(İstanbul, 1s~20. - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/d113965/1979/1979_cagmanf.pdfo xvi. yÜzvil...

28
iSTANBUL · FAKÜL TESi ' · ARASI . XJg73) tebligler •• o 3o TURK SANATI TARiHi . .. . . . . . . . . . . ... .. . . . ... . ...... . .... . · ve Enst1tüsffnüri ·. iS1AN 31JL 19'9 .

Upload: dinhkhanh

Post on 16-Jun-2019

219 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

iSTANBUL ÜNİVERSİTESİ · EDEBİYAT FAKÜL TESi

'

· ı~MİLlETLER ARASI . TÜRKOLOJİ ONGRE.Sİ

(İstanbul, 1s~20. XJg73)

tebligler

•• • o

3o TURK SANATI TARiHi

. .. . . . . . . . . . . ... .. . . . ... . ...... . ~ .... .

&ıa.1'-..- -Gazet~ · ve

Türki\ıat Enst1tüsffnüri ·. işbirliği ile-basılmıştır

iS1AN 31JL 19'9 .

o

XVI. YÜZVIL SQNLARINDA MEVLEVİ . DERGAHLARINDA GEl;.İŞEN

BİR MİNYATÜR OKULU

Filiz ÇAGMAN

Osmanlı Türk rrıinyatür sonatı hakkında bugüne kadar yapılan yayın­larda, mevcut minyatürlü yazmalar saray atölyelerine bağlanmış ve bu eserlerin sultanların himayesinde, onlar için hazırlandığı kesinlikle kabul edilmiştir. Tü.rk minyatür sanatının en verimli olduğu Sultan Murat rır (1574-1595) ve Sultan Mehmet ırl (15.95-1603) devirlerinde saray atölyelerinde re­simlendirilen eserler bilindiği gibi, genellikle tarihi konuludur. Bu eserler­dek.i resim üslubu ise çağdaş Safevi ol<ullarından çok farklıdır. Tamamen statik formlu figürlerden Öluşan kompozisyo.nlarda Türk sanatkarlar saray seremonilerinin ciddiyetini, İmparotorluk ve ordusunun kudret ve ihtişamı­nı belirtecek bir anlatım tarzını benimsemişlerdi.

Osmanlı İmparatorluğunun sınırları içinde minyatür sanatının yaşatıl­dığı, himaye gördüğü başka b!r merkez sözkonusu olmqmıştır. Ancak Mevlevi dergô~larında nakış-resim sanatının varlığı ve usta san9tkarlar yetiştiği hakkında bazı bilgiler verilmiştir. özellikle sayın Ş. Uzluk bu ko­nuda yaptığı araşfrrmaları_nı yayınlamış ve Mevlevi dergôhlarındaki ' resim

faaliyetinin varlığına işaret eden kaynaklara değinmiştir (1)'. Fakat, bu .araş­tırmalar bize Mevlevi dergahlarında bir ekol meydana getirec.ek kadar yaygın minyatür faaliyetinin varlığını ortaya koymaktqn uzak_ kalmıştır (2).

(1) ·ş. Uzluk; Mevlanan·ın ressamları, Konya 1945; ~evlevillkte Resim Resimde Mevle­viler, Ankara 1957; su· konudakJ diğer yayınlar için bakınız: M. Önder-1. Binark-N · Sefercioğlu, Mevlana Bibliografyası 1, Ankara 1974.

12) Mevlevilerin XVl-XVll. yüzyıllardaki resim faaliyeti konusunda bugüne kadar yap ı­

lan yayınlarda, . daha çok bu dönemde yetişmiş Mevlevi nakkaşlar . üzerinde durul­. muştur. Ş. Uzluk, eserinde mevlevi sanatkarlar tarafından yapılmış he!J1en hemen hiç bir örnek vermez. Sayın Üzluk'un üzerinde durduğu bazı sanatkarlar ve onların

. eserleri ile mevlevi lik ~rasında · ilişki kurmak ise bir hayli güçtür (Mevlevilikte Re­sim Resimde Mevleviler, s. 47 v.d.)

ô52 1. MllLETLERARASI TÜRKOLOJİ KONGRESi.

. .

Bu araştırmamızda Sultan Murat ili ün saltanatının son yıllarında gö. rülmeğe başlanan ve Sultan Mehmet 111 zcimanında devam eden. Saray ekolünden tamamen farklı bir minyatür üslubunun örneklerinden bahs ede-

·cek ve menşei üzerinde duracağız. . XVI. Yüzyıl sonu XVll. Yüzyıl başlarında örnekler veren bu ekolün

eserleri üslup ve konu bakımından saray atölyelerinde hazırlanan örnekler­den· çok farklıdır. Bu minyçıtürlerdeki. özellikle figür tasvirler!nde s·aray o­kulunun statik" foririlu. , klasik figür kalıplörının dışına çıkılmıştır. Bir çok sahnelerde yer alan çeşitli sınıflara mensÜp. şahısların · ycİş ve mizaç fa:·k­laı:ı belirtilmeğe çalışılmıştır. Kıvrak ve hareketli bir çizgi üslubµnun mahsu­lü olan bu figür.lerde, özellikie karikatürize· edilmeğe müsait profilden görü­nüşlere sık sık yer verilmiştir. iri sarıklarla boşları vücutlarına göre daha belirgin şekle sokulan şahıslar kuvvetli jes!leri ile büyük bir ifade kazanmış­lardır. Figürlerin hareketindeki canlılık. gruplaş.tırıı01aıorındoki serbestlik en ciddi. resmi. konulu sahneleri bile samimi, real_ist bir ifadeciliğ~ büründür- · müştür .

.C.Minyatürlerdeki peyzaj. mimari ve bazı figürlerin kıyafetlerinde XVI. Yüzyıİ sonu Safevi devri Şiraz. Kazvin ve Isfahan okullarının etkileri az ve­ya · çok görülmekle beraber canlı re~kler. dinamik kompozisyonlar ve ifade­li iigürler yeni bir. Türk üslubur:ıdadır. Eflatun, sarı, gri .. siyah, koyu kahve. parlak mavi. koyu yeşil kırmızı ve turuncu bu ekolü.n karakteristik renk ska­lösını teşkil eder. )

Bu üslup ta minyatürlerin görüldüğü yazmaların konuları _ da saray atöl­yelerinde resimlendirilen eserlerden farklıdır. En çok resimlendirilen kitap­lar. özellikle şif çevrelerde Çok rağl;ıet gören, İslam dünyasının mukaddes şehitlerini konu alan edebi° eserlerdir. Fuzüli'nin. çeşjtli tarikat mensupları arasında · fazlasİyla tutulan Hadikat-al-su'ada (Ermişler Bahçesi) adlı eseri

< bunların başında gelir (3). Üzerinde- dui'duğum~z üslupta resimlendirilmiş Hddikat · aı-su'ada nüshalarının en ·erken tarihli örneği İstanbul • .Süleymani-ye Kütüphanesi~dedir ·(Fatih 4321 ). 1G02 Şevval/1594 Haziranında kopye edilen eserde 7 minyatür vardır. Eserin son minyatürü olan Zeynelôbidin'in. .. Medine camiinde vaazını ta~vir eden resimde okulun karekteristik ·özellik­leri açıkçÖ gqrülür (res. 1 ). Kompozisyonun merkezi. resim sathının sağ ta-· rafına alınmış olan Zeynelôbidin'dir. Onun konuşmasını dinliyen figürl~rde görülen çeşitli jestlerle. hayret, hayranlık gibi duygular ifade edilmeğe ça­lışılmıştır. Sana~kar, sahnede yer alan figürlerin yaş farkları ve şahsi özel-

(3') Bağdad'lı Türk şairi Fuzuli"nin Türkçe ve yer yer manzum olarak yazdığı· bu eser devrinde çok fazla tutulmuş, çeşitli tarikat mensupları ve özellikle bektaşiler arasin­da adeta .mukaddes bir kitap gibi okunmuştur (bkz: M.F. Köprülü, Fuzuli maddesi, fslam Ansildopedisi; C.4, ·s. 695).

MEVLEVİ DERGAHLARINDA MİNYATÜR - CAGMAN 653

liklerinin belirtilmesine titizlikle dikkat etmiştir. Kompozisyona hakim olan diyagonal şema ve figürlerin gruplaşmalarındaki serbestlik resme dinamik l:lir 9örünüş kaz~ı:ıdıhr.

