edilmelidir.

* Radyasyonlu cihazlarla yapýlan teþhis vetedaviye sýk sýk baþvurulmamalýdýr.

Radyasyon, doðadaki radyoaktif maddelerdençok, bunlarýn kullanýldýðý ortam ve olaylardançýkar. Bunlar; nükleer santraller, nükleer enerjiyleçalýþan gemiler ve nükleer denemelerdir. Ayrýcateþhis ve tedavide kullanýlan bazý cihazlar, týbbimalzemelerin ve sularýn dezenfekte edilmesi içinkullanýlan araçlardan da radyasyon yayýlmak-tadýr.

Gençliðim eyvah! ÖZEL bir kolejin önü... Yüzlerce lüks otomobil

park etmiþ bekliyor. Kýzýný okuldan almaya gelendireksiyondaki adama, yanýnda oturan arkadaþýsoruyor:

- Bunlarýn hepsi çocuklarýný almaya mý gelmiþ?

Acý acý gülüyor direksiyondaki adam:

- Sürücülere biraz dikkatli bakar mýsýn? Hiçbirianne ya da babaya benziyor mu?

Arkadaþý, görebildiði sürücüleri incelemeyebaþlýyor. Kimi uzun saçlý, kimi kabak kafalý, kimiküpeli, kimi hýzmalý, ama hepsi yüzde yüz züppetipli genç bunlar. Aralarýnda tek tük kulaðý kesikorta yaþlýlar da var.

O sýrada okul daðýlýyor. Erkekler, çantalarý sýrt-larýnda, aðýr aðýr servis araçlarýna doðru yürürken,kapýdan çýkan genç kýzlar, saçlarýný rüzgârda savu-ra savura, lüks otomobillere koþuyor.

Bir genç kýzý otomobiline alan her sürücü, gazabastýðý gibi uçarcasýna gözden kayboluyor.

Direksiyondaki adam, olan biteni þaþkýnlýklaizleyen arkadaþýnýn gözlerinin içine bakýyor:

- Kýzýmý almak için her gün buraya nedengeldiðimi þimdi anladýn mý?

- Anladým, diyor arkadaþý...

- Bunlarýn hepsi zengin çocuklarý. Daha lüksyaþamaya ailelerinin verdiði harçlýk yetmediðiiçin, o zengin züppe gençlerle para karþýlýðý birlik-te oluyorlar!

Arkadaþý, küçük dilini yutmamak için zortutuyor kendini.

Ahlâk nerede!

BODRUM'DA 16 yaþýnda lise öðrencisi gençkýzýn çýplak görüntülerinin erkek arkadaþý tarafýn-dan Ýnternet'teki bir porno sitesinde yayýnlan-masý, bir arkadaþýmýzýn yukarýda anlattýklarýnýhatýrlattý bize.

Bodrum'da 14 yaþýndaki bir genç kýzýn anlat-týklarý ile arkadaþýmýzýn tanýk olduklarý arasýnda okadar benzerlik var ki...

Yaþýtlarýnýn yüzde 90'ýnýn kendisi gibi sigara vealkol kullandýðýný, birçoðunun hapla baþlayarakuyuþturucuyu denediðini anlatan 14 yaþýndakikýz, "Sevgilisi olmayan yok gibi. Lisede bakireolan kýzlara aptal gözüyle bakýyorlar. Namus,ahlâk ve özgürlük gibi deðerleri öðreten yok"diyor.

30 ÇEVRE KÝRLÝLÝÐÝ / GENÇLÝÐÝM EYVAH!

KA

RD

ELE

N

Para için iþ adamlarýyla birlikte yaþayan liselikýz arkadaþlarý olduðunu da söylüyor 14 yaþýnda-ki kýz.

Bu tür iðrençlikler sadece Bodrum'da mýyaþanýyor?

Özellikle büyük kentlerde, gözünüzü dört açýpçevrenize bir bakýn bakalým. Vücutlarýný teþhireden 14-17 yaþ arasý genç kýzlarla dolu her yer!

Bir bakýyorsunuz, 16 yaþýnda güzeller güzeligenç kýz, 50'yi geçmiþ kel ve göbekli bir erkeðinkolunda...

Erkeði, babasý mý sanýyorsunuz?

Aymazlýðýn bedeli

MEYVEYÝ sinsice kemirip çürüten kurt gibi,ahlâksýzlýk kurdu da toplumu öyle kemiripçürütüyor.

Bu gerçeði görmemek için kör olmak gerekir.

Bizim yöneticilerimiz, siyasetçilerimiz, eðitim-cilerimiz, toplum bilimcilerimiz, pedagoglarýmýzkör galiba.

Gençlik hýzla elden gidiyor, ama kimseninumursadýðý yok.

Herkes kendince vatan kurtarma peþinde!Büyük oynayanlar, büyük iþlerle uðraþanlarküçücük çocuklarýn ve gençlerin geleceði ile niçinilgilensinler ki...

Bu aymazlýðýn ve vurdumduymazlýðýn bedeli-nin çok aðýr olacaðýnýn farkýnda deðiller.

14/11/2005

Leyleðin Ýntikamý1927 yýlýydý. Havalar ýsýnmaya baþlamýþtý.

Uzaklardan, çok uzaklardan bir misafir geliyordu buülkeye. Bu ülkede de, Çorum'un Berk köyüne yer-leþecekti.

Burayý çok beðendi; havasý, suyu her þeyi güzeldibu yerin. Ýþte þu yüksek baca da yuva kurulacakyerdi hani. Yazýn tadýný burada çýkaracaktý.

Camiye de yakýndý. Her beþ vakitte ezan sesiyleuyanýp irkilirdi. Sonra uzun bir aðýt yakardý kendidiliyle, uzun bir aðýt. Laklaklar karþý daðlara çarpargeri dönerdi kendine. Bu sesten etkilenenler de olur-du. Onun sesinde hasret vardý. Burada yavruladýk-tan sonra onlarý da göklere uçurup vatanýnadönecekti. Öbür yaz da tekrar buraya gelecekti belki.

Leyleðin, gagasý ve ayaklarý gibi uzun ümitlerivardý. Gençti, güzeldi bu leylek. Erkek leyleklerdenbir onu gözüne kestirdi. Düðünleri oldu mavi gök-lerde. Masmavi ümitler yaþadýlar uçtular uçtularberaberce… Þimdi o, diðer erkeklerin gözünde birbacýydý sadece. Erkek de evine baðlýydý.

Onu esen yelden, uçan kuþtan sakýnýp kýskanýrdý.