Süleymaniye nüshasını~ çok yakın benzeri Londra British Museum'da­ırlır.· (Or. 7301}. Tarihsiz olan eserde 11 minyatür vardır (4). Ayni üslup özel­liklerini yansıtan 13 minyatürlü, tarihsiz bir diğer Hadikot ol-su'ado nüsha­sı ise Poris Bibliotheque Notionole'dedi r (T. 1088) (5). Bunlardan başka İs­tanbul Türk ve İslam Eserleri Müzesinde bulunan (No. 1961) tarihsiz bir di­ğer nüshadaki 11 minyatür de bu okulun üslup özellikl~rine uygundur (6). Eserdeki ilginç resimlerden birisinde; .«Molik'in Yusuf'un boğ ve zincirini çı­kartarak, ona güzel elbiseler giydirtip hürmet etmesi)) tasvir edilmiştir (res. 2). Olay resim sothıı:ıın -alt kısmında cer~yan eder; Yerde oturan Yusuf' un yanı başında duran Mal.ik hararetle onunla konuşmaktadır. Diğer taraftan Molik'in adamları Yusuf' o· ayakkabı ve güzel elbiseler giydirmeğe uğraşır­lar. Resmin üst kısmında, olaydan habersiz gibi görünen Molik'in adamları ve hareminden oluşan kervanın tepeJerit? ardından ilerlediği görülmektedir. Zeminin planlara ayrı l ışı, bir dönüş hareketi yapan kervan başı ve peyzajın· bu kısımda dışa taşışı. resmin tümüne bir dereceye··kadar, derin lik kazan-dırır.

Son senelerde New Yorl< Brocklayn. Müzesi tarafından satın alınan bu üslupta 9 minyatürün bu·ıundu§u bir diğer Hodikat oı-su'ada nüshası daha mevcuttur (No. 70.43 .. }. Eserin kolofonunda, bu okulu,n saray atölyelerinin dışında geliştiğini belirtecek bir koyda rastlıyoruz. Yazma, kolofonuna gö­~e 1011 Cemaziyülahır /1062 Kasım .ayında Hüseyin el-Keşani eliyle Bağ­dod'do kopye edilmiştir.

Tesbit edebiJdiğimiz diğer Hodikot ol-su'oda nüshaları orasında başı ve sonu eksik olan Londro, British Museum'daki (Or. 12009} 15 minyatürlü nüsha· ile (7) Konya Mevlana MU'zesindeki 1013 Romozon/1604 !Orihli, üze-

(4) 8. Gray. c8ritish Museum'da bulunan bazı Türkçe el yazmalarındaki henüz yayınlan­

mamış minyatürlern, Millederarası Birinci Türk Sanatl~rı Kongresi. Ankara 19-24 E­ltim 1959. Ankara 1962, s. 194-197, pJ. XCVll-XCVlll. res. 6-8; 1. Stchaukine. la Pe­inture Turque d'apres fes Manuscrits lllustres 1 re Partie de Sulayman 1 er a 'Osman I İ 1 !Ş20-1622. Paris 1966. s. 89. na. 63.

(5) ı. Stchoukine, A.E .• s. 87-88. na. 61. Pi. LXXxVlll-xCI.

(6) K. Çığ, uTürk ve İslam Eserleri Müzesindeki Minyatürlü Kitapların Kataloğu». Şarki­

yat Mecmuası, ili. lstanbul 1959, s. 51-90. na. 7: 1. Stchoukine, A .E., s. 89-90. no.64.

{7) A:S. Fulte~ - 8. Gray, cAn lllustrated Turkish Manuscriptıı, 8ritish Museum Ouarterly, Val. XVI, 1951. s. 67-68: 13. Gray, Y.Z.E .. PL. XCV-XCVll, res. 1-3, 4; G.M. Mere­

dith-Owens, Turkish Miniatures, Landon 1963, s. 29, Pi. Vlll; 1. Stchoukine. A.E., S. 88-89. no. 62.

1. ·Mf LLETLERARASI TÜRKOLOJİ KONGRESİ

rind~ durdu9umuz üs_lupta 2 mı nyatüre sahip kopyeyi de belirtmek gerekir (Hemden Celebi Vakfı, no. 101) (8).

Bu ekolün üslup özelliklerine uygun resimler ihtiva eden diğer eserler orasında Fuzuli'nin yukardaki eserine örnek aldığı, ·xv. Yüzyılın ünlü yazar­larından Hüseyin Kôşifi'nin Ravzat al-su'ada adlı eserinin Berlin'deki nüs­hasında yer alır (9). Yazarın en ünlü eseri olan Sultan Hüseyin Mirza'nın oğlu Ebu'I Muhsi_n'e ithafen yazdığı «Ahlôk-ı Muhsin!» ·adlı · eserinin saray kütüphanesindeki k~pyçısında yer alan iki manyatür de bu okulun üslup özelliklerine uygundur (R. 392) (10). 1595~ 1600 yılları arasında yapılmış ot-

. du~unu tahmin ettiğimiz eserdek1 resimlerden ilkinde «Halife Memun'un meclisi» tasvfr edilmiştir. (res. 3). Kompozisyon basit olmakla beraber f!­gürlerin ifadeli yüzleri ve konuşma jestleriyle dinamik bir görünüş kazan­mıştır. Yazmadaki diğer minyatür ise «Hatem-i Tô'i'nin Rum elçisin i kabu­l(L v~ ziyafet verişi» ni canlandırır. Çadırın önünde Hatem-i Tô'i'nin karşısın-

. da oturan Rum (Türk) elçisi Osmanlı sultanlarının ve devlet erkanının XVI. Yüzyıl ikinci. yarısında giydikleri tarzda bir kaftan ve sarığı ile dikkati çe­ker. Kompozisyonda bir önceki resimde olduğu gibi figürlerin bir merkez et­rafında toplanmasına dayanan basit · bir tarz benimsenmiştir. Arka planda görülen· · çadır ve yün eğiren kadın motifi XVI. Yüzyıl sonları Safevi devri Kazvin okulunun özelliği olan ve çok sevilen bir motif olarak dikkati çeker.

Üzerinde durduğumuz okulun örneklerinin görüldüğü eserler arasında, Türk edebiyatının ünlü isimlerinden, koyu bir mutasavvıf olan Lômi'i Ç·eıe·­bi'nin «Maktel-i imam Hüseyin» adlı eserinin iki nüshası da yer alıyor. Türk

(B) Aynı üslupta altı minyatüre sahip bir diğer cHadikat al·su'adaıı nüs.hası Ankara - Et­noğrafya müzesin~edir. Belirtilen nüshalarda"n başka, üzerinde durduğumuz üslubun özelliklerine uygun resimler ihtiva eden dağılmış bazı «rHadikat. al-su'a~aıı .nüshala­rına ait resimlere çeşitlt müze ve özel kolleksiyonlarda rastlanmaktadır: örneğin Bri­tish Museum'daki iki minyatür, böyle bir nüshaya ait olmalıdır (Or. Ant. 1949. 12-10-09) (Bkz: 1. Stchoukine, la Peinture Turque vol. 1, no. 65-66; B. Gray, British Museum'da bulunan bazı Türkçe el Yazmaları, res. 4). New York'ta bir özel kollek­siyonda bufıman iki minyatür, Eıkz: Turkish Miniature Paintings and Manuscripts

from the Collec"tion of Edwin Binney 3rd, New York 1973, s. 62-63, . No. 18). Ha­dikat a!-su'ada nüshalarına ;ıit bir minyatür de Topkapı Sarayında'ki Şahnameci Lok­man'ın aKıyafet al-insaniye fi Şem~il al-Os111aniyeıı adlı eserinin tarihsiz bir nüsha­sının başlangıç. sayfasına yapıştırılmıştır (i':'Jo .. H. 1564). Oldukça yıpranmış olan re­simde Adem ile Hawa 'nın cennetten çıkışları tasvir edilmiştir. Aynı · temayı tasvir •

eden diğer bir minyatür, Ne'w York H.P. Kraus koleksiyonundadır. Bir kısmı kesilmiş olan minyatürde sadece melekler ve Havva görülür. (E.J. Grube, lsfamic Paintings from the 11th to the 18th century in the Collection of Hans P. Kra·us, New York,

1972, s. 208-209, no. 179). (9) A. Grohman-T. Arnold, The lslamic Book, München 1929, pi. 56·57.

(10)· F.E. lfaratay, Topkapı Sarayı .Müzesi Kütüphanesi Farsça Yazmalar Kataloğu, lstan­bul, 1961. no. 211.

MEVLEVİ DERGAHLARINDA MİNYATÜR-ÇAGMAN 655

ve İslam Eserleri Müzesinde bulunan (No. 1958) sekiz minyatürlü nüsha 1011/1602-03 tarihlidir (11). Eserdeki resimler bu ekolün daha önce gördü­ğümüz örnekleri ile aynı üsluptadır. Resimlerden birinde h~life Osm~n·ın ölümünden sonra Ali'nin halife oluşu ve ona biat edilişi tasvir edilmiştir {res. 5). Resim sathının sağ tarafında yeni halife olan Ali görülür. Diğer ta­rafta ise törende bulunan şah ıs lar gruplar halinde tıekleşirken, bir kısmı da halifeye bağlılıklarını belirtmek için kapıdan içeri doğru girmeğe çalışırlar. ~serin minyatürlerind,en bir diğerinde de Hasan'ın ölümü canlandırılm ıştır.

(res. 6). Ölmek üzere olan Hasan bir eyvana serilen yatağında kardeşi Hü-. seyin ile konuşurken, etraflarını çeviren yakınları üzüntü içinde ağlarlar. Mi­

mari ve peyzaj sıcak ülkelere has bir görünümdedir. Ayni konu ve kampa-• • I

zisyonun tekrarlandığı bir diğer resim Princeton Universite müzesindedir (no. 58. 111) (12). Eserin en popüler konuları ise imam Hüseyin ve Peygam­ber ailesinin Kerbelô'daki savaşları ve şehit edilfşleri ile ilgilidir. Bunlardan. birinde, çok susayan Hüseyin'in, Kerbelô'da su kenarına gelerek kendisine su vernıiyen Yezid'in taraftarları ile savaşması canlandırılmıştır (res. 7).

C Aynı eserin tarihsiz bir diğer nüshası ise Londra Britlsh Museum'da­dır (Or. 7238) (13). Eserdeki yedi minyçıtürde İstanbul nüshasındaki konular işlenmiştir. Söz konusu okulun üslup özelliklerine uygun resimlerin bulun­duğu yazmalar /arasınç:ia büyük İslam mutasavvıfı Cami'nin «Nefaha.t al­uns» adlı eserinin Dublin, Chester Beatty kütüphanesindeki 1003/1595 ta­rihli nüshası da yer alır )(14). Lômi'i Celebi'nin hayran olduğu ve Türkçeye çevirdiği bu eserinde Cami altıyü.z sufinin . biyografisini verir. Yazmadaki 9 minyatür üzerinde durduğumuz okulun en kaliteli örnekleri arasında yer alır.

Bunlardan başka New York Metropoliten Müzesindeki Divan-ı Baki adlı

(11) K. Çığ. A. E., No. 3. f12) Dağılmış bir Maktel-i imam Hüseyin nüshasına ait olan bu resim için bkz. E. Grube,

Müslim Miniature Painting (from the 13to 19cent.) from Collections on the U.S. and Canada, Catafogue of the Exhibition, Venezia. 1962, No. 81. Tek yapraklar halinde­ki diğer minyatürler şunlardır: New York, Metropoliten Museum'da Peygamber Mu­hammed'in · Küfe caminde vaazını tasvir eden bir minyatür (The Metropolitan Mu­seum .of- Art Bulletin, 26. January 1968, No. 34); New York Edvin Binney koleksi­yonunda bulunan «Ali ' ye biat» tasviri (Turkish M iniature Painting and Manuscripts from the Collection of Edvin Binney,. ..• s. 50, 51, na. 13); Ayrıca Londra British Museunfdaki bir savaş tasviri (No. 1966. 10.10.04} ile Peygamber Muhammed'in bir savaşı izlemesini canlandıran. nerede olduğunu tesbit edemediğimiz bir diğer minyatürde (London. Sotheby and Co .. Sale Cat.. 13th July, 1971, no. 389} dağıl­

mış Maktel-i imam Hüseyin nüshalarrna ait olmalıdır.

· (13) G.M. Meredith-Owens, A . E .• ~· 28-29. pi. Vll; 1. Stchoukine. A .E .• s. 90, no. 67. (14) V. Minorsky. J.V.S. Wilkinson, The Chester Beatty Library, A Catalogue of The Tur­

kish Manuscripts and Miniatures. Dublin, _ 1958. No. 477, pi. 40-42; 1. Stchoukine, A. E., s. 91 -92. No. 70,

G5G 1. MILLETLERARASI ·TÜRKOLOJİ KONGRESi

eşerdeki minyatürleri de bu okulun ilginç örnekleri orasında belirtmek ge­rekir (15).

Bu okulun örneklerinin görüldüğü' eserler, yukarda do belirtildiği gibi genellikle mistik konuludur, ve şii çevrelerde daha büyük öqem verilen din büyüklerinden bohs edilmektedir.

Aynı üslup özelliklerine sahip minyatürlerin bulunduğu . diğer . eserler . arasında Firdevsi Şohnamesi'nin tarihsiz bir nüshası do yer . alır. Topkapı Sarayı Müzesi Hazine kütüphanesinde (iıo. 1486) kayıtlı eserdeki 55 min­yatür oldukça ince bir desen ve itinalı bir isçiliğe sahiptir (16). Özellikle . . . renk zenginliği ve kalabalık kompqzisyonlar ilk bakışta dikkati çeker. Şeh-namenin sevilen konularından «Rüstemin ok devle mücadelesi» sahnesin­de bu özellikler açıkça belirir. Turuncu, sarı, mavi, yeşil renklerin hakim olduğu ~esimde zengin peyzaj renk lekele~i halindeki figürlerle kaynaşmış. adeta ayrılmaz bir bütün olmuştur (res. 8). Şahnome resimlerinden bazıla­rında ise .. konuyla ilgili olmıyon çeşitli tarikatlara menşup şahısların, özellik-le Mevlevilerin yer aldığı dikkati çeker. İskender'in tabutu çevresinde ağlı- ' yanları tasvir eden ·resim buna güzel bir örnektir {res. 9). Kompozisyon mer­kezidfr~ özellikle derviş figürlerinde gÇ>.rülen kuvvetli jestler resme canlılık katar .Tabutun çevresindeki figürler orasında Mevlevilerin ve çeşitli der­vişlerin görülüşü sanatkarın etrafında. görmeğe alışkın olduğu kıyafetleri

resmetmis olduğuna süphe biroknioz. Tolhond'ın ölümü sahnesinde de bu okulun di6er karekteri~tik özelliklerinden bazılarını buluyoruz (res. 10). Kom­pozisyon son derece hareketlidir. Olay en realist şekilde sul}ulmoğo çalış ı l­

mıştır. Özel!.ikle ön planda, arkadan görülen .süvarilerin çizilişi son derece başarırı olup, resme ilk qokışta hissedilen bir derinlik kazandırır. Şohname­n.in diğer' minyatürlerinden pek çoğ~ndo ise Safevi devri Şi~az okulunun et-kisi kuvvetle hissedilir (17). ·

Topkapı Soroyr Kütüphanesinde bu üslupta minyatürlerin yer aldığı bir diğer eser, Envar-ı · Suheyli'nin Kınalı-zade Ali Celebi tarafından Türkçe çe- · virisi olan Hümayun-name adlı eserin tarihsiz bir nüshasıdır (R. 843) (18) • .,Yazmadaki 87 minyatürden bir çoğu daha p.nce gördüklerimiz kadar kalite­.il değilse de karikatüre yak"ın serbest çizgisi ve zengin renkleri ile dikkati cekerler. örneğin, kargaların baykuşları yakmasını tasvir eden sahnede

( 15) The · Metropolitan Museum of Art Bulletin, 26, Janl/ıllf:Y) 958, no. 32-33. (16).F.E. Karatay, A.E .. no. 368. · . (17) Kuyvetli Şiraz etkisinin f!Örüfdüğü, üzerinde durduğumui üsluba yakın Firdevsi Şah-

namesine ait bazı minyatürler · New York H.P. Kraus koleksiyonundadır. Bkz. Grube, lslamic Paintings ... No . . 180-184. ·

. (18) F.E. Karatay, Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi Türkçe Yazmalar Katoloğu, C. il., İstanbul, 1961, no. 2832; F. Öğütmen, Xll-XVlll. Yüzyıllar Arasında Minyatür San~­tından örnekler, İstanbul, 1966. s. 34-35; 1. Stchoukine, A.E., no. 74, pi. XCVl-XCVll.