Diþi leylek yumurtalarýný bir bir yuvaya býrak-maya baþlamýþtý. Erkek de yumurtalarý her günsayar, onlarý gözü gibi korurdu. Ýkisi de yuvalarýnýdüþünür, yavrularýnýn hayalleriyle yaþarlardý.Derken günün birinde hain bir el uzandý yumurta-larýna. Bu iþi yapan çocuk deðildi. Aklý baþýnda, yaþýyerinde bir insandý. Þeytan nasýlsa kandýrmýþtý onu.

Yumurtalarý þeytanca karýþtýrdý. Onlardan birinibelki de en irisini seçti. Yýlýþýk gözlerle yumurtayýiyice süzdü. Önündeki iki sarý paslý diþini göstererekgevrek gevrek güldü. Kasketini düzeltti rüzgârdanuçmasýn diye. Düþmemek için kendini dengeledi.Aklýnca deneyecekti leylekleri.

Cebindeki ördek yumurtasýný, aldýðý yumurtanýnyerine býraktý. Onu diðer yumurtalarýn arasýna katýpkarýþtýrdý. Leyleklerin gelip yakalamasýndan dakorkuyordu. Oraya çýkýncaya kadar da zaten binbirtehlike atlatmýþtý.

Düþmeden inmeliydi. Leyleklerin ötelerden ses-leri duyuluyordu.

Oradan inip doðruca kahveye doðru koþtu.Kahvede bulunanlara yaptýðý marifeti ballandýraballandýra anlatmaya baþladý. Hem arka arkasýnahýrsla sigarasýný içiyor, hem de yumurtayý göster-erek:

"-Bu yumurtayý aldým, ördek yumurtasýný yuvayakoydum, bundan sonra ördekler de uçacak." diyerekleyleklerle alay bile ediyordu.

Hemen evine koþtu. Çocuklarýna leylek yumur-tasýný gösterdi. Onlar da yumurtaya hayranlýklabaktýlar. Ocaða bir tava koyup içine de biraz yaðkattý. Yumurtayý kýzgýn yað içine atýp piþirdi.Yumurtanýn yaða düþmesiyle cýz diye bir ses duyul-du. Birilerinin yüreði cýz etti. Diþi leylek, erkeðine:

"-Bugün yüreðim sýkýlýyor, eve dönelim." dedi.

Yuvalarýna döndüler beraberce. Önce yumurta-larýna baktý, sonra onlarýn üzerine çöktü bir daha dakalkmadý. Erkek leylek diþisine güzel naðmeler yaktýkuluçka boyunca. Diþinin gözleri gülüyor, içi gülüy-ordu. Hâin bir elin yumurtalar arasýnda dolaþýp biri-ni deðiþtirdiðini nereden bilebilirdi.

Beklemek ne kadar da zordu yumurtalarýn haya-ta uyanmasýný. Erkek leylek bu sabah erkendenuçup gitmiþti. Diþisine en güzel yiyecekleri getire-cekti.

Ýþte erkeðin ayrýldýðý anda kuluçka dönemi sonaermiþti.

GENÇLÝÐÝM EYVAH! / LEYLEÐÝN ÝNTÝKAMI 31

KA

RD

ELE

N

Yavrular bir bir kabuktan çýkýyorlardý. Bunlaryumurtanýn içinde böyle nasýl olmuþlardý. Ne þirinþeylerdi bunlar. Onlardan biri diðerlerine hiç ben-zemiyordu. Leylek bir baktý, iki baktý benzetemedidiðerlerine. Ana þefkati acýdý ona da. "Bunlarýnyanýnda bu da büyür." dedi.

Bunun leyleklerden farký ne ki sadece ayaklarýylagagasý biraz kýsa.

Onu atamazdý, atarsa bir can kaybolurdu. Kendihayatýný muhafaza edemezdi bu zavallýcýk. Erkekleyleðe bundan hiç bahsetmedi.

Yavrular palazlandýkça ördek yavrusu diðer-lerinden ayrýlýyordu.

Erkek bunun farkýna varmadýðýndan diþisineyine sevgiyle muamele ediyordu.

Yavrular iyice büyüdü. Erkek leylek o gün dahabir gururla bakmak istedi.

Ýþte ne olduysa o zaman oldu. Ördek yavrusunufark etti.

Fark etmesiyle her þey deðiþti. Erkeðin kaþlarýçatýldý, rengi deðiþti, gözleri karardý.

Önce sert sert diþisine baktý. Tüylerini kabarttý.Diþi de iþin farkýna vardý.

Küçüldükçe küçüldü, aðzýný açýp da bir çift lâfedemedi. "Bu yavruya da acýdým, onu da korumakistedim, diðerlerinin yanýnda o da büyür." diyecekti,diyemedi, sustu.

Erkek leylek önce kanatlarýný çýrpýp biraz hava-landý. Sonra diþinin üstüne sert bir iniþ yaptý.Nesline ve kendine yapýlan bir ihanetti bu.

Dayanamazdý, görmemezlikten gelemezdi.Varsýn baþkalarý diþisini kýskanmazsa kýskanmasýn.Kendisi çok kýskançtý. Diþisini çok sevdiði haldekýskançlýkla bu sevgi nefrete dönüþüvermiþti.Erkeðinin namusunu korudukça güzeldi ve sevim-liydi diþi. Þimdi ise aralarýndaki akit yok olmuþ, diþierkeðine ihanet etmiþti, erkek leylek böyle düþünü-yordu.

Erkek leyleðin birinci hamlesinde uzun gagasýn-da sadece birkaç tüy kalmýþtý. Diþi sesini bile çýkara-madý. Her ne pahasýna olursa olsun atamazdýördeði. Çünkü o bir anneydi. Hani bu þefkatle birkedi ezeli düþmaný olduðu fare yavrularýný kendiyavrularýyla birlikte emzirmiyor muydu? Yine deleylekler arasýnda kýskançlýk daha sert ve daha acý-masýzdý.

Birinci hamlede istediðini yapamamýþtý erkek.Ýkinci hamle için daha çok havalandý. Tekrar dahasert bir þekilde diþisine çullandý. Diþinin bu hamledetüyleriyle beraber derisi de kopmuþtu. Diþi leyleðiniþi ve dýþý beraber kanýyordu. Diþinin her sabahkineþeli laklaklarý artýk bitmiþti.

Istýrapla yavrularýna bakýyordu.

Onlar ise olup bitenden habersizdi. Erkek leyleküçüncü hamleye hazýrlanýrken diðer leylekleremeseleyi götürmeyi düþündü ve götürdü de.

Olayý, onlar da hoþ karþýlamadýlar.

Nesillerine ve kocasýna ihanet eden diþi leyleköldürülecekti. Bir grup leylek, erkek leylekle berabergidip diþi leyleði öldürdüler. Diþi leylek gýk bilediyemedi, kanunlara karþý boynu kýldan inceydi.

Erkek buna raðmen hýncýný alamamýþtý. Ýbretolsun diye leylek leþini köy meydanýna attý. Sahipsizleylek, onun bunun ayaðý altýnda kaldý, köy çocuk-larýnýn eðlencesi oldu. Kimisi gagasýndan, kimisiayaklarýndan çekiþtirdi.

Yumurtayý deðiþtiren adam da onu gördü.Korkusundan leyleðe yaklaþamýyordu. Sarý paslý diþ-lerini gösterip gülemez oldu. Ýçine bir alev düþmüþonu yakýyordu. Yüreðine bir taþ oturmuþtu, onuoradan söküp atmak ne mümkündü. Ayýk dagezmiyordu zaten. Evine, ailesine, çocuklarýnahiçbir þey söylemedi. Kahvede iftiharla anlattýðýþeylerden de utanýr olmuþtu.

Yüksek bacada, sadece yavrularýn acý feryatlarýnýduyan köylüler çok üzüldüler. Yetim kalan yavrulariçin gözyaþý döktüler. Leyleðin ölüsünü kimse tutupda baþka tarafa atmaya cesaret edemiyordu.Köylüler misafir gelmiþ bu hayvanýn hâline acýyor-lardý.

Cani heveskâr kahveye deðil, dýþarý bile çýkamazolmuþtu. Evinin perdelerini de iyice kapatmýþtý.Karanlýða kaçýyor, karanlýktan medet bekliyordu.Vicdanî azap onu yiyip bitiriyordu. Dýþarýda, hepgeceleri dolaþýyordu. Dolaþýrken de durmadan içi-yordu.

Yine böyle bir akþam içki þiþesiyle leyleðin yaný-na gitti. Kendi kendine konuþuyordu. Leyleðingagasý yukarý doðru bir býçak gibi dikilmiþti.

Sarhoþ caninin bir an dengesi bozuldu. Gözlerikarardý, ayaðý kaydý veya ayaðýný bastýðý zemin birada bir kilim gibi ayaðýnýn altýndan çekildi.

Sarhoþun o taþ oturan kalbine leyleðin gagasýhançer gibi saplanmýþtý.

Kalbinden bu gaga o taþý söküp atmýþ mý bilin-miyordu ama bilinen tek þey dünyanýn etme bulmadünyasý olduðuydu.

Sabah oradan geçenler bu ibretli manzarakarþýsýnda:

"Etme bulma dünyasý!.." dediler.

Etme bulma dünyasý…

32 LEYLEÐÝN ÝNTÝKAMI

KA

RD

ELE

N

Yediðimiz EtlereDikkat Edelim

Hadi Þimdi de bilmediðiniz yerden et alýn vebilmediðiniz yerden yemek yiyin bakalým...

Gaziosmanpaþa Hacýmaþlý köyü domuz çiftli-ðinin sularý ve katý atýklarý 300 metre mesafedekiSazlýdere Barajý'na akýyor.

Baraj on milyon kiþinin su ihtiyacýný karþýlýyor.Çiftlikte 5 bin domuz var.

Türkiye'deki domuz çiftliklerinde yýllýk 3 milyonkg. civarýnda et üretiliyor. Bu rakam neredeyse kýr-mýzý et üretiminin yarýsý.

Üretilen domuzlar otellere, yemek fabrikalarýnave marketlere "kýyma" þeklinde satýlýyor. Salam, sosisde piyasaya sürme yöntemlerinin en sýk kullanýlaný.

Neden domuz?

Peki ama dinen yasak olmasýna, Türk yemekkültürüne aykýrý bulunmasýna raðmen nedendomuz cazip bir konu? Çünkü domuz yetiþtiriciliðikârlý bir iþ.

Domuz üretken bir hayvan. Cinslerine ve yaþýnagöre yýlda bir, iki, bazen de üç kez ve her batýnda 15-20'ye kadar varan yavru dünyaya getirebiliyor. Birdomuz yýlda iki kez doðum yapsa, her batýndan 10yavru yaþasa, 20 sene yaþayan bir domuzun 400yavrusu oluyor.

Ve dahasý yeni doðmuþ bir domuz 4-5 ayda 100kiloya kadar çýkabiliyor.

Normal þartlarda evcil bir domuzun yüzde 30'uyað olarak ayrýlabilmekte iken bu rakam bazenyüzde 50'yi bulabiliyor.Yani 150 kg'lýk bir domuz-dan 75 kiloluk yað elde edilebiliyor. Bu da danayada koyuna göre tercih edilmesinde önemli biretken.

Beslenmesi kolay, cam dýþýnda her þeyi -leþ dahil-yiyebiliyor.

Her domuz da ortalama 80-100 kiloya ulaþtýðýzaman kesiliyor. Kaba bir hesapla sadece bu çiftlik-ten yýlda yaklaþýk 1 milyon kg. et çýkýyor. Bu etlerinhangi kanalla, nerelere satýldýðý meçhul.

Diðer çiftlikler de göz önüne alýndýðýndaTürkiye'de yaklaþýk 3 milyon kg. domuz etininpiyasaya deðiþik yollarla sürüldüðü ortaya çýkýyor.

Türkiye'deki toplam kýrmýzý et tüketiminin de 6milyon kg. olduðu göz önüne alýnýrsa tablonunvahameti daha da netleþiyor. Kilosu 1 ile 3.5 milyonlira arasýnda satýlan bu domuz etlerinin aðýrlýklýolarak kýyma, sucuk, salam ve sosis olarak satýldýðýdile getiriliyor.

Çiftlik çalýþanlarýndan Ýsmail Türk'ün verdiði bil-giye göre kesilen etler toplu olarak büyük otellere,yemek fabrikalarýna kýyma ve sosis gibi ürünlerolarak satýlýyor.

ADAM RESMEN MÝLLETE ÝÞ ÖÐRETÝYOR. BUYAZIYI OKUYANIN AKLINDA DOMUZ ÇÝFTLÝÐÝYOKSA DA OKUDUKTAN SONRA KESÝN KURAR.ADAM RESMEN FÝZÝBÝLÝTE YAPMIÞ!

Bu ve benzeri çiftliklerden resmi olarak beþ firmadomuz satýn alýyor:

Çerkezo, Polonez, Nuta, Namet ve Þütte...