MEVLEVİ DERGAHLARINDA MİNYATÜR - CAGMAN 657

r~rıkler son derece etkilidir (res. 11 ). Turuncu; altın yaldız. petrol yeşilinden oluşan peyzajda siyah renkli kargalar dekoratif izlenim yaratır. Altın yaldız

alevler Rıza-ı Abbasi okulunun ve bu üslubun tüm· örneklerinde olduğu gibi hareketli, kıvrak bir çizgi üslubuyla belirlenmiştir. insan figürlerinin yer al­dığı minyatürlerde bu okulun karekteristik özellikleri daha acık olarak beli­rir; Haris bir adamın ağacın içine girişi ve onun hf1esini sezen hakim'in ağa­c ı yaktırmasını tasvir eden minyatürdeki figürleri belirleyen yumuşak çizgi, şahısların yüz ifadeleri ve canlı renkler<;Jen oluşan renk skalası desenin iti­nalı olmıyan işçiliğini örter (res. 12). Eserdeki bazı minyatürlerde desen ve boyama tekniği tamamen taşra karakterinde olmasına rağmen karikatüre yaklaşan çizgi üslubuyla ulaşılan ifadecilik, son derece dikkat çekicidir. Ba­şına kazan gecen öküzü azrail zanneden yaşlı · kadının korkusunu tasvir eden resmi buna örnek olarak gösterebiliriz (~~s. 13).

Bu okulun karekteristik örneklerinin görüldüğü minyatürlü yazmalar arasında tarihi konulu iki eser de yer alıyor. Bunlardan ilki XV. Yüzyıl tarih­çilerinden Mirhond'un «Ravzat al-Safa» adlı, kendi yaşadığı devri de içine alan, genel dünya tarihinin Timur devri ve sonrasına ait -kısmının 1008/1599. 1600 tarihli nüshasıdır. (British Museum Or. 5736) (19). Ali b. Muhammed Tustari tarafından kopye edilen yazmado.ki 11 minyatürde çok sayıda figü­rün yer aldığı kompozisyonlar son derece başarılıdır. Safevi ve Osmanlı re­sim sanatı özelliklerinin birlikte görüldüğü bu minyatürler. üzerinde. durdu­ğumuz üslubun yüksek ka.litede örnekleri arasında yer ölır ve daha önce bahsi geçen Şahname resimlerine bir çok yönden benzerlik gösterir.

Tarihi ko11uıu diğer eser. bu okutun menşei hakkında da ipuçları veren Muhammed Tahir es Sıddık! el-Necibi et-Suhreverdi tarafından yazılan «Ca­mi es-Siyer» dir. Peygamberler, halifeler tarihi olan eserin iki cilt halinde yazılmış resimli tek nüshası Topkapı Sarayı Hazin~ Kütüphanesindedir (H. 1369 ve H. 1320) (20). Suhreverdi, eserin önsözünde Veziriazam· Sokullu Mehmet Paşa'nın Sultan Mehmed 111. devrinde vezirlik payesi ile Bağdad'a vali tayin edilen oğlu Hasan Paşa'nın · isteği üzerine. eseri Türkçe olara!< yazdığını belirtmektedir. 1598 yılı Nisan ayında Boğdad'a vali · olan Hasan Paşa ·1602 yılında eşkiyalarla yaptığı savaşta ölünceye kadar bu görevde

( 19) G.M. Meredith-Owens, «A. Copy of the Rawzat al-Safa · with Turkish Miniaturesıı, 0-riental Studies iV, Oxford, 1969, ( Painting from lslamıc Lands) s. 1 10-123.

(20) F.E. Karatay; T.S.M. Türkçe Yazma'ıar Kat .. no. 1082-83; 1. Stchoukine, bu eserin ikinci cildindeki resimlerin XVll. Yüzyıl başlarında görülen üsluba uygunluğuna işa­

ret etmekle beraber. XVll. Yüzyılın sonlarında yapıldığını ileri sürmüştür (La Paintu­re Turque, d'apres les manuscrits illustres, lime pariie: ~e Murad iV a Mustafa ·ııı, 1623-1773, Paris, 1971, s. 70, no. 78-79, p i. Lll -Lll).

F.: 42

638 i. MİLLETLERARASI TÜRKOLOJJ KONGRESJ

kaldı (21). Bu duruma göre eser 1598 yılından sonra Bağdad'da yazılmıştır. l;:limizdeki ı:ıüshanın kolofonu olmamasına rağmen eserdeki minyatürlerin daha önce gördüğümüz örneklerle olan yakın benzerliği en geç 1605 yılına kadar yapılmış oldukların ı ortaya koyar. Eserin ilk. cildinde 6, ikinci cildind~ 9 minyatür vardır. Daha itinalı minyatürlerin yer aldığı ikinci cildinde özel­likle halifelerin toplantılarıyla ilgili kompozisyonlar kuruluşu, daha önce gördüğümüz örneklerle benzerlik gösterir; HôrOnureşid'in Yahya Bermeki'­yi kabulünü tasvir eden sahnenin kompozisyonu, bu okulun tüm özellikleri­ne uygundur (res. 14). Şa~ırvanlı eyvan, ön plandaki bahçe, arka plana işa­ret eden kapı ve hayat dolu figürler bu tip kompozisyonlarda sevilerek. tek­rarlanan bir şekildir. Aynı şemaya halife Mütevekkil'in Feth b. Hakan ile konuşmasını tasvir eden sahnede de rastlıyoruz (res. 15). Halifenin silahta­rı ve bazı hizmetkarların kıyafetleri Safevi devri, Isfahan okulunun kuvvetli etkisini gösterir. Eserin minyatürlerinden bir diğerinde ise Mevlana'nın ba­bası Bahaeddin-i Veled'in Belh'deki vaazı tasvir edilmiştir (res. 16). Bahaed­din-i Veled kompozisyonun merkezinde yer alır. Onu dinliyen şahısların ruh

"halleri çeşitli hareketlerle belirtilmeğe çalışılmıştır. Bu okulun pek çok ör-neğinde olduğu gibi, sol alt kenarda görülen derviş figürü cetvelin dışına

. taşırılarak ön plana alınınıştır. Eserin en ilg inç mirıyatürü ise Mevlana'nın Şems-i Tebrizi ile konuşmasını tasyir eder (res. 17). 'Kompozisyonun mer­kezinde yer alan MevJônô diğer figürlerden daha iridir. Ona yaya olarak re­fakat eden öğrencileri gruplar halinde olayı izlerler. Bazıları ise Mevlônô ve Şems'in konuşmasıyla ilgilenmez gibidirler. Sol alt köşede görülen der­viş (Rum abdalı) figürü bir önceki resimde olduğu gibi seyirci ile resim ara­sında bağlantı kurar. Ozellikle bu dervişin ve Şems-i Tebrizi'nin kıyafetleri XVll. Yüzyıl başlarındaki tarikat kıyafetlerini yansıtması yönünden bir hqyli ilgi çekicidir.