1- Çerkezo aldýðý ürünleri Salam Sosis olarakpiyasaya sürerken ayný zamanda Teþvikiye'dekiÞarküterisinden de nihai tüketiciye ulaþýyor. (ki bufirmanýn birde TADET adý altýnda otellere ürün sat-týðý bir markasý daha bulunuyor...) Ayný zamandabutik maðazalarda ve ulusal zincir maðazalardasatýlan BONUS markalý ürünlerin üreticisi deÇERKEZO...

2- Ayazaða'daki Çerkezo'nun hemen yanýndaüretim yapan ÞÜTTE firmasý da salam, sosis ve jam-bonlarýný markasýyla satýyor.

Ancak bilinen bu firmalar ürünleri çeþitli zaman-larda farklý isimlerde piyasaya sürüyor. Daha önceÞütte olarak piyasaya sürülen domuz mamulleri sondönemde PIGGY adýyla satýlýyor. Üstelik ünlüAmerikan fast food zincirlerinden Little Caesar'sPizza tam 10 yýlý aþkýn süreden beri et mamülleriniÞÜTTE firmasýndan temin edip bizlere bir güzelyediriyor.

3- Polonez 5 yýl öncesine kadar resmi olarakdomuz ürünleri imal edip Migroslarda açýk açýkürünlerini satarken, son yýllarda %100 dana etindenürünler imal ettiðini iddia ediyor.

Peki ya bunlarý göz göre göre maðazalarýnda sat-týran satýnalma müdürleri aldýklarý rüþvetin yanýsýrabu milletin vebalini aldýklarýný da biliyorlar mýsizce?

Polonezin ciddi anlamda piyasaya yayýlmasýnda-ki en büyük faktör MIGROS'tur.

O dönem Migrosun et mamülleri satýnalmasýndaolan -Þu an oyuncak reyonunda satýnalmacýlýkyapan- Coþkun bey'in büyük paralar karþýlýðýndaPolonezle iþbirliði içerisinde olduðunu ve bizzatdomuzlarý bizlere yediren kiþi olduðunu biliyormuydunuz?

Peki ya Migrosta çalýþan tüm tezgahtarlarýneksiksiz olarak her ay sonunda POLONEZ in sahibiMUSTAFA AKKAÞ beyden (veya satýþ müdürü sýfatýile çalýþan ALI ÖZYAVAÞ'tan) maaþlarýný ve primleri-ni(bizlere sattýklarý et mamülleri üzerinden) aldýk-larýný biliyor muydunuz?

YEDÝÐÝMÝZ ETLERE DÝKKAT EDELÝM 33

KA

RD

ELE

N

Peki METRO GROS MARKETLER'in (Þu anki deðilbir önceki) satýnalmacýlýðýný yapan kiþinin Þu anBAÐDAT CADDESINDE bulunan Polonez-Barbekürestoranlarýnýn sahibi olduðunu biliyor muydunuz?

Peki Izmirin kalesi olarak görülen KIPA market-lerin satýnalmacýlýðýný yapan bayanýn Polonezinresmi hissedarý olduðunu biliyor muydunuz?

Peki dünyanýn dört yanýna uçarken bize yemekhizmeti veren USAÞ-GATEGOURMET firmasýnýnsatýnalmacýlýðýný yapan CEMIL bey'in ÇATALCADAbulunan yazlýk villasýnýn POLONEZIN sahibi ile yanyana olduðunu biliyor musunuz?

PEKÝ AMERÝKAN FAST FOOD ZÝNCÝRÝ DOMÝ-NO'S PIZZA ve ALMAN EKOLÜ DR. OETKER PÝZ-ZALARIN ÝÇERISINDE POLONEZ ET MAMULLERÝ-NÝN KULLANILDIÐINI BÝLÝYOR MUYDUNUZ?

PEKÝ GÝMA MARKALI VE DÝASA'LARDA SATILANOPÝ MARKALI ÜRÜNLERÝ POLONEZÝN ÜRETTÝ-ÐÝNÝ VE BUNUN KARÞILIÐINDA NE KADAR PARAYEDÝRDÝÐÝNÝ BÝLÝYOR MUSUNUZ?

PEKÝ SORARIM SÝZE: TÜRKÝYE’DE DOMUZ ETÝYEMEYEN ÝNSAN KALMIÞ MIDIR SÝZCE?

4- NUTA öncelikle 7 TEPE markasý ile tanýnmak-la beraber Güneydeki herþey dahil tatil köylerininbir numaralý tedarikçisi, e tabi yabancý turistlerinyanýnda yerli turistlerde güme gidiyor. Bu firmalarözellikle büyük alýþveriþ merkezlerinde ayrý birstand açýyorlar. Ancak küçük Þarküterilerde karýþýkolarak duruyor ve birçok tüketici farkýna varmadandomuz ürünlerini satýn alabiliyor. Üstelik iþin ilginçtarafý bu firma Þimdi de firma tanýtým cd si hazýr-lamýþ Carrefour gibi büyük hipermarketlerde nekadar hijyenik üretim yaptýðýný anlatýyor.

AMA 7 TEPE SOSIS haftasonlarý marketlerde KDVdahil 2.900.000 TL ye satýlýyor. Çünkü maalesef buadamlar sosislerin içerisinde hayvan küspesi gibilafýný bile etmek istemediðimiz katkýlar kullanýyor-lar. Domuz hammaddeli salam ve sosislerin kesi-minin yapýlýp piyasa sürüldüðü bir baþka yer deNUTA’nýn üretimini yapan kiþinin iþlettiðiDolapdere'deki imalathane.(ÝDEAL markalý salamsosis imalatçýsý)

5- NAMET ünlü EMÝNÖNÜ HASIRCILAR ÇARSI-ÞININ ÝÇÝNDE yýllardýr tanýnan NAMLI PASTIR-MACI'nýn modern hali!!!

Þu an modern üretim tesisleri BAYRAMPAÞAMEGACENTER (GIDA HALÝ) içinde derme çatma birimalathaneden öteye geçemeyecek konumda olanve üretim kapasiteleri aylýk -günün 24 saati çalýþtýk-larýný düþünürseniz- 70 tonu geçemeyecek olan buimalathanede NAMET ayda 270 ton et mamülüüretiyor ve satýyor.

Bu aradaki 200 tonluk kapasite açýðýný ise ISTAN-BUL DIÞINDA ne idüðü belirsiz imalathanelerde,merdiven altý firmalarda üretim yaptýrýp üzerine'%100 NAMET KALITESI' bastýktan sonra (üretimyeri olarak BAYRAMPAÞA daki adreslerini gösteri-yorlar) bizlere afiyetle yediriyorlar.

Carrefour ve diðer tüm zincir maðazalardaPOLONEZin uyguladýðý benzer taktikleri uygulayanNAMET bugün kapasitesinin 3 kat üzerinde üretimyaparak gururla ülkemizi temsil ediyor.

PEKI CEM YILMAZ'IN DEDIÐI GÝBÝ JAN JANLIAMBALAJA SAHÝP NAMLI PASTIRMALARININSAHÝPLERI OLAN ENGÝN VE ESEN MEPA KARDEÞ-LERÝN AYNI ZAMANDA ÇORLUDAKÝ DOMUZÇÝFTLÝKLERÝNÝN YARISINA SAHÝP OLDUÐUNUBÝLÝYOR MUYDUNUZ?

2000 SENESÝNDE PATLAK VERMIÞ OLAN KAÇAKBUFFALO ETLERÝNÝNDE BU ÝKÝ ÝNSAN TARAFIN-DAN GETÝRÝLDÝÐÝNÝ, HATTA BAYRAMPAÞADAKÝÝMALATHANELERÝNÝN GAZETECÝLERLE VE KA-MERALARLA BASILDIÐINI, ENGÝN BEYÝN SHOWTV'YE KENDÝ ELLERÝNLE O DÖNEMÝN 1 TRILYONLÝRASINI HEDÝYE ETTÝÐÝNÝ, DAHA SONRA DAMÝLLÝYET, HÜRRÝYET VE SABAH GAZETELERÝNDEVERDÝKLERI ÝLANLARLA BU OLAYLARI YALAN-LADIKLARINI BÝLÝYOR MUYDUNUZ?

NAMLI PASTIRMACININ HEM ÝMALATMÜDÜRLÜÐÜNÜ YAPAN HEMDE SAHÝP OLDUÐU% 5 HISSE ÝLE KENDÝNÝ BU ÞÝRKETE ORTAKOLARAK GÖREN MUZAFFER ADINDAKI ÞAHISINKARDEÞÝ ÝLE BÝRLÝKTE BAÐCILARDA BÝRÝMALATHANE DAHA AÇTIÐINI, BURADA AT VEEÞEK ETINDEN YAPILAN PASTIRMALARI DÝLiM-LEYÝP PAKETLEDÝKTEN SONRA ZÝNCÝR MAR-KETLERE SATTIKLARINI, HATTA VE HATTA 2004YILI BAÞLARINDA UÐUR DÜNDAR TARAFINDANBASILDIKLARINI BÝLÝYOR MUYDUNUZ?

Sonuç: Domuz konusunda herkes topu baþkasýnaatýyor. Bu noktada tüketicinin yapmasý gereken ÞeyiÇevre Saðlýk Il Müdürlüðü Gýda ve Çevre KontrolÞubesi Müdürü Irfan Yýlmaz özetliyor; Piyasadakietleri denetlemek mümkün olmuyor."

Kýsacasý ne yediðinize dikkat edin.

Hepimize AFÝYET OLSUN :)),

Saygýlarýmla

Ömer KIZILIRMAK

TÜBÝTAK-SAGE

Planlamalar ve Kalibrasyon Birim Amiri

34 YEDÝÐÝMÝZ ETLERE DÝKKAT EDELÝM

KA

RD

ELE

N

Tabîbin, hastayý tedâvî edebilmesininbirinci ve olmazsa olmaz þartý, "râhat-sýzlýðýn doðru teþhîsi"dir. Eðer hastalýk

doðru olarak tesbit edilemediyse yâni doðruteþhîs konamadýysa, tedâvî de tesâdüflere veyadeneme-yanýlma metodlarýný tatbîk etmeðekalýr…

Çok çeþitli parçalardan meydana gelen ve birârýzadan dolayý iþlemez durumda kalan bir âleteyeniden iþlerlik kazandýrabilmek için, önce sis-temdeki ârýzanýn tesbit edilmesi gerekir. Ârýzanýn,sistemin hangi parçasýnda bulunduðu tesbitedilmedikçe ta'mir mümkün olmaz. Ta'mirmümkün olmayýnca da âlete yeniden iþlerlikkazandýrýlamaz.

Bugün, Türk Milleti'nin hayât akýþý ârýzalýdýr,týkalýdýr. Bunu farklý bir ifâde ile dillendirmekistersek þöyle de diyebiliriz:

- Türk Milleti'nin hayât akýþý, tehlikeli mecrâ-larda devam etmekde ve hýzla daha da tehlikelimecrâlara doðru sürüklenmektedir…

O halde, Türk'ün evlâdlarýnýn, bu tehlikeligidiþi derhal önlemeleri gerekir. Fakat, kâinâtçapýndaki bu muazzam mesele, öyle basit vegeliþigüzel hareketlerle halledilemez. Önce, mese-lenin mâhiyeti çýplak olarak ortaya konmalý,ârýzalar tesbit edilmeli, sonra da tedâvîye - veyata'mire - geçilmelidir. Eðer doðru teþhîsler kon-maz ve doðru tesbîtler yapýlmazsa, Türklüðün,içine düþürüldüðü tehlikeli mecrâlardaki sürük-leniþi durdurulamaz. Kanâatimizce, önce kendi-mize þu soruyu sormalýyýz:

- ÝÞE NEREDEN BAÞLAMALIYIZ?

Bu sorunun, bizi çözüme götürecek doðru vemuhteþem cevâbýný, baþlýk altýna aldýðýmýz ilâhîkelâm veriyor:

- Ey îmân edenler! Siz kendinize bakýn. Eðer sizdoðru yolda iseniz, sapýtanlar size zarâr veremez(Mâide Sûresi, âyet: 105).

Ey îmân edenler! Siz kendinize bakýn. Eðer siz doðru yolda iseniz, sapýtanlar size zarârveremez (Mâide Sûresi, âyet: 105).

Âyetin, "Siz kendinize bakýn!" þeklindekiifâdesinin Türkçe'mizdeki esas karþýlýðý þöyledir:

- Siz önce kendiniz adam olun!...