XVI. Yüzyıl sonlarıno doğru bu üslupta ~esimlendirilmiş eserler arasın­da bir silsile kitabı da yer alır. Genellikle iki kısım halinde yazılan bu eserin ilk Kısmı Yusuf b. Abdülhadi tarafından hazırlanmış peygamberler silsilesi­dir .. Yazarı kesinlikle bilinmiyen ikinci kitap Türkçedir ve bu eserde Adem'­den başlıyarak bütün peygamberler, halifeler bazı İslam kavimleri ve Os­manlı sultanlarının şeceresi verilmiştir (22). «Silsilename», «Zübdet üt-te-

(21) Hasan Paşa hakkında etraflı lıil_gi için bkz: M. Tayyib Gökbilgin, Hasan Paşa mad-desi, lslam Ansiklopedisi. C. s: 1, s. 325-329. ·

(22) F.E. Karatay, bu eserin saray kütüphanesindeki resimli dört nüshasından sadece Tür!< .. _çe kısırrıların kopya edildiği H. 1624. ve A. 311 O nolu nüshaların şahnameci Sey­yid Lokman'ın eseri olduğunu yazar (Türkçe Yazmalar Kat., no. 733, 734). Bl•'1a karşılık Arapça ve TÜrk.çe kitapların birlikte kopya edildiği diğer iki nüshadan H. 1 R~1

MEVLEVİ DERGAHLARINDA MİNYATÜR- CAGMAN 659

varih» veya «S1Jbhat al-ahbanı adları ile tanınan bu eserin Türkçe olan ikin­ci kısmının, üzerinde durduğumuz okulun üslup özelliklerine uygun, küçük madalyonlar içinde, portreler ihtiva eden çesitli nüshaları mevcuttur. Bir kısmının kolofonunda kopya tarihi ve yeri kayıtlıdır. örneğin, Topkapı Sa-• rayı Kütüphanesindeki dört nüshadan ikisinde bu tip kayda rastlıyoruz. Bun-lardan 95 minyatür portre ihtiva eden (H. 1591), nüshanın ara kolofonund•J

· Bağdad'da sakin Yusuf b. Muhammed tarafından 1006 Safer/1597 Eylülün­de kopye ·edildiği yazılıdır. Aynı hattatın Bağdad'da 1006 Rebiyüevvel/1597 Ekiminde kopye ettiği ikinci nüshada ise 79 minyatür portre mevcuttur (H.

' 1324) (23). Bu eserlerdeki küçük madalyonlar içinde yer alan. figür tasvir-lerini biçimlendiren kıvrak çizgi üslubu, peygamberleİ'in başlarını çevreli­yen halelerin formu, figür tipleri ve hpreket kalıpları, parlak renklerden olu-. şan renk skalası bu oku lun daha önce gördüğümüz örneklerinden farklı de­ğildir.

Bunlara örnek olarak Saray .kütüphanesindeki tarihsiz nüshadan (no. ili.. A. 3110) iki sayfayı ele olalım ·(24). Resimli sayfalardan birinde Peyg()m­ber'in babası Abdülmüttalib, Hz. Muhammed ve dört halife tasviri yer alır (re. J8). Onu takip eden, oniki imam'ın adlarının yazılı olduğu sayfada da üstte, imam Hasan ve Hüseyin'in, alt kısımda. sekizinci imam Ali Rıza'nın resimleri yapılmıştır. Onların altında, solda Hanefi mezhebinin kurucusu Ebu Hanife. sağda "ise Şafii mezhebinin kurucusu imam Şafii'nin portreleri görülür. Sanatkar en alt m<?dalyonda da Emevilere karşı kazanılan zaferin önemli şahsiyeti Ebu Müslim'i tasvir etmiştir (res. 19). Bu portreler daha önce gördüğümüz eserlerdeki ulema, mutasavvıf, dini kişilerin tasvirleriy­le ayni üslüptadır (karşılaştır res. 1, 3, 14-16). İslam din i.ıluların!n dışında­ki tasvirlerde sanatkarların şahsi görüşünü yansitan daha serbes~ bir ifa­decilik dikkati çeker. örneğin, Bağdat'ta 1597 ekiminde kopya edilen nüs­hadaki (no. H. 1324). Davud ve Süleyman peygamberler, iskender, .cahiliye devrinin uzun ömürlü kahramal')ı Lokman· Hakim, Zekeriya Merv.emin kuca­ğında çocuk İsa ve Yahya peygamberin tasvir edildiği sayfada bu özellik­ler belirir. Bu resimde İskender'in Osmanlı Sultanına benzetilişi , Lokman'ın

notu yazmanın Yusuf b. Hasan b. Abdülhadi tarafından yazıldığını belirtir (Türkçe Yazmalar Kataloğu, No. 730). H. 1324 notu nüshanın da aynı yazarın ese~i oldu· ğuna işaret etı;rıekie beraber AraP,Ça Yazmalar Katalciğunda yer vermiştir (F.E. Kara­tay, T.S.M. Ktp. Arapça Yazmalar Kataloğu, C. 111, no. 6?06).

(23) Bu nüshada H. 1591 holu nüshaya aynı şahısların tasvirleri yer alır. H. 1324 den · bir yaprak eksik olduğu için minyatür adedi azdır. :(24) Madalyonlar içinde~i doksaf1 minyatür portreden sultan Mehmet lll'e kadar olan ·tas­

~irler. üzerinde durduğumuz üsluba uygundur. Mehmet 111 den sonrakiler Sultan Mus-t~fa il devrinden ilave edilmiştir. ·

1. Ml~LETLERARA~I TÜRKOLOJi. KONGRESi

· da zenci oluşu bu görüşümüzü kuvvetlendirir (25) (res. 20}. Silsilename nüs­bc;ılqrındaki bu tıayali portrelerin, üzerinde durduğumuz okulun dah~ önce gördüğümüz örneklerine benzerliği detay resimlerde kuvvetle belirir. Aynı nüshadan Harun. ve Ezer'in tasvirlerini ele alacak olursak ,bir çok benzer­lerine hatta aynı kalıpların kullanıldığı figürlere rastlarız (res. 21}. Örneğin, sağ ·tara ftaki siyah sakallı Harun .tasvirinin eşini «Cami es-Siyerndeki Hô- · rOnureşid'in Yahya Bermekiyi kabulü sahnesindeki sol kenarda oturan şa-hısta buluyoruz (res. 14). • . ',

Saray kütüphanesinin · dıŞında, aynı uslupta. portrelerin görüldüğü sil- . silename nüshalarından bir diğeri Dublin, Chester Beatty kütüphanesinde­dir (26). Arapça ve Türkçe iki kitabın birlikte kopya edildiği bu eserin kolo­fonunda Ab~ Talib İ sfahani tarafından 1006 Şevval/1598 Mayıs yı l ında Bağ- · dad'da istinsah. edildiği kayıtlıdır. Aynı eserin Bağdad'ta hazırlanmış bir di­ğer · nüshası ise 1013 Muharrem/1604 ' Mayıs tarihlidir (Paris, · ~ibliotheque Not., T. 126) (27). .

Bu okulun üslup özelliğinin görüldüğü eserler orasında en son olarak üzerinde durmak · i stediğimiz Mevlana'nın kerametlerini konu afan Tercü­me-i Sevokıb'ın minyatürlü iki nüshasıdır (28}. Bu eserler~en biri Topkapı

Sarayı Müzesi Kütüphanesinde (R. 1479} (28), diğeri New York Morgan Kü­.tüphanesindedir (No. M. 476} (29). Abdülvehhab b. Muhammed-i Hemedoni'- . nin Menakıb-ı Sevakıb'ının mesnevihon Mahmud dede tarafından Türkçeye ~evirisi olan eserin ön sözünde verilen bilgi bu o.kulun menşei bakımından önemlidir. Bu satırlara göre, Konya'daki Mevlevi dergôhın.do yaşıyon Mah­mud dede 983 yılına icazet olarak Mesnevihon olmuştur. Daha sonra İston­oul'a yal?tığı sey"ahatte devrin sultanı Murat 111 ün tasavvufi eserlere ve mu­tassavvuflara olan ilgisini duyarak «Me,nokıb-ı Sevakıb» don bazı tercüme-

. ter yaparak sultana göstermiştir. Sultan Murat ili ün isteği üzerine 99g ·zıı­

• kade/1590 Eylülünde Konya'daki dergôha dönerek sssrin tamamın ı ~ercü-

(25)

(26)

(27)

Bağdad'da kopye edilen bu eserde lskender'in Osmanlı sul tanları gibi tasvir edilişi normaldir. lskender'i Batılı olarak duşünen Bağdad'lı sanatkar; onu Anadolu-Osman­lı Sultanlarının kıyafetinde tasvir etmiştir . . Lokman Hakim'in Habeş olarak tasviri de sanatkarın daha sonraki hikayelerin etkisinde k·aıd ı ğını belirtir (Bkz: İslam Ansiklo­

pedisi c. vıı. s. 66). V. Minorsky-J.V. \!'Jilkinson, A.E.: No. 423, pi. 20-21.