Þimdi þöyle bir düþünelim:

- Türkiye'yi ve Türklüðü bugünkü durumagetirenlerin nüfûsdaki nisbetleri acaba yüzdekaçdýr? Herhalde yüzde üçü beþi geçmez. Bu nedemekdir? "Geri kalan kaahir ekseriyet adamolmamýþ" demekdir. Eðer bu ezici çoðunluk adamolmuþ olsaydý, üç-beþ dönme-devþirme torunu,din-îmân-mukaddesât simsârý üç-beþ Türkiye'li,koca Türk devletinin imkânlarýný ele geçirebilir vebu imkânlarý Türk Milleti ve Türklük aleyhinekullanabilir miydi? Sâdece bir canlý örneði hatýr-layalým. Bugün, niçin Türk Milleti'nin millî men-faatlerinin yanýnda olan bir televizyonumuz yok.Bu kadar mý âciziz? Eðer bu kadar âcizsek, kâinâtçapýnda bir da'vânýn adamlarý olduðumuzu iddiâetmeðe ne hakkýmýz var? Gerçek þu ki, Türk Mille-ti'nin millî menfaatlerinin yanýnda olacak birtelevizyonun bulunmayýþýnýn sebebi ne mâlî-maddî âcizlik, ne de bilgi-teknik âcizliði. Sâdeceve sâdece adam olmayýþlýk. Türkçe'mizde güzelbir söz vardýr, "Kiþi kendi kusûrunu bilmek gibiirfân olmaz" der. Türklüðün kâinât çapýndakida'vâsýnýn erleri olduðumuzu iddiâ eden bizler,lûtfen dönelim, bir kerre kendimize bakalým…

ÝÞE NEREDEN BAÞLAMALIYIZ 35

KA

RD

ELE

N

ÝÞE NEREDEN BAÞLAMALIYIZYaman ARIKAN

RÜYA; biz uyurken kalbimizin tuttuðu bir dilek-tir. ARKADAÞ; uçmayý unuttuðumuzda bizekanatlarýný açan bir melektir. HAYAL GÜCÜ;bizi bilmedi-ðimiz yerlere uçuran bir rüzgardýr,ve HAYAT; içinden ne çýkacaðýný bilmesek deaçmamýz gereken bir zarftýr. Açtýðýn zarflardanhep güzel þeyler çýkmasý dileðiyle..

Bu bölüm hakikate ermenin makamlarýný,derecelerini açýklar

Þimdi aziz arkadaþým!

Hakikatin birinci derecesi toprak olmak,

Ýkinci derecesi yetmiþ iki milleti ayýplamamak,

Üçüncü derecesi elinden geleni esirgememek,

Dördüncü derecesi dünyada yaratýlmýþ bulu-nan bütün varlýklarýn kendisine güvenmesi, eminolmasý,

Beþinci derecesi mülk ve hükümranlýk sahibineyüzünü sürüp, yüz suyu yaratýlýþ sebebi olanMuhammed'in nurunu bulmak, -çünkü vahdetevindedir-

Altýncý derecesi sohbette hakikat sýrlarýný açýk-lamak,

Yedinci derecesi seyr-i sülük,

Sekizinci derecesi sýrrý saklamak,

Dokuzuncu derecesi münacat, dua,

Onuncu derecesi yüce Tanrý'nýn rýzasýna kavuþ-maktýr. Sevgiliye kavuþma mertebesidir.

Arifler sultaný Sadettin, kendi kerem ve lütfun-dan birkaç beyit buyurur:

Bu makama kim ere Ýþ bu nakdi kim dere Varlýðýn Hakka vere Cümle âlem içindeVarlýk yokluk bir durur Aþk ve sevgi bir durur Dünya âhiret bir durur

Aþk-ý kadim içinde

Arif sual sorar, der ki :

- Bu kýrk makamýn yirmisi þahitli, yirmisi þahit-siz, acaba hangi sebepten böyledir?

Cevabý þudur:

- Þahit söz ülkesinde olur, hal diyarýnda olmaz.Yine þahit inkâr yurdunda olur, beli, kabul evindeolmaz, dýþarýda olur, içeride olmaz.

Kýrk makam budur ve biz onu anlattýk. Eðersen de hemen öðrenirsen iyidir. Eðer bu kýrkmakamýn birisi eksik olursa, hakikat tamamolmaz, çünkü þartý eksik olur.

Mesela bir kiþi diliyle iman etse ve gönlüyleetmese, öþürü, zekâtý tam vermese, haccagiderken yoldan geri dönse, Tanrý teâlâ'nýnhükümlerinden birini batýl saysa veya Mu-hammed Mustafa'yý inkâr etse, Hz. Muham-med'in sahabelerinden birini haksýz bilse iþlediðibütün ameller heba olur.

"Onlarýn iþledikleri amel denilebilecek þeylerinher birini ele alýrýz. Onlarý saçýlmýþ zerreler halinegetirir, deðersiz kýlarýz." (Kur'an 25/23)

Ýþte aziz kardeþim!

Bu kýrk makamýn hiç birisi eksik olmamalý.Çünkü kýrk makamda hiçbir nesne eksik deðildir.

" O gün, her millet içinde, kendilerinden, kut-sal kitabý bilen ve kendilerine teblið eden, çözümgetiren, güvenilir örnek önderler ve doðrularýkonuþan þahitler görevlendireceðiz. Seni de,Kur'ân'ý bilen bu ümmete teblið eden önder,doðrularý konuþan þahit olarak getireceðiz. Biz bukitabý sana, her konuda faydalý olmak üzere,genel kurallarý açýklamak için, Ýslâm'ý yaþayanmüslümanlara bir hidayet rehberi, bir rahmet vemüjde olsun diye bölüm bölüm indirdik." (Kur'an16/89)

"Biz her þeyi hesap edip, bir sicile, bilgi iþlemmerkezine, Levh-i Mahfuz'a kaydettik." (Kur'an78/29)

" Eðer yeryüzündeki aðaçlar hep kalem olsa,deniz de, ardýndan yedi deniz katýlarak mürekkepolsa, Allah'ýn kelâmý, sözleri yazmakla tükenmez.Allah kudretli, hikmet sahibi ve hükümrandýr."(Kur'an 31/27)

36 HAKÝKAT

KA

RD

ELE

N

TA

SAV

VU

FTA

RT

KA

PI

HAKÝKAT

Þimdi aziz arkadaþým!

Sevinmek var, mutlu olmak, gönenmek var.

Onlara:

"- Siz Allah'ýn affýna mazhariyet istiyor, Allah'ýseviyorsanýz bana tâbi olun, benim sünnetimeuyun, uygulayýn ki, Allah da sizi sevsin,günahlarýnýzý baðýþlasýn. Allah çok baðýþlayýcý,engin merhamet sahibidir." de. (Kur'an 3/31)

Burada sevgi var:

"Eðer biz bu Kur'ân'ý bir daða indirip,Kur'an'daki emir ve hükümlerden daðý sorumlututsaydýk,

Allah'ýn büyüklüðünün, ilminin, tedbirininþuuruna ererek, daðýn parçalandýðýný görürdün.Ýnsanlarýn iyiliði, kurtuluþu için böyle misallerveriyoruz. Ola ki düþünürler." (Kur'an 59/21)

Sevgilinin niþaný da var:

" Eðer yeryüzündeki aðaçlar hep kalem olsa,deniz de, ardýndan yedi deniz katýlarak mürekkepolsa, Allah'ýn kelâmý, sözleri yazmakla tükenmez.Allah kudretli, hikmet sahibi ve hükümrandýr."(Kur'an 31/27)

Sevgiliden ümit de var:

"-Günah iþledikleri, ifrata gittikleri için, iç dün-yalarýndaki açmazlardan, vicdan muhasebesin-den kurtulamayarak, ey kendilerine, birbirlerinekýyan, cahilce hatalý davranan kullarým! Allah'ýnrahmetinden ümit kesmeyin. Allah bütüngünahlarý affeder. Doðrusu O, çok baðýþlayýcý,engin merhamet sahibidir." de. (Kur'an 39/53)

Sevgiliden korku da var:

"Allah, müslüman görünerek Ýslâm'a karþý gizlieylem planlarý ve eylem yapan erkek münafýklarýda, kadýn münafýklarý da, kolektif þuurlarýndakiAllah'a iman, kulluk ve sorumluluk taahhütleriniörtbas ederek inkârda ýsrar eden kâfirleri de içindeebedî kalacaklarý Cehennem ateþiyle tehdit ediy-or. O ateþ onlara yeter. Allah onlara lanet etmiþtir.Sadece onlara has, kurtuluþu mümkün olmayan,kesintisiz, sürekli bir azap vardýr." (Kur'an 9/68)

Sevgilinin varlýðýnýn delili de var:

" Ýlâhî emirlere yapýþanlar, gayb âlemine, fizikve bilgi alam ötesindeki varlýklara ve gerçeklereiman edenlerdir.

Namazlarý, adabýna riayet ederek aksatmadankýlanlardýr.

Kendilerine verdiðimiz rýzýk ve servetten, Allahyolunda, karþýlýk beklemeden, gönüllü harcayan-lardýr." (Kur'an 2/3)

"Yoksa ilk yaratan, öldüren, sonra bir dahayaratan, dirilten, size gökten ve yerden rýzýk veservet veren mi daha hayýrlý? Allah ile birlikte birbaþka ilâh olabilir mi?

"- Eðer iddianýzda doðru iseniz, siz de kesindelilinizi getirin." de." (Kur'an 27/64)

Sevgilinin helal deme hakký da var:

"Hem sizin, hem de yolcularýn, gezginlerin fay-dalanmasý için denizde, sularda avlanmak veavlarýnýzý yemek size helâl kýlýndý.

Ýhramlý olduðunuz müddetçe de karada avlan-mak size haram kýlýndý.

Toplanarak huzuruna getirileceðiniz Allah'asýðýnýn, emirlerine yapýþýn, günahlardan arýnýp,azaptan korunun." (Kur'an 5/96)

Sevgilinin haramý belirtme hakký da var:

"Analarýnýz, kýzlarýnýz, kýz kardeþleriniz,halalarýnýz, teyzeleriniz, erkek kardeþ kýzlarý, kýzkardeþ kýzlarý, sizi emziren sütanalarýnýz, sütbacýlarýnýz, eþlerinizin analarý, kendileriyle bir-leþtiðiniz eþlerinizden olup, evlerinizde bulunanüvey kýzlarýnýz ile evlenmek size haram kýlýndý.Eðer onlarla nikâhlanýp da, henüz birleþmeden,gerdeðe girmeden boþamýþsa-nýz, kýzlarýyla evlen-menizde size bir vebal yoktur. Kendi sulbünüzdenolan oðullarýnýzýn eþleri ile ve iki kýz kardeþle bir-likte evlenmek de size haram kýlýndý. AncakÝslâm'dan önceki yapýlan evlilikler bu hüküm-lerin dýþýndadýr. Allah çok baðýþlayýcý, engin mer-hamet sahibidir." (Kur'an4/23)

Sevgiliye hizmet de var:

"Ey iman nimetine kavuþanlar, kendidüþüncelerinizi, kararlarýnýzý, þahsî iþlerinizi Allahve Rasulünün emrinin, hükmünün, Kur'ân'ýn,sünnetin önüne geçirmeyin. Allah'a sýðýnýn, emir-lerine yapýþýn, günahlardan arýnýp azaptan koru-nun. Allah her þeyi iþitir, her þeyi bilir."

"Ey iman nimetine kavuþanlar, seslerinizi,peygamberin sesinden daha fazla yükseltmeyin.Birbi-rinizle konuþtuðunuz gibi, peygamberleölçüsüz davranarak konuþmayýn. Yoksa siz farký-na varmadan, iþlediðiniz bilinçli amelleriniz boþagider." (Kur'an 49/1-2)

Sevgili faziletin kadrini de bilir:

"Bir kötülüðün cezasý, o kötülüðe denk bir cezaolmalýdýr.

Kim affeder ve sulha vesile olursa, onun mükâ-fatý Allah'a aittir. Allah zâlimleri, haksýz dav-ranýþlarda bulunanlarý sevmez." (Kur'an 42/40)

HAKÝKAT 37

KA

RD

ELE

N

Sevgiliden þifa daðýtma da var:

"Biz, mü'minlere þifa ve rahmet olan Kur'anayetlerini bölüm bölüm indiriyoruz. Bu ayetler,inkâr ile isyan ile baský, zulüm ve iþkenceyletemel hak ve hürriyetleri Allah yolunu, Allah yol-undaki faaliyetleri engelleyen, Ýslâm aleyhindepropaganda yapan zalimlerin yalnýzca hüsranýnýartýrýyor." (Kur'an 17/82)

Sevgiliden müjde de var:

" Sen:

"- Cebrail'e düþman olan, bilsin ki, Kur'ân'ýAllah'ýn izniyle senin kalbine, hafýzana, o, bölümbölüm indirip yerleþtirdi. Daha önceki kutsal kita-plara âit içinde nakledilenleri tasdik edenmü'minlere hidayet rehberi olan ve müjdelergetiren Kur'ân'ý indirdi." beyanýmýzý insanlarasöyle." (Kur'an 2/97)

"Kur'an mü'minler için bir hidayet rehberi vemüjdedir." (Kur'an 27/2)

Sevgiliden ceza da var:

"Allah, hakký açýklamak için sayýsýz misaller-den birini, bir sivrisineði, ondan daha küçük,daha büyük bir varlýðý misal getirmekten çekin-mez. Ýman edenler, bunlarýn Rablerinden gelenhak düzeni yerleþtirmek için, öðüt verici, ibretlibir misal olduðunu bilirler. Kolektif þuurlarýndakiAllah'a iman, kulluk ve sorumluluk taahhütleriniörtbas ederek inkâr edenler, kâfirler ise, bunlarýhafife alarak;

"- Allah böyle bir misal ile ne demek istiyor"derler.