E. Blôchet, Catalogue .des ıiıanuscrits Turcs. 2 vals .. Bibliotheqiıe Nationale Paris, 1932-33. No. 126. . .... ·.. .

(28) F.E. Karatay, Turkçe Yazmalar Kat .• No.' 1178; 1. Stchoukine, la Peinture Turque \toı. ı.. No. 73, pi. XCll-XCV; A.S. Ünver, Sevakıb-ı Menakıb (Mevlana'dan Hatıralar), İstanbul, 1973.

(29) A.S. Ünver. «Birleşik Amerika'da Mevlevilik Hatıraları». Anıt Dergisi. Konya Mev­lana özel sayısı. 1959. Yıl 4, sayı 25. s . 8 -10.

MEVLEVİ DERGAHLARINDA MİNYATÜR - CAGMAN 661

me etmeğe başlamıştır (30). Üzerinde durduğumuz üslupta 22 mihyatürün yer aldığı Topkapı Sarayı nüshasının kolofonunda 10p7 /1598-99 yılında kop­ye edildiği kayıtlıdır. Aynı üslupta 29 minyatüre sahip Morgan kütüphanesin-deki nüshanın ise kolofonu yoktur. · ~

Her iki eserdeki minyatürler de dahp önce gördüğüı:nüz örneklerle ay-, mı özelliklere sahiptir. Saray nüshasından, mezbahadan kocan bir sığırın· ziyaretten- dönen Mevlana'nın önünde secde etmesini tasvir eden resimde okulun karekteristik özelliklerini buluyoruz (Resim 22). Daha önceki ör­rıeklerde olduğu gibi peyzdj ve mimarinin resmedilişi_nde Safavi minyatü­rünün kuvvetli etkisi acıkc9 görülür. Çeşitli · hareket kalıplarının kullanıldı­ğı figürler oldukça ifadelidir. Özellikle kasap figürünün karikatürize .edildi­ği dikkati ·çeker. Saray kütüphanesindeki nüshadan başka bir resim, Mev­l ana'nın girdaba giren bir gemiyi kurtarışını canlandırır (Resim 23). Siyah ~emi telaşlı ve endişeli adamlarla doludur. Yolcuların heyecanı. çeşitli ha­reketler ve yüzlerdeki korku ifadesi ile belirtilmiştir .. Bir ~ayanın üzerinde .duran Mevlana. kendisini yardıma çağıran Konevi ile konuşmakt9dır. Diğ,er

yolcular hayatları_nı kurtaran Mevlana'nın ve konuşma olayının farkında

değillerdi_r. içinde balıkların, canavarların kaynaştığı azgın deniz, resim çerçevesini aşarak sayfaya dört bir yandan yayılır. Deniz eflatun, mavinin tonlarında boyanmış kıvrak konturlu kayalıklarla sınırlanmıştır. Peyzajın bu şekilde sayfa kenarına taşışı. Safevi devri Kazvin _· okulunu.n etkisini ortaya koymasın~ rağmet'I dina.mik fl!i}ürler ve renkler Türk ekolünün özelliklerini yansıtır. Aynı şekilde düzenlenmiş. bir diğer _ resimde, Mevlana'nın yolcula­ra rahat vermiyen su. canavarıyla konuşmaşı ve canavarın Mevlana'nın · ku­

lo olduğunu spylemesi tasvir edilmiştir (Resim 24h Eserin Konya'da tercü­me edil.meğe ·başlanm_asından sekiz ·yıl ·Somaya ait ol<?!) bu nüsf)anın Kon­ya'da hazırlanmış olması cok mümkündür. Mesnevihan Mahmud Dede ~se­rin son . satırlarında n anlaşılacağı üzere, tercümeyi Sultan Murat 1!1 ölme­den yanı : 1595 den önce tamamlamıştır. Eserin .temize çekilip resimlend i- · rilmesi ise muhakkak ki Sul.tanin ölümünden sonra ve büyük bir ihtimalle Konya'daki dergah.da yapı.lmış olmalıdır. ·· ·

Üzerinde durduğumuz eserlerin .. daha önceden belifttiğimiz gibi konu ve üsluı:> acısından saray atölyelerinde hazırlanan örneklerden çok fark!ı olduğu açıkça meydandadır. Özellikle Fuzuli'nin Hadakat al-Su'~da ve La­mil Celebi'nin Maktel-i imam Hüs~yin, adlı eserlerinin pek cok nüshasının

.(30) Tercüme:i Sevakıb, yazma nüsha, 'Topkapı Sarayı Müzeşi. No. A. 1479, s. 3b-4b. A.S. Ünver, Mahmud Dede'nin eserin tercümesini 998/1590 da bitirerek lstanbul'a ge­tirdiğini y;ızar. Aslı.nda . Mahmut Dede bu tarjht~ .Kçnya'ya dönerek, tercümeye baş.

· ıadığın ı eserinde açık .olarak belirtmiştir (Sı<z: A:s. Ünver. Y.Z.E, s. 2).

662· L MILLETLERARASr TÜRKOLOJi KONGRESi

koyu şunnl Osmonl! sor.ayında, sultanlar için resimlendirilmiş olmasını dü-şi.inmek bir hayii güçtür. · ·

Bu üslupdaki minyatürlerin görüldüğü yazmalardan saray kütüphane­sine girenlerin çok a.z sayıda oluşuna karşılık, saray dışı ve yabancı kolek.­siyonlara inti_kal etmiş örneklerin çoğunlukta oluşu da oldukça ilginçtir. Halen saray kütüphanesindeki örnekler Silsile-nameler, halife ve evliya ta-: rihleriyle hikaye kitaplarından ibarettir. Bunlarda da sarayda yapıldıkları-na dair hiç bir-kayıt yoktu_r. . .

Bütün bunların yanı sıra, Menakıb-ı Sevakıb~ın Mesnevihan Mahmud Öede tarafından Konya'daki dergahta tercüme edilmiş olması Brocklayn müzesindeki Hadikat al-Su'ada nüshasının ve bazı silsile-name nüshala­rının 1595-1604 yılları arasında Bağdad'da hazırlanmış oluşları, Bağdad va­lisi Hasan . Paşa'nın isteği _ üzerine Suhreverdi tarafından aynı şehirde ya­zılan Cami es-Siyer'in üzerinde durduğumuz üslupta resimler ihtiva edişi, bu· ekolü İstanbul · sarayı atölyelerine bağlamamızı kesinlikle güçleştirir. -_

Bu resimler herşeyden önce. mistik konulu_ ve mutasavvıflarla ilgili bi­yoğrafik eserlerde yer almakto ve aynı zamanda bazı tarikatlar, şif çevre­lerce benimsenen t~mçıları işlemektedir. Bu tasvirlerde -o devird.eki Anado­lu dervi9leri ·ve Mevleviler yerli yersiz görüldüğü gibi, bazı eserler de doğ­nıdan doğruya Mevlevilikle ilgilidir. Bütün bu hususlar göz önQnde bulun- ·

· durulacak . olursa bu okulun her türlü sanat faaliyetine açık . Mevlevi der­gahlarında geliştirilmiş olduğunu kabul etmemiz ;,Jerekir.

Daha çol'< Bağdad kolofonlu eserin oluşu ise, bu resim ekolünün XVI. Yüzyıl sonu - XVll. Yüzyıl başlarında bu ·şe~irde geliştirildiğini ortaya koy­

. maktadır. Bağdad'da mevlevilik yaygın ve kuvvetli olmasına rağmen, bu~ radaki dergahİn Konya kadar örıemli ~lmadığı muhakkaktı (31 ). Buna rağ­_men kitap resminin Konya yerine Bağdad'da daha çok örnekler· vermesi-

< nin çeşitli nedenleri vardır. Herşeyden önce Bağdad ünlü mutasavvıfların yetiştiği , ilim ve kültür yönünden köklü geleneğe sahip önemli bir dini mer­kezdi. Bunların yanı sıra Bağdad'ın Osmanlı döneminden önce yüzyıllar bo­yunca İslam kitap resminin geliştirildiği önemli bir merkez oluşunun da kat-

(31) XVI. yuzyıl sonları ve XVII. yüzyılda Bağdad'da Mevleviliğin kuwetli olduğu ve ö11em­li Me~levilerin yeti~tiği anlaşılmaktadır. Bunlar lirasında bizim iÇin en ilgi çekici ola­n.ı Nüseyr~ · Dede'.dir. Sanatkar bir · kişiliğe sahip olan Nüseyra Dede, güzel yazının

çeşitlerinde mahir olduğu gibi kuvvetli bir şairdi. Hindistan'a ·ve iran'a (Isfahan) se­yahat etti. lran Şahı (Şah Abbas 1) kendisine son derece iltifat edi9, iran'da istediği yerde yerleşebileceğini si)ylemiştir. Fakat Nüseyra Dede bu teklifi kabul etmemiştir.

. -Şah Abbas Bağdad'ı aldığı ·zaman (1623) bütüiı tekke ve zaviyelerin düzeni bozulup bir' çok yer tahrip edilfı1i$ ôlmasına rağmen Nüseyra Dede'nin kuvvetli kişiliği ve Şah Abbas ile ôlah alil:iabllğl nedeniyle mevleviliğe dokunulmamıştır. Nüseyra bede

iV. Sultan Murat'tfl Bıı9dııd'ı fethi Sf(Ssında sultandan çok iltifat görmüş, kendisine

MEVLEVİ DERGAHLARINDA MİNYATÜR- ÇAGMAN

l<ısı büyük olmalıdır (32). Fakat bütün bu unsurlar Osmanlılar idaresindeki Bağdad'da minyatürlü el yazmalarının hazırlanması için yeterli değildir.

Oldukça masraflı olan bu sanat kolunun manevi olduğu kadar maddi des­teğe de ihtiyacı olduğu muhakkaktı. Bağdad'daki resim faaliyetinin korun­masındq büyük bir ihtimalle bu şehre tayin edilep valilerin önemli rolü ol­malıdır. Örneğin, sanatsever bir. kişi atarak Sokollu Mehmet Paşa'nın oğlu Hasan Paşa'yı gösterebiliriz. Tarihi kaynaklara göre. gösteriş ve ihtişamı

< seven Hasan Paşa 1598 y_ılı Nisan ayında Bağdad'a vali olarak geldikten sonra bazı sanat eserleri yaptırmıştır (33). Bunların arasında kendisi ·için yaptırdığı ve «kôh-ı behişt» adını verdiği gümüş taht. en önemlisidir. Ham gümüşten yapraklar, dallar ve meyvalarla süslenmiş· olan bu tahtın, dev­rinde büyük bir hayranlık uyandırdığını kaynaklar _belirtir (34). Hasan Paşa'

. nın Bağdad'da vali .olduğu yıllarda Konya Mevlana degahındaki ~ilavet o­dasının girişine, bir gümüş kapı da yaptırdığını biliyoruz (35). Sözü edilen hususlar Hasan Paşa'nın önemli bir sanat koruyucusu olduğunu acıkça or­taya koyar. Konya'daki dergaha kapı yaptırmış oluşu ise, onun mevlevi

bfr fetif:ı kasidesi yazıp sunmuştur. (Sakıb Dede, Sefine-i Nefise-i M evfeviyan, Mı­sır, 1283, C. il, s. 185). Böyle kuvvetli bir kişiliği olan Nuseyra Dede'nin resim sa­natının korunmasında rolü olabilir. Hindistan'a ve lran'a yaptığı seyahatler. sırasın­da bazı sanatkarlar veya eserler getirmiş olması ve Türk sanatkarların da onlardan etkilenmeleri ihtimal dahilindedir.

(32) Bağdad, Abbasiler ve Selçuklular döneminde lsiam resim sanatının en önemli mer­kev olmuştur. (bkz: R. Ettinghausen, Arab Painting, Geneve, 1962). XIV. Yüzyılın

ikinci yarısında Cefayiri sultanları için en güzel minyatürlü yazmalar bu şehirde ha­zırlanmıştır (bkz: 1. Stchoukine, Les Peintures des Manuscrits Timurides, Paris, 1954, p. 30-39; B. Gray. La Pa!nture Persa~. Geneve, 1961, p. 44-45). Bağdad XV. Yüz­yılda Timurlufar, Karakoyunlu ve Akkoyunfu Türkmenlerinin idaresi altına girmiştir.

Karakoyunlu Türkmenlerinden Cihanşahın oğ_fu ·Pirbudak'ın valiliği sırasında ( 1461-66). Bağdad'da bir çok minyatürlü yazmalar hazırlanmıştır. (bkz: B.W. Robinson, cTurcoman Court Painting in the Timurid Period», international Symposium on the Art

of Central Asia during the Timurid Periqd, Semerkand 23-27 September, 1969; 1. Stchoukine, «La Peinturiı a Baghdad So!-ls Sultan Pir Pudaq Qara-Qoyunlu», Arts Asia­

tiques. Tome, XXV. Paris, 1972, s. 3-18).

(33) M.T. Gökbilgin, Hasan Paşa'nın Bağdad'a 1598 yılı Nisan ayında vali olduğunu ve kendi adı ile anılan caminin revaklarını yaptırdığını yazar. Oysaki daha önce önemli görevlerde bulunan Hasan Paşa, Rumeli Beylerbeyliği yaptığı sırada, Sultan Meh­met ili ün bizzat katıldığı Eğri Seferine (1596) beylerbeyi sıfatıyla katılmış ve çok başarı göstermiştir. Bu duruma göre Nazmi Zade'nin verdiği tarih yanlıştır. (bkz: Is­lam Ansiklopedisi, C. 5, 1. s: 325-329; Nazmi Zade, Gülşen-i ·Hüfefa, s. 66a).

(34) lslam Ansiklopedisi, C. 5, 1, s. 329; Nazmi Zade, A .E., s. 66a.

135) Kapının kitabesinde 1008/1599 yılında sadrazam Sokollu Mehmet Paşa'nın oğlu Hasan .Paşa tarafından yaptırılarak Mevlana türbesine hediye edildiği yazılıdır (bkz: M. Önder, Mevlana M üzesi Rehberi. s. 26).

ob4 1. Mİl-L:_ETLERARASI TÜRKOLOJİ KONGRES1

veya mevleviliğe aşırı sevgisi olan bir kimse olduğunu düşünmemize yota­car. Bu durumda Hasan Paş~·nın valilik yaptığı yıllarda, -Sağdad'da yaşı­yan sanatkarları himaye ettiği ve resimli el yazmalarının hazırlanmasında maddi ve manevi destek olduğuna şüphe yoktur. Ancak, .bazı eserlerin onun valiliğinden önceki ve sonraki yıllara ait olduğunu gözönünde bu­lunduracak olursak, bu sanat kotu.n.un Bağdad'da özellikle Sultan Murat ve Mehmet llJ devrinde diğer voliler tarafından da himaye edildikleri'ni -ka­bul etmemiz gerekir (36).

Sonuç olarak bu es.erlerin Sultan Murat 111 ve Mehmet ili ün saltanat yıllarında; Bağdad ve Konya gibi eyalet merkezlerindeki mevlevi dergahla­rında., tarikat ehli sanatkarlar tarafından res\mlendirilmi.ş olduklarını kesin­likle söyliyebillriz. Kuvvetli Safevi etkisi gösteren bu üslubun Bağdaq yo!ı.,ı ile Konyo'ya geçtiğine ve güzel sanatlara büyük önem veren mevleviliğin himayesinde geliştiğine şüphe yoktur.

(36) Sultan Murat 111 devrinde Bağdad valiliği ··yapa'n şahıslar içinde en öner: ileri tarih sırasıyla şunlardır: 991-995 (1583-87) arasında Alondzade Afi Paşa ve of.muş ve sultanın emriyle lmarrı Hüseyin camii revaklarını yaptırmıştır. Daha sonr: .::ağalazade

Yusuf Paşa bu göreve getirilmiştir. 999/1590-9~ de Cağalazade Sinan aşa vali ol­muş ve büyük bir han, kahvehane ile bunların etrafındaki sokak ve , .:wakfarı inşa

ettirmiştir. Nazmi-zade özellikle kahvehanenin çok muhteşem olduğunu ')elirtjr. Sinan Paşa 1001 /1592-93 de valilikten azledilince ·yerine Hadım Cafer P2şa tayin edil­miştir ( Bkz: Nazmi-zade. A.E .. s. 65b-66a).