Allah bu misallerle, birçoklarýnýn dalâleti terci-hinin önünü açar, birçoklarýna da doðru yolugösterme lütfunda bulunur. Verdiði misallerlefâsýklardan, günahkârlardan, âsilerden baþka-sýnýn, dalâleti tercihinin önünü açmaz." (Kur'an2/26)

Sevgiliye hasret de var:

"Kolektif þuurlarýndaki Allah'a iman, kulluk vesorumluluk taahhütlerini örtbas ederek inkârdaýsrar eden kâfirler, mü'minlerin elde ettiklerimükâfatý gördükleri zaman, inanýp uygulamadýk-larýndan dolayý, Kur'an onlar için bir özlem, acýbir piþmanlýk sebebi olacaktýr." (Kur'an 69/50)

Þimdi akýllý olana bu kadar söz yeter. Gerikalanlarý Kur'an mealinden okuyabilirsiniz (bk.Kur'an'ýn Anlaþýlmasýna Doðru).

Ýyi olmak üzerine Hasan, çevresindekilerin çok sevdiði insanlar-

dan biriydi. Keyfi her zaman yerindeydi. Herzaman söylenecek olumlu bir þey bulurdu. Hattabazen etrafýndakileri çýldýrtýrdý bile. "Bu adam, buhalde bile nasýl iyimser olabiliyor".

Birisi nasýl olduðunu sorsa, "bomba gibiyim"diye yanýt verirdi hep "bomba gibiyim". Hasan birdoðal motivasyoncuydu... Yanýnda çalýþanlardanbiri, o gün kötü bir günündeyse, Hasan yanýnakoþar, duruma nasýl olumlu bakýlacaðýný anlatýrdý.Bu tarzý fena halde düþündürüyordu beni...

Bir gün Hasana gittim "anlamýyorum" dedim..."nasýl oluyordu, her zaman, her konuda bu kadarolumlu bir insan olabiliyorsun... nasýl baþarýyor-sun bunu?"...

"Her sabah kalktýðýmda kendi kendime "Hasanbugün iki seçimin var. Havan ya iyi olacak yakötü..." derim. Havamýn iyi olmasýný seçerim.Kötü bir þey olduðunda yine iki seçimim var:

Kurban olmak, yada ders almak. Ben basýmagelen kötü þeylerden ders almayý seçerim.

Birisi bana bir þeyden þikayete geldiðinde, yineiki seçimim var... Þikayeti kabul etmek ya da onahayatýn olumlu yanlarýný göstermek. Ben hayatýnolumlu yanlarýný göstermeyi seçerim." ...

"Yok yahu" diye protesto ettim. "Bu kadar kolayyani..."

"Evet ... Kolay" dedi Hasan..." Hayat seçimler-den ibarettir. Her durumda bir seçim vardýr. Senher durumda nasýl davranacaðýný seçersin. Seninsanlarýn senin tavrýndan nasýl etkilenecekleriniseçersin. Sen havanýn, tavrýnýn iyi ya da kötüolmasýný seçersin... Yani sen, hayatýný nasýl yaþay-acaðýný seçersin!.."

Hasanýn sözleri beni oldukça etkiledi. Onuuzun yýllar görmedim. Ama, hayatýmdaki talihsizolaylara dövünmek yerine,seçim yapmayý tercihettiðimde hep onu hatýrladým. Yýllar sonra,Hasanýn baþýna çok tatsýz bir þey geldi. Soyguniçin gelen hýrsýzlar, paniðe kapýlýp, Hasaný delikdeþik etmiþler... Ameliyatý 18 saat sürmüþ, hafta-larca yoðun bakýmda kalmýþ. Taburcu edildiðinde,kurþunlarýn bazýlarý hala vücudundaymýþ.

Ben onu, olaydan altý ay sonra gördüm."Nasýlsýn?" diye sorduðumda, "bomba gibiyim"dedi "bomba gibi." "Olay sýrasýnda neler hissettinHasan?" dedim. "Yerde yatarken, "iki seçimimvardý" diye düþündüm... Ya yaþamayý seçecektim,ya ölümü... Ben yaþamayý seçtim." "Korkmadýnmi, þuurunu kaybetmedin mi?"... "Ambulansla

38 HAKÝKAT / ÝYÝ OLMAK ÜZERÝNE

KA

RD

ELE

N

gelen saðlýk görevlileri harika insanlardý. Banahep "iyileþeceksin merak etme" dediler. Ama acilservisin koridorlarýnda sedyemi hýzla sürerkendoktorlarýn ve hemþirelerin yüzündeki ifadeyigörünce ilk defa korktum. Bu gözler bana "adamölmüþ" diyordu. Bir þeyler yapmazsam, birazsonra ölü bir adam olacaktým gerçekten". "Ne yap-týn?" diye merakla sordum. "Kocaman bir hemþireyanýma yaklaþtý ve baðýrarak herhangi bir þeyealerjim olup olmadýðýný sordu... "Evet" diye yanýtverdim... "var..." doktorlar ve hemþireler meraklasustular... Derin bir nefes alarak kendimitopladým ve baðýrdým: "benim kurþunlara alerjimvar!...". Doktorlar ve hemþireler gülmeyebaþladýlar. Tekrar baðýrdým... "Ben yaþamayý seç-tim. Beni bir canlý gibi ameliyat edin. Otopsiyapar gibi deðil..." Hasan, sadece doktorlarýnbüyük ustalýklarý sayesinde deðil, kendi olumlutavrýnýn büyük katkýsý ile yasadý. Yaþamasý banayeni bir ders oldu. Her gün, hayatimizi dolu doluyaþamayý seçme þansýmýz ve hakkimiz olduðunuondan öðrendim... Ve her þeyin kendi seçimimizebaðlý olduðunu...

Bu yazýyý okudunuz. Þimdi iki seçiminiz var:

1. Unutup gitmek.

2. Dostlarýnýza daðýtmak...

Ben ikincisini seçip, bunu sizlerle paylaþmayýtercih ettim.

Sevgiyle...

AÝLE FOTOÐRAFI

ÝYÝ OLMAK ÜZERÝNE 39

KA

RD

ELE

N