ı :Zc~nclabldtıı 'in Medine cmııllndc v~nz ı. H ~cltı<a t .11 · Su'ad~. lstonbul SUlcymanlyc Ktp.Fatlll.43:?1.

2:Mcl ll<'ln Vusuf'un bağ ve zlnclr lerlnl çll<arttırması. l-ladlt<at al' Su 'ada, Tllrl< ve 1 slam Eserleri Mtlzesl, N.o. 1967, s. 33 a.

;::ıı _ ... ttı < r m < -· o m ::o (j) ).> J: ,-':"> ;o ;~ I:? )>

~. =<-•I ~ ·;, ::., .. -. ........ ;'lJ

1 ·') : .. (,;< . , ... :,. :'-:: :~

C"> Cı~ uı

.i~ıl: , r· 1

; ~· ı;• · " ~ . ~ 'f':N.~· . . .::~,:.::~'!!":'.~'i .. :::\',.~;~~~~·.,. ...... ~:··ı -;;....ti_

~ ı-:;.}~.ı;~:.-.;;,; . . .:J • • .. • ıf :J v .. ,. (ı·ı . . ~ .,ı. f,l ,_..ı/, ... ~ .... / ··.......-G·ı,... ı ~-·~:~=-~~.;4. ··-·-..;.. ·~_:~7;.: ::7 ~~--=··~ ;;: . .:. •.••.• :;;..-;.;;:;;-::..~~ .... :;'i.":7S·'n"7~::!' -:.-:.il

4: Hatom--1 Ta'i'nln Hum elçisini l<abulU, Ahlal<-ı Muhslnl, T.s:M. R, 392, s. Gl a.

3: Halife Memun'un mecllsl,Ahlak--ı Muı1slnl, Topkupı Sarayı Müzesi R .392 ,s .44 a. ' .

C!> O) O>

:-

2. ["" r­m -t r­m ::o :ı> ::o :ı> ~

. -t c.::: ::o 6 r-0

=· " o z G'> :::o m !':Q.

MEVLEVİ DERGAHLARINDA MİNYATÜ~ - ÇAGMAN

; ...... ıı ~.) 1

~

. :r.: 1. t. ·~· ..

· ~. ··-L 'İ' .,

1 :t

H.· il·

:,;

667

a:ı

"' C> ... o z ~ lı!

ı-

:::ı

E ~

. :o

"' > t :::ı

ı-

c >. ~ = I E <: E

c o :(; ri :: CX) ., . - "' .o -.,cu >."' - "' = .... <( • .. o ınZ

668 1. MİLLETLERARASI TÜRKOLOJİ KÖNGRE.si_-

.,

"' > ., 'E iL T' "' E .., c ;:;; l/'t

.; o "' .,;

"" "' m

ci z ~

~ 1-

"' .., > :il "' >; ... " ... ~ !: 2 !! N <> > "' :!'

'"' <; E ., :ı'. c c >; ~ :::ı

:ı: .....

MEVLEVİ DERGAHtARINDA MİNYATÜR - ÇAGMAN 6G9

o E o ;'() c ,_ cı t:J c

"' ~ "'

670 1. MILLETLERARASI TÜRK0l0Jİ KONGRESi

;·-~--'<'~. ' .;f .o .... N ,, ~

"' ..; ; . , <t

<O

"'i ci ~

;·~ "l

...,, f-.:;:) \. ;;;

:j r:ı ,, ~ -.l j· ...:., .. ..,

~! ._,~ "-~ :t. . r:ı

· • •'\. J ;.. 1 ,,_;·. ., .. c i' :y - ö· ;; . , .. :k r:ı

•Ol \ . - r.ı

': "') ',, :İ .. .. ı::n

J ~ ·~'"'l ~ j ,,~~ ... . .,-; ·~· "' ., ',\ ~\ c

~

.!> ... c

. ;:: -~ E '";\ i

r.ı .... "O

ı ., "'

J >: ., I N

!.:":::: (ii"; "' ., <t \!) N .,; ";

'- ~ ~l

<t <O

•I ci ;.: !i· -~ 1t· V\

f-.; E "' : f : . : c ::ı ;..

"' E j: ı

o I

~!!; ..: ., ;; E' "' :t. c ., :t.

"' ;.. ... .!:! .,,. ::ı :t.

,. ;..

"' m .... ....

MEVLEVİ DERGAHLARINDA MİNYATÜR-ÇAGMAN 671

~. "! 1-

~ ?:: (/')

"' "' J) E

"' ~ -

(j

o

'l ~ ~t, ,: "' :) ıl; ?-· ~ :;: '3' ~ ıi .

()

.ii E ·:r··· "' :; CD ~ :;, "'

lf1-· , >.

J:

"' {> >-' •

., ı::

·'!l .. !! "'

ıÔ

~ "' :5 "' ı:: .,;

<2 ö .... "' :ı: N .. .... <t :;:: -

" .... <t

"' ., ı") , .,,. <O

ri 2, il\

., ! 1-ı:: -o "' Y. .= "' "' >. ı::

"' "O <> ı:: ı::

"' N

~ :1. . o N

~

~ "'

67?. ı. MfU .. ETLERARASI TÜRKOLOJİ KONGRESi

.; ·• " ....

,; ô ö "' "' "' "'· .... I :..::

~ ~ <il lll ...: ı-_; . .,, ::ı "' .. E >

"' ~ ~ o o p ~

"' .2

::ı c "' ~

::; .. .2 I ,, n > .s ., -o l1. -o c o "' ı:: '.i r.ı ~ ::ı o ı:: > ;>. 2 .,

"' (/} 2 ı '

~ \!) .... ;; .o :ı: <t ~~ .... '"

MEVLEVİ DE~GAHLARINDA MİNYATÜR- CAGMAN

·~ .. , 1· ·~· ., . ..,

[ .

:,

673

o E

f ..!!?. ~ iii

·~ ;:; ı::

t:

'° ı:ı .. > ı:ı ., ~ .Q r:ı (1)

3 ~ ~ö ...... o ... D <"> E • ~~ ::.. : "'~ o. . Q) "l ... ı-

,; .... "' .... .,; ô ..., "' .... I

~ "l ı-.. "' E V>

::ı c: o "'-

~ ·-.. ~ " ı-

~

"' ~ > <.> :2 ,...

· .. t i

.. ' •, \

-~ · : ~ .. !. !"

ri·"·; ı i :ı' f ; .

l~: Hasan; Hüseyin ve dl!jer imamlar. ır .S.M. A .3110, s.9 a. 20: o avut, 1 sa, arasındaki peygamber ve önemli kişiler, .. Sllslleo-11lame, T.S.M. H. 1324, s. 23 a.

~

:-~ ;= I"" m -f I"" m ~

i -o o

·:O

6 ,.. . o· ~ -6 z (j) :::o 1

m -·

111ıevı:.evi oeRGAHLARıNoA MİNYATÜR~ c~~M~N . 67p

21: Harun ve A,zer, H . 1324, s. 2~ a (detaY1-

22: Mezbahadan kaçan hayvanın Mevlana'nın önünde secde etmesi, TercUme-1 Sevakıb, T.S.M. R. 1479, s. 171 a.

.... . . -·· -~:-:,::--7-----"--

i " : "l' ;ı1 ı r' '1; . ı ı

'» ·~,J; ·l ' ı ; ı ı .

,. lı

.1 . \:

' ! . ' '

~~:-'('.~ · ' .: .. - ;·· '.·f&: . ' " "!\""...._

•" ~ ı, ~· ' ır,.: · ., .. 'ı· · ~

.:..-.• J titj~·.' .-, lı ·:: .ı .l.. ... '. ~·~ . .:..:d..---4r

23: Mevlana•nın girdaba yakalanan gemiyi kurtarışı, T .S.M. ' R. 1479, s. 101 b .

c:ı -...ı Cj)

I• !i

,, '• =-

i: F *

. J;; . -t . ,.. m ~ ;:o > ~ -4 o :o ;:ı'( • o . ,.. Et -:Jl: ı 0 1 Z ' (j) ' :o fKı

MEVLEVİ DERGAHLARINDA MİNYATÜR- CAGMAN \.?7 . .

2;4: Su canavarının Mevlana•ya itaat ed i şi , T.S.M. R.1479 , s.115 a .